Dergi özetini görmek için tıklayınız.

Transkript

Dergi özetini görmek için tıklayınız.
LEGAL
Hukuk Dergisi
YARGITAY KARARLARI, DANIŞTAY KARARLARI
VE DİĞER YÜKSEK MAHKEME KARARLARI,
HUKUK HABERLERİ, HUKUKÎ MAKALELER,
GÜNCEL MEVZUAT, RESMÎ GAZETE ÖZETLERİ,
ÖNEMLİ BİLGİLER
LEGAL
LEGAL
Hukuk Dergisi
“Hakemli Dergidir”
Derginin Önerilen Kısa (Atıf) Adı: LHD
Legal Yayıncılık San. ve Tic. Ltd. Şti. adına
Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni
Av. Lütfürrahman BAŞÖZ
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Av. Ramazan ÇAKMAKCI
[email protected]
İzmir Temsilcisi
Av. İsmet KÖYMEN
ISSN:
Yıl:
Cilt:
Sayı:
Yayımcının Adı:
Basımcının Adı:
Basıldığı Yer:
Basıldığı Tarih:
Yönetim Yeri:
Yayın Türü:
Mersin Temsilcisi
Av. H. Hulki ÖZEL
1303-9210
2011
9
98
Legal Yayıncılık San. ve Tic. Ltd. Şti.
Kitap Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti.
Davutpaşa Cad. No: 123, Kat:1
Topkapı/İstanbul
2011
Bahariye Cad. No: 63/6 Kadıköy/İstanbul
Yerel, Süreli, Aylık Hukuk Dergisi
Copyright © 2011
Bu derginin tüm yayın hakları LEGAL YAYINCILIK SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ.’ne
aittir. Yayınevinin izni alınmadan eğitim ve tanıtım amaçlı kısmi alıntılar hariç olmak üzere
hiçbir şekilde kopya edilemez, çoğaltılamaz ve yayınlanamaz.
Dergimize gönderilecek makaleler başka bir yerde yayınlanmamış olmalıdır. Yazarlar akademik
veya mesleki ünvanları ile iletişim bilgilerini makalelerine eklemeli, makalelerinin hakem
onayından geçmesini istedikleri takdirde bu hususu belirtmeleri gerekmektedir. Gönderilen
makalelerin yayınlanması uygun görüldüğünde makaleler dergimizin biçimsel formatına uygun
olarak yayınlanmakta ve makalelerin basılı ve elektronik ortamdaki tüm yayın hakları Legal
Yayıncılık’a ait olmaktadır. Dergimize gönderilen makalelerin yayınlanıp yayınlanmayacağı
hususunda yazarlara bilgi verilmektedir.
LEGAL HUKUK DERGİSİ
Bahariye Cad. Çam Apt. No: 63 D. 6 Kadıköy - İstanbul
Tel: (216) 449 04 85 - 449 04 86 Faks: (216) 449 04 87
İnternet adresi: www.legal.com.tr
E-mail: [email protected]
DANIŞMA VE YAYIN KURULU
Prof. Dr. Gökhan ANTALYA
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Ana Bilim Dalı
Prof. Dr. Abdülkadir ARPACI
Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Özel Hukuk Bölüm Başkanı
Prof. Dr. Mehmet Emin ARTUK
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Oğuz ATALAY
Dokuzeylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Usul ve İcra-İflâs Hukuku Ana Bilim Dalı
Prof. Dr. Mehmet BAHTİYAR
Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Özel Hukuk Bölüm Başkanı
Prof. Dr. Süheyl BATUM
Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku
Prof. Dr. Ali Cem BUDAK
Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Gürsel ÇETİN
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adlî Tıp Ana Bilim Dalı
Prof. Dr. Osman DOĞRU
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Genel Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Ömer EKMEKÇİ
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Ana Bilim Dalı
Prof. Dr. Nuray EKŞİ
İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Nüvit GEREK
Eskişehir Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Sibel İNCEOĞLU
Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Ana Bilim Dalı
Prof. Dr. Eser KARAKAŞ
Bahçeşehir Üniversitesi AB İlişkileri Bölüm Başkanı
Prof. Dr. Işıl KARAKAŞ
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Üyesi - Devletler Umumi Hukuku
Prof. Dr. Mustafa KOÇAK
Okan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı – Anayasa Hukuku
Prof. Dr. Ali Necip ORTAN
İstanbul Kültür Üniversitesi Fikri Haklar Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü
Prof. Dr. Hayrettin ÖKÇESİZ
Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Anabilim Dalı
Prof. Dr. Ayhan ÖNDER
Ceza ve Ceza Usul Hukuku
Prof. Dr. Saba ÖZMEN
Okan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Ana Bilim Dalı
Prof. Dr. Bahri ÖZTÜRK
İstanbul Kültür Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü
Prof. Dr. Adem SÖZÜER
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Cumhur ŞAHİN
Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Hakan ÜZELTÜRK
Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Vergi Hukuku Ana Bilim Dalı
Prof. Dr. Sultan ÜZELTÜRK
Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Ana Bilim Dalı
Prof. Dr. Hamdi YILMAZ
Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Ana Bilim Dalı
Prof. Dr. Serap YAZICI
Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Ana Bilim Dalı
Doç. Dr. Faruk ACAR
Marmara Üniversitesi Hukuk Medeni Hukuk Ana Bilim Dalı
Doç. Dr. Müslüm AKINCI
Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Öğretim Üyesi
Doç. Dr. Erdoğan BÜLBÜL
Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Ana Bilim Dalı
Doç. Dr. Tevfik GÜLSOY
Atatürk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı
Doç. Dr. Alper GÜMÜŞ
Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Ana Bilim Dalı
Prof. Dr. Şükran ŞIPKA
İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı
Doç. Dr. İlhan YILMAZ
Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Devletler Özel Hukuku Ana Bilim Dalı
Doç. Dr. Sevtap YOKUŞ
Kocaeli Üniversitesi Anayasa Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı
Doç. Dr. Mustafa ÇEKER
Çukurova Üniversitesi İİB Fakültesi İşletme Bölümü Ticaret Hukuku Anabilim Dalı
Doç. Dr. Pelin GÜVEN
Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Devletler Özel Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı
Doç. Dr. Ahmet Caner YENİDÜNYA
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı
Yrd. Doç. Dr. Mustafa Erdem CAN
Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Ana Bilim Dalı
Yrd. Doç. Dr. Ebru CEYLAN
İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı
Medeni Hukuk Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi
Yrd. Doç. Dr. Özlem YENERER ÇAKMUT
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Ana Bilim Dalı
Yrd. Doç. Dr. Birgül SOPACI
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Ana Bilim Dalı
Yrd. Doç. Dr. Taner AYANOĞLU
İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Ana Bilim Dalı
Haşmet Sırrı AKŞENER
İstanbul 10. Ticaret Mahkemesi E. Başkanı
Hasan ÖZKAN
Em. İstanbul Hukuk Hâkimi
Av. Atilla COŞKUN, Av. Çelik Ahmet ÇELİK, Av. Süleyman ÇETİN,
Av. İbrahim Murat HAZNEDAR, Av. Recep KAHRAMAN, Av. Dr. Filiz KESKİN,
Av. Fikret İLKİZ, Av. Hasan KÖROĞLU, Av. Mehmet UÇUM, Av. Talih UYAR
DUYURU
HUKUKİ ETKİNLİK
Değerli Meslektaşımız;
Kamuoyuna yönelik olarak Hukuk Okur Yazarlığı programı Kartal
Belediyesi ile 12 Mart 2011 tarihinden itibaren KARTAL BELEDİYESİ
HASAN ALİ YÜCEL KÜLTÜR MERKEZİ’NDE aşağıdaki program ile
devam edecektir. Sizi ve Kartal bölgesindeki dostlarınızı seminerimizde
görmekten mutluluk duyacağız.
Genel Koordinatör : Av.Filiz Saraç
Kartal Koordinatörü: Av. Perihan Sevim (GSM : 0533 622 52 06)
12 MART 2011, SAAT:13.00'DE BOŞANMA-NAFAKAVELAYET (KONUŞMACI Av.FİLİZ SARAÇ),
26 MART 2011, SAAT:11.00 EVLİLİKTE KAZANILAN
MALLARIN PAYLAŞIMI (KONUŞMACI Av. BEYHAN
AKBAŞ),
16 NİSAN 2011, SAAT:11.00 İŞTEN ÇIKARILMADA
HAKLAR (KONUŞMACI Av. SEMRA GÖK),
7 MAYIS 2011 SAAT:11.00 GÖZALTINA ALMA,
YAKALAMA, İFADE ALMADA HAKLAR
(KONUŞMACI :Av. NAFİYE DİKER)
28 MAYIS 2011 SAAT:11.00 MİRAS HUKUKU
(Av.ATİKE YAVUZ)
EDİTÖRDEN…
Değerli abonelerimiz, 2011 yılının ikinci sayısıyla sizlerle birlikte
olmanın mutluluğu içindeyiz.
Dergimizin makaleler kısmında yine çok değerli yazarların makalelerini sizinle paylaşıyoruz. Bu sayımızda Yard. Doç. Dr. Hüseyin Murat
DEVELİOĞLU’nun “6098 Sayılı Yeni Türk Borçlar Kanunu’nun ‘Taksitle
Satım’ Sözleşmesi ile İlgili Getirdiği Değişiklikler”, Arş. Gör. İlker
ÖZTAŞ’un “Katılma Alacağının Üçüncü Kişiden Talep Edilmesi”, Arş. Gör.
Tolga ŞİRİN’in “Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanun Tasarısı” Hakkında Genel Bir Değerlendirme” ve Av.
Hande Gül KÜÇÜKKAYA’nın “Anonim Ortaklıkta Genel Kurulda
Gündeme Bağlılık İlkesi” isimli makaleleri yeralmaktadır.
Dergilerimizin 2011 yılı abonelik yenileme dönemi devam etmektedir. Herbiri alanında uzman hukukçulardan oluşan yayın ve danışma
kurullarının hukuka katkı amacıyla gönüllü olarak çalıştığı zengin içeriğe sahip hukuk dergilerimiz sadece sizlerin abonelikleri ile yayın hayatına devam etmektedir. Dergilerimize abone olarak verdiğiniz destek
ile hukukun gelişmesine ve yaygınlaşmasına yapmış olduğunuz katkıların bu yılda devamın etmesini beklemekteyiz.
Legalbank elektronik hukuk programımız sizlerin değerli desteği
ile güçlenerek ve abone sayısını hızla arttırarak yoluna devam etmektedir. Önümüzdeki günlerde Dergilerimizi de elektronik ortama aktarmayı
planlamaktayız. Legalbank sitemizden ücretsiz 5 günlük tam kullanım
imkanı devam etmektedir. Programımızı denememiş abonlerimizin
www.legalbank.net internet adresinden sitemizi ziyaret etmelerini
beklemekteyiz.
Saygılarımızla
Av. Lütfürrahman BAŞÖZ
İÇİNDEKİLER
Yüksek Mahkeme Kararları Kısa Özetleri ............................................................ 499
Hukuk Haberleri....................................................................................................... 511
Hukukî Makaleler..................................................................................................... 523
6098 Sayılı Yeni Türk Borçlar Kanunu’nun “Taksitle Satım” Sözleşmesi ile İlgili
Getirdiği Değişiklikler
Yard. Doç. Dr. Hüseyin Murat DEVELİOĞLU.................................................... 525
Katılma Alacağının Üçüncü Kişiden Talep Edilmesi
Arş. Gör. İlker ÖZTAŞ ......................................................................................... 553
"Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun
Tasarısı” Hakkında Genel Bir Değerlendirme
Arş. Gör. Tolga ŞİRİN .......................................................................................... 581
Anonim Ortaklıkta Genel Kurulda Gündeme Bağlılık İlkesi
Av. Hande Gül KÜÇÜKKAYA............................................................................ 597
Yargıtay Hukuk Kararları....................................................................................... 605
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararları............................................................... 607
Yargıtay Hukuk Daire Kararları............................................................................ 649
Yargıtay Ceza Kararları .......................................................................................... 719
Yargıtay Ceza Genel Kurul Kararları.................................................................... 721
Yargıtay Ceza Daire Kararları............................................................................... 734
Danıştay Kararları.................................................................................................... 751
Danıştay Daire Kararları ....................................................................................... 753
Anayasa Mahkemesi Kararları ............................................................................... 765
Güncel Mevzuat ........................................................................................................ 769
Kanunlar.................................................................................................................... 771
Resmî Gazete Özetleri........................................................................................... 783
Önemli Bilgiler...................................................................................................... 789
Kıdem Tazminatı Tavanı....................................................................................... 791
Asgari Ücret .......................................................................................................... 791
Yıllık Ücretli İzin Süreleri..................................................................................... 794
İhbar Tazminatı ..................................................................................................... 794
İşşizlik Sigortası Primi .......................................................................................... 794
2011 Yılı Gelir Vergisi Tarifesi ............................................................................ 795
2010 Yılı Gelir Vergisi Tarifesi ............................................................................ 795
2009 Yılı Gelir Vergisi Tarifesi ............................................................................ 795
2008 Yılı Gelir Vergisi Tarifesi ............................................................................ 795
2007 Yılı Gelir Vergisi Tarifesi ............................................................................ 795
Kurumlar Vergisi Oranı ........................................................................................ 796
Geçici Vergi Oranları ............................................................................................ 796
Katma Değer Vergisi Oranları .............................................................................. 796
Yeniden Değerleme Oranı..................................................................................... 796
Değerli Kâğıtlar (2011) ......................................................................................... 796
Yasal Faizler ve Yürürlük Süreleri........................................................................ 797
Ticari Temerrüt (Avans) Faiz Oranları ................................................................. 797
Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’a Göre Gecikme Zammı
Oranları ................................................................................................................. 798
Damga Vergisi (2011)........................................................................................... 799
Harç Tarifesi (2011).............................................................................................. 801
Kira Artışına Yargıtay’ca Uygulanan Endeksler................................................... 821
Enflasyon Oranları (%) (TUİK Verilerine Göre) .................................................. 822
Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi ............................................................................ 825
CMK Avukatlık Ücret Tarifesi (2011).................................................................. 830
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ................................................................... 832
Döviz Kurları ........................................................................................................ 832
LEGAL HUKUK DERGİLERİ ABONELİK FORMU ........................................ 836
Yüksek Mahkeme Kararları Arama Dizinleri ....................................................... 837
Kavramlara Göre Arama Dizini ............................................................................ 839
Kanun Maddelerine Göre Arama Dizini ............................................................... 843
LEGALBANK ABONELİK FORMU .................................................................. 848
YÜKSEK MAHKEME KARARLARI KISA ÖZETLERİ
AİLE HUKUKU
Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminin Sona Erme Anı- Eşler
arasındaki mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle
sona ermiştir. Dava konusu taşınmazın edinildiğinin ileri sürüldüğü
tarihe göre, eşler arasında mal ayrılığı rejimi geçerli olduğundan
uyuşmazlık Borçlar Kanunu'nun genel hükümlerine göre çözüme
kavuşturulmalıdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlıkta Borçlar
Kanunu’nun başka türlü hüküm mevcut olmadığı takdirde her dava
için öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresini öngören
düzenlemenin uygulanması gerektiği açıktır............................................... 667
Evlat Edinmede Küçüğün Rızası ve Yaşı- küçüklerin mahkemece
dinlenmeleri, ilköğretim çağında olmaları nedeniyle ayırt etme
gücüne sahip olup olmadıkları gözlenerek evlat edinilmeye rıza
gösterip göstermediklerinin sorulması gerekir ............................................ 650
AVUKATLIK HUKUK
Avukatlık Kimliğinin Resmi Kimlik Olması- İtirazın iptali
davasında tartışma konusunda olan husus, davacı avukata avukatlık
kimlik belgesine dayanarak yapılan ödeme talebinin, davalı
tarafından red edilmesinin hukuka uygun olup olmadığı noktasında
toplanmaktadır. Davalı tarafından sunulması gereken geçerli
kimlik belgesinin sunulmadığı gerekçesi ile red edilmiştir.
Avukatlık kimlikleri, Resmi kimlik niteliğinde düzenmekte, tüm
resmi ve özel kuruluşları bağlamaktadır. Bu nedenle davalı
idarenin icra takibine konu alacağı ödememesi haklı ve geçerli bir
hukuki sebebe dayanmamaktadır. ............................................................... 652
BANKACILIK HUKUKU
İnternet Bankacılığında Bankanın Sorumluluğu- SMS ile şifre
bildirim veya şifre üreten cihazlar ile dinamik şifre uygulamasının
gerektiği, davalı bankanın tam kusurlu olduğu gerekçesiyle
davanın kabulüne, belirlenen tutarın davalı bankadan avans faizi
ile, diğer davalılardan reeskont faizi ile birlikte müteselsilen
tahsiline karar verilmiştir. ........................................................................... 695
Bütün kararlar bu şekilde özetli olarak dergimizin
Ocak 2011 tarihli 98. sayısından ulaşabilirsiniz
HU KU K HA B E R L E R İ
* Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı
Kullanımına İlişkin Kanun Değiştirildi
* Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun Değiştirildi
* Tebligat Kanunu, Karayolları Trafik Kanunu ve Kadastro Kanunu
Değiştirildi
* Çek Defterlerinin Baskı Şekline, Bankaların Hamile Ödemekle Yükümlü
Olduğu Miktar ile Çek Düzenleme ve Çek Hesabı Açma Yasağı Kararlarının
Bildirilmesine ve Duyurulmasına İlişkin Tebliğ Değiştirildi
* Özel Hastaneler Yönetmeliği Değiştirildi
* Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet
Esasları Hakkında Yönetmelik Değiştirildi
* Banka Kartları ve Kredi Kartları Hakkında Yönetmelik Değiştirildi
* Parasal Sınırlar ve Oranlar Hakkında Genel Tebliğ
(Sayı: 2011/1)
Haberlerin tamamına, dergimizin
Şubat 2011 tarihli 98. sayısından ulaşabilirsiniz
HU KU KÎ MA KA L E L E R
* 6098 Sayılı Yeni Türk Borçlar Kanunu’nun “Taksitle
Satım” Sözleşmesi ile İlgili Getirdiği Değişiklikler
Yard. Doç. Dr. Hüseyin Murat DEVELİOĞLU
* Katılma Alacağının Üçüncü Kişiden Talep Edilmesi
Arş. Gör. İlker ÖZTAŞ
* “Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanun Tasarısı” Hakkında Genel Bir
Değerlendirme
Arş. Gör. Tolga ŞİRİN
* Anonim Ortaklıkta Genel Kurulda Gündeme Bağlılık İlkesi
Av. Hande Gül KÜÇÜKKAYA
H
6098 SAYILI YENİ TÜRK BORÇLAR KANUNU’NUN
“TAKSİTLE SATIM” SÖZLEŞMESİ İLE İLGİLİ GETİRDİĞİ
DEĞİŞİKLİKLER
Yard. Doç. Dr. Hüseyin Murat DEVELİOĞLU *
...
Taksitle satım adı altında adî satıma nazaran farklı bir tür satım sözleşmesinin doğuş sebebi, bir yandan satım bedelinin tamamını tek seferde ödeme
imkânı bulamayan kişileri satın almak istedikleri şeyden derhal faydalandırmak
ve yapacakları ödemelerini zamana yaymak iken, diğer yandan da talebi artırmak suretiyle piyasayı canlandırarak üretime katkıda bulunmaktır. Ancak, taksitle satım, alıcı açısından bir çok sakıncaları da beraberinde getirir; özellikle
satım bedelinin peşin satıma nazaran hemen daima yüksek olmasına rağmen
sözleşmeyi uzun bir zamana yaymak suretiyle taksitlerin düşük gösterilmesi –
dolayısıyla alıcıda satım bedelinin de düşük olduğu kanaatinin oluşması – anılan sözleşmenin alıcı açısından doğurduğu sakıncaların başında gelmektedir.
Alıcı bu suretle elinde bulundurduğundan daha fazlasını harcayabilmekte ve
ileri tarihte muaccel olacak taksitleri ödeyemediği takdirde güç durumda kalabilmektedir. Satıcı da, alcının taksitleri ödememesi riskine karşı kendisini güvence altına almak amacıyla sözleşmeye bir takım kayıtlar koymakta, ancak bu
kayıtlar alıcının menfaatlerini ciddi bir biçimde tehlikeye atabilmektedir1. Taksitle satımın alıcı açısından yarattığı sakıncaların bilincinde olan kanun koyucular, kanunlara emredici hükümler koymak suretiyle bu sakıncalara karşı tedbir alma yoluna gitmişlerdir.
...
11.1.2011 tarihinde kabul edilen ve 1.7.2012 tarihinde yürürlüğe girecek
olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun temel felsefelerinden birini oluşturan sözleşmenin zayıf tarafını koruma düşüncesi taksitle satım sözleşmesi açısından oldukça ön plandadır. Kanun koyucu taksitle satımla ilgili yürürlükteki
Borçlar Kanunu’nda yer almayan sözleşmenin şekli ve içeriği (YBK m. 253),
yasal temsilcinin rızası (YBK m. 254), alıcıya tanınan “geri alma imkânı”
H
Hakem denetiminden geçmiştir.
* Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medenî Hukuk Anabilim Dalı.
1
Halûk TANDOĞAN, Borçlar Hukuku, Özel Borç İlişkileri, İstanbul 2008, s. 304 vd.
Taksitle satım sözleşmesinin alıcı açısından yarattığı sakıncalar hakkında detaylı
bilgi için bkz. Hasan OZANOĞLU, Tüketicinin Korunması Açısından Taksitle Satım
Sözleşmesi, Ankara 1999, s. 30 vd.
18
Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011
(YBK m. 255), peşinat ödeme borcu ve bunun miktarı (YBK m. 256), sözleşmenin süresi (YBK m. 256), alıcı açısından takas definden feragat etme yasağı
ve alacağın devri halinde satış bedeli alacağına ilişkin defilerin sınırlandırılması ve ortadan kaldırılması yasağı (YBK m. 257), satış bedelinin tek seferde
ödenmesi imkânı (YBK m. 258), satıcının sözleşmeden dönmesi ihtimaline
karşı hakimin müdahalesi (YBK m. 261) hakkında maddî hukukla kurallar
koymakla yetinmemiş, ayrıca Borçlar Kanunu’nda yer alan kuralları alıcı lehine geliştirmiş (YBK m. 259, 260) ve alıcıyı, satının sözleşmeye ithal edebileceği yetkili mahkeme ve hakem kayıtlarına karşı da kanunun koruması altına
almıştır (YBK m. 262). Kanun koyucu, son olarak, “Uygulama alanı” kenar
başlıklı YBK m. 263 ile taksitle satım ile ilgili emredici düzenlemelerin, taksitle satım ile aynı ekonomik amacı güden farklı işlemlerede uygulancağını
belirterek kanunun arkasından dolanılması ihtimalini de engellemiştir.
Makalenin devamına, dergimizin dergimizin
Şubat 2011 tarihli 98. sayısından ulaşabilirsiniz
H
KATILMA ALACAĞININ ÜÇÜNCÜ KİŞİDEN
TALEP EDİLMESİ
Arş. Gör. İlker ÖZTAŞ∗
ÖZET
Çalışmanın konusu, katılma alacağının üçüncü kişilerden talep edilmesine imkan tanıyan MK. m. 241 hükmüdür. Katılma alacağının borçlusu kural
olarak eşlerdir. Ancak, kanun borçlu eşin malvarlığından katılma alacağı tahsil
edilemezse, hak sahibi eşe üçüncü kişilere başvurma yetkisi tanımaktadır. MK.
m. 241 hükmü gereğince katılma alacağından dolayı kendisine karşı talepte
bulunulabilecek üçüncü kişiler, borçlu eşin yaptığı ve edinilmiş mallarda hesaba katılması gereken kazandırmalardan yararlanan kişilerdir. Alacaklı eşe
tanınan bu hak bir ve beş yıllık hak düşürücü sürelerle sınırlanmıştır. Ayrıca,
katılma alacaklısı eşe tanınan bu hakka ilişkin uyuşmazlıklara mirastaki tenkis
davasına ilişkin hükümler kıyasen uygulanır.
Anahtar Kelimeler: Katılma alacağı, edinilmiş mallara katılma, borçlu
eşin yaptığı kazandırmalar, ml rejiminde tenkis davası, katılma alacağından
üçüncü kişinin sorumluluğu
ABSTRACT
The subject of this study is Art. 241 of Turkish Civil Code which allows
the claim of co-assumption credit of spouse. In principle, co-assumption
credit’s debtors are spouses. However the Code enables the creditor spouse to
claim the credit from third parties, in case the credit can not be collected from
the debtor spouse’s assets. According to Art. 241 of Turkish Civil Code, third
parties who are subject to demand of creditor spouse, are benefitors of
acquisitions made by the debtor spouse and which should be included to
participation in accrued gains. The right entitled to creditor spouse is restricted
in one year and five years long foreclosures. Furthermore provisions about
action in abatement is also applied by analogy to disputes related to this right
entitled to creditor spouse.
...
Denkleştirme söz konusu olduğunda da genel olarak yukarıda andığımız
kuralların geçerli olacağını belirtmek gerekir. Ancak, kazandırmanın sadece
H
∗
Hakem denetiminden geçmiştir.
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Medeni Hukuk Anabilim Dalı, Araştırma
Görevlisi.
20
Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011
denkleştirme yoluyla iadesinin talep edilebildiği hallerde, denkleştirmenin niteliğinden kaynaklanan bir soruna dikkat çekmek yerinde olacaktır. Tenkisin
amacı saklı payları korumak iken, denkleştirmenin amacı mirasçılar arasında
eşitliği sağlamaktır. Mirasbırakanın altsoyuna karşılık almaksızın yaptığı kazandırmalar, aksi belirtilmedikçe, miras payına mahsuben yapılmış sayılır
(MK.m 669/f.2). Denkleştirmenin amacı mirasçılar arasında eşitlik sağlamak
olduğundan, denkleştirme yükümlüsü, kazandırmanın tamamını iade etmekle
yükümlüdür. Acaba denkleştirme yükümlüsü eş açısından da aynı sonuca varmak isabetli olacak mıdır? İlk olarak belirtmek gerekir ki, mirasbırakanın sağlığında eşi lehine yaptığı kazandırmalar, kural olarak miras payına mahsuben
yapılmış kabul edilmezler. Ancak mirasbırakanın iradesinin aksi yönde olması
mümkündür. Bu durumda, sağ kalan eş kazandırmanın tamamını iade etmemelidir. Zira kazandırma konusu edinilmiş maldır ve bu mal üzerinden hesaplanacak artık değer üzerinde sağ kalan eş de hak sahibidir. Bu nedenle, sağ kalan eşin
denkleştirme yükümlülüğünün kapsamı belirlenirken, mal rejimine ilişkin tasfiye
gerçekleştikten sonra kazandırmadan geriye kalan kısım dikkate alınmalıdır1.
Makalenin devamına, dergimizin dergimizin
Şubat 2011 tarihli 98. sayısından ulaşabilirsiniz
1
HAUSHEER/REUSSER/GEISER, Art. 220, N.68; GÜMÜŞ, s. 419.
“ANAYASA MAHKEMESİNİN KURULUŞU VE YARGILAMA
USULLERİ HAKKINDA KANUN TASARISI” HAKKINDA
GENEL BİR DEĞERLENDİRME
Arş. Gör. Tolga ŞİRİN*
12 Eylül 2010 referandumunun en tartışmalı konularından birisi Anayasa
Mahkemesinin yapısına ilişkin değişiklikti. Bu değişiklikler üzerine çokça yazıldı, yazılacaktır da. Gelinen aşamada söz konusu değişikliklere bağlı olarak
Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun1
yenilenmesi gündeme gelmiştir. Ancak Tasarının2 birçok hükmü, bizzat Anayasa değişikliği kadar önemli bazı yenilikler ve buna bağlı olarak bir dizi tartışmayı beraberinde getirecek görünmektedir. Bu makalede, Tasarıda hemen ilk
bakışta dikkatimizi çeken noktaların üzerinde duracağız.
...
1982 Anayasasının “milli güvenlik devleti” doktrini ışığında soğuk savaş
konjonktüründe hazırlanan, yargısal denetimi mümkün olduğunca daraltıldığı,
yürütmenin güçlendirildiği ve olağanüstü durum, sanki her zaman devam edecekmiş gibi hazırlanan bir anayasa olduğu artık herkesin malumudur. Buna
bağlı olarak da, bu anayasanın ilk metninin, anayasa içinde ikinci bir anayasa
yaratacak kadar çok “istisna anayasa” hükmü bünyesinde barındırdığı da, (o
veya bu şekilde) sıklıkla konuşulan bir gerçektir. Bununla beraber, 1982 Anayasanın bu niteliği zaman içerisinde nispeten düzeltilmiş, ayrıca soğuk savaşın
sona ermesinden sonra oluşan yeni dünya düzeninde Türkiye’ye, iktisadi liberalizmin yanında, en azından görünürde ‘siyasal liberal’ (veya daha ‘sivil’) bir
misyon biçilmeye başlanmıştır. Öyle ki Türkiye-AB ilişkileri veya Türkiye’nin
İHAM önünde düştüğü hazin durum da anayasal sistemde de bir takım değişiklikleri gündeme getirmiştir.
Dolayısıyla tüm bu gelişmeler ışığında, Türkiye anayasa yargısında yapılacak değişikliklerde beklentilerin yüksek olması son derece normadir. Ancak
yukarıda incelemeye çalıştığımız tasarı, bu beklentiler karşısında, büyük bir
hayal kırıklığı yaratmaktadır. Öyle ki Tasarı, bırakalım asgari beklentileri karşılamayı, mevcut Anayasanın bile gerisinde kalan hükümler içermektedir.
Şöyle ki, yukarıda dikkat çektiğimiz üzere OHAL KHK’larının itiraz yolu ile
denetimi, olağan KHK’ların ise şekil denetimi, Anayasa lafzına göre bile mümkün
iken bu imkan, geçici 15’inci madde zırhı ile korunmuş olan 2949 sayılı yasa yoluyla
daraltmıştı. Şimdi, aradan 30 yıl geçtikten sonra, hele ki Türkiye’nin ‘sivilleşme’
*
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Anayasa Hukuku Anabilim Dalı
Kanun metni için bkz. http://tinyurl.com/67lysyw (13.01.2011)
2
Tasarı metni için bkz. http://tinyurl.com/64xokfr (13.01.2011)
1
22
Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011
iddiası taşıdığı, çok daha farklı bir dünya konjonktüründe, bu daraltıcı faaliyetin,
‘yeni’ bir yasa ile sürdürülmesi anlaşılır olmaktan uzaktır.
Yargı denetimine kapalı alanlar bir tarafa, yine aktardığımız üzere Anayasanın kendi metnindeki ‘10 yıllık süre yasağı’ farklı yorumlara müsaittir.
2010 değişikliklerinde, bu hüküm Anayasadan çıkartılmamış olsa da, Anayasa
metnindeki bu konudaki muğlaklık pekala yasa yoluyla hak lehine şekillendirilebilirdi.
Diğer taraftan ‘anayasa şikayeti’ gibi, insan hakları açısından köklü bir
gelişmeye yol açabilecek bir kurumun, İHAM ile asimetri yaratacak biçimde
düzenlenmesi ve anayasadaki ifadelerin -içlerinin belli bir ölçüde daraltılması
suretiyle- uygulama yasasına yerleştirilmesi, bu kurumun getireceği ‘çözümlere’ yönelik şüphe yaratmaktadır.
Dolayısıyla, yukarıda ifade ettiğimiz eleştiriler de dikkate alınarak, tasarının 2010 Türkiyesine uygun biçimde ve hak temelli olarak köklü bir şekilde
gözden geçirilmesinin zorunludur.
Makalenin devamına, dergimizin dergimizin
Şubat 2011 tarihli 98. sayısından ulaşabilirsiniz
ANONİM ORTAKLIKTA GENEL KURULDA
GÜNDEME BAĞLILIK İLKESİ
Av. Hande Gül KÜÇÜKKAYA
...
Anonim ortaklıkların genel kurulunda gündeme bağlılık ilkesi esastır.
Genel kurulu toplantıya davete ilişkin olan ilan ve davet mektuplarında gündemin gösterilmesi lazımdır. Gündemde gösterilmeyen hususlar müzakere olunamaz.
Gündeme bağlılık ilkesi, genel kurul toplantısında görüşülecek ve karara
bağlanacak konularda pay sahiplerinin bilgilendirilmelerini, toplantıya hazırlanmalarını ve toplantıya katılıp katılmama konusunda bir karar vermelerini,
toplantıya katılmayan pay sahiplerinin gündemde gösterilmeyen konuların
görüşülerek veya karar bağlanarak istemedikleri sonuçlarla karşılaşmalarını
önlemeyi amaçlar.
Gündemin değişmezliği ilkesinin de istisnaları mevcuttur. Yönetim kurulu üyelerinin azli ve seçilmesi, yönetim kurulu üyeleri hakkında hukuki sorumluluk davası açılması, özel denetçi tayini, çağrısız genel kurul toplantısında
gündeme madde eklenmesi, bilanço görüşmelerinin ertelenmesi ve Sanayi ve
Ticaret Bakanlığı’nın gündeme alınmasını istediği konular genel kurul gündeminde yer almasa dahi görüşülüp karara bağlanabilir.
...
Genel kurul toplantılarında daha önceden ilan edilen gündemdeki konular görüşülebilir ve bunlar hakkında karar alınabilir. Kural olarak gündemde
bulunmayan konular genel kurulda görüşülemez ve karara bağlanamaz.
Genel Kurul toplantısında gündemde bulunmayan bir konunun görüşülmesi ve karar bağlanması halinde alınan karar iptali istenebilen bir karar niteliğindedir.
Özel denetçi seçimi için genel kurul gündeminde bir madde bulunması
gerekmeyip, genel kurul görüşmeleri sırasında koşullarlın varlığı halinde ve
ilgililerin istemi üzerine özel denetçi seçilir.
Yönetim kurulu üyeleri esas sözleşme ile tayin edilmiş olsalar dahi genel
kurul kararı ile azlolunalabilir. Gündemde yer almamış olsa dahi, genel kurulda
organların azli teklif edilerek azledilebilirler ve yerlerine yenileri seçilebilir.
Ticaret Kanunu gereğince bütün pay sahiplerinin veya temsilcilerinin hazır bulunması ve herhangi bir ortağın itiraz etmemesi halinde çağrı usulüne
uyulmaksızın anonim şirket genel kurul toplantısı yapılabilir.
24
Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011
Bilançoya ilişkin görüşmeler sermayenin onda birine sahip olan azınlığın
veya ekseriyetin talebi üzerine gündemde bulunmasa bile bir ay sonraya
ertlenebilir.
Genel Kurul şirketin zarara uğramasına sebebiyet veren yönetim kurulu
üyeleri hakkında, genel kurulda bilançonun veya yönetim kurulunun ibrasını
görüşülmesi aşamasında yönetim kurulu üyeleri aleyhine hukuki sorumluluk
davası açılmasına karar verebilir.
TBMM Genel Kurulu’nun gündeminde bulunan Ticaret Kanunu Tasarısı’nın 413/2. maddesinde, gündemde bulunmayan konuların genel kurulda
görüşülemeyeceği ve karara bağlanamayacağı, kanuni istisnaların ise saklı olduğunu hüküm altına alınmıştır. Tasarı gündeme bağlılık ilkesini devam ettirmekte ve istisnalarının olduğunu vurgulamaktadır.
Makalenin devamına, dergimizin dergimizin
Şubat 2011 tarihli 98. sayısından ulaşabilirsiniz
YARGITAY
HU KU K KA R A R L A R I
* Yargıtay Hukuk Genel Kurul Kararları
* Yargıtay Hukuk Daire Kararları
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARLARI
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No.
2010/10-550
Karar No. 2010/561
Tarihi:
03.11.2010
•
•
•
•
ÖZETİ:
İlgili Kanun/Madde
492 s. HarçlarK/1, 2, 13, 15, 21, 28, 32
1086 s. HUMK/417, 423
2709 s. AY/36, 73
6183 s. AATUHK/58
ÖDEME EMRİNİN İPTALİ
YARGILAMA GİDERLERİNDEN MUAF OLMA
HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜ
ADİL YARGILANMA HAKKI
Taraflar arasındaki ödeme emrinin iptali
davasında, davalı tarafın harçtan muaf olması nedeniyle, davanın davacı lehine sonuçlanması halinde, mahkemece peşin alınan
karar ve ilam harcı davacıya iade edilecek ve
bu durumda davacının harç ödeme yükümlülüğü bulunmayacaktır. Davanın kısmen
veya tamamen reddi halinde ise, alınması
gereken karar ve ilam harcı maktu red harcından daha fazla olamayacaktır. Burada alınması
gereken harç maktu olup, nispi olmadığından
alınacak peşin harç miktarı da en fazla maktu
harç miktarı kadar olabilecektir.
Aksine bir yaklaşımla, davanın niteliği gereği
nispi harca tabi davalardan olduğu gerekçesiyle, davacıyı yargılamanın başında yargılamanın sonunda yükümlü tutulacağı harç
miktarından daha fazla harcı yatırmakla
yükümlü tutmak ve yatırması halinde dava
sonunda alınması gereken maktu karar ve
ilam harcını bu miktardan mahsup ederek
bakiyesinin istek halinde davacıya iadesine karar
vermek ya da bu miktar yatırılmadığı takdirde
dosyanın işlemden kaldırılmasına hükmetmek,
hak arama özgürlüğü ve adil yargılanma hakkının da ihlali niteliğinde olacaktır.
O halde, eldeki davada davalı SGK'nın harçtan muaf olduğu gözetildiğinde, dava açılırken davacı tarafından yatırılan maktu harç,
her halükarda Harçlar Kanunu'nun 28.
maddesi uyarınca dava sonunda alınması
gereken karar ve ilam harcının tamamını
karşılamakla, ikmali gereken harç bulunmadığı gibi; sonuçta hükmedilecek bakiye karar
ve ilam harcı da bulunmadığından mahkemenin bu yöndeki direnme kararı usul ve yasaya uygun olup, yerindedir.
Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011
28
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No.
2010/5-662
Karar No. 2010/551
Tarihi:
15.12.2010
•
•
•
ÖZETİ:
İlgili Kanun/Madde
AİHS(1.Protokol)/1
334 s. MülgaAY/11, 36
491 s. Mülga1924Anayasası/70, 71, 79
743 s. MülgaTMK/618
2709 s. AY/13, 35, 46
2949 s. AnayasaMahkemesiK/29
3194 s. İmarK/8, 10, 13
4721 s. TMK/683
KAMULAŞTIRMASIZ EL ATMA NEDENİYLE
TAZMİNAT
FİİLEN HAYATA GEÇİRİLMEYEN İMAR
PLANLARI
MÜLKİYET HAKKI
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atma
nedeniyle tazminat davasında, bozma ve direnme kararlarının içerik ve kapsamları itibariyle uyuşmazlık; dava konusu taşınmaza
davalı idarece fiilen el atılmamış olmasına
karşın, Uygulama İmar Planında İlköğretim
Tesisi Alanına ayrılmış olması nedeniyle kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının
kabul edilip edilemeyeceği, noktasında toplanmaktadır.
Uzun yıllar programa alınmayan imar planının fiilen hayata geçirilmemesi nedeniyle
kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen
davalı İdarece, pasif ve suskun kalınmak ve
işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza
müdahale edildiği; bu haliyle idarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve
onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip bulunan kamulaştırmasız el koyma olgusunun
varlığı için yeterli bulunduğu, her türlü
izahtan varestedir. Bu itibarla, kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi
davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el
koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin
bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden
değer karşılığının verilmesini isteyebileceği
açıktır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurul ve Daire Kararları
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No.
2010/7-473
Karar No. 2010/520
Tarihi:
20.10.2010
•
•
ÖZETİ:
•
ÖZETİ:
İlgili Kanun/Madde
1086 s. HUMK/429
5253 s. DerneklerK/21, 32
DERNEKLERE ZAYİ BELGESİ VERİLMESİ
HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE
Taraflar arasındaki zayi belgesi verilmesi
davasında, Yerel Mahkeme ile Özel Daire
arasındaki uyuşmazlık; Dernekler kanununda öngörülen onbeş günlük sürenin hak
düşürücü nitelikte olup olmadığı, işin esası
yönünden de davacı tarafça karar defterinin
kaybolmaması için gerekli dikkat ve özenin
gösterilip, gösterilmediği noktalarında toplanmaktadır. Mahkemece yapılacak iş; kanunda aranan başvuru süresinin hak düşürücü süre olmaması nedeniyle işin esasına
yönelik delilleri toplamak ve özellikle karar
defterinin kasten veya kasta yakın bir kusurun varlığı nedeniyle zayi olup olmadığını
araştırarak sonucuna göre bir karar vermek
olmalıdır.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No.
2010/10-428
Karar No. 2010/437
Tarihi:
29.09.2010
•
•
29
İlgili Kanun/Madde
1479 s. Bağ-KurK/53
2926 s. TarımBağ-KurK/2, 3, 5, 7,
9, 10, 36
5510 s. SSGSSK/4, Gç7
TARIM BAĞKUR SİGORTALILIĞIN TESBİTİ
KESİNTİSİZ OLARAK TARIMSAL
FAALİYETTE BULUNMA ŞARTI
GEÇİMİNİ ÇİFTÇİLİKLE SAĞLAMA ŞARTI
2926 sayılı Kanun'un 10. maddesine göre
kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve
Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler
kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T. Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların
kayıtlatının esas alınacağı da belirgindir. O
halde, bu kayıtların tarımda kendi adına ve
hesabına bağımsız çalışmanın yasal karnesi
olduğu ortadadır. Yargıtay'ın kararlılık kazanmış uygulaması ile de, Tarım Bağ-Kurluluğun kanıtlanması yönünde zirai kuruluşla-
Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011
30
luğun kanıtlanması yönünde zirai kuruluşların kayıtları karine olarak kabul edilmektedir.
Mahkemece, 1997, 1998, 2000 yıllarına ilişkin olmak üzere davacının tarımsal faaliyetine dair gerekli araştırma yapılarak elde
edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekir.
Yanılgılı değerlendirme ile davanın tümden
kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No.
2010/5-456
Karar No. 2010/409
Tarihi:
22.09.2010
•
•
•
ÖZETİ:
İlgili Kanun/Madde
2709 s. AY/46
2942 s. KamulaştırmaK/8, 10, 14,
16, 17, 19, 25
KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN MAHKEMECE
TESPİTİ
TAŞINMAZ MALIN İDARE ADINA TESCİLİ
KAZANILMIŞ HAKLAR
Taraflar arasındaki “Kamulaştırma bedelinin
tespiti ve tescil” davasında, uyuşmazlık; dava
konusu taşınmaza kapama kavaklık niteliğiyle olarak değer biçilirken, enkaz bedelinin
düşülmesinin gerekip gerekmediği noktasında
toplanmaktadır.
Tarafların temyizi üzerine yapılan ilk bozma
gerekçesine Yerel Mahkemece uyulmakla,
davalı taraf açısından usulü kazanılmış hak
oluştuğu her türlü duraksamadan uzaktır.
Kapama kavaklık gelirine göre taşınmazın
değeri belirlenirken, enkaz bedelinin düşülmemesi yönünde yapılacak olan hesaplamanın da, birim fiyat üzerinden değil; net gelir
esas alınarak yapılacak hesaplama olması
gerektiği kuşkusuzdur. Taşınmaza kapama
kavaklık geliri esas alınarak yapılacak değer
tespitinde, enkaz bedelinin düşülmemesi halinde belirlenecek nihai kamulaştırma bedelinin, direnme kararında hükmedilen bedelden
daha yüksek miktarda olacağı açıktır. Ancak,
direnme kararının salt davacı idare vekilince
temyiz edildiği, davalı tarafça temyiz isteminde bulunulmadığı gözetildiğinde, direnme
kararında hükmedilen miktardan fazlasının
hüküm altına alınamayacağı her türlü duraksamadan uzaktır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurul ve Daire Kararları
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No.
2010/19-376
Karar No. 2010/397
Tarihi:
14.07.2010
•
•
ÖZETİ:
31
İlgili Kanun/Madde
2004 s. İİK/66, 67
ÖDEME EMRİNE YAPILAN İTİRAZIN İPTALİ
ALACAĞIN LİKİT OLMASI
Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasında, uyuşmazlık dava konusu alacağın bilinebilir (muayyen, likit) olup olmadığı, belirlenecek sonuca göre, İİK'nun 67/2. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı noktasında
toplanmaktadır.
İtirazın iptali halinde alacaklının icra inkar
tazminatı isteyebilmesi için gerek uygulamada, gerekse öğretide öngörülen alacaktaki
likit yani muayyenlik ve belirlenebilirlik niteliği ve koşulunun bulunmadığı açıktır. Borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması ilkesi
gözetildiğinde, gerek icra takip ve gerekse
dava tarihi itibariyle likit bir alacak bulunmamaktadır. Bu durumda inkar tazminatından sorumlu tutulması da hukuken olanaklı
değildir.
Kararların devamına, dergimizin
Şubat 2011 tarihli 98. sayısından ulaşabilirsiniz
YARGITAY HUKUK DAİRE KARARLARI
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2009/16489
Karar No. 2010/20078
Tarihi:
01.12.2010
•
•
ÖZETİ:
GAİPLİK KARARINDA USUL
İLANLA ÇAĞRI YAPILMASI ZORUNLULUĞU
Gaiplik kararının verilebilmesi için, mahkemece, gaipliğine karar verilecek kişi hakkında
bilgisi bulunan kimselerin, belirli bir sürede
bilgi vermeleri için usulüne göre yapılan
ilanla çağrılması gerekmektedir. Bu süre ilk
ilanın yapıldığı günden başlayarak en az altı
aydır. Mahkemece Türk Medeni Kanunununda öngörülen ikinci bir ilan yapılmadan gaipliğe karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
2009/16483
Esas No.
Karar No. 2010/19941
Tarihi:
30.11.2010
•
•
•
ÖZETİ:
İlgili Kanun/Madde
1086 s. HUMK/427
4721 s. TMK/33
İlgili Kanun/Madde
4721 s. TMK/308, 316
4787 s. AileMahK/4
EVLAT EDİNMEDE KÜÇÜĞÜN RIZASI VE
YAŞI
EVLAT EDİNMEDE MAHKEMENİN
GÖREVLERİ
AİLE MAHKEMELERİNİN GÖREVLERİNİN
KAPSAMI
Evlat edinme davalarında, görevli olan asliye
hukuk mahkemesinin görevi, aile mahkemelerinin kuruluşuyla sona erdiğinden mahkemece davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekmektedir. Diğer taraftan, evlat
edinmeye, ancak esaslı sayılan her türlü durum ve koşulların kapsamlı biçimde araştırılmasından, evlat edinen ile edinilenin dinlenmelerinden ve gerektiğinde uzmanların
görüşünün alınmasından sonra karar verilir
ve ayırt etme gücüne sahip olan küçük, rızası
olmadıkça evlat edinilemez.
Somut olayda küçüklerin mahkemece dinlenmeleri, ilköğretim çağında olmaları nedeniyle ayırt etme gücüne sahip olup olmadıkları gözlenerek evlat edinilmeye rıza gösterip
göstermediklerinin sorulması gerekirken,
duruşmaya da katıldıkları halde beyanları
Yargıtay Hukuk Genel Kurul ve Daire Kararları
33
duruşmaya da katıldıkları halde beyanları
alınmadan davanın kabulüne karar verilmesi
usul ve yasaya aykırı bulunmuştur
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2009/16488
Karar No. 2010/19766
Tarihi:
29.11.2010
•
•
•
ÖZETİ:
İlgili Kanun/Madde
2675 s. MülgaMÖHUK/36, 37,
39, 42
5718 s. MÖHUK/52, 53, 55, 58
YABANCI MAHKEME KARARLARININ
TANINMASI
MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUKTA USUL
TARAFLARIN SAVUNMA HAKKI
Boşanmaya ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınmasına karar verilmesinin istendiği
davada, tanıma talebinin incelenmesi ve karara bağlanması tenfiz davalarındaki usul ve
esasa tabi olup, yabancı mahkeme kararının
tanınması, kararın Türk Mahkemelerinde
kesin delil veya kesin hüküm olarak kabulü
sonucunu doğurmaktadır. Bu itabarla, diğer
eşe husumet yöneltilmesi, tanıma talebini
içeren dilekçenin duruşma günü ile birlikte
karşı tarafa tebliğ edilmesi, duruşma gününde de basit yargılama usulü hükümlerine
göre incelenerek karara bağlanması gerekmektedir. Mahkemece,, taraf teşkili yapılmaksızın duruşma açılarak, karşı tarafa savunma
imkanı sağlanmadan davanın kabulüne karar
verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2010/18472
Karar No. 2010/21065
Tarihi:
21.12.2010
•
•
•
•
ÖZETİ:
İlgili Kanun/Madde
1136 s. AvK/9
2004 s. İİK/67
AVUKATLIK KİMLİĞİNİN RESMİ KİMLİK
OLMASI
AVUKATLIK KİMLİĞİNİN HUKUKİ NİTELİĞİ
İTİRAZIN İPTALİNDE KÖTÜ NİYET
ÖDEME EMRİNE YAPILAN İTİRAZIN İPTALİ
İtirazın iptali davasında tartışma konusunda
olan husus, davacı avukata avukatlık kimlik
belgesine dayanarak yapılan ödeme talebinin,
davalı tarafından red edilmesinin hukuka uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davalı tarafından sunulması gereken
geçerli kimlik belgesinin sunulmadığı gerekçesi ile red edilmiştir. Avukatlık kimlikleri,
Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011
34
çesi ile red edilmiştir. Avukatlık kimlikleri,
“Resmi kimlik” niteliğinde düzenmekte, tüm
resmi ve özel kuruluşları bağlamaktadır. Bu
nedenle davalı idarenin icra takibine konu
alacağı ödememesi haklı ve geçerli bir hukuki
sebebe dayanmamaktadır. Bu nedenlerle
davalının haksız itirazının iptali ile takibin
devamına karar verilmesi gerektiği vicdani
kanaatine varılmıştır. Ancak dava konusu bu
uyuşmazlığın, geçerli bir kimlik belgesinin
ibraz edilip edilmemesi sebebine dayanması,
bu konuda Yargıtay ve Danıştay kararlarında
uygulama birliğinin bulunmaması, yönetmelik hükümleri dikkate alınarak idarenin parayı ödememesinin Yönetmeliğe göre yapılan
işlemden kaynaklanması dikkate alınarak,
davalının kötü niyetle yaptığı bir itirazın bulunmadığı ve alacağın tahsili yargılamayı
gerektiği mahkememizce benimsendiğinden
davacının % 40 icra inkar tazminatı talebinin
reddine karar verilmesi gerektiği vicdani kanaatine varılmıştır.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2010/12003
Karar No. 2010/17360
Tarihi:
25.10.2010
•
•
•
ÖZETİ:
İlgili Kanun/Madde
1086 s. HUMK/8
SİTE YÖNETİMİ
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN GENEL
GÖREVLİ MAHKEME OLMASI
GÖREVSİZLİK KARARI
Davada; birden fazla parsel üzerinde kurulu
bulunan sitenin yönetim kurulu üyesi olan
davalıların bu sıfatlarının kalmadığının tespiti istenilmiştir.
Birden çok parsel üzerinde kurulu bulunan
toplu yapılar Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamına dahil edilmiş ise de; yönetim planında
gerekli değişiklikleri yaparak toplu yapı yönetimine geçmemiş olan yapılarda Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin uygulama olanağı yoktur. Böyle olunca görev hususunun
da Kat Mülkiyeti Kanunu'na göre değil, genel
hükümlere göre belirlenmesi gerekmektedir.
Kural olarak da; Asliye Hukuk Mahkemesinin görevi asıl, Sulh Hukuk Mahkemesinin
görevi ise istisna niteliğindedir. Konusu para
olmayan veya para ile değerlendirilemeyen
davalar ile yasanın açık bir biçimde Sulh
Hukuk Mahkemesini görevlendirmediği bütün davalar Asliye Hukuk Mahkemesinde görülür. Mahkemece görevsizlik kararı veril-
Yargıtay Hukuk Genel Kurul ve Daire Kararları
35
rülür. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, kamu düzenine ilişkin olan
bu husus gözetilmeksizin davanın esası hakkında hüküm tesisi doğru olmayıp, bozmayı
gerektirmiştir.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2009/8800
Karar No. 2010/8447
Tarihi:
12.07.2010
•
•
•
ÖZETİ:
KAMU GÖREVLİLERİ SENDİKALARININ
KAPATILMASI TALEBİ
KÖY VE MAHALLE MUHTARININ STATÜSÜ
İŞ MAHKEMESİNİN GÖREV ALANI
Dava, Köy ve Mahalle Muhtarları tarafından
kurulan davalı sendikanın kapatılması isteğine ilişkindir. Kanundaki tanımlama şekline
göre Köy ve Mahalle Muhtarlarının da kamu
görevlisi statüsünde olduklarının kabulü gerekir. Bu nedenle Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu uygulaması kapsamında kurulmuş olduğu anlaşılan davalı sendikanın
kapatılmasına ilişkin davaya bakma görevi
aynı Yasa uyarınca iş mahkemesine aittir. Bu
itibarla görev yönünden dava dilekçesinin
reddedilmesi gerekmektedir.
YARGITAY
5. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2010/11100
Karar No. 2010/17676
Tarihi:
19.10.2010
•
İlgili Kanun/Madde
4688 s. KamuSendikaK/2, 3, 6
İlgili Kanun/Madde
2942 s. KamulaştırmaK/14, 25
7201 s. TebligatK/32
KAMULAŞTIRMASIZ EL ATILAN TAŞINMAZ
BEDELİNİN TAHSİLİ
• KAMULAŞTIRMAYA KONU TAŞINMAZ
MALIN MALİKİNİN DAVA HAKKI
• USULÜNE AYKIRI TEBLİĞİN HÜKMÜ
ÖZETİ: Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz
bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Kamulaştırma Kanunununda belirtilen 30 günlük
hak düşürücü süre kamulaştırma işleminin
mal sahibine noterden yapılan tebligatla
başlar. Davacıların murisine yapılan tebligat
mevcut olmadığından davacılar başlamış bir
kamulaştırma mevcut değildir. Mahkemece
kamulaştırma bedelinin bankadan çekilmesi
kamulaştırma işleminin tebliği olarak kabul
edilmişse de; kamulaştırma bedelinin banka-
Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011
36
edilmişse de; kamulaştırma bedelinin bankadan alınması ancak geçersiz dahi olsa yapılmış bir tebligat bulunması halinde tebligatı
geçerli hale getirir. Davacılar veya murisine
çıkarılmış herhangi bir tebligat bulunmadığından işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekmektedir.
YARGITAY
5. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2010/9818
Karar No. 2010/16805
07.10.2010
Tarihi:
•
•
ÖZETİ:
İDARENİN TAPU İPTALİ VE TESCİLİ İSTEMİ
KAMULAŞTIRMADA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE
Dava, tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya
kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi
arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya
kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya
kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut
irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması
hallerinde, hak sahiplerine idare ile uzlaşma
ve uzlaşılmaması halinde dava açma hakkı
tanınmış olup, idarenin Kamulaştırma Kanunu'nun 38. maddesine dayalı olarak tapu iptal ve tescil davası açma imkanı kalmamıştır.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2010/10265
Karar No. 2010/13131
Tarihi:
01.12.2010
•
•
•
•
ÖZETİ:
İlgili Kanun/Madde
2942 s. KamulaştırmaK/38
İlgili Kanun/Madde
2004 s. İİK/67
MUACCELİYET KOŞULU
TEMERRÜT NEDENİYLE TAHLİYE
KİRA ALACAĞININ TAHSİLİ AMACIYLA
BAŞLATILAN TAHLİYE
ÖDEME EMRİNE YAPILAN İTİRAZIN
KALDIRILMASI
Dava, kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan tahliye istekli icra takibine vaki itiraz
üzerine itirazın kaldırılması, tahliye ve % 40
tazminat isteğine ilişkindir. Davacı alacaklı
dava dilekçesinde, Mayıs ve Haziran 2010
aylarının sözleşmedeki muacceliyet şartına
Yargıtay Hukuk Genel Kurul ve Daire Kararları
37
aylarının sözleşmedeki muacceliyet şartına
bağlı olarak takibe konu edildiğini açıklamıştır. Borçlu tarafından itiraz edilmeyen 2010
Nisan ayı ile eksik ödenen Şubat ve Mart ayı
kira paralarının takip dosyasına 12.05.2010
tarihinde ödenmiş olması karşısında muacceliyet koşulu gerçekleşmiştir. Buna bağlı
olarak da itiraza konu Mayıs ve Haziran 2010
aylarına ilişkin kira borcunun yasal 30 günlük sürede ödenmediğinin kabulü ile mahkemece ödenmeyen kısım üzerinden itirazın
kaldırılmasına, takibin devamına ve temerrüt
nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekmektedir.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
2010/2603
Esas No.
Karar No. 2010/7405
Tarihi:
17.06.2010
•
•
ÖZETİ:
İlgili Kanun/Madde
1086 s. HUMK/176
2004 s. İİK/194
KİRA ALACAĞININ TAHSİLİ AMACIYLA
BAŞLATILAN İCRA TAKİBİ
ADLİ TATİLDE GÖRÜLECEK DAVA VE İŞLER
Davacı tarafından kira alacağının tahsili
amacıyla başlatılan icra takibine davalı
borçlunun itiraz etmesi üzerine davacı, icra
mahkemesinden itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Gerek uygulamada gerekse öğretide tahliye davalarının
acele davalardan olduğu tartışmasızdır. Ayrıca kanunda adli tatilde görülen davalar
arasında tahliye davaları da sayılmıştır. Zira
tahliye davaları basit yargılamaya tabi, yasa
koyucu tarafından bir an önce çözümü
amaçlanan davalardandır. Somut olayda,
davalı kiracının iflasın ertelenmesine kadar
takip yapılmamasına ve yapılan takiplerin
durdurulmasına karar verilmiştir. Mahkemenin ilamı iflas ile ilgili tedbir kararı olup sadece infazı etkiler.
Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011
38
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2010/5659
Karar No. 2010/7038
Tarihi:
07.12.2010
•
•
•
•
•
•
ÖZETİ:
TAŞINMAZ ÜZERİNDE BULUNAN
MUHDESATIN AİDİYETİNİN TESPİTİ
TAŞINMAZ ÜZERİNDE YAPILAN
İYİLEŞTİRME BEDELİNİN TESBİTİ
AHLAKİ GÖREV NİTELİĞİNDE YAPILAN
HARCAMALAR
SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMEDE SORUMLULUK
KOŞULLARI
KADASTRO TUTANAKLARININ
KESİNLEŞMESİ
HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE
Dava taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın
aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Taşınmaz başında yeniden keşif yapılarak, dava
konusu muhdesatın kadastro tespitinden önce
mi sonra mı yapıldığı, yıkılıp yeniden mi inşa
edildiği yoksa tadilat mı yapıldığı, yapılanların davacının kendi adına mı yoksa miras
bırakan babası adına ahlaki görev olarak mı
yapıldığı hakkında davacı ve bildirildiği takdirde davalı tanıklarından olaylara dayalı
bilgi alınmalı, taşınmazın tapu kaydında
gösterilen muhdesat ile dava konusu muhdesatın aynı olduklarının belirlenmesi halinde hak düşürücü süre gözetilmeli, muhdesatların farklı olduklarının belirlenmesi
halinde ise hukuki olgular göz önünde tutulmak suretiyle toplanan ve toplanacak tüm
deliller bir arada değerlendirilerek sonucuna
uygun bir karar verilmelidir.
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2010/1229
Karar No. 2010/3312
Tarihi:
01.06.2010
•
•
•
ÖZETİ:
İlgili Kanun/Madde
818 s. BK/61
3402 s. KadastroK/12
İlgili Kanun/Madde
818 s. BK/41
3095 s. FaizK/2
HAKSIZ FİİLDEN KAYNAKLANAN
TAZMİNAT
ALT YÜKLENİCİNİN SORUMLULUĞU
TEMERRÜT FAİZİ VE ORANI
Dava, haksız fiilden kaynaklanan tazminat
istemine ilişkindir. Davacı taraf alt yüklenici
olan davalıya ait kepçe ile yapılan kazı çalışmaları sırasında yer altı kablolarına hasar
Yargıtay Hukuk Genel Kurul ve Daire Kararları
39
maları sırasında yer altı kablolarına hasar
verildiğini öne sürmüştür. Mahkemece, hasara neden olan kazı çalışmasının dayanağı
Su Kanalı Açma Sözleşmesinin dava dışı iş
sahibi ile diğer davalı arasında yapıldığı,
gerekçesiyle alt yüklenici hakkındaki davanın
reddine karar verilmiştir. Hasarın davalı alt
yüklenicinin kazı çalışmaları sırasında meydana geldiği dikkate alındığında, anılan şirketin haksız fiil faili sıfatıyla sorumlu olduğu
kuşkusuzdur. Yasal düzenlemelere aykırı
hüküm verilemez. Her iki davalının da birlikte zarardan sorumlu tutulması gerekirken
yersiz gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, haksız fiilin
meydana geldiği tarihten itibaren avans faizine hükmedilmesi gerekirken, yasal faize
hükmedilmesi yasaya aykırıdır.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2010/1855
Karar No. 2010/3896
Tarihi:
13.07.2010
•
•
•
•
ÖZETİ:
İlgili Kanun/Madde
743 s. MülgaTMK/170
818 s. BK/125
4721 s. TMK/178, 202, 225
5718 s. MÖHUK/59
ALACAKLARDA ON YILLIK ZAMANAŞIMI
SÜRESİ
BOŞANMA NEDENİYLE DOĞAN DAVA
HAKLARINDA ZAMANAŞIMI
EŞLER ARASINDA YASAL MAL REJİMİ
EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA REJİMİNİN
SONA ERME ANI
Dava, mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu
dönemde edinilen mala yapılan katkı payı
alacağına ilişkindir. Buna göre, zamanaşımı
süresinin başlangıcı olarak yabancı mahkeme
tarafından verilen kararın kesinleşme tarihinin esas alınmasında herhangi bir isabetsizlik
yoktur. Davacı tarafından katkının yapıldığı
ve taşınmazın kooperatif üyeliği ile edinildiği
iddia edilen tarih itibariyle eşler arasında
“mal ayrılığı” rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi boşanma davasının açıldığı
tarih itibariyle sona ermiştir. Dava konusu
taşınmazın edinildiğinin ileri sürüldüğü tarihe göre, eşler arasında mal ayrılığı rejimi
geçerli olduğundan uyuşmazlık Borçlar Kanunu'nun genel hükümlerine göre çözüme
kavuşturulmalıdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlıkta Borçlar Kanunu’nun başka türlü hüküm mevcut olmadığı takdirde her dava için
Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011
40
küm mevcut olmadığı takdirde her dava için
öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresini öngören
düzenlemenin uygulanması gerektiği açıktır.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2010/448
Karar No. 2010/3386
Tarihi:
21.06.2010
•
•
ÖZETİ:
İlgili Kanun/Madde
3402 s. KadastroK/14
4342 s. MeraK/3, 4
4721 s. TMK/713, 996
KAZANDIRICI ZAMANAŞIMINDAN
YARARLANMADA EKLEMELİ ZİLYETLİK
MER’ALARIN HUKUKİ NİTELİĞİ
Dava; miras yoluyla intikal, taksim ve kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik hukuksal
sebebine dayalı olarak açılan mülkiyetin aktarılmasına yönelik, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Uzman bilirkişilerin gerekçeli
ve bilimsel raporları ve paftadaki gerçek durum karşısında yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına değer verilemez. Üstünlük tanınamaz.
Anılan parsellerin özel mülkiyete konu yapılması halinde mer'a bütünlüğünün bozulacağı açıktır. Eylemli durum karşısında dava
konusu taşınmazların mer'adan elde edildiğinin kabulü gerekir. Mer'alar bir veya birden
çok köy veya belediyeye ait Devletin hüküm
ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup,
özel mülkiyete konu edilemez ve süresi neye
ulaşırsa ulaşsın kazandırıcı zamanaşımı ve
zilyetlik yolu ile elde edilemeyeceklerinden
davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2009/996
Karar No. 2010/39073
Tarihi:
20.12.2010
•
•
•
•
ÖZETİ:
İlgili Kanun/Madde
818 s. BK/19
1475 s. MülgaİşK/14
2709 s. AY/48, 49, 50, 51, 53, 54
2822 s. TİSGLK/6
4857 s. İşK/17, 18, 19, 20, 21, 22,
24, 39, 41, 42, 63
İHBAR VE KIDEM TAZMİNATI TALEBİ
FESHİN GEÇERSİZLİĞİ
İŞE İADE DAVASI
İŞ SÖZLEŞMESİNİN FESHİNDE USUL
Dava ihbar ve kıdem tazminatı taleplerine
ilişkindir. Taraflar arasındaki iş sözleşmesinde işçinin işverene ait başka bir işyerinde
çalışacağı konusunda kaydın varlığı tartışma-
Yargıtay Hukuk Genel Kurul ve Daire Kararları
41
çalışacağı konusunda kaydın varlığı tartışmasızdır. Yapılan bu naklin hakkaniyete uygun
olduğu da görülmektedir. Bu durumda işçinin yeni işyerine gitmemesi işveren açısından
haklı fesih nedeni olup, iş akdinin feshi haklıdır. Bu nedenle davacının ihbar ve kıdem
tazminatı taleplerinin reddi gerekmektedir.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2010/15695
Karar No. 2010/38739
Tarihi:
20.12.2010
•
•
•
•
ÖZETİ:
İlgili Kanun/Madde
818 s. BK/46, 47, 325, 332, 344, 345
4857 s. İşK/24, 26, 77
BEDENSEL BÜTÜNLÜĞÜN ZEDELENMESİ
NEDENİYLE MANEVİ TAZMİNAT
İŞÇİNİN HAKLI NEDENLE DERHAL FESİH
HAKKI
HAKLI NEDENLE FESİHTE HAK DÜŞÜRÜCÜ
SÜRE
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ
Davacı işçi, davalıya ait işyerinde işverenin
gerekli güvenlik önlemleri almaması nedeni
ile yabancı uyruklu işçilerin saldırısı sonucu
yaralanması nedeniyle acı ve üzüntü duyduğunu belirterek manevi tazminat talep etmiştir. cismani zarara uğrayan kişiye zararın
ağırlığına ve diğer tazminat öğeleri dikkate
alınarak yargıç tarafından adalete uygun bir
tazminat verilmelidir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlıkta esas sorun,
süresi belirli iş sözleşmesi ile çalışan ve iş
güvenliği önlemlerini alınmaması gibi haklı
bir nedenle iş sözleşmesini süresinden önce
fesheden davacının sözleşmenin kalan süresi
için tazminat isteğinde bulunup bulunamayacağı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece
davacının bu isteği istek kabul edilmiştir.
Oysa, davacının bu isteği muhik bir tazminat
olarak
değerlendirilmelidir.
Borçlar
Kanunu'nun 325. maddesinde belirli süreli iş
sözleşmesi ile çalışan işçinin işine son verilmesi halinde, geri kalan süre için işçinin
istekte bulunabileceği öngörülmüştür. Bu
madde, haklı sebeple sözleşmeyi fesheden işçi
bakımından bir düzenleme getirmemişse de,
daha sonraki maddelerde öngörülen kurallar
işçiye böyle bir talepte bulunma hakkı vermektedir. Böyle bir durumda, temel esaslar da
gözönünde tutularak, muhik bir tazminata
karar verilmelidir.
Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011
42
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2009/41754
Karar No. 2010/38582
Tarihi:
17.12.2010
•
•
•
ÖZETİ:
FESHİN GEÇERSİZLİĞİ
İŞE İADE DAVASI
İŞ GÜVENCESİ HÜKÜMLERİNİN
KÖTÜNİYETLE KULLANILMASI
Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine
karar verilmesini istemiştir. Somut olayda, iş
sözleşmesinin fesih tarihi itibariyle işçi sayısının tam olarak açıklığa kavuşturulmamış
ise de davalı işveren fesihten sonra davacıyı
işe başlaması için çağrıda bulunmasına rağmen davacı işçi, belinin kırık olduğu gerekçesi ile işverenin bu davetine icabet etmemiştir. Ancak dosya arasında davacının ibraz ettiği rapor ve belgelerde davacıya çalışabilir
kağıdı verildiği kaldı ki bu durum işçinin işe
başlamaması için haklı bir neden olamaz.
Davacının işe davete icabet etmemesi, iş ilişkisinin devamı ile ilgili talebinde samimi olmadığını, nihai hedefinin boşta geçen süre
ücreti ile işe başlatmama tazminatını almak
olduğunu göstermektedir. Bu amaca yönelik
talebin iş güvencesi hükümlerince korunması
mümkün değildir. Davacı bu davranışı ile
işverence yapılan feshi geçerli hale getirmiştir.
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2010/4936
Karar No. 2011/722
Tarihi:
25.01.2011
•
•
ÖZETİ:
İlgili Kanun/Madde
1086 s. HUMK/92
4857 s. İşK/18, 20
İlgili Kanun/Madde
506 s. SSK/128
1086 s. HUMK/25
5521 s. İşMahK/1
YETKİLİ MAHKEMENİN YARGITAY
TARAFINDAN BELİRLENMESİ
İŞ MAHKEMELERİNİN GÖREV SAHASI
Dava, vakıf senedi uyarınca hak etmiş olduğu
ek emeklilik yardımının tahsili için yapılan
icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı, icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı vakfın Sosyal Sigortalar Kanununa
tabi bulunmadığı, taraflar arasında Sosyal
Sigortalar Kanunu kapsamında bir sosyal
güvenlik ilişkisi bulunmadığı, ortada iş mahkemelerinin görev alanını düzenleyen bir
uyuşmazlığın bulunmadığı gözetildiğinde, vakıf senedinin uygulanmasından doğan dava-
Yargıtay Hukuk Genel Kurul ve Daire Kararları
43
kıf senedinin uygulanmasından doğan davaların genel mahkemelerde görülmesi gerekmesine karşın; iş bu dava yönünden, iş mahkemelerinin görevli olduğuna dair kararının
yargıtayca onanmak sureti ile kesinleştiği,
kanun yolu incelemesi sonucunda kesinleşen
göreve veya yetkiye ilişkin kararların davaya
ondan sonra bakacak mahkemeyi bağlayacağı sebebleriyle iş mahkemesinin görev hususu kesinleşmiştir.
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
2010/15893
Esas No.
Karar No. 2010/17810
Tarihi:
28.12.2010
•
•
•
ÖZETİ:
İlgili Kanun/Madde
5510 s. SSGSSK/41
DOĞUMA DAYALI BORÇLANMA
DOĞUMA DAYALI BORÇLANMA HAKKININ
YÜRÜRLÜK TARİHİNDEN ÖNCEKİ
DOĞUMLAR
AKTİF SİGORTALI OLMA ŞARTI
Davacı, doğuma dayalı borçlanma yapabileceğinin tespiti ile aksine Kurum işleminin
iptaline karar verilmesini istemiştir. Uyuşmazlık doğuma dayalı borçlanma hakkının,
bu düzenlemenin yürürlük tarihinden önceki
doğum olaylarına uygulanıp uygulanmayacağı, doğum sırasında aktif sigortalı olma
şartının aranıp aranmayacağı ve sigortalılık
başlangıç tarihinden önceki doğumlar sebebiyle bu hakkın kullanılıp kullanılamayacağı
noktalarında toplanmaktadır.
Doğuma dayalı borçlanma hakkından yararlanabilmek için doğum sırasında aktif sigortalı olma şartının aranıp aranmayacağı hususunda, geçmişte hizmet akdine dayalı olarak
zorunlu sigortalılık tescilinin yapılmış olması,
bu haktan yararlanabilmesi için yeterli sayılmalıdır. Kadının fiziksel yapısı, doğurganlık
işlevi, aile yükümlülükleri ile çalışma yaşamındaki konumu yanında, doğum borçlanmasıyla amaçlanan sonucun tam olarak elde
edilebilmesi için, bu tip borçlanmalarda aranan doğum öncesi sigortalılık, herhangi bir
süre sınırına tabi tutulmamalıdır. Aksine bir
yorum, kanunda bu yönde bir sınırlamanın
olmadığı da gözetildiğinde, sosyal güvenlik
hakkına aykırılık oluşturacaktır Somut
olayda, ilk kez 1999 tarihinde zorunlu sigortalı olduğu anlaşılan davacının 1985, 1988 ve
1989 tarihlerinde gerçekleştirdiği doğumlar
sebebiyle doğum borçlanması yapamayacağı
Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011
44
sebebiyle doğum borçlanması yapamayacağı
göz önünde tutulmaksızın, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2010/11496
Karar No. 2010/17418
Tarihi:
23.12.2010
•
•
•
ÖZETİ:
SİGORTA BAŞLANGIÇ TARİHİNİN TESPİTİNİ
YAŞLILIK AYLIĞINA HAK KAZANDIĞININ
TESPİTİ
HÜKÜM İLE GEREKÇELİ KARAR ARASINDA
ÇELİŞKİ
Davacı, sigorta başlangıç tarihinin 1977 olduğunun tespitini, 2008 tarihinden itibaren
yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitiyle,
aynı tarihten itibaren bağlanacak yaşlılık
aylıklarının yasal faiziyle birlikte tahsilini
istemiştir. Mahkemece, hüküm fıkrasında;
davanın kabulü ile, Kurum işleminin iptaline,
davacının 1977 tarihinde 1 gün süre ile çırak
olarak çalıştığının ve sigorta başlangıç tarihinin 1977 olduğunun tespitine ve 2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması
gerektiğinin tespitine karar verilirken hükmün gerekçesinde ise, sözkonusu 1 günlük
çalışmanın çırak statüsünde olmayıp üretime
katılma şeklinde fiili çalışma olduğuna karar
verilmiş olması karşısında; mahkemenin hüküm fıkrası ile gerekçesi arasında çelişki
oluşmuştur. Öte yandan, davanın kabulüne
de karar verildiği halde, bağlanacak yaşlılık
aylıklarının yasal faiziyle birlikte tahsiline
yönelik istem konusunda, olumlu veya olumsuz bir karar da verilmemiştir.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2009/7835
Karar No. 2011/901
Tarihi:
31.01.2011
•
•
•
İlgili Kanun/Madde
5510 s. SSGSSK/41
İlgili Kanun/Madde
6762 s. TTK/669
ÇEKİN BOŞ OLARAK KAYBOLMASI
POLİÇENİN RIZA DIŞI ELDEN ÇIKMASI VE
ALINACAK TEDBİRLER
KEŞİDECİNİN ÇEK İPTAL DAVASI
AÇAMAMASI
Yargıtay Hukuk Genel Kurul ve Daire Kararları
Davacı temsilcisi, davacı şirkete ait olan çeklerin boş ve koçan halinde kaybolduğunu ileri
sürerek, dava konusu çeklerin iptaline karar
verilmesini istemiştir.
Mahkemece, dosya kapsamına göre, zayi
nedeniyle çek iptal davası açma hakkı hamile
tanınmış bir hak olduğu, keşidecinin bu
hükme dayanarak iptal davası açma hakkı
bulunmadığı, davacı şirketin iptalini istediği
dava konusu çeklerin keşidecisi olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
ÖZETİ:
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2010/14998
Karar No. 2010/13106
22.12.2010
Tarihi:
•
•
•
•
ÖZETİ:
45
İlgili Kanun/Madde
818 s. BK/162, 165, 166
4721 s. TMK/2
TEMELLÜK EDİLEN ALACAĞIN TAHSİLİ
ALACAĞIN İRADİ OLARAK DEVRİ
ALACAĞIN DEVRİNDE BORÇLUNUN
İYİNİYETLE YAPTIĞI İFA
DÜRÜSTLÜK VE İYİNİYET KURALI
Dava, temellük edilen alacağın tahsili istemine ilişkindir.Temlik akdi yapılır yapılmaz,
alacak temlik alana geçer ve artık borçlu
alacağın temlikinin kendisine bildirilmesinden önce iyi niyetle yaptığı ödemeler dışında
temellük alana ödeme yapmaksızın borcundan kurtulamaz. Borçlunun temellük alana
değil de, temlik edene yapmış olduğu ödeme
nedeniyle borcundan kurtulamayacağı ulaşılması mümkündür. Somut olayda, temlik
eden dava dışı şirketin davalı şirketten alacağını noterde tanzim olunan sözleşmeyle temellük alan davacı banka, bu temlik işlemini
davalı firmaya bildirdiğini iddia etmiş olup,
davalı da bunu tebellüğ ettiğini kabul etmiştir. Dosyada alınan bilirkişi raporuyla da davalının tebliğ tarihinden sonra dava dışı şirkete ödemeler yaptığı sabittir. Bu durumda,
alacağın temlik edildiğinden haberdar olan
davalının bu temlik işlemine karşı sessiz kalarak dava dışı şirkete ödemeler yapması, cevap
lahiyasında dahi temlik yasağı içeren sözleşmeye dayalı olarak savunma yapmaması her
zaman için düzenlenmesi mümkün olabilen
adi yazılı bila tarihli sözleşmeye göre temlikin
geçerli olabilmesinin kendisinin yazılı muvafakatına bağlı olduğunu ileri sürmesi iyiniyete aykırıdır. Bu nedenle, davalının dava
dışı temlik eden şirkete yaptığı ödemelerin
borcu sona erdirdiğinden bahsedilemeye-
Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011
46
borcu sona erdirdiğinden bahsedilemeyeceğinden davanın kabulü gerekmektedir.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2009/4475
Karar No. 2010/13104
Tarihi:
22.12.2010
•
•
•
ÖZETİ:
RÜCUEN TAZMİNAT
KONUNUN UZMANI OLMAYAN
BİLİRKİŞİLERCE VERİLMİŞ RAPOR
DENİZYOLUYLA TAŞINAN EMTİADA RİZİKO
SONUCU OLUŞAN HASAR
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Rücuen tazminat istemlerinde ödeme yapan
sigorta şirketi ancak gerçek hasar tutarını
zarar sorumlusundan isteyebilecektir. mahkemece, denizyoluyla taşınan emtiada riziko
sonucu oluşan hasarın temizlenmesinin
mümkün olduğu belirtilerek davanın kısmen
kabulü şeklinde hüküm kurulmuş ise de;
hükme esas alınan bilirkişi raporu, uyuşmazlığın çözümü için yeterli değildir. Zira, taşınan saç emtiasındaki deniz suyu etkisinin ve
yağ lekelerinin temizlenmesi şart olmamakla
birlikte asit banyosundan geçirilerek temizlenmesini mümkün olduğu, bu nedenle hasarlı emtia değerinin değil, sadece temizleme
maliyetinin sigorta şirketinin tazminle yükümlü olduğu gerçek zarar miktarı olduğunu
belirten bilirkişiler bu sonuca kendi uzmanlıklarıyla değil, işbu dava ile irtibatı bulunmayan birbaşka dosyada alınan ve akibeti
belli olmayan tek kişilik bilirkişi raporuna
atıfta bulunarak ulaşmışlardır. Bu şekilde
konunun uzmanı olmayan bilirkişi heyetinin
verdiği rapora dayalı olarak hüküm verilemeyeceği açıktır.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2009/6744
Karar No. 2010/12858
Tarihi:
13.12.2010
•
•
İlgili Kanun/Madde
6762 s. TTK/1063, 1361
İlgili Kanun/Madde
5411 s. BankacılıkK/61
İNTERNET BANKACILIĞINDA BANKANIN
SORUMLULUĞU
ŞİFRELERİN GÜVENLİK AÇISINDAN
YETERSİZLİĞİ
Yargıtay Hukuk Genel Kurul ve Daire Kararları
•
YETERSİZLİĞİ
MUDİNİN ZARARINDA BANKANIN KUSURU
Dava davacının uğradığı maddi zararın ticari
faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve
müteselsilen tahsiline ilişkindir. Davalılar
hakkında ceza davası açılması ve daha uzun
süreli ceza zamanaşımının uygulanması gerektiği için zamanaşımı itirazının reddine,
davalı banka tarafından kullandırılan sanal
klavyeden girilen statik şifrelerin güvenlik
açısından yeterli bulunmadığı, güvenlik
açıklarının davalı tarafından bilinmemesinin
mümkün olmadığı, SMS ile şifre bildirim
veya şifre üreten cihazlar ile dinamik şifre
uygulamasının gerektiği, davalı bankanın
tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın
kabulüne, belirlenen tutarın davalı bankadan
avans faizi ile, diğer davalılardan reeskont
faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline karar
verilmiştir.
ÖZETİ:
YARGITAY
14. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2010/6633
Karar No. 2010/7323
Tarihi:
28.06.2010
•
•
•
•
ÖZETİ:
47
İlgili Kanun/Madde
4721 s. TMK/742, 743, 744, 761
MECRA İRTİFAKI
KOMŞU TAŞINMAZDAN FAZLA SUYUN
AKITILMASI
MECRA GEÇİRİLMESİNE TAŞINMAZ
MALİKİNİN KATLANMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ
ZORUNLU SU İHTİYACI NEDENİYLE
İRTİFAK KURULMASI
Davacı taşınmazı için gerekli olan suyun
kaynak sahibi davalının taşınmazı içerisinde
bulunan sudan kendi taşınmazına kurulacak
mecra irtifakı ile sağlanmasını istemektedir.
Fen bilirkişisi raporunda gösterilmeyen fakat
ziraat bilirkişisi tarafından zeminde olduğu
bildirilen kanallar ile davacı taşınmazının kuzeyinde yer alan dereden sulama yapılıp yapılamayacağı araştırılmamıştır. Mahkemece
yapılması gereken iş; yerinde yeniden keşif
yapılarak davacının istemlerini açıklanan
doğrultuda incelemek, bilirkişilerden ayrıntılı
ve gerekçeli rapor almak, Tüm sonucuna
göre bir karar vermek olmalıdır.
Türk Medeni Kanunu'nun 742/3. maddesinde
üstteki arazi malikinin, alt taraftaki taşınmaza gerekli olan suyu, ancak kendi taşınmazı için zorunlu olduğu ölçüde tutabileceği
düzenlenmiştir. Davalıya ait 778 parsel sayılı
Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011
48
düzenlenmiştir. Davalıya ait 778 parsel sayılı
taşınmaz içerisinde bulunduğu bildirilen
kaynağın davalının ihtiyacından fazlasını
bulundurup bulundurmadığı araştırılmadan
özel su olduğu gerekçesi ile davanın reddi de
yerinde değildir.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2010/3563
Karar No. 2010/4846
Tarihi:
28.09.2010
•
•
•
ÖZETİ:
İlgili Kanun/Madde
1086 s. HUMK/438
2004 s. İİK/72
İCRA TAKİBİNE KARŞI MENFİ TESPİT VE
İSTİRDAT DAVALARI
İSTİRDAT DAVASINDA HAKDÜŞÜRÜCÜ
SÜRE
İSTİRDAT DAVASINDA KÖTÜNİYET
TAZMİNATI
Dava, icra takibi kesinleştirilerek haksız olarak tahsil edildiği ileri sürülen alacağın tahsili istemiyle açılmıştır. Takibe itiraz etmemiş
veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden
borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek
zorunda kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren
bir sene içinde, genel hükümler dairesinde
mahkemeye başvurarak ödediği paranın geriye alınmasını isteyebilir. Bu istirdat davasının da hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı saptanmıştır.
İcra ve İflas Kanunda sadece menfi tespit
davaları bakımından koşullarının oluşmasına
göre takip alacaklısı ya da takip borçlusu
hakkında tazminat ödeneceğine ilişkin hükümler düzenlenmiştir. İstirdat davalarında
alacaklı aleyhine icra tazminatı yani
kötüniyet tazminatı ödeneceğine ilişkin bir
düzenleme bulunmamaktadır. Bu hukuksal
nedenle, %40 kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine mahkemece karar verilmesi doğru olmamıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurul ve Daire Kararları
49
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2009/3532
İlgili Kanun/Madde
Karar No. 2010/3905
818 s. BK/97
Tarihi:
07.07.2010
• YÜKLENİCİNİN TESLİMDE TEMERRÜDE
DÜŞMESİ
• İNŞAATIN İMAR MEVZUATINA UYGUN
OLMASI ZORUNLULUĞU
• NAMA İFA
Davada yüklenicinin haklı gecikme sebepleri
ÖZETİ:
olmaksızın teslimde temerrüde düşürülmüş
olduğu ileri sürülerek; eksik işlerin davalıya
verilmesi gereken bağımsız bölümlerin satılarak, davacı tarafından eksik işlerin yapılmasına; başka bir anlatımla nama ifaya karar
verilmesi istenmektedir. Bir şey yapma borcunu yerine getirmezse alacaklı, giderleri
borçluya yükletilmek üzere, borcun kendisince yerine getirilmesine izin verilmesini
isteyebilir. Eksik işlerin "nama ifa" yoluyla
tamamlanması ya da eksik ve kusurlu işlerin
giderilmesi bedelinin istenebilmesi için inşaatın imar mevzuatına uygun olması zorunludur. Kuşkusuz nama ifaya karar verilmesi
için yasal koşulların gerçekleşmediğinin
mahkemece belirlenmesi halinde de; dava
açılmasına davalı tarafın sebebiyet verdiği
dikkate alınarak davacı yargılama gideriyle
sorumlu tutulmamalıdır.
YARGITAY
16. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2010/2789
Karar No. 2010/4417
Tarihi:
21.06.2010
•
•
ÖZETİ:
İlgili Kanun/Madde
2004 s. İİK/331, 349
5237 s. TCK/52
ALACAKLISINI ZARARA SOKMAK KASDİYLE
MEVCUDUNU EKSİLTMEK
ŞİKÂYET HAKKININ DÜŞMESİ
Sanığın üzerine atılı bulunan alacaklıyı zarara sokmak kastiyle mevcudunu eksiltmek
suçu alacaklının şikâyeti üzerine takip olunur, şikâyetçi muayyen zamanda gelmez ve
vekil de göndermezse şikayet hakkı düşer.
Müşteki vekilinin verdiği mazeret dilekçesi
hakkında olumlu veya olumsuz bir karar
verilmeden ve müştekinin yokluğunda sanığın mahkûmiyetine hükmolunamayacağının
gözetilmemesi yasaya aykırıdır.
Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011
50
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2010/3030
Karar No. 2010/10942
Tarihi:
13.12.2010
•
•
ÖZETİ:
OTOMOBİLİN ROGAR KAPAĞININ
ÇARPMASI SONUCU HASARA UĞRAMASI
KUSUR SORUMLULUĞU
Davacıya kasko sigortalı aracın rogar kapağının çarpması sonucu hasara uğradığı konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık
bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, hasara neden
olan rogar kapağının kimin sorumluluğunda
olduğu konusundadır. Rogar kapağının yapım, bakım, onarım ve kontrol görevi
ASKİ'ye ait olup, dava dışı belediyeye kusur
verilmesi isabetli değildir. Mahkemece, kusur
durumunun davacı ile davalı arasında değerlendirilmesi yönünde bilirkişiden ek rapor
alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2010/7375
Karar No. 2010/10589
Tarihi:
06.12.2010
•
•
ÖZETİ:
İlgili Kanun/Madde
2004 s. İİK/279
TASARRUFUN İPTALİ DAVASI
TAŞINMAZIN SATIŞ BEDELİ İLE GERÇEK
DEĞERİ ARASINDAKİ FARK
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasında, mahkemece taşınmazların satış bedeli
ile gerçek değerleri arasında fahiş fark bulunduğu, satışların mal kaçırma amacına
yönelik olarak yapıldığı ve alacağa mahsuben
gerçekleştirildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
YARGITAY
18. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2010/12143
Karar No. 2011/689
Tarihi:
27.01.2011
•
•
İlgili Kanun/Madde
2560 s. İSKİK/2, Ek5, 6
İlgili Kanun/Madde
1086 s. HUMK/427
5271 s. CMK/218
YAŞ TASHİHİ DAVASI
MAHKEMELERİN GÖREVLERİ
Yargıtay Hukuk Genel Kurul ve Daire Kararları
Dava dilekçesinde, davacıların kızlarının
kaçarak evlendiğini, resmi nikah yapılabilmesi için yaş tashihi davası açtıklarını bildirdikleri, mahkemenin de gerekçeli kararında
bu hususa değindiği görülmüştür.
Mahkemenin görevi kamu düzeni ile ilgilidir.
Görev hususunun mahkemece re'sen araştırılması ve yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Mahkemece, dava dilekçesinde davacılar
tarafından bildirilen kaçırılma ve cinsel istismar ile ilgili iddianın Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan sorulması ve hüküm tarihi itibarıyla ceza kovuşturması devam ettiğinden
davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, bu konuda bir araştırma
yapmadan davanın esastan karara bağlanarak ceza yargılamasını etkileyecek şekilde
kesin hüküm oluşmasına sebebiyet verilmesi
usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
ÖZETİ:
YARGITAY
18. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2010/12140
Karar No. 2011/683
Tarihi:
27.01.2011
•
•
ÖZETİ:
51
İlgili Kanun/Madde
4721 s. TMK/426
VASİNİN MENFAATİ İLE KÜÇÜĞÜN VEYA
KISITLININ MENFAATİNİN ÇATIŞMASI
RESEN KAYYIM ATANMASI GEREĞİ
Annesinin nüfus kaydına yazılmasını isteyen
davacının, annesi olan F. D.’e vasi olarak
atandığı görülmüştür. Bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışırsa vesayet makamının ilgilisinin
isteği üzerine veya re’sen temsil kayyımı ataması gerekmektedir. Mahkemece, davacının
annesi olduğunu iddia ettiği ve vesayeti altında bulunan F. D.’in hukuki yararı ile davacının hukuki yararı çatıştığından, anneye
kayyım tayin ettirilmesi ve husumetin kayyıma yöneltilmesi gerekirken, işin esasının
incelenerek hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı bulunmuştur.
Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011
52
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2010/14080
Karar No. 2011/681
Tarihi:
26.01.2011
•
•
•
ÖZETİ:
SIRA CETVELİNİN İPTALİ
HACİZ MÜZEKKERESİ
ŞİKAYET
Asıl ve birleşen şikayetler sıra cetvelinin iptali
istemine ilişkindir. Haciz müzekkeresi ile
ancak mevcut bir mal hak ya da alacak üzerine haciz konulabilir; öte yandan bu yöntemde üçüncü kişinin itirazına ilişkin bir
düzenleme de bulunmamaktadır. Vergi Dairesindeki alacağın 2010 tarihinde doğduğu
belirtildiğine göre bu tarihten önce gönderilen haciz yazılarının bir hüküm ifade etmeyeceği ortadadır. Bu ihtimalde sadece belirtilen
tarihten sonra gönderilen haciz yazılarının
dikkate alınması gerekir. Nitekim Vergi Dairesi Müdürlüğünün şikayetçinin alacaklısı
bulunduğu takip dosyasından gönderilen
yazıya verdiği cevap da bu yöndedir. Bu durumda mahkemece şikayetlerin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı
gerektirmiştir.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2010/4483
Karar No. 2010/14233
Tarihi:
14.12.2010
•
•
ÖZETİ:
İlgili Kanun/Madde
2004 s. İİK/235
İlgili Kanun/Madde
2004 s. İİK/72
MENFİ TESPİT DAVASI
KEFİL
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Menfi
tespit davasında borçlunun dava tarihi itibariyle borçlu olmadığı miktar varsa saptanıp
buna göre hüküm kurulmalıdır. Bu durumda,
mahkemece somut olayda davadan önce yapılmış olan ödemeler de gözetilerek davacı
kefillerin dava tarihi itibariyle borçluluk durumları ve borçlu olmadıkları miktar saptanarak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurul ve Daire Kararları
YARGITAY
20. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2010/10146
Karar No. 2010/13425
Tarihi:
01.11.2010
•
•
ÖZETİ:
•
•
ÖZETİ:
İlgili Kanun/Madde
3402 s. KadastroK/41
6831 s. OrmanK/2/B, 11
KADASTRO İŞLEMLERİNDEKİ HATALARIN
DÜZELTİLMESİ
KESİNLEŞEN ORMAN SINIRLARININ
DEĞİŞTİRİLMESİ VE DARALTILMASI
Dava yapılan düzeltme işleminin iptaline
ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu
yerde tespit tarihinden önce yapılan orman
kadastrosu ilan edilerek kesinleşmiştir. Orman kadastrosu, arazi kadastro paftasında
gösterilen parsel sınırlarına göre kesinleştiğinden, ilgili parselin arazi kadastro paftasında gösterilen sınırları esas alınıp kesinleşen orman kadastro hattı yöntemine uygun
olarak uygulanıp, uyuşmazlığın çözümlenmesi zorunludur. Yasalarımıza göre 2/B
madde uygulaması hariç, kesinleşen orman
sınırlarını değiştirmeye ve orman sınırını
daraltmaya hiçbir merci ve makamın yetkisi
bulunmamaktadır. Kesinleşen orman kadastro sınırları içerisinde kalmış bir yerin
düzeltme yapıldığından söz edilerek orman
kadastro sınırları dışına çıkartılıp davalılara
ait parselin çap sınırına eklenmesi, kesinleşmiş orman kadastro sınırlarında değişiklik
yapılmasını gerektirecek ve dolayısıyla mülkiyet değişikliğine yol açacaktır.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2010/7930
Karar No. 2010/10884
Tarihi:
04.11.2010
•
53
İlgili Kanun/Madde
1086 s. HUMK/435
4857 s. İşK/7
İŞ KAZASI SONUCU MALÜLİYETTEN DOĞAN
TAZMİNAT
KUSUR SORUMLULUĞU
TRAFİK İŞ KAZASI SONUCU MALÜLİYET
Trafik iş kazası sonucu malüliyetinden doğan
maddi tazminat davasında, uyuşmazlık zarara
uğrayan sigortalının bindiği aracın davalı
işveren şirkete ait olmamasına ve araç şoförü
ile davalı işveren arasında hizmet akdi bulunmamasına karşın, meydana gelen
zararlandırıcı olaydan davalı işverenin sorumlu olup olmayacağı noktasındadır.
Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011
54
rumlu olup olmayacağı noktasındadır.
Davacı sigortalı araçta yolcu olup kendisine
atfedilecek bir kusur bulunmadığından,
ödünç alan işveren konumunda bulunan ve
taşıma işini yaptıran davalı şirketin davacı sigortalının taşıma işi sırasında gerçekleşen bu
iş kazası sonucu oluşan zararının tümünden
sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda işin esasına girilerek, davacının beden
güç kaybının SGK.'ca belirlendiğine ilişkin
dosyada bir belge bulunmadığından, SGK'nun
ilgili İl Müdürlüğünden davacının sürekli iş
göremezlik derecesinin belirlenip belirlenmediğini sormak, belirlenmemiş ise davacıya
sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesi
için SGK.'na müracaat etmesi için önel
vermek ve çıkacak sonuca göre bir karar
vermektir.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
2009/14413
Karar No. 2010/10869
Tarihi:
04.11.2010
•
•
ÖZETİ:
İlgili Kanun/Madde
506 s. SSK/2, 3, 5, 8, 79
818 s. BK/313
RUHSATSIZ İŞYERİNDEKİ ÇALIŞMANIN
TESPİTİ
SİGORTALILIĞIN OLUŞMASININ
KOŞULLARI
Davacı, davalı işveren nezdinde çalıştığının
tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği davacının çalışmalarını doğrulayan
tanık anlatımlarına neden değer verilmediği
açıklanmadan salt iş yerinin davalı adına
ruhsatlı ve tescilli bulunmayışı nedeniyle
davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Kararların devamına, dergimizin
Şubat 2011 tarihli 98. sayısından ulaşabilirsiniz
YARGITAY
CEZA KARARLARI
* Yargıtay Ceza Genel Kurul Kararları
* Yargıtay Ceza Daire Kararları
YARGITAY CEZA GENEL KURUL KARARLARI
YARGITAY
CEZA GENEL KURULU
Esas No.
2010/9-95
Karar No. 2010/163
Tarihi:
06.07.2010
•
•
•
ÖZETİ:
TAKSİRLE ÖLÜME SEBEBİYET VERMEK
TRAFİKTE YAYALARIN UYACAKLARI
KURALLAR
TRAFİK KAZALARINDA KUSUR TESPİTİ
Sanık hakkında taksirle ölüme neden olma
suçundan verilen hükme hasren yapılan incelemede, uyuşmazlık; sanığın kullandığı
otomobille çarpmak suretiyle mağdurun ölümüne neden olduğu olayda, taksirinin bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir. Dosya kapsamı ile uyumlu olduğu görülen Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğü raporunda da belirtildiği üzere, maktulün asli
kusurlu olduğu olayda; trafiğin mevcut koşullarına göre gerekli tedbirleri almayarak,
hızını yol durumuna göre ayarlamadığı, ayağından ayakkabısının çıktığını algılayabilecek
kadar bir zaman diliminde görme şansına
sahip olduğu ve bu anlamda önüne aniden
fırladığı söylenemeyecek olan maktulü korna
çalarak uyarmadığı gibi, ona çarpmamak için
fren dahi tatbik etmediği anlaşılan sanığın da
tali derecede kusurlu olduğunun kabul edilmesi gerekir.
YARGITAY
CEZA GENEL KURULU
Esas No.
2010/2-111
Karar No. 2010/165
Tarihi:
06.07.2010
•
•
•
ÖZETİ:
İlgili Kanun/Madde
2918 s. KTK/52, 68, 84
5237 s. TCK/21, 22, 85
İlgili Kanun/Madde
647 s. MülgaCİK/4, 5, 6
765 s. MülgaTCK/59, 492, 522
5237 s. TCK/143, 145, 150
5271 s. CMK/231
ELEKTİRİK HIRSIZLIĞI SUÇU
MAHKEMENİN DİRENME KARARI İLE YENİ
BİR HÜKÜM OLUŞTURMASI
HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ
BIRAKILMASI
Elektrik hırsızlığı konulu kamu davasında,
uyuşmazlık, hükmün eksik soruşturmaya
dayalı olarak verilip verilmediğinin belirlenmesine ilişkin ise de; direnme kararının yeni
hüküm olup olmadığı hususunun ön sorun
Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011
58
hüküm olup olmadığı hususunun ön sorun
olarak çözümlenmesi gerekmiştir.Yerel mahkemece, ilk hükmün verildiği tarihte yetişkinler için hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin uygulanma olanağı
bulunmadığından bu konuda her hangi bir
karar verilmemişken; direnme kararında,
hükmün açıklanmasının geri bırakılması
yönünde bir değerlendirme yapıldığı ve bu
müessesenin uygulanamayacağına karar
verildiği görülmektedir. Verilen hüküm; özde
direnme hükmü olmayıp bozmaya eylemli
uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu
nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise inceleme Yargıtay ilgili Özel Dairesi
tarafından yapılmalıdır.
YARGITAY
CEZA GENEL KURULU
Esas No.
2010/8-139
Karar No. 2010/171
06.07.2010
Tarihi:
•
•
•
ÖZETİ:
İlgili Kanun/Madde
1412 s. MülgaCMUK/317
2709 s. AY/40
5237 s. TCK/53, 62, 197
5271 s. CMK/34, 40, 231, 232, 291, 298
KUSURU OLMASIZIN YASAL BAŞVURU
SÜRESİNİ GEÇİRME
PARADA SAHTECİLİK SUÇU
CEZA YARGILAMASINDA MAHKEMENİN
KARARINDA BULUNMASI GEREKENLER
Piyasaya sahte para sürmek konulu davada,
çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, sanık
müdafiinin temyiz başvurusunun süresinde
olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
Gerek yüze karşı, gerekse yoklukta verilen
hüküm ve kararlarda, başvurulacak yasa yolu
süresi, başvuru yapılacak mercii ile başvuru
şeklinin hiçbir duraksamaya yer vermeyecek
biçimde açıkça belirtilmesi zorunludur. Kanunda kusuru olmaksızın bir süreyi geçirmiş
olan kişinin, eski hale getirme isteminde bulunabileceği, yasa yoluna başvuru hakkının
kendisine bildirilmemesi halinde, kişinin
kusursuz sayılacağı açıkça belirtilmiştir.
Hükmün, sanık ve müdafiinin yokluğunda,
katılanın ise yüzüne karşı tefhim edildiği,
yasa yolu bildiriminde bulunulurken, başvuru
süresinin hangi tarihten itibaren başlayacağının belirtilmemesi, hükmü temyiz etme
hakkı bulunanlar yönünden yanıltıcı nitelikte
bir eksiklik olarak değerlendirilmiştir.
Kararların devamına, dergimizin
Şubat 2011 tarihli 98. sayısından ulaşabilirsiniz
YARGITAY CEZA DAİRE KARARLARI
YARGITAY
1. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2009/8618
Karar No. 2011/339
Tarihi:
01.02.2011
•
•
ÖZETİ:
İlgili Kanun/Madde
1412 s. MülgaCMUK/322
5237 s. TCK/35, 58
6136 s. AteşliSilahlarK/13
ADAM ÖLDÜRMEYE TEŞEBBÜS
İZİNSİZ SİLAH TAŞIMA
Toplanan deliller karar yerinde incelenip,
sanığın kasten öldürmeye teşebbüs ve 6136
sayılı Kanuna Muhalefet suçlarının sübutu
kabul, oluşa ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde suçlarının niteliği tayin, cezayı
azaltıcı tahrik ve takdiri indirim sebebinin
nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle değerlendirilip
kısmen reddedilmiş, incelenen dosyaya göre
verilen hükümlerde düzeltme nedeni dışında
isabetsizlik görülmediğinden, sanık müdafiinin eksik incelemeye, meşru müdafaa şartlarının varlığına, suç vasfına vesaireye yönelen
ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının
reddiyle, sanık hakkında mükerrirlere özgü
infaz rejimi uygulandığı sırada tekerrüre esas
alınan mahkumiyet ilamının hüküm fıkrasında açıkça gösterilmemesi yasaya aykırı ise
de hükmün düzeltilerek onanmasına karar
verilmiştir.
YARGITAY
2. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2009/30305
Karar No. 2011/174
Tarihi:
18.01.2011
•
•
ÖZETİ:
İlgili Kanun/Madde
5237 s. TCK/29
HAKSIZ TAHRİK
HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ
BIRAKILMASI
Haksız tahriki oluşturan fiilin mutlaka tepkide bulunan faile yöneltilmiş olmasının yani
tahrik fiiline maruz kalanın bizzat fail olmasının şart olmadığı failden başkasına yöneltilen haksız bir fiilin de faili öfke veya elem
durumuna sokabileceği oluş ve kabule sanık
hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerekirken sanığın sopa ile üzerine
yürüme eyleminin mağduru olmadığından
bahisle yazılı şekilde karar verilmesi, hükmün
Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011
60
bahisle yazılı şekilde karar verilmesi, hükmün
açıklanmasının geri bırakılmasında nazara
alınacak zararın mahkemece yapılacak basit
bir araştırma sonucu belirlenen zarar olduğu
katılanın zararının olduğuna dair dosyada bir
bilgi bulunmadığı gibi katılandan da olay
nedeniyle uğradığı maddi zarar sorulmadan
katılanın maddi veya manevi zararlarının giderilmediği gerekçesiyle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer
olmadığına karar verilmesi, yasaya aykırıdır.
YARGITAY
3. CEZA DAİRESİ
2010/12085
Esas No.
Karar No. 2010/13867
Tarihi:
22.09.2010
•
•
•
ÖZETİ:
YARGITAY
4. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2009/26
Karar No. 2011/915
Tarihi:
02.02.2011
•
•
•
•
•
•
İlgili Kanun/Madde
5237 s. TCK/62, 86, 87
5271 s. CMK/231, 309
KASTEN YARALAMA SUÇU
DENETİMLİ SERBESTLİK TEDBİRİ
HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ
BIRAKILMASI
Kasten yaralama suçundan sanık hakkında
uygulanan denetimli serbestlik tedbirinin
Cumhuriyet Savcısının infaz yetkisini de kısıtlayacak şekilde, ağaç dikme işleminin yılın
her zamanı mümkün olmadığından, yükümlülüğün her hafta yerine getirilmesinde imkansızlık bulunduğu gibi, sanık hakkında
yükümlülük belirlenirken kanun koyucunun
amacına uygun, akla ve mantığa muhalif
olmayan, tarafları tatmin edici, denetime
elverişli bir yükümlülüğe hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, karar verilmesi yasaya
aykırıdır.
İlgili Kanun/Madde
5237 s. TCK/7, 35, 44, 108, 115,
125, 265
HAKARET
CEBİR KULLANMA
GÖREVİ YAPTIRMAMAK İÇİN DİRENME
DÜŞÜNCE VE KANAAT ÖZGÜRLÜĞÜNÜN
KULLANILMASINI ENGELLEME
FİKRİ İÇTİMA
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KULLANMANIN
SINIRLARI
Yargıtay Ceza Genel Kurul ve Daire Kararları
ÖZETİ:
YARGITAY
4. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2010/1186
Karar No. 2011/1330
Tarihi:
09.02.2011
•
•
•
ÖZETİ:
61
Yerel mahkeme yalnızca hakaret suçunu
değerlendirmiş, ancak “cebir kullanma",
"görevi yaptırmamak için direnme”, "düşünce ve kanaat özgürlüğünün kullanılmasını engelleme" suçları ile ilgili herhangi bir
irdeleme yapmamıştır. Eylemin mağdurun
halka seslenmesini önlemek ya da onu küçük
düşürmek kastıyla işlenmesine göre, farklı
suçlar söz konusu olacaktır. Tek eylemin
birden fazla suça uyması halinde, özel suçun,
genel suça göre öncelikle uygulanması gerekecek; hepsi genel nitelikte ise, en ağır cezayı
gerektiren
suçtan
hüküm
kurmak
icabedecektir. Bu açıklamalar karşısında;
sanıkların eylemlerinin yukarıda belirtilen
zor kullanma suçlarını oluşturup oluşturmadığı yöntemince irdelenip tartışılmadan, yetersiz gerekçeyle sanıkların görevliye hakaret
suçundan hükümlülüklerine karar verilmesi
yasaya aykırıdır.
İlgili Kanun/Madde
5271 s. CMK/160, 170, 173, 309
TEHDİT SUÇU
CUMHURİYET SAVCISININ GÖREVİ
KAMU DAVASINI AÇMA GÖREVİ
Tehdit suçu konulu davada, Cumhuriyet savcısı tarafından ceza yargılamasının temel
hedefi olan maddi gerçeğe ulaşma amacına
yönelik olarak gerekli kanıtların toplanmadığı hatta buna teşebbüs bile edilmediği çok
açık olarak anlaşılmakta, başka bir anlatımla
soruşturma evresinin tamamlanmadığı net bir
biçimde tespit edilmekteyse, soruşturma evresi
Cumhuriyet savcısınca tamamlanmalıdır.
Aksinin kabulü halinde, soruşturma safhasının asıl yetkilisi olan Cumhuriyet savcısı varken istisnai yetkili olan sulh ceza hakiminin
soruşturmayı yapması sonucuna ulaşılır ki bu
CMK'nın getirdiği sisteme ve yasanın amacına aykırıdır.
Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011
62
YARGITAY
5. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2010/9890
Karar No. 2010/9837
Tarihi:
20.12.2010
•
•
ÖZETİ:
YARGITAY
6. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2008/5212
Karar No. 2011/1732
Tarihi:
23.02.2011
•
•
ÖZETİ:
İlgili Kanun/Madde
5237 s. TCK/103
5271 s. CMK/170, 174
ÇOCUKLARIN CİNSEL İSTİSMARI
İDDİANAMENİN İADESİ SEBEBLERİ
Organ sokmak suretiyle beden ve ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı
suçunun sonucunda mağdurenin beden veya
ruh sağlığının bozulup bozulmadığı hususunda Adli Tıp Kurumundan rapor alınmadığı gerekçesiyle iddianamenin iade edilemeyeceği, Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp
Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı ve Trabzon Adli Tıp Şube Müdürlüğünün düzenlediği raporların kovuşturma aşamasında toplanan diğer kanıtlarla birlikte ele alınıp, yetersiz görülmesi halinde mahkemesince Adli
Tıp Kurumundan suçun mağdure üzerindeki
etkisine göre mütalaa alınmasının mahkemenin görevi olduğu, iddianamede suç tarihi
gösterildiği gibi fiile bağlı olarak hamile kalan mağdurenin gebelik süresini ve doğum
yaptığı tarihi gösteren raporlara göre suç
tarihinin belirlenebildiği nazara alınarak
iddianamenin kabulü yerine yazılı şekilde
iadesine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
İlgili Kanun/Madde
5237 s. TCK/31, 39
5271 s. CMK/188, 226, 289
5395 s. ÇocukKorumaK/25, Gç1
CEZA HUKUKUNDA YAŞ KÜÇÜKLÜĞÜ
DURUŞMADA HAZIR BULUNACAKLAR
Kayden suç tarihinde 18 yaşını doldurduğu
anlaşılan sanık hakkında yaş küçüklüğü nedeniyle cezasından indirim yapılması ve oturuma Cumhuriyet Savcısının katılmaması
yasaya aykırıdır.
Yargıtay Ceza Genel Kurul ve Daire Kararları
YARGITAY
10. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2010/5689
Karar No. 2010/26390
Tarihi:
13.12.2010
•
•
ÖZETİ:
ÖZETİ:
İlgili Kanun/Madde
5237 s. TCK/188, 192
UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ YAPMAK
ETKİN PİŞMANLIK
Uyuşturucu madde ticareti yapma konulu
davada, suça konu uyuşturucu maddelerin;
sanığın kullandığı otomobilin şoför koltuğunun önünde ele geçirilmiş olması, miktarı,
niteliği ve dosya kapsamına göre; sanığın
diğer sanığa ait uyuşturucu maddeyi bilerek
kendi aracında bulundurması nedeniyle suçu
sübut bulduğu halde, mahkumiyeti yerine
beraatine karar verilmesi ve araçta yapılan
aramada, suça konu uyuşturucu maddenin
görevlilerce ele geçirilmesinden sonra ve
hakkında yeterli delil bulunmadığı aşamada,
söz konusu maddenin kendisine ait olduğunu
söyleyerek, suçunun ortaya çıkmasına hizmet
ve yardım eden sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğinin
gözetilmemesi, yasaya aykırıdır.
YARGITAY
10. CEZA DAİRESİ
Esas No.
2010/20733
Karar No. 2011/418
Tarihi:
17.01.2011
•
•
•
63
İlgili Kanun/Madde
3167 s. ÇekK/4, 5, 16
5237 s. TCK/2, 7
6762 s. TTK/707
KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK
SUÇTA VE CEZADA KANUNİLİK İLKESİ
CEZA HUKUKUNDA ZAMAN BAKIMINDAN
UYGULAMA
5838 sayılı Kanun’la 3167 sayılı Kanun’a
eklenen geçici 2. madde hükmü, sadece
28.02.2009 – 31.12.2009 tarihleri arasında
uygulanacağından; ileri tarihli düzenlenip de
belirtilen tarihler arasında vadesinden önce
bankaya ibraz edilen ve ibraz tarihi itibariyle
karşılığı bulunmayan çekler yönünden, muhatap banka şubesince karşılıksız işlemi yapılamayacağından ve yapılsa bile bu işlem geçersiz olacağından, bu tarih itibariyle karşılıksız çek keşide etmek suçu oluşmayacak,
ancak, keşide tarihinden itibaren işleyecek
yasal ibraz süresi içerisinde ibraz edilip, karşılığının bulunmaması durumunda suçun
oluşumu söz konusu olacaktır.
28.02.2009 tarihinden önce, üzerinde yazılı
keşide tarihi gelmeden ibraz edilen ileri ta-
Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011
64
keşide tarihi gelmeden ibraz edilen ileri tarihli çekler hakkında ise, 3167 sayılı Kanun’un geçici 2. maddesinin bu dönemde
uygulanmaması nedeniyle, çekin bankaya
ibrazı olanaklı olup, karşılıksız işlemi yapılması gerektiğinden; bu tarihten önce işlenen
suçlara ilişkin kesinleşmiş mahkûmiyetler ile
sürmekte olan soruşturma ve kovuşturmalar
yönünden, 3167 sayılı Kanunun geçici 2.
maddesindeki düzenlemenin lehe olduğu
gerekçesiyle uygulanması mümkün değildir.
YARGITAY
11. CEZA DAİRESİ
2008/1657
Esas No.
Karar No. 2010/14820
Tarihi:
22.12.2010
•
•
•
ÖZETİ:
İlgili Kanun/Madde
1412 s. MülgaCMUK/321
5271 s. CMK/302
5320 s. CMKYürK/8
MUVAZAALI BOŞANMA
EMEKLİ MAAŞI ALMAK AMACIYLA
MUVAZAALI OLARAK BOŞANMA
HAKSIZ ÇIKAR SAĞLAMA SUÇU
Sanıkların emekli maaşı almak amacıyla
muvazaalı olarak boşanmaları iddiasıyla
açılan davada, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından boşanma dosyası getirtilerek incelenip içeriği ve
boşanma nedeni ile, sanıkların boşandıktan
sonra aynı evde birlikte yaşamaya devam edip
etmediklerinin muhtarlık, zabıta ve komşularından sorulup araştırılıp, ikametgahın bir
başka yere nakledilip nakledilmediğinin tespitinden sonra, toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hukuki
durumlarının takdir ve tayini gerekmektedir.
Kararların devamına, dergimizin
Şubat 2011 tarihli 98. sayısından ulaşabilirsiniz
DANIŞTAY KARARLARI
* Danıştay Daire Kararları
DANIŞTAY DAİRE KARARLARI
DANIŞTAY
1. DAİRE
Esas No.
2010/371
Karar No.
2010/494
Tarihi:
24.03.2010
•
•
•
ÖZETİ:
MEMURLAR
KAMU GÖREVLİLERİ
İHBAR VE ŞİKAYETLERİN ŞARTLARI
Taşınmaz üzerinde yapılan imar mevzuatına
aykırı yapıya ait yapı kullanma izin belgesi
düzenlemek ve söz konusu yapının kaçak 4.
katının yıktırılmasına ilişkin Belediye Encümeni kararını uygulamamak, aynı binanın
mimari projesinde otopark olarak belirlenen
bodrum katında işyeri açma ve çalışma ruhsatı bulunmayan pimapen atölyesinin çalışmasına göz yummak ve aynı binanın 4. katı
mühürlendiği halde binanın 2. ve 3. katlarında tekstil atölyesi çalıştırılmasına ilişkin
Gayri Sıhhi Müessese Çalışma Ruhsatı vermek iddialarıyla ilgili olarak ön inceleme
yapıldığı, ilgililer hakkında İçişleri Bakanınca soruşturma izni verilmediği, daha önce
yapılan bir ön inceleme kapsamında değerlendirilen şikayete konu iddianın, ciddi bulgu
ve belgeye dayanmadığı sonucuna varıldığından ihbar ve şikayetin işleme konulmamasına
ilişkin kararına yapılan itirazın reddine, dosyanın İçişleri Bakanlığına kararın bir örneğinin itiraz edene gönderilmesine karar verildi.
DANIŞTAY
10. DAİRE
Esas No.
2010/9978
Karar No.
2010/6930
Tarihi:
27.09.2010
•
•
ÖZETİ:
İlgili Kanun/Madde
4483 s. MemurYargılamaK/4, 5
İlgili Kanun/Madde
1086 s. HUMK/57
2577 s. İYUK/14, 31, 46
İDARE VE VERGİ MAHKEMELERİNİN NİHAİ
KARARLARININ TEMYİZİ
DAVAYA MÜDAHİL OLANIN HAKLARI
Dava vakıf şerhlerinin yeni kayıtlara aktarılması isteminin reddine ilişkin işlemin iptali
istemiyle açılmıştır. Müdahilin ancak yanında
katıldığı tarafla birlikte hareket edebileceği
kanunda hüküm altına alınmıştır. İlgili şahısların davalı idare yanında davaya katılma
isteminin kabul edildiği ve müdahil sıfatıyla
Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011
68
isteminin kabul edildiği ve müdahil sıfatıyla
davayı takip ettiği, davalı idarenin Mahkeme
kararını temyiz etmediği anlaşılmaktadır.
Ancak müdahilin tek başına mahkeme kararının temyizi isteminde bulunmasına hukuken olanak bulunmamaktadır.
DANIŞTAY
13. DAİRE
2007/16188
Esas No.
Karar No.
2011/240
Tarihi:
25.01.2011
•
•
ÖZETİ:
İlgili Kanun/Madde
4054 s. RekabetK/1, 3, 4, 5, 6, 9,
16, 17, 19, 64
REKABETİ SINIRLAYICI SÖZLEŞME
YAPMAK
REKABET KURULU KARARI
Rekabet Kurulu'nca yasak fiil ve davranışlarda bulunduğu saptananlara, eylem tarihi
dikkate alınarak para cezası verileceği açık
olup, para cezası uygulamasının; yasak fiil ve
davranışın saptanarak soruşturmanın açıldığı
tarihte devam eden ihlaller yönünden, soruşturmanın açıldığı tarihin eylem tarihi
olarak kabul edilerek, bu tarihten bir yıl önceki mali yılsonunda oluşan yıllık gayri safi
gelirleri üzerinden, yasak fiil ve davranışın
belli bir dönemi kapsadığı, diğer bir deyişle,
soruşturmanın açıldığı tarihten önce yasak
fiil ve davranışın sona erdiği durumda ise,
son eylem tarihinden bir yıl önceki mali yıl
sonunda oluşan yıllık gayri safi gelirleri üzerinden yapılması gerekli bulunmaktadır.
Bu durumda; yasal düzenleme, dosyadaki
bilgi ve belgelerle, işlemde yer alan değerlendirme ve gerekçeler birlikte ele alındığında,
Ege Bölgesi çimento üretimi pazarında faaliyet gösteren teşebbüslerin kanunu ihlal ettikleri sonucuna varıldığından, davacı şirkete,
ihlalin ağırlığı da göz önünde bulundurularak, 1996 yılı sonunda oluşan yıllık gayri safi
gelirlerinin % 3 üzerinden idari para cezası
verilmesine ilişkin dava konusu Rekabet Kurulu kararında hukuka aykırılık görülmemiştir.
Kararların devamına, dergimizin
Şubat 2011 tarihli 98. sayısından ulaşabilirsiniz
A N A Y A S A MA HKE ME S İ
KA R A R L A R I
ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI
Resmî Gazete Tarihi
Resmî Gazete Sayısı
Esas Sayısı
Karar Sayısı
Karar Günü
: 06.01.2011
: 27807
: 2008/8
: 2010/71
: 20.05.2010
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Danıştay Onikinci Dairesi
...
VII- SONUÇ
29.3.1984 günlü, 2992 sayılı Adalet Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında
Kanun’a, 12.5.1988 günlü, 3446 sayılı Yasa’nın 1. maddesiyle eklenen Ek
Madde 1’in üçüncü fıkrasının “Burs alarak öğrenimlerini tamamlamış olanlar
staj için yazılı sınava tabi tutulmazlar.” biçimindeki ikinci cümlesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, 20.5.2010 gününde OYBİRLİĞİYLE
karar verildi.
Anayasa Mahkemesi Kararlarına, dergimizin
Şubat 2011 tarihli 98. sayısından ulaşabilirsiniz
GÜNCEL MEVZUAT
* Kanunlar
* Resmî Gazete Özeti
KANUNLAR
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE ARAP DEVLETLERİ LİGİ
ARASINDA TÜRKİYEDE BİR MİSYON İHDAS EDİLMESİNE
İLİŞKİN ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARININ ELEKTRİK ENERJİSİ
ÜRETİMİ AMAÇLI KULLANIMINA İLİŞKİN KANUNDA
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN
TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE FİLİPİNLER CUMHURİYETİ ARASINDA
GELİR ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLERDE ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ
ÖNLEME VE VERGİ KAÇAKÇILIĞINA ENGEL OLMA ANLAŞMASI VE
EKİ PROTOKOLÜN ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE KANADA ARASINDA GELİR VE SERVET
ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLERDE ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ
ÖNLEME VE VERGİ KAÇAKÇILIĞINA ENGEL OLMA
ANLAŞMASI VE EKİ PROTOKOLÜN ONAYLANMASININ
UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
TÜRK-ARAP İŞBİRLİĞİ FORUMU ÇERÇEVE ANLAŞMASININ
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE ARJANTİN CUMHURİYETİ ARASINDA
BİTKİ KORUMA ALANINDA İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA
DAİR KANUN
TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE ARJANTİN CUMHURİYETİ ARASINDA
VETERİNERLİK ALANINDA İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA
DAİR KANUN
TEBLİGAT KANUNU VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK
YAPILMASINA DAİR KANUN
YABANCILARIN TÜRKİYE’DE İKAMET VE SEYAHATLERİ HAKKINDA
KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ ARASINDA SAĞLIK ALANINDA İŞBİRLİĞİNE İLİŞKİN ANLAŞMAYA EK
PROTOKOLÜN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
Kanunların tamamına, dergimizin
Şubat 2011 tarihli 98. sayısından ulaşabilirsiniz
RESMÎ GAZETE ÖZETLERİ
KANUNLAR
R.G.
Tarih - Sayı
No
Açıklama
08.01.2011
27809
6089
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Arap Devletleri Ligi Arasında
Türkiyede Bir Misyon İhdas Edilmesine İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
08.01.2011
27809
6090
Türk-Arap İşbirliği Forumu Çerçeve Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
08.01.2011
27809
08.01.2011
27809
6094
Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı
Kullanımına İlişkin Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
6095
Türkiye Cumhuriyeti ile Filipinler Cumhuriyeti Arasında Gelir
Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve
Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması ve Eki Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
08.01.2011
27809
6096
Türkiye Cumhuriyeti ile Kanada Arasında Gelir ve Servet Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi
Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
19.01.2011
27820
6097
Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
19.01.2011
27820
6099
Tebligat Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun
19.01.2011
27820
6104
Türkiye Cumhuriyeti ile Arjantin Cumhuriyeti Arasında Veterinerlik Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
19.01.2011
27820
6105
Türkiye Cumhuriyeti ile Arjantin Cumhuriyeti Arasında Bitki
Koruma Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun
19.01.2011
27820
6106
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Sağlık Alanında İşbirliğine İlişkin Anlaşmaya
Ek Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
MİLLETLERARASI ANTLAŞMALAR
Karar No.
2010/1197
2010/1199
Adı
R.G. Tarihi
Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı ile Makedonya
02.01.2011
Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Arasında İmzalanan Çeşitli
Protokollerin Onaylanması Hakkında Karar
Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanlığı ile Cezayir
02.01.2011
Demokratik Halk Cumhuriyeti Milli Savunma Bakanlığı
Arasında Askeri Tarih, Arşiv, Müzecilik ve Yayım Alanlarında İş Birliği Anlaşma Protokolünün Onaylanması Hakkında Karar
R.G. No.
27803
Resmî gazete özetlerinin tamamına, dergimizin
Şubat 2011 tarihli 98. sayısından ulaşabilirsiniz
27803
Kanunlar
77
ÖNEMLİ BİLGİLER
KIDEM TAZMİNATI TAVANI
ASGARİ ÜCRET
YILLIK ÜCRETLİ İZİN SÜRELERİ
İHBAR TAZMİNATI
(AKDİN FESHİNDE BİLDİRİM SÜRELERİ)
İŞŞİZLİK SİGORTASI PRİMİ
2011 YILI GELİR VERGİSİ TARİFESİ
2010 YILI GELİR VERGİSİ TARİFESİ
2009 YILI GELİR VERGİSİ TARİFESİ
2008 YILI GELİR VERGİSİ TARİFESİ
2007 YILI GELİR VERGİSİ TARİFESİ
KURUMLAR VERGİSİ ORANI
GEÇİCİ VERGİ ORANLARI
KATMA DEĞER VERGİSİ ORANLARI
YENİDEN DEĞERLEME ORANI
DEĞERLİ KÂĞITLAR (2011)
YASAL FAİZLER VE YÜRÜRLÜK SÜRELERİ
TİCARİ TEMERRÜT (AVANS) FAİZ ORANLARI
AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN’A
GÖRE GECİKME ZAMMI ORANLARI
DAMGA VERGİSİ (2011)
HARÇ TARİFESİ (2011)
KİRA ARTIŞINA YARGITAY’CA UYGULANAN ENDEKSLER
ENFLASYON ORANLARI (%) (TUİK Verilerine Göre)
AVUKATLIK ASGARÎ ÜCRET TARİFESİ
CMK AVUKATLIK ÜCRET TARİFESİ (2011)
TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI
DÖVİZ KURLARI
Önemli bilgilerin detayları en güncel halleri ile dergimizde
yer a l m a k t a d ı r
“Legal Hukuk Dergileri”
2011 YILI ABONELİK FİYATLARI
Legal Hukuk Dergileri başvuru kaynağı olma özelliği taşıdığından, geçmiş yıllara ait
aboneliklerimiz halen talep görmeye devam etmektedir.
Legal Hukuk Dergisi
Legal İş Hukuku ve
Sosyal Güvenlik
2011 yılı
370 TL
İş Hukuku ve Sosyal
Hukuku Dergisi
Güvenlik Hukukuna İlişkin
2010 yılı
350 TL
Yargı Kararları ve
2011 yılı
200 TL
2009 yılı
330 TL
İncelemeleri Dergisi
2010 yılı
190 TL
2008 yılı
300 TL
2009 yılı
180 TL
2008 yılı
145 TL
2008 yılı (4 sayı)
75 TL
2006 yılı
240 TL
2007 yılı
120 TL
2007 yılı (4 sayı)
65 TL
2005 yılı
220 TL
2006 yılı
110 TL
2006 yılı (2 sayı)
25 TL
2004 yılı
200 TL
2005 yılı
100 TL
2003 yılı
150 TL
2004 yılı
90 TL
Legal Malî Hukuk
Dergisi
2011 yılı
275 TL
2010 yılı
260 TL
2009 yılı
245 TL
2008 yılı
220 TL
2007 yılı
190 TL
2006 yılı
175 TL
2005 yılı
160 TL
Legal Fikrî ve Sınai
Haklar Dergisi
2011 yılı
180 TL
2010 yılı
170 TL
2009 yılı
160 TL
2008 yılı
140 TL
2007 yılı
120 TL
2006 yılı
110 TL
2005 yılı
100 TL
Legal Medenî Usul ve İcra
İflâs Hukuku Dergisi
2011 yılı
135 TL
2010 yılı
125 TL
2009 yılı
120 TL
2008 yılı
105 TL
2007 yılı
90 TL
2006 yılı
80 TL
2005 yılı
50 TL
İstanbul Hukuk Fakültesi Mecmuası
2007 yılı
45 TL
2006 yılı
45 TL
Yeditepe Üniversitesi Hukuk
Hukuk ve Adalet Eleştirel Hukuk
Dergisi
Fakültesi Dergisi
2007 yılı
45 TL
2007 yılı
75 TL
2006 yılı
45 TL
2004-2006 yılları (8 sayı)
65 TL
Yeni abonelerimiz ve aboneliklerini yenileyecek üyelerimize geçmiş yıllara ait sayılara ve farklı hukuk
alanlarındaki dergilerimizin birden fazlasına kolayca sahip olabilmelerini sağlamak amacıyla yayınevimizce
paket aboneliklere % 3’ten % 30’a varan indirimler sağlanmıştır. Sadece Kredi Kartı’na 6 taksit
uygulanacaktır.Yukarıdaki tablolardan ihtiyacınıza göre oluşturacağınız paketlere aşağıdaki tabloda belirtilen
indirimler uygulanacaktır.
Paket Abonelik İndirimleri
2 Dergi Abonelik Paketi
3 Dergi Abonelik Paketi
4 Dergi Abonelik Paketi
5-7 Dergi Abonelik Paketi
8-10 Dergi Abonelik Paketi
11-13 Dergi Abonelik Paketi
14 ve üzeri Dergi Abonelik Paketi
+ Kıdem İndirimi (Abone olunan geçmiş her yıl için)
Ayrıca Nakit Ödeme İndirimi
%3
%6
% 10
% 15
% 20
% 25
% 30
+%1
% 10
Dergilerimizi veya Paket Aboneliklerimizi Nakit, Kredi Kartı’na tek çekim, Banka Havalesi yolları ile tek seferde
ödemeniz halinde etiket fiyatlarına (paket indirimi + Kıdem İndirimi yapıldıktan sonra) ayrıca % 10 Nakit Ödeme
İndirimi uygulanacaktır. Tahsilat yapılamaması halinde sözleşme hükümsüz hale gelecektir.
Abone olmak için Tel: (0216) 449 04 85-86 Faks: (0216) 449 02 26
Legal Yayıncılık San. ve Tic. Ltd. Şti.
www.legal.com.tr
[email protected]
Kanunlar
79
LEGAL HUKUK DERGİLERİ ABONELİK FORMU
Y Ü KS E K MA HKE ME
KA R A R L A R I
ARAMA DİZİNLERİ
* Kavramlara Göre Arama Dizini
* Kanun Maddelerine Göre Arama Dizini
Kanunlar
81
KAVRAMLARA GÖRE ARAMA DİZİNİ
A-B
Adam Öldürmeye Teşebbüs ........................................................................... 734
Adil Yargılanma Hakkı .................................................................................. 607
Adli Tatilde Görülecek Dava ve İşler............................................................. 663
Ahlaki Görev Niteliğinde Yapılan Harcamalar .............................................. 664
Aile Mahkemelerinin Görevlerinin Kapsamı ................................................. 650
Aktif Sigortalı Olma Şartı .............................................................................. 686
Alacağın Devrinde Borçlunun İyiniyetle Yaptığı İfa ..................................... 691
Alacağın İradi Olarak Devri ........................................................................... 691
Alacağın Likit Olması .................................................................................... 645
Alacaklarda On Yıllık Zamanaşımı Süresi..................................................... 667
Alacaklısını Zarara Sokmak Kasdiyle Mevcudunu Eksiltmek....................... 703
Alt Yüklenicinin Sorumluluğu ....................................................................... 665
Asliye Hukuk Mahkemesinin Genel Görevli Mahkeme Olması .................... 656
Avukatlık Kimliğinin Hukuki Niteliği ........................................................... 652
Avukatlık Kimliğinin Resmi Kimlik Olması.................................................. 652
Bedensel Bütünlüğün Zedelenmesi Nedeniyle Manevi Tazminat.................. 679
Boşanma Nedeniyle Doğan Dava Haklarında Zamanaşımı ........................... 667
...
Y-Z
Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması ................................................... 651
Yargılama Giderlerinden Muaf Olma............................................................. 607
Yaş Tashihi Davası......................................................................................... 706
Yetkili Mahkemenin Yargıtay Tarafından Belirlenmesi ................................ 685
Yüklenicinin Teslimde Temerrüde Düşmesi .................................................. 701
Zorunlu Su İhtiyacı Nedeniyle İrtifak Kurulması........................................... 697
Bütün kararların bu şekilde kavramlara göre arama dizini
d er g i m i z d e yer a l m a k t a d ı r
KANUN MADDELERİNE GÖRE ARAMA DİZİNİ
Aile Mahkemelerinin Kuruluş,
Görev ve Yargılama Usullerine
Dair Kanun
(4787)
Madde
Sayfa
4................................................... 650
Amme Alacaklarının Tahsil
Usulü Hakkında Kanun
(6183)
Madde
Sayfa
58 ................................................. 607
Bütün kararların bu şekilde maddelere göre arama dizini
d er g i m i z d e yer a l m a k t a d ı r