metin tekin metin tekin
Transkript
YIL: 3 SAYI: 46 RÖPORTAJ METİN TEKİN EKSTREM SPORLAR DOSYASI OKÇULUK . RUGBY TÜRKIYE STORE auto . Türkiye aylık otomobil ve yaşam dergisi yıl: 3 sayı: 37 m o c . e y i k r u t o t u a . w w w Röpörtaj AYŞEGÜL İŞSEVER Kadın Gözüyle Test Kadın Gözüyle Test Değişmeyen tercihiniz... SKODA CITIGO Okur Test 2013 KONUKLARI İMTİYAZ SAHİBİ MCM TURKUAZ A.Ş. Ragbi Haberleri - Onur Önal GENEL YAYIN YÖNETMENİ Mazhar Mazlum [email protected] [email protected] EDİTÖR Ebru Şalva [email protected] [email protected] KÜNYE [email protected] YAYIN DANIŞMANI Ahmet Cirit YAYIN KURULU Oytun Çölok Gündüz Saka Dirim Selim Tan SANAT YÖNETMENİ Ayça Ulusoy [email protected] Fatoş Sezer REKLAM VE HALKA İLİŞKİLER Ebru Büşra Tunca [email protected] BASIN VE MEDYA KOORDİNATÖRÜ Ünzile Dirican Bakış - Mazhar Mazlum 14 IKU Trojans - Egemen Özkan 15 Avrasya - Güven Taşoğlu 18 Kadıköy - Julien Treu 21 Kalkan Lykian - Keith White 26 Sevimli Dev - Sertaç Narbay 31 Kuşadası - Yunus Emre Bilgiç 36 Aqua - Emin Erden 38 Female Sharks - Demet Yıldız 40 Sevens Dosyası - Sinem Hocaoğlu 42 Spor Haberleri 45 Pota - Cem Şengezer 56 Kurumsal Bakış - Alper Gerdaneri 59 Ekstrem Sporlar - Hande Çobanoğlu 62 Kadın Gözü - Ebru Şalva Devecioğlu 68 Hayallerim, Spor ve Ben - Haluk Gürel 77 Kişisel Gelişim - Gündüz Saka 78 Store 80 [email protected] HUKUK DANIŞMANI Av. Haluk Doğan WEB TASARIM Burak Özcan TASARIM MCM TURKUAZ Grafik Bölümü www.rugbyturkiye.net [email protected] . RUGBY TÜRKIYE Türkiye basın meslek ilkelerine uymayı taahhüt eder. İÇİNDEKİLER HABER KOORDİNATÖRÜ Nazlı Selin Tan 8 . .. EDITOR Sizi bilmem ama ben 2013'ü hiç unutmayacağım! 2013 varolan, yazılan çizilen ama bir türlü Türkiye gündemine oturamayan gerçeklerin açığa çıktığı ve tüm müdahalelere rağmen herkesin gündemine oturduğu bir yıl oldu! Tahammüllerin bittiği bir yıl oldu! Milletçe korkularımızdan ve ataletimizden adım adım sıyrılıp cesurca tepki vermeye başladığımız bir yıl oldu. Dolayısıyla haklarımıza, değerlerimize, özgürlüğümüze sahip çıkmaya başladığımız bir yıl oldu! Zaman zaman bizi endişelendirse de adım adım yüreklerimize umut tohumlarını eken bir yıl oldu! Öyle görünüyor ki hız kesmeden 2014'e geçeceğiz ve yepyeni gelişmelerle, yeni bir döneme gireceğiz. Gelelim 2013'ün son Rugby Türkiye sayısına... Bu sayıya önemli bir sporcuyu konuk ediyoruz. Sahaların Sarı Fırtınası Beşiktaş'ın unutulmaz ismi Metin Tekin. Kendisini Kadın Gözü sayfalarında ağırladık. Beyefendi kişiliği, futbol ve yaşam tecrübesi ile tüm sorularımızı dürüstçe ve içtenlikle yanıtlıyor. Futbol ile ilgilenenin ya da ilgilenmeyin bu röportaj kaçmaz diyorum ve sizi Kadın Gözü sayfamıza bekliyorum. Cem Şengezer yazısında “Oyuna matematiği katmayı gerekli görüyoruz” diyor ve basketbol sporunu analitik olarak değerlendirmeye devam ediyor. Sertaç Narbay bir taraftan oynanan Ottomans-ODTÜ karşılaşmasını yazıyor, bir taraftan da nazik bir konuya, “hakem yeterliliğine” değiniyor. Güven Taşoğlu cevap hakkını kullanıyor ve bilin bakalım hangi yazarımızın yazısına cevaben yeniden dergimizde yazıyor... Julien Treu bu sayıda durum tespiti yapıyor; Türk ragbisi ile ilgili değerlendirmelerini ve önerilerini yazıyor. Ve Genel Yayın Yönetmenimiz Mazhar Mazlum, yazarlarımız Yunus Emre, Alper Gerdaneri, Haluk Gürel, Gündüz Saka, Demet Yıldız, Sinem Hocaoğlu, Hande Çobanoğlu hepsi köşelerinde sizi bekliyorlar. Bizimle 2013'te birlikte olan tüm yazarlarımıza, katkılarından dolayı Onur Önal'a, Füsun Ender Ekicil'e ve şu anda adını sayamadığım dergimize katkıda bulunmuş herkese teşekkür ediyorum. 2014'te isteklerinizin olması dileğiyle... Görüşmek üzere... EBRU ŞALVA DEVECİOĞLU [email protected] SEN DE TIKLA... FACEBOOK GRUBUNA ÜYE OL VE YENİLİKLERDEN HABERDAR OL! . . RAGBI HABERLERI ONUR ÖNAL [email protected] Y Yılsonu Yaklaşırken Test Maçları Hızlandı… İngiltere 20 - 13 Avustralya Maçın Adamı: Arka tarafta harika oyunuyla, Mike Brown maçın adamı olmayı hak etti. Maçın En Süper Dakikası: İngiltere'den Farrel yaptığı try ile takımını öne geçirdi. Sonrasında Avustralya bir daha toparlayamadı. Maçın En Kötüsü: Hartley rakibine yaptığı kasti darbeyle bu ünvanı hak etti. Skorerler: İngiltere Try: Robshaw, Farrell Conversion: Farrell 2 Penaltılar: Farrell 2 Avustralya: Try: Toomua Conversion: Cooper Penaltılar: Cooper 2 www.rugbyturkiye.net 8 İtalya 20 - 50 Avustralya Maçın Adamı: Avustralya adına Hooper tacklelarıyla İtalya'yı durduran adam oldu. Maçın En Süper Dakikası: Avustralyalı oyuncu Mowen test maçlarında ilk tryını yaptı ve böylece şeytanın bacağını kırdı. Devamını bekliyoruz. Skorerler: İtalya: Try: McLean, Cittadini, Allan Conversion: Di Bernardo Penaltı: Di Bernardo Avustralya: Try: Mowen, Kuridrani, Cummins 2, Ashley-Cooper, Tomane, Folau Conversion: Cooper 4, Leali'ifano 2 Penaltı: Leali'ifano www.rugbyturkiye.net 9 İskoçya 42 - 17 Japonya Maçın Adamı: Swinson kesinlikle bunu hak etti. Maç boyunca en çok koşan oydu. Maçın En Kötüsü: Ryu Holani gördüğü sarı kart ve takımını yalnız bırakmasıyla bunu hak etti. İlginç olan Japonlar 14 kişi kaldıktan sonra 2 try yaptılar. Skorerler: İskoçya Try: Seymour 2, Laidlaw, Dickinson, Weir, Lamont Conversion: Laidlaw 2, Weir Penaltılar: Laidlaw 2 Japonya Try: Fukuoka 2 Conversion: Goromaru 2 Penaltılar: Goromaru www.rugbyturkiye.net 10 Galler 40 - 6 -Arjantin Maçın Adamı: Sekiz numaralı formasıyla Galler'den Toby Faletau takımın atak gücünün kalbini ve ruhunu oluşturdu. Performansı bir kez daha Galler ragbisi için ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Maçın En Süper Dakikası: Falleteu'nun tryı maça noktayı koyan an olurken, Arjantin'in tüm umutlarını suya düşürdü. Skorerler: Galler Try: Phillips, North, Faletau, Owens Conversion: Halfpenny 4 Penaltılar: Halfpenny 4 Sarı kartlar: Tipuric, Lee Arjantin : Penaltılar: Sanchez 2 www.rugbyturkiye.net 11 İtalya 14 - 19 Arjantin Skorerler: İtalya Try: Campagnaro Penaltılar: Allan 3 Arjantin Try: Imhoff, Sánchez Penaltılar: Sánchez 3 Drop Goal: Sánchez Sarı Kart: Ayerza www.rugbyturkiye.net 12 İskoçya 0 - 28 Güney Afrika Maçın Adamı: Yaptığı güzel savunma ile Francois Louw ünvanı hak eden adam oldu. Ne yazık ki bir sakatlık geçirdi ve maçı yarım bıraktı. Maçın En Süper Anı: JP Pietersen'ın çok uzun bir mesafe kat ederek yaptığı tryı... Maçın En Kötüsü: Pietersen'ın rakip oyuncunun yüzünü çimin içine bastırması gözümüzden kaçmadı. Skorerler: İskoçya: --Güney Afrika: Try: Alberts, Le Roux, Pietersen, Oosthuizen Conversion: Lambie 4 Sarı kart: Coetzee www.rugbyturkiye.net 13 Mazhar mazlum BAKIS . Ligler başladı... Evet... Eksikler var mı... Evet... Düzelir mi... Evet... [email protected] Çaba va rmı... Evet... Saha var mı, saha... Bulunur... Hakem var mı, hakem... Bulunur... Teknik kurul kararları uygulanabilir mi? Çoook zoooooor... Federasyon sorunları çözebilir mi? Umarım... Ortalık toz duman farkında mısın... Sanırım... Hiç inandırıcı değilsin farkında mısın... Neyse boş verin, minareyi çalan kılıfı unutmuş... Olsun BJK stadı tüm hızıyla sürüyor. Taksim'e çıkarken yayından geçmek çok güzel olacak... www.rugbyturkiye.net 14 IKU TROJANS EGEMEN ÖZKAN [email protected] K Kişilerin statüleri ne olursa olsun, birlikten her zaman güç doğar. Birlik ise herkesin paylaştığı fikirlerin ortak bir karara bağlanması ile doğar. Birlik başta saygı, özveri ve kararlılıkla oluşur. “Birlik”te herkes bu kavramlara katılmalıdır. R agbi milli takımımız çok gurur duyacağımız başarılara imza atıyor. Bu zamana kadar Türkiye'de ragbi sporunun gelişmesinde büyük katkıları olan Sayın Niall Doherty'ye teşekkür ediyor, milli takımın teknik direktörü Sayın Engin Yüksel'e yeni görevinde güveniyor, başarıların devamını diliyorum. Milli takımımızın bu gücü ile Türkiye ragbi basa- maklarını hızlıca çıkmaya başladı. Sıkıntı da burada başlıyor. Basamakları bu kadar hızlı çıkarken federasyonumuz bu hıza ayak uydurabilecek mi? Malum, federasyonumuzun her zaman yakındığı durum, tahsis edilen paranın yetersiz kalması... Federasyonun her zaman önceliği milli takımdır ve olması gerekende budur. Ancak bu hızlı çıkışa ileride temel olacak olan rag- binin ülkemizde gelişimidir. Kendi liglerimiz ne kadar düzenli, organizasyonu kuvvetli ve oynanan maç sayısı ne kadar fazla olursa, ragbinin gelişimi de o kadar sağlam ve hızlı olacaktır. Böylece ragbi Türkiye’de dikkat çekecek, seyirci ve taraftar kitlesi oluşacak ve ragbi treni rayına oturacak. Milli takımın iskeleti, ülkemizdeki liglerde ragbi ne kadar kaliteli oynanırsa o kadar sağlam kalacaktır. İşte bu yüzden biz Ragbi Kulüpler Birliği'ni destekliyor, federasyonumuzun zorlandığı zamanlarda ragbinin ülkemizdeki kalitesinin artışında sekteye uğramaması için çalışıyoruz. Maalesef böyle yapılması zorunda kalındığından birlik oluşumu yapıldı. Zaman hızlıca akıp geçti ve ülkemizde ragbinin www.rugbyturkiye.net 15 geldiği aşamaya göre zaman verimli kullanılmadığını hissediyoruz. Bunun geçerli sebepleri var. Ragbi Dünya'da büyük seyirci kitlelerine sahip başlıca sporlardan olmasına rağmen, TRF'nin ülkemizde diğer sporların federasyonları kadar ilgi görememesi ve hızlı büyüme için yeteri kadar çalışana sahip olamamasıdır. Bizler Ragbi Kulüpler Birliği'ni bu iş gücü eksiğini kapatmak, yapılan hataları indirgemek ve problemlerin ivedikle çözüme ulaşmasını sağlamak amacı ile kurduk. Bizden önce de bu girişimde bulunulmuş ama yeterli özveriye sahip olunamadığından anca bu zamanlara kalmış. Biz bu atılımda olmasak başkası bulunacak ve biz yine destekçisi olacaktık. Kulüp ve oyuncular olarak sadece engeller olmadan ragbiyi profesyonel olarak oynamak için bu özveride gönüllü olmaktayız. Buna karşın tepki gösterenlerin sebebi önyargı ve RKB'nin amaçlarını an lamamaları olabilir. Halbuki onlara da burada yer var. Çünkü ne kadar çok kulüp barındırırsak, o kadar fikir ortaya sunulur. Böylece alınan kararlar ve uygulamalar bir o kadar tüm kulüplere hitap eder. Adı üstünde RKB'de tüm kulüplerin bir koltuğu var, tek yapılması gereken her kulübün kendi koltuğuna sahip çıkıp, öz verili, saygılı, eşit bir şekilde bu birliğe gönüllü olmak. Kendi koltuğuna sahip çıkamayanların yaptığı eleştiri- ler, bu koltuğa oturmadıkça sözleri değersiz, havaya yapılan konuşma kadar boşa çırpanıştır. Herkesin dilek ve isteklerini ortak kararla desteklenip bu masada gerçekleştirebilir. Bir dahaki sayıda görüşmek üzere... www.rugbyturkiye.net 16 Güven Taşoğlu AVRASYA [email protected] U Uzun bir aradan sonra tekrar “Rugby Türkiye” için yazmak çok güzel olsa da, ne yazık ki bu yazıyı Kadikoy Rk’dan Julien Treu`nun hakkımda yalan yanlış atıp tuttuğu yazısına cevap vermek istediğim için yazıyorum. Bu söylemlerini umursamayıp, gülüp geçmek gerekse de, ragbi camiasında yanlış tanınmamıza engel olmak istedik. J ulien’in yazısıyla ilgili gerçeği açıklamadan önce söylemem gerekiyor ki; ben Avrasya'nın sadece oyuncusu ve malzemecisiyim. İlk kurulduğu günden beri takıma en ufak bir yaptırımım olmadı. Zaten olsaydı, takıma bu kadar kolay girip çıkılmazdı. Ben açıkcası bırakın yönetici olmayı, kendisini bile yönetemeyen bir adamım. Takımın tüm yönetimsel işlemlerini Mustafa Yılmazcan yapmakta... Avrasya'da şimdiye kadar bulunmuş ve hala bulunan herkes bilir ki, ben hiç bir şeyim. Şu an Kadıköy Ragbi'de antrenmanlara çıkan Emre Uyar, Metehan Kanber, Kengne Herve, Aykut Kanaçlar takımımızın her şeyiydi. Emre Uyar benim en yakın arkadaşımdı. Bana ne yapmamız gerektiğini söylerdi ve onu yapardık. Metehan Kanber neredeyse ailemden biriydi. Hiçbir zaman en ufak kötü anımız olmadı. Kengne Hervé ülkesinden geldiği andan itibaren korumamız altındaydı. Söylerken hicap duyuyorum ama takım olarak maddi ve manevi çok fazla destek olduk. Çünkü o Avrasya'lıydı ve biz arkadaşlarımıza böyle davranırız. Aykut Kanaçlar yine kuruluşumuzdan itibaren bizimle olan, önce ragbi sporunu öğretip, daha sonra ondan çok şey öğrendiğimiz bir oyuncuydu. Biz arkadaşlarının rızası olmadan takımı terketmeden bir gün önce takım lokalinde 'kimiz biz?' sorusuna en güçlü 'AVRASYA!' cevabını veren ve takımın bu sezon daha iyi olması için çok çaba göstereceğini söyle- yen yine oydu. Bunları anlatmamın nedeni bahsi geçen "Güvenle anlaşamadığı için takımı bırakan oyuncular" bu arkadaşlarımızdı. Gelelim Güven üzerinden Avrasya'yı karalama kampanyasına. Birkaç yıl önce Julien kendisi gibi arkadaşlarıyla, onlara (ve hepimize) ragbi sporunu öğreten Ottomans Ragbi Kulübü'nden ayrılıp Kadıkoy Ragbi'yi tekrar kurdu. Kulüp kısa zamanda gelişti ve Ragbi camiasında yerini aldı. Gelişmelerini izlemek beni çok www.rugbyturkiye.net 18 sevindirdi. Birçok defa dostluk maçları yapmak için bir araya geldik. İlişkilerin gelişmesi Türk ragbisinin gelişmesi demekti ve birlikte (!) bunun için çalıştık. Geçen sezonun başında tüm hazırlıkları tamamlamışken iki oyuncumuz (Emre ve Metehan) bir anda Kadıköy'e geçti ve direk antrenmanla dahil edildi. Bu olayla; bir gün önce takımda benden fazla söz sahibi olan ve kardeş gibi gördüğümüz halde başka takıma geçebilecek karakterde iki oyuncu değil; tam se- zon öncesi bir takımı olumsuz etkileyebilecek transferi yapan yönetim anlayışına sahip Kadıköy Ragbi camiada dikkat çekti. Bu tavır bizi üzse de ligi yine başarıyla bitirmeyi bildik. Bu sezona geldiğimizde yine sezon başı yapacağını yaptılar ve dört oyuncumuzu (Aykut, Hervé ve bizim için ülkesinden gelen iki arkadaşı) antremanlarına çıkardılar. Bu oyunculardan Aykut Kanaçlar bizimle söz- leşmesi olduğu halde lisans çıkarılıp Samsun - Kadıköy karşılaşmasında oynadı. Hukuksal olarak farklı konularda oyuncuya, kulübe ve federasyona dava açacak olsak da ben bu yazıda daha çok olayın 'etik' boyutuna dikkat çekmek istiyorum: İnsanlara ragbi öğretmek zor iştir. Teknik, kondisyon, güç, istikrar ve disiplin.. Bunların hepsini öğretmek çok zor; ama asıl zor olan ragbi etiğini oyuncuya aşılamak! Ragbi ettiğinin ilk kuralı 'saygı'dır; rakibe, antrenöre, takım arkadaşına, hakeme... Burada bir soru canlanıyor kafamızda: Her şey galibiyet için mi? Bir takımı daha yenerek daha mı iyi oluruz? Saygısızca, kuralsızca, ihanetle mi daha iyi oyuncu, takım oluruz? Olur da başarılı olursak içimize siner mi? Sanırım hepsi “evet” bu rakip için. Rakip gerçekten zorlu bu kez. Çünkü biz onların kurallarına göre oyna(ya)mayız. (Kadıköy Ragbi’de kazara oynayan abim ve kardeşlerimi tenzih ederim.) www.rugbyturkiye.net 19 Kadıköy Ragbi kuruluşu itibariyle etik kuralların tamamını yok sayan duruşuyla, oynadığı sporun önüne geçmiştir. Avrasya olarak gelen herkesi takıma almayıp belki ligde tüm takımları yenemedik ama biz etik kural- lara bağlı kalarak görevimizi yerine getirdik. Biz ragbi oynadık, entrika peşinde koşmadık. Yazımın sonuna gelirken okuyuculardan bu kavgayı (!) takip etmek zorunda kaldıkları için özür diliyorum. Ben bu yazıya takımım adına cevap verme- seydim, Julien beni "Kabadayı"lıkla yargıladığıyla kalaİkinci bir rahatsızlık vermemek için Julien’in caktı. (Bu kelimeyi nasıl ögrendiyse?) olası dayanıksız yorumlarını Türk Ragbi camiasının Bu yazının kimse için bir şey ifade etmese de, takdirine bırakıyorum. bir ihtimal Julien ve tayfasına 'saygı'yı hatırlatacağını Herkese Ragbi dolu günler.. umuyorum. www.rugbyturkiye.net 20 .. Julıen treu KADIKOY S Sorunları çözebilmek için fark etmek ve üzerinde durmak ne kadar önemliyse; olumlu şeyler olup biterken bunları görebilmek ve altını çizebilmek de o kadar önemlidir. Bugünlerde, kesinlikle Türk ragbisi için iyi şeyler oluyor ve zaman pozitif olma zamanı… Pozitif Olmak... U luslararası arenada, Türk Milli Takımı kadrosuna daha fazla Türkiye'de ragbi oynayan oyuncu dahil edildi ve bunun olumlu sonuçlarını hep birlikte sahada izledik. Bu Türk ragbisinin gelişimi için çok önemli bir adım ve bunun fark edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu oyuncuların başarısı aynı zamanda Türk Ragbi kulüplerinin de başarısıdır ve genç oyunculara milli takım yolu açılmıştır. Yurtiçinde ise kulüplere net bir lig fikstürü verilmesi bence olumlu bir gelişme… 1 Aralık itibarı ile iki tane de 2.lig kuruldu ve maçlara başlandı. Şu ana kadar federasyonun başarılı olduğunu düşünüyorum. Her maçta hakem vardı, ambulans hazır bulunuyordu, maçlar gecikmesiz başladı ve üniversite ligine de start verildi. Kulüpler de kendilerini kutlamalı! Kendi sahalarında ve deplasmanda maçlara katıldılar ve tüm bu organizasyonu kendileri yaptılar… Bazı kulüpler maçlar için hakem sağladı. Burada Avrasya'da söz etmeden geçemeyeceğim; neredeyse tüm maçları için hakem www.rugbyturkiye.net 21 sağladılar. Hakem sağlamak hiç de kolay bir iş değil. Buradan kendilerini tekrar tebrik ediyorum. Tüm ragbi camiasında, oyuncuların, gönüllülerin ve kulüp başkanlarının morallerin yükseldiği yeni bir döneme giriyoruz. Dileğim bu ortamın herkesi bir adım ileriye taşımasıdır. Geçtiğimiz 2 ayın galibi Türk ragbisidir ve hepimiz ilerlemeye hazırız. Neler yapılabilir ? Kadınlar Ragbisi: Kadın ragbi oyuncuları çok çalışıyor ve istekliler. Antrenman yapıyor ve kendilerini geliştiriyorlar. Ve bu nedenle bir ligi veya en azından turnuvayı hak ediyorlar. Gençler Ragbisi: Geleceğin oyuncularını yetiştirmek için kulüpler genç oyuncular yetiştirmelidir. Bu sporun gelişimi ve devamlılığı için gereklidir. Bu genç ragbi oyuncuları için de ayrı lig ve turnuvalara ihtiyaç var. Hakemlik Kursları: Oyuncular ve maçların kalitesini yükseltecek önemli faktörlerden birisi de iyi hakemlik yapılmasıdır. Otoritesini sağlayan ve oyunu iyi bilen hakemler olmadığı sürece oyuncular kural ihlali yapmaya devam edecektir. Hatta çoğu zaman kurallara aykırı hareketler yaptıklarının bile farkında olmaya- caklar… En son lig maçlarından sonra bir kez daha netlik kazanmıştır ki hakemlerimizi iyileştirmemiz gerek bunun için de resmi hakem eğitimlerini yaygınlaştırmamız gerekiyor. Bir dahaki ay görüşmek üzere... www.rugbyturkiye.net 22 J Just as it is important to point out issues in order to tackle them and move forward, it is also important to recognize and highlight positive things when they happen. Today is clearly the time for positivity and I am really happy for Turkish rugby. Positivity I nternationally, the Turkish national team has called up more Turkish base players than ever before and the results on the pitch are there to see. This is a clear step forward for Turkish rugby internationally and it is important to surf on this positive wave. These results are also a clear acknowledgement of the good work Turkish-based clubs have been doing and gives a clear signal to Turkish-based players that they can be part of the national setup. Locally, clubs were promised and delivered a clear league schedule and this has been achieved. Two 2nd division leagues were also setup and started on the 1st December. So far it is a clear success for the federation; referees provided for each match, ambulance at each match, all teams playing their first game without any game postponed and organizing a University league. It is also a clear success for clubs; clubs have www.rugbyturkiye.net 23 managed to organize themselves and play their games both away and home, they also have provided referees for the matches with a special mention for Avrasya who provided referees for nearly all the games and we know how hard it is to referee games. This brings us to the point where players, club volunteers and club presidents moral is rising and I hope it will motivate each one of us to bring ourselves a step forward. Turkish rugby is the clear winner of these last 2 months and we are all looking forward to more ladders being climbed. What could be the next steps? Women's Rugby: My first thought goes to women's rugby, they have been training and preparing themselves hard and they deserve a www.rugbyturkiye.net 24 league or tournament. Youth Rugby: Turkish clubs need to develop a production line of future senior players by establishing youth teams. This is the only way Turkish rugby will continue to progress at the speed it should. These youth teams also need tournaments and competition. Referee courses: One the key factors in improving the quality of Turkish players and matches is quality refereeing. Without a confident, authoritative and knowledgeable referee players will have to improve the quality of the match officials continue to play against the rules (often without and this can only be achieved through organized even knowing it) and this degrades the quality of training courses. the match. Following latest matches it is clear that we www.rugbyturkiye.net 25 KALKAN LYKIAN Keıth whıte [email protected] H Herkese Merhaba, Türkiye'de yaşayan bir İngiliz olarak, Rugby Türkiye Dergisi'nde yazmaktan ne kadar gurur duyduğumu söyleyerek yazıma başlamak istiyorum. Bir oyundan daha fazlası... nce biraz kendimden bahsetmek istiyorum. İngiltere'nin Birmingham şehrinde 1955 yılında doğdum. Yerel bir okulda okudum ve daha sonrasında nitelikli bir mühendis olmak üzere eğitim aldım. 33 yıllık evliyim. İş hayatıma mühendis olarak başladım daha sonra şirket sahibi oldum. İşim gereği, dünyayı dolaşma imkanı buldum. Kendine göre zorlukları oldu ama çok keyif aldım. Ama bir diğer avantajı da erken emekli olabilmemdi. 3 yıl Ö önce karımla birlikte iş hayatının koşuşturmasını geride bıraktık ve Kalkan'a taşındık. Kalkan güney batı'da küçük bir kasaba… Her ikimizde burada kalıcı olduk. Türkiye artık bizim yeni vatanımız. İngiltere'yi özlüyor muyum? Hayır. Peki, hiçbir şeyi mi özlemiyorum? Evet bir şey var… O da ragbi. Ragbi maçlarını izlerken ki dostluk arkadaşlık ortamını ve heyecanı özlüyorum. Ragbi kendimi bildim bileli benim hayatımın parçasıydı… Sadece bir spor değil, hayatın gerçek değerlerini öğrendiğim bir okul oldu. Bunlar neler mi? Arkadaşlık, insanlara saygı duymak, takımın için ve kendin için elinden geleni yapmak… Zaferi veya yenilgiyi aynı şekilde karşılamak. Rakibe karşı alçak gönüllü olmak… 32 yaşıma geldiğimde ragbi oynamayı bıraktım. 1873’ te kurulan ve dünyanın en eski klüplerinden olan Moseley Rugby Football Club'da oynadım. Kulübümün her zaman kalbimde yeri ayrıydı. Ragbi bana dünyaya açılma fırsatı verdi. Dünyanın her yerinden arkadaşlar edindim. Farklı kültürlerden farklı ülkelerden insanlar… Ama hepimiz ortak bir şeyin etrafında birleşmiştik, o da Ragbi Kardeşliği idi. 18 ay önce Türkiye'de de ragbi kardeşliğinin gelişmekte olduğunu öğrendim. Hemen daha fazla öğrenmek istedim ve Türk ragbisinde olan bitenler karşısında çok heyecanlandım. Her ne kadar ragbinin yeni olduğu tüm ülkelerde yaşanan büyüme sancılarını yaşasa da ragbi cawww.rugbyturkiye.net 26 miası engelleri aşmaya kararlı görünüyordu. Kalkan küçük bir yer ancak civarındaki köy ve kasabalarla birlikte düşünüldüğünde büyük bir yer oluyor. 90 km batısında Fethiye var. 25 km doğusunda ise Kaş yer alıyor. Bu coğrafya sadece harika tabiatı nedeniyle değil aynı zamanda bol miktarda yetiştirilen domatesiyle de meşhur. Burayı evi olarak benimseyen az sayıda yabancı var. İlk başta bir grup arkadaş bir araya gelip TV'de ragbi izliyorduk. Bu buluşmalarımız meyvesini çok farklı bir şekilde verdi ve “Neden bir ragbi kulubü kurmuyoruz?” sorusunu sorduk. Böylece 25 Nisan 2013'te kulubün kurucuları toplantısı düzenledik. Kulubümüz için neler istediğimizi konuştuk ve bunu yazıya geçirerek Kulüp Anayasasını oluşturduk. Kulübümüzün adı Kalkan Lykian RFC oldu. Renklerimiz kırmızı, siyah ve gri; tarih öncesi zamanlardaki Likya kültürüne ait renkler… Armamızdaki, 3 ayaklı kuzgunda bu eski insanların inançlarını yansıtıyor. Şimdi ise Türkiye, İngiltere, Yeni Zelanda, Dubai, İtalya, Güney Afrika ve İspanya'dan oyucularımız var. Farklı kültürlerden farklı insanlar ragbi için bir aradalar! Kalkan Lykian RFC Türk vatandaşlarına faydası olması için kuruldu. Ragbiyi merak eden ve öğrenmek isteyenler için kuruldu. Kurucularının deneyimi ile sağlam temeller üzerine kuruldu ve geleceğine de güvenimiz tam. İnşallah, her şey istediğimiz gibi gider. Ve oyuncularımız ragbi seviyelerini geliştirirken, biz de kulübümüzü bölgede tanıtır bilinirliğini arttırırız. Kulübün gelecekteki planları ile ilgili anlatacak çok şey var. Kulübümüzün iyi ve kötü günleri olacaktır. Ama ne de olsa ragbi bir oyundan çok fazlası… Tıpkı hayat gibi… www.rugbyturkiye.net 27 H Hello. What an honour for an Englishman, living in Turkey, to write an article for Turkish Rugby Monthly. It’s more than a game... F irstly a little bit about my background. I was born just outside Birmingham, England in 1955. I was schooled locally then progressing to become a qualified engineer. I have been married for 33 years. My working life, as a engineering then company owner, took me around the world, it was hard but rewarding, it did though put me into a position in which I could retire early, and so 3 years ago my wife and I finished the 'drudge' of work and moved to Kalkan, a small town in South West Turkey. We are both permanent residents in Turkey, our home. Have I missed England? No is the answer. Have I missed anything at all? Yes, the atmosphere and friendship in watching live rugby! Rugby as been a part of my life for as long as I can remember, not only did I learn to play a wonderful sport it also taught me the true values of life, friendship, respect for people, do the best for your team and yourself but treat victory or defeat the same, be humble to the opposition. I finished playing when I was 32. My club Moseley Rugby Football Club, based in Birmingham, England is one of the oldest rugby clubs in the world, founded in 1873. This club will be in my heart for ever! Rugby as taken me all over the world. Friends have been made from different walks of life; different cultures but we all have one thing in common 'the brotherhood of rugby'! 18 months ago I became aware of a growing rugby fraternity within Turkey. I wanted to know more and was pleasantly surprised to see that the development of rugby in Turkey, although experiencing the growing pains common with all 'new' rugby countries, the rugby people seem determined www.rugbyturkiye.net 28 to push forward and defeat any obstacle. Kalkan is small, but is within a larger area encompassing a number of villages and towns, Fethiye being 90km away to the west and Kas, 25km to the east. This region is famous not only for its natural beauty but also for wonderful tomatoes which are cultivated in large numbers. There are a number of foreigners who have made this area their home. Initially, a group of friends gathered to talk about and watch rugby on the TV. This small seed grew to the point in which 'why not start a rugby club'? So on April 25th 2013 we held a 'founders' meeting where the aims of the club were discussed and agreed to be incorporated within the 'club constitution'. The club name, Kalkan Lykian RFC was agreed, its colours of red, black and grey reflecting the Lykian League colours from ancient times. The symbol, a 3 legged raven, shown in the club badge, reminding us of the beliefs of these ancient people. We now have club members from Turkey, the UK, New Zealand, Dubai, Italy, South Africa and Spain. Different peoples, different cultures but all coming together for rugby! Kalkan Lykian RFC is a rugby club founded for the benefit of TURKISH PEOPLE, people who wish to learn about and play rugby! The experience and knowledge of the founders of the club ensures that the club will be on solid foundations. Inshallah these foundations will ensure that the players within the club need only to concentrate on developing their rugby game whilst the club continues to spread the rugby word within our area and create a thriving playing legacy for the benefit of all! There will be lot's more to tell about Kalkan Lykian RFC. What will the future hold? I hope you can journey with me through both the good and the bad time's that will surely come our way but then rugby is much more than a game, isn't it? www.rugbyturkiye.net 29 . . SEVIMLI DEV SERTAÇ NARBAY [email protected] V Ve sonunda tüm ragbiseverlerin beklediği Türkiye ligi başladı. Milli maç takvimi ligin başlangıcını Kasım ayının sonuna atmış olsa da sonunda başlamış olması tabii ki hepimizi mutlu ediyor. O ttomans olarak yenilenmeyi hedeflediğimiz bu senede yapacağımız her maçın bize, özellikle de genç oyuncularımıza katacağı çok şey var. Tüm dileğim bu tecrübeleri en azından asgari standartlara uygun yeterlilikte maçlarda kazanabilmek. Çünkü diğer şekilde hem zamanımızı hem de enerjimizi oldukça verimsiz kullanmış oluyoruz. Bu sezonun ilk maçını, geçen senenin ikincisi ve her sene ligin en iddialı takımlarından biri olan ODTÜ karşısında Ankara'da Devrim stadında oynadık. Ankara'ya takım oyuncularımızın arabaları ile gittik. ODTÜ takımı bizi her zamanki gibi büyük bir misafirperverlikle karşıladı. Ragbi geleneğine uygun olarak bizleri bir gece evlerinde konuk ettiler. Beni ve Alkım Bayraktar'ı evinde ağırlayan ODTÜ propu Sterling'e buradan da teşekkür etmek isterim. Hem evini hem kahvaltısını paylaştı bizimle. Ragbinin bizi birbirimize ne kadar yakınlaştırdığını bir kez daha gördük. Sonucundan da anlaşılacağı gibi maç bize eksiklerimizi net olarak gösterdi diyebiliriz. Diğer maçlarda ne yapmamamız gerektiğini görmüş olduk. Ayrıca ODTÜ'nün bu sene de tüm takımlar için çok dişli bir rakip olduğunu belirtmem lazım. Belli ki iyi ve düzenli antrenman yapıyorlar. Sahada oldukça yüksek tempolu ve kaliteli bir ragbi oynandı. Tabii bu durum altyapı ve yönetimde hala camia olarak çok yol katetmemiz gerektiğini de ortaya çıkarttı. www.rugbyturkiye.net 31 Tüm takımlardan hakemlik seminerlerine katılarak sertifika alan arkadaşlarımız geçen senelerde olduğu gibi maçlarda özveriyle görev alarak ligin sürebilmesini sağlamak için çaba sarf ediyor. Ancak ne yazık ki onlara yeterli teorik ve pratik tecrübeyi sağlamayı beceremediğimiz için tüm iyi niyetli çabaları bir noktadan sonra yeterli olamıyor. Eğer camia olarak hakemlik gibi bıçak sırtı bir vazifeyi gönüllü olarak üstlenen bu arkadaşlarımıza gereken bilgi ve tecrübe desteğini sağlamak için elimizi taşın altına koyup bir şeyler yapmazsak, ragbimizi sağlıklı bir şekilde tüm unsurları ile geliştirmemiz mümkün olmayacak. Tüm sporlarda olduğu gibi ragbide de gelişimin hızını en zayıf halkanın gelişim hızı be- lirleyecektir. Bizler antrenör, hakem, altyapı ve tesis gibi konuları, federasyon ve camia olarak geliştirmek için atılması gereken adımları atmakta aciz kalırsak, hem bu konularda gönüllü olarak çalışan kardeşlerimizin yıpranmasına ve en sonunda bu işten soğumalarına neden oluruz, hem de sahada mücadele eden oyuncuların emeklerini ziyan etmiş oluruz. Tabii sadece bir durumu belirtmek ve çözüm hakkında en ufak bir fikir bile beyan etmemek de pek taşın altına elimizi koymak sayılmaz. O yüzden aklıma gelen basit bir iki fikri burada sizlerle paylaşmak isterim. Hakemlik yapan ve yapmayı isteyen arkadaşlarımızı yurt dışından tecrübeli hakemlerle bir araya getirecek eğitim seminerleri düzenlenmesi bunlardan biri. www.rugbyturkiye.net 32 Özellikle bu seminerlerin içeriği önceden belirlenerek temel oyun durumlarına yönelik konsantre çalışmalar yapılması çok faydalı olacaktır. Sadece barınma ve seyahat giderlerini karşıladığımızda bile gelip bizlere bu konuda destek verecek ragbisever hakemler olduğunu tahmin ediyorum. Neredeyse her yazıda belirttiğim, ligdeki oyun- cuların temel kurallar konusunda eğitilmesi için takımlar bazında çalışmalar yapılması da çok önemli bir husus. Yine oyun içindeki temel durumlara odaklanmış, görsel elemanlarla desteklenen seminerler düzenleyerek oyuncuların kural bilgilerinin en azından kabul edilebilir seviyelere çekilmesi gerekiyor. Ben de dahil çoğumuz pek çok kuralı eksik ya da yanlış bildiğimiz- den oyun içinde hem kendimiz hata yapıyoruz hem de hakem arkadaşlarımızın işlerini zorlaştırıyoruz. Ayrıca sertifika seviyeleri yeterli olduğu andan itibaren, ligde görev alan hakemlerimizi çeşitli Uluslararası turnuvalara görevli olarak göndererek daha fazla maç tecrübesi biriktirmelerini de sağlamalıyız. Tabii bu noktada önümüze parasal engeller çıkacaktır. An- cak doğru stratejiler belirlenirse özellikle bu tip temel konularda sponsor desteği bulmak için tüm camianın seferber olacağına ben gönülden inanıyorum. ODTÜ maçını takip eden hafta sonu Kıbrıs Pumas takımının 10. kuruluş yıldönümü için düzenlenen mini turnuvaya katılmak için geleneksel Kıbrıs turumuzu gerçekleştirdik. UN Sharks, Pumas ve Ottomans'ın www.rugbyturkiye.net 33 karşı karşıya geldiği maçlar gerçekten çok güzel geçti. Madiba'ya yapılan saygı duruşuyla başlayan turnuvada Sharks hem tecrübesi hem kondisyonu ile kendini gösterdi. Biz de tura katılan oyuncularımızla Sharks'tan aldığımız oyuncuları bir araya getirerek oldukça keyifli maçlar yaptık. Tabii bu keyfin çoğunu bize harika ev sahipliği yapan Pumas oyuncularına borçluyuz. Hem sahada hem saha dışında ragbinin en güzel yönlerini yaşama fırsatı bulduk. Maçların güzel geçmesinde önemli bir etken de sahanın çim saha olmasıydı elbette. Çok keyifli geçen maçlar sırasında bile aklıma burada hala IRB standartlarında ragbi sahalarında oynamaya yaklaşmıyor olmamız aklıma geldikçe içim burkuldu. Gerçi İstanbul'- da bu sene maçların oynanacağı sahaya henüz gitmediğimi de söylemeliyim. Sahanın zemini ragbiye uygundur diye umuyorum. Eğer öyleyse hem içim boşa burkulmuş olacak hem de bunu sağlayanların hakkını yemiş olacağım şimdiden özür dilerim. Gelelim Galler'e, Dove Men Serisi geride kaldı. Son maçında Avustralya karşısında sınav veren Galler George North ile 2 try bulmasına rağmen, Avustralya’nın üç try yapmasına mani olamadı ve seriyi yenilgi ile kapadı. Dove Men serisinde Galler'in en değerli oyuncusunu taraftarların seçimi belirledi George North, Leigh Halfpenny ve Richard Hibbard arasında geçen yarışı Galler'in başarılı hooker'ı Hibbard kazandı. Hibbard turnuva boyunca hem top taşırken hem de www.rugbyturkiye.net 34 scrumlarda sergilediği güçle ve sert tackle'ları ile bu ödülü hak etmek için elinden geleni yaptı. Bu yılın başarıya doymayan oyuncusu Halfpenny'e bir ödül de BBC'den geldi. 2013'de yılın spor şahsiyeti ödülünü alan Leigh Halfpenny bu yıl ödülleri- ni üçlemiş oldu. BBC'nin düzenlediği ödül töreninde Warren Gatland ve Galler takımı da bu yılki performanslarıyla ödül aldılar. Tabii tüm ödüller Halfpenny'nin oldu diyemeyiz çünkü IRB yılın oyuncusu anketinin sonucunda yılın oyuncusu seçilen Yeni Zellanda'nın 8 numarası Kieran bat. Taraftar olarak İtalya maçı ile turnuvaya güzel bir Read bu ödül için Halfpenny'i geride bırakmayı başar- başlangıç yapmalarını umuyorum. dı. Gelecek sayıda görüşmek üzere... Şu anda Galler'in takviminde işaretli en önemli tarih Altı Uluslar Kupası'nın açılış maçı tarihi olan 1 Şu- www.rugbyturkiye.net 35 KUSADASI . YUNUS EMRE BİLGİÇ [email protected] H Herkese merhaba... Ragbi sezonumuz geç, hızlı bir o kadarda zevkli maçlarla başladı. Gerek 1. Lig, gerekse Bölgesel Lig müsabakaları bayağı hareketli geçiyor. F ederasyonun getirdiği kurallar arasında en mantıklı bulduğum şey maçların kayıt alınması ki, şu ana kadar amacına ulaştı. Herkes bütün maçları izleyebiliyor, hatalardan ders çıkarabiliyor. Bu kadar imkânsızlıkların içinde bu sporun geliştiğini görmek ediyorum Türkiye ragbisi için güzel olacak. göz yaşartıcı... Önümüzdeki sayı da sizlere mutlu bir Şu an Kuşadası Kartalları yazarı olsam da bu haber verebilirim, şu anda söylemek istemiyorum, sene ragbi kariyerime Bostanlı Spor Kulübünde devam çünkü düşünce aşamasında. Eğer gerçekleşirse umut ediyorum ama bir tarafım hep Kartal. Geçtiğimiz gün- lerde Aqua Rugby ile güzel ve çekişmeli bir maç geçirdik. Her ne kadar istenmeyen olaylar olsa da sahada ragbi adına her şey vardı. Saygı, centilmenlik, rekabet, savaş ve benim en sevdiğim çamur… Bostanlı Spor www.rugbyturkiye.net 36 olarak yeni sezona galibiyet ile başlamak özellikle grup Biraz da Kuşadası Rugby’den bahsetmek istiyofavorisine karşı galibiyet ile başlamak güzel oldu. Ar- rum. Biz antrenmanlarımıza kaldığımız yerden devam tık önümüzdeki maçı da alarak yolumuza devam et- ediyoruz. Bu seneyi dostluk maçları yaparak geçirmeyi mek istiyoruz. planlıyoruz. Lige katılmadık, daha doğrusu katılama- dık. Çünkü kulüp olarak maddi sıkıntılar yaşıyoruz ve önümüzdeki sene lige tekrar katılabiliriz. bu sorunu çözmeden lige katılmak etik olmazdı. MaçÖnümüzdeki sayıda tekrar görüşmek üzere... lara gidememek ve rakip takımı gerektiği gibi ağırlayamamak hoş olmazdı. Umarım maddi sorunları çözerek www.rugbyturkiye.net 37 EMİN ERDEN AQUA [email protected] M Merhaba sevgili ragbiciler. Bu ay sizlere yoğunluklu olarak Bostanlı - Aqua maçından bahsedeceğim. ncelikle Aqua ve Bostanlı takımlarının tüm oyuncularını, ortaya koydukları performanstan dolayı kutluyorum. Maçın detaylarına gelince; ilk 10 dakika içinde sağ kanattan try yaparak Aqua 5-0 öne geçti. İlk yarı bu şekilde sonuçlanırken 2. yarının ilk 5 Ö dakikasında Aqua 2. tryını buldu. Trylar kenar çizgilerinin yanından olması nedeniyle conversion atışlarını Aqua değerlendiremedi. Ardından oyun uzun süre karşılıklı çekişme ile geçti. 76. dakikaya 10-0 önde giren Aqua bu dakikada gelen Bostanlı tryına engel ola- madı ve durum 10-5 oldu. Ardından hakemin 19 dakika uzattığı maç sonunda nihayet Bostanlı tryı buldu. Direklerin ortasında gerçekleşen tryın ardından da Bostanlı’nın conversion atışı isabetli oldu ve 12-10 Bostanlı’nın galibiye- tiyle maç sonuçlandı. Maç, takımların mücadelesi, Bostanlı ve Aqua’nın verdiği emek üst düzeyde idi ve bununla ilgili konuşulacak hiç birşey yok. Hakem kardeşimizin iki takım lehine de yapmış olduğu bariz hatalar olmasa idi www.rugbyturkiye.net 38 bütün oyuncuların daha fazla keyif alması kaçınılmazdı. İnşallah oyuncularda, hakemlerde, antrenörlerde kendilerini geliştirmeyi sürdürürler ve ragbi daha keyifli bir hal alır. Bu arada aldığım bir duyumu ragbi camiası ile paylaşayım. Her yıl Üniversiteler federasyonu tarafın- dan düzenlenen “koçfest” müsabakarını öğrenci arkadaşlarımız biliyordur. Çeşitli branşlarda yapılan bu festival her yıl bir üniversitenin ev sahipliğinde yapılır ve o ilde ki sahalara uygun müsabakalar yapılır. Bu sene “koçfest” Kayseri’de yapılacak. 2014 Mayıs ayında gerçekleştirilecek turnuvada hangi branşların uygula- cağına 2013’ün ortasında zaten karar verildi. Fakat aldığım bilgi doğrultusunda Kayseri Erciyesi Üniversitesi, “Bizim ragbi takımımız var. Bu sporu da ekleyebiliriz” diye bir istekte bulunursa Koçfest kapsamında tüm takımları Kayseri de buluşturabiliriz. Şimdi biz ragbi severlere düşen görev bu işle ilgilenebilecek Kayseri'- de yaşayan bir ragbici bulmak olacak. Bu arada Eskişehir'de özel bir sevens turnuvası yapmayı düşünüyoruz. Öneri ve katkı da bulunmak isteyenler Aqua takım kaptanı Arda Akdağ ile irtibata geçebilirler. Bir daha ki ay görüşmek üzere hoşçakalın... www.rugbyturkiye.net 39 FEMALE SHARKS Demet Yıldız [email protected] M Merhaba Sevgili Ragbi Severler... Öncelikle 2013 yılının son sayısında da sizlerle birlikte olmaktan mutlu olduğumu dile getirmek isterim. Bu ayki yazımda da sizlerle bilimsel konuları paylaşmaya devam edeceğim ve maç öncesi beslenmeden bahsedeceğim. B irçok sporcu maçtan 2-3 saat önce yemek yemeyi tercih ederken, bazı sporcular ise maçtan ya da yarışmadan 1 saat önce yemeyi tercih eder. Egzersiz ya da maç öncesi öğünün miktarıyla saati ilişkilidir. Midenin rahatlaması için son alınan öğünün hacmi az ve kolay sindirilebilir olmalıdır. Eğer yeterli süre var ise bu miktar biraz daha fazla olabilir. Yapılan birçok bilimsel çalışma, müsabakadan 3-4 saat önce tüketilen öğünün ço- ğunlukla karbonhidrat içermesinin, kişinin performansını artırdığını göstermektedir. Müsabakadan daha fazla verim alabilmek için dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Bunlar: * Sporcular hangi şartlarda olursa olsun asla aç olarak aktiviteye başlamamalıdır. * Müsabaka ya da antrenman öncesi mideyi rahatsız etmeyecek ve kesinlikle daha önce denen- miş yiyecekler tüketilmelidir. Aksi takdirde midemizin bu yiyeceğe ne tepki vereceğini kestirmemiz mümkün değildir. * Egzersiz sırasında kullandığımız sporcu içecekleri karbonhidrat içermelidir. Eğer ki zamanımız var ise bir beslenme uzmanından yardım alarak sporcu içeceğimizi kendimiz yapmalıyız. * Sıvı tüketmek susamaya bağlı değildir ve sıvı tüketmek için susamayı beklemeyin. * Yazın ve nemli havalarda sıvı tüketiminizi arttırın. Müsabaka yada antrenman öncesi öğünün özelliği nasıl olmalıdır? Bu öğünün amacı, yeterli sıvı, düşük yağ ve posa (mide boşalımını kolaylaştırmak ve gastrointestinal problemleri azaltmak), yüksek karbonhidrat, orta düzey protein ve alışkın olduğu yiyeceklerin sporcu tarafından tüketilmesi önemlidir. www.rugbyturkiye.net 40 Sporcular deneyimleri doğrultusunda midesinin kabul ettiği veya etmediğini bilmektedirler. Bu yiyecekleri antrenman sezonunda deneyerek, müsabaka öncesi ne zaman tüketeceklerini planlamalıdırlar. Müsabaka öncesi beslenmede dikkat edilmesi gereken noktalar ise şunlardır; Müsabaka öncesi yemeğin sindiriminin kolay olması gerekmektedir. Yiyecekler ve içecekler konusunda müsabaka öncesi yeni denemeler yapılmamalıdır. Protein ve yağların sindirimi yavaş sürdüğü için az tüketilmeli, kompleks karbonhidratlar tüketilmelidir. Çiğ sebze ve meyveler, kurubaklagiller gibi posa içeriği yüksek besinlerden açınılmalıdır. Lahana, karnabahar gibi gaz yapabilen sebze yemekleri yenmemelidir. Müsabaka öncesi yemek yavaş yenmeli ve az çiğnenmelidir. Ragbi 2013-2014 sezonunda bütün takımla- ra başarılar dilerim. Bir sonraki yazımız 2014 de olacağı içi yeni yılın herkese huzur, mutluluk, sağlık ve başarı getirmesi dileğiyle... Sağlıcakla kalın… www.rugbyturkiye.net 41 SEVENS DOSYASI SİNEM HOCAOĞLU [email protected] 2 2013 yılının sonlarına yaklaştığımız şu günlerde yeni sayımızda dünyadan sevens haberleriyle yine hız kesmiyoruz. Geçtiğimiz sayılarda bol bol yer verdiğimiz HSBC Sevens World Series turnuvaları bu yılda Avusturalya'da gerçekleşen Gold Coast Sevens ile başladı. Son derece hareketli geçen ilk seriyi turnuvanın ikinci ayağı olan Dubai Sevens izledi. Bu ay ki sayımızda hepsinden kısaca bahsedelim istedik. Aynı zamanda, son bir kaç sayımızda yer verdiğimiz bölgesel bir turnuva olan HSBC Asian Rugby Sevens turnuvasının son ayağı Singapur Sevens'a da kısaca değindik. Gold Coast Sevens ve Dubai Sevens G eçen ki sayımızda HSBC Asian Rugby Sevens serisinin son ayağı Singapur Sevens'ın 9-10 Kasım tarihlerinde Singapur'da gerçekleşeceğini duyurmuştuk. Turnuvanın şampiyonu, burada da Hong Kong'u 24- 19 skorla yenerek Japonya oldu. Yio Chu Kang Stadyumu'unda 1200 kişinin üzerinde ragbiseverin izlediği 4 aylık serinin son fi- nal maçı çok görkemliydi. Japonya 2011'de olduğu gibi bu yıl da serinin şampiyonu oldu. Çin, serinin bu son ayağında Güney Kore'yi 33-14 skorla yenerek 3. sıraya yerleşti. Yine bu turnuvada Singapur, Bowl finalinde Tayland'da 5-18 skorla yenilerek 10. sıraya yerleşti. Aynı zamanda toplamda 15 takım arasından seriyi 10. sırada bitirdi. Gold Coast Sevens HSBC Sevens Dünya Serisi'nin ilk ayağı Gold Coast Sevens, 12-13 Ekim tarihlerinde Avustralya'da gerçekleşti. Seriye Yeni Zelanda gerilerden gelip şampiyon olarak damgasını vurdu. Finalde, ev sahibi Avusturalya'yı 40-19 skorla yenerek serinin ilk ayağında şampiyon oldu. Böylece, Skilled Park'da Yeni Zelanda 3.şampiyonluğunu kazanmış oldu. Yarı finalde İngiltere'yi 14-5 skorla yenen Yeni Zelanda finaldeki yerini garantilemişti. Avusturalya takımı ise sıkı bir oyun çıkarması sonucu 24- 19 skorla finale kadar çıktı. Diğer taraftan, İngiltere ise Phil Burgess, James Rodwell ve Dan Bibby'nin çift skorlarıyla Güney Afrika'yı 47- 0 ile yenerek 3. sıraya yer- www.rugbyturkiye.net 42 leşti. Geçen yıl IRB Sevens Player of the Year seçilen Year Mikkelson, Yeni Zelanda için yaptığı skorla, takımını Samoa karşısında 40- 0 skorla öne geçirdi. Öncesinde Avusturalya, Kenya'yı Shannon Walker, Ed Jenkins, Sean McMahon ve Nick Malouf'un trylarıyla 24- 12 skorlarıyla yendi. Samisoni Virivri, Waisea Nacuqu, Benito Masilevu (2), Ilai Tinai ve Sakiusa Nadruku sayesinde Fiji, Kenya takımını 36-0 skorla yenerek Plate'in sahibi oldu. Gold Coast Sevens'ta Fransa Bowl'un, Amerika Shield'ın sahibi oldu. Dubai Sevens HSBC Sevens Dünya Serisi'nin Gold Coast'dan sonraki ikinci ayağı Dubai Sevens, 29-30 Kasım tarihlerinde Dubai'de gerçekleşti. Fiji takımı, Yeni Zelanda'yı 44-0, finalde de Güney Afrika'yı 29- 17 skorla yenerek 1998 yılında elde ettiği Emirates Dubai Rugby Sevens şampiyonluğundan sonraki ilk şampiyonluğunu aldı. Bu şampiyonlukta payı olan 7he Sevens Stad- yum'undaki ilham verici kalabalık sayesinde Osea Kolinisau, Pio Tuwai, Benito Masilevu ve turnuvanın oyuncusu seçilen Samisoni Viriviri oynadıkları oyunlarla takımlarına zaferi getirdi. Yarı finalde Güney Afrika, Cecil Afrika, Justin Geduld, Wener Kok ve Chris Dry sayesinde İngiltere'yi 26-12 skorla mağlup etti. Fakat, üçüncülük maçın- www.rugbyturkiye.net 43 www.rugbyturkiye.net 44 SPOR Volvo Ocean Race’in zaman tutucusu IWC Schaffhausen... D ünyanın en zorlu yelken yarışı ile yaptığı ortaklığı yenileyen İsviçreli saat üreticisi IWC Schaffhausen, 2014-15'te 12'ncisi düzenlenecek Volvo Ocean Race'in Resmi Zaman Tutucusu olmaya devam ediyor. IWC aynı zamanda Volvo Ocean Race'te mücadele eden Abu Dhabi Ocean Racing takımı ile ortaklığını da yeniledi. IWC CEO'su Georges Kern “Volvo Ocean Race hiç kuşkusuz dünyayı dolaşan en görkemli yelken yarışlarından biri. Dünyadaki en iyi takımlarının denizcilik becerilerini sıra dışı biçimde sınayan bu etkinliğin parçası olmaktan gururluyuz” açıklamasını yaparken memnuniyeti yüzünden okunuyordu. “Ortaklığımızı , uzun dönemde devam ettirerek Volvo Ocean Race 2014-15 bize mühendislikteki, teknolo- jideki ve inovasyondaki uzmanlığımızı kanıtlamamız için bir fırsat daha verecek.” Volvo Ocean Race CEO'su Knut Frostad da İsviçreli saat üreticisiyle yeniden çalışacak olmanın sevincini yaşıyor: “Hem IWC Schaffhausen hem Volvo Ocean Race küresel boyutta aktif ve başarılı işbirliğimizin temelinde spora duyduğumuz tutku ve bitmek tükenmek bilmez mükemmellik arayışımız yatıyor. IWC'nin bir kez daha Ocean Volvo Race 2014-15'in Resmi Zaman Tutucusu olduğunu bildirmekten büyük mutluluk duyuyorum.” Volvo Ocean Race 2014-15'te dünyanın dört bir yanından gelen denizciler yeni ve eşsiz tasarımlarıyla göz dolduran 65 yarış teknesiyle yaklaşık 40 bin deniz mili (neredeyse 74 bin kilometre) kat edecek. Yaklaşık 9 ay süren yarışma, yelkenciliğin “Everest”i olarak biliniyor. Yarışmaya katılan takımlar doğanın güçleriyle mücadele ederken yüksek adrenalinle, cesaretle, beceriyle ve dirençle donanmış halde savaşarak bir duraktan diğerine yol alacak. Takımlar zaferin peşinde koşarken uykusuzluk, zor hava koşulları gibi fiziki zorluklarla, karşılaşacak. IWC Schaffhausen; 2011-12'deki gibi IWC Schaffhausen 24 saat Sürat Rekoru Yarışı'nın sponsoru olarak takımların olağanüstü başarılarını ödüllendirecek. Ödül, yarışın her aşamasında 24 saatlik süre zarfında en uzun mesafeyi kat eden takıma verilecek. Takımlar bu ödülü almak için ellerinden geleni yapacaklar. İspanya'nın Alicante şehrinde 4 Ekim 2014'te başlayan ve dünyanın çevresinin dolaşıldığı yarış Cape Town (Güney Afrika), Abu Dhabi (Birleşik Arap Emirlikleri), Sanya (Çin), Auckland (Yeni Zelanda), Itajaí (Brezilya), New Port (Rhode Island, ABD), Lizbon (Portekiz) ve Lorient'te (Fransa) molalar verdikten sonra Göteburg'da (İsveç) sona erecek. Haziran 2015'te Göteburg'da yarış sona erdiğinde, İsviçreli saat üreticisi yarışın tamamında en hızlı 24 saat sürat rekorunu kıran takımın her üyesine bir saat hediye edecek. 2011-12 yarışında Camper with Emirates Team New Zealand 566 deniz mili (1048 kilometre) gibi etkileyici bir mesafeyi bir günde kat etti. IWC bu takdire şayan başarıyı takım üyelerinin her birine Portuguese Yacht Club Chronograph Edition “Volvo Ocean Race 20112012” vererek ödüllendirdi. www.rugbyturkiye.net 45 Hentbolda en büyük Brezilya... S ırbistan'da yapılan Dünya Bayanlar Hentbol Şampiyonası'nda, ev sahibi Sırbistan'ı 22-20 yenen Brezilya, altın madalya kazandı. Sırbistan ise gümüş madalyanın sahibi oldu. Sırbistan'ın başkenti Belgrad'daki Kombank Arena'da yapılan final mücadelesi iki takımın da karşılıklı golleriyle başladı. İlk yarının sonuna doğru farkı ikiye çıkarmayı başaran Brezilya, ilk devreyi 13-11 önde kapattı. İkinci yarıda üstünlüğünü sürdüren Brezilya farkı giderek açtı ancak Sırbistan, bitime 5 dakika kala skoru 19-19'da eşitledi. Çekişmeli geçen son bölümün galibi Brezilya oldu ve maçı 22-20 kazanarak, şampiyonluğa ulaştı. 6 gol kaydeden Brezilyalı Alexsandra Nascimento, maçın en iyi oyuncusu seçildi. Sırbistan'da ise en yüksek skoru 5 golleDragana Tsiviyiç elde etti. Kombanka Arena'yı dolduran 19 bin 467 seyirci ile kadınlar hentbol maçındaki izleyici sayısında dünya rekoruna imza atıldığı ileri sürüldü. Üçüncülük maçında Polonya'yı 30-26 yenen Danimarka, bronz madalya kazanmıştı. www.rugbyturkiye.net 46 Judo’da Galatasaray üçüncü... J udoda Türkiye Süper Lig şampiyonu Galatasaray, Fransa'nın başkenti Paris'te yapılan Avrupa Kulüpler Şampiyonası'nda kadınlarda üçüncü oldu. Sarı-kırmızılılar, judonun Şampiyonlar Ligi olarak adlandırılan ve Avrupa'nın en iyi takımlarını buluşturan Kulüpler Şampiyonası'nda grubunda yaptığı iki maçı da kazanıp, ilk sıradan çeyrek finale çıktı. Çeyrek finalde İtalya ekibi Fiamme Gialle'yi yenen Galatasaray, yarı finalde Fransa takımı Maisons Alfort'a 3-2 kaybetti. Sarıkırmızılıları mağlup eden Fransız ekibi ise organizasyonu ilk sırada tamamladı. Bu şampiyonada geçen yıl da erkek ve kadınlarda üçüncü olan Galatasaray'ın antrenörü Ercan Çakıroğlu, "Bu zorlu organizasyonda peş peşe iki yıl madalya kazanmak mutluluk verici. Ev sahibi Fransa takımı ile yarı finalde karşılaştık ve başa baş geçen eşleşmede beşinci ve son maçtaki yenilgiyle 3-2 kaybettik. Finale de çıkabilirdik ama olmadı. Hedefimiz madalya almaktı, bunu da başardık" ifadelerini kullandı. www.rugbyturkiye.net 47 Aslı’ya ceza yok... A lptekin'in IAAF'nin 2011 yılında hayata geçirdiği biyolojik pasaport uygulamasındaki verilerinde sapmalar olduğu ve bunun neticesinde doping yaptığının tespit edildiği iddia ediliyordu. Türkiye Atletizm Federasyonu, milli sporcu Aslı Çakır Alptekin'e uygulanan geçici tedbirin kaldırılmasına karar verildiğini bildirdi. Federasyonun resmi internet sitesinden yapılan açıklamada, "Milli sporcu Aslı Çakır Alptekin'in antidoping kuralına aykırı hareket etmediği için ceza tayinine yer olmadığına, sporcu hakkında uygulanan geçici tedbirin kaldırılmasına karar verilmiştir" denildi. İstanbul'un evsahipliğinde 2012 yılında düzenlenen Dünya Salonu Atletizm Şampiyonası'nda bayanlar 1500 metrede bronz madalya kazanan Alptekin, aynı yıl Finlandiya'nın başkenti Helsinki'de düzenlenen Avrupa Atletizm Şampiyonası'nda ve Londra'daki Yaz Olimpiyat Oyunları'nda aynı kategoride altın madalyaya ulaşmıştı. Uluslararası Atletizm Federasyonları Birliği'nin (IAAF) 2011 yılında hayata geçirdiği biyolojik pasaport uygulamasındaki verilerinde sapmalar gözlenen Alptekin hakkında, doping yaptığı şüphesiyle geçici tedbir kararı alınmıştı. 2004 Dünya Gençler Şampiyonası'nın ardından yasaklı madde kullandığı gerekçesiyle iki yıl men cezası alan Alptekin, bir kez daha dopingli çıkması durumunda ömür boyu pistlerden uzak kalacaktı. www.rugbyturkiye.net 48 Hasan Arat’a yeni görev... talya'nın başkenti Roma'da yapılan seçimli genel kurulda, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) 2. Başkanı Hasan Arat, en yüksek oylardan birisini alarak Avrupa Olimpiyat Komiteleri Birliği (EOC) Yönetim Kurulu üyeliğine seçildi. İtalya'nın başkenti Roma'da yapılan oylama sonucu Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi 2. Başkanı Hasan Arat, Avrupa Olimpiyat Komiteleri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi oldu. İ Komitenin İrlandalı eski başkanı Patrick Hickey, 3. kez bu göreve layık görüldü. Hickey'nin yönetim Kurulunda Arat'ın yanı sıra, Londra Olimpiyat Oyunları'nın organizasyonundaki başarısı ile hatırlanan İngiltere Olimpiyat Komitesi Başkanı Sebastian Coe, Hırvatistan Eski Başbakanı Zlatko Matesa ve Alman Yeşiller Partisi Kurucusu Michael Vesper da yer aldı. 1973-83 yılları arasında profesyonel basketbol oynayan Arat, Süleyman Seba döneminde de Beşiktaş Kulübü'nde 2. başkanlık görevinde bulunmuştu. Hasan Arat, EOC'a üye 49 ülke olduğunu hatırlatarak, "Bu ülkeler arasında Türkiye'yi temsilen ben yönetim kuruluna seçildim. Önümüzdeki 4 yıl boyunca ülkemi Avrupa Olimpiyat Komiteleri Birliği'nde temsil etmeye hak kazandım. Olimpiyatlarla ilgili çalışmamız bu çerçevede devam edecek" dedi. Arat, "2015'te ilk defa Avrupa Oyunları düzenlenecek. Bu da Bakü'de düzenlenecek. Aynı zamanda, yaz ve kış versiyonu olarak Avrupa Gençlik Oyunları yapılıyor. 49 üyeli Avrupa Olimpiyat Komitesi'nin aynı zamanda IOC'ta 45 temsilcisi var. Dolayısıyla EOC'u, IOC'nin en etkili grubu olarak değerlendirebiliriz. O yüzden Türkiye'nin önemli bir oyla da seçilmiş olması, Türkiye'nin burada çok sağlam temellere oturduğunu ve geleceğin o açıdan olumlu olacağını düşünüyorum" şeklinde konuştu. www.rugbyturkiye.net 49 Klitschko'nun vedası! B oks dünyasının en büyük isimlerinden Vitali Klitschko, ülkesi Ukrayna'da politik yaşamına daha fazla odaklanmak amacıyla dünya şampiyonu unvanından vazgeçti. Altın kemerini bırakan Klitschko'nun, yeniden boksa dönmeye karar vermesi halinde, yeni dünya şampiyonu ile otomatik olarak unvan maçına çıkma hakkı bulunuyor. Ancak 42 yaşındaki boksör, bir daha ringlere dönmesinin çok düşük bir ihtimal olduğunu söyledi. "Udar" yani "yumruk" adlı partinin lideri olan Klitschko, Ukrayna muhalefetinin önde gelen isimlerinden biri... Klitschko, Avrupa Birliği ile ilişkileri geliştirmeye karşı çıkan Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç'i protesto amacıyla düzenlenen büyük gösterilerde de ön saflarda yer alıyor. "Ülkemde demokrasi ve insan haklarının gelişmesi için unvanımı bırakıyorum" diyen Klitschko'nun, 2015 yılında devlet başkanı adayı olmayı planladığı belirtiliyor. 1999 yılında WBC Dünya Şampiyonluğu unvanını elde eden Klitschko, profesyonel kariyeri boyunca çıktığı 47 maçın 45'ini kazandı. Klitschko, 41 maçta rakiplerini nakavt etti. Vitali Klitschko'nun kardeşi vladimir ise diğer boks federasyonunun dünya şampiyonluğu unvanını halen elinde tutuyor. www.rugbyturkiye.net 50 Bolt otobüse karşı! J amaikalı sprinter Usain Bolt Arjantin'de koştu. Bu kez rakibi bir atlet değil otobüstü. Arjantin'in başkenti Buenos Aires'in en işlek caddelerinden 9 Temmuz Bulvarı'nda bir otobüsle yarışan Usain Bolt, bu ilginç sokak yarışında rakibini geçmeyi başardı. Arjantin televizyonlarından canlı yayınlanan yarış sonrası Bolt, otobüs şöforünü tebrik etmeyi de ihmal etmedi. Bolt ,Buenos Aires'de profesyonel sprinterler Mario Forsythe, Kimmari Roach ve Daniel Bailey'le de koştu. Yine aynı sokakta gerçekleşen yarışı 27 yaşındaki atlet rahat kazandı. Etkinlik sonrası podyuma çıkan Bolt, Arjantinli birkaç genç atlete de madalya takdim etti. www.rugbyturkiye.net 51 Rıza Kayaalp'in bronzu gümüş oldu. D ünya Güreş Şampiyonası'nda 120 kiloda üçüncü olan Rıza Kayaalp'in madalyası, şampiyon İranlı Amir Aziz Aliakbari'nin dopingli çıkması üzerine gümüş madalyaya döndü. Macaristan'da 15-22 Eylül tarihlerinde yapılan şampiyonada Kayaalp, yarı finalde İranlı Aliakbari'ye 4-1 yenilerek final şansını kaybetmişti. Kayaalp, üçüncülük-dördüncülük mücadelesinde ise İsveç'den Johan Magnus Euren'i yenerek bronz madalyanın sahibi olmuştu. Uluslararası Güreş Federasyonları Birliği (FILA), 120 kiloda şampiyon olan İranlı Amir Aziz Aliakbari'nin dopingli çıkması üzerine madalyasını geri alma yoluna gitti, bu gelişme üzerine Rıza Kayaalp'in madalyası da gümüş madalyaya döndü. www.rugbyturkiye.net 52 Milli sporcular Alper Uçar ve Alisa Agafonova, Golden Spin Buz Dansı Yarışması'na üçüncü oldu. M illi sporcular Alper Uçar ve Alisa Agafonova, Hırvatistan'da düzenlenen Golden Spin Buz Dansı Yarışması'na bronz madalya kazandı. Buz Pateni Federasyonu'ndan yapılan açıklamaya göre, 5-8 Aralık tarihlerinde başkent Zagreb'te düzenlenen uluslararası buz dansı yarışmasında, Uçar-Agafonova ikilisi 135.87 puanla üçüncü oldu. Uçar ve Agafonova, Rusya'da şubat ayında düzenlenecek 2014 Soçi Kış Olimpiyat Oyunları'nda Türkiye'yi temsil edecek. www.rugbyturkiye.net 53 Binnaz Uslu'ya yasaklı madde şoku! 2 011 yılında Güney Kore'de düzenlenen Dünya Atletizm Şampiyonası'nda Uslu'dan alınan numunenin yeniden analizi sonrası milli atlette yasaklı anabolik steroid olan stanozolol maddesine rastlandı. Dünya Şampiyonası'nda Uslu, 3 bin metre su engelli seçmesini Türkiye rekoru kırarak birinci tamamlamış, finalde ise dünya 7.'si olmuştu. Bu şampiyonada Uslu'dan alınan kan ve idrar numunelerinin ilk analizinde herhangi bir yasaklı maddeye rastlanmamıştı. Ancak Dünya Anti Doping Ajansı'nın, IAAF ile başlattığı "Eski numunelerin gelişmiş teknolojilerle yeniden analizi çalışması" çerçevesinde Uslu'dan alınan örnekler yeniden incelendi. Sonuçlar IAAF tarafından Türkiye Atletizm Federasyonu'na gönderildi ve Binnaz Uslu'dan savunma istendi. Milli atlet ise sporu bıraktığını ve B numunesinin de açılmasını talep etmediğini bildirdi. 2007 yılında Dünya Kros Şampiyonası öncesi kampta kendisinden alınan numune de pozitif çıkan Uslu, 2 yıl ceza almış ve 2009'da yeniden spora dönmüştü. Ancak milli atlet, şimdi 2. kez dopingden yakalandığı için spordan ömür boyu men cezası alma tehlikesiyle karşı karşıya. Binnaz Uslu, her ne kadar sporu bıraktığını açıklasa da kurallar gereği aktif sporculuk dönemlerinde işlediği suçlardan dolayı da ceza alabilecek. Milli atlet, son olarak Haziran ayında Avrupa Takımlar Şampiyonası'na katılmak üzere gittiği İngiltere'de şiddetli karın ağrısı nedeniyle hastaneye kaldırılmış ve ameliyata alınmıştı. Hayati tehlike atlatan ve birkaç gün yoğun bakımda kalan Uslu, gönderilen özel ambulans uçakla Türkiye'ye getirilmişti. www.rugbyturkiye.net 54 AKADEMİ OPTİK & LENS Kayışdağı Cad. Bağlıklar Sok. No:2-8A Küçükbakkalköy-Ataşehir / İSTANBUL e-mail: [email protected] Tel - Fax: 0216 573 00 89 e-mail: [email protected] www.akademioptik.com GSM: 0533 777 444 0 Cem şengezer POTA [email protected] K Katkı analizi açısından değerli bilgileri barındıran vaka yaşandığını tabecı olmadan görmek gerekir. Derbinin nesi güzeldi? nceki yazıları da takip edenler bilir. Oyuna matematiği katmayı gerekli görüyoruz. Hatta bu işi kuantum fiziğine dek götürebiliriz. Hepimiz enerji dalgalarından oluşuyoruz, bu dalgalar belli koşullar altında maddeye dönüşür. Bir başka deyişle dalgalı yapıda insanların oluşturduğu ekipler de Ö dalgalı yapı göstermektedir. Ancak 1+1 asla 2 etmemektedir. Bazen daha büyük, bazen daha küçük değer taşıyabilir. Bu değişkenliği matematik süzgecinden geçirince ortaya gerçek pırıltı veya döküntü çıkıyor. Galatasaray Juventus maçını da böyle görmek gerekir. Temelde plana sadık kalmanın ödülüydü bu. Bir başka deyişle: geçmişi analiz edip oluşturulacak harekat planı plansızlıktan iyidir. Basketbol içinse doğru işlerin yapıldığı ve çoğaltıldığı süreçleri yakalamak için geçmiş hikayeyi işleme şekli önemli oluyor. Kadro mühendisliği de bunun parçasıdır. Oyuna katkının ne seviyede oldu- ğunu bilmeden ilerlemekse çoğu kez hüsrandır. Kaybedeni veya istatistiki anlamda favori gösterileni değerlendirelim: Fenerbahçe Ülker nerede hata yaptı? Özetlersek: katkı analizinden hata yapıldı. Açarsak başlangıcımız şu olur: aynı verilere farklı bakışı yakalayamamış teknik ekip görüyoruz. www.rugbyturkiye.net 56 Üst kalite maçları içeren Avrupa Ligi üzerinden değerlendirirsek: işlemesi zor ama analiz değeri yüksek bir sonuç hemen göze çarpıyor. İlk 7 maçta Gasper Vidmar ve Luka Zoriç'i kıyaslayalım. Her ikisi de benzer süreyi almış olmasına rağmen (~115 dk) detaylar farkı tarafsızca sergiliyor. Vidmar saha iken takım rakiplere toplam 48 sayı fark (averaj) atarken, Zoriç durumunda 19 sayı averaj görüyoruz. Diyebilirsinizki ölçü sadece sayı bulmak değildir. Diğer parametrelere bakalım: Vidmar sahada iken yakın mesafe atışların başarı oranı % 50 üstünde iken, Zoric ile bu katkı % 40 seviyelerine düşüyor. Yine, Vidmar- 'ın varlığıyıla rakip % 38 oranda yakın mesafe şutlarında başarılı iken, Zoriç durumunda % 52 başarı göstermektedir. Görüldüğü gibi Vidmar'ın katkısı tutarlı şekilde daha iyi görünüyor. Peki, derbide ne yaşanıyor ? Vidmar'ın katkısı sıfır ! Süre alan (15 dk) Zoriç ise takımı zora sokmuş görünüyor. Basında “Vidmar'sız olmuyor” manşetlerini görüyoruz. İsterdik ki bu tür analizle maç öncesi bu tahminleri belirtselerdi. Galatasaray kusursuz muydu? Kesinlikle hayır. Gelecek maçlarda düşüş döngüsüne girecektir. Gelecek olan dalgayı nasıl yöneteceği bir sonraki çı- www.rugbyturkiye.net 57 kış dalgasının gücünü belirlemek açısından önemli olacaktır. Maçda ise yaşanan en büyük avantaj açlış dakikalarının belirleyiciliği idi. Bu belirleyicilik “nasıl başlarsa öyle gider”in karşılığı bir ifade değildir. Geçmiş performansın sürekliliği, tutarlılığı açısından önemlidir. Neyseki açılışda bu sağlandı da geçmişle ilişkili devam eden performansda kırılım olmadı. Şunu da belirtmek gerekir: maçın son çeyreğine girerken 14 sayı fark yakalamış Galatasaray'ı gördük. Tek başına gelecek için umut verici görülebilir ama bu farka ulaşıncaya dek maç içinde dalgalanan tempoya baktığımızda tehlike olarak görmek- teyiz. Yine durumu özetlersek: Her dakika rakibe yapılan farkları toplayıp ortalamasını alalım. Maç bittiğinde 40 dakikanın fark ortalaması 7,2'ye yakındı. Gelecek maçlarda bu ortalamanın 5 sayı altına çekildiğini göreceğiz. Bunun önüne geçmek için oyuna katkı analizini geçmiş maçlar boyunca her oyuncu için ortaya dökmek gerekir. Tersi olarak denebilirki “5 sayı ortalama da iyidir” ama sonrası? Düşüş döngüsü bir kez başladığında kontrolü kaybetme potansiyeli de artar. www.rugbyturkiye.net 58 ALPER GERDANERİ KURUMSAL BAKIS . [email protected] T Türkiye Amerikan Futbolu Ligi (TAFL) ilk yarı maçları 15.12.2013 Pazar günü oynanan maçlar ile tamamlandı. Sezon başında Ankara Cats takımının lige katılamaması sebebi ile problemli başlayan TAFL, ilk yarıda alınan sürpriz sonuçlar ile sezonun müthiş bir rekabete sahne olacağının sinyallerini verdi. TAFL, ilk yarının ardından... T AFL ilk hafta maçları 16-17 Kasım hafta sonunda oynandı. Haftanın sürpriz sonuçları ise lige bu sene çıkan Koç Rams ve Yeditepe Eagles tarafından elde edildi. Geçen Sezonun flaş takımı ve Şampiyonu Boğaziçi Sultans takımını ilk maçta 34-20 yenen Yeditepe Eagles ilk haftanın sürpriz sonucunu elde etti. Boğaziçi Sultans gibi iyi bir defansa sahip takıma 34 sayı atabilmesi Yeditepe Eagles takımının çok iyi bir ofans kapasitesi olduğunun göstergesi oldu. Uzun zamandan beri ciddi bir yapılanmadan olan Koç Rams takımı, Süper Ligin açılış maçında NCAA kariyerinde USC Trojans ile Florida Gators forması giyen ve son olarak NFL takımlarından Buffalo Bills'in antrenman kampına katılmış olan yeni transfer Emmanuel Moody'nin ve Saygun Ofluoğlunun müthiş performasları ile İTÜ Hornets takımını 46-34 yenmeyi başardı. Koç Rams takımı yabancı koçu John D. Harber yönetiminde, TAFL'nin en iyi oyun kurucularından biri olan Burak Şenyuva önderliğinde bu sezon ciddi bir başarı gösterecek gibi durmaktadır. İlk haftanın Ankara derbisinde ise Hacettepe Red Deers takımını 18-12 yenen ODTÜ Falcons yıllardan beri sürdürdüğü istikrarlı başarısını bu sezonda devam ettireceğinin sinyallerini verdi. 1. Hafta maçlarının sonuçları aşağıdadır. Koç Rams 46 İTÜ Hornets 34 ODTÜ Falcons 18 Hacettepe Red Deers 12 Yeditepe Eagles 34 Boğaziçi Sultans 20 İkinci haftanın en önemli maçı olan Türk Amerikan futbolunun en eski derbisi Boğaziçi Sultans-Hacettepe Red Deers derbisinde Boğaziçi Sultans sahadan 13-0 galip ayrılarak gülen taraf oldu. İki sezon ön- www.rugbyturkiye.net 59 cesinin şampiyonu Gazi Warriors, geçen hafta Ankara Cats takımın ligden çekilmesi sebebi ile ligin ilk maçını kendi sahasında İTÜ Hornets ile oynadı ve İTÜ Hornets takımına 26-12 yenilerek geçen sezondan beri süregelen düşüş trendine devam ettireceğinin sinyallerini verdi. İkinci hafta son maçında, TAFL 1.liginin 2 yeni takımını ve geçen haftanın sürpriz sonuçlarını olan Koç Rams ve Yeditepe Eagles takımları karşılaştı. Son anına kadar çekişmeli geçen ve iki takımında müthiş bir performans gösterdikleri maçta gülen taraf son 4 dakikaya 42-30 geride girdikleri halde maçı 46-42 kazanmayı bilen Koç Rams takımı oldu. Bu maçta oynanan müthiş futbol Türk Amerikan Futbolunun ciddi bir ilerleme gösterdiğinin göstergelerinden biri oldu. 2. Hafta maçlarının sonuçları aşağıdadır. Gazi Warriors 12 İTÜ Hornets 26 Boğaziçi Sultans 13 Hacettepe Red Deers 0 Yeditepe Eagles 42 Koç Rams 46 Üçüncü hafta maçlarının İstanbul derbisinde İstanbul'un en eski 2 takımı olan Boğaziçi Sultans ve İTÜ Hornets takımları karşılaştılar. Sahadan 30 20 galip ayrılan Boğaziçi Sultans sezona Yeditepe Eagles yenilgisi ile başlasa da ligin halen en güçlü şampiyonluk adayı olduğunu gösterdi. Ligin başka bir Ankara derbisinde ise bir türlü toparlanamayan Gazi Warriors, Hacettepe Red Deers takımına 24 0 gibi ciddi bir skor ile yenildi. ODTÜ Falcons ise lige flaş bir galibiyet ile giren, Koç Rams takımına 42 sayı attığı halde yenilen Yeditepe Eagles takımını yenerek 3 galibiyet ile liderliği Koç Rams ile paylaşmaya devam etti. www.rugbyturkiye.net 60 İlk yarı sonucunda TAFL Lig tablosu aşağıda gibi oluşmuştur. Takımlar Koç Rams ODTÜ Falcons Boğaziçi Sultans Yeditepe Eagles İTÜ Hornets Hacettepe Red Deers Gazi Warriors Ankara Cats * Oynadığı Galibiyet Mağlubiyet Maç 3 3 3 3 3 3 3 3 3 3 2 1 1 1 1 0 0 0 1 2 2 2 2 3 *Ankara cats lige katılmadığı için maçlarda 25-0 mağlup sayılmıştır. Attığı Sayı Yediği Sayı 117 69 63 100 80 36 32 0 76 36 54 92 88 31 50 75 Türk Amerikan Futbolu liginde geçen seneye kadar ilk 4 takım aralarında play-off oynanmaktaydı. Dört takımın play-off oynaması lig çekişmesinin sezon sonuna kadar sürmesini sağlamaktaydı. Geçen sezon yapılan değişiklik ile bu sezon play-off karşılaşması ligi 1. ve 2. bitiren takımlar arasında oynanacaktır. Bu sebeple ilk yarıyı 2 mağlubiyet ile kapatan takımlar play-off şansını zora sokmuş görünmektedir. İlk yarı maçlarına baktığımızda bu sezonun Play-off çekişmesinin Koç Rams, ODTÜ Falcons ve Boğaziçi Sultans takımları arasında geçeceğini kolaylıkla söyleyebiliriz. Ligin üst sıralarını belirleyecek maçlar 01-02 Mart tarihlerinde oynanacak Koç Rams- Boğaziçi Sultans, 29-30 Mart tarihlerinde oynanacak Koç Rams-ODTÜ Falcons ve 10-11 Mayıs tarihlerinde oynanacak ODTÜ Falcons-Boğaziçi Sultans maçları olacaktır. Ameri- kan Futbolu severlerin bu 3 maçı izlemelerini tavsiye ederim. Ancak bu takımlara ek olarak play-off oynaması muhtemel çok ciddi rakiplere karşı oynadığı halde 3 maçta toplam 100 sayı yapma başarısı gösteren Yeditepe Eagles takımı da takip edilmesi gereken ve hatta play-off ihtimali olan bir takımdır. Bu dört takımın oynadıkları maçlar, bu sezon seyir zevki açısından en güzel maçlar olarak gözükmektedir. Bu maçları özellikle takip eden Türk Amerikan Futbolu severleri ligin ikinci yarısı çok çekişmeli ve zevkli maçlar beklemektedir. Kalın sağlıcakla... www.rugbyturkiye.net 61 OKÇULUK www.rugbyturkiye.net 62 HANDE ÇOBANOĞLU B Bu ayki ekstrem sporlar dosyamızın konusu “Okçuluk”. Dünyanın en eski spor dallarından biri olan okçuluk bizlerin ata sporu olarak da bilinir. Spor olmasının yanı sıra eski savaş meydanlarının en etkili silahlarından biri olarak tarih sayfalarında yerini almıştır. Hatta o kadar önemli bir yer teşkil etmiş ki, savaşan ülkelerin, düşman okçularının parmaklarına vermiş oldukları zararları gösteren el hareketleri, günümüzde dünyanın hemen hemen her yerinde küfür anlamında kullanılmakta. Dünya tarihini her anlamda etkileyen bu aletin spor olarak geçmişini buyurun birlikte öğrenelim... Okculugu taniyalim: D ünyanın en eski sporlarından biri olan okçuluk, ok ve yayın kullanıldığı bir atıcılık sporudur. Bizlerin ata sporu olarak da bilinen okçuluk, günümüzde son derece modern malzemelerle ve kurallar çerçevesinde yapılan olimpik bir spor da- lıdır. Okçuluk yarışmalarında genellikle iç içe halkalardan oluşan bir hedefe ok atılır. Okçular okla vurdukları halkaya göre sayı kazanır. Uzaklık yarışmalarında ise bir hedef yoktur. Oku en uzağa atan yarışmayı kazanır. Okçuluk ilk kez 1904 Yaz Olimpiyatları'nda olimpik programa alınmış, 1972'den beri aralıksız olarak programlarda yer almaktadır. Bu branşta ilk dönemlerde Fransa, Belçika ve Büyük Britanya söz sahibiyken, daha sonraki dönemlerde ABD, Rusya, İskandinav ülkeleri, İtalya ve Kore bu ülkeleri izlemiştir. 1931'de kurulan ve halen 140 ülkenin üye olduğu Uluslararası Okçuluk Federasyonu (FITA -Fédération Internationale de Tir a l'Arc) okçuluk dalında en büyük otoritedir. www.rugbyturkiye.net 63 Amerikan Futbolu nedir? Ekipman ve Kurallar: Y aylar, fiber, ahşap, karbon veya çelikten imal edilir. Yayın esnek maddesi solar kauçuktan yapılır. Buna “mirsin” adı verilir. Bilinen ilk kompozit (çok parçalı) katı yay, Hunlar tarafından yapılmıştır. Oklar ise fiber, karbon, alüminyum tahta veya çelikten olabilir. Oklar kompozit olarak birkaç malzemenin birlikte kullanılması ile de yapılabilir. Okun arkasında oku yönlendiren 3 tane tüy bulunur. Oklar 60 ila 71 cm uzunluğunda, ağırlıkları ise 20 ila 28 gram arasında olmalıdır. Hedef; sıkıca sarılmış hasırdan yapılır. Çapı 1.22 metre, kalınlığı 10 santimetredir. Önyüzü bir brandayla kaplıdır. Hedef, çember çizgilerle beş renge boyanır. Bu renkler merkezden dışa doğru sırasıyla sarı, kırmızı, mavi, siyah ve beyazdır. Her renk şerit de ikiye ayrılır. Böylece hedef içten dışa doğru 10'dan 1'e inen sayılarla numaralanır. Tam ortasındaki daire sarıdır. Altın adı verilen bu bölüme saplanan ok 9 sayı kazandırır. Onu çevreleyen öbür halkalar merkezden dışarıya, sırasıyla kırmızı (7puan), mavi (5 puan), siyah (3 puan) ve beyazdır (1 puan). 122 cm çapındaki hedef 90, 70, 60 metre atışlarında, 80 cm çapındaki hedef ise 50 ve 30 metre atışlarında kullanılır. Salon yarışlarında; 25 metre uzaklık- taki hedefin çapı 60 cm, 18 metre uzaklıktaki hedefin çapı ise 40 cm olmalıdır. Okçulukta, ok ve yayın çeşitli bölümlerini belirtmek için özel terimler kullanılır. Pek çok türü olan ok genel olarak üç ana bölüm den oluşur. Okun sivri metal ucuna “temren”, orta bölümünü oluşturan çubuğa “sap”, arka bölümüne “kuyruk takımı” denir. Kuyruk takımında, okun kirişe oturmasını sağlayan bir kertik ve gövdeye takılmış olan kuştüyleri ya da kanatçıklar vardır. Okun havada dengeli uçuşunu sağlayan bu kanatçıklara “yelek” denir. Yay kirişinin tam ortasında, okun arkasındaki kertiğin oturacağı bir yer vardır. Buraya oturtulan ok, kirişi geren sağ el oku tutmasa da yerinde durur. Kiriş, biri okun üstünden, ikisi altından geçen üç parmakla gerilir. Yayın ağırlığı onu germek için gereken güçle belirlenir. Eski yaylara göre çok daha hafif olan modern yaylar ağaç, alüminyum, çelik ya da cam elyafından yapılır. Kullanılacak yayın ağırlığı, okçunun ağırlığına ve gücüne göre değişir. Eskiden tahtadan yapılan oklar günümüzde alüminyum alaşımları ya da cam elyafından yapılır. www.rugbyturkiye.net 64 Amerikan Futbolu nedir? O kçulukta doğru bir atış yapabilmek için beş temel hareketi öğrenmek gerekir. Bunlar: duruş, takma, germe, tutma ve bırakma hareketleridir. Solak olmayan okçular bu hareketleri aşağıda anlatılan biçimde yaparlar. Duruş: Omuzlar ve kalça hedefle dik açı oluşturacak biçimde yan dönerek durulur. Yalnızca baş hedeflere doğru döner. Takma: Okun arkasındaki kertik kirişin ortasındaki yerine yerleştirilir ve ok sapı, yayı tutan sol elin işaret parmağı üstüne dayanır. Germe: Yayı tutan kol kaldırıp hedefe doğru uzatılır. Ay,nı anda sağ elle tutulan kiriş, işaret parmağı çenenin altına gelecek, kiriş çenenin ortasına değecek ve okun arkası nişan alan gözün altına gelecek biçimde gerilir. Tutma: Her şey dengelenip nişan alınana kadar bir iki saniye beklenir. Bırakma: Kiriş yavaşça, sarsmadan bırakılır. Kiriş bırakılırken nişanın bozulmasına ve ok hedefe ulaşana değin ellerin hareketsiz tutulmasına dikkat edilir. Her ok hedefte vurduğu yere göre puan alır. Bir ok halkaları ayıran çizginin tam üzerine saplanmışsa daha yüksek olan puanı alır. Uluslararası yarışmalarda erkekler iki turda 144'er ok atarlar. Her tur- da okçu 90, 70, 50 ve 30 metreden hedefe üçer düzine ok atar. Bayanlarda 4 ayrı mesafeden 3'er metredir. Okçular her seferinde sayılarını okumadan önce 6 atış yaparlar. 50 ve 30 metreden daha küçük hedefe yaptıkları atışlarda ise 3 atışta bir sayı okunur. Bir yarışmada her sporcu toplam 288 atış yapar. Hedefin çapı ok atış uzaklığına göre belirlenmiştir. Yarışmanın birincisi toplam puana göre belirlenir. www.rugbyturkiye.net 65 T ürkiye'de okçuluğun köklü bir geleneği vardır. Osmanlı döneminde İstanbul'da okçuluk yarışmalarının düzenlendiği özel alanlar vardı. “Okmeydanı” adı, bu alanlarını günümüze kalan bir izdir. Türkiye'de modern okçuluk sporu 1937'de başlamış ve 1961'de Türkiye Okçuluk Federasyonu'nun kurulmasından sonra gelişmiştir. Sonuç olarak, okçuluk, kol ve sırt kaslarını, göz koordinasyonunu geliştiren eğlenceli bir spor türüdür. www.rugbyturkiye.net 66 SEN DE TIKLA... “RUGBY TÜRKİYE”Yİ TWITTER’DA TAKİP ET! METİN TEKİN www.rugbyturkiye.net 68 Ebru şalva DEVECİOĞLU [email protected] Sarı Fırtına... Z Zaman hızlı geçiyor... Geçen sayıda bu sayının konuğunun ipuçlarını vermiştim. Aradan bir ay geçti ve konuğumuzla yaptığımız sohbeti yayımlama zamanı geldi. Beşiktaş'ın unutulmaz ismi Sn. Metin Tekin, nam-ı diğer sahaların Sarı Fırtınası bu ayın konuğu... Kendisiyle yapılan sohbetin içi o kadar dolu ve o kadar kapsamlı oldu ki giriş bölümünü kısa tutuyor ve sizi doğrudan sohbet ile başbaşa bırakıyorum. EŞD: Beşiktaş'ta sağ kanatta, santrafor mevkiinde, 11 numaralı forma ile yıllarca görev almışsınız. Metin Tekin: İlk 7 numaralı forma ile başladım. 11 numaralı forma ile benim için dönüm noktası bir maçı oynadığımdan, o maçtan sonra da hep 11 numarayı giydim. EŞD: Futbol oynayan bir insanın ne hissettiğini merak ediyoruz. Futbolcu olmak nasıl bir duygu? MT: Önceleri bunu çok algılayarak yaşamıyorsunuz. Şimdi geriye baktığımda bir şeyler söyleyebiliyorum. Ben futbolu çok seven bir babanın oğlu olarak dünyaya geldim. O yüzden de hemen futbolla buluştum. 12 aylıkken top sürerken resmim var. Topla buluşmak yetmiyor tabii, bir kere futbolcu olarak doğmuş olmanız lazım. Ne kadar öğrenilebilir, geliştirilebilir bir şey olsa da temel yeteneğiniz yoksa olamıyorsunuz. Dolayısıyla futbolun sanatla da çok özleştiği, benzer yanlarının olduğu söylenir. Tutku olmadan yapamazsınız. Profesyonel futbol, eğer yeteneğiniz de varsa, futbola tutkuyla sarılışın sonudur. Bunun genç yaşlarda avantajı var. O yaşlarda spor, sanat gibi bir tutkuya yönelirseniz o dönemi çok daha kolay atlatıyorsunuz. EŞD: Daha dengeli olmanıza katkıda bulundukları için herhalde... MT: Hem dengeli geçiyor, hem de kafanız başka yerlere gitmiyor. Çünkü o dönemde ne yapacağınızı bilmiyorsunuz. Arayışınız psikolojik anlamda sizi çok olumsuz yönde de etkileyebilir. Büyük oğlum o dönemleri geçirirken, zorlandığı zamanlarda hep bunları düşündüm. EŞD: Futbola yine dönersek... MT: Futbol bir fizik kalite işi. Profesyonel futbolun sağlıklı bir aktivite olduğunu düşünmüyorum. Sınırlarınızı ve fiziksel kapasitenizi çok zorluyorsunuz. Ama aynı zamanda sporda hayata meydan okuma da var. Her hafta galibiyet ve malubiyet var ki bunu her meslekte yaşamazsınız. Sahnedesinizdir ve bu www.rugbyturkiye.net 69 psikolojik olarak çok yorucu bir şeydir. Her hafta başarı başarısızlık sahnesine çıkarsınız. Özellikle de başarısızsanız bu çok yorucudur. Üstelik bu sınava çok hazırlıksız olduğunuz bir yaşta yakalanırsınız. Futbol 18 ile 35 yaş aralığında oynanır. Albert Camus eski kaleciymiş ve onun “hayata dair ne varsa futbolda öğrendim” diye bir sözü vardır. EŞD: Siz hep popüler bir futbolcu oldunuz. Popüler bir sporcu olmayı anlatır mısınız? MT: Çocukluğumdan itibaren popüler olmaktan hep korktum. İzmit'te büyüdüm ve orada Valinin evi vardı. Görkemli ve diğer evlerden farklıydı. Halkın arasına karışamamak, işaretlenmiş olarak yaşamak o zaman bana çok itici gelmişti. Profesyonel futbola geçince Türkiye'de herkes tanımaya başladı. Çok zor bir şeymiş. Hep yargılayan bakışlarla yaşıyorsunuz. Sonrasında da yavaş yavaş bu yargılanmadan kaçıp, kendinize daha dar bir dünya oluşturuyorsunuz. Futbol bittikten sonra ben gerçek hayata başladım. EŞD: Biyografinizden devam edelim mi? 8 Mayıs 1964'de İzmit'te doğmuşsunuz. Futbol kariyerinize de orada Kocaeli Spor altyapısında başlamışsınız. O yılları sizden dinleyebilir miyiz? MT: Amatörce her çocuk gibi spora başladım. 1970'ler... O yıllarda şansım, Beşiktaş'ta çok başarılar kazanmış, alt yapı antrenörü olarak çok önemli bir isim olan Serpil Hamdi Tüzün'ün antrenörüm olmasıydı. Beşiktaş ile ilk tanışmamda 11 yaşında onun sayesinde oldu. 7 pilot bölge seçilmişti ve kendisi de Türkiye seçmelerine gelmişti. Ben de futbola tutkun avukat bir babanın oğluyum ve beni Serpil Hocaya getiriyor. Serpil Hoca deneyimlerine dayanarak şöyle düşünüyor: Futbolun sosyo ekonomik yapısı bellidir. İyi giyimli, üzerinde temiz forması olan futbolcu en kötü futbolcudur. Bu dünyada da böyledir. Ben de oranın temiz şortlu, temiz formalı çocuğuyum. Babam da orada, hatta torpil olmasın diye babama da soğuk davranıyor. Seçmeler başlıyor “ya bir dakika, bu yeni formalı çocuk hiç fena değil!” diyor. Sonra da 11-12 yaşında Beşiktaş'a transfer olmamı teklif etti. Eğitimime Kabataş Lisesi'nde devam edecektim. Yaşım çok küçüktü ve ailemden uzaklaşmak istemediğim için kabul etmedim. Ama yıllar bu sefer 18 yaşında beni Beşiktaş Profesyonel Takımı ile tanıştırdı. Beni Beşiktaş'a getiren ise Kocaeli Spor'dayken Genç Milli Takım'a seçilmem oldu. Herkesin göreceği bir sahneye çıkmış oldum. Beşiktaş Teknik Direktörü Dorde Milic beni bir Genç Milli Tamı maçında izlerken beğendi ve Beşiktaş'a gelmemi teklif etti. O dönemde Mehmet Üstünkaya başkan... Yazahanesine gittiğimizde bana “Beşiktaş'a gelmek ister misin” diye sordu, ben de “evet” deyince süreç başladı. EŞD: 18 yaş da böyle bir arenada yer almak için çok genç bir yaş aslında... MT: Hele ki o zamanlar için çok genç bir yaş. Bugün genç futbolcuların A takımına geçişleri çok daha kolay. Çok şey değişti çünkü. O zamanlar hiyerarşik yapının çok güçlü olduğu zamanlar. Dolayısıyla o dönemde genç bir futbolcunun oraya gelip yer alması, kendini ifade etmesi çok zor. Ama tabii hayat sizi her şeye adapte ediyor. İzmit ne kadar İstanbul'a yakın olsa da yine de Anadolu'dan İstanbul'a gelip burada bir yaşama başlamak zor. Yalnız benim şöyle bir avantajım oldu: İstanbul İktisat Üniversitesini kazanmıştım. Aynı yaş grubundan İzmitli üniversiteli arkadaşlarla ev tuttuk. Dolayısıyla İstanbul'a alışma sürecimde 3-4 seneyi eski çevremden kopmadan geçirmiş oldum. EŞD: Babanız çok değerli bir insan ve size hep destek olmuş. MT: Ben biraz babamın oğluyumdur, hala da bu böyledir. Kendisiyle çok iyi bir diyaloğumuz var ve desteği büyük. EŞD: Sizdeki yeteneği keşfeden kişi kendisi herhalde? MT: Yetenek keşfedilmez, yetenekle karşılaşılır. Babam sporu çocuğuna sevdirmeye çalışan, sporcu kişiliği kazandırmaya çalışan, kötü alışkanlıklardan korumaya ve bana düzenli bir hayat kazandırmaya çalışan bir baba olmuştur. Beni hep yüreklendirmiştir. Babam sıkı bir Galatasaray taraftarıdır. EŞD: Bazı kaynaklarda sizin de Galatasaraylı olduğunuz yazıyor. MT: Galatasaraylı değilim. Kamuoyunda şöyle bir yanılgı var: Taraftar farklı, profesyonel oyuncular farklıdır. Ben çocukken Galatasaray’lıydım. Ama zaten bizim kuşağımızda Beşiktaşlı olan yoktu. Fakat siz o formayı giydiğiniz anda artık ömürboyu Beşiktaşlısınızdır; bunu hissedersiniz. Ben 15 yıl Beşiktaş forması giydim. Dolayısıyla Beşiktaş benim büyük tutkum. EŞD: Takımınıza gerçekten sadık kalmışsınız ki profesyonel futbolcular her zaman bu kadar sadık kalmayabiliyorlar. 1 senelik Van Spor deneyimi hariç hiçbir yere gitmemişsiniz. MT: Ben aidiyeti seviyorum. Van Spor'a da futbolu bırakırken askerlik dolayısıyle gittim ve en son senemdi. Ben hep Beşiktaş'ta kalmak istedim, gitmeyi hiç düşünmedim. Ama şu da var eskiden yönetmelikler buna izin de vermezdi, futbolcuyu çok bağlayan transfer yönetmelikleri vardı. Köle gibiydi futbolcu, Yönetim Kurulu izin vermeden hiçbir yere kımıldayamazdı. Öte yandan bana da sorulduğunda benim tercihim Beşiktaş’tı. Taraftar futbolcu olabilmewww.rugbyturkiye.net 70 niz için tek takımda oynamanız gerekiyor. EŞD: İnternette sizin için şöyle bir ifade kullanılmış: Fuleli deparları, sürati ve çalımları ile kısa sürede sivrildi. Beşiktaş'taki ilk günleriniz nasıldı? Takım sizi nasıl karşıladı? O ilk gün, ilk antreman... MT: Çok net hatırlıyorum. Gittik antremana. 11-12 yaşından beri futbolun içindeyim ama Beşiktaş’ta olmak başka birşey. Stad Şeref Stadı ama soyunma odası o dönemde Kocaeli Spor'un soyunma odasından daha kötü. Toprak saha... Trabzon Spor'dan Beşiktaş'a transfer olan Serdar Bali var o zaman. Antrenman başladı. Ben de top alıyorum, çalım atıyorum falan. Antrenman bittiğinde soyunma odasına dönerken “Gördünüz mü, Hollanda'dan Cruyff gelmiş. Pas vereceksin kardeşim, çalım atmak yok” diye arkamdan konuşmaya başladı. Babama dedim ki “Bir daha gitmem ben!” o da dedi ki “ne demek gitmem, çocuk oyuncağı mı bu, Beşiktaş'a transfer olmuşsun!” Hayatı öğrenmek böyle bir şey. Yavaş yavaş işin içine giriyorsun, olayı çözüyorsun, ilişkileri görüyorsun. İlk gün oydu, ilk forma da ondan 3 ay sonra oldu. Ne var ki ben daha maça çıkmamıştım, kimse nasıl futbol oynadığımı bilmiyordu, sadece antremanlara çıkıyordum. Birden basında “Sarı Fırtına” olarak yayımlanmaya başladım. Antrenmanda Sarı Fırtına mı olur, antrenmanda uçsan ne olur, sahne maçtır. Formalı hayatım Aralık ayında bir Samsun Beşiktaş maçı esnasında başladı. EŞD: 320 lig maçı, 70 gol... MT: Az lig maçı oynamışım, sakatlanıyordum. EŞD: 5 lig şampiyonluğu, Fenerbahçe'ye 13 gol, Galatasaray'a 8 gol, Avrupa Kupaları'nda 6 gol... MT: Ben golcü bir futbolcu değildim ve her zaman da gol bölgesinde oynamadım. Bizim golcülerimiz Feyyaz'dı, Ali'ydi, daha farklı oyunculardı. Yalnız ben tarihte Fenerbahçe Beşiktaş maçında Fenerbahçe'ye en çok gol atan futbolcu olarak dördüncü sıradayım. Ama genele bakıldığında ben golcü futbolcu değilim. Düşünün “200'ler Kulübü” var ki oluşturanlar da bizim arkadaşlarımız; Aykut, Tanju, Hakan Şükür. Tanju ile hatta şöyle bir hikayemiz var. 16-17 yaşlarında ve Genç Milli Takımdayız, bizi Ankara'da topladılar. Hazırlık kampı. Ankara Demir Spor ile oynuyoruz. İlk devre 0-0 bitti. İkinci devreye Samsun'dan gelen bir çocuğu yetiştirdiler, adına Tanju dediler. Biz de gülüyoruz Tanju ismine... O maç 4-0 bitti ve dördünü de Tanju attı. Müthiş bir golcüydü. Hala en yüksek gol ortalaması Tanju Çolak'dadır. EŞD: “Futbola doydum” diyebilir misiniz? MT: Futbola doyamazsınız ki... Tabii ki mesleki tatminler sağladım. Ama kafamda çok keşkelerle de ay- rıldım bu meslekten. Futbolculuğun, kendimi geliştiribilme anlamında doğal yeteneklerimin çok hakkını vermedim. Çok doğru bir futbolcu bakışım olmadı, çok pişmanım. 29-30'lu yaşlarda doğru bakışı yakaladım, ama artık sonuna gelmiştim, elimden kayıp gidiyordu. Keşke tam hakkını verseydim. EŞD: Futbola bakışınıza yönelik özeleştirilerinize farklı kaynaklarda da rastladık. MT: O dönemde benim iki farklı çevrem vardı: Eğitimin hiç dikkate alınmadığı futbolcu arkadaşlarım, futbol çevrem ve eğitimi önemseyen üniversite kazanan arkadaşlarım. Bizim dönemimizde futbol entellektüel kesimin dışladığı bir spordu. Bir şaire, ressama vb futbolla ilgilenmek avam gelirdi; futbol alt kültür olarak değerlendirilirdi. Dolayısıyla çevremde seven çok kişi olsa da futbolu, kaçtılar, göstermediler. Halbuki Türkiye'de erkeklerin çoğu futbolla ilgilenir. Günümüzde bu değişti. Şimdi pek çok entellektüel futbola dair köşe yazısı yazıyor. Woody Allen benim çok sevdiğim bir sinemacıdır ve bir röportajında şöyle der: “Boş zamanlarımda herkes benim sergilere vb gittiğimi sanır, halbuki benim en çok sevdiğim şey futbol seyredip, bira içmektir.” Anlatmak istediğim benim zamanımdaki futbola bakıştan benim de üniversiteye giderken etkilendiğimdir. Dolayısıyla tam kendimi geliştireceğim dönemde futbola yatırım yapmayı kaçırdım ben. Çok yanlıştı, çünkü benim tutkum futboldu. Bunu biliyor, ama saklıyordum. Tabii başka etkenler de vardı; yetersiz tesisler, kendimizi geliştirecek yeterlilikte teknik adamlarla çalışamamız vb. Keşkelerim işte hep bunlar için. EŞD: Bir yerde kendinizi şöyle tanımlamışsınız: “Suratı ve koşu özelliği ile ön plana çıkan, standart bir top tekniği olan sporcu...” MT: Böyle söylenince biraz düz oluyor. Benim futbolda fark yarattığım şey, süratim ve çabukluğumdu. Öte yandan buradaki “standart”lık sıradanlık anlamında değil, yeterli bir standart teknik anlamında kullanılmıştır. Geçenlerde büyük oğlumla İngiltere'deydik, Fenerbahçe maçı vardı. Oğlumla yürüyüş yaparken “Baba yavaş yürüsene!” dedi. Dedim ki “Oğlum yavaş yürüseydim burada olmazdım, benim bütün esprim hızlı olmam!” Konuşurken de öyleyim, koşarken de öyleydim. Şöyle bir uzandığında 5 saat kalk-mamayı da severim ama biraz hiperaktivite var herhalde. Asıl hiperaktif dendiğinde Rıdvan Dilmen bir numaradır. Mümkün değil yaklaşamazsınız. EŞD: Üç İnsan Üç Öykü belgeselinde kendiniz için demişsiniz ki “Futbolcu zekası çok iyi bir futbolcu değildim!” MT: Futbol zekası farklı bir şeydir. Benim de futbol zekam kötü değildi, oyun görüşüm, oyun kurgum www.rugbyturkiye.net 71 vardı. Ama Tanju Çolak'a bakıyorum, sosyal zekasını çok sorgularım, fakat futbol zekası müthişti. Top algısı, pozisyon algısı bunlar çok önemlidir. O röportaj esnasında da kendimi bu şekilde eleştirmişim. EŞD: Futbolcu zekası ile ortaya çıkan size göre başka hangi isimler var? MT: Çok var. Rıdvan Hoca, Oğuz Çetin, Emre Belezoğlu, daha pek çok ismi saymak mümkün. Fakat pek çok yeteneği olup, futbolcu zekası olmayan da çok oyuncu var. Oyun kurgunuz, oyun planınız yoksa, yeteneklerinize rağmen üst düzey oyuncu olamıyorsunuz. Üst düzey oyuncunun tarifinde şöyle denir: Bir oyuncu vardır, yeteneklidir, ama neden iyi oynadığını bilmez; o yetenekli oyuncu olarak kalır. Bir oyuncu vardır, neden iyi oynadığını bilir, o büyük oyuncu olur. Yani silahlarınızı algılamanız sizi çok farklı yerlere getiriyor. Sözgelimi son dönemde gelen Quaresma... Çok yetenekli ama olmuyor... Oyun kurgusu yok, onun için yetenekli oyuncu olarak kalıyor. EŞD: Bütünü ve bütünün içindeki yerinizi çok iyi görmek gerekiyor demek ki... MT: Tabii... Zaten yıllarca Türk futbolu oradan kaybetti. Maalesef büyük resme bakan futbol adamlarımız çok olamadı. Biz hep mevkisel değerlendirdik, büyük resim ise farklı bir şeydir. EŞD: Sizin oynadığınız dönemdeki futbol ile, teknik, camia, ortam vb. bu dönemki futbol arasındaki farklar nelerdir? MT: Çok net söylemek mümkün değil! Daha iyi daha kötü de diyemezsiniz. Ama bir şey söylemek mümkün, o da daha farklı, daha değişik olduğu... Futbol ekonomisi örneğin. Eskiden futbol pazarlanmaya çalışılırdı, şimdi futbol üzerinden pek çok ürün pazarlanıyor. Futbolun marka değeri buraya geldi. İnanılmaz ekonomik bir portresi oldu. Bu portre içinde de en büyük payı aktörler, yani futbolcular alacaktır. Futbolcu paraları konuşuluyor şu anda. Ne var ki bu sektörün yarattığı bir şey. Fiyatlar arz talep dengesine göre oluşuyor, dolayısıyla fiyatların artması çok doğal. Niye bizim zamanımızda uluslararası başarı yoktu? O dönemde çok daha yetenekli oyuncular olduğu söyleniyor ki ben de katılıyorum. Hocalarımız bize çok değerli teknik bilgiler verdiler; futbol gelişimimize değerli katkıları oldu. Ama üzülerek söylüyorum, demin söylediğim büyük resmi görecek, oyun, düşünce anlamında farklılık yaratacak teknik adam bakışı olmadı. Ya ben o anda oyuncu olarak o algıda değildim, ya da bunlar anlatılmadı. Bugünse yeni futbol öğretim teknikleriyle farklı bir noktaya gidiyoruz. EŞD: Siz de teknik adamlık yaptınız, sizin di- ğer teknik adamlardan, hocalarınızdan farkınız ne oldu? MT: Teknik adamlığımı ben değil, oyuncular, kamuoyu, taraftar değerlendirebilir. Onların yorumları önemli. Ne yapmaya çalıştığımı söyleyebilirim. Rahmetli Erdoğan Arıcı'ya üç buçuk sene yardımcı antrenörlük yaptım. Sonra Çanakkale Dardanel'de altı ay Teknik Direktörlük yaptım ve akabinde de Genç Milli Takıma geçtim ve iki sene orada çalıştım. Beş sene Fatih Terim ile beraber A Milli Takım Yardımcı Antrenörlüğü yaptım. Antrenörlüğe, Teknik Adamlığa doydum. İşin icraatından çok, teoriye, ve eksik olarak gördüğüm büyük resme bakmaya çalıştım. Büyük resmi nasıl yaparız, futbolu nasıl geliştiririz, futbol oyunu nasıl gelişir? Bunları düşünmeye başladım ve şimdi de benim o dönemlerim. Oyuncudan çok oyun üzerine yoğunlaşmaya çalışıyorum, oyun planlarına bakıyorum ve bundan da büyük keyif alıyorum. Dolayısıyla nasıl bir teknik adam olduğumu söyleyemem ama, şuandaki futbola bakışımı bu şekilde söyleyebilirim. EŞD: Fatih Hoca ile karşılaşmanızı anlatır mısınız? MT: Biz sahada Fatih Hoca ile hertürlü karşılaştık. Rakip olduk, karşılıklı oynadık Galatasaray, Beşiktaş olarak. Fatih Hoca kaptanken, ben 19 yaşındayken A Milli Takımda birlikte oynadık. Sonra Piontek Teknik Direktör, Fatih Terim Antrenör, ben futbolcu oldum. Sonra Fatih Terim Milli Takıma Teknik Direktör oldu, ben yine futbolcu oldum. Daha da sonra Fatih Hoca Milli Takımda Teknik Direktördü, bu sefer ben Antrenör oldum. EŞD: Onunla çalışmak nasıldı? MT: Teknik Direktör, Antrenör olarak çalışmayı söyleyeyim. Çok zevklidir. Çok zordur. Ama Antrenör olmaktan çok tatmin olursunuz. Niye? Çünkü kamuoyunda bilinenin aksine çok paylaşımcıdır. Tabii kendi içimizde öyledir, dışarıda değil! İşin içine çok katılırsınız onun için de mesleğinizden çok zevk alırsınız. Çok doğru bir şey yapar, yardımcılarından fikir alır. Yardımcı Antrenör fikir verir, Teknik Direktör karar verir. Yardımcı Antrenörün görevi fikir üretmektir. EŞD: Etrafında çokça dolaştığımız bir konuyu netleştirmek için şunu soracağım: Sizce başarılı olmanızda en büyük etken neydi; yeteneğiniz mi, gayretiniz mi, şansınız mı vb.? MT: Futbolculukta yeteneğiniz olmadan olmaz zaten. Türkiye'de olmayan şeylerden biri ise yeteneğin geliştirilmesi ve yönetilmesi... Bende babamın büyük katkısı var. Onun hayata bakışındaki sporun önemi başarımda önemli yer tutar. Elit futbolcu tanımlaması yapılırken diğer saydığım özelliklerin yanı sıra bir de yeterli kişilik diye bir www.rugbyturkiye.net 72 kriter vardır. Onu da başaramazsanız olmaz. Genç nesilde pek çok yetenekli isim var, fakat bu eksiklikten dolayı olmuyor. Siz önce futbolcu olarak doğacaksınız. Sizi yukarıya taşıyacak olansa sizin yeteneğinizi geliştirecek, yönetecek teknik adamlar ve eğitimciler. Türkiye'de yeterli donanımda genç futbol eğitimcisi yoktu. Çünkü ellerinde bunu öğretecek metodoloji yoktu. Şimdi Türk futbolu buna sahip. Biz Genç Oyuncu Eğitimini 2006-2009 yılları arasında aldık. Umuyorum Fatih Hoca önderliğinde şimdiki hayata da etkin şekilde geçirilecektir. Tesisler yapıldı, uluslararası başarı kazanıldı, eksik kalan ise metodo- loji oldu. Metodoloji olmadan gençleri yetiştiremeyiz. Söylemenin öğretmek olduğunu sanıyoruz. Halbuki futbolda öğretme gösterimdir, demodur. EŞD: Çok sakatlık geçirdiniz mi? MT: Çok! Bir kez çok büyük sakatlık geçirdim ki hayatiydi. Bir hava topunda çarpışmayla kafatasım 15 cm kırıldı ve beyin kanaması geçirdim. EŞD: Nasıl? MT: Nasıl değil de “kim?” demelisiniz. Fenerbahçe'li, Sakarya'lı Turan ile çarpıştım. Bir de bizim mahalleden kız aldı. Kafa topuna çıktık ve ben kulak arkasından ciddi bir darbe aldım. Aldığım en büyük sakatlık o... Sonra arka adale sakatlıkları oldu, splinterlerde çok olur; o zamanlar bunların iyileşmeleri çok daha uzun zaman alıyordu, bu kadar bilgi yoktu. Bu yüzden uzun süre sakat kalıp oynayamadığım oldu. EŞD: O kafa darbesinden sonra bir yıl ara vermişsiniz... Akabinde de Adana Demir Spor maçı ve 10-0'lık bir galibiyet var, sizin de 3 tane golünüz var o maçta. O bir yılı iyi değerlendirmiş olmalısınız. MT: 10-0'lık skor tarihe geçmiş olabilir ama benim için önemli olan Beşiktaş'a dönüş maçım olmasıdır. Beşiktaş beni gönderebilirdi. Dolayısıyla orada ben pek skorla ilgilenmedim, kendi attığım gollerle ilgilendim. O yıl aynı zamanda üç sene arka arkaya gerçekleşen şampiyonluğun ilk senesidir. Benim için çok önemli bir maç ve çok önemli bir dönemdir. EŞD: Böyle unutamadığınız, hayatınızda önemli yer etmiş başka maç/maçlar var mı? MT: Aynı sene Fenerbahçe ile yenenin şampiyon olacağı bir final maçına çıktık. Fenerbahçe 1-0 öne geçmişti. Benim iki kafa golümle biz maçı 3-1 aldık ve şampiyon olduk. O da benim hayatımda önemli dönüm maçlarından biridir. Bir de Avrupa Şampiyonası'nda PSV Eindhoven'a uzaktan attığım güzel bir gol vardır, onu unutamam. EŞD: 89-90 sezonunda Gordon Milne sizi Almanya Kampına almamış... MT: Sakatlıktan dönmüştüm, bir önceki sene çok maçta oynayamamıştım.Fenerbahçe maçından sonra da Gordon Milne'e sözel bir hakaretim olmuştu. Yanlıştı tabii ki... Transferler esnasında üç İngiliz oyuncu aldı, bana da dedi ki “Değil 11'e 16'ya girme şansın yok. Profesyonelce düşünüyorum. Kendine başka kulüp bul Metin!” Bunların konuşulması doğaldır ama sizin duygusal bağınız olunca, hele ki de o genç yaşta farklı tekpi veriyorsunuz. Ben 24 yaşındaydım ve hiçbir zaman kendi isteğimle ayrılmayacağım bir kulüpten gönderiliyordum. Yapacak bir şey yok, profesyonel dünya... Ben Beşiktaş ile sözleşmem olduğunu ve Beşiktaş'ta ayağa kalkmak istediğimi söyledim. O da “sen bilirsin” dedi. Daha sonra Galatasaray'ın, Sevgili Alp Yalman'ın bir teklifi oldu ve ben kendisine de Beşiktaş'ta ayağa kalkmak istediğimi söyledim. O da çok doğru düşündüğümü, ama olamazsa da Galatasaray'ın kapılarının açık olduğunu söyledi ki çok büyük bir güvenceydi. Sonunda başardım. Teknik adamlar arasında belki en bewww.rugbyturkiye.net 73 ğendiğim değildir ama en çok Gordon Milne'i severim. Ondan sonra değil ilk 16, her 11'de beni saydı. Bu da bir futbolcu için güzel bir geri dönüştü. EŞD: Şöyle bir tanımlama var internette: “Gordon Milne'den çok çekmiş bir futbolcudur! Hiç kimseden, hiçbir şeyden çekmemiştir ondan çektiği kadar!” MT: Değil! Klasik kendini yıldız futbolcu olarak gören genç bir insanın, farklı kültürden gelen bir teknik adamla çatışmasıdır, çelişmesidir. Burada genç adamın bakışında daha büyük hata payı vardır. Ama İngiliz'in katı kültürünün de bunda ufak bir payı vardır. Sonra Gordon Milne'i biraz Türkleştirerek çok sevdik. EŞD: 91-92 sezonunu Beşiktaş namalup bitirdi. Namalup bir takımda futbol oynamak güzel bir şey olsa gerek... MT: Bu üst üste gelince anlam kazanır. Önce başlarsınız ve anlamazsınız. Sonra ortaya çıkar. Tam rakkamı hatırlamıyorum, sanırım 48 maç yenilmedik. 30'lara gelince 'bu önemli!' deyip amaç olmaya başladı. Başarılı bir takımın lig karnesi bu. Şimdi bunun çok önemli olduğunu anlıyorum. Arkaya dönüp baktığınızda bir şeylerin güzel, farklı, önemli olduğu görünür. O esnada anlamıyorsunuz ki... EŞD: Demek ki sadece o anda oynamak gerekiyor... MT: Öyle zaten. Siz oynuyorsunuz, kamuoyu değerlendiriyor ki öyle olması lazım. EŞD: Siz üniversite eğitiminizle futbolcular arasındaki eğitim çıtasını yükselttiniz. MT: Futbol ile eğitim çok zor artık. Hele günümüzde mümkün değil. Bizim dönemimizde futbol trafiği biraz daha rahattı. O kuşakta ben yükselttim diyemem. Ben İktisat'ı Oğuz Çetin inşaat mühendisliğini bitirdi, Ali Marmara Üniversitesi Ekonomi Mezunudur, Feyyaz, Şenol Spor Akademisi mezunudur. Bu- gün mümkün değil. Çünkü siz elit bir futbolcuyu 14 15 yaşında Genç Milli Takımlardan alıyorsunuz. Genç Milli Takımlara gelmek futbolcu olmanın, uluslararası oyuncu olmanın en büyük yoludur. 100-120 gününüz kampta geçer. Bu koşullarda üniversite vb. çok zorlaşır. O anlamda artık sektörel bir ayrıma girersiniz. Futbola yatırım yaparsınız, garantisi yoktur. Gençler için de büyük risktir. 10-18 yaşları arasında ne iş yapsanız sonunda oradan para kazanırsınız. Futbolda ise bunun garantisi yoktur. Yüzbinlerce çocuk bu yarışa başlar. 20-30 tanesi elit futbolcu olur, 50-60 tanesi iyi para kazanır, 100 tanesi de futboldan para kazanır, bu kadardır. EŞD: Önemli bir pazar... MT: Çocukların eğitimlerinden çalıyoruz bari onların kişisel gelişimine katkıda bulunalım; yabancı dil vb. bir eğitim silahı vermeniz lazım ellerine. Biz tam tersini yapıyoruz. Bu noktada Antrenörlük Pro Lisansını eleştireceğim. Eğitimden alıyoruz çocuğu, o da üst düzey futbolcu, yıldız oluyor, uluslararası maçlarda oynuyor. Bu arada liseyi okuyamıyor. Derken futbol hayatı bitiyor. O da diyor ki “Teknik Direktör olacağım”. Biz de diyoruz ki “liseyi bitiremediğin için olamazsın!”. Böyle bir şey olabilir mi? Messi de Beckham da makine mühendisi değil, futbolcu... Hemen bir örnek vereyim: Tugay Kerimoğlu 105 defa veya 110 defa milli olmuş, 8 yıl premier lig oynamış, korkunç bir mesleki vizyon, belki böyle bir başka özgeçmiş yok, liseyi bitirmedi diye antrenörlük diploması alamıyor. Bu herhalde başka hiçbir meslekte yoktur. Federasyon olarak bunlara çözüm getirilecek inşallah. EŞD: Pamuk ipliğine bağlı bir meslek... Çok ciddi bir emek veriliyor, sonra bir sakatlık hayatınızı değiştiriyor. MT: Değiştirmeyi bırakın, hayatınızı bitiriyor. Yükselen tempoyla futbolcu ölümleri çok arttı. Kapasite zorlanıyor. Sağlık kontrolleri ise bir yere kadar size cevap verebilir. Hala bir sürü bilemediğimiz bedenle ilgili şey var. EŞD: Sizce bunu nereye kadar zorlayacaklar? Kapasite arttırımı nereye kadar? MT: İllegal kapasite arttırımını bir kenara koyarsak, tabii ki insanın sınırsal bir değeri vardır ve bu her insanda farklı olabilir. Sınırsal değerleri maksimize etmek, fizik kondisyon elbette yapılacak, ama bunun üstüne antrenman yüklemeyle çıkmak çok tehlikeli. O yüzden “profesyonel futbol çok sağlıklı bir şey değil!” diyorum. Nabızla bu kadar oynamak riskli. Zaten sağlığınız yeterliyse oynayabiliyorsunuz. En son Antalya Sporlu Mehmet Sedef kalp krizi geçirdi, çok şükür birşey olmadı. Uçağa binecekken üç kere kalp krizi geçiriyor. Çok bilinçli, uçağa binmiyor ve doktowww.rugbyturkiye.net 74 ra görünüyor. Şu anda futbolu bırakabileceğini söylüyor. Tamam çok seviyor, ama “kusura bakmayın hayatım benim için değerli” diyor. EŞD: Bu bütün takım sporlarında olan bir sorun... MT: Sağlık muayenesi çok önemli. Eskiden hiç yoktu. Şimdi kontroller sıkı hale geldi. Lisans alınırken sağlık kontrolünden geçersiniz. Yıllarca “hastanede mi bekleyeceğiz” dendiğinden kontrolsüz sağlık raporları, lisanlar verildi. Bizim zamanımızda böyleydi, bizden sonra da böyle gitti. Şimdi daha kapsamlı ol- duğuna inanıyorum. EŞD: Peki bu sistemi, kondüsyonu arttırmaya yönelik çalışmayı yapan kişiyi denetleyen birilerinin olması gerekmez mi? MT: Denetlemeyi yapacak kişinin bu yetkinlikte olması lazım. Bugün Futbol Gelişim Direktörü olarak Güven Erdil Hocamız var. Kendisi doçent, mesleğinde mutlaka çok başarılıdır, saygı duyuyoruz. Ama antrenörlüğü bildiğini düşünmüyorum. Antrenörlük yapmamış, sahada antrene etmeden başa gelmenin bir mantığını göremiyorum. Antrenörlük sahadadır, dershanede antrenörlük olmaz. Siz de futbol gelişiminin başındayım diyorsanız iki ana misyona dikkat edeceksiniz: Teknik Direktör eğitimi ve genç elit sporcuların geliştirilmesi. Sizin saha yeterliliğiniz yokken 'ben bu antrenörlerin başı olurum' derseniz olmaz. Denetleyebilmeniz için o işi yapmanız, denetleme yeterliliğine sahip olmanız lazım. Umarım doğrusu bulunur. Hep düşünülüyor malum, Türk Futbolu nasıl kalkınır diye... EŞD: Beşiktaş taraftarı her zaman size sahip çıkmış. MT: Benim taraftarla iletişimim her zaman çok iyi oldu, neden bilemiyorum. Siz yapıyorsunuz, onlar da bir şeyi algılıyor. Çok kontrol edebileceğiniz bir şey değil. EŞD: Bir dönem Gordon Milne sizi kadro dışı bıraktığında, bir grup taraftar açlık grevi yapmış, doğru mudur? MT: O biraz simgesel birşeydi. 4-5 arkadaş yapmıştı. Beşiktaş seyircisi benim takımdan gönderilmemi istemedi. Yönetim de bunu olumlu karşıladı ve iyi ki devam edebilme şansım oldu. EŞD: Futbol için şöyle bir değerlendirme var: Ülkede buhran, sıkıntı varsa futbol çok iyi bir uyuşturucudur, insanları belli bir süre oyalar! Siz ne düşünüyorsunuz? MT: Eskidendi o... Portekiz Başbakanı söyledi onu, “Ben ülkeyi üç F (Futbol, Fado, Fiesta) ile yönettim” diye. Bu dönemde uyutma olduğunu söyleyebilir misiniz? Şimdi tam tersi! Tirübünlerden bazen çekiniyorsunuz. Dünya'da da bu böyle, Türkiye'de de böyle olduğuna inanıyorum. EŞD: Futbolu nasıl bıraktınız? MT: 33 yaşındayken askere gittim. Van Spor'da oynadım ve futbolu bıraktım. Bildiğim kadarıyla üç büyüklerden Güney Doğu'da askerlik yapan tek futbolcuyum. EŞD: Böylesine yoğun bir futbol hayatından sonra, bir anda futbolu bıraktığınızda sizi destekleyenler oluyor mu? MT: Olması lazım. Ne kadar kendinizi hazırlasanız, formayı çıkardıktan sonra çok zor. Kesinlikle destek gerekiyor. EŞD: Metin, Ali, Feyyaz üçlüsünden bahsetmeden bu röportajı bitirmek olmaz. Siz zamanında Voltran'ı oluşturmuşsunuz. MT: Bilmiyorduk Voltran olduğunu... Tabii Voltran diyorsanız o 20 tane futbolcuydu. Biz büyük bir takım, geniş bir kadroyduk. Metin Ali Feyyaz gollerin ismiydi belki, ama hikaye daha genişti. EŞD: Taraftar bu üçlüyü çok sevmiş. MT: Mevkisel avantaj diyelim. EŞD: Futbol tahtını birgün başka bir spor dalına devreder mi? MT: İki şekilde biter: Şiddet ve şike... Ölümler olursa kimse gitmez o sahaya. Maçın saha içinde değil, saha dışında belirlendiğine seyirci inanırsa oyun yine biter. Ama bu oyun çok güzel bir oyun ve bitmez. Kimse zorla futbolu sevdirmiyor. İnsanların tercihi... Metin Bey’de anı çok! Sohbet, bıraksak sabaha kadar sürer ama ne yazıkki bitirmek zorundayız. Bir dahaki ay görüşmek üzere... www.rugbyturkiye.net 75 SEN DE TIKLA... FACEBOOK GRUBUNA ÜYE OL VE YENİLİKLERDEN HABERDAR OL! HAYALLERIM SPOR VE BEN Şükretmeli insan Aşksa Eğer bedeninin her uzvuna Haluk Gürel HALUK GÜREL [email protected] K - Kızım haydi gel geç kaldık! - Baş parmaağım, baş parmaağım, ner de sin? Buur da yıım… - Yedek pantolon koymuş muydun çantasına? - Koydum koydum, merak etme. Yalnız suyunu unuttum galiba. - Haydi tatlım giy ayakkabılarını… - Lıkıır da lıkır, lıkır da lıkıır… - Saat kaç oldu? Benzini dönüşte mi alsak? - Bilmem ki daha ışığı yanmamıştı sanırım arabanın. Suyu bende. - Güzel kızım ayakkabının altı pistir, kenarından tutarak giy. Bak şuradan… - Tamaam. Ama ben giyiceeemmm. - Ev anahtarını alıyorum ben. - Ayy dolmaları unutuyordum az kalsın. Buzdolabında olacak!!! - Gel montunu da giy. Haydi şimdi koşup asansörü çağıralım. - Lıkıır da lıkıır, lıkır da lıkırr… Ben de ben de ben deeee… - Dur ben kilitlerim kapıyı. Sen asansörü tut. - Herkes tamam mı? - Oh çok şükür çıkabildik… A ilecek sporumuzu yaptık ve çıktık evden. Kış iyice belli etti kendini. Hava buz gibi. Montlar, atkılar derken evden çıkabilmek ayrı bir komedi. Göz hastanesinde ameliyat olan bir hastamızı ziyarete gidiyoruz. İnanılmaz bir trafik, kimse kimseye yol vermiyor. Ankara şartlarında yaklaşık 45 50 dakikalık ağır aksak bir yolculuğun ardından varabildik hastanenin karşısındaki otoparka. Oldukça büyük ve hoş bir hastane. Haliyle, her yerde gözünden rahatsızlığı olan bir hasta var. Koridorda on, on beş dakika geçirdikten sonra sayısını unutuyorsunuz gözünde bantla dolaşanların. Her yaştan insan mevcut. Çoğunluk orta yaşın üzerindekilerde. Geçmiş olsun dileklerimizi ilettikten sonra kızımla odanın önündeki koltukta beklemeye başladık eşimi. En az kızım kadar şaşkın izliyordum etrafımızda dolaşan hastaları. Kimi ameliyata gidiyor, kimi çıkmış, kimi yeni geliyor. Bu insanların kaçı gözünden ameliyat olacağı ihtimalini düşünmüştü acaba? Kaç tanesi yıllarca kullandığı bir organını kaybetme korkusunu taşıyor içinde? Engelliler haftasıydı geçenlerde… Sosyal ağlarda bir sürü paylaşım yapıldı konuyla ilgili. Doğuştan engelliler, sonradan engelli olanlar. Özgürlüklerinden bahsediliyordu bedenlerinden öte. Yaşamlarındaki zorluklardan bahsediliyordu, başka insanların bilmediği ve görmemekte ısrar ettiği. Bir yanda bedenini hoyratça kullananlar; sigara, alkol, uyuşturucu kullanan, çok yiyen, az yiyen, yemeyen, güzelleşme derdine bıçak altına giren… Bir yanda ise göremez, yürüyemezken, duyabildiğine şükreden, sadece bir kere olsun sağlıklı insanlar gibi tek başına karşıdan kaşıya geçebilmeyi dileyenler… Şükretmeli insan bedeninin her uzvuna, her hücresine. Bir de iyi bakmalı ona. Bir de kendi başına gelmeden başkalarının yaşadığı güçlükleri görebilecek kadar cesur, istekli ve biz bilincinde olabilmeli. Tüm bu düşünceler geçerken kafamdan, kızıma döndüm birden. Sen, ben, o, çocuklarımıza, onlar da kendi çocuklarına… Sürekli söylenmek ve izlemek yerine, tohumlarını atabiliriz böyle bir bilincin ve daha yaşanası, daha güzel, daha uygar bir geleceğin, birlikte. Sevgi ile… Sipariş için: [email protected] www.rugbyturkiye.net 77 GÜNDÜZ SAKA [email protected] B Bana göre zamanın çok hızlı geçtiği bir yıl yaşandı. Eminim hepimiz çok güzel olduğu kadar sıkıntı veren olaylarda yaşamışızdır. Benim için güzellikler çok fazlaydı. Günlerim bazı sıkıntılara rağmen keyifle geçti. Geneline baktığımda harika bir yıl yaşadım diyebilirim. Yeni bir yıla başlarken... 2 013 yılının başında daha önceleri aldığım bazı kararları yenilemiştim. Bu kararlar bundan sonra ki hayatımı nasıl yaşayacağıma dair kararlardı. Bu yıl içinde bu kararlarımın çok büyük bir oranda gerçekleştirdiğimi gördüm. Bu nedenle kendimi başarılı olarak görüyorum. Aynı başarıyı daha büyük bir oranda yeni yılda da gerçekleştirme kararındayım. Niyetim 2014 ü de keyifle ve mutlulukla yaşamak. Bu yıl biterken her yıl kendi yaptığım kısa bir çalışmayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Benim çok işime yaradı umarım sizin içinde yararlı olur. Bu çalışmanın 31. Aralık gecesi saat 24.00 dan önce yapılmasında fayda var. İstekler listesi hazırlayacağız. Bu isteklerin gerçekleşebilmesi için bazı çalışmalara ihtiyaç var. Önce geçmişin tüm izlerinden arınmak gerekiyor. Ben şöyle demeyi tercih ediyorum: Geçmişte yaşadığım tüm olayların bu güne yansımalarını, bende oluşturduğu olumsuz duygu ve düşünceleri, kodlamaları tüm benliğimden siliyorum. Geçmişimle tüm hesaplarımı kapatıyorum. Kendimi geçmişimden özgür kılıyorum. Bana olumsuzluk yaşatan ve sevgi içermeyen davranışta bulanan tüm insanları bağışlıyorum, öğrettikleri ve fark ettirdikleri her şey için onlara www.rugbyturkiye.net 78 teşekkür ediyorum. Tüm geçmişimi sevgi ile şifalandırıyorum. Ayrıca yaşadığım ve sahip olduğum her şeyin farkında olduğumu bilerek sahip olduklarıma şükürler ediyorum. Aileme, eşime çocuklarıma dostlarıma, işime, öğrencilerime, evime, gören gözlerime, duyan kulaklarıma, arabama, böyle bir ülkede yaşadığıma, Atatürk'e, silah arkadaşlarına, şehitlerimize ve daha bir sürü şeye şükrediyorum. Bu arınmadan ve şükür çalışmasından sonra bir sonraki aşamaya geçiyoruz. Yeni yıl için istek listesi hazırlamak. Yeni yılı nasıl yaşamak istiyorsak ve nele- re sahip olmak istiyorsak bunu yazıyoruz. Bunu yaparken yürekten yapmakta büyük fayda var. Böylelikle daha yoğun bir enerji yayılacaktır. Niyetlerimizi, isteklerimizi bir kağıda yazmanın çok faydasını gördük. “Gördük” diyorum çünkü bunu birçok öğrencimde deneyimlemişti. Yıl başında yaptığımız istekler listesini yıl ortasında veya sonunda kontrol ediyorduk. Ve çok büyük bir oranda gerçekleştiğini görüyorduk. Bu nedenle bu yılda, geçen yılbaşında yazdığım isteklerimi kontrol edeceğim ve ne kadarının gerçekleştiğini göreceğim. Gerçekleşenler için şükür edip teşekkür edeceğim. Daha sonra da ye- ni yıl için isteklerimin listesini yapacağım. Sizlere de böyle bir liste hazırlamanızı şiddetle tavsiye ederim. İstemediğimiz hiçbir şeye sahip olunamayacağını biliyorum. İsteklerinizi kısa cümlelerle, net olarak yazın. Daha etkili olsun diye ağır ve ağdalı bir dil kullanmayın. En yalın şekliyle yazın. İstekleriniz sıralarken kendinizi kısıtlamayın ama ayağınız da yerden kesilmesin. Örneğin Mars'a yolculuk yapmayı şimdilik istemeyin. Ayrıca isteklerinizi yazarken ve sonrasında şüphe oluşturmayın. Hatta unutun gitsin… İstekleriniz sadece kendiniz için olsun. Eşiniz, çocuğunuz veya anneniz için olmasın. Sadece kendi hayatınızı şekillendirmek için yazın. Sonra gerçekleşen isteklerinizin sonucunu onlarla paylaşabilirsiniz. Aksi halde sistem sizin isteklerinizi değerlendirmeye almayabilir. Benden söylemesi, Bence şimdi kağıdı kalemi alıp istekler listesini hazırlama zamanı… YENİ YILDA TÜM İSTEKLERİNİZİN GER*ÇEKLEŞMESİ DİLEĞİ İLE… www.rugbyturkiye.net 79 STORE [email protected] 682 - 3D kask - IRB onaylı 3D helm - IRB approved RUGBY TÜRKIYE STORE SATISLARINA DEVAM EDIYOR! Kafa ölçüleri S 55 cm M 57 cm L 58,5 cm XL 60 cm ! “Rugby Türkiye Store” satışlarına McDavid ürünleri ile devam ediyor! İstediğiniz spor malzemelerini uygun fiyatlar ile bulabileceğiniz sanal mağazamızdan siparişlerinizi sadece bir mail ile verebilirsiniz. Maile; adınızı, soyadınızı, açık adresinizi, telefon numaranızı, istediğiniz ürünün kodu ve bedenini yazmanız yetecektir. Sipariş ettiğiniz ürün Aras Kargo ile adresinize getirilecek ve kapıda hem ürün bedelini hem de kargo bedelini, ister nakit, ister kredi kartı ile ödeyebileceksiniz. Yalnız sipariş mailine ödemeyi NAKİT Mİ YOKSA KREDİ KARTI İLE Mİ YAPACAĞINIZI EKLEMEYİ UNUTMAYIN! Ürünler, sipariş günündeki avro kuru üzerinden TL ye çevrilecektir. ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! 681 - Ragbi 2D kask - IRB onaylı Rugby 2D helm - IRB approved Kafa ölçüleri S 55 cm M 57 cm L 58,5 cm XL 60 cm 52,53 € Stoklar için danışınız. Daha iyi oturuş için tüm panellerin biçimlendirilmiş olmasını sağlamak amacıyla 3D teknolojisi kullanılarak geliştirilmiştir. 3D tasarımı ile mükemmel görüş ve işitme Antimikrobiyal fırçalanmış bitiş Havalandırma sizi serin tutar Tam elastikleştirilmiş “ tuttur ve unut” çene bandı Oturması için uzayan elastik arka paneller Emilim sizi kuru tutar Developed using 3D technology to ensure all panels contoured for better fit. Excellent visibility and hearing due to 3D design Antimicrobial brushed finish Ventilation keeps you cool Fully elasticated “fit and forget” chin strap Elasticated back panels stretch to fit Absorption keeps you dry 653 - Ragbi eldivenleri Rugby gloves 34,15 € 21,68 € S - XL Stoklar için danışınız. Stoklar için danışınız. ! ! ! ! Mükemmel kalite ve fayda sağlayan tam girişli bir kask Havalandırma sizi serin tutar Tam elastikleştirilmiş “ tuttur ve unut” çene bandı IRB onaylı ! ! ! ! A perfect entry helmet providing excellent quality and value Ventilation keeps you cool Fully elasticated “fit and forget” chin strap IRB Approved ! Mükemmel tutuş ve kolay oturuş ! With excellent grip and easy fit www.rugbyturkiye.net 80 766 - HexPad MAX hDc koruma HexPad MAX hDc Shirt 651 - HexPad ön kol koruması HexPad forearm pad Göğüs ölçüleri S 86 - 94 cm M 97 - 104 cm L 107 - 114 cm XL 114 - 122 cm XXL + 124 cm Dirsek ölçüleri S 20 - 22 cm M 22 - 26 cm L 28 - 30 cm XL 30 - 35 cm XXL 38 - 40 cm ! ! ! ! ! ! ! ! 83,28 € Stoklar için danışınız. Ragbi için en üstün koruma Omuzlar, köprücük kemiği, üst kol, kaburga, omurga ve döş kemiği için Hexpad koruma hDc nem yönetimi IRB onaylı The ultimate in rugby protection HexPad protection for the shoulders, clavicle, upper arms, ribs, spine and sternum hDc moisture management IRB approved 23,59 € Stoklar için danışınız. ! ! ! Kolay oturuşlu HexPad önkol koruması hDc nem yönetimi 1 çift ! ! ! HexPad forearm protection with an easy fit HDc moisture management 1 pair 6440 - HexPad dizlik/dirseklik HexPad knee/elbow/calf Diz ölçüleri S 30 - 35 cm M 35 - 40 cm L 40 - 45 cm XL 45 - 50 cm 767 - HexPad PRO hDc koruma HexPad PRO hDc Shirt Göğüs ölçüleri S 86 - 94 cm M 97 - 104 cm L 107 - 114 cm XL 114 - 122 cm XXL + 124 cm Dirsek ölçüleri 20 - 25 cm 25 - 28 cm 28 - 30 cm 30 - 35 cm Baldır ölçüleri 20 - 25 cm 25 - 30 cm 30 - 35 cm 36 40 cm Stoklar için danışınız. 25,37 € 58,38 € Stoklar için danışınız. ! ! ! Omuzlar ve köprücük kemiği için HexPad koruma hDc nem yönetimi IRB onaylı ! ! ! HexPad protection for the shoulders and clavicle hDc moisture management IRB approved ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! Çok yönlü bir diz/dirsek pedinde devrimci HexPads Hafif, nefes alan, rahat ve koruyucu Isı kontrolu, rahatlık ve performans sağlayan Ultra hDc nem yönetimi teknolojisi Kort sporları için önerilmez. Çift olarak satılır. Revolutionary HexPads in a versatile knee/elbow pad Lightweight, breathable, confortable and protective Ultra hDc moisture management technology for heat control, comfort and performance Not recommended for court sports Sold in pairs www.rugbyturkiye.net 81 6448 - İncik ve baldır koruması Shin/calf guard 310 - Suspansuar Adult supporter without cup Baldır ölçüleri XS 20 - 28 cm S 28 - 30 cm M 30 - 33 cm L 33 - 35 cm XL 35 - 38 cm XXL 38 + cm Bel ölçüleri S 65 - 80 cm M 80 - 95 cm L 95 - 110 cm XL 110 - 125 cm 24,64 € Stoklar için danışınız. ! ! ! İncik kemiği ve baldırı koruyan devrim niteliğindeki HexPad incik kemiği koruma hDc nem yönetimi Çift olarak satılır Çıkarılabilir sert plaka ! ! ! ! Revolutionary HexPad shin guard protecting shin and calf hDc moisture management Sold in pairs Removable hard plate ! 7740 - hDc korumalı şort Padded hDc short (guard) Bel ölçüleri S 71 - 76 cm M 81 - 86 cm L 91 - 97 cm XL 101 - 107 cm XXL 112 - 117 cm ! ! ! ! ! ! 56,48 € Pro style compression short HexPad protection for hips and thighs that conform and stretch for continuous protection hDc moisture management Stoklar için danışınız. ! ! ! Çabuk kuruma ve serinlik için Intera'lı güçlü-örgü kesesi içerir Bakteri ve küf gelişmesini engeller Yüksek kauçuk içeriği maksimum destek ve sağlamlık sağlar ! Features a power-knit pouch with Intera for rapid drying and cooling. Provides greater resistance to bacteria and mildew growth. High rubber content assures maximum support and durability. ! ! 323 - Suspansuar ve koruma aparatı Contour cup and supporter unit Bel ölçüleri S 66 - 81 cm M 81 - 96 cm L 96 - 112 cm XL 112 - 127 cm Stoklar için danışınız. Profesyonel sitil sıkıştırma şortu Sürekli koruma için uyan ve genişleyen kalça ve baldır HexPad koruması hDc nem yönetimi 5,35 € 13,17 € Stoklar için danışınız. ! ! Derin ve biçimlendirilmiş sert koruyucu ve destekleyici 7,7 cm Plush kemer ve pamuk/polyester örgü yapı özelliği vardır ! ! Deeper and contoured hard cup and supporter. Features a 7,7 cm Plush waist band and cotton/polyester knit construction. www.rugbyturkiye.net 82 325 - Suspansuar ve Flexcup koruma aparatı Flexcup and supporter Bel ölçüleri S 65 - 80 cm M 80 - 95 cm L 95 - 110 cm XL 110 - 125 cm 13,90 € ! ! ! ! Pouch to hold cup 7,5 cm waistband 7,5 cm leg straps High rubber content assures maximum support and durability 3300 - Performans hexMesh Suspansuar ve FlexCup koruma Performance hexMesh Supporter with FlexCup Ultralite Bel ölçüleri S 65 - 80 cm M 80 - 95 cm L 95 - 110 cm XL 110 - 125 cm ! ! ! ! ! ! 5,71 € Stoklar için danışınız. Koruyucu tutucu kese 7,5 cm kemer 7,5 cm bacak kayışı Yüksek kauçuk içeriği maksimum destek ve sağlamlık sağlar ! ! ! ! 3010 - Suspansuar koruma aparatı Contour cup lite Stoklar için danışınız. ! ! ! Tam kapsamlı geleneksel, hafif tasarım Darbe sporları için ideal Yumuşak kontur kenarlı şok emici sert koruma ! ! ! Traditional, lightweight desing with full coverage Ideal for impact sports Shock absorbent hard cup, with soft contour edge 3020 - Flexcup koruma aparatı Flexcup Ultralite 15,36 € 6,44 € Stoklar için danışınız. Performans tasarımı. Fazla kumaş olmadan maksimum destek sağlar. hDc nem yönetimi Yeni FlexCup tasarımı maksimum koruma ve olağanüstü hafiflikle beraber yeni hava akımı çıkışları ile oyuncuları serin tutmak için benzersiz bir havalandırma sağlar Performance design provides maximum support without excess fabric hDc moisture management New FlexCup design provides maximum protection and extreme light weight with new air flow ports for unmatched ventilation to keep players cool ! ! ! ! ! ! Yeni tasarım maksimum koruma ve olağanüstü hafiflik sağlar Gelişmiş hava akımı çıkışları oyuncuları serin tutmak için benzersiz bir havalandırma sağlar. Yumuşak esnek kenar en üstün oyuncu rahatlığı için vücuda uyum sağlar. New design provides maximum protection and extrem light weight Advanced air flow ports provides unmatched ventilation to keep players cool Soft flexible edge conforms to the body for the ultimate in player comfort www.rugbyturkiye.net 83 YARATICI PERFORMANS...
Benzer belgeler
YIL: 3 SAYI: 44
Ve Genel Yayın Yönetmenimiz Mazhar Mazlum,
yazarlarımız Yunus Emre, Alper Gerdaneri, Haluk Gürel,
Gündüz Saka, Demet Yıldız, Sinem Hocaoğlu, Hande
Çobanoğlu hepsi köşelerinde sizi bekliyorlar.
www . rugbyturkiye . net
Ve Genel Yayın Yönetmenimiz Mazhar Mazlum,
yazarlarımız Yunus Emre, Alper Gerdaneri, Haluk Gürel,
Gündüz Saka, Demet Yıldız, Sinem Hocaoğlu, Hande
Çobanoğlu hepsi köşelerinde sizi bekliyorlar.
oytun çölok oytun çölok
Ve Genel Yayın Yönetmenimiz Mazhar Mazlum,
yazarlarımız Yunus Emre, Alper Gerdaneri, Haluk Gürel,
Gündüz Saka, Demet Yıldız, Sinem Hocaoğlu, Hande
Çobanoğlu hepsi köşelerinde sizi bekliyorlar.
www . rugbyturkiye . net
Ve Genel Yayın Yönetmenimiz Mazhar Mazlum,
yazarlarımız Yunus Emre, Alper Gerdaneri, Haluk Gürel,
Gündüz Saka, Demet Yıldız, Sinem Hocaoğlu, Hande
Çobanoğlu hepsi köşelerinde sizi bekliyorlar.
rugby türkıye - Rugby Türkiye
Ve Genel Yayın Yönetmenimiz Mazhar Mazlum,
yazarlarımız Yunus Emre, Alper Gerdaneri, Haluk Gürel,
Gündüz Saka, Demet Yıldız, Sinem Hocaoğlu, Hande
Çobanoğlu hepsi köşelerinde sizi bekliyorlar.