metoklopramide bağlı akut distonik reaksiyon gelişen iki olgu
Transkript
metoklopramide bağlı akut distonik reaksiyon gelişen iki olgu
METOKLOPRAMİDE BAĞLI AKUT DİSTONİK REAKSİYON GELİŞEN İKİ OLGU Yaratılış Tarihi : 2007-01-23 01:50:12 Yazar : Özden Özgür*, Hayri Levent Yılmaz** * Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD ** Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Acil Tıp Ünitesi GİRİŞ: Metoklopramid; dopamin 2 reseptör antagonisti olarak görev yapan, apomorfinin santral ve periferik etkilerini inhibe eden ve sıklıkla kullanılan etkili bir antiemetiktir [1] . Dokuları asetilkolinin etkilerine karşı duyarlı hale getirerek, üst sindirim sisteminin hareketlerini artırır. Özellikle antrumda mide kontraksiyonlarının tonus ve şiddetini, duodenum ve jejunum hareketlerini artırırken, pilor sfinkterini ve duodenal bulbusu gevşetir. Böylece midenin boşalmasını ve yiyeceklerin barsaktan geçişini hızlandırır. Kolon ve safra kesesinin hareketlerini, mide, safra ve pankreas salgılarını etkilemez [2]. Farmakolojik etki kalıbı kısmen nöroleptiklere benzer. Ancak sedatif etkisi yoktur. Muskarinik kavşaklarda asetilkolinin etkisini artırarak belirgin periferal kolinerjik etkinlik gösterir. Ağız yolu ile verildiğinde etkisi 30-60 dakikada belirgin duruma geçer. Karaciğerde ilk geçişte oldukça fazla eliminasyona uğradığından ve karaciğerdeki eliminasyon hızı bireyler arasında değişkenlik gösterdiğinden biyo-yararlanımı da bireysel olarak değişir [3]. Bu olgu sunumunda ilki 4 aylık bir bebeğe hekimin önerisiyle yüksek dozda metoklopropamid verilmesine bağlı olarak, diğeri 10 yaşında ve normal dozda alınmış olmasına rağmen distonik reaksiyon gelişen 2 ayrı olguyu tartıştık. Böylece metoklopropamide bağlı distonik reaksiyonların dozaşımına bağlı ve dozdan bağımsız olarak gelişebileceği, hekimlerin doz ayarlaması esnasında daha özenli olması ve metoklopramide bağlı gelişen distonik reaksiyonlara yaklaşım tarzı üzerinde duruldu. OLGU SUNUMU: I. OLGU: Dört aylık erkek hastanın hastanemize başvurusundan dört gün öncesine kadar herhangi bir yakınmasının olmadığı, bu dönemde el yakacak kadar olan ateşinin başladığı, ardından yediklerini içerir tarzda ve fışkırır şekilde kusmalarının olduğu ve sarı, mukuslu, kan içermeyen, pis kokulu, günde dört beş kez olan ishalinin olduğu öğrenildi. Hastaya bu nedenle götürüldüğü hastanede damar-içi yolla sıvı verilmiş, gaitada amip kistinin pozitif olduğu söylenilerek metronidazol suspansiyon ağız yoluyla ve gentamisin kas-içi yolla kullanılması önerilmiş. Hastanemize başvurusundan bir gün öncesine kadar ishal ve kusması azalan, genel durumu daha iyi olan hastanın aynı gün huzursuzluk, ateş ve yediklerini içerir şekilde kusmasının olması üzerine doktora götürülmüş. Metoklopramid 7,5 mg kas-içine uygulanmış. Yaklaşık bir saat sonrasında başını geriye atmaya başlayan hastanın, gözlerinde yukarı kayma, el ve ayaklarında kasılmalar olmaya başlamış. Takibinde solunum sıkıntısı ve dudak çevresinde morarma olması üzerine hasta ileri tetkik ve tedavi amacıyla hastanemize sevk edilmiş. Özgeçmişinde mental ve motor gelişimi yaşına uygundu. Soygeçmişinde ailede bilinen önemli bir hastalık yoktu. Fizik muayenesinde bilinci açık, huzursuz, soluk görünümlüydü. Gözlerde yukarı kayma (okülojirik kriz) vardı. Ateş 38 oC, nabız 170/dk, ağırlık 5940 gr (gelişim yüzdesi 25-50), boy 65 cm (gelişim yüzdesi 25-50), baş çevresi 42 cm (gelişim yüzdesi 3-10) idi. Kulak-burun-boğaz muayenesi doğaldı. Dinlemekle akciğerler solunuma eşit katılıyor, akciğer sesleri doğal, ral, ronkus duyulmadı. Kalp ritmik, taşikardik, S1, S2 doğal, ek ses ve üfürüm yoktu. Batın serbest, karaciğer orta klaviküler hatta 2 cm palpe ediliyor, traube açık, dalak palpe edilemiyordu. Genitoüriner sistem haricen erkek çocuk görünümünde, her iki tarafta testisler skrotumda idi. Ekstremitelerde ekstensör tonus hakim, derin tendon refleksleri canlı idi. Pupiller her iki tarafta miyotik, direkt ve indirekt ışık refleksleri pozitif. Opistotonus, tortikollisi mevcuttu. Göz dibi incelemesi normaldi. Laboratuvar incelemelerinde: Hemoglobin:10 gr/dl, Hematokrit: %30, MCV: 75 fl, periferik yaymasında hipokromi ve mikrositozu vardı. Biyokimyasal değerlerde BUN: 40 mg/dl, kreatinin: 1 mg/dl, elektrolitler ve karaciğer fonksiyon testleri normaldi. İdrar incelemesi normaldi. Kan gazlarında: pH: 7,16, pO2: 36, pCO2: 26, BE: -17, HCO3: 9,2 idi. Mevcut bulgular ve öykü ile hastada metoklopramide bağlı akut distonik reaksiyon düşünerek 1 mg/kg dozunda difenhidramin yaklaşık 2 dakikalık sürede uygulandı. Sonrasında kol ve bacaklardaki distonik reaksiyon azaldı, fakat okülojirik reaksiyon devam ettiği için aynı dozda ikinci kez difenhidramin uygulandı ve ardından hastadaki distonik reaksiyonun tamamen kaybolduğu gözlendi. Hasta bir gün izlendikten sonra şifa ile taburcu edildi. II. OLGU: 10 yaşında kız hastanın hastanemize başvurusundan iki gün öncesine kadar herhangi bir yakınmasının olmadığı, iki gün önce ateş, boğaz ağrısı, öksürük ve yediklerini içerir tarzda kusmasının olduğu öğrenildi. Başvurudan 6 saat kadar önce bu yakınmalarla sağlık ocağına götürülen hastada üst solunum yolu enfeksiyonu olduğu söylenilerek ateş düşürücü, antibiyotik ve kusma önleyici tablet verilmiş. Hastanemize başvurusundan 3 saat önce yemekten sonra bu ilaçları alan hastanın yaklaşık bir saat sonrasında anne ve babasının duyusal ve fiziksel uyarılarına yanıt vermediği, kol ve bacaklarında kasılma olduğu fark edilerek, öncelikle ilk muayene eden doktora götürüldükten sonra hastanemize getirilmiş. Fizik muayenesinde genel durumu orta, gözler yukarı ve sola kaymış, tüm vücutta tonus artışı mevcuttu. Bilinci açık fakat konuşamıyordu. Ateş 37,8 C, nabız 108/dk, ağırlık 31 kg (gelişim yüzdesi 25-50), boy 134 cm (gelişim yüzdesi 25-50), kulak-burun-boğaz, solunum sistemi, kalp ve batın muayenesi normaldi. Genitoüriner sistem haricen kız çocuğu görünümünde idi. Pupiller izokorik direkt ve indirekt ışık refleksleri pozitifti. Göz dibi incelemesi normaldi. Kas tonusu artmış (opistotonus postürü hakim), derin tendon refleksleri canlı, her iki tarafta babinski pozitifti. Laboratuvar incelemelerinde: BK: 10.000/mm3, Trombosit sayısı: 381.000/mm3, Hematokrit: %36, MCV: 79 fl, periferik yaymasında hafif hipokromi vardı. Biyokimyasal değerler ve idrar incelemesi normaldi. Hasta yakınları verilen ilaçların isimlerini evden telefon ile öğrendiklerinde bir tablet metoklopramid almış olduğu bilgisi edinildi. Buna bağlı akut distonik reaksiyon gelişmiş olabileceği düşünülerek hastaya 1mg/kg dozunda difenhidramin uygulandı. Yaklaşık birinci dakika sonrasında distoni bulguları düzelen hasta annesi ile konuşmaya başladı. Yirmi dört saat gözlem altında tutulan hastada başka bir sorun gözlenmedi ve şifa ile taburcu edildi. TARTIŞMA: Başta fenotiyazinler olmak üzere bir grup ilaç akut veya kronik toksisite bulgusu olarak ekstrapiramidal sistem belirtileri meydana getirirler. İlaçların genel olarak korpus striatumdaki postsinaptik dopamin reseptörlerini antagonize ettiği düşünülmektedir. Böylece postsinaptik kolinerjik reseptörler aktivite kazanarak belirti ve bulgular oluşturmaktadır. [4] Ekstrapiramidal sistem belirtileri oluşturan ilaçlar içerisinde: 1-Fenotiyazinler: Klorpromazin, promazin, asepromazin, tioridazin, mezoridazin, tietilperozin, trifluperazin, flufenazin, propil piperazin, piperazinli parazit ilaçları. 2-Butirifenon deriveleri: Haloperidol, trifluperidol. 3-Diğer ilaçlar: Alfa-metil dopa, rezerpin, trimethobenzamid (Emedur, Antivomit), civa, trisiklik antidepresanlar, lityum, diazoksit, manganez, karbon monoksit zehirlenmesi, fenitoin, metoklopramid, mefenamik asit, organofosfatlar, fensiklidin, ketamin, karbamazepin, klorokin, antihistaminikler bulunmaktadır [4,5], Bu ilaçlar ile oluşan ekstrapiramidal sisteme ait hareket bozuklukları ilk kez 1950’li yıllarda klorpromazin kullanan bir şizofreni hastası ile tanımlanmıştır. [5] Oluşan hareket bozuklukları başlıca; Parkinsonizm benzeri tablo, tardif diskinezi, akut distonik reaksiyon ve nöroleptik malignant sendromdur. Metoklopramid ile tedavi edilenlerin %0,5-1’inde akut distonik reaksiyon gelişebilmektedir. Daha çok gençlerde (özellikle kızlarda ve genç kadınlarda) ve çok yaşlılarda görülür. [6] Metoklopramid dozu ile birlikte akut distoni görülme sıklığı artsa da, tedavi dozunda bile görüldüğü rapor edilmiştir. Ateşli ve dehidrate olan çocuklarda ise düşük dozlarda bile reaksiyon ortaya çıkabilmektedir. [2,4] Bu yazıda sunulan olgularda ise dört aylık erkek çocuğunda ishal, ateş ve kusma yakınmasının olduğu; on yaşındaki kız çocuğunda ise ateş ve kusmanın olduğu dikkati çekmektedir. Metoklopramid için çocuk hastalarda önerilen dozlar Tablo I’de belirtilmiştir. Acil polikliniğine başvuran bu iki hastada ise dört aylık olana 7,5 mg metoklopramid, on yaşında olana ise 10 mg verilmiş olduğu; bu dozların dört aylık bebek için yüksek, on yaşında olan için ise tedavi dozu olduğu dikkati çekmektedir. . Tablo I: Metoklopramid için çocuk yaş grubunda önerilen dozlar: Yaş Ağırlık (kg) Önerilen Doz 1 yaşa kadar 10 kg’a kadar 1x1mg 1-3 10-14 2 veya 3x1mg 3-5 15-19 2 veya 3x2mg 5-9 20-29 3x2,5mg 9-14 30 ve üzeri 3x5mg . Akut distonik reaksiyon ilacın alımından 24-48 saat sonra ortaya çıkabildiği gibi saatler içinde de görülebilir. Boyunda arkaya ve yana doğru kasılmalar, boyun ve gövdenin hiperekstansiyonu, ağız çevresi kaslarda spazm, trismus, risus sardonikus ortaya çıkar. Eksternal okuler kaslar da kasılarak gözler yukarıya doğru bakar ki buna okülojirik kriz denir. Dil kasılı bir şekilde dışarı sarkar. Dil ve ağız kaslarının kasılması konuşma ve yutmayı etkiler. [1,4,7] Ayrıca hastalarda hayatı tehdit eden laringospazm da görülebilir. [8] El ve bacak kasları da kasılarak yürüme zorlaşabilir. Hiperrefleksi ve babinski pozitifliği de görülebilir. Hastaların bilinci açıktır. Terleme, solukluk ve ateş de eşlik edebilir. Boyunda kasılma ve bilincin açık olması ile tetanoz sanılabilir. Ayrıca hastalar menenjit, ensefalit, hipokalsemi, epilepsi, histeri, akrep ve böcek sokması gibi yanlış tanılar da alabilirler. [4] Bu yazıda sunulan her iki hastada da okülojirik kriz mevcuttu. Bilinç düzeyleri açıktı. Hiperrefleksi mevcuttu ve ek olarak 10 yaşındaki hastada babinski pozitifliği vardı. Opistotonus benzeri tablo hakimdi. 10 yaşındaki kız hasta histeri ön tanısı ile ilaçları reçete eden doktor tarafından hastanemize sevk edilmişti. Tardif diskinezi, metoklopramid ile tedavi edilen hastalarda görülebilen, geriye dönüşümsüz, istem dışı diskinetik hareketleri içeren bir sendromdur. Bu sendrom daha çok yaşlılarda görülür, tedavi süresi ile ilişkilidir ve tardif diskinezi için en az 3 ay ilaç kullanımı olması gerekir. [4] Nadiren kısa süreli ve düşük dozlarda ilaç kullanımı ile de tardif diskinezi görülebildiği rapor edilmiştir. Bir çalışmada metoklopramide bağlı olarak gelişen ekstrapiramidal yan etkiler arasında %63 oranında tardif diskinezinin en sık görüldüğü rapor edilmiştir. [1] Tedavide kullanılabilecek başlıca ajanlar: 1-Difenhidramin (antihistaminik): 1-2 mg/kg, en çok 100 mg olacak şekilde yavaş damar-içi yolla önerilmektedir. [10] Akut tablo düzeldikten sonra difenhidraminin 2,5-3 mg/kg/gün dozunda 24-48 saat devam edilmesi önerilmektedir. [11] Kanser kemoterapisi ile ilişkili bulantı ve kusma için bu tedaviyi alan hastalarda distonik reaksiyonları önlemek için yüksek doz metoklopramid ile difenhidramin eş zamanlı olarak verilebilir. [2] 2-Benztropin (antikolinerjik): 0,02 mg/kg, en çok 1 mg yavaş damar-içi veya kas-içi yolla önerilmektedir. Hastaların büyük çoğunluğu 5 dakikada yanıt vermekte ve 15 dakikada tüm bulgular kaybolmaktadır. Yanıt alınamadığı durumda 10 dakika sonra doz tekrarı yapılabilir. [10] Ancak ilk doz kas-içi yolla uygulandı ise ikinci dozdan önce 30 dakika beklemek gerekir. İzleyen 24-48 saat içinde tekrarlamaları önlemek için aynı doz günde iki kez ağızdan verilebilir. Ayrıca antikolinerjik bir ajan olan prosiklidin öneren kaynaklar da vardır. Fakat bu ilacın parenteral formu yalnızca Avustralya’da bulunmakta olduğundan kullanımı yaygın değildir. [11] 3-Prometazin: Sedatif, hipnotik ve anksiyolitik bir ajandır. Akut distoni tedavisinde 25-50 mg damariçi veya kas-içi yolla, özellikle distoni ve antikolinerjik semptomların birlikte bulunduğu hastalarda önerilmektedir. 4-Diazepam yukarda sayılan tedavilere yanıt vermeyen hastalarda kullanılabilir. Benztropin, difenhidramin ve prometazinin antiemetik etkileri de olduğu için güvenle kullanılabilir. Özellikle çocuklarda gastroenterit gibi tablolarda bir antiemetik gerekli ise bu ajanlar verilebilir. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Acil Tıp Polikliniğinde metoklopramide bağlı distonik reaksiyon gelişen hastalarda Şekil 1’de görülen akış şeması uygulanmaktadır. Metoklopramid gibi bazı ilaçların dramatik görünümlü yan etkileri doza bağımlı olabildiği gibi, dozdan bağımsız bir şekilde kişisel faktörlere bağlı olarak terapötik dozlarda da ortaya çıkabilmektedir. Sonuçta hekimler, özellikle çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı olmayan hekimler çocukluk yaş grubundaki hastalara ilaç önerilerinde bulunurken ilaç dozunu özenle hesaplamaları ve hasta sahiplerine ilacın olası yan etkilerini anlatmaları gerektiğini vurgulamak istedik. . Şekil 1: Metoklopramide bağlı distonik reaksiyon gelişmiş hastalarda tedavi yaklaşımı KAYNAKLAR: 1-Miller LG, Jankovic J. Metoclopramide-induced movement disorders. Clinical findings with a review of the literature. Arch Intern Med 1998; 149: 2486-92. 2-John J. Herbst.Gastroesophageal Reflux. In Richard E, Behrman MD(eds). Nelson Textbook of Pediatrics. 15th ed. Philadelphia, W.B. Saunders Company. 1996: 1055-1056 3-Gülay Şadan. Emetik ve Antiemetik İlaçlar . İsmet Dökmeci (editör). Farmakoloji İlaç Uygulamalarında Temel Kavramlar. İstanbul, Nobel Tıp Kitabevleri. 1992: 652-655 4- Kurtoglu S. Zehirlenmeler: Teşhis ve Tedavi. Erciyes Üniversitesi Basımevi, Kayseri, 1992. 5-Vernon MG. Drug Induced & Tardive Movement Disorders. J Neuroscience Nursing 1991; 23(3): 183-187 6-Hagen EM, Farbu E, Bindoff L. Acute Dystonia Caused by Metoclopramide (Afipran) Therapy. Tidsskr Nor Laegeforen 2001; 121: 2162-3 7-Matson Jl, Mayville EA, Bielecki J, Smalls Y, Eckholdt CS. Tardive Dyskinesia Associated with Metoclopramide in Persosns with Developmental Disabilities. Res Dev Disabil 2002; 23: 224-33 8-Tait PA. Supraglottic Dystonic Reaction to Metoclopramide in a Child. Med J Aust 2001; 174: 607-8 9-Bhopale S, Seidel JS. Dystonic Reaction to Phenothiazine Presenting as Bell’s Palsy. Ann Emerg Med 1997; 30: 234-6 10-Diane Campbell. The Management of Acute Dystonic Reactions. Aust Prescr 2001; 24: 19-20 11-Hope RA, Longmore JM; McManus SK, Wood-Allum CA. Oxford Handbook of Clinical Medicine. 4th ed. Oxford: Oxford Univerity Pres; 1998. p. 428
Benzer belgeler
Metpamid ve Distoni
ADR’nin metoklopramide bağlı gelişip gelişmediğini belirlemek, ilaca bağlı yan etki olabileceği düşünülmediği
taktirde zor olabilir ve bu nedenle diğer bazı hastalıklarla (menenjit, ensefalit, hipo...
Print this article - Ankara Medical Journal
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Acil Tıp Polikliniğinde metoklopramide bağlı distonik
reaksiyon gelişen hastalarda Şekil 1’de görülen akış şeması uygulanmaktadır.
Metoklopramid gibi bazı...