EYLÜL 2015 - Turkish Technic
Transkript
EYLÜL 2015 - Turkish Technic
EYLÜL 2015 YIL 11 SAYI 120 Türkiye MRO pazarında güç birliği TÜRK HAVA YOLLARI TEKNiK A.. iLE TÜRK HAVA YOLLARI HABOM A.. BiRLETi TÜRK HAVA YOLLARI TEKNİK A.Ş. GENEL MÜDÜRÜ AHMET KARAMAN Birleşme: Tek çatı, tek yapı. TÜRK HAVA YOLLARI GENEL MÜDÜRÜ TEMEL KOTİL “Birleşme, küresel bir marka olma yolunda atılan ciddi bir adım” DÜNYA MRO PAZARI NEREDE VE NEREYE GiDiYOR? TÜRK HAVA YOLLARI TEKNİK A.Ş. GENEL MÜDÜR YARDIMCISI (TİCARET) ALTAN BÜYÜKYILMAZ “Daha geniş bir pazara erişeceğiz” YAŞAYAN TARİH TAYYAR GÜLER’İN GÖZÜNDEN Nereden nereye… 1 2 İÇİNDEKİLER 06 04 16 10 04 08 Kilometre Taşları 10 Röportaj / Ahmet Karaman 12 Röportaj / Doç. Dr. Temel Kotil 14 Dünyada MRO Pazarı Teknik’ten Haberler 18 SAHİBİ Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Ahmet Karaman (Genel Müdür) YAPIM PAZARLAMA&KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRLÜĞÜ Savtekin Özkan Öztürk (Pazarlama&Kurumsal İletişim Müdürü) Pınar Kaynak (Yayın Koordinatörü, Uzman) Cemal Gökgöz (Medya, Reklam&Halkla İlişkiler, Muhabir) 18 Görüşler 36 Röportaj / Tayyar Güler 40 Görüşler 48 Bulmaca Emine Akçakaya, Nur Banu Boz (Yayın Kurulu) YAYIN GODE İSTANBUL Songül Kurnaz (Yayın Grup Direktörü) Ulaş Atay (Editör) Murat Çimagil (Art Direktör, Kapak Tasarım) Hakan Büyükyazıcı (Grafik Uygulama) Burcu Tokat (Redaksiyon Editörü) Baskı ve Cilt Tor Ofset San. ve Tic. Ltd. Şti. www.torofset.com GODE İSTANBUL Al Karanfil Sokak No: 5 Levent / İstanbul godeistanbul.com 444 02 90 3 4 TENİKTEN HABERLER 23 Nisan’da çocuklarımızın uçma merakına ortak olduk. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı tüm yurtta olduğu gibi Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’de de coşku ile kutlandı. 100’den fazla çocuğun misafir edildiği organizasyonda çocuklar hangar gezisi sonrasında kendileri için ayrılan uçağa alındı. Kokpitte hatıra fotoğrafı çektiren çocukları Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Genel Müdürü Ahmet Karaman makamında ağırladı. Çocuklarla tek tek ilgilenen Karaman, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın Türkiye ve dünya çocuklarını arasında sevgi ve dostluk bağlarının geliştirilmesi ve barış içinde yaşayacakları bir dünyanın oluşması için katkı sağlayacağına inandığını belirterek tüm çocukların bayramını kutladı. Çizgi film eşliğinde öğle yemeğini yiyen minik misafirlere daha sonra çeşitli hediyeler dağıtıldı. Airbus ile Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. arasında A400M anlaşması imzalandı. Airbus Defence and Space ve Türk Hava Yolları Teknik A.Ş., IDEF 2015 Savunma Sanayi Fuarı’nda Airbus A400M yeni nesil nakliye uçağının bakım desteği tedariki için anlaşma imzaladı. Airbus Defence and Space Lojistik Destek ve Servis Başkanı Philippe Galland ve Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Genel Müdürü Ahmet Karaman tarafından imzalanan anlaşması sonrasında, Airbus Defence and Space, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin ağır bakım kabiliyetlerini geliştirerek Türk Hava Kuvvetleri envanterinde yer alan A400M uçaklarına uzun dönemde destek sağlamasına yardımcı olacak. İmza töreninde konuşan Philippe Galland, “A400M’lerin Türkiye’deki hizmetlerinden büyük memnuniyet duyuyoruz ve bu anlaşmanın uzun seneler sürecek sağlam destek hizmetine önemli bir katkı sağlayacağı düşüncesindeyiz” dedi. Ahmet Karaman ise “Airbus’ın tüm birimleri ile kusursuz bir işbirliğimiz var ve Türk Hava Kuvvetleri’nin ihtiyaçlarını karşılayacak A400M uçakları bakım kabiliyetlerimizi daha da geliştirmek için sabırsızlanıyoruz” şeklinde konuştu. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Ar-Ge Müdürlüğü iş başında Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Araştırma ve Geliştirme (Ar-Ge) Müdürlüğü Vakumlu Uçak Tuvaleti Dijital Test Sistemi tasarlayarak üretime geçti. Tanıtım kokteyline Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Genel Müdürü Ahmet Karaman, Genel Müdür Danışmanı Halil Tokel, Genel Müdür Yardımcısı Can Şaşmaz, yöneticiler ve çalışanlar katıldı. Belirli periyotlarla bakımı yapılan ve test gerektiren “vakumlu uçak tuvalet komponentleri”ne bu çalışmalar tamamen manuel olarak ve iki ayrı cihaz tarafından yapılıyordu. Manuel olarak yapılan kontroller ve bakımların otomatik ve bilgisayar kontrollünde, tek sistemle yapılmasına olanak tanıyan Vakumlu Uçak Tuvaleti Dijital Test Sistemi, teknisyen müdahalesini ve hata oranlarını en aza indirmesinin yanı sıra üç saatte yapılan testlerin 15 dakika gibi kısa bir sürede yapılmasını da sağladı. TÜBİTAK tarafından desteklenerek üretimi yapılmaya başlanan ve dünyada muadili olmayan bu cihazın diğer bakım şirketlerine pazarlanması da hedefleniyor. AIROD ve NADI Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’yi tercih etti. Malezya’da 1976 yılından bu yana faaliyette bulunan ve dünyada 33 ülkeye hizmet veren, askeri ve sivil uçakların bakım, onarım, modifikasyon ve yenileme işlemlerini gerçekleştiren AIROD (Aerospace Technology Sdn Bhd, Aerologica) şirketinin CEO’su Ahmad Fuzli Fuad ve NADI (National Aerospace & Defence Industries Sdn. Bhd) şirketinin üst düzey yetkilileri Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Genel Müdürü Ahmet Karaman’ı makamında ziyaret etti. AIROD olarak Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin tecrübesinden istifade etmek ve işbirliği fırsatlarını değerlendirmek amacı ile bu ziyareti gerçekleştirdiklerini ifade eden Ahmad Fuzli Fuad, kendi kabiliyetlerinde olmayan komponentlerin Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’ye gönderilmesi ile bu başarılı firmanın komponent kabiliyetlerinden yararlanmak istediklerini belirtti. İSO Meclis Başkanlık Divanı ve Yönetim Kurulu, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’de Savunma, Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneği (SAHA İstanbul) ve İSO Meclis Başkanlık Divanı ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı yerleşkesinde bulunan Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Genel Müdür Danışması Halil Tokel önce misafirlere Şirket hakkında ayrıntılı bilgi içeren bir sunum yaptı. Ardından Türkiye’nin havacılık sektöründeki yeri, önemi hakkında bir konuşma yapan Tokel şunları söyledi: “Türkiye kararını verdi ve 2023 yılına kadar kendi uçağını kendi yapacak konuma gelecek. Türkiye çok güçlü bir ülke, yetişmiş insan gücümüz var, imkânlarımız var. Bizim tüm amacımız Türk malı, Türk tasarımı ve Türk üretimi bir uçak yapmak. Siyasi irade bu konuda önümüzü açtı. Bizlere düşen yerli uçak yapımı için hedefe kilitlenmek ve topyekûn bir seferberlik başlatılmasıdır.” Toplantı sonrasında Halil Tokel, SAHA İstanbul Yönetim Kurulu ve İSO Yönetim Kurulu Üyelerine Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. tesislerini gezdirdi. 5 6 TENİKTEN HABERLER Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı iftar ve sahurda çalışanlarla bir araya geldi Türk Hava Yolları A.O.& Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Hat Bakım Başkanlığı çalışanları ile iftar programında bir araya geldi. İftar programına Aycı’nın yanı sıra Türk Hava Yolları Genel Müdürü Temel Kotil, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Genel Müdürü Ahmet Karaman, Genel Müdür Yardımcıları Hüseyin Sağlam (Operasyon 2), Fazıl Çiftçi (Mali & İdari İşler), Altan Büyükyılmaz (Ticaret), Can Şaşmaz (Operasyon 1), yöneticiler ve çalışanlar katıldı. İlker Aycı, teknisyen kıyafeti giyerek çalışanlarımızla gece vardiyasında da bir araya geldi. Dört saate yakın süren ziyaretinde, hangarları, atölyeleri, çalışanların dinlenme ve soyunma odalarını gezen Aycı, yaklaşık 100’e yakın teknisyen ile birlikte sahur yaparak çalışanlarımızın sorunlarını dinledi. Çalışma arkadaşları ile bir arada sahur yapmaktan mutlu olduğunu dile getiren İlker Aycı, “Birlikte hepimiz büyük bir aileyiz. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’deki tüm arkadaşlarımızın bugüne kadar büyük bir özveri ile çalıştığını biliyoruz. Sizlerin gayreti ve özverisi ile bundan sonra da daha büyük başarılara imza atacağız” dedi. Yönetim Kurulu Başkanı Aycı’nın gece vardiyasına katılarak kendileri ile birlikte sahur yapmasından duydukları memnuniyeti dile getiren Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. çalışanları daha sonra İlker Aycı ile hatıra fotoğrafları çektirdi. Arkadaşlarımızı unutmadık Sabiha Gökçen Havalimanı’nda bulunan Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. eğitim binalarında yer alan konferans salonuna ve amfilere, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ailesinin vefat eden değerli çalışanları Tuğrul Tuna Beken, Orhan Avcı ve Şentürk Çavuş’un isimleri verildi. Salon ve amfilerde hatıraları bizlerle yaşayacak arkadaşlarımızı unutmadık. Her zaman saygı ile özlemle anacağımız arkadaşlarımıza tekrar Allah’tan rahmet dileriz. EAMTC toplantısı Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. sponsorluğunda İstanbul’da yapıldı 62. EAMTC (Avrupa Havacılık Bakım Eğitimi Komitesi / European Aviation Maintenance Training Committee) toplantısı 14-15 Nisan 2015 tarihlerinde Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin sponsorluğunda, Eğitim Başkanlığı koordinasyonunda ve Pazarlama ve Satış Başkanlığı’nın desteği ile İstanbul Polat Renaissance Hotel’de gerçekleştirildi. Yılda iki defa düzenlenen toplantıya yaklaşık 30 ülkeden, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş., EASA, SHGM, Airbus, Rolls-Royce, Embraer, Lufthansa, Air France, SR Technic, Hong Kong Aircraft Engineering Company, Sabena Technic gibi 80’e yakın firma katıldı. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Genel Müdürü Ahmet Karaman ve Eğitim Başkanı Caner Şentürk tarafından yapılan açılış konuşmalarını EASA temsilcilerinin bilgilendirmeleri takip etti. Toplantıda eğitim ile ilgili otorite olan EASA tarafından düşünülen veya gündeme gelmesi muhtemel konular ele alındı. Önemli konulardan OJT ve uluslararası arenada yapılan lisans sınavları, bu sınavlarla ilgili problemler, sektörün bu konulardaki görüşleri ve çözüm önerileri, başta EASA olmak üzere katılımcılar tarafından paylaşıldı. Yeni çalışma grupları oluşturuldu ve mevcut çalışma gruplarının raporları ve son durumları grup üyeleri tarafından aktarıldı. Organizasyonu Türkiye’ye getirerek sektörün ulusal paydaşlarının yabancı meslektaşları ile buluşmasını sağlayan Türk Hava Yolları Teknik A.Ş’nin EAMTC’ye aktif katılımı ve ülke sivil havacılık sektörünü bu yolla temsili daha etkin bir şekilde devam edecektir. 7 8 KİLOMETRE TAŞLARI HABOM’un yapılmasına karar verildi. 2003 Fizibilite çalışmalarına başlandı. Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) ile Türk Hava Yolları arasında Havacılık Bakım Onarım ve Modifikasyon Merkezi (HABOM) kurulmasına ilişkin ilk protokol imzalandı. Proje geliştirme ve inşa edilecek tesisin projelendirme çalışmaları yapıldı. 2003 2004 2005-2010 2010 200.000 m2’lik (20 hektar) alan üzerinde inşaat başladı. Dar Gövde Hangarı teslimi yapıldı. İlk dar gövde uçak bakımı tamamlandı. EKİM 2013 KASIM 2013 Boya Hangarı teslimi yapıldı ve ilk uçak boya işlemi gerçekleştirildi. Başbakanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı ile tesisin açılışı gerçekleştirildi. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ile Türk Hava Yolları HABOM A.Ş.’nin Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. çatısı altında birleşmesine karar verildi. Proje tamamlandı. NİSAN 2014 HAZİRAN 2014 2014 2015 9 10 RÖPORTAJ Ahmet Karaman / Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Genel Müdürü “Birleşme: Tek çatı, tek yapı” Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ile Türk Hava Yolları HABOM A.Ş.’nin birleşmesinin iki şirket açısından en rasyonel hareket olduğunu vurgulayan Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Genel Müdürü Ahmet Karaman, tek çatı altında toplanmanın bürokrasiyi azalttığını ve daha güçlü bir yapı ortaya çıkardığını ifade ediyor. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Genel Müdürü Ahmet Karaman, birleşme sürecini idari ve bürokratik; çalışanlar ve müşteriler açısından masaya yatırdı. “Aşı her zaman iyidir” diyen Karaman, birleşmenin daha güçlü ve tek noktadan yönetilen bir yapı ortaya çıkardığının altınız çizdi. Birleşme sürecinin nedenleri ve sonuçları ile ilgili neler düşünüyor ve neler hissediyorsunuz? Birleşme sürecine öncelikle duygusal açıdan bakacak olursak, çalışanlarımızdan bir kısmı Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. çatısı altında çalışmak istiyordu, bir kısmı ise -eskiden MNG Teknik’te çalışanlar- uzun yıllar özel sektör mantığı ile çalıştıkları için bu birleşmeden pek memnun olmadı. Aşı her zaman iyidir. Ağaçları da meyve versin, daha iyi meyve versin diye aşılarlar. İki yapı birbiri ile iç içe geçince ortaya iyi bir şeyler çıkar. Nasıl ki ırklar karışınca daha güçlü melez canlılar ortaya çıkıyorsa, aynı mantık bence şirketler için de geçerli. Tabii bu tür birleşmeler sırasında kayıplar da oluyor. Bunun yapısal bir durum olduğunu düşünüyorum. Bir de zaten İstanbul AHL, Sabiha Gökçen Havalimanı, Esenboğa Havalimanı vs. gibi çok istasyonlu bir yapıda tek merkezden yönetim son derece önemli. Ancak tabii şunu da kabul etmemiz lazım, iki şirket arasında tatlı bir rekabet ortamı yaratarak, birbirleri ile yarıştırarak bir verimlilik yakalıyorduk; birleşme ile bunu kaybediyoruz. Ancak bu verimliliği başka şekillerde yakalamayı hedefliyoruz. Ayrıca birleşmenin, adam/saat kaybını ve bürokrasiyi azaltmasının bizim için önemli bir avantaj olacağı düşüncesindeyim. Örneğin eskiden AHL’deki depolardan birinden alınarak Türk Hava Yolları HABOM A.Ş.’ye giden bir malzeme sanki yurtdışından geliyormuş gibi tekrar kontrol ediliyordu. Bunun gibi adam/saat kaybına neden olan noktaları ortadan kaldırdık birleşme sonucunda. Bürokrasiyi azaltmak adına attığımız bu adımın rekabet gücümüzü kısa zamanda artıracağını düşünüyorum. Ayrıca aşı her zaman iyidir. Doğal seleksiyonun daha net yaşanmasını sağlar ve güçlendirir. Birleşmenin, iki şirket açısından da en rasyonel hareket olduğunu söylememiz yanlış olmaz o zaman… Kesinlikle… Şunu yapabilseydik farklı olabilirdi. Lufthansa tüm MRO hizmetlerinin pazarlama faaliyetlerini Hamburg’dan yürütüyor. Ancak bunu kendi çatısı altında olmayan bir şirket üzerinden yapıyor. Bu şirket Macaristan’ı, Bulgaristan’ı, İrlanda’yı… Kısacası hizmet verilen tüm pazarları planlıyor. Açıkçası biz planlama konusunda bu aşamaya gelemedik henüz; bu seviyede değiliz. Şu anki altyapı ve şartlar çerçevesinde en uygun yapılanmaya gidiyoruz diyebilir miyiz? Evet. Şu anda yapılması en doğru olan bu. Belki uzun vadede, bundan 10 yıl sonra, bu sistem oturduktan sonra -örneğin yurtdışında bir tesis satın alarak- başka bir planlama yapılabilir. Ama bu, mevcut yapı içinde en doğru olan uygulamaydı. Özellikle beyaz yakalı sayısında yaşanan azalma da önemli avantaj sağladı şirketimize. Bu, bürokrasinin azalması anlamına da geliyor ayrıca. Türkiye’nin MRO pazarındaki yerini nasıl etkiledi bu birleşme? Şu ana kadar çok fazla etkisi olmadı, bundan sonra da olacağını düşünmüyorum. Bunda, uzun zamandır pazarlama faaliyetinin Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Pazarlama Başkanlığı tarafından yürütülmesinin de büyük etkisi var tabii. Ama şu da var; bu süreçte bazı müşterilerimiz “Ben HABOM’da bakım yapılmasını istiyorum” ya da “Ben Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’de bakım yapılmasını istiyorum” şeklinde taleplerde bulunabiliyorlardı. Bu da bizim planlama yapmamızı güçleştiriyor, aynı zamanda müşteriler arasında bir antipati de oluşabiliyordu. Artık bu tür sorunlarla karşı karşıya kalmayacağız. Ayrıca önceden çalışan sayımız az geliyor, işlerimizin yüzde 70’ten fazlasını Türk Hava Yolları oluşturuyor ve üçüncü firmalara istediğimiz oranda hizmet veremiyorduk. Birleşme bu anlamda da elimizi güçlendirdi. Birleşmeyi mental anlamda olumlu karşılayacak/karşılayan müşterileriniz oldu mu? Müşteriler bu birleşmeye öncelikle bürokratik anlamda sıcak bakıyor. Tek çatı altında toplanmış bir yapı, haliyle bürokratik süreçlerin azalmasını sağlıyor. Ayrıca havayolu deneyimime dayanarak, bir uçağı bir firmaya bakıma verecek olduğumda kendi kendime; “Bu firmanın havayolu şirketi var mı? Deposu var mı?” gibi sorular sorarım. Çünkü operasyonda olan bir havayoluna sahip olan bakım merkezinin güçlü bir deposu vardır ve benim uçağımla ilgili sorunları çözmede daha hızlı hareket edebilir, beni zor durumda bırakmaz diye düşünürüm. Çünkü herhangi bir havayolu şirketi bulunmayan, sadece bakım merkezi olan bir şirket, hangi uçağın, hangi amaçla bakıma geleceğini bilmeyeceği için bazı parçaların stok maliyetinin altına girmek istemez. İşte bu bakış açısının Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. açısından önemli bir artısı var. Müşteri şöyle düşünür, “Bu şirketin operasyonda olan büyük bir havayolu şirketi ve milyon dolarlık bir deposu var. Ben uçağımı buraya verdiğim takdirde bu deneyim ve depo emrime amade.” İşin maddi boyutundan önce bu güven duygusu geliyor. Ayrıca MRO pazarı işin teknik ve pek bilinmeyen tarafı. Ama uçağına nerede bakım yaptırdın dendiğinde “Türk Hava Yolları” yanıtını vermek, bizim tesislerimizde bakım yaptıran firma için de önemli bir artı. Çünkü Türk Hava Yolları dünya genelinde tanınan, beğenilen, güvenilen, büyük bir marka. Kısacası Türk Hava Yolları’nın marka değeri MRO pazarında bizim için olumlu referans oluyor. Birleşmenin çalışanlar üzerinde nasıl bir etkisi oldu sizce? Türk Hava Yolları Teknik A.Ş., Türk Hava Yolları HABOM A.Ş. ve MNG Teknik A.Ş. üçgeninde yaşanan süreçlerden dolayı memnun olan ve olmayan çalışanlarımız oldu. Ancak bundan sonrası ile ilgili olarak şu asla unutulmamalı; biz artık yepyeni bir Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’yiz. Özel sektör özelliklerini taşıyan ama devletin yarı garantisinde tek çatı, tek yapı. Özel sektör ve devlet kurumu arasındaki dengeye çalışanlarımızın kısa sürede alışacağından ve Şirketimizin hedeflerine ulaşması için ellerinden geleni yapacağından eminim. Bunun için ciddi insan kaynakları çalışmaları yapıyoruz, yapacağız. Beklediğimiz bu dengeyi yakaladığımız zaman çok daha başarılı olacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın. 2015’in sonunda Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin nerede olacağını öngörüyorsunuz? Öncelikle şunu belirtmem lazım, biz büyümemizi Türk Hava Yolları’nın büyümesine paralel görüyor, onun büyümesine endeksliyoruz. Türk Hava Yolları’nın kapasitesini yılsonuna kadar yüzde 10-15 artırması planlanıyor. Ya bu kapasiteye uygun hizmeti verebilmek için diğer şirketlere verdiğimiz hizmeti azaltacağız ya da kapasitemizi artıracağız. “Aşı her zaman iyidir. Ağaçları da meyve versin, daha iyi meyve versin diye aşılarlar. İki yapı birbiri ile iç içe geçince ortaya iyi bir şeyler çıkar. Nasıl ki ırklar karışınca daha güçlü melez canlılar ortaya çıkıyorsa, aynı mantık bence şirketler için de geçerli.” Diğer şirketlere verdiğimiz hizmetleri de artırmak istediğimiz için kapasitemizi artırmayı tercih ediyoruz. Yılsonuna kadar yaklaşık yüzde 30 oranında bir kapasite artışımız olacak. Başta hangarlar olmak üzere fiziksel yapı ile ilgili en ufak bir sorunumuz yok. En az önümüzdeki beş yıl bu konuda sorun yaşamayacak altyapıyı kurduk. Çalışan sorunumuzu da çeşitli üniversitelerle bağlantılı bir şekilde yürüttüğümüz Teknisyen Yetiştirme Programı (TYP) ile aşacağız. Şu ana kadar Kocaeli ve İzmir’de birer sınav yaptık bu program kapsamında. İki yıllık üniversite ve meslek yüksekokulu mezunları arasından sınavla seçtiğimiz arkadaşlarımıza 6 ay kurs veriyor, sonra da hangarda verdiğimiz pratik eğitimle lisans almalarını ve teknisyen olmalarını sağlıyoruz. Aslında bu uygulamayı 2010 yılında başlattık. 2010 yılında eğitim alarak bizimle çalışmaya başlayanlar 5 yıllık çalışma sürelerini doldurup yakında lisanslarını alacak. Bu, EASA (European Aviation Safety Agency/Avrupa Havacılık Emniyeti Ajansı) tarafından belirlenmiş, uluslararası bir süre. Şunun da altını çizmek istiyorum; bugüne kadar çıraklık ve kalfalık yapan bu arkadaşlarımız lisanslarını aldıktan sonra usta olacak ve bu işin her anlamda nimetlerinden daha fazla faydalanmaya başlayacaklar. Bu da onları takip eden meslektaşları için olumlu, motive edici bir sürecin başlangıcı olacak. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’ye insan kaynağı sağlama çalışmalarının temeli olan bu programın, kaliteli insan kaynağı sağlama yolunda bize yardımcı olacağından eminiz. “Özel sektör ve devlet kurumu arasındaki dengeye çalışanlarımızın kısa sürede alışacağından ve Şirketimizin hedeflerine ulaşması için ellerinden geleni yapacağından eminim. Bunun için ciddi insan kaynakları çalışmaları yapıyoruz, yapacağız. Beklediğimiz bu dengeyi yakaladığımız zaman çok daha başarılı olacağımızdan kimsenin 11 kuşkusu olmasın.” 12 RÖPORTAJ Doç. Dr. Temel Kotil / Türk Hava Yolları Genel Müdürü, Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkan Vekili, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi “Birleşme, küresel bir marka olma yolunda atılan ciddi bir adım” Türk Hava Yolları HABOM A.Ş. ile Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin birleşmesinin, iki güçlü şirketin aynı çatı altında buluşması ve küresel bir marka olma yolunda atılan ciddi bir adım olarak değerlendiren Türk Hava Yolları Genel Müdürü Temel Kotil, şu anda dünya MRO pazarında ilk 10 içerisinde yer alan Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin hedefinin 2023 yılında ilk beşe girmek olduğunu belirtti. Birleşme sonrası daha da güçlenen Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin dünya havacılık sektörünün yüzde 50’den fazlasının yer aldığı üç kıtanın ortasında bulunması nedeniyle önemli bir avantaja sahip olduğunu ifade eden Türk Hava Yolları Genel Müdürü Temel Kotil, önümüzdeki altı yıl içerisinde uçak sayısının 500’ü aşmasını hedefleyen Türk Hava Yolları’nın yanı sıra bu geniş coğrafyadaki 100’ün üzerinde havayolu şirketine de hizmet verdiğini hatırlattı. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ile Türk Hava Yolları HABOM A.Ş.’nin aynı çatı altında birleşmesi hakkında neler düşünüyorsunuz? Türk Hava Yolları HABOM A.Ş.’nin Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ile birleşmesi; iki güçlü şirketin aynı çatı altında buluşması ve küresel bir marka olma yolunda atılan ciddi bir adım olması nedeniyle büyük bir önem arz etmektedir. Artan hangar kapasitemiz, nitelikli insan kaynağımız ve lehimize olan coğrafi konumumuzla, vitrinine rekabetçi ürünler koyabilen bölgesel bir uçak bakım merkezi haline gelmiş bulunuyoruz. “Birleşme, çalışanlarımız arasında eşitlik sağladığı gibi kurumsal aidiyet duygusunu da perçinledi.” Bu birleşmenin Türkiye, bölge ülkeler ve dünya MRO pazarına ne tür etkileri olduğunu ve olacağını düşünüyorsunuz? Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin sahip olduğu yedi hangarına ek olarak, üç kıtayı birbirine bağlayacak olan İstanbul’un üçüncü havalimanında da yeni bir hangara sahip olması bekleniyor. Bu atılımla birlikte Türk Hava Yolları Teknik A.Ş., küresel uçak bakım onarım pazarının yüzde 50’sinden fazlasını oluşturan Asya, Avrupa, Kuzey Afrika ve Ortadoğu ayağında, en güçlü oyunculardan biri olmaya hazırlanıyor. Şirketin, iki kıta ve iki bölgede en az 30 milyar dolarlık bakım pazarına doğrudan erişim şansı bulunuyor. Yeni yapı, çalışanlar üzerinde nasıl bir sinerji yarattı sizce? Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ve Türk Hava Yolları HABOM A.Ş., her ikisi de yüzde 100 Türk Hava Yolları A.O.’ya bağlı iştirak şirket statüsündeydi. Fakat sosyal haklar açısından aralarında bazı farklılıklar vardı. Birleşme, çalışanlarımız arasında eşitlik sağladığı gibi kurumsal aidiyet duygusunu da perçinledi. Sonuçtan tüm çalışanlarımızın tatmin ve mutlu olduğuna inanıyorum. Birleşmeyi Türk Hava Yolları penceresinden değerlendirebilir misiniz? Bu yılın sonuna kadar teslim alacağımız uçaklarımızla birlikte filomuzda yaklaşık 300 uçağımız olacak. Önümüzdeki altı yıllık periyotta ise bu rakamın yüzde 70’den fazla artış göstererek 500’ü aşmasını hedefliyoruz. Bu sektör üzeri büyüme, uçak bakımına duyacağımız ihtiyacın da aynı oranda artacağının göstergesidir. Diğer taraftan Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. sadece kendi uçaklarımıza bakım yapan bir şirket değil. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş., üçüncü parti olarak adlandırdığımız Avrupa, Asya, Ortadoğu ve Kuzey Afrika merkezli 100’den fazla yabancı havayolu firması tarafından da tercih edilen bir bakım ve onarım merkezi. Bugün dünya MRO pazarında ilk 10 içerisinde olan Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin birleşme ile kapasite ve insan kaynağı gücü iki katına çıktı, hedefimiz 2023 te ilk beşe girmek. “Artan hangar kapasitemiz, nitelikli insan kaynağımız ve lehimize olan coğrafi konumumuzla, vitrinine rekabetçi ürünler koyabilen bölgesel bir uçak bakım merkezi haline gelmiş bulunuyoruz.” 13 14 MRO PAZARI Dünya MRO pazarının şu anki pozisyonunu ve gelecekte nerede olacağını yorumlayabilmek için öncelikli olarak dünya havacılığının nereye gittiğini anlamak gerekir. 2015 yılında tüm dünyada hizmet veren filolara baktığımızda Kuzey Amerika kıtasının 7.420 uçakla hâlâ en fazla uçağa sahip bölge konumunda olduğu gözlemleniyor. Ancak pazar eğiliminin ve ekonomik dinamiklerin değişimi ile birlikte demografik göstergeler, önümüzdeki dönemde dünya ekonomisindeki ağırlık merkezinde yaşanacak değişim ile birlikte, dünya havacılık sektörünün ağırlık merkezinin de Asya kıtasına doğru kayacağını gösteriyor. Ekonomik Ağırlık Merkezi Havacılık Ağırlık Merkezi 2025 yılında Asya-Pasifik, Çin ve Hindistan’ı kapsayan bölgedeki havayollarının 10 yılda 5.235 uçağı daha filolarına katması ile beraber bu bölgedeki toplam uçak sayısının 11.687’ye ulaşması ve buranın dünyada en fazla uçağa sahip bölge olması bekleniyor. 2015 yılında dünyadaki MRO harcamasının 67,1 milyar dolar seviyesinde olması ve pazarın yılda ortalama yüzde 4,1 büyüyerek 2025 yılında 100,4 milyar dolar seviyesine ulaşması da beklentiler arasında. 120 100 Milyar $ 80 60 Toplam harcamanın MRO alt segmentlere göre kırılımı incelendiğinde yeni teknolojilerin sektöre entegre edilmesiyle ağır bakım gelirlerinin sektördeki payının yüzde 22’den yüzde 17’ye ineceği öngörülüyor. Ayrıca yeni teknoloji ve uzmanlık alanlarının artmasıyla motor bakımın ve komponent bakımın sektördeki payının artacağı da sektörün geleceğine dair öngörüler arasında. Yıllık Ortalama Büyüme %3.8 Yıllık Ortalama Büyüme %4.4 67.1 12.4 83.2 100.4 19.2 15.2 37.1 46.8 40 27.9 20 12.3 15 17.8 14.5 15.9 16.7 0 2015 Ağır Bakım Hat Bakım 2020 Motor Bakım 2025 Komponent Bakım 15 2015 MRO Spend (SUSB) 16 10YR CAGR 2015-2025 Absolute Growth 2025 MRO Spend (SUSB) North America $20.0 0.6% $1.3 $21.3 Eupore $17.9 3.3% $7.0 $24.9 Latin America & the Caribbean $3.2 7.3% $3.3 $6.5 Africa / Middle East $7.5 5.5% $5.3 $12.8 $18.3 6.6% $16.5 $34.8 Asia Pacific / China / India Bu göstergelerden de rahatça gözlemleneceği üzere MRO sektörü “adam-saat yoğun” bir sektör olmaktan “bilgi-teknoloji yoğun” bir sektör olmaya doğru bir dönüşüm geçirmektedir. 2015 yılının sonunda dünya genelindeki toplam MRO harcamalarının yüzde 29,8’inin Kuzey Amerika kıtasında, yüzde 26,7’sinin ise Avrupa kıtasında olacağı öngörülmektedir. Ekonomik, demografik ve havacılık filo göstergelerindeki Asya bölgesinin gelişmesinin yansımaları doğrudan MRO sektöründe de görülebilmektedir. Asya-Pasifik, Çin ve Hindistan bölgesi 2015 yılında yüzde 27,2’lik bir pazar payına sahipken, bölgenin 2025 yılındaki pazar payının KAPALI ALAN (bin m2) yüzde 34,6 seviyesine çıkması ve önümüzdeki 10 yıl içerisinde bölgede doğacak büyük talebi karşılamak için yapılacak MRO yatırımlarının cazibe noktası olması beklenmektedir. Uçak bakım kapasitesinde yüzde 210’luk artış Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ile Türk Hava Yolları HABOM A.Ş.’nin bir çatı altında birleşmesi ile birlikte Türk Hava Yolları Teknik A.Ş’nin kapasitesi ve insangücü önemli oranda artmıştır. Şirketin uçak bakım kapasitesi beş geniş gövdeli ve yedi dar gövdeli uçaktan, aynı anda 10 geniş gövdeli ve 30 dar gövdeli uçağa yükselmiştir. Bir başka deyişle, birleşme ile beraber Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin hangar kapasitesi yüzde 210 artmıştır. 576 2003 380 196 124 72 MNG TEKNİK HABOM 2013 Kapalı Alan Artışı %360 2014 Kapasite artışını toplam kapalı alan çerçevesinden değerlendirdiğimizde birleşmeden sonra Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin toplam kapalı alanı 124.000 m2’den 576.000 m2’ye çıkmıştır. Birleşme ile beraber yaşanan toplam kapalı alan artışı yüzde 360 seviyesindedir. Birleşme sonucunda Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. toplam 5.210 çalışanı ve aynı anda 10 geniş gövdeli, 30 dar gövdeli uçağa hizmet verebilen hangarlarıyla dünya MRO pazarının en önemli oyuncularından biri olacak büyük bir yapı halini almıştır. 5 7 Geniş Gövdeli Uçak Dar Gövdeli Uçak 7 19 Geniş Gövdeli Uçak 10 30 Dar Gövdeli Uçak Geniş Gövdeli Uçak Dar Gövdeli Uçak Dünyanın en büyük 9’uncu MRO şirketi: Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Birleşme ile birlikte Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin yönetim merkezi Sabiha Gökçen Havalimanı HABOM tesisleri olmuştur. Birleşme öncesinde başlayan süreç ile birlikte Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin iştiraklerinin de HABOM tesislerine taşınmasıyla birlikte HABOM tesislerinin bir havacılık ekosistemi haline getirilmesi hedeflenmektedir. Birleşme öncesi TCI, HABOM tesislerine taşınmıştı; birleşmeye kısa bir süre kala GTTSC de taşındı ve yakında TSI’ın da taşınması gündemde. Birleşme ile beraber Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin dünya MRO pazarındaki payı -iştirakleri ile birlikte- yüzde 1,64 seviyelerine yükseltmiştir. Bu oranla şu anda dünyanın en büyük 9’uncu MRO şirketi konumunda olan Türk Hava Yolları Teknik A.Ş., mevcut stratejik planlar çerçevesinde gelirini artırarak, dünyanın ilk beş MRO şirketinden biri olmayı ve pazar payını en az yüzde 2 seviyelerine çıkarmayı hedeflemektedir. Uçak bakım onarım ve yenileme sektörünün sivil havacılık kısmında hizmet veren Türk Hava Yolları Teknik A.Ş., Türk sivil havacılığının bayrak taşıyıcısı konumundaki Türk Hava Yolları’nın emniyetli ve güvenli bir biçimde uçmasını sağlayan en önemli unsurdur. Bu bakış açısıyla yapılan her yatırım ve proje Türk Hava Yolları’nın büyümesini olumlu yönde desteklemeyi amaçlamaktadır. Sivil havacılık için bu derece önemli bir konumda olan Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. kısa ve orta vadede askeri uçak bakım onarım sektöründe de söz sahibi bir konuma gelmeyi hedeflemektedir. HABOM projesi yatırımı ülkemizin 2023 vizyonu kapsamındaki yerli sivil yolcu uçağı üretimi projesi açısından da kritik bir önem arz etmektedir. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. bu uçağın bakım onarım faaliyetlerine ek olarak, üretim şirketleri TCI ve TSI ile uçağın koltuk ve galleylerini de sağlama arzusunda olacaktır. 17 18 GÖRÜŞLER Altan Büyükyılmaz / Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı (Ticaret) “Daha geniş bir pazara erişeceğiz” Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ile Türk Hava Yolları HABOM A.Ş’nin birleşmesi çok büyük bir olay. Böylesine büyük gelişmeleri anlatırken Latince deyişler kullanmak adettendir. Bu duruma en uygun sözün, “Ad augusta per angusta” (Doruklara doğru, dar yollardan) olduğunu düşünüyorum. Başarı kolay kazanılmaz, zirve için ne kadar dolansanız da varmanız gereken yükseklik aynıdır. Yolu uzatmak veya kısaltmak tercihtir, aşılacak engeller toplamda aynıdır. Dolayısıyla pratikte bu iki şirket birbirleriyle halihazırda uyumlu olarak çalışıyor olsa da, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ve Türk Hava Yolları HABOM A.Ş. ölçeğindeki şirketlerin birleşmeleri hiçbir zaman kolay olmaz. Ancak arzulu ve özverili olmamız, bu birleşmenin nispeten daha kolay olmasını sağlıyor. Ayrıca sürecin bizlere kazandırdığı birikim ve tecrübeyi de yadsımamak gerekir. Bu birliktelik bizlere yeni kazanımlar ve zenginlikler sağladı. Resmi birleşme ile birlikte ulaşmak istediğimiz noktaya başarıyla vardık. “Şirketimiz bünyesinde çok büyük etkileri olacak” Birleşme sonrası yeni yapılanmanın, dünya ve MRO pazarından ziyade kendi şirketimiz bünyesinde çok büyük etkileri olacağını düşünüyorum. Zaten koordineli çalışan ve hissedarlarının yüzde 100 aynı olduğu bir şirketten söz ediyoruz. Dolayısıyla dünya ve MRO pazarına büyük bir etkisi olmayacaktır. Şirketimizin kendi geleceği ve dinamikleri açısından pozitif etkileri daha büyüktür. Türk Hava Yolları Teknik sadece rakip MRO’lar değil, havacılık otoriteleri ve imalatçılar nezdinde de daha güçlü ve daha bilgilidir. Her büyük şirket çeşitli denemeler, yönetimsel entegrasyon ve ayrılma çalışmaları yapar; bu tecrübenin müspet ya da menfi Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’ye getirdiği büyük kazanımlar vardır. Fakat şunu da açıkça ortaya koymak gerekir ki iki şirketin birleşmesi, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin kabiliyetlerinin artmasına ve daha geniş bir pazara hizmet etmesine olanak vermiş, katkıda bulunmuştur. “Tam uyum için bir yıl gerekli” Birleşmelerin sancılı olabileceği ve kâğıt üzerinde gerçekleşen ile pratikte gerçekleşenin aynı kolaylıkta olmayacağını göz önünde bulundurmak gerekir. Birleşmeden 6 ay önce, birleşme sonrası organizasyonel yapı ve müşterek süreçler tasarlanmıştı. Birleşmenin uygulamaya geçişi kâğıt üzerinde kolay oldu, fakat fiili tatbiki için aynı şeyi söyleyemeyiz. Bu tabii ki heves kırıcı olmamalı. Yaklaşık 9-12 ay içerisinde tam uyumun yakalanacağına inanıyorum. Satış, pazarlama, kurumsal iletişim, müşteri ilişkileri ve strateji planlama fonksiyonlarımız iki şirket birleşmeden önce de tek bir merkezden yönetiliyordu, bu nedenle bu birimlerimiz birleşme sürecinden en az etkilenen birimler oldu. Birleşme öncesi, ilgili birimlerimiz Türk Hava Yolları HABOM A.Ş. şirketinin ilgili bölümleriyle devamlı bir iletişim halinde olduğu için süreçten önce de zaten belli bir senkronizasyon sağlanmıştı. ÜPK birimlerimiz de birleşme sonrası ÜPK faaliyetlerini tek çatı altında yürütmeye başlamış oldu. Genel Müdür Yardımcısı (Ticaret) altında iki büyük ve günlük hayatta birbiri ile çatışan fonksiyon “Planlama ve Satış”ı yürütmek, aslında zıt kutuplardan sinerjinin nasıl yaratılacağının güzel bir örneğidir. Bu doğrultuda örnekler çoğaltılabilir. Fakat en çarpıcı olanı, iki kurumun birleşmesi ve dolayısıyla teknik kadronun bilgi birikimlerini birleştirmesi sonucunda, Satış ve Pazarlama Başkanlığı şirket stratejimizde de yer alan, askeri pazarlara girebilme şansımız artmış ve bu gelişme bizler için ciddi bir kazanım teşkil etmiştir. An itibariyle askeri havacılık bakım onarım işlerinde kabiliyet kazanma ve bu pazardan pay elde edebilme yolu bizlere açılmış durumdadır. Bu gelişme, gelecekte Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’yi çok daha farklı konumlara taşıyabilecek bir açılımdır. Birleşme sonrası her zamanki gibi bir aile olarak hissedebilmek çok önemli. Aile içinde anlaşmazlıklar, kavgalar olabilir, ama gün sonunda aynı sofrada yemeğe oturan, aynı rızkı paylaşan, hüzünler kadar mutlulukları birlikte yaşayan bu ailedir. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Ailesi bu birleşme ile daha büyük ve daha güçlü bir ailenin özgüvenine sahip bir aile haline gelmiştir. Salih İnce / Komponent Hizmet Başkanı “Güçlerin birleşmesi ile daha da güçleniyoruz” İki büyük bakım gücünün birleşerek çok daha büyük bir güç oluşturmasının yaratacağı rüzgarı şimdiden hissetmeye başladık. Yeni bir heyecan ve dinamizm ile MRO pazarında uzun soluklu bir yarış için önemli ölçüde enerji depolayarak yolumuza devam edeceğiz. Yeni oluşumun, personel motivasyonu açısından da olumlu bir atmosfer oluşturacağını düşünüyorum. Ortak kurum kültürü ile kaynaşan ve ortak hedefe doğru hareket eden; büyük ama tek vücut, lokalize fakat ahenkli bir yürüyüş sergileyen çalışanlarımızla muhteşem bir uyum göstereceğiz. Birleşmenin başkanlığımızın iş akışını olumlu yönde etkileyeceğini düşünüyoruz. İşlerin tek merkezden yönetildiği ancak ilgili lokal duruma özel çözümlerin ıskalanmadığı bir yönetim modelini öngörüyoruz. Bu, oldukça zorlayıcı ancak bir o kadarda heyecan verici bir süreç. Bu süreçte hem bizim hem de şirketin geri kalanının heybesindeki en büyük şans, değişime olan inancımız ve adaptasyon gücümüz olacaktır. Hangarlarımızdaki tüm uçaklar için ihtiyaç duyulacak komponentlerin takibinin tek merkezden yapılabilecek olması ve tek sistem ile hizmet verilmeye çalışılması büyük bir kazanım olacaktır. Özcan Baştekin / Satış Pazarlama Başkanı “Dün, bugün ve yarın tek çatı altında birleşti” şekilde ortaya koymak gerekirse Türk Hava Yolları HABOM A.Ş.’nin Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. çatısı altında hayat bulması, MRO pazarının artık hiçbir zaman eskisi gibi olmayacağının da bir göstergesidir ve sektörde de bunun izleri rahatça görülebilir. Zira sektördeki yeni trend birleşmeler, satın alma yatırımları ve stratejik ortaklıklar olarak şimdiden kendini göstermekte ve artık sektördeki tüm oyuncular bu yarışta yalnız olmadıklarının, dahası yalnız olarak da tutunamayacaklarının bilincine varmış durumdadırlar. Türk Hava Yolları Teknik AŞ ve Türk Hava Yolları HABOM AŞ’nin birleşmesini iki şirketin birleşmesinden ziyade bir fikrin, çok güçlü bir vizyonun hayat bulması, bir marka çatısı altında somutlaşması olarak değerlendirebiliriz. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş., Türkiye havacılığının dünü ve bugünü iken, Türk Hava Yolları HABOM A.Ş. ise Türkiye havacılığına dünden yansıtılmış bir yarın vizyonudur. İşte bu birleşmeyle o vizyon bugünden Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. markası altında gerçekleşmiş bulunmaktadır. Yeni yapılanma, arz ettiği kapasite ve kullanılan teknolojinin yenilikçi yüzü, barındırdığı potansiyel ve altyapısındaki yatırım ile mevcut etkileri hakkında ipuçları vermektedir. Bu etkiyi somut bir “Hareket kabiliyetimiz arttı” Bundan sonraki dönemde değişen daha doğrusu gelişen vizyonumuzla ana hedef olarak yerellikten sıyrılarak globalleşmeyi kendimize hedef olarak koyduk. Bu hedefe ulaşmadaki stratejimizi ise etki sahamızı ve hareket alanımızı coğrafik gerçekliklerle sınırlandırmak yerine, oyun alanımızı tüm dünya olarak algılamak teşkil ediyor. Bunun en somut kanıtı satış pazarlama departmanı çalışanlarımızın sürekli olarak aynı anda dünyanın farklı yerlerinde ve farklı zaman dilimlerinde bulunması olarak gösterilebilir. Bu arkadaşlarımızın hiçbiri artık Türkiye saatinde yaşamıyorlar. Bu birleşmeden aldığımız güç ile yeni dünyalar keşfetmekten de geri durmaz bir hale geldik. Yakın bir gelecekte Türkiye başta olmak üzere tüm dünyada askeri modernizasyon projelerinde de yer almayı hedefliyoruz. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin dünyada askeri alandaki projelerde de söz sahibi ve yetkin bir firma olduğunu kanıtlayarak, bu konuda dışa bağımlılığın azaltılmasına yardımcı olacak ve ülkemizin savunma sanayiine de katkı sağlayacağız. Böylelikle ticari kazanç artırımı bir yana, milli bir görevi yerine getirmenin mutluluğunu ve haklı gururunu da yaşayacağız. Birleşerek daha büyük bir bütünü oluşturmayı, bir çocuğun dünyaya gelişiyle özdeşleştiriyorum. Dolayısıyla şirket birleşmeleri de çok büyük doğum sancılarına gebedir. Hiç hesaba katılmamış aksaklıklar ve sorunlar yaşanabilir. Alacağınız sonuçları ise bu aksaklık ve sorunların üstesinden gelme becerileriniz ve bu konudaki kararlılığınız belirler. Biz de tabii ki bu aksaklık ve sorunlardan nasibimizi aldık. Fakat bunları bugüne kadar büyük bir ustalıkla aştık ve aşmaya da devam ediyoruz. Bu birleşme sürecinin ailemiz açısından en önemli kazanımını birbirimizi daha yakından tanımak olarak görüyorum. Birbirimizin eksik yönlerini bir diğerimizin artı yönleriyle tamamladık ve mükemmeliyete doğru ilerliyoruz. 19 20 GÖRÜŞLER Ahmet Ali Cıdık / Satınalma ve Lojistik Başkanı “Birleşmeyle birlikte çok daha güçlü bir yapı ortaya çıktı” Birleşmeyle birlikte çok daha güçlü bir yapının ortaya çıktığına inanıyorum. Bu gelişme, dünya havacılık sektörü açısından da çok büyük bir heyecan yaratacaktır. Atatürk Havalimanı’nın yanı sıra Sabiha Gökçen Havalimanı’nda da güçlü bir şekilde yapılanma mümkün hale gelecektir. Bu birleşme, Avrupa kıtasından Asya kıtasına köklü bir geçiştir. Dünyanın aktığı yöne akışın bir başlangıcıdır. Yeni hedeflere ve yeni ufuklara yolculuğun habercisidir. Bu birleşim, tecrübe ile dinamizmin birleşimidir. Sınırlı kaynakların daha etkin ve verimli bir şekilde kullanılabilmesi yönünde en önemli ve en doğru adımdır. Satınalma ve Lojistik Başkanlığı; satınalma, depolama ve lojistik hizmeti veren destek birimlerini içermekte olup, bakım ve operasyon süreçlerini doğrudan etkileyen bir departmandır. Birleşme sonrası birçok değişiklik bizleri bekliyor. Bu birleşimin Satınalma ve Lojistik Başkanlığımıza büyük bir yük getireceği aşikâr. Birleşim öncesi Atatürk Havalimanı’nda tek lokasyonda iki hangarda uçak bakım desteği verirken, birleşme sonrası Atatürk Havalimanı’nda ek bir lokasyonda üç ayrı hangarda ve Sabiha Gökçen Havalimanı’nda iki ayrı hangarda uçak bakım desteği verir hale geleceğiz. Dolayısıyla birleşim sonrası reorganizasyon ile Atatürk Havalimanı ve Sabiha Gökçen Havalimanı’ndaki bu yeni uçak bakım lokasyonlarına bağlı olarak Satınalma ve Lojistik Başkanlığı altında tüm lokasyonlarda yeni İkmal Şeflikleri kurulmuştur. Bir taraftan MNG Teknik’in satın alınması diğer taraftan HABOM projesinin devreye alınması süreci ile birlikte atılması gereken adımlarla ilgili olarak Başkanlığımız proaktif bir yaklaşım göstermiş ve sorumlu olduğumuz satınalma ve lojistik ana başlıkları altında çeşitli çalışmalar ve faaliyetler yapılmıştır. Satınalma konusunda; farklı lokasyonlar ve artan iş yükü öngörüsü ile tedarik emniyetini sağlayacak şekilde yurtiçi ve yurtdışı firmalarla birçok anlaşma gerçekleştirilmiştir. Bu sayede malzemelerin hem daha kısa sürelerde hem de daha uygun bedellerle temini mümkün olabilmiştir. Aynı şekilde manuel olarak yapılan bazı süreçler sistem üzerinde otomatik hale getirilerek verimlilik artırılmış, böylece artan iş yükü karşılanmış hem de işlem süreleri kısaltılarak süreç iyileştirilmesi sağlanmıştır. Lojistik yatırımları artırıldı Birleşim sonrası diğer önemli konu ise hiç tartışmasız lojistik olacaktır. Lojistik konusunda ise; artan lokasyonların iç ve dış lojistik ihtiyaçlarına yönelik olarak birçok önlem alınmış, bu kapsamda taşıma sözleşmeleri yapılmıştır. Örneğin AHL-SAW-AHL arasındaki malzeme taşıyan araç sayısı günde bir iken kısa süre içinde günde beş sefere çıkarılmıştır. Özellikle depo-depo, depohangar, hangar-hangar, hangar-atölye arasında sorunsuz malzeme transferi yapabilmemiz için mevcut durumumuz, birleşim sonrası yapılanmamız ve nitelik / nicelik yönünden personel değerlendirme çalışmalarımız gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmalarımız ve değerlendirmelerimiz üst yönetimimizle paylaşılmış ve gerekli adımlar atılmaya başlanmıştır. Bunun en güzel örneği yönetimimizin onayıyla lojistik personelialımı yapmak üzere iş ilanı verilmesidir. Bu adım bile; hem bizim hem de yönetimimizin değişim ve büyümeyi iyi algıladığını ve buna bağlı olarak sorunlara çözüm odaklı bir yaklaşım ortaya koyduğunu çok net göstermektedir. Genel olarak hedefimiz tüm lokasyonlarda iç müşterilerimize zamanında ve eksiksiz bir hizmet sunmak ve operasyonun sıkıntısız bir şekilde yürütülmesi konusunda faaliyetlerimizi icra etmektir. Sürekli iyileştirme yaklaşımı ile tüm lokasyonlarda altyapımızı ve kendimizi geliştirme gayretlerimiz devam edecektir. Satınalma ve Lojistik Başkanlığı olarak birleşme sürecinde birçok değişiklik bizleri beklemektedir. Atatürk Havalimanı ve Sabiha Gökçen Havalimanı’nda yeni hizmet lokasyonlarına bağlı olarak yeni bir yapılanma içerisindeyiz. Bu reorganizasyona göre personel ve iş bölümü ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Satınalma ve Lojistik Başkanlığı, satınalma ve depolama hizmeti veren destek birimlerini içermekle birlikte esasen bakım süreçlerini doğrudan etkileyen, operasyon için çok önemli süreçler içeren bir departmandır. Bu nedenle tüm lokasyonlardaki yeni teknik yapılanmalara bağlı olarak İkmal Şeflikleri kurulmuştur ve kısa süre içinde bu bölümlerin çalışmaya başlaması hedeflenmektedir. Bunun yanında halihazırdaki ana departmanlarımız olan Satınalma ile Depolar ve Tesellüm Müdürlüğü de yeni dönem için yapılanma çalışmalarını sürdürmektedirler. Satınalma Müdürlüğü birçok birimini şimdiden Sabiha Gökçen Havalimanı’nda yeni Genel Yönetim Binası’na taşımış ve orada hizmet vermeye başlamıştır. Aslında, şimdiye kadar bu süreçte olabilecek sıkıntılar ve atılması gereken adımlarla ilgili olarak proaktif davranılarak bazı çalışmaları önceden başlattık. Bu çerçevede farklı lokasyonlar ve artan iş yükü ana sorunlar olarak karşımıza çıkıyor. Bu çerçevede son iki yıl içinde tedarik emniyetini de sağlayacak şekilde yurtiçi ve yurtdışında firmalarla anlaşmalar yapılmıştır. Bu sayede malzemelerin daha kısa sürelerde ve daha uygun bedellerle temini mümkün olabilmiştir. Aynı şekilde manuel olarak işletilen bazı süreçleri sistem üzerinde otomatik hale getirilerek verimlilik artırılmış, artan iş yükünü karşılayacak şekilde süreçler iyileştirilmiştir. Yine artan lokasyonların iç ve dış lojistik ihtiyaçlarına yönelik olarak birçok önlem alınmıştır, bu kapsamda yurtiçi taşıma sözleşmesiyle süreç yürütülmektedir. Günde bir olan AHLSAW-AHL arasındaki malzeme taşıyan araç sayısı kısa süre içinde günde beş sefere çıkarılmıştır. TEK ÇATI, TEK YAPI... YENİ TÜRK HAVA YOLLARI TEKNİK A.Ş. 5.210 ÇALIŞAN 21 22 GÖRÜŞLER Yavuz Serova / Bilgi Teknolojileri Başkanı “Artık daha güçlü bir nehir olarak akıyoruz” daha da güçlü akan bir nehir çıktı. Bu birleşmenin isabetli bir karar olduğunu düşünüyorum. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. olarak son zamanlarda son derece önemli ve pozitif adımlar atıyoruz. 30 yıldır kullandığımız ve geçtiğimiz ocak ayında canlı uygulamaya geçen TRAX yazılımı ve bu birleşme bunların en başta gelenleri. Bunlara bağlı olarak Atatürk Havalimanı’ndan Sabiha Gökçen Havalimanı’na taşınmamız da bu önemli değişimlerin bir sonucu. Bir nehrin iki kolunun birleşmesi gibi görüyorum bu birleşmeyi. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. zaten kendi yatağında güçlü akan bir nehirdi. Türk Hava Yolları HABOM A.Ş. ile birleşerek her anlamda gücünü artırdı ve ortaya iki kolu birleşince Bilgi Teknolojileri Başkanlığı 1 Ağustos 2013’te kuruldu. Kurulma sırasında birleşme ile ilgili stratejiler de konuşuluyordu. Başkanlığımız kurulurken birleşme de öngörülerek Türk Hava Yolları HABOM A.Ş.’deki yöneticilerle aramızda sağlam bir koordinasyon sağladık. Daha sonra da o birimlerin yöneticileri bizim müdürlerimiz oldu. Bir başka deyişle, süreç çok önceden öngörüldü ve planlamalar bu doğrultuda yapıldı. Birleşme süreci bizim açımızdan beklenen, doğal bir süreçti; bu nedenle bir yıldır hazır olduğumuzu söylememiz yanlış olmaz. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş., Türk Hava Yolları vasıtasıyla bölgesinde saygı duyulan, lider bir şirket. Özellikle hangar kapasitesi, çalışan sayısı, filo büyüklüğü, sahip olduğu kabiliyet listesi vb. zenginlikleri ile saygı duyulan, önemli bir oyuncu olan Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’de yaşanan bu birleşmenin yaratacağı bir momentum olacak. Özetle, gücümüze güç kattı bu birleşme. Artık daha güçlü bir nehir olarak akıyoruz. Halim Şahin / Mühendislik Başkanı “Artık daha yüksekleri hedefleyebiliriz” Biri bölgesinde büyük oyuncu olan, diğeri bölgesinde büyük oyuncu olmaya aday iki firmanın birleşmesi ile hedefleri büyük, vizyonu geniş, dünya ölçeğinde büyük bir oyuncu olacak bir şirket ortaya çıkıyor. Tesisleri ve personel sayısı ile Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın kesiştiği noktada, tüm bu bölgelere ek olarak dünyanın her köşesinden havayolu firmalarına hizmet verecek devasa bir şirketin doğuşuna, bizzat bu şirketin bir parçası olarak tanık olmak gerçekten heyecan verici. Bu heyecan, yeni şirketin bir parçası olmamızdan kaynaklanan mutluluk ve yöneticisi olmamızın verdiği mesuliyet hissi ile harmanlandığında artarak tatlı bir şevke dönüşüyor. Süreci başkanlığımız açısından değerlendirdiğimizde, üç ayrı yerleşkede iki farklı şirket için sürdürdüğümüz mühendislik faaliyetleri tek çatı altına toplanmış oldu. Bu sayede farklı şirket prosedürlerinden kaynaklanan iş akışında sorunlar yaşanmasına neden olan durumlar ortadan kalkmış oluyor. Böylece daha efektif ve daha sürdürülebilir bir mühendislik sistemi işlemeye başlayabilecek. “Aidiyet hissi artacak” Şirketlerin birleşmesinin ardından TRAX sisteminin de devreye girmesiyle birlikte başkanlığımızdaki iş süreçlerimiz kısalacaktır. Bu sayede gerek Part-145 sorumluluklarımız açısından gerekse vermekte olduğumuz Part-M hizmetleri açısından halihazırda sürdürdüğümüz tüm işlerin kalitesinde çıtayı daha yükseğe koyabileceğiz. Ayrıca yan yana masalarda çalışan fakat farklı şirketlere mensup personelimizin artık tek çatı altında toplanmasıyla, psikolojik açıdan da bir rahatlama yaşanacak ve aidiyet hissi artacaktır. Bunun da işlerimize olumlu yönde yansımaları olacağını düşünüyorum. Başkanlık olarak birleşme sonrası geçiş sürecini hem kısaltmak hem de kolaylaştırmak adına bir süredir prosedür revizyonları ve personelimizin birleşmeye hazırlıklı olması acısından çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Böylece birleşmenin tamamlanmasıyla birlikte herhangi bir aksama olmadan çalışmalarımıza şu ankinden daha da verimli bir biçimde devam edebileceğiz. Artık daha yüksekleri hedefleyebiliriz. Birleşmenin yanı sıra başkanlığımızın Sabiha Gökçen Havalimanı tesislerine taşınması da planlamıştır. Bu nedenle, iş kesişimlerimiz olan Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ve Türk Hava Yolları birimleriyle birlikte iş ara yüzlerimiz de değerlendirilmiştir. Bu doğrultuda, IST1 ve IST2 tesislerinde gelişebilecek acil mühendislik ihtiyaçlarına hızlıca cevap verebilmek adına küçük bir koordinasyon ekibi bulundurmayı da planlıyoruz. Böylece Hat Bakım ve IST’deki iki uçak bakım biriminin, merkezi mühendislikten destek taleplerine gecikmeden cevap verebileceğiz. Mühendislik Başkanlığı olarak, birleşme sonrasında da vizyonumuzu şirketimizin vizyonu paralelinde geniş tutmaya ve şirketimizin hedefleri doğrultusunda çalışmaya devam edeceğiz. Caner Şentürk / Eğitim Başkanı “Kaynakların birleşmesi daha büyük bir güç ortaya çıkardı” Bu birleşme, bakım onarım ve yenileme alanında faaliyet gösteren iki şirketin sahip olduğu olanakları, kaynakları bir araya getirmesi ve bundan da çok büyük bir güç ortaya çıkması açısından çok önemli. Oluşan bu yeni yapının, şirketimizin havacılık sektörünün bakım-onarım-yenileme alanında dünya genelinde rekabetçi ve önde gelen bir yer edinmesinde kısa sürede olumlu etkilerini göstereceğini düşünüyorum. Birleşmenin, kaynakların ortak kullanılabilmesi, mükerrer işlerin eliminasyonu, standardizasyon vb. konularında sağladığı faydaların, hem şirketimizin maddi kazancını artıracağını hem de kalitemizi artıracağını düşünüyorum. Birleşme süreci, birimimizin, üç tesiste faaliyet gösteren yapının eğitim gerekliliklerine cevap verebilecek ve bu ihtiyaçları karşılayabilecek ölçüde genişlemesine katkıda bulunmuştur. Buna paralel olarak birleşme sonrası süreçle ilgili yürüttüğümüz çalışmalar oldukça yoğun bir tempoda geçmiştir. Birleşmeyle birlikte bütün personelin eğitim kayıtlarının tek bir çatı altında toplanması, yeni sisteme entegrasyonu ve eğitim gerekliliklerini her bir personel için periyodik idame ettirecek sistemin oluşturulması bu dönemde yaptığımız çalışmalar arasında yer almaktadır. Eğitimlerin her üç lokasyonda yeni dinamikler ve parametreler göz önünde bulundurularak planlanması ve bunun sistematik bir hale dönüştürülmesinin sağlanması da bu dönemdeki çalışmalarımız arasında yer alıyor. Birleşme ve geçiş dönemi problemlerini bu şekilde çözümleyerek sürecimizi yeni yapıya uygun şekle getirdikten sonra, şu anda başından beri gündemimizde olan iyileştirme çalışmalarını ve projelerini hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Bunlardan biri de Eğitim Başkanlığı bünyesinde faaliyet gösterecek 147 Uçak Bakım Eğitim Organizasyonu Temel Eğitim Yetkisi alarak, ihtiyacımız olan teknisyenleri kendi tesislerimizde yetiştirmek ve hava aracı bakım lisansı alabilecek yetkinliğe getirebilmek. Bilal Karaman / Uçak Bakım Başkanı (IST-1) “Verimlilik ve motivasyona olumlu katkı sağlandı” Birleşmenin birçok alanda büyük faydalar sağladığını düşünüyorum. İki şirketin personelinin aynı yapı içerisinde aynı şartlar altında çalışması, motivasyonu ve buna bağlı olarak iş verimini artırdı. Uçak ve komponent bakım yetkilerinin konsolide edilmesiyle daha etkin bir planlama yapılabilir hale geldi. Uçak ve komponent bakımlarında kullanılan takım ve teçhizatlar tüm yerleşkelerde kullanılabilir oldu. Değerli işgücümüzü daha etkin kullanabilir hale geldik. Birleşmenin, şirketimiz dışında sektörde de etkilerinin hissedileceğini düşünüyorum. Konsolide olmuş ve tüm kaynaklarını uyumlu bir şekilde kullanan bir Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. hem büyüyen Türk Hava Yolları filosunun ihtiyaçlarını karşılayabilecek hem de artan işgücü, kabiliyetleri ve tesisleri sayesinde bölgesinde önemini daha da artıracaktır. Yeni yapıda Türk Hava Yolları filosunun dışındaki uçak tipleri de yetki kapsamına alınmış oldu. Böylece bölgemizde kullanılan tüm ticari uçaklara bakım yapma yetkisine de sahip olduk. Küçülen Avrupa MRO pazarıyla birlikte Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’in uçak bakım pazarındaki payının hızla artacağına inanıyorum. Aynı anda iki havalimanında operasyon yapan bir şirket Türk Hava Yolları HABOM A.Ş. tesislerinin Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. kalite şemsiyesi altına girmesi nedeniyle öncelikle Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. uçak bakım kültürünün Türk Hava Yolları HABOM A.Ş. tesislerinde oluşmasına yönelik çalışmalar yapıldı. Türk Hava Yolları HABOM A.Ş. personeline gerekli prosedür eğitimleri verildi ve özellikle IST-2 tesislerine eleman takviyesi yapıldı. Her seviyede bilgi ve tecrübe paylaşımı gerçekleştirildi. Birleşme sonucunda Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. artık tek merkezden operasyon yapan bir şirket yapısından, aynı anda iki havalimanında operasyon yapan bir şirket durumuna geçti. Bu yeni durum ile beraber bakım faaliyetleri devam ederken tesisler arasında kaynaklar da esnek olarak kullanılacaktır. Elde edilen tecrübeler gelecekte ek operasyon merkezlerinin de şirketimize katılmasını kolaylaştıracaktır. 23 24 GÖRÜŞLER İrfan Demir / TCI Genel Müdürü “Sektörde başrol olacağız” MRO sektörünün başrol oynayabilecek güçte iki önemli adayı ve Türkiye’nin havacılık güçleri Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ile Türk Hava Yolları HABOM A.Ş.’nin ayrı yapılandırılması kadar birleşmesinin de doğru zamanda ve doğru biçimde şekillendirilmesi neticesinde, stratejik öneme haiz gelişmelerin altyapısının tam zamanında teşekkül ettiğini düşünüyorum. Özellikle MRO sektöründe ekmek aslanın ağzında olunca, rekabet edebilmek ve pazar payını artırabilmek için öncelikle hem altyapı, tesis ve teknoloji eksikliklerini gidermek, hem de havacılık endüstrisinin vazgeçilmezi olan tecrübeli iş gücünü artırmak amacıyla bu iki yapının tek çatı altında toplanması kaçınılmaz bir gelişmeydi. Bununla beraber, bu güçlü iki yapının birleşmesiyle elde edilen yeni başlangıç, oluşturulan sinerji ve yeni yapılanma sayesinde mevcut potansiyelin Türkiye’nin dışına taşarak küresel rekabet açısından önemli bir şans olduğunu düşünüyorum. Dünyada ilk beş için önemli bir adım Üretimin gerektirdiği iş yapış sistemimiz nedeniyle iki firma hep tek firma gibi görülerek çalışmalar şekillendirildi ve bu hususta hem Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin hem de Türk Hava Yolları HABOM A.Ş.’nin yöneticileri tam destek verdiler; herhangi bir yönetim karmaşasına müsaade edilmedi. Fakat iki firmanın önemli desteğine rağmen prosedürel ve lokasyonel farklılıklar, sorumluluklardaki değişimler ve gri bölgelerde hareket etmenin zorluklarını da zaman zaman hissettik. Birleşme neticesinde, aldığımız bu desteğin büyüyerek ve güçlenerek artacağını görüyor, iş yapış hızımızı ve esnekliğimizi artıracağımızı biliyorum. MRO sektöründe önemli bir dönüm noktası olacağına inandığım bu birleşmenin küresel pazarda da ses getireceğini, rekabet şansını artıracağını ve dünyada tercih edilen ilk beş MRO arasına girmek için en önemli adımın atılmış olduğuna inanıyorum. Ülkemiz için hayırlı olsun. Yasin Ayaz / Mali Kontrol ve Raporlama Başkanı “Büyük bir sinerji elde edildi” Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ve Türk Hava Yolları HABOM A.Ş. birleşmesi, şirket yönetimimiz tarafından uzun zamandır planlanmaktaydı. Yaklaşık 1,5 yıldır bu düşüncenin ne zaman hayata geçirilebileceğiyle ilgili heyecan duymaktaydık. Nihayetinde 1 Nisan itibarıyla operasyonel birleşme ve sonrasında 4 Haziran tarihinde de yasal birleşme gerçekleşti. Şirketimiz ve çalışanlarımız açısından çok daha iyi olacağını düşündüğüm için birleşme fikri ve bu fikrin gerçekleşmesi beni mutlu etti. Aynı alanda faaliyet gösteren iki şirkete sahip olmanın avantajları olsa da tek şirket olmanın oluşturacağı sinerjinin şirketimiz için daha faydalı sonuçlar doğuracağına inanmaktayım. Her iki şirket aynı sektörde faaliyet gösterse de kurum kültürleri olarak iki ayrı şirketin birleşmesinden söz ediyoruz. Şurası açık ki özel girişimciler tarafından kurulmuş olan Türk Hava Yolları HABOM A.Ş. kültürünün ve müşteri portföyünün de mevcut Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. kültürüne olumlu katkıları olacağını düşünmekteyim. Umarım önümüzdeki dönemde bu birleşmenin oluşturacağı sinerjinin faydalarını görmeye başlarız. Hepimiz için hayırlı olmasını dilerim. “Karar almada faydalı verileri düzenli ve zamanında sağlamayı hedefliyoruz” Teknik alanda hizmet veren şirketler olduğumuzdan, doğal olarak birleşme denince ilk akla gelen ve üzerinde düşünülüp çaba sarf edilmesi gereken önemli konular operasyonel alandaki konular olmaktadır. Ancak şu unutulmamalıdır ki, her operasyonel hareketin mali alanda bir karşılığı ve sonucu olmaktadır. Dolayısıyla birleşme sürecinde ve sonrasında da Mali İşler olarak birçok konuda çalışma yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Birleşme nedeniyle büyüyen şirketimizin yenilenen organizasyon yapısında Mali İşler fonksiyonlarını ikiye böldük; birincisi Finansman ve Muhasebe Başkanlığı diğeri de Mali Kontrol ve Raporlama Başkanlığı. Mali Kontrol ve Raporlama Başkanlığı olarak, şirketimizin operasyonlarının mali tablolara yansımasını, ilgili otoritelere ve üst yönetimimize en detaylı biçimde sunma çalışmaları yapmaktayız. Şu bir gerçek ki ölçemediğiniz şeyi yönetemezsiniz, bu nedenle başkanlık olarak birleşme sonrası süreçle ilgili olarak en önemli hedefimiz, yeni yapılanmada üst yönetimimizin karar almasında faydalı olacak verileri düzenli bir şekilde ve zamanında sağlamak. TEK ÇATI, TEK YAPI... YENİ TÜRK HAVA YOLLARI TEKNİK A.Ş. 150+ HAVA YOLU ŞİRKETİ 25 26 GÖRÜŞLER Mehmet Hilmi Öğüt / Satış Pazarlama Başkanlığı Müşteri İlişkileri Müdürü “Yapacak çok iş, başaracak çok hedefimiz var” Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ve Türk Hava Yolları HABOM A.Ş.’nin birleşmesini çok doğru ve yerinde bir karar olarak görüyorum. İlk duyduğum an “nihayet” diye düşünmüştüm. Yapacak çok iş, başaracak çok hedefimiz var. Tabii son 10 yılda kaydedilen ilerleme ile dünya havacılığındaki yerimizi görmüş ve kalıcı bir başarı için ulaşmamız gereken noktaya varmak için de çok çabalamıştık. Birleşme bu emeklerin gerçekleşmesinde ihtiyacımız olan verimliliği tekrar kazanmamızı sağladı. Şirket birleşmeleri hiçbir zaman kolay olmayan süreçlerdir. Birleşme aşamasında başta kalite sistemlerinin entegrasyonu olmak üzere eğitim ve bilgi işlem sistemleri entegrasyonu zor başlıklar oldu. Yakın zamanda devreye alınan TRAX’ın tüm tesislerde aynı şekilde kullanılması, artık birleşme sürecinin tamamlandığının da emaresi olacaktır. Malzeme ve ekipman hareketlerinde hala küçük sıkıntılarımız olsa da Türk Hava Yolları HABOM A.Ş. bu geçiş döneminde başarılı bir performans sergiledi ve tüm mesai arkadaşlarımız özveriyle çalıştı. Birleşme Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’ye de yeni bakış açıları kazandırarak farklılıklar ve zenginlik getirdi. Tüm büyük şirketlerin geçtiği ve geçmek zorunda olduğu bu süreci görece az sıkıntılarla gerçekleştirmiş olmak, gelecekteki benzer süreçlere bizleri tecrübe olarak hazırlamış; daha fazlasını başarma birikimini oluşturmuştur. Bundan sonrası artık daha kolay olacak. Önceden hazırlıklıydık Tüm tesislerde ortak bakış açısı ve yönetimi ile ortak sistemi (QTS ve TMS gibi) zaten kurmuştuk. Bu sürece hazırlıklıydık ve çok öncesinden başladığımız için birleşme bir sorun yaratmadı. Birleşme sürecinde Satış Pazarlama Başkanlığı olarak hep birlikte çalıştık. Başkanlığımız, reorganizasyondan en pozitif şekilde etkilenen başkanlıklardan biri oldu. Yatayda yönetimsel olarak genişlemenin yanı sıra tek bir tesiste çalışır hale geldik. Bu sinerji ile ticari uçak altyapısı olan askeri uçaklardan A400M projesine, Fas’tan Japonya’ya kadar komponent müşterilerine ve tesislerimizde uçak bakım için ağırladığımız çok çeşitli operatörlere kadar Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin bilinirliğini artırmak ve hedeflerini gerçekleştirmek amacıyla yoğun olarak çalışıyoruz. Müşteri İlişkileri Müdürlüğü ise başkanlık içerisinde sabit olarak tüm tesislerde ofisi ve personeli olan tek müdürlüktür. Şu anda IST1/IST2/SAW tesislerinde kısıtlı da olsa 8 kişiyle müşterilerimize hizmet vermeye, sorunlarını çözmeye, memnuniyetlerini artırmaya çalışıyoruz. Müşteri İlişkileri ile ilgili ilginç husus, tüm birimler üst çatıdaki hâkim kültürü tabana yaymaya çalışırken, bizler tabandaki kültürü üst çatı haline getirmeye çalışıyoruz. Her tesis kabiliyet ve kapasiteleri oranında farklı müşterilere ve uçak tiplerine hizmet sunuyor ve bizler mevcut dokuyu bozmadan geliştirmeye, tüm tesislerde ortak standardın yakalanması için sistemi uygulayıcılar nezdinde değiştirmeye çalışıyoruz. Şirketimiz genelinde ortak standartlara yapılan katkı açısından müşteri ilişkilerini ayrı bir yere koymak gerektiğini düşünüyorum. Birleşme fiilen tamamlanmış olsa da süreç devam ediyor ve en az 9-12 ay daha devam edecektir. Lakin bu süre tüm benzer süreçlerde tecrübe edilmiş olup normaldir. Yaşanan aksaklıklar ve aşılması gereken engeller olacaktır, fakat Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. genç ve dinamik kadrosu ile hepsinin üstesinden gelebilecektir. Türk Hava Yolları’nın filosunun büyümesi ve yaklaşan ağır bakımlar nedeniyle 2016 yılına çok iyi hazırlanmamız gerekmektedir. 2016 sonrasında artık tek ve büyük bir Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’den başarıyla söz ediyor olacağız. TEK ÇATI, TEK YAPI... YENİ TÜRK HAVA YOLLARI TEKNİK A.Ş. 2500 UÇAK BAKIMI 27 28 GÖRÜŞLER Mesut Yılmaz / Ar-Ge Başkanı “Birleşme ile çalışan memnuniyetinin artması da sağlanabilecek” Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ile Türk Hava Yolları HABOM A.Ş.’nin birleşme kararının çok doğru ve yerinde bir karar olduğunu düşünüyor, şirketim adına seviniyorum. Birleşmenin hem çalışanlar hem de kurumsal olarak Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. için hayırlı olacağına inanıyorum. Zaten birleşme kararını ilk duyduğumda da kendi çevremde memnuniyetimi dile getirmiştim. Bu iki şirketin birleşerek Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. çatısı altında yola devam etmesi gerektiğini düşünüyordum. Elbette temelde aynı işi yapan iki kardeş şirket olmasının artıları da var, ama tek bir şirket olarak devam etmenin artılarının toplamda daha fazla olduğu kanaatindeyim. Bunun en önemli nedeninin Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin sektörde yıllar içinde oluşmuş önemli bir marka değerinin olmasıdır. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş., 20102015 yıllarına yönelik olarak 2009 yılında yapılan strateji çalışmalarında dünyada tercih edilen ilk beş havacılık bakım onarım şirketi olmayı kendisine stratejik amaç olarak belirlemiş ve bu çerçevede marka bilinirliğini artırmak için cirosunun yüzde 0,5’ini bu konuda değerlendirme kararı almıştı. Bu amaçla başta sektörle ilgili fuar ve çeşitli organizasyonlara katılmak üzere, bu hedefe dönük birçok etkinlik yapılmaya devam ediliyor. Bu birleşmeyle birlikte, Türk Hava Yolları HABOM A.Ş.’nin sektördeki bilinirliğini artırmak amacıyla yapacağı çalışmalar için harcayacağı para ve iş gücünün başka işlere yönlendirilme imkânı da doğdu. Diğer önemli bir husus da iki şirkette aynı ya da çok benzer işleri yapan insanların farklı ücret ve özlük haklarıyla çalışmasının getirdiği olumsuzluğun, birleşmeyle büyük ölçüde giderileceğini düşünmemdir. Sonuçta kuralları çok sıkı ve kalite anlayış ve bilincinin üst düzeyde olmasını gerektiren bir sektörde faaliyet gösteren ve büyük hedefleri olan şirketlerin müşteri memnuniyetine olduğu kadar çalışan memnuniyetine de -sürekli ve kalıcı müşteri memnuniyetinin çalışan memnuniyetine büyük ölçüde bağlı olduğu kanaatindeyim- önem vermesi gerekiyor. Dünya ölçeğinde başarılı şirketler, çalışanlar tarafından da tercih edilen, diğer bir ifadeyle içeridekilerin orada olmaktan mutluluk duyduğu, dışarıdakilerinde orada çalışmak istediği şirketlerdir. Birleşme sonrası şirketimiz, farklı coğrafi noktalarda büyük tesislere sahip çok geniş bir organizasyon haline geldi. Bu da haliyle öncekine göre yönetmesi daha zor bir şirket olması anlamına geliyor. Umuyorum ki canlılarda olduğu gibi şirketlerde de büyümenin neden olduğu yaygın bir sorun olan hantallaşma riski, yetkilerin mümkün olduğunca yayıldığı etkin bir yönetimle azaltılacak ve Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. geleceğe sağlam adımlarla yürüyecektir. Belirsizlik hissi ortadan kalktı Ar-Ge Başkanlığı ilk olarak Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’de birleşme sonrası durum düşünülerek oluşturulan, öncekine göre oldukça genişletilmiş bir organizasyonun parçası olarak Eylül 2014’te kuruldu. Elbette birleşme düşüncesi olmasaydı o gün ya da daha sonra yine de kurulur muydu bilmiyorum. Ar-Ge Başkanlığı’nın bir anlamda birleşmenin ürünlerinden birisi olduğunu söylemek mümkün. Tabii bunu organizasyonel birim anlamında söylüyorum, yoksa başkanlığı oluşturan üç müdürlük de zaten önceden vardı ve faaliyet göstermekteydi. Ar-Ge Başkanlığı, birbirinden oldukça farklı görevleri olan üç müdürlükten oluşuyor. Tasarım Geliştirme ve Projeler Müdürlüğü (TGPM), Ar-Ge Müdürlüğü (ARGEM) ve Süreç Geliştirme ve İç Denetim Müdürlüğü (SGİDM). TGPM; EASA ve SHGM’nin tasarım ve üretim organizasyonu onaylarına sahip olarak kendi yetkileri dâhilinde başta Türk Hava Yolları olmak üzere havayolu şirketlerinin onaylı değişiklik ve tamir tasarımı ihtiyaçlarına cevap vermektedir. Şirketin strateji ve ihtiyaçları doğrultusunda ürün ve çözümler geliştiren ARGEM, projelerinin birçoğunda TÜBİTAK desteklerinden de faydalanan, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı onaylı bir Ar-Ge merkezidir. SGİDM ise şirketin sürekli gelişim ofisi olarak çalışmakta ve şirketteki süreçlerin iyileştirilmesine dönük olarak birimlerle çalıştaylar yapmakta, ayrıca şirket ve birim hedefleri ile öneri sistemi konusunda şirket çapında kontrol ve koordinasyon görevini yürütmektedir. “ARGEM’e yapılan proje isteklerinde artış beklenebilir” Üç müdürlüğü de etkileyecek olan çeşitli nedenlerle zaman zaman farklı coğrafi noktalardaki tesislerde bulunma gereğinden kaynaklanan zorlukları bir kenara bırakırsak kanaatimce birleşmeden en çok SGİDM etkilenecektir. SGİDM’nin yaptığı iş organizasyonel büyüklükle doğrudan ilgilidir. Sonuçta işini sağlıklı olarak yürütebilmesi için SGİDM’in personel sayısını artırana kadar biraz daha fazla ve verimli çalışması gerekecektir. Birleşmenin ARGEM ve TGPM’nin yukarda belirtilen noktalar dışında dikkate değer bir etkisi olacağını düşünmüyorum, belki sadece Ar-Ge projesi ihtiyacı dolayısıyla ARGEM’e yapılan proje isteklerinde artış beklenebilir. Başkanlık olarak planlarımız birleşmeyle doğrudan bağlantılı değildir. Özetle; başta yaptığımız işleri daha iyi yapma ve hem başkanlık hem de şirket çapında verimliliği artırmaya, yetenek ve havacılık otoritelerinden alınan yetki alanımızı ihtiyaçlara uygun olarak genişletmeye ve bu bağlamda bakım operasyonunu rahatlatacak konulara daha fazla eğilmeye, daha çok ve daha kapsamlı, yenilikçi tarafı daha fazla olan projeler yapmaya ve geliştirilen ürünlerin başka havayolu ve müşterilere satılarak şirketimize ek gelir sağlamaya dönük hedef ve planlarımız var. Özellikle ne tür projelere daha çok odaklanacağımız, hangi konulara öncelik vereceğimiz gibi noktalar başta olmak üzere plan ve hedeflerimizin ayrıntıları doğal olarak şirketimizin 2015 yılı sonrası strateji ve hedeflerine uygun olarak şekillendirilecektir. Yasin Birinci / Üretim Planlama ve Kontrol Başkanı “Birleşmeyle birlikte coğrafi gücümüzü de artırdık” Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ile Türk Hava Yolları HABOM A.Ş.’nin aynı çatı altında birleşmesinin, yalnızca şirketlerimiz adına değil, Türk sivil havacılığı adına da çok önemli bir gelişme olduğunu düşünüyorum. Dünya ortalamasından daha hızlı büyüyen Türk sivil havacılığının uçak bakım ve onarıma dair ihtiyaçları da aynı şekilde hızla arttı. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. üst yönetiminin yıllar önce bu artan ihtiyacı öngörerek atmış olduğu temelin, bugün dünyanın en önemli ve en teknolojik bakım onarım tesislerinden biri haline geldiğini görmek ve son yıllarında bu gelişimin bir parçası olabilmek çok gurur verici. İki şirketimizin aynı çatı altında birleşmesi ile hitap ettiğimiz coğrafi bölgedeki gücümüzü de artırmış olduk. Müşterilerimize Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. markası altında daha geniş bir yelpazede hizmet sunma imkânına da eriştik. Üç ayrı havaalanında yer alan yerleşkelerimizle müşterilerimize ek uçuş maliyeti yaratmadan bakım onarım hizmeti sunabiliyoruz. Bu da bize pazarlama faaliyetlerimizde büyük bir avantaj sağlıyor. “Birleşmeye çok önce hazırlanmaya başladık” Üretim Planlama ve Kontrol (ÜPK) Başkanlığı olarak, birleşme gerçekleşmeden çok daha önce hazırlanmaya başlamıştık. Türk Hava Yolları HABOM A.Ş. tesislerinin devreye alınmasıyla birlikte MNG Teknik tesislerinin ve personelinin Türk Hava Yolları HABOM A.Ş. bünyesine katılmasının ardından, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ve Türk Hava Yolları HABOM A.Ş. üst yönetimleri, ortaya çıkan devasa kapasitenin en optimum şekilde değerlendirilmesi görevini ÜPK Başkanlığı’na vermişlerdi. Bu doğrultuda özellikle 2013 yılının kasım ayında HABOM tesislerinin Dar Gövde Hangarı’nın kullanılmaya başlamasıyla beraber fiilen dört büyük tesiste (IST1, IST2, SAW, ESB) yürütülen tüm bakım faaliyetlerinin makro planlamasını icra etmeye başladık. Tüm sistemlerimizi ve iş süreçlerimizi yaklaşık iki yıl önce bakımların birden fazla tesiste planlanabilmesine yönelik olarak revize ettik. Mevcut durumda 40 uçağın aynı anda bakımının yapılabildiği ve bunun arka atölyeler ile entegre biçimde desteklendiği uçak bakım network’ünün merkezi planlamasını yapıyor olmak, bize çok büyük bir sorumluluğun yanı sıra çok büyük bir gurur da veriyor. İsmail Kılınç / Komponent Atölyeleri Başkanı “Büyümenin verdiği güç ve azimle, dünya lideri olmak için ilerliyoruz” Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin Türk Hava Yolları HABOM A.Ş. ile birleşmesini; Türk Hava Yolları Teknik A.Ş’nin global şirket olma, bölgesindeki pazar payını artırma ve havacılık sektöründe aranılır bir marka olma kararlılığını pekiştirmesi ve bu kararlılığını uluslararası arenada bir anlamda deklare etmesi olarak düşünüyorum. Özünde tek olan farklı iki kurumsal kimliğin bu birleşme ile sinerji oluşturarak, her zamankinden daha yüksek bir motivasyonla, aynı misyon ve vizyonla çok daha büyük başarılara imza atacağını öngörüyorum. Bu birleşme neticesinde personel sayımızı yüzde 70, atölye alanımızı da yüzde 100 oranında artırmış oluyoruz. Büyümenin verdiği güç ve azimle, dünyada tercih edilen marka olmak için emin adımlarla ilerliyoruz. Çünkü dünyada ve bölgemizde hava taşımacılığının çoğalmasına bağlı olarak artan uçak ve komponent bakımlarındaki pazar payımızı yükseltmenin, kapasitemizi nitelik ve nicelik olarak artırmamızla mümkün olacağını biliyor ve bu konularda da yatırımlarımızı yapmaya devam ediyoruz. Buna bağlı olarak aviyonik ve mekanik, makina ve özel işlem alanlarında modernizasyona giderek, tezgâh ve ekipmanlarımızı da gelişen teknolojiye bağlı olarak yeniliyoruz. Yeni yapılanmamız ile birlikte, personelimizin motivasyonunu ve iş huzurunu en üst seviyede tutarak, yalnızca iş hacmimizi artırmakla kalmayacak, aynı zamanda verimliliğimizi, üretkenliğimizi ve kalitemizi de daha yukarılara taşıyacağız. 29 30 GÖRÜŞLER Raşit Yılmaz / Uçak Bakım Başkanı (SAW) “Tecrübe ve dinamizm birleşti” olduğu gibi temel okul görevini yerine getirmeye de devam edecek. Benim açımdan birleşmenin ayrı bir önemi ise 22 yıl önce çalışma hayatına atıldığım Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ailesine yeniden katılmak, eski çalışma arkadaşlarım ve dostlarım ile bir araya gelmek oldu. Birleşme iki şirket açısından kazanım oldu. Türk Hava Yolları HABOM A.Ş.’nin tecrübe eksikliği Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. tarafından, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin dinamizm eksikliği ise Türk Hava Yolları HABOM A.Ş. tarafından tamamlanacağı için elmanın iki yarısı birleşmiş oldu. Bu yapı her zaman olduğu gibi Türk Sivil Havacılığı’nın ihtiyaç duyduğu kalifiye personel eksikliğinin giderilmesi açısından da her zaman Şu anda üç ayrı tesiste üç ayrı kültür (Türk Hava Yolları Teknik, Türk Hava Yolları HABOM ve Türk Hava Yolları Teknik- Türk Hava Yolları HABOM melez yapılanması) farklılığının ortadan kalkması mümkün olacaktır. Birleşme süreci sonrasında ana yol taşlarımızı; Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. prosedürlerinin içselleştirilmesi, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. prosedürlerine uygun olarak yaklaşık 720 personelimizin eğitimlerinin tamamlanması, Sabiha Gökçen Havalimanı Tesisleri’nde şu anda kullandığımız ERP programından TRAX programına geçişin sağlanması ve sadece yüzde 40’ını kullanabildiğimiz tesis kapasitesinin yüzde 100’e çıkarılması olarak belirtebiliriz. Kapasite artışımızı sağlayabilmek amacıyla İnsan Kaynakları Başkanlığı ile Mehmet Aktaş / Finansman ve Muhasebe Başkanı “Büyüme entegre hale gelerek devam edecek” Büyümenin entegre hale gelerek devam edeceğini düşünüyorum. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. yılda 6,3 milyon adam/saat arz edebilir bir hale geliyor. Büyük ve kurumsal bir organizasyon olmanın gereği olarak kurumsallığın tüm prensiplerinin kullanılmasına duyulan ihtiyaç gitgide artacak. Mevcut durumda birtakım işler her iki şirkette konsolide şekilde yürütülmeye çalışılıyor. Ancak bazı sorunlarla karşılaşılabiliyor. Bu nedenle bir an önce tek şirket olarak, şirketin vizyonuna ulaşmak için diğer stratejilerimize daha fazla odaklanmamız gerekiyor. Bu yönde birtakım çalışmalar yürütülüyor. Bilindiği üzere Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. birçok bakım kabiliyetine sahip ve bu kabiliyetler stratejimiz gereği artırılacak. Türk Hava Yolları ’nın uçak sayısını artırarak büyüyor olması bizim de büyümemizde önemli rol oynuyor. Ayrıca hükümetimizin havacılık alanında koyduğu 2023 hedefleri şirketimize de ışık tutuyor, büyümeyi teşvik ediyor. Bizler de bu fırsatları en iyi şekilde değerlendirerek daha fazla büyüme göstererek ve daha fazla kâr elde ederek tüm paydaşların memnuniyetini sağlamayı amaçlıyoruz. Başkanlık olarak ön hazırlıklarımızı tamamladık ve yeni organizasyona göre sistemsel uyarlamaları yaptık. Her iki şirketin kabiliyetleri korunarak birleşmenin sağlanabilmesi için Kalite Başkanlığımız gerekli çalışmaları sürdürüyor. Mevzuatlar gereği yasal işlemleri yerine getirecek ve birleşme ile birlikte Türk Hava Yolları HABOM A.Ş. verilerini Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’ye aktaracağız. Bir süre raporlamalarla ilgili bazı sorunlar yaşayabiliriz. Ancak yasal raporlamaların zamanında yapılması yönünde çalışmalarımız devam ediyor. koordineli olarak Teknisyen Yetiştirme Programları düzenlenmekle birlikte, Eğitim Başkanlığı’mızın yakın zamanda almasını ümit ettiğimiz Temel Eğitim Yetkisi ile kendi personelimizi bünyemizde yetiştirerek yetkilendirebilecek duruma gelmeyi hedefliyoruz. Başkanlığımızda genç, dinamik ve gelecek vaat eden arkadaşlarımızı eğiterek, tecrübelerimizi aktararak ve sorumluluklar vererek gelişimlerine yardımcı olmak; Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’yi ileriye taşıyarak kurumsal şirket hedeflerimize ulaşmak istiyoruz. TEK ÇATI, TEK YAPI... YENİ TÜRK HAVA YOLLARI TEKNİK A.Ş. 566.770 METREKARE ALAN UÇAK BAKIM KAPASİTESİ 10 Geniş Gövdeli Uçak 30 Dar Gövdeli Uçak 31 32 GÖRÜŞLER Mehmet Uysal / İstanbul-2 Uçak Bakım Başkanı “Rekabette büyük bir avantaj kazandık” önemli bir avantaj elde etmiştir. Bu yeni oluşumun yarattığı sinerji ülkemizin bayrak taşıyıcısı ve Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ile Türk Hava Yolları HABOM A.Ş.’nin ana şirketi olan Türk Hava Yolları’nın hızla ve istikrarla büyüttüğü filosu ile genişlettiği uçuş ağına gereken ve yeterli tüm teknik desteği sağlayarak ülkemizin sivil havacılık sektöründe dünya çapında bir değer yaratmasına destek olmaktadır. Ülkemizin milli değeri Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ile yine ülkemizin havacılıkta genç ve dinamik bakım organizasyonu Türk Hava Yolları HABOM A.Ş. tek bir çatı altında güçlerini birleştirerek ülke havacılığına yeni bir dinamizm getiriyorlar. Bu yeni organizasyon ile ülkemiz, sivil havacılık bakım ve onarım sektöründe bulunduğu coğrafyada, iş gücü, tecrübe, deneyim, tesis ve ekipman ile yerini sağlamlaştırmış, yıllık olarak yüzde 4 civarında büyüyen yolcu ve kargo uçağı sektöründe artan bakım ihtiyacını karşılamak ve rekabeti artırmak için “Hedefimiz bakım süreçlerini optimize etmek” Türk Hava Yolları HABOM A.Ş.’nin İstanbul Atatürk Havalimanı’nda sahip olduğu 25.000 metrekare kapalı alan, bir tanesi özel inşa edilmiş boya hangarı olmak üzere toplamda dört adet beşer bin metrekarelik bakım hangarı ile Sabiha Gökçen Havalimanı’nda kurulu aynı anda 11 dar gövdeli ve üç geniş gövdeli uçağa bakım yapabilecek iki adet ayrı hangar ve bir özel boya hangarına ve toplamda 370.000 metrekare kapalı alana sahip her türlü modern alet ve ekipmanla donatılmış devasa tesisleri mevcuttur. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin SHGM, FAA ve EASA yetkileri ile donatılmış geniş bakım kabiliyetlerinin, köklü tecrübe ve işleyişinin Levent Kodakoğlu / Hat Bakım Başkanı “Birleşme, aile kavramının daha fazla hissedilmesini sağladı” Türkiye’nin de içinde bulunduğu Avrupa hava trafiğinin, 2021’e kadar yılda ortalama yüzde 4,7 büyüyeceği, önümüzdeki 20 yılda havayolu şirketlerinin filosuna yaklaşık 1,8 trilyon dolar değerinde 24.000 yeni uçak katılacağı göz önüne alındığında, Türk Hava Yolları HABOM A.Ş. projesi kendi başına hem Türkiye hem de çevre ülkeler açısından önemli bir gelişmedir. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin 82 yıllık güçlü bakım tecrübesi, deneyimli insan kaynağı göz önüne alındığında, bu birleşme ile çok daha iyi seviyelere ulaşılacağı açıktır. Bu birleşme markamızın sektörde bilinirliğinin artmasında büyük bir katkı sağlayacak. Bu birleşmeden ortaya çıkacak güçlü yapı ile hem Türkiye’de hem de çevre ülkelerde havacılıktaki baş döndürücü gelişmelere ayak uydurmak için daha şimdiden 3. havalimanında bakım faaliyetleri için adımlar atılması gerektiği açıktır. Ancak bu gelişmelerde en önemli unsurun insan kaynağı olduğu unutulmamalıdır. Çalışanlarımızın ve eğitim aşamasında olan gençlerimizin, havacılık sektörünün ihtiyacı olan yabancı dil bilgisine sahip, teknik bilgileri güçlü bir şekilde kendilerini yetiştirmeleri gerektiği gibi bizlerin de buna olanak sağlayacak çözümleri bulmamız gerektiğini düşünüyorum. Hız artıyor, olumsuzluklar azalıyor Her iki şirkette de görev alan biri olarak daha da güçleneceğimiz konusunda hiç şüphem yok. Hat Bakım Başkanlığı’nın en büyük müşterisi, 267 farklı noktaya uçan Türk Hava Yolları’nın her meydanda ihtiyaç duyduğu teknik desteği eksiksiz sunmaktan sorumluyuz. Türk Hava sentezlenmesi sonucu ortaya çıkan bu yeni ve kuvvetli büyük organizasyonun önemli bir parçasında görev almak ve hizmet vermek çok büyük bir gurur veriyor. IST-2 olarak, bilgi işlem altyapısını modern bir Bakım Yönetim Yazılımı olan TRAX ile yenilemiş, merkezi planlama, merkezi depo, merkezi takımhane ve dolayısıyla iş ve ekipman gücünü efektif olarak kullanan Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin aynı zamanda geniş bir yelpazeye sahip atölye kabiliyetlerinin de desteğini alarak hem Türk Hava Yolları’nın filosuna hem de dört kıtadan yabancı operatörlere verdiğimiz bakım hizmetini en iyi şekilde yerine getirmeye devam etmekteyiz. Bu süreç zarfında ilk hedef ve önceliğimiz Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin bünyesindeki IST-1, IST-2 ve SAW tesislerimizin koordinasyonlu çalışması sonucu, işgücü ve teçhizatın efektif kullanımıyla bakım süreçlerini optimize ederek uçakların yerde kalma sürelerini, uçuşa elverişlilik ve kaliteden ödün vermeden en aza indirgemek olacaktır. Yolları’nın istasyon ve uçak sayısındaki artış, yetkili teknisyen ihtiyacı artışını da beraberinde getiriyor. Süreç içerisinde personelin A veya B1/B2 kategorilerinde yetkilendirilerek, hat bakım bünyesinde istihdam edilmesi; gerektiğinde yurtiçi ve yurtdışı istasyonlarda görev almaları mümkün olabilecektir. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ve Türk Hava Yolları HABOM A.Ş. birleşmesinin bize sağladığı bir diğer avantaj da; hangar yeri ihtiyacına daha hızlı cevap verebilmesidir. Özellikle kış operasyonlarında hangar yeri ihtiyacı artış göstermekte ve mevcut tesislerimiz zaman zaman bu ihtiyacı karşılamamaktadır. Türk Hava Yolları HABOM A.Ş. tesisleri bu anlamda hangar ihtiyacına çözüm olmakta ve ihtiyaç duyulması durumunda gerek AHL2 tesisleri ve gerekse SAW tesisleri, arıza giderim amaçlı olarak kullanılabilmektedir. Yeni açılan boya hangarları sayesinde boya ihtiyacı olan uçaklara daha hızlı cevap verilebileceği ve SAFA denetimlerinde en sık karşılaşılan olumsuzluklardan biri olan boya sorunlarının da bu sayede minimize edilebileceğini umuyorum. Mahmut Demirkan / İnsan Kaynakları Başkanı Şirketlerin birleşmesi doğal ve rasyonel bir yaklaşımdır” Aynı işi yapan ve sahibi aynı olan iki tüzel kişiliğin; kaynaklarını daha etkin ve verimli bir şekilde kullanmak, pazarda daha güçlü olmak ve rekabet şansını artırmak, operasyonunu ve organizasyonunu daha sağlıklı yönetmek gibi sebeplerle bir çatı altında birleşmeleri oldukça doğal ve işletmecilik açısından rasyonel bir durumdur. Bu işletmeler, her ne kadar aynı sektörde faaliyet gösteren ve aynı patrona ait işletmeler olsalar da birleşme sürecinde ve hemen akabinde birtakım sorunların yaşanması da normaldir. Şimdi önemli olan bundan sonrasının sağlıklı bir şekilde yönetilmesidir. Amaç yeni yapıya uygun, modern işletmeciliğin ve pazar koşullarının gereklerine cevap verebilen, çalışanların kendilerini daha mutlu hissettikleri yepyeni bir sistem kurmak, geliştirmek ve işletmek olmalıdır. Bu noktada üst yönetimin liderliği ve sorumluluğu önemlidir. “Oldukça yoğun bir süreç oldu bizim için” İki büyük işletmenin birleşmesi, belki de en çok Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin İnsan Kaynakları Başkanlığı’nı yormuş olabilir. Çünkü Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’de çalışmak isteyen her bir Türk Hava Yolları HABOM A.Ş. personeli için tam 29 farklı işlem gerçekleştirdik. Bu bakımdan oldukça yoğun bir süreç oldu bizim için. Bu tür birleşme süreçlerinde işin insan kaynakları yönü, dışarıdan göründüğü gibi olmuyor. Çünkü iki farklı organizasyon ve çalışma kültürü ile karşı karşıyasınız ve işin ekonomik, hukuksal, davranışsal, sendikal vs. boyutları var. Bunların hepsini aynı anda düşünmek ve değerlendirmek durumunda kalıyorsunuz. Bu da çok kolay yürütülemiyor. İşin bu boyutlarıyla insanları kaynaştırmaya, her şeyden önemlisi memnun ve mutlu etmeye çalışıyoruz. Bu çerçevede yeni sistemler kurmaya, yeni davranış biçimleri oluşturmaya gayret ediyoruz. Esasında bizim işimiz bir bakıma şimdi başlıyor. Zira bahsettiğim konu başlıklarına ilişkin uyum süreci o kadar kolay olmuyor. Ancak İnsan Kaynakları Başkanlığı olarak, bundan ne kadar çok etkilensek ve bizim için süreç hâlâ bitmemiş olsa da, bu işlerden zevk alarak çalışıyoruz. Çünkü çalışanlarımızın ihtiyaç ve beklentilerini olanaklar ölçüsünde karşılamak için çaba sarf ediyoruz. Bu da bize haz veriyor, mutlu kılıyor ve yorgunluğumuzu unutturuyor. 33 34 GÖRÜŞLER Sadi Diler / Kalite Güvence Başkanı “Her alanda büyük bir genişleme yaşanmış oldu” Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ile Türk Hava Yolları HABOM A.Ş.’nin birleşmesiyle birlikte bakım kapasitesi de genişlemiştir. Bu kapasite artışı bakım hizmeti verdiğimiz ve sürekli büyüyen en büyük müşterimiz Türk Hava Yolları için de olumlu olarak değerlendirilmektedir. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş., ulusal ve uluslararası havacılık otoriteleri tarafından yetkilendirilmiş uçak ve komponent bakım merkezidir. Türk Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM), Avrupa Havacılık Emniyet Ajansı (EASA) ve Amerikan Havacılık Yönetimi (FAA) başta olmak üzere 30’un üzerinde diğer ülke sivil havacılık otoritesi tarafından yetkilendirilmiştir. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş., 558.890 m2 kapalı alan (hangar ve atölyeler) kapasitesi ile büyük bakım merkezleri içerisinde yerini almıştır ve bu büyüme organizasyon yapısını da doğal olarak büyütmüştür. Birleşme çalışmaları Kalite Güvence Başkanlığı koordinasyonunda planlı bir şekilde yürütülmüştür ve çalışmalar otoriteler ile paylaşılmıştır. Birleşme süreci tamamlanıncaya kadar geçen süreçte otoritelere gidilerek bilgilendirme ziyaretleri ve toplantılar yapılmıştır. İlk bilgilendirme Şubat 2013’te MNG şirketinin Türk Hava Yolları tarafından satın alınması süreci ile başlamıştır ve bilgilendirmeler 20142015 yıllarında devam etmiştir. SHGM (Ankara), EASA (Köln) ve FAA (Frankfurt) gidilerek bilgilendirme toplantıları yapılmıştır. Türk Hava Yolları HABOM A.Ş.’nin yetkisi altında bulunan SHGM Part147 ve EASA Part147 onaylı eğitim kuruluşunun, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. bünyesi altına geçmesi çalışmaları için de SHGM (Ankara) ve EASA (Londra) gidilerek bilgilendirme toplantıları yapılmıştır. 23 Şubat 2015 tarihinde ise onaylı eğitim organizasyonunun, Türk Hava Yolları HABOM A.Ş. şirketinden Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’ye devri EASA tarafından onaylanmıştır. Part 145 yetkisi kapsamında birleşme öncesi her iki şirketin kendisine ait dokümanlarının yerine, yeni şirketin yetkilerini ve çalışma sistemini oluşturacak dokümanların hazırlanması için uzman personel çalışmalar yapmışlardır. Hazırlanan dokümanların (bakım kuruluşu el kitabı, prosedürler, formlar) otoriteler tarafından incelenmesi ve değerlendirilmesi için gönderilmiştir. Birleşme öncesi, yeni şirketin sistemine uyum durumunu tespit için Kalite Güvence Başkanlığı tarafından tüm tesislerde denetlemeler yapılmıştır. Yeni şirketin prosedürleri, yetkisiz personelin nezaret altında çalıştırılması prosedürü, yetkilendirilmiş personelin yetkilendirilme kriterleri, özel takım ve teçhizat analizleri otoriteler tarafından değerlendirilerek uygun bulunmuştur. Tek şirket, tek marka, tek bir aile 01 Nisan 2015 tarihinde ise iki şirketin Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. altında mevcut yetkisi ile tek şirket olarak faaliyetine devam etmesine otoriteler (SHGM-EASA-FAA) tarafından onay verilmiştir ve Türk Hava Yolları HABOM A.Ş.’nin yetkileri sonlanmıştır. İki şirketin birleşerek büyük bir organizasyon olmasına paralel olarak Kalite Güvence Başkanlığı’nın organizasyonu da beş müdürlük ve bir temsilcilik olarak genişlemiştir. Kalite Müdürlüğü (Part145 SAW), Kalite Müdürlüğü (Part-145 İST), Kalite Müdürlüğü (Part 21 ve Part 147), Kalite Müdürlüğü (Dokümantasyon Sertifikasyon ve Yetkilendirme), Kalite Müdürlüğü (Emniyet ve Kalite Yönetim Sistemleri) ve Ankara ESB Kalite Temsilciliği olarak yapılandırılmıştır. Organizasyonun Part 145, Part 21, Part 147 ve yönetim sistemleri standartlarına uygun olarak faaliyetlerini sürdürmesinin kontrolü Kalite Güvence Başkanlığı tarafından hazırlanan Sorumlu Müdür (Genel Müdür) tarafından onaylanmış denetleme planlarının uygulanmasıyla yürütülmektedir. Denetleme planları, uçak bakım, komponent bakım, SHGM yetkili 85 Hat Bakım İstasyonu ile EASA yetkili dokuz hat bakım istasyonunu kapsamaktadır. 30’un üzerinde diğer ülke sivil havacılık otoritelerinin denetleme planlarının hazırlaması ve denetimlere katılım çalışmaları yapılmaktadır. Kalite yönetim standartlarının uygulanması, denetlemelerinin yapılması, medya çalışmaları ve gönüllü bildirimlerin takibi yapılmaktadır. Organizasyonumuzun personelinin lisans alma çalışmalarının koordinasyonu, sağlamış oldukları tecrübe kayıtlarının kontrolleri ile yetkilendirilecek tüm personelin eğitim ve tecrübe kontrol çalışmaları yapılmaktadır. İki şirketin birleşmesi ile yetki ve sorumluluğumuzdaki tüm süreçlerimiz genişlemiştir, bu süreçler başkanlığımızın konularında tecrübeli müdür, mühendis, uzman ve teknisyen personeli tarafından planlanarak eksiksiz bir şekilde takip edilmeye çalışılmaktadır. Tesis Kapasiteleri ve Özellikleri SAW HABOM Hangar ve Tesisi Toplam kapalı alan kapasitesi 380.000 m2 Dar gövde hangar boyutları 276 m. genişlik, 85 m. derinlik, 22 m. yükseklik Geniş gövde hangar (uçak bakım bölümü) boyutları 155 m. genişlik, 97 m. derinlik, 27 m. yükseklik Geniş gövde hangar (uçak boyama bölümü) boyutları 80 m. genişlik, 97 m. derinlik, 27 m. yükseklik İST1 Eski Hangar Tesisi Toplam kapalı alan kapasitesi: 37.000 m2 Hangar boyutları 178 m. genişlik, 55 m. derinlik, 16 m. yükseklik Bakım yapılabilir uçak tipleri A300, A310, A320 ailesi, B737 İST1 Yeni Hangar ve Tesisi Toplam kapalı alan kapasitesi 77.325 m2 Hangar boyutları 160 m. genişlik, 85 m. derinlik, 26,5 m. yükseklik Bakım yapılabilir uçak tipleri A340, A330, A300, A310, A320 ailesi, B737, B777 İST2 Hangar ve Tesisi Toplam kapalı alan kapasitesi 57.200 m2 Hangar 1 ve 2 boyutları 72 m. genişlik, 73 m. derinlik, 24 m. yükseklik Hangar 3 boyutları 72 m. genişlik, 84 m. derinlik, 24 m. yükseklik Hangar 4 boyutları 89 m. genişlik, 84 m. derinlik, 24 m. yükseklik Bakım yapılabilir uçak tipleri A300, A310, A320 ailesi, A330, A340, B737, B757, B767 İST2 VIP Hangarı Toplam kapalı alan kapasitesi 1.500 m2 Hangar boyutları: 50 m. genişlik, 30 m. derinlik, 10 m. yükseklik Bakım yapılabilir uçak tipleri GIV, GV ESB Hangarı Toplam kapalı alan kapasitesi 5.640 m2 Hangar boyutları 103,5 m. genişlik, 54,5 m. derinlik, 17,42 m. yükseklik Bakım yapılabilir uçak tipleri A320 ailesi, B737 CII Aydın Hangarı Toplam kapalı alan kapasitesi 25 m2 Hangar boyutları 15 m. genişlik, 15 m. derinlik, 5 m. yükseklik Bakım yapılabilir uçak tipleri Cessna 172, Diamond DA42 35 36 RÖPORTAJ Yaşayan tarih Tayyar Güler’in gözünden Nereden nereye… 1952 yılında o zamanki adı ile Devlet Hava Yolları Umum Müdürlüğü’nde işe başlayan 85 yaşındaki Tayyar Güler, Celal Bayar’dan Turgut Özal’a pek çok siyasetçi ile uçuşlara katılmış, tam anlamıyla yaşayan bir tarih. 1950’lerden günümüze yaşadıklarını, gözlemlerini, anılarını bizimle paylaşan ve emekli olalı 24 yıl olmasına rağmen hâlâ sektörü yakından takip eden Güler, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ile HABOM A.Ş.’nin tek bir çatı altında birleşmesi ile ilgili “Gücümüze güç kattık, enerjimizi tek bir yerde toplamış olduk” diyor. 1952 yılında Devlet Hava Yolları’nın 10 tane Douglas DC-3 tipi 24 kişilik yolcu uçağı vardı. Yurtiçi seferleri yapan bu uçaklar nadiren Lübnan’ın başkenti Beyrut’a ve Hac mevsiminde de Suudi Arabistan’a uçardı. O zamanlar bu uçakların 25 ve 50 saatlik uçuş sonrası bakımları vardı. 1956’da 8 tane 14 kişilik 4 motorlu İngiliz De Havilland DH.114 Heron uçağı satın alındı. Bu uçakların bakımını öğrenmek üzere Londra’da üç aylık bir kursa katıldım. Kurs sonrası -1956 yılındaİstanbul Yeşilköy’e aynı unvanla nakil oldum. Bu sırada 45-50 kişilik Vickers Viscount uçakları, 1960’lı yıllarda da DC-9’lar alındı. Her iki satın almada da ben yine yurtdışında kurslara katıldım. Sonrasında F-27 Friendship uçakları alındı, bunun için de Amerika’da kursa gittim. Yakın zamanda üç motorlu, biri kuyrukta, ikisi kanatlarda bulunan DC-9 ve 45 kişilik DC-10 uçakları alındığında da ben yine yurtdışında kursa gittim. Şirkette çalışmaya 1952 yılında başlayan Tayyar Güler, 12 lisans numarası ile Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin duayen teknisyenlerinden. Sektörün duayen ismi Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı yerleşkesinde bulunan Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. tesislerini ziyaret etti. Kendisi ile 1950’lerden bugüne Şirket tarihinde bir gezintiye çıktık, anılarını ve deneyimlerini dinledik. Havacılığın hiç de yaygın olmadığı, hatta pek bilinmediği yıllarda nasıl havacı oldunuz? Adımı “uçan, uçucu” anlamına gelen Tayyar koyan dedem “Seni tayyareci yapacağım” diyerek büyüttü beni. Yıllar sonra adıma uygun bir mesleğim oldu. İşimi büyük bir aşkla, şevkle yaptım. Aynı aşk ve şevkle de çocuklarıma havacılığı sevdirdim. Ulu önder Atatürk geleceğin, çağdaşlaşmanın yolunu “İstikbal göklerdedir” diyerek göstermişti; ben de torunlarımı bu bilinçle yetiştirdim, şu an havacılık sektöründe. 1930 doğumluyum. 1949 yılında Eskişehir Meslek Lisesi’nden mezun oldum. Mezuniyetten sonra imtihanı kazandım ve Eskişehir Tayyare Fabrikası’na girdim. Motor atölyesinde çalışmaya başladım. Çalışırken askerlik dönemim geldi. Hava Kuvvetleri’nden, meslek lisesi mezunları Kütahya’da acemi eğitimi aldıktan sonra yapılacak imtihanı kazananlar İzmir’de eğitime gönderilecek şeklinde bir tamim geldi. Ben de bu tamime uyarak Kütahya’da askerliğe başladım. Üç aylık eğitimden sonra Amerikalılar ve Türkler tarafından imtihan yapıldı ve bu imtihanı kazanarak İzmir Gaziemir Havacılık Eğitim Kursu’na başladım. Eğitim kursu gövde ve teknik resim, uçuş kumandaları, hidrolik, elektrik, pervane, karbüratör, motor çalıştırma, uçakları tanıma şeklinde bölümlerden oluşuyordu. Her bölümün eğitimi 1,5 ay devam ediyordu; 15 ay boyunca bu eğitimlere tabi tutulduk. Tüm bölümleri başarı ile bitirdim. Askerliğim bittiğinde 22 yaşındaydım ve iş aramaya başladım. Yakın dostlarım, Devlet Hava Yolları Umum Müdürlüğü’nün -şimdiki adıyla Türk Hava Yolları’nın- eleman aldığı haberini verdi. Ben de bir dilekçe yazarak iş başvurusunda bulundum. Dilekçeme üç gün sonra cevap geldi. O zamanlar Devlet Hava Yolları Ankara Güvercinlik’teydi. Oraya mülakata çağrıldım. Mülakatta Alaattin Selçuk isimli mühendis arkadaş beni maintenance manuel’den bazı şeyler sordu. Sorduğu soruların tamamına cevap veriyordum. Bir süre sonra kitabı kapattı ve “Ben seni imtihan edemem” dedi, çok üzülmüştüm. Hemen ardından “Yanlış anlama, senin bilgin benimkinden daha fazla” dedi. O zamanlar şirkette Zat İşleri vardı, şimdiki İnsan Kaynakları. Orayı aradı ve “Birinci sınıf bir eleman aldık, tayinini yapın” dedi. Göreve başladığınız ilk dönemleri bize anlatabilir misiniz? 10 Kasım 1952 Salı günü Atatürk’ü anma programından sonra işe başladım. Üç ay sonra bizi uçuş makinisti (uçak teknisyeni) imtihana tabi tuttular. İmtihanı kazandıktan sonra uçuş makinisti olarak işe başladım. Daha sonra ise kendi isteğimle atölyede görev aldım. 1958 yılında rahmetli Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Viscount uçaklarından biri ile Afganistan seyahatine çıktı. O sıra yıllık izindeydim, iznimi yarım bıraktım. Makinist (uçak teknisyeni) olarak uçakta beni görevlendirdiler. Cumhurbaşkanı ile Afganistan’a sonra Pakistan’ın Karaçi şehrine ve İran’ın başkenti Tahran’a gittik. Tahran’da uçak pistte indiğinde İngiliz teknisyen uçağın bir numaralı pervanesine vurdu. Uçak durduktan sonra pilot “Ucuz atlattık, bir şey yok” dedi. Ben buna karşı çıkarak “Hayır kontrol edeceğim” dedim. Maintenance manuel’e göre cihazla kontrol ettiğimde pervanenin limit dışı olduğunu gördüm. Bu şekilde uçuşa devam edemeyeceğimizi ve risk taşıdığını söyledim. Pervanenin değiştirilmesine karar verdik. İran Şahı’nın Viscount özel uçağı vardı. Yanıma bir yardımcı verdiler. Şah’ın uçağından bir numaralı pervaneyi aldım. Aldığım eğitimlerle pervane takmasını bildiğim için uçağımızın pervanesini değiştirdim. Uçağın pervanesini değiştirdikten sonra, teknik terimi ile “takat kontrolü”nü yaptım. Deftere “Uçak uçabilir” yazdım. Tahran’da 6 gün kaldıktan sonra Türkiye’ye geldik. Bayar’ın uçağına yeni pervaneyi taktık ve emanet aldığımız pervaneyi Tahran’a gönderdik. Cumhurbaşkanı Bayar beni, üç pilot ve iki hostesten oluşan kabin ekibini teşekkür için Çankaya Köşkü’ne davet etti. İstanbul’dan Ankara’ya Çankaya Köşkü’ne gittik. Çankaya Köşkü’nde misafir edildik, yemek yedik. Yemekten sonra bana altın kol düğmeleri, diğer arkadaşlara da çeşitli hediyeler takdim edildi. Hâlâ o kol düğmelerini saklarım. 37 38 RÖPORTAJ Sizin çalıştığınız dönem ile bugün arasında gözünüze çarpan ne gibi farklar var? Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin uçak bakım hangarları şimdiki hangarların yerinde değildi. Eski hangarımız kuleye yakın olan gümrük binasının yanındaydı. Yıllar sonra birinci hangar yapıldıktan sonra oraya taşındık. Yeşilköy’de bulunan hangarımızın şimdiki hangarlarımız gibi teşkilatlı, donanımlı olması mümkün değildi. Uçaklarımızın tüm bakımlarını verilen maintenance manuel’e göre yapabiliyorduk. Hangarlarımız şimdiki gibi donanımlı değildi. Bizim çalıştığımız yıllarda ne servis ne de öğle yemeği ne de fazla mesai ücreti vardı. Sefertasları ile evden götürdüğümüz yemekleri hangar köşelerinde yiyorduk. Daha sonraki yıllarda Genel Müdürümüz Ulvi İnal yemekhane yaptırdı ve bizleri sefertası ile yemek taşıma sıkıntısından kurtardı. Beşiktaş’ta oturuyorduk. Beşiktaş’tan dolmuşla Sirkeci’ye gidiyor, oradan trenle Yeşilköy’e geçiyor, sonra da otobüsle havaalanına gidiyordum. 1960 yılında üç vardiya olarak çalışıyorduk, 4 posta vardı ve her posta 20’şer kişiden oluşuyordu. O yıllarda toplam 80 uçak teknisyeniydik. İlerleyen yıllarda işler büyüdü ve yeni elemanlar alındı. Sendikal faaliyetler başladı, mesai almaya başladık. Şimdi Türk Hava Yolları ve Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’de çalışan arkadaşlarımız çok şanslı. Dünyanın en önemli şirketlerinden birinde çalışma fırsatını yakalamışlar. Bizde bu imkânları hiçbiri yoktu. Nereden nereye geldik! Ortada çok büyük bir başarı var. Bu başarının sırrı her zaman söylediğim gibi eğitimden geçiyor. Bugün olduğu gibi bundan sonra da dünyadaki gelişmeleri yakından takip ediyor olmamız şirketimizi ve ülkemizi başarıya ulaştıracaktır. Eğitim belki de her meslektekinden daha hayati bir öneme sahip sizin alanınızda. O zamanlar eğitimler nasıldı? Türk Hava Yolları’nda teknik bölümde eğitimlerin başlaması gerektiğini düşünüyor ve bunu yetkililerle her zaman konuşuyordum. Çünkü teknisyenlerimiz uçakları ilk olarak burada görüyor ve onlar hakkında hiçbir şey bilmiyorlardı. Uçak, havacılık ve bakım ile ilgili eğitimleri tesislerimizde verirsek daha başarılı olacağımızdan emindim. Önerimi yöneticilerim kabul etti. İzmir’den hocalar geldi, okul açıldı, eğitimler başladı. Bu eğitimler neticesinde uçak bakımları daha bilinçli olarak yapılmaya başlandı. Dile kolay 63 yıl önce başladığınız Türk Hava Yolları’ndaki görevinizden ne zaman ayrıldınız? 1952 yılında çalışmaya başladığım Türk Hava Yolları’ndan 1975 yılında kendi isteğimle emekli oldum. İki yıl sonra “Elemana ihtiyacımız var. Tekrar bizimle çalışır mısınız?” dediler. Tekrar işe başladım ve 14 yıl daha çalıştım. İkinci dönemimde Airbus 310, B 707 uçakları alındı. Bunun için Fransa’ya eğitime gittim. 1991 yılında yine kendi isteğimle işten ayrıldım. Türkiye havacılık sektörü hakkında gözlemleriniz, düşünceleriniz neler? Türkiye son yıllarda havacılık sektöründe ciddi sıçramalar, atılımlar yapıyor. 2023 Vizyonu hedefine tüm Türkiye seferber olmuş durumda. Havacılık sektöründeki gelişmeleri takip ediyorum. Gerek basından gerek ise toplantılardan ve katıldığım organizasyonlarda gördüğün kadarıyla havacılık sektörü hayal edilemeyecek kadar büyük gelişme gösterdi. Atatürk Havalimanı yerleşkesinde küçük hangarımızda 10-15 kişilik uçakların bakımlarını yapıyorduk. Bugün Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin yedi hangarı ile dünya devleri ile yarışır hale gelmesi çok ciddi bir gelişmedir. Duayen Teknisyen Tayyar Güler’i makamında kabul eden Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı (Operasyon 2) Hüseyin Sağlam, Güler ile bir süre sohbet ettikten sonra kendisine uçak maketi takdim etti. Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı yerleşkesinde ziyaret ettiğim ve son teknoloji ile donatılmış muhteşem hangarı hayranlıkla gezdim; duygulandım, adeta gençleştim. Atatürk Havalimanı merkezli Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ile Türk Hava Yolları HABOM A.Ş.’nin tek bir çatı altında birleşmesi ile gücümüze güç katmış, enerjimizi tek bir yerde toplamış olduk. Bu süreçte emeği geçenleri tebrik ederim. Birleşme ile birlikte rakiplerle daha rahat rekabet edebilir hale gelindi. 2023’te kendi uçağımızı yapma hedefimiz var; bunu başaracağımızdan hiç şüphem yok. Atatürk’ün dediği gibi “Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir.” İş gereği dünyanın bazı ülkelerini gezdim. Türk milleti kadar zeki bir millete rastlamadım. Fırsat verildiğinde neler başarıldığını görüyoruz. Sektörde çalışan gençlere ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz? Teknisyen dürüst, çalışkan ve faziletli olmalı. Tecrübesini arkadaşlarına aktarmalı ki sektör gelişme sağlasın. Yöneticiler işinin ehli olmalı. Bir şirketin başarı kazanması, elemanların başarılı olmasına bağlıdır. Yönetici, emrindeki çalışanların sıkıntıları ile hemhal olacak, dertlerini dinleyecek, korku ile değil sevgi ile iş yapılmasını sağlayacak. Çalışanlarından sıkıntı içinde olan varsa, iş güvenliğini aksatacak durumdaysa, gerekiyorsa kendisini toplaması ve rahatlaması için izin vermeli. Çünkü tayyarecilikte dağınık düşüncelerle iş yapılması çok risklidir. Genç teknisyenlere güveniyor ve çalışarak başarıyı elde edeceklerine inanıyorum. Ben gençlerimizden umutluyum. Emekli oldum fakat sizlerin başarılarını gördükçe içim kıpır kıpır oluyor, heyecanlanıyorum. Gönlüm her daim sizlerle. Tüm arkadaşların gözlerinden öpüyorum. Hiç unutmam bir gün uçakların buji değişimi sırasında arka bujiler kırıldı. Ben aldığım eğitimlerde bujilerin kaynamaması için gres yağı sürülmesi gerektiğini biliyordum. Bujilerin kırılmaması için yapılması gerekenleri mühendis arkadaşa anlattığımda bilmediğini söyledi, birlikte depoya gittik. Depoda 2030 kutu gres yağı vardı. Yağları aldık ve bujilere sürmeye başladık, bir daha bujiler kırılmadı. Viscount uçaklarında motorların türbin paletlerini yıkamak için form vardı. Bu forma göre motoru rölantide çalıştırıp İngiltere’den gelen kutu içinde toz halindeki madde ile püskürtülerek yıkama yapıyorduk. Bu sırada Teknik Müdürümüz Zafer Orbay’dı. Kendisi bana “Tayyar uçak motorlarını yıkamak için aldığımız bu madde nedir? Bu maddeyi laboratuvarda incelettirin” dedi. İncelettirdik ve o madde “fındık kabuğu” çıktı. İngilizler fındık kabuğunu öğütmüş, bulgur gibi bir forma getirmiş ve uçak motorları türbin paletleri yıkama maddesi olarak bize satıyormuş. İçini yemişler, dışını öğüterek bize satmışlar. “Biz de bunu yaparız” dedik ve yaptık; bir daha da İngiltere’den satın almadık. Cumhurbaşkanları ve başbakanların gezilerine genelde ben eşlik ederdim. Rahmetli Adnan Menderes ile çok uçuş yaptık. Yıl 1960, İstanbul’dan Ankara’ya gittik. Menderes ve milletvekilleri ile birlikte bir fabrika açılışı için uçakla Eskişehir’e gittik. Ben yine uçak makinisti (teknisyen) olarak görevliydim. Eskiden şaşalı karşılamalar olurdu. Bu defa Eskişehir’e indiğimizde çok ciddi bir karşılama yoktu. O gece orada yatıp Konya’ya gidecektik. Eskişehir’de bir yüzbaşı bize yaklaştı ve “Siz İstanbul’a geri dönün, sizi çağıracağız” dedi. Biz İstanbul’a döndük. Meğer o gece ihtilal olmuş, benim haberim yok. Ben Konya’ya gitmek için hazırlandım, yola çıktık. İnzibatlar bize nereye gidiyorsunuz diye sorduklarında “Ben Adnan Menderes’in uçak makinistiyim” dedim. İhtilal oldu dediler. O yüzbaşının neden bizi İstanbul’a geri gönderdiğini o zaman anladım. Tayyar Güler’in havacılık sektörüne armağan ettiği şiiri Türk Hava Yolları uçak teknisyenliği okulum Bileziğim altından, bükülemez hiç kolum Çalışkanlık, doğruluk fazilettir tek yolum Timsaliyiz gençliğin her bakımdan biz Medeniyet sembolü, tornavidamız, pensemiz Aletimiz olmakla gurur dolu göğsümüz Timsaliyiz gençliğin her bakımdan biz 39 40 GÖRÜŞLER Bünyamin Gözüküçük / Teknisyen - Uçak Bakım Başkanlığı Bay Manager 2 (SAW) “Şirketlerin birleşmesi hepimizin geleceğe umutla bakmasına vesile oldu” İki şirketin Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. çatısı altında birleşmesinden doğal olarak büyük bir güç doğdu. Şirketlerin birleşmesi hepimizin geleceğe umutla bakmasına vesile oldu. Bu birleşmenin Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ailesinde her bakımdan bir sinerji yarattığını düşünüyorum. Murat Yılmaz / Uçak Bakım Başkanlığı Bay Manager 2 (SAW) Uçak Bakım Vardiya Şefi “Huzurlu ve verimli bir çalışma ortamı ortaya çıktı” İki şirketin birleşmesi çok önemli ve yerinde bir karar oldu. Çalışma arkadaşlarımız ve Şirketimiz için güçlerin birleştirilmesi ile yeni ve büyük bir güç oluşumunu sağladı. Birleşmeden kaynaklanan güç ile huzurlu ve verimli bir çalışma ortamı ortaya çıktı. Birleşme sonrasında HABOM tesislerimizde TRAX sistemine geçiş nedeniyle bazı sıkıntılar yaşıyoruz. Fakat bunların da zamanla aşılacağına inanıyorum. Sait Duran Özdemir / Başteknisyen - Uçak Bakım Başkanlığı Bay 3 “Birleşme ortaya daha da büyük bir gücün çıkmasını sağladı” 1982 yılında Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’de işe başladım. 2006 yılında kendi isteğimle özel sektöre geçtim. Birleşme sonrasında yeniden Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ailesine katılmış oldum. Birleşmenin gerçekten çok yerinde bir karar olduğunu düşünüyorum. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. yılların birikimi ile dünyaya hizmet sunuyor. Bu büyük şirketin Türk Hava Yolları HABOM A.Ş. ile birleşmesi ortaya daha da büyük bir gücün çıkmasını sağladı. Yeni oluşan yapının hızına yetişmek için yeni teknisyenlerin en kısa zamanda yetiştirilmesinin, daha büyük hizmetler vermemize olanak sağlayacağını düşünüyorum. Yusuf Pehlivan / Memur - İnsan Kaynakları Başkanlığı Özlük ve Endüstriyel İlişkiler Müdürlüğü “Yanlış bilgilendirme mağduriyetinin önüne geçmek için projelerimiz devam ediyor” Birleşme ile Devam Takip Şefliği’nin iş yükü de katlanarak artmıştır. Uyum sürecinin hemen ve şirketler arası farkların kavranmasının hızla olmayacağını tahmin ediyorduk. Fakat bu süreci tecrübeli ve yetişmiş arkadaşlarımızla 7/24 çalışan birimimizde, personelimizle yüz yüze, mail ya da telefon aracılığı ile görüşerek aşmaya çalışıyor ve gerekli yönlendirmeleri yapmaya gayret ediyoruz. Birleşme süreci Şefliğimiz için de oldukça zor bir süreçti. Devam Takip Şefliği’nin konusu olan devam ve devamsızlıklarının personelimizce doğru görüntülenmesi için çalışma kurallarının birimlerden doğru bir şekilde gönderilmesi sağlanmaya çalışılmıştır. Birleşme sonrası süreçte ise personelimizin öncelikle ERP tanımlarında yaşadığı sorunların çözümlerinde destek olundu. Yenilenen ID kartlar lokasyonlara göre ayrıştırılarak, sistemde kayıtları yapıldı. Parmak izi tanımlamalarının yapılması için ilgili birimle koordineli çalışılarak, bir an önce ID kartlarını kullanarak, işe geliş gidişlerde kart basması sağlandı. Ayrıca kontroller yapılırken nelere dikkat edilmesi gerektiği ile ilgili bilgi aktarımları da yapıldı ve yapılmaya devam ediliyor. Bunun dışında vardiyalı çalışan personel sayısının hızla artması sebebiyle kontrollerimizi hem hızlandırmaya hem de daha fazla detaylandırmaya başladık. Yanlış bilgilendirmelerden dolayı personelimizin mağdur olmasının önüne geçmek için çeşitli projelerimiz devam ediyor. Bu çalışmalara ait bilgilendirmeleri her zamanki gibi Teknik Personel Duyurusu başlığı ile duyurmaya devam edeceğiz. Birleşmenin Şirketimize hayırlı uğurlu olmasını diliyoruz. Erdinç Tutam / Veri Sistemleri ve Donanım Destek Şefi - Kurumsal Çözümler ve Yazılım Geliştirme Müdürlüğü, Bilgi Teknolojileri Başkanlığı “Yurtiçi ve yurtdışı pazarlarda daha güçlü bir oyuncu olacağımıza inanıyorum” Birleşme sonrası çok daha güçlü bir Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. var. MRO sektöründe yurtiçi ve yurtdışı pazarlarda daha güçlü bir oyuncu olarak iş hacminin artacağına ve ülkemizin büyüme ile ilgili öncü kurumlarından biri olmaya devam edeceğine inanıyorum. Birleşme sonrası kurumun rekabetçi piyasa koşulları altında teknoloji ve insan kaynağına daha fazla yatırım yapması gerekmekte. Bu bağlamda Bilgi Teknolojileri Başkanlığı olarak bizi bekleyen pek çok yeni proje var. Ayrıca Türk Hava Yolları HABOM A.Ş. tesisinde kurulu olan kapsamlı bilgi teknolojileri altyapısının Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’ ye devri ile eskiye göre çok daha büyük bir bilgi teknolojileri altyapı yönetimi sorumluluğunu üstlenmiş bulunuyoruz. Günlük operasyonumuzda artık daha fazla kullanıcı ve aktif cihaz ile ilgili arıza/ kurulum talepleri alıyoruz. Halihazırda birleşme sonrasında devam eden TRAX geçişi projesinde daha kritik servis ve hizmetleri bünyemize dâhil etmeye devam ediyoruz. Kesintisiz ve sürekli iyileştirilen bir bilgi teknolojileri servis modeli için daha çok çalışmamız gerekiyor. Aslında kökleri birbirinden çok farklı olmayan iki kurumun birleşme sürecinin ve sonrasının tüm çalışma arkadaşlarımıza hayırlı olmasını diliyorum. 41 42 GÖRÜŞLER Hasan Altay / Teknisyen - Uçak Bakım Başkanlığı Bay Manager 2 (SAW) “Geleceğe mutlu ve umutlu bakıyoruz” Birleşme sonrasında büyük bir güç oluştu. Son teknoloji ile donatılmış, yeşil bina ödüllü bir tesiste çalışıyor olmak bizleri elbette mutlu ediyor. Bu, çalışmalarınıza da pozitif anlamda yansıyor. Geçiş sürecinde bazı eksikliklerimiz olsa da çalıştığımız kuruma sahip çıkmanın ve yaşadığımız olumsuzlukları işe yansıtmamanın iş ahlakının gereği olduğunu düşünüyorum. Cemal Cantürk / Başteknisyen - Uçak Bakım Başkanlığı Bay Manager 1 (SAW) “Sektördeki rekabet gücümüz ve pazar payımız arttı” Türk Hava Yolları Teknik A.Ş ile Türk Hava Yolları HABOM A.Ş ile aynı çatı altında bir araya gelerek, kaynaklarını birleştirip değerine değer katarak sektördeki rekabet gücünü ve pazar payını artırdığını düşünüyorum. Birleşme sonrasında kaynaklarını daha verimli kullanabilirse, düşük kapasite sorununu da gidereceği inancındayım. Her iki şirket de Türk Hava Yolları’nın iştirakleri olmasına rağmen, aynı işi yapan insanlar arasındaki farklı uygulamaların ve ücret politikalarının zaman içerisinde giderileceğini, bunun da yeni bir sinerji ortaya çıkaracağını düşünüyorum. Birleşmenin ülkemize ve çalışanlarımıza hayırlı olmasını dilerim. Derya Örücü / Mühendis - Üretim Planlama Kontrol Başkanlığı Malzeme Planlama Müdürlüğü “Birleşme motivasyonumuzu ve aidiyet hissimizi artırdı” Türk Hava Yolları Teknik A.Ş., Türk Hava Yolları HABOM A.Ş. ile birlikte iki farklı şirket olarak bakım ve onarım faaliyetlerini sürdürmeye çalışırken, birleşme sonrasında, operasyonlarını üç büyük tesiste yürüten dev bir yapıya dönüştü. Bu dev yapının bir parçası haline gelmenin, motivasyonumuzu ve aidiyet hissimizi artırdığını düşünüyorum. Organizasyonel değişimler sonucunda, Malzeme Planlama Bölümü’nün şeflikten müdürlüğe dönüşmesi benim için birleşmenin en önemli sonuçlarından biri. Bakım ve onarım faaliyetlerinin iki katına yükselmesiyle artan iş yükümüzün ve TRAX sistemiyle değişen malzeme planlama süreçlerimizin, çalışan sayımızın artması ve her yerleşkede tek sistem kullanılmaya başlanmasıyla kısa vadede daha verimli şekilde yönetilebilir hale geleceğine inanıyorum. Çalışma arkadaşlarımın şirketin hızla büyümesi yolunda özveriyle çalışıyor olmaları gurur verici. Nejla Özgür / Uzman - Finansman ve Muhasebe Başk. Gelir ve Maliyet Muhasebesi Müdürlüğü “Artık daha büyük bir aileyiz” Birleşme kararı ile birlikte pek çok çalışan için iyisiyle kötüsüyle yepyeni bir sayfa açıldı. Benim için birleşme, SAP sistemine geçişle başlayan yenilik sürecinin devamı niteliğinde oldu. Yeni bir ortam, yeni arkadaşlar ve hatta organizasyon değişikliği ile birlikte yeni bir iş süreci. Birleşme kararı ile birlikte muhasebe birimi olarak yoğun dönemlerimiz oldu fakat eski yeni pek çok arkadaşımızın emeği ve özverili çalışmaları sayesinde iki şirketin birleşme işlemleri tamamlandı. Biz bir aileydik, şimdi aramıza yeni katılan arkadaşlarımızla beraber artık daha büyük bir aileyiz. Umarım herkes için hayırlı bir dönem başlamış olur. Yılmaz Dağdelen / Uzman - Tesis Bakım ve İdari İşler Başkanlığı Sosyal ve İdari İşler Müdürlüğü “Birleşme, heyecanımıza ve çalışma azmimize büyük bir şevk kattı” Dünya devi iki şirketin birleşmesi, heyecanımıza, çalışma azmimize büyük bir şevk katmıştır. Küresel pazarda uzun bir yol kat edeceğimizi bilerek maratona yüksek motivasyonla hazırlanıyoruz. Yeni oluşum sonrasında arkadaşlarımızla, ortak şirket kültürleri ve hedefleri doğrultusunda, uyumlu bir performans sergileyeceğimizi hissediyorum. Birleşmenin başkanlığımız iş akışını olumlu yönde etkileyeceğini düşünüyorum. Ayrıca “Çalışan demir pas tutmaz” sözünden yola çıkarak iş yükümüzün artması bizi mutlu eder. Yüksek kalitemizi sahaya yansıtacağımız ve rekabet ortamında daha güçlü olacağımız inancıyla bu birleşmeyi önemli görüyorum. Bilge Gökçeler / Memur - Finansman ve Muhasebe Başk. Gelir ve Maliyet Muhasebesi Müd. “Beraberlik ruhunu hissederek çalışmaktan son derece mutluyum” Şirket birleşmelerinde yaşanabilecek entegrasyon sorunları ile karşılaşılsa da kapasite kullanım oranımızın artması sonucunda sabit giderlerimizin azalacağını ve verimliliğimizin artacağını düşünüyorum. Böylesine kurumsal bir organizasyon yapısında değerli yöneticilerim ve çalışma arkadaşlarımla aynı çatı altında birlik ve beraberlik ruhunu hissederek çalışmaktan son derece umutlu ve mutluyum. Gelecekte daha büyük başarılara imza atabilmemiz için gerçekleştirilen bu güçlenerek büyüme girişiminin şirketimize ve çalışma arkadaşlarıma hayırlı olmasını dilerim. 43 44 GÖRÜŞLER Gürkan Özkan / Uçak Bakım Başkanlığı Bay Manager 1 (SAW) Uçak Bakım Koordinasyon Şefi “Uçağın kanatlarının altında olmak her zaman ve her yerde avantaj sağlar” Birlikten güç doğar ifadesi bu birleşmenin hangi boyutlara ulaşacağının bir göstergesi olduğunu düşünüyorum. Türk Hava Yolları HABOM A.Ş.’nin güçlü MRO’lar arasında üst sıralarda bulunan mevcut tesisleri ile Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin uzun yıllar içerisinde yakalamış olduğu engin bakım tecrübesinin birleşmesi ile Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin zaman içerisinde sahip olduğu modern tesisler gibi yine güçlü MRO’lar arasında güvenilir ve yüksek kalitede bakım yapan bir kurum olarak üst sıralara yerini alacağını düşünüyorum. Birleşme kararını geç kalınmış bir karar olarak değerlendiriyorum. Çünkü çeşitli nedenlerden ve ihtiyaçtan dolayı zaman içerisinde Türk Hava Yolları tarafından kurulan Türk Hava Yolları HABOM A.Ş.’nin Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin kalite ve seviyesine gelmesi için uzun bir süre geçmesi gerekiyordu, bu da ülke çapında havacılığın hızlı bir yükseliş içerisinde olmasının getirmiş olduğu iş potansiyeli ve yoğunluğun etkisi ile iş yükünü kaldıramaz duruma gelecekti. Birimimizin bu birleşmeden pozitif yönde etkilendiğini söyleyebilirim. Zira tecrübeme dayanarak “uçağın kanatlarının altında olmanın” her zaman ve her yerde avantaj sağladığını düşünüyorum. Dünya çapında marka olmuş bir şirketin içinde yeniden çalışmaya başlamak, bu nadide sektör için hizmet etmek, ne yaptığını bilen, ne yapması gerektiğini idrak eden, genç, dinamik bir nesil yetiştirmek için çaba sarfetmek benim için büyük bir onur kaynağı olmuştur. Bu duygulara zaman içerisinde, Şirket içinde saygınlık kazanmış, Şirketimize uzun seneler hizmet etmiş kişilerin bizlere gösterdiği yolları takip ederek sahip oldum. Fatih Aydemir / Teknik Öğretmen - Eğitim Başkanlığı Teknik Eğitim Müdürlüğü “Şirketimizin ortak pazar payı ve rekabet gücü artacak” İki farklı bakım şirketinin aynı amaç uğruna tek potada toplanması, şirketlerimizin ortak pazar payının ve rekabet gücünün artmasına olumlu yönde etki edecektir. Sabiha Gökçen Havalimanı yerleşkesindeki tesislerin üretkenlik anlamında daha verimli kullanılması ve tasarlanan kapasitede bakım faaliyeti sağlaması da ana müşterimiz konumundaki Türk Hava Yolları için de katkı sağlayacaktır. Henüz Sabiha Gökçen Havalimanı tesislerini ziyaret etmemiş ve dolayısı ile burada sağlanan kolaylıkları tecrübe etmemiş bakım personelimiz için ise, Sabiha Gökçen Havalimanı tesislerinde yapılacak bakım faaliyetlerine destek sağlamaları kendileri için kuşkusuz farklı bir deneyim olacak. Zira burada, Atatürk Havalimanı tesislerimizden farklı uygulanan “bay sistemi” ekipmanları ile normalde zorluk çekilen birçok erişim ihtiyacı; hareketli platformlar yardımı ile her an sağlanabilmekte. Bakım ortamında görmeye alışık olduğumuz dağınıklıktan uzak; rahat ve derli toplu bir bakım hangarı kendilerini bekliyor olacak. Tabi olduğumuz ulusal ve uluslararası havacılık kuralları; bakım faaliyetleri yapacak şirketlerin iyi derece gelişmiş eğitim ve kalite yönetim sistemlerine sahip olmasını gerektiriyor. Bu bakımdan havacılıkta eğitimin rolü çok büyük. Eğitim açısından her iki şirketin de farklı birer eğitim geçmişi var. Birleşme sürecini değerlendirdiğimizde, hem bu farklılık sebebi ile hem de üç ayrı lokasyonda faaliyet gösteren Şirketimizin eğitim ihtiyacına cevap verebilmek için birimimizin faaliyet kapsamının genişlemesini ilk madde olarak sayabiliriz. Çalışmaların birkaçını saymak gerekirse; tüm personelin eğitim kayıtlarının tek bir çatı altında toplanması, yeni sisteme entegrasyonu, eğitim gerekliliklerinin her bir çalışan grubu için tanımlanması ve periyodik olarak idame ettirilmesi, eğitimlerin her üç lokasyonda planlanması ve icrası ve son olarak eğitim icra sürelerinin standardizasyonu da bu dönemdeki çalışmalarımız içerisinde yer aldı. Devam eden projelerimizden belki de en önemlisi ise; Eğitim Başkanlığı bünyesinde faaliyet gösterecek bir 147 Temel Eğitim Organizasyonu kurmak ve ilgili yetkiyi almaktır. Şirketimizin ihtiyaç duyduğu alanlarda çalışabilecek özel ihtisas sahibi teknisyenleri kendimiz yetiştirebilmeyi ve lisans alabilecek yetkinliğe getirmeyi hedefliyoruz. Zaten bu sayede hava aracı bakım lisansı sınavları yapma yetkisi de almış olacağız. Mustafa Özcan Yaman / Satış Pazarlama Başkanlığı Satış Müd. (I. Bölge) Malzeme Ticaret Şefi “Birleşme ile Türk havacılık ve MRO sektöründe yeni bir dönem başladı” Bildiğiniz gibi küresel hava taşımacılığı gün geçtikçe büyüyen bir pazar ve bu pazar beraberinde, MRO piyasasına atfedilen önemi de arttırıyor. Rekabetin yoğun olarak yaşandığı bu sektörde, stratejik işbirlikleri ve büyük birleşmelerin yaşanması kaçınılmaz görünüyor. Dolayısıyla öngörülü bir yaklaşımla alınmış olan birleşme kararının, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin sektördeki rekabet gücünü yakın bir gelecekte çok daha yukarılara taşıyacağına inanıyorum. Aynı zamanda bu birleşmenin, Türkiye ekonomisi göz önüne alındığında, sürekli büyüme trendi gösteren ve gelişen ülke ekonomisine de katkı sağlayacağını da düşünüyorum. Bu büyümenin bir neticesi de bildiğiniz gibi, artan iş gücü ve istihdamdır. Şirketimiz birleşme sonrası personel alımlarını arttırmış, teknisyen yetiştirme programlarıyla sektöre hazır işgücü sağlamaya devam etmiştir. Şirketimiz halihazırda 6 bin kişiye istihdam olanağı sunarken, bu sayının yaklaşık yüzde 50 oranında artması bekleniyor. Birleşme, Türk havacılık ve MRO sektöründe yeni bir dönem başlatmıştır. Ülke olarak 2023’te dünyanın en iyi 10 ekonomisi hedefine hızla ilerlerken, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin de dünyanın en iyi ilk 5 MRO şirketinden biri olması için tüm gayret ve emeğimizle çalışmaya devam etmeliyiz. Öncelikle Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ve Türk Hava Yolları HABOM A.Ş.’nin tek bir çatı altında toplanmasının şirketimize hayırlı olmasını temenni eder, bu birleşme sürecinde ve Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin bugünkü başarısına ulaşmasında büyük gayret ve emekleri olan herkese şahsım adına şükranlarımı sunarım. Ergün Erdoğdu / Mühendislik Başkanlığı Uçak Sistemleri Mühendislik Müdürü “Etkileşim içerisinde giderek daha da güçleneceğimiz hissini taşıyorum” HABOM, ilk olarak Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin vizyon projelerinden birinin adı olarak duyurulmuştu. Bu projenin hayalden gerçeğe dönüşmeye başlamasıyla birlikte -birtakım sebeplerden ötürü- ayrı bir bakım merkezi olarak faaliyete başlaması kararı alındı. Türk Hava Yolları filosunun bakım sorumluluğu anlaşmalarla Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’ye verilmiş olduğu halde Türk Hava Yolları Teknik HABOM A.Ş.’nin bağımsız bir MRO olarak Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ile sanki rekabet eder bir konumda olması her iki bakım şirketi için olduğu gibi Türk Hava Yolları için de bazı sıkıntıları beraberinde getirdi. Birleşme kaçınılmaz olduğunda, marka bilinirliği ve tecrübe birikimi ile Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ve dinamizmi, yeniliklere açık yapısı ile Türk Hava Yolları HABOM A.Ş. mükemmel bir karışımın iki farklı bileşeni gibi düşünülebilir. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin kurumsal kültürü ile yetişmiş değerli insan kaynağı, modern mimari yapısı ve teknolojik yenilikleriyle öne çıkan tesislere kavuşmuştur. Farklılıklarımızın bir avantaj olduğunu düşünerek, etkileşim içerisinde giderek daha da güçleneceğimiz hissini taşıyorum. Uçak Sistemleri Mühendislik Müdürlüğü olarak farklı yerleşkelerde yürütülen bakım faaliyetlerini Part 145 gerekleri uyarınca desteklemek ve THY uçaklarının Part M mühendislik çalışmalarını yürütmekle görevliyiz. Birleşmenin dolaylı bir sonucu olarak Sabiha Gökçen Havalimanı tesislerine taşınmış olmamız ve diğer yerleşkelerin kendi mühendislik birimlerinin merkezi mühendislikten bağımsız olarak yapılanmış olması eskiden beri varolagelen güçlü merkezi mühendislik algısına zarar verebilir düşüncesi, ister istemez kafaları meşgul etmiştir. Buna rağmen birleşme sonrası yaşadığımız tecrübeler merkezi mühendisliğin bu büyük organizasyon içerisindeki öneminin artarak devam ettiğini göstermiştir. Değerli insan kaynağımızın ihtiyaçlar doğrultusunda artması ve zenginleşmesi, birleşmenin yarattığı kapasite artışına paralel kaliteli ve rekabet edebilir mühendislik hizmeti üretmemizi mümkün kılacaktır. Şirketimizin, mühendislik hafızasına sahip olduğumuz bilinciyle, birleşme sonrasında ortaya çıkan geniş organizasyonumuzu her anlamda desteklemeye devam edeceğiz. 45 46 GÖRÜŞLER Mücahit Dinç / Satınalma ve Lojistik Başkanlığı Satınalma Müdürlüğü Satınalma Anlaşmalar Şefi “Tedarikçiler karşısında elimiz daha çok güçlenecek” Birleşmeden önce aynı alanda faaliyet gösteren, çoğunlukla aynı müşteriye hizmet veren ve bazı süreçlerde ortak hareket eden fakat hukuki olarak iki farklı şirket olmanın getirdiği dezavantajlar ve problemler vardı. İçiçe geçmiş süreçleri olduğundan özellikle ortak yapılan işlerde katma değer sağlamayan çok fazla tekrarlı iş yapılıyordu. İki şirket arasındaki basit bir malzeme hareketinde bile satınalma, depo, satış ve faturalama gibi departmanların işlem yapması gerekebiliyordu. Bunun yanında iki farklı kültürden gelen yapının tek bir çatı altında toplanması, süreçlerin standart hale getirilmesi ve iki farklı sistemin birleşmesi gibi kritik süreçler yaşandı. Kısa dönemde birleşmeden dolayı mevcut bazı sorunların ortadan kalkması ile oluşacak avantajları, uzun dönemde ise kapasite ve güçleri birleştirmenin oluşturacağı stratejik avantajları konuşuyor olacağımızı düşünüyorum. Tedarikçiler ile yaptığımız görüşmelerde iş hacmi, satınalma şartlarını belirleyen en önemli faktörlerden biri. Kapasitenin artması ile tedarikçiler karşısında elimiz daha çok güçlenecek. Özellikle tedarikçilerden alınacak indirimler ve yılsonu indirimleri sonucunda, Şirketimizin menfaatleri doğrultusunda daha iyi şartlarda anlaşma yapma imkânımızın olacağına inanıyorum. Yeliz Öztürk / Uzman - Finansman ve Muhasebe Başkanlığı Gelir ve Maliyet Muhasebesi Müdürlüğü “Verimlilik artışı ve sinerjinin getirdiklerinden faydalanmamız gerekiyor” Birleşmenin getirdiği en önemli kazanımlardan biri, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin yıllardır oluşturmuş olduğu marka değerinin korunmuş olmasıdır. Ayrıca birleşme sonucunda verimliliğin artmasından ve ortaya çıkan sinerjinin getirdiklerinden faydalanmamız gerektiğini düşünüyorum. Türk Hava Yolları bakımları ve üçüncü parti bakımlarımızın bir kısmını Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. adına Türk Hava Yolları HABOM A.Ş.’ye yaptırmaktaydık. Yapılan bakımın faturasını Türk Hava Yolları HABOM A.Ş., Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’ye fatura etmekte, biz de müşterilerimize yansıtmaktaydık. Birleşme sonucunda bu faturalama ve zaman kayıpları da ortadan kalkmış oldu. Umut Marabaoğlu / Teknisyen - Uçak Bakım Bşk. Bay Manager 2 (SAW) “Birleşmenin olumlu sonuçları ileride daha net görülecek” Belirsizliklerin ortadan kalkması açısından birleşmenin olumlu sonuçlar doğuracağını ve bunların ilerleyen zamanlarda daha net görüleceğini düşünüyorum. Süleyman Uysal / Proje Yönetici - Uçak Bakım Başkanlığı Bay Manager 2 (SAW) “Birleşmenin iş barışı ve verimlilik sağlayacağını düşünüyorum” Birleşme bizi çok sevindiren, çok doğru bir karardı. Birleşme sonrasında çalışma şartlarının ve sosyal hakların daha iyi olmasının, iş barışı ve teknisyen arkadaşlarımızın daha verimli çalışmasını sağlayacağını düşünüyorum. Sinan Küntay / Mühendislik Başkanlığı Yapısal ve Kabiniçi Mühendislik Müdürü “Birleşmenin verimi artıracağını düşünüyorum” Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. zaten Türkiye’nin en büyük uçak bakım şirketiydi. İki büyük şirketin birleşmesi daha büyük ve daha güçlü bir yapı ortaya çıkardı. Bu bizim için büyük önem arz ediyor. Bölgemizin en büyük uçak bakım merkezleri arasında ilk sıralarda yerimizi almış olduk. Birleşmenin çalışanlarımıza ve ülkemize hayırlı olmasını dilerim. 47 BULMACA GEÇEN SAYININ CEVABI: DEĞİŞİM BAŞLADI 48 ANAHTAR KELİME: 1 2 3 4 5 6 7 8 Geçen sayının talihlileri SAFA ACIN, MEHMET GÜNEY, FIRAT MADEN, BUĞRA MASLAK ve YASİN ERTARTAK 100 TL tutarında D&R hediye çeki kazandı. Anahtar kelimeyi [email protected] adresine gönderen talihliler arasında yapılacak çekiliş sonunda 5 kişiye 100 TL tutarında TEKNOSA hediye çeki verilecektir.
Benzer belgeler
300`ÜNCÜ UÇAK, 13`ÜNCÜ BÜYÜK FiLO
Doç. Dr. Temel Kotil / Türk Hava Yolları Genel Müdürü, Yönetim Kurulu
ve İcra Komitesi Başkan Vek