2008-5 - Sosyal-İş
Transkript
2008-5 - Sosyal-İş
MAYIS 2008 AYLIK YAYIN ORGANI YIL: 42 SAYI: 2008/5 1 Mayıs’ta devlet provokasyonu HABERİ SAYFA 10-11-12-13-14 GÜNDEM Ali CANCI Genel Başkan İNCE AYAR 2008 yılı Mayıs ayı, sermaye sınıfının emekçi haklarına gizliaçık saldırılarıyla geçti. 1 Mayıs’ta Taksim Meydanı’nda toplanıp SSGSS, iş yasaları, işsizlik ve pahalılık, kıdem tazminatı, insan hakları, özelleştirme konularında isteklerini kamuoyuna duyurmak isteyen emekçileri AKP iktidarının, valisinin ve polisinin ödünsüz bir şiddetle nasıl önlediğini tüm dünya TV kanallarından canlı olarak izledi. Ve iktidarın kendisini haklı çıkarmak için yaptığı bütün kışkırtmalar boşa çıktı. AKP’nin emekçiler hakkında düşündükleri, bütün çıplaklığı ile görüldü. DEVAMI 3’te Türkiye ve Dünya’da 1 Mayıs Manzaraları Sayfa 15 - 16 Üyelerimizden 1 Mayıs İzlenimleri Sayfa 17 Metro Grosmarketlerde 10. Madde toplantıları Sayfa 4 - 5 - 6 - 7 ILO sendikamızdaydı Tersanelerden grev sesleri 15-16 Haziran’a doğru Sayfa 7 Sayfa 8 Sayfa 20 2 • Sosyal-İş Gazetesi HUKUK KÖŞESİ S. Ayşegül DOĞAN Sosyal-İş Danışman Avukatı 1 MAYIS: BİR MÜCADELENİN BELLEĞİ 1 Mayıs, geçmişten günümüze gelen bir mücadelenin belleğidir. Hukuksal anlamda bir sınıfın var oluş öyküsüdür. Bugün tanımlanmak istenen kaos, karmaşa ve düzensizliğin değil; birlik, beraberlik ve dayanışmanın günüdür. İşçi sınıfı, sınıf olarak verdikleri mücadeleyi, daha iyi, daha insanca koşullarda çalışmak ve yaşamak uğruna verdikleri savaşımı kolaylıkla kazanmamıştır. 1884 yılında toplanan Trade-Unions Kongresi’nde; “1 Mayıs 1886’dan başlayarak normal iş gününün 8 saat olarak saptanması ve tüm işçi örgütlerinin buna hazırlıklı olması kararlaştırılmıştır.” Nitekim 1886’da yapılan grevlerde kanlı çatışmalar olmuş ve sonuçta 1889’da bu savaşımlar ve mücadeleler ile 1 Mayıs işçilerin birlik, mücadele, dayanışma günü olarak kabul ettirilmiştir. Ve 1890’da tüm alanlarda ‘işçi bayramı’ olarak kutlanmaya başlanmıştır. Bugün dünyanın bir çok ülkesinde 1 Mayıs tatil olarak kabul edilmekte ve en önemli meydanlarda kutlanmaktadır. Tarihsel süreç içerisinde haklı yerini alan bu mücadelenin adı ülkemizde halen hukuksal anlamda konulamamaktadır. 2008 yılının 1 Mayısı da yine bu kavramsal arayışların gölgesinde geçmiştir. Taksim, 1979-1980 yıllarında olduğu gibi emekçi ve işçilere yasaklanmış, meydanlara çıkmaya fırsat bile verilmeksizin DİSK binasının önünde toplanan işçi ve emekçilere insan onuruna yakışmayan ve hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmayan saldırı ve muamelelerde bulunulmuştur. Oysa Anayasamızın 2. maddesine göre; “Türkiye Cumhuriyeti….. bir hukuk devletidir.” Hukuk devleti, en kısa tanımıyla: Faaliyetlerinde hukuk kurallarına bağlı olan, vatandaşlarına hukuki güvenlik sağlayan devlet demektir. Anayasa Mahkemesi’nin 21 Haziran 1991 tarih ve K. 1991/717 Sayılı kararına göre de; “Hukuk devleti, insan haklarına saygılı ve bu hakları koruyan, toplum yaşamında adalete ve eşitliğe uygun bir hukuk düzeni kuran ve bu düzeni sürdürmekle kendisini yükümlü sayan, bütün davranışları hukuk kurallarına ve Anayasa’ya uyan, işlem ve eylemleri yargı denetimine bağlı olan devlet demektir.” O halde hukuk devletini, faaliyetlerinde hukuk kurallarına bağlı olan ve vatandaşlara hukuki güvenceler sağlayan devlet olarak tanımlamak gerekir. Bu unsurlar hukuk devletinin gerekleri ve varlık şartlarıdır. Polis devleti ise, hukuk devleti deyiminin karşıtı anlamında kullanılmaktadır. Polis devleti; “Kamunun refahı ve selameti için, her türlü önlemi alabilen, bu amaçla kişilerin hak ve özgürlüklerine alabildiğine müdahale edebilen, onlara külfetler yükleyebilen ve fakat tüm bunları yaparken idaresi hukuka bağlı olmayan devlettir.” Tüm bu tanımlar çerçevesinde 2008 yılı 1 Mayısı’nı değerlendirdiğimizde ne yazık ki ülkemiz henüz ‘hukuk devleti’ olma sürecini başarı ile tamamlayabilmiş değildir. Amaç hukuku tüm organlara egemen kılmaktır. Bu nedenle de idarenin eylem ve işlemleri de yargı denetimine tabii olmalı ve bu hukuksuzluğun failleri er geç cezalarını bulmalıdır. YER - GÜN TESPİTLERİ Mardin Tabip Odası Mardin Tabip Odası’nda yer gün tespiti yapıldı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca sendikamıza TİS yetkisi gönderilmesi üzerine TİS taslağı hazırlanarak işverene gönderildi. Toplu İş Sözleşme görüşmelerine başlamak üzere 12 Mayıs 2008 tarihinde bir araya gelen taraf yetkililerince yer gün ve saat tespiti yapıldı. Bu durumda Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri 05.06.2008 tarihinde başlayacak. TİS YETKİLERİ Batman Tabip Odası Batman Tabip Odası TİS Yetkisi geldi. Batman Tabip Odası çalışanlarının sendikamızda örgütlenmesinin ardından işyerlerinde akdedilecek toplu iş sözleşmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca 08.05.2008 tarihinde sendikamıza yetki gönderildi. TİS taslak önerisi hazırlanan işyerinde TİS görüşmelerine başlamak üzere yer, gün, saat tespiti yapılacak. TEMSİLCİLİK SEÇİMLERİ Metro Antalya Mağazası: Metro Grosmarket Antalya Mağazası’nda yapılan seçim sonucunda Elif ALP baştemsilci, Hüseyin İLERİ ile Ayşegül YÜKSEKER temsilciliğe seçildi Metro Güneşli Mağazası: Metro Grosmarket Güneşli Mağazası’nda yapılan seçimle Jale GÜNDÜZ’ün yerine İrfan ÖZEK, İbrahim KARATAŞ’ın yerine Gürsel DOĞAN temsilcilik görevine getirildi. Göreve gelen tüm arkadaşlarımıza başarılar diliyoruz. Sosyal-İş Gazetesi • MESAM ziyaret edildi GÜNDEM Ali CANCI Genel Başkan İNCE AYAR Baştarafı 1’de SSGSS yasasının emekliliği olanaksız hale getireceğini, mezarda emekliliğe yol açacağını dile getiren emek örgütleri haklı çıktı. 1 Mayıs hakkında tartışmalar sürerken, İstihdam Paketi’nin sessiz sedasız yasalaşması ile emeklilik biraz daha zorlaştı. İşverenler artık otuz yaş üzerindeki çalışanları işten çıkarıp daha genç işsizleri işe alarak istihdama destek verecekler(!) Hem de bu yeni işe aldıklarının sigorta primlerini devlet ödeyecek. Nereden? İşsizlik fonundan. Böylece otuz yaşına gelen emekçiler zorunlu olarak işsiz kalacak. 25 Nisan 2008 tarihinde MESAM’a, Sendikamız Genel Başkanı Ali Cancı, Örgütlenme Daire Başkanı Mehmet Gündoğdu, İstanbul Şube Başkanı Mustafa Ağuş ve Şube Sekreteri Turgut Çivi bir ziyarette bulundular. Üyelerimizin tamamına yakınının katıldığı toplantıda Genel Başkan Ali Cancı bir konuşma yaparak Genel Kurul değerlendirilmesi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Cancı, Genel Kurula katılan delegelere katılımlarından dolayı teşekkür etti. Ardından sırasıyla SSGSS yasası, kıdem tazminatı ve 2821-2822 sayılı yasalar ile ilgili önemli açıklamalarda bulunan Cancı, DİSK Başkanlar Kurulu’nun 1 Mayıs basın açıklamasını bizzat okuyarak üyelerimizi 1 Mayıs’a davet etti. Yeni dönem TİS taslak hazırlıklarıyla ilgili olarak görüşlerini de açıklayan Cancı, üyelerimize başarılar dileyerek konuşmasını tamamladı. DMO ziyaret edildi 8 Mayıs 2008 Perşembe günü DMO İstanbul Bölge Müdürlüğü’ne Sendikamız Genel Başkanı Ali Cancı, GYK üyesi ve İstanbul Şube Başkanı Mustafa Ağuş ile Şube Sekreteri Turgut Çivi ziyarette bulundular. Genel Başkan Ali Cancı, sendika temsilcilik odasında toplanan üyelerimizle işyeri sorunları, SSGSS, kıdem tazminatı, 2821-2822 Sayılı yasa ve 1 Mayıs 2008’i değerlendirerek görüş alışverişinde bulundular. Toplantıya katılan üyelerimiz toplantının çok verimli geçtiğini belirterek bu tür ziyaretlerin sık sık yapılmasını talep ettiler. Daha önce Tekirdağ Bölge Müdürlüğü’nde görevli olan Ahmet Çelik, İstanbul Bölge Müdürlüğü’ne yeni atanmıştı. Daha bitmedi. Sırada 2821 ve 2822 sayılı yasalarla yapılacak değişiklikler var. 1970 yılında “güçlü sendika oluşturmak” bahanesi ile güdümlü sendikayı (Türk-İş) güçlendirmek ve DİSK’i ortadan kaldırmak için, 274 ve 275 sayılı yasalarda yapılmak istenen değişiklikler, işçi sınıfının büyük tepkisine yol açmıştı. 1961 Anayasası’nın sağladığı demokratik hakları korumak için eylem yapan ve gene Taksim’de toplanmak isteyen işçi ve emekçileri, zamanın iktidarı tıpkı geçtiğimiz 1 Mayıs’taki gibi polis ve askerle yolları keserek önlemeye çalışmıştı. 2821 ve 2822 sayılı yasalardaki yasaklar sendikaların üstünde “Demokles’in kılıcı” gibi sallandı durdu. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’nun kara listesinde olan AKP hükümetinin, Haziran 2008’de toplanacak olan ILO Genel Kurulu’nu atlatabilmek ve “günü kurtarmak” için iş yasalarında ILO kararlarına uygun düzenlemeler yapması gündemde. Bu konu ile ilgili olarak sendikalar, hükümet ve ILO temsilcileri ortak toplantılar yaptılar. 2821 ve 2822 sayılı yasalarda ILO kararlarına uygun birkaç iyileştirme konusunda anlaşma olduğu bizzat Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından 1 Mayıs öncesi kamuoyuna açıklandı. DİSK bugüne kadar savunduğu örgütlenme özgürlüğü, Toplu Sözleşme hakkı ve Grev hakkı konularındaki görüşleri doğrultusunda bu toplantılara gerekli katkıyı verdi. Ancak gelinen noktada hükümetin, sendikal hak ve özgürlükleri evrensel düzeyde sağlayacak bir çabadan çok, var olan durumu, 12 Eylül’ün yasakçı ve baskıcı zihniyetiyle hazırlanmış, köhnemiş yapıları korumaya dönük bir çaba içinde olduğu görüldü Bu arada SSGSS yasası Cumhurbaşkanı tarafından onaylandı. İstihdam paketi yasalaştı, kıdem tazminatı için altyapı hazırlıkları hızlandı. Şimdi sahneye gene “güçlü sendika” meraklıları çıkabilir. 2821 ve 2822 sayılı yasalarda güçlü sendika yaratma(!) “ince” ayarları yapılabilir. ♦♦ Herkese sendika kurma ve sendikaya üye olma hakkı, ♦♦ Sendikaların iç işleyişlerinde serbestlik, ♦♦ Noter şartının kaldırılması, ♦♦ Yüzde 10 işkolu ve işletme barajlarının kaldırılması, ♦♦ Toplu İş Sözleşme prosedürünün sadeleştirilmesi, ♦♦ Yetki uyuşmazlığında referandum uygulaması, ♦♦ Yasaksız grev hakkı, olmayan bir yasa, reform olarak nitelendirilemez. Ve ILO toplantıları bittiği zaman gene IMF ve Dünya Bankası’nın ürettiği programlarla karşı karşıya kalabiliriz. Haklarımızı korumak ve geliştirmek için güçlü ve uyanık olmalıyız. 3 4 • Sosyal-İş Gazetesi METRO GROSMARKETLERDE YAPILAN 10. MADDE TOPLANTILARI Sendikamız İstanbul Şube Bölgesi 10. Madde toplantıları kapsamında 21 Nisan 2008 tarihinde Bursa Metro, 22 Nisan 2008 tarihinde Kozyatağı Metro, 24 Nisan 2008 tarihinde Güneşli Metro, 25 Nisan 2008 tarihinde Büyük Çekmece Metro Mağazalarında 10. Madde toplantıları yapıldı. Toplantılara Genel Başkan Ali Cancı, Örgütlenme Daire Başkanı Mehmet Gündoğdu ile Şube Başkanı Mustafa Ağuş ve Şube Sekreteri Turgut Çivi katıldı. Genel Başkan Ali Cancı yaptığı konuşmalarda, 12-13 Ocak 2008 tarihinde yapılan Genel Kurulumuzun bir değerlendirmesini yaptı ve genel kurula katılan delegelerimize teşekkür etti. Cancı, yapılan Gelen Kurul sonucu işbaşına gelen yönetim ile sendikamızda yeni bir dönemin başladığını vurguladı. Toplantıya katılan üyelerimizi SSGSS yasasına karşı düzenlenen eylemler ve Hükümet ile Emek Platformu arasında yapılan Bursa Büyükçekmece Güneşli Sosyal-İş Gazetesi • 5 METRO GROSMARKETLERDE YAPILAN 10. MADDE TOPLANTILARI Kozyatağı Ankara görüşmeler konusuna da detaylı olarak bilgilendiren Cancı, konuşmasının devamında kıdem tazminatı, İşsizlik Fonu ve 2821-2822 sayılı yasalarla ilgili açıklamalarda bulundu. DİSK Başkanlar Kurulu’nun 1 Mayıs basın açıklaması da üyelerimize okunarak 1 Mayıs’a katılım çağrısı yapıldı. Toplantılarda Örgütlenme Daire Başkanı Mehmet Gündoğdu da söz alarak örgütlenme çalışmaları hakkında bilgiler vererek bu konuda üyelerimizden katkı sunmalarını istedi. İstanbul Şube Başkanı Mustafa Ağuş da söz alarak 1 Mayıs Tertip Komitesi’ndeki görevi gereği 1 Mayıs’a katılım konusunda üyelerimize çağrıda bulunan konuşmalar yaptı. Toplantılar, üyelerimizden gelen soruların cevaplanmasıyla bitirildi. Gaziantep Sendikamız Ankara Şubesi bölgesinde de Metro Grossmarketlerde bağıtlanan toplu iş sözleşmesinin bir kazanımı olan toplu görüşme hakkı çerçevesinde toplantılar yapıldı. 5 Mayıs günü 6 • Sosyal-İş Gazetesi METRO GROSMARKETLERDE YAPILAN 10. MADDE TOPLANTILARI Ankara’da devam eden toplantılara Genel Başkan Ali Cancı da katılarak üyelerimizden gelen 1 Mayıs, SSGSS konularındaki soruları yanıtladı. Adana Bodrum İzmir 6 Mayıs günü Adana, 7 Mayıs günü Gaziantep’te gerçekleştirilen toplantılara da TİS Daire Başkanı Metin Ebetürk, Örgütlenme Daire Başkanı Mehmet Gündoğdu katıldılar. Sendikamız İzmir Şube bölgesinde de yapılan 10. madde toplantılarına Genel Başkan Ali Cancı katıldı. 12 Mayıs’ta Bodrum, 13 Mayıs’ta İzmir ile devam eden toplantılarda, 1 Mayıs’ın oluşumuna neden olan mücadeleler ve sonuçları ile Dünya’da 1 Mayıs kutlamaları ve Türkiye’deki 1 Mayıs kutlamaları, 1 Mayıs’ın işçi sınıfı mücadelesindeki yeri ve önemi üzerine konuşmalar yapıldı. SSGSS reformu denilen aldatmacanın tam anlamıyla mücadelelerle elde edilen sağlık sigortası ile emeklilik hakkının çalışanların elinden alınması olduğunu vurgulayarak, bunun mücadele ile terse çeviri- Sosyal-İş Gazetesi • METRO GROSMARKETLERDE YAPILAN 10. MADDE TOPLANTILARI lebileceği anlatıldı. Kıdem Tazminatı gibi konularda üyeler bilgilendirildi ve üyelerin bu konulara ilişkin sorduğu sorular yanıtlandı. Antalya ve Alanya Metro Grosmarketlerde de 10. Madde toplantıları gerçektleştirildi. Bu toplantılarda da 1 Mayıs, SSGSS, Kıdem Tazminatı gibi konular ele alındı. Alanya ILO sendikamızdaydı Hükümet, Haziran ayında toplanacak olan ILO Genel Kurulunda, geçen yıl aldığı kötü notu düzeltmek için sendika ve Toplu İş Sözleşmesi ve Grev yasalarında düzenlemeler yapmayı hızlandırdı. Bu konuda ILO heyeti de Bursa’da yapılan toplantıya katılmıştı. DİSK ANTALYA BÖLGE TEMSİLCİLİĞİ ZİYARET EDİLDİ DİSK Antalya Bölge Temsilciliği’ne sendikamız tarafından ziyarette bulunuldu. DİSK Antalya Bölge Temsilcisi Recep Koç, DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Sendikamız Genel Başkanı Ali Cancı, TİS Daire Başkanı Metin Ebetürk ve Antalya Şube Başkanı Metin Özboz tarafından makamında ziyaret edildi. Ziyarette, sendikamızın ve DİSK’in Antalya Bölgesi’ndeki faaliyetleri, örgütlenme çalışmaları ve sorunları üzerine görüş alışverişinde bulunuldu. toplantıya sendikamız ev sahipliği yaptı. Çalışma yasalarında yapılacak değişikliklerin ILO anlaşmalarına uygunluğunun görüşüldüğü toplantı Sendikamız Genel Merkezinde yapıldı. Toplantıya ILO heyeti, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, DİSK Genel ILO heyetinin konfede- Başkan Yardımcısı ve Senrasyonlarla yaptığı toplan- dikamız Genel Başkanı Ali tılardan DİSK’le yaptığı Cancı katıldılar. 7 8 • Sosyal-İş Gazetesi TERSANELERDE YİNE İŞ CİNAYETİ Hükümetin ve patronların yeterli güvenlik önlemlerini almamak için inat ettiği tersanelerde ikisi aynı gün olmak üzere üç ölüm daha gerçekleşti. Son 1 yılda 27 kişinin yaşamını yitirdiği tersanelerde, son olarak İzzet Gider, Deniz Kaşıkeman ve Murat Çalışkan adlı işçiler yaşamını yitirdi. Cehenneme dönen Tuzla Tersaneleri, 10 günde 3 can daha aldı… İşçiler için adeta ölüm kampı haline getirilen tersanelerde, bir makine dairesinde yaşanan patlama sonucu bir işçi daha yaşamını yitirdi. 9 Mayıs’ta Selah Tersanesi’nde meydana gelen patlamada İzzet Güder adlı işçi yaşamını yitirirken bir mühendis ile üç işçi de yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Selah Tersanesi’nde yeni yapılan “Atlantik” isimli kuru yük gemisinin makine dairesinde yaşanan patlama sonucu ölen ve yaralanan toplam beş işçinin de taşeron bir firmaya bağlı olarak çalıştıkları bildirildi. 17 Mayıs’ta ise yine Selah Tersanesi’nde Deniz Kaşıkeman adlı işçi, üzerine sac düşmesi sonucu yaşamını yitirdi. Kaşıkeman’ın yeni evli ve eşinin 8 aylık hamile olduğu öğrenildi. Aynı gün akşam saatlerinde ise Esan Tersanesi’nde Emre Gemi Taşeron firmasında kaynakçılık yapan Murat Çalışkan adlı işçi de iş cinayetine kurban gitti. Polonya Bandıralı bir geminin güvertesinde ambara düşerek yaşamını yitiren Çalışkan evli ve iki çocuk babasıydı. Yetkililere göre ölümler normal! Devlet yetkililerinin ve patronların, tersanelerdeki çalışma koşullarının ve güvenliğin yeterli düzeyde olduğunu iddia eden açıklamalarından hemen sonra meydana gelen patlama, yetkililer ve patronların söylediklerini yalanlıyor. Kazanın yaşanmasından önce yetkililer ve patronlar şu açıklamalarda bulunmuşlardı: “Trafik kazalarında azalma olursa tersane ölümlerinde de azalma olur. Ölümcül kazalara işçilerin ‘eğitimsizliği’ neden oluyor. Örneğin işçi yemek molasında yemeğine koşarak gidiyor. Bu ancak eğitimle çözülebilir.” (Türk Loydu Başkanı Yücel Odabaşı) “Yatıyoruz Tuzla, kalkıyoruz Tuzla... (Eylemleri kastederek) Yapılması gerekeni yapmada bir katkıları varsa buyursunlar. Bildikleri, kılavuzluk yapabilecek bir önerileri varsa hemen almaya hazırız.” (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik) İş Sağlığı ve Güvenliği (İSGÜM) Genel Müdürü Kasım Özer ise tersanelerde meydana gelen kazaları işçinin eğitimsizliğine bağladı: “Köyden hiç ayrılmamış insanlar, sanayi işlerine girdiğinde üzüntü verici kazalar oluyor” İnsanın aklına Başbakan’ın 1 Mayıs için söylediği özdeyiş geliyor: “Hırsızın hiç mi suçu yok?!” Bütün suç işçide mi? Rakamlar yetkilileri yalanlıyor Rakamlar, gerçeğin çıplak halini yansıtmada yeterli oluyor. Son bir yılda meydana gelen iş cinayetlerinde 27 işçi yaşamını yitirmişti. Öte yandan, Tuzla tersanelerinde kayıtlara geçen ilk ölüm olayı 1985’te gerçekleşirken, o tarihten AKP iktidarına kadar geçen 17 yılda iş cinayetlerinde ölen işçi sayısı 38’di. 5.5 yıllık AKP iktidarı süresince yaşanan iş cinayetlerinde ise 48 kişi yaşamını yitirdi. TERSANELERDEN GREV SESLERİ Limter-İş Sendikası, tersanelerde yaşanan iş cinayetleri nedeniyle 16 Haziran’da grev kararı aldı KİTAP TANITIMI UMUT DİRENİYOR HASAN KIYAFET “Despotlar, ezdiklerinin önce umuduna saldırırlar. Çünkü umudun yenilmezliğini iyi bilirler. Şu sıra bunun ince ayrıntılı hesabı içindeler. Bu bağlamda parti, sendika ve sivil toplum örgütü adları iç içe geçirilmiştir. Amaç düşle gerçeğin, umutla bilinmezliğin beyinlerdeki görüntüsünü bulandırmaktır. Yeni Dünya Düzeni adını verdikleri düzensizlik ise söz konusu hesabın örtülü, kurumsal adıdır.” Böyle diyor Hasan Kıyafet son romanı Umut Direniyor’un önsözünde. Ve önce Tuzla-Pendik hattında, sonra bütün Marmara kıyılarındaki tersane ve deniz emekçilerine sevgi, saygı ve umutlarını iletiyor. Hasan Kıyafet Pazarören Köy Enstitüsü ve sonra Gazi Eğitim Enstitüsü İngilizce Bölümü mezunu. Sosyalist gerçekçi edebiyat akımını benimseyen yazar 12 Eylül 1980 öncesi dönemde sendikamız Sosyal-İş üyesi de olmuş. İlk romanı Komünist İmam’ın elliden fazla baskısı yapıldı. İki öyküsü İş ve Ekmek adlarıyla filme alındı. Roman, öykü, anı, inceleme, çocuk romanı ve öyküleri ile çeviri türünde kırktan fazla eseri vardır. Öğretmenlik hayatı sürgünlerle geçen yazar, TÖDMF, TÖS, TÖBDER gibi öğretmen örgütlerinde ve çeşitli partilerin yönetiminde bulundu. 12 Mart ve 12 Eylül’de cezaevlerinde de bulundu. Umut Direniyor’da Hasan Kıyafet, tersane işçilerinin hayatını, işsizler ordusunu, umudun ve direnişin yenilmezliğini, yaşanmış ince bir sevda ile harmanlamış. “… Biz yerdeki karıncalar kadar çok işsiz işçileriz. Yani adına açlık mı dersiniz, alçaklık mı dersiniz, kötü bir sınırın altına itilmişlerdeniz. Patronlar bize iki seçenek sunuyor; ya zehirli gemilerde çalışmak, ya da açlıktan ölmek!.. Bizim için ikisi de ölüm demekti. Ancak bu kez yalnız ölmek istemiyoruz. Hiç olmazsa ölümü patronlarla paylaşmak istiyoruz…” Sosyal-İş Gazetesi • 9 Lastik-İş’li 4000 işçi grevde Lastik-İş, Brisa, Pirelli ve Goodyear fabrikalarında aldığı grev kararını uygulamaya koydu Lastik-İş Sendikası, 3’ü Kocaeli’de, 1’i Adapazarı’nda kurulu bulunan Brisa, Pireli ve Goodyear işletmelerine ait dört fabrikada grev kararı alarak grev yazılarını işyerlerine astı. Lastik işkolunda süren toplu görüşmeler kapsamında 28 Aralık 2007 tarihinde sendika teklifinin işverene verilmesinin ardından 9 Ocak 2008 tarihinde başlayan görüşmeler sonucunda 4 bin Lastik-İş üyesi işçi adına anlaşma sağlanamaması üzerine alınan grev kararı, 8 Mayıs 2008 tarihinde işyerlerine asıldı. Alınan grev kararı ise 31 Mayıs itibari ile uygulamaya kondu. Greve yaklaşık 4000 işçi katılıyor. Lastik-İş Genel Başkanı Abdullah Karacan yaptığı açıklamada “4857 sayılı yasa hükümlerini bugüne kadar sözleşmeye koymadık, bundan sonra da koydurmayacağız” diyerek işverenin her sene işçilerin kazanılmış haklarına saldırdığını ve 4857 sayılı yasa hükümlerini sözleşmeye koymaya çalıştığını vurguladı. Av. Erşen Sansal kaza geçirdi Ankara Barosu avukatlarından, sendikamız avukatı M. Erşen Sansal, 8 Mayıs 2008 tarihinde trafik kazası geçirdi. Gece evine giderken motorsikletli polislerin (Yunusların) kendisine çarpması sonucu yaralanan Sansal, Hacettepe Hastanesi’ne kaldırılarak ameliyat oldu. Hayati tehlikeyi atlatan Sansal’ın bacak kemiğinin kırıldığı öğrenildi. Sendikamız Genel Başkanı Ali Cancı, Genel Sekreter Hüseyin Özcan ve TİS Daire Başkanı Metin Ebetürk, Sansal’ı hastanede ziyaret ettiler. Av. Erşen Sansal evinde tedavi olmak üzere taburcu edildi. Kendisine geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz. 6 DENİZ‘lere gittik... Mayıs 1972 tarihinde asılarak idam edilen Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan, ülkemiz işçi sınıfı, emekçileri ve devrimcileri tarafından unutulmadı. 6 Mayıs 2008 tarihinde Karşıyaka Mezarlığı’ndaki Deniz, Yusuf ve Hüseyin’in mezarında bir anma töreni gerçekleştirildi. Toplumun üzerinde, 1 Mayıs’ta polisin yarattığı terör havası hala bulunmasına rağmen, törene katılım çok yoğundu. Sendikalar, öğrenciler, 68’liler, 78’liler ve siyasi partilerin katılım gösterdiği etkinlikte gençlerin katılımı çok kitleseldi. Katılanların öfkeli coşkusu, sloganlara da yansıdı. Karşıyaka Mezarlığı, giriş kapsından itibaren Deniz, Yusuf ve Hüseyin’in mezarlarına kadar hınca hınç doluydu. Bayraklar, pankartlar ve atılan sloganlar, mezarlığı adeta miting alanına çevirdi. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın mezarları önünden saygı duruşu ile sıraya geçenlerin bıraktığı güller, karanfiller, mezarlarını çiçek bahçesine çevirdi. Anma törenine çok kitlesel katılım gösterilirken, polisin de yoğun güvenlik önlemleri aldığı gözlendi. Bu anma töreni gösterdi ki Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan boşuna ölmemişlerdi. 1 Mayıs’ta devle 10• Sosyal-İş Gazetesi 1 Mayıs 2008, devletin kendi kentine uyguladığı yoğun bir kuşatma altında geçti. Devletin kolluk güçleri, Taksim’e çıkan tüm cadde ve sokakları kilometrelerce öteden başlayarak kapattı, toplanan en küçük kalabalığa dahi acımasızca müdahale etti. Polis, Taksim’e çıkan caddelerde insanlara saldırırken, Jandarma’nın da Taksim Meydanı’nda önlem aldığı görüldü. Bizzat devlet güçleri tarafından uygulanan provokasyon sonucu İstanbul, kolluk güçleri tarafından adeta cehenneme çevrildi. Polis’in saldırısından nasibini ilk alan DİSK Genel Merkezi oldu. Genel Merkezde geceden bu yana nöbet tutan yaklaşık 1000 işçiye, İstanbul dışından gelen işçilerin katılmasıyla hareketlenen DİSK Genel Merkezi’ne polis, günün ilk ışıklarıyla beraber müdahale etti. Polisin valilikten aldığı emir doğrultusunda uyguladığı terör sonucu, DİSK Genel Merkezi’ne ulaşmaya çalışan işçi ve emekçiler gaz bombalarıyla, tazyikli sularla ve coplarla müdahaleye uğrarken, içerisinde yaklaşık olarak 1500 kişi bulunan DİSK Genel Merkezi de gaz bombalarıyla defalarca bombalanarak Genel Merkez binasında bulunan işçiler boğulmak istendi. Hızını alamayan polisin, gazetecilere, turistlere ve yolda yürüyen vatandaşlara bile saldırdığı görüldü. Kural tanımayan polis, hastanelere bile gaz bombalarıyla saldırdı. Hastanede bulunan hastalar, gazdan yoğun şekilde etkilendi. Polis çeşitli yerlerde yaptığı saldırılarla işçileri, Avrupa Parlamentosu Üyesi emek dostlarını, aydın ve sanatçıları gaz ile boğmaya çalıştı. Yapılan saldırılar sonucunda, bir milletvekili de gaz bombalarından etkilenerek kalp krizi geçirdi. İlk saldırı sabahın DİSK’e yapıldı Ankara’dan gelen ve sendikamızın da içinde bulunduğu konvoyun DİSK’e ulaşmasıyla DİSK Genel Merkezi, sabahın ilk ışıklarıyla hareketlendi. Polis ise DİSK’in bulunduğu sokağın her iki tarafında yığınak yaptı. Polisin DİSK’e gelen sokağı tamamen kesmesinden sonra, başta Sosyal-İş 6’sında yöneticileri olmak üzere işçiler, polis ile kalabalık arasına girerek etten duvar ördüler. DİSK Genel Merkezi önünde toplanan ve yorgunluk atmaya çalışan işçiler önce polis tarafından tehdit edildi, ardından da içerisinde kimyasal madde bulunan basınçlı sularla saldırıya uğradı. Saldırı ile birlikte Genel Merkezin içerisine çekilen işçilere basınçlı su sıkılmaya devam edildi. Kapalı alana sıkılan ve kimyasal madde içeren basınçlı su nedeniyle, içeride bulunan işçiler boğulma tehlikesi geçirdi. Müdahale sırasında en ön safta bulunan sendikamız üye ve yöneticile- Sendikamız üye ve yöneticileri, diğer DİSK üyeleri ile beraber en ön saftaydı et provokasyonu Sosyal-İş Gazetesi •11 İşçi sınıfı, kendi bayramı olan 2008 1 Mayıs’ında gaz bombaları, basınçlı su ve coplarla karşılandı… 1 Mayıs bayramı, işçilere zehir edildi… Biri sendikamız üyesi olmak üzere pek çok kişi yaralanarak hastanelik oldu… Resmi sayılara göre 530 kişi gözaltına alındı… DİSK bombalandı, içindeki işçiler boğulmak istendi… Polis teröründen turistler, hastaneler ve siyasi partiler de payını aldı… rinin bulunduğu grup ise, polisin saldırısından en büyük zararı gören grup oldu. Polisin bu saldırısından sonra, dozajı giderek artan ve ardı ardına gelen saldırılar başladı. DİSK Genel Merkezi önündeki işçilere saldıran polis, Genel Merkeze ulaşmaya çalışan gruplara da izin vermeyerek gaz bombaları, boyalı ve biber gazı içeren basınçlı su ve coplarla saldırılar düzenledi. Atılan gaz bombalarından etkilenen işçilerden fenalaşanlar, baygınlık geçirenler oldu. EmekliSen Örgütlenme Daire Başkanı Murtaza Keleş, bomba ve basınçlı su ile yapılan saldırı sonucunda bayılarak hastaneye kaldırıldı. İşyeri Sendika Baştemsilcilerimizden Yaşar Yaradılmış da polis tarafından dövülerek göz altına alındı. Polis dayağı sonucunda Yaradılmış’ın vücudunda morluklar oluşurken, ayak başparmağı da kırıldı. Bu saldırılar sırasında, polisin sıkıştırdığı ve tek başına yakaladığı insanlara da orantısız şiddet uyguladığı görüldü. DİSK Genel Merkezi önünde, tek başına sıkıştırılan bir kişiye onlarca polisin cop ve tekmelerle saldırması, bu dizginsiz şiddet gösterilerinden sadece biriydi. Polis, insanlar üzerinde bu türden şiddeti uygularken, basını yaklaştırmamayı da ihmal etmedi. DİSK’e gaz bombası atıldı. Binada bulunanlar boğulma tehlikesi geçirdi İlerleyen saatlerde ise polis, DİSK’in çevresinde toplanmaya çalışan emekçilere ye- niden gaz bombaları ile müdahale etti. İşçiler, gaz bombaları nedeniyle DİSK binasına sığındılar. Bu sırada polis, DİSK binasının içerisine defalarca gaz bombası attı. Uluslararası sözleşmelere göre kapalı alanlarda kullanılması yasak olan gaz bombalarını içeride, yürüyüş saatini bekleyen işçilerin üzerine atması, polisin bilinçli sınırsız güç kullanmasının kanıDİSK gaz bombalarıyla bombalandı tı oldu. Atılan gaz bombaları nedeniyle DİSK di. Bu saldırılar düzenlenirken, DİSK Genel binasında bulunan yaklaşık 1500 kişi boğulma tehlikesi geçirirken, Merkezi kapısını korumaya çalışanların arabinada şans eseri yangın çıkmaması, yeni bir sında bulunan eski DİSK Genel Sekreteri Sivas katliamı olayının önüne geçti. Saldırı Musa Çam onlarca polis tarafından sıkıştırılarak tartaklandı. sırasında bina içerisinde Genel Başkan Süleyman Çelebi, bazı milletvekilleri, sendika yöneticileri, yurtdışından gelen emek dostları, aydın ve sanatçılar ile işçiler bulunuyordu. Bu saldırı sonrasında, bazı işçilerin polislere “Katiller!” diye bağırdığı da görüldü. Tüm gün boyunca DİSK Genel Merkezi’ne defalarca ambulans gelerek yaralıları hastanelere götürdü. Ambulansların İstanbul’un hemen hemen tüm cadde ve sokaklarında görev başında olduğu gözlen- Bazı işçiler polisi, valiyi ve emniyet müdürünü böyle protesto etti 12• Sosyal-İş Gazetesi Sendikamız üyesi Yaşar YARADILMIŞ, polis tarafından tartaklanarak göz altına alındı DİSK eski Genel Sekreteri Musa ÇAM da DİSK binası önünde onlarca polis tarafından sıkıştırılarak tartaklandı ÖDP’ye gaz bombalı, coplu, silahlı baskın Tıpkı DİSK Genel Merkezi gibi, ÖDP de polisin gözü dönmüş saldırısına maruz kaldı. Gaz bombaları ve copun yanı sıra plastik merminin de kullanıldığı saldırı sonucu 18 kişi hastanelik oldu. ÖDP İl Başkanı Sinan Tutal, “Plastik Mermiyle ateş açtılar. Kapılar kapanınca gaz aşağı katlara da yayıldı. 18 kişi hastaneye kaldırıldı. Ölüyorduk burada. Bu boyuttaki bir saldırı sonucu ölümlerin yaşanmaması tek tesellimiz.” dedi. Polis hastanelere bile saldırıldı Polisin saldırısı, Taksim’e açılan cadde ve sokaklarda tüm vahşetiyle sürdü. Toplanan en küçük kalabalığa karşı hiçbir kural tanımadan müdahale eden polisler, hızlarını alamayarak Şişli Etfal Hastanesi Acil Servisi’ne de saldırarak hastaneyi bombaladı, hemşire ve doktorlara şiddet uyguladı, hastalar mağdur edildi. Buraya da defalarca gaz bombası atan polis turistlere de saldırdı. Yüzleri maskeli polisler, İstiklal Caddesi’nde dolaşan turist çifte coplarla saldırdı. www.medyakronik.com sitesinden alınmıştır. Fotoğraf: Ahmet ŞIK ise devlet yetkilileri tarafından “Yanlışlıkla polisin elinden düşen gaz bombasının hastaneye yuvarlanması sonucunda ortaya çıkmış bir durum” olarak savunuldu. Bu bombaların hangilerinin “yanlışlıkla” düştüğü ise merak konusu. Turistlere ‘konuksever’ dayak, gazeteciler hastanelik Saldırılarda sınır tanımayan polis, yolda yürüyen ve olayların şaşkınlığını yaşayan Zor koşullar altında görevlerini yapmaya çalışan gazeteciler de polis saldırılarının kurbanı oldular. Cumhuriyet Gazetesi foto-muhabiri Ali Deniz Uslu ile yine Cumhuriyet Gazetesi Muhabirlerinden Esra Açıkgöz polis saldırılarının hedefi oldular. Aldığı darbelerle kolu kırılan Uslu, ameliyat olmak zorunda kaldı. Başına tekme darbeleri alan Açıkgöz ise gazete avukatları aracılığı ile suç duyurusunda bulundu. Öte yandan, devletin resmi haber ajansı olan Anadolu Ajansı (AA) Kameramanı Engin Morgül de saldırıya uğradı. Reuters Haber Ajansı Kameramanı Bülent Usta’nın da maruz kaldığı saldırılar sonucunda kameramanlar basınçlı sudan etkilendi ve kameraları kırıldı. Konu ile ilgili olarak Türkiye Gazeteciler Cemiyeti bir açıklama yayınlayarak “saldırının planlı ve bilerek yapıldığını” belirtti ve gazetecilere yönelik bu saldırıyı protesto etti. Emekli-Sen Örgütlenme Daire Başkanı Murteza Keleş, gaz bombaları nedeniyle bayılarak hastaneye kaldırıldı... DİSK’e atılan gaz bombaları nedeniyle boğulma tehlikesi geçirerek koma haline giren işçiler, arkadaşları tarafından pencereden dışarı atılarak kurtarıldı... Sosyal-İş Gazetesi •13 FOTOĞRAFLARLA 1 MAYIS 2008 Günün ilk ışıklarıyla, şenlik havasında başlamıştı işçilerin bayramı... Sendikamızın ön saflarda yerini aldığı Polis işçilere saldırırken binlerce gaz topluluğa sabah saatlerinde saldırıldı... bombası kullandı... İşçiler Taksim kararlılığını defalarca gösterdi, ama... Her seferinde gaz bombaları ve tazyikli DİSK’e gaz bombası atılmadığını iddia sularla saldırıya uğradılar... eden Vali’ye ithaf olunur... Suavi DİSK’teydi DİSK bombalandığında içersindeki 1000’i geçkin insan ölüm tehlikesi atlattı.. Bunların içinde milletvekilleri, aydınlar ve yabancı konuklar da vardı. DİSK binasına polis tarafından atılan el tipi gaz bombaları, silahla atılan bombaların kovanları basına gösterilerek polis terörü teşhir edildi.. Yüzü gaz maskeleriyle kapalı olan polisin üniforma ve kasklarındaki numaralar da sökülerek tanınmaları imkansız hale getirildi... 14• Sosyal-İş Gazetesi FOTOĞRAFLARLA 1 MAYIS 2008 Sosyal-İş Gazetesi •15 TÜRKİYE’DEN 1 MAYIS MANZARALARI ANKARA Türk-İş ve KESK’in Ankara Şubeler Platformları tarafından düzenlenen 1 Mayıs etkinliği, katılımcıların Opera binasının önünde toplanmasıyla başladı. Tıpkı İstanbul’da olduğu gibi, Ankara’da da polisin provokatif tavrı belirgindi. Yürüyüş kolları halinde eylem alanı olan Sıhhiye Meydanı’na giden işçi ve emekçiler, giriş kabinlerinde polisin yoğun tacizine maruz kaldı. İlk olarak Halkevi korteji alana girmek isterken polis tacizine maruz kaldı. Ancak bu gerginlik fazla büyümedi. ÖDP giriş kabinlerine ulaştığında ise polis uydurma bahanelerle göstericilerin üzerine saldırdı. Copla saldıran polise göstericilerin karşı koyması üzerine polis, ayrım gözetmeksizin çok miktarda gaz bombası kullandı. Atılan gaz bombalarından CNN Türk kameramanı da etkilenerek hastaneye kaldırıldı. İşçi ve emekçilerin bu haksız saldırı karşısında kararlı bir şekilde karşı durması sonucu ise polis geri adım atarak arama noktalarını kaldırmak zorunda kaldı. Mitingde sık sık Taksim’e destek sloganları da atıldı. “Her yer Taksim, her yer direniş!” sloganı, en çok atılan sloganlardan birisi oldu. Ankara’da Sıhhiye Meydanı’nda düzenlenen mitinge yaklaşık 10000 kişi katıldı. ANKARA İZMİR İzmir’de düzenlenen miting Gündoğdu Meydanı’nda yapıldı. İzmir’de DİSK’li işçi ve emekçiler “Selam olsun Taksim’e!” pankartı taşıdılar. Emekli-Sen ve Genel-İş’ten oluşan DİSK kortejinin Gündoğdu Meydanı’na girişinde Türk-İş’e bağlı Petrol-İş ve Deri-İş Sendikaları, DİSK kortejini selamladılar. Gündoğdu Meydanı’nda işçi ve emekçilerin toplanmasıyla başlayan 1 Mayıs etkinliğinde Türk Maden-İş Genel Başkanı Murat Beken, KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Ali Rıza Özer, DİSK Genel-İş 5 No’lu Şube Başkanı Mehmet Çınar konuşmalar yaptılar. Yapılan konuşmalar ve atılan sloganlar Taksim eylemi üzerineydi. “Her yer Taksim her yer direniş” sloganı sıklıkla atıldı. İZMİR Gündoğdu Meydanı’nda yapılan 1 Mayıs kutlamalarına yaklaşık 20000 kişi katıldı. ADANA Adana’daki kutlamalara da polis provokasyonunun gölgesi düştü. Uğur Mumcu Meydanı’nda yapılan kutlamaların ardından dağılan göstericilere saldıran polis, 43 kişiyi gözaltına aldı, biri ağır olmak üzere 2 kişiyi yaraladı. Yürüyüşe geçen kortejler arama noktasına geldiğinde taşınan pankartların ve flamaların sopasını bahane eden polis müdahale etmeye çalıştı. İşçi ve emekçilerin kararlı duruşu sonrasında olay fazla büyümedi. Kortejlerin tamamının miting alanına girmesiyle başlayan eylem 77 1 Mayıs şehitleri başta olmak üzere işçi sınıfı mücadelesinde yaşamını yitirenler için saygı duruşu ile başladı. Saygı duruşunun ardından konuşmalar yapıldı. ADANA Mitingin bitmesinin ardından dağılmaya başlayan kitleye, kitlenin Taksim’i protesto etmesi bahane gösterilere sert şekilde müdahale edildi. Çıkan çatışmada çok sayıda kişi gözaltına alındı. Yapılan saldırı sonucunda bazı göstericiler de yaralandı. ADANA Saldırı, ara sokaklarda da devam etti. Bu kentlerin yanı sıra, Türkiye’nin daha pek çok ilinde de 1 Mayıs kutlamaları yapıldı. Yapılan diğer kutlamalarda da emekçilerin coşkusu hakimdi. Pek çok kutlamada Taksim’le dayanışma şiarları öne çıkarıldı. İşçi ve emekçiler, sendikalarının Taksim mücadelesini kararlılıkla desteklediler. 16• Sosyal-İş Gazetesi DÜNYA’DA 1 MAYIS KUTLAMALARI KÜBA Başkent Havana’daki Devrim Meydanı’nda düzenlenen 1 Mayıs kutlamalarına yüz binlerce işçi katıldı. Büyük bir coşkuyla geçen 1 Mayıs’ta söz alan ülkenin işçi sendikasının genel sekreteri Salvador Valdes “Küba devriminin kurucusu, Yoldaş Fidel tarafından çizilen ve her defasında daha adil, daha insani ve daha etkili bir sosyalizme giden yolda ilerleme kararlılığını bir kez daha vurguluyoruz” dedi. Fidel Castro ise, hastalığı nedeniyle 1 Mayıs kutlamalarına katılamadı. RUSYA RUSYA Rusya’da 1 Mayıs, başta başkent Moskova olmak üzere ülkenin genelinde bayram havasında kutlandı. Komünist Partisi’nin geleneksel olarak toplandığı Ekim Meydanı’nda yapılan kutlamalara yaklaşık 10 bin kişi katıldı. Lenin heykeli önünde toplanan grup Karl Marx heykeline kadar yürüdü. Gösteriler sırasında olay yaşanmadı. İşçi sınıfının kendi devleti olan Sovyetler Birliği’nde sosyalizmi yaşamış kuşakların özellikle sahiplendikleri 1 Mayıs, kapitalizmin saldırıları karşısında sosyalizm özleminin en önemli işareti oldu. VENEZUELA Venezüella Başkanı Chavez, işçilere 1 Mayıs hediyesi vererek asgari ücreti %30 arttırdı. Chavez, Venezüella’nın Latin Amerika’da en yüksek asgari ücret veren ülke olacağını belirten Chavez, gıda yardımı pulları da hesaba katıldığında asgari ücretin 558 dolara ulaşacağını ifade etti. Chavez, “İşçi sınıfı olmadan Sosyalizm olmaz” dedi. ALMANYA Almanya’da 1 Mayıs kutlamaları bir gece önceden başladı. Hamburg’da toplanan grup polisle çatıştı. Berlin’de de polis göstericilere saldırdı. Polisin tazyikli su kullandığı saldırısında Hamburg’da 4 kişi gözaltına alındı. KÜBA FRANSA Başta başkent Paris olmak üzere ülke genelinde düzenlenen gösterilerle kutlandı. Ülke genelindeki gösterilere yaklaşık 200 bin kişi katıldı. Paris’te düzenlenen kutlamalar Republique Meydanı’nda başladı ve La Nation Meydanı’nda bitirildi. Paris’teki kutlamalarda “alım gücünün düşmesi”, “hükümetin emeklilik reformu” ve “öğretmen kadrolarının düşürülmesi” protesto edildi. Tüm dünyaya damgasını vuran Paris 1968 öğrenci olaylarının 40. yıldönümü de kutlamalara damgasını vurdu. BULGARİSTAN Bulgaristan’da resmi tatil olan 1 Mayıs İşçi Bayramı, Bulgaristan Sosyalist Partisi’nin düzenlediği etkinliklerle kutlandı. Başkent Sofya’da düzenlenen kutlamalarda konuşmalar yapan Bulgaristan Sosyalist Partisi Başkanı ve Başbakan Sergey Stanişev “Çalışanların haklarını korumak ve halkımızın yaşam standardını arttırmak için çalışacağız” dedi. KOSOVA Gösterilerde hükümet karşıtı sloganlar atıldı ve ücretlerde iyileştirme talebi öne çıkarıldı. Kosova’nın bağımsızlığını kazanmasından sonraki ilk 1 Mayıs Başkent Priştine’de düzenlendi. Yapılan gösterilerde hükümetin işçilerin sorunlarına çözüm bulması istendi. Kosova Bağımsız Sendikası Başkanı Bahri Şabani yaptığı konuşmasında “Hükümetten sorunların giderilmesi için dialog istediklerini ve işçilerin sabırlarının tükenmek üzere olduğunu” belirtti. Devlet Başkanı Gloria Macapagal Arroyo’yu işçilerin haklarını gaspetmekle suçlayan işçiler, başkanın istifasını istedi. Kosova’daki nüfusun %60’ı işsiz, %17 ise açlık sınırının altında yaşıyor. FİLİPİNLER Filipinler’deki 1 Mayıs kutlamaları kapsamında başkent Manila’da binlerce işçi alanlardaydı. Sosyal-İş Gazetesi •17 ÜYELERİMİZDEN 1 MAYIS İZLENİMLERİ... TARİH: 1 MAYIS … 1 MAYIS 2008… Bir mayıs… Bu sekiz harfli tarih neden önemlidir? 1856 yılında Avustralya’nın Melbourne kentinde taş ve inşaat işçilerinin Melbourne Üniversitesi’ne yürüyüşü ile başlayan, 1886’da Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun 8 saat çalışma talebi ile iş bırakması ve Chicago’da 350 bine yakın işçi ile gösteriler yapıp 40 bin işçi ile greve çıkan ve eylemin şiddetle bastırılması ile devam eden süreç; olaylara neden olduğu gerekçesi ile 8 işçi hakkında idam istemiyle devam edip, dava sonucunda 4 işçi önderi Albert Persons, Adolph Fischer, George Engel ve August Spies’a idam cezası verilen bir tarih yazımıdır. Bu tarihte Albert Persons isimli işçi kendisine özür dileme şartı ile affedileceğinin söylenmesi üzerine, mahkemenin karşısına çıkıp ders niteliğinde şunları söylemiştir: “ Bütün dünya benim suçsuz olduğumu biliyor. Eğer asılır isem cani olduğum için değil, emekçi olduğum için asılacağım.” Sonrasında 400 delege ile 1889’da toplanan 2. Enternasyonal’de Fransız işçi temsilcisinin önerisi ile 1 Mayıs 1890’da greve çıkılması ve tüm dünyada birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak kutlanmasına karar verilen bir gündür 1 Mayıs. Önemi buradan gelir. Bu kısa bilgiden sonra AKP iktidarı ve özelinde İstanbul Valisi’nin 1 Mayıs 2007’de yaşattığı devlet terörünü 2008’de de istikrarlı bir şekilde sürdürmesini, tarihin de bize basit bir şekilde öğrettiği gibi şaşırtıcı bulmamalı. 1886’da Albert Persons’un dediğini unutmadan, iktidarın bu yasakçı tutumu 1 Mayıs’ta Taksim alanının Anayasa’ya aykırı olmasından değil, oraya gelenlerin işçi olmasından kaynaklanıyordu. AKP en basitinden milletvekili seçimlerinde bir tek işçiyi bile aday göstermeyen net bir sermaye partisidir. “Ayaklar baş olursa kıyamet kopar” sözü Başbakan’ın boşluğuna gelip söylediği bir söz değildir. Başbakan’ın net bir şekilde emekçilere karşı tutumu budur. Bunu iktidarı boyunca da tartışmasız sürdürmüştür. 1 Mayıs 2008 gününe gelene kadar neler olduğuna bir bakacak olursak: 8 Nisan 2008’de Türk-iş, DİSK, KESK, Taksim Gezi Parkı’nda “1 Mayıs’ta Taksim’de Yan Yana” olacaklarını bildiren bir basın açıklaması düzenledi. Devamında AKP Çorum milletvekili Agah Kafkas 1 Mayıs’ın “Birlik ve Dayanışma Günü” olmasına ilişkin kanun teklifini yineledi. Emekten yana kuvvetleri de şaşırtan bu AKP adımı çok da anlamlandırılamadan coşku ile karşılandı. Ama sonuç tarihi iyi bilenler için şaşırtıcı olmadı. Sendikal örgütlerin 1 Mayıs programını açıklamasından kısa bir zaman sonra Vali’den beklenen cevap hükümet talimatı ile geldi: “Taksim işçiler dışında herkese açık ama işçilere kapalı.” Bu tartışmalara Anayasa’nın 34. maddesi çok net cevap veriyor: “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.” Maddenin devamında ne gibi durumlarda sınırlandırılabileceği belirtiliyor. “Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak, milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir.” deniyor. Yasanın bu maddesi varken Bakan’ın, sendikalar Anayasa’ya karşı bunu yapıyor gibi göstermesi hükümetin tutumunun bir başka ifadesi. Bunun yanında işçilere kapalı olan Taksim Meydanı’nda düzenlenen yılbaşı toplantıları, konserler, futbol zaferleri, hatta büyük bir gösterişle polis haftası kutlanması ve daha 1 Mayıs’tan 2 akşam önce Galatasaray taraftarlarının Taksim Meydanı’nda kutlama yapması ne anlama geliyor? Öne sürülen illegal örgütlerin molotoflu, bombalı eylem yapacağı istihbaratının ise tamamen provokasyon amaçlı olduğu açıktır. Vali’nin dediğini doğru kabul etsek bile, kendilerince uygun olan yerlerde toplantı yapılsa sayılan tehlikeler ortadan kalkıyor mu? Bunların yanında her şeyi kabul ettik diyelim; 1 Mayıs, Taksim’de yapılacak izinli eylemden daha mı güvenli ve sağlıklı bir şekilde geçti. İstanbul baştan aşağıya felç oldu, turistler dövüldü, nerede 3 kişi bir arada görülse Ali Adıgüzel/MESAM gaz bombaları atıldı panzerlerle su sıkıldı ve tam anlamı ile öne sürülen kargaşa devlet eli ile hayata geçmiş oldu. Bu durum yetmezmiş gibi DİSK binasının, Şişli Etfal Hastanesi’ne ve ÖDP binasının içine (aynen askeri bir taktikle yani düşmanı dağıtmak değil yok etme için yapılırmış gibi) gaz bombaları atıldı. Daha bir sürü anlatılabilecek vahşet görüntüsünün bilançosu 100’ün üzerinde yaralı 500’ün üzerinde gözaltı. Sonuç; Devlet, işçilerin 1 Mayısı’nı böyle kutlamış oldu. AKP Hükümeti’nin toplumun büyük çoğunluğunda estirmeye çalıştığı demokrasi rüzgârı 1 Mayıs 2008’de duvara toslamıştır. Sabahın erken saatlerinde başlayan polisin sert müdahalesi işçiler üzerinde şok etkisi yaratmıştır. Önceden belirlenen saatte (saat:10:00 ) DİSK’in Şişli’deki merkezine ulaşmak için Mecidiyeköy tarafından Şişli Camii yönüne yönelmeye başladığımızda ayrım yapılmaksızın tüm insanlara (işgal askerleri gibi) kontrolsüzce bir saldırı başlamıştı. Sonrasında ara sokaklardan varmaya çalıştığımız DİSK binasına ulaşmanın imkansız olduğunu gördük. Ulaşmak için her sokağa girdiğimizde polisin aralıksız gaz bombası yağmuruyla karşılaştık. Bu şiddetin ciddiyetini Şişli Etfal Hastanesi önünde beklerken acil kapısından aniden içeri atılan gaz bombası ile anladık. Bu durumun bu şekilde devam edemeyeceği, saat 11:00 sularında ise işçilerin can güvenliği tehlikesi ile karşı karşıya olduğu sonucuna varıldı. Bu nedenden dolayı tüm işçilerin Taksim 1 Mayıs kutlaması “devletin orantılı güç kullanımı nedeniyle!” bitirilmek zorunda kalındı. Başbakan’ın 1 Mayıs değerlendirmesi ise çok tuhaftı: “1 Mayıs’ta sendikaların Taksim inadını anlamakta güçlük çekiyorum…’ Başbakan’dan zaten anlamasını beklemiyorduk. 1 Mayıs sadece bir inat değildi. 1977’de işçiler katledilmiştir ve bunu kitlesel olarak anmak bir izin konusu bile olmamalıdır. Bunun yanında, işçiler bir yas tutma için değil AKP hükümetinin işçi sınıfına karşı sınır tanımaz saldırılarına dur demek için şehrin en önemli alanında itirazlarını dile getirmek içinde Taksim’i istemişlerdir. AKP iktidarına 1 Mayıs 2009’da tabii bir sözümüz var: Ayak takımının böyle bir başa ihtiyacı yok. Ayaklar baş olursa kıyamet koparmış. Merak etme Başbakan kıyametin kopmasını istiyoruz, koparacağız da… KRAL ÇIPLAK KALDI! Nazım YAZIRLI “Kral çıplak kaldı” dememdeki sebep, her 1 Mayıs’larda ve diğer eylemlerde hep yalan söylemesidir. Hem pratik olarak hem rakam olarak bizleri doğru çıkarır. 1 Mayıs alanı,12 Eylül Faşist darbesinden beri sadece ve sadece işçi sınıfına, emekçilere kapalıdır. Onun dışında şeriatçılardan tutun yılbaşlarındaki kutlamalara turistlere sarkıntılıklara Danıştay’ca da yasaklanmasına rağmen enerji içeceklerinin motor şovlarına, maçlardan sonraki gösterilere yani biz emekçilerden başka her şeye açık. Bize izin verilmeyen alanda yaklaşık 20 gösteri olmuş, Bunların içinde silahla yaralama, ölüm bile var. Başbakan ve ekibi açıklamaları ile çıplak kaldı. DİSK 500 kişi bile toplayamadı dedi, sadece Ankara’dan 15 otobüs kalktı. DİSK’in binasında sadece1500 kişinin üzerinde emekçi vardı. İkinci Sivas Katliamı’na ramak kaldı. Sıkılan renkli sular onlarca biber gazları, hastanelere atılan biber gazları, ÖDP il binasına baskın ve biber gazları, turistlerin dövülmesi, İstanbul’un açık bir cezaevine çevrilmesi. Evet, Başbakan çıplak kaldı!.. 18• Sosyal-İş Gazetesi DİSK Genişletilmiş Başkanlar Kurulu bulundu. 1 Mayıs’ta iktidarın tutumunun uluslararası kurumlara (ILO, AB vb.) taşınması çalışmaları hakkında bilgi alındı. DİSK eğitim, örgütlenme ve mali dairelerinin çalışmaları görüşüldü. Mali daire çalışmalarında Sendikamız Mali Daire Başkanı Metin Ebetürk, Eğitim Dairesi çalışmalarında Sendikamız Genel Sekreteri Hüseyin Özcan, sendikamızın görüşlerini dile getirdiler. Toplantı, gündemin son maddesi olan 15-16 Haziran’ın yıldönümünde yapılacak çalışmalar konusunda görüşmelerle son buldu. D İSK Genişletilmiş Başkanlar Kurulu 20-21 Mayıs 2008 tarihlerinde İstanbul’da Mali Müşavir, Muhasebeciler Odası’nda toplantı. Önce, DİSK yönetimi 13. Genel Kurul’dan bu yana yapılanlar konusunda bilgi verdi. 13. Genel Kuruldan bu yana yapılan çalışmaların değerlendirildiği toplantıda sendikamız Sosyal-İş Genel Yönetim Kurulu üyeleri tam kadro olarak bulundu. Sendikamız Genel Başkanı Ali Cancı’nın DİSK Yönetim Kurulu’nda yer aldığı toplantıda yapılan değerlendirmelerde DİSK’e bağlı sendikaların sözcüleri 13. Genel Kurul’da kabul edilen “Ayağa Kalkış Belgesi”nin doğrultusunda çalışmaların başarılı olduğu saptaması yaptılar. Tuzla Tersaneleri’nde 24 saat nöbet, SSGSS yasası etkinlikleri, 1 Nisan etkinliği ve 1 Mayıs’ta alınan tavır konusunda yönetimin çalışmaları olumlu, başarılı MURAT KAYA’yı kaybettik Sendikamız İzmir Şubesi eski yöneticilerinden, genç sendikacı MURAT KAYA, geçirdiği beyin kanaması sonucu aramızdan ayrıldı. 13 Temmuz 1976 yılında Ankara’da doğan Kaya, 2003 yılında sendikamıza üye olarak genç yaşta sendikal yaşamda yerini aldı. Aynı yıl yapılan İzmir Şube Genel Kurulu’nda Şube Yönetim Kurulu’na seçilen Kaya, 4 yıllık dönem içinde sendikamız İzmir Şube Yönetim Kurulu Üyeliği ve Şube Sekreterliği görevlerinde bulundu. Şube delegeliği ve Üst Kurul delegeliği görevlerinde de bulunan Kaya üstlendiği tüm görevleri başarıyla yerine getirmişti. Geçirdiği beyin kanaması sonucu 9 Mayıs 2008 tarihinde aramızdan ayrılan Murat Kaya, genç bir sendikacı olmasına rağmen iyi bir yöneticiydi. Murat Kaya’nın anısı önünde saygı ile eğiliyor, ailesi, yakınları ve sendikamıza başsağlığı diliyoruz. Sosyal-İş Gazetesi •19 PAYLAŞTIKLARIMIZ ♦♦ Metro Antalya Mağazası çalışanlarından Aysel Ergün babasını kaybetti. ♦♦ Metro Bodrum Mağazası çalışanlarından Şeref Gezer Mayıs ayı içinde ♦♦ Metro Ankara Mağazası çalışanlarından Serdar Olgun evlendi. Genç ♦♦ Metro Bodrum Mağazası çalışanlarından Cem Karasu’nun 16.04.2008 ♦♦ Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi ve Metro Ankara Mağazası tem- ♦♦ Metro Bodrum Mağazası çalışanlarından Hasan Hüseyin Karakaya’nın Kendisine ve yakınlarına başsağlığı diliyor, acısını paylaşıyoruz. çifte ömür boyu mutluluklar dileriz. silcimiz Sabit Akkuş’un eniştesi trafik kazasında yaşamını yitirdi. Aynı kazada diğer eniştesi de yaralandı. Kendisi ve yakınlarına başsağlığı diliyor ve geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz. ♦♦ Metro Ankara Mağazası çalışanlarından Kubilay Bulanık’ın 1 Mayıs’ta ameliyat oldu. Kendisine geçmiş olsun diyoruz. tarihinde Ela isimli bir kızı oldu. Minik Ela’ya hoşgeldin diyoruz. 17 Nisan’da Mahmut Yiğit isimli bir oğlu oldu. Minik bebeğe hoşgeldin diyoruz. ♦♦ Metro Bodrum Mağazası çalışanlarından Mehmet Geremeli’nin ailesi trafik kazası geçirdi. Geçmiş olsun diyoruz. Yunus Emre adında bir oğlu oldu. Minik Yunus Emre’ye hoş geldin diyoruz. ♦♦ Metro Bodrum Mağazası çalışanlarından Zübeyde Pozam’ın kızkardeşi ♦♦ Metro Gaziantep Mağazası çalışanlarından Cesur Yapıcı’nın bir çocuğu ♦♦ Metro Bodrum Mağazası çalışanlarından Yasin Öksüz’ün kızkardeşi ev- ♦♦ Metro Gaziantep Mağazası çalışanlarından Yıldız Erbaş’ın kızı oldu. ♦♦ Metro Bodrum Mağazası çalışanlarından Sedat Dinç 24 Mayıs günü ev- ♦♦ Metro Gaziantep Mağazası çalışanlarından Ömer Sözveren’in kızı oldu. ♦♦ Metro İzmir Mağazası çalışanlarından üyemiz Özlem Sapmaz evlendi. ♦♦ Metro ♦♦ Metro İzmir Mağazası çalışanlarından üyemiz Eda Baç 11 Mayıs günü ♦♦ Metro Gaziantep Mağazası çalışanlarından Şükran Erbaş babasını kay- ♦♦ Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi çalışanlarından Serap Erdoğan ♦♦ Mersin Tabip Odası İşyeri Temsilcimiz Serap Çetinalp trafik kazası ge- ♦♦ Güneşli Metro Mağazası çalışanlarından Kadir Burgaz’ın kızı Bahar ev- oldu. Minik bebeğe hoş geldin diyor, çiftin mutluluğunu paylaşıyoruz. Minik bebeğe hoş geldin diyoruz. Çiftin mutluluğunu paylaşıyor, minik bebeğe hoş geldin diyoruz. Gaziantep Mağazası çalışanlarından Ömer Yalçınkayı’nın bir kızı oldu. Minik bebeğe hoş geldin diyoruz. betti. Acısını paylaşıyor, kendisine ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz. çirdi. Durumunun iyi olduğu öğrenilen temsilcimize geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz. ♦♦ Metro Kozyatağı Mağazası çalışanlarından Ali İhsan Başkıran’ın Reyhan adlı bir kızı oldu. Minik Reyhan’a hoş geldin diyor, Başkıran çiftinin mutluluğunu paylaşıyoruz. ♦♦ Metro Kozyatağı Mağazası çalışanlarından Fatma Cenker Turan’ın Ahmet Yağız isimli bir oğlu oldu. Minik bebeğe hoş geldin diyor, sağlıklı bir ömür diliyoruz. ♦♦ Metro Kozyatağı Mağazası çalışanlarından Özlem Özcan Uzunkavak’ın Furkan Efe isimli bir oğlu oldu. Minik Furkan’a hoş geldin diyor, Uzunkavak çiftinin mutluluğunu paylaşıyoruz. ♦♦ Metro Güneşli Mağazası çalışanlarından Fatoş Çelebi annesini kaybetti. Yakınlarına başsağlığı diliyor, acılarını paylaşıyoruz. ♦♦ Metro Güneşli Mağazası çalışanlarından Barış Uygun’un bir oğlu oldu. Minik bebeğe hoş geldin diyor, sağlıklı bir yaşam diliyoruz. ♦♦ Metro Güneşli Mağazası çalışanlarından Ömür Erdoğan, trafik kazası sonucunda baldızını kaybetti. Yakınlarına başsağlığı diliyor, acılarını paylaşıyoruz. ♦♦ İzmir Tabip Odası çalışanlarından Mustafa Dinçay’ın babası amansız hastalığa yakalanarak vefat etti. Acılarını paylaşıyor, kendisine ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz. ♦♦ Ünibel İşyeri Temsilcimiz Aslı Eken’in annesi 22 Nisan tarihinde vefat etti. Kendisine ve yakınlarına başsağlığı dileriz. evlendi. Mutluluklar diliyoruz. lendi. Mutluluklar diliyoruz. lendi. Genç çifte mutluluklar diliyoruz.. Mutluluklar dileriz. evlendi. Mutluluklar dileriz. ameliyat oldu. Kendisine geçmiş olsun diyoruz. leniyor. Genç çifte mutluluklar diliyoruz. ♦♦ Metro Alanya Mağazası çalışanlarından Fatma Çetin evlendi. Genç çifte ömür boyu mutluluklar diliyoruz. ♦♦ Metro Alanya Mağazası çalışanlarından Hasan Bacak evlendi. Mutluluklarını paylaşıyor, ömür boyu mutluluklar diliyoruz. ♦♦ Metro Alanya Mağazası çalışanlarından Mustafa Uysal nişanlandı. Genç çifti kutluyoruz. ♦♦ Metro Alanya Mağazası çalışanlarından Emrah Arkant nişanlandı. Mutluluklarını paylaşıyor, genç çifti kutluyoruz. ♦♦ Metro Alanya Mağazası çalışanlarından Sevgi Mercan nişanlandı. Genç çifti kutluyoruz. ♦♦ Metro Alanya Mağazası çalışanlarından Ferda Şahin ve Serkan Anılgan nişanlandı. Üyelerimizi kutluyor, mutluluklarını paylaşıyoruz. ♦♦ Metro Alanya Mağazası çalışanlarından Turgut Şahin’in Hasan Serhat adında bir oğlu oldu. Minik Hasan Serhat’a hoş geldin diyoruz. ♦♦ Metro Alanya Mağazası çalışanlarından Ahmet Çalışkan’ın Ece adında bir kızı oldu. Minik Ece’ye hoş geldin diyor, Çalışkan çiftinin mutluluğunu paylaşıyoruz. ♦♦ Metro Alanya Mağazası çalışanlarından Serkan Özaydın’ın Efe adında bir oğlu oldu. Minik Efe’ye hoş geldin diyoruz. ♦♦ Metro Alanya Mağazası çalışanlarından Ali Avcı’nın Bengisu adında bir kızı oldu. Çiftin mutluluğunu paylaşıyor, minik Bengisu’ya hoş geldin diyoruz. ♦♦ Metro Bodrum Mağazası çalışanlarından Murat Balta’nın minik oğlu ♦♦ Metro Alanya ♦♦ Metro Bodrum Mağazası çalışanlarından Tülay Düyel’in bir kızı oldu. ♦♦ Metro Alanya Mağazası çalışanlarından Behsat Seyran’ın dedesi vefat ♦♦ Metro Bodrum Mağazası çalışanlarından Sefa Demir’in dedesi vefat ♦♦ Metro Alanya Mağazası çalışanlarından Tan Kıymaz dayısını kaybetti. Enes sünnet oldu. Geçmiş olsun diyoruz. Minik bebeğe hoş geldin diyoruz. etti. Kendisine ve yakınlarına başsağlığı dileriz. ♦♦ Metro Bodrum Mağazası çalışanlarından Ali Yurt, midesindeki rahatsızlıktan dolayı hastaneye yattı. Kendisine geçmiş olsun diyoruz. ♦♦ Metro Bodrum Mağazası çalışanlarından Arzu Kunt elindeki rahatsızlık sebebiyle ameliyat oldu. Kendisine geçmiş olsun diyoruz. Mağazası çalışanlarından Taner Yüksel’in bir çocuğu oldu. Minik bebeğe hoş geldin diyoruz. etti. Kendisine ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Kendisine ve yakınlarına başsağlığı diliyor, acılarını paylaşıyoruz. Bu bölümde yer almasını istediğiniz her türlü haberlerinizi, işyeri sendika temsilcilerimize, şubelerimize ve gazetemiz künyesinde yer alan e-posta adresi ile faks numarasına gönderebilirsiniz. 20• Sosyal-İş Gazetesi 15-16 Haziran’a doğru Bunun üzerine “Anayasal Direniş Komiteleri” kurarak çıkarılmaya çalışılan yasaya direnme kararı alan DİSK’in öncülüğünde 15 Haziran’da bir dizi eylem ve yürüyüş gerçekleştirildi. İzmit Gebze’den Kadıköy’e, Levent’ten Mecidiyeköy ve Taksim’e, Bakırköy’den Topkapı ve Edirnekapı’ya kadar İstanbul’un dört bir yanında işçiler sokaklara çıktı. Bu eylemde polis tarafından bir işçi açılan ateşle öldürüldü. Fakat şaha kalkan işçi sınıfını ne polis copu, ne mermi durduramıyordu. İşçiler polis barikatlarını bir bir aştılar. Çok sayıda işçi ve polis yaralandı. 16 Haziran’da ise Kocaeli ve İstanbul’da sıkıyönetim ilan edildi. Fakat sıkıyönetim de işçileri durdurmaya yetmedi, aksine eylemler ülke geneline de yayıldı. 15-16 Haziran işçi sınıfının, sermaye sınıfına gücünü gösterdiği gündür. 15-16 Haziran 1970’te Türkiye İşçi Sınıfı, hükümetin işçileri sendikasızlaştırmak ve “DİSK’in çanına ot tıkamak”, “güçlü sendika” yaratmak yalanı ile Türk-İş’te güdümlü sendika yaratmak için uygulamaya sokmaya çalıştığı yasalara karşı, iki gün boyunca destansı eylemler yaparak büyük bir zafer kazanmıştı. Türk-İş’in uzlaşmacı ve işbirlikçi tutumu nedeniyle Türk-İş’ten ayrılan sendikalar 13 Şubat 1967’de DİSK’i kurmuştu. DİSK’in kurulmasıyla birlikte militan şekilde işçi sınıfı mücadelesi veren DİSK’e bağlı sendikalar, büyük bir hızla prestij kazanarak büyümüşlerdi. DİSK’in büyümesi, gerek işbirlikçi sendika Türk-İş’te, gerek patronlarda gerekse hükümette tedirginlik yaratıyordu. Bu nedenle Meclis’e 13 Haziran 1970’te bir yasa teklifi sunuldu. Hayata geçirilmeye çalışılan yasa, işçilerin serbestçe sendikaya üye olmalarına, istemedikleri sendikalardan ayrılmalarına kısıtlamalar getiriyor, toplu sözleşme ve grev haklarını kısıtlayan hükümler içeriyor, bir sendikanın yetki alış, Toplu İş Sözleşmesi yapabilmesi için işkolunda sigortalı çalışan işçilerin üçte birini örgütlemesi barajı getiriyordu.Tüm bu hükümlerdeki asıl amaç ise, dönemin Çalışma Bakanı Seyfi Öztürk’ün Erzurum’da yapılan Türk-İş kongresinde söylediği gibi “DİSK’in çanına ot tıkamaktı.” SAHİBİ SOSYAL-İŞ Sendikası adına Genel Başkan Ali CANCI Genel Yayın Yönetmeni, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Hüseyin ÖZCAN Gen. Sekr. TASARIM Sosyal-İş Basın Yayın Dairesi Yerel Süreli Yayın Yayın No:4337 Baskı Tarihi 4 Haziran 2008 İstanbul’da işçilere karşı tanklarla barikatlar kurulmasına rağmen işçilerin bu barikatları da aşmaları zor olmadı. Yürüyüşü baltalamak için bazı köprülerin açılması bile denenmesine rağmen eylemler durdurulamadı. 16 Haziran, 15 Haziran’a göre çok daha olaylı geçti. Pek çok yerde işçilerin karşılaştığı barikatlar ve maruz kaldıkları saldırılara rağmen, işçiler barikatları kolaylıkla aştı, saldırıları bertaraf etti. İstanbul’un Anadolu yakasındaki yürüyüşler ise kanlı geçti. Polisin silah kullanarak provoke ettiği çatışmalar sonucunda toplam 5 kişi yaşamını yitirdi, 85’i ağır 200’ü geçkin insan yaralandı. İşçi sınıfının 15-16 Haziran 1970’teki bu onurlu ve güçlü direnişi karşısında, Meclis’ten geçirilen yasa, TİP tarafından açılan dava sonucunda Anayasa Mahkemesi’nce iptal edildi. 15-16 Haziran olayları sonucunda İstanbul ve İzmit’te ilan edilen 1 aylık sıkı yönetim daha sonra 2 ay uzatıldı. Olaylara karıştığı gerekçesiyle 4280 kişi işten atıldı. DİSK yöneticileri tutuklandı. Siyasi partiler ve DİSK yönetim binaları arandı. 15-16 Haziran’da yapılamayan yasa değişikliği ise daha sonra, 12 Eylül 1980 faşist darbesi sonucu yenilenen 1982 Anayasası’na dayanılarak hayata geçirildi. İşçi ve emekçiler günümüzde de antidemokratik yasalarla mücadele etmektedirler. YÖNETİM YERİ SOSYAL-İŞ SENDİKASI GENEL MERKEZİ Mithatpaşa Cad. No: 56/10 Kızılay / Ankara Tel: 0.312.430 17 73 (pbx) Faks: 0.312.432 39 63 web: www.sosyal-is.org.tr e-posta:[email protected] BASKI:Öncü Basın Yayın Ltd.Şti.K.Karabekir Cad.No:85/2-Ankara Tel:0.312.384 31 20 SOSYAL-İŞ SENDİKASI ŞUBELERİ ANKARA : Mithatpaşa Cad. 54/4 Kızılay e-posta: [email protected] Tel Faks : 0.312.430 07 04 : 0.312.430 16 14 İSTANBUL: Guraba Hüseyin Ağa Mh. Mehmet Lütfi Sk. Tel : 0.212.523 24 89 Karadeniz Apt. No:4/11 Aksaray Faks : 0.212.534 30 88 e-posta: [email protected] ANTALYA : İsmetpaşa Cad. 453. Sokak. H. Atmaca Apt. No:15 Tel-Faks: 0.242.241 51 46 İZMİR : Mahmut Esat Bozkurt Cd. 1442 Sk. No:2 D:5 Alsancak Tel-Faks : 0.232.465 07 09
Benzer belgeler
2009-2-3-4 - Sosyal-İş
JMO çalışanları İzmir Şubemizi ziyaret etti ..... Sayfa 6
Sendikamız İşyeri Temsilcilerini tanıtıyoruz ... Sayfa 7
METRO Grosmarketler`de 3. Dönem TİS görüşmeleri başladı
Zühtü Kayalı ve Celal Uyar ise, seminerde
yaptıkları sunumların konusunu bir kitapçık haline getirecekler. Bu notlar, sendikamız tarafından kitapçık halinde bastırılarak
üyelerimize dağıtılmak üzer...