tüm insanlığı İlâhî nura boğmak üzere Mekke`den ayrılıp, Medine
Transkript
tüm insanlığı İlâhî nura boğmak üzere Mekke`den ayrılıp, Medine
82 Fert’ten Cemââte, Cemâât’ten Devlete Geçişin İlk Adımı: Hicret tüm insanlığı İlâhî nura boğmak üzere Mekke’den ayrılıp, Medine-i Münevvere’ye doğru yönelmiş, ilk konak yeri olmak üzere Sevr mağarasına sığınmıştır.259... “ İlâhî ni’metlere erme ve belâlardan kurtulma günleri” olarak, hadis-i şerifte izah olunan;260 hatırlanması, hatırlatılması en elzem ‘eyyâmullah’tan261 olan, en büyük ve katmerli zulümâttan çıkışı, İslâm’ın mutlak hâkimiyetini ve nur’âni kokusunu teneffüsü ve mutlak ‘nura girişi’ ve ‘Sultan’enNasira’yı262 temsil eden bu muhteşem gün, insanlık âlemi ve 259 260 261 262 Tarih-i Taberi: 2/247; İbn'ul-Esir: 2/101; El-Bidâye: 3/179-180; HakimMüstedrek: 3/6; Beyhaki-Delâil: 2/209; İslam Tarihi (Mekke Devri): 6/155156; Fıkh'ıs-Sîre: 187; İbn-i Hişam: 2/151-152. Ahmed İbn-i Hanbel: 5/121; Tefsir-i İbn-i Kesir (Terc.): 8/4288. İbrahim(14): 5 "Ve şöyle de: 'Rabbim! Beni sıdk (ve selamet) girdirilişi ile (Medine'ye, Dâr'us-Selam’a) girdir ve sıdk(ü selâmet, emniyet ve necat) çıkarışı ile (Mekke'nin şirk-küfür ve zulüm ortamından; ve sâireden) çıkar, ve (bunun için de) tarafından bana hakkıyla yardım edici bir sultan (huccet-i kahire, kudret-i kamile ve hükümet-i İslâmiye) ver." (İsra: 80) Ayet-i kerimesi, her ne kadar 'genel ve külli' manalar ihtiva etmekte ise de, bilhassa 'hicret' olayındaki 'giriş, çıkış' vâkıasına dikkat çekmekte; bunun için de gerekli olan 'Sultan'en-Nâsirâ' (yardım edici sultan) talep edilmektedir. İmam-ı Suyutî, Celâleyn'de bunu "Senin düşmanlarının üzerine (galib getirecek olan) bana yardım edici bir kuvvet" (Cilt:1, sah. 234), "Kitabullah’ın hükümlerini ikame edebilmek için yardımcı kuvvet, ki, ibadın zayıf kısmını, korur… (Ed-Dürr' ül- Mensur: 4/198-199) şeklinde tefsir etmiştir. Zemahşerî ise; bir kaç manadan sonra, " Sultan; muhaliflerin üzerine nusret, veya küfür üzerine galib (ve hâkim) kılabilecek kavi bir izzet ve bir mülk (hükümet-devlet) demektir" demekte, "Feth-i Mekke'yi, feth-i Fars'ı ve Rum’u" netice veren; ve Nur: 55; Tevbe: 33; Fetih: 28; Saff: 9; Mâide: 56, 67 ayetlerinde va'd edilen hakimiyet-i İslâmiye ile ilgili ayetlere işaret etmektedir. Bakınız: El-Keşşaf: 2/688; Allame Tabatabaî de yaklaşık anlam vermekte, Hakkın eğilipbükülmemesini ve kaybolmamasını. Batılın da zahir ve galib olmamasını sağlayacak yardımcı bir güç ve saltanat şeklinde bir ilâve ile ayetin 'siyakına' da dikkat çekmiştir.(El-Mîzan: 13/188). Beyzâvî, Hâzin, Nesefî ve İbn-i Abbas tefsirlerinde de, aynı şekilde geçmekte, " Sultan'ın; açık ve ezici hüccet, düşmanlara galib getirecek kuvvetli bir mülk, güç ve hükümranlık olduğu kayd edilmektedir. Bakınız; Mecma' ut-Tefasir: 4/64-65). Fîruzâbâdî
Benzer belgeler
Bu PDF dosyasını indir - Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
İzmir civarında “Clazomène” adasında doğmuş olan Anaxagores bir
Allah’a -kemâl-i hulûs ile- iman ediyor ve onu “Nous” (Νούς) yani akıl olmak
üzere telakki eyliyordu. Halbuki “esâtîr-i milliyye”ye (...