bizimşifa dergisi - KadıköyŞifa Sağlık Grubu

Transkript

bizimşifa dergisi - KadıköyŞifa Sağlık Grubu
sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:32 Page 3
içindekiler
04
06
BASINDA KADIKÖYŞİFA
12
ŞİFA DOSTLARI
Ünlü komedyen Yavuz Seçkin Baba oldu
14
KARDİYOLOJİ
Koronoer anjiografi nedir?
18
FİZİK TEDAVİ REHABİLİTASYON
Omurga Robotu: Centaur
20
PLASTİK VE REKONSTRÜKTİF CERRAHİ
Takip edilmeyen benler hayati tehlike oluşturur.
ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI
1-2 Yaş grubu çocuğunun beslenmesi...
08
NÖROŞİRURJİ
Yürüme güçlüğü, idrar kaçırma ve demans...
16
INSTABEBEK FOTOĞRAF YARIŞMASI
Çek - Paylaş - Kazan
22
KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM
Doğum kontrol halkası
10
KALİTELİ YAŞAM POLİKLİNİĞİ
Güneş lekelerinden kurtulmanın yolları
17
ÇOCUK POLİKLİNİĞİ
Ağlamayan Çocuk Polikliniği
24
ŞİFA KULÜP
Kültür Sanat Etkinliği
S i z den
Gelenler
26
28
ŞİFA KULÜP
Kültür Sanat Etkinliği
Kurucumuz
DR. AHMET EMİNOĞLU
Yönetim Kurulu Başkanı
BUKET PİLAVCI
KÜLTÜR SANAT
Kitap, gösteri, konserler...
Bülteni Hazırlayanlar
AYŞEN ÖZKUL
ŞENAY EKİZOĞLU
GÖKÇE BABAYİĞİT
FARUK GÜR
29
BİZDEN HABERLER
Kariyer Günleri
İletişim Bilgileri
Işıklar Cad. No: 31
Ataşehir, İstanbul
444 2 574
www.kadikoysifa.com
[email protected]
30
SİZDEN GELENLER
Baskı
Form-Ar
Matbaacılık ve Ambalaj San.
Tel: 0212 512 16 31
sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:32 Page 4
Dr. Ahmet Eminoğlu fotoğraflarını ve vefatının ardından, sevenleri tarafından anı defterine yazılan yazıları dergimizle birlikte sunduğumuz özel ekte bulabilirsiniz.
sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:32 Page 5
Basında KadıköyŞifa
23.06.2012
26.06.2012
3
sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:32 Page 6
13.06.2012
GÜNEŞ
03.07.2012
04.07.2012
4
sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:32 Page 7
şifa dostları
ÜNLÜ KOMEDYEN YAVUZ SEÇKİN
BABA OLDU
Olağanüstü taklit yeteneği sayesinde dinleyicilerin
ve seyircilerin gönlünde taht kuran Yavuz Seçkin
üçüncü kez baba oldu.
Klas FM'de yayın hayatına başlayan, “Yavuz'un
Minibüsü” isimli radyo programı ile tanınan Yavuz
Seçkin özellikle taklit yeteneği sayesinde kısa
zamanda ilgi çekmeyi başardı. Daha sonra aynı
programda telefon şakaları yapmaya başlayan
Yavuz Seçkin her geçen gün ününe ün katmaya
devam etti.
Televizyon dünyasına 2004 yılında Avrupa Yakası
ile adım adan Yavuz Seçkin burada da Sertaç
karakteri ile başarılı bir performans sergiledi.
Daha sonra pek çok televizyon programı yapan
sanatçı şu sıralarda PAL FM'de devam ettiği radyo
programının yanı sıra ilk filmini de çekiyor. Sanal
alemde tıklanma rekorları kıran 'Oğlum bak git'
isimli videodan yola çıkarak film çekmeye karar
veren Yavuz Seçkin, şu sıralarda filmin
çekimlerine tam hız devam ediyor. Video ile aynı
ismi taşıyan filmde Yavuz Seçkin'e Arzu Yanardağ,
Sibel Gökçe ve Çetin Altay gibi sanatçılar eşlik
ediyor.
Yavuz Seçkin'in iş hayatında olduğu gibi özel hayatında da mutlu gelişmeler yaşanıyor. Ünlü komedyen eşi Dicle Seçkin ile
kızları Asya'yı kucaklarına almanın heyecanını yaşıyor. KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi'nde 20 Ağustos günü, saat 08.02'de
dünyaya gelen Asya bebek, 50 cm boyunda ve 3.100 gr ağırlığında. Son derece sağlıklı olan anne ve bebek iki gün hastanede
kaldıktan sonra taburcu edildi.
5
sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:32 Page 8
Yavuz Seçkin bu yoğun temposu arasında bizleri kırmadı ve ropörtaj talebimizi
kabul etti. Kendisine çok teşekkür ediyor ve kızları ile birlikte sağlıklı ve mutlu bir
ömür diliyoruz.
3-Kaliteli yaşam sizce nedir?
Y.S: Öncelikle, sağlıklı yaşamak ve hayattan olumlu şeyleri
toplamak gerektiğini düşünüyorum. Olumsuzlukları ve
mutsuzlukları uzaklaştırmak, her şeyden olumlu paylar
çıkarmak gerektiğine inanıyorum.
4-Tecrübeli bir baba olarak çocuklarınız için şunu
yapmasını asla istemem dediğiniz bir şey var mı?
1-Yavuz Bey, bugüne kadar sizi hep güler yüzünüz ile
Y.S: Hayır, ben herkesin kendi özgür kararlarını vermesini
gördük, güldürmek zor, sizin gibi enerjisi yüksek sürekli
desteklerim. Kötü alışkanlıklar olmadığı sürece hayırlı ve
gülümseyen pozitif bir insan olmak daha zor.
dürüst insanlar olmalarını dilerim her zaman.
Nasıl başarıyorsunuz, sağlıklı yaşam, duygusal
zenginlik, mutlu bir ilişki, hepsi....?
5-Doğuma girdiniz mi? Neden?
Y.S: Öncelikle teşekkürler, tabii işimi sevmemin büyük
Y.S: Doğuma girmeyi çok istedim fakat çok heyecanlıydım,
katkısı var ve eşimin varlığı ve desteği de duygusal
doktor da yüzümü bembeyaz görünce beni doğuma
zenginliğimi arttırıyor,sağlıklı yaşamaya çalışıyorum
almadı.:) Doğum sonrası eşimi ve bebeğimi görmek
elbette, fırsat buldukça düzenli spor yapıyorum..Bunların
gerçekten de çok heyecan vericiydi..Hayatımın en
hepsinin benim işime olumlu katkıları olduğunu
unutulmaz anı oldu.
düşünüyorum.
2-Bir çok ünlü tipleme ile seyrettik sizi, bunların içinden
alınan, darılan oluyor mu?
Y.S: Ben, tüm tiplemelerimi insanları kırmadan, saygı
çerçevesi içerisinde,onları kırıp incitmeden, aksine onları
onore ederek yapıyorum. O yüzden olumsuz tepkilerle pek
karşılaşmıyorum.
6
ÇOCUK SAĞLIĞI
VE HASTALIKLARI
sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:32 Page 9
DOĞUM SONRASI ANNELERE
NEDEN BOĞMACA AŞISI
UYGULANMALI?
Dünyada her yıl 50 milyon kişi boğmacaya yakalanırken bunlardan 300 bini hayatını kaydediyor. Çok bulaşıcı bir hastalık olan
boğmaca, yetişkinler ama özellikle bebekler için ciddi bir hastalıktır. KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi Yenidoğan Uzmanı Prof. Dr.
İlknur Kılıç, boğmaca hakkında en önemli soruları yanıtlayıp, annelere neden boğmaca aşısı uygulandığını açıkladı.
açabilir. Boğmaca soğuk algınlığına benzer belirtilerle başlar,
daha sonra boğulurcasına, yoğun
ve hızlı öksürük nöbetleri görülür.
Bu hastalığa yakalanan bebeklerle
küçük çocuklar nöbetler sırasında
morarıp kusabilir, hatta boğularak
yaşamlarını kaybedebilir. Boğmacanın hafif seyrettiği yetişkinlerde diğer solunum yolu
enfeksiyonlarına benzer dirençli
öksürük gelişir. Yapılan araştırmalarda 2 haftadan uzun süren öksürüklerin yüzde 20'sinin
boğmacadan kaynaklandığı tespit
edilmiştir.
Boğmaca nedir?
"Bordatella pertussis" adındaki
bakterinin yol açtığı, hava yolu ile
bulaşan, çok bulaşıcı bir hastalıktır.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine
göre dünyada her yıl 50 milyon
boğmaca vakası görülmekte, bunlardan 300 bini hayatını kaybetmektedir. Boğmaca her yaşta
görülebilen ancak bebeklerde
öldürücü olabilen bir hastalıktır.
Özellikle bebekler açısından çok
ciddi bir hastalık olan boğmaca akciğer problemi başta olmak üzere,
birçok kalıcı sağlık sorununa yol
Boğmaca nasıl bulaşır?
Boğmaca bebeklere yüzde 75
oranında yakın çevresinden bulaşmaktadır. Bulaşma; %40 anne,
%15 baba, %20 4 - 19 yaş arası
kardeşlerden olmaktadır.
Doğurganlık çağındaki kadınların
yarısında, ilk doz boğmaca aşısı
yapılana kadar bebeği koruyacak
antikor titresinin olmadığı gösterilmiştir.
Boğmaca aşısı etkisini
kaybeder mi?
Boğmacaya karşı bağışıklık aşıdan
sonra ortalama 10 yıl sonra azal7
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Prof. Dr. İlknur Kılıç
maktadır. Bu nedenle erişkinler
boğmacaya yakalanıp yenidoğan
bebeklere enfeksiyon bulaştırabilirler. Yenidoğanlarda ilk boğmaca
aşısı 2. ayın sonunda yapıldığı için
mikrobu bundan önce alan bebek
riskle karşı karşıya kalmaktadır.
Koza stratejisi nedir?
“Bebekleri korumak için bebekle
teması olan anne – baba - kardeş,
bakıcı ve sağlık çalışanlarının
aşılanmasını öngören yaklaşım”
dır. Mevcut veriler, Tdap aşısının
(Boğmaca aşısı) her populasyonda
(gebeler dahil) güvenli olduğunu
göstermektedir.
Hastanemizde doğum sonrası bebekleri boğmaca enfeksiyonundan
korumak için koza stratejisi uygulanmakta, bebek doğduktan sonra
anneler boğmacaya karşı aşılanmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre
dünyada her yıl 50 milyon boğmaca
vakası görülmekte, bunlardan
300 bini hayatını kaybetmektedir.
sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:33 Page 10
NÖROŞIRÜRjI
YüRüME GüçLüĞü, İDRAR
kAçIRMA vE DEMANS
ŞİkAYEtİNİz NORMAL BASINçLI
HİDROSEfALİ OLABİLİR!
Nöroşirurji
Op. Dr. Abdülkadir Şükrü Birler
Normal Basınçlı Hidrosefali
ileri yaşta ve özellikle yardıma
muhtaç hastalarda hem hastayı, hem bakım veren aile bireylerini zorlayan, hastanın
yaşam kalitesini bozan bir
hastalık. Gelişen tedavi yöntemleri sayesinde Normal Basınçlı Hidrosefali kolayca
tedavi edilebiliyor. KadıköyŞifa
Ataşehir Hastanesi Beyin
Omurilik ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Abdülkadir Şükrü
Birler, Normal Basınçlı Hidrosefali ve tedavi yöntemleri
hakkında bilgi veriyor.
Normal Basınçlı Hidrosefali nedir?
İleri yaşlarda, özellikle altmışlı yaşlardan sonra
görülür. Hastanın adımları gün geçtikçe küçülür,
dengesi bozulur ve sık sık düşmeye başlar. Giderek artan unutkanlığına idrar kaçırma eşlik eder.
Tüm bu belirtiler Normal Basınçlı Hidrosefali
hastalığına ait olabilir.
Yaşlılıkta unutkanlığa veya yürüme bozukluğuna
neden olan Parkinson, Alzheimer gibi hastalıkların yanı sıra Normal Basınçlı Hidrosefali sık görülen bir durumdur. Yardımla yaşamını sürdüren
ileri yaşlılarda yapılan bir araştırmada görülme
sıklığı %9 - 14 arasında bulunmuştur. Bu üç belirtinin bir arada bulunması hastalığın tanısını
güçlendirir.
tabakası tarafından emilmesi sağlanır. Ameliyat
sonrası hastalar genellikle bir gün hastanede
kalır.
Normal Basınçlı Hidrosefali nasıl gelişir?
Beynimizin içinde “karıncık” adı verilen içi sıvı
dolu boşluklar vardır. Bu boşlukların içinde her
gün yaklaşık yarım litre, kayasuyu berraklığında
beyin omurilik sıvısı yapılır ve bu sıvı beynin yüzeyine çıkıp beyin tarafından emilir. Beynimiz bu
işlemi her gün tekrarlar. İleri yaşlarda beyin
omurilik sıvısının emilimi bozulur ve beyin içindeki karıncıklar büyürken beyin küçülmeye başlar.
Sonuçta hastanın unutkanlığı giderek artar.
Adımları giderek küçülür, yürümeyi başlatmada
ve dönüşlerde zorlanır ve sık sık düşer. Bu bulgulara çoğu zaman idrar kaçırma da eşlik eder
ve hasta idrarını yapmaya yetişemez hale gelir.
Tanı nasıl konur?
Yukarıda anlatılan bulgular saptandığında hastanın bellek durumunu saptamak için önce “Minimental test” adı verilen bellek testi yapılır. Test
sonuçları Normal Basınçlı Hidrosefali hastalığına
ait bir bellek bozukluğu gösteriyorsa hastadan
yaklaşık 10 - 15 cc beyin omurilik sıvısı alınır. Bu
amaçla “lomber ponksiyon” adı verilen işlem uygulanır. Sıvının alınmasını izleyerek saatler içinde
hastanın durumu düzelme gösterir. Özellikle yürüyüşü belirgin biçimde düzelir. Hastanın sıvı alınmasına cevabı bu şekilde olumlu olursa durumu
kalıcı hale getirmek için şant ameliyatı yapılır.
Normal Basınçlı Hidrosefali'de Şant ameliyatı
nasıl yapılır?
Beyin cerrahisi ameliyatları arasında görece
kolay bir ameliyattır. Hastanın belinden karnına
cilt altından geçen bir silikon tüp yerleştirilir.
Fazla beyin omurilik sıvısının karın içindeki yağ
8
En önemli belirtiler
yürüme güçlüğü, idrar
kaçırma ve demans!
sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:33 Page 11
GüNEŞ LEkELERİNDEN
kURtULMANIN YOLLARI!
Yaz aylarında deniz, kum, güneş üçlüsünden herkes bol miktar yararlanmak
ister. Özellikle de güneşten. Ancak vücudumuz için son derece yararlı olan
güneşin istenmeyen yan etkileri de olabilir. Bunlardan en önemlisi de güneş
lekeleri. KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi Kaliteli Yaşam Polikliniği’nden
Medikal Estetik Hekimi Dr. Yasemin Savaş güneşin bedenimize verebileceği
zararları ve güneş lekelerinden nasıl kurtulabileceğimizi anlatıyor.
Medikal Estetik
R
Dr. Yasemin Savaş
uh ve beden sağlığımızda
mazsa problem daha da artabilir),
Cildimize kaybettiği nemi kazandırmak, cil-
önemli bir yere sahip, dünya-
• kılcal damar genişlemeleri, varis,
dimizi güneş lekelerinden kurtarıp tekrar
mızın enerji kaynağı olan gü-
• cildin elastikiyetini kaybetmesi ve sark-
homojen bir görünüme kavuşturmak için;
neşin kaliteli yaşam için
malar,
yararlanabileceğiniz uygulamalar şöyle sı-
faydaları şüphesiz tartışılmaz. Ancak her
• saçlarda kuruluk ve matlaşma, çabuk kı-
ralanabilir:
şeyin fazlasının zararlı olabileceği gibi, gü-
rılma, kepeklenme (Güneşin yaydığı ultravi-
neşin de fazlası vücudumuza pek çok
yole ışınları ile deniz suyundaki tuz ve
1) Cilt özel bakımları; soruna yönelik ve cilt
zarar verebilir. Bunlardan en önemlileri
havuzlardaki klor bunda önemli etkenlerdir),
yapısına uygun ürünlerle yapılan cilt ba-
şunlar:
• tırnaklarda incelme ve sararma gibi
kımları cilde kaybettiği nemi kazandırır,
• bağışıklık sisteminin zayıflaması,
erken yaşlanma belirtilerini de aynı güneş
• katarakt ve göz kanseri,
ışınları yapmaktadır.
2) Oksijenterapi; fotoyaşlanma belirtile-
• A vitamini eksikliği,
Yaşınız kaç olursa olsun solar yaşlanma;
rinde, cilt neminin azaldığı her durumda,
• cilt kanseri, ciltte kırışıklık, hücre yenilen-
güneşe karşı teslim olmuş tüm savunmasız
hassas, etkili ve güvenli bir yöntemle canlı
mesinde aksama, melanin pigmentinin
ciltlerde moleküler düzeyde gelişen bir dizi
ve sağlıklı bir cilt görünümü sağlar,
aşırı çalışması sonucu dengenin bozulması
olaydır ve serbest radikallerin açığa çıkışı
ile meydana gelen güneş lekeleri, ciltte sa-
ve oksidasyon denen olay sonucu gerçek-
3) carbon peeling; cildi ölü hücrelerden
vunma mekanizması olarak kalınlaşma ve
leşir. Erken yaşlanma kaçınılmazdır. Tatilde
arındırmak amacıyla üst tabakasının uzak-
nem kaybı-kuruluk, çiller, sivilcelerde artma
kumsal, havuz, deniz, güneş derken bunla-
laştırılması işlemidir. Cilt lekeleri, kırışıklıklar
(Sivilcelerin güneşin ve deniz suyunun etki-
rın cildimize, saçlarımıza ve vücudumuza
ve akne izlerinin giderilmesinde, cildin nem
siyle tedavi olduğunu ve azaldığı düşünü-
verdiği zararları unutuveriyoruz ve güneşe
ve yağ dengesini kontrolde faydalıdır. Cil-
lebilir ama gerçekte öyle değildir.
teslim oluyoruz. Gerçek şu ki, insan cildinin
din canlı ve homojen bir görünüm almasını
Ultraviyole ışınları cildi kurutup, yağ üreti-
yazın gördüğü bütün zararlar sonbahar ay-
sağlar,
mini düzenler fakat iklimin değişmesiyle si-
larında ortaya çıkıyor ve bronz tenin pırıltısı
vilcelerde artış görülebilir. Önce aşırı bir
giderken bu kez kendimizi kısa sürede to-
4) Mezolifting; yüze; nem, dolgunluk, ger-
kuruma, sonra da çok fazla yağlanma his-
parlanmanın ve sağlıklı görünüme kavuş-
ginlik, renk ve ışıltı vererek, anında diri ve
sedilen sivilceli ciltlerde, tedavi uygulan-
manın planlarını yaparken buluyoruz.
genç bir görünüm sağlar,
9
sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:33 Page 12
k aliteli
Ya ş a m
Polikliniği
5) Dolgu ve botoks uygulamaları; yüzün
tehlikedir. Kaliteli yaşamın vazgeçilmezi
dinamik çizgilerinde ve derin çizgilerinde
olan güneşe karşı koruyucu önlemler özel-
daha sağlıklı bir görünüm sağlar,
likle ozon tabakasındaki incelmenin olduğu
son yıllarda daha da önem kazanmıştır.
6) Lazer ile cilt yenileme, leke tedavisi,
sivilce tedavisi ve kılcal damar tedavisi;
kısa zamanda cilde gerginlik ve homojen
bir görünüm verir, kılcal damar ve güneş
lekelerinin tedavi olmasını sağlar,
7) Saçlı deri mezoterapisi; saça ihtiyacı olan vitamin ve minerallerin
enjeksiyonu ile kısa zamanda
saç dökülmesi, kırılmalar ve matkuru saçlara tedavi imkanı sağlar,
8) Vücut uygulamaları; güneşe bağlı elastikiyet
kayıplarında kişiye
özel tedavi programları uygulanarak engel
olmak mümkün, cryolazer lipoliz, radyofrekans ve eximia
uygulamalrından faydalanılabilir
9) Terleme tedavileri;
sosyal ve tıbbi açıdan
değelendirilerek tedavi edilebilir
Yaşınız kaç olursa olsun solar
yaşlanma; güneşe karşı teslim
olmuş tüm savunmasız ciltlerde
moleküler düzeyde gelişen bir
dizi olaydır ve serbest radikallerin
açığa çıkışı ve oksidasyon denen
olay sonucu gerçekleşir. Erken
yaşlanma kaçınılmazdır.
Unutulmamalıdır ki
güneş sadece yaz
aylarında tatilde
veya kış sporları yaparken değil günlük
hayatımızda kışın
da korunulması ve
zararlarına karşı
önlem alınması gereken bir
10
KARDİYOLOjİ
sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:33 Page 13
kORONER ANjİOGRAfİ NEDİR
vE NE zAMAN YAPILMALIDIR?
Pek çoğumuzun çevresinde halk tabiri ile anjio olan bir eşi, dostu veya tanıdığı vardır. Buna
rağmen çoğumuz anjionun ne olduğunu tam olarak bilmez. (Özellikle merdiven, yokuş çıkarken göğüste baskı veya ağrı hissediyorsanız sizde kalp hastası adayı olabilirsiniz ve anjioya ihtiyacınız olabilir.) Kalp hastalıklarının tanısında önemli bir rol oynayan ve hem
hastaya, hem hekime büyük avantajlar sağlayan anjiografi hakkında bilinmesi gerekenleri
KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Güven Caner derledi.
Koroner anjiografi kalbi besleyen koroner
damarların görüntülenmesini sağlayan tanı
yöntemidir. Vücuttaki tüm organ ve dokuların
yaşamlarını devam ettirebilmeleri için kana
gereksinimleri vardır. Bu kanı organ ve dokulara
pompalayan organ aslında bir kastan ibaret
olan kalptir. Ancak diğer tüm organlar gibi kalp
kasının kendisinin de kana ihtiyacı vardır. Bu
kanı kalbe taşıyan damarlar da koroner
damarlardır.
Merdiven ve yokuş
çıkarken göğüste baskı
hissedenler dikkat etmeli!
Koroner damarların ateroskleroz (damar
sertliği) sonucu daralması koroner yetmezliği,
tıkanması ise akut miyokard infarktüsü (kalp
krizi) denen çok ciddi sonuçları olabilen
hastalıklardır.
Özellikle yolda yürürken ya da yokuş merdiven
çıkarken göğsünde baskı veya ağrı hisseden
kişilerde bunun kalple ilgili olup olmadığının
araştırılması şarttır. Bu amaçla hastaya önce
elektrokardiogram (EKG) çekilir.
Şayet EKG de tipik koroner yetmezliği bulguları
varsa hastaya koroner anjiografi yapılmalıdır.
EKG de tipik koroner arter hastalığı bulguları
yok ancak yinede koroner arter hastalığından
şüphe ediyorsak sonraki aşamada yapılması
gereken ekokardiografik inceleme ve efor
testidir. Ekokardiokrafik incelemede kalbin sol
karıncığında kasılmaya iştirak etmeyen ya da
az kasılan bir bölüm varsa bu koroner arter
hastalığı lehinedir. Efor testi ise hastaya belirli
düzeyde efor yaptırılarak efor esnasındaki EKG
değişikliğinin gözlenmesidir. Şayet efor testinde
koroner arter hastalığı bulguları ortaya çıkarsa
hastaya anjiografi yapılmalıdır.
Eko ve efor testinde kesin olamayıp şüpheli
bulgular oluştuysa bir diğer tanı yöntemi
miyokard perfüzyon sintigrafisi (MPS) dir.
Talium ya da teknesyum gibi sadece kalp
adelesinde tutulan radyoaktif bir madde çok
küçük dozda verildikten sonra kalp adelesindeki
tutulumu izlenir. Şayet kalp adelesinde homojen
olarak tutulmamışsa kalp damarlarında sorun
var demektir ve yine koroner anjiografi gerekir.
İki türlü koroner anjiografi vardır
Birincisi klasik koroner anjiografi dediğimiz
yöntemde kol ya da kasıktan bir atardamara
girilerek kalpten çıkan ana damarın (aort) çıkış
yerinde bulunan koroner arter ağızlarına ulaşılıp
radyoopak (röntgen ışını geçirmeyen) bir
madde verilerek görüntüler elde edilir ve bu
elde edilen görüntüler tekrar tekrar izlenerek
darlığın yeri ve derecesi saptanır. Bu yöntemin
önemli bir üstülüğü ciddi bir darlığın varlığında
aynı seansta stent uygulanarak tedavinin de
sonuçlandırılılabilmesidir.
Diğer yöntem ise CT koroner anjiografi dir. CT
koroner anjiogarfinin üstün tarafı küçükte olsa
bir cerrahi girişim gerektirmemesidir.
11
Kardiyoloji
Uzm. Dr. Güven Caner
Dolayısıyla bir gecede olsa hastanede yatma
ihtiyacı duyulmamasıdır. Bir diğer iyi tarafı
damarda darlık yapan plakların sert ya da
yumuşak plak olup olmadığının anlaşılmasıdır.
Yumuşak plak sert plağa oranla daha
tehlikelidir. Zira yırtılıp damarı tıkama şansı
daha fazladır. Dezavantajı ise damarda belli bir
oranın üzerinde darlık tesbit edilirse tekrar
klasik anjio yapılmak zorunluluğudur. Tabiki bir
sakıncası da alınacak şua miktarıdır. Önceleri
ailesinde kalp hastalığı fazla olan kişilerin yad a
yüksek risk grubundakilerin (sigara, şeker
hastalığı, tansiyon vs nedeniyle) belli aralıklarla
CT anjio yaptırmasını önerenler olmuşsada
bunun belli aralıklarla yapılan rutin bir muayene
yöntemi olmaması gerektiği konusunda fikir
birliği vardır.
Anjiyografi tıbbi açıdan önemli bir avantajdır!
Sonuç olarak koroner anjiografi gerekirse stent
ve hatta gerekirse koroner by pass ameliyatları
tıbbın son senelerdeki en büyük
gelişmelerinden biridir. Bundan 30 sene kadar
öncesine kadar koroner damarlarında sorun
olan hastalara ilaç tedavisi dışında hiçbir şey
yapılamazken bu gün tıp bu hastalara stent gibi
koroner by pass gibi çok büyük imkanlar
sunmaktadır. Bu nedenle hekimi anjio
önerdiğinde hastanın bunu tereddütsüz kabul
etmesi, tıbbın kendisine sunduğu bu
olanaklardan sonuna kadar yararlanması
gerekir.
sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:33 Page 14
12
FİZİK TEDAVİ
REHABİLİTASYON
sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:33 Page 15
Kronik bel ağrısına,
bel fıtığına ameliyatsız çözüm
OMURGA ROBOTU
Yapılan bilimsel çalışmalar tüm dünya nüfusunun yüzde 90'ının hayatında bir kez, iş kaybına
yol açacak şiddette, bel ağrısı atağına maruz kalacağını gösterdi. Bel ağrısı çeken her 100
hastadan 3 - 4'ünde ise bel fıtığı görülüyor. Bugüne kadar gerek ameliyat, gerekse uzun
iyileşme süreci nedeniyle hastalar için kabusa dönüşen omurga hastalıkları, artık modern
teknoloji sayesinde kolayca tedavi edilebiliyor. Wooridul Türkiye KadıköyŞifa Ataşehir
Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon uzmanı Dr. Elif Gürkan, Türkiye'de ilk kez Wooridul
Türkiye KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi Omurga Merkezi'nde uygulanmaya başlanan ve
ameliyat gerektirmeyen Centaur Sistemi hakkında bilgi veriyor.
Omurga hastalıklarının görülme oranı nedir?
Hangi yaş, cinsiyet, meslek gruplarında daha
çok görülür?
Bel ağrıları tüm toplumların en büyük
sorunlarından bir tanesidir. Tüm insanların
%90’ı, hayatının bir döneminde kendisini kısa
süreli de olsa çalışma yaşamından alıkoyacak
bir bel ağrısıyla mutlaka karşılaşır. Tüm bel
ağrılı hastaların %3 - 4’ünde girişim gerektiren
bel fıtığı görülür.
Düzenli egzersiz yapmayanlar, aşırı kilolu
olanlar, çalışma yaşamlarında ağır fizik yük
altında çalışanlar, Devamlı bilgisayar başında
çalışanlar, ailevi yatkınlığı olanlar ana risk
gruplarını oluşturmaktadır.
En sık görülme yaşları 40 - 60 yaş arasıdır.
Fıtıklar, Omur ve disk hasarları, daralan omurilik
kanalı, yaşa bağlı olan dejeneratif değişiklikler,
bel ağrısına yol açar. 60 yaş sonrasında daha
çok dejeneratif değişiklikler görülür. Bunlara
bağlı sinir sıkışmaları oluşursa, hareketle veya
istirahatle şiddetli ağrılar oluşabilir.
Kimler Centaur Sistemi'nden yararlanabilir?
Kronik bel ağrısı, bel fıtığı, bel kayması, belde
dejeneratif (yaşa bağlı) değişimler olan hastalar
ve hangi nedenle olursa olsun bel ameliyatı
geçiren hastalar artık Türkiye'de ilk kez
KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi bünyesinde
kurulan Wooridul Türkiye Omurga Merkezi’nde
kullanılmaya başlanan ve bir omurga robotu
olan Centaur Sistemi ile fizik tedavilerini
tamamlayıp sağlıklarına kavuşabilecek.
OMURGA ROBOTU nedir ve nasıl
uygulanıyor?
Bilgisayar kontrollü omurga robotu (Centaur
Sistemi), hastaların omurgasının etrafını saran
kök(core) kasların güçlenmesini sağlıyor.
Öncelikle hastaların tedavi öncesi kas gücü bir
testten geçirilerek ölçülüyor. Ardından, kişiye
özel hazırlanan bilgisayar kontrollü program,
hastaya günlük olarak uygulanıyor. Tedavi
bitiminde hangi kasların, ne kadar
güçlendirildiği görülebiliyor. Uygulanan Centaur
Sistemi tedavisi sonucunda, bel ve karın kasları
güçlendirilen hastaya, kendi kaslarından
yapılmış doğal bel korsesi sağlanmış oluyor.
13
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon
Uzm. Dr. Elif Gürkan
sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:33 Page 16
Türkiye’de ilk defa kullanılan
Centaur Sistemi ile, omurga sağlığını en
üst seviyeye ulaştıran uygulamalar,
uzman ekipler eşliğinde KadıköyŞifa
Ataşehir Hastanesi Omurga Merkezi’nde
yapılıyor. Bu uygulamalar, boyun, sırt, bel
ağrıları ve omurgadan kaynaklanan
bozuklukların tedavisinde kullanılıyor.
14
sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 13:34 Page 17
INSTAGRAM FOTOĞAF YARIŞMASI
ÇEK - PAYLAŞ - KAZAN
KadıköyŞifa Sağlık Grubu dünyada 50 milyondan fazla kullanıcısı olan Sosyal
medyanın en önemli uygulamalarından birisi olarak kabul edilen fotoğraf paylaşım
uygulaması Istragram ile bebek temalı ilk Mobil Fotoğraf Yarışmasını düzenledi.
KadıköyŞifa Sağlık Grubu Instagram InstaBebek
Fotoğraf Yarışmasının ilk etabı 1Haziran 2012
tarihinde başladı.
Not: Instagram uygulaması AppleStore ve android
marketten uyumlu cep telefonlarına ücretsiz olarak
indirilebiliyor.
2. etabı 1 - 31 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilen
KadıköyŞifa Sağlık Grubu'nun teması 'Bebek' olan fotoğraf yarışması için herhangi bir koşul gözetmeksizin dileyen herkes android ya da IOS işletim sistemli cep
telefonlarından Instagram uygulaması ile fotoğraf çekip
etkileyici 16 çeşit filtre efektlerinden çetikleri fotoğrafları
www.instabebek.com adresinde paylaşabilecek.
Instagramda taglenerek (#instabebek) siteye yüklenen
fotoğraflardan en çok beğenilen fotoğrafın sahibi ödülü
kazanıyor. Her ay en fazla oy alan fotoğrafın sahibine
bir adet dijital fotoğraf çerçevesi hediye
ediliyor.
15
instagram fotoğraf yarışmasının birincisi 1 adet Sony S
Frame marka digital fotoğraf
makinesi kazanmıştır. Yarışmanın 3. etabı 1 Ağustos
tarihinde başladı.
sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:33 Page 18
16
AĞLAMAYAN
ÇOCUK
POLİKLİNİĞİ
sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:33 Page 19
AĞLAMAYAN çOCUk
POLİkLİNİĞİ
HİzMEtİNİzDE!
KadıköyŞifa Sağlık Grubu çocukların ağlamadan ve
sorun yaşamadan oyun oynayarak muayene olabilecekleri Ağlamayan Çocuk Polikliniği'ni hizmete açtı.
Uzm. Dr. Merve Başkan, poliklinikle ilgili detaylı
bilgiler veriyor.
Ağlamayan Çocuk Polikliniği
Uzm. Dr. Merve Başkan
Çocuk Hastalıkları ve Sağlığı
konusunda yapılan araştırmalar
rutin kontroller ve muayeneler esnasında çocukların doktor ve hastane konusunda zaman zaman
sorunlar yaşayabildiklerini gösteriyor. Bunun sonucunda çocuklarda uzun süreli ağlama krizleri,
doktor veya hastane kelimesini
duyduğunda huzursuzlanma gibi
semptomlar görülebiliyor.
KadıköyŞifa Sağlık Grubu çocuğu
olduğu kadar aileyi de etkileyen bu
duruma çözüm sunmak için bir ilke
imza atıyor. KadıköyŞifa Ataşehir
Hastanesi bünyesinde kurulan
Ağlamayan Çocuk Polikliniği
verdiği hizmet sayesinde çocukların oyun oynayarak muayene olmasını sağlarken, doktor ve
hastane korkusunun gelişmemesine yardımcı olacak.
Ağlamak çocukların kullandığı
bir araç haline gelmemeli
Ağlamak yaşamın ilk dakikalarında
yeni doğan bebeğin sağlığının bir
bulgusu iken, bebek büyüdükçe
önce bir iletişim kaynağı, sonra da
isteklerini elde edebilmek için kullandığı bir araç haline geliyor. Özellikle hastalık gibi bir durum söz
konusu ise doktor muayenesi gibi
istemediği bir şeye zorlandığı
zaman ağlamak en önemli tepki
halini alıyor.
Esas amaç; ağlamayan,
muayenede eğlenen çocuk!
KadıköyŞifa Ağlamayan Çocuk Polikliniği'nin esas amacı; çocukların
küçük yetişkinler olmadığı
gerçeğiyle hareket ederek onlara
empati yaparak; onların dilinden
konuşarak muayene, aşı, tetkik
gibi zorlu süreçleri çocuk için eğlenceye dönüştürebilmek. Böylece
hasta çocuğun ebeveyninin de
stresi azalabiliyor.
Hem çocuk, hem ebeveynler
mutlu olacak
17
Bu bağlamda çocuğun kendisini
iyi hissedebileceği standart
muayene odalarından farklı bir
oyun odasında oyunun bir parçası
olarak muayeneleri gerçekleşiyor.
Aynı zamanda standart muayene
süresi olan 20 dakika yerine 40
dakika kullanılarak çocuk gözlemleniyor. Ona en uygun yaklaşım
saptanıp ebeveynlerin de
katılımıyla muayene ve gerekli girişimler gerçekleştiriliyor.
Ağlamayan Çocuk Polikliniği'nde
bu deneyimi yaşayan çocukların
doktor ve hastane korkusu olmuyor ve sağlıkları için yapılması
gerekli bir takım müdahalelere
verdikleri tepki daha olumlu oluyor.
sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:33 Page 20
Bulunduğumuz yaz mevsiminde güneşin zararlı etkilerinden mutlaka korunmalıyız. Güneşin zararlı ışınları sonucu cilt kanseri gelişebilmektedir
ve ne yazık ki cilt kanserleri görülme sıklığı gittikçe artmaktadır. KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi Plastik ve Rekonstrüktif cerrahi uzmanı Op. Dr.
Gülden Avcı benler hakkında bilinmesi gereken en önemli bilgileri derledi.
Cilt kanserinin en sık görülen tiplerinden biri
benlerden gelişir!
Cilt kanserinin en sık görülen 3 tipinden biri olan
“malign melanom” genellikle benlerden gelişir.
Ve bu tip cilt kanseri en kötü prognoza (gidişe)
sahiptir. Bu nedenledir ki benler(nevüs) önem arz
etmektedir.
Benler açık kahverenginden siyaha kadar değişebilen renklerde olabilirler. Doğuştan olabildikleri
gibi sonradan kazanılmışta olan benler aslında
melanosit denen renk hücrelerinden oluşurlar.
Büyüklükleri çok değişken olabilmektedir. Dev
boyutta olduklarında tüm bacağı, kolu, vücudun
büyük bir kısmını kaplayabilmektedirler. Yüzeyleri
düz olabildiği gibi kabarıkta olabilmektedir. Kimi
zaman üzerlerinde kılda olur.
Kanserleşme olasılığı nedeniyle benler takip
edilmeli!
Benlerin kanserleşme olasılığı nedeniyle takibi
önemlidir. Benlere alınan çarpma, vurma gibi
darbeler bendeki hücreleri yorar ve kanserleşmeye eğilimi arttırır. Bu nedenledir ki özellikle çocuklukta doğuştan olan benlerin üzerinde sık
yara açılması, örneğin diz bölgesinde var olan ve
çocuğun düşmeleri sonrası bende açılan yaralar,
benin kanserleşme olasılığını artıracaktır. Doğuştan var olan benlerin kanserleşme riski normalden biraz daha fazladır. Anne - babaların bu
konuda dikkatli olmaları çocuğu mutlaka güneşten korumaları ve benin olduğu bölgenin darbelerden olabildiğince sakınılması gereklidir. Riski
yüksek benlerde, benlerin alınması en doğru
seçim olacaktır.
Güneşe karşı mutlaka önlem alınmalı!
Sonradan kazanılan benlerin en büyük sebebi ise
güneş ışığıdır. Güneş yanıkları sonrası ve tekrarlayan güneş ışığına maruz kalmalar sonrası benler oluşur. Ve yine güneş yanıklarına bağlı olarak
bu benler kanserleşir. Her güneş yanığı tehlikeyi
arttırır. Özellikle çocukluk dönemindeki güneş yanıkları bu açıdan en
risklidir. Hem ben sayısının artmasını engellemek hem de kanserleşme olasılığını azaltmak için
güneşten korunmak çok önemlidir.
Burada güneşten korunmada ne
yazık ki gün için yapılan en büyük
yanlışlardan biri güneş koruyucu
kremlerin sürülerek güneş ışınlarının en dik olduğu saatlerde güneş
ışığı altında kalmaktır. Ancak güneş
koruyucu kremlerin korumaları ile
ilgili bilgiler şu an için ne yazık ki
yeterli değildir. O nedenle güneş
koruyucu kremlerin kullanılması
yanında güneş ışınlarının dik olduğu saatlerde güneşe çıkılmaması
ve güneş ışınlarını geçirmeyen kıyafetlerle güneş korunmasına destek olunması gerekmektedir. Güneş
koruyucu krem sürülerek saatlerce güneş altında
kalınması bir paradoks yaratmaktadır.
Değişim geçiren benler tehlikeli olabilir!
Benin çapı arttıkça kanserleşme riski artar. Benlerde son zamanlarda oluşan kızarıklık, üzerinde
yara açılması, kepeklenme, renginde değişiklik,
etrafa doğru büyüme, kenarlarında düzensizlik,
asimetri oluşması, kabarıklaşma gibi belirtiler
kanserleşme açısından kötü bulgulardır. Bu tür
belirtilerde kişi hemen doktora başvurmalıdır.
Şüpheli olan benlerin alınması tek tedavi yoludur.
Ancak halk arasında benler alındığında kanserleşir gibi yanlış bir kanı bulunmakta. Ne yazık ki bu
tam tersi eğer kanserleşmiş bir ben alınmazsa
hayati tehlike içerir. Benler alınıp patolojik tetkike
gönderildiğinde kesin olarak kanserleşip kanserleşmediği tanısı konur.
18
PLASTİK VE
REKONSTRÜKTİF
CERRAHİ
tAkİP EDİLMEYEN BENLER
HAYAtİ tEHLİkE OLUŞtURABİLİR
Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi
Op. Dr. Gülden Avcı
Ben alındığı için kansere dönüşmez
Aksine benler alındığında ancak doğru tanısı
konur, eğer alınmaz ise tanı geç kalabilir ve kanser yayılır, hayatı tehdit eder. Önemli olan ve
unutulmaması gereken, benlerin takip edilmesi
gerektiği, şüpheli görülenlerin vakit geçirilmeden
alınması gerektiğidir. Benlere lazer veya kriyoterapi gibi tedaviler yapılması benin patolojik tetkik
yapılmasını engellediği için tanı konmasını imkânsız kılar. O nedenle benlere lazer veya benzeri
işlemler yapılmaması gereklidir. Benlerden kaynaklanan cilt kanseri oldukça kötü gidişlidir, bu
nedenle bu konuda kişiler bilinçli olmalı benlerinin takiplerini yaptırmalı ve şüpheli olanlarının
vakit geçmeden alınmasını sağlamalıdır. Ve alınan ben mutlaka patolojik incelemeye gitmelidir.
Unutulmamalıdır, genellikle kendisi oldukça
küçük olan benin yaratabileceği sağlık sorunları
oldukça büyük ve önemlidir.
ÇOCUK SAĞLIĞI
VE HASTALIKLARI
sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:33 Page 21
1-2 YAŞ GRUBU çOCUĞUNUN
BESLENMESİ NASIL
OLMALIDIR ?
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Uzm. Dr. Arzu Yaşaroğlu Erkum
1- 2 yaş grubundaki günlük dengeli olarak et, süt, tahıl, meyve, sebze, yağ ve şeker
grubu gıdaları tüketmeleri gerekir. Bu dönemde günlük 350 mg kalsiyum
ihtiyacı vardır. 250 - 300 gr. süt, yoğurt ve bir kibrit kutusu beyaz peynir bu
ihtiyacı karşılar. Kemik gelişimi için bu dönemde de D vitaminine ihtiyaç
vardır. D vitamini içeren gıdalar yetersiz sayıda olduğu ve kışın güneşten
yararlanma şansı az olduğu için bu yaş grubunda da 400 ünite D
vitaminine devam etmek gerekir. Demir ihtiyacı bu dönemde de devam
etmektedir. Demirden zengin gıdaların C vitamini ile verilmesine dikkat
edilmelidir. C vitamini vücutta depolanmadığı için günlük alınmasında fayda
vardır. İlk bir yıldan farklı olarak artık inek sütü içilmesine izin vardır. Uzm. Dr.
Arzu Yaşaroğlu Erkum konuyla ilgili bilgileri derledi.
Bu dönemde 1 - 2 su bardağı yeterli olmak-
mamak, ileri yaşlarda tuza ve şekere bağlı
durumunda, öncelikle çocuğun muayenesi
tadır. Fakat bazı bebekler ısrarla daha fazla
hastalıklardan korumak için yapılacak en
yapılmalı, muayene bulguları normal, yaşına
inek sütü içmek isterler. Bu yaklaşım çocuk-
önemli yatırımdır.
uygun persentilde büyüme hızı gösteren bir
ları tek yönlü beslenmeye ittiği gibi, kansı-
çocukta öncelikle aileler ile besin içeriği ve
zlık, kabızlık gibi rahatsızlıklara da neden
İştahsızlık Sorunu
porsiyonların miktarı konuşulmalıdır.
olabilir. Bu dönemde yumurta beyazı ve bal
1 yaş sonrası dönemde en sık karşılaşılan
Çocuğun tükettiği besin, aileyi tatmin ede-
da yavaş yavaş diyete eklenebilir. Hala anne
sorun iştahsızlıktır. Bebeğinizin 1 yaşından
cek miktarda değil, çocuğun gereksinimine
sütü olan anneler, 2 yaşa kadar emzirmeye
sonra büyüme hızı azaldığından, fizyolojik
göre ayarlanmalıdır. Çocuğun normal
devam edebilirler. Eğer anne sütü isteği çok
iştahsızlık dönemi başlar. 6 - 9 ay arası 400
büyüme sınırlarında olduğu,verilen besinin
yoğunsa ve diğer gıdaların alımını engelliy-
gr. alan bebeğinizin, 1 yaş sonrası ayda 200
yeterli olduğu konusunda aile ikna edilme-
orsa kesilmelidir. Kesme döneminde be-
gr. civarı alması normaldir. Aileye bu bilgi 1
lidir. İştahsızlık, büyüme hızında yavaşlama
beğin sağlık durumunun yerinde olması
yaşına girmeden önce verilmelidir. Aileler
persentil eğrilerinde (büyüme eğrileri)
gerekmektedir. Aksi taktirde aile ve bebek
tarafından “iştahsızlık” olarak algılanan bu
düşme ile birlikte, oluyorsa, tam kan sayımı,
büyük sıkıntılar yaşayabilir.
dönemin çoğu çocuk için normal olduğu
tam idrar tahlili ve hekimin gerekli gördüğü
Vücudumuzun bir miktar tuza gereksinimi
belirtilmelidir. Ayda 200 gr. Civarı kilo ala-
diğer testler ile hasta organik nedenler
vardır. Ancak bu gereksinim ilk yıllarda fazla
bilen, fizik muayenesi doğal bir çocuk, fazla
açısından araştırılmalıdır.
değildir. Günlük ihtiyacımız olan tuz mik-
beslenmek için zorlanmamalıdır. Her çocuk
İştahsız çocuklarda başta süt olmak üzere,
tarını tuz dışı besinlerden de karşılayabiliriz.
için, aileler ile porsiyonlar, besin kalite ve
kola, meyve suyu, çay, su gibi içeceklerin
Bu yüzden çocuklar ilk 1 yaşta tuz ile
içeriği konuşularak belirtilmelidir.
yemekten hemen önce veya yemek
tanıştırılmamalı ve 1 yaş sonrası beslen-
Her çocuğun gelişim hızının kendine özgü
sırasında tüketimi sınırlandırılmalıdır.
mede de sofrada tuzluk bulunmamalıdır.
olduğu, genetik potansiyeli ile sınırlı olduğu
Sunulacak besin porsiyonları annenin is-
Çocuğu tuzlu ve şekerli damak tadına alıştır-
belirtilmelidir. Ailelerin iştahsızlık şikayeti
teğine göre değil, çocuğun gereksinimine
19
sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:33 Page 22
1-2 Yaş Dönemi Çocukları için
Günlük menü
Kahvaltı
2/3 su bardağı süt (120 ml)
1 yumurta veya 1 kibrit kutusu kadar peynir
1 tatlı kaşığı tereyağı
1-2 tatlı kaşığı reçel / bal / pekmez / fındık
ezmesi (sadece 1 tanesi)
2-3 adet zeytin (çekirdeği çıkartılmış)
1 ince dilim ekmek
Birkaç dilim domates veya mandalina
Öğle
2-3 yemek kaşığı kıymalı sebze
1-2 yemek kaşığı pilav
2 yemek kaşığı yoğurt
İkindi
1 kase yoğurt (150 ml)
1 küçük meyve ya da 2-3 adet bisküvi
Akşam
1 adet ızgara köfte
1 kase yayla çorbası ya da yarım dilim
ekmek
Gece
Anne sütü ya da mama, inek sütü
göre ayarlanmalıdır. Bir öğündeki besin red-
gerekir. Ayrıca ailelerin model oluşturması,
daha dikkatli bakmamız gerektiğini gösterir.
cips, kola, basit şekerleri mümkün
Ülkemizde yapılan bir çalışmada Edirne’de
olduğunca tüketmemesi, çocuklara bunların
kız ve erkek adölesanlarda obezite sıklığı
zararlarının anlatılması en faydalı yak-
sırasıyla, % 2.1 / 1.6, İstanbul’da % 14.7 /
laşımdır. Çocuklara kola yerine ayran, kefir,
18.7, Ankara’da % 3.7 / 1.9 olarak tesbit
patates kızartması yerine fırında patates
edilmiştir. Obezite, kalp-damar, metabolik,
veya püre, çikolata yerine dondurma
ortopedik ve psikiyatrik hastalıklara zemin
sevdirilmeye çalışılmalıdır. Anaokulu, kreş
hazırlamaktadır. Obeziteyi oluşmadan önle-
ve okul kantinlerinin de bu doğrultuda
mek amacımız olmalıdır. Çocuğumuzun
denetlenmesi gerekir.
boya göre uygun kilosunu bilerek diyetini
düzenlemeliyiz. Çocukları fast – food ve
Beslenme bir alışkanlıktır. Bu yüzden doğru
abur cuburdan uzak tutmalıyız. Bilgisayar ve
beslenme alışkanlıklarını oluşturmak çok
televizyon oyunları 1 saat ile sınırlandırılıp,
önemlidir. Bu yaşlarda sağlayacağımız
fiziksel aktiviteyi artırmalıyız. Düzenli olarak
sağlıklı beslenme alışkanlığı, ileri yaşlarda
boy ve kilo ölçümleri yaparak kontrolleri
oluşabilecek birçok hastalığı önleyebilir.
sürdürmeliyiz.
Doğru beslenme alışkanlıkları verebilmek
için biz ebeveynlerin de model oluşturması
çok önemlidir. Son zamanlarda obezite sıklığındaki artış beslenme alışkanlıklarımıza
dedildiyse, farklı bir besin denenmeli, o da
reddedilirse, yemesi için çocuk zorlanmamalıdır. Reddedilen besin aralıklarla çocuğa
tekrar sunulmalıdır. Yemek saatleri düzenli
olmalı, ödül olarak çikolata veya şeker gibi
tatlı besinler verilmemelidir. Yemek,
gerekirse, çocuğun ilgisini çekecek şekilde
süslenmeli, çocuğa, besinlerin yararları
oyunlarla anlatılmalı ve onun seçim yapmasına izin verilmelidir. Az miktarda yiyen
çocuklarda sık öğünler oluşturulmalıdır.
Belirgin sağlık sorunu bulunmayan
çocuklarda iştahsızlığın psikolojik nedenlere bağlı olabileceği düşünülmeli ve bu
konuyla ilgili uzmandan yardım alınmalıdır.
Öncelikle ebeveynlerin bilgilendirilmesi
çok önemlidir. Mümkün olduğunca 1 yaş
altı tuzlu, şekerli besinlerle çocuğu tanıştırmamak, 1-2 yaş arası ödül olarak şeker,
çikolata gibi ürünleri kullanmamak, tüm
ailenin bu konuda aynı özeni göstermesi
20
KADIN
HASTALIKLARI VE
DOĞUM
sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:33 Page 23
DOĞUM kONtROLüNDE
YEPYENİ BİR YöNtEM:
DOğUM KOnTROl
HAlKAsı
Kadın Hastalıkları ve Doğum
Op. Dr. Yasemin Yakut
Aktif cinsel hayata sahip olan kadınların çoğu farklı doğum kontrol yöntemleri kullanmakta. Kimisi
doğum kontrol haplarını tercih ederken, kimisi spiral taktırmayı daha uygun buluyor. Ancak her
doğum kontrol yönteminin kendine göre avantajları olduğu gibi dezavantajları da bulunuyor. Gelişen teknoloji ile birlikte doğum kontrol yöntemlerine de her geçen gün yenileri ekleniyor. Bunlardan
biri de doğum kontrol halkası. Kullanımı diğer doğum kontrol yöntemlerine göre daha kolay olan
ve daha az yan etkiye sahip olan doğum kontrol halkaları geleceğin en çok tercih edilen yöntemi
olmaya aday. KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Yasemin
Yakut doğum kontrol halkası hakkında en çok merak edilen soruları yanıtladı!
Doğum kontrol halkası nasıl bir
yöntem?
Doğum kontrolünde kullanılan en güncel tercih olan ve kontrasepsiyon
amacı ile geliştirilen aylık doğum kontrol halkası düşük doz hormon içeriği ve
kullanım kolaylığı sayesinde kullanan
10 kadından 9’unun diğer kadınlara da
önerdiği modern bir doğum kontrol
yöntemidir. Dünyada 8 milyon kullanıcısı bulunan doğum kontrol halkası kadınlara kolay kabul edilebilir ve ileri
derecede etkili, değişik bir hormonal
kontrasepsiyon uygulama olanağı sunmaktadır.
Yeni alternatif aylık doğum kontrol
halkasından biraz daha ayrıntılı bahseder misiniz?
Aylık doğum kontrol halkası yaklaşık 5
cm çapında şeffaf Nobel ödülü kazanmış özel bir maddeden yapılmış. Esnek
ve saydam bir yapısı var. Uygulandıktan sonra vücut ısısı ve konsantrasyon
farkına bağlı olarak kontrollü salınım
yapıyor. Bu da vücuttaki ilaç seviyesini
yüzde 99 oranında etkili olacak en
düşük seviyede tutuyor. Dolayısı ile
hap alan kadınlarda olduğu gibi ilaç
seviyesi her gün kanda iniş çıkışlar ser-
gilememektedir.
Peki bu yönteme beylerin bakışı nasıl?
Farklı tepkilerle karşılaşıyoruz. Kondom
kullanan erkekler, eşlerini denemeleri
konusunda motive ediyor. Libido üzerine olumlu etkileri olduğunu gösteren
makalelerde var. Sanırım, zaman içinde
bu konuyu biz de gözlemliyor olacağız.
Yurtdışı tecrübelerine göre eşinin
doğum kontrol halkası kullanmasına
karşı erkeklerde negatif bir tepki görülmemiş. Türkiye'de nasıl tepkiler olacağını ise zaman içinde gözlemleyeceğiz.
Spiralin ipini hisseden beyler bu
halkayı hissetmeyecek mi?
Aslında böyle bir durum teorik olarak
imkansız. Ama daha çok psikolojik olarak verilen bir tepki olabiliyor. Bu yüzden altında farklı sebepler olmalı.
Doğum kontrol halkasının ne gibi
avantajları var?
Aylık doğum kontrol halkası piyasadaki
en düşük doz hormon içeriğine sahip
ürün ayrıca her gün hatırlamak da gerekmiyor. Avrupada kulanımı çok yaygın. Malum kadınların gündelik
temposu çalışsada çalışmasa da çok
yoğun geçiyor. Doğum kontrolü için
21
pratik bir yöntem istemeleri çok normal.
Halka nasıl kullanılıyor?
Halka, bir aylık kullanım amacıyla geliştirilmiş. Fitil gibi vajinaya yerleştiriliyor.
Yanlış uygulamak mümkün değil. Tam
olarak nerede durduğunun etkinliği açısından bir önemi olmuyor. Halka, vajinada 3 hafta bırakılıyor, ardından 1
hafta çıkarılıyor. Çıkarma işlemi işaret
parmağı kenarının altına takılarak veya
orta parmakla işaret parmağı arasında
sıkıştırılarak yavaşça çekilip, kolayca
gerçekleştirilebiliyor. Bu 1 haftalık dönemde kadının kanaması oluyor. Halka
çıkarıldıktan tam 7 gün sonra yeni
halka uygulanıyor. Başlangıçta ilk halka
adet kanamasının 1. ila 5.günleri arasında bir zamanda yerleştiriliyor. Araştırmalar halkayı kullanan kadınların
yüzde 97'sinin uygulamada hiçbir
sorun yaşamadığını gösteriyor.
Kullanan kadınlar halkayı
hissediyor mu?
Yapılan çalışmalarda kadınların çok
büyük bir kısmının halkayı hissetmediği
görülmüş.
sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:33 Page 24
DüNYADA 8 MiLYON
KULLANıcıSı BULUNAN
DOğUM KONTrOL
HALKASı KADıNLArA
KOLAY KABUL
EDiLEBiLir vE iLEri
DErEcEDE
ETKiLi, DEğiŞiK
Bir HOrMONAL
KONTrASEPSiYON
UYGULAMA
OLANAğı
SUNMAKTADır.
İlişki sırasında halka hissediliyor mu?
istatistiklere göre, kadınların ve eşlerin
büyük çoğunluğu halkayı seyrek olarak
hissetmiş ya da hiç hissetmemiş.
Halka vajinadan dışarı düşer mi?
Anatomik farklılıklara bağlı olarak düşme
oranı yüzde 2.7 olarak bildiriliyor.
Halka kazaen düşerse, çıkarılırsa ne
yapmak gerekir?
Halkanın düşmesi, çıkarılması durumunda soğuk ya da ılık suyla yıkanarak
3 saat içerisinde yerleştirilmesi öneriliyor.
Halka, hangi kadınlar için en uygun,
hangileri için uygun değil?
Hap kullanmaktan sıkılmış, adet kanamalarının düzenli olmasını önemseyen
kadınlar için çok uygun. Serviks problemi yaşamış, kronik ya da şiddetli konstipasyonu olan kadınlar için uygun değil.
Neden halka kullanmayı diğer yöntemlere tercih edelim? Avantajları nelerdir?
Düşük doz hormon içeriği ve aylık kullanım kolaylığı ile kadınların yoğun günde-
lik hayatı için uygun bir alternatiftir. Kadınlar kendi kendilerine uygulayabilirler
ve her gün hatırlamalarına gerek yoktur.
Yüzde 99 oranında etkilidir. En düşük
doz hormon içeren üründür. Oral alınmadığından karaciğerde ilk geçiş etkisine takılmaz. Kandaki hormon seviyesi
dalgalanma göstermez. Yiyeceklerle etkileşimi yoktur. vücut ağırlığını etkilemediğine yönelik çalışmalar bulunmaktadır.
Adetleri düzenler. Bıraktıktan hemen
sonra hamile kalmak mümkündür.
Doğum kontrol haplarıyla kıyaslandığında daha az ara kanama, lekelenmeye
neden olduğu görülmüştür.
Dezavantajları nelerdir?
vajinit görülme sıklığını arttırır. Fakat kimi
bayanlarda bu durum avantaj olarak da
nitelendirilebilir. Yapılan çalışmalarda katılımcıların yüzde 10'u cinsel ilişki sırasında halkayı hissettiğini fakat bunun
ilişkiyi olumsuz etkilemediğini belirtmiştir.
Halkayla aynı anda diğer vajinal preparatların kullanımı Etinil östradiol ve etonogestrel vajina duvarından emilerek
kana karışır. Birlikte kullanılan diğer vajinal ilaçlarla etkileşmesi mümkündür.
22
Sarı kantaron (St John's Wort) bitkisiyle
etkileşimi olabilir. Birlikte kullanımı önerilmemektedir.
Halka tamponla eş zamanlı kullanılabiliyor mu?
Evet. Doğum kontrol halkası hem tampon hemde hijyenik ped ile birlikte kullanılabiliyor.
Halka ilk kullanımından ne kadar süre
sonra kontraseptif etkisini gösteriyor?
Kullanımının 1’inci gününden itibaren
kontraseptif etki başlıyor. Fakat ilk 7 gün
ek bir yöntem daha kullanılması öneriliyor.
Halka, cinsel yoldan bulaşan hastalıklara karşı koruma sağlıyor mu?
Hayır. Yalnızca, bariyer kontrasepsiyon
yöntemleri cinsel yoldan bulaşan hastalıklara karşı koruma sağlayabiliyor.
sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:33 Page 25
KADIKÖYŞİFA KÜLTÜR VE
SANAT ETKİNLİĞİ
KadıköyŞifa Kültür ve Sanat Etkinliğinin bu unutulmaz gecesinde
çalışanlarımız yetenekleri ile izlemeye gelenlere keyifli anlar
yaşattılar.
Etkinlik videolarına www.facebook.com/kadikoysifasaglikgrubu sayfasından ulaşabilirsiniz.
Caddebostan Kültür Merkezi’nde yaptığımız etkinliğimizde sergi alanında bizlere destek veren çalışanlarımız;
Dr. Cenk Oğurtanı (fotoğraf), Dr.Günay Ermergen (ebru), Dr. İnci Koca (yağlı boya),
Dr. Tülay Top (karakalem), Vedat Turunca (fotoğraf), Zafer Eski (fotoğraf)
Sidar Kaya, Buse Naz Kabaoğlu, Zeynep Dağıtmaç, Eren Pelit, Merve Nur Değirmenci, İpek Çetiner, Emir Taha Madan
23
sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:33 Page 26
Dr. Merve Başkan
Vildan Kalender
Ayşenur Asuman Uğur
24
Dr. Günay Ermergen
İpek Çetiner
sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:34 Page 27
KADIKÖYŞİFA KÜLTÜR VE
SANAT ETKİNLİĞİ
Uygar Üstün & Tuğba Yıldız
Ayşen Özkul
Tülay Kuvan
Yalçın Arı & Dr.Hakan Filizel
Bahtiyar Küçük , Yasemin Akyol, İlkay Kapan, Ayfer Kaya, Özlem Bektaş, Mesut Gündoğdu, Selda Aydın, Nursel Beyhantopçu, Derya Karagül, Naz Tüfekçi, Feyzullah Lafçı
25
sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:34 Page 28
Serdar Çoban & Murat Şeker
Zafer Kuvan
Zeynep Yılmaz
Nurettin Şahin
Desteklerinden ötürü
SOFRA YEMEK ÜRETİM VE HİZMET A.Ş., BEYTAŞ ULAŞIM HİZMETLERİ SAN.TİC.LTD.ŞTİ., CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ
KUTLUHAN FENDAL, SİS MATBAACILIK PROM.TANITIM HİZ.TİC.LTD.ŞTİ.ne teşekkür ederiz.
26
sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 13:39 Page 29
kitap
Maviliğin sonunda
MAVİLİĞİN SONUNDA
Carme Riera, çeviren:
Suna Kılıç, Alef Yayınları,
roman, 358 sayfa
Carme Riera, Katalan edebiyatının en önemli yazarlarından biri olarak kabul ediliyor.
Riera’nın Türkçeye henüz
çevrilen, 1994 tarihli romanı
‘Maviliğin Sonunda’ da, dinsel inançları nedeniyle tehlikeli bir yolculuğa çıkan bir
grup insanın hikâyesini anlatıyor. Mallorca’da yaşayan bir
grup Yahudi, Hıristiyanlığa
dönmüş görünseler de, gizliden gizliye eski inançlarının
gereklerini yerine getirmektedir. Fakat engizisyon mahkemesinin artan baskıları, onları
korkutmaktadır. Yahudiler, engizisyon mahkemesince tutuklanacakları korkusuyla, 7
Mart 1687 günü gemiyle
Mallorca’yı terk edip tehlikeli
bir yolculuğa çıkacaktır.
Her şeyi istiyoruz
Hangi tarihin mirascısıyız.
HANGİ TARİHİN
MİRASÇISIYIZ?
Metin Kayaoğlu, Akın
Yayınları, tarih, 222 sayfa
HER ŞEYİ İSTİYORUZ
Nanni Balestrini, çeviren:
Ufuk Soyer, Deniz Erenuluğ
Bovo, Otonom Yayıncılık,
roman, 180 sayfa
Metin Kayaoğlu ‘Hangi Tarihin
Mirasçısıyız?’da, tarihi Marksist bir yaklaşımla yeni baştan
yorumluyor ve ezilenlerin tarihyazımını inşa etmeye çalışıyor. Kitabında, ezilenlerin
tarihsel mirası, devlete karşı
tarihsel anarşi, ahilik ve kentsel demokrasi modeli, Fetret
dönemi ve Bedreddin ayaklanması, Patrona Halil isyanı,
Hikmet Kıvılcımlı’da tarih ve
ezilenler, İbrahim Kaypakkaya’nın tarihsel rolü, Doğu’da
ezilenlerin eşitlikçi toplum deneyimleri ve ezilenlerin barbarlığı ya da tarihsel devrimciliği
gibi konulara odaklanan Kayaoğlu, tarihyazımıyla ilgili Batılı
Marksist çevrelerde sürdürülen tartışmalara da katılıyor.
Nanni Balestrini’nin, 1970’li yıllar İtalyan edebiyatının önemli
yapıtlarından biri olarak kabul
edilen ‘Her Şeyi İstiyoruz’u,
FIAT fabrikasındaki bir direnişin
epik bir hikâyesini sunuyor.
Güney İtalya ’dan gelerek Torino’daki FIAT fabrikasında çalışmaya başlayan bir işçinin
hikâyesi üzerinden ilerleyen
roman, başkahramanının devasa şehir Torino’yu keşfedişini, bu şehirde örgütlenmiş
kapitalist baskı ve zulmü yerinde gözlemlemesini, oluşmakta olan proleter toplulukla
ilişkiye geçmesini, fabrikada
başlayan direnişe aktif bir şekilde katılışını ve işçi ayaklanmasında karşılaştığı
karakterlerle arasında yaşananları anlatıyor.
İstanbul’a seyahat
İSTANBUL ’A SEYAHAT
Corci Zeydan, hazırlayan:
Muhammed Harb, çeviren:
Mustafa Özcan, Ark Kitapları,
seyahat, 224 sayfa
Arap dünyasında Batı düşünce
tarzını savunan Lübnanlı aydın
Corci Zeydan, 1900’lü yılların
başında İstanbul ’a bir seyahat
gerçekleştirmiş. Bu yolculuğa
dair izlenimlerini, İttihat ve Terakki yanlısı bir yorumla harmanlayarak bir araya getiren
Zeydan, 20. yüzyılın başındaki
İstanbul ’un sosyal, kültürel ve
siyasî atmosferine dair birçok
ayrıntı sunuyor. Okurlarını, İstanbul ’un coğrafi, mimari, demografik durumu, belli başlı
eserleri, genel ahlakı, sosyal
durumu ve kadınlarının toplumsal konumu gibi yönleriyle
değerlendiren yazar, İttihat ve
Terakki partisinin belli başlı
yöneticilerine dair önemli bilgiler de veriyor.
İçerikler Radikal Kitap’tan alınmıştır.
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalKategoriV3&CategoryID=40
27
sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:34 Page 30
etkinlik
ALEGRIA
Cirque du Soleil’in en popüler şovu
Alegria, iki kıtada İstanbul’da
Gösteri sanatlarında yepyeni bir boyut
açan dünyaca ünlü gösteri topluluğu
Cirque du Soleil güneşi İstanbul’da tekrar
doğuyor ve eleştirmenler tarafından
topluluğun en göz alıcı ve etkileyici şovu
olarak tanımlanan Alegria bu Eylül’de
izleyiciler ile buluşmaya hazırlanıyor.
Finansbank’ın ana sponsorluğunda
düzenlenen şov, 2012’de asla
kaçırılmaması gereken gösteriler
arasında yerini alarak, görselliğiyle
tiyatro, dans ve fiziksel sınırları zorlayan
performansın doruğa çıktığı muhteşem
bir gösteriye imza atacak. Alegria
gösterisi 22 Eylül – 14 Ekim tarihleri
arasında Ülker Arena ve Ora Arena’da
sahne alacak.
LEONARD COHEN
SCORPIONS
Müzikseverlerin yıllardır dört gözle
beklediği efsanevi müzisyen, söz yazarı,
şair Leonard Cohen, 2012 Old Ideas
Dünya Turnesi kapsamında, 19 Eylül
2012 tarihinde sadece bir konser için
İstanbul’a geliyor. AEG Live ve Purple
Concerts organizasyonu ile
gerçekleşecek etkinlik için Biletler 15
Haziran tarihinde satışa çıkacaktır.
Rock dünyasının efsanevi isimlerinden
Leonard Cohen, 2012 Dünya Turnesi
kapsamında vereceği konserlerinde
“Dance Me To The End Of Love”, “Ain’t
No Cure for Love”, “Bird on a Wire”,
“Chelsea Hotel #2”, “Suzanne”,
“Hallelujah” “So Long, Marianne”, “I’m
Your Man”, “First We Take Manhattan”
gibi unutulmaz şarkılarına da yer
verecek. Sanatçının İstanbul konserinde
klasikleşmiş şarkılarına hazır olun…
‘Sting in the Tail’ albümlerinin başarısı
Scorpions, sevenlerinin yoğun talebi
üzerine ‘Comeblack’ ile Türkiye’ye geri
dönüyor!
46 yıllık müzik serüvenlerinin sonunda
2010 yılında dağılma kararı alan grup,
hala sürmekte olan 3 yıllık Farewell
dünya turnesine başladı ve aynı yıl çıkan
ardından müzikseverlerle yeniden
buluşmaya devam ediyor. 2010 Veda
Turnesi boyunca sevenlerinin büyük
desteğiyle karşılaşan grup üyeleri, bu
yeni proje kapsamında bir kere daha
stüdyoya girmekten mutluluk
duyduklarını belirttiler.
‘Comeblack’ albümü, hem yıllardır
gönülden destek gördükleri Scorpions
hayranlarına hem de The Beatles ve The
REMBETİKO KONSERİ
25 Ağustos'ta Turkcell Kuruçeşme Arena’da…
İstanbul kaybettiği müziğine kavuşuyor…
Boğaz’da Rembetiko rüzgârı…
Türk ve Rum Müziğinin unutulmaz dönem
şarkıları, 19.yy Café Aman müzik kültürü tekrar
sahnede yaşıyor…
Cafè Aman İstanbul'un 20 kişilik büyük bir kadroyla Turkcell Kuruçeşme Arena ’de sahne
alacağı geceyi, Türk ve Rum müzisyenlerden oluşan 12 kişilik orkestrayla Horokos adlı dans
grubu da 8 dansçısıyla renklendirecek.
Rolling Stones gibi gruba müzik
kariyerlerinde ilham veren efsanevi
isimlere bir teşekkür niteliğinde...
Milyonlarca rockseverin kalbinde taht
kurmuş ‘Rock You Like A Hurricane’,
‘Wind Of Change’ ve ‘Still Loving You’
gibi ölümsüz parçalar, grubun kurucusu
ve vokalisti Klaus Meine, grubun gitaristi
Rudolf Schenker ve jabs & co.
yaratıcılığı ışığında günümüz
teknolojisinin olanaklarıyla bu albüm için
Arena’da buluşacak. 19. yüzyıl müzik kültürünün sahnede şölene dönüşeceği gecede,
hasapikodan zeybeğe farklı danslar dönemin Café Aman’ların da yaşandığı gibi doğaçlama
sergilenecek.
28
yeniden kaydedildi.
İçerikler http://www.biletix.com sitesinden alınmıştır.
sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 12:34 Page 31
insan
kaynakları
bizden haberler
Atananlar
KARİYER GÜNLERİ
İnsan Kaynakları Müdürlüğü ve Hemşirelik Hizmetleri Müdürlüğü olarak “Sağlıkta Doğru Tercih” sloganından hareketle 2012 yılında kariyer günleri
düzenledik. Üniversite ve Meslek Lisesi öğrencileri
için planlanan Kariyer Günleri’ni iş hayatını tanımalarını sağlamak, iş bulmalarına ve kariyerlerine yön
vermelerine destek olmak ana hedefi ile gerçekleştirdik. Kurumumuzda staj yapmak isteyen öğrencilere staj imkanı sağlanarak iş hayatını yerinde
görme fırsatı sunduk.
KADIKÖYŞİFA SAĞLIK GRUBU
çalışanlarımıza yeni görevlerinde
başarılar diliyoruz.
FİLİZ YERLİ
ANESTEZİ TEKNİKERİ >
ANESTEZİ TEKNİKERLERİ SORUMLUSU-KŞH
ÖZLEM ÖZTEL TARHAN
KURUMSAL PAZARLAMA SORUMLUSU >
ANLAŞMALI KURUMLAR MÜDÜR YARDIMCISI
EBRU ÖZEL
KURUMSAL PAZARLAMA UZMANI >
ANLAŞMALI KURUMLAR SORUMLUSU
SEVGİ YAYLALI
İŞE ALIM UZMANI >
İŞE ALIM SORUMLUSU
Sifalı Miniklerimiz
Çocuklarınızla birlikte sağlıklı ve şifalı bir
ömür dileriz
2012 YILINDA DÜZENLENEN
KARİYER GÜNLERİ
Okan Üniversitesi
Maltepe Üniversitesi
Gebze Sağlık Meslek Lisesi
Validebağ Sağlık Meslek Lisesi
Bülent Akarcalı Sağlık Meslek Lisesi
Ahmet Kemal Yeşilay
Hande Şenata Yeşilay
Damla Aydın
Mehmet Aydın
Melis Başöz
Sırma Başöz
Toprak Metin
İlknur Metin
Dr. Ahmet Cengiz Şen
Ece Şen
Evlenenler...
KADIKÖYŞİFA SAĞLIK GRUBU çalışanlarımıza bir ömür boyu mutluluklar
diliyoruz.
Özlem Oğuz
Çiğdem Yıldırım
Didem Köylü
Arzu Kızılkaya
25
Özlem Aydın
Ercan Baş
Özlem Sarı
ünal Mızıkçı
sayi3:BİZİMŞİFA DERGİSİ 29.08.2012 13:49 Page 32
sizden gelenler
S i z d e n Ge le n ler
Merhaba, 25 Nisan 2012 tarihinde Hakan Bey ameliyat yaptıktan sonra yaşadığım olumlu süreci kişisel web sitemde
Emel Hanım, kızımızla ilk yolculuğumuzda
yazmıştım. Yazımı sizinle de paylaşmak istedim.
eşsiz rehberliğiniz sayesinde ışık hep bizim-
Nefes Almak Güzeldir
leydi, çok teşekkür ederiz. Hemşire ekibiniz
Çocukluğumdan beri üst solunum yollarım ile ilgili sık sık sağlık sorunu yaşarım. Ayrıca alerjik bir bünyem olduğundan
son derece özenli ve şevkatliydi, Zira diğer
da bu rahatsızlık sürecim hem uzun hem de sıkıntılı geçer çoğu zaman. Burnumda doğuştan yapısal bir kemik eğriliği
hizmet personelinizde çok nazikti.
olmakla birlikte sinüzitim ve son yıllarda alerjiden dolayı burun etlerimde de şişmeye oluyordu. Klimalı ortamlar, halılar,
ani hava değişiklikleri derken nefes almakta oldukça zorlanmaya başlamıştım. Sadece nefes almak da değil. İyi uyuyamıyor ve genelde yorgun kalkıyordum. Yıllardır gittiğim her doktor burun ameliyatı olmamı önermişlerdi. Ancak hiçbirinde gerçekten benim yaşam kalitemi artırma niyeti sezmediğimden hep geçici çözüm olarak ilaç tedavisini tercih
ediyordum. Bir süredir gittim kulak burun boğaz doktorum kısa sürede bünyemin ne zaman, hangi koşullarda ve nasıl
G.E.
Doktorlarımıza teşekkürü gerçekten bir borç
biliriz. İlgi ve alakalarından ötürü minnettarız.
E.M.
etkileneceğini tespit edip benim daha kontrollü olmamı ve bünyemi tanımamı sağladı. Özellikle bu sene İstanbul dışına
İhtiyaç halinde hemen ilgilenmesi ve güler-
çok çıktığımdan ani hava ve ortam değişikliklerinden dolayı son 6 ayım çoğunlukla hasta geçti. Ben de en başta dok-
yüzlü olması çok güzel. Teşekkür ederiz.
toruma olan güvenim, sonrasında daha rahat nefes almayı istememden dolayı burun ameliyatı olmaya karar verdim.
M.K.
Karar sonrasında sorduklarım ve araştırdıklarımla burnumu hiç tanımadığımı anladım :) Burnumun orta duvarının eğriliğine septum deviasyonu deniyormuş. Burnumuzda sağ tarafta üç adet, sol tarafta üç adet bulunan burun etine de
A-Z’ye tüm çalışanların güleryüzlü olmaları
konka deniyormuş. Burun boşluğu, septum adı verilen burun orta kısmında bulunan ve dikey yönde uzanan yapı ile
C.Ö
ikiye bölünüyormuş.S eptumun eğrilmesi burunda tıkanıklığa sebep olmakla birlikte burun içindeki havanın nemlenmesini sağlayan konkaların da büyümesine neden olabiliyormuş. Septum eğriliğinin düzeltilmesi için yapılan ameliyata
septoplasti deniyormuş.Burun çevresindeki sinüs adı verilen, hava içeren boşlukların iltihaplanmasına da sinüzit deniyormuş. Bu iltihapların ameliyatla temizlenmesi de endoskopik sinüs cerrahisiymiş. Ben septoplasti, konka ve endoskopik sinüs cerrahisi operasyonları geçirdim. Hem ailemde hem de yakın çevremde burun ameliyatı olmuş bir
çok insan iyileşme sürecinde çok acı çekeceğimi, yüzümün şişip gözaltlarımın mosmor olacağını, ameliyatta konan
tamponların çıkarılmasının da tam bir işkence olduğunu anlattılar. Ben doktoruma operasyonun detayları ve sonrasında
Doktorların ve hemşirelerin ilgi ve güzelryüzlü olması. Özellikle doktorumun kalitesi
ve iyleşmemi sağlaması
N.Y.
Allah Şifa hastanemize ve doktorlarımıza
zeval vermesin. Her birim mükemmel, hiç-
yaşayabileceklerimle ilgili hiçbir şey sormadım. Hem güveniyordum hem de bilmek beni sadece ürkütecekti. Ameliyata
bir konuda sözyleyecek sözüm yok.
oldukça sakin girdim. Sonrasında aradan birkaç saat geçmeden ayağa kalktım. Aynaya korkarak bakmıştım ama sa-
A.D.
dece yüzümde hafif şişliği görünce oldukça rahatladım. Tıbbın ilerlemesiyle burun içine sokulan bir kamera aracılığı
ile monitörden ameliyat yapmaya imkan veren cihazların kullanılmaya başlandığından eskisi gibi burun dışında kesikler
ve dikişler olmuyor. Metrelerce sargı bezlerinden yapılmış tamponlar yerine slikon tamponlar kullanılıyor. Ameliyat
sonrası ilk 3 gün yüzümde ve burnumda sızlama oldu ancak dayanılmayacak bir ağrım hiç olmadı. 3 gün sonra tamponlarım alındığında, daha burnumun içi yara ve burnum tıkalı olmasına rağmen eskisinden daha iyi nefes almaya
başladım. Hatta ilk nefes aldığımda öylesine derin nefes almaya başladım ki ben yıllarca nefes almıyormuşum bunu
anladım. Ameliyat sonrasında size önerilen ilaçları söylendiği şekilde kullanırsanız, enfeksiyon kapmamak için iyileşme
sürecinde bulunduğunuz ortamlara dikkat ederseniz, söylenen zamanlarda kontrollerinize giderseniz kısa sürede toparlanıp gündelik yaşama dönüyorsunuz. Daha rahat nefes almaya başladıktan sonra yürürken daha az yoruluyorum.
Yıllarıdır iyi uyuyamadığımdan ve yorgun uyandığımdan yakınır dururdum. Artık daha derin uyuyabiliyorum ve uyku
sürem az olsa bile daha dinç kalkıyorum. İyi ki ameliyat olmuşum. Nefes almak güzelmiş...
P.B.
30