Gelecek Trendler
Transkript
Gelecek Trendler
251_CP_10 9/28/13 12:06 PM Page 1 & Gelecek Trendler Yenilikçilik ve gelecek araşt›rmalar› dergisi l Ekim 2013 www.siemens.com.tr Yaratıcılık motorunu hızlandırmak Üretim artık fabrikalar yerine bilgisayarda başlıyor. Artık nerede eylem varsa orada yazılım var. Birlikte-geliştirme: Fiziksel dünyayı hızlandırmak John B. Rogers Jr, araba üretiminde “kitlesel kaynaklandırma” yöntemini kullanan Local Motors isimli yeni bir teknoloji şirketinin başkanı. Kendi kendini organize edebilen fabrikaların temelini atmak Sanal dünyada üretilen bilgiler, gerçek üretim süreçlerinin içine nüfuz ettikçe ortaya yepyeni üretim ortamları çıkacak. Akıllı fabrikalarda, makinelerden oluşan topluluklar kendi kendilerini organize edecek, tedarik zincirleri otomatikman birbirleriyle koordine olacak ve yarı-mamul ürünler kendilerini ticari birer emtiaya dönüştürecek makinelere imalatları için gerekli verileri gönderecekler. Bu gelişmelerde Siemens ise kilit bir rol oynayacak. 252_CP_10 9/28/13 12:03 PM Page 2 2 GELECEK&TRENDLER Üretim 4.0 dönemi Editör - İçindekiler elecek&Trendler bölümünü her sayıda çok dikkatli okuduğumu ve bazı yazı G ile söyleşilere bayıldığımı daha önce paylaşmıştım. Bu sayı, şimdiye kadarkiler arasında belki de en iyilerden biri… “Kitlesel kaynağı” harekete geçirme ve çok sayıda yeteneği bir hedef için kullanma... Bu konuda atılan adamlar gerçekten etkileyici… En çok da bir söyleşi ilgimi çekti. Bütün yazıları okuyun ama John B. Rogers Jr ile yapılan söyleşiyi bence daha dikkatli okuyun… Araba üretiminde “kitlesel kaynaklandırma” yöntemini kullanan Local Motors isimli yeni bir teknoloji şirketinin başkanı, CEO’su ve kurucu ortağı olan Rogers bir yerde şu önemli saptamayı yapıyor: “Sınırlı sayıda üyesi olan bir ekibiniz olduğunda yeteneklerinizin de bir sınırı olacaktır. Oysa devasa büyüklükte bir topluluğa sahip olduğunuzda gayet organik bir yoldan sadece doğru insanları bir araya getirme potansiyeline sahip olursunuz.” Bu yöntemi özellikle inovasyonda bazı şirketlerin kullandığını ve dışarıdan yenilik transferini böylece kolaylıkla gerçekleştirdiklerini okumuştum. Rogers’ın dikkat çektiği ve Siemens laboratuvarlarında üzerinde çalışılan yaklaşım ise bir adım ileri götürüyor. “Üretim 4.0” olarak nitelendirilecek yeni yaklaşımın özünü yine John B. Rogers şöyle ortaya koyuyor: “Önümüzdeki 20 yıl boyunca ürün çeşitliliğinde ve kişiselleştirilmiş ürünlerde bir patlama yaşanacağına şahit olacağız. Bu sürecin arkasındaysa itici güçler olarak bizim sürekli tartıştığımız kitlesel kaynaklandırma, daha iyi tarama, üretim sonrasına yönelik daha iyi yazılımlar ve hibrid üretim teknolojileri olacak.” M. Rauf Ateş Gelecek sayıda görüşmek üzere... Saygılarımla... İÇİNDEKİLER Yaratıcılık motorunu hızlandırmak ....................................................3 Birlikte-geliştirme: Fiziksel dünyayı hızlandırmak ..........4 Kendi kendini organize edebilen fabrikaların temelini atmak ........................................................................7 Yay›nc› Do+an Burda Dergi Yay›nc›l›k ve Pazarlama A.( *cra Kurulu Ba)kanı Mehmet Y. Y›lmaz Yay›n Direktörü (Sorumlu) M. Rauf AteE Yayın Yönetmeni Sedef Seçkin Büyük Yaz›i)leri Müdürü Haber Müdürü Ebru F›rat Deyma Öncel BayAksel Görsel Yönetmen A. BertuB Pat›r Yayın Kurulu (Alfabetik sArayla) M. Rauf AteE, Özlem AydAn AyvacA, Hüseyin Gelis, Sedef Seçkin Marka Müdürü Gökçe Aykaç Mutlu Ankara Temsilcisi Erdal CpekeEen Tel: 0 312 207 00 95 Yönetim Genel Yayn Koordinatörü YeEim Denizel Projeler Direktörü (Tüzel Kii Temsilcisi) Ferit ÖzkaEAkçA Sat Direktörü Orhan TaEkAn Finans Direktörü Didem Kurucu Üretim Direktörü Servet KavasoBlu Yönetim Yeri Trump Towers, Kule 2, Kat: 21-24, 34387, DiEli-CSTANBUL Tel: 0 212 410 32 28 Faks: 0 212 410 32 27 [email protected] Reklam Grup Ba)kan› Vicky Habif Grup Ba)kan Yard›mc›s› Nil Ertan Aydemir Teknik Müdür Nusret K›r›ml›oBlu Tel: 0 212 336 53 60 (3 hat) Faks: 0 212 336 53 90 Rezervasyon Tel: 0 212 336 53 00-57-59 Faks: 0 212 336 53 92-93 Ankara Reklam Tel: 0 312 207 00 72-73 DB Okur Hizmetleri hatt› Tel: 0212 478 03 00 [email protected] DB Abone Hizmetleri hatt› Tel: 0212 478 03 00 Faks: 0212 410 35 12-13 [email protected] 253_254_255_256_257_258_CP_10 Üretim ve inovasyon 9/28/13 l 12:28 PM Page 3 Yazılım Rally Fighter, global olarak dağınık bir birlikte-geliştirme ortamında yardımlaşarak çalışan binlerce teknoloji tutkununun bir eseridir. Yaratıcılık motorunu hızlandırmak Üretim artık fabrikalar yerine bilgisayarda başlıyor. İster binlerce tutkulu insanın bir “birlikte-geliştirme” ortamında tasarladığı yepyeni spor bir araba olsun, ister seri üretilen arabalarda kullanılan inovasyonların arkasında yatan milyonlarca satırlık program kodlarının organizasyonu olsun, artık nerede eylem varsa orada yazılım var. Tıpkı Zeus’un alnından fışkırarak çıkan Athena gibi Rally Fighter da Jüpiter gibi bir tanrının beyninden fışkırdı. Gerçekten de sıradışı sayılacak derecede güçlü 6,2 litrelik motoru ve 430 beygirlik gücüyle dünyada eşi benzeri bulunmayan Savaşçı lakaplı bu spor araba, binlerce insan beyninden oluşan bir topluluğun ürünü. Onların buluşma mekanı sanal dünya. Hedefleri, trafiğe çıkabilir tekerlekli savaşçı vizyonlarını uygun bütçeli bir gerçekliğe dönüştürmek. Hızla büyüyen yeni bir teknoloji şirketi olan Local Motors’un (LM) genel müdürlük binasının önünde park eden bu Rally Fighter, aslında dünyanın ilk “topluluk tarafından tasarlanmış” aracı. Aynı zamanda “kitlesel kaynaklandırma” olarak da bilinen ancak Local Motors’da “birlikte-geliştirme” denilen topluluk tasarımı, bilgisayar destekli tasarım (CAD) yazılımı kullanan çok sayıda tek- noloji tutkununun bilgisinden ve yaratıcılığından faydalanır. Şirket içinden bir mühendisler ve tasarımcılar ekibi tarafından yönetilen ve kazanan tasarımlar için verilen ödüllerle teşvik edilen katılımcılar, isterlerse tek başlarına isterlerse de özel alt projelere odaklanmış birbiriyle yarışan gruplar halinde bir araya gelerek çalışabilirler. Sonuçta böylesi bir süreç karmaşık bir sistemin tasarımını ve geliştirilmesini dramatik boyutlarda hızlandırabilir. Kazandıran formül. LM’nin fikirleri endüstriyel ürünlere dönüştürme formülü o kadar hızlı ve verimli çalışıyor ki henüz altı yaşında bile olmayan bu şirkete ABD Savunma Bakanlığı’nın bir alt kuruluşu olan Savunma Amaçlı İleri Araştırma Projeleri’nin (DARPA) bir ihalesini kazandırdı. Local Motors’un Rally Fighter’ı geliştirme tarzından bir hayli etkilenen DARPA, bu şirketten topluluk tasarımının gerçekten makul bütçeli, hafif siklet askeri bir nakliye aracının geliştirilmesinde de kullanılabileceğini ispatlamasını istemişti. LM ise ortaya dünyanın ilk kitlesel kaynaklandırmalı ve muharebe destekli aracı olan XC2V ile çıkmıştı. Local Motors’un başkanı, CEO’su ve kurucusu John B. Rogers, “Biz DARPA’ya sadece bu projenin zamanında ve bütçesi dahilinde başarılabileceğini göstermekle kalmadık aynı zamanda onlara bu işi tekrar tekrar yapabilmelerini sağlayacak bir süreç de sunduk” diyor. Ancak CAD tabanlı bir parçanın global bir birlikte-geliştirme ortamında yaratılması, onu herkesin aynı yazılımı kullandığı bir şirket içinde yapmaktan çok farklıdır. Örneğin geçenlerde büyük bir Alman otomobil üreticisi için tamamlanan tek bir LM projesinde Gelecek&Trendler l Ekim 2013 3 253_254_255_256_257_258_CP_10 Üretim ve inovasyon l 9/28/13 12:28 PM Page 4 Yazılım bile geniş bir yelpazede yer alan CAD sistemlerini ve dosya formatlarını kullanan 300 civarında insan çalışmıştı. LM Mühendislik Topluluğu Müdürü Alex Fiechter, “Bu insanların her bir parçayı geliştirirken geribeslemeler alabilmek için birbirleriyle ve bizimle sürekli karşılıklı etkileşim halinde olmaları gerekir” diyor. Bu süreci kolaylaştırmak için LM, Siemens’in PLM Software ve Solid Edge CAD platformuna başvurmuştu. Fiechter, “Bu yazılımın çok sayıda farklı dosya formatını kusursuzca alıp işlemek gibi eşsiz bir yeteneği var. Üstelik bir topluluk çalışması söz konusu olduğunda onunla rekabet eden diğer bütün ürünlerden çok daha fazla esneklik sunuyor” diyor. Geliştirici bir topluluk bir parçayla ilgili kendi tasarımını tamamladıktan sonra bu tasarım, kalınlığı 23 santimetreyi bulabilen çelik bir kütleden bir parça oyabilmek için sadece yüksek basınçlı su ile kazıyıcı bir cisim kullanan otomatik bir prototiplendirme ma- kinesi olan LM’nin su-jetine (water-jet) indirilir. Fiechter, “Fikirden gerçekliğe gitmek için tek ihtiyacınız hafıza kartına yüklü bir CAD tasarımıdır. Bu parça daha sonra prototip bir araca monte edilir ve anında test edilir” diyor. Siemens, kendi CAD platformunu ortalama bir LM kullanıcısının bütçesine uygun hale getirmek için gerçekten de çok sınırlı işlevselliği olan bedava veya çok ucuz CAD çözümleri ile her işleve sahip ama çok pahalı ti- Şirketiniz Rally Fighter adında dünyanın ilk açık kaynakla üretilmiş aracını ve halen test edilmekte olan XC2V adındaki dünyanın ilk kitlesel-kaynaklandırmalı, muharebedestekli aracını yaratmayı başardı. Araç üretimini kitlesel kaynaklandırma yaklaşımıyla yeniden hayat döndürme fikri nasıl aklınıza geldi? Rogers: Araçlar, geliştirilmeleri için fevkalade uzun bir zaman dilimine ihtiyaç duyulan kompleks sistemlerdir. Yeni bir araç geliştirmenin en klasik yolu, işe bir milyar dolar para yatırmak, en iyi mühendisleri işe almak, büyük bir fabrika kurmak ve ürününüzü satabilmeyi ümit etmekten ibarettir. Zannedersem bu biraz kaba bir yaklaşım oldu. Oysa onun yerine bizim birlikte-geliştirme dediğimiz kitlesel kaynaklandırma yaklaşımıyla, eğer elinizde insanların ne istediğini anlamak için daha iyi bir yöntem varsa ve fazlasıyla uzun bir geliştirme dönemi boyunca insanları gelişmeler hakkında bilgilendirmenin bir yolunu bulmuşsanız, o zaman muhte- sadece doğru insanları bir araya getirme potansiyeline sahip olursunuz. Üretim ve inovasyon l Röportaj John B. Rogers Jr, araba üretiminde “kitlesel kaynaklandırma” yöntemini kullanan Local Motors isimli yeni bir teknoloji şirketinin başkanı, CEO’su ve kurucu ortağı. Altı yıl boyunca ABD Deniz Piyadeleri Birliği’nde hizmet vermiş. McKinsey&Co.’da danışman, Ewing&Partners ile Çin’de yeni kurulmuş teknolojik bir tıbbi cihazlar şirketinde yatırım analisti olarak çalışmış. Şu anda bir yardım kuruluşu olan RBR Vakfı’nda yatırımlardan sorumlu başkan yardımcılığı gibi bir unvanı da var. Princeton Üniversitesi, Woodrow Wilson Kamu ve Uluslararası İlişkiler Okulu mezunu ve Harvard Business School’dan MBA derecesine sahip. 4 Gelecek&Trendler l Ekim 2013 Sizin topluluğunuzun üyelerini işe dahil olmaya motive eden şeyler neler? Rogers: Para, fark edilme, özgeçmiş cilalama veya sadece yanlış bir şeyi düzeltme arzusu. Bize BMW ve Peterbilt kamyonları gibi müşteriler geliyor. Bir probleme çözüm bulacak bir tasarım için para ödülü koyuyorlar. Bu gibi bir projeye katılacak herhangi biri 3 veya 4 haftalık çalışma karşılığında büyük miktarlarda para kazanabilir. Ancak burada asıl önemli olan sizin fikriniz seçilmemiş olsa bile sizin bu eylemin bir parçası olma şansını ya- Birlikte-geliştirme: Fiziksel dünyayı hızlandırmak melen bunu yapmadığınız takdirde elde edeceğinizden çok daha yüksek bir kabul görme oranına sahip bir ürünle ortaya çıkmış olduğunuzu fark edeceksiniz. Yani birlikte-geliştirmenin, kitlelerin yaratıcılıklarından faydalanmanın yanı sıra müşterilerin aslında ne istediklerini keşfetmekle ilgili olduğunu mu söylemek istiyorsunuz? Rogers: İnsanların çoğu bizim kitle kaynaklı yaklaşımla insanların iyi fikirlerini bedavaya kapattığımızı varsayar. Her şeyden önce bu fikirler ücretsiz değildir. Ancak daha önemlisi şirketimizin arkasındaki asıl itici gücün bizim ne inşa ettiğimizle ilgilenen ve ona dahil olan gelecekteki müşteriler olmasıdır. Burada, çalışırken sergilenen kolektif bir dinamik de vardır. Sınırlı sayıda üyesi olan bir ekibiniz olduğunda yeteneklerinizin de sınırı olacaktır. Oysa devasa büyüklükte bir topluluğa sahip olduğunuzda gayet organik bir yoldan kalamanızdır. Bazı ödüllerde çıta düşürüldüğünden, kendinizin en üstün oyuncular arasında yer aldığını gururla söyleyebilirsiniz. Henüz beş yıl önce kurulmuş bir şirket olan Local Motors nasıl olup da XC2V’nin prototipini üretmek için yetki alabildi? Rogers: Bunun nedeni, geleneksel olmayan bir şirketin ortada henüz karşılanmamış büyük bir gereksinimin olduğu herhangi bir alanda kolaylıkla devreye girebilme becerisidir. Biz ABD Savunma Bakanlığı İleri Araştırma Projeleri Ajansı’na (DARPA) sadece bir askeri birlik taşıma aracının zamanında ve bütçesi dahilinde nasıl yapılabileceğini göstermekle kalmadık, aynı zamanda onlara bu işin tekrar tekrar nasıl yapılabileceğini anlatan bir süreç de sunduk. Local Motors’un kitlesel kaynaklandırma yaklaşımını çalıştırmasında Siemens’in özel- 253_254_255_256_257_258_CP_10 9/28/13 12:28 PM Page 5 cari çözümler arasındaki uçurumu kapatan Design1 adında Solid Edge’in yeni bir sürümünü geliştirdi. Siemens PLM Software’de temel mühendislik yazılımları iş segmentinin kıdemli başkan yardımcısı ve genel müdürü olan Karsten Newbury, “Solid Edge Design1 aslında dünyanın dört bir yanında Local Motors’un işbirlikçi tasarım topluluğuna katılan teknoloji tutkunları için eşsiz bir CAD çözümü. Mesela, Design1 LM üyelerinin çok küçük boyutlarda olsa bile bir tasarımı sisteme yüklemelerine, aynı zamanda diğer kullanıcıların o resmi kendi ekranlarına çağırmalarına, onu 3B görmelerine, ondan ölçüler almalarına ve hakkında yorumlar yapmalarına izin veriyor. Yani bu olağanüstü kıymetli bir birlikte-geliştirme aracı” diyor ve ekliyor: “Üstelik Design1 ile onu yükleyen herhangi birinin, baştan aşağı farklı CAD sistemleri kullanan insanlarla işbirliği yapması, kullanıcı olmayanların birbirleriyle işbirliği yapmasından çok daha kolay.” Peki Local Motors’un bu topluluk tasarımı deneyimi sadece yeni kurulmuş teknoloji şirketleri için değil, büyük üreticiler için de bir fırsat sunuyor olabilir mi? Newbury, “Ben onun bir yandan daha çok mevcut kaynaklarla çalışarak diğer yandan da giderek kişiselleşen ürünlerin kapısını açarak kapasiteleri artırma ve süreçleri hızlandırma potansiyeli taşıdığını düşünüyorum. DARPA bunun tipik bir örneği. Böylesi bir aracı geliştirmek genellikle ABD hükümetine milyarlarca do- likle de Solid Edge bilgisayar destekli tasarım (CAD) yazılımının ne gibi katkıları oldu? Rogers: Pazarda insanların CAD’in geniş halk kitlelerine ulaştığını düşünmelerini sağlayan çok sayıda ürün var. Ancak işin gerçeği bu gibi sistemlerin fevkalade kısıtlı sınırları olmasıdır. Aslında onların hiçbiri işe yaramaz. Onlardan makine ile yapılacak ve bilgisayar destekli üretilecek şeylerin üç boyutlu modellerinin tasarlanmasında faydalanamazsınız. Bizim Local Motors’da profesyonel bir tasarım aracına ihtiyacımız vardı ve bu iş için en uygunu Solid Edge çözümüydü. Diğer faktör de hatta en pahalı CAD sistemlerinde bile, işbirliğine yönelik peşin hükümlülük o kadar baskındı ki sadece 100 bilemediniz 1000 insanın dikkatini çekmesiydi. Ancak bugüne kadar asla kaale bile alınmayan konu ise bir ekibin farklı CAD sistemleriyle çalışan on binlerce insanın sahip olabileceğine denk düşen dinamikleriydi. Biz bunu aklımızda tutarak kendi topluluğumuza yabancı formatları dışarıdan alabilmelerini sağlayan bir platform merkezi sunmak için Siemens’le birlikte çalıştık. Ancak Siemens, Solid Edge’in Design1 adındaki bir uyarlamasının geliştirilmesi aracılığıyla bizim üyelerimize kiralama temelinde profesyonel CAD hizmetleri sunmayı da başardı. Üstelik, Design1 dünyanın her tarafından bilgisayara çabucak indirilebiliyor. Yani bu sayede insanlar çevrimdışı da çalışabiliyorlar. Bu çok önemli bir nokta. Rakipleri bunu asla sunmuyor. Çünkü onların tasarım yazılımları, bilgisayara indirmek için çok büyükler. Sonuçta bizim üyelerimiz minik bir resim boyutunda olsa bile, mesela bir tasarımı gönderebiliyorlar. Hatta aynı zamanda bir başka kullanıcının o görüntüyü kendi ekranına çağırmasına, onu 3B haliyle görmesine, ondan ölçüler almasına ve ardından yorum yapmasına da izin veriliyor. Yani anlayacağınız bu bir hayli değerli bir birlikte-geliştirme aracı. Başkan Obama, XC2V’yi askeriye ile endüstri arasındaki işbirliğinin ABD’deki rekabet gücünü nasıl artırabileceğinin ideal örneklerinden biri olarak sunmuştu. Sizce haklı mı? Rogers: Kesinlikle! Ben şahsen onun rekabet gücünün kilidinin şirketlerden çok insanların zihinlerinde olduğunu demek istediğini düşünüyorum. Eğer onların beyinlerindeki yaratıcılığın kilidini kitlesel kaynaklandırmayla açabilirseniz , işte o zaman endüstri en yaratıcı bireyler kadar rekabetçi olabilir. Ben aynı zamanda Başkan’ın bunun askeriyenin ötesine de gitmesi gerektiğinin ve bunun imalat sektörünün bütününe uygulanabilir hale getirilmesinin kaçınılmazlığını bildiğine de inanıyorum. viyesi biraz aşırıya kaçmış ve abartılmış olabilir. Bugün mükemmel denilebilecek geleneksel teknolojiler var. Onların hiçbir yere gittiği yok. Ancak eklemeli üretim, envanterin kısılması ve karmaşıklık maliyetinin azaltılması gibi bazı kilit alanlardaki bir boşluğu doldurabilir. Benim fikrimi sorarsanız, gelecekte hem eklemeli hem geleneksel üretim muhtemelen birlikte var olmaya devam edecek. Ancak üretimde önünde sonunda gerçekten devrim yaratacak tek şey, sayısal üretim ile yüksek bant genişlikli hatlardaki veri paylaşımı yeteneğinin birleştirilmesi olacak. Peki, simülasyonlar, işbirlikçi yazılım araçları ve yüksek hızlı iletişimler imalatı nasıl değiştiriyor? Rogers: Cevap vermeden önce bir konuya açıklık kazandırmak istiyorum. Sayısal imalat fikri ile açık işbirliği fikri birbirinden apayrı iki konudur. Bunu akılda tutmakta büyük fayda var. Şimdi, simülasyon ile modelleme ve ileri yazılım ile iletişimler imalat için bugün vazgeçilmez teknolojiler, ancak bir başka kilit teknoloji daha var, o da tarama. Araştırmaya başladığınız herhangi bir şeyin yüzde 50’si zaten ortada durmakta ve sizin tek yapmanız gereken hemen onun 3B sanal bir uyarlamasını edinmek. Tarama da dahil hepsini üst üste koyduğunuzda devrimci bir değişiklik için gerekli tüm bileşenlere sahipsiniz demektir. Eklemeli üretim olarak da bilinen üç boyutlu baskı, hızlı prototiplendirme ile ucuz ve kişiselleştirilmiş ürünlerin önünde duran kapıyı açıyor. Peki bu oyun değiştirici bir teknoloji mi? Rogers: Eklemeli üretime duyulan ilginin se- Önümüzdeki 20 yıl içinde otomobil endüstrisinde yaşanacak en temel değişiklik ne olacak? Rogers: Burada kilit gelişme, araçların üretiminde minimum verimlilik ölçeğinde yaşanacak değişiklik olacak. Açıklamak gerekirse, eğer bir araba geliştirmek için bir milyar dolarlık yatırım yapmak zorundaysanız, o zaman bu maliyeti çıkartmak için olağanüstü çok sayıda araba satmanız gerekir. Oysa sadece bir milyon dolarcık gibi küçük bir miktarda yatırım yapmışsanız, o zaman çok daha az sayıda araba satmaya razı olabilirsiniz. Bizim burada tartıştığımız eğilimler işte bizi bu yöne doğru sürüklüyor. Şayet minimum verimlilik ölçeği değişirse, o zaman bu durum ölçek ekonomileri kavramını baştan aşağıya değiştirir. İşte o zaman kapsam ekonomisiyle baş başa kalırsınız. Ben bizim zaten arayıp durduğumuzun da bu olduğuna inanıyorum. Önümüzdeki yirmi yıl boyunca ürün çeşitliliğinde ve kişiselleştirilmiş ürünlerde bir patlama yaşanacağına şahit olacağız. Bu sürecin arkasındaysa itici güçler olarak bizim sürekli tartıştığımız kitlesel kaynaklandırma, daha iyi tarama, üretim sonrasına yönelik daha iyi yazılımlar ve hibrid üretim teknolojileri olacak. Arthur F. Pease röportajı Gelecek&Trendler l Ekim 2013 5 253_254_255_256_257_258_CP_10 Üretim ve inovasyon l 9/28/13 12:28 PM Page 6 Yazılım lara patlardı. Oysa bu aracı toplayıp ortaya çıkarmak LM’nin sadece dört veya altı ayını almış ve bu rakamın çok daha azına mal olmuştu. Bu yüzden ben bunun inovasyonlara ve fikirlere erişimi hızlandırmak için çok daha geniş bir kapsam sunduğunu ispatladığını düşünüyorum. Üstelik bütün bunları mühendislik ekiplerinizin sayısını hiç arttırmadan yapabiliyorsunuz” diyor. Ford: Tekerleklerdeki yazılım. Eğer Local Motors gibi yeni kurulmuş teknoloji şirketlerinin sahip olduğu bir lüks varsa o da hayata temiz bir sayfa ile başlamalarıdır. Diğer yandan büyük üreticiler, ne kadar inovasyoncu olursa olsun, eski sistemlerin ağırlığı altında ezilir. Ancak Ford Motor Company’nin yönetimi, araba üretmenin ve onlara servis vermenin çok daha zekice, maliyet etkini ve giderek kişiselleşen bir yolunu bulmayı başardı. Ona yazılım deniyor ve her ge- İmal edilen ürünler için yazılımın artan ekonomik önemini ve dolayısıyla karmaşıklıkta yaşanan patlamayı dikkate alan Ford, kendi otomotiv yazılımı ile donanımının tamamını yönetecek global bir bilgi platformu olan “Araç-içi Yazılım (IVS)” yönetim sistemini hayata geçirmek için Siemens ile birlikte çalışmaya başladı. Ford, dünyada en yaygın kullanılan ürün yaşamdöngüsü yönetimi (PLM) sistemi olan Siemens’in Teamcenter yazılımını kullanarak artık şirket içi ve şirket dışı geliştirmelerden üretime ve servise kadar her şey için aynı veritabanı üzerinde çalışıyor. Davey, “IVS, üretim ortamında kurulu donanımla birlikte yüklü yazılımı da inceler ve her ikisinin birbiriyle tamı tamına uyumlu olmasını sağlar” diyor. Bu bilgi daha sonra kendisini ölçeklenebilir ekonomik kazançlara dönüştürür. Burada sadece kusurlardan ve uyumsuzluklardan uzak durulmakla kalınmaz aynı zamanda iş servise geldiğinde, ya- optimumlaştırılır. Teamcenter bütün bu işleri merkezi tek bir kütüphanede yönetir. Bu sayede bir işin iki defa yapılmasının önüne geçilir ve hatasız kullanım (ve yeniden kullanım) sağlanır. Davey, “Otomotiv endüstrisinde gördüğümüz en büyük fırsatlardan biri yazılımın yeniden kullanılabilmesidir. Teamcenter çözümü ise bizim yazılım bileşenlerini üzerlerinde hiçbir değişiklik yapmadan yeniden kullanmamıza izin veriyor” diyor. Artık yazılım bir aracın bir diğerinden farklılaştırılmasında kilit bir faktör haline geldiğinden, onun yaşamdöngüsü de tıpkı akıllı telefonlar ile diğer elektronik cihazlarınki gibi hızlanıyor. Davey, “Bizim 2-3 yılı bulan geleneksel otomotiv yaşamdöngülerine kıyasla 6-9 ay arasında değişen bir sürede aşınan tüketici elektroniği aletlerinin yaşamdöngülerini yönetebilir durumda olmamız gerekir” diyor. Bütün bunlar üst üste toplandığında, her İster Local Motors’da el yapımı olsun, isterse büyük üreticilerde robotlarla üretilmiş olsun, günümüz araçlarının hepsi yazılım ortamlarında tasarlanırlar. çen gün ilerleyen derecede imalatın başladığı yerde devreye giriyor. Siemens PLM Sofware Otomotiv Endüstrisi Stratejileri Başkan Yardımcısı Dr. Stefan Jockusch’a göre, “Günümüzde arabaları cazip kılan özelliklerin yüzde 60’ı bu yazılımla yapılırken, sorunların ve geri çağırmaların yaklaşık yüzde 70’inin kaynağında ise bir tür yazılım uyumsuzluğu meselesi olduğu görülüyor” diyor. Gerçekten de Ford’da Yazılım ve Kontrol Sistemleri Mühendisliği’nin kıdemli teknik lideri Chris Davey’in de parmak bastığı üzere, bu şirketin mevcut otomobillerinin çoğu, itiş gücü ve kaza önlemeden bilgilendirme-eğlendirme ve yön bulma sistemlerine kadar geniş bir yelpazede 50 bin kadar işlevsel zorunluluğu kontrol eden 15 milyon satırın üzerinde bilgisayar programı kodunu çalıştıran 50 ile 70 arasında değişen sayıda bilgisayarla donatılmış durumda. 6 Gelecek&Trendler l Ekim 2013 zılım güncellemeleri ve bilhassa yazılım sürümleri hakkında detaylı bilgiler ile oldukça pahalı olan elektronik kontrol birimlerinin (ECU) boşu boşuna değiştirilmesi de önlenmiş olur. Teamcenter tabanlı IVS sayesinde Ford bayileri artık herhangi bir araç için gerekli yazılım güncellemelerini kendi bilgisayarlarına indirebiliyor ve bu şekilde kaynaklardan tasarruf ediyor, servislerini hızlandırıyor ve yeni sorun çıkma riskini azaltıyorlar. Davey, “Biz işin başındayken yılda 1-5 milyon dolar arasında bir tasarruf yapabileceğimizi zannediyorduk. Oysa sadece üç yıl içinde sırf gereksiz yere modül değiştirmeye gitmediğimiz için 100 milyon dolardan fazla tasarruf ettik” diyor. Burada bir diğer kilit sorun da yazılımın yeniden kullanılabilmesi. Örneğin bir aracın geliştirilmesi sırasında bir dizi taşıt-üstü sistem için genellikle 5.000 ile 7.000 arasında değişen faaliyet parametresi tanımlanır ve ne kadar kalıtsal ve mevcut sistemler arasındaki tarihi uyumsuzluklar yüzünden halen gerçekleşmesinin önünde uzun yıllar olsa da bizim yazılım ve donanım için birleşik ve ilişkisel tek bir veritabanı kurma vizyonuna doğru önemli bir adım atmamız gerektiği anlaşılıyor. Jockusch, “Daha şimdiden kendi yazılımlarının tamamını tek bir ürün veri yönetim ortamında geliştiren, dağıtan ve takip eden az sayıda şirketten biri de bugün Ford’dur” diyor. Jockusch, “Onlar şu anda kendi veritabanlarını birleştirerek ve dolayısıyla araçlarının üretilmeden önce tamamıyla sanal ortamda yaratılmasına ve test edilmesine her gün daha fazla yaklaşarak doğru bir yörüngede olduklarını gösterdiler. Her ne kadar ürettiğimiz ürünlerin karmaşıklık seviyesi her geçen gün artıyor olsa da, işleri daha da basitleştirmenin tek yolu budur” diyor. Arthur F. Pease 253_254_255_256_257_258_CP_10 Üretim ve inovasyon l 9/28/13 12:28 PM Endüstri 4.0 Page 7 Bilgisayardan üretim hattına kadar her yerde kullanılan yeni teknolojiler, sanal planlama ile imalat arasındaki süreyi giderek kısaltıyor. Kendi kendini organize edebilen fabrikaların temelini atmak Sanal dünyada üretilen bilgiler, gerçek üretim süreçlerinin içine nüfuz ettikçe ortaya yepyeni üretim ortamları çıkacak. Akıllı fabrikalarda, makinelerden oluşan topluluklar kendi kendilerini organize edecek, tedarik zincirleri otomatikman birbirleriyle koordine olacak ve yarı-mamul ürünler kendilerini ticari birer emtiaya dönüştürecek makinelere imalatları için gerekli verileri gönderecekler. Bu gelişmelerde Siemens ise kilit bir rol oynayacak. Avrupa ve ABD, kendi endüstriyel değer yaratımlarını dikkate değer oranda artırmayı planlıyor. Alman medyası ise endüstriyel üretimin bir sonraki aşamasını, akıllı fabrikalara doğru yönelen bir paradigma kayması olarak tanımlayarak ve hatta onun dördüncü endüstri devriminin doğuşu olduğunu ilan ederek coşkulu bir heyecanla karşılıyor. Birinci endüstri devrimi, 18’inci yüzyılda buhar makinesinin icadıyla ve elle yapılan işlerin mekanikleştirilmeleriyle tetiklenmişti. İkinci devrim, 20’nci yüzyılın başlarında seri üretim tekniklerinin uygulanmasıyla başlamıştı, üçüncüsünün kapısı da son birkaç on yıllık dönemde üretim süreçlerinin otomatikleştirilmelerinde kullanılan elektronik sistemler ile bilgisayar teknolojileri tarafından açılmıştı. O zaman biz şu anda dördüncü bir devrimin, yani Endüstri 4.0’ın eşiğinde miyiz? Siemens Kurumsal Stratejiler Başkanı Peter Herweck daha temkinli bir yaklaşım benimsiyor. Herweck, “Burada 20 yıllık veya daha uzun süreli bir zaman diliminden bahsediyoruz. Bugünün bakış açısıyla baktığımızda alınacak sonuçlar elbette birer devrim yaratacak nitelikte olacak, ancak eninde sonunda bu işin gerçekleşmesi için çok sayıda geliştirme aşamasından geçeceğiz” diyor. Bununla birlikte uzmanlar, geleceğin üretim tesislerinin günümüzdeki fabrikalardan çok daha zeki olacağı konusunda hemfikir. Bu üstün zeka aslında neredeyse akla gelen bütün makinelerin, yarı mamul ürünlerin ve malzemelerin içine yerleştirilecek minyatür işlemciler, depolama birimleri, sensörler ve telsiz cihazlar kadar veri akışlarının yapılandırılmasında kullanılacak akıllı araçlar ve yeni yazılımlar sayesinde de mümkün olabilecek. Bu inovasyonların hepsi de ürünlerin ve makinelerin birbirleriyle haberleşebilmelerini ve aralarında komut takası yapabilmelerini sağlayacak. Bir başka ifadeyle geleceğin fabrikaları kendi imalat süreçlerini büyük ölçüde kendi kendilerine optimumlaştırıp kontrol edecek. Ancak uzmanlar, bu noktaya gelinmesinin çok uzun bir zaman alacağı konusunda da hemfikir. Ancak bahsedilen vaziyet bu eğilimin önemini hiçbir şekilde azaltmıyor. Alman federal hükümeti daha şimdiden endüstriyel derneklere, araştırma enstitülerine ve şirketlere bir uygulama stratejisi geliştirmeleri için yaklaşık 200 milyon Euro tahsis etmiş durumda. Bu arada ABD hükümeti de inovas- yoncu üretim stratejileri geliştirmenin ne kadar önemli olduğunun farkında. Zaten bu yüzden, ulusal bir araştırma enstitüleri ve şirketleri ağı kurulmasının fonlanması için 1 milyar dolara yakın bir bütçe ayırmayı planlıyor. Burada her yerde erişilebilir geniş-bant ağların kurulması işi kamu otoritelerinin sorumluluğundayken, endüstrinin de vakit geçirmeden veri standartları ve veri aktarımı protokol sistemlerini belirlemesi gerekiyor. Siemens Endüstri Sektörü Strateji Başkanı Marion Horstmann, “Endüstri 4.0’ı başarabilmek için medya ve veri aktarımı bazında çok sayıda süreksizliği ortadan kaldırmamız gerekir” diyor. Horstmann aynı zamanda Alman hükümetine yüksek teknoloji stratejileriyle ilgili konularda danışmanlık hizmeti veren bilim insanları ile şirket ve endüstri yöneticilerinden kurulu bir organizasyon olan Araştırma Birliği Grubu’nu da temsil ediyor. Endüstri 4.0 terimini aslında bu birlik icat etmişti. Bu terim Almanya dışında pek kullanılmaz. Ancak bu durum elbette ki diğer endüstrileşmiş ulusların da üretim faaliyetlerini mümkün olduğunca daha ucuz ve esnek hale getirmenin yanı sıra çok daha hızlı inovasyon döngüleriyle destekleme amacını payGelecek&Trendler l Ekim 2013 7 253_254_255_256_257_258_CP_10 l Üretim ve inovasyon 9/28/13 12:28 PM Page 8 Endüstri 4.0 laşmadıkları anlamına gelmiyor. Almanya bu eğilime liderlik yapmak istiyor ve politikacılar ile şirket liderleri de Alman şirketleri açısından siber-fiziksel sistemlerin (CPS; yazılımlar, sensörler, işlemciler ve iletişim teknolojilerince türetilmiş Endüstri 4.0 kavramlarını tanımlamak için kullanılan uluslararası terimlerden biri) tedarikçiliğinde lider konuma yükselmeleri için zamanın mükemmel olduğunu söylüyorlar. Almanya’daki Ulusal Bilim ve Mühendislik Akademisi (Acatech), bu gibi yeni üretim süreçlerinin endüstriyel verimliliği yüzde 30’a varan oranlarda artırabileceğine inanıyor. Bu akademinin de işaret ettiği üzere, CPS sadece üretimde değil aynı zamanda mobilite ile sağlık alanında da devrim yaratacak. Herweck, “Bu süreçte Siemens kilit bir rol oynayacak, çünkü zaten otomasyon teknolojileri ile endüstriyel yazılım sistemleri alanında dünyanın bir numaralı tedarikçisi” diyor. Bunun için gerekli yapılanmalar da şimdiden kurulmuş durumda. “Siemens yıllardır dikey BT sistemleriyle ilgili bütün faaliyetlerini genişletmekle meşgul” diyen Horstmann, Siemens’in son birkaç yıldır yaptığı her yazılım şirketi satınalımının arkasında Endüstri 4.0 için gerekli uzmanlığı birleştirme ve daha da geliştirme stratejisinin yattığına dikkat çekiyor. Uzmanlar genellikle bir Endüstri 4.0 sistemindeki üretimi, makinelerin hizmet sundukları ve ürünlerle gerçek zamanlı olarak bilgi paylaştıkları bir pazaryerine benzetmekten hoşlanır. Alman Yapay Zeka Araştırma Merkezi (DFKI), içinde Siemens’in de bu- Karmaşıklık derecesi Endüstri 1.0’dan Endüstri 4.0’a Birinci İkinci Üçüncü Dördüncü Endüstri devrimi Endüstri devrimi Endüstri devrimi Endüstri devrimi Su ve buhar gücünün yardımıyla mekanik üretim tesislerinin ortaya çıkması Elektrik enerjisinin yardımıyla imalatta iş bölümü ve seri üretimin ortaya çıkması İlk montaj hatları, Cincinnati’deki mezbahalar, 1870 İlk mekanik dokuma tezgahı, 1784 Kaynak: DFKI (2011) Üretimi daha da otomatikleştiren elektronik ve BT sistemlerinin kullanılmaya başlanması Siber-fiziksel sistemlerin kullanılmaya başlanması İlk programlanabilir mantık devresi (PLC), Modicon 084, 1969 Zaman Bugün 8 Gelecek&Trendler l Ekim 2013 lunduğu 20 endüstriyel ve araştırma ortağının katkısıyla kurulan Almanya, Kaiserslautern’deki küçük bir akıllı fabrikada bu gibi bir sistemin uygulamada nasıl çalışacağını sergiliyor. Bu pilot tesis, ürünler ile imalat makinelerinin birbirleriyle nasıl haberleşebileceklerini göstermek için sabun şişelerinden faydalanıyor. Boş sabun şişelerinin üzerinde radyo frekansıyla tanımlama (RFID) etiketleri var ve bu etiketler ile makinelere bu şişelere beyaz mı yoksa siyah mı kapak takacakları bilgisi veriliyor. Bir başka ifadeyle imalat sürecinde olan bir ürün daha en başından itibaren dijital bir ürün hafızasına sahip ve içinde bulunduğu ortam ile radyo sinyalleri aracılığıyla iletişim kurabiliyor. Bu yüzden de bu ürün gerçek dünya ile sanal dünyanın birleşmesini sağlayan bir siber-fiziksel sistem olarak ortaya çıkıyor. Esneklik: Sadece bir fare tıklaması kadar uzak. Akıllı fabrikanın belli başlı bileşenlerinin aslında daha şimdiden elimizin altında olduğu gerçeği, Siemens’in Almanya, Amberg’de kurulu ve sayısallaştırma alanında kat ettiği ilerlemeler için birkaç ödül kazanmış elektronik parçalar fabrikasında net bir şekilde ispatlanıyor. Bu tesisteki planlama ekibi, bu tesisin yaklaşık 1000 kalemlik standart üretim programını verimli bir şekilde yürütmek için Siemens’in teknoloji şaheseri PLM yazılımını kullanıyor. Yeni ürünler için farklı imalat rotaları belirlemek, onları toplam çıktı ve maliyet gibi parametreler temelinde hesaplamak ve kıyaslamak, ardından en verimli olanını seçmek için bu planlayıcıların yapmaları gereken tek şey bilgisa- 259_260_CP_10 9/28/13 12:36 PM Page 9 Zeki fabrikalardaki makineler büyük ölçüde kendi kendilerini organize ediyor, ancak nihai kararların verilmesinde halen kontrol insanoğlunda. yarlarının farelerine birkaç kere tıklamak oluyor. Horstmann, “Amberg’deki bu fabrika aslında nereye doğru gittiğimizi çok güzel gösteriyor” diyor. Ancak her iki süreç ardışık olduğundan, sayısal planlamanın gerçek üretime halen “el ile” aktarılması gerekiyor. Oysa bu iki süreç gelecekte her geçen gün daha fazla iç içe geçecek ve nihayetinde Amberg ile diğer bütün otomatikleştirilmiş fabrikalarda eşzamanlı hale gelecekler. Bu gerçekleştiğinde ise mesela şalter gibi yeni bir ürün planlamakla meşgul mühendisler, onun içinde ilgili bütün mekanik, elektronik ve otomasyon sistemlerinin de olduğu imalat süreçlerini anında tanımlamak için özel bir yazılımdan faydalanacaklar. Günümüzde bir PC’ye farklı türden cihazların bağlanabilmesi için nasıl tek bir USB girişi yeterli oluyorsa, gelecekte de makineler, saha cihazları ve diğer ekipmanlar bir Endüstri 4.0 sisteminde birbirlerine benzer kolaylıkla ve hiçbir programlamaya veya parametreleştirmeye gerek kalmaksızın bağlanabilecekler. Ancak bu cihazların ve makinelerin birbirleriyle kusursuz bir etkileşime girmeleri gerekecek. Siemens’in Tamamıyla Entegre Otomasyon (TIA) portalı daha şimdiden otomasyon süreçlerinin planlanması, test edilmesi ve uygulanmasında yinelenen veri setlerinden faydalanılmasını mümkün kılıyor. Siemens Kurumsal Teknolojiler’de (CT) Endüstri 4.0 ile ilgili bütün faaliyetleri yöneten Dr. Thomas Hahn, “Otomasyon artık sıradan üretim süreçlerinin kontrolünden çok daha fazlasını yapabilir duruma geldi. Günümüzde makine kurulumlarının ve tesislerin yeni ürünlere göre çabucak nasıl yeniden ayarlanabileceklerini de belirliyor” diyor. Veri süreksizliğiyle başa çıkmak. Burada tanımlanan üretim ortamı kademe kademe bir gerçeklik haline gelecek. Sabun şişesi pilot tesisiyle ilgili aşağıdaki sorulara kulak verelim. Bir makine kaç şişenin beyaz kapağa ve kaçının siyah kapağa sahip olması gerektiğini nasıl bilecek? Bu tesiste yeterince kapak olup olmadığını veya kapakların ne zaman tesise ulaştırılacaklarını nereden bilecek? Depoda gelen malları teslim almak için yeterince çalışan var mı? Günümüzde tüm bu bilgiler farklı sistemlerde tutuluyor. Örneğin kurumsal bir kaynak planlama sistemi (ERP), malzeme lojistiğinin, personel planlamasının ve maliyet hesaplamalarının yönetiminden sorumluyken, bir üretim yürütme sistemi (MES) ise imalat faaliyetlerini kontrol eder. Burada temel problem, farklı sistemlerde kullanılan çeşitli formatların, işletim sistemlerinin ve programlama dillerinin, bilginin bir sistemden bir diğerine sorunsuz ve eksiksiz bir şekilde aktarılmasını engellemesinde yatıyor, yani aslında kelimenin tam anlamıyla gerek- İleri simülasyon teknikleri sayesinde üretim süreci değişikliklerinin, maliyet iyileştirmenin ve malzeme kullanımı azaltımının test edilebilmesi mümkün olacak. li olan şey sanal ve fiziksel dünyaları birleştirebilmek. Bir CT üretim optimizasyonu uzmanı olan Jürgen Back, “Şu anda yapmamız gereken ilk iş hangi verilerin üretimle ilgili olduklarını tespit etmek” diyor. Endüstriyel veriler hacminin her geçen gün büyüyen devasa bir dağ gibi durduğu göz önüne alındığında, bunun hiç de kolay bir iş olmadığı kolaylıkla anlaşılabilir. İşte CT araştırmacılarının geldikleri nokta burası. Hahn, “Biz şu anda üniversiteler ve enstitülerdeki araştırma ortaklarımızla birlikte farklı türden müşterek projeler planlıyoruz” diyor. Bu projelerin özel hedefleri şu anda tanımlanma aşamasında. Hahn, “Telefonların sadece konuşmak için kullanıldıkları günleri herkes hatırlar. Bugün ise cep telefonları ile fotoğraflar ve videolar alınıp gönderiliyor, randevular kaydediliyor, günlük yaşamı kolaylaştıran diğer uygulamalardan faydalanılıyor. Aynı şekilde geleceğin üretim tesislerinde de sadece izleme ve kontrol verileri değil, aynı zamanda birbirlerinden tamamıyla farklı ürün ve süreç türleri hakkındaki içerik bilgileri de alınıp gönderilecek. Biz şu anda bunun tam anlamıyla ne türden bir içerik olması gerektiğini araştırıyoruz” diyor. Bu arada veri güvenliği de bir başka önemli araştırma konusu olacak, çünkü eğer bir ürün baştan aşağıya tek bir veri seti ile üretilirse, o zaman şirketlerin kendilerini ve ürünlerinin mahremiyetini endüstri casuslarına karşı çok daha etkili bir şekilde korumaları gerekecek. Almanya, Erlangen’deki üretim, planlama ve optimizasyondan sorumlu CT birimini yöneten Dr. Armin Haupt’a göre “bu eğilimin peGelecek&Trendler l Ekim 2013 9 259_260_CP_10 9/28/13 12:36 PM Üretim ve inovasyon l Page 10 Endüstri 4.0 Simülasyon yazılımları: Rekabet avantajının anahtarı Şirketlerin rekabetçi olabilmek için karmaşık ürünlerin geliştirilmesi ve imalatıyla ilgili süreleri ve maliyetleri sürekli azaltması gerekir. Bu arada müşteri gereksinimleri de giderek daha talepkar ve detaylı hale geliyor. Üretim uzmanları burada çözümün sanal planlama ile fiziksel imalat süreçlerini birleştirmekte yattığına inanıyor. Bu aslında siber-fiziksel sistemler (CPS) ile Endüstri 4.0 kavramlarının arkasındaki temel fikir. Burada işin olmazsa olmazı, çok sayıda farklı uygulamada kullanılabilen ofis programları ile veritabanları gibi yatay BT sistemleri değil özel yazılımlardır. Hatta daha da önemlisi dikey BT, yani belirli endüstriyel sektörler ve onların özel ihtiyaçları için geliştirilmiş uzman çözümlerdir. SAP’nin ardından bugün Avrupa’nın ikinci en büyük yazılım geliştiricisi olan Siemens’te çalışan 17.500 yazılım mühendisinin asıl işi bu gibi çözümler geliştirmek. Siemens kendi dikey BT’sini konsolide etmek ve daha da iyileştirmek için geçtiğimiz yıllarda birkaç yazılım firmasını satın aldı ve onları kendi Siemens Endüstri Sektörü’nün içine entegre etti. Bu şirketlerin çoğu aslında büyük yazılım uygulamalarının belirli alt bölümlerini kapsayan işlevlerde uzmanlaşmıştır. Siemens Endüstri Sektörü Strateji Başkanı Marion Horstmann, “Bu yazılım şirketleri ile Siemens’in otomasyon konusundaki uzmanlığının harmanlanmasıyla ürün geliştirme ve imalatta değer yaratma sürecini kapsayan endüstriyel yazılımlar sunabiliyoruz” diyor. Siemens yeni yazılım stratejisini, 2007 yılında ABD’li UGS şirketini satın aldığı zaman duyurmuştu ve bu şirket şu anda Siemens Ürün Yaşamdöngüsü Yönetimi (PLM) Yazılımları adı altında faaliyet gösteriyor. PLM yazılımının kullanıldığı en göz alıcı örnekler arasında ise Red Bull’un yarış arabaları ile 2012 yılında “kırmızı gezegen”e iniş yapan Curiosity Mars isimli gezginin hazırlık aşamaları bulunuyor. Gezginin geliştirilmesi sırasında, ilk simülasyon taslaklarından Mars’ın atmosferine girişe kadarki bütün süreçlerde NASA bu PLM yazılımından faydalanmıştı. Bu gibi çarpıcı projeler haliyle üzerlerine çok fazla dikkat çektiğinden, bu PLM yazılımı günümüzde havacılık ve otomobil endüstrisi gibi sektörlerde planlama gibi çok erken aşamalarda, ürün işlevselliğini test eden 7 milyondan fazla lisanslı kullanıcı tarafından kullanılmakta. Bu yazılım, süreçlerin simülasyonunu sanal fabrikalarda yaparak üretim planlamasında zamandan kazandırıyor. Siemens otomasyon sistemlerini kullanan müşteriler, bu gibi özelliklerden çok değişik yollardan kazançlı çıkabiliyor. Almanya’daki PLM Software’de satış ve hizmetler başkanı olan Lothar Hahn, “Ürünlerinizi üretmekte kullanılacak makinelerin özelliklerini ne kadar iyi bilirseniz, simülasyonlarınızı da o derece hassas programlayabilirsiniz” diyor. Siemens’in PLM yazılımını kullanan çok sayıdaki şirketten biri de Almanya Göppingen’deki Mükemmel Maliyetlendirme Çözümleri firması. 2012 Eylül’ünden bu yana Siemens’in bünyesine dahil olan bu şirket, kendi teknolojisiyle yeni bir ürünün imalat maliyetini henüz planlama aşamasındayken bile hesaplayabiliyor. Hahn, “Oysa maliyet hesaplama işi eskiden genellikle en son aşamada yapılırdı” diyor. Ancak geliştiriciler bu sürece zaman içinde satın alma uzmanlarını da dahil ettiklerinden, planlama sürecinin ileri aşamalarında yapılan değişiklikler devasa ekstra maliyetlere neden oluyordu ve ortaya çok sayıda sorun çıkıyordu. Mükemmel Maliyetlendirme Çözümleri yazılımının en güzel yanlarından biri de maliyetleri etkileyen gelişmelerin tümünü dikkate alması. Bu da satın alma fiyat analizlerinin istenilen herhangi bir anda yapılabilmesi ve tasarım ile üretim alternatiflerinin çabucak hesaplanabilmesi anlamına geliyor. Bütün bunların dışında, Siemens’in PLM şirketlerini satın alma furyasına dahil olan Belçika Leuven’deki LMS şirketinin yazılım sistemleri gibi yeni çözümler ile şu gibi sorulara cevaplar bulunması artık mümkün: Bir rüzgar türbininin pervaneleri ve kanatları üzerindeki titreşimin ne gibi etkileri olabilir? Bu gibi etkiler sonucunda bu bileşenler ne kadar sürede aşınır? Yepyeni bir araba modeli Arnavut kaldırımı bir yolda içeriye ne kadar gürültü alır? LMS yazılımıyla yapılan bilgisayar simülasyonlarıyla ilgili testler ve diğer analizler gerçeğe en yakın şekliyle yürütülebilir. Siemens, LMS’yi 2012 Kasım’ında satın almış ve onu şu anda büyük otomobil ve uçak üreticilerinin tümüne simülasyon ve mekatronik test yazılımı satan Siemens PLM Software’in içine entegre etmişti. Gerçek test cihazları ve yazılımların harmanlanmasıyla akustik, titreme, salınım, operasyonel istikrar ve dinamiklerin çok daha hassas analizleri yapılabilir. Bu arada ortaya çıkan veritabanları sayesinde endüstriyel şirketlerin kendi ürünlerini gelecekte simüle, test, optimize etmeleri ve üretmelerine yardımcı olunabilir. Katrin Nikolaus 10 Gelecek&Trendler l Ekim 2013 şinden gitmeyenlerin yarışta arkada kalacaklarına” hiç şüphe yok. Haupt, “Sayısal geleceğin bir parçası olmak isteyen şirketlerin sürekli olarak ellerinin altında faydalı veriler bulundurması gerekecek” diyor. Bu aslında ulaşılması gereken ilk kilometre taşı. Siemens müşavirleri şu aralar kendilerini standartlaştırılmış veriler diyarına götürecek geliştirme zincirleri olan yol haritalarını çıkarmak için çeşitli Siemens üretim tesislerinde kullanılan verileri analiz etmekle meşgul. Endüstri 4.0 için gerekli teknolojilerin çoğu zaten şu anda elimizin altında mevcut. Bunların arasında internet, endüstriyel tesisler için standart bir veri bağlantısı olan profinet, simülasyon yazılımları ve hızlı mühen- Motosikletlerden hafriyat makinelerine kadar çok sayıda ürün Siemens’in simülasyon yazılımı kullanılarak geliştirilebilir ve test edilebilir. dislik uygulamaları için TIA portalı sayılabilir. Bu yüzden uzmanlar Endüstri 4.0’a geçişin durdurulamayacağından çok emin. Herweck, “Endüstri 4.0 asla gerçeklikten kopuk bir fikir değildir” diyor. Örneğin bilgisayardestekli imalat (CIM) gibi geçmişte çok propagandası yapılmış benzer kavramların aksine mevcut Endüstri 4.0 eğilimi elimizdeki ayakları yere basan teknolojilerin iyileştirilmesi ve birleştirilmesiyle geliştiriliyor. Herweck’e göre arada çok büyük bir fark daha var. “Bu konu daha şimdiden büyük endüstri şirketlerini, akademik araştırma enstitülerini ve hükümetleri ortak bir hedef peşinde koşmak için bir araya getirmiş durumKatrin Nikolaus da” diyor.
Benzer belgeler
Vitrin gibi fabrika Dijitale dönüşenler öncü olacak - e
arasında belki de en iyilerden biri… “Kitlesel kaynağı” harekete geçirme ve çok
sayıda yeteneği bir hedef için kullanma... Bu konuda atılan adamlar gerçekten
etkileyici… En çok da bir söyleşi ilgim...