İşçi Köylü Sayı: 14 - PDF Olarak okumak için Lütfen

Transkript

İşçi Köylü Sayı: 14 - PDF Olarak okumak için Lütfen
±CMYK
‹flsizli¤e isyan et
örgütlü mücadeleyi yükselt!
Enternasyonal
Tar›mdan bütçeye destek;
DGD kald›r›l›yor!
Devrimci Demokratik Sendikal Birlik program›n› oluflturmak amac›yla bir süredir yürüttü¤ü çal›flmalar› bir kurultayla sonuçland›rd›.
30 Mart Pazar günü Mecidiyeköy Kültür Merkezi’nde düzenlenen Kurultay ile DDSB’nin program›
netlefltirilerek deklare edildi.
Sayfa 8
Nepal’de seçimler
AKP hükümeti 2008 eylem plan› çerçevesinde, Maliye Bakanl›¤›’n›n do¤rudan belirleyici oldu¤u Do¤rudan Gelir Deste¤i’nin (DGD) kald›r›laca¤› karar›n›
aç›klad›. Bu karar Tar›m Bakanl›¤›’n›n karar al›c› de¤il,
uygulay›c› oldu¤unu göstermifl oldu.
Sayfa 9
Nepal’de 10 y›l› aflan Halk Savafl›n›n ve büyük halk hareketinin sonucunda elde edilen kazan›mlar do¤rultusunda monarflinin kovulmas›,
feodal yap›n›n tasfiye edilmesi, demokratik-federal bir düzenin kurulmas› amac›yla gerçeklefltirilecek olan
Kurucu Meclis seçimleri 2 kez ertelenmesinin ard›ndan Maoistlerin son
uyar›s› sonucunda 10 Nisan’da gerçeklefltirilecek.
❐Sayfa 10
iflflççi-köylü
Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin
Yörsan, Arçelik,
Tega, ‹lbek...
www.iscikoylu.org
[email protected]
Say›: 14
*Y›l:1 *4-17 Nisan 2008 *Fiyat›: 1 YTL *ISSN: 1307-878X
Uzlaflma yalan, mücadeleye devam!
Kürt halk›n›n
Newroz mesaj›:
Direnifl!
Kürt halk›n›n ve Ortado¤u halklar›n›n zalimlere karfl› isyan ve direnifl bayra¤›n› yükseltti¤i Newroz büyük bir coflku ile kutland›.
Devletin Kürt halk›na yönelik imha ve inkâr
politikalar›n› sürdürdü¤ü ve gerçeklefltirdi¤i
operasyonlarla Kürt halk›n› yeniden hedef
tahtas›n› koydu¤u bir sürecin ard›ndan kutlanan Newroz, ayn› zamanda bir hesaplaflma
alan› oldu.
Kürt halk› s›n›r ötesi operasyonlara, bask›lara karfl› öfkesini alanlarda hayk›rd›.
AKP’ye karfl› tepkinin ve “Katil Erdo¤an”
sloganlar›n›n öne ç›kt›¤› mitinglerde Kürt halk› teslim olmayaca¤›n› dosta, düflmana bir
kez daha ilan etti. Van ve Hakkari’de düzenlenen eylemlerde üç kiflinin katledilmesi ra¤men Kürt halk› günlerce çat›flt›.
T. Kürdistan›’nda gerçekleflen eylemlerde
halka azg›nca sald›ran devlet üç kifliyi katletti.
Kürt halk› Newroz’da ortaya koydu¤u direnifl ile devletin sald›r›lar›n›n yan›ts›z kalmayaca¤›n› hayk›rd›.
❐Sayfa 6
Gündemdeki sald›r› yasalar› ile gelece¤imizin ipotek alt›na al›nmas›na karfl› “Uzlaflma yalan, müdaceleye devam” slogan›n›
büyütelim!
13-14 Mart tarihlerinde al›nan eylem karar› ile ifl b›rakarak alanlar› dolduran, otoyollar›, caddeleri trafi¤e kapatan
emekçilerin bu eylemleri AKP
hükümetini telafla düflürmüfl,
yetkililer “›srarc› de¤iliz,
ana parametreler d›fl›nda
tasar› tekrar gözden geçirilebilir” aç›klamas›n› yapm›fllard›.
Ancak aç›klaman›n ard›ndan bafllayan görüflmelerde
“uzlaflma” noktas›na gelindi.
Eme¤in gücü...
Tohumda
patent devri
Önemli bir sald›r› dalgas›n›n kritik ayaklar›ndan olan
bu tasar›n›n yasalaflmas›n›n
ard›ndan K›dem Tazminatlar› el konulmak için s›rada
beklemekte, kiral›k iflçilik gibi
kölelik yöntemleri arka arkaya s›ralanmaktad›r.
Emperyalizmin yar›-sömürge ülkelere dayatt›¤› tar›m› tasfiye politikalar›n›n önemli ad›mlar›ndan biri
de tohumda patent devridir.
Ülkemiz özgülünde tar›m›n tasfiyesi
kapsam›nda at›lan; tar›msal desteklemelerinin büyük oranda kald›r›lmas›, önemli tar›msal kurulufllar›n
özellefltirilmesi gibi ad›mlar›n yan›nda tohumda patent devri, daha
etkili olacakt›r.
❐Sayfa 5
Egemenlerin ve ifl birlikçilerinin yapt›klar› aç›klamalara
kanmadan tüm bu sald›r› yasalar›na karfl› örgütlü mücadeleyi büyütelim!
Mahir Çayan ve
yoldafllar› an›ld›
Egemenler aras› dalafl
fltta yeni perde!
Bafl›büyük halk›;
“Biz teröristiz!”
Egemenler aras› dalafl ne Tayyip’in densizli¤inden ne de Baykal’daki muhalefet hastal›¤›n›n yaratm›fl oldu¤u h›rç›nl›ktan kaynaklan›yor. Bu çat›flma, düpedüz egemenlerin iç iktidar çat›flmas›d›r. Ve çat›flma yaln›z parlamentodaki siyasi figüranlarla da s›n›rl› de¤ildir. Tüm
burjuva kurumlar›na ve militarist odaklar›na flu
veya bu flekilde yans›m›fl durumdad›r.
30 Mart 1972’de K›z›ldere’de
katledilen Mahir Çayan ve yoldafllar› ölümlerinin 36. y›ldönümünde
mezarlar› bafl›nda an›ld›. Kartall› ö¤renciler de Kartal Meydan›’nda yapt›klar› eylemle Mahirleri and›.
❐Sayfa 7
Siviller görev bafl›nda!
SSGSS ve kad›n
2 Nisan 2006 tarihinde kad›n eme¤i ve
istihdam› alan›nda çal›flan bir grup kad›n aktivist ve akademisyen taraf›ndan kurulan
Kad›n Eme¤i ve ‹stihdam› Giriflimi
(KE‹G) Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k
Sigortas› yasa tasar›s›n›n kad›nlara nas›l bir
“sosyal güvenlik” vaat etti¤ini anlatan ayr›nt›l› bir rapor haz›rlad›. Raporun alt bafll›klar›nda GSS bir bütün olarak incelenirken daha sonra çeflitli kad›n kesimlerine yönelik
sald›r›lara yer veriliyor.
❐Sayfa 12
‹flçi köylü’den
Genifl y›¤›nlar›n
soludu¤u havay›
soluyal›m!
“Kentsel Dönüflüm Projesi” kapsam›nda, çok say›da bölgeye dönük gerçekleflen y›k›m
sald›r›lar›n›n, en boyutlu yafland›¤› yerlerden biri
olan Bafl›büyük Mahallesi, haftalard›r polis ablukas›nda.
‹nsanl›k tarihi s›n›f mücadeleleri tarihidir. Ve
de¤iflimi sa¤layan da bu
mücadelenin ta kendisidir. Hiçbir de¤iflim, kendili¤inden ve kolayca olmamaktad›r.
Sayfa 2
Bu çat›flma içerisinde ülkenin as›l aktörleri ve
egemenleri olan sermaye çevreleri ile sözde
emek temsilcileri yüzlerini ne tarafa çevireceklerini flafl›rm›fl görünüyorlar. Dillerinde ise tek slogan; “Sa¤duyu” ça¤r›s›. TOBB, T‹SK, Türk‹fl, TESK, TZOB’un aralar›nda bulundu¤u 7 örgüt gerilimin düflürülmesi için 81 ilde aç›klamalar
yapt›lar ve her iki taraftan da uzlaflma için geri
ad›m atmas›n› istediler. Geri ad›m nedir? Herkes
karfl› taraf›n a盤›n› bir kenara b›raks›n, kardefl
kardefl ülkenin ezilenlerini, sömürülenleri daha
fazla nas›l sömürürüz, daha fazla nas›l ezeriz hesaplar›n› yaps›n.
❐Sayfa 3
DUYURU
Bursa Tuncelililer Derne¤i’nin
düzenledi¤i 2. Geleneksel
Gençlik fiöleni’nde buluflal›m!
Tarih: 12 Nisan 2008-Cumartesi
Yer: Ça¤r› Dü¤ün Salonu
Saat: 18:30
S›n›fsal Yaklaflfl››m
Emekçinin Gündemi
Pusula
1 May›s’la coflman›n, direnerek
aflman›n, tüm gücümüzle
yüklenmenin zaman›d›r!
Sayfa 3
Program›m›z
do¤rultusunda emekçilerin
sorunlar›na yo¤unlaflal›m!
Politikada dürüstlük söz ve
Sayfa 4
‹flçi s›n›f› ve emekçilere yönelik
sendikas›zlaflt›rma tafleronlaflt›rma
ve özellefltirme sald›r›lar›n› giderek
artt›ran egemenlere karfl› iflçi ve
emekçiler de yapt›klar› eylemler ve
direnifllerle tepkisini ortaya koyuyor.
❐Sayfa 4
Evrensel Bak›fl
eylem aras›ndaki tutarl›l›kt›r
Sayfa 11
Yang›n körükleniyor
Sayfa 13
İşçi-köylü 2
Yaşamın İçinden
Evini savunan
Fatma Yücel’in kaleminden...
“Evimizi savunmak teröristlikse,
“Can›m gazeteci gel bizim köye
Her zaman a¤alar› beyleri yazma
Taksileri kamyonlar› yazma
‹stanbul’da fidan boyluyu yazma
Biraz da elleri nas›rl› kullar› yaz
Gaz bombalar› bafl›m›zdan at›ld›
Bafl›büyük parsel parsel sat›ld›
Yerlerde sürüklendi gelinler k›zlar
Bunu görenlerin yüre¤i s›zlar
Ayak alt›nda çi¤nendi
kad›nlar k›zlar
Aslan yata¤›na çakallar gelemez
Biz aslan›z
çakallar buraya giremez.
Aha yine geldi hudut beyleri
Ölürüz de vermeyiz biz bu evleri”
biz teröristiz!”
“Kentsel Dönüflüm Projesi” kapsam›nda, çok say›da bölgeye dönük gerçekleflen y›k›m sald›r›lar›n›n, en boyutlu yafland›¤› yerlerden biri olan Bafl›büyük Mahallesi, haftalard›r polis
ablukas›nda. Y›k›m›n ön ad›m› olan
TOK‹ flantiyesinin kurulmas›na karfl›
direnen Bafl›büyük halk› da hemen flantiye alan›n›n tam karfl›s›na kurduklar›
çad›rlarda, gergin bekleyifllerini, daha
do¤rusu nöbetlerini sürdürüyor. Bu
bekleyifl, 19 Mart’ta oldu¤u gibi, s›k s›k
çat›flmalara dönüflüyor.
19 Mart günü TOK‹ yetkilileri flantiye olarak belirlenen alana ifl makineleri getirmek istedi. Ancak mahalle
halk› hemen harekete geçerek makinelerin giriflini engellemeye çal›flt› ve
bu engelleme çabas› çok sürmeden
polisin azg›n sald›r›s›yla karfl›laflt›.
Polisin biber gazlar›, akrepler ve
panzerlerle gerçeklefltirdi¤i sald›r›da
çok say›da kifli yaralanarak hastaneye
kald›r›l›rken, 13 kifli de gözalt›na al›nd›.
Mahallenin erkekleriyle yapt›¤›m›z sohbetin ard›ndan kad›nlar›n yan›na geçiyoruz. Ancak kad›nlar konuflmak istemiyorlar ve diyorlar ki
“böyle gazeteciyiz, sizden yanay›z diye geliyorlar, sonra ya polis ç›k›yor ya da gazetede aleyhimizde yaz›lar yaz›l›yor”.
Bu yönlü yay›nlara de¤inmifltik.
Bunun yan› s›ra, polislerin sivil olarak
halk›n içine kar›flt›¤›, a¤›zlar›ndan laf
almaya çal›flt›¤› durumlar da yaflanm›fl/yaflan›yormufl. Gündüz kendileriyle birlikte, sözde polise tafl atanlar›n, gece “eylemci av›na” ç›kt›¤›na,
insanlar› gözalt›na ald›¤›na flahit oluyorlarm›fl.
Konuflmaya ikna etti¤imiz kad›nlar, “Bafl›büyük Bafl›büyük olal›
böyle zulüm yaflamad›” diye bafll›yorlar anlatmaya. “Bizi panzerlerin önüne kat›p çöp gibi sürüdüler ve ‘ölün’ diye ba¤›rd›lar” sözleriyle aktar›yorlar bir gün önceki
sald›r›da yaflad›klar›n›. Polisin yafll›
kad›nlara vurarak, bir yandan da
“namussuzlar, edepsizler” diye
küfürler etmesi çok zorlar›na gidiyor, öfkelerini büyütüyor. Hemen
hemen tüm mahalle halk› yaflananlar›
‹srail-Filistin çat›flmas›na benzetiyor.
Bunu da “Biz Filistinli, onlar ‹srailli” sözleriyle dile getiriyorlar.
Bir gün önce yaflanan sald›r›n›n
boyutlar› gerçekten de oldukça büyük. Polisin pervas›zl›¤›ndan ve de
halka karfl› kininden kediler bile nasibini alm›fl. “Göz göre göre kedilerin üzerine sürdüler panzerleri
ve kedileri bile öldürdüler” diyor
kad›nlardan biri. Halktan çok say›da
insan da hastaneye kald›r›lacak derecede yaralanm›fl. Ancak yaral›lar›
hastaneye götürmek ayr› bir sorun
olmufl. Çünkü polis haz›r bekletilen
ambulanslar› vermemifl!
Yaralananlardan biri de Felek
Ekrem. Ekrem, geceyi hastanede
geçirmifl. Hastaneden ç›kt›¤›n› ö¤renince, mahalleliyle birlikte evine gittik. Yatt›¤› yerden flöyle aktar›yor yaflad›klar›n›: “Dün mahalle halk›n›n
yine polisle çat›flt›¤›n› ö¤rendim. Hemen oraya kofltum.
Ama daha yaklafl›rken polisler
panzeri üzerime sürdüler ve
Gözalt›na al›nanlar, ertesi gün serbest
b›rak›ld›, hastanelerdeki yaral›lar›n baz›lar› eve gönderilirken, baz›lar›n›n tedavileri hala sürüyor.
Egemen güdümlü medyaya
“karalama” daya¤›
Bafl›büyük’teki bu son geliflmelerin
yafland›¤› günlerde ‹flçi-köylü gazetesi
olarak mahalledeydik. Mahalle halk›n›n
bas›na karfl› temkinli yaklafl›m›, ilk bafllarda öyle hemen yanlar›na gidip konuflman›z› engelliyor. Bunda pek de
haks›z say›lmazlar. Çünkü egemenlerin
hizmetindeki yaz›l› ve görsel medyan›n
kendileriyle ilgili verdi¤i “haberler”
hakl› bir öfke ve temkinlili¤e neden olmufl. Televizyon kanallar›ndan biri 19
Mart akflam› verdi¤i yay›nda “sadece
y›k›ma de¤il yap›ma da karfl›lar”
diyerek, evlerinin y›k›m›n› engellemeye
dönük hakl› direnifllerini karalamaya
çal›flm›fl.
Ancak kendileriyle ilgili yap›lan yalan-yanl›fl haberler içinde en çok öfkelendikleri haber, Zaman Gazetesi taraf›ndan yap›lan, mahallenin “fuhufl ve
uyuflturucu yuvas›” oldu¤u “haberi”. Tabii bunu yazan›n yan›na b›rakmam›fllar ve bu kifli halk›n öfkesinden
kurtulamam›fl. Bu “gazeteci” birkaç
gün sonra yine haber yapmaya geldi¤inde, baflta kad›nlar olmak üzere
“sen bizimle ilgili nas›l böyle bir
haber yazars›n, buras› fuhufl ve
uyuflturucu yuvas› m›, biz fuhufl
mu yap›yoruz, uyuflturucu mu sat›yoruz haa” diyerek, bir güzel dövülmüfl!
Direnifl, kad›nlar›n
omzunda yükseliyor
Ço¤unlu¤u en az 40 y›ld›r burada
oturan Bafl›büyük halk›n›n büyük bölümü seçimlerde AKP’ye oy vermifl.
Maltepe’nin AKP’li Belediye Baflkan›
Fikri Köse de yine ço¤unluk oyu buradan alarak baflkanl›¤› alabilmifl. Ancak
mahalle halk›n›n öfkesinin bafll›ca hedefinde flu s›ralar Erdo¤an’›n yan› s›ra
“Tilki Köse” diye and›klar› ve hatta
flantiye alan› olarak seçilen bölgeye
“Tilki Köse Meydan›” ad›n› verdikleri, Fikri Köse var. Geçti¤imiz günlerde 100 kadar kad›n toplanarak belediyeye gitmifl, Köse, (kad›nlar›n ›srarl›
bekleyifli sonucu), kendileriyle birkaç
dakika görüflmüfl ve sadece kendi konuflarak gitmifl. Kad›nlar da zaten
Köse’nin kendilerine yard›mc› olmas›n› beklemiyorlar. Daha çok da seçimde verdi¤i
sözleri “yüzüne vurmak”
için gitmifller.
Bafl›büyük’teki
direniflin kad›nlar›n
omzunda yükseldi¤ini söylemek çok da
abart›l› bir tespit olm a z .
K a -
Böyle zulüm yaflanmad›
“Bize çapulcu diyerek sald›r›yorlar. Ayr›ca terörist diyorlar. E¤er evlerimizi savunmak teröristlikse,
biz teröristiz!”
birkaç kifliyi daha beraber sürüklediler. Panzerden kurtulunca, polis yan›ma yaklafl›p hem
gö¤süme vurdu hem de a¤z›ma
gaz s›kt›. O s›rada fenalaflt›m.
Sonradan ö¤rendim ki kalp
travmas› geçirmiflim. Bize çapulcu diyerek sald›r›yorlar. Ayr›ca terörist diyorlar. E¤er evlerimizi savunmak teröristlikse,
biz teröristiz!”
“AKP Fikri’ni al bafl›na çal”, “Ey
halk›m AK günlerde karpuz yiyece¤iz” ya da sadece “Evimiz”
yaz›l› kefenler giymifller ve bir tabutun bafl›nda beklefliyorlar. Tabutun
içinde ise muhtar› ve Fikri Köse’yi
temsil eden iki kukla var. Bekleyifl
sürüyor. Ancak TOK‹ yetkilileri ortada yoklar. Biz, direniflte öne ç›kan
kad›nlardan Leman Gökgöz ve
mahallenin “flair” eylemcisi Fatma
Yücel’le sohbet ediyoruz. “Evlerimizi tefecilere yem etmeyece¤iz” diyorlar.
O s›rada TOK‹ yetkililerinin geldiklerini, ancak halk›n karfl›s›na ç›kmaya cesaret edemediklerini ö¤reniyoruz. Aç›kças› halk›n öfkesinden
korkmufllar. Tepenin yukar›s›ndaki
bir panzerin içinde, polislerle görüflme yapt›klar› söyleniyor.
Tüm yetkililer zaten mahalledeki
sorunla ilgili görüflmelerde, y›k›ma
karfl› olan kesimlerle görüflmemeye
Kefenli protesto
Eylemler bir sonraki gün de ( 21
Mart) sürdü. Sabah erken saatlerde
bir mahalleli “bugün de eylem var
gelin” diyerek aray›nca, tekrar mahalleye gittik.
Mahalleli o günün anl›k geliflen ilk
eylemini sabah erken saatlerde, dokuz civar›nda gerçeklefltirmifl. Yaklafl›k alt› bin kifli, “Bafl›büyük bizimdir bizim kalacak”, “Tapu bizim
hakk›m›z, söke söke al›r›z” vb.
sloganlar eflli¤inde, muhtarl›¤›n önüne kadar yürümüfl ve polis bir kez
daha engellemifl kitleyi. Oradan da
bekleme noktas› olan alana gelinmifl.
Bugünkü eylem asl›nda, TOK‹ yetkililerinin mahalleye gelece¤i haberi
üzerine gerçeklefliyor. Alanda toplanan halk›n büyük bölümü üzerinde
çal›fl›yormufl. AKP’ye yak›n birkaç
yöre derne¤i muhatap al›n›yormufl
genelde. Ancak sorunun tahmin ettiklerinden farkl› geliflmesi üzerine,
Bafl›büyük Mahallesi Çevre Düzenleme ve Koruma Tabiat› Yaflatma Derne¤i yöneticileri ile görüflmek zorun-
d›nlar, çocuk-ev-efl üçgenine hapsedilmifl olan yaflamlar›n›n bir hayli d›fl›na
ç›km›fllar bu son süreçte. Gecelerinigündüzlerini tu¤las›n› tafl›d›klar›, harc›n› elleriyle kard›klar› evlerinin y›k›lmamas› için verilen kavgaya vermifller,
adeta birer militana dönüflmüfller.
Kad›nlar›n bu öne ç›km›fll›¤›ndan
kaynakl› olacak, halka karfl› yo¤un bir
fliddet kullanan polisin bafll›ca hedefinde de kad›nlar var. Ancak polis kad›nlara sadece fliddet uygulam›yor.
Mahallenin erkekleri, kad›nlara
dönük polis yöneliminin tacize, küfre
ve her türden afla¤›lamaya vard›¤›n› flu
sözlerle aktar›yorlar: “Erkek polisler
sald›r› s›ras›nda, analar›m›za, bac›lar›m›za, efllerimize dönük a¤za
al›nmayacak küfürler
etmenin yan› s›ra, toplu
halde oturan kad›nlar›n hemen önüne
gelip dikiliyorlar ve
elleriyle
tacize
yelteniyorlar. Art›k sadece evlerimizin de¤il, namusumuzun da derdine
düfltük.”
da kalm›fllar. TOK‹ yetkililerinin geldi¤ini, ancak korkudan halk›n karfl›s›na ç›kamad›¤›n› da, Dernek Baflkan›
Adem Kaya söylüyor.
Mahalleli Belediye’yede
Bafl›büyük halk› 27 Mart günü
toplu halde Maltepe Belediyesi önüne gitti.
Burada yapt›klar› bir bas›n aç›klamas›yla, Belediye Baflkan› Fikri Köse’yi istifaya ça¤›rd›lar. Eyleme,
“Emek en yüce de¤er, yalanm›fl
me¤er”, “Y›k›ma karfl› omuz omuza”, “Hak adalet dediniz, halk›
yediniz” yaz›l› kefenlerini giyerek
gelen mahalle halk›, burada bir kez
daha y›k›ma ve rantsal dönüflüme
izin vermeyeceklerini hayk›rd›lar.
Eyleme, Herkese Sa¤l›k Güvenli
Gelecek Platformu 1. Bölge de destek verirken, aç›klaman›n ard›ndan
mahalle halk› Bafl›büyük dolmufllar›n›n kalkt›¤› alana kadar yürüdü. AKP
Maltepe ‹lçe Binas› önüne gelindi¤inde ise, burada uzun süre bekleyerek,
AKP’yi protesto etti.
(Kartal)
Bafl›büyük’te
yine polis
sald›r›s›, yine
direnifl!
Haftalard›r mahalleyi kuflatma alt›nda tutan çevik kuvvet
polisleri, 31 Mart günü bir sald›r› daha gerçeklefltirdi. Bu sald›r›y› da yine daha öncekiler gibi
direniflle cevaplayan mahalle
halk›ndan 6 kifli gözalt›na al›nd›.
Sabah saatlerinden itibaren
polis eflli¤inde mahalleye girmeye çal›flan TOK‹ ekipleri halk taraf›ndan engellenmeye çal›fl›l›nca, polis biber gaz› ve boyal›
suyla sald›r›ya geçti. Polise tafllarla karfl›l›k veren mahalle halk›, çat›flarak ara sokaklara da¤›ld›. Çat›flmalar ara sokaklarda da
devam ederken, 6 kifli gözalt›na
al›narak, Gülsuyu-Esenkent Polis Karakolu’na götürüldü. Mahalledeki polis ablukas› devam
ediyor.
4-17 Nisan 2008
işçi-köylü’den
Genifl y›¤›nlar›n soludu¤u
havay› soluyal›m!
‹nsanl›k tarihi s›n›f mücadeleleri tarihidir. Ve de¤iflimi sa¤layan da bu mücadelenin ta kendisidir. Hiçbir
de¤iflim, kendili¤inden ve kolayca olmamaktad›r. Her
tarihsel alt-üst olufl, onlarca, yüzlerce y›l› kapsamakta ve a¤›r bedeller ödenerek sa¤lanmaktad›r. Dahas›
bu de¤iflim süreci düz bir hat izlememektedir. Tam
aksine içinde büyük gelgitler yani yenilgiler ve zaferler tafl›maktad›r. Daha sade bir dille ifade edecek
olursak, tarih, ba¤r›nda yenilgiler tafl›mayan hiçbir geliflime (devrime) tan›kl›k etmemifltir.
Bugüne bakt›¤›m›zda, ifle çok zor bir süreçten geçti¤imizin alt›n› çizerek bafllamak do¤ru olacakt›r. Sürecin zorluklar› bizlere as›l olarak an› ve mevcut durumumuzu objektif bir flekilde tahlil etmeyi ve do¤ru
ve devrimci sonuçlar› ç›kartarak önümüzdeki süreci
örmeyi flart koflmaktad›r. Ezenler ve ezilenler, cephesindeki tüm geliflmeleri izlemeyi, as›l olarak tahlil etmeyi, bu tahlillerin sonuçlar›na göre örgütlenme modelleri yaratmay› ve sürecin militan› olmay› dayat›yor.
Egemenler cephesinde “türban” eksenli tart›flmalardan “Ergenekon Operasyonlar›”na kadar, sosyal y›k›m yasalar›n› yaflama geçirmek için her türlü
yöntemi deneyen egemenlerin tav›rlar›ndan emekçilerin bu sald›r›lar karfl›s›ndaki durufllar›na kadar, son
süreçte tan›k oldu¤umuz bir dizi geliflme bizler aç›s›ndan e¤itici birer örnektir. Özellikle, egemenlerin ezilenleri bölme ve kendi iktidar mücadelelerine yedekleme bak›m›ndan bu süreç daha fazla bir sorgulanmay› gerektirmektedir. Bu sorgulamay› yapmad›¤›m›z
takdirde, genifl emekçi y›¤›nlar›n kendi sorunlar›ndan
uzaklaflarak, egemenlerin belirledi¤i gündemler etraf›nda sürüklendi¤i yaflanan tecrübelerle sabittir. Yani
as›l mesele genifl kitlelerin gerçekleri görmesinin sa¤lanmas›d›r. Bu da yo¤un bir ayd›nlatma faaliyeti ile,
propaganda ve ajitasyon çal›flmas›yla sa¤lanabilir. Bu
faaliyetin önemli bir aya¤›n› da geçti¤imiz ve önümüzdeki tarihsel gündemler oluflturmaktad›r. Geçti¤imiz
gündemlerin de¤erlendirmesinin yap›l›p, eksiklerimizin tespit edilmesi, ilerleyen gündemlerde ayn› hatalar› yapmam›z›n önünde engel olacakken, do¤ru
ad›mlar›m›z› büyütmemize yarayacakt›r. 8 Mart, 12
Mart, 16 Mart ve 21 Mart bu anlamda de¤erlendirilmesi gereken önemli pratiklerdir. Özellikle 8 Mart
ve 21 Mart’ta örgütleme komitelerinin ya da
platformlar›n›n içinde yer al›nmas› ve eylemlerin yayg›n bir flekilde örgütlenmesi, genifl bir
yelpazedeki okurlar›m›z›n imzalar› ile birlikte
alanlarda yerlerini almas› olumlu bir geliflmedir. Bu olumlu pratiklerin alt›n› çizmekle birlikte, genifl emekçi kesimlerin sorunlar›n›n bizim sorunlar›m›z
olarak alg›lanmas›, taleplerinin sahiplenilmesi, genelin
özelle birlefltirilmesi noktas›nda eksiklerimizin devam
etti¤inin alt›n› çizmek zorunday›z. Ülke gündeminin
neredeyse her an de¤iflmeye aç›k oldu¤u ülkemizde
tüm gündemlerin birbiri ile ba¤lant›s›n› kurarak,
emekçi kesimlerin içinde olmak önümüzdeki sürecin
önemli bir halkas› olacakt›r. Önümüzdeki önemli tarihlerden biri olmas› itibar›yla de¤inecek olursak,
aç›kt›r ki, bu y›lki 1 May›s geçti¤imiz y›lla ayn› içerik
ve mahiyette de¤ildir. Genifl emekçi kesimlere yönelik azg›n bir sald›r› dalgas›n›n gelifltirildi¤i, ifl cinayetlerine ve iflten atmalara her gün bir yenisinin eklendi¤i, egemenlerin kendi gündemlerini halk›n önüne sürdü¤ü, sendikas›zlaflt›rman›n, tafleronlaflt›rman›n dayat›ld›¤›, SSGSS gibi on binlerce insan› etkileyecek ve
gelece¤imizi ipotek alt›na alacak yasalar›n ç›kart›lmak
istendi¤i bu günlerde önümüzdeki tüm gündemleri bu
eksende ele almak ve emekçilerin soludu¤u havay›
solumak, taleplerini anlamak ve yerine getirmek için
y›¤›nlar›n oldu¤u yerde olmak gerekmektedir.
Aç›kt›r ki, kitlelerden uzak bir pratik, sadece kendi gündemlerine yo¤unlaflm›flt›r ve bu pratik kitlelerin
somut sorunlar›n› kavrama ve ona göre çözümler
sunma becerisini gösteremez. Bu yanl›fl anlay›fl›n yapaca¤› tek fley tarihi tecrübelere dayanarak kitabi bilgilere uygun reçeteler haz›rlamak olur. Ya da her
olay ve olgu karfl›s›nda sunaca¤› çözüm reçetesi ayn›d›r. Bilinen çözümleri canl› hayatla, fikirlerle, kitlelerle birlefltirmemiz gerekmektedir. Yaflad›¤›m›z sorunlar›n çözümü için izlememiz gereken tek do¤ru yol
budur. Pratikten kopuk, kitlelerin sorunlar›n› çözmeye dönük olmayan her çal›flmay› yads›mal›y›z, terk etmeliyiz. Çünkü; kitlelerin kazan›lmas›, kitlelerin ihtiyaçlar›na yan›t olabilecek devrimci bir teori ve pratikle ancak mümkün olabilir. Bugün öncelikli görevimiz
kitlelerin somut sorunlar›n› tespit edip, bu sorunlar
üzerinden örgütlenme çal›flmas›na a¤›rl›k vermek ve
onlar›n tüm pratikleri içinde yer almakt›r.
İşçi-köylü 3
4-17 Nisan 2008
Politika gündem
E g e m e n l e r a r a s › d a l a fl
fltt a y e n i p e r d e !
Egemenler aras› dalafl diyoruz, çünkü
cumhurbaflkanl›¤› ile iyiden iyiye gün yüzüne ç›kan çat›flma ne Tayyip’in densizli¤inden ne de Baykal’daki muhalefet
hastal›¤›n›n yaratm›fl oldu¤u h›rç›nl›ktan kaynaklan›yor. Bu çat›flma, düpedüz egemenlerin iç iktidar çat›flmas›d›r. Ve
çat›flma yaln›z parlamentodaki siyasi figüranlarla da s›n›rl› de¤ildir. Tüm burjuva kurumlar›na ve militarist odaklar›na flu veya
bu flekilde yans›m›fl durumdad›r. Kimi
odaklar aç›ktan çat›fl›rken kimi odaklar da
pozisyonlar›na uygun olarak daha geri bir
düzeyde vaziyet alm›fl durumdalar. Ama
her halükarda yaflanan bu çat›flmada
devlet denilen ayg›t›n nas›l kokmufl
bir zulüm arac› oldu¤u biraz daha
gün ›fl›¤›na ç›k›yor. Kutsal olarak tan›t›lan bu kurumun, her taraf›ndan nas›l irin
akt›¤›, hak-hukuk denilen her fleyin nas›l
bir düzmeceden, yalandan ibaret oldu¤unu
az da olsa görmeyen gözlerin görmesine
vesile oluyor. Bu iyi bir durumdur. Do¤rular› daha somut olarak kitlelere anlatmam›za yard›mc› olur. Tabi ki bizim sorunumuz yaln›z gerçeklerin görülmesini sa¤lamak de¤ildir.
Bu sadece sorunun bir yan›d›r. Di¤er
yan› ise; bu tür çat›flmalardan hareketle,
kitlelerin yüzünü parlamento koridorlar›ndan al›koyarak, gerçek kurtulufllar›n› sa¤layacak kanallara yöneltmeyi sa¤lamakt›r.
Dolay›s›yla yürütece¤imiz teflhir faaliyetlerinin yan› s›ra, genifl y›¤›nlar›n bu gerici iç
iktidar çat›flmalar›na yedeklenmesini engellemek için gücümüz oran›nda pratik bir
çaba içine girmemiz bir zorunluluktur.
AKP’ye kapatma davas› ve
Ergenekon operasyonu
Bugün aç›s›ndan bakt›¤›m›zda “laikanti laik” tart›flmas› ekseninde komprador burjuvazi ve büyük toprak a¤alar›n›n siyasal temsilcilerinin yaratm›fl oldu¤u tart›flma iflçi ve emekçilerin saflar›nda
bir bölünmeye yol açm›flt›r. Ve egemenlerin siyasal sözcüleri temsil ettikleri
kliklerin ç›kar› için bu suni bölünmeyikamplaflmay› daha da derinlefltirmeye
çal›flmaktad›r. Asl›nda Tayyip Erdo¤an
“durmak yok, yola devam” söylemini baflka bir anlamda ifade etse de, özünde tam da bu yönlü çeliflkileri derinlefltirme çizgisinde ›srara daha çok denk düflüyor. Ve son süreçte de “ma¤dur” edebiyat›yla y›¤›nlar› etkilemeye çal›fl›yor. Oysa emperyalizme uflakl›kta, halka
düflmanl›kta hiçbir s›n›r tan›mayan
bu ufla¤›n ezilenlerden yana olmas›
mümkün müdür? Tabi ki mümkün de¤ildir. Son Newroz kutlamalar›nda militarist odaklar taraf›ndan sergilenen tablonun sorumlusu olan bir zat›n mazlumlardan yana söylemleri koca bir yalandan
ibarettir. Dolay›s›yla egemenlerin
aralar›nda süren iktidar mücadelesine genifl y›¤›nlar› yedekleme politikalar›na karfl› mücadele etme görevi bugün daha bir aciliyet kazanm›fl durumdad›r. Çünkü bu konularda
ciddi bir kafa kar›fl›kl›¤› vard›r.
Bilindi¤i gibi, egemen klikler aras›ndaki çat›flma Cumhurbaflkanl›¤› süreciyle
alevlendi. Ve Türk ordusunun 27 Nisan
S›n›fsal Yaklafl›m
1 May›s’la coflman›n, direnerek aflman›n,
tüm gücümüzle yüklenmenin zaman›d›r!
Yaflanan çat›flman›n cumhuriyet tarihi boyunca görülmemifl boyutta nitelendirilmesi, mevcut krizden son tahlilde yine rejimin azami oranda kazançl›
ç›kmas› ad›na yap›lmaktad›r. Uzlafl›, sa¤duyu, gerilimi düflürme ça¤r› ve giriflimleri elbette ki karfl›l›¤› olmayan hamleler
olarak okunamaz, ancak flu aflamada
tansiyonu düflürecek etki gücü oluflturmayacaklar› da yaflanarak görülmüfl bulunuyor. Devletin ve sistemin tehlikede
gösterilmesi çerçevesinde esas olarak
halka yap›lan ça¤r›daki temel kayg›,
mevcut krize de özünde kaynakl›k teflkil
eden parametrelerdeki s›n›f mücadelesinin dinamikleridir.
Egemen s›n›f klikleri, tarihi süreçte
defalarca “k›l›ç çekme” dönemlerinden geçmifller, bunlar›n ço¤u askeri darbe, hükümet düflürme (muht›ra, gensoru), erken seçim vd. ile sonuçlanm›fl, bir
bölümünde ise “k›rm›z› çizgiler”in gerisine çekme, baflka bir deyimle hizalama
ve törpüleme ifllemi di¤er araçlar kullan›larak gerçeklefltirilmeye çal›fl›lm›flt›r.
Bugün olup bitenleri, moda deyimle
“büyük resme” bakarak anlamaya çal›flmak gerekecektir. Büyük resmi san›ld›¤›n›n aksine yaln›zca BOP ya da d›fl
konjonktür ile aç›klamaya kalkanlar, ço¤u zaman oldu¤u gibi iç dinamikleri
gözlerden saklama gayreti içerisindedirler. Ancak bu sefer iflleri o kadar kolay
görünmüyor. Zira tam da bu çat›flman›n
yo¤unlaflt›¤› aflamada, iflçi s›n›f› cephesinden 14 Mart, Kürt ulusundan halk›m›z›n büyük bir kitlesellikle ak›flkanl›k
ve süreklilik sa¤lad›¤› 8 Mart ve 21 Mart
eylemlilikleri, tabloya as›l rengi vermektedir.
Tam da bu nedenledir ki, 22 Temmuz seçimlerine gidilirken baflat pozisyondaki egemen s›n›f klikleri, rejime
dört elle sar›l›p iflçi ve emekçi s›n›flara,
Kürt ulusuna düflmanl›kta kol kola giren tutum sergilemifller, seçim platformunda ise fleriat ve darbe tehditleri
üzerinden iz sürmeye çal›flm›fllard›r. Ne
var ki emperyalizme ba¤›ml›l›k, rejimin
esaslar›na sadakat, iflçi ve emekçi s›n›flara düflmanl›k, Kürt ulusal hareketi dinamiklerine yönelme (hem de gözü dön-
müfl bir kudurganl›kla) konusunda seçimler sonras›nda da devlet için “rekabetli uyum” sergileyenlerin, aralar›ndaki “iktidar dalafl›” bitmemifl, rövanfl ve
hesaplaflma haz›rl›klar› sürdürülmüfltür.
ABD ve AB’li emperyalistlerden
tam destekle yol almakta olan AKP’nin
temsil etti¤i kli¤in bu dalafltan galip ç›kabilmesi, her fleyden önce iktisadi ve siyasi istikrar› sa¤layabilecek bir çizgi
tutturabilmesine ba¤l›d›r. Di¤er yandan
askeri ve sivil bürokrasi içerisinde güçlenme, idari yap›lanma ve sosyal düzene
kendi de¤erlerine uygun biçim verme
do¤rultusunda ad›mlar atmas› halinde,
devlete daha fazla nüfuz edecek, taban›
üzerinde denetim ve güvenini art›racak,
hareket alan› genifllemifl olacakt›. Askeri ve sivil bürokrasi içerisinde daha
etkin durumda olan ancak siyasi temsilde sürekli geri düzeyde seyreden ve as›l
olarak CHP’de temsil edilen Kemalist
laikçi klik için büyük bir hezimete sahne
olan seçimlerin ard›ndan AKP’ye karfl›
kullan›labilecek koz ve araçlar s›n›rl›
hale gelmiflti.
AKP’ye kapatma davas› aç›lmas›,
“fleriat tehlikesi” propagandas› yürüten laikçi Kemalist kli¤in “yasal” düzlemdeki son hamlesidir. Buna karfl›l›k
Ergenekon soruflturmas›nda bilhassa
Kemalist çevrelerde “fikri önder” konumunda itibar gören ‹lhan Selçuk’un
gözalt›na al›nmas› ile medyaya bilinçli
olarak saç›lan belge ve bilgiler arac›l›¤›yla; ciddi bir darbe girifliminin a盤a ç›kar›ld›¤› (ya da önceden iddia edilen Sar›k›z ve Ay›fl›¤› kodu verilen darbe giriflimi iddialar›n›n gerçek oldu¤u), AKP iddianamesinin Ergenekoncular taraf›ndan
haz›rland›¤› ya da haz›rlat›ld›¤› fleklinde
mesajlar verilmesi de “darbe tehlikesi” propagandas› yürüten AKP kli¤inin
hamlesi olarak okunmal›d›r.
Tekrar pahas›na olsun, mevcut durumda Kemalist laikçi çevrelerin ileri
sürdü¤ü ve yo¤un biçimde propaganda
etti¤i üzere, fleriat tehlikesi yoktur. Faflist Türk devleti, fler-i hüküm ve esaslar›n hat›r› say›l›r bir bölümünden ve islam›n bütün nimetlerinden sonuna kadar
yararlanmaktad›r. Bu manas›yla laiklikle
muht›ras›yla daha bir derinleflti. AKP ve
temsil etti¤i kli¤in tüm bu geliflmelere yan›tlar› seçim oldu. Ve seçimde elde ettikleri baflar›ya dayanarak önce istedikleri
kifliyi Cumhurbaflkan› yapt›lar. Sonra
hem kadrolaflmaya h›z verdiler, hem de
cuntac›lar›n eseri olan YÖK baflkanl›¤›na
bir emir erini atad›lar. Ve akabinde arkalar›na MHP deste¤ini de alarak türban
sorununun “çözümü” için önemli bir
hamle yapt›lar.
‹flte tüm bu geliflmeler Kemalist kli¤in “Laiklik elden gidiyor” feryad›n›n
daha da yükselmesine neden oldu. Olmayan bir fleyin yitirilmesi söz konusu
olmad›¤›na göre, elden giden neydi? Elden giden iktidar çat›flmas›nda sahip
olunan mevzilerin yitimiydi. Ve nitekim bu kli¤in etkin oldu¤u odaklardan biri olan yarg› kurumu hemen harekete
geçti. (Burada Kemalist klik derken, bu
kli¤in kulland›¤› argüman› kullan›yoruz
sadece. Yoksa, AKP’nin Kemalist olmad›¤› anlam› ç›kar›lmas›n.)
Yarg›tay Baflsavc›l›¤›’n›n “Laikli¤e karfl› bir odak haline geldi¤i” iddias›yla AKP
hakk›nda açm›fl oldu¤u davay› ciddiye almak gerekiyor. Yak›n tarihimizdeki tecrübeler bize gösteriyor ki; bu süreç egemenler aras›nda daha çat›flmal› ve sanc›l›
bir flekilde geçecektir. Görünen o ki;
AKP içten ve d›fltan ald›¤› destekle direnme e¤iliminde ›srar edecektir. Kapatma giriflimine karfl› ABD ve AB’li emperyalistlerden gelen aç›klamalar AKP’yi cesaretlendirecek niteliktedir.
Ama tüm bunlara ra¤men bugünden
iliflkilenmesi bafl›ndan itibaren flekli düzeydedir. Ancak kastedilenin ‹ran, Suudi
Arabistan vb. türden bir devlet tarz› oldu¤u bilinmektedir ki, bu konunun da
gerek ABD’nin biçti¤i (AB’nin destekledi¤i) model, gerek AKP’nin kurgulanma
flekli, gerek ülke içi mevcut güç dengesi
ve toplumsal doku dikkate al›nd›¤›nda
en az›ndan bugün aç›s›ndan tehlike seviyesinde tart›fl›labilir bir olgu olmad›¤›
aç›kt›r.
Bu manada, AKP iddianamesinde
yer verilen, “Daval› siyasi partinin izledi¤i politikan›n ortaya ç›kard›¤›
tehlike belirgin ve yak›nd›r. (…) üstelik bu partinin de ço¤unluk iktidar›na sahip oldu¤u gözetildi¤inde,
amaçlanan modelin gerçeklefltirilmesi anlam›nda bir tehlikenin var oldu¤u ve tehlikenin de yeterince yak›n oldu¤u ..” (sf. 158) iddialar›, maddi
gerçeklikle örtüflmemektedir. Ancak,
“rejimin gerçekli¤i”, reel hukuk ve mevcut mevzuat, çeflitli kurumlar yoluyla bir
tak›m araçlar› devreye sokma imkan›
vermektedir ki kapatma davas› iflletilmektedir. Nitekim, yine bu iflleyifle göre AKP’nin kapat›lmas› ve T. Erdo¤an
dahil bir dizi siyasi aktörün yasakl› konuma düflmesi de kuvvetle muhtemeldir. AKP’yi karfl› hamleye ve yasal de¤ifliklik aray›fllar›na iten de budur. Öte
yandan, her ne kadar a¤›rl›kl› olarak
AKP’lilerin söylemleri üzerine infla edilmifl olsa da, Yarg›tay baflsavc›s›n›n iddianamesindeki “politik” derinlik dikkat
çekicidir:
“fieriat hedefine ulaflmada, demokrasiyi bir araç gören bu zihniyet,
‘gerçek amac›n› doksanl› y›llardan
sonra dünyada küreselleflmenin merkez güçlerinin ülkemiz ve bölge ülkeleri için üretti¤i ‘›l›ml› ‹slam’ ideolojisi ve onun siyasi hedefi ‘Büyük Ortado¤u Projesi’nin (BOP) eflbaflkanlar› s›fat›yla söylemlerini insan haklar›, demokrasi, din ve vicdan özgürlü¤ü, ö¤renim hakk› gibi as›l referanslar› olan fleriatla hiç ba¤daflmayan kavramlar›n arkas›na gizlenerek” göstermifllerdir.” (sf. 117)
Ordunun yönetime el koyma olas›l›¤›na yar›-sömürge yar›-feodal ülkelerde ancak devrimle son verilir. Beyaz ordunun varl›¤› darbeyi her zaman için koflullamaktad›r. Bunun, devlet yap›lanmas›, s›n›f mücadelesinin karakteri, devrimin niteli¤i ile dolays›z iliflkisi vard›r.
Ancak, bu olas›l›k her durumda güçlü
de¤ildir. Emir-komuta düzeyinde tepe-
kesin bir fley söylemek zordur. Fakat gidiflat› etkileyecek flu faktörlere dikkat
çekmek mümkündür.
Birincisi;
AKP
hükümetinin
ABD’nin bölgesel politikalar›na karfl›
gösterece¤i uyumdur. ‹kincisi; AKP’nin
partinin kapat›lmas›n› önlemek için yasal
planda yapaca¤› de¤ifliklikler veya gündeme gelecek bir erken seçimin yaflanmakta olan ekonomik ve siyasi krizin derinleflmesinde oynayaca¤› rolün çap›.
Üçüncüsü; Kemalist kli¤in alternatif seçim projesi vb. Bu faktörleri daha da ço¤altmak mümkündür.
Tablonun gözden kaç›r›lmamas› gereken di¤er yüzü ise; tüm bu karfl› sald›r›lar, AKP’nin devlet kurumlar›nda yapmaya çal›flt›¤› kadrolaflmay›, yine politik
‹slam’›n simgesi olan baz› uygulamalar›
engellemeye dönük bir çabay› da içerebilir. Kemalist kli¤in bu yönlü elde edece¤i
her baflar› AKP’nin seçmen kitlesi üzerindeki etkisini zay›flatabilir. Her halükarda de¤erlendirmelerimizde sorunu
bütün yönleriyle ele almaya daha çok
özen göstermemiz gerekir.
Art›k aç›ktan a盤a bir futbol maç› gibi bizlere seyrettirilen çat›flmada,
AKP’ye yönelik kapatma davas›n›n ard›ndan AKP’nin hamlesi de gecikmedi. Madem ki “k›l›çlar çekildi”, AKP kli¤inin
durup beklemesi imkans›zd›. Ve bir gece
ans›z›n sözde laik düzenin koruyucu ve
savunucular› ihtiyar kurtlar Cumhuriyet
Gazetesi sahibi ‹lhan Selçuk, ‹stanbul
Üniversitesi eski rektörü Kemal
Alemdaro¤lu ve “‹flçi” Partisi Baflkan›
den iflleyen bir cunta için emperyalistlerin icazetini de alabilmek, s›n›f mücadelesi karfl›s›nda sivil seçeneklerin tükenmesi/yetmemesi durumunda, kimi
dönemlerde klik çat›flmas›n›n ald›¤› boyuta da müdahale fleklinde ortaya ç›kabilmektedir. Bununla beraber, çeflitli
komuta kademelerinde, gerek g.kurmay› etkilemek amaçl›, gerekse de kendi
çaplar›nda darbe haz›rl›¤›na giriflenler
olmufl, ancak bunlar›n büyük bir bölümü baflar›s›zl›¤a u¤ram›flt›r.
Günümüzde devleti/iktidar› tehdit
edecek boyutta bir yönetememe krizi
ve aczi yoktur. S›n›f çeliflkilerinin keskinleflmesi ve derinleflmesi, dahas› mücadele dinamiklerinde rejimi zorlayan
dönemlere kap›lar›n aralanmas› da
askeri faflizm ile müdahale etmeyi gerektiren olgular de¤ildir. Di¤er yandan,
rejim ona yabanc›, onu de¤ifltirmek ve
farkl› bir düzen tesis etmek isteyen baflka bir gücün (fleriatç›lar) tehdidi alt›nda
da de¤ildir. AKP’nin mevcut sistem/rejim ile öz itibar›yla çeliflkisi yoktur, 6 y›la yaklaflan icraat›n›n özeti, düzenin
efendilerine (emperyalistler ve ufla¤›
komprador burjuvazi ve büyük toprak
a¤alar›) tam bir ba¤l›l›k ve itaat ile gere¤ini içte ve d›flta yapmak olmufltur.
Ergenekon ad› verilen, 2001’den itibaren parça bölük ajan provokatörlerin
ifadeleriyle bir dosyada “bütünlefltirilen” ve karfl› hamlede kullan›lmak üzere
ucu aç›k tutulan operasyon; Kemalist laikçi cephede saf tutan k›z›l elmac› faflist
güruhun, darbe örgütlemekten, provokasyon eylemlerine, komplo ve siyasi cinayetlere kadar her türlü faaliyeti yürütmek üzere yap›land›rd›¤› olufluma
yönelik olarak gerçeklefltirilmifltir. Ancak amaç, bu katliam flebekesinin tümüyle deflifre edilmesi, tüm iliflki ve eylemleriyle a盤a ç›kar›lmas›, ya da T. Erdo¤an’›n dedi¤i gibi “temiz eller operasyonu” de¤ildir. Burada devreye s›n›rlar›n nereye kadar zorlanaca¤› ve
devletin çelik çekirde¤ine uzan›p uzanmama konusu ve hassasiyetler girmektedir.
Konuyu daha anlafl›l›r k›lmak için bu
noktada, hakim s›n›f klikleri aras›ndaki
çat›flmalar›n, s›n›f mücadelesinin geliflme gösterdi¤i, yükselifl trendi yakalad›¤› koflullarda keskinlik kazand›¤›n›n alt› çizilmelidir. Bunun bafll›ca sebebi,
ekonomik ve siyasi krizin her iki soruna da kaynakl›k teflkil etmesidir.
Tek bafl›na hükümeti oluflturan ve
meclis ço¤unlu¤unu elinde bulunduran
Do¤u Perinçek gece yar›s› bask›nlar›yla evlerinden apar topar gözalt›na al›nd›.
Ergenekon operasyonunun devam› oldu¤unu söyleyen AKP’nin demokrat olmad›¤›n› ne kadar rahatl›kla ve bir ç›rp›da
söyleyebiliyorsak, bu üç ismin de en az
AKP kadar faflist, gerici zatlar oldu¤unu
söyleyebilmeliyiz. Ancak bas›nda büyük
bir hezeyanla bu faflist zatlar, yafllar› ve
gece bask›n›yla gözalt›na al›nmalar›yla
derhal ma¤dur ilan edildiler ve tüm halk
kitleleri bu hezeyana ortak edilmeye çal›fl›ld›.
Bu faflist uygulamaya karfl› demokrat
ilan ederek örne¤in Selçuk’un nas›l darbe sevicili¤i yapt›¤›n›, faflist ordunun sözcüsü gibi hareket etti¤ini, bilim h›rs›z›
Alemdaro¤lu’nun rektörlük yapt›¤› dönemde yüzlerce gencin okul yaflam›na
bir tek sözüyle son verdi¤ini, Perinçek’in
saymaya sayfalar›m›z›n yetmeyece¤i suçlar›n› unutmam›z› istiyorlar bizlerden.
Neden? “Sadece devrimcilere, komünistlere ve yurtseverlere reva
görülen bir flekilde” gözalt›na al›nd›klar› için.
AKP’nin kapat›lma davas› ve son gözalt›lar egemenler aras› dalaflta yeni bir
perdeydi. Ama perde daha kapanmad›.
Son gözalt›lara karfl› Kemalist kli¤in yeni
bir hamlesini bekleyece¤iz. Çünkü ne
devlet içindeki kadrolaflmas›nda önemli
mesafeler kat eden ancak hala istedi¤ine
kavuflamam›fl olan AKP ne de devlet erkini elinden b›rakmak istemeyen kendini
laikçi olarak tan›tan klik iktidardan vazgeçmifltir.
AKP, ikinci dönemin henüz birinci y›l›n›
doldurmadan Anayasa hamlesini taslak
aflamas›nda b›rakm›fl, türban ile att›¤›
ad›m› sonuca ulaflt›ramam›fl ama ortal›¤›
tam bir kaos ve kargaflaya sürüklemifl,
AB ile ilgili yar›m kalan “at›l›m”lar›na söz
verdi¤i halde bafllayamam›fl, nihayet
Kürt sorununda TSK ile birlikte çuvallama ve bozgun sürecine girerek gerçeklefltirdi¤i katliam ve azg›n sald›rganl›kla
Newroz atefline benzin dökmüfltür.
Ekonomide tam bir pazarlama prizmas› ve dev aynas› flirketine dönen TÜ‹K eliyle kifli bafl›na düflen geliri (GSMH)
yüzde 30 art›rma, iflsizli¤i yar› oran›nda
azaltma, büyüme oran›n› 3 puan yükseltme, enflasyonu 10 puan düflürme
gayretleriyle propaganda faaliyetleri yürütülse de, tablo tam aksi yönde giderek bozulmufl, emperyalist merkezlerden (baflta ABD) “ithal edilen” krizin
dalgalar› daha fazla sonuç do¤urmaya
bafllam›flt›r. 2008’in ikinci yar›s› için öngörülenler çok daha ac›kl› ve vahimdir.
AKP’nin kapat›larak ufalanmas› pahas›na
(en kötü ihtimalle) ateflkes ça¤r›s›nda
bulunan TÜS‹AD vd. patron klüpleri ile
sivil devlet kurulufllar›n›n endifleleri anlafl›l›rd›r.
SSGSS ile ilgili, Emek Platformu’nun
iflbirlikçi kodamanlar› sayesinde bir
ad›m geri iki ad›m ileri tutumuna giren,
Tekel baflta olmak üzere direnifllere
karfl›n özellefltirmelerde ›srar eden
AKP hükümeti, IMF’nin direktifleri do¤rultusunda yol almak durumundad›r. Bu
durum, ekonomik açmazlar›n›n boyutuna iliflkin baflka bir veri olarak de¤erlendirilmelidir. Bu süreci, kimsenin kuflkusu olmas›n ki k›dem tazminatlar› baflta olmak üzere baflka sald›r›lar izleyecektir. Geri dönüflü olmayan bir hesaplaflma süreci içerisinde bulunuldu¤unu
anlamayan ya da gözden kaç›rmak isteyen iflbirlikçi, reformist sendika yönetimleri ile saflaflmaktan kaç›n›lmamas›
da sürecimizin bir di¤er gerçekli¤idir.
Gazze’de beklenen 3. ‹ntifada’n›n
fitili Türkiye Kürdistan›’nda atefllendi…
Filistin’in kitlesel eylem ve direnifl ruhunun Kürt illerine tafl›nd›¤› haftalardan
geçiyoruz. Onlarca kent ve ilçe meydan›nda, sokak ve alanlarda sürekli çat›flmalar yaflan›yor. Kameralar önünde
kurflunlananlar, kollar› k›r›lan çocuklar,
iflkenceden geçirilen, yerlerde sürüklenenler haber bültenlerinden eksik olmuyor. Büyük bir direnifl sergileniyor… Ölenlerin, yaralananlar›n, gözalt›na al›nan ve hapse doldurulanlar›n hesa-
“Siviller” görev bafl›nda!
Bu çat›flma içerisinde ülkenin as›l aktörleri ve egemenleri olan sermaye çevreleri ile sözde emek temsilcileri yüzlerini ne tarafa çevireceklerini flafl›rm›fl görünüyorlar. Dillerinde ise tek slogan; “Sa¤duyu” ça¤r›s›. Türkiye Odalar ve Borsalar Birli¤i (TOBB), Türkiye Kamu Çal›flanlar› Sendikalar› Konfederasyonu, Türkiye ‹flveren Sendikalar› Konfederasyonu
(T‹SK), Türkiye ‹flçi Sendikalar› Konfederasyonu (Türk-‹fl), Türkiye Esnaf ve
Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK),
Türkiye
Ziraat
Odalar›
Birli¤i
(TZOB)’un aralar›nda bulundu¤u 7 örgüt gerilimin düflürülmesi için 81 ilde aç›klamalar yapt›lar ve her iki taraftan da uzlaflma için geri ad›m atmas›n› istediler.
Geri ad›m nedir? Herkes karfl› taraf›n a盤›n› bir kenara b›raks›n, kardefl kardefl ülkenin ezilenlerini, sömürülenleri daha fazla nas›l sömürürüz, daha fazla nas›l ezeriz
hesaplar›n› yaps›n. Bu ça¤r›ya pek tabi ki
en büyük patron örgütü TÜS‹AD da kat›ld›.
Halk kitleleri ise bir yandan bu maç›
seyretmek ve taraf tutmak zorunda b›rak›l›rken di¤er yandan iflsizlik, pahal›l›k,
özellefltirme, SSGSS vb. sorunlar›yla u¤raflmak zorundad›r. ‹ki taraf›n da tek uzlaflt›klar› nokta zaten buras›d›r; yani halk
kitlelerinin sömürüsü ve yoksullu¤u; Kürt
ulusuna yönelik imha ve inkar politikalar›n›n devam›; halk›n geleceksizli¤e mahkum
edilmesi vs. O zaman bize düflen, gerçek
gündemlerimizle birlikte bu dalafl›n gerçek yüzünü kitlelere göstermektir.
b› tutulam›yor. Büyük bir vahflet ve zorbal›k uygulanmaktad›r… Deyim yerindedir; ok yay›ndan ç›kt›, kitlelerin öfkesi, tepkisi ve atefli bast›r›lam›yor, bast›r›lamayacakt›r!
Böyle bir atmosfer ve zemine birden bire gelinmedi. Hakim s›n›f klikleri
aras›ndaki dalafl›n bu kadar fliddetlenmesi de rastlant› de¤ildir. Dolay›s›yla,
uzlafl›, sa¤duyu, akl›-selim ça¤r›s› yapanlar, devlet/rejim elden gidiyor diye “felaket tellal›¤›na” soyunanlar, bofl yere
konuflmuyor. Devletin çözüldü¤ü ya da
çöktü¤ü elbette do¤ru de¤il, rejimin daha önce de de¤indi¤imiz gibi “tehlikede”
olma riski de üst seviyelerde seyretmiyor ama, gidiflat›n gerici ve faflistler aç›s›ndan hiç de parlak olmad›¤› aç›kt›r.
Durumu devrim ve demokrasi güçleri aç›s›ndan do¤ru bir rayda flekillendirmek çok önemlidir. Nesnel durumun bugüne sundu¤u veriler, günlerin
getirdi¤i ve y›¤d›¤› olanaklar, görevler
yerine getirildi¤i takdirde, çok önemli
mesafelerin al›nabilece¤ini göstermektedir. Sorun yine önderlik ve örgütlülük noktas›nda dü¤ümleniyor. Örgütlülük bir yana, önderlik meselesi kendini dayatmaktad›r. Zira gerek Kürt ulusal dinamikleri gerekse de iflçi ve emekçi hareketi aç›s›ndan, politik yönelim
noktas›nda sorunlar bulunmaktad›r.
Bunlar›n afl›lmas› aç›s›ndan umutsuz olmaya yer yoktur. Bu sorunlar›
aflacak olan da s›n›f mücadelesinin bizatihi prati¤idir. Zira düne kadar her iki
dinamik aç›s›ndan belirleyici yönelimler
yanl›fl ve kaygan (reformist ve uzlaflmac›) zeminlere meyletmekteydi. Oysa
durum bugün aç›s›ndan çok daha farkl›
koordinatlar içerisinde saf tutma ve
durufl sergilemeyi, bambaflka eylem biçimleri ve süreçleri yaflamay› gerekli k›lm›flt›r. Burada tutunabilmek için komünistler ve devrimciler süreçlere daha
fazla müdahil olmak durumundad›r.
Kitlelerin mücadelesi, her iki
cephede ve onlara eklemlenecek
di¤er birçok alanda yeni alternatiflerle, düzene karfl› büyük patlamalar yaratacak bir noktaya do¤ru
ilerleyecektir.
Hakim s›n›flar›n aczine, sald›rganl›k ve zulmüne karfl› flimdi daha büyük flevkle 1 May›s için seferber olal›m! 1 May›s’›n birlik, dayan›flma ve mücadele ruhu her geçen gün kitleleri daha s›k› sar›yor,
kaleleri, kuleleri, plazalar› daha
fazla kuflat›yor!
İşçi-köylü 4
İşçi/köylü
4-17 Nisan 2008
Yörsan, TEGA, Arçelik, ‹lbek… Direnifle devam!
‹flçi s›n›f›n›n ifl güvencesi, sendika
ve insanca yaflanacak ücret için yürüttü¤ü mücadele bask›lara ve engellemelere ra¤men devam ediyor.
‹flçi s›n›f› ve emekçilere yönelik
sendikas›zlaflt›rma tafleronlaflt›rma
ve özellefltirme sald›r›lar›n› giderek
artt›ran egemenlere karfl› iflçi emekçiler de yapt›klar› eylemler ve direnifllerle tepkisini ortaya koyuyor.
Yörsan ürünlerini
boykot et!
Bal›kesir’in Susurluk ilçesinde bulunan Yörsan fabrikas›nda sendika
hakk› için direnifle geçen iflçilerin mücadelesi 120’li günleri geride b›rakt›.
Tek-G›da ‹fl Sendikas›’n›n öncülü¤ünde bafllayan direnifl bask›lara
ra¤men sürüyor. Yörsan’da direnifl,
iflçilerin Tek-G›da ‹fl Sendikas›’na
üye olmas› ile bafllad›. Fabrikada ço¤unlu¤u sa¤layan sendika Çal›flma
Bakanl›¤›’na baflvurdu. Ancak Bakanl›k, baflvuruyu de¤erlendirmesi gerekirken sendikadan haberi olmayan
patrona haber verdi.
Patronun 420 iflçiyi iflten ç›karmas› ile fabrikada direnifl bafllad›. ‹flçilerin ailelerini telefonla arayarak
tehdit eden patron, gazetelere ilan
vererek direnifli karalamaya çal›flt›.
‹flçiler patronun bu sald›r›lar›na karfl›l›k yapt›klar› eylemlerle mücadelede kararl› olduklar›n› gösterdi.
TEGA’da grev!
Ankara Sincan Organize Sanayi
Bölgesi’nde kurulu bulunan TEGA
Migros, Koçtafl,
TÜS‹AD, Nakkafltepe önünde yapt›klar›
yürüyüfl ve bas›n
aç›klamalar› ile
Türk-Metal sendikas›na üye
olmayacaklar›n› hayk›ran
iflçiler
yapt›klar› aç›klamalarla demokrasi havarili¤ine soyunan Koçun
sendika düflman›
yüzünü teflhir ettiler.
Mühendislik’te bafllayan sendikalaflma mücadelesi bask›lara gözalt›lara
ve patron terörüne ra¤men sürüyor.
7 fiubat’ta D‹SK’e ba¤l› Birleflik
Metal-‹fl Sendikas› Anadolu fiubesi’nde örgütlenen iflçiler sendikal
haklar›n› istiyor. Do¤algaz boru tesisatlar›ndan elektro füzyon kaynak
tekni¤i ile ara parçalar üreten TEGA
dünyadaki say›l› iflletmelerden biri.
33 ülkeye ihracat yapan flirket on y›ll›k bir geçmifle sahip. Bu kadar k›sa
bir süre içinde böylesine büyüyen
flirkette iflçiler asgari ücretle haftan›n yedi günü hiçbir sosyal güvenceleri olmadan çal›fl›yor.
TEGA patronu 56 iflçiyi iflten ç›kararak iflçilerin direniflini k›rmaya
çal›flt›. Ancak iflçiler üretimi durdurarak bu sald›r›y› püskürttü. Patronun direktifi ile jandarma iflçilere
cop ve biber gaz› ile sald›rd›. Üretim
sürdürmek amac›yla kaçak iflçileri
fabrikaya sokmaya çal›flt› ancak iflçi-
ler buna engel oldu. ‹flçiler özel güvenli¤in ve patronun adamlar›n›n sopal›, sat›rl›, silahl› sald›r›lar›na maruz
kald›. Ankara’daki demokratik kitle
örgütleri ve devrimci, ilerici kurumlardan destek gören ve Sincan Organize Sanayi Bölgesindeki kölelik koflullar›na karfl› önemli bir ç›k›fl› ifade
eden direnifl, iflçilerin kararl›l›¤› ile
sürüyor.
çi yapt›klar› eylemlerle sendikalar›na
sahip ç›kt›.
Migros, Koçtafl, TÜS‹AD, Nakkafltepe önünde yapt›klar› yürüyüfl
ve bas›n aç›klamalar› ile Türk-Metal
Sendikas›na üye olmayacaklar›n› hayk›ran iflçiler yapt›klar› aç›klamalarla
demokrasi havarili¤ine soyunan
Koç’un sendika düflman› yüzünü teflhir ettiler.
Reklâm› b›rak
Arçelik iflçisine bak!
‹lbek’te direnifl nöbeti
Arçelik Çay›rova Fabrikas›’nda
tafleron Y›ld›ran Yükleme Boflaltma
fiirketi’nde çal›flan iflçiler sendikalar›n› savunmakta kararl›.
Arçelik fabrikas›nda tafleron olarak çal›flan iflçilerin D‹SK’e ba¤l›
Nakliyat-‹fl Sendikas›’na üye olmas›
üzerine sözleflmeyi fesih eden KOÇ
Holding iflçilerin Türk Metal Sendikas›na üye olmas›n› istiyor. 2 Ocak
tarihinden beri direniflte olan 200 ifl-
‹stanbul Gaziosmanpafla’da kurulu bulunan ‹lbek Tekstil Fabrikas›’nda
520 iflçi, alacaklar›n› vermeyerek fabrikay› kapatmak isteyen patrona karfl› direniyor.
15 fiubat’tan bu yana devam
eden direnifl patronun iflçilerin alacaklar›na el koyma sald›r›s› üzerine
bafllad›. ‹flçiler geriye dönük alacaklar›n› vermek istemeyen patrona
karfl› fabrika önünde nöbet tutmaya
bafllad›. ‹flçilerin alacaklar›n› vermek
için fabrikay› kapatt›¤›n› ilan eden
patron makineleri de kamyonlarla
götürmek istedi. Patronun bu oyununu fark eden iflçiler kamyonlar›
durdurarak fabrika önünde direnifle
bafllad›. Polisin sürekli tacizi ile karfl›
karfl›ya kalan iflçiler buna ra¤men
nöbetlerini gece gündüz sürdürüyor. ‹flçilere 1’er milyar teklif eden
patron daha yüklü tazminatlardan
kurtulmaya çal›fl›yor. Son olarak
D‹SK Tekstil Genel Merkez yöneticisi Kaz›m Do¤an patron ad›na arac›l›k yapmaya bafllad›. ‹flçilerle ayr›
ayr› görüflerek, bölmeye ve iflyerini
açmaya çal›flan ‹lbek patronu, bir
yandan da fabrikay› açt›raca¤› tehdidinde bulunuyor. 16 Mart günü bir
dayan›flma etkinli¤i düzenleyen ‹lbek
iflçileri tazminatlar›n› al›ncaya kadar
mücadeleden vazgeçmeyeceklerini
ilan ediyor.
Birçok bölgede devam eden ve
aylara yay›lan bu iflçi direniflleri s›n›f
hareketi aç›s›ndan da önem tafl›yor.
Sendikal örgütlülüklerin darald›¤›, sar›-iflbirlikçi anlay›fllar›n sendikalara
çöreklendi¤i bir dönemde sözünü
etti¤imiz iflçi direniflleri daha fazla
büyütülmeyi hak ediyor. Ç›kart›lmas› hedeflenen yeni yasalarla birlikte
önümüzdeki dönemde iflçi ve emekçileri daha azg›n bir sömürü cenderesi bekliyor. Öne ç›kan iflçi direnifllerini güçlendirmek kazan›mlar› birer
mevzi haline getirmek iflçi s›n›f› ve
emekçilerin sald›r›lara karfl› daha
güçlü bir flekilde karfl› durmas›n› da
sa¤layacak.
(‹stanbul)
Belediye ‹fl
fl’’te muhalif fl
flu
ubeler tasfiye edilmek isteniyor!
R
Ö
P
O
R
T
A
J
1999 y›l›nda sendika yönetimine
seçildi¤imde sendikada büyük yolsuzluklar ortaya ç›km›flt›. Bu s›rada
biz de 1, 2 ve 3 no’lu flubeler olarak
Nihat Yurdakul’u destekleyerek
baflkan yapt›k. Yüzü iflçiye dönük bir
sendikal anlay›fl istiyorduk. Ancak
Yurdakul iktidarlaflt›kça s›rt›n› iflçiye
döndü. Bu yüzden tart›flmalar bafllad›. 2006 y›l›nda gerçekleflen sözleflmelerde “sözleflmeyi ben imzalayaca¤›m” diyerek kendini dayatt›.
Temsilciler Kurulu’nun kald›r›lmas›n› istedi. Son kongrede biz de baflka
Belediye-‹fl Sendikas› 3 No’lu fiube, Belediye-‹fl yönetimi
taraf›ndan kapat›lmak isteniyor. fiubenin üye say›s›n›n
500’ün alt›nda olmas›n› gerekçe gösteren yönetim fiube
Baflkan› Hüseyin Ayr›lmaz’›n profesyonel sendikac›l›¤›n› düflürdü.
fiubenin neden kapat›lmak istendi¤i ve Belediye-‹fl yönetiminin tutumu üzerine 3 No’lu fiube Baflkan› Hüseyin Ayr›lmaz’›n görüfllerini ald›k.
bir aday ç›kard›k, bunun üzerine Belediye-‹fl içindeki bizim gibi muhalif
flubelere karfl› bir tutum gelifltirmeye bafllad›. Bunun bir sonucu olarak
fiube Baflkan› olarak toplu sözleflme
görüflmelerine kat›lmam› engelledi.
Mart ay›nda gerçekleflen Genel Kurul’da s›n›ftan uzaklaflan bu anlay›fllara muhalefet ettik. Kurul’dan önce
nas›l bir Belediye-‹fl tart›flmas›n› yürüttük. Bunun üzerine Yurdakul, üç
flubeyi bizden kopard›.
Belediye-‹fl Sendikas›nda yüzü iflçiye dönük flubelere karfl› bir tasfiye
Emekçinin Gündemi
Program›m›z do¤rultusunda emekçilerin
sorunlar›na yo¤unlaflal›m!
Ezilenler için oldukça kapsaml›
bir sald›r› anlam›na gelen sosyal y›k›m sald›r› paketi “Emek” Platformu bilefleni ve devlet aras›nda yap›lan pazarl›k sonucu iflçilerin gündeminden düflürülmeye, yasa mevcut haliyle kabul ettirilmeye çal›fl›lmaktad›r. Bu oluflan durumu kabul etmeyerek karfl› duruflun örgütlenmesi kendi içinde belli zorluklar tafl›sa da bu gücü a盤a ç›karacak iradeyi flekillendirmek zorunday›z.
Ülkemizdeki s›n›f mücadelesi
son on y›ll›k süreçte önemli gerilemeler yaflam›flt›r. Bunun dünyadaki
geliflmelerle ilgisi oldu¤u gibi esas
olarak bizlerin s›n›f mücadelesi
içindeki mevcut tablomuzla ilgisi
vard›r. S›n›fla daha genifl olarak ele
al›rsak halkla olan ba¤›m›z›n zay›fl›-
¤›n›n pay› çok daha büyüktür. Elbette devletin faflist bir nitelikte
olmas› tüm bunlar›n olumlu anlamda geliflmesini engellemektedir.
Bunun böyle olmas›, esas› gözden
kaç›rmam›za yol açmamal›d›r. Bu
önemlidir. Yine önemli bir di¤er
nokta da kendili¤inden geliflen kitle hareketleridir. fiuras› aç›k ki,
kendili¤inden geliflen herhangi bir
hareket do¤ru bir önderlik ile yönlendirilmedi¤inde varaca¤› nokta
yine sistem içi çözümler olacakt›r.
Ülkemizde ezilenlerin kendili¤inden geliflen hareketleri zaman zaman olmaktad›r. Örne¤in 2001 krizinde böylesi bir durum yaflanm›flt›r ki, buna önderlik
edilememesi bu hareketin kal›c›
bir sonuç yaratmadan sönmesine
yol açm›flt›r. Bu örne¤in ötesinde
süreci yaflan›yor. Ola¤anüstü Genel
Kurul’da oylama yaparak flubeyi kapatmay› hedefliyorlar. 12 Eylül’le
birlikte uygulanmaya bafllayan Sendikalar Yasas› ile sendika genel baflkan›, genel kurulda istedi¤i flubeyi
kapatabiliyor. Sözleflmeye kat›l›m›n›
engelleyebiliyor. Biz kararlar›m›z› iflçilerin seçti¤i temsilcilerin görüfllerini ald›¤›m›z temsilciler kurulunda
al›yoruz. Ancak Belediye-‹fl yönetimi iflçilerin seçti¤i aktif iki temsilcinin temsilcili¤ine son verebiliyor.
(‹stanbul)
Türkiye’nin ekonomik yap›s› krizlere gebe bir içerikte oldu¤u için,
belli dönemlerde tekrarlanan kendili¤inden geliflen halk hareketlerine de yol açmaktad›r.
Bugün yaflanan sürece bakt›¤›m›zda da genifl emekçi kesimlerde
önemli k›p›rdanmalar›n oldu¤unun
alt›n› çizmek gerekmektedir. Neredeyse direniflsiz tek bir günün dahi
olmad›¤›, sendikalaflman›n suç say›ld›¤›, sendika taleplerinin iflten atmalarla yan›tland›¤›, tersanelerde
her gün yeni ölümlerin yafland›¤›,
e¤itim ve sa¤l›k hakk›n›n özellikle
son yasalar ile ezilenlerin elinden
al›nd›¤›na tan›k olmaktay›z. Tüm bu
sald›r›lar karfl›s›nda önemli direnifller örgütlenmekte, kimi yerde devletin sald›r›lar› ve sendikalar›n yüzüstü b›rakma tutumlar›na ra¤men,
y›llara var›ncaya kadar süren direnifllerin varl›¤› aflikard›r. Geçti¤imiz
günlerde sonlanan Tarsus SCT direnifli, Aky›l direnifli, TEKEL iflçilerinin direniflleri ve uzun dönemleri kapsayan deri sektöründeki
Carrefour’da
tafl
fle
eronlafl
fltt›rma sald›r›s›
‹flçi-emekçilere dönük tafleronlaflt›rma sald›r›lar› giderek daha genifl
sektörleri kapsayarak sürüyor.
Carrefour’un Gebze’de bulunan
deposunda çal›flan iflçiler geçti¤imiz
aylarda tafleron firma Künhe Nagel’e
devredilmiflti. Tafleron firman›n ilk
icraat› ise depoda çal›flan 4 iflçinin
ifline son vermek oldu.
‹flten ç›kar›lan 4 iflçi iflten ç›karma karar›na karfl› idari mahkemede
dava açm›fllar ve Gebze ‹fl Mahkemesi’nde görülen davay› iflçiler kazanm›flt›. Karara göre iflçilerin 8 gün
grev ve direnifller bunlara örnektir.
Son olarak SSGSS Yasa Tasar›s› ile ilgili oluflturulan merkezi
ve yerel platformlar›n düzenledi¤i
eylemler bizlere yeni görevler yüklemektedir. Konfederasyonlar›n,
Emek Platformu’nun gelinen aflamada tutumu ortadayken, genifl
kitlelerde varolan› kabullenmek istemeyen tutum büyütülmeli ve
emekçi kitlelerde geliflen öfkenin
ucu as›l hedefe yöneltilmelidir. Örgütleyenleri bile flaflk›nl›¤a düflüren
önemli say›daki kitleyi alanlarda buluflturan bu sald›r› dalgas›, burada
bitecek gibi de görünmemektedir.
‹flte böylesi önemli geliflmelerin
yafland›¤› bir süreçte yap›lan
DDSB Program tart›flmalar› ve
Kurultay›, hepimizin omuzlar›na
önemli görevler yüklemektedir.
Yeni ve çok önemli bir sürecin ilk
ad›mlar›n› att›¤›m›z kurultay›m›z›n
ard›ndan geçmifl birikimimizi yar›nlara tafl›man›n pratik ad›mlar›n›n
h›zla at›lmas› önümüzde durmaktad›r. Yaflanan olumlu örnekleri
içinde iflbafl› yapt›r›lmalar› gerekiyordu. Ancak patron bu karara ayk›r› davranarak, iflçilere ifl bafl› yapt›rmad›.
‹fle geri dönemeyen iflçiler 22
Mart’ta, Carrefour’un Küçükbakkalköy fiubesi önünde bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdiler.
Carrefour önündeki aç›klamada,
ifle görü dönme karar›na karfl› ifl bafl› yapt›r›lmamalar›na tepki gösteren
iflçiler, Tez-Koop-‹fl Sendikas›’na
kendilerine sahip ç›kmas› ça¤r›s› yapt›lar.
(Kartal)
büyütmenin koflullar› düne göre
çok daha fazla vard›r. Vard›r, çünkü, egemenler ard› ard›na ç›kart›lan sald›r› yasalar› ile genifl iflçi ve
emekçi y›¤›nlar›n tüm haklar›n› ellerinden almak istemektedir. Vard›r, çünkü, iflçi s›n›f›, her gün biraz
daha fazla yoksullu¤a ve sefalete
itilmektedir. Vard›r, çünkü, sendikalara çöreklenmifl reformist-bürokratik-sar› sendikal anlay›fl sahiplerinin gerçek yüzleri aç›k bir
flekilde ortaya ç›kmaya devam etmektedir. Vard›r, çünkü, Tersanelerde gündeme geldi¤i dönemlerde yap›lan göstermelik ziyaretlerin ard›ndan ölümler devam etmektedir.
fiuras› aç›k ki, yapt›¤›m›z tart›flmalar ile netleflen Program›m›z›n
anlam bulaca¤› tek yer s›n›f mücadelesinin kendisidir. Bu yo¤un ve
gelifltirici pratik içinde, aynay› kendimize tutarak, do¤ru anlay›fl ve
perspektiflerimizi pratikle buluflturdu¤umuz oranda baflar›l› olman›n önünde hiçbir engel yoktur.
SCT direnifli
kazand›!
Mersin’in Tarsus ilçesinde kurulu Turbo Filtre Fabrikas›’nda
750. günlere yaklaflan direniflte anlaflma sa¤land› ve toplu sözleflme
imzaland›.
Birleflik Metal-‹fl Sendikas›’ndan
yap›lan yaz›l› aç›klamada, 15 Mart
2006 tarihinde bafllayan grev sonunda gerçekleflen toplu sözleflmeye göre, iflçilerin 1 May›s tarihinde
iflbafl› yapacaklar› kaydedildi. Sözleflmede, iflçi ücretlerine ilk 6 ay
için yüzde 20,26 zam yap›laca¤›,
ikinci 6 ay zam oran›n›n yüzde 7
olaca¤› belirtildi. Di¤er 6 aylarda
enflasyon rakam›na 2 puan eklenmesiyle bulunacak oranda zam gerçeklefltirilece¤i kaydedildi.
Ayr›ca iflçilere, sözleflmenin
ikinci y›l›nda 30 günlük ücret tutar›nda prim verilece¤i; bayram, yakacak, izin, evlenme, do¤um, ö¤renim
ve çocuk ödemelerinin de gerçeklefltirilece¤i duyuruldu.
Sözleflmeye göre 1 May›s tarihinin ücretli izin günü say›laca¤›, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun istirahatlerde ödeme yapmad›¤› ilk 2 günün
ücretinin ise patron taraf›ndan
ödenmesi konusunda anlaflma sa¤land›¤› belirtildi.
(H. Merkezi)
‹lbek iflçilerine
dayan›flma
ziyareti!
Gaziosmanpafla’da ‹lbek Tekstil
Fabrikas›’nda direniflte olan iflçiler
“Herkese Sa¤l›k Güvenli Gelecek Platformu” taraf›ndan ziyaret edildi.
“‹lbek iflçileri yaln›z de¤ildir, yaflas›n s›n›f dayan›flmas›”
yaz›l› pankart açan platform bileflenleri, “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›” sloganlar›n› hayk›rd›. ‹flçilerin alk›fllarla karfl›lad›¤› kitle, iflçilerle sohbet ederek halay çekti.
(‹stanbul)
E¤itim-Sen
bölge
toplant›lar›
düzenliyor
Ankara’da yap›lan bölge toplant›s›na E¤itim-Sen E¤itim Sekreteri
‹smail Sa¤d›ç kat›ld›. Sa¤d›ç konuflmas›nda AKP’ye yönelik kapatma davas›na de¤inerek, “iflçi ve
emekçilere ciddi sald›r›lar düzenleniyor ve bundan dolay›
da sürekli gündem de¤ifltiriliyor. Dün parti kapatmalara
onay verenler, bugün kapat›lmakla yüz yüze” dedi. Sa¤d›ç ayr›ca, SSGSS’nin iki saatlik eylem ile
yeniden görüflülmeye bafllanmas›n›n önemli oldu¤una de¤inerek, bunun yetmeyece¤ini sözlerine ekledi.
(Ankara DDSB)
İşçi-köylü 5
4-17 Nisan 2008
Köylüler
topraklar›na
sahip ç›k›yor!
Antakya’da, topraklar›n›n belediye taraf›ndan istimlâk edilmesine tepki gösteren
köylüler, Belediye binas› önünde eylem
yapt›.
Antakya Belediyesi önünde toplanan
Do¤anköy, Kisecik, Günyaz› ve Sarayc›k köyü sakinleri, “Topra¤a uzanan eller k›r›ls›n”, “Toprak bizim hakk›m›z, söke söke al›r›z” sloganlar› ile Belediye Baflkan›
Mehmet Yelo¤lu’nu protesto etti.
Belediye taraf›ndan haz›rlanan yeni imar
projesi kapsam›nda 700 hektarl›k alan imara
aç›l›yor. Bu alan içerisinde kalan bölgedeki
köylülere ait arazilerin bir k›sm› belediye taraf›ndan Kamu Ortakl›k Pay› ve Devlet Ortakl›k Pay› kesintileri kapsam›nda istimlâk
edildi. Yap›lan istimlâk çal›flmalar›na tepki
gösteren köylüler, konuyu belediye yetkilileri ile görüflmek üzere Antakya Belediyesi’ne
geldi. Ancak yap›lmas› daha önceden planland›¤› halde toplant›ya Antakya Belediye
Baflkan› Mehmet Yelo¤lu, flehir d›fl›nda
bulundu¤u gerekçesiyle kat›lmad›. Bunun
üzerine köylüler, belediye önünde toplanarak eylem yapt›.
(H. Merkezi)
Köylüler
yol kesti!
Adana’n›n Pozant› ilçesinde, otoyol
yap›m› için kum ve çak›l al›nan yerlerde gölet oluflmas› nedeniyle endiflelenen köylüler, önlem al›nmas› amac›yla kamyonlar›n
önünü keserek eylem yapt›.
Ço¤unlu¤unu kad›nlar›n oluflturdu¤u
Gökbez köylüleri, oluflan çukurlar›n su ile
doldu¤unu ve baz› kesimlerde de erozyona
neden olacak flekilde çal›flma yap›ld›¤›n› iddia ederek, özellikle çocuklar› için endiflelendiklerini; olas› risklerin ortadan kald›r›lmas› için önlem al›nmas› gerekti¤ini söylediler.
(H. Merkezi)
Ormanlar› koruyan
hükümler
yeni
Anayasa’da
yer alm›yor
TZOB Genel Baflkan› fiemsi Bayraktar, 21 Mart Dünya Ormanc›l›k Günü dolay›s›yla 20 Mart günü yaz›l› bir aç›klama
yapt›. Dünyada oldu¤u gibi Türkiye’de de
ormanc›l›¤›n ekonominin öncelikli ve ana
sektörlerinden biri oldu¤unu belirten
Bayraktar, “Ülkemiz yüzölçümünün yaklafl›k yüzde 27,2’sine denk gelen 21,2 milyon hektar alan orman arazisidir. Ancak
bu alanlar›n yaklafl›k 10 milyon hektar› verimli orman arazisidir. Ormanlar, sahip
olduklar› biyolojik çeflitlilik dolay›s›yla
dünyadaki en de¤erli ekosistemler aras›ndad›r. Ormanlar›n toplum ve çevre yaflam›nda büyük önem tafl›yan su rejimini düzenleme, erozyonu önleme ve çevre kirlili¤ini önleme gibi yaflamsal ifllevlerinin
yan›nda, biyolojik çeflitlili¤in korunmas›ndaki rolü de son derece önemlidir” dedi.
“Ülkemiz topraklar›n›n büyük bir k›sm› erozyon tehlikesiyle karfl› karfl›yad›r”
diyen Bayraktar, yap›lan çal›flmalar›n ormanlar›n toprak erozyonunu azalt›c› ve
tamamen engelleyici etkileri oldu¤unu ortaya koydu¤unu kaydetti. Tar›m arazilerinin sellerden zarar görmemesi, topraklar›n erozyonla kaybolmamas›, iklim ve su
rejimine ait ekolojik dengenin bozulmamas› için orman tahribat›n›n önüne geçilmesi gerekti¤ine vurgu yapan Bayraktar,
mevcut orman varl›¤›n›n korunarak, yeni
orman alanlar›n›n aç›lmas› gerekti¤ini belirtti.
(Ankara)
İşçi/köylü
Tar›m ve g›da üretimine emperyalizmin
stratejik sald›r›s›: Tohumda patent devri
Emperyalizmin yar›-sömürge ülkelere dayatt›¤› tar›m› tasfiye politikalar›n›n önemli ad›mlar›ndan biri
de tohumda patent devridir.
Ülkemiz özgülünde tar›m›n tasfiyesi kapsam›nda at›lan; tar›msal desteklemelerinin büyük oranda kald›r›lmas›, önemli tar›msal kurulufllar›n özellefltirilmesi gibi ad›mlar›n
yan›nda tohumda patent devri,
daha etkili olacakt›r. Uzun vadede
ise tar›msal üretimimizde söz hakk›
tamam›yla emperyalistlerin olacakt›r.
Tar›m›n ve g›dan›n ana materyali olan tohumun, emperyalist tekellerin uzun y›llard›r üzerinde çal›flt›¤› “Genetik Mühendisli¤i
Teknolojisi” ile yeni türler gelifltirme ad› alt›nda genleri de¤ifltirilerek g›da canavarlar› yarat›lmaktad›r. Emperyalist tekeller tohumlara
gen ekleyerek ya da tohumlardan
gen ç›kartarak elde ettikleri tohumlar›n patentlerini almaktad›r.
Ülkemizde son aylarda gündeme
gelen tohumda Islahç› Hakk› Bedeli ve Mülkiyet Hakk› Bedeli,
emperyalist tekellerin patentini ald›¤› tohumlar› mülk edinmesidir.
Yar›-sömürge ülkeler üzerindeki
yeni sömürü alan›d›r.
Dünya tohum pazar›n› kontrol
alt›na almak isteyen emperyalist tekellerin bu kapsamdaki çal›flmalar›
1938’lere dayanmaktad›r.1888’de
kurulan ABD Menflei Delta-Pine
adl› 1983’lerde “Genetik Mühendisli¤i Teknolojisi” çerçevesinde, yeni tür gelifltirme ve biyo çeflitlili¤i art›rma maksad›yla sessizce
çal›flmalar›na bafllam›flt›r. Sürdürülen çal›flmalar sonucu üretilen g›da
pazar›n›, k›sacas› ülke tar›m›n› tamam›yla kendi tekellerine almaktad›rlar. Milyar dolarlar harcayarak
“genetik mühendislik teknolojisi”ni gelifltiren emperyalist tekeller, yar›-sömürge ülkelerin yerli tohumlar›n›n genetik yap›s›n› de¤ifltirerek yeni tür ad› alt›nda patentini
almaktad›r. Ve tekrar yar›-sömürge
ülkelere pazarlamaktad›r.
UPOV, tohumda mülkiyet hakk›n› emperyalist tekellere veriyor
canavarlar›na “Gurt” (‹ntihar
tohumlar›) denilmektedir. 1 gr
intihar tohumlar›ndan 5-6 kg ürün
elde edilirken, tek ekimlik olmas›
nedeniyle köylüleri tohum tekellerine ba¤›ml› hale getirmektedir.
Gelecek y›l için tohum b›rakmayan
intihar tohumlar›, yar›-sömürge ülkelerin köylüleri için büyük tehdit
oluflturmaktad›r. Tohum üzerinde
hiçbir söz hakk› olmayan köylü, gelecek y›l için ne tohumluk ay›rabilmekte ne de baflka bir yerden tohum alabilmektedir.
Geneti¤i de¤ifltirilmifl bu tohumlar›n di¤er ad› da “Terminatör tohumlard›r”. Ekildi¤i bölgede herhangi bir sebepten dolay›
gen kaçmas› nedeni ile normal tohum ile ekili arazideki tohumlara
bulaflt›¤›nda onlar›n genlerine bask›n geldi¤i için normal tohumlar›n
genlerini yok etmektedir. Emperyalist tekeller gen kaçmas›n›n
mümkün olmad›¤›n› söyleseler de
canl› örnekler gerçe¤i göstermifltir.
“G›day› kontrol
ederseniz halklar›
kontrol edersiniz!”
Monsanto (ABD), Syngenta
(‹ngiltere, ‹sveç, ‹sviçre), Bayer
(Almanya), Singrin (Fransa) gibi
dev tohum tekellerinin; 1970’lerin
ABD D›fliflleri Sorumlusu Henry
Kissinger’›n “G›day› kontrol
ederseniz, halklar› da kontrol
edersiniz” söyleminde oldu¤u gibi
amaçlar› ezilen emekçi halklar üzerindeki sömürüyü katmerlefltirmek
ve ayn› zamanda onlar› denetim alt›nda tutmakt›r. Geneti¤ini de¤ifltirdi¤i tohumlar›n patentini alarak
halklar›n temel g›da ve ihtiyaçlar›n›
karfl›lamas›n› dahi kendi tekeline almakt›r.
Emperyalist tekeller, “biyo çeflitlilik”, “genetik devrim” vb.
safsatalarla, yar›-sömürge ülkelerdeki tohum pazar›n› kendi tekellerine geçirmektedirler. Yar›-sömürge
ülkelerin tar›msal üretimini, g›da
Halka fabrika yalan›!
Geçti¤imiz günlerde Malatya’n›n
Hekimhan ilçesine ba¤l› Hasançelebi kasabas›na gelen Erdemir, TOK‹,
Oyakbank flirketleri ve ifladamlar›
Hasançelebi’de 40 y›l› aflk›nd›r aç›lacak denilen demir-çelik fabrikas›n›
açacaklar›n› söylemek için çevre köyler ve Hasançelebi halk›n› seminere
ça¤›rd›lar. Seminerde demir-çelik
fabrikas›n› açacaklar›n› ve 1.0001.500 kiflinin çal›flabilece¤ini söylediler. Bu, ortalama çal›flan bin kiflinin
birer efli ve birer çocu¤u oldu¤unu
hesaplarsak yaklafl›k üç bin kiflilik bir
nüfustan söz etmek demektir. Yani o
alandaki esnaf›n, köylünün vs. bundan
yararlanaca¤›n› söylüyorlar.
Biz de seminere kat›ld›k ve onlara sorduk; “nas›l bir fabrika olacak bu?” diye. Fabrikan›n hammaddeden demiri ar›tma fabrikas› olaca¤›n› söylediler. “Ne tür nitelikte
eleman al›nacak?” diye sordu¤umuzda ise kaçamak cevap veriyorlar.
“Ne tür aletler kullan›lacak?” di-
ye sordu¤umuzda da kepçe, dozer,
kamyon yani teknik aletler diyorlar.
Aç›lacak demir-çelik fabrikas›n›
kendilerine bir kurtulufl yolu olarak
görmeye çal›flan insanlar, Hasançelebi’ye ba¤lanmaya ve kay›tlar›n› oraya
ald›rmaya çal›fl›yorlar. Bununla da yetinmeyip köyleri de kasabaya ba¤lamaya çal›fl›yorlar. Amaçlar› ne? Demir-çelik fabrikas›nda ifle girmek. Peki, sormak laz›m demir-çelik fabrikas›nda ifle girmek için kayd›m›z› oraya
ald›rmak zorunda m›y›z ki; Belediye
bize ifl baflvurusu ad› alt›nda kendisine ba¤l›yor. Demir-çelik fabrikas› ile
Belediye’nin ne ilgisi olabilir ki, fabrika aç›lmad›¤› halde fabrikaya iflçi kay›tlar› bafllas›n. Yani burada Belediye’nin oy sorununu çözmek için fabrikayla ilgili oyunlar›yla halk›n üzerinde oyun oynad›¤›n› görmekteyiz.
Bunu açarsak; Belediye’nin 800
nüfusu oldu¤unu biliyoruz. Bir yerin
belediye olmas› için 2000 ve üzeri
nüfusu olmas› gerekir. Nüfusu yeter-
siz olan Hasançelebi Belediyesi bu say›ya ulaflmak için insanlar› ifl baflvurusu ad› alt›nda Belediye’ye kay›t ediyorlar. K›saca Belediye çaresiz halka
aba alt›ndan sopa göstermektedir.
Amaç Belediye’nin kalkmamas› ve
Belediye Baflkan›’n›n koltu¤undan olmamas›d›r.
Bu iflte çal›flacak insanlar›n ço¤unun teknik eleman olaca¤›ndan köylülere kalan ifl, düflük ücretli angarya
ifller olacakt›r. Bu da köylünün hayallerinin suya düflmesi demektir. Bunun fark›nda olan belediye ve fabrika
sahipleri köylüyü çaresiz bulduklar›
için iflbirli¤i içerisinde aldat›yorlar.
Biz de burada YDG olarak Belediye Baflkan› ve fabrika sahiplerinin
halka oynad›klar› oyunlar› bozmaya
ve onlar›n bütün yollar›n› t›kamaya
çal›fl›yoruz. Faflist bir anlay›fl tafl›yan
Belediye Baflkan› ve fabrika sahipleri
nin istedikleri gibi insanlar› kand›rmalar›na YDG olarak izin vermeyece¤iz.
(K›n›k YDG)
Tersanelerde yine bir ifl cinayeti
Tuzla Tersanelerinde bir iflçi daha ifl cinayetinde yaflam›n› yitirdi. Tersanelerde böylece son 9 ayda 19 iflçi yaflam›n› yitirmifl oldu.
Tuzla Tersanelerinde bir iflçi daha
ifl cinayetinde yaflam›n› yitirdi. Tersanelerde böylece son 9 ayda 19 iflçi
yaflam›n› yitirmifl oldu.
13 Mart sabah› Tuzla Gemi Tersanesi’nde Sinan Denizcilik tafleron firmas›nda raspac› olarak çal›flan
45 yafl›nda 5 çocuk babas› Yüksel
Özdemir, 20 metreden düflerek feci flekilde yaralanm›fl, hastaneye kald›r›lm›flt›. Yüksel Özdemir 27 Mart
günü yaflam›n› yitirdi.
Bu son ölümün ard›ndan Limter‹fl Sendikas› taraf›ndan, 28 Mart Cumartesi günü Özdemir’in çal›flt›¤›
Tuzla Gemi Tersanesi önünde bir bas›n aç›klamas› ve oturma eylemi örgütlendi.
Saat 07.00-08.00 aras› gerçekleflen eylemde “Kurals›zl›k sürüyor,
iflçiler ölüyor- 84. ölüm Yüksel
Özdemir” pankart› aç›l›rken, eylem
öncesi, ifllerine giden tersane iflçilerine eyleme kat›lma ve yaflam›n› yitiren
arkadafllar›na sahip ç›kma ça¤r›s› yap›ld›.
Ça¤r›ya uyan çok say›da iflçinin
kat›l›m› ile yap›lan aç›klamadan önce
befl dakikal›k oturma eylemi gerçeklefltirildi ve iflçilere hitaben konuflma-
lar yap›ld›.
Oturma eyleminin ard›ndan aç›klamay›, Limter-‹fl Baflkan› Cem Dinç
okudu.
Aç›klamada, 27-28 fiubat tarihinde gerçeklefltirilen greve ra¤men, gemi patronlar›n›n güvenlik önlemleri
noktas›nda gerekli önlemleri hala almad›klar›na, çok say›da iflyerinde
A¤›r ve Tehlikeli ‹flyeri Yönetmeli¤i’ne uyulmad›¤›na de¤inildi. Aç›klama
“‹flçiler birleflin ölümleri durdurun”, “Direniflle grevle kazanaca¤›z” gibi sloganlar›n at›lmas›yla
son buldu.
(Kartal)
Emperyalist tekeller tohumdaki
mülkiyet hakk›n› uluslararas› alanda
yayg›nlaflt›rmak, meflrulaflt›rmak ve
yar›-sömürge ülkelerin gen bankalar›n› rahatça soyabilmek için
1960’larda 6 Avrupa ülkesi taraf›ndan Uluslararas› Çeflitleri Koruma Birli¤i (UPOV)’ni kurmufllard›r. Böylece emperyalist tekeller
bir yandan yar›-sömürge ülkelerin
gen bankas›n› soymalar›n› meflrulaflt›r›rlarken, di¤er yandan da tohumdaki mülkiyet hakk› da garanti alt›na
al›nmaktad›r.
UPOV’un kuruluflundan bugüne
1961-72-78 ve 1991’de olmak üzere dört sözleflmesi vard›r. Bunlardan biri tohum talan›n› meflrulaflt›ran 1991 sözleflmesidir. Bu sözleflmeye göre “çiftçilerin kendi tohumlar›n› kullanmalar› oldukça k›s›tlanm›flt›r. Tohum tekelleri yar›sömürge ülkelerde yerel tohumlar›n ve ülkenin kamu kurulufllar›na
ait gen merkezindeki tohumlar› istedikleri gibi el koyabilmektedirler.” Bu sözleflmeyi kendine dayanak yapan ABD emperyalizmi, Hindistan’›n Basmati çeflidi pirincine el
koyarak kendi ad›na patent ç›kartm›flt›r.
Türkiye’de tohumculuk
ve AKP’nin rolü
Emperyalist tekellere kap›lar›
a¤z›na kadar aç›lm›fl olan ülkemizde
tohumculu¤un kaderi ne yaz›k ki di¤er yar›-sömürge ülkelerle ayn›d›r.
Gelinen aflamada ülkemiz, her
y›l yaklafl›k 70-80 milyon dolar terminatör tohum ithal etmektedir.
Fransa, Hollanda ve ‹srail’den
sebze tohumu almadan üretim yap›lamamaktad›r. Sebze tohumun da
yüzde 95 d›fla ba¤›ml› olan ülkemiz
sertifikal› hububat tohumunda ancak yüzde 25’ini üretebilmektedir.
Bu rakamlar, tohumculukta d›fla ba¤›ml›l›¤›n boyutunu gözler önüne
sermektedir. AB uyum paketi çerçevesinde ç›kar›lan Tohumculuk
Yasas›’n›n ise, özünde emperyalist
tekellerin ç›karlar›na uyum yasas›
oldu¤u gerçekliktir. Tar›msal ürünlerde oldu¤u gibi tohumculukta da
emperyalist tekellerin yetkileri art›r›lmaktad›r. Bunun en somut örne¤i 2007’nin son aylar›nda Türkiye’nin, emperyalist bir kurulufl olan
UPOV bünyesine 65. üye olarak
sessiz sedas›z dâhil olmas›d›r.
Tar›m›n tasfiyesinde h›z kesmeyen AKP hükümeti tar›msal ürün ve
desteklemelerde oldu¤u gibi tohumculukta da köylünün düflman›
oldu¤unu, ç›kard›¤› yasalarla uygulad›¤› IMF, DB eksenli politikalarla
göstermektedir. Tohumculuk piyasas›n›n denetimini tamam›yla emperyalist tekellere b›rakan AKP hükümetinin icraatlar› tek tek ortaya
ç›kmaktad›r.
Emekli-Sen kapat›lamaz!
D‹SK’e ba¤l› Emekli-Sen, aç›lan
kapatma davas›n›n iptal edilmesi
amac›yla Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤› önünde 19 Mart
2008 tarihinde bir bas›n aç›klamas›
yapt›. Bakanl›k önünde bir araya
gelen sendika üyeleri “Savafla de¤il emekçiye bütçe”, “Birlefle
birlefle kazanaca¤›z”, “EmekliSen kapat›lamaz” yaz›l› dövizler
açarak, çeflitli sloganlar att›. Aç›klama öncesinde Emekli-Sen Genel
Baflkan› Veli Beysülen ve Genel
Merkez yöneticilerinden oluflan
bir heyet, Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤› Müsteflar› Ahmet
Erdem ile sendikan›n kapat›lmamas› yönündeki taleplerine iliflkin bir
görüflme yapt›. Görüflmenin ard›ndan aç›klama yapan Beysülen, bir
sendikan›n kapat›lmas› için aç›lan
davan›n ‹çiflleri Bakanl›¤›’n›n talebi
üzerine sendika genel merkezinin
bulundu¤u ilin Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›nca aç›labilece¤ini belirtti.
“Ancak 9 Ekim 2007 tarihinde Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde sendikam›z hakk›nda kapatma karar› verilmesine neden olan
dava, Gaziantep Muhakemat Müdürlü¤ü avukatlar› taraf›ndan aç›lm›fl bir davad›r” diyen Beysülen,
davan›n aç›lmas›nda ve sürdürülmesi sürecinde hukukun çi¤nendi¤inin alt›n› çizdi.
Kapatma karar›n›n Yarg›tay 4.
Hukuk Dairesi taraf›ndan onaylanmas›n›n ard›ndan yapt›klar› itiraz›n
reddedilmesi halinde davay› Avrupa ‹nsan Haklar› Mahkemesi’ne
(A‹HM) tafl›yacaklar›n› ifade eden
Beysülen, TBMM’den ç›kar›lacak
bir statü yasas›yla sorunun afl›laca¤›na dikkat çekti. Türkiye’nin imzalad›¤› uluslararas› sözleflmeler ve
evrensel hukuk kurallar›n›n yok say›ld›¤›n› söyleyen Beysülen, flunlar›
belirtti: “Amac›m›z Türkiye’nin imzalad›¤› uluslararas› sözleflmelere
uygun olarak sendika hakk›n›n herkes taraf›ndan kullan›lmas›n›n sa¤lanmas› için gerekli yasal düzenlemeleri yapt›rmaya yetkili Çal›flma
ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›’n›n
ad›m atmas›n› sa¤lamakt›r. Bu yap›lmad›¤› sürece Türkiye A‹HM’de
bir kez daha mahkum olacakt›r.”
(Ankara)
Kaz da¤lar› için imza topland›!
Kaz Da¤lar› ile Madra Da¤›’nda yürütülen alt›n madeni arama
çal›flmalar›n›n durdurulmas› için toplanan 100 bin imza, TBMM Baflkanvekili Güldal Mumcu’ya verildi.
Güney Marmara Do¤al ve Kültürel Çevreyi Koruma Derne¤i
(GÜMÇED) Edremit Körfezi fiubesi Baflkan› Mehmet Akif Öznal
ve beraberindeki heyet taraf›ndan sunulan imzalar›n ard›ndan bir aç›klama yap›ld›. Aç›klamada maden arama çal›flmalar› dolay›s›yla bölgenin
tehdit alt›nda oldu¤u belirtilerek, “hayat›m›z› savunma mücadelesi
veriyoruz” denildi. Öznal, bölge halk›n›n görüfllerini yans›tan dilekçelerin dikkate al›nmas›n› istedi.
(H. Merkezi)
İşçi-köylü 6
Dengê azadî
Türkiye
Kürdistan›’nda
Newroz kutlamalar›
Kürt halk›n›n Newroz mesaj›: Direniflfl!!
Kürt halk›n›n ve Ortado¤u halklar›n›n zalimlere karfl› isyan ve direnifl
bayra¤›n› yükseltti¤i Newroz büyük
bir coflku ile kutland›. Devletin Kürt
halk›na yönelik imha ve inkâr politikalar›n› sürdürdü¤ü ve gerçeklefltirdi¤i
operasyonlarla Kürt halk›n› yeniden
hedef tahtas›n› koydu¤u bir sürecin ard›ndan kutlanan Newroz, ayn› zamanda bir hesaplaflma alan› oldu.
2008 Newroz’u birçok yerde daha
önce görülmeyen bir kitlesellikte ve
Dersim
Dersim’de 22 Mart Cumartesi günü K›flla Meydan›nda aralar›nda Partizan, HKM,
HÖC, EMEP, TUDEF ve DHP’nin bulundu¤u kurumlar taraf›ndan bir miting gerçeklefltirildi. Saat 11.00’de Sanat Soka¤›’nda toplanan kitle buradan K›flla Meydan›’na yürüyüfle geçti. Bizler de Partizan olarak Kürtçe
(Zazaca) pankart›m›zla yürüdük. Pankart›m›zda Newroz Sarê wedar dê na sarê
wedar dênê zedekerî me (Newroz isyand›r, isyan› büyütelim) yaz›l›yd›. Miting alan›na vard›¤›m›zda Tertip Komitesi ad›na yap›lan konuflmadan sonra s›ras› ile kurumlar
birer konuflma ile kendilerini ifade ettiler.
Partizan ad›na yap›lan konuflmada, “Mazlum
Do¤an ve ‹brahim Kaypakkaya’n›n Diyarbekir zindan›nda tutuflturdu¤u k›v›lc›m, bugün
da¤larda isyan atefline dönüflmüfltür. Bugün
Kürt ulusuna ve iflçi s›n›f›na yap›lan sald›r›
Newroz ruhu ile püskürtülebilir” denildi.
Konuflmalar›n ard›ndan Newroz atefli yak›ld›
ve sahneye ç›kan Umuda Türkü müzik
toplulu¤u ve Mehmet Atl›’n›n söyledi¤i
marfllar, türküler ve çekilen halaylarla miting
sonland›r›ld›.
(Dersim Partizan)
Erzincan
Newroz bu y›lda Erzincan’›n çeflitli ilçe
ve beldelerinde kutland›. Bizler de Erzincan’›n Ça¤layan beldesindeki Newroz kutlamalar›na kat›ld›k. Akflamüzeri beldenin karfl›s›ndaki da¤da lastik yak›lmas› ile kutlama bafllad›. Lastik yak›ld›ktan bir müddet sonra belde alan›nda toplan›lmaya baflland› ve Ça¤layan Meydan›’nda “Yaflas›n Newroz, Newroz piroz be” slogan›yla atefl yak›ld›. Davulzurna eflli¤inde kitle ateflin çevresinde halay
çekmeye bafllad›. Bir müddet sonra Partizan taraf›ndan, günün anlam ve önemini belirten ve son sürece iliflkin bir aç›klama yap›ld›. Ard›ndan halaylar çekildi.
(Erzincan)
Malatya
Türkiye ve T. Kürdistan›’ndaki Newroz
kutlamalar›na sald›ran devlet, Malatya’da da
aralar›nda DTP Malatya il baflkan› da olmak
üzere 17 DTP’liyi 21 Mart öncesi gözalt›na
ald›. Buna ra¤men DTP, ESP ve EMEP’in örgütledi¤i kutlamalar fieker Stad›’nda yap›ld›.
‹kinci kutlama ise Partizan, DHP ve
HÖC’ün örgütledi¤i etkinlik idi ve Cemal
Gürsel Mahallesi’nde yap›ld›. Bu eylemin duyurusunu yapan ve bildiri da¤›tan aralar›nda
2 YDG’linin de oldu¤u 7 kifli keyfi bir flekilde
gözalt›na al›nd› ve ertesi günü ç›kar›ld›klar›
mahkemece tutuklu yarg›lanmalar›na karar
verildi. 7 kifli Malatya E Tipi Hapishanesi’ne
götürüldü. Tutuklananlar 4 gün sonra yap›lan
itirazla serbest b›rak›ld›lar.
21 Mart akflam› saat 20.00’de Sa¤l›k Oca¤› önünde bir araya gelen kitleye, eylem bafllamadan önce polis sald›r›p bir kifliyi göz alt›na almaya çal›flt›. Kitlenin kararl› durufluyla
polisin gözalt›na almak istedi¤i devrimcinin
gözalt›na al›nmas› engellendi. Polis bu kez de
biber gaz› kullanarak kitleyi da¤›tmak istedi.
Ancak kitle meflaleleri tutuflturarak eyleme
bafllad›. Eylem Gündo¤du Marfl›’n›n okunmas›yla ve devrim flehitleri için yap›lan sayg› durufluyla sona erdirildi.
(Malatya YDG)
4-17 Nisan 2008
coflkuyla kutland›.
Kürt halk› s›n›r ötesi operasyonlara, bask›lara karfl› öfkesini alanlarda
hayk›rd›. AKP’ye karfl› tepkinin ve
“Katil Erdo¤an” sloganlar›n›n öne
ç›kt›¤› mitinglerde Kürt halk› teslim olmayaca¤›n› dosta, düflmana bir kez daha ilan etti. Van ve Hakkari’de düzenlenen eylemlerde üç kiflinin katledilmesi ra¤men Kürt halk› günlerce çat›flt›.
T. Kürdistan›’nda gerçekleflen eylemlerde halka azg›nca sald›ran devlet
üç kifliyi katletti. Kürt halk› Newroz’da
ortaya koydu¤u direnifl ile devletin sald›r›lar›n›n yan›ts›z kalmayaca¤›n› hayk›rd›. Newroz’da yaflanan kitlesellik ve
direnifle tahammül edemeyen devlet
Newroz sonras› yüzlerce insan gözalt›na ald›, onlarca insan› tutuklad›.
Newroz coflflk
kusu her yerde
sokaklarda devam ettirildi.
Ankara
* Tuzluçay›r’da 21 Mart akflam›
“Biji Newroz, Yaflas›n Newroz”,
“Emperyalizme Irkç›l›¤a fiovenizme ve
Faflist Sald›r›lara Karfl› Yaflas›n Halklar›n Kardeflli¤i” yaz›l› ortak pankartlar›n arkas›nda Natoyolu Tekmezar dura¤›nda toplanan kortejler yolu trafi¤e kapatarak yürüyüfle geçti.
Ya¤murlu havaya ra¤men halk›n
yo¤un ilgisinin oldu¤u eylemde “Newroz isyand›r, isyan da¤larda!” yaz›l›
pankart›yla Partizan korteji alandaki
yerini ald›. Kortejler Tuzluçay›r dört
yola geldi¤inde Newroz atefli yak›ld›.
Okunan
ortak
aç›klaman›n
ard›ndan eylem, söylenen ezgiler eflli¤inde çekilen halaylarla devam etti.
Eylemin sona ermesinin ard›ndan yeniden kortejler oluflturularak mahallenin içlerine do¤ru sloganlarla yürüyüfle geçildi. Mahalle halk›n›n pencerelerden alk›fllarla destek vermesi
dikkat çekiciydi.
* Ankara’da sendikalar›n, partilerin, derneklerin ve siyasi yap›lar›n da
kat›ld›¤› Newroz mitingi 23 Mart günü Abdi ‹pekçi Park›’nda gerçeklefltirildi. Newroz kutlamas› için Toros
Sokak”ta bir araya gelinmeye baflland›. Bar›fl annelerinin ve Kürt kad›nlar›n›n yo¤un olarak kat›ld›¤› mitingde,
DTP korteji coflkusu ve kitleselli¤i ile
dikkat çekti
‹zmir
Newroz’un Gündo¤du Meydan›’nda kutlanmas› için yap›lan tüm
baflvurulara ve görüflmelere olumsuz
yan›t veren ‹zmir Valili¤i, Newroz
kutlamalar› öncesi ‹zmir’i adeta aç›k
bir hapishaneye dönüfltürdü. 20 Mart
gecesi 17 semtte örgütlenen Newroz
kutlamalar›n›n neredeyse hepsine sald›ran devlet, bu tutumunu 23 Mart
gününe kadar artt›rarak devam ettirdi. fiehir d›fl›ndan gelen otobüslerin
engellendi¤i, Kürt halk›n›n yaflad›¤›
semtlerden kalkan otobüslerin engellendi¤i ve yollar›n kapat›ld›¤›, 23 Mart
günü sabah saatlerinden itibaren ‹zmir Valili¤i’nin haz›rlam›fl oldu¤u “Say›n halk›m›z bugün Gündo¤du
Meydan›’nda miting yoktur, k›flk›rt›c› gruplar›n oyununa gelmeyin. Aksi taktirde yasal ifllem ya-
Bursa
p›lacakt›r. -‹zmir Valili¤i)-” yaz›l›
kufllamalar›n semtlere da¤›t›ld›¤› hatta
ayn› duyurunun semt camilerinden
gün boyu anons yap›ld›¤› bu koflullarda da halk›n iradesi k›r›lamad›.
23 Mart Pazar günü saat 12:00’de
DTP il binas› önünde kimlik kontrolü
ve üst aramalar›ndan geçerek bir araya gelen DTP, ESP, SDP, Partizan,
DHP, Kald›raç, Al›nteri, Mücadele
Birli¤i, Köz, ÇHD, ‹HD, D‹P giriflimi,
TAYD-DER, Tuncelililer Derne¤i ve
ÖDP tüm engellemelere ra¤men
Newroz ateflini yakarak, halklar›n
kardeflli¤ini hayk›rd›lar. Gündo¤du
Meydan›’na gidilmemesi için yap›lan
kuflatma ve abluka DTP il binas›
önünde 3 saat süren bir bekleyifle neden oldu. Bu bekleyifl an›nda s›k s›k
“Kürt ulusuna özgürlük halk savafl›yla gelecek”, “Faflizme karfl› yaflas›n halk savafl›”, “Faflizme karfl›
omuz omuza”, “Yaflas›n devrimci
dayan›flma” sloganlar› at›ld›, halaylar
çekildi. Ard›ndan meydana gitmek isteyen kitleye, polis gaz bombalar› ve
coplar›yla sald›rd›. Bu sald›r› gün boyu
Sivas
Sivas’ta devrimci ve demokrat
ö¤rencilerin yapmak istedi¤i Newroz, polis terörüne ra¤men düzenlendi. 21 Mart günü 14-15.00 saatleri aras› Newroz kutlamalar›na kat›lmak isteyen Gençlik Federasyonu’ndan 6 arkadafl›m›z polisin keyfi
terörüne maruz kalm›flt›r. Arkadafllar›m›z hiçbir gerekçe gösterilmeden gözalt›na al›nm›fl ve bu esnada
polisin darp ve hakaretlerine maruz
kalm›fllard›r.
Alibaba Mahallesi’ni savafl
alan›na çeviren polis, gençlerin özel
eflyalar› da dahil Newroz’da kullan›-
Bu y›l Newroz Tertip Komitesi
Partizan, DTP, ESP, ‹HD, SDP,
EMEP ve SODAP taraf›ndan oluflturuldu. 23 Mart günü Gökdere Bulvar›’nda yap›lan miting devrim ve demokrasi mücadelesinde flehit düflenler an›s›na yap›lan sayg› duruflu ile
bafllad›. Ard›ndan DTP Bursa ‹l Baflkan› Hüseyin Diken bir konuflma yaparak kitlenin bayram›n› kutlad›. Tertip Komitesi ad›na ortak metni Serpil Aslan okudu.
Partizan “Emperyalizme, ›rk-
ç›l›¤a, flovenizme karfl› Newroz
ruhunu kuflan” yaz›l› pankart açt›.
Miting, Grup Vardiya ve sanatç›
fiahen Bedo’nun seslendirdi¤i parçalar ve çekilen halaylarla sona erdi.
Bursa’da bu sene önceki y›llara
nazaran Kürt halk›n›n “bar›fl” slogan›n› hemen hemen hiç atmamas› “Katil
Erdo¤an”, “Biji Serok Apo”, “Biji
Newroz” sloganlar›n› atmas› dikkat
çekiciydi.
lacak pek çok eflyaya el koydu. Faflizmin bunca engellemesine ve fliddetine ra¤men Newroz, alanda bulunanlar taraf›ndan coflku ile kutlanm›flt›r.
Polisin fliddetine maruz kalan
arkadafllar›m›za polis bask›s› alt›nda
doktorlardan taraf›ndan rapor verilmemifl ancak bir baflka hastaneden rapor al›nabilmifltir. 22 Mart
günü yaflananlarla ilgili bir bas›n
aç›klamas› düzenlendi. Bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan kitlesel bir flekilde
slogan ve alk›fllarla Adliye önüne gidilerek polisler hakk›nda suç duyurusunda bulunuldu. (Sivas YDG)
‹stanbul’da Newroz kutlamalar›
Kazlݍeflme
‹stanbul’da Newroz Zeytinburnu
Kazl›çeflme alan›nda son y›llar›n en
kitlesel kat›l›m› ile kutland›. On binler
sabah›n erken saatlerinden itibaren
yöresel k›yafetleri ve Kürtçe sloganlar› ile Newroz alan›na akmaya bafllad›. DTP’nin bu y›l devrimci, ilerici kurumlarla birlikte organize etti¤i miting görselli¤i ve coflkusu ile dikkat
çekti.
DTP d›fl›ndaki kurumlar saat
10.30’da Abdi ‹pekçi Spor Salonu
önünde toplan›p kortejlerle alana yürüdü. Miting demokrasi flehitleri için
bir dakikal›k sayg› duruflu ile bafllad›.
Aralar›nda Partizan, ESP, HÖC,
BDSP, DHP, EMEP vb. kurumlar ad›na haz›rlanan ortak metni okuyan
Sultan Toptafl; Newroz’un emperyalizme, iflbirlikçilerine özgürlük düflmanlar›na karfl› fabrikalarda, emekçi
semtlerde, da¤larda özgürlük diye
hayk›rman›n günü oldu¤unu söyledi.
Önceki y›llara oranla kitlenin sahneden yap›lan politik ça¤r›lara daha
fazla yan›t verdi¤i, özellikle Van ve
Hakkâri’de yaflanan sald›r›lara karfl›
öfkeli oldu¤u dikkat çekti.
Mitingde Partizan kitlesi de
“Newroz serh›ldane” yaz›l› pankart ve “Disa disa serhildan azadiya Kürdistan”, “Kürdistan faflizme mezar olacak” sloganlar› ile
yerini ald›. Mitinge 200 bini aflk›n insan kat›ld›.
Okmeydan›
Aralar›nda Partizan, DTP, ESP,
DHP, Halkevleri, SODAP, Köz’ün
bulundu¤u kurumlar›n üyeleri saat
19.30’da Fatma Girik Park›’nda bir
araya gelerek Newroz’u kutlad›lar.
Newroz ateflinin yak›lmas›ndan sonra herkes davul ve zurna eflli¤inde
halay çekti. Partizan okurlar› eyleme
‹brahim Kaypakkaya flamalar› ile kat›ld›lar. An›nda bast›ran ya¤mur nedeniyle Newroz kutlamas› erken
bitirilmek zorunda kald›. Eylem bitirilirken “Yaflas›n devrimci dayan›flma” ve “Newroz Piroz be” sloganlar› at›ld›.
Gülsuyu
Son dönemlerde Gülsuyu halk›
üzerinde gerçeklefltirilen polis terörü
Newroz günü de eksik olmad›. Eylemin saat 19.30’da Özgürlük Park›’nda
gerçekleflmesi planlanm›flt›. Kitle
dört ayr› noktadan yap›lacak yürüyüflle Özgürlük Meydan›’nda toplanacakt›. Yürüyüflün bafllayaca¤› buluflma
noktalar›ndan biri de Son Durak’t›.
Buradan yürüyüfle geçecek olan kitle
daha toplan›rken, Heykel’den itibaren bölgeyi ablukaya alm›fl olan polis,
panzerler ve gazlarla toplanan kitleye
sald›rarak, pankart ve flamalara el
koydu, birkaç kifliyi de gözalt›na alarak, ilerleyen saatlerde b›rakt›.
Burada gerçekleflen sald›r›, di¤er
buluflma noktalar›ndan at›lan sloganlarla cevaplan›rken, bu sald›r› kitlenin
Newroz coflkusunu yok edemedi ve
yürüyüfl haz›rl›klar› di¤er noktalarda
da devam etti. Newroz kutlamalar›na
kat›lan Partizan kitlesi de, Özgürlük
Park›’n›n birkaç sokak ilerisindeki bir
alanda toplanarak, aç›lan “Newroz
isyan›n› kuflan-Partizan” pankart›
arkas›nda yürüyüfle geçti.
Oldukça coflkulu oldu¤u gözlenen kitle yürüyüfl sonunda Özgürlük
Park›’na geldi. Burada di¤er noktalardan gelenlerle bulufluldu ve Newroz
ateflinin yak›lmas›yla kutlama bafllad›.
Devrim flehitleri an›s›na yap›lan sayg›
duruflunun ard›ndan, kitle ad›na ortak bir aç›klama yap›ld›. Kutlama
Partizan, DHP, HKM, ESP, DTP,
Genç Kurtulufl, SDP ve Köz taraf›ndan organize edildi.
Alt›nflehir
20 Mart Perflembe günü Alt›nflehir fiahintepe’de DTP, Partizan ve
fiahder’in birlikte düzenledi¤i etkinlikte Newroz atefli isyan ruhuyla
atefllendi. Etkinli¤in bafl›nda devrim
flehitleri ve yurtsever flehitler an›s›na
sayg› duruflunda bulunuldu. Okunan
ortak metnin ard›ndan yo¤un ya¤mur
ya¤›fl›na ra¤men Newroz program›
coflkuyla devam etti. Aralar›nda Partizan okurlar› taraf›ndan kurulan
Grup ‹syan Atefli’nin de bulundu¤u
5 grup marfllar›yla kitlenin sesine ses
katt›.
(Alt›nflehir ‹K okurlar›)
Bayramtepe
Ortado¤u halklar›n›n Newroz
bayram› kutlamalar› ile ilgili elimize eposta kanal›yla geçen bir habere göre Bayramtepe’de TKP/ML militanlar› 21 Mart akflam› bir korsan
gösteri düzenledi. Gönderilen haberde flu ifadelere yer verildi: “Ortado¤u halklar›n›n direnifl günü Newroz’da bizler de çeflitli milliyetlerden
Türkiye halk›n›n temsilcisi ve öncüsü
olan TKP/ML militanlar› olarak direnifl ateflini yükseltmek ve Newroz
bayram›n› kutlamak için bir korsan
gösteri düzenledik. Eylemimizde
K›br›s Caddesi’ni molotoflar›m›zla
trafi¤e kapatarak mahalledeki Kürt
gençleriyle birlikte atefl yapt›k, halaylar çektik. Eylemimize tahammül
edemeyen polis güçleri tüm güçleriyle militanlar›m›za sald›rd›. Ancak iki
saat boyunca polisin bu sald›r›s›na
karfl› direnerek çat›flan militanlar›m›z
bölgeden kay›p vermeden uzaklaflm›fllard›r.”
Haberde ayr›ca eylem boyunca
“Biji Partime TKP/ML”, “Kürt
ulusuna özgürlük Halk Savafl›yla gelecek”, “Kürdistan faflizme mezar
olacak” vb. sloganlar›n›n at›ld›¤› da
haberde ifade edilmifltir.
1 May›s Mahallesi
21 Mart günü mahallenin belirli
bir noktas›ndan Pazar Soka¤›’na kadar yüründü. Partizan, ESP ve Köz
taraf›ndan yap›lan yürüyüfl s›ras›nda
Partizan imzal› “Biji Newroz, Biji
Serh›ldan” pankart› aç›ld›. Ard›ndan
ayn› sokakta Newroz kutlamas› yapan DTP kitlesi ile bulufluldu. Halaylar çekilerek son verilen etkinli¤in yan› s›ra HÖC ayr› bir kutlama yapt›.
(1 May›s Mahallesi ‹K okurlar›)
Çukurova’da Newroz!
Amed
Amed’de sabah saatlerinden itibaren yüz
binlerce kifli, yeni yap›lan Newroz alan›ndaki
kutlamaya ak›n etti. Rengarenk flamalar›n
salland›¤› alan, yöresel k›yafetli kad›n ve erkekler ile renk cümbüflüne döndü. Kutlamalar boyunca jet uçaklarda kitle üzerinde sürekli alçak uçufl yapt›. Ya¤an ya¤mura karfl›l›k kitle, kutlamalar› sonuna kadar coflkuyla
sürdürdü.
Newroz kutlamalar› ile ilgili Diyarbak›r
Cumhuriyet Baflsavc›l›¤› inceleme bafllatt›.
Kutlamalar sonunda flehir merkezinde birçok gösteri ve korsan kutlamalar düzenlendi. Ç›kan olaylarda halk polisle çat›flt› ve birçok kifli gözalt›na al›narak tutukland›.
(Amed YDG)
Mersin
* Mersin’de 21 Mart tarihinden
bir hafta önce birçok semtte Newroz
kutlamalar›nda çat›flmal› sahneler ya-
fland›. Çay, Çilek, fievket Sümer,
Yeni Pazar, Siteler ve Demirtafl
mahallelerinde Newroz öncesi bir
haftaya yay›lm›fl eylemler yap›ld›.
On binlerce kiflinin kat›ld›¤› coflkulu Newroz kutlamas›nda çarp›c› ve
renkli görüntüler yaflan›rken, alana
gelenlerin giysileri ve ayakkab›lar› ç›kar›larak arand›. Ayr›ca il giriflinde de
toplu tafl›ma araçlar› durdurularak,
kimlik kontrolleri yap›ld›. Yap›lan aramalarda onur k›r›c› yaklafl›mlar nedeniyle on binlerce kifli on dakikal›k
oturma eylemi yapt›. Kutlama sonunda ise özellikle sivil polisler herkesi
tartaklay›p hakaretlerde bulundu. Yaflanan arbede sonucu sahnedeki sivil
polislerin Yurtsever Gençlik taraf›ndan dövülmesi sonras› k›sa süreli bir
gerginlik yafland›. Konuflmalar›n ard›ndan sahne alan MKM-Der sanatç›s› Kadir Çat, ilk olarak “Diren Diyarbekir” flark›s›n› seslendirdi. Çat’›n
ard›ndan sahne alan Çetin Oraner,
kitlenin coflkusunu ikiye katlad›. Kutlama, Oraner’in seslendirdi¤i flark›lar
eflli¤inde çekilen halaylarla son buldu.
Newroz kutlamalar›n›n sona ermesinin ard›ndan binlerce kifli “Biji
serok Apo” sloganlar›yla yürüyüfle
geçti. Yürüyüfle geçen kitleye sald›ran
polis, çok say›da kifliyi gözalt›na ald›.
Ard›ndan Demirtafl, Günefl, fievket
Sümer, Hal ve Gündo¤du Mahallelerinde kutlamalar devam etti. Kutlamalar›n sürdü¤ü bu mahallelerde polisin panzerlerden evlere rasgele su
s›kt›¤› bildirildi.
* 20 Mart Perflembe günü Mersin
Üniversitesi Çiftlikköy Kampüsü’nde
Newroz vesilesiyle bir bas›n aç›klamas› ve etkinlik düzenlendi. Düzenlenen etkinli¤e 1000’in üzerinde kitle
kat›l›m sa¤lad›. Etkinli¤e ayr›ca sanatç›
Çetin Oraner de kat›ld›. Kitle slo-
ganlar atarak, halaylar ve türküler eflli¤inde yak›lan ateflin üzerinden atlad›.
(Mersin Üniversitesi YDG)
Adana
Adana’n›n Seyhan ilçesinde biraraya gelen binlerce insan, Newroz’u
kutlad›. fiakirpafla semti Ova Mahallesi’nde bulunan bofl alanda bir
araya gelen kitle, yakt›klar› Newroz
atefli önünde halaya durdu. S›k s›k
“Biji Newroz” fleklinde sloganlar›n
at›ld›¤› eylemde kad›nlar ulusal k›yafetleri ve sar›, yeflil ve k›rm›z› puflileriyle dikkat çekti.
İşçi-köylü 7
4-17 Nisan 2008
Okmeydan›’nda polis
terörü devam ediyor
‹ki haftad›r süren polis terörüne karfl›, Okmeydan›’nda bir bas›n aç›klamas› düzenlendi. Bundan bir hafta önce GSS için
ça¤r› yapan HÖC üyeleri TMfi polisleri
taraf›ndan dövülerek gözalt›na al›nm›flt›.
Ard›ndan Newroz’a ça¤r› yapan HÖC
üyeleri yine TMfi polislerinin terörüyle
karfl› karfl›ya kalm›fllard›. Gözalt›na al›nan HÖC’lülerden birinin aya¤› k›r›l›rken di¤erleri ise kaba fliddete maruz kalm›fllard› ve gözalt› s›ras›nda halk›n devrimcileri sahiplenmesini sindiremeyen
polisler, havaya atefl etmifllerdi. Bu olaydan bir hafta sonra Okmeydan› Temel
Haklar ve Özgürlükler Derne¤i’nden ç›kan Gençlik Derne¤i üyesi 4 kifli polis
terörüne maruz kalm›fllard›. Gözalt› s›ras›nda çevrede bulunan halk›n, gençleri
sahiplenmesini polis içine sindirememifl
ve çözümü yine havaya atefl açmakta
bulmufltu. Aç›lan atefl s›ras›nda kurflunlardan biri bir evin penceresine isabet
etmifl ve müdahale etmeyen çal›flan bir
esnaf ise polisin fliddetine maruz kalm›flt›r.
26 Mart Çarflamba günü saat 19.30’da Sa¤l›k Oca¤› önünde bir eylem yapan Temel
Haklar ve Özgürlükler Derne¤i bu sald›r›lar› k›nad›. Eylem s›ras›nda polisin uygulad›¤› terör halka teflhir edildi. Eyleme
Halkevi, Partizan, DHP, SODAP, ESP
ve ÖDP de destek verdi.
(Okmeydan› ‹K okurlar›)
Haftaya Bak›fl
gazetesi de kapat›ld›!
‹stanbul 11. A¤›r Ceza Mahkemesi Haftaya Bak›fl gazetesinin yay›n›n›, bir röportaj ve haberde “PKK propagandas›” yap›ld›¤› iddias›yla bir ay süreyle
durdurdu.
1 Aral›k 2007’de yay›mlanmaya bafllayan
“Haftaya Bak›fl” Abdullah Öcalan’›n
“Erdo¤an’a sesleniyorum” ve KCK
Yürütme Konseyi üyesi Mustafa Karasu
ile yap›lan “Özgürlü¤ü elde etme
Newroz’u” bafll›kl› röportajlar gerekçe gösterilerek bir ay süre ile kapat›ld›.
Haftaya Bak›fl daha önce de 8 Aral›k
2007 ve 2 fiubat 2008 tarihinde de ayn›
iddialarla bir ay kapat›lm›flt›.
1 Ocak 2008’den bu yana, Haftaya Bak›fl, YedinciGün, Yaflamda Demokrasi ve Toplumsal Demokrasi gazetelerine alt› kez yay›n durdurma cezas›
verildi.
(H. Merkezi)
TMfi’den 8 Mart terörü
Ankara’da düzenlenen 8 Mart Dünya
Emekçi Kad›nlar Günü kutlamas›nda
flehit resimleri tafl›yan HÖC üyeleri gözalt› terörüne maruz kald›. 25 Mart günü sabah saatlerinde yap›lan ev bask›nlar›nda 16 kifli gözalt›na al›nd›. “Yasad›fl› terör örgütü mensuplar›n›n foto¤raflar›n› tafl›d›klar›” iddias›yla gözalt›na al›nanlar 28 Mart günü savc›l›¤a
ç›kar›ld›lar. Dokuz kifli tutuklanarak Sincan F Tipi Hapishanesi’ne götürüldü.
(Ankara)
Faflist sald›r›lara ve provokasyonlara karfl›
tek vücut olma zaman›d›r!
Sistemin özellikle son birkaç y›ld›r
yeniden t›rmand›rd›¤› sald›r›lardan biri
de, hiç kuflkusuz ki, milliyetçi, flovenist
sald›r›lard›r. TC devletinin tarihine bak›ld›¤›nda bu tür k›flk›rt›c›, halk› karfl›
karfl›ya getirici olaylarla s›kl›kla karfl›lafl›ld›¤› görülmektedir. Devrimci mücadelenin yükselmeye, halk muhalefetinin
örgütlenmeye bafllad›¤› dönemlerde bu
sald›r› taktikleri bir flekliyle devreye girmifltir. Sald›r›lar kimi zaman Alevi-Sünni çat›flmas› olarak verilmeye çal›fl›ld›,
kimi zaman Kürt-Türk çat›flmas› olarak,
kimi zaman da sa¤-sol çat›flmas› ad› alt›nda emekçi halk kitleleri birbirine düflürülmeye çal›fl›ld›.
Son y›llarda gündemi de¤ifltirmek,
devrimci mücadeleyi sekteye u¤ratmak,
kitleler üzerinde psikolojik bask› kurarak örgütlenmelerini engellemek, hak-
24 Mart Pazartesi günü Ankara Üniversitesi Dil Tarih Co¤rafya Fakültesi’nde son günlerde üniversitelerde yo¤un flekilde yaflanan
faflist sald›r›lara bir yenisi daha eklendi. Bir ö¤renciyi sat›rl› yaralayan
eli kanl› ülkücü faflistler, bir sonraki gün de sald›r›lar›na devam etti.
Fakültenin yemekhanesinde
devrimci ve demokrat ö¤rencilere
sald›ran faflistler, anti-faflist direniflle karfl› karfl›ya kald›lar. Ülkücü
faflistlerin sald›r›lar›n› müdahale etmeden izleyen polis, direnifl karfl›s›nda devrimci ve demokrat ö¤rencilere gaz bombalar› ile müdahale etti. Bir süre olaylar sakinleflti, ancak toplu bir flekilde okuldan
ç›k›p bas›n aç›klamas› yapmak isteyen ö¤rencileri polisin tehdit etmesi sonucu, polis ve ö¤renciler
aras›nda tekrar çat›flma yafland›.
Ard›ndan polis taraf›ndan ‹nan
Özden, Erhan fiatur, ‹smail
Y›ld›z adl› üç ö¤renci gözalt›na
lar›n› aramalar›n›n önüne geçmek için
flovenist histeri giderek yayg›nlaflt›r›lmaktad›r. Sivil faflistler üzerinden estirilmeye çal›fl›lan bu terör dalgas›n›n
önemli ayaklar›ndan biri de Erzincan’da yaflanmaktad›r. 2006 y›l›nda bas›n aç›klamas› yapmak isteyen TAYAD’l›lara karfl› yap›lan linç giriflimi,
hemen akabinde bu duruma tepki vermek isteyen devrimci, demokrat, ilerici
kesimlere yönelik yeni bir sald›r› ve yaflanan çat›flman›n ard›ndan, bu y›l yeniden sald›r›lar›n fitili atefllenmek istenmektedir.
2006 y›l›nda yap›lan sald›r›lar›n ard›ndan belli bir tedirginli¤in yafland›¤›,
soka¤a ç›kma konusunda tereddüt gösterildi¤i bilinmektedir. Ancak 2007 y›l›nda özellikle devrimci kesimin yeniden
soka¤a ç›kmas›yla bu durum ortadan
kald›r›lm›flt›. Bu durum faflizmi rahats›z
etmifl olacak ki, yeniden sokak eylemlerine karfl› sald›r› giriflimleri gerçekleflmeye bafllam›flt›r.
8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar
Günü’nde yap›lan ve içerik ve kat›l›m
aç›s›ndan iyi geçen eylemin ard›ndan,
gazetemizin geçen say›s›nda teknik bir
hatadan kaynakl› Mersin olarak ç›kan,
12-16 Mart katliamlar›n› protesto eylemine karfl› yap›lan sald›r› giriflimi ve ard›ndan yaflananlar ilimizde oynanmak
istenen oyunlar›n bafllang›c› olmufltur.
K›saca hat›rlatacak olursak; 12
Mart Gazi, 16 Mart Halepçe ve Beyaz›t
katliamlar›n› protesto etmek isteyen
devrimci ve demokratlar Erzincan E¤itim-Sen önünde bir aç›klama yapmak
istemifltir. Aç›klaman›n sonlar›na do¤ru
bafllar›n› eski ad›yla Alperen Ocaklar›, yeni ad›yla (Hrant Dink suikast›ndan
sonra teflhir olan Alperen Ocaklar›,
isim de¤ifltirerek Genç Osmanl›lar
Oca¤› olmufllard›r) Genç Osmanl›lar
Oca¤› denilen faflist derne¤in baflkan›
Halim Albayrak öncülü¤ünde, polisin
bizzat yönlendirmesiyle bir grup milliyetçi sloganlar, küfürler ve hakaretlerle
kitlenin üzerine sald›rmaya çal›flm›flt›r.
Kitlenin provokasyona gelmeyerek sa¤duyulu davranmas› ve E¤itim-Sen binas›na çekilmesinin ard›ndan, ifli tertipleyen polis (son dönemde hemen her ilde yap›lan eylemlerde iyi, koruyucu po-
Ankara’da Ö¤rencilere
sald›r›!
al›nd›. Polis ablukas›na ra¤men ö¤renciler fakülteden Yüksel Caddesi’ne kadar “Faflizme karfl›
omuz omuza” ve “Yaflas›n
devrimci dayan›flma” sloganlar›yla yürüyüp, di¤er üniversitelerden gelen ö¤rencilerin de kitlesel
kat›l›m›yla birlikte bas›n aç›klamas›
yapt›lar. Ayn› saatlerde Ankara
Üniversitesi Tando¤an Kampü-
sü’nde yine benzer flekilde ülkücü
faflistlerin afifl asmak isteyen ö¤rencilere sald›r›p yaralad›¤›n›n haberinin gelmesiyle birlikte kitlesel
bir flekilde Tando¤an Kampüsü’ne
geçtiler. Kampüs içinde rektörlü¤ün ve polisin müdahalesine ra¤men eylem yapan 500 kadar ö¤renci daha sonra yine Yüksel Caddesi’nde bas›n aç›klamas› yaparak
lis oynanmaktad›r. Adana’dan, fi›rnak’a
birçok yerde çocuklara hediyeler veren
“koruyucu” polisin bu tutumu burjuvafeodal medya taraf›ndan dakikalarca fliflirilerek önümüze konmufltur) kitle yukar› çekildikten sonra sözde önlem alarak olaylar›n büyümesini engellemifltir.
Ancak her ne hikmetse olay istemeyen
polisimiz(!) kitle yukar›da etkinlik yaparken afla¤›dan sürekli milliyetçi, hakaret dolu slogan atan ve saatlerce orada
bekleyen faflist gruba müdahale etmemifltir. Üstüne üstlük olay› duyup sendikaya gelmek isteyen demokrat, ilerici
kesimlere GBT yaparak tehditler savurmaktan da geri durmam›flt›r.
Elbetteki provokasyon ve sald›r›lar
bununla s›n›rl› kalmam›flt›r. 21 Mart
Newroz kutlamalar›na izin vermeyen
Erzincan Valili¤i, bir taraftan da bildiriler da¤›tarak, Belediyenin hoparlörlerinden anons yaparak, tehditkar bir tav›rla insanlara Newroz kutlamalar›na
kat›lmamalar›n› sal›k vermifltir. Buna
ra¤men Erzincan’›n birçok köy, belde
ve ilçesinde Newroz ateflleri yak›lm›fl,
halaylar, sloganlar ve aç›klamalarla kutlamalar gerçeklefltirilmifltir.
Newroz’un hemen arkas›ndan ise
Yüksek Okul’da provokasyon ve sald›r›lar yaflanm›flt›r. Yüksek okulda bulunan
kantinde kendilerine reis denilen faflistlere tahsis edilen, di¤er ö¤rencilerin
oturmas›na izin verilmeyen bu masala-
da¤›ld›lar.
Bir sonraki gün DTCF’deki
olaylar s›ras›nda gözalt›na al›nan üç
ö¤rencinin tutukland›¤›n›n haberinin gelmesiyle birlikte anti-faflist
ö¤renciler, 27 Mart tarihinde bir
bas›n aç›klamas› düzenlediler.
Okunan bas›n aç›klamas› ile üniversitede insanlar› öldürmeye teflebbüs eden faflistler ellerini kollar›n› sallayarak aram›zda dolafl›rken
devrimci ve demokrat, anti-faflist
ö¤rencilerin hapishanelere gönderildi¤ine dikkat çekildi. Bas›n aç›klamas›n›n okunmas›n›n ard›ndan
DTCF’de faflistler taraf›ndan kafas›ndan sat›rla yaralanan ö¤renci bir
konuflma yaparak yaflad›klar›n› anlatt›. Konuflmay› yapan Selçuk
Akb›y›k eli kanl› faflistlerin ellerini
kollar›n› sallayarak d›flar›da serbestçe dolaflmas›na ra¤men ona
yard›m etmek isteyen arkadafllar›n›n tutuklanarak hapishaneye gönderildi¤ini belirtti.
(Ankara)
Devrimci 1 May›s Platformu taleplerini aç›klad›
‹stanbul’da dört y›ld›r devrimci-kitlesel ve birleflik 1 May›s kutlamalar› için emek harcayan Devrimci 1 May›s Platformu (Partizan, BDSP,
HÖC, Proleter Devrimci Durufl, Halk Kültür
Merkezleri, Ça¤r› ve Kald›raç) bu y›l da 1 May›s’la ilgili taleplerini aç›klad›. Taksim’de 1 May›s
yasa¤›na son verilmesi, 1 May›s’›n resmi tatil ilan
edilmesi, 1977 katliamc›lar›n›n yarg›lanmas› ve
Sosyal Güvenlik ve Genel Sa¤l›k Sigortas› (SSGSS)
yasa tasar›s›n›n geri çekilmesi taleplerini s›ralayan
Küçükçekmece’de
dayan›flma etkinli¤i
Küçükçekmece Tuncelililer Derne¤i Munzur’da barajlara ve siyanürle alt›n arama
çal›flmalar›na karfl› bir etkinlik düzenledi. Etkinlikte yap›lan konuflmalarda
özellikle zor kullan›larak bast›r›lamayan
Dersim halk›n›n yozlaflt›rma politikalar›yla bast›r›lmak istendi¤i vurguland›. Etkinlikte Metin Kemal Kahraman,
Yeninur Ada, Hasan Sa¤lam ve Emre
Salt›k sahne ald›. Etkinlikte okunan Partizan imzal› metinde de SSGSS ve özelde Dersim yerelde tüm halka uygulanan
bask›lara karfl› hep birlikte karfl› durma
bilinciyle hareket edilmesi gerekti¤i vurguland›.
(Alt›nflehir ‹K okurlar›)
Halkın gündemi
Platform bileflenleri TMMOB’da yapt›klar› aç›klamada, bir y›l önce devletin estirdi¤i “teröre” ra¤men iflçilerin, emekçilerin ve 1 May›s’› örgütleyen
güçlerin ›srarla Taksim’i hedef göstermesi ve hedefe yürümesi sonucu 30 y›ll›k Taksim yasa¤›n›n
fiili olarak son buldu¤unu dile getirdiler.
Aç›klamay› okuyan Eyüp Bafl, 2007 1 May›s›’nda birleflerek irade ortaya kondu¤unda nelerin
baflar›labilece¤ini herkesin gördü¤ünü belirterek,
sorunun 1 May›s’›n Taksim’de kutlan›p kutlanma-
mas› sorunu olmad›¤›n› ve yer tart›flmas› yap›lmad›¤›n›, sorunun emekten ve halktan yana tüm devrimci, ilerici güçlerin bir araya gelip 1 May›s’› birlikte örgütlemesi sorunu oldu¤unu söyledi.
Bafl, tüm emek örgütlerini, demokratik kitle
örgütlerini, partileri, devrimci güçleri, emekçi halk›m›z› bu hedefler do¤rultusunda 1 May›s’› birlikte örgütlemeye davet ediyor, sendikalar›n 1 May›s günü ifl b›rakma ça¤r›s›nda bulunmas›n› istiyoruz” diye konufltu.
(‹stanbul)
Kartal’da zorunlu din dersi protestosu
Türbana özgürlük diyenlerin din dersini zorunlu tutmas› ne kadar özgürlüktür?
12 Eylül AFC’si ile birlikte e¤itim müfredat›nda zorunlu hale getirilen din dersine karfl› son
dönemde süren tart›flmalar, çok say›da eylem ve
etkinlik eflli¤inde devam ediyor.
Çeflitli çevreler ve kurumlar›n düzenledi¤i bu
eylem ve etkinliklerden biri de Liseli Ö¤renci
Birli¤i (LÖB) taraf›ndan gerçeklefltirildi.
18 Mart’ta saat 16.00’da, Kartal Meydan›’nda
toplanan LÖB üyesi ö¤renciler, “Zorunlu din
dersi kald›r›ls›n” yaz›l› pankart açarak yapt›klar› bas›n aç›klamas›yla tepkilerini ortaya koydular.
LÖB ad›na yap›lan aç›klamada, iki velinin Dan›fltay 8. Dairesi’ne açt›¤› davan›n, zorunlu din
dersi aleyhinde sonuçland›¤›na dikkat çekilerek,
ö¤renci ve velilerin zorunlu din dersinin kald›r›lmas› için y›llard›r mücadele etti¤ine vurgu yap›ld›.
Alevi çocuklar›n›n zorunlu din dersine maruz
kalmalar›n›n, insanlar›n inanç ve vicdan özgürlü¤ü
bak›m›ndan bask› ve asimilasyona tabi tutulmas›
anlam›na geldi¤i belirtilen aç›klamada; AKP hükümetinin türban meselesini özgürlük ad›na yapmaya çal›flt›¤›n›n da alt› çizilerek “Peki din derslerinin zorunlu tutulmas› ne kadar özgürlükçüdür, inançlar aras› ayr›m›n yasa olmas› ne kadar özgürlükçüdür” denildi.
Çeflitli sloganlar›n at›ld›¤› aç›klama,“bilimsel
bir e¤itim için derhal zorunlu din derslerinin kald›r›lmas›n› talep ediyoruz” denilerek
bitirildi.
(Kartal)
r›n kald›r›lmas› için imza toplayan ö¤renciler, yine ö¤renci olmad›¤› halde
adamlar›yla birlikte elini kolunu sallayarak üniversiteye giren, burada imza toplayan ve atan ö¤rencileri sorguya çekerek tehdit eden Halim Albayrak ve
çetesi, okul ç›k›fl›nda 4 ö¤renciye sald›rarak darp etmifltir. Bunun bir sonraki
günü ise okul d›fl›nda karfl›laflt›klar› bir
ö¤renciye sald›rarak yaralam›fllard›r.
Linç, katliam gibi sald›r›larla özdeflleflen faflist sistemin yeni k›flk›rtma ve
provokasyon sald›r›lar›n›n elbette ki bir
nedeni bulunmaktad›r. Gerillaya karfl›
bafllat›lan imha operasyonlar›n›n yo¤unlaflt›¤›, militan bir flekilde soka¤a ç›kan
Kürt halk›na karfl› giriflilen katletme sald›r›lar›, hakk›n› ararken sald›r›lara maruz kalan TEKEL, TELEKOM, Tersane
vb. çal›flanlar›n›n mücadeleleri, içine girilen ekonomik kriz vb. gündemler ve
tepkiler elbette sistemi tedirgin etmektedir. Erzincan’da ise iki y›ld›r “güvenlik” vb. gerekçelerle izin verilmeyen 1
May›s mitingini engellemenin, izin vermemenin de bir provas› olarak bu sald›r›lar yo¤unlaflmakta, emekçi halk›m›z tedirgin edilerek, soka¤a ç›kmas› engellenmek istenmektedir. Bu sald›r›lara karfl›
devrimci, demokrat ve ilerici kesimler
olarak bir arada durmam›z, güçlü bir flekilde sald›r›lara cevap olmam›z gerekmektedir.
(Erzincan’dan bir ‹K okuru)
Mahir Çayan ve
yoldafllar› an›ld›...
* 30 Mart 1972’de K›z›ldere’de katledilen
Mahir Çayan ve yoldafllar› ölümlerinin 36. y›ldönümünde mezarlar› bafl›nda an›ld›.
Karfl›yaka Mezarl›¤›’nda bir araya gelen
HÖC üyeleri Mahir Çayan, Ulafl Bardakç›
ve Hüseyin Cevahir’in foto¤raflar›n› tafl›yarak yürüyüfl düzenledi. “Emperyalizme ve
oligarfliye karfl› mücadelede flehit düflenleri an›yor, umudu büyütüyoruz” yaz›l›
pankart›n aç›ld›¤› yürüyüflte k›z›l flamanlar tafl›narak, “Mahir, Hüseyin, Ulafl kurtulufla
kadar savafl”, “Devrim flehitleri ölümsüzdür” sloganlar› at›ld›. Mahir Çayan’›n mezar› bafl›nda son bulan yürüyüflün ard›ndan devrim flehitleri için bir dakikal›k sayg› duruflunda
bulunuldu. Ard›ndan yap›lan aç›klamada, “K›z›ldere, tarihin sayfalar›na kendi ad›n› bu anlay›fl›n
bu erdemin kalemiyle yazd›rm›flt›r. Ve devrimci kültür, ahlak anlay›fl›n›n ne olmas› gerekti¤ini
de tüm ç›plakl›¤›yla ortaya koymufltur” denildi.
Yap›lan aç›klaman›n ard›ndan kitle Deniz
Gezmifl, Hüseyin ‹nan ve Yusuf Aslan’›n mezarlar›n› ziyaret etti.
* Eylemlerden biri de, Kartall› ö¤renciler taraf›ndan, 28 Mart’ta Kartal Meydan›’nda
örgütlendi.
Saat 16.00’da yap›lan aç›klamada, üzerinde
“K›z›ldere son de¤il, kavga sürüyor!- Kartall› Ö¤renciler” yazan bir pankart aç›ld›. Yap›lan aç›klamada, “Mahir, Cihan, Ömer…On
yi¤it devrimci, devrimci olmay›, onurlu olmay›
yaflamlar›yla ortaya koymufl, bedelini ödemifllerdir” denildi.
Aç›klama, ö¤rencilerin marfllar söylemesi
ve at›lan sloganlar›n ard›ndan sona erdi.
* Bursa’da Partizan, HÖC, ESP,
BDSP’nin birlikte örgütledi¤i anma etkinli¤i 30
Mart günü Ahmet Vefik Pafla Tiyatrosu önünde gerçeklefltirildi. Devrimci direniflin ve devrimci dayan›flmaya vurgu yap›lan aç›klamada
“K›z›ldere’den ö¤renmek onlar›n u¤runa
ölümü kucaklad›klar› devrimi ideallerini
zaferle taçland›rmakt›r” sözlerine yer verildi. Etkinlik alk›fllarla sona erdi.
(Ankara/Kartal/Bursa)
İşçi-köylü 8
Politik gündem
4-17 Nisan 2008
Yasan›n revizyonunu de¤il,
iptalini istiyoruz!
Türk-‹fl içindeki farkl› çizgiyi temsil eden, s›n›f›n ç›karlar›na hizmet eden s›n›f sendikac›l›¤› anlay›fl› büyütülerek güçlendirilmelidir. ‹çerisinden geçti¤imiz bu süreç bunu zorunlu k›lmaktad›r.
14 Mart eyleminden do¤ru sonuçlar
ç›karabilmek için eyleme neden olan
koflullar› göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Hat›rlanaca¤› gibi 14
Mart’taki ifl b›rakma eyleminin nedeni
olan Sosyal Güvenlik ve Genel Sa¤l›k Sigortas› Yasas› bundan bir y›l önce çok küçük karfl› ç›k›fllar hariç sessiz
sedas›z bir flekilde yasalaflm›flt›. Bu nedenle dün yasalaflan ve mahkemece iptal edilen bir yasay› yeniden yasalaflt›rmak isteyen devlete karfl› birden neden
bu kadar tepki gösterildi¤ini anlamaya
çal›flmal›y›z.
Son dönemlerde iflçi ve emekçilerin
mevcut kazan›lm›fl haklar›n›n gasp edilmesi artarak devam ediyor. 1980 Askeri Faflist Darbesi sonras› ile ’92-95’deki
ideolojik tasfiye sonras› üçüncü tasfiye
süreci 2000’li y›llarda bafllay›p bugün de
devam etmektedir. Bu süreçte, ideolojik olarak “iflçi s›n›f›n›n s›n›fsal özelliklerinin sona erdi¤i”, “iktidar›n iflçi
s›n›f› için imkâns›z oldu¤u”, “tek sistemin emperyalist kapitalist sistem
oldu¤u”, “bofluna mücadele edildi¤i”
vb. iddialar üzerinden tasfiyecilik ön plana ç›kar›l›yordu.
Emperyalist-kapitalist sistemin kendini yeniden yap›land›rma sürecindeki
bu durum, ülkemizde de iflçi ve emekçilere karfl› sald›r› dalgas› olarak geliflti. Bu
sald›r› dalgas› içinde Mezarda Emeklilik’le bafllayan 4857 Say›l› Kölelik
Yasas› ile kurals›zl›¤›n yasalaflt›¤› bir
dönemi geride b›rakt›k. Hemen sonras›
hizmet alan›nda Belediyeler Kanunu
ile belediyelerin ya da kamunun temel
ifllerini kendilerinin yapmas› yerine hiz-
metin sat›n al›nmas› yasalaflt›r›ld›. Ayn›
dönem sözleflmeli personel statüsüyle
emekçilerin örgütlenmesinin önü kapat›l›yor, yeni bir örgütsüzlefltirme operasyonu daha sonuçland›r›l›yordu. Tüm
bunlar esas olarak s›n›f›n örgütlülü¤ünü da¤›tan sald›r› biçimleridir. Bu
sald›r›lar yap›l›rken iflçi ve emekçilerin
örgütleri olan sendikalar ise inan›lmaz
derecede körleri ve sa¤›rlar› oynuyordu. Bu sald›r›lar karfl›s›nda mücadele
eden sendika ya da flubeler ise sald›r›lar› geri püskürtecek gerçekli¤e ve örgütlülü¤e sahip de¤illerdi.
Sald›r›n›n birinci aya¤›n› tamamlayan
devlet ikinci aya¤›n› da tamamlayarak iflçi ve emekçilerin son kazan›mlar›na da
el koymak amac›ndad›r. Bu do¤rultuda
2006 y›l›nda ç›kan Sosyal Güvenlik
Yasas›’n› yeniden düzenleyerek ve K›dem Tazminatlar›n› ortadan kald›ran
Sendikalar Kanunu ve Grev ve Lokavt Kanunu ile süreci tamamlamak
istiyorlar.
Bir yandan bunlar olurken di¤er
yandan yasalaflt›r›lan tüm kanunlar bir
bir yaflam alanlar›nda uygulanmaya baflland›. 4857 say›l› kölelik yasalar›ndaki
esnek çal›flma, toplu sözleflmelere konulmaya baflland›. Baz› iflkollar›nda da
baflar›l› olundu. Bu sald›r› dalgas›
2007’de bafllayan sözleflmelerde de
kendini dayatma olarak gösterdi.
Ancak 2007 y›l›nda Hava-‹fl ile bafllayan süreç tersine dönmeye bafllad›. Hava-‹fl üyesi iflçiler hükümetin ve THY
patronlar›n›n dayatmalar›na karfl› sendikan›n yan›nda ve talepleri ›fl›¤›nda
önemli bir dönemeçten kazan›mla ç›kt›-
lar. Bu kazan›m o kadar önemli ve etkili oldu ki, denize at›lan küçük tafl›n yaratt›¤› büyük dalgay› oluflturdu. Hava-‹fl
kazan›m› tekstildeki T‹S’lere yans›d› ve
ard›ndan Telekom iflçileri de Hava-ifl gibi “mevcut haklar›m›z› mücadele
edersek kazan›r›z” anlay›fl› do¤rultusunda hareket etti. Bu anlay›flla bafllayan
grev baflar›l› bir sonucu beraberinde getirdi. Bu durum genifl emekçiler üzerinde etkili ve olumlu sonuçlar b›rakt›. Bu
süreçte yerellerdeki dayan›flma ve ortak mücadele de yeniden geliflti. ‹flte
böylesi bir dönemde Genel Sa¤l›k Sigortas› yeniden görüflülmeye baflland›.
Duyarl›l›¤›n yükselmesine neden
olan küçücük kazan›mlar›n olufltu¤u bu
dönemde, genifl emekçileri ilgilendiren
bu yasa hem medyada yer almas› ile
hem de bu yasaya karfl› tavr›n örgütlenmesi ile birlikte harekete dönüfltü. ‹stanbul baflta olmak üzere yerel platformlar bu süreci yak›ndan takip ederek
bulunduklar› yerlerde tepki göstermeye
bafllad›.
Di¤er yandan sendikalar›n merkezleri de bu yasa karfl›s›nda zorlan›yor, tav›r al›nmas› isteniyordu. Bu durumun
yaratt›¤› Türk-‹fl’in 11 Mart karar›n› ve
sonras› Emek Platformu’yla 13–14
Mart günlerini ve bu günlere ait eylemlerin sonuçlar›n› ayr›ca ele almak gerekmektedir. Çünkü 13–14 Mart eylem
karar› üzerinden buna neden olan süreç
do¤ru görülmez ise, bu süreç sar› bürokratik sendikac›lar›n hanesini güçlendiren bir etki yaratacakt›r.
13 Mart’taki kitlesel yürüyüfl ve
aç›klama asl›nda14 Mart’›n önünü kes-
mek, 14 Mart’ta soka¤a ç›k›lmas›n› engellemek içindi. 13 Mart kitlesel olmal›
ve 14 Mart’›n provas› olarak ele al›nmal›yd›. Kald› ki baz› illerde buna ra¤men
14 Mart’ta kitleler soka¤a ç›kt›lar ve oldukça da etkili eylemler oldu. Ancak ‹stanbul’daki eylem daha iyi olabilirdi.
Özellikle Türk-‹fl Bölge’nin soka¤a ç›kmay› bloke etmesi sendikalar üzerinde
etkili oldu. Tüm bunlara ra¤men flu asla
göz ard› edilmemeli; genifl emekçilere
yönelik sald›r›larda sendikalar›n tavr› ve
tutumu 14 Mart’ta da gördü¤ümüz gibi
oldukça etkili bir yer tutmaktad›r.
Bu eylemin etkili olmas›n›n nedenlerini birkaç noktada toplayabiliriz.
1- Eylemin etkili olmas›n›n nedeni
bütün emek örgütlerinin ortak tav›r ve
karar almas›d›r.
2- Uzun süre yürütülen mücadelenin yarat›¤› kamuoyu deste¤idir.
3- Bu eylemin etkili olmas›n›n baflka
bir nedeni bu yasan›n genifl halk kesimlerini etkilemesi ve bundan dolay› halk›n
eylemi desteklemesidir.
Ancak tüm bunlara ra¤men eylemin
kitlesel sokak aya¤›n›n yeterince örgütlenmemesi 14 Mart’›n eksikli¤idir. Sokak eyleminin 13 Mart’ta yap›lmas›n› isteyenlerin büyük bölümü 14 Mart’ta
üretimi durdurmam›flt›r.
Hangi iyi niyetle söylenirse söylensin e¤er siz 2 saatlik ifli durduruyorsan›z
ancak soka¤a ç›kmaya da karfl› ç›k›yorsan›z, bunun anlam› 2 saatlik ifl durdurmay› yapmayacaks›n›z demektir. Bunun
sonucunda 14 Mart’ta ‹ETT çal›flt›, vapurlar çal›flt›, uçaklar çal›flt›, k›sacas› yaflam 2 saat istenildi¤i gibi asl›nda durma-
d›. Kald› ki sokak eylemine karfl› ç›kan
sendikalar ifl b›rakmaya da kat›lmad›lar.
Ama ayn› sendikalar 13 Mart’ta soka¤a
ç›km›fllard›. Ve genifl kat›l›m sa¤layan
sendikalar›m›z da olmufltu. Oysa genifl
emekçilerin ve halk›n deste¤ini alan bir
eylemde bile bu yap›lm›yorsa bu sendikalar›n, bask›lar›n daha yo¤un oldu¤u
süreçlerde cepheden tav›r almayaca¤›
anlafl›lmaktad›r.
14 Mart’taki sokak eylemine karfl›
ç›kan baz› “ilerici sendikalar”›n Türk‹fl’le ayn› rotada kalmalar› da reformist
anlay›fllar›n› bir kez daha a盤a vurmaktad›r. Çünkü 14 Mart’ta söz yoktur. 14
Mart sözün bitti¤i yerdir.
Bakal›m 14 Mart’ta sözün bitti¤i yerde neler olmufl? ‹stanbul’da baflta Türk‹fl olmak üzere sokak aya¤› aç›ktan bloke ederek ve “bizim sokak karar›m›z yok, bu nedenle bunu tart›flmay›z” diyerek 14 Mart’›n önünü kapatmay› hedeflediler baflar›l› da oldular.
Peki, bu karara kimler karfl› ç›kt›? Türk‹fl’in bu tutumuna karfl› ç›kanlar ve bunu
14 Mart’ta da hayata geçirenler Türk-‹fl
toplant›s›nda “biz size ra¤men soka¤a ç›kar›z” diyerek sessizli¤i bozan
Belediye-‹fl 2 No’lu fiube ile 1 ve 3
No’lu flubelerdi. Buna Deri-‹fl ile TezKoop ‹fl de eklenince ‹stanbul’da sokaklara ç›kmak gündemleflmeye bafllad›.
‹stanbul’da üretimi durduranlar De-
ri-‹fl, Belediye-‹fl’in örgütlü oldu¤u belediyeler, Petrol-ifl Sendikas›, TÜMT‹S,
Nakliyat-‹fl, Birleflik Metal-‹fl, Genel-‹fl,
Tez Koop-‹fl, Harp-‹fl, Selüloz-‹fl, Yol-‹fl,
Demiryolu-‹fl’in flehirleraras› bölümü ile
kamu çal›flanlar›nda a¤›rl›kl› olarak SES,
E¤itim-Sen ve baz› belediyeler, köprüler, maliye vb. yerlerdir. Bunlar içinde
soka¤a ç›kanlar ise Türk-ifle ba¤l› sendikalar içinde Deri-‹fl, Belediye-‹fl, Tez
Koop-‹fl 2 No’lu fiube ile D‹SK’te Genel-‹fl Kad›köy fiubesi ile kamu çal›flanlar› oldu.
Türk-‹fl içindeki farkl› çizgiyi
temsil eden, s›n›f›n ç›karlar›na hizmet eden s›n›f sendikac›l›¤› anlay›fl› büyütülerek güçlendirilmelidir.
‹çerisinden geçti¤imiz bu süreç bunu
zorunlu k›lmaktad›r. Çünkü 14
Mart’›n yarat›lmas›nda yerellerin
bu konudaki etkisi göz ard› edilmemelidir. Öyleyse yerellerde güçlenmek ve organize olmak dünden daha
önemli görülmektedir. Çünkü yasa geri
çekilmedi. E¤er Emek Platformu üzerinde bir bas›nç oluflturulmazsa yasan›n
3–5 maddesindeki revizyonla sald›r› yasalaflacakt›r. Oysa 14 Mart’›n bu etkisini
göz önüne alarak bu yasadaki ufak de¤ifliklikleri reddetmeliyiz. Bunu yapacak
güçteyiz. Çünkü moral üstünlü¤ü bugün
bizde, bunu yok sayacak her tutumdan
kaç›nmal›y›z.
‹fl
fls
sizli¤e isyan et örgütlü mücadeleyi yükselt!
Devrimci Demokratik Sendikal Birlik
program›n› oluflturmak amac›yla bir süredir yürüttü¤ü çal›flmalar› bir kurultayla sonuçland›rd›.
30 Mart Pazar günü Mecidiyeköy Kültür
Merkezi’nde düzenlenen Kurultay ile
DDSB’nin program› netlefltirilerek deklare edildi.
Çeflitli illerden DDSB’lilerin ve birçok bölgede devam eden direniflteki iflçilerin kat›l›m› ile
gerçeklefltirilen Kurultayda “‹flsizli¤e isyan et
örgütlü mücadeleyi yükselt” yaz›l› DDSB
pankart› ve “‹flçi s›n›f› devrimcidir ya da hiçbir fleydir. K. Marks” yaz›l› pankartlar as›ld›.
Etkinlik sinevizyon gösterimi ile bafllad›. Emperyalizmin dünyada ve Türkiye’de yaratt›¤› tahribat›lar ve buna karfl› yükselen direnifllerden karelerin yer ald›¤› sinevizyonun ard›ndan 30 Mart’ta
K›z›ldere’de son nefesine kadar savaflarak topra¤a düflen Mahir Çayan ve yoldafllar› flahs›nda
tüm devrim flehitleri için bir dakikal›k sayg› duruflu yap›ld›.
Son flekli verilen program›n okunmas›n›n ard›ndan panel bölümüne geçildi.
Nakliyat-‹fl Genel Baflkan› Ali R›za Küçükosmano¤lu, Belediye ‹fl 2 No’lu fiube Baflkan›
Hasan Gülüm ve E¤itim-Sen’den Hatun Konak’›n konuflmac› olarak kat›ld›¤› bu bölümde
“Ülkemiz ve dünyadaki genel siyasal süreç
ve bunun iflçi s›n›f›na yans›malar›” tart›fl›ld›.
‹lk sözü alan Ali R›za Küçükosmano¤lu, dünya genelinde iflçi s›n›f› hareketinde bir gerileme
oldu¤unu, k›smi baflar›lar sa¤lansa bile bunun bu
geri gidiflin yönünü de¤ifltirmedi¤ini dile getirdi.
Ülkemizde gündemde olan SSGSS yasa tasar›s›na benzer yasalar›n birçok ülkede ç›kar›lmak istendi¤ine, iflçi s›n›f›n›n bunun karfl›s›nda kararl›
bir durufl sergiledi¤ine dikkat çekerek, Yunanistan örne¤i üzerinde durdu. Konuflmas›na sendikal hareketler ile siyasal politik hareketler aras›ndaki iliflkileri de¤erlendirerek devam eden
Küçükosmano¤lu; sendikal mücadelenin sosyalizm ve devrim mücadelesinden do¤rudan etkilendi¤ini, devrimcilerin s›n›f›n içindeki çal›flmalar›n›n çok zay›f oldu¤unu bunun büyütülmesi gerekti¤ini dile getirdi.
‹kinci konuflmac› Hatun Konak, emperyalistlerin iflçi s›n›f›n› üzerideki tahakkümünü bölparçala-yönet politikalar› ile gerçeklefltirdi¤ini,
bu sürecin ülkemizde özellikle 12 Eylül Askeri
Faflist Cuntas›’ndan sonra daha yo¤un bir flekilde uygulamaya sokuldu¤unu söyledi. GATS ile
birlikte kamusal alan›n tasfiye edildi¤ini, sermayenin s›n›rs›z talan›na olanak sa¤land›¤›n› aktaran
Konak, mevcut sendikalar›n bu sald›r›lara karfl›
güçlü bir karfl› koyufl örgütlemedi¤ini sar› iflbirlikçi anlay›fllar›n iflçi s›n›f› mücadelesini sekteye
u¤ratmaya çal›flt›¤›n› dile getirdi. Yasalar›n uygulanmas› ile milyonlarca iflçinin iflsizler ordusuna
kat›ld›¤›n› sözlerine ekleyen Konak, sendikalar›n
bu sürece karfl› daha kararl› bir tutum tak›nmas›
gerekti¤ini belirtti.
Bu bölümün son konuflmac›s› Belediye-‹fl 2
No’lu fiube Baflkan› Hasan Gülüm, iflçi s›n›f›n›n
sorunlar›n›n ideolojik boyutu ile birlikte de¤erlendirilmesi gerekti¤ini özellikle 1990’l› y›llardan
sonra Yeni Dünya Düzeni söylemi ile s›n›flar›n ortadan kalkt›¤› propagandas›n›n yap›ld›¤›n›
belirtti. ‹deolojik sald›r›lar›n 11 Eylül’den sonra
yeniden ivme kazand›¤›n› ABD emperyalizminin
Irak ve Afganistan’› iflgal etti¤ine dikkat çeken
Gülüm; krizin ideolojik argümanlarla birlikte afl›lmaya çal›fl›ld›¤›n›n alt›n› çizdi. D‹SK’in “iflimi seviyorum” söylemine de vurgu yapan Gülüm,
ça¤dafl sendikac›l›k ile iflçi s›n›f› düflmanl›¤›n›n
yükseltildi¤ini söyledi.
Konuflmalardan sonra verilen ara ile “Sendikal hareketin içinde bulundu¤u durum
ve sorunlar›” bafll›kl› ikinci bölüme geçildi. ‹lk
sözü alan Tez Koop-‹fl E¤itim Uzman› Volkan
Yarafl›r, konuflmas›na iflçi s›n›f›n›n durumuna
iliflkin genel bir tablo çizerek bafllad›. 13 milyon
sigortal› çal›flan›n oldu¤unu bunun 2–3 milyonunun kamu çal›flan› oldu¤unu 800–900 bin civar›nda iflçinin sendikal› oldu¤unu bunun 500 binin iflçi sendikalar›nda örgütlü oldu¤unu dile getiren
Yarafl›r, çal›flan nüfusun yüzde 95’inin güvencesiz
yüzde befllik bölümünü sendikal› oldu¤unu ifade
etti.
12 Eylül cuntas›n›n s›n›f›n her türlü örgütlü-
lü¤ünü da¤›tt›¤›n›, s›n›f› katmanlara ay›rd›¤›n› ve
s›n›f›n flu an organik bir birli¤inin olmad›¤›n› dile
getirerek bu süreçle birlikte sendikal krizin de
yafland›¤›na ve sendikalar›n kendini yeniden yap›land›rmas› gerekti¤ine dikkat çekti. ‹flçilerin yaflam alanlar›n›n örgütlenmesinin çok önemli oldu¤unu belirten Yarafl›r, bu noktada önemli pratiklere imza atan Filipinler örne¤inden söz etti.
Türk Telekom, TEKEL, Novamend direnifllerinin k›sa bir tahlilini yapan Yarafl›r, devrimci-ilerici kurumlar›n s›n›f›n içinde daha fazla çal›fl-
Kurultaya kat›lan iflçilerin konuflmalar›ndan...
Arçelik iflçisi Yücel Kurnaz; “Sendika iflçinin en kutsal hakk›d›r!”
Arçelik’in Samand›ra tesislerinde 397
YTL’ye çal›fl›yorduk. Y›ld›ran Limited fiirketi
bask›larla bizi y›ld›rmaya çal›flt›. Biz de sendikam›za sahip ç›kt›k. Birçok engelle karfl› karfl›ya kald›k, ancak sonuçta zafere ulaflaca¤›m›z
için bunlara katland›k. Ço¤unluk tespitinden
sonra tafleron firman›n yöneticileri ile görüfltük. Sendika iflçinin en kutsal hakk›d›r.
Bakanl›¤a toplu sözleflme baflvurusunda bulunduk. D‹SK Genel Merkezi’nde toplu sözleflmeyi imzalad›k. Bunu duyan Arçelik, Y›ld›ran firmas›n›n sözleflmesini fesh etti. Müca-
deleden vazgeçmemiz için bize kadro teklif
edildi.10-15 y›ld›r çal›flan arkadafllar›m›z›n daha önce yapt›¤› kadro baflvurusunda kap›y›
gösteren Arçelik direnifli k›rmak için 2000 kifliyi kadroya ald›. fiu anda Koç Holding önünde 24 saat bekliyoruz ! Migros, Tansafl, Koçtafl önünde eylem yapt›k. Mücadelemiz sürecek. Ya zafere ulaflacak, ya zafere ulaflaca¤›z!.
Aky›l iflçisi Baha Keflli; “Bas›n gerçekleri çarp›t›yor!”
Sendikaya üye oldu¤umuz için iflten ç›kar›ld›k. Dava açt›k ifle geri iadeyi kazand›k. Ancak fabrika bizi geri almad›. Biz de AKP’ye git-
tik. ‹lk gün görüflmek istemediler, ikinci gün
siyah çelenk b›rakt›k, üçüncü gün AKP’yi iflgal
ettik ve 3 gün 3 gece orda kald›k. Seçimler
yaklaflt›¤› için bize yard›m edeceklerini
söylediler. Seçimlerden sonra ise bize
sahip ç›kmad›lar. Ankara’ya gittik, her defas›nda size sahip ç›kaca¤›z deyip geri gönderdiler. 3. defa Ankara’ya gitti¤imizde d›flar›da
kald›k. Bakanlarla görüfltük. Ancak söylediklerinin hepsi yalan ç›kt›. Bu süre içinde sendika da bizi yaln›z b›rakt›. Sendikan›n benim
hakk›ma sahip ç›kmas› laz›m. Bas›n bizim hiç
yapt›klar›m›z› vermedi. Gazeteler ba¤›ms›n tarafs›z diyorlar kendilerine hepsi
mas›n›n önemli oldu¤una iflaret etti.
Bu bölümün ikinci konuflmac›s› olarak söz
alan Deri-‹fl Sendikas› Genel Baflkan› Musa
Servi 12 Eylül’le birlikte iflçi s›n›f›na yeni bir
kimlik kazand›r›lmaya çal›fl›ld›¤›n›, ortaya konulan politikalar›n buna hizmet etti¤ini söyledi. 8485’lerden itibaren iflçi s›n›f› hareketindeki geliflmeleri özetlen Servi, sendikal› iflçi say›s›n›n giderek düfltü¤ünü çok büyük kamu iflletmelerinin
kapat›ld›¤›n› büyük bir nüfusun iflsizler ordusuna
kat›ld›¤›n› belirtti. Özellefltirmelerin iddia edildi¤i gibi ülke ekonomisini gelifltirmedi¤ini bunun
bilinçli bir çarp›tma oldu¤unu ifade eden Servi,
sendikalar›n bu s›navda baflar›l› olamad›¤›n› sözlerine ekledi.
Konuflmalar›n ard›ndan Tekirda¤ 1 No’lu
F tipinden Tutsak Partizanlar, Genel-‹fl 1
No’lu ve E¤itim-Sen 8 No’lu flubenin gönderdi¤i mesajlar okundu. Arçelik, Diyarbak›r Aky›l, Carrefour, TEKEL, Limter-‹fl, ‹lbek
tekstil iflçileri ve Sinan köylüleri ile Tüm
Köy-Sen üyeleri “Zafer direnen emekçinin
olacak”, “Kahrolsun sendika a¤alar›”, “Birlik mücadele zafer” sloganlar› ile yaflad›klar›
sorunlar› dile getirdiler. Kurultayda ‹flçi köylü gazetesi, Çorlu iflçi köylü okurlar›, BDSP’nin mesaj› okunurken Yeni Demokrat Gençlik,
Mardin DDSB ve Partizan ad›na da birer konuflma yap›ld›.
yalan. Bas›n gerçekleri çarp›t›yor.
TEKEL iflçisi ‹brahim Yetkin: “Eylem bitmifltir, kalan iflçi bizim iflçimiz
de¤ildir!” dediler
TEKEL’e sahip ç›kt›¤›m›z için bize vatan
haini dediler. Vatan› esas bölmeye çal›flan bu
sendikac›lard›r. ‹flçinin önüne barikat kuruyorlar. Birçok arkadafl›m›z› sürgün ettiler.
Ankara’da bizi polisle karfl› karfl›ya b›rakarak
terk ettiler. -35 derecede polise karfl› direndik. Özellefltirme binas›n›n önünde “Eylem
bitmifltir kalan iflçi bizim iflçimiz de¤ildir ” aç›klamas› yapt›lar. TEKEL’in özellefltirilmesine karfl› yapacaksak biz yapaca¤›z.
Devrimci-demokrat arkadafllar› sendika yönetimlerine seçmeliyiz.
İşçi-köylü 9
4-17 Nisan 2008
Politik gündem
Dünya dengelerinin de¤ifl
fliiminde önemli bir kavfl
fla
ak geçiyor!
“Batmayan Günefl” tan›mlamas›;
sömürge topraklar›n›n Amerika k›tas›ndan Afrika’ya, Asya’ya kadar uzanmas› ve
askeri gücünün büyüklü¤ü dolay›s›yla bu
egemen durumun hiç bitmeyece¤i iddia
edilen ‹ngiltere için yap›lm›flt›r. Fakat
baflta sosyal ve ulusal mücadelelerin etkisi olmak üzere, zaman içerisinde sermaye yo¤unlaflmas› yaflayan di¤er emperyalist ülkelerle de girdi¤i çat›flmalar
sonucunda; “batmayan günefl”in kan,
katliam, açl›k, savafl üzerine dayal› egemenli¤i yavafl yavafl sona ermeye bafllad›.
Çeliflkinin do¤as› gere¤i bir de¤iflim olmak zorundayd›. Ve dönemin
özgül dinamikleri sonucunda, egemenli¤inin yitifli sürecinde dünyan›n birçok yerinde sosyal-ulusal devrimler yaflanm›flt›r. Di¤er taraftan da ABD; “hegemonik güç” olarak sahnedeki yerini almaya bafllam›flt›r.
ABD’nin sömürgeci siyaseti 1850’li
y›llarla birlikte bafllam›flt›r. “Amerika
Amerikal›lar›nd›r” diyerek ‹ngiltere,
Fransa, ‹spanya, Belçika gibi ülkelerin
Amerika k›tas›n› terk etmeleri gerekti¤inin propagandas›n› yapt›, k›tada Avrupal› emperyalist ülkelere karfl› verilen ba¤›ms›zl›k mücadelelerini destekledi. Fakat çok geçmeden buradaki “Amerikal›lar›nd›r” ifadesinin hiç de san›ld›¤› gibi
yerli halklar› içermedi¤i, onlar›n en bafltan itibaren yok say›ld›¤› ve bu kelimenin
asl›nda “ABD devletinindir” anlam›na geldi¤i ortaya ç›kt›.
ABD’nin etki alan›n› geniflletmesi
esasta 2. Emperyalist Paylafl›m Savafl›’ndan sonrad›r. Avrupa’n›n, Japonya’n›n yaflam›fl oldu¤u y›k›m, en az›ndan
k›sa bir süre için ABD’yi “rakipsiz” b›rakm›flt›r. ABD bu süreçteki geniflleme
politikas›n› “komünizme karfl› mücadele” üzerine kurmufltur. Bu eksen-
de de NATO, IMF, DB gibi örgütler arac›l›¤›yla bir yandan SSCB’yi kuflatmayayok etmeye çal›flm›fl ve ayn› zamanda bu
amaca hizmet edecek flekilde dünyan›n
dört bir yan›na bir ahtapot gibi kollar›n›
uzatm›flt›r.
ABD’nin ulusal siyaseti; çok ufak nüanslar› olsa da Cumhuriyetçiler veya
Demokratlar›n iktidara geliflleriyle de¤iflmemektedir. “Doktrinler” fleklinde belirlenen devlet politikas›na; içinden geçilen sürece göre ifadelendirmelerde farkl›l›klar olsa da; ABD’nin dünyan›n geri
kalan› üzerinde kay›ts›z-flarts›z yönetme
hakk›na sahip oldu¤u fleklindeki gericiflovenist-faflist düflünce hakimdir. Özellikle 1945’ten sonra “Amerika Amerikal›lar›nd›r” sözünün “Dünya Amerikal›lar›nd›r” haline gelmifl oldu¤unu rahatl›kla
söyleyebiliriz. Elbette ki bu gericiemperyal politika özünü tamamen ekonomik geliflmelerden, sermayenin yo¤unlaflmas› ve kendisine sürekli yeni pazar alanlar› aramas›ndan, sahip olduklar›n› da ili¤ine kadar sömürme ihtiyac› duymas›ndan almaktad›r.
1990’l› y›llar›n bafl›ndan itibaren yürürlü¤e sokulmaya çal›fl›lan önleyici strateji ile en güçlü rakipler olarak görülen
Rusya ve Çin’e karfl› hamleler yap›lmaktad›r. Onlar›n ihtiyac› olan enerji kaynaklar› ve olas› enerji nakil hatlar› denetim alt›na al›nmaya, yeni pazarlara girmeleri engellenmeye çal›fl›lmaktad›r. ‹flte
BOP bu amaçla haz›rlanm›fl ve uygulamaya sokulmaya çal›fl›lm›flt›r. Tabii ki
ABD, BOP’u gelifltirirken “di¤er kutup”
olmaya aday Rusya ve Çin de bofl durmamaktad›r.
Rusya ve Çin; hem fianghay ‹flbirli¤i
Örgütü (fi‹Ö) arac›l›¤›yla hem de ayr›
olarak ABD’nin sorun yaflad›¤› ülkelerle
ekonomik-politik-askeri iliflkiler geliflti-
ABD 150 y›l önce bafllayan “yükseliflinin” sonuna yaklaflm›fl bulunmaktad›r. Bu seferki yenilgisinin Vietnam’dan veya di¤er yenilgilerden
farkl› olaca¤› aç›kt›r. Ayn› flekilde içine girilen ekonomik krizin boyutu
da farkl›d›r!
rerek BOP’u etkisiz hale getirmeye çal›flmaktad›rlar.
Rusya ve Çin’in iflbirlikleri, ‹ran’la gelifltirdikleri iliflkiler etkinlik alanlar›n› h›zl› bir flekilde art›rmalar›, her iki ülkenin
sahip oldu¤u bütçe fazlal›klar› ve dolar
rezervleri sadece ABD’yi de¤il; Almanya, Fransa ve ‹ngiltere’yi de rahats›z etmektedir. Merkel ve Sarkozy ile birlikte
ABD ile olan yak›nlaflman›n artaca¤› biliniyordu.
Son dönemlerde birbirinden ba¤›ms›zm›fl gibi görünen ama asl›nda hepsi
bütünün birer parças› olan olaylara ve
olaylar›n yafland›¤› co¤rafyaya, hangi ülkeleri çevrelediklerine, sahip olunan yer
alt›-yerüstü zenginliklerine bakt›¤›m›zda;
kap›flma alanlar› ve amaçlar konusunda
daha da netlefltiririz.
ABD; girdi¤i ekonomik krizden ç›k›fl
için 11 Eylül sald›r›lar›n› kullanm›flt›r.
1990’l› y›llar›n bafl›ndan itibaren ad›m
ad›m uygulanmaya konulan BOP do¤rultusunda önce Afganistan, pefli s›ra Irak
iflgal edilmifltir. “Art›k 21. yy’day›z. Modern döneme ait iflgaller, askeri sald›r›lar
bitti” diyenlere inat 21. yy iflgallerle bafllad›.
Ve flimdi ABD, tüm dünya ekonomisini etkileyecek olan bir ekonomik krize
girmifl durumdad›r. Üzerinden 2 ay geçmifl olmas›na ra¤men; ne yap›lan likidite
deste¤i ne faiz indirimi sorunu çözmemifltir. (Zaten çözemez de) Mortgage piyasas›nda patlak veren kriz; yeni ve farkl› alanlar› da etkileyerek, yavafl bir flekilde ama sürekli yuvarlanan bir kartopu
gibi büyüyerek etkisini göstermektedir.
‹flte bahsetti¤imiz bu hareketlili¤in,
kaosun, karfl›l›kl› restleflmelerin bu ka-
dar çok artmas›n›n, çok de¤il daha geçen
y›l bile yaflanan “dünya liderlerinin s›cak
buluflmalar›”n›n yerini birbirini bekletmelerin almas›n›n (Putin’in, Rice ve heyetini bekletmesi) ve “So¤uk buluflmalar›n” hâkim olmas›n›n (yine Putin’in Sarkozy ve Merkel ile görüflmeleri) nedeni
bu içine girilen ekonomik krizdir.
ABD’nin sürdürülemez boyuta gelen cari a盤›, büyümenin belirgin yavafllamas›,
rakip olarak görülen Çin’in elinde 2 trilyon dolar rezervin bulunmas›, ‹ran ve
birçok OPEC ülkesinin dolardan vazgeçmeye bafllamas›, Latin Amerika’da yaflanan de¤iflimler, dünyan›n birçok yerinde
geliflen sosyal ve ulusal hareketler, iflgal
ve fliddet politikalar› dolay›s›yla oluflan
ABD karfl›tl›¤›, dolar›n h›zl› güç yitirmesi… Tüm bunlar ABD’nin bu seferki kap›flmada, elinin öncekilere göre çok zay›flad›¤›n› göstermektedir. Yaflanan ekonomik krizden 2000’deki gibi askeri sald›rganl›¤›n› art›rarak ç›kmaya çal›flmas›
da onu kurtaramaz. Çünkü iflgallerin faturas›n› karfl›layan ülkeler, içine girilen
batakl›¤›n fark›na varmaya bafllam›fllard›r.
ABD 150 y›l önce bafllayan “yükseliflinin” sonuna yaklaflm›fl bulunmaktad›r.
Bu seferki yenilgisinin Vietnam’dan veya
di¤er yenilgilerden farkl› olaca¤› aç›kt›r.
Ayn› flekilde içine girilen ekonomik krizin boyutu da farkl›d›r! ABD’nin yaflayaca¤› yenilginin di¤erlerinden fark›n› savafl› kaybetmekle, savafltaki bir çarp›flmay›
kaybetmek aras›ndaki farkla karfl›laflt›rabiliriz. ABD bu sefer sadece çarp›flmay›
kaybetmiyor, savafl› kaybedecek gibi görünüyor.
Dünya dengelerindeki bu genel görünüm içerisinde k›saca Türkiye’nin durumuna da bakarsak… Türkiye, 2. Emperyalist Paylafl›m Savafl›’ndan sonra
ABD’nin has uflaklar›ndan biri olmufltur.
ABD’nin ç›karlar› do¤rultusunda komflular›na yönelik sald›rgan politikalardan tutal›m, dünyan›n di¤er ucuna (Kore’ye)
asker göndermeye kadar “üzerine düflenleri” yerine getirmifltir. Ama gelinen
aflamada Irak’ta ba¤›ms›z bir Kürdistan’a
do¤ru h›zl› ad›mlarla gidilmesi, ABD’nin
genel politikalar›na dayanarak Türkiye’yi
de “bölece¤ine(!)” inan›lmas› ve bu flekilde kendi çaplar›nda sahip olduklar› egemenli¤in sars›laca¤›n› düflünen Türkiye
egemenleri ile ABD aras›nda çeliflkiler
yaflanmaktad›r. Sorunu hiçbir flekilde
çözmeyece¤i bilindi¤i halde tezkerenin
ç›kar›lmas›, tamamen daha fazla pay kapma amaçl› bir harekettir. Türkiye;
ABD’ile olacak temaslar›ndan sonra
özellikle iç kamuoyuna yönelik olarak s›n›rl› bir operasyonu yapabilir. Ama bunun hiçbir flekilde PKK’nin tasfiyesinigirmifl oldu¤u hatta ra¤men-getirmeyece¤i ve zaten esas amac›n da bu olmad›¤› aç›kt›r! Mevcut durumu sadece parçaya bakarak de¤il de bütüne bakarak anlamaya çal›flt›¤›m›zda orada bir tampon
bölgenin oluflturulmas›, buraya da NATO veya BM gücü getirilmesi olas›d›r.
T›pk› K›br›s’ta, Kosova’da, Lübnan’da…
yap›ld›¤› gibi. Bu ayn› zamanda ‹ran’a da
yönelik bir hamle olmufl olacakt›r.
Emperyalist ülkeler aras›ndaki dalafl›n gün geçtikçe artaca¤› aç›kt›r. ‹ngiltere’nin “batmas›” sürecinin milyonlarca
insan›n kan›n›n dökülmesine, dünya savafllar›n›n olmas›na yol açt›¤›n› unutmayal›m. Süreci tersine çevirebilecek yani
bu sefer döngüyü halklar›n lehine çevirebilecek tek güç komünistlerdir! Mevcut
bunal›mlar›n oluflturdu¤u tepkileri, bask›n›n, fliddetin kan›n oluflturdu¤u tepkileri do¤ru bir kalana yönlendirebilecek
tek güç komünistlerdir!
Bütçeden tar›ma de¤il, tar›mdan bütçeye destek; DGD kald›r›l›yor!
AKP hükümeti 2008 eylem plan› çerçevesinde, Maliye Bakanl›¤›’n›n do¤rudan
belirleyici oldu¤u Do¤rudan Gelir
Deste¤i’nin (DGD) kald›r›laca¤› karar›n›
aç›klad›. Bu karar Tar›m Bakanl›¤›’n›n karar al›c› de¤il, uygulay›c› oldu¤unu göstermifl oldu.
Hat›rlanaca¤› gibi DGD, 2000 y›l›nda
Dünya Bankas› ile yap›lan bir anlaflma
(dayatma) ile ülkemizde uygulanmaya
bafllanm›flt›. Bugün ise Maliye Bakanl›¤›’n›n karar› ile kald›r›l›yor. Tar›m Bakanl›¤›’n›n bile sonradan duydu¤u DGD’lerin
kald›r›lmas› ve Maliye Bakanl›¤›’n›n bu kararda belirleyici olmas›, 2008 bütçesinin
ve bu bütçeye göre tar›ma ayr›lacak ödene¤in belirlenmesinde anlam bulmaktad›r. Maliye Bakanl›¤› DGD’leri kald›rma
karar›yla 2008 bütçesini denklefltirmeye
çal›flmaktad›r. Yani bütçeden tar›ma de¤il tar›mdan bütçeye pay ayr›lmaktad›r.
Yar› sömürge ülkelerin tar›msal ürün
ve girdi piyasalar›na yapt›¤› desteklemelerin kald›r›lmas›na yönelik çaba gösteren emperyalist tekeller bu desteklemeleri d›fl ticareti sapt›r›c› desteklemeler
olarak ilan etmifl ve “kavun içi kutu” kategorisine alarak zaman içinde tasfiyesini
hedeflemiflti. Yar›-sömürge ülkelerde tar›msal desteklemelerin kald›r›lmas›n› isteyen emperyalist tekeller buna karfl›l›k
üretimden ba¤›ms›z do¤rudan ödeme
fleklindeki destekleri dayatmaktad›r.
“Yeflil kutu” ad› verilen bu uygulama bizim gibi yar›-sömürge ülkelerden çok
emperyalistlerin ç›kar›na uygundur. Çünkü devlet bütçesinden do¤rudan desteklerle tar›m›n gelifltirilmesi, uluslararas›
rekabette söz sahibi haline gelinmesi emperyalist ülkelerde mümkün olurken, bizim gibi yar›-sömürge, yar›-feodal ülkelerde b›rakal›m tar›m›n geliflmesini, giderek küçülmesini ve tasfiyesini sa¤lamaktad›r. Böylece tar›m ürünlerinde de yar›sömürge ülkeleri kendine ba¤›ml› hale
getiren emperyalist ülkeler, kendi tar›m›n› gelifltirmekte, rekabet gücünü art›rmaktad›rlar. Ayr›ca üretimden ba¤›ms›z
do¤rudan desteklerle yar›-sömürge ülkelerin köylüleri giderek yoksullafl›p üretimden koparken, emperyalist ülkelerin
köylüleri devlet bütçesinden ald›klar› s›-
n›rs›z destekle üretimi daha da art›rmaktad›rlar. Böylece yar›-sömürge ülkelerde
yetiflen en iyi üründe dahi emperyalist
ülkelerin köylülerinin yetifltirdi¤i ürünle
rekabet edememektedir.
Üretimden ba¤›ms›z do¤rudan ödeme dayatmas›n›n ülkemizdeki ad› ise
DGD’dir. DGD, arazi sahiplerine üretim
yaps›n veya yapmas›n sahip olduklar› dönüm bafl›na her y›l yap›lan ödeme uygulamas›na denilmektedir. 2001 y›l›ndan itibaren arazisini kaydettirene dönüm bafl›na 10 dolar ödenmeye bafllanm›flt›.
Tar›mda reform de¤il,
y›k›m!
“Tar›mda Reform Projesi” denilerek bafllat›lan DGD uygulamas› bugüne
kadar hep gecikmeli ödendi. Ödemelerin
% 51’i köylülerin % 17’sini oluflturan 100
dekardan büyük arazi sahiplerine gitmifltir. Bu demek oluyor ki ödemelerin aslan
pay› toprak a¤alar›na gitmifltir. Geriye
kalan k›sm› ise tapu üzerinde sahtecilik
yapanlara akarken, yoksul köylüye ya hiç
ulaflmam›flt›r ya da çok az bir miktar
ulaflm›flt›r.
Emperyalist dayatmalar sonucu, ülkemizde uygulanmaya bafllayan DGD, tar›m› gelifltirici, üretimi artt›r›c› denilse de
ya da tar›mda reform olarak gösterilse
de tar›m›n küçülmesini, üreticinin yoksullaflmas›n› beraberinde getirmifltir. Bunu 2007 tar›m verilerine bakt›¤›m›zda rahatl›kla görmekteyiz. Mesela pamuk ithalat› 1 milyon tona yaklaflm›flt›r. Sadece
Edirne’de y›lda 900 bin ton olan ayçiçe¤i
üretimi 550 bin tona gerilemifltir. As›l tar›msal desteklerin ortadan kald›r›lmas›,
tar›msal K‹T’lerin devre d›fl› b›rak›lmas›
ve daha birçok araçla üreticinin üretemez veya ürününü satamaz duruma getirildi¤i bir süreçte DGD, köylüler için “s›cak para” ifllevi görmüfl ve bu oranda da
cazip gelmifltir. Kendi gelece¤ine iliflkin
beklentileri dibe vuran köylülü¤ün, çok
daha büyük kay›plar pahas›na da olsa günü birlik bir paraya ra¤bet etmesi bu gerçeklik üzerinde ortaya ç›km›flt›r. ‹flte bu
ekonomik k›r›nt› özelli¤iyle DGD tar›mdaki tasfiyenin bir “geçifl aflamas›n›” oluflturmufl, ani çöküflleri önlemifl, bunu za-
mana yayarak tepkileri azaltm›flt›r.
Yaklafl›k 7 y›ld›r uygulanan DGD
ürüne, girdilere dönük tüm destekleri
kesilen köylülere köstek olmaktan öte
gitmemifltir. Tar›m› gelifltirmekten, alt
yap› oluflturmaktan, modernleflmekten
ziyade ba¤›ml›l›¤› artt›rm›fl, tar›m›n tasfiyesini h›zland›rm›flt›r. 2002-2006 döneminde 2.4 milyon kifli tar›mdan koparken
geçti¤imiz y›l›n üçüncü çeyre¤inde tar›mda 7.8’lik düflüfl gerçekleflmifltir. Gelinen aflamada, DGD’nin kald›r›laca¤›
aç›kland›. Bunun ilk sinyalleri 2005 y›l›ndan itibaren destek ödemeleri içinde DGD’lerin pay›n›n düflürülece¤i
ile verilmiflti. 2007 y›l› içinde de Tar›m Bakan› M. Eker’in “20 rekabetçi
ürüne”, “Bölgesel ürüne” destek verilece¤i aç›klamalar› bu sinyalleri daha
da belirginlefltirmiflti. 2008 Eylem
Plan› ile de DGD’lerin kald›r›laca¤›
kesinleflmifl oldu. Böylece tar›mda
DGD dönemi bitirilirken ürüne dönük destekleme dönemi bafll›yor.
Tar›m Bakanl›¤›’n›n DGD’leri kald›rmak yerine 10 YTL’lik ödemeleri
7 veya 5 YTL’ye indirme haz›rl›¤› içinde oldu¤u söylenirken, DGD’nin kald›r›laca¤› karar›n›n aç›klanmas›, bu
kararda Tar›m Bakanl›¤›’n›n de¤il,
do¤rudan Maliye Bakanl›¤›’n›n belirleyici oldu¤unu ortaya koymaktad›r.
Yap›lan aç›klamalar da bunu gösteriyor.
Perflembe’nin gelifli
Çarflamba’dan bellidir!
Bizim gibi yar›-sömürge, yar›-feodal
ülkelerde izlenen emperyalist eksenli tar›m politikalar› perflembenin gelece¤ini
çarflambadan belli eder. 2007’nin ilk aylar›nda Tar›m Bakan› M. Eker’in “Türkiye’de 140 tar›m ürünü yetifltiriliyor. Bunlar›n tamam›nda dünyada söz sahibi olunamad›¤› gibi birço¤undan da kâr edilemedi¤ini” beyan ederken devamla 20 rekabetçi üründe Türkiye’yi dünya çap›nda
önemli aktör yapabilmekten bahsediyordu. Yine geçti¤imiz y›l›n sonlar›nda tar›mda bölgesel ürüne dönük deste¤e geçilece¤inin iflaretiydi. Ve ayn› zamanda da
ürüne dönük deste¤in nerelerde topla-
naca¤›n› da gösterir nitelikteydi.
Ocak ay› bafllar›nda ürüne destekleme yap›laca¤› aç›kland›, fakat hangi ürüne, hangi bölgede, ne zaman destekleme
yap›laca¤› aç›klanmad›.
Ürün desteklemeleri, kaliteli, verimli
ürünlerden daha az verimli ürünlere
do¤ru ve en iyi yetiflti¤i verimli bölgelerden daha az verimli bölgelere do¤ru yap›lacakt›r. Tar›m Bakan› M. Eker’in aç›k-
lamalar› da buna iflaret etmektedir. Bu
durumda daha az verimli ürün ve bölgelere destek azalacakt›r. DGD ödemelerinde yafland›¤› gibi ürüne dönük destekleme ödemeleri de yoksul köylüye ya
ulaflmayacak ya da çok az bir miktar ulaflacakt›r. Böylece k›rsal kesim daha da
yoksullaflt›r›lacak, tar›mdan kopmalar
her geçen gün artacakt›r. Ülke tar›m›
belli bölgelerle ve ürünlerle s›n›rland›r›lacakt›r.
Ürüne dönük desteklemede di¤er
bir konu destek kapsam›na al›nacak
ürünlerin kim taraf›ndan belirlenece¤i ve
hangi ürünler olaca¤› konusudur. Bugün
ülkemizde, ihraç edilen ürünlerin ço¤unda emperyalist tekellerin sözü geçmektedir. fieker fabrikalar›n›n ve TEKEL siga-
ra bölümünün özellefltirilmesiyle flekerpancar› ve tütün üretimi tamam›yla emperyalist flirketlerin denetiminde olacak,
haliyle bu ürünlere yap›lacak olan destek
ödemelerinin aslan pay› emperyalist tekellerin olacakt›r. Destek kapsam›na al›nacak di¤er ürünlerde de durum farkl›
olmayacakt›r. Ki zaten emperyalist tekellerin hakim olduklar› ürün bir dizi dayatmalar sonucu destek kapsam›na al›nacakt›r. Bu da flu anlama geliyor ki ürüne
dönük desteklemeler emperyalist tekellerin iste¤ine ve ç›kar›na göre belirlenecektir.
Ürün desteklemelerinin bölgesel
olmas› ise fazla söze gerek b›rakmadan
desteklemenin kime yap›laca¤›n› izah
etmektedir. Ülkemizin ekilebilir en verimli bölgeleri ve topraklar› emperyalist
tekellerin ve büyük toprak a¤alar›n›n
elindedir. DGD’de oldu¤u gibi ürüne
dönük desteklemelerden de en çok bu
elit tabaka faydalanacakt›r.
Ürüne dönük desteklemelerin ne
zaman yap›laca¤› da belirsizdir. Ürünlerin yaklafl›k % 60’›n›n daha kayd› yap›lmadan sat›ld›¤› belirtilmektedir. Bu durum ürün kimin elinde iken destekleme
yap›laca¤›n› gündeme getirmektedir.
Tar›m›n tasfiyesi kapsam›nda her geçen
gün yoksullaflan üreticiler, artan borçlar›n›, bu borçlar›n faizlerini ödeyebilmek
için ürününü elden ç›kartmaktad›r.
Ürün destek ödemeleri köylünün ürününü kaydettirmeden elinden ç›kard›¤›
dönemde yap›lmas› köylüye de¤il ürününü alan tefeci-tüccara, toprak a¤alar›na
ve emperyalist tekellere destek olacakt›r. Yoksul ve küçük köylülü¤ün eline
geçmesi gereken ürün deste¤i bir flekilde
devlet veya farkl› aktörlerin eline geçecektir. Ürünün tüm zahmetini, cefas›n›,
zarar›n›, masraf›n› çeken köylü aç›kta kalacakt›r. Köylü nün yoksullaflmas› tar›mdan kopmas› en genel anlamda da tar›m›n tasfiyesi h›zlanm›fl olacakt›r.
Çal›flmalar›m›z›
yo¤unlaflt›ral›m!
Ülkemiz ekonomik yap›s› ve d›fla ba¤›ml›l›¤› nedeniyle dönemsel olarak ekonomik krizler yaflar, ekonomik krizlerin
efli¤ine gelir. Yaflan›lan her ekonomik
krizden en çok etkilenen alanlardan biri
de tar›md›r. Dolay›s› ile en çok etkilenen
kesim de köylülüktür. Ekonomik krizlerin efli¤ine gelindi¤inde ödene¤i kesilen
ilk alanlardan biri de yine tar›md›r.
2008’in ilk günlerinden itibaren dünyada
ve Türkiye’de 2008’in ekonomik olarak
zor bir y›l olaca¤›, ekonomik krizlerin yaflanabilece¤i dillendirilmekteydi. Nitekim
daha Ocak ay› bitmeden, ABD borsalar›nda bafllayan dalgalanma di¤er dünya
borsalar›n› da olumsuz etkilemifltir. Ülkemiz borsas› da bu dalgalanmalardan
nasibini alm›flt›r. Kuflkusuz ki bu dalgalanman›n önümüzdeki günlerde boyutlanarak devam etmesi durumunda en çok etkilenecek olan bizim gibi yar› sömürge
ülkeler olacakt›r.
Ekonomik krizin efli¤inde olan ülkemiz, önce türban tart›flmas›yla, sonra s›n›r ötesi kara harekat›yla kopar›lmaya
çal›fl›lsa da, TÜS‹AD’›n “arabulucu, rahatlat›c›” aç›klamalar› tehlikenin boyutunu gösterir niteliktedir. Bu durum bizlere tar›mda daha kötü günlerin gelece¤ini,
k›rsal kesimdeki yoksullu¤un daha da artaca¤› tehlikesinin kap› a¤z›nda oldu¤unu
göstermektedir.
Emperyalist politikalar ekseninde yavafl yavafl gerçeklefltirilen tar›m›n tasfiyesi, tar›msal ürün ve girdi desteklemelerinin ad›m ad›m daralt›lmas›yla gerçeklefltirilmektedir. Bir yandan desteklemeler
azalt›l›rken di¤er yandan artan girdi fiyatlar› tar›m›n tasfiyesini h›zland›rmaktad›r.
Tar›m›n tasfiyesi sürecinde her geçen gün daha da yoksullaflan köylülü¤ün,
sistemle olan çeliflkileri de giderek keskinleflmektedir. Ekti¤ini biçemeyen, biçti¤ini satamayan köylüler tepkilerini, isyanlar›n› ellerinde kalan ürünlerini yakarak,
derelere, yollara dökerek, traktörleri ile
yol keserek göstermektedir. MLM’ler tar›m›n tasfiyesi sürecinde esas olarak köylülü¤ün bu tepkilerini örgütlü bir güce
dönüfltürmekle yükümlüdürler. Bu kapsamda kendi gerçekli¤imizden yola ç›karak s›n›fsal yönelimin fliarlar› do¤rultusunda köylülük içindeki çal›flmalar›m›z›
yo¤unlaflt›rmal›, köylülü¤ü örgütlemeliyiz.
İşçi-köylü 10
Enternasyonal
4-17 Nisan 2008
Maoistlerin seçim manifestosuna destek için…
Afla¤›daki yaz› Nepal’de Maoistlerin yay›nlad›¤› Red Star (K›z›l Y›ld›z) dergisinin 5. say›s›ndan çevrilmifltir.
Manifestonun
netli¤i nedeniyle
kitleler NKP(Maoist)’in ard›ndad›r.
Parlamenter
partilerin liderleri
ve yabanc› güçler
Maoistlere artan
destekten dolay› korkmaktad›r.
Siyasi partiler
anlamal›d›r ki
halk›n NKP(Maoist)’e
deste¤i
cumhuriyet
içindir. Bu nedenle
Maoistlerle
zaman›nda ittifak yapmal›d›rlar.
Anayasa ve Federal
Demokratik
Cumhuriyete yönelik
uygulamalar
NKP(Maoist) önderli¤inde gerçekleflecektir.
Nepal’in gelece¤ini ve kaderini
belirleyecek olan Kurucu Meclis
(KM) seçimi geleneksel parlamenter sistemden farkl›d›r. Seçim, Yeni
Nepal sorununa cevapt›r. Seçim,
devrimcilerin, ilericilerin ve cumhuriyetçilerin birleflik cephe yoluyla
monarfliyi kovmalar›d›r. Tamamlanmas› gereken çok fley var ve zaman
beklemiyor.
yeni anayasan›n Ba¤›ms›z ve Federal Demokratik Halk Cumhuriyeti olaca¤› vurgulanmaktad›r.
NKP-Maoist’in amac› yeni ve müreffeh bir Cumhuriyetçi Nepal’i
kurmakt›r. Baflkan›n halk taraf›ndan, baflbakan›n ise yasama taraf›ndan seçilece¤i Baflkanl›k sistemi
oluflturulacak. 11 özerk cumhuriyet ve 3 alt-cumhuriyetten oluflan
fl›ma kapasitesine sahip oldu¤una
inanmaktad›r. Ad› komünist de olsa
statükocu yan›yla NKP-BML (CPNUML Birleflik Marksist-Leninist)
halkta üzüntü, hayal k›r›kl›¤› ve güvensizlik yaratm›flt›r. Manifestosunu yay›nlad›ktan sonra birçok destekçisi dahi UML’nin Nepal Kongresi’yle ayr›m›n›n çok az oldu¤unu
anlam›flt›r. Bu ülke çap›nda bir
Seçimin heyecan› her geçen gün
art›yor. Fakat siyasi partiler flu soruyu kendilerine sormal›d›r: ilerici
ve cumhuriyetçi güçler neden ortak aday ç›kartmakta baflar›s›z kald›lar?
Ülkenin sosyal ve ekonomik dönüflümü için nesnel politika ve planlar aç›kça ifade edilmifltir. Toprak
reformu sorunu, geri kalm›fl
yap›n›n kalk›nmas›, Panchsheel’e (bar›fl içinde bir arada yaflama) dayal› bir d›fl politika,
müfltür. Di¤er partiler ise manifestolar›n› daha sonras›nda aç›klad›lar.
Devlet iktidar›na sahip olan Baflbakana ve Törensel Baflkana vurgu
yapt›lar. Bu flekilde UML ve NK
monarfliyi koruma e¤iliminde olduklar›n› gösterdiler. Bu nedenle
onlar halk savafl›n›n ve halk hareketinin kazan›mlar›n›n ve halk›n isteklerinin karfl›s›ndad›rlar. Gelecek
aç›s›ndan gerçek bir de¤iflim istemedikleri ortadad›r.
Manifestonun netli¤i nede-
Manifestonun netli¤i nedeniyle kitleler NKP(Maoist)’in ard›ndad›r. Parlamenter partilerin liderleri
ve yabanc› güçler Maoistlere artan destekten dolay›
korkmaktad›r. Siyasi partiler anlamal›d›r ki, halk›n
NKP(Maoist)’e deste¤i cumhuriyet içindir. Bu nedenle Maoistlerle zaman›nda ittifak yapmal›d›rlar.
Anayasa ve Federal Demokratik Cumhuriyete yönelik uygulamalar NKP(Maoist) önderli¤inde gerçekleflecektir.
Nepal halk› monarfliyi y›kmak ve ülkede federal cumhuriyeti kurmak istiyor. Nesnel
bir çözüm için NKP(Maoist), adaylar›n ilan›ndan önce ortak adaylar
için bir gündem önermiflti. Fakat
parlamenter partiler bu öneriye
olumlu yaklaflmad›lar. Ortak hareket etme noktas›nda yap›lan son
ça¤r›n›n ard›ndan NKP(Maoist) Yeni Nepal’i Kurucu Meclis seçimleri
yoluyla oluflturma üzerine manifestosunu yay›nlad›.
NKP(Maoist) yeni bir önderlikle federal bir yap›ya sahip Yeni Nepal üzerine net bir vizyona sahiptir.
Eski hakim sisteme karfl› net ve
do¤ru alternatifler manifestoda sunulmufltur. Feodal üniter devletin yerine federal yap›, monarfli yerine baflkanl›k sistemi kurulacakt›r. Bu, Yeni Nepal için bilimsel bir çözümdür. Manifestoda
da yans›maktad›r. UML kelime
oyunlar›yla halk› kand›rmaya çal›flsa
da yetersizliklerinin kan›t› manifestolar›ndad›r. Halk NK’ya güvenmemektedir ve geçmiflteki gibi hareket etmektedir.
federal bir devlet kurulacak. Parti,
devleti yeniden yap›land›rma ve ordular› birlefltirme konular›nda da
net bir politika ve plan sunmaktad›r. Halk›n her kesiminden Maoistlerin yeni Nepal’i yaratmak için belirledikleri önerilere destek gelmektedir. Birçok Nepalli yaln›zca
NKP(Maoist)’in ülkeyi gelece¤e ta-
memnuniyetsizlik yaratm›flt›r ve
çok say›da geleneksel UML taraftar› Maoistlerle çal›flmaya bafllam›flt›r.
Dahas›, Maoistler daha iyi bir
Nepal için de gündem önermifltir.
UML ve NK Maoist gündemin ard›ndan sürüklenmektedir. Bu nedenle ileriye gitme konusunda gösterdikleri isteksizlik programlar›na
dönemlere ayr›lm›fl ekonomik
planlama somutlanm›flt›r. Ekonomik geliflim için Nepal’de kaynaklar mevcuttur: su, toprak, orman, biyolojik çeflitlilik ve emek gücünden tamamen yararlan›lmal›d›r.
Manifestoda ayr›ca net flekilde insan haklar›, sivil özgürlükler, temel
haklar olarak e¤itim, sa¤l›k, istihdam, ifade özgürlü¤ü ve di¤erleri
yer alm›flt›r.
Halk Cephesi de NKP(Maoist)’e yak›n bir program öne sür-
niyle kitleler NKP(Maoist)’in
ard›ndad›r. Parlamenter partilerin liderleri ve yabanc› güçler Maoistlere artan destekten dolay›
korkmaktad›r. Siyasi partiler anlamal›d›r ki, halk›n NKP(Maoist)’e
deste¤i cumhuriyet içindir. Bu nedenle Maoistlerle zaman›nda ittifak
yapmal›d›rlar. Anayasa ve Federal Demokratik Cumhuriyete
yönelik uygulamalar NKP(Maoist) önderli¤inde gerçekleflecektir.
aoist önderlerden ve Bilgi ve ‹letiflim Bakan› Mahara, katledilen Maoist kadrolar›n misillemesinin yap›laca¤›n› belirtirken Prachanda ise bat›-
M
dan do¤uya büyük bir dalgan›n partinin yan›nda oldu¤unu, ancak komplolar sonucunda Maoistlerin yenilebilece¤ini vurgulamakta ve flöyle devam etmektedir: “Halk›m›z yenilirse otomatik olarak isyana baflvuracakt›r.”
Nepal’de seçimler…
Nepal’de 10 y›l› aflan Halk Savafl›n›n ve büyük halk hareketinin sonucunda elde edilen kazan›mlar
do¤rultusunda monarflinin kovulmas›, feodal yap›n›n tasfiye edilmesi, demokratik-federal bir düzenin
kurulmas› amac›yla gerçeklefltirilecek olan Kurucu Meclis seçimleri 2
kez ertelenmesinin ard›ndan Maoistlerin son uyar›s› sonucunda 10
Nisan’da gerçeklefltirilecek.
Seçilecek olan Meclis üyelerinin görevi yeni anayasay›
yazmak ve yeni anayasa do¤rultusunda seçimleri örgütlemektir. 601 üyenin olaca¤› Meclis’te 575 üye halk taraf›ndan do¤rudan seçilecek, 26 üyesi de seçimin ard›ndan Bakanlar Kurulu taraf›ndan atanacak. Seçim için “karma sistem” uygulanacak. Buna göre üyelerin 240’› belirlenen 240 seçim bölgesinde en çok oyu alan
adaydan oluflacak. Kalan 335 ise
nispi sistem uyar›nca partilerin ülke çap›nda elde edecekleri oy oran›na uygun flekilde partilerin listelerinde gösterilen adaylardan oluflturulacak. Nepalliler bu nedenle
ayn› anda 2 kez oy verecekler. Birini benimsedikleri parti için kullanacaklar, di¤erini ise bölgelerini
temsil etmek için aday olanlar aras›ndan seçecekler.
Ülke çap›nda yo¤un bir seçim
kampanyas› yürüten Maoistler seçim manifestosunun propagandas›n› yapmaktad›r. NKP(Maoist) Baflkan› Prachanda’n›n da kat›ld›¤› bü-
yük kitle toplant›lar›nda halk›n demokratik, ba¤›ms›z, özgür bir ülkede yaflama özlemi dillendirilmektedir. Prachanda Do¤u Nepal’de
yapt›¤›
seçim
konuflmas›nda
1950’den bu yana ülkede birçok
seçimin oldu¤unu, birçok partinin
kazan›p kaybetti¤ini ancak hiçbirinde halk›n kazanmad›¤›n›, bu sefer
Nepal halk›n›n zafer kazanaca¤›n›
belirtmifl ve halk›n feodalizme karfl› savafl›n›n sürdü¤ünü, gerçek anlamda zafere ulaflmak istediklerini
vurgulam›flt›r.
odal üniter yap›n›n ülkenin sorunlar›na çözüm olmad›¤›,
uluslar›n kendi kaderi tayin
hakk› temelinde kurulacak federal demokratik cumhuriyette merkezi iktidar ve
özerk cumhuriyetlerin bulunaca¤› ilan edilmektedir. Bununla birlikte tüm ezilen kesimlerin -kad›nlar›n, dalitlerin, kastlar›n,
milliyetlerin, bölgelerin, Madhesilerin ve az›nl›klar›n (Müslümanlar dahil)- devlet iktidar›nda söz sahibi
olaca¤› aç›klanmaktad›r.
Maoistler bu seçimlerin
yaln›zca partiler aras›nda olmad›¤›n›, mücadelenin halk
savafl›n›n ve halk hareketinin
kazan›mlar›n› korumak, yeni
anayasa üzerinden halk›n iktidar›n› ve Federal Demokratik
Nepal’i kurmak oldu¤unu
aç›klamaktalar. Bu nedenle mücadele ilerici cumhuriyetçi güçlerle
statükocu ve feodal-monarflist
güçler aras›nda devam etmektedir.
Yeni Nepal’in önderli¤inin farkl› olmas› gerekti¤ini belirten Maoistler çözüm olarak Baflkanl›k
Sistemi’ni önermektedir. Buna
göre baflkanl›k seçimlerinde en
çok oyu alan baflkan seçilecek, baflbakan› ise halk taraf›ndan seçilen
yasama meclisi kendi içinden belirleyecektir. Nepal gerçekli¤inde
bu sistemin monarfliye tek alternatif oldu¤u vurgulanmakta, bunun zay›f ve yoksul Nepal’de yeni sistemin inflas›nda
ve sa¤lamlaflmas›nda, güçlü
bir önderli¤in kurumsallaflmas›nda, yeni devlet yap›s›n›n eflgüdümlü hareket etmesinde
vb. yararl› olaca¤› öngörülmektedir. NKP-Maoist yeni Nepal’in ilk baflkan› olarak da Prachanda yoldafl› önermektedir.
“Nepallilerin yaklafl›k 60 y›ll›k
hayali gerçekli¤e dönüflüyor. Yeni
bir tarih yaz›yoruz. Eski Nepal tarihi de¤iflecek. Feodalizmin ve monarflinin karanl›k ça¤› tamamen yok
edilecek. Kapitalist demokrasinin
ve cumhuriyetin oldu¤u yeni bir
döneme giriyoruz.”
Maoistler önerdikleri federal
yap›n›n milliyetleri ve bölgeleri tan›ma temelinde gerçekleflti¤ini
vurgulamaktalar. 250 y›ll›k fe-
Maoistlerin Nepal’in asl›nda
yoksul bir ülke olmad›¤›n›, önemli
kaynaklara ve insan gücüne sahip
oldu¤unu ancak plandan, dürüst-
lükten haberdar olmayan, yabanc›
güçlerin denetimindeki önderlikler yüzünden ülkenin yoksullaflt›¤›n› belirtmektedir. Bu nedenle siyasi devrime paralel ekonomik bir
devrime de ihtiyaç oldu¤unu, tüm
kaynaklar›n verimli flekilde de¤erlendirilece¤ini, toprak reformunun yap›laca¤›n›, feodalizmin tamamen tasfiye edilece¤ini vurgulamaktad›r. Bununla beraber ulusal
ordunun kurulmas›ndan sivil hak
ve özgürlüklere kadar pek çok konuda önemli de¤iniler NKP(Maoist)’in seçim manifestosunda yer
almaktad›r.
Ancak büyük halk deste¤ini arkas›nda hisseden Maoistlerin seçim çal›flmalar› monarflist-feodal güçlerin sald›r›lar›yla karfl›laflmakta, d›fl güçler ve medya da Maoistlerin
yenilmesi amac›yla elinden
geleni yapmaktad›r. Son 1 ayda
seçim kampanyas›na kat›lan NKP
(Maoist) taraftarlar› ve NKP (Maoist)’in gençlik kolu Genç Komünistler Birli¤i’nin üyelerine gerici
güçler ve polis taraf›ndan sald›r›lar
düzenlenmifl ve 10’u aflk›n Maoist
kadro katledilmifl, birçok flehirde
çat›flmalar ç›km›flt›r. 25 Mart’ta
ise Maoistler Hindistan’dan gelip
gerici orduya gizlice götürülen içi
silah dolu 40 kamyonu yakalam›fl
ve kamyonlara el koymufltur. Yine
seçim malzemeleri ad› alt›nda tafl›nan paketlerin içinden çok say›da
gaz bombas›n›n ç›kmas› da gericilerin her türlü yolu hesaba katt›¤›n›
göstermektedir. Bu olaylar üzerine
NKP(Maoist)’in ça¤r›s›yla 3 bölgede genel grev örgütlendi.
Maoist önderlerden ve Bilgi ve
‹letiflim Bakan› Mahara, katledilen
Maoist kadrolar›n misillemesinin
Büyük halk deste¤ini arkas›nda hisseden
Maoistlerin seçim çal›flmalar› monarflist-feodal güçlerin sald›r›lar›yla karfl›laflmakta, d›fl
güçler ve medya da
Maoistlerin yenilmesi
amac›yla elinden geleni yapmaktad›r.
yap›laca¤›n› belirtirken, Prachanda
ise bat›dan do¤uya büyük bir dalgan›n partinin yan›nda oldu¤unu, ancak komplolar sonucunda Maoistlerin yenilebilece¤ini vurgulamakta
ve flöyle devam etmektedir: “Halk›m›z yenilirse otomatik olarak isyana baflvuracakt›r.”
İşçi-köylü 11
4-17 Nisan 2008
“Hesaplaflmak, derinden ve sars›c› bir
flekilde hesaplaflmak zor gelir ço¤u kez. Al›flkanl›klardan ar›nmak, kötü huylardan kurtulmak kolay olmuyor her zaman. Sistemden, sistemin yaratt›¤› insan tipinden kurtulmak, yeni
insan olmak çaba istiyor, kararl›l›k ve sab›r istiyor.
Hesaplaflmak; en baflta dürüst olmay›
gerektiriyor. Kendine karfl›, baflkalar›na karfl›
aç›k ve samimi olmay› gerektiriyor. Zor da
olsa, sallant›l› da olsa kendisiyle hesaplaflan her devrimci ileriye bak›yor demektir. Çünkü tak›nd›¤› tav›r s›n›fsald›r sonuçta.
Yani bir s›n›f›n yan›nda yer al›yor ve bir baflka
s›n›f›n karfl›s›nda duruyor demektir. Yapt›¤›yla
sorumlu olur her devrimci ayn› zamanda. Halka karfl›, halka ›fl›k yayan Proletarya Partisi’ne
karfl›. O nedenle gözden kaç›rm›yor bu iki fleyi. Hesaplaflmaya giriyor kaç›rd›¤› zaman.”
fiehit düflmeden k›sa bir süre önce “öz
geçmiflime dair özet notum” bafll›¤›yla kaleme ald›¤› taslak yaz›da iflte böyle yap›yor R›za yoldafl. Hesaplafl›yor geçmifliyle bir bir. Nerede yanl›fl yapt›¤›n›, nerede dar bakt›¤›n› koyuyor ortaya. Çekinmeden, kayg› duymadan
seriyor tüm devrimci yaflam›n› gözler önüne.
‹stiyor ki ders ç›kars›n herkes kendisiyle birlikte yanl›fllar›ndan.
“Darbecili¤in, tasfiyecili¤in bir kez daha
bayraklaflt›¤› bir dönemeçten geçmekteyiz.
Böyle bir süreçte halk›n ç›karlar›na daha yak›n
gördü¤üm bir yap› ile bütünleflip yürümek istiyorum” diyor R›za yoldafl ya da gerçek ad›yla
Ahmet Laço yoldafl.
Ahmet yoldafl anlad›¤› ve bilince ç›kard›¤›
deneyimleriyle, “... öz geçmiflimi ele alarak
mücadele sürecim boyunca bilince ç›kard›¤›m kadar›yla yanl›fllar›m› süzgeçten geçirip yaz›ya döküyorum. Bu yanl›fl
ve olumsuzluklar›mdan dolay›, partiye,
halka özelefltiri veriyorum” diyor.
Kan ve göz yafl›n›n eksik olmad›¤›, zulmün
kara bir bulut gibi dolaflt›¤› bir co¤rafyada, yani Dersim’in Hozat ilçesi Geçimli Köyü’nde
1964 y›l›nda do¤uyor Ahmet yoldafl. Yedi yafl›na geldi¤inde ailesi onu yat›l› bir okula veriyor.
“‹lkokul son s›n›f›ndan bafllayarak, ortaokul
Mücadelemize
›flfl››k tutan sözler
“Zay›f ve küçük bir ulus ve bir halk ordusu, bir
kere düflman›n karfl›s›na dikilmek, birleflmek ve
ba¤›ms›zl›k ve bar›fl için mücadele etmek karar›n›
ald› m›, bütün sald›rgan kuvvetleri, hatta Amerikal›lar taraf›ndan desteklenen emperyalist Fransa gibi bir devletin kuvvetlerini yenmeye yetecek bir
güce sahip olacakt›r.” Vo Nguyen Giap- Halk
Savafl› Halk Ordusu- Sf 128
“Bir ulusun iflçileriyle bir baflka ulusun iflçileri
aras›nda her türlü ay›rma giriflimi, Marksist
“özümleme”ye karfl› her sald›r›, proletaryay› ilgilendiren sorunlarda bir tüm say›larak, ulusal bir
kültürü, sözde tek ve bölünmez oldu¤u iddia edilen bir baflka ulusal kültürle karfl› karfl›ya getirme
vb. burjuva milliyetçili¤inden esinlenen davran›fllard›r ve bunlara karfl› amans›zca savafl›lmal›d›r.”
Uluslar›n Kaderlerini Tayin Hakk› -Lenin
Syf 32
Kavgada
ölümsüzleflfleenler
“Özgeçmiflfliime dair özel notum…”
14 Nisan günü Çiçekli Nahiyesi k›rsal›nda düflürüldükleri hain bir pusu sonucu flehit düflen Ahmet Laço ve Sevda
Y›ld›z an›s›na Ahmet Laço’nun Proletarya Partisi’ne sundu¤u öz elefltiri yaz›s›ndan da al›nt›lar yapan bir yoldafl›n›n
yaz›s›n› yay›nl›yoruz.
boyunca olan dönemde ad›m ad›m k›flla disiplini parçalan›yordu. D›flardan birçok devrimci
örgüt ad›na faaliyetçiler okula girmeye bafllam›flt›” diyor Ahmet yoldafl. Yay›lan bu dalga,
1970’li y›llar›n sonlar›na rastl›yor ve toplumu
sar›p sarmal›yor. Devrimciler bofl durmuyor
fabrikalarda, grevlerde, köylerde, okullarda
yayg›n bir propaganda-ajitasyon çal›flmas› yürütüyor. Ahmet yoldafl edindi¤i bilgileri yeterince bilince ç›karam›yor, eylemden eyleme
kofluyor daha çok. fiu ya da bu örgütün politikalar›n› ay›rt edemiyor henüz. Okul tatillerinde bofl durmuyor, köye gidiyor, köyde ailesine yard›mc› oluyor. Bununla kalm›yor, çevresiyle ilgileniyor, okulda, eylemde ö¤rendiklerini çevresindekilere de aktar›yor, böylece iliflki
gelifltiriyor. Ard›ndan 12 Eylül 1980 Askeri Faflist Darbesi geliyor.
Henüz lise ö¤reniminde olan Ahmet yoldafl da do¤al olarak tüm bu olup bitenlerden
etkileniyor. Özellikle geçim s›k›nt›s› O’nu,
okumak ya da çal›flmak aras›nda tercih yapmaya zorluyor. Tercihini çal›flmaktan yana yap›yor. Fakat kendisi için yapm›yor bunu, esas
olarak ailesi için, ailesinin bütçesine katk›da
bulunmak için yap›yor. Art›k bir aya¤› flehirde,
bir aya¤› köydedir.
12 Eylül Askeri Faflist Cuntas›’n›n tüm sald›r›lar›na ra¤men ayakta kalan ve gerilla mücadelesi veren Proletarya Partisi, eylemleriyle
hem kitleleri hem devrimci örgütleri umutland›r›yor. PKK T. Kürdistan›’na gerilla birlikleri
ç›kar›yor bu dönemde. Devrimci mücadele bu
sefer da¤larda geliflmeye bafll›yor. Köye her
geliflinde gerillalarla karfl›lafl›yor Ahmet yoldafl. “Gerçi partinin düflüncelerine yabanc› de¤ildik” diyor ve bunu, “okul dönemlerinde aktif faaliyetleri yan›bafl›m›zda sürüyordu” fleklinde anlat›yor. Partinin taraftar› durumuna
gelmesi girdi¤i iliflkilerin s›cak ve içten olmas›ndan ve esas olarak gerillalar›n bafltan afla¤›
silahl› olmas›ndan, eylemler yap›yor olmas›ndan ileri geliyor. “Gerillalar ad›m ad›m görev
veriyor, beni ileri çekiyorlard›. Sonuçta 1984
y›l›nda gerillaya kat›lma karar›na vard›m” diyor. Fakat daha sonra kafas›na tak›lan baflka
sorunlarla karfl› karfl›ya kal›yor, alt etmeye çal›fl›yor ama baflaram›yor. Baflaramad›¤›n› ise
flöyle anlat›yor Ahmet yoldafl; “Gerillaya kat›l›r kat›lmaz (hat›rlad›¤›m kadar›yla bir ya da iki
ay gibi) k›sa bir süre sonra ailemin talebi üzerine görüflmeye gittim. Dönmedim gerillaya.
Zaten askerlik süreci de ayn› döneme denk
gelmiflti, askere gitmeyip gerillaya kat›lmakt›
amaç. Ama eve dönünce askere gittim. Acemi
birli¤ini bitirip izinli köye geldim. Gerillalarla
görüfltüm, yeniden kat›lmak istedi¤imi belirttim. Fakat gelgitliydim. Dönem dönem içimdeki çeliflkiyi yenip gerillaya kat›lmay›, dönem
dönem ailemin durumunu düflünüp askere gitmeyi düflünüyordum. Çünkü ailemin durumu
gerillaya kat›lmam önünde engel teflkil ediyordu. Son anda yine karar›m› de¤ifltirip askere
Pusula
Politikada dürüstlük
söz ve eylem aras›ndaki uyumluluktur...
Devrimci kadro ve militanlar›n sahip olmas› gereken özelliklere dair her
dönem tart›flmalar yap›yoruz ve yapmaya da devam edece¤iz. Ayn› zamanda b›kmadan, usanmadan s›n›f mücadelesinde kadrolar›n belirleyicili¤i gerçekli¤inden hareketle, kadro ve militanlar›n yaflamlar›ndan ö¤renece¤iz.
Devrimci çal›flmada kadro ve militanlar›n ideolojik e¤itimi, parti disiplinine uyma, devrim ve sosyalizm davas›
karfl›s›ndaki dürüstlük ve samimiyetleri, hatalara karfl› uzlaflmaz tutumlar› ve
pratik uygulamalarda inisiyatif sahibi olmalar› vb. özellikler sahip olunmas› gereken en temel özelliklerdir. E¤er bu
özellikler zay›flam›flsa, orada devrimci
militanl›k sakatlanm›flt›r. Orada ideolojik bir problem vard›r. Ve bunlar afl›lmazsa baflar›s›zl›klar kaç›n›lmaz olur.
Yine önemli bir nokta da tüm bunlar›n
afl›lmas›n› prati¤in d›fl›nda de¤il, içinde
Kavga okulu
arayacak olmam›zd›r. Yani her türlü
de¤erlendirmemiz pratik tutumlar
üzerinden olmal›d›r. Yani devrimci militan›n dürüstlü¤ünü, halk›n ve devrim
davas› karfl›s›ndaki duruflta arayaca¤›z.
Ne ölçüde inisiyatif sahibi oldu¤unu yarat›c›l›¤›nda, pratik karar al›c›l›¤›nda, disiplinli davran›fl›n› çal›flma tarz›nda ve
al›nan kararlara karfl› tak›nd›¤› tutuma
bakarak de¤erlendirece¤iz.
Hemen flunu belirtmemiz gerekir
ki; hiç kimsenin elinde devrimci dürüstlük ve samimiyeti ölçme aleti yoktur. Çünkü; devrimci dürüstlük ve
samimiyet teknolojik aletlerle
de¤il, halk›n ve devrim davas›
karfl›s›ndaki duruflla ölçülür. Söylem ve prati¤in uyumluluk derecesiyle
anlafl›l›r. Söylem baflka pratik baflka ise,
orada dürüstlükten, samimiyetten söz
edilemez. Bu erdemlerden yoksun bireylerin do¤ruluktan, dürüstlükten söz
gitmekte karar k›ld›m. Fakat bendeki gelgitler
devam ediyordu. Askerde sürekli kendimi
suçlu hissediyordum.” Bu duygular içinde terhis oluyor. Terhis olunca köye, ailesinin yan›na geliyor. “Askerden döndükten sonra aile
içinde yaflanan ciddi sorunlarla karfl›laflt›m. Bu
dönem bizim köye gerillalar da gelip gitmiyor.” Bu, olumsuz yönde etkiliyor O’nu. Ailenin ciddi sorunlar yafl›yor olmas›, gerillalar›n
köye gelmiyor olmas› bir burukluk yarat›yor
O’nda. Sonunda “bat›ya” gitmeye, orada çal›fl›p aileye yard›mc› olmaya karar veriyor.
Parti Askeri Faflist Cunta’n›n sald›r›lar›na
karfl› koyuyor, ancak yenilgiyle sonuçlanan bu
süreçte önemli derecede gerilemeler yafl›yor.
1986’ya gelindi¤inde, devrimci örgütlerin toparlanmaya bafllad›¤› bir dönemde, önemli iç
sorunlar yaflamaya bafll›yor. Parti, DABK ayr›-
Sevda Y›ld›z
vb.) orada olufluydu” diyor, sayg› duyman›n
geçerli bir akçe olmad›¤›n›, siyasilefltirilmezse
e¤er, sayg›s›zl›k olaca¤›n› ö¤ütlüyor bize.
Daha sonras›nda oluflturulan birlik komisyonunda yer al›yor ‹smail Bulut. Komisyonlar
aras› yürütülen görüflmeler, 24 Nisan 1992 tarihinde sonuçlan›yor ve birlik karar› al›n›yor.
Ahmet yoldafl bu süreçte de faaliyetine devam
etmeye çal›fl›yor. “O zaman gerçekten iflin bilincinde de¤ildim” diyor, içine düfltü¤ü yanl›fll›¤› böyle koyuyor ortaya. Sorgulanmadan,
MLM bilimine dayand›r›lmadan kabul edilen
her fley ya da her ifl yanl›fla var›yor. Bu yüzden
parti; her fleyi sorguluyor, MLM bilimine dayand›r›yor ve ona göre karar veriyor. O bak›mdan üye, kadro ve militanlar›na bu tarz›
afl›l›yor, onlara bu bak›fl aç›s›n› kazand›r›yor,
ö¤retiyor. Ard›ndan Ahmet yoldafl›n bulundu-
Ahmet Laço
Halil Çak›ro¤lu; 1968 Elbistan do¤umlu olan Halil Çak›ro¤lu, TKP/ML
KÖK üyeli¤i ve 1 Nolu Gerilla Bölgesi Yönetici Organ› Sekreterli¤i görevini üstlenmifl bir kadroydu. 3 Ekim 1990
tarihinde Ümraniye TEKEL deposundaki
kamulaflt›rma eylemi esnas›nda polisle girdi¤i çat›flmada yaral› olarak yakaland›. ‹flkencehanelerde ser verip s›r vermeme ilkesini yaflatt›. fiubat 1993’te Bayrampafla Hapishanesi’nden firar etti ve zaman kaybetmeden faaliyetine kald›¤› yerden devam etti. 1. OPK’da siyasi komiser
olarak görev ald›. Düflman karfl›s›ndaki
bafl e¤mezli¤in, Partizan direniflinin, tereddütsüz ve s›n›rs›z ba¤l›l›¤›n bir temsilcisi
idi. 15 Nisan 1995 tarihinde Erzincan
Kemah’ta TC güçleri ile ç›kan çat›flmada
Munzur Keskin ve Süheyla Da¤deviren ile
birlikte flehit düfltü. Son sözleri “Partiyi
gelifltirin, güçlendirin. Size güveniyorum… Tüm yoldafllara selam…
Yaflas›n TKP/ML, yaflas›n T‹KKO!”
oldu.
Süheyla Da¤deviren; Yoksul bir
Kürt ailesinin çocu¤u olarak 1965 y›l›nda
Dersim’de do¤du. Ankara Hemflirelik
Okulu’nu bitirdi. Çeflitli hastanelerde görevini yapt›. TMLGB içinde faaliyet yürüttü. 1990 y›l›nda gerillaya kat›ld›.
TKP/ML üyesi ve birlik doktoru olarak 5 y›l gerilla saflar›nda faaliyet yürüttü.
Munzur Keskin; 1969 Dersim do¤umlu olan Munzur Keskin, flehit düfltü¤ünde TKP/ML aday üyesi ve 1 Nolu
Gerilla Bölgesi Komutanl›¤› üyesiydi.
Alçakgönüllü, fedakar ve h›zla geliflen yap›s›yla tüm yoldafllar›n›n gönlünde taht
kurmufltu. fiehit düflerken de ayn› fedakarl›¤› gösteriyor, çat›flmada yaralanan baz› yoldafllar›n› atefl hatt›ndan ç›kart›rken
flehit düflüyordu.
l›¤› ile önemli bir güç yitimine u¤ruyor. “Devrimcilere genelde sempatim vard›” diyor Ahmet yoldafl ve ekliyor, “Bat›da çal›fl›rken
DABK kesiminin … alan›ndaki bir iki kifli ile
diyalogumuz oldu. ‹fl yerimize dönem dönem
u¤ruyorlard›” diyor, DABK ile bafllayan iliflkisini böyle anlat›yor.
Bir tarafta giderek ivmelenen devrimci
mücadele, bir tarafta giderek a¤›rlaflan ifl koflullar› s›k›yor, dayan›lmaz bir bask› alt›na al›yor, ikisi aras›nda tercih yapmaya zorluyor
O’nu: Ya mücadeleyi seçecek; böylece kendisinden bafllayan özgürlefltirme hareketine girecek; ya çal›flmay› seçecek; böylece kendisinden bafllayan kölelefltirme hareketine alet olacak. Sonuçta birincisini yap›yor ve böylece
ikinci kez ama bir daha dönmemecesine katl›yor DABK saflar›nda gerillaya. “Ayr›l›k, birlik
gibi sorunlardan önemli derecede habersizdim” diyor, y›llar sonra geçmiflle hesaplafl›rken, “çok yüzeysel bilgilere sahiptim” saptamas› yap›yor ve “DABK’a yak›nl›¤›m›n esas
nedeni tan›flt›¤›m ve sayg› duydu¤um gerillalar›n (‹smail Bulut, Kaz›m Ekici, Do¤an Karada¤
etmeleri sadece ve sadece içinde bulunduklar› dürüst olmayan durufllar›n›
gizlemeye dönük bir çabadan ibaret
olaca¤› aç›kt›r. Stratejik veya güncel
devrimci görevlerini yerine getirmede
sahip olduklar› becerilerini ortaya koyamayan, yani çal›flmada yarat›c› ve özverili davranmayan her devrimcinin
dürüstlü¤ü ve do¤rulu¤u sorgulanmaya
muhtaçt›r. Sade bir dille ifade edecek
olursak; iflini iyi yapmayan, halk›n davas›na hizmet etmede özverili ve paylafl›mc› de¤il, bencil ve idare edici tutumlar içine giren her militan›n ideolojik
duruflu sakatlanm›fl ve devrimci dürüstlü¤ü yara alm›fl demektir.
De¤erlendirmelerimiz flu tarihi
tecrübelere s›rt›n› dönmemeli, bilakis
onlardan ö¤renmelidir: “‹nsanlar,
onlar›n do¤rulu¤u ve dürüstlü¤ü
sözlerine de¤il, eylemlerine bak›larak de¤erlendirilmelidir. Politikada dürüstlük kesinlikle denetlenebilir olan söz ve eylem aras›ndaki uyumluluktur.” (Lenin)
Ç›k›fl noktam›z Lenin’in sözleri olmal›d›r. Sözgelimi; al›nan kararlar alt›na
imzas›n› atar; ama kendisine ters gelen
kararlar› uygulamad›¤› gibi, kiflisel düflüncelerini yaymakta hatta hizipçilik
yapmakta hiçbir sak›nca görmez. Yine,
¤u örgüte yönelik elefltirileri iyice somutlanmaya bafll›yor ve sonunda tavr›n› ortaya koyuyor; “Sonuç olarak; bireysel olarak yap› içindeki olumsuzluklardan pay sahibi olmamam
mümkün de¤ildir. fiunu iddia edebilirim ki, kötünün içinde iyi yan› temsil etmede de pay sahibiyim. S›radan bir dava neferi olarak mücadeleye haz›r›m… ‹brahim Kaypakkaya’n›n düflünceleri noktas›nda sorunum yoktur. Sorun,
gerçekten o düflünceleri kimlerin pratikte uygulayaca¤› sorunudur… Bu mücadele sürecim
boyunca, düflmana karfl› birçok çat›flma, pusu,
sald›r›larda yer ald›m. Karadeniz’de de üç y›l
kadar faaliyette bulundum. Orada da düflmana
karfl› çeflitli eylemliklerde bulundum. Belli eksikliklerim olsa da esasa damgas›n› vurmuyor.
Sekter yönlerim, özellikle dönemsel olarak
belirgin flekilde bafl göstermekteydi. Teori ile
prati¤in bütünlü¤ü içinde hedefime koflmaya
çal›fl›r›m” diyor Nisan 2004 tarihini düfltü¤ü
yaz›s›nda. Teori ile prati¤in bütünlü¤ü içinde
hareket etmemizi istiyor,“en içten dileklerimle” diyor “k›z›l selamlar” sunuyor bize Ahmet
yoldafl.
(Bir yoldafl›)
yoldafllar›n hatalar›n› düzeltme sorumlulu¤unu unutarak, tam tersine o hatalar› kendi kiflisel ihtiraslar› için kullanma veya yoldafl›n› y›pratma arac›na dönüfltürmede tereddüt etmez. Tüm
bunlar› yapan bireyin-bireylerin do¤ruluktan, samimiyetten ve dürüstlükten
söz etmeleri dahi bafll› bafl›na bir samimiyetsizliktir. Çünkü; söylem baflka
pratik baflkad›r. fiu aç›k ki; pratik durufl söylemlerin inkar›ysa, orada
dürüstlük olmaz. Orada devrim ve
sosyalizm ad›na gelifltirici, dönüfltürücü
ve ileriye dönük s›çrat›c› bir eylem olmaz. Olsa olsa riyakarl›k, çürüme ve
yozlaflma olur.
Özet olarak, de¤iflme ve de¤ifltirme eyleminin neresindedir? vb. sorulara verilecek yan›tlar›n düzeyi ve gerçekli¤i birey ya da bireylerin s›n›f mücadelesi içindeki dürüstlük derecelerini belirler nitelikte olaca¤› aç›kt›r.
Bir kez daha alt›n› çizmekte yarar
görüyoruz; Devrimci özveride, devrimci fedakarl›kta yoksullaflmak demek, güncel devrimci görevleri yerine
getirmemek demektir. Çünkü; s›n›f
mücadelesinde en büyük yoksulluk, bu
erdemlerden yoksun olmakt›r. Bu erdemlerden yoksun olan her devrimcinin boynuna dürüstlük, samimiyet ma-
Seyit Külekçi; 1961 Elbistan do¤umlu Seyit yoldafl, torna atölyelerinde, fabrikalarda çal›flarak bafllad›¤› faaliyet yaflam›n› Proletarya Partisi’nin iflçi alan›nda pekifltirdi. fiehir askeri örgütlenmesinde yer
ald›. Tutukland›¤›nda 1996 SAG ve ÖO
sürecine kat›ld›. 7 y›ll›k tutsakl›¤›n ard›ndan hep istedi¤i gerillada ald›¤› solu¤u.
Takvimler 18 Nisan 1999’u gösterdi¤inde Tokat Merkez’e ba¤l› Arho¤ köyünde
TC güçleri ile girdi¤i çat›flmada Do¤an Altun ile birlikte ölümsüzleflti.
Do¤an Altun; 1972 y›l›nda Erzincan
Tercan’a ba¤l› K›z›lma¤ara köyünde do¤du. 1993 y›l›nda ‹stanbul’da TMLGB ile iliflkiye geçti. ‹flçi-semt alan›nda faaliyet sürdürdü. 1996 y›l›nda gerillaya kat›ld›. Ese
yurdunda ç›km›fl oldu¤u düflman çemberine yeniden girerek yoldafllar›n› kurtarma
çabas› onun fedakar kiflili¤i ile ilgili en güzel örnektir.
dalyas› takmak, iflini yapan ile yapmayan› ay›rmamak, samimiyet ile samimiyetsizlik aras›ndaki kal›n çizgileri siliklefltirmek anlam›na gelir. Bu da kaç›n›lmaz olarak devrimci adaleti yaralar.
Partinin en do¤ru kararlar›n›n etkisiz
kalmas›na yol açar. Dahas›, elefltiri silah›n›n uyar›c›-ileriye tafl›y›c› rolünü yok
eder.
Çal›flma alanlar›nda veya yukar›dan
gelen her karar› yarat›c› ve kararl› bir
tarzda uygulamak olmazsa olmazd›r.
Her fleyden önce devrimci bir militan,
ald›¤› kararlar›n arkas›nda durmak zorundad›r. Alt›nda imzas› oldu¤u karar›
uygulamada tereddüt eden, gereken
ciddiyeti göstermeyen bir militan, di¤er pratik uygulay›c›lardan fazla bir fley
beklememelidir. Sorunun bir yan› bu
iken, di¤er yan› ise; inanmayan birinin
baflkas›n› da inand›ramayaca¤›d›r. O
halde, söyledi¤imiz her sözün arkas›nda durmak, inand›rma eyleminin bafllang›c›d›r.
Her militan fluna inanmal›d›r. Kararl› bir durufl, beraberinde inisiyatifi
ve ifli sonuna kadar götürme ›srar›n›
getirir. En zor koflullarda dahi bir ç›k›fl
yolunu bulmay› sa¤lar. Çünkü; kararl›l›k yarat›c›l›¤›, sorgulamay› içerir. Bütün bu pratik çabalar›n oldu¤u bir yer-
de devrimci at›lganl›k, canl›l›k ve de¤ifltirip dönüfltürme iradesi var demektir.
T›pk› h›zl› akan nehrin berrakl›¤› gibi.
Di¤er bir gerçeklik ise; inisiyatif ve
sorumluluk alabilme özgüveni ve cesaretidir. ‹nisiyatif gelifltirme ve sorumluluk alma özgüvenine sahip olan
her militan “yürüyen pratik faaliyetin
yaratt›¤› sorunlara” mutlaka bir çözüm
getirir. Kendi ufkunu ve prati¤ini direktiflerle s›n›rlamaz. Bilakis onlar› yarat›c› ve somut duruma uyar hale getirir. Ve sürekli kendisinden bir fleyler
katar. Ve bir fleyler katma prati¤i, her
türlü mekanik ve dogmatik tutumu
yads›r. ‹nceleme, araflt›rma ve pratik
uygulamada en ufak de¤iflimleri dahi
gözden kaç›rmaz.
Bu niteliklere sahip olmayan bir
militan›n çal›flmalarda baflar›l› olmas›
düflünülemez. Çünkü; böyle bir militan›n ufku direktiflerle s›n›rl› olur. Ve gereken yarat›c›l›k eylemine sahip olmad›¤› için de, uygulamada çok ciddi sorunlarla karfl› karfl›ya kal›r. Bundan dolay› da hep yukar›dan yard›m bekler.
Ve gereken yard›m› göremeyince de
ya sorunlar alt›nda ezilir gider ya da sürekli kendi kendini tekrarlar. Sonuç itibariyle her iki durumda da kaybeden
örgütlü mücadele ve parti olur.
İşçi-köylü 12
Göğün yarısı
4-17 Nisan 2008
SSGSS ve kad›n
Yasa, kad›n-erkek
eflfliitsizli¤ini derinleflflttiriyor!..
2 Nisan 2006 tarihinde kad›n eme¤i ve istihdam› alan›nda çal›flan bir grup
kad›n aktivist ve akademisyen taraf›ndan kurulan Kad›n Eme¤i ve ‹stihdam› Giriflimi (KE‹G) Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k Sigortas› yasa tasar›s›n›n kad›nlara nas›l bir “sosyal güvenlik” vaat etti¤ini anlatan ayr›nt›l› bir
rapor haz›rlad›. Raporun alt bafll›klar›nda GSS bir bütün olarak incelenirken
daha sonra çeflitli kad›n kesimlerine
yönelik sald›r›lara yer veriliyor. Biz bu
say›m›zda sadece ba¤›ml› k›l›nan ve d›fllanan kad›nlar bafll›¤›na yer verece¤iz.
Ancak rapor, bir bütün olarak incelenmeyi hak ediyor. Raporun bütününe
www.keig.org/Duyuru.aspx?id=34 adresinden ulaflabilirsiniz.
Emekçilerin önemli bir bölümünü
sosyal güvenlik sisteminin d›fl›na ç›kartacak olan SSGSS yasas›n›n tüm emekçi halka yönelik bir sald›r› oldu¤u gazetemizin sayfalar›nda uzun bir süredir
yer buluyor. Kad›n-erkek eflitsizli¤ini
derinlefltiren bir yap›ya sahip olan yasa
tasar›s›, kad›nlar için özel sald›r› içeren
maddelere sahip. KE‹G’in araflt›rmas›nda da yer verilen bu sald›r›lara bakacak
olursak; sosyal güvenlikten d›fllanan
gruplar›n bafl›nda kad›nlar›n geldi¤ini
görmekteyiz. Haz›rlanan raporda bu
konuda flunlar söylenmekte:
“Ev kad›nlar› ve sigortas›z çal›flan/çal›flt›r›lan kad›nlar, sosyal güvenlik
aç›s›ndan efllerine ve babalar›na (e¤er
sigortal›ysalar) ba¤›ml› k›l›nm›flt›r. Bu
uygulaman›n ard›nda yatan bak›fl aç›s›n›n iki önemli yönü vard›r. ‹lk olarak,
bu Tasar›, kad›nlar›n emek verdikleri
bak›m hizmetlerini yok saymaktad›r.
Kad›nlar, gelir getirici bir iflte çal›fls›nlar
ya da çal›flmas›nlar, sigortal› olsunlar ya
da olmas›nlar aile ve toplumun ihtiyaç
duydu¤u bak›m hizmetlerinin (evin her
türlü ifli, çocuk ve yafll› bak›m›, hasta
bak›m› gibi) hemen hemen tümünü
üstlenmifl durumdad›rlar. Oysa, bu hizmetlerin büyük ço¤unlu¤u kamunun,
patronun ve erkeklerin yapmas› gereken ama yapmad›¤› ifllerdir. Bir yandan,
bütçe yetersizlikleri ve IMF’nin flart
kofltu¤u faizd›fl› fazla hedefleri bahane
edilerek sosyal hizmetler daralt›lmakta,
di¤er yandan, küresel rekabet koflullar›
bahane edilerek patronlar›n yükümlülükleri azalt›lmaktad›r. Böylelikle, bu
kesimlerin gittikçe artan oranda yerine
getirmekten kaç›nd›klar› sorumluluklar›n›n ikamesi olan bak›m hizmetleri,
hacmi ve yo¤unlu¤u artarak kad›nlar›n
üzerine y›k›lmaktad›r. Bu durum, kad›nlar›n ev kad›n› rollerini de pekifltirmektedir. Kad›nlar ev ifllerine daha fazla emek sarf etmek zorunda kald›kça
gelir getirici ifllere yönelememektedir.
Sosyal güvenlik sistemi de kad›nlar›,
toplumsal üretime katk›da bulunan bi-
r›mda geçici (mevsimlik) iflçiler, geliri
asgari ücretin alt›nda olup gelir vergisinden muaf olan küçük üreticiler, esnaf, ev eksenli çal›flanlar ve ücretsiz aile iflçileri. ‹kinci olarak ise, kay›td›fl›
çal›flanlar, yani yasal olmayan bir çal›flma iliflkisi içinde olup, patronlar›n sigortas›n› yat›rmad›¤› kad›nlar. Hükümetlerin uzun y›llard›r s›k s›k verdikleri demeçlerde kay›td›fl› çal›flma iliflkilerini ortadan kald›rmay› vaat etti¤ini,
ama elle tutulur hiçbir somut ad›m at›lmad›¤›n› hepimiz biliyoruz. Dolay›s›yla,
ücret ve gelir elde eden bu kad›nlar da,
bireysel olarak kendi çal›flma iliflkileri
üzerinden de¤il, kocalar›n›n ve babalar›n›n vas›tas›yla sosyal güvenlikten yararlanabilecektir.
Yukar›da sözünü etti¤imiz, Tasar›’n›n birey olarak sosyal güvenlik sisteminden d›fllad›¤›, ancak koca ve babas›n›n himayesi alt›nda oldu¤u sürece baz› haklardan yararlanabilecek kad›nlar›n
toplam olarak say›s› 17-18 milyon civar›ndad›r.
Tasar›, bir lütuf gibi, bu gruplar›n, kendi
isteklerine ba¤l› olarak sosyal güvenlik
sistemine dahil olabileceklerini söylemektedir. Örne¤in, ayda
250 YTL kazanan bir
D›fllanan Kad›nlar” bölümünde de
flu sonuçlara var›lm›fl;
“Bu bölümde, yeni Yasa Tasar›s›’n›n, sigortal› kifliye ba¤›ml› olarak tan›mlad›¤› ya da sistemden d›fllad›¤› kad›nlar›n sosyal güvenlik durumunun de¤iflen boyutlar›na yönelik tespitler yap›lacakt›r. Bu grup, kad›nlar içinde say›sal
olarak en büyük orana sahiptir (25 milyon civar›nda olan 15 yafl üstü kad›n
nüfus içinde toplam 17-18 milyon kad›n). Sosyal güvenlik sisteminin ba¤›ml›
olarak tan›mlad›¤› ya da d›fllad›¤› kad›nlar farkl› gruplardan oluflmaktad›r: 1. Ev
kad›nlar›, 2. 18 yafl›n üstünde olup gelir
getiren bir iflte çal›flmayan k›z çocuklar›, 3. Ücretsiz aile iflçileri, 4. Gelir getiren bir iflte çal›flan ama sigortal› olmaktan muaf tutulan kad›nlar (örn. ev hizmetlerinde gündelikçi olarak çal›flanlar,
tar›mda geçici iflçi olarak çal›flanlar), 5.
Yasal olarak sigortal› olmalar› gerekti¤i
halde iflveren taraf›ndan sigortalar›
ödenmedi¤i için kay›td›fl› çal›flan kad›n-
Tasar›’n›n birey olarak sosyal güvenlik
sisteminden d›flflllad›¤›, ancak koca ve
babas›n›n himayesi alt›nda oldu¤u
sürece baz› haklardan yararlanabile cek kad›nlar›n toplam olarak say›s›
17-18 milyon civar›ndad›r.
reyler olarak desteklemek ve koruma
alt›na almak yerine, baba veya kocalar›na ba¤›ml›, onlar›n himayesi alt›nda varl›klar olarak görmeyi tercih etmektedir. Ayr›ca, baba ve kocalar› vas›tas›yla
sa¤lanan sosyal güvenlikleri de son derece düflük bir düzeyde tutulmaktad›r.
‹kinci olarak, bu Tasar›, ev içinde
ya da d›fl›nda ücret ve gelir karfl›l›¤› çal›flan birçok kad›n› da sosyal güvenlik
sisteminin d›fl›na itmektedir. Bu grup
da ikiye ayr›lmaktad›r. Birincisi, Tasar›’n›n yasal olarak sosyal güvenlik sisteminden muaf tuttu¤u ücret ve gelir
karfl›l›¤› çal›flanlar. Örne¤in, ev hizmetlerinde çal›flan (gündelikçi) kad›nlar, ta-
ev eksenli çal›flan›n
ayda 194 YTL prim
ödeyerek sigortal› olmas›na izin verilmektedir!! E¤er, Tasar›, ülkede çal›flma ve
gelir koflullar›ndaki eflitsizlikleri de¤erlendirerek, d›fllay›c› de¤il de kapsay›c›
olmak isteseydi, bu gruplar için istence
b›rakmadan, ödeme güçleri oran›nda,
düflük bir prim isteyebilirdi. Tasar›n›n
yapt›¤› ise, her türlü cayd›r›c›l›k mekanizmas›n› kurgulad›ktan sonra, d›fllay›c›
niteli¤ini gizleyebilmek için, iste¤e ba¤l›
sigortal›l›¤› ileri sürmesidir.”
Raporun “Ba¤›ml› K›l›nan ve
Sa¤l›kta Dönüflflü
üm Projesi
kad›n› erke¤e ba¤›ml›laflfltt›r›yor...
20-22 Mart tarihleri aras›nda Hacettepe Üniversitesi Kültür Merkezi Konferans Salonu’nda
Hacettepe Üniversitesi Kad›n Sorunlar› Araflt›rma
ve Uygulama Merkezi (HÜKSAM) ile Türk Tabipleri Birli¤i (TTB) Kad›n Hekimlik Kad›n Sa¤l›¤› Kolu iflbirli¤iyle gerçeklefltirilen “1. Kad›n Sa¤l›¤›
Kongresi” sonuç bildirgesi aç›kland›. “Türkiye’de
kad›n çal›flmalar›nda sa¤l›k nerede?”, “Kad›na yönelik fliddet neden bir sa¤l›k sorunudur?”, “Kad›n›
ne hasta eder?” bafll›klar›yla kad›n›n sorunlar›n›n
masaya yat›r›ld›¤› kongrede TTB Kad›n Hekimlik
ve Kad›n Sa¤l›¤› Kolu Baflkan› Hülya Biriken kad›nlar›n sa¤l›¤›n› bozan durumlar›n de¤iflti¤ine dikkat çekti. TTB Genel Baflkan› Gencay Gürsoy
lar, 6. Asgari ücretin alt›nda gelir kazanan kendi hesab›na çal›flanlar (tar›msal
ya da di¤er faaliyet alanlar›nda). Bu de¤iflik konumlardaki kad›nlar, sosyal güvenlik sistemi taraf›ndan ancak “efl”,
“k›z çocu¤u” ve “anne” s›fat›yla görülmektedir. E¤er bu s›fatlar›yla sigortal›
birinin akrabas› iseler sistem taraf›ndan
ba¤›ml› olarak kabul edilmektedirler.
Öte yandan, e¤er eflleri, babalar› ya
da anneleri sigortal› de¤ilse sistemden
ise ço¤u kad›n-erkek beraberli¤inde, kad›n›n kiflili¤inin ad›m ad›m silindi¤ini belirtti. Gürsoy, silinen
kad›n yaflam›yla, kad›n›n erkekle olan paylafl›m›n›n
dünyay› yoksullaflt›rd›¤›n› belirterek, “Kad›n›n kendine ait bir yaflam kurabilmesi için ne yeterli deneyim, ne de dayanma gücü deste¤i vard›r. ‹liflki içindeki egemenli¤inden belli belirli bir doyum sa¤layan erkek, kendi u¤uruna silinen kiflilikten bir süre
sonra rahats›zl›k duymaya ve onu küçümsemeye
bafllar” diye konufltu.
Sonuç bildirgesinde kad›na yönelik fliddetin
piyasaya terk edilen sa¤l›k sektörünün ilgilenmek
isteyece¤i bir alan olmad›¤› belirtilerek, birinci
basamak sa¤l›k hizmetlerinin kad›na yönelik fliddetin tespitinde kritik öneme sahip oldu¤una
vurgu yap›ld›.
fiiddetin projelere terk edilmemesi gerekti¤ine
dikkat çekilen bildirgede, kad›na yönelik fliddetle
mücadelenin süreklili¤i için kurumlar aras› iflbirli¤inin önemli oldu¤una de¤inilerek Sa¤l›k Bakanl›¤› taraf›ndan uygulamada olan Sa¤l›kta Dönüflüm
Program› elefltirildi. “Reforme edilmeye çal›fl›lan
sa¤l›k politikas›, koruyucu sa¤l›k hizmetlerini önlemeyen, sosyal hizmet a¤lar›n› geniflletmeyen, kad›n›n koca, efl, baba ba¤›ml›l›¤›n› sosyal güvenlik olarak gören, kad›n›n hizmete erifliminin önündeki engelleri önlemek yerine yenilerini ekleyen bir yap›ya
dönüflmektedir” denilen bildirgede sa¤l›k ocaklar›nda psikolog ve sosyal hizmet uzmanlar›n›n bulunmas› gerekti¤i de ifade edildi.
(Ankara)
tamamen d›fllanmaktad›rlar. Oysa,
Tablo 1’de verdi¤imiz tüm kategorilerdeki kad›nlar ev ifllerinin yan› s›ra gelir
getirici ifllerde de çal›fl›yor olabilirler.
Sosyal güvenlik sisteminin genel olarak
kad›nlar›n ve özel olarak ev kad›nlar›n›n toplum içindeki konumunu ele al›fl
biçimi, devletin kad›nlar›n toplumsal
rollerine bak›fl› ve bu bak›fl›n süreklili¤ini ç›plak bir biçimde yans›tmaktad›r.
Geçmiflten günümüze uzanan bu kemikleflmifl bak›fl aç›s›, gelir getirsin veya
getirmesin kad›nlar›n yapt›klar› ço¤u
ifli, hizmeti veya faaliyeti yok saymaktad›r. Dolay›s›yla da, bu hizmetleri veren
kad›nlar› sosyal güvenlik sistemi içinde
ba¤›ms›z birey olarak kabul etmemektedir. Örne¤in, tar›msal üretimin
önemli bir bölümü ücretsiz aile iflçisi
kad›nlar taraf›ndan gerçeklefltirilir. Bu
emek türü sosyal güvenlik aç›s›ndan
yok say›lmas›na ra¤men, resmi istatistiklerde iflgücüne dahil edilir. Dolay›s›yla, resmi istatistiklerde iflgücü tan›m›
içinde yer alan kad›nlar, sosyal güvenlik
sistemi taraf›ndan sosyal korumaya de¤er bir iflgücünü teflkil etmezler.
Sonuç olarak, ülkemizde ancak
çok s›n›rl› say›da kad›n (Mart 2007
tarihi itibariyle 3.002.741 kad›n)
sosyal güvenlik sisteminin öznesi (aktif
sigortal›) olarak yer alabilmekte, geri
kalan kad›nlar sosyal güvenlik sistemine
eflleri, babalar› veya (çok s›n›rl› say›da)
anneleri vas›tas›yla, yani büyük ço¤unlukla ailenin erkek fertlerinin himayesinde varl›klar (ba¤›ml›-pasif sigortal›lar) olarak dahil edilmektedir. Bu tür
bir himayeci iliflki içinde, kad›nlar›n konumu sadece ba¤›ml› oldu¤u sigortal›n›n hayatta olmas› veya ölmesi durumunda de¤iflmektedir.
‹lk olarak, kad›nlar, ba¤›ml› k›l›nd›klar› sigortal› hayatta iken, sigortal›n›n bakmakla yükümlü oldu¤u kifli s›fat›yla düzenlemelere tabidir. Bu kapsamdaki kad›nlar, sadece hastal›k ve
çok s›n›rl› olarak da anal›k sigortas›ndan yararlanabilmekte, birey ve yurttafl olarak karfl›laflabilecekleri yafll›l›k,
malûllük gibi ihtiyaç durumlar›nda sosyal sigortan›n güvencesi alt›nda de¤illerdir. ‹kinci durumu oluflturan sigortal›n›n ölümü halinde ise birden tan›m
de¤iflmekte ve ev kad›nlar› hak sahibi
sigortal› s›fat›n› kazanmaktad›r. Bu
çerçevede, kendilerine ba¤›ml› olduklar› sigortal›n›n ölüm tarihindeki durumuna uygun olarak gelir veya ayl›k
ba¤lanmakta, hastal›k ve çok s›n›rl›
olarak da anal›k sigortas›ndan yararlanmaya devam etmektedirler.
80 kad›n örgütü
Tasar›ya karflfl››
bildiri yay›mlad›
Sosyal Sigortalar ve Genel
Sa¤l›k Sigortas› (SSGSS) Yasa
Tasar›s›’n›n kad›nlarla erkekler aras›ndaki eflitsizlikleri derinlefltirdi¤ini
belirten 80 kad›n örgütü ortak bir bildiri yay›mlayarak, tasar›n›n tümüyle
geri çekilmesini ve Türkiye’de kad›nlar›n da bir sosyal taraf olarak dikkate
al›narak yasa tasar›s›n›n yeniden yaz›l›m›nda komisyona ça¤›r›lmas›n› talep
ettiler.80 kad›n kuruluflunun imzas›n›
tafl›yan bildiride flöyle denildi:
“fiimdiye dek var olan, SSK,
Emekli Sand›¤› ve Ba¤-Kur gibi tüm
sosyal sigorta sistemleri kad›nlara
karfl› ay›r›mc› ve eflitsiz sistemlerdir;
bütün bu sistemleri tek bir çat› alt›nda toplayan yeni SSGSS yasa tasar›s›
ise, hem kad›n-erkek herkesin kazan›lm›fl haklar›n› ellerinden almakta,
hem de kad›nlarla erkekler aras›ndaki
eflitsizlikleri derinlefltirmektedir.”
Yorumsuz...
✔ Diyarbak›r’›n Bismil ‹lçesi’nde, 5 ay önce komflular›n›n 13
yafl›ndaki k›z› Aycan Baran’› 94 b›çak
darbesiyle hunharca öldüren S.Ç. ile
sevgilisi Gökhan Ayd›n hakk›nda müebbet hapis istemiyle dava aç›ld›.
✔
Bafll›k paras› devri hâlâ bitmedi. K›zlar 3-60 bin YTL aras› sat›l›yor. 16 yafl›ndaki k›zlar evde kalm›fl
say›l›yor. H.T., 10 yafl›nda ama her
y›l fianl›urfa’dan Adana’ya tarlalarda
çal›flmak için gidiyor. Amac› ailesine
yard›m de¤il, bafll›k paras› toplamak.
fiimdiden 10 bin YTL toplayan H.T.,
“Evlilik ça¤›ma 2-3 y›l kald›. Biraz daha para biriktirdikten sonra evlenece¤im. Bizim oralarda 13-14 yafllar›nda evlenmek âdetten” dedi.
✔
Dokuz ayl›k çocu¤unun babas›n› kalbinden b›çaklayarak öldüren Gülçin G.’ye verilen müebbet
hapis cezas›, olay gecesi basit t›bbi
müdahale ile giderilemeyecek derecede dayak yedi¤i için 12.5 y›la indirildi.
Kad›nlar›n mücadele tarihinden…
Fransa’da emekçi kad›nlar devrime
aktif bir flekilde kat›lm›fl, özellikle çamafl›rc›l›k yapanlar, bal›kç›lar›n eflleri, temizlikçi kad›nlar vb. ayaklanman›n neredeyse fitili olmufllard›r.
Frans›z devriminden 82 y›l sonra Paris’te yine kad›nlar, komünarlar›n içinde
önemli roller üstlendiler. Paris Komünü’nde (11 Nisan 1871’de) “Kad›nlar
Birli¤i’ni” kurdular. Amaçlar›n› da “varolan sosyal ve siyasal yap›n›n ortadan kald›r›lmas›, tüm sömürü biçimlerinin ve ayr›cal›klar›n yok edilmesi,
sermayenin iktidar›n›n yerine eme¤in
iktidar›n›n kurulmas›” olarak tan›mlad›lar. Kad›nlar, gündelik yaflam›n örgütlenmesinde aktif rol ald›klar› gibi, barikatlarda da difle difl savaflt›lar.
Paris Komünü’nün yenilmesinin ard›ndan 956’s› iflçi olmak üzere 1.051 kad›n savafl konseyinin önüne ç›kar›ld›. Bu
kad›nlardan biri olan Louise Michel’in
son sözleri kad›nlar›n fedakarl›¤›n›n ve
direniflçili¤inin bir örne¤idir: “Bana komün’ün suç orta¤› olup olmad›¤›m
sorulmufltu. Kesinlikle evet. Dahas›,
Komün’ün kurucular›ndan biri olmakla onurland›r›ld›m... Özgürlük
için çarpan bir kalbi küçük bir kurflun
darbesinden baflka bir fley durduramaz... Ben de hakk›ma düfleni istiyorum. E¤er beni sa¤ b›rak›rsan›z intikam 盤l›¤›m asla kesilmeyecek.”
Louise Michel Komün’ün ard›ndan tutsak edildi¤i hapishanede flu dizeleri yazm›flt›:
fiimdi suskun olan y›¤›nlar
Okyanus gibi gürledi¤inde;
Y›¤›nlar ölmeye haz›r
oldu¤unda
Komün tekrar ayaklanacak.
Say›lamayacak bir kalabal›k
olarak gelece¤iz
Bütün yollardan gelece¤iz
Ve karanl›klardan s›yr›lan intikamc› hayaletler gibi gelirken
Yumruklar›m›z› s›kaca¤›z
Bayra¤› ölüm tafl›yacak
Al kanlara boyanm›fl kara
bayra¤›
Ve alev alev gö¤ün alt›nda
Özgürleflen toprak
Mor çiçekler açacak
İşçi-köylü 13
4-17 Nisan 2008
Dünya
Hindistan
Tibet’te neler yaflan›yor?
Avrupa’da
Newroz atefli
Frankfurt
20 Mart’ta saat 18:00’de Frankfurt Alte
Oper’in önünde bafllayan etkinli¤e Frankfurt
Devrimci Platformu ortak pankartla kat›ld›.
Pankartta “Biji Newroz-Yaflas›n NewrozLang Lebe Newroz” yaz›l›yd›. AT‹K, ILPS ve
YDG-Avrupa da bayraklar› ile miting alan›ndayd›.
Yürüyüfle geçildi¤inde s›kça “Biji Newroz”, “Vur gerilla vur-Kürdistan’› kur”, “Newroz k›z›ld›r, k›z›l kalacak”, “Yaflas›n enternasyonal dayan›flma” vb. sloganlar at›ld› ve meflaleler yak›ld›. Alana gelindi¤inde hep bir a¤›zdan “Yaflas›n Newroz-Biji Newroz” slogan›
at›ld›. Alanda bir süre halay çekildikten sonra
ulusal kurtulufl mücadelesinde flehit düflenler
için bir dakikal›k sayg› duruflu yap›ld›. Ard›ndan
YEK KOM ad›na ç›kart›lan bildirinin Almancas›
okundu ve DEKÖP-A’n›n aç›klamas› bir platform temsilcisi taraf›ndan okundu. Yürüyüfl halaylarla ve alk›fllarla sona erdi.
Hamburg
Tibet’te son dönemde yaflananlar tüm dünyada
ilgiyle izlenmekte. Sorun sadece Tibet s›n›rlar› içinde kalmay›p, Nepal vd. bölge ülkelerinde de, buralarda gerçeklefltirilen eylemlerle gündemlefltirilmektedir.
Budist rahiplerin Tibet’in baflkenti Lhasa’da
yapt›klar› eylemlere Çin Birlikleri azg›nca sald›rd›
ve Çin kaynaklar› bile çok say›da ölü oldu¤unu bildirdi.
Bat›l› emperyalistler ise ayn› günlerde olaylar›
“k›nayan” aç›klamalar yapt›lar. Sürgündeki ruhani
önder Dalai Lama da yaflananlardan “derinden
etkilendi¤ini” duyurdu.
Olaylar›n bafllang›c›nda Drepung-Manast›r›’nda
bulunan 500 civar›nda rahip (keflifl) Lhasa’da sokaklara döküldüler. Çok say›da rahip bu ilk sald›r›larda
yaflam›n› yitirdi yine ço¤u da tutukland›. Pekin devam eden eylemleri bast›rmak için binlerce “güvenlik” görevlisini harekete geçirdi.
Bu y›l Çin’de yap›lacak olan olimpiyatlar›n hemen öncesine denk gelen ve olimpiyatlar› olumsuz
etkileyece¤i düflünülen bu ayaklanmalar, emperyalist Çin’de giderek büyüyen sosyal-siyasal çeliflkilerin ve bu ba¤lant›da da az›nl›klar üzerindeki bask›lar›n d›fla vurumudur gerçekte.
Çin devrimi
Tibet halk›n› gelifltirdi
Ayaklanmalar›n ç›k›fl nedeni, benzer gerici güçlerin bundan 49 y›l önce Çin Halk Cumhuriyeti’ne
karfl› gerçeklefltirdikleri ayaklanman›n y›l dönümüdür. O dönem meydana gelen ayaklanma ise, Tibet’in Çin taraf›ndan iflgal edildi¤i gerekçesine dayand›r›lmaktayd›. Oysa 1949 y›l›na, yani devrime
kadar hiç kimse Tibet’in Çin’in bir parças› oldu¤u
Saat 17.00’de Hamburg-Altona flehir merkezinde davullar ve halaylar eflli¤inde bafllayan
yürüyüfl sonunda, Sternschanze’de Newroz
atefli yak›larak halaylar çekildi.
Coflkulu bir flekilde geçen yürüyüflü yer yer
faflistler tahrik etmeye çal›flt›. Provokasyona
gelmeyen kitle bu giriflimlere “Kürdistan faflizme mezar olacak”, “Biji Newroz”, “Biji
Kürdistan”, “Yaflas›n enternasyonal dayan›flma” sloganlar›yla karfl›l›k verdi.
Kürdistan Halkevi’nin düzenlemifl oldu¤u
yürüyüfle; Hamburg AT‹F ve Bir Kar taraftarlar› da kat›l›m sa¤lad›. Yürüyüfl esnas›nda
AT‹K’in bildirileri ve TKP/ML-YDK imzal› bildiriler de yo¤un bir flekilde da¤›t›ld›.
Strasburg
Fransa’n›n Strasbourg kentinde 20 Mart akflam› düzenlenen Newroz etkinli¤i her y›l oldu¤u gibi bir meflaleli yürüyüfl ve mitingle gerçeklefltirildi. Strasburg Kürt Evi’nin düzenledi¤i bu
etkinli¤e bölgede bulunan Tohum Gençlik
Evi, Fransa Demokratik Haklar Federasyonu
ve Yaflanacak Dünya gazetesi yerel alanda
oluflturduklar› DEKÖP-Strasbourg olarak
kat›ld›lar. AT‹K ve ILPS’in yan› s›ra ‹brahim
Kaypakkaya’n›n resminin bas›l› oldu¤u orak-çekiçli bayraklar›n dalgaland›¤› etkinlik çekilen halaylarla devam etti. Strasbourg Kürt Evi baflkan›, Kürt Halk›n›n Dostlar› Baflkan› ve DEKÖP-S ad›na birer konuflma yap›ld›. Atefl etraf›nda çekilen halaylar ve at›lan sloganlar›n ard›ndan etkinlik sona erdi.
Feodal toplumun kal›nt›s›
Dalai Lama
Ancak bugün Dalai Lama’n›n ruhani önderli¤indeki Budist rahiplerin ayaklanmas›n›n özü, ilerici
olarak görülemez. Romantik bir tan›mlamayla “özgürlük savaflç›lar›” olarak adland›r›lan ayaklanmac› Budist rahipler gerici-köleci s›n›f›n temsilcilerinden öte de¤iller. Önderleri Lama’ya gelince,
kendisinin eski SS üyesi Heinrich Harrer taraf›ndan
e¤itildi¤i bilinmekte.
Geliflmeler BPKD’nin de¤il,
modern revizyonizmin
sonucudur
Çin’de gerek uzunca zamand›r az›nl›klar›n zorla bask› alt›na al›nmas›na, gerekse 1989’da Tianmen’de yaflananlara gelecek olursak; bunlar, Mao’nun ölümünden sonra girilen modern revizyonizm
güzergâh›n›n ya da bir di¤er deyimle kapitalizmin
restorasyonunun sonucundan baflka bir fley de¤ildir.
Çünkü Mao’nun ölümünden sonra iktidar› ele
geçiren, bafl›n› Deng Xiao-ping’in çekti¤i modern
revizyonistler, Tibet’te 80’lerin bafl›ndan itibaren
modern revizyonist politikalar› hayata geçirerek,
sosyal emperyalizmin ç›karlar›na hizmet ettiler. Bu
tarihlerden itibaren, Tibet kültürü üzerinde de yo¤un bask›lar uygulanmaya baflland›.
Tibet’te yaflananlar bu süreçte bat›l› emperyalist güçlerce, Mao taraf›ndan bafllat›lan BPKD’nin
ürünü olarak sunulmaya çal›fl›lmaktad›r. Oysa yukar›da da koydu¤umuz gibi, son geliflmeler tamamen
modern revizyonizmin ve bunun sonucunda Çin’in
giderek büyüyen emperyalist bir güç olmas›n›n yaratt›¤› derin siyasal ve sosyal çeliflkilerin ürünüdür.
Grevdeki 50 çelik iflçisi gözalt›na al›nd›
Venezüela’daki Birleflik Çelik ‹flçileri Birli¤i SUTISS (United Steel Workers Union),
120 Ulusal Muhaf›z memuru ve 60 polis hakk›nda
suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunun nedeni ise, Arjantin menfleili Sidor Çelik Fabrikas›’nda, ücret art›fl› talebiyle greve giden iflçilere
sald›rmalar› ve çok say›da iflçiyi yaralayarak gözalt›na almalar›.
Sidor Çelik fabrikas› iflçileri grev nedeniyle,
Venezüela’n›n güney do¤usundaki Bolivar Eyaleti’nde bulunan Cuidad Guayana kentinin ana
caddelerini bloke ederek, trafi¤e kapatm›fllard›.
Ulusal muhaf›zlar ve polis ise, 12 bin iflçinin kat›ld›¤› eyleme plastik mermi ve gaz bombalar› ile sald›rm›flt›.
Sald›r›da 50’den fazla iflçi gözalt›na al›n›rken,
çok say›da iflçi ve de SUTISS baflkan› José Rodríguez a¤›r yaralanarak, hastaneye kald›r›ld›. Yaral›lar hastanede polis gözetiminde tedavi alt›na al›n›rken, polis sendika yöneticilerinin ve Sidor iflçilerinin tutuklanmas›n› talep etti.
Cuidad Guayana valisi Rangel Gomez ise yapt›¤› aç›klamada, iflçilerin eylemlerinin yasa d›fl› oldu¤unu belirterek, güvenlik güçlerine eylemi engelleme emri verildi¤ini söyledi.
Sald›r›n›n ard›ndan bir aç›klama yapan SUT‹SS
Sendikas›, Sidor iflçilerinin eylemine karfl› gerçekleflen sald›r›n›n, bürokrasinin nas›l bir tutum içine
Evrensel Bak›fl
Yang›n körükleniyor
ABD emperyalizminin, “kitle imha silahlar› üretti¤i” vb. gerekçelerin ard›na s›¤›narak, müttefikleri ile
birlikte gerçeklefltirdi¤i Irak iflgalinin
üzerinden tam befl y›l geçti.
ABD ve müttefikleri bu süre içinde Irak’›n neredeyse tüm kentlerini
yerle bir ettiler, milyonlarca Irakl›y›
ya iflkenceden geçirdiler ya da yerlerinden sürgün ettiler. En önemlisi de
say›lar› 1,5 milyonu bulan Irakl›y› katlettiler. Irak halk› bugün eskisinden
daha yoksul ve iflgal güçlerinin iddia
etti¤i gibi, “demokrasi” ve “özgürlük”
koflullar›nda yaflam›yorlar, aksine iflgalcilerin boyunduru¤u alt›nda yaflamaya zorlanmaktalar.
‹flgalin bafl›ndan beri süren direnifli bitirmek için say›s›z strateji gelifltiren emperyalistlerin bu stratejileri ise
her defas›nda dönüp kendilerini vurmaya devam ediyor. ABD askeri uz-
noktas›nda kuflku duymuyor, böyle bir fley
gündeme bile getirilmiyordu. Tibet’teki ulusal hükümetin 1949 y›l›nda düflürülmesinden sonra ABD taraf›ndan Tibet’in “ayr› bir
ülke” oldu¤u fikri ifllenmeye baflland›. Hatta
ayn› dönemde, ayr›l›k fikrini güçlendirme
amaçl›, Tibet’i BM’ye alma gibi giriflimler
gündeme geldi. Dalai Lama’n›n Tibet’i terk
etmesi ve sürgüne gitmesi ile birlikte yine
ABD emperyalizmi taraf›ndan Tibet’in Çin
taraf›ndan iflgal edildi¤i iddias› gündemlefltirildi.
Merkezi Çin hükümeti 1951 y›l›nda Tibet hükümetiyle 17 maddelik bir anlaflma yapt› ve bu anlaflma Mao önderli¤indeki sosyalist Çin’in uluslar
sorununa iliflkin bir örnek teflkil etti. Bu anlaflmayla birlikte, o dönem Tibet’te hakim olan zorunlu
çal›flma iki y›l içinde tamamen ortadan kald›r›ld›,
yoksul köylüler kendi ürünlerini ekme ve kendileri
ad›na hayvanc›l›k yapma olana¤›na kavufltular. Ayn›
zamanda, e¤itim manast›rlar›n egemenli¤inden ç›kar›ld›. Böylece “dünyan›n çat›s›ndaki” halk y›¤›nlar› o zamana kadar yaflamad›klar› bir demokrasiye
ve özgürlü¤e kavufltular, önemli bir ilerleme kaydettiler.
manlar›, çoktan kaybedilmifl olan bu
iflgal savafl›n›n kazan›lmas›n›n mümkün olmad›¤›n› aç›kl›yorlar bir biri ard›na. ‹flgalin ayda yaklafl›k 1.5 milyar›
bulan maliyeti ise, aylard›r süren ekonomik krizin temel nedenlerinden biri olmay› sürdürüyor.
‹flgal politikas› ayn› zamanda ABD
emperyalizminin prestijini tüm zamanlar›n en alt düzeyine indirdi. Afganistan iflgalinin hemen ard›ndan gündeme getirilen Irak iflgali öncesi, 15
fiubat 2003’de tüm dünya genelinde
yayg›n protestolar gerçekleflmifl ve
milyonlarca insan emperyalistlerin iflgal politikalar›na karfl› sokaklara dökülmüfltü.
Dünya halklar›n›n, ABD emperyalizmini, iflgallerin ve halklara dönük
çok yönlü sald›r›lar›n bafl mimar› olarak gören eylemlilikleri, gelinen befl
y›l içinde sürdü. Dahas› bu süreçte, ifl-
girebilece¤inin göstergesi oldu¤unu söyledi. Gözalt›na al›nan iflçiler, avukatlar›n ve sendika yöneticilerinin giriflimleri ve kamuoyunda oluflan tepkiler sonucu, ertesi gün serbest b›rak›l›rken, ücret
art›fl›n› kabul etmeyen Sidor yetkilileri, grevi k›rmaya dönük oldu¤u çok aç›k olan bir aç›klamayla,
fabrikan›n greve ra¤men % 40 oran›nda üretime
devam etti¤ini ve grevdeki iflçilerin büyük bölümünün grevi b›rakarak, ifl bafl› yapt›¤›n› iddia ettiler. Ancak bu iddia sendika taraf›ndan yalanland›
ve greve kat›l›m›n tam olarak devam etti¤i ve talepleri kabul edilene kadar sürece¤i aç›kland›.
Uluslararas› Politik Tutsaklar Günü’nde* miting
“18 Mart 2008 – Bütün politik tutsaklara
özgürlük” slogan› alt›nda planlanan eylemlik
dizisi Hamburg Altona flehir merkezinde yap›lan bir mitingle devam etti. Miting saat
17.00’de bafllayarak, saat 19.00’da sona erdi.
Mitingi Emperyalist Sald›rganl›¤a Karfl›
Platform ve Karawane ortak düzenlediler.
Mitinge ‹ranl›, Türkiyeli, fiilili, Kolombiyal›, Perulu ve Alman devrimciler kat›ld›. Mitingde konuflma yapan kurum temsilcileri, de¤iflik ülkelerdeki geliflmelere ve politik tutsaklar›n durumlar›na de¤indiler. AT‹F ad›na
yap›lan konuflmada; Almanya’da son süreçte
paragraf 129 A ve B çerçevesinde kiflilere,
demokratik kurum ve kurulufllara yönelik yap›lan bask›(n)lar öne ç›kar›ld›. Mitingde s›k s›k
“Bütün politik tutsaklara özgürlük” ve “Yaflas›n enternasyonal dayan›flma” sloganlar› at›l-
gal politikalar› ve bu politikalar›n getirdi¤i sosyal y›k›m sald›r›lar› karfl›s›nda giderek yoksullaflan, iflgallerin faturas› ödetilmeye çal›fl›lan ABD halk›nda da iflgal karfl›tl›¤› üst düzeylere ç›kt›. ‹flte ABD emperyalizminin prestijini yerle bir eden de esas olarak, halklar›n iflgal vd. sald›rganl›k politikalar›
karfl›tl›¤›ndaki bu buluflmas› oldu.
Ne tesadüftür ki, iflgalin y›ldönümüne gelen günlerde, ABD Baflkan
Yard›mc›s› ve de iflgalin önde gelen
mimarlar›ndan, silah tekellerinin temsilcisi Dick Cheney de Ortado¤u turuna ç›k›yor ve ilk dura¤› ise Irak oluyordu. Cheney, sözde “yüksek petrol fiyatlar› konusundaki endifleleri dile getirmek, ‹srail-Filistin bar›fl çabalar› sürecinin ilerlemesi yönünde bask›
yapmak ve Irak’a destek aray›fllar›”
gerekçesiyle Ortado¤u turuna ç›km›flt›. Ve bu tur kapsam›nda “do¤al”
olarak, Umman, Suudi Arabistan, ‹srail, Filistin ve Türkiye gibi, emperyalist politikalar›n bölgedeki sad›k uflaklar›na- destekçilerine ve tetikçilerine
de “u¤rad›”.
Emperyalizmin tüm temsilcileri gibi, asl›nda Cheney’in de Ortado-
Hindistan’da Halk Savafl› veren
Maoist güçlerle polis aras›nda ç›kan
çat›flmada 14 gerillan›n katledildi¤i
bildirildi. Polis yetkilileri taraf›ndan
yap›lan aç›klamada, çat›flman›n
Chhattisgarh eyaletinin ormanl›k kesiminde meydana geldi¤i iddia edilirken, gerilla kaynaklar› henüz resmi
bir aç›klama yapmad›lar. Di¤er taraftan, Hindistan’›n kuzeydo¤usunda 3
ayr› sald›r›da 11 iflçinin öldürüldü¤ü
belirtilirken, sald›r›n›n kimler taraf›ndan gerçeklefltirildi¤i konusunda bir
aç›klama yap›lmad›. Ancak benzer
provokatif-kontra sald›r›lar, bölgede
çok s›k olarak gerçekleflmekte ve ard›nda ise, faflist Hindistan devletinin
polis-asker ve paramiliter güçleri oldu¤u bilinmekte.
Almanya
Hizmet sektörü sendikas› Verdi
taraf›ndan yap›lan aç›klamaya göre,
Almanya’n›n 13 eyaletinde, 10 binin
zerinde perakende sat›fl çal›flan› 18
Mart tarihinde ifl b›rakt›. Grevin en
yo¤un hayata geçirildi¤i yerler ise,
parfümeriler, al›flverifl merkezleri ve
süpermarketler oldu. Verdi sendikas› çal›flanlar için her eyalete göre
de¤iflen miktarlarda ( % 4.5-6.5) ücret zamm› ve fazla mesai ücreti talep etmekte.
‹ngiltere
‹flçi bulma kurumu, emeklilik
kurumu ve sosyal kurumlarda çal›flan yaklafl›k 80 bin emekçi 18 ve 19
Mart tarihlerinde, iki günlük greve
gittiler. Grev yeni ücrte tarifesini
protesto etmek için gerçeklefltirildi. Sendikalar taraf›ndan yap›lan
aç›klamaya göre, yeni tarifeyle birlikte çal›flanlar›n bir k›sm› y›lda en
fazla % 1 ücret art›fl› alabilecekler.
‹ran
‹ran’daki Haft Tapeh fieker Fabrikas›’nda çal›flan 2500 iflçi 17
Mart’ta greve ç›kt›lar. Grevci iflçiler
fabrikan›n idare binas› önünde bir
protesto eylemi gerçeklefltirerek,
ödenmeyen ücretlerini ve ikramiyelerini talep ettiler. ‹flçiler, talepleri kabul edilinceye kadar grevlerini
sürdüreceklerini aç›klad›lar.
Meksika
d›.
*1922 y›l›na kadar “Paris Komünü Günü” olarak an›lan 18 Mart 1922 y›l›nda Komünist Enternasyonal taraf›ndan IV. Dünya
Kongresi’nde bu gün “Uluslararas› Politik
Tutsaklar Günü” olarak ilan edilmiflti. Ve o
günden bu yana 18 Mart dünya genelinde politik tutsaklar günü olarak an›lmaktad›r.
¤u’daki yang›n› körüklemeye gitti¤i bu
turun sekizinci gününde bir kez daha
net bir biçimde d›fla vurdu. Cheney,
“Hamas’›n roket sald›r›lar›na karfl› ‹srail’in kendini savunma hakk› vard›r.
ABD, hiçbir zaman ‹srail’in güvenli¤ini
tehlikeye düflürecek ad›mlar için bask› yapmayacakt›r” diyerek, ‹srail’in
tehdit alt›nda oldu¤u gerekçesiyle, Siyonistlerin Filistin halk›na dönük katliamlar›na bir kez daha arka ç›k›yor,
sürmesine yeflil ›fl›k yak›yordu. Ancak
bir yandan da Gazze, Lübnan, ‹ran ve
Suriye’ye iliflkin durumun giderek kötüleflti¤ini söyleyerek, “ifllerin” asl›nda
hiç de iyi gitmedi¤ini itiraf ediyordu.
Cheney’in Türkiye’yi de kapsayan
gezisinin, ana temas›n›n ‹ran ve bu
ba¤lamda füze kalkanlar› projesi
oldu¤u da bilinmekte.
ABD emperyalizminin ‹ran planlar›n›, bu planlar› destekleyen tek ülke
olan ‹srail üzerinden hayata geçirme
çabas› içinde oldu¤u da ayan beyan
ortada. ‹srail Baflbakan› Olmert’in
Cheney ile görüfltükten sonra ‹ran’›
hedef alan aç›klamalara a¤›rl›k vermesi ise, ‹ran ve füze kalkanlar› noktas›ndaki çabalar›n h›z kazand›¤›n› göster-
mekte.
Türkiye’yi de içine alan baz› ülkelerde füze kalkan› kurulmas›na, böylelikle de baflta ‹ran olmak üzere, bölge
ülkelerine dönük yeni iflgal sald›r›lar›na zemin haz›rlamaya dönük bu gezi,
ayn› zamanda da iflgal alt›ndaki bölgelerdeki, muharip güçleri, yani s›cak savafl›n içindeki iflgalci asker gücünü art›rmaya dönük gerçekleflmifltir. Asker
gönderilmesi istenen iflgal bölgesi ise,
emperyalistlerin t›pk› Irak iflgali gibi
bata¤a sapland›¤› Afganistan.
Türkiye egemen s›n›flar›n›n ve
temsilcilerinin ise, ABD ile yapt›klar›
s›n›r ötesi vd. anlaflmalar kapsam›nda,
füze kalkan› ve Afganistan’a asker
gönderme noktas›nda taahhütte bulunduklar› uzunca zamand›r, tahminden de öte, kesin gibiydi. Ve bu taahhüt Cheney’in ziyaretiyle birlikte,
hem faflist TSK’nin hem de hükümet
yetkililerinin aç›klamalar›na da yans›d›.
Türkiye ile yap›lan görüflmelerin
bir di¤er a¤›rl›k noktas›n› da, di¤er
Ortado¤u ülkelerinde oldu¤u gibi,
‹ran meselesi oluflturdu. Türkiye egemen s›n›flar› bu konu özgülünde de
uflakl›¤›n s›n›rlar›n› zorlayan aç›klama-
Meksika’n›n baflkenti MeksikoCity’de biraraya gelen on binlerce
kifli, bir eylem gerçeklefltirerek,
devlete ait Pemex petrol iflletmesinin özellefltirilmesine dönük planlar› protesto ettiler. Petrol iflletmesi,
‹ngiliz-ABD tam ba¤›ml›l›¤›ndan ç›k›ld›¤› 1938 y›l›ndan bu yana devlet
denetiminde. Protestocular flirketin tekrar emperyalist tekellerin
tam hakimiyetine geçmesini engellemek istediklerini söylemekteler.
lar yaparak, komflu halklara dönük
yeni iflgallere-katliamlara, bugüne kadar oldu¤u gibi, bundan böyle de ortak olmay› sürdüreceklerini saklama
gere¤i bile duymad›lar. Bu geliflmelerin tümü bölgedeki yang›n›n körüklendi¤ine dair hiçbir kuflkuya yer b›rakm›yor.
Emperyalistlerin temsilcileri, yapt›klar› birebir görüflmelerle, uflaklar›n›, kuklalar›n› ve bölgedeki her türden uzant›lar›n›, bir kez daha hizaya
sokmak, bölge halklar›n›, büyütmeye
çal›flt›klar› yang›n›n içine hapsetmek
istiyorlar. Emperyalizmin uzant›lar›
ise bu ziyaretlerde efendilerinin karfl›s›nda yine dizlerinin üzerine çökerek,
sadakatlerini ispatlamak için, birbirleriyle yar›flmaya devam etmekteler.
Yar›fl etmekte pek de haks›z say›lmazlar. Çünkü onlar›n her diz çöküflü, halklar›n ayaklar›n›n üzerine daha
fazla dikilmesini getirmektedir. Zaten
emperyalistleri ve uflaklar›n› korkutan
ve de yeni sald›r› planlar› yapt›ran da,
körükledikleri atefle kendilerini hapsedecek ve sonlar›n› getirecek olan
da bu aya¤a dikiliflten duyulan korkudur!
İşçi-köylü 14
Kültür-sanat
4-17 Nisan 2008
Bir görüntü sanat› olarak; S‹NEMA
Birçok tan›m›n›n yan› s›ra basit anlam›yla
sanat; duygu ve düflüncelerin, yarat›c›l›¤›n da
yard›m› ile göstergeler yoluyla ifade edilmesidir.
Sinema ise “görüntü sanat›d›r”. Ayn›
zamanda kendinden önceki bütün sanat dallar›ndan beslenen, resimden, müzikten, tiyatrodan, edebiyattan, mimariden yararlanan, ama
ayn› zamanda bunlar›n tümünden ayr›, kendine özgü ilkeleri ve teknikleri olan bir sanat
dal›d›r sinema.
‹lk ortaya ç›kt›¤›nda teknolojik bir bulufl olan sinema, daha sonralar› kendine özgü
tekniklerin gelifltirilmesi ve konulu filmlerin
çekilmeye bafllamas›yla bir sanat dal› haline
dönüflmüfltür.
Sineman›n do¤uflu
Beynin yaratt›¤› görsel hareket yan›lsamas› foto¤raf›n bulunmas›ndan daha önce de biliniyordu. 1824’te ‹ngiliz fizikçi Peter Mark
Roget’›n yay›mlad›¤› “The Persistence of
Vision With Regard To Moving Objects” ‘Hareketli Cisimlere ‹liflkin Olarak
Görüntünün Süreklili¤i’ adl› kuramsal çal›flma,
birçok mucidin ilgisini çekti. Her sayfas›na resim çizilmifl bir kitab›n sayfalar› h›zla çevrildi¤inde görüntülerin kesintisiz bir biçimde hareket ediyormufl gibi görünmesi ve buna benzer birçok basit deney, Roget’›n kuram›n›
do¤ruluyordu. Çeflitli ülkelerden birçok mucit bu kuramdan hareketle birbirine yak›n zamanlarda benzer ayg›tlar gelifltirmiflti. Bu bak›mdan sinema kameras› ve projeksiyon makinesi gibi ayg›tlar›n ilk önce nerede ve nas›l
ortaya ç›kt›¤›n› kesin olarak söylemek güçtür.
1882’de Frans›z fizyolog Etienne- Jules Marey
kufllar›n uçuflunu saptamak amac›yla saniyede
12 foto¤raf çekebilen “foto¤raf tüfe¤i” ad›n›
verdi¤i bir ayg›t gelifltirdi. 1887’de ABD’li
Hannibal Goadwin foto¤raf çekiminde ilk kez
selüloit film kulland›. Ard›ndan New York’ta
George Eastman makaraya sar›l› selüloit film
üretimine bafllad›. 1888’de Thomas Alva Edison, üzerine ses kaydedilen mum silindirli fonograf’›, daha sonra da ses ve görüntüyü birlefltirmek amac›yla yard›mc›s› William Dickson’la birlikte kameran›n ilk biçimi say›lan K‹NETOSKOP ad›n› verdi¤i bir gösterim ayg›t›yla 15 metrelik bir film fleridinin üzerindeki
görüntüleri kesintisiz olarak art arda yans›tmay› baflard›. Ne var ki, bu ayg›t gözlerini iki
deli¤e dayayan tek bir izleyici taraf›ndan kullan›labiliyordu. Kinetoskopla filmin üzerindeki görüntüler art arda izlenebilmekle birlikte, hareketler kesintiliydi. Bunun nedeni her
görüntü karesinin yeterince uzun bir süre
›fl›kland›r›lamamas›yd›. Paris’te kinetoskopu
gören Frans›z Lovis (1862- 1948) ve Auguste Lumiere (1862- 1954) kardefller
gelifltirdikleri sinematograf adl› ayg›tla ilk kez
hareketli görüntü elde ettiler. Bu olay sineman›n do¤uflunu müjdeleyen en önemli geliflmeydi. Sinematograf elle çal›flt›r›labiliyor
ve yaklafl›k 10 kilograml›k a¤›rl›¤› sayesinde
istenen yere tafl›nabiliyordu. Filmin düzenli
ve kesikli ilerleyiflini sa¤layan ve bugün de
hala kullan›lmakta olan t›rnakl› bir düzene¤i
vard›r. Lumiere kardefller halka aç›k ilk film
gösterimlerini 1895’te Paris’te Capucines
Bulvar›’ndaki Grand Cafe’de gerçeklefltirdiler. Sinematograf hem film çeken, hem de
gösteren bir ayg›t oldu¤u için ancak 15 metrelik film fleridi alabiliyordu. Bu yüzden ilk
filmleri oldukça k›sayd›. Filmler, iskambil oynayanlar, bir demircinin çal›flmas›, askerlerin
yürüyüflü ya da bir bebe¤in beslenmesi gibi
günlük yaflamdan al›nm›fl görüntülerden olufluyordu. Lumiere Kardefller Lumiere Fabrikas›’ndan Ç›kan ‹flçiler adl› filmlerini Lyon’daki fabrikalar›nda, bir ö¤le tatili s›ras›nda çekmifllerdi. Bir söylentiye göre Ciotat Gar›’na
Bir Trenin Gidifli adl› filmin gösterimi s›ras›nda, kameraya do¤ru h›zla yaklaflan tren gö-
rüntüsü izleyicileri dehflete düflürmüfltü. Sonralar› k›sa komediler, haber filmleri ve belgeseller de çektiler.
Georges Melies
Sinema yoluyla belirli bir öykü anlatma
dönemi Frans›z yönetmen Georges Melies ile
bafllad›. Bilimkurgu sinemas›n›n da öncüsü say›lan Melies, ayn› zamanda “film hileleri” kullanan ilk sinemac›yd›. Melies’nin filmlerinde
kamera ayn› noktada duruyor ve öyküyü tiyatro sahnesindeymifl gibi görüntülüyordu.
Melies 1900’lerin bafllar›nda aralar›nda Ay’a
Seyahat, Uzay’a Yolculuk gibi k›sa film çekmifltir.
Türkiye’de sinema
Türkiye’ye sineman›n girifli, sinematograf›n Frans›z Bertrant taraf›ndan 1896 y›l›nda
saraya tan›t›lmas›yla olmufltur. Ayn› y›l›n sonu
ile 1897 y›l› aras›nda bir tarihte ise Polonya
as›ll› Sigmund Weinberg taraf›ndan halka aç›k
ilk gösteri yap›lm›flt›r. Sinematograf›n Türki-
ye’ye girifli erken olmakla birlikte, özgün filmlerin çekilmeye bafllanmas› için uzun bir süre
geçmifltir. Sinema Türkiye’de uzun y›llar bir
gösteri ve e¤lence arac› olarak kalm›fl, sinema
salonlar› kurulmas›na ra¤men bu salonlarda
hep yurt d›fl›ndan getirtilen filmler izletilmifltir
FUAT UZKINAY- Türkiye’deki ilk sinemac› olarak tarihe geçmifl kiflidir. 14 Kas›m
1914’te Aya Stefanos’taki Rus Abidesinin y›k›l›fl›n› filme alm›fl, böylece Türkiye’nin ilk sinemac›s› unvan›n› alm›flt›r.
Türkiye’de ilk konulu film ise
1916’da Weinberg taraf›ndan bafllan›p,
1918’de Fuat Uzk›nay taraf›ndan bitirilen
“Himmet A¤a’n›n ‹zdivac›”d›r. Bu film bir
Moliere uyarlamas›d›r.
Bu tarihten itibaren çok say›da tiyatro
eseri sinemaya uyarlanarak filme çekilmifltir ve uzun y›llar Türk Sinemas› hem konu
hem de teknik bak›mdan tiyatronun etkisinde kalm›flt›r. Bu sürede genellikle yerli
ve yabanc› tiyatro eserleri, bazen de romanlar sinemaya uyarlanarak filme çekilmifltir. 1940’lara kadar bu durum devam
etmifltir. Bu süre içinde Türkiye’de sinemayla Muhsin Ertu¤rul’dan baflka kimsenin
ciddi anlamda ilgilenmemifl olmas› sineman›n uzun bir süre tiyatro etkisinden kurtulamamas›na neden olmufltur. Muhsin Ertu¤rul as›l olarak bir tiyatro adam› oldu¤undan
filmlere de ayn› bak›fl aç›s›yla bakm›flt›r. Ertu¤rul toplam 30 tane film yönetmifltir 1939’a
kadar. Bu dönemde Naz›m Hikmet de sinema ile ilgilenmifl, Ertu¤rul’un birçok filmine
senaryolar yazm›flt›r. Üç tane k›sa film çekmifl (1933-Dü¤ün Gecesi, 1934-‹stanbul Senfonisi ve 1934 Bursa Senfonisi) Hikmet, 1937
y›l›nda ise ilk ve tek uzun ve konu filmi olan
Günefle Do¤ru’yu çekmifltir. Kay›p olan bu
film, Ertu¤rul’un filmlerinden konu ve üslup
bak›m›ndan farkl›l›¤›yla dikkat çekmifltir.
“Tiyatro ümitsizli¤in reddidir, çünkü oyun daima baflflllar”
27 Mart tüm dünyada “Dünya
Tiyatrolar Günü” olarak kutlan›r.
Tiyatro severleri çeflitli tiyatro etkinliklerinde buluflturan bu günde, gelenek olarak, ulusal ve uluslararas› bildirgeler okunur. 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü bu y›l da yine hem ülkenin hem de dünyan›n birçok yerinde yap›lan tiyatro etkinlikleri ile kutland›. 27 Mart’› etkinlikle kutlayanlardan biri de Kartal Sanat Tiyatrosu. KST ayn› günlerde yeni yerinin
aç›l›fl›n› da gerçeklefltirdi. KST oyunlar›n› art›k Atalar Kültür Merkezi
olarak açt›¤› yeni yerinde sergiliyor.
KST, asl›nda 1990’lar›n bafl›ndan beri Kartal’da faaliyet gösteren bir tiyatro. 27 Mart vesilesiyle, tiyatronun kurucusu, oyuncusu ve Genel Sanat Yönetmeni Nihat Nadi Ülger’le
görüfltük.
Ülger ilk önce yeni yerlerinin aç›l›fl serüvenini ve eski yerlerinden ç›k›fl nedenlerini aktar›yor
k›saca. Yeni tiyatroyu kendi imkanlar›n›n yan› s›ra, y›llardan beri tiyatrolar›yla iliflki içinde olan
dostlar›n›n katk›lar›yla oluflturmufllar.
Aç›l›fl 16 Mart’ta gerçekleflmifl. Ancak onlar
16 Mart’› 27 Mart’la birlefltirmek amac›yla, etkinlikleri bir haftaya yaym›fllar ve böylece Dünya Tiyatrolar Günü kutlamalar› da bir haftaya yay›lm›fl.
Final ise 27 Mart akflam› gerçekleflmifl. 27 Mart
etkinli¤i, bu y›l Orhan Aklaya taraf›ndan yaz›lan
ulusal 27 Mart bildirgesinin ve de Kanadal› Robert Lepage Qebec taraf›ndan yaz›lan uluslararas› bildirgenin okunmas›yla bafllam›fl ve usta tiyatroculardan Selçuk Uluergüven’in, DTG ve
insan üzerine yapt›¤› konuflmayla sürmüfl. Etkinlikte ayr›ca KST’nin flu s›ralar her hafta sonu sergiledi¤i “Ali Ayfleyi Seviyo” adl› oyundan bölümlerde oynanm›fl. Dinçer Sümer taraf›ndan yaz›lan “Ali Ayfleyi Seviyo” oyununun toplumdaki kad›n-erkek iliflkilerini ve cinselli¤e karfl› tutucu yaklafl›mlar› kara güldürü olarak ele ald›¤›n›
vurguluyor Ülger. Yönetmeni oldu¤u oyunun, ayn› zamanda da oyuncusu.
Ülger’den k›saca tiyatroyu tan›mlamas›n› istiyoruz ve Ülger’in tan›m› flöyle oluyor: “‹nsan›
insana, insanla ve insanca anlatan bir sanat dal›d›r tiyatro ve ayn› zamanda insan›n kendisini ve yaflam› sorgulamas›na
hizmet eder.”
Tiyatronun yaflamdan do¤rudan etkilenen bir
yan› oldu¤unu söylüyor Ülger ve “Bu nedenle
ilkokuldan itibaren tiyatro dersleri mutla-
ka müfredata al›nmal›” diyor.
Tiyatronun hayata bak›fl›n›n evrensel ve farkl› olmas› gerekti¤ine inan›yor ve bu y›lki ulusal bildirgede yer alan “Tiyatro ümitsizli¤in reddidir, çünkü oyun daima bafllar” cümlesine
gönderme yap›yor.
Ülger yapt›klar› tiyatro ile Kartal’a ›fl›k olmaya çal›flt›klar›n› söylüyor ve uluslararas› bildirgeyi kaleme alan Robert Lepage Qebec’in de tiyatronun ayd›nlat›c› ifllevi noktas›na bildirgede,
“Ateflle oynad›¤›m›z, risk ald›¤›m›z do¤rudur. Ama ayn› zamanda bir flans› da yakalam›fl
oluruz; yanabiliriz. Ama ayn›
zamanda flafl›rtabilir ve ayd›nlatabiliriz” sözleriyle yer verdi¤inin alt›n› çiziyor.
Ülger tiyatronun insandan uzaklaflmamas› gerekti¤ini savunuyor ve
“Bunun için sahnelenecek oyunlarda anlat›lanlar›n izleyicilerin
yaflad›¤› dünyadan uzak olmamas› gerekir” diyor. Tiyatroda en
önemli kurallardan birini ise, yazarlar›n eserlerinin özüne sad›k kal›nmas›
olarak aç›kl›yor ve “‘Birimizin hikayesi hepimizin hikayesidir’ düflüncesinin oluflmas›n›
sa¤lamal›y›z izleyicide” sözleriyle devam ediyor.
Ülger ile yapt›¤›m›z sohbetin ard›ndan, tiyatronun yeni yerini geziyoruz. Yeni sahnelerine
“R›fat Ilgaz Sahnesi” ad›n› vermifller.
KST kuruldu¤u dönemlerden itibaren, “ayd›nl›¤›n simgesi” dedikleri R›fat Ilgaz’›n “Ab-
bas Yolagiden” oyununu yaklafl›k 70 kez sergilemifl. Oyun, hayat› sürgünlerle geçen Abbas Yolagiden’in mezar›n›n da, mezarl›ktan yol geçece¤i
için baflka yere tafl›nmas›, yani mezar›n›n bile sürgünden nasibin almas›n› konu ediyor.
Kültür merkezi olarak faaliyet sürdüren tiyatro binas›nda, resim sergileri de var flu günlerde.
Bunlardan biri Murat Havan’a ait bir resim sergisi ve a¤›rl›kl› olarak ABD ve iflgal karfl›tl›¤›n› konu alan resimler var.
DTG vesilesiyle yapt›¤›m›z bu k›sa görüflmeyi, uluslararas› bildirgenin bu y›lki yazar› Robert
Lepage Qebec’in tiyatronun kökenine dair, masals› hipotezle bitirelim: “Bir gece, flafak vakti, bir
grup insan tafl oca¤›nda ›s›nmak ve hikayeler anlatmak için ateflin etraf›nda toplanm›fl. Birdenbire
içlerinden birinin akl›na bir fikir gelmifl. Aya¤a
kalkm›fl ve kendi gölgesini kullanarak bir hikaye
canland›rmaya bafllam›fl. Tafl oca¤›n›n duvarlar›nda ateflten gelen ›fl›¤› kullanarak gerçe¤inden daha büyük karakterler yapm›fl. fiaflk›nl›kla bakan
di¤erleri her yapt›¤›n› anl›yormufl. Güçlü ile zay›f›, can s›k›c› ile can› s›k›lm›fl›…..”
‹flte tiyatro böyle do¤mufl!
Mersin’de kültürel yozlaflflm
maya karflfl›› yeni ak›m
Mersin’de yeni bir kültürel ve sanatsal ak›m
olarak çal›flmalar yürüten Mersinema Derne¤i’nin Baflkan› Kadir Baziki ile yapt›¤›m›z röportaj› sizlere aktar›yoruz.
- Merhaba, öncelikle bize son dönemlerdeki çal›flmalar›n›zdan bahseder misiniz?
- Merhaba, bizler 7 arkadafl farkl› dallarda
(resim, müzik, sinema, foto¤raf, gazeteci, tiyatro, heykelt›rafl) biraraya gelerek Umut Koflan’›n yazd›¤› Yitik Beflik senaryosunu k›sa metraj yapt›k. Kanada’da 13 ülke aras›nda birinci
seçildi. Etnik, komedi, gerilim ve sosyal içerikli
filmler de çektik. Son olarak uzun metrajl› bir
sokak filmi çektik.
- Sokak çocuklar›yla ilgili yapt›¤›n›z çal›flmay› nas›l ele ald›n›z?
- Sokak çocuklar›n›n gerçek hayatta ne zorluk çektikleri, niye sokak çocu¤u olduklar› üzerinde durduk, nas›l soka¤a düfltüklerini anlatmaya çal›flt›k. Rol almas› için seçilen arkadafllar›m›z,
uzun bir araflt›rma ve çal›flma sonucunda gerçek
anlamda rollerini yerine getirmeye çal›flt›lar.
Mersin’de çekilen ve gösterilen bütün k›sa
metrajlar› toplad›k ve 4 kez toplu gösterim yap-
t›k. Aralar›ndaki eksiklikleri bulmaya çal›flt›k. Faaliyetlerimizi bu düzlemde oturtmaya çal›fl›yoruz. Toplumsal muhalefetin aç›klanamayan, söylenemeyen olgular›n›, kültür-sanat yoluyla aç›klamay› ve her kesimden katk› ve destek bekleyerek aç›klamaya çal›fl›yoruz.
- Özellikle kültürel yozlaflman›n oldu¤u
bu dönemlerde, insanlarla ba¤ kurmak için
ne gibi araçlar kulland›n›z?
- Böylesi olgular içerisinde yap›lan çal›flmalar›n daha sistemli ve daha güçlü olmas› ve
Mersin’de her kesime ulaflmak için dernekleflme süreci geçirdik ve nihai olarak derneklefltik. Atölye ve e¤itim çal›flmalar› yap›lmaya
baflland›. Tiyatro tekniklerinden tutun da, resim dal›na kadar ince ayr›nt›larda gizli kalan
yerleri, uzmanlar dâhilinde anlatmaya çal›flmaktay›z. Bu anlam›yla yap›lan etkinlikler ve e¤itim
çal›flmalar›yla insanlar› kültür-sanatla tan›flt›rmay› hedefliyoruz. Foto¤rafç›l›k, sinema ve tiyatro dallar›nda atölye çal›flmalar›m›za bafllad›k.
Dönem dönem film gösterimleri yapmaktay›z.
Mersin’de kültür-sanata merakl›, duyarl›, anlamaya çal›flan, yabanc› olan her kesime sesleni-
yoruz, yozlaflan kültür üzerine insanlar› biraz
da düflünmeye ça¤›r›yoruz.
Dernek binam›z› da daha çok sosyal içerik
anlam›nda e¤itim çal›flmalar›, kitap okuma, araflt›rma vb. etkinlikler için kullanmaya çal›flmaktay›z. K›s›tl› imkânlar›m›z var, fakat kütüphane
oluflturmak için giriflimlerde bulunmaktay›z, e¤itim çal›flmalar› flu anda bizler taraf›ndan verilmekte, fakat alan›nda uzmanlaflm›fl akademisyenlerden yard›m talebinde bulunduk, ilerde e¤itim
çal›flmalar›m›z daha verimli ve güzel geçecektir.
Son olarak, flu anda ad›mlar›n› att›¤›m›z Mersin K›sa Metraj Film Yar›flmas› düzenleyece¤iz.
Film yar›flmas› daha çok Mersin olarak sosyal,
kültürel, ekonomik ve demografik olarak ifllenecektir. Amaç kültür sanat yoluyla ulafl›lamayan,
gidilmeyen, bilinmeyen kesime ulaflmak olacakt›r. Normal flartlarda anlat›lamayan, dile getirilemeyen, bast›r›lm›fl duygular› foto¤raf, sinema,
resim, tiyatro, yoluyla insanlara tafl›ma, bilinçlendirme ve gerçek yaflamla bütünleflemeyen her
kesimi içine alabilecek bir çal›flma tarz›yla kendilerini tan›ma, tan›tma ve bilmelerini sa¤lamak
olarak ifllemekteyiz.
(Mersin)
Mapushaneden
gazeteciye mektup
Okuyorum yazd›¤›n haberleri
“bir asker öldü
üç terörist
dört çocuk öldü
befl kad›n”
ey gazeteci
Kalemi kirlenmifl adam seni
Kaç›r gözlerini
Çocuklar›n gözlerinden
Oras› senin yarg›land›¤›n yerdir
Mahkum oldu¤unu unutma
Yarg›c›n analar›n a¤›tlar›
‹nsanl›¤›n bitti¤i yer
Tanklar›n baflucudur
Sen art›k
H›yanetin arkadafl›s›n
Öldürüyorsun insanl›¤›
Ölürken
Ölüyor insanl›¤›n
Çünkü
‹flgalcilerin ete¤inden bak›yorsun
Irak’›n yang›na verilmifl umutlar›na
Düflün ki
Oras› Ba¤dat’t›r
Benzeri olmayan diyar
Basra
Samarra
Kerbela
Düflün ki
fiimdi oras›
Yorgun ama
Türküleriyle ölen
Savaflç›lar ülkesi
Ey gazeteci
Ne o ihtiflaml› tank
Ne o görkemli tüfek
Özgürlük götürebilir
‹flgal etti¤i yere
fiimdi özgürlükten bahsedilecekse
Bir vatandan bahsedilmeli
U¤runa flehitlerin verildi¤i
fiimdi özgürlük
Düflleri paylaflmakt›r
Bir düfl
fiimdi
Bir flehri savunmakt›r
Ey gazeteci
fiimdi sevgilinle olsayd›n
El ele
Özgür bir Ba¤dat’ta
Felluce’de mesela
Hurma bahçelerinde
Sussayd›n mesela
Bir yaz ya¤muru gibi
Büyüyen çocuklar gibi
Orman gibi
Ak›p giden ›rmak gibi sussayd›n iflte
Sevgilinin gözlerinde
Anlard›n ki
Mutlusun
Ve hakl› olarak
Bir düflü paylafl›yorsun
Heyecanla
Kelimelerin tuza¤›na düflmeden
Söyleyemediklerine inanarak
O güzel kad›n›n
T›pk› onun
Senin susufllar›na
‹nand›¤› gibi
Çünkü bazen
Düfllerin ço¤ul halleri
Güvercin sürüsüdür
Susufllarda
Ama ey gazeteci
Katlediliyor insanl›k
fiarapnelle ölüyor
Çocuklar gibi
Hurma bahçeleri
Ve senin de
Düfllerin ölmekte
‹nsanl›¤›n gibi
Unutma
Hep hat›rlanacaks›n
‹flgalcilerle birlikte
Ama hiçbir iflgal
Sonsuza kadar sürmeyecek
Direnenlerin ad›
Yeni do¤an çocuklara verildi¤inde
Bugün senin yazd›klar›ndan
Yar›n katil oldu¤un okunacak
Ve öldüremedi¤in insanl›k
Seni hiç unutmayacak.
M. K›z›lcan
İşçi-köylü 15
4-17 Nisan 2008
Gazete/Okur
Kuantum mekani¤i-2
Günümüzde bilimsel geliflmelerin devasa
boyutlara ulaflmas›na ra¤men, idealizme yönelimin her geçen gün artt›¤›n› görüyoruz. Geliflmifl
ülkelerde dahi tarikatç›l›¤›n çeflitli biçimlerinin
yayg›nlaflmas› tesadüfî düflünülebilir mi? Emperyalist kapitalizm bilimsel bulgular›n sonuçlar›n›
da kullanarak zihinsel bulan›kl›klar üretmek, bilinmezcili¤in çeflitli biçimlerini yaratmak için yo¤un çabalar sarf ediyor. Ça¤›m›z›n kaos ça¤› oldu¤u, toplumsal hareketin kendili¤inden bir
hareket seyri izleyece¤i, eski teori ve kuramlarla günümüze yan›t olunamayaca¤› gibi tezler
bunlar›n bafll›calar› aras›nda say›labilir. As›l amac›n proletarya ve ezilen halklar› ideolojik olarak
silahs›zland›rmak oldu¤u ve bu konuda küçümsenemeyecek oranda yol ald›klar›n› belirtmek
gerekir. Reel sosyalizmin yenilgisi bu alanda ciddi bir boflluk yaratt› ve bu bofllu¤u, bilimsel geliflmeleri idealist yorum ve argümanlarla dünya
Bunlar›
biliyor musunuz?
-ABD’de, yafllar› 20 ile 29 aras›nda olan
siyah erkeklerin üçte biri ya hapiste ya da
gözalt›nda tutulmaktad›r.
-Hindistan’daki y›ll›k do¤um say›s›, Avustralya’n›n toplam nüfusundan fazlad›r.
- Bir kilogram a¤›rl›¤›ndaki bir cismin okyanusun en derin noktas› olan Mariana
Çukuru’na ulaflmas› tam bir saat al›yor.
-‹nternetin y›ll›k
314.000’dir.
büyüme
yüzdesi
- Hapfl›rd›¤›n›zda, vücudunuzdaki bütün
fonksiyonlar duruyor, kalbiniz bile!
halklar›na sunarak de¤erlendiren uluslararas›
burjuvazi baflar› sa¤lad›. Sovyet Bilimler Akademisi, Çin Bilim Komisyonu gibi mevzilerin kaybedilmifl olmas›, uluslararas› komünist
hareketin bu bofllu¤u doldurmaktan henüz uzak
oluflu, bilimsel geliflmelerin diyalektik materyalizmle buluflmas›ndaki yaflanan güçlükler aras›nda say›labilir.
Bilimsel geliflme ve olgular eflli¤inde flekillenmifl ve bilime dayal› düflünce sistemati¤i olan
diyalektik materyalizmin bilimsel geliflmelerle
geriletilmeye çal›fl›lmas›, sorunun boyutlar›n›
anlamak için kavrat›c› bir örnek olabilir. O halde bu sürece nas›l gelindi¤ini, bilim ve bilimsel
geliflmelerin tersten yorumlanarak nas›l bir sald›r› arac›na dönüfltürülebildi¤ini daha yak›ndan
incelemeliyiz. Geçen yaz›m›zda kuantum mekani¤ine bir girifl yaparak, korunum yasalar› temelinde k›sa geliflim öyküsünden bahsetmifltik. Bu
kez, mevcut bilimsel geliflmelerin tersten okunarak nas›l idealizme dayanak yap›ld›¤›n› konu
alaca¤›z.
Atomalt› parçac›klar›n hareketinin klasik fizi¤in yöntemleri, araç ve düflünme tarz›yla anlafl›lamad›¤›n› belirtmifltik. Kuantum fizi¤ini ortaya
ç›kartan ve di¤erlerinden ayr›flt›ran bafll›ca etmenin bu oldu¤unu söyleyebiliriz. Buradan hareketle Newton fizi¤i ve paralelindeki nedensellik anlay›fl› egemenler taraf›ndan kat› bir sald›r›ya u¤rad›. Nedensellik yasas›n›n her biçimde
reddine yönelinerek, Pozitivizm ad› verilen
felsefenin temelleri sa¤lamlaflt›r›lmaya çal›fl›l›yor. Oysa bu geliflmeler Newton hareket yasalar›n›n ya da nedenselli¤in zay›flamas› de¤il, geçerlilik s›n›rlar›n›n belirginlefltirilmesidir. Kuantum fizikindeki geliflmeler, fizi¤i ve felsefeyi,
Marks’›n kaba materyalist ad›n› verdi¤i Klasik
determinist esaretten kurtararak, diyalektik
vurguya iflaret etmifltir.
Saatte 50 km yol alan bir araç 100 km uzaktaki flehre iki saatte var›r. Yani bafllang›ç koflullar› net bilinen bir cismin gelece¤i öngörülebildi-
¤i gibi geçmifli de ard görülebilir. Halley kuyruklu y›ld›z›n›n ne zaman dünyan›n yak›n›ndan
geçece¤i, ay günefl tutulmas›n›n kesin zaman›,
uzaya gönderilecek uydunun h›z›, hareketi vb.
vb. hepsi hesaplanabilmektedir. Bu, toplumsal
aç›dan bak›ld›¤›nda da geçerli. Örne¤in: Belli koflullar haz›rlan›r ve ona uygun bir yöntemle örgütlenilirse, toplumsal devrimin baflar›s› kaç›n›lmazd›r. Örnekleri diledi¤iniz kadar ço¤altabilirsiniz.
Havaya f›rlatt›¤›m›z metal paran›n yaz› gelme
olas›l›¤› % 50’dir. Rüzgar, f›rlatma aç›fl› gibi koflullar hesap edilirse bu olas›l›k art›r›labilir ya da
geriletilebilir. Konu kuantum atomalt› parçac›klar› olunca durum daha farkl› bir kavray›fl› gerektirmektedir. Bir olas›l›k da¤›l›m formülüyle
bilinen Heisenberg’le bafllayal›m
Heisenberg Belirsizli¤i:
Heisenberg’e göre, bir parçac›¤›n hem konumunu hem de momentumunu ayn› anda tam
olarak ölçebilmemiz olanakl› de¤ildir. Ancak bir
olas›l›k dâhilinde ölçmemiz mümkün olabilmektedir.
“Heisenberg Belirsizlik ‹lkesi” olarak
adland›r›lan bu prensibe göre atom alt› seviyede, ayn› zamanda dalga özellikleri de gösteren
bir parçac›¤›n konum ve momentumu ancak bir
belirsizlik pay›yla ölçülebilir. Yine, bu belirsizli¤in bizim gözlem aletlerimizin veya matemati¤imizin yetersizli¤inden dolay› de¤il, bizzat gözlem sürecinin do¤as›ndan kaynakl› var olmas›d›r. Meseleyi daha anlafl›l›r k›lmak için, Heisenberg’in öne sürmüfl oldu¤u düflünce deneyini
hat›rlayal›m:
Örne¤in, bir elektronun konum ve enerjisini gözlemlemek istemifl olal›m. Bunun için, en az
bir ›fl›k taneci¤inin (foton) elektrona çarp›p yans›yarak gözlemciye ulaflmas› gerekmektedir. Fakat ›fl›k taneci¤inin elektrona çarpmas› onu yerinden oynat›r ve enerjisini de¤ifltirir. Yani, gözlemledi¤imiz elektron bizim esas gözlemlemek
istedi¤imiz elektron de¤il, biz gözlemledikten
sonra özellikleri de¤iflmifl olan elektrondur.
Elektronun konumunu hassas flekliyle tespit
edebilmek için, yani onun nerede oldu¤unu daha iyi görebilmek için ona ›fl›k tanecikleri göndermek zorunday›z. Fakat bu çok say›da ›fl›k taneci¤inin çarpma etkileri sonucu elektronun h›z›ndaki de¤iflim miktar› da daha fazla olacakt›r.
Tersi durumda, elektronun h›z›n› daha yüksek
hassasiyetle tespit edebilmek için de çok az sa-
y›da ›fl›k taneci¤i göndermemiz gerekir. Ancak
bu durumda da, elektronun konumunu tespit
etmemiz güçleflir. Zaten her durumda en az bir
›fl›k taneci¤inin elektronla etkileflime girmesi gerekmektedir. Özetlemek gerekirse, gözlemledi¤imiz fleyin asl›n› de¤il, bizim gözlem sürecine
kat›lmam›zla de¤iflen fleyi gözlemleyebilmifl oluyoruz. Böylelikle, gözlemciden tamamen ba¤›ms›z gözlenen bir sistem tasarlamak mümkün olmamaktad›r.
Kuantum parçac›klar›n›n h›z, konum, enerji,
zaman gibi büyüklüklerinin Newton fizi¤inin aksine ayn› anda ve kesinlik biçiminde de¤il, bir
olas›l›k dahilinde hesaplan›yor olmas›, kendinden önceki yasalar›n yads›nmas›n› beraberinde
getirdi. Bu kriz, materyalizm karfl›tl›¤› yönünde
oluflan yeni pozitivist ak›m› felsefeye tafl›d›. Diyalektik materyalist olmayan bilim adamlar› ve
onlar› izleyen felsefeci, sosyolog ve siyasetçiler
de giderek bu ak›mla idealizme do¤ru yol ald›lar. Onlar›n kuantum fizi¤inden yola ç›karak
ulaflt›klar› sonuç: “Gerçe¤in bilgisine ancak ak›l,
sezgi ya da iman yoluyla ulaflabilece¤i” oldu.
Oysa geçen say›da sözü geçen, kuantum fizi¤inin keflfi diyebilece¤imiz bulufllar›yla ismini
duyuran Max Planck do¤adaki nedensellik (determinizm) yasalar›n›n tutarl› bir savunucusuydu. Ve bu türden pozitivist düflünceleri elefltirmifl olmas›yla tan›n›r.
Ayd›nlanmac› düflünürler bu y›llarda nesnel
gerçe¤in kabullenilmesiyle ileri ad›m atm›fllard›.
Ancak nesnel olan›n öznel olana tabi oldu¤u fikrinden vazgeçmemifllerdi. Ve bu vazgeçilmeyen
özlem bugün yay›lma f›rsat› bulmufl durumda.
Gerçekte kuantum fizi¤indeki geliflmeler ve
sonuçlar› pozitivizmin ve onun s›n›rlara hapsetti¤i yöntemlerin çöküflü olmufltur. Çünkü materyalist do¤a görüflü her fleyden önce do¤an›n
oldu¤u gibi kavranmas›n› öngörür. Madde ile
düflünce, altyap› ile üst yap› iliflkilerinde madde
ve alt yap› birincil, di¤erleri belirlenendir. ‹kincillerin etkinli¤i göz ard› edilmemek kayd›yla do¤an›n materyalist kavran›fl› böyle özetlenebilir.
Do¤an›n diyalektik materyalist kavran›fl›ndan
uzak olanlar parçac›klar›n baz› büyüklüklerinin
kesin ölçülemeyiflini belirlenemezlik yönünde
yorumlayarak felsefi bir içerikle birlikte sunmufllard›r. Deney esnas›nda gözlemcinin ulaflt›¤›
farkl›l›klar› parçac›klar›n özellikleriyle aç›klamak
yerine “kifliye göre farkl› gerçek” sonucuna varmalar› adeta niyetlerinin bir göstergesidir.
(Bir ‹K okuru)
Gençlik gelecek gelecek sosyalizm!
Son süreçte TC devletinin s›n›r ötesi operasyonlar›n› ve 15 fiubat komplosunu protesto etmek için binlerce Kürt halk› yine sokaklar› zapt etti.
T. Kürdistan›’nda yaflanan eylemlerde
Kürt halk›na azg›nca sald›ran ve Cizre’de bir
genç insan› katleden faflist devletin katliamlar›na bir yenisi daha eklenmifl oldu. Burjuvafeodal medya bu eylemlerde yaflananlar› çarp›tarak hizmet etti¤i devletini aklamaya çal›flmaktad›r. Yine her zamanki gibi çocuklar› ön
plana sürüyorlar vb. söylemlerle Kürt halk›n›n verdi¤i meflru savafl›m› karalamaya çal›flmaktad›r. Y›llardan beri sömürüye ve zulme
karfl› tek istedikleri insanca bir yaflam olan
insanlar›n kan› akm›flt›r bu topraklarda.
Deniz’leri idam eden, Mahir’leri katleden,
‹brahim yoldafl› iflkencehanede katleden yine
bu devlettir.12 Eylül Askeri Faflist Darbe-
si’nde 17 yafl›ndaki Erdal Eren’i yine bu devlet idam etti. Mardin K›z›ltepe’de terörist diye öldürülen U¤ur Kaymaz’› katleden bu devletti. Yine son yaflanan olaylarda fi›rnak’›n
Cizre ilçesinde 15 yafl›ndaki Yahya Menekfle’yi öldüren bu devlettir. Milyonlarca Kürt
genci da¤larda özgürlük için mücadele verirken, Newroz’larda yine ön saflarda Kürt halk›n›n yi¤it evlatlar› vard›r. Peki, burjuva feodal
faflist diktatörlü¤ün genç insanlardan bu kadar korkmas›n›n sebebi nedir?
Lenin yoldafl›n gençli¤e verdi¤i önem,
Mao Zedung yoldafl›n BPKD’de gençli¤e
biçti¤i misyon çok önemlidir. Dimitrov’un
“gençli¤e sahip olan gelece¤e de sahip olur”
sözü de çok anlaml›d›r.
Çünkü gençlik dinamiktir, hareketlidir,
olaylar› kavrama yetene¤i yüksektir. Araflt›r›c›, sorgulay›c› yetene¤i olmas› dolay›s› ile ge-
rici sistemler gençlikten korkmaktad›r. O nedenledir ki, zorunlu askerlik bahanesiyle kendi sistemlerini ayakta tutmak için genç insanlara yönelmektedirler. Devlet özellikle Kürt
halk gençli¤inden korkmaktad›r. Bugün ulusal
hareketin savaflç›lar›n›n ço¤unun genç olmas›
korkmas›n›n nedenlerinden biridir. Ama Kürt
halk gençli¤i devleti çok iyi tan›maktad›r. Yaflanan serhildanlarda Kürt gençli¤i en ön
saflarda difle difl savaflmaktad›r.
O yüzden genç devrimciler gençli¤in içinde örgütlenip Yeni Demokratik Gençlik Hareketi’ni büyüterek gençli¤i kazanmal›d›r.
Komünist önder Mehmet Demirda¤ yoldafl›n
hayat› bu anlamda bir manifestodur. Onun
olaylar› çözümleme yönteminden hepimiz
ö¤renmeliyiz. En zor dönemlerde onun deyimi ile “f›rt›nalar içinde b›çak s›rt›nda”
yürüyerek, öncülük yaparak bize büyük bir
Gazetemize sahip ç›kal›m!
Abonelik Koflullar›m›z;
‹flçi-Köylü;
6 Ayl›k; 20 YTL
1 Y›ll›k; 40 YTL
Yeni Demokrat Gençlik
6 Ayl›k; 10 YTL
1 Y›ll›k; 20 YTL
Partizan
6 Ayl›k; 15 YTL
1 Y›ll›k; 30 YTL
Abone olabilmek için ödeme yapt›ktan sonra banka dekontunu yay›nevimize fakslay›n ya da posta yoluyla
ulaflt›r›n. Abonelik bedeline posta ücreti dahildir.
Hesap Numaralar›m›z;
TL hesap numaras›:
Selma fiahin
Ziraat Bankas› Aksaray
‹stanbul fiubesi
48209849-5002
Yurtd›fl›: Euro hesap
numaralar› Selma fiahin
Ziraat Bankas› Aksaray
‹stanbul fiubesi
48209849-5001
Vak›flar Bankas› Aksaray ‹stanbul
fiubesi
00158048000527074
Yay›nlar›m›z›
bulabilece¤iniz kitapevleri;
Ozan Kitapevi
Hal Cad. 19-1
Tel:(0 266) 714 39 11
Cep: 0 536 475 00 36
Band›rma-Bal›kesir
Ad›mlar Kitapevi
Hoflnudiye Mah. Doktorlar Cad.
Bayrak Sok. No: 9 (Akbank aral›¤›)
Tel: (0 222) 221 62 29
Eskiflehir
Ferda Kitapevi
Yeniflehir Mah. 19. Sok No: 11
Tel: (0 326) 614 42 90
‹skenderun/Hatay
Merdiven Kitabevi
Meflrutiyet Mah. Turhan Sok.
No: 5/A
Tel: (0 372) 252 51 58
Zonguldak
Jiyan Kitapevi
Balatgazi (1.Harput) Caddesi
Kaz›mhoca Sok. No: 11
Tel: (0424) 212 44 84
Faks: (0424) 233 67 86
Elaz›¤
‹lhan ‹lhan
Karanfil Sokak 30/3
Tel: (0312) 417 0008
K›z›lay/Ankara
miras b›rakm›flt›r. Mehmet Demirda¤ yoldafl
genç yafl›na ra¤men devrimci yaflam› özümsemesi, her fleyini davaya adamas›, ideolojik
ve politik yetkinli¤i, savafl kabiliyeti bizlere
örnek olmal›d›r. O’nun gibi bir yoldafla sahip
olmam›z öncelikle bir onurdur. Bizler de
onun b›rakt›¤› bayra¤› asla yere düflürmemeliyiz. Aflk›n Günel, Duran Salman, Dilek Konuk, Kemal Tutufl, Sinan Günel, Ümit Ça¤layan San, Umut ‹l gibi genç yaflta flehit düflen
yoldafllar›m›zdan ö¤renerek onlar› örnek alarak yolumuza devam edebilmek oldukça
önemlidir. fiehitlerimizin hepsini anmak savaflmaktan geçmektedir. “Gençler da¤lara, Partizan iktidara” slogan›n› pratikte
yaflamla buluflturarak bu köhnemifl sistemi
y›kabiliriz. Onun için bugün her zamankinden
daha fazla görev ve sorumluluklar›m›za vak›f
olabilmeliyiz. (‹kitelli’den bir ‹K okuru)
Dost Kitapevi
Konur Sokak No:4
Tel: (0312) 418 8327
K›z›lay/Ankara
Deniz Kiapevi
Zafer Çarfl›s› No:13
Tel: (0312) 430 13 94
Yeniflehir/Ankara
Konak Kitapevi
Belediye Pasaj› P-16
Tel: (0232) 425 93 95
Konak/‹zmir
Devrim Kitapevi
853 Sokak Saray iflhan› No: 33/B
Tel: (0232) 483 10 40
Konak/‹zmir
Z Kitapevi
871 Sokak No:19/P.03
Tel: (0232) 570 36 76
K›zlara¤as› Han›-Konak/‹zmir
Seyhan Kitapevi
Cafera¤a Mah. A¤abey Sk. No: 42
Tel: (0 216) 414 7508-09/414 4157
Tel: (0 216) 414 1253
Moda-Kad›köy/‹stanbul
Genç Mephisto
Vakithane Cad. Cafera¤a Mah.
No: 15
Tel: (0 216) 414 35 41
Kad›köy/‹stanbul
Beyo¤lu-Mephisto
‹stiklal Caddesi No: 125
Tel: (0212) 249 06 87,
Beyo¤lu/ ‹stanbul
Simurg Kitapevi
Hasnun Galip Soka¤› 4B
Telefon: 0212 292 27 12
Beyo¤lu/‹stanbul
Semerkant Kitapevi
Süslü Saks› Sok. No: 5
Tel: 0212 244 47 01
Beyo¤lu/‹stanbul
Hücrede yaflfla
am,
Ortado¤u’da direnifl
kazanacak!
1. Emperyalist Paylafl›m Savafl›’nda yeni silahlar›n
kullan›lmas›yla sadece asker de¤il sivil halk da ölmüfltür. Sivil halk›n ölmesine tepki olarak sivil savunma
örgütleri do¤mufltur. Ancak hala Ortado¤u’da Amerika’n›n deste¤iyle insan öldüren, baflka devletlerin
topra¤›n› iflgal eden ‹srail’in bunlar› yaparken sivil halk› da öldürdü¤ünü görüyoruz. Buna karfl› sivil savunma örgütlerinin bir çaba harcamad›¤›n› görüyoruz.
Amerika’n›n deste¤iyle ba¤›ms›zl›¤›n› kazanan ‹srail,
Ortado¤u halk›na son yar›m as›rd›r bar›fl yüzü göstermemektedir. Bu savafllarda en çok etkilenen halkt›r.
Amerika’n›n ‹srail üzerinden Filistin’e yapt›klar› yetmedi¤i gibi Irak’taki petrol için kardefli kardefle düflürmüfltür. Kendini insan haklar› savunucusu olarak gören Amerika’ya soral›m; insan haklar› demek savunmas›z insanlar› hayvanca iflkencelere maruz b›rakmak
ve onlar› katletmek midir?
‹srail de Amerika’dan ald›¤› destekle Ortado¤u’da
huzursuzluk ç›karmaktad›r. Bunun en yak›n örne¤i ‹srail’in Gazze’yi iflgal etmesidir.
‹srail’in Gazze’de giriflti¤i iflgal hareketi ve sivillerin ölmesine her ne kadar karfl› durmak isteyip de
duramayan tüm halk›n sesi olmak için çal›flaca¤›z.
Ortado¤u ve Türkiye’den Amerikan emperyalizmi ve iflbirlikçileri defolana kadar savafl›m›z ve direniflimiz devam edecektir.
(Hasançelebi’den bir ‹K okuru)
Merhaba,
Sözde demokratik Türk devleti iflçilere, köylülere, emekçilere sürekli sald›r›yor. Kürt halk›na bu sald›r›lar›n yan›nda bir de ulusal bask› uygulamaktad›r,
çünkü egemenlerin gözünde Türk ve Sünni olmayanlar›n yeri yoktur, e¤er böyle olanlar varsa hemen
asimile edilmeli, Türklefltirilmeli ve Sünnilefltirilmelidir.
Van’da Newroz kutlamalar›na izin verilmemesine ra¤men halk kendi inisiyatifini kullanarak onu kendi özüne yarafl›r bir flekilde egemenlerin korkusu
haline getirmifltir. Tüm flehri egemenlere ve onlar›n
kolluk kuvvetlerine dar eden emekçi Kürt halk›, bu
çat›flmalarda bir flehit vermifl ve yine bu olaylarda var
olan sistemden ne kadar rahats›z oldu¤unu göstermifl, egemenlerin kendisini nas›l gördü¤ünü ve nelere maruz b›rakt›¤›n› görmüfltür. Dört gün süren bu
çat›flmal› eylemlerden korkan devlet güçleri flehri
polis iflgaline alm›fl ve flehrin içine panzerleri ve otobüsler dolusu polisi yerlefltirmifltir. Ayr›ca üniversite
ö¤rencilerinin kald›¤› yurtta önceki günlerde askerler, da¤›t›lan Partizan bildirilerinin üzerine basm›fl ve
odalarda bildirileri toplama ifline koyulmufltur. Yine
bundan bir gün sonra Yurtsever Demokratik
Gençlik Hareketi de yurtta bildiri da¤›tm›fl ve
bundan sonra da askerler yurdu adeta iflgal etmiflti.
Asl›nda bu yaflananlar devletin bir korku abidesi oldu¤unu göstermektedir.
(Van’dan bir YDG’li)
BAfi SA⁄LI⁄I!
Yüre¤i halk
sevgisiyle dolu,
halk›n fedekar
yoldafl›, Celal
yoldafl›m›z› yitirmenin üzüntüsü
içindeyiz.
Ailesi ve
yak›nlar›na bafl
sa¤l›¤› dileriz.
PART‹ZAN
Celal Dervifl’i yetirmenin
ac›s› içerisindeyiz. Ailesi, yak›nlar› ve
sevenlerine bafl sa¤l›¤› diliyoruz.
Mahalle arkadafllar›
BAfi SA⁄LI⁄I!
Önder yoldafl›m›z Süleyman Cihan’›n
babas› A¤a Cihan vefat etmifltir.
Yak›nlar›na bafl sa¤l›¤› diliyoruz
Partizan fiehit ve Tutsak Aileleri
12 Eylül zindanlar›nda ser verip
s›r vermeyen komünist önder
Süleyman Cihan yoldafl›n babas›
A¤a Cihan yaflam›n› yitirdi. Ailesinin ve
dostlar›n›n bafl› sa¤olsun!
Tekirda¤ Hapishanesi’nden
tutsak Partizanlar
±CMYK
iflçi-köylü
Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin
www.iscikoylu.org
B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R
UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹
Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah.
‹mam Murat Sok. No:8/1
Aksaray-Fatih/‹STANBUL
Tel: (0212) 521 34 30 FAKS: (0212) 621 61 33
Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Çilem ÖNSEL
Bask›: Gün Matbaac›l›k Beflyol Mah. Telsizler Mevkii
Akasya Sk. No:23/A K.Çekmece/‹stanbul Tel: 0212 426
63 30-580 63 80
e-mail: [email protected]
BÜROLAR
KARTAL: ‹STASYON CAD. DÖRTLER APT. NO: 4/2 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Cep: 0 537 270 75 60
ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT: 3 DA‹RE: 32 ÇANKAYA TEL: (0312) 430 67 65 Cep: 0 535 562 33 72
‹ZM‹R: 856 SOKAK, NO:48/203 KEMERALTI KONAK, TEL: (0232) 446 78 07 Cep: 0 555 561 04 03
MALATYA: ‹SMET‹YE MAH. N‹YAZ‹ M‹SR‹ CADDES‹ ERSOY APT. NO:9 TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0 542 216 48 00
ERZ‹NCAN: ORDU CAD. ORDU ‹fiHANI KAT:3 TEL: (0446) 223 67 18 CEP: 0 536 697 94 19
BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98
MERS‹N: S‹L‹FKE CAD. ÇAVDARO⁄LU ‹fiHANI KAT: 3 NO: 118 MERS‹N Cep: 0545 685 25 27
AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 AS-DRUCK DUISBURG-ALMANYA TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959
Emekçilerin art›k beklemeye tahammülü yok!
SSGSS ad› alt›nda yasalaflt›r›lmaya
çal›fl›lan sosyal y›k›m sald›r›s›, neo-liberal politikalar gere¤i, 1990’l› y›llar›n
bafl›ndan itibaren h›z verilen özellefltirme, tafleronlaflt›rma, esnek çal›flma
vb. iflçi-emekçi y›¤›nlar›n kazan›lm›fl
haklar›na dönük sald›r›lar›n, bugün ald›¤› boyutun ifadesinden baflka bir
fley de¤ildir.
Peki SSGSS da dahil, bunca kapsaml› sald›r› hayata geçirilirken, emek
cephesini temsil etme iddias›nda
olanlar nas›l bir tutum izlemifltir/izlemektedir?
Bu sorunun cevab›, tasar›n›n
Meclis’te görüflülmeye bafllamas›ndan hemen önceki günlerde, emek
cephesinde yaflanan geliflmelerde
yatmaktad›r.
Daha tasar›n›n TBMM Genel Kurulu’nda görüflülmeye bafllad›¤› günlerde, Türk-‹fl’in tasar›ya nas›l yaklaflt›¤› ayan beyan ortaya ç›kt›. Mustafa Kumlu baflkanl›¤›ndaki Türk-‹fl,
adeta yasan›n bir an önce yürürlü¤e
girmesi çabas›na girdi.
Kuruldu¤u günden beri s›n›fa ihanet içinde bir tutum izleyen, tüm
prati¤iyle, iflçi s›n›f›ndan çok sermayenin ç›karlar›n› korudu¤u noktas›nda hiçbir flüpheye yer b›rakmayan
Türk-‹fl, ayn› günlerde, bir yandan
sermaye gruplar› ve hükümet yetkilileri ile yasa üzerinde mutabakat sa¤larken, di¤er yandan da, tabandan
gelebilecek olan tepkileri bast›rman›n yollar›n› ar›yordu. Örne¤in,
Türk- ‹fl Konfederasyonu, kendine
ba¤l› sendikalara, daha tasar›n›n
TBMM komisyonlar›nda görüflülmeye bafllad›¤› 2007 Aral›k ay›nda, 11
Yeflil kart
olmad›¤› için
ölmek kaderimiz
de¤ildir!
Ülkemizde yaflanan gerçekler,
SSGSS yasas›na karfl› 14 Mart’ta
alanlar› dolduran 10 binlerce kifli
taraf›ndan hayk›r›l›rken, en ac›
hayk›r›fl Tarsus Kaymakaml›¤›
önünden yükseldi.
Mersin’in Tarsus ilçesinde oturan Hilmi Metlisa adl› bir vatandafl›m›z Kaymakaml›¤a gidip üçüz
çocuklar›n›n tedavisi için yeflil kart
baflvurusunda bulunmufl, fakat yeflil kart verilmemifl. Aylar süren
oyalamalar karfl›s›nda “çocuklar›m›n tedavisini yapam›yorum,
yeflil kart vermezseniz kendimi yakar›m” diyerek çaresizli¤ini
dile getirmesine ra¤men talebi kaale al›nmam›flt›r. Bunun üzerine
Hilmi Metlisa 14. 03. 2008 tarihinde Kaymakaml›k önüne gelerek
beraberinde getirdi¤i bir bidon
benzini üstüne dökerek kendini
yakm›flt›r. Çaresiz kalarak kendini
yakan Hilmi Metlisa kald›r›ld›¤›
hastanede ertesi gün hayat›n› kaybetmifltir.
(Mersin)
Aral›k 2007 tarihli ve 2007684/07.01 say›l›, “Genel Baflkanl›klara” bafll›kl› bir “bilgilendirme” yaz›s› gönderdi. Bu “bilgilendirme” yaz›s›, yasa yürürlü¤e girmeden emekli
olmaya haz›rlananlar› “rahatlatmaya” dönük ele al›nm›flt›. Yasadan
kimlerin etkilenip-etkilenmeyece¤ine
yer verilen yaz›da özetle, hali haz›rda
çal›fl›yor olanlara, “Siz yasaya karfl›
bir giriflimde bulunmay›n, size
dokunan bir fley yok” denmekte.
Türk-‹fl’in daha yasa komisyonlarda
görüflüldü¤ü s›rada bile, yasan›n ç›kmas›na herhangi bir itiraz›n›n olmad›¤›n›n çok net anlafl›ld›¤›, Mustafa
Kumlu ve Mustafa Türkel ortak
imzal› bu “bilgilendirme” yaz›s›,
çok aç›kt›r ki, taban›n yasaya karfl›
harekete geçmesini engellemeyi de
hedefleyerek ele al›nm›fl.
Zaten konfederasyon yöneticilerinin, daha sonraki günlerde bünyelerindeki sendikalarla yap›lan toplant›larda, tasar›y› onaylayan ve karfl› ç›k›lmas›n›n önüne geçmeye çal›flan tutumlar› da, gerek kendi aç›klamalar›nda, gerekse bu toplant›lara kat›lan
kimi sendika yöneticilerinin aktar›mlar›yla daha net ortaya ç›km›flt›r.
Türk-‹fl’in, bugüne kadar sergiledi¤i, iflçi s›n›f›na dönük ihaneti içeren
tutumunun, eme¤in de¤il sermayenin
temsilcisi oldu¤u kesin olan Mustafa
Kumlu’nun baflkanl›¤a gelmesiyle birlikte, daha da bariz bir hal ald›¤› noktas›nda herkes hemfikir. Bu ihanetçi
tutumu taçland›ran ise, Türk-‹fl’in 27
Mart tarihinde, TÜS‹AD’›n da içinde
bulundu¤u, çok say›da sermaye temsilcisi kurum ile birlikte yapt›¤›, tüm
kesimleri “sa¤duyuya ça¤›ran”
aç›klamas› olmufltur.
“Bekleyelim-görelim”
anlay›fl› terk edilmelidir!
Ancak bu süreçte “uzlaflma”,
“sosyal diyalog” ad› alt›nda sermayenin ç›karlar›na hizmet eden pratikler, sadece, bu yönlü sicili zaten
kabar›k olan Türk-‹fl cephesinde yaflanmam›flt›r. Örne¤in D‹SK’in süreci geçifltirmeye çal›flt›¤› izlenimi yaratan, a¤›r-aksak “eylem” kararlar›n›n ve daha bir dizi pratiklerinin
de, taban›n›, yasan›n tümüyle geri
çekilmesi yönlü harekete geçirecek,
aktif bir mücadeleyi hedeflemekten
çok uzak oldu¤u görülmüfltür.
Yasa tasar›s›n›n TBMM Genel
Kurulu’na gelmesiyle birlikte, tasar›
Emek Platformu’nun (EP) gündeminde daha a¤›rl›kl› olarak yer almaya bafllad›.
EP’nin ald›¤› karar do¤rultusunda, 13- 14 Mart tarihinde ülke çap›nda yap›lan eylemlerde yüz binlerce emekçi alanlara akt›, ifl b›rakt›,
caddeleri-köprüleri trafi¤e kapatt›.
Emekçilerin bu yo¤un tepkisi hükümetin bir ad›m geri çekilmesini beraberinde getirdi ve hükümet, göstermelik de olsa “Biz ›srarc› de¤iliz,
ana parametrelere dokunmamak kayd›yla tasar›y› yeniden
gözden geçirebilir, toplumsal
mutabakat sa¤lamaya çal›fl›r›z”
yönlü aç›klamalar yapma ihtiyac› duydu.
Hemen ertesi günlerde ise, EP ile
Çal›flma Bakanl›¤› aras›nda görüflmeler bafllad›.
Ancak bu görüflmelerde dikkat
çeken ilk nokta, görüflmelerin EP’nun
tüm temsilcileriyle ayn› anda de¤il,
gruplar halinde yap›lmas›yd›.
EP bu görüflmelerin sürdü¤ü günlerde, 10 Mart tarihinde yine platformda al›nan “Yasa tasar›s›
TBMM Genel Kurulu’nda görüflülmeye baflland›¤›nda tüm
emek örgütü yöneticileri Ankara’da olacak, Meclis’e yürüyecek” karar›n› “unutmufl” gibi bir izlenim yarat›yordu. Dahas› karar fiili
olarak ortadan kalkm›fl gibi görünüyordu. Bu gruplar halinde yap›lan görüflmeler, ayn› zamanda “hangi pazarl›klar›n yap›ld›¤›” sorusunu ortaya ç›kar›yordu. Bu yönlü söylentilerin dolaflmaya bafllamas› ise “atefl olmayan yerden duman ç›kmaz”
deyiflini hat›rlat›yordu.
Görüflmelerin nas›l bir seyir izledi¤i, ayn› günlerde Türk-‹fl ve Hak-‹fl
kesiminden gelen haberlerde daha
net bir hal al›yordu. Konfederasyon
temsilcileri tasar›n›n “kabul edilir
bir çizgiye” çekilmesinden söz ediyorlard›. Türk-‹fl ve Hak-‹fl taraf›ndan
yap›lan bu aç›klamalar›n, EP bileflenleri taraf›ndan yalanlanmamas›, aksine
do¤rular bir tutum içine girilmesi ise,
EP toplant›lar›nda al›nan, tasar›n›n tümüyle geri çekilmesi için mücadele
etme “kararl›l›¤›”n›n ortadan kalkt›¤›n› gösteriyordu. EP, iflçi-emekçi
y›¤›nlar›n tasar›ya karfl› öfkesinin kitlesel biçimde ve de ülke genelinde
soka¤a taflt›¤›, egemen s›n›flar› geri
ad›m atmaya zorlad›¤› bir dönemde,
emekçilerin üretimden gelen gücünü
arkas›na almay› de¤il, sermayeyle uzlaflmay› tercih etmiflti!
Bu uzlaflman›n somutluk kazanmas› ise, EP taraf›ndan 27 Mart tarihinde yap›lan “bekleyip görece¤iz” aç›klamas›yla birlikte yafland›.
Ad› “uzlaflma” olan, özde ise s›n›fa bir kez daha ihanet anlam› tafl›yan bu sonuç EP içinde tart›flmalar›
da beraberinde getirdi¤i gibi, büyük
olas›l›kla bölünmeyi de beraberinde
getirebilecektir. Çünkü tasar›n›n tümünü geri çektirene kadar mücadele
etme kararl›l›¤›nda olan bileflenlerin
de oldu¤u bilinmektedir. Bu bileflenleri böyle bir kararl›l›¤a zorlayan ise,
hiç kuflkusuz tabanlar›d›r. 1 ve 6 Nisan eylem kararlar› da bu bileflenlerin
zorlamas› sonucu ortaya ç›km›flt›r.
Emek cephesi flunu görmelidir ki,
engellenemedi¤i takdirde, SSGSS sald›r›s›n› daha baflka sald›r›lar izleyecektir. Hükümet ve temsil etti¤i sermaye s›n›flar› bu tasar›yla amaçlar›na
ulafl›rlarsa, ard›ndan T‹S, Grev ve
Sendikalar yasas› ve de k›dem tazminat› gibi yasalar üzerinde, hak gasplar›na gitme çabas›na gireceklerdir. Bu
çok net olarak görülmek zorundad›r.
Bunun içindir ki, “bekleyipgörme” anlay›fl› bir an önce terk
edilmelidir. Çünkü son dönemde yap›lan iflçi-emekçi eylemleri de flunu
çok aç›k bir flekilde göstermektedir
ki; emekçilerin art›k beklemeye
tahammülü kalmam›flt›r!
D‹SK; Yasada mutabakat yok!
27 Mart günü Saraçhane’de bulunan D‹SK’e ba¤l› Genel-‹fl Sendikas› önünde biraraya gelen D‹SK
üyesi iflçiler, SSGSS yasa tasar›s›n›n
geri çekilmesini istedi.
Sloganlarla Unkapan›’nda bulu-
nan Çal›flma Bölge Müdürlü¤ü’ne
kadar yürüyen kitle ile polis aras›nda k›sa süreli bir gerginlik yafland›.
Yürüyüflüne devam eden kitle ad›na
Bölge Müdürlü¤ü önünde bas›n
aç›klamas›n› okuyan D‹SK Yönetim
Kurulu üyesi Ali R›za Küçükosmano¤lu; yasa ile sa¤l›k hakk›n›n
ortadan kald›r›ld›¤›n›, emeklilik yafl›n›n 65’e ç›kar›ld›¤›n›, emeklilik maafllar›n›n düflürüldü¤ünü dile getirdi.
Yasan›n gündeme geldi¤i günden bu yana yasaya karfl› ciddi hiçbir çal›flma yapmayan, 14 Mart tarihindeki ifl b›rakma eyleminde de
soka¤a ç›kmayan D‹SK’in eylemi
sönük geçti.
(‹stanbul)
Uzlaflma yok yasa geri çekilsin!
1 Nisan günü Meclis’te yeniden
görüflülmeye bafllanan yasay› protesto etmek amac›yla “Herkese Sa¤l›k Güvenli Gelecek Platformu”nun ald›¤› kararla çeflitli eylemler gerçeklefltirildi.
12.30’da Okmeydan› SSK hastanesi önünde biraraya gelen platform bilefleni kurumlar sloganlarla
AKP ‹l Binas›’na do¤ru yürüyüfle geçti.
Ça¤layan yolunu kapatarak trafi¤i
durduran kitlenin önü polis taraf›ndan kesildi. Polisin AKP ‹l Binas›’na
yürünmesine izin vermemesi üzerine
bas›n aç›klamas› barikat›n önünde
okundu. Barikat› protesto eden kitle,
“Emekçiye de¤il, çetelere barikat”, “Sosyal Güvenlik Yasas›
geri çekilsin” sloganlar› ile tepkilerini hayk›rd›.
* Anadolu Yakas›’nda ise
12.30’da Haydarpafla Numune Hastanesi önünde toplanan emekçiler
Kad›köy ‹skele Meydan›’na yürüyüfl
düzenledi. Ayr›ca saat 12.30’da Kartal ‹skele Meydan›’nda, saat 14.00’de
ise Cerrahpafla ve Çapa T›p Fakültelerinde eylem gerçeklefltirildi.
* KESK, D‹SK, TMMOB, TTB
ve Türk Difl Hekimleri Birli¤i taraf›ndan Ankara’da da gerçeklefltirilmek istenen eylemler polis barikat› ile karfl›laflt›.
Yaklafl›k bin kiflilik D‹SK korteji
Akay kavfla¤›nda, SES’in yürüyüflü
Numune Hastanesi önünde, KESK ve
eyleme destek veren kurumlar›n önü
ise YKM’de kesildi. YKM önünde
bekleyen kitle polis barikat›n› aflarak
K›z›lay Meydan›’na girdi. Emekçilere kapat›lan K›z›lay Meydan›’na 7 y›l
‹stanbul
Okmeydan›
aradan sonra ç›k›lm›fl oldu.
Ayr›ca Ankara’da Türkiye’nin birçok yerinden gelen Türkiye Gazeteciler Sendikas› (TGS) üyeleri,
yasay› protesto etmek amac›yla oturma eylemi yapt›.
* Mersin’de SSGSS’yi protesto
etmek için KESK binas› önünde toplanan yaklafl›k 3 bin kifli AKP ‹l Binas›’na do¤ru yürüyüfle geçti. Polisin
yürüyüfle müdahale etmesi üzerine
kitle yolu trafi¤e keserek yürüyüfle
devam etti. Yolu kesen kitleye polis
sald›rd› ve eyleme barikat kurarak
engel olmaya çal›flt›. Kitle barikat› da¤›tarak “bask›lar bizi y›ld›ramaz”
slogan›yla AKP ‹l Binas› önüne kadar
yürüdü. Daha sonra yap›lan bas›n
aç›klamas›yla eylem sonland›r›ld›.
Ayr›ca Mersin SSK ‹l Müdürlü¤ü
önündeki demir parmakl›klara pankart asarak SSGSS’yi protesto etmek
isteyen 4 Halkevi üyesi çevik kuvvetin müdahalesiyle gözalt›na al›nd›lar.
* ‹zmir’de de Basmane Meydan›’nda biraraya gelen emekçiler yapt›klar› eylemle yasan›n geri çekilmesini istedi.
SSGSS’ye karfl› oturma eylemleri
Herkese Sa¤l›k Güvenli Gelecek
Platformu, 25 Mart günü ‹stanbul’da, biri Aksaray Metro önü
di¤er ise Kad›köy ‹skele Meydan› olmak üzere iki oturma eylemi
gerçeklefltirerek, sosyal y›k›m yasas›n› bir kez daha protesto etti.
Aksaray Metro önündeki eylemde “Tadilat yetmez, SSGSS
yasas› geri çekilsin”, “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›”, “Savafla de¤il
sa¤l›¤a bütçe” sloganlar› at›ld›.
DDSB’lilerin de kat›ld›¤› eylemde
söz alan sendika temsilcileri yasan›n
maddelerini tart›fl›lmas›n›n söz konusu olmad›¤›na, tamamen ortadan
kald›r›lmas› gerekti¤ine vurgu yapt›-
lar. Ankara’daki görüflmelere ara
verilmesiyle platform eylemlere devam edeceklerini aç›klayarak oturma eylemine son verdi.
Kad›köy ‹skele Meydan›’nda
gerçekleflen eyleme ise yaklafl›k 300
kifli kat›ld›.
Çok say›da yasa karfl›t› dövizin
tafl›nd›¤› eylemde, önce bir bas›n
aç›klamas› yap›ld›. Platform ad›na
Çetin Durkuno¤lu taraf›ndan yap›lan aç›klamada, “AKP hükümetinin Sosyal Güvenlik Reformu ad› alt›nda hayata geçirmeye çal›flt›¤› düzenlemelerin, toplumun eme¤iyle
geçinen bütün kesimlerin sa¤l›k ve
sosyal güvenlik haklar›na bir sald›r›
oldu¤unu defalarca ifade ettik” denildi.
Ortak aç›klaman›n ard›ndan söz
alan, Türk-‹fl’e Ba¤l› ‹stanbul fiubeler Platformu yürütmesinden ve
Harb-‹fl Anadolu Yakas› fiube Baflkan› Hüseyin Över ise, SSGSS’nin
geçmesi halinde, s›ran›n k›dem tazminat›na gelece¤ini vurgulad› ve yasaya karfl› mücadelede geri ad›m atmayacaklar›n›n, Emek Platformu’ndan da ayn› kararl›l›¤› beklediklerinin alt›n› çizdi.
(Kartal)
Emekçilerden uzlaflma
yalan›na tepki
Bursa’da da emekçiler alana ç›karak tepkilerini hayk›rd›lar.
27 Mart günü Mahfel Cafe
önünde 500’ü aflk›n emekçi
“SSGSS Yasas› geri çekilsin, uzlaflma yalan, mücadeleye devam” pankart›n› açarak buradan
Orhan Gazi Park›’na kadar slogan ve
alk›fllarla yürüdü. Çevredeki halk›n
da destek verdi¤i eylemde bas›n
aç›klamas›ndan sonra oturma eylemi
yap›ld›. Eylemi aralar›nda Partizan’›n
da bulundu¤u birçok devrimci ve
demokratik kurum da destekledi.
Bas›n aç›klamas›n› okuyan D‹SK
Bölge temsilcisi Ayhan Ekinci,
“Hükümeti bu yaklafl›m› konusunda
uyar›yoruz” dedi. SSGSS Yasa Tasar›s›’na karfl› emekçileri mücadeleye
ça¤›rd›.
(Bursa)