Yusufeli CED - Yonetici Ozeti - RevF
Transkript
Yusufeli CED - Yonetici Ozeti - RevF
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YUSUFELİ BARAJI VE HES PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU YÖNETİCİ ÖZETİ TASLAK (Rev F) ÇEVRE DANIŞMANLIK LTD. ŞTİ. ANKARA, Temmuz 2006 YÖNETİCİ ÖZETİ İÇİNDEKİLER I. II. III. III.1. III.2. III.3. IV. IV.1. IV.2. IV.3. V. VI. VI.1. VI.2. VI.3. Sayfa 2 5 7 7 9 11 14 14 22 26 31 36 36 36 37 GİRİŞ PROJE TANIMI MEVCUT ÇEVRESEL ÖZELLİKLER Fiziksel Çevre Ekolojik Kaynaklar Sosyo-ekonomik Çevre ÇEVRESEL ETKİLER VE ÖNLEMLER Fiziksel Çevre Biyolojik Çevre Üzerine Etkiler Sosyo-ekonomik Çevre Üzerine Etkiler ALTERNATİFLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ÇEVRE YÖNETİM PLANI (ÇYP) Etki Azaltıcı Önlemler Planı İzleme Planı Baraj Güvenliği ve Acil Durum Müdahalesi TABLOLAR LİSTESİ Tablo 1. Tablo 2. Gelir Kaynakları ve Gelir Dağılımı Rezervuarda Su Tutulması Sonucu Kaybedilecek Alanlar Sayfa 12 14 ŞEKİLLER LİSTESİ Şekil 1. Döküman adı: Projenin Türkiye’deki Yerini, Arazi Kullanımını ve Bitki Örtüsü Özelliklerini Gösterir Harita YUSUFELİ BARAJI VE HES PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU Döküman kodu: Revizyon : Tarih: ENC - YSF - CED - 02 F Temmuz 2006 Sayfa 3 Yönetici Özeti Sf 1 / 37 I. GİRİŞ Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santrali Projesi’nin Artvin İlinin 40 km kadar güneybatısında ve Yusufeli İlçesinin 10 km mansabında Çoruh Nehri üzerinde yapılması tasarlanmıştır (Şekil 1). Türkiye’nin önemli yüzey su kaynaklarından birisi olan Çoruh Nehri Erzurum Platosunun kuzeyinden doğar ve Türkiye’nin Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz Bölgelerinden geçerek nihayet 410 km sonunda Gürcistan’da Batum yakınlarında Karadeniz’e ulaşır. Nehrin 390 km’lik kısmı Türkiye topraklarında 20 km’lik kısmı ise Gürcistan topraklarında akar. Yusufeli Baraj aksı Çoruh ve Oltu nehirleri birleşim yerinin 800 m mansabındadır. Yusufeli Projesi 1982 yılında Master Plan şeklinde hazırlanan Çoruh Nehri Geliştirme Planı’nın bir parçası olarak inşa edilecektir. Çoruh Nehri üzerindeki hidroelektrik projeler 3 grupta toplanmıştır: Aşağı Çoruh Havzası Projeleri (Muratlı, Borçka ve Deriner) ki bunlardan Muratlı Barajı işletmeye alınmış, Deriner ve Borçka Baraj inşaatları ise halen sürmektedir; Orta Çoruh Havzası Projeleri (Yusufeli ve Artvin) ve Yukarı Çoruh Havzası Projeleri (Laleli, İspir, Güllübağ, Aksu ve Arkun). Projenin fizibilite çalışmaları ve nihai tasarımları sırasıyla JICA tarafından 1986 yılında ve EPDC Konsorsiyumu tarafından 1990 yılında tamamlanmıştır. Çoruh Nehri Geliştirme Planı’na göre Artvin, Muratlı, Borçka ve Deriner Barajları Yusufeli Barajı’nın akışaşağısında Laleli, İspir, Güllübağ, Aksu ve Arkun Barajları ise akışyukarısında yer almaktadır. Yusufeli Projesi Türk Hükümeti tarafından 1997 yılı Yatırım Planı’na dahil edilmiştir. Proje sahibi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’dür (DSİ). Konsorsiyum 1 ise projeyi DSI için inşa edecek olan müteahhittir. Proje yatırımı için gereken finansman uluslararası ve ulusal finans kaynaklarından sağlanacaktır. Türkiye Elektrik Üretim A.Ş. (EUAS) Türkiye’deki hidroelektrik santrallerin işletilmesinden sorumludur. Projenin inşaatı tamamlandıktan sonra DSI, Hidroelektrik Santrali işletilmek üzere EUAS’e devredecektir. Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santrali 1990 yılında hazırlanan ve bir kaya dolgu baraj (nehir yatak seviyesinden 223 m yükseklikte), 540 MW kurulu güce sahip bir yeraltı santrali ve gerekli şalt sahasını içeren projeye göre inşa edilecektir. Proje kapsamında, rezervuar suları altında kalacak yolların yerine 2 adet relokasyon yolu da (55 km’lik Artvin-Bayburt ve 31 km’lik Artvin Erzurum) inşa edilecektir. 1 Konsorsiyum Üyeleri : DOĞUŞ İNŞAAT VE TİCARET A.Ş. (Türkiye), ALSTOM (İsviçre, Fransa ve Brezilya), COYNE ET BELLIER (Fransa) ve DOLSAR MÜHENDİSLİK (Türkiye) (DOĞUŞ Lider olarak). Döküman adı: YUSUFELİ BARAJI VE HES PROJESİ Döküman kodu: ENC - YSF - CED - 02 Yönetici Özeti ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU Revizyon : F Sf 2 / 37 Tarih: Temmuz 2006 Şekil 1. Projenin Türkiye’deki Yerini, Arazi Kullanımını ve Bitki Örtüsü Özelliklerini Gösterir Harita Döküman adı: YUSUFELİ BARAJI VE HES PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU Döküman kodu: Revizyon : Tarih: ENC - YSF - CED - 02 F Temmuz 2006 Yönetici Özeti Sf. 3 / 37 Yusufeli Projesi ile ilgili çevresel etki değerlendirmesi çalışmaları ilk olarak 1998 yılında yapılmış ve daha sonra 2000 ve 2002 yıllarında ilave çalışmalar yürütülmüştür. Çalışmalar 2004 ilkbaharında, proje etki alanındaki mevcut durumu tespit etmek üzere en gelişmiş tekniklerle yapılan vejetasyon-arazi kullanımı-habitat haritalamasını içeren ve bu ÇED raporunun hazırlanmasına esas olan referans çalışmalarla devam etmiştir. Yeniden Yerleşim Eylem Planı (ENCON, 2006) için sosyo-ekonomik anket ve diğer çalışmalar 2005 ilkbaharında yapılmıştır. Yusufeli nihai tasarımının, Türk Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği’nin yürürlüğe girme tarihi olan 1993 Şubat ayından önce gerekli makamlarca tasdik edilmiş olmasından dolayı bu yönetmeliğe göre Yusufeli Projesi için ÇED Raporu hazırlanması gerekmemiş ve böylece Yusufeli Projesi Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından ÇED Raporu hazırlanmasından muaf tutulmuştur. Ancak projeyle ilgili tüm faaliyetlerde yürürlükteki diğer çevre ile ilgili kanun ve yönetmelik şartlarına uyulması gerekmektedir. Bu Çevresel Etki Değerlendirme Raporu (ÇED) proje finansmanıyla ilgilenen uluslararası kredi kuruluşlarının gereksinimlerini karşılamak üzere hazırlanmıştır. ÇED raporunun hazırlanmasında Dünya Bankasının barajlarla ilgili çevresel koruma politikaları esas alınmıştır. Dolayısıyla bu çevresel etki değerlendirme çalışması Dünya Bankası OP 4.01 Ek A (Çevresel Etki Değerlendirmesi) ve Ek B (Baraj ve Rezervuar Projeleri Çevresel Politikaları) ve OP 4.04 (Doğal bitki örtüsü) gereklerine göre hazırlanmış ve ayrıca sosyoekonomik etkiler konusunda OP 4.12 (Gönüllü Yeniden Yerleşim) göz önünde bulundurulmuştur. Bu kapsamda, sosyo-ekonomik etkiler ve etki azaltıcı önlemler Yusufeli Yeniden Yerleşim Eylem Planı’nda (ENCON, 2006) detaylı olarak ele alınmıştır. Döküman adı: YUSUFELİ BARAJI VE HES PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU Döküman kodu: Revizyon : Tarih: ENC - YSF - CED - 02 F Temmuz 2006 Yönetici Özeti Sf 4 / 37 II. PROJE TANIMI Yusufeli Projesinin Çoruh Geliştirme Planı’ndaki Rolü Çoruh Nehri Geliştirme Planı’nda ana nehir üstünde kaskat tipi toplam 10 adet proje geliştirilmiştir. Bu projelerin toplu kurulu gücü 2,536 MW olacak ve önerilen 10 proje işletmeye alındığında 8,320 Gwh/yıl elektrik enerjisi üretilecektir. Çoruh Geliştirme Planı’nda, Çoruh nehir akışını regüle etmek için en yukarıda, ortada ve aşağıda sırasıyla Laleli, Yusufeli ve Deriner olmak üzere 3 büyük rezervuar inşa edilecektir. Yüksek regülasyon kapasitesi sayesinde Yusufeli Projesi aşağı Çoruh Projeleri’nin, [Deriner (inşaatı devam ediyor), Borçka (inşaatı devam ediyor) ve Muratlı (işletmeye alındı) Projeleri], firm enerjisini 467 GWh/yıl arttıracak ve bu santrallerin kurulu gücünde 160 MW’lık artış sağlayacak bir kilit projedir. Aşağı Çoruh Projeleri gerekli finansmanın tamamı karşılanmak (ulusal ve uluslararası) suretiyle gerçekleştirilen tamamlanmış veya inşaatı devam etmekte olan projelerdir. Bunlardan Muratlı Projesi Haziran 2005’de işletmeye alınmış, Borçka Projesi’nin inşaatı ise %90 oranında tamamlanmıştır. Deriner Projesi’nin inşaatı da %70’in üstünde bir oranda tamamlanmıştır. Orta Çoruh Projeleri’nin (Yusufeli ve Artvin) nihai tasarımları da tamamlanmış olup tüm finansman ile Konsorsiyum tarafından inşa edilecektir. Yukarı Çoruh Havzası projelerinin fizibilite raporları 1989 yılında tamamlanmıştır. Bunlardan birisi olan Laleli, Türk ve Kanada Hükümetleri arasında imzalanmış olan protokole göre inşa edilecektir. Diğer dört proje olan İspir, Güllübağ, Aksu ve Arkun ise Türkiye Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği hükümleri altında DSİ ile yapılacak Su Kullanma Hakkı Anlaşmalarının imzalanmasından sonra Bağımsız Enerji Üreticileri (BEÜ) tarafından gerçekleştirilecektir. İhale süreci halen devam etmektedir. Türkiye ve Gürcistan arasında, Çoruh Nehri üzerinde hidrolik enerjinin planlanmasına yönelik görüşmeler ise Deriner Barajı inşaat hazırlıkları ile 1996 yılında başlamıştır. O tarihten beri Türk ve Gürcü uzman heyetler, Çoruh nehrinin mansabında Gürcistan’da bulunan projelerde, nehir ağzı ve Karadeniz sahil şeridi de dahil olmak üzere, zaman içinde meydana gelen değişiklikleri tespit etmek, izlemek ve değerlendirmek amacıyla ortak çalışmalar yürümektedir. Yusufeli Projesi’nin Özellikleri Yusufeli Projesi aşağıdaki ana yapılara ve özelliklere sahiptir: • • • • • • Hafif eğimli geçirimsiz çekirdekli kaya dolgu baraj ( temelden 270 m yükseklikte) Yüksek su seviyesinde (710 m) 33 km2 yüzölçümü olan bir rezervuar. Toplam depolama kapasitesi 2,130 milyon m3, aktif depolama kapasitesi ise 1,080 milyon m3’dür. Rezervuar uzun ve incedir (toplam boyu yaklaşık 60 km ve ortalama eni 550 m) ve Barhal, Oltu ve Tortum nehirleri etki alanlarını da içine alır. En derin yeri yaklaşık 215 m olacaktır. Su tutulma zamanı yaklaşık 195 gün olacaktır. Sağ yamaçta 63 m genişlikte bir dolusavak ve bir tanesi (T2) daha sonra baraj dip savağına dönüşecek iki adet derivasyon tüneli (T1 ve T2). 540 MW kapasiteli yeraltı santrali (3 adet Francis türbinli), bir kablo başlığı sahası ve baraj yerinin 8 km memba tarafında bulunan klasik şalt sahası. Baraj yerinin memba tarafında malzeme ocakları ve ariyet sahaları. Toplam gövde hacmi 20 milyon m3 civarında olacaktır. Kaya malzeme daimi işler için yapılacak kazılardan da sağlanacaktır ve fazla malzeme bertaraf alanlarında depolanacaktır. Ana ulaşım yollarından baraj tesislerine ulaştıracak daimi servis yolları, sağ sahil ve sol sahil by-pass (varyant) yolları ve ilgili köprüleri (inşaat sırasında harici vasıta trafiğinin devamını sağlayacak ve 530 kotu üzerinde), ana servis yollarından, by-pass yollarından, ariyet sahaları ve taş ocaklarından bazı ana birimlere ulaşımı sağlayan Döküman adı: YUSUFELİ BARAJI VE HES PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU Döküman kodu: Revizyon : Tarih: ENC - YSF - CED - 02 F Temmuz 2006 Yönetici Özeti Sf 5 / 37 • • geçici servis yolları ve çeşitli iş sahalarına ulaşımı sağlayan ve şantiyeyi ana servis yollarından taş ocaklarının en üst seviyelerine bağlayan tali servis yolları. İnşaat sırasında pik zamanlarda yaklaşık 1800 işçinin ve 100 çalışanın barınacağı ev, yatakhane, sosyal tesisler gibi şantiye tesisleri (daimi ve geçici). Yusufeli rezervuarının sular altında bırakacağı ana yolların yerine geçecek 2 adet relokasyon yolu inşaatı (55 km’lik Artvin-Bayburt relokasyon yolu ve 31 km’lik Artvin Erzurum relokasyon yolu) . Aşağı ve Orta Çoruh Havzaları Projeleri geliştirme kapsamında yeni bir kısım 380 kV ve 154 kV’lık enerji hatları TEIAŞ tarafından inşa edilmiştir. Yusufeli HES; Karadeniz sahilinden Erzurum’a bağlanan yeni bir 380 kV’lık nakil hattına bağlanacaktır. Dünya Bankası tarafından finanse edilen 380 kV’lık nakil hattının inşaatı %90 oranında tamamlanmıştır. Yusufeli şalt sahasında Yusufeli HES’in, planlaması tamamlanmış olan yerel 154 kV hattına (Borçka HES- Artvin HES- Yusufeli HES (80 km) ve Yusufeli HES-Tortum-Oltu (55 km)) daha sonraki aşamada bağlanabilmesini sağlayacak düzenleme yapılmıştır. Aşağı ve Orta Çoruh kapsamındaki 380 kV’lık ve 154 kV’lık iletim hattı projelerinin ÇED Raporları TEİAŞ’dan temin edilmiştir. 380 kV’lık iletim hatları Dünya Bankası tarafında finanse edilmektedir ve ÇED raporları onaylanmıştır. Tüm ÇED Raporları 2003 yılında Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından onaylanmıştır. İşletilme Şekli: Yusufeli HES Türkiye Elektrik Üretim A.Ş. (EUAŞ) tarafından işletilecektir. Yusufeli, pik enerji santrali olarak işletilmek üzere planlanmıştır. Pik kademede işletilmesiyle gün içindeki pik saatlerde (8 saat/gün) 3 türbinin çalıştırılması suretiyle ulusal elektrik şebekesine, su yüküne bağlı olarak, 315-540 MW’lık bir katkı sağlanacaktır. Bu rezervuar işletilmesi ile rezervuarın (DSÜ= deniz seviyesi üzerinde) 710 m’lik yüksek su seviyesinde 3 ünitenin maksimum su deşarjı 321 m3/sn olacaktır. Yapım Programı: Önerilen programa göre projenin inşaatı yaklaşık 7.5 yıl (88 ay) sürecektir. Su tutulmaya inşaatın 76. ayında başlanması planlanmıştır. Her iki relokasyon yolu inşaatı da su tutulmaya başlamadan önce inşaat çalışmalarının 75.5 inci ayında tamamlanacaktır. Yusufeli İlçesi Relokasyonu ve Yeniden Yerleşimi su tutulmadan önce tamamlanacaktır. Proje Maliyeti: Proje için işletmeye alınmasına kadar gerekli olacak toplam maliyet 855 Milyon ABD Doları olarak tahmin edilmektedir. Döküman adı: YUSUFELİ BARAJI VE HES PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU Döküman kodu: Revizyon : Tarih: ENC - YSF - CED - 02 F Temmuz 2006 Yönetici Özeti Sf 6 / 37 III. MEVCUT ÇEVRESEL ÖZELLİKLER III.1. Fiziksel Çevre Jeoloji: Çoruh Havzası Jura ve Üçüncü çağa ait tortul ve volkanik kayaçlardan ve yaşları Permiyen öncesinden Permo-Karbonifer’e uzanan yerel metamorfik kayaçlardan oluşmaktadır. Yusufeli Baraj yeri zemin kayası her iki yamaçta da görülen İkizdere granit kayasıdır. Baraj yerinde nehir yatağı boyunca 50 m kalınlıkta alüvyon tabakası vardır. Bölgenin taşbilimi özelliklerine istinaden Yusufeli Rezevuarının yeterince geçirimsiz olduğu kabul edilir. Proje alanı Türkiye Deprem sınıflandırmasına göre Doğu Anadolu’da aktif fay gruplarının yer aldığı 3. derecedeki risk bölgesinin (yer ivmesi 0.2 g- 0.3 g) 150 km kuzeyindedir. Proje yerinde herhangi bir mineral, termal veya jeotermal kaynak bulunmamaktadır. Şev Stabilitesi: Muhtemel rezervuar alanı ve ariyet sahalarında iki adet oldukça büyük ölçekli heyelan yeri bulunmaktadır. Vecanket Heyelanı (yaklaşık 1 km2, 49 m3) Çoruh ve Barhal nehirleri birleşim yerinin yaklaşık 2 km memba tarafında Barhal nehrinin sol yamacındadır. Görgülü Heyelanı (yaklaşık 1 km2, 55 milyon m3) Oltu ve Tortum nehirleri birleşim yerinin yaklaşık 4 km memba tarafında Tortum nehrinin sol kıyısındadır. Yusufeli Barajı mansabındaki Havuzlu ve Demirkent heyelanları gelecekteki Artvin Rezervuarı içinde kalmaktadır. Erozyon: Yusufeli su toplama havzasında genellikle dik yamaçlarda ve engebeli ve dağlık alanlarda bulunan özellikle otlak ve çorak alanlar yüksek erozyon riski taşımaktadır. Su toplama alanının yaklaşık yarısında nispeten orta dereceden yüksek dereceye kadar erozyon riski bulunmaktadır. Oldukça yüksek erozyon riski taşıyan alanlar Yusufeli Projesi su toplama alanının daha ziyade güneydoğu, güneybatı ve kuzeyinde bulunmaktadır. Özellikle Oltu Nehrinin aktığı yerler, yamaçlı ve erozyona dayanıklı olmayan yumuşak topraklar ihtiva ettiğinden yüksek erozyon riskine maruzdur. Toprak: Bölgenin dik topografyası nedeniyle muhtemel rezervuar alanının üçte biri çıplak kaya ve moloz taşlarıyla kaplıdır. Alanın yarısı kahverengi orman toprağı ile kaplıdır ve üçte birinde de nehir yatağı boyunca alüvyon görülmektedir. İnceleme alanında şevler genelde %30’dan daha diktir ve şevlerin üzerindeki toprağın kalınlığı 0-20 cm arasında değişmektedir. Tarım için kullanılan topraklar vadi tabanında veya köylülerin uzun zamandır yürüttükleri tarımsal faaliyetleri neticesinde ıslah edilmiş toprakların yığılmış olduğu teraslarda bulunur. Nispeten düzlük olan bu alanlarda toprak kalınlığı 50-90 cm arasındadır. Alüvyonun çoğunluğu orta danelidir ve yetersiz drenajdan dolayı yeraltı su seviyesi yüksektir. Arazi Kullanımı: Proje alanındaki dik topoğrafya arazi kullanımını belirleyen esas faktördür. Proje alanının büyük bir kısmı dik ve kayalıktır. Çoğu sulamalı topraklar olan ekili araziler, genel olarak nehrin civarındadır. Aşağı vadi yamaçlarında insanların oluşturduğu teraslar bulunmakta ve vadi altlarında pirinç, mısır ve buğday ekili tarlalar ve meyvalık alanlar ve arada bir de bahçeler yer almaktadır. Meyvelik alanlar genelde yamaçlardaki teraslarda bulunmaktadır. Ormanlar 700 m deniz seviyesi üzerinde bulunmaktadır. Rezervuarın yaklaşık üçte biri kayalık, dörtte biri ise çalıyla kaplıdır. Çoğu sulamalı olan ekili araziler rezervuarın beşte birini kaplamaktadır. Sulak arazinin yarısı meyvalık alan diğer yarısı da sebze, darı, pirinç tarlaları ile kaplıdır. Sulu tarımlı alanlar rezervuar alanının sadece % 2’si kadardır ve ormanlar da % 1’den azdır. İklim ve Hava Kalitesi: Yusufeli Proje alanı Doğu Karadeniz Bölgesi’nin iç tarafındadır. Tipik Karadeniz iklim özelliği olarak yağışın mevsimsel dağılımı bölgede oldukça eşittir. Yusufeli Barajı su toplama alanında, yılda ortalama 440 mm yağış (65 gün yağışlı) ile kara iklimi hüküm sürer. Yağışlı dönem Mart – Haziran ayları arasındadır.Yusufeli İlçesi Çoruh ve Döküman adı: YUSUFELİ BARAJI VE HES PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU Döküman kodu: Revizyon : Tarih: ENC - YSF - CED - 02 F Temmuz 2006 Yönetici Özeti Sf 7 / 37 Barhal nehirleri birleşim yerinin vadi tabanında iklim açısından oldukça korunaklı bir yerdedir ve ılıman iklim koşulları hüküm sürmektedir. Yıllık yağışların yarısı bu dönemde yağar ve Mayıs ve Haziran 43 mm ile en yüksek, Ağustos da 15 mm ile en alçak yağış değerlerine sahiptir. Yusufeli ölçüm istasyonunda yıllık ortalama yağış miktarı 310 mm’dir. Yusufeli’nde ortalama yıllık sıcaklık 14 oC’dır; ortalama en yüksek sıcaklık 32 oC ile Temmuz- Ağustos ayında, ortalama en düşük sıcaklık -2.5 oC ile Ocak ayında görülmektedir. Yusufeli İlçesi’nde hakim rüzgar yönü güneydoğudur ve rüzgar hızı oldukça düşüktür (ortalama 2 Bofor). Hidroloji: Yusufeli Baraj alanında Çoruh su toplama alanı yaklaşık 15.250 km2’dir. Çoruh drenaj alanı, baraj alanının 800 m kadar memba tarafında Oltu Nehrinin birleşmesiyle birden bire 1.9 kat artmaktadır. 1942-2003 dönemi hidrolik verilerine göre Baraj alanında ölçülen ortalama akım 126.7 m3/sn’dir (veya 3.995 milyon m3/yıl). Çoruh nehrinin yıllık akımının yarısı, Mayıs’taki yaklaşık 395 m3/sn ortalama pik değer ile, Mart-Haziran aylarında yoğunlaşmıştır. Kar erimesi Mart ayında başlar ve Mayıs’ta sona erer ve bunu NisanHaziran ayındaki yağışlı mevsim takip eder. 50 yıl tekerrürlü feyezan değeri 1.500 m3/sn’dir. Uzun vadeli ortalama en düşük değer olan 45 m3/sn ile en az yağışın olduğu ay Ocak’tır. Çoruh Nehri’nin; rezervuar alanında ve Yusufeli Barajı mansabından Artvin Barajına kadar olan kısımda eğimi yaklaşık % 0.6’dır. Sediman Taşınımı: Çoruh’un Gürcistan sahilinde nehir ağzında Karadeniz’e ulaşan askıdaki sediman yükünün yaklaşık %83’ü (6.2 milyon ton/yıl) Türkiye topraklarında oluşmaktadır. Çoruh Nehri ile deltaya taşınan geriye kalan sediman miktarı (%17 veya 1.27 milyon ton/yıl) Muratlı Barajı’nın mansabında ve Çoruh’un Gürcistan toprakları üstündeki iki kolunda (Acara ve Macahela) oluşmaktadır. Yusufeli Baraj aksı için hesap edilen sediman miktarı 4.13 milyon ton/yıl’dır. Çoruh Nehri’ndeki askıdaki sediman; %33 oranında kum, %37 oranında silt ve %30 oranında kilden oluşmaktadır. Su Kalitesi: Çoruh, Oltu ve Barhal Nehirlerinde yapılan ölçümlerde su kalitesinin Barhal nehrinde (Sınıf I) en yüksek ve Oltu ve Tortum Nehirlerinde (Sınıf III) en düşük olduğu tespit edilmiştir. Nispeten düşük su kalitesi organik kirlenmeden ziyade doğal siltlenmeden kaynaklanmaktadır. Ayrıca Çoruh Nehrinin memba bölümündeki su kalitesi mansaptakine göre daha yüksektir. Yeraltı Suyu: Proje Bölgesindeki yeraltı suyu kalitesi jeolojik nedenlerden etkilenmektedir. Önemli bir kirlenme kaynağı bulunmamaktadır. Yeraltı suyunun kullanımı genelde ticari olmayıp sadece kullanma suyu mertebesindedir (Yusufeli İlçesinde şebeke suyu temini için ve köylerde bireysel kuyular). Yörede bazı küçük su kaynakları vardır ancak bunlar yörenin kullanım suyu ihtiyacını karşılayacak çapta değildir. Yüzey Suyu Kullanımı: Proje alanında Çoruh ve kollarının suları genelde sulama için kullanılmaktadır. Sebze, meyve ve pirinç nehir suyu ile yetiştirilen ürünlerdir. Su altında kalacak hanelerin % 60’ı nehir sularını doğrudan veya dolaylı (borularla) olarak tarım alanlarının sulanmasında kullanmaktadır. Yılda sulama için kullanılan nehir suyu miktarı yaklaşık 13 milyon m3 (0.42 m3/sn) olarak tahmin edilmektedir. Sulama dışında başka önemli yerel veya sanayi kullanımı yoktur. Yusufeli İlçesi kanalizasyonu bir toplama sistemi ile toplanmakta ve herhangi bir arıtma yapılmadan Çoruh Nehri’ne verilmektedir. Köylerin atıksuları da foseptik çukurlarında toplanmaktadır. Döküman adı: YUSUFELİ BARAJI VE HES PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU Döküman kodu: Revizyon : Tarih: ENC - YSF - CED - 02 F Temmuz 2006 Yönetici Özeti Sf 8 / 37 III.2. Ekolojik Kaynaklar Flora ve Bitki Örtüsü Toplulukları Bölgenin dik topografyası nedeniyle proje alanının yarısı çıplak kayalar ve kayaçlarla kaplıdır. Proje alanındaki dik yamaçlarda çok az bitki vardır. Nehir boylarındaki köylerde dağınık konumda ağaçlar ve dağ yamaçlarında seyrek bodur ağaçlar görülmektedir. Baraj yerinde her iki sahilde de çıplak kayalarla kaplı dik uçurumlar vardır. Sadece dağınık ağaçlar, çalılar ve otlakların bulunduğu Yusufeli rezervuarının sular altında bırakacağı yerlerde de az miktarda doğal bitki örtüsü bulunmaktadır. İnceleme alanında (rezervuar alanı ve civarında DSÜ 1,000 m’nin altında) beş ana bitki örtüsü tipine rastlanmıştır: (i) vadi- yatağı ve nehir sahil hattı (%1), (ii) Karaçalı-akağaç-ardıç topluluklarının baskın olduğu yarı kurakçık çalılık (% 30), (iii) Topukçayı-yabani arpa ve peygamber çiçeği-Topukçayı toplulukları ile kayalık alan (%40), (iv) Geven topluluklarından oluşan bozkır (%2) ve (v) esas olarak Yunan ardıçşerbetçiotu-gürgen topluluklarından oluşan ormanlık alan (%9). Ayrıca sulama yapılan ekili alanlar ve meyve bahçeleri (%11), çıplak kayaçlar (% 3) ve diğer yüzey örtüsü (%4) bulunmaktadır. Proje alanı Avrupa-Sibirya bitki örtüsü alanı içindedir. Ancak Çoruh havzasındaki ılıman iklim şartları nedeniyle İran-Turan ve Öksin (Euxin) ve Akdeniz bitki örtüsü özellikleri de görülmüştür. Arazi çalışmalarında 88 familyadan 509 bitki türü tespit edilmiştir. İnceleme alanındaki endemik oranı Türkiye genelindeki % 30’a oranla % 10 gibi düşük bir seviyededir. İnceleme alanında tespit edilen endemikleri birçoğu tüm Türkiye’de veya Doğu Anadolu’da yaygın olarak bulunmakta, bununla birlikte bazıları da sadece inceleme alanına ve Çoruh Nehri vadisi, Artvin İli, Erzurum İli gibi çevresine endemik olan ve dar yayılışlı yerel endemik özellikleri taşımaktadır. 56 endemik bitkiden 20 tür Türk Bitkileri Kırmızı Kitabındaki üç tehlikeli kategoriden birine aittir ki bunlardan altısı “kritik düzeyde tehlikede” sınıfına (Centaurea straminicephala, Centaurea leptophylla, Lathyrus woronowii, Ferula mervinii (nom.nud.), Anthemis calcarea var. calcarea, Anthemis calcarea var. discoidea) ve beşi “tehlikede” (Clypeola raddeana, Morina persica var. decussatifolia, Campanula troegerae, Verbascum gracilescens, Asperula virgata) sınıfına girmektedir. Ayrıca dar yayılışlı endemik olmayan Reseda globosa (muhabbet çiçeği) türü kritik düzeyde tehlikede sınıfına dahildir. Endemik olsun olmasın bulunan flora türlerinden hiçbirisi IUCN Kırmızı Listesinde değildir. Bir endemik olmayan tür (Orchis punctulata) Bern Sözleşmesi EK 1’nde yer almaktadır. Bu tür, endemik olmayan anacamptis pyramidalis ile CITES’in EK 2’sinde yer almaktadır. Her iki tür de Türkiye’de geniş yayılışlıdır. Fauna ve Habitatlar İnceleme alanında arazide yapılan gözlemlerde 24 memeli hayvan, 79 kuş, 8 sürüngen, 2 iki yaşamlı, 12 balık ve 161 omurgasız türü tespit edilmiştir. Memeli Hayvanlar: Ulusal ve uluslararası kriterlere göre en yüksek riskte üç çeşit (Bern Sözleşmesi Ek 2 ve IUCN Kırmızı Listede tehlikeli olarak sınıflandırılan)Yaban Keçisi (Capra aegagrus), az miktarda küçük nalburunlu yarasa (Rhinolopus rhipposideros) ve akdeniz nalburunlu yarasası (Rhinolopus euryale)’dır. Bu türler Türkiye Merkezi Avlanma Komisyonu (MAK) Ek 1 gereği koruma altındadır (Avlanma Yasağı). İnceleme alanında yüksek rakımlarda rastlanan veya rapor edilen diğer uluslararası öneme sahip memeliler; kurt (Canis lupus), boz ayı (Ursus arctos), porsuk (Meles, meles) ve çengel boynuzlu dağ keçisi (Rupicapra rupicapra) ve ayrıca Bern Sözleşmesi ve IUCN’de listelenen bazı daha küçük memelilerdir. Döküman adı: YUSUFELİ BARAJI VE HES PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU Döküman kodu: Revizyon : Tarih: ENC - YSF - CED - 02 F Temmuz 2006 Yönetici Özeti Sf 9 / 37 Yusufeli Barajı; Çoruh, Oltu ve Tortum Nehri bölümlerini de kapsayan 23,200 ha dağlık alanı içine alan Çoruh Vadisi Yaban Hayatı Geliştirme Sahasının ortasındadır. Yaban Hayatı Koruma Alanı yabani keçileri yani Yaban Keçisi (Capra aegagrus) ve çengel boynuzlu dağ keçisi (Rupicapra rupicapra) koruma altına almak için oluşturulmuştur. Koruma alanı dışında da yaban keçilerine rastlanmıştır. Yaban keçilerinin ana yaşam yerleri bu nehirlerin her iki sahilindeki yüksek rakımlardır. Sabah erken saatlerde bu hayvanlar insanların az olduğu ve topoğrafyanın dik yamaçlı olduğu nehir kenarlarına su içmeye gelmektedir. Bu yerler OltuÇoruh birleşimi civarı (baraj yerine yakın), Çoruh nehri boyunca baraj yerinin mansabı (gelecekteki Artvin Rezervuarı), gelecekteki rezervuarın yüksek tepeleri ve ayrıca Barhal, Oltu ve Tortum Nehirleri boyuncadır. Vadideki nehir sistemi (Çoruh, Oltu, Barhal ve Tortum nehirleri) doğal bir bariyer oluşturduğu için alt popülasyonlar mevcuttur. Bu türler gruplar halinde (yaklaşık 10 ila 20 üye) yaşamakta ve alanlarını terk edip nehrin karşı tarafına geçmeyi tercih etmemektedir. Koruma alanı Artvin İli Tabiatı Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü tarafından yönetilmektedir. Yöredeki yaban keçisi sayısı halihazırda 1,000 civarı olarak tahmin edilmektedir. 2000 yılındaki avlanma yasağından sonra jandarma ve orman korucularının da desteği ile o zamanki sayıları olan 350’den bu değere ulaşmışlardır. Kuşlar: İnceleme alanında 47’si tüneyen ötücü kuş, 33’ü tüneyen ötücü kuş olmayan 79 kuş türü tespit edilmiştir. Bu kuşlar Çoruh vadisinin inceleme alanı dışındaki bölümlerinde de var olmakta ve çoğu Türkiye’nin değişik bölgelerinde yaygın olarak bulunmaktadır. % 60 kadarı yerli kuş türü, % 30’u yaz göçmeni ve % 10’uda kış göçmeni ve geçit kuşudur. Kuşların %75’inin inceleme alanında ürediği görülmüştür. Bu alanda yırtıcı ve tüneyen ötücü kuşlar için dik kayalık yamaçlardan ağaçlıklı nehir kenarı olan vadilere, ekili alanlara, yarı doğal otluklara,seyrelmiş doğal ormanlık alanlara, seyrek ağaç ve çalı bulunan kayalıklara ve çıplak kayalıklara kadar sayısız beslenme ve üreme alanı mevcuttur. Bu çevrede tespit edilen kuşların çoğunun birden fazla çeşit yuvalama şekli seçtikleri görülmüştür. Yırtıcı kuşlar yüksek rakımlardaki karışık ormanlarda, seyrek ağaçlı ve çalılık kaplı kayalarda ve çıplak kayalıklarda görülmüştür. Proje alanındaki Çoruh Nehri Vadisi su kuşları için uygun yuvalama koşulları sağlamamaktadır. Bölgede tespit edilen yırtıcı kuşlar en yüksek korunma statüsüne sahiptir ve hepsi Bern Sözleşmesi Ek 2’de, CITES EK 2‘de ve aynı zamanda Türk Avlanma Komisyonu EK 1’inde yer almaktadır. Kara akbaba (Aegypius monachus) IUCN Kırmızı Listesinde “az riskli: tehlikeliye yakın” (LR: nt) olarak sınıflandırılmıştır. Çoruh Nehri Vadisi bir avcı kuş mekanı ve göç yoludur. Sonbaharda değişik türdeki binlerce yırtıcı kuşun, kutup yırtıcı kuşlarının kuzey–güney göç yolu üzerinde bulunan Çoruh Nehri Vadisi boyunca uçtukları görülebilir. Ancak avcı kuşlar sonbahar göçü sırasında inceleme alanını durup-kalkmak için kullanmamaktadır. Avcı kuşların bölgenin üstünden DSÜ 1000 m yükseklikten uçtukları görülmüştür. Sürüngenler ve İki Yaşamlılar: İnceleme alanı içinde 8 sürüngen türü (yılan ve kertenkele) bulunmuştur. Nehir vadisinde sadece 2 iki yaşamlı türü (bataklık kurbağası ve yeşil kara kurbağası) bulunmuştur . İnceleme alanında tespit edilen sürüngen iki yaşamlı türlerinin hepsi tüm Türkiye’de veya Doğu Bölgelerinde yaygın olarak bulunmaktadır. Hepsi Bern Sözleşmesi Ek 2 veya Ek 3’ünde yer almakta ancak hiç birisi IUCN Kırmızı Listede yer alamamaktadır. Bütün sürüngenler Türkiye Merkezi Avlanma Komisyonu Ek 1’ine göre koruma altındadır. Omurgasızlar: İnceleme alanında belirli tipteki herhangi bir omurgasız türe rastlanmamıştır. Bu türlerin bölgede fazla bulunması ve rezervuar alanına bağımlı olmamaları sebebiyle kayıpları herhangi bir türün yaşamasını önemli ölçüde etkilemeyecektir. Döküman adı: YUSUFELİ BARAJI VE HES PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU Döküman kodu: Revizyon : Tarih: ENC - YSF - CED - 02 F Temmuz 2006 Yönetici Özeti Sf 10 / 37 Balıklar: İnceleme alanındaki balıklar daha ziyade sazan grubu (tutulan 11 balık türünden 8’i) türündedir. Kara balık, Bıyıklı balık, Noktalı inci balığı bölgede en çok rastlanan türlerdir. Çoruh Nehri’nin ana ve yan kollarında askıdaki sedimanlar nedeniyle meydana gelen bulanıklığa karşın Barhal’ın nispeten temiz ve hızlı akması nedeniyle sadece Barhal nehrinde alabalık bulunmuştur. Deniz alası ve dağ alabalığı hariç tespit edilen hiçbir tür balık göçmen balık türü değildir. Dağ alabalığı Barhal’ın yüksek kesimlerine kadar yüzer ve yuvalanır, deniz alası ise nehre göç eder ve yumurtlamak için Karadeniz’e geri döner. Çoruh Havzasının en akışaşağısındaki proje olan Muratlı Projesi Haziran 2005’den beri işletmeye açılmıştır. Bu tarihten itibaren deniz alası gibi Karadenizden göç yoluyla gelecek balık türlerine Çoruh kapanmış olmaktadır. Deniz anasının (Salmo trutta labrax) yıl içinde avlanması, başka tür balıkların avlanmasını kısıtlayan Türkiye’deki balıkçılık yönetmelikleri (2004 –2006) ile yasaklanmıştır. Ayrıca Barhal Nehri yan kollarında balık avlanması da yasaklanmıştır. Tatlısu kolyozu ve Noktalı inci balığı Bern Sözleşmesi Ek 3’te, Tatlısu kolyozu ve Sazan ise IUCN Kırmızı Listede veri eksik (DD) kategorisinde yer almaktadır. III.3. Sosyo-Ekonomik Çevre Yerleşim Yapısı: Proje alanındaki en önemli yerleşim alanı, oluşacak rezervuardan dolayı sular altında kalacak olan ve ilçe idari merkezi statüsündeki Yusufeli İlçesidir. Rezervuar alanı yakınında veya içinde 3’ü (Kınalıçam, Yeniköy ve Irmakyanı) tamamen sular altında kalacak, 16’sı (Alanbaşı, Arpacık, Bahçeli, Bostancı, Çeltikdüzü, Çevreli, Çıralı, Darıca, Dereiçi, İşhan, Kılıçkaya, Küplüce, Morkaya, Pamukcular, Sebzeciler, ve Tekkale) ise kısmen yerleşim yerini veya arazisini kaybedeceği için etkilenmiş olacak toplam 19 adet köy bulunmaktadır. Çoğu yerleşim yeri ve araziler nehir vadisi boyunca uzanmaktadır diğerlerinin ise daha yüksek rakımlarda yerleşimleri olup arazileri nehir vadisindedir. Köyler vadideki ana yola bağlanmaktadır. Demografi: Artvin İli’nde de olduğu gibi, genelde bölgede hüküm süren kısıtlı ekonomik imkanlar dolayısıyla Doğu Karadeniz Bölgesi’nden daha büyük şehirlere (İstanbul, Ankara, İzmir, vs.) göç eğilimi vardır. 2000 Resmi Nüfus sayımına göre Yusufeli Projesi’nin etkileyeceği tüm yerleşimlerin toplam nüfusu 16,948’dir 2. Projenin Yeniden Yerleşim Eylem Planı’nın (YYEP) hazırlanması için YYEP arazi çalışmaları kapsamında Yusufeli İlçesi ve 19 köyündeki bütün hanelerde (toplam 3,031 hane, 951 Yusufeli ilçesi ve 2,080 köy) anket çalışmaları yapılmıştır. Kaydedilen toplam sakin sayısı 12.1242’dir. Gerçekleştirilen çalışmaların sonuçları ankete katılan nüfusun %22’si 15 yaşından küçük olduğunu ortaya koymuştur. Ankete katılanların %65’i, ekonomik olarak aktif yaş kabul edilen 15-64 yaş arasındadır. Yaşlılar nüfusun %13’ünü oluşturmaktadır. Proje alanındaki nüfus Türkiye ortalaması ile mukayese edildiğinde daha az çocuk ve daha çok yaşlı insana sahiptir. Altyapı ve Kamu Hizmetleri: Yusufeli İlçesi ilçe merkezi olduğu için kaymakamlık ve ilgili resmi daireler burada yer almaktadır. Buna askeri birimler de dahildir. Belediye ve mağazalar da ilçe merkezindedir. Çalışma alanında Yusufeli ilçe merkezinde bulunan sadece 1 adet devlet hastanesi bulunmaktadır. Ayrıca Kılıçkaya’da 1 doktor bulunmaktadır. Yusufeli’nde 3 lise ve Kılıçkaya’da ise 1 lise mevcuttur. İlkokul Yusufeli’nde ve çoğu köyde mevcuttur. Morkaya, Sebzeciler ve Çıralı köylerinde okul bulunmamaktadır ve öğrenciler diğer köylerdeki okullara gitmek zorunda kalmaktadır. Köylerin çoğunluğunda bakkal, kahvehane, camii ve ilkokul vardır. 2 2000 Nüfus sayımı ile 2006 anket değerleri arasındaki dikkate değer fark dış göçler, bölgedeki yaşlı insanlar ve nüfus sayımında önceki yerleşik insanların proje alanındaki tüm aileleri ile birlikte kayıt yaptırma eğilimleri gibi hususlar ile açıklanabilir. Döküman adı: YUSUFELİ BARAJI VE HES PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU Döküman kodu: Revizyon : Tarih: ENC - YSF - CED - 02 F Temmuz 2006 Yönetici Özeti Sf 11 / 37 Yol Bağlantısı: Artvin, Erzurum, Tortum, Yusufeli ve İspir İlçelerini bağlayan ana yolların güzergahı Çoruh Nehri ve kolları boyunca uzanmaktadır. İç taraftaki yerleşim yerlerini Artvin’e ve de Karadeniz’e bağlayan bu yollar Orta ve Aşağı Çoruh Havzasında yapılması önerilen santraller sebebiyle sular altında kalacaktır. Bu yüzden mevcut ulaşım şebekesinin yerine yeni yollar planlanmakta ve yapılmaktadır. Yusufeli İlçesi, Oltu-Tortum birleşim yerinde Artvin-Erzurum devlet yolundan ayrılan Artvin-Bayburt-İspir devlet yolu üzerindedir. Gelir ve Kaynaklar: Yusufeli İlçesinde aile ziraatçılığı ve geçimlik tarım etkin bir biçimde yapılmaktadır. İnceleme alanında köylerde en yaygın geçinme kaynağı ziraatçılıktır, oysa Yusufeli İlçesindeki geçim kaynakları ticari faaliyetler, resmi görevlilerin maaşları ve emekli maaşlarıdır. Genel tabloya bakıldığında ziraatçılık ve düzenli kaynaklar (maaş, ücret ve emekli maaşları) inceleme alanındaki en yaygın gelir kaynaklarını (ankete katılan 3,031 hanenin % 60’ı) oluşturmaktadır. Tablo 1’de bölgedeki kişilerin gelir kaynakları ve dağılımları verilmiştir. Tablo 1. Gelir Kaynakları ve Gelir Dağılımı Gelir Kaynağı Gelir cinsi Maaş Ticari faaliyetler Emekli Maaşları Ücret Ziraat Hayvancılık Ormandan elde edilen Gelir Mevsimsel İşler Diğer Yusufeli İlçesi Hane % Gelir % 25% 32% 13% 29% 20% 15% 10% 7% 9% 4% 4% 2% <1% <1% 2% <1% 17% 9% Not : 108 hane hiçbir gelirleri olmayacağını beyan etmişlerdir. elde ettikleri mahsulden geçimlerini sağladıkları kabul edilebilir. Köyler Hane % 11% 3% 20% 8% 24% 11% <1% 5% 18% Gelir % 20% 5% 24% 11% 16% 6% <1% 5% 12% Bunların çoğunluğunun köylerdeki arazilerinden Köylerdeki insanların büyük bir kısmı kamuda çalışmaları karşılığında maaş ve emekli maaşı almaktadır. Yusufeli ilçesinde yaşayan insanlar ortalama olarak köylerde yaşayanlardan daha yüksek gelire sahiptir. Yusufeli ilçesi haneleri ortalama geliri, ankete katılan yerleşim birimleri ortalama gelirlerinin 1.45 katıdır. İnceleme alanında ortalama hane geliri 6.000 ABD $/yıl olarak bulunmuştur. Hanenin 4 kişilik bir aileden oluştuğu kabul edilirse inceleme alanı kişi başı gelirin yaklaşık 1.500 ABD$/yıl olduğu söylenebilir. Bu değer 4.100 ABD$/yıl (DIE, 2005) civarında olan Türkiye brüt ortalama kişi başı ulusal gelir değerinin oldukça altındadır. Ayrıca resmi asgari ücret 4,440 ABD$/yıl (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 2005) olup brüt kişi başı ulusal gelir değerinin üzerindedir. Göz önünde bulundurulan köylerin gelir durumları karşılaştırıldığında köyler arasında önemli gelir farklarının bulunduğu görülmektedir. Hanelerin büyük bir çoğunluğu (% 87) tasarruf yapabilecek miktarda para kazanamamakta ve hanelerin %31’i de borçlu durumda bulunmaktadır. 5 köydeki hane reislerinden %5’inden çoğu ormanda çalıştıklarını belirtmiştir: Bahçeli (%17.29), Bostancı (%13.1), Küplüce (%4.6), Pamukçular (%5.39) ve Yeniköy (%5). İnceleme alanında ormanda çalışma (daimi veya geçici olarak) oranı çok yüksek değildir. Döküman adı: YUSUFELİ BARAJI VE HES PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU Döküman kodu: Revizyon : Tarih: ENC - YSF - CED - 02 F Temmuz 2006 Yönetici Özeti Sf 12 / 37 Artvin civarındaki madencilik, minerallerin işlenmesi ve kereste fabrikaları dışında sanayi gelişmemiştir. Yusufeli İlçesinde büyük ölçekli fabrikalar yoktur. Yusufeli İlçesinde hepsi küçük ölçekli un değirmenleri, makarna fabrikası, kereste atölyesi ve araba tamir atölyeleri ve iki adet benzin istasyonu bulunmaktadır. Halen çalışmayan her yaş grubundan oluşan 8,825 kişinin %14.5’u işsizdir (yaş grubu 1564). Turizm ve Rekreasyon: Proje alanı ve civarında Turizm Bakanlığı tarafından “turistik bölge” olarak sınıflandırılan bir bölge yoktur. Artvin İli dahil Karadeniz Bölgesinin doğal güzellikleri ile turizm potansiyeli hayli yüksektir ancak halihazırdaki coğrafi şartlar, ulaşım ve tanıtım imkanları böyle bir gelişmeye fazla destek vermemektedir. Bölgede turistik tesisler genelde sahil şeridinde yer almaktadır. Dağlık bölge tırmanma ve trekking için elverişlidir. Barhal Nehri ve Çoruh Nehri’nin İspir (membada) Sebzeciler (mansapta) arası iyi bilinen bir rafting bölgesidir (1993 dünya nehir sporları şampiyonluğu Çoruh’da yapılmıştır). Yusufeli İlçesinde rafting turu yapan 2 adet işyeri mevcuttur. Kültürel Miras: Bölgedeki tarihi yapılar üç kale (Öğdem, Tekkale and Çevreli), iki kilise (Barhal ve İşhan) ve bir manastırdan (Dört Kilise) ibarettir. Sadece Tekkale kalesi rezervuar alanındadır ve su tutulmaya başlanmadan önce yeni bir yere taşınacaktır. Peyzaj: Proje alanındaki peyzajda, Çoruh Vadisi en alt kesimi boyunca uzanan küçük ölçekli tarım alanları ile vadinin seyrek bitkili dik yamaçları arasındaki kontrast hakimdir. Genelde Çoruh Vadisi yatağı boyunca tarım alanları yer almakta ormanlar daha ziyade Barhal Nehri boyunca görülmekte, Oltu nehri boyunca da çorak alanlar uzanmaktadır. Yusufeli İlçesi Barhal Nehrinin aşağılarında Çoruh ile birleştiği yerin üst bölümünde yer alan tipik bir küçük ölçekli Kuzey Anadolu ilçesidir. Binalar genelde 3-4 katlı ve yollar dardır. Yusufeli ilçesindeki binaların mimarisi ve malzemesi bölgeye has tarihi bir özellik göstermeyip daha ziyade modern zamanların görüntüsündedir. Karadeniz Bölgesinin tipik özelliği olan yerleşimlerin dağınık ve birbirinden uzak olması inceleme alanı için de geçerlidir. Köylerdeki binalar genelde hem taşın hem de ahşabın kullanıldığı geleneksel tarzdadır. İnceleme alanı doğal manzara açısından bir çok güzel görünüm yaratmaktadır: Çoruh nehri boyunca Yusufeli ilçesi memba tarafında vadi tabanında küçük tarlalar yamalı bohça gibi sıralanmıştır. Ayrıca alt kademedeki yamaçlarda insan eliyle oluşturulmuş taş teraslar bölgeye has kırsal manzara örneklerini yansıtmaktadır. Çevreli civarında yamaçlar renkli çorak topraklarla kaplıdır. Oltu Nehri boyunca uzanan dik çıplak kayalık yamaçlı coğrafi yapı heyecan yaratan manzara oluşturmaktadır. Barhal Nehri boyunca ağaçlı yamaçları da kapsayan çok güzel doğal manzaralar bulunmaktadır. Kılıçkaya ve İşhan gibi yüksek rakımlardaki yerleşim yerleri derin vadi görünüm ve manzaraları oluşturmaktadır. Proje alanı ne yerel ne de bölgesel/ulusal/uluslararası ölçekte koruma alanı olarak tanımlanmış bir konumda değildir. Döküman adı: YUSUFELİ BARAJI VE HES PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU Döküman kodu: Revizyon : Tarih: ENC - YSF - CED - 02 F Temmuz 2006 Yönetici Özeti Sf 13 / 37 IV. ÇEVRESEL ETKİLER VE ÖNLEMLER IV.1. Fiziksel Çevre Topoğrafya ve Arazi Kaybı Etkisi Rezervuarın doldurulmaya başlanmasıyla barajın memba tarafında kalan alan bir su yapısına dönüşecektir. Projenin fiziki olarak kaplayacağı alan rezervuar alanı ve inşaat sahası ve tesisleri alanını (baraj alanı, malzeme ariyet sahaları, şantiye tesisleri alanı, ulaşım yolları ve relokasyon yolları) kapsamaktadır. Rezervuar alanı DSÜ 710 m kotunda 32.4 km2 yüzölçümü kaplamaktadır. Malzeme ariyet sahalarının sadece bir parçası ( 0.5 km2) rezervuar alanı dışındadır. Rezervuar alanı dışında kurulacak personel şantiye tesisleri ve İdare Binaları 0.04 km2 alan kaplayacaktır. Şalt sahası 0.03 km2 alan kaplayacaktır. Relokasyon yolları güzergahı rezervuar sınırları yukarısında kalacak şekilde tasarlanmıştır. Artvin-Erzurum relokasyon yolu 31 km, Artvin-Bayburt relokasyon yolu ise 55 km’dir. Sular altında kalacak arazinin yaklaşık üçte biri çıplak kayalık ve kayalık topraklardan oluşmaktadır. Dörtte biri çalılık ve bozkırdır. Rezervuarda su tutulmasından dolayı 736 ha tarım arazisi ve 129 ha mera yok olacaktır. Orman kaybı önemsiz ölçektedir. Rezervuarda su tutulması nedeniyle uğranacak kayıplar Tablo 2’de verilmektedir. Tablo 2. Rezervuarda Su Tutulması Sonucu Kaybedilecek Alanlar Tarım alanı 736 ha Rezervuar alanına (32.4 km²) oranla kayıp 23 % Mera 129 ha 4% Orman 10 ha < 1% Çalı ve Bozkır 838 ha 26 % 1,034 ha 32 % Alluvyal malzeme ve nehir bitkileri dahil su yolu 398 ha 12 % Altyapı dahil yerleşim ve yoğun yapılaşma alanları 100 ha 3% Arazi Kullanım ve Bitki Örtüsü Kayalık Net Kayıp Ariyet sahası olarak seçilmiş alan su altında kalmayacak kıraç arazidir. Rezevuar alanı dışındaki Şalt sahası ve idare binalarının yer aldığı saha yarı-kurak çalılıktır. Yol relokasyonları nedeniyle tarım arazisi kaybı yaklaşık 0.25 km2’dir; mera kaybı ise 0.03 km2’dir, geriye kalan kısmı kayalık arazidir. Yeraltı Jeolojisine Etkileri Arazi yeterince sağlam jeolojik niteliklere sahip olduğu için rezervuar suyunun ağırlığından dolayı herhangi bir oturma sorunu ve arazinin geçirimsiz olması kaygısı söz konusu değildir. Rezervuarda su tutulması nedeniyle büyük depremlerin tetiklenmesi mühendislik çalışmalarına göre olasılık dahilinde değildir. Proje mühendislik tasarımında projenin yapımı ve işletilmesi süreçlerindeki deprem etkileri göz önünde bulundurulmuştur. Barajın gerilim alanında herhangi aktif bir fay zonu bulunmadığı için Yusufeli Barajının doğal afet sonucu yıkılması ihtimal dışındadır. Ancak baraja ve temeline yerleştirilecek ölçüm aletleriyle (kuvvetli hareket ölçerler) deprem gelişimi izlenecektir. Döküman adı: YUSUFELİ BARAJI VE HES PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU Döküman kodu: Revizyon : Tarih: ENC - YSF - CED - 02 F Temmuz 2006 Yönetici Özeti Sf 14 / 37 Şev Stabilitesi Baraj yerinde yamaç molozu sol yamaçta 3-4 m kalınlıkta olmak üzere yamaç topukları ve vadi boyunca dağılmıştır. Her iki alanın çoğu yerinde zemin kayası açığa çıkmaktadır. Bu sebeple inşaat faaliyetlerinin baraj yerinde önemli şev stabilitesi problemi yaratması ve heyelana sebep olması beklenmemektedir. Ayrıca relokasyon yolları yarma kazısı sırasında şev stabilitesini temin için gerekli püskürtme beton, hasır tel ve kaya saplama yapılarak şev stabilitesi sağlanacaktır. Su tutulduktan sonra yamaç moloz kayması nedeniyle barajda bir hasar, rezervuarın bloke edilmesi veya rezervuar içinde herhangi bir sel dalgasının oluşması beklenmemektedir zira rezervuar alanındaki iki heyelanın büyük bölümü yüksek su seviyesi kotunun altındadır ve yüksek su seviyesinin daha yukarısında bulunan şevlerdeki şev molozu genellikle seyrektir. Rezervuarda Sediman Birikimi Yusufeli Rezervuarında toplam sediman hacmi ve sediman seviyesi sırasıyla 514x106 m3 ve DSÜ 639.0 m olarak hesaplanmıştır (EPDC 1990). Aşağı su seviyesinde minimum rezervuar hacmi 1,070x106 m3’dür. Dolayısıyla minimum rezervuar hacminin % 0.5’i sediman ile dolacak ve 100 yıl sonra toplam sediman hacmi minimum rezervuar hacminin yarısına ulaşacaktır. Yusufeli Projesinin 50 yıllık ekonomik ömrü sonunda minimum rezervuar hacminin % 25’i sedimanla dolmuş olacak, böylece depolama kapasitesi azalmış olmakla birlikte güç üretimi etkilenmeyecektir. Orta vadede membadaki Arkun Barajı yapıldığında Yusufeli’ne sediman dolması sadece Yusufeli’nin su toplama havzasının Arkun su toplama havzasından geriye kalan kısmında meydana gelecektir. Çoruh havzasında erozyon, Orman Genel Müdürlüğü’nün (DSİ ile yapılan bir Protokole göre) yürüteceği erozyona karşı ağaçlandırma programı ile en aza indirilecektir. Bu çalışmalar 2001 Eylül ayında başlamış olup yılda 2,000 ha alanın ağaçlandırılması suretiyle toplam 30,000 ha alanın ağaçlandırılmasını kapsamaktadır. Toprak Üzerine Etkileri İnşaat sırasında arazide erozyonun önlenmesi ve nehre sediman taşınımını en aza indirmek için iyileştirme tedbirleri alınacaktır. Bu tedbirler detaylı olarak izah edilecek ve her iş alanı için özel hazırlanmış Erozyon ve Sediman Kontrol Planı geliştirilecektir. Beton agregası, filtre malzemesi ve kum gibi inşaat malzemelerini içerecek depolama alanları uygun yerlerde muntazam olarak ve fazla ve uygunsuz kazı malzemesinin konduğu atık depolarından ayrı olarak muhafaza edilecektir. İlaveten malzeme ocakları ve relokasyon yolu kazılarından elde edilecek üst toprak belirlenen şartlara göre depolanacak ve TCK Peyzaj İşleri Teknik Şartnamesi’nde belirtildiği gibi yeniden ağaçlandırma ve yeşillendirme hizmetlerinde kullanılacaktır. Erozyon nedeniyle toprak kaybının önlenmesi için üst toprak erozyon etkilerinden mümkün olduğunca korunacaktır. Atık depolama ve malzeme ariyet alanlarında erozyonu önleyecek şekilde kademeler oluşturulacaktır. Ayrıca yüzey drenaj sistemi ile toplanan saha yüzey akış suları su kaynaklarına deşarj edilmeden önce çökeltme havuzlarına yönlendirilecektir. Yerel İklim Koşullarına Etkiler Yusufeli Projesinin oldukça büyük bir rezervuar alanı bulunacaktır ancak rezervuarın kendi başına bölgenin ikliminde önemli bir değişiklik yaratması beklenmemektedir. Rezervuar sularının üst yüzü yaz boyunca topladıkları güneş ısısını kış boyunca yavaş yavaş yayması nedeniyle daha ılıman iklim şartları yaratması ve dolayısıyla rutubetin artması, daha yüksek kış sıcaklık ortalamaları ve daha düşük yaz sıcaklık ortalamalarının görülmesi beklenmektedir. Yamaçlardaki daha soğuk havanın su yüzeyindeki ılıman hava ile Döküman adı: YUSUFELİ BARAJI VE HES PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU Döküman kodu: Revizyon : Tarih: ENC - YSF - CED - 02 F Temmuz 2006 Yönetici Özeti Sf 15 / 37 karşılaşması özellikle kış aylarında sis ve pus oluşturabilecektir. Çoruh havzası rezervuarındaki bu tip sisli ve puslu hava muhtemelen mansaptaki diğer rezervuarlara doğru ilerleyecektir. Global Isınmayla İlgisi Su altında kalacak yerlerin %50’si çorak ve kayalık arazi ve geriye kalan arazide de yeşillikler çok seyrek ve çürümüş ve biokütle depolayan toprak katmanları çok kısıtlı olduğundan Yusufeli Projesi’nin sera gazı yayma etkisi önemsiz derecededir. Yusufeli Projesi’nin sera gazı emisyonları ve global ısınma potansiyeli termik güç üretimi ile karşılaştırıldığında Yusufeli’nin güç yoğunluğunun (kurulu kapasite/rezervuar alanı) 16.66 W/m2 olması nedeniyle Yusufeli’nin sera gazı emisyonları özellikle avantajlı durumdadır. Güç yoğunluğu değeri diğer büyük HES’lerden (Tucuruí, Brezilya: 1.63 W/m², Ilısu, Türkiye: 3,39W/m², Nam Theun II, Laos: 2,36 W/m² veya Bakun, Malezya: 3,45 W/m²) önemli oranda daha fazladır. Aynı miktarda yıllık elektrik üretiminin modern, kombine çevrimli bir doğal gaz yakıtlı termik santralde üretildiği varsayıldığında atmosfere verilecek CO2 miktarı 682,000 ton CO2/yıl olacaktır. Dolayısı ile, 50 yıllık bir sürenin sonunda 34.09 milyon ton CO2 emisyonu atmosfere verilecektir. Yusufeli rezervuarından ise 50 yılın süreç sonrasında 1.24 milyon ton CO2 eşdeğeri (modern kombine çevrimli termik santralin açığa çıkaracağı CO2 emisyonunun %4’den daha az ve modern linyit yakıtlı bir termik santralin açığa çıkaracağı miktarın %2’sinden daha az) emisyon oluşacaktır. Hava Kalitesine Etki Projenin hava kalitesinde yaratacağı etkiler sadece inşaat süreci için önemli düzede olacaktır. İnşaat faaliyetleri sırasında oluşacak gaz ve partikül madde (PM) emisyonu etkisi, verilen inşaat programı (detaylı inşaat faaliyetleri ve süreleri) ve inşaat iş planı (dolgu ve kazı miktarları) baz alınarak yapılmış modelleme ile tahmin edilmiştir. Model sonuçlarına göre günlük PM ortalamaları dışında bütün maksimum değerlerin Türkiye’de izin verilen sınır değerlerin altında olduğu görülmüştür. PM değerleri AB’de izin verilen değerleri geçebilir ve Türkiye’de kısa dönem için izin verilen PM değerlerine ulaşabilir. Hesaplanan değerler olumsuz kaynak şartlarıyla ilgili en kötü durum senaryosunu yansıtmaktadır. Maksimum değerlerin yerleşim yerlerinde değil ariyet sahalarındaki toprak işlerinde, baraj yeri temel yapımında, kazı ve dolgu işlemleri civarında meydana gelmesi beklenmektedir. Modellemede inşaat sahasından ve taşıma yollarından kalkan tozun önlenmesi veya hafifletilmesi için herhangi bir tedbir alınmadığından, ortaya çıkan sonuçlar bazı gerekli tedbirlerin alınması gerekliliğini göstermektedir. Bu kapsamda, emisyon ve toz kontrol planı uygulanacak ve Türkiye Endüstriyel Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği Madde 39’da verilen önlemlere uyulacaktır. Buna göre taş ocağı işletilmesi, konkasörde taş kırılması ve betoniyer ile çalışılması, relokasyon yolları ve üst yapısının inşası, dolgu ve tünel çalışmaları, malzeme taşınması ve şantiye çalışmaları gibi inşaat faaliyetlerinde toz kontrolü tedbirleri olarak su spreylerinin kullanımı, malzeme depo alanlarının ıslatılması, sıkıştırılması ve üzerinin örtülmesi, malzeme taşınırken kamyonların branda ile örtülmesi, taşıma esnasında hız limitlerine uyulması, kamyon lastiklerinin yıkanması gibi tedbirler öngörülmektedir. Ayrıca relokasyon yolları inşaatı sırasında kullanılacak asfalt tesisinde toz filtresi ve toplayıcıları bulunacak ve asfaltla karışmış moloz ve döküntüler süpürülerek toplanıp asfalt üretme tesisine tekrar kullanım için yollanacaktır. Bunlara ek olarak, araçlar düzenli aralıklarla kontrol edilecektir. Aşağı ve Orta Çoruh enerji iletim hatlarının (380 kV ve 154 kV) inşasından kaynaklı toz ve gaz emisyonlarının azaltılması için ilgili ÇED raporlarında belirtilen etki azaltıcı önlemler uygulanacaktır. Döküman adı: YUSUFELİ BARAJI VE HES PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU Döküman kodu: Revizyon : Tarih: ENC - YSF - CED - 02 F Temmuz 2006 Yönetici Özeti Sf 16 / 37 Yapılan modelleme çalışmalarına göre proje alanının yaklaşık yarım kilometre uzağında yer alan Yusufeli İlçesinde projeden kaynaklanması muhtemel toz emisyonlarının önemli bir etki yaratmaması beklenmektedir. Gürültü Etkisi Çevreli ve Tekkale köyleri hariç en yakın yerleşim yerindeki ses kirliliği seviyesinin inşaat işlerinden dolayı 70 dBA’nın altında ve yol inşaatları için de 75 dBA’nın altında olacağı hesap edilmiştir. Tekkale ve Çevreli köylerindeki gürültü seviyeleri izin verilen sınır değerlerin üzerinde olması sebebiyle bu yerleşim yerlerinin yakınında relokasyon yolları etrafındaki koridorlar 15 m’den 35 m’e çıkarılmıştır. 35 m’lik koridor ile köylerdeki ses seviyeleri izin verilen limit değerlerin altında kalmaktadır. Hesaplanan bazı ses seviyeleri de (Irmakyanı ve Arpacık) limit değerlere çok yakın düzeydedir. Gürültü seviyelerinin tahmininde ekipmanların aynı yerde ve aynı zamanda çalıştığı (fiziki olarak imkansız olan) varsayılan en kötü hal senaryosunun göz önünde bulundurulması sebebiyle normal şartlarda oluşacak ses seviyelerinin hesaplanandan çok daha düşük ve izin verilen sınır değerler seviyelerinde olması beklenmektedir. Patlatma faaliyetleri kaynaklı gürültüyü azaltmak için açık kazılardaki patlatmalar gündüz saatlerinde ve sesin hafifletilmesi için en iyi uygulamalar (elektrik sistemlerinin kullanılması ve duyulabilen hava basınç dalgalarının azaltılması için gecikmeli atımlar yapılması) kullanılarak programlanacaktır. Yakın yerleşim yerlerindeki insanlarda korku yaratmamak için açık havadaki patlatmalar daha önceden bildirilen gün ve saatlerde yapılacaktır. Yeniden yerleşimlendirilen Yusufeli ilçesinde gürültü kirliliği yalnızca arazi hazırlığı ve inşaat faaliyetleri (binaların ve altyapının inşaatı nedeniyle kazı, dolgu, alanın tesviye edilmesi ve teraslama) sırasında söz konusu olacaktır. Gürültü etkisine maruz kalabilecek tek yerleşim mevcut Yusufeli İlçe merkezidir. Proje inşaat alanının yakınında başka bir yerleşim yeri bulunmamaktadır. Kullanılan inşaat ekipmanı kaynaklı gürültü kirliliğinin engellenmesi amaçlı tüm gerekli önlemler alınacak ve Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği’ne uyulacaktır. Benzer şekilde enerji iletim hatlarının inşası sırasında oluşacak gürültü seviyelerinin en aza indirilmesi için yönetmeliklerce belirlenen ve ilgili ÇED raporlarında detaylandırılan önlemler alınacaktır. Hidroloji Üzerindeki Etkileri Mansaptaki Projeler: Yusufeli Barajı’nın 2. inşaat yılında Artvin Barajı’nın alt kısmında sona eren Deriner rezervuarı mansapta oluşmuş olacaktır. Dolayısıyla Yusufeli Barajı’nın mansap etkileri olarak Çoruh Nehri kanalına ve suyuna yapacağı etkiler Artvin rezervuarı doluncaya kadar sadece Yusufeli ve Artvin Barajı arasındaki 19 km nehir kesimi için geçerli olacaktır. Artvin Barajı rezervuarı oluştuktan sonra Yusufeli’nin altında nehri kesimi kalmamış olacaktır. İnşaat Etkileri: Baraj gövde inşaatının kuru şartlarda yapılmasını sağlamak için Çoruh Nehri iki adet derivasyon tüneli ile derive edilecektir. Nehrin doğal akışı bundan etkilenmeyecektir. Su Tutulması Etkisi: Rezevuarda su tutulmasına detaylı iş programına göre inşaatın 76. ayında başlanacaktır. Teknik ölçüm ve izleme süreleri ve türbin ıslak testleri de buna dahildir. Rezervuarın dolma sürecinin doğal su akışına bağlı olmakla birlikte 6 –9 ay süreceği kabul edilmektedir. Döküman adı: YUSUFELİ BARAJI VE HES PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU Döküman kodu: Revizyon : Tarih: ENC - YSF - CED - 02 F Temmuz 2006 Yönetici Özeti Sf 17 / 37 İlk doldurulma sürecinde Çoruh’un Yusufeli Barajı’ndan akması durdurulacak ve mansapta düzenli nehir akışı kesilmiş olacaktır. Yusufeli Barajı’na en yakın kısımların kurumasını önlemek için bir derivasyon borusu ile mansaba su verilerek bu dönemde nehrin küçük bir çay gibi akması sağlanacaktır. Su seviyesinin su alma ağzı kotuna erişmesine kadar 4 doldurma aşamasında ( 39, 27,13,12 gün süre ile) dip savak kanalı ile mansaba 5-8 m3/sn su bırakılacaktır. Aradaki 3 günlük ölçme ve izleme süresinde (her biri 7 gün olmak üzere) gelen doğal akım aşağı bırakılacaktır. Türbin ıslak testleri sırasındaysa 107m3/sn su bırakılacaktır. Artvin Barajı’nın Yusufeli Barajı ile aynı zamanda inşa edilmesi düşünüldüğünden ıslak testlerin yapılması planlanan zamanda bu testler sırasında bırakılan su zaten Artvin rezervuarına bırakılmış olacaktır. Artvin Barajı’nın planlandığı gibi Yusufeli Barajı ile aynı zamanda yapılamaması durumunda ve ıslak testler için mansaba maksimum debide suyun bırakılması durumunda bile mansaba bırakılan bu suyun Yusufeli rezervuarının mansabında bulunan yerleşimler, tarım arazileri veya yollar için herhangi bir feyezan etkisi yapmayacağı (model hesapları ile) belirlenmiştir. İşletme Etkisi: Yusufeli rezervuarından mansaba bırakılacak su, pik zaman işletme düzenine bağlı bir şekilde günlük olarak dalgalı bir seyir gösterecektir. Her üç türbinin birlikte bırakacağı maksimum debi 321 m3/sn olacaktır. Artvin Barajı’nın planlanan şekilde inşa edilmesi durumunda bu debi Artvin rezervuarında DSÜ 500 m kotuna erişecektir. Artvin rezervuarının üst kesimindeki hidrolik özelliklere etki önemsiz seviyede olacaktır. Artvin Barajı’nın inşasının ertelenmesi durumunda, Yusufeli’nin akışaşağısı, Deriner Rezervuarı’nın, minimum işletim seviyesi üzerinde bir nehir kesiti olarak kalacaktır (Yusufeli Barajı’nın, yaklaşık 28 km akışaşağısında). Bu bölümde, indirgenmiş sediman arzı ve ani yoğun akış etkileri arasındaki karşılıklı ilişki, derece derece indirgenmeye ve çakıl yatakları ile süprüntü malzemelerinin ani olarak yerlerinden edilmelerine neden olacaktır. En fazla hidrolik akıma maruz kalan kanal yapısının esas karakteri, hala, iri kaya parçaları ve kaya tabakalarından oluşan bir sabit yatak şeklinde olacaktır. Hidrolik model ile yapılan çalışmalar neticesinde her üç türbinin aynı anda çalışması ile mansaba bırakılacak su 321 m3/sn olacaktır ki bu Mayıs ayında gelen pik su akımının (395 m3/sn) oldukça altındadır ve akış rejiminin Yusufeli Projesi’nin işletilmesinden dolayı değişmesi mansaptaki yerleşimlerde olumsuz etkiler yaratmayacaktır. Ayrıca Yusufeli ve Artvin barajları arasındaki bütün meskun yerlerin ulaşım yolları, Artvin Barajı inşa edilinceye kadar Yusufeli Barajı’nın işletilmesinden etkilenmeyecektir. Aynı zamanda, su seviyesi, sulama amaçlı olarak, yalnızca nehirden sulama suyu sağlayan, Çoruh Nehri’nin akış aşağısında ek su kullanımı için yeterli olacaktır. Ekolojik su bağımlılığı açısından ise, nehrin su çekilme kesiminde fazla bitki bulunmamaktadır, bulunan sınırlı bitki örtüsü de esasen doğal su dalgalanmalarına maruz kalmaktadır. Artvin Barajı inşa edilene kadar, akışaşağı koşullarına ilişkin temel endişe, su kaybıdır. Böylece, 30 m3/sn’lik bir minimum akış (Q7,10: 22 m3/sn ve bu değerlerin %90 ve %84 aşılmasıyla bağlantılı istatistiksel analizlerle, 30 m3/sn’lik minimum akış, akışaşağısı için güvenli bir değer olarak bulunmuştur), türbinler boyunca bir akış olmadığındaki tüm zamanlar için, nehir kıyısına ilişkin çevre amacıyla akışaşağı olarak sağlanacaktır. Çoruh Nehri’nin orta kesitinde, diğerlerine nazaran daha iyi su kalitesi göz önüne alındığında, bu akışın, işletim sırasında, Proje’nin akışaşağısında mevcut sucul yaşam ve atık uzaklaştırma kapasitesinin sürdürebilmek için yeterli olacağı düşünülmektedir. Döküman adı: YUSUFELİ BARAJI VE HES PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU Döküman kodu: Revizyon : Tarih: ENC - YSF - CED - 02 F Temmuz 2006 Yönetici Özeti Sf 18 / 37 Sedimanın Tutulması ve Mansap Etkileri Çoruh Nehri’nde ölçülen askıdaki sediman miktarları Çoruh Nehri’nin nehir ağzına taşıdığı askıdaki toplam sedimanın (6.22 milyon ton/yıl) % 83’ünün Muratlı Barajına kadarki Çoruh kademeli baraj sistemi tarafından tutulacağını göstermiştir. 2005 Haziran ayında işletmeye alınan Muratlı Barajı ile (Çoruh kademeli baraj sisteminin ilk barajıdır) sedimanların Çoruh nehrinin Türk kesiminde tutularak Gürcistan’a taşınamayacağı bir süreç başlamıştır. Aşağı Çoruh havzasında 2007 yılında işletmeye alınacak olan Deriner Barajı en fazla sediman tutma etkisini yaratacaktır. Deriner Barajı membadaki su toplama alanından elde edilecek tüm sedimanı tutma kapasitesinde olacaktır. Yusufeli’ndeki sediman tutumu nehir ağzına ulaşan 7.49 milyon ton/yıl’lık toplam miktarın sadece %0.28’i olmakta, bu da Yusufeli’nin kendi başına akışaşağısına önemli bir etki yaratmayacağını göstermektedir. Orta Çoruh kesiminin (Yusufeli ve Artvin projeleri) sediman tutulması üzerindeki etkisi ise toplamın sadece %0.3’üdür. Askıdaki sedimanın % 83’ünün tutulması nehir ağzında bir takım değişikliklere neden olabilecektir. Mevcut Çoruh Nehri ağzı nispeten delta görünümlüdür. Sedimanların rezervuarda tutulmasının, özellikle o nehirde yapılan ilk baraj ile nehir deltalarında önemli etkilere yol açtığı bilinmektedir. Daha az sediman geldikçe Çoruh Nehir ağzı zaman içinde morfolojik olarak koy şekline dönüşebilecektir. Ancak morfolojik sürecin oluşması ve yaratacağı dinamik etkileşim ve sonuçları tahmin edilmesi çok zor hususlardır. Bu konuları ele almak için 1996 yılından itibaren Türkiye ve Gürcistan, mevcut durumu tespit eden bir belge oluşturmak ve sonrasında Türkiye tarafında barajların yapımından sonra oluşabilecek değişiklikleri saptamak için Çoruh nehri üzerinde, Gürcistan’daki bölümü, Çoruh ağzı, Batum’a kadarki Karadeniz sahil şeridi dahil, bir ölçüm ve izleme çalışması yapılması ve yürütülmesi için mutabık kalmışlardır. İki Taraf, sahil şeridi üzerinde önemli bir değişiklik oluştuğu takdirde bunun her iki tarafın uzmanlarınca incelenmesi hususunda anlaşmışlardır. Bu değişikliği Çoruh nehrinin Türk topraklarındaki kesiminde yapılan barajların yarattığı tespit edilirse, gereken sahil koruma tedbirleri üzerinde mutabakat sağlanması için ilgili hükümet makamları haberdar edilecektir. Hassas bölgelerdeki potansiyel etkiler göz önünde bulundurulduğunda, Çoruh Nehri aşağı kısımlarında herhangi bir koruma alanı bulunmamaktadır. Gürcistan Otoritelerinin Çoruh Deltası ile ilgili alanı doğa koruma alanı statüsüne alınması konusunda yürüttükleri çalışmalar bulunmaktadır. Çoruh Deltası yakınında, nehrin ağzının doğusunda Batum havaalanı gibi, büyük yapıların hali hazırda mevcut olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Gelecekte Gerçekleştirilmesi Rezervuarındaki Etkileri Planlanan Akışyukarıdaki Projelerin Yusufeli Rezervuarın memba tarafında yapımı planlanan projeler (membadaki ilk proje Arkun’dur) sedimanların Yusufeli rezervuarına erişmesine engel olacak ve Yusufeli’nde sediman tutulması azalacaktır. Ayrıca, Yusufeli rezervuarına giriş akımının hidrodinamik şartları da membadaki rezevuarlar nedeniyle etkilenecektir. Hidrodinamik simülasyon çalışmasına istinaden Arkun’dan Yusufeli rezervuarına düzenli sıcaklıktaki akış ile termik tampon ve sıcaklık kapanı vazifesi görecek su depolama hacmi etkisi birleştiğinde Yusufeli’nden çıkan akışın sıcaklığındaki dalgalanmaları daha da azaltacaktır. Mansaptaki sıcaklık derecesi seviyelerinin ortalama işletme şartları sıcaklık seviyeleri ile aynı mertebede olduğu ancak aylık ortalama minimumum 10oC’ın biraz üstüne çıktığı görülmüştür. Arkun’un işletmeye alınmasından önce rezervuara gelen akışların farklı sıcaklıklarından kaynaklanan rezervuar alanındaki su sıcaklık derecelerindeki dalgalanmaların, Arkun Barajı’ndan gelecek sıcaklığı sabit akışlar sayesinde ortadan kalkması beklenmektedir. Döküman adı: YUSUFELİ BARAJI VE HES PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU Döküman kodu: Revizyon : Tarih: ENC - YSF - CED - 02 F Temmuz 2006 Yönetici Özeti Sf 19 / 37 Su Kullanımına Etkileri İnşaat sırasında nehir suyu, inşaat işlemlerinde ve kullanma suyu olarak kullanılacaktır. Kullanma suyu olarak kullanım işletme aşamasında da devam edecektir ancak işletme aşamasında çalışan sayısı 100 civarında olacağından miktar oldukça düşecektir. İnşaat sırasında kullanılacak su miktarı takriben 9,100 m3/ gün olacaktır (yani proje alanına yılda gelen akışın % 0.09’u). Proje tesislerinden kaynaklanan atıksular ilgili Yönetmeliklerin gerektirdiği ve uluslararası standartlara uygun şekilde arıtma işleminden geçirildikten sonra deşarj edilecektir. Nehir suyunun inşaat sırasında inşaat işlemlerinde ve kullanma ve içme suyu olarak kullanılmasının veya işletme sürecinde kullanma suyu olarak kullanılmasının hidroloji üzerinde herhangi önemli bir etkisi olmayacaktır. İşletme sırasında sulama gibi maksatlarla rezervuardan önemli miktarda su alınması gerçekleşmeyecektir. Yerleşimlerden Atık Suların Bertaraf Edilmesi Yeniden yerleşim alanlarının inşası sırasında drenaj ve arıtma tesisleri (sediman kapanları, çökeltme tankları, vb.) oluşturularak yüzey akışı ve beton karıştırma işleri gibi faaliyetlerin gerçekleştirildiği inşaat alanlarından kaynaklı yüzey akışının kontrolü sağlanacaktır. Projeden etkilenen yerleşimlerin yeniden yerleştirilmesinden sonra yeni Yusufeli İlçesinde 23 L/sn (2,000 m3/ gün) atıksu üretileceği hesap edilmiştir. Bu miktar uygun bir kanalizasyon şebekesi ile toplanacak ve yeni biyolojik arıtma tesisinde arıtılacaktır. Elde edilen arıtılmış atıksu Su Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği ve Su Ürünleri Kontrol Yönetmeliği’ne uygun olarak rezervuara deşarj edilecektir. Yeniden yerleşime maruz kalacak köylerden de 7 L/sn (527 m3/gün) atıksu üretileceği öngörülmektedir. Kırsal alanların atıksuları yeni kırsal alan yerleşimlerinde yapılacak septik tanklara deşarj edilecektir. Nehir üzerindeki Turizm, Spor ve Faaliyetlere Etkileri Bu nehrin halen rafting alanı olarak kullanılan bölümleri Yusufeli Projesi ve mansap projeleri dolayısıyla sular altında kalacaktır. Yusufeli Barajı’nın sabit seviyeli rezervuar olarak işletilmesi planlanmadığından rezervuar sahillerinde ve içinde büyük çaplı veya devamı olan herhangi bir spor veya faaliyetin yürütülmesi mümkün görülmemektedir. Rezervuarın yüksek su seviyesi kotunda çalıştırıldığı yaz sezonu sportif ve diğer faaliyetler için en uygun zamandır. Balıkçılık Konusunda Rezervuarın Verimliliği Rezervuardaki potansiyel balık stokları dağılım ve miktar açısından ticari balıkçılık veya balıkçılık sporu için yeterli olmayacaktır. Ancak benzer projelerde görüldüğü gibi bazı balık türlerinin rezervuara bırakılması durumunda hassas türlerin korunması ve balık türlerinin büyüme modelleri ve rezervuarda dağılımını takip için bir ekolojik izleme programı gerekmektedir. Ticari balık çiftliği faaliyetlerinin (örneğin yüzen ağlarla ve her gün besleyerek) gerçekleştirilmesi düşünüldüğü takdirde, rezervuar suyunda artan besin yükü artışı ve tortu oluşumu gibi hususlar su kalitesini etkileyeceğinden ekolojik izleme gerekli olacaktır. Su Kalitesine Etkileri Proje İnşaatının Etkileri: Baraj projelerinde ariyet sahalarındaki bazı faaliyetler de dahil nehir içinde yapılan inşaat çalışmaları mansaptaki suların bulanıklığını geçici bir süre için artırmaktadır. Beton faaliyetlerinin atık suları da yüksek pH değerleri nedeniyle suyun alkali derecesini etkileyebilecektir. Yusufeli Projesi’nde inşaat sırasındaki bu tür kirlenmeyi önlemek için temel Döküman adı: YUSUFELİ BARAJI VE HES PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU Döküman kodu: Revizyon : Tarih: ENC - YSF - CED - 02 F Temmuz 2006 Yönetici Özeti Sf 20 / 37 olarak çökeltme ve nötralizasyon işlemleri uygulanacaktır. Kullanılan tüm proses suyunun atıksuya dönüştüğü kabul edildiğinde atıksuyun miktarı 8.500 m3/gün (0.1 m3/sn) olacaktır. Beton işlerinde kullanılan ve çökeltme ve nötralizasyon işlemlerine tabi tutulan su şantiyede arıtılarak Su Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği ve Su Ürünleri Kontrol Yönetmeliği’ne uygun olarak bırakılacaktır. Şantiye tesisleri ve diğer tesislerin atıksuları da şantiyede kurulu bir arıtma tesisinde arıtılacaktır. İnşaat sahasında su kalitesinin korunabilmesi için bir atıksu yönetim planı uygulanacaktır. Yol inşaatı sırasında, yüzey sularından ve beton tesisinden gelen sulardaki sedimanın toplanması için dinlendirme havuzları ve drenaj tesisleri yapılacaktır. Su Tutulmasının ve İşletmeye Alınmasının Etkileri: Rezervuarda Termal Katmanlaşma ve Ötrofikasyon Rezervuardaki termal şartlar ve su kalitesi için modelleme çalışmaları gerçekleştirilmiştir. 10-senelik süreler için yürütülen bütün senaryolardaki ısı profilleri işletme süresinde rezervuarın çoğu zaman katmanlaşacağını göstermiştir. Ancak katmanlaşmanın kış sonuilkbahar başında kaybolacağı veya önemli ölçüde azalacağı ve böylece değişik işletme şartları ile rezervuarın değişik yerlerindeki su kolonları vasıtası ile tam veya kısmi karışımın sağlanacağı düşünülmektedir. Su tutma sırasında askıdaki malzemenin ve organik toprağın da dahil olduğu biokütlenin bozunması sonucu su kalitesine etkiler modellenmiştir. Doğal besin girişi yavaş olduğundan ve su altında kalacak alandaki bitki ve toprak örtüsü az olduğundan su içinde mevcut biokütle azdır ve modelleme çalışmalarına dayanarak oksijen azalması, ötrofikasyon ve benzeri durumlar için herhangi bir kritik oluşum beklenmemektedir. Ayrıca, su tutulmaya başlamadan önce tarlalarda ürün toplanacağı için rezervuarda kalacak biokütle azalacaktır. Köyde yaşayan kişiler su tutulmaya başlanmadan önce su tutulma tarihi konusunda bilgilendirilecek ve ürünlerini toplama fırsatı verilecektir. Bu kişilere ayrıca rezervuar alanındaki ağaçları kesip toplama izni verilecektir. Böylece Yusufeli rezervuarının bitki örtüsü bir ölçüye kadar temizlenmiş olacaktır. Geriye kalan orman bitki örtüsü de orman idaresi tarafından temizlenecektir. Rezervuar su kalitesi ve ilgili ekolojik parametrelerin modellenmesine dayanılarak, rezervuarın düşük birincil üreme seviyeleri ve oligotrofik duruma sahip N-kısıtlı büyüme şartlarına sahip olacağı öngörülmektedir. Rezervuardaki düşük trofik seviye ve düşük nutrient girdisi nedeniyle rezervuardaki ÇO seviyeleri deniz seviyesi üzerinde 560 m kotu üzerinde balık yaşamına elverişli şartlar oluşturmaktadır. Rezervuar Mansabındaki Su kalitesi Rezervuar; yıl içinde yoğun sıcaklık dalgalanmasını kısıtlayan, gelen su akışındaki ve çevre sıcaklığındaki mevsimsel değişiklikleri düzenleyen, dışarı bırakılacak akışın aylık veya mevsimlik aşırı sıcaklık dalgalanmalarını önleyen termik bir tampon ve sıcaklık kapanı vazifesi görecektir. Ayrıca mansaba bırakılacak su santralden çıkacak su (örneğin rezervuarın üst seviyesinden çekilecek su) ve nadiren de dolusavaktan bırakılacak suyun karışımından oluşacaktır. Dolusavaktan su bırakılmasının en aza indirildiği şartlar için mansaba bırakılacak suyun sıcaklığı temel sıcaklık seviyelerine göre biraz yüksek olacaktır. Ortalama su bırakma koşulları için gerçekleştirilen modelleme sonuçları minimum mansap su sıcaklığının 2oC’den 9oC’e artacağını, maksimum mansap su sıcaklığının 21oC’den 17oC’e düşeceğini ve ortalama mansap su sıcaklığında ise ortalama 3oC’lik (9oC’den 12oC’e) bir atış gerçekleşeceğini ortaya koymaktadır. Döküman adı: YUSUFELİ BARAJI VE HES PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU Döküman kodu: Revizyon : Tarih: ENC - YSF - CED - 02 F Temmuz 2006 Yönetici Özeti Sf 21 / 37 Rezervuarın NH4-N, NO3-N, ve PO4-P konsantrasyonu parametrelerinde bir düşüş sağlamak suretiyle mansap su kalitesi üzerinde olumlu bir etki yapması beklenmektedir. Bu kimyasal parametre ortalama konsantrasyonları Türkiye Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği ve Kıtaiçi Su Kaynaklarının Sınıflarına Göre Kalite Kriterleri ile karşılaştırıldığında baraj yerinin mansabındaki akarsu Sınıf II akarsu olarak sınıflandırılmaktadır. Bırakılan sudaki oksijen konsantrasyonun 9-10 mg/L [mevcut ÇO seviyesinde (8-12 mg/L)] olması beklenmektedir. Rezervuar mansabı için tahmin edilen minimum ÇO konsantrasyonu bile balıkların yuvalaması ve büyümesi için gerekli şartları sağlamaya yeterlidir. Sıhhi Riskler Benzer projeler göz önünde bulundurulduğunda bulaşıcı hastalıkların [ishal gibi] su tutulmasından dolayı gelişmesi veya bulaşması beklenmemektedir. Ayrıca rezervuara bırakılacak bütün atıksular Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği ve Su Ürünleri Kontrol Yönetmeliği’ne uygun olarak arıtılmış olacaktır. Dolayısıyla Yusufeli Projesi insan sağlığı için herhangi ilave bir risk getirmeyecektir. Proje faaliyetleri sırasında Katı Atık ve Çöp Yönetim Planı ile Tehlikeli Atıklar Yönetim Planı’nı içeren bir Atık Yönetim Planı uygulanacaktır. İnşaat sırasında oluşacak atıklar Türkiye Katı Atıkların Kontrolu Yönetmeliği uyarınca ve uluslararası kabul edilen standartlar doğrultusunda işleme tabi tutulacaktır. Değişik atıklar için farklı konteynırlar bulundurulacak ve hiçbir atık şantiyeye dökülmeyecek veya gömülmeyecektir. Atıkların kanuna aykırı bir şekilde yol kenarına bırakılmasına veya civar alanlara veya nehre dökülmesine izin verilmeyecektir. İşletme sırasında oluşacak atıklar Türkiye Katı Atıkların Kontrolü Yönetmeliği uyarınca işleme tabi tutulacaktır. İşletme sırasındaki atıklar daha ziyade evsel atıklar ve makine yağı ve yakıt artığı gibi bir kısım tehlikeli atıklardan oluşacaktır. İşletme sırasında bu atıkların uygun biçimde muameleye tabi tutulmaları için inşaat atıkları için hazırlanan Katı Atıklar ve Tehlikeli Atık Yönetim Planları uygulanacaktır. Evsel atıklar yeni Yusufeli İlçesi katı atık depolama sahasında depolanacaktır. Tehlikeli atıklar dahil diğer bütün atıklar geçici olarak muhafaza edilecek ve daha sonra bu atıkların gereği gibi muamele edilip bertaraf edilmesi için Çevre ve Orman Bakanlığı’nca tescil edilmiş ve lisanslı müteahhitler görevlendirilecektir. Yeni ilçe merkezinde oluşacak katı atıklar belediye tarafından toplanıp Katı Atıkların Kontrolu Yönetmeliği uyarınca yeni kurulacak depolama sahalarında bertaraf edilecektir. Bu yönetmelik uyarınca depolama sahası sızıntı suları da toplanıp arıtmaya tabi tutulacak, dolayısıyla rezervuara arıtılmamış herhangi bir atıksuyun deşarjı önlenmiş olacaktır. Bu atık depolama sahası yeri ve genel vaziyet planı yeni ilçe gelişim detay planları kapsamında ele alınacaktır. IV.2. Biyolojik Çevre Üzerine Etkileri Flora ve Bitki Toplulukları Üzerinde Etkileri Bölgedeki flora ve bitki örtüsü büyük oranda arazi kullanımı ve rezervuarda su tutulmasından daha düşük oranda da işletmeden etkilenecektir. İnşaat ve rezervuarın izdüşümündeki alanlarda tüm bitkiler yok olacaktır. Rezervuar alanının %20’sini ekili alanlar, %6.5’unu da çayır ve nadasa bırakılan topraklar oluşturmaktadır. Ormanlar rezervuar alanının % 0’3’ünü kaplamaktadır. Kayalık alanlar alanın %33’ünü, fundalıklar da alanın %25’ini kaplamaktadır. Ariyet alanı olarak seçilmiş ve Döküman adı: YUSUFELİ BARAJI VE HES PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU Döküman kodu: Revizyon : Tarih: ENC - YSF - CED - 02 F Temmuz 2006 Yönetici Özeti Sf 22 / 37 su altında kalmayacak olan alanlar ise çorak alanlardır. İnşaat tesislerinin yapılacağı alan ise yarı-kıraç fundalık alandır. Relokasyon yolları nedeni ile yok olacak tarım alanı yaklaşık 0.2 km2 ve çayır alanı da 0.03 km2’dir. Su tutulması nedeniyle en fazla etkilenecek doğal bitki örtüsü nehir yatağında Çoruh Nehri boyunca mevcut olan nehir bitki örtüsüdür. İnceleme alanında tespit edilen (DSÜ 1000 m yüksekliğe kadar) kara-söğüt topluluklarının özellikle %75’i yok olacaktır. Bununla birlikte; su, alüvyon ve yerleşimlerin kapladığı alanlar da yok olacaktır. Ancak 710 m kotu üzerinde ve nehrin yukarı kısımlarında ve bu nehirlerin Yusufeli rezervuarı ile su altında kalmayacak olan bazı küçük kolları boyunca hala bazı nehir bitkileri olacaktır. Her ne kadar inceleme alanındaki bazı bitki çeşitleri DSÜ 700 m altında bulunuyor ve Yusufeli rezervuarında su tutulması ile yok olacaksa da, alanda DSÜ 710 m’nin üstünde ve Öğdem yolu boyunca 1000 m kotunda ve incelene alanı dışında Tortum Gölü civarında başka bitki türleri bulunmaktadır. Korunmuş bitki türleri toplulukları rezervuar hattının altında ve üstünde homojen bir şekilde dağılmıştır ve bu türlerin görüldüğü alanlar (yani topluluk olarak) Yusufeli Rezervuar kotu olan 710 m’nin yukarısında önemli ölçüde daha büyüktür. Su tutulması ile rezervuar alanındaki topluluklar yok olacaksa da, endemik türlerden hiçbiri proje alanı yakınından tamamen kaybolmayacak ve tüm bu endemik türlerin popülasyonları civarda yaşamaya devam edecek kadar fazla olduğundan yaşamları Yusufeli Projesi’nin yapımından dolayı tehlike altında kalmamaktadır. Kayalık alanlardaki yarı-kurakçıl çalılık ve otçayı ve peygamber çiçeği toplulukları rezervuar boyunca uzanan yeni yolların koridorlarının 720-750 m seviyelerinde (Artvin-Erzurum Relokasyon yolu yaklaşık olarak 720 m konturu boyunca uzanmaktadır) yetişen ana bitki türleridir. Bu nedenle relokasyon yollarının flora üzerine etkisi önemsiz olarak değerlendirilmektedir. İletim hatları inşaatının flora üzerine etkisi ve gerekli etki azaltıcı önlemler ilgili ÇED çalışmalarıyla belirlenmiştir. Floranın korunması amacıyla ÇED raporlarında belirtilen önlemler uygulanacaktır. Fauna üzerine Etkisi Karasal Habitatlar: Bölgedeki karasal fauna inşaat çalışmalarının verdiği rahatsızlık ve rezervuarda su tutulmasından dolayı oluşacak bitki örtüsü ve arazi kaybı ve de yuvalarının bozulması sonucu proje faaliyetlerinden etkilenecektir. Civar bölgelerdeki benzer hayvan topluluklarının nüfusu çok sık ve yoğun olmadığı için rezervuar alanı ve inşaat alanından kaçıp civardaki yakın alanlara sığınan hayvanlar oralardaki toplulukları rahatsız etmeyecektir. İletim hatlarının flora üzerine etkilerinde olduğu gibi karasal fauna üzerine etkileri de ilgili ÇED çalışmaları kapsamında incelenmiştir. ÇED raporlarında belirtilen etki azaltıcı önlemler iletim hatlarının inşası sırasında uygulanacaktır. Memeli Hayvanlar: Projenin gerçekleştirilmesi 23,200 ha’lık Çoruh Vadisi Yaban Hayatı Koruma Alanı’nın ortasında toplam 1,460 ha alanın yok olmasına sebep olacaktır. Rezervuardan dolayı oluşacak kayıplar vadi yatağı ve dik şevleri kapsamaktadır. Keçi topluluğu için Çoruh Nehri’nin mevcutta bir bariyer oluşturması sebebiyle Yusufeli Rezervuarı türlerin yaşamlarını tehlikeye atabilecek toplulukların izolasyonu gibi etkilere yol açmayacaktır. Döküman adı: YUSUFELİ BARAJI VE HES PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU Döküman kodu: Revizyon : Tarih: ENC - YSF - CED - 02 F Temmuz 2006 Yönetici Özeti Sf 23 / 37 İçme suyu ihtiyaçları ile ilgili olarak inşaat çalışmaları başladığında keçilerin günlük rutinlerinin değişeceği ve daha ziyade baraj yeri mansabındaki Çoruh Nehri kısımları, Barhal Nehri memba tarafı ve bunların kolları (Tekkale çayı) gibi rahatsız edilmeyecekleri yerleri tercih edecekleri öngörülmektedir. İşletme sürecinde ise keçiler rezervuar ve su altında kalmayan kolların sularını kullanabilecektir. Keçiler dik arazilere alışık olduğundan rezervuardan su içmek sorun olmayacaktır. Ancak relokasyon yolları ve özellikle istinat duvarı gerekli olan kesimler bir bariyer oluşturacaktır. Ayrıca yolların kullanımı sırasında keçiler gün ağarmadan önce su kesimlerine geldiklerinde çarpma riski görülebilecektir. Yoldaki virajlar zaten azami hızı oldukça düşürecektir (60 km/s) ancak bunlar yoldaki hayvanların geç fark edilmesine de sebep olabilecektir. Çarpma riskini azaltmak için sürücüler, Artvin Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile işbirliği yapılarak, muhtemel yabani hayvan sürüsü çıkabileceğine dair yazılı tabelalarla ikaz edilecektir. Ayrıca proje trafiği sadece belirli yollarla kısıtlı olacaktır. Bununla birlikte, inşaat sırasında Konsorsiyum işçiler için avlanma yasağı ile ilgili şartlar koyacaktır. Yabani keçi ve Alpine chamois orman korucuları ve jandarma tarafından kontrol ve takip edilecek ve yöredeki avlanma yasağı ile korunacaktır. İşçilerden gördükleri yaban keçilerini şantiye müdürüne rapor etmeleri istenecektir. Ayrıca inşaat alanları, buralara yabani hayvanların da girmesine mani olacak şekilde geçici tel örgü ile güvenlik altına alınacaktır. Yeni yollarda şevlerden drenajın sağlanması için yapılacak kutu menfezler (2mx2m) belirli yerlerde yabani hayvan alt geçişini sağlamak için daha büyük boyutlarda (3mx3m) yapılacaktır. Yerleri, alanı korumakla yükümlü İdare ile müştereken tespit edilecektir. Çevre Yönetim Planı (ÇYP), etki azaltıcı önlemleri ortaya koymaktadır. Bu kapsamda, yaban hayatı ile ilgili hususların ve olası olumsuz etkilerin izlenmesi ve yönetilmesi amacıyla hazırlanacak bir yaban keçisi yönetim planını da içerecektir. Sahada tespit edilen üç memeli tür olan cücefare (Sorex minutus), ağaç yediuyuru (Dryomys nitedula) ve kirpi (Erinaceus concolor) mevcut habitatlarını kaybedecektir. İlk iki tür bölgede kaçacak benzer yer bulamayabilir ve bölgede yaşayan nüfusu yok olabilir. Ancak bölgedeki kirpilerin normal rezervuar su seviyesi üstünde fundalık bulunacağından daha fazla yaşama şansı vardır. Kirpi ve ağaç yediuyuru tüm Türkiye’de, cücefare ise Marmara Bölgesi ve Kuzey Anadolu’da yaygın olarak bulunmaktadır. Dolayısıyla bu türlerin önemli derecede tehlike altında olmadıkları ve bunların yaşamlarının devamı için Projenin önemli bir etki yaratmayacağı sonucuna varılmıştır Ayrıca diğer memeli türlerinde de bu türlerin sadece vadideki nehir ortamı veya ekili alanlara bağımlı olmamaları sebebiyle herhangi önemli bir etki beklenmemektedir. Yaban keçileri için alınacak tedbirler dışında, rezervuar alanında, inşaat sahasında, relokasyon yolları ve ariyet sahalarında belirlenen memeli türleri için herhangi özel iyileştirme tedbiri alınmasına gerek yoktur. Kuşlar: Yapılan araştırmalara göre sadece DSÜ 710 m kotu altında yaşayan kuş türüne rastlanmamıştır. DSÜ 710 m kotu altındaki alanları yuva olarak kullanan türlerin hepsi 710m ve 1000m arası ortamları da kullanmakta hatta bu türlerin %75’i 1000 m’nin bile üzerindeki ortamları yuvalanmak için seçmekte olduğu kaydedilmiştir. Dolayısıyla hiçbir kuş türü çoğalmak için kullandıkları tek yuva alanlarını kaybedecek değildir. Bu ortamları beslenmek, yuvalamak ve/veya göç etmek için kullanan türler bu alanları kaybedecektir. Her ne kadar bu türler projenin memba tarafındaki Çoruh, Barhal, Oltu ve Tortum nehirlerinde bu ortamları bulabileceklerse de memba tarafında diğer barajların yapımını öngören Çoruh Geliştirme Planı, civardaki yuvalama yerlerinin azalmasına sebep olacaktır. Bunun sonucu olarak da türlerin nüfuslarında azalma meydana gelebilecektir. Döküman adı: YUSUFELİ BARAJI VE HES PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU Döküman kodu: Revizyon : Tarih: ENC - YSF - CED - 02 F Temmuz 2006 Yönetici Özeti Sf 24 / 37 Sürüngen ve İkiyaşamlılar: Su tutulmasının zamanı ve süresine bağlı olarak 710 m kotu altındaki sürüngen ve ikiyaşamlı türlerin nüfusları, su tutulma tarihi sonbahar ile ilkbahar arasında olur ise, bu türlerin ilkbahara kadar süren kış uykuları süresinde aktif olamamaları ve kaçamamaları nedeniyle yok olacaktır. Ancak bölgedeki bütün bu sürüngen ve ikiyaşamlı türler esasen çok yaygın olarak var olan türler olduğundan kayıplar türün korunması anlamında bir önem taşımamaktadır. Omurgasızlar : Su tutulması nedeniyle özellikle nehirde yaşayan omurgasız türleri kaybolacak ve dolayısıyla mevcut nüfusu yok olacaktır. Ancak belirlenen omurgasız türünden hiç biri IUCN Kırmızı Listesine veya Bern Sözleşmesi Eklerine dahil değildir ve dolayısıyla herhangi özel bir koruma tedbiri gerektirmemektedir. Balık: İnşaat sırasında balık türü nüfusu bir ölçüye kadar etkilenebilir ancak inşaat etkileri geçici olacaktır ve Çoruh havzasının mansap ve memba kısımlarında balık türlerinin yuvalanabileceği yeterli ortamlar bulunmaktadır. Bazı türlerin kısmi nüfus kayıpları nedeniyle inşaat etkilerinin nüfus üzerindeki etkisi önemli ölçüde olacaktır. Su kalitesinde herhangi bir kalite değişimi (bulanıklık, pH, vs) olması veya hemen mansapta özellikle su tutma döneminde çok yüksek veya alçak akış hızları gibi herhangi bir hidrolik düzensizlik olması halinde türler nehrin kollarına kaçabilecektir. Akışaşağısında yer alan bu kollar balık türlerinin yaşamlarını sürdürebilmesi için uygun habitatlar sağlamaktadır. Rezervuar hidrodinamik ve ekolojik modellemelerine dayanılarak, rezervuarın işletilmesi sırasında termal katmanlaşma ve karışma yıllık döngüsü ve kollar sayesinde değişik yaştaki değişik balık türleri için yeterli mertebede sıcaklık farklılıkları sağlanacağı görülmüştür. Ayrıca rezervuarın büyük bir kısmı balık türleri için ÇO ve sıcaklık açısından uygun yaşam ve yumurtlama şartları arz etmektedir. Uzun vadede amonyağın sebep olacağı herhangi olumsuz bir etki beklenmemektedir. Yusufeli rezervuarında N kısıtlaması ve kısa bekleme süreleri nedeniyle birincil seviye gıda ağında düşük verim görülebilmesi olası balık stokları yoğunluğunun kısıtlanmasını doğurabilecektir. Mansaptaki su sıcaklığının mevsimsel doğal su sıcaklıklarında değişimlere sebep olabilen rezervuar işletme moduna bağlı olduğu düşünülmektedir. Bu husus su sıcaklığının yumurtlama için önem taşıdığı Salmonitler dışındaki türlerin yavrulaması bakımından bir etki yaratmayacaktır. Balıkların yumurtalarını bırakabilecekleri uygun sıcaklıkta su buluncaya kadar yavrulamayı erteleyerek yumurtaları vücutlarında tuttukları bilinmektedir. Dolayısıyla yumurtlama ne zaman uygun sıcaklıkta su bulunursa o zaman gerçekleşebilecektir. Mansapta yapılan barajlar nedeniyle deniz alası (Salmo trutta labrax) türü için Çoruh Nehri üzerindeki göç yolları zaten kapalı durumdadır dolayısıyla mansaptaki su sıcaklığının değişmesi bu balık türüne etkiler açısından önemli değildir. Rezervuarın mansabındaki ÇO seviyesi AB Tatlısu Balık Direktifinin (EU Freshwater Fish Directive) standartlarını karşılamaktadır. AB Tatlısu Balık Direktifinin rezervuar mansabındaki sıcaklık artışı için belirlediği kritik değerler de rezervuar işletmesi sırasında sağlanmaktadır. Som ve tatlı su balığı türleri için zorunlu kabul edilen maksimum sıcaklık seviyeleri işletme aşamasının tümünde %100 oranda karşılanmaktadır. Alabalık ve sazan türleri yumurtlama sezonu maksimum standart sıcaklık seviyesi ise Aralık, Ocak, Şubat ve Mart aylarında karşılanmaktadır. Ancak Yusufeli ve Arkun barajlarının birlikte çalışmasının, mansaptaki minimum su sıcaklığını 10oC’ın üzerine çıkaracağından, mansap su sıcaklığı derecelerini etkileyeceği tahmin edilmektedir. Döküman adı: YUSUFELİ BARAJI VE HES PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU Döküman kodu: Revizyon : Tarih: ENC - YSF - CED - 02 F Temmuz 2006 Yönetici Özeti Sf 25 / 37 Mansaptaki maksimum ve ortalama konsantrasyonlar göz önüne alındığında NH4-N seviyesinin kritik konsantrasyonun altında olduğu kabul edilmiştir. Nitrit seviyelerinin de mansap balık yaşamı için bir sorun oluşturmaması beklenmektedir. Yusufeli Projesi’nin yapımı bölgenin suda yaşayan tür kompozisyonunun değişmesine yol açacaktır. Nehir şartlarını tercih eden türler Çoruh ve kollarının akışyukarısına göç edecektir. Plankton ve su dibi canlı toplulukları kompozisyonu nehir ortamından göl ortamına dönüşecektir. Çoruh havzasında rezervuarın oluşturulması göç yollarına bir engel teşkil edeceğinden göç eden balık türleri (Salmo trutta) popülasyonunun olumsuz şekilde etkilenmesi beklenmektedir. Çoruh Kaskatının oluşturulması Çoruh Nehri’nin göç eden Salmonit balığı türlerinin yaşamı ve üremesi için elverişsiz hale gelmesine sebep olacaktır Sazan, sakallı ve kefal gibi türler göl ortamına iyi adapte olabileceğinden Yusufeli rezervuarındaki üstünlük oranlarının yükselmesi beklenmektedir. Mevcut doğal yumurtlama ortamları nehir şartlarının kaybolması ile azalacaktır. Yusufeli Barajı rezervuarındaki bu türler rezervuarın memba tarafındaki Barhal, Oltu ve Tortum nehirlerinin su altında kalmayan kesimlerine ve küçük kollarına göç edebilecektir. Dolayısıyla Yusufeli Projesinden Önemli oranda etkilenmeleri beklenmemektedir. Ancak yiyecek kaynaklarının azalması, yumurtlama ortamlarında bazı değişimler gibi sıkıntıların balık türleri üzerinde ileride etki yaratabilecek ve uzun vadede azalmalarına sebep olabilecektir. Artvin Rezervuarının oluşumundan sonra DSİ balık yaşamını izleyecek ve bir azalma var ise balık türü takviyesi gerçekleştirecektir. Rezervuar mansap hidrolik etütlerine dayanarak, bırakılacak suyun kesme gerilmesi ile mansaptaki nispeten küçük ebattaki çakıl ve taş parçalarının mansaba kaçmasına ve yumurtlama için önemli olan ortamların değişmesine sebep olacaktır. Ancak bu etki Artvin Barajı’nın en kısa zamanda yapılıp işletmeye alınması ve Yusufeli Barajı ile Artvin Barajının birlikte çalıştırılması sayesinde büyük ölçüde azalacaktır. Artvin Rezervuarı balık türü toplulukları, Çoruh Nehrindeki geniş çaptaki değişken akış hızlarını tolere edebilen türlerden oluşacaktır. Artvin Barajı’nın tamamlanmasında bir üreme süresini geçen herhangi bir gecikme olması halinde önemli etkilerin olması beklenmektedir. Günlük süreksiz hiç su bırakılmadığı pik hidroelektrik işletmesi şartları ana rahatsızlığı yaratacaktır. Bu senaryoda sucul yaşamın devamlılığı için minimum 30 m3/sn’lik (22 m3/sn’lik Q7,10’e dayanarak) debi mansaba bırakılacaktır. Bir seneden uzun bir gecikmenin öngörülmesi durumunda mansap su teminin iyileştirilmesi için detaylı bir ekolojik inceleme yapılması DSİ’nin sorumluluğunda olacaktır ve bu incelemenin sonuçları rezervuar işletme programında dikkate alınacaktır. IV.3. Sosyo-ekonomik Çevre Üzerine Etkiler Yerleşim Yapısına Etkileri Yusufeli Rezervuarı ile Yusufeli İlçesi ve Kınalıçam, Yeniköy ve Irmakyanı köyleri tamamen sular altında kalacaktır. Ayrıca Çeltikdüzü ve Tekkale Köyleri ev ve tarım alanlarının çoğunluğunu kaybedecek ve Sebzeciler Köyü de baraj şantiyesi ve beton tesisleri nedeniyle etkilenecektir. Köyün Yusufeli Rezervuarı nedeniyle fiziki kaybı nispeten azdır (0.09 ha). Ancak Yeniden Yerleşim Eylem Planı (YYEP) kapsamında gerçekleştirilen anketlere köylüler tarafından verilen cevaplardan anlaşılacağı gibi köylüler Artvin-Bayburt relokasyon yolu tesisleri nedeniyle büyük miktarda mülkiyet kaybetmektedirler. Sebzeciler Köyü ise esasen ilerideki Artvin Rezervuarı nedeniyle arazi kaybına uğrayacaktır. Döküman adı: YUSUFELİ BARAJI VE HES PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU Döküman kodu: Revizyon : Tarih: ENC - YSF - CED - 02 F Temmuz 2006 Yönetici Özeti Sf 26 / 37 Tekkale ve Çevreli rezervuardan dolayı kayıplara uğramanın yanısıra relokasyon yollarından da etkilenecektir (detaylı yol planına bağlı olarak bir kaç ev ve tarım arazisi). Artvin-Erzurum relokasyon yolu için yaklaşık 167 ha, Artvin-Bayburt relokasyon yolu için 198 ha arazi kamulaştırılmış olacaktır. Ayrıca, tarımsal alanlar kamulaştırılacak veya tarım yapılmasının güç olacağı zamanlar olacaktır. Yerleşim yerlerindeki etkilerde, yol güzergahına rastlayan bir takım evlerin yeniden iskan edilmesi gerekebilecektir. Ayrıca, yol güzergah koridorunun alt kotlarına rastlayan yerlerde bulunan yerleşimlerdeki evlerin ilk etapta yeniden iskan edilmeleri kaçınılmazdır, zira yol çalışmalarında aşağı yuvarlanabilecek kayalar evler için tehlike oluşturabilecektir. İlçe merkezi olan mevcut Yusufeli İlçesinin su altında kalması yeni bir ilçe merkezinin tesisini gerektirmektedir. Bu merkezin Yansıtıcılar mevkiinde (kentsel yeniden yerleşim alanı), Yusufeli ilçesinin dış mahallelerine 1 km den az bir mesafede batıda yer alan yaklaşık 175 ha’lık bir alanda inşa edilmesi planlanmıştır. Kullanılacak olan alan hazineye ait olup üzerinde hiçbir yerleşim ve faaliyet bulunmayan tamamıyla çıplak ve boş bir arazidir. Yansıtıcılar mevcut Yusufeli İlçesine oldukça yakındır ve ilçe merkezi olacağından aynı fonksiyonları yerine getirmeye ve ilçenin merkezi olmaya devam edecektir. Genellikle daha yüksek rakımlarda yeniden yerleşimi yapılacak köylere yakın kırsal yeniden yerleşim için seçilebilecek alanlar, YYEP çalışmaları sırasında projeden etkilenen kişilerle gerçekleştirilen anket çalışmalarında belirlenmiş ve Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından teknik değerlendirmeye alınmıştır. Nüfus Üzerindeki Etkileri Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santrali kişilerin yerlerini ve meskenlerini gönüllü olarak hem fiziki hem ekonomik terketmelerini içeren bir gelişim planlamasıdır. Projeden etkilenen nüfusu Yusufeli İlçesi ve 19 köyünde yaşayan kişiler oluşturmaktadır. Yusufeli Projesi’nin neden olduğu fiziki kayıplar nedeniyle yer değiştirecek olan hane sayısı etkilenen kişilerle yapılan görüşmeler (ENCON, 2006) sonucunda 1,888 olarak bulunmuştur. Dolayısıyla projeden (tamamen veya kısmen) etkilenen kişiler (PEK’ler) 10.883’dür. PEK’lerin grup ve kategorileri tespit edilmiş ve YYEP’de (Yeniden Yerleşim Eylem Planı) detaylı olarak verilmiş ve her gruptaki etkileri ve hak ettikleri tazminat ve yeniden yerleşimler belirtilmiştir. Sosyo-ekonomik şartlar ve yeniden yerleşim konuları için YYEP’ı hazırlanmıştır. Bu konuların detayları, ekonomik ve fiziksel olarak etkilenen kişiler için gerekli iyileştirme tedbirleri ile birlikte (azaltılması ve tazmin edilmeleri dahil) YYEP’de sunulmaktadır. Bu bağlamda, hak sahiplerine kamulaştırma tazminatı ve hükümet destekli yeniden yerleşim imkanları sağlanacaktır. İstihdam Üzerindeki Etkileri Emekliler dahil, halen istihdam edilmiş kişiler arasında tarım alanında çalışanlar Projenin yapımından sonra istihdam konusunda, özellikle ekili alanlar yok olacağından, en fazla risk altında bulunan grubu oluşturmaktadır. Bu kişilerin kırsal yerleşimi seçmeleri halinde, bu kişilere verilebilecek arazilere bağlı olarak, projeden istihdam konusunda çok fazla etkilenmeleri önlenmiş olacaktır. Ancak kentsel yeniden yerleşimi seçmeleri halinde, istihdam imkanı konusunda problem yaşayabileceklerdir. Bu problem sadece bu kişilerin nitelikleri yüzünden değil fakat bölgedeki işsizlikten de kaynaklanacaktır. Yusufeli Projesi’nin olası olumlu bir etkisi bölgedeki insanlara istihdam yaratması olacaktır. Konsorsiyum bölgedeki insanlara eğitim verecek ve bu kişileri daha sonra inşaat işçisi olarak istihdam edecektir. Ayrıca çok fazla eğitim ve beceri gerektirmeyen işler için yörenin insanı istihdam edilecek ve eğitilecektir. Döküman adı: YUSUFELİ BARAJI VE HES PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU Döküman kodu: Revizyon : Tarih: ENC - YSF - CED - 02 F Temmuz 2006 Yönetici Özeti Sf 27 / 37 Projenin yapılacağını göz önünde tutan Artvin Valiliği bölgede inşaatta çalışabilecek kişilerin becerilerini geliştirmek için 2005 yaz aylarında eğitim kursları düzenlemiştir. Konsorsiyum Valiliğe Yusufeli Projesinde gerekli olacak işçi sayısı ve beceri derecelerini belirten bir liste hazırlayıp sunmuştur. Bu tedbirler yeniden yerleşime tabi olacaklara iş bulmakta eşit imkanlar yaratmaya ve eğitim seviyesi düşüklüğü nedeniyle karşılaşılacak dezavantajları bertaraf etmeye yöneliktir. Ayrıca yeni Yusufeli İlçesi de ilçe merkezi olarak şu anda mevcut olan Yusufeli İlçesi kadar istihdam yaratacaktır. İnşaat sırasındaki istihdam imkanı geçici olarak kabul edilse bile, inşaatın 8 yıl sürmesi planlanmış olup bölge insanına orta vadede ekonomik imkan sağlayacaktır. Toplumsal Etkileşim Etkileri Farklı tercihlerin bir sonucu olarak, örneğin kamulaştırma, kentsel ve kırsal yerleşim nedeniyle, köylüler akrabalarından ve arkadaşlarından ayrılmak zorunda kalabilecektir. Bu gibi bağların kopması ve köylülerin dağılması, birlik ve dayanışmanın kaybolmasına sebep olmaktadır. Bu da arkadaş ve akrabaların desteklerinin ortadan kalkmasına sebep olacaktır. Şayet bir köydeki etkilenen kişiler birlikte iskan edilirlerse, toplumsal etkileşim bakımından karşılaşacakları sorunlar en aza inecektir. Aksi takdirde, yukarıda belirtilen hususlar bilhassa bölgeyi terkedecek olanlar için kaygı kaynağı olabilecektir. Yeni ilçe merkezinin konumu, mevcut ilçe merkezine çok yakındır, bu nedenle Yusufeli İlçesinde bugüne kadar gerçekleşmiş olan bağların büyük bir çoğunluğu devam edebilecektir. Yaşam Standardı Bakımından Projenin Etkileri Projenin, geçinme bakımından olumsuz etkileri daha ziyade arazilerin elden çıkması ve yöreden uzaklaştırılma ile ilgilidir. İnsanların geçim kaynakları üzerindeki direkt etkileri çiftlik ve arazilerin, özellikle tarımsal arazilerin kaybıdır. Ketsel yeniden yerleşim halinde, kadınların, yaşlıların ve herhangi bir ustalığa/beceriye sahip olmayan kişilerin iş bulmaları ve/veya gelir temin etmeleri olasılığı oldukça zayıf olacaktır. Bu, o kişilerin yaşam standartlarının düşmesine ve gelirlerinin azalmasına neden olabilmektedir. Bunların intibak etmelerini sağlamak için programların uygulanması zorunlu olmaktadır. Bu programlar, eğitimleri ve kredilerin temin edilmesini (detayları YYEP Raporunda verilmektedir) kapsayacaktır. Danışmalar ve toplantılar yoluyla kentsel ve kırsal yeniden yerleşimlerin detaylı olarak avantaj ve dezavantajları anlatılmak suretiyle, bu grupların iyi bilgilendirilmiş olarak seçimlerini yapmaları temin edilecektir. Ancak, halihazırda Yusufeli İlçesindeki nüfus genellikle sosyal ve kamu hizmetleri sektörlerinde istihdam edilmektedir ve kentsel yeniden yerleşmeleri durumunda bu kişiler daha iyi iş imkanlarına sahip olabilecektir. Ayrıca, yeniden yerleşme alanları, bütün altyapıları (çevresel ve diğer) dahil olmak üzere, baraj gölünde su tutulmadan önce inşa edilmiş olacaktır. YYEP Raporunda programların ve etkileri azaltmak için alınacak önlemlerin detayları ayrıntılı olarak yer almaktadır. Ev sahibi Topluluk üzerindeki Etkiler Yeni ilçe merkezi Yansıtıcılar ve Sakut Deresi olarak adlandırılan alanda kurulacaktır. Seçilen bu alan mevcut Yusufeli İlçe merkezinin oldukça yakınında (Yusufeli İlçesinin eteklerine batı yönünde 1 km uzakta) yer almaktadır. Bu nedenle projeden etkilenen ve kentsel yerleşimi tercih eden bölge halkının çoğunun yeni ilçe merkezine yerleşmesi beklenmektedir. Yansıtıcılar ve Sakut Deresi alanı Hazineye ait yaklaşık 175 ha’lık bir alanı Döküman adı: YUSUFELİ BARAJI VE HES PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU Döküman kodu: Revizyon : Tarih: ENC - YSF - CED - 02 F Temmuz 2006 Yönetici Özeti Sf 28 / 37 kaplamaktadır. Mevcut şartlar altında yeniden yerleşim için seçilen bu alanlarda proje nedeniyle etkilenecek ev sahibi durumunda bir topluluk bulunmamaktadır, Zira seçilen yeniden yerleşim yeri halihazırda üzerinde herhangi bir yerleşim bulunmayan gelişmemiş bir alandır ve herhangi bir gelir temini faaliyetlerini içermemektedir. Bu durum daha önceden yeniden yerleşim alanları olarak değerlendirilen Kılıçkaya ve İşhan’ın Yansıtıcılar ve Sakut Deresi alanı ile kıyaslandığında, bir avantaj sağlamaktadır. Ulaşım Ağına olan Etkiler Orta ve Aşağı Çoruh Nehri Havzası’nda önerilen gelişmelerin gerçekleşmesi, vadi içinde yer alan ve Borçka bölgesinden itibaren Çoruh Nehri ve tali kolları boyunca yer alan Artvin, Erzurum, Tortum, Yusufeli ve İspir gibi yerleşim yerlerini bağlayan ve mevcut Artvin-Erzurum devlet karayolu dahil olmak üzere, ana karayollarını su altında bırakacaktır. Su altında kalacak yol bağlantılarını ikame etmek üzere, 31 km uzunluğunda Artvin-Erzurum ve 55 km uzunluğunda Artvin-Bayburt relokasyon yolları proje kapsamında inşa edilecektir. Ayrıca, yolların köylere ve yakındaki mezralara bağlantıları için gerekli önlemler alınacaktır. Yeni ilçe merkezi yine merkezi bir konumda kaldığı için yol bağlantısı bakımından genel mekansal ilişkiler aynı kalmaktadır. Yeniden yerleşim yerinin Yansıtıcılar mevkiinde seçilmesi ile, Barhal vadisinin batı ve doğu yakalarını bağlamak üzere bir köprü düşünülmüştür. Bu köprü sayesinde baraj gölünün doğu tarafından yeni Yusufeli İlçesine erişim, Barhal vadisi boyunda göl kıyısını takiben dolaşmaya nazaran yaklaşık 17 km kadar kısalacaktır. Bununla birlikte, gölün güney kısmında kalan yerleşim yerlerinden yeni ilçe merkezine ulaşım mesafesi artmış olacaktır. Güneybatıda, Kılıçkaya için Yusufeli’ne yol 13 km, Çeltikdüzü için 23 km daha uzun olacaktır. Doğuda ise, Oltu ve Tortum Nehirleri boyunca, Morkaya’nın 27 km, Arpacık’ın 17 km, ve Darıca’nın 8 km yol daha uzun mesafe yaratılmış olacaktır. Diğer köyler için ulaşım yol uzunluklarının artması 1 km ile 9 km arasındadır. Peyzaj Üzerindeki Etkiler Projenin inşaatı safhasında malzeme ocağı çalışmaları, relokasyon yol yapımı, esas olarak baraj yeri olmak üzere bazı yapım alanlarında manzara engellemeleri nedeniyle görsel rahatsızlık meydana gelecektir. Görsel etkileme, inşaat nedeniyle geçici ve yerel düzeyde önemlidir. Göl alanı dışında kalan inşaat sahaları ve malzeme ocakları inşaatın bitiminden sonra tanzim edilip peyzaj çalışmaları gerçekleştirilecektir. Relokasyon yolları göl sınırına paralel olarak tanzim edileceğinden manzara bakımından en az olumsuz etkiyi yaratacaklardır. Relokasyon yollarının yapımı bittikten sonra, Karayolları Genel Müdürlüğü Peyzaj İşleri Teknik Şartnamesi uyarınca peyzaj önlemleri alınacaktır. Tekrar bitkilendirme, şevlerin stabilizasyonu, v.s. projenin bu safhası için geliştirilecek olan yapısal ve bitkisel peyzaj tasarımlarına uygun olarak tatbik edilecektir. Bunlara ek olarak, yolların yerleşim yerlerinden geçtiği bölgelerde görsel uyumluluk ve hoş görüntü sağlamak üzere peyzaj çalışmaları gerçekleştirilecektir. Baraj gölünün oluşumuyla topoğrafya değiştireceğinden bölgenin peyzaj karakterinde kalıcı bir değişiklik olacaktır. Tabii veya yapay göller gibi su birikintilerinin hoş bir manzara yaratacağı öngörülmektedir. Döküman adı: YUSUFELİ BARAJI VE HES PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU Döküman kodu: Revizyon : Tarih: ENC - YSF - CED - 02 F Temmuz 2006 Yönetici Özeti Sf 29 / 37 Mevcut şartlar altında, bölgesel açıdan bakıldığında Yusufeli İlçesi herhangi bir doğal manzara veya özel peyzaj karakterine sahip değildir. Yeni ilçe merkezi, planlanan rezervuar boyunca ve rezervuarın oluşturduğu küçük bir koy etrafında uzanacaktır. İlçe merkezinin konumunun peyzaj özelliklerine olumlu etki yaratması beklenmektedir. Tarihsel Sitler Üzerindeki Etkiler Tekkale Kalesi en yüksek noktasının kotu 697m olması sebebiyle gölün oluşmasıyla birlikte su altında kalacaktır. Bu nedenle, bu eserin başka bir yere nakledilmesi için gereken çalışmalar yapılacaktır. Tekkale Kalesi bölgenin bir simgesi olarak, turistik amaçlı kolayca ulaşılabilir bir yere DSİ tarafından sağlanacak bir bütçe ile nakledilecektir. Tekkale Kalesi’nden başka, 2005 yılında yapılan arazi çalışmaları sırasında rezervuar alanı içinde iki küçük kilise (yapım tekniklerine dayanılarak ikisinin de 10. asırdan kalma olduğu düşünülen Yusufeli ilçesinin Bağözü mahallesi yakınında Hamzat-I Kilisesi ve Yusufeli ilçesi ile Tekkale arasında, Hamzat-II Kilisesi) belirlenmiştir. Bu kiliselerin başka yerlere nakledilmelerine gerek olup olmadığını tespit etmek için ilave çalışmaların yapılması gerekmektedir. Kültür Bakanlığı (Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurumu) tarafından yapılacak olan ilave çalışmalar, gözlem ve etütler, proje sahibi DSİ ile birlikte koordine edilecektir. Ayrıca, Kültür Bakanlığı ve Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurumu, inşaat sırasında ortaya çıkan kültürel ve/veya tarihi değerlere sahip olabilecek arkeolojik bulgulardan derhal haberdar edilecektir. Böyle bir durumda, Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurumu uzmanlarının buluntu bölgesine gelişine ve buluntuların tetkikinden sonra alınacak gerekli önlemler kararlaştırılıncaya kadar yapım faaliyeti durdurulacaktır. Bu değerlerin korunmasıyla ilgili gereken önlemler alındıktan sonra inşaat faaliyetine devam edilecektir. Turizm Üzerindeki Etkiler Bu Projenin gerçekleşmesiyle Çoruh’un bu kesimindeki rafting turizmi sona erecektir. Çoruh Nehri Havzasındaki hidroelektrik enerji projelerinin gerçekleşmesi, bölgede turizm de dahil olmak üzere yatırımların başlamasına sebep olabilecek ve gölün oluşmasından sonra yeni dinlence/eğlence ve turizm olanakları yaratabilecektir. Döküman adı: YUSUFELİ BARAJI VE HES PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU Döküman kodu: Revizyon : Tarih: ENC - YSF - CED - 02 F Temmuz 2006 Yönetici Özeti Sf 30 / 37 V. ALTERNATİFLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ Proje, Çoruh Nehri Havzası Geliştirme Palanı’nın bir parçası olarak ilk defa Türk Hükümeti tarafından 1997 Yatırım Programı’na alınmıştır. Bu geliştirme planında, Çoruh Nehri akımını regüle etmek üzere, büyük rezervuarı olan Laleli, Yusufeli ve Deriner barajları, sırasıyla yukarı, orta ve aşağı Çoruh kısımlarında inşa edilecektir. Bütün bu projelerin fizibilite etütlerinde, her bir projenin kendi başına yapılabilirlik değerlendirmesinin yanı sıra Çoruh Havzası’nda önerilen bütün diğer projelerle birlikte entegre olarak yapılabilirlikleri değerlendirilmiştir. Bu projeler sadece enerji üretimi için işletilmeleri bakımından birbirleriyle ilgili olmaktan başka gereksinimleri olan ve etkileyecekleri altyapılar (enerji nakil hatları, karayolları, vs.) bakımından da iliş.ki halindedirler. Proje Tipi Fizibilite etütlerinde, Yusufeli Projesi, alternatif olarak aynı miktarda enerji üretecek bir kömür işletmeli termik enerji santral projesi ile mukayese edilmiş, ve termik enerji santralına nazaran Yusufeli Projesi’nin 4 kat daha ucuz enerji üreteceği hesaplanmıştır. Bugünün perspektifinden bakıldığında, yıkıcı akaryakıt pazarlarının doğurduğu endişeler, ve belirsiz fiyatlar, içerdiği riskler ve henüz çözümlenmemiş nükleer atıkların yok edilmesi bakımından nükleer enerjinin kabullenilmesi hususunda günümüzün politik ve kamusal zorlukları, ve termik enerji kaynaklarının kullanılmasının doğurduğu küresel çevresel sonuçlar, bilhassa sera gazlarının havaya verilmesi gibi etmenler yenilenebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesini de içeren sürdürülebilir enerji politikalarına ehemmiyet verilmesine sebep olmuştur. Çoğunlukla linyit kömürü olan yerel kaynaklara dayalı termik enerji santralleri, düşük kaliteli yerel yakıtlar ve ağır çevre sorunları nedeniyle 1990’lı yıllardan beri Türkiye’de kurulmamaktadır. Günümüzde, düşük maliyette güvenilir enerji sağlayan ve ayrıca yenilenebilir olan hidroenerji yegane yerel kaynaktır. Dolayısı ile, Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santrali Projesi, öncelikle yukarıda sayılan sebeplerle, ve ikinci olarak Çoruh kaskatı içinde hidroenerji kaynaklarının geliştirilmesinin tümleşik bir parçası olması bakımından daha uygulanabilir olmaktadır. Proje Konumu Önerilen yerin seçiminden önce, Yusufeli Projesi için alternatif baraj yerleri 1996 yılında JICA tarafından yapılan fizibilite çalışmaları sırasında göz önünde bulundurulmuştur. Yusufeli ilçesinin su altında kalmasını önlemek amacıyla orta Çoruh havzasında alternatif bir plan (3baraj planı) araştırılmıştır. Oltu nehrinin ana nehre katılmasıyla, Çoruh nehrinin drenaj alanı aniden 1.9 misli artmaktadır. Bu nedenle, kurulu güç ve üretim kapasitesi bakımından Çoruh nehri geliştirme planındaki Deriner Projesinden sonra ikinci en büyük proje olan Yusufeli Projesi Oltu nehri kavuşum noktasının 800 m akışaşağısında inşa edilmek üzere projelendirilmiştir. Yusufeli baraj yerinden 19 km daha akışaşağısındaki Artvin barajı, Yusufeli ve Deriner projeleri arasındaki artık düşüden yararlanmak üzere planlanmış ve projelendirilmiştir. Bu planlama ile orta Çoruh’un hidroenerji kaynakları için Yusufeli ve Artvin barajları kullanılmıştır. Orta Çoruh Havzası için düşünülen 3-baraj alternatifi Yusufeli Barajı yerine iki adet barajın, biri Çoruh Nehri üzerinde (Kirazlı Barajı) diğeri Oltu yan koluna (Oltu barajı), inşasını öngörmektedir. Bu 3-baraj alternatifinde, Kirazlı Barajı’nın Yusufeli baraj yerinin 23 km akışyukarısına yüksek su seviyesinin 810 m olduğu yere, Oltu Barajı’nın ise Oltu’nun karıştığı yerin 10 km akışyukarısına yüksek su seviyesinin 700 m olduğu yere yapılması alternatif olarak sunulmaktadır. 3-baraj alternatif planında, su yükünün daha verimli kullanılabilmesi için Artvin Baraj yerine 2-baraj alternatifi ile kıyaslandığında daha yüksekte (2-baraj alternatifinde 500 m olan yüksek su seviyesi bu alternatifte 580 m olarak düşünülmektedir) bulunan başka bir baraj (bundan sonra Artvin* olarak adlandırılacaktır) yapılacaktır. Oluşacak Döküman adı: YUSUFELİ BARAJI VE HES PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU Döküman kodu: Revizyon : Tarih: ENC - YSF - CED - 02 F Temmuz 2006 Yönetici Özeti Sf 31 / 37 Artvin* rezervuarı Çoruh üzerinde Yusufeli İlçesi’ne erişmekte ancak yalnızca 4 mezrayı sular altında bırakacaktır. Kirazlı Barajı’ndan Artvin* Rezervuarı’nın yüksek su seviyesine kadar olan su yükü iletim kanalı (güç tüneli) ile sağlanacaktır. Arkun Barajı su yükü 100m’de Kirazlı Barajı ile kesilecektir. O tarihteki değerlendirmeler neticesinde, baraj maliyeti ve depolama hacmi kriterlerine dayalı olarak 2’li baraj alternatifinin daha uygun olduğu kararına varılmıştır. 2’li ve 3’lü baraj alternatifleri; bugünün bakış açısında enerji üretimi, sualtında kalan alanlar ve özellikleri, etkiler ve arazi kullanımları, yeniden yerleşim gereksinmeleri, ihtiyaç duyulan ikincil yapılar (enerji nakil hatları ve relokasyon yolları) bakımlarından değerlendirilmiştir. İnşaat Maliyeti: 3’lü baraj yatırım maliyetinin 2’li baraj alternatifine nazaran tüm barajların betonarme (Senaryo 1) olduğu koşullarda 464 milyon ABD$, Artvin Barajı hariç tüm barajların kaya dolgu (Senaryo 2) olduğu koşullarda 476 milyon ABD$ daha yüksek olacağı tahmin edilmiştir. Elektro-mekanik ekipman tahmini maliyetleri 3’lü baraj alternatifi için 1.37 milyon ABD$ daha pahalı olacaktır. Relokasyon yolları tahmini maliyetleri 2’li ve 3‘lü baraj alternatifleri için sırasıyla 350.6 milyon ABD$ ve 310.9 milyon ABD$’dır. Enerji nakil hatları tahmini maliyetleri 2’lı baraj alternatifinde 7 km nakil hattı için 1.54 milyon ABD$ ve 3‘lü baraj alternatifinde 14 km nakil hattı için 3.08 milyon ABD$’dır. Sonuç olarak, yeniden yerleşim maliyetleri hariç olmak üzere, 2’li baraj alternatifi toplam yatırım maliyeti, 3’lü baraj alternatifinden Senaryo 1 koşullarında 427 milyon ABD$, Senaryo 2 koşullarında 398 milyon ABD$ daha azdır. Sualtında Kalma Kayıpları ve Yeniden Yerleşim İhtiyaçları: 3’lü baraj alternatifinde su altında kalacak alan, 2’li baraj alternatifine nazaran %22.5 daha az olup aradaki fark 8.10 km2’dir. Öte yandan, kaybedilecek olan tarımsal arazi 3’lü baraj alternatifinde %12 daha az olup aradaki fark 1.11 km2’dir. Yeniden iskan edilecek olan hanelerin sayısı 2’li ve 3’lü baraj alternatiflerinde, sırasıyla, 1,954 ve 414’tür. Uyarlanan yaklaşım ve tahminler; arazi temini, tazminatlar ve yeniden yerleşim maliyetlerinin (yeni ilçe merkezi kurulması dahil olmak üzere yeniden yerleşim toplam maliyeti) 3’lü baraj alternatifinde 2’li baraj alternatifine göre 151 milyon ABD$ daha az olduğunu göstermiştir. 3’lü baraj alternatifindeki arazi teminin ve yeniden yerleşim maliyeti 2’li baraj alternatifindeki maliyetlerin %42’sidir. Çevresel Hususlar: Sualtında kalma durumu hariç olmak üzere, potansiyel çevresel etkiler bakımından, 3’lü baraj alternatifindeki Kirazlı Projesinde baraj ile enerji santralı arasında 13 km uzunluğunda bir enerji tüneli yer almaktadır ki, bu kesimdeki sucul yaşam olumsuz etkilenecektir. Ancak, 2’li baraj alternatifi durumunda, yukarı Çoruh havzasındaki Arkun Barajı’nın da 13 km uzunluğunda bir enerji tüneli bulunmaktadır ve benzer olumsuz etkiler Çoruh Nehri’nde oluşacaktır. Bu nedenle, mansap etkileri bakımından her iki alternatif arasında bir fark yoktur çünkü Arkun Baraj yeri her iki alternatif için de aynı yerdedir. Faydalar: 2’li baraj alternatifin optimize edilmiş yıllık enerji üretimi 3’lü baraj alternatifinden 511 GWh/yıl daha fazladır. 0.0892 ABD$/kWsa birim fiyat ile optimize edilmemiş 2’li baraj alternatifi durumunda yıllık gelir yararı 3’lü baraj alternatifine göre 33.9 milyon ABD$ daha fazladır, veya 50 yıllık bir sürede 1,695 milyon US$’dır. Optimize edilmiş 2’li baraj alternatifi durumunda ise yıllık gelir yararı 3’lü baraj alternatifine göre 45.58 milyon ABD$ daha fazladır, Döküman adı: YUSUFELİ BARAJI VE HES PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU Döküman kodu: Revizyon : Tarih: ENC - YSF - CED - 02 F Temmuz 2006 Yönetici Özeti Sf 32 / 37 veya 50 yıllık bir sürede 2,279 milyon ABD$’dır. Yıllık %7 indirim oranına göre yapılan hesaplamada, 1,695 ABD Doları’na ilişkin gelir değişikliğinin, net bugünkü değeri (NBD), optimize edilmemiş durum için 467.79 milyon ABD Doları’dır. Yer Alternatifleri Sonucu: Toplam yatırım maliyetinde, yeniden yerleşim maliyetleri ele alınacak olursa, 2’li baraj alternatifi 3’lü baraj alternatifinden Senaryo 1’de (tüm barajlar betonarme) 276 milyon ABD$, Senaryo 2’de (Artvin barajı hariç tüm barajlar kaya dolgu) ise 247 milyon ABD$ daha ucuzdur. 2’li ve 3’lü baraj alternatifleri için toplam yatırım maliyetleri Senaryo 1 için, sırasıyla, 2,230 milyon ABD$ ve 2,506 milyon ABD$’dır. Senaryo 2 içinse, 2’li ve 3’lü baraj alternatifleri için toplam yatırım maliyetleri, sırasıyla, 1,976 milyon ABD$ ve 2,223 milyon ABD$’dır. JICA’nın 1986 yılında yaptığı fizibilite raporunda 2-baraj alternatifi inşaat maliyetleri ve depolama parametreleri göz önüne alındığında kabul görmüş ve bugünde ekonomik açıdan bakıldığında uygulanabilir bir alternatiftir. Bunun sebebi 2-baraj alternatifinde yatırım maliyetinin ciddi biçimde farklı olması ve öngörülen enerji faydalarının uzun vadede daha avantajlı görünmesidir. Diğer taraftan, 2-baraj alternatifindeki kayıplar ve yeniden yerleşim gereklilikleri 3-baraj alternatifinden daha fazladır ve yatırım maliyeti ve uzun vadede enerji katkısı haricinde toplam yatırım maliyetinin %12’si 2-baraj alternatifinde azaltıcı önlemler almaya ve yeniden yerleşimi sağlamaya harcanacaktır. Netice olarak bugünün bakış açısından 3’lü baraj alternatifi, planlanan ve uygulama bakımından önemli ilerlemeler kaydetmiş olan yukarı Çoruh kaskadı ile uyumlu olmayacaktır. Proje Tipi ve Büyüklüğü Dört farklı baraj tipi (beton ağırlık, kemer ağırlık, kemer ve kaya dolgu) arasındaki ön karşılaştırmalar beton ağırlık ve kemer ağırlık baraj tiplerinin inşaat maliyeti bakımından ekonomik olmadığını ortaya koymuştur. İki alternatif baraj tipi (kemer baraj ve kaya dolgu baraj) ve proje geliştirme büyüklüğü için optimizasyon çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Herbir baraj tipi için yeraltı ve yerüstü enerji santralleri göz önünde bulundurulmuştur. Fayda-maliyet oranı, yeraltı enerji santralli kaya dolgu baraj tipi için en yüksek (1.87) çıkmıştır. Proje geliştirme büyüklüğü için bu tip optimum yerleşim olarak seçilmiştir. Yüksek su seviyesinin belirlenmesi için, dört durum için karşılaştırma çalışmaları yapılmıştır: 690m, 700m, 710m ve 720m. Bu kotlarda sualtında kalacak olan alanlar sırasıyla, yaklaşık olarak 25.7 km2, 29 km2, 32.4 km2 ve 36 km2‘dir. 670m ve 697m kotları arasında bulunduğu için, göz önünde bulundurulan bütün yüksek su seviyeleri içinde kalacak olan yegane tarihi eser Tekkale Kalesi’dir. DSİ şimdiden 2005 mali yılı ödenek programında bu kalenin yerinin değiştirilmesi için yaklaşık 240,000 ABD$ ödenek ayırmıştır. Yer değiştirme su tutulmadan önce gerçekleştirilecektir. Her ne kadar farklı yüksek su seviyeleri için sualtında kalan köylerin sayıları değişmekle beraber büyük bir farklılık olmamaktadır. Ancak Yusufeli göz önünde bulundurulan tüm yüksek su seviyelerinde sular altında kalacaktır. Su altında kalacak olan bina sayıları, toplam tarımsal alanlar, toplam araziler de çalışılmıştır. Fizibilite etütleri sırasında 700m ve 690m yüksek su seviyelerinin ekonomik ve teknik açıdan uygun olmadığı görülmüştür, zira efektif depolama kapasiteleri, 710m yüksek su seviyesi ile karşılaştırıldığında, sırasıyla %12 ve %22 oranında azalmaktadır. Yukarıdaki kıyaslama 710m ve 700m için özetlendiğinde, (700m yüksek su seviyesinin efektif depolama kapasitesinin 720m’nin kapasitesine yakın olması nedeniyle, ki fizibilite raporunda depolama kapasitesinin seçim için önemli bir kriter olduğu belirtilmiştir), aşağıdaki neticelere varılabilir: Döküman adı: YUSUFELİ BARAJI VE HES PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU Döküman kodu: Revizyon : Tarih: ENC - YSF - CED - 02 F Temmuz 2006 Yönetici Özeti Sf 33 / 37 700m kotunda su altında kalacak olan toplam alanlar, nehirde yaşayan canlılar, kaybolacak olan orman, kaybolacak olan tarımsal alanlar, su altında kalacak olan binaların adetleri, etkilenecek olan köylerin adetleri, ve efektif depolama kapasitesi 710m yüksek su seviyesine göre daha azdır. Bu nedenle, 700m yüksek su seviyesinin kayıp arazi, yapılar ve habitat üzerinde daha az olumsuz etki yaratacağı öngörülmekte, ancak aradaki fark çok büyük olmamaktadır. Bununla birlikte, 700m yüksek su seviyesi efektif depolama kapasitesindeki azalma nedeniyle daha az enerji faydası sağlayacaktır. Fizibilite etütleri sırasında seçim esas olarak ekonomik ve teknik bazda yapılmış ve sonuç olarak 710 m işletim seviyesi seçilmiştir. Kurulu güç kapasitesinin seçimi için, proje alanının Gürcistan sınırına yakın olması ve yük merkezlerinden uzakta bulunması nedeniyle pik süreler göz önüne alınmıştır. İşletme Şekilleri Projenin amacı, teknik ve çevresel sınırlamalar içinde (rezervuarı alçak seviyelere indirmemeye dikkat ederek), fakat aynı zamanda dolusavaktan su atılmasına imkan vermeden, mümkün olduğunca fazla enerji üretmektir. Proje için yalnız baz yük, pik yükte veya ihtiyaç oldukça, veya bunların kombinasyonu olacak şekilde farklı işletme şekilleri göz önünde bulundurulmaktadır. Planlanan enerji üretimi ve projeden beklenen ekonomik faydaların gerçekleştirilmesi için projenin teknik özellikleri gözönüne alındığında, Yusufeli Projesi’nin optimum işletilme şeklinin pik yük santral olarak çalıştırılması bulunmuştur. Pik yük işletmesinde, santral günde toplam 8-saatlik pik yük karşılayacak şekilde çalıştırılmaktadır. Pik yük işletmesinde, üç türbin günde pik yük karşılamak üzere çalıştırılarak (8 saat/gün) toplam olarak 315 – 540 MW enerji (mevcut düşü yüksekliğine bağlı olarak) TEİAŞ şebekesine verilebilecektir. Çoruh Nehri’nin mevcut akım verilerine ve saha çalışmaları sırasındaki gözlemlere dayanarak nehir yatağında önemli mevsimsel dalgalanmaların olduğu söylenebilmektedir. Ayrıca, su tutulması sırasında sucul yaşam için gerekli minimum suyun mansaba bırakılması amacıyla kullanılmak üzere barajın dip savağı mevcuttur. Öte yandan, proje tasarımına göre (EPDC 1990), Artvin Baraj Gölü (tam dolu halde) Yusufeli Barajı’na kadar uzanmaktadır. Artvin Barajı’nın ertelenmesi durumunda, tam işletme halinde günlük yüksek akışlar hemen mansapta nehir yatağında aşınmalar yaratabilecek ancak akışaşağı yerleşim yerlerine bir tehlike arz etmeyecektir. Projenin Gerçekleştirilmemesi Alternatifi Yusufeli Projesi gerçekleştirilmeyecek olursa aşağıdaki sonuçlar doğabilecektir: (i) Nüfus ve sanayi Türkiye’de hızlı bir şekilde artmaktadır ve bunun bir neticesi olarak ülkenin enerji ihtiyacı da artacaktır. Türkiye için hidroenerji en uygulanabilir enerji kaynaklarından biri olduğu için, bu projenin uygulanmaması diğer alternatif santrallerin, örneğin kömür yakıtlı termik santrallerin yapılmasını gerektirebilecektir. Bu durum ise ekonomik olmayacak, çevre üzerinde olumsuz etkileri olacak ve enerji üretimi için yenilenebilir enerji kaynağı kullanmak kadar geliştirilebilir olmayacaktır. (ii) Bütün Çoruh Nehri Gelişme Planı etkilenmiş olacaktır. Yusufeli Projesi’nin aşağı Çoruh projelerinin (Deriner, Borçka ve Muratlı Projeleri) eneri üretimlerine olan yararlı etkileri gerçekleşmeyecektir. Bu ise ekonomik verimsizliği doğuracak ve bu projelerin ekonomik ömürlerini etkileyecektir. Yusufeli Projesi’nin olmaması durumu Deriner Barajı’nın ekonomik ömrünü olumsuz etkileyecektir, zira Yusufeli Barajı mansaba ulaşacak olan sedimanın bir kısmını tutmuş olacaktır. (iii) Daha geniş bir perspektifte bakıldığında, düşük maliyetli pik enerji ihtiyacını karşılayacak olan hidroenerji kaynaklarının kullanılmaması ülkenin sosyal ve ekonomik gelişmesini mutlak surette sınırlayacaktır. (iv) Diğer taraftan, Yusufeli ilçesi ve üç köyün tamamen, 16 köyün kısmen su altında kalması gerçekleşmemiş olacak ve halk yerlerini terk etmeyecektir. Mevcut nehir hidrolojisi ve Döküman adı: YUSUFELİ BARAJI VE HES PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU Döküman kodu: Revizyon : Tarih: ENC - YSF - CED - 02 F Temmuz 2006 Yönetici Özeti Sf 34 / 37 sedimantasyon ile su hayatı üzerinde olumsuz ekolojik etkiler olmayacaktır. 7.5 km2’lik bir alanı tarımsal arazi olan yaklaşık 33 km2 arazi su altında kalmayacağı için yaban hayatı yaşam alanları ve tarımsal araziler kaybolmayacaktır. Döküman adı: YUSUFELİ BARAJI VE HES PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU Döküman kodu: Revizyon : Tarih: ENC - YSF - CED - 02 F Temmuz 2006 Yönetici Özeti Sf 35 / 37 VI. ÇEVRE YÖNETİM PLANI (ÇYP) Çevre yönetim planı, belirlenmiş olan olumsuz çevresel etkilerin azaltılması önlemlerini, izlenmesini ve kurumsal gereksinmeleri içeren bir plandır. ÇED raporunda belirtilen bu önlemler, spesifik konular için detaylandırılacak, sorumlu taraflarca projenin müteakip safhalarında buna göre uygulanacaktır. VI.1. Etki Azaltıcı Önlemler Planı Projenin muhtemel etkilerini azaltmak için etki azaltıcı önlemler yukarıda özetlenmiştir. ÇYP’nin uygulanması için anahtar organizasyonlar DSİ, Konsorsiyum, ve Türkiye Elektrik Üretim A.Ş. (EÜAŞ)’dir. DSİ ve Konsorsiyum, inşaat ve inşaat-öncesi safhalarda ÇYP’nin tatbik edilmesinden esas sorumlu taraflardır. İşletme sırasında, DSİ (rezervuar için) ve EÜAŞ (tesisin işletilmesi için) sorumlu olan temel kurumlardır. Bazı etki azaltma ve izleme faaliyetlerinden sorumlu olan diğer devlet kurumların koordinasyonu DSİ tarafından yapılacaktır. VI.2. İzleme Planı İnşaat sırasında yapılacak olan izleme faaliyetleri Konsorsiyum ve DSİ koordinasyonunda gerçekleşecektir. İşletme sırasındaki izleme faaliyetlerinin koordinasyon için DSİ ve EÜAŞ esas sorumlu olan taraflar olacaktır. Ayrıca, İdare’nin Mühendisinin sorumluluğunda olmayan tarafsız harici çevresel izleme faaliyetleri DSİ tarafından gözönüne alınabilecektir. İnşaat sırasında Yusufeli Projesi ile ilgili çevresel izleme hususlarından sorumlu olacak olan bir çevresel şantiye yöneticisi Konsorsiyum tarafından belirlenecektir. İzleme kayıtları çevre şantiye yöneticisi tarafından tutulacaktır. Genelde, izleme faaliyetlerini ve neticelerini (geliştirme gereksinimlerini ve bunu sağlamak için yöntemleri de içeren) açıklayan kayıtlar yılda iki kez tutulacaktır. Projenin bütün safhalarında ulusal çevresel yönetmeliklere mutlak surette uyulacak olup gerektiğinde izleme faaliyetleri için bağımsız danışmanlar da istihdam edilebilecektir. İnşaat safhasında çevresel koordinasyon çalışmaları kapsamında, inşaat işçilerinin çevre konusunda eğitilmeleri önemli bir unsur olmaktadır. Yukarda adı geçen izleme gereksinmelerine ek olarak, Çevre ve Orman Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı dahil olmak üzere, çeşitli bakanlıklardan uzmanlar da inşaatın başlamasından Yusufeli Projesi’nin ekonomik ömrü sonuna kadar proje faaliyetlerini denetleyebilecektir. Bu izleme, proje faaliyetlerinin ilgili kanun ve yönetmeliklerin gereksinmelerine göre yapılıp yapılmadığını ortaya koyacaktır. İzleme faaliyetleri işletme süresince de devam edecektir. İşletme sırasında, Yusufeli Projesi ile ilgili olarak, yönetim, çevresel ve sosyal konular için koordinasyon DSİ ve EÜAŞ’nin sorumluluğundadır. İzleme, standartlara uymak ve yönetim uygulamalarını geliştirmek amacıyla Proje işletmesinin tümleşik bir parçası olacaktır. İnşaat safhasında izleme faaliyetleri, Hava Kalitesi, Gürültü, Su Kalitesi, Atık Yönetimi, Yaban Hayatı, Yeniden Yerleşim ve Sosyo-Ekonomi, Kültürel ve Tarihi varlıklara ve /veya unsurlarına yönelik olacaktır. İşletme safhasında ise Rezervuar Sedimantasyonu, Hidroloji ve Su Kalitesi, Atık Yönetimi, Yaban Hayatı, Sucul Yaşam, Yeniden Yerleşim ve SosyoEkonomi, Sağlık ve Güvenlik konuları izleme faaliyetlerinin temelini oluşturacaktır. Döküman adı: YUSUFELİ BARAJI VE HES PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU Döküman kodu: Revizyon : Tarih: ENC - YSF - CED - 02 F Temmuz 2006 Yönetici Özeti Sf 36 / 37 VI.3. Baraj Güvenliği ve Acil Durum Müdahalesi Yusufeli Barajı, baraj güvenliğine dair uygulanabilir standartlara göre tasarımlandırılmıştır. Yetkili müşavir mühendislik firmaları tarafından planlama safhasında gerekli güvenlik kıstasları gözönünde tutulmuştur. Yusufeli Projesi için baraj güvenlik önlemleri, inşaat öncesi güvenlik etütleri fizibilite ve kesin proje hazırlama sırasında yapılması gereken mühendislik çalışmalarını ve güvenilir karar vermeye baz teşkil etmek için çevresel etki değerlendirmesi çalışmalarını içermektedir. İnşaat aşaması, esas olarak inşaat faaliyetleri için geliştirilen önlemlerin/planların uygulanmasını içermektedir. Bu aynı zamanda işletme safhası için de temel oluşturmaktadır. Acil duruma karşı hazırlıklı olmanın minimum gereksinimleri ilgili Türk yasa ve yönetmeliklerinde belirtilmiştir. DSİ tüzüğünde şart koşulduğu gibi, baraj projeleri için detaylı acil durum hazırlık planları bölgesel acil durum planları olarak hazırlanır (zira bu projelerdeki bir hata bölge çapında bir hal alabilir). DSİ, Barajlar ve Hidroelektrik Santraller Dairesi altında merkez ofiste Aralık 2005’de bir “Baraj Güvenliği Bölümü” kurmuştur. Bu bölümün görevleri baraj yıkılma analizlerinin ve inşaat tamamlama raporunun hazırlanması, baraj güvenliği dosyalarının ve raporlarının hazırlanması ile erken uyarı sistemlerinin ve Acil Eylem Planı’nın şartlarının oluşturulmasıdır. Bu bölüm, acil eylem planı için durum spesifik proje olarak Çoruh Nehri havzasını çalışmayı ve mevcut ve planlanan barajların olası risklerinin belirlenmesini planlamaktadır. Acil eylem kapsamında taşkın ve yıkılma durumlarında alınması gereken tedbirlerle ilgili olarak DSİ’nin tüm bölge müdürlüklerine yürürlükte bulunan talimatları bulunmaktadır ve bu kapsamda iletişim hatları hali hazırda tanımlanmıştır. Planlamanın bu aşamasında, Yusufeli Projesi için mümkün olabilecek senaryoların geniş bir taslağı ve muhtemel sonuçları çalışılmıştır. Bu senaryolar, felakete yol açabilecek düzeydeki taşkınları ve heyelanların yaratmış olduğu taşkın dalgalarını içermektedir. Felakete yola açabilecek taşkın senaryosu için, mümkün olan on-bin (HQ10,000) yıllık akış ve maksimum taşkın (HQmax) göz önüne alınmıştır. Bu durumda, Artvin rezervuarı var olup, bu felakete yol açacak olan taşkın dalgasından etkilenme riskinde olanların sayısının 25’den küçük olacağı tahmin edilmektedir. Artvin olmaması durumunda, riskte olan etkilenen sayısının 125’den küçük olacağı tahmin edilmektedir. Şu nokta dikkate alınmalıdır ki, bununla birlikte bu vadi kesitleri için, HQ10,000 veya HQmax gibi nadiren ortaya çıkan aşırı derecede acil durumlara ait taşkınların vermiş olduğu zararlar, Yusufeli Barajı’nın olduğu veya olmadığı senaryolar için aynı olmaktadır. Bununla birlikte, Artvin rezervuarındaki bir heyelan Yusufeli Barajı’nı olumsuz etkileyebilecektir ve tasarım çalışmalarında bu durum için karşı tedbirler araştırılmıştır. Havuzlu heyelan alanında oluşabilecek bir toprak kayması durumunda bu alandaki Artvin rezervuar hacminin kayan kütlenin olası hacmi ile kıyaslandığında küçük olması sebebiyle rezervuarın kapanması olasıdır. Bununla birlikte, bu alanda başlayabilecek dalga azalarak yayılacak ve Artvin Baraj alanında yaklaşık 12m yüksekliğe ulaşması tahmin edilmektedir. Bu tür bir sonucun gerçekleşmesi göz önünde bulundurularak Artvin Barajı kret kotu güvenlik önlemi olarak 515 m (500 m’lik yüksek su seviyesinden 15 m daha yüksek) belirlenmiştir. DSİ Yusufeli Rezervuarı’nın doldurulacağı tarihten 1 yıl önce bir Acil Durum Hazırlık Planı hazırlayacaktır. Bu planda, barajla ilgili çıkabilecek ciddi sorunlarda, öngörülen işletme akımının akışaşağı hayatı tehdit etmesi durumunda ya da nehirdeki su seviyesi ilgisi bulunan ekonomik hususlarda tarafların sorumlulukları belirlenecektir. DSİ, bu plana baraj işletim koşulları ile ilgili kararlar, ilgili acil durum iletişim hususları, acil durumlarda su altında kalacak alanların gösterileceği haritalar, sel uyarı sistemi özellikleri, tehlike anında tehdit altında bulunan yerlerin tahliyesi ve acil durum alanına gerekli kuvvetlerin ve ekipmanın iletilmesinden konularındaki sorumluluklar ile ilgili açık maddeler koyacaktır. Böyle detaylı bir planın hazırlanması için öngörülen maliyet 200,000 ABD Dolarıdır. Bu maliyet kalemi DSİ’nin ilgili mali takvimindeki yatırım maliyeti, arazi alımı programı ve uygulama planı bütçesine dahil edilecektir. Döküman adı: YUSUFELİ BARAJI VE HES PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ RAPORU Döküman kodu: Revizyon : Tarih: ENC - YSF - CED - 02 F Temmuz 2006 Yönetici Özeti Sf 37 / 37
Benzer belgeler
yusufeli barajı ve hes projesi - Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü
YUSUFELİ BARAJI ve HES
Projenin Tanımı
Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santrali Projesi; Doğu Karadeniz Bölgesi’nde, Çoruh
Nehri üzerinde yer almaktadır. Çoruh Türkiye sınırları içinde 390 km’lik ...
Çoruh Nehri ve Yusufeli Barajı - Birey ve Toplum Sosyal Bilimler
tasarımları sırasıyla JICA tarafından 1986 yılında ve EPDC Konsorsiyumu tarafından 1990
yılında tamamlanmıştır. Çoruh Nehri Geliştirme Planı’na göre Artvin, Muratlı, Borçka ve
Deriner Barajları Yus...