bizimşifa dergisi - KadıköyŞifa Sağlık Grubu
Transkript
bizimşifa dergisi - KadıköyŞifa Sağlık Grubu
sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:32 Page 3 içindekiler 04 06 BASINDA KADIKÖYŞİFA 12 ŞİFA DOSTLARI Ünlü komedyen Yavuz Seçkin Baba oldu 14 KARDİYOLOJİ Koronoer anjiografi nedir? 18 FİZİK TEDAVİ REHABİLİTASYON Omurga Robotu: Centaur 20 PLASTİK VE REKONSTRÜKTİF CERRAHİ Takip edilmeyen benler hayati tehlike oluşturur. ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI 1-2 Yaş grubu çocuğunun beslenmesi... 08 NÖROŞİRURJİ Yürüme güçlüğü, idrar kaçırma ve demans... 16 INSTABEBEK FOTOĞRAF YARIŞMASI Çek - Paylaş - Kazan 22 KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM Doğum kontrol halkası 10 KALİTELİ YAŞAM POLİKLİNİĞİ Güneş lekelerinden kurtulmanın yolları 17 ÇOCUK POLİKLİNİĞİ Ağlamayan Çocuk Polikliniği 24 ŞİFA KULÜP Kültür Sanat Etkinliği S i z den Gelenler 26 28 ŞİFA KULÜP Kültür Sanat Etkinliği Kurucumuz DR. AHMET EMİNOĞLU Yönetim Kurulu Başkanı BUKET PİLAVCI KÜLTÜR SANAT Kitap, gösteri, konserler... Bülteni Hazırlayanlar AYŞEN ÖZKUL ŞENAY EKİZOĞLU GÖKÇE BABAYİĞİT FARUK GÜR 29 BİZDEN HABERLER Kariyer Günleri İletişim Bilgileri Işıklar Cad. No: 31 Ataşehir, İstanbul 444 2 574 www.kadikoysifa.com [email protected] 30 SİZDEN GELENLER Baskı Form-Ar Matbaacılık ve Ambalaj San. Tel: 0212 512 16 31 sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:32 Page 4 Dr. Ahmet Eminoğlu fotoğraflarını ve vefatının ardından, sevenleri tarafından anı defterine yazılan yazıları dergimizle birlikte sunduğumuz özel ekte bulabilirsiniz. sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:32 Page 5 Basında KadıköyŞifa 23.06.2012 26.06.2012 3 sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:32 Page 6 13.06.2012 GÜNEŞ 03.07.2012 04.07.2012 4 sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:32 Page 7 şifa dostları ÜNLÜ KOMEDYEN YAVUZ SEÇKİN BABA OLDU Olağanüstü taklit yeteneği sayesinde dinleyicilerin ve seyircilerin gönlünde taht kuran Yavuz Seçkin üçüncü kez baba oldu. Klas FM'de yayın hayatına başlayan, “Yavuz'un Minibüsü” isimli radyo programı ile tanınan Yavuz Seçkin özellikle taklit yeteneği sayesinde kısa zamanda ilgi çekmeyi başardı. Daha sonra aynı programda telefon şakaları yapmaya başlayan Yavuz Seçkin her geçen gün ününe ün katmaya devam etti. Televizyon dünyasına 2004 yılında Avrupa Yakası ile adım adan Yavuz Seçkin burada da Sertaç karakteri ile başarılı bir performans sergiledi. Daha sonra pek çok televizyon programı yapan sanatçı şu sıralarda PAL FM'de devam ettiği radyo programının yanı sıra ilk filmini de çekiyor. Sanal alemde tıklanma rekorları kıran 'Oğlum bak git' isimli videodan yola çıkarak film çekmeye karar veren Yavuz Seçkin, şu sıralarda filmin çekimlerine tam hız devam ediyor. Video ile aynı ismi taşıyan filmde Yavuz Seçkin'e Arzu Yanardağ, Sibel Gökçe ve Çetin Altay gibi sanatçılar eşlik ediyor. Yavuz Seçkin'in iş hayatında olduğu gibi özel hayatında da mutlu gelişmeler yaşanıyor. Ünlü komedyen eşi Dicle Seçkin ile kızları Asya'yı kucaklarına almanın heyecanını yaşıyor. KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi'nde 20 Ağustos günü, saat 08.02'de dünyaya gelen Asya bebek, 50 cm boyunda ve 3.100 gr ağırlığında. Son derece sağlıklı olan anne ve bebek iki gün hastanede kaldıktan sonra taburcu edildi. 5 sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:32 Page 8 Yavuz Seçkin bu yoğun temposu arasında bizleri kırmadı ve ropörtaj talebimizi kabul etti. Kendisine çok teşekkür ediyor ve kızları ile birlikte sağlıklı ve mutlu bir ömür diliyoruz. 3-Kaliteli yaşam sizce nedir? Y.S: Öncelikle, sağlıklı yaşamak ve hayattan olumlu şeyleri toplamak gerektiğini düşünüyorum. Olumsuzlukları ve mutsuzlukları uzaklaştırmak, her şeyden olumlu paylar çıkarmak gerektiğine inanıyorum. 4-Tecrübeli bir baba olarak çocuklarınız için şunu yapmasını asla istemem dediğiniz bir şey var mı? 1-Yavuz Bey, bugüne kadar sizi hep güler yüzünüz ile Y.S: Hayır, ben herkesin kendi özgür kararlarını vermesini gördük, güldürmek zor, sizin gibi enerjisi yüksek sürekli desteklerim. Kötü alışkanlıklar olmadığı sürece hayırlı ve gülümseyen pozitif bir insan olmak daha zor. dürüst insanlar olmalarını dilerim her zaman. Nasıl başarıyorsunuz, sağlıklı yaşam, duygusal zenginlik, mutlu bir ilişki, hepsi....? 5-Doğuma girdiniz mi? Neden? Y.S: Öncelikle teşekkürler, tabii işimi sevmemin büyük Y.S: Doğuma girmeyi çok istedim fakat çok heyecanlıydım, katkısı var ve eşimin varlığı ve desteği de duygusal doktor da yüzümü bembeyaz görünce beni doğuma zenginliğimi arttırıyor,sağlıklı yaşamaya çalışıyorum almadı.:) Doğum sonrası eşimi ve bebeğimi görmek elbette, fırsat buldukça düzenli spor yapıyorum..Bunların gerçekten de çok heyecan vericiydi..Hayatımın en hepsinin benim işime olumlu katkıları olduğunu unutulmaz anı oldu. düşünüyorum. 2-Bir çok ünlü tipleme ile seyrettik sizi, bunların içinden alınan, darılan oluyor mu? Y.S: Ben, tüm tiplemelerimi insanları kırmadan, saygı çerçevesi içerisinde,onları kırıp incitmeden, aksine onları onore ederek yapıyorum. O yüzden olumsuz tepkilerle pek karşılaşmıyorum. 6 ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:32 Page 9 DOĞUM SONRASI ANNELERE NEDEN BOĞMACA AŞISI UYGULANMALI? Dünyada her yıl 50 milyon kişi boğmacaya yakalanırken bunlardan 300 bini hayatını kaydediyor. Çok bulaşıcı bir hastalık olan boğmaca, yetişkinler ama özellikle bebekler için ciddi bir hastalıktır. KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi Yenidoğan Uzmanı Prof. Dr. İlknur Kılıç, boğmaca hakkında en önemli soruları yanıtlayıp, annelere neden boğmaca aşısı uygulandığını açıkladı. açabilir. Boğmaca soğuk algınlığına benzer belirtilerle başlar, daha sonra boğulurcasına, yoğun ve hızlı öksürük nöbetleri görülür. Bu hastalığa yakalanan bebeklerle küçük çocuklar nöbetler sırasında morarıp kusabilir, hatta boğularak yaşamlarını kaybedebilir. Boğmacanın hafif seyrettiği yetişkinlerde diğer solunum yolu enfeksiyonlarına benzer dirençli öksürük gelişir. Yapılan araştırmalarda 2 haftadan uzun süren öksürüklerin yüzde 20'sinin boğmacadan kaynaklandığı tespit edilmiştir. Boğmaca nedir? "Bordatella pertussis" adındaki bakterinin yol açtığı, hava yolu ile bulaşan, çok bulaşıcı bir hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada her yıl 50 milyon boğmaca vakası görülmekte, bunlardan 300 bini hayatını kaybetmektedir. Boğmaca her yaşta görülebilen ancak bebeklerde öldürücü olabilen bir hastalıktır. Özellikle bebekler açısından çok ciddi bir hastalık olan boğmaca akciğer problemi başta olmak üzere, birçok kalıcı sağlık sorununa yol Boğmaca nasıl bulaşır? Boğmaca bebeklere yüzde 75 oranında yakın çevresinden bulaşmaktadır. Bulaşma; %40 anne, %15 baba, %20 4 - 19 yaş arası kardeşlerden olmaktadır. Doğurganlık çağındaki kadınların yarısında, ilk doz boğmaca aşısı yapılana kadar bebeği koruyacak antikor titresinin olmadığı gösterilmiştir. Boğmaca aşısı etkisini kaybeder mi? Boğmacaya karşı bağışıklık aşıdan sonra ortalama 10 yıl sonra azal7 Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Prof. Dr. İlknur Kılıç maktadır. Bu nedenle erişkinler boğmacaya yakalanıp yenidoğan bebeklere enfeksiyon bulaştırabilirler. Yenidoğanlarda ilk boğmaca aşısı 2. ayın sonunda yapıldığı için mikrobu bundan önce alan bebek riskle karşı karşıya kalmaktadır. Koza stratejisi nedir? “Bebekleri korumak için bebekle teması olan anne – baba - kardeş, bakıcı ve sağlık çalışanlarının aşılanmasını öngören yaklaşım” dır. Mevcut veriler, Tdap aşısının (Boğmaca aşısı) her populasyonda (gebeler dahil) güvenli olduğunu göstermektedir. Hastanemizde doğum sonrası bebekleri boğmaca enfeksiyonundan korumak için koza stratejisi uygulanmakta, bebek doğduktan sonra anneler boğmacaya karşı aşılanmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada her yıl 50 milyon boğmaca vakası görülmekte, bunlardan 300 bini hayatını kaybetmektedir. sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:33 Page 10 NÖROŞIRÜRjI YüRüME GüçLüĞü, İDRAR kAçIRMA vE DEMANS ŞİkAYEtİNİz NORMAL BASINçLI HİDROSEfALİ OLABİLİR! Nöroşirurji Op. Dr. Abdülkadir Şükrü Birler Normal Basınçlı Hidrosefali ileri yaşta ve özellikle yardıma muhtaç hastalarda hem hastayı, hem bakım veren aile bireylerini zorlayan, hastanın yaşam kalitesini bozan bir hastalık. Gelişen tedavi yöntemleri sayesinde Normal Basınçlı Hidrosefali kolayca tedavi edilebiliyor. KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi Beyin Omurilik ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Abdülkadir Şükrü Birler, Normal Basınçlı Hidrosefali ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi veriyor. Normal Basınçlı Hidrosefali nedir? İleri yaşlarda, özellikle altmışlı yaşlardan sonra görülür. Hastanın adımları gün geçtikçe küçülür, dengesi bozulur ve sık sık düşmeye başlar. Giderek artan unutkanlığına idrar kaçırma eşlik eder. Tüm bu belirtiler Normal Basınçlı Hidrosefali hastalığına ait olabilir. Yaşlılıkta unutkanlığa veya yürüme bozukluğuna neden olan Parkinson, Alzheimer gibi hastalıkların yanı sıra Normal Basınçlı Hidrosefali sık görülen bir durumdur. Yardımla yaşamını sürdüren ileri yaşlılarda yapılan bir araştırmada görülme sıklığı %9 - 14 arasında bulunmuştur. Bu üç belirtinin bir arada bulunması hastalığın tanısını güçlendirir. tabakası tarafından emilmesi sağlanır. Ameliyat sonrası hastalar genellikle bir gün hastanede kalır. Normal Basınçlı Hidrosefali nasıl gelişir? Beynimizin içinde “karıncık” adı verilen içi sıvı dolu boşluklar vardır. Bu boşlukların içinde her gün yaklaşık yarım litre, kayasuyu berraklığında beyin omurilik sıvısı yapılır ve bu sıvı beynin yüzeyine çıkıp beyin tarafından emilir. Beynimiz bu işlemi her gün tekrarlar. İleri yaşlarda beyin omurilik sıvısının emilimi bozulur ve beyin içindeki karıncıklar büyürken beyin küçülmeye başlar. Sonuçta hastanın unutkanlığı giderek artar. Adımları giderek küçülür, yürümeyi başlatmada ve dönüşlerde zorlanır ve sık sık düşer. Bu bulgulara çoğu zaman idrar kaçırma da eşlik eder ve hasta idrarını yapmaya yetişemez hale gelir. Tanı nasıl konur? Yukarıda anlatılan bulgular saptandığında hastanın bellek durumunu saptamak için önce “Minimental test” adı verilen bellek testi yapılır. Test sonuçları Normal Basınçlı Hidrosefali hastalığına ait bir bellek bozukluğu gösteriyorsa hastadan yaklaşık 10 - 15 cc beyin omurilik sıvısı alınır. Bu amaçla “lomber ponksiyon” adı verilen işlem uygulanır. Sıvının alınmasını izleyerek saatler içinde hastanın durumu düzelme gösterir. Özellikle yürüyüşü belirgin biçimde düzelir. Hastanın sıvı alınmasına cevabı bu şekilde olumlu olursa durumu kalıcı hale getirmek için şant ameliyatı yapılır. Normal Basınçlı Hidrosefali'de Şant ameliyatı nasıl yapılır? Beyin cerrahisi ameliyatları arasında görece kolay bir ameliyattır. Hastanın belinden karnına cilt altından geçen bir silikon tüp yerleştirilir. Fazla beyin omurilik sıvısının karın içindeki yağ 8 En önemli belirtiler yürüme güçlüğü, idrar kaçırma ve demans! sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:33 Page 11 GüNEŞ LEkELERİNDEN kURtULMANIN YOLLARI! Yaz aylarında deniz, kum, güneş üçlüsünden herkes bol miktar yararlanmak ister. Özellikle de güneşten. Ancak vücudumuz için son derece yararlı olan güneşin istenmeyen yan etkileri de olabilir. Bunlardan en önemlisi de güneş lekeleri. KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi Kaliteli Yaşam Polikliniği’nden Medikal Estetik Hekimi Dr. Yasemin Savaş güneşin bedenimize verebileceği zararları ve güneş lekelerinden nasıl kurtulabileceğimizi anlatıyor. Medikal Estetik R Dr. Yasemin Savaş uh ve beden sağlığımızda mazsa problem daha da artabilir), Cildimize kaybettiği nemi kazandırmak, cil- önemli bir yere sahip, dünya- • kılcal damar genişlemeleri, varis, dimizi güneş lekelerinden kurtarıp tekrar mızın enerji kaynağı olan gü- • cildin elastikiyetini kaybetmesi ve sark- homojen bir görünüme kavuşturmak için; neşin kaliteli yaşam için malar, yararlanabileceğiniz uygulamalar şöyle sı- faydaları şüphesiz tartışılmaz. Ancak her • saçlarda kuruluk ve matlaşma, çabuk kı- ralanabilir: şeyin fazlasının zararlı olabileceği gibi, gü- rılma, kepeklenme (Güneşin yaydığı ultravi- neşin de fazlası vücudumuza pek çok yole ışınları ile deniz suyundaki tuz ve 1) Cilt özel bakımları; soruna yönelik ve cilt zarar verebilir. Bunlardan en önemlileri havuzlardaki klor bunda önemli etkenlerdir), yapısına uygun ürünlerle yapılan cilt ba- şunlar: • tırnaklarda incelme ve sararma gibi kımları cilde kaybettiği nemi kazandırır, • bağışıklık sisteminin zayıflaması, erken yaşlanma belirtilerini de aynı güneş • katarakt ve göz kanseri, ışınları yapmaktadır. 2) Oksijenterapi; fotoyaşlanma belirtile- • A vitamini eksikliği, Yaşınız kaç olursa olsun solar yaşlanma; rinde, cilt neminin azaldığı her durumda, • cilt kanseri, ciltte kırışıklık, hücre yenilen- güneşe karşı teslim olmuş tüm savunmasız hassas, etkili ve güvenli bir yöntemle canlı mesinde aksama, melanin pigmentinin ciltlerde moleküler düzeyde gelişen bir dizi ve sağlıklı bir cilt görünümü sağlar, aşırı çalışması sonucu dengenin bozulması olaydır ve serbest radikallerin açığa çıkışı ile meydana gelen güneş lekeleri, ciltte sa- ve oksidasyon denen olay sonucu gerçek- 3) carbon peeling; cildi ölü hücrelerden vunma mekanizması olarak kalınlaşma ve leşir. Erken yaşlanma kaçınılmazdır. Tatilde arındırmak amacıyla üst tabakasının uzak- nem kaybı-kuruluk, çiller, sivilcelerde artma kumsal, havuz, deniz, güneş derken bunla- laştırılması işlemidir. Cilt lekeleri, kırışıklıklar (Sivilcelerin güneşin ve deniz suyunun etki- rın cildimize, saçlarımıza ve vücudumuza ve akne izlerinin giderilmesinde, cildin nem siyle tedavi olduğunu ve azaldığı düşünü- verdiği zararları unutuveriyoruz ve güneşe ve yağ dengesini kontrolde faydalıdır. Cil- lebilir ama gerçekte öyle değildir. teslim oluyoruz. Gerçek şu ki, insan cildinin din canlı ve homojen bir görünüm almasını Ultraviyole ışınları cildi kurutup, yağ üreti- yazın gördüğü bütün zararlar sonbahar ay- sağlar, mini düzenler fakat iklimin değişmesiyle si- larında ortaya çıkıyor ve bronz tenin pırıltısı vilcelerde artış görülebilir. Önce aşırı bir giderken bu kez kendimizi kısa sürede to- 4) Mezolifting; yüze; nem, dolgunluk, ger- kuruma, sonra da çok fazla yağlanma his- parlanmanın ve sağlıklı görünüme kavuş- ginlik, renk ve ışıltı vererek, anında diri ve sedilen sivilceli ciltlerde, tedavi uygulan- manın planlarını yaparken buluyoruz. genç bir görünüm sağlar, 9 sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:33 Page 12 k aliteli Ya ş a m Polikliniği 5) Dolgu ve botoks uygulamaları; yüzün tehlikedir. Kaliteli yaşamın vazgeçilmezi dinamik çizgilerinde ve derin çizgilerinde olan güneşe karşı koruyucu önlemler özel- daha sağlıklı bir görünüm sağlar, likle ozon tabakasındaki incelmenin olduğu son yıllarda daha da önem kazanmıştır. 6) Lazer ile cilt yenileme, leke tedavisi, sivilce tedavisi ve kılcal damar tedavisi; kısa zamanda cilde gerginlik ve homojen bir görünüm verir, kılcal damar ve güneş lekelerinin tedavi olmasını sağlar, 7) Saçlı deri mezoterapisi; saça ihtiyacı olan vitamin ve minerallerin enjeksiyonu ile kısa zamanda saç dökülmesi, kırılmalar ve matkuru saçlara tedavi imkanı sağlar, 8) Vücut uygulamaları; güneşe bağlı elastikiyet kayıplarında kişiye özel tedavi programları uygulanarak engel olmak mümkün, cryolazer lipoliz, radyofrekans ve eximia uygulamalrından faydalanılabilir 9) Terleme tedavileri; sosyal ve tıbbi açıdan değelendirilerek tedavi edilebilir Yaşınız kaç olursa olsun solar yaşlanma; güneşe karşı teslim olmuş tüm savunmasız ciltlerde moleküler düzeyde gelişen bir dizi olaydır ve serbest radikallerin açığa çıkışı ve oksidasyon denen olay sonucu gerçekleşir. Erken yaşlanma kaçınılmazdır. Unutulmamalıdır ki güneş sadece yaz aylarında tatilde veya kış sporları yaparken değil günlük hayatımızda kışın da korunulması ve zararlarına karşı önlem alınması gereken bir 10 KARDİYOLOjİ sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:33 Page 13 kORONER ANjİOGRAfİ NEDİR vE NE zAMAN YAPILMALIDIR? Pek çoğumuzun çevresinde halk tabiri ile anjio olan bir eşi, dostu veya tanıdığı vardır. Buna rağmen çoğumuz anjionun ne olduğunu tam olarak bilmez. (Özellikle merdiven, yokuş çıkarken göğüste baskı veya ağrı hissediyorsanız sizde kalp hastası adayı olabilirsiniz ve anjioya ihtiyacınız olabilir.) Kalp hastalıklarının tanısında önemli bir rol oynayan ve hem hastaya, hem hekime büyük avantajlar sağlayan anjiografi hakkında bilinmesi gerekenleri KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Güven Caner derledi. Koroner anjiografi kalbi besleyen koroner damarların görüntülenmesini sağlayan tanı yöntemidir. Vücuttaki tüm organ ve dokuların yaşamlarını devam ettirebilmeleri için kana gereksinimleri vardır. Bu kanı organ ve dokulara pompalayan organ aslında bir kastan ibaret olan kalptir. Ancak diğer tüm organlar gibi kalp kasının kendisinin de kana ihtiyacı vardır. Bu kanı kalbe taşıyan damarlar da koroner damarlardır. Merdiven ve yokuş çıkarken göğüste baskı hissedenler dikkat etmeli! Koroner damarların ateroskleroz (damar sertliği) sonucu daralması koroner yetmezliği, tıkanması ise akut miyokard infarktüsü (kalp krizi) denen çok ciddi sonuçları olabilen hastalıklardır. Özellikle yolda yürürken ya da yokuş merdiven çıkarken göğsünde baskı veya ağrı hisseden kişilerde bunun kalple ilgili olup olmadığının araştırılması şarttır. Bu amaçla hastaya önce elektrokardiogram (EKG) çekilir. Şayet EKG de tipik koroner yetmezliği bulguları varsa hastaya koroner anjiografi yapılmalıdır. EKG de tipik koroner arter hastalığı bulguları yok ancak yinede koroner arter hastalığından şüphe ediyorsak sonraki aşamada yapılması gereken ekokardiografik inceleme ve efor testidir. Ekokardiokrafik incelemede kalbin sol karıncığında kasılmaya iştirak etmeyen ya da az kasılan bir bölüm varsa bu koroner arter hastalığı lehinedir. Efor testi ise hastaya belirli düzeyde efor yaptırılarak efor esnasındaki EKG değişikliğinin gözlenmesidir. Şayet efor testinde koroner arter hastalığı bulguları ortaya çıkarsa hastaya anjiografi yapılmalıdır. Eko ve efor testinde kesin olamayıp şüpheli bulgular oluştuysa bir diğer tanı yöntemi miyokard perfüzyon sintigrafisi (MPS) dir. Talium ya da teknesyum gibi sadece kalp adelesinde tutulan radyoaktif bir madde çok küçük dozda verildikten sonra kalp adelesindeki tutulumu izlenir. Şayet kalp adelesinde homojen olarak tutulmamışsa kalp damarlarında sorun var demektir ve yine koroner anjiografi gerekir. İki türlü koroner anjiografi vardır Birincisi klasik koroner anjiografi dediğimiz yöntemde kol ya da kasıktan bir atardamara girilerek kalpten çıkan ana damarın (aort) çıkış yerinde bulunan koroner arter ağızlarına ulaşılıp radyoopak (röntgen ışını geçirmeyen) bir madde verilerek görüntüler elde edilir ve bu elde edilen görüntüler tekrar tekrar izlenerek darlığın yeri ve derecesi saptanır. Bu yöntemin önemli bir üstülüğü ciddi bir darlığın varlığında aynı seansta stent uygulanarak tedavinin de sonuçlandırılılabilmesidir. Diğer yöntem ise CT koroner anjiografi dir. CT koroner anjiogarfinin üstün tarafı küçükte olsa bir cerrahi girişim gerektirmemesidir. 11 Kardiyoloji Uzm. Dr. Güven Caner Dolayısıyla bir gecede olsa hastanede yatma ihtiyacı duyulmamasıdır. Bir diğer iyi tarafı damarda darlık yapan plakların sert ya da yumuşak plak olup olmadığının anlaşılmasıdır. Yumuşak plak sert plağa oranla daha tehlikelidir. Zira yırtılıp damarı tıkama şansı daha fazladır. Dezavantajı ise damarda belli bir oranın üzerinde darlık tesbit edilirse tekrar klasik anjio yapılmak zorunluluğudur. Tabiki bir sakıncası da alınacak şua miktarıdır. Önceleri ailesinde kalp hastalığı fazla olan kişilerin yad a yüksek risk grubundakilerin (sigara, şeker hastalığı, tansiyon vs nedeniyle) belli aralıklarla CT anjio yaptırmasını önerenler olmuşsada bunun belli aralıklarla yapılan rutin bir muayene yöntemi olmaması gerektiği konusunda fikir birliği vardır. Anjiyografi tıbbi açıdan önemli bir avantajdır! Sonuç olarak koroner anjiografi gerekirse stent ve hatta gerekirse koroner by pass ameliyatları tıbbın son senelerdeki en büyük gelişmelerinden biridir. Bundan 30 sene kadar öncesine kadar koroner damarlarında sorun olan hastalara ilaç tedavisi dışında hiçbir şey yapılamazken bu gün tıp bu hastalara stent gibi koroner by pass gibi çok büyük imkanlar sunmaktadır. Bu nedenle hekimi anjio önerdiğinde hastanın bunu tereddütsüz kabul etmesi, tıbbın kendisine sunduğu bu olanaklardan sonuna kadar yararlanması gerekir. sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:33 Page 14 12 FİZİK TEDAVİ REHABİLİTASYON sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:33 Page 15 Kronik bel ağrısına, bel fıtığına ameliyatsız çözüm OMURGA ROBOTU Yapılan bilimsel çalışmalar tüm dünya nüfusunun yüzde 90'ının hayatında bir kez, iş kaybına yol açacak şiddette, bel ağrısı atağına maruz kalacağını gösterdi. Bel ağrısı çeken her 100 hastadan 3 - 4'ünde ise bel fıtığı görülüyor. Bugüne kadar gerek ameliyat, gerekse uzun iyileşme süreci nedeniyle hastalar için kabusa dönüşen omurga hastalıkları, artık modern teknoloji sayesinde kolayca tedavi edilebiliyor. Wooridul Türkiye KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon uzmanı Dr. Elif Gürkan, Türkiye'de ilk kez Wooridul Türkiye KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi Omurga Merkezi'nde uygulanmaya başlanan ve ameliyat gerektirmeyen Centaur Sistemi hakkında bilgi veriyor. Omurga hastalıklarının görülme oranı nedir? Hangi yaş, cinsiyet, meslek gruplarında daha çok görülür? Bel ağrıları tüm toplumların en büyük sorunlarından bir tanesidir. Tüm insanların %90’ı, hayatının bir döneminde kendisini kısa süreli de olsa çalışma yaşamından alıkoyacak bir bel ağrısıyla mutlaka karşılaşır. Tüm bel ağrılı hastaların %3 - 4’ünde girişim gerektiren bel fıtığı görülür. Düzenli egzersiz yapmayanlar, aşırı kilolu olanlar, çalışma yaşamlarında ağır fizik yük altında çalışanlar, Devamlı bilgisayar başında çalışanlar, ailevi yatkınlığı olanlar ana risk gruplarını oluşturmaktadır. En sık görülme yaşları 40 - 60 yaş arasıdır. Fıtıklar, Omur ve disk hasarları, daralan omurilik kanalı, yaşa bağlı olan dejeneratif değişiklikler, bel ağrısına yol açar. 60 yaş sonrasında daha çok dejeneratif değişiklikler görülür. Bunlara bağlı sinir sıkışmaları oluşursa, hareketle veya istirahatle şiddetli ağrılar oluşabilir. Kimler Centaur Sistemi'nden yararlanabilir? Kronik bel ağrısı, bel fıtığı, bel kayması, belde dejeneratif (yaşa bağlı) değişimler olan hastalar ve hangi nedenle olursa olsun bel ameliyatı geçiren hastalar artık Türkiye'de ilk kez KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi bünyesinde kurulan Wooridul Türkiye Omurga Merkezi’nde kullanılmaya başlanan ve bir omurga robotu olan Centaur Sistemi ile fizik tedavilerini tamamlayıp sağlıklarına kavuşabilecek. OMURGA ROBOTU nedir ve nasıl uygulanıyor? Bilgisayar kontrollü omurga robotu (Centaur Sistemi), hastaların omurgasının etrafını saran kök(core) kasların güçlenmesini sağlıyor. Öncelikle hastaların tedavi öncesi kas gücü bir testten geçirilerek ölçülüyor. Ardından, kişiye özel hazırlanan bilgisayar kontrollü program, hastaya günlük olarak uygulanıyor. Tedavi bitiminde hangi kasların, ne kadar güçlendirildiği görülebiliyor. Uygulanan Centaur Sistemi tedavisi sonucunda, bel ve karın kasları güçlendirilen hastaya, kendi kaslarından yapılmış doğal bel korsesi sağlanmış oluyor. 13 Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzm. Dr. Elif Gürkan sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:33 Page 16 Türkiye’de ilk defa kullanılan Centaur Sistemi ile, omurga sağlığını en üst seviyeye ulaştıran uygulamalar, uzman ekipler eşliğinde KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi Omurga Merkezi’nde yapılıyor. Bu uygulamalar, boyun, sırt, bel ağrıları ve omurgadan kaynaklanan bozuklukların tedavisinde kullanılıyor. 14 sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 13:34 Page 17 INSTAGRAM FOTOĞAF YARIŞMASI ÇEK - PAYLAŞ - KAZAN KadıköyŞifa Sağlık Grubu dünyada 50 milyondan fazla kullanıcısı olan Sosyal medyanın en önemli uygulamalarından birisi olarak kabul edilen fotoğraf paylaşım uygulaması Istragram ile bebek temalı ilk Mobil Fotoğraf Yarışmasını düzenledi. KadıköyŞifa Sağlık Grubu Instagram InstaBebek Fotoğraf Yarışmasının ilk etabı 1Haziran 2012 tarihinde başladı. Not: Instagram uygulaması AppleStore ve android marketten uyumlu cep telefonlarına ücretsiz olarak indirilebiliyor. 2. etabı 1 - 31 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilen KadıköyŞifa Sağlık Grubu'nun teması 'Bebek' olan fotoğraf yarışması için herhangi bir koşul gözetmeksizin dileyen herkes android ya da IOS işletim sistemli cep telefonlarından Instagram uygulaması ile fotoğraf çekip etkileyici 16 çeşit filtre efektlerinden çetikleri fotoğrafları www.instabebek.com adresinde paylaşabilecek. Instagramda taglenerek (#instabebek) siteye yüklenen fotoğraflardan en çok beğenilen fotoğrafın sahibi ödülü kazanıyor. Her ay en fazla oy alan fotoğrafın sahibine bir adet dijital fotoğraf çerçevesi hediye ediliyor. 15 instagram fotoğraf yarışmasının birincisi 1 adet Sony S Frame marka digital fotoğraf makinesi kazanmıştır. Yarışmanın 3. etabı 1 Ağustos tarihinde başladı. sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:33 Page 18 16 AĞLAMAYAN ÇOCUK POLİKLİNİĞİ sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:33 Page 19 AĞLAMAYAN çOCUk POLİkLİNİĞİ HİzMEtİNİzDE! KadıköyŞifa Sağlık Grubu çocukların ağlamadan ve sorun yaşamadan oyun oynayarak muayene olabilecekleri Ağlamayan Çocuk Polikliniği'ni hizmete açtı. Uzm. Dr. Merve Başkan, poliklinikle ilgili detaylı bilgiler veriyor. Ağlamayan Çocuk Polikliniği Uzm. Dr. Merve Başkan Çocuk Hastalıkları ve Sağlığı konusunda yapılan araştırmalar rutin kontroller ve muayeneler esnasında çocukların doktor ve hastane konusunda zaman zaman sorunlar yaşayabildiklerini gösteriyor. Bunun sonucunda çocuklarda uzun süreli ağlama krizleri, doktor veya hastane kelimesini duyduğunda huzursuzlanma gibi semptomlar görülebiliyor. KadıköyŞifa Sağlık Grubu çocuğu olduğu kadar aileyi de etkileyen bu duruma çözüm sunmak için bir ilke imza atıyor. KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi bünyesinde kurulan Ağlamayan Çocuk Polikliniği verdiği hizmet sayesinde çocukların oyun oynayarak muayene olmasını sağlarken, doktor ve hastane korkusunun gelişmemesine yardımcı olacak. Ağlamak çocukların kullandığı bir araç haline gelmemeli Ağlamak yaşamın ilk dakikalarında yeni doğan bebeğin sağlığının bir bulgusu iken, bebek büyüdükçe önce bir iletişim kaynağı, sonra da isteklerini elde edebilmek için kullandığı bir araç haline geliyor. Özellikle hastalık gibi bir durum söz konusu ise doktor muayenesi gibi istemediği bir şeye zorlandığı zaman ağlamak en önemli tepki halini alıyor. Esas amaç; ağlamayan, muayenede eğlenen çocuk! KadıköyŞifa Ağlamayan Çocuk Polikliniği'nin esas amacı; çocukların küçük yetişkinler olmadığı gerçeğiyle hareket ederek onlara empati yaparak; onların dilinden konuşarak muayene, aşı, tetkik gibi zorlu süreçleri çocuk için eğlenceye dönüştürebilmek. Böylece hasta çocuğun ebeveyninin de stresi azalabiliyor. Hem çocuk, hem ebeveynler mutlu olacak 17 Bu bağlamda çocuğun kendisini iyi hissedebileceği standart muayene odalarından farklı bir oyun odasında oyunun bir parçası olarak muayeneleri gerçekleşiyor. Aynı zamanda standart muayene süresi olan 20 dakika yerine 40 dakika kullanılarak çocuk gözlemleniyor. Ona en uygun yaklaşım saptanıp ebeveynlerin de katılımıyla muayene ve gerekli girişimler gerçekleştiriliyor. Ağlamayan Çocuk Polikliniği'nde bu deneyimi yaşayan çocukların doktor ve hastane korkusu olmuyor ve sağlıkları için yapılması gerekli bir takım müdahalelere verdikleri tepki daha olumlu oluyor. sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:33 Page 20 Bulunduğumuz yaz mevsiminde güneşin zararlı etkilerinden mutlaka korunmalıyız. Güneşin zararlı ışınları sonucu cilt kanseri gelişebilmektedir ve ne yazık ki cilt kanserleri görülme sıklığı gittikçe artmaktadır. KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi Plastik ve Rekonstrüktif cerrahi uzmanı Op. Dr. Gülden Avcı benler hakkında bilinmesi gereken en önemli bilgileri derledi. Cilt kanserinin en sık görülen tiplerinden biri benlerden gelişir! Cilt kanserinin en sık görülen 3 tipinden biri olan “malign melanom” genellikle benlerden gelişir. Ve bu tip cilt kanseri en kötü prognoza (gidişe) sahiptir. Bu nedenledir ki benler(nevüs) önem arz etmektedir. Benler açık kahverenginden siyaha kadar değişebilen renklerde olabilirler. Doğuştan olabildikleri gibi sonradan kazanılmışta olan benler aslında melanosit denen renk hücrelerinden oluşurlar. Büyüklükleri çok değişken olabilmektedir. Dev boyutta olduklarında tüm bacağı, kolu, vücudun büyük bir kısmını kaplayabilmektedirler. Yüzeyleri düz olabildiği gibi kabarıkta olabilmektedir. Kimi zaman üzerlerinde kılda olur. Kanserleşme olasılığı nedeniyle benler takip edilmeli! Benlerin kanserleşme olasılığı nedeniyle takibi önemlidir. Benlere alınan çarpma, vurma gibi darbeler bendeki hücreleri yorar ve kanserleşmeye eğilimi arttırır. Bu nedenledir ki özellikle çocuklukta doğuştan olan benlerin üzerinde sık yara açılması, örneğin diz bölgesinde var olan ve çocuğun düşmeleri sonrası bende açılan yaralar, benin kanserleşme olasılığını artıracaktır. Doğuştan var olan benlerin kanserleşme riski normalden biraz daha fazladır. Anne - babaların bu konuda dikkatli olmaları çocuğu mutlaka güneşten korumaları ve benin olduğu bölgenin darbelerden olabildiğince sakınılması gereklidir. Riski yüksek benlerde, benlerin alınması en doğru seçim olacaktır. Güneşe karşı mutlaka önlem alınmalı! Sonradan kazanılan benlerin en büyük sebebi ise güneş ışığıdır. Güneş yanıkları sonrası ve tekrarlayan güneş ışığına maruz kalmalar sonrası benler oluşur. Ve yine güneş yanıklarına bağlı olarak bu benler kanserleşir. Her güneş yanığı tehlikeyi arttırır. Özellikle çocukluk dönemindeki güneş yanıkları bu açıdan en risklidir. Hem ben sayısının artmasını engellemek hem de kanserleşme olasılığını azaltmak için güneşten korunmak çok önemlidir. Burada güneşten korunmada ne yazık ki gün için yapılan en büyük yanlışlardan biri güneş koruyucu kremlerin sürülerek güneş ışınlarının en dik olduğu saatlerde güneş ışığı altında kalmaktır. Ancak güneş koruyucu kremlerin korumaları ile ilgili bilgiler şu an için ne yazık ki yeterli değildir. O nedenle güneş koruyucu kremlerin kullanılması yanında güneş ışınlarının dik olduğu saatlerde güneşe çıkılmaması ve güneş ışınlarını geçirmeyen kıyafetlerle güneş korunmasına destek olunması gerekmektedir. Güneş koruyucu krem sürülerek saatlerce güneş altında kalınması bir paradoks yaratmaktadır. Değişim geçiren benler tehlikeli olabilir! Benin çapı arttıkça kanserleşme riski artar. Benlerde son zamanlarda oluşan kızarıklık, üzerinde yara açılması, kepeklenme, renginde değişiklik, etrafa doğru büyüme, kenarlarında düzensizlik, asimetri oluşması, kabarıklaşma gibi belirtiler kanserleşme açısından kötü bulgulardır. Bu tür belirtilerde kişi hemen doktora başvurmalıdır. Şüpheli olan benlerin alınması tek tedavi yoludur. Ancak halk arasında benler alındığında kanserleşir gibi yanlış bir kanı bulunmakta. Ne yazık ki bu tam tersi eğer kanserleşmiş bir ben alınmazsa hayati tehlike içerir. Benler alınıp patolojik tetkike gönderildiğinde kesin olarak kanserleşip kanserleşmediği tanısı konur. 18 PLASTİK VE REKONSTRÜKTİF CERRAHİ tAkİP EDİLMEYEN BENLER HAYAtİ tEHLİkE OLUŞtURABİLİR Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Op. Dr. Gülden Avcı Ben alındığı için kansere dönüşmez Aksine benler alındığında ancak doğru tanısı konur, eğer alınmaz ise tanı geç kalabilir ve kanser yayılır, hayatı tehdit eder. Önemli olan ve unutulmaması gereken, benlerin takip edilmesi gerektiği, şüpheli görülenlerin vakit geçirilmeden alınması gerektiğidir. Benlere lazer veya kriyoterapi gibi tedaviler yapılması benin patolojik tetkik yapılmasını engellediği için tanı konmasını imkânsız kılar. O nedenle benlere lazer veya benzeri işlemler yapılmaması gereklidir. Benlerden kaynaklanan cilt kanseri oldukça kötü gidişlidir, bu nedenle bu konuda kişiler bilinçli olmalı benlerinin takiplerini yaptırmalı ve şüpheli olanlarının vakit geçmeden alınmasını sağlamalıdır. Ve alınan ben mutlaka patolojik incelemeye gitmelidir. Unutulmamalıdır, genellikle kendisi oldukça küçük olan benin yaratabileceği sağlık sorunları oldukça büyük ve önemlidir. ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:33 Page 21 1-2 YAŞ GRUBU çOCUĞUNUN BESLENMESİ NASIL OLMALIDIR ? Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzm. Dr. Arzu Yaşaroğlu Erkum 1- 2 yaş grubundaki günlük dengeli olarak et, süt, tahıl, meyve, sebze, yağ ve şeker grubu gıdaları tüketmeleri gerekir. Bu dönemde günlük 350 mg kalsiyum ihtiyacı vardır. 250 - 300 gr. süt, yoğurt ve bir kibrit kutusu beyaz peynir bu ihtiyacı karşılar. Kemik gelişimi için bu dönemde de D vitaminine ihtiyaç vardır. D vitamini içeren gıdalar yetersiz sayıda olduğu ve kışın güneşten yararlanma şansı az olduğu için bu yaş grubunda da 400 ünite D vitaminine devam etmek gerekir. Demir ihtiyacı bu dönemde de devam etmektedir. Demirden zengin gıdaların C vitamini ile verilmesine dikkat edilmelidir. C vitamini vücutta depolanmadığı için günlük alınmasında fayda vardır. İlk bir yıldan farklı olarak artık inek sütü içilmesine izin vardır. Uzm. Dr. Arzu Yaşaroğlu Erkum konuyla ilgili bilgileri derledi. Bu dönemde 1 - 2 su bardağı yeterli olmak- mamak, ileri yaşlarda tuza ve şekere bağlı durumunda, öncelikle çocuğun muayenesi tadır. Fakat bazı bebekler ısrarla daha fazla hastalıklardan korumak için yapılacak en yapılmalı, muayene bulguları normal, yaşına inek sütü içmek isterler. Bu yaklaşım çocuk- önemli yatırımdır. uygun persentilde büyüme hızı gösteren bir ları tek yönlü beslenmeye ittiği gibi, kansı- çocukta öncelikle aileler ile besin içeriği ve zlık, kabızlık gibi rahatsızlıklara da neden İştahsızlık Sorunu porsiyonların miktarı konuşulmalıdır. olabilir. Bu dönemde yumurta beyazı ve bal 1 yaş sonrası dönemde en sık karşılaşılan Çocuğun tükettiği besin, aileyi tatmin ede- da yavaş yavaş diyete eklenebilir. Hala anne sorun iştahsızlıktır. Bebeğinizin 1 yaşından cek miktarda değil, çocuğun gereksinimine sütü olan anneler, 2 yaşa kadar emzirmeye sonra büyüme hızı azaldığından, fizyolojik göre ayarlanmalıdır. Çocuğun normal devam edebilirler. Eğer anne sütü isteği çok iştahsızlık dönemi başlar. 6 - 9 ay arası 400 büyüme sınırlarında olduğu,verilen besinin yoğunsa ve diğer gıdaların alımını engelliy- gr. alan bebeğinizin, 1 yaş sonrası ayda 200 yeterli olduğu konusunda aile ikna edilme- orsa kesilmelidir. Kesme döneminde be- gr. civarı alması normaldir. Aileye bu bilgi 1 lidir. İştahsızlık, büyüme hızında yavaşlama beğin sağlık durumunun yerinde olması yaşına girmeden önce verilmelidir. Aileler persentil eğrilerinde (büyüme eğrileri) gerekmektedir. Aksi taktirde aile ve bebek tarafından “iştahsızlık” olarak algılanan bu düşme ile birlikte, oluyorsa, tam kan sayımı, büyük sıkıntılar yaşayabilir. dönemin çoğu çocuk için normal olduğu tam idrar tahlili ve hekimin gerekli gördüğü Vücudumuzun bir miktar tuza gereksinimi belirtilmelidir. Ayda 200 gr. Civarı kilo ala- diğer testler ile hasta organik nedenler vardır. Ancak bu gereksinim ilk yıllarda fazla bilen, fizik muayenesi doğal bir çocuk, fazla açısından araştırılmalıdır. değildir. Günlük ihtiyacımız olan tuz mik- beslenmek için zorlanmamalıdır. Her çocuk İştahsız çocuklarda başta süt olmak üzere, tarını tuz dışı besinlerden de karşılayabiliriz. için, aileler ile porsiyonlar, besin kalite ve kola, meyve suyu, çay, su gibi içeceklerin Bu yüzden çocuklar ilk 1 yaşta tuz ile içeriği konuşularak belirtilmelidir. yemekten hemen önce veya yemek tanıştırılmamalı ve 1 yaş sonrası beslen- Her çocuğun gelişim hızının kendine özgü sırasında tüketimi sınırlandırılmalıdır. mede de sofrada tuzluk bulunmamalıdır. olduğu, genetik potansiyeli ile sınırlı olduğu Sunulacak besin porsiyonları annenin is- Çocuğu tuzlu ve şekerli damak tadına alıştır- belirtilmelidir. Ailelerin iştahsızlık şikayeti teğine göre değil, çocuğun gereksinimine 19 sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:33 Page 22 1-2 Yaş Dönemi Çocukları için Günlük menü Kahvaltı 2/3 su bardağı süt (120 ml) 1 yumurta veya 1 kibrit kutusu kadar peynir 1 tatlı kaşığı tereyağı 1-2 tatlı kaşığı reçel / bal / pekmez / fındık ezmesi (sadece 1 tanesi) 2-3 adet zeytin (çekirdeği çıkartılmış) 1 ince dilim ekmek Birkaç dilim domates veya mandalina Öğle 2-3 yemek kaşığı kıymalı sebze 1-2 yemek kaşığı pilav 2 yemek kaşığı yoğurt İkindi 1 kase yoğurt (150 ml) 1 küçük meyve ya da 2-3 adet bisküvi Akşam 1 adet ızgara köfte 1 kase yayla çorbası ya da yarım dilim ekmek Gece Anne sütü ya da mama, inek sütü göre ayarlanmalıdır. Bir öğündeki besin red- gerekir. Ayrıca ailelerin model oluşturması, daha dikkatli bakmamız gerektiğini gösterir. cips, kola, basit şekerleri mümkün Ülkemizde yapılan bir çalışmada Edirne’de olduğunca tüketmemesi, çocuklara bunların kız ve erkek adölesanlarda obezite sıklığı zararlarının anlatılması en faydalı yak- sırasıyla, % 2.1 / 1.6, İstanbul’da % 14.7 / laşımdır. Çocuklara kola yerine ayran, kefir, 18.7, Ankara’da % 3.7 / 1.9 olarak tesbit patates kızartması yerine fırında patates edilmiştir. Obezite, kalp-damar, metabolik, veya püre, çikolata yerine dondurma ortopedik ve psikiyatrik hastalıklara zemin sevdirilmeye çalışılmalıdır. Anaokulu, kreş hazırlamaktadır. Obeziteyi oluşmadan önle- ve okul kantinlerinin de bu doğrultuda mek amacımız olmalıdır. Çocuğumuzun denetlenmesi gerekir. boya göre uygun kilosunu bilerek diyetini düzenlemeliyiz. Çocukları fast – food ve Beslenme bir alışkanlıktır. Bu yüzden doğru abur cuburdan uzak tutmalıyız. Bilgisayar ve beslenme alışkanlıklarını oluşturmak çok televizyon oyunları 1 saat ile sınırlandırılıp, önemlidir. Bu yaşlarda sağlayacağımız fiziksel aktiviteyi artırmalıyız. Düzenli olarak sağlıklı beslenme alışkanlığı, ileri yaşlarda boy ve kilo ölçümleri yaparak kontrolleri oluşabilecek birçok hastalığı önleyebilir. sürdürmeliyiz. Doğru beslenme alışkanlıkları verebilmek için biz ebeveynlerin de model oluşturması çok önemlidir. Son zamanlarda obezite sıklığındaki artış beslenme alışkanlıklarımıza dedildiyse, farklı bir besin denenmeli, o da reddedilirse, yemesi için çocuk zorlanmamalıdır. Reddedilen besin aralıklarla çocuğa tekrar sunulmalıdır. Yemek saatleri düzenli olmalı, ödül olarak çikolata veya şeker gibi tatlı besinler verilmemelidir. Yemek, gerekirse, çocuğun ilgisini çekecek şekilde süslenmeli, çocuğa, besinlerin yararları oyunlarla anlatılmalı ve onun seçim yapmasına izin verilmelidir. Az miktarda yiyen çocuklarda sık öğünler oluşturulmalıdır. Belirgin sağlık sorunu bulunmayan çocuklarda iştahsızlığın psikolojik nedenlere bağlı olabileceği düşünülmeli ve bu konuyla ilgili uzmandan yardım alınmalıdır. Öncelikle ebeveynlerin bilgilendirilmesi çok önemlidir. Mümkün olduğunca 1 yaş altı tuzlu, şekerli besinlerle çocuğu tanıştırmamak, 1-2 yaş arası ödül olarak şeker, çikolata gibi ürünleri kullanmamak, tüm ailenin bu konuda aynı özeni göstermesi 20 KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:33 Page 23 DOĞUM kONtROLüNDE YEPYENİ BİR YöNtEM: DOğUM KOnTROl HAlKAsı Kadın Hastalıkları ve Doğum Op. Dr. Yasemin Yakut Aktif cinsel hayata sahip olan kadınların çoğu farklı doğum kontrol yöntemleri kullanmakta. Kimisi doğum kontrol haplarını tercih ederken, kimisi spiral taktırmayı daha uygun buluyor. Ancak her doğum kontrol yönteminin kendine göre avantajları olduğu gibi dezavantajları da bulunuyor. Gelişen teknoloji ile birlikte doğum kontrol yöntemlerine de her geçen gün yenileri ekleniyor. Bunlardan biri de doğum kontrol halkası. Kullanımı diğer doğum kontrol yöntemlerine göre daha kolay olan ve daha az yan etkiye sahip olan doğum kontrol halkaları geleceğin en çok tercih edilen yöntemi olmaya aday. KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Yasemin Yakut doğum kontrol halkası hakkında en çok merak edilen soruları yanıtladı! Doğum kontrol halkası nasıl bir yöntem? Doğum kontrolünde kullanılan en güncel tercih olan ve kontrasepsiyon amacı ile geliştirilen aylık doğum kontrol halkası düşük doz hormon içeriği ve kullanım kolaylığı sayesinde kullanan 10 kadından 9’unun diğer kadınlara da önerdiği modern bir doğum kontrol yöntemidir. Dünyada 8 milyon kullanıcısı bulunan doğum kontrol halkası kadınlara kolay kabul edilebilir ve ileri derecede etkili, değişik bir hormonal kontrasepsiyon uygulama olanağı sunmaktadır. Yeni alternatif aylık doğum kontrol halkasından biraz daha ayrıntılı bahseder misiniz? Aylık doğum kontrol halkası yaklaşık 5 cm çapında şeffaf Nobel ödülü kazanmış özel bir maddeden yapılmış. Esnek ve saydam bir yapısı var. Uygulandıktan sonra vücut ısısı ve konsantrasyon farkına bağlı olarak kontrollü salınım yapıyor. Bu da vücuttaki ilaç seviyesini yüzde 99 oranında etkili olacak en düşük seviyede tutuyor. Dolayısı ile hap alan kadınlarda olduğu gibi ilaç seviyesi her gün kanda iniş çıkışlar ser- gilememektedir. Peki bu yönteme beylerin bakışı nasıl? Farklı tepkilerle karşılaşıyoruz. Kondom kullanan erkekler, eşlerini denemeleri konusunda motive ediyor. Libido üzerine olumlu etkileri olduğunu gösteren makalelerde var. Sanırım, zaman içinde bu konuyu biz de gözlemliyor olacağız. Yurtdışı tecrübelerine göre eşinin doğum kontrol halkası kullanmasına karşı erkeklerde negatif bir tepki görülmemiş. Türkiye'de nasıl tepkiler olacağını ise zaman içinde gözlemleyeceğiz. Spiralin ipini hisseden beyler bu halkayı hissetmeyecek mi? Aslında böyle bir durum teorik olarak imkansız. Ama daha çok psikolojik olarak verilen bir tepki olabiliyor. Bu yüzden altında farklı sebepler olmalı. Doğum kontrol halkasının ne gibi avantajları var? Aylık doğum kontrol halkası piyasadaki en düşük doz hormon içeriğine sahip ürün ayrıca her gün hatırlamak da gerekmiyor. Avrupada kulanımı çok yaygın. Malum kadınların gündelik temposu çalışsada çalışmasa da çok yoğun geçiyor. Doğum kontrolü için 21 pratik bir yöntem istemeleri çok normal. Halka nasıl kullanılıyor? Halka, bir aylık kullanım amacıyla geliştirilmiş. Fitil gibi vajinaya yerleştiriliyor. Yanlış uygulamak mümkün değil. Tam olarak nerede durduğunun etkinliği açısından bir önemi olmuyor. Halka, vajinada 3 hafta bırakılıyor, ardından 1 hafta çıkarılıyor. Çıkarma işlemi işaret parmağı kenarının altına takılarak veya orta parmakla işaret parmağı arasında sıkıştırılarak yavaşça çekilip, kolayca gerçekleştirilebiliyor. Bu 1 haftalık dönemde kadının kanaması oluyor. Halka çıkarıldıktan tam 7 gün sonra yeni halka uygulanıyor. Başlangıçta ilk halka adet kanamasının 1. ila 5.günleri arasında bir zamanda yerleştiriliyor. Araştırmalar halkayı kullanan kadınların yüzde 97'sinin uygulamada hiçbir sorun yaşamadığını gösteriyor. Kullanan kadınlar halkayı hissediyor mu? Yapılan çalışmalarda kadınların çok büyük bir kısmının halkayı hissetmediği görülmüş. sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:33 Page 24 DüNYADA 8 MiLYON KULLANıcıSı BULUNAN DOğUM KONTrOL HALKASı KADıNLArA KOLAY KABUL EDiLEBiLir vE iLEri DErEcEDE ETKiLi, DEğiŞiK Bir HOrMONAL KONTrASEPSiYON UYGULAMA OLANAğı SUNMAKTADır. İlişki sırasında halka hissediliyor mu? istatistiklere göre, kadınların ve eşlerin büyük çoğunluğu halkayı seyrek olarak hissetmiş ya da hiç hissetmemiş. Halka vajinadan dışarı düşer mi? Anatomik farklılıklara bağlı olarak düşme oranı yüzde 2.7 olarak bildiriliyor. Halka kazaen düşerse, çıkarılırsa ne yapmak gerekir? Halkanın düşmesi, çıkarılması durumunda soğuk ya da ılık suyla yıkanarak 3 saat içerisinde yerleştirilmesi öneriliyor. Halka, hangi kadınlar için en uygun, hangileri için uygun değil? Hap kullanmaktan sıkılmış, adet kanamalarının düzenli olmasını önemseyen kadınlar için çok uygun. Serviks problemi yaşamış, kronik ya da şiddetli konstipasyonu olan kadınlar için uygun değil. Neden halka kullanmayı diğer yöntemlere tercih edelim? Avantajları nelerdir? Düşük doz hormon içeriği ve aylık kullanım kolaylığı ile kadınların yoğun günde- lik hayatı için uygun bir alternatiftir. Kadınlar kendi kendilerine uygulayabilirler ve her gün hatırlamalarına gerek yoktur. Yüzde 99 oranında etkilidir. En düşük doz hormon içeren üründür. Oral alınmadığından karaciğerde ilk geçiş etkisine takılmaz. Kandaki hormon seviyesi dalgalanma göstermez. Yiyeceklerle etkileşimi yoktur. vücut ağırlığını etkilemediğine yönelik çalışmalar bulunmaktadır. Adetleri düzenler. Bıraktıktan hemen sonra hamile kalmak mümkündür. Doğum kontrol haplarıyla kıyaslandığında daha az ara kanama, lekelenmeye neden olduğu görülmüştür. Dezavantajları nelerdir? vajinit görülme sıklığını arttırır. Fakat kimi bayanlarda bu durum avantaj olarak da nitelendirilebilir. Yapılan çalışmalarda katılımcıların yüzde 10'u cinsel ilişki sırasında halkayı hissettiğini fakat bunun ilişkiyi olumsuz etkilemediğini belirtmiştir. Halkayla aynı anda diğer vajinal preparatların kullanımı Etinil östradiol ve etonogestrel vajina duvarından emilerek kana karışır. Birlikte kullanılan diğer vajinal ilaçlarla etkileşmesi mümkündür. 22 Sarı kantaron (St John's Wort) bitkisiyle etkileşimi olabilir. Birlikte kullanımı önerilmemektedir. Halka tamponla eş zamanlı kullanılabiliyor mu? Evet. Doğum kontrol halkası hem tampon hemde hijyenik ped ile birlikte kullanılabiliyor. Halka ilk kullanımından ne kadar süre sonra kontraseptif etkisini gösteriyor? Kullanımının 1’inci gününden itibaren kontraseptif etki başlıyor. Fakat ilk 7 gün ek bir yöntem daha kullanılması öneriliyor. Halka, cinsel yoldan bulaşan hastalıklara karşı koruma sağlıyor mu? Hayır. Yalnızca, bariyer kontrasepsiyon yöntemleri cinsel yoldan bulaşan hastalıklara karşı koruma sağlayabiliyor. sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:33 Page 25 KADIKÖYŞİFA KÜLTÜR VE SANAT ETKİNLİĞİ KadıköyŞifa Kültür ve Sanat Etkinliğinin bu unutulmaz gecesinde çalışanlarımız yetenekleri ile izlemeye gelenlere keyifli anlar yaşattılar. Etkinlik videolarına www.facebook.com/kadikoysifasaglikgrubu sayfasından ulaşabilirsiniz. Caddebostan Kültür Merkezi’nde yaptığımız etkinliğimizde sergi alanında bizlere destek veren çalışanlarımız; Dr. Cenk Oğurtanı (fotoğraf), Dr.Günay Ermergen (ebru), Dr. İnci Koca (yağlı boya), Dr. Tülay Top (karakalem), Vedat Turunca (fotoğraf), Zafer Eski (fotoğraf) Sidar Kaya, Buse Naz Kabaoğlu, Zeynep Dağıtmaç, Eren Pelit, Merve Nur Değirmenci, İpek Çetiner, Emir Taha Madan 23 sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:33 Page 26 Dr. Merve Başkan Vildan Kalender Ayşenur Asuman Uğur 24 Dr. Günay Ermergen İpek Çetiner sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:34 Page 27 KADIKÖYŞİFA KÜLTÜR VE SANAT ETKİNLİĞİ Uygar Üstün & Tuğba Yıldız Ayşen Özkul Tülay Kuvan Yalçın Arı & Dr.Hakan Filizel Bahtiyar Küçük , Yasemin Akyol, İlkay Kapan, Ayfer Kaya, Özlem Bektaş, Mesut Gündoğdu, Selda Aydın, Nursel Beyhantopçu, Derya Karagül, Naz Tüfekçi, Feyzullah Lafçı 25 sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:34 Page 28 Serdar Çoban & Murat Şeker Zafer Kuvan Zeynep Yılmaz Nurettin Şahin Desteklerinden ötürü SOFRA YEMEK ÜRETİM VE HİZMET A.Ş., BEYTAŞ ULAŞIM HİZMETLERİ SAN.TİC.LTD.ŞTİ., CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ KUTLUHAN FENDAL, SİS MATBAACILIK PROM.TANITIM HİZ.TİC.LTD.ŞTİ.ne teşekkür ederiz. 26 sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 13:39 Page 29 kitap Maviliğin sonunda MAVİLİĞİN SONUNDA Carme Riera, çeviren: Suna Kılıç, Alef Yayınları, roman, 358 sayfa Carme Riera, Katalan edebiyatının en önemli yazarlarından biri olarak kabul ediliyor. Riera’nın Türkçeye henüz çevrilen, 1994 tarihli romanı ‘Maviliğin Sonunda’ da, dinsel inançları nedeniyle tehlikeli bir yolculuğa çıkan bir grup insanın hikâyesini anlatıyor. Mallorca’da yaşayan bir grup Yahudi, Hıristiyanlığa dönmüş görünseler de, gizliden gizliye eski inançlarının gereklerini yerine getirmektedir. Fakat engizisyon mahkemesinin artan baskıları, onları korkutmaktadır. Yahudiler, engizisyon mahkemesince tutuklanacakları korkusuyla, 7 Mart 1687 günü gemiyle Mallorca’yı terk edip tehlikeli bir yolculuğa çıkacaktır. Her şeyi istiyoruz Hangi tarihin mirascısıyız. HANGİ TARİHİN MİRASÇISIYIZ? Metin Kayaoğlu, Akın Yayınları, tarih, 222 sayfa HER ŞEYİ İSTİYORUZ Nanni Balestrini, çeviren: Ufuk Soyer, Deniz Erenuluğ Bovo, Otonom Yayıncılık, roman, 180 sayfa Metin Kayaoğlu ‘Hangi Tarihin Mirasçısıyız?’da, tarihi Marksist bir yaklaşımla yeni baştan yorumluyor ve ezilenlerin tarihyazımını inşa etmeye çalışıyor. Kitabında, ezilenlerin tarihsel mirası, devlete karşı tarihsel anarşi, ahilik ve kentsel demokrasi modeli, Fetret dönemi ve Bedreddin ayaklanması, Patrona Halil isyanı, Hikmet Kıvılcımlı’da tarih ve ezilenler, İbrahim Kaypakkaya’nın tarihsel rolü, Doğu’da ezilenlerin eşitlikçi toplum deneyimleri ve ezilenlerin barbarlığı ya da tarihsel devrimciliği gibi konulara odaklanan Kayaoğlu, tarihyazımıyla ilgili Batılı Marksist çevrelerde sürdürülen tartışmalara da katılıyor. Nanni Balestrini’nin, 1970’li yıllar İtalyan edebiyatının önemli yapıtlarından biri olarak kabul edilen ‘Her Şeyi İstiyoruz’u, FIAT fabrikasındaki bir direnişin epik bir hikâyesini sunuyor. Güney İtalya ’dan gelerek Torino’daki FIAT fabrikasında çalışmaya başlayan bir işçinin hikâyesi üzerinden ilerleyen roman, başkahramanının devasa şehir Torino’yu keşfedişini, bu şehirde örgütlenmiş kapitalist baskı ve zulmü yerinde gözlemlemesini, oluşmakta olan proleter toplulukla ilişkiye geçmesini, fabrikada başlayan direnişe aktif bir şekilde katılışını ve işçi ayaklanmasında karşılaştığı karakterlerle arasında yaşananları anlatıyor. İstanbul’a seyahat İSTANBUL ’A SEYAHAT Corci Zeydan, hazırlayan: Muhammed Harb, çeviren: Mustafa Özcan, Ark Kitapları, seyahat, 224 sayfa Arap dünyasında Batı düşünce tarzını savunan Lübnanlı aydın Corci Zeydan, 1900’lü yılların başında İstanbul ’a bir seyahat gerçekleştirmiş. Bu yolculuğa dair izlenimlerini, İttihat ve Terakki yanlısı bir yorumla harmanlayarak bir araya getiren Zeydan, 20. yüzyılın başındaki İstanbul ’un sosyal, kültürel ve siyasî atmosferine dair birçok ayrıntı sunuyor. Okurlarını, İstanbul ’un coğrafi, mimari, demografik durumu, belli başlı eserleri, genel ahlakı, sosyal durumu ve kadınlarının toplumsal konumu gibi yönleriyle değerlendiren yazar, İttihat ve Terakki partisinin belli başlı yöneticilerine dair önemli bilgiler de veriyor. İçerikler Radikal Kitap’tan alınmıştır. http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalKategoriV3&CategoryID=40 27 sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:34 Page 30 etkinlik ALEGRIA Cirque du Soleil’in en popüler şovu Alegria, iki kıtada İstanbul’da Gösteri sanatlarında yepyeni bir boyut açan dünyaca ünlü gösteri topluluğu Cirque du Soleil güneşi İstanbul’da tekrar doğuyor ve eleştirmenler tarafından topluluğun en göz alıcı ve etkileyici şovu olarak tanımlanan Alegria bu Eylül’de izleyiciler ile buluşmaya hazırlanıyor. Finansbank’ın ana sponsorluğunda düzenlenen şov, 2012’de asla kaçırılmaması gereken gösteriler arasında yerini alarak, görselliğiyle tiyatro, dans ve fiziksel sınırları zorlayan performansın doruğa çıktığı muhteşem bir gösteriye imza atacak. Alegria gösterisi 22 Eylül – 14 Ekim tarihleri arasında Ülker Arena ve Ora Arena’da sahne alacak. LEONARD COHEN SCORPIONS Müzikseverlerin yıllardır dört gözle beklediği efsanevi müzisyen, söz yazarı, şair Leonard Cohen, 2012 Old Ideas Dünya Turnesi kapsamında, 19 Eylül 2012 tarihinde sadece bir konser için İstanbul’a geliyor. AEG Live ve Purple Concerts organizasyonu ile gerçekleşecek etkinlik için Biletler 15 Haziran tarihinde satışa çıkacaktır. Rock dünyasının efsanevi isimlerinden Leonard Cohen, 2012 Dünya Turnesi kapsamında vereceği konserlerinde “Dance Me To The End Of Love”, “Ain’t No Cure for Love”, “Bird on a Wire”, “Chelsea Hotel #2”, “Suzanne”, “Hallelujah” “So Long, Marianne”, “I’m Your Man”, “First We Take Manhattan” gibi unutulmaz şarkılarına da yer verecek. Sanatçının İstanbul konserinde klasikleşmiş şarkılarına hazır olun… ‘Sting in the Tail’ albümlerinin başarısı Scorpions, sevenlerinin yoğun talebi üzerine ‘Comeblack’ ile Türkiye’ye geri dönüyor! 46 yıllık müzik serüvenlerinin sonunda 2010 yılında dağılma kararı alan grup, hala sürmekte olan 3 yıllık Farewell dünya turnesine başladı ve aynı yıl çıkan ardından müzikseverlerle yeniden buluşmaya devam ediyor. 2010 Veda Turnesi boyunca sevenlerinin büyük desteğiyle karşılaşan grup üyeleri, bu yeni proje kapsamında bir kere daha stüdyoya girmekten mutluluk duyduklarını belirttiler. ‘Comeblack’ albümü, hem yıllardır gönülden destek gördükleri Scorpions hayranlarına hem de The Beatles ve The REMBETİKO KONSERİ 25 Ağustos'ta Turkcell Kuruçeşme Arena’da… İstanbul kaybettiği müziğine kavuşuyor… Boğaz’da Rembetiko rüzgârı… Türk ve Rum Müziğinin unutulmaz dönem şarkıları, 19.yy Café Aman müzik kültürü tekrar sahnede yaşıyor… Cafè Aman İstanbul'un 20 kişilik büyük bir kadroyla Turkcell Kuruçeşme Arena ’de sahne alacağı geceyi, Türk ve Rum müzisyenlerden oluşan 12 kişilik orkestrayla Horokos adlı dans grubu da 8 dansçısıyla renklendirecek. Rolling Stones gibi gruba müzik kariyerlerinde ilham veren efsanevi isimlere bir teşekkür niteliğinde... Milyonlarca rockseverin kalbinde taht kurmuş ‘Rock You Like A Hurricane’, ‘Wind Of Change’ ve ‘Still Loving You’ gibi ölümsüz parçalar, grubun kurucusu ve vokalisti Klaus Meine, grubun gitaristi Rudolf Schenker ve jabs & co. yaratıcılığı ışığında günümüz teknolojisinin olanaklarıyla bu albüm için Arena’da buluşacak. 19. yüzyıl müzik kültürünün sahnede şölene dönüşeceği gecede, hasapikodan zeybeğe farklı danslar dönemin Café Aman’ların da yaşandığı gibi doğaçlama sergilenecek. 28 yeniden kaydedildi. İçerikler http://www.biletix.com sitesinden alınmıştır. sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:34 Page 31 insan kaynakları bizden haberler Atananlar KARİYER GÜNLERİ İnsan Kaynakları Müdürlüğü ve Hemşirelik Hizmetleri Müdürlüğü olarak “Sağlıkta Doğru Tercih” sloganından hareketle 2012 yılında kariyer günleri düzenledik. Üniversite ve Meslek Lisesi öğrencileri için planlanan Kariyer Günleri’ni iş hayatını tanımalarını sağlamak, iş bulmalarına ve kariyerlerine yön vermelerine destek olmak ana hedefi ile gerçekleştirdik. Kurumumuzda staj yapmak isteyen öğrencilere staj imkanı sağlanarak iş hayatını yerinde görme fırsatı sunduk. KADIKÖYŞİFA SAĞLIK GRUBU çalışanlarımıza yeni görevlerinde başarılar diliyoruz. FİLİZ YERLİ ANESTEZİ TEKNİKERİ > ANESTEZİ TEKNİKERLERİ SORUMLUSU-KŞH ÖZLEM ÖZTEL TARHAN KURUMSAL PAZARLAMA SORUMLUSU > ANLAŞMALI KURUMLAR MÜDÜR YARDIMCISI EBRU ÖZEL KURUMSAL PAZARLAMA UZMANI > ANLAŞMALI KURUMLAR SORUMLUSU SEVGİ YAYLALI İŞE ALIM UZMANI > İŞE ALIM SORUMLUSU Sifalı Miniklerimiz Çocuklarınızla birlikte sağlıklı ve şifalı bir ömür dileriz 2012 YILINDA DÜZENLENEN KARİYER GÜNLERİ Okan Üniversitesi Maltepe Üniversitesi Gebze Sağlık Meslek Lisesi Validebağ Sağlık Meslek Lisesi Bülent Akarcalı Sağlık Meslek Lisesi Ahmet Kemal Yeşilay Hande Şenata Yeşilay Damla Aydın Mehmet Aydın Melis Başöz Sırma Başöz Toprak Metin İlknur Metin Dr. Ahmet Cengiz Şen Ece Şen Evlenenler... KADIKÖYŞİFA SAĞLIK GRUBU çalışanlarımıza bir ömür boyu mutluluklar diliyoruz. Özlem Oğuz Çiğdem Yıldırım Didem Köylü Arzu Kızılkaya 25 Özlem Aydın Ercan Baş Özlem Sarı ünal Mızıkçı sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 13:49 Page 32 sizden gelenler S i z d e n Ge le n ler Merhaba, 25 Nisan 2012 tarihinde Hakan Bey ameliyat yaptıktan sonra yaşadığım olumlu süreci kişisel web sitemde Emel Hanım, kızımızla ilk yolculuğumuzda yazmıştım. Yazımı sizinle de paylaşmak istedim. eşsiz rehberliğiniz sayesinde ışık hep bizim- Nefes Almak Güzeldir leydi, çok teşekkür ederiz. Hemşire ekibiniz Çocukluğumdan beri üst solunum yollarım ile ilgili sık sık sağlık sorunu yaşarım. Ayrıca alerjik bir bünyem olduğundan son derece özenli ve şevkatliydi, Zira diğer da bu rahatsızlık sürecim hem uzun hem de sıkıntılı geçer çoğu zaman. Burnumda doğuştan yapısal bir kemik eğriliği hizmet personelinizde çok nazikti. olmakla birlikte sinüzitim ve son yıllarda alerjiden dolayı burun etlerimde de şişmeye oluyordu. Klimalı ortamlar, halılar, ani hava değişiklikleri derken nefes almakta oldukça zorlanmaya başlamıştım. Sadece nefes almak da değil. İyi uyuyamıyor ve genelde yorgun kalkıyordum. Yıllardır gittiğim her doktor burun ameliyatı olmamı önermişlerdi. Ancak hiçbirinde gerçekten benim yaşam kalitemi artırma niyeti sezmediğimden hep geçici çözüm olarak ilaç tedavisini tercih ediyordum. Bir süredir gittim kulak burun boğaz doktorum kısa sürede bünyemin ne zaman, hangi koşullarda ve nasıl G.E. Doktorlarımıza teşekkürü gerçekten bir borç biliriz. İlgi ve alakalarından ötürü minnettarız. E.M. etkileneceğini tespit edip benim daha kontrollü olmamı ve bünyemi tanımamı sağladı. Özellikle bu sene İstanbul dışına İhtiyaç halinde hemen ilgilenmesi ve güler- çok çıktığımdan ani hava ve ortam değişikliklerinden dolayı son 6 ayım çoğunlukla hasta geçti. Ben de en başta dok- yüzlü olması çok güzel. Teşekkür ederiz. toruma olan güvenim, sonrasında daha rahat nefes almayı istememden dolayı burun ameliyatı olmaya karar verdim. M.K. Karar sonrasında sorduklarım ve araştırdıklarımla burnumu hiç tanımadığımı anladım :) Burnumun orta duvarının eğriliğine septum deviasyonu deniyormuş. Burnumuzda sağ tarafta üç adet, sol tarafta üç adet bulunan burun etine de A-Z’ye tüm çalışanların güleryüzlü olmaları konka deniyormuş. Burun boşluğu, septum adı verilen burun orta kısmında bulunan ve dikey yönde uzanan yapı ile C.Ö ikiye bölünüyormuş.S eptumun eğrilmesi burunda tıkanıklığa sebep olmakla birlikte burun içindeki havanın nemlenmesini sağlayan konkaların da büyümesine neden olabiliyormuş. Septum eğriliğinin düzeltilmesi için yapılan ameliyata septoplasti deniyormuş.Burun çevresindeki sinüs adı verilen, hava içeren boşlukların iltihaplanmasına da sinüzit deniyormuş. Bu iltihapların ameliyatla temizlenmesi de endoskopik sinüs cerrahisiymiş. Ben septoplasti, konka ve endoskopik sinüs cerrahisi operasyonları geçirdim. Hem ailemde hem de yakın çevremde burun ameliyatı olmuş bir çok insan iyileşme sürecinde çok acı çekeceğimi, yüzümün şişip gözaltlarımın mosmor olacağını, ameliyatta konan tamponların çıkarılmasının da tam bir işkence olduğunu anlattılar. Ben doktoruma operasyonun detayları ve sonrasında Doktorların ve hemşirelerin ilgi ve güzelryüzlü olması. Özellikle doktorumun kalitesi ve iyleşmemi sağlaması N.Y. Allah Şifa hastanemize ve doktorlarımıza zeval vermesin. Her birim mükemmel, hiç- yaşayabileceklerimle ilgili hiçbir şey sormadım. Hem güveniyordum hem de bilmek beni sadece ürkütecekti. Ameliyata bir konuda sözyleyecek sözüm yok. oldukça sakin girdim. Sonrasında aradan birkaç saat geçmeden ayağa kalktım. Aynaya korkarak bakmıştım ama sa- A.D. dece yüzümde hafif şişliği görünce oldukça rahatladım. Tıbbın ilerlemesiyle burun içine sokulan bir kamera aracılığı ile monitörden ameliyat yapmaya imkan veren cihazların kullanılmaya başlandığından eskisi gibi burun dışında kesikler ve dikişler olmuyor. Metrelerce sargı bezlerinden yapılmış tamponlar yerine slikon tamponlar kullanılıyor. Ameliyat sonrası ilk 3 gün yüzümde ve burnumda sızlama oldu ancak dayanılmayacak bir ağrım hiç olmadı. 3 gün sonra tamponlarım alındığında, daha burnumun içi yara ve burnum tıkalı olmasına rağmen eskisinden daha iyi nefes almaya başladım. Hatta ilk nefes aldığımda öylesine derin nefes almaya başladım ki ben yıllarca nefes almıyormuşum bunu anladım. Ameliyat sonrasında size önerilen ilaçları söylendiği şekilde kullanırsanız, enfeksiyon kapmamak için iyileşme sürecinde bulunduğunuz ortamlara dikkat ederseniz, söylenen zamanlarda kontrollerinize giderseniz kısa sürede toparlanıp gündelik yaşama dönüyorsunuz. Daha rahat nefes almaya başladıktan sonra yürürken daha az yoruluyorum. Yıllarıdır iyi uyuyamadığımdan ve yorgun uyandığımdan yakınır dururdum. Artık daha derin uyuyabiliyorum ve uyku sürem az olsa bile daha dinç kalkıyorum. İyi ki ameliyat olmuşum. Nefes almak güzelmiş... P.B. 30