162. Ünlü ve ünsüzler
Transkript
162. Ünlü ve ünsüzler
1 ÜNLÜLER Türkçe’de sekiz ünlü harf vardır: A, E, I, Í, O, Ö, U, Ü DÜZ GENÍŞ Geniş dar geniş dar KALIN A I O U ÍNCE E Í Ö Ü BÜYÜK ÜNLÜ UYUMU Türkçe bir sözcükte kalın ünlülerden sonra kalın, ince ünlülerden sonra ince ünlülerin gelmesine büyük ünlü uyumu denir. □ Bileşik sözcüklerde ünlü uyumu aranmaz. □ Yabancı kökenli sözcüklerde ünlü uyumu aranmaz. □ Büyük ünlü uyumuna uymayan sözcüklerde ekler, sözcüğün son ünlüsüne uyar. Kardeş-im. □ leyin, -(m)trak, -ken, -yor, -ki, -gil ekleri büyük ünlü uyumuna uymaz. KÜÇÜK ÜNLÜ UYUMU Ílk ünlü düzse, sonraki ünlüler de düz; ilk ünlüsü yuvarlaksa, sonraki ünlüleri ya düz-geniş ya da dar-yuvarlak olur. ”düzlük-yuvarlaklık uyuşması” Düz-geniş ünlüden sonra b-m-v ünsüzleri varsa, sonra gelen düz ünlü daryuvarlak olur: armut, avuç, avurt, yağmur... Bileşik sözcüklerde küçük ünlü uyumu aranmaz. Yabancı kökenli sözcüklerde küçük ünlü uyumu aranmaz. “-yor” eki bu uyuma uymaz. Ekler sözcüğün son ekine uyar: Buğday-sı 2 ÜNLÜ DÜŞMESÍ Kimi iki heceli Türkçe sözcük, ünlü ile başlayan bir ek alırsa; ikinci hecedeki ünlü düşer: ağız> ağzı, gönül> gönlü, emir> emri, vakit> vakti... Ünlüyle biten bir sözcükten sonra, ünlüyle başlayan bir sözcük gelip ikisi birlikte birleşik sözcük kurarlarsa; Türkçe’de iki ünlü yan yana gelmediğinden, ünlülerden biri düşer: ne-için> niçin Ünlüyle biten ad soylu sözcüklere “-le, -la” yapım ekleri getirilip eylem türetilirken; ad soylu sözcüğün sonundaki ünlü düşer: koku-la-mak>koklamak, sızı-la-mak>sızlamak, ileri-le-mek>ilerlemek Ünlüyle biten ve yer–yön bildiren sözcüklerin sonuna ”-de, da, -den, -dan” ekleri getirildiğinde, orta hece ünlüsü düşer: nere-de>nerde, dışarıdan>dışardan, bura-da>burda… HECE DÜŞMESÍ Ünlüyle biten bir sözcükle ”hane” sözcüğüyle kurulu kimi bileşik sözcüklerde /ha/ hecesi düşer: posta-hane>postane, hasta-hane>hastane, ecza-hane>eczane… Bileşik sözcüklerde, art arda gelen yakın sesli hecelerin çatışması durumunda, hecelerden biri düşebilir: Pazar-ertesi> Pazartesi Kimi bileşik sözcüklerde son hece düşer: pek-iyi> peki Belirtisiz ad tamlamasının kalıplaşmasıyla oluşmuş bileşik adlarda son hece düşer: Edirne-kapısı> Edirnekapı, Dolma- bahçesi> Dolma bahçe 3 ÜNLÜ TÜREMESÍ Sözcüğün yapısında bulunmayan bir ünlünün ortaya çıkmasıdır. Yapyalnız>yap-a-yalnız> yapayalnız, sapsağlam>sap-a-sağlam> sapasağlam Çepçevre>çep-e-çevre> çepeçevre, darcık>dar-a-cık> daracık, Bircik >bir-i-cik> biricik Çıkaklarına SERT süreksiz YUMUŞAK Göre sürekli DUDAK f p mv b DÍŞ sş çt jnrz cd k ğy g DUDAK GIRTLAK sürekli süreksiz h SERT SÜREKLÍ fhsş SÜREKSÍZ çkpt YUMUŞAK gjlmnrvyz bcdg Türkçe kökenli sözcükler: c, f, ğ, h, j, l, m, n, p, r, ş, z ünsüzleriyle başlamaz. Cik cik, fırıl fırıl, hırıl hırıl… gibi yansıma sözcükleri genellemeye uymaz. hatun, halı, hani, mutlu, ne, niçin, nere, pişmek, parmak, şişmek, şaşmak, su, şimdi, şura, söyle… Kurala uymazlar. Türkçe kökenli sözcüklerin başında iki ünsüz bulunmaz. problem, spor, trafik, tren, kral… Türkçe kök sözcüklerde ikiz ünsüz yan yana bulunmaz. şiddet, millet, hassas… Türkçe kök sözcüklerin sonunda yan yana iki ünsüz bulunabilir. Bu tür sözcükler, süreksiz sert ünsüzlerle (ç, k, p, t) biter, sondan bir önceki ünsüzlerse l, n, r, s, ş Ünsüzleridir: ilk, berk, kırk, sarp, yurt, alt, üst… Türkçe kökenli sözcüklerin sonunda süreksiz yumuşak ünsüzler (b, c, d, g) bulunmaz; süreksiz yumuşak ünsüzlerle biten yabancı kökenli sözcüklerin yazımında sondaki b>p, c>ç, d>t olur. kitab>kitap, ilac>ilaç, cild>cilt... 4 ÜNSÜZ UYUMLARI Sert ünsüzlerle (f, h, s, ş, p, ç, t, k) biten sözcüğün sonuna, süreksiz yumuşak ünsüzle başlayan ek gelirse: c, d, g süreksiz yumuşak ünsüzleri, sert karşılıkları olan ç, t, k sert ünsüzlerine dönüşür. C>Ç, D>T, G>K olur. Coş-gun>coşkun,kayık-cı>kayıkçı, geç-di>geçti gibi. ÜNSÜZ UYUMUNA UYMAYAN SÖZCÜKLER Yabancı dillerden gelmiş sözcüklerin gövdelerinde ünsüz uyumu aranmaz: işgal, istikbal, mahcup, meşgul… Bileşik sözcüklerde ünsüz uyumu aranmaz: üçgen, akbaba, Kurtdereli, Akdeniz… ÜNSÜZ DÜŞMESİ Türetme ya da birleştirme yoluyla yapılan sözcüklerde olan ünsüz yitimidir. ”-cık, -cik, -cuk, -cük, -cak, -cek” küçültme eklerinden önceki /k/ ünsüzü düşer: sıcak-cık>sıcacık, ufak-cık>ufacık, alçak-cik>alçacık, bebek-cik>bebecik, toparlak-cık>toparla cık, çabuk-cak>çabucak, sağlık-cak-la>sağlıcakla… Kimi sıfatlardan eylem türetilirken, sıfatın son ünsüzü düşer: alçak-al-mak>alçalmak, yüksek-el-mek>yükselmek, küçük-ül-mek>küçülmek… Yardımcı eylemlerle kullanılırken ikinci ikiz ünsüzü ortaya çıkan kimi Arapça kökenli sözcükler, tek başlarına kullanılırsa sondaki ikiz ünsüzden birini yitirir: hissetmek>his dünyası, zannetmek>zan altında kalmak… Kimi bileşik sözcüklerde, sözcüklerin birleşme noktasında yan yana gelen ikiz ünsüzden biri düşer: üst-teğmen>üsteğmen, ast-teğmen>asteğmen… ÜNSÜZ TÜREMESİ Sözcüğün asıl yapısında bulunmayan bir ünsüzün ortaya çıkmasıdır. ÖNTÜREME: Sözcüğün asıl yapısında bulunmayan bir ünsüzün başta türemesidir: urmak>vurmak, ılan>yılan, öyük>höyük, örgüç>hörgüç İÇTÜREME: Sözcüğün asıl yapısında bulunmayan bir ünsüzün içte türemesidir. Türkçe sözcüklerde iki ünlü yan yana bulunmaz. Yapısında farklı iki ünlüsü yan yana bulunan yabancı kökenli sözcükler Türkçede kullanılırken ya iki ünlüsü arasında /y/ ve /v/ ünsüzleri türer ya da iki ünlüden biri /y/ ünsüzüne dönüşür. Zaif>zayıf, mai>mavi, gaip>kayıp, fiat>fiyat, dialogue>diyalog, pianiste>piyanist, Laboratoıre>laboratuvar, toilette>tuvalet, faide>fayda, television>televizyon, Camion>kamyon, radio>radyo… Bu tür içtüreme, Türkçe bileşik sözcüklerde de görülür: Ne-ise>neyse, şu-ile>şöyle, o-ile>öyle... SONTÜREME: “zan” , “his” gibi kimi arapça kökenli sözcüklerin 5 sonlarındaki ünsüzler ikiz ünsüzdür; bu sözcükler tek başlarına kullanıldıklarında düşen ikiz ünsüz yeniden ortaya çıkar. Bu olaya sontüreme denir: zan>zannetmek, his>hissetmek... KAYNAŞMA: Ünlüyle biten bir sözcükten sonra, ünlüyle başlayan bir ek gelirse, Türkçede iki ünlü yan yana bulunmayacağı için, iki ünlü arasına uygun bir ünsüz girer. Bu ses olayına kaynaşma, araya giren ünsüze de kaynaştırma harfi denir: öğrenci-y-e>öğrenciye, öğrenci-n-in>öğrencinin, yapma-s-ı>yapması, Íki-ş-er>ikişer, altı-ş-ar>altışar, yedi-ş-er>yedişer... ÜNLÜLER ve ÜNSÜZLER ARASINDAKİ İLİŞKİLER Ünlülerin ünsüzlere etkisi (Süreksiz sert ünsüzlerin) yumuşaması: Süreksiz sert ünsüzlerle (ç, k, p, t) biten sözcükler, ünlüyle başlayan bir ek aldıkları zaman, sözcüğün sonundaki süreksiz sert ünsüzler, süreksiz yumuşak ünsüzlere (c, ğ, b, d) dönüşürler: Güç-ü>gücü, kavak-ı>kavağı, kitap-ı>kitabı, umut-u>umudu, dolap-ı>dolabı… AYKIRI DURUMLAR: Íç-i>içi, üst-ü>üstü, taşıt-ın>taşıtın, anıt-ın>anıtın, yapıt-ın Yabancı kökenli sözcüklerin kimisi bu kurala uymaz: hukuk-un>hukukun, adalet-in>adaletin, kamp-ın>kampın, cumhuriyet-in>cumhuriyetin… ÖZEL ADLARDA değişme olmaz: Türk`ün,Uşak`a, Güvenç`in… Eylem kök ve gövdelerinin sonunda bulunan süreksiz sert ünsüzlerin çoğu yumuşamaz: acık-ır-sa>acıkırsa, bak-ar>bakar… ULAMA Ünsüzle biten bir sözcükten sonra, ünlüyle başlayan bir sözcük gelirse; ilk sözcüğün sonundaki ünsüzün, ikinci sözcüğün ilk hecesine bağlanarak söylenmesine denir: Büyük-oda>(Bu-yü-ko-da), Senin-için>(Se-ni-ni-çin) ÜNSÜZLERİN ÜNLÜLERE ETKİSİ Türkçede/a/, /e/ ünlüleriyle biten eylem kök ve gövdelerine /-yor/ eki getirildiğinde; /y/ ünsüzü, kendinden önceki geniş ünlüyü etkileyerek darlaştırır. Başla-yor>başlıyor, gizle-yor>gizliyor, kokla-yor>kokluyor, söyle-yor>söylüyor… Güle-yor>gülüyor, öle-yor>ölüyor...
Benzer belgeler
Standart Mimari Yerleşim Planları ve İhtiyaç Analizleri
sayfhsında yayınlanmasl ve 8l İı vaıiüiginin konu hakkmda bilgilendirilmesi ve
taliııatlandırılmasu hususlarını olur'larınıza arz ederim,
osman Nurı GüLA'
Genel Müdür V.