Kültür Evreni 1
Transkript
KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE KÜLTÜR EVRENİ ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Kış / Зима / Winter 2009 ▪ Yıl / Год / Year 1 ▪ Sayı / Число / Number 1 ÜÇ AYDA BİR YAYIMLANAN ULUSLARARASI HAKEMLİ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ ЕЖЕКВАРТАЛЬНЫЙ МЕЖДУНАРОДНЫЙ ЖУРНАЛ ОБЩЕСТВЕННЫХ НАУК QUARTERLY SOCIAL EDUCATION JOURNAL SUBJECT TO INTERNATIONAL PEER REVIEW ISSN: 1308-6197 Sahibi / Xозяин / Owner Hayrettin İVGİN Kültür Ajans Tanıtım ve Organizasyon Ltd. Şti. - Konur Sokak 66/9 Bakanlıklar-ANKARA Tel: 0090..312 4259353 – [email protected] Sorumlu Yazı İşleri Md./Ответственный Editör секретарь/Associate Editor Руководитель работы / Editor Ömer ÜNAL Erhan İVGİN Genel Koordinatör / Директор / Director Erhan İVGİN Yayın Kurulu / Редколлегия / Editorial Board Prof. Dr. Ali Berat ALPTEKİN▪Prof. Dr. Fikret TÜRKMEN▪Prof. Dr. İsmail PARLATIR▪Prof. Dr. Mehman MUSAOĞLU▪Prof. Dr. Saim SAKAOĞLU▪Prof. Dr. Taciser ONUK▪Prof. Dr. Tuncer GÜLENSOY Yabancı Dil Danışmanları / Советники по иностранным языкам Foreign Language Consultants Prof. Dr. Elçin İSKENDERZADE ▪ Doç. Dr. Makbule MUHARREMOVA ▪ Nilüfer NAHYA Yazışma Adresi / Адрес издательства / Correspondance Addres Kültür Ajans Ltd. Şti. Konur Sokak No: 66/9 Bakanlıklar/ANKARA-TÜRKİYE Tel.: 0090.312 425 93 53 (PBX) - Fax: 0090.312 419 44 43 E-mail: [email protected] – [email protected] Fiyatı / Стоимость / Price Abone Bedeli / Стоимость подписки 10 TL (Yurt içi / для граждан Турции) Subsciption Price 15 $ / 10 Euro (Yurt dışı / для граждан 40 TL (Yurt içi / для граждан Турции) других стран) 60 $ / 50 Euro (Yurt dışı / для граждан других стран) Baskı Tarihi/ Press Date 23 Şubat 2009 Baskı / Типография / Press BRC BASIM Büyük Sanayi 1. Cad. Elif Sk. No: 7/243 Akköprü/ANKARA Tel: 0090.312.384 44 54 1 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Temsilcilikler / Представители / Representative AZERBAYCAN Doç. Dr. Nezaket Hüseynova e-mail: [email protected] Tel: 00994503441135 Dr. Meyser Kaya e-mail: Tel: 00994503290442 Prof. Dr. Elçin İSKENDERZADE e-mail: [email protected] Tel: 00994703007000 TÜRKİYE Ömer ÜNAL Email: [email protected] Tel: 00905337706462 Kültür Evreni dergisinin yayın ilkelerine göre yazılarını yayımlatmak isteyenler, yazışma adresine veya temsilcilerimize başvurmalıdırlar. Желающим публиковаться в журнале Вселенная Культуры следует оформлять материалы в соответствии с требуемыми правилами и обратиться к указанному адресу или к местным представителям журнала Articles submitted for publication will comply with the Publication Policy and the Submission İnstructions for manuscripts. For publication you can refer to adres or to our representative 2 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Hakem Kurulu Консультативный совет – Редколлегия Editorial Board Prof. Dr. Abdülkadir GÜRER (Anadolu Üniversitesi) Prof. Dr. Ahmet BURAN (Fırat Üniversitesi) Prof. Dr. Ahmet GÖKBEL (Cumhuriyet Üniversitesi) Prof. Dr. Ali Berat ALPTEKİN (Selçuk Üniversitesi) Prof. Dr. Ali Osman ÖZTÜRK (Çanakkale Onsekizmart Üniversitesi) Prof. Dr. Ali UÇAN (Gazi Üniversitesi) Prof. Dr. Ali Osman ÖZTÜRK (Çanakkale Onsekizmart Üniversitesi) Prof. Dr. Asker KARTARI (Hacettepe Üniversitesi) Prof. Dr. Atabay KILIÇ (Erciyes Üniversitesi) Prof. Dr. Bilge SEYİDOĞLU (Atatürk Üniversitesi) Prof. Dr. Celil Garipoğlu NAGIYEV (Bakü Asya Üniversitesi) Prof. Dr. Dursun YILDIRIM (Hacettepe Üniversitesi) Akd. Prof. Dr. Ebulfez AMANOĞLU (Nahçıvan AMEA) Prof. Dr. Edip GÜNAY (İstanbul Teknik Üniversitesi) Prof. Dr. Elçin İSKENDERZADE (Azerbaycan Vektör BEM) Prof. Dr. Erdoğan BOZ (Osmangazi Üniversitesi) Prof. Dr. Erman ARTUN (Çukurova Üniversitesi) Prof. Dr. Esma ŞİMŞEK (Fırat Üniversitesi) Prof. Dr. Fatih KİRİŞÇİOĞLU (Gazi Üniversitesi) Prof. Dr. Fikret TÜRKMEN (Ege Üniversitesi) Prof. Dr. Fuat BOZKURT (Akdeniz Üniversitesi) Prof. Dr. Gülnaz ABDULLAZADE (Azerbaycan Devlet Konservatuvarı) Prof. Dr. Gürer GÜLSEVİN (Ege Üniversitesi) Prof. Dr. Harun GÜNGÖR (Erciyes Üniversitesi) Prof. Dr. Haşim KARPUZ (Selçuk Üniversitesi) Prof. Dr. Hayrettin RAYMAN (Bozok Üniversitesi) Akd. Prof. Dr. İsa HABİBBEYLİ (Nahçıvan Devlet Üniversitesi) Prof. Dr. İsmail GÖRKEM (Erciyes Üniversitesi) Akd. Prof. Dr. İsmail HACIYEV (Nahçıvan AMEA) Prof. Dr. İsmail ÖZTÜRK (Dokuz Eylül Üniversitesi) Prof. Dr. İsmail PARLATIR (Ankara Üniversitesi) Prof. Dr. İsmet Çetin (Gazi Üniversitesi) Prof. Dr. Kurtuluş KAYALI (Ankara Üniversitesi) Prof. Dr. M. Öcal OĞUZ (Gazi Üniversitesi) Prof. Dr. Mehman MUSAOĞLU (Gazi Üniversitesi) Prof. Dr. Muharrem CAFERLİ (Nahçıvan AMEA) 3 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Prof. Dr. Naciye YILDIZ (Gazi Üniversitesi) Prof. Dr. Namık AÇIKGÖZ (Muğla Üniversitesi) Prof. Dr. Nazım Hikmet POLAT (Niğde Üniversitesi) Prof. Dr. Necati DEMİR (Cumhuriyet Üniversitesi) Prof. Dr. Nevzat ÖZKAN (Erciyes Üniversitesi) Prof. Dr. Nimetullah HAFIZ (Prizren Üniversitesi) Prof. Dr. Özkul ÇOBANOĞLU (Hacettepe Üniversitesi) Prof. Dr. Reşat GENÇ (Gazi Üniversitesi-em.) Prof. Dr. Saim SAKAOĞLU (Selçuk Üniversitesi-em.) Prof. Dr. Sevim AKTEN (Erzurum Atatürk Üniversitesi) Prof. Dr. Şuayip KARAKAŞ (Gazi Üniversitesi) Prof. Dr. Tacida HAFIZ (Prizren Üniversitesi) Prof. Dr. Tuncer GÜLENSOY (Erciyes Üniversitesi-em.) Prof. Dr. Tülay UĞUZMAN (Bilkent Üniversitesi) Prof. Dr. Umay GÜNAY (Girne Amerikan Üniversitesi) Prof. Dr. Zafer ÖNLER (Çanakkale Onsekizmart Üniversitesi) Doç. Dr. Makbule MUHARREMOVA (Osmangazi Üniversitesi) Doç. Dr. Mehmet AÇA (Balıkesir Üniversitesi) Doç. Dr. Muhtar KUTLU (Ankara Üniversitesi) Doç. Dr. Nebi ÖZDEMİR (Hacettepe Üniversitesi) Doç. Dr. Nezaket HÜSEYNOVA (Bakü Devlet Üniversitesi) Yrd. Doç. Dr. Erdoğan ALTINKAYNAK (Giresun Üniversitesi) Not: Alfabetik olarak sıralanmıştır. К сведению: Следует в алфавитном порядке Note: it is arranged in accordance with an alphabetical order. 4 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE KÜLTÜR EVRENİ ULUSLARARASI HAKEMLİ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ (ISSN: 1308-6197) Yayın İlkeleri 1. Kültür Evreni Dergisi yılda dört defa yayımlanan uluslararası hakemli bir dergidir. 2. Kültür Evreni Dergisinde [• halk bilimi • edebiyat • iletişim • arkeoloji (kazı bilimi) • sosyoloji (toplum bilimi) • müzik • tarih • antropoloji (insan bilimi) • etnoloji (bodun bilimi) • psikoloji (ruh bilimi) • etnografya • dil bilimi • onomastik (ad bilimi)] alanlarında makalelerin yanı sıra; söyleşi, eleştiri, tanıtım ve haberler yer alabilmektedir. 3. Kültür Evreni Dergisinde yayımlanacak yazılar, daha önce herhangi bir yayın organında veya internette yayımlanmamış olacaktır. 4. Kültür Evreni Dergisinde yayımlanacak yazılar metin olarak; resim, belge, kroki, harita vb. malzemelerle birlikte 20 (yirmi) sayfayı aşmamalıdır. Eğer 20 (yirmi) sayfayı aşma durumu varsa bu yazı I – II ve daha fazla bölümlere ayrılarak değişik sayılarda yayımlanma durumunda kalınacaktır. 5. Türkiye Türkçesi ve Türk dilinin diğer şiveleriyle bir Türkçe özet (ortalama 50 kelime), anahtar kelimeler (ortalama 5 kelime) eklenecektir. Türkçe özetin ve anahtar kelimelerin mutlaka bir İngilizce veya Rusça karşılıkları da ölçüler çerçevesinde verilecektir. 6. Türkçe dışında İngilizce ve Rusça ile yazılmış yazılara, yazının Türkçe özeti de eklenecektir. 7. Dergimize Türkçe, İngilizce ve Rusça olmak üzere üç dilde ve Türkçenin diğer şivelerinde (Azeri Türkçesi, Kırgız Türkçesi, Özbek Türkçesi, Kırım Türkçesi, Kazak Türkçesi, Türkmen Türkçesi vb.) yazı kabul edilir. 8. İngilizce, Rusça ve Türkçenin diğer şiveleriyle yazılan yazılara Türkiye Türkçesiyle genişçe bir özet (en az 150 kelime) konulmalıdır. 9. Yazılar; A4 boyutunda, 12 punto büyüklüğünde Windows (Microsoft World) uyumlu sözcük işlemci programıyla yazılmalıdır. Üst, Alt, Sol ve Sağ marjları 2.5; paragraf aralığı 6 nk, satır aralığı tek verildiğinde yaklaşık Kültür Evreni dergisinin 1 sayfasına tekabül etmektedir. Yazı Türkçe veya İngilizce ise Times New Roman, Azeri Lehçesinde ise Times Roman AzLat (veya benzeri), Rusça ise Times Roman Cyr (veya benzeri) olmalıdır. Gönderilen yazının yanında, yazının fontları muhakkak olmalıdır. Yazının içinde resim, nota vb var ise baskıya uygun resilasyonlar da gönderilmelidir. Yazılar; Disket / CD kaydı ile birlikte 4 (dört) nüsha hâlinde olmalıdır. Bu yazılardan sadece birinde yazar adı olacak, diğer üç nüshada yazar adı belirtilmeyecektir. 5 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE 10. Yazılar Times New Roman (11 punto) yazı karakteriyle tek satır aralığıyla yazılacaktır. 11. Metin içindeki alıntılar ve göndermeler yazar soyadı, yayın yılı, sayfa numarası biçiminde parantez içinde belirtilecektir. Mesela; (Boratav 1987: 9). Dipnotlar yalnızca açıklamalar için kullanılacak ve aynı yazı karakteriyle 10 punto ile yazılacaktır. Dipnotlar “DİPNOTLAR” başlığı altında yazının sonunda verilecektir. Metin içinde belirtilen alıntıların ve göndermelerin kaynakları “KAYNAKÇA” başlığı altında soyadı başta olmak üzere alfabetik sıraya göre adsoyad yazılarak, eserin basım tarihi sırasına göre en sonda yer alacaktır. 12. Dergimize yayımlanmak üzere verilen yazılar; hakem heyeti içinde yer alan konuyla ilgili en az iki uzmana gönderilecek ve yazılar gelecek raporlara göre yayımlanacak veya düzeltmeler varsa yazı sahiplerine düzeltmelerin yapılması amacıyla gönderilecektir. İncelenmek üzere yazı gönderilen uzmanların (hakemlerin) adları yazarlara, yazarların adları uzmanlara (hakemlere) kesinlikle bildirilmeyecek, gizli tutulacaktır. Hakemlerin yazı ile ilgili verdiği karar Yayın Kurulu’nda değerlendirilecektir. Yazıların yayımlanıp yayımlanmayacağı veya değişikliklerin neler olması gerektiği Yayın Kurulu tarafından kararlaştırılacaktır. 13. Dergimize gönderilen yazılara yayımlandığında herhangi bir telif ücreti ödenmeyecektir. 14. Yayımlanan yazıların tüm sorumluluğu yazı sahiplerine ait olacaktır. Yayımlanan veya yayımlanmayan yazılar yazarlarına iade edilmez. 6 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE İÇİNDEKİLER/ СОДЕРЖАНИЕ / CONTENT A SHORT GENERAL DESCRIPTION OF EMILY BRONTE’S NOVEL “WUTHERİNG HEIGHTS” Ehsan SHAFİGİ - Roya RASİZADEH ................................................................. 9 IMRU’ULQAYS AND SİMİLE Ahad PISHGAR .................................................................................................. 17 АЗЯРБАЙЖАН ЯДЯБИЙЙАТЫНДА СОНЕТ ЪАНРЫНЫН ТЯШЯККЦЛЦ Мяммядова Тяраня ЛЯТИФ ГЫЗЫ................................................................... 23 КУР’АН-Ы КЕРИМ’ДЕ БЕНЗЕМЕЛЕР ВЕ ФАРКЛЫЛЫКЛАР Nesrulla Naiboğlu MEMMEDOV....................................................................... 29 MISIR AĞZINDA FİİLİN ŞİMDİKİ GELECEK, ŞİMDİKİ VE GELECEK ZAMAN KİPLERİNDE ORTAYA ÇIKAN DEĞİŞİKLİKLER Musayeva Kemale REŞİDKIZI........................................................................... 39 ДЮНМЯЗЛИЙИН ТЯНТЯНЯСИ Самиря МЯММЯДЛИ ................................................................................ 47 ROLE OF EDUCATION IN RATIONAL LIFE Valiyollah KHOSHTİNAT.................................................................................. 53 ИБН ЯЛ-ВЯРДИНИН «ХЯРИДЯТ ЯЛ-ЯCАИБ ВЯ ФЯРИДЯТ ЯЛГЯРАИБ» ЯСЯРИ Аббас ИБРАЩИМОВ ................................................................................. 61 DEATH IN MASNAVI Shokrollah Poor Alkhas NOKANDEEİ .............................................................. 69 РОЛЬ ОРИЕНТАЛИЗМА В РАЗВИТИИ АЗЕРБАЙДЖАНО - РУССКИХ МУЗЫКАЛЬНЫХ СВЯЗЕЙ 7 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE İrade HÜSEYHOVA ........................................................................................... 73 DOĞU VE BATI KÜLTÜREL İLİŞGİLERİ Q. N. POTANİNİN YARATICILIĞINDA Ülker QEZENFERKIZI....................................................................................... 85 PETROLEUM AND THE STRUCTURE OF THE NATIONAL PRODUCTION IN IRAN Jalil Haggi GARADARVISHLI .......................................................................... 91 АЗЕРБАЙЖАН БЕСТЕЖИЛЕРИНИН ЧАЛЫШМАЛАРЫНДА СЦИТ ЪАНРЫ Земине Нежефова МЕЩЕРРЕМКЫЗЫ .......................................................... 101 И. ЯФЯНДИЙЕВИН ДРАМАТУРЭИЙАСЫНДА ЛИРИК-ПСИХОЛОЪИ ТЯМАЙЦЛ Мяleykя Eyyubqыzы ЩЦСЕЙНОВА............................................................... 107 SOFİZMİ DİNSEL -FELSEFİ (ÖĞRETİM GİBİ) OLUŞTURAN MUHİT (ÇEVRE) VE KAYNAKLARI Salmanova Şelale SABİRKIZI .......................................................................... 113 8 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE A SHORT GENERAL DESCRIPTION OF EMILY BRONTE’S NOVEL “WUTHERİNG HEIGHTS” Ehsan SHAFİGİ* - Roya RASİZADEH** Özet Bu yazıda Emili Bronten’in “ Tufanlı Aşırım” adlı eseri araştırmaya ve incelemeye söz konusu olmuştur. “Tufanlı Aşırım” eserinde İngilterenin 1847 yılında sosyal ve maddi hayatında baş gösteren olaylar göz önüne getirilmiştir. Anahtar kelimeler: Roman, Tufanlı Aşırım, Emili Bronte, tenkid, İngiltere Abstract The novel of Wuthering Heights which is written by Emily Bronte is about England in 1847. In this essay, in addition of brief consideration of Emily Bronte's biography, we will give a short explanation about protagonists and characters. This study focuses on the human being’s historical relationships, social conflict aspects especially the generosity of characters, love and their appearance and finally the agnostic and religious background of the work. The most important ties that opens in this analysis, is the manifestation and attendance of Emily Bronte in the characters of two persons i.e. Heath cliff and Catherine. The main relationship in this novel is, the relationship between love and Evil. This relationship shows us what may happen if evil and love tied to each other. In this novel, Death is not only a literal happening or a plot device, but also is a psychological concern. So the early time death of human beings (almost all of them died before forty years old) intends to carry this thought, that the world after death, is the world of eternity which is completely evacuated of the entertainment of this modern life. But the other side of these forty years, the material life, which is showed shortly and briefly, is full of tension, wornness and disturbance. Key words: Novel , Wuthering Heights , Emily Bronte , criticism , England. * Dr., Mohageg University of Ardabil, Iran Mohageg University of Ardabil, Iran ** 9 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Introduction These three sisters, charlotte, Emily and Ann Bronte, are of greatest poets and historical authors of England who died before reaching to forty. Charlotte died in thirty – seven, Emily in thirty and Ann Bronte in twenty – nine. In the life of these three sisters love played a great rule. But it was failure for all of them. Emily loved his young teacher. But this teacher loved the elder sister, charlotte. Emily kept, this grief of love as a secret in her own, and only reflected it in her own book; and after her death, they understood her inner secret. In the history of literature and art of human being, it is seen less that three members of a family have had a failure and disappointed fate and died soon. But the result of these failures and disappointment is the three eternal literary works of England. “Jane Eyre” charlotte Bronte’s work, "Wuthering Heights” Emily Bronte’s work, and “Vagness Ghary” Ann Bronte’s work are counted as the three literary treasures in the history of England. Emily Bronte was a secluded person with self-possessed characteristic. Charlotte wrote to one of her friends: “self-possessed makes me trouble. Asking her was nonsense. Because it didn’t have any answers. Less than it was speaking about medicine and remedy which never accepted them. (Bahram Beygi, 1990. p. 18). When had been sent for doctors, Emily didn’t want to see them. She hadn’t had any protest, she didn’t want any one for sympathy and help; didn’t permit anyone to do something for her and when anyone wanted to help her, she became angry. Somerset Moam wrote about her novel and short story in his book: “she was a strange, secret and ambiguous person. She was fierce, unhappiness and secluded person. Emily spoke scarcely with everyone. After the death of her aunt she returned to Harores and didn’t leave there”. (Dehghan, 1977. p. 29). The author of the history of the literature of the world writes: “for her brilliant novel Wuthering Heights (1847)- and pieces of beautiful poems usually people knew Emily Bronte as the pleasant ugliness person among her sisters. Wuthering Heights which until today is counted extraordinarily masterpieces among the classical works of the world is the greatest passionate story that swallows a generation. It is the story of ugly and abnormal person with lust and wonderful love (Rezaei, 1997. p. 73). A person wrote to lady Ghasekel _the author of Charlotte Bronte’s biography_ that Emily never showed any interest to any person and all of her love was saved for animals (Rezaei, 1997. p. 213). Somerse Maom writes about Wuthering House: that Wuthering House is one of the extraordinarily book. It is a bad book. It is a very good book. It is beautiful and pretty. It is ugly. It is wonderful, troublesome and excitement.( (Rezaei, 1997, p. 213) For some, it was unbelievable that the girl of a priest who had a monotonous secluded life and few knew her and no one knew any thing about her world, could write a book. This idea in my opinion is nonsense. Wuthering Heights was extremely romantic and by noticing morality, mental and spiritual characteristics of Emily Bronte and by noticing the doomed passionate of her, this book is the book that every one wants to be as its characters.( Rezaei, 1997, p. 214.). As Henry Jimes says, "Feeling or sensing more than the way of occurring events doesn’t 10 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE involve romance". For it is possible for Romance to work with magic affairs or at last have characters who don’t band to the social conditions. In novel, characters are involved in these kinds of necessities. (Parvini, 1986, p. 125) .Sticking the pieces of novel also apparently was suffering of a kind of apparent separation, but in the inner layers of it is puzzles and their connection . The new criticism wants to have a new glance without any social, historical and personal regards to the literary categories, and the lords of ‘Author Death’ invites us to volley on the temple of the author. Regardless of their opinions, we try to have imposed on the personal categories and the kinds of literary. We search the triangles and corners that the self-answer writer is completely unfamiliar. But in this research we try to take a distance between this new thought and new criticism and more pay attention to the classic and logical analysis of the novel. On the other hand, Wuthering Heights has been analyzed for more than one hundred and fifty years. But in this writing it is tried without paying attention to the previous analyses just pay attention to the nature of this novel. Survey of Characters Wuthering House is about England in 1847 and the people who are mentioned in this novel had lived in Yorkshire. The building of Wuthering House is the place which in the imposing of intensive winds is set in the winter. The narrator of the story, means ‘Lockwood’, is the new household of Girding ‘Kiras Tirash’. He is a man who is tired of the city’s roaring and wants to have a refresh soul. Unusual behaviors that he faced at first are the starting point of the excitement which announces the beginning point of the story. Mr. Lockwood who watches from the other side of the events, his second personality is manifested in the from of a good and patient servant , Mrs. Alen Diyin. She is a lonely person who has a normal behavior. In addition of these two main characters, Mr. Lockwood and Mrs. Allen are in all scenes and the people of the novel are the same. Mr. Allen who has interference in some of fates only in one or two cases perhaps for creating the variety and discarding monotonous taken out of the scene and other people attend. Hindley Earnshaw He was the lord of the Building of Wuthering Heights and the fields of around. He was a kind and nice man. A long his trip to Liverpool, he brought a black child whose parents were unknown with himself to the Building. And he said to his wife that he thought he was sent by God. But this creature was black and dirty, as if he had come of Satan. (Bahram Bigi ,1990. p. 41). At that moment, Mrs. Earnshaw wanted to take out the poor child and she was angry of his husband’s gift and blamed him. HeathCliff HeathCliff was a child who had been born in the dirty, ragged and disordered environment and had been brought by Hindley to the Building of Wuthering Heights. He was a child with black-hair which hadn’t had any symmetry with new 11 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE environment. He grew up with other members of the family. He was a child who didn’t feel any harmony with environment and was hated by others. He was unhappy for his abnormal behavior with others. Mrs. Servant was aware of his spiritual crisis. She sympathized with him in this way "my little son remember, if you have a kind and clean heart, it is better than you have blue eyes, and sooner you can gain people’s kindness". Heathcliff as the source of Angry and Hateness In that building two characters supported Heathcliff; Hindly Earnshaw Landlord and his playmate girl, Katbrine. Kathrine had halfed whole of hateness which had reached to Heathcliff and patiently imposing the harshnesses and beatings. This childhood kindness gradually turned to deep love. After the death of Earnshaw, his son showed his hatness to Heathcliff. Because of special low position, Heathcliff get married with Catherine and their long love was based on this failure. This love and failure gave Catherine and Heathcliff the symbolic and metaphysical characteristic. And as we know, love itself is wishing of some unavailable thing and really as Araghoen said "there isn’t any successful love" . Love isn’t always victorious As the marriage of Catherine with Edgar couldn’t dry the source of love in the Heathcliff and Catharine's, love with its great and magnificent nature couldn’t prevent the marriage of Catherine and Edghar Linton, the landlord of Teras Kiras Ghiring. Edgar Linton was well-bred handsome and ideal gentleman. But with these full assortment of gentlemanly characteristics, proved useless in Edgar’s clashes with his foil, Heathcliff and cathrinc. After her decision ,Cathrine said to Mrs. Alen on her marriage with Edgar: "As being in paradise, getting married with Edgar doesn’t satisfy me too. If I get marry to Heathcliff, I will lose my position. Thus he never understands how much I love him. My love to him isn’t because of his face and appearance, we in fact, are like a spirit in two bodies. Our spirits are completely similar to each other. But the soul of Edgar hasn’t had any similarity with me. Like the difference between light and thunderbolt with dew and fire, from spiritual manner, there is a difference between us too. (Bahram Beygi, 1990. p. 105). Heathcliff is the Investment of Hateness and Love Heathcliff had been absent for three years. In his absent periods, he beloved, its result was the hateness that had reached to its highest point in that period. It was the stored investment which its source hadn’t been clear and with the help of these hateness and love one can reach to the Building of Wuthering Heights with its whole proportions. In the absence of Heathcliff, Cathrine and Edgar had apparently lived well. Edgar liked his own young and beautiful wife. And he boasted upon having such a beautiful wife. But he felt the shadow of his own rival upon his own life. Catherine was somehow delivered from the reformative action. The marriage 12 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE of Catherine with Edgar was optional and fateful. After three years, Heathcliff reached to likely destructive fate and fires the existence of Catherine and in spite of being the provider like Edgar Linton, he could enter into his own beloved heart and he visited her. Visiting Heathcliff and Catherine was equal to the awareness of Catherine and was like the storm which destroyed Cathrine’ dream. Isabella Edgar Linton’s sister, who was deceived by his handsome appearance, was involved in his deathful webs and died. Heathcliff get married not for her ownself but for his own predetermined purposes. Heathcliff is a fate that couldn’t escape of that. Isabella who was Linton’s sister, was the sacrifice of this adventure. She never set in favor of kindness of Heathcliff during her common life with him and died in the corner of London with humiliation. And she left only a boy called Linton, the son of Heathcliff, who later must have been the heir of Heathcliff’s proportions and his agent to do his Satan plans. Catherine became ill, and hopeless, love, insanity and hundred secrets had filled her existence. In the last visiting that Mrs. Alen had arranged, she victimed her own body and died. Heathcliff is the composing of destructivity Heathcliff ,the deathful lover, went so intensively that he opened the grave of his beloved and embarrassed her. When, at first, Catherine left the scene, apparently, it seems all the adventures had reached to the end. But the writer reconstructed her existence and spilled it in the frame of second generation. The kind of frame had been reconstructed was Catherine, her small child. There was a second Catherine like the first one in the shadow of Heathcliff. The son of Isabella, Linton, that should be the agent of love and was equal to him, couldn’t reach to this position. Heathcliff in his three absent years had saved investment, and took the building “Wuthering House”. The last event that must have taken place was the marriage of Linton, his son, with second Catherine, Edgar’s daughter. One of the strange and funny stages of the story was the love of Catherine, Edger’s daughter, to Linton’s cousin, Heathcliff’s son who hadn’t had any similarity to his father but meanwhile had healthy problem. They created a lie love among themselves. Catherine loved him and at nights far from her father’s eyes visited him, whom neither spiritually nor physically hadn’t had any attraction . And in my opinion the limited space of the story had created funny stages. And more funny part is imprisoning Catherine in a room in Wuthering House by Heathcliff and enforced her to marry with Linton who was sick and was full of hatefulness. Any way, this enforced marriage was the last stage of omen fate with the name of Heathcliff that governed through the story. Heathcliff as the two-aspects of human being which is full of contrasts Both of these two characteristics are reflectors of Emily Bronte’s own characterizations which appeared in the form of Heathcliff. Samers Moam says, "In my opinion Emily Bronte herself was Catherine Earnshaw who is full of severe 13 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE sensuous feeling and I believe she herself was Heathcliff, " Samers Moam says, "it isn’t strange that she puts herself in two bodies. We never are unique. In our existence, there are many characters that are often unhappy of being with each other. And it is the characteristic of author who has this ability to give existence to the characters who is part of him ". The End of Adventure By Edgar and Linton’s death and Heathcliff’s last work, the sorrowful clouds had been banished and lightened the foggy and dark space. By coming Hearton Earnshaw, who in spite of his capability worked as a servant and changed every thing with his marriage to the second Catherine had changed everything. And finally he destructed everything which Heathcliff has made and once more overlapped the quite and common space, and life continued. Graham Hoof writes: "every truth isn’t upon a fact, it is possible to allow a novelist to invent a province. But the political groups should be mainly the same groups that have existed at that time". The relationship must neither be in its level nor its deep concept be upon the correct and factual base. (Dehghan, 1977, p. 122). Anyway, the subject is expanding and generally every novel against history has an uncertain boundary, and one part of it is historical is a report of social reality. The Historical Aspects of Novel Every narrative consists of series cause and effect chains of events in time and place. Every narrative which is started with a fix situation consists of series changes. It is created with specific cause and effect. Graham Hoof says, "every criticism which is written about the novel, ignorance of its dependence on the facts of history, consists of lie realities which can be general but appears empty". (Parvini, 1986. p.123). Arnold Kotel’s believes about this novel is wonderful: "This novel is about England in 1847; the people who mentioned in this novel don’t live in any places but are in Yorkshayer. Heathcliff wasn’t born in the regions of Biro but in the dirty and crowded place in Liverpool. It is about the life and social facilities of marriages, the importance of education, the assessment of religion, the relationship among richness, poverty and etc.( Parvini, 1986. p.123) The only element which has a middle spiritual manner is Mrs. Alen Din, the servant of Wuthering House. No one feels the quite feeling in speaking with others. Individuals are strangers with each other and no one feeling any closure with others that be very enjoyable for him. Human Being’s Relationships and Social Struggles by Emphasizing on Psychological Analysis If we limit literary criticism to the psychological aspects, we may be far from the realities. Looking at poetry or a work from psychological point of view may make us to ignore the aesthetical aspects of it. Most of the great literary works inspite of Frod’s followers’ believes cann’t be put in this form. 14 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Dr. Mohammad Mandoveir in his famous book speaks about the applying of psychology in the literary type of criticism," we accept applying of psychology in the study of literary, but we always prevent entering the scientific psychological terms in its own literary investigations. And we don’t place the general rule of this science in the literary results". (Mandoveoir, 1967. p.79). He adds,"it is clear that we can recognize the psychological characteristics of individuals without using of these terms, and recognizing human being’s soul and ordering the psychological theories of scientists are the main problems" .( Mandoveoir, 1967. p.79) Love and its Manifestation In the form of literary works the theme of the love is moral and it is the perfection of virtues for the lover. But it is amazing that by noticing depth and dignity, this love brings in destruction for Heathcliff. Sometimes the manner of Heathcliff is very hateful so that prevents human being from reading the novel, but the reader never supports it. If we can compare Heathcliff with Othello and put DezdMona against Catherine, the result is that Othello has reached to a dignity with his dark space and violence upon the shadow of love and observes his face as a human being and gives delight and happiness to the reader. DezdMona is the victim of misunderstanding but in spite of that, Othello can enjoy of others protections and arouses the sense of reader’s sympathy. Except in the case of victory and poverty, the only sense that can be aroused is hatefulness. (Naserrolmalek, 1997. p.45). But it is wonderful that this hateful creature has been loved very much. Here we want to refer to some examples about the Catherine’s love to Heathcliff and compare them with a character that the reader has in his own mind; " at this moment, Catherine is crying. He is alone? We should leave each other? Who can separate us from each other, Alen is certain until I am alive, and no one can separate me from Heathcliff. I will not change whole of Linton family with a hair of Heathcliff. Isabella, Heathcliff’s wife, also cannot avoid of remarking this wandering. "I surprise if Catherine knew him well and was familiar with his manner, how she had loved him deeply. This Satan is sculpture. O’ God I wish to see the trace remained of him on the earth. Conclusion The novel of Wuthering Heights, Bronte’s work, is a masterpiece which in the Eighteenth century literature of England is more enjoyable than the remaining work. In this novel in addition to all important aspects such as history, society, psychology and gnosticism, the aspect of humanity is more important. Human being as the two-sided being character who has a connection with the earth and life at the same time, is connected with the other thousand chains to the other sense of the world. Man loves both aspects and cannot ignore any of them. Heathcliff and Catherine, who are the manifestation of one aspect of human being, are the two main characters of novel. Heathcliff is the aspect of materialism, wildness, and desires of this world, and Catherine is the aspect of heaven and is separated from this material world. The composition of these two aspects with each other is the 15 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE main identification of man’s reflection. Undoubtedly if Emily has reached to this conclusion or not, it isn’t important, what is more important is the results of thoughts and approaches which were analyzed. Even the continuous of thought and believes in the other characters and in the second generation narrates this fact that although the building of Wuthering Heights had reached to a quite and temporary tranquility, the material aspect never remained completely inactive. References: 1. Ahmadi, Babak, 2000. From pictorial signs to context. Markaz publication. The third eddition. 2. Bahram Beygi, Ali Asghar, 1990, Translation of Wutheting Heights, Bronte, Emile. No publication. Tehran. Tenth edition. 3. Dehghan, Kaveh, 1977. About Novel and Short story, Moam Samers. – Pocket book publication. Tehran. 4. Khoramshahi, Bahaaddin, 2000. Translation of the eternal pain , Migel Davnamono. Nahid publication – Tehran. The Fourth edition. 5. Mandoor, Mohammad, 1967, about criticism and literary. Translated by Dr. Ali Shariati. Nashr publication. 6. Mir Sadeghi, Meymanat,1994. Poetical lexical. Mahnaz book. 7. Parvini, Nasrin, 1986. About critics, Hoof Graham. Amirkabir publication. 8. Rezaei, Arabali, 1997, Translation of the history of world literature, Bakner Teravic. Foorrozan publication, Tehran. The second edition. 9. Rommi Jalaladdin, Mohammad, 1996. Masnavi Manavi in the correction of Rinoladdin Nikelson. Toos publication. Tehran. 10. Naserolmolk, Abolgasem, 1996. Translation of Otello tragedy. Nilofar publication. Tehran. Third edition. 11. Mihankhah, Zahra,1994.Translation of guidelines of literary critics, Vilfered Elgorin and etal. Etelaat publication. Tehran. Second edition. 16 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE IMRU’ULQAYS AND SIMILE Ahad PISHGAR* Özet Bu yazıda islama kadar olan Arab edebiyatının büyük şairi Emir-ül Gays’ın “Muallagah” divanının şiir özelliklerinden söz edilmektedir. Aynı zamanda bu şairin divanına dahil olan 25 kasidesi ve muhtelif türlü şiirleri de geniş alanda araştırmanın konusunu teşkil etmektedir. Anahtar kelimeler: Emir-ül Gays, Muallagah, poema, teşbih, İslama kadar Arab edebiyatı Abstract: 25 odes and some odd literary pieces are all that have survived of Imrű’ulQays’s poetry, but still he is unanimously acclaimed to be one of the foremost bards of pre-Islamic Arabia. The most famous of his poems is his Mu‘allaqah (‘suspended poem’) which has been explained and commented upon by several classical scholars. He was the first poet who began his odes with crying over the relics of his beloved’s tent. Strong expression of passionate love, use of beautiful images, in addition to skillfully woven short and meaningful descriptions of women, hunting scenes, animals like horse and camel, and phenomena of nature such as night and thunderstorm are other salient features of his poetry which left an indelible impression on his contemporary and subsequent generations of poets. His numerous travels, varied companionships, together with his incisive power of observation, tremendously contributed towards the strengthening of his poetic talent and appeal. Generally drawn from nature, wine drinking parties and pleasure bouts, similes are the most favorite of his devices which he employs to such a great effect that he has come to be looked upon as the father of simile in pre-Islamic times. Keywords: Imru’ulqays, Mu‘allaqah, Simile, Pre-Islamic Poetry. poetry, * Dr., Faculty Member of the Islamic Azad University, Astara branch, Iran 17 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Imru’ul-Qays, Abū’l-Hārith Hunduj, son of Hijr al-Kindī, one of the foremost poets of the 6th century pre-Islamic Arabia whose unparalleled poetic talent and its injurious impact on society were epitomized in the following saying of the Holy Prophet (Peace be upon him) that “he was the most poetic of all poets, and their leader to Hell-fire” was the scion of the precarious north Arabian kingdom of Kindah and on his mother’s side he was descended from the famous tribe of Taghlib. His father who ruled over the tribe of Banū Asad was treacherously killed by one of his subjects. Having failed to muster enough support despite his relentless efforts to avenge this dastardly act, Imru’ul-Qays finally took refuge at the court of the Roman emperor, Justinian I. After a long stay at Constantinople, he was named the phylarch of Palestine and received a body of troops from Justin II. Strengthened by this newly acquired military contingent, Imru’ul-Qays once again set out for Arabia to settle score with the assassin of his father, but, in the meanwhile, one of his inveterate enemies from the same tribe of Banū Asad, who had been following him from place to place, charged him before the emperor with the seduction of a princess. Consequently, the emperor sent him a poisoned cloak, which caused his death at Ancyra. Most of Imru’ul-Qays’s poems have been lost and what is left is a small book of poems including about 25 odes together with some literary pieces. It was first published by MacGuckin de Slane at Paris, in 1837. However, his most famous contribution is his Mu‘allaqah, or the “suspended poem” which comprises 82 verses and starts with the following couplet: ّ ﺑﺳﻘط ْ ِ ﻣن ِﻓﺣوﻣل وﻣﻧزل ﺣﺑﻳﺑب ذﻛري َ ْ َ اﻟﻠوي ْ ِ ﻧﺑك ّ ﺑﻳن ِ ْ ِ ِ ْ َ ِﻗﻔﺎ ٍ ِ َ ْ َ اﻟدﺧول ِ Oh, co-travellers let us stop and, for the sake of the beloved’s memory, cry in the sandy place between Dakhūl and Haumal The poem has been extensively written about and commented upon, over the centuries, by numerous renowned authorities, such as Ahmad bin Muhammad alNahhas (d. 949 A.D.), Abu ‘Abd Allah Husayn bin Ahmad Zuzani (d. 1091 A.D.) and Khatib Tabrizi (d. 1108 A.D.). It has also been translated, from time to time, into German, English and Persian languages. Imru’ul-Qays who led a dissolute life and was known for his overindulgence in winebibbing and carefree manners, passionately loved his cousin, ‘Unayzah and as the legend goes, once he followed her to the pool Dārati Juljul where she had gone picnicking with her friends. While the maidens were bathing in the pool, Imru’ul-Qays captured their clothes and would not surrender these until each one of them came out of the water and asked for hers. They held back as long as possible before they yielded to this demand of his. Afterwards, when the damsels complained of hunger, Imru’ul-Qays forthwith slew his camel to feed them. Having eaten their food, lest he should be left stranded in the desert, the girls divided the trappings of his camel, each carrying home a part upon her beast, while 18 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE the carrying of the poet himself fell to the lot of ‘Unayzah, who jestingly protested that the howdah on her camel’s back was too small to accommodate them both. The Mu‘allaqah of Imru’ul-Qays mainly revolves around three main themes, namely, the elegiac reminiscence of love and poet’s mourning at the erstwhile encampment of his beloved (verses 1-9), the frank restatement of his amatory adventures, especially at the Dārati Juljul (verses 10-43), and the glimpse of whatever he had encountered in the course of his wanderings during his homelessness. This last includes beautiful portrayal of phenomena of nature such as night (44-49), animals like wolves (50-52) and horse and his hunting exploits (53-70)thunderstorm (verses 71-73)and flood (verses 74-82.) (1) Not only first in point of time, but in poetic talent also, according to most of the critics, Imru’ul-Qays’s Mu‘allaqah stands unrivalled and Arabs, in general, looked upon it as an example par excellence of beauty and creativity. According to H. A. R. Gibb, this “poem is entirely self-centred, and noted for its natural descriptions, including a fine picture of a thunderstorm, as well as for the frankness of his amatory passages.” (2) Imru’ul-Qays is credited with the innovation of starting his odes with crying over the relics of the deserted encampment of the beloved, of speaking of love so passionately, of weaving beautiful images into his poems, and of skillfully employing short and meaningful descriptions (of women, hunting scenes, horses, camels and nights). These themes not only possessed an enduring appeal for the poet and his audience, but they also left an indelible imprint on the poetry of succeeding generations of poets as well. Summarizing this aspect of the pre-Islamic poetry, in which Imru’ul-Qays, no doubt, excelled all his contemporaries, H. A. R. Gibb rightly observes: After depicting the final separation from his beloved as her tribe moves off to seek fresh pastures, the poet pursues his journey and seizes the occasion to describe, some time briefly but often with all an expert’s enthusiasm, the fine points of his camel or horse. Its swiftness and endurance of fatigue on his long and dangerous journeys leads him to compare it to a wild ass, ostrich, or oryx, but the comparison often seems to become submerged as the theme is developed into a lively picture of animal life or of a hunting scene, which to western taste is often the most attractive section of the poem. Characterized by peculiar aesthetic sensibilities, apt use of words, irresistible emotive power, one of the most important hallmarks of Imru’ul-Qays’s poetry is his exquisite employment of similes, a trait which has deservedly earned him the epithet of the ‘creator of images’. The chief characteristic of his similes is that they are sensory, a feature which is amply illustrated by the following verses of his Mu‘allaqah. The chief characteristic of his similes is that they are sensory such as his similes on woman: ُ ََْﱠ ﻟﮫو ﺑﮫﺎ ﺧﺑﺎؤھﺎ (3)ﻣﻌﺟل َ ْ ِ ﺗﻣﺗﻌت ِ ﻻﻳرام ِ َ َْ َ ِ َ ْ ُ ﻏﻳر ُ ُ ﺧدر ٍ َ ﻣن ٍ ْ ِ وﺑﻳﺿﻪ Many a veiled and white – bodied woman like eggs, whom has not been misused by anybody I, hurriedly enjoyed playing with her.” 19 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Here, through simile, the purity, delicacy and virginity of the beloved is emphasized. In another couplet: ٌ َ ْﺗراﺋﺑﮫﺎ َﻣﺻ ٌ ََ َْ ُ (4)ﻛﺎﻟﺳﺟﻧﺟل ﻘوﻟﻪ ﻣﻔﺎﺿﻪ ﺑﻳﺿﺎء ْ َ ﻣﮫﻔﮫﻔﻪ ُِ ُ ﻏﻳر ُ ُ ٍ َ ِ َ َْ ﱠ “She is slim, white- bodied and not too fat. Her heart is quite like a soft, bright and shining mirror.” Here, the woman’s heart is the tenor and mirror is the vehicle. Her softness and brightness is portrayed through this simile. ْ ُ ﺳﺎق (5) اﻟﻣذﻟل و ﻣﺧﺿر ﻟطﻳف ﻛﺷﺢ ّ ّ ﻛﺄﻧﺑوب ِ ٍ ِ اﻟﺳﻘﻲ ُ َ ﱠ ِ ٍ ٍ ﻛﺎﻟﺟدﻳل ُ َ ﱠ ٍ ْ َ و “Her soft, thin and flexible waist is like a leather bridle. She is of soft, white and delicate feet like a cane under leafy branches of a palm tree.” Here the simile is sensory and both the tenor and vehicle consist of single words. The softness, whiteness, delicacy and slenderness of the beloved are portrayed through simile. In another couplet he says: ُ ّ ﺷﺗن (6)أﺳﺣل أو ﻛﺄﻧﻪ ص َ ﺗﻌطو ْ ظﺑﻲ ْ َ َو ُ ُ ٍ ْﺑرﺧ ِ ِ ْ ﻣﺳﺎوﻳك ِ ٍ ْ َ أﺳﺎرﻳﻊ ٍ ْ َ ﻏﻳر “She takes the things with her quite soft and not coarse fingers. It seems her fingers are as soft as Zabi worms or as soft as Eshal brushes.” Here the simile is sensory and extended. In another couplet he says: ُ َ ِ ﻛﺄن (7)ﻣذﻳل ﻧﻌﺎﺟﻪ ﺳرب َ َ َ ٌ ْ ِ ﻓﻌن ﻟﻧﺎ َ َ ﱠ ٍ ُ دوار ﻓﻲ ِ ﻣﻼء ُ َ ﱠ ٍ َ ﻋذاري “We faced a group of wild cows whose female ones were like mistresses with long skirts going round some idols” (It means that when the cattle saw us they came together and turned round each other). Poets usually compare woman to she cows and they have learned it from Emraolgheis Now let’s see the similes on horse: ْ ُ َ درﻳر ُ اﻟوﻟﻳد َ ﱠ (8)ﻣوﺻل أﻣره ُ ُ ِ ْ ّ َ ﺗﺗﺎﺑﻊ ِ َ ﻛﺧذروف ِ ٍ ْ َ ﻛﻔﻳﻪ ِ ﺑﺧﻳط ُ َ ﱠ ٍ َ “a fast horse is like a toy in the hands of a child turned round by a strong long string” Here we have sensory simile and the speed and fast – footedness of the horse is shown. َ ُ َ ﻧﻌﺎﻣﻪ ﻟﻪ (9)ﺗﻧﻔل ْ ِ أرﺧﺎء ُ ِ ْ َ ﺳرﺣﺎن و ُ ْ و ٍ َ َ ظﺑﻲ و ﺳﺎﻗﺎ ِ ُ ْ َ ﺗﻘرﻳب ٍ ْ َ أﻳطﻼ ٍ “The waist of that horse was like that of a deer in slenderness and its shank was like that of an ostrich in height and its running was wolf- like and jumping fox – like." Here again the similes are sensory and both the tenor and vehicle are of single words. The slenderness, height, running and jumping of the horse is portrayed. ً ﻣدﺑر ُ ﺻﺧْ ٍر َ ﱠ َ ﻛﺟﻠﻣود (10)ﻋل ﻣﻌﺎ ﻣﻛر ِ َ ﱟ ِ َ ﱢ ُ ﺣطﻪ ﱠ ِ ِ َ اﻟﺳﻳل ِﻣن ٍ ِ ْ ُ ﻣﻔر ٍ ِ ْ ُ ﻣﻘﺑل 20 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE “My horse is a horse that we can use for invading and escaping .It goes for word and backward well .In fastness, it is like a soft level rock washed down by the flood” Here by using sensory similes, the speed and fastness of the horse is shown. َ َ ْ ﻣﻧﻪ اذا ُ اﻟﻣﺗﻧﻳن َ أو (11)ﺣﻧظل اﻧﺗﺣﻲ َ ﻣداك َ َ َ ﻛﺄن ْ ﻋروس ّ ِ َ ْ َ ﺻﻼﻳﻪ ِ ْ َ ْ َ ﻋﻠﻲ ٍ “Its soft .level back is like the bride’s sweet smelling stone or like colocynth.” Now we come to the description of rain and flood which is used beautifully in similes by Emraolgheis. ُ ﻛﺑﻳر ً َ ﺄن وﺑﻠﻪ (12)ﻣزﻣل َ ﺛﺑﻳرا ﻓﻲ ّ ﻛ ُ َ ِ ِ ْ َ ﻋراﻧﻳن ٍ ِ أﻧﺎس ﻓﻲ ِ ﺑﺟﺎد ُ َ ﱠ ٍ “At the start of the rain Thabir Mountain was like the head of the tribe wrapped in striped clothes” (running down the mountain. the flood’s direction is of different color compared to the other parts of the mountain and it looks like a striped clothes from afar ) ً َ ْ ُ اﻟﻣﺟﻳﻣر ُ ْ َ ﻏﺛﺎء (13)ﻣﻌزل ﻏدوه َ ِ َ ُ ﻛﺄن ّ ِ ْ اﻟﺳﻳل و اﻷ ِ َ ْ ِ ﻓﻠﻛﻪ ِ ﻣن ﱠ ِ ِ ْ َ ُ رأس ِ َ ذري “In the morning the top of Mojaymer hill was like a spinning wheel because of flood and its remnants.” (Mojaymer was surrounded in water and its top was surrounded with flood and the remnants turning round it like a spinning wheel.) Now let us discuss similes on thunder: ً ْ َ ﺗري ُ َ أرﻳك َو ﻣﻳﺿﻪ (14)ﻣﻛﻠل َ ُ ﺑرﻗﺎ َ َ أﺻﺎح اﻟﻳدﻳن ﻓﻲ َ ﱟ ِ ﺣﺑﻲ ُ َ ﱠ ِ ْ َ َ ﻛﻠﻣﻊ ِ ََْ ِ “oh ,my friend , can you see the thunder whose brightness is like the movement of two hands among thick clouds and whose top is like a crown over the others? “(Only he who has been in deserts at dark, cloudy nights and has seen this thunder with his own eyes can understand this simile) ُ َ ﻳﺿﻲء راھب ﻣﺻﺎﺑﻳﺢ (15)اﻟﻣﻔﺗل َ َ أو ْ ﺳﻧﺎه أﻣﺎل ﱠ ُ ُ ُ ٍ ُ ِ ﺑﺎﻟذﺑﺎل ُ َ ﱠ ِ اﻟﺳﻠﻳط َ ﱠ “It shines, or it is like a nun’s lantern whose wick is bent by pouring oil.” Whoever reads Emraogheis’s Moallaga faces various nice and ordered words and expressions which show his mastery .There are almost no mistakes in them.. That Ebn Sallam has considered Emraolgheis as the best creator of simile is quite true. His Moallaga is so replete with nice and new similes that have made him the master of simile in Pre_Islamic Time. Ebn Sallam,in his book, Tabaghat, allocates a chapter to him. It seems in Emraolgheis,s view a poem without simile is not a poem. That is the reason why he has decorated every subject of his Moallaga with beautiful similes. (16) Conclusion: The above discussions show Emraolgheis is highly interested in simile. He takes his simile from his environment, nature, wine drinking, and pleasure making. The main feature of his similes is that they are sensory. He is the most prominent 21 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE creator of simile and his Moallaga is full of nice and new similes imitated by Arab and Non-Arab poets’.So, he is considered as the master of simile in Pre-Islamic time. Reference: 1- Alfakhoori, Hanna. The history of Arabic literature. Trans, Abdol Mohammad Ayati (pp 58-59) 2- H. A. R. Gibb. Arabic Literature, An Introduction, London, OUP, 1974 3- Zoozani, Explanation of Moallagha-Alsab-Altaval. Explained by Omarol Taba.( p72 L23) 4- Ibid, P 76, L 31 5- Ibid, P 78, L 37 6- Ibid, P 78, L 39 7- Ibid, P 89, L 63 8- Ibid, P 87, L 58 9- Ibid, P 87, L 59 10- Ibid, P 84, L 53 11- Ibid, P 88, L 61 12- Ibid, P 93, L 77 13- Ibid, P 94, L 78 14- Ibid, P 91, L 70 15- Ibid, P 90, L 71 16- Zeif, Shoghi. History of Arabic literature. Trans, Ali Reza Zakavati Gharagozlu. (P 282) 22 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE АЗЯРБАЙЖАН ЯДЯБИЙЙАТЫНДА СОНЕТ ЪАНРЫНЫН ТЯШЯККЦЛЦ Мяммядова Тяраня ЛЯТИФ ГЫЗЫ* Юзет ХХ. йцзйылда Азербайжан сонет шиир тцрцнцн илк йарадыжысы Адил Бабайев олмуштур. Азербайжан едебийатынын сонракi дюнемлеринде шаирлерден Самед Вурgун, Абдулла Шаик, Шекер Аслан, Вагиф Щцсейнов ве башкалары да сонет шиир тцрцнде değerli санат есерлери йаратмышлар. Anahtar kelimeler: Azerbaycan, sonet, şiir, edebiyat, sanat Абстраct Iн тще Жентурй, А.Бабайев щад wоркед нот онлй он тще просе анд соннет эенре оф Азербаиъан, бут алсо он тще щуман беинэ’с релатионсщипс. Он тще отще щанд, тще фамоус поетс оф Азербаиъан сужщ ас Самад Вурэщун, Абдолла Шщаиг, Шщакар Аслан, Вагиф Щцссейноф анд етж. Щад суъъежжфуллй wоркед он тще эенре оф соннет анд литературе. Key words: Azarbaijan, sonet, poetry, literature, work ХХ яср Азярбайжан поезийасында, артыг гейд етдийимиз кими, сонет ъанрынын системли сурятдя ишляниб вятяндашлыг щцгугу газанмасында А.Бабайевин явязсиз хидмятляри олмушдур. Мящз онларын йаратдыьы нцмуняляр нятижясиндя ютян ясрин яввялляриндя шеиримиздя ара-сыра эюрцнян сонет ъанры 1960-70-жи иллярдя йенидян дирчялмиш вя лирик шеиримизин чохясрлик яняняняляриндян бящрялянмяк йолу иля севилиб охунан нцмуняляря чеврилмишдир. Адил Бабайев саьлыьында шяхсян тяртиб етдийи китаба, нядянся, он сонет дахил етмиш, галан шеирлярини шяхси архивиндя сахламышдыр. Мялумдур ки, сонет шаирин йарадыжылыьынын мцдрик чаьында мцражият етдийи шеир ъанрыдыр вя тябии ки, бу шеирляр онун щиссиййат вя мцшащидяляринин дяринляшдийи 70-жи иллярин мящсулудур. Она эюря дя Адил Бабайевин бу ъанрда йаздыьы ясярляри сырасында дярин олмайан, фялсяфи фикирлярдян узаг, бясит мязмунлу нцмуняляря раст эялинмир. Онун илк сонетляриндян олан «Баьбанлар эюзлямир юлдцйц эцнц» мисрасы иля башланан сонети щямин ъанрын поетехники тяряфляриня там жаваб вермякля йанашы, дярин фялсяфи мязмуна маликдир: * Bakü Devlet Üniversitesi 23 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Баьбанлар эюзлямир юлдцйц эцнц, Баьбанлар цмидля йашайыр щяр вахт. Узадыр баьбанын бялкя юмрцнц, Якдийи щяр чичяк, щяр йашыл будаг. Баьбанлар эюрмцшям сач-саггалы чал, Бахыр щяйатына дан йери кими. Дцшцнжяси шяффаф, зящмяти щалал, Ялляри бир лоьман ялляри кими. Баьбанлар еля бил щяйат рямзидир, Кюкц аьажларла торпаьа эедир, Торпагда горуйур юз вцгарыны. Бяли, дцшцнмцрляр юлцмц онлар. Ахы, щяр йай фясли баьбан оланлар Эюзляйир салдыьы баьын барыны (Бабайев, 32). Инсан щяйат фялсяфясини баьбанын ямяйи тимсалында якс етдирян бу сонет Адил Бабайевин бу мювзуда йаздыьы илк нцмунялярдяндир. Адил Бабайеви бу ъанра мцражият етдирян щеч дя дярин вя эениш мятляблярин, щадисялярин ири щяжмли шеирлярля ифадяси ола билмяз. Бир дя щямин эениш мязмунун, щадисянин тясвири цчцн, ян ашаьысы, поема ъанрына мцражият етмяк оларды. Демяли, Адил Бабайевин сонет ъанрына мцражият етмясиня тякан верян тамамиля башга бир гцввядир. Бу, онун тяржцмячилик фяалиййятиндян доьан гцввядир, йяни Гярб ядябиййатынын дащи сималарындан олан Уилйам Шекспир йарадыжылыьы вя онун шеирляриня олан мяфтунлуг вя марагдыр. Йени сюз демяк, йени ифадя формасы, йени цслуб йаратмаг жящди дя бу тясири эцжляндирян факторлардандыр. Адил Бабайевин сонет ъанрына мцражият етмясиндя гейриади, сцни бир шей йохдур. Йяни бу жящд цмуми инкишафдан доьан зяруриййятдир. Беля ки, Азярбайжан вя цмумиййятля, истянилян диэяр халгын ядябиййаты тяшяккцл едиб формалашдыьы илк дюврлярдян башлайараг узаг, йахын халгларын ядябиййатлары иля даим гаршылыглы ялагядя вя тямасда олмуш, онлара юз йарадыжылыг тяжрцбясиндян ня ися вермиш вя тябиидир ки, щямин просесин якси дя баш вермиш, йяни щямин ядябиййат диэяр халгларын ядябиййатындан файдаланмышдыр. Тарих бойу давам едян гаршылыглы файдаланма просеси бядии йарадыжылыьын даща чевик вя динамик ъанры олан лирик поезийада юзцнц хцсусиля габарыг бирузя верир. Мящз бу йолла милли поезийамыз доьма ъанрларла бярабяр, няинки тякжя сонет, баллада вя саирляр кими алынма, синтез ъанрларла да зянэинляшмишдир. Вя демяк лазымдыр ки, щямин ъанрлар уьурлу гялям тяжрцбяси сайясиндя ядяби просесдя там вятяндашлыг щцгугу газанмыш, мцхтялиф шаирлярин йарадыжылыьында бир лай тяшкил етмишдир. Бир жящяти дя гейд етмяк важибдир ки, Адил Бабайев сонет ъанрыны сечяркян, ону Азярбайжан ядябиййатына эятиряркян механики тятбиг цсулуна алудя олмамыш, щямин ъанра милли овгат, Азярбайжан поезийасына хас лириклик вермишдир. Лакин сонетя мараг щяр заман ейни олмамыш, беля ки, ХЫВ-ХЫХ ясрляр арасында бу ъанра мараг о дяряжядя азалмышдыр ки, щятта о, сцгута уьрамыш сайылырды. ХВЫ ясрдя сонетя артан нисби мараг ХХ ясрин 30-жу илляриндя даща да артмышдыр. Тябиидир ки, бу ъанр Азярбайжан ядябиййатында да ХХ ясрин 30-жу илляриндян сонра таныныб. Сонет Азярбайжан шеириндян форма етибары иля фярглянся дя, бу ъанра мцражият едян сяняткарларын миллилийи горумасы щесабына мязмун, лирик тящкийя цсулу, бядии тясвир вя ифадя васитяляриня эюря поезийамызда гондарма ъанр кими эюрцнмир. 24 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Мцяййян дяряжядя сцгута уьрамасына бахмайараг, ХВЫ ясрдян башлайараг сонет Авропанын диэяр юлкяляринин поезийасында эениш йайылмаьа башламыш, ейни заманда тякмилляшмиш вя йени формаларла зянэинляшмишдир. Авропа поезийасынын сонет ъанрыны Азярбайжан поезийасында вятяндашлыг щцгугу верян йазарлардан бири дя Адил Бабайев олду. Демяк лазымдыр ки, Адил Бабайевя гядяр дя сонет ъанры Азярбайжан поезийасында айры-айры шаирлярин мцражият етдийи шеир формаларындан олуб. Лакин бязян бу мягсядли йох, тясадцфи характер дашыйыб. Азярбайжан шаирляриндян Сямяд Вурьун, Абдулла Шаиг, Шякяр Аслан, В.Щцсейнов вя башгалары да бу ъанрда уьурлу бядии нцмуняляр йаратмышдыр. Бунлардан биринжиси бу вя йа башга лирик ъанрларда йаздыьы ясярлярдя бязян адыны чякмядян сонетляря хас гурулушдан истифадя етмишдир. Мясялян, Сямяд Вурьунун «Комсомол поемасынын» илк мисралары белядир: Айазлы, шахталы бир гыш ахшамы, Йедди йолдаш олуб йола дцзялдик. Гарларла юртцлц бир дцзя эялдик. (Вурьун, 7). Поема классик мясняви ъанрында йазылмыш, онун гафийя системи дя щямин мисралар истисна олмагла, бу ъанрын тялябляриня уйьундур. Лакин йухарыда эятирдийимиз цч мисралыг парча Гярб поезийасындакы совет ъанрынын цчлцйцнц, йяни «Илащи комедийа»нын формасыны хатырладыр. Ола биляр ки, бу бир тясадцф олсун вя сюзэялиши ишлядилсин. Амма шаирин щямин формадан сонракы ясярлярдя дя истифадя етмяси, зяннимизжя, онун бу истигамятдя йени бядии ифадя ахтарышлары иля ялагядардыр. Шаирин «Муьан» поемасында еля парчалар вар ки, анжаг цчлцклярля йазылмышдыр: …Кцрцн гыраьында, Муьан дцзцндя, Зямиси, тарласы суйун эюзцндя. Салманлы адланан бир кяндимиз вар. Онун дюрд йанында йашыл тарлалар, Сейряк аьажлыглар, гамышлыглар да, Там йашыл эюрцнцр лап сон бащарда. …Цз-цзя дурмушдур суваглы дамлар, Щай вериб, щай алыр эцмращ адамлар. Гызлар су эютцрцр лилли архлардан. (Вурьун, 386) Вердийимиз бу парчада сонетин цчлцк формасы иля охшарлыг айдын эюзя чарпыр. Лакин мювзудан, даща доьрусу, лирик тяряннцм сяжиййясиндян асылы олараг, бядии ифадя тярзинин ряванлыьыны вя эюзяллийини тямин етмяк цчцн мцяллиф шеирин гафийя гурулушунда мцяййян дяйишикликляр етмишдир. Башга сюзля, о, поезийамыза йенижя гядям гоймуш ъанра, онун бядии имканларына йарадыжылыгла йанашмышдыр. Ону да демяк лазымдыр ки, сонет ъанрынын тяшяккцлцндя, формалашмасында вя ишлянмя тяжрцбясиндя беля вариасийалара, дяйишиклик вя тякмилляшмя щалларына башга юлкялярин бядии ядябиййатларында да раст эялмяк мцмкцндцр. Даща доьрусу, бядии просес цчцн беля щаллар ади щадисядир. Тясадцфи щал дейил ки, мцасир ядябиййатшцнаслыьымызда йухарыдакы нцмуняйя уйьун олан сонетляр чялянэини бязян поема адландырырлар. Фикримизжя, бу истилащы дягигляшдирмяйя ещтийаж вар. Яслиндя, щяр чялянэ ейни вя йа йахын мювзуда йазылмыш шеирляр топлусудур. Поемаларда мцяййян сцъет хятти, щадисяляр, тящкийяляр вя нящайят сурятляр олдуьу щалда, чялянэлярдя бунлар йохдур. Айрылыгда эютцрцлмцш лирик шеирляр, силсилялярдя дя лирик 25 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE гящряман мцяллифин юзцдцр. Ейни бир щал сонетдя дя юзцнц эюстярир. Йери эялмишкян, сонет чялянэи адландырылан щямин топлу шеирляр сонетлярин ян мцряккяб вя чятин формасыдыр. О, шаирдян бюйцк истедадла бярабяр, дярин билик вя мцшащидя бажарыьы, бядии-фялсяфи идрак, цмумиляшдирмя тяжрцбяси, поетик вярдиш, йцксяк бядии дил мядяниййяти тяляб едир. Сонет чялянэи гаршыйа гойулан проблеми комплекс шякилдя щялл етмяйя чалышыр вя шярти олараг дейя билярик ки, о, поема ъанрына уйьун эялир. Сонет ися кичик щяжмли олмагла, ян йахшы щалда, силсиля тяшкил едя биляр. Азярбайжан поезийасында сонет чялянэи Сямяд Вурьун йарадыжылыьы тимсалында мцшащидя едилир вя бу да, гейд етдийимиз кими, мягсядли шякилдя олмайыб. Диэяр сонет йарадыжылары, о жцмлядян, Адил Бабайев сонет чялянэи йаратмайыб. Анжаг сонет чялянэи вя йа сонет формасында ифадя олунмасындан асылы олмайараг бу ъанрда йазылмыш ясил бядии сюз нцмуняси мязмунун дярин ифадяси цчцн щяжмдян асылы олмур. Мясялян, сонетчи шаир кими танынан Вагиф Щцсейнов «Инсан» адлы сонетиндя инсанын жямиййятдя йери, онун мянявиййаты, онун инсан топлумунда мювгейи вя гаршылыглы ялагяляри, нящайят, щяйат вя тябиятя даир мцяллифин ижтимаи фялсяфи фикир вя дцшцнжяляри ясас йер тутур. Щям дя шаирин юз оьлу иля мящраманя сющбяти щяр щансы дидактикадан чох-чох узагдыр, о, нясищят вермир, яксиня, инсаны онун сирли-сещрли мяналарла долу дцнйасыны сяхавятля, шювгля тясвир вя тяряннцм едир. Щамыдан аьыллы, щамыдан эюзял, Бир гыз йолларында дайаныб, оьул! Ня хына эюрцбдцр о эюйярчин ял, Ня дя сир-сифяти бойаныб, оьул. Еля эюзялдир ки, сян йемя, ичмя, Тамашасына дур щцснцн, гамятин. О гызын йанындан мцрэцлц кечмя, Сянин талейиндир, сянин гисмятин. Онун сачларында йайлаьын ятри, Онун няфясиндя булаьын ятри. Щцнярдя, гейрятдя бир диши аслан. Жащанда юлцм дя ешгя баш яйир, Йер дейир, эюй дейир, дянизляр дейир: Щамыдан эцжлцсян, Инсан, ей Инсан. (Щцсейнов, 66). Эюрцндцйц кими, сонет силсиляси бир щадисядян, мятлябдян диэяриня кяскин маневр етмякля кечмяйя эениш имкан йарадыб. Эюзялин тясвириндян бирдян-биря щяйат вя ижтимаи фялсяфи фикирляря, дцшцнжяляря кечилмяси охужуну о гядяр дя диксиндирмир, чцнки шеирин гурулушу, дюрдлцкляр вя цчлцклярин нювбяляшмяси ритмиклийин мязмуна хидмят етмясиня бир гядяр имкан верир. Шцбщясиз ки, беля мязмун сычрайышы мясняви ъанрында олса иди, ясярин щиссяляри арасында щармонийа, ащянэдарлыг позуларды. Демяли, шеирдя, нязмдя форма ритмиклийя хидмят етмякля йанашы, мязмун дольунлуьуна да истигамят верир. Лакин мювзудан мювзуйа кечмяк цчцн едилян бу кяскин маневр Адил Бабайев сонетляриндя тясвир вя фялсяфи йекун истигамятиндя эетдийиндян, о гядяр дя цздя олмур: Ряссам лювщя йарадыр, чюрякчи ун яляйир, Гяввас суйун дибиндян тапыр мирвари, инжи. Инсанын цряйиня эцняшдян нур чиляйир Юз ялинин зящмяти, юз ишинин севинжи. 26 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Юзэянин мющнятиндян, юзэянин зящмятиндян Варланыб хош йашамаг хошбяхтлик сайылармы? Тяр иля зинятлянян зящмятин шющрятиндян Бюйцк шющрят олармы, бяхтийарлыг олармы? Унутмайаг бир ан да инсанлыг гцруруну, Юмрцмцзя ичирдяк эюзцмцзцн нуруну. Фяхр еляйяк щяр заман алнымызын тярийля. Дцшмяйяк щярислийин чиркаблы изляриня, Бахаг ясрин, щяйатын, инсанын эюзляриня, Намуслу бир инсанын горхусуз эюзлярийля. (Бабайев, 109) Вагиф Щцсейновин йухарыда вердийимиз сонетиндя олдуьу кими, бу сонетдя дя яввял тясвир, сонра фялсяфи йекун, нятижя эялир. Етираф едяк ки, Вагиф Щцсейнов сонетиндя мювзудан мювзуйа кяскин сычрайыш щисс едился дя, Адил Бабайевдя бу кечид бир гядяр щармоникдир, рабитялидир. Чцнки икинжи дюрдлцкдя суаллар силсиляси охужуну йекун, фялсяфи жаваба щазырлайыр. Адил Бабайевин сонетляри мювзу вя мязмун етибариля рянэарянэдир, ялвандыр, даща доьрусу, поезийанын милли ъанрларында яслини тапан мотивляр сонетляр цчцн дя ейни жцр актуалдыр вя тябият вя инсан, торпаьа баьлылыг, йашамаг вя йаратмаг щявяси, севэи вя мящяббят дуйьулары, мяняви-психолоъи мягамлар, фялсяфи дцшцнжяляр охужу цчцн мараглы мювзулардан ола биляр. Адил лирик шаирдир. Онун шеир рцбабынын сядалары рянэарянэдир, щяйатын, тябиятин щяр щадисяси онун шаир кюнлцнц щяйяжана, риггятя эятирирди, онун цчцн бюйцк-кичик мювзу, бюйцк-кичик щадися йох иди. О, истянилян проблеми, мювзуну хцсуси бир илщамла ясас бир ядяби анлайыш, мяфщум ятрафында жямляшдирирди – Инсан. Вя онун арзуларына, эяляжяйиня хидмят. О, Вятяндян дя, онун йолларындан да, тябият тясвириндян дя, ижтимаи-сийаси щадисялярдян дя, щятта кцлякдян дя, улдузлардан да данышанда сон нятижя кими Инсана эялиб чыхырды. Инсан Адил Бабайевин юлчц ващидидир. Онун гялби Инсана мящяббятля вя шяфгятля долудур. Инсана, онун гурдуьу жямиййятя файда эятирян щяр щансы щадися йахшыдыр, эюзялдир, мягбулдур, инсана зийан верян, онун сяадятиня гаршы чеврилян щяр щансы щадися писдир, ейбяжярдир, нифрятя лайигдир. Инсанын инсандан няйися ясирэямяси бюйцк бир ел гынаьыдыр. Адил Бабайев сонетляриндя хошбяхтлик анлайышы да юзцнямяхсус шякилдя изащыны тапыр. О, бу анлайышы дяйишмяз, донуг, бцтцн дюврляр цчцн ейни бир мяна верян мяфщум кими эютцрмцр. Халгымызын кечмиши цчцн вятяни азад эюрмяк, зцлм вя истисмары арадан галдырмаг хошбяхтлик сайылырдыса, шаирин дюврц цчцн щямин анлайыш йени мащиййят дашыйырды. Щямин мювзудан данышан Айдын Микайылов Адил Бабайев сонетляриндяки хошбяхтлийи бу ъцр сяжиййяляндирир: «Хошбяхтлик инди совет адамларындан ютрц даща чох яхлаги, мяняви мязмунла зянэинляшмишдир» (Микайылов, 6.) Шаир хошбяхтлийи вясф едяряк бяхтийарлыьы беля сяжиййяляндирир: Юзэянин дювлятиндян, юзэянин зящмятиндян, Варланыб хош йашамаг хошбяхтлик сайылармы? Тяр иля зинятлянян зящмятин шющрятиндян Бюйцк шющрят олармы, бяхтийарлыг олармы? Адил Бабайев сонетляринин цмуми мязмуну щаггында данышаркян онун бу ъанрда йаздыьы илк вя сон шеириня диггят йетирмямяк мцмкцн дейил. Шаир илк сонетини 1949-жу 27 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE илин нойабрында йазмышдыр. Бу, «Кешикдя» адланыр вя ХХ ясрин ян дящшятли мцщарибясиндян мяьлуб чыхан Берлинин мянзярясиня, онун кцчяляриндя кешик чякмякля дцнйанын динжлийини горуйан Азярбайжанлы ясэярин хяйал аляминин лирикасына щяср едилмишдир: Сакит няфяс алыр Берлин шящяри, Чюкцр мешялярин гойнуна ахшам. Бир ясэяр гялбиндя сонсуз бир илщам, Динляйир ужалан тяраняляри. Бюйцк бир бинанын дурмуш йанында, О жаван тутараг ялиндя йараг. Няьмя эянж гялбиня мизраб вурараг Язиз бир дийары эятирир йада. (Бабайев, 27). Щямин бу сонет гурулуш вя гафийя системиня эюря мцкяммялдир вя бу шеирдя Азярбайжан поезийасындан эялян бир сяжиййя, хцсусиля сцъетли шеир яламяти диггяти жялб едир. Беля ки, лирик сонетдя мцхтясяр бир сцъет, шаирин юзц иля бярабяр ясэяр вя ана суряти дя йарадылмышдыр. Шаирин сонунжу сонети ися чап едилмяйиб, чцнки онун оьлу Етибар Бабайевин етираф етдийи кими, «Адил Бабайевин ев архивиндя олан, истифадя етмядийи гейд дяфтярлярини эютцрцб ишлятмяк аьырдыр. Чцнки бунлар Адил Бабайевин йазылмайан шеирляри, сяслянмяйян няьмяляридир: Мян юмцр истямирям рийа, хяйанят цчцн, Йурдума эяряк олан сюз цчцн, сянят цчцн, Юмцрдян доймамышам, щяйатдан доймамышам... Бу, онун йаздыьы сон сонетин сон мисраларыдыр» (Етибар, 10). Цмуми мянасы, мяьзи вя гайяси вятянпярвярлик, щуманизм, камил инсан олан Адил Бабайев сонетляри инсан вя жямиййят, инсан вя тябиййят, инсанын башгаларына вя юзцня мцнасибяти онун дахили щяйяжанларыны, истяк вя арзуларыны ишыгландырыр. Бу гайя вя идейалар щамымыза юрняк олмалыдыр, инсан --- халгынын, вятянинин ювлады олан щяр бир адам щяйатда чятинликдян горхмамалы, башгаларынын дярдиня шярик, севинжиня ортаг олмаьы бажармалыдыр. Ядябиййат сийащысы 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. А.Бабайев. Гылынжлар арасында. Бакы, Эянжлик, 1970, с.32. Сямяд Вурьун. Ясярляри, ЫЫЫ жилд, Бакы, ЕА-нын няшриййаты, 1960, с.7. Сямяд Вурьун. Ясярляри, ЫЫЫ жилд, Бакы, ЕА-нын няшриййаты, 1960, с.386. В. Щцсейнов. Дцнйа, сяня боржум галды. Бакы, Дцнйа, 1996, с.66. А.Бабайев. Сонетляр. “Азярбайжан” ъурналы, 1971, № 2, с.109-113. А.Микайылов. Лирик сятирляр. “Ядябиййат вя инжясянят” гязети, 16 октйабр 1971-жи ил. А. Бабайев. Мяним абидям. Бакы, Эянжлик, 1979, с. 120 с. Е.Бабайев. Ата олсам беля, ата истярям. “Жцмя ахшамы” гязети, Бакы, 2000-жи ил, 25-27 йанвар. 28 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE КУР’АН-Ы КЕРИМ’ДЕ БЕНЗЕМЕЛЕР ВЕ ФАРКЛЫЛЫКЛАР SIMILARITIES AND VARIETIES IN QU’RAN Nesrulla Naiboğlu MEMMEDOV* Özet Kuran-ı Kerim’ de sıradan yazım farklılığı gibi görüken bir takım kelimeler var ki, aslına bakılırsa söz konusu kelimeler belağat ve icaz özelliği taşırlar. İlk baktığımızda yaklaşık olarak aynı anlam gibi etki yapan bu sözcükler derinden incelemeler yapılınca onların ince anlamlar bildirdiğini görebiliriz. Kuran’da her kelime kendine has yerini bulmuştur. Bu yüzden de tabirlerdeki benzemeler ve farklılıklar güzel görünüm için değil, daha derin anlamlar ibraz etme amacını taşır. Bu da anlamın daha etkili daha anlaşılır iletilmesine hizmet etmiştir. Söz konusu durum Kuran’ın genel uslübu içerisinde bir uyum ve aheng sağlamaktadır. Anahtar kelimeler: Kuranın uslübu, belağat, icaz, benzemeler ve farklılık, ahengtarlık. Abstract Some words seemed to be simple orthographical unit in Qu’ran, but in reality meanings have their own unique, eloquence and miracle. The words have the same meanings at the first sight, but if we look throw them attentively we can see their irreplaceability. Each word has been used in Qu’ran in its unique precise meaning. That’s why the similarity of expressions and its variety has not been created for the play of the words. It was used to express deeper meaning, and this helps to understand it in the best way. This case helps to create special harmony in Qu’ran. Key words: Style of the Quran, eloquence, miracle, similarity, variety, harmony. * Doç. Dr., Bakü Devlet Üniversitesi 29 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Кур’ан услубцндеки юнемли ве диккатешайан юзелликлерден бири де айат ве ибарелерде кими щаллерде келиме ве келимелердеки щарфлерин фарклы кулланым шекиллеридир. Сырадан имлâ фарклылыьы эиби эюзцкен ишбу келимелер ъидди теткик едилинъе сюз конусу келиме ве щарфлерин балаьат ве еъаз юзеллиьин ташыдыьы мейдана чыкыйор ве диьер услуп юзелликлери эиби бу дурумун Илащи Китаб’ын сырларыны юьренмеде йардымъылыьы белли олуйор. Конуйу кыса кеселим дийе Кур’ан’даки Мекке кентинин адыны билдирмек амаъыйле кулланылмыш ﻣﻜﺔве ﺑﻜﺔкелимелерин кулланым услубуна диккат еделим. .ِﻴﻦ َ س َﻟﱠﻠﺬِي ِﺑ َﺒ ﱠﻜ َﺔ ُﻣﺒَﺎرَآ ًﺎ َو ُهﺪًى ﱢﻟ ْﻠﻌَﺎ َﻟﻤ ِ ﺿ َﻊ ﻟِﻠﻨﱠﺎ ِ ﺖ ُو ٍ ن َأ ﱠو َل َﺑ ْﻴ ِإ ﱠ (Доьрусу инсанлар ичин илк курулан ев Мекке’де, дцнйâлар ичин мцбарек ве доьру йол эюстерен Кâбе’дир (Али Имран: 96) Эюрцндцьц цзере, айет’те Мекке анламыны вермиш келиме ِ ﺑﻜﺔшеклинде кулланылмыштыр. Башка бир айет’те де О, ﻣﻜﺔшеклиндедир. Юрнеьин: ن َ ن اﻟﱠﻠ ُﻪ ِﺑﻤَﺎ َﺗ ْﻌ َﻤﻠُﻮ َ ﻋ َﻠ ْﻴ ِﻬ ْﻢ َوآَﺎ َ ﻇ َﻔ َﺮ ُآ ْﻢ ْ ن َأ ْ ﻦ َﻣ ﱠﻜ َﺔ ﻣِﻦ َﺑ ْﻌ ِﺪ َأ ِﻄ ْ ﻋ ْﻨﻬُﻢ ِﺑ َﺒ َ ﻒ َأ ْﻳ ِﺪ َﻳ ُﻬ ْﻢ ﻋَﻨ ُﻜ ْﻢ َوَأ ْﻳ ِﺪ َﻳ ُﻜ ْﻢ َو ُه َﻮ اﱠﻟﺬِي َآ ﱠ َﺑﺼِﻴﺮًا (Сизи онлара-(мцшриклере) цстцн кылдыктан сонра, Мекке бюлэесинде, онларын еллерини Сизден, Сизин еллеринизи онлардан эери тутан, савашы юнлейен О’дур. Аллащ йаптыкларынызы эюрендир. (Ел-Фетищ 25) Айетте сюз конусу анлам даща чок йайэын олан ﻣﻜﺔкелимесийле ифаде едилмиштир. Âли Имран суресиндеки айны анламын ﺑﻜﺔкелимеси йардымыйле ифаде едилмесине эелинъе, бу сонраки айетин манасыйле илэили олабилир. Чцнкц, билэинлер, сонракы айетте ...ﻼ ً ﺳﺒِﻴ َ ع ِإ َﻟ ْﻴ ِﻪ َ ﺳ َﺘﻄَﺎ ْ ﻦا ِ ﺖ َﻣ ِ ﺞ ا ْﻟ َﺒ ْﻴ ﺣﱡ ِ س ِ ﻋﻠَﻰ اﻟﻨﱠﺎ َ َو ِﻟّﻠ ِﻪ... (Орайа йол була билен инсана, Аллащ ичин о еви ( Кабе’йи) щаъъетмеси эереклидир. (Âли Имран 97 ) денилдиьинден долайы ﺑﻜﺔ келимесинин кулланылмасынын анлама даща йакын олмасыны белиртмишлердир. Малûм, Щаъ заманы чок бцйцк бир калабалык олушуйор ве ﺑﻚкелимеси де калабалыьы ифаде еттиьи ичин ﺑﻜﺔкелимеси уйэун келиме оларак сечилмиштир (Ес-Семерраи 1974: 154). Ел-Фетищ сцресиндейсе сюз конусу мâнâ сык сык кулланылмыш ﻣﻜﺔкелимесинин йардымыйле ифаде едилерек кендине щас позисйонда кулланылмасыны саьламыштыр. Йукарыйа эечирдиьимиз айетте йине айны анламын ﺑﻜﺔшеклинде ифадесинин бир себеби де шюйле ачыкланмыштыр: Сюз конусу айеттеки келиме ﺑﻜﺔшеклинде йазылмыш олсайды о заман суредеки щарфлерин сайысыйле илэили варолан бюлэц бозулабилирди. Чцнкц суренин башындакы мукатте щарфлерин ( )اﻟﻢэенелде, кулланым тезлиьи суреде 5662 кез олуб 19 ракамынын 298’е чарпылмасындан алынмыш щасыла берабердир. Еьер келиме ﻣﻜﺔ шеклинде назыл олмуш олсайды о заман онун топламы мукатте щарфлер ичин ортак ракам олан 19’а таксим олунмазды (Щелифе 1983: 47). 30 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Йукарыда кайдеттиьимиз щер ики себеп де келименин ﺑﻜﺔшеклинде назыл олунмасына есас алынабилир. Конуйле илэили диьер келимелерин кулланым услûбцнц эюзден эечирмек уйэун олурду. Юрнеьин: ﻋ ُﻔ ّﻮًا َﻗﺪِﻳﺮًا َ ن َ ن اﻟّﻠ َﻪ آَﺎ ﺳ َﻮ ٍء َﻓ ِﺈ ﱠ ُ ﺨﻔُﻮ ُﻩ َأ ْو َﺗ ْﻌﻔُﻮ ْا ﻋَﻦ ْ ﺧﻴْﺮًا َأ ْو ُﺗ َ إِن ُﺗ ْﺒﺪُو ْا (Бир ийилиьи ачыьа вурур, йащут эизли тутсаныз вейâ сизлер бир кютцлцьц аффедерсениз, билин ки Аллащ да Аффеден’дир. Эцчлц олан’дыр. Ен-Ниса:149) Диьер бир айет’те де шюйле буйурулмактадыр. ﻋﻠِﻴﻤ ًﺎ َ ﻲ ٍء ْ ﺷ َ ن ِﺑ ُﻜﻞﱢ َ ن اﻟﱠﻠ َﻪ آَﺎ ﺨﻔُﻮ ُﻩ َﻓ ِﺈ ﱠ ْ ﺷﻴْﺌ ًﺎ َأ ْو ُﺗ َ إِن ُﺗ ْﺒﺪُوا (Бир шейи ачыкласаныз ды эизлесениз де Аллащ шцбщесиз щепсини билир. ЕлЕщзаб:54) َ إِن ُﺗ ْﺒﺪُواфарклы кулланымыны Биринъи юрнекте ﺧﻴْﺮًا َ إِن ُﺗ ْﺒﺪُو ْا, икинъи юрнектейсе ﺷﻴْﺌًﺎ эюрмектейиз. Бу, Ен-Ниса суресиндеки сюз конусу ифадеден юнъеки айетте: ﻋﻠِﻴﻤ ًﺎ َ ﺳ ِﻤﻴﻌ ًﺎ َ ن اﻟّﻠ ُﻪ َ ﻇ ِﻠ َﻢ َوآَﺎ ُ ﻦ ا ْﻟ َﻘ ْﻮ ِل ِإ ﱠﻻ ﻣَﻦ َ ﺴ َﻮ ِء ِﻣ ﺠ ْﻬ َﺮ ﺑِﺎﻟ ﱡ َ ﺤﺐﱡ اﻟّﻠ ُﻪ ا ْﻟ ِ ﱠﻻ ُﻳ (Аллащ зулме уьрайан кимседен башкасынын, кютцлцьц сюзле биле ачыкламасыны севмез, Аллащ ишитир ве билир) денилмесийле иллэили олуп айны услцбе уйэун оларак сонраки айетте: Еэер ийилиьи ачыьа вурурсаныз...дийе кайдедилмектедир ки, бурадаки ийилиьин ачыьа вурулмасы , кютц сюзцн ачык сюйленмесинин ( кютцлцьц сюзле ачыклама) акси олуп каршыт анлам ташыр. Сонраки юрнеье эелдиктейсе, ондан юнъеки айетлерде: ...وَاﻟﱠﻠ ُﻪ َﻳ ْﻌ َﻠ ُﻢ ﻣَﺎ ﻓِﻲ ُﻗﻠُﻮ ِﺑ ُﻜ ْﻢ... «Аллащ калблеримизде оланы билир» (Ел-Ещзаб: 51) ﻲ ٍء ﱠرﻗِﻴﺒًﺎ َ ن اﻟﱠﻠ ُﻪ ْ ﺷ َ ﻋﻠَﻰ ُآﻞﱢ َ َوآَﺎ... «Аллащ щер шейи эюзетмектедир» (Ел-Ещзаб: 52) буйурулдуьу ичин сонраки (54’нъц) айетте де услубе уйэун оларак: Бир шейи ачыкласаныз да эизлесениз де (фаркетмез!) «Аллащ шцбщесиз щепсини билир» денилмектедир. Бюйлеъе, щер бир келиме кендине уйэун йерде кулланыларак долу анлам арзетмейе щизмет едер. Диьер йандан, айетлердеки келимелерин кулланылмасы ики юнемли пренсипи ищтива едер: Биринъиси, анлам ве метин, икинъиси, келименин шекил ве телâффцзц. Аъеба, бюйлеъе не дцшцнцлмцш? Кайдеттиклеримизле илэили оларак айетлере баш вуралым. ...ﻦ ا ْﻟ َﻘ ْﺘ ِﻞ َ ﺷ ﱡﺪ ِﻣ َ ﺧ َﺮﺟُﻮ ُآ ْﻢ وَا ْﻟ ِﻔ ْﺘ َﻨ ُﺔ َأ ْ ﺚ َأ ُ ﺣ ْﻴ َ ﻦ ْ ﺧ ِﺮﺟُﻮهُﻢ ﱢﻣ ْ ﺚ َﺛ ِﻘ ْﻔ ُﺘﻤُﻮ ُه ْﻢ َوَأ ُ ﺣ ْﻴ َ وَا ْﻗ ُﺘﻠُﻮ ُه ْﻢ (Онлары (Мекке мцшриклерини ) булдуьунуз йерде юлдцрцн. Сизи чыкардыклары йерден (Мекке’ден) сиз де онлары чыкарын. Фитне чыкармак (Мцшриклерин фитнеси), адам юлдцрмектен даща кютцдцр... (Ел-Бакара:191) Ве ﺤﺮَا ِم َ ﺠ ِﺪ ا ْﻟ ِﺴ ْ ﺳﺒِﻴ ِﻞ اﻟّﻠ ِﻪ َو ُآ ْﻔ ٌﺮ ِﺑ ِﻪ وَا ْﻟ َﻤ َ ﺻ ﱞﺪ ﻋَﻦ َ ﺤﺮَا ِم ِﻗﺘَﺎ ٍل ﻓِﻴ ِﻪ ُﻗ ْﻞ ِﻗﺘَﺎ ٌل ﻓِﻴ ِﻪ َآﺒِﻴ ٌﺮ َو َ ﺸ ْﻬ ِﺮ ا ْﻟ ﻦ اﻟ ﱠ ِﻋ َ ﻚ َ ﺴ َﺄﻟُﻮ َﻧ ْ َﻳ ...ﻦ ا ْﻟ َﻘ ْﺘ ِﻞ َ ج َأ ْه ِﻠ ِﻪ ِﻣ ْﻨ ُﻪ َأ ْآ َﺒ ُﺮ ﻋِﻨ َﺪ اﻟّﻠ ِﻪ وَا ْﻟ ِﻔ ْﺘ َﻨ ُﺔ َأ ْآ َﺒ ُﺮ ِﻣ ُ ﺧﺮَا ْ َوِإ Ей Мущаммед! Сана щцрмет едилен ай’ы, о ай’даки савашы сорарлар. Де ки, «О айда савашмак бцйцк сучтур. Аллащ йолундан алыкоймак, О’ну инкâр етмек, 31 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Месъид-и Щарам’а енэел олмак ве щалкыны орадан чыкармак Аллащ катында даща бцйцк сучтур. Фитне чыкармак исе юлдцрмектен даща бцйцктцр.(Ел-Бакара:217) Биринъи айетте اﻟﻔﺘﻨﺔ أﺷﺪ ﻣﻦ اﻟﻘﺘﻞденилдиьи щалде, икинъи айетте اﻟﻔﺘﻨﺔ أآﺒﺮ ﻣﻦ اﻟﻘﺘﻞ денилмектедир. Бюйле ифаде икинъи айетте бцйцк чалышмалар сюз конусу олдуьундандыр. Шюйле ки, ﻗﻞ ﻗﺘﺎل ﻓﻴﻪ آﺒﻴﺮве وإﺧﺮاج أهﻠﻪ أآﺒﺮ ﻋﻨﺪ اﷲдийе буйурулур ве метне ве мâнâйа уйсун дийе أآﺒﺮкелимеси кулланылмыш ве бунунла да анлам тамамланмыштыр. Икинъи айетте исе метинде проблем башка шекилде олуп Кâфирлере шиддет уйэулама емролунур. Бу йцзден де бу айетте أﺷﺪкелимеси юзел бир шекилде кулланыларак кендине щас йерини тутмуштур. Айры айры айетлерде буна бензер фарклы куллланымлардан йарарланыларак йцксек мантык ве исабетли анламлар тцретилмесине Кур’анын бирчок йерлеринде растланылабилир. Юрнеьин ﻦ َ ﺧﺮِﻳ ِ ض ِإﻟﱠﺎ ﻣَﻦ ﺷَﺎء اﻟﱠﻠ ُﻪ َو ُآ ﱞﻞ َأ َﺗ ْﻮ ُﻩ دَا ِ ت َوﻣَﻦ ﻓِﻲ ا ْﻟ َﺄ ْر ِ ﺴﻤَﺎوَا ع ﻣَﻦ ﻓِﻲ اﻟ ﱠ َ ﺦ ﻓِﻲ اﻟﺼﱡﻮ ِر َﻓ َﻔ ِﺰ ُ َو َﻳ ْﻮ َم ﻳُﻨ َﻔ Сûр’а цфцрцлдцьц эцн, Аллащын диледиклери бир йана, эюклерде оланлар да йерде оланлар да корку ичинде калырлар, щепси Аллащ’а бойунлары бцкцлмцш оларак эелирлер (Ен-Немл:87) Ве ﺧﺮَى َﻓ ِﺈذَا هُﻢ ْ ﺦ ﻓِﻴ ِﻪ ُأ َ ض ِإﻟﱠﺎ ﻣَﻦ ﺷَﺎء اﻟﱠﻠ ُﻪ ُﺛﻢﱠ ُﻧ ِﻔ ِ ت َوﻣَﻦ ﻓِﻲ ا ْﻟ َﺄ ْر ِ ﺴﻤَﺎوَا ﻖ ﻣَﻦ ﻓِﻲ اﻟ ﱠ َ ﺼ ِﻌ َ ﺦ ﻓِﻲ اﻟﺼﱡﻮ ِر َﻓ َ َو ُﻧ ِﻔ ن َ ﻈﺮُو ُ ِﻗﻴَﺎ ٌم ﻳَﻨ Сûр’а цфленинъе, Аллащын диледиьи бир йана эюклерде оланлар, йерде оланлар щепси дцшцп юлцр. Сонра Сûр’а бир даща цфленинъе щемен айаьа калкып бакышыр дурурлар.(Яз-Зумер:68) Эюрцндцьц цзере, биринъи юрнектеки айетте ( ﻓﺰعкоркмак) келимеси кулланылдыьы щалде, икинъи айетте ( ﺻﻌﻖсарсмак) ейлеминден йарарланылмыштыр. Айетлерин услûбцне эюз атаъак олурсак, илк бактыьымызда юнемсиз эюзцкен бу фаркларын, аслына бакылырса, метин ичерисинде щассас анлам тцретмейе йардым едер ве мантыьы даща еткили кылмайа щизмет еттиьи белли олур. Суре ичерисинде сюз конусу айетлерден еввел ве сонра эелен айетлере бактыьымызда, бу келимелерин щер биринин онлара уйэун йерлерде илащи такдире есасен кулланыларак олаьанцстц щассасиййетле ве титизликле сечилдиьи тезащцр едер. Кирманинин фикрине эюре, ен-Немл суресинде ﻓﺰعейлеминин кулланылмасы суренин 89’нъу айетиндеки وهﻢ ﻣﻦ ﻓﺰع ﻳﻮﻣﺌﺬ ﺁﻣﻨﻮن... «онлар о эцнцн (кыйамет эцнц) коркусундан эцвен алтындадырлыр» фикрийле, «ез-Зумер» суресинде ﺻﻌﻖ ейлеминин кулланылмасы исе айны суренин 30’нъу айетинде اﻧﻚ ﻣﻴﺖ واﻧﻬﻢ ﻣﻴﺘﻮن «шцбщесиз ки, сен де юлеъексин, онлар да юлеъеклер» фикрийле илэилидир (Ел-Кирмани 1964: 359). Бу кабилден олан щаллерин Куран’ы Керим’де эениш чапта йер алмасы чок илэинчтир. Конуйу даща деринине инъелемек максадыйле «ел-Енам» суресинин 5’нъи ве «еш-Шцара» суресинин 6’нъы айетлерини даща титизликле инъелемейи уйэун булдук: ن َ ﺴ َﺘ ْﻬ ِﺰﺋُﻮ ْ ف َﻳ ْﺄﺗِﻴ ِﻬ ْﻢ أَﻧﺒَﺎء ﻣَﺎ آَﺎﻧُﻮ ْا ِﺑ ِﻪ َﻳ َ ﺴ ْﻮ َ ﻖ َﻟﻤﱠﺎ ﺟَﺎء ُه ْﻢ َﻓ ﺤ ﱢ َ َﻓ َﻘ ْﺪ َآ ﱠﺬﺑُﻮ ْا ﺑِﺎ ْﻟ 32 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Эерчек Кур’ан кендилерине эелинъе ону йаланладылар. (Мцшриклерин) алайа алдыклары шейин щаберлери кендилерине эелеъектир. (ел-Енам:5) ﺴ َﺘ ْﻬ ِﺰﺋُﻮن ْ ﺴ َﻴ ْﺄﺗِﻴ ِﻬ ْﻢ أَﻧﺒَﺎء ﻣَﺎ آَﺎﻧُﻮا ِﺑ ِﻪ َﻳ َ َﻓ َﻘ ْﺪ َآ ﱠﺬﺑُﻮا َﻓ Евет, йаланладылар ( Кур’аны) алай едип дурдуклары шейлерин щаберлери кендилерине улашаъактыр (еш-Шуара:6) Шу ики айети диккатле эюзден эечирирсек эюрцрцз ки, биринъи айетте эелеъек заманы белиртмек ичин ﺳﻮفкулланылдыьы щалде, икинъиде ﺳـедаты кулланылмыш, биринъи айетте اﻟﺤﻖкелимеси кайдолундуьу щалде, икинъи айетте бу келиме кулланылмамыштыр. Кур’ан-ы Керимде ек илâвелерин булунмадыьыны, лцзумсуз келимелерин ве щарфлерин олмадыьыны диккате алырсак, бюйлесине щаллерин кесин себеплер йцзцнден мейдана чыктыьыны эюрцрцз. Юнъеликле, шуну белиртелим ки, اﻟﺤﻖкелимеси «ел-Енам» суресинин чешитли айетлеринде он ики кез кулланылдыьы щалде «еш-Шуара» суресинде кайдолунмамыш булунмактадыр. Эенел табир акынына уйэун оларак бу келиме биринъи айетте кулланылдыьы щалде, икинъиде булунмамыштыр дийе тащмин едебилириз. «Ел-Енам» суресинде ﺳﻮفедатынын кулланылмасына эелинъе, сюз конусу суреде вадолунмуш йцклемин (щаберин) «еш-Шуара» суресине оранла онлара даща узак эелеъекте вармасына бир ишарет оларак йорумланса эерек. Бюйле ки, ﺳﻮفедаты ﺳـедатына ниспетте даща узак заманы белиртмейе щизмет едийор. Бунун йанысыра, о едатлардан щер биринин ады эечмиш айетлерде йер алмасынын бир кач недени вардыр, инъелемемизин имкâнына дайанарак бунлардан йалныз икисине деьинелим: 1) «Еш-Шуара» суресинде бащсы эечмиш кâфирлер Мущаммед (с.а.с) ресулиллащын заманында йашамышлар ве буну юнъеки айетлер канытлар. «Ел-Енам» суресине эелинъе бурада эенелде кâфирлерден бащседилир. 2) «Ел-Енам суресинде «еш-Шуара»дан фарклы оларак тцм суре бойу вадолунмуш сон’ун эеъиктирилмесинден бащседилийор ве бу услûп сонуна кадар девам едер. Конуйла илэили башка бир меселе келименин белиртили ве белиртисиз кулланылмасыйле баьлыдыр. Юрнеьин: ...ﻖ ﺤ ﱢ َ ﻦ ِﺑ َﻐ ْﻴ ِﺮ ا ْﻟ َ ن اﻟ ﱠﻨ ِﺒﻴﱢﻴ َ ت اﻟﱠﻠ ِﻪ َو َﻳ ْﻘ ُﺘﻠُﻮ ِ ن ﺑِﺂﻳَﺎ َ ﻚ ِﺑ َﺄ ﱠﻧ ُﻬ ْﻢ آَﺎﻧُﻮ ْا َﻳ ْﻜ ُﻔﺮُو َ َذ ِﻟ... Бу, (ъеза) Аллащын айетлерини инкâр еттиклерине ве (Зекериййа, Йащйа ве Шуейб эиби) щаксыз йере пейэамберлери юлдцрмелериндендир. .(Ел-Бакара: 61) Эелелим «Али Имран» суресине: َ ت اﻟّﻠ ِﻪ َو َﻳ ْﻘ ُﺘﻠُﻮ ﻖ ﺣ ﱟ َ ن اﻷَﻧ ِﺒﻴَﺎ َء ِﺑ َﻐ ْﻴ ِﺮ ِ ن ﺑِﺂﻳَﺎ َ ﻚ ِﺑ َﺄ ﱠﻧ ُﻬ ْﻢ آَﺎﻧُﻮ ْا َﻳ ْﻜ ُﻔﺮُو َ َذ ِﻟ (Бу Аллащ’ын айетлерини инкâр етмелери ве щаксыз йере пейэамберлери юлдцрмелериндендир. «Али-Имран:112» Эюрдцьцмцз цзере, биринъи юрнекте اﻟﺤﻖкелимеси белирлилик билдирдиьи щалде, икинъи юрнекте ﺣﻖкелимеси белирсизлик шеклиндедир. Бюйле бир дурум шюйле ачыкланабилир: биринъи мисалде онларын пейэамберлери юлдцрмелерине белли ве 33 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE эерчектен щаклары олмадыьы щалде кендилерини юлдцрмцшлер (Ел-Ьарнати 1975: 7173). Икинъи мисалдейсе, бурада кону пейэамберлерин щаксыз фалансыз юлдцрцлмесийле илэили олдуьу ичин ﺣﻖэайр-и муаййен (белирсиз) оларак кулланылмыштыр. Сюз конусу айетлерле баьлы диьер фарклылык, юлдцрцлен пейэамберлерин сайысыйле илэилидир. Биринъи айетте ъем-и салим шеклиндеки اﻟﻨﺒﻴﻴﻦкулланылдыьы щалде, икинъи айетте اﻻﻧﺒﻴﺎءъем-и мцкессер шеклиндедир ки, бу да икинъи айетте юлдцрцлмеси сюз конусу олан пейэамберлерин сайысынын даща чок олмасыны саптамактадыр. Бундан да шюйле бир сонуъа варабилириз: щаксыз щукуксуз катледилмиш пейэамберлерин сайысы даща чок олмуштур. Айны заманда щем ъеми салим, щем де мцкессер шеклинде чоьул анламы ифаде еден келимелерде ъем-и мцкессерин даща бцйцк кемийет (сайы) белиртмеси арапъада йайэындыр (ЕсСемерраи 1991: 87). . Шуну да еклийелим ки, келимелерин мâнâйа баьлы базен белирлилик, базен де белирсизлик шеклинде кулланымы Кур’ан’да эениш чапта йайэын бир щалдир. Эелелим баьламларын чешитли айетлердеки фарклы шекиллерде кулланымына: Баьламлардан واوешсойлу тцмъе цйелери арасында, ﻓﺎءтертип ве ардыъыллык ﺛﻢ исе ардыъыллык ве бир аз сонрайа аит олма анламлары тцретмейе йарар. ’واوын кулланымында тертибат деьил, йалныз ешъинслилик касдедилийорса ’ﻓﺎءнин кулланылмасында тертибат ве ардыъыллык касдедилийорса ﺛﻢедатынын кулланылмасында тертибат ве ардыъыллык’ын йанысыра бир де заман сцреси касдедилир. Йукарыда эечирдиьимиз баьламларын кенди позисйонларында ве доьру кулланым шекли Кур’ан’да булунмактадыр. Юрнеьин: ﺸ َﺮ ُﻩ َ ُﺛﻢﱠ َأﻣَﺎ َﺗ ُﻪ َﻓ َﺄ ْﻗ َﺒ َﺮ ُﻩ ٭ ُﺛﻢﱠ ِإذَا ﺷَﺎء أَﻧ (Сонра ону юлдцрцр ве кабре койар. Сонра, диледиьи заман ону текрар дирилтир). (Ебесе 21-22). Диккатле бакаъак олурсак, ﻓﺄﻗﺒﺮﻩкелимесинин еввелинде ﻓﺎءбаьламы булундуьуну эюрцрцз. Бу да инсанын дефн олунмасынын юлцмцнден щемен сонра вуку булмасыйле баьлыдыр. Ондан сонра ﺛﻢбаьламынын эелмеси де дирилтменин дефинден даща сонра вуку булаъаьына ишареттир. Конуйле илэили башка бир айете эюз аталым. ن َ ﺟﻌُﻮ َ ﺤﻴِﻴ ُﻜ ْﻢ ُﺛﻢﱠ ِإ َﻟ ْﻴ ِﻪ ُﺗ ْﺮ ْ ﺣﻴَﺎ ُآ ْﻢ ُﺛﻢﱠ ُﻳﻤِﻴ ُﺘ ُﻜ ْﻢ ُﺛﻢﱠ ُﻳ ْ ن ﺑِﺎﻟﱠﻠ ِﻪ َوآُﻨ ُﺘ ْﻢ َأ ْﻣﻮَاﺗ ًﺎ َﻓَﺄ َ ﻒ َﺗ ْﻜ ُﻔﺮُو َ َآ ْﻴ Юлц идиниз сизлери дирилтти, сонра юлдцреъек текрар (кыйаметте) дирилтеъек ве сонунда О’на (О’нун щузуруна) дюнеъексиниз, юйлейкен Аллащы насыл инкâр едеъексиниз. (ел-Бакара:28) Эюрцйоруз ки, баьламалар мантыкауйэун бир шекилде дизилмишлер. Биринъи келименин булундуьу ﻓﺄﺣﻴﺎآﻢкелимесинден сонра диьер йерлерде ﺛﻢ баьламы теръищ едилмиш, ки бу да сюз конусу дурумлар арасындакы заман фаркыйла илэилидир. 34 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Куран цслубцнцн конуларындан олан бензерлик ве мущтелифлиьин (фарклылыкларын) тезащцрлеринден бири де олумсузлук едатларыдыр. Юрнек: ﻦ َ ﻋﻠِﻴ ٌﻢ ﺑِﺎﻟﻈﱠﺎ ِﻟﻤِﻴ َ ﺖ َأ ْﻳﺪِﻳ ِﻬ ْﻢ وَاﻟﱠﻠ ُﻪ ْ َوﻟَﺎ َﻳ َﺘ َﻤ ﱠﻨ ْﻮ َﻧ ُﻪ َأﺑَﺪًا ِﺑﻤَﺎ َﻗ ﱠﺪ َﻣ (Йаптыкларындан ютцрц, юлцмц асла дилемезлер. Аллащ залимлери (кâфирлери) билендир. (Ел-Ъумна:7) Ве: ﻦ َ ﻋﻠِﻴ ٌﻢ ﺑِﺎﻟﻈﱠﺎﻟِﻤﻴ َ ﺖ َأ ْﻳﺪِﻳ ِﻬ ْﻢ وَاﻟّﻠ ُﻪ ْ َوﻟَﻦ َﻳ َﺘ َﻤ ﱠﻨ ْﻮ ُﻩ َأﺑَﺪًا ِﺑﻤَﺎ َﻗ ﱠﺪ َﻣ (Буну, юнъеден ишледиклеринден ютцрц, асла дилемийеъеклердир. Аллащ залимлери (кâфирлери) билендир.). (Ел-Бакара:95) Щер бир айетин эенел окурлулуьуна, тонуна ве юндеки айетлерле бирарада белирттиьи анлам баьлылыьына уйэун оларак биринъи юрнекте олумсузлук билдирме ﻻ едатынын йардымыйле, икинъиде исе ﻟﻦедатынын йардымыйле, ифаде едилмиштир. Шу ики айеттеки олумсузлук едатларынын деьишик шекилде кулланылмасына заруретин булундуьуну ачыьа кавуштурмадан ютрц сюз конусу меселе цзеринде дурмак эерекир. Сюз конусу айетлерден доьрудан доьруйа юнде эелен айетлере бакаъак олурсак, эерчектен де щер едатын кендине аит йеринде кулланылдыьыны эюрцрцз. َ ُﻗ ْﻞ ﻳَﺎ َأ ﱡﻳﻬَﺎ اﱠﻟﺬِﻳ ت إِن آُﻨ ُﺘ ْﻢ َ س َﻓ َﺘ َﻤ ﱠﻨﻮُا ا ْﻟ َﻤ ْﻮ ِ ن اﻟﻨﱠﺎ ِ ﻋ ْﻤ ُﺘ ْﻢ َأ ﱠﻧ ُﻜ ْﻢ َأ ْو ِﻟﻴَﺎء ِﻟﱠﻠ ِﻪ ﻣِﻦ دُو َ ﻦ هَﺎدُوا إِن َز ﻦ َ ﺻَﺎ ِدﻗِﻴ (Ей Мущаммед!) Де ки, «Ей Йащудилер! Бцтцн инсанлар бир йана йалныз кендимизин Аллащын достлары олдуьунузу иддиа едийорсаныз ве бунда самими исениз, юлцмц дилесенизе!» (Ел-Ъумна: 6) Шимди де «Ел-Бакара» суресинин 94’нъц айетини инъелейелим: ﻦ َ ت إِن آُﻨ ُﺘ ْﻢ ﺻَﺎ ِدﻗِﻴ َ س َﻓ َﺘ َﻤ ﱠﻨ ُﻮ ْا ا ْﻟ َﻤ ْﻮ ِ ن اﻟﻨﱠﺎ ِ ﺼ ًﺔ ﻣﱢﻦ دُو َ ﺧ َﺮ ُة ﻋِﻨ َﺪ اﻟّﻠ ِﻪ ﺧَﺎ ِﻟ ِﻵ َ ﺖ َﻟ ُﻜ ُﻢ اﻟﺪﱠا ُر ا ْ ُﻗ ْﻞ إِن آَﺎ َﻧ (Де ки «Еьер âщирет йурду Аллащ катында башкаларына деьилде йалныз сизе мащсус исе ве еьер доьру сюзлц исениз, юлцмц дилесенизе!» Ел-Бакара: 94) Йукарыйа эечирдиьимиз ики айети диккатле эюзден эечирдикте эюрцйоруз ки, щер олумсузлук едаты метне уйэун оларак, там ве кенди позисйонунда кулланылмыштыр. Нитеким «Ел-Бакара» суресинде ащирет евинден бащседилдиьи ве бу узак бир замана аит бир меселе олдуьундан сонракы айетте метине уйэун оларак эелеъек заманын олумсузуну билдирен ﻟﻦедаты кулланылмыштыр. Биринъи юрнектейсе кону эенел заман олдуьу ичин ве эелеъекле илэиси олмадыьындан метине уйэун оларак эенел ве кесин олумсузлук едаты олан ﻻден йарарланмыштыр. Бунунла илэили диккат чекен щаллерден бири де бирбирине бензер айетлерде фарклы юнтакыларын кулланылмасыдыр. Илк оларак бактыьымызда айетлерде айны анлама эелдиьи щалде чешитли юрнеклерин кулланылмасыйле келимелерин мущтелиф шекилде кулланылмасы эиби эюзцкен бу иште аслына бакылырса, чок бцйцк щикмет ве анлам фаркы вардыр. Бюйле щаллерде сюз конусу фаркы анламак щич де колай деьилдир. Бунун ичин арапчанын эрамерини ийи ми ийи билмекле берабер, щем де тефсирлерден эениш чапта файдаланмак эерекир. Сюзцэечен щаллери эюрдцкте Аллащ 35 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE келамынын йетишемедиьимиз ве текраролунмаз анламлары каршысында щайрете дцшмемек имкансыз! Бунунла илэили «Ел-Бакара» ве «Али-Имран» сурелерине бакалым. ﻲ َ ط َوﻣَﺎ أُو ِﺗ ِ ﺳﺒَﺎ ْ ب وَاﻷ َ ق َو َﻳ ْﻌﻘُﻮ َ ﺳﺤَﺎ ْ ﺳﻤَﺎﻋِﻴ َﻞ َوِإ ْ ﻗُﻮﻟُﻮ ْا ﺁ َﻣﻨﱠﺎ ﺑِﺎﻟّﻠ ِﻪ َوﻣَﺎ أُﻧ ِﺰ َل ِإ َﻟ ْﻴﻨَﺎ َوﻣَﺎ أُﻧ ِﺰ َل ِإﻟَﻰ ِإ ْﺑﺮَاهِﻴ َﻢ َوِإ ن َ ﺴ ِﻠﻤُﻮ ْ ﻦ َﻟ ُﻪ ُﻣ ُﺤ ْ ﺣ ٍﺪ ﱢﻣ ْﻨ ُﻬ ْﻢ َو َﻧ َ ﻦ َأ َ ق َﺑ ْﻴ ُ ن ﻣِﻦ ﱠر ﱢﺑ ِﻬ ْﻢ َﻻ ُﻧ َﻔﺮﱢ َ ﻲ اﻟ ﱠﻨ ِﺒﻴﱡﻮ َ ﻣُﻮﺳَﻰ َوﻋِﻴﺴَﻰ َوﻣَﺎ أُو ِﺗ (Аллащ’а, бизе эюндерилене, Ибращим’е, Исмаил’е, Исщак’а, Йакуб’а ве торунларына эюндерилене, Мûсâ ве Исâ’йа верилене, Раблери тарафындан пейэамберлере верилене, онлары бирбиринден айырт етмейерек инандык, биз О’на теслим оланларыз дейин. Ел-Бакара: 136) ِ ﺳﺒَﺎ ْ ب وَا َﻷ َ ق َو َﻳ ْﻌﻘُﻮ َ ﺳﺤَﺎ ْ ﺳﻤَﺎﻋِﻴ َﻞ َوِإ ْ ﻋﻠَﻰ ِإ ْﺑﺮَاهِﻴ َﻢ َوِإ ﻲ َ ط َوﻣَﺎ أُو ِﺗ َ ﻋ َﻠ ْﻴﻨَﺎ َوﻣَﺎ أُﻧ ِﺰ َل َ ُﻗ ْﻞ ﺁ َﻣﻨﱠﺎ ﺑِﺎﻟّﻠ ِﻪ َوﻣَﺎ أُﻧ ِﺰ َل ن َ ﺴ ِﻠﻤُﻮ ْ ﻦ َﻟ ُﻪ ُﻣ ُﺤ ْ ﺣ ٍﺪ ﱢﻣ ْﻨ ُﻬ ْﻢ َو َﻧ َ ﻦ َأ َ ق َﺑ ْﻴ ُ ن ﻣِﻦ ﱠر ﱢﺑ ِﻬ ْﻢ َﻻ ُﻧ َﻔﺮﱢ َ ﻣُﻮﺳَﻰ َوﻋِﻴﺴَﻰ وَاﻟ ﱠﻨ ِﺒﻴﱡﻮ (Аллащ’а Бизе индирилене, Ибращим’е, Исмаил’е, Исщак’а, Йакуб’а ве торунларына индирилене, Раб’лери тарафындан Мûсâ, Исâ ве пейэамберлере верилене инандык, онлары бирбиринден айырт етмейиз, биз О’на теслим оланларыз де) (Алиимран: 84) Биринъи юрнекте وﻣﺎ أﻧﺰل إﻟﻴﻨﺎденилдиьи щалде, икинъи юрнекте وﻣﺎ أﻧﺰل ﻋﻠﻴﻨﺎдийе буйурулмуштур. Аъаба бунун себеби недир? Конуйла илэили йапдыьымыз инъелемелер ве тефсирлере башвуруларымыз сонуъу оларак шюйле бир каныта вармыш булунмактайыз. Икинъи юрнекте ﻋﻠﻰюнтакысынын кулланылмасына себеп юнтакынын юзеллиьи иле баьлыдыр. Кур’анын доьрудан доьруйа Мущаммед алейщисселâма назыл олмасы себебинден, сюз конусу йарэынын О’нун (с.) йардымыйле илетилмесинден орада ﻋﻠﻴﻨﺎэюстерилмиштир. Биринъи мисале эелинъе бурада муминлер мевзуйу-бащис олдуьундан ве онлара назыл олунманын доьрудан деьил, Пейьамбер (с.) йардымыйле кендилерине илетилмеси себебинден айетте إﻟﻴﻨﺎдийе буйурулмуштур ве бюйлеъе де щер келиме кендине щас йерини булмакла юнэюрцлмцш анламын илетилмесинде мантык рюлцнц ойнамыштыр (Ес-Семерраи 1973: 34-36) . Бу сырадан эцзел табирлерден бири де «Лукман» ве «ез-Зумер» сурелеринде вардыр. Конунун ачыклыьа кавуштурулмасы амаъыйле ики айети де юрнек оларак еле алмак истериз: ﺧﺒِﻴ ٌﺮ َ ن َ ن اﻟﱠﻠ َﻪ ِﺑﻤَﺎ َﺗ ْﻌ َﻤﻠُﻮ ﻰ َوَأ ﱠﺴﻤ َ ﺟ ٍﻞ ﱡﻣ َ ﺠﺮِي ِإﻟَﻰ َأ ْ ُآ ﱞﻞ َﻳ... (... Онларын (йани Эцнеш ве Ай’ын) щер бири (кенди мащверинде) дюнер, эерчектен, Аллащ йаптыкларынызы билендир) (Лукман:29) ﻰ َأﻟَﺎ ُه َﻮ ا ْﻟ َﻌﺰِﻳ ُﺰ ا ْﻟ َﻐﻔﱠﺎ ُرﺴﻤ َ ﺟ ٍﻞ ُﻣ َ ﺠﺮِي ِﻟ َﺄ ْ ُآ ﱞﻞ َﻳ... (Эюклери ве йери эерчектен йаратан О’дур, эеъейи эцндцзе долар, эцндцзц эеъейе долар. Щер бири белирли бир сцрейе кадар йюрцнэелеринде йцрцйен эцнеш ве ай’ы буйрук алтында тутар. Диккат един, эцчлц олан чок баьышлайан О’дур. (ЕзЗумер:5) Меселенин илэинч йюнц шу ки, ашаьы йукары айны анлама эелен бу ики айетте щассас нокталар вардыр. Ъцнеш ве Ай’ын щарекет ве дюнмеси кесин заман зарфында (кыйамет эцнцнцн эелмесийле ) сона ерийор. Âмâ сюз конусу замана йаклашма биринъи юрнекте إﻟﻰ, икинъидейсе ﻟـюнтакысынын йардымыйле верилмиштир. 36 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Бюйлеъе, биринъи юрнекте щарекет إﻟﻰюнтакысыйле сона ерийор, икинъиде исе ﻟـ юнтакысыйле де щарекетин сону йетишийор (эелийор). Эюрцндцьц цзере илк бактыьымызда бирбиринин айнысы эиби эюзцкен мâнâ, тек бир юнтакынын деьишмесийле олдукча инъе анлам фаркы белиртмиштир. Кур’ан’да бензерлик ве фарклылык конусуну битириркен, шюйле бир сонуъа вармыш олуйоруз: Кур’ан’да щер сюзъцк илащи тамлыьыйле кенди йеринде куланылмыштыр. Бу да келименин капсамлы анлам ташымасийле баьлыдыр. Бунлар эиби табир усулц Кур’ан’ын эенел услуп эцзеллиьи ве ифаде тарзы ичерисинде ащенк ве акарлылык тцретмек’ин йанысыра мâнâнын доьру ве капсамлы верилмесине йардым едер. Щаккында бащсеттиьимиз бу дурум биртек айры айры айетлере деьил бцтцн Кур’ан метинлеринде растэелинир бир дурумдур. Кайнаклар: 1. Касымова А.Ш. ХВЫ-ХЫХ йцзйылларда Азербайъан едебийаты ве Кур’ан кысселери . Бакц-1998 2. Кулийева М.Щ. Класик шарк балаьаты ве Азербайъан едебийаты. Бакц-1999 3. Меммеделийев В.М. Арап дилбилэиси Бакц-1985 4. Виноградов В.В. Стилистика Теорийа поетической речи М.-1963 5. Эоловин Б.Н. Йазык и стилистика Москва 1971 6. Йефимов А.Ж. Стилистика художественной речи Москва-1961 7. .١٩٨٥ ﺑﻴﺮوت،١٠ اﻟﻤﺠﻠﺪ، ﻣﻼك اﻟﺘﺄوﻳﻞ اﻟﻘﺎﻃﻊ،اﺑﻮ ﺟﻌﻔﺮ ﺑﻦ اﻟﺬﺑﻴﺮ اﻟﻐﺮﻧﺎﻃﻲ 8. . اﻟﻄﺒﺎﻋﺔ اﻟﻤﻨﻴﺮﻳﺔ، ﺑﺪاﺋﻊ اﻟﻔﺮاﺋﺪ،اﺑﻦ ﻗﻴﻢ اﻟﺠﻮزﻳﺔ 9. . اﻟﻘﺎهﺮة، ﺗﺤﺮﻳﺮ اﻟﺘﺤﺒﻴﺮ،اﺑﻦ اﻳﻰ اﻻﺻﺒﻊ اﻟﻤﺼﺮي 10. .١٩٧٣ ﺑﻴﺮوت، درة اﻟﺘﻨﺰﻳﻞ وﻋﺰة اﻟﺘﺄوﻳﻞ،اﻻﺳﻜﺎﻓﻲ اﻟﺨﻄﻴﺐ 11. 12. 13. 14. 15. 16. .١٩٧٣ دار اﻟﺸﺮوق. اﻟﻔﻨﻲ ﻓﻲ اﻟﻔﺮﺁن،اﻟﺪآﺘﻮر ﺑﻜﺮي ﺷﻴﺦ اﻣﻴﻦ اﻟﻨﻐﺒﻴﺮ .١٩٨٣ ﺑﻴﺮوت، ﻣﻌﺠﺰة اﻟﻘﺮﺁن اﻟﻜﺮﻳﻢ،اﻟﺪآﺘﻮر رﺷﺎد ﺧﻠﻴﻔﺔ .١٩٨٤ ﺑﻐﺪاد، اﻟﺘﻌﺒﻴﺮ اﻟﻘﺮﺁﻧﻲ،اﻟﺪآﺘﻮر ﻓﺎﺿﻞ ﺻﺎﻟﺢ اﻟﺴﺎﻣﺮاﺋﻲ .١٩٩١ ﺑﻴﺮوت،( ﻣﻌﺎﻧﻲ اﻟﻨﺤﻮ )ﺑﺎب اﻟﻤﻌﺮﻓﺔ واﻟﻨﻜﺮة،اﻟﺪآﺘﻮر ﻓﺎﺿﻞ ﺻﺎﻟﺢ اﻟﺴﺎﻣﺮاﺋﻲ .١٩٩٤ ﺑﻴﺮوت، اﻻﻋﺠﺎز اﻟﻌﺪدي ﻟﻠﻘﺮﺁن اﻟﻜﺮﻳﻢ،ﻋﺒﺪ اﻟﺮزاق ﻧﻮﻓﻞ . اﻟﺒﺮهﺎن ﻓﻲ ﻣﺘﺸﺎﺗﻪ اﻟﻘﺮﺁن،اﻟﻜﺮﻣﺎﻧﻲ ﻣﺤﻤﺪ ﺑﻦ ﺣﻤﺰة 37 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE 38 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE MISIR AĞZINDA FİİLİN ŞİMDİKİ GELECEK, ŞİMDİKİ VE GELECEK ZAMAN KİPLERİNDE ORTAYA ÇIKAN DEĞİŞİKLİKLER. THE CHANGES IN THE PRESENT-FUTURE, PRESENT AND FUTURE TENSE FORMS OF THE VERB IN EGYPTIAN DIALECT Musayeva Kemale REŞID KIZI Özet Bu yazı; Mısır ağzında fiilin şimdiki-gelecek, şimdiki ve gelecek zamanlarından söz etmektedir. Şimdiki-gelecek zaman şekli hem şimdiki, hem de gelecek zamanlarda vukubulur. İş, durum ve olayları anlatmaya yarıyan başlıca şekillerdir. Bu zaman şeklinin preformativi (öntakısı), 1. şahıs hariç, geri kalan tüm şahıslarda [i] ünlüsünü alır. Şimdiki zaman, konuşma anında (momentinde) vukubulan haraketi ifade eder ve ﺒـöntakısı yardımıyle yapılır. Söz konusu ünlü 1. şahıs hariç, bütün şahıslarda aynı olarak kalır [i], gelecek zaman gelecekte veya geçmişe oranla gelecek zamanda baş gösteren haraketi belirtir ve [ ﺤــha; he] öntakısı yardımıyle yapılır. Anahtar kelimeler: Arap, Mısır, ağız, fiil, zaman. Abstract The article is dedicated to the present-future, present and future tense forms of the verb in Egyptian dialect. The present-future tense form is assumed as a basis form of the present and future tenses. The present-future tense expresses both the present and future time. The vowel of the prefix of the present-future tense form of the verb is [i], except the first person. The present tense expresses action that happens at the speech moment and is put in order by the prefix ﺒــ. The vowel of this prefix is [i] except of the first person. The future tense expresses the action that will happen in the future or in future compare to the past and is put in order with the prefix [ ﺤـha; hə]. Key wards: arab, Egypt, dialect, verb, tense. 39 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Çağdaş arapçada fiilin üç basit (geçmiş ()ﻓﻌل, şimdiki-gelecek ()ﻴﻔﻌل, gelecek ( ))ﺴﻭﻑ( ﺴﻴﻔﻌلve dört birleşik zaman kipi vardır (bitmemiş veya süreklilik bildiren geçmiş zaman ()ﻜﺎﻥ ﻴﻔﻌل, uzak geçmiş zaman ()ﻜﺎﻥ ﻗﺩ ﻓﻌل, gelecek perfekt zaman ())ﺴـ( ﻴﻜﻭﻥ ﻗﺩ ﻓﻌل, gelecekli geçmiş zaman (( ))ﻜﺎﻥ ﺴﻴﻔﻌلŞarbatov 1961: 52-55; Memmedeliyev 1992: 77; Kovalev, Şarbatov 1960: 131). Mısır ağzında ise dört basit (geçmiş ()ﻓﻌل, şimdiki gelecek ()ﻴﻔﻌل, şimdiki ()ﺒﻴﻔﻌل, gelecek ( )ﺤﻴﻔﻌلve iki birleşik zaman kipi (bitmemiş veya süreklilik bildiren geçmiş zaman ( ﻜﺎﻥ ﻴﻔﻌل ())ﺒﻴﻔﻌل, gelecekli geçmiş zaman ( ))ﻜﺎﻥ ﺤﻴﻔﻌلvardır. Fakat bazen uzak geçmiş zaman ( )ﻜﺎﻥ ﻓﻌلkipine de raslanmaktadır. Şimdi ise Mısır ağızında olan zaman kiplerinden şimdiki ve gelecek zamanları kapsayan üç basit zaman kipinde ortaya çıkan değişiklikleri gözden geçirelim: Şimdiki gelecek zaman. Arap yazı dilinde fiilin şimdiki gelecek zaman kipi, müzare adından da göründüğü gibi, hem şimdiki, hem de gelecek zamanı bildirir. Bu bakımdan o fiilin farsçadaki aynı zaman kipiyle çok bağdaşıyor. Müzare anlam bakımından arapçanın zaman sisteminin en yüklü kipi sayılır. Arap edebi dilinde müzarenin şimdiki ve gelecek zamanlarını gösterebilme fonksiyonlarını kiyasladıkta şimdiki zamana ait olan iş o kipin esas anlamı görevini taşır. Çünkü burada şimdiki zamana ait olan iş metin anlamına asgari derecede bağlı olduğu için, gelecek zamana ait olan iş diğer ek anlamlar olarak metin ve bazı leksikolojik birimlerle daha çok ilgilidir. Müzarenin şimdiki zaman anlamının gerçekleşmesi için ise metinde fazla gereksinim duyulmuyor. Bundan başka arapçanın zaman sisteminde gelecek zamanı tam, metin dışında ifade etmek için özel kip mevcut ki bu da müzarenin gelecek zaman kavramını bağımsız şekilde belirtememesi, dilde ise buna fazla ihtiyaç duyulması gereksiniminden doğan özel çekim örneği üyesidir. Doğru, arap edebi dilinde dolaysıyla konuşma zamanına uygun gelen şimdiki zamanı belirtmek için bazen isim cümlesinin yüklemi görevinde olan ortacın belirli kipi de kullanılır ( ﻫل ﺃﻨﺕ ﻜﺎﺘﺏ ﺍﻟﺭﺴﺎﻟﺔ؟Sen şimdi mektup mu yazıyorsun? (Sen şimdi mektup yazanmısın?)). Fakat burda durum biraz farklı. Ilk önce şunu belirtelim ki isim cümlesinin yüklemi olan ortaç zaman sistemi içinde özel bir kip olarak devamlı kullanılmadığı için sistemin bağımsız çekim örneği üyesi olamıyor. Diğer taraftan dolaysıyla konuşma zamanına uygun gelen şimdiki zamanın özel bir anlamı olduğu için metinsiz veya metin içinde müzarenin kendisiyle belirtilir. Müzare kipiyle belirtilen işin geleceğe ait olmasıysa sadece metin içinde belirtilir. Mısır ağızında şimdiki gelecek zamanda fiil kipinin seslisi [e] değil [i] olur. Sadece 1. tekil şahısında kipin seslisi olduğu gibi kalır: ﺏ ُ ﻴ ﹾﻜﺘﹸ о (erkek cinsi) yazıyor - ﺏﻴ ﹾﻜﺘ , ﺏ ُ َﺃ ﹾﻜﺘﹸben yazıyorum - ﺏَﺃ ﹾﻜﺘ. Bilginler kipin seslisindeki bu değişiklikler konusunda farklı düşüncelere sahipler. İbn Hişam Benet Suad 40 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE kasidesini yorumlarken şöyle der: bir bedevinin ağıtında şöyle dediğini duydum: ﻌﻠﻡﻌﻠﻡ ﻤﺎ ﻻ ﻨ ﺍﻨﻙ ﺘSen bizim bilmediğimizi biliyorsun (Dayf 1994: 27). İbrahim Enis bunun eski ibranicenin etkisiyle meydana geldiğini söylemiştir. (Enis 1952: 42). G. Ş. Şarbatov ise arap ağızlarında kipin [i] sesli almasının diğer Sami dillerinin etkisiyle değil, diyalekt sistemin gelişimiyle ortaya çıktığını belirtmiştir. Fakat şunu da itiraf edelim ki diyalekt sistemin gelişimiyle eski Sami dillerinin gelişim yolları arasında bir çok diğer meselelerde olduğu gibi (eklerin düşmesi, tesniyenin olmaması ve s. ) bu meselede de genel taraflar mevcuttur (Şarbatov 1968: 123). Dr. Şaugi Dayf sadece şu durumlarda bu değişimin ortaya çıktığını söylemiştir: 1) Ikinci kök sessizinin (ünsüz) seslisi [i] olan salim fiilerde: ﻡ ﻠ ﻋ - ﻌﻠﹶﻡ ﻴ . 2) Ikinci kök sessizinin seslisi [i] olan boş fiilerde: ﺨﹶﺎ َل- ﻴﺨﹶﺎل (aslı َلﺨﻴ ) ﹶ. 3) Ikinci kök sessizinin seslisi [i] olan nagis fiilerde: ﻲﺨﺸ ﹶ- ﻴﺨﹾﺸﻰ . 4) Ikinci kök sessizinin seslisi [i] olan müdaaf fiilerde: ﺽ ﻏ ﹶ-ﺽ ﻴ ﹶﻐ . 5) Birleştirici hemze ile başlayan cinsler: ﺴ ﹶﺘ ﹾﻐ ﹶﻔﺭ ﺍ- ﺭﺴ ﹶﺘ ﹾﻐﻔ ﻴ . 6) ﺕharfi ile başlayan cinsler: ﱠﻠﻡ ﹶﺘﻌ- ﻌﱠﻠﻡ ﺘﻴ. Fakat bilgin Ikinci kök sessizi [i] olan misal fiilerde kipin değişilerek [i] seslisine dönüştüğünü de belirtmiştir, örneğin ﺠﹺ َل ﻭ- لﻭﺠ ﻴ ; ﻊ ﺠ ﻭ ﹺ - ﻊﻭﺠ ﻴ . لﻭﺠ ﻴ yerine لﻴﺠ ﻴ denir (Dayf 1994: 27). Lakin bu şıkların hepsinin doğruluğunu kabul etmek yanlış olurdu. Yazı dilinde 2. tekil şahıs kadın cinsinde, 2. ve 3. tekil şahıs tesniyede ve ikinci ve üçüncü çoğul şahıs erkek cinsinde olan fiilerde ﻟﻡve ﻟﻥolumsuzluk edatlarından sonra ﻥdüşer. Ağızlarda o, tüm durumlarda düşer ve tesniye sonları ve 2. ve 3. tekil şahıs kadın cinsinin eki yerine erkek cinsinin çoğul şahıs eki kullanılır: ﻤﺩﺭﺴﺎﺕ ﺭﺤُﻭﺍ ﺸ ﻴ ﹾ - ﻤﺩﺭﺴﺎﻥ – ﻤﺩﺭﺴﺘﺎﻥİki öğretmen (veya bayan öğretmen ve yahut da öğretmenler) yorumlar. Genelde ağızlarda tesniye şekli kullanılmaz. Arap edebi dilinde şimdiki gelecek zaman kipinin olumsuzu fiilin başına ﻻ (bazen )ﻤﺎedatı getirilmekle yapılıyorsa, Mısır ağızında fiilin başına ﻤﺎedatı, sonuna ise ﺵharfi getirilmekle yapılır: ﺤﺏ ﻻ ُﺃben sevmiyorum, sevmiyorum – ﺵ ﺤ ّﹺﺒ ﹾ ﺎ[ ﻤmehebbiş]; ﻑ ﻋ ﹺﺭ ﹸ ﻻ َﺃbilmiyorum - ﺵ ﺭ ﹾﻓ ﹾ ﻋ [ ﻤﺎ ﺍme‘arafş]. Büyük olasılıkla Mısır ağızında fiilin sonuna getirilen bu ﺵharfi «»ﺸﻲﺀ kelimesinden alınmıştır. Şöyle ki, önceleri fiilin « »ﺸﻲﺀkelimesiyle birlikte kullanıldığı, zaman geçtikçe ise, kısaltılarak olumsuzluğu kuvvetlendirmek için kullanılıdığı gösterilmektedir. Aynı zamanda diyalektteki ﺵ ﻤ ﹾ (veya ﺵ ) ُﻤ ﹾedatının da, fiilin başına getirilen ﻤﺎedatının ve « »ﺸﻲﺀkelimesinin kısaltılması olan ـﺵ ekinin eklenmesinden oluştuğu belirtilmektedir. (Dayf 1994: 37-38). Şöyle ki şimdiki gelecek zaman kipinde fiilin olumsuzu bazen fiilin başına ﺵ ﻤ ﹾ (veya ﺵ ) ُﻤ ﹾ edatı ilave edilmekle yapılır. Fakat bu zaman fiile ـﺵeki ilave edilmez: ﻱﻭﺩ ﻻ ﹸﺘ 41 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE sen (erkek cinsi) götürmüyorsun, götürmezsin -ﻱﻭﺩ ﺘ ﺵ ﻤ ﹾ [miş tıvaddi]; ﻥ ﻴﺠﹺﻴﺌُﻭ ﻻ onlar (erkek cinsi) gelmiyorlar, gelmezler - ﻴﺠُﻭ ﺵ ﻤ ﹾ [miş yigu:]. Arap edebi dilinde fiilin şimdiki gelecek zaman kipi ُﻌل ُﻴ ﹾﻔmodeliyle ifade edilir. Mısır ağızında bu modele raslanmaz, onun yerine 7. ( )ﻴﻨﻔﻌلve 8. cinsler (bablar) ( ﻴﺘﻔﻌلşeklinde) kullanılır. Belirtilen biçim hem arap edebi dilinde hem de Mısır ağızında dolayısıyla konuşma zamanına uygun gelen, konuşma anıyla sınırlı bulunan iş, hal ve hareketi analatabilir: ﺓ؟ﺎﺭﺴﺠ ﻟﺨ ﹾﺫ ﺍ [ ﺘﹶﺎ ﹸta’xud is-siga:ra] Sigara içiyor musun? Fakat Mısır ağızında bu zaman kipi yukarıda yazılı bulunan anlamda çok nadiren kullanılır. Yalnızca gerçek şimdiki zaman kipini anlatmak için Mısır ağızında şimdiki zaman kipinden (aşağıda bu zamandan bahsedeceğiz) ve yahut şimdiki zaman ortacı kullanılır. Şimdiki gelecek zaman kipi aynı zamanda konuşma anında başlamasını bildirdiği gibi, devamlı olan hareketi ve belirli şimdiki zamanı da ifade edebilir: ..ﺎﻴ ﹾﺘﻬﻨﺴ ..ﺕ ﻭ ﹾﻗ ﹾ ﺩ ﹾﻟ ﺵ ﺎ ﹾﺭ ﹾﻓﻬ ﻋ ﺎ ﺍﺃﻨﺎ ﻤ [ene: ma‘rafhe:ş dilva’t nisi:teh] Ben şimdi onu tanımıyorum...unutmuşum. Bundan başka belirtilen şu kip hem edebi dilde hem de Mısır ağızında geçmiş ve geleceğe ait anlamlarda olabilir: ﺭﻑﹾ؟ ﻌ ﺘ ﺎﺘ ﹾﻨ ﹺﺯ ْل ﹶﻟﻤ ﻙ ﻲ ِﺇ ﱠﻨﺩ ﹶﺘﻨ ﻋﺵ ﻭ ﻤ ﹾ ﺕ ’[ ﺇِ ﹾﻨ ﹶinte miş va‘atte:ni: ’innek tinzil lemme ti‘raf] Sen (erkek cinsi) bana bildiğinde gideceğine dair söz vermedin mi? Ata sözleri, deyimler ve özlü sözlerle kullanıldığı zaman tüm zamanları kapsar; örnek: Misafir ekmeğini kendisiyle getirir. [iddi:f yigi:b rız’u: ma‘a:h] ﺯﻗﹸﻪ ﺏ ﹺﺭ ﻴﺠﹺﻴ ﻑ ﻴ ﹾِﺇﻟﻀ .ﻪﻤﻌ Hem arap edebi dilinde, hem de Mısır ağızında şimdiki gelecek zaman kipi konuşma anı ile ilgili, yaklaşık ona yakın olan gelecek zaman görevinde kullanılır. Bu kiple anlatılan işin gelecek zamana ait olması çoğunlukta metin içinde belli oluyor. Burada aynı zamanda gelecek zamana ait olan zarflar da önemli role ﺩ ﹶ ﻤ ﻲ ﺍ ﹾﻟﻙ ﻓ ﺴ ﹶﺘﻨﱠﺎ َﺃ sahipler. Örnek: Seni girişte bekleyeceğim [’estenne:k fil medxel] ..ﺨ ْل Şimdiki zaman. Mısır ağızında bir çok diğer arap ağızları için de özellik taşıyan, fakat çağdaş arapçaya yabancı olan şimdiki zaman kipi kullanılmaktadır. Mısır ağızında hareketin konuşma anında olduğunu bildirmek için fiilin başına ﺒـ biçimlendiricisi getirilir. 1. tekil şahıstan başka diğer şahıslarda bu kipin seslisi [i] olur: ﺏﺎ ﹾﻜﺘ( ﺒhemze birleştirici hemzeye dönüşür); ﺏ ﺘ ﺘ ﹾﻜ ﺏ ; ﹺﺒ ﺘ ﻴ ﹾﻜ ﺘﺒُﻭﺍ ; ﹺﺒ ﺘ ﹾﻜ ﺘﺒُﻭﺍ ; ﹺﺒ ﻴ ﹾﻜ ﹺﺒve s. Farklı bilim adamları kipin kendine özgü özelliğine dikkat etmişler ve bu ﺒـ biçimlendiricisinin kaynağını tetkik etmeğe çalışmışlar. Hiç kuşkusuz ki Mısır 42 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE ağızında fiilin başına getirilen bu ﺏharfi ﺒﹺـöntakısı değildir. Çünkü öntakı fiilerin başına getirilmez. Hele siryani ve ibrani dillerinde kelimenin başına ﺏharfi getriliyordu ki onun da « »ﺒﻴﺕkelimesinin kısaltılması olduğu bildirilmektedir. Örneğin, ﺯﻤﺎﺭ ﺒyani ﺒﻴﺕ ﺯﻤﺎﺭmüzisyenin evi. Bazı bilginlerse bu ﺏharfinin kıpti dilinden kaldığını, o dilde de fiilerin başına getirildiğini öne sürmüşler. Graberg de Gemso ve daha sonralar S. Willimore gibi avrupa bilim adamları arap ağızlarının ﺒـbiçimlendiricisinin farsçadan alındığı düşüncesindeler, şöyle ki farsçadaki bu kip aoriste (bazı dillerde fiilin geçmiş zaman kiplerinden biri olup, hareketin aniliğini, bitkinliğni anlatır) mevcuttur. Bunun yanısıra farsçada ﺫﻭanlamında kelimelerin başına ﺏgetirilir: ﺒﺎ ﺃﺴﺏyani, ﺫﻭ ﻓﺭﺱatlı. ` ﺏnin farsçadan geçmesi de bir ihtimal. Lakin G.Ş. Şarbatov doğru olarak bu fikrin dayanaksız olduğunu söylemiştir (Şarbatov 1968: 124). Farsçada ﺒـbiçimlendiricisi bağımısz kelimeden oluşmuştur. Ilk defa o farsça döneminin başlarına ait (9. yüzyıl) abidelerde görülmüştür. Arap ağızlarında ﺒـbiçimlendiricisi ilk kez Margolius tarafından 11. yüzyıl el yazısında bulunmuştur. Arabistan yarımadasındaki tarihi ekenomik durumu, onun kapalı olmasını ve diğer ülkelerle ilişkilerinin kuvvetli olmasını dikkate alsak farsçanın etkisinden konuşmak doğru olmazdı. Bu kipin İran kökenli olmaması dolaysıyla onun Iran ağızında olmamasıyla onaylanıyor. Aksi halde o yalnızca farsçayla temasta olan ve onda bir çok unsurları benimseyen Irak ağızında mevcut olması gerekirdi. G.Ş. Şarbatov`a göre arap ağızlarında ﺒـ, ﻤـbiçimlendiricisinin mevcutluğu ağızların gelişiminin sonucudur ve sesbilimsel sıralama ve yalnızca kalın sessizin müdahelesinin gerekliliği nedeniyledir. (Şarbatov 1961: 42). Şimdiki zaman kipi Fas ve Cezayir de (ﻜـ, ﺘـkipiyle) kullanmaktadır. Profesör G.B. Tseriteli buhar araplarının (Orta Asya) dilinde şimdiki zaman fiilinin her üç şahısında ﻤـbiçimlendiricisinin mecvutluğunu belirtmişti. (Tsereteli 1954: 17). Prof. İ.N. Vinnikov`un buhar dili sözlüğünde fiillerde bu kip farklı durumlarda ve varyantlarda sistem halinde gösterilmiştir: [misillim]-[sellem]selamlamak, [muskut]-[seket]- susmak ve s. Bu olgu o kipin eskiliğine işaret etmektedir.( Vinnikov 1962: 246). Dr. Şaugu Dayf ise bu meseleye dair iki ihtimal öne sürmüştür: birinci ihtimale göre bu kip ağızda kullanılan «ﺩّﻱ » ﹺﺒistiyorum kelimesinin (aslı ﺩّﻱ ) ﹺﺒ ﹺﻭ kısaltılmasıdır. Ikinci ihtimale göre bu ﺏharfi hem edebi dilde altı halde ısrar, onaylama anlamında kullanılan ﺏharfi ile aynıdır. Bu altı hal şunlardır: 1) ﺒﺤﺴﺒﻙ gibi kelimelerde; 2) özne ile ; ﻭﻜﻔﻰ ﺒﺎﷲ ﻨﺼﻴﺭﺍtümleçle: ﺫّﻉ ﺍﻟﻨﺨﻠﺔ ﺠ ;ﻭ ُﻫ ﹺﺯّﻱ ﺃﻟﻴﻙ ﺒ4) 43 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE yüklemle: ;ﻭﻤﺎ ﺍﷲ ﺒﻐﺎﻓل ﻋﻤﺎ ﺘﻌﻤﻠﻭﻥ5) ﻨﻔﺱsözcüğü ile: ;ﺠﺎﺀ ﺨﺎﻟﺩ ﺒﻨﻔﺴﻪ6) ﻋﻴﻥsözcüğü ile: ( ﺃﻗﺒل ﺨﺎﻟﺩ ﺒﻌﻴﻨﻪDayf 1994: 29). Mısır ağızında hem şimdiki gelecek zaman kipi, hem de şimdiki zaman kipi kullanılmaktadır. Fakat ifade ettikleri zaman anlamları bakımından, kullanma durumlarına göre bu kipler birbirinden oldukça farklı özelliklere sahipler. Bundan başka ﺒـbiçimlendiricisinin kendine özgün özelliği şu ki şimdiki gelecek zaman kipinden farklı olarak o dilek, şart anlamlarını ifade etmek için kullanılmaz, gelecek zaman anlamı taşımaz ve b. Bu kipin zaman anlamı görevini dikkate alarak ona şimdiki zaman adını veriyoruz. Genellikle Mısır ağızında ﺒـbiçimlendiricisi biçimlendiricisiz şeklini sıkıştırarak ortadan kaldırmıştır ve gerçek şimdiki zaman anlamında ﺒـbiçimlendiricisi, şimdiki gelecek zaman kipi daha çok kullanılmaktadır. Bu kipin olumsuzu da ya fiilin başına ﺎ ﻤedatı, sonuna ise ﺵharfi getirilmekle, ya da fiilin başına ﺵ ﻤ ﹾ (veya ﺵ ) ُﻤ ﹾedatı getirilmekle yapılır: ﹶﺘ ﹶﻜﱠﻠ ُﻡ ﻻ ﻴkonuşmuyor (erkek cinsi)- ﺵ ﻤ ﹾ ﻠّ[ ﻤﺎ ﺒﹺﻴ ﹾﺘ ﹶﻜme: bitkellimş]; ﻻ َﺃﻗﹸﻭ ُلsöylemiyorum - ﺎﻗﹸﻭ ْلﺵ ﺒ ﻤ ﹾ [miş be’u:l] (Mısır ağızında «ﻴﻪﻙ ﺍ ﺎﻗﹸﻭ ْل ﹶﻟ[ »ﺒbe’ullek e:] bak ne diyorum hitap şekli çok yaygındır.). Yukarıda belirttiğimiz gibi Mısır ağızında iş veya hareketin konuşma anına uygun olduğunu bildirmek için ismi fail - şimdiki zaman ortacı da geniş kullanılmaktadır: ﻴ ﹲﺔ ﺎ ِﺌﻲ ﺠ ﻫ o (kadın cinsi) geliyor - ﻴﺔ ﺎﻲ ﺠ ﻫ [hiyye ge:yye], ﻱ ُﺃﺭﹺﻴ ُﺩ ﺍﻟﺸﱠﺎ ben çay istiyorum - ﻱ ﺯ( ﺸﹶﺎ ﺎ ﹺﻭﺯ )ﺍﻭ ﻋ ﻴ ﺎ’[ ﺃﻨﺎ ﻋene ‘ayiz (veya [‘a:viz]) şe:y] ben çay istiyorum. Bu kipin olumsuzu ise ismi failin başına ( ﻤﺵveya ﺵ ) ُﻤ ﹾedatının ﺎ ﹺﺭ ﹾﺵ ﻋ ﻤ ﹾ [ ُﻫﻭhuvva miş getirilmesiyle yapılır: ﺎﺭﹺﻓ ﹰﺎ ﻋﻴﺱ ﹶﻟo (erkek cinsi) bilmiyor - ﻑ ‘a:rif], ﻴﻥﻫﻤ ﺴﻨﹶﺎ ﻓﹶﺎ ﹶﻟbiz anlamıyoruz - ﻥ ﻴﻬﻤ ﺵ ﹶﻓ ﻤ ﹾ ﺤﻨﹶﺎ ’[ ﺇihne miş fehmi:n]. Gösterilen kip gerçek şimdiki zamanı anlatıyor. Şimdiki zamanda meydana gelen olayları tanımlasak şu kesin anlamlar ortaya çıkabilir: a) konuşma anıyla sınırlı bulunan şimdiki zaman, gerçek şimdiki zaman: ("ﺎﺕﹾ؟" )"ﻋﻭﺩﺓ ﺍﻟﺭﻭﺡﺭﺒ ﺸ ﺍﻻ ﹸﺓ ﻭﻬﻭ ﺏ ﹶﻗ ﺭ ﺸ ﺘ ﹾ ﻙ ﻡ" ﹺﺒ ﹾﺘﻘﹸﻭ ْل ﹶﻟ ﻨ ﺎﻴﺔ ﻫﺴﻨ " [Siniyya he:nim bit’u:l lek tışrab ’ahva vala: şurbe:t] Siniyye hanım kahve veya serin içkiden hangisini içeceğinizi soruyor (erkek cinsi)? b) Bu kip geniş şekilde şimdiki zamanı, devamlı ve tam şimdiki zamanı ifade eder ve tam olarak konuşma anıyla birleştirir: ؟ﻴﻥﺩ ﻤ ﻋ ﹾﻨ ﻙ ﺭ ﻌ ﻕ ﺸ ﺤ ﹶﻠ ﹾ ﺘ ﺕ ﹺﺒ ﺇِ ﹾﻨ ﹶ [İnte bitihla’ şa‘rak inde mi:n] Senin (erkek cinsi) saçını kim kesiyor? Bu iki anlam şimdiki zamanı anlatan temel kiplerdir. Bundan başka o karşılaştırmalı geşmiş zamanı ifade etmek için de kullanılır: .ﻙ ﻴﻘﹸﻭ ْل ﹶﻟ ُﻪ ﺘﹸﻭ ﻓﺭﹶﺍ ﹾﻨ ﻓﻬﹺﻡ ِﺇ ﱠﻨ ُﻪ ﹺﺒ ﺴ ﹶﻜﺭﹺﻱ ﻌ ﺍ ﹾﻟ ﻥ ﻜ ﹶﻟ 44 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE [La:kin il‘askari fihim innu: biy’u:l-lu: tu: frank] Fakat asker onun ona (erkek cinsi) dediğini anladı. Gelecek Zaman. Arap edebi dilinde fiilin gelecek zaman kipinin iki şekli ﺴﻴﻔﻌل, ﺴﻭﻑ ﻴﻔﻌلvardır. Arap gramercileri bu kipin ﺴﻭﻑ ﻴﻔﻌلtipiyle anlatılan iş, hal, hareketin, ﺴﻴﻔﻌلtipiyle anlatılan iş, hal, harekete oranla daha uzak geleceğe ait olmasını göstermişler. (El-Şartuni 1920: 4\377; Hasan 1966: 1\35). Fakat şunu da belirtelim ki bu tür ayrıt etme çağdaş arapça için o kadar da özellik taşıyıcı değildir. Çağdaş arapçada gelecek zaman kipinin her iki nevi aynı bir durumda kullanılabilir ve aynı bir kipin farklı türleri görevinde bulunabilirler. (Memmedeliyev 1992: 150). Biz yukarıda arapçada gelecek zamanın bazen fiilin şimdiki gelecek zaman kipiyle ifade olunabileceğini belirttik. Bu kiple anlatına işin gelecekte yapılıp yapılmaması metin içinde belli olacaktır. Bundan farklı olarak gelecek zaman kipi konuşma anıyla ilgili bulunmayan belirli bir işin, hareketin yapılmasının kesin olduğunu, gelecekte onun yapılmasında herhangi bir kuşku olmadığını bildirir. Bu bakımdan bu kip görev açısından Azericedeki fiilin kesin gelecek zaman kipine uygun geliyor. Fakat Mısır ağızında gelecek zamanın şimdiki gelecek zaman kipiyle ifade edilmesi pek yaygın değildir. Bu gelecek zaman kipi ağızlarda kullanılmaktadır. Edebi dilde geleceğe işaret etmek için şimdiki gelecek zaman fiiline ﺴـ veya ﺴﻭﻑbiçimlendiricileri getirilirse ağızlarda [ ﺤـha-;he-] biçimlendiricisi eklenir: ﺏ ُ ﺸﺭ ﹶﻨ ﹾ ﺴbiz içeceğiz– ﺏ ﺭ ﺸ ﻨ ﹾ ﺤ [hanışrab]. Biçimlendiricilerdeki fark (ﺴـ-)ﺤـ ve fiil üzerindeki aynılık (ُﺭﺏ ﺸ ﹶﻨ ﹾ- ﺏ ﺭ ﺸ ﻨ ﹾ ) edebi dil ve ağızlardakı gelecek zaman kipinin şimdiki gelecek zaman kipinden oluştuğunu göstermektedir. Şimdiki zaman kipinde olduğu gibi bu zaman kipinde de 1. şahısta hemze birleştirici hemzeye dönüşür: ﻲﻤﺸ ﺴ َﺄ gideceğim – ﻲﻤﺸ ﺎ[ ﺤhemşi:]. Suriye, Filistin ve Irak ağızlarında, uygun olarak Orta Asya arap ağızında da ( ﺤﺘﻰ( ﺘﹶـkelimesinden) şekillendiricisi aracıyla yapılan) gelecek zaman kipi oluşmuştur (Tsereteli 1954: 19). Kök bakımından Mısır ağızında kullanılan ﺤـşekillendiricisinin ﺭﺍﺡ «gitmek, başlamak, neyise yapmaya hazır olmak» fiilinden alındığı düşünülmektedir. Şöyle ki örneğin, diaylektte « »ﺭﺍﺡ ﺁﻜلifadesinde ﺭﺍﺡsözcüğü çıkarılmış ve iki sözcük birleşmiştir: «»ﺤﺎﻜل. Willmore ve Dr. Şaugi Dayf ise bu bicimlendiricinin ﺭﺍﻴﺢşimdiki zaman ortacının kısaltılarak ﺭﺍﺡhaline gelmesinden ve onun da çıkarılmasından oluştuğunu belirtmişler (Willmore 1905: 79; Dayf 1994: 30). Mısır ağızında çok az hallerde ﺭﺍﺡ ﻴﻔﻌلşekline de raslanmaktadır. Fakat, 45 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE örneğin, Irak ağızında yalnızca bu kip gelecek zaman fiilinin temel ve tek şekli olmuştur. Gelecek zaman kipinde hareketin olumsuzluğunu ifade etmek için ﺵ ﻤ ﹾ (veya ﺵ ) ُﻤ ﹾedatı kullanılır: ﻑ ﻻ َﺃﺠﹺﻲ ُﺀ ﺒﹺﹻ ﻭ ﹶ ﺴgetirmeyeceğim- ﺏ ﺎﺠﹺﻴﺵ ﺤ ﻤ ﹾ [miş hagi:b]. ﺤـbiçimlendiricili bu kip gelecek zamanda meydana gelecek hareketi bidirir, hem de gelecek hareket zaman açısından konuşma anından sonra ortaya çıkabilir veya onun sonucu olarak meydana gelebilir. O aynı zamanda bağımsız olabilir veya şimdiki zamandaki herhangi bir ana bağlı olmayabilir: .ﺔﻴﺠﻥ ﹶﻟ ُﻪ ﹶﻨﺘ ﻴﻜﹸﻭ ﺤ ﻱﺴ َﺄﻟﹶﺔ ﺩ ﻤ ﻲ ﺍ ﹾﻟﻤﻨﹶﺎ ﻓ ﻥ ﹶﻜﻠﹶﺎ ﺵﺇ ﻅﻨﱡ ﹾ ﺎ ﺍ ﹸﻤ [me:zunnuş inn kele:mne fil-mes’ele di hayku:n lu nati:ga] Bizim bu konuya dair söhbetimizin bir sonucu olacağını zannetmiyorum. Gelecek zaman kipi aynı zamanda karşılaştırmalı geleceği yani, geleceğe oranla geçmiş zamanı, gelecekli geçmiş zamanı ifade eder: [‘irif ’izzeyy innil bint hatigi: ﺓ؟ﺘﺠﹺﻲ ُﺒ ﹾﻜﺭ ﺤ ﺕ ﻥ ﺍ ﹾﻟ ﹺﺒ ﹾﻨ ﹾ ﻱ ِﺇ ْ ﺯ ﻑ ِﺇ ﻋ ﹺﺭ ﹾ bukra] O (erkek cinsi) kızın geleceğini nerden bildi? Kaynaklar 1. Memmedeliyev V.M. Ereb edebi dilinde felin zaman, şehs ve şekil kategoriyaları. Bakı, 1992. 2. Memmedov E.C. Ereb dili. Bakı, 1998. 3. Vinnikov İ.N. Slovar dialekta buharskih arabov. «Palestinskiy sbornik», vıp. 6., Moskva, 1962. 4. Kovalev А.А., Şarbatov G.Ş. Uçebnik arabskogo yazıka. Moskva, 1960. 5. Şarbatov G.Ş. Sovremennıy arabskiy yazık. Moskva, 1961. 6. Şarbatov G.Ş. Vırajeniye vremeni v sovremennom egipetskom dialekte. Arabskаya filologiya. Sbornik statey. Pod redaksiey А.А. Kovaleva i G.М. Gabuçana. Izdatelstvo Moskovskogo Universiteta, 1968. 7. Tsereteli G.V. Arabskiye dialektı v Sredney Azii. Moskva, Izdatelstvo vostoçnoy literaturı, 1954. 8. Yuşmanov N.V. Grammatika literaturnogo arabskogo yazıka. Leningrad, 1928. 9. Willmore S. The spoken arabic of Egypt. London, 1905. 10. .١٩٥٢ ، ﺍﻟﻘﺎﻫﺭﺓ. ﺍﻟﻠﻬﺠﺎﺕ ﺍﻟﻌﺭﺒﻴﺔ.ﺍﺒﺭﺍﺤﻴﻡ ﺍﻨﻴﺱ 11. .١٩٩٤ ﺍﻟﻘﺎﻫﺭﺓ. ﺘﺤﺭﻴﻔﺎﺕ ﺍﻟﻌﺎﻤﻴﺔ ﻟﻠﻔﺼﺤﻰ.ﺩﻜﺘﻭﺭ ﺸﻭﻗﻲ ﻀﻴﻑ 12. .١٩٢٠ ، ﻭﻴﺭﻭﺕ. ﻤﺒﺎﺩﺉ ﺍﻟﻌﺭﺒﻴﺔ.ﺭﺸﻴﺩ ﺍﻟﺸﺭﺘﻭﻨﻲ 13. .١٩٦٦ ، ﺍﻟﻘﺎﻫﺭﺓ. ﺍﻟﻨﺤﻭ ﺍﻟﻭﺍﻓﻲ.ﻋﺒﺎﺱ ﺤﺴﻥ 46 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE ДЮНМЯЗЛИЙИН ТЯНТЯНЯСИ ДЮНМЕЗЛИĞИН ТАНТАНАСЫ THE TRIUMP OF PERSISTENCE Самиря МЯММЯДЛИ* Юzet «Дюнмезлийин Tантанасы» адлы bu yazı; чаьдаш Азербайъан едебиййа-тынын юнемли йазарларындан бири олан Теййуб Курбанын «Дюнмезлик» есериня щаср olundu. Yazıda есас диккат бедии образ эиби такдим олунан Азербайъан Демокratik Республикасынын идеоложи фикир babası сайылан М. Е. Ресулзадейе айрылмыштыр. Бурада Ресулзаде ве Коба (Сталин), Ресулзаде ве Нериманоф, Ресулзаде ве Щитлер арасындакi илишkилерин ilginç tarafları да эюз юнцне getirilir. Анащтар келимелер: повест, чаьдаш, идейа, Азербайъан, едеби. Abstract The novel by the leading representative of modern prose Teyyub Qurban “The Persistence” has become the main point of view of the article “The triump of Persistence”. A Special attention was paid to the main idea of the novel – the creation of the literary character of the literary character of the founder of the Azerbaijan Democratic Republic – the great ideologist Mahammad Emin Rasulzadeh and the description of the democratic life When being canalized the Rasulzadeh – Koba, Rasulzadeh – Narimanov, Rasulzadeh Hitler lines evoking a great interest were mentioned. Keywords: novel, modern, idea, Azerbaijan, literaty. * Dr. 47 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Азярбайъанын йенидян истиглалиййятиня говушмасы иля ъямиййятин иътимаисийаси щяйатында олдуьу кими, ядяби-мядяни сферада да кюклц дяйишикликлярин ясасы гойулду. Ядябиййатын тякметодлулугдан, идеоложи тязйиг вя диктялярдян хилас олмасы онун инкишафы цчцн шяраит йаратды. Беля ки, яввялляр адлары, ясярляри йасаг олунмуш бир чох сяняткарларын йарадыъылыг ирсинин юйрянилмяси цчцн имканлар ачылды. Сон иллярдя щяйатынын мцщцм бир мярщялясини мцщаъирятдя йашамыш олан Яли бяй Щцсейнзадя, Ящмяд бяй Аьаоьлу, Мящяммяд Ямин Рясулзадя, Ящмяд Ъяфяроьлу, Мирзя Бала Мяммядзадя, Щцсейн Байкара, Цммцлбану (Банин), Алмас Илдырым, Абай Даьлы, Кярим Одяр вя диэяр сяняткарларын йарадыъылыг ирсинин юйрянилмяси сащясиндя атылмыш ъидди аддымлар бунун ъанлы юрняйидир. Ъцмщуриййят дюврцнцн бядии нясрдя тяъяссцмц Азярбайъанын йенидян истиглалиййятиня говушдуьу тарихдян етибарян даща интенсив характер дашымаьа башламышдыр. 1991-ъи илин октйабр айынын 18-дя Азярбайъанын мцстягиллик актыны имзаламасы иля юлкянин иътимаи-сийаси щяйатында йаранан кюклц дяйишикликляр ядяби просеся дя тясирсиз галмамышдыр. Йаранан елми вя публисистик йазыларда, бядии юрняклярдя Ъцмщуриййят дюврцнцн айры-айры проблемляриня бу вя йа диэяр шякилдя тохунулмуш, онун юйрянилмямиш мягамларынын цзя чыхарылмасына чалышылмышдыр. Еляъя дя, Ъцмщуриййят щяйатынын тясвириня щяср олунмуш бядии няср нцмуняляриндя бир тяряфдян дюврцн иътимаи-сийаси мцщитинин ъанландырылмасына чалышылмыш, диэяр тяряфдян щямин иллярин сийаси идеоложи мяфкурясини йцрцдян шяхсиййятлярин образы йарадылмышдыр. Бу бахымдан йахын кечмишдя йаранан бядии няср юрнякляри ичярисиндя Чинэиз Щцсейновун, Ялиса Ниъатын, Нащид Щаъызадянин, Теййуб Гурбанын тарихи роман вя повестляри мараг доьурмагдадыр. Щямчинин, сон иллярдя йаранан бир сыра щекайялярдя Ъцмщуриййят щяйатынын тясвириня чалышылмышдыр. Чаьдаш дюврцмцздя юз мцстягиллийини йенидян бярпа етмиш бир ъцмщуриййятин вятяндашы кими, мцхтялиф архив материаллары, тарихи сянядляр ясасында узун мцддят бизляря йанлыш таныдылан ъцмщуриййят тарихинин гаранлыг сящифялярини ишыгландырмаг вя о дюврцн тарихи шяхсиййятляринин щягиги образыны йаратмаг мягсядиля фяалиййят эюстярянлярдян бири дя йазычы Теййуб Гурбандыр. Мцяллиф щяля 80-ъи иллярин сонларында Азярбайъанын истиглал мцъащиди, дюнмяз идеологу М.Я.Рясулзадя вя онун щяйатда олан йахынлары иля марагланмаьа башлайыр. Мцхтялиф архив материалларына, тарихи сянядляря мцраъият едир, о дюврцн мятбуатыны изляйир, мяктублашмаларла таныш олур. Бу ахтарыш яснасында улу юндярин саь галан йеэаня ювлады – Азярин сораьыны алыр вя узун мцддят «мяъщул дювр» кими щафизяляря щякк олунмуш истиглал мцъадиляси тарихини вя бу тарихи йарадан дащи Мящяммяд Ямин Рясулзадяни бир дя ъанлы шащиддян динлямяк цчцн дярщал Газахыстана йола дцшцр. Щямин эюрцшцн тяяссцратларыйла «Мцтляг Бакыйа гайыдаъаьам» (Гурбан 1990: 4) сярлювщяли сянядли щекайяни йазыр. 48 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Онун цч иллик эярэин ахтарышларынын сямяряли нятиъяси олан «Дюнмязлик» повести мювъуд дюврцн тарихи олайларынын дягиг вя тяфяррцатлы ишыгландырылмасы вя сийаси шяхсиййятлярин характерик ъизэиляринин доьру тясбити бахымындан тягдирялайиг ясярдир. «Дюнмязлик» - Мящяммяд Ямин Рясулзадя щейкялинин йапылдыьы няср нцмуняси цчцн сечилмиш ян уьурлу аддыр. Отуз алты фясилдян ибарят бу бядии-тарихи повест киноссенари жанрына мяхсус бир цслубда гялямя алынмышдыр. Йазычынын бу манерасы илк бахышда повест янянясиндян узаг эюрцнся дя, ясярин цмуми рущуна бир динамизм эятирир. Мцхтялиф мяканларда ъяряйан едян щадисялярин изляндийи сцжет хятти бойунъа тящкийячинин щярякят контурлары мцхтялиф истигамятляря шцтцйяряк фаъияли бир юмрцн чешидли анымларыны якс етдирян гярибя, мцряккяб щоризонталлар ъызыр. Бу да бюйцк идеологун мцряккяб юмцр йолу вя чохшахяли фяалиййятиндян доьан бир тенденсийадыр. Гейд едяк ки, «Дюнмязлик» повестиндя Няриман Няриманов, Коба, Адолф Щитлер вя Мящяммяд Ямин Рясулзадя паралелляри кясишян образлар системини йарадыр. Ясяр Мящяммяд Ямин Рясулзадянин Сталин васитясиля Байыл щябсханасындан гачырылыб Москвайа апарыларкян гатарда кечмиш ягидя досту Няриман Няримановла гаршылашмасы вя мцкалимяси иля башлайыр. «Язиз дост! Мцстягил Азярбайъан Ъцмщуриййятини йаратмагла халга щеч бир хошбяхтлик эятиря билмядийимиз артыг реал щягигятдир. Мян сяндян фяргли олараг, Русийадакы ингилабын бюйцк тарихи ящямиййятини дуйур вя бу ингилаба архаланмагла Азярбайъанда щакимиййяти яля алмаьы зярури щесаб едирдим. Инди, сяни Русийайа йола саларкян, бир даща тясдиг едирям ки, биз щятта Русийанын тяркибиндя олсаг да, бу щеч дя о демяк дейилдир ки, ясарятдя галаъаьыг. Биз нящянэ бир юлкядя бир аилянин бярабяр щцгуглу цзвц кими йашайаъаьыг. Юз милли варлыьымызы бцтцн дцнйайа таныдаъаьыг» (Теййуб 1997; 6-7) - дейян Няриманова Мящяммяд Ямин ъавабында: «Няриман бяй, Дцнйа Азярбайъаны дейил, йалныз вя йалныз дедийиниз нящянэ юлкяни таныйаъагдыр» - дейир (Теййуб 1997: 6-7). Ялбяття, тарихи гайнагларын арашдырылмасы Няриман Няримановла Мящяммяд Ямин Рясулзадя арасында щямин яряфядя беля бир гаршылашма вя мцкалимянин олдуьуну тясдиг етмир. Лакин йазычы тарихи-сийаси просеслярин цмуми ащянэини ясас эютцрдцйцндян бу факты тясвир етмяйи мягсядяуйьун щесаб етмишдир. Азярбайъан Халг Ъцмщуриййятинин гуруъусу, халгымызын юлцмсцз лидери Мящяммяд Ямин Рясулзадянин щяйат вя мцбаризя йолундан бящс едян повестдя йазычы Ъцмщуриййят щяйатыны якс етдирмяйи гаршысына мягсяд гоймаса да, бу дювря хцсуси юням вермишдир. Бу да тясадцфи дейилдир, чцнки Мящяммяд Ямин Рясулзадянин сийаси мцбаризя йолунун ян уъа зирвяси мящз Азярбайъан Халг Ъцмщуриййятинин гурулмасы иля баьлыдыр. 49 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Теййуб Гурбанын «Дюнмязлик» повестинин баш гящряманы Мящяммяд Ямин Рясулзадядир. Повестдя йазычы онун щяйатынын бцтцн мярщялялярини якс етдирмяйя чалышмышдыр. Ясярдя Мящяммяд Ямин бяйин истяр аиля щяйаты, истярся дя щяйатынын иътимаи-сийаси мцбаризялярдя кечян илляри ъанлы бядии тяъяссцмцнц тапмышдыр. Дюнмяз рящбярин щяйатынын мцхтялиф анымларына нязяр салдыгда бязи лювщяляр гаршысында щям щейрятлянир, щям дя бу феноменал шяхсиййятин мяняви бюйцклцйц юнцндя сяъдя едирик. Юз мцгяддяс идеолоэийасы уьрунда бцтцн аилясини гурбан верян Мящяммяд Ямин Нясиб бяй Йусифбяйли, Фятялихан Хойски, Щясян Аьайев кими силащдашларынын гятля йетирилдийини ешидяндя щюнкцряряк аьлайыр. Рясулзадянин Финландийада шящид мязарыстанлыьындакы дцшцнъяляри дя бу мянада диггяти ъялб едир: «Татар колонийасында галдыьым бир ай мцддятиндя щяр эцн йолуму бурадан салырам. Фин халгынын мцстягиллийи йолунда щялак олмуш шящидляря баш яйирям… … Инди Азярбайъанын щяр йериндя азадлыг байраьыны мцстямлякя байраьы явяз етмишдир. Азярбайъанын мцстягиллийини бизим ялимиздян зор эцъцня алдылар. Чцнки бизя щярби гцввя иля кюмяк едяъяк гцввя йох иди. Финландийанын азадлыг ашигляриня ися Русийанын эцъц чатмады. Гардаш алман халгы онун архасында мярд-мярданя дурду. Щеч олмаса, бир мямлякятдя истиглал оду сюнмяди. Буна эюря дя фин шящидляринин рущу Азярбайъан тцрк шящидляринин рущу иля бирляшмишдир. Чямбярякянддяки гябиристанда йатан шящидляри мян бурада анырам. … Заман эюстяряъяк ки, инсанлара щансы ъямиййят ябяди сяадят эятиряр. Зорян йарадылан совет режими, йохса Финландийа кими демократик ъямиййят» (Теййуб 1997: 22) Рясулзадя щямчинин Москвада олдуьу ики иллик тяърцбясиндян шярг миллятляринин вя хцсусиля тцрк елляринин ниъатынын йалныз юзляриндя олдуьуну анладыьыны гейд едирди. Повестдя йазычы Мящяммяд Ямин Рясулзадя иля йанашы, онунла якс гцтбдя дайанан Няриман Няримановун да образыны йаратмышдыр. Мцяллиф Вятянин вя миллятин азадлыьы наминя яввялляр ейни тяшкилатда мцбаризя апармыш, даща сонра йоллары щачаланан бу ики сийаси шяхсиййяти бир-бириндян фяргляндирян мягамлара диггят йетирмишдир. Щяр ики шяхсиййятин тарих сящнясиндяки йерини вя мювгейини мцяййянляшдиряркян беля бир гянаятя эялирсян: Рясулзадя ейни дяряъядя миллятини севян вя олдугъа щуманист тябиятя малик Няримановдан «азадлыг» анлайышыны Совет Русийасындан кянарда тясяввцр етмясиля сечилирди. О, истиглалын йенидян рущ шяклиндя Азярбайъана гайыдаъаьына инанырды. Заман да ону щаглы чыхарды. Цмумиййятля, бу мянада Няриманов шяхсиййятиня мцнасибят щеч вахт бир 50 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE мяналы олмамышдыр. Бизъя, онун миллятиня севэисиндя вя сямимиййятиндя зярряъя нагислик йох иди. Садяъя олараг Няриман бяй юзцнцн дя етираф етдийи кими, халгынын сяадят йолунун йалныз Совет Русийасындан кечя биляъяйиня садялювщъя инанмышды. Бязян дащиляр дя юз инанъларында йанылырлар. Рясулзадя вя Сталинин гатарда бир арайа эятирилмяси вя дащи сийасятчилярин сийаси бахышларыны ортайа гойан мараглы диалог ясярдя юзцнямяхсус епизодлардан бирини тяшкил едир. Сталин – ган бащасына йаратдыьы бюйцк империйанын она вердийи эцъля дцнйайа мейдан охуйан гяддар бир мцстябид, Рясулзадя ися садяъя халгын варлыьына сюйкяняряк инандыьы щягигятляр уьрунда мцбаризя апаран, о дюврдя хейли тящлцкяли сясляня биляъяк дцшцнъялярини ачыг ифадя етмякдян чякинмяйян дюнмяз бир рящбярдир. Сталин ону Шярг дцнйасынын йеэаня лидери, юзцнцнся эцълц рягиби щесаб едирди. Лакин буна бахмайараг о, Мящяммяд Яминин щябсханадан гачырылмасына кюмяк едир. Бурада бир нечя нцанс вар. Илк нювбядя Сталин заманында едилмиш йахшылыьын явязини гайтарырды. Диэяр тяряфдян о, Ямин бяйин Бакыда галдыьы мцддятъя Азярбайъанда сосиалист системинин гурулмасыны мцмкцнсцз щесаб едирди. Онун бу барядя етдийи етирафа диггяти йюнялдирик: «Сян Бакыда щябсханада олсан беля, Азярбайъанда коммунизм режими гурула билмяз. Истяйирсян, щятта йцз Няриманов, милйон Шаумйан олсун» ( Теййуб 1997:10). Сталинин «Емин, язиз дост Сиз инди мяьлубиййятя уьрадыьыныз бир вахтда Азярбайъанын эяляъяйи барядя ня дцшцнцрсцнцз?» - суалына Мящяммяд Ямин: «Бу мцвяггяти мяьлубиййятдир. Азярбайъан эеъ-тез мцстягил демократик дювлят олаъагдыр» - дейя ъаваб верир ( Теййуб 1997: 19). Сталин – Рясулзадя паралелиндя щяр бир миллятин милли варлыьынын эюстириъиси олан байраьа мцнасибят мясяляси дя хцсуси хятт тяшкил едир. Щямин дюврдя цчрянэли Азярбайъан байраьы юлкямизин гуртулушунун, истиглалынын символуна чеврилмишди. Ядябиййатда ондан романтик образ кими бящс едилирди. О байраьын тясисчиси олан Мящяммяд Ямин бяй дя ону бядяниня сарыйаъаг гядяр бюйцк бир азадлыг ашиги иди. Сталин бир дяфя онун байраьы бядяниндя эяздирдийини эюрцб «бу нядир?» - дейя сорушур. «Коба, бу байраг мяним гювси-гцзещимдир. Онун рянэляри варлыьыма щопмушдур. Лащыъда да, Байылда да о мянимля олмушдур. Йалныз вя йалныз вцъудума аь кяфян сарынанда ону мяндян айырмаг олар». Пычылтыйла дейир: «Бир кяря йцксялян байраг бир даща енмяз». Сталин гятиййятля ъаваб верир: - Емин, бил ки, о байраьын анъаг гырмызы щиссяси йцксяляъякдир!» (Теййуб 1997: 13). Бу сятирляр миллятляри гондарма режимя табе олмаьа мяъбур едян гясбкарын юлмяз милли рущ гаршысында эцъсцз чырпынышы кими сяслянир. Йол айрыъына эялян «кечмиш дост»лар эюрцшцб айрыларкян: «Емин, сяндян бир хащишим вар. Бядяниня сарыдыьын о байраьы мян дцшяндян сонра вагонун 51 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE оъаьына ат йансын» - дейян Сталиня Ямин бяй: «Йох, Коба, хащишиня ямял едя билмяйяъяйям. Байраг мяним мяслякимдир. Мясляк йанмаз, йандырар!» (Теййуб 1997: 19) - сюйляйир. Бу йалныз дюнмяз лидерин дейил, милли рущу уьрунда мцбаризяйя галхмыш Азярбайъан халгынын хариъи империалистляря сон ъавабы иди. Гайнаглар 1. Гурбан Теййуб. Дюнмязлик, Бакы, Ширванняшр, 1997. 2. Гурбан Теййуб. Мцтляг Бакыйа гайыдаъаьам, «Республика» гязети, 28 ийул 1990 Насир Щясян. Вахтында йазылмыш ясяр, «Вятянин сяси», 7 сентйабр 1994 52 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE ROLE OF EDUCATION IN RATIONAL LIFE FELSEFİ DÜŞÜNCEDE ÖĞRENMENİN AMACI Valiyollah KHOSHTİNAT* Abstract This study gives an overview of the definition of education and life as characterized by the scholars of the field and then offers the role education plays in rational life. Literally, education means to teach something and transfer knowledge from the teacher to the learner. Specifically it refers to developing the intellectual abilities of an individual. Training, on the other hand, refers to flourishing the potential abilities. Other definitions have been offered in this regard. The life literally means the state of being alive thought practically different scholars have offered different definitions and in so doing have focused on different characteristics of life. However it is defined, there is a consensus among scholars on its existence and they believe in its consequences such as reproduction and goalorientedness, etc. Generally speaking, there are two kinds of life: one is the natural life which human beings practice to survive; the second type is rational life. This refers to those conscious activities which try to lead deterministic and pseudodeterministic forces of human life towards perfection. Human beings possess lots of potential abilities that can be flourished through education and only proper education can pave the way and lead human beings to virtues. The present research is an attempt to make integration between education and rational life and believes that this integration can best clarify the development paths detailed by Islamic teachings. This is the point the present study intends to add to the previous literature. Keywords: education, training, rational life, instructor, learner * Payame Noor University (PNU) 53 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Özet Bu bildiride öğrenme ve hayat meseleleri manevi düşünceye dayanarak gösterilir. Öğretmenin manası ilmi terbiyeyi başkasına nakletmektir. Hayatın manası ise gelişme ve yaşamaktır. Hayatın 2 bölmesi var: 1. maddi, 2.manevi. Bu bildiride manevi hayatda İslam’ın rolünden söz edilir. Anahtar kelimeler: öğrenmek, öğretmek, manevi, öğretmen, öğrenci Introduction Education is conceived to be able to activate the potential abilities of individuals. In fact, these potential abilities and characteristics form the underlying principles of all educational systems. Education, if conducted properly, can raise individuals to higher values and ethics. In contrast, the learner can be devoid of values under corrupt training. According to the principles of Islamic anthropology, it is evident that humans are innately predisposed to good as well as evil and both are ingrained in his nature. Only flawless education can pave the way for perfection and righteousness and confront the negative moral influence exerted on the part of industrialization and materialistic foundations. The presents study sets out to presents an overview of the role of education in the framework of rational life as termed ‘pure life’ in Quran and accordingly investigates basic tenets, objectives, responsibilities and educational principles. Definition of important terms To appropriately pin down the role education plays in rational life entails a comprehensive knowledge of terms employed in the literature. Following comes the definitions of important terms used in this research. Education Different scholars have offered different definitions for education. Lucas and Bernstein (2004) believe: Education is the learning of knowledge, information and skills during the course of life. Teachers may draw on many subjects, including reading, writing, math, science and history. Teachers in specialized professions such as astrophysics, law, or zoology may teach only a certain subject, usually as professors at institutions of higher learning. There is much specialist instruction in fields for those who want specific skills, such as required to be a pilot, for example. Finally, there is an array of educational opportunity at the informal level- such as with museums, libraries and the Internet. Informal education also includes knowledge 54 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE and skills learned during the course of life, including education that comes from experience. (p. 36) Richard and Schmidt (2002) offer the following definition: in a general sense, the formal and informal processes of teaching and learning used to develop a person’s knowledge, skills, attitudes, understanding, etc., in a certain area or domain. A distinction is sometimes made between the broader goals of education, described above, and training, which refers to the processes used to teach specific practical skills. (p. 174) Sadat (1987) states that education is preparing the ground for the development to of individuals’ cognitive abilities. Rahbar (1998) defines education as the transfer of knowledge from the instructor to the learner. Training Deilami (2003) believes that training is to know how to employ and develop internal abilities and potentials in order to establish and expand ethically approved qualities and behaviors and achieving higher moral virtues. Shokouhi (1995) defines training as taking measures to pave the way for the development. Life Literally, life refers to state of being alive. However, there is no consensus on its specific definition. It seems that the essence of life, as it is true about the essence of existence, is an unknown fact. Biologists give different definitions for life most of which refer to the outcome of life such as nutrition, growth and reproduction. What is common among all these definitions is the high degree of organization and cooperation among creatures. What is more, there exists a single destination for all forms of life activities. Materialists including Aparin also believe in these two points. Philosophers, theosophists and biologists each view it partially from a certain perspective. They have in effect characterized the outcome of life rather than its essence. Sadr’almotaahelin argues that life is a certain form of the existence of something which emanates effects supposed to be issued from a living organism. Sohrevardi (2001) contends that ‘life is the very embodiment of existence for an individual and a living thing is supposed to be perceptive and agentive.’ (p. 117) According to Tabatabaei (1983) ‘a living creature is perceptive and performer; then life is the origin of perception and action is the departure point of knowledge and power.’ (p.169) Akhavan’alsafa (1957) believes ‘life and death to be of two kinds: life as belonging to body and that belonging to soul.’ (p.57) 55 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Rational Life Rational life is defined by Jafari (1980) as a conscious life which using volition regulates the deterministic and pseudo-deterministic forces and activities of natural life, on the way to achieve partial perfection, and gradually promotes human personality to the sublime goal of life. Awareness to life means being aware of the objectives and basic principles and values of life. In other words, it was a feeling of being alive on the part of the human being and this confirms the superiority of his existence compared to other creatures. Without this, human beings would be alienated and this ignorance would make him unaware of the basic regulations of life. If this occurs, the objectives and values of life would flee his conscious attention. Such a life would be comparable to a plant or animal life being easily affected by temporary changes. Method The study aims to investigate the role of education in rational life. Since, key books and sources have been employed to expose the problem, it can be considered as a survey. Similarity, as the study makes an attempt to confirm the influence of education in rational life, inference is adhered to as the basic analytical technique. The Role of Education in Rational Life Education has been assigned three tenets, namely: 1) principles of education 2) educator 3) learner As regards the first tenet, two meanings are attached to these principles in Islamic teachings: a) The original and classic Islamic resources assumed to describe ‘mankind the way it is’ and ‘mankind the way it should be’. These Resources include Koran, Sunna, Consensus and Intellect. Two sources have been thought to contribute to the achievement of Wisdom through education which are analogous to the relation of ‘eye’ to ‘light’. These sources are i) perfect thought and ii) the divine Script, Sunna, Consensus, which altogether shed light on the Divine will regarding what is to man’s benefit and what to his harm. These sources also provide the preliminaries necessary to arrive at the end-point objective of this life, namely approaching the Divinity in Paradise on Divine days. (Jafari, 1985) b) Principles, regulations and objectives that are focused on in Islam for education. These include all rules and instructions which derive from four abovementioned sources. Principles, with this meaning assumed, have two subdivisions: 56 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE 1) absolute and relative purposes which are considered the end objective in education and 2) principles and rules that are the foundations of education. Objectives and Duties of Education 1. Controlling raw emotions and correcting false beliefs existing in one's mind. 2. Making acceptable for the learner the facts and high values and virtues. 3. Purifying and training individuals and teaching Wisdom to them. As it comes in Qoran, ‘It is He who has raised up from among the common people a Messenger from among them to recite his signs to them and to purify them and to teach them the Book and the Wisdom, though before that they were in manifest error.’ (Jomoah, verse 2) 4. The end objective of Islamic education is the worship of God and approaching Him. ‘We have raised a Messenger in every nation to worship only God.’ (Nahl, verse, 36). ‘So those who are hopeful to meet God are expected to do valuable things and take no one second to the worship of God.’ (Kahf, verse, 110) Tenet One: Principles of Education There are some principles for education: 1. Education is a gradual process and there is no exception to this rule. 2. No definite promise in any form can be given in education. 3. High virtues should be conveyed and clarified in education. 4. Education requires discipline and perseverance. 5. In education and perfection-seeking self rather than natural-self should be targeted. 6. Education should pay special attention to individual differences since each individual possesses different personalities and motivations. ‘While He created you in various stages.’ (Nooh, verse 14). As a result, education needs to have personalized orientation. 7. The crucial principle in education is to know that virtues should be highly valued and should not be subjected to mere achievement of the results. 8. Every action entails a reaction. Jafari (1986) argues, ‘if we bestow a bunch of flowers to a person or population, we are doomed to receive one. If this fact is taken seriously in education, the spiritual revolution of mankind will follow. (p. 301) 9. Both the instructor and the learner should know that they should not expect any payments before making an attempt. ‘There is no benefit for mankind but through his efforts.’ (Najm, verse 39) 57 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Tenet Two: Instructor God is the first trainer. He has taken the responsibility through sending profits. This fact has been emphasized in Koran was mentioning the words ‘Rabb’ a thousand times. He has emphasized his being a trainer to his creatures. He has granted them the potential to learn and move to perfection. On the other hand, he has sent prophets to them to lead them to perfection through education. Those who consider themselves as instructor should meet some requirements some of which are as follows: 1. Instructors should have a complete dominance over the materials they aim to teach. ‘Don't follow that which you lack knowledge about.’ (Asra, verse 36) 2. Teachers should be devoted to their job and know that they would be profited sooner or later. 3. Teachers should know that their deeds take precedence over their words. Their external and explicit behavior is a sign to show their degree of devotion. Indeed, deeds are more influential. 4. ‘The trainer is expected to be trained and feel a permanent need to train himself.’ (Taha, verse 114). Jafari (1978) believes that the best teacher is one who always sees himself in need of education. Put another way, the best teacher is most of all the best students. One who sees himself leader of a group should first behave himself and before training others in words should teach them through his deeds. 5. Interest of the teacher to the progress and development of the learners. 6. Seek help from God. Tenet Three: The Learner Human is a flexible creature; in the world every creature stays the same during the course of his life. For instance, no mosquito changes to eagle or no whale changes to lion. However, human is the only creature which experiences and has potential to change widely. Teachers should know that a novice in front of them is likely to change to a prominent figure or in reverse to a mean person. This said, we can go through principles governing human education: 1. The education history of the learners: since each life period has its own particular specifications, each stage of education requires special care. For example, a child is firmly dependent on parents and models them. The child's personality prior to cognitive development depends on others. But when he is able to take control over his affairs and characters, he will develop an independent personality. In fact, the physical growth decreases from youth to middle age and under proper conditions potential abilities flourish. 2. The more one gives value to the learner, the more efficient learning can be expected. The more one considers teaching/learning materials significant, the more vigorously one will go through them. The reason why knowledge is acquired more efficiently in the early years of life is that what is taught in this period is considered 58 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE the most important element of life. In every stage of life, if a fact is vitally important for you, its psychological influence would be remarkable. Given these facts, teachers should always make palpable the significance of the learning materials provided that the teachers themselves believe in their importance. 3. The importance of conformity between parents and teachers’ line of thought. 4. Raising interest in learners to be inquisitive. Measures should be taken to help the learners develop an argumentative mind. Only in this way can a celebrity with a highly creative mind be expected. 5. Avoiding the learners to be award-oriented: they should be trained to seek for the facts. They should teach their learners the importance of following truth in order not to think superficially in their life. Conclusion The findings regarding the role of education in rational life imply that humans have potential abilities which can flourish if appropriately channeled through education. Humans are psychologically flexible and only proper education can lead them to virtues and values. In this industrialized world, an increasing need is felt for education which is in line with human nature. The present study integrates education with rational life and presents new horizons in this area. It is suggested that those who experience rational life will give a new direction to their education. References Akhavan’alsafa (1957). Rasael’alakhavan, vol. 3. Dar’alehya, Beirut, Lebanon. Deilami. A. (2003). Islamic Ettthicsss. Center for Dissemination of Islamic Thought. Qom, Iran. Holy Qoran. Jafari, M. T. (1980). Translation and Interpretation of Nahj’albalagheh. Center for Dissemination of Islamic Thought, Tehran, Iran. Jafari, M. T. (1985). Translation and Interpretation of Nahj’albalagheh. Center for Dissemination of Islamic Thought, Tehran, Iran. Jafari, M. T. (1986). Translation and Interpretation of Nahj’albalagheh. Center for Dissemination of Islamic Thought, Tehran, Iran. Lucas, S. A. and Bernstein, A. (2004), Teaching Psychology. Lawrence Erlbaum Associates Publishers, New Jersey. Richards, J. C. and Scmidt, R. (2002). Longman Dictionary of Language Teaching and Applied Linguistics. Longman, UK. Sadat. M. A. (1987). Islamic Ethics. Samt Publications, Tehran, Iran. 59 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Sohrevardi S. (2001). Hekmat’aleshragh. Tehran, Iran. Shakiba, K. Face to Face with Aparin regarding the origin of life. Kokab Publications, Tehran, Iran. Shirazi, S. M. Hekmat-e-Motaalie. Dar’alehya’altoraso’aleslamiah. Beirut, Lebanon. Tabatabaei, M. H. (1983). Bedayat’alhekmah. Nashr-e-eslami, Qom, Iran. 60 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE ИБН ЯЛ-ВЯРДИНИН «ХЯРИДЯТ ЯЛ-ЯCАИБ ВЯ ФЯРИДЯТ ЯЛ-ГЯРАИБ» ЯСЯРИ (Ibn Al-Vardi’s “Al-Adjaib Va Faridat Al-Qaraib” Poem) Аббас ИБРАЩИМОВ∗ Юзет Бу макале ХВ. йцзйылын мешщур Aраб алими, дилcиси Сираъеддин Ебу Щебс Юмер ибн Ел-Вердинин тарихи-ъоьрафйайа щаср едилмиш, «Щаридат ел-аъаиб ве феридет ел-караиб» есеринин арашдырылмасына щаср едилмишдир. « Щаридат ел-аъаиб ве феридет ел-караиб» есери елмин мuщтелиф сащaлaрıнı, о ъцмледен бедии едебийатын назıм ве нesir формаларыны, тарищи-ъоьрафйасыны, биоложиsiни, зооложиsiни, минераложиsiни ve тыббыnы kapsar. Мaкаледе есер щер тaрaфлı арашдырылмыштыр. Anahtar Kelimeler: бедии едебийат, дилcилик, едеби поезийа, минеролоэийа, зоолоэийа, тарищи-ъоьрафи, тыббы. Abstract This article was dedicate the investigation of literary work of Arabian scientist, literary man, linquist of 15 century Siradjeddin Abu Havs Omar ibn el-Vardi “Xaridat el-Adjaib ve Feridat el-Garaib”, dedicated history and geography. The literary work “Xaridat el-Adjaib ve Feridat el-Garaib” envelop different areas of science, including and forms of literature-poetry and prose, history-geography, biology, zoology, mineralogy, medicine and etc. In this article is investigated every parts the work and is shown consider its maintenance and areas of science. Key Words: belles-lettres, linguistics, literature-poetry, mineralogy, zoology, history-geography, medicine. ∗ Др., Азербайъан Елйазмалар Енститису 61 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Эириш: Ибн ял-Вярди кичик йашларындан етибарян елмя вя ядябиййата бюйцк щявяс эюстярян Ибн ял-Вярди илк тящсилини доьма шящяри Мяяррят ян-Нуманда алмыш, сонра ися тящсилини давам етдиряряк, Щямада гази Шярафяддин ял-Бярзидян, даща сонра ися Щяляб шящяриндя Хятиб ял-Фяхрдян фигщ елминя мцкяммял йийялянмишдир. Кяскин зякасы олан Ибн ял-Вярди аз бир заман кясийиндя елмляря дяриндян йийяляня билмиш вя мяшщурлашмышдыр. Щяля эянъ йашларында Щяляб газиси Шямсяддин ибн ян-Нагибин мцшавири вязифясиня тяйин едилмишдир. О, гази мцшавирлийиндян сонра бир мцддят Мянъаб газиси вязифясиндя ишлямишдир. О, дюврцнцн танынмыш, йцксяк сявиййяли фягищляриндян бири олмушдур. Буна сцбут олараг Таъяддин яс-Сцбки йазыр ки, шейх бин ял-Вярди Шам шящяриня эяляркян онун мяишяти аьыр олдуьундан онун палтары кющнялмиш вя хариъи эюрцнцшц пис иди. Ону таныйан шащидлярин тякиди иля Ибн ял-Вярди гази Няъмяддин бин Сясяринин мяълисиня эялир. Ону мяълисин бир кцнъцндя отурдурлар. Щямин эцн алгы-сатгы иля баьлы бир мцлк мцштяриси эялир. Мяълис иштиракчыларындан бязиси кинайя иля эцлцмсяйяряк дейирляр ки, гой бу алгы-сатгы мцгавилясини ял-Мяярри йазсын. Шейх Ибн ял-Вярди сорушур ки, мцгавиляни нясрля, йахуд нязмлями йазым? Бу заман мяълис иштиракчыларынын истещзалы тябяссцмляри даща да чохалыр вя дейирляр ки, нязмля йаз. Шейх Ибн ял-Вярди гялям, каьыз эютцряряк, нязмля эюзял бир мцгавиля йазыр. О, он сяккиз бейтдян ибарят, сцрятля йаздыьы мянзум мцгавиляни мяълис иштиракчыларына тягдим едир. Онлар бу мянзумяйя бахдыгдан сонра, Ибн ял-Вярдидян истещзаларына эюря цзр истядиляр вя онун ялини юпяряк, юзляриндян даща фязилятли олдуьуну етираф етдиляр (4, Ы, 282). Мятн: Ибн ял-Вярди йалныз фигщ сащясиндя дейил, ейни заманда дилчилик вя ядябиййат сащясиндя дя дюврцнцн мяшщур шяхсиййятляри арасында юзцня хас лайигли бир йер тутмушдур. Таъяддин яс-Сцбки онун поезийасы щаггында беля йазыр: «Онун тямизлянмиш, шякярдян ширин вя гиймятли даш-гашдан дяйярли поезийасы вардыр» (4, Ы, 282). Ибн Яййяс юз тарихи ясяриндя гейд едир ки, Ибн ял-Вярдинин гярибя щекайяляри вардыр (4, Ы, 282). Ибн ял-Вярди эюрдцйц бир йухудан сонра газилик вязифясиндян айрылыб ибадят, бядии вя елми йарадыъылыгла мяшьул олмаьа башламышдыр. О, мящсулдар арашдырмалар апарараг дилчилик, тарих, фигщ вя тясяввцфя даир бир чох дяйярли ясярляр йазмышдыр. Сираъяддин Ибн ял-Вярдинин «Хяридят ял-яъаиб вя фяридят ял-гяраиб» ясяри тядгигатчыларын даща чох диггятини ъялб етмиш вя дцнйада даща чох йайылмышдыр. Тарихи-ъоьрафийайа щяср олунмуш бу бюйцк щяъмли дяйярли абидя узун мцддят мцсялман Шярги алимляри иля йанашы Авропа тядгигатчыларынын диггят мяркязиндя олмуш, дяфялярля тцрк вя фарс дилляриня, еляъя дя щиссялярля Авропа дилляриня тяръцмя олунмушдур (1, ЫВ, 390-396). 62 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Азярбайъан Милли Елмляр Академийасы Ялйазмалар Институтунда бу ясярин ХВЫЫ-ХЫХ ясрлярдя айры-айры йерлярдя цзц кючцрцлмцш дюрд ялйазма нцсхяси вя яски Мисир чапы сахланылыр. Апарылан арашдырмалар эюстярир ки, Ибн ял-Вярдинин «Хяридят ял-яъаиб вя фяридят ял-гяраиб» ясяри бязи ялйазма нцсхяляриндя 14 фясиля, бязиляриндя ися 15 фясиля бюлцндцйц мцшащидя олунур. Бу ясярин мязмунуну, йахуд щяъмини дяйишмир. Лакин ясярин айры-айры дюврлярдя цзц кючцрцлмцш нцсхяляриндя мцяллифя мяхсус олмайан мцхтялиф ялавяляр едилмишдир. Абидянин щиъри 1324 (1906-1907)-ъц илдя Мисир няшриндя ися ясярин мятни 17 фясиля бюлцнмцшдцр. Бунунла бярабяр ясярин дахилиндя бу фясиллярин юзляри дя айры-айры фясилляря бюлцнмцшдцр. Мясялян, Хязяр дянизи щаггында мялуматлар, щекайят вя рявайятляр айрыъа бир фясилдя верилмишдир. Одур ки, ясярин фясилляринин сайы 24 ядядя чатмышдыр (2, 105-107). «Хяридят ял-яъаиб вя фяридят ял-гяраиб» ясяринин биринъи фясли онун ян бюйцк фясилляриндян олуб, абидянин демяк олар ки, 1/3 щиссясини ящатя едир. Бу фясилдя айры-айры юлкяляр, вилайятляр вя онларын ян бюйцк вя гядим мядяниййят мяркязляри олан шящярляр щаггында билэиляр верилир. Икинъи фясил дяниз вя кюрфязляря, цчцнъц фясил адалара, дюрдцнъц фясил инсанлары юйрятмяк цчцн гярибяликляря, бешинъи фясил мяшщур чайлара, алтынъы фясил су мянбяляриня вя гуйулара, йеддинъи фясил йцксяк бюйцк даьлара, сяккизинъи фясил дашларын хцсусиййятляри вя онларын мянфяятиня, доггузунъу фясил мядянляря, ъаващират вя онларын хцсусиййятляриня, онунъу фясил нябатат, мейвяляр вя онларын хцсусиййятляриня, он биринъи фясил тохумлар вя онларын хцсусиййятляриня, он икинъи фясил тярявязя, он цчцнъц фясил мцхтялиф отлара вя онларын хцсусиййятляриня, он дюрдцнъц фясил тохумлара, он бешинъи фясил щейванлара вя гушлара щяср олунмушдур. Ясяр сонлугла баша чатыр. Сираъяддин Ибн ял-Вярдинин «Хяридят ял-яъаиб вя фяридят ял-гяраиб» ясяри бюйцк бир мцгяддимя иля башлайыр. Мцяллиф мцгяддимядя гейд едир ки, бу ясяр Щяляб галасынын щюкмдары Шащин ял-Мцяййядин сифариши иля йазылмышдыр. Даща сонра о, бу ясярин йазылмасында щансы мяхязлярдян истифадя вя мцталия етдийини гейд едир. Бу мяхязляр сырасында Ибн ял-Вярди бир сыра мцяллифлярин ясярляринин, о ъцмлядян Нясряддин Тусинин «Шярщ ят-тязкиря», Пталомейин «Ъяфр ял-янбийя», ял-Бяляхинин «Тягвим ял-булдян», ял-Мясудинин «Муруъ яз-зящяб», Ибн ял-Ясир ял-Ъязяринин «Яъаиб ял-мяхлугят», ял-Мяррякушинин «ял-Мясалик вял-мямалик», «Китаб ял-ибтидя» кими орта яср абидяляринин адларыны чякир. Бу эириши баша чатдырдыгдан сонра ися мцяллиф дцнйанын даиряви хяритясинин тясвирини верир. «Ислам атласы» (1, ЫВ, 494) кими адландырылмыш бу хяритядя вя онунла баьлы юлкялярин, вилайятлярин вя онлар арасындакы мясафяляр, океанлар, дянизляр, эюлляр, кюрфязляр, ъящятляр, даьлар, о ъцмлядян Гаф даьы щаггында, халглар вя с. щаггында мцхтялиф мялуматлар вя тясвирляр верилмишдир. Дцнйанын даиряви хяритяси ясярин мцхтялиф ялйазмаларында бир-бириндян фярглянир. К.Миллер (7, 134139) апардыьы ясаслы арашдырмалар нятиъясиндя ясярин 20 ялйазмасындакы 17 хяритяни мцгайися едяркян щямин даиряви хяритяляр арасында ъидди фяргляр ашкар етмишдир. О, щаглы олараг, айры-айры нцсхялярдя хяритялярин бири-бириндян фяргли олмасынын щеч дя мцяллиф редаксийасы иля баьлы олмадыьыны сюйлямишдир. Хяритяляр арасында мейдана эялян бу ихтилафлар ясярин айры-айры нцсхялярини кючцрмцш 63 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE катиблярин билик сявиййяси вя тяърцбяси иля баьлы олмушлар. Онларын щамысы эюрцнцр хяритянин чякилмясиня мясулиййятля йанашмамышлар. Онларын бязиси хяритяйя бир сыра ялавяляр етмишлярся, башгалары орада ихтисарлара йол вермишляр. Бу да ясярин мцхтялиф ялйазма нцсхяляриндя хяритялярин бир-бириндян фярглянмясиня эятириб чыхармышдыр. Бу фяргляр ясярин Мисир чапында (2, 39), Азярбайъан дилиня тяръцмясинин (10) вя ясярин Азярбайъан МЕА Ялйазмалар Институтунда сахланылан ялйазмаларында да мцшащидя олунур. Бунунла бярабяр Ибн ял-Вярди ясяриндя гиблянин хяритясини дя вермишдир. Ибадят заманы щямин хяритя айры-айры юлкялярдян гиблянин истигамятини эюстярир. Ясярин биринъи ян бюйцк фясли юлкяляря вя вилайятляря щяср олунмушдур. Китабын цчдя бир щиссясини ящатя едян бу фясилдя Авропа, Асийа, Африка гитяляриндяки юлкяляр вя вилайятляр, орадакы мяркязи шящярляр щаггында мцхтясяр билэиляр, тябии шяраити, биткиляри, мейвя аьаълары, чайлары, эюлляри, щейванлар алями, филизляри, ялван металлары вя с. щаггында шярщляр верилмишдир. Шярщляр, юлкяляр вя башга мювзуларла баьлы айры-айры щекайяляр вя мянзум парчалар да верилмишдир. Щямин щекайяляр ««( »ﻭ ﻴﺤﻜﻰвя щекайят едилир»), йахуд ««( »ﻭ ﺤﻜﻰвя щекайят едилди») кими сюзлярля башлайыр. Ибн ял-Вярди бу фясилдя тцрк халглары вя онларын юлкяляри, вилайятляри вя шящярляри щаггында да билэиляр вермишдир. О, Азярбайъанын Гязвин, Щямядан, Бейляган, Мараьа, Ярдябил, Нахчыван вя башга шящярляри иля баьлы ясяриня мцяййян мялуматлар дахил етмишдир. Мцяллиф Гязвин шящяри иля ялагядар беля йазыр: «О, тцрк торпаьыдыр, она Гязвин дейирляр» (2, 39). Ясярин икинъи фясли дянизлярдян вя кюрфязлярдян бящс едир. Бу фясилдя мцяллиф айры-айры дяниз вя кюрфязляр щаггында мялумат веряряк онларын адларыны, узунлуьуну вя енини, щансы дянизлярля бирляшдийини, сащилляриндя щансы юлкялярин, шящярлярин, даьларын вя онларын мювгелярини тяфсилаты иля охуcуйа чатдырмаьа чалышмышдыр. Бу бахымдан мцяллифин Хязяр дянизи щаггында вердийи билэиляр хцсуси мараг доьурур. Ибн ял-Вярди дяниз щаггында мцхтясяр мялуматлар йаздыгдан сонра, айры-айры мцяллифлярин вя тарихи шяхсиййятлярин Хязяр дянизи щаггында вердикляри билэиляри охуъуларын диггятиня чатдырыр. Инди ися Ибн ялВярдинин айрыъа бир фяслиндя Хязяр дянизи щаггында вердийи мялуматлара мцраъият едяк. О, йазыр: «О, тцрклярин дянизи олуб, Ъцръан вя Тябяристанын шимал-шяргиндя йерляшир. Онун шималында Хязяр юлкяляри, гярбиндя ял-Лан вя ял-Габаг даьлары, ъянубунда ися Дейлям даьыдыр. О эениш, дянизлярля ялагяси олмайан бир дяниздир. Дяниз йоллары тящлцкяли, сцрятля щялак едян, шиддятли туфан вя дальалары олан чятин бир дяниздир. Хязяр дянизиндя ня габарма, ня дя чякилмя вардыр. Орада мирвари вя даш-гашлар йохдур» (2, 105). Ибн ял-Вярди сонра сюзцня давам едяряк, яс-Сямяргяндинин китабында Хязяр дянизи щаггында верилмиш мялумата мцраcият едир. О, яс-Сямяргяндинин 64 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE китабына ясасланараг йазыр ки, Зцлгярнейн бу дянизин сащиллярини юйрянмяк мягсядиля дянизя бир груп адамла бир эями эюндярмишдир. Зцлгярнейн онлара ямр едир ки, там бир ил дяниздя цзяряк, онун сащилляри иля баьлы она мялуматлар эятирсинляр. Онлар там бир ил дяниздя цзяряк, суйун сятщиндян вя мави сямадан башга щеч бир шей эюрмямишляр. Онлар эери гайытмаг истяйяркян, онларын бязиляри даща бир ай дяниздя сяфярлярини давам етдирмяйи тяклиф едирляр ки, бялкя бир мялумат юйряниб Зцлгярнейнин йанына бир хябярля гайытсынлар. Онлар даща бир ай сяфярлярини давам етдирдиляр вя ичиндя адамлар олан бир эями иля растлашырлар. Щяр ики эями бир-бири иля йахынлашараг эюрцшцрляр, лакин онлардан щеч бир кяс диэяр эямидя оланларын данышыгларыны (дилини) баша дцшмядиляр. Зцлгярнейнин адамлары диэяр эямидя оланлара бир гадын веряряк, явязиндя онлардан бир киши эютцрцб, Искяндярин йанына гайыдыр вя ящвалаты она данышырлар. Искяндяр эятирилян кишини юз ясэярляриндян олан бир гадынла евляндирир. Гадын валидейнлярин дилини баша дцшян бир оьул доьур. Искяндяр щямин оьлана дейир ки, атандан щарадан эялдийини соруш. Оьлан сорушур вя дейир ки, о тяряфдян эялмишдир. Она дейилди ки, орада щюкумят вармы? Дейир ки, бяли, бу щюкумятдян дя бюйцк дювлят вар. Ондан сорушурлар ки, ня гядяр мцддятдир ки, дяниздя цзцрдцнцз. Киши ъаваб верди ки, ики ил ики айдыр ки, дяниздяйик. Дейилди ки, бу дянизин чевряси 2500 фярсях, узунлуьу 800 фярсях вя ени 600 фярсяхдир. О, узунсов даиряви шякилдядир. Бу дяниздя чохлу гярибя шейляр вардыр. Бу щекайятдян сонра мцяллиф Хязяр дянизи иля баьлы башга щекайятляр вя рявайятляр веряряк, дяниздя тутулан нящянэ балыглар вя онун гярибяликляриндян бящс едир (2, 105-107). Ибн ял-Вярди ясяринин башга бир йериндя ися ял-Ъявалигийя истинад едяряк Хязяр дянизи иля баьлы ашаьыдакы билэиляри вермишдир: «Ял-Ъявалиги гейд етмишдир ки, бу дянизин диби гаранлыгдыр. О, йерин алты иля Нитиш дянизиня бирляшир. Бу дяниз гярб тяряфдя Азярбайъан юлкяси, ъянуб тяряфдян Тябяристан юлкяси, шярг тяряфдян яряб торпаьы вя шимал тяряфдян Хязяр торпаьы иля говушур» (2, 78). Бу ясярдя Азярбайъанын чайлары вя даьлары иля ялагядар да мцяййян мялуматлар верилмишдир. Мцяллиф Азярбайъанда йерляшян даьлардан бири щаггында ашаьыдакылары йазмышдыр: «Сябялан (Савалан) даьы Азярбайъанын Ярдябил шящяринин йахынлыьындадыр. О, дцнйа даьларынын ян бюйцйцдцр» (2, 127). Ибн ял-Вярди Сябялан даьы иля ялагядар вердийи мялуматы давам етдиряряк беля йазыр: «Аллащын Рясулу ялейщиссалам демишдир ки, сизлярдян ким эцнц ахшам едяркян вя сящяри ачаркян, еляъя дя бир йеря чыхаркян «Сцбщан Аллащ» дейярся, Аллащ она Сябялан даьына йаьан щяр гар тябягясинин мигдары гядяр саваб йазар. Бу кяламлары дейяркян Пейьямбяр ялейщиссаламдан сорушурлар ки, Сябялан даьы щарададыр, йа Рясул Аллащ? О, ъаваб верир ки, бу даь Азярбайъандадыр. Ъяннят булагларындан бири вя пейьямбярлярдян биринин гябри бу даьдадыр» (2, 127). Ябу Щамид ял-Яндялуси Сябялан даьы иля баьлы беля демишдир ки, бу даьын башында кифайят гядяр йцксякликдя бир бюйцк булаг вардыр. Онун суйу буздан сойугдур, дады ися о гядяр ляззятлидир ки, санки балла гарышдырылмышдыр. Бу даьын 65 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE дюшцндян бир булаг чыхыр ки, онун суйунун щяраряти йумуртаны биширир. Инсанлар бу булагдан юз мянафеляри цчцн истифадя етмяк мягсядиля орайа ъан атырлар. Бу даьын ятяйиндя чохлу аьаълар вя тарлалар вардыр. Бурада бир нюв от вардыр ки, ону ня щейван, ня дя инсан йемир, яэяр йейилярся, о саат юлдцрцр (2, 127). Ял-Гязвини дейир: «Мян даьы эюрмцшям. Бу йердя щейван отарылыр. Щейванлар щямин ота йахынлашаркян щцркцр вя мяьлуб едилмиш говулан ясэярляр кими гачырдылар. Бу даьын ятяйиндя бир шящяр вар. О шящярин газиси иля сющбят етдим. Газинин ады Ябу ял-Фяряъ Ябдцррящман ял-Ярдябилидир. Мян бу отлар щаггында ондан сорушдугда о, деди: Щямин отлары ъинляр щимайя едир. Гази ону да гейд етди ки, о кянддя бир мясъид тикилирди. Бу заман дайаг цчцн бюйцк даш сцтунлар лазым эялди. Сящяр олду, мясъидин гапысында бюйцк сяняткарлыгла, ян йахшы шякилдя дашдан йонулмуш сцтунлар гойулдуьуну эюрдцляр» (2, 127-128). Ибн ял-Вярдинин Савалан даьы щаггында вердийи мялуматлары Шямсяддин Саминин йаздыьы билэиляр дя тясдиг едир. Ш.Сами йазыр ки, «Азярбайъанда Ярдябил йахынлыьында, бир даь вардыр ки, зирвяси йайда вя гышда щямишя гарла юртцлц олур. Вулкан пцскцрмяси нятиъясиндя йаранмыш вя 4844 метр щцндцрлцйц олан бу даьда, ятрафда йашайан инсанларын язиз тутдуглары бязи мюминлярин гябри вардыр. Даьын ятякляриндян бир хейли исти минерал сулар чыхыр» (3, ЫВ, 2534). Ибн ял-Вярди Азярбайъанын Кцр, Араз вя башга чайлары щаггында да мялуматлар вермишдир (2, 107-105). Мцяллиф су мянбяляри, гуйулар вя онларын гярибяликляриня айырдыьы фясли Азярбайъанын су мянбяляри иля башлайыр. О, «Тющфят ял-гяраиб» ясяриня сюйкяняряк «Айн Азярбайъан» («Азярбайъан булаьы») адландырдыьы су мянбяйиндян тикинти цчцн дцзялдилмиш кярпиълярин мющкямляндирилмясиндя истифадя едилмяси щаггында йазыр. Сонра ися Гязвин йахынлыьындакы Бядихани адлы булагдан йазараг гейд едир ки, инсан онун суйундан ичярся мющкям гарын аьрысына (исщял) дцшяр. Йцнэцллцйцня вя сафлыьына эюря инсан онун суйундан 10 ратл (4492,8 г) ичя биляр. Яэяр бу булаьын суйу щямин кяндин кянарына чыхарыларса юз хцсусиййятини итиряр (10, 136а). Ибн ял-Вярди юзцнцн бу ясяринин адында «мюъцзяляр» вя «гярибяликляр» сюзлярини хцсусиля вурьуламагла ясяря гаршы охуъуларда бюйцк мараг доьурмушдур. Тясадцфи дейилдир ки, онун космографийайа даир йазылмыш бу ясяри истяр мцсялман шяргиндя, истярся дя Авропада хцсуси шющрят тапмыш, ясярин орта яср ялйазмалары реэионларда эениш йайылмыш, алимлярин вя тядгигатчыларын диггятини юзцня ъялб етмишдир. Щяля яряб мядяниййятинин вя ядябиййатынын илк дюврляриндян башлайараг равилярин сюйлядикляри щекайятляр (гиссяляр) эениш халг кцтляляри дахилиндя, еляъя дя сарай мяълисляриндя хцсуси дябдя олдуьундан вя эениш йайылдыьындан вя Ибн ял-Вярдинин юз ясяриндя тарихи вя ъоьрафи билэилярля йанашы беля мюъцзяли щекайятляря вя тямсилляря эениш йер вермяси охуъуларда ясяря гаршы бюйцк мараг ойатмышдыр. Ясярин ясас щиссясини дя мящз бу гябилдян олан мюъцзяли вя гярибя щекайятляр тяшкил едир. Бунунла йанашы йухарыда гейд едилдийи кими ясярин ящямиййятли ъящятляри аз дейилдир. Ибн ял-Вярдинин «Хяридят ял-яъаиб вя фяридят ял-гяраиб» ясяринин Авропа юлкяляриндя йайылмыш чохсайлы орта яср ялйазмалары бу юлкялярин алим вя тядгигатчыларынын диггятини юзцня ъялб етмишдир. Онлары юзцня ъялб едян ясярин ясасян 66 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE ботаникайа даир фясилляри олмуш вя бу фясиллярдян истифадя едяряк, диссертасийалар йазылмыш, онун айры-айры щиссяляри мцхтялиф Авропа дилляриня тяръцмя олунмушдур. 1752-ъи илдя Ауривиллиус ясярин палма щаггында олан щиссясини чап етдирдикдян сонра (1, ЫВ, 495), А.Щйуландер (1784-1823) (6), Торнберг (18351839) (9) вя башгалары ясярин айры-айры фясиллярини, о ъцмлядян Сурийа вя Мисир тарихиня даир бюлмялярини тяръцмя вя шярщлярля чап етдирмишлярся, 1789-ъу илдя Де Гин (5, 19-59) ясярин цмуми характеристикасыны вермиш вя бунунла да абидянин шющрятини даща да эенишляндирмишдир. ХЫХ ясрин орталарындан етибарян, тарих вя ъоьрафийайа даир даща мцкяммял абидяляр ялдя едилдикдян сонра Ибн ялВярдинин ясяриня олан мараг азалмаьа башламышдыр. Сонуъ: Ибн ял-Вярдинин «Хяридят ял-яъаиб вя фяридят ял-гяраиб» ясяри ишыг цзц эюрдцкдян сонра, онун ялйазмалары Йахын вя Орта шяргдя сцрятля йайылмаьа башламышдыр. Бунун нятиъясиндя дя ясяр айры-айры елм хадимляринин диггятини юзцня ъялб етмишдир. Абидяни ориъиналда охуйан вя юйрянян дюврцнцн зийалылары ону диэяр халгларын эениш охуъу кцтляси иля йахындан таныш етмяк, йахуд айрыайры щюкмдарларын сифариши иля тцрк, фарс вя башга Шярг дилляриня тяръцмя етмяйя башламышлар. Абидянин фарс дилиня тяръцмя олунмасы щаггында айры-айры мяхязляр мялумат вермишдир. Фарс дилиня тяръцмядян фяргли олараг, ясяря тцрк халглары арасында бюйцк мараг олдуьундан, бир нечя дяфя тцрк дилиня, еляъя дя Азярбайъан дилиня тяръцмя олунмушдур. Тцрк ъоьрафийасы цзря танынмыш тядгигатчы олан Ф.Тешнерин вердийи билэиляря эюря «Хяридят ял-яъаиб вя фяридят ялгяраиб»ин тцрк дилиня беш тяръцмяси олдуьуну гейд едир (8, 86-87). Онунла йанашы бу тяръцмяляр щаггында диэяр мянбяляр, еляъя дя тцрк мяхязляри дя мялумат верир (11, Ы, 701). Бу ясярин ян гядим тяръцмяси мящз тцрк дилиня едилмишдир. Ибн ял-Вярдинин бу ясярини Мащмуд Ширвани 970 (1563)-ъи илдя 80 йашында икян Осман шащ Исэяндяр паша оьлунун щимайядарлыьы иля тяръцмя етмишдир. (10, 282 а). ЯДЯБИЙЙАТ 1. ، ﺧﺮﻳﺪة اﻟﻌﺠﺎﺋﺐ و ﻓﺮﻳﺪة اﻟﻐﺮاﺋﺖ ﻣﺼﺮ.ﺴﺭﺍﺝ ﺍﻟﺩﻴﻥ ﺍﺒﻭ ﺤﻔﺹ ﻋﻤﺮ ﺑﻦ ﻣﻈﻔﺮ ﺑﻦ اﻟﻮردى .٢٢٢. ﺹ،.ﻩ١٣٢۴ 2. .ﻩ١٣٠۶ ﺍﺴﺘﺎﻨﺒﻭل. ﺍﻟﺠﻠﺩ ﺍﻻﻭل. ﻗﺎﻤﻭﺱ ﺍﻻﻋﻼﻡ.ﺸﻤﺱ ﺍﻟﺩﻴﻥ ﺴﺎﻤﻰ 3. ﻤﻁﺒﻌﺔ ﺴﺭﻜﻴﺱ. ﺍﻟﺠﺯﺀ ﺍﻻﻭل. ﻤﻌﺠﻡ ﺍﻟﻤﻁﺒﻭﻋﺎﺕ ﺍﻟﻌﺭﺒﻴﺔ ﻭ ﺍﻟﻤﻌﺭﺒﺔ.ﻴﻭﺴﻑ ﺍﻟﻴﺎﻥ ﺴﺭﻜﻴﺱ .١٩٢٨ ،ﺒﻤﺼﺭ 4. GUIGNES, De. Haridat al-adjaib. Notices of Extraits, II Paris, 1789,p. 19-59. 5. HYLANDER, A. Operis Cosmographici ibn el-Vardi caput primum de regionnibus. Lundae, 1823. 6. MILLER, K. Mappae arabicae.- Arabische weltund landerkarten, V. Stuttgart, 1927, p. 134-139. 67 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE 7. TAESCHENER, F. Der Bericht des arabischen geographen ibn elVardi uber Konstantinopel. BHG, 1929. 8. TORNBERG, C.J. Fragmentum libri Morgarita mirabilium, Auctore Ibn el-Vardi. Pars prior. Upsaliae, 1895. 9. . ﺨﺭﻴﺩﺓ ﺍﻟﻌﺠﺎﺌﺏ ﻭ ﻓﺭﻴﺩﺓ ﺍﻟﻐﺭﺍﺌﺏ.ﺴﺭﺍﺝ ﺍﻟﺩﻴﻥ ﺍﺒﻭ ﺤﻔﺹ ﻋﻤﺭ ﺒﻥ ﻤﻅﻔﺭ ﺒﻥ ﺍﻟﻭﺭﺩﻯ (Azяrbaycan dilinя tяrcцmяsi) FS-386, AМEA. Mящяммяд Fizuli adыna Яlyazmalar Иnstitutu. 10. ﻜﺸﻑ ﺍﻟﻅﻨﻭﻥ ﻋﻥ ﺍﺴﺎﻤﻰ ﺍﻟﻜﺘﺏ.ﻤﺼﻁﻔﻰ ﺒﻥ ﻋﺒﺩ ﺍﷲ ﺍﻟﺸﻬﻴﺭ ﺒﺤﺎﺠﻰ ﺨﻠﻴﻔﻪ ﻭ ﺒﻜﺎﺘﺏ ﭽﻠﺒﻰ ١٩۴١ . ﺍﺴﺘﺎﻨﺒﻭل. ﺍﻟﻤﺠﻠﺩ ﺍﻻﻭل ﻭ ﺍﻟﺜﺎﻨﻰ.ﻭ ﺍﻟﻔﻨﻭﻥ 68 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE DEATH IN MASNAVI Shokrollah Poor Alkhas NOKANDEEİ* Özet Ölüm bir hakikattir ki, ondan kaçmak mümkün değildir. Bu sebeple, kişi mutlaka ölümle yüz yüze gelir. Büyük Mevlana der ki “Gerçek hayat ölümden sonradır.” Ölüm yeni bir hayat mıdır? Evet gerçek hayatın kendisine başlamaktır. Mevlana diyor ki “Ölmek yeni hayattır. Maddi hayatı terk edip Allah’a doğru göç etmektir. Abstract Death, from which there is no way out, is a true event. Moreover, eventually every body will face it. The question that what happens after death has fascinated the mind of all wise men, educated men and mystics. Therefore, they have expressed their views and understandings of it. No doubt, Molavi (The true mystic) who is of high thoughts and understanding in divine knowledge and feels responsible for society and for the guidance of humankind cannot ignore such a high matter. In this study, we look for Molavi’s views in his teachings, parables and stories. We portray Molavi’s beliefs that death means rebirth, quitting the world, God’s blessing, the ladder to the beloved’s roof, the continuity of life, getting rid of selfishness, seeing the true world, taking a journey in God. Living after death and finally visiting God. He divides death in to two parts: natural or compulsory death and voluntary death. Of these, he prefers the voluntary one. He believes that since man understands the universe and its order, since he is responsible for his deeds, since nature with all its appearances is transient, since death equals everyone and eradicates all human qualities, so this world is not worth relying, so he gives no heed to his desires, undergoes a kind of rebirth and lovingly welcomes the bride of death. * Dr., Assistant professor of Persian Language and Literature in Mohaghegh Ardabili University, Ardabil, Iran 69 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Introduction All living things on this planet are subject to death and among all the mortal things only man is aware of his doomed destiny, at the beginning, he knows nothing of death but gradually gets an understanding of it first through death of others and later of his own. As he understands what death is he suffers from some sort of anxiety and some basic questions occur to him such as: Does death lead to his ruin? If so, some terrible end is awaiting him. But if there exists an afterlife what is man’s destiny there? How are his life here and there related? In case there is some relationship between these two, what is his duty here? Is it possible to live with no heed to and dread from there? Besides calling to God, the main thing the prophets emphasized was to make man aware of the world to come after death. They gave him a vast knowledge and asked him to leave the dark world he is imprisoned in. Unfortunately man is obsessed with his passionate feelings and is almost deaf to this great spiritual call, lost in the world of appearances and drowned in sexual gratifications, he thinks his life is only for eating and sleeping and there is no other world but this. In this way, he has deprived himself of the immortal prosperity. Imam Ali ( PBUH) who was well aware of the vast immortal life said : your value is not a bit less than paradise. Therefore, you must exchange your life with nothing but paradise. However, alas, the ignorant people stick to this transient, troublesome world, whereas God prefers celestial life for them. Nevertheless, lost in their endless desires, they dread death. They compare death to a dragon swallowing man, and putting an end to all they have here. However, those who have a divine attitude to death believe death is not an end but a new beginning and that there is no complete death. For true believers death is not horrible because it is a bridge to immortality. Imam Ali states: “my love of death exceeds the love of a baby to his/her mother’s breast”. So after 63 years of battle and endeavor in the way of truth, when stabbed in Kufeh mosque by hypocrites he cried out: “I swear I am saved”. Such an interpretation of death shatters the visage of life and moves the heart to such an extent the thought of death is no longer frightening but relieving. The definition of death For Molavi death is a means to God and a way through which a drop joins the vast sea of God for him, death is a blessing of God through which man can enter eternity. Molavi believes since man does not know it well, he thinks of it as a sort of separation. However, after the army of Islam got enter eternity. However, After the aemy of Islam got victory in Badr and they threw the copses of the unbelievers in Badr well, the holy prophet ( PBUH) put his head into the well and started blaming them . His comrades asked whether the dead heard him. “The holy prophet replied”: “their hear better than you now” . In some lines Molavi states Sheikh’s not mourning over his children as such: They start to live when they die. They are not absent from the inner eye. Since I clearly see them before my eyes. Why should 70 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE I hit myself and mourn for them? The prophets who willingly died before their natural death were well aware of the unseen world through the mirror of the heart. Since they were quite informed of the unseen things, they had achieved some sort of peace and tranquility. Death is to see the real world and the reality of life Man is instantly dying and living. His life and death is so that he does not understand it. His life is compared to a vast, deep viver moving non – stop. Because its stop equals its death. ( Ibid , line 1144 – first book ) As far as he is bounded with the material life, he has not attained his true self, and his death is his true life (Ibid, line 1750-51. first book) unfortunately, some consider death as absolute devastation. Contrarily, the desire of free men for death is very fascinating. A man thinking of death gets to a position not understood by others. They believe that this world compared to afterlife is as sleep compared to wakefulness. In the holy Koran, the desire to death shows man’s love to God “If you say the truth you must wish for death”. (chapter Baghare : versw 94 ) Because the end of life is to reach the beloved or better say God, so passing of time is of no value and what matters is the end, the beloved or God. Therefore is no need to regret for passing of time and this is what Molavi believes in. Death as ladder God has set various ladders in the world for humankind. Man can use his senses as ladder but his senses can lead him only up to the shore of this terrestrial world. However, his religious insight and belief lead him to heaven that is why his spiritual leader or guru is named as a ladder. The spiritual leader gradually guides him towards higher truth and when God’s blessings are opened to him and he finds love, there is no need to ladder then. Death, whether physical or spiritual, is a ladder to heaven. For Molavi death is a way to God and a way to accompany God and his prophets. Men of God are bereft of human characteristic. A divine Tradition says: “God says if I love a man”, I will be his ears his eyes and his tongue so he hears with me, he sees with me . He walks with me. Moreover, he speaks with me. Revealing the hidden in Ressurection in the holy Koran, (chapter Ghaf: verse 22) God says: “today We remove the covering of your eyes and then you see the hidden”. Your resurrection shows the mystery of lifeAs fruits show the mystery of leaf. (Ibid, p. 346, second book ) Mystics and prophets who take death as a stage of man’s life leading us from the dark to the higher light are not afraid of it. For them death is like the dropping of embryo from the womb. First, it seems frightening for the embryo to leave the womb but when dropped, he finds himself in the nice and colorful world and so is the case when man leaves this world for the next. Molavi mentions the stages of 71 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE life in his poems. That man is first inanimate, then animate, then animal, then man and then he can reach higher than angels do. It is in the last stage that he joins God and there is nothing left but God. Because “All things spoil but Him “Molavi himself has attained this same stage which is called by mystics as dying in God and living with God. For Molavi a person’s death depends on the kind of belief he has of death. Those fearing death. Those fearing death see it as a dragon but for believers’ death removes the distance between the creatures and the creator and they see it as a beautiful bride. So in death every body sees his own true image. ( Molavi, 1368 . L 3439 – 43, Third book ) Relativity of death In Molavi’s idea, total ruin is not for man and man’s soul continues to live after he dies physically. In appearance death leads man to grave but when the corpse is laid in the grave, the soul returns to the world of angels and then the soul can address and speak to Him directly. Molavi compares man to a seed that once dropped into the soil starts growing and so is the case with man. References 1. The Holy Koran 2. Akbar Abadi Vali, mohammad (2004) Interpretation of Masnavi Molavi volumes 1-3-4, Tehran: Gatre publications. 3. Jafari , Mohammad Taghi (1978) Molavi and ideologies . Tehran Bethat publications. 4. Hakimi, mohamood (2000) In Molana school. Tehran; Ghalam publications, Nahjul-Balage. Trans, Mohmmad Dashti. Zohd publications. 5. Zarrinkoob, AbdolHossein. (1998) Step by step to visit God. Tehran: scientific and cultural publications. 6. Zarin koob, Abdol Hossein (1987) A sea in a jar. Tehran; scientific and cultural publications. 7. Zarrin koob, Abdol Hossein (2003) A broken Lodder Tehrani sokhan publications. 8. Zamani, karim (1999) A complete interpretation of Masnavi Manavi. Tehran: Ettelat publication. 9. Sepahsalar, Feridoon Ahmad (1999) Molana’s Biogrphy. Tehrani Eghbal publications. 10. Foroozanfar, Badiozzaman (2004) An Interpretation of Masnavi Sharif Tehran : zovver publications. 11. Homaei, Jalaladdin (1997). Molavi Nameh. Ghom: Homa publications. 72 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE РОЛЬ ОРИЕНТАЛИЗМА В РАЗВИТИИ АЗЕРБАЙДЖАНО - РУССКИХ МУЗЫКАЛЬНЫХ СВЯЗЕЙ. Азербайжан Рус илишклилеринин эелишмесинде орийентализмин ролу. The role of orientalism in the development of Azerbaijan-Russian music relations. İrade HÜSEYNOVA* Юзет Бу макале, Азербайжан Рус мцзик илишклилеринин эелишмесинде орийaнтализмин ролцне аит едилмиштир. ХЫХ. yцзйыл Рус мцзиьинде орйентализм Доьу'нун танынмасында юнемли фактюр йер алмактадыр. Рус класик мцзиьинин куружусу М.И.Элинка, Доьу имэелерини йаратыркен бирчок Кафкасйа щалкларынын мцзиьине башвуруйорду. Юрнеьин, макаледе «Руслан ве Лйудмила» операсында сесленен «Каледен калейе» Азербайжан щалк шаркысы эюстерилмектедир. Макаледе, айны шаркынын Рус мцзиьинде Доьу'йу васф еден ен цнлц конулардан олдуьу вурэуланмактадыр. Анащтар Келимелер: Азербайжан Рус илишклилери, Рус орйентализми, Рус шаркийатчылары (Рус орийенталистлери), тон варйантлары. РЕЗЮМЕ. Представленная статья посвящена роли ориентализма в развитии азербайджано - русских музыкальных связей. В русской музыке ХЫХ века ориентализм знаменателен как фактор, знакомящий с Востоком. Основоположником русской классической музыки М.И.Глинка, создавая восточные образы, обращался к музыке многих кавказских народов. Как пример в статье приводится звучащая в опере «Руслан и Людмила» * Azerbaycan Milli Konservatuarı; Müzik Teorisi Kürsüsü Öğretim Görevlisi 73 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE азербайджанская народная песня «Галадан галая» («От крепости к крепости»). В статье подчеркивается, что эта песня является одной из самых знаменитых тем, воспевающих Восток в русской музыке. Ключевые слова: Азербайджано - русские музыкальные связи, русский ориентализм, русские востоковеды, интонационные варианты. Мы часто и справедливо говорим о диалектике взаимосвязи культур и национальной самобытности каждой из них. Очевидно, что суть ее заключается в углублении и расширении сотрудничества, взаимообогащении опытом и совместном поиске путей для решения исторических задач, стоящих перед обществом и его культурой, а с другой стороны, – в сохранении самобытности оригинальных черт, своих коренных свойств, развитии традиции национального художественного мышления. Современность – лучший измеритель жизнеспособности вековых традиций взаимосвязи культур. Трудно представить себе единство мировой культуры без взаимодополняемости ее составных частей, без признания того факта, что каждая из них обладает своим неповторимым обликом, внутренне суверенна, свободна, исходит из национальных особенностей своего народа, воплощает его черты, его психологию и темперамент, его жизненный уклад, его художественное мировосприятие. «Взаимодействие культур – это не просто обмен духовными ценностями между народами. Это процесс живой, активный, приводящий к новым качественным, результатам. Его пути и формы могут быть самым различными» – пишет Н.Димитриади. (Димитриади 1974,107) Изучение вопроса азербайджано - российских музыкальных связей, исследование, достоверно восстановившее бы всю картину азербайджано российских музыкальных контактов, необходимо осуществлять в аспекте рассмотрения культурных тенденций ХЫХ - начала ХХ веков. Только анализируя на культурологическом уровне область музыкального общения двух народов, можно постичь всю глубину постоянно усиливавшегося контакта, закономерно подготавливавшегося самим историческим процессом. Научный поиск фактологического материала азербайджано- российских связей в настоящей статье основывается на таких важных моментах в культуре двух народов, как русский ориентализм и азербайджанский фольклор. Волевое общение Азербайджана и России безусловно способствовало взаимодействию двух культур, неоднократно обнаруживая неоспоримые доказательства взаимных приобретений на поприще науки и искусства, литературы и музыки. Внутригосударственные и культурные связи с Россией послужили важным стимулом для становления азербайджанской 74 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE профессиональной музыки. На всем пути развития последней прослеживается взаимодействие с русским искусством, музыкой, литературой, как классической, так и современной. Эти связи проявляют себя в достаточно широком плане, временной диапазон их не ограничен. В начале ХЫХ века во всех областях русской культуры начался процесс навстречу познаванию культур Востока. Именно, «это «навстречу» никогда не означало и не таило в себе чувства враждебного противопоставления высшей культуры низшей» (Асафьев 1955, 139). В русском энциклопедическом лексиконе 30-х годов ХЫХ века читаем: «... знание Востока составляет для многих европейцев, можно сказать, роскошь просвещения, плод любознания и далеко распространенной ученой деятельности, которая достигла у них величайшего разнообразия; напротив, для России знакомство с Востоком - предмет не простого любопытства, а насущной потребности» (Соколова 1960, 460 - 461) Президент Петербургской Академии наук граф С.С.Уваров создал проект Азиатской Академии, в которой он в 1810 году предлагал сформировать научную базу для изучения Индии, Китая, Персии, Турции, Грузии, народов Тибета, евреев, арабов и татар. Передовой русский ученый, профессор Московского университета Т.Н.Грановский занимался изучением Востока в рамках исследования всеобщей истории. В определенной степени он формировал общественное мнение России в первой половине ХЫХ века в демократическом направлении, используя материалы истории Востока. Первый русский академик - востоковед В.В.Вельяминов - Зернов опубликовал значительное количество работ по истории Востока, в том числе Крымского, Казанского, Астраханского ханств, народов Средней Азии. Занимаясь изучением обычаев, быта и истории жителей степей, он владел татарским и несколькими тюркскими языками. Другой известный востоковед А.М.Позднев являлся видным монголоведом; при его непосредственном участии были созданы Восточный институт во Владивостоке и практическая восточная академия в Петербурге. В исследовании литератур народов Востока как органической части мирового литературного процесса особенно велика заслуга академика Н.И.Конрада. Опровергая получившее довольно широкое распространение на Западе представление о «замкнутости» локальных цивилизаций, Н.И.Конрад ощущал и осознавал различия Запада и Востока, но в то же время выделял многие их общие черты развития. Сравнительному изучению литератур Востока и Запада посвящено немало работ известного русского академика. Русские ученые - востоковеды сыграли свою положительную роль в формировании представлений о странах Востока у жителей России. «Значение востоковедения для культуры России можно определить многими параметрами: это и европейско - азиатское географическое расположение нашей страны и глубокое воздействие восточных цивилизаций на формирование цивилизации России, это и углубляющиеся процессы 75 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE глобализации, которые заставляют народы по доброй воле и вопреки субъективному желанию сближаться» – пишет А.Ю.Саран в своем исследовании. (Саран 2005, 3) Разумеется, что территориальная близость Востока (Кавказа и Крыма) к России обусловила особенно широкие возможности изучения его природы, народов, их истории, культуры, быта. В начале ХЫХ века в русскую жизнь, в русскую культуру стали активно внедряться понятия, образы связанные с Востоком. Они получали воплощение в живописи, в музыкальных произведениях, литературных поэмах. «Прежде всего тут играло роль постепенное знакомство русских с Кавказом и удивление перед многообразием его «музыкальных языков» и музыкально - языковых культур. Мне всегда думается, что Кавказ – колыбель музыкальных интонаций, уходящих в глубь времени и в праисторию музыки значительной части нашей страны. И не только нашей. Есть интонационные переклички музыкальных культур Кавказа с процессами, происходящими в западноевропейской музыке...» – пишет Б.Асафьев (Асафьев 1955, 139). Благодаря ознакомлению с подлинным Востоком (Кавказом) значительно обогащается область русского искусства, называемая ориентализмом. Нет ни одной стороны в Европе, где преломление в музыке образов Востока разрабатывалось бы так, как это решалось русскими музыкантами. Эта традиция, установленная М.Глинкой, традиция, получившая широкое распространение в русской музыке, наряду с тем, что русские музыканты все время занимались практическими и теоретическими вопросами восточных культур, помогла сближению двух культур, сыграла свою определенную роль в развитии профессионального композиторского творчества в странах Востока. Русскому музыкальному искусству принадлежит заслуга первого «открытия» для Европы подлинного мелоса восточных народов. Запечатленный русскими композиторами музыкальный фольклор народов, населявших Кавказ, оказался сохранен для истории в многочисленных произведениях ориентального склада. Кавказ обострял слуховую настройку русских композиторов в смысле восприятия и отбора ими наиболее характерных восточных мелодических оборотов. Историческая миссия русских композиторов - классиков заключалась в том, что они готовили благодатную почву для развития композиторских школ Кавказа, средней Азии и Казахстана. Примечательно, что «творческий метод классиков, основанный не только на гениальной интуиции, и главном образом на глубоком постижении музыки восточных народов (в том числе и азербайджанского), населявших тогдашнюю Россию, непрерывно эволюционировал на протяжении ХЫХ века в направлении все большего приближения к подлинно национальным стилевым признакам» (Исмайлов 1961, 55 ). 76 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Атмосфера музыкального быта Петербурга и Москвы ХЫХ века была насыщена восточными отзвуками. В Россию мелодии Кавказа проникали разными путями. К примеру, М.Глинка мелодию для «Персидского хора», по его утверждению, услышал в Петербурге от секретаря Персидского посла Хозрева Мирзы, Н.Римский - Корсаков персидскую мелодию для «Млады» записал в Лигове от странствующего перса. Н.Римский- Корсаков рассказывает также об исполнении в казармах на Шпалерной улице мелодии, которая позднее была взята М.Балакиревым в качестве первой темы для Аллегро «Тамары» и которая, по славам Л.Карагичевой является вариантом припевного элемента темы «Персидского хора» (Карагичева 1974, 67 -68). Планомерно направленных усилий по собиранию национального фольклора в царской России не было. Инициатива в этом важном деле в большой степени исходила от отдельных частных лиц. В этом смысле большое значение имеют первые записи восточного фольклора, в том числе азербайджанского, осуществленные И.Добровольским, П.Сияльским и русским консулом польского происхождения А.Ходьзко. Они сохранили для истории взаимодействия русской и азербайджанской культур ценные материалы. Принято считать, что И.В.Добровольский первый записал, обработал и опубликовал в 1816 - 1818 годах несколько мелодий народов Востока, в том числе калмыков, казанских и астраханских татар, персов, хивинцев, киргизов (казахов), туркмен, горцев, черкесов, чеченцев, бухарцев, кабардинцев, лезгин, нагайцев и тунгусов. Около 30 образцов обработок народных песен и плясок были помещены в нескольких номерах «Азиатского музыкального журнала», который выходил в Астрахани. Безусловно, что первые опыты записи восточных мелодий русскими собирателями в большинстве своем носили несовершенный характер. Вот, что пишет В.Виноградов об обработках И.В.Добровольского: «И.В.Добровольский свои записи представил в фортепианной обработке, выполненной стереотипно и бедно: октавное удвоении мелодии и одновременно сконструированные по правилам учебника гармонии, сочные трезвучия на каденциях, идущие в разрез с ладовой основой самой песни» (Виноградов 1987, 204). В 1861 году в журнале «Иллюстрация» (№№193, 194, 196 и 197), который издавался еженедельно в Петербурге, была издана статья П.Сияльского «Нечто о песнях и музыке в Закавказском крае» с приложением «Восемь песен Азиатских и одна лезгинка, собранные и описанные с голосов и инструментов П.Сияльским, положенные для фортепиано А.Данилевским». Грузинские, курдские, азербайджанские мелодии были собраны П.Сияльским в 1832 - 1834 годах. Интерес представляет одна из трех азербайджанских песен «Каладан калая мен гердюм», интонационно - родственная «Персидскому хору» М.Глинки. В статье Н.Димитриади приводится запись данной мелодии (Димитриади 1968, 63). П.Сияльский свидетельствует о том, что эту «Татарскую песню» в Грузии все поют, и татары, и грузины, и армяне. 77 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Характерно, что польский этнограф А.Ходзько издает в Лондоне в 1842 году книгу «Образцы народной поэзии Персии», куда вошел вариант той же восточной мелодии. А.Ходзько отмечает, что эта мелодия очень популярна в Северной Персии, автор книги фиксирует не только нотную запись, но и ее стихотворный текст. Упоминание об этой песне содержится и в «Путешествии по Дагестану и Закавказью» (1849) русского востоковеда И.Н.Березина. Последний уточняет, что песня «поется очень часто в Закавказье и на севере Персии» и «составлена на тюркском азербайджанском диалекте» (Карагичева 1974, 65). Интерес к мелодии «Персидского хора» проходит через весь ХЫХ век, от первых шагов русского музыкального востоковедения, первых опытов в области собирательства фольклора восточных народов.Н.Димитриади приводит в своей статье до 20 мелодий различных народов, родственных мелодии М.Глинки (Димитриади 1968, 63-73). Привлекая широко сравнительный материал, она выделяет стилевые черты, общие многим разнонациональным вариантам, и одновременно раскрывает различия, освещающие азербайджанскую «Галадан галая» как один из возможных источников «Персидского хора» русского классика. Карагичева Л., опираясь на многочисленные архивные материалы ХЫХ начала ХХ в.в, работы известных историков, фольклористов, приходит к выводу, что «темой «Персидского хора» Глинки является широко известная азербайджанская народная песня «Галадан галая» («Из крепости в крепость»), которую в народе еще чаще называют «Галанын дибинда» («У подножия крепости»). Она является почти буквальным двойником мелодии хора Глинки» (Карагичева 1974, 64). О глубоком проникновении русских композиторов в «тайны» восточной музыки свидетельствует не только отражение в их ориентальных сочинениях особенностей музыкального языка и образного мира национальной музыки Востока, но и тот факт, что народные темы, использованные ими в творчестве, оказывались в числе самых популярных на протяжении многих лет и даже столетий. Безусловно, в качестве классического примера можно назвать азербайджанскую народную песню «Галадан галая». Перечислим произведения русских классиков, в которых нашли отражение интонационные варианты данной азербайджанской песни: 1. «Персидский хор» из оперы «Руслан и Людмила» М.Глинки. 2. «Французская кадриль из Азиатских песен» А.Алябьева 3.Симфоническая поэма «Тамара» М.Балакирева. 4.Ариозо Звездочета из оперы «Золотой петушок» Н.Римского Корсакова («Мудрецам дары не лестны»). «Французская кадриль была написана А.Алябьевым в 1834 году, среди целой серии мелодий Востока исследователи выделяют среди них – черкесскую, азербайджанскую, кумыкскую, персидскую и несколько 78 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE грузинских. Карагичева Л., исследуя тематизм «Французской кадрили», пишет что ее «музыкальный текст не всегда прямо указывает на народно национальный прообраз. Лишь две мелодии этого сочинения «Баиазетская» и «Аррало» – бесспорные фольклорные цитаты» (Карагичева 1974, 90). Именно «Кадриль» открывает собой список композиторских интерпретаций азербайджанской «Галадан галая», которая использована в «Баиазетской». Карагичева Л. приводит в своей публикации запись данной мелодии, принадлежащую польскому поэту и востоковеду А.Ходзько. Последний указал в своей книге на принадлежность восточной песни азербайджанской провинции Персии. Приведем небольшой фрагмент этой записи: По мнению ученого именно запись А.Ходзько и послужила прототипом тематизма «Баиазетской» во «Французской кадрили». Более того, Л.Карагичева выделяет еще один фрагмент названного сочинения – «Азербиджанскую». Она отмечает, что последняя «выглядит в сущности «скелетом», просматривающимся в живой ткани многих азербайджанских народных песен и танцев весьма распространенного мелодического типа: Вариант каденции: (Карагичева 1974, 90). Серьезное отношение к национальной культуре восточных народов проявил М.Балакирев. В этом смысле особую ценность представляют его фольклорные записи, сделанные в период пребывания на Кавказе в 1868 году. Несмотря на фрагментарность и несовершенство Кавказских записей М.Балакирева, она обогатили творчество всех членов «Могучей кучки» большим запасом восточных мелодий, послужив интонационной основой многих произведений «русской музыки о Востоке». Более того, в литературе упоминается факт о том, что М.Балакирев выслал свои кавказские записи французскому композитору - ориенталисту Л.А.Бурго- Дюкудрэ. При этом русский автор отметил, что «они слышаны мною в Тифлисе, но могут 79 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE принадлежать и Баку, в особенности, вторая песня («Ах, дилав, дилав»)(Балакирев 1962, 225). В результате кавказские записи М.Балакирева расширили представление европейских музыкантов о музыке народов Кавказа, в том числе Азербайджана. «Вам я обязан самыми драгоценными материалами, которые смогли дать мне представление о Кавказской народной песне, и если в моей партитуре имеются хотя бы следы верного колорита, я этим обязан Вам», – писал Л.А.Бурго - Дюкудрэ в ответ М.Балакиреву(Балакирев 1962, 205). Последний использовал записи русского классика в своей опере «Тамара» на сюжет грузинской легенды. Кавказские записи М.Балакирева представляют собой один из немногочисленных ранних примеров фиксации кабардинской, чеченской, грузинской и азербайджанской народной музыки. Классификацию фольклорного материала М.Балакирева осуществил условно Б.Добровольский, так как у самого автора не было никаких указаний на этот счет (Балакирев 1962, 432). В разделе азербайджанского материала вошло три номера, аналитическое исследование которого провела Н.Абдурашитова. Для нашей работы интересны выводы, к которым пришла вышеназванный исследователь. Первую мелодию Н.Абдурашитова относит к танцевальной теме «гайтагы»: Она отмечает по поводу данной темы следующее: « О принадлежности этого фрагмента именно к азербайджанской танцевальной музыке могут свидетельствовать и характерная ладовость, и такое не менее характерное средство выразительности как ладовые контрасты: срединное построение мажорного склада в до - раст, то есть в ладе раст с тоникой «до», крайние же части – в ладе ля-баяты-шираз» (Абдурашитова 1991, 101). Автор статьи добавляет к перечисленному еще и небольшой диапазон мелодии, секвенционно нисходящей по ступеням лада - от квинты лада к тонике. Два других фрагмента, по мнению ученого, представляют собой рянги – инструментальные эпизоды мугама «в данной случае – раздела «Шикястеи - фарс» в ладе ми - сегях» (Абдурашитова 1991,101). Приведем один из фрагментов: 80 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Примечательно, что Н. Абдурашитова установила интонационную близость записи грузинской песни «Ах, дилав, дилав», отправленной французскому ориенталисту, и азербайджанской народной песни «Ай лачын». «И ладовая основа, и композиционное построение и использованные средства выразительности говорят об азербайджанском складе этого напева – пишет ученый, – тем более, что в архиве азербайджанского фольклора есть сходная по интонациям мелодия» (Абдурашитова 1991,102). Именно М.Балакирев стал одним из первых после Глинки проницательнейших русских музыкантов, постигших тонкие особенности интонаций и ритмики Кавказа». Русскую музыку невозможно представить без восточных образов «Руслана» М.Глинки, без «Тамары», «Исламея» М.Балакирева, «Антара», «Шехеразады», «Золотого Петушка» Н.Римского Корсакова, «Половецких плясок» П.Бородина, «Плясок персидок» М.Мусоргского и многих других произведений, ставших неотъемлемой частью мировой музыкальной культуры. Демократическая направленность творчества русских композиторов, уважительный интерес и глубокое постижение особенностей музыки народов Кавказа обусловили как широкие масштабы русского музыкального ориентализма, так и высокий уровень его художественных достижений. Использование подлинных восточных тем было самым «надежным» приемом в процессе отражения представителями русской культуры восточного мира. О многих замечательных, иногда уникальных находках русских классиков в сфере восточного мелоса, ритма и синтаксиса пишет в своей книге И.В.Абезгауз. Она отмечает, что «эти отдельные» «прозрения» органично вписывались в стилистическую палитру того или иного художника, и следовательно, осмысливались в рамках целостной, принципиально иной системы мышления» (Абезгауз 1987, 180-181). Русские композиторы своими поисками и находками дали в своем творчестве первые примеры обработки восточного фольклора. Создавая высококультурные традиции собирания и изучения народной музыки, композиторы ХЫХ века и в своих народно песенных сборниках и в своих произведениях указали многие ранее неизвестные пути обогащения профессионального искусства развитием возможностей, которые заключает в себе музыкальное творчество народа. ««Орнаментальная», «ажурная» мелодика, изощренный, прихотливый ритм, необычные ладовые обороты, терпкие гармонии, изысканные 81 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE оркестровые краски – все это рождается в результате переосмысления особенностей азербайджанского (шире - восточного) национального стиля. Все эти средства, применяемые первоначально для создания восточных образов, постепенно ассимилировались русской музыкой и сливались с русскими интонациями ...» – пишет в своей статье И.Пазычева (Пазычева 1999,175). Таким образом, именно от ориентализма русских классиков ХЫХ века, чутко уловивших специфику музыкального мышления Востока, начинается один из путей, приведших к коренному повороту в развитии европейской музыки вообще. В то же время опыт классиков русской музыки во многом становится примером для таких композиторов, как З.Палиашвили, Д.Аракишвили, Уз.Гаджибеков, М.Магомаев, которым суждено было стать основоположниками грузинской и азербайджанской профессиональных музыкальных культур. «В советский период в республиках советского Востока в удивительно короткий срок возникали национальные композиторские школы, которые использовали и развивали методы претворения восточного фольклора, найденные классиками русской музыки» – читаем у Н.Димитриади. (Димитриади 1974, 125) В рамках данной статьи нельзя не упомянуть об опере «Шахсенем» Р.Глиэра. Творческие связи этого композитора с азербайджанским искусством составляют особый раздел в истории нашей культуры. Р.Глиэр создает оперу в 1924 году специально для Азербайджана. В качестве либретто он использовал народный дастан «Ашиг - Гариб», повествующий о вечной любви. «В создании оперы «Шахсенем» Глиэр пошел по пути непосредственного цитирования музыкального фольклора Азербайджана ...» – пишет Н.Мехтиева, – «здесь и лирические народные песни, инструментальные мелодии – рянги, мугамы, национальные танцевальные мелодии» (Мехтиева 1992, 28). Р.Глиэр бывал в республике, общался с Уз.Гаджибековым, музыкантами Дж.Карягды, К.Примовым, певицей Ш.Мамедовой, поэтом Д.Джаббарлы, имел в своем распоряжении богатейший фольклорный материал. Композитор использовал в «Шахсенем» 28 народных мелодий. Метод развития и круг музыкально - выразительных средств в его опере основаны на традициях, утвердившихся в русской классической музыке. «Шахсенем», основанная на азербайджанском тематическом материале, обогатила ориенталистическую традицию новыми формами и жанрами. Вместе с тем «именно» «Шахсенем» приобщила азербайджанского слушателя к восприятию современных оперных форм и подтвердила полную возможность слияния фольклорных жанров и форм с современной техникой оперного и симфонического письма, и в этом важное историческое значение оперы Глиэра» (1992, 156). Написанная первоначально на русский текст либретто М.Гальперина, опера была поставлена в 1934 году с новым либретто Дж.Джаббарлы на азербайджанском языке. В 1938 году «Шахсенем» с большим успехом демонстрировалось в Москве на Декаде азербайджанского искусства в Москве. 82 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Еще одним значительным произведением, написанном на материале азербайджанского фольклора, являются «Тюркские фрагменты» для симфонические оркестра М.Ипполитова - Иванова. Музыкально - художественное наследие русского ориентализма, сыгравшее положительную роль в развитии русской музыки, в становлении музыкальных культур восточных народов и обогащении заподно европейской музыки, служит ярким примером преемственности традиций. Творческий опыт русских композиторов – это практическое обоснование возможности, и одновременно необходимости положительного разрешения проблемы взаимодействия разных систем музыкального мышления. БИБЛИОГРАФИЯ Абдурашитова Н. (1991),У истоков. «Советская музыка» № 11 Абезгауз И. В. (1987), Опера «Кероглы» Узеира Гаджибекова. О художественных открытиях композитора. М.: Сов.композитор. Асафьев Б. (1955), О чужих странах и людях. Избранные труды, том ЫВ. М.: АН СССР. Балакирев М.А. (1962), Воспоминания и письма. Л.: Гос. муз. изд - во. Виноградов В. (1987), Заметки по русскому музыкальному востоковедению. Музыка народов Азии и Африки, выпуск В. М.: Сов.композитор. Димитриади Н.Б. (1974), Некоторые стилевые особенности русской музыки о Востоке. /Вопросы теории и эстетики музыки, вып. 13. Л.: Музыка. Димитриади Н.Б. (1968), К вопросу о первоисточнике «Персидского хора» из оперы «Руслан и Людмила» М.И.Глинки.Ученые записки АГК, Баку, №1. Исмайлов М., Карагичева Л.В. (1961), Народная музыка Азербайджана/ Азербайджанская музыка. М.:Музгиз. (1992), История азербайджанской музыки. Часть Ы. Баку: Маариф. Карагичева Л.В. (1974), К истории темы «Персидского хора» М.И.Глинки. Ученые записки АГК, Баку, №2. Карагичева Л.В. (1974), Любопытный документ «русского ориентализма». «Советская музыка» №2. Мехтиева Н.М. (1992), Опера Р.М.Глиэра «Шахсенем» и русский ориентализм. Баку.: АГК им.Уз.Гаджибекова. Пазычева И.В. (1999), Азербайджанская музыка в системе русского ориентального стиля ХЫХ- начала ХХ веков. Сборник докладов ЫВ Бакинского Международного Симпозиума «Азербайджан в многовековых многогранных культурных взаимосвязях». Баку.: Насир. Саран.А.Ю. (2005), Российские востоковеды в орловском контексте. Орел.: «Орлик». Соколова Т.И. (1960), И. У истоков русского ориентализма. Вопросы музыкознания, том ЫЫЫ. М.: Музгиз. 83 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE 84 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE DOĞU VE BATI KÜLTÜREL İLİŞGİLERİ Q. N. POTANİNİN YARATICILIĞINDA Ülker QEZENFERKIZI* Özet Doğu ve Batı halklarının epik yaratıcılığındaki benzerlikler uzun müddet araştırıcıların dikkatını celb etmiş ve bu hususda farklı fikirler söylenmiştir. Makalede böyle araştırıcılardan biri Q. N. Potaninin iktibas teorisine dair fikirleri araştırılmıştır. Anahtar kelimeler: Q. N. Potanin, Doğu, Batı, Avrupa, Turan halkları, epos. Abstract Plot similarity and the reasons which caused it were among the main problems for folklore studies of XIX century. Up to G.N.Potanin the oral heritage of TurkicMongolian peoples has been rarely involved to comparison. G.N.Potanin in his article “Oriental origin of Russian bylines” had returned again to the matter of influence of West on East and tried to clear up the subject. Key words: G.N.Potanin, Turan peoples, Russian Geographic Association, West, East. Giriş: Q.N.Potanin 1835’ yılında İrtış irmağı kıyısında yerleşen Yamışev ilçesinde kazak subayı ailesinde doğulmuştur. On senesinde iken validleri onu o devrde Kazahıstan ve Sibiryada en yüksek orta egitim merkezi gibi tanınan Omsk harb okuluna koyurlar. O, Peterburq Universitesinin fizika-matematik fakültesinin tabiyat bilimler bölmesine dahil olur. Universitede okuduğu devrde o, Sibiryanın öyrenilmesi derneyinin teşkilinde aktif çalışmış ve N.M.Yadrinçev, S.S.Şaşkov, F.N.Usov gibi sibiryalı öyrencilerle birlikde Sibiryanın istiklalı yolunda aktif mücadileye kalkmıştır. 1861’yılında Universitede baş kaldırmış öyrenci herekatında iştirak etdiyi için Q.N.Potanin habs olunarak iki ay göz altında * Dr., Azerbaycan Bilimler Akademisi Folklor Enstitüsü, Bakü 85 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE saklanmıştır. Bu ixtişaşlaradan sonra Universite kapandığından o, Sibiryaya qayıdır. Q.N.Potanin o devrde yerli qazetelerde Sibiryada vetenperverliyin inkişafı, universitenin açılması, islahatların keçirilmesi gibi meseleler etrafında keçirilen müzakirelerde aktif iştirak ediyordi. Siyasi (Politik) görüşleri yüzünden o, beş yıllık katorqa cezasına mehkum edilmiş; 1871’yılında katorqa cezası sürgünle evez olunur ve o, cezasının kalan hissesini Toten şeherinde ve Nikolsk Voloqdsk quberniyasında sürgünde keçirir. Q.N.Potanin 1874’ yılında Rus Coğrafiya Cemiyyetinin ricası ile efv olunarak hemin yıl Cemiyyetin teşkil etdiyi ekspedisiya heyetinin terkibinde Monqolustana ve onun Güney Sibiryayla sınır erazilerine yollanır. 1874-1886’ yıllarında Q.N.Potanin bir-birinin ardınca Merkezi Asiyaya, Monqolustana ve Çine dörd ekspedisiya gerçekleştirmiş, türk ve monqol halklarının halk bilimine ve etnoqrafisine dair çok sayda materiallar kayd etmiştir. Q.N.Potanin 1920’ yılda yoğun hastalıkdan vefat etmiştir. Q.N.Potaninin eserlerinde Merkezi Asiya halkları bir isimle – «turanlı» termini ile adlandırılıyor. Bu deyime onun eserlerinde «Turan halkları» (Potanin;1882), «turanlılar» (Potanin; 1882) ve «Turan mitolojisi» (Potanin; 1882) şeklinde rast gelinir. Türkler, monqollar, mancurlar, uqro-finler ve samoyedlerin dahil olduğu bu qrup çağdaş ilmi araştırmalarda Ural-Altay halkları gibi tanınır. Q.N.Potanin bu halkların aynı soyköke malik olmasını, ayni coğrafi erazini paylaşmasını, tarihi akrabalıklarını esas getirerek onların kültürünü, tefekkürünü ve halk bilimini vehdet halında götürmüştür. Eserlerinde bu halkları Turan halkları anlayışı altında kabul etmiş, onların folklorunu, etnoqrafiyasını ve mitoloji inanışlarını tam öyrenmişdir. "Orta yüzyıllık Avrupa eposunda Doğu motifleri" eseri: Q.N.Potaninin iktibas teorisine dair esas fikirleri "Orta yüzyıllık Avrupa eposunda Doğu motifleri" eserinde eksini tapmıştır. O, bu eserinde türk ve monqol halklarının eposunun Batı eposuna tesiri meselesini daha da genişlendirmişdir. Bu eseri yazarken Q.N.Potaninin hazırlığı, mövzuya dair ilmi edebiyyatdan istifade seriştesi az idi. Bu, onun elini işten soyutmurdu. Eksine, Turan halklarının folklorunu karşılaştırmanın ilim için ne kadar gerekli olacağı hakkında çağdaşı olduğu şahsların fikirleri onu daha da ruhlandırırdı. Araştırıcı emin idi ki, onun işi heveskar seviyyede olsa da, ilme bir çok akademik araştırmalardan daha çok fayda vere biler. Hatta ireli sürdüyü fikirler kabul olunmayacağı teqdirde onun bazi detallarının ilim için gerekli olacağına inanıyordu. İster "Orta yüzyıllıklar Avrupa eposunda Doğu motifleri" eseri, isterse de Q.N.Potaninin sonrakı yıllarda yazdığı «Erke. Qüzey Asiyada Göy oğlu kultu. Turan mitolojisine dair materiallar» ve «Solomon hakkında saqa» eserlerinin esas qayesi Doğu ve Batı kültürlerinin aynı menbeden kidalanması fikrini esaslandırmağa yönelmiştir. Q.N.Potanin böyle hesab edir ki, Doğu ve Batı epos yaratıcılığının esasında Arya Balo tanrısı hakkında halk bilimi metinler durur. Şu metinlerde takib olunan şahzadeden, Arya Balo tanrısının doğulmasından, onun kardeşlerı tarafından takib olunmasından, yad ülkeye qaçmasından, burda hizmet etmesinden, muharibede iştirak etmesinden, hamin ülkenin hökümdarının oğlu tarafından tahlükeyle karşılanmasından bahs olunur. Q.N.Potanine göre, bu 86 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE hekayenin takib olunan şahzade hissesi sonralar Erdeni-Xaralik obrazına, AryaBalo tanrısının kardeşlerinin takibinden kaçması ve ondan sonra başına gelen hadiseler ise Çingiz han obrazına transformasiya olunmuştur. Sonralar Çingiz han hakkında tasavvurların Batıya getirilmiş ve onun esasında Yeruslan Lazareviç, Ilya Muromeç, Borma hakkında rus bılinaları, Karlovin eposu ve s. formalaşmıştır (Potanin; 1896). Q.N.Potanin anlıyordü ki, epik mehsulların Monqolustandan – Orhon kıyılarından Fransaya – Sena kıyılarına gibi geniş bir erazide yayılması fikri o kadar da inandırıcı görünmeye biler. İkinci, mümkündür ki, araştırıcılar Avrupada barbar gibi tanınan ordalıların Batı kültürüne tesirini birmenalı qarşılamasın. Bununla bele, Q.N.Potanin böyle tesirlerin mümkünlüyüne inanıyordı. Onun fikrince, Doğudan iktibaslar kısa süreli bir proses olmamış, yıllarla davam etmiş ve Doğu süjetleri (tipleri) hisse-hisse Batı kültürine dahil olarak burada kendine möhkem yer tutmuştur. Q.N.Potanine göre, Doğu devletlerinin Avrupaya harbi hücumları, halkların büyük köçü, Batı Avrupadan Doğuya haç yürüşleri – tün bu ictimai-siyasi, politik; harbi ve sosial-iktisadi sahelerde karşılıklı münasibetler onlar arasında kültürel ilişkilerin yaranmasına şerait yaratmışdı. Bunun sonucunda da orta yüzyıllık Avrupa edebiyyatına Doğu motiflerinin bedii-estetik tesirleri olmuşdur. Doğu ile Batı arasında merhelelerle genişlenen bu tür ictimai-siyasi, harbi ve sosial-iktisadi münasibetler Q.N.Potanin, E.M.Meletinski, V.M.Jirmunski, M.P.Alekseyev, U.Q.Qerder, A.A.İqnatenko, İ.N.Qolenişyeva ve başkalarının ilmi- teoretik araştırmalarında öyrenilmiştir. Q.N.Potanin böyle hesab ediyordu ki, süjetlerin (tiplerin) keçidi ordalıların Avrupaya yürüşlerine kadar baş vere bilerdi.O devrde Avrupa ve Asiya kültürleri arasında ciddi farkların olmaması süjet (tip) keçidleri için güzel zemin yaratmışdı. Q.N.Potanin hunların ismini çekse de, şurada esas rolu ordalılara veriyordu ve güman ediyordu ki, Doğu süjetlerinin (tiplerinin) büyük ekseriyyeti Avrupaya mehz ordalılar tarafindan getirilmiştir. Amma bu heç de ordalıların hemin süjetlerin (tiplerin) birbaşa varisi olduğu anlamına gelmir. Q.N.Potaninin fikrince, ordalılar Doğu kültürünün Batıya ötürülmesinde vasiteçi olmuşlar. Q.N.Potanine göre, Doğu ile Batı arasındakı tesirler birtaraflı deyil, karşılıklı olmuştur. Doğudan Batı’ya axınlar olduğu gibi, Batıdan da Doğu’ya axınlar olmuştur. Orta yüzyıllıklar selib yürüşleri zamanı, elece de Doğudan köçen tayfaların bir kısmının yeniden öz vatanlarına kayıtması ile bir çok Batı süjetleri (tipleri) de Doğuya getirilmişdi. Amma tarihen esas köçler Xezer denizinin Qüzeyi boyunca Doğudan Batıya olduğundan araştırıcı ikinci ile mükayisede birinci tesiri daha güclü hesab ediyordu. Q.N.Potanin «Rus bılinalarının Doğu menşeyi» makalesinde Batının Doğuya tesiri meselesine yeniden kayıtmış ve ona bir kadar da aydınlık getirmeye çalışmıştır. Onun fikrince, Batının Doğu ile münasibetleri ticaret ve sefirlikler seviyyesinde olduğundan o kadar da güclü olmamıştır. Doğudan Batıya ise tayfalar dini ve tayfa teşkilatları ile birlikde köç ediyordular. Onlar kendileri ile birlikde 87 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE dini tesevvürlerini getirir, mebedler tikir, onun içini öz tanrılarının tesviri ile bezeyirdiler. Kütlevi meskunlaşmalar zamanı türk tayfaları yerli ülkede hemişelik qalır ve yerli ehali ile qaynayıb qarışırdılar. Ona göre de Q.N.Potanin böyle hesab edirdi ki, bu yolla baş veren tesirler ticaret karvanları ve sefirlikler vasitesi ile edilen tesirlerden daha derin olmuşdu ( Potanin; 1882). Q.N.Potanin süjetlerin (tiplerin) Batıya ahınının mümkün yollarını göstermişdir. Bu yollar Turan halklarının Batı’ya yürüşleri zamanı istifade etdiyi yolla üst-üste düşür. Bu yollardan biri vaxtile Selcuqların, Çingiz hanın ordusunun Batı’ya yürüş etdiyi yoldur ki, Türküstanı keçmekle İrana, Ermenistana, oradan da Felestin ve Suriyaya uzanır. İkinci yol ise, – tarihen esas köçler bu yolla baş verdiyinden Q.N.Potanin onu esas yol hesab edirdi – Xezer denizinin Qüzeyi boyunca Gürcüstanı, Ermenistanı keçmekle Felestine kadar uzanırdı. Bu yol Batıda iki qola ayrılmış, bir qol Krıma, Balkan yarmadasına, diger qol ise Qüzey-Batiya yönelmişdi. Q.N.Potanine göre, Qüzey-Batiya ahınlar Volqa kıyılarından başlamış, Rusiyanın içerilerinden keçmekle İsveçe, Pomeraniyaya kadar davam etmişdir. Rusiya devleti qurulmamışdan evvel bu yolla hem de ticaret ilişkileri hayata keçirilirdi. Tacirler ticaret fealiyyeti ile ilgili geldikleri ülkede uzun süre yaşamış, kendi adet-eneneleri ile yerli kültürün zenginleşmesinde rol oynamışlar. Bu sebebden Q.N.Potanin böyle hesab ediyordu ki, bu istikametdeki iktibaslar yalnız tayfalar vasitesi ile deyil, hem de ticaret ilişkileri vasitesi ile gerçekleşmiştir. Ümumiyyetle, Q.N.Potanin süjetlerin (tiplerin) iktibas olunmasının dörd mümkün variantını kayd edirdi: 1) sefirlikler vasitesi ile, 2) ticaret ilişkileri vasitesi ile, 3) harbi yürüşler vasitesi ile, 4) tayfaların köçü vasitesi ile. Araştırıcının fikrince, Doğu süjetleri (tipleri) Rusiyaya iki istikametden – Güneyden hezerler tarafından, Doğudan ise ordalılar tarafından getirilmiştir. Güneyde baş veren iktibaslar hezerlerin Qara deniz kıyılarında yaşayan yunanlarla tanışlığından sonraya tesadüf edir. Yunanlar Doğu süjetlerini (tiplerini) hezerlerden menimsemiş, daha sonra onu yunan işlemeleri altında konşu ülkeye, Rusiyaya ötürmüşler. Amma Q.N.Potanin bu kanaetde idi ki, Doğu süjetlerinin (tiplerinin) büyük ekseriyeti Rusiyaya Doğudan ordalılar tarafından getirilmiştir. İlmi edebiyyatda araştırmaçının eserlerine, onun Doğu ve Batı kültürlerinin aynılıgı hakkında söyledigi fikirlere münasibet heç de birmenalı olmamıştır. Kaldırılan problemlerin aktuallığına bakmayarak, bazi araştırıcılar süjetlerin (tiplerin) keçidini eks etdiren tarihi faktların yokluğunu Q.N.Potaninin eserlerinin zayıf tarafı gibi seciyyelendirmişler. Onların fikrince, «Orta yüzyıllıklar Avrupa eposunda Doğu motifleri» eserinin esas ideyasını Doğu süjetlerinin (tiplerinin) Avrupa epos yaratıcılığına tesiri teşkil etdiyinden, ilk növbede, türk tayfalarının Avrupaya köçmesi tarihine müraciet etmek, türk tayfalarının çıkdıkları yere – Orta Asiyanın keçmişine seyahet etmek gerekir. Q.N.Potaninin eserleri ise bu cür faktlardan ve seyahatlardan kasad olduğundan onun söylediyi fikirleri inandırıcı saymırdılar ( Lyaçkiy; 1899). Yalnız tarihi faktlara etinasızlık deyil, aynı zamanda tutuşdurduğu faktları tam ciddi yoklamadan, Doğu ve Batı eposunu motiflerin, şahs isimlerinin zahiri benze88 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE yişi esasında karşılaştırarak onların uyğunluğunu sübut etmeye çalışması da Q.N.Potaninin eserlerinin zayıf tarafıtır. Q.N.Potaninin karşılaştırmaları çok zaman tesadüfi olurdu. Mesela, onun Xlamo (Tibet allahı) ve Kliment isimleri ile xristian ismi Andrey arasında, elece de Solomon-Solmon (Veneranın türk–monqol mitolojisinde ismi)-Muromes-Burma-Borma isimleri arasındakı karşılaştırma buna misal ola biler. Q.N.Potaninin karşılaştırmaları şübheli uyğunluklar içerisinde itib batdığından onun söylediyi fikirler çok zaman keserini itirirdi. Bu bakımdan, V.M.Jirmunskinin «Q.N.Potaninin uluslararası folklor süjetlerinin (tiplerinin) karşılıklı öyrenilmesine hesr edilmiş eserleri, hüsusile Batı Avrupa ve rus eposunun Doğu menbeyi barede araştırmaları teleskenlik ve esassız karşılaştırmaları ile seçilir» fikri özünü doğruldur (Jirmunskiy; 1974). Bundan elave, Q.N.Potaninin teorik fikirlerini çok zaman ehtimallar ve ferziyyeler yüzerinde kurulurdu. Metinler ona fikirlerini isbata yetirmek için yeterince material vermedikde, bu zaman Q.N.Potanin hemin metinin ilme malum olmayan hansısa bir variantına istinad edirdi. Böyle bir variantın mövcutluğu ise şubheli oluyordu. Bu gibi kusurlara bakmayarak, araştırıcılar Q.N.Potaninin eserlerinin esas ideyasına – Doğunun Batı kültürüne, epik tehkiye folkloruna tesirine karşı çıxmamışlar. Tarihin kendi bele bu tesirlerin mümkünlüyünü gösteren faktlarla zengindir. Böyle ki, II yüzyıllıgın ortalarından başlayarak türk tayfalarının Batıya ahınları başlayır ve bu köçler fasilelerle Osmanlıların Viyana yakınlığındakı meğlubiyyetine kadar (XVI yüzyıllık) davam ediyor. Doğudan köçen türk tayfaları özleri ile birlikde yalnız harbi sistemini deyil, aynı zamanda kültürünü, folklorunu, dini tesisatlarını da Avrupaya getirmişler. Onların bir kısmı sonradan geri kayıtsa da, ekseriyyeti hemin erazide oturaklaşmış, yerli ehali ile kaynayıb-karışmışlar. Bunun sonucunda da Çinin Qüzey -Doğusundan tutmuş Balkanlara kadar geniş bir erazide yaşayan halkların halk biliminde ümumi cehetler yaranmıştır. Bu hüsusda S.Y.Neklyudov yazıyor: «Burada üze çıkan epik enenenin ehemiyyetli derecede okşar cizgilere malik olması ümumi epik elementlerin varlığı hakkında danışmağa esas verir ki, bu da kendi növbesinde regionun tehkiye folklorunun ümumiliyi meselesini kaldırmağa imkan verir» ( Neklyudov; 1974). Böyle bir ohşarlık kendini, her şeyden evvel, bu regiona dahil olan halkların halk bilimindeki süjet ve mövzularda, kompozisiya-stilistik elementlerde, personaj isimlerinde gösterir. Avrupa halkları arasında Atilla hakkında revayetlere, «Kalevala» eposunda Doğu dastanları ile sesleşen motiflere tesadüf olunması bu cür tesirlerin sonucudur. Bu barede folklorşünaslıkda kifayet kadar araştırmalar aparılıb, hatta Nart eposunun esas kahramanlarının isimleri – Hamuş, Batradz, Toquş-aldar, Eltaqan, Badanaqaldar, Arax-çau, Balqa, Soxır-yauq ve s. monqol menşeli olması, kalmıkların «Canqar»ının, Orta Asiyanın bahadırlık poemalarının rus bılinaları ile aynı inkişaf yolu keçmesi hakkında fikirler söylenilib (Neklyudov; 1974). Bu faktın kendi bele Q.N.Potaninin «Orta yüzyıllıklar Avrupa eposunda Doğu motifleri» eserinde ireli sürdüyü Avrupa ve Asiya epos yaratıcılığının aynı menbeden kidalanması fikrinin kendinde de hakikatlar olduğunu gösterir. 89 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE KAYNAKÇA 1. Jirmunskiy V.M. (1974) Turkskiy qeroiçeskiy epos. L.: Nauka, 712 s. 2. Lyaçskiy E.A. (1899) Vostoçnıe motivı v srednevekovom yevropeyskom epose. Jurnal "Russkoe boqatstvo", №5, s.42-57 3. Neklyudov S.Y. (1974) İstoriçeskie vzaimosvyazi turko-monqolskix folklornıx tradisiy i problema vostoçnıx vliyaniy v yevropeyskom epose // Tipoloqiya i vzaimosvyazi srednevekovıx literatur Vostoka i Zapada. M.: Nauka, s. 192-272 4. Potanin Q.N. (1882) Qromovnik po poverem i skazanie plemen Yujnoy Sibiri i Severnoy Monqolii. Jurnal Ministerstvo narodnoqo prosveşenie. Spb, çast 219, s.116-331 5. Potanin Q.N. (1896) Vostoçnıe osnovı russkovo bılinnovo eposa. Jurnal "Vestnik Yevropı", kniqa 4, s.605-634 6. Potanin Q.N. (1896) Vostoçnıe osnovı russkovo bılinnovo eposa. Jurnal "Vestnik Yevropı", kniqa 5, s.65-101 7. Potanin Q.N. (1899) Vostoçnıe motivı v srednevekovom Evropeyskom epose. M.: İzd. Qeoq. Otd. İmper. Obh, 654 s. 8. Potanin Q.N. (1912) Saqa o Solomone. Tomsk: İzdat. Sibirskovo Peçatnovo otd, 185 s. 9. Potanin Q.N. (1916) Erke. Kult sına neba v Severnoy Azii. Materialı k turko–monqolskoy mifoloqii, Tomsk: Tipo–lit. Sibirskovo Peçat. Dela, 130 s. 90 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE PETROLEUM AND THE STRUCTURE OF THE NATIONAL PRODUCTION IN IRAN. Jalil Haggi GARADARVISHLI Abstract: This article deals about the role of oil factor in the economy of Islamic Republic of Iran. It’s indicated that more than 2/3 of foreign currency profit to country is profit from oil in Islamic Republic of Iran. This shows the little share of other industrial fields in export in the economy of Islamic Republic of Iran. That’s why the author analyzing the internal incomplete goods production rate in Iran economy shows ways out of this situation and forwards the idea to increase non-oil products’ export for eliminating dependence of Iran economy from oil profits and proposes to correct mistakes of shah regime, that is to stop paying interests for foreign credits with the help of oil profits. Key words: Petroleum, İran, consorsium, indisturual Introduction Petroleum and petroleum industry play great role in the basis of the industry of the countries producing this valuable product. The industry of Iran completely has been based and made on petroleum in a substantial form. For the first, petroleum in Iran becomes the industrial, energy and vital base of the nation and it was the basis to the development of the industry of the country. And for the second, the profit getting from the petroleum was the cause of the development and flourishing of all branches of industry and the community. In Iran, recently before the revolution, the production of petroleum consists of 6 mln. barrel in a day and its export consists of 5.2 mln. barrel in a day. The volume of all export sale of the National petroleum Company of Iran consists of 2 mln. barrel in the international markets. But the rests was sold by the companies being the second side of service headquarters and the representative of the Consorsium. Recently before the revolution all sales were sold in the determined official price by OPEC to the daily market prices and the price of 1 barrel of raw petroleum wasn’t more 91 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE than 13 Dollar. In 1973 according to this resolution on the sale and purchase of petroleum, the companies being the representatives of the Consorsium undertook and in the executing time of the programs on development of the prospecting and producing of the petroleum decided that, they would supply 40 % of the necessary capital and they would fulfill the care and service work for the national petroleum company in the area of producing of the petroleum. 22 cent was added to the determined price for each barrel by OPEC for the executing these duties. The role of petroleum and the inflation of Iran in the industrial development. At present petroleum market plays great role in the industrial development of the country and in stagnant as the currency profit of Iran forms the profit getting from the 3/2 part of petroleum. According to the published statistical information the development of the petroleum market and the increasing the prices helped to the industrial development of Iran last two years. «So that, the employees of the Central Bank showed the additional petroleum profit more than 10 mlrd in current year and consider that, the industrial development of Iran will form 5 or 5,2 %. And such kind of development shows that, at present there is not any stagnation period in Iran industry. And it happens in such a condition that, in last two years with the decreasing of the price of the petroleum, the unclear product manufacture in Iran forms 4,7 % in 1361 (1982), 3,1 % in 1375 (1996), 2,1 % in 1376 (1997) and before 1377 (1998) in Iran. According to the published in formation of Central Bank of the Islamic Iran Republic inherent unclear product manufacture increased 2,4 % in 1377 (1990) And it is less than 1377 (1999) year whereas, petroleum production underwent to insignificant changes during the very period in Iran and it influenced to the exportation. In the world markets the prices of raw petroleum influenced to the industrial development of the country directly. According to the report of the central bank of 1376 (1997), 3,623 mln barrel in 1375, and in 1375 (1996) 3, 61 barrel petroleum has been produced. In 1376 (1997) 3,623 barrel, then in 1377 (1990), 3,666 mln barrel petroleum has been produced. But in 1378 (1999) petroleum production decreased to 3,373 mln barrel in a day. And it was according to the proposal of OPEC». (3.201) «During the very period petroleum production decreased from 2,551 mln barrel in 1375(1996) to 2,496 mln barrel in 1376 (1997). But on average the daily petroleum production (in1377) (1990) decreased from 2,205 mln barrel (in 1378) (1999). So, petroleum production decreased 5,5 % during this period. Daily petroleum production and exportation in the first three months of the current year remarked 2,501 and 3,637 mln barrel and from the second three months remarked 2,627 and 3,739 mln barrel. It is impossible to deny the direct effect of the petroleum to the Iran industry and Iran industry is connected with petroleum and it depends on it. And so, the flourishing of the industry of the country and stagnation are directly connected with the development of the world market and stagnation. 92 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE The price of petroleum has developed as the petroleum market has developed lat two years. The very effect is able to observe from the Iran industry». (10.523) «It is very important to notify that, the effect of the inherent effects to the other branches of national industry of Iran is observed. The information given by Central Bank shows that, the surplus cost of non – petroleum areas of Iran on 1375 (1996) increased 5,3% than the previous year and the development of the petroleum area increased 1,9% in the very year». (7.25) «The development of non – petroleum area was 4,7% in 1376 (1997) and 2,6% in 1377 (1998). Being the witness of the decreasing the surplus cost in the petroleum, the decreasing of the market price in the non – petroleum area was in 1376 (1997) and in 1377 (1998). As it is noted the decreasing of the market price in the non – petroleum area was 5,3 % in 1376 (1997) and 0,8 % in 1377 (1998). According to the very statistical information market price in the non – petroleum area was 3,2 % last year. And the market price was 0,3 % in the result of the aridity in the non – petroleum area. And it is considered as stagnation in the industry of the country». (2.12) «Taking into consideration the role of the petroleum in the unclear inherent product manufacture of the country, specialists consider that, the effect of the petroleum to the industrial stagnation of the country is connected with the supplying of the receiving currency from the petroleum exportation with the need of the different area of industry to the currency and it reflects itself much. These specialists consider that, and according to the information published by Central Bank the share of the inherent unclear manufacture in 1378 (1999) was in the level of 14 %». (4.222) And before it was in the level of 20 %. Because the adornment and stagnation of the petroleum market didn’t influence to the non – petroleum areas. It showed that, the first place of the manufacture in the other areas depends on the demands of the inherent market that, and it also depends on currency and rial (inherent currency) profits and purchase ability of the producer. And for the second the depending of the non – petroleum areas and needs of the currency on petroleum profit, causes to the influences to the activities of the other areas and petroleum market. Specialists consider that, the necessity of the connecting the exportation of non – petroleum industry with the development process of the industry of Iran for the stopping of crisis occurring in the petroleum market, regulating of country industry that, the first non – petroleum areas is free in account of the currency receiving from the exportation and the second limit of inherent demand prevents from the stagnation in the manufacture of the non – petroleum areas. The surplus cost of petroleum area with the constant costs of 1361 was 2386,3 mlrd rial in 1378 (1989) and the cost of inherent unclear product manufacture was 174551,1 mlrd rial in the very year. «Specialists consider that, the development of unclear inherent product manufacture was 2,4 % in the industry of Iran last year. This development is too little because, less development criterion than 5 % in the countries being developed 93 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE is not considered as an acceptable figure. As to this, some specialists consider the period of the industry of Iran in last year as a stagnation period.» (10.3) With this account industry of Iran was out of the stagnation current year and it entered into the development period gradually. Because the development of the national industry in current year is expected to be more than 5%. Responsible men of the industry of the country, specially the responsible men of the Central Bank predict that, the development of the industry of the country in the current year will be 5 and 5,2 %. If this prognosis proves its value, its effect will be observed and felt in the commodity market and in the service area. Industrial adornment period had already begun. “That’s why, men planning the industry and political figures have to make any effort in the extending of its period.» (2.8) Industrial development period will not be easy because of the appearing the indicators of decreasing of petroleum costs in the fourth three months in the World petroleum market. It is important to improve the situation in the petroleum market, to invest into the exportation areas from the surplus petroleum profit and to find the non – petroleum currency profit area. The director of the Central Bank of the Islamic Iran Republic made a speech in the general meeting of the banks while explaining the situation of the main industry of the country in 1378 (1999) and said that, banks confront with the crisis appearing from the budget remnant in the initial months of 1378 (1999) and at the end of 1377 (1998) and with the spreading of money source in the last months of the year. «In the beginning of 1378 (1999) improvement of financial position of the country and industrial position of the country are expected in 1378 than the last year with the increasing of the petroleum costing the world market and executing the reform politics in the money and currency area from the beginning of this year». (7.20) The main industrial indicators determining the industrial position of the country are remarked: Criterion of the inflation: «In last four years the criterion of the inflation was 11, 4,15,8,15,6 and 15,2 % from the beginning of 1383 (2007). And it forms 14, 4 % on average in a year. It was happened when the criterion of the inflation was 3, 4 and 5, 8 % in the being developed countries on the world». (8.3) The leading of the industrial reforms were very successfully in the countries where the level of the criterion of the inflation is low. And that’s why the decreasing of inflation has superiority. If the criterion of the inflation is high, it will be caused to the decreasing of the levels of the bank percentages and the national currency. It will influence to the national industry non – convenient. «The important factor of the inflation in the country is the increasing of cashes in the increasing way. 70-80% of increasing of inflation forms the increasing the cashes according to the investigations. The increasing of cashes forms 29 % from the beginning of 1383(2007) during 4 years. It is a high indicator and no industry 94 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE has preventing ability. The appearing of the cash in the country because of the existing no financial rules of the country. The increasing of the budget source in reasonlessness form caused to the decreasing of the national currency cost. At present we live under the low inflation condition and it makes the decreasing of the inflation easy in this position. And also the keeping the constructions and adaptation with it makes necessary the decreasing of the inflation». (22.153) In a addition to all said the determining of the exist cashes in non – convenient form, being no other necessary financial rules in the different areas of the industry caused to the increasing of the some commodities and services in the non – manufacture area and the decreasing of the national currency cost than in previous 6 years (excluding 1384 – 1995) and the increasing the inflation in two figures. «Low inflation makes opportunity to accept the decisions for all citizens and makes the separating of financial source with work– ability and it influences to the sharing of profit positively». (5.4) Unclear profit and unclear production per man «According to development indicators information printed by World bank unclear profit per man in Iran is 2010 dollars in 2003. whereas this indication on world is 5510 dollars in near and middle east in 2003, 1930 dollars in north African states .as we paid attention difference between Iran and world countries is more, near and middle east counties is less and North Africa states unclear profit was more. This means that during 20 years to reach 1 place that is economical, scientific, technology in South Asia is difficult and hard way. Internal unclear production per man due to people’s purchase ability amount is better. Internal unclear profit per man according to people’s purchase ability was 8280 and 8670 dollars in 2003 and 2004. Therefore occupies middle places in the world due to unclear production per man. Because Iran population consists of 1.1% of world people’s due to 2003. Unclear profit production per man of Iran is 0.37 and people’s purchase ability was 1.14% in front of unclear internal production in the world.»(15.605) «Unclear internal production was 3, 3, 7,5,6,7 and 4.6% starting from 1383(2004) that consisted 5.3% of internal unclear production for these 4 years. Whereas this indication in the world internal production development was 2.8% in 2008 and internal production development for middle profit was 4.9%, internal production development near and middle East countries was 5.7%, the countries belonging to low profit was 6.9%,the countries belonging to high profit was 2.2.%/(information of world bank) as we paid attention the countries belonging to middle profit and countries belonging to low profit, internal unclear production was more than countries belonging to low profit. This comes across from capacities of these countries and shows development possibility here»(21.35) «as our main aim is to reach first place in region level for 20 years we must compare our position with the position of region countries and world countries. As we paid attention, internal unclear production was subject to changes and the cause of its change was amount of petroleum and profit from petroleum. This overcame 95 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE the stable development of economy. According to accumulated numbers the countries which has high petroleum profit internal unclear production was low in 1383 (2004) that was connected with invest to construction of apartment, nonconvenient of securities, and ninth presidential elections was connecting with acceptance of decisions slow. Increase of efficiency of two development policy and capacity and directs us to high, stable economical development, that is our main aim» (9,375) Unemployment criteria To liquidate unemployment problems in official and non-official education system taking into consideration needs of present and future times to adjust education institutions, to create employment places we must pay attention to open service branches enabling to create new work places in a short time. «Approaching of investment, decreasing of inflation , in the result of it decreasing of bank interests, efforts for increasing of foreign investments, increasing of economical relations with foreign world countries, intensification of business men’ activity are considered one of the main needs» (16,23) Rate of exchange «Rate of Iran rial was 8000 rial April-may months of 1382 (2003)against of dollar and reached to 8900 rial in April –may of 2005(1384). This shows that Iran exchange decreased 11% (against dollar). Also this position was against EURO. In April-may of 2003(1382) if 1 EURO was 9000 rial, April-may of 2006 (1384) 1EURO was 11600 rial. This digit shows 29% decrease of national currency during two years. As well as in indicted period Iran rial was 24% decreased than Japan yen .In most countries decrease of religion happens during bad position of economy, wars, or limitation of export».(17,103) «Most researches show that decreasing of national currency instigates not only non-petroleum productions’ export. Even decreasing of national currency recent years did not affect to the export of non-petroleum products.» (23,96)«Non-petroleum products were 4,2,4,6 and 5, 6 milliard dollars in 1380-1382(2001-2003). This price nearly equals to amount used from currency stock till 1381-1383 (20022004). During 1381-1383 years (2002-2004) accordingly 4,5 5,2 and 5,3 milliard currency stock fund was used. Non-petroleum products export will affect to country’s population.» (27,85) Export of non-petroleum products At present compete ability of internal product production have foreign goods and political possible relations, has two main conditions with foreign countries. Difference between non-petroleum products export and import products of country is very high. «(starting from 1385 starting 2003 export of non-petroleum products in the country accordingly was 4,2 4,6 and 5,6 milliard dollars. That is during this 96 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE time difference between non-petroleum products and import was increased day by day. By the way of decreasing of national currency amount to help to people who are engaged in economy did not give any benefit and serious damage was done to other branches of economy. In the export of non-petroleum products advantage countries help to countries engaging with export under foreign firms license or help them involving foreign investors by help of leadership for resent times. The main condition of exporting of non-petroleum products is to create compete opportunity with foreign world». 13,222) That is why by export of non-petroleum products there must be short period programs to be free from strong dependence from petrol profit. In this direction it is important to foster political relations with foreign countries especially with advanced countries. The limitation of trade relations in poor and undeveloped countries, the quality of our export will be kept lower than world standard. Certainly, to reach long-lasting aims establishing trade relations with region market have special meaning. In this direction to increase efficiency of workers, capital must afford in carrying work, ( this is other concept of this compete), must involve foreign investments, to improve education level, to cooperate with the most wellknown enterprises, must participate in joint investments, it is important to participate in other investments according to every branch of economy. «According to 2002 and 2003 276 and 120 mln dollars direct invested accordingly».(1,51) «This happened when foreign investment for 2002 and 2003 accordingly was 699 and 573 milliard dollars. If we calculate it compare with world population and our population, our country consist 1.1.% of world population according to 2002 and 2003 must involve 7.7 and 6.3 milliard dollar foreign investment. Whereas difference between executed capacity and noted capacity is more and even less than 0.1%.» (9,174) Distributing of profit Defining of inequality of coefficient in dividing profit and to research the position is the best way. «According to information of Center bank of Islamic Republic of Iran in city parts of country in 1379 and 1382 (2000 and 2003) these indications were 0,40 0,40 and 0,42 0,42 % .as well as in 1382 (2003) the share of less profit families in all costs was 15% and share of high profit families were 48.4%. The percent of people who are poor in 1382 (2003) (percentage of less than half of middle cost) was 31%. Of course, it must be noted that in our country coefficient families are calculated according to calculation of their profit, and there is opportunity of showing cost and profit and this cost can be shown less». 17,445) «In most countries of the world, especially getting enough information about profit of families in advanced countries is defined, the indications of inequality of profits is more. But in each case this change can be outlet of learning the process (defining of coefficient) improving of profit distributing or its improvement. 97 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Because, errors during this period can be misrepresentation in time period and to compare it is possible in definite period». (12,233) The indicators defining of distributing of profit does not create any change during the period and its change happen slowly. Conclusion (result) Iran being engaged in foreign trade business actively according to its past variegated structure also had derived benefit from its advantages. But little by little by application of international labor use (it also had continued in new colonization and self colonization periods) factually export activity of the country continued, at first in this labor division export of agricultural stuff was substituted with oil exportation, despite import capacity was little before. But consumption showing made proportion to production indicator and the import weren’t to have influence on all economy of the country. But, in the next steps owing to collapse of Iran industry this showing increased by consumption of import products on account of oil income and use of international labor division exceeded economy of the country. At this stage capacity and type of the imported products became determinant factor of the Iran economy, in the result of its continuity «increasing of crude oil exportation capacity turn to inherent necessity. The European countries were considered as countries exporting more goods to Iran with low interest 52% between 1355-1373 years (1976-1994 years) and with more interest 61% between 1365-1372 years (1986-1993 years) and in 1370 (1991). After Europe the Asian countries were considered as continent which exported many goods to Iran with 25, 91% in a year and 36, 3% in 1372”. So import from Iran by Europe in prerevolutionary period relatively remain stable, but import share of Asia from Iran increased and import share of the third continent USA from Iran decreased» (19.144) Though import share of Japan in Asia continent was considered more, (of course this comparison was decreased comparatively pre-revolutionary years) but in the European continent among European countries Germany was considered the country which import more stuff from Iran. This country also was considered as the country exporting many goods to Iran among countries which exported more commodities to Iran. The European Countries and Japan were considered the countries exporting much crude oil from Iran. In 1373 (in 1994) from 62% till 750,5% crude oil was imported. «In 1373 (1994) just four countries Germany, Italy, England and France were imported 35% goods from Iran. From other hand the countries as China, India imported fewer goods. In the post-revolutionary years positive changes aroused and these countries included to the countries exporting more goods to Iran. In the post-revolutionary years, especially in 1365 (1986) the United Arab Emirates became the country importing more goods from Iran. The United Arab Emirates gained more profit by reexport to Iran as a result of Iran-Iraq war and appearing of Free Economic Zones in Iran.» (20:35”) Thus, as to the conclusion (excluding oil) being trade companions of Iran they got positive commerce activity. Some of them had considerable share in 98 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE importation of goods from Iran. It should be noted that, the countries exporting more goods are the countries importing crude oil from Iran. (Dependence of economy of country from abroad) necessity of selling of crude oil in quantity and necessity of purchasing of most of the commodities, bilateral dependence from developed countries distinctly defines peculiarity – feature of the foreign trade. Germany, Japan and America (USA before revolution) took the first place among the countries importing crude oil and England, Italy and France took the second place among the countries selling a lot of goods to Iran. «In some years profit payment gained from oil exportation notwithstanding, the payment of import fee was possible only at the cost of currency, credits received from abroad. So, implementing of payment of foreign credits interest and real payment again was realized in the next years by oil exportation»(18.605) References 1. Research, education and information No.11,12 summer, autumn, p.15 2. Peyam-e emruz newsletter No.40 1379 (2000), tir and mordad months, p.17 3. Economic-political problems of Zovgi Iraj Iran oil 1374 (1995), p.271 4. Days and events. Mohammad Reza Motiyan, Majid Tor Kashvand, Ali Bari Dizchi 1384 (2005).p353 5. Ettelaat newspaper No.7498, 31farvardin 1380 (2001), p.18 6. Elul Saten, Iran oil. Translation of Reza Reis Tusnin, Tehran Saberin 1382 (2003), p.256 7. Newsletter of perspectives No.24, Irvandin Abrahamiyan article. Military coup 1332 in Iran (1953),p.25. 8. Hamshari newspaper 25 ordibehesht 1384(2005), p.23 9. Mohammad Ali Humayun Katoziyan Hovnun political-economical I, Mohammad Reza Nafsi and Kambiz Azizi`s translation, Markaz publication 1382(2003), p.453 10. Reza Rais Tusi, “Energy crisis and oil”. Keyhan publication 1383(2004), p.565 11. Farsad Momeni, Economy and its crisis in Iran economy. Politicaleconomic information No.163, p.554 12. Adl, Abdulhamid Ali, Globalization and its influence to III world countries. Seyid Asgar Goreyshi`s translation- economical-political information No.155-156, p.446. 13. Chegini, Soheyla, Iran economy and industrial culture, research and calculation magazine No.25, Tehran 1380(2001), p.335 14. Moti Seyid Hasan 1383(2002), Economical geography of Iran-Jehade daneshgah publication, p.378 99 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE 15. Mansuri Javad “of Islamic revolution contemplation” Publication center of Azad Islam University, Tehran 1373(1994), p.667 16. Shekari Abdulqayyum. Islamic revolution and theory of state educationCenter of documents of Islamic revolution. Tehran 1379(2000), p.558. 17. Rafipur, Faramaz “development and contradiction” Companies Sahami Tehran 1347(1968), p.446 18. Islamic revolution, features of its appearance and reasons, authors: Mohammad Pezeshki, Seyid Mohammad Ali Huseyni zadeh, doctor Seyid Sadeg Hagigat, Abdul Vahab Farati and doctor Mustafa Malakutiyan, Maarif publishing, Client, summer 1371(1991) p.688 19. Rahbari Mehdi. What is Globalization? Entekhab No.773, azer month 1380(2001), p.20-22, p.365. 20. Moini Mahammad Reza (1381)(2002) “Economical policy-public policy” Goftegu magazine No.35, p.43 21. Mohsini Tabrizi Alireza (1380).(2001) “social ensuring newsletter” Investigation of condition of orphans in Iran No.9, p.36 22. Planning and management organization of the country (budget and plan committee 1378(1999) “first report about national human development in Iran” ) p.10 23. Rais Dana, Fariborz and collaborators (1379) (2000) poverty in Iran scope of articles, Tehran, Publication of Rifash living sciences, p.720 24. Haji Hashimi “development and non-development ” Nashir and Vespan, p.333 100 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE АЗЕРБАЙЖАН БЕСТЕЖИЛЕРИНИН ЧАЛЫШМАЛАРЫНДА СЦИТ ЪАНРЫ SUITA GENRE IN AZERBAIJANIAN COMPOSERS’ CREATIVE WORKS Земине Нежефова МЕЩЕРРЕМКЫЗЫ* Юzet Бу макаледе ХХ. йцзйылын 40-60. йылларында Азербайжан бестежилеринин йарадыжылыьынdа сцит janrыna илишкин белэилер верилмиштир. Бурадан илк кез Азербайжан бестежилеринин 40-60. йылларында йаздыклары баз сцитлерин анализинден единилен сонучлар йансытылмыштыр. Шюйле ки, Азербайжан бестежилеринин сцит ъанрына мцражаат етмеси бир чок юзелликлери иле фарклылык арзетмиштир. Бу сциталар эенелликле цч бюлцмлц, дюрт бюлцмлц ве програмлы шекилде мевжут олмушлардыр. Сциталарын ич бюлцмлеринде цч щисселилик, рондо ве силсилели бичимлер есас йер ишьал етмиштир. Сцитлерин ентонасйон юзелликлери, метроритмик йапысы, темпо ве оркестра фатурасы бакымындан анализи де макаледе йер алмыштыр. Макаленин башында эенел сцит йапысы, онун Баты Авропа мцзиьинде ишьал еттиьи йери ве дурумуна илишкин билэи верилmektedir. Anahtar Kelimeler: Azerbaycan bestecileri, suit janrı, besteci, müzik, halk çalgıları Abstract: The article is devoted to the investigation of the suita genre in Azerbaijanian composers’ works in 40-60s of the 20th century. The suitas are analyzed from the point of view of intonation properties, metrorythmic structure, temp and orchestral facture. It is shown that these suitas existed in three parts-forms, four parts-forms * Азербайжан Жумщурийети Нащчыван Девлет Цниверситеси Щалк чальы алетлери кафедрасы 101 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE and programmed forms. The three parts-forms, the rondo forms and the sequenced forms took a main place in internal part section of the suitas. Мцзик санатынын нередейсе бцтцн сащаларында мцкеммел есерлер йазан Азербайжан бестежилери, сцит ъанрында да эцзел ве ренэаренк есерлер йазмышлар. Бу мцзик есерлери, кендинещас щалк мцзиьинин юзелликлерини йансытмакла берабер, бестежилерин бесте йапма калитесинин артмасына, бу юзелликлерин даща дольун шекилде, уста бир бичимде сесленмесине себеп олмуштур ве щала да олмактадыр. Сцит сюзц франсызжадан тержцмеде дизилиш, севилик анламына эелмектедир. Факат бу мцзик сащасынын кендинещас юзелликлери де вардыр. Шюйле ки, силсилели шекле аит едилен бу ъанр биркач баьымсыз кысымдан ибарет олмакла бирликте, айны бир едеби дцшцнжейе щизмет етмиштир. Бу колун илк эелишме заманында о, ики йаваш ве щызлы данстан ибаретти. Йаваш кысма павана, щызлы кысма исе галйарда денийорду. Даща сонра йаранан сцитлер йани ески сцитлерин ады конулан сцитлерсе ылымлы йаваш-аллемандо, щызлы-куранта, ылымлы-сарабанда ве чок щызлы ъигадан ибарет оларак дюрт кысымлыйды. Ески сцитлерде ъигадан юнже менuет, бурре, равот, полонез кулланылыйорду. Айны заманда аллемандодан юнже прелцдийа (чоьу заман фуга иле бирликте) чалынырды. Базан сцитлерин сырасына данс карактерли олмайан пйеслер, рондо, каприжжио ве. б. да дащилди. Ески сцитлерин ен мцкеммел шеклини исе И. С. Бажщ ве Щ. Ф. Щендел'ин есерлеринде эюрцйоруз. Баты Аврупада ХВЫЫЫ йцзйылын сонларында артык соновта, сенфони ъанрлары сцити сыкыштырмайа башлыйор. ХЫХ-ХХ йцзйылда йени типли сцитлер: йалныз пйеслерден ибарет, данслара баьлы олмайан сцитлер ортайа чыкыйор. Йени сцитилер, даща чох чешитли тоналителерден, мцтешеккилдир. Факат, илк ве сон кысмын тоналлыклары айныдыр. Илаветен, бу девирде програмлы сцита шекиллерине растламак мцмкцндцр. Юрнек оларак, Р.Корсаковун «Шещризат» сенфоник süitini, М. П. Мусоргскинин «Серэиден шекиллер» сцитини эюстеребилириз. Dоьуда силсилели йапынын ен бариз юрнеьи муьамлар, макомлар ве макамлардыр. Лакин Азербайжанda мевжуд олан муэамларса сырф силсилели сцит шеклинде олмуштур. Бундан долайыдыр ки, сцитлер бестежилеримизин есерлеринде юнемли бир йере сащиптир. ХХ йцзйылын 40-60. йылларында Азербайжан бестежилеринин чалышмалары професйонел йюнден чокдаллы ве юнемли олмуштур. Шу бакымдан ону сюйлемек эерекир ки, бестежилер сюzконусу девирде професйонел музиьин бир чок аланларында кендилерини денемеье башламыш ве мцщим башарылар елде етмишлердир. Бу башарылар опера, музиксел комеди, сенфони, контата ве башка ъанрларда кендини эюстермиштир. Шюйле ки, дащи Ц. Щажыбейов, артык 1908. йылындан итибарен опера ъанрынын темелини коймуш, ардындан музиьин йукарыда 102 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE бащседилен ъанрларынын бир чок тцрлеринде тцм девирлере щитап еден есерлер йаратмыштыр. Азербайжан бестежилери Ц. Щажыбейов мирасыны девам еттиререк даима йаратыжылык арайышларында олмуш ве бу тешеббцслер де музик санатымызын тарищинде дерин ве силинмез излер быракмыштыр. Йалныз сцит ъанрында эцзел есерлерин ортайа чыкмасы ве эелишме дюнеминин башланмасы Азербайжанлы бестежилерин эениш йаратыжылык арайышларынын мащсцлцдцр дерсек, йанылмыш олмайыз. Бу бакымдандыр ки, бестежилеримиз сцит ъанрында олан есерлерини щем сенфоник оркестрасы ичин, щем де Азербайжан щалк чалэылары оркестрасы ичин бестелемишлертир. Лакин, Азербайжан щалк чалэылары оркестрасы ичин йазылмыш сциталар бу конуда йазып-йаратан бестежилерин кенди чалышмаларыны эенишлетмесине оланак саьламыштыр. Бу йцзден Азербайжан щалк чалэылары оркестрасы ичин йазылмыш сцитлер даща чок диккат чекмиш, эидерек китлесел юзеллиье кавушмуштур. ХХ йцзйылын 40-60. йылларында биз артык С. Рцстемовун йаратыжылыьында юнемли йер тутан сцит ъанрынын щем щиссе бюлцмлерине дайанмасынын, щем де програмлы шекилде ортайа чыкмасынын шащитийиз. ХХ асрын 40-60. йылларында бестежилеримиз йабанжы конулара мцражаат едерек сцитлер йазмышлардыр. Темел щусуслардан бири де о олмуштур ки, бестежилер Азербайжан щалк чалэылары оркестрасы ичин бюйле сцитлер йазарак башка миллетлерин милли орнаментлерини, Азербайжан щалк чалэыларыны кулланарак аксеттирмеье тешеббцс етмишлердир. Бу бакымдан С. Щажыбейов ве Ж. Жащанэиров йаратыжылыьы диккат чекийор. Бу дюнемде бестежилеримиз цч ве дюрт бюлцмлц сцитлер йазмайы мерак етмиш ве башарылар казанмышлардыр. Бу бестежилере Щ. Жаферов ве Н. Гулийеви юрнек эюстеребилириз. ХХ асрын 40-60. йылларында бестежилеримизин йаратыжылыьында сцит ъанры Азербайжан щалк чалэылары оркестрасы ичин йазыларак кендинещас юзелликлерийле фарклылык эюстермиш ве онларын йарадыжылыьында юнемли рол ойнамыштыр. Бу юзеллик исе, бестежилеримизин назарларыны кендисине чекмиштир. Бу щусуслар сцит ъанрыйла даща йакындан баьлы олан шаркысаллык, карактерик данслар, силсилелилик, силсилелиьин Азербайжан щалк музиьи ъанрына йакын олмасы ве д. юзелликлерле фарклылык тешкил етмиштир. 40-60. йыллар дюнеминде С. Рцстемов, С. Щажыбейов, Ж. Жащанэиров, Щ. Жаферов ве Н. Гулийев йаратыжылыьында сцит ъанрынын юнемли йер тутмасы бунлара юрнектир. Эцзел санатларын диьер аланларында бцйцк щизметлер ве калители санат адамлары бащш етмиш Азербайжан щалкынын професйонел бестежилеринин кенди чалышмаларында Ц. Щажыбейовун чалышма пренсиплерине садык калдыклары сюйленебилир. Бу ачыдан бакылдыьында, еьер Ц. Щажыбейов 1908. йылында тцм доьунун илк операсы олан «Лейли ве Межнун»у йазмыш идийсе, онун пренсиплерине вефа эюстерен Азербайжан бестежилери де йени ъанрлы есерлерин йаранмасы ве эелишмеси ичин мцщим ишлер эюрмцшлердир. Сцит ъанрына мцражаат етме бир неви бащси эечен анлайыша бариз юрнектир. Бу дюнемде С. Рцстемовун чалышмаларында сцит ъанрынын щем цч бюлцмлц, дюрт бюлцмлц, щем де програмлы бир бичимде олмасынын бцйцк юнеми вардыр. С. Рцстемовун о девирлерде йаздыьы «Азербайжан», «Данс сцити» ве «3 сайлы сцит» онун йарадыжылыьында юнемли йер ишьал етмектедир. Бестежи тцм сцитлеринда эенелликле, раст ве шур 103 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE ентонасйонларына юзел юнем атфедер. Факат шцштер ве чащарэащ ентонасйоналарындан да эениш юлчцде истифаде етмиштир. Бу сцитлерде кулланылан оркестра ики ве цч планлы шекилде кендини аксеттирир. Темпо бакымындан сцитлерин Ы бюлцмц Мaестосо («Азербайжан»), Аллеэро («Данс сцити») ве Аллеэретто модерато («3 сайлы сцит») иле фарклылык эюстерир. «Азербайжан» сцитинде тцтейин, «Данс сцитасы»нда исе балаbанын соло чалэысы эиби кулланылмасы юнемлидир. Бестежи, эенелликле сцитлерин ЫЫ бюлцмлеринде Анданте жантабиле, Антанте эражиосо ве йа Аллеэретто эиби фарклы темполара мцражаат едийор. Онун «Данс сцитасы» бюлцмлерин исминден де эюрцндцйц эиби даща илэи чекижидир. «Жыдыр», «Эелинлер», «Йаллы» адлы бюлцмлерде щызлы, ылымлы ве данссал пренсиплер есас алыныр. Бестежи щем де бу исимлере уйэун олан 6/8 ве 12/8 метроритмик юлчцлере эениш йер вермиштир. Онун «Азербайжан» сцитиндейсе 2/4, 3/4 ве 4/4 юлчцлер де кендине щас йере маликтир. Бестежи «Данс сцити»нин цчцнжц бюлцмцнде програмлы шекилде «Йаллы», «3 сайлы сцити»нде исе, «Комик данс»дан истифаде етмишдир. Онун «3 сайлы сцит»и классик шекле уйэун оларак дюрт бюлцмлц олуп, дюрдцнжу бюлцм исе «Гайтаьы» адланыр. Бу щызлы темполу данс исе рондо йапысына уйьун дцшмектедир. Бу дюнемде С. Щажыбейовун «Болэар сцити», Ж. Жащанэировун «Мысыр левщалары» адлы йабанжы конулара илишкин сцитлери исе, юнемли фарклылык тешкил едер. «Болэар сцити»нде С. Щажыбейов шур ентонасйонларыны тержищ едерек Анданте, мено-моссо, Модерато ассаи, Аллеэро виво, Пиу-моссо темпоlarыnы есас алан силсилеси йапыйа дайанак единмиштир. О, бир неви бу темполары кулланарак болэар миллетине щас олан карактер, эенелликле де ритмик юзелликлери йансытмайа чаба щаржамыштыр. Бестежи болэар щалк мелодисине уйэун сесленмелере кларинет ве дцдцьцн сесленмелеринде юнемли йер вермиштир. Ж. Жащанэировун цч бюлцмлц «Мысыр левщалары» сцити исе, бюлцмлери бакымындан щем цч щиссели, щем де силсилели шекилдедир. Лакин, бестежи Ы бюлцмде Аллеэро темпо ди валсе, ЫЫ бюлцмде Модерато, ЫЫЫ бюлцмде исе Аллеэро темполарыны кулланмыштыр. Бурада бестежи оркестра чальыларындан саз ве дцдцьцн солосундан эениш юлчцде истифаде етмишдир. Бестежи бу алетлерден истифаде едеркен Мысыр щалкына юзэц орнаментлери мелодилерде йансытмайа эайрет етмиштир. Щ. Жаферовун «Данс сцити» исе, йине дюрт бюлцмлц оларак эенелликле силсилели шекилде ве данссал юлчц пренсиплери иле фарклылык арз едер. Онун бу сцитинде де ики ве цч планлы оркестра фатурасына йер верилир. Бестежи бурада эенелликле, шур ентонасйонларыны тяржищ едер, ама ЫЫ бюлцмде сеэащ ентонасйонлары даща фазла кулланылыр. Бурада да данс пренсибине уйэун оларак 6/8, 12/8, 4/4 метроритмик йапы тержищ едилир. Н. Гулийев исе, «Накши-Жищан» сцитини цч бюлцмлц бичимде сунмуштур. Есерин бюлцмлери варйасйон ве силсилели бичимде йапылмыштыр. Бестежи эенелликле шур, сеэащ ве байаты шираз ентонасйонларыны кулланыр. Бурада ики ве цч планлы оркестра фатурасындан истифаде едилмиштир. Темел щусус одур ки, бурада зурна соло чалэысы оларак Азербайжан щалк чалэылары оркестрасына дащил олунмуштур. Щиссе бюлцмлери эенел оларак, Mодерато, Анданте, Ларэо ве Аллеэретто 104 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE темполарыны есас алыр. Бестежи щиссе бюлцмлеринде 3/4, 4/4, 6/8 эиби деьишен юлчцлерден истифаде етсе де, эенелликле 6/8 юлчцсцнц тержищ едир. Бюйлеже ону белиртмек эерекир ки, ХХ асрын 40-60. йыллары дюнеминде Азербайжан бестежилеринин сцит ъанрына баш вурмасы базы юзелликлери иле фарклы юнеме сащиб олмуштур. Бу сцитлер эенелликле цч бюлцмлц, дюрт бюлцмлц ве програмлы шекилде мевжут олмушлардыр. Лакин, сцитлерин ич щиссе бюлцмлеринде цч щисселилик, рондо ве силсилели бичимлер есас йере малик олмуштур. Бестежилер ичерисинде бу дюнемде С. Рцстемовун жалышмалары юзелликле фарклы олмуштур. С. Щажыбейов ве Ж. Жащанэиров исе йабанжы конулара мцражаат едерек чешитли милли орнаментлери кенди сцитлеринде йансытмайа чаба эюстермишлердир. Онлар саз ве тцтек эиби милли чалэылардан оркестранын сесленме арка планында истифаде етмишлердир. Щ. Жаферов дюрт бюлцмлц сцит шеклинден истифаде едерек, чешитли ентонасйон ве метроритмик йапылара эениш йер вермиштир. Н. Гулийев исе, цч бюлцмлц сцит шеклинде йине чешитли ентонасйон ве метроритмик йапылары тержищ етмишдир. О, чешитли ентонасйонларын кулланылмасы заманы зурнаны соло чальысы оларак истифаде етмиштир. Бу бакымдан да араштырдыьымыз дюнемлерде Азербайжан бестежилеринин йаратдыьы сцитлер милли сцитлер олмакла чок деьерлидир. ЕДЕБИЙАТ ЛИСТЕСИ 1.Мазел Л.А. «Мусиги ясярляринин гурулушу». Бакы, 1988, 516 с. 2. Музыкальный энциклопедический словарь. М.Советская энциклопедия. 1990. 671 с. 3. Ц.Щажыбяйов. «Азярбайжан халг мусигисинин ясаслары». Ясярляри. ЫЫ жилд. Бакы, 1965. 411 с. 105 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE 106 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE И. ЯФЯНДИЙЕВИН ДРАМАТУРЭИЙАСЫНДА ЛИРИК-ПСИХОЛОЪИ ТЯМАЙЦЛ Мяleykя Eyyubqыzы ЩЦСЕЙНОВА* Abstract Lyric-psychological tendency in the plays of I. Efendiyev. In this article is analysed specific manifestation of lyric-psychological tendency of the outstanding azerbaijan master of words I. Efendiyev`s dramatic works, is investigating the role of artistic detail in describing the inner life of the characters. Key words: Lyric-psychologial, İ. Efendiyev, dramatic, role of artistic Илйас Яфяндийев ХХ яср Азярбайжан ядябиййатынын зянэин вя узун йарадыжылыг йолу кечмиш ян гцдрятли нцмайяндяляриндян биридир. Ясасян няср вя драм нювцндя йазыб йарадан сяняткарын милли ядябиййат вя театр тарихиндя данылмаз хидмятляриндян бири дя «И.Яфяндийев театры»ны йаратмасыдыр. Онун ийирми пйеси(1,129) узун илляр (вя индинин юзцндя дя) милли театрларын сящнясиндян дцшмямишдир. Онун няср вя драм ясярляри арасында нюв, ъанр юзцнямяхсуслуглардан иряли эялян зярури фяргляр мювжуддур. Бунунла беля, сяняткарын щяр ики нювдя йаздыьы ясярляри арасында йахын, ортаг, мцштяряк жящятляр дя аз дейилдир. Бунларын сырасында илк нювбядя лирик-психолоъи хяттин щяр ики нювдя олан ясярляриндя характерик жящят кими чыхыш етмясини эюстярмяк мцмкцндцр. Йазычынын юзц мцсащибяляринин бириндя гейд едирди ки, онун ясас мягсяди щяйат щягигятлярини щяртяряфли юйряняряк бядии тящлилин мяркяzиня эятирмякдир вя о, бу заман психолоэийайа айрыжа диггят йетирдийини дя хцсуси вурьулайырды. «Бу башлыжа жящятдир ки, бизим щяйатда психолоэийайа hяm тясир едир, щям дя бу тясир алтында психолоэийа да дяйишир вя инкишаф едир» (2,317). Демяли, йазычыны бцтцн щалларда щяйат щадисяляринин инсан психолоэийасына, мяняви-яхлаги * Doç., Aзярбайжан Милли Консерваторийасы, Filologiya elmlяri namizяdi 107 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE аляминя тясири марагландырмышдыр. Ядяби ирси иля танышлыг эюстярир ки, бир чох гялям щямкарларындан фяргли олараг И.Яфяндийев ону марагландыран проблеми, йяни психолоэизми лирик планда мяналандырмаьа цстцнлцк вермишдир. Йарадыжылыьынын бу жящятиня эюря тядгигатчыларын бир чоху ону щям нясрин, щям драмын лирики адландырмышлыр. Эюркямли филолг Й.Гарайев И.Яфяндийевин насир вя йа драматург олмасы мцбащисяляриня гошулмадан йазырды: «… Илйас Яфяндийев, щяр шейдян яввял, бир лирикдир, шаираня истедад вя цслуба маликдир» (3,5). Истянилян бядии ясяр инсандан данышдыьы вя инсан цчцн йазылдыьы цчцн бунларда психолоэизмин тязащцрц гачылмаздыр. Ейни сюзляри мцяййян истисналарла лиризмин тязащцрц щаггында да демяк олар. Амма И.Яфяндийев йарадыжылыьында лирик-психолоъи хятт онун бцтцн бядии цслубуну формалашдыран приоритет тямайцлдцр. Сяняткарын драматурэийасындан данышаркян беля бир жящятя дя диггят йетирмяк лазым эялир ки, лирик-психолоъи хятт щеч дя онун бцтцн драм ясярляриндя ейни тутумда вя ейни функсийада тязащцр етмямишдир. Башга сюзля десяк, И.Яфяндийев илк драм ясярляриндя дя йарадыжылыьынын даща сонракы мярщялясиндя гялямя алдыьы пйесляриндяки лирик-психолоъи хятти тятбиг етмямишдир. Онун илк драмларында лиризм вя йа психолэизм елемент сявиййясиндя юзцнц эюстярмякля иштирак едир. Ону да гейд етмяйя ещтийаж вардыр ки, йазычы илк драмларында лирик хятти нисбятян габарыг верся дя, психолоъи хятти арха планда сахламышдыр. Бунун да ясас сябяби ондан ибарятдир ки, дюврцн, заманын тяляби иля уйьунлашмаг мяжбуриййятиндя галан сяняткар бязян проблемляри габарыг вермяйя жящд эюстярмишдир, бязян дя «конфликтсизлик нязяриййяси»нин тясириня дцшмцшдцр(4,118). Дрматургун яксяр пйесляри сырф лирик-психолоъи планда гялямя алынмышдыр. Тамашадан, фяргли олараг, мятн кими пйесдя сурятлярин психолоъи йашантылары щярякятля, ъестля, мимика иля, сяс тембри иля вя с. (о жцмлядян лиризмин ифадясиндя мусиги, сящня тяртибаты, щятта сурятлярин эейими вя с.) дейил, илк нювбядя йалныз вя йалныз сюзля ифадя олунур. Сюз ися драм ясярляриндя нювцн бядии-естетик принсипляриня-даща чох мцяййян мянада (мцяййян мянада она эюря ки, сон иллярин бядии експериментляри драм нювц сащясиндя дя юзцнц эюстярир. Еля пйесляр вар ки, заман-мякан щяддиндян артыг мящдуд олур, ясярдя бязян бир, бязян дя бир-ики сурят иштирак едир вя с.) ямяли фяалиййят, щярякят принсипиня уйьун тязащцрцнц тапыр. И.Яфяндийевин яксяр драм ясярляриндя психолоъи тящлилин тязащцр дяряжясиндян вя формасындан асылы олмайараг, лирик-емосионал хятт апарыжы мювгедядир. Сяняткарын пйесляриндя лирик хятт ики аспектдя ифадясини тапыр: а) бцтцн ясяр мигйасында. Бу типли ясярлярдя лиризм пйесин бцтцн сцъет хяттинин инкишафында, сурятлярин характерик жизэилярин ифадясиндя, бцтцн епизодларда вя с. юзцнц эюстярир; б) айры-айры епизодлар мигйасында вя йа сурятлярин тимсалында. Бу типли ясярлярдя лиризм щям динамик, щям дя статик планда юзцнц эюстярир. Мцхтялиф тязащцр формалары сырасында ян чох диггяти жялб едян илк нювбядя сурятлярин диологунда юзцнц эюстярир. Диологларда лиризмдян данышаркян беля бир жящятя дя диггят йетирмяк лазымдыр ки, И.Яфяндийевин пйесляриндя лиризм ейни тонлу вя ейни мязмунлу 108 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE дейил. Башга сюзля десяк, лиризм онун драм ясярляриндя бязян там жидди планда ифадясини тапыр, бязян хош овгатлы тябяссцм доьуран йумористик планда тязащцр едир, бязян дя тянгиди-сатирик мязмун вя тутум газаныр. Лиризмин тонунун дяйишкянлийи ясярдяки сурятлярин характериндян вя мювжуд конфликтин типиндян асылы олур. Мясялян, «Мящв олмуш эцндяликляр» пйесинин гящряманлары ясасян эянжлярдир, онлар али мяктяби йа бир мцддят яввял, йа да тязя гуртарыблар. Эянжлик ещтирас, романтика, бюйцк арзулар вя хяйаллар, мящяббят… олдуьу цчцн бу сурятляр емосийаларыны щям жидди, щям дя йумористик лиризмля бцрузя вермяйя мейллидирляр. Гянимят бцтцн варлыьы иля тялябя йолдашы Фяридяни севир. Гыз ися там йахындан танымадыьы Ядалятя ашигдир. Бунларын щяр икисинин емосийаларынын ифадяси лирик планда яксини тапыбдыр. Гянимят мигйасында тязащцр едян лиризм мцяййян гядяр кядяр, аьры-ажы, нисэил цзяриндя кюклянибдир. «Гянимят. Бизим арамызда щяр шей битди-эетди, Фяридя… Ялвида, мяним эюзял арзуларымын, эюзял хяйалларымын йолдашы… Мян бцтцн язабларын, бцтцн изтирабларын, бцтцн чякишмялярин фювгцндя дайанмыш щягиги инсан щисляринин ня демяк олдуьуну сянинля дуйдум. Сян, яйниня эеймяйя бир йюнлц костйум тапмайан кимсясиз тялябянин цряйини шащларын тажындан йцксяйя галдырдын»(5,26). Фяридянин данышыьы да лирик пландадыр. Амма онун емосионал овгатынын ифадяси Гянимятин лирик данышыьындан (вя йа илк ешгиндя хяйанятля гаршылашан, буна эюря дя инсанлара инамсыз йанашан, бир нюв онлардан интигам алмаьа чалышан Анъелин ироник лиризминдян) фяргли олараг, севэисиня-сяадятиня говушмуш Фяридянин нитгиндя севинж, бяхтийарлыг, хошбяхтлик… нотлары даща габарыгдыр. Драматург Фяридяни мурдарлыг, хябислик, йаланчылыг вя с. ня олдуьуну билмяйян саф, садялювщ бир гыз кими тясвир етмишдир. Фяридя иля юзцнцн фяргини Анжел даща дягиг ифадя едир. Анжел юзцнцн ясл щяйат олдуьуну билдирир вя эерчяк щягигятляр щаггында сярт сюзлярини дедикдян сонра она йазыьы эялир: «Зарафат еляйирям. Гой сянин хяйалында йаратдыьын сяадят сарайы учуб даьылмасын» (5,29). Фяридянин хяйал алями иля йашамасы ону башгаларындан характер бахымындан да, данышыьы бахымындан да фяргляндирир. Валещ Кямаляни севир («Гярибя оьлан»), амма ешгини она демяйя цряк елямир, буна эюря дя илкин танышлыг мярщялясиндя онлар бир-бирляри иля йуморла данышырлар. Эянж оьлан юзцнц итирир, илк эюрцшдя лазым эялмяйян сюзляри дейир (консерваторийада охуйан севдийи гызын цзцня мусуги истедадынын олмадыьыны билдирир). Кямаля онун шяхси ишиня гарышмагда гынадыгда эянж космос ясриндя йашадыгларыны билдирир. «Кямаля. Билирсиниз ня вар? Рижа едирям, космос сцрятиля бурадан якилясиниз»(5,139). Щалбуки сонрадан бялли олур ки, Кямаля ону чохдан таныйырмыш вя оьлана гаршы биэаня дейилмиш. Бцтювлцкдя лирик нотлар цзяриндя кюклянмиш ясярдя ширин йумор, хош овгат йарадан эцлцш юн пландадыр. Драматургун яксяр пйесляриндя лиризмля психолоэизм гаршылыглы ялагядядир, онлардан бири диэярини тамамлайыр. Сяняткар пйесдя бу хятляри еля гурмушдур ки, ясярдяки щяр бир лирик парча вя йа лирик тутумлу йумористик дейим, атмажа, фикир сурятлярин психолъи дуруму вя йашантылары щаггында мцяййян мялумат верир вя йа тясяввцр йарадыр. 109 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Йазычы йери эялдикжя дцнйа драматурэийасындакы бялли тяжцрбялярдян дя йарадыжы шякилдя йарарланмышдыр. О, пйесляринин бязиляриндя сурятлярин дахили сясини образ сявиййясиня галдырмышдыр (Мясялян, «Мящв олмуш эцндяликляр»). Фяридянин дахили сяси онун санки щеч кяся охумадыьы эцндяликляринин сясли ифадясидир. Сурятин дахили сясинин ясярдя ики функсийасы вардыр: биринжиси, инфомасийа вермяк функсийасы; икинжиси, башгаларынын йанында ифадяси бу вя йа диэяр дяряжядя мцнасиб олмайан дахили йашантылары чатдырмаг функсийасы. «Фяридянин дахили сяси. Мян хошбяхтям… Бир ай бундан яввял политехники битирдим. Индися истядийим оьлана яря эедирям. Сабащ йох, бириси эцн бизим тойумуздур. Нишанлым эюзялдир, йцксяк вязифя сащибидир. Няжиб оьландыр. Ащ… мян бу хошбяхтлийи эюзляйирдим. Мян анамын йарымчыг галмыш сяадятини тамамламаг истийирдим… О, юмрцнцн ийирми жаван, язиз илини мяня щяср едиб… Мян сяня раст эялдийим цчцн юз талейимя тяшяккцр едирям, Ядалят! Сян мяним щимайядарым, достум, йолдашым, севэилим олажагсан! Биз сянинля эяляжяк илляри црякля, жясарятля гаршылайажаьыг» (5,10). Дахили сясин биринжи щиссяси информатив характер дашыйыр. Фяридя щадисялярин йа башланьыж, йа да сонракы эедишиндя иштиракчылара вя тамашачылара истяр гисмян, истярся дя тяфсилатлы шякилдя бялли олан щадисяляляр, мясяляляр щаггында мялумат верир. Икинжи щиссядя ися тамашачылар артыг сурятин дахили йашантылары иля таныш олурлар. Достларынын нишанлысындан хошларынын эялмядийини билян эянж гыз бир тяряфдян хошбяхт олажаьына юзцнц инандырмагла шцбщялярини даьытмаг истяйир, диэяр тяряфдян дя сяадятя говушмагла юмрцнцн ян йахшы иллярини баласынын атасызлыг аьрысыны йашамадан бюйцмясиня щяср етмиш анасынын йарымчыг севинжини тамамламаг истяйир. Онун ичиндя ися шцбщялярин йаранмасы цчцн ясаслар вардыр. Бцтцн достлары бирмяналы шякилдя Ядаляти Фяридянин эюзцндяки вя гялбиндяки кими гябул етмирляр, йяни онун юзцнц эюстярдийи кими йахшы адам олдуьуна инанмырлар. Ян йахын ряфигяси Анжелин яввялжя эяляжяк яри, даща сонра щяйат йолдашы щаггында дедийи икибашлы сюзляр онун шцбщялярини даща да артырыр. Цзя вурмаса, етираф етмяся дя, бу вязиййят Фяридяйя мянфи тясир эюстярир. Йазычы бу пак вя садялювщ гызын писхолоъи сарсынтыларыны емосионал шякилдя, сурятин формалашмыш характеринин принсипляриня хялял эятирмядян ифадя етмишдир. Ян мараглысы ися бундан ибарятдир ки, драматург сурятин данышыьыны онун защири эюркяминин шяраитя уйьун тясвирини ремаркаларда вермякля даща да дольунлашдырмышдыр. «Фяридя (бир шейдян горхурмуш кими, онун ялиндян тутараг, ани бир щяйажанла). Мян хошбяхтям, Анжел, еля дейил?» (5,28). Онун бу сюзляриндя йалныз сяадятини итирмякдян горхан бир гадынын изтираблары дейил, щям дя аиля гурмаг сечиминдя йанылмадыьына ямин олмаг истяйян бир инсанын язаблы, аьрылы тяряддцдляри яксини тапмышдыр. «Драматуръи образ лирик гящряманын бир сыра кейфиййятлярини юзцндя дашыйыр: о, дахили йашантыларыны юз-юзцня ямяля эялян формада ифадя едяряк бизим гаршымызда етирафда булунур» (6,149). Етирафын ясас формаларындан бири дя мящз дахили сясин мювжудлуьудур, ян азы бир дя она эюря ки, лирик ясярляря чох вахт етираф ясярляри дейирляр. 110 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE И.Яфяндийив драм ясярляриндя психолоъи овгаты сяняткарлыгла ифадя етмяйин устасыдыр. Фяридя ахырда щяйат йолдашы сечиминдя йанылдыьыны баша дцшцр. Романтик, емосионал эянж бир гызын буну баша дцшдцкдян сонра няляр чякдийини тяфсилатлы шякилдя дя вермяк мцмкцндцр, И.Яфяндийев кими ади бир деталын ялавя шярщляря йол вермядян ифадяси васитяси иля дя. Фяридя яри барядя йанылдыьына там ямин оландан сонра юмрцнцн салнамяси олан эцндяликлярини йандырыр. Бу ися яслиндя онун йашадыьы йаланчы вя алдандыьы юмцрдян имтина етмяси демякдир. Башга бир епизодда Фяридя айрыланда Гянимятдян мяни щяля дя унутмамысан дейя сорушур. Гянимят ися Ядалятин евиндяки Фяридяни унутдуьуну, Эювщяр ханымын (Фяридянин анасы-М.Щ.) евиндяки Фяридяни ися унутмадыьыны дейир (5,38). Епизодда Гянимят психолоъи йашантылары, хцсусян Фяридянин щяля дя хяйал аляминдя йашамасы иля баьлы изтираблары тамашачыйа бялли ики мцхтялиф евин мцгайисясиндя даща габарыг шякилдя юзцнц эюстярир. Демяли, сяняткар лирик ясярляр цчцн дейилян бир гайданы (лирик ясярлярдя сцъет характерлярин дейил, йалныз бир характерин мцряккяб тарихи кими чыхыш едир. Бах: 7,241) йахшы мянада «позмушдур». И.Яфяндийевин драматурэийасында лирик хяттин тязащцрц иля мцгайисядя психолоъи хяттин рянэарянэ вя мцряккяб ифадя формаларынын тязащцрц иля растлашмаг мцмкцндцр, бцтцн бунлар ися онун ясярляринин бядии дяйярини даща да артыран сяняткарлыг мящарятидир. Ядябиййат: 1. Яфяндийев Я. Илйас Яфяндийевин йарадыжылыьы. Бакы, Елм, 2000 2. Богуславский В. Нравственная активность героя. Деяние и личность. Москва, Советский писатель, 1976 3. Гарайев Й. Мцасирлийин сабитлийи. «И.Яфяндийев. Сечилмиш ясярляри. 6 жилддя, 1-жи жилд», Бакы, Йазычы, 1984 4. Исмайылов Й. Илйас Яфяндийевин йарадыжылыг йолу. Бакы, Елм, 1991 5. Яфяндийев И. Сечилмиш ясярляри. Йедди жилддя, 3-жц жилд, Бакы, Чинар-Чап, 2002 6. Добрев Ч. Лирическая драма. Москва, «Искусство», 1983 7. Эльяшевич Арк. Герои истинные и мнимые. Москва-Ленинград, «Советский писатель», 1963 111 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE 112 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE SOFİZMİ DİNSEL -FELSEFİ (ÖĞRETİM GİBİ) OLUŞTURAN MUHİT (ÇEVRE) VE KAYNAKLARI Salmanova Şelale SABİRKIZI* Özet Bildiride sufizmin yaranma tarihi, yaranma nedenleri, kaynakları ve özellikleri yer almışdır. Burada hem de sufizmin nazarı özeyini teşkil etmiş mühtelif cereyanlar, insanların adladığı manevi merheleler, sufizmin teşekkülü ve gelişmesi neticesinde yaranan iki istikamet açıklanmışdır. Sufizmin mehz islam dininin esasında yaranması fikri bu bildiride dikkata çekilir. Anahtar kelimeler: sofizm, artikl, İslam, merhele Abstract In the article have been attached the creation of Sufism, its history, the reasons of the creation, its sources and peculiarities. There have been told about different currents of theorical base of Sufism spiritual periods which a man is crossing directions of its development. In the article has been considered the thought about creation of Sufism on the base of Islam. Key words: sufizm,article,Islam,period Monoteist (tektanrıcılık) dini olan Islam dininin yayılmasıyle dünyanın, insanlık toplumunun siyasal, ekonomik, manevi ve kültürel manzarası (mozaiki) deyişti. Kısa bir sürede İslamın temel ilkelerinın esasında türlü yeni dinsel- felsefi öğrenimler (talimler) meydana geldi. Bunlardan biri de sofizm idi. Sofizm geniş anlamda Kuran ve hedislerde yer alan sorunlara -insanın iç dünyasına, duyğularına ve gönül sevgisine önem veren dünyanın faniliğini kavratmaya çalışan toplumsal şuur biçimlerinden biridir. Sofizmin esaslarından 30 yıllık tecrübesinde faydalanan ünlü psikolog, Sokramento Koliforniya Devlet Üniversitesinin profesörü Linn * Bakü Devlet Üniversitesi, Filoloji Fakültesi, ilmi işçi 113 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Vilkoks sofizm hakkında yazıyordu: “Sofizm dinin gerçekliği, peyğamberlerin yoludur”( Vilkoks, 2005: 201). Bellidir ki, Hazreti Muhammed Peyğamberin esabeleri sırasında terkidünyalar olmuştur. Selman Farisi, Huzayfa, Ebu Zerr, Ebu- d-Derda, hanımı (karısı) Ümmed-Derda ve b. (10, 340). Bunlar ehl- es- suffa adı ile tanınan, fakir, evleri ve sığınakları olmayan, Muhammed Peyğamberin evinin yakınlığındaki caminin çardağı (tercümede sipervegi, çardak) altında yaşayan taraftarları, silah arkadaşlarıdır. Burada 30 kadar adam yaşamış, genellikle ise ehl-es -suffadan doksan üç kişinin adı bellidir. Bu kişiler sofi edebiyatında askerlik sembolu gibi haraket etmış, sofizmin ilk temsilcileri gibi kabullenmişler fakat İslamda asketlikmistik (tasavvufçu) cereyanın oluşması tahminen VIII yüzyılın ortaları, IX yüzyılın evvellerine aittir (İslam, 1985:225). G.E. Fon Qrünebaum araştırmaların ve cereyanların politik ortamdan ve sorumlardan meydana çıkması o zamanki İslam dünyası için karakteriktir (Qryunebaüm,1988:86). Emeviler yönetimi Hazreti Osmanın halifeliği (661-750) ile halifeliye özgü (has) dinsel yönetimi,iktidarı sona ermiş, bu da sırası geldiğinde hoşnutsuzluğa neden olmuşdur. (Musa bin Zubeyrin, Abu Ubayd Sakafinin ve b. üsyanları bunun sonucunda vuku bulmuştur). O devirde halk kitleleri arasında büyük saygı gören müheddisler (onlar hem de fikihçi idiler) aşikar (apaçık) şekilde Emevilerden yana oldukdan memnun olmayan halk kitlesi arasından yeni miüheddisler çıktı. Onlardan talep olunan, kendilerinin esas ilke (prensipi) idi: Hedisleri sadece düzgün biçimde ulaştırmak değil, hem de kendi yaşamlarında yaşatmak asket (çilesi) cereyanın meydana gelmesine tekan verdı (Masse A., 1992 :183; Bertels E., 1965: 14; Vasilyev Z.S., 1983:143;Göyüşov N., 2004). Kaydetmeliyiz ki, bu devirde “sofi” terimi henüz kullanmıyordu, sadece “zahıt”– “ibadet eden” gibi terimler kullanılıyordu. “Sofi” terimi yalnız IX yüzyıldan kullanır olmuştur (Vilkoks Z.,2005:17). İmam Al- Kuşayri bu olayın Hicri takvimiyle II yüzyılın sonuna yakın veya milattan sonra 822’nci yılda vuku bulduğunu gostermiştir (Mir Validdin, 2004:10). Sofiliğin bu devrini bilim adamları zahitlik adı ile oğrenmektedirler (Gölpınarlı A.,1965 ). Tasavvuf tarihinde bu dönem Asri Saadetle başlayan, tabiin ve tabei-t-tabiin devrini ve ilk iki yuz yılı içeren (ihtiva eden) tasavvuf anlayışının meydana çıkmasına (zuhuruna) kadarki devir (dönem) sayılar (Kamil Yılmaz H.,2000:82). İlk olarak zahitlik biçiminde görülen (meydana çıkan) sofizm esasen şu sorunlara dikkat veriyordu. 1) Yalnız ve tenha yerlerde zikirle uğraşmak 2) Ahret dünyasını ve ahret gününü düşünmek 3) Cehennemin dehşetini düşünüp, cennetin faziletini anlayarak günahlarından kaçmak. 114 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE 4) Az yemek, az uyumakla daha fazla ibadetle uğraşmakla (ilave, fazla) nafile namaz ve oruç. Tanrıya kavuşmak için manevi hakk kazanmak, ilk sofiler keza Kura’nın metnini esaslı şekilde kavramayı (benimsemeyi), kitabın ve hedislerin hükümleri ve ciddi şekilde uymayı yalnız Allaha tapınmak ve güvenmeyi, kendi yaşam ve akibetinden memnun olmayı (er-rida), fakir, yaşamı (el-fakr) zülümlere ve azaplara dözmek, tahammül etmeği (sabretmeyi) (es-sabr) kendilerinin önemli işi saymışlar. Göründüyü gibi, ilk tasavvufçular nazariyyeci değil, pratik iş yapanlar idiler. (Ateş S.,1992:82). Bu dönemde bir çok cereyanlar meydana geliyor. Bu cereyanlardan şunları göstere biliyoruz: 1) Politika (siyasetle) ile bağlı. Allahın mutlak tekliği ile ilgili sorulara cevap arayan xariciler; insan tam ihtiyar ve iradeye sahiptir ve bununla bütün amellerine göre sorumluluk taşır diyen kaderiyeler; Kur’anın mecazi şerhini talep eden ve bu şerhlerle de neoplatonizm talimini (öğretimini) yayan batiniler; hind nezeriyyesinin etkisiyle ruhların göçmesini (tenasühü) iddia eden (direnen) hammariler. Bunlarla yanısıra Bağdatta feodalizm (derebeylik) rejiminin aydılarını temsil eden ve sofizmin kurumsal (teori) temelinin oluşumunda en büyük emeyi olan Mütezile (kurucusu Vasil bin Ata) tarikati meydana çıkti. Bellidir ki, Suriyede meydana gelmiş rasyonalizm (akılcılık, usluculuk) bu talimde kendini göstermiştir. Keza o da bellidir ki, rasyanalistler akıl ve mantığa istinat etmişler, mistikler (tasavvufçular) ise duyğu aracılığı ile hakikata ulaşmayı (ermeği) mümkün sayıyorlardı (Masse A.,1992:182).Demeliyiz ki, mütezililik de zahidlikten başlamış, sonra kelamın etkisile rasyonalizme varmışlardır. Ünlü bilgin Y.E.Bertels sofizmin nazari temelinin esaslarını bu cereyanların meydana gelmesinde görüyordu (Bertels E., 1965:41). Hiristianlık gibi İslam dini de yunan felsefesinden yararlanmıştır. Bağdatta ilk defa yunan felsefesini öğrenip kavrayan mütezililer olmuşlar. Z.S.Vasilyev bu etkiye Hind- buddist ve hiristian asketliğini (çileciliğini) ilave etmiş (eklemiş) (Vasilyev Z.S., 1983:144). A.Masse ise ellin eski yunan felsefesinin burada izleri görünen Hırıstian, İran, Hind etkisinin daha fazla olduğunu söylemiştir (Masse A.,1992:184). H.Bammat haklı olarak yazmışdır: “İslam bilginlerinin fikri istikametinde (yönünde) yalnız yunan etkisinde olduğunu kabullenmemiz insafsızlık olurdu, çünkü arap düşünce tarihi henüz yunan eserleriyle temasa geçilmeden önce islamla birlikte başlar (Bammat H.,1994: 37)”. Onu da söylemek gerekir ki, yunan eserleriyle tanışlık yalnız VIII yüzyılın ikinci yarımında ve IX yüzyılın evvellerinde yunan ve Suriye dilinden Arapçaya çevirdikten sonra mümkün olmuşdur (Belyayev Y.A.,1991:41).İ.Qoldsier, R.Nikolson, A. Arberri gibi Avrupa şarkiyatçıları (doğubilimcileri) sofizmin islam kökenli olduğunu, A.Şimmel ve P.Nviya ise Kur’anı ve islamı tasavvuf ve irfanın esas kaynağı saymış, kendi fikirlerini güçlü kanutlarla tespit etmişler (Göyüşov N.,2004:58). Şarkiyatçı (doğubilimci) N.Göyüşov doğru olarak yazmıştır ki, tasavvuf ve irfanın başka kültürlerde benzeri yoktur ve bu da doğal bir durumdur. Ayrı-ayrı kültürlere ait olan okullar arasında tipoloji benzerlik olsa da, bunlar arasında ayniyet aramak 115 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE bilimsel açıdan doğru olmazdı (Göyüşov N.,2004:70). Demek ki, islam zemininde meydana gelmiş sofizm nazari temelinin biçimlenmesi (teşekkülü) ve gelişmesi sonucunda iki kısma 1) mütedil, (uyanıklığı, yani mistik ayıklığı üstün tutan ve İslamın sunni tarikatine yakın sofilere (ünlü temsilcileri Abdulla el-Mühasibi 1857 vef; Ebulkasim el-Cüneyt Bağdadi (910 öl)); 2) yabançı düşüncelerden yararlanarak ittihadi (birleşmeyi) kabullenen ve sarhoşluğu severek (kabul ederek) “Hakk benim” diyen panteist sofilere (Hüseyn El-Hellac Mansur, Ebu Yezid elBistami ve b). ayırmış (İslam,1985:109). Şunu da diyebiliriz ki, ittihat (hülalgeçme, girme) tecessüm ne inkarnasyon fikri esasen Hıristiyanlıktan doğmuştur. Bu düşünceye göre, güya Allah İsa peyğamberde tecessüm etmisdir. Tabii ki, bu şirktir (Tanrıya şirk koşma ve tevhit inancına tamamen aykırıdır (Göyüşov N., 2001:83). Nasip Göyüşov bu mesele üzerine doğru olarak bir fikir söylemiştir. Ona göre (Göyüşov N.,2001:83), akıl ve şariata aykırı olan ittihat, yani insanın şevk ile hakka kavuşması böylelikle de beşerin hakkın zatında (supstansiyasında), fena olması şirktir, çünkü varlığı mutlak tek Allahtır, mahlukat ise vücudu mümkündür varlığı mümkün olandır. Tasavvuf, Hellac Mansura kadar tedricen (azar azar) gelişerek sonda bütün felsefi ve dini sorunları yanıtlayan bir sistem durumuna girdi. Belli olduğu gibi bu sistem Allahla insan arasındaki ilişkiye esaslanır. Bir kaç bilim adamlarına göre, sofizm, ilk önce tasaffufi (sofi) psikolojiden başlar. Sonra tasavvufi ahlaka, oradan da metofizik (fizikötesi) teoriye ve sonunda sofi hukuk sistemine kadar gelişir (Ülken H.Z.,1995: 111). Tasavvuf psikolojisine göre Allahla insan arasındakı ilişki (münasebet) basamaklı (kademe kademe) yükselen bir alem ve Allah iki ayrı ayrı anlayış değildir.Bunlar görünüşte (zahirde) ayrı ayrı görünürler, fakat anlam ve mazmun itibarıyle ayrıdırlar. İnsan sofizmde şu anlamlardan (basamaklardan) geçer: 1) Riza, Allahın rizasını kazanmak; 2) kendini teslim etmek; 3) Sabır; 4) Tevekkül (her şeyi Tanrıya bırakmak ve Tanrıdan isteme); 5) Hicap (utanma, utanc); 6) Fakirlik; 7) Hüzün; 8) Qürbet; 9) Bela; 10) Aşk. Bu psikoloji gelişim sonucunda insan nefsini yenir. IX yüzyıldan sonra sofiler kendi öğrenimlerini daha da geliştirerek, ona şu problemleri de eklemişlerdir: a) Vilayet anlayışı; b) Keramet ve marifet özellikleri; v) Fena- fiillah konsepsiyonu (kavraması) ve onun gerçekleştirme yolları; q) Kamil insan sorunu; c) İbn Arabinin meydana getirdiği vahdeti- vücut felsefi öğrenimi (Tanrı birliği talimi). Sofizm, kainatın (Evrenin) en üstün ve değerli varlığı olan insanla bağlı olduğundan, onun ana hattını ve leitmotifini insan teşkil eder. İnsan, onun psikolojisi, manevi- ahlakı egitimi, yüzyıllardan günümüze kadar sofileri ve sofi şairlerini düşündüren esas sorun olmuştur. Hem ruhani-manevi bir yaşamı, hem de felsefi bir düşüncenin önemli terkib hissesi olan kültürü çok etkilemiştir. Bu bakıma bütün dünyada edebiyyata, sanata, ressamlığa sofizm kadar güçlü etki gösteren ikinci bir cereyan bulmak zordur. R.Aslanova haklı olarak demiştir: “Din bir raslantı eseri değil. Bütün dinler her bir halkın toplumsal ve politik yaşam koşullarına uyğun olarak doğmuş (meydana gelmiş), onun yakın ve ayrılmaz manevi değerine çevrilmiştir”. Ferdi (bireysel) 116 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE manevi değere çevrilmesine rağmen sofizm aslında biricik kaynaktan- islam değerlerinden faydalanmıştır (Aslanova R.N., 2002 :215- 216). Q.E.Fon Qrünebaum yazır: “İslamda her hangi dini yaşamın yönü (istikameti) gibi, mistisizm de “Allahın kelamı (sözü) ile sıkı ilgili idi” (Mehdioğlu A.,2007:122). Sofizm diğer dini mistik cereyanlar gibi, meydana geldiği sosyal-politik mühitle (atmosfer) ve pek çok ta kutsal kitapla- Kur’anla doğru ilgilidir. İslam ahkamlarının (yargılarının) esasında (temelinde) Kur’an olduğu için tasavvufun ana temeli de bu kitapla ilgili olmalıdır. Her şeyden önce, sofi zikr virt (dinsel bir sözü devamlı yineleme) olarak islamın kutsal kitabını okur, onun ayelerinin anlam ve sırları hakta düşünür, bu ayet ve sürelere yeni açıklamalar verir, onun gizli mana inceliklerini açıklamaya çaba gösterir. Tasavvufun Kur’andan gelen temel ilkeleri (prensipleri) hem sofizm nazari problemlerinde, hem de büyük sofi şairlerinin ilahi (tanrısal) hikmet ve var sağılarında verilmiştir. Bu sorunun ilk araştırıcılarından biri türk şairi Yaseviliğin banisi (kurucusu) Hoca Ahmet Yasevi olmuştur. Aynı zamanda, tasavvuf edebiyyatının kocaman şairlerinden Yunus Emrede de meseleler basit, anlaşıklı bir dille açıklanmıştır. Sofi kendi mesleğinde kamilleşdikçe talimi de (öğrenimi de) genişliyordu. Ama o, tüm hallerde Kur’ani Kerimimn şu ilkelerinden kenara çıkmıyor, bu ilkeler şunlardır: tövbe; tefekkür (kavram); tanrı korkusu; göz yaşı; tevekkül (her şeyi Tanrıya burakma ve Tanrıdan bekleme); zikir ; ilmi-ledün. Bununa beraber diyebiliriz ki, tasavvufun bu terimleriyle yanısıra farklı bir çok anlayışları da vardır. N.Göyüşov yazıyor: İlginç durumdur ki, ne felsefe, ne dakik bilimler, ne kelam ve ilahiyyatbilim (tanrıbilim), kısaca, sosyal ve tabii (doğal) bilimlerden hiç biri bu kadar zengin terminolojiye sahib değil (terminolojisi yoktur) ( Göyüşov N.,2001:5) Sofizmin keza tasavvuf şiirinin bir kaynağı da hedislerdir. Sorunlarla ilgili murac aat ettikleri esas kaynaklardan biridir. Muhammed Peyğamberin hayatı, türlü sorunlarla ilgili söylediyi hedislere sofiler çoğu zaman yeni anlam vermiş, bu hedisleri istedikleri biçimde açıklamaya çalışmışlardı. Hoca Ahmet Yasevi ve Yunus Emre, diğer büyük tasavvufun esas konusu insandır. İnsan hem de sofizmin üçüncü büyük kaynağı sayılmaktadır. İnsan doğuşu, topluma getirdiği kendisine özgünlükleriyle her zaman gibi bilginlerini ve şairlerini düşündürmüştür. Tabiatı itibarı ile insan derinliye (enginliğe) sırra ulaşmaya meyilli (eyilimli) olduğundan sofiler bu konu üzerinde de düşünmüş, talimlerini (oğrenimlerini) kurarken kamil insan konsepsiyanın da dikkatı çekmiştir. Bu konsepsiya sofizmin ilk dönemlerinden kullansa da, kendisinin kamil (erişkin) biçimine yalnız XII yuzyılda ulaşabilmiştir. Kamil insan hakkında Türk halkları edebiyyatının büyük sofi şairleri getirtiği yenilikleri şu biçimde qruplaşdıra biliriz: 1. Mömin möminin aynasıdır. İlk mömin kamil insan, ikinci mömin ise Allahın kendisidir. Sofi şairi Sezai bu mesele üzerine yazıyor: Ademi manayı mirat eyleyenler zahira, Seyr eder Allahı halkta, Allahda. 117 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE 2. Möminin kalbi Allahın erşidir. Yani kamil insan Tanrısını gönlünde bulandır. Yunis Emre yazıyor: Gönül çelebin tahtı, Çeleb gönüle baktı İki cihan badbahtı Kim gönül yıkar ise (Yunus Emre.,1958 :176) 3. “Ben gizli hazine idim, bilinmek istedim”. Bu Kur’an kelamından yola çıkan (yolculuk yapan) sofiler, Allahı öğrenip tanımak için kainata (evrene) bakmanın gerekli olduğunu söylüyorlar. Kamil insan alemin (dünyanın) özü ve yekunu olduğundan ona bakmak ve onu tanımak (bilmek) yeterlidir. Niyazı Mısri şöyle söylemiş: Gönlüne aşıkların hu diyerek hikmet dolar “Küntü kenzen” haznesinden yanayana hu deyu. Kamil insan ilahi tecellini (görünmeyi deyil (Aşkar M.,1998 :165) belirmeyi) kendinde birleştirdiğinden bütün gerçeklere, gizli biliklere sahiptir. İnsanın kamillik yolundakı en büyük engeli kendi nefsidir. Çok ünlü islamşünas Vasim Memmadaliyev nefsin pek dakik çözümünü vermiş, mahiyyetini (niteliğini) açıklamıştır: “ İslam tasavvufuna (sofizme göre, ruh Allahın yarattığı en değerli, en temiz manevi cevheridir. Bedene dahil olan ruhun maddeyle kaynayıp birleşmesi sonucunda meydana gelen derecelenmenin ilk katına (basamağına) nefis deyilir. Aslında nefis de ruh demektir. Fakat o, ruhun madde ile birleşen, maddeye kavuşan en alt katıdır. Bedene dahil olan ruh madde ile teması sonucunda nefis adlanarak kendi aslından (kendinden), kendi saflığından (arılığından yedi tabaka (kat, basamak) tecrit olunur... perdeler aradan kalktıktan sonra görülene (zahir olana) saf (kamil adlandırılır). Bu nefis aslında Allahın ilk önce insanın bedenine üflediyi temiz ruhtur”( Memmedalıyev V., 1999 :111-112). Ruh üzerine insanın bildikleri pek azdır. Bir raslantı (tesadüfi) değildir ki, kutsal kitabımız Kur’ani Kerimde Allah Teala buyurmuştur: “Ey Muhammed! Sana ruhtan sorarlar. De ki: “Ruh, Rabbimin bileceği bir iştir. Size ancak, az bir şey verilmiştir” (Kur’ani Kerimde İsra suresi (17), ayet 85). Sofi edebiyatında Hazreti Muhammed Peyqamber kamil insan timsalı gibi ele alınır. Ahmet Yasevinin hikmetlerinde Hazreti Muhammedi öven (taktir eden) yerler kamil insana da ait edilebilir. Sofizmin esas yönlerinden tasavvuf öğreniminin gelişiminden bahsederken fena-fillah kavrayışına (anlayışına) da dikkat etmek gerek. Hoca Ahmet Yasevi, Yunus Emre yarattıkları araştırılanda bu konuya bir daha dönüleceğinden burada bazı makamlara değinmekle yetindik. Kaybolmak, erimek (zayıflamak) anlamlarına gelen fena Kur’anda da görülmekdedir.(Er-Rehman suresi (Kur’ani Kerim:15/27) yer yüzünde olan her kes fanidir. Fakat büyüklük, kerem sahibi olan Rabbinin zatı bakıdır (ölümsüzdür). 118 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE Anri Masse demiştir: “... İlahi kuvvet (güç) hak üreklerine dammış, böyle bir belli sonuca vardırdı ki, dünya ilahi vücutu yansıtan aynadır, dünya ancak görülen cihettir. Demek, gerçeye (hakikata) ulaşmak (erişmek) için bu görünen (zahiri) cihetden el çekmek (uzaklaşmak, yüz döndermek) gerek. Biricik hakikat sayılan Allaha kavuşmak yoluyle kendi kişiliğini mahvetmek (fena) için şahsen mevcutluğundan kurtarmak gerektir. Kimi ilk sofilere has olan vecde gelmek meyllerinin (ruh bilimde özlem) (ses) mantıksal gelişimi böyledir”( 12,184). Kaynaklar: Azerbaycan ve Türk dillerinde 1. Ateş S. 1992, İslam tasavvufu, İstanbul, 591 s. 2. Aslanova R. 2002, N.İslam ve kültür. Bakü, Azerbaycan Universitesinin Basımevi, 406 s. 3. Aşkar M. 1998, Niyazi Mısri ve Tasavvuf anlayışı, Ankara, 426 s. 4. Bammat H. 1994, Batı kültürünün gelişmesinde müslümanların rolu. Bakü, ADN, 62 s. 5. Belyayev Y.A. 1991, Müslüman Tarikatları. Tarihsel reportajlar. Bakü. Azerbaycan Ansiklopedisinin genel (baş) redaksiyonu, 104 s. 6. Göyüşov N. 2004, Kur’an ve İrfan işığında (Hikmet ve düşünce Kervanı hakikat (gerçek) sorağında (aramasında). İktisat Universitesi yayımevi. Bakü, 288 s. 7. Gölpınarlı A. 1965, 100 soruda tasavvuf, Ankara, 222 s. 8. Göyüşov N. 2001, Tasavvuf Anlamları ve Dervişlik remizleri (simgeleri küçük Ansiklopedik Açıklamalar.Bakü) “Tural-E” Basımevi (poligrafik (matbacılık) Merkezi, 237 s. 9. İslam: 1985, Kısa bilgi kitabı / V. Memmedalıyev redaksiyonu ile Bakü, Azerneşr, 163 s. 10. İmanov H., Ahmedli N. Etnik dinler ve dünya dinleri. Bakü. Elm, 2003, 369 s. 11. Kur’ani-Kerim (çevirenler Bünyadov Z.M., MemmedalıyevV.M.) 1992, Bakü, Azerneşr, 710 s. 12. Masse A. İslam: Tarihi reportaj, 3-ncü Baskı (çevirenler.Cabbarov C.:Aleskerov A.Bakü A.E.A. genel Redaksiyonu, 1992, 256 s. 13. Mehdioğlu A.İbn Haldun ve b. 2007, Bakü, Nurlan neşriyatı, 265 s. 14. Memmedalıyev V. 1999, İslam dininde Kamil insan Kavrayışı (idraki). BDU’nun Dil ve Edebiyat Dergisi,№4 (22), s.111-112 15. Kamil Yılmaz H. 2000, Anahatlarıyla Tasavvuf ve Tarikatlar. Ensar Basımevi, İstanbul, 357 s. 16. Ülken H.Z. 1995, İslam Düşüncesi. İstanbul, 163 s. 119 KÜLTÜR EVRENİ - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ - UNIVERSE OF CULTURE 17. Yunus Emre. 1958, Divan ve Risalet el-Nushiyye (haz.A.Gölpınarlı) İstambul, 419 s. Rus dilinde 18. Bertels E. 1965,Sofizm ve sofi edebiyatı. Moskova Nauka, 522 s. 19. Vasilyev Z.S. 1983, Doğunun Din Tarihi, Moskova, 368 s. 20. Vilkoks Z. 2005, Sofizm ve psikoloji (ingilisceden çeviri), MoskovaSankt-Peterburg. “Dilya”Basımevi, 256 s. 21. Qryunebaüm Q.E. 1988, Klasik islam. Moskova, Nauka, 215 s. 22. Mir Validdin. 2004, Kur’ani Sofizm. Moskova- Sankt- Petersburq,“Dilya”, 219 s. 120
Benzer belgeler
ibn bl-vbrdinin «xbridbt bl-bcaib vb fbridbt bl-qbraib
This article was dedicate the investigation of literary work of Arabian scientist,
literary man, linquist of 15 century Siradjeddin Abu Havs Omar ibn el-Vardi
“Xaridat el-Adjaib ve Feridat el-Garai...
Hajj Guide in Turkish letter size 8.5 x11
Şayet mümkünse Makâm-ı İbrahîm’in arkasında, mümkün değilse, Mescid-i
Haram'ın herhangi bir yerinde iki rekât nâfile namaz kılınır. Birinci rekâtta fatihadan
sonra "Kâfirun" sûresi, ikinci rekâtta ...
ingiliz atasözleri ve darbı-mesellerinin azerbaycan
Atasözü ve darbı-mesellerin başka dillere tercümesi dilcilikde en mühim ve
karmaşık meselelerden biridir. Makale, Azerbaycan ve İngiliz dillerinin
malzemeleri esasında İngiliz atasözleri ve darb-me...
üzeyir hacıbbyov vb ana dili problemi
In article struggle for purity and preservation of mother-tongue conducted by
Uzeyir Hajibeyov. Uzeyir Hajibeyov conducted the struggle for mother-tongue
mainly in two directions - to create litera...