40 Metre 4 Duvar 8 Küp.indd
Transkript
40 Metre 4 Duvar 8 Küp.indd
40 metre 4 duvar 8 küp 40 meters 4 walls 8 cubes 40 METRE 4 DUVAR 8 KÜP 40 METERS 4 WALLS 8 CUBES 05.09.2015 - 01.11.2015 Ali Şentürk Burak Dak Can Akgümüş Erdal İnci Gülhatun Yıldırım Leyla Emadi Refik Anadol Selin Balcı Serenay Şahin Sibel Diker Ali Şentürk Son 15 yılda , İstanbul’un Türkiye sanatının odak noktası haline gelmesi, diğer şehirlerin bu alandaki görünürlüğüne ket vurmuştur. Hal böyleyken genç sanatçıların sanat piyasada yer edinebilmeleri, işlerinin satış rakamları gibi etkilere bağımlı hale geldi ve bu noktaya gelinmesinde galerilerin benimsediği satış politikalarının da yadsınamaz bir etkisi var. İstanbul’da işlerini sergileme şansı yakalayan genç sanatçıların, “Mersin’li genç sanatçı x İstanbul’da” gibi kalıplarla ötekileştirilmesi genç sanatçıları egzotik nesneler haline getiriyor. “Koş Ali Koş” çalışması genç bir sanatçının İstanbul sanat ortamının içinde bulunan sanatçılarla aynı havayı bir türlü soluyamayışının bir parodisidir. İstanbul’a koşan Ali koşu bandı üzerinde olduğu yerde saymaktadır. Buna rağmen Ali’nin devamlı koşması belki de onun “egzotik” bir nesne damgasından kaçma çabasıdır. Ya da sanatçı adayı bu egzersiz ile bir ön hazırlık aşamasındadır. _ As Istanbul has become the center of art in Turkey within the last 15 years, this has hindered the visibility of other cities in this regard. As a result, the acknowledgement of young artists by the art market has become largely dependent on criteria such as the sale value of their works. The sales policies adopted by galleries have had a significant influence in this development. The fact that young artists who get the opportunity to show their works in Istanbul are alienated with phrases such as “young artist X from Mersin shows his/her works in Istanbul” turns young artists into exotic objects. The work entitled “Koş Ali Koş” (Run Ali Run) is a parody of a young artist not being able to fit in among other artists in Istanbul. As Ali tries to run towards Istanbul on a treadmill, he makes no progress at all. However it’s also possible to see his continuous running as an effort to run away from the “exotic object” label. Or maybe this is just the preparation phase for the young artist. “Koş Ali Koş” 2015 Video 3’ (detay // detail) Sibel Diker Fotoğraf ve çeşitli not yazılarından oluşan ve bir nevi “not defteri alanı” olarak tasarlanan bu proje, çalışma sürecindeki denemelerime, yanılmalarıma, buluşlarıma ve notlarıma tanıklık yapmaktadır. Böylelikle temiz ve bitmiş eserin kendisi ile arayış sürecinde ona giden yol ve izler bir arada sergilenmektedir. Fotoğraflar, görsel verilerinin yanı sıra, çerçeve içindeki kompozisyon sayesinde farklı bir okunurluk kazanmaktadır. Çerçeve içinde bir fotoğraftan fazla birleşmeler, el yazıları, notlar ve hatta bolca kullanılan ve görsel yoğunluğa nefes aldıran beyaz paspartular, düz fotoğraf okunurluğunun dışına çıkıp farklı bir kurgu yaratmaktadır. İçerik olarak ise bu çalışma, işlerimin genelinde olduğu gibi kentsel yapılaşma, şehir, deniz ve yeşillik kavramları üzerine kuruludur. Hem şehrin sert manzara fotoğrafları, hem de naif bir sürece sahip olan bitki ve doğa detayları bir arada sunulmaktadır. Birbirlerini destekleyen ve bir o kadar da farklı dinamikler taşıyan bu çalışmalar, bir taraftan modern mimari yapıtları göz önüne koyarken, el yazısı, not ve buruşturulmuş fotoğraf taslakları sayesinde bir nevi insan eli değmiş hissiyatı yaratarak, farklı bir kurgunun oluşumuna izin vermektedir. Böylelikle çalışmaların okunurluğu açısından, çerçeve içindeki kompozisyon, fotoğraflar kadar önem taşır hale gelmektedir. _ Consisting of photos and various notes and designed as a sort of “notepad space”, this project documents the trials, errors, inventions and notes resulting from my working process. Thus the finished work is presented together with the path and the traces that have lead to it. In addition to their visual contents, the photographs are also open to other interpretations with their framed compositions. More than being just a photo in a frame, the combinations, handwritings, notes and even the white passe-partouts which are used in an abundant manner in order to provide a rest for the eyes from the visual density, all aid in creating an unusual kind of presentation that is different from how photos are usually presented. With regard to its content, this work (like most of my other works) deals with the concepts of urban-construction, city, sea and vegetation. The harsh urbanscape is presented together with naïve detail photos from plants and nature. Supporting each other despite having different dynamics, these works on the one hand showcase modern architecture while on the other hand result in a different kind of presentation with the help of the handwritings, notes and crumpled photo drafts adding a hand-made feeling to the whole work. Therefore, when it comes to the interpretation of works, the framed composition becomes as important as the photos. “Atölye” 2015 10 c-prints, 1 not defteri, 4 buruşturulmuş c-prints 10 c-prints, 1 notebook, 4 crumpled c-prints Değişken boyutlar // Dimensions variable (detay // detail) Can Akgümüş ‘Aynı Gökyüzü’, karanlık bir odanın ortasına yığılmış fotoğraf albümleri ve yine bu albümün içinden seçilmiş , tavana ışıklı pano olarak yerleştirilmiş siyah-beyaz gökyüzü fotoğrafından oluşuyor. İsmi ’Habersiz’(Unawares) olan fotoğraf albümü İstanbul’un Ermeni mahallesi Tatavla’da (şimdiki ismiyle Kurtuluş’ta) geçen günlük hayatı; insanları, mimariyi ve çevredeki cansız nesneler etrafında süregelen devinimi konu ediniyor. Öyle ki herkes ve her şey bir arada, fotoğraflarının çekildiğinden belki bihaber, belki de haberdar ancak aldırış etmeden geçip gitmekte. Tavana yerleştirilmiş ve altındaki fotoğraf albümünü aydınlatan gökyüzü fotoğrafı ise hem Tatavla sakinlerinin, hem aralarında gezinerek onları fotoğraflayanın, hem de bu odaya girip fotoğraf albümünü karıştıranların aynı gökyüzü altında olduğunu anımsatmak niyetinde. “Aynı Gökyüzü” (The Same Sky) comprises photo-albums that conglomerated on the floor in the middle of a dark room, and a black and white photograph of the sky picked from this same album and installed on the ceiling in the form of a backlit panel. Entitled “Unawares”, the photo-album focuses on everyday life, people, architecture and movement around inanimate objects in the Armenian neighborhood of Tatavla in Istanbul (nowadays known as Kurtuluş). Everybody and everything is together – maybe they’re unaware that their photos are being made, or maybe they’re aware but just don’t mind it and move on. The photo of the sky on the ceiling, which illuminates the photoalbums below, is a reminder of the fact that the Tatavla inhabitants, the people who have photographed them, and the people who enter this room and look at the album are all beneath the same sky. “Habersiz / Unawares” 2015 Photobook (detay // detail) “Aynı Gökyüzü” 2015 3D ışıklı kutu, 3D lightbox installation 1.5 x 1.5 m (detay // detail) Serenay Şahin “Periferi”, hayat - merkez, periferi-hayat üzerine düşünmeye davet eder. Periferi-merkez ilişkisini sorgulamaya açan iş, aynı zamanda belirlenmiş bir merkezin periferisinde bırakır izleyiciyi. Merkez her zaman tanımlanmıştır ve çevresi ( ya da merkez’in dışında kalanlar) sürekli bu tanımlı olan merkeze göre şekillenir ya da şekil almaya çalışır. Her şey “merkez”e göredir. Peki ama nedir merkez, neresidir periferi? Kim ya da ne tanımlar merkezi ve periferiyi? Kime göre neye göre? “Periferi” izleyiciyi, bu sorular (ve daha fazlası) üzerine düşünmeye davet eder. “Periferi”, bir yandan izleyiciyi kendisine yaklaşması için davet ederken, diğer yandan onu uzaklaştırır. İzleyici merkeze yaklaşmaya çalıştıkça, iş onu sürekli ve her defasında daha şiddetli bir biçimde merkezin dışına atar. İzleyici her seferinde periferide kalır. “Periphery” invites us to think about the “life-center”, “periphery-life”. Questioning the relationship between periphery and center, the work also leaves the viewer at the periphery of a specified center. Center is always defined and its surroundings constantly take form according to this center, or they at least try. Everything is in accordance with the “center”. Then, what is the center, where is the periphery? Who or what defines center and periphery? According to what, according to whom? “Periphery” invites viewers to think about all these questions (and more). “Periphery” on the one hand invites viewers to come closer, while on the other hand pushing them away. As a viewer tries to come closer, the work throws him/her away from the center, each time in a more violent manner. The viewer is always left in the periphery. “Periferi” 2015 Metal, su, çelik küre, çelik tel, hareket sensörü Metal, water, steel ball, steel string, motion sensor Değişken boyutlar // Dimensions variable (detay // detail) Selin Balcı “Çalışmalarım hem sosyal ikilemlere ve varoluşumuzun temel prensiplerine gönderme yapmakta hem de sosyal çatışmalara ve çelişkilere dikkat çekmektedir. Kavramlarımı steril laboratuvar ortamında görmeye alışık olduğumuz mikroorganizmaları Petri kabı ortamından ayırarak kanvas üzerinde izleyiciye aktarıyorum. Mikroorganizmalar resim yüzeyinde izlenilebilir etkileşimler ve çekişmeler yaratarak sınırlar ve birbirinden farklı yaşam alanları oluşturmakta. Bir diğer anlamda mikroorganizmalar çalışmalarımda metaforik olarak insanların eylemlerini temsil ediyorlar. Bu aşamadan sonra resim yüzeyinde oluşan şekilleri ve biçimleri doğal ya da insan etkisiyle oluşan kara parçalarına, ülkeleri birbirinden ayıran sınırlara, yeryüzü şekillerine gönderme yaparak bir araya getiriyorum. Gözle görülemeyen mikroskobik dünya, büyüleyici, gizemli, ayni zamanda tehlikeli olabiliyor. Gözle göremediğimiz canlıların davranışları insan eylemlerine ve güdülerine çok yakın. Mikroorganizmalar çalışmalarımda renk, doku ve içerik oluştururken aynı zamanda insan eliyle suni olarak yaratılmış çekişmelerin ve çatışmaların yer aldığı bir platformdaki oyuncular. Bu tür biyolojik etkileşimler ve bu etkileşimlerin oluşturduğu estetik sonuçlar çalışmalarımın temelini oluşturmaktadır.” “In my work, I reference the fundamental, underlying social dilemmas and principles of our existence in an effort to understand and highlight social issues. My concepts are explored using living entities such as fungus and mold to recreate observable interactions and conflicts across the picture surface, where the outcomes reveal boundaries, edges and distinctive forms. I use highly patterned and colored microscopic entities to create lushly visual and interactive biological arenas. I create competition for resources, territorial wars, and struggle for power and control among living organisms in an artificially created environment where all vital resources are restricted. This limited environment makes microbes compete for resources, dominate a particular area or become invasive and endanger others. When they share the same living platform, a conflict for resources arise and eventually this results with a borderline. The behaviors of the microorganisms resemble human actions and motives. Visually representing the maps and aerial scenes, these microbes act as metaphors for war and the human predicament..” “200” 2015 Petri kabı içerisinde Mikroskobik oluşumlar, galeri ziyaretçilerinden alınmış örnekler Microscopic organisms in Petri dishes, samples taken from gallery visitors (detay // detail) Leyla Emadi Nedir bu ‘bulut’? Nasıl girdi hayatlarımıza? Başımızın üstünde bir yerlerde duran ama somut olarak göremediğimiz, elimizle uzansak dokunamadığımız, kulağımızı iyice dayasak sesini duyamadığımız bir ‘şey’ işte. Hayatımıza dair her şeyi içine kaptırdığımız bir sistem mi? En özelinden en geneline kendimize dair her veriyi orada sakladığımız ya da sakladığımızı sandığımız... Nereden ve nasıl geldiğini çözemediğimiz ama inanılmaz bir hızda 7’den 70’e hepimizin hayatlarına derinlemesine nüfuz eden, bizi çepeçevre sarmalayan bir ağ misali... Bu mucizevi ‘ağ’ın hızından, büyüklüğünden, tüm yeniliklerinden faydalanırken; insanlığımızdan, bireyselliğimizden, özelimiz ve öznelliğimizden kaybettiklerimiz nasıl bir ‘bulut’ta birikiyor acaba? Teknolojinin getirilerinin yanında götürülerinin sığabileceği hiç bir bulut görünmüyor önümüzde. Önce ağzımıza bir parmak bal çalıp sonra o balın tatlı mayhoşluğundayken biz, farklılıklarımızla, renklerimizle ete kemiğe bürünmüş olan bizleri bireyselliğimizden koparan, toplu robotlaşmaya götüren, duyguların önemini yitirdiği ve hatta yok edildiği siber bir dünyaya adım attık, attırıldık. Bir gün başımızın üstünde duran bu veri ağının tam içinde olacağız. Belki de ‘bulut’un kendisi olacağız, ya da olduk bile. Kim bilir? What is this “cloud”? How come it has become a part of our lives? It’s a “thing” that floats somewhere above our heads yet we can’t see it; we can’t touch it even if we reach with our hands, we can’t hear It even if we push our ears against it. Is it a system that every part of our life gets caught in? A system in which we keep –or we think we keep– every bit of public and private data about ourselves... Just like a net that becomes a part of all our lives and surrounds us all, yet we fail to understand from where and how it comes... As we benefit from the speed, the size and the innovations of this miraculous “net”, what kind of a “cloud” collects the things we lose from our humanity, individuality, private life and subjectivity? We see no cloud in which we could collect what the technology takes away from us, apart from the things it brings. They first tempted us with a drop of honey, and while we were intoxicated by its sweet sourness, we were broken off from our individuality, transformed into robots and transported into a cyber-world where emotions are no more important or even totally left out. One day we will be totally immersed in this net of data that floats above our heads. Maybe we will be the “cloud” itself, or maybe this has already happened. Who knows? “Cloud” 2015 Hortum, akar led Pipe, flowing led Değişken boyutlar // Dimensions variable (detay // detail) Gülhatun Yıldırım Tüm kültürlerde kutsal ve yaşam için önemli bir takım simgeler vardır. Simgeler aslında yaşama ait illüzyonlar içerir. Herkesin tecrübe edebileceği bu illüzyonlar, yaşam denilen olgunun köklerini irdelerse eğer, zaman içerisinde her şeyin bir çeşit uyuma - uyanma haline dönüştüğünü görebiliriz. Performansta, ekmek ve suyun birleştiriciliğinden yola çıkıp, değersizleşmeyle oluşan ve aslında hep göz önünde olanın silikleştiğine, algıların bunu reddedişi ve mekanikleşmeye ait izler var. Duyumsamanın yıkan ve yeniden kuran döngüsü içinde farkındalığımızın uyanması için bir uyarıcı mı gerekir? All cultures have certain symbols that are considered holy, that possess a significance for life. In fact, symbols contain illusions about life. If these illusions (which everyone can experience) seek the roots of the phenomenon of life, we can see that everything is reduced into a state of falling-asleep / waking-up. The performance is based on the uniting characteristics of bread and water and deals with how things that are always visible lose their value and fade away, how the senses deny it, and the process of mechanization. Do we need a stimulant to wake our awareness within the cycle of perception that breaks things down and reconstructs them? “Untitled” 2015 Performans // Performance Refik Anadol “Infinity” (sonsuzluk) Refik Anadol tarafından hayata geçirilen bir immersive (izleyiciyi yapay/sanal bir çevreye tamamen daldıran) ortam projesi. Bu proje, sanatçının süregelen “Geçici Immersive Ortam Deneyleri” araştırmasının önemli bir kısmını oluşturuyor. Sözkonusu araştırma ise, “immersion” adı verilen –genellikle yapay– bir bilinç hâli sayesinde izleyicinin fiziksel benliğine dair farkındalığının dönüştürüldüğü ve fiziksel-olmayan bir dünyada var-olma algısının yaratıldığı bir bilinç durumunu kullanan işitsel-görsel enstalasyonlar üzerine yoğunlaşıyor. Kavram olarak sonsuzluğun seçildiği projede, çağdaş algoritmalar vasıtasıyla klasik düz sinema projeksiyon ekranını üç boyutlu kinetik ve arkitektonik bir görselleştirme uzamına dönüştürmek amacıyla sözkonusu yanılgısal mekân altyapısını parçalarına ayırmaya ve izleme deneyiminin sınırlarını aşmaya yönelik radikal bir çaba sarfedildi. Bu deneyde ışık, gerçek/kurgusal ve fiziksel/sanal iki gerçeklik arasındaki sınırları bulanıklaştırmak ve bunları birbirine bağlamak amacıyla kullanılan en önemli öğe. Yansıtma teknolojisinin yarattığı sanal mekân ile izleyicinin yer aldığı fiziksel mekân arasındaki eşiğe işaret ediyor. Deneyler immersive sanal ortamlar ve onların izleyici üzerindeki etkisinin uzamsal özelliklerini tartışmaya açıyor. Sunulan altyapı vasıtası ile gerçekleştirilen deneyler, algının göreceliliği ve onun çevremizi anlayışımızı nasıl etkilediğini sorgulamayı niyetliyor. Bu proje, yapılan çalışmayı bedenden-ayrılmış tekno-ütopik bir fantaziye kaçış yolu olarak kullanmak yerine, bizim kendimizi ve çevremizi yeniden taze bir biçimde algılamamızı sağlayacak bir dönüş aracı olarak işlev görmeyi hedefliyor – bunu sağlamak için ise, bizi alışkın olduğumuz algılarımızdan ve dünyada olmaya dair kültürel-açıdan-eğilimli varsayımlarımızdan geçici olarak uzaklaştırıyor. ‘Infinity’ is an immersive environment project by Refik Anadol. Project is an integral part of artist’s ongoing ‘Temporary Immersive Environment Experiments’ which is a research on audio/visual installations by using the state called immersion which is the state of consciousness where an immersant’s awareness of physical self is transformed by being surrounded in an engrossing environment; often artificial, creating a perception of presence in a non-physical world. In this project ‘infinity’ chosen as a concept, a radical effort to deconstruct the framework of this illusory space and transgress the normal boundaries of the viewing experience to set out to transform the conventional flat cinema projection screen into a three dimensional kinetic and architectonic space of visualisation by using contemporary algorithms. Light is the major element in the experiment, used to blur and interconnect the boundaries between the two realms actual/fictional and physical/virtual. It signifies the threshold between the simulacrum space created by the projection technology, and the physical space where the viewer stands. The experiments will discuss the inherent spatial qualities of immersive virtual environments and their effect on the embodied person. Through the presented framework, the experiments intends to question the relativity of perception and how it informs the apprehension of our surroundings. Rather than approaching the medium as a means of escape into some disembodied techno-utopian fantasy, projects sees itself as a means of return, i.e. facilitating a temporary release from our habitual perceptions and culturally biased assumptions about being in the world, to enable us, however momentarily, to perceive ourselves and the world around us freshly. “Infinity Room” 2015 Video yerleştirme // Video installation (detay // detail) Burak Dak “İşte Yeryüzünün Kabusu’’ resminde tuhaf ve fantastik betimlenmiş karakterlerin dünyasında pek de sıradan olmayan bir av sahnesine tanıklık ediyoruz. Resmin her iki ucunda tüm bu olanlardan bağımsız gibi duran bir kadın ve bir erkek figürü gözümüze çarpar. Sanki olaya uzaktan seyirci kalmışlar, bizi gerçekleşmekte olan av sahnesine hazırlayıp sonrasında ise yolcu edeceklermiş gibi... Peki kimdir bunlar ve bu av ne için? Kadın ve erkek figürleri sembolik bir anlatım ile betimlenmiş Adem ve Havva’yı temsil ederken, av sahnesindeki tek bedeni paylaşan çift başlı anomali figür ise, onların büyük oğlu Kabil ve küçük oğlu Habil’i temsil eder. Kardeşler tıpkı antik çağ Asur kralı Asurbanipal’in aslan avı rölyefinde olduğu gibi konumlandırılmıştır. Tek yayı paylaşan iki kardeş tanrıya olan sadakat ve şükürlerini sunmak için ona yaraşır bir av bulmaya çıkmışlardır. Habil’in okları düzenli ve istikrarlı bir şekilde avına isabet ederken, Kabil’in atışları düzensiz, sırasız ve rastgele gibidir. Kardeşlerin ok kullanma şekilleri onların kişiliklerini yansıtmaktadır. Her ikisi de kendilerinden kaçmakta olan çoğu amfibi garip av hayvanı sürüsünün içinden en iyi avları vururlar. Sırada tanrının bu sunakları kabul edip etmemesi kalmıştır. Resmin başında konumlanmış Havva figürünün betimlenişi oldukça simgesel. Tarih boyunca ataerkil toplum tarafından kadın bedeni üzerine yüklenmiş misyon olan bekaretin önemi ve doğurganlığın simgelerini taşıyor. Adem figürü ise normal bir erkek bedeni ile betimlenmiş. Ancak Adem’in beden dili işlemek üzere olduğu günahın verdiği tedirginliği yansıtıyor. Havva az önce Adem’den yasak meyveyi kopartmasını istemiş. İnsanlığın sonlandıramayacağı bir kabus. İşte bu yeryüzünün kabusu. The painting entitled “İşte Yeryüzünün Kabusu” (Here’s the Nightmare of the Earth) depicts an unusual hunting scene in a world of strange and fantastic characters. We see a male and a female character on both ends of the painting, who appear not to be involved in all this. As if they’re watching the scene from a distance, they’re going to prepare us for the hunting scene and then see us off... Who are they, and what’s this hunt for? While the male and the female characters represent Adam and Eve, the abnormal figure with two heads sharing a body represents their sons Cain and Abel. The brothers are positioned just as in the lion-hunt relief of the Assur king of the antique age, Ashurbanipal. Sharing a single bow, the two brothers are on a hunt in order to show their loyalty and gratitude to god. While Abel’s arrows constantly hit their target, Cain’s shots are inconsistent and seemingly random. The way they shoot arrows reflects their personalities. Both of them shoot the best animals from the strange herd, the most of which consists of amphibians. Next comes the question of whether the god will accept these presents or not. The way the Eve figure is depicted is quite symbolic. She carries the symbols of virginity and fertility, both of which are characteristics demanded of the female body by the paternalistic society throughout history. Adam figure on the other hand is depicted with a regular male body. However his body language reflects his uneasiness concerning the sin he’s about to commit. Eve has just asked Adam to pick the forbidden fruit. A nightmare that humanity can not put an end to. This is the nightmare of the earth. “İşte Yeryüzünün Kabusu” 2015 Duvar yerleştirme // Wall installation (detay // detail) Erdal İnci Erdal İnci’nin videolarında dikkat çeken iki ana unsur söz konusu; hareket ve zaman. Videodaki kadraj, onun için resimdeki kompozisyonun ana şeması anlamına geliyor. İşlerinin çoğunu dış mekanda çeken sanatçı için, kullandığı mekanı renk ve formlar yerine hareket ve zaman ile kompoze ediyor. Videolarına hareketi getiren ana öğe genellikle figür olarak karşımıza çıkıyor. Figürün sistematik olarak sürekli tekrar ettiği hareket, zamanı sonsuzlaştırıyor ve döngüsel kılıyor. Figür veya figürler, bu tekrardan dolayı robotik bir kurguya sahiplermiş gibi gözüküyorlar. Robotik figür tekrarı, sanatçının bir kaç saniyelik çekimlerden meydana gelen videolarını ‘loop’layarak kurgulamasından kaynaklanıyor. Böylelikle figür sonsuz kez ‘klonlanmış’ gibi gözüküyor. Erdal’ın yarattığı bu kitlesel klon kalabalığı, yapıtın içinde yeni bir doku ve örüntü (pattern) meydana getiriyor. Sanatçı, bu örüntüyü şehir dokusuna zıtlık oluşturacak şekilde kurguluyor. Erdal’ın tüm işlerinde neredeyse figür olarak kendini kullandığını görüyoruz, dolayısıyla otobiyografik değere sahipler. Öte yandan, sanatçının bireysel olarak var olduğu çalışmalarında bir kaç saniyelik görüntüyü oluşturmak için düzenli biçimde yaptığı hareketler performatif bir nitelik taşıyor. İnci’nin bu bağlamda videonun kurgusunu oluştururken öncesinde kareografiyi tasarladığını söyleyebiliriz. Sanatçının kendisinin bulunduğu işlerinin yanı sıra bazılarında, çekimin gerçekleştiği mekanda hali hazırda var olan diğer bireyler de kompozisyona dahil olurlarken, sanatçının kendisini de mutlaka bir karede görüyoruz. Two main aspects come to attention in Erdal İnci’s videos: movement and time. The video’s frame constitutes for him the main scheme of the composition of the painting. The artist, who shoots the majority of his videos outside, composes his settings using movement and time rather than colour and form. We usually encounter a figure as the main element bringing movement to his videos. The figure’s systematic and continuously repeated movements eternalize and proliferate time. Due to this, the figure or figures appear to have the constitution of robots. The robotic repetition of the figure arises from the artist’s editing of his videos, originally consisting of sequences of a few seconds, by looping them. This gives the figure the appearance of having being cloned infinite times. This crowd of clones created by Erdal in turn bring a new layer of texture and pattern into his works. The artist sets up this new pattern to be in contrast to the city’s texture. We observe that Erdal uses himself as the subject in nearly all of his works, so they have autobiographic value as well. On the other hand, the artist’s systematic movements in order to create the few seconds of video in the works he personally appears in also carry a performative aspect. In this sense it is possible to say that he creates the choreography prior to constructing his videos. In addition to works featuring him, others include people who were already on location when the video was being shot, as well as invariably the artist himself. Biyografiler Biografies Ali Şentürk Ali Şentürk 1985, Ankara 1985, Ankara Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Heykel bölümünü 2012 yılında bitirdikten sonra aynı yıl aynı okul ve bölümde yüksek lisans yapmaya başladı. Şentürk, Ankara’da yaşıyor, Hacettepe Heykel Bölümü’nde yüksek lisans programına devam ediyor ve ODTÜ Müzik ve Güzel Sanatlar Bölümü’nde heykel dersleri veriyor. After graduating from the Sculpture Department of the Fine Arts Faculty at Hacettepe University in 2012, Şentürk proceeded with a postgraduate study at the same school/ department. He lives in Ankara, he is still a postgraduate student at the Sculpture Department of Hacettepe University, and he teaches sculpture at the Music and Fine Arts Department of METU. Seçilmiş Sergiler Selected Exhibitions 2015 “The Journey to Me” Zorlu PSM, artnivo.com, İstanbul 2015 “İkinci Doğa” ODTÜ Sanat Festivali, Ankara 2015 “Bir Savaş Nasıl Hatırlanmalıdır” Cer Modern, Ankara 2015 “Oyun Parkı”, Galeri NEV, Ankara 2015 “Genç Yeni Farklı” Galeri ZİLBERMAN, İstanbul 2014 “Benden Kimseye Bahsetme” SODA İSTANBUL, İstanbul (kişisel sergi) 2014 “Ali Şentürk ‘ü aramak” ODTÜ Kütüphanesi, Ankara ( kişisel sergi) 2014 “Sarhoş Müphem Köpek” Cer Modern,Kitchen İnisiyatifi, Ankara 2014 “Kırılma” Kare Sanat Galerisi, İstanbul 2013 “Buraya Bakarlar” Hub Sanat mekan, Cer Modern, Ankara 2013 “Cermodern Konuk Sanatçı Programı” Ankara 2013 “Mamut art” Antrepo no 4 , İstanbul 2013 “Boş Evlerden Şehir Olmaz”, M1886, Ankara 2013 “Genç Karma”, Almanya Büyükelçiliği, Ankara 2013 “Pelesiyer ilk Sergi”, Pelesiyer Project 2013 “Genç Sanatçılar Nazım’la Buluşuyor”, Çağdaş Sanatlar Merkezi, Ankara 2013 “Göz Kararı”, Yaygara Güncel Sanat İnisiyatifi, Ankara 2012 “Genç Kuşak Sergisi”, Galeri KAV, Ankara 2012 “Küçük İşler”, Galeri KAV, Ankara 2012 “Temas ve Tahammül”, Galeri Kara, Ankara 2012 “Kir”, Baskı Sergisi, Galeri Artist, Ankara 2012 “40 Haramiler Sokak Sergisi”, Avareler Bağımsız Topluluk, Ankara 2011 “Tehlikelere Göğüs Germekten Başka Çaremiz Yok” Galeri KARA, Ankara 2015 “The Journey to Me” Zorlu PSM, artnivo.com, Istanbul 2015 “Second Nature” METU Art Festival, Ankara 2015 “How Should a War Be Remembered?” Cer Modern, Ankara 2015 “Amusement Park”, Gallery NEV, Ankara 2015 “Young Fresh Different” Gallery ZILBERMAN, Istanbul 2014 “Don’t Tell Anyone About Me” SODA ISTANBUL, Istanbul (solo show) 2014 “Searching for Ali Şentürk” METU Library, Ankara (solo show) 2014 “Ambiguous, Drunk, Dog!” Cer Modern, Kitchen Initiative, Ankara 2014 “The Break” Kare Art Gallery, Istanbul 2013 “Here They Look” Hub Art Space, Cer Modern, Ankara 2013 “Cermodern Artists-In-Residence” Ankara 2013 “Mamut Art” Antrepo no 4 , Istanbul 2013 “Vacant Houses Don’t Make a City”, M1886, Ankara 2013 “Young and Mixed”, German Consulate, Ankara 2013 “Pelesiyer First Show”, Pelesiyer Project 2013 “Young Artists Meet Nazım”, Contemporary Arts Center, Ankara 2013 “Eyeballing”, Yaygara Contemporary Art Initiative, Ankara 2012 “Young Generation”, Gallery KAV, Ankara 2012 “Art Small”, Gallery KAV, Ankara 2012 “Contact and Tolerance”, Gallery Kara, Ankara 2012 “Dirt”, Show of Prints, Gallery Artist, Ankara 2012 “40 Haramiler Street Show”, Avareler Independent Group, Ankara 2011 “We Have No Choice But To Face The Dangers” Gallery KARA, Ankara Sibel Diker Sibel Diker 1981, Paris 1981, Paris 2008´den beri İstanbul´da yaşıyor ve çalışıyor. Sibel Diker lives and works in Istanbul since 2008. 2009-2011 Art Center İstanbul Borusan Kültür ve Sanat Rezidans programında davetli sanatçı 2009-2011 Art Center Istanbul Borusan Art, Artist-In-Residence Program 2006 Yüksek Lisans (DNSEP), Ecole Nationale Supérieure d´Arts de Paris-Cergy (ENSAPC) 2006 Master Of Arts degree (DNSEP), Ecole Nationale Supérieure d´Arts de Paris-Cergy (ENSAPC) 2005 Değişim programı, Université du Québec de Montréal (UQAM) 2005 Student Exchange Program, Université du Québec de Montréal (UQAM) 2004 Lisans (DNAP), Ecole Nationale Supérieure d´Arts de Paris-Cergy (ENSAPC) 2004 Bachelore Of Arts degree (DNAP), Ecole Nationale Supérieure d´Arts de Paris-Cergy (ENSAPC) Seçilmiş Sergiler Selected Exhibitions 2015 “Mamut Art Project”, İstanbul 2015 “Yalnızlık Ve Kalabalık”, KHAS Galeri, İstanbul 2015 “Open Call // Open Door”, Nesrin Esirtgen Collection, İstanbul 2014 “Celebration And Memories”, Lucca Art, İstanbul 2014 “Contemporary Istanbul”, İstanbul 2013 “Social Animals”, Alan İstanbul, İstanbul 2012 “Koleksiyon Sergisi”, Özyeğin Üniversitesi, İstanbul 2011 “Durumun Sorgulanması”, Borusan Müzik Evi, İstanbul 2010 “Şu Anda Buradasınız”, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti, İstanbul, Türkiye 2010 “Mind Models: The First Show”, Borusan Müzik Evi, İstanbul, Türkiye 2009 “Klasik”, Daire Sanat, İstanbul 2007 “Le Festival des 20èmes Instants Vidéos”, Marseille 2007 “Turn On The Light She Said”, Espace La Générale En Manufacture, Paris 2006 “Grand Chelem”, Collectif Vacancy, Galerie Y-Grec, Paris 2005 “Keep Together”, Espace En Cours, Paris 2015 “Mamut Art Project”, Istanbul 2015 “Yalnızlık Ve Kalabalık”, KHAS Gallery, Istanbul 2015 “Open Call Open Door”, Nesrin Esirtgen Collection, Istanbul 2014 “Celebration And Memories”, Lucca Art, Istanbul 2014 “Contemporary Istanbul”, Istanbul 2013 “Social Animals”, Alan Istanbul, Istanbul 2012 “Collection Show”, Özyeğin University, Istanbul 2011 “Considering The Circumstances”, Borusan Music House, Istanbul 2010 “You Are Here”, Istanbul 2010 European Capital Of Culture , Istanbul 2010 “Mind Models: The First Show”, Borusan Music House, Istanbul 2009 “Klasik”, Daire Sanat, İstanbul 2007 “Le Festival des 20èmes Instants Vidéos”, Marseille 2007 “Turn On The Light She Said”, Espace La Générale En Manufacture, Paris 2006 “Grand Chelem”, Collectif Vacancy, Galerie Y-Grec, Paris 2005 “Keep Together”, Espace En Cours, Paris Can Akgümüş Can Akgümüş 1987, Ankara 1987, Ankara İstanbul’da çalışıyor ve yaşıyor. Lives and works in Istanbul. Malzeme olarak fotoğrafı, görünen gerçekliği kayıt altına alması ve bunun bellek, tarih ve toplum ile olan ilişkileri üzerinden yeniden üretilmesiyle oluşan döngünün bir saptaması olarak kullanır. Çalışmalarını, Türkiye sınırları dahilinde, sürekli yer değiştirerek, kent yaşamı, kent yaşamının doğal döngüsü ve bireyler üzerindeki etkilerini mesafeli ve yorumlayıcı gözlemleriyle üretir. Kişisel hafızasıyla ortak hafıza arasında yeni ilişki yolları arar. Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde İktisat üzerine lisans eğitimi gördü. Can Akgümüş utilizes photography as a way of pointing out the cycle which consists of the recording of the visible reality and its reproduction through its relation to memory, history and society. His works are the result of his travels in Turkey, during which he observes urban life, the natural cycle thereof and its effects on individuals in a remote and interpretive way. He seeks new ways of relation between his personal memory and collective memory. He has studied Economy at the Administrative Sciences Faculty of Selçuk University. Seçilmiş Sergiler Selected Exhibitions 2015 “Yalnız ve Kalabalık”, Khas Galeri, İstanbul 2014 “Celebration & Memories”, ArtLucca, Artnivo, İstanbul 2014 “Contemporary Istanbul, Artnivo, İstanbul 2014 “Where am I?”, Kare Galeri, İstanbul 2014 “Download”, Artnivo, İstanbul 2013 “3th International Bursa Fotofest Dummy Awards”, ‘Öteki Bosna’ Birincilik Ödülü, Bursa 2013 “Genç Yeni Farklı 4”, Zilberman Galeri, İstanbul 2015 “Lonely and Crowded”, Khas Gallery, Istanbul 2014 “Celebration & Memories”, ArtLucca, Artnivo, Istanbul 2014 “Contemporary Istanbul”, Artnivo, Istanbul 2014 “Where am I?”, Kare Gallery, Istanbul 2014 “Download”, Artnivo, Istanbul 2013 “3th International Bursa Fotofest Dummy Awards”, ‘The Other Bosnia’ 1st Prize, Bursa 2013 “Young Fresh Different 4”, Zilberman Gallery, Istanbul Serenay Şahin Serenay Şahin 1978, İstanbul 1978, Istanbul İstanbul’da ve Eskişehir’de yaşıyor ve çalışıyor Lives and works in Istanbul and Eskisehir 2001 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nden mezun oldu. Aynı üniversitede yüksek lisans ve sanatta yeterliğini tamamladı. Hollanda Kraliyet Akademisi, Ses ve Görüntü Bölümü’nde bir yıl süreyle eğitim aldı. Serenay Şahin has graduated from the Sculpture Department of the Fine Arts Faculty of Marmara University in 2001. She then completed her postgraduate and Master’s studies at the same university. She studied for a year at the Sound and Image Department of the Royal Netherlands Academy. “Paralel Hikayeler, Kurgular, Bilinmeyenler”, Artbosphorus Çağdaş Sanat Fuarı; “7-8 Temmuz Sanatın Eylemi”, Kargart; “Values of Turkish Art”, Palatul Culturii Targul-Mureş; “Frames of Turkish Art”, Kö-Tar-Lat Galeri; “Papergirl İstanbul”, Milk Galery; “Art On The Road”, Rog Otonom Bölgesi; “Contemporary Solutions”, Transvaal Instable Art Exhibition; “Kültürel Köprüler”, Yıldız Sabancı Sanat Merkezi; “Esin mi? Şeytan mı?”, Işık Üniversitesi Maslak Galerisi; “Kurgu”, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi gibi çeşitli karma sergilerde yer aldı. She took part in shows such as: “Parallel Stories, Constructs, Unknown”, Artbosphorus Contemporary Art Fair, “7-8 July Protest of Art”, Kargart, “Values of Turkish Art”, Palatul Culturii Targul-Mureş, “Frames of Turkish Art”, Kö-Tar-Lat Gallery, “Papergirl Istanbul”, Milk Gallery, “Art On The Road”, Rog Autonomous Area, “Contemporary Solutions”, Transvaal Instable Art Exhibition, “Cultural Bridges”, Yıldız Sabancı Sanat Merkezi, “Inspiration or Evil?”, Işık University Maslak Gallery, “Fiction”, TMMOB Chamber of Architects, Istanbul Metropolitan Branch. “Dijital Sanat, Arayüz ve Yeni İzleyici Profili” adlı bildirisini Yeni Medya Çalışmaları: Kuram, Yöntem, Uygulama ve Siyasa 1. Ulusal Kongresi’nde; “Etkileşimli Sanat Yapıtı ve Yeni Açık Alan Reklam Stratejileri” bildirisini 7. Karaburun Bilim Kongresi’nde; “Vagon Projesi”ni, Kolektif Belleğin İzinde Sokak ve Toplumsal Hareketler Kolokyumu’nda; “Sınırsız TeknolojiTeknolojik Sanat” bildirisini Günümüz Türk Heykel Sanatı’nın Sorunları Ulusal Heykel Sempozyumu’nda; “Cisimleşen Etkileşim, Değişen Kimlik” adlı bildirisini Sanatta Kimlik ve Etkileşim Uluslararası Sempozyumu’nda sunan Şahin’in, çeşitli yayın organlarında yayınlanmış olan “Digitally Yours: Status of The Viewer in Digital Age”, “Akademik Olmayan Ders”, “Rushkoff: Bir Tuhaf Öneri”, “Etkileşen Sanat Yapıtı/Reklam”, “Be Stupid”, “Be Stupid-2”, “Bir Tuhaf Ada: Locusolus” adlı makaleleri bulunmaktadır. She presented the following reports: “Digital Art, Interface and the New Viewer Profile” at New Media Studies: Theory, Method, Practice and Strategy, 1st National Congress “Interactive Art Work and New Outdoor Advertisement Strategies” at 7th Karaburun Science Congress “Railway Car Project” at Street and Public Actions After Collective Memory Colloquium “Infinite Technology, Technological Art” at Problems of Contemporary Turkish Sculpture, National Sculpture Symposium “Objectified Interaction, Changing Identity” at Identity and Interaction in Art, International Symposium. She’s the author of the following articles: “Digitally Yours: Status of The Viewer in Digital Age”, “Non-academic Class”, “Rushkoff: a Strange Proposal” “Interactive Art Work/Advertisement”, “Be Stupid” “Be Stupid-2”, “A Strange Island: Locusolus”. Selin Balci Selin Balcı Selin Balcı, West Virginia Üniversitesinin Güzel Sanatlar bölümünden mezun olduktan sonra, 2012 yılında Maryland Üniversitesinde stüdyo sanatları alanında yüksek lisans eğitimini tamamladı. 2008´den beri Amerika´nın Maryland eyaletinde sanat çalışmalarını sürdürmektedir ve iki ayrı üniversitede sanat tarihi ve dizayn dersleri vermektedir. After graduating from the Fine Arts Department of West Virginia University, Selin Balcı has received her Master’s degree on Studio Arts at Maryland University. She’s been working as an artist in the US state of Maryland since 2008, and she teaches art history and design at two universities. Balcı çalışmalarında bilim ve sanatı harmanlayarak steril laboratuvar ortamında görmeye alışık olduğumuz mikroorganizmaları Petri kabı ortamından ayırarak kanvas üzerinde kullanmaktadır. Bu yolla mikroorganizmaların doğal renklerini ve formlarını kullanarak resim yüzeyinde biyolojik bir etkileşim ve çatışma arenası yaratmaktadır. Balci çalışmalarında hem sosyal ikilemlere ve varoluşumuzun temel prensiplerine gönderme yapmakta hem de sosyal çatışmalara dikkat çekmektedir. Kullandığı geleneksel olmayan bu yeni sanat yöntemi dolayısıyla 2012 yılında College Art Association (CAA) tarafından Profesyonel Gelişim Bursu ile ödüllendirildi. Diğer ödülleri arasında Trawick Prize, Washington DC Hamiltonian Galeri bursu, SmackMellon Artist Ödülü, Anne Truitt eğitim bursu, George Mason Üniversitesinden SOFAlab Bilim/Sanat Projesi ödülü bulunmaktadır. Balcı´nın eserleri birçok karma, kişisel ve uluslararası bienallerde sergilenmiştir. Yakın zamandaki çalışmaları New York´taki Rush Arts Gallery, Scope Art Fair, başkent Washington DC´ de Emerge Art Fair, Hamiltonian Gallery ve ConnerSmith galerilerinde yer almıştır. In her works, Balcı combines science and art by removing microorganisms that we’re used to seeing in labs from their environment of the Petri dish and applying them onto canvas. This way, she creates an arena of biological interaction and conflict on the surface of the painting and makes use of the natural colors and forms created by microorganisms. Her works reference social dilemmas and the fundamental principles of our existence and emphasize social conflicts. Due to her new and unusual artistic practice, Balcı was awarded the Professional Development Fellowship by College Art Association in 2012. Her other awards include: Trawick Prize, Washington DC Hamiltonian Gallery Scholarship, SmackMellon Artist Award, Anne Truitt Education Scholarship, SOFAlab Science/Art Project Award from George Mason University. Balcı’s works have been shown in numerous group, solo shows and international biennials. Recently her works have been presented at Rush Arts Gallery New York, Scope Art Fair, Emerge Art Fair in capital Washington DC, Hamiltonian Gallery and ConnerSmith Gallery. Leyla Emadi Leyla Emadi 1977, Ankara 1977, Ankara İstanbul’da yaşıyor ve çalışıyor Lives and works in İstanbul Eğitim Education 2015- Yeditepe Universitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Doktora 2004-2006 Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Resim MA 2000-2004 Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Resim BA 1995-1996 Los Angeles Pierce College 3D Art 2015- Yeditepe University Faculty of Fine Arts, PHD 2004-2006 Yeditepe University Faculty of Fine Arts Painting MA 2000-2004 Yeditepe University Faculty of Fine Arts Painting BA 1995-1996 Los Angeles Pierce College 3D Art Seçilmiş Sergiler Selected Exhibitions 2014 “Contemporary Istanbul Sanat Fuari 2014”, İstanbul 2014 “Contemporary Istanbul Art Fair 2014”, Istanbul 2014 “Download”, artnivo.com, Sofa Hotel, İstanbul 2014 “The Feeling of Happiness”, Homa Art Gallery, Tehran, İran 2013 “I Love You More Than Art”, Ekavart Gallery, İstanbul 2014 “Download” artnivo.com, Sofa Hotel, Istanbul 2014 “The Feeling of Happiness”, Homa Art Gallery,Tehran, Iran 2013 “I Love You More Than Art”, Ekavart Gallery, Istanbul 2012 “5. Aliminium Baku Bienali”, Face of Time, Bakü 2012 “5th Aliminium Baku Biennale”, Face of Time, Baku 2012 “Gerçeklik Terörü”, Depoİstanbul, İstanbul 2012 “Reality Terror”, DepoIstanbul, Istanbul 2011 “Blockade”, Alanistanbul - İstanbul 2011 “Blockade”, Alanistanbul, Istanbul 2011 “Art Beat İstanbul”, İstanbul 2011 “Art Beat İstanbul”, Istanbul 2011 “1.İstanbul Yaz Sergisi”, Antrepo 5 Sanat Limanı, İstanbul 2011 “1. İstanbul Summer Exhibition”, Antrepo 5 Sanat Limanı, Istanbul 2010 “Genç Yeni Farklı”, CDA Projects, İstanbul 2010 “Young New Different”, CDA Projects, Istanbul Gülhatun Yıldırım Gülhatun Yıldırım 1991, İstanbul 1991, Istanbul İstanbul’da yaşıyor ve çalışıyor Lives and works in İstanbul Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim bölümünden Haziran 2014’te mezun oldu. Aynı yaz katılımcısı olduğu bir uluslararası performans sanatı festivalindeki workshoplara katıldı, bir hafta boyunca doğada, galeride solo performanslar gerçekleştirdi. Beden ve imge - mekan - nesne ilişkisi kurarak kamusal alan ve sınırlandırdığı mekana göre performans ağırlıklı işler yapıyor. Gülhatun Yıldırım has graduated from the Painting Department of the Fine Arts Faculty of Işık University in June 2014. In the summer of 2014, she has attended workshops in an international performance festival where she had presented solo performances in the gallery and in the nature. She is mostly focused on performance-related works referring simulacrum - body - space relation and depending on public space and its delimited field. Seçilmiş Sergiler Selected Exhibitions 2015 “Kamusal Alanda Sanat ve Tasarım Çalıştayı Sergisi” Başkent Üniversitesi, Ankara 2015 “İkinci Doğa” ODTÜ Sanat Festivali, Ankara 2014 “Müphem” Kare Galeri, İstanbul 2014 “Bellek” Maçka Modern Sanat Galerisi, İstanbul 2015 “Kamusal Alanda Sanat ve Tasarım Çalıştayı Sergisi” Başkent University, Ankara 2015 “İkinci Doğa” ODTÜ Sanat Festivali, Ankara 2014 “Müphem” Kare Gallery, İstanbul 2014 “Bellek” Maçka Modern Art Gallery, İstanbul Solo performanslar 2015 “İsimsiz” süre 30 dk, İstiklal Caddesi, İstanbul 2015 “TBMM’den TDK’ya” süre 3 saat, Ankara 2015 “İsimsiz” süre 10 dk, Mekan 314, İstanbul 2015 “Unconnected” süre 15 dk, ODTÜ Ormanı – Ankara 2014 “Kök” süre 35 dk, Kare Galeri, İstanbul 2014 “The Bottle Man” süre 2 saat, İstanbul, 2014 “İsimsiz” süre 2 saat, Mixer Galeri, İstanbul 2014 “Birleşme” süre 1sa 30dk, Mixer Galeri, İstanbul 2014 “İsimsiz” süre 30 dk, Mixer Galeri, İstanbul 2014 “3 Nokta” süre 2 saat, İstanbul Projeler 2015 “24”, Unexpected Visitor Solo performances 2015 “İsimsiz” duration 30 mins, Istiklal Street, Istanbul 2015 “TBMM’den TDK’ya” duration 3 hours, Ankara 2015 “İsimsiz” duration 10 mins, Mekan 314, Istanbul 2015 “Unconnected” duration 15 mins, METU Forest – Ankara 2014 “Kök” duration 35 mins, Kare Gallery, Istanbul 2014 “The Bottle Man” duration 2 hours, Istanbul 2014 “İsimsiz” duration 2 hours, Mixer Gallery, Istanbul 2014 “Birleşme” duration 1 hour 30 mins, Mixer Gallery, Istanbul 2014 “İsimsiz” duration 30 mins, Mixer Gallery, Istanbul 2014 “3 Nokta” duration 2 hours, Istanbul Projects 2015, “24”, Unexpected Visitor Refik Anadol Refik Anadol 1985, Istanbul 1985, İstanbul Refik Anadol medya sanatçısı ve yönetmen olarak çalışıyor ve Los Angeles, California’da yaşıyor. UCLA’nın Tasarım Medya Sanatları bölümünde öğretim görevlisi. Refik Anadol is a media artist and director. Currently lives and works in Los Angeles, California. He is a lecturer in UCLA’s Department of Design Media Arts. Parametrik veri heykel yaklaşımı ile mekâna-özel kamusal sanat, alanında, immersive enstalasyon yaklaşımı ile ise canlı işitsel-görsel performans alanında çalışıyor. Anadol’un çalışmaları mimari ve medya sanatları arasında melez bir ilişki yaratarak dijital ve fiziksel varlıklar arasındaki mekânı inceliyor. Refik Anadol, Los Angeles’taki University of California’da güzel sanatlar üzerine doktora, Istanbul Bilgi Üniversitesi’nin Görsel İletişim Tasarımı bölümünde doktora ve aynı okulda Fotoğraf ve Video dallarında summa cum laude derecesiyle lisans eğitimini tamamladı. Aynı zamanda Antilop’un kurucularından birisi ve burada yaratıcı yönetmen olarak çalışıyor. He is working in the fields of site-specific public art with parametric data sculpture approach and live audio/visual performance with immersive installation approach, particularly his works explore the space among digital and physical entities by creating a hybrid relationship between architecture and media arts. He holds a master of fine arts degree from University of California, Los Angeles in Media Arts, master of fine arts degree from Istanbul Bilgi University in Visual Communication Design as well as bachelors of arts degree with summa cum laude in Photography and Video. Co-founder and Creative director at Antilop. Medya sanatçısı, tasarımcı ve uzamsal düşünür olan Refik Anadol, çağdaş kültür konusunun dönüşümünün uzamın yeni bir estetiğini, tekniğini ve dinamik algısını gerektirmesi ile ilgileniyor. Anadol çalışmalarını göçebe öznenin sıradışı uzamsal konumlandırmalara karşı tepkisi ve onlarla olan ilişkisi üzerine kurar. Mimariye medya sanatlarını eklemleyen Anadol, dijital-olmayan gerçekliklerin artık var olmadığı bir post dijital mimari gelecek ihtimalini sorgular. Izleyicilere hem iç hem de dış mimari oluşumların işlevlerini tekrar-tanımlama olasılığını sunarak, onları alternatif gerçeklikleri hayal etmeye davet eder. Anadol’un çalışmaları, tüm uzamların ve cephelerin medya sanatçısının tuvaline dönüşebileceğine işaret eder. As a media artist, designer and spatial thinker, Refik Anadol is intrigued by the ways in which the transformation of the subject of contemporary culture requires rethinking of the new aesthetic, technique and dynamic perception of space. Anadol builds his works on the nomadic subject’s reaction to and interactions with unconventional spatial orientations. Embedding media arts into architecture, he questions the possibility of a post digital architectural future in which there are no more non-digital realities. He invites the viewers to visualize alternative realities by presenting them the possibility of re-defining the functionalities of both interior and exterior architectural formations. Anadol’s work suggests that all spaces and facades have potentials to be utilized as the media artists’ canvases. Anadol çeşitli ödüller, rezidanslar kazanmasının yanısıra misafir öğretim görevlisi olarak da çalıştı. Mekâna-özel çalışmaları şuralarda sergilendi: Walt Disney Sergi Salonu (ABD), Hammer Müzesi (ABD), Uluslararası Dijital Sanatlar Bienali Montreal (Kanada), Ars Electronica Festivali (Avusturya), l’Usine | Genève (Isviçre), Arc De Triomf (Ispanya), Zollverein | SANAA’s School of Design Binası (Almanya), santralistanbul Çağdaş Sanat Merkezi (Türkiye), Outdoor Vision Festivali SantaFe New Mexico (ABD), Istanbul Tasarım Bienali (Türkiye), Sydney City Art (Avustralya), Lichtrouten (Almanya). He has been given awards, residencies and has served as a guest lecturer. His site-specific audio/visual performances have been seen in Walt Disney Concert Hall (USA), Hammer Museum (USA), International Digital Arts Biennial Montreal (Canada), Ars Electronica Festival (Austria), l’Usine | Genève (Switzerland), Arc De Triomf (Spain), Zollverein | SANAA’s School of Design Building (Germany), santralistanbul Contemporary Art Center (Turkey), Outdoor Vision Festival SantaFe New Mexico (USA), Istanbul Design Biennial (Turkey), Sydney City Art (Australia), Lichtrouten (Germany). Burak Dak Burak Dak 1988, İstanbul 1988, Istanbul İstanbul´da çalışıyor ve yaşıyor Lives and works in Istanbul 2009 yılında İstanbul Avni Akyol Anadolu Güzel Sanatlar Upon his graduation from the Painting Department of Lisesi Resim Bölümü’nden mezun olan Burak Dak, aynı Istanbul Avni Akyol Anatolian Highschool of Fine Arts sene Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim in 2009, he began his studies at the Painting Depart- Bölümü’ne girdi.2013 yılında artSümer´de İlk Gösterim ment of Mimar Sinan University of Fine Arts. He par- / First Viewing grup sergisine katıldı. 2014´te Adahan took in the group show “First Viewing” at ArtSümer in Gallery’de Zamanın İşaretleri , Dış / Düş // Signs of Time 2013, and “Signs of Time II, Outer / Dream” in 2014. In , Outer / Dream grup sergisinde yer aldı. Contemporary 2014, he exhibited his works at Contemporary Istanbul İstanbul Art Fair 2014’te “Zamanın İşaretleri” sanatçı Art Fair both at the booths of artnivo.com and “Signs of inisiyatifiyle ve aynı zamanda artnivo.com’un stand- Time” initiative. In 2015, with the “Signs of Time” initi- larında işleri bulundu. 2015 yılında “Zamanın İşaret- ative, he partook in the show ‘’Başı Balkonda Dünyaya leri” sanatçı grubuyla Pi Artworks’te ‘’Başı Balkonda Ters” at Pi Artworks. At the same year, he participated Dünyaya Ters’’ sergisine katıldı. 2015’te artnivo.com in the group show ‘’Celebration & Memories’’ with ile ‘’Celebration & Memories’’ karma sergisinde ve aynı artnivo.com and ‘’The Journey to Me’’ which took place sene Zorlu Center PSM’de ‘’The Journey to Me’’ karma in Zorlu Performing Arts Center. Dak continues to work sergilerinde yer alan sanatçı halen üretimini İstanbul´- in Istanbul. da sürdürüyor. Erdal İnci Erdal Incİ 1983, Ankara 1983, Ankara İstanbul ve Berlin’de çalışıyor ve yaşıyor Lives and works in Istanbul and Berlin 2005 yılında Hacettepe Üniversitesi Resim Bölümü’nde lisans eğitimini tamamlamasının ardından sokak sanatı, fotoğraf , video ve dijital sanat gibi farklı disiplinlerde üretmeye devam etti. After graduating in 2005 with a BA from the Painting Department at Hacettepe University, he continued his production in a variety of disciplines such as street art, photography, video and digital art. İnci, 2009 yılında İstanbul’a yerleşti ve “Clones Project” isimli video serisine başladı. İnci, bu seride ürettiği videoları 2012 yılında optimize ederek GIF formatına dönüştürdü ve blogunda yayınlamaya başladı. Blog içerdiği özgün GIF anlayışıyla Die Zeit, CNN, Huffington Post, Canal +, Deutsche Welle, The Creators Project, Wired Magazine vb. gibi birçok online editöryel yayında haber oldu. Inci took up residence in Istanbul in 2009 and began working on his video series “Clones Project”. He optimized the videos from this series in 2012, turning them into GIF format and publishing them on his blog. With its unique approach to GIFs, his blog was featured on many online publications including Die Zeit, CNN, Huffington Post, Canal +, Deutsche Welle, The Creators Project, and Wired Magazine. 2015’te Berlin’de Galeri Michael Schultz’ta “Mass Ornament” ve ilk kişisel sergisi olan “Hareket Örüntüleri”ni Jochen Proehl küratörlüğünde Bauart Gallery’de 2013 sonunda İstanbul’da gerçekleştirdi. 2014’de İstanbul’da “Mamut Art Project” , Utrecht’de “Holland Animation Film Festival”, 2013’te İstanbul Kare Art Gallery’de “The Break”, İstanbul Mixer Gallery’de “Dilemma”, İstanbul Ekavart Gallery’de “Parellel Threads”, İtalya Action Gallery’de “The GIF Wall”, Ankara Cer Modern’de “Me , myself and I”, 2012’de Miami’de “Moving the Still: A festival of GIFs” ve yine aynı sene İstanbul’da CDA Projects’de “Young, Fresh, Different III” sanatçının katıldığı karma sergiler arasında yer almaktadır. He opened “Mass Ornament” in 2015 in Berlin-based Michael Schultz Gallery and his first solo exhibition “Patterns of Motion”, curated by Jochen Proehl, in Bauart Gallery at the end of 2013. “Mamut Art Project” (Istanbul, 2014), “Holland Animation Film Festival” (Utrecth 2014), “The Break” (Kare Art Gallery, Istanbul, 2013), “Dilemma” (Mixer Gallery, Istanbul, 2013), “Parallel Threads” (Ekavart Gallery, Istanbul, 2013), “The GIF Wall” (Action Gallery, Italy, 2013), “Me, myself and I” (Cer Modern, Ankara, 2013), “Moving the Still: A festival of GIFs” (Miami, 2012) and “Young, Fresh, Different III” (CDA Projects, Istanbul, 2012) are among the group exhibitions the artist has participated in. Sponsorlar Sponsors Yayıncı / Publisher artnivo.com Nejat Eczacıbaşı Binası Sadi Konuralp Caddesi No.5A Şişhane 34433 İstanbul T. (212) 225 63 26 www.artnivo.com Tasarım / Design Özge İnal Çeviri / Translation Emre Meydan Baskı / Printing Ömür Matbaa Beysan Sanayi Sitesi Birlik Caddesi No.20 Haramidere 34524 İstanbul T. (212) 422 76 00 2015 1000 kopya / copies Bu katalog 05.09.2015-01.11.2015 tarihleri arasında Zorlu Performans Sanatları Merkezi - Galeri’de gerçekleşen “40 Metre 4 Duvar 8 Küp” isimli sergi nedeniyle yayınlanmıştır. Tüm yayın hakları saklıdır. This catalogue has been published on the occasion of “40 Meters 4 Walls 8 Cubes” exhibition at Zorlu Performing Arts Center - Gallery between 05.09.2015-01.11.2015. All rights reserved. Sanat Galerisi zorlucenterpsm.com 0850 222 67 76 Her gün 10:00 - 21:00 arası ziyarete açıktır. Open to visit everyday between 10:00 - 21:00
Benzer belgeler
Merz 3000 - Plato Sanat
works. The sales policies adopted by galleries have had a significant
influence in this development. The fact that young artists who get the
opportunity to show their works in Istanbul are alienate...
Neo - Neon - Plato Sanat
works. The sales policies adopted by galleries have had a significant
influence in this development. The fact that young artists who get the
opportunity to show their works in Istanbul are alienate...
entropi–entropy - karbon gallery
is presented together with the path and the traces that have lead to it.
In addition to their visual contents, the photographs are also open to
other interpretations with their framed compositions....