HDV Enfeksiyonunun Doğal Seyri
Transkript
HDV Enfeksiyonunun Doğal Seyri
HDV ENFEKSİYONUN DOĞAL SEYRİ Doç. Dr. Mustafa Kemal Çelen Hepatit Delta Virüsü (HDV) detektif bir RNA virüsüdür. Viral taksonomide yeri satellit virüsler içerisinde kabul edilmektedir. Bu gruptaki virüslerin özeliği, ancak "helper virüs" olarak adlandırılan bir diğer virüsle enfekte olan konakta hastalık oluşturmasıdır. Dünyada HBV taşıyıcılarının %5’i (10-15 milyon) HDV ile enfekte olarak kabul edilmektedir (1). Hepatit Delta Virüsü (HDV) ilk kez 1977 yılında Rizzetto tarafından yapılan bir çalışmada HBsAg (+) hastaların serumunda saptanan bir antijen olarak duyurulmuş, daha sonraki dönemde ise Hepatit B virüsü (HBV) varlığında patojen olabilen yeni bir virüs olduğuna karar verilmiştir (2). Hepatit virüsleri ile ilgili son dönemde kat edilen onca yola karşın son 25 yılda HDV enfeksiyonuyla ilgili çalışmalar diğer hepatit virüslerinin gölgesinde kalmıştır. HDV virüsü taşıyan hastaların klinik seyrinde ve histopatolojik bulgularında bir kötüleşme olduğu daha ilk dönemlerde fark edilmiştir. Hastalığın iki farklı bulaşma formunun olduğu tanımlanmıştır. Bunlar süperenfeksiyon ve koenfeksiyondur (3,4). HDV enfeksiyonunun muhtemel seyir şekilleri; akut, kronik, fulminan ve siroz/hepatosellüler karsinom şeklinde sıralanabilmektedir. HDV seyrinin genellikle ciddi bir karaciğer tutulumu şeklinde olduğu kabul edilmektedir. Hastalığın klinik seyrini doğrudan etkileyen önemli faktörlerin konağın ve virüsün genetik özelliği gibi değişkenlerin olduğu düşünülmektedir. Karaciğer hasarıyla HBV- DNA ve ALT düzeyi arasında anlamlı bir ilişki olmaması bu olgularda gelişen karaciğer hasarının doğrudan HDV ile ilişkili olduğunu göstermektedir (5,6) Akut Delta Enfeksiyonu Akut HDV enfeksiyoun üç farklı şekilde gözlenebilmektedir. Bunlardan ikisi toplumda koenfeksiyon veya süperenfeksiyon şeklinde görülmektedir. Üçüncü şekil ise sadece HBV ile ilişkili karaciğer transplantasyonu yapılan hastalarda belli bir süre sonra görülen sessiz HDV akut enfeksiyonundur (7). Koenfeksiyon: Delta virüsünün hepatit B ile birlikte alınması koenfeksiyon olarak adlandırılmakta olup bu hastalık formunda klinik seyir büyük ölçüde tipik bir akut hepatit B enfeksiyonuna benzemektedir. Koenfeksiyonda fulminan hepatit riskinin arttığına ilişkin bazı bilgiler bulunmaktaysa da bu konu hala tartışmalıdır. Büyük bir ihtimalle virüsün genotipi ile de ilgili olarak bazı bölgelerde daha sık karşılaşılabilmektedir. Konenfeksiyonların kronik HDV enfeksiyonuna dönüşme oranı %2-20’dir (7). Aslında Delta koenfeksiyonu sık karşılaşılan bir durum olmayıp bu konuda yapılmış olan çalışmalar da sınırlı sayıdadır. HDV defektif bir virüs olduğu için koenfeksiyonun oluşabilmesi için iki virüsün aynı anda alınması gerekmektedir. Bu nedenle iki virüsün aynı anda bulunduğu bir kaynağa ihtiyaç vardır. Bu kaynak her iki virüsün canlılığını da korumuş olması gerekmektedir. Aynı kaynaktan alınan bu iki virüsün bulaşından sonrada HBV replikasyonu başlayana kadar HDV’nin kişinin immün yanıtından kaçarak varlığını sürdürüp daha sonra patojen hale gelmesi gerekmektedir. Yani teorik olarak mümkün olmasının yanında aslında pratikte pekte olası gibi görülmeyen bir enfeksiyon formu olduğu muhakkaktır 183 (8). Bazı koenfeksiyon formlarında bifazik ALT yükselmeleri görülmektedir. Birinci ALT dalgası HBV ile ilişkili olup 2-5 hafta sonra görülen ikinci ALT yükselmesi genellikle HDV ile ilişkilidir. HDV süperenfeksiyonu: HBsAg pozitif bir kişinin sonradan HDV ile enfekte olması durumudur. Burada klinik seyir fulminan hepatite kadar gidebilen ağır bir akut hepatit atağı şeklinde başlamakta ve daha önceden mevcut olan hepatitin klinik, biyokimyasal ve histopatolojik bulgularında belirgin bir ağırlaşma ile devam etmektedir. Bu olgularda klinik seyir akut başlar ve daha şiddetlidir. İnkübasyon süresi koenfeksiyona göre daha kısa olduğu kabul edilmektedir. Kronikleşme oranı %70-95 olduğu ve özellikle genotip-III’ün daha hızlı kronikleştiği kabul edilmektedir. İyi bilinen bu iki hastalık şeklinin dışında sonraki yıllarda karaciğer nakli yapılan hastalarda görülen ve HBV enfeksiyonundan bağımsız olarak ortaya çıkan yeni bir Delta hepatiti formu daha tanımlanmıştır (7). Doğal Seyir Delta süperenfeksiyonunun kronik hepatit B’nin doğal seyri üzerindeki etkisi; kronik hepatit B olguları içerisinde Delta süperenfeksiyonunun farklı sıklıkta bulunması ve bunun hastalığın ağırlığı ile ilişkili olduğunun gösterilmesidir. Dünya çapında bu konu ile ilgili oldukça fazla veri bulunmaktadır (8). da HDV’nin HBV ve HCV’den daha baskın bir faktör olduğu ve onları inhibe ettiği görülmüştür. Öte yandan HIV ile birlikteliğin HDV enfeksiyonunu, HDV’ye immün cevabın çok zayıf olduğu durumlar dışında pek etkilemediği gösterilmiştir (9). Delta hepatitinin doğal seyrine ilişkin doğurdan veriler daha sınırlıdır. Bu noktada Delta hepatiti patogenezinin hala tam olarak anlaşılmamış olması klinik gözlemlerden elde edilen neticelerin değerlendirilmesini güçleştirmektedir. Hastaların akut evreden sonra düzenli ve uzun süreli prospektif takibinin yapılmıyor olması da doğal seyir ile ilgili doğrudan verilere ulaşmadaki bir diğer sıkıntıdır. Kronik Delta Enfeksiyonu Kronik hepatit formunda anormal karaciğer enzim değerleri, HBsAg (+) varlığı, Anti-Delta (+) ve serumda HDV-RNA pozitifliğinin en az 6 ay süresince saptanmasıdır. HBV-DNA genellikle baskılandığı için saptanmamaktadır. Kronik HDV enfeksiyonu genelde, delta süperenfeksiyonu sonucu oluşmaktadır. Kronik HDV olguları tipik değildir ve klinik olarak diğer hepatitlerden ayrılmazlar. Kronik HDV enfeksiyonunda Anti-HDV IgM ve IgG serumda görülür ve HDAg de karaciğer dokusundan immünohistokimyasal boyalar veya insitu hibridizasyon ile gösterilir (9). HDV’nin yaptığı enfeksiyonlar diğer hepatitlerle benzer olmakla birlikte daha ağır seyirlidir. Her iki formda da daha sık fulminan seyir görülmektedir. Kuluçka süresi ortalama 21- 60 gündür. Yorgunluk, bulantı, iştahsızlık en sık görülen klinik yakınmalardır. Klinik belirtilerden 3-7 gün sonra sarılık ve karaciğer fonksiyon testlerinde yükselmeler izlenmektedir. Akut enfeksiyon tablosu genelde 15-75 gün sürmektedir (7). 1989 yılında Taiwan’da yapılmış olan bir araştırmada akut evrede saptanan 30 delta süperenfeksiyonu olgusu 6-96 ay arasında değişen sürelerle ileriye dönük olarak izlenmiştir. Anti-Delta (+) vakaların %69’unda sürekli ALT yüksekliği, %46’sında Kronik aktif hepatit ve yılda %9,4’ünde siroz gelişimi izlenmiştir. Buna karşın kontrol grubunda bu oranlar anlamlı olarak düşük bulunmuştur. Bu çalışmada siroz gelişme oranı %9,4/yıl olarak bulunmuştur. Vakaların %25’i üç yıl, %50’si 6-7 yıl içerisinde siroza dönüşmüştür (8). HDV enfeksiyonunu etkileyen önemli bir faktör üçlü enfeksiyonlardır. Birçok çalışma- İtalya’da 2487 HBsAg (+) hastanın dahil edildiği bir çalışmada hastaların %5’inde Anti- 184 HDV(+) saptanmıştır. Anti-HDV (+) hastaların %38’inde anormal ALT seviyesi bulunurken kontrol grubunun %8’inde ALT yüksekliği saptanmıştır. Hastalar yapılan karaciğer biyopsileri sonucunda karaciğer histolojisinin, Anti-HDV (+) hastaların %61’inde bozulduğu saptanmıştır (10). HBsAg (+) 203 vakanın dahil edildiği başka bir çalışmada da 64 Anti-HDV (+) değerlendirilmiştir. Sonuç olarak Anti-HDV (+) vakalarda histoloji kontrol grubuna göre anlamlı derece ilerlemiş olduğu saptanmıştır (11). Değişik karaciğer hastalıklarında fibrosis ilerleme hızını araştıran bir çalışamada HBV, HCV, HDV, hemokromatozis, alkolik karaciğer hastalığı ve Primer biliyer siroz gibi hastalıklar birlikte değerlendirildiğinde 40 yaş altı sirozların üç hastalıkta toplandığı görülmüştür: HIV koenfekte HCV, otoimmun hepatit ve HDV enfeksiyonu (12). Delta hepatiti ile enfekte hastaların yaşam beklentisi bir noktadan sonra kronik hepatit B olgularından farksız görülmektedir. Otuz Anti-Delta (+) olguyu kapsayan 5 yıllık sağkalım %71 bulunmuş olup, bu oran HBV’ye bağlı sirozlar için beklenen yaşam süresinden farklı değildir (8). Konuyu mevcut bilgiler çerçevesinde, HDV enfeksiyounun koenfeksiyon tarzında başladığı olguların doğal seyrinin büyük ölçüde akut HBV enfeksiyoun ile özdeş olduğu, süperenfeksiyon tarzındaki HDV enfeksiyonunun ise karaciğer sirozuna gidişi en az 10 yıl kadar daha erken sürede gerçekleştirdiği ifade edilmektedir (8). olgularda gelişen fulminan olguların yaklaşık % 30’undan HDV sorumludur. Özellikle hiperendemik bölgelerdeki salgınlarda %20’leri aşan mortalite görülebilmektedir. Fulminan hepatit ensefalopati ve koagülasyon bozukluğuyla seyreder. Başlangıçta uyku bozuklukları, konfüzyon, konsantrasyon azalması, kişilik bozuklukları gibi değişiklikler görülür. İleri olgularda anormal davranış biçimleri, uykuya meyil ve koma gelişir. İleri derecede sarılık, ALT ve AST değerlerinde azalma görülmesi karaciğer hasarının ciddiyetini gösterir. Olguların yaklaşık %80’i ölümle sonuçlanmaktadır. Erken dönem karaciğer transplantasyonu yapılmalıdır (13,14). HDV enfeksiyonu akut ve kronik karaciğer hastalığının ciddi seyretmesine neden olup karaciğer sirozu ve hepatosellüler karsinomun önemli nedenlerinden biridir. Başarılı HBV aşılaması ile HDV enfeksiyonun gelecekte tamamen kontrol altına alınabilecektir. Avrupa coğrafyasına bakıldığında, HDV enfeksiyonu sıklığı azalmasına karşın Doğu Avrupa’da sıklığı artmaktadır. Aynı şekilde Türkiye’de de durum buna benzemektedir. Ülkemizin batısında HDV enfeksiyonu oranı azalırken, Güney Doğu Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgesinde HDV enfeksiyonu oranı hala önemli bir sağlık problemi olarak önemini sürdürmektedir (15). KAYNAKLAR 1. 2. Fulminan Hepatit HDV enfeksiyonlarında tek başına HBV enfeksiyonlarına göre daha sık fulminan gidiş görülebilmektedir. Özellikle süperenfeksiyon olgularında fulminan seyre gidiş olabilmektedir. Genellikle HDV olgularında diğer hepatit türlerinin on katı daha sık fulminan seyir geliştiği kabul edilmektedir. Toplam fulminan hepatit olgularının %3-25’ini Delta hepatitinin yaptığı kabul edilmektedir. HBV pozitif 3. 4. 5. 185 Hsieh TH, Liu CJ, Chen DS, Chen PJ. Natural course and treatment of hepatitis D virus infection. J Formos Med Assoc 2006; 105: 869-881. Rizzetto M, Canese MG, Arico S, Crivelli O, Trepo CG, Bonino F et al. Immunofluorescence detection of new antigen-antibody system (delta/anti-delta) associated to hepatitis B virus in liver and serum of HBsAg carriers. Gut 1977; 18: 997-1003. Rizzetto M, Purcell RH, Gerin JL. Epidemiology of HBVassociated delta agent:geographical distirbution of antidelta and prevalence in polytranfused HBsAg carriers. Lancet 1980; 1: 1215-1218. Caredda F, Rossi E, d’Arminio Monforte A, Zampini L, re T, Meroni B, Moroni M. Hepatitis B virus-associated coinfection and superinfection with delta agent: Indistinguishable disease with different outcome. J Infect Dis 1985; 151: 925-928. Maggiore G, Hadchouel M, Sessa F, Vinci M, Craxi A, Marzani MD et al. A retrospective study of the role of delta agent infection in childern with HBsAg positive chronic hepatitis. Hepatology 1985; 5: 7-9. 6. Hadziyannis SJ. Hepatitis delta: an overview. In: Rizzetto M, Purcell RH, Gerin JL, editors. Viral Hepatitis and liver disease. Turin, Italy: Minerva Medica; 1977. p.283289. 7. Rosina F, Rizzetto M. Epidemiology and natural history. In: Thomas HC, Lemon S, Zuckerman AJ. Viral hepatitis. Massachusetts: Blackwell, 2005: 583- 592. 8. Sonsuz A. Delta hepatitinin doğal seyri ve prognozu. Editör: Değertekin H, Yalçın K. Türkiye’de Hepatit Delta Virüs Enfeksiyoun. 2005: 30-35. 9. Hoşoğlu S. HDV enfeksiyonunun kliniği ve tanısı. Ed: Tabak F, Balık İ, Tekeli E. Viral Hepatit, 2007; 270-274. 10. Arico S, Aragona M, Rizzetto M et al. Clinical significance of antibody to the hepatitis delta virus in symptomless HBsAg carriers. Lancet 1985; 2: 356-358. 11. Sagnelli E, Felaco FM, Filippini et al. Influence of HDV infection on clinical, biochemical and histological presen- 12- 13. 14. 15. 186 tation of HBsAg positive chronic hepatitis. Liver 1989; 9: 229-234. Poynard T, Mathurin P, Lai CL, Guyader D, Poupon R, Tainturier MH, et al: A comparison of fibrosis progressionin chronic liver diseases. Journal of Hepatology 2003; 38: 257-265. Yalçın K. Hepatit Delta Virus Enfeksiyonunda Klinik Özellikler ve Tanı. Türkiye’de Hepatit Delta Virüs İnfeksiyonu Kitabı., (Ed.) Değertekin H, Yalçın K. T. Karaciğer Araştırmaları Derneği, 2005; 52-66. Alavian SM, Alavian SH. Hepatitis D virus Infection ; Iran, Middle East and Central Asia. Hepatitis Monthly 2005; 137-143. Celen MK, Ayaz C, Hosoglu S, Geyik MF, Ulug M. Antihepatitis delta virus seroprevelance and risk factors in patients with hepatitis B in Southeast Turkey. Saudi Med J 2006; 27: 617-620.
Benzer belgeler
VHSD-II. Viral Hepatit Tanı ve Tedavi Rehberi
Gürel S. Kronik viral hepatitler. Klinik Gastroenteroloji,
ed.Memik F. Nobel ve Güneş Kitabevi, Bursa, 2004:578-589.
Hsieh TH, Liu CJ, Chen DS, Chen PJ. Natural course and
treatment of hepatitis D ...