Selvi,H.Z., Bildirici, İ.Ö.(2005) Cbs Açısından Topolojinin Önemi Ve
Transkript
Selvi,H.Z., Bildirici, İ.Ö.(2005) Cbs Açısından Topolojinin Önemi Ve
CBS AÇISINDAN TOPOLOJİNİN ÖNEMİ VE ALAN - ÇİZGİ GEOMETRİK DÖNÜŞÜM YÖNTEMLERİ * * H. Zahit Selvi *İ. Öztuğ Bildirici Selçuk Üniversitesi, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü, Konya, [email protected] [email protected] ÖZET Coğrafi Bilgi Sistemlerinde topoloji mekansal analizin temel taşıdır. Alan ve ağ türü topolojiler mekansal analizde kullanılır. Ağ topolojisinin kurulmasında ağ niteliği taşıyan objeler, yol örneğinde olduğu gibi, veri toplama sonrası çizgisel karakterde olmayabilir. Bu çalışmada yol vb objelerde ağ topolojisine temel oluşturacak eksen belirleme problemi irdelenmektedir. Problem, en genel anlamda alandan çizgiye geometri değişimidir. Bu kapsamda güncel araştırmalardan derlenen algoritmalar yararlı ve sakıncalı yönleri ile incelenmekte ve birbirleri ile karşılaştırılmaktadır. Anahtar Kelimeler: Geometrik dönüşüm, eksen belirleme, üçgenleme, su çizgileri yöntemi, çatı yöntemi, ağ topolojisi GİRİŞ Coğrafi Bilgi Sistemlerinde mekansal analiz ve sorgulama, coğrafi objeler arasındaki komşuluk ilişkilerini tanımlayan topoloji ile ilişkilidir. CBS sistemlerinde temel olarak, nokta, alan ve ağ topolojileri olmak üzere üç tür topolojiden söz edilir. Bu şekilde iki nokta arasındaki en kısa yol, alan kesişimleri (polygon overlay), tampon oluşturma (buffer zone generation) gibi işlemler gerçekleştirilebilir. Mantıksal olarak bir ağ tanımlayan, ancak çizgisel yapıda olmayan objelerde topoloji tanımlaması yapılmadan önce objelerin çizgisel hale dönüştürülmesi gerekir. Örneğin, büyük ölçekli haritalardan kazanılan verilerde yollar kenar çizgileri ile alansal bir biçimde tanımlanırlar. Topoloji kurulması için ise yol eksenlerine gereksinim vardır. Bu noktada eksenlerin elde edilmesi ya da alan-çizgi geometrik değişimi problemi ortaya çıkar. Çözüm manuel ya da otomatik olabilir. Manuel yaklaşımda yol eksenleri ekran başında yaklaşık olarak operatör tarafından çizilir (sayısallaştırılır). Problemin minimum işgücü ile çözülmesine yönelik otomatik yaklaşımlar da vardır. Bu çalışmada güncel kartografya kaynaklarında yapılan bir inceleme sonucu derlenen bilgiler ışığında otomatik alan-çizgi dönüşümü algoritmaları hakkında bilgi verilecektir. Bu bağlamda dört yöntem yararlı ve sakıncalı yönleriyle ele alınmakta ve karşılaştırılmaktadır. Ayrıca sayısallaştırmanın da kullanıcı tarafından yapılacağı durumlarda geçerli olan çift çizgi – tek çizgi dönüşümü de ayrı bir başlık altında incelenecektir. CBS Açısından Topoloji ve Alan-Çizgi Geometrik Dönüşümü Topoloji mantığı, coğrafi bilgi sistemleri için geliştirilen yazılımların önemli bir fonksiyonudur. Bir CBS yazılımında topolojiye olan gereksinimin en büyük sebebi; topoloji sayesinde bir ağ kapsamındaki bağlantıları, yönleri, düğüm noktalarına göre modelleme, benzer özellikteki poligonların komşuluk ilişkilerini, coğrafi özelliklerini karşılaştırma gibi mekansal analizlerinin koordinat bilgisine ihtiyaç duymadan yapılabilmesidir (Yomralıoğlu, 2000). Coğrafi bilgi sistemlerinde nokta, alan, ve ağ topolojisi olmak üzere üç tür topolojiden söz edilir. Topoloji, kelime anlamından da anlaşılacağı üzere coğrafi objelerin birbirleriyle mekansal komşuluk ilişkilerini tanımlar. Temel topoloji bileşenleri, merkez, düğüm noktası ve bağlantı olmak üzere üç tanedir. Nokta topolojisi düğüm noktalarından, ağ topolojisi düğüm noktaları ve bağlantılardan, alan topolojisi ise düğüm noktaları, merkezler ve bağlantı çizgisi objelerinden oluşur (Bildirici, 2003). Bağlantı çizgileri bir düğüm noktasından başlar bir başka düğüm noktasında sona ererler. Merkez noktaları ise kapalı alan içerisinde herhangi bir yerde bulunurlar. Bunların şeklin ağırlık merkezi gibi özel bir noktada olmaları gerekmez. Tek koşul merkez noktaların kapalı şeklin içinde yer almasıdır. Düğüm noktalarına ise ya tek bağlantı objesi ya da ikiden çok bağlantı objesi bağlanmalıdır. Bir düğüm noktasından yalnızca iki bağlantı elemanı çıkıyorsa o düğüm noktası topolojik olarak anlamlı değildir. Bu tür düğüm noktaları yalancı düğüm noktası (pseudo node) olarak isimlendirilirler. Yalancı düğüm noktaları özel bir anlamı yoksa iki bağlantı çizgisi birleştirilerek silinmelidir (Şekil 1) (Bildirici, 2003). Yalancı düğüm (Pseudo Node) Yalancı düğüm (Pseudo Node) Düğüm (Node) Düğüm (Node) Bağlantı çizgisi (Link) Merkez (Centroid) (a) Bağlantı çizgisi(Link) (b) Şekil 1: Poligon (alan) topolojisi (a) ağ topolojisi (b) ve temel topoloji bileşenleri (Bildirici, 2003) Autodesk (1999)’de ağ topolojine üzerinde gerçekleştirilen ve yaygın olarak kullanılan ağ analizleri hakkında aşağıdaki bilgiler verilmiştir. • En kısa yol analizi: Verilen iki nokta arasındaki en uygun güzergahı bulma analizidir. • Yakınlık analizi: İngilizce kaynaklarda “Flood trace” olarak adlandırılan bu analiz ile bir düğüm noktasından belli bir uzaklıkta bulunan düğüm ve bağlantı çizgileri bulunabilir. Örneğin bir süper markete 500m yürüyüş mesafesinde olan sokakların ve buna bağlı olarak da hedef kitlenin belirlenmesi. • Overlay analizi: Var olan iki topolojiden yararlanılarak oluşturulan üçüncü topoloji yardımıyla yapılan analizler. Örneğin bir bölgedeki kirli akarsular ve kirlilik kaynaklarından yararlanarak yerleşim açısından uygun olmayan yerlerin belirlenmesi gibi. • Buffer analizi: Var olan bir topolojik yapıya belirli bir uzaklıktaki objelerin incelenmesi. Örneğin kamulaştırma analizleri gibi. Coğrafi bilgi sistemlerinde büyük ölçekli (ya da yüksek çözünürlüklü) uygulamalarda yollar ve akarsular gibi ağ karakterli objeler ya alansal olarak ya da sınır çizgileriyle alansal gibi modellenmiş olabilirler. Örneğin 1:1000 gibi bir ölçekte yollar adalarla sınırlanmış olarak gösterilirler. Tüm adaları çalışma bölgesini tanımlayan bir alandan (background region) çıkartırsak yol ağı alansal bir karakterde elde edilebilir. Bazı ülkelerde ise yolların da yerel yönetimlere ait tapuları olduğundan kapalı alanlar olarak modellenirler. Her iki seçenekte de yol ağına yönelik mekansal analizleri yapabilmek için yol orta çizgileri (eksenler) gereklidir. Benzer durum akarsu ağı için de geçerlidir. Konu genelleştirme açısından ele alınırsa, mekansal çözünürlüğün düşürülmesi sonucu (ölçek küçülmesi) alansal modellenmiş objelerin çizgisel objelere dönüştürülmesi gereklidir. Bu noktada model genelleştirmesinde uygulanan geometri değişimlerinden biri de alan-çizgi dönüşümüdür (Uçar vd., 2003). Alan-çizgi dönüşümü problemi temel olarak manuel ve otomatik olmak üzere iki şekilde çözülebilir. Özellikle yol eksenlerinin belirlenmesinde manuel olarak eksen belirleme, henüz CBS sistemlerinin tatmin edici otomatik çözümler sunmaması nedeniyle tercih edilmektedir. Aşağıda otomatik olarak problemin çözümüne yönelik yöntemler ele alınmaktadır. Alan-Çizgi Dönüşüm Yöntemleri Üçgenleme Yöntemi İngiliz uzmanlar arasında yoğun ilgi gören bu yöntem, Voronoi Diyagramı ve Delaunay Üçgenlemesi üzerine kurulmuştur. Yöntemin daha iyi anlaşılabilmesi için öncelikle bu iki kavramın tanımlanması gerekir. Düzlemde yer alan sonlu nokta kümesine ait herhangi bir noktaya, kümedeki diğer noktalardan daha yakın konumda bulunan düzlem noktalarının geometrik yerine, o noktanın “Voronoi Çokgeni” denilmektedir. Kümedeki tüm noktaların Voronoi çokgenlerinin birleşimi, o kümenin Voronoi diyagramını oluşturur (Yanalak, 1997). Bir noktanın Voronoi çokgeni o noktayı, komşu noktalar denen, o noktaya en yakın konumdaki noktalardan ayırmaktadır. Çokgenin kenarları, nokta ile komşu noktaları birleştiren doğru parçalarının kenar orta dikmelerinden oluşmakta, her nokta kendisine ait komşu noktalar ile birleştirildiğinde “Delaunay Üçgenlemesi” elde edilmektedir. Şekil 2 ’de Voronoi diyagramı verilmiş olan kümenin Delaunay üçgenleri görülmektedir. Delaunay üçgenlemesinde temel amaç rasgele dağılmış noktalardan mümkün olduğunca eşkenar üçgene yakın üçgenlerle çalışma bölgesini kaplamaktır. Delaunay üçgenlemesi ve Voronoi diyagramı birbirleri ile eşlenik olup, biri diğerinden elde edilebilir. Şekil 2: Voronoi diyagramı ve Delaunay üçgenlemesi (McAllister ve Snoeyink, 2000) Bir poligonun (kapalı alanın) orta ekseni, köşeleri poligon köşesi olan ve kenarları açık olan bölgelerden oluşan Voronoi diyagramının bir alt kümesidir. Yani, Voronoi diyagramının poligonun içine uzanan parçası, poligonun orta eksenine yakınsar. Bu nedenle orta eksen Voronoi diyagramından türetilebilir. Poligon sınırlarındaki Voronoi diyagramından, poligonun iç bölgeleri için bir eşleşmeli Delaunay üçgenler grubu üretilir ve bu üçgenleme orta eksene ulaşmada yol gösterir. Oluşturulan Delaunay üçgenlerinden bir kenarı sınır çizgisine ait olanlar izlenerek eksenler üretilir (Şekil 3). Bu izleme sırasında sınır çizgisine ait olmayan üçgen kenarlarının orta noktaları ekseni oluşturur (Bildirici, 2000,s.40). Şekil 3: Üçgenleme yöntemiyle orta eksen elde edilmesi (Bildirici,2000) Eğer sınırdaki nokta dağılımı uygunsa bu yöntemle eksene çok iyi bir yakınsama sağlanır. Bu yöntemin dezavantajları ise poligonun karşılıklı kenarlarında uygun noktalar belirlemenin zorluğu ve çok girintili çıkıntılı poligonlarda iyi sonuç vermemesidir. Ayrıca yöntemin bir eksiği de ada vb. poligon içerisindeki iç alanların otomatik olarak belirlenememesi ve bu gibi yerlerde elle müdahale gerektirmesidir. Bu da pratik bir çözüm değildir. Su Çizgileri Yöntemi Su çizgileri yöntemi, üçgenleme yönteminin kenarlar üzerinde çok fazla nokta tanımlamaya gereksinim duyması, yani kenarları doğru parçalarıyla tanımlamasının ve kenarların çok girintili çıkıntılı olması durumunda iyi sonuçlar vermemesinin bir eksiklik olduğu düşünülerek Christensen tarafından geliştirilmiştir (Christensen, 1996). Christensen (1996), kenarların çoklu doğru parçaları olarak tanımlanmasının uygun olduğunu düşünmüş ve GIS yazılımlarındaki “buffer” işlemi yardımıyla tanımladığı su çizgileri sayesinde eksenlerin belirlenebileceğini göstermiştir. Bu algoritma şekli aşama aşama sorularla öğrenmekte, böylece düzenli olarak parametre boyutu azalmakta ve şekil basitleşmektedir. Orijinal şekle paralel iç içe geçmiş su çizgileriyle hem eksen oluşturulmakta hem de doğal bir basitleştirme sağlanmaktadır (Şekil 4). Bir şeklin su çizgilerinin oluşturulması orta eksen oluşturulmasındaki aşamalı yaklaşımın ilk adımıdır. Bir önceki su çizgisinden (veya şeklin kenarından) tek bir su çizgisi elde etme yöntemi, birçok GIS yazılımının içinde bulunan buffer (tampon) komutunun çalışmasına benzer. Burada ilk özellik, herhangi bir su çizgisi kenara sabit uzaklıktadır. Bir su çizgisinden diğerine olan uzaklık ise önceki iki su çizgisi arasındaki uzaklığa göre değişkendir. Şekil 4’de de görüldüğü üzere su çizgileri, karşı kenardan gelen su çizgileriyle çakışıncaya kadar kenara paralel olarak devam ederler. Çakışan su çizgileri, çakışma noktalarındaki ani yön değişikliklerini de gösterecek şekilde poligon içerisinde birleştirilir. Çakışma noktaları birleştirilerek, kenarlara yaklaşık eşit uzaklıkta, orta eksene güzel bir yakınsama elde edilir. Bu yöntem eğer çok büyük veri gruplarına uygulanacaksa, bu veri grupları parçalanmalıdır. Çünkü çok büyük veri gruplarına bu yöntemin uygulanması büyük bilgisayar belleği gerektirir. Verilerin parçalanması durumunda, süreklilikten emin olmak amacıyla komşu paftalardan örtüşen bölümler belirlenir. Bu bölümler yardımıyla komşu paftalarla ilişki kurulur. Yöntemin uygulamasında, en fazla su çizgilerinin oluşturulmasında zaman harcanır, diğer aşamalar buna göre daha kısa zamanda tamamlanır. Su çizgileri yönteminin en büyük avantajı, sistemin esnek olmasıdır. Obje kenarına olacak herhangi bir ilave sadece eksenin o bölgesini etkiler, tüm ekseni etkilemez. Christensen’nin uygulama şeklinde tüm veriler depolandığından istenildiğinde eksenden yararlanılarak orijinal şeklin elde edilmesi mümkündür. Şekil 4: Su çizgileri yöntemiyle eksen oluşturulması (Christensen,1996) Basit İskeletleştirme ve Çatı Yöntemi Basit iskeletleştirme yöntemi üçgenleme ve su çizgileri yönteminin birleştirilmesinin daha iyi sonuç vereceği düşüncesiyle geliştirilmiştir. Basit iskelet (straight skeleton) poligon kenarlarının açıortaylarının bir parçasıdır. Bu yöntemde poligon kenarları poligon içerisine doğru sabit bir hızla hareket eder ve kenar uzunlukları değişir. Poligon köşeleri de poligonun topolojisi değişim aşamasına gelinceye kadar açıortay doğrultusunda hareket eder. Poligon sınırlarındaki topoloji değişimleri basit iskeleti tanımlar. İki tür topoloji değişimi vardır. 1. Kenar durumu (edge event): Bir kenar ortadan kaybolur ve bu kenarın komşuları bitişik hale gelir. 2. Ayrılma durumu (split event): Bir sert çıkıntılı köşe, karşısındaki kenara doğru uzanır ve onu ikiye böler, bu durum aynı zamanda tüm poligonun bölünmesine neden olur. Ayrılan kenarla sert çıkıntılı köşenin iki kenarı arasında yeni bir komşuluk oluşur (Felkel ve Obdrzalek, 1998) (Şekil 5). Şekil 5: Kenar (a) ve Ayrılma (b) (Eppstein ve Erickson,1999) Poligonlar, bu iki durumu da içerecek şekilde sıfır alana sahip oluncaya kadar büzülürler. Yöntemin algoritmik olarak uygulanışı Felkel ve Obdrzalek (1998) tarafından şu şekilde anlatılmıştır. Algoritma temel veri olarak poligonun aktif köşelerinin dairesel sıralanmış listesini kullanır. Bu listeye SLAV (Set of circular Lists of Active Vertices) adı verilir. Poligonun konveks olması durumunda her poligon için yalnız bir tane SLAV tanımlıdır. Konveks olmayan poligonlarda sert çıkıntılı köşeler poligonu böleceğinden dolayı (ayrılma birden fazla SLAV tanımlanır. SLAV’da bulunan bütün köşeler dairesel sıradaki her iki komşu poligon köşesi ile de ilişkilidir. Her poligon köşesinde açıortaylar hesaplanır. Daha sonra ardışık açıortay kenarlarının kesişim noktaları belirlenir. Her açıortay kesişim noktasında aynı açıortay üzerinde, bu kesişimden daha önce başka bir kesişim olup olmadığı incelenir. Eğer başka kesişim varsa kenar korunur. Aksi durumda ise kenar olayı gerçekleşir ve ilgili kenar yok olur (Şekil 6). Bu şekilde aşama aşama SLAV tekrar üretilerek en son eksen oluşuncaya kadar algoritma devam eder. Poligonun konveks olmaması durumunda ise konveks poligonlardan farklı olarak ani çıkıntılı bir köşe karşı kenarı keseceğinden ayrılma olayı oluşur. Bu durumda öncelikle köşenin karşı kenarı kestiği nokta belirlenir ve bu noktadan poligon ikiye bölünür. İki ayrı SLAV oluşturulur. Sanki iki ayrı poligon varmış gibi algoritma uygulanır. Basit iskeletleştirme yönteminin 3 boyutlu versiyonu çatı modelidir. P poligonunun zemin duvarına karşılık gelmesi durumunda, bu yöntem duvarın üzerine sabit eğimli bir çatı oluşturmak gibi düşünülebilir. Çatının sırtı ve karakteristik çizgileri iskeleti oluşturur. Bu yöntemde basit iskeletleştirme yöntemindeki açıortay kesişimlerinin daha kolay bulunabilmesi için her poligon kenarından düzlemle 45°’lik sabit bir açı yapan üçgen düzlemler tanımlanmıştır. Bu üçgen düzlemlerin poligon köşesi olmayan üçüncü köşelerinin z değerlerine bakılarak iskelet oluşturulur. Olabilecek kenar durumları, üçgenlerin en yüksek köşelerinin z değerleri dikkate alınarak oluşturulan bir öncelik dizesiyle belirlenebilir. Doğaldır ki ilk kesişme en yüksek noktalarının z değeri en düşük olan üçgende oluşacaktır. Üçgenlerin üçüncü köşelerinde en küçük z değerine sahip üçgen, kenar durumuna karşılık olacak şekilde yok edilir ve öncelik dizesi güncellenir. Bu şekilde oluşturulacak çatının sırtı ve karakteristik çizgileri ekseni oluşturur (Şekil 7). Şekil 6: Konveks poligonlar için algoritmanın akış aşamaları (Felkel ve Obdrzalek, 1998) Basit iskeletleştirme ve çatı yöntemi genel orta eksen oluşturma yöntemleriyle kıyaslanırsa, basit iskelet sadece doğru parçalarından oluşmaktadır ve hiçbir eğri içermez. Basit iskelet poligon kenarlarındaki şekil değişikliklerine daha duyarlıdır. Bir sert çıkıntılı köşe iskelet yapısını tamamen değiştirir. Yine çok girintili çıkıntılı poligonlarda her kenar için üçgen tanımlamak oldukça büyük zaman ve bilgisayar belleği gerektirir. Ayrıca yöntemin uzmanlarca en fazla eleştirilen yönü, oluşan eksenlerin poligona özgü olmaması yani farklı poligonlarda benzer eksenlerin oluşmasıdır. Şekil 7: Çatı yönteminin temel mantığı (Eppstein,1999) En Büyük Daire Yöntemi Alan objeler için eksen tanımlama algoritmalarının birisi de, objelerin içerisine çizilebilecek en büyük dairelerin merkezlerini birleştiren doğru parçalarının obje eksenini tanımlamasıdır. Burada en büyük daire, alan objesinin karşılıklı kenarlarına teğet olan dairedir (Şekil 8). En büyük daireyi tanımlamak oldukça zahmetlidir. Çünkü daire, merkezi, yarıçapı ve objeye teğet olduğu noktalarla tanımlanmak zorundadır. Burada merkez bileşeni eksen üzerinde olan, bizim aradığımız değerdir. Yarıçap değeri de uygulama da çoğu zaman sabit değildir, çünkü yarıçapın sabit olması, alan objesinin genişliğinin değişmediği durumlarda söz konusudur. Bu da en azından, en büyük daire tanımının, yarıçapın değişmediği aralıklar boyunca ayrı ayrı yapılması gerekliliğini ortaya çıkarır. Alan objesinin çok girintili çıkıntılı olduğu bölgelerde ise bu imkansızdır. Bu gibi yerlerde kabul edilen bir doğruya olan uzaklık yarıçap olarak düşünülüp en büyük daire tanımlanabilir. En büyük daire tanımlamasında bir diğer sorun da dairenin objeye teğet olduğu en az iki teğet noktanın tanımlanma zorunluluğudur. Çünkü tek teğet nokta dairenin obje içerisinde kalmasını garanti etmez. Bu nedenle dairenin alan objenin her iki tarafında teğet olduğu karşılıklı noktalar tanımlanmalıdır. Bu da oldukça zahmetli ve ek uğraş gerektiren bir iştir. Ayrıca alan objenin karşılıklı kenarlarında karşılıklı noktalar belirlendikten sonra Delaunay üçgenlemesi çok rahat yapılabileceğinden üçgenleme yöntemi daha tercih edilen bir yöntem haline gelir. Tüm bu zorluklara rağmen alan obje içerisine yeterli sıklıkta en büyük daireler oluşturulabilirse, bu dairelerin merkezlerini birleştiren doğru parçaları ekseni tanımlar. Yukarıda anlatılan nedenlerle bu yöntem diğer yöntemlere göre çok rasyonel değildir. Şekil 8: En büyük dairenin özellikleri (Sonka vd., 1999, s.577) Çift Çizgi – Tek Çizgi Dönüşümü Bu yöntemde yol vb. objeler poligon olarak değil, iki çizgi arasındaki alan olarak görülürler. Objeyi oluşturan karşılıklı kenarlar ve karşılıklı kenarlar üzerinde karşılıklı noktalar belirlenirse eksen oluşturulabileceği düşüncesine dayanan bir yaklaşım Menke (1983) tarafından geliştirilmiştir. Bu yöntemin CHANGE yazılımı kapsamında geliştirilen uygulamasında sayısallaştırmanın kullanıcı tarafından aşağıdaki şartlara uyularak yapılması gerekmektedir (Bildirici, 2000, s.38). • • • • Eşlenik sınır çizgileri aynı yönde sayısallaştırılmalıdır. Eşlenik sınır çizgileri veri tabanına sıra ile kaydedilmelidir. Her eşlenik sınır çizgi çifti, yalnızca bir tek alan objeye ait olmalıdır. İşlenecek verilerde eşlenik olmayan çizgiler olmamalıdır. Bu yöntemde sınır çizgilerinin karşılıklı parçaları analiz edilerek üç tür eksen parçası belirlenir. Parçalar birbirine paralel ise orta paralel elemanı üretilir (Şekil 9). Parçalar paralel değilse açıortay elemanı üretilir (Şekil 9). Açıortay ve orta paralel elemanları arasında kalan boşluklar ara parça elemanları ile doldurulur. Uygulamada çok değişik kaynaklardan gelen veriler kullanıldığından ve bu verilerin yukarıda bahsedilen şartları sağlaması beklenemeyeceğinden, yöntem özellikle küçük alanlarda ve tüm sayısallaştırmayı özel olarak aynı kullanıcının yaptığı durumlarda kullanışlı olmaktadır. Bildirici (2000) tarafından verileri CHANGE yazılımında eksen belirlenmeye uygun hale getirmek üzere bir yazılım da geliştirilmiştir. Bu yazılım ile yapılan uygulamalarda verilerin %80-85 oranında eksen belirlemeye uygun hale getirilebildiği belirtilmektedir. Şekil 9: Eksenin orta paralel ve açıortay olma durumu (Bildirici, 2000) SONUÇ Bu çalışmada Coğrafi Bilgi Sistemlerinde objeler üzerinde yapılan mekansal sorgu ve analizlerde önemli bir yeri olan ağ topolojisinin oluşturulmasında ortaya çıkan alan-çizgi dönüşümü ya da eksen belirleme problemi irdelenmiştir. CBS uygulamalarında sık karşılaşılan kısa yol analizi vb.gibi çizgi tabanlı vektörel objeler üzerinde yapılacak mekansal analizler için gerekli olan ağ topoloji yapısı ile ilgili ayrıntılı bilgiler verilmiş, bu topolojik veri yapısının kurulması için de önemli bir gereksinim olan eksen belirleme yöntemleri ayrıntılı olarak anlatılıp literatürde sıkça karşılaşılan yöntemler incelenmiştir. Alan-çizgi dönüşümü ya da eksen oluşturma konusunda çeşitli uzmanlar tarafından farklı yöntemler önerilmiştir. Ancak yaygın kullanılan CBS yazılımlarında henüz bu yönde araçlar hazır olarak yer almamaktadır. Bu bağlamda alan-çizgi dönüşümlerinin otomatize edilmesine ihtiyaç vardır. Özellikle ülkemizdeki CBS uygulamalarında eksenlerin ekran başında operatörlere çizdirilmesi gibi bir yaklaşımla bu sorun çözülmeye çalışılmaktadır. Bu yaklaşımda operatörlerin subjektif çalışma tarzı, daha fazla maliyet ve zaman kaybı gibi sorunlarla karşılaşılmaktadır. Bu nedenle alan–çizgi dönüşümünün otomatize edilmesi vazgeçilmez bir gereksinim olarak görülmektedir. Eksenler ister otomatik isterse manuel olarak üretilsin, sağlıklı bir topoloji oluşabilmesi için, topolojik tutarlılık açısından incelenmeli ve hatalar ve eksiklikler giderilmelidir. Bu amaçla CBS sistemlerinin pek çoğunda belli tolerans dahilinde hataları kontrol eden ve düzelten araçlar yer almaktadır. Bu işlem çizgi temizleme (line cleaning) ya da post processing olarak adlandırılmaktadır. Burada incelenen yöntemlerden üçgenleme yöntemi ve çatı yöntemi özellikle yol objeleri için uygun yaklaşımlar olarak değerlendirilmektedir. Akarsu ağı açısından ise su çizgileri yaklaşımı daha uygun görülmektedir. Yazarlar tarafından yakın gelecekte üçgenleme yönteminin yazılım olarak geliştirilmesi ve yol objeleri üzerinde test edilmesi planlanmaktadır. KAYNAKLAR Autodesk, 1999. AutoCad Map2000 User’s Guide, Autodesk Inc. Bildirici, İ.Ö., 2000. ‘1:1000-1:25000 Ölçek Aralığında Bina ve Yol Objelerinin Sayısal Ortamda Kartografik Genelleştirmesi’, Doktora Tezi, İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul. Bildirici, İ.Ö., 2003. ‘Coğrafi Bilgi Sistemlerinde Ağ topolojisi ve Genelleştirme’, 9. Harita Kurultayı Kitabı, HKMO, Ankara, 31 Mart-4 Nisan, s.337-346. Christensen, A.H., 1996. ‘Street Centerlines by A Fully Automated Medial – Axis Transformations’, in Proceedings of GIS / LIS’96, Denver, Kasım 19-21, s.107-116. Eppstein, D., 1999. ‘A Subquadratic Algorithm for the Straight Skeleton’, Yayınlanmamış. Eppstein, D., Erickson, J., 1999. ‘Raising Roofs, Crashing Cycles, and Playing Pool: Applications of a Data Structure for Finding Pairwise Interactions’, Discrete & Computational Geometry, n.22,s.569-592, Springer – Verlag New York Inc. Felkel, P., Obdrzalek, S., 1998. ‘Straight Skeleton Implementation’, Proceedings of Spring Conference on Computer Graphics, Budmerice, Slovakia, s.210-218. McAllister, M.ve Snoeyink, J., 2000. ‘Medial Axis Generalization of River Networks’, Cartography and Geographic Information Science, v.27,n.2,s.129-138. Menke, K., 1983. ′Zur rechnergestützten Generalisierung der Verkehrswege-und Gewassernetzes, insbesondere für den Maβstab 1:25000’, Doktora Tezi, WissArbUH Nr.119, Hannover. Sonka, M., Hlavac, V., Boyle, R., 1999. Image Processing, Analysis, and Machine Vision, International Thomson Publishing Inc., London. Uçar, D., Bildirici, İ.Ö., Uluğtekin, N., 2003. ‘Coğrafi Bilgi Sistemlerinde Model Genelleştirmesi Kavramı ve Geometri ile İlişkisi’, Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Jeodezik Ağlar Çalıştayı, SÜ, Konya, Eylül 24-26, s.94-103. Yanalak, M., 1997. ‘Sayısal Arazi Modellerinden Hacim Hesaplarında En Uygun Enterpolasyon Yönteminin Araştırılması’, Doktora Tezi, İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul. Yomralıoğlu, T., 2000. Coğrafi Bilgi Sistemleri Temel Kavramlar ve Uygulamalar, Seçil ofset, İstanbul.
Benzer belgeler
Ders Notu - Öztuğ BİLDİRİCİ
Coğrafi Bilgi Sistemlerinde mekansal analiz ve sorgulama, coğrafi objeler arasındaki komşuluk
ilişkilerini tanımlayan topoloji ile ilişkilidir. CBS sistemlerinde temel olarak, nokta, alan ve ağ
top...