PLAZMA AKTÜATÖRÜN NACA2415 MODEL UÇAK KANADI
Transkript
PLAZMA AKTÜATÖRÜN NACA2415 MODEL UÇAK KANADI
A.ŞANLISOY, 2013 T.C. NĐĞDE ÜNĐVERSĐTESĐ FEN BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ MAKĐNA MÜHENDĐSLĐĞĐ ANABĐLĐM DALI YÜKSEK LĐSANS TEZĐ PLAZMA AKTÜATÖRÜN NACA2415 MODEL UÇAK KANADI ETRAFINDAKĐ AKIŞ KONTROLÜ ÜZERĐNE ETKĐSĐNĐN ĐNCELENMESĐ NĐĞDE ÜNĐVERSĐTESĐ FEN BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ AYTAÇ ŞANLISOY Temmuz 2013 T.C. NĐĞDE ÜNĐVERSĐTESĐ FEN BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ MAKĐNA MÜHENDĐSLĐĞĐ ANABĐLĐM DALI PLAZMA AKTÜATÖRÜN NACA2415 MODEL UÇAK KANADI ETRAFINDAKĐ AKIŞ KONTROLÜ ÜZERĐNE ETKĐSĐNĐN ĐNCELENMESĐ AYTAÇ ŞANLISOY Yüksek Lisans Tezi Danışmanlar Doç. Dr. Yahya Erkan AKANSU Yrd. Doç. Dr. Fuat KARAKAYA Temmuz 2013 ÖZET PLAZMA AKTÜATÖRÜN NACA2415 MODEL UÇAK KANADI ETRAFINDAKĐ AKIŞ KONTROLÜ ÜZERĐNE ETKĐSĐNĐN ĐNCELENMESĐ ŞANLISOY, Aytaç Niğde Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Makine Mühendisliği Anabilim Dalı Danışman : Doç. Dr. Yahya Erkan AKANSU Đkinci Danışman : Yrd. Doç Dr. Fuat KARAKAYA Temmuz 2013, 72 sayfa Bu çalışmada, aerodinamik akış kontrolünde paraelektrik ve peristaltik sinyal sürümünün plazma aktüatörün performansına etkisi araştırılmıştır. Sinyal modülasyonları ile uyarılan, NACA2415 model uçak kanadı üzerine yerleştirilmiş plazma aktüatörün aktif ve pasif olduğu durum için Reynolds sayılarının 8000-90000 aralığındaki etkileri rüzgâr tünelinde incelenmiştir. Uçak kanadına etki eden aerodinamik kuvvet katsayıları ölçülmüş, iz bölgesine yerleştirilen kızgın tel probu ile hız ölçümleri alınmış ve duman-tel yöntemi kullanılarak uçak kanadı etrafındaki akış yapısı görüntülenmiştir. Plazma aktüatörün açık ve kapalı durumu karşılaştırıldığında, kaldırma kuvvetinin arttığı ve iz bölgesinin daraldığı görülmüştür. Düşük Reynolds sayılarında, plazma aktuatör ile etkili akış kontrolü sağlanarak uçak kanadı üzerindeki tutunma kaybının daha büyük hücum açılarına kaydırılması sağlanmıştır. Reynolds sayısının 36000 değerinde akış ayrılması 18°’ye kadar iyileştirilebilmiş ve 14°’de maksimum kaldırma kuvveti, plazmasız durumun iki katı olarak elde edilmiştir. Bununla beraber, peristaltik sürümünün çalışılan elektriksel parametre aralığında dikkate değer bir etkisinin olmadığı ortaya konulmuştur. Anahtar Sözcükler: Plazma aktüatör, uçak kanadı, akış kontrol, kaldırma kuvveti, peristaltik uyarım, paraelektrik uyarım. i SUMMARY INVESTIGATING THE EFFECTS OF PLASMA ACTUATOR ON THE FLOW CONTROL AROUND NACA2415 AIRFOIL ŞANLISOY, Aytaç Nigde University Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Mechanical Engineering Supervisor : Associate Professor Dr. Yahya Erkan AKANSU Co-Advisor : Assistant Professor Dr. Fuat KARAKAYA July 2013, 72 pages In this master thesis, the effects of paraelectric and peristaltic signal drive on plasma actuator performance is investigated at active flow control. In the case of the plasma actuator located on NACA2415 airfoil, driven by modulated signal, was activated and deactivated. The effect of actuator to active flow control is examined at Reynolds number between 8000 and 90000 in the wind tunnel. The lift force which acted to airfoil was measured by force balance. The velocity measurements were taken by hot wire probe, located to wake region, and the flow around model is visualized by smoke wire method. When the plasma compared with active and passive case, it is observed that the lift force was increased and wake region was narrowed. The stall angle shifted to higher attack angle by accomplishing effective active flow control at low Reynolds number. The flow separation was enhanced up to 18°, the maximum lift force occurred at 14° attack angle which is doubled compared with when the plasma actuator is closed. On the other hand, the peristaltic actuation has no significant effect at the values of considered experimental parameters. Keywords: Plasma actuator, airfoil, flow control, lift force, peristaltic actuation, paraelectric actuation. ii ÖNSÖZ Plazma aktuatörler; hareketli parça bulundurmaması, hafif ve basit yapısı ve bakım gerektirmemesi nedeni ile havacılık uygulamalarında, özellikle mikro hava araçlarında yenilik getirebilecek bir potansiyel olarak karşımıza çıkmaktadır. Plazma aktüatör performansının geliştirilmesi için son zamanlarda hem elektriksel, hem de geometrik parametrelerin etkileri incelenmektedir. Yapılan bu tez çalışmasında, plazma aktuatörlerin peristaltik sürümünün ve sinyal modülasyonlarının etkileri araştırılmıştır. Öncelikle plazma aktüatör düz levha üzerine uygulanmış ve parametrelerin uygun çalışma aralıkları tespit edilmiştir. Daha sonra aktif akış kontrolüne etkisini incelemek üzere NACA2415 uçak kanadı üzerinde farklı konumlara yerleştirilmiştir. Plazma aktüatörün farklı Reynolds sayılarında ve hücum açılarında aerodinamik modelin oluşturduğu kaldırma kuvveti katsayısı ve model arkasındaki iz bölgesine etkisi araştırılmış ve plazma aktüatörlerin konumu ve çoklu uyarımın etkileri incelenmiştir. Özellikle, uçak kanadı üzerinde akış ayrılması engellenerek tutunma kaybı (stol) olayı gerçekleşmeden daha yüksek hücum açılarına çıkılabilmesi sağlanmıştır. Yüksek lisans tez çalışmamın yürütülmesi esnasında, çalışmalarıma yön veren, bilgi ve yardımlarını esirgemeyen ve bana her türlü desteği sağlayan danışman hocalarım, Sayın Doç. Dr. Yahya Erkan AKANSU'ya ve Sayın Yrd. Doç. Dr. Fuat KARAKAYA’ya en içten teşekkürlerimi sunarım. Yüksek lisans tez çalışmam esnasında tecrübelerine başvurduğum Yrd. Doç Dr. Hüsnü AKSAKAL’a ve Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyelerine müteşekkir olduğumu ifade etmek isterim. Bu tezin hazırlanması esnasında yardımlarını esirgemeyen kıymetli meslektaşlarım Arş. Gör. Hürrem AKBIYIK, Cihan YEŞĐLDAĞ, Rafet GÜNAYDIN ve Tekmile AYDOGDU’ya teşekkür ederim. Bu tez çalışmam boyunca bana maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen babam Đsmail ŞANLISOY’a, annem Müjgan ŞANLISOY’a, abim Ali Hayri ŞANLISOY’a ve nişanlım Pavlina VORLOVA’ya ithaf ediyorum. Ayrıca, bursiyer olarak görev aldığım 110M056 numaralı proje kapsamında finansal destek sağlayan TUBĐTAK’a teşekkür ederim. iii ĐÇĐNDEKĐLER ÖZET ...........................................................................................................................i SUMMARY ................................................................................................................. ii ÖNSÖZ ....................................................................................................................... iii ĐÇĐNDEKĐLER ............................................................................................................ iv ŞEKĐLLER DĐZĐNĐ ...................................................................................................... vi FOTOĞRAFLAR DĐZĐNĐ ..........................................................................................viii SĐMGE VE KISALTMALAR ...................................................................................... ix BÖLÜM I GĐRĐŞ........................................................................................................... 1 1.1. Aerodinamik Akış Kontrolü .................................................................................... 1 1.1.1. Pasif akış kontrol yöntemleri ................................................................................ 2 1.1.2. Aktif akış kontrol yöntemleri ............................................................................... 3 1.2. Plazma Aktüatör ile Akış Kontrolü ......................................................................... 5 1.3. Çalışmanın Bilimsel Önemi .................................................................................. 12 1.4. Tezin Amacı ve Kapsamı ...................................................................................... 13 BÖLÜM II PLAZMA FĐZĐĞĐ .................................................................................... 14 2.1. Plazmanın Tanımı ................................................................................................. 14 2.1.1. Atmosferik soğuk plazma etkisi ile akışın ivmelendirilmesi ............................... 15 2.1.2. Plazma etkisinde oluşan cisim kuvveti ............................................................... 17 2.2. Plazma Aktüatörler ............................................................................................... 19 BÖLÜM III DENEYSEL ÇALIŞMALAR .................................................................. 24 3.1. Rüzgâr Tüneli ....................................................................................................... 24 3.2. Plazmanın Oluşturulması ...................................................................................... 25 3.3. Aerodinamik Test Modelleri ................................................................................. 28 3.4. Ölçüm Sistemleri .................................................................................................. 29 3.4.1. Aerodinamik kuvvet katsayılarının ölçümü ........................................................ 30 3.4.2. Kızgın tel anemometresi ile hız ve girdap kopma frekansının ölçümleri ............. 32 3.4.3. Basınç ölçümü ................................................................................................... 34 3.4.4. Duman-tel yöntemi ile akış görüntülemesi ......................................................... 35 BÖLÜM IV BULGULAR VE ĐRDELEMELER ........................................................ 37 4.1. Plaka Etrafında Akış Kontrolü .............................................................................. 37 iv 4.2. NACA2415 Uçak Kanadı Etrafında Akış Kontrolü ............................................... 40 BÖLÜM V SONUÇLAR ............................................................................................ 57 KAYNAKLAR ........................................................................................................... 59 ÖZGEÇMĐŞ ................................................................................................................ 72 v ŞEKĐLLER DĐZĐNĐ Şekil 1.1: a) Kontrol Çubuğu ile akış kontrolü, b) ayırıcı plaka ile akış kontrolü ...........2 Şekil 1.2: Sentetik jet üreteci (Azar, 2012). ...................................................................4 Şekil 2.1: Maddenin Plazma hali (Akansu ve Karakaya, 2013) ....................................14 Şekil 2.2: Plazma aktüatör konfigürasyonu ..................................................................15 Şekil 2.3: Đyon ve elektronların elektrik alanında hareketi ...........................................17 Şekil 2.4 : a) Korona deşarj aktüatörü, b)Dielektrik barier deşarj aktüatörü (Moreau, 2007) ...........................................................................................................................20 Şekil 2.5: Sürekli sinüzoidal sinyal sürümü .................................................................21 Şekil 2.6: Peristaltik plazma aktüatör panelinde aktüatörlerin fazlandırılması (Roth ve diğerleri, 2003b) ..........................................................................................................21 Şekil 2.7: Sürücü sinyalin 2 V ve 3600 Hz frekansında doluluk boşluk yüzdesinin sinyal yapısındaki etkisi .........................................................................................................22 Şekil 2.8: Sürücü sinyalin 2 V ve 3600 Hz frekansında uyarım frekansının sinyal yapısındaki etkisi .........................................................................................................23 Şekil 3.1 : NACA2415 uçak kanadı geometrisi ...........................................................29 Şekil 3.2: Rüzgar tüneli test bölgesinin ve akış karakteristiklerinin ölçümünde kullanılan deney sisteminin şematik görünümü ............................................................30 Şekil 3.3: Duman-tel akış görüntüleme sistemi şeması ................................................35 Şekil 4.1: Altılı aktüatör durumunda sinüzoidal sinyal faz açısının duvar jeti üzerine etkisi ...........................................................................................................................39 Şekil 4.2: Farklı konumlardaki aktüatör çiftlerinin aktif olması durumunda faz açısının etkisi ...........................................................................................................................39 Şekil 4.3: Farklı sayılardaki çoklu aktüatör düzenlemelerinin aktif olması durumunda faz açısının etkisi .........................................................................................................40 Şekil 4.4: NACA2415 üzerine entegre edilmiş plazma aktüatör konfigürasyonu .........41 Şekil 4.5: NACA2415 uçak kanadı modelin literatür ile karşılaştırılması.....................42 Şekil 4.6: Düşük Reynolds sayısı bölgesinde uçak kanatlarına etki eden maksimum kaldırma kuvvet katsayısının değişimi .........................................................................43 Şekil 4.7: Plazma aktüatörün aktif ve pasif olduğu durumda,NACA2415 uçak kanadı etrafında oluşan kaldırma kuvvetinin Reynolds sayısına bağlı olarak değişimi .............44 vi Şekil 4.8: NACA2415 uçak kanadının farklı Reynolds sayılarında, kaldırma katsayısının hücum açısı ile değişimi ...........................................................................45 Şekil 4.9: Plazmanın kapalı ve açık olduğu durumda hücum açısının etkisi .................45 Şekil 4.10: Plazma aktüatörün farklı voltajlar ile sürüldüğü durumlarda kaldırma kuvvet katsayısının Reynolds ile değişimi ...............................................................................46 Şekil 4.11: Farklı Hücum açılarında ve plazmanın açık ve kapalı olduğu durumda NACA2415 uçak kanadı etrafındaki akışın iz bölgesinin değişimi ...............................47 Şekil 4.12: Farklı plazma aktüatörlerin (1,1-2,1-1,2,3 numaralı aktüatörler) aktifleştirilmesi neticesinde NACA2415 uçak kanadı etrafındaki akışın iz bölgesinin değişimi ......................................................................................................................48 Şekil 4.13: Plazma aktüatöre uygulanan sinyalin faz açısının değiştirilmesinin NACA2415 uçak kanadı etrafındaki akışın iz bölgesine etkisi .....................................49 Şekil 4.14: NACA2415’in hücum açılarının 5°, 10° ve 15°olduğu durumda, farklı plazma aktüatörlerin aktifleştirilmesinin oluşan kaldırma katsayısına etkisi .................50 Şekil 4.15: Farklı uyarım frekanslarında uyarılan plazmanın doluluk boşluk yüzdesinin değişiminin NACA2415 uçak kanadının oluşturduğu kaldırma kuvvetine etkisi ..........51 Şekil 4.16: %10 doluluk boşluk yüzdesi ile sürülen plazmanın uyarım frekansının NACA2415 uçak kanadının oluşturduğu kaldırma kuvvetine etkisi .............................51 Şekil 4.17: %95 doluluk boşluk yüzdesi ile sürülen plazmanın uyarım frekansının NACA2415 uçak kanadının oluşturduğu kaldırma kuvvetine etkisi .............................52 Şekil 4.18: Sinüzoidal sinyal faz açısının plazma aktüatörün etkisinde oluşan kaldırma kuvveti katsayısına etkisi .............................................................................................53 Şekil 4.19: Plazma aktüatörün sürücü sinyalinin frekansının plazma aktüatör etkisinde oluşan kaldırma kuvveti katsayısına etkisi ...................................................................53 Şekil 4.20: Plazma aktüatörün sürücü sinyalinin voltajının değişiminin plazma aktüatör etkisinde oluşan kaldırma kuvveti katsayısına etkisi ....................................................54 vii FOTOĞRAFLAR DĐZĐNĐ Fotoğraf 1.1: Laminar ve türbülanslı akış yapasında akış ayrılması (Çengel ve Cimbala, 2007) .............................................................................................................................3 Fotoğraf 1.2: Renault aracın sentetik jet ile aerodinamik akış kontrolü (URL-1). .........4 Fotoğraf 3.1: Çalışmada kullanılan deney düzeneği ....................................................24 Fotoğraf 3.2: Rüzgâr tüneli dizaynı ............................................................................25 Fotoğraf 3.3 : a) 6 kanallı audio güç amfi, b) Yüksek voltaj bobin kutusu...................26 Fotoğraf 3.4 : Sinyal üretiminde kullanılan FPGA tabanlı programın arayüzü ............27 Fotoğraf 3.5: Osiloskopta sinyal formlarının alınması ................................................27 Fotoğraf 3.6 :a) Yüksek voltaj probu, b) Akım probu .................................................28 Fotoğraf 3.7 : NACA2415 uçak kanadının katı modellemesi ......................................29 Fotoğraf 3.8 : a)ATI yük hücresi programının arayüzü, b) Yük hücresinin rüzgar tünelindeki konumu, c) Döndürme aparatına entegre edilmiş yük hücresi ....................31 Fotoğraf 3.9 : Kızgın tel probların test bölgesindeki konumları ..................................32 Fotoğraf 3.10: Dinamik basıncın ölçümünde kullanılan a) Pitot tüpü, b) Basınç dönüştürücüsü c) Mikromanometre .............................................................................35 Fotoğraf 3.11: NACA0015 uçak kanadı etrafında akış görüntülemesi (Akansu ve diğ., 2012) ...........................................................................................................................36 Fotoğraf 4.1: Peristaltik etkinin oluşturulduğu levha üzerindeki elektrot dizilimi ........38 Fotoğraf 4.2: NACA2415 modelin test bölgesindeki görünümü ..................................41 Fotoğraf 4.3: NACA2415 uçak kanadının α=12 ve 16° hücum açılarında plazma aktüatörün V=8kVpp ve f=3600Hz sinyal ile sürüldüğü durumda akış ayrılması üzerine etkisi ...........................................................................................................................54 Fotoğraf 4.4: Plazma aktüatörü süren voltajının NACA2415 uçak kanadı etrafındaki akış yapısına etkisi ......................................................................................................55 Fotoğraf 4.5: NACA2415 uçak kanadı üzerine yerleştirilen çoklu aktüatörlerin tekli ve çoklu sürümünün akış yapısına etkisi...........................................................................56 viii SĐMGE VE KISALTMALAR Simgeler Açıklama µ Dinamik viskozite a Đvme Aön Ön bakış alanı Aüst Üst bakış alanı B Manyetik alan b Kanat açıklığı uzunluğu C Veter uzunluğu CD Sürüklenme kuvveti katsayısı CL Kaldırma kuvveti katsayısı E Elektrik alanı e Elektron yükü F Cisim kuvvetleri/Lorentz kuvvetleri FD Sürüklenme kuvveti fe Uyarım frekansı FL Kaldırma kuvveti K Đdeal gaz sabiti kB Boltzmann sabiti m Kütle n Ortalama parçacık sayısı P Basınç Patm Atmosfer basıncı Pdin Dinamik basınç Pst Statik basınç Ptop Toplam basınç q Elektriksel yük Re Reynolds sayısı s Birim yüzey T Sıcaklık ix t Zaman Te Elektron sıcaklığı Ti Đyon sıcaklığı u X yönündeki hız bileşeni U Duvar jeti hızı Uo Serbest akış hızı x/C Plazma aktüatörün konumu εo Dielektrik sabiti ρ Yoğunluk ρc Yük yoğunluğu υ Hız φ Elektriksel potansiyel Kısaltmalar Açıklama AC Alternatif Akım DBD Dielektrik Bariyer Deşarjı DC Doğru Akım EHD Elektrohidrodinamik MAV Mikro Hava Araçları x 1. BÖLÜM I GĐRĐŞ Hava araçları sahip oldukları aerodinamik yapılı kanat geometrisi nedeni ile harekete geçtikleri zaman, kanadın üst kısmından akış hızlı geçerken, alt kısmından daha yavaş geçmektedir. Bu hız farklının neticesinde ise kanadın alt yüzeyi ile üst yüzeyi arasında basınç farkı oluşmakta ve bu basınç farkının modelin yüzey alanına etkisi neticesinde kaldırma kuvveti oluşmaktadır. Kaldırma kuvveti modelin sahip olduğu hıza, bulunduğu ortamın yoğunluğuna ve üst bakış alanına bağlı olarak değişmektedir. Kaldırma kuvvetinin artırılması için aracın sahip olduğu hız artırılmakta veya kanadın hücum açısı artırılarak kaldırma kuvveti istenilen seviyelere getirilebilmektedir. Ancak hücum açısının belirli bir değerin üzerinde olması durumunda, akış kanadın üst yüzeyinden ayrılarak bir küt cisim gibi davranmakta ve kanadın arkasında kalın bir iz bölgesi oluşmaktadır. Bu durumda tutunma kaybının görüldüğü stol açısına girilerek kaldırma kuvvetinde ani düşüşler meydana gelmektedir. Akış ayrılmasının geciktirilmesi ve aerodinamik kuvvet katsayılarının iyileştirilmesi için çeşitli akış kontrolü yöntemleri uygulanmaktadır. Literatürde yapılmakta olan akış kontrol yöntemleri, yöntemde enerji kullanımı durumuna göre aktif veya pasif olarak sınıflandırılmaktadır. Burada, her iki yöntem hakkında kısaca bilgi verildikten sonra aktif akış kontrol yöntemlerinden birisi olan plazma aktüatörler kapsamlı olarak ele alınacaktır. 1.1. Aerodinamik Akış Kontrolü Aerodinamik akış kontrolü, Gad-el-Hak (2000) tarafından bir akış alanının istenilen kısmının, doğal şeklini veya karakterini uygun şekilde değiştirilmesi için uygulanan yöntemler olarak tanımlanmaktadır. Bu yöntemler ile aerodinamik kuvvet katsayılarının geliştirilmesi, akış ayrılmasının önlenmesi veya geciktirilmesi, stol açısının daha yüksek açılara kaydırılması, sınır tabakanın geliştirilmesi, ses ve titreşim miktarının azaltılması mümkün olmaktadır. Akış kontrol yöntemlerinin en yaygın sınıflandırması aktif ve pasif olarak yapılmaktadır. Aktif akış kontrolünde, sistemde ilave bir enerji kullanımı söz konusuyken; pasif akış kontrolü ise sistemde ilave enerji kullanımı olmaksızın yapılan 1 geometrik düzenlemeleri içermektedir. Akış kontrolünde ortaya çıkan fiziksel etkileri ortaya koyabilmek için bu yöntemlerin bazıları aşağıdaki alt başlıklarda anlatılmıştır. 1.1.1. Pasif akış kontrol yöntemleri Pasif akış kontrol yöntemleri ilave bir güç kullanılmaksızın geometride yapılan değişiklikler veya akış kontrolünü sağlayacak elemanlar eklenmesi ile gerçekleştirilmektedir. Pasif akış kontrol yöntemlerinden bazıları, cisim önüne kontrol çubuğu yerleştirilmesi, cisim arkasına yerleştirilen ayırıcı plaka, yüzey pürüzlülüğü veya akış bozucu tel ve cisim geometrisinin yeniden düzenlenmesidir. Bu yöntemlerin çalışma mekanizmaları aşağıda kısaca açıklanmıştır. Şekil 1a’da görüldüğü üzere, kontrol çubuğu ile akış kontrolünde, cisim önüne küçük çaplı bir cisim yerleştirilmektedir. Akış öncelikle kontrol elemanına çarpmakta ve kontrol elemanından ayrılan akış tabakasının oluşturduğu iz bölgesi arkadaki cismi etkilemektedir. Đki cisim arası mesafeye bağlı olarak hem küt cismin ön kenarındaki pozitif basınç düşmekte hem de küt cisim iz bölgesinin daralmasına bağlı olarak arka kenarındaki negatif basınçta yükselme görülmektedir. Ön ve arka kenardaki bu basınç değişimleri cisme etki eden sürükleme kuvvetinin azaltılması yönünde önemli rol oynamaktadır. Sarıoğlu ve diğ. (2005)’nin yapmış olduğu çalışmada, kontrol çubuğu ile sürükleme kuvvetinde %70’e varan azalmalar elde etmişlerdir. Şekil 1b’de ayırıcı plaka ile yapılan akış kontrolünde küt cismin arkasına yerleştirilen ayırıcı plaka neticesinde girdap bölgesinin yapısı ve iz bölgesi değişmektedir. Akansu ve diğ. (2004), yapmış oldukları çalışmada ayırıcı plakanın 0 ile 180⁰ aralığında döndürülmesi neticesinde silindirin arkasında oluşan iz bölgesinin ve basınç dağılımının, eğim açısının değişimi ile değişimini incelemişlerdir. Ayırıcı plaka Kontrol Çubuğu U∞ U∞ Küt cisim Küt cisim Şekil 1.1: a) Kontrol Çubuğu ile akış kontrolü, b) ayırıcı plaka ile akış kontrolü 2 Pürüzlü yüzeyler veya akış sendeletici (trip wire) kullanılarak akışın laminer yapıdan türbülanslı yapıya geçirilmesi mümkündür. Türbülanslı akışta, akışkan yüzeyden ayrılmaya ters basınç nedeni ile daha fazla direnecektir. Cismin yüzey pürüzlülüğünün artırılması veya akış sendeleticilerin kullanılması ile Fotoğraf 1.1’de olduğu gibi akışın daha yüksek açılarda yüzeyden ayrılması mümkündür. Böylece cisim arkasındaki iz bölgesi daralmakta ve basınç sürüklenmelerinin düşürülmesine olanak sağlanmaktadır. Akış sendeletici tel θayrılma=140⁰ Türbülanslı θayrılma=80⁰ Laminar Fotoğraf 1.1: Laminar ve türbülanslı akış yapasında akış ayrılması (Çengel ve Cimbala, 2007) Ayrıca cisim geometrisinin yeniden düzenlenmesi ile keskin köşelerin yuvarlatılması veya gerekli yerlere kanallar açılması ile de sürüklenme kuvvetleri azaltılabilmektedir. 1.1.2. Aktif akış kontrol yöntemleri Aktif akış kontrol yöntemleri, ilgili akış alanın doğal şeklinin veya karakterinin uygun şekilde değiştirilmesi için harici enerji harcanarak gerçekleştirildiği yöntemler olarak tanımlanmaktadır. Burada aktif akış kontrol yöntemlerden bazıları olan, döner yüzeyler ile akışa momentum transferi, sıfır net kütle akılı sentetik jetler, üfleme veya emme yapan kanallar hakkında kısaca bilgi verilecektir. Döner yüzeyler ile akışa momentum enjeksiyonu kullanılarak, akışkan hızı ile cisim yüzeyi arasındaki hız farkı nedeni ile cisim yüzeyinde oluşan sınır tabakanın engellenmesi veya azaltılması sağlanmaktadır. Cisim yüzeyi ile akışkanın aynı yönde hareket etmesi, aradaki hız farkını ortadan kaldırarak sınır tabakanın değiştirilmesine ve ayrıca akışkana ilave momentum kazandırarak akışın yüzeyden ayrılması engellenerek veya geciktirilerek istenilen akış kontrolü gerçekleştirebilmektedir. 3 Sentetik jetler ile akışa kütle transferi olmaksızın, ard arda üfleme ve emme yaparak momentum aktarılmaktadır. Sentetik jet üretici Şekil 1.2’de görüldüğü gibi diyafram, emme ve üfleme için gerekli olan boşluk ve orifisden oluşmaktadır. Piezoelektrik diyaframa sinyal gönderilmesi ile diyafram salınım yapmaktadır. Bu salınım neticesinde diyaframın yukarı hareketi ile üfleme, aşağı hareketi ile emme yapmaktadır. Üfleme sonucunda orifisden çıkan akışkan dairesel sentetik jetlerde girdap halkası şeklinde, düzlemsel sentetik jetlerde girdap çifti şeklinde ayrılmaktadır (Tuck ve Soria, 2008). Emme esnasında girdap halkası yüzeyden uzaklaştığı için boşluğa giren akışkandan etkilenmemektedir (Smith ve Glezer, 1998). Sentetik Jet Hava Girişi Girdap Halkası Salınım yapan diyafram Orifis Boşluk Şekil 1.2: Sentetik jet üreteci (Azar, 2012) Fotoğraf 1.2’de, Renault Altica model bir arabada akış ayrılmasının gerçekleştiği üst arka kenarına sentetik jet uygulaması görülmektedir. Sentetik jetin aktif olduğu durumda iz bölgesinin daraldığı gözlemlenmiştir. Aracın 130 km/saat ile seyir ettiği durumda sadece 10 W güç tüketimi ile %15 enerji tasarrufu sağlanmıştır. Bu yöntemde modelin hızına bağlı olarak akış kontrolünün yapılması mümkündür (Azar, 2012). Sentetik jet kapalı Sentetik jet açık Fotoğraf 1.2: Renault aracın sentetik jet ile aerodinamik akış kontrolü (URL-1) 4 Üfleme veya emme yapan kanallarda ise cisim yüzeyinden akışın ayrılmasını engellemek için cisim yüzeyindeki bir slot kanaldan üfleme veya emme aparatı ile akışkan iletilmekte veya gerekli akış direkt olarak ana akımdan elde edilebilmektedir. 1.2. Plazma Aktüatör ile Akış Kontrolü Plazma aktüatörler; akışkan içerisinde bulunan elektriksel deşarj ile uyarılan yerel iyonize gazların nötr parçacıklar ile çarpışması sonucu hacimsel sürüklenmeye ve bunun neticesinde yüzeyde yapay akış oluşmasına neden olmaktadır (Akansu ve Karakaya, 2013). Plazma etkisinde oluşan akışın, akış kontrolünde istenmeyen negatif etkilerin bertaraf edilmesi gereken yere konumlandırılması ile istenilen akış kontrolleri sağlanabilmektedir. Plazma aktüatörlerin gelecek vaat etmesi ve bilim adamlarının konuya olan ilgisi, herhangi bir hareketli mekanik parçaya gerek duyulmaksızın direkt olarak elektrik enerjisini kinetik enerjiye dönüştürüyor olmasından kaynaklanmaktadır. Bu yöntemle, düz plaka üzerindeki sınır tabaka gelişiminin, dairesel silindir etrafındaki akışta yüzeyden akış ayrılmasının, uçak kanadı etrafındaki akışlarda ise aerodinamik kuvvetlerin geliştirilmesi ve stol olayının kontrolü sağlanabilmektedir (Akansu vd., 2012). Ancak şu an elde edilen akış kontrolleri oldukça düşük hızlarda olup, daha yüksek hızlarda da uygulanabilmesi için yeni yöntemler geliştirmeye yönelik çeşitli araştırmalar yapılmaktadır. Günümüzde akış kontrolünün sağlanması amacı ile hava araçları oldukça karmaşık mekanik sistemlerden oluşmaktadırlar. Bu sistemler; çoğu zaman ağır, oldukça yavaş, pahalı ve sürekli bakım gerektiren parçalardan oluşmaktadırlar. Plazma aktüatörlerin tepki süresinin kısa olması, basit yapısı, akış ayrılmasını kontrol edebilmesi, kaldırma kuvvetini artırabilmesi ve sürüklenme kuvvetlerini düşürebilmesi ve stal açısını geciktirmesi gibi avantajları nedeni ile havacılık uygulamaları için umut veren yöntemler arasında yer almaktadır. Uçak kanadı üzerinde kontrollü akış elde etmek için yapılan EHD plazma aktüatörlerindeki gelişmeler ve uygulamalar ile düşük hızlarda çalışan sistemlerin yüzeyinde yapay akış oluşturulmuş, akış ayrılmasını önleyici etkiler gözlemlenmiştir. Bu etkiler optimize edilerek sistemlerin akış tutma kabiliyetinin gelişmesi sağlanmıştır. 5 Aşağıda plazma aktüatörlerin karakterize edilebilmesi ve performansının geliştirilmesi amacı ile literatür de yapılan çalışmalar özetlenmiştir. Roth ve diğerleri (Roth, 2003a; Roth, 2003b; ve Roth, 2004), plazma aktüatör kullanarak, cisim üzerindeki durağan haldeki akışın hızını yaklaşık 3 m/s seviyelerine çıkarmıştır. NACA0015 uçak kanadı etrafında 2.85 m/s serbest akış hızında cisim üzerinde akış tutunmasını gözlemlemişlerdir. Onlar, uyarım fiziğini paraelektrik uyarım olan aktüatörlerin hepsinin eş zamanlı olarak uyarılmasını ve aktüatörlerin farklı faz açılarında uyarılması olan peristaltik uyarım olarak iki kısıma ayırmışlardır. Aynı zamanda paraelektrik ve peristaltik uyarımı eşzamanlı sağlayan aktüatörler hazırlamışlardır. Thomas vd. (2009), tek DBD kullanarak elde edilen plazma hareketlendiricisinin ürettiği cisim kuvvetinin optimizasyonuna yönelik parametrik bir deneysel çalışma gerçekleştirmişlerdir. Dielektrik malzeme türü ve kalınlığı, uygulanan voltajın genliği ve frekansı, voltajın dalga formu, elektrot geometrisi ve genişliği gibi birçok parametrenin etkisini incelemişlerdir. Bu çalışmalarında, özellikle plazma aktuatörünün daha önce uygulanması mümkün olmayan yüksek Reynolds sayılarında da akış kontrolünün sağlanması üzerinde çalışmışlardır. Özellikle düşük dielektrik sabitine sahip kalın dieletrik malzemeler ile üretilen cisim kuvvetinin, önceki çalışmalarda kullanılan kapton bazlı aktuatörlere oranla çok daha fazla olduğunu göstermişlerdir. Sosa ve Artana (2006), plazma aktüatörlerin NACA0015 uçak kanadı etrafında ki akışa etkilerini araştırmışlardır. Buna ilaveten hücum açısının ve hıza bağlı olarak farklı akış şartlarının etkileri incelemişlerdir. Düşük Reynolds sayılarında plazma uyarımının etkilerini, akışa kazandırılan güce ve aktüatör ile ayrılma noktası arasındaki bağıl uzaklığa bağlı olduğunu belirtmişlerdir. Onlar uyarımın yoğunluğunu belirlemek için güç katsayısı tanımlamışlardır. Bernard ve Moreau (2010), aktüatörlerin modüle edilmiş sinyali ile uyarıldığı durumda plazma aktüatörlerin elektriksel karakteristiklerini incelemişlerdir. Kare ile sinüs sinyalin çarpımı, iki sinüs sinyalin toplamı ve iki sinüs sinyalin çarpımı ile elde edilen farklı modüle sinyaller ile plazma aktüatörleri sürmüşlerdir. Plazma etkisinde oluşan hızın çalkantı frekanslarının modüle sinyaller ile değiştirilebileceği belirtilmiştir. 6 Bernard vd. (2009), NACA0015 üzerine konumlandırılan plazma aktüatörün kararlı ve kararsız uyarımı durumunda cismin aerodinamik performansını incelemişlerdir. Plazma aktüatörün kaldırma kuvveti katsayısını artırdığını, sürüklenme kuvvetini düşürdüğünü ve stol açısını geciktirdiğini göstermişlerdir. Little vd. (2010), uçak kanadının flabı üzerine yerleştirilen ve modüle edilmiş sinyaller ile sürülen plazma aktüatörün akışa etkilerini Reynolds sayısı 25000-75000 arasında incelemişlerdir. Onlar flapta beliren girdap oluşumu temelli kararsızlıkların modüle dalga formları ile kuvvetlendirilmesinin kaldırma kuvvetini artırmada ve zamana bağımlı resirkülasyon bölgesinin düşürülmesinde etkili olduğunu belirtmişlerdir. Burst ve amplitude modülasyonlarını karşılaştırmışlardır. Aktüatörün etkisinin ve veriminin düşük frekanslarda kare dalga modülasyonunun sinüs sinyal modülasyonu ile karşılaştırıldığında daha da iyileştirdiği belirtilmiştir. Her flap açısının burst modülasyonu için uygun doluluk boşluk yüzdesi aralığının bulunduğu ve flap açısının artması ile arttığı belirtilmiştir. Jolibois vd. (2008), veter uzunluğu boyunca plazma aktüatörün en uygun konumunu belirlemişlerdir. Onlar doluluk boşluk yüzdesinin uygun değeri ile güç tüketiminin azaltılabileceğini göstermişlerdir. Veter uzunluğu boyunca yedi adet aktüatör konumlandırmışlar ve her bir aktüatörün ayrılmış akışı tutmasına etkisini 17° hücum açılarına kadar incelemişlerdir. Göksel vd. (2007), plazma aktüatörün kararlı ve kararsız uyarımın etkilerini Eppler E338 uçak kanadı üzerinde, Reynolds sayısı 20500≤Re≤50000 aralığında, akış ayrılmasına ve aerodinamik performansa etkisini araştırmıştır. Onlar plazmayı süren sinyalin doluluk boşluk yüzdesinin ayarlanması ile kaldırma katsayısının artırıldığını göstermişlerdir. Plazma aktüatörün düşük doluluk boşluk yüzdelerinde bile, yaklaşık %0.66, etkili akış ayrılması kontrolü için yeterli olmuştur. Zito vd. (2012), mikro ölçekli plazma aktüatör oluşturarak etkiyen kuvvet başına tüketilen güç olarak tanımlanan itki etkinliğini, itki yoğunluğu olarak tanımlanan birim hacimde oluşan itkiyi ve kütle başına düşen itkiyi makro ölçekli aktüatörler ile kıyaslamışlardır. Tüketilen birim güce karşılık elde edilen hız olarak hız etkinliğini, hacim ve kütle başına düşen hızı ve pik hızı, ortalama kuvvet ve tüketilen güce bağlı 7 olarak verimliliğini makro ölçekli plazma aktüatör ile karşılaştırmışlardır. Elde edilen sonuçlar neticesinde itki etkinliğinin makro ölçekli aktüatörler ile aynı olduğu, hız etkinliğinin %63-%86 arasında iyileşme sağladığı, enerji dönüşüm verimliliğinde ise karşılaştırılan bir makro ölçekli aktüatöre oranla %31 iyileşme sağladığı belirtilmiştir. Gelişmelerde kalın dielektrik malzemenin 10 µm seviyelerine düşürülmesi ile gerekli voltajın düşürülmesi sağlanmış, elektrot genişliklerinin 10 µm ’a kadar düşürülmesi ile gerek boyutlarda gerekse ağırlıkta iyileştirmeler sağlanmıştır. Yapılan çalışmada elektrotlar arasındaki boşluk 100 µm olarak alınmıştır. Ancak bu çalışmada kullanılan geometride debiye perdelemesi mesafesinin 10 µm’den daha küçük olduğu durumda plazma hacminin negatif etkilediği belirtilmiştir. Bu nedenle elektrotlar arası boşluğun 10 µm ‘a yaklaştırıldığında itki yoğunluğunun artması beklenmektedir. Cheong vd. (2011), topraklanmış elektrotu sabit tutan ve hava ile temaslı elektrota açı verebilen bir düzenek hazırlayarak hava ile temas eden elektrotu 90⁰ ile 270⁰ aralığında değiştirterek plazma aktüatörden elde edilen kuvvetler karşılaştırmışlardır. Geometri 180⁰ açı da iken bilinen düz plaka geometrisindedir. Açının 270⁰ ‘ye kadar artırılması ile tepki kuvvetlerinde %50 artış sağlanmış, açının 90⁰ ’ye kadar düşürülmesi ile tepki kuvvetlerinde azalmalar gerçekleşmiştir. Bunun nedeni ortam havasının aktüatöre doğru çekilmesi ve aktüatörün bulunduğu plaka boyunca itilmesinden kaynaklanmaktadır. Aynı zamanda açının değişimi ile elektrik alanın değiştiği ve bunun neticesinde tepki kuvvetlerinde etki oluşturduğu açıklanmıştır. DBD aktüatör kapasitör gibi düşünülmüş, kapasitörün kapasitansı açının değişimi ile değiştiği gösterilmiş ve kapasitansın değişimi ile elektrik alanının değiştiği gösterilmiştir. Taleghani vd. (2012), 750000 Reynolds sayısında ve hücum açısını değiştirerek plazma aktüatörün NLF0414 uçak kanadı etrafındaki akış yapısına etkisini incelemişlerdir. Ayrıca sinyallerin frekans ve doluluk boşluk yüzdeleri gibi parametrelerini değiştirerek plazma aktüatörün performansına ve dolaylı olaraktan akış yapısına etkisini incelemişlerdir. Uçak kanadı etrafında basınç dağılımını elde ederek plazma aktüatörün belirtilen hücum açılarında göstermiş olduğu performans incelenmiştir. Aktüatörün en iyi performansı 18⁰ hücum açısında elde edilirken hücum açısının 20⁰ ye çıkarılması ile etki azalmıştır. Aktüatörün en iyi performansında, ayrılma noktası x/C=0.15 ’den x/C=0.50 ’ye kaymış, hücum açısının 20⁰ ’ye çıkarılması ile x/C=0.30’a kadar 8 kaydırılabilmiştir. En etkili performansın elde edildiği 18⁰ hücum açısında, kaldırma kuvvetinde %17 artış sağlanmış ve düşük doluluk boşluk yüzdelerinde ve düşük uyarım frekanslarında daha iyi kaldırma kuvveti elde edilmiştir. Plazmanın, akışın hem yüzey etrafındaki hızını artırdığı hem de girdap oluşturduğu belirtilmiştir. Girdap oluşum frekansı ile uyarım frekansının senkronize edilebilmesi ile performansın artırılabileceği ön görülmüştür. Uygun Strohal sayısının doluluk boşluk yüzdesi ile bağlantılı olduğu ve her doluluk boşluk yüzdesi için farklı uygun Strohal sayısı olduğu belirtilmiştir. Abe vd. (2012), Schilieren akış görüntüleme yöntemini kullanarak DBD aktüatör ile akışın uyarılma sürecini incelemişlerdir. Yüzey etrafında gelişen jet akışının elektrot kenarından başladığı ve aktüatörün bulunduğu yüzey boyunca jet akışına benzer şekilde yayıldığı gözlemlenmiştir. Bu bölge plazmanın momentum transferini gerçekleştirdiği ivmelendirme bölgesi olarak tanımlanmıştır. Bu jet bölgesi 2 ms sürede oluşmuş ve elektrottan 2.5 mm uzaklığa yayılmıştır. 2 ms sonrasında girdap oluşmaya başlamış ve bundan sonraki jet akışı ortamdaki havayı emerek hızı yavaşlamakta ve kalınlığının giderek artmakta olduğu belirtilmiştir. Girdap oluşumu öncesi deşarj alanının ortam basıncının düşürülmesi ile arttığı gözlemlenmiştir. Đvmelendirme bölgesinde, davranışın yüksek voltaj girişinin değişimi ile periyodik olarak değiştiği belirtilmiştir. Bu nedenle düşerken dik, yükselirken dik ve aynı eğimli üç farklı üçgen sinyal ile plazma aktüatörü sürmüşlerdir. Đvmelendirme bölgesinin en fazla olduğu durum, sinyallerin azalan faz açılarında gözlemlenmiştir. Debien vd. (2012), hava ile temas eden elektrot etkisini görmek için hem plaka-plaka aktüatör hem de hava ile temas eden elektrotu tel olan tel-plaka geometrisi denemişlerdir. Plaka-plaka aktüatör geometrisinin uyarıldığı sinyalin pozitif çevirim süresinde oluşan akım pikleri çok yoğun iken, tel-plaka aktüatör geometrisinin uyarıldığı sinyalin pozitif çeviriminde oluşan akım pikleri engellenmiş ve böylece plazma bölgesinde daha yoğun elektrik alanı ve uniform parlayan deşarj oluşması sağlanmıştır. Uyarım süresince plaka-plaka aktüatörün pozitif uyarım sinyalinde hız yavaşlamakta, negatif çevirimde ise hız artmakta iken; tel-plaka aktüatörün sinyalinin her iki çeviriminde ivmelenme sağladığı, sadece deşarjın olmadığı durumda hızın düşük olduğu belirtilmiştir. Her iki durumda cisim kuvvetlerinin ortalama kuvvetin on katı kadar çalkantılı olduğu belirtilmiştir. 9 Im ve Capelli (2012), emme ile dielektrik bariyer deşarj yöntemini beraber kullanarak plaka üzerinde sınır tabaka kontrolünün sağlanabileceğini deneysel olarak göstermişlerdir. Plakanın orta eksenine akışı yönlendirmek amacı ile simetrik plazma aktüatör, akışı emmek amacı ile de aktüatöüre eşit uzaklıkta iki adet emme kanalı açmışlar ve emme kanalının iç kısmına da asimetrik plazma aktüatörler yerleştirmişlerdir. Aktüatörlerin kapalı ve açık olduğu durum ve emme kanalı içerisindeki aktüatörler ile emme kanalı kapalı iken ki durumlar incelenmiştir. Elde edilen sonuçlarda aktüatörler ve emme kanalının açık olduğu durumda sınır tabaka kalınlığı 9mm’den 2mm ‘ye düştüğü gözlemlenmiştir. Plazma aktüatörlerin uyarılması ile emme kanalı genişliğinin on katına kadar yüzeydeki akışı etkileyebileceği belirtilmiştir. Dursher vd. (2012), plazma aktüatörlerin doyma eşiği öncesi ve süresince DBD aktüatör etkisinde akış alanını karakterize etmişler ve dielektrik malzemenin farklı konumlarından ısıtılması ile doyma eşiğinin değiştirilebilmesini araştırmışlardır. Eşik voltajına kadar itki artmış, eşik voltajının aşılması ile parlayan deşarjdan kıvılcımlı deşarja hızlı geçiş olmuş ve oluşan itkide önemli düşüş gerçekleşmiştir. Dielektrik yüzey sıcaklığının yerel olarak ısıtılması ile parlayan rejimden kıvılcımlı rejime geçişin diğer deşarj bölgelerini etkilemeden uygulanabileceği, ancak geçen zaman ile kıvılcımların yayıldığı gösterilmiştir. Ayrıca akış yönü boyunca filamentlerin genişlemekte olduğu belirtilmiştir. Kıvılcımların varlığı ile güç tüketimi %30 ile %40 aralığında artmıştır. Erfani vd. (2012), dilektrik tabaka yüzeyi sıcaklığının ve voltajın plazma aktüatör performansına etkisini incelemişlerdir. Plazma aktüatör yüzey sıcaklığının artırılması ile güç tüketiminde artış ile birlikte hem daha yüksek hızın hem de daha yüksek cisim kuvvetlerinin elde edilebileceği belirtilmiştir. Sıcaklığın yüksek olduğu durumda uyarılmış hız ortam sıcaklığı ile karşılaştırıldığında %45.5 artış sağlarken, güç tüketiminde %6.1 artışa neden olmuştur. Diğer bir taraftan, soğuk yüzey şartlarında yapılan çalışmalarda ise tüketilen güçte %54.9 düşüş sağlanmış ancak düşük yüzey sıcaklığında uyarılmış hız ortam şartları ile kıyaslandığında %43 düşük seviyelerde kalmıştır. 10 Durscher ve Roy (2012), iki farklı 1.2 ve 1750 dielektrik sabite sahip silica aerogel ve ferroelektrik malzemeleri DBD aktüatörde dielektrik malzeme olarak kullanmışlar ve DBD aktüatör üzerine etkisini araştırmışlardır. Ferroelektrik malzeme aynı kalınlıktaki dieletrik malzeme ile karşılaştırıldığında, çok daha düşük voltajda deşarj oluşturmakta ancak yüksek voltajlara çıkıldığında dielektrik malzemenin yüksek sıcaklıklara çıktığı ve problem oluşturduğu belirtilmektedir. Benzer durum aynı voltajda yüksek frekansların kullanılmasında da geçerli olmuştur. Dielektrik geçirgenliği 1.2 olan silica aerogel itki üretiminde etkili olduğu belirtilmekte olup, aynı kalınlıktaki diğer dielektrik malzemeler ile karşılaştırıldığında yüksek voltaj ile itki üretimi güçlendirilmektedir. Ayrıca ağırlığının düşük olması ve yüksek itki üretimi mikro hava araçları için avantaj teşkil etmektedir. Ancak kullanılan aerogel malzemenin kırılgan olması uygulamalarda kullanılmasını zorlaştırdığı belirtilmiştir. Feng vd. (2012), Gurney flaba yerleştirilen plazma aktüatörün NACA0012 uçak kanadı etrafındaki akış kontrolüne etkisini incelemişlerdir. Plazmanın aktifleştirilmesi ile kaldırma ve sürüklenme kuvvetlerinde artış olduğunu ve aynı zamanda Gurney flaba yerleştirilen aktüatörün oluşturduğu jet neticesinde momentum katsayısında %1’lik artış sağladığı ve bu sayede flabın h/c oranının %1 oranında yüksek olmasını sağlamıştır. Gurney flap iz bölgesinde oluşan girdabın çalkantı frekansını ve spektral pikini azaltmış ve plazmanın aktifleştirilmesi ile girdap çalkantı frekansında düşüş daha da artmıştır. Gurney flabın izi daha aşağı tarafa taşıdığını ve plazmanın aktifleştirilmesi ile izin daha fazla manipule edildiğini, elde edilen iz bölgesi etrafındaki hız dağılımı grafikleri ile göstermişlerdir. Đz bölgesinin aşağıya taşınması emme basıncını artırdığı ve bunun neticesinde kaldırma katsayısında artışa neden olduğu belirtilmiştir. Gurney flap arkasındaki dönen akışın plazmanın kullanılması ile daha kısaldığı ve daraldığı belirtilmiştir. Kriegseis vd. (2012), serbest akış hızının plazma aktüatör performansına etkisini araştırmışlardır. Mach sayısının 0,2’nin altında olduğu durumda performansta %10’a varan düşüş, Mach sayısının 0,5’in altında olduğu durumda ise plazma aktüatör çalışma şartlarının değiştirilmesi ile performansta %30 düşüş gözlemlenmiştir. Voltajın değiştirilmesi sistemin performansını önemli miktarda etkilediği belirtilmiş ve voltajın sistem performansını etkilemesi nedeni ile Mach sayısını dış akışın sürüklenme hızına 11 oranı olan K sayısı ile değiştirmişlerdir. Böylece farklı voltajlarda K’ya bağlı olarak aynı performans ve performans düşüşünün elde edilmesi sağlanmıştır. Song vd. (2012), kayan deşarjı, üç elektrotlu plazma tabaka aktüatör ile negatif DC bileşene sahip tekrarlayan nano saniyelik sinyalle sürerek oluşturmuşlardır. Negatif DC bileşenin geleneksel aktüatör bileşenlerinin arkasına, hava ile temas eden diğer bir elektrotun yerleştirilmesi ve bu elektrota negatif DC sinyal gönderilmesiyle DBD aktüatör tarafından etkilenen akışı önemli miktarda değiştirdiği belirtilmiştir. Hızın ve oluşan girdapların önemli miktarda arttırdığı gösterilmiş ve kayan deşarjın aynı voltajda uyarılan bariyer deşarj ile karşılaştırıldığında cisim kuvvetlerinin daha büyük olduğu belirtilmiştir. 1.3. Çalışmanın Bilimsel Önemi Plazma aktüatörler hafif, basit yapısı, tepki süresinin hızlı olması ve verilen elektrik enerjisinin herhangi bir hareketli parça gerektirmeden direk kinetik enerjiye dönüştürmesi nedeni ile bilim adamlarının ilgisini çeken bir konudur. Plazma aktüatörlerin kullanılması, kaldırma kuvvetinde artış, sürüklenme kuvvetinde azalma, akış ayrılmasının geciktirilmesi, stol olayının daha yüksek açılara kaydırılması, sınır tabakanın iyileştirilmesi gibi akış kontrolünü geliştirebilecek birçok olumlu özelliğe sahiptir. Bunun yanında, plazma aktüatörler günümüz teknolojisinde sadece düşük Reynolds sayılarında etkili olabilmektedir. Plazma aktüatörlerin geliştirilmesi amacı ile performansı etkileyen parametreler tüm dünyada keşfedilmeye ve geliştirilmeye çalışılmaktadır. Ayrıca son yıllarda konu üzerine yapılan çalışmalar hızlanarak artmaktadır. Plazma aktüatörler, plazmanın sadece bir uygulaması olup plazmanın endüstri de kullanıldığı birçok alan bulunmaktadır. Ülkemizde plazma ve uygulamaları hakkında yapılan çalışmalar çok kısıtlı seviyelerde olmakla birlikte, plazmanın teknolojik ürünlerde kullanımı giderek artmakta ve endüstriyel uygulamalarda tıpkı maddenin katı, sıvı, gaz hali gibi plazma hali de daha fazla karşımıza çıkmaktadır. 12 1.4. Tezin Amacı ve Kapsamı Bu tezin amacı, plazma aktüatörlerin çalışma prensibinin öğrenilmesi, plazma aktüatörü etkileyen parametrelerin incelenmesi, performansının geliştirilmesi ve akış kontrolüne uygulanmasıdır. Plazma aktüatörün akış kontrolüne etkisinin ortaya konulması için plazma aktüatör NACA2415 uçak kanadı üzerine entegre edilmiş ve plazma aktüatörün model arkasında hız profiline, ve modele etkiyen kaldırma kuvvetine etkisi araştırılmıştır. Özellikle, elektriksel ve geometrik plazma parametrelerinin plazma aktüatör üzerine etkileri üzerinde durulmuştur. Ayrıca, plazma aktüatör ile akış kontrolünün hangi sınırlara kadar uygulanabileceği araştırılmıştır. 13 2. BÖLÜM II PLAZMA FĐZĐĞĐ Bu çalışmada yüksek voltaj kullanılarak meydana gelen elektrik alan tarafından oluşturulan atmosferik soğuk plazmanın aerodinamik akış kontrolünde kullanılması deneysel olarak çalışılmıştır. Bu bölümde, çalışmada kullanılan plazmanın oluşum şartları ve fiziği hakkında genel bilgiler verilmiştir. 2.1. Plazmanın Tanımı Plazma en basit tanımı ile maddenin dördüncü hali (1. katı, 2. sıvı, 3. gaz, 4. plazma) olarak tanımlanabilmektedir. Maddenin dördüncü hali ilk kez 1879 yılında Đngiliz fizikçi Sir. William Crookes tarafından ortaya atılmış, ancak iyonize olmuş gazlara plazma ismi 1929 yılında Amerikalı bir kimyacı ve fizikçi olan Irving Langmuir tarafından verilmiştir (Roth, 1994). Plazma serbest elektronlar, iyonlar (negatif ve pozitif) ve nötr parçacıklardan oluşmaktadır. Yüklü parçacıklardan oluşmasına rağmen plazma net elektriksel yük olarak nötrdür ama içeriğindeki serbest yük taşıyıcıları nedeni ile elektriksel olarak iletkendir. Şekil 2.1’de maddenin plazma hali görülmektedir. Şekil 2.1: Maddenin Plazma hali (Akansu ve Karakaya, 2013) 14 Plazmalar çok farklı sıcaklık ve yoğunlukta olabilirler. Sıcak ve yoğun plazmalara en güzel örnek yıldızların çekirdekleri, soğuk ve yoğun olmayan plazmalara örnek ise aurora’dır. Gaz halinden plazmaya geçebilmek için ortamda yeterince enerji olması gerekir. Bu enerji termal, elektriksel, ultraviole ışık vb. olabilir. Örneğin iyonesfer’de oluşan aurora enerjisini dünyanın manyetik alanının etkisi ile kutuplarda yoğunlaşan güneş ışınlarındaki yüksek enerjili parçacıklardan sağlamaktadır. Plazma oluşumundan sonrada durumunu koruyabilmek için devamlı bir enerji kaynağına ihtiyacı vardır. Eğer ortamda gerekli enerji yoksa plazma parçacıkları tekrar birleşerek nötr gaz halini alırlar. Plazmalar sadece doğal olarak oluşmazlar, günümüzde kontrollü ortamlarda oluşturulan plazmalar sanayinin birçok dalında başarı ile kullanılmaktadır. Kontrollü olarak plazma oluşturma yöntemlerinden birisi ise yüksek elektrik alanın mevcut olduğu ortamlarda oluşan plazmadır. Bu tez kapsamında, çalışmalarımızı temelini de yüksek elektrik alan altında oluşan plazmanın akış kontrolüne etkileri incelenmiştir. 2.1.1. Atmosferik soğuk plazma etkisi ile akışın ivmelendirilmesi Plazmanın yüksek elektrik alan neticesinde oluştuğu yukarıda bahsedilmiş olup, Şekil 2.2’de görülen 2. bölgede de olduğu gibi paralel iki plakaya yüksek voltaj uygulanması neticesinde plakalar arasında iyonize gazlardan plazma oluşturulabilmektedir. Atmosferik soğuk plazma bölgesinde parçacıklara etkiyen elektrik alan nedeni ile yüklü parçacıklara (q, m) etkiyen kuvvetlere Lorentzian kuvvetleri denilmektedir. Pozitif elektrot Plazma Dielektrik Malzeme Yalıtım = 0 1.bölge ≠ 0 2.bölge Negatif elektrot = 0 3.bölge Şekil 2.2: Plazma aktüatör konfigürasyonu Uygulanan elektriksel potansiyelin plazma bölgesinde elektrik alan oluşturduğu bilinmektedir. Uygulanan voltajın etkisinde oluşan cisim kuvvetleri ve parçacıkların ivmelenmesi Roth (1994) tarafından şu şekilde açıklanmıştır. 15 = − (2-1) Burada, E elektrik alanını φ ise elektriksel potansiyeli ifade etmektedir. Kontrol yüzeyinden dışarıya akan elektrik alan ile kontrol yüzeyi içerisinde kalan elektrik yükü Poisson denklemi ile açıklanmıştır. ∇. E = - (Poisson denklemi) (2-2) Denklem 2-2’de ρc yük yoğunluğunu ve ε0 dielektrik sabitini belirtmektedir. Elektrik alanının artırılması ile parçacıkların yüklendiği açıkça görülür. Lorentzian kuvveti, elektromanyetik alanlar tarafından hareketli bir noktasal yüke etkiyen kuvvetler olarak tanımlanmaktadır. = + ( × ) (Lorentz kuvveti denklemi) (2-3) Denklem 2-3’de ifade edilen q elektriksel yükü, hızı, ve B manyetik alanı ifade etmektedir. Atmosferik soğuk plazmada manyetik kuvvetlerin olmadığı varsayılmaktadır. Bu nedenle manyetik alanın etkisindeki kuvvetler ihmal edildiğinde 2-4 numaralı denklem elde edilmektedir. = (2-4) Kuvvet, Newton’un hareket denklemi ile ifade edilebilmektedir. Newton hareket denkleminde (2-5) m kütleyi, a ise ivmeyi ifade etmektedir. Lorentz denkleminden elde edilen Lorentzian kuvvetleri, Newton’un hareket denkleminde yerine konulur ise, parçacığın ivmelenmesi, parçacığın yükü, elektrik alanı ve kütlesi cinsinden ifade edilebilir (2-6) . = = (2-5) (2-6) 16 2.1.2. Plazma etkisinde oluşan cisim kuvveti Elektrik alan neticesinde plazma içerisindeki parçacıkların hareketi Navier-Stokes denklemleri kullanılarak ifade edilmiştir. Bu denklem; akışkan içerisindeki birim kütleye etki eden momentum değişimlerinin, cisim kuvvetleri, basınç değişimleri ve sürtünme kayıplarına neden olan viskoz kuvvetlerin toplamına eşit olduğunu ortaya koymaktadır (Çengel ve Cimballa, 2008). Denklemin basitleştirilmesi için akışın Şekil 2-3 de görüldüğü gibi x yönündeki bileşeni incelenmiştir. - E ni ne + V Plazma x Şekil 2.3: Đyon ve elektronların elektrik alanında hareketi Navier-Stokes denklemi kullanılarak plazma bölgesindeki akışın x yönündeki bileşeni incelendiğinde 2-7 numaralı denklem elde edilmektedir (Goebel ve Katz, 2008). ! + ( . ) = − "# + $" % (2-7) F elektrik alanı neticesinde oluşan Lorentzian kuvvetlerini, ∇P kontrol bölgesindeki girişi ve çıkışı arasındaki basınç farkını, ρ akışkanın yoğunluğunu, u akışkanın x yönündeki hız bileşenini, µ dinamik viskoziteyi ve t zamanı göstermektedir. Akışkanın yoğunluğunu parçacık kütlesi ve parçacık sayısı cinsinden ifade edilmesi durumunda 2-8 numaralı denklem elde edilir. = & (2-8) 2-8 numaralı denklemde, m ortalama parçacık kütlesi, n ortalama parçacık sayısını ifade etmektedir. Cisim kuvvetleri denklem 2-9’da belirtildiği gibi parçacığa etki eden elektrik alan etkisindeki Lorentzian kuvvetleri ile oluşmuştur. 17 = & (2-9) Burada q yük yoğunluğunu ifade etmektedir. Đdeal gaz denklemi kullanılarak ∇P bulunabilmektedir. # = &'( (2-10) )* ∇# = '( )+ (2-11) Akışkanın yoğunluğunu tanımlayan 2-8, cisim kuvvetlerini tanımlayan 2-9 ve ideal gaz denklemi (2-11), Navier Stokes denkleminde yerine konulduğunda 2-13 numaralı denklem elde edilir. , )* & ! + &(-. . )- = &/ − '( )+ , ! + (∇. - )- = 0 (2-12) 12 )* − * )+ (2-13) Bir RF çevirimi için hız değişiminin çok küçük olduğu varsayılmıştır. Bu nedenle 2-13 numaralı denklemin sol kısmı ihmal edildiğinden, 2-14 numaralı denklem elde edilir. 0 12 = 3 )* (2-14) * )+ Elektrik alanının elektrik potansiyeli ile değişimini ifade eden 2-1 numaralı denklem 214 numaralı denklemde yerine yazılarak 2-15 numaralı denklem elde edilmiştir. Plazma bölgesindeki parçacık sayısındaki değişim 2-15 numaralı denklemin integrasyonu yapılmış ve 2-17 numaralı denklemde verilmiştir. − 12 )5 3 )* 4 )+ = 4 * )+ (2-15) 18 :5 & = &6 789(; 2) (2-16) < Denklem 2-16 elektrik potansiyelinin, elektriksel yükün veya sıcaklık değişiminin plazma bölgesindeki parçacık sayısına etkisini göstermektedir. Plazmanın herhangi bir noktasındaki net yük yoğunluğu iyonlar tarafından oluşan net pozitif yük, elektronlar tarafından oluşan net negatif yük arasındaki fark olarak tanımlanmaktadır. Yük yoğunluğu, :5 = = 7(&> − &: ) ≈ 7(&6 789 @ A BC :5 − &6 789 @ A BD ) (2-17) olarak tanımlanmaktadır. Elektrik alan neticesinde elektriksel yüke uygulanan Lorentz kuvveti denklem 2-9’da ifade edilmiştir. Genel elektriksel kuvvet ifadesi ise denklem 2-18’de ifade edilmiştir. = = (2-18) Bu kuvvete cisim kuvveti (elektrohirodinamik kuvvet, body force) denir ve plazmanın birim hacmine etki eder. Bu kuvvet nötr yüklü hava üzerine etki ederek havanın akışını ivmelendirir. Plazma tarafından akışkana uygulanan temel kuvvet cisim kuvvetidir. 2.2. Plazma Aktüatörler Plazma aktüatörler en az iki elektrottan oluşmakta olup, elektrotlara yüksek voltaj uygulanması sonucu yüzey üzerinde maddenin dördüncü hali olan plazma fazı elde edilmekte ve bununla beraber yüzey etrafında iyon rüzgârları meydana gelmektedir. Bu iyon rüzgârlarını akış kontrolünde kullanmak amacıyla plazma aktüatörler geliştirilmiştir. Moreau (2007) tarafından literatürde yapılan çalışmaların özetlendiği makalede aerodinamik akış kontrol yöntemlerinde atmosferik korona deşarjlı ve DBD plazmalar kullanıldığı belirtilmiştir. Şekil 2.4a’da görüldüğü üzere korona deşarjlı plazma topraklanmış elektrot ve pozitif elektrottan oluşan geometrilerden meydana gelmekte ve elektrotlara yüksek voltaj uygulanması ile havanın direnci kırılmakta ve 19 korona deşarjlı plazma oluşturulmaktadır. Ancak iki elektrot arasında oluşan plazmanın parlama rejiminden ark rejimine geçmesi nedeni ile uygulanan maksimum voltaj sınırlı kalmaktadır. Şekil 2.4 : a) Korona deşarj aktüatörü, b)Dielektrik barier deşarj aktüatörü (Moreau, 2007) Oluşan ark, elektrotlar arasına oldukça ince dielektrik tabaka döşenmesi ile önlenebilmektedir ve Şekil 2.4b’de görülen DBD olarak bilinen yöntemi oluşturmaktadır. Burada dielektrik nedeni ile aktüatörler DC yüksek voltaj yerine 50Hz ile 500kHz arası frekanslı AC sinyallerle uyarılmaktadır. Şekil 2.4’de korona deşarjlı ve dielektrik bariyer deşarjlı plazma aktüatörler görülmektedir. Yapılan çalışmalarda dielektrik üzerine yerleştirilen pozitif elektrot ve altına yerleştirilen topraklanmış elektrot uyarıldığında plazmanın her iki tarafta oluştuğu gözlemlenmektedir. Plazma aktüatörün altında oluşan plazmanın önlenmesi için topraklanmış elektrotun dielektrik malzeme ile izole edilmesi ile plazmanın sadece üst yüzeyde oluşması sağlanmaktadır. Geometri yüzeyinde oluşturulan plazma etkisindeki rüzgârın artırılması için plazma karakteristiğini etkileyen dielektrik malzeme, dielektrik kalınlığı, elektrot malzemesi, genişliği, elektrik voltajı, frekansı gibi parametreler incelenmektedir. Elde edilen akışın artırılmasını sağlamak için çoklu aktüatör tasarımları geliştirilmiştir. Roth ve diğerleri (Roth vd., 2003a; Roth vd., 2003b; ve Roth vd., 2004), plazma aktüatörlerin aynı anda uyarılmasına veya artan faz açıları ile uyarılmasına bağlı olarak plazma aktüatörlerin aynı anda uyarılması durumunu paraelektrik uyarım, artan faz açıları ile uyarılması durumuna peristaltik uyarım olarak nitelendirmişlerdir. Paraelektirik uyarım: Bu yöntem ile plazma aktüatörün üst elektrotuna RF frekansında yüksek voltaj sinyalini uygulanırken, alt elektrot ise topraklanmaktadır. Yüzeyde oluşan iyon topluluğu ile hava molekülleri arasındaki Lorentzian çarpışmaları sayesinde iyonlar sahip oldukları kinetik enerjiyi hava moleküllerine aktarırlar. Paraelektrik 20 uyarımda kullanılan tipik sinüzoidal sinyal sürümü Şekil 2.5’de görülmektedir. Ancak aktüatörlerin çoklu uyarılması durumunda plazma aktüatörü uyaran sinyallerin pozitif ve negatif çeviriminin aynı zamana denk gelmesi, akışın aktüatörlerin bulunduğu konumlarda aynı anda hızlanmasını ve yavaşlamasını sağlamaktadır. Bu ise akışın periyodik olarak hızlanıp yavaşlamasına ve hızın sınırlanmasına neden olmaktadır. Sürekli sinüzoidal sinyal sürümü 2 Voltaj(V) 1 0 -1 -2 0,0080 0,0085 0,0090 0,0095 0,0100 Zaman(s) Şekil 2.5: Sürekli sinüzoidal sinyal sürümü Peristaltik uyarım: Bu yöntem ile peristaltik olarak akışın hızlandırılması amaçlanmaktadır. Bu yöntemde, aktüatörleri uyaran sinyaller eşzamanlı olarak her aktüatöre farklı faz açılarında uygulanmaktadır. Şekil 2.6’da Roth ve arkadaşlarının (2003b) hazırlamış oldukları panel ve paneli süren sinüzoidal formdaki sinyallerin faz açıları görülmektedir. Böylece her bir aktüatörün akışkana momentum kazandırması ile akış hızının katlanarak artırılması hedeflenmektedir. Şekil 2.6: Peristaltik plazma aktüatör panelinde aktüatörlerin fazlandırılması (Roth ve diğerleri, 2003b) 21 Ancak, aktüatörler arasındaki mesafenin ve faz açısının senkronize olarak ayarlanması gerekmektedir. Aktüatörler arası mesafenin uzun olması durumunda, birinci aktüatörün kazandırmış olduğu momentum, ikinci aktuatöre varmadan momentum kaybına uğrayacaktır. Diğer taraftan aktüatörlerin birbirlerine çok yakın olması aktüatörlerin elektrik alanının birbirini olumsuz etkilemesi nedeni ile istenilen performansı gösteremeyecektir. Doluluk boşluk yüzdeli sinyal ile uyarım: Plazmanın farklı doluluk boşluk yüzdelerinde sürülmesi ve uyarım frekansının değiştirilmesi, plazmanın tükettiği gücü değiştirerek plazma performansını etkilemektedir. Doluluk boşluk yüzdesi ile sürülen sinyal; sürücü ve uyarıcı sinyalden oluşmaktadır. Sürücü sinyal, sinüs sinyal frekansı ile aynı veya benzer frekanslarda sürülmekte iken, uyarıcı sinyal akışın girdap kopma frekansına bağlı olarak, farklı frekanslarda sürülebilmektedir. Doluluk boşluk yüzdesi sinyalin periyodunun yüzde olarak açık kalacağı oranı belirtmektedir. fe=100hz fe=100hz Duty cycle=%20 2 Voltaj(V) Voltaj(V) 1 1 0 0 -1 -1 -2 -2 0.000 Duty cycle=%50 2 0.005 0.010 0.015 0.020 Zaman(s) 0.000 0.005 0.010 0.015 0.020 Zaman(s) Şekil 2.7: Sürücü sinyalin 2 V ve 3600 Hz frekansında doluluk boşluk yüzdesinin sinyal yapısındaki etkisi Şekil 2.7’de voltajı 2V, sürücü frekansı 3600Hz ve uyarım frekansı 100Hz olan farklı doluluk boşluk yüzdesine sahip sinyaller görülmektedir. Şekil 2.8’de ise %50 doluluk boşluk yüzdesine sahip sinyalin farklı uyarım frekanslarında sinyal yapısındaki değişim görülmektedir. 22 fe=10Hz fe=20Hz Duty cycle=%50 Duty cycle=%50 Voltaj(V) 2 2 Voltaj(V) 1 1 0 0 -1 -1 -2 -2 0.00 0.02 0.04 0.06 0.08 0.00 0.10 0.02 0.04 0.06 fe=50Hz 0.10 fe=100Hz Duty cycle=%50 2 0.08 Zaman(s) Zaman(s) Duty cycle=%50 2 Voltaj(V) Voltaj(V) 1 1 0 0 -1 -1 -2 -2 0.00 0.02 0.04 0.06 0.08 0.10 0.00 Zaman(s) 0.02 0.04 0.06 0.08 0.10 Zaman(s) Şekil 2.8: Sürücü sinyalin 2 V ve 3600 Hz frekansında uyarım frekansının sinyal yapısındaki etkisi 23 3. BÖLÜM III DENEYSEL ÇALIŞMALAR Plazma aktüatörlerin aerodinamik yapılı geometriler etrafındaki akış kontrolüne etkisinin incelendiği bu çalışma, Niğde Üniversitesi, Makine Mühendisliği Bölümü, Aerodinamik Akış Kontrol Laboratuvarında gerçekleştirilmiştir. Deney düzeneği (Fotoğraf 3.1) aşağıda görüldüğü gibi dört bölüm olarak ele alınmıştır. • Aerodinamik akış kontrolünün gerçekleştirildiği rüzgâr tüneli • Plazma üretim cihazları ve sinyal üretimi • Aerodinamik modellerin hazırlanması ve aktüatörlerin konumlandırılması • Ölçüm sistemleri, veri toplama ve analiz işlemleri Fotoğraf 3.1: Çalışmada kullanılan deney düzeneği 3.1. Rüzgâr Tüneli Deneylerin gerçekleştirildiği rüzgâr tüneli emmeli tip ve açık çevrimli olup ses altı hızlarda çalışan rüzgâr tünelidir. Rüzgâr tüneli genel olarak giriş kısmı, akış düzenleyicisi, daralma konisi, test bölgesi, yayıcı, titreşim önleyici, fan, kontrol ünitesi ve çıkış hortumundan oluşmaktadır. Giriş bölgesinde akış toplanarak akış düzenleyiciye gönderilmektedir. Hava akışı, akış düzenleyici elekler ve 6,25:1 oranında daralma 24 konisinden geçerek akışın türbülans şiddeti düşürülmekte ve test bölgesi girişindeki serbest akışın üniform olması sağlamaktadır. Hava Kanalı Akış Düzenleyici Daralma Konisi Test Bölgesi Yayıcı Fan Kontrol Ünitesi Titreşim Kesici Giriş bölgesi Fotoğraf 3.2: Rüzgâr tüneli dizaynı Daha sonra hava akışı test modellerinin ve ölçüm elemanlarının konumlandırıldığı 570mm x 570mm kare kesite ve 1000mm uzunluğa sahip test bölgesinden geçmektedir. Test bölgesinde akışın yığılmadan devam edebilmesi için 580x580mm kare kesiti 700mm çapa dönüştüren yayıcı bulunmaktadır. Titreşim önleyici kullanılarak hem yayıcı ile fanın bağlantısı yapılmakta hem de fandan meydana gelen titreşimler bertaraf edilmektedir. Tünelde akışı sağlayan fan 4kW gücünde olup, 700 mm çapa sahiptir. Tünelin içerisindeki hava, çıkış hortumundan atmosfere atılmaktadır. Rüzgar tüneli ve kısımları Fotoğraf 3.2’de görülmektedir. Test bölgesinde istenilen hızı elde etmek için fan motorunun devir sayısı elektrik akımı frekans dönüştürücüsü aracılığıyla kontrol edilmektedir. Đstenilen hızın elde edilmesi için 0-50 Hz aralığında ve 0,1 Hz adıma sahip Telemechanique Altivar 71 (11Kw) frekans dönüştürücü kontrol ünitesi kullanılmıştır. Rüzgar tünelinin test bölgesindeki akışın türbülans şiddetinin yapılan kızgın tel anemometresi ölçümleri sonucu % 1’in altında olduğu gözlemlenmiştir. 3.2. Plazmanın Oluşturulması Plazma, dielektrik malzemenin alt ve üst yüzeyine yerleştirilen elektrotların yüksek voltaja maruz kalması neticesinde ortamdaki gazın iyonize olması ile oluşmaktadır. Bu 25 tez çalışmasında, atmosferik soğuk plazmanın oluşturulmasının yanı sıra plazmanın oluştuğu yüzeyde yüklü parçacıkların nötr parçacıklara çarparak oluşturduğu yapay akış ve bu akışın aerodinamik geometrili cisimler etrafındaki aktif akış kontrolüne etkisi incelenmiştir. Plazma etkisinde oluşan maksimum hızın elde edilmesi için plazma performansına etki eden parametrelerin kontrol altında tutulması gerekmektedir. Plazma aktüatörlerde plazmanın oluşturulması için aktüatörlerin negatif ve pozitif elektrotlarını istenilen sinyal modülünde, voltajda ve frekansta besleyebilecek güç amfisine ihtiyaç duyulmaktadır. Fotoğraf 3.3’de bu çalışmada kullanılan çok kanallı yüksek voltaj güç kaynağı sistemi görülmektedir. Güç Amfisi Yüksek Voltaj Bobin Kutusu Fotoğraf 3.3 : a) 6 kanallı audio güç amfi, b) Yüksek voltaj bobin kutusu Đstenilen şartları sağlamak için özel yapım 6 kanallı her biri audio güç amfili voltaj güç amfisi ve 6 adet trafo kullanılmıştır. Güç kaynağının gücünün yüksek olması nedeni ile (1500W) istenilen çoklu aktüatör sürümünde, peristaltik uyarımda ve temel sürümde kullanılabilmiştir. Đstenilen sinyal formu Labview programı (Fotoğraf 3.4) ile oluşturularak NI PCIe7841R model veri dönüşüm kartının analog çıkışından güç amfisine gönderilmiştir. Çoklu sinyal sürümüne imkân sağlayan 6 kanallı güç amfisinde sinyal yapısında değişiklik olmaksızın istenilen oranlarda yükseltilen voltaj plazma aktüatöre gönderilebilmektedir. 26 Fotoğraf 3.4 : Sinyal üretiminde kullanılan FPGA tabanlı programın arayüzü Güç amfisine gönderilen sinyal ve plazma aktüatördeki sinyalin yapısı Tektronix TDS2012B osiloskop ile ölçülmüş ve görselleştirilmiştir. Fotoğraf 3.5’de deneyde kullanılan osiloskop ve sinyal formlarının alınması görülmektedir. Fotoğraf 3.5: Osiloskopta sinyal formlarının alınması Plazma aktüatörün tükettiği gücün tespitinde, plazma aktüatörün kutupları arası voltaj, Tektronix P6015A voltaj probu ile ölçülmüştür. Plazma aktüatör devresinden geçen akım, Fluke 80i-110s AC/DC akım probunun plazma aktüatörü süren kabloya bağlanması ile elde edilmiştir. Fotoğraf 3.6’da deney düzeneğinde kullanılan voltaj probu ve akım probu görülmektedir. Yüksek voltaj tarafından elde edilen voltaj ve akım sinyalleri arasında faz kayması oluşmaktadır. Akım ve voltajın çarpılmasından güç tüketiminin hesaplanabilmesi için bir kompanse devresi kullanılarak her iki sinyalin üst üste çakıştırılması gerekmektedir. Bununla birlikte akım ve voltaj sinyallerinin rms 27 değerlerinin çarpımlarından, kapasitif etki nedeniyle geri yansıyan gücüde içeren, yaklaşık güç değerleri elde edilebilmektedir. Bu çalışmada aktuatör tarafından harcanan gücün cihazların kapasitelerine oranla çok küçük olması nedeniyle kompanse devre kullanılmamıştır. Yapılan çalışmalarda güç tüketiminin azaltılmasından ziyade plazma akış karakteristiklerinin iyileştirilmesi üzerinde durulmuştur. a)Voltaj probu b)Akım probu Fotoğraf 3.6 :a) Yüksek voltaj probu, b) Akım probu 3.3. Aerodinamik Test Modelleri Yapılan plazma aktüatörlerin aerodinamik akış kontrolüne etkisini ortaya koymak için NACA2415 uçak kanadı profilinin tasarımı ve imalatı gerçekleştirilmiştir. Bunun için öncelikli olarak NACA2415 uçak kanadı koordinatları uçak kanadı koordinatı üretici program ile 1000 adet koordinattan oluşturulmuştur. Elde edilen koordinatlar boyutsuz olduğu için koordinatları dizayn programına aktarıldığında program veter uzunluğunu 1 birim olarak algılamaktadır ve koordinatlar iki boyutlu olduğu için üçüncü boyutun atanması gerekmektedir. Bu nedenle deneyde kullanacağımız uçak kanadının veter uzunluğu 150 mm olması gerektiği için koordinatlar 150 ile çarpılmıştır. Üçüncü boyutu ifade eden her sütuna 0 girilmiştir. Koordinatların grafiği çizildiğinde Şekil 3.1’de görüldüğü gibi uçak kanadının iki boyutlu görünümü elde edilmiştir. 28 Şekil 3.1 : NACA2415 uçak kanadı geometrisi Elde edilen koordinatlar, dizayn programının eğri çizme komutları ile koordinatlar programa tanıtılmış ve uçak kanadının katı modellemesi gerçekleştirilmiştir. Model Fotoğraf 3.7’de görülmektedir. Daha sonra modelin SHC teknoloji şirketinde hızlı prototipleme yöntemi ile üretimi gerçekleştirilmiştir. Hızlı prototipleme cihazının stroğu 190 mm olması nedeni ile 560 mm genişliğindeki geometri 7 parçaya bölünerek üretilmiştir. Uçak kanadı iki boyutlu olarak inceleneceği için geometrinin sağ ve sol kenarlarına iki boyutlu akışın bozulmasını önlemek amacı ile 280 mm çapa sahip iki adet uç plaka yerleştirilmiştir. Uç plakalar arası uzunluk 510 mm’dir. Fotoğraf 3.7 : NACA2415 uçak kanadının katı modellemesi 3.4. Ölçüm Sistemleri Plazma aktüatörlerin aerodinamik akış kontrolüne etkisini incelemek için üç farklı yöntem ile deneyler gerçekleştirmiştir. Bunlar; yük hücresi kullanılarak aerodinamik kuvvet katsayılarının tespiti, kızgın tel anemometresi kullanılarak modelin arkasındaki hız profilinin belirlenmesi, model arkasındaki iz bölgesinin tespiti ve uçak kanadı 29 etrafında duman-tel yöntemi kullanılarak akış görüntülemesidir. Deney düzeneğinde kullanılan sistemlerin genel şeması Şekil 3.2’de verilmiştir. Şekil 3.2: Rüzgar tüneli test bölgesinin ve akış karakteristiklerinin ölçümünde kullanılan deney sisteminin şematik görünümü 3.4.1. Aerodinamik kuvvet katsayılarının ölçümü Çengel ve Cimbala (2008), aerodinamik cisim kuvvetlerini; bir akışkanın katı bir cisim üzerinde hareket ettiğinde, yüzeye dik yönde basınç kuvvetleri ve cisim yüzeyi boyunca yüzeye paralel kayma kuvvetleri etki etmekte olup bu kuvvetlerin bileşenine sürüklenme kuvvetleri ve akış yönüne dik etki eden bileşenini ise kaldırma kuvveti olarak tanımlamıştır. Sürüklenme ve kaldırma kuvvetleri yoğunluk, hız ve alana bağlı olarak ifade edildiğinden bunların boyutsuz ifade edilebileceği boyutsuz katsayılar tanımlanmıştır. Kaldırma kuvveti katsayısı 3-1 numaralı denklemde kaldırma kuvveti FL, yoğunluk ρ, serbest akış hızı U0 ve üst bakış alanı Aüst parametreleri ile ifade edilmiştir. 30 EF = I J GH (3-1 ) KL J MüOP Sürüklenme kuvveti katsayısı 3-2 numaralı denklemde sürüklenme kuvveti FD, yoğunluk ρ , serbest akış hızı U0 ve ön bakış alanı Aön parametreleri ile ifade edilmiştir. EQ = I J GR ( 3-2 ) KL J MöT Kaldırma ve sürüklenme kuvvetlerinin ölçümünde altı bileşenli ATI yük hücresi kullanılmaktadır. Yük hücresi bilgisayar kontrollü döndürme aparatı üzerine entegre edilerek, döndürme aparatı ile geometrinin hücum açısı hassas olarak ayarlanabilmektedir. Yük hücresi x, y ve z eksenlerine uygulanan kuvvet ve momentleri hassas olarak ölçebilmektedir. Fotograf 3.8’de a) kuvvet-balans sisteminin arayüzü, b) yük hücresinin rüzgar tüneline enetegrasyonu ve c) yük hücrsi ve döndürme ünitesi gösterilmiştir. 6 ekenli Yük Hücresi Döndürme ünitesi Fotoğraf 3.8 : a)ATI yük hücresi programının arayüzü, b) Yük hücresinin rüzgar tünelindeki konumu, c) Döndürme aparatına entegre edilmiş yük hücresi 31 Yük hücresinin yazılımı olan ATI programında verilerin toplanması istenilen frekansta ve süre boyunca yapılabilmektedir. Ölçümler 800 Hz frekansta alınmış olup her 4 ölçümün ortalaması alınarak saniyede 200 ölçüm alınmıştır. Ölçümler 15 saniye sürmüş olup her bir deney için 3000 veri alınmıştır. Her durum için en az 2 defa ölçüm alınmıştır. Böylelikle deneylerin tekrarlanabilirliği ortaya konulmuş, ayrıca hata payı azaltılmaya çalışılmıştır. 3.4.2. Kızgın tel anemometresi ile hız ve girdap kopma frekansının ölçümleri Model etrafında akışın ve tünel içerisindeki akışın hızı, uçak kanadı modeli arkasında oluşan girdap kopma frekansı, sabit sıcaklıklı kızgın tel anemometresi kullanılarak ölçülmüştür. Bu yöntemde akış ortamına konumlandırılan kızın tel probuna uygulanan sinyal ile telin sıcaklığı sabit tutulmak istenmektedir. Ancak probun bulunduğu ortamdaki akışın hızına bağlı olarak probun telinde ısı kaybı olmaktadır. Kızgın tel anemometresinin kontrolü sağlayan miniCTA programı kızgın tel probun sıcaklığını sabit tutmak için akışın hızına bağlı olarak proba farklı voltajlar göndermektedir. Deneyler esnasında biri test modelinin iz bölgesinde hız ve türbülans şiddetlerini ölçmede kullanılan ve traverse sistemi ile farklı istasyonlara hareket edebilen, diğeri ise test modelin önünde sabit olup serbest akış hızını ölçmede kullanılmak üzere toplam iki adet kızgın-tel probu kullanılmıştır (Fotoğraf 3.9). Sabit prob Mobil prob Traverse sistemi Fotoğraf 3.9 : Kızgın tel probların test bölgesindeki konumları Problar çok kanallı sabit sıcaklıklı kızgın tel anemometresine kablolar ile bağlanarak, kızgın tel anemometresinden veri toplama kartları ile veriler toplanarak miniCTA 32 programına aktarılmıştır. Ölçümlerde hareketli prob olarak Dantec 55P11 model kızgıntel probu kullanılmış olup, bilgisayar kontrollü 2-boyutlu hareket (traverse) mekanizması ile test bölgesi içerisinde istenilen konumlara hassas bir şekilde yerleştirilmiştir. Serbest akış hızının ölçümünde de diğer Dantec 55P11 prob kullanılmıştır. Elde edilen verilerin analiz programında spektral analizleri yapılarak belirtilen hızlarda girdap kopma frekansları hesaplanmıştır. Girdap kopma frekansının özellikle plazmanın sinyal modülasyonları ile sürüldüğü durumda taşıyıcı sinyali (carrier signal) uyaran sinyalin (excitation signal) tayininde önemli rol aldığı bilinmektedir. Uyarıcı frekansın serbest akış hızına bağlı olarak indirgenmiş hali denklem 3-3’de ifade edilmiştir. UV = WX ×Y (3-3) LZ Özellikle doluluk boşluk yüzdesi ile sürülen plazma aktüatörlerde indirgenmiş frekans sık sık karşımıza çıkacak olup, akış karakteristiğine etkisi incelenecektir. Ancak özellikle fe’nin belirlenmesinde girdap kopma frekansının belirlenmesi gerekecek ve kızgın tel anemometresi ile girdap kopma frekansı belirlenecektir. Model arkasında hız taraması yapılarak model arkasında oluşan hız alanı profili oluşturulmuştur. Bunun için NACA2415 uçak kanadının 75 mm arkasından traverse sistemi ile hareket eden kızgın tel anemometresi probu ile uçak kanadının veter boyunun 2,66 katı kadarlık mesafede (400 mm’lik aralıkta) 10 mm adımlar ile hareket ederek hız ölçüm verileri alınmıştır. Tünel içerisindeki serbest akış hızı uçak kanadının 210 mm önünden sabit olarak konumlandırılmış olan kızgın tel anemometresi probundan ölçüm alınmıştır. Đz bölgesinde elde edilen hız profili, tünel giriş hızına bölünerek hız dağılımı grafiklerinin normalizasyonu yapılmıştır. Öncelikle probların kalibrasyonu için belirli çalışma hızlarında boş tünel içerisindeki akış hızı pitot tüpü ile ölçülmüş olup MiniCTA programında pitot tüpünden ölçülen hızlar ile problardan okunan voltaj değerleri için kalibrasyon dosyası oluşturulmuştur. Bu çalışmada her bir ölçüm istasyonunda 2 kHz örnekleme frekansında 16384 veri alınarak deneyler gerçekleştirilmiştir. 33 3.4.3. Basınç ölçümü Basınç en basit ifade ile birim alana uygulanan kuvvet olarak bilinmektedir. Toplam basınç ise akışkanın hareketi nedeni ile sahip olduğu dinamik basınç ve akışkanın durağan halde tüm yüzeylere uyguladığı toplam basıncın toplamıdır. Dinamik basınç akışkanın hareketi nedeni ile sahip olduğu basınç olması nedeni ile hız ile ilişki kurmak mümkündür (Denklem 3-5). Dinamik basıncı ölçmek için pitot tüpleri yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu yöntemde akışa paralel konumlandırılan probdan toplam basınç ölçülürken, akışa dik olarak konumlandırılan probdan statik basınç ölçülmekte ve toplam basınç ile statik basınç arasındaki fark dinamik basıncı vermektedir (Denklem 34). #>* = #![\ − #]! (3-4) 3 #>* = ^ % (3-5) % Pitot tüpü plaka üzerinde plazmanın oluşturduğu hızın ölçümünde kullanılmıştır. Son aktüatörün 5 mm arkasına, plakanın 1mm yukarısına akışa paralel olacak şekilde ve akışa ters yönde konumlandırılmıştır. Pitot tüpü hortumlar ile basınç dönüştürücüsüne bağlanmış, statik ve toplam basıncın farkları ölçülerek, dinamik basınç ve dinamik basıncın karşılığı olan model arkasındaki hız ölçülmüştür. Fotoğraf 3.10a ve 3.10b’de sırası ile pitot tüpü ve basınç dönüştürücüsü görülmektedir. Ayrıca pitot tüpü rüzgâr tünelinin içerisinde akışa paralel olacak şekilde ve akışa ters yönde konumlandırılarak hortumlar ile dijital mikromanometre (Fotoğraf 3-9c)’ye bağlanmış, dijital mikromanometre ile atmosfer basıncı, ortam sıcaklığı, dinamik basınç ve dinamik basıncın karşılığı olan tünel içerisindeki serbest akış hızı ölçülmüştür. Pitot tüpü ile ölçülen dinamik basınç ve dönüştürülen hız, kızgın tel anemometresinin kalibrasyon dosyasının oluşturulmasında kullanılmıştır. 34 Fotoğraf 3.10: Dinamik basıncın ölçümünde kullanılan a) Pitot tüpü, b) Basınç dönüştürücüsü c) Mikromanometre 3.4.4. Duman-tel yöntemi ile akış görüntülemesi Duman-tel (smoke-wire) yöntemi, direnci yüksek iletken bir tel üzerine düşük sıcaklıklarda buharlaşabilen bir sıvının damlatılmasıyla elektrik akımı verilerek sıvının buharlaşması prensibine dayanmaktadır. Şekil 3.3: Duman-tel akış görüntüleme sistemi şeması Tele önceden damlatılan duman sıvısı tel üzerinde çok küçük tanecikler halinde asılı kalmakta ve telin ısınmasıyla birlikte buharlaşarak akışın izlemiş olduğu yolu takip etmektedir. Böylece buharlaşan sıvı (duman) test bölgesi içerisindeki model eleman 35 etrafındaki hava akımını takip etmektedir. Sistemin şematik gösterimi Şekil 3.3’de verilmiştir. Modelin bulunduğu alanın şekilde görüldüğü gibi ön bakış alanının görüntülenmesi ile model etrafındaki akış hakkında bilgi edinilebilmektedir (Fotoğraf 3.11). α=15° Plazma kapalı α=15° Plazma açık Fotoğraf 3.11: NACA0015 uçak kanadı etrafında akış görüntülemesi (Akansu ve diğ., 2012) 36 4. BÖLÜM IV BULGULAR VE ĐRDELEMELER Bu bölümde levha üzerinde ve NACA245 uçak kanadı modeli üzerinde yapılan deneylerin sonuçları sunulmuştur. Plaka üzerinde yapılan çalışmalar neticesinde plazma parametrelerinin uygun çalışma aralıkları belirlenmiş, ikinci kısımda elde edilen deneyim sayesinde NACA2415 etrafında plazma ile akış kontrolü deneyleri gerçekleştirilmiştir. Bu kısımda yapılan çalışmaların bir kısmı aynı zamanda 110M056 numaralı TÜBĐTAK projesinin sonuç raporunda da yer almaktadır. 4.1. Plaka Etrafında Akış Kontrolü Levha üzerinde çoklu elektrot döşenerek paraelektrik (sıfır faz açısı) ve peristaltik (faz açılı) durumda elde edilen plazma kaynaklı duvar jetinin karakteristikleri incelenmiştir. Levha, laboratuvar içerisinde oluşan yerel akışlardan etkilenmemesi için rüzgar tüneli test bölgesi içerisine yerleştirilmiştir ve tünel çıkışı damper ile kapatılmıştır. Levha üzerine yerleştirilen toplam 6 sıra elektrotların genişlikleri 5 mm olup aralarında 10 mm mesafe bulunmaktadır. Aynı genişliğe sahip alt ve üst elektrotlar arasında çift kat Kapton dielektrik bant kullanılmıştır. Fotoğraf 4.1’de elektrot dizilişinin genel görünümü verilmiştir. Pitot tüpü sonuncu aktüatür arkasında, aktif üst elektrottan x=5 mm geriye ve y=1 mm yukarıya konumlandırılarak tek noktadan ölçümler alınmış ve her bir deney üçer defa tekrarlanmıştır. Şekil 4.1’de altılı elektrot durumunda sinüzoidal sinyale faz açısı verilerek oluşturulan peristaltik sürümün duvar jeti üzerine etkisi görülmektedir. Faz açısı olarak 0, 5, 10, 20, 30, 45, 60, 75 ve 90 derecelik faz açıları denenmiştir. Elektrotlar arası mesafenin yakın olmasından dolayı daha büyük faz açıları kullanılmamıştır. Örneğin 180 derecelik faz açısı verildiğinde yan yana duran iki elektrot arasında maksimum genlik farkı oluşmaktadır. Biri voltajın pozitif pik değerine sahipken diğeri negatif pik değerine sahip olmakta ve ikisi arasında maksimum (peak to peak) gerilim farkı oluşmaktadır. Daha yüksek çalışma voltajlarına çıkıldığında bu risk daha da artmaktadır. 37 Akış Yönü Pitot tüpünün ucu Üst elektrotlar Fotoğraf 4.1: Peristaltik etkinin oluşturulduğu levha üzerindeki elektrot dizilimi Sıralı her bir aktüatöre farklı faz açısı girilerek, her bir aktüatöre girilen sinüzoidal sinyal bir önceki aktüatöre göre uygulanan faz açısı kadar gecikmeli olarak başlamaktadır. Örneğin, 20 derecelik faz açısı uygulandığında altı elektrota sırası ile 0, 20, 40, 60, 80 ve 100 derecelik faz açısı değerleri girilmektedir. Şekil 4.1’de faz açısnın özellikle 45 dereceden sonra etkili olduğu ve 90 derecelik faz farkında elde edilen peristaltik dalga hareketinin, paraelektrik durumdakine (sıfır faz farkı) göre duvar jetinin hızını neredeyse iki katına çıkardığı görülmektedir. Bu durumda hız değeri 1.5 m/s’den 3 m/s değerine ulaşmaktadır. Maksimum hız değeri uygulanan voltaj ve konfigürasyona bağlı olmakla birlikte, peristaltik etkinin sağlamış olduğu kazanımın görülmesi açısından oldukça önemlidir. Şekil 4.2’de levha üzerinde beş aktüatör durumu için farklı aktüatör çiftleri aktif hale getirilerek aktüatörler arasındaki mesafenin duvar jeti hızına etkisi görülmektedir. Pitot tüpü beşinci aktüatör arkasına yerleştirilmiş olup yine x=5 mm ve y=1 mm konumunda durmaktadır. Aktüatör merkezleri arasındaki mesafeler sırası ile 1-5: 80 mm, 2-5: 60 mm, 3-5: 40 mm ve 4-5: 20 mm değerlerine sahiptir. Burada farklı konumlardaki aktüatör çiftlerinin akış üzerine önemli bir etkisinin olmadığı görülmüştür. Đki aktüatörle elde edilen akış hızları tek aktüatör ile elde edilen değerle neredeyse aynı çıkmaktadır. Bu durum ikili aktüatör durumunda ilk aktüatörden elde edilen hızın ikinci aktüatör tarafından oluşturan hız üzerine ilave önemli bir etkisi olmadığını göstermektedir. 38 4,0 Hız ölçüm tekrarları Ortlama hız değeri 3,5 3,0 U[m/s] 2,5 6 elektrotda aktif f=4kHz V=8.5kVpp 2,0 1,5 1,0 0,5 0,0 Pitot konumu x=5mm y=1mm Elektrot boyutu Eni:5mm Genişlik:93mm 0 10 20 30 40 50 60 70 80 90 100 o Sinüzoidal sinyal faz açısı [ ] Şekil 4.1: Altılı aktüatör durumunda sinüzoidal sinyal faz açısının duvar jeti üzerine etkisi 3.0 2.5 U (m/s) 2.0 1.5 f=4kHz V=8.5kVpp Đkili elektrot düzenlemesi Faz açısı: 90 derece (3 ölçüm) Faz açısı: 90 derece (ortalama) Faz açısı: 0 derece (3 ölçüm) Faz açısı: 0 derece (ortalama) 1.0 0.5 0.0 5 5-1 5-2 5-3 5-4 Đkili Elektrot düzenlemesi Şekil 4.2: Farklı konumlardaki aktüatör çiftlerinin aktif olması durumunda faz açısının etkisi Şekil 4.3’de farklı sayılardaki çoklu aktüatör düzenlemeleri için elde edilen hız değerleri görülmektedir. Burada, aktüatörler arasında faz açısı yokken aktüatör sayısı arttıkça hız değeri azalmaktadır. Buna karşın 90 derecelik faz farkı verildiğinde aktüatör sayısı arttıkça hız değerinin arttığı görülmüştür. 39 4.0 3.5 U [m/s] f=4kHz V=8kVpp 3.0 2.5 2.0 Đkili elektrot düzenlemesi Faz açısı: 90 derece (3 ölçüm) Faz açısı: 90 derece (ortalama) Faz açısı: 0 derece (3 ölçüm) Faz açısı: 0 derece (ortalama) 1.5 1.0 0.5 0.0 5 5-4 5-4-3 5-4-3-2 5-4-3-2-1 Çoklu aktüatör düzenlemesi Şekil 4.3: Farklı sayılardaki çoklu aktüatör düzenlemelerinin aktif olması durumunda faz açısının etkisi Şekil 4.3’de aktüatör sayısı üçe kadar peristaltik sürümün etkisi giderek artarken, dört ve daha fazla elektrotlu durumda daha fazla iyileşme sağlanamamış hız seviyesi sabit kalmıştır. Burada dikkati çeken husus paraelektrik sürümde çoklu aktüatörlerin tek aktüatörden daha düşük değerde duvar jeti oluşturmaktadır. Bu durum aktüatörlerin aynı fazda sürülmesi nedeni ile aktüatörler arası mesafeye bağlı olarak aktüatörlerin elektrik alanlarının birbirini zıt yönde etkilemesinden kaynaklanmaktadır. Farklı faz açıları ile sürülmeleri durumunda bu etki azalmakta ve tek aktüatör durumundan daha yüksek hızda duvar jeti elde edilmektedir. 4.2. NACA2415 Uçak Kanadı Etrafında Akış Kontrolü Plazmanın uçak kanadı etrafındaki akış iyileştirme etkisini incelemek için veter uzunluğu 150 mm ve uç plakalar arası uzunluğu 510 mm olan NACA2415 modelin x/C=0.1, x/C=0.32, x/C=0.55 konumlarına plazma aktüatörler yerleştirilmiştir (Şekil 4.4). Burada üst elektrot 5 mm genişliğe sahipken 3 katlı olarak kullanılan Kapton dielektrik bandın altındaki gömülü elektrotun genişliği 12 mm’dir. NACA2415 uçak kanadı üzerindeki her bir plazma aktüatör sabit sinüzoidal sinyal ile sürülerek frekans 3,6 kHz, gerilim 8 kVpp seviyesinde sabit tutulmuştur. Bu çalışmada yük hücresi ile kaldırma kuvveti ölçümleri ve kızgın tel anemometresi ile iz bölgesi hız taraması yapılarak plazmanın akış alanı üzerine etkisi ortaya konulmuştur. Fotoğraf 4.2’de görüldüğü üzere NACA2415 uçak kanadı modeli test bölgesi içerisine düşey olarak 40 yerleştirilmiştir. Test modeli yük hücresi sistemine bağlanarak sistemin açısal döndürme ünitesi tarafından saat ibresi yönünde döndürülerek; istenilen hücum açılarında konumlandırılmıştır. 3.aktüatör 2.aktüatör Yüksek voltaj 1.aktüatör Şekil 4.4: NACA2415 üzerine entegre edilmiş plazma aktüatör konfigürasyonu Fotoğraf 4.2: NACA2415 modelin test bölgesindeki görünümü Plazma aktüatörün performansını ortaya koymak için, yük hücresi ile uçak kanadı etrafında kaldırma kuvveti ölçümleri yapılmış ve ölçülen kuvvetler kaldırma kuvveti katsayısına dönüştürülmüştür. Ölçümler 800 Hz frekansta alınmış olup her 4 ölçümün ortalaması alınarak saniyede 200 ölçüm alınmıştır. Ölçümler 15 saniye sürmüş olup her bir deney için 3000 veri alınmıştır. Her durum için 3 defa ölçüm alınmıştır. Böylelikle deneylerin tekrarlanabilirliği ortaya konulmuş ayrıca hata payı azaltılmaya çalışılmıştır. 41 Ayrıca, kızgın tel anemometresi sistemi kullanılarak NACA2415 uçak kanadının 75 mm arkasından traverse sistemi ile hareket eden kızgın tel anemometresi probu ile uçak kanadının veter boyunun 2,66 katı kadarlık mesafede (400 mm’lik aralıkta) 10 mm adımlar ile hareket ederek hız ölçüm verileri alınmıştır. Tünel içerisindeki serbest akış hızı, uçak kanadının 210 mm önünden sabit olarak konumlandırılmış kızgın tel anemometresi probu ile ölçülmüştür. Đz bölgesinde elde edilen hız profili, tünel giriş hızına bölünerek hız dağılımı grafiklerinin normalizasyonu yapılmıştır. Öncelikle probların kalibrasyonu için belirli çalışma hızlarında boş tünel içerisindeki akış hızı pitot tüpü ile ölçülmüş olup MiniCTA programında pitot tüpünden ölçülen hızlar ile problardan okunan voltaj değerleri için kalibrasyon dosyası oluşturulmuştur. Bu çalışmada her bir ölçüm istasyonunda 2 kHz örnekleme frekansında 16384 veri alınarak deneyler gerçekleştirilmiştir. Üretilen NACA2415 uçak kanadının literatürde yapılan çalışmalarla uyumlu olduğunu göstermek için Reynolds 57000 değerinde uçak kanadının oluşturduğu kaldırma kuvvetinin hücum açısına bağlı değişiminin deneysel sonuçları literatürde mevcut olan Reynolds 60000 değeri ile kıyaslanmıştır (Şekil 4.5). Üretilen modelin ve kuvvet ölçüm sisteminin literatür ile uyumlu olduğu görülmektedir. 1.4 NACA2415 Airfoil Re 57000 Bu çalışma Re 60000 Michael ve diğ. (1996) 1.2 1.0 0.8 CL 0.6 0.4 0.2 0.0 -0.2 0 5 10 15 20 o Hücum Açısı, α [ ] Şekil 4.5: NACA2415 uçak kanadı modelin literatür ile karşılaştırılması Düşük Reynolds sayılarındaki uçak kanadı etrafındaki akış oldukça düşük hız değerlerine karşılık gelmekte ve buna bağlı olarak kaldırma ve sürükleme kuvvetleri 42 yüksek Reynolds sayılarındaki akışlardan farklı olmaktadır (Chavla, 2009). Şekil 4.6’da Mueller (2002) tarafından yapılan çalışmadaki düşük ve yüksek Reynolds sayılarında pürüzsüz uçak kanadı etrafındaki akış durumunda elde edilen maksimum kaldırma kuvvet katsayılarının değişimi görülmektedir. Özellikle Reynods sayısının 105’den düşük değerlerde akış yapısı ve buna bağlı olarak kaldırma kuvveti büyük miktarda değişmektedir. Bu çalışmada kullanılan aktuatör döşeli ve uç plakalı NACA2415 model uçak kanadı etrafındaki akış durumunda 10⁰’lik hücum açısında elde edilen CL değerlerinin de bu bölgede önemli ölçüde değiştiği görülmüştür. Özellikle, MAV türü hava araçlarında karşılaşılan bu düşük Reynolds sayılarındaki akış yapıları bu çalışmada plazma akış kontrolünün etkili olduğu Reynolds sayılarına karşılık gelmektedir. 3,0 2,5 CL 2,0 1,5 Bu çalışma Model:NACA2415 AR=3.4 (uç plaka var) 1,2,3 nolu aktuatörler var (Plazma kapalı) α=10o'deki C L 1,0 Pürüzsüz airfoiller için maksimum kesitteki CL,maks 0,5 aralığı (Mueller; 2002) 0,0 104 105 Re 106 107 Şekil 4.6: Düşük Reynolds sayısı bölgesinde uçak kanatlarına etki eden maksimum kaldırma kuvvet katsayısının değişimi Şekil 4.7’de plazma aktüatörün aktif ve pasif olduğu durum için kaldırma kuvveti katsayısının Reynolds sayısına bağlı olarak değişimi incelenmiştir. Reynolds sayısının 50000 seviyelerine kadar plazma aktüatörün kaldırma kuvvetini iyileştirdiği gözlemlenirken, Reynolds sayısının 50000 değerinin üzerinde bu çalışmada kullanılan frekans ve voltaj değerleri için plazma aktüatörün etkisi görülmemektedir. Burada özellikle en düşük Reynolds sayısında kaldırma kuvvetinde çok büyük bir artışın olduğu görülmektedir. Bu durum serbest akış hızına oranla plazma tarafından elde edilen duvar jeti akışının (induced flow) daha büyük olmasının etkisinden kaynaklanmaktadır. Bir nevi serbest akış yokken plazma tarafından oluşturulan duvar jeti uçak kanadının üst tarafından akarak kaldırma kuvveti oluşturmaktadır. Bu durum teknolojik olarak yüksek 43 momentumlara sahip duvar jetinin plazma tarafından elde edilebilmesi durumunda, plazmanın aktif akış kontrolünde kullanılmasının ötesinde hava araçlarının dikey kalkışlarında da kullanılabileceğini düşündürmektedir. 10 CL Plazma Kapalı Plazma Açık f=3.6 kHz, V=8 kVpp 8 6 NACA2415 a=10o C=15cm (Uç plaka var) x/C=0.10 konumunda 1. aktüatör aktif 4 2 0 0 20000 40000 60000 80000 100000 Re Şekil 4.7: Plazma aktüatörün aktif ve pasif olduğu durumda,NACA2415 uçak kanadı etrafında oluşan kaldırma kuvvetinin Reynolds sayısına bağlı olarak değişimi Plazmanın etkisi genel olarak düşük Reynolds sayılarında yüksek olduğu literatürden ve deneylerden elde edilen deneyimler ile bilinmektedir. Bu nedenle plazmanın performansı Reynolds sayısının 50000’in altındaki değerlerinde inceleneceği için NACA2415 uçak kanadının düşük Reynolds sayılarındaki karakteristiği Şekil 4.8’de gösterilmiştir. Burada Reynolds sayısının 57000 ve üzerindeki değerlere ait hücum açısı ile kaldırma kuvvet karakteristikleri üst üste çakışmaktadır. Bu durum mevcut model için bu Reynolds sayısından sonra akış yapısının yaklaşık aynı olduğunu göstermektedir. Buna karşın daha düşük Reynolds sayılarında akış yapısı ve dolayısıyla kaldırma kuvvet katsayıları farklı karakteristikler sergilemektedir. Özellikle yüksek Reynolds sayılarında stol açısı net bir şekilde tespit edilebilirken, düşük Reynolds sayılarında akış ayrılmasından sonra bile uçak kanadının alt yüzeyine etki eden pozitif basıncın artmasının devam etmesi nedeniyle kaldırma kuvveti artmaktadır. 44 1.4 NACA2415 Plazma Kapalı 1.2 Aktuatör 1,2,3 döşeli CL 1.0 (Uç plaka var) Re 16500 Re 35000 Re 57200 Re 75000 Re 87000 0.8 0.6 0.4 0.2 0.0 0 5 10 15 Hücum Açısı(αo) 20 25 Şekil 4.8: NACA2415 uçak kanadının farklı Reynolds sayılarında, kaldırma katsayısının hücum açısı ile değişimi Plazma aktüatörün açık ve kapalı olduğu durumda, Re=36000 değerindeki kaldırma kuvvetinin hücum açısına bağlı olarak değişimi Şekil 4.9’da görülmektedir. Plazma kapalı iken hücum açısının 6°’ye kadar artması ile kaldırma kuvveti katsayısında 0.6 mertebelerine kadar artış olmuştur. Birinci plazma aktüatörün aktifleştirilmesi ile kaldırma kuvveti katsayısında 1.45 mertebelerine kadar artış gözlemlenmiştir. Maksimum kaldırma kuvveti 14°’ye taşınmış olup hücum açısının 20°’ye kadar artırılması ile plazma aktüatörün etkisi giderek azalmıştır. CL 2.4 2.2 2.0 1.8 1.6 1.4 1.2 1.0 0.8 0.6 0.4 0.2 0.0 NACA2415 Re=36000 C=15cm (Uç plaka var) x/C=0.10 konumunda 1. aktüatör aktif Plazma Kapalı Plazma Açık (3.6kHz, 8kVpp) 0 5 10 15 o Hücum açısı, α [ ] 20 Şekil 4.9: Plazmanın kapalı ve açık olduğu durumda hücum açısının etkisi 45 Şekil 4.10’da plazma aktüatörü süren sinyalin voltajın farklı durumları için, NACA2415 uçak kanadının oluşturduğu kaldırma kuvvetinin Reynolds sayısı ile değişimi gösterilmiştir. Sonuçlar açıkça göstermektedir ki, Reynolds 50000 değerlerine kadar kullanılan tüm voltaj değerlerinde plazmanın etkisi olduğu görülmektedir. Düşük Reynolds sayılarında voltaj arttıkça kaldırma kuvvetindeki artış miktarı da artmaktadır. Ayrıca düşük Reynolds sayılarında plazmanın oluşturduğu jet akışı, model yüzeyindeki akışa oranla büyük olması nedeni ile kaldırma katsayısı oldukça yüksek çıkmaktadır. Reynolds sayısının artması ile plazmanın oluşturduğu duvar jetinin hızı serbest akış hızına oranla oldukça küçük kalması akışı kontrol edebilme özelliğini kaybettirmektedir. 3.0 2.5 cL 6kV Plazma Kapalı 6kV Plazma Açık 8kV Plazma Kapalı 8kV Plazma Açık 10kV Plazma Kapalı 10kV Plazma Açık NACA2415 C=15cm (Uç plaka var) x/C=0.10 konumunda 1. aktüatör aktif, f=3.6kHz α=10o 2.0 1.5 1.0 0.5 0.0 0 20000 40000 60000 80000 100000 Re Şekil 4.10: Plazma aktüatörün farklı voltajlar ile sürüldüğü durumlarda kaldırma kuvvet katsayısının Reynolds ile değişimi Uçak kanadı arkasındaki iz bölgesinin değişimini incelemek için, plazma kapalı iken ve 1 numaralı aktüatör açık iken hız taramaları yapılmıştır. Şekil 4.11’de Reynolds 36000’de farklı hücum açılarında plazma aktüatörün iz bölgesi genişliği üzerine etkisi incelenmiştir. Hücum açısı 0° iken plazma aktüatörün kapalı olduğu durumda elde edilen iz bölgesi genişliğine plazmanın etkisi bulunmamaktadır. Bu açıda üst kenardan geçen akışın yüzeyi takip etmesi nedeniyle dar bir iz bölgesi oluşmaktadır. 46 1.2 1.2 1.1 1.1 U/U01.0 U/U01.0 0.9 0.9 0.8 0.8 0.7 0.7 0.6 0.6 0.5 NACA2415 0.5 o Plazma Kapalı 0.4 α=0 0.4 Plazma Açık 0.3 Re=36000 0.3 (f=3.6 kHz, V=8 kVpp) C=15cm (Uç plaka var) 0.2 0.2 x/C=0.10 konumunda 1. aktüatör aktif 0.1 0.1 0.0 0.0 -1.5 -1.2 -0.9 -0.6 -0.3 0.0 0.3 0.6 0.9 1.2 1.5 -1.5 y/C Plazma Kapalı NACA2415 o Plazma Açık α=4 (f=3.6 kHz, V=8 kVpp) Re=36000 C=15cm (Uç plaka var) x/C=0.10 konumunda 1. aktüatör aktif -1.2 -0.9 -0.6 -0.3 0.0 0.3 0.6 0.9 1.2 1.5 y/C 1.2 1.2 1.1 1.1 U/U0 1.0 U/U0 1.0 0.9 0.9 0.8 0.8 0.7 0.7 0.6 0.6 0.5 NACA2415 0.5 NACA2415 o Plazma Açık Plazma Kapalı 0.4 α=8o 0.4 α=10 (f=3.6 kHz, V=8 kVpp) Re=36000 Plazma Açık 0.3 Re=36000 0.3 Plazma Kapalı C=15cm (Uç plaka var) (f=3.6kHz, V=8kVpp) 0.2 C=15cm (Uç plaka var) 0.2 x/C=0.10 konumunda 1. aktüatör aktif 0.1 x/C=0.10 konumunda 1. aktüatör aktif 0.1 0.0 0.0 -1.5 -1.2 -0.9 -0.6 -0.3 0.0 0.3 0.6 0.9 1.2 1.5 -1.5 -1.2 -0.9 -0.6 -0.3 0.0 0.3 0.6 0.9 1.2 1.5 y/C y/C 1.2 1.2 1.1 1.1 U/U01.0 U/U01.0 0.9 0.9 0.8 0.8 0.7 0.7 0.6 0.6 NACA2415 0.5 NACA2415 0.5 o Plazma Açık α=12 0.4 α=14o 0.4 Plazma Kapalı (f=3.6 kHz, V=8 kVpp) Re=36000 Plazma Açık 0.3 Re=36000 0.3 Plazma Kapalı C=15cm (Uç plaka var) (f=3.6kHz, V=8kVpp) 0.2 C=15cm (Uç plaka var) 0.2 x/C=0.10 konumunda 1. aktüatör aktif x/C=0.10 konumunda 1. aktüatör aktif 0.1 0.1 0.0 0.0 -1.5 -1.2 -0.9 -0.6 -0.3 0.0 0.3 0.6 0.9 1.2 1.5 -1.5 -1.2 -0.9 -0.6 -0.3 0.0 0.3 0.6 0.9 1.2 1.5 y/C y/C 1.2 1.3 1.2 U/U0 1.1 1.1 1.0 U/U0 1.0 0.9 0.9 0.8 0.8 0.7 0.7 0.6 0.6 0.5 NACA2415 0.5 NACA2415 o 0.4 α=16o Plazma Kapalı Plazma Kapalı 0.4 α=20 Plazma Açık 0.3 Re=36000 Plazma Açık 0.3 Re=36000 (f=3.6 kHz, V=8 kVpp) (f=3.6 kHz, V=8 kVpp) 0.2 C=15cm (Uç plaka var) 0.2 C=15cm (Uç plaka var) 0.1 x/C=0.10 konumunda 1. aktüatör aktif 0.1 x/C=0.10 konumunda 1. aktüatör aktif 0.0 0.0 -1.5 -1.2 -0.9 -0.6 -0.3 0.0 0.3 0.6 0.9 1.2 1.5 -1.5 -1.2 -0.9 -0.6 -0.3 0.0 0.3 0.6 0.9 1.2 1.5 y/C y/C Şekil 4.11: Farklı Hücum açılarında ve plazmanın açık ve kapalı olduğu durumda NACA2415 uçak kanadı etrafındaki akışın iz bölgesinin değişimi 47 Şekil 4.11’de hücum açısının artması ile iz bölgesinin genişlediği açıkça görülmektedir. Hücum açısının 4°’lik değerinden itibaren, plazmanın üst yüzeydeki akışı yüzeye yaklaştırıcı etkisi görülmektedir. Plazma aktüatörün aktifleştirilmesi ile 14°’ye kadar plazmanın kapalı olduğu duruma göre kıyaslandığında iz bölgesi genişliğinin daraldığı ve iz bölgesinin plazma aktüatörün oluşturduğu yapay akış nedeni ile ayrılma noktasındaki akışı yüzeye tutundurarak iz bölgesini aşağı doğru kaydırmıştır. Plazmanın buradaki etkisi sadece iz bölgesi genişliğini daraltmakla kalmayıp, üst yüzeyi takip eden akışın uçak kanadı hücum açısına bağlı olarak akışı yönlendirerek iz bölgesine yönlenmesi ve hız profilinin minimum konumunun uçak kanadının alt tarafına doğru (negatif y koordinatına) kaymasını sağlamaktadır. Hücum açısının 14°’den 20°’ye artması durumunda, plazma aktüatörün akışa aktardığı momentum akışı yüzeye yaklaştıracak büyüklükte olmaması nedeni ile akış ayrılmaları gerçekleşmiş ve plazma aktüaötür etkisini kaybetmiştir. Şekil 4.12’de çoklu aktüatör konfigürasyonlarının hücum açısının 10° olduğu durumda etkisi incelenmiştir. Burada plazma aktüatörlerin tek ve gruplu çalışmasının NACA2415 model arkasındaki iz bölgesine etkileri incelenmiştir. Plazma aktüatörlerin kapalı olduğu durumda iz bölgesi oldukça geniş iken, 1 numaralı plazma aktüatörün aktifleştirilmesi ile iz bölgesinin daraldığı ve aşağıya kaydığı beklenildiği üzere gözlemlenmiştir. 1-2 ve 1-2-3 numaralı aktüatör gruplarının aktifleştirilmesinin model arkasında oluşan iz bölgesinin daralmasında önemli bir etkiye sahip olmadığı ve 1. aktüatörün etkisi seviyelerinde kaldığı görülmüştür. 1.2 1.1 1.0 U/U0 0.9 0.8 0.7 NACA2415 0.6 α=10o 0.5 Re=36000 0.4 C=15cm (Uç plaka var) 0.3 (f=3.6 kHz, V=8 kVpp) 0.2 x/C=0.10 konumunda 1. aktüatör x/C=0.32 konumunda 2. aktüatör 0.1 x/C= 0.55 konumunda 3. aktüatör 0.0 -1.5 -1.2 -0.9 -0.6 -0.3 0.0 0.3 0.6 Plazma Kapalı Aktüatör 1 açık Aktüatör 1, 2 açık Aktüatör 1, 2, 3 açık 0.9 1.2 1.5 y/C Şekil 4.12: Farklı plazma aktüatörlerin (1,1-2,1-1,2,3 numaralı aktüatörler) aktifleştirilmesi neticesinde NACA2415 uçak kanadı etrafındaki akışın iz bölgesinin değişimi 48 Şekil 4.13’de NACA2415 model etrafında peristaltik etkiyi incelemek amacı ile aktüatörlere farklı faz açılarıyla sinyaller gönderilmiştir. Burada, 1 numaralı aktüatör 0 derecelik, 2. aktüatör 90 derecelik ve son aktüatörde 180 derecelik faz açılarında sürülmüştür. Bu durumda iz bölgesinde elde edilen etki, 1 numaralı aktüatörün oluşturduğu etki seviyelerinde kalmıştır. Burada peristaltik sürümün etkisinin olmaması, uçak kanadı üzerine esas etkiyi birinci elektrotun maksimum düzeyde oluşturmasından kaynaklanmaktadır. 1.2 U/U0 1.1 1.0 0.9 NACA2415 o α=10 0.8 Re=36000 0.7 C=15cm (Uç plaka var) (f=3.6 kHz, V=8 kVpp) 0.6 x/C=0.1 konumunda 1. aktüatör 0.5 x/C=0.32 konumunda 2. aktüatör x/C= 0.55 konumunda 3. aktüatör 0.4 Plazma Kapalı 0.3 Aktüatör 1 açık 0.2 Aktüatör 1,2,3 açık 0.1 o o o Aktüatör 1 (faz=0 ), 2 (faz=90 ), 3 (faz=180 ) açık 0.0 -1.5 -1.2 -0.9 -0.6 -0.3 0.0 0.3 0.6 0.9 1.2 1.5 y/C Şekil 4.13: Plazma aktüatöre uygulanan sinyalin faz açısının değiştirilmesinin NACA2415 uçak kanadı etrafındaki akışın iz bölgesine etkisi Şekil 4.14’de 5°, 10° ve 15°’lik hücum açılarında çoklu elektrot düzenlemelerinde ölçülen kaldırma kuvveti katsayıları görülmektedir. Burada, 1 numaralı aktüatörün göstermiş olduğu perfomansla, aktüatörlerin çoklu sürülmesi durumundaki performans karşılaştırıldığında da benzer etkiler tespit edilmiştir. Hız profili ölçümlerinde olduğu gibi, çoklu aktüatör konfigürasyonunun neredeyse hiçbir katkısının bulunmadığı görülmüştür. Bütün elektrot düzenlemelerinde plazma kaynaklı en büyük artış α=10°’de elde edilmiştir. 49 3.0 2.8 2.6 2.4 CL 2.2 2.0 1.8 1.6 1.4 1.2 1.0 0.8 0.6 0.4 0.2 0.0 α=5o, Plazma Açık (f=3.6 kHz, V=8 kVpp) α=5o, Plazma Kapalı α=10o, Plazma Açık (f=3.6 kHz, V=8 kVpp) α=10o, Plazma Kapalı α=15o, Plazma Açık (f=3.6 kHz, V=8 kVpp) α=15o, Plazma Kapalı E1 E12 E13 E123 Aktif elektrot sayısı Şekil 4.14: NACA2415’in hücum açılarının 5°, 10° ve 15°olduğu durumda, farklı plazma aktüatörlerin aktifleştirilmesinin oluşan kaldırma katsayısına etkisi Şekil 2.7 ve 2.8’de verildiği üzere dutcy cycle sinyaller plazmayı süren ve plazmayı uyaran iki faklı sinyalin beraber kullanılması ile oluşmaktadır. Plazmayı süren sinyal yüksek frekansta olur iken, doluluk boşluk periyodunu belirleyen uyarım frekansı düşük frekanslarda olmaktadır. Her akış şartı için farklı uygun değere sahip olan uyarım frekansı, girdap kopma frekansına bağlı olarak değişmektedir. Şekil 4.15’de sürücü sinyal 3600Hz ve V=8kVpp de sabit tutulmuş olup, uyarım frekansının 5, 20, 50, 100Hz olduğu durumlar için, farklı doluluk boşluk yüzdesine sahip sinyaller ile sürülen plazma aktüatörün etkisinde NACA2415 uçak kanadının oluşturduğu kaldırma kuvveti incelenmiştir. Doluluk boşluk yüzdesi yüzdesinin artmasının kaldırma kuvvetinde düşük bir artış gösterdiği görülmektedir. Ancak doluluk boşluk yüzdesi yüzdesinin düşük olduğu durumlar da plazma aktüatörün tükettiği güç önemli ölçüde düşmektedir. Ayrıca plazma aktüatörün sürekli sinyal ile uyarılması yerine, nano saniyelerde puls gönderen güç kaynakları ile plazma aktüatörün sürülmesinin, plazma aktüatörün performansını artıracağı tahmin edilmektedir. Böylelikle güç kaynağının oldukça yüksek voltajlara çıkabilmesi mümkün olabilecektir. Doluluk boşluk yüzdesi etkisi voltaj ve frekans gibi elektriksel parametrelere bağlı olmakla birlikte Reynolds sayısıyla da önemli ölçüde ilişkilidir. Literatürde boyutsuz uyarım frekans olan F+=1 civarında çalışıldığı görülmektedir. Bu çalışmada F+=1 değeri uyarım frekansının 30Hz civarında elde edilmektedir. Bununla birlikte Taleghani ve diğ. (2012) tarafından yapılan çalışmada F+’nın akış kontrol edebilecek en uygun değerinin doluluk boşluk yüzdesi ile değiştiğini belirtmiştir. Dolayısı ile bu frekansın altında ve üstündeki değerleri olan F+=0.16, 0.6, 1.5 ve 3 değerlerindeki etkisine bakılmıştır. 50 1.2 CL 1.0 0.8 0.6 0.4 0.2 0.0 Plazma Kapalı fe-5Hz Plazma Kapalı fe-50Hz Plazma Açık fe-5Hz Plazma Açık fe-50Hz Plazma Kapalı fe-20Hz Plazma Kapalı fe-100Hz Plazma Açık fe-20Hz Plazma Açık fe-100Hz NACA2415, Re 36000, α=10o, 1. aktüatör aktif (x/C=0.1, C=15cm) 0 20 40 60 Duty Cycle(%) 80 100 Şekil 4.15: Farklı uyarım frekanslarında uyarılan plazmanın doluluk boşluk yüzdesinin değişiminin NACA2415 uçak kanadının oluşturduğu kaldırma kuvvetine etkisi Doluluk boşluk yüzdeli sinyalin uyarım frekansının etkisinin daha iyi görülebilmesi için doluluk boşluk yüzdesi sabit tutulmuş ve uyarım frekansının etkileri Şekil 4.16 ve 4.17’de verilmiştir. Şekil 4.16’da doluluk boşluk yüzdesi %10’da sabit tutularak, uyarım frekansının etkisi gösterilmiştir. Burada uyarım frekansının değişiminin kaldırma kuvveti katsayısındaki iyileşme üzerine etkisinin olmadığı görülmektedir. 1,3 1,2 1,1 1,0 CL 0,9 0,8 0,7 0,6 0,5 0,4 0,3 0,2 0,1 0,0 Plazma Kapalı Plazma Açık, %10 duty cycle aktif. NACA2415 Re=36000 C=15cm (Uç plaka var) x/C=0.10 konumunda 1. aktüatör aktif (f=3.6 kHz, V=8 kVpp) 0 20 40 60 80 Uyarım Frekansı(Hz) 100 Şekil 4.16: %10 doluluk boşluk yüzdesi ile sürülen plazmanın uyarım frekansının NACA2415 uçak kanadının oluşturduğu kaldırma kuvvetine etkisi 51 Şekil 4.17’de ise doluluk boşluk oranı %95’de sabit tutularak, uyarım frekansının etkisi incelenmiştir. Bu durumda da modelin oluşturduğu kaldırma kuvvetinde, uyarım frekansına bağlı olarak değişim olmamıştır. Ancak doluluk boşluk yüzdesinin %10 ve %95 olduğu durumlar kıyaslandığında, kaldırma kuvveti katsayısında düşük miktarda bir artış gözlemlenmiştir. Bununla beraber ölçülen yüksek voltaj ve akım değerlerinden elde edilen güç tüketiminde doluluk boşluk yüzdesi artışı nedeniyle önemli bir artış bulunmaktadır. 1,4 1,3 1,2 1,1 CL 1,0 0,9 0,8 0,7 0,6 0,5 0,4 0,3 0,2 0,1 0,0 Plazma Kapalı Plazma açık, Duty cycle %95 aktif. NACA2415 Re=36000 C=15cm (Uç plaka var) x/C=0.10 konumunda 1. aktüatör aktif (f=3.6 kHz, V=8 kVpp) 0 20 40 60 80 100 Uyarım Frekansı(Hz) Şekil 4.17: %95 doluluk boşluk yüzdesi ile sürülen plazmanın uyarım frekansının NACA2415 uçak kanadının oluşturduğu kaldırma kuvvetine etkisi Plaka üzerinde, plazma aktüatörü uyaran sinyalin peristaltik uyarımının (faz açısı) plazma aktüaötür performansını artırdığı gözlemlenmişti. Ancak uçak kanadının üzerinde bulunan plazma aktüatörlere uygulanan sinyale faz açısının verilmesi iz bölgesinin değişiminde etki oluşturmadığı görülmüştür. Đz bölgesinin incelendiği durumda, her aktüatöre artan 90°’lik faz açıları verilerek peristaltik etki incelenmiştir. Farklı konumlarda bulunan her üç plazma aktüatöre 3600Hz ve 8kVpp ile faz açılı sürülen sinyalin etkisi Şekil 4.18’de kapsamlı şekilde incelenmiştir. Faz açısının değişiminin kaldırma kuvvetine önemli etkisi olmadığı görülmüştür. Uçak kanadında ayrılma noktası yakınına yerleştirilen plazma aktüatörün akış ayrılmasını önlemede önemli rol üstlendiği ve gereken akış kontrolünü sağladığı görülmektedir. Bu nedenle, çoklu aktüatör veya çoklu uyarım sisteminin etkisinin olmadığı da görülmektedir. 52 1.5 1.4 1.3 1.2 1.1 1.0 CL 0.9 0.8 0.7 0.6 0.5 0.4 0.3 0.2 0.1 0.0 Plazma Kapalı Plazma Açık (f=3.6 kHz, V=8 kVpp) NACA2415, α=10o Re=36000 C=15cm (Uç plaka var) 1. aktüatör(x/C=0,1), 2. aktüatör(x/C=0,32) ve 3. aktüatör(x/C=0,55) aktif. 0 20 40 60 80 Faz Açısı( o) 100 120 Şekil 4.18: Sinüzoidal sinyal faz açısının plazma aktüatörün etkisinde oluşan kaldırma kuvveti katsayısına etkisi Şekil 4.19’da sürücü frekansın plazmanın etkisinde modelin oluşturduğu kaldırma kuvveti katsayısına etkisi incelenmiştir. Sürücü sinyal frekansının değişiminin kaldırma kuvvetine önemli etkisi olmadığı görülmektedir. Şekil 4.20’de ise sürücü sinyalin voltajının, kaldırma kuvvetine etkisi incelenmiştir. Voltajın 9kVpp seviyelerine kadar artırılması ile kaldırma kuvvetinde değişiklik olmaz iken, voltajın 10kVpp’a artırılması ile kaldırma kuvvetinde artış gözlemlenmiştir. 1,5 1,4 1,3 1,2 CL 1,1 1,0 0,9 0,8 0,7 0,6 0,5 0,4 0,3 0,2 0,1 0,0 Plazma Kapalı Plazma açık Plazma açık, aktüatörler arası 90o faz farkı NACA2415, α=10o Re=36000 C=15cm (Uç plaka var) 1. aktüatör(x/C=0,1), 2. aktüatör(x/C=0,32) ve 3. aktüatör(x/C=0,55) aktif. 3400 3600 3800 4000 Frekans (Hz) 4200 4400 Şekil 4.19: Plazma aktüatörün sürücü sinyalinin frekansının plazma aktüatör etkisinde oluşan kaldırma kuvveti katsayısına etkisi 53 1.4 1.3 1.2 1.1 1.0 CL 0.9 0.8 0.7 0.6 0.5 Plazma Kapalı Plazma Açık Plazma Açık, Aktüatörler arası 90o faz farkı NACA2415, =10o, Re=36000, 1.,2.,3. aktüatörler aktif, f=3.6 kHz. 0.4 0.3 0.2 0.1 0.0 6 7 8 Voltaj (kV) 9 10 Şekil 4.20: Plazma aktüatörün sürücü sinyalinin voltajının değişiminin plazma aktüatör etkisinde oluşan kaldırma kuvveti katsayısına etkisi Bu çalışma da kullanılan NACA2415 model uçak kanadında elde edilen plazma akış kontrolünün akış yapısı üzerine etkisini ortaya koyabilmek için duman-tel yöntemi ile Re=36000 değerinde akış görüntülemesi yapılmış ve Fotoğraf 4.3, 4.4 ve 4.5’de sunulmuştur. Fotoğraf 4.4’de 3.6kHz ve 8kVpp değerinde sürülen plazma aktüatörün =12 ve 16’de etkinliği gösterilmiştir. =12’de akış kontrolü sağlanırken =16’de uygulanan voltaj yeterli olamamıştır. Plazma kapalı Plazma açık, V=8kVpp α=12, Re 36000 α=12, Re 36000 Plazma açık, V=8kVpp Plazma kapalı α=12, Re 36000 α=16, Re 36000 α=16, Re 36000 Fotoğraf 4.3: NACA2415 uçak kanadının =12 ve 16 hücum açılarında plazma aktüatörün V=8kVpp ve f=3600Hz sinyal ile sürüldüğü durumda akış ayrılması üzerine etkisi 54 Fotoğraf 4.4’de α=10°’lik hücum açısında plazma voltajının etkisi verilmiştir. Plazma kapalıyken oluşan akış ayrılması, plazmanın aktif hale gelmesiyle 5kVpp değerinde bir miktar iz bölgesi daralması sağlamakla birlikte yeterli olamamıştır. Voltajın 6kVpp değerine arttırılmasıyla uçak kanadının üst yüzeyinden akan akış yüzeye yaklaştırılmıştır. Bu voltajdan sonra yapılan voltajlarda akış yapısında dikkate değer ilave bir yaklaştırma oluşmamaktadır. Plazma kapalı α=10°, Re=36000 V=6kVpp V=5kVpp α=10°, Re=36000 α=10°, Re=36000 α=10, Re 36000 Vpp=8kV Vpp=7kV α=10°, Re 36000 α=10°, Re 36000 Vpp=9kV Vpp=10kV α=10°, Re 36000 α=10°, Re 36000 Fotoğraf 4.4: Plazma aktüatörü süren voltajının NACA2415 uçak kanadı etrafındaki akış yapısına etkisi 55 Fotoğraf 4.5’de ise α=10°’lik hücum açısında çoklu aktuatör uyarımının etkisi görülmektedir. Tek aktuatör tarafından yeterli akış kontrolü sağlandığı için çoklu aktuatörün akış yapısı üzerinde bir etkisi görülmemektedir. Plazma kapalı α=10°, Re 36000 V=8kVpp, Aktüatör 1 açık α=10°, Re 36000 V=8kVpp, Aktüatör 1,2,3 açık α=10°, Re 36000 Fotoğraf 4.5: NACA2415 uçak kanadı üzerine yerleştirilen çoklu aktüatörlerin tekli ve çoklu sürümünün akış yapısına etkisi α=10, Re 36000 56 α=10, Re 3600 BÖLÜM V SONUÇLAR Yapılan çalışmada plazma aktüatör performansını etkileyen parametreler ve plazmanın akış kontrolüne etkisi incelenmiştir. Öncelikle plazma aktüatör düz levha üzerine uygulanmış ve parametrelerin uygun çalışma aralıkları tespit edilmiştir. Daha sonra aktif akış kontrolüne etkisini incelemek üzere NACA2415 uçak kanadı üzerinde farklı konumlara yerleştirilmiştir. Plazma aktüatörün farklı Reynolds sayılarında ve hücum açılarında aerodinamik modelin oluşturduğu kaldırma kuvveti katsayısı ve model arkasındaki iz bölgesine etkisi araştırılmış ve plazma aktüatörlerin konumu ve çoklu uyarımın etkileri incelenmiştir. Bu tez çalışmasında voltaj en yüksek 10kVpp’e kadar çıkışabilmiş frekans değeri ise 4400Hz ile sınırlı tutulmuştur. Plazma aktuatörün performansına etki eden elektriksel ve geometrik plazma parametreleri tez kapsamında ele alınan değerler için araştırılmıştır. Özellikle, plazma aktüatör ile akış kontrolünün mevcut değerlerle hangi sınırlara kadar uygulanabileceği üzerinde durulmuştur. Düz levha üzerinde peristaltik sürüm yapıldığında faz açısı 20°’ye kadar paraelektrik sürüme göre duvar jet hızında bir miktar azalma oluş, ancak artan faz açısı ile hız artarak 90°’lik faz açısında hız değeri iki katına kadar çıkmıştır. Düz levha üzerinde paraelektrik sürümde aktüatör sayısı 3’e kadar hız değeri tek aktuatöre göre azalırken, peristaltik sürümde aktüatör sayısı 4’e kadar hız değerinde artış sağlanmıştır. Peristaltik sürümün düz levha üzerinde plazma kaynaklı akış oluşturmada etkili olduğu ancak hedeflenen yüksek hızlara ulaşmak için elektrotlar arası mesafe gibi peristaltik etkiyi sınırlayan başka fiziksel özelliklerinde iyileştirilmesi gerektiği görülmüştür. Plazma aktüatör ile uçak kanadı etrafındaki akış kontrolünün düşük Reynolds sayılarında etkili olduğu, Reynolds sayısının 5.0 x104 değerinin üzerinde olması durumunda ise plazma aktüatörün etkisini kaybettiği görülmüştür. Düşük Reynolds sayılarında, plazma aktüatörün açık ve kapalı durumu karşılaştırıldığında kaldırma kuvvetlerinin artmakta ve iz bölgesinin daralmaktadır. Özellikle plazma aktuatör ile stol bölgesinde etkili akış kontrolü sağlanarak uçak kanadı üzerindeki tutunma kaybının daha büyük hücum açılarına kaydırılması sağlanmıştır. Reynolds sayısının 3.6x104 57 değerinde akış ayrılması 18°’ye kadar iyileştirilebilmiş ve 14°’de maksimum kaldırma kuvveti, plazmasız durumun iki katı olarak elde edilmiştir. Uçak kanadı etrafındaki akış kontrolünde plazma aktuatörün bir türbülatör gibi işlev gördüğü ve bu sayede düşük Reynolds sayılarında görülen akış yapısının daha yüksek Reynolds sayılarında görülen akış yapısına geçişini sağlamaktadır. Ancak daha yüksek Reynolds sayılarında akış yapısının türbülansa geçişi fiziksel olarak uçak kanadının hücum kenarına daha yakın olarak gerçekleştiğinden aktuatörün sınır tabakayı manipüle etme ve akış kontrolü sağlama yeteneğinin plazma parametrelerinin uygulanan değerleri için olmadığı görülmüştür. Uçak kanadı üzerinde benzer şekilde çoklu aktüatörün ve peristaltik sürümün çalışılan elektriksel parametre aralığında dikkate değer bir etkisinin olmadığı ortaya konulmuştur. Bunun sebebi hücum kenarına yakın olan ve bu çalışmada x/C=0.1’de bulanan birinci aktüatörün yeterli sınır tabaka manipülasyonunu sağlamasından kaynaklanmaktadır. Hatta bu etki için plazma aktüatörün süren sinyalin sürekli olmasına gerek olmadığı, düşük yüzdeye sahip doluluk boşluk yüzdeli sinyaller ile aynı etkinin oluştuğu gözlemlenmiştir. Bu nedenle, plazmanın sürekli sinüs sürümü yerine oldukça yüksek voltajlarda nano saniyelik puls üreten güç kaynaklarının kullanılmasının daha etkin olacağı düşünülmektedir. 58 KAYNAKLAR Abe T., Takagaki M., Yamada K., “Momentum transfer and flow induction in dielektric barrier discharge plasma actuator”, AIP Advances, 2, 042150, 1-10, 2012. Akansu Y. E., “Küt ve Aerodinamik Yapılı Cisimler Etrafındaki Akış Kontrolünde Hücum Açısının Etkisinin Belirlenmesi”, TÜBĐTAK, 105M241 Numaralı Proje Sonuç Raporu, 2011. Akansu Y. E., Karakaya F., “Elektrohidrodinamik Yöntemler ile Aerodinamik Yapılı Cisimler Etrafındaki Akış Kontrolü” TÜBĐTAK,, 110M056 Numaralı Proje Sonuç Raporu, 2013. Akansu, Y. E., Ardışık Olarak Yerleştirilen Farklı Geometrilere Sahip Küt Cisimlerin Aerodinamik Karakteristiklerinin Đncelenmesi, Doktora Tezi, Karadeniz Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Trabzon, s. 89-96, 2004. Akansu, Y. E., Karakaya, F., Şanlısoy, A., “Active Control of Flow around NACA 0015 Airfoil by Using DBD Plasma Actuator”, EFM 2012-Experimental Fluid Mechanics Conference, Hradec Kralove, Czech Republic, Conference Proceeding, 27-33, 2012. Akansu, Y. E., Sarioglu, M., Yavuz, T., Flow Around a Rotatable Circular CylinderPlate Body at Subcritical Reynolds Numbers, AIAA Journal, 42-6, 1073-1080, 2004. Azar K., “Lighting the Way for LED Development”, Design World, http://www.designworldonline.com/lighting-the-way-for-led-development/#_, 2012. Bernard N., Jolibois J., Moreau E., “Lift and drag performances of an asymmetric airfoil controlled by plasma actuator”, Journal of Electrostatics, 67, 133-139, 2009. Bernard N., Moreau E., “Capabilities of the dielectric barrier discharge plasma actuator for multi-frequency excitations”, Journal of Physics, 43, 145201, 2010. 59 Çengel Y., A., Cimbala J., M., Akışkanlar mekaniği temelleri ve uygulamaları, Engin T., Öz H., R., Küçük H., Çeşmeci Ş., Đzmir Güven Kitapevi, Türkiye, 2008. Chavla J. S., Low Reynolds Number flow over Airfoils, Seminer, Indian Institue of Technology, Bombay, s. 3, 2009. Chen, F. F., Volume 1: Plasma Physics, Chapter 1, Introduction to Plasma Physics and Controlled Fusion, 2nd Edition, Plenium Press, 2000. Cheong M., Greig A., Gibson B., Arjomandi M., “An investigation into the effect of electric field on the performance of Dielectric Barrier Discharge plasma actuators”, Experimental Thermal and Fluid Science, 35, 1600-1607, 2011. Coleman, H. W., Steele, W. G., Experimentation and Uncertainty Analysis for Engineers, 2nd ed.,John Wiley&Sons, Newyork, 1998. Debien A., Bernard N., L. David, Moreau E., “Unsteady aspect of the electrohydrodynamic force produced by surface dielectric barrier discharge actuators”, Applied Physics Letters, 100, 013901, 01-03, 2012. Durscher R., Roy S., “Aerogel and ferroelectric dielectric materials for plasma actuators”, Journal of Physics D: Applied Physics, 45, 012001, 01-05, 2012. Durscher R., Stanfield S., Roy S., “Characterization and manipulation of the “saturation” effect by changing the surface temperature of a dielectric barrier discharge actuator”, Applied Physics Letters, 101, 25902, 01-04, 2012. Erfani R., Zare-Behtash H., Kontis K., “Plasma actuators: Influence of dielectric surface temperature”, Experimental Thermal and Fluid Science, 42, 258-264, 2012. Feng L., Jukes T. N., Choi K., Wang J., “Flow control over a NACA0012 airfoil using dielectric-barrier-discharge plasma actuator with a Gurney flap”, Experimental Fluids, 52, 1533-1546, 2012. 60 Gad-el-Hak, M., “Flow control: Passive, Active, and Reactive Flow Management”, Cambridge University Press, New York, 2000. Goebel, D. M., and Katz, I., Basic Plasma Physics, in Fundamentals of Electric Propulsion: Ion and Hall Thrusters, John Wiley & Sons, Inc., Hoboken, NJ, USA, 2008. Göksel B., Greenblatt D., Rechenberg I., Bannasch R., Paschereit C. O., “Plasma flow control at MAV Reynolds Numbers”, Conferance and Flight Competition (EMAV), 2007. Im S., Cappelli A., “Dilelektrik barrier discharge induced boundary layer suction”, Applied phsics letters, 100, 264103, 01-04, 2012. Jolibois J., Forte M., Moreau E., “Application of an AC barrier discharge actuator to control airflow separation above NACA 0015 airfoil: optimization of the actuation location along the chord”, Journal of Electrostatics, 66, 496-503, 2008. Jorgensen, F. E., How to measure turbulence with hot-wire anemometers, Dantec Dynamics, Skovlunde, Denmark, 2002. Kriegseis J., Grundmann S., Tropea C., “Airfoil influence on the discharge performance of dielectric barrrier discharge plasma actuators”, Physics of plasmas, 19, 073509, 0109, 2012. Little J., High-lift airfoil separation with dielectric barrier discharge plasma actuation, AIAA journal, 48, 12, 2010. Micheal S. S, Christopher A. L., Philippe G., Cameron P. N., James J. G, “Summary of Low-Speed Airfoil Data”, SoarTech Publications, 2, 123, USA, 1996. Moreau E., Airflow control by non-thermal plasma actuators, Journal of Physics D: Applied Physics, 40, 605–636, 2007. 61 Mueller T., J., Fixed and flapping wing aerodynamics for micro air vehicle applications, Chapter an overview of Micro Air Vehicle Aerodynamics, 195, 5, AIAA journal, 2002. Roth J. R., “Aerodynamic flow acceleration using paraelectric and peristaltic electrohydrodynamic (EHD) effects of a one atmosphere uniform glow discharge plasma (OAUGDP)”, Physics of Plasmas, 10, 5, 2003a. Roth J. R., Madhan R. C. M., Yadav M., Rahel J., “Flow field measurements of paralectric, peristaltic, and combined plasma actuators based on the one atmosphere uniform glow discharge plasma (OUGDP)”, AIAA journal, 2004. Roth J. R., Sin H., Madhan R. C. M., Wilkinson S. P., “Flow re-attachment and acceleration by paraelectric and peristaltic electro hydrodynamic (EHD) Effects”, AIAA journal, 0531, 2003b. Roth, J. R., Industrial Plasma Engineering, Volume 1: Principles , Chapter 3, Institute of Physics Publishing Bristol and Philadelphia, USA, 1994. Sarioglu, M., Akansu, Y. E., Yavuz, T., Control of the Flow Around a Square Cylinder at Incidence by Using a Rod, AIAA Journal, 43-7, 1419-1426, 2005. Smith, BL. and Glezer, A., “The Formation and Evolution of Synthetic Jets”, Phys. of Fluids, 31, 2281-97, 1998. Song H., Zhang Q., Lı Y., Jıa M., Wu Y., Lıang H., “Plasma Sheet Actuator Driven by Repetitive Nanosecond Pulses with a Negative DC Component”, Plasma Science and Technology, 14, 04, 327-332, 2012. Sosa R., Artana G., “Steady control of laminar separation over airfoils with plasma sheet actuators”, Journal of Electrostatics, 64, 604-610, 2006. Taleghani A. S., Shadaram A., Mirzaei M., “Effects of Duty Cycles of the Plasma Actuators on Improvement of Pressure Distribution Above a NLF0414 Airfoil”, IEEE Transactions on Plasma Science, 40, 1434-1440, 2012. 62 Thomas, F., O.,, Corke T., C., Iqbal, M., Kozlov, A., ve Schatzman, D., “Optimization of Dielectric Barrier Discharge Plasma Actuators for Active Aerodynamic Flow Control”, AIAA Journal, 47, 9, 2009. Tuck, A., Soria, J., “Separation Control on a NACA 0015 Airfoil Using a 2D Micro ZNMF Jet”, Aircraft Engineering and Aerospace Technology, 80, 175-180, 2008. URL-1, “Renault Altica: 44MPG Diesel Concept with Active Airflow Management”, Green Car Congress, http://www.greencarcongress.com/2006/02/renault_altica_.html, 2006. Zito C. J. ,Durscher J. R. ,Soni J. , Roy S. , Arnold P. ,D. , “Flow and force inducement using micron size dielectric barrier discharge actuators”, Applied Physics Letters, 100, 193502, 2012. 63 Ek-A Belirsizlik Analizi Bu çalışmada ölçülen ve hesaplanan parametrelerin belirsizlik değerleri Coleman ve Steele (1998) tarafından sunulan yöntemler ile belirlenmiştir. Bu yöntemde r ile tanımlanan deneysel sonuç ve deneysel sonucu etkileyen her bir değişkenin fonksiyonu cinsinden genel bir ifade tanımlamışlardır (Denklem E-1). _ = _(`3 , `% , `b , … `* ) (E- 1) Bu sonuç değerine ait bağıl belirsizlik ise; de f = % d % k gh f )i j h i I j I I iI )f + % d % k h f )i j h i J j J J iJ )f 3 % d % n% kT j hi j m f )iT T iT )f +⋯h (E- 2) E-2 denkleminde ifade edilmiştir. Eğer r değerini etkilen parametrelerin katsayıları ve üstel ifadeleri E-3 numaralı denklemde görüldüğü gibi sabit değerler ise; _ = o`3p `%q `b= …. (E- 3) E-2 numaralı denklem, denklem E-4’e dönüşür. de f dkI % = gr h % iI j dk % + s% h i J j J + 3n % % % d ku t h i j …m u (E- 4) Belirsizliği yüzdesel olarak ifade edecek olursak denklem E-5 elde edilir. -f = de f (E- 5) Burada Akansu (2004) tarafından yapılan belirsizlik analizinde kullanılan sembollere dönüştürülerek her bir büyüklüğe ait boyutlu belirsizlik wr ile gösterilmiş ve yüzde belirsizlik ur ile ifade edilmiştir (Denklem E-6). 64 Ek-A (Devam) Belirsizlik Analizi -f = de f % % 3n % % = vr% w-+I x + s % w-+J x + t % w-+u x … y (E- 6) Bu çalışma kapsamında deneysel olarak basınç, hız, kuvvet, yoğunluk, sıcaklık vb. parametreler ölçülmüş olup bu ölçüm sonuçları kullanılarak Reynolds sayısı ve kaldırma kuvveti katsayısı hesaplanmıştır. Boyutsuz sayıların belirsizlik değerlerinin hesaplanması Reynolds sayısının belirsizlik değerinin hesaplanması: KL{|} Y z7 = ~ şeklinde tanımlanan Re sayısı için belirsizlik değeri, ρ, UCTA , C ve µ değerine bağlı olarak değişmektedir. Denklem E-6 kullanılarak Re sayısının belirsizlik değeri hesaplanabilmektedir (Denklem E-8). dX : = -: = d % g(1)% h K j + dX % : % d (1)% h {|} j L{|} + d % (1)% h { j Y % % + 3n % d % % (−1) h j m ~ (E- 7) 3n % = vw-K x + w-L{|} x + (-Y )% + w- x y (E- 8) Burada yoğunluk, hız, veter uzunluğu ve dinamik viskozitenin belirsizliğinin hesaplanması gerekmektedir. Kaldırma kuvveti katsayısının belirsizlik değerinin hesaplanması: EF = I J GH (K)∙(L{|} )J ∙(MüOP ) denklemi ile hesaplanan kaldırma kuvvet katsayısının belirsizliğini belirlemek için benzer şekilde denklem E-6 kullanılmaktadır. d {H YH d % d % d % d} % 3n % = g(1)% h G H j + (−1)% h K j + (−2)% h L {|} j + (−1)% h M üOP j m H {|} 65 üOP (E- 9) Ek-A (Devam) Belirsizlik Analizi -Y H = d{ H YH % % % % 3n % = vw-GH x + w-K x + 4w-L{|} x + w-MüOP x y (E- 10) Denklem E-10 ile kaldırma kuvveti katsayısının belirsizliği hesaplanabilmektedir. Burada da kaldırma kuvveti, hız, üst bakış alanı ve yoğunluğun belirsizliğinin hesaplanması gerekmektedir. Kullanılan parametrelerin belirsizliğinin tespiti Burada kullanmakta olduğumuz diğer bağımlı ve bağımsız değişkenler, Atmosfer basıncı (Patm), sıcaklık (T), veter uzunluğu (C), kanat açıklığı uzunluğu (b), kaldırma kuvveti (FL), dinamik viskozite (µ), kızgın tel anemometresi ile ölçülen hız (U0), dinamik basınç (Pdin)’ın belirsizlik değerlerinin bilinmesi gerekmektedir. Burada bağımsız değişkenlere ait belirsizliklerin tespitinde kullanılan ölçüm cihazlarının kullanım kılavuzları ve benzer belirsizlik analizlerini içeren Jorgensan (2002) ve Akansu (2004) tarafından yapılan çalışmalardan faydalanılmıştır. • 85kPa atmosfer basıncının ölçümünde 1 kPa hata oluşabilmektedir. Bu durumda atmosfer basıncının belirsizliği % 0.588 olarak elde edilir. uP = P 1000 ≅ = 0.011 = %1.1 #p! 85000 • Sıcaklık ölçümünde ölçüm sisteminden kaynaklanan veya deney süresince sıcaklık değişimine bağlı olarak 2 °C hata oluşabilmektedir. Bu durumda 25 °C’deki sıcaklığın ölçümünde, sıcaklığa ait belirsizlik % 0.671 olarak elde edilir. u2 = 2 2 ≅ = 0.0067 = %0.67 ( 298 • 150 mm veter uzunluğunun ölçümünde oluşan 1mm’lik hata nedeni ile oluşan belirsizlik % 0.6’dır.h-Y = d{ Y ≅ 0.0066 = %0.66j 66 Ek-A (Devam) Belirsizlik Analizi • 510 mm kanat açıklığı uzunluğunun ölçümünde oluşan 1mm’lik hata nedeni ile oluşan belirsizlik % 0.19’dır. h-q = d< q ≅ 0.0019 = %0.19j • 25 °C sıcaklığındaki havanın 2°C değişimi ile dinamik viskozitesindeki oluşan belirsizlik, %0.51’ dır. h- = d ~ ≅ 0.00508 = %0.51j • 2.5 m/s’lik akış hızında, PX-278 model basınç dönüştürücüyle yapılan fark basıncı ölçümüne ait belirsizlik % 9.6 mertebesindedir. h-∆ = d∆ ∆ = 0.096 = %9.6j Yoğunluğun belirsizliğinin hesaplanması = P 2 olarak tanımlanan yoğunluk için belirsizlik değeri, atmosfer basıncı ve sıcaklık değerine bağlı olarak değişmektedir. Bu durumda denklem E-6 kullanılarak yoğunluğun belirsizliği hesaplanabilmektedir(Denklem E-11). -K = d K = % d g(1)% h P j P + 3n % d| % % (−1) h j m 2 (E- 11) Denklem E-11’e atmosfer basıncının ve sıcaklığın belirsizliğinin değerlerinin yazılması ile yoğunluğun belirsizliği -K ≅ 0.012 veya % 1.2 olarak elde edilir. Pitot tüpü yöntemi ile hız ölçümünde hızın belirsizlik değerinin hesaplanması Bu çalışmada hız ölçümleri iki farklı yöntem olan pitot tüpü ile hız ölçümü ve kızgın tel anemometresi ile yapılmıştır. Bu nedenle hızın belirsizliği her iki yöntem için ayrı ayrı hesaplanmıştır. Pitot tüpü ile hız ölçümünde, dinamik basınç ölçümü ve basıncın hıza dönüşümü yapılmıştır. 3n % ^ = √2 ∙ (# ) 3n % ∙ () olarak tanımlanan plazma etkisindeki duvar jeti hızı için bağıl belirsizlik değeri, P∆P ve ρ değerine bağlı olarak 67 Ek-A (Devam) Belirsizlik Analizi değişmektedir. Bu durumda denklem E-6 kullanılarak hızın belirsizliği bulunabilmektedir (Denklem E-13). dPZP LPZP 3 % d % 3 % d % 3n % % 3n % = gh%j h j + h− %j h K j m - C¡¢¡ = dPZP LPZP 3 3 = v£ (- )% + £ w-K x y (E- 12) (E- 13) Denklem E-13’e dinamik basıncın ve yoğunluğun belirsizlik değerlerinin yazılması ile pitot tüpü ile ölçülen hızın belirsizliği elde edilir. 3 3n % 3 - C¡¢¡ = v£ (0.096)% + £ (0.012)% y ≅ 0.048 = %4.8 Üst bakış alanının belirsizliğinin hesaplanması ¤ü]! = E ∙ s olarak tanımlanan üst bakış alanın değeri veter uzunluğu ve kanat açıklığına bağlı olarak değişmektedir. Üst bakış alanının bağıl belirsizliği denklem E14’ de verilmiştir. -MüOP = d}üOP MüOP d{ % d< % = gh Y j + h q j m 3n % (E- 14) Denklem E-14’e veter uzunluğunun ve kanat açıklığı uzunluğunun belirsizliğinin yerine koyulması ile üst bakış alanının belirsizliği -MüOP ≅ 0.0068veya % 0.68 olarak elde edilir. Kaldırma kuvvetinin ölçümünde oluşan belirsizlikler Kaldırma kuvvet katsayısına etki eden belirsizlik değerleri U0=4.4 m/s ( Re=36000 ) değeri için elde edilmiştir. 68 Ek-A (Devam) Belirsizlik Analizi X1) Kuvvet ölçümünde yük hücresinin belirsizlik değeri y yönünde % 1’dir. h-i3 = dkI iI ≅ 0.01 = %1j X2) Hücum açısındaki 0.5°’lik hata nedeni ile kuvvet ölçümünde oluşan belirsizlik % 4.8’dir. h-i% = d kJ iJ ≅ 0.048 = %4.8j X3) Yük hücresinde ölçüm süresince oluşan sapma (bias) neticesinde kaldırma kuvvetinde oluşan belirsizlik % 2.38’dir. h-ib = dku iu ≅ 0.0238 = %2.38j X4) Veri toplama kartı çözünürlüğü nedeni ile oluşan belirsizlik % 0.34’dür. h-i£ = dk¦ i¦ ≅ 0.0034 = %0.34j X5) Kalibrasyon işleminde 0.2 N’luk kuvvet için oluşan belirsizlikler % 0.7’dir. h-i§ = dk¨ i¨ ≅ 0.007 = %0.7j Bu belirsizlikler dikkate alınarak kaldırma kuvveti ölçümünde oluşan toplam belirsizlik; GH i % i % i % i % i % = © I + J + u + ¦ + ¨ ª UF `3 `% `b `£ `§ -G H = 3n % GH 3 = «(0.01)% + 0.048% + (0.0238)% +(0.0034)% +(0.007)% ¬ n% ≅ 0.055 UF olarak elde edilir. Kızgın tel anemometresi ile hız ölçümünde oluşan belirsizlikler Kızgın tel anemometresi ile hız ölçümüne etki eden belirsizlik değerleri U0=4.4 m/s ( Re=36000 ) değeri için elde edilmiştir. 69 Ek-A (Devam) Belirsizlik Analizi X6 ) Anemometreye ait belirsizlikler; gürültü, tekrarlanabilirlik, algılamasından oluşan belirsizlikler % 0.5 mertebesindedir. ( dk i ve frekans ≅ 0.005 = %0.5) X7) Kalibrasyon işleminde, 4.4m/s’lik hız değerinde, kalibrasyon cihazında oluşan belirsizlik, dk® i® ≅ 0.051 = %5.1’dir. X8) Lineerleştirme veya kalibrasyon eğrisi işleminden oluşan belirsizlik, %0.4’dür. X9) 4m/s hızda dönüştürücü ° °± dk ¯ i¯ ≅ 0.004 = = 19,3m/s/volt’luk değişim için 10V aralığında 16bit’lik A/D kartın çözünürlüğünden oluşan %0.0425’dir. belirsizlik, d k¹ i¹ ≅ 0.000425 = X10) Prob pozisyonunda 1°’lik hata nedeniyle hızda oluşan belirsizlik, 0.00009 = %0.009’dur. dkI iI ≅ X11) Prob çalışma sıcaklığındaki 2°C’lik sıcaklık değişimi nedeni ile hızda oluşan belirsizlik, dkII iII ≅ 0.016 = %1.6’dır. X12) Hava yoğunluğundaki 2°C’lik sıcaklık değişimine bağlı olarak hızda oluşan belirsizlik, dkIJ iIJ ≅ 0.0039 = %0.39’dur. X13) Atmosfer basıncındaki 1kPa’lık değişim nedeni ile hızda oluşan belirsizlik, dkIu iIu ≅ 0.0068 = %0.68’ dir. Bu belirsizlikler dikkate alınarak hız ölçümünde oluşan toplam belirsizlik; 70 Ek-A (Devam) Belirsizlik Analizi -L{|} = h dkIu % iIu j m -L{|} = d{|} L{|} 3n % d{|} L{|} dk % = gh i j + h dk® % i® dk % dk ¹ % j + h i ¯j + h ¯ i¹ dk % j + h i I j + h I dkII % iII dkIJ % j +h iIJ j + = «(0.005)% + (0.051)% + (0.004)% +(0.000425)% +(0.00009)% + 3n % (0.016)% + (0.0039)%+(0.0068)% ¬ olarak elde edilir. ≅ 0.0544 = %5.44 Boyutsuz sayıların belirsizlik değerlerinin tespiti; Reynolds sayısının belirsizlik değeri; yoğunluk, hız, veter uzunluğu ve dinamik viskozitenin belirsizliğinin Reynolds sayısının belirsizliğinin hesaplandığı denklem E-8’ de yerine yazılması ile Reynolds sayısının belirsizliği hesaplanmaktadır. -: = : 3 = «(0.012)% + (0.0544)% + (0.0066)% + (0.00508)% ¬ n% = 0.056 z7 = %5.6 Kaldırma kuvveti katsayısının belirsizliğinin değeri; kaldırma kuvveti, yoğunluk, hız, üst bakış alanının belirsizliğinin kaldırma kuvveti katsayısının belirsizliğinin hesaplandığı denklem E-10’ de yerine yazılması ile kaldırma kuvveti katsayısının belirsizliği hesaplanmaktadır. -Y H = YH 3 = «(0.055)% + (0.012)% + 4 ∙ (0.0544)% + (0.0068)% ¬ n% = 0.1226 EF = %12.26 71 ÖZGEÇMĐŞ Aytaç ŞANLISOY 16.07.1989 tarihinde Tarsus’da doğdu. Đlk orta ve lise öğretimini Tarsus’da tamamladı. 2006 yılında girdiği Niğde Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden Temmuz 2011’de mezun oldu. 2011-2013 yılları arasında Niğde Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünde proje asistanı olarak çalıştı ve aynı zamanda yüksek lisans öğrenimine başladı. 2012-2013 Öğretim yılında Niğde Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği Bölümü’ne araştırma görevlisi olarak atandı. 72
Benzer belgeler
DBD PLAZMA AKTÜATÖR İLE KARE KESİTLİ KÜT CİSİM
Bu yüksek lisans çalışmasında, kare model üzerine yerleştirilen plazma aktüatörün, akış
ayrılması üzerine etkisi araştırılmıştır. Kare model üzerindeki plazma aktüatörün açık
veya kapalı olduğu dur...