Dergi özetini görmek için tıklayınız.
Transkript
Dergi özetini görmek için tıklayınız.
LEGAL Hukuk Dergisi YARGITAY KARARLARI, DANIŞTAY KARARLARI VE DİĞER YÜKSEK MAHKEME KARARLARI, HUKUK HABERLERİ, HUKUKÎ MAKALELER, GÜNCEL MEVZUAT, RESMÎ GAZETE ÖZETLERİ, ÖNEMLİ BİLGİLER LEGAL LEGAL Hukuk Dergisi “Hakemli Dergidir” Derginin Önerilen Kısa (Atıf) Adı: LHD Legal Yayıncılık San. ve Tic. Ltd. Şti. adına Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Av. Lütfürrahman BAŞÖZ Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Av. Ramazan ÇAKMAKCI [email protected] İzmir Temsilcisi Av. İsmet KÖYMEN ISSN: Yıl: Cilt: Sayı: Yayımcının Adı: Basımcının Adı: Basıldığı Yer: Basıldığı Tarih: Yönetim Yeri: Yayın Türü: Mersin Temsilcisi Av. H. Hulki ÖZEL 1303-9210 2011 9 98 Legal Yayıncılık San. ve Tic. Ltd. Şti. Kitap Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti. Davutpaşa Cad. No: 123, Kat:1 Topkapı/İstanbul 2011 Bahariye Cad. No: 63/6 Kadıköy/İstanbul Yerel, Süreli, Aylık Hukuk Dergisi Copyright © 2011 Bu derginin tüm yayın hakları LEGAL YAYINCILIK SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ.’ne aittir. Yayınevinin izni alınmadan eğitim ve tanıtım amaçlı kısmi alıntılar hariç olmak üzere hiçbir şekilde kopya edilemez, çoğaltılamaz ve yayınlanamaz. Dergimize gönderilecek makaleler başka bir yerde yayınlanmamış olmalıdır. Yazarlar akademik veya mesleki ünvanları ile iletişim bilgilerini makalelerine eklemeli, makalelerinin hakem onayından geçmesini istedikleri takdirde bu hususu belirtmeleri gerekmektedir. Gönderilen makalelerin yayınlanması uygun görüldüğünde makaleler dergimizin biçimsel formatına uygun olarak yayınlanmakta ve makalelerin basılı ve elektronik ortamdaki tüm yayın hakları Legal Yayıncılık’a ait olmaktadır. Dergimize gönderilen makalelerin yayınlanıp yayınlanmayacağı hususunda yazarlara bilgi verilmektedir. LEGAL HUKUK DERGİSİ Bahariye Cad. Çam Apt. No: 63 D. 6 Kadıköy - İstanbul Tel: (216) 449 04 85 - 449 04 86 Faks: (216) 449 04 87 İnternet adresi: www.legal.com.tr E-mail: [email protected] DANIŞMA VE YAYIN KURULU Prof. Dr. Gökhan ANTALYA Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Ana Bilim Dalı Prof. Dr. Abdülkadir ARPACI Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Özel Hukuk Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Emin ARTUK Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oğuz ATALAY Dokuzeylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Usul ve İcra-İflâs Hukuku Ana Bilim Dalı Prof. Dr. Mehmet BAHTİYAR Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Özel Hukuk Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süheyl BATUM Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Prof. Dr. Ali Cem BUDAK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Gürsel ÇETİN İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adlî Tıp Ana Bilim Dalı Prof. Dr. Osman DOĞRU Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Genel Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ömer EKMEKÇİ İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Ana Bilim Dalı Prof. Dr. Nuray EKŞİ İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Nüvit GEREK Eskişehir Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sibel İNCEOĞLU Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Ana Bilim Dalı Prof. Dr. Eser KARAKAŞ Bahçeşehir Üniversitesi AB İlişkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Işıl KARAKAŞ Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Üyesi - Devletler Umumi Hukuku Prof. Dr. Mustafa KOÇAK Okan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı – Anayasa Hukuku Prof. Dr. Ali Necip ORTAN İstanbul Kültür Üniversitesi Fikri Haklar Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hayrettin ÖKÇESİZ Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Anabilim Dalı Prof. Dr. Ayhan ÖNDER Ceza ve Ceza Usul Hukuku Prof. Dr. Saba ÖZMEN Okan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Ana Bilim Dalı Prof. Dr. Bahri ÖZTÜRK İstanbul Kültür Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Adem SÖZÜER İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cumhur ŞAHİN Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hakan ÜZELTÜRK Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Vergi Hukuku Ana Bilim Dalı Prof. Dr. Sultan ÜZELTÜRK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Ana Bilim Dalı Prof. Dr. Hamdi YILMAZ Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Ana Bilim Dalı Prof. Dr. Serap YAZICI Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Ana Bilim Dalı Doç. Dr. Faruk ACAR Marmara Üniversitesi Hukuk Medeni Hukuk Ana Bilim Dalı Doç. Dr. Müslüm AKINCI Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erdoğan BÜLBÜL Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Ana Bilim Dalı Doç. Dr. Tevfik GÜLSOY Atatürk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Alper GÜMÜŞ Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Ana Bilim Dalı Prof. Dr. Şükran ŞIPKA İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Doç. Dr. İlhan YILMAZ Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Devletler Özel Hukuku Ana Bilim Dalı Doç. Dr. Sevtap YOKUŞ Kocaeli Üniversitesi Anayasa Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Mustafa ÇEKER Çukurova Üniversitesi İİB Fakültesi İşletme Bölümü Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Doç. Dr. Pelin GÜVEN Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Devletler Özel Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ahmet Caner YENİDÜNYA Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Mustafa Erdem CAN Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Ana Bilim Dalı Yrd. Doç. Dr. Ebru CEYLAN İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Medeni Hukuk Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Özlem YENERER ÇAKMUT Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Ana Bilim Dalı Yrd. Doç. Dr. Birgül SOPACI Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Ana Bilim Dalı Yrd. Doç. Dr. Taner AYANOĞLU İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Ana Bilim Dalı Haşmet Sırrı AKŞENER İstanbul 10. Ticaret Mahkemesi E. Başkanı Hasan ÖZKAN Em. İstanbul Hukuk Hâkimi Av. Atilla COŞKUN, Av. Çelik Ahmet ÇELİK, Av. Süleyman ÇETİN, Av. İbrahim Murat HAZNEDAR, Av. Recep KAHRAMAN, Av. Dr. Filiz KESKİN, Av. Fikret İLKİZ, Av. Hasan KÖROĞLU, Av. Mehmet UÇUM, Av. Talih UYAR DUYURU HUKUKİ ETKİNLİK Değerli Meslektaşımız; Kamuoyuna yönelik olarak Hukuk Okur Yazarlığı programı Kartal Belediyesi ile 12 Mart 2011 tarihinden itibaren KARTAL BELEDİYESİ HASAN ALİ YÜCEL KÜLTÜR MERKEZİ’NDE aşağıdaki program ile devam edecektir. Sizi ve Kartal bölgesindeki dostlarınızı seminerimizde görmekten mutluluk duyacağız. Genel Koordinatör : Av.Filiz Saraç Kartal Koordinatörü: Av. Perihan Sevim (GSM : 0533 622 52 06) 12 MART 2011, SAAT:13.00'DE BOŞANMA-NAFAKAVELAYET (KONUŞMACI Av.FİLİZ SARAÇ), 26 MART 2011, SAAT:11.00 EVLİLİKTE KAZANILAN MALLARIN PAYLAŞIMI (KONUŞMACI Av. BEYHAN AKBAŞ), 16 NİSAN 2011, SAAT:11.00 İŞTEN ÇIKARILMADA HAKLAR (KONUŞMACI Av. SEMRA GÖK), 7 MAYIS 2011 SAAT:11.00 GÖZALTINA ALMA, YAKALAMA, İFADE ALMADA HAKLAR (KONUŞMACI :Av. NAFİYE DİKER) 28 MAYIS 2011 SAAT:11.00 MİRAS HUKUKU (Av.ATİKE YAVUZ) EDİTÖRDEN… Değerli abonelerimiz, 2011 yılının ikinci sayısıyla sizlerle birlikte olmanın mutluluğu içindeyiz. Dergimizin makaleler kısmında yine çok değerli yazarların makalelerini sizinle paylaşıyoruz. Bu sayımızda Yard. Doç. Dr. Hüseyin Murat DEVELİOĞLU’nun “6098 Sayılı Yeni Türk Borçlar Kanunu’nun ‘Taksitle Satım’ Sözleşmesi ile İlgili Getirdiği Değişiklikler”, Arş. Gör. İlker ÖZTAŞ’un “Katılma Alacağının Üçüncü Kişiden Talep Edilmesi”, Arş. Gör. Tolga ŞİRİN’in “Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun Tasarısı” Hakkında Genel Bir Değerlendirme” ve Av. Hande Gül KÜÇÜKKAYA’nın “Anonim Ortaklıkta Genel Kurulda Gündeme Bağlılık İlkesi” isimli makaleleri yeralmaktadır. Dergilerimizin 2011 yılı abonelik yenileme dönemi devam etmektedir. Herbiri alanında uzman hukukçulardan oluşan yayın ve danışma kurullarının hukuka katkı amacıyla gönüllü olarak çalıştığı zengin içeriğe sahip hukuk dergilerimiz sadece sizlerin abonelikleri ile yayın hayatına devam etmektedir. Dergilerimize abone olarak verdiğiniz destek ile hukukun gelişmesine ve yaygınlaşmasına yapmış olduğunuz katkıların bu yılda devamın etmesini beklemekteyiz. Legalbank elektronik hukuk programımız sizlerin değerli desteği ile güçlenerek ve abone sayısını hızla arttırarak yoluna devam etmektedir. Önümüzdeki günlerde Dergilerimizi de elektronik ortama aktarmayı planlamaktayız. Legalbank sitemizden ücretsiz 5 günlük tam kullanım imkanı devam etmektedir. Programımızı denememiş abonlerimizin www.legalbank.net internet adresinden sitemizi ziyaret etmelerini beklemekteyiz. Saygılarımızla Av. Lütfürrahman BAŞÖZ İÇİNDEKİLER Yüksek Mahkeme Kararları Kısa Özetleri ............................................................ 499 Hukuk Haberleri....................................................................................................... 511 Hukukî Makaleler..................................................................................................... 523 6098 Sayılı Yeni Türk Borçlar Kanunu’nun “Taksitle Satım” Sözleşmesi ile İlgili Getirdiği Değişiklikler Yard. Doç. Dr. Hüseyin Murat DEVELİOĞLU.................................................... 525 Katılma Alacağının Üçüncü Kişiden Talep Edilmesi Arş. Gör. İlker ÖZTAŞ ......................................................................................... 553 "Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun Tasarısı” Hakkında Genel Bir Değerlendirme Arş. Gör. Tolga ŞİRİN .......................................................................................... 581 Anonim Ortaklıkta Genel Kurulda Gündeme Bağlılık İlkesi Av. Hande Gül KÜÇÜKKAYA............................................................................ 597 Yargıtay Hukuk Kararları....................................................................................... 605 Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararları............................................................... 607 Yargıtay Hukuk Daire Kararları............................................................................ 649 Yargıtay Ceza Kararları .......................................................................................... 719 Yargıtay Ceza Genel Kurul Kararları.................................................................... 721 Yargıtay Ceza Daire Kararları............................................................................... 734 Danıştay Kararları.................................................................................................... 751 Danıştay Daire Kararları ....................................................................................... 753 Anayasa Mahkemesi Kararları ............................................................................... 765 Güncel Mevzuat ........................................................................................................ 769 Kanunlar.................................................................................................................... 771 Resmî Gazete Özetleri........................................................................................... 783 Önemli Bilgiler...................................................................................................... 789 Kıdem Tazminatı Tavanı....................................................................................... 791 Asgari Ücret .......................................................................................................... 791 Yıllık Ücretli İzin Süreleri..................................................................................... 794 İhbar Tazminatı ..................................................................................................... 794 İşşizlik Sigortası Primi .......................................................................................... 794 2011 Yılı Gelir Vergisi Tarifesi ............................................................................ 795 2010 Yılı Gelir Vergisi Tarifesi ............................................................................ 795 2009 Yılı Gelir Vergisi Tarifesi ............................................................................ 795 2008 Yılı Gelir Vergisi Tarifesi ............................................................................ 795 2007 Yılı Gelir Vergisi Tarifesi ............................................................................ 795 Kurumlar Vergisi Oranı ........................................................................................ 796 Geçici Vergi Oranları ............................................................................................ 796 Katma Değer Vergisi Oranları .............................................................................. 796 Yeniden Değerleme Oranı..................................................................................... 796 Değerli Kâğıtlar (2011) ......................................................................................... 796 Yasal Faizler ve Yürürlük Süreleri........................................................................ 797 Ticari Temerrüt (Avans) Faiz Oranları ................................................................. 797 Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’a Göre Gecikme Zammı Oranları ................................................................................................................. 798 Damga Vergisi (2011)........................................................................................... 799 Harç Tarifesi (2011).............................................................................................. 801 Kira Artışına Yargıtay’ca Uygulanan Endeksler................................................... 821 Enflasyon Oranları (%) (TUİK Verilerine Göre) .................................................. 822 Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi ............................................................................ 825 CMK Avukatlık Ücret Tarifesi (2011).................................................................. 830 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ................................................................... 832 Döviz Kurları ........................................................................................................ 832 LEGAL HUKUK DERGİLERİ ABONELİK FORMU ........................................ 836 Yüksek Mahkeme Kararları Arama Dizinleri ....................................................... 837 Kavramlara Göre Arama Dizini ............................................................................ 839 Kanun Maddelerine Göre Arama Dizini ............................................................... 843 LEGALBANK ABONELİK FORMU .................................................................. 848 YÜKSEK MAHKEME KARARLARI KISA ÖZETLERİ AİLE HUKUKU Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminin Sona Erme Anı- Eşler arasındaki mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Dava konusu taşınmazın edinildiğinin ileri sürüldüğü tarihe göre, eşler arasında mal ayrılığı rejimi geçerli olduğundan uyuşmazlık Borçlar Kanunu'nun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulmalıdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlıkta Borçlar Kanunu’nun başka türlü hüküm mevcut olmadığı takdirde her dava için öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresini öngören düzenlemenin uygulanması gerektiği açıktır............................................... 667 Evlat Edinmede Küçüğün Rızası ve Yaşı- küçüklerin mahkemece dinlenmeleri, ilköğretim çağında olmaları nedeniyle ayırt etme gücüne sahip olup olmadıkları gözlenerek evlat edinilmeye rıza gösterip göstermediklerinin sorulması gerekir ............................................ 650 AVUKATLIK HUKUK Avukatlık Kimliğinin Resmi Kimlik Olması- İtirazın iptali davasında tartışma konusunda olan husus, davacı avukata avukatlık kimlik belgesine dayanarak yapılan ödeme talebinin, davalı tarafından red edilmesinin hukuka uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davalı tarafından sunulması gereken geçerli kimlik belgesinin sunulmadığı gerekçesi ile red edilmiştir. Avukatlık kimlikleri, Resmi kimlik niteliğinde düzenmekte, tüm resmi ve özel kuruluşları bağlamaktadır. Bu nedenle davalı idarenin icra takibine konu alacağı ödememesi haklı ve geçerli bir hukuki sebebe dayanmamaktadır. ............................................................... 652 BANKACILIK HUKUKU İnternet Bankacılığında Bankanın Sorumluluğu- SMS ile şifre bildirim veya şifre üreten cihazlar ile dinamik şifre uygulamasının gerektiği, davalı bankanın tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, belirlenen tutarın davalı bankadan avans faizi ile, diğer davalılardan reeskont faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. ........................................................................... 695 Bütün kararlar bu şekilde özetli olarak dergimizin Ocak 2011 tarihli 98. sayısından ulaşabilirsiniz HU KU K HA B E R L E R İ * Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun Değiştirildi * Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun Değiştirildi * Tebligat Kanunu, Karayolları Trafik Kanunu ve Kadastro Kanunu Değiştirildi * Çek Defterlerinin Baskı Şekline, Bankaların Hamile Ödemekle Yükümlü Olduğu Miktar ile Çek Düzenleme ve Çek Hesabı Açma Yasağı Kararlarının Bildirilmesine ve Duyurulmasına İlişkin Tebliğ Değiştirildi * Özel Hastaneler Yönetmeliği Değiştirildi * Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelik Değiştirildi * Banka Kartları ve Kredi Kartları Hakkında Yönetmelik Değiştirildi * Parasal Sınırlar ve Oranlar Hakkında Genel Tebliğ (Sayı: 2011/1) Haberlerin tamamına, dergimizin Şubat 2011 tarihli 98. sayısından ulaşabilirsiniz HU KU KÎ MA KA L E L E R * 6098 Sayılı Yeni Türk Borçlar Kanunu’nun “Taksitle Satım” Sözleşmesi ile İlgili Getirdiği Değişiklikler Yard. Doç. Dr. Hüseyin Murat DEVELİOĞLU * Katılma Alacağının Üçüncü Kişiden Talep Edilmesi Arş. Gör. İlker ÖZTAŞ * “Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun Tasarısı” Hakkında Genel Bir Değerlendirme Arş. Gör. Tolga ŞİRİN * Anonim Ortaklıkta Genel Kurulda Gündeme Bağlılık İlkesi Av. Hande Gül KÜÇÜKKAYA H 6098 SAYILI YENİ TÜRK BORÇLAR KANUNU’NUN “TAKSİTLE SATIM” SÖZLEŞMESİ İLE İLGİLİ GETİRDİĞİ DEĞİŞİKLİKLER Yard. Doç. Dr. Hüseyin Murat DEVELİOĞLU * ... Taksitle satım adı altında adî satıma nazaran farklı bir tür satım sözleşmesinin doğuş sebebi, bir yandan satım bedelinin tamamını tek seferde ödeme imkânı bulamayan kişileri satın almak istedikleri şeyden derhal faydalandırmak ve yapacakları ödemelerini zamana yaymak iken, diğer yandan da talebi artırmak suretiyle piyasayı canlandırarak üretime katkıda bulunmaktır. Ancak, taksitle satım, alıcı açısından bir çok sakıncaları da beraberinde getirir; özellikle satım bedelinin peşin satıma nazaran hemen daima yüksek olmasına rağmen sözleşmeyi uzun bir zamana yaymak suretiyle taksitlerin düşük gösterilmesi – dolayısıyla alıcıda satım bedelinin de düşük olduğu kanaatinin oluşması – anılan sözleşmenin alıcı açısından doğurduğu sakıncaların başında gelmektedir. Alıcı bu suretle elinde bulundurduğundan daha fazlasını harcayabilmekte ve ileri tarihte muaccel olacak taksitleri ödeyemediği takdirde güç durumda kalabilmektedir. Satıcı da, alcının taksitleri ödememesi riskine karşı kendisini güvence altına almak amacıyla sözleşmeye bir takım kayıtlar koymakta, ancak bu kayıtlar alıcının menfaatlerini ciddi bir biçimde tehlikeye atabilmektedir1. Taksitle satımın alıcı açısından yarattığı sakıncaların bilincinde olan kanun koyucular, kanunlara emredici hükümler koymak suretiyle bu sakıncalara karşı tedbir alma yoluna gitmişlerdir. ... 11.1.2011 tarihinde kabul edilen ve 1.7.2012 tarihinde yürürlüğe girecek olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun temel felsefelerinden birini oluşturan sözleşmenin zayıf tarafını koruma düşüncesi taksitle satım sözleşmesi açısından oldukça ön plandadır. Kanun koyucu taksitle satımla ilgili yürürlükteki Borçlar Kanunu’nda yer almayan sözleşmenin şekli ve içeriği (YBK m. 253), yasal temsilcinin rızası (YBK m. 254), alıcıya tanınan “geri alma imkânı” H Hakem denetiminden geçmiştir. * Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medenî Hukuk Anabilim Dalı. 1 Halûk TANDOĞAN, Borçlar Hukuku, Özel Borç İlişkileri, İstanbul 2008, s. 304 vd. Taksitle satım sözleşmesinin alıcı açısından yarattığı sakıncalar hakkında detaylı bilgi için bkz. Hasan OZANOĞLU, Tüketicinin Korunması Açısından Taksitle Satım Sözleşmesi, Ankara 1999, s. 30 vd. 18 Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011 (YBK m. 255), peşinat ödeme borcu ve bunun miktarı (YBK m. 256), sözleşmenin süresi (YBK m. 256), alıcı açısından takas definden feragat etme yasağı ve alacağın devri halinde satış bedeli alacağına ilişkin defilerin sınırlandırılması ve ortadan kaldırılması yasağı (YBK m. 257), satış bedelinin tek seferde ödenmesi imkânı (YBK m. 258), satıcının sözleşmeden dönmesi ihtimaline karşı hakimin müdahalesi (YBK m. 261) hakkında maddî hukukla kurallar koymakla yetinmemiş, ayrıca Borçlar Kanunu’nda yer alan kuralları alıcı lehine geliştirmiş (YBK m. 259, 260) ve alıcıyı, satının sözleşmeye ithal edebileceği yetkili mahkeme ve hakem kayıtlarına karşı da kanunun koruması altına almıştır (YBK m. 262). Kanun koyucu, son olarak, “Uygulama alanı” kenar başlıklı YBK m. 263 ile taksitle satım ile ilgili emredici düzenlemelerin, taksitle satım ile aynı ekonomik amacı güden farklı işlemlerede uygulancağını belirterek kanunun arkasından dolanılması ihtimalini de engellemiştir. Makalenin devamına, dergimizin dergimizin Şubat 2011 tarihli 98. sayısından ulaşabilirsiniz H KATILMA ALACAĞININ ÜÇÜNCÜ KİŞİDEN TALEP EDİLMESİ Arş. Gör. İlker ÖZTAŞ∗ ÖZET Çalışmanın konusu, katılma alacağının üçüncü kişilerden talep edilmesine imkan tanıyan MK. m. 241 hükmüdür. Katılma alacağının borçlusu kural olarak eşlerdir. Ancak, kanun borçlu eşin malvarlığından katılma alacağı tahsil edilemezse, hak sahibi eşe üçüncü kişilere başvurma yetkisi tanımaktadır. MK. m. 241 hükmü gereğince katılma alacağından dolayı kendisine karşı talepte bulunulabilecek üçüncü kişiler, borçlu eşin yaptığı ve edinilmiş mallarda hesaba katılması gereken kazandırmalardan yararlanan kişilerdir. Alacaklı eşe tanınan bu hak bir ve beş yıllık hak düşürücü sürelerle sınırlanmıştır. Ayrıca, katılma alacaklısı eşe tanınan bu hakka ilişkin uyuşmazlıklara mirastaki tenkis davasına ilişkin hükümler kıyasen uygulanır. Anahtar Kelimeler: Katılma alacağı, edinilmiş mallara katılma, borçlu eşin yaptığı kazandırmalar, ml rejiminde tenkis davası, katılma alacağından üçüncü kişinin sorumluluğu ABSTRACT The subject of this study is Art. 241 of Turkish Civil Code which allows the claim of co-assumption credit of spouse. In principle, co-assumption credit’s debtors are spouses. However the Code enables the creditor spouse to claim the credit from third parties, in case the credit can not be collected from the debtor spouse’s assets. According to Art. 241 of Turkish Civil Code, third parties who are subject to demand of creditor spouse, are benefitors of acquisitions made by the debtor spouse and which should be included to participation in accrued gains. The right entitled to creditor spouse is restricted in one year and five years long foreclosures. Furthermore provisions about action in abatement is also applied by analogy to disputes related to this right entitled to creditor spouse. ... Denkleştirme söz konusu olduğunda da genel olarak yukarıda andığımız kuralların geçerli olacağını belirtmek gerekir. Ancak, kazandırmanın sadece H ∗ Hakem denetiminden geçmiştir. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Medeni Hukuk Anabilim Dalı, Araştırma Görevlisi. 20 Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011 denkleştirme yoluyla iadesinin talep edilebildiği hallerde, denkleştirmenin niteliğinden kaynaklanan bir soruna dikkat çekmek yerinde olacaktır. Tenkisin amacı saklı payları korumak iken, denkleştirmenin amacı mirasçılar arasında eşitliği sağlamaktır. Mirasbırakanın altsoyuna karşılık almaksızın yaptığı kazandırmalar, aksi belirtilmedikçe, miras payına mahsuben yapılmış sayılır (MK.m 669/f.2). Denkleştirmenin amacı mirasçılar arasında eşitlik sağlamak olduğundan, denkleştirme yükümlüsü, kazandırmanın tamamını iade etmekle yükümlüdür. Acaba denkleştirme yükümlüsü eş açısından da aynı sonuca varmak isabetli olacak mıdır? İlk olarak belirtmek gerekir ki, mirasbırakanın sağlığında eşi lehine yaptığı kazandırmalar, kural olarak miras payına mahsuben yapılmış kabul edilmezler. Ancak mirasbırakanın iradesinin aksi yönde olması mümkündür. Bu durumda, sağ kalan eş kazandırmanın tamamını iade etmemelidir. Zira kazandırma konusu edinilmiş maldır ve bu mal üzerinden hesaplanacak artık değer üzerinde sağ kalan eş de hak sahibidir. Bu nedenle, sağ kalan eşin denkleştirme yükümlülüğünün kapsamı belirlenirken, mal rejimine ilişkin tasfiye gerçekleştikten sonra kazandırmadan geriye kalan kısım dikkate alınmalıdır1. Makalenin devamına, dergimizin dergimizin Şubat 2011 tarihli 98. sayısından ulaşabilirsiniz 1 HAUSHEER/REUSSER/GEISER, Art. 220, N.68; GÜMÜŞ, s. 419. “ANAYASA MAHKEMESİNİN KURULUŞU VE YARGILAMA USULLERİ HAKKINDA KANUN TASARISI” HAKKINDA GENEL BİR DEĞERLENDİRME Arş. Gör. Tolga ŞİRİN* 12 Eylül 2010 referandumunun en tartışmalı konularından birisi Anayasa Mahkemesinin yapısına ilişkin değişiklikti. Bu değişiklikler üzerine çokça yazıldı, yazılacaktır da. Gelinen aşamada söz konusu değişikliklere bağlı olarak Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun1 yenilenmesi gündeme gelmiştir. Ancak Tasarının2 birçok hükmü, bizzat Anayasa değişikliği kadar önemli bazı yenilikler ve buna bağlı olarak bir dizi tartışmayı beraberinde getirecek görünmektedir. Bu makalede, Tasarıda hemen ilk bakışta dikkatimizi çeken noktaların üzerinde duracağız. ... 1982 Anayasasının “milli güvenlik devleti” doktrini ışığında soğuk savaş konjonktüründe hazırlanan, yargısal denetimi mümkün olduğunca daraltıldığı, yürütmenin güçlendirildiği ve olağanüstü durum, sanki her zaman devam edecekmiş gibi hazırlanan bir anayasa olduğu artık herkesin malumudur. Buna bağlı olarak da, bu anayasanın ilk metninin, anayasa içinde ikinci bir anayasa yaratacak kadar çok “istisna anayasa” hükmü bünyesinde barındırdığı da, (o veya bu şekilde) sıklıkla konuşulan bir gerçektir. Bununla beraber, 1982 Anayasanın bu niteliği zaman içerisinde nispeten düzeltilmiş, ayrıca soğuk savaşın sona ermesinden sonra oluşan yeni dünya düzeninde Türkiye’ye, iktisadi liberalizmin yanında, en azından görünürde ‘siyasal liberal’ (veya daha ‘sivil’) bir misyon biçilmeye başlanmıştır. Öyle ki Türkiye-AB ilişkileri veya Türkiye’nin İHAM önünde düştüğü hazin durum da anayasal sistemde de bir takım değişiklikleri gündeme getirmiştir. Dolayısıyla tüm bu gelişmeler ışığında, Türkiye anayasa yargısında yapılacak değişikliklerde beklentilerin yüksek olması son derece normadir. Ancak yukarıda incelemeye çalıştığımız tasarı, bu beklentiler karşısında, büyük bir hayal kırıklığı yaratmaktadır. Öyle ki Tasarı, bırakalım asgari beklentileri karşılamayı, mevcut Anayasanın bile gerisinde kalan hükümler içermektedir. Şöyle ki, yukarıda dikkat çektiğimiz üzere OHAL KHK’larının itiraz yolu ile denetimi, olağan KHK’ların ise şekil denetimi, Anayasa lafzına göre bile mümkün iken bu imkan, geçici 15’inci madde zırhı ile korunmuş olan 2949 sayılı yasa yoluyla daraltmıştı. Şimdi, aradan 30 yıl geçtikten sonra, hele ki Türkiye’nin ‘sivilleşme’ * Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Kanun metni için bkz. http://tinyurl.com/67lysyw (13.01.2011) 2 Tasarı metni için bkz. http://tinyurl.com/64xokfr (13.01.2011) 1 22 Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011 iddiası taşıdığı, çok daha farklı bir dünya konjonktüründe, bu daraltıcı faaliyetin, ‘yeni’ bir yasa ile sürdürülmesi anlaşılır olmaktan uzaktır. Yargı denetimine kapalı alanlar bir tarafa, yine aktardığımız üzere Anayasanın kendi metnindeki ‘10 yıllık süre yasağı’ farklı yorumlara müsaittir. 2010 değişikliklerinde, bu hüküm Anayasadan çıkartılmamış olsa da, Anayasa metnindeki bu konudaki muğlaklık pekala yasa yoluyla hak lehine şekillendirilebilirdi. Diğer taraftan ‘anayasa şikayeti’ gibi, insan hakları açısından köklü bir gelişmeye yol açabilecek bir kurumun, İHAM ile asimetri yaratacak biçimde düzenlenmesi ve anayasadaki ifadelerin -içlerinin belli bir ölçüde daraltılması suretiyle- uygulama yasasına yerleştirilmesi, bu kurumun getireceği ‘çözümlere’ yönelik şüphe yaratmaktadır. Dolayısıyla, yukarıda ifade ettiğimiz eleştiriler de dikkate alınarak, tasarının 2010 Türkiyesine uygun biçimde ve hak temelli olarak köklü bir şekilde gözden geçirilmesinin zorunludur. Makalenin devamına, dergimizin dergimizin Şubat 2011 tarihli 98. sayısından ulaşabilirsiniz ANONİM ORTAKLIKTA GENEL KURULDA GÜNDEME BAĞLILIK İLKESİ Av. Hande Gül KÜÇÜKKAYA ... Anonim ortaklıkların genel kurulunda gündeme bağlılık ilkesi esastır. Genel kurulu toplantıya davete ilişkin olan ilan ve davet mektuplarında gündemin gösterilmesi lazımdır. Gündemde gösterilmeyen hususlar müzakere olunamaz. Gündeme bağlılık ilkesi, genel kurul toplantısında görüşülecek ve karara bağlanacak konularda pay sahiplerinin bilgilendirilmelerini, toplantıya hazırlanmalarını ve toplantıya katılıp katılmama konusunda bir karar vermelerini, toplantıya katılmayan pay sahiplerinin gündemde gösterilmeyen konuların görüşülerek veya karar bağlanarak istemedikleri sonuçlarla karşılaşmalarını önlemeyi amaçlar. Gündemin değişmezliği ilkesinin de istisnaları mevcuttur. Yönetim kurulu üyelerinin azli ve seçilmesi, yönetim kurulu üyeleri hakkında hukuki sorumluluk davası açılması, özel denetçi tayini, çağrısız genel kurul toplantısında gündeme madde eklenmesi, bilanço görüşmelerinin ertelenmesi ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın gündeme alınmasını istediği konular genel kurul gündeminde yer almasa dahi görüşülüp karara bağlanabilir. ... Genel kurul toplantılarında daha önceden ilan edilen gündemdeki konular görüşülebilir ve bunlar hakkında karar alınabilir. Kural olarak gündemde bulunmayan konular genel kurulda görüşülemez ve karara bağlanamaz. Genel Kurul toplantısında gündemde bulunmayan bir konunun görüşülmesi ve karar bağlanması halinde alınan karar iptali istenebilen bir karar niteliğindedir. Özel denetçi seçimi için genel kurul gündeminde bir madde bulunması gerekmeyip, genel kurul görüşmeleri sırasında koşullarlın varlığı halinde ve ilgililerin istemi üzerine özel denetçi seçilir. Yönetim kurulu üyeleri esas sözleşme ile tayin edilmiş olsalar dahi genel kurul kararı ile azlolunalabilir. Gündemde yer almamış olsa dahi, genel kurulda organların azli teklif edilerek azledilebilirler ve yerlerine yenileri seçilebilir. Ticaret Kanunu gereğince bütün pay sahiplerinin veya temsilcilerinin hazır bulunması ve herhangi bir ortağın itiraz etmemesi halinde çağrı usulüne uyulmaksızın anonim şirket genel kurul toplantısı yapılabilir. 24 Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011 Bilançoya ilişkin görüşmeler sermayenin onda birine sahip olan azınlığın veya ekseriyetin talebi üzerine gündemde bulunmasa bile bir ay sonraya ertlenebilir. Genel Kurul şirketin zarara uğramasına sebebiyet veren yönetim kurulu üyeleri hakkında, genel kurulda bilançonun veya yönetim kurulunun ibrasını görüşülmesi aşamasında yönetim kurulu üyeleri aleyhine hukuki sorumluluk davası açılmasına karar verebilir. TBMM Genel Kurulu’nun gündeminde bulunan Ticaret Kanunu Tasarısı’nın 413/2. maddesinde, gündemde bulunmayan konuların genel kurulda görüşülemeyeceği ve karara bağlanamayacağı, kanuni istisnaların ise saklı olduğunu hüküm altına alınmıştır. Tasarı gündeme bağlılık ilkesini devam ettirmekte ve istisnalarının olduğunu vurgulamaktadır. Makalenin devamına, dergimizin dergimizin Şubat 2011 tarihli 98. sayısından ulaşabilirsiniz YARGITAY HU KU K KA R A R L A R I * Yargıtay Hukuk Genel Kurul Kararları * Yargıtay Hukuk Daire Kararları YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARLARI YARGITAY HUKUK GENEL KURULU Esas No. 2010/10-550 Karar No. 2010/561 Tarihi: 03.11.2010 • • • • ÖZETİ: İlgili Kanun/Madde 492 s. HarçlarK/1, 2, 13, 15, 21, 28, 32 1086 s. HUMK/417, 423 2709 s. AY/36, 73 6183 s. AATUHK/58 ÖDEME EMRİNİN İPTALİ YARGILAMA GİDERLERİNDEN MUAF OLMA HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜ ADİL YARGILANMA HAKKI Taraflar arasındaki ödeme emrinin iptali davasında, davalı tarafın harçtan muaf olması nedeniyle, davanın davacı lehine sonuçlanması halinde, mahkemece peşin alınan karar ve ilam harcı davacıya iade edilecek ve bu durumda davacının harç ödeme yükümlülüğü bulunmayacaktır. Davanın kısmen veya tamamen reddi halinde ise, alınması gereken karar ve ilam harcı maktu red harcından daha fazla olamayacaktır. Burada alınması gereken harç maktu olup, nispi olmadığından alınacak peşin harç miktarı da en fazla maktu harç miktarı kadar olabilecektir. Aksine bir yaklaşımla, davanın niteliği gereği nispi harca tabi davalardan olduğu gerekçesiyle, davacıyı yargılamanın başında yargılamanın sonunda yükümlü tutulacağı harç miktarından daha fazla harcı yatırmakla yükümlü tutmak ve yatırması halinde dava sonunda alınması gereken maktu karar ve ilam harcını bu miktardan mahsup ederek bakiyesinin istek halinde davacıya iadesine karar vermek ya da bu miktar yatırılmadığı takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına hükmetmek, hak arama özgürlüğü ve adil yargılanma hakkının da ihlali niteliğinde olacaktır. O halde, eldeki davada davalı SGK'nın harçtan muaf olduğu gözetildiğinde, dava açılırken davacı tarafından yatırılan maktu harç, her halükarda Harçlar Kanunu'nun 28. maddesi uyarınca dava sonunda alınması gereken karar ve ilam harcının tamamını karşılamakla, ikmali gereken harç bulunmadığı gibi; sonuçta hükmedilecek bakiye karar ve ilam harcı da bulunmadığından mahkemenin bu yöndeki direnme kararı usul ve yasaya uygun olup, yerindedir. Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011 28 YARGITAY HUKUK GENEL KURULU Esas No. 2010/5-662 Karar No. 2010/551 Tarihi: 15.12.2010 • • • ÖZETİ: İlgili Kanun/Madde AİHS(1.Protokol)/1 334 s. MülgaAY/11, 36 491 s. Mülga1924Anayasası/70, 71, 79 743 s. MülgaTMK/618 2709 s. AY/13, 35, 46 2949 s. AnayasaMahkemesiK/29 3194 s. İmarK/8, 10, 13 4721 s. TMK/683 KAMULAŞTIRMASIZ EL ATMA NEDENİYLE TAZMİNAT FİİLEN HAYATA GEÇİRİLMEYEN İMAR PLANLARI MÜLKİYET HAKKI Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davasında, bozma ve direnme kararlarının içerik ve kapsamları itibariyle uyuşmazlık; dava konusu taşınmaza davalı idarece fiilen el atılmamış olmasına karşın, Uygulama İmar Planında İlköğretim Tesisi Alanına ayrılmış olması nedeniyle kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının kabul edilip edilemeyeceği, noktasında toplanmaktadır. Uzun yıllar programa alınmayan imar planının fiilen hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı İdarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip bulunan kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığı için yeterli bulunduğu, her türlü izahtan varestedir. Bu itibarla, kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurul ve Daire Kararları YARGITAY HUKUK GENEL KURULU Esas No. 2010/7-473 Karar No. 2010/520 Tarihi: 20.10.2010 • • ÖZETİ: • ÖZETİ: İlgili Kanun/Madde 1086 s. HUMK/429 5253 s. DerneklerK/21, 32 DERNEKLERE ZAYİ BELGESİ VERİLMESİ HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE Taraflar arasındaki zayi belgesi verilmesi davasında, Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık; Dernekler kanununda öngörülen onbeş günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olup olmadığı, işin esası yönünden de davacı tarafça karar defterinin kaybolmaması için gerekli dikkat ve özenin gösterilip, gösterilmediği noktalarında toplanmaktadır. Mahkemece yapılacak iş; kanunda aranan başvuru süresinin hak düşürücü süre olmaması nedeniyle işin esasına yönelik delilleri toplamak ve özellikle karar defterinin kasten veya kasta yakın bir kusurun varlığı nedeniyle zayi olup olmadığını araştırarak sonucuna göre bir karar vermek olmalıdır. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU Esas No. 2010/10-428 Karar No. 2010/437 Tarihi: 29.09.2010 • • 29 İlgili Kanun/Madde 1479 s. Bağ-KurK/53 2926 s. TarımBağ-KurK/2, 3, 5, 7, 9, 10, 36 5510 s. SSGSSK/4, Gç7 TARIM BAĞKUR SİGORTALILIĞIN TESBİTİ KESİNTİSİZ OLARAK TARIMSAL FAALİYETTE BULUNMA ŞARTI GEÇİMİNİ ÇİFTÇİLİKLE SAĞLAMA ŞARTI 2926 sayılı Kanun'un 10. maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T. Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlatının esas alınacağı da belirgindir. O halde, bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karnesi olduğu ortadadır. Yargıtay'ın kararlılık kazanmış uygulaması ile de, Tarım Bağ-Kurluluğun kanıtlanması yönünde zirai kuruluşla- Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011 30 luğun kanıtlanması yönünde zirai kuruluşların kayıtları karine olarak kabul edilmektedir. Mahkemece, 1997, 1998, 2000 yıllarına ilişkin olmak üzere davacının tarımsal faaliyetine dair gerekli araştırma yapılarak elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekir. Yanılgılı değerlendirme ile davanın tümden kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU Esas No. 2010/5-456 Karar No. 2010/409 Tarihi: 22.09.2010 • • • ÖZETİ: İlgili Kanun/Madde 2709 s. AY/46 2942 s. KamulaştırmaK/8, 10, 14, 16, 17, 19, 25 KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN MAHKEMECE TESPİTİ TAŞINMAZ MALIN İDARE ADINA TESCİLİ KAZANILMIŞ HAKLAR Taraflar arasındaki “Kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil” davasında, uyuşmazlık; dava konusu taşınmaza kapama kavaklık niteliğiyle olarak değer biçilirken, enkaz bedelinin düşülmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. Tarafların temyizi üzerine yapılan ilk bozma gerekçesine Yerel Mahkemece uyulmakla, davalı taraf açısından usulü kazanılmış hak oluştuğu her türlü duraksamadan uzaktır. Kapama kavaklık gelirine göre taşınmazın değeri belirlenirken, enkaz bedelinin düşülmemesi yönünde yapılacak olan hesaplamanın da, birim fiyat üzerinden değil; net gelir esas alınarak yapılacak hesaplama olması gerektiği kuşkusuzdur. Taşınmaza kapama kavaklık geliri esas alınarak yapılacak değer tespitinde, enkaz bedelinin düşülmemesi halinde belirlenecek nihai kamulaştırma bedelinin, direnme kararında hükmedilen bedelden daha yüksek miktarda olacağı açıktır. Ancak, direnme kararının salt davacı idare vekilince temyiz edildiği, davalı tarafça temyiz isteminde bulunulmadığı gözetildiğinde, direnme kararında hükmedilen miktardan fazlasının hüküm altına alınamayacağı her türlü duraksamadan uzaktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurul ve Daire Kararları YARGITAY HUKUK GENEL KURULU Esas No. 2010/19-376 Karar No. 2010/397 Tarihi: 14.07.2010 • • ÖZETİ: 31 İlgili Kanun/Madde 2004 s. İİK/66, 67 ÖDEME EMRİNE YAPILAN İTİRAZIN İPTALİ ALACAĞIN LİKİT OLMASI Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasında, uyuşmazlık dava konusu alacağın bilinebilir (muayyen, likit) olup olmadığı, belirlenecek sonuca göre, İİK'nun 67/2. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı noktasında toplanmaktadır. İtirazın iptali halinde alacaklının icra inkar tazminatı isteyebilmesi için gerek uygulamada, gerekse öğretide öngörülen alacaktaki likit yani muayyenlik ve belirlenebilirlik niteliği ve koşulunun bulunmadığı açıktır. Borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması ilkesi gözetildiğinde, gerek icra takip ve gerekse dava tarihi itibariyle likit bir alacak bulunmamaktadır. Bu durumda inkar tazminatından sorumlu tutulması da hukuken olanaklı değildir. Kararların devamına, dergimizin Şubat 2011 tarihli 98. sayısından ulaşabilirsiniz YARGITAY HUKUK DAİRE KARARLARI YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2009/16489 Karar No. 2010/20078 Tarihi: 01.12.2010 • • ÖZETİ: GAİPLİK KARARINDA USUL İLANLA ÇAĞRI YAPILMASI ZORUNLULUĞU Gaiplik kararının verilebilmesi için, mahkemece, gaipliğine karar verilecek kişi hakkında bilgisi bulunan kimselerin, belirli bir sürede bilgi vermeleri için usulüne göre yapılan ilanla çağrılması gerekmektedir. Bu süre ilk ilanın yapıldığı günden başlayarak en az altı aydır. Mahkemece Türk Medeni Kanunununda öngörülen ikinci bir ilan yapılmadan gaipliğe karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ 2009/16483 Esas No. Karar No. 2010/19941 Tarihi: 30.11.2010 • • • ÖZETİ: İlgili Kanun/Madde 1086 s. HUMK/427 4721 s. TMK/33 İlgili Kanun/Madde 4721 s. TMK/308, 316 4787 s. AileMahK/4 EVLAT EDİNMEDE KÜÇÜĞÜN RIZASI VE YAŞI EVLAT EDİNMEDE MAHKEMENİN GÖREVLERİ AİLE MAHKEMELERİNİN GÖREVLERİNİN KAPSAMI Evlat edinme davalarında, görevli olan asliye hukuk mahkemesinin görevi, aile mahkemelerinin kuruluşuyla sona erdiğinden mahkemece davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekmektedir. Diğer taraftan, evlat edinmeye, ancak esaslı sayılan her türlü durum ve koşulların kapsamlı biçimde araştırılmasından, evlat edinen ile edinilenin dinlenmelerinden ve gerektiğinde uzmanların görüşünün alınmasından sonra karar verilir ve ayırt etme gücüne sahip olan küçük, rızası olmadıkça evlat edinilemez. Somut olayda küçüklerin mahkemece dinlenmeleri, ilköğretim çağında olmaları nedeniyle ayırt etme gücüne sahip olup olmadıkları gözlenerek evlat edinilmeye rıza gösterip göstermediklerinin sorulması gerekirken, duruşmaya da katıldıkları halde beyanları Yargıtay Hukuk Genel Kurul ve Daire Kararları 33 duruşmaya da katıldıkları halde beyanları alınmadan davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2009/16488 Karar No. 2010/19766 Tarihi: 29.11.2010 • • • ÖZETİ: İlgili Kanun/Madde 2675 s. MülgaMÖHUK/36, 37, 39, 42 5718 s. MÖHUK/52, 53, 55, 58 YABANCI MAHKEME KARARLARININ TANINMASI MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUKTA USUL TARAFLARIN SAVUNMA HAKKI Boşanmaya ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınmasına karar verilmesinin istendiği davada, tanıma talebinin incelenmesi ve karara bağlanması tenfiz davalarındaki usul ve esasa tabi olup, yabancı mahkeme kararının tanınması, kararın Türk Mahkemelerinde kesin delil veya kesin hüküm olarak kabulü sonucunu doğurmaktadır. Bu itabarla, diğer eşe husumet yöneltilmesi, tanıma talebini içeren dilekçenin duruşma günü ile birlikte karşı tarafa tebliğ edilmesi, duruşma gününde de basit yargılama usulü hükümlerine göre incelenerek karara bağlanması gerekmektedir. Mahkemece,, taraf teşkili yapılmaksızın duruşma açılarak, karşı tarafa savunma imkanı sağlanmadan davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2010/18472 Karar No. 2010/21065 Tarihi: 21.12.2010 • • • • ÖZETİ: İlgili Kanun/Madde 1136 s. AvK/9 2004 s. İİK/67 AVUKATLIK KİMLİĞİNİN RESMİ KİMLİK OLMASI AVUKATLIK KİMLİĞİNİN HUKUKİ NİTELİĞİ İTİRAZIN İPTALİNDE KÖTÜ NİYET ÖDEME EMRİNE YAPILAN İTİRAZIN İPTALİ İtirazın iptali davasında tartışma konusunda olan husus, davacı avukata avukatlık kimlik belgesine dayanarak yapılan ödeme talebinin, davalı tarafından red edilmesinin hukuka uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davalı tarafından sunulması gereken geçerli kimlik belgesinin sunulmadığı gerekçesi ile red edilmiştir. Avukatlık kimlikleri, Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011 34 çesi ile red edilmiştir. Avukatlık kimlikleri, “Resmi kimlik” niteliğinde düzenmekte, tüm resmi ve özel kuruluşları bağlamaktadır. Bu nedenle davalı idarenin icra takibine konu alacağı ödememesi haklı ve geçerli bir hukuki sebebe dayanmamaktadır. Bu nedenlerle davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesi gerektiği vicdani kanaatine varılmıştır. Ancak dava konusu bu uyuşmazlığın, geçerli bir kimlik belgesinin ibraz edilip edilmemesi sebebine dayanması, bu konuda Yargıtay ve Danıştay kararlarında uygulama birliğinin bulunmaması, yönetmelik hükümleri dikkate alınarak idarenin parayı ödememesinin Yönetmeliğe göre yapılan işlemden kaynaklanması dikkate alınarak, davalının kötü niyetle yaptığı bir itirazın bulunmadığı ve alacağın tahsili yargılamayı gerektiği mahkememizce benimsendiğinden davacının % 40 icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği vicdani kanaatine varılmıştır. YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2010/12003 Karar No. 2010/17360 Tarihi: 25.10.2010 • • • ÖZETİ: İlgili Kanun/Madde 1086 s. HUMK/8 SİTE YÖNETİMİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN GENEL GÖREVLİ MAHKEME OLMASI GÖREVSİZLİK KARARI Davada; birden fazla parsel üzerinde kurulu bulunan sitenin yönetim kurulu üyesi olan davalıların bu sıfatlarının kalmadığının tespiti istenilmiştir. Birden çok parsel üzerinde kurulu bulunan toplu yapılar Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamına dahil edilmiş ise de; yönetim planında gerekli değişiklikleri yaparak toplu yapı yönetimine geçmemiş olan yapılarda Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin uygulama olanağı yoktur. Böyle olunca görev hususunun da Kat Mülkiyeti Kanunu'na göre değil, genel hükümlere göre belirlenmesi gerekmektedir. Kural olarak da; Asliye Hukuk Mahkemesinin görevi asıl, Sulh Hukuk Mahkemesinin görevi ise istisna niteliğindedir. Konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen davalar ile yasanın açık bir biçimde Sulh Hukuk Mahkemesini görevlendirmediği bütün davalar Asliye Hukuk Mahkemesinde görülür. Mahkemece görevsizlik kararı veril- Yargıtay Hukuk Genel Kurul ve Daire Kararları 35 rülür. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, kamu düzenine ilişkin olan bu husus gözetilmeksizin davanın esası hakkında hüküm tesisi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2009/8800 Karar No. 2010/8447 Tarihi: 12.07.2010 • • • ÖZETİ: KAMU GÖREVLİLERİ SENDİKALARININ KAPATILMASI TALEBİ KÖY VE MAHALLE MUHTARININ STATÜSÜ İŞ MAHKEMESİNİN GÖREV ALANI Dava, Köy ve Mahalle Muhtarları tarafından kurulan davalı sendikanın kapatılması isteğine ilişkindir. Kanundaki tanımlama şekline göre Köy ve Mahalle Muhtarlarının da kamu görevlisi statüsünde olduklarının kabulü gerekir. Bu nedenle Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu uygulaması kapsamında kurulmuş olduğu anlaşılan davalı sendikanın kapatılmasına ilişkin davaya bakma görevi aynı Yasa uyarınca iş mahkemesine aittir. Bu itibarla görev yönünden dava dilekçesinin reddedilmesi gerekmektedir. YARGITAY 5. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2010/11100 Karar No. 2010/17676 Tarihi: 19.10.2010 • İlgili Kanun/Madde 4688 s. KamuSendikaK/2, 3, 6 İlgili Kanun/Madde 2942 s. KamulaştırmaK/14, 25 7201 s. TebligatK/32 KAMULAŞTIRMASIZ EL ATILAN TAŞINMAZ BEDELİNİN TAHSİLİ • KAMULAŞTIRMAYA KONU TAŞINMAZ MALIN MALİKİNİN DAVA HAKKI • USULÜNE AYKIRI TEBLİĞİN HÜKMÜ ÖZETİ: Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Kamulaştırma Kanunununda belirtilen 30 günlük hak düşürücü süre kamulaştırma işleminin mal sahibine noterden yapılan tebligatla başlar. Davacıların murisine yapılan tebligat mevcut olmadığından davacılar başlamış bir kamulaştırma mevcut değildir. Mahkemece kamulaştırma bedelinin bankadan çekilmesi kamulaştırma işleminin tebliği olarak kabul edilmişse de; kamulaştırma bedelinin banka- Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011 36 edilmişse de; kamulaştırma bedelinin bankadan alınması ancak geçersiz dahi olsa yapılmış bir tebligat bulunması halinde tebligatı geçerli hale getirir. Davacılar veya murisine çıkarılmış herhangi bir tebligat bulunmadığından işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekmektedir. YARGITAY 5. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2010/9818 Karar No. 2010/16805 07.10.2010 Tarihi: • • ÖZETİ: İDARENİN TAPU İPTALİ VE TESCİLİ İSTEMİ KAMULAŞTIRMADA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE Dava, tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması hallerinde, hak sahiplerine idare ile uzlaşma ve uzlaşılmaması halinde dava açma hakkı tanınmış olup, idarenin Kamulaştırma Kanunu'nun 38. maddesine dayalı olarak tapu iptal ve tescil davası açma imkanı kalmamıştır. YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2010/10265 Karar No. 2010/13131 Tarihi: 01.12.2010 • • • • ÖZETİ: İlgili Kanun/Madde 2942 s. KamulaştırmaK/38 İlgili Kanun/Madde 2004 s. İİK/67 MUACCELİYET KOŞULU TEMERRÜT NEDENİYLE TAHLİYE KİRA ALACAĞININ TAHSİLİ AMACIYLA BAŞLATILAN TAHLİYE ÖDEME EMRİNE YAPILAN İTİRAZIN KALDIRILMASI Dava, kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan tahliye istekli icra takibine vaki itiraz üzerine itirazın kaldırılması, tahliye ve % 40 tazminat isteğine ilişkindir. Davacı alacaklı dava dilekçesinde, Mayıs ve Haziran 2010 aylarının sözleşmedeki muacceliyet şartına Yargıtay Hukuk Genel Kurul ve Daire Kararları 37 aylarının sözleşmedeki muacceliyet şartına bağlı olarak takibe konu edildiğini açıklamıştır. Borçlu tarafından itiraz edilmeyen 2010 Nisan ayı ile eksik ödenen Şubat ve Mart ayı kira paralarının takip dosyasına 12.05.2010 tarihinde ödenmiş olması karşısında muacceliyet koşulu gerçekleşmiştir. Buna bağlı olarak da itiraza konu Mayıs ve Haziran 2010 aylarına ilişkin kira borcunun yasal 30 günlük sürede ödenmediğinin kabulü ile mahkemece ödenmeyen kısım üzerinden itirazın kaldırılmasına, takibin devamına ve temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekmektedir. YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİ 2010/2603 Esas No. Karar No. 2010/7405 Tarihi: 17.06.2010 • • ÖZETİ: İlgili Kanun/Madde 1086 s. HUMK/176 2004 s. İİK/194 KİRA ALACAĞININ TAHSİLİ AMACIYLA BAŞLATILAN İCRA TAKİBİ ADLİ TATİLDE GÖRÜLECEK DAVA VE İŞLER Davacı tarafından kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalı borçlunun itiraz etmesi üzerine davacı, icra mahkemesinden itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Gerek uygulamada gerekse öğretide tahliye davalarının acele davalardan olduğu tartışmasızdır. Ayrıca kanunda adli tatilde görülen davalar arasında tahliye davaları da sayılmıştır. Zira tahliye davaları basit yargılamaya tabi, yasa koyucu tarafından bir an önce çözümü amaçlanan davalardandır. Somut olayda, davalı kiracının iflasın ertelenmesine kadar takip yapılmamasına ve yapılan takiplerin durdurulmasına karar verilmiştir. Mahkemenin ilamı iflas ile ilgili tedbir kararı olup sadece infazı etkiler. Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011 38 YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2010/5659 Karar No. 2010/7038 Tarihi: 07.12.2010 • • • • • • ÖZETİ: TAŞINMAZ ÜZERİNDE BULUNAN MUHDESATIN AİDİYETİNİN TESPİTİ TAŞINMAZ ÜZERİNDE YAPILAN İYİLEŞTİRME BEDELİNİN TESBİTİ AHLAKİ GÖREV NİTELİĞİNDE YAPILAN HARCAMALAR SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMEDE SORUMLULUK KOŞULLARI KADASTRO TUTANAKLARININ KESİNLEŞMESİ HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE Dava taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Taşınmaz başında yeniden keşif yapılarak, dava konusu muhdesatın kadastro tespitinden önce mi sonra mı yapıldığı, yıkılıp yeniden mi inşa edildiği yoksa tadilat mı yapıldığı, yapılanların davacının kendi adına mı yoksa miras bırakan babası adına ahlaki görev olarak mı yapıldığı hakkında davacı ve bildirildiği takdirde davalı tanıklarından olaylara dayalı bilgi alınmalı, taşınmazın tapu kaydında gösterilen muhdesat ile dava konusu muhdesatın aynı olduklarının belirlenmesi halinde hak düşürücü süre gözetilmeli, muhdesatların farklı olduklarının belirlenmesi halinde ise hukuki olgular göz önünde tutulmak suretiyle toplanan ve toplanacak tüm deliller bir arada değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2010/1229 Karar No. 2010/3312 Tarihi: 01.06.2010 • • • ÖZETİ: İlgili Kanun/Madde 818 s. BK/61 3402 s. KadastroK/12 İlgili Kanun/Madde 818 s. BK/41 3095 s. FaizK/2 HAKSIZ FİİLDEN KAYNAKLANAN TAZMİNAT ALT YÜKLENİCİNİN SORUMLULUĞU TEMERRÜT FAİZİ VE ORANI Dava, haksız fiilden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacı taraf alt yüklenici olan davalıya ait kepçe ile yapılan kazı çalışmaları sırasında yer altı kablolarına hasar Yargıtay Hukuk Genel Kurul ve Daire Kararları 39 maları sırasında yer altı kablolarına hasar verildiğini öne sürmüştür. Mahkemece, hasara neden olan kazı çalışmasının dayanağı Su Kanalı Açma Sözleşmesinin dava dışı iş sahibi ile diğer davalı arasında yapıldığı, gerekçesiyle alt yüklenici hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir. Hasarın davalı alt yüklenicinin kazı çalışmaları sırasında meydana geldiği dikkate alındığında, anılan şirketin haksız fiil faili sıfatıyla sorumlu olduğu kuşkusuzdur. Yasal düzenlemelere aykırı hüküm verilemez. Her iki davalının da birlikte zarardan sorumlu tutulması gerekirken yersiz gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, haksız fiilin meydana geldiği tarihten itibaren avans faizine hükmedilmesi gerekirken, yasal faize hükmedilmesi yasaya aykırıdır. YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2010/1855 Karar No. 2010/3896 Tarihi: 13.07.2010 • • • • ÖZETİ: İlgili Kanun/Madde 743 s. MülgaTMK/170 818 s. BK/125 4721 s. TMK/178, 202, 225 5718 s. MÖHUK/59 ALACAKLARDA ON YILLIK ZAMANAŞIMI SÜRESİ BOŞANMA NEDENİYLE DOĞAN DAVA HAKLARINDA ZAMANAŞIMI EŞLER ARASINDA YASAL MAL REJİMİ EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA REJİMİNİN SONA ERME ANI Dava, mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mala yapılan katkı payı alacağına ilişkindir. Buna göre, zamanaşımı süresinin başlangıcı olarak yabancı mahkeme tarafından verilen kararın kesinleşme tarihinin esas alınmasında herhangi bir isabetsizlik yoktur. Davacı tarafından katkının yapıldığı ve taşınmazın kooperatif üyeliği ile edinildiği iddia edilen tarih itibariyle eşler arasında “mal ayrılığı” rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Dava konusu taşınmazın edinildiğinin ileri sürüldüğü tarihe göre, eşler arasında mal ayrılığı rejimi geçerli olduğundan uyuşmazlık Borçlar Kanunu'nun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulmalıdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlıkta Borçlar Kanunu’nun başka türlü hüküm mevcut olmadığı takdirde her dava için Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011 40 küm mevcut olmadığı takdirde her dava için öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresini öngören düzenlemenin uygulanması gerektiği açıktır. YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2010/448 Karar No. 2010/3386 Tarihi: 21.06.2010 • • ÖZETİ: İlgili Kanun/Madde 3402 s. KadastroK/14 4342 s. MeraK/3, 4 4721 s. TMK/713, 996 KAZANDIRICI ZAMANAŞIMINDAN YARARLANMADA EKLEMELİ ZİLYETLİK MER’ALARIN HUKUKİ NİTELİĞİ Dava; miras yoluyla intikal, taksim ve kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik hukuksal sebebine dayalı olarak açılan mülkiyetin aktarılmasına yönelik, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Uzman bilirkişilerin gerekçeli ve bilimsel raporları ve paftadaki gerçek durum karşısında yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına değer verilemez. Üstünlük tanınamaz. Anılan parsellerin özel mülkiyete konu yapılması halinde mer'a bütünlüğünün bozulacağı açıktır. Eylemli durum karşısında dava konusu taşınmazların mer'adan elde edildiğinin kabulü gerekir. Mer'alar bir veya birden çok köy veya belediyeye ait Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup, özel mülkiyete konu edilemez ve süresi neye ulaşırsa ulaşsın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yolu ile elde edilemeyeceklerinden davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir. YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2009/996 Karar No. 2010/39073 Tarihi: 20.12.2010 • • • • ÖZETİ: İlgili Kanun/Madde 818 s. BK/19 1475 s. MülgaİşK/14 2709 s. AY/48, 49, 50, 51, 53, 54 2822 s. TİSGLK/6 4857 s. İşK/17, 18, 19, 20, 21, 22, 24, 39, 41, 42, 63 İHBAR VE KIDEM TAZMİNATI TALEBİ FESHİN GEÇERSİZLİĞİ İŞE İADE DAVASI İŞ SÖZLEŞMESİNİN FESHİNDE USUL Dava ihbar ve kıdem tazminatı taleplerine ilişkindir. Taraflar arasındaki iş sözleşmesinde işçinin işverene ait başka bir işyerinde çalışacağı konusunda kaydın varlığı tartışma- Yargıtay Hukuk Genel Kurul ve Daire Kararları 41 çalışacağı konusunda kaydın varlığı tartışmasızdır. Yapılan bu naklin hakkaniyete uygun olduğu da görülmektedir. Bu durumda işçinin yeni işyerine gitmemesi işveren açısından haklı fesih nedeni olup, iş akdinin feshi haklıdır. Bu nedenle davacının ihbar ve kıdem tazminatı taleplerinin reddi gerekmektedir. YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2010/15695 Karar No. 2010/38739 Tarihi: 20.12.2010 • • • • ÖZETİ: İlgili Kanun/Madde 818 s. BK/46, 47, 325, 332, 344, 345 4857 s. İşK/24, 26, 77 BEDENSEL BÜTÜNLÜĞÜN ZEDELENMESİ NEDENİYLE MANEVİ TAZMİNAT İŞÇİNİN HAKLI NEDENLE DERHAL FESİH HAKKI HAKLI NEDENLE FESİHTE HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ Davacı işçi, davalıya ait işyerinde işverenin gerekli güvenlik önlemleri almaması nedeni ile yabancı uyruklu işçilerin saldırısı sonucu yaralanması nedeniyle acı ve üzüntü duyduğunu belirterek manevi tazminat talep etmiştir. cismani zarara uğrayan kişiye zararın ağırlığına ve diğer tazminat öğeleri dikkate alınarak yargıç tarafından adalete uygun bir tazminat verilmelidir. Taraflar arasındaki uyuşmazlıkta esas sorun, süresi belirli iş sözleşmesi ile çalışan ve iş güvenliği önlemlerini alınmaması gibi haklı bir nedenle iş sözleşmesini süresinden önce fesheden davacının sözleşmenin kalan süresi için tazminat isteğinde bulunup bulunamayacağı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece davacının bu isteği istek kabul edilmiştir. Oysa, davacının bu isteği muhik bir tazminat olarak değerlendirilmelidir. Borçlar Kanunu'nun 325. maddesinde belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçinin işine son verilmesi halinde, geri kalan süre için işçinin istekte bulunabileceği öngörülmüştür. Bu madde, haklı sebeple sözleşmeyi fesheden işçi bakımından bir düzenleme getirmemişse de, daha sonraki maddelerde öngörülen kurallar işçiye böyle bir talepte bulunma hakkı vermektedir. Böyle bir durumda, temel esaslar da gözönünde tutularak, muhik bir tazminata karar verilmelidir. Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011 42 YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2009/41754 Karar No. 2010/38582 Tarihi: 17.12.2010 • • • ÖZETİ: FESHİN GEÇERSİZLİĞİ İŞE İADE DAVASI İŞ GÜVENCESİ HÜKÜMLERİNİN KÖTÜNİYETLE KULLANILMASI Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir. Somut olayda, iş sözleşmesinin fesih tarihi itibariyle işçi sayısının tam olarak açıklığa kavuşturulmamış ise de davalı işveren fesihten sonra davacıyı işe başlaması için çağrıda bulunmasına rağmen davacı işçi, belinin kırık olduğu gerekçesi ile işverenin bu davetine icabet etmemiştir. Ancak dosya arasında davacının ibraz ettiği rapor ve belgelerde davacıya çalışabilir kağıdı verildiği kaldı ki bu durum işçinin işe başlamaması için haklı bir neden olamaz. Davacının işe davete icabet etmemesi, iş ilişkisinin devamı ile ilgili talebinde samimi olmadığını, nihai hedefinin boşta geçen süre ücreti ile işe başlatmama tazminatını almak olduğunu göstermektedir. Bu amaca yönelik talebin iş güvencesi hükümlerince korunması mümkün değildir. Davacı bu davranışı ile işverence yapılan feshi geçerli hale getirmiştir. YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2010/4936 Karar No. 2011/722 Tarihi: 25.01.2011 • • ÖZETİ: İlgili Kanun/Madde 1086 s. HUMK/92 4857 s. İşK/18, 20 İlgili Kanun/Madde 506 s. SSK/128 1086 s. HUMK/25 5521 s. İşMahK/1 YETKİLİ MAHKEMENİN YARGITAY TARAFINDAN BELİRLENMESİ İŞ MAHKEMELERİNİN GÖREV SAHASI Dava, vakıf senedi uyarınca hak etmiş olduğu ek emeklilik yardımının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı, icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Davalı vakfın Sosyal Sigortalar Kanununa tabi bulunmadığı, taraflar arasında Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamında bir sosyal güvenlik ilişkisi bulunmadığı, ortada iş mahkemelerinin görev alanını düzenleyen bir uyuşmazlığın bulunmadığı gözetildiğinde, vakıf senedinin uygulanmasından doğan dava- Yargıtay Hukuk Genel Kurul ve Daire Kararları 43 kıf senedinin uygulanmasından doğan davaların genel mahkemelerde görülmesi gerekmesine karşın; iş bu dava yönünden, iş mahkemelerinin görevli olduğuna dair kararının yargıtayca onanmak sureti ile kesinleştiği, kanun yolu incelemesi sonucunda kesinleşen göreve veya yetkiye ilişkin kararların davaya ondan sonra bakacak mahkemeyi bağlayacağı sebebleriyle iş mahkemesinin görev hususu kesinleşmiştir. YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ 2010/15893 Esas No. Karar No. 2010/17810 Tarihi: 28.12.2010 • • • ÖZETİ: İlgili Kanun/Madde 5510 s. SSGSSK/41 DOĞUMA DAYALI BORÇLANMA DOĞUMA DAYALI BORÇLANMA HAKKININ YÜRÜRLÜK TARİHİNDEN ÖNCEKİ DOĞUMLAR AKTİF SİGORTALI OLMA ŞARTI Davacı, doğuma dayalı borçlanma yapabileceğinin tespiti ile aksine Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir. Uyuşmazlık doğuma dayalı borçlanma hakkının, bu düzenlemenin yürürlük tarihinden önceki doğum olaylarına uygulanıp uygulanmayacağı, doğum sırasında aktif sigortalı olma şartının aranıp aranmayacağı ve sigortalılık başlangıç tarihinden önceki doğumlar sebebiyle bu hakkın kullanılıp kullanılamayacağı noktalarında toplanmaktadır. Doğuma dayalı borçlanma hakkından yararlanabilmek için doğum sırasında aktif sigortalı olma şartının aranıp aranmayacağı hususunda, geçmişte hizmet akdine dayalı olarak zorunlu sigortalılık tescilinin yapılmış olması, bu haktan yararlanabilmesi için yeterli sayılmalıdır. Kadının fiziksel yapısı, doğurganlık işlevi, aile yükümlülükleri ile çalışma yaşamındaki konumu yanında, doğum borçlanmasıyla amaçlanan sonucun tam olarak elde edilebilmesi için, bu tip borçlanmalarda aranan doğum öncesi sigortalılık, herhangi bir süre sınırına tabi tutulmamalıdır. Aksine bir yorum, kanunda bu yönde bir sınırlamanın olmadığı da gözetildiğinde, sosyal güvenlik hakkına aykırılık oluşturacaktır Somut olayda, ilk kez 1999 tarihinde zorunlu sigortalı olduğu anlaşılan davacının 1985, 1988 ve 1989 tarihlerinde gerçekleştirdiği doğumlar sebebiyle doğum borçlanması yapamayacağı Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011 44 sebebiyle doğum borçlanması yapamayacağı göz önünde tutulmaksızın, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2010/11496 Karar No. 2010/17418 Tarihi: 23.12.2010 • • • ÖZETİ: SİGORTA BAŞLANGIÇ TARİHİNİN TESPİTİNİ YAŞLILIK AYLIĞINA HAK KAZANDIĞININ TESPİTİ HÜKÜM İLE GEREKÇELİ KARAR ARASINDA ÇELİŞKİ Davacı, sigorta başlangıç tarihinin 1977 olduğunun tespitini, 2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitiyle, aynı tarihten itibaren bağlanacak yaşlılık aylıklarının yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiştir. Mahkemece, hüküm fıkrasında; davanın kabulü ile, Kurum işleminin iptaline, davacının 1977 tarihinde 1 gün süre ile çırak olarak çalıştığının ve sigorta başlangıç tarihinin 1977 olduğunun tespitine ve 2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilirken hükmün gerekçesinde ise, sözkonusu 1 günlük çalışmanın çırak statüsünde olmayıp üretime katılma şeklinde fiili çalışma olduğuna karar verilmiş olması karşısında; mahkemenin hüküm fıkrası ile gerekçesi arasında çelişki oluşmuştur. Öte yandan, davanın kabulüne de karar verildiği halde, bağlanacak yaşlılık aylıklarının yasal faiziyle birlikte tahsiline yönelik istem konusunda, olumlu veya olumsuz bir karar da verilmemiştir. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2009/7835 Karar No. 2011/901 Tarihi: 31.01.2011 • • • İlgili Kanun/Madde 5510 s. SSGSSK/41 İlgili Kanun/Madde 6762 s. TTK/669 ÇEKİN BOŞ OLARAK KAYBOLMASI POLİÇENİN RIZA DIŞI ELDEN ÇIKMASI VE ALINACAK TEDBİRLER KEŞİDECİNİN ÇEK İPTAL DAVASI AÇAMAMASI Yargıtay Hukuk Genel Kurul ve Daire Kararları Davacı temsilcisi, davacı şirkete ait olan çeklerin boş ve koçan halinde kaybolduğunu ileri sürerek, dava konusu çeklerin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, dosya kapsamına göre, zayi nedeniyle çek iptal davası açma hakkı hamile tanınmış bir hak olduğu, keşidecinin bu hükme dayanarak iptal davası açma hakkı bulunmadığı, davacı şirketin iptalini istediği dava konusu çeklerin keşidecisi olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. ÖZETİ: YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2010/14998 Karar No. 2010/13106 22.12.2010 Tarihi: • • • • ÖZETİ: 45 İlgili Kanun/Madde 818 s. BK/162, 165, 166 4721 s. TMK/2 TEMELLÜK EDİLEN ALACAĞIN TAHSİLİ ALACAĞIN İRADİ OLARAK DEVRİ ALACAĞIN DEVRİNDE BORÇLUNUN İYİNİYETLE YAPTIĞI İFA DÜRÜSTLÜK VE İYİNİYET KURALI Dava, temellük edilen alacağın tahsili istemine ilişkindir.Temlik akdi yapılır yapılmaz, alacak temlik alana geçer ve artık borçlu alacağın temlikinin kendisine bildirilmesinden önce iyi niyetle yaptığı ödemeler dışında temellük alana ödeme yapmaksızın borcundan kurtulamaz. Borçlunun temellük alana değil de, temlik edene yapmış olduğu ödeme nedeniyle borcundan kurtulamayacağı ulaşılması mümkündür. Somut olayda, temlik eden dava dışı şirketin davalı şirketten alacağını noterde tanzim olunan sözleşmeyle temellük alan davacı banka, bu temlik işlemini davalı firmaya bildirdiğini iddia etmiş olup, davalı da bunu tebellüğ ettiğini kabul etmiştir. Dosyada alınan bilirkişi raporuyla da davalının tebliğ tarihinden sonra dava dışı şirkete ödemeler yaptığı sabittir. Bu durumda, alacağın temlik edildiğinden haberdar olan davalının bu temlik işlemine karşı sessiz kalarak dava dışı şirkete ödemeler yapması, cevap lahiyasında dahi temlik yasağı içeren sözleşmeye dayalı olarak savunma yapmaması her zaman için düzenlenmesi mümkün olabilen adi yazılı bila tarihli sözleşmeye göre temlikin geçerli olabilmesinin kendisinin yazılı muvafakatına bağlı olduğunu ileri sürmesi iyiniyete aykırıdır. Bu nedenle, davalının dava dışı temlik eden şirkete yaptığı ödemelerin borcu sona erdirdiğinden bahsedilemeye- Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011 46 borcu sona erdirdiğinden bahsedilemeyeceğinden davanın kabulü gerekmektedir. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2009/4475 Karar No. 2010/13104 Tarihi: 22.12.2010 • • • ÖZETİ: RÜCUEN TAZMİNAT KONUNUN UZMANI OLMAYAN BİLİRKİŞİLERCE VERİLMİŞ RAPOR DENİZYOLUYLA TAŞINAN EMTİADA RİZİKO SONUCU OLUŞAN HASAR Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir. Rücuen tazminat istemlerinde ödeme yapan sigorta şirketi ancak gerçek hasar tutarını zarar sorumlusundan isteyebilecektir. mahkemece, denizyoluyla taşınan emtiada riziko sonucu oluşan hasarın temizlenmesinin mümkün olduğu belirtilerek davanın kısmen kabulü şeklinde hüküm kurulmuş ise de; hükme esas alınan bilirkişi raporu, uyuşmazlığın çözümü için yeterli değildir. Zira, taşınan saç emtiasındaki deniz suyu etkisinin ve yağ lekelerinin temizlenmesi şart olmamakla birlikte asit banyosundan geçirilerek temizlenmesini mümkün olduğu, bu nedenle hasarlı emtia değerinin değil, sadece temizleme maliyetinin sigorta şirketinin tazminle yükümlü olduğu gerçek zarar miktarı olduğunu belirten bilirkişiler bu sonuca kendi uzmanlıklarıyla değil, işbu dava ile irtibatı bulunmayan birbaşka dosyada alınan ve akibeti belli olmayan tek kişilik bilirkişi raporuna atıfta bulunarak ulaşmışlardır. Bu şekilde konunun uzmanı olmayan bilirkişi heyetinin verdiği rapora dayalı olarak hüküm verilemeyeceği açıktır. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2009/6744 Karar No. 2010/12858 Tarihi: 13.12.2010 • • İlgili Kanun/Madde 6762 s. TTK/1063, 1361 İlgili Kanun/Madde 5411 s. BankacılıkK/61 İNTERNET BANKACILIĞINDA BANKANIN SORUMLULUĞU ŞİFRELERİN GÜVENLİK AÇISINDAN YETERSİZLİĞİ Yargıtay Hukuk Genel Kurul ve Daire Kararları • YETERSİZLİĞİ MUDİNİN ZARARINDA BANKANIN KUSURU Dava davacının uğradığı maddi zararın ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ilişkindir. Davalılar hakkında ceza davası açılması ve daha uzun süreli ceza zamanaşımının uygulanması gerektiği için zamanaşımı itirazının reddine, davalı banka tarafından kullandırılan sanal klavyeden girilen statik şifrelerin güvenlik açısından yeterli bulunmadığı, güvenlik açıklarının davalı tarafından bilinmemesinin mümkün olmadığı, SMS ile şifre bildirim veya şifre üreten cihazlar ile dinamik şifre uygulamasının gerektiği, davalı bankanın tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, belirlenen tutarın davalı bankadan avans faizi ile, diğer davalılardan reeskont faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. ÖZETİ: YARGITAY 14. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2010/6633 Karar No. 2010/7323 Tarihi: 28.06.2010 • • • • ÖZETİ: 47 İlgili Kanun/Madde 4721 s. TMK/742, 743, 744, 761 MECRA İRTİFAKI KOMŞU TAŞINMAZDAN FAZLA SUYUN AKITILMASI MECRA GEÇİRİLMESİNE TAŞINMAZ MALİKİNİN KATLANMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ ZORUNLU SU İHTİYACI NEDENİYLE İRTİFAK KURULMASI Davacı taşınmazı için gerekli olan suyun kaynak sahibi davalının taşınmazı içerisinde bulunan sudan kendi taşınmazına kurulacak mecra irtifakı ile sağlanmasını istemektedir. Fen bilirkişisi raporunda gösterilmeyen fakat ziraat bilirkişisi tarafından zeminde olduğu bildirilen kanallar ile davacı taşınmazının kuzeyinde yer alan dereden sulama yapılıp yapılamayacağı araştırılmamıştır. Mahkemece yapılması gereken iş; yerinde yeniden keşif yapılarak davacının istemlerini açıklanan doğrultuda incelemek, bilirkişilerden ayrıntılı ve gerekçeli rapor almak, Tüm sonucuna göre bir karar vermek olmalıdır. Türk Medeni Kanunu'nun 742/3. maddesinde üstteki arazi malikinin, alt taraftaki taşınmaza gerekli olan suyu, ancak kendi taşınmazı için zorunlu olduğu ölçüde tutabileceği düzenlenmiştir. Davalıya ait 778 parsel sayılı Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011 48 düzenlenmiştir. Davalıya ait 778 parsel sayılı taşınmaz içerisinde bulunduğu bildirilen kaynağın davalının ihtiyacından fazlasını bulundurup bulundurmadığı araştırılmadan özel su olduğu gerekçesi ile davanın reddi de yerinde değildir. YARGITAY 15. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2010/3563 Karar No. 2010/4846 Tarihi: 28.09.2010 • • • ÖZETİ: İlgili Kanun/Madde 1086 s. HUMK/438 2004 s. İİK/72 İCRA TAKİBİNE KARŞI MENFİ TESPİT VE İSTİRDAT DAVALARI İSTİRDAT DAVASINDA HAKDÜŞÜRÜCÜ SÜRE İSTİRDAT DAVASINDA KÖTÜNİYET TAZMİNATI Dava, icra takibi kesinleştirilerek haksız olarak tahsil edildiği ileri sürülen alacağın tahsili istemiyle açılmıştır. Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek zorunda kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, genel hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak ödediği paranın geriye alınmasını isteyebilir. Bu istirdat davasının da hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı saptanmıştır. İcra ve İflas Kanunda sadece menfi tespit davaları bakımından koşullarının oluşmasına göre takip alacaklısı ya da takip borçlusu hakkında tazminat ödeneceğine ilişkin hükümler düzenlenmiştir. İstirdat davalarında alacaklı aleyhine icra tazminatı yani kötüniyet tazminatı ödeneceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu hukuksal nedenle, %40 kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine mahkemece karar verilmesi doğru olmamıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurul ve Daire Kararları 49 YARGITAY 15. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2009/3532 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2010/3905 818 s. BK/97 Tarihi: 07.07.2010 • YÜKLENİCİNİN TESLİMDE TEMERRÜDE DÜŞMESİ • İNŞAATIN İMAR MEVZUATINA UYGUN OLMASI ZORUNLULUĞU • NAMA İFA Davada yüklenicinin haklı gecikme sebepleri ÖZETİ: olmaksızın teslimde temerrüde düşürülmüş olduğu ileri sürülerek; eksik işlerin davalıya verilmesi gereken bağımsız bölümlerin satılarak, davacı tarafından eksik işlerin yapılmasına; başka bir anlatımla nama ifaya karar verilmesi istenmektedir. Bir şey yapma borcunu yerine getirmezse alacaklı, giderleri borçluya yükletilmek üzere, borcun kendisince yerine getirilmesine izin verilmesini isteyebilir. Eksik işlerin "nama ifa" yoluyla tamamlanması ya da eksik ve kusurlu işlerin giderilmesi bedelinin istenebilmesi için inşaatın imar mevzuatına uygun olması zorunludur. Kuşkusuz nama ifaya karar verilmesi için yasal koşulların gerçekleşmediğinin mahkemece belirlenmesi halinde de; dava açılmasına davalı tarafın sebebiyet verdiği dikkate alınarak davacı yargılama gideriyle sorumlu tutulmamalıdır. YARGITAY 16. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2010/2789 Karar No. 2010/4417 Tarihi: 21.06.2010 • • ÖZETİ: İlgili Kanun/Madde 2004 s. İİK/331, 349 5237 s. TCK/52 ALACAKLISINI ZARARA SOKMAK KASDİYLE MEVCUDUNU EKSİLTMEK ŞİKÂYET HAKKININ DÜŞMESİ Sanığın üzerine atılı bulunan alacaklıyı zarara sokmak kastiyle mevcudunu eksiltmek suçu alacaklının şikâyeti üzerine takip olunur, şikâyetçi muayyen zamanda gelmez ve vekil de göndermezse şikayet hakkı düşer. Müşteki vekilinin verdiği mazeret dilekçesi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden ve müştekinin yokluğunda sanığın mahkûmiyetine hükmolunamayacağının gözetilmemesi yasaya aykırıdır. Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011 50 YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2010/3030 Karar No. 2010/10942 Tarihi: 13.12.2010 • • ÖZETİ: OTOMOBİLİN ROGAR KAPAĞININ ÇARPMASI SONUCU HASARA UĞRAMASI KUSUR SORUMLULUĞU Davacıya kasko sigortalı aracın rogar kapağının çarpması sonucu hasara uğradığı konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, hasara neden olan rogar kapağının kimin sorumluluğunda olduğu konusundadır. Rogar kapağının yapım, bakım, onarım ve kontrol görevi ASKİ'ye ait olup, dava dışı belediyeye kusur verilmesi isabetli değildir. Mahkemece, kusur durumunun davacı ile davalı arasında değerlendirilmesi yönünde bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2010/7375 Karar No. 2010/10589 Tarihi: 06.12.2010 • • ÖZETİ: İlgili Kanun/Madde 2004 s. İİK/279 TASARRUFUN İPTALİ DAVASI TAŞINMAZIN SATIŞ BEDELİ İLE GERÇEK DEĞERİ ARASINDAKİ FARK Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasında, mahkemece taşınmazların satış bedeli ile gerçek değerleri arasında fahiş fark bulunduğu, satışların mal kaçırma amacına yönelik olarak yapıldığı ve alacağa mahsuben gerçekleştirildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. YARGITAY 18. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2010/12143 Karar No. 2011/689 Tarihi: 27.01.2011 • • İlgili Kanun/Madde 2560 s. İSKİK/2, Ek5, 6 İlgili Kanun/Madde 1086 s. HUMK/427 5271 s. CMK/218 YAŞ TASHİHİ DAVASI MAHKEMELERİN GÖREVLERİ Yargıtay Hukuk Genel Kurul ve Daire Kararları Dava dilekçesinde, davacıların kızlarının kaçarak evlendiğini, resmi nikah yapılabilmesi için yaş tashihi davası açtıklarını bildirdikleri, mahkemenin de gerekçeli kararında bu hususa değindiği görülmüştür. Mahkemenin görevi kamu düzeni ile ilgilidir. Görev hususunun mahkemece re'sen araştırılması ve yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Mahkemece, dava dilekçesinde davacılar tarafından bildirilen kaçırılma ve cinsel istismar ile ilgili iddianın Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan sorulması ve hüküm tarihi itibarıyla ceza kovuşturması devam ettiğinden davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, bu konuda bir araştırma yapmadan davanın esastan karara bağlanarak ceza yargılamasını etkileyecek şekilde kesin hüküm oluşmasına sebebiyet verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. ÖZETİ: YARGITAY 18. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2010/12140 Karar No. 2011/683 Tarihi: 27.01.2011 • • ÖZETİ: 51 İlgili Kanun/Madde 4721 s. TMK/426 VASİNİN MENFAATİ İLE KÜÇÜĞÜN VEYA KISITLININ MENFAATİNİN ÇATIŞMASI RESEN KAYYIM ATANMASI GEREĞİ Annesinin nüfus kaydına yazılmasını isteyen davacının, annesi olan F. D.’e vasi olarak atandığı görülmüştür. Bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışırsa vesayet makamının ilgilisinin isteği üzerine veya re’sen temsil kayyımı ataması gerekmektedir. Mahkemece, davacının annesi olduğunu iddia ettiği ve vesayeti altında bulunan F. D.’in hukuki yararı ile davacının hukuki yararı çatıştığından, anneye kayyım tayin ettirilmesi ve husumetin kayyıma yöneltilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı bulunmuştur. Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011 52 YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2010/14080 Karar No. 2011/681 Tarihi: 26.01.2011 • • • ÖZETİ: SIRA CETVELİNİN İPTALİ HACİZ MÜZEKKERESİ ŞİKAYET Asıl ve birleşen şikayetler sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir. Haciz müzekkeresi ile ancak mevcut bir mal hak ya da alacak üzerine haciz konulabilir; öte yandan bu yöntemde üçüncü kişinin itirazına ilişkin bir düzenleme de bulunmamaktadır. Vergi Dairesindeki alacağın 2010 tarihinde doğduğu belirtildiğine göre bu tarihten önce gönderilen haciz yazılarının bir hüküm ifade etmeyeceği ortadadır. Bu ihtimalde sadece belirtilen tarihten sonra gönderilen haciz yazılarının dikkate alınması gerekir. Nitekim Vergi Dairesi Müdürlüğünün şikayetçinin alacaklısı bulunduğu takip dosyasından gönderilen yazıya verdiği cevap da bu yöndedir. Bu durumda mahkemece şikayetlerin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2010/4483 Karar No. 2010/14233 Tarihi: 14.12.2010 • • ÖZETİ: İlgili Kanun/Madde 2004 s. İİK/235 İlgili Kanun/Madde 2004 s. İİK/72 MENFİ TESPİT DAVASI KEFİL Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Menfi tespit davasında borçlunun dava tarihi itibariyle borçlu olmadığı miktar varsa saptanıp buna göre hüküm kurulmalıdır. Bu durumda, mahkemece somut olayda davadan önce yapılmış olan ödemeler de gözetilerek davacı kefillerin dava tarihi itibariyle borçluluk durumları ve borçlu olmadıkları miktar saptanarak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurul ve Daire Kararları YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2010/10146 Karar No. 2010/13425 Tarihi: 01.11.2010 • • ÖZETİ: • • ÖZETİ: İlgili Kanun/Madde 3402 s. KadastroK/41 6831 s. OrmanK/2/B, 11 KADASTRO İŞLEMLERİNDEKİ HATALARIN DÜZELTİLMESİ KESİNLEŞEN ORMAN SINIRLARININ DEĞİŞTİRİLMESİ VE DARALTILMASI Dava yapılan düzeltme işleminin iptaline ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce yapılan orman kadastrosu ilan edilerek kesinleşmiştir. Orman kadastrosu, arazi kadastro paftasında gösterilen parsel sınırlarına göre kesinleştiğinden, ilgili parselin arazi kadastro paftasında gösterilen sınırları esas alınıp kesinleşen orman kadastro hattı yöntemine uygun olarak uygulanıp, uyuşmazlığın çözümlenmesi zorunludur. Yasalarımıza göre 2/B madde uygulaması hariç, kesinleşen orman sınırlarını değiştirmeye ve orman sınırını daraltmaya hiçbir merci ve makamın yetkisi bulunmamaktadır. Kesinleşen orman kadastro sınırları içerisinde kalmış bir yerin düzeltme yapıldığından söz edilerek orman kadastro sınırları dışına çıkartılıp davalılara ait parselin çap sınırına eklenmesi, kesinleşmiş orman kadastro sınırlarında değişiklik yapılmasını gerektirecek ve dolayısıyla mülkiyet değişikliğine yol açacaktır. YARGITAY 21. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2010/7930 Karar No. 2010/10884 Tarihi: 04.11.2010 • 53 İlgili Kanun/Madde 1086 s. HUMK/435 4857 s. İşK/7 İŞ KAZASI SONUCU MALÜLİYETTEN DOĞAN TAZMİNAT KUSUR SORUMLULUĞU TRAFİK İŞ KAZASI SONUCU MALÜLİYET Trafik iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi tazminat davasında, uyuşmazlık zarara uğrayan sigortalının bindiği aracın davalı işveren şirkete ait olmamasına ve araç şoförü ile davalı işveren arasında hizmet akdi bulunmamasına karşın, meydana gelen zararlandırıcı olaydan davalı işverenin sorumlu olup olmayacağı noktasındadır. Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011 54 rumlu olup olmayacağı noktasındadır. Davacı sigortalı araçta yolcu olup kendisine atfedilecek bir kusur bulunmadığından, ödünç alan işveren konumunda bulunan ve taşıma işini yaptıran davalı şirketin davacı sigortalının taşıma işi sırasında gerçekleşen bu iş kazası sonucu oluşan zararının tümünden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda işin esasına girilerek, davacının beden güç kaybının SGK.'ca belirlendiğine ilişkin dosyada bir belge bulunmadığından, SGK'nun ilgili İl Müdürlüğünden davacının sürekli iş göremezlik derecesinin belirlenip belirlenmediğini sormak, belirlenmemiş ise davacıya sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesi için SGK.'na müracaat etmesi için önel vermek ve çıkacak sonuca göre bir karar vermektir. YARGITAY 21. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2009/14413 Karar No. 2010/10869 Tarihi: 04.11.2010 • • ÖZETİ: İlgili Kanun/Madde 506 s. SSK/2, 3, 5, 8, 79 818 s. BK/313 RUHSATSIZ İŞYERİNDEKİ ÇALIŞMANIN TESPİTİ SİGORTALILIĞIN OLUŞMASININ KOŞULLARI Davacı, davalı işveren nezdinde çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği davacının çalışmalarını doğrulayan tanık anlatımlarına neden değer verilmediği açıklanmadan salt iş yerinin davalı adına ruhsatlı ve tescilli bulunmayışı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Kararların devamına, dergimizin Şubat 2011 tarihli 98. sayısından ulaşabilirsiniz YARGITAY CEZA KARARLARI * Yargıtay Ceza Genel Kurul Kararları * Yargıtay Ceza Daire Kararları YARGITAY CEZA GENEL KURUL KARARLARI YARGITAY CEZA GENEL KURULU Esas No. 2010/9-95 Karar No. 2010/163 Tarihi: 06.07.2010 • • • ÖZETİ: TAKSİRLE ÖLÜME SEBEBİYET VERMEK TRAFİKTE YAYALARIN UYACAKLARI KURALLAR TRAFİK KAZALARINDA KUSUR TESPİTİ Sanık hakkında taksirle ölüme neden olma suçundan verilen hükme hasren yapılan incelemede, uyuşmazlık; sanığın kullandığı otomobille çarpmak suretiyle mağdurun ölümüne neden olduğu olayda, taksirinin bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir. Dosya kapsamı ile uyumlu olduğu görülen Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğü raporunda da belirtildiği üzere, maktulün asli kusurlu olduğu olayda; trafiğin mevcut koşullarına göre gerekli tedbirleri almayarak, hızını yol durumuna göre ayarlamadığı, ayağından ayakkabısının çıktığını algılayabilecek kadar bir zaman diliminde görme şansına sahip olduğu ve bu anlamda önüne aniden fırladığı söylenemeyecek olan maktulü korna çalarak uyarmadığı gibi, ona çarpmamak için fren dahi tatbik etmediği anlaşılan sanığın da tali derecede kusurlu olduğunun kabul edilmesi gerekir. YARGITAY CEZA GENEL KURULU Esas No. 2010/2-111 Karar No. 2010/165 Tarihi: 06.07.2010 • • • ÖZETİ: İlgili Kanun/Madde 2918 s. KTK/52, 68, 84 5237 s. TCK/21, 22, 85 İlgili Kanun/Madde 647 s. MülgaCİK/4, 5, 6 765 s. MülgaTCK/59, 492, 522 5237 s. TCK/143, 145, 150 5271 s. CMK/231 ELEKTİRİK HIRSIZLIĞI SUÇU MAHKEMENİN DİRENME KARARI İLE YENİ BİR HÜKÜM OLUŞTURMASI HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI Elektrik hırsızlığı konulu kamu davasında, uyuşmazlık, hükmün eksik soruşturmaya dayalı olarak verilip verilmediğinin belirlenmesine ilişkin ise de; direnme kararının yeni hüküm olup olmadığı hususunun ön sorun Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011 58 hüküm olup olmadığı hususunun ön sorun olarak çözümlenmesi gerekmiştir.Yerel mahkemece, ilk hükmün verildiği tarihte yetişkinler için hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin uygulanma olanağı bulunmadığından bu konuda her hangi bir karar verilmemişken; direnme kararında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması yönünde bir değerlendirme yapıldığı ve bu müessesenin uygulanamayacağına karar verildiği görülmektedir. Verilen hüküm; özde direnme hükmü olmayıp bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise inceleme Yargıtay ilgili Özel Dairesi tarafından yapılmalıdır. YARGITAY CEZA GENEL KURULU Esas No. 2010/8-139 Karar No. 2010/171 06.07.2010 Tarihi: • • • ÖZETİ: İlgili Kanun/Madde 1412 s. MülgaCMUK/317 2709 s. AY/40 5237 s. TCK/53, 62, 197 5271 s. CMK/34, 40, 231, 232, 291, 298 KUSURU OLMASIZIN YASAL BAŞVURU SÜRESİNİ GEÇİRME PARADA SAHTECİLİK SUÇU CEZA YARGILAMASINDA MAHKEMENİN KARARINDA BULUNMASI GEREKENLER Piyasaya sahte para sürmek konulu davada, çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, sanık müdafiinin temyiz başvurusunun süresinde olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir. Gerek yüze karşı, gerekse yoklukta verilen hüküm ve kararlarda, başvurulacak yasa yolu süresi, başvuru yapılacak mercii ile başvuru şeklinin hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde açıkça belirtilmesi zorunludur. Kanunda kusuru olmaksızın bir süreyi geçirmiş olan kişinin, eski hale getirme isteminde bulunabileceği, yasa yoluna başvuru hakkının kendisine bildirilmemesi halinde, kişinin kusursuz sayılacağı açıkça belirtilmiştir. Hükmün, sanık ve müdafiinin yokluğunda, katılanın ise yüzüne karşı tefhim edildiği, yasa yolu bildiriminde bulunulurken, başvuru süresinin hangi tarihten itibaren başlayacağının belirtilmemesi, hükmü temyiz etme hakkı bulunanlar yönünden yanıltıcı nitelikte bir eksiklik olarak değerlendirilmiştir. Kararların devamına, dergimizin Şubat 2011 tarihli 98. sayısından ulaşabilirsiniz YARGITAY CEZA DAİRE KARARLARI YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ Esas No. 2009/8618 Karar No. 2011/339 Tarihi: 01.02.2011 • • ÖZETİ: İlgili Kanun/Madde 1412 s. MülgaCMUK/322 5237 s. TCK/35, 58 6136 s. AteşliSilahlarK/13 ADAM ÖLDÜRMEYE TEŞEBBÜS İZİNSİZ SİLAH TAŞIMA Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın kasten öldürmeye teşebbüs ve 6136 sayılı Kanuna Muhalefet suçlarının sübutu kabul, oluşa ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde suçlarının niteliği tayin, cezayı azaltıcı tahrik ve takdiri indirim sebebinin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle değerlendirilip kısmen reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde düzeltme nedeni dışında isabetsizlik görülmediğinden, sanık müdafiinin eksik incelemeye, meşru müdafaa şartlarının varlığına, suç vasfına vesaireye yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulandığı sırada tekerrüre esas alınan mahkumiyet ilamının hüküm fıkrasında açıkça gösterilmemesi yasaya aykırı ise de hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ Esas No. 2009/30305 Karar No. 2011/174 Tarihi: 18.01.2011 • • ÖZETİ: İlgili Kanun/Madde 5237 s. TCK/29 HAKSIZ TAHRİK HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI Haksız tahriki oluşturan fiilin mutlaka tepkide bulunan faile yöneltilmiş olmasının yani tahrik fiiline maruz kalanın bizzat fail olmasının şart olmadığı failden başkasına yöneltilen haksız bir fiilin de faili öfke veya elem durumuna sokabileceği oluş ve kabule sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerekirken sanığın sopa ile üzerine yürüme eyleminin mağduru olmadığından bahisle yazılı şekilde karar verilmesi, hükmün Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011 60 bahisle yazılı şekilde karar verilmesi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasında nazara alınacak zararın mahkemece yapılacak basit bir araştırma sonucu belirlenen zarar olduğu katılanın zararının olduğuna dair dosyada bir bilgi bulunmadığı gibi katılandan da olay nedeniyle uğradığı maddi zarar sorulmadan katılanın maddi veya manevi zararlarının giderilmediği gerekçesiyle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, yasaya aykırıdır. YARGITAY 3. CEZA DAİRESİ 2010/12085 Esas No. Karar No. 2010/13867 Tarihi: 22.09.2010 • • • ÖZETİ: YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ Esas No. 2009/26 Karar No. 2011/915 Tarihi: 02.02.2011 • • • • • • İlgili Kanun/Madde 5237 s. TCK/62, 86, 87 5271 s. CMK/231, 309 KASTEN YARALAMA SUÇU DENETİMLİ SERBESTLİK TEDBİRİ HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI Kasten yaralama suçundan sanık hakkında uygulanan denetimli serbestlik tedbirinin Cumhuriyet Savcısının infaz yetkisini de kısıtlayacak şekilde, ağaç dikme işleminin yılın her zamanı mümkün olmadığından, yükümlülüğün her hafta yerine getirilmesinde imkansızlık bulunduğu gibi, sanık hakkında yükümlülük belirlenirken kanun koyucunun amacına uygun, akla ve mantığa muhalif olmayan, tarafları tatmin edici, denetime elverişli bir yükümlülüğe hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, karar verilmesi yasaya aykırıdır. İlgili Kanun/Madde 5237 s. TCK/7, 35, 44, 108, 115, 125, 265 HAKARET CEBİR KULLANMA GÖREVİ YAPTIRMAMAK İÇİN DİRENME DÜŞÜNCE VE KANAAT ÖZGÜRLÜĞÜNÜN KULLANILMASINI ENGELLEME FİKRİ İÇTİMA İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KULLANMANIN SINIRLARI Yargıtay Ceza Genel Kurul ve Daire Kararları ÖZETİ: YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ Esas No. 2010/1186 Karar No. 2011/1330 Tarihi: 09.02.2011 • • • ÖZETİ: 61 Yerel mahkeme yalnızca hakaret suçunu değerlendirmiş, ancak “cebir kullanma", "görevi yaptırmamak için direnme”, "düşünce ve kanaat özgürlüğünün kullanılmasını engelleme" suçları ile ilgili herhangi bir irdeleme yapmamıştır. Eylemin mağdurun halka seslenmesini önlemek ya da onu küçük düşürmek kastıyla işlenmesine göre, farklı suçlar söz konusu olacaktır. Tek eylemin birden fazla suça uyması halinde, özel suçun, genel suça göre öncelikle uygulanması gerekecek; hepsi genel nitelikte ise, en ağır cezayı gerektiren suçtan hüküm kurmak icabedecektir. Bu açıklamalar karşısında; sanıkların eylemlerinin yukarıda belirtilen zor kullanma suçlarını oluşturup oluşturmadığı yöntemince irdelenip tartışılmadan, yetersiz gerekçeyle sanıkların görevliye hakaret suçundan hükümlülüklerine karar verilmesi yasaya aykırıdır. İlgili Kanun/Madde 5271 s. CMK/160, 170, 173, 309 TEHDİT SUÇU CUMHURİYET SAVCISININ GÖREVİ KAMU DAVASINI AÇMA GÖREVİ Tehdit suçu konulu davada, Cumhuriyet savcısı tarafından ceza yargılamasının temel hedefi olan maddi gerçeğe ulaşma amacına yönelik olarak gerekli kanıtların toplanmadığı hatta buna teşebbüs bile edilmediği çok açık olarak anlaşılmakta, başka bir anlatımla soruşturma evresinin tamamlanmadığı net bir biçimde tespit edilmekteyse, soruşturma evresi Cumhuriyet savcısınca tamamlanmalıdır. Aksinin kabulü halinde, soruşturma safhasının asıl yetkilisi olan Cumhuriyet savcısı varken istisnai yetkili olan sulh ceza hakiminin soruşturmayı yapması sonucuna ulaşılır ki bu CMK'nın getirdiği sisteme ve yasanın amacına aykırıdır. Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011 62 YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ Esas No. 2010/9890 Karar No. 2010/9837 Tarihi: 20.12.2010 • • ÖZETİ: YARGITAY 6. CEZA DAİRESİ Esas No. 2008/5212 Karar No. 2011/1732 Tarihi: 23.02.2011 • • ÖZETİ: İlgili Kanun/Madde 5237 s. TCK/103 5271 s. CMK/170, 174 ÇOCUKLARIN CİNSEL İSTİSMARI İDDİANAMENİN İADESİ SEBEBLERİ Organ sokmak suretiyle beden ve ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı suçunun sonucunda mağdurenin beden veya ruh sağlığının bozulup bozulmadığı hususunda Adli Tıp Kurumundan rapor alınmadığı gerekçesiyle iddianamenin iade edilemeyeceği, Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı ve Trabzon Adli Tıp Şube Müdürlüğünün düzenlediği raporların kovuşturma aşamasında toplanan diğer kanıtlarla birlikte ele alınıp, yetersiz görülmesi halinde mahkemesince Adli Tıp Kurumundan suçun mağdure üzerindeki etkisine göre mütalaa alınmasının mahkemenin görevi olduğu, iddianamede suç tarihi gösterildiği gibi fiile bağlı olarak hamile kalan mağdurenin gebelik süresini ve doğum yaptığı tarihi gösteren raporlara göre suç tarihinin belirlenebildiği nazara alınarak iddianamenin kabulü yerine yazılı şekilde iadesine karar verilmesi yasaya aykırıdır. İlgili Kanun/Madde 5237 s. TCK/31, 39 5271 s. CMK/188, 226, 289 5395 s. ÇocukKorumaK/25, Gç1 CEZA HUKUKUNDA YAŞ KÜÇÜKLÜĞÜ DURUŞMADA HAZIR BULUNACAKLAR Kayden suç tarihinde 18 yaşını doldurduğu anlaşılan sanık hakkında yaş küçüklüğü nedeniyle cezasından indirim yapılması ve oturuma Cumhuriyet Savcısının katılmaması yasaya aykırıdır. Yargıtay Ceza Genel Kurul ve Daire Kararları YARGITAY 10. CEZA DAİRESİ Esas No. 2010/5689 Karar No. 2010/26390 Tarihi: 13.12.2010 • • ÖZETİ: ÖZETİ: İlgili Kanun/Madde 5237 s. TCK/188, 192 UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ YAPMAK ETKİN PİŞMANLIK Uyuşturucu madde ticareti yapma konulu davada, suça konu uyuşturucu maddelerin; sanığın kullandığı otomobilin şoför koltuğunun önünde ele geçirilmiş olması, miktarı, niteliği ve dosya kapsamına göre; sanığın diğer sanığa ait uyuşturucu maddeyi bilerek kendi aracında bulundurması nedeniyle suçu sübut bulduğu halde, mahkumiyeti yerine beraatine karar verilmesi ve araçta yapılan aramada, suça konu uyuşturucu maddenin görevlilerce ele geçirilmesinden sonra ve hakkında yeterli delil bulunmadığı aşamada, söz konusu maddenin kendisine ait olduğunu söyleyerek, suçunun ortaya çıkmasına hizmet ve yardım eden sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, yasaya aykırıdır. YARGITAY 10. CEZA DAİRESİ Esas No. 2010/20733 Karar No. 2011/418 Tarihi: 17.01.2011 • • • 63 İlgili Kanun/Madde 3167 s. ÇekK/4, 5, 16 5237 s. TCK/2, 7 6762 s. TTK/707 KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇTA VE CEZADA KANUNİLİK İLKESİ CEZA HUKUKUNDA ZAMAN BAKIMINDAN UYGULAMA 5838 sayılı Kanun’la 3167 sayılı Kanun’a eklenen geçici 2. madde hükmü, sadece 28.02.2009 – 31.12.2009 tarihleri arasında uygulanacağından; ileri tarihli düzenlenip de belirtilen tarihler arasında vadesinden önce bankaya ibraz edilen ve ibraz tarihi itibariyle karşılığı bulunmayan çekler yönünden, muhatap banka şubesince karşılıksız işlemi yapılamayacağından ve yapılsa bile bu işlem geçersiz olacağından, bu tarih itibariyle karşılıksız çek keşide etmek suçu oluşmayacak, ancak, keşide tarihinden itibaren işleyecek yasal ibraz süresi içerisinde ibraz edilip, karşılığının bulunmaması durumunda suçun oluşumu söz konusu olacaktır. 28.02.2009 tarihinden önce, üzerinde yazılı keşide tarihi gelmeden ibraz edilen ileri ta- Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011 64 keşide tarihi gelmeden ibraz edilen ileri tarihli çekler hakkında ise, 3167 sayılı Kanun’un geçici 2. maddesinin bu dönemde uygulanmaması nedeniyle, çekin bankaya ibrazı olanaklı olup, karşılıksız işlemi yapılması gerektiğinden; bu tarihten önce işlenen suçlara ilişkin kesinleşmiş mahkûmiyetler ile sürmekte olan soruşturma ve kovuşturmalar yönünden, 3167 sayılı Kanunun geçici 2. maddesindeki düzenlemenin lehe olduğu gerekçesiyle uygulanması mümkün değildir. YARGITAY 11. CEZA DAİRESİ 2008/1657 Esas No. Karar No. 2010/14820 Tarihi: 22.12.2010 • • • ÖZETİ: İlgili Kanun/Madde 1412 s. MülgaCMUK/321 5271 s. CMK/302 5320 s. CMKYürK/8 MUVAZAALI BOŞANMA EMEKLİ MAAŞI ALMAK AMACIYLA MUVAZAALI OLARAK BOŞANMA HAKSIZ ÇIKAR SAĞLAMA SUÇU Sanıkların emekli maaşı almak amacıyla muvazaalı olarak boşanmaları iddiasıyla açılan davada, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından boşanma dosyası getirtilerek incelenip içeriği ve boşanma nedeni ile, sanıkların boşandıktan sonra aynı evde birlikte yaşamaya devam edip etmediklerinin muhtarlık, zabıta ve komşularından sorulup araştırılıp, ikametgahın bir başka yere nakledilip nakledilmediğinin tespitinden sonra, toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekmektedir. Kararların devamına, dergimizin Şubat 2011 tarihli 98. sayısından ulaşabilirsiniz DANIŞTAY KARARLARI * Danıştay Daire Kararları DANIŞTAY DAİRE KARARLARI DANIŞTAY 1. DAİRE Esas No. 2010/371 Karar No. 2010/494 Tarihi: 24.03.2010 • • • ÖZETİ: MEMURLAR KAMU GÖREVLİLERİ İHBAR VE ŞİKAYETLERİN ŞARTLARI Taşınmaz üzerinde yapılan imar mevzuatına aykırı yapıya ait yapı kullanma izin belgesi düzenlemek ve söz konusu yapının kaçak 4. katının yıktırılmasına ilişkin Belediye Encümeni kararını uygulamamak, aynı binanın mimari projesinde otopark olarak belirlenen bodrum katında işyeri açma ve çalışma ruhsatı bulunmayan pimapen atölyesinin çalışmasına göz yummak ve aynı binanın 4. katı mühürlendiği halde binanın 2. ve 3. katlarında tekstil atölyesi çalıştırılmasına ilişkin Gayri Sıhhi Müessese Çalışma Ruhsatı vermek iddialarıyla ilgili olarak ön inceleme yapıldığı, ilgililer hakkında İçişleri Bakanınca soruşturma izni verilmediği, daha önce yapılan bir ön inceleme kapsamında değerlendirilen şikayete konu iddianın, ciddi bulgu ve belgeye dayanmadığı sonucuna varıldığından ihbar ve şikayetin işleme konulmamasına ilişkin kararına yapılan itirazın reddine, dosyanın İçişleri Bakanlığına kararın bir örneğinin itiraz edene gönderilmesine karar verildi. DANIŞTAY 10. DAİRE Esas No. 2010/9978 Karar No. 2010/6930 Tarihi: 27.09.2010 • • ÖZETİ: İlgili Kanun/Madde 4483 s. MemurYargılamaK/4, 5 İlgili Kanun/Madde 1086 s. HUMK/57 2577 s. İYUK/14, 31, 46 İDARE VE VERGİ MAHKEMELERİNİN NİHAİ KARARLARININ TEMYİZİ DAVAYA MÜDAHİL OLANIN HAKLARI Dava vakıf şerhlerinin yeni kayıtlara aktarılması isteminin reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır. Müdahilin ancak yanında katıldığı tarafla birlikte hareket edebileceği kanunda hüküm altına alınmıştır. İlgili şahısların davalı idare yanında davaya katılma isteminin kabul edildiği ve müdahil sıfatıyla Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011 68 isteminin kabul edildiği ve müdahil sıfatıyla davayı takip ettiği, davalı idarenin Mahkeme kararını temyiz etmediği anlaşılmaktadır. Ancak müdahilin tek başına mahkeme kararının temyizi isteminde bulunmasına hukuken olanak bulunmamaktadır. DANIŞTAY 13. DAİRE 2007/16188 Esas No. Karar No. 2011/240 Tarihi: 25.01.2011 • • ÖZETİ: İlgili Kanun/Madde 4054 s. RekabetK/1, 3, 4, 5, 6, 9, 16, 17, 19, 64 REKABETİ SINIRLAYICI SÖZLEŞME YAPMAK REKABET KURULU KARARI Rekabet Kurulu'nca yasak fiil ve davranışlarda bulunduğu saptananlara, eylem tarihi dikkate alınarak para cezası verileceği açık olup, para cezası uygulamasının; yasak fiil ve davranışın saptanarak soruşturmanın açıldığı tarihte devam eden ihlaller yönünden, soruşturmanın açıldığı tarihin eylem tarihi olarak kabul edilerek, bu tarihten bir yıl önceki mali yılsonunda oluşan yıllık gayri safi gelirleri üzerinden, yasak fiil ve davranışın belli bir dönemi kapsadığı, diğer bir deyişle, soruşturmanın açıldığı tarihten önce yasak fiil ve davranışın sona erdiği durumda ise, son eylem tarihinden bir yıl önceki mali yıl sonunda oluşan yıllık gayri safi gelirleri üzerinden yapılması gerekli bulunmaktadır. Bu durumda; yasal düzenleme, dosyadaki bilgi ve belgelerle, işlemde yer alan değerlendirme ve gerekçeler birlikte ele alındığında, Ege Bölgesi çimento üretimi pazarında faaliyet gösteren teşebbüslerin kanunu ihlal ettikleri sonucuna varıldığından, davacı şirkete, ihlalin ağırlığı da göz önünde bulundurularak, 1996 yılı sonunda oluşan yıllık gayri safi gelirlerinin % 3 üzerinden idari para cezası verilmesine ilişkin dava konusu Rekabet Kurulu kararında hukuka aykırılık görülmemiştir. Kararların devamına, dergimizin Şubat 2011 tarihli 98. sayısından ulaşabilirsiniz A N A Y A S A MA HKE ME S İ KA R A R L A R I ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI Resmî Gazete Tarihi Resmî Gazete Sayısı Esas Sayısı Karar Sayısı Karar Günü : 06.01.2011 : 27807 : 2008/8 : 2010/71 : 20.05.2010 İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Danıştay Onikinci Dairesi ... VII- SONUÇ 29.3.1984 günlü, 2992 sayılı Adalet Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun’a, 12.5.1988 günlü, 3446 sayılı Yasa’nın 1. maddesiyle eklenen Ek Madde 1’in üçüncü fıkrasının “Burs alarak öğrenimlerini tamamlamış olanlar staj için yazılı sınava tabi tutulmazlar.” biçimindeki ikinci cümlesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, 20.5.2010 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi. Anayasa Mahkemesi Kararlarına, dergimizin Şubat 2011 tarihli 98. sayısından ulaşabilirsiniz GÜNCEL MEVZUAT * Kanunlar * Resmî Gazete Özeti KANUNLAR TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE ARAP DEVLETLERİ LİGİ ARASINDA TÜRKİYEDE BİR MİSYON İHDAS EDİLMESİNE İLİŞKİN ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARININ ELEKTRİK ENERJİSİ ÜRETİMİ AMAÇLI KULLANIMINA İLİŞKİN KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE FİLİPİNLER CUMHURİYETİ ARASINDA GELİR ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLERDE ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME VE VERGİ KAÇAKÇILIĞINA ENGEL OLMA ANLAŞMASI VE EKİ PROTOKOLÜN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE KANADA ARASINDA GELİR VE SERVET ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLERDE ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME VE VERGİ KAÇAKÇILIĞINA ENGEL OLMA ANLAŞMASI VE EKİ PROTOKOLÜN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TÜRK-ARAP İŞBİRLİĞİ FORUMU ÇERÇEVE ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE ARJANTİN CUMHURİYETİ ARASINDA BİTKİ KORUMA ALANINDA İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE ARJANTİN CUMHURİYETİ ARASINDA VETERİNERLİK ALANINDA İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TEBLİGAT KANUNU VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN YABANCILARIN TÜRKİYE’DE İKAMET VE SEYAHATLERİ HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA SAĞLIK ALANINDA İŞBİRLİĞİNE İLİŞKİN ANLAŞMAYA EK PROTOKOLÜN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN Kanunların tamamına, dergimizin Şubat 2011 tarihli 98. sayısından ulaşabilirsiniz RESMÎ GAZETE ÖZETLERİ KANUNLAR R.G. Tarih - Sayı No Açıklama 08.01.2011 27809 6089 Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Arap Devletleri Ligi Arasında Türkiyede Bir Misyon İhdas Edilmesine İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun 08.01.2011 27809 6090 Türk-Arap İşbirliği Forumu Çerçeve Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun 08.01.2011 27809 08.01.2011 27809 6094 Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 6095 Türkiye Cumhuriyeti ile Filipinler Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun 08.01.2011 27809 6096 Türkiye Cumhuriyeti ile Kanada Arasında Gelir ve Servet Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun 19.01.2011 27820 6097 Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 19.01.2011 27820 6099 Tebligat Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 19.01.2011 27820 6104 Türkiye Cumhuriyeti ile Arjantin Cumhuriyeti Arasında Veterinerlik Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun 19.01.2011 27820 6105 Türkiye Cumhuriyeti ile Arjantin Cumhuriyeti Arasında Bitki Koruma Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun 19.01.2011 27820 6106 Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sağlık Alanında İşbirliğine İlişkin Anlaşmaya Ek Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun MİLLETLERARASI ANTLAŞMALAR Karar No. 2010/1197 2010/1199 Adı R.G. Tarihi Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı ile Makedonya 02.01.2011 Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Arasında İmzalanan Çeşitli Protokollerin Onaylanması Hakkında Karar Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanlığı ile Cezayir 02.01.2011 Demokratik Halk Cumhuriyeti Milli Savunma Bakanlığı Arasında Askeri Tarih, Arşiv, Müzecilik ve Yayım Alanlarında İş Birliği Anlaşma Protokolünün Onaylanması Hakkında Karar R.G. No. 27803 Resmî gazete özetlerinin tamamına, dergimizin Şubat 2011 tarihli 98. sayısından ulaşabilirsiniz 27803 Kanunlar 77 ÖNEMLİ BİLGİLER KIDEM TAZMİNATI TAVANI ASGARİ ÜCRET YILLIK ÜCRETLİ İZİN SÜRELERİ İHBAR TAZMİNATI (AKDİN FESHİNDE BİLDİRİM SÜRELERİ) İŞŞİZLİK SİGORTASI PRİMİ 2011 YILI GELİR VERGİSİ TARİFESİ 2010 YILI GELİR VERGİSİ TARİFESİ 2009 YILI GELİR VERGİSİ TARİFESİ 2008 YILI GELİR VERGİSİ TARİFESİ 2007 YILI GELİR VERGİSİ TARİFESİ KURUMLAR VERGİSİ ORANI GEÇİCİ VERGİ ORANLARI KATMA DEĞER VERGİSİ ORANLARI YENİDEN DEĞERLEME ORANI DEĞERLİ KÂĞITLAR (2011) YASAL FAİZLER VE YÜRÜRLÜK SÜRELERİ TİCARİ TEMERRÜT (AVANS) FAİZ ORANLARI AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN’A GÖRE GECİKME ZAMMI ORANLARI DAMGA VERGİSİ (2011) HARÇ TARİFESİ (2011) KİRA ARTIŞINA YARGITAY’CA UYGULANAN ENDEKSLER ENFLASYON ORANLARI (%) (TUİK Verilerine Göre) AVUKATLIK ASGARÎ ÜCRET TARİFESİ CMK AVUKATLIK ÜCRET TARİFESİ (2011) TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI DÖVİZ KURLARI Önemli bilgilerin detayları en güncel halleri ile dergimizde yer a l m a k t a d ı r “Legal Hukuk Dergileri” 2011 YILI ABONELİK FİYATLARI Legal Hukuk Dergileri başvuru kaynağı olma özelliği taşıdığından, geçmiş yıllara ait aboneliklerimiz halen talep görmeye devam etmektedir. Legal Hukuk Dergisi Legal İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik 2011 yılı 370 TL İş Hukuku ve Sosyal Hukuku Dergisi Güvenlik Hukukuna İlişkin 2010 yılı 350 TL Yargı Kararları ve 2011 yılı 200 TL 2009 yılı 330 TL İncelemeleri Dergisi 2010 yılı 190 TL 2008 yılı 300 TL 2009 yılı 180 TL 2008 yılı 145 TL 2008 yılı (4 sayı) 75 TL 2006 yılı 240 TL 2007 yılı 120 TL 2007 yılı (4 sayı) 65 TL 2005 yılı 220 TL 2006 yılı 110 TL 2006 yılı (2 sayı) 25 TL 2004 yılı 200 TL 2005 yılı 100 TL 2003 yılı 150 TL 2004 yılı 90 TL Legal Malî Hukuk Dergisi 2011 yılı 275 TL 2010 yılı 260 TL 2009 yılı 245 TL 2008 yılı 220 TL 2007 yılı 190 TL 2006 yılı 175 TL 2005 yılı 160 TL Legal Fikrî ve Sınai Haklar Dergisi 2011 yılı 180 TL 2010 yılı 170 TL 2009 yılı 160 TL 2008 yılı 140 TL 2007 yılı 120 TL 2006 yılı 110 TL 2005 yılı 100 TL Legal Medenî Usul ve İcra İflâs Hukuku Dergisi 2011 yılı 135 TL 2010 yılı 125 TL 2009 yılı 120 TL 2008 yılı 105 TL 2007 yılı 90 TL 2006 yılı 80 TL 2005 yılı 50 TL İstanbul Hukuk Fakültesi Mecmuası 2007 yılı 45 TL 2006 yılı 45 TL Yeditepe Üniversitesi Hukuk Hukuk ve Adalet Eleştirel Hukuk Dergisi Fakültesi Dergisi 2007 yılı 45 TL 2007 yılı 75 TL 2006 yılı 45 TL 2004-2006 yılları (8 sayı) 65 TL Yeni abonelerimiz ve aboneliklerini yenileyecek üyelerimize geçmiş yıllara ait sayılara ve farklı hukuk alanlarındaki dergilerimizin birden fazlasına kolayca sahip olabilmelerini sağlamak amacıyla yayınevimizce paket aboneliklere % 3’ten % 30’a varan indirimler sağlanmıştır. Sadece Kredi Kartı’na 6 taksit uygulanacaktır.Yukarıdaki tablolardan ihtiyacınıza göre oluşturacağınız paketlere aşağıdaki tabloda belirtilen indirimler uygulanacaktır. Paket Abonelik İndirimleri 2 Dergi Abonelik Paketi 3 Dergi Abonelik Paketi 4 Dergi Abonelik Paketi 5-7 Dergi Abonelik Paketi 8-10 Dergi Abonelik Paketi 11-13 Dergi Abonelik Paketi 14 ve üzeri Dergi Abonelik Paketi + Kıdem İndirimi (Abone olunan geçmiş her yıl için) Ayrıca Nakit Ödeme İndirimi %3 %6 % 10 % 15 % 20 % 25 % 30 +%1 % 10 Dergilerimizi veya Paket Aboneliklerimizi Nakit, Kredi Kartı’na tek çekim, Banka Havalesi yolları ile tek seferde ödemeniz halinde etiket fiyatlarına (paket indirimi + Kıdem İndirimi yapıldıktan sonra) ayrıca % 10 Nakit Ödeme İndirimi uygulanacaktır. Tahsilat yapılamaması halinde sözleşme hükümsüz hale gelecektir. Abone olmak için Tel: (0216) 449 04 85-86 Faks: (0216) 449 02 26 Legal Yayıncılık San. ve Tic. Ltd. Şti. www.legal.com.tr [email protected] Kanunlar 79 LEGAL HUKUK DERGİLERİ ABONELİK FORMU Y Ü KS E K MA HKE ME KA R A R L A R I ARAMA DİZİNLERİ * Kavramlara Göre Arama Dizini * Kanun Maddelerine Göre Arama Dizini Kanunlar 81 KAVRAMLARA GÖRE ARAMA DİZİNİ A-B Adam Öldürmeye Teşebbüs ........................................................................... 734 Adil Yargılanma Hakkı .................................................................................. 607 Adli Tatilde Görülecek Dava ve İşler............................................................. 663 Ahlaki Görev Niteliğinde Yapılan Harcamalar .............................................. 664 Aile Mahkemelerinin Görevlerinin Kapsamı ................................................. 650 Aktif Sigortalı Olma Şartı .............................................................................. 686 Alacağın Devrinde Borçlunun İyiniyetle Yaptığı İfa ..................................... 691 Alacağın İradi Olarak Devri ........................................................................... 691 Alacağın Likit Olması .................................................................................... 645 Alacaklarda On Yıllık Zamanaşımı Süresi..................................................... 667 Alacaklısını Zarara Sokmak Kasdiyle Mevcudunu Eksiltmek....................... 703 Alt Yüklenicinin Sorumluluğu ....................................................................... 665 Asliye Hukuk Mahkemesinin Genel Görevli Mahkeme Olması .................... 656 Avukatlık Kimliğinin Hukuki Niteliği ........................................................... 652 Avukatlık Kimliğinin Resmi Kimlik Olması.................................................. 652 Bedensel Bütünlüğün Zedelenmesi Nedeniyle Manevi Tazminat.................. 679 Boşanma Nedeniyle Doğan Dava Haklarında Zamanaşımı ........................... 667 ... Y-Z Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması ................................................... 651 Yargılama Giderlerinden Muaf Olma............................................................. 607 Yaş Tashihi Davası......................................................................................... 706 Yetkili Mahkemenin Yargıtay Tarafından Belirlenmesi ................................ 685 Yüklenicinin Teslimde Temerrüde Düşmesi .................................................. 701 Zorunlu Su İhtiyacı Nedeniyle İrtifak Kurulması........................................... 697 Bütün kararların bu şekilde kavramlara göre arama dizini d er g i m i z d e yer a l m a k t a d ı r KANUN MADDELERİNE GÖRE ARAMA DİZİNİ Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun (4787) Madde Sayfa 4................................................... 650 Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun (6183) Madde Sayfa 58 ................................................. 607 Bütün kararların bu şekilde maddelere göre arama dizini d er g i m i z d e yer a l m a k t a d ı r