Nerede Kalmalı?
Transkript
Nerede Kalmalı?
Budapeşte Budapeşte tüm Avrupa’nın ortak çocuğu gibi. Bir yanı Paris’e, bir yanı Berlin’e, bir tarafı İstanbul’a, Prag’a, Amsterdam’a, Viyana’ya, her yere biraz benziyor. Ama tabii her evlat gibi tamamen kendi şahsına münhasır bir ruha ve karaktere sahip bir yandan da. Şehrin tarihi de oldukça hareketli. Önceden Habsbug – Osmanlı çekişmesinin önemli noktalarından biri olan şehir 2. Dünya Savaşı’nda çok çekmiş ve Berlin Duvarı’nın ardından bambaşka bir hayatı olmuş. Bu üç büyük mesele, şehrin binalarında, sokaklarında ve kültüründe oldukça belirgin bir şekilde hissediliyor. Ama galiba en çok da yemekler de hissediliyor. Tariflerin zaman içinde uğradığı değişimler ve yokluktan uydurulan yemeklerin gurme deneyimlere dönüştürülmesi oldukça ilginç yolculuklar. Spa’sı ve operasıyla ünlü bir şehre bir de birbirinden yaratıcı yemekler eklenince, şehrin çekim kuvveti daha da artıyor. Siz de o çekime fazla direnmeden, ayaklarınızın sizi Budapeşte’ye götürmesine izin verin. >>Nerede Kalmalı? En İyiler Four Seasons Hotel Gresham Palace:Four Seasons’ı nasıl bilirseniz yine öyle. Tuna Nehri kıyısındaki Gresham Palace’ın Art Nouveau stiline saygıda kusur etmiyor. Aynı akımı iç mekânlara ve dekorasyona da sadelikle taşımışlar. Giriş kattaki Gresham 1 Budapeşte Restaurant’da İtalyan ve Macar mutfağını bir arada bulmak mümkün. Spa’sı da terapi ve masaj paketleri, cilt bakımı, el ve ayak bakımı programlarıyla kucak açmış bekliyor. Boscolo Hotel:Boscolo Hotel, 1894’te devlet dairesi olarak yapılmış, Barok göndermeli Art Nouveau bir bina. İçi de dışı da pek gösterişli. Odaları da geniş ve lüks. Giriş katta, otelin alamet-i farikası New York Café’ye ne yapıp edip bir gelmek lazım. Spa, yerin altında, misafirlerini su altındaymış gibi hissettirecek şekilde tasarlanmış. Burada geçirilecek birkaç saatte birkaç boyut dolaşıp dönmek mümkün. Buddha-Bar Hotel:Buddha-Bar tarihi köşelerden birini kapmış yeni bir otel. Klotild Palace’a yerleşmiş olan otel, Buddha Bar konseptinden şaşmamış. Göz alabildiğine kırmızı restoranında Buddha’nın ayak ucunda sushi ve Hint yemekleri yiyebiliyorsunuz. Buddhatitude Spa’da da şöyle bir uzandınız mı, organik ve özel üretilmiş ürünlerle terapiler, masajlar, bakımlar sizi bekler. Hotel Corvinus:Corvinus, Kempinski ailesinin bir ferdi. Merkezi konumu, geniş ve aydınlık odaları, lüks servis anlayışıyla çok cazip bir alternatif. Restoranı, barı ve spa’sıyla tam teşekküllü bir şekilde hizmete hazır. Bunlara Da Bakmaya Değer Corinthia: Budapeşte gibi tarih dolu bir şehirde, tarihi binaları otel yap yap bitmiyor. Corinthia da görkemli 19. yüzyıl binasıyla daha ilk 2 Budapeşte görüşten merak uyandırıyor. Odaları bu görünüşe göre çok mütevazı kalıyor. Şıklıkta yarışırlar belki ama gösterişi ve teknolojik donanımı kuvvetli değil. Brüksel’e otelde oturmaya mı geldik diyenler, herhangi bir şeyin eksikliğini hissetmeyecektir. Şehirde alternatifler zengin ancak gene de Corinthia’nın Rickshaw Restaurant’ı, Szamos Marcipan Royal Café’si ve Le Bar’ı çok davetkâr görünüyor. Le Méridien:Şehrin en iyi noktalarından birinde, en güzel binalarından birini kapmışlar. Bugüne kadar çok farklı amaçlara hizmet etmiş olsa da 2000 yılından beri otel olarak hizmet veriyor. Le Meridien, binanın ruhuna uygun bir çalışma yapmış gerçekten de. Lobiden odalara, tüm alanlar ferah, aydınlık ve klasik bir güzelliğe sahip. Çok şık ve lezzetli bir de Fransız restoranı var, ismi Le Bourbon. Bu kadar harika bir menüde bu kadar uygun fiyatlar görmek sizi daha yemeğe başlamadan mutlu edebilir. Lanchid 19:Lanchid, Budapeşte’nin ilk tasarım oteli. İsmini Chan Köprüsü’nden alıyor. Odalar ismini hak eden bir manzara sunuyor. Özellikle gece nehir ve ışıklı köprü çok güzel bir görüntü oluşturuyor. Tasarımda cama ağırlık verilmiş. Camla ve ışıkla oynayarak köprüye alternatif ilginç tasarımlar yapıyorlar. L19’da dünya mutfaklarından ve şaraplarından örnekleri bir araya getiriyorlar. Brody House:Şehrin en cool seçeneği Brody, vintage dokunuşlu modern loft daireler sunuyor. Tasarım ve butik otellerde bulamayacağınız güzellikte bir ortam yaratmışlar. Sık sık moda ve film çekimleri için tercih ediliyor. Otelin mobilyalarını hazır almak yerine kendileri yapıyor. Yerel sanatçıların eserlerini dekorasyona 3 Budapeşte entegre ediyorlar. Tauffer’in mutfağı da kahvaltı, ‘brunch’, öğle yemeği, akşam üstü çayı, akşam yemeği demeden harıl harıl çalışıyor. Hotel President:Lüks otelcilik anlayışını uygun fiyatlara sunma prensibiyle yola çıkmışlar. Genelde bu tür iddialar ya lüks kısmında ya da uygunluk konusunda hayal kırıklığı yaratır. Ama President sözünün arkasında duruyor ve gerçekten ikisini bir araya getiriyor. Modern, şatafatsız ve şık bir hali tavrı var. Otelin tavanında bir helikopter pisti var. Buraya helikopterle gelmeyi tercih eden diplomatları ve devlet adamlarını ağırlıyorlar. Intermezzo adlı restoranı da Macar dokunuşlu İtalyan yemekleriyle servise hazır. >>Nerede Yemeli Öğle Yemeği İçin En İyi Adresler Baldaszti’s:Gün ortasında hızlı bir enerji depolamaya, sohbet muhabbet geçecek bir akşamın yemeğine, Pazar brunch’ına elinizi kolunuzu sallayarak gelebilirsiniz. Genç ve tatlı bir hali var. Yemekler güzel, kokteyller güzel. Daha ne olsun? Mak Bistro:Chain Köprüsü’ne çok yakın mesafede. Şehrin en moda ve ilginç restoranlarından biri. Menüleri sık sık değişiyor. Her seferinde de başka füzyon gurme lezzetlerle geri dönüyorlar. Ve her tabağı ayrı bir sanat eseri gibi hazırlayıp sunuyorlar. Buena Vista:Çok ilginç bir görüntüsü, sevimliliği yok ama yemekleri duyan geliyor, duyan geliyor. Menüde tek bir mutfağa veya konsepte 4 Budapeşte bağlı kalmamaktan ötürü çok mutlular. Macar yemekleri, salatalar, etler ve balıklar ayrı ayrı sıralanmış. Tapasları ise say say bitmiyor. 25 çeşit tapasın her birinde ustalıklarını konuşturuyorlar. İddiasız ve sıradan görünmesine rağmen bu kadar çok kişinin ilgisini çekmeyi başarıyorlar. Akşam Yemeği Costes:Restoran, şehrin trafiğe kapalı ve restoranlar caddesi olarak bilinen Raday Caddesi’nde bulunuyor. Macaristan’ın ilk Michelin yıldızlı restoranı. Resmi ve şık bir havası var. Menü füzyon dünya mutfağı ağırlıklı. Vejetaryenler için özel seçenekler var. Upuzun bir de şarap menüsüne sahip. Onyx:Burası da Macaristan’ın ikinci Michelin yıldızlısı. Klasik bir şıklığa ve ağırbaşlı bir havaya sahip olan Onyx, dolup taşıyor akşamları. Klasik Macar mutfağının, taze ve doğal malzemeler kullanılarak yapılmış modern bir yorumunu sunuyorlar. Şampanya ve şarap menüsünü okuyana kadar kapanma saatleri gelebilir. Aklınızda belli birkaç seçenekle gitmeniz iyi olacaktır. Bock Bistro:Şarap segmentiyle ünlü bu bistro/restoran Corinthia Hotel’de ikamet ediyor. Ünlerine ün katan şarap seçkileri tamamen Macar şaraplarından oluşan uzun bir liste. Klasik bistro menülerinde görebileceğimiz tabakları, Macar mutfağına uyarladıkları söylenebilir. Birkaç gün önceden rezervasyon yaptırmak gerekiyor. 5 Budapeşte 21:Bütün bu klasik Macar mutfağını modernize etme projelerinde orijinal halini en çok koruyanlardan biri 21. Samimi, rahat ve bir o kadar da şık ortamlarında, kendi ürettikleri şarapları da görücüye çıkarıyorlar. Buraya kadar gelmişken bir denemekte fayda var. Pierrot:Az ama öz menüsü Avusturya Macaristan İmparatorluğu’ndan kalma bir mutfak alışkanlığını bugüne taşıyor. Kuşaklar boyu restoran işletmeciliğiyle uğraşan bir ailenin elinde, bu gelenek aktarımı çok isabetli bir şekilde gerçekleşiyor. Burada yemek yemeyi tercih eden ünlülerin fotoğrafları bulunuyor bir köşede. Aralarında Depeche Mode, Roger Moore, Antonio Banderas, Robert de Niro ve Jeremy Irons’ın fotoğrafları olduğu görülüyor. Atıştırmalıklar Gerbeaud:Gerbeaud, 150 yıllık geçmişi olan bir kafe ve pastane. Kahvaltı etmeye, öğlenleri salata veya sandviç yemeye gelebilirsiniz. Ama esas tatlı yemek için teşrif etmek çok daha isabetli olacaktır. Çünkü o zaman pastalar, kekler, dondurmalar, kahveler hazır olda sizi bekliyor olacak. Ruszwurm:Burası da şehrin en sevilen kafelerinden biri. Poğaça, çörek, kek, pasta çeşitleriyle tüm şehrin kalbini kazanmış bir yer. Hizmette 200 yılı devirmek üzereler. 6 Budapeşte >>Gece Kuşlarına Gençlere Ve Ruhu Genç Kalanlara Boutiq Bar:Boutiq Bar, kokteyl işini ciddiye alan yerlerden biri. Çok popüler birkaç kokteylden fazla bir şey sunamayan barlardan değil kesinlikle. Barmenleri gerçek birer miksolojist. Yemek sonrasında, gece kulübü öncesinde en iyi uğrak. Minyon:Minyon atmosfer yaratmada başarılı bir lounge gibi tasarlanmış olsa da gün içinde ve hafta boyunca farklı kılıklara giren bir yer. Gündüzleri kafe taklidi yapıyor, akşamları bar ve ‘lounge’ arası bir şey oluyor. Cuma ve Cumartesi akşamları ise bardan gece kulübüne dönüşüyor. Yüksek sesli müzikte kurtlarını dökmek isteyenlere dans pisti görevi görüyor. Ötkert:Budapeşte’nin en çılgın gece kulübünü arayanlar, aradığınız adres burası. Yerden tavana fotoğraf uygulamaları ve daimi kırmızı ışığıyla insanı kıpır kıpır kıpırdatan bir atmosferi var. Sponsorları olan şampanya firmaları sağ olsun, şampanyada seçenekleri hatırı sayılır sayıda. Fiyatları da oldukça uygun. Pezsego:Aman efendim burası pek havalı bir yer. Şehrin 25-40 yaş arası kentli ahalisi burada Sex and the City’cilik oynuyor. Böyle DJ’lerin sakin sakin müzik yaptığı, arkadaşlarla muhabbetli kokteylli bir akşam geçirebilecek şık bir bar bulmuşlar, oynamasınlar mı? 7 Budapeşte Fresco Liszt Café & Lounge:Fresco’nun kendisine kafe dediğine bakmayın. Büyük ve gurme bir restoran menüsüne sahip. Kokteyl menüsü belki daha da uzun. Akşamı buranın, “business lounge” havalı hoş ortamında bir şeyler içerek geçirebilirsiniz. >>Ya Başka? Alışveriş Nanushka:Budapeşte’de doğumlu Sandra Sandor, London College of Fashion’dan mezun olduktan sonra memleketine dönüp kendi markasını kurmuş. Nanushka, Sandor’un çocukluğundaki takma ismi. Çok genç bir tasarımcı olmasına rağmen ünü almış yürümüş durumda. Koleksiyonu kadar mağazasının tasarımıyla da kendinden söz ettiriyor. Use Unused:3 genç tasarımcı tarafından oluşturulan marka, kısa sürede dünya moda piyasasının tanınan bir ismi haline gelmiş. Mesela Tilda Swinton’ı bir moda çekiminde Use Unused parçalarıyla görmek mümkün olabiliyor. Ayrıca if İstanbul Film Festivali’nde de gösterilen Cold Souls adlı filmin kostümleri de gene bu 3 tasarımcıya ait. Heaven:Bir çok büyük moda devini bir arada bulabileceğiniz bir adres. YSL, Balenciaga, Stella McCartney, Marc by Marc Jacobs bu devlerden birkaç tane örnek. Eclectick:Dışarıdan oyuncakçı gibi görülen bu dükkân, Edina Farkas’ın hayal gücünün bir ürünü. İlk mağazasını Berlin’de Vivienne 8 Budapeşte Westwood’un öğrencisi olduğu dönemde Berlin’de açmış. Şimdilerde Budapeşte’deki mağazasından esprili ve sevimli tasarımlar satıyor. Tasarımların çoğu Eclectick’e ait. Bortarsasag:Burada Fransa, Avustralya, Portekiz, İspanya, İtalya ve Şili’den şaraplar bulabilirsiniz. Ve tabii en çok da Macar şarapları bulabilirsiniz. Fiyatlar 3.5€ ile 960€ arasında değişiyor. Her zevke ve keseye göre seçenek mevcut sizin anlayacağınız. Spa’lar & Hamamlar Szechenti Bath & Spa:Suyundaki minerallerden ötürü şifalı kabul edilen ve yoğun ilgi gören sulara sahip. Çok güzel tarihi sarı bir bina ve etrafından oluşan bir kompleks burası. Hem kapalı, hem açık havuzları var. Masaj, terapi ve fizik tedavi de sunuyorlar. Gellert Bath:Gellert Bath, şehrin en eski spa’larından biri. Sularının şifalı olduğuna inanıldığından Ortaçağ’da buraya bir hastane kurulmuş. Saunası, havuzları ve masaj seçenekleriyle anti-depresan şifası dağıtıyor. Rudas:Rudas, Osmanlı zamanından inşa edilmiş bir hamam kompleksi. Sokollu Mehmet Paşa da yıkanmaya buraya gelirmiş. Ayrıca Arnold Schwarzenegger’in oynadığı Red Heat filminin de bazı sahneleri burada çekilmiş. 9 Budapeşte Müzeler Hungarian National Museum:Müze binası 1837-47 yıllarında Mihaly Pollack tarafından klasik stilde tasarlanmış. Müzenin kataloğundaki tarihi eserler M.Ö 400.000’e kadar gidiyor ve modern zamanlara kadar geliyor. Memento Park:Macaristan’ın komünizmle yönetildiği döneme ithaf edilmiş bir açık hava müzesi. Parkın içinde Lenin, Marx ve Engels’in heykellerinin yanı sıra, Macaristan’nın komünist liderlerinin de heykelleri bulunuyor. Museum of Applied Arts:Müze bir tasarım ve zanaat müzesi gibi. 19. yüzyılın sonunda inşa edilmiş Art Nouveau bir binada bulunuyor. Avrupa’nın değişik noktalarında üretilmiş tekstil, metal, seramik ve cam işçiliği örnekleri sergileniyor. Ludwig Museum:400’e yakın sanatçının eserlerini koleksiyonuna katmayı başarmış. Pablo Picasso, Andy Warhol ve Tamas Kaszas gibi modern sanatın ünlü isimlerini bu koleksiyonda görmek mümkün. Müze ayrıca çok ilginç geçici sergilere ev sahipliği yapıyor. Liszt Museum:Liszt’in Budapeşte’de yaşadığı son evde, Müzik Akademisi’nin birinci katında bulunuyor. Besteciye ait eşyalar, müzik enstrümanları, kitaplar ve kişisel eşyalar burada sergileniyor. House of Terror:20. Yüzyıl boyunca Macaristan’da hüküm sürmüş faşist ve komünist dikta rejimlerine ve bu yönetimlerin kurbanlarına ithafen yapılmış. Bünyesinde pek çok sergi bulunuyor. 10 Budapeşte Shoes on the Danube Promenade:2005 yılında yapılan bu heykel Tuna Nehri’nin kıyısında bulunuyor ve 60 çift demir ayakkabıdan oluşuyor. 1944-45 yıllarında Tuna kıyısında vurulan Yahudileri anmak için Gyula Pauer ve Can Togay tarafından yapılmış. Gitmeden Göz Atılacaklar ‘Prague’:İsminin Prag olması sizi şaşırtmasın. Kitap, 1990’larda soğuk savaş etkisindeki Budapeşte’de geçiyor. Kitabı yazarı Arthur Pillips, yakın tarih dekoru önünde bir şehir hikâyesi anlatıyor. ‘Under the Frog’:1950’lerde geçen komünist rejimle ilgili bir kara komedi okumak ilginizi çekiyorsa buraya buyurun. Kitabın yazarı Tibor Fischer, İngiltere doğumlu, ailesi ise Macaristan asıllı. Osmanlı-Macar Tarihi:Hicran Yusufoğlu’nun ‘Osmanlı-Macar İlişkileri’ ve Burcu Özgüven’in ‘Osmanlı Macaristanı’nda Kentler Kaleler’ adlı kitapları tarih okuması yapmak isteyenlerin ilgisini çekecektir. Sıkıcı Bilgiler 11 Budapeşte Budapeşte Havaalanı’ndan şehir merkezine taksiyle yol 30 dakika ve 50€ civarında. Şehirde bir bisiklet yolu yok. Kaldırımda yürürken yanınızdan bisiklet geçme ihtimali yüksek. Budapeşte’de ciddi bir bahşiş kültürü var. Restoranlarda hesaba ekliyorlar bazen. Eklenmemişse %10-15 bırakmak gerekiyor. Ne kadar bahşiş bıraktığınızı da servis görevlisine söylemenizde fayda var. Taksi şoförleri, spa çalışanları, otel görevlileri, kuaförler ve hatta doktorlar bile bahşiş bekliyor. Hazırlıklı olun! 12
Benzer belgeler
pdf - WINGS
Marcipan Royal Café’si ve Le Bar’ı çok davetkâr görünüyor.
Le Méridien:Şehrin en iyi noktalarından birinde, en güzel
binalarından birini kapmışlar. Bugüne kadar çok farklı amaçlara
hizmet etmiş o...