biyocoğrafya - CİHAN ALTUN
Transkript
biyocoğrafya - CİHAN ALTUN
Cihan Altun BİYOCOĞRAFYA Biyocoğrafya; Yeryüzünde bulunan bitki ve hayvanların dağılışını ve bu dağılışa etki eden coğrafi faktörleri inceleyen bilim dalına biyocoğrafya denir. Biyocoğrafyayı 3 alt bölüme ayırabiliriz. Tarihsel biyocoğrafya; geçmiş dönemlerde, kıta oluşumları, küresel iklim değişiklikleri ve diğer geniş çaplı çevresel faktörlerin canlılara etkisini inceler. Ekolojik biyocoğrafya canlıların çevre ile ilişkilerini, analitik biyocoğrafya ise canlıların bugünkü yaşamını ve yeryüzünde dağılışını araştırır. Biyocoğrafya, uygulamada; Bitki coğrafyası ve Hayvan coğrafyası olarak 2’ye ayrılır. Bitki coğrafyası; bitkilerin yeryüzündeki dağılışı ve bu dağılışa etki eden faktörleri inceler. Hayvan coğrafyası; hayvanların dağılışı ve bu dağılışa etki eden faktörler üzerinde durur. Hayvanların hareket kabiliyeti olması nedeniyle incelemek ve araştırmak bitkilere göre daha zordur. Bu nedenle günümüzde bitki coğrafyası zoocoğrafyaya göre daha çok gelişmiştir. Biyosfer: Yerküreyi saran atmosferin alt tabakaları ile litosferin canlıları barındırmaya uygun bulunan derinliğine kadar olan kısmı arasında kalan yaşam dünyasına biyosfer denir. EKOSİSTEM Ekosistem; Biyosferdeki canlı ve cansız varlıkların birbirleriyle olan ilişkilerini ifade eder. Karşılıklı olarak birbirlerine etki yapan canlılarla, cansız maddelerin bulunduğu herhangi bir doğa parçası bir ekosistemdir. Ekoloji: Cansız doğal çevre ile bu çevre içinde yaşamlarını sürdüren canlılar arasındaki ilişkileri inceleyen bilim dalına ekoloji adı verilir. Ekosistem içerisinde yer alan öğeler canlı ve cansız olmak üzere iki grupta toplanır. Ekosistemin (ortam) cansız bölümünü toprak, kayalar, su, güneş ışığı ve atmosfer meydana getirir. Canlı öğeleri ise bitkiler (üreticiler), hayvanlar (tüketiciler) ve ayrıştırıcılardır. Bir ekosistemin canlı öğeleri olan üreticiler, tüketiciler (hetotroflar), ayrıştırıcılar cansız çevre ile sıkı bir ilişki içerisinde olup onunla birlikte varlıklarını sürdürürler. Açık bir sistem olan ekosistemde, enerji ve besin giriş-çıkışı süreklidir. Ekosistemlerin Boyutu Ekosistem bütün biyosferi veya ekosferi kapsayabilir. Dünya gezegeni bütün olarak bir ekosistem olup buna ekosfer denir. Ekosistemler hangi boyutta olursa olsun birbiri ile etkileşim halinde olabilir. Büyük ekosistemde meydana gelen bir değişiklik, bu ekosistem içinde bulunan daha küçük boyutlu diğer ekosistemleri de etkiler. Küçük boyutlu birçok ekosistemde meydana gelen değişiklik bazen daha büyük ekosistemlerde bozulmaya neden olabilmektedir. cihanaltun.wordpress.com | 1 Cihan Altun Ekosistemlerin Özellikleri Enerji giriş ve çıkışı: Bitki ve hayvanların gelişmesi, büyümesi, üretim yapmaları ve hayatlarını devam ettirmeleri için enerji gerekir. Bu nedenle hangi boyutta olursa olsun bütün ekosistemlere enerji girişi vardır. Ekosistem, incelenen nesnelerin işlevsel veya şekilsel özelliklerine göre belirlenir. Fiziki çevrede bulunan su ve kara ekosistemleri birbirinden tamamen farklıdır. Bu çevrelerde ekosistemler oluştukları Klimatik rejimlere (tropikal, ılıman, arktik) ve kimyasal özelliklerine (tuzlu, asit, alkalin) göre tarif edilir. Kara ekosistemlerinde bitkiler hâkim biokütleyi oluşturur. Ekosistemler bağımsız olamazlar. Ekosistem öğeleri birbirleriyle birçok bakımdan ilişki içindedir. Ekosistemlerin diğer bir ortak özelliği de kesintisiz bir güneş enerjisine ihtiyaç duymalarıdır. Biyosferdeki bir ekosistemde meydana gelen madde kaybı diğerine geçiş yapar. Yani bir ekosistemde meydana gelen enerji veya madde kaybı diğeri için kazanç olur. Yeryüzündeki bütün ekosistemler aktiftir. Her ekosistemde madde ve enerji dolaşımı sayesinde üreme, gelişim ve ölüm meydana gelir. Bu nedenle dinamik ve değişebilen bir yapıya sahiptirler. Ekosistemlerde sürekli bir denge vardır. Aksi halde ekosistemin işleyişi ve düzeni bozulur. Ekosistemin Öğeleri (Bileşenleri) Ekosistemleri oluşturan öğeler canlı (biyotik) ve cansız (abiyotik) olmak üzere iki grupta toplanır. Cansız öğeler; kayalar, yerşekilleri, iklim (yağış, sıcaklık, rüzgâr, ışık), güneş enerjisi, sular, mineraller, gazlardan meydana gelir. Canlı öğeler ise bitkiler (üreticiler), tüketiciler (hayvanlar) ve bakteriler (ayrıştırıcılar)’dır. CANSIZ (ABİYOTİK) ÖĞELER Ekosistemin bir parçası olan cansız varlıklar; sıcaklık, ışık, oksijen, karbon, azot, mineraller, kayalar, yer şekilleri, toprak ve sudan oluşur. Bu öğeler canlıların yaşam alanlarının belirlenmesinde ve yeryüzüne dağılışında önemli rol oynar. Sıcaklık; İklim elemanları olan sıcaklık, yağış, nem ve rüzgâr canlıların yaşam ortamı (çevre, habitat) özelliklerini belirleyen faktörlerdir. Sıcaklığın mevsimlik değişimi, sıcak ve soğuk dönemlerin süresi, minimum ve maksimum sıcaklıklar hayvan ve bitki dağılışını etkileyen önemli faktörlerdir. cihanaltun.wordpress.com | 2 Cihan Altun Su ve Nem; Canlıların dağılışı ve yaşam alanları suya bağlıdır. Birçok canlı da suda yaşar. Yerküredeki canlılar susuz yaşayamaz. Su; insan, bitki ve hayvanlar için hayat kaynağıdır. Her türün su ihtiyacı farklıdır. Kullanılan Terim Özellik 1 Hayvan Bitki 2 Hidrofil Hidrofit Devamlı suda yaşar 3 Higrofil Higrofit Çok nemli karasal ortamlarda yaşar 4 Mezofil Mezofit Orta derecede nemli yerlerde yaşar 5 Kserofil Kserofit Kurak ortamlarda yaşar. Çöl ve sahil kumullarındaki hayvan ve bitkilerdir. Tablo: Su ihtiyacına göre bitki ve hayvanlara verilen adlar ve özellikleri Okyanus, Deniz, Göl ve Akarsular; Yerkürede bulunan su; atmosfer, okyanus ve karalar arasında katı, sıvı ve gaz şeklinde yer değiştirir. Suyun ekosferdeki bu hareketine ‘hidrolojik döngü’ denir. Hidrolojik döngü ve su varlığı yağış ve buharlaşma oranları ile bunların mevsimlik dağılışına bağlıdır. Suyun kalitesi, mineral içeriği, tuzluluk, kirlilik önemlidir. Sular kimyasal özelliklerine göre tuzlu ve tatlı olmak üzere ikiye ayrılır. Ayrıca durgun (Lentik) ve akan (Lotik) olarak da ayırım yapılır. Işık; Fotosentez yapan bitkilerin besin hazırlamaları için gereklidir. Öte yanda birçok hayvan da ışığa karşı duyarlıdır. Ekosisteme fotosentez yolu ile giren güneş enerjisi ekosistemlerin işlemesini sağlar. Güneşin doğması ve batması arasında ışınların yeryüzüne ulaştığı toplam süreye fotoperiyod denir. Rüzgâr; Tayfun ve tornado gibi kuvvetli rüzgârlar sonucu devrilen ağaçlar orman sahalarında büyük boşluklar oluşturur. Rüzgâr, toprak ve bitkilerde buharlaşmayı hızlandırdığından su eksilmesine neden olur. Ayrıca rüzgâr, bitki tohumlarının taşınmasına yardımcı olur. Toprak; Bitkilerin köklerinin tutunması ve yetişmesi için gereklidir. Toprağın ve suların pH düzeyi canlıların yaşamını ve dağılışını etkiler. Toprak; karada yaşayan bitki, hayvan ve insanlar için hayat kaynağıdır. Bu çok değerli madde, yeryüzünü ortalama kalınlığı 15 cm olan bir örtü şeklinde sarar. Mineral Maddeler; Canlıların yaşamı için gerekli olan mineral maddelerin yoğunluğu bitki ve hayvanların dağılışını etkiler. Mineral maddelerin büyük bir kısmı toprakta bulunur. Bununla birlikte suda da önemli miktarda mineral vardır. Mineral maddeler toprağın verimliliğini etkileyen önemli unsurlardır. cihanaltun.wordpress.com | 3 Cihan Altun Tuzluluk; Toprak ve sulardaki tuzluluk da canlıların yaşamını etkiler. Tatlı sularda yaşayan bitki ve hayvanların birçoğu tuzlu sularda yaşayamaz. Jeomorfolojik Özellikler: Jeomorfolojik özelliklerde canlılar üzerinde etkilidir. Yeryüzü şekilleri doğrudan veya dolaylı olarak bitki ve hayvanların yaşam alanlarını ve yeryüzüne dağılışlarını etkiler. CANLI (BİYOTİK) ÖĞELER Ekosistemi oluşturan canlı öğeler bitkiler (üreticiler), hayvanlar (tüketiciler), ve bakteriler (ayrıştırıcılar) den meydana gelir. Üreticiler (Bitkiler): Biyosferin en önemli unsurlarından biri olan üreticiler, yeşil bitkiler ve ototrafik organizmalardan oluşur. Bitkiler, fotosentez yolu ile canlılar için organik madde üretirler. Güneşten gelen enerjiyi, CO2 ve H2O yardımıyla organik bileşikler haline dönüştürür. Bunun sonucu güneş enerjisi kimyasal enerjiye dönüşür. Bu enerjinin bir kısmı bitki tarafından kullanılır, geriye kalan ise kimyasal enerji halinde depo edilir. Sistemdeki organik madde miktarı (biokütle) arttığı zaman ekosistemin verimliliği de artar. Tüketiciler (Hayvanlar): Tüketiciler, bitkisel ve hayvansal maddeleri veya her ikisine de yiyen hayvanlardır. Bitkilerle beslenenlere otobur (otçul), hayvansal gıda ile beslenenlere ise etobur (etçil) adı verilir. Bitkilerle beslenen ot yiyiciler et yiyiciler tarafından tüketilirler. Ayrıştırıcılar (Bakteri ve Mantarlar): Ayrıştırıcılar organik maddeleri ayrıştırarak, canlı dokularda biriken kimyasal maddeleri yeniden canlılar tarafından kullanılabilir hale getirir. Bakteri ve mantarlardan oluşan ayrıştırıcılar, bitki ve hayvan kalıntılarını parçalayıp ayrıştırarak mineral, su ve karbondioksitin açığa çıkmasına yardımcı olurlar. BİYOSFERDEKİ DÖNGÜLER Ekosistemlerin canlı bölümünde üreticiler (bitki), tüketiciler (hayvan) ve ayrıştırıcıların (bakteri ve mantar) yer alır. Bunlar enerji döngüsünün en önemli öğeleredir. Abiyotik döngüler ise karbon, oksijen, nitrojen, sedimanter ve hidrolojik döngüden oluşur. Enerji Döngüsü: Enerji güneşten gelerek fotosentez yapan canlılar vasıtasıyla besin şekliyle bir canlıdan diğerine geçer. Biyosferdeki sistemler ve döngüler içinde enerji akışı önemli bir yer tutar. Güneş enerjisi yeryüzündeki yaşamın temelini oluşturur. Enerji akışı ve biyolojik döngü biyosferdeki organik ve inorganik maddeleri bir ekolojik sistem veya ekosistem oluşturacak şekilde birbirine bağlar. Güneş enerjisi ile fotosentez yapan bitkiler bünyelerinde biriktirdikleri besin maddesinin bir kısmını kendi yaşamları için kullanır. cihanaltun.wordpress.com | 4 Cihan Altun Enerjinin bir canlıdan diğerine geçişine trofik düzey denir. Yani her canlı bu döngüde bir trofik düzeydir. Yeryüzüne ulaşan radyasyonun sadece % 1’lik kısmı yeryüzündeki canlılar tarafından kullanılır. Besin Zinciri (Döngüsü): Biyosferde; enerji, su ve besin maddelerinin bir canlıdan diğerine geçişine besin zinciri denir. Bu geçiş belirli düzeylerde ve basamaklar şeklinde olur. Fotosentez: Yeşil bitkiler karbon dioksit ve suyu karbonhidratlara ve diğer biyokimyasal moleküllere dönüştürmek için ışık enerjisi kullanırlar. Bu enerji değişim sürecine denir. Primer üreticiler olan bitkiler tüketiciler için yaşam kaynağıdır. Bitkiler yani primer üreticiler, otoburlar (tavşan, koyun, geyik, sığır vs.) tarafından yenir. Bu hayvanlara primer tüketiciler denir. Otçul hayvanlar etçil hayvanların besin kaynağıdır. Bunlar da sekonder tüketiciler veya yırtıcılardır. Üçüncü ve son tüketiciler et yiyen kartal, baykuş, atmaca gibi daha güçlü avcılardan oluşur. Kedi, köpek ve domuz gibi bazı hayvanlar ise hem bitki hem de et yiyen tüketicilerdir. Üreticileri yiyen tüketiciler öldüğünde ayrıştırıcılar devreye girer. Ölen canlılar ayrıştırıcı mikroorganizmalar tarafından parçalanır ve yenir. Besin Piramidi: At, keçi, koyun, inek gibi hayvanlar ot yiyerek beslenir. Bu canlılara otyiyenler otoburlar denir. Aslan, kaplan, tilki, atmaca gibi hayvanlar diğer hayvanları yiyerek beslenir. Bunlara da et yiyenler etoburlar denir. Piramidin en tepesinde en iri ve en güçlü avcılar bulunur. Besin zincirinde sükseksiyonel sıralamada üst seviyelerdeki tüketici üye sayısı gittikçe azalır. Tabanda çok daha fazla canlının yer aldığı ve düzey yükseldikçe canlı sayısının azaldığı bu yapıya besin piramidi denir. Fotosentez: Yeşil bitkilerin havadan aldıkları karbondioksiti topraktan aldıkları su ile birleştirip glikoz yapmaları ve oksijen vermeleri olayına fotosentez denir. Belirli bir zamanda depolanan enerji miktarına brüt fotosentik üretim denir. Net Fotosentez = Brüt fotosentez – Solunum Net Primer üretim: Fotosentez ile üretilen enerjiye denir. Biyokütle: Belirli bir alanda bulunan canlıların kuru organik madde ağırlığıdır. Oksijen Döngüsü: Oksijen değişik biçimlere dönüşerek doğada sürekli bir döngü içerisindedir. Hayvanların ve basit yapılı bitkilerin solunum yoluyla aldıkları oksijen hidrojenle birleşince su oluşur. Bu su daha sonra dışarıya atılarak doğaya verilir. Ortamdaki karbondioksit algler ve yeşil bitkiler tarafından fotosentez yoluyla karbonhidratlara dönüştürülür yan ürün olarak da oksijen açığa çıkar. Karbon Döngüsü: Karbon, organizmalarda bulunan temel elementlerden biridir. Karbon; proteinlerde, karbonhidratlarda, yağlarda ve diğer önemli organik moleküllerde bulunduğu gibi abiyotik ortamlarda da bulunur. Karbon, doğada sürekli döngü halindedir. Karbonun bu doğal döngüsüne “karbon döngüsü” denir. cihanaltun.wordpress.com | 5 Cihan Altun Azot (nitrojen) Döngüsü: Atmosferdeki azotun bitkiler tarafından özümlenmesi, sonra topraktan geçerek atmosfere dönmesi sürecidir. Azot, proteinlerin önemli bir bileşenidir ve bu nedenle hem bitkiler hem de hayvanlar için gereklidir. Fosfor Döngüsü: Fosforun doğadaki kaynağı fosfatlı kayaçlardır. Atmosferde fosfor elementi bulunmadığı için fosforun döngüsü karalardan denizlere, denizlerden karalara doğrudur. Fosfatlı kayaçların aşınmasıyla, fosfor inorganik fosfata dönüşür. İnorganik fosfat, bitkiler tarafından alınarak organik fosfata dönüştürülür. Kükürt Döngüsü: Toprakta ve proteinlerin yapısında bol miktarda bulunur. Fakat bitkiler kükürdü sülfatlara çevrildikten sonra kullanabilirler. Kükürt içeren proteinler, önce topraktaki çeşitli organizmalar aracılığıyla kendilerini oluşturan aminoasitlere parçalanır, ardından amino asitlerdeki kükürt başka bir dizi toprak mikroorganizması yardımıyla hidrojen sülfüre dönüşür. Hidrolojik Döngü: Yeryüzündeki suyun güneş ile buharlaşması. Buharlaşan gazın gökyüzüne çıkarak bulutları oluşturması. Sonra o bulutlardan yağan yağmurların yeryüzüne düşmesi. Yeryüzüne düşen suların tekrar güneş ile buharlaşmasına denir. BİYOSFERDEKİ ÇEVRESEL İLİŞKİLER Zonobiyomlar (ekozon): Her iklim bölgesinin Kendine özgü bitki ve hayvan topluluğu bulunur. Ekolojik olarak iklim, bitki, hayvan ve toprak şartları bakımından özellik gösteren bu sahalara zonobiyom denir. Biyom: Benzer bitki ve hayvan topluluklarını barındıran coğrafi bölgelere biyom denir. Habitat: Bitki ve hayvan topluluklarının yaşadıkları ortama denir. Coğrafi açıdan ekvatoral ormanlar, ılıman kuşak vs. gibi ana doğal birimlerin her biri bir habitattır. Niş: Habitat içinde kendine özgü fiziki şartları olan daha küçük birimdir. Canlı ve cansız öğelerden oluşan çevrelerin en küçüğüne denir. Nişin iki boyutu vardır. Temel ve Gerçek Niştir. Temel Niş: Canlıların yaşamlarını sürdürdükleri ve başka canlılarla etkileşim halinde oldukları nişe denir. Gerçek Niş: Gerçek bir ekosistemde bir popülasyon temel nişin sadece belirli bir bölümünü kullanır. Temel niş içinde kullanılan bu bölüme denir. Ekoton: İki biyom arasındaki geçiş kuşağıdır. Vikaryans: Cins, tür veya alttür olarak birbirine benzer bitkilerin farklı coğrafi bölgelerde ve ekolojik ortamlarda bulunmalarıdır. cihanaltun.wordpress.com | 6 Cihan Altun Ekosistemlerde Değişkenlik Ekosistemler sürekli bir değişim halinde olup dinamik bir yapıya sahiptirler. Ekosistem Stabilitesi: Popülasyondaki türlerin kompozisyonun değişmeden kalmasına denir. Resilence: Ekosistemin olumsuz değişimlere karşı kendini yenileme kabiliyetine denir. Biyoçeşitlilik Bir sahada yaşayan bitki ve hayvan türü sayısını belirler. Ekolojik Tolerans Canlıların yaşamlarını belirleyen çevre şartları ekolojik tolerans sınırına göre değişir. Keçiboynuzu Akdeniz fitocoğrafya bitkisi olup ekolojik tolerans sınırı dar olduğu için sadece tipik Akdeniz ikliminin görüldüğü yerlerde vardır. Klimaks (olgunluk düzeyi): Çevresel şartların uygun olduğu ve organizmanın yaşaması için gerekli kaynakların bulunduğu çevreler optimum şartlar taşır. Buna ekosistemin Klimaks veya olgunluk düzeyi denir. Habitat Parçalanması (Fregmantasyonu): Bir alanın daha küçük izole birimlere ayrılmasına denir. 3 aşamada gerçekleşir. Delinme, bölünme ve parçalanma şeklindedir. a. Doğal habitat. b. Habitat içinde tarım alanı açılarak müdahale başlamış (Delinme) c. Açılan alanlar genişlemiş ve bölünme meydana gelmiş. d. Açılan alanlar genişleyerek habitat parçalanması meydana gelmiş. BİYOSFERDEKİ CANLILAR ARASI İLİŞKİLER Mutualizm (++): İki farklı türün birbirine zarar vermeden karşılıklı yarar için aynı ortamda yaşamalarıdır. Komensalizm (+0): Birlikte yer alan iki canlıdan birinin yarar gördüğü diğerinin ise ne yara nede zarar gördüğü durumdur. cihanaltun.wordpress.com | 7 Cihan Altun Nötralizm (00): Aynı ortamda yaşayan iki canlıdan birisi diğerine ne zarar vermediği veya fayda sağlamadığı bir yaşam şeklidir. Amensalizm (-0): Ortak yaşamda canlılardan birisi zarar görürken diğeri bu ilişkiden olumlu veya olumsuz etkilenmediği ilişkidir. Parazitlik (Asalaklık): Bir canlının fayda sağladığı fakat diğerinin zarar gördüğü bir yaşam tarzıdır. Rekabet (Kompetisyon): Aynı topluluk içerisinde bulunan iki veya daha çok canlının sınırlı olan besin, su, mekân gibi kaynaktan faydalanmak için yaptıkları mücadeleye kompetisyon, rekabet, denir. Predasyon: Av-avcı ilişkisidir. İki tür arasındaki ilişkidir. Bir tür diğer türü avlayarak yaşar ve üzerinde zararlı etki yapar, ancak onsuz yaşayamaz. Bir tür diğerini öldürür ve yer. Tür ilişkisidir. 4. CANLILARIN YAŞAM ALANLARI Biyocoğrafya Bölgeleri: Benzer bitki ve hayvan gruplarının bulunduğu coğrafi bölgelere denir. ZONOBİYOMLAR Zonobiyom: Ekolojik olarak iklim, bitki, hayvan ve toprak şartları bakımından özellik gösteren bu sahalara zonobiyom denir. Polar ve Subpolar Zonobiyom: Arktik ve Antarktik bölgeleri kapsar. Bu kuşağın bitki örtüsü tundradır. Arktik tundra bölgesinde yağış düşüktür ve bütün yıla düzenli olarak dağılmıştır. Boreal Kuşak: İğne yapraklı ormanların (Tayga) yaygın olduğu soğuk kuşaktır. Yazları yağışlı ve serin, kışları soğuktur. Bu kuşak karaların geniş yer kapladığı Kuzey Yarım Kürede Subpolar kuşağın hemen güneyinde yer alır. Nemli Orta Enlemler Zonobiyomu: Ilıman ya da nemoral kuşaktır. Karaların iç kısımlarında kışlar soğuktur. Yazlar ise ılık ve bazen sıcaktır. Denize yakın kesimlerde ise (Britanya Adaları gibi) okyanusal iklim etkilidir. Bu kuşakta kışın yaprağını döken ağaçlardan oluşan ormanlar yaygındır. Kurak Orta Enlemler Kuşağı: Soğuk karasal kuşaktır. Avrupa’nın iç kesimlerinde, Rusya’da, Kuzey Amerika’nın Orta kesimlerinde yer alır. Yaz ve kış aylarında sıcaklık farkı çoktur. Bu kuşakta yağış azdır. Kurak olan bu kuşağın bitki örtüsü çayırlardır. Yer yer çöl ve yarı çöl bitki örtüsü de görülür. Kurak Tropikal ve Subtropikal Kuşak: Sıcak çöl kuşağıdır. Bitki örtüsü dikenli, kısa boylu bitkilerle savanlardır. Bu kuşakta çöl ve yarı çöl sahalar geniş yer tutar. cihanaltun.wordpress.com | 8 Cihan Altun Akdeniz Zonobiyomu: Kuzey ve Güney Yarımkürede yaklaşık 35º – 45º enlemleri arsında yer alır. Bu kuşağın iklim özelliği kışların ılık ve yağışlı, yazları ise kurak ve sıcaktır. Sert ve meşin yapraklı odunsu bitkiler topluluğundan oluşan maki bu kuşağın karakteristik bitki örtüsüdür. Uzun yaz kuraklığına adapte olan maki türleri dona karşı duyarlıdır. Mevsimsel Tropikal Kuşak: Kuzey ve Güney 25º - 30º enlemleri arasında yer alan bu kuşakta belirgin mevsimlik sıcaklık farkları göze çarpar. Bu kuşakta, çok yağışlı ve sıcak yaz dönemi ile kurak ve serin kış dönemi görülür. Nemli Subtropikal Kuşak: Bu kuşakta kış mevsimi yoktur. Sıcak ve nemlidir. Bitki örtüsü ise subtropikal geniş yapraklı ağaçlar ile daimi yeşil ormanlardır. Nemli Tropikal Kuşak: Ekvator civarında görülen bu kuşakta iklim nemlidir. Yağışlar yıl boyu devam eder. Bu kuşağın doğal bitki örtüsü her zaman yeşil tropikal yağmur ormanlarıdır. İklim, günlük değişim gösterir ve mevsimler meydana gelmez. Zonoekoton: Zonobiyomlar arasında yer alan ve her iki zonobiyomun bazı özelliklerini yansıtan geçiş kuşaklarına zonoekoton denir. Ekoton: Farklı iki vejetasyon zonu arasında yer alan geçiş kuşağıdır. BİYOMLAR Karasal ekosistemlerde benzer bitki ve hayvan topluluklarını barındıran coğrafi bölgelere biyom denir. Dünyada genel anlamda farklı 5 biyom vardır. Bunlar; Orman, Savan, Çayır, Çöl, Tundradır. Toprak neminin yüksek olduğu ve iklim şartlarının uygun olduğu kesimlerde ağaçların hakim olduğu orman biyomu gelişmiştir. Çayır ile orman biyomu arasında savan biyomu yer alır. Toprak neminin azaldığı kurak tropikal ve subtropikal, kurak orta enlemlerinin iklimlerinin görüldüğü yerlerde ise çayır biyomu yer alır. Akdeniz ikliminin etkili olduğu alanlarda ise çalı biyomu gelişmişitir. Çöl biyomu ise yılın büyük bir bölümünde su eksikliğinde yaşayabilen canlıları barındırır. Bitkiler kurak şartlara adapte olabilen kserofit türlerden oluşur. Tundra biyomu soğuk iklim bölgelerinde yer alır. Tundra arktik ve alpin olmak üzere ikiye ayrılır. Orman Biyomu içinde; Tropikal yağmur ormanları, Muson ormanları, Tropikal geniş yapraklı ormanlar, Akdeniz iklimi ormanları (kurakçıl ormanlar), Karışık (iğne ve geniş yapraklı) ormanlar, Boreal Konifer ormanlar ( Konifer Kuzey Ormanları) Ilımam geniş yapraklı ormanlar yer alır. cihanaltun.wordpress.com | 9 Cihan Altun Tropikal yağmur ormanları: Bu ormanlar yeryüzünün en çok yağmur alan Ekvator kuşağının 20°kuzeyi ve güneyi arasında kalır. Bu alanlarda hava daima sıcak ve nemlidir. Amazon Havzası en geniş tropikal yağmur ormanlarının bulunduğu alandır. Afrika’da Gine Körfezi’nden iç bölgelere ve Kongo Havzasına doğru uzanır. Güneydoğu Asya ve Avustralya’da da bu tür ormanlar yer yer vardır. Tropikal yağmur ormanları dünya topraklarının %10 unundan daha az yer kaplamasına rağmen bitki ve hayvan türlerinin % 5070 ini barındırır. Genel olarak bütün yağmur ormanlarının katmanları: 1. Üst Katman: 50 metreden yüksek ışık istekleri fazla olan ağaçlardan oluşur. Bu katmanda avcı kuşlar ve kartallar barınır. 2. Çatı Katmanı: Yerden 30-40m.yukarıda üst katmandan 10-15m.aşağıda yer alan bu katmanda ağaç dalları ve sarmaşıkların birbirine geçmesiyle aşağılara gölge yapar. Güneş ışının yoğun olması nedeniyle canlıların çoğu bu katmanda yaşar. 3. Alt Katman: Daha az ışık alan bu katmanda daha genç ve küçük ağaçlar yer alır. Birçok bitki için uygun bir ortam sağlar. Bu katmanda Palmiye gibi küçük ağaçlar yetişir. Bodur ağaçların ve çalıların yaşadığı bu katmandaki canlıların gelişimi yukarılardan aşağıya inebilen güneş ışığı miktarına bağlıdır. 4. Ot Katmanı: Ormanın tabanında eğrelti otları ve diğer otların yaşadığı ve dökülmüş yapraklardan oluşan bu katman yerde yaşayan canlılar ve böcekler için uygun ortamı sağlar. Muson ormanları; yayılış alanlarında nemli-kurak tropikal iklim hâkimdir. Bu iklimde uzun bir yağışlı dönem ile kısa kurak ve serin bir dönem bulunur. Savan: Tropikal iklim bölgelerinde uzun boylu otlarla birlikte seyrek ağaç ve çalıların görüldüğü otlaklardır. Afrika’da, Avustralya’da ve Brezilya’nın güneyinde görülür. Çok çeşitli sayıda ve büyüklükte hayvanların yaşadığı ve beslendiği alanlardır. Preri: Kuzey Amerika’nın karasal iklim özelliklerine sahip orta kesimleri ile Güney Amerika’nın Pampa bölgesinde yer alan otsu bitkiler topluluğuna preri denir. Stepler: Orta kuşağın az yağışlı ve karasal iklimin etkisi altında olan sahalarında yayılış gösteren ot topluluğudur. Çöl biyomu: çayır ve savan biyomları ile kurak çöl biyomu arasında yer alan birçok formasyondan oluşur. Fakat çöl biyomunu yarı çöl ve kurak çöl olmak üzere 2 ye ayırabiliriz. Çöllerde yeraltı sularının bulunduğu yerlerde vaha denilen bölgeler bulunur. Biyomlar içinde en az bitki örtüsüne sahip olanıdır. Nemin az olması bitkilerin gelişmesini önler. cihanaltun.wordpress.com | 10 Cihan Altun BİTKİLER Flora: Bir bölgede yetişen bütün bitki türlerinin hepsine denir. Vejetasyon: Herhangi bir bölgenin yaşam koşullarında gelişen, benzer ekolojik yapı içeren bitki topluluğuna denir. Bitkilerin Yetişme Ortamı Şartları (Bitki Ekolojisi) Bitkilerin yeryüzünde dağılışını ve yetişmesini etkileyen faktörler iklim, toprak, topografya, kara ve denizlerin durumu ve hidrolojik özelliklerdir. Bitki türlerinin yeryüzünde dağılışını belirleyen en önemli etken iklimdir. İklim ve Bitki Örtüsü; Bitkilerin sıcaklık, nem ve toprak istekleri farklı olduğundan, kutup iklimi dışında, her iklim tipi kendine özgü doğal bir bitki örtüsü meydana getirmiştir. Nem ve Yağış; Dünya üzerinde karalarda bitkilerin dağılışını etkileyen abiyotik faktörlerin başında su gelir. Bitkiler ihtiyaçları olan suyu yağış, hava ve toprak neminden elde ederler. Yağış azlığından dolayı bitki köklerinin ulaşabileceği alanlarda suyun olmamasına fiziksel kuraklık denir. Su olduğu halde bitkinin bunu donma, tuzluluk asitlik, gibi nedenlerle kullanmasına ise fizyolojik kuraklık denir. Su İsteklerine Göre Bitkiler Kutuplardan ekvatora kadar her türlü iklim koşullarında bitki yetişebilmektedir. Su isteklerine göre bitkiler; kserofit, mezofit, hidrofit, higrofit olmak üzere 4’e ayrılır. Kurakçıl (Kserofit) Bitkiler: Yağışların az olduğu sahalarda yetişen, su ihtiyaçları düşük olan bitkilerdir. Mezofitler: Ne çok kurak ne çok nemli olan yani su temini bakımından normal koşullara sahip bulunan yetişme ortamlarında gelişen bitkilerdir. Hidrofit: Sucul bitkilerdir. Suda yaşarlar. Kök su içerisinde toprağa tutunabileceği gibi dışarıda çıkabilir. Söğüt, sığla ağacı, okaliptüs gibi. Hidrofitler: Sucul ortamlarda büyüyen, su ihtiyacı yüksek olan bitkilerdir. Nilüfer ve su teresi bunlardan bazılarıdır. Sıcaklık Bitkilerin sıcaklık istekleri ekvatordan kutuplara doğru azalır. Bu nedenle sıcaklık istekleri fazla olan bitkiler ekvatoral ve tropikal sahalarda yer alır. cihanaltun.wordpress.com | 11 Cihan Altun Vejetasyon Dönemi Bitkinin tohumdan gelişip tekrar tohum verecek hale gelene kadar geçen dönemine denir. Evaporasyon: Yeryüzündeki suyun sıcaklığın etkisiyle tekrar buharlaşarak atmosfere dönmesi olayıdır. Bitkiler tarafından tutulan suyun bir kısmı sıcaklık etkisiyle buharlaşarak tekrar atmosfere karışmasına ‘intersepsiyon’ denir. Transpirasyon: Bitkilerin kökleri ile topraktan aldıkları suyu yapraklarından buhar halinde atmosfere verme olayına denir. Transpirasyon yaprak ve hava sıcaklığı arasındaki farka göre meydana gelir. Transpirasyonu etkileyen atmosferik etmenler Bitki terlemesindeki su miktarı zamana ve bölgeye göre büyük farklılıklar gösterir. Bitki terlemesi oranlarını belirleyen birçok etmen vardır. Isı: Bitki terlemesi özellikle havanın daha sıcak olduğu büyüme mevsiminde, ısı arttıkça artar. Nispi nem: Bitkiyi çevreleyen havanın nemi arttıkça bitki terlemesi azalır. Nem ile doymuş havadan ziyade kuru havada bitki terlemesi daha kolaydır. Rüzgâr ve hava hareketi: Bir bitki etrafında havanın artan hareketi daha fazla bitki terlemesine sebep olacaktır. Bitki türü: Bitkiler değişik oranlarda terlerler. Kaktüs gibi kurak bölgelerde yetişen bazı bitkiler, diğer bitkilerden daha az terleyerek değerli suyu muhafaza ederler. YERYÜZÜNDE BİTKİ BÖLGELERİ Yeryüzünde iklim kuşaklarına bağlı en geniş bitki yayılış alanlarına bitki bölgeleri denir. Boreal, Neotropikal, Paleotropikal, Avustralya ve Antarktika olmak üzere beş bitki bölgesi vardır. Büyük bölgeler içerisinde alt bölgelerde bulunmaktadır. ENDEMİK ALANLAR ve ENDEMİZİM Genel olarak alanları belirli bir ülke veya bölgeye ait, yerel, ender ve çok ender bulunan türlere endemik bitki denir. Bu duruma da endemizm adı verilir. Endemik alan; bir ada, bir yarımada veya bir dağ olabileceği gibi birkaç metrekarelik alanlar da olabilir. Endemik türlerin dar sınırlı alanda yayılışının 2 nedeni vardır. Bunlarda ilki, geçmiş jeolojik devirlerde yayılış gösteren bitki türlerinin değişik klimatik ve ekolojik şartlar nedeniyle yayılışlarının daralması ve günümüzde sadece belirli yerlerde sınırlı olarak yayılış göstermesidir. Bu türlere paleoendemik denir. Bu türlere aynı zamanda relikt türlerde denir. cihanaltun.wordpress.com | 12 Cihan Altun Endemizm Çeşitleri 1. Paleoendemikler (Relikt, Konservatif endemikler) 2. Neoendemikler (Mikro, Progresif endemikler) YERYÜZÜNDEKİ BİTKİ BÖLGELERİ 1. Boreal Bölge: Kuzey Amerika ve Grönland bu bölge içerisinde yer alır. Bölgenin yüksek enlemlerinde iğne yapraklı ormanlar hakim olup orta enlemlere doğru karışık ve geniş yapraklı ormanlar yaygınlaşır. Karaların iç kesimlerinde stepler yaygındır. Kutup alanında tundra vejetasyonu bulunur. 2. Paleotropikal Bölge: Avrupa, Afrika'da Sahra'nın kuzeyi, Asya, Himalayaların kuzey kısmı, Japonya, İzlanda ve Azor adaları, Kap Verde adası bu bölgenin içine girer. 3. Neotropikal Bölge: Güney Amerika, Orta Amerika, Meksika'nın güney kısımları ve Batı Hint Adalarını içerisine alır. Ekvator civarında yağmur ormanları yer alır. 4. Avustralya Bölgesi: Avustralya, Yeni Zelanda, Yeni Gine’yi kapsayan bu bölgede kıtanın doğu kıyılarında gür ormanlar yer alırken orta kesimlerinde geniş çöller bulunur. 5. Antarktika Bölgesi: Burada soğuk iklim özelliklerini yansıtan bitki örtüsü gelişmiştir. BİTKİ ALANLARI Kesintisiz Alanlar: Bitki türlerinin yeryüzünde yayılış gösterdiği geniş alanlardır. Canlı grupları arasında mesafe yoktur veya çok azdır. Bu yüzden kesintisiz alanlar adı verilir. Kesintili Alanlar: İklim, yeryüzü şekilleri, toprak özellikleri gibi faktörlerden dolayı bazı alanlar diğerlerinden daha farklıdır. Bu nedenle bitki türleride farklılık gösterir. Relikt Alanlar: Relikt Jeolojik dönemler boyunca geniş bir yayılma alanına sahipken, dünyanın geçirdiği evreler nedeniyle yok olan bitki taksonlarına karşın bulabildiği uygun ekolojik faktörlerin devamına bağlı olarak günümüzde dünyanın bazı köşelerinde yaşamını sürdürebilen bitkileri içerir. Vikaryant Alanlar: Aynı kökenli bitkilerin farklı coğrafi bölgelerde ve ekolojik ortamlarda görülmeleridir. cihanaltun.wordpress.com | 13 Cihan Altun Bitkilerde Dağılma ve Yayılma 2 Yolla gerçekleşir. 1. Aktif yayılma (otokori): Bitki tohumu yere düşüp yayılır. 2. Pasif yayılma (allokori): Bitki tohumu yayıcılar tarafından yayılır, kuşlar, böcekler vs. Rüzgarla Yayılma (anemokori): Su ile Dağılma (hidrokori): Deniz akıntıları, akarsu taşıması, yağış ve sel sularıyla taşınma gibi. Canlılarla Dağılma (zookori): Mekanik Dağılma: Bazı bitkilerin tohumları fırlatması şeklinde gerçekleşir. SÜKSESYON Süksesyon: Daha önce var olan hayvan ve bitki toplulukları yerine daha farklı ve yeni bir topluluğun gelmesine denir. Simbiyotik olarak yaşamlarını sürdüren, ölüm ve doğum oranları dengeli bitki ve hayvan topluluğuna klimaks topluluk denir. Karasal Süksesyonlar: Primer ve Sekonder olmak üzere ikiye ayrılır. Primer Süksesyon: Hiçbir bitki örtüsü olmayan sahalarda meydana gelen süksesyondur. Sekonder Süksesyon: Genellikle bitki örtüsünün tahrip olduğu fakat daha önce mevcut topluluğun izlerinin bulunduğu yerlerde görülür. Akuatik Süksesyonlar: Göller akarsu ağızları ve kıyılarda görülen süksesyonlardır. Bitkilerde Çevresel Uyum (Adaptasyon) Nasıldır? Kurak ve sıcak bölgelerde yaşayan bitkilerin, (en iyi örnek kaktüstür.) su kaybını azaltmak için yapraklarının diken şeklini alması, kıvrık ve tüylü olması ve gövdelerinin kalınlaşıp su depo etmesi bir adaptasyondur. Nemli bölgelerde yaşayan bitkilerin terlemeyi arttırmak için geniş yapraklı olmaları Su bitkilerinin terleme ile su kaybını arttırmak için yapraklarının geniş yüzeyli olması ve yapraklarında hava boşluklarının bulunması Bitki yapraklarının dallara birbirlerinin güneşlenmesini engellemeyecek şekilde dizilmesi Ilıman iklimde yaşayan palmiyelerin terlemeyi arttırmak için geniş yapraklı olması Çam ağaçları gibi iğne yapraklı bitkiler, dört mevsim yeşil kalır ve çok sıcak veya soğuk iklimlere karşı dayanıklıdır. cihanaltun.wordpress.com | 14 Cihan Altun ZOOCOĞRAFYA Hayvanların yeryüzündeki yayılışlarını ve bu yayılışın nedenlerini inceler. Hayvan coğrafyası, öncelikle dünyanın geçmişteki jeolojisiyle yakından ilgilenir. Geçmişte ortaya çıkan topografik değişikliklerin bilinmesi gerekir. Örneğin, iki kara parçası arasındaki karasal bir köprü ya da iki su ortamı arasındaki karasal bariyer hayvan varlığı tarihini büyük ölçüde etkiler. Hayvanlar yaşadıkları alanlarda tek başlarına bulunmazlar. Hayvanlar, hem diğer Hayvanlarla hem de cansız varlıklarla sürekli etkileşim halindedirler. Hayvanların diğer Hayvanlarla veya cansız varlıklarla ilişki kurmasının nedeni beslenme ve üreme ihtiyaçlarını karşılamak istemeleridir. Dünya’da, okyanus dibinde 1000 metre derinliğe ve deniz seviyesinden 6 bin metre yüksekliğe kadar uzanan, Hayvanların yaşayabildiği hava, toprak ve su Hayvanların yaşam alanlarıdır. Hayvanların Yaşam Ortamı Şartları Yaşamın sürmesi ve canlıların büyümesi için bazı şartlar gereklidir. Madde ve enerji üretimi bunların en önemlilerindendir. Hayvanların yeryüzünde dağılışını etkileyen faktörler; iklim, bitki örtüsü, yeryüzü şekilleri, toprak, hidroloji, beşeri ve biyotik etkenler olarak özetleyebiliriz. Sıcaklık Etkisi: Sıcaklık hayvanların yeryüzüne dağılışını etkileyen önemli faktörlerdendir. Hayvanlar vücut sıcaklıkları arasındaki ilişkiye göre sıcakkanlı hayvanlar ve soğukkanlı hayvanlar olmak üzere ikiye ayrılır. Kış Uykusu (hibernasyon): Kış uykusu, değişken iklimlerde yaşayıp besin bulma zorluğu çeken hayvanlarda olur. Yaz Uykusu: Sıcak ve kurak iklim bölgelerinde yaşayan bazı hayvanların, zor şartları atlatmak için çok sıcak yaz günlerini uyku veya uyuşukluk arası bir dinlenme halinde geçirmesine denir. Omnivor: Bazı hayvanlar her türlü yiyeceği yerler bu tür hayvanlara denir. Göllerde hayvanların yaşadığı ortam ikiye ayrılır. Bentik Bölge: Kıyı çizgisinden başlayarak gölün bütün dip kısmını kapsar. Pelajik Bölge: Göl çukurluğunu dolduran ve bentik bölgeyi örten su kütlesine denir. Planktonlar: suda bulunan, hareket yeteneği akıntıya bağımlı olan canlılara verilen genel isimdir. Hayvanlarda göçler Periyodik, Kalıcı ve Göçebelik olmak üzere 3 şekildedir. cihanaltun.wordpress.com | 15 Cihan Altun ZOOCOĞRAFYA BÖLGELERİ Hayvanların belirli bir iklim bölgesine bağlı kalarak yayılmasına "Bölgesel Yayılma" denir. Bitkilerin ve hayvanların dünya üzerindeki yayılışı göz önünde tutularak her bölgenin kendine özgü organizması olmak koşuluyla, dünya, altı bölgeye ayrılmıştır. Bunlar; Palearktik, Etiyopya, Oriental, Avustralya, Nearktik, Neotropik’tir. Bering Boğazı aracılığıyla Palearktikle ilişkisi olduğundan, birçok hayvan göç etme olanağını bulmuştur. Dolayısıyla birçoğu birbirine benzer. Çok defa iki bölge birleştirilerek 'HoIarktik' denir. cihanaltun.wordpress.com | 16
Benzer belgeler
Biyocoğrafya – Recep Efe
jeoloji, topografya, sular, ile canlı çevre elemanları; bitkiler, hayvanlar ve insan
arasında sürekli bir etkileşim vardır. Bu nedenle biyosfer içinde meydana gelen
olayları incelerken diğer çevrel...