İslam`da kadın

Transkript

İslam`da kadın
Kadın Ve Islamın
Kadına Verdigi Önem
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]
“YARATAN” VE YARATILAN
Allah’ın yeryüzüne insan olarak gönderdiği her varlık,
varoluş itibarı ile onurlu ve mükemmel yaratılmıştır.
Yaratılışından itibaren onur simgesi olan insan, Allahın muhatap
kabul ettiği ve onurunu en iyi şekilde koruyacağı bir takım ilahi
hitap, emir ve yasaklara muhatap tutulmuştur.
Zira yaratan Allah, yaratılan insandır.
İnsan, insanlık şeref ve haysiyetini, onur ve kerametini Allah ve
peygamber Hz. Muhammed (s.a.v.)’in öğretilerinde bulmuş,
onunla yücelmiş, varlıklar arasında hak ettiği konumu almıştır.
KUR’AN’DA TANITILAN İNSAN











Allah’ın En Güzel Şekilde Yarattığı Ve Bütün Organlarını Tastamam Yaptığı, ْ‫َلقَدْ ْ َخ َلق َنا‬
ْ‫(ال ِان َسا َْنْ ٖفىْاَح َسنِْْ َتق ٖويم‬Tîn 4.)
Tertemiz Rızıklar Verdiği, ‫ات‬
ِْ ‫( َو َر َز َق ُكمْْ ِم َْنْال َّط ِّي َب‬Mü'min 64.)
ِ ‫َخْ ٖفي ِْهْ ِمنْْ ُر‬
Ruhundan Üfleyerek Şereflendirdiği, ‫وح ْٖه‬
َْ ‫(ثُ َّْمْ َس ّٰوی ُْهْ َونَف‬Secde 9)
Allah’ın Muhatap Aldığı Ve Yeryüzünde Halifesi Kabul Ettiği,
Yaratılmışlara Üstün Kıldığı Ve Şan Şeref Sahibi Yaptığı, ‫َو َف َّضل َنا ُهمْ ْ َعلٰى ْ َك ٖثيرْْ… َولَقَدْ ْ َك َّرم َنا ْ َب ٖنى ْاٰ َد َْم‬
‫( ِم َّمنْْ َخ َلق َناْ َتف ٖضيلًا‬İsrâ 70.)
Yaratılan Her Şeyi İstifadesine Sunduğu, ‫ض‬
ِْ ‫ات ْ َو َما ْفِى ْالاَر‬
ِْ ‫الس ٰم َو‬
َّ ْ ‫اَلَمْ ْ َت َروا ْاَ َّْن ْاللّٰ َْه ْ َسخَّ َْر ْلَ ُكمْ ْ َما ْفِى‬
(Lokman 20.)
Akıl, İrade Ve Özgürlük Verdiği, ‫اب‬
ِْ ‫( َو َماْ َي َّذك َُّْرْاِ َّلاْاُولُواْالاَل َب‬Bakara 269.)
Peygamberler Ve Kitaplar Göndermek Suretiyle Doğru Yolu Gösterdiği, ْ‫َفا ٰ ِم ُنوا ْبِاللّٰ ِْه‬
‫( َو َر ُسولِ ِْه‬A'raf 158.)
İradeli Ve Bilinçli Olarak İman Ve İbadet Etmesini İstediği, ْ‫س ْاِ َّلا‬
َْ ‫ت ْال ِج َّْن ْ َوال ِان‬
ُْ ‫َو َما ْ َخ َلق‬
ِْ ‫(لِ َيع ُبد‬Zâriyât 6.)
‫ُون‬
İyilik Yapanları Mükâfatlandırıp Kötülük Yapanları Cezalandıracağı Ve Sorumlu
Kıldığı Varlıktır ﴾٧﴿ْ‫﴾ْ َف َمنْْ َيع َملْْ ِمثقَا َْلْ َذ َّرةْْ َخي ًراْ َي َرُْه‬٨﴿ْ‫( َو َمنْْ َيع َملْْ ِمثقَا َْلْ َذ َّرةْْشَ ًّراْ َي َرُْه‬Zilzâl 7-8)
Allah’ın tertemiz fıtrat üzere yarattığı ve Şah damarından daha yakın olduğunu
bildirdiği varlıktır.
Allah Teala insanoğlunu bir tek kadın ve erkekten yaratmıştır.
Allah, insanın yaratılış itibari ile erkek veya kadın olmayı seçmesini
insanın tercihine bırakmış değildir.
ْ‫اسْاتَّقُواْ َر َّب ُك ُمْالَّذىْ َخ َل َق ُكمْ ِمنْنَفس َْو ِاحدَة َْو َخ َل َقْ ِمن َها‬
ُ ‫َياْاَ ُّي َهاْال َّن‬
‫اْونِ َس ًْاء‬
َ ‫ثير‬
َ ‫َزو َج َه‬
ً ‫اْو َب َّثْ ِمن ُه َماْر َِجا ًلاْ َك‬
“Ey insanlar! Sizi
bir tek nefisten yaratan ve ondan da
eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve
kadınlar üretip yayan Rabbinizden sakının...” (Nisa
4/1 )
Allah, insanın yaratılış itibari ile erkek veya kadın olmayı
seçmesini insanın tercihine bırakmış değildir.
ِ ‫ْالس ٰم َو‬
ْ‫ضْ َيخلُ ُقْ َماْ َي َش ُاءْ َي َه ُبْلِ َمنْ َي َش ُاءْاِنَا ًثا‬
ِ ‫ات َْوالاَر‬
َّ ُ‫لِلّٰ ِهْ ُملك‬
ْ‫َو َي َه ُبْلِ َمنْ َي َش ُاءْال ُّذكُو َر‬
ِ
ً
ْ‫اْو َيج َع ُلْ َمنْ َي َش ُاءْ َع ٖقي ًماْاِنَّ ُهْ َع ٖلي ٌمْ َق ٖدي ٌر‬
‫ث‬
‫َا‬
‫ن‬
َ ‫ًاْوا‬
َ ‫اَوْ ُي َز ِّو ُج ُهمْ ُذك َران‬
“Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Dilediğini yaratır;
dilediğine kız çocukları, dilediğine de erkek çocukları
bahşeder. Yahut onları, hem erkek hem de kız çocukları
olmak üzere çift verir. Dilediğini de kısır kılar. O, her şeyi
bilendir, her şeye gücü yetendir.” (Şura 49, 50)
ÜSTÜNLÜK CİNSİYETTE DEĞİL ALLAH’A BAĞLILIKTA
İnsanlar arasında yaratılış ve dini sorumluluk açısından mutlak eşitlik vardır
Yaratılışta eşit olan kadın ve erkek arasındaki üstünlük, Takva alanındadır.
ْ‫اْو َق َبائِ َل‬
َ ‫اسْاِن‬
َ ‫ىْو َج َعل َناكُمْشُ ُعو ًب‬
َ ٰ‫َّاْخ َلق َناكُمْ ِمنْ َذ َكر َْواُنث‬
ُ ‫َياْاَ ُّي َهاْال َّن‬
‫ْخبي ٌْر‬
َ ‫لِ َت َعا َرفُواْاِنَّْاَك َر َم ُكمْ ِعندَْاللّٰ ِهْاَت ٰقی ُكمْاِنَّْاللّٰ َهْ َعلي ٌم‬
"Ey insanlar, gerçekten, Biz sizi bir erkek ve bir dişiden
yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve
kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah Katında sizin
en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca
en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır."
(Hucurat 13)
Hz. Peygamber: “Allah katında insanların en
değerlisi, en derin takva bilincine erişmiş
olanlarıdır.” (Buhârî, Tefsîr 2)
Erkeklerin de kazandıklarından nasipleri var,
kadınların da kazandıklarından nasipleri var.
ِ
ِ
ْ‫يبْ ِم َّما‬
‫َص‬
‫ن‬
ْ
‫ال‬
‫ج‬
‫ر‬
‫ل‬
َ
ٖ
ِّ ‫َو َلاْ َت َت َم َّنواْ َماْ َف َّض َلْاللّٰ ُهْبِهْ َبع َض ُكمْ َعلٰىْ َبعضْل‬
ٌ
ِ
ِ
ْ‫َصيبْ ِم َّماْاك َت َسب َن َْوس َپلُواْاللّٰ َهْ ِمنْ َفض ِل ٖهْاِنَّْاللّٰ َه‬
‫ن‬
ْ
‫ء‬
‫ا‬
‫س‬
‫ن‬
‫ل‬
ِّ
َ ‫اك َت َس ُب‬
ٌ
َ ‫واْول‬
‫َكانَْبِ ُك ِّلْشَ یءْ َع ٖلي ًما‬
“Allah'ın
sizi, birbirinizden üstün kıldığı şeyleri
(başkasında olup da sizde olmayanı) hasretle arzu
etmeyin. Erkeklerin de kazandıklarından nasipleri var,
kadınların da kazandıklarından nasipleri var. Allah'tan
lütfunu isteyin; şüphesiz Allah her şeyi bilmektedir.” (Nisa,
4/ 32)
Tarihte kadına hak ettiği değeri her zaman İslam vermiştir
Tarih incelendiğinde görülür ki kadın, haklar bakımından asırlar boyu ihmal edilmiş,
horlanmış, en ağır zulüm, baskı ve işkencelere maruz tutulmuştur. 19. yüzyılın
ortalarına kadar, gerek Avrupa, gerekse Asya'da kadın, hak ve hukuk açısından
yoksun bırakılmıştır.
TARİH
SAYFASINDA
KADININ DEĞERİ
Tarihte kadına hak ettiği değeri her zaman İslam vermiştir
Yahudiler, kızları babalarının evlerinde hizmetçi kabul edilmiş,
Tevrat’ta insan mıdır? değil midir? tartışmaları halen mevcut ve
uğursuz addedilmektedir, şeytandan ona üfürülüp üfürülmediği?
tartışmalara sebep olmuştur.
Îran'da mezdek, ana ve kız kardeşle evlenmeyi meşru gören yeni
bir din kurmuş!..
Hindistanda kadın, zavallı bir yaratık olarak kabul edilmiş, her
türlü aşağılık arzulara alet edilmiştir. Vedaları okumaktan uzak
tutuluyor, ayin ve merasimlere kabul edilmiyordu. Kadının dini
efendisine hizmet etmekti. Görevi ve değeri, eğer kocası ölmüş ise
onun cesedi üzerinde kendisini yakmasıydı.
Eski Yunanlılarda da kadın, medeni haklar adına hiçbir şeye malik
değildi. Kadın kocasının, kocası yoksa babasının, o da olmazsa
akrabasından diğer erkeklerin vasiliği altında yaşardı. Kocası onu
istediği zaman boşar ya da başkasına devredebilirdi.
Eski Roma'da da kadın, kadının ruhsuz ve edebi hayattan nasibi
olmayan bir hayvandan ve şeytanın iğrenç işinden ibaret
bulunduğuna dair kararlar alındığı eski kaynaklarda mevcuttur.
•
•
•
•
Ortaçağda Bizans'ın en şaşaalı zamanlarında Kadın erkeğin malı idi. Onda
istediği gibi tasarruf hakkı vardı. Hayat ve ölümü eşinin elindeydi. Köle olarak
kabul edilirdi. Kadının önce babasının, evlendikten sonra kocasının, kocası
ölünce de oğlunun esiri idi. Kadın bir şehvet metaı addolunurdu.
Atinalılar arasında bile kadın çarşılarda satılır, başkalarına ihale olunurdu. O
sadece evin düzeni, çocuklara bakmak için lâzımdı, bu gün çekilen filmlerine
dahi bu tarihi bilgiler konu edilmekte ve kadınların gördükleri zillet gözler
önüne serilmektedir.
ingiltere'de 1788 yıllarına kadar kadın kocasına mutlak itaate mecbur olup
hemen hemen hiçbir hakka sahip değildi. 1888 yılında İngiliz piskoposlarından
"Dour", Vestminister kilisesinde yaptığı bir konuşmasında şöyle diyordu.
"Bundan 100 sene evveline gelinceye kadar kadın, erkeğin sofrasına oturmak
hakkına sahip olmadığı gibi sorulmadan söze başlaması da caiz değildi. Kocası
da başının ucuna kocaman bir sopa asardı ki karısı ne zaman bir emrini
tutmazsa, onu kullanırdı”.
Asya da; kadın insan kabul edilmezdi, ailede kız dünyaya geldi mi o aileye bir
musibet geleceğine inanılırdı.
Cahiliye Devrinde Kadının Konumu
• Kızlara karşı nefret duyuluyordu
• Kabile savaşlarında kadınlar en büyük tehlikeydi,
ganimet malı olarak görülüyordu.
• Kadın ticareti yapılıyordu.
• Miras hakkından mahrumdu.
• Zulüm ve hakaretlere maruz bırakılıyordu.
• Bazı aileler kız çocuklarını diri diri toprağa
gömüyorlardı.
Cahiliye Devrinde Kadının Konumu
Cahiliye inançlarını benimsemiş toplumlarda kadınlara karşı son derece olumsuz
düşünceler mevcuttu. Bu düşünce bir çok yanlış uygulamalara yol açmıştır. Allah
Kuran'da bu toplumlarda, insanların kız çocuklarını değersiz görerek doğar
doğmaz, diri diri toprağa gömdüklerini bildirmektedir:
ْ‫ُْس ِئ َلتْ بِأَ ِّيْ َذنبْقُ ِت َلت‬
ُ ‫َوإِ َذاْال َموؤُو َدة‬
"Ve 'diri diri toprağa gömülen kızcağıza' sorulduğu zaman: "Hangi suçtan dolayı
öldürüldü?" (Tekvir Suresi, 8-9)
Araplardan birine kız çocuğu olduğu haber verilince anasından emdiği süt adeta
burnundan gelirdi. Ne yapacak, kızı büyütüp aşağılık bir insan gibi mi yaşayacak yoksa
onu toprağa mı gömecek. Bakın kuran onların bu durumunu haber veriyor:
ْ‫اْو ُه َوْك َٖظي ٌم‬
َ ‫َواِ َذاْ ُبشِّ َرْاَ َح ُد ُهمْبِالاُنثٰىْ َظ َّل َْوج ُه ُهْ ُمس َو ًّد‬
ِ ‫ْسو ِءْ َماْ ُبشِّ َرْبِ ٖهْ َا ُيم ِس ُك ُهْ َعلٰىْ ُهونْ َامْ َيد ُُّس ُه‬
ِ ‫َي َت َوا ٰر‬
ِ ‫ْفىْال ُّت َر‬
ْ‫اْس َاءْ َماْ َيحْ ُك ُمو َن‬
َ ‫ابْاَ َل‬
ُ ‫ىْم َنْالقَو ِم ِْمن‬
“Onlardan birine kız müjdelendiği zaman öfkelenmiş olarak yüzü
kapkara kesilir. Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı
kavminden gizlenir. Onu, aşağılık duygusu içinde yanında mı
tutsun, yoksa toprağa mı gömsün! Bakın ki, verdikleri hüküm ne kadar
kötüdür!” (Nahl Suresi, 58-59)
Tarihte kadına hak ettiği değeri her zaman İslam vermiştir
İSLAMIN
KADINA
VERDİĞİ DEĞER
İslâmda kadına işkence etmek, onu horlamak,
küçük görmek, mal varlığına tecavüz etmek yoktur.
Kadına aile içinde ve toplumda saygı esastır.
"İslâmda kadın malı, nefsi ve zimmeti üzerine istediği gibi tasarruf hakkına
maliktir. Kimsenin iznine ve hakimin müdahalesine ihtiyacı yoktur.
Evlenme, alım-satım, kiraya verip alma, bağış yapma, kefil alma,
ödünç para verme, şirket kurma, vekalet, sulh ve ibra, dava ve
ikrar gibi bilcümle hususlarda erkek gibidir.
Erkek gibi gayrimeşru fiil ve hareketlerinden mal ve
vicdan bakımından sorumludur"
İslâm kadınlara siyasal tercihlerini kullanma hakkını da
tanımıştır. Hz. Peygamber kadınların Biat/oylarını kabul etmiştir.
Her türlü eğitim hakkını vermiştir.
Dünyanın her yerinde insan haklarının çiğnendiği, insan ve kadın ticaretinin yapıldığı,
kadına hiçbir hakkın tanınmadığı, her türlü zulüm ve hareketin reva görüldüğü, bir meta
gibi elden ele satıldığı, hatta uzun süre "Kadının ruhu var mıdır, yok mudur?" diye
tartışmasının yapıldığı bir çağda, İslâm'ın ve sevgili Peygamberimizin kadın haklarına
karşı gösterdiği titizlik, hiç şüphesiz yüce dinimiz İslâm'ın getirdiği yeniliklerdir. Tarih
budur, gerçek budur.
1789 Fransız Büyük îhtilali'nin, kan akıtarak yazdığı "Hukuku Beşer
Beyannamesi" ve ondan çok yıllar sonra, Birleşmiş Milletlerin "İnsan Hakları
Beyannamesinden", insanlığın çok uzak olduğu bir dönemde ta 15 asır önce,
İslâm'ın kadına tanıdığı haklar hiç de küçümsenecek ölçüde değildir.
Sevgili Peygamberimiz Veda hutbesinde:
"Ey insanlar! Sizin kadınlarınız üzerinde birtakım haklarınız vardır.
Onlar sizin haklarınıza riayet etmelidirler. Onların da sizin
üzerinizde hakları vardır. Onlara karşı iyi davranınız. Eşlerinize
şefkatle muamele edin. Siz onları Allah'ın ahdi ile aldınız. Onlar
size Allah'ın ahdi ile helâl olmuştur" buyurmuşlardır.
Tarihte kadına hak ettiği değeri her zaman İslam vermiştir
İSLAM
GELENEĞİNDE
KADIN
İLK İMAN EDEN KADINLAR
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.
Hz. Hatice
Lubane Bint El Haris (Abbasın Hanımı)
Hz. Peygamberin Kızları
Ümmü Seleme Bint Ebi Ümeyye (Habeşistan’a İlk Hicret Edenlerden)
Leyla Bint Ebi Hasme (Habeşistan’a İlk Hicret Edenlerden)
Sehle Bint Süheyl (Habeşistan’a İlk Hicret Edenlerden)
Sevde Bint Zem’a (Habeşistan’a İlk Hicret Edenlerden)
Ümmü Habibe (Habeşistan’a İlk Hicret Edenlerden)
Fatıma Bint El Hattap (Hz. Ömer Müslüman Olmadan Önce Dövmüştür)
Hz. Sümeyye (Ammar B. Yasir’in Annesi)
Ümmü Eymen (Hz. Peygamberin Dadısı)
Safiyye Bint Abdilmuttalip ( Hz. Peygamberin Halası)
Esma Bint Ebi Bekir
Selma Bint Sahr (Hz. Ebu Bekir’in Annesi)
Hz. Osman, Talha, Zübeyir, Abdurrahman B. Avf’ın Anneleri
Fatıma Bint Esed (Ebu Talip’in Eşi/ Efendimizin 2. Annem Dediği Kadın)
İMANINDAN DOLAYI İŞKENCE GÖREN KADINLAR
1. Sümeyye Bint Hubbat, Mahzumilerin işkencesine maruz kalmış
ve Ebu Cehil tarafından Şehid edilmiş ilk sahabedir.
2. Lubeyne, En Nahdiye, Ümmü Ubeys, Bilal’in annesi Hamame
ve Zinnire isimli kadınlar işkenceye maruz kalmışlar ve Hz. Ebu
Bekir
tarafından
satın
alınarak
hürriyetlerine
kavuşturulmuşlardır.
3. Kureyşli bir genç Hz. fatıma’ya taş atarak başını yarmıştır.
4. Zinnire isimli cariyeye işkence edilerek gözleri kör edilmiş, lat
ve uzza onu çarptı demişler. Bunu üzerine onların bunu
yapmadığını söylemiş ve daha sonra şifa bulmuştur.
KADINLARIN DİNİ TEBLİĞDEKİ YERİ
1.
2.
3.
4.
5.
6.
İlk inen ayetlerin kadınlara ulaşmasındaki en büyük görev Hz. Hatice
validemize düşüyordu. Abbas’ın İslam’a girmesine de vesile olmuştur.
Guzeyye isminde bir kadın tebliğ faaliyetinde bulunmuş, anlaşılınca da
sürgün edilmiştir.
Habeşistan’a hicret eden Ümmü Habibe Bint Ebi Süfyan orada irşat
faaliyetlerinde bulunmuş ve vesile olmuş.
Hicret esnasında efendimiz ve Ebu Bekir, Ümmü Mabed isminde bir
kadınla tanışır ve onu İslam’a davet eder. Daha sonra kadın kocasına
durumu anlatır ve İslam’a girerler ve Medine’ye hicret ederler.
Bir sefer esnasında ailesine su götüren bir kadın efendimizle tanışır.
Efendimiz ona ikramda ve tebliğde bulunur. Kavmine döndüğü zaman
başından geçenleri anlatır ve kavmi Müslüman olur.
Müslüman olan İranlı bir cariye Selman-ı Farisi’yi efendimize
getirerek İslam’a girmesine sebep olur.
KADINLARIN İBADET HAYATINDAKİ YERİ
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
İlk inen ayetleri okuyup amel etmişler
Cebrail abdest almayı ve namaz kılmayı efendimize öğretince
efendimizde eşi Hz. Hatice’ye öğretmiş ve beraber namaz kılmışlardır.
(ilk ibadet eden kişi ve ilk cemaat kadın)
Kadınların mescide gitmelerinin engellenmesine karşı olmuştur (ْ‫اء‬
َْ ‫َلا ْ َتم َن ُعوا ْإِ َم‬
ِ ‫)اللَّ ِْهْ َم َس‬
‫اج َْدْاللَّ ِْه‬
Hz. Ömer Atike bint Zeyd’e evlilik teklif eder. Oda mescide gitmesini
engellememesi ve dövmemesi şartıyla kabul eder ve Hz. Ömer camide şehit
edilinceye kadar cemaate devam eder.
Mescide kadınların rahat girip çıkmaları için ayrı bir kapı açtırır.
Farz namazlar bitince önce kadınların çıkmasını bekler ve sonra efendimiz
daha sonra da erkek cemaat mescitten dışarı çıkardı.
Peygamberimiz mescitte konuşacaksa namazdan sonra herkese hitap ederdi.
Amre Bint Abdirrahman ve Ümmü Hişam insanlara Cuma günü hutbe irat
edilirken Hz. Peygamberin ağzından kaf suresini öğrendiklerini söylerler.
Hz. Peygamber kadınları hacca da teşvik ettiği rivayetlerde görülür. “Kadınların
cihadı haccetmektir” Veda haccına hanımlarının hepsini götürmüştür.
KADINLARIN SOSYAL HAYATTAKİ YERİ
1. Peygamberimiz (s.a.v.) kadınların okuma yazma öğrenmelerini
ister ve buna teşvik buyururlardı. Okuma yazma bilen zeki ve
tecrübeli bir kadın olan Şifa Hatun'dan, kendi eşi Hafsa'ya yazı
yazmayı öğretmesini istemiştir.
2. Hz. Aişe, Muhaddis, fakih sahabelerdendir.
3. Hz. Ümmü Seleme validemiz Hasan-ı Basrinin en önemli hocasıdır.
4. Asrı Saadet’e 4 kadın doktor , 12 kadın hemşire
5. Tüccar hanım sahabî sayısı 11
6. ilk muhacirlerden Şifa Hatun zabıta
7. Kadın âlimlerinin sayısı 8 (Hz Aişe)
8. Sahabe’nin içerisinde şair olan hanım sayısı 11
9. Hatibe olan hanım sayısı 13’dür.
10. Meslekleri ile bildiğimiz 72 hanım sahabe
(İslam Peygamberi, Muhammed Hamidullah)
KUR’ANDA KADIN ERKEK AYRIMI YOK
Kadın yaratılış itibarıyla erkekle aynıdır.
َْ‫ًاْواَ َج ٌلْ ُم َس ًّمىْ ِعن َد ُهْثُ َّمْاَن ُتمْ َتم َت ُرون‬
َ ‫ُه َوْالَّ ٖذ‬
ٖ ‫ىْخ َل َق ُكمْ ِمن‬
َ ‫ْطينْثُ َّمْ َق ٰضىْاَ َجل‬
“Sizi
bir çamurdan yaratan, sonra ölüm zamanını takdir
eden ancak O'dur. Bir de O'nun katında muayyen bir ecel
(kıyamet günü) vardır. Siz hâla şüphe ediyorsunuz.” (Enam 2)
“Sizi
َْ‫ْخ َل َق ُكم ِْمنْتُ َرابْثُ َّمْاِ َذاْاَن ُتمْ َب َش ٌرْ َتن َت ِش ُرون‬
َ ‫َو ِمنْاٰ َياتِ ٖهْاَن‬
topraktan yaratması, O'nun (varlığının)
delillerindendir. Sonra siz, (her tarafa) yayılan
insanlar oluverdiniz.” (Rum 20)
KUR’ANDA KADIN ERKEK AYRIMI YOK
Peygamber ve Kur’an kadın ve erkek herkese gelmiştir.
ْ‫ىْو ُين ِذ ُرونَ ُكمْلِق ََاء‬
ِ ‫َياْ َمع َش َرْال ِج ِّن َْوال ِان‬
َ ‫سْاَلَمْ َياتِ ُكمْ ُر ُس ٌلْ ِمن ُكمْ َيق ُُّصونَْ َع َلي ُكمْاٰ َيا ٖت‬
ْ‫َيو ِم ُكمْ ٰهـ َذا‬
“Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden size
âyetlerimi anlatan ve bu günle
karşılaşacağınıza
dair
sizi uyaran
peygamberler gelmedi mi?” (En'âm 130)
KUR’ANDA KADIN ERKEK AYRIMI YOK
İman ve amel bakımından insanlar aynıdırlar
ْ‫ين‬
ِْ ‫ينْ َوالقَانِ َت‬
ِْ ‫ينْ َوال ُمؤ ِم َن‬
ِْ ‫ينْ َوال ُمس ِل َم‬
َّ ‫اتْ َو‬
َ ‫الصا ِد ٖق‬
َ ‫اتْ َوالقَانِ ٖت‬
َ ‫اتْ َوال ُمؤ ِم ٖن‬
َ ‫اِنَّْال ُمس ِل ٖم‬
ْ‫ات‬
ِْ ‫ينْ َوال ُم َت َص ِّد َق‬
ِْ ‫ينْ َوال َخ ِاش َع‬
ِْ ‫الصابِ َر‬
ِْ ‫الصا ِد َق‬
َّ ‫ينْ َو‬
َّ ‫اتْ َو‬
َّ ‫َو‬
َ ‫اتْ َوال ُم َت َص ِّد ٖق‬
َ ‫اتْ َوال َخ ِاش ٖع‬
َ ‫الصابِ ٖر‬
ْ‫ات‬
ِْ ‫ينْاللّٰ َهْ َك ٖث ًيراْ َوال َّذا ِك َر‬
ِْ ‫وج ُهمْ َوال َح ِاف َظ‬
ِْ ‫الصائِ َم‬
َّ ‫ينْ َو‬
َّ ‫َو‬
َ ‫ينْفُ ُر‬
َ ‫اتْ َوال َّذا ِك ٖر‬
َ ‫اتْ َوال َح ِاف ٖظ‬
َ ‫الصائِ ٖم‬
‫اَ َعدَّْاللّٰ ُهْلَ ُهمْ َمغ ِف َرة ًَْواَج ًراْ َع ٖظي ًما‬
“Müslüman erkekler ve müslüman kadınlar, mümin erkekler ve
mümin kadınlar, taata devam eden erkekler ve taata devam eden
kadınlar, doğru erkekler ve doğru kadınlar, sabreden erkekler ve
sabreden kadınlar, mütevazi erkekler ve mütevazi kadınlar, sadaka
veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve
oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını) koruyan
kadınlar, Allah'ı çok zikreden erkekler ve zikreden kadınlar var ya;
işte Allah, bunlar için bir mağfiret ve büyük bir mükâfat
hazırlamıştır.” (Ahzab, 33/35)
KUR’ANDA KADIN ERKEK AYRIMI YOK
İnanç bakımından eşitlik
ْ‫اٰ َم َنْال َّر ُسو ُلْبِ َماْاُن ِز َلْاِلَي ِهْ ِمنْ َر ِّب ٖه َْوال ُمؤ ِم ُنونَْكُ ٌّلْاٰ َم َنْبِاللّٰ ِه َْو َمل ٰ ِئ َك ِت ٖه َْوكُ ُت ِب ٖه َْوُْر ُسِْل ٖه‬
ِ
ِ
ِ
ِ
َ
َ
ُ
َ
َ
ُ
َ‫ك‬
َ‫ك‬
ْ‫ير‬
‫ص‬
‫م‬
‫ْال‬
‫ي‬
‫ل‬
‫ا‬
‫اْو‬
‫ن‬
‫ب‬
‫ر‬
ْ
‫ن‬
‫ا‬
‫ر‬
‫ف‬
‫غ‬
ْ‫ا‬
‫ن‬
‫ع‬
‫ط‬
‫ا‬
‫اْو‬
‫ن‬
‫ع‬
‫م‬
‫واْس‬
‫ل‬
‫ا‬
‫ق‬
‫ْو‬
‫ه‬
‫ل‬
‫س‬
‫ر‬
ْ
‫ن‬
‫م‬
ْ‫َلاْنُ َف ِّرقُْ َبي َنْاَ َحد‬
َ
ٖ
َ
َ
َ
َ
ُ
ٖ
َّ
َ
َ
َ
َ
ُ
َ
َ
ُ
“Peygamber,
Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti,
müminler de (iman ettiler). Her biri Allah'a,
meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman
ettiler. «Allah'ın peygamberlerinden hiçbiri arasında ayırım
yapmayız.
İşittik, itaat ettik.
Ey
Rabbimiz, affına sığındık! Dönüş sanadır» dediler.” (Bakara 285)
KUR’ANDA KADIN ERKEK AYRIMI YOK
İbadet bakımından bazı farklılıklarla birlikte eşitlik
ْ ِ‫واْو ُجو َه ُكم َْواَي ِد َي ُكمْاِلَىْال َم َرا ِفق‬
َّ َ‫ينْاٰ َم ُنواْاِ َذاْقُم ُتمْاِل‬
ُ ُ‫ىْالصلٰو ِةْ َفاغ ِسل‬
َ ‫َياْاَ ُّي َهاْالَّ ٖذ‬
ْ‫ْج ُن ًباْ َفاطَّ َّه ُروا‬
ُ ‫َوام َس ُحواْبِ ُرؤ ُِس ُكم َْواَر ُج َل ُكمْاِلَىْال َكع َبي ِن َْواِنْكُن ُتم‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya kalktığınız
zaman yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi
yıkayın; başlarınızı meshedip, topuklara kadar
ayaklarınızı da (yıkayın). Eğer cünüp oldunuz
ise, boy abdesti alın.” (Maide 6)
KADINLARIN İBADET HAYATINDAKİ YERİ
Kadınlarla erkekler arasında temelde hiçbir ayrım gözetilmemiştir.
İman, ibadet, ekonomik haklar, yaşam hakkı, ev bark sahibi olma,
Kanun önünde eşitlik, yönetme ve yönetilme, çalışma, Hakkını
savunma ve arama, evlenme ve yuva kurma, vb haklar Erkeklerle aynı
oranda verilmiştir.
Bazı durumlarda kadınların Biyolojik ve fizyolojik yapılarından dolayı kolaylık
gösterilmiştir.
1. İbadetlerde hayız ve nifas hallerinde bulunan kadınlar için
1. Kur’an okuma
2. Namaz kılma
3. Oruç tutma
4. Hac konularında bazı kolaylıklar gösterilmiştir.
2. Ekonomik anlamda
1. Geçim konusu
2. Nafaka sorumluluğu
3. Mehir
4. İddet döneminde yeme-içme, giyim ve barınma gibi hususlar erkeklerin
sorumluluğuna bırakılmıştır.
KUR’ANDA KADIN ERKEK AYRIMI YOK
Salih Amelde Eşitlik
ْ‫ْح ٰيوةًْ َط ِّي َب ًة َْولَ َنج ِز َي َّن ُهم‬
َ ‫َمنْ َع ِم َل‬
َ ‫ىْو ُه َوْ ُمؤ ِم ٌنْ َف َل ُنح ِي َي َّن ُه‬
َ ٰ‫ْصالِ ًحاْ ِمنْ َذكَرْاَوْاُنث‬
‫اَج َر ُهمْبِاَح َس ِنْ َماْكَانُواْ َيع َملُو َْن‬
“Erkek veya kadın, mümin olarak kim iyi amel işlerse, onu
mutlaka güzel bir hayat ile yaşatırız. Ve mükâfatlarını, elbette
yapmakta olduklarının en güzeli ile veririz.” (Nahl 16/97)
ْ‫ابْلَ ُهمْ َر ُّب ُهمْاَ ٖنىْ َلاْاُ ٖضي ُعْ َع َم َلْ َع ِامل ِْمن ُكم ِْمنْ َذكَرْاَوْاُنثٰىْ َبع ُض ُكم ِْمنْ َبعض‬
َ ‫َفاس َت َج‬
ِ ‫واْواُخر ُِج‬
ْ‫ْسِّْيَْپاتِ ِهم‬
َ ‫ينْ َه‬
َ ُ‫ىْو َقا َتل‬
َ ‫ىْس ٖبي ٖل‬
َ ‫اج ُر‬
َ ‫َفالَّ ٖذ‬
َ ‫واْوقُ ِتلُواْ َلا ُ َك ِّف َرنَّْ َعن ُهم‬
َ ‫واْمنْ ِد َيارِ ِهم َْواُو ُذواْ ٖف‬
ِ ‫ْعن ِدْاللّٰ ِه َْواللّٰ ُه‬
ِ ‫اْمن‬
ِ ‫ىْمنْ َتح ِت َهاْالاَن َها ُرْ َث َوا ًب‬
ِ ‫ْج َّناتْ َتج ٖر‬
ِْ ‫ْحس ُنْالْثَّ َوا‬
‫ب‬
ُ ‫ْعن َد ُه‬
َ ‫َو َلاُد ِخ َل َّن ُهم‬
“Bunun üzerine Rableri, onların dualarını kabul etti. (Dedi ki:) Ben, erkek
olsun kadın olsun -ki hep birbirinizdensiniz- içinizden, çalışan
hiçbir kimsenin yaptığını boşa çıkarmayacağım. Onlar ki, hicret ettiler,
yurtlarından çıkarıldılar, benim yolumda eziyete uğradılar, çarpıştılar ve
öldürüldüler; andolsun, ben de onların kötülüklerini örteceğim ve onları
altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağım. Bu mükâfat, Allah
tarafındandır. Allah; karşılığın güzeli O'nun katındadır.“ (Al-i İmran,3/195)
KUR’ANDA KADIN ERKEK AYRIMI YOK
Mali ibadetlerde eşitlik (Zekat, Fitre, Kurban, Hac)
ْ‫ين‬
َّ ‫َواَ ٖقي ُم‬
َ ‫واْالصلٰوة ََْواٰتُواْال َّزكٰوة ََْوار َك ُعواْ َم َعْال ّٰرا ِك ٖع‬
tam kılın, zekâtı hakkıyla
edenlerle beraber rükû edin.” (Bakara 43)
“Namazı
verin,
rükû
ْ‫ْخيرْ َت ِجدُو ُهْ ِعندَْاللّٰ ِهْاِنَّْاللّٰ َْه‬
َ ‫واْالصلٰوة ََْواٰتُواْال َّزكٰوة ََْو َماْتُ َق ِّد ُمواْلِاَنف ُِس ُكمْ ِمن‬
َّ ‫َواَ ٖقي ُم‬
ْ‫بِ َماْ َتع َملُونَْ َب ٖصي ٌر‬
“Namazı kılın, zekâtı verin, önceden kendiniz
için yaptığınız her iyiliği Allah'ın katında
bulacaksınız. Şüphesiz Allah, yapmakta
olduklarınızı noksansız görür.” (Bakara 110)
KUR’ANDA KADIN ERKEK AYRIMI YOK
Emri Bil Ma’ruf Nehyi Anil Münker
ِ ‫اتْ َبع ُض ُهمْاَولِ َي ُاءْ َبعضْ َيا ُم ُرونَْبِال َمع ُر‬
َْ‫وف َْو َين َهون‬
ُْ ‫َوال ُمؤ ِم ُنونَْ َوال ُمؤ ِم َن‬
ْ‫َْالصلٰوة ََْو ُيؤ ُتونَْال َّزكٰوة ََْو ُي ٖطي ُعونَْاللّٰ َه َْو َر ُسولَ ُه‬
َّ ‫َع ِنْال ُمن َكر َِْو ُي ٖقي ُمون‬
‫ْح ٖكي ٌْم‬
َ ‫ْس َير َح ُم ُه ُمْاللّٰ ُهْاِنَّْاللّٰ َهْ َع ٖزي ٌز‬
َ َ‫اُولٰـ ِئك‬
“Mümin
erkeklerle mümin kadınlar da
birbirlerinin velileridir. Onlar iyiliği emreder,
kötülükten alıkorlar, namazı dosdoğru kılarlar,
zekâtı verirler, Allah ve Resûlüne itaat ederler.
İşte onlara Allah rahmet edecektir. Şüphesiz Allah
azîzdir, hikmet sahibidir.” (tevbe 71)
KUR’ANDA KADIN ERKEK AYRIMI YOK
İlimde eşitlik
Kuranda, ilimden bahseden veya ilme teşvik eden 750 ayet olup,
hiçbirisinde her hangi bir cinsiyet ayrımı yapılmamaktadır.
ِ ‫ينْ َلاْ َيع َل ُمونَْاِنَّ َماْ َي َت َذكَّ ُرْاُولُواْالاَل َب‬
ْ‫اب‬
َ ‫ينْ َيع َل ُمون‬
َ ‫َْوالَّ ٖذ‬
َ ‫قُلْ َهلْ َيس َت ِوىْالَّ ٖذ‬
“De ki: “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” Ancak
akıl sahipleri öğüt alırlar.” (Zümer Suresi, 9)
‫اِنَّ َماْ َيخ َشىْاللّٰ َهْ ِمنْ ِع َبا ِد ِهْال ُع َل ٰم ُؤا‬
“Allah’a karşı ancak; kulları içinden âlim olanlar
derin saygı duyarlar.” (Fatır Suresi, 28)
Peygamberimiz: “İlim öğrenmek erkek ve kadına
farzdır” (İbn Mace, Mukaddime, 17)
KUR’ANDA KADIN ERKEK AYRIMI YOK
Cennet’e Talip Olmada eşitlik
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
َ
ْ‫ين‬
‫د‬
‫ل‬
‫ا‬
‫ْخ‬
‫ر‬
‫ا‬
‫ه‬
‫ن‬
‫ا‬
‫اْال‬
‫ه‬
‫ت‬
‫ح‬
‫ت‬
ْ
‫ن‬
‫م‬
ْ‫ى‬
‫ر‬
‫ج‬
‫ت‬
ْ
‫ات‬
‫ن‬
‫ج‬
ْ
ْ
‫ات‬
‫ن‬
‫م‬
‫ؤ‬
‫م‬
‫ال‬
‫و‬
ْ
‫ين‬
‫ن‬
‫م‬
َ
َ
َ
َّ
ٖ
َ
ٖ
ُ
َ
َ
َ
ُ َ َ ‫َو َعدَْاللّٰ ُهْال ُمؤ‬
َ
ٖ
ٰ ‫اتْ َعدن َْورِض َوانٌْ ِم َنْاللّٰ ِهْاَك َب ُر‬
ِ ‫ىْج َّن‬
ْ‫ْذلِكَ ْ ُه َو‬
َ ‫اْو َم َسا ِك َنْ َط ِّي َب ًةْ ٖف‬
َ ‫ٖف َيه‬
‫الفَو ُزْال َع ٖظي ُْم‬
“Allah,
mümin erkeklere ve mümin kadınlara,
içinde ebedî kalmak üzere altından ırmaklar akan
cennetler ve Adn cennetlerinde güzel meskenler
vâdetti. Allah'ın rızası ise hepsinden büyüktür.
İşte büyük kurtuluş da budur.” (tevbe 72)
ALLAH VE RASULÜNÜN HÜKMÜNE
BOYUN EĞERLER
ْ‫َو َماْ َكانَْلِ ُمؤ ِمن َْو َلاْ ُمؤ ِم َنةْاِ َذاْ َق َضىْاللّٰ ُه َْو َر ُسولُ ُهْاَم ًراْاَنْ َي ُكونَْلَ ُه ُم‬
ْ‫ْضلَا ًلاْ ُم ٖبي ًنا‬
ِ ‫ال ِخ َي َرةُْ ِمنْاَم ِر ِهم َْو َمنْ َيع‬
َ ‫ْض َّل‬
َ ‫صْاللّٰ َه َْو َر ُسولَ ُهْ َفقَد‬
“Allah ve Resûlü bir işe hüküm verdiği
zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi
kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur.
Her kim Allah ve Resûlüne karşı gelirse,
apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.” (Ahzab 36)
İSLAM DİNİ KADINLARIN HAKKINI KORUMAYI HEDEFLEMİŞ
ُ
.‫ اَل َي ِتي ِم َْوال َمرأِْة‬:‫ْالض ِعيفَي ِْن‬
‫ج‬
‫ر‬
‫ح‬
َّ ‫ْح َّق‬
َ ُ ِّ َ ‫اللَّ ُه َّْم! إنِّىْأ‬
Ebu Hureyreden: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
Ben şu iki zayıfın
hakkının çiğnenmesinden cidden
sakındırırım:
"Allahım!
Yetim ve kadın."
(İbn Mace, Edep, 6, II, 1213)
İSLAM DİNİ KADINLARIN HAKKINI KORUMAYI HEDEFLEMİŞ
Peygamberimiz :
“Kadınlar,
erkeklerle birlikte
bir bütünü tamamlayan
diğer yarıdır.”
(Ebû Dâvûd, Tahâret, 94)
Tarihte kadına hak ettiği değeri her zaman İslam vermiştir
KUR’AN’IN
KADINA
VERDİĞİ DEĞER
KUR’AN’DA KADINA DAİR BİLGİLER
• Kur’an’da kadınlara ait sureler var (Nisa (Kadınlar),
Müntehine (imtihan edilen kadın), mücadele (mücadele eden
kadın), Meryem (Hz. İsa’nın annesi )... gibi sure isimleri vardır.)
• Kadınların giyim kuşamlarına, evden dışarı çakarken ki
hallerine dair bilgiler
• Sosyal hayatta kadının tutum ve davranışlarına dair bilgiler
• Kadınların ibadetleri ve özel halleriyle ilgili bilgiler (Hayız ve
nifas)
• Kadınların eş olarak görevlerine dair ayetler
• Neslin devamını sağlayan kişiler olmaları,
• Miras ve mehir hakları
• Anne olmaları ve hamileliklerine dair bilgiler
• Haksızlık karşısında hak aramaları gerektiğine dair bilgiler
• Allah’ın “Rahim” sıfatının annede tecelli etmesi ve rahmin
annenin özelliği ve güzelliğine işaret etmesi
MEHİR VE MİRS HAKLARI
ٰ
ِ ‫ْص ُد َقاتِ ِه َّنْنِح َل ًةْ َف ِان‬
‫َوا‬
‫س‬
‫ن‬
‫واْال‬
‫ت‬
‫اء‬
ْ‫ْطب َنْلَ ُكمْ َعنْشَ یءْ ِمن ُه‬
ُ
ِّ
َ َ َ
ًْ‫نَف ًساْ َف ُكلُو ُهْ َه ٖن ًيپاْ َم ٖر ٔیا‬
“Kadınlara mehirlerini gönül rızası
ile verin; kendi arzuları ile mehrin bir
kısmını size hediye ederlerse, onuda
afiyetle yersiniz.”(Nisa,4)
İMTİHAN EDİLEN KADINLAR
Mekke'den Medine'ye hicret eden Müslüman kadınların, gerçekten inanıp
inanmadıklarını anlamak maksadıyla imtihan edilmelerini isteyen ".onları
imtihan edin.." emri bulunmaktadır. Bu ayette geçen imtihan kelimesine
istinaden, sureye, "imtihan edilen kadınlar" anlamında "Mümtahine" adı
verilmiştir. Hudeybiye anlaşmasına göre, Mekke'den Medine'ye kaçan
Müslümanlar müşriklere iade edilecekti. Birçok Müslüman bu anlaşmadan
sonra Mekke'ye iade edilmiştir.
ِ ‫اتْ ُم َه‬
ْ‫اج َراتْ َفام َت ِح ُنو ُه َّنْاَللّٰ ُهْاَع َل ُم‬
ُ ‫اْج َاءكُ ُمْال ُمؤ ِم َن‬
َ ‫ينْاٰ َم ُنواْاِ َذ‬
َ ‫َياْاَ ُّي َهاْالَّ ٖذ‬
ِ ‫بِ ٖاي َمانِ ِه َّنْ َف ِانْ َع ِلم ُت ُمو ُه َّنْ ُمؤ ِم َناتْ َفلَاْ َتر ِج ُعو ُه َّنْاِلَىْال ُك َّفارِْ َلاْ ُه َّن‬
ْ‫ْح ٌّلْلَ ُهم َْو َلا‬
ْ‫ُهمْ َي ِحلُّونَْلَ ُه َّن‬
“Ey iman edenler! Mümin kadınlar hicret ederek size geldiği zaman, onları,
imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz de onların inanmış
kadınlar olduklarını öğrenirseniz onları kâfirlere geri göndermeyin. Bunlar
onlara helâl değildir. Onlar da bunlara helâl olmazlar. Onların (kocalarının)
sarfettiklerini (mehirleri) geri verin.”(Mümtehine 10)
MÜCADELE EDEN KADIN
Bir kadının, kocasının zihar (cahiliyede bir boşama çeşidi) yaparak
kendisini boşayan kocasının davranışlarının yanlış olduğu
hususunda, peygamberimizle tartışmasından bahsedilmektedir.
ْ‫اْو َتش َت ٖكىْاِلَىْاللّٰ ِه َْواللّٰ ُهْ َيس َم ُع‬
َ ‫ْس ِم َعْاللّٰ ُهْ َقو َلْالَّ ٖتىْتُ َجا ِدلُكَ ْ ٖفىْ َزو ِج َه‬
َ ‫َقد‬
ْ‫ْس ٖمي ٌعْ َب ٖصي ٌر‬
َ ‫َت َح ُاو َركُ َماْاِنَّْاللّٰ َه‬
“Kocası hakkında seninle tartışan ve
Allah'a şikâyette bulunan kadının sözünü
Allah işitmiştir. Allah, sizin konuşmanızı
işitir. Çünkü Allah işitendir, bilendir.” (Mümtehine
10)
GİYİM VE KUŞAM İÇİNDE KADIN
VÜCUT HATLARINI GÖSTEMEYECEK, İNCE VE ŞEFFAF OLMAYACAK, ERKEKLERE
BENZEMEYECEK TARZ
ِ ‫َوقُلْلِل ُمؤ ِم َن‬
ْ‫ْزي َن َت ُه َّنْاِ َّلاْ َماْ َظ َهَْر‬
َ ‫اتْ َيغ ُضض َن ِْمنْاَب َصا ِر ِه َّن َْو َيحفَظ َنْفُ ُر‬
َ ‫وج ُه َّن َْو َلاْ ُيب ٖد‬
ٖ ‫ين‬
ْ‫ْزي َن َت ُه َّنْاِ َّلاْلِ ُب ُعولَ ِت ِه َّن‬
ُ ٰ ‫اْول َيضرِب َنْبِ ُخ ُم ِر ِه َّنْ َعل‬
َ ‫ِمن َه‬
َ ‫ىْج ُيوبِ ِه َّن َْو َلاْ ُيب ٖد‬
ٖ ‫ين‬
“Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar;
namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere,
zinetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar)
örtsünler. … başkasına zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları
zinetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar (Dikkatleri üzerine
çekecek tarzda yürümesinler)…” (Nur 31)
ْ‫ْذلِكَْْاَدنٰى‬
ْٰ ‫ْجلَا ٖبي ِب ِه َّن‬
َ ‫ينْ َع َلي ِه َّن ِْمن‬
َ ‫ينْ ُيد ٖن‬
َ ‫َياْاَ ُّي َهاْال َّن ِب ُّىْقُلْلِاَز َو ِاجكَ َْو َب َناتِكَ َْونِ َسا ِءْال ُمؤ ِم ٖن‬
ْ‫اَنْ ُيع َرف َنْ َفلَاْ ُيؤ َذي َن َْوكَانَْاللّٰ ُهْ َغفُو ًراْ َر ٖحي ًما‬
Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin
kadınlarına (bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman) dış
örtülerini üstlerine almalarını söyle. Onların tanınması ve
incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allah bağışlayandır, esirgeyendir.”
“Ey
Peygamber!
(Ahzab 59)
KADINLARA.. DÜŞKÜNLÜK SİZE SÜSLÜ GÖSTERİLDİ
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ‫ين‬
‫ن‬
‫ب‬
‫ال‬
‫ْو‬
‫ء‬
‫ا‬
‫س‬
‫ن‬
‫ْال‬
‫ن‬
‫ْم‬
‫ات‬
‫و‬
‫ه‬
‫ب‬
‫ْح‬
‫س‬
‫ا‬
‫ن‬
‫ل‬
‫… ُز ِّي َنْل‬
َّ‫ْالش‬
ِ
ِّ
َّ
ٖ
ُ
َ َ َ َ َ
ََ
ُّ
ِ ‫اْواللّٰ ُه‬
ْ‫ْحس ُنْال َما ٰ ِب‬
ُ ‫ْعن َد ُه‬
َ ‫ْ ٰذلِكَ ْ َم َتا ُعْال َح ٰيو ِةْالدُّن َي‬
“Nefsanî arzulara, (özellikle) kadınlara,
oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe,
salma atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere karşı
düşkünlük insanlara çekici kılındı. Bunlar,
dünya hayatının geçici menfaatleridir. Halbuki
varılacak güzel yer, Allah'ın katındadır. ” (Ali İmran 14)
KADINLAR BİRBİRLERİNİ ALAYA ALMASINLAR
ْ‫ُواْخي ًراْ ِمن ُهم َْو َلاْنِ َس ٌاء‬
َ ‫ينْاٰ َم ُنواْ َلاْ َيس َخرْ َقو ٌمْ ِمنْ َقومْ َع ٰسىْاَنْ َي ُكون‬
َ ‫َياْاَ ُّي َهاْالَّ ٖذ‬
ِ ‫ْخي ًراْ ِمن ُه َّن َْو َلاْ َتل ِم ُزواْاَنف َُس ُكم َْو َلاْ َت َنا َب ُزواْبِالاَلق‬
ْ‫َاب‬
َ ‫ِمنْنِ َساءْ َع ٰسىْاَنْ َي ُك َّن‬
ِ ‫بِئس‬
‫ْالاس ُمْالف ُُسوقُْ َبعدَْال ٖاي َم ِان َْو َمنْلَمْ َي ُتبْ َفاُول ٰ ِئكَ ْ ُه ُمْال َّظالِ ُمو َْن‬
َ
“…Kadınlar da kadınları alaya almasınlar. Belki
onlar kendilerinden daha iyidirler. Kendi kendinizi
ayıplamayın,
birbirinizi
kötü
lakaplarla
çağırmayın. İmandan sonra fâsıklık ne kötü bir
isimdir! Kim de tevbe etmezse işte onlar
zalimlerdir.” (Hucurat 11)
ِ
ِ ‫َاتْال ُمؤ ِم َن‬
ِ ‫اتْال َغافِل‬
ِ ‫ينْ َير ُمونَْال ُمح َص َن‬
َّ
ْ‫اتْلُ ِع ُنواْفِىْالدُّن َيا‬
‫ذ‬
‫ل‬
‫َّْا‬
‫ن‬
‫ا‬
ٖ
َ
ٰ
ِ
ِ
َ
َ
‫ابْ َع ٖظي ٌْم‬
‫ذ‬
‫ع‬
ْ
‫م‬
‫ه‬
‫ل‬
‫ْو‬
‫ة‬
‫ر‬
‫خ‬
ٌ َ ُ َ َ ‫َوالا‬
“Namuslu, kötülüklerden habersiz mümin kadınlara zina
isnadında bulunanlar, dünya ve ahirette lânetlenmişlerdir.
Yapmış olduklarına, dilleri, elleri ve ayaklarının, aleyhlerinde
şahitlik edeceği gün onlar için çok büyük bir azap vardır.” (Nûr,
24/23).
Namusa dil uzatanlar, iffetli kimselere iftira atanlar tel’in
ediliyordu vahiy ile
44
ALLAH HAKKINDA KÖTÜ ZANDA BULUNAN KADIN VE
ERKEKLERE AZAB VAR:
ِ ‫ين َْوال ُمش ِر َك‬
ِ ‫ين َْوال ُم َنا ِفق‬
ْ‫ينْبِاللّٰ ِه‬
َ ‫اتْال َّظ ٖان‬
َ ‫َات َْوال ُمش ِر ٖك‬
َ ‫َو ُي َع ِّذ َبْال ُم َنا ِف ٖق‬
ْ‫ُْالسو ِء َْو َغ ِض َبْاللّٰ ُهْ َع َلي ِهم َْولَ َع َن ُهم َْواَ َعدَّْلَ ُهم‬
َّ ‫ْالسو ِءْ َع َلي ِهمْ َدائِ َرة‬
َّ ‫َظ َّن‬
‫َج َه َّن َم َْو َس َاءتْ َم ٖص ًيرا‬
«(Bir de bunlar) Allah hakkında kötü zanda
bulunan münafık erkeklere ve münafık kadınlara,
Allah'a ortak koşan erkeklere ve ortak koşan
kadınlara azap etmesi içindir. Müslümanlar için
bekledikleri kötülük çemberi başlarına gelsin!
Allah onlara gazap etmiş, lânetlemiş ve
cehennemi kendilerine hazırlamıştır. Orası ne
kötü bir yerdir!» (Fetih 6)
Tarihte kadına hak ettiği değeri her zaman İslam vermiştir
KUR’AN’DA
ÖRNEK OLARAK ZİKREDİLEN
KADINLAR
KUR’AN’DA ZİKREDİLEN ÖRNEK KADIN ŞAHSİYETLER
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Muciye tanıklık eden İmanlı anne örneği: Hz. Meryem
İmanlı eş örneği: Hz. Hatice, (Allah selam ediyor)
Küfür karanlığı içerisinde İmanlı kadın örneği: Hz. Asiye (Musa)
İmanlı kız örneği: Hz. Şuayp peygamberin kızları (Hz. Musa
evlenir)
Kafir kadın örneği: Hz. Nuh’un Karısı, Hz. Lut peygamberin eşi
İman eden kadın örneği: Yemen ülkesi / Sebe melikesi Belkıs
İftiraya maruz kalan kadın örneği: Hz. Aişe
Sevgi ve kıskançlık örneği: Hz. Züleyha (Aşkın karanlıklarından
İman denizine akan bir hayat)
Tevbe eden kadın örneği: Hz. Havva (Arafatta vakfe)
Şeytanla mücadelede başarı örneği: Hz. Hacer (Safa Merve Arası
Sa’y, Şeytan taşlama)
MERYEM (A.S), MUCİZEYE TANIKLIK EDEN İFFETLİ KADIN
OLARAK ÖRNEK GÖSTERİLİR
ِ ‫َو َمر َي َمْاب َن َتْ ِعم ٰرنَْالَّ ٖتىْ َاح َص َنتْ َفر َج َهاْ َف َنفَخ َناْ ٖفي ِهْ ِمنْ ُر‬
ْ‫وح َنا‬
ِ ‫َو َص َّد َقتْبِ َك ِل َم‬
ْ‫ين‬
َ ‫اتْ َر ِّب َه‬
َ ‫اْوكُ ُت ِب ٖه َْو َكانَتْ ِم َنْالقَانِ ٖت‬
“İffetini korumuş olan, İmran kızı Meryem'i de
(Allah örnek gösterdi). Biz, ona ruhumuzdan
üfledik ve Rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik
etti. O gönülden itaat edenlerdendi.” (Tahrim 11)
ALLAH’A TEVEKKÜL EDEN KADIN OLARAK
FİRAVUN’’
UN KARISI ÖRNEK GÖSTERİLİR
ْ‫ينْاٰ َم ُنواْام َراَ َتْ ِفر َعونَْاِذْ َقالَتْ َر ِّبْاب ِنْ ٖلى‬
َ ‫َو َض َر َبْاللّٰ ُهْ َم َثلًاْلِلَّ ٖذ‬
ْ‫َْو َع َم ِل ٖه َْون َِّج ٖنىْ ِم َنْالقَو ِم‬
َ ‫ِعن َد َكْ َبي ًتاْ ِفىْال َج َّن ِة َْون َِّج ٖنىْ ِمنْ ِفر َعون‬
ْ‫ين‬
َ ‫ال َّظالِ ٖم‬
“Allah, inananlara da Firavun'un karısını misal
gösterdi. O: Rabbim! Bana katında, cennette bir
ev yap; beni Firavun'dan ve onun (kötü) işinden
koru ve beni zalimler topluluğundan kurtar!
demişti.” (Tahrim 11)
İFFETİNİ KORUYAN KIZLAR ÖRNEĞİ
ِ
ْ‫َْو َو َجدَْ ِمنْ ُدونِ ِه ُم‬
‫ن‬
‫ُو‬
‫ق‬
‫س‬
‫ي‬
ْ
‫س‬
‫ا‬
‫ن‬
‫ْال‬
‫ن‬
‫م‬
ِ
َّ
َ
َ ‫َولَ َّم‬
َ
َ ْ‫اْو َر َدْ َم َاءْ َمد َي َن َْو َجدَْ َع َلي ِهْاُ َّم ًة‬
ْ‫ىْح ّٰتىْ ُيص ِد َرْال ِّر َع ُاء‬
َ ‫ام َراَ َتي ِنْ َت ُذو َد ِانْ َقا َلْ َم‬
َ ‫اْخط ُب ُك َماْ َقالَ َتاْ َلاْنَس ٖق‬
‫َواَ ُبونَاْشَ ي ٌخْ َك ٖبي ٌْر‬
“Musa, Medyen suyuna varınca, orada
(hayvanlarını) sulayan bir çok insan buldu. Onların
gerisinde de, (hayvanlarını) engelleyen iki kadın
gördü. Onlara: Derdiniz nedir? dedi. Şöyle cevap
verdiler: Çobanlar sulayıp çekilmeden biz (onların
içine sokulup hayvanlarımızı) sulamayız; babamız
da çok yaşlıdır.” ( Kasas 23 )
Sevgi ve kıskançlık örneği: Hz. Züleyha (Aşkın
karanlıklarından İman denizine akan bir hayat)
ِ ‫َو َر َاو َدت ُهْالَّ ٖتىْ ُه َوْ ٖفىْ َبي ِت َهاْ َعنْنَف ِس ٖه َْو َغلَّق‬
ْ‫اب َْو َقالَتْ َهي َت‬
َ ‫َتْالاَب َو‬
‫لَكَ ْ َقا َلْ َم َعا َذْاللّٰ ِهْاِنَّ ُهْ َر ٖبىْاَح َس َنْ َمث َوا َیْاِنَّ ُهْ َلاْ ُيف ِل ُحْال َّظالِ ُمون‬
“Evinde bulunduğu kadın, onun nefsinden murat almak istedi,
kapıları iyice kapattı ve «Haydi gel!» dedi. O da «(Hâşâ), Allah'a
sığınırım! Zira kocanız benim velinimetimdir, bana güzel davrandı.
Gerçek şu ki, zalimler iflah olmaz!» dedi.” ( Yusuf 23 )
ْ‫ْسوءْ َقالَ ِت‬
َ ‫َقا َلْ َم‬
َ ‫فْ َعنْنَف ِس ٖهْقُل َن‬
َ ‫وس‬
ُ ‫اشْلِلّٰ ِهْ َماْ َع ِلم َناْ َع َلي ِه ِْمن‬
َ ‫ْح‬
ُ ‫اْخط ُب ُك َّنْاِذْ َر َاودتُ َّنْ ُي‬
َْ ‫الصا ِد ٖق‬
‫ين‬
َّ ْ‫صْال َح ُّقْاَنَاْ َر َاودتُ ُهْ َعنْنَف ِس ٖه َْواِنَّ ُهْلَ ِم َن‬
َ ‫ام َراَ ُتْال َع ٖزيزِْال ٰپ َن‬
َ ‫ْحص َح‬
“(Kral kadınlara) dedi ki: Yusuf'un nefsinden murat almak
istediğiniz zaman durumunuz neydi? Kadınlar, Hâşâ! Allah için, biz
ondan hiçbir kötülük görmedik, dediler. Azizin karısı da dedi ki:
«Şimdi gerçek ortaya çıktı. Ben onun nefsinden murat almak
istemiştim. Şüphesiz ki o doğru söyleyenlerdendir.” ( 12.51 )
Tevbe eden kadın örneği: Hz. Havva
(Arafatta vakfe)
ْ‫ين‬
َ ‫اْواِنْلَمْ َتغ ِفرْلَ َن‬
َ ‫َقا َلاْ َر َّب َناْ َظ َلم َناْاَنف َُس َن‬
َ ‫اْو َتر َحم َناْلَ َن ُكونَ َّنْ ِم َنْال َخ ِاس ٖر‬
“(Âdem ile eşi) dediler ki: Ey Rabbimiz! Biz
kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve
bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden
oluruz.” ( Araf 23 )
Şeytanla mücadelede başarı örneği:
Hz. Hacer (Safa Merve Arası Sa’y, Şeytan taşlama)
•
•
•
•
•
•
•
Bu kadın, köle iken firavun tarafından, Hz. İbrahim veya bir diğer rivayete göre
İbrahim’in karısı Sara’ya cariye olarak hediye edilmeye layık nitelikte vasıflara sahip
bir kadındır.
Köle ve siyah derili bir kadın olduğu halde, Hz. İbrahim’in karısı Sara’nın, bir
peygambere eş olarak kendi eliyle sunduğu bir kadındır.
Bu kadın öyle bir kadındır ki, hamile kalması ve çocuk doğurması bile kıskanılacak
nitelikte bir kadındır.
Bu kadın öyle üstün vasıflara sahip bir kadındır ki, bir resul tarafından bir küçük
bebek ya da bir başka rivayete göre küçük bir çocukla tek başına yaşama elverişsiz
bir mahalde bırakılabilecek kadar güçlü bir kadındır.
Bu kadın öyle bir kadındır ki, bir bebekle bırakıldığı meskûn mahalde, bir
peygamberi yetiştiren, bir medeniyetin temellerini kuran vasıflarda bir kadındır.
Hz. Hacer; Firavun için değerli bir köle; Hz. İbrahim’in karısı Sara için ideal bir
kuma; peygamber İbrahim için itaatkâr bir sahabe ve sadık bir eş; Hz. İsmail için
“bulunmaz” bir anne; Allah için ona muti bir kul; İnananlar için kıyamete dek
muhteşem bir abide ve örnekliktir.
İslam tarihinde, İslam kaynaklarında yer alan Hz. Hacer ve Hz. İsmail’in, Mekke’de
başlarından geçtiği kabul edilen su arayışı hadisesi, Hac ibadetinin bir menasiki
olmuştur.
Şeytanla mücadelede başarı örneği:
Hz. Hacer (Safa Merve Arası Sa’y, Şeytan taşlama)
ْ‫َر َّب َناْاِ ٖنىْاَس َكن ُتْ ِمنْ ُذ ِّر َّي ٖتىْبِ َوادْ َغيرِْ ٖذىْ َزرعْ ِعندَْ َبي ِتكَ ْال ُم َح َّر ِمْ َر َّب َنا‬
ْ‫سْ َته ٖوىْاِلَي ِهم َْوار ُزق ُهمْ ِم َن‬
ِ ‫واْالصلٰوةَْ َفاج َعلْاَف ِپ َدةًْ ِم َنْال َّنا‬
َّ ‫لِ ُي ٖقي ُم‬
ِ ‫الثَّ َم َر‬
‫اتْلَ َعلَّ ُهمْ َيش ُك ُرو َْن‬
“Ey Rabbimiz! Ey sahibimiz! Namazı dosdoğru
kılmaları için ben, neslimden bir kısmını senin
Beyt-i Harem'inin (Kâbe'nin) yanında, ziraat
yapılmayan bir vâdiye yerleştirdim. Artık sen de
insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara
meyledici kıl ve meyvelerden bunlara rızık ver!
Umulur ki bu nimetlere şükrederler.” ( İbrahim 37 )
KAFİRLER İÇİN NUH (A.S)’
IN VE LUT (A.S)’
IN
KARILARI ÖRNEK GETİRİLDİ
ْ‫ينْ َكف َُرواْام َراَ َتْنُوح َْوام َراَ َتْلُوطْ َكانَ َتاْ َتح َت‬
َ ‫َض َر َبْاللّٰ ُهْ َم َثلًاْلِلَّ ٖذ‬
ْ‫َاْصالِ َحي ِنْ َف َخانَ َتا ُه َماْ َف َلمْ ُيغ ِن َیاْ َعن ُه َماْ ِم َنْاللّٰ ِهْشَ ي ًپا‬
َ ‫َعبدَي ِنْ ِمنْ ِع َبا ِدن‬
ِ ‫َو ٖقي َلْاد ُخلَاْال َّنا َرْ َم َعْالد‬
ْ‫ين‬
َ ‫َّاخ ٖل‬
“Allah, inkâr edenlere, Nuh'un karısı ile Lût'un karısını
misal verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki sâlih kişinin
nikâhları altında iken onlara hainlik ettiler. Kocaları
Allah'tan gelen hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara:
Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin! denildi. ” (Tahrim
10)
HZ. AİŞE: İFTİRA ATILAN KADIN
ْ‫ْخي ٌرْلَ ُكمْلِ ُك ِّل‬
َ ‫ْجاؤُْبِال ِاف ِكْ ُعص َب ٌةْ ِمن ُكمْ َلاْ َتح َس ُبو ُهْشَ ًّراْلَ ُكمْ َبلْ ُه َو‬
َ ‫ين‬
َ ‫اِنَّْالَّ ٖذ‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ّٰ
َّ
َ
َ
‫ابْ َع ٖظي ٌْم‬
‫ذ‬
‫ع‬
ْ
‫ه‬
‫ل‬
ْ
‫م‬
‫ه‬
‫ن‬
‫م‬
ْ
‫ه‬
‫ر‬
‫ب‬
‫ك‬
ْ‫ى‬
‫ل‬
‫و‬
‫ت‬
ْ‫ى‬
‫ذ‬
‫ل‬
‫ا‬
‫ْو‬
‫م‬
‫ث‬
‫ا‬
‫ْال‬
‫ن‬
‫م‬
ْ
‫ب‬
‫س‬
‫ت‬
‫اْاك‬
‫م‬
ْ
‫م‬
‫ه‬
‫ن‬
‫م‬
ْ‫امرِئ‬
َ
ٖ
َ
َ
ِ
ُ
ُ
ُ
ُ
َ
َ
َ
َ
ٌ
َ
َ َ
“(Peygamber'in eşine) bu ağır iftirayı uyduranlar şüphesiz sizin
içinizden bir guruptur. Bunu kendiniz için bir kötülük sanmayın,
aksine o, sizin için bir iyiliktir. Onlardan her bir kişiye, günah olarak
ne işlemişse (onun karşılığı ceza) vardır. Onlardan (elebaşlık yapıp)
bu günahın büyüklüğünü yüklenen kimse için de çok büyük bir
azap vardır.” ( Nur 11 )
ِ
َ
ْ‫اْو َقالُواْ ٰه َذا‬
‫ذ‬
‫ا‬
ْ‫ا‬
‫ل‬
‫لَو‬
َ ‫اتْبِاَنف ُِس ِهم‬
ُ ‫َْوال ُمؤ ِم َن‬
َ ‫ْخي ًر‬
َ ‫ْس ِمع ُت ُمو ُهْ َظ َّنْال ُمؤ ِم ُنون‬
َ
‫اِفكٌ ْ ُم ٖبي ٌْن‬
“Bu iftirayı işittiğinizde erkek ve kadın müminlerin, kendi
vicdanları ile hüsnüzanda bulunup da: «Bu, apaçık bir iftiradır»
demeleri gerekmez miydi?” ( 24.12 )
Tarihte kadına hak ettiği değeri her zaman İslam vermiştir
EFENDİMİZİN
KADINA
VERDİĞİ DEĞER
Hz. Peygamber’in kadına verdiği değer
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Hz. Hatice’ye her daim bağlılığı, ölümünden sonra anması
Hz. Aişe’ye olan sevgisi “kör düğüm gibi sevmesi ve Hz. Aişe’nin zaman zaman kör
düğüm nasıl diye sorması ve her seferinde eskisi gib diye cevaplaması.
Hz. Fatıma geldiğinde ayağa kalkması ve kendi yerine oturtması.
Vefatına yakın sırrını Hz. Fatıma’ya söylemesi.
Efendimizin soyunun Kızıyla devam etmesi.
Ev işlerinde eşlerine yardımcı olması.
Kervan yolculuğu sırasında söylediği şarkılar ve çaldığı şeylerde develeri coşturan
Enceşe’ye “Kristalleri incitme” diye uyarıda bulunması.
Kadınlarla istişarelerde bulunması (Hudeybiye bölgesinde hac yolculuğu engellenince
Ümmü Seleme ile istişare etmesi)
İslam tebliğinde kadınlara müsaade etmesi ve görevlendirmesi
Madine döneminde zabıta memuru olarak kadın görevlendirmesi.
Savaşlarda yaralıları tedavi etmek üzere kadınları görevlendirmesi.
Kız çocuğu yetiştirenlere cennet müjdesi vermesi.
Çocuklar arasında kız ve erkek ayrımı yapılmaması konusundaki uyarıları.
Anneye hizmet etmenin cihada denk olduğunu ifade etmesi.
Cennetin anaların ayakları altında olduğunu söylemesi.
Hak gözetmede önceliğin anneye ait olduğunu bildirmesi.
ailenin nafakasını temin etmek için çalışmanın ibadet olduğunu vurgulaması.
Kadınlara haftanın bir gününü tahsis etmesi.
Kadınlardan biat alması….
ALLAHIN SELAM ETTİĞİ KADIN: HZ. HATİCE
Vahyin kesildiği bir devrede Hz. Peygamber Hira’ya çıkar
ve üç gün dönmez. Yaşlı kadın endişelidir, eşinin azığı
belki bitmiştir diye. Azık hazırlar ve dağa tırmanmak
üzere yola koyulur. Zor zahmet, ilerleyen yaşına rağmen
bu gün dahi çıkılması zor ve meşakkatli dağa tırmanır ve
huzurdadır. Bir zamanların en zengin kadını, Üzerinde
yamalı elbiselerle, saygıyla efendisine bakar ve Allah
sevgisini izhar eden selametinin ifadesi olan kelamını
cibril’le Hz. Peygambere bildirir: «Ya Hatice! Allah sana
selam ediyor»
İşte dünyanın, yaşanılan hayatın en anlamlı anıdır
yaşanan tablo…
Peygamber Efendimiz, hanımlarıyla oturur konuşur, hatta bir arkadaş gibi
onlarla bazı meselelerin müzakeresini bile yapardı.
EFENDİMİZİN TORNUNA OLAN SEVGİSİ
Bir gün Hz. Peygamber elinde bir gerdanlık
olduğu hâlde evine gelir.
Gerdanlığı göstererek “Bunu içinizden en
çok sevdiğim kimseye vereceğim” der.
Herkes Hz. Aişe’ye vereceğini sanır. Fakat o,
kızı Zeyneb’in kızı Lübâbe’ye verir.
EFENDİMİZİN HZ. FATIMAYA OLAN SEVGİSİ
Peygamber Efendimiz, Hz. Fâtıma huzûruna
girdiğinde kalkar, elini tutar, kendisini öper
ve yanına oturturdu. Fâtıma -radıyallahu
anhâ- da muhterem babasına aynı şekilde
mukâbele ederdi. (Ebû Dâvûd, Edeb, 143-144)
EFENDİMİZİN ÇOCUKLARA OLAN SEVGİSİ
Hz. Peygamber “Uzun kılmak niyetiyle namaza dururum,
derken bir çocuk ağlaması işitir, annesine sıkıntı
vermesin diye namazı kısa keserim”
Peygamber efendimiz, yanında Ebu’l-As’ın kızı Umame
olduğu hâlde yanımıza geldi. O hâlde namaz kılmaya
başladı. Rükû ederken onu yere bırakıyor, kalktığı zaman
onu da beraber kaldırıyordu.
Namaz gibi huşu gerektiren bir ibadet sırasında bile,
Peygamberimizin çocuklara karşı duyduğu bu şefkat
anlayışında, bütün insanlık için örnek alınması icâp eden
yönler vardır.
Peygamber Efendimiz, hanımlarıyla oturur konuşur, hatta bir arkadaş gibi
onlarla bazı meselelerin müzakeresini bile yapardı.
Hudeybiye anlaşması yapılır. Bu arada Peygamber Efendimiz, kendisiyle
umreye niyet edenlere, kurbanlarını kesmelerini ve ihramdan
çıkmalarını emreder.
Ancak sahabe, "Acaba verilen kararda bir değişiklik olur mu?"
düşüncesiyle meseleyi ağırdan alırlar. Peygember Efendimiz, emrini bir
defa daha tekrarlar. Fakat, sahabenin ümitli bekleyişi değişmez.
Sahabedeki bu durumu sezince hemen çadırına girer ve hanımı Ümmü
Seleme validemizle istişare eder.
Hz.Ümmü Seleme validemiz: "Ya Resülallah! Emrini bir daha tekrar
etme. Belki muhalefet eder ve mahvolurlar. Fakat Sen, kendi
kurbanlarını kes ve onlara bir şey demeden de ihramdan çık. Onlar
verdiğin emrin kesinliğini anlayınca ister istemez Sana itaat
edeceklerdir."
Peygamber Efendimiz hemen bıçağını eline aldı ve çadırından çıkarak,
kendisine ait kurbanları kesmeye başladı. O daha birkaç kurban kesmişti
ki, sahabe de kendi kurbanlarını kesmeğe koyuldular, (Buhari, Şurût, 15)
KADIN YÖNETİCİDİR
“Kadın,
evinin ve çocuklarının yöneticisidir.
Hepiniz yöneticisiniz ve
hepiniz yönettiklerinizden sorumlusunuz"
(Müslim, İmâre, 20)
KRİSTALLERİ İNCİTME
Veda haccı sırasında Rasülullah (s.a.v)’in kafiledeki develerin
yürüyüşünü ezgileriyle diri tutan bir hizmetkârı vardı. Adı
Ençeşe’ydi, sesi çok güzeldi. Ençeşe bazı ezgiler okumuş develeri
iyice hızlandırmıştı. O günlerde develeri ezgilerin temposuyla
götürmek adettendi. Develer ezgiye göre hızlanıp yavaşlıyorlardı.
Belki yavruluk dönemlerinden beri bu eğitimi alıyorlardı.
Kervandaki kadınların ve ezvacı tahiratın güç yetirmeyeceği
şekilde develerin hızlı gittiğini gören Efendimiz Ençeşe’ye
seslendi
ِ
ِ
ِ
َ
َ
ُ
َ
ِ
َ
ِْ‫ْسو َقكَ ْلِل َق َوا ِرير‬
‫و‬
‫ا‬
ِْ
‫ر‬
‫ي‬
‫ر‬
‫ا‬
‫و‬
‫ق‬
‫ل‬
‫ل‬
ْ
‫ر‬
‫س‬
‫ك‬
‫ت‬
ْ‫ا‬
‫ل‬
ْ
‫ة‬
‫ش‬
‫ج‬
‫ن‬
‫ا‬
ْ‫ا‬
‫ي‬
ْ
‫َك‬
‫ُْر َويد‬
َ
َ
َ
َ
َ
َ
“Ey
Ençeşe dikkat et, ağır ol, Pırlantaları,
Kristal parçalarını kırma.” (Buhari, Edep, 90)
Efendimizin bakışıyla kadın bir billur, bir kristal, bir pırlantadır.
KIZ ÇOCUĞU YETİŞTİRMEK
ْ‫اْج َاءْ َيو َم‬
َ ‫ْح َّتىْ َتبلُ َغ‬
َ ‫ْجا ِري َتي ِن‬
َ ‫َمنْ َعا َل‬
َ
ِ
ِ
‫اْو ُهوْ َك َها َتي ِْن‬
‫ن‬
‫ْأ‬
‫ة‬
‫م‬
‫يا‬
‫ق‬
َ
َ
َ ‫ال‬
“Her
kim iki kız çocuğunu yetişkinlik
çağına gelinceye kadar büyütüp terbiye
ederse, kıyamet günü o kimseyle ben
şöyle yan yana bulunacağız” buyurdu ve
parmaklarını bitiştirdi. (Riyazü’s-Salihin, Hadis No: 269)
KIZ ÇOCUĞU YETİŞTİRMEK
•
“Kimin
bir kız çocuğu olur da onu diri diri
gömmezse, onu aşağılamazsa ve erkek
çocuğunu ona tercih etmezse Allah onu
cennete sokar.” (İmam Ahmed, Müsned)
Enes radıyallahu anh’den şu hadis rivayet edilir:
• “Kim iki kız çocuğunun büluğa erinceye kadar
geçimini sağlarsa Kıyamet günü ben ve o şu
ikisi gibi olduğumuz halde gelir.” (Müslim)
•
“Kimin üç kız çocuğu varsa, onlara sabrederse ve
bulabildiğinden onları giydirirse onlar, onun için
cehennemden koruyan bir engel olur.”
KADINLAR YETİŞTİRMEK
“Bir kimsenin üç kız çocuğu ya da kız kardeşi olur
da onlara ihsanda bulunursa, mutlaka cennete
girer.” (Tirmizi ve Ebu Davud)
“Her kim kız çocukları yüzünden bir sıkıntıya
uğrar da onlara iyi bakarsa, bu çocuklar onu
cehennem ateşinden koruyan bir siper olurlar.”
(Riyazü’s-Salihin, Hadis No: 270)
Kadının, yabancı bir kadın olması durumunda dahi ona yardıma teşvik etmiştir.
“Dul kadına ve miskine yardıma koşan Allah yolunda
cihat eden, bıkmadan namaz kılan ya da sürekli oruç
tutan gibidir.” (Buhari ve Müslim)
MESCİDİ TEMİZLEYEN SİYAHİ KADIN
Ebu Hüreyre’den nakledildiğine göre siyah tenli bir kadın (Ümmü
Mihcen), mescidi süpürüyordu.
(Bir gün) Rasulullah (s.a.s.) onu görememiş ve kendisini sormuştu.
Oysa sahabe, onu çok fazla önemsemedikleri için öldüğünü Hz.
Peygamber (s.a.s.)’e haber verip kendisini rahatsız etmek
istememişler, götürüp cenazesini defnetmişlerdi. Bunu duyan
Rasulullah (s.a.s.):
“Bana haber vermeli değil miydiniz?” diye serzenişte bulundu ve
onun kabrini kendisine göstermelerini istedi, gidip kabrinin
üzerinde cenaze namazını kıldı. (Buhârî, “Salât”, 72, “Cenâiz”, 5)
70
Nesibe
UHUT SAVAŞINDA BİR KADIN:
NESİBEanha
BİNTİ
KA’B
binti Ka’b radıyallahu
Medineli
bir kadındı. Resulullah
sallallahu aleyhi ve sellem ile beraber cihada çıkan ilk kadındır. İki
evlilik yaptı. Dört çocuk doğurdu. Çocuklarının hepsini iyi bir mücahid olarak
yetiştirdi. Akabe gecesine, Uhud’a, Hudeybiye’ye , Huneyn’e ve
Yemane’ye katıldı.
Cihad meydanlarında erkekler gibi cihad etti. Son cihadında kolu koptu. On iki
yerinden ağır yara aldı. Peygamber aleyhisselamdan hadisler rivayet edip
alimler arasına katıldı.
Küçük oğluyla beraber Uhud’a katılmıştı. Oradaki dağınıklık esnasında
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin yanına yaklaşıp O’nu korumaya
çalıştı. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
“Sağa sola nere dönsem, Nesibe’yi önümde beni savunurken
görüyordum.”
Anne oğul gösterdikleri gayret Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemi memnun
etti. Onlara dua etti. Nesibe: ‘Dua et de cennette senin yanında olayım.’ diye
rica etti. Efendimiz de: ’Allahım. Onları cennette arkadaşım kıl.’ diyerek
dua etti. Nesibe bu duaya çok sevindi. Dünya umurumda değil, diyerek sevincini
ifade etti.
YEMAME SAVAŞINDA BİR KADIN:
NESİBE BİNTİ KA’B
Nesibe (r.anha) Peygamber aleyhisselamdan sonra da cihada
devam etti. Yalancı peygamber Müseyleme, oğlunun kollarını
kesip vücudunu ateşte yaktı. Nesibe de diğer oğluyla beraber
Yemame Savaşı’na katılıp oğlunun intikamını almak istedi.
O savaşta diğer oğlu, Müseyleme’yi öldürdü. Bu savaşta Nesibe’nin
kolları koptu. Kolsuz haliyle Medine’ye geri döndü. Geçmiş olsun
diyenlere hep şunu söyledi: ‘Ben cennette Resulullah sallallahu
aleyhi ve sellem ile beraber olayım da dünyadan bir şey istemem.’
Hani kadınlar sabırsızdı? Hani kadınlar dayanıksızdı? Hani
kadınlar sadece konuşurdu?
Ey Nesibe! Bey’at kadını, Uhud kadını, Yemame kadını! Ey
mücahide! O zirveye çıkarken kadınları da ezdin binlerce erkeği
de! Allah senden razı olsun. Kanından, damarından bize de nasip
etsin.
YERMÜK SAVAŞINDA BİR KADIN:
ESMA BİNT YEZİD
Hz. Ebu Bekir döneminde Yermük savaşının
kızıştığı bir dönemde iman ehli kadın Esma,
söktüğü bir çadırın direğiyle 9 küffar kişiyi
öldürmüştür.
Kız doğduğunda babasına cennet kapısı açılır;
Evlendiğinde kacasının imanının yarısı tamamlanır;
Anne olduğunda cennet ayaklarına serilir…
AİLE HAYATINDA
KADIN
AİLE HAYATINDA KADIN: HER ŞEYDİR
•
•
•
•
•
•
Eş
Anne
Öğretmen
İffet, edep ve ahlak örneği
Emanetçi
Ev işlerini gören, tertip ve düzen
sağlayın kişi (Temizlik, Bulaşık vs.)
• Aşçı
“SALİH” VE “SALİHA” EŞ
‫ُْالصالِ َح ُْة‬
َّ ‫ْ َو َخي ُرْ َم َتا ِعْالدُّن َياْال َمرأة‬،‫اَلدُّن َياْ َم َتا ٌْع‬
Abdullah b. Amr b. As (Ra.) şöyle rivayet etmiştir: Peygamber (SAV) buyurdular:
“Dünya bir meta'dır.
Dünya metaının en hayırlısı
saliha kadındır.”
(Müslim, Rada 64, (1467); Nesaî, Nikah 15, (6, 69))
SALİHA KADIN DİNİN YARISI KABUL EDİLMİŞ
َ
ْ‫ًْصالِ َح ًةْ َفقَدْاَ َعانَهْ َع َلىْشَ طرِْ ِدي ِن ِه‬
‫ة‬
َ ‫َمنْ َر َز َق ُهْالَّلهْإِم َرأ‬
‫َفل َي َّت ِقْالل ِهْ ِفىْشَ طرِْال َبا ِقي‬
Hz. Enes (Ra.) peygamberimizin şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Allah her kime Saliha bir kadın nasip etmiş
ise, dininin yarısında ona yardım etmiş
demektir. Geri kalan yarısında da Allahtan
korksun.”
“
(Etterğib ve Terhib, imam münziri, c4, s203)
EVLİLİĞE ADIM ATARKEN KADINA ÖNEM VERMEK GEREKİR
ِ ‫تُن َك ُحْال َمرأةُْلار َب ِع‬
.‫ْ َولِ ِدينِ َها‬،‫ْ َولِ َج َمالِ َها‬،‫ْ َولِ َح َس ِب َها‬،‫ لِ َمالِ َها‬:‫ال‬
ِْ ‫ْخ َص‬
ِ ‫َفأظفَرْبِ َذ‬
.‫ْ َت ِر َبتْ َيدَا َْك‬،‫ِّين‬
ِ ‫اتْالد‬
Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: "Rasulullah (a.s) buyurdular ki:
"Kadın dört hasleti için nikahlanır:
 Malı İçin, Nesebi (Asaleti) İçin, Güzelliği İçin,
 Dini İçin.
Sen dindar olanı seç de huzur bul.”
(Buharî, Nikah 15)
Hanefilerde denklik 6 hususta aranmıştır:
Dindarlık, İslam, Hürriyyet, Nesep, Mal, Meslek
EŞLERLE İYİ GEÇİNMEK EMREDİLMİŞTİR
ِ ‫َو َع ِاش ُرو ُه َّنْبِال َمع ُر‬
ْ‫وفْ َف ِانْ َكرِه ُت ُمو ُه َّنْ َف َع ٰسىْاَنْ َتك َر ُهواْشَ ي ًپا‬
ْ‫ْخي ًراْ َك ٖث ًيرا‬
َ ‫َو َيج َع َلْاللّٰ ُهْ ٖفي ِه‬
“Onlarla iyi geçinin.
Eğer onlardan hoşlanmadıysanız,
olabilir ki, siz bir şeyden hoşlanmazsınız da
Allah onda pek çok hayır yaratmış olur.”
(Nisa, 4/19)
Günümüzde ihmal ettiğimiz bir değer eş
Aile kutsallığını yitirmeye başladı maalesef…
1. 2011 yılında kadına ve çocuğa karşı öldürme
töre namus
adına 1.136 cinayet işlendi
2. 2011 yılında kadına karşı kasten yaralama
207.253
3. 2011 yılında kadına karşı cinsel saldırı
3.327
4. 2012 yılında 603.751 evlilik olayı meydana gelmiş; Zina
Cana kast ve pek fena muamele Cürüm ve
haysiyetsizlik Terk Akıl hastalığı Geçimsizlik vb.
nedenlerle 123.325 boşanma meydana gelmiş.
5. Kürtaj her geçen gün artan rakamlar
80
İslâm’da kadın annelik görevini yerine getirdikten sonra doktor, hemşire,
avukat, öğretmen, ... olabilir. Hatta bazı kadınların yukarıdaki mesleklere sahip
olmaları farzı kifayedir, bir toplumda mutlaka olmalıdır.
Fakat İslam toplumlarında kadının ne insan olma yönünün
tartışılması, ne Kur’an’a dokunmaması durumu, ne alıp satılımıfahişelik - durumu söz konusudur.
İslami yaşam ve batı tarzı yaşam, hangi yaşam tarzı insanı mutlu
kılar, hangisinde boşanma aza indirgenir.
Cevabı batılı bir araştırmacıdan, Gibbon’dan alalım :
“300 senelik Osmanlı dönemi İstanbul arşivini inceleyen Gibbons,
300 senede İstanbul’da toplam 10 boşanma davasının olduğunu”
araştırmaları sonucu bul muştur.
Ya günümüzde 3 saatte sadece İstanbul ‘un bir mahkemesinde kaç
boşanma davası görülmektedir ?
KADIN İNSANLIK İÇİN HUZURDUR
ًْ‫اْو َج َع َلْ َبي َن ُكمْ َم َو َّدة‬
َ ‫َو ِمنْا َياتِهْاَن‬
َ ‫ْخ َل َقْلَ ُكمْ ِمنْاَنف ُِس ُكمْاَز َو ًاجاْلِ َتس ُك ُنواْاِلَي َه‬
‫َو َرح َم ًةْاِنَّْفىْذلِكَ ْ َلا َياتْلِقَومْ َي َت َف َّك ُرو َْن‬
“Kendileri
ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden
eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet
var etmesi de onun (varlığının ve kudretinin)
delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum
için elbette ibretler vardır”. (Rum, 30/21)
"... Onlar, sizin
187)
ِ
ِ
َ
ُ
َ
ْ‫اسْلَ ُه َّن‬
‫ب‬
‫ل‬
ْ
‫م‬
‫ت‬
‫ن‬
‫ا‬
‫ْو‬
‫م‬
‫ك‬
‫ل‬
ْ
‫اس‬
‫ب‬
ُ
َ
َ
َ
ٌ
ٌ ‫ُه َّنْل‬
örtüleriniz, siz de onlara örtüsünüz..." (Bakara
KADIN GÜNAHLARIMIZIN DÖKÜLME SEBEBİDİR
“Kişi zevcesinin yüzüne
sevgi ve merhametle baktığı vakit
zevcesi de onun yüzüne aynı duygularla bakarsa
Allah her ikisine de rahmet nazarıyla bakar.
Keza erkek hanımının ellerini avucuna alınca,
o da zevcinin ellerini tutarsa
parmaklarının arasından günahları dökülür.”
(Feyzü'l-Kadir, 2/333.)
KADINLARIN HAKLARI
ْ‫ أَنْ ُتط ِع ُم َهاْإِ َذا‬:‫ َقا َْل‬:‫اْح ُّقْ َزو َج ِةْأَ َح ِدنَاْ َع َلي ِْه‬
َ ‫ َم‬:‫ُقل ُتْ َياْ َر ُسو َلْلل ِْه‬
ْ‫ْو‬،
َ ‫ْوْ ُت َق ِّبح‬،
َ ‫ْوْ َتضر ِِبْال َوج َه‬،
َ ‫ َْوأنْ َتك ُسو َهاْإِ َذاْاك َت َسي َت‬،َ ‫ُط ِعمت‬
.‫ت‬
ِْ ‫َته ُجرْإِْ ِفيْال َبي‬
Hakîm İbnu Mu'âviye babası Mu'âviye (radıyallahu anh)'den anlatıyor:
"Ey Allah'ın Resûlü! dedim, bizden her biri
üzerinde, zevcesinin hakkı nedir?“
"Kendin yiyince ona da yedirmen, giydiğin zaman
ona da giydirmen, yüzüne vurmaman, takbîh
etmemen, evin içi hariç onu terketmemen."
(Ebu Dâvud,
Nikâh, 42)
HAYIRLI OLMAK İÇİN
“Sende mi ya Ömer!”
Hazret-i Ömer'in (ra) hilâfeti zamanında bir adam, davranışlarını beğenmediği karısını
şikâyet etmek üzere Halife’nin evine gelir. Kapının önüne oturur ve Hz. Ömer'in çıkmasını
bekler. Derken içerden bir gürültü kopar, Hazreti Ömer'in hanımı, koca Halife’ye bağırıp
çağırmakta, fakat Hz. Ömer (ra) ağzını açıp da karısına tek kelime söylememektedir. Bu
hali gören kapıdaki kimse boynunu bükerek:
— Bütün şiddetine ve sertliğine rağmen, üstelik de müminlerin emîri iken Ömer'in hâli
böyle olursa, benim hâlim nice olur? Diyerek kalkıp giderken, Hz. Ömer dışarı çıkar.
Adamın arkasından:
— Hayır ola, derdin neydi? Diye seslenir. Adam da der ki:
— Ey müminlerin emîri! Karımın kötü huylarını ve bana karşı haddini aşıp ileri gittiğini
sana şikâyet etmek üzere gelmiştim. Senin karının da sana karşı olmadık sözler söylediğim
duyunca, vazgeçip geri döndüm ve kendi kendime dedim ki: ‘Müminlerin emiri karısıyla
böyle
olunca,
benim
derdime
nasıl
deva
bulacak?’
Bu sözleri dinleyen Hz. Ömer, adama şunları söyledi:
— Kardeşim, karımın benim üzerimdeki hakları sebebiyle ona tahammül etmeye
çalışıyorum. Zira o benim hem aşçım, hem fırıncım, hem çamaşırcım, hem de
çocuklarımın sütannesidir. Hâlbuki o bütün bunları yapmak zorunda da değildir. Üstelik
gönlümün harama meyil etmesine engel olan da odur. Bu sebeple onun yaptıklarına
katlanıyorum, deyince Adam:
— Ya Emîre'l Müminîn! Benim karım da aynen öyle, dedi. Hz. Ömer şunları söyledi:
— Haydi kardeşim, karına katlanmaya bak! Hayat dediğin göz açıp kapayıncaya kadar
geçiyor. (Zehebî, el-Kebâir, 179)
KADINLAR İÇİN SEVGİMİZ OLSUN
Mecnun Leyla’ya çok aşıktır, ondan başkasını görmez gözü. Nereye baksa orada
Leyla, dağlarda, taşlarda, duyduğu her seste, aldığı her nefeste Leyla, dilinden
dökülen her sözde Leyla…
Bir gün insanlar Leyla’nın çok çelimsiz, zayıf, birazda çirkin olduğunu
görüp dile getirdiklerinde mecnun onlara “siz bir de benim gözümle
bakın” dediği gibi
Eşlerimizi her haliyle kabullenip kuranın ifadesiyle birbirimize örtü olabilsek…
Erkekle kadın birbirlerinin eksiklerini tamamlayan bir elmanın iki yarısı gibidirler.
ِ
ِ
َ
ُ
َ
ْ‫اسْلَ ُه َّن‬
‫ب‬
‫ل‬
ْ
‫م‬
‫ت‬
‫ن‬
‫ا‬
‫ْو‬
‫م‬
‫ك‬
‫ل‬
ْ
‫اس‬
‫ب‬
ُ
َ
ٌ َ
ٌ َ ‫ُه َّنْل‬
"Onlar (hanımlar) sizin için bir elbise; siz de onlar için bir
elbisesiniz.“
(2/Bakara, 187)
ْ‫س‬
ِ ‫سْ َمنْاَن َف ُع ُهمْلِال َّنا‬
ِ ‫َْخي ُرْال َّنا‬
“İnsanların en hayırlısı
Megazi, 35) buyurdunuz.
insanlara faydalı olandır.”
(Buhari,
Biz iyilikte ve hayr’da yarışamadık.
ِ
ْ‫واْح َّتىْ َت َحا ُّبوا‬
‫ن‬
‫م‬
ُ
َ ‫واْو َلاْ ُتؤ ِم ُن‬
َ ‫َلاْ َتد ُخلُونَْال َج َّن َة‬
َ ‫ْح َّتىْتُؤ‬
“Allah'a
yemin ederim ki; sizler iman etmedikçe
cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de
gerçek iman etmiş olamazsınız." (Müslim, İman, 81)
Cennete giden yolun ve imanın kemalinin birbirimizi
sevmekten geçtiğine dikkat çektiniz, lakin biz muhabbet
fedaileri olamadık.
87
Kocanın Karısına Karşı Görevleri
1. Koca eşine mehrini cömertçe vermelidir.
2. Koca eşinin nafakasını temin etmeli
3. Koca eşini himaye etmek, ona zarar verecek maddi ve manevi
şeylerden onu korumakla yükümlüdür.
4. Koca eşini Allah’ın bir emaneti olarak görmeli ve haklarına
tecavüz etmemelidir. Onu cehennem yakıtı olmaktan
korumalıdır.
5. Koca, karısına ve çocuklarına Kur’an’ı, farzları ve İslamiyet
hakkında gereken bilgileri mutlaka öğretmelidir.
6. koca eşiyle İyi Geçinmeli, Aile efradına karşı cömert
davranmalı
HAYIRLI OLMAK İÇİN
ِ ‫ْو ِخ َيا ُركُم‬،
.‫ْخ َيا ُركُمْ‘هلِ ِْه‬
ُ ‫ينْإي َماناًْأح َس ُن ُهم‬
َ ً‫ْخلُقا‬
َ ‫أك َم ُلْال ُم ِؤم ِن‬
Hz. Ebu Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
buyurdular ki:
"Mü'minler
arasında imanca en
kâmil olanı, ahlâkça en güzel
olanıdır. En hayırlınız da ailesine
hayırlı olandır."
(Tirmizî, Radâ 11, III, 466; Ebu Dâvud, Sünnet 16, V, 60)
HZ. Peygamber Müslüman Ve Mü’min’i Bize Tanıtıyor
ِ ‫ْوال ُم ِؤم ُنْ َمن‬،
ِ ‫ْسلِ َمْال ُمسلِ ُمون‬
ِ
ْ‫ْأمن ُه‬
‫ن‬
‫م‬
ْ
‫م‬
َ ‫َْمنْلِ َسانِ ِه َْو َي ِد ِه‬
َ َ ُ ‫المسل‬
ْ‫الناسْعلىْدمائهمْوأم َوالِ ِهم‬
ُ
"Müslüman,
diğer Müslümanların elinden ve dilinden
zarar görmediği kimsedir. Mü'min de, halkın, can ve
mallarını kendisine karşı emniyette bildikleri kimsedir."
(Tirmizî, İman 12) buyurdun.
Biz güven duygumuzu kaybettik.
Elimizi ve dilimizi kardeşimize fütursuzca uzattık.
90
KADINLARI İHMAL ETMEK…
َ
ِ
ً
ِ
»ْ‫ُوت‬
‫ق‬
‫ْي‬
‫ن‬
‫م‬
ْ
‫ع‬
‫ي‬
‫ض‬
‫ي‬
ْ
‫ن‬
‫ْأ‬
‫ا‬
‫م‬
‫ث‬
‫إ‬
ْ
‫ء‬
‫« َكفيْبِالمر‬
ُ
َ
َ َ ِّ ُ
“Bakmakla yükümlü olduğu kişileri
(sorumluluklarını yerine getirmeyerek)
zayi etmesi
kişiye
günah olarak yeter.”
(Ebu Davud, Zekat 45/1692)
KENDİNİZİ VE NESLİNİZİ KORUYUN
ْ‫ين‬
َ ‫َولاَْ ُتلقُواْبِاَي ِدي ُكمْاِلَىْال َّتهلُ َك ِة َْواَح ِس ُنواْاِنَّْالل َهْ ُي ِح ُّبْال ُمح ِس ِن‬
“(Dünyaya dalıp da âhireti bir tarafa bırakarak) kendi
elinizle kendinizi tehlikeye atmayın!”
َ
َ
َ
ِ
ِ
َّ
ُ
ُ
ُ
ُ
‫اسْ َوال ِح َجا َرُْة‬
‫ن‬
‫اْال‬
‫ه‬
‫د‬
‫و‬
‫ق‬
‫اْو‬
‫ر‬
‫َا‬
‫ن‬
ْ
‫م‬
‫ك‬
‫ي‬
‫ل‬
‫ه‬
‫أ‬
‫ْو‬
‫م‬
‫ك‬
‫ُس‬
‫ف‬
‫ن‬
‫واْأ‬
‫ق‬
ْ‫وا‬
‫ن‬
‫م‬
‫ْآ‬
‫ين‬
‫ذ‬
‫ل‬
‫ا‬
ْ‫ا‬
‫ه‬
‫ي‬
‫َياأ‬
َّ
ُ
َ
ُ
ً
ُّ
َ
َ
َ
َ
َ
َ
ُ
(Bakara 2/195)
kendinizi ve ailenizi, yakıtı
insanlar ve taşlar olan ateşten
“Ey iman edenler
koruyun…”
(Tahrim,66/6)
KADIN ANNEDİR: DOĞUM SANCISINI YAŞAYAN KADINDIR
ْ‫ىْوهن َْو ِف َصالُ ُهْ ٖفىْ َعا َمي ِن‬
َ ‫َو َو َّصي َناْال ِان َسانَْبِ َوالِدَي ِه‬
َ ٰ ‫ْح َم َلت ُهْاُ ُّم ُه َْوه ًناْ َعل‬
ُْ ‫ىْولِ َوالِدَيكَ ْاِلَ َّیْال َم ٖص‬
‫ير‬
َ ‫اَ ِنْاش ُكرْ ٖل‬
“Biz insana, ana babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Çünkü
anası onu nice sıkıntılara katlanarak taşımıştır. Sütten ayrılması da iki
yıl içinde olur. (İşte bunun için) önce bana, sonra da anababana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş ancak
banadır” (Lokman 14)
ْ‫اْو َحملُ ُه‬
َ ‫َو َو َّصي َناْال ِان َسانَْبِ َوالِدَي ِهْاِح َسان‬
َ ‫اْو َو َض َعت ُهْكُر ًه‬
َ ‫ًاْح َم َلت ُهْاُ ُّم ُهْكُر ًه‬
ْ‫َو ِف َصالُ ُهْ َثلٰثُونَْشَ ه ًرا‬
“Biz insana, ana-babasına iyilik etmesini tavsiye ettik.
Annesi onu zahmetle taşıdı ve zahmetle doğurdu. Taşınması
ile sütten kesilmesi, otuz ay sürer.” (Ahkaf 15)
KADIN ANNEDİR
Eş, kadın “anne” olmuştur artık.
Rabbimizin “rahim” sıfatını kuşanır ve şefkat abidesi olarak
bağrını açar yeni dünyaya gözlerini açan “can”a.
Ve anne, ağzına atmak üzere olduğu hurmayı kendisinden isteyen yavrularına
kıyamayıp bölüştürür de, bu davranışı ile cenneti kazanır.
«Hz. Aişe’ye bir gün kucağında iki kızıyla birlikte bir kadın gelir, ihtiyaç sahibi,
validemiz 3 hurma verir kadına ve çocuklarına birer tane verir, diğerini ağzın atacak
aç durumda kadın. Çocuklar annelerine bakar ve kadın kıyamaz hurmayı onlara
paylaştırır. Efendimize anlatır validemiz ve cenneti kazandığını söyler»
Anne
Fedakârdır; emeğinin hesabını tutmaz. Sevgi doludur; yüreğinin
kapısını kapamaz. Affedicidir; kucağından geri çevirmez. Duası
müstecaptır. Ahı asla yerde kalmaz varlığın adıdır anne.
Annenin adımları cennete öylesine yakındır ki
Peygamber efendimiz “anneye hizmeti cihat” olarak adlandırır.
(Ebû Dâvûd, Cihâd, 31)
KADIN ANNEDİR
Kur’an, kadına anne olması itibarıyla, hiçbir medeniyette benzeri
görülmeyen bir yücelik ve değer vermiştir.
ْ‫َو َق ٰضىْ َر ُّبكَ ْاَلَّاْ َتع ُبدُواْاِ َّلاْاِ َّيا ُه َْوبِال َوالِدَي ِنْاِح َسانًاْاِ َّماْ َيبلُ َغ َّنْ ِعن َد َكْال ِك َب َر‬
ْ‫اْوقُلْلَ ُه َماْ َقو ًلاْك َٖري ًما‬
ٍّ ُ‫اَ َح ُد ُه َماْاَوْ ِكلَا ُه َماْ َفلَاْ َتقُلْلَ ُه َماْا‬
َ ‫ف َْو َلاْ َتن َهر ُه َم‬
ْ‫ىْص ٖغ ًيرا‬
َ ‫احْال ُّذ ِّلْ ِم َنْال َّرح َم ِة َْوقُلْ َر ِّبْار َحم ُه َماْ َك َماْ َر َّب َيا ٖن‬
َ ‫اْج َن‬
َ ‫َواخ ِفضْلَ ُه َم‬
“Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana babanıza da iyi
davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi
senin yanında yaşlanırsa,
• Kendilerine «of!» Bile deme;
• Onları azarlama;
• İkisine de güzel söz söyle.
• Onları esirgeyerek alçakgönüllülükle üzerlerine kanat ger ve:
• «Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse,
şimdi de sen onlara (öyle) rahmet et!» diyerek dua et. ” (İsra,
17/23-25.)
KADIN ANNEDİR
İslam, kadının hakkını anne iken de gözetmiştir.
İslam, anneye iyilik ve hürmette bulunmaya, babanın hakkını
yerine getirmekten daha çok vurguda bulunmuştur.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e bir adam gelir ve
“Ey Allah’ın Rasulü! Kime iyilik ve hürmette
bulunayım?” der. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem,
“Annene” buyurur. Adam, “Sonra kime?” der. “Annene” buyurur.
Adam, “Sonra kime?” der. “Annene” buyurur. Adam, “Sonra
kime?” der. “Babana” buyurur. (Buhari ve Müslim)
ِْ ‫اَل َج َّن ُةْ َتح َتْاَقدَا ِمْالا ُ َّم َه‬
‫ات‬
Peygamberimiz de, “Cennet annelerin ayakları altındadır.” (Nesai,
Cihad, 6.) buyurarak annelik ve kadınlık onuruna verdiği değeri
göstermiştir.
CİHAD’A EŞ bir değer annelik
Abdullah b. Amr b. As (r.a.) anlatıyor:
“Bir adam Hz. Peygamber’e (s.a.v.) gelerek cihada
katılmak için kendisinden izin istedi. Hz. Peygamber (s.a.v.)
ona:
–Annen baban sağ mı? diye sordu.
Adam:–Evet sağdırlar, dedi.
Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v.) adama:
Öyleyse
onların
rızasını
kazanma uğrunda cihad et!
–
buyurdu. (Buhârî, Müslim, Ebû Davud, Tirmizî ve Nesaî )
97
Günümüzde ihmal ettiğimiz bir değer
annelik
Türkiye'de Yaşlılara Hizmet Veren Kuruluşlarda bakılan
yaşlı sayımız bugün 19.596 kişidir. Gündüz bakım
evlerimizde de 1115 kişi…
Ailemiz, en büyük zenginliğimiz idi.
Anne-babanın hürmeti Allah’a itaatin yanı başında geliyordu
ِ
ِ
ِ
ِ
ُ
ِ
ْ‫يْس َخ ِطْال َوالِ ِد‬
‫ْف‬
‫ب‬
‫ر‬
‫ْال‬
‫ط‬
‫خ‬
‫س‬
‫ْو‬
‫د‬
‫ال‬
‫و‬
‫ىْال‬
‫ض‬
‫ر‬
ْ‫ي‬
‫ْف‬
‫رِ َضىْال َّر ِّب‬
َ
َ
َ
َ
ِّ َّ
َ
َ
“Allah’ın rızası, ana-babanın rızasında; Allah’ın
gazabı da ana-babının kızmasındadır”. (Tirmizi, Birr, 3)
Varlık sebebimiz olan bu insanları sığdıramaz olduk
evlerimize.
98
KADINLAR ÖĞRETMEN VE MÜREBBİDİR
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
İnsan dünyayı annesinin gözünden tanımaya başlar.
Hayatı, sevgiyi, tebessümü, şefkat ve merhameti, fedakarlığı,
Başkasını kendine tercih etmeyi, konuşmayı,
Yemeyi-içmeyi, giymeyi, temizliği…
Doğru sözü, ibadeti, ihlas ve samimiyeti, dürüst olmayı,
İffetli olmayı, tesettürün allah emri olarak yaşanması gerektiğini,
Allah sevgisinin acıları lezzetlendirdiğini,
Sabrın sonunun selamet olacağını,
Helal algısını anneden öğrenir bilinç altına atarak gözlemlerini…
Ve aile olmanın ne olduğunu anne öğretir kucağında emzirdiği,
beşiğinde salladığı, hastalandığında hasta olduğu, gecesini
gündüzüne katarak kol kanat gerdiği yavrusuna…
KADINLAR ÖĞRETMEN VE MÜREBBİDİR
Charles İver:
“Bir erkeği eğitirseniz,
tek bir insanı eğitmiş olursunuz.
Bir kadını eğitirseniz,
bütün bir aileyi eğitmiş olursunuz.”
Ülkemize Atalarımız ANADOLU adını vermiştir.
Zira Anadolu'yu fethedecek gençleri doğurup
yetiştirmelerine ve İslam yurduna çevirmelerine nispetle bu
isim verilmiştir.
KADINLAR ÖĞRETMEN VE MÜREBBİDİR
YASİN ÇOCUĞU
Kadının biri çocuğunu emzirirken sürekli yasin suresini
okurmuş ve helalinden yiyip çocuğunu o şekilde
emzirirmiş. Çocuk büyüyüp aklı başında dürüst, vakarlı
muttaki ahlaklı bir müslüman genç oluyor. Herkes gıpta
ediyor. Komşular anneye gelip soruyorlar: nasıl böyle bir
çocuk yetiştirdin diye sorunca yasin'le ve helal lokma ile
büyüdü der.
KADINLAR ÖĞRETMEN VE MÜREBBİDİR
Besmele çeken Kadın
Bir Kadın her söze ve işe başlarken besmele çekermiş. O kadının birde münafık bir
kocası varmış. Besmele çekmesine çok kızarmış. Hanımını Besmele ile ilgili bir işte
mahcup etmeye karar vermiş.
Bir gün hanımına, içerisinde para bulunan bir kese verir, "Bunu sakla , sonra
senden isterim" der.
Hanımı keseyi Besmeleyle bir yere koyup üzerini örter. Kocası, hanımın haberi
olmadan gidip keseyi alıp ve kuyuya atar. Sonra gelip hanımından keseyi
getirmesini ister.
Kadın keseyi koyduğu yere gidip, Besmele çeker. Allahü teala o anda Cebrail
aleyhisselâma, yer yüzüne inip keseyi kuyudan alıp yerine koymasını emreder.
Cebrail aleyhisselâm keseyi kuyudan alıp suları akar bir vaziyette yerine koyar.
Kadın keseyi almak için elini uzatınca, keseyi ıslak bir halde bulunca "Bu kese nasıl
ıslandı?" diye hayretler içinde kalır. Hiçbir şeyden habersizce kocasına götürüp
verir.
Bu durum karşısında Hayretler içinde kalan kocası da hemen tevbe edip salih bir
müslüman olur.
Bundan sonra her işe başlarken ve bir şey yaparken Besmele çekmeye başlar.
KADINLAR ÖĞRETMEN VE MÜREBBİDİR
ÖRNEK İSLAM KADINI
Amr ibni Haris'in kızı meşhur şaire Hansa çok güzel kahramanlık şiirleri söylerdi.
Müslüman olduğunda, dört oğlunu birden Kadisiye Muharebesine gönderirken
şöyle diyordu:
- "Ya islam'ın zafer bayrağını Kadisiye'de dalgalandıracaksınız, yahut da din uğruna
cihad ederken şehid olduğunuzu duyacağım"
Nitekim öyle olmuştur. Hasta yatağında yatarken dört oğlunun şehadet haberi
getirilince:
-"Yani ben şimdi şehid anası mı oldum?" diye soruyor, evet diyorlar, dört şehid
anası tekrar soruyor:
-"Zafer kimlerde?"
-Zafer müslümanlarda, şimdi Kasidiye'de İslam'ın bayrağı dalgalanıyor.
-"İslam'ın bir zaferi için dört oğlum feda olsun dayan Hansa Hatun ellerini açarak
şöyle yalvarıyor:
-"Ya Rabbi! Bana emanet ettiğin dört kahramanı gene senin dinin uğruna feda
etmiş bulunuyorum. artık beni şehid anaları defterine kayd eyle. Benim için
şehid anası olmak kâfi ikramdır. Bunu Benden esirgeme!"
Her ne zaman Hansa Hatundan söz edilse Efendimiz (S.A.V) onun için:
-"Örnek
İslâm kadını", buyururlardı.
KADINLAR İMTİHANDIR, ANNE, EŞ, KIZ, KIZ KARDEŞ…
ِ ‫﴾ْو َص‬
ْ‫﴾ْلِ ُك ِّلْامرِئ ِْمن ُهم‬٣٦﴿ْ‫اح َب ِت ٖه َْو َب ٖني ِه‬
َ ٣٥﴿ْ‫﴾ْواُ ِّم ٖه َْواَ ٖبي ِه‬
َ ٣٤﴿ْ‫َيو َمْ َي ِف ُّرْال َمر ُء ِْمنْاَ ٖخي ِه‬
ِ ‫﴾ْض‬
ْ‫﴾ْو ُو ُجو ٌهْ َيو َم ِئذ‬
َ ٣٨﴿ٌْ‫﴾ْو ُجو ٌهْ َيو َم ِئذْ ُمس ِف َرة‬
َ ٣٩﴿ٌْ‫اح َك ٌةْ ُمس َتب ِش َرة‬
ُ ٣٧﴿ْ‫َيو َم ِئذْشَ انٌْ ُيغ ٖني ِه‬
ْ﴾٤٢﴿ُْ‫﴾ْاُول ٰ ِئكَ ْ ُه ُمْال َكف ََرةُْالف ََج َرة‬٤١﴿ٌْ‫﴾ْ َتر َهق َُهاْ َق َت َرة‬٤٠﴿ٌْ‫َع َلي َهاْ َغ َب َرة‬
“Kişinin kardeşinden, annesinden, babasından,
eşinden ve çocuklarından kaçacağı gün
kulakları sağır edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte o gün
onlardan herkesin kendini meşgul edecek bir işi vardır.
O gün birtakım yüzler vardır ki pırıl pırıl parlarlar, Gülerler, sevinirler.
O gün nice yüzler de vardır ki, toz toprak içindedirler. Onları bir
siyahlık bürür. İşte onlar, kâfirlerdir, günaha dalanlardır.”
(Abese 33-42)
Tarihte kadına hak ettiği değeri her zaman İslam vermiştir
GÜNÜMÜZDE
KADIN
KADINLARIN BOZULMASINA SEBEP OLAN DURUMLAR
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
Tv. de bulunan dizi, magazin, evlilik programları
Reklamların her çeşidine konu olması
Eğitimden uzaklaşmaları
Toplumsal açıdan gereken değerin verilmemesi
Haklarının verilmeyişi
İnternetin Kontrol Edilememesi (Oyun Ve Eğlence, Saatlerce)
Başlık parası veya berdel karşılığında evlendirilmeleri
dini değerlerden daha çok aile ve aşiret değerleriyle
büyütülmeleri
9. Camilerden, kurslardan, sohbetlerden, dini bilgiden yoksun
yetiştirilmeleri
10. Toplum algısının islami değerlerin önüne geçmesi
KADINLARIMIZI İHMAL …
NASIL GERÇEKLEŞİ(YO)R?
1. İslami Bilgiden Yoksun, Dinden Uzaklaşmış Aile
2. İbadet Hayatı Neredeyse Bulunmayan
3. Ahlaki Terbiyeden Yoksunluk
4. Ailelerin İlgisizliği Ve Denetimsizliği
5. Televizyonun Bilinçsiz Kullanımı (Saatlerce)
6. İnternetin Kontrol Edilememesi (Oyun Ve Eğlence, Saatlerce)
7. Basın Yayındaki Ahlak Dışı Yayın Ve Görseller, Müstehcenlik
8. Kötü Arkadaş Çevresi Ve Zararlı Akımların Etkisi,
9. Gösteriş Ve Özenti, Moda Merakı,
10. Bilinçsiz Ve Yanlış Kimseleri Taklit
11. Kısa Yoldan Zengin Ve Ünlü Olma Hayali
12. Zararlı Alışkanlıklar (Alkol, Sigara, Uyuşturucu Vb.)
13. Kumar Ve Şans Oyunları (İddia, Toto, Loto, Piyango Vs.)
14. Boş Zamanı Heva Ve Heves Peşinde Geçirmek
15. Okuma Alışkanlığından Yoksunluk
GÜNÜMÜZDE KADINA VERİLEN DEĞER
 Kimsesiz ve bakım evlerinde kalan kadınlar
 Hapishanelerde bulunan kadınlar (beş bin
civarı-2010 444 annenin yanında 479 çocuk
barındırılmaktadır.)
 Şiddet gören kadınlar
(Emniyet Genel Müdürlüğü’nün resmi kayıtlarına göre, Şubat 2010-Ağustos 2011
arasındaki 19 ayda 78 bin 488 aile içi şiddet vakası yaşanmıştır. )
 Aile yapısı bozulan kadınlar
 Boşanmış kadınların durumları
 Taciz (TUİK verilerine göre 2005–2010
yılları arasında, 100 binin üzerinde kadın cinsel saldırı
sonucunda mağdur olmuştur.)
 Öldürülen kadınların (2011- 3358)(İzmir
Ekonomi Üniversitesi'nden Sevda Alankuş’un verdiği
rakamlara göre, 2002-2012 yılları arasında 4,675 kadın erkek şiddeti sonucu hayatını kaybetti. Basına
yansıyan haberlerde erkekler 2012 yılında 171 kadın,12 çocuk,2 bebek,5 trans birey,13 erkek öldürmüştür.)
 Okutulmayan kadınlar (Okuryazarlık oranı kadınlarda %92,2 iken erkeklerde %.98,3’tür. )
 Kürtraj yapan kadınlar (Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Türkiye genelinde gerçekleşen kürtaj olarak da
adlandırılan rahim tahliyesi sayısının 2009'da 60 bin 140, 2010'da 58 bin 186, 2011'de 69 bin 364 olduğunu
açıkladı. Dünyada yılda 42 milyon kürtaj yapılırken, )
 İş hayatında ezilen kadınlar (2012 yılında işgücüne katılım oranı kadınlarda %29,5 iken erkeklerde %71’dir.)
 Ticaret meta’ olarak görülen kadınlar
Tarihte kadına hak ettiği değeri her zaman İslam vermiştir
KADINA
KARŞI ŞİDDET
BİZ BU “MÜJDE”YE NASIL DAVRANIYORUZ
“KRİSTALLERİ İNCİTME”
2011 yılında kadına ve çocuğa karşı
öldürme töre namus adına
1.136 cinayet işlendi
2011 yılında kadına karşı kasten
yaralama 207.253
2011 yılında kadına karşı cinsel
saldırı 3.327
ْ‫فْ َبي َنْقُلُوبِ ِهم‬
َ َّ‫َواَل‬
Aramıza sevgiyi sen koymuştun, (Enfâl 63) Rabbim.
KADIN İNSANLIK İÇİN MÜJDEDİR
Kız doğduğunda babasına cennet kapısı açılır;
Evlendiğinde kacasının imanının yarısı tamamlanır;
Anne olduğunda cennet ayaklarına serilir…
Sevgiyi de tükettik, rahmeti de.
Şiddeti iletişim dili hâline getirince ne huzur kaldı, ne
onur, hanelerimizde.
Yılanı bile deliğinden çıkaracak kadar etkili olan tatlı dilimizi
eleştiri, hakaret, küçümseme ve daha nice yanlışlarda kullanarak
kırdık birbirimizi.
Kur’an-ı Kerim’de kadının biyolojik yapısının erkeğe benzemediği
ifade edilerek erkeğe kadını gözetme görevi verilmiştir.
ِ ‫اَل ِّر َجا ُلْ َق َّوا ُمونَْ َع َلىْال ِّن َسا ِءْبِ َماْفَ َّض َلْاللّٰ ُهْ َبع َض ُهمْ َعلٰىْ َبعض َْوبِ َماْاَن َفق‬
ْ‫ُواْمنْاَم َوالِ ِهم‬
ْ‫اْح ِف َظْاللّٰ ُه َْوالّٰ ٖتىْ َت َخافُونَْن ُُشو َز ُه َّنْ َف ِع ُظو ُه َّن‬
ٌ ‫ْح ِاف َظ‬
ٌ ‫اتْ َقانِ َت‬
ُ ‫الصالِ َح‬
َّ ‫َف‬
َ ‫اتْلِل َغي ِبْبِ َم‬
َ ‫ات‬
ِ ‫َواه ُج ُرو ُه َّن ِْفىْال َم َض‬
َْ‫ْس ٖبيلًاْاِنَّْاللّٰ َهْكَان‬
َ ‫اج ِع َْواض ِر ُبو ُه َّنْ َف ِانْاَ َطع َن ُكمْ َفلَاْ َتب ُغواْ َع َلي ِه َّن‬
ْ‫َع ِل ًّياْك َٖب ًيرا‬
“Allah'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması
sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler
kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. Onun için sâliha kadınlar
itaatkârdır. Allah'ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse
görmese de namuslarını) koruyucudurlar. Baş kaldırmasından endişe
ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola
gelmezlerse) dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol
aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür.” (NİSA 34)
Kur’an-ı Kerim’de kadının biyolojik yapısının erkeğe benzemediği ifade edilerek
erkeğe kadını gözetme görevi verilmiştir.
Erkeklere, koruyup kollama görevinin verilmiş olması iki cins
arasında bir eşitsizlik gözetilmiş olmasından değil; erkeklerin güç,
kuvvet ve fizikî oluşum bakımından farklı bir yapıya sahip
bulunmalarındandır.
Bu durum kadını erkekten aşağı bir konuma düşürmez. Buna
karşılık erkeklere, ailenin geçimini ve yönetimini sağlamak gibi
ağır bir sorumluluk yükler.
Ayette geçen şekliyle baş kaldırmasından, edepsizlik ve hayasızlık
yapmalarından hareketle onlara vaaz etmemiz, öğüt vermemizin,
bu olmazsa yatakları ayırmanın yada dövmenin bir ölçü ve sınırı
vardır.
İnsanın en kolayına geleni dayak olduğu için ayeti anlamayan
bazıları hemen dayağın Allah’ın emri olduğuna sarılıp kadınları
istedikleri gibi tedip edebileceklerini sanıyorlar.
Kadınlarını dövenleriniz iyileriniz değildir
Ayetin baş tarafındaki ifadeler, böyle bir eylemin ancak ‘nâşize’ olan
kadınlarla ilgili olduğunu göstermektedir. Nâşize kelimesinin kendisinden
türediği ‘Nüşûz’ kelimesi, kadının iffet noktasında ayağının kayma
aşamasına gelmesi ve kocasına karşı düşmanca tavırlara girip başkasına
göz koyması’ anlamına gelmektedir. Yani ortada iffet probleminin
bulunduğu bir durum vardır.
Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle Mü’minler için en güzel örnek Hz.
Muhammed Aleyhisselamdır. Bu âyet-i kerimeyi en iyi anlayan da
şüphesiz ki odur. Kesin olarak biliyoruz ki o ömründe bir defa olsun elini
kaldırıp bir kadına vurmamıştır.
“Kadınlarını dövenleriniz iyileriniz değildir” buyuran da odur,
“İçinizden
biri, karısını köle döver gibi dövüp sonra da
gece onunla yatabilir mi?” diyerek karı koca ilişkilerinin sevgiye
dayanması gerektiğine dikkat çeken de odur.
Kadın dövme hakkını kimse kendinde görmemelidir
Yeri gelmişken kadına vurma hususunda islam’ın getirdiği bir takım kriterler vardır. Bu işin
göstermelik olduğunu bu kriterlerden bizler anlıyoruz. Fırsat ele geçti deyip kum torbası
yerine koymak, yüzünü gözünü dağıtmak, vücudunun her hangi bir yerini
morartmak gibi bir durum söz konusu değildir.
Yüzüne vuramazsın, sırtına vuramazsın, önemli ve hayati öneme
sahip organlarına vuramazsın, üç taneden fazla vuramazsın,
sopayla veya başka bir cisimle vuramazsın, ancak kaba yerlerine
vurabilirsin ve buda intikam alırcasına değil.
Günümüzde durum böylemi; her gün gazetelerde, televizyonlarda internet
ortamında kaşı gözü patlamış, suratı dağılmış,
yürüyemeyecek hale getirilmiş insanları görmekteyiz.
sopayla
dövülmüş,
İslam hiçbir erkeğe bu hakkı vermemiştir.
Oysa kadınlara önce öğüt vermekten vaaz etmekten bahsedilmektedir. Ama
adamın herhangi bir bilgisi yok. Ne öğüt versin ne biliyor ki ne anlatsın. İyisi mi
kızdın mı vur gitsin. Sonra da bunu kıt akılla Allaha mal edelim ve İslamı küçük
düşürelim.
Önce gelişelim, bilinçlenelim, aile olmaya, birbirimizin haklarının nerede başlayıp nerede
bittiğini öğrenelim. Ondan sonra bakalım durum hala böylemi olacak.
İslam Dini, kadınların ruh yapısının da farklı yaratıldığına işaret ederek onlara
karşı hassas davranmamız istenmektedir.
Bir hadislerinde Hz. Peygamber (s.a.s.) Efendimiz şöyle
buyurmaktadır. “Kadınlara iyi davranmanızı tavsiye ediyorum;
vasiyyetimi tutunuz. Zira kadın kısmı kaburga kemiği gibidir. Onu
doğrultmaya kalkarsan kırarsın. Eğer ondan faydalanmak istersen
bu hâliyle de faydalanabilirsin.”
Sevgili Peygamberimiz bu hadisleriyle kadınlarla nasıl geçinmemiz
gerektiğini anlatmıştır. Dayakla veya ona hakaret etmekle kadını
kişinin kendi istediği şekle sokamayacağının mümkün olmadığı
belirtmiştir.
Ayrıca hiddet ve şiddet yerine, ülfet ve şefkat yolunu tutmayı
tavsiye etmiştir. Kadına ancak bu yolla yaklaşmanın ve ona tesir
etmenin mümkün olabileceğini ifade etmiştir.
Günümüzde kadın haklarına yönelik gerçekleştirilen hak ihlallerinin
ve kadına yönelik şiddetin sebebi asla İslam Dini değildir.
KADINLAR FARKLIDIR
Biyolojik Açıdan,
Biyolojik olarak erkeklerden farklı idrak ve sezgi kapasitesine sahip
olan kadınlarda, konuşma eğilimi doğal olarak daha baskındır. Yine
bu özelliğe bağlı olarak, kadınlarda daha gelişmiş bir işbirliği ve
sosyalleşme eğilimi görülür.
Psikolojik Açıdan,
Psikolojik özellikleri itibariyle, oldukça duygusal bir yapıya sahip olan
kadınların iletişimde de farklı ihtiyaç ve beklentileri bulunmaktadır.
Kadınların temel psikolojik ihtiyacı paylaşmak, şefkat, anlayış ve
yakınlık hissetmek, haklı görülmek ve güvence aramaktır.
Sosyolojik Açıdan,
Sahip oldukları farklılıklar nedeniyle, zaman zaman dışlanan ya da
aşağılanan kadınlar, durumlarının iyileştirilmesi adına yapılan tüm
çalışmalara rağmen, henüz hak ettikleri toplumsal hak ve statüye
erişememiştir.
Tarihte kadına hak ettiği değeri her zaman İslam vermiştir
EĞİTİMDE
KADIN
KADINLARIN EĞİTİM HAKKINA DİKKAT EDİLMELİDİR
İslam'da ilim öğrenmek ve öğretmek konusuna büyük önem verilmiştir. Eğitim
görme meselesi, denilebilir ki, bir haktan çok bir vazife, bir sorumluluk
durumundadır. Allah Resulü sahabesini hep ilme teşvik etmiştir.
• Asr-ı Saadet kadınları içerisinde Hz. Aişe'nin ilmî sahada çok ayrı bir yeri
vardır. Zira, Hz. Ayşe validemiz son derece zeki, bilgili ve dirâyetli bir kadındı.
• Peygamberimizin amcası Hz. Abbas'ın hanımı olan Ümmü-l Fadl da devrinin
ilim sahibi kadınlarındandı. Hz. Abbas'ın Müslüman oluşunda, zeki ve bilgili
bir kadın olan Ümmü-l Fadl'ın büyük etkisi olmuştur.
• Resul-i Ekrem kadınların okuma yazma öğrenmelerini ister ve buna teşvik
buyururlardı. Okuma yazma bilen zeki ve tecrübeli bir kadın olan Şifa
Hatun'dan, kendi eşi Hafsa'ya yazı yazmayı öğretmesini istemiştir.
• Rabiatü'l Adeviyye Hazretleri de, tasavvuf ilminde çığır açmış büyük
mutasavvıf kadınlardan biri idi. Hicri II. asırda tasavvuf onunla birlikte yeni
bir yoruma kavuştu, Basra'dan Bağdat'a yayıldı.
• Hz. Ümmü Seleme validemiz Hasan-ı Basrinin en önemli hocasıdır.
• HZ. Peygamber kadınlara bir gün ayırmış ve onlarla özel sohbetlerde
bulunmuş, özel hallerine cevaplar vermiştir.
• Hicri 5. asrın bilgin hanımlarından ŞEHDE, Bağdat Camii'nde devrin en
büyük edip ve bilginlerine tarih ve edebiyat konferansları vermiştir.
KADINLARIN EĞİTİM HAKKINA DİKKAT EDİLMELİDİR
Oku!’ emri ve birçok emir ve hitapları cinsiyet ayrımı gözetmeksizin
kadın-erkek herkese hitap etmektedir.
“İlim
talep etmek her Müslümana farzdır.”
(İbn Mace, Mukaddime, 17).
Ancak daha sonraki kültür ve geleneklerde, dinin kaynaklarını
yanlış yorumlamadan kaynaklanan ve neticede kadına dair
asırlardır insanların zihninde yer eden olan bazı olumsuz algılar
ortaya çıkmıştır.
AHLAKLI VE TERBİYELİ GENÇ…
َ
ِ
ِ
ِ
َ
ْ‫ْح َسن‬
‫ب‬
‫د‬
‫ْأ‬
‫ن‬
‫ْم‬
‫ل‬
‫ض‬
‫ف‬
‫ْأ‬
‫ل‬
‫َح‬
‫ن‬
ْ
‫ن‬
‫ًاْم‬
‫د‬
‫ل‬
‫ٌْو‬
‫د‬
َ
َ
َ
َ
َ ‫َماْن ََح َل َْوال‬
“Hiçbir baba,
çocuğuna,
güzel terbiyeden daha üstün
bir hediye veremez.”
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Kadınlarına
Yönelik Hizmetleri
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Din eğitimi faaliyetlerinin, kadınların hepsine ulaştırılması noktasında birtakım eksiklikler söz
konusudur.
Camilerde kadınların lavabo ihtiyacını karşılayacak ve ibadet edebilmelerine imkan sağlayan
mekanlar açmak için çalışıyor.
Kuran kursları her geçen gün artıyor. Hizmet veren 20.572 kursumuz ve artan öğrenci sayısıyla
illerimizin Kur’an kursu hizmeti oldukça ilerlemiştir.
Öğretici sayısı kadrolu sözleşmeli 21.418, Geçici Öğretici: 7.097, Toplam: 28.515 olmuştur.
9 Müftü yardımcısı ve 450 vaiz ile 20 binin üzerinde bayan öğreticimizle hizmetlerini
yürütmektedir.
İl ve büyük ilçelerde Aile İrşad ve Rehberlik Büroları kurulmuş
Kadınların fetvalarına cevap verecek bayan personeller görevlendirilmiş
Haftanın belirli günlerinde vaaz yapmak suretiyle halka ulaşılmaya çalışılmış
Ceza evlerinde kurslar açılmış ve vaizler görevlendirilmiş,
Evlilik öncesi eğitimler verilerek sağlam aile yuvası kurulması hedeflenmiş
Önemli gün ve gecelerde bayanlara yönelik ayrı programlar düzenlenmiş
Konferanslar tertip edilmiş
Camiler ve din görevlileri haftasının konusu Kadın olarak belirlenmiş
Sağlık Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Aile ve Araştırmalar
Genel Müdürlüğü (ASAGEM), Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü (KSGM) ve Sosyal Hizmetler
ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) gibi kamu kurum ve kuruluşlar ile işbirliği içerisinde
görev alanı ile ilgili ortak çalışmalar
Hac ve umre hizmetlerinde irşat faaliyetlerinde kadın görevlilere yer verilmeye başlandı.
İslam’da kadın, toplumun en önemli unsurlarındandır.
Asıl olan, kadının yeni nesillere eğitimci olması ve kahramanlar yetiştirmesidir.
Bununla birlikte, hayırlı işe büyük değer veren İslam’ın öğretileri; kadının
ahlakına zarar vermeyecek; şeref ve namusunu, hayâ ve iffetini
koruyacak; dinini, bedenini, ırzını ve kalbini muhafaza edecek bir
ortamda çalışmasını yasaklamamaktadır. Bu da, kadının yaratılışına,
rolüne ve yeteneklerine, eğilimlerine ve gücüne göre bir işte çalışmasıyla olur.
İslam, Kadının işinde vakûr ve fitnelerden uzak olmasını,
erkeklerle bir arada bulunmamasını ve açılıp saçılmamasını şart
koşmaktadır.
Ancak günümüz dünyası çalışma hayatı kadını aileden kaparmış ve ailenin daha
fazla ekonomik güç elde edeceğim gayretinin arkasında aslî unsurlarını
yitirmesine sebep olmuştur. Kadın evine yabancılaşmaya, çoluk çocuğundan
uzaklaşmaya başlamış, sorumluluklarını yerine getirme hususunda zaaflar baş
göstermiş, aile çatırdamaları, ahlak zafiyetleri toplumu sarmaya başlamıştır.
Batılı bir yazar şöyle demiştir: “İslam toplumunu yıkmak istersen kadını değiştir
ve dinden ve aile yuvasından uzaklaştır”
Konumuzu Bitirirken Erzincan İl Vaizimiz Sayın Ahmet ÜNAL Beyin Vaazının
Sonunu Özetle Sizlerle Paylaşmak İstiyorum
 Yüce Rabbimiz katında kadın ve erkek kulluk yönünden aynı konumdadır
 İslam Dini kadınlar için annelik vasfı yüklemek suretiyle onlara itibar vermiş Cenneti
annelerin ayaklarının altına yani onların razı olmalarına bırakılmıştır.
 Kadının yaratılış özelliği ön planda tutulmuş, erkeğin toplumdaki sorumlulukları da
ifade edilmiş ve her iki grubunda faydasına olmak üzere ailenin geçimi erkeğe
yüklenmiştir.
 Kadınların biyolojik yapıları sebebiyle aybaşı (adet) olduğu günlerde namaz
mükellefiyeti kendilerinden kaldırılmış, tutamadıkları oruçlarını bir başka zamanda
sıhhatlerine kavuştukları zamanda kaza etme hükmü getirilmiştir. Bu durumda yine
kadına yapılan bir haksızlık değil, onun biyolojik yapısı da İslam dininde göz ardı
edilmediğinin ve kendisine verilen kıymetin en büyük işaretidir.
 İnsanların erkek ve dişi olarak yaratıldığı ifade edilmiş, üstünlüğün yaratılış
özelliklerinde değil, sonradan kazanılan takva da yani Allah’a saygı, Allah’ın emirlerine
riayet yasaklarından kaçınmada olduğu belirtilmiş.
 Günümüz toplumlarında kadınlara reva görülen, onların iffetlerini ayaklar altına alan
fuhşa sürüklenmek, cinsel istismar aracı olarak kullanmak, kadının çıplaklığıyla reklam
unsuru olması haram kabul edilmiştir.
 Irz ve Namus hakkı en temel haklardan sayılmış, korunması ve gözetilmesi için gerekli
prensipler getirilmiştir.
Kadınların Bazı Haklarından Örnekler
Mülk Edinme Hakkı
İslam'da kadın, dilediği şekilde mülk edinip, mülkünde istediği gibi tasarruf eder.
Hz. Hatice, Mekke'nin en zengin hanımlarından biriydi.
Yönetime Katılma Hakkı
Kadınlar Rıdvan Biatı'na katılmışlar ve Mekke'nin fethinden sonra da Allah'ın
Resulü'ne tek tek biat etmişlerdir.
Çalışma Hakkı
İslam'da kadınların çalışabileceklerini öngörmüştür. Resulullah'a biat eden, ilk
muhacirlerden Şifa Hatun'a Hz. Ömer, çarşı ve pazarları kontrol vazifesi yani
günümüzdeki zabıta görevini vermiştir.
Bağımsız Mahkemelerde Hak ve Hukuku Savunma Hakkı
Kadınlar çok çeşitli meselelerini ve problemlerini bizzat Allah'ın Resulü'ne
iletiyorlar ve hatta O'nun huzurunda eşlerinden bile şikayetçi olabiliyorlardı. Bu
durum Dört Halife Devrinde de aynen devam etmişti.
Hz. Ömer, Halifeliği zamanında minbere çıkmış ve mehr ile ilgili konuşurken
Kureyş'ten bir kadın ayağa kalkarak kendi hakkını müdafaa etmiştir.
Kadınların Bazı Haklarından Örnekler
Seyahat Etme Hürriyeti
İslam'da, bir kadının en önemli vasfı namusu ve hayasıdır. Nasıl bir kadının
namus ve şerefine bir zarar gelmeden çalışmasında bir mahzur yoksa, seyahat
etmesinde de can ve namus emniyeti her türlü tecavüzlerden korunduğu
takdirde bir mahzur yoktur.
Evlenme ve Yuva Kurma Hakkı
Kadın da evlenirken bağımsız tercihini kullanır ve kimse kadını istemediği bir
istikamete zorlayamaz. Bu bakımdan nikah akdi yerine getirilirken kadın "aldım,
kabul ettim" gibi hüküm beyan eden cümlelerle kararını bildirir.
Mehir, Nafaka ve Miras Hakkı
Kocası, kadını evlilikleri süresince geçindirmeye mecburdur. Boşanma halinde ise
kadına nafaka vermekle mükelleftir.
Kadınların Bazı Haklarından Örnekler
Kadınlarla ilgili olarak Kur'an'a yöneltilen başlıca
tenkitleri şu başlıklar altında toplamak
mümkündür:
1. Erkeklerin kadınlar üzerinde hakim olması.
2. İki kadının şahitliğinin bir erkeğin şahitliğine
denk olması.
3. Mirasta erkeğe kadının iki misli hisse
verilmesi.
4. Boşama hakkının erkeğe verilmesi.
Bu Vaaz İdris YAVUZYİĞİT Tarafından;
“İslam'ın Kadınlara Verdiği Değer” Ahmet ÜNAL, “İslam'da Kadın Hakları” M. Ş.
K., “İslam’da Kadın Ve Kadın Hakları” Ercan ESER, “Kadına En Büyük Değeri İslam
Vermiştir”, “Çeşitli Yönleriyle Kadın” Abdullah BÜYÜK, “Aile İlmihali” Hamdi Döndüren,
“Etterğib Vet Terhib, Hadislerle İslam” İmam Münziri, Hasenat 4 Kuran Araştırma
Proğramı Gibi Eeser, Makale Ve Vaaz Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle
Hazırlanmıştır.
Eser Sahiplerine Teşekkür Etmeyi Bir Borç Biliyor Sevgi Saygı Ve Selamlarımı
Sunuyorum.
Kadın Ve Islamın Kadına Verdigi Önem
1. Allahın yaratmış olduğu insanlara vermiş olduğu değer nasıldır?
2. Toplumumuzda bazen kadın-erkek ayrımının olduğu görülmektedir.
İslam’ın, üstünlük için belirlediği kriterler var mıdır?
3. Tarihi süreç içerisinde Adem ve havva’nın yaratılışından İslam’ın
gelişine kadar olan dönemde nasıl muamelelere tabi tutulmuştur? Bu
bağlamda cahiliye döneminde kadın algısı nasıldı?
4. İslam’ın kadına verdiği değer nasıl olmuştur?
5. İslam döneminde ki kadını nasıl anlamak gerekir? İlk inananlar içinde
kimler bulunuyordu? Sosyal Hayatta var mıydılar? İslam’ın ilk
dönemlerinde nasıl hareket etmişler? Ne gibi faaliyetlerde
bulunmuşlar? Tebliğ faaliyetlerinde bulunmuşlar mı?
6. Kur’an kadın ve erkek arasında her hangi bir ayrıma yer vermemiştir.
Ayetler bağlamında konuyu ele alırsan neler söyleyebiliriz?
7. Kur’an’ın kadına verdiği değer elbette ki çok büyüktür. Bu değerlen
nasıl anlaşılmalıdır?
8. Kur’an’da örnek gösterilen kadınlar var mıdır?
9. Efendimizin aile hayatıyla ilgili pek çok bilgi elde mevcuttur. Efendimizden
kadınlarla ilgili birçok hadis bizlere intikal etmiştir. Hz. Hatice, Hz. Aişe, Hz.
Fatıma gibi en yakınında bulunanlar olmuş. Bu hadisler ışığında
peygamberin değer verdiği kadın tipi nasıldır? Kız çocuklarının
yetiştirilmesiyle ilgili neler söylenebilir?
10.Aile hayatında kadın nedir? Kadının fonksiyonlarını nasıl sıralayabiliriz?
Kadının en önemli özellikleri nelerdir dersek ne söyleyebiliriz?
11.Eş dediğimizde ne anlamak gerekir?
12.Anne dediğimiz kadını nasıl anlamak veya tanımlamak gerekir? Öğretmen
ve mürebbi olan anneye ailede ne gibi sorumluluklar düşüyor?
13.Günümüzde kadınları ihmal etme sebeplerimiz nelerdir? Kadınların
durumu nasıldır?
14.Kadına karşı şiddet her geçen gün artmakta ve devlet, sivil toplum kuruluşları
bu konunun önüne geçebilmek için çalışmalar yapmaktadır. Bunun önüne
geçmek mümkün müdür?
15.Diyanet işleri başkanlığının bu konuda, kadınlara yönelik ne gibi faaliyetleri
bulunmaktadır?