Bir Bakışta Eğitim 2012 - Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel
Transkript
Bir Bakışta Eğitim 2012 - Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel
Bir Bakışta Eğitim 2012 ÖNE ÇIKAN KONULAR (Resmî Olmayan Tercüme) DAHA İYİ YAŞAMLAR İÇİN DAHA İYİ PLANLAR Bu çalışma OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) Genel Sekreterliği sorumluluğunda yayınlaşmıştır. İçerisinde ifade edilen görüşler ve savlar üye ülke devlet veya kurumlarının resmi görüşlerini yansıtmayabilir. Bu belge ve içerisinde bulunan haritalar herhangi bir ülke egemenliği veya durumuna ülke, il veya bölge adına uluslararası hudut ve sınırlarına halel getirmeden dâhil edilmiştir. Lütfen bu yayına aşağıda belirtildiği şekilde atıfta bulununuz: OECD (2012) Education at a Glance 2012- Highlights, OECD Publishing http://dx.doi.org/10.1787/eag_higlights-2012-en ISBN 978-92-64-17956-1 (baskı) ISBN 978-92-64-17957-8 (html) Seriler: Education at a Glance ISSN 2076- 2631 (BASKI) Issn 2076-264X(online) İsrail için istatistikî veriler ilgili İsrail makamlarının sorumluluğu altında kendilerinden temin edilmiştir. Bu tür verilerin OECD tarafından kullanımı Golan tepeleri, Doğu Kudüs ve Batı Şeria’daki İsrail Yerleşim durumuna halel getirmeden uluslararası hukuk kuralları altındadır. Fotoğraflar: Kapak © CARLOS Resrepo/ Fotolia Resimler: Bölüm 1 © Jeffrey Coolidge/ The Image Bank/ Getty Images Bölüm 2 © Tom Grill/Photographer’s choice RF/Getty Images Bölüm 3 © Julia Smith/Riser /Getty Images Bölüm 4 © Image Source/ Image Source /Getty Images Bölüm 5 © Digital Vision/Inmagine ltd. OECD yayınları ile yanlış doğru tablosu online olarak: www.oecd.org/publishing/corrigenda adresinden bulunabilir. © OECD 2012 Kaynak olarak uygun OECD referansı gösterilerek ve telif hakkı sahibi belirtilerek içeriğini kendi kullanımınız için kopyalayabilir, indirebilir veya yazdırabilirsiniz ve OECD yayınlarından, veri tabanı ve multimedya ürünlerinden kendi belgelerinize, sunumlarınıza, bloglarınıza, web sayfalarınıza ve eğitim materyallerinize alıntı yapabilirsiniz. Kamu yararına veya ticari kullanım için bütün talepler ve tercüme hakları [email protected] adresine sunulmalıdır. Kamu yararına veya ticari kullanım için bu materyalin resimli kısımlarına izin talebi direk olarak [email protected] adresinde Copyright Clearance Center (CCC) veya [email protected] adresinde Centre français d’exploitation du droit de copie (CFC) yönlendirilmelidir. ÖNSÖZ Önsöz “Education at a Glance (Bir Bakışta Eğitim) 2012: Öne Çıkan Konular” eğitim hakkında OECD’nin uluslararası düzeyde mukayese edilebilir verilerine okuyucu dostu bir tanıtım sunmaktadır. Adından da anlaşılacağı üzere OECD’nin amiral gemisi olan “Education at a Glance 2012” eğitim istatistikleri külliyatından elde edilmiştir. Ancak o yayından birçok yönü ile farklıdır, özellikle aşağıda belirtilen konuları araştıran beş bölüm şeklinde düzenlenen yapısı açısından farklılık gösterir: Eğitim seviyeleri ve öğrenci sayıları: Bu bölüm genel nüfus içerisinde eğitim seviyeleri, genç insanların nasıl ve nerede eğitim gördükleri ve iş dünyasına geçişi ne kadar iyi sağladıklarına bakar. Eğitimin ekonomik ve sosyal faydaları: Bu bölüm daha yüksek gelir ve daha düşük işsizlik oranı ile eğitimin bireylere hangi düzeyde ekonomik kazanç sağladığına ve bu yararların insanlar ve toplumlar için eğitime yatırıma nasıl teşvik ettiğine bakar. Yani yüksek düzeyde eğitim alan bir nüfusa sahip olmakla ilgili toplumsal faydaları açıklar. Eğitim için yapılan harcama: Bu bölüm ülkelerin eğitim için ne kadar harcadığına, özel harcamaların rolüne, hangi eğitime para harcandığına ve ülkelerin harcadıkları paraların karşılıklarını alıp almadıklarına bakar. Okul ortamı: Bu bölüm öğretmenlerin işte ne kadar vakit harcadıklarına, eğitim vermek için ne kadar zaman harcadıklarına, sınıf mevcutlarına, öğretmen aylıklarına ve öğretmenlerin yaş ve cinsiyet dağılımına bakar. Eşitlik: Bu özel bölüm eğitimde eşitlik konularına özellikle de her seviyede eğitime ulaşabilirlik, kuşaklar arası hareketlilik, eğitimde cinsiyet ayrımı ve öğrencilerin performansında özellikle göçmen çocuklarının sosyo-ekonomik geçmişleri ile ilgilenir. Bu yayın genel olarak İlk Bakışta Eğitim 2012’de kullanılan terminolojiyi kullanır. Ancak bir veya iki yerde terminoloji basitleştirilmiştir. Daha fazlasını bulmak isteyen okuyucular “okuyucu kılavuzuna” başvurmalıdırlar. Bu kitaptaki tablolar ve şekiller okuyucuları ilgili verilerin Excel™ formatında mevcut bulunduğu internet sitesine yönlendiren dinamik hiperlink veya StatLink bağlantılı olarak hazırlanmıştır. İlaveten metinde İlk Bakışta Eğitim 2012’de var olan şekil ve tablolarına atıf yapılır. Bu materyale genelde ilgili belirteç ile tablo ve şekillere eşlik eden StatLinks üzerinden veya www.oecd.org/edu/eag2012 adresinden erişilebilir. OECD’nin eğitim konularındaki çalışmaları hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyen okuyucular www.oecd.org/edu adresine başvurmalıdırlar. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 3 İÇERİK TABLOSU İçerik tablosu Okuyucu kılavuzu 7 1. Eğitim seviyeleri ve öğrenci sayıları 11 Erişkinler hangi seviyeye kadar eğitim almıştır? Eğitime kimler katılıyor? Orta öğrenimi tamamlayan gençlerin sayısı ne kadardır? Yüksek okul eğitimine başlayan gençlerin sayısı ne kadardır? Yüksek okul eğitiminden mezun olan gençlerin sayısı nedir? Öğrenciler eğitimden işe geçişte ne kadar başarılılar? Yurtdışında eğitim alan öğrencilerin sayısı nedir ve nereye gitmektedirler? 12 14 16 18 20 22 24 2. Eğitimin ekonomik ve sosyal faydaları Yüksek okul mezunları ne kadar daha fazla kazanıyor? Eğitim istihdam oranını nasıl etkiliyor? İnsanları eğitime yatırım yapmaya teşvik eden şey nedir? Toplumları eğitime yatırım yapmaya teşvik eden şey nedir? Eğitimin sosyal faydaları nelerdir? Eğitim ekonomiyi nasıl etkiliyor? 27 28 30 32 34 36 38 3. Eğitim için yapılan harcama 41 Her öğrenci için ne kadar harcanıyor? Öğrenci başına yapılan harcama arttı mı? Eğitime harcanan milli servet payı ne kadardır? Kamu harcamaları hangi oranda eğitime gidiyor? Özel harcamaların rolü nedir? Yüksek öğrenim öğrencileri ne kadar ödüyor? Harcanan eğitim fonları ne kadardır? Öğretmenlerin maliyeti ne kadar? 42 44 46 48 50 52 54 56 Okul ortamı 59 Öğrenciler sınıfta ne kadar zaman geçiriyor Her sınıfta ne kadar öğrenci var? Öğretmenlere ne kadar ödeme yapılıyor? Öğretmenler ders vermek için ne kadar zaman harcıyorlar? Öğretmenler kimlerdir? 60 62 64 66 68 4. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 5 İÇERİK TABLOSU 5. Özel bölüm: Eşitlik 71 Eğitimde eşitlik nedir? Okulöncesi eğitime erişim Orta ve yüksek eğitime giriş İş piyasasına giriş Yaşam boyu eğitime erişim Ebeveynlerin eğitimi öğrencilerin fırsatlarını etkiliyor mu? Göçmen çocukların entegre edilmesi Cinsiyet ayrımının azaltılması İstatistikî notlar 72 74 76 78 80 82 84 86 89 Bu kitapta …. Basılı sayfadan Excel® dosyaları elde etme imkânı sağlayan StatLinks Hizmeti sağlanmaktadır. StatLinks bağlantısı için bu kitapta bulunan tablo veya grafiklerin sağ alt köşesine bakınız. Uygun Excel® sayfasını indirmek için sadece internet tarayıcısının http://dx.do.org.prefix ile başlayan linkine tıklayınız. Eğer PDF e-kitap baskısını okuyorsanız ve bilgisayarınız internete bağlı ise sadece bağlantı üzerine tıklayınız. OECD kitaplarının çoğunda görülen StatLink sayfasını bulacaksınız. 6 EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 OKUYUCU KILAVUZU Okuyucu kılavuzu Bu bölüm bu yayında kullanılan bazı terminolojileri tanıtmakta ve daha başka bilgiler edinmek için okuyuculara verilen linklerin kullanımını açıklamaktadır. Eğitim seviyeleri Eğitim sistemleri, öğrencilerin genel olarak eğitime başladıkları yaş, her bir okullaşma evresinin sonu, derslerin süresi ve öğrencilere verilen eğitim ve öğrenmeleri beklenen konu da dâhil olmak üzere ülkeden ülkeye farklılık gösterir. Bu farklılıklar eğitimde uluslararası mukayese edilebilen istatistiklerin derlenmesini büyük ölçüde zorlaştırmaktadır. Bu bağlamda Birleşmiş Milletler değişik eğitim sistemlerinin mukayese edilmesi ve standart terminoloji için bir temel oluşturan Eğitimin Uluslararası Standart Sınıflandırmasını (ISCED) oluşturmuştur. Aşağıda verilen tablo bu sınıflandırma sistemini tanıtmakta ve eğitimin her seviyesi ile neyin ifade edilmek istendiğini açıklamaktadır. Okuyucular bu yayının hem ISCED sınıflandırmasında hem de Bir Bakışta Eğitim 2012’de kullanılandan farklı olarak kısmen basitleştirilmiş bir terminoloji kullandığını dikkate almalıdırlar. Tablo iki yayındaki eşit terimleri, ISCED sınıflandırmasını ve bunun ne anlama geldiğinin tanımını göstermektedir. Bir Bakışta Eğitim 2012’de eğitim seviyelerini tanımlamak üzere kullanılan ifadeler ISCED sınıflandırması (ve alt kategoriler) Okul öncesi eğitim ISCED 0. İlköğretim ISCED 1 Alt orta eğitim ISCED 2 (alt kategoriler: 2A öğrencileri akademik eğitime devam etmeleri için hazırlar, 3A; 2B’ye yönlendirme daha güçlü meslek odaklıdır, 3B’ye yönlendirme; 2C işgücüne katılıma hazırlar) Üst orta eğitim ISCED 3 (alt kategoriler: 3A öğrencileri üniversite seviyesine, 5A seviyesinde eğitim için hazırlar; 3B ise 5B seviyesinde mesleki yüksek eğitime başlamak üzere hazırlar; 3C öğrencileri işgücü için veya orta eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitim için hazırlar, ISCED 4) Orta eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitim ISCED 4 (alt kategoriler: 4A öğrencileri hem üniversite seviyesinde hem de mesleki yönelimli eğitim için yüksek eğitime giriş için hazırlar; 4B öğrencileri işgücü olarak hazırlar). EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 Genel olarak bu yayında kullanılan ifadeler Okul öncesi eğitim Çok küçük çocukları okul ortamı ile tanıştırmak amacı ile tasarlanan planlı eğitimin ilk aşaması. Asgari başlama yaşı 3 İlköğretim Okuma, yazma ve matematikte tam temel eğitim ve bazı diğer konularda temel fikirler vermek için tasarlanmıştır. Başlama yaşı: 5 ve 7 arasında, Süre: 6 yıl Alt orta eğitim Genelde daha fazla konuya yönelik bir yol ve daha fazla uzmanlaşmış öğretmenler ile temel eğitim koşullarını tamamlar. 6 yıllık ilköğretimi takiben başlanır; süresi 3 yıldır. Bazı ülkelerde bu eğitim seviyesine ulaşma zorunlu eğitim süresinin sonudur. Üst orta eğitim Alt orta eğitim seviyesinden daha güçlü konu odaklı, genelde daha kalifiye öğretmenler ile verilir. Öğrencilerin 9 yıllık eğitimi veya alt orta öğretim düzeyini tamamlamış olmaları beklenir ve genelde 15 veya 16 yaşlarındadır. Orta eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitim Bu seviyedeki programlar ulusal olarak üst orta eğitim veya orta eğitim sonrası eğitim olarak görülebilir, ancak uluslararası mukayesede bunların statüsü kolay anlaşılır değildir. Program içeriği üst orta eğitim düzeyinden çok ileri düzeyde değildir ve yüksek öğrenim düzeyinden biraz daha düşük düzeydedir. Bu eğitime kabul üst orta eğitim programının tamamlanmasını gerektirir. Süresi genelde 6 ay ve 2 yıl arasında tam zamanlı eğitime eşittir. 7 OKUYUCU KILAVUZU Bir Bakışta Eğitim 2012’de eğitim seviyelerini tanımlamak üzere kullanılan ifadeler ISCED sınıflandırması (ve alt kategoriler) Yüksek eğitim ISCED 5 (alt kategoriler 5A ve 5B, aşağıya bakınız) Yüksek eğitim – tip A ISCED 5A Yüksek eğitim – tip B ISCED 5B İleri araştırma programları ISCED 6 Genel olarak bu yayında kullanılan ifadeler Yüksek eğitim ISCED 5 Yüksek eğitimin ilk aşamasıdır. (ikincisi –ISCED 6ileri araştırmayı kapsar) Seviye 5’te iki alt kategori arasında ayrım yapılması genelde daha yararlıdır: Bunlar uzun ve daha fazla teorik programları temsil eden 5A ve programların daha kısa ve daha fazla uygulamaya yönelik olduğu 5B’dir. Yüksek eğitimin ülkeler arasında faklı olduğu düşünülür ise, bu iki alt kategori arasındaki sınır çizgilerinin her zaman çok net olmadığını dikkate alınız. Yüksek eğitim – tip A Teori temelli olan ve öğrencileri araştırmaya hazırlamayı veya tıp veya mimarlık gibi yüksek beceri gerektiren mesleklere erişimi amaçlayan “uzun süreli” programlar. Başlama 13 yıllık eğitimi tamamladıktan sonra, öğrencilerin üst orta eğitim veya orta eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitimi tamamlamış olmaları gerekir. Süresi en az 3 yıllık tam zamanlı eğitimdir ama genel olarak 4 yıldır. Mesleki yönelimli yüksek eğitim Daha çok uygulamaya dayalı veya öğrencilerin direk olarak spesifik mesleklere girmesi için gerekli olan becerilere odaklı “kısa süreli” programlar. Başlama 13 yıllık eğitimin tamamlanmasını gerektirir; öğrencilerden 3B veya 4A düzeyinde belirli konuların üstesinden gelmiş olmaları gerekir. Süresi en az 2 yıllık tam zamanlı eğitime eşittir, ancak genel olarak 3 yıldır. İleri araştırma programları Yüksek eğitimin ikinci aşamasıdır. Eğitimi ilerletmek ve asıl araştırmalara adanan programlardır. ISCED standartları konusunda daha kapsamlı tanımlar ve açıklamalar için lütfen (Classifying Education Programmes) Eğitim Programlarının Sınıflandırmasına başvurunuz: OECD ülkelerinde (1999) ISCED -97 uygulamaları için kılavuz. Kapsama alınan ülkeler OECD ve üye ülkeler: Bu yayın OECD üye 34 ülke, Eğitim Sistemleri Programının (INES) OECD göstergelerine katılan iki OECD üyesi olmayan ülke ki bunlar Brezilya ve Rusya Federasyonudur ve INES katılımı olmayan diğer G20 ülkelerinden (Arjantin, Çin, Hindistan, Endonezya, Suudi Arabistan ve Güney Afrika ) elde edilen verilerden derlenmiştir. Belçika: Belçika ile ilgili veri ya Flaman toplumu ya da Fransız toplumuna uygun olabilir. Böyle bir durumda Belçika’ya atfedilen metin ve şekiller (FL) ile belirtilmiş ise Flaman toplumunu ve (Fr) olarak belirtilmiş ise Belçika’daki Fransız toplumu ile ilgili olduğuna işaret eder. EU21: Bunlar Avrupa Birliği üyesi olan 21 OECD ülkesinden alınan veya belirlenen verileridir, Bu ülkeler: Avusturya, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, Macaristan, İrlanda, İtalya, Lüksemburg, Hollanda, Polonya, Portekiz, Slovenya, Slovak Cumhuriyeti, İsveç ve Birleşik Krallık’tır. G20: Bu ülkeler Arjantin, Avustralya, Brezilya, Kanada, Çin, Fransa, Almanya, Hindistan, Endonezya, İtalya, Japonya, Kore, Meksika, Rusya Federasyonu, Suudi Arabistan, Güney Afrika, Türkiye, Birleşik Krallık, Birleşik Devletler ve Avrupa Birliği (G20 ortalamasına dâhil olmayan ülkelerdir). 8 EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 OKUYUCU KILAVUZU İsrail: İsrail için istatistikî veriler ilgili İsrail makamlarının sorumluluğu altında kendilerinden temin edilmiştir. Bu tür verilerin OECD tarafından kullanımı Golan tepeleri, Doğu Kudüs ve Batı Şeria’daki İsrail Yerleşim durumuna halel getirmeden uluslararası hukuk kuralları altındadır. Tablo ve şekiller ile ilgili notlar: Herhangi bir rakamın arkasındaki veri konusunda daha fazla detay için, Bir Bakışta Eğitim 2012 tam yayınlarında ilgili göstergeye bakınız veya veri ve notları indirmek için şekil kaynağındaki hiperlink’e tıklayınız. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 9 1. EĞİTİM SEVİYELERİ VE ÖĞRENCİ SAYILARI Erişkinler hangi seviyeye kadar eğitim almıştır? Eğitime kimler katlıyor? Orta öğrenimi tamamlayan gençlerin sayısı ne kadardır? Yüksek okul eğitimine başlayan gençlerin sayısı ne kadardır? Yüksek okul eğitiminden mezun olan gençlerin sayısı nedir? Öğrenciler eğitimden işe geçişte ne kadar başarılılar? Yurtdışında eğitim alan öğrencilerin sayısı nedir ve nereye gitmektedirler? EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 11 1. EĞİTİM SEVİYELERİ VE ÖĞRENCİ SAYILARI Erişkinler hangi seviyeye kadar eğitim almıştır? - OECD ülkeleri arasında erişkinlerin ortalama % 26’sı üst orta eğitim seviyesinin altında, % 44’ü üst orta eğitim seviyesinde ve % 30’u yüksek eğitim düzeyinde eğitim almışlardır. - Üst orta eğitim seviyesi OECD ülkeleri arasında genç erişkinlerde yaşlı erişkinlere göre daha büyük bir standarttır. 2010 yılında 25 OECD ülkesinde üst orta eğitim başarı oranı 25-34 yaşında olanlarda daha fazla olmak kaydıyla % 80 idi. eğitiminde en yüksek orana sahiptir, 25-34 yaşındaki erişkinlerin % 55 veya daha fazlası bu eğitim seviyesine ulaşmıştır. Neredeyse bütün ülkelerde genç erişkinler iş piyasasından ayrılan nesle göre daha fazla yüksek eğitim oranına sahiptir. OECD ülkeleri içerisinde 55-64 yaşı için verilen % 23 ile mukayese edildiğinde 25-34 yaşındakilerin ortalama % 38’i yüksek eğitimi bitirmiştir. Eğilimler - Yüksek eğitim başarı oranı da 25-34 yaşında olanlarda % 38 ile genç erişkinlerde daha yüksektir. Önem Eğitim hem bireylere, topluma tamamen ve etkin bir biçimde katılmak için bilgi ve beceri sağlayan şimdiki zaman için, hem de bilimsel ve kültürel bilgilerini genişletmek için yardımcı olduğundan, gelecek için önemlidir. Erişkinlerin eğitim aldıkları seviye, genelde insan sermayesinin seviyesi için nüfus içerisinde mevcut bulunan beceri ve iş gücü için bir temel olarak kullanılır. Küresel ekonomik kriz insanlara zor ekonomik şartlar altında becerilerini geliştirmek için ilave teşvik sağlamıştır. Bulgular Neredeyse bütün OECD ülkelerinde üst orta eğitim başarısı standarttır. 25-34 yaşında bulunanların % 82 olan oranı ile mukayese edildiğinde 25-64 yaşındakilerin ortalama % 74’ü bu seviyeye sahiptir. Ancak bu seviyeler ülkeler arasında farklılık gösterirler. Örnek olarak Brezilya, Çin, Meksika, Portekiz ve Türkiye’de kabaca bu yaş grubunun yarısı orta öğrenimini bitirmemiştir. Bazı ülkelerde orta öğrenim başarı oranlarında nesilden nesile dramatik artışlar görülmektedir. Şili, Yunanistan, İrlanda, İtalya, Kore, Portekiz ve İspanya’da 25- 34 yaşında olanlar için üst orta eğitim başarı oranları daha yaşlı erişkinlerden (55-64 yaş) en azından yüzde 30 daha yüksektir. Yaş grupları arasındaki fark geleneksel olarak yüksek üst orta eğitim başarısına sahip olan ülkelerde daha az göze çarpmaktadır. Örnek olarak Estonya, Almanya ve Norveç’te üst orta öğrenim başarı oranı 25-34 yaşında olanlara göre 55-64 yaşında olanlar için yüzde 5’ten daha düşüktür. Birleşik Devletlerde hafifçe düşmüştür. OECD olmayan G20 ülkeleri arasında Brezilya, Çin ve Rusya Federasyonu nesiller arasında üst orta eğitim başarısını artırmada önemli ilerlemeler kaydetmişlerdir. Yüksek okul başarı seviyeleri son 30 yıl içerisinde belirgin bir biçimde artmıştır ve OECD ülkelerinde yaklaşık 210 milyon insan yüksek eğitimi tamamlamıştır. Kanada, Japonya, Kore ve Rusya Federasyonu genç erişkiler arasında yüksek okul 12 İnsanların eğitim seviyelerini artırma çabaları özellikle eğitim spektrumunun üst ve alt uçlarında başarı oranlarının önemli bir biçimde değişmesine yol açmıştır. OECD ülkelerinde 1997 ve 2010 yılları arasında üst orta öğrenime sahip olmayan kişilerin sayısı ortalama % 36’dan % 26’ya düşerken yüksek eğitimi tamamlayanların oranı % 21’den yüzde 10 daha artmıştır. Üst orta eğitim seviyesini veya orta eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitimi tamamlayanların sayısı neredeyse hiç değişmeden kalmış ve % 43’den % 44’e artış göstermiştir. Açıklamalar Nüfus ve eğitim başarısı hakkındaki veriler Ulusal İşgücü araştırmalarından derlenen OECD ve Eurostat veri tabanından alınmıştır. İsrail için veri konusunda bilgi: http://dx.doi.org/10.1787/888932315603 Daha fazla bilgi edinmek için İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda tam açıklamalar için bakınız Education at a Glance 2012 (gösterge A1) Kapsama alınan alanlar: Erişkinlerin cinsiyete göre eğitim başarıları Yüksek okul eğitimine katılımda nüfus içerisinde potansiyel büyüme Mesleki ve yüksek okul eğitiminde cinsiyet ayrımı konusunda ilave veriler online olarak A1 göstergesinde www.oecd.org/edu/eag2012 sayfasında bulunabilir. OECD’den daha fazla bilgi için Eğitim için Ulusal Politika değerlendirmeleri (Reviews of National Policies for Education (serileri) EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 1. EĞİTİM SEVİYELERİ VE ÖĞRENCİ SAYILARI Erişkinler hangi seviyeye kadar eğitim almıştır? Şekil 1.1 En azından üst orta öğrenime sahip nüfus, 2010 Bu şekil en azından üst orta eğitim seviyesinde eğitim alan 25-34 yaş ve 55-64 yaş yüzdelerini göstermektedir. Son on yıllık süre içerisinde eğitimin hızlı gelişimi, genç insanların daha yüksek eğitim seviyelerine eğilimli oldukları anlamını taşır. % 25 – 34 yaş 55 – 64 yaş Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A1.2a,: http://dx.doi.org/10.1787/888932664176 sitesinden alınabilir . Şekil 1.2.Yüksek eğitime sahip nüfus, 2010 Şekil yüksek eğitim almış olan 25-34 yaşındakilerin ve 55-64 yaşındakilerin yüzde dağılımlarını göstermektedir. % 25 – 34 yaş 55 – 64 yaş Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A1.3a,: http://dx.doi.org/10.1787/888932664233 sitesinden alınabilir. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 13 1. EĞİTİM SEVİYELERİ VE ÖĞRENCİ SAYILARI Eğitime kimler katılıyor? - Aslında OECD ülkelerinde herkes en azından 13 yıllık örgün eğitime erişim hakkına sahiptir ve ortalama 5 yaşında birinin 40 yaşına gelene kadar 17 yıldan fazla süreli bir eğitimi tamamlaması beklenir. - OECD ülkelerinde 4 yaşındakilerin dörtte üçünden fazlası (% 79) okul öncesi eğitime kaydolur. - 25 OECD ülkesinde 15-19 yaşında olanların % 80 veya daha fazlası kızlar, ortalama olarak erkeklerin biraz önünde eğitim içerisinde bulunmaktadırlar. - 20-29 yaşında olanların eğitim alma oranı 20 OECD ülkesinde 2005-10 ile mukayese edildiğinde 2009 ve 2010 arasında ciddi anlamda artmıştır ve artmaya devam edeceği beklenilmektedir. Önem Ekonomik ve sosyal kalkınma için iyi eğitim almış bir nüfus gereklidir; bu nedenle toplumlar çocukların ve erişkinlerin geniş düzeyde eğitim fırsatlarına ulaşmalarını temin etmeye gayret ederler. Bu bölüm zorunlu eğitim bittikten sonra eğitimlerine devam eden genç insanların sayısına odaklanarak 1995 yılından 2010 yılına kadar eğitime başlama değerlendirmesini incelemektedir. OECD ülkelerinde ortalama olarak 20-29 yaşında olanların % 27’si 2010 yılında – genelde yüksek eğitim – eğitim içerisindedir. Kayıt oranları Avustralya, Belçika, Danimarka, Finlandiya, Almanya, Yunanistan, İzlanda, Kore, Hollanda, Yeni Zelanda, Slovenya ve İsveç’te % 30 veya daha fazladır. Bu yaş grubunda ortalama olarak Slovenya ve İsveç’te yüzde 10 düzeyinde fazla olan bir fark ile eğitimde bulunan kadınlar erkeklerden daha fazladır. Eğilimler 15-19 yaşındakiler için 1995 ve 2010 arasında kayıt olma ortalama yüzde 10,4’lük bir oran ile artış göstermiştir. Bu dönem içerisinde % 89’dan % 84’e kayıt olma düşüşü gösteren Fransa bu durumun tek istisnasıdır. 1995 ve 2010 arasında yüzde 10.1 puan ile 20-29 yaşındakiler için de okula kayıt olma konusunda bir artış mevcuttur. Çek Cumhuriyeti’nde, Finlandiya, Yunanistan, İzlanda, Kore, Yeni Zelanda, Polonya, İsveç ve Türkiye’de en azından yüzde 12’lik bir büyüme olmuştur. Bu artış kısıtlı iş piyasasında eğitim almış olmanın faydasının bilincine ulaşmış olmakla ilgili olabilir. Bulgular Açıklamalar Gerçekte OECD ülkelerinde bütün insanlar en az 13 yıllık örgün eğitimden faydalanma hakkına sahiptir ve Belçika, Norveç ve İsveç’te öğrencilerin en az % 90’ı 15 yıl veya daha fazla eğitim için kaydedilirler. Bunun aksine Şili, Endonezya, Suudi Arabistan ve Türkiye’de çocukların % 90’ı 8-10 yıllık eğitimden faydalanabilirler. OECD ülkelerinin neredeyse yarısında kaydolma 5 ve 7 yaş arasında başlar. Ancak okul öncesi eğitime katılma genişlemektedir. OECD ülkelerinin neredeyse üçte ikisinde 3-4 yaşında olanların % 75’ten fazlası okul öncesi veya ilk eğitim programlarına kaydolurlar. Avrupa ülkelerindeki katılım oranı ( %78) diğer OECD ülkelerinden (%72) daha yüksektir. 2009-10 ders yılı için veriler yıllık olarak OECD tarafından yönetilen eğitim istatistikleri UOE veri toplamlarına dayalıdır. Farklı bir biçimde kaydedilemediği takdirde, rakamlar sayımlara dayalıdır ve tam zamanlı ve yarı zamanlı eğitim arasında ayrım yapılmıştır. Bütün OECD ve diğer G20 ülkelerinde 5 ve 14 yaş arasında eğitimden faydalanma mevcut bulunan veriler ile geneldir ve OECD ülkesinde 5 yaşında bir çocuğun, 40 yaşına geldiğinde 17 yıl veya daha fazla (tam zamanlı veya yarı zamanlı) eğitim alacağı beklenir. 25 OECD ülkesinde 15-19 yaşında olanların % 80 veya daha fazlası eğitim içerisindedir. Kızlar için OECD ortalaması % 84 ve erkekler için % 82’dir. Bu yaş grubunun % 90’dan fazlası Belçika, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, İrlanda, Hollanda, Polonya ve Slovenya’da eğitim içerisindedir. Ancak, 15-19 yaşında olanların % 20’sinden fazlası Arjantin, Avustralya, Brezilya, Şili, Çin, Endonezya, İsrail, Lüksemburg, Meksika, Yeni Zelanda, Türkiye ve Birleşik Krallıkta eğitime kayıt yaptırmamıştır. 14 İsrail için veri konusunda bilgi: http://dx.doi.org/10.1787/8889323156032 Daha fazla bilgi edinmek için İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012 (gösterge C1 VE C2) Kapsama alınan alanlar: Kurum türü ve kayıt olma şekline göre ilk, orta ve yüksek eğitimde bulunan öğrenciler. 15 yaşından 20 yaşına kadar eğitim seviyesine göre geçiş karakteristikleri Eğitim beklentisi EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 1. EĞİTİM SEVİYELERİ VE ÖĞRENCİ SAYILARI Eğitime kimler katılıyor? Şekil 1.3 15-10 yaşındakilerin okula kayıt olma oranları (1995, 2010) Bu şekil tam zamanlı ve yarı zamanlı eğitime kaydolan 15-19 yaşındakilerin yüzdesindeki artış veya azalışı göstermektedir. Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo C1.2,: http://dx.doi.org/10.1787/888932666836 sitesinden alınabilir. Şekil 1.4 20-29 yaşındakilerin okula kayıt olma oranları (1995, 2010) Bu şekil tam zamanlı ve yarı zamanlı eğitime kaydolan 20-29 yaşındakilerin yüzdesindeki artış veya azalışı göstermektedir. Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo C1.2, http://dx.doi.org/10.1787/888932666836 sitesinden alınabilir. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 15 1. EĞİTİM SEVİYELERİ VE ÖĞRENCİ SAYILARI Orta öğrenimi tamamlayan gençlerin sayısı ne kadardır? - Mezun olanların güncel örneklerine dayalı olarak OECD ülkelerinde günümüz gençlerinin ortalama % 84’ünün yaşamları süresince üst orta öğrenimi tamamlamak istedikleri tespit edilmiştir. G20 Ülkeleri için bu seviye % 78’dir. - OECD ülkelerinde tarihsel eğilimlerin aksine kızlar erkeklerden daha fazla üst orta eğitim düzeyini tamamlamaktadırlar. - Üst orta eğitim mesleki programlarda erkeklerin çoğu mühendislik, üretim ve inşaat eğitimi almayı seçerken kızlar, işletme, hukuki sosyal bilimler, sağlık ve sosyal ve hizmetler gibi geniş alanlar için tercih yapmaktadırlar. Önem Bu bölüm orta eğitimi ne kadar öğrencinin tamamlamasının beklendiğini göstermektedir. Üst orta eğitimin tamamlanmış olması öğrencilerin iş piyasasına girmek veya yüksek eğitime başlamak için gerekli olan temel beceri ve bilgi ile donatılmış olmasını garanti etmez. Ancak bu oranlar öğrencilerin iş piyasasının asgari taleplerini karşılamak için hazırlanmasında hangi eğitim sistemlerinin başarılı olduğu boyutuna bir gösterge sağlar. OECD ülkelerinde orta eğitimini tamamlamayan gençler söz konusu iş bulmak olduğunda, ciddi zorluklarla karşı karşıya kalmaktadırlar. Politika belirleyiciler, üst orta eğitimlerini tamamlamayan öğrencileri belirleyerek okulu erken bırakanların sayısını azaltacak yollar aramaktadırlar. Kaç öğrencinin üst orta eğitim programlarını başarı ile tamamladıkları konusunda aynı zamanda kaç öğrencinin de bu programı tamamlamadığını gösterenuluslararası mukayese edilebilen önlemler bu çabaları destekleyebilir. Bulgular 27 ülkenin 23’ünden elde edilen verilerde üst orta eğitiminden mezun olanların yüzdesi % 75’ten fazladır. Finlandiya, Yunanistan, İrlanda, İsrail, Japonya, Kore, Portekiz, Slovenya ve Birleşik Krallıkta bu oran % 90 veya daha fazladır. Almanya haricinde neredeyse bütün OECD ülkelerinde kızların mezuniyet oranları oğlanlardan daha fazladır. En büyük fark genç bayanların genç erkeklerin mezuniyet oranını yüzde 20 puan veya daha fazla geçtiği İzlanda ve Portekiz’dedir. Sadece Çin, Almanya, İrlanda, Japonya, Kore ve Türkiye’de üst orta eğitim mezuniyetinde küçük bir cinsiyet farkı veya hiç fark bulunmamaktadır. Ülkelerin çoğunda üst orta eğitim, öğrencileri üniversite seviyesinde eğitime hazırlamak üzere tasarlanmıştır. Ancak Almanya, Slovenya ve İsviçre’de öğrenciler üst orta eğitim programlarına derslerin daha kısa olduğu ve pratik, teknik veya mesleki beceri kazandıkları meslek öncesi veya mesleki eğitime girmek için (yüksek okul – tip B) kayıt ve mezun olurlar. OECD ülkelerinde 2010 yılında erkeklerin % 47’si ve 16 kızların % 44’ü mesleki programlardan mezun olmuşlardır, ancak erkeklerin çoğu mühendislik, üretim veya inşaat seçerken kızlar sosyal bilimler, işletme, hukuk, sağlık, eğitim ve hizmet dallarını tercih etmişleridir. Sadece Arjantin’de kızlar daha çok mühendislik, üretim ve inşaatı tercih etmişlerdir. Üst orta eğitime başlayan erkekler ve kızların % 70’inin programı, planlanan süresi içerisinde bitirdikleri tespit edilmiştir. Ancak bazı ülkelerde öğrencilerin ve çırakların eğitimlerine ara vermeleri ve eğitim sisteminden geçici olarak ayrılmaları nispeten yaygındır. Danimarka, Finlandiya ve Norveç’te üst orta eğitim mezunlarının yaklaşık % 10’u 25 yaşında veya daha yaşlı iken, İzlanda’da bu oran % 20 ve Portekiz’de % 40’tan daha fazladır. Eğilimler 1995 yılından bu yana üst orta eğitimden mezun olanların oranı OECD ülkeleri arasında yıllık % 0.6 büyüme oranı ile mukayese edilebilir veri ile ortalama yüzde sekiz artmıştır. En büyük artış 1995 ve 2010 arasında % 4.7 yıllık büyüme oranı gösteren Portekiz’de meydana gelmiştir. Açıklamalar 2009-10 ders yılı için veriler 2011 yılında OECD tarafından yönetilen eğitim istatistikleri UOE verilerine dayalıdır. Bu seviyede eğitimi tamamlayacak olan bir yaş grubunun tahmini yüzdesini temsil eden 2005-10 yılları için hesaplanan üst orta eğitim mezuniyet oranları net mezuniyet oranı olarak hesaplanmıştır. Brüt mezuniyet oranları 1995, 2000-04 veya 2005-10 için bu tür detaylı veri sağlayamayan ülkeler için sunulmuştur. Cinsiyet ve programlara göre üst orta eğitimi başarı ile tamamlayanlar konusunda veriler Aralık 2011 tarihinde yürütülen özel araştırmadan elde edilmiştir İsrail için veri konusunda bilgi: http://dx.doi.org/10.1787/888932315602. Daha fazla bilgi edinmek için İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012 (gösterge A2) Kapsama alınan alanlar: Güncel üst orta eğitim mezuniyet oranları ve eğilimleri Program oryantasyonu ve cinsiyete göre üst orta eğitim programının başarı ile tamamlanması EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 1. EĞİTİM SEVİYELERİ VE ÖĞRENCİ SAYILARI Orta öğrenimi tamamlayan gençlerin sayısı ne kadardır? Şekil 1.5 Üst orta eğitim programlarından başarı ile mezuniyet Bu şekil, ilk olarak üst orta eğitime başlayan ve bu eğitimden mezun olan öğrencilerin yüzdesini göstermektedir. Aynı eğitim seviyesinden mezun olanlar ve yeni başlayanlar arasındaki ilişkiyi göstermektedir. Hesaplama, programın tamamlanması için verilen normal süre zarfında yapılmıştır. Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A2.1, http://dx.doi.org/10.1787/888932664347 sitesinden alınabilir. Şekil 1.6 Cinsiyete göre üst orta eğitim programlarından başarı ile mezuniyet Bu şekil üst orta eğitime başlayan ve bu eğitimden başarı ile mezun olan öğrencilerin cinsiyete göre yüzdesini göstermektedir. % Kızlar Oğlanlar Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A2.5, http://dx.doi.org/10.1787/888932664480 alınabilir. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 sitesinden 17 1. EĞİTİM SEVİYELERİ VE ÖĞRENCİ SAYILARI Yüksek okul eğitimine başlayan gençlerin sayısı ne kadardır? - OECD ülkelerinde günümüz gençlerinin ortalama % 62’sinin yaşamları süresince üniversite düzeyinde programlara başlamaları ve % 17’sinin mesleğe yönelik programa başlamaları beklenmektedir. - 2010 yılında üniversite düzeyinde programlara başlamaları beklenen oran kadınlarda erkeklere göre % 25 daha yüksekti. - OECD ülkelerinde 1995 ve 2010 yılları arasında mesleğe yönelik programlara başlama oranı sabit kalırken üniversite düzeyindeki programlara başlama oranı ortalama olarak yaklaşık yüzde 25 puan artmıştır. Önem Bu bölüm yaşamları boyunca ne kadar öğrencinin özel türde yüksek eğitim programına başlamak istediklerini göstermektedir. Ayrıca yüksek eğitim programlarına erişebilirlik ve fark edilebilirlik değerine de ışık tutmakta ve günümüz iş piyasasında değer kazanan yüksek düzeyde beceri ve bilginin nüfus tarafından hangi derecede edinildiğine ilişkin bazı işaretler sağlamaktadır. Yüksek eğitime yüksek düzeyde başlama ve katılım oranı, yüksek eğitim görmüş işgücünü geliştirdiğine işaret etmektedir. programlara başlama oranlarında azalma görülmüştür. Macaristan’da azalma aynı dönemde mesleki yönelimli programlara başlama oranı önemli ölçüde artarak dengelenmiştir. Yeni Zelanda’da 2000 ve 2010 yılları arasında başlama oranındaki artış ve düşüş aynı dönemde uluslararası öğrencilerin sayısındaki artış ve azalışı yakından aksettirmektedir. Öğrenciler geleneksel olarak üst orta eğitimi tamamladıktan hemen sonra akademik programlara başlarlar ve bu birçok ülkede aynı şekilde devam etmektedir. Örnek olarak Belçika, Endonezya, İtalya ve Meksika’da yüksek eğitime yeni başlayanların % 90’ı 25 yaşın altındadır. Diğer ülkelerde üst orta eğitimden yüksek okula başlamak için geçiş işgücünde veya askerlikte harcanan zaman nedeni ile daha geç yaşlarda olabilmektedir. Eğilimler OECD ülkelerinde 1995 ve 2010 yılları arasında öğrencilerin üniversite seviyesinde eğitime başlama oranı ortalama olarak yaklaşık yüzde 25 puan artmıştır. Bu artışın nedeni birçok ülkede yüksek eğitime erişim imkânının artması ama aynı zamanda da bazı ülkelerdeki eğitim sisteminin yapısal değişikliğidir. Bulgular Eğer hâlihazırdaki eğitime başlama yapısı devam ederse OECD ülkelerindeki genç erişkinlerin % 62’sinin yaşamları süresince üniversite düzeyindeki programlara başlamak istedikleri belirlenmiştir. Bazı ülkelerde genç erişkinlerin en azından % 70’nin bu programlara başlaması beklenirken Belçika, Çin, Endonezya, Lüksemburg ve Meksika’da % 35’ten daha fazlasının bunu yapmayacakları beklenmektedir. Mesleğe yönelik programlara başlayan öğrencilerin oranı genelde daha düşüktür ki bunun nedeni genellikle OECD ülkelerinde bu programların daha az gelişmiş olmalarından kaynaklanmaktadır. Veri elde edilebilen ülkelerde genç erişkinlerin ortalama % 17’sinin bu programlara başlamaları beklenir; bu kadınlarda % 19 ve erkeklerde % 16’dır. Bu oran İtalya, Meksika, Hollanda, Norveç, Polonya, Portekiz ve Slovak Cumhuriyetinde % 3 veya daha az, Arjantin, Belçika, Kore ve Yeni Zelanda’da % 30 veya daha fazladır. Ortalama olarak mukayese edilebilir veri bulunan bütün OECD ülkelerinde 2000 ve 2010 yılları arasında üniversite seviyesinde programlara başlamaları beklenen genç erişkin nüfus yüzde 15 puan artmıştır. Avustralya, Avusturya, Çek Cumhuriyeti, İzlanda, İrlanda, Kore, Suudi Arabistan ve Slovak Cumhuriyetinde bu programlara başlama oranları 2000 ve 2010 yılları arasından yüzde 20 puandan daha fazla artmıştır. Sadece Finlandiya, Macaristan ve Yeni Zelanda’da bu 18 Açıklamalar 1995, 2000, 2001, 2002, 2003 ve 2004 yılları için bu eğitime başlama eğilimleri konusundaki veriler Ocak 2007 tarihinde OECD ülkelerinde yürütülen özel araştırmaya dayalıdır. Spesifik bir yaş için bu eğitime başlama oranı, bu yaşta eğitime başlayanların sayısının toplam nüfustaki ilgili yaş grubunda bulunanların, bu yaşta yüksek eğitimin her türüne başlayanların sayısının bölünmesi ile elde edilir. İsrail için veri konusunda bilgi: http://dx.doi.org/10.1787/888932315602. Daha fazla bilgi edinmek için İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012 (gösterge C3) Kapsama alınan alanlar: Eğitim seviyelerine göre başlama oranları Yüksek eğitime yeni başlayanların yaşı Yeni başlayanların yaş ve cinsiyet olarak dağılımı EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 1. EĞİTİM SEVİYELERİ VE ÖĞRENCİ SAYILARI Yüksek okul eğitimine başlayan gençlerin sayısı ne kadardır? Şekil 1.7 Üniversite seviyesinde eğitime başlama oranları (2000-2010) Bu şekil üniversite seviyesinde eğitime başlayan genç insanların artışını - veya aksini- yüzde olarak göstermektedir. OECD ülkelerinin çoğunda başlama oranları artmıştır. Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo C3.3, , http://dx.doi.org/10.1787/888932667140 sitesinden alınabilir. Şekil 1.8 Mesleğe yönelik yüksek eğitime başlama oranları (2000-2010) Bu şekil OECD ülkelerinin çoğunda mesleğe yönelik eğitime başlayan genç insanların yüzdesinde nispi dengeyi göstermektedir. Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo C3.3, , http://dx.doi.org/10.1787/888932667140 sitesinden alınabilir. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 19 1. EĞİTİM SEVİYELERİ VE ÖĞRENCİ SAYILARI Yüksek okul eğitiminden mezun olan gençlerin sayısı nedir? - 27 OECD ülkesinde mukayese edilebilir veriler ile genç nüfusun ortalama % 39’nun üniversite düzeyinde eğitimlerini tamamlamaları beklenmektedir. - Mezun olma oranları Meksika, Suudi Arabistan ve Türkiye’de % 25 ve daha az; Avustralya, Danimarka, İzlanda, Polonya ve Birleşik Krallıkta % 50 ve daha fazladır. - OECD ülkelerinde genç bayanlar için mezun olma oranlarının genç erkeklerden belirgin bir biçimde daha yüksek olması beklenilmektedir - ortalama olarak % 47’ye göre % 32. Meslekî programlardan mezuniyet oranı sadece bazı OECD ülkelerinde, özellikle de Kanada, İrlanda, Japonya, Yeni Zelanda ve Slovenya’da genç insanların % 20’sinden fazladır. OECD ülkelerinde en yüksek seviye yüksek eğitimde, insanların yaklaşık % 1.6’sı ileri araştırma programlarını tamamlamaktadırlar. Önem Eğilimler Yüksek öğrenim bir ülkenin gelişmiş, uzman bilgi ve beceri ile çalışan üretme kapasitesini gösterir. Yüksek okul seviyesinde yüksek mezuniyet oranlarına sahip olan ülkeler aynı zamanda yüksek becerili işgücü geliştiren ve koruyan ülkelerdir. Yüksek eğitim ülkeler arasında yapı ve kapsam olarak birbirinden oldukça büyük farklılıklar gösterir ve mezuniyet oranları hem bu programlara başlama derecesi hem de iş piyasasında daha yüksek beceri için talepten etkilenir. OECD ülkelerinde daha yüksek maaş ve daha iyi istihdam beklentisi ile yüksek eğitim elde etmek için güçlü özendirme tedbirleri bulunmaktadır. OECD ülkelerinde 1995 ve 2010 yılları arasında mukayese edilebilir veriler ile üniversite seviyesinde eğitimden mezuniyet oranı artmıştır. Artış özellikle 1995 ve 2000 arasında çok yüksek seyretmiş sonra düz bir seyir almıştır. Geçen üç yıl boyunca mezuniyet oranları yaklaşık % 39 ile nispeten sabit kalmıştır. 1995 yılından buyana en önemli artış Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Slovak Cumhuriyeti, İsviçre ve yıllık büyüme oranının % 8’den fazla olduğu Türkiye’den bildirilmiştir. Bulgular 2009 - 10 akademik yılı için veriler 2011 yılında OECD tarafından yönetilen eğitim istatistikleri UOE veri toplamalarına dayalıdır. Yüksek eğitimden mezun olanlar üniversite derecesi alanlar, mesleki niteliklilik alanlar veya ileri araştırma derecesi doktora standardına sahip olanlardır. Net eğitim oranları yüksek eğitimi tamamlamak isteyen bir yaş grubunun tahmini yüzdesini temsil eder. Burada sunulan veriler sadece yeni mezunları ifade eder. Mezuniyet oranları ülkeler arasında önemli ölçüde değişiklik göstermektedir: Meksika, Suudi Arabistan ve Türkiye’de genç insanların sadece % 25’i üniversite düzeyinde eğitimden mezun olmaktadırlar; bunun aksine Avustralya, Danimarka, İzlanda, Polonya ve Birleşik Krallıkta bu oran % 50 veya daha fazladır. Bazı ülkeler için mezuniyet oranları, özellikle de Avustralya ve Yeni Zelanda ve Birleşik Krallıkta uluslararası öğrencilerin mevcudiyetinden dolayı yapay olarak abartılıdır. Erkek ve kadın arasında mezuniyetteki eşitsizlik de aslında daha büyüktür. Hâlihazırdaki mezuniyet oranlarında dayalı olarak OECD ülkelerinde ortalama olarak belirgin bir biçimde erkeklere (%32) göre daha fazla kadının (% 47) üniversite seviyesinde niteliklilik elde etmesi beklenmektedir. Kadınların lehine cinsiyet ayrımı İzlanda, Polonya, Slovak Cumhuriyeti ve Slovenya’da en az yüzde 25 puandır. Almanya, Meksika ve İsviçre’de cinsiyetler arası mezuniyet oranı neredeyse dengelidir. Japonya ve Türkiye’de bunun aksine üniversite seviyesinde eğitimden daha fazla erkek mezun olmaktadır. Son on yılda üniversite programları için hızla artan talebe rağmen halen daha kısa mesleki yönelimli programlar için yer vardır. OECD ülkelerinde genç erişkinlerin ortalama % 11’i mesleki yönelimli programları tamamlamaktadırlar; üniversite seviyesindeki programlarda olduğu gibi tamamlama oranları kadınlar için (% 12) erkeklere (% 9) göre daha yüksektir. 20 Çin’de yaşamları boyunca genç insanların tahminen % 14’ü üniversite seviyesindeki programlardan ve % 18’i mesleki yönelimli programlardan mezun olmak istemektedirler. Açıklamalar İsrail için veri konusunda bilgi: http://dx.doi.org/10.1787/888932315602. Daha fazla bilgi edinmek için İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012 (gösterge A3) Kapsama alınan alanlar: Niteliklilik seviyesi ve cinsiyete göre mezuniyet oranları Mezun olanlar arasındaki daha yaşlı öğrencilerin payı Mezun olanlar arasındaki uluslararası öğrencilerin payı OECD’den daha fazla bilgi için Yüksek Öğrenim Yönetim ve Politikası (Higher Education Management and Policy) (Dergi) Yüksek eğitim OECD incelemeleri (ulusal inceleme serileri) EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 1. EĞİTİM SEVİYELERİ VE ÖĞRENCİ SAYILARI Yüksek okul eğitiminden mezun olan gençlerin sayısı nedir? Şekil 1.9 Üniversite seviyesinde eğitimden ilk mezun oranlar oranı (1995,2010) Bu şekil üniversite seviyesinde eğitimden ilk mezun oranların yüzdesindeki artış ve azalışı göstermektedir. Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A3.2, , http://dx.doi.org/10.1787/888932664575 sitesinden alınabilir. Şekil 1.10 Mesleki yönelimli eğitimden ilk mezun oranların oranı (1995, 2010) Bu şekil mesleki yönelimli eğitimden ilk mezun oranların yüzdesindeki artış ve azalışı göstermektedir. Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A3.2, , http://dx.doi.org/10.1787/888932664575 sitesinden alınabilir. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 21 1. EĞİTİM SEVİYELERİ VE ÖĞRENCİ SAYILARI Öğrenciler eğitimden işe geçişte ne kadar başarılılar? - OECD ülkelerinde 15-29 yaşındakilerin ortalama % 16’sı ne istihdam içerisinde ne de eğitim veya öğrenimdedir (NEET); bu oran kriz öncesi düzeyler ile mukayese edildiğinde 2009 ve 2010 yıllarında ciddi anlamda artmıştır. - Genel olarak NEET oran 15-29 yaşındaki kadınlarda erkeklere göre yüzde 4 puan daha yüksektir, ancak bu durum ülkeden ülkeye büyük farklılıklar göstermektedir. İsrail haricindeki bütün ülkelerde 15-29 yaşında eğitimde olmayanların ve aktif olmayanların oranı genç kadınlarda genç erkeklerden daha yüksektir - Üst orta eğitim nitelik eksikliği iş bulmada ciddi bir biçimde bir engelken, üniversite seviyesinde bir dereceye sahip olmak bir işe sahip olma olasılığını, özellikle de zor ekonomik dönemlerde artırmaktadır. Önem Bu bölüm genç nesil için 2008 yılında başlayan mali kriz ve daralmayı takiben eğitimden çalışmaya geçmenin zorluğunu göstermektedir. Yüksek işsizlik oranları daha fazla iş tecrübesine sahip olanların iş piyasasına yeni girenlere göre tercih edildiği anlamını taşır. Bu bölüm genç insanların eğitimde, istihdamda ve işsizlikte harcamayı bekledikleri yılların sayısına bakmaktadır. Genç insanların okuldan işe geçişlerini artırmak için eğitim sistemleri insanların iş piyasasının talepleri ile örtüşen yeteneklere sahip olmalarını temin etmeye ve ne okulda ne de işte olmayan genç erişkinlerin oranını azaltmaya çalışmalıdır. Bulgular 2010 yılında bir OECD ülkesinde ortalama 15 yaşında birinin yaşamının sonraki 15 yılını şu şekilde geçirmesi beklenebilir: eğitimde 7.0 ilave yıl, 5.5 yıl bir işte, toplam 1 yıl işsizlik ve 1.3 yıl tamamen iş gücü dışında (ne eğitimde ne de, iş aramada). Bir kız (7.2 yıl) bir oğlana (6.9) göre eğitimde daha fazla süre geçirecektir, daha az çalışacak (kız için 5.0 yıl oğlan için 5.9 yıl) ve erkek için mukayese edildiğinde 0.9’a göre 1.8 yıl ile daha uzun süre tamamen iş gücü dışında kalacaktır. Üst orta eğitimi tamamlayamamış olanların bir iş bulması çok daha zor olacaktır. Ortalama olarak üst orta eğitimi tamamlama 20-24 yaşında olanlar arasında işsizliği yüzde 8 puan azaltmaktadır. Estonya, Fransa, İrlanda, Slovak Cumhuriyeti ve İspanya’da orta öğretimi tamamlamayan 20-24 yaşında olanların en az % 25’i okulda değildir ve işsizdir. Yüksek öğrenimini tamamlamak 25-29 yaşındakiler arasında üst orta öğrenimi tamamlayanlar ile mukayese edildiğinde işsizliği yüzde 2.3 puan düşürmektedir. OECD ülkelerinde 15-29 yaşındakilerin ortalama % 47’si eğitimdedir. Danimarka, Finlandiya, Almanya, İzlanda, Lüksemburg, 22 Hollanda, Slovenya ve İsveç’te bu düzey % 50’den daha fazladır. Bunun aksine Meksika ve Türkiye’de bu yaş grubundaki eğitimde olanlardan % 35 daha azdır. OECD ülkelerinde 15-29 yaşındakilerin ortalama % 48’i işe sahiptir. Avustralya, Kanada, Danimarka, İzlanda, Hollanda ve Norveç’te % 60’lık orana karşılık, Macaristan, İsrail, İtalya, Slovak Cumhuriyeti ve Türkiye’de bu oran % 40’tır. Eğilimler Hükümetlerin insanların eğitim düzeylerini artırma çabaları eğitime katılmada önemli değişikliklere neden olmuştur. 1998 yılında 15-29 yaşında olanların % 41.1’i eğitimde idi. Bu 2010 yılında % 47.1’e çıkmıştır. 15-29 yaşındakiler arasında NEET popülasyonu 1998 yılında % 16.0 iken 2010 yılında % 15.8 olarak azalmıştır. Buna 1998 ve 2001 arasında yüzde 1.3 puan azalma ve 2002 ve 2008 arasında yüzde 1.6 puan azalma dâhildir. Ancak 2008-10 global ekonomik krizin doruk noktasında NEET popülasyonu % 2.1 artmıştır. Açıklamalar Veriler yıllık OECD işgücü araştırmasının bir bölümü olarak toplanmıştır ve genelde ilk çeyrek dönem veya takvim yılının ilk üç ayının ortalamasına işaret ederken yaz istihdamı hariç tutulmuştur. Bazı Avrupa Ülkeleri için veri yıllık Avrupa İşgücü araştırmasından alınmıştır. İsrail için veri konusunda bilgi: http://dx.doi.org/10.1787/888932315602. Daha fazla bilgi edinmek için İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012 (gösterge C5) Kapsama alınan alanlar: 15-29 yaşındakiler için eğitimde bulundukları ve eğitimde olmadıkları beklenen yıllar ve ayrıca eğilimler ve cinsiyet farklılıkları Değişik yaş grupları için okuldan işe geçiş OECD’den daha fazla bilgi için Daha İyi Beceriler, Daha İyi İşler, Daha İyi Yaşamlar (Better Skills, Better Jobs, Beter Lives (2012)) EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 1. EĞİTİM SEVİYELERİ VE ÖĞRENCİ SAYILARI Öğrenciler eğitimden işe geçişte ne kadar başarılılar? Şekil 1.11 Eğitim, öğrenim veya istihdam içerisinde yer almayan gençler (2005, 2010) Bu şekil eğitimde, öğrenimde veya istihdam içerisinde yer almayan (NEET) gençlerin yüzdesindeki artış ve azalışı göstermektedir Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo C5,4a , http://dx.doi.org/10.1787/888932667520 sitesinden alınabilir. Şekil 1.12 Gençler arasında eğitim ve istihdam, 2010 Bu şekil genç erişkinler arasında yaş grubuna göre eğitim ve iş statüsünün dağılımını göstermektedir. Okulu bırakan ve zor bir iş pazarına giren genç erişkinlerin işsiz kalması ve tamamen iş gücü dışında kalması daha muhtemeldir. % Eğitimde Eğitimde değil, işsiz Eğitimde değil, aktif değil 25-29 yaşındakiler Eğitimde değil, istihdam içerisinde % 15-19 yaşındakiler Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo C5,2a , http://dx.doi.org/10.1787/888932664525 sitesinden alınabilir. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 23 1. EĞİTİM SEVİYELERİ VE ÖĞRENCİ SAYILARI Yurtdışında eğitim alan öğrencilerin sayısı nedir ve nereye gitmektedirler? - Yüksek eğitim seviyesindeki öğrencilerin 4.1 milyondan fazlası vatandaşı oldukları ülke dışındaki bir ülkede eğitime kayıtlıdırlar. - Avustralya, Avusturya, Lüksemburg, Yeni Zelanda, İsviçre ve Birleşik Krallık Yüksek eğitim alan öğrenciler arasında en fazla uluslararası öğrenciye sahip ülkelerdir. - Dünya çapında yurtdışında eğitim alan Asyalılar % 52’yi teşkil etmektedirler. Kesin bir ifade ile en fazla uluslararası öğrenci Çin, Hindistan ve Kore kökenli öğrencilerdir. - Dünya çapında yurt dışında eğitim gören öğrencilerin %77’si bu eğitimi OECD ülkelerinde almaktadır. Geçtiğimiz son on yıl içerisinde bu oran sabit kalmıştır. mezuniyet oranı yüzde 16 puan ve Yeni Zelanda yüzde 7 puan düşer. Önem 2000 yılından buyana dünya çapında yüksek eğitime kaydolan yabancı öğrencilerin sayısı ortalama yıllık % 7.1’lik bir büyüme oranı ile % 99 artmıştır. OECD ülkelerinde yüksek eğitime kayıt olan yabancı yüksek eğitim öğrencilerinin sayısı yıllık % 7.2 büyüme oranı ile 2000 yılından buyana iki katına artmıştır. Bu bölüm hangi öğrencilerin yurtdışında eğitim aldıklarına ve tercih ettikleri yerlerin boyutuna bakmaktadır. Yabancı bir ülkede yüksek seviyede eğitim almak öğrencilere başka kültürler ve diller hakkında bilgilerini artırma ve gittikçe globalleşen iş pazarında kendilerini daha iyi donatma imkanı tanır. Sosyal ve eğitimsel etkilerin yanı sıra yurtdışında eğitim almanın mühim bir ekonomik etkisi vardır. Eğitimin beynelmilel hale gelmesi kayıt harçlarından elde edilen gelirler ve uluslararası öğrencilerin yerel tüketiminin bir sonucu olarak bazı ülkelerin ekonomilerinde artan bir etkiye sahiptir. Bulgular OECD ülkeleri dünya çapında yurtdışında eğitim alan öğrenci kitlesini - neredeyse beş kişiden dördünü- cezp etmektedir. Bunların çoğu diğer OECD ülkelerinden gelmekte olup genelde bu ülkeler; Kanada, Fransa, Almanya, Japonya, Kore, Türkiye ve Birleşik Devletlerdir. Öğrencilerin okumak istedikleri yeri seçme konusunda Birleşik Krallık ve Birleşik Devletler dünya çapında bütün yabancı öğrencilerin % 10’nun seçimidir. Avrupa bütün uluslararası öğrencilerin % 41’inin kendi ülkeleri dışında eğitim almak için tercih ettikleri yerdir. Kuzey Amerika bütün uluslararası öğrencilerin % 21’ine sahiptir. Bununla birlikte gidilen yerler arasında en hızlı büyüyen bölgeler Latin Amerika ve Karayipler, Okyanusya ve Asya artan ülkeler içerisinde üniversiteleri uluslararası hale getirmeye çalışmaktadırlar (bakınız Education at a Glance 2012 çizelge C4.1 ve Tablo C4.6). Özellikle Avustralya ve Yeni Zelanda’da uluslararası öğrencilerin yüzdesinin yüksekliği yüksek okul mezuniyet oranlarında önemli bir etkiye sahiptir (bakınız Education at a Glance 2012, çizelge A3.1). Eğer uluslararası öğrencilerin verileri hariç tutulur ise Avustralya’nın üniversite seviyesi birinci derece programlarından 24 Eğilimler Geçen son otuz yıllık süre içerisinde dünya çapında uluslararası öğrencilerin sayısı 1975 yılında 0.8 milyondan 2010 yılında 4.1 milyon ile beş kat artmıştır. Bu büyüme ekonomik ve sosyal küreselleşme sürecinin yansıdığı dönemde hız kazanmıştır. Uluslararası öğrencilerin sayısındaki küresel artış yüksek eğitime kayıt olmada genel artışa da yansımaktadır. Açıklamalar Uluslararası ve yabancı öğrenciler konusundaki veriler OECD tarafından yönetilen eğitim istatistikleri UOE veri toplamalarına dayalıdır. UNESCO İstatistik Kurumundan da veri dahil edilmiştir. Öğrenciler eğer kendi vatandaşı oldukları ülkeden ayrılmışlar ise ve eğitim için başka bir ülkeye gitmişler ise “uluslararası” öğrenci olarak sınıflandırılırlar. Öğrenciler eğer eğitim aldıkları ülkenin vatandaşı değiller ise “yabancı” öğrenci olarak sınıflandırılırlar. Bu son kategori öğrenim gördükleri ülkenin vatandaşı olmamalarına rağmen daimi ikametleri o ülkede bulunan öğrencileri de kapsar (Örnek olarak, göçmen ailelerin genç insanları). İsrail için veri konusunda bilgi: http://dx.doi.org/10.1787/888932315602. Daha fazla bilgi edinmek için İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012 (gösterge C4) Kapsama alınan alanlar: Öğrencilerin vatandaşı oldukları ülke ve destinasyonlara göre dağılımı Yurtdışında eğitim gören öğrencilerin sayısındaki eğilim. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 1. EĞİTİM SEVİYELERİ VE ÖĞRENCİ SAYILARI Yurtdışında eğitim alan öğrencilerin sayısı nedir ve nereye gitmektedirler? Şekil 1.13 Uluslararası eğitim pazar paylarındaki eğilim (2000, 2010) Şekil destinasyona göre yüksek eğitimdeki yabancı ve uluslararası öğrencilerin dağılımını göstermektedir. OECD Ülkeleri Pazar payı % 2000 2010 Diğer G20 ve OECD ülkeleri dışındaki ülkeler 200 2010 Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo C4.7 , http://dx.doi.org/10.1787/888932667349 sitesinden alınabilir. Şekil 1.14 Yüksek eğitimde öğrenci hareketliliği Bu şekil her ülkede yüksek eğitim seviyesindeki uluslar arası öğrencilerin yüzdesini göstermektedir. Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo C4.7 , http://dx.doi.org/10.1787/888932667235 sitesinden alınabilir. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 25 2. EĞİTİMİN EKONOMİK VE SOSYAL FAYDALARI Yüksek okul mezunları ne kadar daha fazla kazanıyor? Eğitim istihdam oranını nasıl etkiliyor? İnsanları eğitime yatırım yapmaya teşvik eden şey nedir? Toplumları eğitime yatırım yapmaya teşvik eden şey nedir? Eğitimin sosyal faydaları nelerdir? Eğitim ekonomiyi nasıl etkiliyor? EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 27 2. EĞİTİMİN EKONOMİK VE SOSYAL FAYDALARI Yüksek okul mezunları ne kadar daha fazla kazanıyor? - Gelirler kişilerin eğitim seviyeleri ile uyumlu olarak artma eğilimindedir. - Daha yüksek (yüksek eğitim) bir eğitime sahip olan kişiler OECD ülkelerinde yüksek eğitim almamış bir kişiye göre % 55 daha fazla kazanmayı bekleyebilir. Orta eğitimi tamamlamamış kişiler bunu tamamlayan kişilere göre % 23 daha az kazanırlar. - Bütün ülkelerde ve bütün eğitim seviyelerinde kadınlar erkeklere göre daha az kazanır ve bu ayrım daha fazla eğitim ile azalmaz. Eğitim ile elde edilen kazanç avantajları yaş ile artmaktadır. Yüksek öğrenim mezunlarının kazançları daha yaşlılara nispeten daha yüksektir: Yüksek eğitimli bir kişi için kazanç primleri 25-35 yaşlarında % 37’den 55-64 yaşındakilerde % 69 veya daha fazlasına kadar çıkmaktadır. Üst orta eğitimli olan kişilerde kazanç dezavantajları Avustralya, Danimarka, Finlandiya, İrlanda, Norveç, Slovak Cumhuriyeti, İsveç, Birleşik Krallık ve Birleşik Devletler haricinde bütün ülkelerde artmaktadır. Önem Eğilimler Bu bölüm değişik düzeyde eğitim seviyeleri ile işçilerin nispi kazançlarını inceler. Eğitimli gruplar arasındaki kazançların vergi öncesi farkları eğitim arz ve talebine iyi bir belirti sağlamaktadır. Zaman içerisinde kazanç konusunda veri ile bu farklar eğitim sistemlerinin iş piyasası taleplerini karşılayıp karşılamadığına ilişkin güçlü bir sinyal verir. Yüksek eğitimli genç profesyoneller için talep, OECD ülkelerinin çoğunda yüksek eğitim kurumlarının arzı seviyesindedir. Yüksek eğitimli 25-64 yaş nüfusta 2000 yıllında % 21’den 2010 yılında % 30’a bir artış olmasına rağmen aynı dönemde yüksek eğitimli kişilerde kazanç primleri yüzde 10 puan artmıştır. Bulgular Nispi kazançlarda ülkeler arasındaki farklılıklar iş piyasasında beceri için talep, asgari ücret yasası, sendikaların gücü, müşterek toplu pazarlık anlaşmalarının kapsamı, eğitimsel kazanımın değişik seviyelerinde işçi arzı ve yarı zamanlı ve mevsimlik işçi de dâhil olmak üzere bir dizi faktöre yansır. Halen, özellikle de zaman içerisindeki değişimler ışığında eğitim görmüş bireylerin arzının talebi karşılayıp karşılamadığı konusunda kazanç farklılıkları en açık belirleyiciler arasındadır. Verilerin gösterdiği gibi eğitimsel kazanım ortalama kazanç ile güçlü bir ilişki içerisindedir. OECD ülkeleri arasında ortalama olarak yüksek eğitim mezunları üst orta eğitim mezunlarına ve üst orta eğitim veya orta eğitim sonrası yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitimi tamamlamış olanlara göre % 55 daha fazla kazanmaktadırlar. Yüksek eğitim mezunları için kazanç primleri birçok ülkede önemlidir ve 32 ülkenin 17’sinde % 50’yi geçer. Eğitim kademelerinin diğer ucunda üst orta eğitimi tamamlamış olan insanlar üst orta eğitimi veya orta eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitimi tamamlamış olanlara göre % 23 daha az kazanmaktadırlar. Daha fazla eğitim, kazançta cinsiyet ayrımını biraz yakınlaştırmaktadır. Eğitimleri hangi düzeyde olursa olsun ortalama olarak kadınlar erkeklere göre önemli miktarda daha az kazanmaktadırlar. Bunlar arasında bu fark üst orta eğitim ve orta eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitimi tamamlamış olanlarda en küçük düzeyde ve yüksek eğitimi tamamlamış olanlar arasında ise yüksek düzeydedir. Yüksek eğitime sahip olan kadınlar sadece beş ülkede erkeklerin kazancının % 75 veya daha fazlasını kazanmaktadırlar, bu ülkeler ise: Finlandiya, Yeni Zelanda, Slovenya, İspanya ve Birleşik Krallıktır. Brezilya, Estonya, İtalya ve Kore’de yüksek eğitim derecesine sahip bir kadın, yüksek eğitim almış bir erkeğin kazancının % 65 veya daha azını almaktadır. 28 Açıklamalar Kazanç verileri ülkeler arasında bunların yıllık, aylık veya haftalık olarak bildirilmesi de dâhil olmak üzere değişik yönler ile birbirinden farklıdır. Bu nedenle burada gösterilen sonuçlar dikkatle yorumlanmalıdır. Benzer bir biçimde birçok ülkedeki yarı zamanlı ve yarıyıllık kazançlar ülkelerdeki kazanç farklılıklarının yorumlanmasında, özellikle de erkekler ve kadınlar arasında dikkat etmek gerektiğini gösterir. İsrail için veri konusunda bilgi: http://dx.doi.org/10.1787/888932315602. Daha fazla bilgi edinmek için İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012 (gösterge A8) Kapsama alınan alanlar: Nüfusun nispi kazançlarında eğilim Kazançta cinsiyet ve yaşa göre farklılıklar Eğitsel başarıya göre kazanç dağılımındaki farklılıklar OECD’den daha fazla bilgi için Daha İyi Beceriler, Daha İyi İşler, Daha İyi Yaşamlar (Better Skills, Better Jobs, Beter Lives (2012)) EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 2. EĞİTİMİN EKONOMİK VE SOSYAL FAYDALARI Yüksek okul mezunları ne kadar daha fazla kazanıyor? Şekil 2.1 Erkekler için eğitim seviyelerine göre nispi kazançları (2010 veya veri elde edilebilen en son yıl) Bu şekil, üst orta eğitim ve üst orta eğitim veya orta eğitim sonrası yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitimi temel alarak (grafiğin sol taraf skalasında 100 ile işaretlenen satır) 25-64 yaşındaki erkeklerin değişik eğitim düzeyleri arasındaki kazançları mukayese etmektedir. Üniversite düzeyinde ve ileri araştırma programları Mesleki yönelimli yüksek eğitim Üst orta eğitim altında Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A8.1 , http://dx.doi.org/10.1787/888932665335 sitesinden alınabilir. Şekil 2.1 Kadınlar için eğitim seviyelerine göre nispi kazançları (2010 veya veri elde edilebilen en son yıl) Bu şekil, üst orta eğitim ve üst orta eğitim veya orta eğitim sonrası yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitimi temel alarak (grafiğin sol taraf skalasında 100 ile işaretlenen satır) 25-64 yaş arasındaki kadınların değişik eğitim düzeyleri arasındaki kazançları mukayese etmektedir. Üniversite düzeyinde ve ileri araştırma programları Mesleki yönelimli yüksek eğitim Üst orta eğitim altında Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A8.1 , http://dx.doi.org/10.1787/888932665335 sitesinden alınabilir. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 29 2. EĞİTİMİN EKONOMİK VE SOSYAL FAYDALARI Eğitim istihdam oranını nasıl etkiliyor? - Genelde yüksek eğitim seviyesine sahip insanlar daha iyi iş bulma ihtimaline sahiptir; fark özellikle üst orta eğitim mezuniyeti bulunanlar ile bulunmayanlar arasında belirgindir. - Bütün OECD ülkelerinde çalışan yüksek okul mezunları, mezun olmayanlara göre daha fazladır. - Erkeklerin istihdam oranları kadınlara göre daha fazladır; bazı ülkelerde yüksek eğitimlilerde fark yüzde 25 puan daha fazla erkeklerin lehinedir. Önem Bu bölüm eğitim ve iş yaşamı arasındaki ilişkiyi incelemektedir. OECD ülkeleri ekonomik kalkınmayı teşvik etmek için sabit iyi eğitimli işçilerin teminine bağlıdır. İstihdam ve işsizlik – ve bunların zaman içerisindeki gelişimi – konularında veri bu nedenle politika belirleyiciler için, temin ve potansiyel temin, iş piyasasında mevcut olan beceriler ve bu becerilere işverenlerin talebi hakkında önemli bilgiler sağlar. Politika belirleyiciler için OECD ekonomilerinde meydana gelen uzun süreli yapısal değişiklikler ve ekonomik kriz etkisi arasında ayrım yapmak özellikle önemlidir. Bulgular Eğitim istihdam alanında önemli bir etkiye sahiptir. OECD ülkelerinde yüksek eğitim almış nüfusun % 83’ü istihdam edilmiştir. İzlanda, Norveç ve İsviçre’de yüksek eğitim almış bireylerin ortalama istihdam oranı % 88’den fazladır. Üst orta eğitim ve orta eğitim sonrası yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitimi tamamlamış olanlarda OECD ortalaması % 74 ve üst orta eğitimi tamamlamayanlarda % 56’nın biraz üzerindedir. Yüksek seviyede eğitime sahip olanlarda fark daralsa da, kadınların istihdam oranı bütün eğitim seviyelerinde erkeklerin çok altındadır. Sadece alt orta eğitim seviyesine sahip olanlarda erkekler için istihdam oranı % 69, kadınlar için % 49; üniversite seviyesinde ve ileri araştırma programları düzeyinde eğitim alanlar arasında bu erkekler için % 88 ve kadınlar için % 79’a artış göstermektedir. İstisnasız bütün OECD ülkelerinde mevcut olan yüksek eğitim görmüş bireylerde istihdam oranında cinsiyet ayrımı, özellikle farkın yüzde 29 puana eriştiği Şili, Çek Cumhuriyeti, Japonya, Kore, Meksika ve Türkiye’de çok büyüktür. İstihdam oranında cinsiyet ayrımı kısmen kadınların bazı eğitim alanlarında fazla ve az bulunması ile açıklanabilir. 2010 yılında Japonya ve Türkiye haricinde bütün OECD ülkelerinde üniversite seviyesinde eğitim gören öğrencilerin ve eğitim alanında ileri araştırma niteliklerine sahip kişilerin %70’inden fazlası kadındı. Benzer bir biçimde OECD ülkeleri ortalamasında sağlık ve sosyal alanda verilen derecelerin % 74’ü kadınlara verilmiştir. Bunun aksine ülkelerin çoğunda mühendislik, üretim ve inşaat alanlarında 30 bütün mezunların %30’dan azı kadındı. Yüksek teknoloji sanayinde kadınların yetersiz temsil edilmesi belki de sürpriz bir durum değildir. Eğilimler Zor ekonomik zamanlarda bile eğitim genelde işsizliğe karşı iyi bir sigortadır. Geçen 14 yıl içerisinde yüksek eğitimli erkek ve kadınların istihdam oranı bu eğitime sahip olmayanlara göre belirgin bir biçimde daha yüksektir. OECD ülkelerinde yüksek eğitime sahip olanlar arasında işsizlik oranı sadece üst orta eğitim alanların % 5 ve % 8 altında kalmıştır. Ancak bu üst orta eğitimi bulunmayan kişiler için 1998 ve 2010 arasında % 10’u defalarca aşmıştır. Son ekonomik kriz esnasında ortalama işsizlik oranındaki artış üst orta eğitim almayan kişilerde ez az üst orta eğitim derecesine sahip kişilere göre yüzde 1.1 puan daha yüksekti. Açıklamalar İstihdam oranı çalışma yaşında olan nüfusun yüzde olarak istihdam edilen kişilerin sayısına işaret eder. İşsizlik oranları sivil işgücünün yüzdesi olarak işsiz kişileri ifade eder. İşsizlik fiili olarak iş arayan ve hâlihazırda işe başlamaya hazır olan insanlar olarak tanımlanır. İstihdam haftada en az bir saat para veya kar için çalışan veya bir işi olan ancak geçici olarak hastalık, izin veya iş yavaşlatma nedeni ile işte olmayan kişileri tanımlar. İsrail için veri konusunda bilgi: http://dx.doi.org/10.1787/888932315602. Daha fazla bilgi edinmek için İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012 (gösterge A7) Kapsama alınan alanlar: Cinsiyet ve eğitimsel kazanıma göre istihdam ve işsizlik oranlarının eğilimi Yaşa göre işsizlik oranlarındaki eğilim Mesleki ve genel eğitime sahip bireylerin istihdam oranı EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 2. EĞİTİMİN EKONOMİK VE SOSYAL FAYDALARI Eğitim istihdam oranını nasıl etkiliyor? Şekil 2.3 Yüksek eğitime sahip 25-64 yaşındaki kişilerin istihdam oranı, cinsiyete göre, 2010 Bu şekil daha yüksek eğitime sahip erkekler ve kadınların istihdam oranlarındaki farkı göstermektedir. % Erkek Kadın Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A7.3b ve A7.3c , http://dx.doi.org/10.1787/888932665143 ve http://dx.doi.org/10.1787/888932665164 sitesinden alınabilir. Şekil 2.4 Yüksek eğitimli erkek ve kadın, 2010 Bu şekil 24-64 yaşında yüksek eğitimli kişilerin cinsiyete göre yüzdelerini göstermektedir. % Erkek Kadın Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A1.3b ve A1.3c , http://dx.doi.org/10.1787/888932664252 ve http://dx.doi.org/10.1787/888932664271 sitesinden alınabilir. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 31 2. EĞİTİMİN EKONOMİK VE SOSYAL FAYDALARI İnsanları eğitime yatırım yapmaya teşvik eden şey nedir? - Yüksek eğitime sahip kişilerin geliri üst orta eğitim ve orta eğitim sonrası yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitimi tamamlamış olana göre genelde daha yüksektir. - Yüksek eğitim OECD ülkelerinde erkekler için 163 000 ABD $ kadınlar için 110 0000 ABD $ net gelirde önemli kazanımlar getirir. - Bireyler okul ücreti ve eğitim esnasında kazanç kaybı gibi direk maliyet dikkate alındığında yüksek eğitim niteliklerini elde etmek için ortalama 55 000 ABD $ yatırım yaparlar. Önem Zorunlu eğitim sonrasında insanların eğitime devam etme çabaları gelecekte mali getirisi olacak şekilde kazanç getirme potansiyeli ile bir yatırım olarak düşünülebilir. İnsanlar eğitime iki şekilde yatırım yaparlar (bunlar “maliyet”): direk olarak örneğin okul ücreti şeklinde ve dolaylı olarak çalışılmadığından ve öğrenim esnasında potansiyel gelirin feda edilmesi şeklinde. Herhangi bir yatırımda olduğu gibi bir getiri oranı hesaplanabilir. Bu durumda oran öncelikle daha yüksek eğitime sahip kişilerin daha fazla kazanması ve muhtemelen çalışırken kazanacağından daha fazla (“faydalar”) sağlayacağı gerçeğinden çıkarılır. Getiri oranının yüksek olduğu haller, insanlar için eğitimlerine devam etmeleri için gerçek mali bir teşvik oluşturur. Bulgular OECD ülkelerinde ortalama yüksek öğrenime yatırım yapmak üst orta öğretimin OECD ülkelerinde standart olması gerçeğine dayanarak, üst orta eğitime bağlı olandan % 60 daha fazla net getiri (kâr) ile bir arada görülür. Erkekler, Estonya, Macaristan, İtalya, Polonya ve İspanya haricinde genelde üst orta eğitimlerinden daha iyi mali getiriye sahip olular. Ortalama olarak net getiri erkekler için 90 000 ABD $, kadınlar için 67 000 ABD $’dır. Yüksek eğitime yatırım da, ortalama getirinin erkek ve kadın arasında neredeyse birbiri ile aynı olduğu Avustralya, ve kadınlar için getirinin daha yüksek olduğu İspanya ve Türkiye haricinde, erkekler için daha yüksektir. Yüksek eğitime bağlı net getiri erkekler için 162 000 ABD $ ve kadınlar için 110 000 ABD $’a yakındır. Üst orta eğitime ve orta eğitim sonrası yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitime yatırım yapan bir erkek iş yaşamı esnasında bu seviyede eğitim almamış bir erkeğe göre 90 000 ABD $’dan fazla net getiri bekleyebilir. Ancak bu ortalamaların ötesinde ülkeler arasında büyük farklılıklar bulunur. İrlanda, Kore, Slovak Cumhuriyeti ve Birleşik Devletler’de bu seviyede eğitim almış olmak erkek için 150 000 ABD Dolar’ından fazla net getiri oluşturur. Ancak Estonya, Finlandiya, Almanya, Polonya ve Türkiye’de bu net 32 fayda 40 000 ABD Dolarından azdır. 300 000 ABD $ üzerinde bir yatırım oluşturan ve bu nedenle de bu seviyede eğitimi tamamlamak için güçlü bir teşvik meydana getiren Portekiz ve Birleşik Devletlerde yüksek eğitim erkekler için önemli net gelir getirir. Yüksek eğitime sahip olan bir erkeğin iş yaşamı süresince 52 000 ABD $ ve 74 000 ABD $ bir net kazanç beklediği yüksek eğitim getirisi Danimarka, Estonya, Yeni Zelanda, İsveç ve Türkiye’de daha düşüktür. Ülkeler arasında farkların çoğu kazanç farkından elde edilmiştir. Eğer doğrudan ve dolaylı maliyetler dikkate alınır ise, bir birey yüksek eğitim niteliklerine sahip olmak için ortalama 55 000 ABD $ yatırım yapar. Japonya, Hollanda, Birleşik Krallık ve Birleşik Devletlerde bir erkek için bu yatırım 100 000 ABD Doları aşar. Hem erkek hem de kadın için toplam maliyetin % 14 ve 15 arasında bir tutarına tekabül eden devlet destekleri Avusturya, Finlandiya ve Hollanda’da özellikle önemlidir. Danimarka’da bir bireyin yüksek eğitime yaptığı yatırımın yaklaşık % 45’i devlet desteği ile karşılanır. Açıklamalar Eğitimin ekonomik getirisi net bugünkü değer veya NPV olarak ölçülür. Hesaplamalarda özel yatırım maliyeti, bir iş bulma olasılığı (işsizlik oranı) ve eğitime direk özel harcamalar için vergi kaybı gelirlerini dâhil edlir. Bu ıskonto oranı bir OECD ülkesinde uzun vadeli devlet tahvili yatırımının genel faizini büyük ölçüde yansıtan % 3 olarak belirlenir. Bu yazıda kullanılan oran Bir Bakışta Eğitim 2009’da kullanılan % 5 oranının altındadır. Bu değişikliğin NPV’ye önemli bir etkisi vardır ve bu iki yıl için sonuçların mukayese edilmesi gerektiğinde dikkate alınmalıdır. İsrail için veri konusunda bilgi: http://dx.doi.org/10.1787/888932315602. Daha fazla bilgi edinmek için İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda tam açıklamalar için ve ayrıca NPV’nin nasıl türetildiği konusunda teknik açıklama için, bakınız Education at a Glance 2012 (gösterge A9) Kapsama alınan alanlar: Cinsiyete göre, yüksek eğitimin özel maliyetleri ve yararları. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 2. EĞİTİMİN EKONOMİK VE SOSYAL FAYDALARI İnsanları eğitime yatırım yapmaya teşvik eden şey nedir? Şekil 2.5 Yüksek eğitime sahip kadınlar için özel maliyetler ve faydalar Bu şekil, genel eğitimin bir bölümü olarak yüksek eğitim alan kadınlar için özel maliyetler (okul ücretleri ve önceki kazanımlar) ve özel faydaları (artan yaşam boyu kazanımlar) göstermektedir. OECD ülkelerinde ortalama olarak yüksek eğitime yatırım yapan bir kadının net 110 000 ABD $ kazanç elde etmesi beklenir. Özel maliyet Özel fayda ABD $ Karşılığı Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A9.3, http://dx.doi.org/10.1787/888932665563 alınabilir. sitesinden Şekil 2.6 Yüksek eğitime sahip erkekler için özel maliyetler ve faydalar Bu şekil, genel eğitimin bir bölümü olarak yüksek eğitim alan erkekler için özel maliyetler (okul ücretleri ve önceki kazanımlar) ve özel faydaları (artan yaşam boyu kazanımlar) göstermektedir. OECD ülkelerinde ortalama olarak yüksek eğitime yatırım yapan bir erkeğin net 162 000 ABD $ kazanç elde etmesi beklenir. Özel maliyet Özel fayda ABD $ Karşılığı Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A9.3, http://dx.doi.org/10.1787/888932665563 alınabilir. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 sitesinden 33 2. EĞİTİMİN EKONOMİK VE SOSYAL FAYDALARI Toplumları eğitime yatırım yapmaya teşvik eden şey nedir? - Bireylerin gelirlerinde olduğu gibi devlet hazinesine faydaları, insanlar yüksek eğitimi tamamladıklarında üst orta eğitimi tamamlamalarına göre daha yüksektir. - Ortalama olarak OECD ülkelerinde yüksek eğitime yatırımın net kamu getirisi bir erkek için 100 000 ABD $ Kamu yatırım tutarının yaklaşık üç katı - ve bir kadın için 52 000 ABD $ üzerindedir. - OECD ülkelerinde hem kamu hem de özel harcama dikkate alındığında bir erkeğin yüksek eğitimine 92 000 ABD $ üzerinde yatırım yapılmaktadır. sigorta ödemeleri ve ayrıca kamu sektörünün belirli düzeyde gelire sahip olanlar için ödemesi gerekmeyen sosyal transferlere (konut yardımı ve sosyal yardım) daha az ihtiyaç duyulmasını içerir. Ancak uygulamada, eğitimin artan düzeyi fayda tarafına çok daha geniş – ve çok daha karmaşık- mali etkiler getirir. Örnek olarak daha iyi eğitim almış bireyler genelde daha iyi bir sağlık düzeyine sahiptirler, bu da sağlık hizmetlerine yapılacak kamu harcamalarını azaltır. Ayrıca kazanç primleri ürün ve hizmetlere daha fazla harcama yapacakları ve geniş ekonomik yararlar sağlayacağı anlamına gelir. Önem Vergi ve sosyal katkıdan terk edilen kamu kazanımları ile birlikte, doğrudan ve dolaylı kamu yatırım maliyeti yüksek eğitime sahip bir erkek için OECD ülkelerinde ortalama 36 000 ABD $’dır. Bu maliyet Danimarka, Finlandiya, Almanya, Hollanda, Norveç ve İsveç’te 50 000 ABD $’nı aşar. Kore ve Türkiye’de toplam kamu yatırım maliyeti 15 000 ABD $’ı aşmaz. Eğitimin ekonomik faydaları sadece bireylere değil insanlar iş piyasasına girdiklerinde ilave vergi alımı ve düşük sosyal yardım ödemeleri ile devletlere de sağlanır. Eğitim vermenin devletlere de bir maliyet getirdiği gerçeği de dikkate alınarak bu kamu getirileri de eğitime genel getiri konusunda ilave bir perspektif sunar. Aynı zamanda artan bu eğitim düzeyinden ekonomilerin ve toplumların faydaları çok daha geniş kapsam içerisinde anlaşılmalıdır. Bulgular OECD ülkelerinin genelinde ortalama üst orta eğitim veya orta eğitim sonrası yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitime yatırım iş yaşamları boyunca erkekler için 36 000 ABD $ ve kadınlar için yaklaşık 14 000 ABD $ daha az net kamu getirisi oluşturmaktadır. Bir erkek için kamu getirisi Estonya haricinde bütün ülkeler için ve bir kadın için Estonya, İsrail ve Kore haricinde bütün ülkeler için pozitiftir. Avusturya, İrlanda ve Birleşik Krallıkta bu yatırım her bir erkek için 70 000 ABD Dolarından daha fazla net getiri oluşturmaktadır. Kamu faydası hem erkek hem de kadın için ortalama olarak üst orta eğitim veya orta eğitim sonrası yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitim genel kamu maliyetinin yaklaşık iki katı kadardır. Açıklamalar Eğitimin ekonomik getirisi net bugünkü değer veya NPV olarak ölçülür. Hesaplamalarda kamu maliyeti okul yılları esnasında gelir vergisi alınmasındaki kaybı ve kamu harcamalarını dâhil eder. Bu indirim oranı bir OECD ülkesinde uzun vadeli devlet tahvili yatırımının genel faizini büyük ölçüde yansıtan % 3 olarak belirlenir. Bu yazıda kullanılan oran Education at a Glance 2009’da kullanılan % 5 oranının altındadır. Bu değişiklik net bugünkü değere önemli bir etkiye sahiptir ve bu iki yıl için sonuçların mukayese edilmesi gerektiğinde dikkate alınmalıdır. İsrail için veri konusunda bilgi: http://dx.doi.org/10.1787/888932315602. Daha fazla bilgi edinmek için Yüksek eğitimden kamu getirisi, yatırım maliyetinin büyük bir payı bireylerin kendileri tarafından karşılandığından önemli ölçüde daha fazladır. OECD ülkelerinde ortalama olarak yüksek eğitime yatırımın net kamu getirisi erkek için 100 000 ABD $ ve kadın için 52 ABD dolarından daha fazladır. Kamu yararı erkek için yapılan kamu yatırım maliyetinin dört katından ve kadın için yapılan kamu yatırım miktarının iki katından daha fazlasına tekabül eder. Macaristan’da erkeğin yüksek eğitimine kamu sektörünün başlangıç yatırımından 14 kat daha büyüktür. Kamu sektörü için eğitim maliyeti eğitimin doğrudan harcamalarını (öğretmenlerin maaşlarını ödemek gibi), kamu özel transferleri ve öğrencilerin terk edilen kazançlarından vergi geliri kaybını içerir. Faydalar gelir vergisinden artan gelir ve daha yüksek maaşlardan sosyal 34 İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012 (gösterge A9) Kapsama alınan alanlar: Temel eğitiminin bir parçası olarak yüksek eğitim almış bir birey için kamu getiri oranları Temel eğitimin bir parçası olarak üst orta eğitim veya orta eğitim sonrası yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitim alan bir birey için kamu getiri oranları OECD’den daha fazla bilgi için Understanding the Social Outcome (2007) (Öğrenimin Sosyal Sonuçlarının Anlaşılması) EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 2. EĞİTİMİN EKONOMİK VE SOSYAL FAYDALARI Toplumları eğitime yatırım yapmaya teşvik eden şey nedir? Şekil 2.7 Yüksek eğitime sahip bir kadın için kamu maliyeti ve faydası, 2008 Bu şekil temel eğitimin bir bölümü olarak yüksek eğitimini başarı ile tamamlayan bir kadın için kamu maliyetini (doğrudan harcamalar ve terk edilen vergi geliri) ve kamu faydalarını (artan vergi alımı ve diğerlerine göre sosyal transferler için daha az ihtiyaç) göstermektedir. OECD ülkelerinde ortalama olarak yüksek eğitime yapılan yatırımdan net kamu getiri bir kadın için 52 000 ABD $’ı aşmaktadır. Kamu maliyeti Kamu faydası ABD $ Karşılığı Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A9.4, http://dx.doi.org/10.1787/888932665582 sitesinden alınabilir. Şekil 2.8 Yüksek eğitime sahip bir erkek için kamu maliyeti ve faydası, 2008 Bu şekil, temel eğitimin bir bölümü olarak yüksek eğitimini başarı ile tamamlayan bir erkek için kamu maliyetini (doğrudan harcamalar ve terk edilen vergi geliri) ve kamu faydalarını (artan vergi alımı ve diğerlerine göre sosyal transferler için daha az ihtiyaç) göstermektedir. OECD ülkelerinde ortalama olarak yüksek eğitime yapılan yatırımdan net kamu getiri bir erkek için 100 000 ABD $’ı aşmaktadır. Kamu maliyeti Kamu faydası ABD $ Karşılığı Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A9.4, http://dx.doi.org/10.1787/888932665582 sitesinden alınabilir. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 35 2. EĞİTİMİN EKONOMİK VE SOSYAL FAYDALARI Eğitimin sosyal faydaları nelerdir? - Yüksek düzeyde eğitim mezuniyeti bulunan erişkinler kuvvetle muhtemeldir ki daha uzun yaşamaktadırlar, daha yüksek sivil katılım göstermekte ve yaşamdan daha memnun olduklarını sergilemektedirler. - Kadınlar için o kadar güçlü olmamasına rağmen eğitim ve yaşam beklentisi arasında açıkça pozitif bir ilişki bulunmaktadır. - Ülkelerin çoğunda eğitim düzeyi ile ilgili önemli oy kullanma farklılıkları bulunmaktadır. Yüksek ve daha az eğitim almış bireyler arasında oy verme farkı yüzde 14.8 puandır. Bu fark genç erişkinlerde yüzde 26.8 puan farkı ile özellikle büyüktür. Önem OECD devletlerinin ana kaygıları insanların refahını artırmak ve sosyal dayanışmalarını geliştirmektir. Eğitim ve becerilerin bu sonuca erişmede önemli bir rol oynadığı konusunda genel bir mutabakat bulunmaktadır, ancak daha az kesin olan bunun tam olarak nasıl başarılacağıdır. Bu bölüm OECD ülkelerinde eğitimsel kazanım ve refah gibi sosyal önlemler arasındaki ilişki ile ilgilenmektedir. Üç sonuca odaklanmıştır. Yaşam beklentisi (ömür), oy verme ve yaşam memnuniyeti. güçlü yurttaşlık bilgisine sahip olanlar etnik azınlıkların eşit haklarının desteklenmesinin ölçüm skalasında ortalama 56.1 puana ulaşırlarken daha düşük yurttaşlık bilgisine sahip olanlar ortalama sadece 45.6 puanda kalmaktadırlar. Sonuç olarak, daha yüksek eğitim seviyesine sahip kişiler daha düşük eğitim seviyesine sahip olan kişilere göre genelde daha fazla sosyal aktivitelere katılmakta ve yaşamdan daha fazla memnuniyet duymaktadırlar. Açıklamalar Bu gösterge için gelişimsel çalışma OECD’nin Eğitimsel Araştırma ve Yenilik Merkezi (Centre for Educational Research and Innovation) (CERI) ile işbirliği içerisinde iş piyasası, eğitimin ekonomik ve sosyal sonuçları konusunda INES ağı tarafından yürütülmüştür. Hesaplamalar EUROSTAT istatistik veri tabanından, Kanada için STATCAN’S CANSIM veri tabanından, İrlanda için FitzGeralf, Byre ve Znuderl (2011), Birleşik Devletler için Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) (2010), Avrupa Sosyal Araştırması (ESS) 2008 ve 2010, Kanada için Genel Sosyal Araştırma (GSS9, Birleşik Devletler için güncel nüfus araştırması (CSP) 2008, Brezilya için ESTUDO Eleitoral Bresileiro (ESEB) 2010’dan alınmıştır. Bulgular Eğitim, yaşam beklentisinin önemli bir öngörüsüdür. Yüksek eğitime sahip bir erkek üst orta eğitime sahip olmayan birine göre sekiz yıl daha uzun yaşayacağını umabilir. Genel olarak erkeklere göre ortalama daha fazla yaşamalarına rağmen kadınlar arasında bu fark dört yıldır. Merkezî Avrupa ülkelerinde erkekler arasında yaşam beklentisi farklılıkları özellikle daha yüksektir. Çek Cumhuriyeti’nde 30 yaşında yüksek eğitime sahip bir erkek üst orta eğitimi tamamlamamış 30 yaşındaki bir erkeğe göre ortalama 17 yıl daha uzun yaşayacağını umut edebilir. Oy verme davranışı da birçok ülkede eğitimsel kazanım ile ilişkilidir. Yüksek okul eğitimine sahip erişkinler (25-64 yaş) ve üst orta eğitim seviyesine ulaşmayanların oy verme oranları arasındaki fark yüzde 14.8 puandır. 25-34 yaşındaki daha genç erişkinler arasında bu fark yüzde 26.8 puan ile çok daha geniştir. Almanya’da genç erişkinler için bu fark yüzde 49.6 puana ulaşmaktadır. Ayrıca yurttaşlık bilinci yüksek olan 8. sınıf öğrencileri (yaklaşık 14 yaş) etnik azınlıklar için eşit haklar yönünde daha fazla destekleyici davranış göstermektedirler. Örnek olarak Yeni Zelanda’da 36 İsrail için veri konusunda bilgi: http://dx.doi.org/10.1787/888932315602. Daha fazla bilgi edinmek için İlave materyal, notlar, kaynak ve metodoloji konusunda tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012 (gösterge A11) Kapsama alınan alanlar: Eğitim seviyesi ve yaşam beklentisi (ömür), seçime katılma oranı ve sosyal aktivitelere katılım Eğitim seviyesi ve yurttaşlık davranışı arasında ilişki OECD’den daha fazla bilgi için Improving Health and Social Cohesion (2010) (Eğitim ile Sağlık ve Sosyal Kaynaşmayı Geliştirme) EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 2. EĞİTİMİN EKONOMİK VE SOSYAL FAYDALARI Eğitimin sosyal faydaları nelerdir? Şekil 2.9 Cinsiyete göre eğitim düzeyleri arasında yaşam beklentileri (ömür) arasındaki fark, 2010 Bu şekil yaşa göre, 30 yaşında yüksek eğitimli ve az eğitimli kişiler arasında beklenen kalan ömür farkını göstermektedir. Erkek Kadın Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A9.4, http://dx.doi.org/10.1787/888932665753 sitesinden alınabilir. Şekil 2.10 Yaş grubuna göre eğitim seviyeleri arasında oy verme farklılıkları Bu şekil değişik yaşlarda yüksek ve az eğitimli kişiler arasında seçime katılım farklılıklarını göstermektedir. Seçime katılma zorunluluğu bulunan ülkeler örn. Belçika, Yunanistan ve Türkiye veriye dahil edilmiştir. Yüksek ve az eğitimli genç erişkinler arasında oy verme farklılıkları (yaş 25-34) Yüzde puan Yüksek ve az eğitimli yaşlı erişkinler arasında oy verme farklılıkları (yaş 55-64) Yüzde puan Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A11.2, http://dx.doi.org/10.1787/888932665772 sitesinden alınabilir. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 37 2. EĞİTİMİN EKONOMİK VE SOSYAL FAYDALARI Eğitim ekonomiyi nasıl etkiliyor? - Geçen on yılda OECD ülkelerinde gayrisafi yurtiçi hâsıla büyümesinin yarısından fazlası yüksek eğitim almış bireyler arasında emek gelir artışı ile ilgilidir. - İşverenler yüksek eğitim almış 45-54 yaşındaki çalışanlara, üst orta öğrenimi olmayanlara göre neredeyse iki kat ödeme yapmaktadırlar. - Yüksek eğitim almış kişiler için en cazip maaşlar ortalama satın alma gücünün yıllık 40 000 ABD $’ı aştığı Avustralya, Avusturya, İrlanda, Lüksemburg, Hollanda, Birleşik Krallık ve Birleşik Devletlerde bulunmaktadır. Birleşik Krallık ve Birleşik Devletlerde bulunmaktadır. OECD ülkeleri arasında emek ile ilgili vergi politikası konusunda önemli farklılıklar bulunmaktadır. Vergiler ve zorunlu katkılar mahsup edildikten sonra üst orta eğitimi tamamlamamış 45 ve 54 yaşları arasında bir birey OECD ülkelerinde net gelirden ortalama emek maliyetinin % 62’sini alması beklenirken yüksek eğitimli bir işçinin bu maliyetlerden % 56’sını alması beklenir. İsrail, Kore ve Yeni Zelanda’da bu rakam yüksek eğitimli bir bireyde % 70 veya daha fazlasına erişirken Avusturya, Belçika, Fransa, Almanya, Macaristan, İtalya, Hollanda ve İsveç’te % 50’nin altındadır. Önem İşgücünde mevcut olan beceriler ve bu becerilerin maddi karşılığı ülkelerin küresel pazarda nasıl davranacağını belirler. Hizmetler ve üretim sistemleri çok daha karmaşık olduğundan yüksek seviyede eğitim almış kişilere ihtiyaç duyarlar. Beceri sahibi çalışanları cezp etmek ve muhafaza etmek için toplumların genel eşitliği teşvik etmesi ve güçlü ekonomik teşvikler sunması önemlidir. Nüfusta başarı seviyesini artırmak, daha yüksek eğitim başarısı ile birlikte gelen daha iyi istihdam ihtimali ve artan kazançlar OECD ülkelerinde büyüme ve refaha katkı sağlayabilir. Bu bağlamda eğitim kategorileri ile gayrisafi yurtiçi hâsılada çalışanların gelirinin artması daha yüksek beceriye doğru eğitimi ve bunun ekonomik büyümeye etkisini göstermek için basit bir ölçüt sağlar. Bulgular Ekonomik büyümenin yaklaşık yarısı yüksek öğrenim seviyesinde eğitimin emek geliri ile ilgilidir. Fransa, Norveç, İsviçre ve Birleşik Krallıkta gayrisafi yurtiçi hâsılanın % 60 veya daha fazlası yüksek eğitime sahip kişilerce oluşturulur. Danimarka ve İrlanda’da büyük ölçüde daha yüksek beceriye doğru güçlü bir kayma ve küresel ekonomik krizin bu ülkelerdeki genel ekonomik faaliyetlere etkisinin bir sonucu olarak yüksek eğitimlilerin emek gelirindeki artışı gayrisafi yurtiçi hâsıla artışını aşmaktadır. Yıllık emek maliyeti büyük ölçüde eğitimsel başarı ile artmaktadır. OECD ülkelerinde ortalama olarak üst orta eğitime sahip olmayan bir kişinin yıllık istihdam maliyeti 38 000 ABD $, üst orta eğitime sahip bir kişinin maliyeti 46 000 ADB $ ve yüksek eğitime sahip kişinin maliyeti 68 000 ABD $’dır. Avusturya, Danimarka, İrlanda, İtalya, Lüksemburg, Hollanda, Norveç ve Birleşik Devletlerde bir yıl süresince işverenler yüksek okul derecesine sahip bir bireyi istihdam etmek için OECD ortalamasından en az 20 000 ABD $’ı fazla ödemektedirler. Yüksekokul mezuniyeti bulunan bireyler için en cazip ücretler net satın alma gücünün yıllık 40 000 ABD $’ı aştığı Avustralya, Avusturya, İrlanda, Lüksemburg, Hollanda, 38 Eğilimler Son ekonomik sıkıntılı dönemde bile yüksekokul mezunları arasında emek gelir artışı gayrisafi yurtiçi hâsılada yıllık (2008 ve 2010 arasında) yüzde yarım puanla pozitif bir etki göstermiştir. 2009 yılında OECD ülkelerinde gayrisafi yurtiçi hâsıla neredeyse % 4 daralırken yüksek eğitimliler arasında emek gelir artışı halen % 0.4 ile gayrisafi yurtiçi hasılaya olumlu katkı sağlamıştır. Açıklamalar Bu gösterge Eylül 2011’de OECD Ulusal Muhasebe İstatistikleri (National Account Statistics) veri tabanından çıkarılan gayrisafi yurtiçi hasıla ve emek geliri verilerine dayanmaktadır. Kazançlar konusunda veriler, işveren sosyal katkıları ve OECD’nin vergili ücret (Taxing Wages) veri tabanından alınan vergisiz zorunlu ödeme bilgileri ile tamamlanmıştır. İsrail için veri konusunda bilgi: http://dx.doi.org/10.1787/888932315602. Daha fazla bilgi edinmek için İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012 (gösterge A10) Kapsama alınan alanlar: Gayrisafi yurtiçi hâsıla artışı ve emek gelir artışı arasındaki ilişki OECD’den daha fazla bilgi için Taxing Wages (2011) (Vergili ücret) EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 2. EĞİTİMİN EKONOMİK VE SOSYAL FAYDALARI Eğitim ekonomiyi nasıl etkiliyor? Şekil 2.11 2000 ve 2010 yılları arasında bir yıllık ortalama gayrisafi yurtiçi hasıla artışı ve eğitim seviyelerine göre emek geliri artışı Bu şekil 2000 ve 2010 yılları arasındaki gayrisafi yurtiçi hâsıla artışı ve emek gelir arştı arasındaki korelasyonu göstermektedir. Birçok ülkede gayrisafi yurtiçi hâsıla artışının yarısından fazlası yüksekokul eğitim seviyesindeki emek geliri artışı ile ilgilidir. % Gayrisafi yurtiçi hasıla artışı Yüksekokul eğitimi Üst orta eğitim Üst orta eğitim altında Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A11.2, http://dx.doi.org/10.1787/888932665620 sitesinden alınabilir. Şekil 2.12 Eğitim seviyelerine göre ortalama emek geliri ( 2009 veya en son mevcut olan yıl verisi) Bu şekil satın alama gücü paritesinde - ABD $ olarak düzenlenen ülkeler arasında eğitim seviyelerine göre ortalama emek gelirini mukayese etmektedir. Üst orta eğitim altında Üst orta eğitim Yüksek eğitim ABD $ karşılığı Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A10.2, http://dx.doi.org/10.1787/888932665639 sitesinden alınabilir. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 39 3. EĞİTİM İÇİN YAPILAN HARCAMA Her öğrenci için ne kadar harcanıyor? Öğrenci başına yapılan harcama arttı mı? Eğitime harcanan millî servet payı ne kadardır? Kamu harcamaları hangi oranda eğitime gidiyor? Özel harcamaların rolü nedir? Yüksek öğrenim öğrencileri ne kadar ödüyor? Harcanan eğitim fonları ne kadardır? Öğretmenlerin maliyeti ne kadar? EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 41 3. EĞİTİM İÇİN YAPILAN HARCAMA Her öğrenci için ne kadar harcanıyor? - Ülkeler arasında harcama seviyeleri büyük ölçüde değişse de OECD ülkeleri ortalama olarak her yıl temel ve yüksek öğrenim arasındaki öğrenciler için her bir öğrenciye 9 252 ABD $’ı harcamaktadırlar. - OECD ülkeleri, ortalama olarak yüksek eğitimdeki öğrenciler için ilköğretimdeki öğrencilere göre yaklaşık iki kat fazla harcama yapmaktadır. - Eğitimdeki harcamaların çoğu öğretmen ve diğer personel maaşlarına ayrılmaktadır. Önem harcamanın ortalama % 31’ni teşkil eder ve Norveç, Portekiz, İsveç ve İsviçre’de % 40’tan fazlasına tekabül eder. AR&GE faaliyetleri ve buna bağlı hizmetler hariç tutulduğunda eğitimsel ana hizmet harcamaları yüksek eğitim kurumlarında her bir öğrenci için ortalama 8 944 $’a düşer. Bunun aksine temel, orta, orta eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitim seviyelerinde yan hizmetler için harcama her bir öğrenci için toplam harcamanın, sadece Finlandiya, Fransa, Macaristan, Kore, Slovak Cumhuriyeti, İsveç ve Birleşik Krallıkta % 10’unu aşmaktadır. Bu bölüm eğitime yapılan kamu ve özel ortak harcamalarının seviyesini göstermektedir. Öğrenim hakkındaki tartışmalarda öğrenci başına daha fazla harcama anlamına gelen yüksek kaliteli eğitim talebi genelde vergileri düşük tutma arzusu ile uyumludur. Bu konu ekonomik kriz dönemlerinde ve kamu harcamalarının sıkı tutulduğu dönemde daha fazla önem kazanır. Bir öğrenciyi işe ve hayata hazırlamak için gerekli harcama düzeyini belirlemek zor olduğundan, uluslararası mukayese, eğitim kaynaklarının mukayesesi için referans noktası sağlayabilir. Sonuç olarak sadece öğrenci başına yıllık harcamanın incelenmesinin her eğitim seviyesinde bir öğrenciye yapılan toplam harcamayı yansıtmadığı dikkate alınmalıdır. Örnek olarak Japonya’da her bir yüksek eğitim öğrencisi için yıllık harcama 15 957 $ ile 15 449 $ olan Belçika ile yaklaşık aynıdır. Bununla birlikte Japonya’da yüksek öğrenimi tamamlamak Belçika’dan bir yıl daha uzun sürmektedir. Bunun bir sonucu olarak her bir yüksek eğitim öğrencisi için kümülatif harcama Belçika’da Japonya’ya göre yaklaşık 20 000 $ daha azdır- 46 175 $ karşısında 66 856 $. Bulgular Açıklamalar OECD ülkeleri temel, orta ve yüksek öğrenim boyunca yer yıl her bir öğrenci için ortalama 9 252 $ harcamaktadır. Ancak bu harcamalar Arjantin, Brezilya, Şili, Endonezya, Meksika ve Güney Afrika’da öğrenci başına 4 000 $’dan Avustralya, Avusturya, Belçika, Danimarka, İrlanda, Japonya, Hollanda, Norveç, İsveç, İsviçre ve Birleşik Krallıkta 10 000 $’dan daha fazla ve Birleşik devletlerde 15 000 $’dan daha fazlasına kadar ülkeler arasında farklılık göstermektedir. Veriler 2009 mali yılı ile ilgilidir ve OECD tarafından 2011 yılında yönetilen eğitim istatistikleri konusunda UOE veri toplamalarına dayalıdır. Belirli bir eğitim düzeyinde her bir öğrenci için harcama bu seviyede buna uygun tam zamanlı düzeye eşit eğitime yapılan toplam harcamaya bölünerek hesaplanır. Harcamaya sürükleyen etkenler ülkeler arasında farklılık göstermektedir. Örnek olarak orta düzeyde en yüksek harcama seviyesi ile on ülke arasında bulunan Belçika, Danimarka, İrlanda, Lüksemburg, Hollanda, İsviçre ve Birleşik Devletler en yüksek öğretmen maaşı verilen on ülke arasında bulunurken, Avusturya, Belçika, Danimarka ve Norveç en düşük öğrenci- öğretmen oranına sahip ülkeler arasındadır. Bütün OECD ülkelerinde harcama temel eğitimden yüksek eğitime keskin bir biçimde artmaktadır. OECD ülkelerinde ortalama olarak temel eğitimde öğrenci başına 7 719 $, orta eğitimde 9 312 $ ve yüksek eğitimde 13 728 $ harcama yapılmaktadır. Eğitimdeki harcamaların çoğu öğretmen ve diğer personel maaşlarına ve ayrıca diğer ana hizmetlere (okul binaları, öğrenim malzemeleri, kitaplar ve idare) ayrılmaktadır. Ancak yüksek eğitim seviyesinde diğer hizmetler, özellikle de araştırma ve geliştirme faaliyetleri (AR&GE) de harcamaların büyük bir dilimini oluşturmaktadır. AR&GE harcamaları her bir yükseköğrenim öğrencisi için toplam 42 İsrail için veri konusunda bilgi: http://dx.doi.org/10.1787/888932315602. Daha fazla bilgi edinmek için İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012 (gösterge B1) Kapsama alınan alanlar: Eğitim kurumlarında bütün hizmetler için öğrenci başına yıllık harcama ve kişi başına gayrisafi yurtiçi hasıla ile mukayesesi Öğrenci başına eğitim kurumlarının kümülatif harcamaları EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 3. EĞİTİM İÇİN YAPILAN HARCAMA Her öğrenci için ne kadar harcanıyor? Şekil 3.1. Öğrenci başına yıllık harcama, 2009 Bu şekil, temel ve yüksek eğitim arasında öğrenci başına (eğitim kurumlarında) yıllık ne kadar harcandığını göstermektedir; bu veri örgün eğitimde öğrenci başına maliyet konusunda bir fikir verir. Ana hizmetler Yan hizmetler (kurumlar tarafından sağlanan ulaşım, yemek, barınma) ve Araştırma – Geliştirme (R&D) Toplam Satın alma gücü pariteleri kullanılarak ABD $ çevrilmiş Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo B1.2,, http://dx.doi.org/10.1787/888932665905 sitesinden alınabilir. Şekil 3.2 – Temel eğitime harcamaya oranla eğitime yapılan harcama, 2009 Bu şekil, temel eğitim ile mukayeseli olarak değişik eğitim düzeyleri için öğrenci başına (eğitim kurumlarınca) yapılan yıllık harcamayı göstermektedir. Okulöncesi eğitim Orta eğitim Yüksek eğitim Endeks Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo B1,1a, http://dx.doi.org/10.1787/888932665867 sitesinden alınabilir. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 43 3. EĞİTİM İÇİN YAPILAN HARCAMA Öğrenci başına yapılan harcama arttı mı? - Eğitim kurumları tarafından öğrenci başına ilk, orta ve orta eğitim sonrasında yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitim harcaması, okula kayıt düzeyinin nispeten sabit kaldığı dönem olan 2008 ve 2009 arasında ortalama % 36’dan fazla artmıştır. - 2000 ve 2009 arasında OECD ülkelerinde yüksek eğitim düzeyinde öğrenci başına yapılan harcama ortalama % 15 artmıştır. Ancak altı ülkede genel harcama, öğrenci sayısındaki artışa ayak uydurulamadığından, öğrenci başına yapılan harcama düşmüştür. - 2009 itibariyle ekonomik kriz çoğu OECD ülkesinde eğitime yapılan yatırımı henüz etkilememiştir. Önem Bu bölüm son yıllarda eğitim harcamalarının artıp artmadığına veya azalıp azalmadığına bakmaktadır. Politika belirleyiciler özellikle yüksek eğitim seviyesinde eğitim fırsatlarına erişimi genişleterek eğitim kalitesini artırmaları konusunda sabit bir baskı altındadırlar. Zaman içerisinde eğitim kurumlarına yapılan, büyük bölümü genel kazançlar doğrultusunda olan öğretmen maaşlarındaki artış nedeni ile artış eğilimindedir. Bununla birlikte eğer her bir öğrencinin okullulaşma maliyeti eğitim ile ilgili sonuçlardaki gelişmeye eşlik etmez ise, üretkenlik seviyesinin düşüşü kadar artar. Bulgular Eğitim kurumları tarafından ilk, orta, orta eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitim seviyesinde öğrenci başına harcama 1995 ve 2009 yılları arasında OECD ülkelerinde ortalama % 56 artmıştır. 2000-05 ve 2005-09 dönemleri arasında artış, küresel ekonomik krizin henüz birçok ülkede eğitime yapılan yatırımı etkilemediğini gösterir şekilde oldukça benzerdir. Sadece Macaristan ve Meksika’da 2005 ve 2009 arasında bu düzeylerdeki eğitimde öğrenci başına yapılan harcama bir azalma göstermiştir. 2000 ve 2009 arasında 24 ülkede temel, orta ve orta eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitim seviyesindeki öğrenci başına harcama en az % 16 artmıştır. Brezilya, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Macaristan, İrlanda, Kore, Polonya, Slovak Cumhuriyeti ve Birleşik Krallıkta artış % 50’yı aşmaktadır. Bunun aksine Fransa, İsrail ve İtalya’da bu harcama 2000 ve 2009 arasında sadece % 10 veya daha az artmıştır. Bu düzeylerde harcamalardaki değişikliğin arkasında okula kayıt düzeyindeki değişiklikler ana faktör gibi görünmemektedir. Yüksek öğrenim düzeyinde örnekler farklıdır. Bazı durumlarda artan kayıt sayısı ile dengede tutulamadığından öğrenci başına harcama 1995 ve 2009 arasında düşmüştür. Bu durum dönem esnasında öğrenci başına kamu harcamalarının düştüğü Brezilya, Macaristan ve İsviçre’de de bu şekildedir. Bütün bu ülkelerde düşüş genelde yüksek eğitim öğrencilerinin sayısındaki % 25’lik veya daha fazla artışın sonucudur. Ortalama olarak OECD ülkelerinde bu harcama 1995 ve 2000 arasında sabit kalmış ancak 44 hükümetler yüksek eğitimin artışına göre yoğun bir biçimde yatırım yaptıklarından 2000- 05 yıllarında artmıştır. 2000 ve 2009 arasında Estonya, Kore, Portekiz, İspanya ve Birleşik Krallıkta harcama artışı öğrenci başına % 30 ve daha fazla olmuştur. Eğilimler OECD ülkelerinin çoğunda harcama eğitime kayıt artışına ayak uyduramamıştır. İlaveten bazı OECD ülkeleri yüksek eğitimde serbest erişime önem verirken diğerleri çocukları üç veya dört yaşında genel temel eğitime yatırım yapmaktadırlar. Hem eğitime yatırım hem de eğitime kaydolan öğrencilerin sayısı mali krizden etkilenebilir. Bunun sonucu olarak son küresel ekonomik kriz öğrenci başına harcama seviyesinde değişiklik ile sonuçlanabilir. Ancak kriz 2008 sonunda başladığından elde edilebilen veriler bu etkiyi tam boyutu ile göstermemektedir. Açıklamalar 2009 mali yılı için veri 2011’de OECD tarafından yönetilen eğitim istatistikleri konusunda UOE verilerine dayanmaktadır. OECD ülkelerinden UPE 2011 veri toplama tanım ve kapsamları doğrultusunda 1995, 2000 ve 2005 verilerini toplamaları istenmiştir. 1995, 2000 ve 2005 için bütün harcama verileri olduğu gibi gayrisafi yurtiçi hâsıla, gayrisafi yurtiçi hâsıla fiyat deflatörü kullanılarak 2009 fiyatlarına uyarlanmıştır. Eğitimin belirli bir seviyesinde öğrenci başına harcama eğitim kurumlarının bu seviyede ilgili tam zamana eşit kayıtta yaptıkları toplam harcamaya bölünerek hesaplanır. İsrail için veri konusunda bilgi: http://dx.doi.org/10.1787/888932315602. Daha fazla bilgi edinmek için İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012 (gösterge B1) Kapsama alınan alanlar: Eğitim kurumlarında eğitim düzeyinde harcamalardaki değişiklik Kişi başına gayrisafi yurtiçi hâsılada ve harcamalarda değişiklikler OECD’den daha fazla bilgi için Trends Shaping Education 2010 (Eğitimi Biçimlendiren Eğilimler) EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 3. EĞİTİM İÇİN YAPILAN HARCAMA Öğrenci başına yapılan harcama arttı mı? Şekil 3.3 Yüksek eğitim dışında öğrenci başına harcama eğilimleri Bu şekil, öğrenci başına ilk, orta ve orta eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitim seviyesinde reel olarak harcama artışı ve azalışını göstermektedir. Değişim endeksi 2000= 100 Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo B1,5a, http://dx.doi.org/10.1787/888932665991 sitesinden alınabilir. Şekil 3.4 Yüksek eğitimde öğrenci başına harcama eğilimleri Bu şekil, öğrenci başına yüksek eğitimde reel olarak harcama artışı ve azalışını göstermektedir. Değişim endeksi 2000= 100 Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo B1,5a, http://dx.doi.org/10.1787/888932666000 sitesinden alınabilir. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 45 3. EĞİTİM İÇİN YAPILAN HARCAMA Eğitime harcanan milli servet payı ne kadardır? - OECD ülkeleri kendi gayrisafi yurtiçi hasılalarının ortalama % 6.2’sini eğitim kurumlarına harcamaktadırlar. - 2000 ve 2009 arasında şimdiye kadar hiç olmadığı şekilde insanların üst orta eğitim ve yüksek eğitimi tamamladıkları gerçeğini gösterir şekilde OECD ülkelerinde her seviyedeki eğitimde eğitim kurumlarına harcamalar ortalama % 36 artmıştır. - Ekonomik krize rağmen, bu ülkelerin 26’sında gayrisafi yurtiçi hâsıla azalsa dahi, eğitimin her seviyesi için harcama 2008 ve 2009 arasında veri mevcudu bulunan 31 ülkenin 24’ünde artmıştır. Önem Bu bölüm milli servetten eğitime aktarılan oranı incelemektedir. Diğer bir ifade ile bir ülkenin ne boyutta – devlet ve özel girişimlerin, bireysel olarak öğrencilerin ve ailelerinin – genel harcama ile ilgili olarak eğitimi ön planda tuttuğunu göstermektedir. Bulgular Oranlar ülkeler arasında farklılık gösterse de ortalama olarak OECD ülkeleri gayrisafi yurtiçi harcamalarının % 6.2’sini eğitime harcamaktadırlar: bu oran Danimarka, İzlanda, İsrail, Kore, Yeni Zelanda ve Birleşik Devletlerde % 7, ancak Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Hindistan, İtalya, Slovak Cumhuriyeti ve Güney Afrika’da % 5’ten daha azdır. OECD eğitim kurumlarına yapılan harcamalarının yaklaşık % 64’ü veya gayrisafi yurtiçi harcamaların ortalama % 4.0’ü ilk, orta ve orta eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitime yöneliktir. Yüksek eğitim OECD eğitim harcamalarının yaklaşık dörtte birine veya gayrisafi yurtiçi hasılanın ortalama % 1.6’sına tekabül etmektedir. Kanada, Şili, Kore ve Birleşik Devletler gayrisafi yurtiçi hasılalarının % 2.4 ve % 2.6’sını yüksek eğitim kurumlarına harcamaktadırlar. Dört ülke gayrisafi yurtiçi hasılasının %1’den azını yüksek eğitime ayırmaktadır, bu ülkeler Brezilya (% 8.0), Endonezya (% 0.7), Slovak Cumhuriyeti (% 0.9) ve Güney Afrika (% 0.6) dır. Belçika, Brezilya, Fransa, İzlanda, Norveç, Portekiz, İsviçre ve Birleşik Krallığın yüksek eğitim kurumlarına harcadığı gayrisafi yurtiçi hasıla payı OECD ortalamasının altında iken ilk, orta ve orta eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitime harcadığı gayrisafi yurtiçi hasıla payı OECD ortalamasının üzerindedir. Eğitim kurumlarına harcamadaki farklar en çarpıcı şekilde okul öncesi düzeydeyken bu gayrisafi yurtiçi hasılanın % 0.2’ sinden daha az olan Avustralya, Hindistan, Endonezya, İrlanda ve Güney Afrika’dan yaklaşık % 0.9 veya daha fazla olan Danimarka, İzlanda, İsrail, İspanya ve Rusya Federasyonu arasında değişmektedir. Fakat ülkeler okul öncesi eğitimi çok değişik yollar ile yapılandırdıklarından ve kaynak sağladıklarından erken çocukluk eğitimine erişim ve kalite konusunda bu verilerden çıkarım yapmak güvenli değildir. 46 Eğilimler 2000 ve 2009 arasında orta eğitimi ve yüksek eğitimi tamamlayan insanların emsalsiz sayısı ile birçok ülke bu dönem içerisinde eğitime büyük mali yatırımlar yapmıştır. Bütünleşik olarak bütün eğitim seviyeleri için eğitime kamu ve özel yatırımı bu dönemde OECD ülkelerinde ortalama % 36 artmıştır. 2008 yılında başlayan (ve halen var olan) küresel ekonomik krizin ekonominin değişik sektörlerine çok önemli negatif etkisi olmuştur. Krizin tam etkisini tespit etmek halen çok erken olduğundan eğitim ilk bütçe kesintilerinden ayrı tutulmuş gibi görülmektedir. Sadece İsrail gayrisafi yurtiçi hâsılasının yüzdesi olarak eğitim kurumlarına harcamada azalma göstermektedir. 2008 ve 2009 arasında eğitim kurumlarına harcama Belçika, Estonya, İzlanda, İtalya, Japonya ve Birleşik Devletlerde azalmaya başlamış ancak bu altı ülkede görülen azalma gayrisafi yurtiçi hâsılasındaki düşüşten daha küçüktü. Sonuç olarak eğitime ayrılan gayrisafi yurtiçi hâsıla payı artmaya devam etmektedir. Kalan ülkelerde eğitim harcamaları ortalama % 4 oranında artmıştır. Açıklamalar 2009 mali yılı için veri 2011’de OECD tarafından yönetilen eğitim istatistikleri konusunda UOE verilerine dayanmaktadır. Eğitim kurumlarına yatırımlar hem eğitici kurumları (bireylere organize grup düzenlemeleri ile eğitim sağlayanlar veya uzaktan eğitim) hem de eğitim kurumları olmayan (diğer eğitim kurumlarına idari, danışmanlık veya profesyonel hizmet sağlayan ancak kendileri öğrenci kaydı yapmayan) kurumları kapsar. İsrail için veri konusunda bilgi: http://dx.doi.org/10.1787/888932315602. Daha fazla bilgi edinmek için İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012 (gösterge B2) Kapsama alınan alanlar: Gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzdesi olarak eğitim kurumlarına harcamalar. Harcamalarda değişiklikler, 1995, 2000, 2005 ve 2008-09. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 3. EĞİTİM İÇİN YAPILAN HARCAMA Eğitime harcanan milli servet payı ne kadardır? Şekil 3.5 Gayrisafi yurtiçi hasıla yüzdesi olarak eğitime harcama eğilimleri (2000,2009) Bu şekil ülkelerin milli gelirden eğitim kurumlarına ayırdıkları payı ve bu payın zaman içerisinde nasıl değiştiğini göstermektedir. Gayrisafi yurtiçi hasıla % Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo B2.1, http://dx.doi.org/10.1787/888932666076 sitesinden alınabilir. Şekil 3.6 Gayrisafi yurtiçi hasıla yüzdesi olarak harcama, 2009 Bu şekil her düzeyde eğitime ayrılan – hem kamu hem özel- milli gelir payını göstermektedir. Kamu harcaması Özel harcama İlk, orta ve orta eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitim Gayrisafi yurtiçi hasıla % Yüksek eğitim Gayrisafi yurtiçi hasıla % Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo B2.3, http://dx.doi.org/10.1787/888932666114 sitesinden alınabilir. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 47 3. EĞİTİM İÇİN YAPILAN HARCAMA Kamu harcamaları hangi oranda eğitime gidiyor? - Eğitime ayrılan kamu kaynağı, OECD ülkelerinde toplam kamu harcamalarının %13’üne tekabül eden sosyal bir önceliktir. - İlk, orta ve orta eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitim için kamu harcamaları OECD ülkelerinde yüksek eğitime harcananın ortalama iki kat daha fazlasıdır. - Ülkelerin çoğunda 1995 ve 2009 arasında eğitime ayrılan kamu harcamasının oranı az bir miktarda artmıştır. Ancak 2005-09 dönemi boyunca bu oran sabit kalmıştır. Önem Eğitime yapılan kamu harcaması, toplam kamu harcamasının yüzdesi olarak sağlık hizmetleri, sosyal güvenlik ve ulusal güvenlik gibi kamu harcamalarının diğer alanlarına oranla eğitime verilen önemin yerini gösterir. 1990’ların ikinci yarısından buyana OECD ülkelerinin çoğu kamu bütçelerini birleştirmeye çalışmışlar ve eğitim, bazı diğer sektörler ile kamu mali desteği için rakip olmak zorunda kalmıştır. Bu bölüm eğitim harcamalarındaki değişimi hem mutlak koşullar hem de kamu bütçelerindeki boyutun değişimine göre değerlendirmektedir. Bulgular OECD ülkeleri Çek Cumhuriyeti, İtalya, Japonya ve Slovak Cumhuriyetinde % 10’dan daha az Şili, Meksika ve Yeni Zelanda’da % 19’dan daha fazla olan değişken seviyeler ile ortalama kamu harcamaları toplamının % 13’ünü eğitime ayırmaktadır. Kamu harcamalarının nispeten düşük olduğu ülkelerde bile eğitime öncelik verilmektedir. Örnek olarak Brezilya, Şili, Meksika, Yeni Zelanda ve İsviçre’de eğitime ayrılan kamu harcamalarının payı en yüksekler arasındadır, yine de bu ülkelerde toplam kamu harcamaları gayrisafi yurtiçi hasılanın nispeten düşük oranına tekabül etmektedir. Ülkelerin çoğunda eğitim için toplam kamu harcamalarının yaklaşık üçte ikisi ilk, orta ve orta eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitime ayrılmaktadır. Bu genelde bu düzeyde eğitime yakın evrensel kayıt oranından kaynaklanmaktadır. Özel pay da aynı şekilde yüksek eğitim düzeyinde daha yüksek olma eğilimindedir. OECD ve G20 ülkelerinde, yüksek eğitime ayrılan kamu yüzdeleri Birleşik Krallıkta % 15’ten Kanada, Finlandiya ve Norveç’te % 30’dan fazlasına kadar erişmektedir. Eğilimler hafif bir artış göstermiştir. Buna rağmen yüzde 0.5 puanlık ortalama artış ülkeler arasındaki büyük eşitsizlikleri saklamaktadır. Brezilya, Danimarka, Hollanda, Yeni Zelanda İsveç ve İsviçre kamu harcamalarında eğitime ayrılan payı yüzde iki puandan fazla artırırken Meksika (yüzde – 1.9 puan) gibi diğer ülkeler bunu belirgin bir biçimde azaltmışlardır. İlaveten 2005 ve 2009 arasında harcama örnekleri belirgin bir biçimde değişmiştir. Bu dönem içerisinde toplam harcama yüzdesi olarak eğitime yapılan kamu harcaması 19 ülkede düşmüştür. 2008 yılında kamu bütçelerine daha fazla sıkıntı getiren ekonomik krizin başlaması sonraki yıllardaki düşüş ile ilgili olabilir. En büyük düşüş yüzde 2.7 puan ile İzlanda’da görülmüştür. Buna rağmen Yeni Zelanda eğitime yapılan kamu harcama payını toplam kamu harcamasının yüzdesi olarak yüzde 5.8 puan artırmıştır. Açıklamalar 2009 mali yılı için veri 2011’de OECD tarafından yönetilen eğitim istatistikleri konusunda UOE verilerine dayanmaktadır. Eğitime kamu harcamaları bütün kamu kurum harcamalarını kapsar, buna Eğitim Bakanlığı hacrinde bakanlıklar, yerel ve bölgesel hükümetler ve diğer kamu kurumları dâhildir. Toplam kamu harcamaları ayrıca hükümetin bütün seviyelerinin geri ödenmeyen cari ve yatırım harcamalarına tekabül eden toplam kamu harcaması olarak belirtilir. İsrail için veri konusunda bilgi: http://dx.doi.org/10.1787/888932315602. Daha fazla bilgi edinmek için İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012 (gösterge B4) Kapsama alınan alanlar: - Toplam kamu harcamalarının eğitime dağılımı Kamu eğitim fonlarının ilk kaynakları ve Hükümet seviyesinde eğitim kaynaklarının nihai alıcıları. Geçen 15 yıl (1995-2009) içerisinde eğitimin her seviyesine ayrılan kamu harcaması veri bulunan ülkelerin üçte ikisinde 48 EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 3. EĞİTİM İÇİN YAPILAN HARCAMA Kamu harcamaları hangi oranda eğitime gidiyor? Şekil 3.7 Toplam kamu harcaması yüzdesi olarak eğitime yapılan kamu harcama eğilimleri (2000, 2009) Bu şekil eğitime toplam kamu harcamasını (ki bu eğitim kurumlarına harcama ve bütçeye kamu sübvansiyonları gibi harcamaları kapsar) ve bunun zaman içerisinde nasıl geliştiğini gösterir. Toplam kamu harcama % Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo B4.3, http://dx.doi.org/10.1787/888932666342 sitesinden alınabilir. Şekil 3.8 Gayrisafi yurtiçi hasıla yüzdesi olarak toplam kamu harcaması (2000, 2009) Bu şekil genel ekonomi yüzdesi olarak kamu harcama ebadını göstermektedir. Bu veri eğitime ayrılan kamu harcaması oranının incelenmesi için kaynak sağlar. Gayrisafi yurtiçi hasıla % Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo B4.2, http://dx.doi.org/10.1787/888932662732 sitesinden alınabilir. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 49 3. EĞİTİM İÇİN YAPILAN HARCAMA Özel harcamaların rolü nedir? - Kamu kaynakları OECD ülkelerinde eğitim kurumları için fonların % 84’üne tekabül eder. - Eğitimin her düzeyi için kamu kurumlarına göre özel kurumlar, kamu kaynaklarının yarısı kadar daha fazla alır: 4 301 $ karşı 8 329 $ - Yüksek eğitim kurumları fonlarının % 30’unu özel kaynaklardan alır. Önem Bu bölüm, özellikle yüksek okul düzeyindeki eğitim kurumları finansmanının kamu ve özel kuruşlar arasında nasıl paylaşıldığını gösterir. Kamu kaynakları eğitime yatırımın çok büyük bir kısmını sağlar, ancak özel kaynakların rolü artan bir biçimde önem kazanmıştır. Bazı paydaşlar bu dengenin potansiyel öğrencileri yüksek eğitime başlamaktan caydıracak kadar eğimli olmasından kaygılıdırlar. Bu nedenle, örnekleri ve öğrenci katılımını etkileyip etkilemediğini tespit etmek için kamu/özel kaynak payındaki değişiklikleri incelemek önemlidir. Bulgular Mukayese edilebilir veri bulunan OECD ülkelerinde bütün eğitim kaynaklarının ortalama % 84’ünü kamu kaynakları temsil eder. İlk, orta ve orta eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitim kaynaklarının % 91’i kamu kaynaklarından gelmektedir. Sadece Şili, Kore ve Birleşik Krallıkta bu pay % 80’den daha azdır. Kamu kaynakları eğitimin iki seviyesi olan - okul öncesi ve yüksek eğitimde daha yaygın gibi görülmektedir. Okul öncesi seviyede, özel kaynak OECD ülkelerinde toplam harcamanın ortalama % 18’ini temsil etmektedir. Bu rakam büyük ölçüde değişiklik gösterir, fakat Belçika, Estonya, Lüksemburg, Hollanda ve İsviçre’de % 5’ten Avustralya, Japonya ve Kore’de % 48’den fazladır. Yüksek eğitim seviyesinde özel kaynak eğitim kurumlarının toplam harcamalarının ortalama %30’unu temsil eder. Bireyler, kuruluşlar ve diğer özel kaynaklar tarafından karşılanan yüksek eğitim kurumları harcama oranı Danimarka, Finlandiya ve Norveç’te % 5’ten Avustralya, İsrail, Japonya ve Birleşik Devletlerde % 40’dan fazlası ve Şili, Kore ve Birleşik Krallıkta %70 ve fazlasına kadar erişir. Bütçeden başka özel kurumlar, ortalama olarak yüksek eğitime diğer eğitim düzeylerine göre daha fazla katkı sağlarlar. Avustralya, Kanada, Çek Cumhuriyet, İsrail, Japonya, Kore, Hollanda, Slovak Cumhuriyeti, İsveç, Birleşik Krallık ve Birleşik Devletlerde yüksek eğitime yapılan harcamanın %10 veya daha fazlası bireysel bütçelerden başka özel kurumlardan gelmektedir. Kamu harcamaları genelde kamu kurumlarına kaynak sağladığından özel kurumlara kaynak sağlamada da bir rol oynayabilir. OECD ülkeleri arasında ortalama olarak ve 50 eğitimin her seviyesinde hükümetler öğrenci başına kamu kurumlarına özel kurumların iki katı harcarlar (sırası ile 8 329 ABD $ ve 4 301 ABD $). Eğilimler 2000 ve 2009 yılları arasında mukayese edilebilir veri bulunan OECD ülkelerinde eğitimin her seviyesi için kamu kaynağı artarken, eğitime özel harcamalar bu ülkelerde dörtte üçten daha fazla artmıştır. Bunun bir sonucu olarak yüksek eğitim için özel kaynak payı 2000 ve 2009 yılları arasında 25 ülkenin 18’inde artmıştır. Pay ortalama yüzde 5 puan ve Slovak Cumhuriyetinde ve Birleşik Krallıkta yüzde 12 puandan daha fazla artmıştır. Eğitim kurumlarına toplam harcamada kamu harcama payındaki azalma ve bunun sonucu olarak özel harcamaların payının artması genel olarak eğitim kurumlarına kamu harcamalarındaki (reel anlamda) kesinti ile bir arada gitmemektedir. Aslında özel harcamada en yüksek artışa sahip birçok OECD ülkesinde eğitime ayrılan kamu kaynağında da en yüksek artışı göstermektedir. Bu durum özel harcamada bir artışın kamu yatırımı yerine geçmekten çok bunu tamamladığını göstermektedir. Açıklamalar 2009 mali yılı için veri 2011’de OECD tarafından yönetilen eğitim istatistikleri konusunda UOE verilerine dayanmaktadır. Özel harcama ister kamu sübvansiyonları ile kısmen karşılansın ister karşılanmasın eğitim kurumlarına yapılan bütün direk harcamaları içerir. İsrail için veri konusunda bilgi: http://dx.doi.org/10.1787/888932315602. Daha fazla bilgi edinmek için İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012 (gösterge B3) Kapsama alınan alanlar: Eğitim kurumlarına eğitimin her seviyesi için kamu ve özel harcamaların nispi oranları ve eğilimleri. Kurum türüne göre öğrenci başına eğitim kurumlarına yıllık kamu harcamaları. OECD’den daha fazla bilgi için OECD Reviews of Tertiary Education (Yüksek eğitim OECD incelemeleri) (devam etmekte) Higher Education Management and Policy (Yüksek eğitim yönetimi ve politikası) (dergi) EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 3. EĞİTİM İÇİN YAPILAN HARCAMA Özel harcamaların rolü nedir? Şekil 3.9 Eğitim kurumlarında özel harcama payı, 2009 Bu şekil eğitim düzeyine göre özel kaynaktan gelen eğitim kurumlarına harcama yüzdesini göstermektedir. % İlk, orta ve orta eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitim Yüksek eğitim Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo B4.2a ve B3.2b, http://dx.doi.org/10.1787/888932666209 ve http://dx.doi.org/10.1787/888932666228 sitesinden alınabilir. Şekil 3.10 Özel harcama payındaki eğilim (2000, 2009) Bu şekil 2000 yılından 2009 yılına kadar eğitimin her seviyesinde toplam harcama yüzdesi olarak özel harcamadaki artış – veya aksini – gösterir. Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo B3.1, http://dx.doi.org/10.1787/888932666190 sitesinden alınabilir. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 51 3. EĞİTİM İÇİN YAPILAN HARCAMA Yüksek öğrenim öğrencileri ne kadar ödüyor? - OECD ülkelerinin üçte birinde üniversite öğrencileri kendi ülkelerinde kamu kurumları için 1 500 $’dan daha fazla ödemektedirler; sekiz ülkede hiçbir şey ödememektedirler. - Yüksek düzeyde okul ücreti bulunan ülkeler şirket katkıları gibi özel kaynakların yüksek eğitim kurumlarına en fazla kaynağın sağlandığı ülkelerdir. - Öğrencilerin okul ücreti ödedikleri ama oldukça büyük mali destekten yararlandıkları ülkelerde üniversite eğitimine erişim düzeyi ortalama seviyenin altında değildir. Önem Bu bölüm, yıllık okul ücretleri, eğitime doğrudan ve dolaylı kamu harcaması ve öğrencilerin geçinmeleri için kamu yardımları arasındaki ilişkiyi incelemektedir. Hükümetler özellikle az gelirli ailelerin okul ücretlerine yardım yaparak ve öğrencilere ve ailelerine mali yardım ile eğitime erişimi ve eğitim eşitliği konusu ile ilgili sorunlarına eğilebilir. Ancak bu yardımın nasıl verileceği – hibe, burs veya krediler ile mi – birçok ülkede tartışma konusudur. Bulgular Genelde, üniversite seviyesinde kamu eğitimi için alınan ortalama okul ücretlerinde OECD ülkeleri arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. İskandinav ülkeleri, Çek Cumhuriyeti, İrlanda ve Meksika’da ücretler görece düşük ancak Birleşik Devletler ve Kore’de 5 000 $’dan fazladır. Fakat okul ücretleri resmin sadece bir parçasıdır. Öğrenciler için mevcut olabilecek daha geniş bir desteğe de bakmak önemlidir. Avustralya, Şili, Danimarka, Japonya, Hollanda, Yeni Zelanda, Norveç ve Birleşik Krallıkta öğrenci destek sistemleri geliştirilmiştir. OECD ülkeleri ortalama olarak kamu bütçelerinin % 21’ni bütçe desteği konusunda yüksek eğitim için ve diğer özel kuruluşlara harcamaktadır. eyaletlerinde ücretlendirme başlatılırken Avustralya, Avusturya, Japonya, Hollanda, Yeni Zelanda, Portekiz, Birleşik Krallık ve Birleşik Devletler gibi diğer ülkeler ücretleri artırmışlardır. Benzer bir biçimde Danimarka, İrlanda ve Slovak Cumhuriyeti uluslararası öğrencilerden alınan (bu ülkelerde sadece uluslararası öğrencilerden okul ücreti alınır) okul ücretini artırmışlardır. Ancak birkaç ülke okul ücretini düşürmüştür. 2009 yılında örneğin Avusturya 2001/02’de öğrencilerin çoğunluğu için koyduğu okul ücretini kaldırmıştır. 2009 yılından buyana değişik ülkelerde okul ücretleri ve kamu destek sistemleri konusunda başkaca değişiklikler de yapılmıştır. Örneğin 2011 yılında Kore üniversite düzeyinde eğitimde erişimi ve eşitliği artırma amacı ile yüksek eğitim öğrencileri için mevcut olan kamu destek düzeyini artıracak reformlar uygulamıştır. Birleşik Krallıkta 2012 yılında üniversite finansını stabilize etmek için devlet planının bir parçası olarak bazı üniversitelerde okul ücretlerinin üç katına çıkarılması planlanmıştır. Açıklamalar 2009 mali yılı için veri 2011’de OECD tarafından yönetilen eğitim istatistikleri konusunda UOE verilerine dayanmaktadır. Eğitim kurumları tarafından alınan okul ücreti ve öğrencilere mali yardım konusunda veri 2010 yılında yapılan özel bir araştırma ile elde edilmiştir ve 200809 akademik yılı ile ilgilidir. Bütçeye kamu desteği bağış/ burs, kamu öğrenci kredileri, öğrenci statüsünde olası aile veya çocuk ödenekleri, nakit veya barınma, ulaşım, tıbbi harcamalar, kitaplar ve malzeme, sosyal, eğlence ve diğer amaçlar şeklinde kamu desteği ve özel kredilerle ilişkili destekleri kapsar. İsrail için veri konusunda bilgi: http://dx.doi.org/10.1787/888932315602. Bu bağlamda ülkeler dört ana kategoride gruplandırılabilir: Okul ücreti yok veya düşük ve cömert öğrenci destek sistemleri; bu İskandinav ülkelerini içerir. Yüksek okul ücretleri ve iyi gelişmiş öğrenci destek sistemleri; bu Avustralya, Kanada, Hollanda, Yeni Zelanda, Birleşik Krallık ve Birleşik Devletleri içerir. Yüksek okul ücretleri ama daha az gelişmiş öğrenci destek sistemleri; Japonya ve Kore Düşük okul ücretleri ve az gelişmiş öğrenci destek sistemleri; bu Avusturya, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Fransa, İrlanda, İtalya, Polonya, Portekiz, İsviçre, İspanya ve Meksika’yı içerir. Daha fazla bilgi edinmek için İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012 (gösterge B5) Kapsama alınan alanlar: Üniversite düzeyinde eğitim kurumlarında alınan ortalama okul ücreti Öğrencilere mali yardım dağıtımı Yüksek eğitim kurumlarının denetimi Eğilimler OECD’den daha fazla bilgi için Okul ücretleri canlı tartışmalar yaratmaya devam etmektedir ve son on yıl boyunca OECD ülkelerinde önemli reformlar yapılmıştır. 1995 yılından buyana Federal Alman OECD Reviews of Tertiary Education (Yüksek eğitim OECD incelemeleri) (devam etmekte) Higher Education Management and Policy (Yüksek eğitim yönetimi ve politikası) (dergi) 52 EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 3. EĞİTİM İÇİN YAPILAN HARCAMA Yüksek öğrenim öğrencileri ne kadar ödüyor? Şekil 3.11 Yüksek eğitimde okul ücretleri, 2008-09 Bu şekil üniversite düzeyinde eğitim için kamu kurumlarındaki tam zamanlı milli öğrencilerden alınan yıllın okul ücretlerinin ortalamasını göstermektedir. ABD $ olarak ortalama yıllık okul ücreti Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo B3.1, http://dx.doi.org/10.1787/888932666418 sitesinden alınabilir. Şekil 3.12 Yüksek eğitim için kamu desteği, 2009 Bu şekil destek türüne göre bölünen, eğitime toplam kamu harcaması yüzdesi olarak bütçe ve diğer özel kurumlara eğitim için verilen kamu desteğini göstermektedir. Bütçeye burs/ diğer hibeler Diğer özel kurumlara ödemeler ve transferler Öğrenci kredileri Eğitime toplam kamu harcama % Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo B5.3, http://dx.doi.org/10.1787/888932666456 sitesinden alınabilir. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 53 3. EĞİTİM İÇİN YAPILAN HARCAMA Harcanan eğitim kaynakları (fonları) ne kadardır? - Cari harcama okul öncesi haricinde eğitimin bütün seviyelerinde eğitime yapılan toplam harcamanın ortalama % 90’dan fazlasına tekabül etmektedir. - Öğretmen maaşları mevcut veri bulunan OECD ve diğer G20 ülkelerinde en fazla cari harcamaya tekabül etmektedir. - Personel maliyetinin aricindeki harcama, bütün cari harcamaların ortalama % 32’sine ulaşan yüksek eğitime yapılan harcamadır. Bu kısmen yüksek eğitimde tesis ve ekipmanın yüksek maliyetinden kaynaklanmaktadır. Önem Bu bölüm, okul binaları gibi kalemlere yapılan bir sefere mahsus harcamalardan olan sermaye yatırımları ve öğretmen maaşları gibi tekrarlayan harcamalardan olan cari harcamalar arasındaki paylaşım da dahil OECD ülkelerinde eğitim fonlarının nasıl harcandığının detaylarını gösterir. Harcamaların cari ve sermaye giderleri arasında ve bu kategoriler içerisinde nasıl paylaştırıldığı, hizmetlerin kalitesini, tesislerin durumunu ve eğitim sistemlerinin demografik ve okula kayıt değişimlerine göre düzenleme yeterliliğini etkileyebilir. Bulgular Cari harcama eğitim harcamalarının en büyük payıdır. Bunun nedeni eğitimin toplam ve eğitim cari harcamasının çok büyük dilimine tekabül eden öğretmen maaşları ile işgücü yoğun yapısıdır. 2009 yılında toplam harcamanın %90’dan fazlası ilk, orta ve orta eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitime (bir arada % 91.3) ve yüksek eğitim düzeyindeki (% 91.0) cari harcamaya ayrılmıştır. OECD ülkelerinde ilk, orta ve orta eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitimdeki cari harcamanın ortalama %78’ini personel maaşları oluşturmaktadır. Yüksek eğitimde cari harcamanın çoğu da Çek Cumhuriyeti ve Endonezya haricinde bütün ülkelerde personel maliyeti ile ilgilidir. Yüksek eğitimde cari harcamaların % 80’den fazlası Arjantin, Brezilya, Danimarka ve İsrail’de personel ücretlerine ayrılmaktadır (sırası ile % 88, % 80, % 83 ve % 80). Burada bir taraftan cari harcamaların ilk, orta ve orta eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitime ve diğer taraftan yüksek eğitime ayrılması arasında nispeten büyük 54 farklılıklar bulunmaktadır. Bütün ülkelerde, Danimarka haricinde yüksek eğitim düzeyinde öğretmen maaşlarına ayrılan pay daha küçüktür. Sadece yedi ülke kendi cari harcamalarının %30’undan fazlasını ilk, orta ve orta eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitimdeki bütün personel maaşlarından başka cari harcamalara harcamaktadır: Çek Cumhuriyeti (% 37.6), Finlandiya (% 35.6), Endonezya (% 31.1), Kore (%33.1) Polonya (% 32.4) Slovak Cumhuriyeti ( % 36.4) ve İsveç (% 32.2). OECD ülkeleri için ortalama bütün cari harcamaların %32’sine ulaşan personel maliyetinden başka cari harcama en fazla yüksek eğitim seviyesindedir. Bu kısmen yüksek eğitimdeki tesis ve ekipman masraflarının yüksek olmasından kaynaklanmaktadır. Eğitimin yüksek eğitim düzeyinde sermaye harcamalarına ayrılan toplam harcama payı 18 OECD ülkesinde bütünleşik olarak ilk, orta ve orta eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitimden daha yüksektir. Belki de bu son yıllarda yüksek eğitimin yaygınlaşmasına ve buna bağlı olarak yapılması gereken yeni binalara bağlı olabilir. Açıklamalar 2009 mali yılı için veri 2011’de OECD tarafından yönetilen eğitim istatistikleri konusunda UOE verilerine dayanmaktadır. Hesaplamalar kamu kurumlarınca yapılan harcamaları veya mevcut bulunduğu takdirde hem kamu hem de özel kurumları kapsar. İsrail için veri konusunda bilgi: http://dx.doi.org/10.1787/888932315602. Daha fazla bilgi edinmek için İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012 (gösterge B6) Kapsama alınan alanlar: Gayrisafi yurtiçi hasıla yüzdesi olarak hizmet kategorisinde eğitim kurumlarına yapılan harcamalar Eğitim düzeyine göre eğitim kurumlarına yapılan cari harcamaların dağılımı EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 3. EĞİTİM İÇİN YAPILAN HARCAMA Harcanan eğitim fonları ne kadardır? Şekil 3.13 Eğitimde cari harcama oranı olarak personel maliyeti, 2009 Bu şekil ilk, orta ve orta eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitimdeki personele ödemek için ayrılan cari harcama oranını göstermektedir. Cari harcamanın diğer alanları ulaşım, öğrenci danışmanlığı ve okul malzemeleri ve araştırma için tekerrür eden harcamalardır. % Personel maaşı Diğer cari harcamalar Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo B5.3, http://dx.doi.org/10.1787/888932666532 sitesinden alınabilir. Şekil 3.14 Yüksek eğitimde yapılan cari ve sermaye harcamaları Bu şekil ülkelere göre yüksek eğitimde cari ve sermaye harcamaları dağılımını göstermektedir. % Cari harcama Sermaye harcaması Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo B6.2 , http://dx.doi.org/10.1787/888932666532 sitesinden alınabilir. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 55 3. EĞİTİM İÇİN YAPILAN HARCAMA Öğretmenlerin maliyeti ne kadar? - Öğrenci başına öğretmenin aylık maliyeti ülkeler arasında farklılık gösterir. 2010 yılında öğrenci başına aylık maliyeti öğrenim seviyesine bağlı olarak 1-14 veya 15 oranı ile farklılık göstermiştir. - Öğretmenin aylık maliyetini dört faktör etkiler: öğrencilerin sınıfta ne kadar zaman geçirdikleri, öğretmenlerin ders verme saatleri, tahmini sınıf mevcudu ve öğretmen aylıkları - Eğitim seviyesi ne kadar yüksek ise, öğretmen aylığına etkisi o kadar büyük ve öğrenci başına aylık maliyetine sınıf mevcudunun etkisi o kadar düşüktür. - 2000 ve 2010 yılları arasında eğitimin ilk ve alt orta öğrenim seviyesinde öğretmenlerin aylık maliyetinin düştüğü ülkeler sadece Fransa ve İtalya’dır. etmenidir. Her seviyede farkın ikinci ana etmeni tahmini sınıf mevcududur. Tabii ki öğretmenlerin maaşları ülkelerin nispi refah düzeylerine göre farklılık gösterir ve kişi başına gayrisafi yurtiçi hasıla açısından öğrenci başına aylık maliyeti mukayese etmek faydalı olabilir. Bu ölçü kullanıldığında da ülkeler arasında halen büyük farklılıklar bulunur: OECD ülkelerinde ortalama üst orta eğitim seviyesinde öğrenci başına aylık kişi başı gayrisafi yurtiçi hasılanın % 9.4’ünü temsil eder ancak Slovak Cumhuriyetinde % 4.2’den Portekiz’de % 23.3’e kadar farklılık gösterir. Eğilimler Önem Hükümetler toplumun ve ekonominin eğitimsel ihtiyaçlarına cevap verirken kamu harcamalarında harcadıkları paranın karşılığını almak istediklerinden eğitime ayrılan kaynak ile elde edilen sonuçlar arasındaki ilişki çoğu eğitim politikası tartışmasının odak noktası olmuştur. Gerçekten de son on yıl içerisinde ilk ve orta eğitimde uygulanan değişik reformların bu alana önemli etkileri olmuştur. Bunun sonucunda değişik okul sistemlerinin nasıl kaynak ayırdığının uluslararası mukayesesine büyük bir ilgisi bulunmaktadır. Öğretmenler harcamaların önemli bir bölümüne tekabül ettiğinden, bunların maliyetine özel bir ilgi gösterilmektedir. Bulgular Ülkeler arasında öğrenci başına öğretmen aylık maliyetlerinde büyük farklılıklar bulunmaktadır. 2010 yılında öğrenci başına öğretmen aylık maliyeti ilk eğitim düzeyinde 1-14 oranı ile (Meksika’da 662 $’dan Lüksemburg’ta 9 404 $’a kadar) alt orta eğitimde 1-15 (Meksika’da 729 $’dan Lüksemburg’da 11 145 $’a kadar) ve üst orta eğitim düzeyinde Estonya’da 758 $’dan Lüksemburg’da 11 145 $’a kadar) değişiklik göstermiştir. Öğretmenlerin maliyetinin ne olduğu öğrencilerin sınıfta kaldıkları süre, öğretmenlerin öğretmek için harcadıkları zaman, öğretmenlerin aylıkları ve (ne kadar öğretmenin gerekli olduğunu gösteren) sınıf mevcuduna bağlıdır. Bu dört faktördeki farklılıklar ülkelerdeki harcama seviyeleri arasındaki farkı açıklayabilir. Aynı şekilde verilen bir harcama düzeyi bu faktörlerin değişik kombinasyonlarından ortaya çıkabilir. Öğretmen aylıkları her seviyede eğitimde öğrenci başına ortalama öğretmen aylık maliyetinin farkının genelde ana 56 İlk ve alt orta eğitim düzeyinde 2000 ile 2010 yılları arasında öğrenci başına öğretmen aylık maliyeti ülkelerin çoğunda büyük oranda artmıştır. Ortalama olarak mevcut veri bulunan ülkeler arasında her iki yılda da üçte bir ve dörtte bir artış olmuştur: ilk eğitim düzeyinde 1 733 $’dan 2 307 $’a ve alt orta eğitim düzeyinde 2 273 $’dan 2 856 $’a kadar. 2000 ve 2010 yılları arasında eğitimin ilk ve alt orta öğrenim seviyesinde öğretmenlerin aylık maliyetinin (hafifçe) düştüğü ülkeler sadece Fransa ve İtalya’dır. Açıklamalar Değişkenler için değerler genelde Education at a Glance 2012’den alınmıştır ve 2009-10 ve 1999-2000 eğitim yılı ile ilgilidir. 1999-2000 eğitim yılı için veriler eğer güncel baskıda mevcut bulunmuyor ise Education at a Glance 2002’den alınmıştır. Öğrenci başına aylık maliyeti öğretmen aylıkları, öğrenciler için verilen ders saati ve öğretmenler için ders saati ve temsili sınıf mevcudu baz alınarak hesaplanmıştır. Daha fazla bilgi edinmek için İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012 (gösterge B7) Kapsama alınan alanlar: Eğitim düzeyine göre öğrenci başına aylık maliyeti Kişi başı gayrisafi yurtiçi hasıla yüzdesi olarak öğrenci başına aylık maliyeti EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 3. EĞİTİM İÇİN YAPILAN HARCAMA Öğretmenlerin maliyeti ne kadar? Şekil 3.15 Alt orta eğitim düzeyinde öğrenci başına öğretmenlerin aylık maliyeti (2000, 2010) Bu şekil 2000 ve 2010 yılında alt orta eğitimde öğrenci başına aylık maliyeti mukayese etmektedir. ABD $ Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo B7.3, http://dx.doi.org/10.1787/888932666665 sitesinden alınabilir. Şekil 3.16 Alt orta eğitim düzeyinde öğrenci başına aylık maliyetine katkı sağlayan değişik faktörler (2000, 2010) Bu şekil öğrenci başına öğretmen aylık maaşı arasındaki farkı etkileyen dört faktörün katkısını ($ olarak) ve 2000 ve 2010 yılında aylık maliyetinde genel değişimi göstermektedir. Öğretmenlerin aylığının katkısı ABD $ Tahmini sınıf sayısı katkısı Ders verme zamanının katkısı ◊ Öğretme zamanının katkısı 2000 ve 2010 arasında aylık maliyetindeki değişim Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, çizelge B7.3, http://dx.doi.org/10.1787/888932662922 sitesinden alınabilir. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 57 4. Okul ortamı Öğrenciler sınıfta ne kadar zaman geçiriyor? Her sınıfta ne kadar öğrenci var? Öğretmenlere ne kadar ödeme yapılıyor? Öğretmenler ders vermek için ne kadar zaman harcıyorlar? Öğretmenler kimlerdir? EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 59 4. OKUL ORTAMI Öğrenciler sınıfta ne kadar zaman geçiriyor? - OECD ülkelerinde öğrencilerin 7 ve 14 yaşları arasında ortalama 6 862 saat ders alacakları beklenir, bunun 6 710 saati zorunludur. - OECD ülkelerinde 7-8 yaşındakiler için okuma, yazma ve edebiyat, matematik ve fen zorunlu eğitimin takriben %55’ne, 9-11 yaşındakiler için takriben % 47’sine ve 12-14 yaşındakiler için % 41’ine tekabül eder. Önem Bu bölüm 7 ve 14 yaşları arasında örgün eğitimde ne kadar zaman geçirdiklerini inceler. Ülkelerin eğitime ne kadar zaman ayırdığı ve hangi derslerin zorunlu olacağı seçimi ulusal eğitim önceliklerine yansır. Eğitime yapılan kamu harcamalarının büyük kısmı resmi sınıf oturumlarındaki ders zamanına gittiğinden öğrencilerin okulda ne kadar zaman geçirdikleri eğitime ayrılması gereken kaynağın belirlenmesinde önemli bir faktördür. Bulgular OECD ülkelerinde öğrencilerin 7 ve 14 yaşları arasında ortalama 6 862 saat ders almaları planlanır. Resmi talepler Estonya’da 5 644 saatten Şili’de 8 664 saate kadar değişkenlik gösterir. OECD ülkelerinde öğrenciler 7 ve 14 yaşları arasında ortalama 6 710 saat zorunlu ders alır. Okuma, yazma ve edebiyata ayrılan zorunlu müfredat oranı çok değişkendir. OECD ülkelerinde 7-8 yaş için ortalama olarak zorunlu müfredatın takriben % 55’i üç temel konuya ayrılır: okuma, yazma ve edebiyat (% 30.4) matematik (%17.8) ve fen (%6.5). Sanat ( %12), beden eğitimi (%9) ve sosyal çalışmalar (%6) ile birlikte bu altı ders, bu yaş grubu için müfredatın ana kısmını oluşturur. 7-8 yaşındakiler için müfredatın ortalama en büyük oranı okuma ve yazmaya ayrılır, ancak ülkeler arasındaki fark büyüktür. Örnek olarak İzlanda’da okuma ve yazma zorunlu eğitim süresinin % 20’sine tekabül ederken Danimarka, Macaristan ve Türkiye’de zorunlu ders saatinin % 40 veya daha fazlasına tekabül eder. OECD ülkelerinde 9-11 yaşındakiler için zorunlu müfredatın takriben % 47’si üç temel konu alanına ayrılır: okuma, yazma ve edebiyat (%22,5) matematik (%16.1) ve fen ( % 8.2). Zorunlu müfredatın ilave % 9’u sosyal çalışmalara ve %8’i yabancı dillere ayrılır. Fakat bu konulara ayrılan sınıfta geçirilen zaman yüzdelerinde ülkeler arasında büyük farklılıklar mevcuttur. Örnek olarak okuma, yazma ve edebiyat İngiltere’de % 13 iken bununla mukayeseli olarak Fransa, İrlanda, Meksika ve Hollanda’da % 30 veya daha fazladır. 60 OECD ülkelerinde 12-14 yaşındakiler için zorunlu müfredatın ortalama % 41’i üç konuya ayrılmıştır: okuma, yazma ve edebiyat (% 16) matematik (% 13) ve fen (% 12). 12-14 yaşındakiler için zorunlu müfredat içerisinde değişik konular için ayrılan zaman 9-11 yaşındakiler için olduğundan daha çok ülkeler arasında farklılık gösterir. Tekrar, en büyük farklılık okuma ve yazmayı öğretmek için harcanan zaman ki bu Japonya ve Portekiz’de zorunlu ders saatinin % 11’inden İrlanda’da % 26’sına kadar değişkenlik gösterir. OECD ülkelerinin çoğu zorunlu dersler için belirli bir sayı belirler. Müfredatın bu kısmında okullar, öğretmenler ve/veya öğrenciler kendilerinin öğretmek veya okumak istedikleri konuları seçmekte değişik derecelerde özgürlüğe sahiptirler. Avrupa ülkeleri arasında ortalama olarak müfredatın esnek kısmı 7-8 yaşındakiler ve 9-11 yaşındakiler için zorunlu derslerin yaklaşık % 6’sına, 12-14 yaşındakiler için % 7’sine tekabül eder. Çek Cumhuriyeti zorunlu eğitim içerisinde 7-14 yaş için tamamen esnekliğe (% 100) izin verir ve Polonya buna 7-8 yaşındakiler için izin verir. Açıklamalar Ders verme zamanı konusunda veri “zorunlu” ve “planlanan” ders verme zamanı arasında farklılık gösterir. Zorunlu ders verme zamanı okulların vermeyi bekledikleri asgari ders verme miktarını ifade eder. Planlanan öğretme zamanı müfredatın hem zorunlu hem de zorunlu olmayan kısmında belirlenen saat sayısıdır. Ancak bu ne verilen eğitimin kalitesine ne de eğitime dâhil edilen insan ve malzemenin düzey veya kalitesini göstermez. Ders zamanı konusunda veri öğretmenler ve müfredat hakkında 2011 OECD-INES araştırmasından alınmıştır ve 2009-10 eğitim yılını ifade etmektedir. İsrail için veri konusunda bilgi: http://dx.doi.org/10.1787/888932315602. Daha fazla bilgi edinmek için İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012 (gösterge D1) Kapsama alınan alanlar: Kamu kurumlarında zorunlu ve planlı ders süresi Konuya göre ders süresi OECD’den daha fazla bilgi için 21st Century Learning Environments (2006) (21. Yüzyıl öğrenim ortamı) EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 4. OKUL ORTAMI Öğrenciler sınıfta ne kadar zaman geçiriyor? Şekil 4.1 Kamu kurumlarında toplam ders saati sayısı, 2010 Bu şekil 7 ve 14 yaşları arasında öğrencilerin almayı bekledikleri ders saatlerini gösterir. (Bu kamu okullarında verilmesi için gerekli olan zorunlu ders saatini ve ayrıca zorunlu olmayan derslere ayrılan zamanı temsil eder.) 7-8 yaş 9-11 yaş 12-14 yaş Saat Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, tablo D1.1, http://dx.doi.org/10.1787/888932667862 sitesinden alınabilir. Şekil 4.2 Konuya göre ders saati, 2010 Bu şekil 7-8 yaşındakiler ve 12-14 yaşındakiler için her konuya ayrılan zorunlu ders saatinin yüzdesini gösterir. Okuma, yazma, edebiyat Matematik Modern yabancı diller Diğer zorunlu ana müfredat % % Fen Zorunlu esnek müfredat 7-8 yaş 12-14 yaş Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, tablo D1.2a ve D1.2c, http://dx.doi.org/10.1787/888932667881 ve http://dx.doi.org/10.1787/888932667919 sitesinden alınabilir. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 61 4. OKUL ORTAMI Her sınıfta ne kadar öğrenci var? - OECD ülkelerinde ilk eğitim seviyesinde ortalama olarak her sınıfta 21 öğrenciden fazla öğrenci bulunur ancak bu sayılar G20 ülkelerinde genelde daha fazladır. Genel sınıf mevcudu Şili ve Çin’de 29’dan fazla ve Lüksemburg ve Rusya Federasyonunda neredeyse bu sayının yarısı ile değişkenlik gösterir. - İlk ve alt orta eğitim arasında sınıf başına öğrenci sayısı ortalama iki veya daha fazla artar. Alt orta öğrenimde OECD ülkelerinde ortalama bir sınıfta yaklaşık 23 öğrenci bulunur. - Alt ve üst orta eğitimde öğrenci - öğretmen oranı özel kurumlarda kamu kurumlarına göre biraz daha düşüktür. Önem Bu bölüm ilk ve alt orta eğitimde hem kamu hem de özel kurumlarda sınıf başına öğrenci sayılarını inceler. Sınıf mevcudu birçok OECD ülkesinde hararetle tartışılan bir konudur. Az sınıf mevcudu yüksek kalitede eğitim imkânı sağladığı şekilde algılandığından sınıf mevcudunun öğrenci performansına ektisi konusunda kanıtlar karşılaştırılmıştır. Bulgular İlk eğitim seviyesinde, OECD ve G20 ülkelerinde; Şili ve Çin’de 29’dan fazla ve Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Yunanistan, İzlanda, İtalya, Lüksemburg, Meksika, Polonya, Rusya Federasyonu, Slovak Cumhuriyeti, Slovenya ve İsviçre’de 20 den daha az şeklinde değişkenlik göstererek ortalama sınıf mevcudu yaklaşık 21 öğrencidir. Sınıf başına öğrenci sayısı ilk ve alt orta eğitim arasında artış eğilimi göstermektedir. Alt orta öğrenimde sınıf mevcudu Danimarka, Estonya, Finlandiya, İzlanda, Lüksemburg, Rus Federasyonu, Slovenya, İsviçre (kamu kurumlarında) ve Birleşik Krallıkta 20 veya daha az ile Endonezya ve Kore’de 34 öğrenciden fazla ve Çin’de 50 öğrenci üzerinde farklılıklar göstererek ortalama 23 öğrencidir. Brezilya, Çin, Yunanistan, Endonezya, Japonya, Kore, Meksika ve Polonya’da ortalama sınıf mevcudundaki artış ilk ve alt orta eğitim arasında dört öğrenciyi aşarken Birleşik Krallıkta ve daha az boyutta İsviçre’de (sadece kamu kurumlarında) bu iki eğitim seviyesi arasında sınıf başına öğrenci sayısında düşüş göstermektedir. OECD ülkelerinde ilk ve alt orta eğitim düzeyinde ortalama sınıf mevcudu kamu ve özel kurumlar arasında sınıf başına bir öğrenciden daha fazla farklılık göstermemektedir. İlk eğitim seviyesinde kamu kurumlarında ortalama sınıfta Brezilya, Çek Cumhuriyeti, İzlanda, Endonezya, İsrail, Polonya, Rusya Federasyonu, Türkiye ve Birleşik Krallıkta 62 özel kurumlardaki öğrencilerden en az dört öğrenci daha fazladır. Bunun aksine Çin ve İspanya için bunun tersi doğrudur. Özel eğitimin ilk eğitim düzeyinden daha yaygın olduğu alt orta eğitim düzeyinde 13 OECD ülkesinde sınıf mevcutları özel kurumlarda daha fazladır. Eğilimler 2000 yılından 2010 yılına kadar veri mevcudu bulunan ülkelerde ortalama sınıf mevcudu hem ilk hem de alt orta eğitim seviyesinde bir öğrenci azalmıştır. Ortalama ilk eğitim sınıf mevcudundaki azalma kısmen bu dönemdeki sınıf mevcudu reformları ile açıklanabilir. İlk eğitim sınıf mevcudu en belirgin şekilde (dört öğrenciden fazla) 2000 yılında nispeten daha fazla sınıf mevcudu olan Kore ve Türkiye gibi ülkelerde olmuştur. Bunun aksine, 2000 yılında Danimarka, İzlanda, İtalya ve Lüksemburg gibi en küçük sınıf mevcutlarına sahip ülkelerde bu sayı artmış veya değişmemiştir. Açıklamalar Sınıf mevcutları, sınıf sayılarının kaydolan öğrenci sayısına bölünmesi ile hesaplanır. İsviçre için veriler kamu kurumları ile ilgilidir. Veriler 2009-10 eğitim yılı ile ilgilidir ve OECD tarafından 2011 yılında yönetilen eğitim istatistikleri UOE veri toplamalarına dayalıdır. İsrail için veri konusunda bilgi: http://dx.doi.org/10.1787/888932315602. Daha fazla bilgi edinmek için İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012 (gösterge D2) Kapsama alınan alanlar: Kurum türü ve eğitim seviyesine göre ortalama sınıf mevcudu Eğitim personeline düşen öğrenci oranı Eğitim kurumlarında istihdam edilen eğitim ve eğitim dışı personel OECD’den daha fazla bilgi için Improving School Leadership (Okul yöneticiliğini geliştirme) (Cilt 1: Politika ve uygulama) (2008)21st Century Learning Environments (2006) (21. Yüzyıl öğrenim ortamı) EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 4. OKUL ORTAMI Her sınıfta ne kadar öğrenci var? Şekil 4.3 İlk eğitimde ortalama sınıf mevcudu eğilimleri (2000,2010) Bu şekil ilk eğitim sınıflarında ortalama kaç öğrenci olduğunu ve bu sayıların artmış veya azalmış olup olmadığını göstermektedir. Sınıf başına öğrenci sayısı Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, tablo D2.1 ve D2.5, http://dx.doi.org/10.1787/888932667976 ve http://dx.doi.org/10.1787/88893266807 sitesinden alınabilir. Şekil 4.4 Eğitim seviyelerine göre ortalama sınıf ebadı, 2010 Bu şekil ilk ve alt orta eğitim arasında sınıf mevcutlarının nasıl farklı olduğunu göstermektedir. İlk eğitim Tam zaman karşılığında öğretmen başına öğrenci sayısı Alt orta eğitim Tam zaman karşılığında öğretmen başına öğrenci sayısı Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, tablo D2.2 http://dx.doi.org/10.1787/888932667995 sitesinden alınabilir. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 63 4. OKUL ORTAMI Öğretmenlere ne kadar ödeme yapılıyor? - En az 15 yıl deneyimli bir öğretmenin yıllık geliri okulöncesi düzeyde ortalama 35 630 $, ilk eğitim düzeyinde 37 603 $, alt orta eğitim düzeyinde 39 401 $ ve üst orta eğitim düzeyinde 41 182 $’dır. - OECD ülkelerinde ortalama ilk eğitim düzeyinde öğretmen maaşları 25-64 yaşında üst orta eğitim seviyesinde olanların maaşlarının % 90, yüksek eğitimli kişilerin ortalama maaşlarının % 82’sini temsil etmektedir. -Öğretmen maaşları mevcut veri bulunan ülkelerde 2000 ve 2010 arasında ülkelerin çoğunda reel anlamda artmıştır. Önem Bu bölüm kamu okulöncesi, ilk eğitim ve orta eğitimde bir öğretmenin başlangıç, orta kariyer seviyesinde ve azami yasal aylığını göstermektedir. Öğretmen maaşları eğitimde en büyük maliyet olduğundan hem eğitimin kalitesi, hem de dengeli bir eğitim bütçesi arayan politika belirleyicileri için kritik bir konudur. Bulgular Öğretmen maaşları ülkeler arasında büyük farklılıklar göstermektedir. En az 15 yıllık tecrübeye sahip alt orta eğitim öğretmenlerinin aylığı Arjantin, Esyonya, Macaristan, Endonezya ve Slovak Cumhuriyetinde 15 000 $’dan da az ile Lüksemburg’da 100 000 $’dan daha fazlasına kadar farklılık gösterir. OECD ülkelerinin çoğunda öğretmen maaşları ders verdikleri eğitim düzeyi ile birlikte artar. Örnek olarak Belçika, Çek Cumhuriyeti, Danimarka ve Polonya’da 15 yıllık deneyime sahip bir üst orta eğitim öğretmeninin aylığı aynı düzeyde deneyime sahip okulöncesi öğretmen aylığından % 30 daha fazladır. Finlandiya’da bu fark % 50’yi aşar. Avustralya, Kanada, İsrail, Kore ve Türkiye’de üst orta eğitim ve okulöncesi öğretmen maaşlarında % 5’ten daha az fark bulunmaktadır; İngiltere, Yunanistan, İrlanda, Portekiz, İskoçya ve Slovenya’da öğretmenler ders verdikleri eğitim seviyesi dikkate alınmadan aynı aylığı alırlar. Bunun aksine Arjantin’de ders verdikleri seviye ile öğretmen maaşları düşer. Skalanın en üstündeki maaşlar ilk ve alt orta eğitimde başlama maaşlarından sırası ile ortalama % 60 ve % 62 daha yüksektir. Alt orta eğitim seviyesinde asgari nitelik ile mesleğe başlayan yeni öğretmenler ortalama 29 801 $ kazanırlar. Azami, nitelik ile maaş skalasının en üstünde bulunan öğretmenler için maaş ortalaması 51.872 $’dır. Ülkeler arasında öğretmen maaşlarının nispi değeri hakkında bir fikir edinmek için diğer yüksek okul mezunlarının kazançları gibi bir dizi mukayese yapmak faydalıdır. Belçika’nın Flaman topluluğunda (üst orta eğitim düzeyi) ve Kore, Lüksemburg (alt ve üst orta eğitim düzeyi) İspanya’da öğretmenlerin maaşları mukayese edilebilir eğitim düzeyindeki çalışanların maaşlarından en az % 20 daha fazladır. Bunun aksine İzlanda’da hem ilk hem de alt orta öğrenimde ve Slovak Cumhuriyetinde bütün öğrenim seviyelerinde 15 yıllık deneyime sahip öğretmenlere yüksek 64 eğitim mezunu bir çalışana ödenenin ortalama % 50 veya daha azı ödenir. OECD ülkelerinde ilk eğitim düzeyinde öğretmenlerin maaşları 25-64 yaşında yüksek eğitim sahibi kişilerin ortalama kazancının % 82’sini, üst orta eğitim mezunu kişilerin % 90’nını temsil eder. Eğilimler 2000 ve 2010 yılları arasında birçok ülkede öğretmen maaşları reel anlamda artmıştır. Danimarka, Estonya, İrlanda, Portekiz ve İskoçya’da maaşlar eğitimin her seviyesinde % 20 artmıştır. Çek Cumhuriyetinde (ilk ve alt orta öğrenimde) ve Türkiye’de maaşlar son on yılda iki katına çıkmıştır. Sadece Fransa ve Japonya öğretmen maaşlarını reel anlamda % 5 azaltmıştır. Açıklamalar Brüt öğretmen maaşları OECD Ulusal Muhasebe veri tabanından özel tüketim için satın alım pariteleri (PPPs) kullanılarak dönüştürülmüştür. Başlanma aylığı yıllık tam kalifiye tam zamanlı bir öğretmenin öğretmenlik kariyerine başladığında ortalama planlı brüt maaşına işaret eder. Yüksek eğitimli çalışanların kazançları 25-64 yaşında tam zamanlı tam yıllık çalışanları ortalama kazançlarıdır. Öğretmenler için vergilendirmede büyük farklılıklar, sosyal katkı ve ödenek ve ek ödemeler ve ayrıca ders verme süresindeki farklılıklar, iş yükü ve yarı zamanlı öğretmen kullanımı öğretmenlerin kazançlarının uluslararası mukayesesinde dikkate alınmalıdır. Bu nedenle öğretmen maaşlarının mukayesesinin yorumlanmasında dikkatli davranmak önemlidir. Veriler 2011 OECD-INES öğretmen ve müfredat araştırmalarından alınmıştır ve 2009-10 eğitim yılı ile ilgilidir. İsrail için veri konusunda bilgi: http://dx.doi.org/10.1787/888932315602. Daha fazla bilgi edinmek için İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012 (gösterge D2) Kapsama alınan alanlar: Öğretmen maaşları ve eğilimleri Öğretmenler için ek ödemeler OECD’den daha fazla bilgi için Evaluating and Rewarding the Quality of Teachers: International Practices (2009) (Öğretmenlerin kalitesinin değerlendirilmesi ve ödüllendirme) Teachers Matter: Attractinh, Developing and Retaining Effective Teachers (2005) (Öğretmenler konusu: Ektin öğretmenlerin cezp edilmesi, geliştirilmesi ve desteklenmesi) EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 4. OKUL ORTAMI Öğretmenlere ne kadar ödeme yapılıyor? Şekil 4.5 Alt orta eğitimde öğretmenlerin maaşları, 2010 Bu şekilde üst kısım 15 yıl tecrüben sonra öğretmenlere ne kadar ödendiğini göstermektedir. Alt kısım öğretmen maaşlarını yüksek eğitimli tam zamanlı çalışanların kazançları ile mukayese etmektedir. Satın alma pariteleri kullanılarak dönüştürülmüş, ABD $ eşit Oran Yüksek okul mezunlarının kazancının üzerinde Yüksek okul mezunlarının kazancının altında Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, tablo D3.1 http://dx.doi.org/10.1787/888932668109 ve http://dx.doi.org/10.1787/888932668128 sitesinden alınabilir. Şekil 4.6 Asgari ve azami öğretmen maaşları, 2010 Bu şekil alt orta eğitimde mesleğe başladıklarında, asgari tecrübe ve azami kalifikasyon ile skalanın en üstünde öğretmen maaşları arasındaki farkı göstermektedir. Başlama aylığı/asgari tecrübe ◊ Skalanın en üstünde maaş, azami kalifikasyon Satın alma pariteleri kullanılarak dönüştürülmüş, ABD $ eşit Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, tablo D3.4 alınabilir. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 http://dx.doi.org/10.1787/888932668242 sitesinden 65 4. OKUL ORTAMI Öğretmenler ders vermek için ne kadar zaman harcıyorlar? - Kamu okullarında öğretmen başına verilen ders saati ilk eğitimde yıllık ortalama 782 saat, alt orta eğitimde 704 saat ve üst orta eğitimde 658 saattir - 2000 ve 2010 yılları arasında ortalama ders zamanı bütün eğitim seviyelerinde büyük ölçüde değişmeden aynı kalmıştır. - Öğretmenlerin çalışma zamanının düzenlenme şekli ülkeler arasında önemli ölçüde değişiklik gösterir. Önem Bu bölüm öğretmenlerin ders vermek için harcadığı zaman ve derslere hazırlanma ve öğrencileri değerlendirme gibi ders dışı çalışmasını inceliyor. Çalışma zamanı ve ders verme zamanı öğretmenlerin iş yükünü kısmen belirlese de, bu değişik ülkelerde öğretmenlerden ne talep edildiği farklılığına yönelik algılama sağlar. Ders verme saatleri ve ders dışı görevlerinin boyutu da öğretmenliğin meslek olarak çekiciliğini etkileyebilir. Bu şekilde öğretmenlerin ders vermek için harcadıkları zamanın miktarı da ülkelerin eğitime ayırması gereken mali kaynakları etkileyen faktörlerden biridir. Bulgular OECD ülkelerinde kamu ilkokullarında ortalama ders verme saat sayısı yıllık 782 saattir; ancak Yunanistan ve Polonya’da 600 saatten daha az ve Şili ve Birleşik Devletlerde 1 000 saatin üzerindedir. Alt orta öğrenimde kamu okullarında yıllık ders verme saati ortalaması 704 saattir ancak Yunanistan ve Polonya’da 500 saatten daha az ve Arjantin, Şili, Meksika ve Birleşik Devletlerde 1 000 saat üzerinde olarak farklılık gösterir. Kamu genel üst orta eğitiminde ortalama ders verme saat sayısı yıllık 658 saattir ancak Danimarka’da olan 377 saatten Arjantin’de olan 1 368 saate kadar farklılık gösterir. İlk eğitim seviyesindeki öğretmenler ülkeler arasında farklılık olsa da ders vermek için orta eğitim öğretmenlerinden daha fazla zaman harcarlar. Çek Cumhuriyeti, Fransa, Yunanistan ve İsrail’de ilkokul öğretmenlerinin yıllık ders saati alt orta eğitim öğretmenlerine göre % 30 daha fazladır. Bunun aksine Polonya ve Birleşik Devletlerde bu fark % 3’ü geçmez ve Brezilya, Şili, Danimarka, Estonya, Macaristan, İzlanda, İskoçya ve Slovenya’da fark yoktur. İlkokul öğretmenlerinin ders verme yükünün alt orta eğitim öğretmenlerine göre daha hafif olduğu ülkeler sadece Arjantin, İngiltere ve Meksika’dır. Öğretmenlerin yıllık ders verme zamanlarının gün, hafta ve saat olarak mukayese edilmesi ülkeler arasında belirgin farklılıklar gösterir. Bunun bir sonucu olarak öğretmenlerin günlük verdiği ortalama ders sayısı da Yunanistan, Endonezya, Kore, Japonya, Polonya ve Rusya Federasyonunda alt orta eğitim düzeyinde üç saat veya 66 daha az ve Arjantin, Şili Meksika ve Birleşik Devletlerde beş saat ve daha fazla olarak farklılık gösterir. Ülkelerin çoğunda öğretmenlerin tam zamanlı aylıklarını kazanabilmek için ders verme saati ve ders dışı çalışma zamanı dâhil haftalık belirli bir saat çalışmaları gerekir. İsveç haricinde ders verme saatlerinin sayısı genelde belirlenmiştir, ancak bazı ülkeler bir öğretmenin okulda bulunması gereken süreyi de belirlemişleridir. Eğilimler Mevcut veri bulunan OECD ülkelerinin çoğunda 2000 ve 2010 arasında ders verme zamanı büyük ölçüde değişmeden aynı kalmıştır. Fakat birkaç ülkede ders verme saat sayısı dramatik bir biçimde değişmiştir. Danimarka’da üst orta eğitim düzeyinde % 30’dan fazla düşerken ilk eğitim seviyesinde Çek Cumhuriyeti, Portekiz ve İspanya’da orta eğitim düzeyinde % 25’den fazla artmıştır. Açıklamalar Ders verme zamanı tam zamanlı bir öğretmenin yıllık belirli bir grup veya sınıfta bulunan öğrencilere verdiği ders saati olarak tanımlanır. Çalışma zamanı tam zamanlı bir öğretmenin normal çalışma zamanına işaret eder ve ders verme ile doğrudan ilgili olan ve ayrıca derslere hazırlanma, öğrencileri değerlendirme, sınav ve testleri düzeltme, veliler ve diğer personel ile toplantı yapmak gibi zamanı içerir. Veriler 2011 OECD-INES öğretmen ve müfredat araştırmalarından alınmıştır ve 2009-10 eğitim yılı ile ilgilidir. İsrail için veri konusunda bilgi: http://dx.doi.org/10.1787/888932315602. Daha fazla bilgi edinmek için İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012 (gösterge D4) Kapsama alınan alanlar: Öğretmenlerin çalışma zamanının düzenlenmesi. Eğitim seviyelerine göre yıllık ders verme saat sayısı. OECD’den daha fazla bilgi için 21st Century Learning Environments (2006) (21. Yüzyıl öğrenim ortamı) Teachers Matter: Attracting, Developing and Retaining Effective Teachers (2005) (Öğretmenler konusu: Ektin öğretmenlerin cezp edilmesi, geliştirilmesi ve desteklenmesi) EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 4. OKUL ORTAMI Öğretmenler ders vermek için ne kadar zaman harcıyorlar? Şekil 4.7 Eğitim seviyesine göre yıllık ders verme saati Bu şekil değişik eğitim düzeylerinde öğretmenler için yıllık ders verme saati farklılıklarını göstermektedir. İlk eğitim Alt orta eğitim ◊ Üst orta eğitim, genel programlar Yıllık saat Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, tablo D4.1 http://dx.doi.org/10.1787/888932668318 sitesinden alınabilir. Şekil 4.7 Öğretmenlerin çalışma saatinden ders vermeye harcanan zaman yüzdesi, 2010 Bu şekil öğretmenin çalışma zamanından ders verme zamanına harcadığı zaman miktarını gösteriyor. Öğrenciler ile temas süresi öğretmen iş yükünün ana bölümüdür bunda sınıfı hazırlamak ve sınavları düzetme görevleri de dahildir. % İlk eğitim Alt orta eğitim Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, tablo D4.1 alınabilir. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 Üst orta eğitim, genel programlar http://dx.doi.org/10.1787/888932668318 sitesinden 67 4. OKUL ORTAMI Öğretmenler kimlerdir? - OECD ülkelerinde ortalama ilk eğitim öğretmenlerinin yaklaşık % 58’i ve orta öğretim öğretmenlerinin % 63’ü en az 40 yaşındadır. - OECD ülkelerinde öğretmenlerin ve akademik personelin ortalama yaklaşık üçte ikisi kadındır ancak öğretim personeli arasında kadın oranı eğitimin yüksek düzeylerinde azalma eğilimindedir: ilk eğitim düzeyinde % 97’den yüksek eğitim düzeyinde % 41’dir. - Onüç OECD ülkesinde öğretmenlerin bazı veya bütün eğitim düzeylerinde devam eden eğitime/öğrenime katılmaları gerekir. tamamen diplomalı olabilmek için yeterlik belgesi veya ruhsat alınmasını talep eder. Öğretmenlerin eğitimlerine devam etmeleri hem öğrenme tarzlarının çapının genişliğini karşılamak için farklılaştırılmış eğitim hem de sınıfı dış dünyaya bağlamak için teknolojilerin entegrasyonu ile yeni önemler kazanmıştır. Sadece 13 OECD ülkesi, öğretmenlerin sürekli eğitim almasını gerekli görmekte, ancak bu sayı gelecek yıllarda artacak gibi görünmektedir. Eğilimler Önem Bu bölüm eğitim veren işgücü profilini temsil etmektedir. Eğitim veren işgücünün daha iyi anlaşılması ülkelerin öğretmen sıkıntısı bekleyebileceklerini ve öğretmenlik mesleğini daha cazip kariyer seçeneği haline getirmek için çalışması gerektiği anlamını taşır. 2000 ve 2010 yılları arasında 50 yaşında orta eğitim öğretmenlerinin oranı mukayese edilebilecek veri bulunan ülkeler arasında % 28.8’den % 34.2’ye tırmanmıştır. Bu artış özellikle Avusturya, Almanya, İrlanda, Japonya, Norveç, İsviçre ve Birleşik Krallıkta yüzde 8 puan veya daha fazla artışla özellikle büyüktür. Bulgular Açıklamalar OECD ülkelerinde ilk eğitim öğretmenlerinin ortalama % 58’i en az 40 yaşındadır. Bu oran Çek Cumhuriyeti, Almaya, İtalya ve İsveç’te % 70’i aşmaktadır. Sadece yedi ülkedeBelçika, Brezilya, İrlanda, İsrail, Kore, Lüksemburg ve Birleşik Krallıkta- ilk eğitim öğretmenlerinin yarıdan fazlası 40 yaş altındadır. Orta öğrenim düzeyinde ortalama olarak OECD ülkeleri arasında orta eğitim öğretmenlerinin % 63’ü en az 40 yaşındadırlar. Fakat Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Almanya ve İtalya’da bu pay % 70 veya daha fazlasına ulaşmaktadır. 50 yaşında veya daha yaşlı ortaokul öğretmenlerinin oranı ülkelerin çoğunda ilkokul öğretmenlerinden daha fazladır. Öğretmenlerin yaşı ve cinsiyeti konusunda veri 2009-10 eğitim yılına aittir ve OECD tarafından 2011 yılında yönetilen eğitim istatistikleri UOE veri toplamalarına dayalıdır. Eğitimin her düzeyinde kadınlar öğretmenlerin ve akademik personelin üçte ikisini temsil eder ancak kadın öğretmenlerin oranı eğitimin her düzeyinde bir sonraki düzeye göre azalmaktadır. Örnek olarak OECD alanında kadınlar okulöncesi eğitimdeki öğretmenlerin takriben % 97’sine tekabül eder; ilkokul düzeyinde % 82, alt orta eğitimde % 68’den daha az; üst orta eğitim düzeyinde % 56 ve yüksek eğitimde % 41’dir. Yüksek eğitim düzeyinde kadınların oranı ülkeler arasında belirgin bir farklılık gösterir: Japonya ve Kore’de (sırası ile % 19 ve % 34) eğitim personelinin yaklaşık üçte biri veya daha azı ile Finlandiya, Yeni Zelanda, Rusya Federasyonu ve Güney Afrika (sırası ile % 51, % 52, % 56 ve % 53) yarısından fazlasına kadar farklılık gösterir. Okulöncesi eğitim için öğretmen yetiştirme süresi OECD ülkeleri arasında büyük ölçüde farklılık gösterir. Japonya, Kore ve Birleşik Devletlerde temel sertifikalandırma için iki yıldan Fransa ve Portekiz’de beş yıla kadar değişkendir. Üst orta eğitim öğretmenlerini yetiştirme süresi İngiltere ve İsrail’de 3-4 yıldan Almanya’da olan 6.5 yıla kadar değişkendir. Bunun ötesinde 11 OECD ülkesi ve Endonezya 68 2009-10 akademik yılına ait veri öğretmenler ve müfredat konusunda 2011 yılında yapılan OECD-INES araştırmasına dayalıdır. Daha fazla bilgi edinmek için İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012 (gösterge D5) Kapsama alınan alanlar: Ülkelere ve eğitim seviyelerine göre öğretmenlerin yaş dağılımları Ülkelere ve eğitim seviyelerine göre öğretmenlerin cinsiyet dağılımları Öğretmenlerin bilgi ve becerileri Öğretmenlik mesleğine başlamak için talep edilenler Öğretmenler hakkında alınan değişik türde kararların hükümet düzeyi OECD’den daha fazla bilgi için Educating teachers for diversitiy: Meeting the challenge (2010) Öğretmenlerin farklılaştırma için eğitimi: Sorunların üstesinden gelme) Evaluating and Rewarding the Quality of Teachers: International Practices (2009) (Öğretmenlerin kalitesinin değerlendirilmesi ve ödüllendirme) EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 4. OKUL ORTAMI Öğretmenler kimlerdir? Şekil 4.9 Öğretmenlerin yaş dağılımı, 2010 Bu şekil OECD ülkelerinde ilk, alt orta eğitim ve üst orta eğitimde her yaş grubunda öğretmenlerin ortalama yüzdesini göstermektedir. 30 yaş altında 30-29 yaş 40-49 yaş İlk eğitim 50 yaş ve üzeri Orta eğitim Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, tablo D5.1 ve D5.1 http://dx.doi.org/10.1787/888932668375 ve http://dx.doi.org/10.1787/888932668394 sitesinden alınabilir. Şekil 4.9 Öğretmenlerin cinsiyet dağılımı, 2010 Üst kısım ülkelere göre eğitimin her düzeyinde kadın olan öğretmenlerin yüzdesini göstermektedir. Alt kısım OECD ülkelerinde ortalama olarak eğitim seviyesine göre kadın olan öğretmenlerin yüzdesini göstermektedir % Eğitimin her düzeyinde % Eğitim seviyesinde (OECD ortalaması) Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, tablo D5.3 http://dx.doi.org/10.1787/888932668413 sitesinden alınabilir. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 69 5. ÖZEL BÖLÜM: EŞİTLİK Eğitimde eşitlik nedir? Okulöncesi eğitime erişim Orta ve yüksek eğitime giriş (erişim) İş piyasasına giriş Yaşam boyu eğitime erişim Ebeveynlerin eğitimi öğrencilerin fırsatlarını etkiliyor mu? Göçmen çocukların entegre edilmesi Cinsiyet ayrımının azaltılması EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 71 5. ÖZEL BÖLÜM: EŞİTLİK Eğitimde eşitlik nedir? - OECD ülkelerinde genel olarak daha iyi okul performansı sağlamasına rağmen çocukların dörtte biri okulöncesi eğitimden yoksundur. - OECD ülkelerinde beş gençten biri (% 19) temel okuryazarlık becerisinden yoksundur. - Göç geçmişi olan öğrenciler bazı ülkelerde 1.5 yıllık performans farkı ile okulda daha az iyi olma eğilimindedirler. - OECD ülkelerinde 25-34 yaşındakilerin % 50’si, 55-64 yaşındakilerin ise sadece % 27’si örgün ve/veya yaygın eğitime katılmışlardır. Bunun yaşamın daha sonraki dönemlerde telafi edilmesi mümkün ama her zaman kolay değildir. OECD ülkelerinde 24-64 yaşındaki erişkinlerin ortalama % 8’i örgün eğitimdedir, ancak bunların çoğu ( %17) 25-35 yaş grubunda olup, 55-64 yaş grubunda ise oran sadece % 2’dir. Ve bir de beklentide eşitlik sorusu bulunmaktadır; eğitimde başarı adına cinsiyet ayrımını azaltmada çok büyük ilerleme kaydedilmiştir, ancak kızlar halen matematik veya bilgisayar gibi alanlarda eğitimi veya kariyeri en azından kısmen onlar için vizyonlarında doğru kariyer olmamasından dolayı, daha az seçmektedirler. Giriş Açıklamalar İyi eğitilmiş bir nüfus bir ülkenin ekonomik ve sosyal kalkınması için gereklidir ve bu daha yüksek düzeyde bir eğitim yüksek kazanç, daha iyi sağlık ve uzun yaşam anlamını taşır. Bu nedenle bütün çocukların ve erişkinlerin eğitim fırsatlarının geniş çeşitliliğine erişmesi toplumun çıkarınadır. Eğer şehrin yoksun bir kısmında yaşıyorsanız ortaokulu tamamlamanız veya üniversitede bir yer kazanma ihtimaliniz daha mı düşük? Eğer çocuklar kreşe gitmezlerse veya aileleri göçmen ise kayıp mı olurlar? Belirli bir yaşın üzerindeyseniz veya kadınsanız bir erişkin olarak becerilerinizi artırmak veya yeniden eğitime girmek zor mudur? Ve hükümetler çocuk alanlarının seviyesini yükseltmeye yardımcı olmak için ne yapabilirler? Bu bölüm eğitimde eşitlik ve sosyal ve ekonomik eşitsizliğin üstesinden gelebilmek için nasıl yardımcı olunabileceği ile ilgilenmektedir. Eğitimde eşitliğin ana özellikleri Öğrencilerin geçmişi onların akademik başarıları ile ilgilidirebeveynleri düşük düzeyde eğitime sahip olanlar, düşük sosyoekonomik statüde olanlar veya göçmen geçmişinden gelenler ve ayrıca 15 yaşındaki erkekler daha düşük performansta yüksek bir risk altındadır. OECD ülkelerinde bu yaştaki insanların yaklaşık % 19’u temel okuryazarlık becerisinden yoksundur, bu da onları herhangi bir niteliğe sahip olmadan okuldan ayrılmalarına neden olur. Gerçekten de OECD ülkelerinde 25-34 yaşındakilerin % 20’si üst orta eğitime başlamamışlardır. Göçmen geçmişi bulunan öğrenciler okul arkadaşlarından daha erken okulu bırakmakta- okulda kaldıklarında çoğu akranlarının gerisinde kalmaktadırlar- bazı ülkelerde yaklaşık 1.5 eğitim yılına eşdeğer bir fark vardır. Eğitim süreçlerinde eşitliği geliştirme söz konusu olduğunda anahtar; erken başlamaktır. Eğer çocuklar okulöncesi eğitime başlarsa, 15 yaşına geldiklerinde ve daha sonraki yıllarda da daha başarılı olabilmektedirler. 72 Bu bölümdeki konular “OECD Education at a Glance 2012 ve Equity and Quality in Education: Supporting Disadvantaged Students and Schools (OECD 2012)”den alınmıştır. Her iki yayından bilgi öğrencilerin okuma, matematik ve fen yeterlilikleri PISA 2009 tespitinden çıkarılmıştır. İsrail için veri konusunda bilgi: http://dx.doi.org/10.1787/888932315602. Daha fazla bilgi edinmek için İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda tam açıklamalar için, bakınız PISA 2009 Results: Volume I (Cilt 1) “ öğrenciler be biliyor ve ne yapabilir: okuma, matematik ve fende öğrenci performansı” Bölüm 2) VE pısa 2009 Results: Volume II (cilt II) “Sosyal geçmişin üstesinden gelme: Öğrenmede eşitlik, fırsatlar ve sonuçları” Erişkin öğreniminde ilave materyal için, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012 (gösterge C6) OECD’den daha fazla bilgi için OECD (2012) Equity and Quality in Education: Supporting Disadvantaged Students and Schools (Eğitimde eşitlik ve kalite: dezavantajlı öğrenci ve okulların desteklenmesi) EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 5. ÖZEL BÖLÜM: EŞİTLİK Eğitimde eşitlik nedir? Şekil 5.1 Önemli bir sayıda öğrenci temel becerilerin üstesinden gelemiyor 15 yaşındaki öğrencilerin başarısı PISA okuma skalasında seviye 2’de veya altında, 2009 Yeterlik seviyesi 2’nin altında olan öğrenciler okulu bırakma riskindeyken seviye 1’in altı olanlar toplum ve ekonomiye tam katılım için ciddi dezavantajlı eğitim seviyesine yerleştirildikleri şeklinde görülebilir. Seviye 2 altında Seviye 2 Öğrencilerin yüzdesi Kaynak: OECD (2012), Equity and Quality in Education: Supporting Disadvantaged Students and Schools Şekil 1.2 http://dx.doi.org/10.1787/888932560835 sitesinden alınabilir. Şekil 5.2 Göçmen öğrenciler ve yerli öğrenciler arasında ciddi bir okuma eksikliği mevcuttur. PISA da göçmen statüsünde okuma performansı Bu şekil yerli (çubuk), ilk nesil (daire) ve ikinci nesil (baklava) arasında performans farkını göstermektedir. Örnek olarak İtalya’da göçmen geçmişi olmayanlar ülkede doğan ancak aileleri yabancı doğumlu (ikinci nesil) öğrencilere göre 45 puan daha fazla almışlardır, bu bir eğitim yılına eşittir. OECD üyesi olmayan ekonomiler mukayese için dâhil edilmiştir. Göçmen geçmişi olmayan öğrenciler İlk nesil öğrenciler İkinci nesil öğrenciler Okuma skalasında ortalama performans Kaynak: OECD (2012), Equity and Quality in Education: Supporting Disadvantaged Students and Schools Şekil 1.7 http://dx.doi.org/10.1787/888932560911 sitesinden alınabilir. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 73 5. ÖZEL BÖLÜM: EŞİTLİK Okulöncesi eğitime erişim - Okulöncesi eğitim almış onbeş yaşındakiler okulda daha iyi performans gösterme eğilimindedirler. OECD ülkelerinde 4 yaşındakilerin dörtte üçünden fazlası (% 79) okulöncesi eğitime kaydolmuşlardır. OECD’nin eğitim kurumlarına yatırımının % 9’u okulöncesi eğitim harcamalarına tekabül etmektedir İlk, orta, orta eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitimle mukayese edildiğinde okulöncesi eğitim kurumları % 18 ile özel kaynaklardan en büyük kaynak oranına sahiptirler. - Okulöncesi kurumlar ilk, orta, orta eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitim ile mukayese edildiğinde % 18 ile özel kaynaklardan en büyük fon oranını almaktadır. Özel kaynak büyük farklılık göstermektedir, fakat ülkeler arasında, Belçika, Estonya, Lüksemburg, Hollanda ve İsviçre’de % 5 veya daha az Arjantin, Avusturya ve Almanya’da % 25 veya daha fazla ve Avustralya, Japonya ve Kore’de % 48 düzeyindedir. Eğilimler Önem Okulöncesi eğitim yaşam boyu öğrenim için güçlü bir temel oluşturmaya yardımcı olur ve çocuğun gelişiminde önemli bir rol oynayabilir. Bütün çocukların eşit temel ile başlamasını sağlamak sosyal eşitsizlikleri de azaltabilir. Bu nedenle okulöncesi programların artmasını ve kalitesini desteklemek için kamu kaynaklarının sürdürülebilirliğini teşvik etmek önemlidir. Ülkeler okulöncesi programlarını artırırken erişebilirlik, maliyet, program, kalite ve sorumluluk ile ilgili ebeveyn ihtiyaç ve beklentilerini dikkate almalıdırlar. Özel kurumlar, çocuk bakımı veya ders dışı etkinlikler kapsamında, ebeveynler için devlet desteği sağlansa da ağır mali yükler ile sonuçlanabilir. Okulöncesi eğitim programlarına kayıt 4 yaşındakilerde OECD ülkelerinde 2005’te ortalama % 77’den 2010’da % 81’e artmıştır. Bu dönemde Meksika ve Polonya’da 4 yaşındakilerde kayıt olma oranı % 20 puandan fazla artmıştır. Açıklamalar Bu bölümdeki konular PISA 2009 öğrencilerin okuma, matematik ve fen yeteneği ve “Starting Strong II and III: Early Childhood Education and Care (güçlü başlama II ve III. okulöncesi eğitim ve bakımı) (OECD 2006 ve 2011)”den alınmıştır. İsrail için veri konusunda bilgi: http://dx.doi.org/10.1787/888932315602. Bulgular OECD’nin 15 yaşındaki öğrencilerin PISA değerlendirme sonuçları, birçok ülkede okulöncesi eğitime katılan öğrencilerin katılmayanlara göre daha iyi performans sergileme eğiliminde olduklarını göstermiştir. PISA araştırması ayrıca uzun süreli okulöncesi eğitimin, daha küçük öğrenci oranına ve çocuk başına daha yüksek kamu harcamasının okulöncesine katılımın olumlu etkilerini artırdığını da göstermiştir. Şimdi çocukların çoğu için eğitim OECD ülkelerinin çoğunda 5 yaşına gelmeden başlamaktadır. OECD ülkelerinin genelinde 4 yaşındakilerin dörtte üçünden fazlası (% 79) okulöncesi eğitim programlarına kaydolmakta ve bu Avrupa Birliği üyesi olan OECD ülkelerinde ortalama % 83’e ulaşmaktadır. Hem kamu hem de özel kurumlarda okulöncesi seviyede öğrenci başına yıllık harcama OECD ülkelerinde ortalama 6 670 $’dır. Ancak harcamalar Arjantin, Brezilya, Endonezya, Meksika ve Güney Afrika’da 2 500 $ veya daha az ile; Lüksemburg ve Yeni Zelanda’da 10 000 $ ve daha fazla ile farklılık göstermektedir. Gayrisafi yurtiçi hâsıla yüzdesi olarak okulöncesi eğitime yapılan harcama OECD toplam eğitim kurumları harcamasının % 9’una tekabül etmektedir. Kamu kaynaklı okulöncesi eğitim, OECD’nin Avrupa ülkelerinde diğer OECD ülkelerine göre daha güçlü gelişmiştir. 74 Daha fazla bilgi edinmek için İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012 (gösterge C2) Kapsama alınan alanlar: Okulöncesi programlara kayıt olma oranı Kamu ve özel kaynaklar tarafından yapılan harcama Okulöncesi eğitim politikalarının PISA sonuçlarına etkisi OECD’den daha fazla bilgi için Bu gösterge için önemli olan aşağıda belirtilen ilave materyal online olarak mevcuttur: PISA Volume II Starting Strong II and III: Early Childhood Education and Care, 2006 ve 2011 EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 5. ÖZEL BÖLÜM: EŞİTLİK Okulöncesi eğitime erişim Şekil 5.3 4 yaşında eğitime kaydolma oranları (2005 ve 2010) Bu şekil kamu ve özel kurumlarda 4 yaşındaki öğrencilerin tam zamanlı ve yarı zamanlı 2005 ve 2010 kayıt oranlarını mukayese etmektedir. Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, tablo C2.1 http://dx.doi.org/10.1787/888932667026 sitesinden alınabilir. Şekil 5.4 Okulöncesi eğitim politikalarının PISA sonuçlarına etkisi, 2009 Bu şekil değişik okulöncesi eğitim politikalarından ortaya çıkan PISA sonuçlarında elde edilen puanları karşılaştırmaktadır Okul öncesi eğitim için ilave bir dolar harcama Okul öncesi eğitim okullarında öğretmen başına düşen öğrenci oranını 1 öğrenci kadar azaltma Okul öncesi eğitimin süresini 1 yıl artırma Okul öncesi eğitime katılan öğrencilerin oranını % 1 artırma Elde edilen puan farkı Kaynak: OECD (2012), Starting Strong III: A quality Toolbox for Early Childhood Education and Care, OECD Paris, http://dx.doi.org/10.1787/9789264123564-en sitesinden alınabilir. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 75 5. ÖZEL BÖLÜM: EŞİTLİK Orta ve yüksek eğitime giriş (erişim) - Ulusal sınavlar üst orta eğitim seviyesinde ilk seviyeden daha yaygındır. Yirmiüç ülkede üst orta eğitim seviyesinde ulusal sınav vardır. - Otuziki ülke yüksek eğitim için giriş sınavları uyguladığını bildirmiştir. - Yirmi ülke yüksek eğitime erişim elde etmek için kullanılabilen esnek yollar veya alternatif yollara sahip olduklarını bildirmişlerdir. Önem Bir dizi faktör, öğrencileri öğrenmeye motive eder. Bu bölüm, orta ve yüksek eğitime erişimi etkileyen sınavların olması ve yapısı gibi öğrencilere okulda sıkı çalışmaları için uygulanan baskı miktarını etkileyebilen bazı ana faktörleri ele almaktadır. Öğrenciyi motive edebilen diğer faktörler yüksek eğitime erişim için gerekli olan ve yüksek eğitimdeki fırsatların mevcudiyeti ve rekabeti kapsar; fakat eğitime erişimdeki eşitliği güçlendirmek için yüksek eğitime ulaşmada alternatif güzergâhlar veya esnek yollar gereklidir. Bulgular Ulusal sınavlar üst orta seviyede, ilk ve alt orta seviyeden daha yaygındır. 36 ülkenin yirmiüçünde üst orta eğitim seviyesinde ulusal sınav vardır ve bunların 18’inde bu sınavlar genel programlardaki öğrenciler için zorunludur. Ulusal sınavlara ilaveten yedi ülke üst orta eğitim seviyesinde ulusal olmayan diğer standart sınavları kullandıklarını bildirmişlerdir. Toplam 32 ülke yüksek eğitim için üst ortaokulların kendileri tarafından uygulanmayan giriş sınavlarını kullanmaktadırlar, bu ülkelerin dokuzunda sınavlar eğitim alınan dalı kapsamaktadır, yedisinde eğitim alınan dalların yarısından fazlası kapsam içerisindedir ve kalan 16 ülkede sınavlar sadece mevcut olan eğitimin bazı alanlarını kapsamaktadır. Giriş sınavlarına ilaveten yüksek eğitime erişimi belirlemede başka faktörler, kriterler veya özel koşullar uygulanmaktadır. En yaygın olanı orta eğitim toplam not ortalamasıdır (GPA) . 21 Ülke kriter olarak GPA kullanıldığını bildirmiştir. Diğer faktörler 14 ülkede önceki iş deneyimini, 11 ülkede başvuru mektubu veya yazılı gerekçe ve 10 ülkede önceki hizmetler veya gönüllü çalışmayı kapsar. Başvuru sahibinin etnik kökeni veya aile geliri gibi aile geçmişi faktörleri sırası ile sadece altı ve sekiz ülkede kullanılmaktadır. Yüksek eğitimde mevcut olan yerlerin sayısı ve bu yerler için rekabet derecesi öğrencilerin ilk ve ortaokul eğitiminden geçerken ne kadar baskı uygulanabileceğinin tespitinde önemli faktörlerdir. Örnek olarak, eğer bütün üst orta eğitim mezunları için yüksek eğitim garanti edilmiş ise, öğrenciler akranları ile yarışmak durumunda olacaklarından 76 veya kabul edilmek için belirli performans standartlarını sağlamaları gerektiği durumdan daha az baskı hissedebilirler. Üniversite giriş oranları her bir ülke içerisinde yüksek eğitime nispi erişebilirliği gösterir. 20 ülkede yüksek eğitime erişmek için alternatif güzergâhlar veya esnek yollar kullanılabilir. İsveç’te yüksek eğitim kurumları mevcut yerlerin üçte birine kadar alternatif seçme kriteri kullanabilirler, bu alternatif kriter genelde gerekli olan resmi niteliğe sahip olan müracaat sahipleri arasından seçilir. Standart üniversite giriş sınavlarından başka özel testler, konu ile ilgili bilgi, profesyonel veya mesleki tecrübe ve program ile ilgili kriter bu durumlarda dikkate alınabilinir. Eğilimler Öğrencilerin performansının belgelenmesine ilaveten ulusal sınavlar da okulları ve eğitim sistemlerini mesul tutmak için öne çıkan vasıtalardır. Mesul tutmayı sağlayan bu yöntem artan bir biçimde son birkaç on yıldır uluslararası düzeyde önem kazanmıştır. Ulusal sınavların daha çok kullanılmasına yönelme kısmen büyük öğrenci popülasyonlarının düzenli olarak test edilmesini kolaylaştıran teknolojik ilerlemeye atfedilmektedir. Açıklamalar Veriler 2011 OECD-INES ulusal sınavlar ve yüksek eğitime giriş araştırmasındadır ve 2010-11 eğitim yılı ile ilgilidir. İsrail için veri konusunda bilgi: http://dx.doi.org/10.1787/888932315602. Daha fazla bilgi edinmek için İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012 (gösterge D7) Kapsama alınan alanlar: Orta öğretime ve yüksek öğretime giriş ve sınavlar Yüksek öğretime girişi belirlemek için sınavlardan başka faktörlerin etkileri OECD’den daha fazla bilgi için OECD (2011) “Resources, Policies and Practices” (kaynaklar, politikalar ve uygulamalar), PISA 2009 Results : What Makes a School Successful? (sonuç: Bir okulu ne başarılı kılar?) EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 5. ÖZEL BÖLÜM: EŞİTLİK Orta ve yüksek eğitime giriş (erişim) Şekil 5.5. Orta ve yüksek eğitime giriş ve sınavlar, 2011 Bu şekil orta ve yüksek eğitime girişi belirleyen ulusal sınav taleplerini göstermektedir Sınav yok Öğrenciler için zorunlu değil Öğrenciler için zorunlu Uygulanmıyor İlköğretim Ulusal sınavların varlığı Alt ortaöğretim Üst ortaöğretim Evet, bütün eğitim alanları için Evet, eğitim alanlarının çoğu (yarıdan fazlası için) Evet, bazı eğitim alanları için Giriş sınavı yok Yüksek eğitim için üst ortaokulların kendileri tarafından uygulanmayan giriş sınavlarının varlığı Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, tablo D7.1a, D7.2a, D7.3a ve D7.1b, D7.1c, D7.2b, D7.2c http://dx.doi.org/10.1787/888932668812; http://dx.doi.org/10.1787/8889326688169; http://dx.doi.org/10.1787/888932668945; http://dx.doi.org/10.1787/888932668831; http://dx.doi.org/10.1787/888932668850; http://dx.doi.org/10.1787/888932668888; http://dx.doi.org/10.1787/888932668907sitesinden alınabilir. Şekil 5.6 Yüksek eğitime girişle sınavlardan başka faktörlerin etkileri Bu şekil sınavlardan başka seçme mekanizması kullanan ülkelerin sayısını ve yüksek eğitimin ilk aşamasına girişi belirleyen bu kriterlerin önemini göstermektedir. Çok önemli Ortaokuldaki sınıfnot ortalaması Orta düzeyde önemli Geçmiş iş deneyimi Kayıt için başvuru mektubu veya yazılı gerekçe Düşük düzeyde önemli Geçmişteki hizmetler veya gönüllü çalışma Başvuru sahibinin aile geliri Kullanılıyor ama önemi bilinmiyor Tavsiye ile Başvuru sahibinin etnik kökeni Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, tablo D7.4a http://dx.doi.org/10.1787/888932668983 sitesinden alınabilir. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 77 5. ÖZEL BÖLÜM: EŞİTLİK İş piyasasına giriş - OECD ülkelerinde kadınların yüksek eğitim başarısı ortalama olarak daha yüksektir, ancak istihdam oranları erkeklerinkinden çok daha düşüktür. - Genç insanlar her eğitim seviyesinde daha yüksek işsizlik riski ile karşı karşıyadırlar. - Kendilerinin en yüksek derecesi olarak üst orta mesleki eğitime sahip bireyler genel üst orta eğitime sahip erişkinlere göre daha yüksek istihdam oranına sahiptirler. Önem Bu bölüm cinsiyet, eğitim türü ve yaşın iş piyasasına girişi nasıl engellediği veya çabuklaştırdığı ile ilgilenmektedir. Eğitimin istihdam edilebilirlik konusundaki yararları şüphe götürmez. Bununla birlikte bu yararlar kadın ve erkek arasında, mesleki eğitim karşısında genel eğitime sahip insanlar veya genç ve kıdemli erişkinler arasında eşit paylaşılmamıştır. Bu, istihdam edilmiş olmak veya işsiz olma konusunda bireylerin şanslarını ekonomik durumların etkisi önemli ölçüde değiştirdiğinden, zor ekonomik zamanlarda özellikle önemlidir. İstihdam ve işsizlik ve eğitimsel başarı arasındaki ilişki konusunda veri zorlu ekonomik durumları anlamak ve cevap vermeye çalışan politika belirleyicileri için değerli bilgiler sağlar. Bulgular OECD ülkeleri ortalamasında kadınların yüksek eğitim başarısı erkeklere göre daha yüksektir, ancak ülkelerin çoğunda yüksek becerili kadınların istihdam oranları halen kaydadeğer biçimde düşüktür. OECD ülkeleri arasında ortalama olarak 25-64 yaşındaki kadınların % 32’si, 2010 yılında % 29 olan erkekler ile mukayese edildiğinde yüksek eğitimi başarı ile tamamlamıştır. Buna rağmen yüksek eğitimli kadınların istihdam oranı halen erkeklerinkinden yüzde 9 puan daha düşüktür. Bu fark, farklılığın yüzde 29 puana eriştiği Şili, Çek Cumhuriyeti, Japonya, Kore, Meksika ve Türkiye’de özellikle büyüktür. Kadın istihdam oranının en yüksek olduğu İskandinav ülkelerinde kadınlar için iş fırsatını artırmak amacıyla çocuk bakım hizmetleri geliştirilmiştir. Örnek olarak İsveç’te 1970’lerde çocuk bakım hizmetlerinin artırılmasının kadın istihdam oranının % 60’dan % 80’nin üzerine çıkmasında yardımcı olduğu düşünülmektedir. OECD ülkelerinin çoğunda erkeklere göre daha az kadın tam zamanlı çalışmaktadır. Bu oran daha yüksek eğitim seviyeleri ile artsa da OECD ülkeleri genelinde ortalama olarak % 84 erkek oranı ile mukayese edildiğinde sadece % 60 yüksek eğitimli kadın tam zamanlı çalışmaktadır. Yaş grubuna bağlı olarak işsizlik oranları belirgin bir biçimde farklılık göstermektedir. Genel olarak 55-64 yaşındakilerin işsizlik oranı 25-34 yaşındakilerden çok daha düşüktür. Ortalama olarak OECD ülkeleri genelinde üst orta eğitime sahip olmayan 25-34 yaşındakilerin % 19.1’i işsizken bu 5564 yaşındakilerde sadece % 8.8’dir. İşsizlik yüksek eğitimli 78 kişilerde daha düşüktür fakat burada da halen yaş eşitsizliği bulunmaktadır. Yüksek okul mezunu 55-64 yaşındakiler için işsizlik oranı % 4 iken bu 25-34 yaşındakiler için %6.5’dir. Mesleki eğitim ve öğrenim öğrencilere belirli bir meslek veya sanayi için ilgili iş piyasası becerisi vererek genelde ileri götürmektedir. Araştırmalar mesleki eğitim için yatırım yapmanın iyi ekonomik getiri sağladığını ve Almanya gibi güçlü mesleki eğitim sistemine sahip ülkelerin genç işsizlikle mücadelede nispeten başarılı olduklarını göstermektedir. Ortalama olarak OECD ülkeleri genelinde nüfusun % 31’i mesleki üst orta eğitim almışlarıdır. Bu bireylerin ortalama istihdam oranı % 75.5 ile genel üst orta eğitim almış kişilere göre % 4.8 puan daha fazladır. Bu mesleki eğitim süresince bireylerin iş piyasasında hemen ihtiyaç duyulan özel becerileri öğrenmelerinden kaynaklanabilir. Bunun aksine üst orta öğrenimde genel eğitimde öğrenilen beceriler daha az özel olabilir ve iş piyasasına bağlantısı daha zayıf olabilir. Buna ilaveten genel eğitim almış erişkinler ile mukayese edildiğinde mesleki eğitim almış 25-64 yaşındakiler arasında işsizlik yaklaşık % 5 daha düşüktür Açıklamalar İstihdam oranı çalışma yaşındaki nüfusun yüzdesi olarak istihdam içerisinde bulunan kişilerin sayısına işaret eder. İşsizlik oranı milli işgücünün yüzdesi olarak istihdam edilmeyen kişileri ifade eder. İşsizlik faal olarak iş arayan ve hâlihazırda işe başlamaya hazır kişileri belirtir. İstihdam en az haftada bir saat ödeme veya kâr karşılığı çalışan veya bir işi olan ancak hastalık, izin veya grev nedeni ile geçici olarak çalışmayanları tanımlar. İsrail için veri konusunda bilgi: http://dx.doi.org/10.1787/888932315602. Daha fazla bilgi edinmek için İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012 (gösterge A7) Kapsama alınan alanlar: Mesleki eğitim ve cinsiye eğitimin boyutu ve çalışma sonuçları Cinsiyete göre mesleki ve genel eğitim başarısı arasında istihdam oranlarının farkı EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 5. ÖZEL BÖLÜM: EŞİTLİK İş piyasasına giriş Şekil 5.7 Yüksek eğitim görmüş 25-64 yaşındakiler arasında tam zamanlı kazanç elde eden bireylerin cinsiyete göre oranı (2010 veya veri mevcut bulunan son yıl) Bu şekil yüksek eğitim alan kadınlar ve erkekler arasında tam zamanlı çalışanların oranını karşılaştırmaktadır. Ortalama olarak OECD ülkeleri genelinde yüksek eğitim görmüş kadınların sadece % 69’u, erkekler (% 84) ile mukayese edildiğinde tam zaman temelinde çalışmaktadır. Erkek Kadın Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, tablo A7.5 http://dx.doi.org/10.1787/888932665278 sitesinden alınabilir. Şekil 5.8 Mesleki ve genel üst orta eğitimli kişilerin istihdam oranı, 2010 Bu şekil mesleki üst orta eğitim ve genel üst orta eğitime sahip bireylerin istihdam oranlarını karşılaştırmaktadır. Mesleki üst orta eğitime sahip kişiler genel üst orta eğitime sahip erişkinlerden daha yüksek istihdam oranına sahip olma eğilimindedirler. Mesleki eğitim Genel eğitim Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, tablo A7.6 http://dx.doi.org/10.1787/8889326652797 sitesinden alınabilir. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 79 5. ÖZEL BÖLÜM: EŞİTLİK Yaşam boyu eğitime erişim - Erişkinlerin % 40’tan fazlası OECD ülkeleri genelinde belirli bir yaş içerisinde örgün ve/ veya yaygın eğitime katılmaktadır. - Hem yaş hem de eğitimsel başarı erişkin eğitimini etkilemektedir. - İşverenler erkek ve kadın katılımında daha fazla yaygın eğitime ilgi duymaktadırlar. Önem Temel eğitimden ayrıldıktan sonra eğitim ve öğrenime yatırım yapmak işgücünün becerisini güncellemek için gereklidir. Beceriler için rekabet etmek, özellikle de yüksek büyüme ve ileri teknoloji piyasalarında acımasızdır. Değişen iş pazarının ihtiyaçlarını karşılamak için, nüfussun her zamankinden daha büyük bir kısmı değişen teknolojilere uyum sağlayabilmeli ve yeni beceriler öğrenebilmeli ve uygulayabilmelidir. Erişkin eğitimine artan yatırımlar ve katılım yetersizliğini azaltmak OECD ülkelerinin çoğunda politik hedefler arasındadır. Bulgular Erişkinlerin % 40’dan fazlası OECD ülkeleri genelinde belirli bir yaş içerisinde örgün ve/veya yaygın eğitime katılmaktadır. Bu oran Yunanistan ve Macaristan’da % 15’den az ve Yeni Zelanda ve İsveç’te % 60’tan fazlaya kadar değişkenlik göstermektedir. Hem yaş hem de eğitimsel başarı erişkin eğitimini etkilemektedir. Her tür erişkin eğitimine - örgün, yaygın ve enformel - katılmak OECD ülkelerinin çoğunda yaşlı insanlar için azalma eğilimindedir. OECD ülkelerinin genelinde 55-64 yaşındakilerde sadece % 27 olan oran ile karşılaştırıldığında 25-34 yaşındakilerin % 50’si örgün/ yaygın eğitime katılmaktadırlar. En düşük genel katılım oranı % 14 ile düşük seviyede eğitime sahip yaşlı topluluğunda bulunmaktadır. En yüksek katılım oranı % 65 ile yüksek eğitime sahip daha genç insanlar arasında bulunmaktadır. Okul, kolej veya üniversite gibi eğitim kurumları tarafından verilen örgün eğitim, OECD ülkelerinde ortalama olarak erişkinlerin % 8’ine sağlanmaktadır. Örgün eğitim 25-34 yaşındakilerin % 17’sine ve 55-64 yaşındakilerin % 2’sine sağlanmaktadır. OECD ülkelerinin genelinde yaygın eğitime katılan yıllık 76 saat ders almaktadır. Bu saatlerin beşte 80 dördü iş ile ilgilidir. Bütün OECD ülkelerinde en yaşlı topluluk (55- 64 yaş) ortalamaya göre iş ile ilgili yaygın eğitimde daha az saat ders almaktadır. Gençler ve yaşlı topluluk arasında ders saati farkı Belçika, Macaristan, Kore ve Birleşik Krallıkta 30 saatten daha fazladır. İşveren tarafından desteklenen yaygın eğitim erkekler için kadınlara göre büyük üçlüde daha fazla olduğundan cinsiyet de yaygın eğitime girişte bir etkiye sahiptir. Yaygın eğitime ayrılan çalışma zamanının işçi maliyeti her ülkede erkek için daha yüksektir ancak işveren destekli yaygın eğitim kadınlar için Çek Cumhuriyetinde, Danimarka, Finlandiya, Macaristan, Portekiz ve İspanya’da daha yüksektir. Açıklamalar Avrupa ülkeleri için veri ülkenin spesifik olmayan bütçe araştırmalarından hesaplanmıştır (bakınız ek 3). Avrupa İstatistik Sisteminde bulunan ülkeler için veri pilot EU Erişkin Eğitim araştırmasından (AES) alınmıştır. EU AES 2005 ve 2008 arasında EU, EFTA ve aday ülkelerde 29 ülke ile yapılmıştır. EU AES yaygın çerçeve, standart anket, araçlar ve analiz raporu kullanan bir pilot incelemedir. İsrail için veri konusunda bilgi: http://dx.doi.org/10.1787/888932315602. Daha fazla bilgi edinmek için İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012 (gösterge C6) Kapsama alınan alanlar: Yaş grubuna göre yaygın eğitime katılım ve erişkin öğrenimi Yaş grubuna göre iş ile ilgili yaygın eğitim ortalama saatleri EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 5. ÖZEL BÖLÜM: EŞİTLİK Yaşam boyu eğitime erişim Şekil 5.9 Yaş grubuna göre yaygın eğitime katılım Bu şekil 25-34 yaşındakilerin ve 55-64 yaşındakilerin yaygın eğitime katılım düzeylerini mukayese etmektedir. % 25-34 Yaş 55-64 Yaş Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo C6.4a, http://dx.doi.org/10.1787/888932667672 sitesinden alınabilir. Şekil 5.10 Yaş grubuna göre iş ile ilgili yaygın eğitim ortalama saatleri Bu şekil ortalama 25-34 yaşındakilerin ve 55-64 yaşındakilerin iş ile ilgili aldıkları yaygın eğitim saatlerini mukayese etmektedir. % 25-34 Yaş 55-64 Yaş Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo C6.4a, http://dx.doi.org/10.1787/888932667767 sitesinden alınabilir. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 81 5. ÖZEL BÖLÜM: EŞİTLİK Ebeveynlerin eğitimi öğrencilerin fırsatlarını etkiliyor mu? - Düşük düzeyde eğitime sahip ailelerde sadece beş öğrenciden biri yüksek eğitim almaktadır. Ortalama olarak OECD ülkelerinde ebeveynlerinden en az biri yüksek eğitime sahip öğrencilerin % 66’sı yüksek eğitimden mezun olmaktadır. - Genç kadınlar genç erkeklere göre ebeveynlerinden daha yüksek eğitim almada daha başarılıdırlar. - OECD ülkelerinin genelinde öğrenci olmayan 25-34 yaşındakilerin yaklaşık yarısı ebeveynleri ile aynı düzeyde eğitim başarısı elde ederken üçte biri ebeveynlerin eğitim seviyesini aşmaktadırlar. Önem Bireylerin kazanç, istihdam, genel zenginlik ve refahı ile yakın ilişki içerisinde olduğundan eğitim, toplumlar arasındaki eşitsizliği azaltmada kilit unsurdur. Önemlidir, öyleyse, zayıf eğitimsel geçmişten genç insanlar için kaliteyi artırmak gerek. Yüksek eğitim için makul maliyet ve sağlam bir öğrenci destek sistemi oluşturmak gibi değişik politik fikirler bu öğrencilere yardım edebilir. Daha yüksek bir eğitime giriş ve başarı herkes için önemlidir, ancak okullulaşmanın ilk evrelerinde yetersizlikler buna engel olabilir. Eğitim basamaklarının son aşaması olan yüksek eğitimde zayıf sonuçların düzeltilmesi için çok az şey yapılabilir. Bulgular OECD ülkelerinin genelinde ortalama olarak yüksek eğitime sahip en az bir ebeveyni olan bireylerin % 66’sı yüksek okul seviyesine ulaşmada başarı sağlarken daha düşük eğitime sahip ebeveynleri olan bireylerin sadece % 20’si yüksek okul derecesine sahiptir. Düşük eğitim seviyesi geçmişine sahip 25-34 yaşındaki genç insanlar Avustralya, Kanada, Danimarka, Finlandiya, Fransa, İzlanda, İrlanda, Hollanda, İspanya ve İsveç’te en yüksek eğitim fırsatlarına sahipken bu topluluğun en az % 25’i yüksek eğitim seviyesi ulaşmakta ve % 30’dan azı en az üst orta eğitimi tamamlamaktadırlar. Spektrumun diğer ucunda, İtalya, Portekiz, Türkiye ve Birleşik Devletlerde düşük eğitim geçmişine sahip genç insanların % 40’ından fazlası üst orta eğitimini tamamlamakta ve % 20’sinden daha azı yüksek eğitime kadar gelmektedirler. Genç kadınlar (25-34 yaş) genç erkeklere göre ebeveynlerinden daha yüksek eğitim seviyesine ulaşmaktadırlar. Kuşaklar arası hareketlilik farkı özellikle Yunanistan, İzlanda, Norveç, Portekiz, Slovenya ve İspanya’da güçlüyken genç bayanlar genç erkeklere göre en az yüzde on puan daha fazla bu grup içerisindedir. 82 Eğilimler OECD ülkelerinin çoğunda eğitim sistemlerinin hem üst orta eğitimde veya orta eğitim sonrası – yüksek eğitim düzeyinde olmayan eğitimde hem de yüksek eğitim düzeyinde artırılması genç insanlara ebeveynlerine göre daha yüksek bir düzeyde eğitim fırsatı sağlamıştır. Genç insanların ortalama % 37’si ebeveynlerine göre daha yüksek bir eğitim düzeyi elde ederken sadece % 13’ü ebeveynlerinin eğitim düzeyine erişebilmiştir. Estonya, Almanya ve İzlanda haricinde bütün ülkelerde OECD ülkelerinin çoğundaki eğitim sistemlerinin artırılmasını yansıtır şekilde eğitimde yukarı doğru hareketlilik aşağı doğru hareketlilikten daha yaygındır. Eğitimin yaygınlaştırılması yukarı ve aşağı doğru eğitim hareketlilik farkının yüzde 40 puan veya daha fazla olduğu özellikle Avustralya, Çek Cumhuriyeti, Yunanistan, Macaristan, İrlanda, İtalya ve Polonya’da aşikardır. Açıklamalar Bu analizde ülkelerin çoğu için 2009 EU İşgücü araştırması eki olan 2009 bağlantısı Ad Hoc modülü kullanılmıştır. Erişkin okuryazarlığı ve yaşam becerileri araştırması (ALL) Avustralya, Kanada, Yeni Zelanda ve Birleşik Krallık için veri kaynağı olarak kullanılmıştır. 2003’te meydana gelen ilk dalga Kanada ve Birleşik Devletleri kapsar. İkinci dalga 2006’da Yeni Zelanda ve Avusturya için gerçekleşmiştir. İsrail için veri konusunda bilgi: http://dx.doi.org/10.1787/888932315602. Daha fazla bilgi edinmek için İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012 (gösterge A6) Kapsama alınan alanlar: Eğer ebeveynler yüksek eğitimli ise yüksek eğitime başlama farkı Kuşaklar arası hareketlilik OECD’den daha fazla bilgi için OECD(2012) Let’s Read Them a Story! The Parent Factor in Education ( Şimdi onlara bir hikaye okuyalım! Eğitimde ebeveyn faktörü) EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 5. ÖZEL BÖLÜM: EŞİTLİK Ebeveynlerin eğitimi öğrencilerin fırsatlarını etkiliyor mu? Şekil 5.11 Eğer ebeveynler yüksek eğitimli ise yüksek eğitime başlama farkı, 2009 Bu şekil ülkelere göre yüksek ebeveyn eğitim düzeyinin yüksek eğitime başlamada olabilecek etkisini mukayese etmektedir. Ebeveynleri yüksek eğitim düzeyine sahip genç öğrencilerin (30-34 yaş) yüksek eğitimdeki oranı Eğer ebeveynleri yüksek eğitim düzeyine sahip ise yüksek eğitimde öğrenci olma farklı (sağ eksen) % Fark oranı Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A6.1, http://dx.doi.org/10.1787/888932664955 sitesinden alınabilir. Şekil 5.12 Eğitimde kuşaklar arası hareketlilik, 2009 Bu şekil ülkelere göre eğitimde hareketliliğin azalma ve artış payını göstermektedir. % Yukarı doğru hareketlilik Aşağı doğru hareketlilik Mevcut durum Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A6.3, http://dx.doi.org/10.1787/888932664993 sitesinden alınabilir. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 83 5. ÖZEL BÖLÜM: EŞİTLİK Göçmen çocukların entegre edilmesi - Ülkelerin çoğunda göçmen öğrencilerin okuma performansı göçmen olmayan çocuklardan düşüktür. - Annelerin eğitimsel başarısının evdeki ilk dilden başka olan okuldaki bir öğrencinin veya bu okuldaki göçmen çocukların oranında okuma performansına etkisi daha güçlüdür. - Ülkelerin çoğunda ve bütün öğrenciler için - sadece göçmen çocuklar değil - avantajlı durumuna karşı dezavantajlı okulun okuma notlarına etkisi aile geçmişinden daha güçlüdür. Önem Göçmen öğrencileri entegre etmede bir ülkenin başarısı eğitim kalitesi ve eşitliğinin anahtar ölçeğidir ve geniş sosyal politikalarının etkinliğine ışık tutar. Göçmen çocukların ihtiyacına göre eğitim politikalarının tasarlanması genelde zor ve maliyetlidir ve sadece eğitim politikasının bu soruna tamamen yönlendirilmesi yeterli değildir. Okullarda eğitimsel dezavantajlara odaklanmanın azaltılması sosyal politikaların diğer alanlarına fırsat oluşturabilir, örneğin okullarda erken yaşlarda sosyal kaynaşmayı daha fazla dengeleyen konut politikası. Bulgular Ülkelerin çoğunda göçmen öğrencilerin okuma performansı göçmen olmayan çocuklardan düşüktür. Hem 2000 hem de 2009 PISA değerlendirmesinde göçmen olmayan çocuklar göçmen çocuklardan 40 puandan fazla daha başarılıdırlar. Okulun birleşimi – bu öğrenci nüfusunun özelliğidir- öğrenci performansına önemli bir etki yapabilir. Üç önlem okul bileşimini belirleyebilir: göçmen çocukların yüzdesi, evde konuşulan dilden başka bir dil konuşulan okulda göçmen çocukların yüzdesi ve düşük eğitim başarısına sahip annesi olan öğrencilerin (kökenleri ne olursa olsun) bir okuldaki yüzdesi. Okuma performansına en büyük etki dezavantajlı çocukların yüzdesinden gelmektedir, örn. düşük eğitime sahip annesi olan öğrencilerin yoğun olarak bulundukları okullar. OECD ülkelerinin genelinde dezavantajlı okul karşısında daha avantajlı okula başlayan öğrenciler arasındaki fark yaklaşık iki eğitim yılına eşittir. Evlerinde çoğunlukla yabancı bir dil konuşan çocukların yüzdesi korelasyon adına yakınken göçmen çocukların yüzdesi en sondadır. OECD ülkelerinin genelinde göçmen öğrencilerin üçte birinden fazlası düşük eğitim başarısına sahip anneleri olan öğrencilerin en yüksek yoğunlaştığı okullara başlamaktadır. İskandinav ve doğu Avrupa ülkeleri ve Avustralya, Kanada ve Yeni Zelanda gibi göçmen çekmede uzun bir geleneğe sahip ülkeler haricinde okullar arasında büyük puan farklılıkları bulunmaktadır. 84 Sosyoekonomik dezavantajlı çevreden gelen fakat yüksek eğitime sahip anneleri olan göçmen çocuklar “dezavantajlı okullarda” fazla temsil edilmektedirler. OECD ülkelerinin genelinde dezavantajlı okullarda bulunan yüksek eğitime sahip anneleri olan öğrencilerin dörtte birinden fazlası göçmen öğrencilerdir. Avrupa Birliğinde bu öğrenciler göçmen olmayan emsallerine göre dezavantajlı okullara başlayanların yaklaşık iki katıdır. Brezilya, Estonya, İsrail ve Norveç haricinde bütün ülkelerde yüksek eğitime sahip anneleri olan göçmen çocukların dezavantajlı okullarda daha güçlü bir temsil oranı bulunmaktadır. Eğilimler OECD ülkeleri arasında ortalama olarak mukayese edilebilir veri mevcudu ile göçmen öğrencilerin yüzdesi 2000 ve 2009 arasında yüzde iki puan artmıştır. Göçmen olanlar ile göçmen olmayanlar arasında performans farkı geniş ölçüde aynı kalmıştır. Hem 2000 hem de 2009 PISA değerlendirmesinde göçmen olmayan çocuklar göçmen çocuklardan 40 puandan fazla daha başarılıdırlar Açıklamalar Bu bölümün konuları öğrencilerin okuma yeterliliği konusunda PISA değerlendirmesinden alınmıştır. PISA değerlendirmesi esnasında kayıt oldukları kurum türünü dikkate almadan ve bunların tam zamanlı mı yarı zamanlı mı eğitimde olduklarına, genel veya mesleki programlarda olup olmadıklarına, ülke içerisinde kamu, özel veya yabancı okullara başlayıp başlamadıklarına bakmadan 15 yaş 3 ay ve 16 yaş 2 ay arasında olan öğrencileri ve en azından 6 yıl örgün eğitimi tamamlayanları kapsama almıştır. PISA değerlendirme araçları ve PISA’DA kullanılan yöntemler ile ilgili bilgi için PISA web sayfası www.pisa.oecd.org.sayfasına bakınız. İsrail için veri konusunda bilgi: http://dx.doi.org/10.1787/888932315602. Daha fazla bilgi edinmek için İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012 (göstergeA5) OECD’den daha fazla bilgi için OECD(2012) Closing the Gap for Immigrant Students (Göçmen öğrenciler için farkı kapatmaK) OECD (2012) Untapped Skills: Realising the potential of Immıgrant Student,PISA (Kullanılmayan beceriler: Göçmen öğrencilerin potansiyelinin gerçekleştirilmesi) EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 5. ÖZEL BÖLÜM: EŞİTLİK Göçmen çocukların entegre edilmesi Şekil 5.13 Okuma performansını etkileyen faktörler Bu şekil düşük eğitim düzeyine sahip anneleri olan öğrencilerin bulunmasının daha fazla evlerinde yabancı bir dil konuşan göçmen veya öğrenci olmasına göre okuma performansının daha büyük bir olumsuz etkisi olduğunu göstermektedir. Göçmen öğrencilerin yoğunluğu Yabancı dilli göçmen öğrencilerin yoğunluğu Göçmen öğrencilerin ve evde yabancı bir dil konuşan öğrencilerin okuma performansı ve yoğunlaşması Göçmen çocukların okuma performansı Düşük eğitim düzeyine sahip anneleri olan öğrencilerin okuma performansı ve yoğunlaşması Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A5.1, http://dx.doi.org/10.1787/888932664860 sitesinden alınabilir. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 85 5. ÖZEL BÖLÜM: EŞİTLİK Cinsiyet ayrımının azaltılması - Neredeyse bütün ülkelerde kızların erkeklere göre daha hırslı mesleki niyetleri bulunmaktadır. - Kızların erkeklere göre önemli ölçüde daha hırslı oldukları ülkelerde kadınlar erkeklere göre üniversitede sayıca üstün olma eğilimindedirler. - OECD ülkelerinde 15 yaşındaki kızların sadece % 5’i % 18 değerinde sahip erkekler ile mukayese edildiğinde mühendislik ve bilgisayarda bir kariyer amaçlamaktadırlar. Önem Matematik ve bilgisayar bilimi alanlarında halen mevcut olsa da eğitimsel başarıda cinsiyet ayrımını azaltmada önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Cinsiyet eşitliği sadece kendi içerisinde bir hedef değildir, ekonomik yönden de yararlıdır. Eğitim sistemleri öğrencilerin önünde ne tür bir meslek beklentisi olduğunu etkileyebilir ve bu akademik kararlar ve performansa öncelik verebilir. Eğitim sistemlerinin değişik konularda performansta cinsiyet farklılığını yönetmede oynayacağı rolü güçlendirmek önemli bir politik amaç olmalıdır. Bu gösterge 15 yaşındaki öğrencilerin 30 yaşında yapmayı bekledikleri meslekler konusunda ve daha sonra kızlar ve erkeklerin birkaç yıl sonra eğitim almak istedikleri alanı seçme analizinde OECD’nin cinsiyet farkı konusunda PISA çalışmasından elde edilen verilerin incelenmesi ile başlamıştır. Bulgular 30 yaş civarında ne yapmak istedikleri sorulduğunda, oğlanlara göre 15 yaşındaki kızlar daha hırslı mesleki niyet eğilimindedirler. Ortalama olarak kızlar erkeklere göre yüzde 11 puan daha fazla yasa koyucu, kıdemli memur, yönetici ve profesyonel gibi yüksek statülü kariyerlerde çalışmayı beklemektedirler. Fransa, Almanya ve Japonya erkeklerin ve kızların benzer oranlarda bu kariyerler konusunda hırslı oldukları tek OECD ülkeleri olurken İsviçre’de erkekler kızlara göre biraz daha fazla hırslı niyetlere sahiptirler. Kariyer beklentilerinde cinsiyet ayrımı özellikle yüzde 20 puan fark ile Yunanistan ve Polonya’da büyüktür. 15 yaşındaki kızların erkeklere göre önemli ölçüde daha hırslı oldukları ülkelerde kadınlar erkeklere göre üniversitede sayıca daha üstün temsil edilmektedirler. İlk üniversite dereceli kadınların oranı 39 ülkenin 35’inde erkeklerden fazladır ve OECD ülkelerinde ortalama olarak üniversiteden mezun olanların % 59’u kadındır. Oran sadece Çin, Japonya, Kore ve Türkiye’de % 50’nin altındadır. Buna rağmen OECD ülkelerinin genelinde erkekler halen kadınlara göre ileri araştırma niteliklerine sahiptirler. Japonya ve Kore’de ileri araştırma niteliklerinin üçte ikisi veya daha fazlası erkeklere verilmektedir. 86 Son yıllarda birçok ülkede kızlar fen alanında erkekleri yakalamış veya hatta geçmiştir. Fakat kızlar arasında fen alanında daha iyi performans kızların her tür fen alanı ile ilgili kariyerleri yürütecekleri anlamını taşımaz. “Mühendislik ve Bilgisayar” alanında kariyer halen nispeten daha az kızı cezp etmektedir. OECD ülkelerinde 15 yaşındaki kızların sadece % 5’i, % 18 değerinde sahip erkekler ile mukayese edildiğinde mühendislik ve bilgisayarda bir kariyer amaçlamaktadırlar. Bunun aksine her OECD ülkesinde kızlar erkeklere göre daha fazla sağlık ve hizmet alanında kariyer beklemektedirler. Eğilimler 2000 yılından bu yana cinsiyet ayrımı hafifçe daralsa da hem eğitim sisteminde hem de iş piyasasında halen mevcuttur. Örnek olarak üniversiteye giren kadınların oranı 2005 yılında % 60’tan 2010 yılında % 69’a artarken benzer programlara giren erkeklerin oranı 2005’te % 48’den 2010’da % 55’e artmıştır. Daha az kız mühendislik ve bilgisayar gibi belirli fen alanlarında kariyeri yapmayı beklediklerinden bu alanlarda kadın oranı geçen on yılda %23’ten %27’ye hafif bir artış göstermiştir. Açıklamalar Mezun olanlar ve yeni girenler konusunda veri 2009-10 akademik yıl ile ilgilidir ve 2011’de OECD tarafından yönetilen eğitim istatistikleri konusunda UOE verilerine dayanmaktadır (detaylar için www.oecd.org.edu/eag2010 de bulunan ek 3’e bakınız). İsrail için veri konusunda bilgi: http://dx.doi.org/10.1787/888932315602. Daha fazla bilgi edinmek için İlave materyal, notlar ve kaynak ve metodoloji konusunda tam açıklamalar için, bakınız Education at a Glance 2012 (gösterge A4) OECD’den daha fazla bilgi için OECD(2012) “Gendered Career Expectations of Students: Perspectives from PISA 2006”, OECD Education Working Papers. (öğrencilerin cinsiyete göre kariyer beklentileri: PISA 2006 perspektifleri) EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 5. ÖZEL BÖLÜM: EŞİTLİK Cinsiyet ayrımının azaltılması Şekil 5.14 Sağlık hizmetinde kariyer planlayan 15 yaşında erkek ve kızların oranı % Oğlanlar Kızlar Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A4.3, http://dx.doi.org/10.1787/888932664727 sitesinden alınabilir. Şekil 5.15 Mühendislik ve Bilgisayar alanında kariyer planlayan 15 yaşında erkek ve kızların oranı % Oğlanlar Kızlar Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A 4.2, http://dx.doi.org/10.1787/888932664708 sitesinden alınabilir. Şekil 5.16 Eğitim alanına göre kadın mezunların oranı, 2010 Bu şekil eğitim alanına göre üniversite ve ileri araştırma programlarında yüksek eğitim kalifikasyonu verilen kadınların yüzdesini göstermektedir % Mühendislik, üretim ve inşat Sağlık ve sosyal işler Eğitim Bütün alanlar Kaynak: OECD (2012), Education at a Glance 2012, Tablo A 4.2, http://dx.doi.org/10.1787/888932664784 sitesinden alınabilir. EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 87 Education at a Glance 2012 Highlights © OECD 2012 İstatistikî notlar İstatistik kapsamı Veri eksikliği halen birçok ülkede göstergelerin kapsamını sınırlasa da, kapsam, prensip olarak ilgili kurumların sahipliğine veya sponsorluğuna bakılmadan ve eğitim sağlama mekanizması dikkate alınmadan bütün ulusal eğitim sistemlerini (ulusal bölge içerisinde) kapsar. Aşağıda açıklanan bir istisna ile bütün öğrenci tipleri ve bütün yaş gruplarının: özel eğitim programlarında veya programın ana amacının bireyin eğitimsel gelişimi olması şartı ile Eğitim Bakanlığından başka Bakanlıklar tarafından organize edilen eğitim programlarındaki çocuklar (özel eğitime muhtaç öğrenciler dâhil) erişkinler, yurttaşlar, yabancılar ve ayrıca uzaktan öğrenimdeki (açık öğretim) öğrencilerin dâhil edilmesi amaçlanmıştır. Bununla birlikte, açıkça eğitim sisteminin bir parçası olarak görülen kombine okul ve işe dayalı programlar haricinde işyerinde mesleki ve teknik eğitim temel eğitim harcamaları ve kayıt verileri içerisine dâhil edilmemiştir. “Erişkin” veya “düzenli olmayan” şeklinde sınıflandırılan eğitimsel faaliyetler bu faaliyetlerin “örgün” eğitim araştırmalarına benzer bir konu veya çalışma içerisinde bulunması şartı ile veya altında yatan programların düzenli eğitim programlarına uygun benzer potansiyel niteliğe götürmesi şartı ile kapsama alınmıştır. Öncelikle genel menfaat, şahsi zenginleşme, boş zaman veya dinlence için erişkin kursları hariç tutulmuştur. Uluslararası ortalamaların hesaplanması Birçok gösterge için OECD ortalaması ve bazıları için bir OECD toplamı sunulmuştur. OECD ortalaması: Bu mevcut veri bulunan veya tahmin edilebilen bütün OECD ülkelerinin veri değerlerinin ağırlıksız ortalaması olarak hesaplanmıştır. Bu nedenle OECD ortalaması ulusal sistemler seviyesinde veri değerlerinin ortalamasına işaret eder ve verilen bir ülke için tipik veya ortalama ülke değeri ile nasıl mukayese edildiğine yönelik sorunun cevaplanması için kullanılır. Bu her ülkede eğitim sisteminin kesin ebadını dikkate almaz. OECD toplamı: Bu mevcut veri bulunan veya tahmin edilebilen bütün OECD ülkelerinin veri değerlerinin ağırlıklı ortalaması olarak hesaplanmıştır. Eğer OECD bölgesi bir bütün olarak dikkate alınır ise verilen gösterge için değeri yansıtır. Bu yaklaşık mukayese amacı ile alınmıştır. Örnek olarak her bir ülke için harcama rakamlarının geçerli veri bulunan bütün OECD bölgesinin bu bölge tek bir varlık olarak görülerek karşılaştırılmasıdır. 89 EU21 ortalaması: Bu mevcut veri bulunan veya tahmin edilebilen 21 Avrupa Birliği üyesi ülkelerinin veri değerlerinin ağırlıksız ortalaması olarak hesaplanmıştır. (Bakınız “okuyucu kılavuzu”) G20 ortalaması: Bu mevcut veri bulunan veya tahmin edilebilen bütün G20 ülkelerinin veri değerlerinin ağırlıksız ortalaması olarak hesaplanmıştır. (Bakınız “okuyucu kılavuzu”) (Avrupa Komisyonu hesaba dâhil edilmemiştir). Eğer Çin ve Hindistan için veri yok ise G20 ortalaması hesaplanmamıştır. 90 EDUCATION AT A GLANCE 2012: HIGHLIGHTS © OECD 2012 EKONOMİK İŞBİRLİĞİ VE KALKINMA TEŞKİLATI OECD, hükümetlerin küreselleşmenin ekonomik, sosyal ve çevresel sorunlarına yönelmek için birlikte çalıştıkları eşsiz bir forumdur. OECD ayrıca müşterek idare, bilgi ekonomisi ve yaşlanan nüfus sorunları gibi yeni gelişmeler ve konulara cevap vermede hükümetlere yardım eden ve anlama çabalarının ön planındadır. Örgüt, hükümetlerin politik tecrübelerini karşılaştırdıkları, müşterek problemlere cevap aradıkları, iyi uygulama belirledikleri ve yerel ve uluslararası politikaları koordine etmek için çalıştıkları ortamı sağlar. OECD üye ülkeleri: Avustralya, Avusturya, Belçika, Kanada, Şili, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, Macaristan, İzlanda, İrlanda, İsrail, İtalya, Japonya, Kore, Lüksemburg, Meksika, Hollanda, Yeni Zelanda, Norveç, Polonya, Portekiz, Slovak Cumhuriyeti, Slovenya, İspanya, İsveç, Türkiye, Birleşik Krallık ve Birleşik Devletler’dir. Avrupa Birliği OECD çalışmalarına katılır. OECD yayınları ekonomik, sosyal ve çevre konularında araştırma ve örgütün istatistik verilerinin ve ayrıca söyleşiler, kılavuzlar ve üyeleri tarafından anlaşmaya varılan standartların sonuçlarını ilan eder. OECD PUBLISHING, 2, rue André-Pascal, 75775 PARIS CEDEX 16 (96 2012 04 1 P) ISBN 978-92-64-17956-1 – No. 60195 2012
Benzer belgeler
Education at a Glance: OECD Indicators
Belçika: Belçika ile ilgili veri ya Flaman toplumu ya da Fransız toplumuna uygun olabilir. Böyle bir
durumda Belçika’ya atfedilen metin ve şekiller (FL) ile belirtilmiş ise Flaman toplumunu ve (Fr)...
OECD Insights Sustainable Growth: Linking Economy, Society
sistemler birbirine bağlıdır. Bu karşılıklı bağımlılığı belki birkaç yıl ya
da birkaç onyıl göz ardı edebiliriz; ama tarihin gösterdiği gibi, çok
geçmeden şu ya da bu şekilde bir alarm ya da kriz d...
Employment Outlook 2010
devamlılığını sağlamak amacıyla kamu ve özel sektör tarafından önemli girişimler
uygulandı. Bu raporda yer alan veriler, kamu kısa süreli çalışma (STW) programlarının
kriz sırasında işlerin korunma...