40 Metre 4 Duvar 8 Küp.indd

Transkript

40 Metre 4 Duvar 8 Küp.indd
40 metre
4 duvar
8 küp
40 meters
4 walls
8 cubes
40 METRE 4 DUVAR 8 KÜP
40 METERS 4 WALLS 8 CUBES
05.09.2015 - 01.11.2015
Ali Şentürk
Burak Dak
Can Akgümüş
Erdal İnci
Gülhatun Yıldırım
Leyla Emadi
Refik Anadol
Selin Balcı
Serenay Şahin
Sibel Diker
Ali Şentürk
Son 15 yılda , İstanbul’un Türkiye sanatının odak noktası haline gelmesi, diğer şehirlerin bu alandaki görünürlüğüne ket vurmuştur. Hal
böyleyken genç sanatçıların sanat piyasada yer edinebilmeleri, işlerinin
satış rakamları gibi etkilere bağımlı hale geldi ve bu noktaya gelinmesinde galerilerin benimsediği satış politikalarının da yadsınamaz bir etkisi var. İstanbul’da işlerini sergileme şansı yakalayan genç sanatçıların,
“Mersin’li genç sanatçı x İstanbul’da” gibi kalıplarla ötekileştirilmesi
genç sanatçıları egzotik nesneler haline getiriyor.
“Koş Ali Koş” çalışması genç bir sanatçının İstanbul sanat ortamının
içinde bulunan sanatçılarla aynı havayı bir türlü soluyamayışının bir
parodisidir. İstanbul’a koşan Ali koşu bandı üzerinde olduğu yerde saymaktadır. Buna rağmen Ali’nin devamlı koşması belki de onun “egzotik”
bir nesne damgasından kaçma çabasıdır. Ya da sanatçı adayı bu egzersiz ile bir ön hazırlık aşamasındadır.
_
As Istanbul has become the center of art in Turkey within the last 15
years, this has hindered the visibility of other cities in this regard. As
a result, the acknowledgement of young artists by the art market has
become largely dependent on criteria such as the sale value of their
works. The sales policies adopted by galleries have had a significant
influence in this development. The fact that young artists who get the
opportunity to show their works in Istanbul are alienated with phrases
such as “young artist X from Mersin shows his/her works in Istanbul”
turns young artists into exotic objects.
The work entitled “Koş Ali Koş” (Run Ali Run) is a parody of a young
artist not being able to fit in among other artists in Istanbul. As Ali tries
to run towards Istanbul on a treadmill, he makes no progress at all.
However it’s also possible to see his continuous running as an effort
to run away from the “exotic object” label. Or maybe this is just the
preparation phase for the young artist.
“Koş Ali Koş”
2015
Video
3’
(detay // detail)
Sibel Diker
Fotoğraf ve çeşitli not yazılarından oluşan ve bir nevi “not defteri
alanı” olarak tasarlanan bu proje, çalışma sürecindeki denemelerime,
yanılmalarıma, buluşlarıma ve notlarıma tanıklık yapmaktadır. Böylelikle temiz ve bitmiş eserin kendisi ile arayış sürecinde ona giden yol
ve izler bir arada sergilenmektedir. Fotoğraflar, görsel verilerinin yanı
sıra, çerçeve içindeki kompozisyon sayesinde farklı bir okunurluk kazanmaktadır. Çerçeve içinde bir fotoğraftan fazla birleşmeler, el yazıları,
notlar ve hatta bolca kullanılan ve görsel yoğunluğa nefes aldıran beyaz
paspartular, düz fotoğraf okunurluğunun dışına çıkıp farklı bir kurgu
yaratmaktadır.
İçerik olarak ise bu çalışma, işlerimin genelinde olduğu gibi kentsel
yapılaşma, şehir, deniz ve yeşillik kavramları üzerine kuruludur. Hem
şehrin sert manzara fotoğrafları, hem de naif bir sürece sahip olan bitki
ve doğa detayları bir arada sunulmaktadır. Birbirlerini destekleyen ve bir
o kadar da farklı dinamikler taşıyan bu çalışmalar, bir taraftan modern
mimari yapıtları göz önüne koyarken, el yazısı, not ve buruşturulmuş
fotoğraf taslakları sayesinde bir nevi insan eli değmiş hissiyatı yaratarak, farklı bir kurgunun oluşumuna izin vermektedir. Böylelikle çalışmaların okunurluğu açısından, çerçeve içindeki kompozisyon, fotoğraflar
kadar önem taşır hale gelmektedir.
_
Consisting of photos and various notes and designed as a sort of
“notepad space”, this project documents the trials, errors, inventions
and notes resulting from my working process. Thus the finished work
is presented together with the path and the traces that have lead to it.
In addition to their visual contents, the photographs are also open to
other interpretations with their framed compositions. More than being just a photo in a frame, the combinations, handwritings, notes and
even the white passe-partouts which are used in an abundant manner
in order to provide a rest for the eyes from the visual density, all aid
in creating an unusual kind of presentation that is different from how
photos are usually presented.
With regard to its content, this work (like most of my other works) deals
with the concepts of urban-construction, city, sea and vegetation. The
harsh urbanscape is presented together with naïve detail photos from
plants and nature. Supporting each other despite having different dynamics, these works on the one hand showcase modern architecture
while on the other hand result in a different kind of presentation with
the help of the handwritings, notes and crumpled photo drafts adding
a hand-made feeling to the whole work. Therefore, when it comes to
the interpretation of works, the framed composition becomes as important as the photos.
“Atölye”
2015
10 c-prints, 1 not defteri, 4 buruşturulmuş c-prints
10 c-prints, 1 notebook, 4 crumpled c-prints
Değişken boyutlar // Dimensions variable
(detay // detail)
Can Akgümüş
‘Aynı Gökyüzü’, karanlık bir odanın ortasına yığılmış fotoğraf albümleri
ve yine bu albümün içinden seçilmiş , tavana ışıklı pano olarak yerleştirilmiş siyah-beyaz gökyüzü fotoğrafından oluşuyor.
İsmi ’Habersiz’(Unawares) olan fotoğraf albümü İstanbul’un Ermeni
mahallesi Tatavla’da (şimdiki ismiyle Kurtuluş’ta) geçen günlük hayatı;
insanları, mimariyi ve çevredeki cansız nesneler etrafında süregelen devinimi konu ediniyor. Öyle ki herkes ve her şey bir arada, fotoğraflarının
çekildiğinden belki bihaber, belki de haberdar ancak aldırış etmeden
geçip gitmekte.
Tavana yerleştirilmiş ve altındaki fotoğraf albümünü aydınlatan
gökyüzü fotoğrafı ise hem Tatavla sakinlerinin, hem aralarında gezinerek onları fotoğraflayanın, hem de bu odaya girip fotoğraf albümünü
karıştıranların aynı gökyüzü altında olduğunu anımsatmak niyetinde.
“Aynı Gökyüzü” (The Same Sky) comprises photo-albums that conglomerated on the floor in the middle of a dark room, and a black and
white photograph of the sky picked from this same album and installed
on the ceiling in the form of a backlit panel.
Entitled “Unawares”, the photo-album focuses on everyday life, people,
architecture and movement around inanimate objects in the Armenian neighborhood of Tatavla in Istanbul (nowadays known as Kurtuluş).
Everybody and everything is together – maybe they’re unaware that
their photos are being made, or maybe they’re aware but just don’t
mind it and move on.
The photo of the sky on the ceiling, which illuminates the photoalbums below, is a reminder of the fact that the Tatavla inhabitants, the
people who have photographed them, and the people who enter this
room and look at the album are all beneath the same sky.
“Habersiz / Unawares”
2015
Photobook
(detay // detail)
“Aynı Gökyüzü”
2015
3D ışıklı kutu, 3D lightbox installation
1.5 x 1.5 m
(detay // detail)
Serenay Şahin
“Periferi”, hayat - merkez, periferi-hayat üzerine düşünmeye davet
eder. Periferi-merkez ilişkisini sorgulamaya açan iş, aynı zamanda
belirlenmiş bir merkezin periferisinde bırakır izleyiciyi. Merkez her zaman tanımlanmıştır ve çevresi ( ya da merkez’in dışında kalanlar) sürekli
bu tanımlı olan merkeze göre şekillenir ya da şekil almaya çalışır. Her
şey “merkez”e göredir. Peki ama nedir merkez, neresidir periferi? Kim
ya da ne tanımlar merkezi ve periferiyi? Kime göre neye göre? “Periferi”
izleyiciyi, bu sorular (ve daha fazlası) üzerine düşünmeye davet eder.
“Periferi”, bir yandan izleyiciyi kendisine yaklaşması için davet ederken,
diğer yandan onu uzaklaştırır. İzleyici merkeze yaklaşmaya çalıştıkça, iş
onu sürekli ve her defasında daha şiddetli bir biçimde merkezin dışına
atar. İzleyici her seferinde periferide kalır.
“Periphery” invites us to think about the “life-center”, “periphery-life”.
Questioning the relationship between periphery and center, the work
also leaves the viewer at the periphery of a specified center. Center is
always defined and its surroundings constantly take form according to
this center, or they at least try. Everything is in accordance with the
“center”. Then, what is the center, where is the periphery? Who or what
defines center and periphery? According to what, according to whom?
“Periphery” invites viewers to think about all these questions (and
more).
“Periphery” on the one hand invites viewers to come closer, while on
the other hand pushing them away. As a viewer tries to come closer,
the work throws him/her away from the center, each time in a more
violent manner. The viewer is always left in the periphery.
“Periferi”
2015
Metal, su, çelik küre, çelik tel, hareket sensörü
Metal, water, steel ball, steel string, motion sensor
Değişken boyutlar // Dimensions variable
(detay // detail)
Selin Balcı
“Çalışmalarım hem sosyal ikilemlere ve varoluşumuzun temel prensiplerine gönderme yapmakta hem de sosyal çatışmalara ve çelişkilere
dikkat çekmektedir. Kavramlarımı steril laboratuvar ortamında
görmeye alışık olduğumuz mikroorganizmaları Petri kabı ortamından
ayırarak kanvas üzerinde izleyiciye aktarıyorum.
Mikroorganizmalar resim yüzeyinde izlenilebilir etkileşimler ve
çekişmeler yaratarak sınırlar ve birbirinden farklı yaşam alanları
oluşturmakta. Bir diğer anlamda mikroorganizmalar çalışmalarımda
metaforik olarak insanların eylemlerini temsil ediyorlar. Bu aşamadan
sonra resim yüzeyinde oluşan şekilleri ve biçimleri doğal ya da insan
etkisiyle oluşan kara parçalarına, ülkeleri birbirinden ayıran sınırlara,
yeryüzü şekillerine gönderme yaparak bir araya getiriyorum. Gözle
görülemeyen mikroskobik dünya, büyüleyici, gizemli, ayni zamanda
tehlikeli olabiliyor. Gözle göremediğimiz canlıların davranışları insan eylemlerine ve güdülerine çok yakın. Mikroorganizmalar çalışmalarımda
renk, doku ve içerik oluştururken aynı zamanda insan eliyle suni
olarak yaratılmış çekişmelerin ve çatışmaların yer aldığı bir platformdaki oyuncular. Bu tür biyolojik etkileşimler ve bu etkileşimlerin oluşturduğu estetik sonuçlar çalışmalarımın temelini oluşturmaktadır.”
“In my work, I reference the fundamental, underlying social dilemmas
and principles of our existence in an effort to understand and highlight social issues. My concepts are explored using living entities such
as fungus and mold to recreate observable interactions and conflicts
across the picture surface, where the outcomes reveal boundaries,
edges and distinctive forms.
I use highly patterned and colored microscopic entities to create lushly visual and interactive biological arenas. I create competition for resources, territorial wars, and struggle for power and control among
living organisms in an artificially created environment where all vital
resources are restricted. This limited environment makes microbes
compete for resources, dominate a particular area or become invasive
and endanger others. When they share the same living platform, a conflict for resources arise and eventually this results with a borderline.
The behaviors of the microorganisms resemble human actions and
motives. Visually representing the maps and aerial scenes, these microbes act as metaphors for war and the human predicament..”
“200”
2015
Petri kabı içerisinde Mikroskobik oluşumlar, galeri
ziyaretçilerinden alınmış örnekler
Microscopic organisms in Petri dishes, samples taken from
gallery visitors
(detay // detail)
Leyla Emadi
Nedir bu ‘bulut’? Nasıl girdi hayatlarımıza?
Başımızın üstünde bir yerlerde duran ama somut olarak göremediğimiz,
elimizle uzansak dokunamadığımız, kulağımızı iyice dayasak sesini
duyamadığımız bir ‘şey’ işte. Hayatımıza dair her şeyi içine kaptırdığımız
bir sistem mi? En özelinden en geneline kendimize dair her veriyi orada
sakladığımız ya da sakladığımızı sandığımız... Nereden ve nasıl geldiğini
çözemediğimiz ama inanılmaz bir hızda 7’den 70’e hepimizin hayatlarına derinlemesine nüfuz eden, bizi çepeçevre sarmalayan bir ağ misali...
Bu mucizevi ‘ağ’ın hızından, büyüklüğünden, tüm yeniliklerinden faydalanırken; insanlığımızdan, bireyselliğimizden, özelimiz ve öznelliğimizden kaybettiklerimiz nasıl bir ‘bulut’ta birikiyor acaba?
Teknolojinin getirilerinin yanında götürülerinin sığabileceği hiç bir bulut görünmüyor önümüzde. Önce ağzımıza bir parmak bal çalıp sonra
o balın tatlı mayhoşluğundayken biz, farklılıklarımızla, renklerimizle ete
kemiğe bürünmüş olan bizleri bireyselliğimizden koparan, toplu robotlaşmaya götüren, duyguların önemini yitirdiği ve hatta yok edildiği siber
bir dünyaya adım attık, attırıldık. Bir gün başımızın üstünde duran bu
veri ağının tam içinde olacağız. Belki de ‘bulut’un kendisi olacağız, ya da
olduk bile. Kim bilir?
What is this “cloud”? How come it has become a part of our lives?
It’s a “thing” that floats somewhere above our heads yet we can’t see
it; we can’t touch it even if we reach with our hands, we can’t hear It
even if we push our ears against it. Is it a system that every part of our
life gets caught in? A system in which we keep –or we think we keep–
every bit of public and private data about ourselves... Just like a net
that becomes a part of all our lives and surrounds us all, yet we fail to
understand from where and how it comes...
As we benefit from the speed, the size and the innovations of this
miraculous “net”, what kind of a “cloud” collects the things we lose
from our humanity, individuality, private life and subjectivity? We see
no cloud in which we could collect what the technology takes away
from us, apart from the things it brings. They first tempted us with a
drop of honey, and while we were intoxicated by its sweet sourness,
we were broken off from our individuality, transformed into robots and
transported into a cyber-world where emotions are no more important
or even totally left out. One day we will be totally immersed in this net
of data that floats above our heads. Maybe we will be the “cloud” itself,
or maybe this has already happened. Who knows?
“Cloud”
2015
Hortum, akar led
Pipe, flowing led
Değişken boyutlar // Dimensions variable
(detay // detail)
Gülhatun Yıldırım
Tüm kültürlerde kutsal ve yaşam için önemli bir takım simgeler vardır.
Simgeler aslında yaşama ait illüzyonlar içerir. Herkesin tecrübe edebileceği bu illüzyonlar, yaşam denilen olgunun köklerini irdelerse
eğer, zaman içerisinde her şeyin bir çeşit uyuma - uyanma haline
dönüştüğünü görebiliriz.
Performansta, ekmek ve suyun birleştiriciliğinden yola çıkıp, değersizleşmeyle oluşan ve aslında hep göz önünde olanın silikleştiğine, algıların bunu reddedişi ve mekanikleşmeye ait izler var.
Duyumsamanın yıkan ve yeniden kuran döngüsü içinde farkındalığımızın uyanması için bir uyarıcı mı gerekir?
All cultures have certain symbols that are considered holy, that
possess a significance for life. In fact, symbols contain illusions about
life. If these illusions (which everyone can experience) seek the roots of
the phenomenon of life, we can see that everything is reduced into a
state of falling-asleep / waking-up.
The performance is based on the uniting characteristics of bread and
water and deals with how things that are always visible lose their value
and fade away, how the senses deny it, and the process of
mechanization.
Do we need a stimulant to wake our awareness within the cycle of
perception that breaks things down and reconstructs them?
“Untitled”
2015
Performans // Performance
Refik Anadol
“Infinity” (sonsuzluk) Refik Anadol tarafından hayata geçirilen bir immersive (izleyiciyi
yapay/sanal bir çevreye tamamen daldıran) ortam projesi. Bu proje, sanatçının süregelen
“Geçici Immersive Ortam Deneyleri” araştırmasının önemli bir kısmını oluşturuyor. Sözkonusu araştırma ise, “immersion” adı verilen –genellikle yapay– bir bilinç hâli sayesinde
izleyicinin fiziksel benliğine dair farkındalığının dönüştürüldüğü ve fiziksel-olmayan bir dünyada var-olma algısının yaratıldığı bir bilinç durumunu kullanan işitsel-görsel enstalasyonlar
üzerine yoğunlaşıyor.
Kavram olarak sonsuzluğun seçildiği projede, çağdaş algoritmalar vasıtasıyla klasik düz
sinema projeksiyon ekranını üç boyutlu kinetik ve arkitektonik bir görselleştirme uzamına
dönüştürmek amacıyla sözkonusu yanılgısal mekân altyapısını parçalarına ayırmaya ve
izleme deneyiminin sınırlarını aşmaya yönelik radikal bir çaba sarfedildi.
Bu deneyde ışık, gerçek/kurgusal ve fiziksel/sanal iki gerçeklik arasındaki sınırları bulanıklaştırmak ve bunları birbirine bağlamak amacıyla kullanılan en önemli öğe. Yansıtma
teknolojisinin yarattığı sanal mekân ile izleyicinin yer aldığı fiziksel mekân arasındaki eşiğe
işaret ediyor. Deneyler immersive sanal ortamlar ve onların izleyici üzerindeki etkisinin
uzamsal özelliklerini tartışmaya açıyor. Sunulan altyapı vasıtası ile gerçekleştirilen deneyler,
algının göreceliliği ve onun çevremizi anlayışımızı nasıl etkilediğini sorgulamayı niyetliyor. Bu
proje, yapılan çalışmayı bedenden-ayrılmış tekno-ütopik bir fantaziye kaçış yolu olarak kullanmak yerine, bizim kendimizi ve çevremizi yeniden taze bir biçimde algılamamızı sağlayacak bir dönüş aracı olarak işlev görmeyi hedefliyor – bunu sağlamak için ise, bizi alışkın
olduğumuz algılarımızdan ve dünyada olmaya dair kültürel-açıdan-eğilimli varsayımlarımızdan geçici olarak uzaklaştırıyor.
‘Infinity’ is an immersive environment project by Refik Anadol. Project is an
integral part of artist’s ongoing ‘Temporary Immersive Environment Experiments’ which is
a research on audio/visual installations by using the state called immersion which is the
state of consciousness where an immersant’s awareness of physical self is transformed
by being surrounded in an engrossing environment; often artificial, creating a perception of
presence in a non-physical world.
In this project ‘infinity’ chosen as a concept, a radical effort to deconstruct the framework
of this illusory space and transgress the normal boundaries of the viewing experience to set
out to transform the conventional flat cinema projection screen into a three dimensional
kinetic and architectonic space of visualisation by using contemporary algorithms.
Light is the major element in the experiment, used to blur and interconnect the boundaries between the two realms actual/fictional and physical/virtual. It signifies the threshold between the simulacrum space created by the projection technology, and the physical
space where the viewer stands. The experiments will discuss the inherent spatial qualities
of immersive virtual environments and their effect on the embodied person. Through the
presented framework, the experiments intends to question the relativity of perception and
how it informs the apprehension of our surroundings. Rather than approaching the medium
as a means of escape into some disembodied techno-utopian fantasy, projects sees itself
as a means of return, i.e. facilitating a temporary release from our habitual perceptions and
culturally biased assumptions about being in the world, to enable us, however momentarily,
to perceive ourselves and the world around us freshly.
“Infinity Room”
2015
Video yerleştirme // Video installation
(detay // detail)
Burak Dak
“İşte Yeryüzünün Kabusu’’ resminde tuhaf ve fantastik betimlenmiş karakterlerin dünyasında pek de sıradan olmayan bir av sahnesine tanıklık ediyoruz.
Resmin her iki ucunda tüm bu olanlardan bağımsız gibi duran bir kadın ve
bir erkek figürü gözümüze çarpar. Sanki olaya uzaktan seyirci kalmışlar, bizi
gerçekleşmekte olan av sahnesine hazırlayıp sonrasında ise yolcu edeceklermiş
gibi... Peki kimdir bunlar ve bu av ne için?
Kadın ve erkek figürleri sembolik bir anlatım ile betimlenmiş Adem ve Havva’yı
temsil ederken, av sahnesindeki tek bedeni paylaşan çift başlı anomali figür ise,
onların büyük oğlu Kabil ve küçük oğlu Habil’i temsil eder. Kardeşler tıpkı antik
çağ Asur kralı Asurbanipal’in aslan avı rölyefinde olduğu gibi konumlandırılmıştır.
Tek yayı paylaşan iki kardeş tanrıya olan sadakat ve şükürlerini sunmak için ona
yaraşır bir av bulmaya çıkmışlardır. Habil’in okları düzenli ve istikrarlı bir şekilde avına isabet ederken, Kabil’in atışları düzensiz, sırasız ve rastgele gibidir.
Kardeşlerin ok kullanma şekilleri onların kişiliklerini yansıtmaktadır. Her ikisi de
kendilerinden kaçmakta olan çoğu amfibi garip av hayvanı sürüsünün içinden
en iyi avları vururlar. Sırada tanrının bu sunakları kabul edip etmemesi kalmıştır.
Resmin başında konumlanmış Havva figürünün betimlenişi oldukça simgesel.
Tarih boyunca ataerkil toplum tarafından kadın bedeni üzerine yüklenmiş
misyon olan bekaretin önemi ve doğurganlığın simgelerini taşıyor. Adem figürü
ise normal bir erkek bedeni ile betimlenmiş. Ancak Adem’in beden dili işlemek
üzere olduğu günahın verdiği tedirginliği yansıtıyor. Havva az önce Adem’den
yasak meyveyi kopartmasını istemiş. İnsanlığın sonlandıramayacağı bir kabus.
İşte bu yeryüzünün kabusu.
The painting entitled “İşte Yeryüzünün Kabusu” (Here’s the Nightmare of the
Earth) depicts an unusual hunting scene in a world of strange and fantastic
characters. We see a male and a female character on both ends of the painting,
who appear not to be involved in all this. As if they’re watching the scene from a
distance, they’re going to prepare us for the hunting scene and then see us off...
Who are they, and what’s this hunt for?
While the male and the female characters represent Adam and Eve, the abnormal figure with two heads sharing a body represents their sons Cain and Abel.
The brothers are positioned just as in the lion-hunt relief of the Assur king of
the antique age, Ashurbanipal. Sharing a single bow, the two brothers are on
a hunt in order to show their loyalty and gratitude to god. While Abel’s arrows
constantly hit their target, Cain’s shots are inconsistent and seemingly random.
The way they shoot arrows reflects their personalities. Both of them shoot the
best animals from the strange herd, the most of which consists of amphibians.
Next comes the question of whether the god will accept these presents or not.
The way the Eve figure is depicted is quite symbolic. She carries the symbols of
virginity and fertility, both of which are characteristics demanded of the female
body by the paternalistic society throughout history. Adam figure on the other
hand is depicted with a regular male body. However his body language reflects
his uneasiness concerning the sin he’s about to commit. Eve has just asked
Adam to pick the forbidden fruit. A nightmare that humanity can not put an end
to. This is the nightmare of the earth.
“İşte Yeryüzünün Kabusu”
2015
Duvar yerleştirme // Wall installation
(detay // detail)
Erdal İnci
Erdal İnci’nin videolarında dikkat çeken iki ana unsur söz konusu; hareket ve
zaman. Videodaki kadraj, onun için resimdeki kompozisyonun ana şeması anlamına geliyor. İşlerinin çoğunu dış mekanda çeken sanatçı için, kullandığı mekanı renk ve formlar yerine hareket ve zaman ile kompoze ediyor. Videolarına
hareketi getiren ana öğe genellikle figür olarak karşımıza çıkıyor. Figürün sistematik olarak sürekli tekrar ettiği hareket, zamanı sonsuzlaştırıyor ve döngüsel
kılıyor. Figür veya figürler, bu tekrardan dolayı robotik bir kurguya sahiplermiş
gibi gözüküyorlar. Robotik figür tekrarı, sanatçının bir kaç saniyelik çekimlerden
meydana gelen videolarını ‘loop’layarak kurgulamasından kaynaklanıyor. Böylelikle figür sonsuz kez ‘klonlanmış’ gibi gözüküyor. Erdal’ın yarattığı bu kitlesel
klon kalabalığı, yapıtın içinde yeni bir doku ve örüntü (pattern) meydana getiriyor.
Sanatçı, bu örüntüyü şehir dokusuna zıtlık oluşturacak şekilde kurguluyor.
Erdal’ın tüm işlerinde neredeyse figür olarak kendini kullandığını görüyoruz,
dolayısıyla otobiyografik değere sahipler. Öte yandan, sanatçının bireysel olarak
var olduğu çalışmalarında bir kaç saniyelik görüntüyü oluşturmak için düzenli
biçimde yaptığı hareketler performatif bir nitelik taşıyor. İnci’nin bu bağlamda
videonun kurgusunu oluştururken öncesinde kareografiyi tasarladığını söyleyebiliriz. Sanatçının kendisinin bulunduğu işlerinin yanı sıra bazılarında, çekimin
gerçekleştiği mekanda hali hazırda var olan diğer bireyler de kompozisyona dahil
olurlarken, sanatçının kendisini de mutlaka bir karede görüyoruz.
Two main aspects come to attention in Erdal İnci’s videos: movement and time.
The video’s frame constitutes for him the main scheme of the composition of
the painting. The artist, who shoots the majority of his videos outside, composes his settings using movement and time rather than colour and form. We usually encounter a figure as the main element bringing movement to his videos.
The figure’s systematic and continuously repeated movements eternalize and
proliferate time. Due to this, the figure or figures appear to have the constitution
of robots. The robotic repetition of the figure arises from the artist’s editing of
his videos, originally consisting of sequences of a few seconds, by looping them.
This gives the figure the appearance of having being cloned infinite times. This
crowd of clones created by Erdal in turn bring a new layer of texture and pattern
into his works. The artist sets up this new pattern to be in contrast to the city’s
texture.
We observe that Erdal uses himself as the subject in nearly all of his works, so
they have autobiographic value as well. On the other hand, the artist’s systematic movements in order to create the few seconds of video in the works he
personally appears in also carry a performative aspect. In this sense it is possible to say that he creates the choreography prior to constructing his videos.
In addition to works featuring him, others include people who were already on
location when the video was being shot, as well as invariably the artist himself.
Biyografiler
Biografies
Ali Şentürk
Ali Şentürk
1985, Ankara
1985, Ankara
Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Heykel bölümünü
2012 yılında bitirdikten sonra aynı yıl aynı okul ve bölümde
yüksek lisans yapmaya başladı. Şentürk, Ankara’da yaşıyor,
Hacettepe Heykel Bölümü’nde yüksek lisans programına
devam ediyor ve ODTÜ Müzik ve Güzel Sanatlar Bölümü’nde
heykel dersleri veriyor.
After graduating from the Sculpture Department of the
Fine Arts Faculty at Hacettepe University in 2012, Şentürk
proceeded with a postgraduate study at the same school/
department. He lives in Ankara, he is still a postgraduate
student at the Sculpture Department of Hacettepe University,
and he teaches sculpture at the Music and Fine Arts Department of METU.
Seçilmiş Sergiler
Selected Exhibitions
2015 “The Journey to Me” Zorlu PSM, artnivo.com, İstanbul
2015 “İkinci Doğa” ODTÜ Sanat Festivali, Ankara
2015 “Bir Savaş Nasıl Hatırlanmalıdır” Cer Modern, Ankara
2015 “Oyun Parkı”, Galeri NEV, Ankara
2015 “Genç Yeni Farklı” Galeri ZİLBERMAN, İstanbul
2014 “Benden Kimseye Bahsetme” SODA İSTANBUL, İstanbul
(kişisel sergi)
2014 “Ali Şentürk ‘ü aramak” ODTÜ Kütüphanesi, Ankara (
kişisel sergi)
2014 “Sarhoş Müphem Köpek” Cer Modern,Kitchen İnisiyatifi,
Ankara
2014 “Kırılma” Kare Sanat Galerisi, İstanbul
2013 “Buraya Bakarlar” Hub Sanat mekan, Cer Modern, Ankara
2013 “Cermodern Konuk Sanatçı Programı” Ankara
2013 “Mamut art” Antrepo no 4 , İstanbul
2013 “Boş Evlerden Şehir Olmaz”, M1886, Ankara
2013 “Genç Karma”, Almanya Büyükelçiliği, Ankara
2013 “Pelesiyer ilk Sergi”, Pelesiyer Project
2013 “Genç Sanatçılar Nazım’la Buluşuyor”, Çağdaş Sanatlar
Merkezi, Ankara
2013 “Göz Kararı”, Yaygara Güncel Sanat İnisiyatifi, Ankara
2012 “Genç Kuşak Sergisi”, Galeri KAV, Ankara
2012 “Küçük İşler”, Galeri KAV, Ankara
2012 “Temas ve Tahammül”, Galeri Kara, Ankara
2012 “Kir”, Baskı Sergisi, Galeri Artist, Ankara
2012 “40 Haramiler Sokak Sergisi”, Avareler Bağımsız Topluluk, Ankara
2011 “Tehlikelere Göğüs Germekten Başka Çaremiz Yok”
Galeri KARA, Ankara
2015 “The Journey to Me” Zorlu PSM, artnivo.com, Istanbul
2015 “Second Nature” METU Art Festival, Ankara
2015 “How Should a War Be Remembered?” Cer Modern,
Ankara
2015 “Amusement Park”, Gallery NEV, Ankara
2015 “Young Fresh Different” Gallery ZILBERMAN, Istanbul
2014 “Don’t Tell Anyone About Me” SODA ISTANBUL, Istanbul
(solo show)
2014 “Searching for Ali Şentürk” METU Library, Ankara (solo
show)
2014 “Ambiguous, Drunk, Dog!” Cer Modern, Kitchen Initiative,
Ankara
2014 “The Break” Kare Art Gallery, Istanbul
2013 “Here They Look” Hub Art Space, Cer Modern, Ankara
2013 “Cermodern Artists-In-Residence” Ankara
2013 “Mamut Art” Antrepo no 4 , Istanbul
2013 “Vacant Houses Don’t Make a City”, M1886, Ankara
2013 “Young and Mixed”, German Consulate, Ankara
2013 “Pelesiyer First Show”, Pelesiyer Project
2013 “Young Artists Meet Nazım”, Contemporary Arts Center,
Ankara
2013 “Eyeballing”, Yaygara Contemporary Art Initiative, Ankara
2012 “Young Generation”, Gallery KAV, Ankara
2012 “Art Small”, Gallery KAV, Ankara
2012 “Contact and Tolerance”, Gallery Kara, Ankara
2012 “Dirt”, Show of Prints, Gallery Artist, Ankara
2012 “40 Haramiler Street Show”, Avareler Independent
Group, Ankara
2011 “We Have No Choice But To Face The Dangers” Gallery
KARA, Ankara
Sibel Diker
Sibel Diker
1981, Paris
1981, Paris
2008´den beri İstanbul´da yaşıyor ve çalışıyor.
Sibel Diker lives and works in Istanbul since 2008.
2009-2011 Art Center İstanbul Borusan Kültür ve
Sanat Rezidans programında davetli sanatçı
2009-2011 Art Center Istanbul Borusan Art,
Artist-In-Residence Program
2006 Yüksek Lisans (DNSEP), Ecole Nationale
Supérieure d´Arts de Paris-Cergy (ENSAPC)
2006 Master Of Arts degree (DNSEP), Ecole Nationale
Supérieure d´Arts de Paris-Cergy (ENSAPC)
2005 Değişim programı, Université du Québec de
Montréal (UQAM)
2005 Student Exchange Program, Université du
Québec de Montréal (UQAM)
2004 Lisans (DNAP), Ecole Nationale Supérieure d´Arts
de Paris-Cergy (ENSAPC)
2004 Bachelore Of Arts degree (DNAP), Ecole
Nationale Supérieure d´Arts de Paris-Cergy (ENSAPC)
Seçilmiş Sergiler
Selected Exhibitions
2015 “Mamut Art Project”, İstanbul
2015 “Yalnızlık Ve Kalabalık”, KHAS Galeri, İstanbul
2015 “Open Call // Open Door”, Nesrin Esirtgen
Collection, İstanbul
2014 “Celebration And Memories”, Lucca Art, İstanbul
2014 “Contemporary Istanbul”, İstanbul
2013 “Social Animals”, Alan İstanbul, İstanbul
2012 “Koleksiyon Sergisi”, Özyeğin Üniversitesi,
İstanbul
2011 “Durumun Sorgulanması”, Borusan Müzik Evi,
İstanbul
2010 “Şu Anda Buradasınız”, İstanbul 2010 Avrupa
Kültür Başkenti, İstanbul, Türkiye
2010 “Mind Models: The First Show”, Borusan Müzik
Evi, İstanbul, Türkiye
2009 “Klasik”, Daire Sanat, İstanbul
2007 “Le Festival des 20èmes Instants Vidéos”,
Marseille
2007 “Turn On The Light She Said”, Espace La
Générale En Manufacture, Paris
2006 “Grand Chelem”, Collectif Vacancy, Galerie
Y-Grec, Paris
2005 “Keep Together”, Espace En Cours, Paris
2015 “Mamut Art Project”, Istanbul
2015 “Yalnızlık Ve Kalabalık”, KHAS Gallery, Istanbul
2015 “Open Call Open Door”, Nesrin Esirtgen
Collection, Istanbul
2014 “Celebration And Memories”, Lucca Art, Istanbul
2014 “Contemporary Istanbul”, Istanbul
2013 “Social Animals”, Alan Istanbul, Istanbul
2012 “Collection Show”, Özyeğin University, Istanbul
2011 “Considering The Circumstances”, Borusan
Music House, Istanbul
2010 “You Are Here”, Istanbul 2010 European Capital
Of Culture , Istanbul
2010 “Mind Models: The First Show”, Borusan Music
House, Istanbul
2009 “Klasik”, Daire Sanat, İstanbul
2007 “Le Festival des 20èmes Instants Vidéos”,
Marseille
2007 “Turn On The Light She Said”, Espace La
Générale En Manufacture, Paris
2006 “Grand Chelem”, Collectif Vacancy, Galerie
Y-Grec, Paris
2005 “Keep Together”, Espace En Cours, Paris
Can Akgümüş
Can Akgümüş
1987, Ankara
1987, Ankara
İstanbul’da çalışıyor ve yaşıyor.
Lives and works in Istanbul.
Malzeme olarak fotoğrafı, görünen gerçekliği kayıt
altına alması ve bunun bellek, tarih ve toplum ile
olan ilişkileri üzerinden yeniden üretilmesiyle oluşan
döngünün bir saptaması olarak kullanır. Çalışmalarını,
Türkiye sınırları dahilinde, sürekli yer değiştirerek, kent
yaşamı, kent yaşamının doğal döngüsü ve bireyler üzerindeki etkilerini mesafeli ve yorumlayıcı gözlemleriyle
üretir. Kişisel hafızasıyla ortak hafıza arasında yeni ilişki yolları arar. Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari
Bilimler Fakültesi’nde İktisat üzerine lisans eğitimi
gördü.
Can Akgümüş utilizes photography as a way of
pointing out the cycle which consists of the recording of the visible reality and its reproduction through
its relation to memory, history and society. His works
are the result of his travels in Turkey, during which he
observes urban life, the natural cycle thereof and its
effects on individuals in a remote and interpretive way.
He seeks new ways of relation between his
personal memory and collective memory. He has
studied Economy at the Administrative Sciences
Faculty of Selçuk University.
Seçilmiş Sergiler
Selected Exhibitions
2015 “Yalnız ve Kalabalık”, Khas Galeri, İstanbul
2014 “Celebration & Memories”, ArtLucca, Artnivo,
İstanbul
2014 “Contemporary Istanbul, Artnivo, İstanbul
2014 “Where am I?”, Kare Galeri, İstanbul
2014 “Download”, Artnivo, İstanbul
2013 “3th International Bursa Fotofest Dummy
Awards”, ‘Öteki Bosna’ Birincilik Ödülü, Bursa
2013 “Genç Yeni Farklı 4”, Zilberman Galeri, İstanbul
2015 “Lonely and Crowded”, Khas Gallery, Istanbul
2014 “Celebration & Memories”, ArtLucca, Artnivo,
Istanbul
2014 “Contemporary Istanbul”, Artnivo, Istanbul
2014 “Where am I?”, Kare Gallery, Istanbul
2014 “Download”, Artnivo, Istanbul
2013 “3th International Bursa Fotofest Dummy
Awards”, ‘The Other Bosnia’ 1st Prize, Bursa
2013 “Young Fresh Different 4”, Zilberman Gallery,
Istanbul
Serenay Şahin
Serenay Şahin
1978, İstanbul
1978, Istanbul
İstanbul’da ve Eskişehir’de yaşıyor ve
çalışıyor
Lives and works in Istanbul and Eskisehir
2001 yılında Marmara Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nden mezun oldu.
Aynı üniversitede yüksek lisans ve sanatta yeterliğini tamamladı. Hollanda Kraliyet Akademisi, Ses ve
Görüntü Bölümü’nde bir yıl süreyle eğitim aldı.
Serenay Şahin has graduated from the Sculpture Department of the Fine Arts Faculty of Marmara University in 2001. She then completed her postgraduate
and Master’s studies at the same university. She studied for a year at the Sound and Image Department of
the Royal Netherlands Academy.
“Paralel Hikayeler, Kurgular, Bilinmeyenler”,
Artbosphorus Çağdaş Sanat Fuarı; “7-8 Temmuz
Sanatın Eylemi”, Kargart; “Values of Turkish Art”,
Palatul Culturii Targul-Mureş; “Frames of Turkish Art”,
Kö-Tar-Lat Galeri; “Papergirl İstanbul”, Milk Galery; “Art
On The Road”, Rog Otonom Bölgesi; “Contemporary
Solutions”, Transvaal Instable Art Exhibition; “Kültürel
Köprüler”, Yıldız Sabancı Sanat Merkezi; “Esin mi?
Şeytan mı?”, Işık Üniversitesi Maslak Galerisi; “Kurgu”,
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi
gibi çeşitli karma sergilerde yer aldı.
She took part in shows such as: “Parallel Stories,
Constructs, Unknown”, Artbosphorus Contemporary
Art Fair, “7-8 July Protest of Art”, Kargart, “Values of
Turkish Art”, Palatul Culturii Targul-Mureş, “Frames of
Turkish Art”, Kö-Tar-Lat Gallery, “Papergirl Istanbul”,
Milk Gallery, “Art On The Road”, Rog Autonomous Area,
“Contemporary Solutions”, Transvaal Instable Art Exhibition, “Cultural Bridges”, Yıldız Sabancı Sanat Merkezi,
“Inspiration or Evil?”, Işık University Maslak Gallery,
“Fiction”, TMMOB Chamber of Architects, Istanbul
Metropolitan Branch.
“Dijital Sanat, Arayüz ve Yeni İzleyici Profili” adlı
bildirisini Yeni Medya Çalışmaları: Kuram, Yöntem, Uygulama ve Siyasa 1. Ulusal Kongresi’nde; “Etkileşimli Sanat Yapıtı ve Yeni Açık Alan Reklam Stratejileri”
bildirisini 7. Karaburun Bilim Kongresi’nde; “Vagon
Projesi”ni, Kolektif Belleğin İzinde Sokak ve Toplumsal
Hareketler Kolokyumu’nda; “Sınırsız TeknolojiTeknolojik Sanat” bildirisini Günümüz Türk Heykel
Sanatı’nın Sorunları Ulusal Heykel Sempozyumu’nda;
“Cisimleşen Etkileşim, Değişen Kimlik” adlı bildirisini
Sanatta Kimlik ve Etkileşim Uluslararası Sempozyumu’nda sunan Şahin’in, çeşitli yayın organlarında
yayınlanmış olan “Digitally Yours: Status of The Viewer
in Digital Age”, “Akademik Olmayan Ders”, “Rushkoff:
Bir Tuhaf Öneri”, “Etkileşen Sanat Yapıtı/Reklam”, “Be
Stupid”, “Be Stupid-2”, “Bir Tuhaf Ada: Locusolus” adlı
makaleleri bulunmaktadır.
She presented the following reports: “Digital Art, Interface and the New Viewer Profile” at New Media
Studies: Theory, Method, Practice and Strategy, 1st
National Congress
“Interactive Art Work and New Outdoor Advertisement
Strategies” at 7th Karaburun Science Congress
“Railway Car Project” at Street and Public Actions After
Collective Memory Colloquium
“Infinite Technology, Technological Art” at Problems of
Contemporary Turkish Sculpture, National Sculpture
Symposium
“Objectified Interaction, Changing Identity” at Identity
and Interaction in Art, International Symposium.
She’s the author of the following articles: “Digitally
Yours: Status of The Viewer in Digital Age”, “Non-academic Class”, “Rushkoff: a Strange Proposal”
“Interactive Art Work/Advertisement”, “Be Stupid”
“Be Stupid-2”, “A Strange Island: Locusolus”.
Selin Balci
Selin Balcı
Selin Balcı, West Virginia Üniversitesinin Güzel Sanatlar bölümünden mezun olduktan sonra, 2012 yılında
Maryland Üniversitesinde stüdyo sanatları alanında yüksek lisans eğitimini tamamladı. 2008´den beri
Amerika´nın Maryland eyaletinde sanat çalışmalarını
sürdürmektedir ve iki ayrı üniversitede sanat tarihi ve
dizayn dersleri vermektedir.
After graduating from the Fine Arts Department of
West Virginia University, Selin Balcı has received her
Master’s degree on Studio Arts at Maryland
University. She’s been working as an artist in the US
state of Maryland since 2008, and she teaches art
history and design at two universities.
Balcı çalışmalarında bilim ve sanatı harmanlayarak
steril laboratuvar ortamında görmeye alışık olduğumuz mikroorganizmaları Petri kabı ortamından
ayırarak kanvas üzerinde kullanmaktadır. Bu yolla
mikroorganizmaların doğal renklerini ve formlarını
kullanarak resim yüzeyinde biyolojik bir etkileşim ve
çatışma arenası yaratmaktadır. Balci çalışmalarında
hem sosyal ikilemlere ve varoluşumuzun temel prensiplerine gönderme yapmakta hem de sosyal çatışmalara dikkat çekmektedir.
Kullandığı geleneksel olmayan bu yeni sanat yöntemi
dolayısıyla 2012 yılında College Art
Association (CAA) tarafından Profesyonel Gelişim
Bursu ile ödüllendirildi. Diğer ödülleri arasında Trawick
Prize, Washington DC
Hamiltonian Galeri bursu, SmackMellon Artist Ödülü,
Anne Truitt eğitim bursu, George Mason Üniversitesinden SOFAlab Bilim/Sanat Projesi ödülü bulunmaktadır.
Balcı´nın eserleri birçok karma, kişisel ve uluslararası
bienallerde sergilenmiştir. Yakın zamandaki çalışmaları New York´taki Rush Arts Gallery, Scope Art Fair,
başkent Washington DC´ de Emerge Art Fair,
Hamiltonian Gallery ve ConnerSmith galerilerinde yer
almıştır.
In her works, Balcı combines science and art by
removing microorganisms that we’re used to seeing in
labs from their environment of the Petri dish and
applying them onto canvas. This way, she creates an
arena of biological interaction and conflict on the surface of the painting and makes use of the
natural colors and forms created by microorganisms.
Her works reference social dilemmas and the fundamental principles of our existence and emphasize social conflicts.
Due to her new and unusual artistic practice, Balcı was
awarded the Professional Development Fellowship
by College Art Association in 2012. Her other awards
include: Trawick Prize, Washington DC Hamiltonian
Gallery Scholarship, SmackMellon Artist Award, Anne
Truitt Education Scholarship, SOFAlab Science/Art
Project Award from George Mason University.
Balcı’s works have been shown in numerous group,
solo shows and international biennials. Recently her
works have been presented at Rush Arts Gallery New
York, Scope Art Fair, Emerge Art Fair in capital
Washington DC, Hamiltonian Gallery and ConnerSmith
Gallery.
Leyla Emadi
Leyla Emadi
1977, Ankara
1977, Ankara
İstanbul’da yaşıyor ve çalışıyor
Lives and works in İstanbul
Eğitim
Education
2015- Yeditepe Universitesi Güzel Sanatlar Fakültesi,
Doktora
2004-2006 Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi, Resim MA
2000-2004 Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi, Resim BA
1995-1996 Los Angeles Pierce College 3D Art
2015- Yeditepe University Faculty of Fine Arts, PHD
2004-2006 Yeditepe University Faculty of Fine Arts
Painting MA
2000-2004 Yeditepe University Faculty of Fine Arts
Painting BA
1995-1996 Los Angeles Pierce College 3D Art
Seçilmiş Sergiler
Selected Exhibitions
2014 “Contemporary Istanbul Sanat Fuari 2014”,
İstanbul
2014 “Contemporary Istanbul Art Fair 2014”, Istanbul
2014 “Download”, artnivo.com, Sofa Hotel, İstanbul
2014 “The Feeling of Happiness”, Homa Art Gallery,
Tehran, İran
2013 “I Love You More Than Art”, Ekavart Gallery,
İstanbul
2014 “Download” artnivo.com, Sofa Hotel, Istanbul
2014 “The Feeling of Happiness”, Homa Art
Gallery,Tehran, Iran
2013 “I Love You More Than Art”, Ekavart Gallery,
Istanbul
2012 “5. Aliminium Baku Bienali”, Face of Time, Bakü
2012 “5th Aliminium Baku Biennale”, Face of Time,
Baku
2012 “Gerçeklik Terörü”, Depoİstanbul, İstanbul
2012 “Reality Terror”, DepoIstanbul, Istanbul
2011 “Blockade”, Alanistanbul - İstanbul
2011 “Blockade”, Alanistanbul, Istanbul
2011 “Art Beat İstanbul”, İstanbul
2011 “Art Beat İstanbul”, Istanbul
2011 “1.İstanbul Yaz Sergisi”, Antrepo 5 Sanat Limanı,
İstanbul
2011 “1. İstanbul Summer Exhibition”, Antrepo 5
Sanat Limanı, Istanbul
2010 “Genç Yeni Farklı”, CDA Projects, İstanbul
2010 “Young New Different”, CDA Projects, Istanbul
Gülhatun Yıldırım
Gülhatun Yıldırım
1991, İstanbul
1991, Istanbul
İstanbul’da yaşıyor ve çalışıyor
Lives and works in İstanbul
Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim
bölümünden Haziran 2014’te mezun oldu. Aynı yaz
katılımcısı olduğu bir uluslararası performans sanatı
festivalindeki workshoplara katıldı, bir hafta boyunca
doğada, galeride solo performanslar gerçekleştirdi. Beden ve imge - mekan - nesne ilişkisi kurarak kamusal
alan ve sınırlandırdığı mekana göre performans ağırlıklı
işler yapıyor.
Gülhatun Yıldırım has graduated from the Painting
Department of the Fine Arts Faculty of Işık
University in June 2014. In the summer of 2014, she
has attended workshops in an international performance festival where she had presented solo performances in the gallery and in the nature. She is mostly
focused on performance-related works referring
simulacrum - body - space relation and depending on
public space and its delimited field.
Seçilmiş Sergiler
Selected Exhibitions
2015 “Kamusal Alanda Sanat ve Tasarım Çalıştayı
Sergisi” Başkent Üniversitesi, Ankara
2015 “İkinci Doğa” ODTÜ Sanat Festivali, Ankara
2014 “Müphem” Kare Galeri, İstanbul
2014 “Bellek” Maçka Modern Sanat Galerisi, İstanbul
2015 “Kamusal Alanda Sanat ve Tasarım Çalıştayı
Sergisi” Başkent University, Ankara
2015 “İkinci Doğa” ODTÜ Sanat Festivali, Ankara
2014 “Müphem” Kare Gallery, İstanbul
2014 “Bellek” Maçka Modern Art Gallery, İstanbul
Solo performanslar
2015 “İsimsiz” süre 30 dk, İstiklal Caddesi, İstanbul
2015 “TBMM’den TDK’ya” süre 3 saat, Ankara
2015 “İsimsiz” süre 10 dk, Mekan 314, İstanbul
2015 “Unconnected” süre 15 dk, ODTÜ Ormanı –
Ankara
2014 “Kök” süre 35 dk, Kare Galeri, İstanbul
2014 “The Bottle Man” süre 2 saat, İstanbul,
2014 “İsimsiz” süre 2 saat, Mixer Galeri, İstanbul
2014 “Birleşme” süre 1sa 30dk, Mixer Galeri, İstanbul
2014 “İsimsiz” süre 30 dk, Mixer Galeri, İstanbul
2014 “3 Nokta” süre 2 saat, İstanbul
Projeler
2015 “24”, Unexpected Visitor
Solo performances
2015 “İsimsiz” duration 30 mins, Istiklal Street,
Istanbul
2015 “TBMM’den TDK’ya” duration 3 hours, Ankara
2015 “İsimsiz” duration 10 mins, Mekan 314, Istanbul
2015 “Unconnected” duration 15 mins, METU Forest
– Ankara
2014 “Kök” duration 35 mins, Kare Gallery, Istanbul
2014 “The Bottle Man” duration 2 hours, Istanbul
2014 “İsimsiz” duration 2 hours, Mixer Gallery,
Istanbul
2014 “Birleşme” duration 1 hour 30 mins, Mixer
Gallery, Istanbul
2014 “İsimsiz” duration 30 mins, Mixer Gallery,
Istanbul
2014 “3 Nokta” duration 2 hours, Istanbul
Projects
2015, “24”, Unexpected Visitor
Refik Anadol
Refik Anadol
1985, Istanbul
1985, İstanbul
Refik Anadol medya sanatçısı ve yönetmen olarak
çalışıyor ve Los Angeles, California’da yaşıyor. UCLA’nın
Tasarım Medya Sanatları bölümünde öğretim görevlisi.
Refik Anadol is a media artist and director. Currently
lives and works in Los Angeles, California. He is a lecturer in UCLA’s Department of Design Media Arts.
Parametrik veri heykel yaklaşımı ile mekâna-özel
kamusal sanat, alanında, immersive enstalasyon yaklaşımı ile ise canlı işitsel-görsel performans alanında
çalışıyor. Anadol’un çalışmaları mimari ve medya sanatları arasında melez bir ilişki yaratarak dijital ve fiziksel varlıklar arasındaki mekânı inceliyor. Refik
Anadol, Los Angeles’taki University of California’da
güzel sanatlar üzerine doktora, Istanbul Bilgi Üniversitesi’nin Görsel İletişim Tasarımı bölümünde doktora
ve aynı okulda Fotoğraf ve Video dallarında summa
cum laude derecesiyle lisans eğitimini tamamladı. Aynı
zamanda Antilop’un kurucularından birisi ve burada
yaratıcı yönetmen olarak çalışıyor.
He is working in the fields of site-specific public art
with parametric data sculpture approach and live
audio/visual performance with immersive installation
approach, particularly his works explore the space
among digital and physical entities by creating a
hybrid relationship between architecture and media
arts. He holds a master of fine arts degree from University of California, Los Angeles in Media Arts, master of fine arts degree from Istanbul Bilgi University in
Visual Communication Design as well as bachelors of
arts degree with summa cum laude in Photography
and Video. Co-founder and Creative director at Antilop.
Medya sanatçısı, tasarımcı ve uzamsal düşünür olan
Refik Anadol, çağdaş kültür konusunun dönüşümünün
uzamın yeni bir estetiğini, tekniğini ve dinamik algısını
gerektirmesi ile ilgileniyor. Anadol çalışmalarını göçebe
öznenin sıradışı uzamsal konumlandırmalara karşı
tepkisi ve onlarla olan ilişkisi üzerine kurar. Mimariye
medya sanatlarını eklemleyen Anadol, dijital-olmayan
gerçekliklerin artık var olmadığı bir post dijital mimari
gelecek ihtimalini sorgular. Izleyicilere hem iç hem
de dış mimari oluşumların işlevlerini tekrar-tanımlama olasılığını sunarak, onları alternatif gerçeklikleri
hayal etmeye davet eder. Anadol’un çalışmaları, tüm
uzamların ve cephelerin medya sanatçısının tuvaline
dönüşebileceğine işaret eder.
As a media artist, designer and spatial thinker, Refik
Anadol is intrigued by the ways in which the transformation of the subject of contemporary culture requires
rethinking of the new aesthetic, technique and dynamic perception of space. Anadol builds his works on the
nomadic subject’s reaction to and interactions with
unconventional spatial orientations. Embedding media
arts into architecture, he questions the possibility of a
post digital architectural future in which there are no
more non-digital realities. He invites the viewers to
visualize alternative realities by presenting them the
possibility of re-defining the functionalities of both
interior and exterior architectural formations. Anadol’s
work suggests that all spaces and facades have potentials to be utilized as the media artists’ canvases.
Anadol çeşitli ödüller, rezidanslar kazanmasının
yanısıra misafir öğretim görevlisi olarak da çalıştı.
Mekâna-özel çalışmaları şuralarda sergilendi:
Walt Disney Sergi Salonu (ABD), Hammer Müzesi
(ABD), Uluslararası Dijital Sanatlar Bienali Montreal
(Kanada), Ars Electronica Festivali (Avusturya), l’Usine
| Genève (Isviçre), Arc De Triomf (Ispanya), Zollverein |
SANAA’s School of Design Binası (Almanya), santralistanbul Çağdaş Sanat Merkezi (Türkiye), Outdoor Vision
Festivali SantaFe New Mexico (ABD), Istanbul Tasarım
Bienali (Türkiye), Sydney City Art (Avustralya),
Lichtrouten (Almanya).
He has been given awards, residencies and has served
as a guest lecturer. His site-specific audio/visual
performances have been seen in Walt Disney Concert
Hall (USA), Hammer Museum (USA), International Digital Arts Biennial Montreal (Canada), Ars Electronica
Festival (Austria), l’Usine | Genève (Switzerland), Arc De
Triomf (Spain), Zollverein | SANAA’s School of Design
Building (Germany), santralistanbul Contemporary Art
Center (Turkey), Outdoor Vision Festival SantaFe New
Mexico (USA), Istanbul Design Biennial (Turkey),
Sydney City Art (Australia), Lichtrouten (Germany).
Burak Dak
Burak Dak
1988, İstanbul
1988, Istanbul
İstanbul´da çalışıyor ve yaşıyor
Lives and works in Istanbul
2009 yılında İstanbul Avni Akyol Anadolu Güzel Sanatlar
Upon his graduation from the Painting Department of
Lisesi Resim Bölümü’nden mezun olan Burak Dak, aynı
Istanbul Avni Akyol Anatolian Highschool of Fine Arts
sene Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim
in 2009, he began his studies at the Painting Depart-
Bölümü’ne girdi.2013 yılında artSümer´de İlk Gösterim
ment of Mimar Sinan University of Fine Arts. He par-
/ First Viewing grup sergisine katıldı. 2014´te Adahan
took in the group show “First Viewing” at ArtSümer in
Gallery’de Zamanın İşaretleri , Dış / Düş // Signs of Time
2013, and “Signs of Time II, Outer / Dream” in 2014. In
, Outer / Dream grup sergisinde yer aldı. Contemporary
2014, he exhibited his works at Contemporary Istanbul
İstanbul Art Fair 2014’te “Zamanın İşaretleri” sanatçı
Art Fair both at the booths of artnivo.com and “Signs of
inisiyatifiyle ve aynı zamanda artnivo.com’un stand-
Time” initiative. In 2015, with the “Signs of Time” initi-
larında işleri bulundu. 2015 yılında “Zamanın İşaret-
ative, he partook in the show ‘’Başı Balkonda Dünyaya
leri” sanatçı grubuyla Pi Artworks’te ‘’Başı Balkonda
Ters” at Pi Artworks. At the same year, he participated
Dünyaya Ters’’ sergisine katıldı. 2015’te artnivo.com
in the group show ‘’Celebration & Memories’’ with
ile ‘’Celebration & Memories’’ karma sergisinde ve aynı
artnivo.com and ‘’The Journey to Me’’ which took place
sene Zorlu Center PSM’de ‘’The Journey to Me’’ karma
in Zorlu Performing Arts Center. Dak continues to work
sergilerinde yer alan sanatçı halen üretimini İstanbul´-
in Istanbul.
da sürdürüyor.
Erdal İnci
Erdal Incİ
1983, Ankara
1983, Ankara
İstanbul ve Berlin’de çalışıyor ve yaşıyor
Lives and works in Istanbul and Berlin
2005 yılında Hacettepe Üniversitesi Resim
Bölümü’nde lisans eğitimini tamamlamasının ardından sokak sanatı, fotoğraf , video ve dijital sanat
gibi farklı disiplinlerde üretmeye devam etti.
After graduating in 2005 with a BA from the Painting
Department at Hacettepe University, he continued his
production in a variety of disciplines such as street
art, photography, video and digital art.
İnci, 2009 yılında İstanbul’a yerleşti ve “Clones
Project” isimli video serisine başladı. İnci, bu seride
ürettiği videoları 2012 yılında optimize ederek GIF
formatına dönüştürdü ve blogunda yayınlamaya
başladı. Blog içerdiği özgün GIF anlayışıyla Die Zeit,
CNN, Huffington Post, Canal +, Deutsche Welle, The
Creators Project, Wired Magazine vb. gibi birçok online
editöryel yayında haber oldu.
Inci took up residence in Istanbul in 2009 and began
working on his video series “Clones Project”. He
optimized the videos from this series in 2012, turning
them into GIF format and publishing them on his
blog. With its unique approach to GIFs, his blog was
featured on many online publications including Die
Zeit, CNN,
Huffington Post, Canal +, Deutsche Welle, The Creators Project, and Wired Magazine.
2015’te Berlin’de Galeri Michael Schultz’ta “Mass
Ornament” ve ilk kişisel sergisi olan “Hareket
Örüntüleri”ni Jochen Proehl küratörlüğünde Bauart
Gallery’de 2013 sonunda İstanbul’da gerçekleştirdi.
2014’de İstanbul’da “Mamut Art Project” , Utrecht’de
“Holland Animation Film Festival”, 2013’te İstanbul Kare Art Gallery’de “The Break”, İstanbul Mixer
Gallery’de “Dilemma”, İstanbul Ekavart Gallery’de
“Parellel Threads”, İtalya Action Gallery’de “The GIF
Wall”, Ankara Cer Modern’de “Me , myself and I”,
2012’de Miami’de “Moving the Still: A festival of GIFs”
ve yine aynı sene İstanbul’da CDA Projects’de “Young,
Fresh, Different III” sanatçının katıldığı karma sergiler
arasında yer almaktadır.
He opened “Mass Ornament” in 2015 in Berlin-based
Michael Schultz Gallery and his first solo exhibition
“Patterns of Motion”, curated by Jochen Proehl, in
Bauart Gallery at the end of 2013.
“Mamut Art Project” (Istanbul, 2014), “Holland
Animation Film Festival” (Utrecth 2014), “The Break”
(Kare Art Gallery, Istanbul, 2013), “Dilemma” (Mixer
Gallery, Istanbul, 2013), “Parallel Threads” (Ekavart
Gallery, Istanbul, 2013), “The GIF Wall” (Action Gallery,
Italy, 2013), “Me, myself and I” (Cer Modern, Ankara,
2013),
“Moving the Still: A festival of GIFs” (Miami, 2012) and
“Young, Fresh, Different III” (CDA Projects, Istanbul,
2012) are among the group exhibitions the artist has
participated in.
Sponsorlar
Sponsors
Yayıncı / Publisher
artnivo.com
Nejat Eczacıbaşı Binası
Sadi Konuralp Caddesi No.5A
Şişhane 34433
İstanbul
T. (212) 225 63 26
www.artnivo.com
Tasarım / Design
Özge İnal
Çeviri / Translation
Emre Meydan
Baskı / Printing
Ömür Matbaa
Beysan Sanayi Sitesi
Birlik Caddesi No.20
Haramidere 34524 İstanbul
T. (212) 422 76 00
2015
1000 kopya / copies
Bu katalog 05.09.2015-01.11.2015 tarihleri arasında Zorlu
Performans Sanatları Merkezi - Galeri’de gerçekleşen “40 Metre
4 Duvar 8 Küp” isimli sergi nedeniyle yayınlanmıştır.
Tüm yayın hakları saklıdır.
This catalogue has been published on the occasion of
“40 Meters 4 Walls 8 Cubes” exhibition at Zorlu Performing Arts
Center - Gallery between 05.09.2015-01.11.2015.
All rights reserved.
Sanat Galerisi
zorlucenterpsm.com
0850 222 67 76
Her gün 10:00 - 21:00 arası ziyarete açıktır.
Open to visit everyday between 10:00 - 21:00

Benzer belgeler

Merz 3000 - Plato Sanat

Merz 3000 - Plato Sanat works. The sales policies adopted by galleries have had a significant influence in this development. The fact that young artists who get the opportunity to show their works in Istanbul are alienate...

Detaylı

Neo - Neon - Plato Sanat

Neo - Neon - Plato Sanat works. The sales policies adopted by galleries have had a significant influence in this development. The fact that young artists who get the opportunity to show their works in Istanbul are alienate...

Detaylı

entropi–entropy - karbon gallery

entropi–entropy - karbon gallery is presented together with the path and the traces that have lead to it. In addition to their visual contents, the photographs are also open to other interpretations with their framed compositions....

Detaylı