Yeşil Bina Nedir?
Transkript
Yeşil Bina Nedir?
1. Proje ve Yapım Yönetimi Kongresi, 29 Eylül – 1 Ekim 2010 ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi, Ankara Yeşil Bina Ö. Özcan, A. Temizbaş CANPA Şirketler Grubu [email protected]; [email protected] Özet Ekosistemizde dengenin bozulduğunu gösteren sinyaller artmaktadır. İklim değişiklikleri, tür sayısında azalma, sel felekatleri bunlardan bazılarıdır. Sera gazı salınımı, küresel ısınma, doğal kaynakların tüketimi mevcut hızıyla sürerse değişiklik daha büyük felaketlere dönüşebilecektir. ICSI (International Commission for Snow and Ice) başkanı V. M. Kotlyakov “Buzul ve kar miktarındaki global ve bölgesel değişim raporunda” buzullarda katastrofik bir tükenişe dikkat çekerek, 500,000 km2 olan buzul alanının 2035’de 100,000 km2 değerine düşeceğini bildirmiştir. Kaynak kontrolü ve çevre etkilerinin değerlendirilmesinde bireysel bilinçlenme önemlidir ancak çevresel etkisi çok büyük bina yapım ve işletimini içeren sektörün ulusal ve uluslar arası standartlar ile kontrol edilmesi çok daha önemlidir. Varolan uluslar arası protokoller, ulusal ve bölgesel şartnameler ve standartlar bu temelde bir takım iyileştirici adımları gerçekleştirmiştir. İşte tam bu merkezde Yeşil Bina (Green Building) kavramı sürdürülebilir ilkelerle gelişim göstermiştir. Kullanıcıların yaşam kalitesi ve konforunu sağlaması ve binaların çevresel etkilerine ve kaynak kullanımına sınırlamalar getirmesi ile önem kazanmıştır. Burada, binaların çevresel etkisinin somut ve objektif olarak bölgesel, ulusal ve uluslararası belirli standartlar altında tanımlanması ve sınırlandırılması için değerlendirme sistemleri ve sertifika programları olmak üzere iki sistemin incelenmesi amaçlanmıştır. Öncelikli ve yoğun faaliyet alanı olan Türkiye için Yeşil Bina kavramının güncel durumu da incelenmiş bu odaklanmanın inovatif etkilerinden örnek sunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Çevresel Etki, Sürdürülebilirlik, Ekoloji, Yeşil Bina. Giriş Yeşil Bina anlayışı, çevresel etkileri göz önünde bulundurarak bina inşa etmek ve bu sırada geri dönüşümün ve yaşamsal sirkülasyonun sağlanabilmesi gerekliliğini de yerine getirmektir. Bununla birlikte şehirsel tasarımı ve görselliği ve kendine yetebilirlik proseslerinin uygulanabilirliğini sağlamayı bir sistem içerisinde gerçekleştirmektedir. 1243 Binaların Çevresel Etkileri Yeşil Binalar, insan hayatına ve doğaya olan olumsuz etkileri (Tablo 1) indirgemek için şu öğeler göz önünde bulundurularak tasarlanır: • • • Enerji, su ve diğer kaynakların verimli kullanılması İnsan sağlığının korunması ve işçilik verimliliğinin arttırılması Atıkların, kirliliğin ve çevresel bozulmanın en aza indirgenmesi Tablo.1 Binaların Çevresel Etkileri (Kaynak: Green Building, 2010) Görünüm Konumlandırma Tasarım İnşaat Operasyon Bakım onarım Renovasyon Yapım-söküm Tüketimler Enerji Su Malzeme Yeraltı kaynakları Çevresel etkiler Atıklar Hava kirliliği Su kirliliği Kapalı alan kirliliği Isı ada etkisi Yağmur suyu akışı Gürültü Büyük çaplı etkiler İnsan sağlığına verdiği zararlar Doğanın bozulması Tükenmiş enerji kaynakları Yeşil Bina Faaliyet Grupları Yeşil bina uygulamalarının farklı alanlarda önerilen yöntemleri mevcuttur. Bu uygulama yöntemlerinin hepsinin sonucunda ulaşılması hedeflenen nokta kendine yetebilen ve doğaya en az zarar veren binalar inşa etmektir. Sürdürülebilirlik düşüncesinde doğaya gereken saygının verilmesi ön planda tutulur. Bu yöntemler şunlardır: • Isı pompaları: Yeraltı sıcak su kaynaklarını kullanarak binaların gereksinim duyduğu ısı enerjisini pompalar sayesinde sirkülasyon oluşturarak eve ulaştırmaktadır. • Kış bahçeleri: Günışığından ve ısısından daha fazla faydalanabilmek amacıyla evlerin bazı bölgelerinde cam panel ve çatı kaplamaları yapılmaktadır. • Yeşil çatılar • Doğal, nefes alan binalar: Özellikle çok katlı binaların mimari tasarımları doğal hava sirkülasyonu sağlayacak şekilde yapılmakta ve kentsel ısı adası etkisini azaltmaktadırlar. Bunun yanında binaların soğutma işlemlerinde kullanılan enerjiden de kazanç sağlanmaktadırlar. • Tromb duvarı: Isı tutan özel tuğlalar ile örülen tromb duvarı binaların cam cephelerinin arkalarına uygulanmaktadır. Isınarak yükselen havanın bina içine alınarak kullanılmakta ve soğuyan hava tekrar duvar ve cam arasında kalan bölmeye aşağıdan dönerek doğal bir sirkülasyon oluşturmaktadır. • Biyoyakıt kazanları: Şeker kamışından elde edilen etanol sayesinde ısınma giderleri azalmaktadır. Bu alanda en büyük gelişme potansiyeli, selülozik non-food (gıda-dışı) malzemeler olan switchgrass ve jatropha kaynaklarından distile edilebilecek yakıtlarda bekleniyor. • Güneş kollektörleri 1244 Fotovoltaik sistemler: Güneş enerjisinden elektrik üreterek kendi elektrik enerjisini sağlayan evler yapılmaktadır (Şekil 1). • Kentsel rüzgâr türbinleri: Rüzgar enerjisini elektrik enerjine çevirerek enerji tasarrufu sağlanmaktadır. • Geniş cam cepheler sayesinde yeşil binalar mümkün olduğunca doğal ışıkla aydınlatılmaktadır. • Peyzajda az su tüketen ve yerel bitkiler seçilmektedir. • Geri kazanılmış atık malzemeler inşaatlarda kullanılmaktadır (Erengezgin, 2010; Green Building, 2010). • Şekil 1. Yeşil Bina Konsept Çizimi Yeşil Bina Değerlendirme Metodları YDD (Yaşam Döngüsü Değerlendirme) yöntemleri genellikle yapıların tasarım aşamasında, malzeme ve ürün seçimi, servis sistemi seçeneklerinin değerlendirilmesi gibi amaçlarla kullanılmakta olup, kapsamları sınırlıdır. Bees (ABD), BEAT 2002 (Danimarka), EQUER, PAPOOSE ve TEAM (Fransa), EcoQuantum (Hollanda), ATHENA (Kanada), Envest 2 (İngiltere) ve LEGEP (Almanya) gibi programlar bu gruba girmektedir. BREEAM (Building Research Establishment Environmental Assessment Method), LEED (Leadership in Energy and Environmental Design), Green Star ve CASBEE (Comprehensive Assessment System for Built Enviroment Efficiency) olarak sıralanan bu sistemlerin yanı sıra uluslararası katılımlı SBTool da çeşitli ülkelerde ulusal koşullara uyarlanarak kullanılmaya başlanmıştır (Sev ve Canbay, 2009). 1245 BREEAM “İngiltere’de Yapı Araştırma Kurumu (BRE) tarafından geliştirilerek, 1990 yılında uygulamaya geçirilen Yapı Araştırma Kurumu Çevresel Değerlendirme Metodu (BREEAM), kriterlere dayalı değerlendirme sistemlerinin ilk örneğidir. BREEAM ile (tümü yeni yapılar olmak üzere), ofisler, çekirdek aileler için ekokonutlar, apartmanlar, okullar, alışveriş merkezleri, yurtlar, bakımevleri, endüstri yapıları, adalet sarayları, hastaneler ve hapishane binaları değerlendirilmekte olup, mevcut yapılar üzerinde de çalışmalar yapılmaktadır. Oldukça geniş bir yelpazeye göre düzenlenmiş değerlendirme tabloları yapıların çevresel performanslarını çeşitli kategorilere göre değerlendirmektedir. Ayrıca İngiltere dışındaki ülkelerde yapılacak değerlendirmeler için BREEAM International, (Türkiye’yi de içine alan) BREEAM Europe ve körfez bölgesindeki ülkeler için BREEAM Gulf geliştirilmiştir. Adı geçen yapı türlerinin dışındaki yapılar için, talep üzerine kurum tarafından BREEAM Bespoke (Sipariş) hazırlanmakta ve değerlendirme kriterleri yapı türüne özgü olarak belirlenmektedir. Oteller, laboratuarlar, tatil kompleksleri ve konaklama tesisleri ile karma fonksiyonlu yapılar bu sürüm altında değerlendirmeye alınmaktadır”(Sev ve Canbay, 2009). LEED “Amerikan Yeşil Binalar Konseyi (USGBC) tarafından geliştirilerek, 1998 yılında uygulamaya geçirilen Enerji ve Çevresel Tasarımda Liderlik (LEED) programı her biri farklı olarak tasarlanan kontrol listeleriyle Yeni Yapılar ve Büyük Onarımlar (LEEDNC), Mevcut Yapılar (LEED-EB), Ticari İç Mekânlar (LEED-CI), Okullar (LEED-S), Mahalle Kalkındırma Projeleri (LEED-ND), Konutlar (LEED-Homes) ve Alışveriş Merkezleri (LEED-Retail) değerlendirilmekte, Sağlık Yapıları ve Laboratuarlar üzerinde de çalışma yapılmaktadır”(Sev ve Canbay, 2009). SBTool “SBTool (daha önceki adıyla GBTool) yapılar için bir çevresel değerlendirme metodunun temelini atmak üzere ilk olarak 1998 yılında, gelişmiş ülkelerin bir araya gelmesiyle oluşturulmuş bir değerlendirme aracıdır. BTool tek başına doğrudan yapılara uygulanmayan, genel bir değerlendirme çerçevesi olup, çeşitli ülkelerin bu kalıbı alarak, ülkesel ve bölgesel koşullarına uyarlamasını öngören bir araçtır. Uluslararası yapı endüstrisini sürdürülebilir inşaat pratiklerine yöneltme konusunda rehberlik etmeye odaklanmıştır” (Larsson, 2009). CASBEE “CASBEE şu kurallara göre geliştirilmiştir; 1. Sistem, nitelikli yapılara yüksek değerlendirmelerde bulunabilecek, böylelikle tasarımcılara ve diğerlerine teşvik oluşturacak şekilde yapılandırılmalıdır. 2. Sistem, mümkün olduğunca basit ve anlaşılır olmalıdır. 3. Sistem, çok çeşitli bina tiplerinde uygulanabilir olmalıdır. 4. Sistem Japonya ve Asya'ya özgü konu ve problemleri ele almalıdır. 1246 Şekil 2’de görüldüğü gibi, CASBEE tasarım öncesinde başlayıp, tasarım ve tasarım sonrası safhalarda devam edecek şekilde mimari tasarım süreciyle uyumlu geliştirilmiştir”(Arkitera, 2008). Şekil 2. Devirli Yapı Tasarım Süreci “Cradle to Cradle” Değerlendirme Sistemi “C2C değerlendirme sisteminde ürünler ve sistemler; enerji, malzeme değerlendirme, kimyasal mukayeseler, temiz üretim yeterliliği ve kalifikasyonu, sürdürülebilirlik yönetimi ve optimizasyon için kullanılan malzemeler, malzemelerin yeniden kullanım özellikleri, enerji, su, sosyal sorumluluk kriterleri üzerinden değerlendiriliyor.” (Şekil 3). Şekil 3. Bioklimatik ve Suyun Geri Dönüşüm Süreci 1247 “Bugün önde gelen şirketlerden, Visteon, Volvo, Ford Motor Company, Nike, Herman Miller, Steelcase, Designtex, Victor Innovatex, Milliken & Co., Pendleton, SC Johnson, BASF, c2c sertifikasına sahip firmalardan bazılarıdır”(Arkitera, 2008). İnovatif Bir Ürün: Solar Stoper Firmamızın malzeme bazında geliştirmiş olduğu solar stoper membran su yalıtımını fotovoltaik piller ile birleştirmiş ve bu sayede iki farklı amaca yönelik tek bir malzeme ortaya çıkarmıştır. Farklılaşma stratejisi anlamında da manevra değeri katan ürün aynı zamanda yeşil bina uygulama sahasında tasarım avanatajı sağlamaktadır. Bu örneklerin çoğaltılması ve geliştirilmesi ile Yeşil Bina uygulamaları gündelik hayatımıza daha fazla girme imkanı bulacak bilinirliği ve kalite algısı ile yaygınlaşabilecektir. Solar Stoper ince ve esnek fotovoltaik guneş pilleri ile entegre edilmiş üstün nitelikli, bitüm esaslı su yalıtım membranıdır. • Uygun olmayan çatı geometrilerinde ve hatta tonoz catılarda dahi catı kullanımı, • Birim alana gelen daha düşük çatı yükü, • Çatıda su yalıtımına ek olarak enerji kazanımı, • Üstün ince film amorf silikon hücre ve üçlü bağlantı teknolojisi ile optimal elektrik enerjisi uretimi, • Çatı alanı ile orantılı güç üretimi, • Üstün nitelikli malzeme kullanımı sebebiyle uzun ömür, • Stoper ekibi tarafından yalıtım ve enerji bağlantı işinin bir paket olarak çözülmesi ve anahtar teslimi, • Hızlı kurulum • Atmosfer şartlarına dayanıklı emniyetli elektrik bağlantı sistemi, • Yenilenebilir sonsuz enerji kaynağı güneşin kullanılması nedeniyle fosil yakıtların kullanımından doğan çevre kirlenmesinin önüne geçilmesine ve ülke kaynaklarının verimli kullanılarak ülke ekonomisine destek olunmasına aracı olması, • Diğer katı güneş panelleri ile karşılaştırıldığında, ilave su yalıtımı, bağlantı elemanları kullanılmaması nedeniyle işçilik ve malzemeden tasarruf, • Yüksek sıcaklıklarda da üstün performans SolarStoper Performans Bilgileri: • Anma gücü (1 ad. membran): 2 x 144 W = 288 W Üretim toleransı : ± 5% 20 yılsonunda dahi anma gücünün %80’ini verebilmektedir (İlk 10 • yılsonunda 92% anma gücü) • 4 mm2 (12 AWG) x 4 kablo ve hava şartlarına dayanıklı DC kolay bağlanabilir soketler (quick-connect) 1248 • Parçalı olarak güneş alınması veya herhangi bir güneş hücresinin zarar görmesi halinde güneş pillerini güç kaybından koruyan her bir güneş hücresine bağlantılı By-pass diyotları • Güneş hücrelerinin koruyucu kaplaması dayanıklı ETFE (yüksek ışık geçirgenliği olan polimer)’dir • Yapışkan malzeme: Etilen propilen kopolimer’dir • Hücre tipi: 22 x 2 = 44 üçlü bağlantılı amorf silikon güneş hücresidir. 356 x 239 mm boyutlarında ve seri bağlıdırlar • Yüksek sıcaklık ve düşük ışıkta yüksek performans • Geleneksel güneş pillerine nazaran 1/5 oranında daha hafiftir • Membranlar yüksek miktarda polimerlerle modifiye edilmiş uzun ömürlü membranlardır Sektörel Durum Değerlendirmesi Çok uluslu yatırımların Türkiye’de yoğunlaşması ile ilk örnekleri başlayan sertifika kapsamındaki Yeşil Bina uygulamaları, konu ile ilgili bilinçlenmenin artması ile yerli yatırımcıların ve talep sahiplerinin emlak planlamalarında da artarak yer bulmaktadır. ÇEDBİK (Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği) sektörü bilinçlendirme ve LEED ve BREEAM sertifika programlarının yaygınlaşması konusunda yoğun faaliyet göstermektedir. Dünya genelinde 2500 bina LEED sertifikasını almaya hak kazanmış, 20 bin proje de sertifika almak üzere başvuru yapmış durumdadır. Ortalamaları alındığında her gün 464 milyon dolar değerinde bina LEED sertifikası için başvurmuş olduğu ortaya çıkmaktadır. Avrupa'da ise özellikle İngiliz BREEAM belgesine talep olmaktadır (Altınsoy, 2009). Uygulama alanı itibarı ile izolasyon, Yeşil Binalarda yüksek performans kriterleri ile değer bulmakta olup İZODER’in (Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği) de destek ve takip alanındadır. Tüm bu ideal standartların yaygınlaşması ekosistemimiz ve geleceğimiz açısından bu derece önemli iken Türkiye’de yapı performansı uygulama ve kontrol standartları açısından iyileşmeler olmasına rağmen ne yazık ki istenen düzeyde değildir. • Tüm yapı malzemelerinin CE Sertifakısına sahip olması yasal düzeydeyken uygulamada çok az projede dikkate alınmaktadır. • Üreticilerin, ürünlerinin standartlara uygunluğu belgeli olabilmesine rağmen ürüne ait değişik zamanlı testler, katalog değerlerinden farklılık gösterebilmektedir. • Saha uygulamalarında teknik düzeyde bireysel ve bazı örgütsel ilerlemeler bulunmakla beraber genelde kalite düşüktür. • Uygulayıcı olarak kalifiye eleman düzeyi düşüktür. Bilinçlenme ve sürekli iyileştirme yaklaşımı bireysel ve kurumsal bir faaliyet olarak Türkiye’de birçok gelişmiş ülkeden çok daha büyük bir ihtiyaçtır. Teknik kadroların 1249 yeterlilik düzeyi, ürün ve uygulamaların kontrol aşamaları ve bu zincirde yer alan tüm faaliyet noktalarının kalitesinin yükseltilmesi, denetim ve cezaların artırılması önem arz etmektedir. Kalite anlayışından ve marka itibarından uzak bahsi geçen tipte ürün ve uygulamalar pazar bulabildiği ve pratikte cezai etki ile bir sorun yaşamadıkları için ideal oluşum için üretim yapan ve kalite standartlarını uluslar arası düzeyde tanımlamış kurumların gelişimini de olumsuz etkilemktedir. Bu kanal uluslar arası pazarda da itibar tehlikesi oluşturarak genel Türk, İnşaat Sektörü Marka algısını aşağıya çekmekte ve aynı şekilde rekabet kriterlerini olumsuz etkilemektedir. Sürekli iyileşmenin bir kavram olarak sektörün dinamiği olması, konuyla ilgili bilinçlenmenin, yasal düzenlemelerin ve uygulamalarının hızla yükselmesi önemlidir. Örnek teşkil eden başarılı, yüksek kaliteli ve prestijli projelerin yaygınlaşması bilinçlenme düzeyimizi yükseltecek ve kalite algısının yaygınlaşmasını sağlayabilecektir. Yeşil Bina uygulamaları bu anlamda da sektörün olgunlaşması ve aktörlerin kalite algısının artması açısından ayrıca da önem taşımaktadır. Sonuç Olumsuz çevresel etkilerinin büyük doğa felaketlerine sebep olduğu günümüzde bireysel ve toplumsal sorumlulukların yerine getirilmesi zorunluluk haline gelmiştir. Bu kapsamda ulusal ve uluslarası sürdürebilir ilkeler ışığında geliştirilen tüm iyileştirici programların anlamı vardır. Ancak ideal olan genel değerlerin ve jargonun standart ve uluslararası formata kavuşturularak bölgesel farklılıkları, avantaj ve dezavantajlarını ideal düzeyde etüd edebilerek her projeyi en verimli şekilde değerlendirebilmektir. Bu anlamda seğerlendirme ve sertifika programları ve kavram olarak Yeşil Binanın geldiği nokta umut vericidir. Özellikle ülkemizde sektörel ve teknoloji uyumu konusundaki averaj düzeyin yükseltilmesi bu tür özel oluşumlar ile desteklenmelidir. Bu kapsamda ÇEDBİK, İZODER, ÇATIDER (Çatı Sanayici ve İş Adamları Derneği), TMMOB (Türk Mühendisleri ve Odaları Birliği), sivil toplum örgütleri ve ilgili kurumlar hedefli ve odaklı bir gelişim ve iyileştirme yaklaşımını özümsemiş olmalıdır. Birey, kurum ve kuruluşların sinerjik bir etkileşim ile gelişimi ivmelendirmeleri bu anlamda önem arzetmektedir. Algımızın doğayla barışık, sürdürülebilir, yüksek konforlu yapı anlayışını benimsenmesi ve bunun yaygınlaşması altı çizilen sorunun çözümü için anlamlıdır. Kaynaklar Altınsoy, P. T. (2009) Yeşil ofis uygulamaları http://www.naturalhaber.com. Erişim Tarihi: 13.09.2010 1250 hızla yaygınlaşıyor, Arkitera (2008). “Beşikten Mezara” değil, “Beşikten Beşiğe”: atık kavramina yeni bir yaklaşım, http://www.arkitera.com/h26314-besikten-mezara-degil-besikten-besige-atikkavramina-yeni-bir-yaklasim.html. Erişim Tarihi: 06.09.2010. Erengezgin, Ç. (2010). Yeşil çatı, www.yalitim.com. Erişim Tarihi: 13.09.2010. Green Building (2010). Green building, building the future with intention, www.greenbuilding.com. Erişim Tarihi: 06.09.2010 Larsson, N. (2009). iiSBE, IDP and SBTool, www.cedbik.org/Sunumlar.asp. Erişim Tarihi: 13.09.2010. Sev, A. ve Canbay, N. (2009). Dünya genelinde uygulanan yeşil bina değerlendirme ve sertifika sistemleri, http://www.epy.com.tr/files/SertifikaSistemleri.pdf. Erişim Tarihi: 06.09.2010. 1251
Benzer belgeler
Yeşil Binalar
Yeşil binalar, yapılı çevrenin insan sağlığı ve doğal çevre üzerindeki olumsuz etkilerini en aza
indirecek şekilde tasarlanır, işletilir ve sonlandırılır. Bu da, enerjinin, suyun ve diğer kaynaklar...