DÜNYA` DA VE TÜRKİYE` DE SAĞLIK TURİZMİ
Transkript
DÜNYA` DA VE TÜRKİYE` DE SAĞLIK TURİZMİ
DÜNYA’ DA VE TÜRKĐYE’ DE SAĞLIK TURĐZMĐ-2010 Durum Tespit Raporu ve Çözüm Önerileri ĐÇĐNDEKĐLER 1. ÖNSÖZ 2. YÖNETĐCĐ ÖZETĐ (1 SAYFA) 3. GENEL ÖZET (3-4 SAYFA) 4. DÜNYA’ DA VE TÜRKĐYE’ DE TURĐZM SEKTÖRÜNDEKĐ GELĐŞMELER 4. 1. Turizm Olgusu ve Özellikleri 4. 2. Türk Turizminin Dünya’ daki Yeri 4. 2. 1. Önemli Turizm Ülkeleri ile Türkiye’ nin Karşılaştırılması 4. 3. Türkiye'de Uygulanan Teşvik, Altyapı ve Döviz Politikaları 4. 4. 2000 Yılı Sonrası Türkiye’ de Turizm ve Sağlık Turizmi 5. SAĞLIK TURĐZMĐ 5.1. Tanımı 5.1.1. Sağlık Turizmine Hangi Đhtiyaçtan Kaynaklanmıştır. 5.2. Tarihi Gelişimi 5.2.1. Sağlık Turizmi-Antik Çağ 5.2.2. Sağlık Turizmi-Orta Çağ 5.2.3. Sağlık Turizmi-Rönesans Dönemi 5.2.4. Sağlık Turizmi-Rönesans Sonrası Dönem 5.2.5. Emevi, Abbasi, Selçuklu ve Osmanlı Dönemi 5.2.6. Sağlık Turizmi-1900’lerden 1997’ye 5.2.7. Sağlık Turizmi-1997’ den 2006’ ya 5.2.8. Sağlık Turizmi-2007 ve Sonrası 5.3. Turizm (Turist) Sağlığı ve Sağlık Turizmi 5.3.1. Turizm (Turist) Sağlığı 5.3.2. Sağlık Turizmi 6. DÜNYA’ DA SAĞLIK TURĐZMĐ 6.1. Avrupa Bölgesinde Sağlık Turizmi: 6.1.1. Sağlık Turizmi Açısından Avrupa Pazarı 6.1.2. Avrupa’ da Yaşayan Vatandaşlarımız (Gurbetçiler) 6.2. Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ve Ortadoğu Bölgesinde Sağlık Turizmi 6.3. Afrika Bölgesinde Sağlık Turizmi 6.4. Dünya’ da Medikal Turizm ve Ekonomik Boyutları 6.5. Türkiye’ de Sektörün Hasta Adedi ve Hizmet Boyutunda (Ciro) Hacmi 6.6. Dünya Sağlık Turizmi Hasta Trafiği Haritası 6.7. Hasta Profili (kaynak ülke, harcamanın finansı, aldıkları hizmet çeşitleri, Türkiye’ yi tercih nedenleri, bilgi edinilen kaynak, memnuniyet düzeyi) 7. TÜRKĐYE’ DE SAĞLIK TURĐZMĐ 7.1. 7.2. 7.3. 7.4. 7.5. Sektörün hasta adedi ve ciro boyutunda mevcut durumu Sağlık Sektörünün Mevcut Altyapısı ve Personel Durumu Hukuki Düzenleme ve Kurumsal Yapılar Sağlık Turizminde Türkiye’ nin Üstünlükleri Medikal Turizmin Mevcut Durumda Muhtemel Riskler (Swot analizi) 1 8. SAĞLIK TURĐZMĐNĐN ANA UNSURLARI 8.1. Medikal Turizm (Tıp Turizmi) 8.1.1. Medikal Turizmin Geleceği 8.1.2. Sonuç ve Öneriler 8.2. Termal Turizm ve SPA5Wellness (Sudan Gelen Sağlık) 8.2.1. Termal Turizm içeriği 8.2.2. Türkiye’ nin Termal Turizm Potansiyeli 8.2.3. Termal Turizmle Yapılan Kür ve Tedaviler 8.2.4. Kaplıca Turizmi 8.2.4.a. Dinlenme amaçlı kaplıca turizmi 8.2.4.b. Tedavi amaçlı kaplıca turizmi 8.2.5. SPA Wellness (Sudan Gelen Sağlık) 8.3. Yaşlı ve Engelli turizmi 8.3.1. Yaşlı Turizmi 8.3.2. Engelli Turizmi 9. SAĞLIK TURĐZMĐ PAZARLARI 6.1. Türkiye turizmini doğru pazarlayabiliyor mu? 10. SAĞLIK TURĐZMĐ KAMU POLĐTĐKALARI 10.1. Sağlık Bakanlığı’ nın Sağlık Alanında Mevcut Đkili Anlaşmaları 10.2. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ nın Devletlerarası Sosyal Güvenlik Sözleşmeleri (Anlaşmaları) 10.3. Uluslararası Anlaşma ve Sözleşmeler 10.4. T.C. Devleti’ nin Sağlık Turizmi Đçin Ortaya Koyduğu Vizyon ve Devletin Resmi Bakış Açısını Ortaya Koyan Görüşü ile Đlgili Çalışmalar 10.4.1. Devlet Planlama Teşkilat 9. Kalkınma Planı (2007–2013) 10.4.2. Sağlık Bakanlığı 2010-2014 Stratejik Planı 10.4.3. Kültür ve Turizm Bakanlığı Türkiye Turizm Stratejisi 2023 Sağlık Turizmi ve Termal Turizm Planı 10.4.3.1.Turizmin Çeşitlendirilmesi Çerçevesinde Sağlık Turizmi ve Termal Turizm 2007-2013 Eylem Planı 10.5. Sağlık Turizmi ile Đlgili Birimlerin Oluşturulması (Uluslararası Akreditasyon) 11. SAĞLIK TURĐZMĐ ORGANĐZASYONU 11.1. Sağlık Turizminde Temel Prensipler Neler Olmalıdır 11.2. Sağlık Turizmi Đle Đlgili Kurum Ve Kuruluşlar ve Nasıl Bir Đşbirliği Yapılmalıdır 11.2.1. Sağlık Turizmi Hizmet Sunumunda Paydaşlar 11.2.2. Sağlık Turizminde Resmi Paydaşlar 11.2.3. Sağlık Turizminde Diğer Paydaşlar 11.2.4. Hedef Hizmet Sunucuları 11.3. Hukuki Altyapı (Prosedürler) 12. YATIRIMLARIN PLANLANMASI (TEŞVĐKLER) 13. TANITIM STRATEJĐLERĐ 13.1. Doğru Tanıtım Đçin Neler Yapılmalı? 13.1.1. Devletin Tanıtım ve Pazarlamada Đzleyeceği Stratejiler 13.1.2. Türkiye’de Çeşitlenen Turizm Algısının Tanıtıma Katkısı 13.1.3. Dış Ticaret Müsteşarlığı’ nın Sağlık Turizmi Sektör Toplantısı 13.1.4. Türkiye’ nin Güçlü ve Zayıf Yönleri ile Fırsatlar ve Tehditler 2 14. SONUÇ 14.1. Sağlık Turizmi Politikasının Oluşturulması 11.1.1. Yol Haritası 11.1.2. Sağlık Turizminde Önceliklerimiz 14.2. Sektörün Temsil ve Koordinasyon Sorununun Çözülmesi 14.3. Sektörün Karşılaşabileceği Muhtemel Riskleri Önleyecek ve Đstikrarlı Gelişimini Sağlayacak Hukuki Altyapının Oluşturulması 14.4. Sağlık Turizmi Veri Tabanı Oluşturulması ve Takibi 15. SAĞLIK TURĐZMĐ SEKTÖRÜNDEKĐ KURUM VE KURULUŞLAR Resmi Kurum ve Kuruluşlar Dernekler, Vakıflar, Birlikler, Kurullar, Meclisler, Sendikalar v.b Kuruluşlar Sağlık Turizmi ile Đlgili Sivil Oluşumlar ve Bilgi Sağlayıcı Kuruluşlar 16. YURT DIŞI SEYAHATLERDE VE TÜRKĐYE’ YE YAPILACAK ZĐYARETLERDE GEREKLĐ BĐLGĐLER (BÜYÜKELÇĐLĐKLER, VĐZE UYGULAMALARI VE SIKÇA SORULAN SORULAR) 17. RAPOR EKLERĐ EK EK EK EK 1: Dünya’ daki Sağlık Turizmi Kongreleri (2010) 2: Dünya’ da Sağlık Turizmi Yapan Ülkeler Hakkında Bilgi Haritası 3:Uluslararası JCI Akreditasyon Tarafından Akredite Alan Hastaneler Listesi 4: Küresel Sağlık ve Wellness Pazarı Büyüklüğü (2003-2008, ABD $ milyar) 3 1. ÖNSÖZ Yakın zamanda hayatımıza giren, küreselleşme, global ekonomi, internet gibi kavramlar, günlük yaşantımızın önemli birer parçası oldular. Dünya üzerinde bilgi, teknoloji ve sermayenin çok hızlı hareket ediyor olmasının, bu yeni döneme uyum sağlayabilen toplum ve ekonomiler için önemli fırsatları da beraberinde getirdiğine tanık oluyoruz. Yenidünya düzeninde her ülke konumunu yeniden değerlendirmektedir. Makro ekonomide yapılan düzenlemelerin yanı sıra sektörel yeniden yapılanmaları da dikkatle izlememiz gerekir. Rekabet ve iletişimin baş döndürücü hızla arttığı bu yeni dönemde, katma değeri yüksek, sürdürülebilir, kısa sürede mevcut altyapı ve insan kaynağı ile ciddi girdilerin sağlanabileceği bir alan olarak sağlık turizmi yıldız gibi parlamaktadır. Devletimizin, sivil toplum kuruluşları ve özel sektörümüzle birlikte bu alanda yapacağı planlama, koordinasyon ve tanıtım çalışmaları ülkemize büyük katkılar sağlayacaktır. Türkiye Sağlık Vakfı ve Sağlık Turizmi Derneği’ nin birlikte hazırladığı “Dünyada ve Türkiye’ de Sağlık Turizmi Raporu, 2010-Durum Tespit Raporu ve Çözüm Önerileri”, bu alanda çalışma yapan tüm ilgili kişi ve kurumlara rehberlik edecek içeriğe sahip bulunuyor. Rapor bu sektörle ilgili bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Raporda yer alan bilgiler, raporun hazırlandığı dönemde halka açık bilgi kaynaklarına dayanılarak hazırlanmıştır. Rapor, yurtiçi mevzuat çalışmaları, sektöre ait yeni bilgi ve istatistikler ile yurtdışı gelişmelerin eklenmesi ile önümüzdeki yıllarda periyodik olarak güncellenmesi düşünülmektedir. Bu rapor sağlık-turizm ilişkisinin pozitif yönü, diğer bir deyimle insanların sağlığına katkı ve tedavi boyutunu vurgulayan tıbbi turizm ele alınmıştır. Uzun bir komisyon çalışmasının ürünü olan bu raporun hazırlanmasında çok değerli katkıları olan Türkiye Sağlık Vakfı ve Sağlık Turizmi Derneği’ nin değerli üyeleri ile komisyon çalışmasını başarı ile koordine eden ve Raporun editörlüğünü yaparak yayına hazır hale gelmesini sağlayan Türkiye Sağlık Vakfı Genel Sekreteri Sayın Bekir METĐN’ e şükranlarımızı sunuyoruz. Sağlık Turizmi Derneği Türkiye Sağlık Vakfı 2. YÖNETĐCĐ ÖZETĐ (1 SAYFA) Yazılacak 3. GENEL ÖZET (3-4 SAYFA) Yazılacak 4 4. DÜNYA’ DA VE TÜRKĐYE’ DE TURĐZM SEKTÖRÜNDEKĐ GELĐŞMELER Turizmin ekonomik önemi ve bu açıdan ne kadar büyük bir potansiyele sahip olduğu 20. yüzyılın ortalarında anlaşılmasına karsın 1950’ lere kadar kalkınma, büyüme ve zenginlik için yapılan küresel araştırmalarda turizm sektörü genellikle göz ardı edilmiştir (Crouch ve Ritchie, 1999: 138). Turizm 2. Dünya Savaşı’ndan sonra hızla gelişmiş, daha geniş halk kitlelerine ve uzak mesafelere yayılmıştır. Günümüzde parasal ve kitlevi bir olay haline gelen turizmin; yarattığı ekonomik ve politik etkiler, ülke ekonomilerinde ve özellikle uluslararası ekonomik ve politik ilişkilerde önemli sonuçlar doğurmaktadır. Ulusal ve uluslararası düzeyde kazandığı dev boyutlarla turizmin; yatırımları ve iş hacmini geliştiren, gelir yaratan, döviz sağlayan, yeni istihdam alanları açan, sosyal ve kültürel hayatı etkileyen, siyasal bakımdan da önemli toplumsal ve insancıl fonksiyonların gerçekleştirilmesini kolaylaştıran bir nitelik kazanması, ülkelerin dikkatinin bu ekonomik olay üzerinde yoğunlaşmasına neden olmuştur. Türkiye’de turizm sektörünün yapısal değişimi ve gelişiminin hızlanması 1980’li yıllarda başlamıştır. Elde edilen ekonomik veriler, turizmin Türkiye ekonomisinde önemli bir yeri olduğunu göstermektedir. Uzun yıllar, kitle turizmi pazarına giremeyen Türkiye, son on yıldır bir yapı değişikliği içindedir. Yapı değişikliği, turizm sektörünün çalışma biçim ve koşullarının uluslararası standartlara uyum göstermeye başlaması biçimindedir. 4. 1. Turizm Olgusu ve Özellikleri En çok sözü edilen turizm tanımı W. Hunziker’ in 1941 yılında yaptığı tanımdır. Bu tanıma göre turizm; “para kazanma amacına dayanmayan ve devamlı kalış biçimine dönüşmemek kaydıyla, yabancıların bir yerde konaklamalarından ve bir yere seyahatlerinden doğan olay ve ilgilerin tümüdür” (Ürger, 1992: 10). Mevzuatımıza göre turizm; “yerleşmek niyeti olmaksızın hava tebdili yapmak, tedavi edilmek, eğlenip dinlenmek gibi maksatlarla kültür ya da sanat hareketleri nedeniyle toplu ya da tek olarak yapılan seyahatlerdir” (Özdemir, 1992: 19) şeklinde tanımlanmaktadır. Turizm bir hizmet sektörüdür. Turizmde üretilen mal ve hizmetler üretildikleri yerde tüketime sunulurlar. Turizm sektöründe müşteri, mal ve hizmetin üretildiği yerde tüketimde bulunur. Turizm sektörünün ürettiği mal ve hizmetlerin tüketilmesi boş zamanın yaratılması ile mümkündür. (Ürger, 1992: 13). Dünya genelinde 210 milyonu kişiye istihdam sağlayan (küresel istihdamın % 7,6’sı) turizm sektörü, dünyadaki en büyük sektörlerden biridir ve küresel ekonomik gelişime güçlü bir destek vermektedir. Sektörün 2009 yılında 5.474 milyar ABD doları hacme ulaşmıştır. (1 Travel & Tourism Economic Impact, WTTC, 2009) 4. 2. Türk Turizminin Dünyadaki Yeri Uluslararası turist girişleri ve turizm gelirleri, 2. Dünya Savaşı’ nın sona ermesinden sonra, sürekli olarak bir artış eğilimi göstermiştir. Bu artışta, ülkelerin refah seviyelerinin yükselmesiyle turizme ayrılan kaynakların arttırılmasının yanı sıra, ülke halkları arasındaki yakınlaşmanın da önemli etkisi vardır. Uluslararası turizm hareketlerinin, yılda ortalama olarak 1950-59 döneminde %11,7, 1960-69 arasında %8,3, 1970-79’da %6,1, 1980-89 döneminde %3,9, 20042008 döneminde%9,8 oranında arttığını görmekteyiz. Türkiye’nin dış turizm geliri, milli geliri içinde yaklaşık %3 oranında bir pay almaktadır. Turizm gelirlerinin dünyadaki bölgesel dağılımında Avrupa ilk sırada yer almakta, bu kıtayı sırasıyla Amerika, Asya ve Afrika izlemektedir. Turizm basta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere, turizm potansiyeline sahip birçok ülkede; istihdama, gelir düzeyine, dıs-iç borç yükünün hafiflemesine, ödemeler dengesine ve sonuçta ülke insanın refah düzeyinin yükselmesine önemli ölçüde katkı sağlamaktadır. (Marcouiller, Kim ve Deller, 2004: 1031-1050) 5 Türkiye 1980 sonrası, turizm sektöründe önemli atılımlar gerçekleştirmiştir. 80’den sonra turizm Türkiye ekonomisinde en gözde alt sektörlerden biri haline gelirken; bu gelişmenin sosyal, kültürel ve ekonomik etkileri önemli boyutlara ulaşmıştır. 1983 yılı, Türk turizmi için canlanma döneminin başlangıcı olarak kabul edilebilir. O yıldan günümüze kadar geçen süre içerisinde, ülkemizde turizm; hem turist sayısı hem de turizm gelirleri yönünden önemli sayılabilecek artışlar göstermiştir. 1983 yılından günümüze kadar geçen dönemde; turist sayısı yıldan yıla ortalama olarak %20’lik artışlarla 1,6 milyon kişiden 1997 yılında 9,6 milyon kişiye yükselmişken 2000’ li yıllarda Türkiye’ de yaşanan siyasi ve ekonomik krizden dolayı 1999 yılında 7.464 bin’e düşmüştür. Yine aynı dönemde turizm gelirleri yıldan yıla artarak 411 milyon dolardan 1999 yılında ise 5.193 milyon dolara düşmüştür. Turizm gelirlerimizin ihracatımıza oranı, 1983 yılında %7,2 iken; 1996 yılında yaklaşık %25’ler seviyesine yükselmiş, 1999 yılında ise yaklaşık %20 seviyesine gerilemiştir. (Turizm Bakanlığı, 2000:1-5). Türkiye’nin 1980 sonrası turizm sektöründe sağladığı gelişmeyi daha iyi kavrayabilmek için Tablo-1’i incelememiz faydalı olacaktır. Bu tablo, Türkiye’ nin uluslararası turizm içindeki payını, hem turist sayısı hem de turist gelirleri açısından ortaya koymaktadır. Tablo-1: Türkiye’ nin Uluslararası Turizm Đçindeki Payı Yıllar 1980 1985 1990 1995 1996 1997 1998 1999 Uluslararası Türkiye'nin Turist Konumu Sayısı Gelen Yabancı % (milyon) Sayısı 277 330 455 581 592 624 635 657 Kaynak: Uluslararası turizm Gelir (milyar $) Türkiye'nin Konumu Turizm % gelirleri (milyon $) 102 326 0,3 1.288.060 0,46 2.614.924 0,79 116 1.482 1,2 5.389.308 1,1 255 3.225 1,2 7.726.886 1,3 380 4.957 1,3 8.614.085 1,3 425 5.962 1,4 9.689.000 1,5 443 7.008 1,6 9.752.000 1,5 445 7.177 1,6 7.464.000 1,2 455 5.193 1,2 TARHAN, Cem, Tourism Policy, Ankara-1997-1999, S.179. 1980 yılında uluslararası turist sayısı 277 milyon iken Türkiye’ nin payı %0.46 ile 1.288.060 olmuştur. Yıllar itibariyle uluslararası turist sayısı sürekli artarak 657 milyon seviyesine yükselmiştir. Türkiye’ nin payı ise dünya ortalamasının üstünde artarak 1999 yılı itibariyle %1,2 düzeyine yükselmiştir. Türkiye Turizm sektörü son dönemlerdeki ekonomik kalkınmanın arkasındaki en önemli itici güçlerden biri olmuştur. Yaklaşık 1,7 milyon kişiye istihdam sağlayan sektör (bu rakam toplam istihdamın % 7,2’sini oluşturmaktadır), 2009 yılında 95,3 milyar TL değerinde ekonomik faaliyette bulunmuştur. Bu rakam Türkiye’nin toplam GSYĐH’ sinin yaklaşık % 10,2’sine denk gelmektedir. (4 The Travel & Tourism Competitiveness Report, World Economic Forum, 2009) 4. 2. 1. Önemli Turizm Ülkeleri ile Türkiye’ nin Karşılaştırılması WTO (World Tourism Organization)’nun hazırladığı bir rapora göre, 2020 yılında turist sayısının dünya genelinde 1,6 milyar civarında olacağı tahmin edilmektedir. Dünya turizm pastasının parasal büyüklüğünün ise 2 trilyon dolar civarında olacağı beklenmektedir (WTO, Tourism 2020 Vision, 1996: 3). Türkiye, 21. yüzyıla turizmde 1 milyonun üzerinde yatak kapasitesi, 2009 yılında 27 milyon turist ve 22 milyar dolar gelir elde etmiştir. Dünya turizm sektörü 2020 yılında 2 trilyon dolarlık dev bir pastayı paylaşmak için kıyasıya rekabete konu olacaktır. Bu rapora göre; 2020 yılında Türkiye, 6 turizm pastasından en çok pay alan ilk on ülke arasına giremeyecektir. (Bulut, 1998: 47-48). Uluslararası turist varışları açısından ilk on ülke ile komşumuz Yunanistan ve Türkiye Tablo-2’ de gösterilmektedir. Türkiye ve turizmde en önemli rakibimiz Yunanistan’ın 1990 yılından günümüze turist sayıları ve sıralamalarını göstermektedir. Tabloya baktığımızda Fransa’ nın ve daha sonra Đspanya, ABD ve Đtalya’ nın önemli bir üstünlüğünü görürüz. Diğer yandan gelişme trendi olarak Çin ve Polonya’ nın büyük bir atakta olduğu da açıktır. Tablo-2: Ülkeleri Ziyaret Eden Turist Sayıları ve Ülke Sıralaması Ülkeler Turist Varışları (milyon kişi) Dünya Genelinde Sıralaması 1990 1999 1 1 Fransa 1990 52.5 1995 60.1 1996 62.4 1997 66.8 1998 70.0 1999 71.4 Đspanya 34.1 39.3 40.5 43.4 47.7 51.9 4 2 ABD 39.4 43.3 46.3 48.9 46.3 46.9 2 3 Đtalya 26.7 31.0 32.8 34.0 34.8 35.8 4 4 Çin 10.5 23.3 22.7 23.7 25.0 27.0 12 5 Đngiltere 18.0 24.0 25.2 26.0 25.7 25.7 7 6 Meksika 17.2 20.0 21.4 22.7 19.8 20.2 8 7 Kanada 15.2 16.8 17.3 17.5 18.8 19.5 10 8 Polonya 3.4 19.2 19.4 19.5 11.9 11.6 28 9 Avusturya 19 17.1 17.0 16.5 17.3 17.6 6 10 Yunanistan 8.8 10.1 9.2 10.1 10.9 11.4 13 16 Türkiye 5.3 6.6 8.6 9.7 9.7 7.5 24 21 Kaynak: Dünya Turizm Örgütü (WTO) Bu tablonun yanı sıra WTO’ nun yayınlamış olduğu raporlara göre, Çek Cumhuriyeti’nin 2020 yılında turizm sektöründe dünya genelinde ilk on ülke içinde yer alacağı tahmin edilmektedir. Bu durum bize, günümüzün cazibe merkezlerinin zamanla önemini kaybederek yeni yerlerin daha çekici hale geleceğini gösterir. Günümüz itibariyle şunu diyebiliriz ki Avrupa, hem turist girişi ve çıkışı hem de uluslararası turizm gelirleri açısından dünyanın en önemli bölgesidir (WTO, Tourism 2020 Vision, 1996: 18-20). Almanya, Đngiltere ve Rusya Federasyonu 2005-2009 döneminde Türkiye’ye ziyaretçi gönderen ülkeler arasında başta gelmektedir. Bu üç ülke vatandaşları Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçilerin yaklaşık % 36'sını oluşturmaktadır. Bu nedenle bu Ülkelerle sağlık turizmi alanında yapılacak çalışmalara özel önem verilmelidir. Yukarıdaki verilere ek olarak, turizm sektöründe gelecekteki eğilimlere bakacak olursak; WTO’ ya göre Çin’in 2020 yılında 137,1 milyon turist girişi ve %8,6’lık turizm geliri payıyla dünya genelinde lider ülke konumuna geleceği belirtilmiştir. ABD’nin ise 2020 yılında 102,4 milyon turist girişi ve %6,4’lük gelir payıyla dünya sıralamasında 2. sırada bulunacağı tahmin edilmektedir (WTO, Tourism 2020 Vision, 1996:4-14). 7 Tablo-3 uluslararası turizm kazançları açısından ilk on ülke, Türkiye ve Yunanistan’ ın 1990 yılından günümüze turizm gelirleri ve sıralamalarını göstermektedir. Tabloya baktığımızda ABD, Đtalya, Đspanya ve Fransa’ nın önemli bir üstünlüğü göze çarpar. Tabloda yine Çin’in önemli bir gelişme gösterdiğini görürüz. Türkiye ise tabloda dünya genelinde 21.sırada bulunmakta ve 2008 yılında Türkiye 8. sıraya yükselmiştir. Türkiye turizm sektöründeki büyüme hızı sektörün küresel büyüme hızının üzerindedir. Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçilerin küresel toplam içindeki payı 1990 yılında % 1,1 iken, 2008 yılında % 2,7’ye ulaşmıştır. Aynı şekilde, 1990 yılında % 1,2 olan turizm gelirlerinin küresel turizm GSYĐH’ si içindeki payı da 2008 yılında % 2,3’e yükselmiştir. (14 Tourism Highlights, UNWTO-Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü, 2009) Türkiye 2008 yılında, dünya çapında kötüleşen koşullara rağmen, 26 milyonu yabancı ve 4 milyonu yerli olmak üzere toplam 30 milyon ziyaretçi ağırlayarak tarihinin en iyi yılını geçirmiştir. (15 Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2009) Tablo-3: Uluslararası Turizm’ den Çeşitli Devletlerin Sağladığı Kazançlar Ülkeler Gelirler (milyar dolar) Dünya genelindeki sıralaması 1990 1999 1990 1995 1996 1997 1998 1999 ABD 43.0 61.1 64.4 75.0 71.2 73.0 1 1 Đtalya 20.0 27.4 27.3 30.0 29.8 31.0 3 2 Đspanya 18.5 25.3 28.4 27.1 29.7 25.1 4 3 Fransa 20.1 27.5 28.2 27.9 29.9 24.6 2 4 Đngiltere 14.9 19.1 20.4 20.5 20.9 20.9 5 5 2.2 8.7 10.5 12.0 12.6 14.0 25 6 13.4 14.6 15.1 12.3 11.1 11.2 6 7 6.3 8.0 8.7 8.9 9.3 10.2 9 8 Almanya 11.4 12.8 13.2 16.4 16.4 9.5 7 9 Meksika 5.4 6.1 6.8 7.5 7.8 7.8 10 10 - 4.1 3.7 3.7 5.1 5.4 24 20 2.7 4.9 5.9 7.0 7.1 5.0 21 21 Çin Avusturya Kanada Yunanistan Türkiye Kaynak: Dünya Turizm Örgütü (WTO) Tablo-4’ü incelediğimiz zaman; 1980 sonrasında ülkemize gelen yabancı sayısı, yurtdışına çıkan vatandaş sayısı, turizm gelirleri, turizm giderleri ve net gelirlerin gelişimini görebiliriz. Turizm gelirleri de sürekli artarak 1980 yılında 326 milyon dolardan 1999 yılında 5.193 milyon dolara yükselmiştir. Türkiye turizm hesabında fazla vermektedir. Yurtdışına çıkan vatandaş sayısı gelenlerden hep az olmuştur. Diğer yandan ülkemize gelen yabancı başına ortalama harcama miktarı; 700 dolar civarındadır. 8 Tablo- 4: Turizm Geliri ve Turist Sayısı (1980-1999 Yılları arası) Yıllar Yurt dışına çıkan vatandaş sayısı 1.794.808 Turizm gelirleri (milyon $) Turizm giderleri (milyon $) Net gelir (milyon $) 1980 Ülkemize gelen yabancı sayısı 1.288.060 326 115 211 1985 2.614.924 1.806.163 1.482 324 1.158 1990 5.389.308 2.917.118 3.225 565 2.705 1995 7.726.886 3.981.391 4.957 911 4.046 1996 8.614.085 4.260.701 5.962 1.265 4.697 1997 9.689.004 4.632.876 7.008 1.716 5.292 1998 9.752.000 4.601.349 7.177 1.754 5.423 1999 7.464.000 4.759.108 5.193 1.471 3.722 Kaynak: Turizm Bakanlığı Tablo-4 Türk ekonomisi ve Ödemeler Bilançosu (ÖB) açığının kapatılması açısından önemli bilgi içeren turizm sektörünün 2000 yılı öncesi durumunu ortaya koymaktadır. Tablo-5’ de 1980-1999 yılları turizm gelirlerinin, ihracata; turizm giderlerinin ise ithalata oranını ve karşılama oranlarını ortaya koymaktadır. Tablo-5: Turizm Gelir ve Giderinin Dış Ticarete Oranı (1980-1999 Yılları arası) Yıllar Đhracat Đthalat Net Turizm Milyon.$ Milyon. $ (Milyon $) gelirlerinin ihracata oranı (%) 1980 2.910 7.909 -4.999 11.2 1985 7.958 11.343 -3.385 18.6 1990 12.959 22.302 -9.343 24.9 1995 21.637 35.709 -14.072 22.9 1996 23.082 42.463 -19.381 25.8 1997 26.261 48.559 -22.298 26.6 1998 26.974 45.935 -18.961 26.6 1999 26.587 40.687 -14.100 19.5 Kaynak: Devlet Đstatistik Enstitüsü (DĐE) Turizm giderlerinin ithalata oranı (%) 1.5 2.9 2.3 2.6 3.0 3.0 3.1 3.1 Karşılama oranı (%) 4.2 25.8 28.3 30.6 24.2 21.06 28.6 26.3 Sonuç olarak diyebiliriz ki, turizm Türkiye’nin döviz ihtiyacını karşılayan önemli kalemlerden biridir. Türkiye’de turizm politikasının temel hedeflerinden biri, dış ödemeler bilançosundaki açığın bir kısmının dış turizm gelirleri yardımıyla giderilmesidir. Türkiye planlı kalkınma döneminin başında, ülkenin Ödemeler Bilançosu açıklarını turizm gelirleriyle azaltmayı hedeflediğinden, turizmin geliştirilmesini plan kapsamına almıştır. Bugün dış ticaret açıklarının yaklaşık yarısı turizm gelirleriyle karşılanabilmektedir. 9 4. 3. Türkiye'de Uygulanan Teşvik Tedbirleri, Altyapı ve Döviz Politikaları Teşvik tedbirleri, ülkenin ekonomik ve sosyal kalkınması için yıllık programlar ve Beş Yıllık Kalkınma Planları ile belirlenen hedeflere ulaşmasında özellikle özel sektörün katkısının sağlanması, müteşebbislerin yatırım, ihracat ve benzeri iktisadi faaliyetlerde bulunan arzu ve isteklerinin güçlendirilmesi, bu faaliyetlerin, belirlenen hedeflere ve ülke ihtiyaçlarına uygun olarak gerçekleştirilmesi için gerekli yönlendirmelerin yapılması gibi amaçlarla devletin kullandığı önemli ve etkili araçlardır. Türkiye son 30 yılda benimsenen ve yürürlüğe konan ekonomik ve politik tercihler ile dışa açılma politikalarının etkileri sonucu, tüm sektörlerde önemli bir değişim süreci yaşamıştır. Bu değişim, dünya turizminin hızlı gelişiminin de etkisiyle, turizm sektöründe daha belirgin olmuştur. Türkiye, 1980’ den 2010’ a kadar turizm gelirleri ve gelen turist sayısı bakımından dünya ve Avrupa turizminden daha hızlı bir büyüme göstermiştir. Türkiye’ nin, Dünya turizm pazarında söz sahibi olabilmesi için teşvik tedbirlerinin daha etkin kullanılması sonucu ortaya çıkmıştır. 17635 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 16.3.1982 tarih ve 2634 sayılı kanun ile ülkemiz turizm sektöründe kapsamlı teşvik politikasına başlamıştır. Bu teşvikler; Turizm Yatırımı için Arazi Tahsisi; Yabancı Personel Çalıştırma; Haberleşme Kolaylıkları; Đhracatçılara Ayrıcalıklı Muamele; Turizm Kredileri şeklinde olmuştur. Sonuç olarak, yukarıda bahsedilen teşviklerin yanında sektöre 1998 yılında KDV istisnası, yatırım indirimi, %100 gümrük muafiyeti, sektörde çalışanların vergilendirilmesinde indirim gibi teşvikler uygulanmış ve uygulanmaktadır. Bunun neticesinde sektörden beklenen turizm gelirleri teşvikler sonucu artmıştır. Türkiye 1980 sonrası yaşadığı köklü değişim sonucu her alanda dışa açık politikalar izlemiştir. Amaç, ülkenin döviz ihtiyacının ihracat, işçi dövizleri, yabancı sermaye hareketleri ve turizm sektöründen sağlanması yönündeydi. Bunun en önemli ayaklarından biri turizm sektöründen sağlanan gelirdir. 1980 sonrası uygulanan gerçekçi kur politikaları sonucunda Tablo-4' te görüleceği üzere turizm gelirlerinde önemli artışlar kaydedilmiştir. 4. 4. 2000 Yılı Sonrası Türkiye’ de Turizm ve Sağlık Turizmi Çağımızda sosyal, ekonomik ve kültürel alanlarda meydana gelen değişmeler, özellikle sanayileşmiş ülkelerde, turizm talebini önemli ölçüde arttırmıştır. Bu gelişmelere paralel olarak, ülkelerin potansiyel turistleri çekme gayretleri yoğunlaşmakta, benzer turizm ürünlerini pazarlayan ülkeler arasında kıyasıya bir rekabet gözlenmektedir. Türkiye, 1980 sonrası başka alanlarda olduğu gibi turizm sektöründe de önemli atılımlar gerçekleştirmiştir. Günümüzde turizm, Türkiye ekonomisinde en gözde sektörlerden biri haline gelirken, bu gelişmenin sosyal, kültürel ve toplumsal etkileri önemli boyutlara ulaşmıştır. Yine de dünya turizm pastasından %1,2 gibi çok düşük bir pay alan Türkiye’nin yapması gereken çok şey vardır. 1980 - 2000 yılları arasında Dünya’ da ve Türkiye’ de turizm alanında gelişmeler yazı ve tablolarla izah edilmeğe çalışılmıştır. Türkiye’ de turizm ve sağlık turizmi alanındaki gelişmeleri anlamak ve sağlıklı bir değerlendirme yapılabilmesi için 2000 yılı öncesi 20 yılda Türkiye’ de ve Dünya’ da bu alanda neler olmuştur bilinmesi gerekir. 1998 yılında yaşanan Asya ve Rusya Krizleri de ekonomiyi olumsuz etkilemiştir. Türkiye Ekonomisinde Kasım 2000 ve Şubat 2001 Krizleri sonrası 2 Kasım 2002’ de tarihinde yapılan genel seçim sonrası Türkiye’ de iktidar değişikliği olmuştur. Ülkemiz bankacılık sisteminin 2001 krizi sırasında yaşadığı yapısal dönüşüm sayesinde Türkiye küresel krizden az etkilenen ülkeler arasında yerini almıştır. Türkiye, genel turizm gelirleri açısından 2006 yılında dünyada 9. sırada yerini almıştır. Türkiye’ de turizmin gelişmesi yalnızca ülkeye gelen turist sayısı ve turizm gelirlerinin artışı bağlamında değil, başka göstergeler çerçevesinde de değerlendirilebilir. 1996–2006 yılları arasındaki on yılda, Turizm Bakanlığı belgesi % 61,8, yatırım teşvik 10 belgesi % 147,9, uçak koltuğu sayısı % 88,6, seyahat acentesi sayısı % 96,3 oranında büyümüştür. (Ege Coğrafya Dergisi, 17/1-2 (2008), 27-34, Đzmir) 2002 yılına kadar serbest rekabete kapalı olan ve ulusal havayolu şirketi olan Türk Hava Yolları’nın tekeli altında bulunan turizm sektöründe, 2002-2008 yılları arasında % 25,2 gibi rekor sayılabilecek bir yıllık bileşik büyüme oranına ulaşılmıştır. Aynı dönemde Türk Hava Yollarına ait olmak üzere 150 adet uçak bulunmaktayken, 2009 yılsonu itibariyle faal olan 5 havayolu şirketinin toplamda 270 adet uçağı bulunmaktadır. (18 Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, 2009) Türkiye’ nin 2000, 2001 ile 2009 yıllarında yaşadığı krizler ve 2007 ve 2008 kuraklık yıllarında Dünya ülkelerine göre Türkiye daha az sorun yaşamıştır. Hükümetin sağlık ve tuırizm alanında son 8 yıldır uyguladığı ciddi politikalar ve yürüttüğü projeler sayesinde özellikle, turizmin çeşitlendirilmesi ve alternatif turizm alanlarının yaratılması Türkiye’ ye önemli kazanımlar sağlamıştır. Devlet Planlama Teşkilatı, Sağlık Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Dış Ticaret Müsteşarlığı sağlık turizmi konusunda kararlı adımlar atmıştır. Sivil Toplum Kuruluşları ve Sağlık Turizmi alanında çalışan Şirketler ve oluşturulan yeni yapıların sağlık turizmine yeni bir yol açmasına neden olmuştur. Devlet Planlama Teşkilatı’ nın, 01 Temmuz 2006 tarihinde yayınladığı Dokuzuncu Kalkınma Planında (2007-2013), Sağlık alanında makro düzeyde alınan karar ve bu karar çerçevesinde ‘’Sağlık Turizmi’’ konusunda alt yapı oluşturulması için Devletin uygulayıcı kuruluşlarına yol gösterici hedefler belirlenmiştir. Sağlık Bakanlığı, 2010 – 2014 yıllarını kapsayan ilk stratejik plânını yapmış ve sağlık turizmi ile turizm sağlığı konularında koyduğu hedefler yol gösterici olmuştur. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanan Türkiye Turizm Stratejisi 2023 master planı çerçevesinde turizmin çeşitlendirilmesi çerçevesinde, Sağlık Turizmi ve Termal Turizm 2007-2013 Eylem Planı yapılması için hedefler konmuştur. Dış Ticaret Müsteşarlığı Đhracat Genel Müdürlüğü’ nün, 04 Ağustos 2010 tarihinde “Sağlık Turizmi” konusunda çalışmalarda bulunan Resmi Kuruluşlar (Bakanlıklar), Sivil Toplum Kuruluşları ve Sektör Temsilcileri ile ilk kez tarafları bir araya getirerek “Sağlık Turizmi” ne destek vereceklerinin ve bu konunun yurtdışında tanıtımı için çalışacaklarının müjdesini vermiştir. Tablo 6: 2000 ve Sonrası Turist Sayısı ve Turizm Gelirinin Yıllara Göre Dağılımı 2000 10.428.153 7.636 Yabancı Turistin Ortalama Harcaması ($) - 2001 11.618.919 8.090 748 2002 13.256.028 8.473 782 1.261 - 13.203 810 1.356 3,5 milyar $ 15.888 784 1.230 3,8 milyar $ 18.154 752 1.173 4,2 milyar $ 1.109 4,3 milyar $ Turizm Geliri Turist Sayısı (Milyon $) 2003 2004 2005 14.029.558 17.516.908 21.124.886 Yurtdışındaki Yurtdışında Yaşayan Türklerin Türklerin Türkiye’ Türkiye’ deki deki Toplam Ortalama Harcaması Harcaması ($) ($) 1.233 - 2006 19.819.833 16.851 728 2007 23.340.911 18.487 679 1.071 4,5 milyar $ 2008 26.336.677 21.911 709 1.132 5,1 milyar $ 664 1.158 2009 27.077.114 21.249 2010 575 1.135 15.929.702 6.972 Đlk 6 Ay Kaynak: Kültür ve Turizm Bakanlığı, TUĐK ve Merkez Bankası 5,4 milyar $ 1,6 milyar $ 11 5. SAĞLIK TURĐZMĐ 5.1. Tanımı Sağlık Turizmi, Đkamet edilen yerden başka bir yere (yurtiçi veya yurtdışı) her hangi bir sağlık sebebiyle hizmet almak için yapılan seyahate denir. (Sağlık Turizm Derneği’ nin tanımı) Sağlık Turizmi, kısaca tedavi amacı ile yapılan seyahatlerdir. Başka bir ifadeyle, sağlık turizmi, fizik tedavi ve rehabilitasyon gereksinimi olanlarla birlikte uluslararası hasta potansiyelini kullanarak sağlık kuruluşlarının büyümesine olanak sağlayan turizm türüdür. (Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın tanımı) Sağlık hizmetlerinden faydalanmak için uluslar arası sınırları geçerek bir ülkeden başka ülkeye seyahat etmektir. Ayrıca, sağlık hizmeti sunucularının sağlık bakım hizmetlerini vermek amacıyla uluslararası seyahat etmeleri de sağlık turizmi kapsamına girer. (Wikipedia-encylopedia’ nın tanımı) Kaplıca veya diğer sağlık merkezlerine seyahat eden kişinin fiziksel iyilik halini geliştirmek amacıyla yapılan ziyaret. Bu kapsamda fizik terapi, diyet kontrol ve ilgili sağlık hizmetleri verilir (Dünya Turizm Örgütü’ nün tanımı) 5.1.1. Sağlık Turizmine Hangi Đhtiyaçtan Kaynaklanmıştır. Dünya nüfusunun artması, yaşam kalitesinin yükselmesi, çeşitli ülkelerde sağlık maliyetlerinin artması sebebiyle, tedavilerin daha kaliteli ve ekonomik ve kaliteli iş yapan Ülkeler ortaya çıkmış ve sağlık turizmi sektörünün oluşmasına neden olmuştur. Dünya yaşının ve yaşlı nüfusunun artması da sektörü tetiklemiştir. Bunun sebepleri olarak; • • • • • • • • Uzun süren hasta bekleme listelerinden kurtulmak Daha kaliteli ve daha kısa zamanda hizmet almak Yüksek sağlık teknolojilerine ulaşmak Sağlık hizmeti maliyetini düşürmek Kronik hastaların ve yaşlıların veya engellilerin başka ortamlara gitme ve tedavi olma isteklerinin oluşmaması Uyuşturucu ve farklı bağımlılıkları olan kişilerin farklı veya daha uygun ortamlarda olma istekleri Tedavi olmanın yani sıra gezme ve kültür ziyaretlerinde bulunma isteği Kişinin hayata tutunma ve yaşam isteği ortaya çıkmıştır. 5.2. Tarihi gelişimi 5.2.1. Sağlık Turizmi-Antik Çağ Antik uygarlıklar hakkında yapılan çalışmalar sağlık hizmetleri ve din hakkında birkaç binyıl öncesine kadar giden sıkı bir bağ gösteriyor. Birçok eski medeniyetin, kaplıcaların ve kutsal tapınak banyolarının şifa verici etkilerinden faydalandığı görülüyor. Bu medeniyetlerin en eskilerinden bazıları: Sümerler (M.Ö. 4000) sıcak kaynakların etrafında bilinen en eski sağlık tesislerini inşa etti. Bu tesisler su akan havuzlar içeren çok büyük tapınakları içeriyordu. Tunç devrinde (M.Ö. 2000), günümüzde Đsviçre’de St. Moritz olarak bilinen tepe kabileleri demir bakımından zengin mineral kaynaklarında banyo yapmanın ve bu suyu içmenin sağlığa olan faydalarının farkına vardılar. Suyu içmede kullandıkları tunç kapların aynıları Fransa ve Almanya’da da bulundu. Bu da bu medeniyetler arasında bir sağlık yolculuğunun olmuş olabileceğini gösteriyor. Eski Yunanlar kapsamlı olarak sağlık turizmi ağının temellerini atan ilk medeniyettir. Tıp tanrısı olan Asklepios onuruna inşa ettikleri Asklepios Tapınakları 12 dünyanın ilk sağlık merkezi oldu. Bütün dünyadan insanlar hastalıklarına çare bulabilmek için bu tapınaklara gidiyorlardı. M.Ö. 300 yıllarında Yunan bölgesinde tedavi için başka tapınaklar yapıldı. Bunların içinde Epidaurus olarak bilineni içlerinde en ünlü olanıydı ve spor salonu, yılan çiftliği, düşler tapınağı ve termal banyolar gibi hizmetler sunuyordu. Olimpos’ taki Zeus Sığınağı ve Delfi Tapınağı da bu dönemdeki bu tip tapınaklardandı. Hindistan’da da yoga ve ayurvedik tıbbın yaygınlaşmasıyla sağlık turizmi yavaş yavaş gelişiyordu. 5000 yıl öncesinde bile alternatif tedavi yöntemlerinin faydalarını görmek isteyenler Hindistan’a akın akın gidiyorlardı. Roma küresel bir kuvvet olduğu zaman, ılıca adı verilen sıcak su banyoları ve kaynakları ortaya çıktı ve soylular arasında ün kazandı. Bu banyolar yalnızca sağlık tesisi olmakla kalmayıp zenginler ve üst tabaka için ticari ve sosyal toplantı merkezleri haline geldi. 5.2.2. Sağlık Turizmi-Orta Çağ Roma uygarlığının çöküşünden sonra Asya sağlık turizmi için birinci durak olmaya devam etti. Tapınakların yerini klinik tedaviler uygulayan hastaneler almaya başladı. Orta çağlarda Japonya’da onsen adı verilen mineral kaynakları tedavi edici özellikleri sebebiyle bütün ülkede yaygınlaştı. Savaşçı kavimler bunları fark etti ve savaşlardan sonra tedavi olmak için bu kaynaklara gitmeye başladılar. Birçok Müslüman medeniyet yabancılara da hizmet veren sağlık merkezleri kurdu. 1248 yılında Kahire’de zamanının en gelişmiş ve en büyük hastanesi olan Mansuri Hastanesi kuruldu. Hastane 8000 kişiye hizmet verebilecek kapasitesiyle din ve ırk farketmeksizin bütün dünyaya hizmet veriyordu. 5.2.3. Sağlık Turizmi-Rönesans Dönemi 14. Yüzyıldan 17. Yüzyıla kadar olan Rönesans dönemi yalnızca Avrupa ve Đngiltere’de sanat ve kültürün yeniden doğuşuna sahne olmuş bir dönem değil, aynı zamanda da sağlık turizminin geliştiği bir dönemdir. Ville d’Eaux ya da Sular Kasabası olarak bilinen bir köy, 1326 yılında demir zengini sıcak su kaynaklarının bölgede keşfedilmesinden sonra bütün Avrupa’da ünlü oldu. I. Petro ve Victor Hugo gibi önemli şahsiyetler bu tesisleri ziyaret etti. Kökünü Romanların “salude par aqua” yani sudan gelen sağlık deyişinden alan “SPA” kelimesinin ilk kez burada kullanıldığı iddia ediliyor. 16. Yüzyılda Avrupa’nın üst zengin tabakası eski Roma banyolarını yeniden keşfetti ve spalar içeren St. Mortiz, Ville d’Eaux, Baden Baden, Aachen ve Đngiltere’deki Bath gibi turistik kasabalara akın etti. Bath ya da eski adıyla Aquae Sulis dünya çapında ünlüydü ve ünlü ve zengin kişiler için bir toplantı ve oyun alanına dönüştü. 5.2.4. Sağlık Turizmi-Rönesans Sonrası Dönem Rönesans döneminin sonlarına doğru, bütün Avrupa’dan asilzadeler temizlenmek ve tedavi olmak için Bath’e gelmeye devam ediyorlardı. 1720’lerde, Bath Đngiltere’de bir lağım sistemine sahip olan ilk şehirdi ve Londra’ya göre birkaç yıl daha ilerideydi. Şehir ayrıca teknolojik, finansal ve sosyal bakımdan da çok gelişmişti. Sağlık turizmi sebebiyle yollar kaldırımlarla döşendi, sokaklar ışıklandırıldı, oteller ve restoranlar güzelleştirildi. 13 Sağlık turizminin en kayda değer yolcusu Michel Eyquem de Montaigne’di. Deneme yazı türünün Fransız mucidi olan Michel’in, aynı zamanda lüks seyahatin de babası olduğuna inanılıyor. Tarihteki en eski SPA rehberinin yazılmasına yardımcı oldu. Yeni Dünya’nın keşfi Avrupa’daki sağlık yolcularına yeni duraklar yarattı. 1600’lerde Đngiliz ve Hollandalı kolonistler mineral su kaynaklarının yakınlarında ahşap kabinler inşa etmeye başladılar. Amerika yerlilerinin iyileştirme sanatında çok usta oldukları da bu zamanda keşfedildi. Bitkisel tıp konusundaki bilgileri Avrupa, Asya veya Afrika’dakilerle kıyaslanabilecek derecede ileriydi. 18. ve 19. Yüzyılda Avrupalılar ve Amerikalılar dünyanın uzak köşelerine verem gibi hastalıklara çare bulmak amacıyla gitmeye devam ettiler. 5.2.5. Emevi, Abbasi, Selçuklu ve Osmanlı Dönemi Đslamiyet’ten önce, Orta Asya’da Türklerin yaşam biçimi içerisinde dinsel inançlar doğrultusunda sağlık ve tıp konuları kendine özgü bir yere sahiptir. Türklerde tedavi ile uğraşanları iki grupta değerlendirebiliriz. Bunlardan ilki dinsel-büyüsel tedaviler yapan ve “Kam” ya da “Baksı” denen şamanlardır. Đkincisi ise “otaçı”, “emçi” ya da “ata sagun” adı verilen ilaç ve daha başka maddelerle tedavi eden hekimlerdir. Emevi, Abbasi, Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerinde zemin oluşturması nedeniyle temizliğe önem verilmiştir. yaygınlaştırılıp, sağlıkta odaklanma uygulamaları ön planda sıhhat bulun” Hadisi özellikle sağlık turizmine vurgu yapan özellikle Đslam dininin ortak Koruyucu sağlık hizmetlerin tutulmuştur. “Seyahat edin anlayışı ortaya koymaktadır. Emevîler (661-750), Đslâm dinini, Đspanya’ dan Avrupa’ ya soktu ve Endülüs Emevi Devleti (765-1031) Fas, Kurtuba ve Gırnata Üniversitelerini kurup, batıya ilim ve fenni yaydı. Dünya üzerindeki ilk üniversite Fas’ ın Fez şehrinde bulunan Kayrevan Üniversitesi idi. Bu üniversite 859 yılında kurulmuştu. Đlme ve âlimlere çok değer verilirdi. Bunun için Endülüs’ te ilim ve fen çok ilerledi. Saraylar ve devlet daireleri birer ilim kaynağı oldu. Her memleketten ilim öğrenmek için Kurtuba’ ya akın akın toplandılar. Kurtuba’ da büyük ve mükemmel bir tıp fakültesi kuruldu. Avrupa’da ilk defa yapılan Tıp Fakültesi budur. Avrupa kralları ve devlet adamları, tedavi için Kurtuba’ ya gelir, gördükleri medeniyete, güzel ahlâka, misafirperverliğe hayran kalırlardı. Selçuklular döneminde, yoğun olarak açılan darüşşifalara (hastanelere), ihtisas sahibi hekimler, cerrahlar, göz mütehassısları ile birlikte hemşire ve hastabakıcıların tayin edildiği tıp tarihçilerince belirtilmektedir. (Terzioğlu, A., Đslam-Türk Hastaneleri, s.128, c.34, Belleten, Ank. 1970. ) Selçuklu hükümdarları gerek gördüklerinde kendi tıbbi bakım ve tedavileri için hekim görevlendirmişlerdir. Türklerin Anadolu’ya gelmeden önceki yaşamlarında sağlık örgütleri arasında (1154-1354) Şam’da, Musul’da ve Halep’te çeşitli isimler altında yaptırılan hastaneler vardır. Büyük Selçuklular döneminde klasik tıp anlayışı yaygınlaşmıştır. 1308’de Anadolu Selçuk Devleti’nin yıkılması üzerine kurulan Anadolu Beylikleri de bu Selçuklu tesislerini benimseyip yaşattıkları gibi, bunlara cüzzamhaneler ve körhaneler gibi sağlık tesisleri ile kaplıcalar, imarethaneler (aşevleri) ve sosyal yardım müesseseleri açmak suretiyle yenilerini de eklemişlerdir. Osmanlı Đmparatorluğu döneminde (700 yıl sürmüştür) özellikle toplum sağlığı konusunda yararlı hizmetlerde bulunulmuştur. Osmanlılar, sağlık sahasındaki çalışmaları yalnız hastane, imarethane ve benzeri sosyal yardım müesseseleri değildir. Aynı zamanda, içme suları, besin maddelerinin kontrolü, kanalizasyon ve ölü gömülmesi gibi birçok sağlık konularıyla da ilgilenmişlerdir. Özellikle savaşta büyük başarılar sağlayan padişah ve yakınları ve birçok devlet adamı ve hanımlar sadece büyük camiiler ve kendilerini hatırlatacak hayır işlerinin yanı sıra darüşşifa (hastane ve sağlık merkezleri) yapılmasını teşvik ve finanse etmişlerdir. Osmanlı dönemine ait kaynaklarda; Osmanlı saraylarında, haremlerde, hastalara 14 hekimler bakar yardımcı olarak ta ebe ve hemşire vazifesi gören hanımlardan söz edilmektedir. Ayrıca Anadolu'da aşıcı kadınların yer yer dolaşarak küçük çocuklara çiçek aşısı yaptıkları, geleneksel olarak devam ettirilen ebelik hizmetlerinin de varlığından söz edilmektedir. (Şehsuvaroğlu, B.N., Anadolu Türklerinde Hasta Bakımı ve Hemşirelik Tarihçesine Bir Bakış, s. 241, Đst. 1960) Türkiye Cumhuriyeti öncesi döneme bakıldığında, Anadolu’ da çeşitli Devletler ve Đmparatorluklar kurmuş toplumlar sağlık konusuna özel önem vermişlerdir. Hastaların tedavileri için kurulan tesislerin yanı sıra, özellikle kaplıcalarda tedavi, halk arasında yetişmiş hekim ve sağlık elçileri aracılığıyla bazen halkın kendi kendine bulduğu yol ve yöntemler benimsenmiş bazen de Devletler belli bir sistem içerisinde sağlık hizmeti sunmuşlardır. Bugün Türkiye sağlık ve tıp hizmetleri alanında Dünya ölçeğinde başarı sağlıyor ise bunun arkasında yüzyıllardır gelen birikin sayesinde olmuştur. Türkiye’ nin çağdaş medeniyete açık ufku ve birikimi ile sağlık turizminin başarılı olunacağı ortadadır. Yeter ki başta Devlet olmak üzere tüm kurum, kuruluş ve uzman kişiler birlikte hareket edip tüm sorunlara çözüm üretsinler 5.2.6. Sağlık Turizmi-1900’lerden 1997’ye Bu zaman diliminde A.B.D. ve Avrupa artık ticari ve endüstriyel merkezler olmanın yanısıra, Dünya’nın sağlık bakım merkezleri de olmuşlardı. Ancak sağlık seyahati çok zenginlerin faydalanabileceği bir kavram olarak düşünülüyordu. 1933 yılında Amerikan Tıp Uzmanları Heyeti (ABMS) kuruldu ve A.B.D.’deki tıp uzmanlığı heyetleri için şemsiye örgüt oldu. ABMS eğitimsel ve profesyonel politikalar yaptı ve bu politikalar dünya çapındaki standartların temelini oluşturdu. 1958’de Avrupa Tıp Uzmanları Birliği (UEMS) kuruldu. UEMS, Avrupa Birliği üyesi ülkelerden gelen farklı tıbbi birliklerden oluşuyordu. 1960’larda A.B.D.’de Yeni Çağ akımı başladıktan sonra Hindistan önemli bir durak haline geldi. Amerika ve Đngiltere’nin sosyetesini cezbeden çiçek çocuğu (flower child) hareketi ilerleyerek yoga ve ayurvedik tedavinin yeniden keşfedildiği bir sağlık turizmi endüstrisine dönüştü. 1980’lerde ve 1990’larda sağlık hizmeti masraflarının artmasıyla ABD’li hastalar Orta Amerika’da diş tedavisi görmek gibi denizaşırı seçenekleri tercih etmeye başladılar. Đlk başta ABD’li doktorlar yabancı hastanelerde tedavi görme fikri karşısında dehşete düşmüş olsalar da, Küba göz, kalp ve kozmetik ameliyatları için cazip bir sağlık turizmi mekânı haline geldi. Uluslararası alanda JCI Akreditasyon Kuruluşu sayıları hızla artan uluslar arası sağlık hizmeti veren hastanelerin uluslararası standartlara uyup uymadıklarını kontrol etmek ve araştırmalarda bulunmak için 1994 yılında kuruldu. Akredite olan hastaneler dünyanın her tarafından hasta kabul etmeye başladılar. JCI’ a akreditasyonu hastalara da güven verdi. 5.2.7. Sağlık Turizmi-1997’ den 2006’ ya 1997’deki Asya ekonomik krizi ve Asya’daki paraların değerini kaybetmesi sonucunda bu ülkelerin devlet yetkilileri turizme verdikleri önemi artırdılar. Sağlık turizmini geliştirmek için ciddi reklam kampanyaları başlattılar. Bu çabalar sonuç verdi. Tayland Batılı ülkelere kıyasla çok düşük olan fiyatlarıyla kısa sürede plastik cerrahi için bir merkez haline geldi. Tayland, Singapur ve Hindistan gibi sağlık turizmi durakları Uluslararası alanda JCI Akreditasyon Kuruluşu akreditasyonlarıyla meşru hale geldiler. Diğer Güneydoğu Asya ve Latin Amerika ülkeleri de JCI akreditasyonu ve önde gelen A.B.D. tabanlı sağlık 15 şirketleriyle yaptıkları ortaklıklar sayesinde sağlık hizmeti durakları haline gelmeye devam ediyorlar. 5.2.8. Sağlık Turizmi-2007 ve Sonrası 2007 yılında Amerikan sağlık turistlerinin sayısı, sağlık turizmi tarihindeki en yüksek rakam olan 300.000’e yükseldi. 2010 yılında bu sayının 1 milyona yaklaşması bekleniyor. 2008 yılında A.B.D. merkezli birkaç sağlık hizmeti ve sigorta şirketi sağlıkta dış kaynak kullanımını göz önünde bulundurmaya başladı. Bunlar üyelerine acil olmayan işlemleri ve ameliyatları başka ülkelerde yaptırma imkânı sunmaya başladı. Kaynak: www.health-tourism.com/medical-tourism/history/ 5.3. Turizm Sağlığı ve Sağlık Turizmi 5.3.1. Turizm (Turist) Sağlığı Turizm sağlığı ülkemize sağlıklı olarak dinlenme, eğlenme anlaşma gereği veya Türkiye’nin birçok zenginliklerini (kültür, tarih, dağ, mağara vb.) tanıma amaçlı gelen kişilerin sağlığını, sağlık ve sosyal güvenlik hizmetlerini ve bulunduğu ortamın sağlıklı olmasını kapsar. Turistler öncelikli olarak alt yapısı mükemmel sağlığını tehlikeye atmayacak ortam ve kurumları tercih etmektedir. Buna rağmen beklemedik sebeplerden dolayı hastalanırsa turist acil ve güvenilir bir sağlık hizmeti talep edecektir. Bu çerçevede beklenmedik bir hastalığın sebep-sonuç ve düzeltilmesi ve maliyeti önem arz edecektir. Turist Sağlığı ile ilişkili konular: • • • • • • • Turistin veya ülkesinin başvurabileceği, (muhatap) bir merkezin olması Bir turistin bulunduğu ortam ve bu ortamda çalışanların sağlıklı olması Turizmin getireceği muhtemel hastalıklar açısından toplum sağlığı Turistlerin sağlığı ve acil hallerde sağlık hizmeti sunumu o Sağlık personeli ve kurumların işleyişi o Yurt dışı sigortalarıyla ilişkiler ve ücretlendirme Yurt dışına sunulan turizm ve sağlık hizmeti sonucunda ülkemizin ve sağlık hizmetlerinin tanıtımı Otel veya sağlık merkezlerinde sağlık personeli bulundurulması Gurbetçilerin izindeyken oluşan sağlık problemleridir. AB Turizm Sektöründeki Standartlar-Turistlerin Korunması Avrupa’da turistlerin korunması için turistlere haklarıyla ilgili daha fazla bilgi sağlanmasını veya tüketici korumayı iyileştiren hukuki araçların pekiştirilmesini hedefleyen eylemler söz konusudur. Otellerde yangın güvenliği tedbirleri kabul edilmiş, tatil paketleri ve tur paketleri ile ilgili yasalar için asgari standartlar belirlenmiştir. Turiste ayrıntılı bilgi verilmeli veya turist, kendisi onaylamadıkça değiştirilmesi mümkün olmayan bir sözleşme ile korunmalıdır. Pek çok turizm faaliyetinin uluslararası niteliği göz önüne alınarak birçok yasal düzenleme yapılmıştır. Turistlerin korunması kapsamında özürlü ve yaşlı kesim için de düzenlemeler getirilmiştir. Tekerlekli sandalyelere erişim, tuvalet ve banyoda özel tesisatlar, özel donanımlı arabalar, bakım ve tıbbi destek, özürlü insanların da turizmden yararlanmalarını sağlayan tedbirlerden bazılarıdır. Ulusal ve yerel düzeyde bilinçlenmeyi artırmak amacıyla "Avrupa’yı Özürlü Turistler için Erişilebilir Kılmak" başlıklı, turizm sektörüne yönelik bir el kitabı 16 yayımlanmış, geçmişte turizm imkânlarından yararlanmaları çoğu zaman mümkün olmamış kişilere bir fırsat eşitliği sağlanması yolunda çalışmalar yapılmıştır. (AB’ de turizmin sürdürülebilirliği-Agu. 2008 - EURACTIC- AB Haber ve Politika Portalı) Sağlık turizminde yaşlı (kronik tedaviye ihtiyaç duyanlar dâhil olmak üzere) ve engellilerin hem tedavilerinin yapılması hem de kaliteli yaşam sürmeleri için çok iyi işleyen bir sistem oluşturulmalıdır. 5.3.2. Sağlık Turizmi Sağlık insanlığın en vazgeçilmez hakkı ve temel ihtiyacıdır. Her ülke sağlık için bir politika belirleyip vatandaşının sağlık ihtiyacını karşılar. Bu ihtiyaç sağlığın korunması, geliştirilmesi ve iyileştirilmesi hürriyetlerini kapsar. Kamunun almakta olduğu sağlığın korunması ve geliştirilmesi tedbirleri yanı sıra iyileştirme hizmetlerinde özel sektör hizmetlerinin de yaygınlaşmakta olduğu görülmektedir. Ülkemiz kamu sağlık hizmetlerine ilaveten son 10 yılda özellikle 2-3 yılda özel sağlık sektörüyle ciddi işbirliğine girilmiş ve sağlık hizmeti hızla özele kaymaya başlamıştır. Özel sağlık sektöründe ciddi atılımlar olup, Avrupa standartlarıyla yarışabilecek düzeyde özellikle büyük illerde özel hastaneler ve merkezler artmaya başlamıştır. Bu büyük ve donanımlı hastaneler ve merkezlerin çoğunluğu ülkemizin genel standartlarının üzerindedir. Kendileri yurt dışı pazarlara açılmak zorundadırlar. Ülkemizdeki sağlığa ayrılan pay sınırlı kişi başına düşen sağlık harcamaları 530 ABD Dolarıdır. Bu nadide kurumların ayakta durabilmesi için yurtdışı pazarlara açılmaları kaçınılmaz olacaktır. Ayrıca, ülkemizin mevcut coğrafik konumu, Avrupa Birliğine girme trendi, politikalar ve sağlıkta dönüşüm programı, Kalkınma Planı ve Programlarında yer alan özel sağlık sektörünün geldiği durum ve turizmdeki gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda sağlık turizminin ciddiyeti ve ülkeye getireceği ekonomik değer çok büyük olacaktır. Türkiye, bir yandan ülkeye gelen turistlerin sağlık sorunlarının çözümü için hizmet geliştirirken diğer yandan da sağlık turizmi amaçlı gelişler için her türlü fiziki, insan gücü, teknoloji ve mevzuata yönelik hizmetleri geliştirmek mecburiyetindedir. Klasik kitlesel turizmin en önemli ekonomik boyutu da harcama düzeyinin düşük olmasıdır. Oysaki özel pazar dilimlerine hitap eden turizm türlerinin bireysel harcama düzeyleri çok yüksektir. Çünkü bu turizm türlerine varlıklı ve harcama potansiyeli olan kesimler daha fazla katılmaktadır. Bunlardan en önemlisi de sağlık turizmi ve medikal (tıbbi) turizmdir. Sağlık ve turizm ilişkisi pozitif ve negatif yönleri ile ortaya çıkmaktadır. Pozitif yönü ile bu ilişki turistlerin sağlık amaçlı seyahat etmeleri ve tedavileri ile ilgilidir ki bu çalışmanın da konusunu oluşturmaktadır. Ancak, olayın negatif yönü turist sağlığı bakımından ortaya çıkan ilişkilerdir ki, bu durum turizme çok önemli zararlar verebilmektedir. Turist sağlığı konusunda en önemli örnek 2002 yılında uzak doğu ülkelerinde yaşanan SARS hastalığı vakasıdır. Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi’ nin (WTTC) tahminlerine göre bu hastalık Çin, Hong Kong, Vietnam ve Singapur gibi ülkelerde 20 milyar Dolarlık gelir kaybına ve 3 milyon endüstri çalışanının işini kaybetmesine yol açmıştır (Kuo et al., 2008). Yine yakın geçmişteki Kuş Gribi (Avian Flu) salgını Asya ve Pasifik bölgelerinde 12 milyon kişilik bir talep düşmesine yol açmıştır (Wilder, 2006). Yine son dönemlerde öncelikle Meksika’ da ortaya çıkan ve bu günlerde Kuzey Amerika ve Avrupa’ da Đspanya gibi ülkelerde de görülmeye başlayan Domuz Gribi (Swine Flu) özellikle insandan insana çok hızlı bir şekilde bulaşma özelliği nedeni ile uluslararası turizm için çok önemli bir tehlike oluşturmaktadır. Meksika turizm talebinde çok önemli azalmalar da görülmeye başlamıştır. Bu veriler de sağlık-turizm ilişkisinin ne kadar önemli ve hassas olduğunun en önemli göstergesidir. Bu çalışmada sağlık-turizm ilişkisinin pozitif yönü, diğer bir deyimle insanların sağlığına katkı ve tedavi boyutunu vurgulayan tıbbi turizm ele alınmıştır. (Onur ĐÇÖZ, , Sağlık Turizmi Kapsamında Medikal (Tıbbi) Turizm ve Türkiye’nin Olanakları, 2009 Journal of Yaşar University) 17 6. DÜNYA’ DA SAĞLIK TURĐZMĐ Yurtdışında sağlık hizmetleri ve ülkemiz için önemi vurgulayabilmemiz için Türkiye’ deki mevcut çalışmalar ve gelecek açısından bu konunun iyi anlaşılabilmesi için üç bölgeye ayırmakta fayda var. Bu bölgeler özellikle, Türkiye’ nin kabul edebileceği hastalar, termal turizm, SPA wellness ile yaşlı ve engelli turizmini göz önünde bulundurarak incelenecektir. 1. Avrupa Bölgesinde Sağlık Turizmi 2. Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ve Ortadoğu Bölgesinde Sağlık Turizmi 3. Afrika Bölgesinde Sağlık Turizmi 6. 1. Avrupa Bölgesinde Sağlık Turizmi Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde ortak bir sağlık sistemi ve politikası yoktur. Ancak, her ülkenin sağlık haklarına riyaret eden ve kendi koşullarına uygun bir sağlık hizmeti anlayışı vardır. Bu ülkelerde sağlık hizmetleri genel vergilerle ya da sağlık sigortalarıyla finanse edilmektedir. Makro düzeydeki sağlık politikalarını da Dünya Sağlık Örgütü ile birlikte tespit etmektedirler. (Dr. Muharrem VARLIK, Sağlık Hizmeti Politikalarının Belirlenmesi ve Planlanmasında Gerekli Olan Đlkeler Ve Yeni Yaklaşımlar, DTP Nisan 2010) Avrupa ülkelerinde sağlık hizmeti sunumu çok kaliteli ve pahalıdır. Toplumun beklentileri üst düzeydedir. Toplum yaşlanmakta sağlık hizmetine olan ihtiyaçları tabii olarak artmaktadır. Tablo böyle olunca sağlık harcamaları da her geçen gün altından kalkılamaz bir hale gelmektedir. Özellikle özel sigortacılığın ve özel sağlık hizmet sunucularının arttığı ülkelerde durum daha da vahimleşmektedir. Hükümetler bütçeden sağlığa ayrılan payı artırmak zorunda kalırken özel sigortaların karlılık oranı düşmekte, sağlık hizmeti sunucularının da yatırdıkları paralarla orantılı gelir elde edemedikleri için yeni yatırım yapmamakta veya daha karlı (gıda, silah sanayi iletişim v.b.) alanlara yatırım yapmaktadırlar. Hal böyle olunca Avrupa gelecekte sağlık finansındaki sıkıntıyı aşmak için birçok yollar incelenmekte; bunlardan en önemlilerinden birisi de sağlık hizmetini daha ucuz, satın almak veya sigortalılardan katılım payını artırmak, hatta bazı sağlık hizmetlerini kapsam dışı bırakmak olarak görülmektedir. Sonuç olarak, Avrupa’ da gelinen nokta pahalıya sağlık hizmeti almak zorunda kalan sigorta için, hem de kapsam dışı kalan hizmetlerde sigortalı için daha ucuz, ama kaliteden taviz vermeyen, bekleme süresi kısa olan sağlık hizmeti sunucularına ihtiyaç vardır. Neticede Avrupa yurt dışından ucuza sağlık hizmeti almaya aday haline gelmiştir. Burada göz ardı edilmemesi gereken konu Avrupalı kaliteden taviz vermeyecek hem kültür olarak hem de hukuki olarak hizmeti nereden alacağı kararı hastanın bizzat kendisine ait olacaktır. Avrupalı genel olarak yine Avrupa’dan sağlık hizmeti alacak, hasta hakkını arayacak hasta için maliyet önemli olmayacaktır. Bu açıdan Avrupalıya Türkiye’ nin sağlık hizmeti sunumu kısa sürede kolay olmayacaktır. • • • • Kalitemiz iyice arttığında Türkiye’ nin sağlık ve sosyal güvenlik sektörü çok iyi tanıtıldığında Sağlık hizmetine ilaveten paket halinde turizmin imkânları sunulduğunda Türk hükümeti, özel sektör ve turizm şirketleri vb. kuruluşların Avrupa sigortalarıyla çok sıkı ilişkiler kurduğunda, Türkiye’ye sağlık hizmeti almak için Avrupalılar gelmeye başlayacaktır. Bütün bunlardan sonra bile bunları memnun etmek kolay olmayacak. Malpraktislerde (Tıbbi Kötü Uygulamaya Đlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk) ödenecek tazminatların problem yaratmaması için Türkiye’ nin uzun süredir üzerinde çalıştığı; 21 Ocak 2010 tarih 18 5947 Sayılı Üniversite ve Sağlık Personelinin Tam Gün Çalışmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 30 Ocak 2010 tarih ve 27478 sayılı Resmi Gazete’ de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu Kanuna bağlı olarak Tıbbi Kötü Uygulamaya Đlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Kurum Katkısına Đlişkin Usul ve Esaslara Dair Tebliğ 21 Temmuz 2010 Tarihli ve 27648 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Avrupa’ da yaşayan 5 milyona yakın Türk ve 25-30 milyonu aşkın Müslüman (Pakistan, Đran, Irak, Fas, Tunus, Afrika) göçmen öncelikli hedef kitle seçilirse durum çok farklı olacaktır. Avrupa, özellikle II. Dünya savaşından sonra etkisi altındaki ülkelerinden ve gelişmemiş ülkelerden ciddi sayıda insan kaynağı temin etmiş ve ucuza iş gücü bulmuşlardır. Yıllarca Avrupa ülkelerinde çalışan göçmenler Avrupa’ ya yerleşmişler özellikle Türkler iş sahibi olmuşlar, evlenmişler ve Avrupa toplumuyla kaynaşmışlardır. Artık bu kitle Avrupa’ nın ayrılmaz bir parçası olmuştur. Genel olarak sağlık hizmeti alma bakımından Avrupalı ile göçmenler aynı haklara sahiptirler. Fakat sağlık hizmeti alırlarken özellikle son yıllarda hiçte Avrupalı’ yla eşit muamele görmemektedirler. 6.1.1. Sağlık Turizmi Açısından Avrupa Pazarı 1) Avrupalıların bizzat kendi vatandaşları 2) Avrupa’ da yaşayan vatandaşlarımız (gurbetçiler) 3) Avrupa’ da yaşayan diğer Müslüman göçmenler (Pakistan, Đran, Irak, Fas, Tunus, Afrika vb.) Avrupa için yurt dışında iki ana başlıkta sağlık hizmeti söz konusudur. (Turistin sağlığı ve sağlık turizmi) Yurt dışına çıkan Turistlerin tatil esnasında acil sağlık hizmeti almaları bu konu turistin sağlığı başlığında incelenmelidir. Ekonomik olması, sıra beklememek amacıyla kronik hastalıklar ve planlı tedavi için yurt dışına gidilmesi Sağlık Turizmi’dir. Üzerinde durulması gereken en önemli nokta sigortalının yasal olarak ben yurt dışındaki şu hastaneden sağlık hizmeti almak istiyorum diye talep ve beyan etmesi şarttır. Bunun içinde sigortalıya tanıtım ve pazarlama önemlidir. Nihai karar sigortalının talebiyle olacaktır. 6.1.2. Avrupa’da Yaşayan Vatandaşlarımız (Gurbetçiler) Gurbetçilerimiz Avrupa’ da önceki yıllara göre iyi sağlık hizmeti alamamaktadırlar. Özellikle 1. ve 2. kuşak yaşlı kesimin dil probleminden dolayı derdini tam anlatamaması, Hekimlerle iletişim kuramaması, Gurbetçilerimiz genelde Türk hekimlerine güvenlerinin daha fazla olmasına neden olmuştur. Gurbetçilerimiz Türkiye’ ye izine geldiklerinde kamu kurumlarından (önceki yıllarda özellikle SSK Hastanelerinden) hızlı ve kaliteli hizmet alamıyorlardı. Son yıllarda Devletin ve Sivil Toplum Kuruluşlarının ayrıca Özel Sağlık Kurumlarının da çalışmalarıyla, ücret ödemeden sigortanın onayı ile sağlık hizmeti almaya başlamışlardır. Ancak acil olmayan planlı tedaviyi bu gün anlaşma olmadığından için alamamaktadırlar. Gurbetçilerimizin büyük bir kısmı kronik hastalıkların ve planlı tedavilerini de Türkiye’de yaptırmak istemektedirler. Bunun için Türkiye’deki hastaneler organize bir şekilde Avrupa sigortalarıyla görüşüp konuyu bu açıdan izah etmelidirler. Sonra da gurbetçilerimize ulaşıp hastanelerimizin tanıtılması gerekmektedir. Ayrıca, Đkili düzeyde anlaşmalar yapılabilmesi için Hükümetler nezdinde girişimlere ihtiyaç duyulmaktadır. Türkiye bu alanda cazibe merkezi haline getirilebilir. Sigortaya yapılacak teklif, Avrupa’ da yaşayan Türk kökenli göçmenlerin planlı tedavilerini refakatçi ve yol ücreti dâhil tedavi bedellerinin çok cazip olduğu, özel hastanelerin kalitesinin iyi olduğu tedavi için gurbetçilerin buna razı oldukları anlatılmalıdır. Hollanda, Đngiltere gibi ülkeler bu konuda zaten ilk adımları atmışlardır. 19 Kısacası Türk özel sağlık sektörünün Avrupa sigortalarıyla iletişime geçmesine pazarlama yapmasına ve güncelliğini sürdüren bu konu kısa sürede neticelenebilecektir. Öncelikli olarak 5 milyona yakın gurbetçi, sonra 25-30 milyona yakın diğer Müslüman göçmenler Türkiye’ den sağlık hizmeti almaya başladı mı bununla birlikte ve/veya bunlardan sonra kalitemizin ve pazarlamanın iyi olması Avrupa’ nın yerli halkını da ülkemize sağlık turizmi için getirecektir. Aksi takdirde bu alt yapı yapılmadan ve adımlar atılmadan öncelikli hedef Avrupa’ nın yerli vatandaşı olursa işimiz zor olacaktır. 6.2. Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ve Ortadoğu Bölgesinde Sağlık Turizmi 11 Eylül Terörist saldırısından sonra Orta Doğu’ daki Müslümanların ABD ve Avrupa’ya gidişleri ve ilişkileri her alanda azaldığı ve zorlaştığı gibi sağlık hizmeti alımında olumsuz yönde etkilenmiştir. Artık Orta Doğu’ daki Müslümanlar ABD ve Avrupa’ ya eskisi gibi rahat gidememektedirler. Bilindiği üzere Orta Doğu’ daki zengin halk genelde Türkiye’nin kendini tanıtmadığı ve geçmişte sağlık alanında çok ileri olmadığı için sağlık hizmetlerini hep Avrupa ve ABD’ den almaktaydılar. 1970’ lerde Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanelerinde yapılan anlaşmalar ve uygulamalarla iyi bir hizmet başlatılmış olmasına rağmen çalışma yetersiz kalmıştır. Bugün sağlık hizmetini alabileceği en modern, yakın ve kaliteli hizmet sunan ülke Türkiye olmuştur. Bu fırsat iyi kullanılmalı Orta Doğu’ ya bu konu iyi anlatılmalı, bu bölgede sigorta sisteminden daha ziyade vatandaşın bizzat kendisi ikna edilmeli ve cazip paketler sunularak sonuca gidilmelidir. Çünkü tedavi parasını genelde vatandaş kendisi ödeyecektir. Orta Asya’ ya gelince konu biraz farklı Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ve diğer Ülkelerde sağlık hizmetinin kalite bilinci var ama bölgede kaliteli sağlık hizmeti sunucuları yoktur. Halkın belli üst düzey yönetici ve zengin halkı Batı Ülkelerinden sağlık hizmeti almaktadırlar. Bunu tersine çevirmek belli bir strateji ve plan dâhilinde çalışmakla olabilecektir. Orta Doğu’nun ve Orta Asya’nın birçok hizmetini, teknolojisini ve malzemesini batıdan alması izah edilebilir ancak; Türkiye mesafe olarak yakın, dinsel ve kültürel bağları aynı, iklimi ve tabiatı güzel sağlık hizmeti Batıdan geri kalmazken (özellikle 2-3 büyük ildeki bazı özel hastaneler) bizim sağlık turizmi pazarından pay alamayışımızın hiçbir bahanesi olmamalıdır. Tek bahane pazarlama ve tanıtımdaki eksikliğimiz, eşgüdümsüz çalışmamız ve bu büyük pazarı bu açıdan keşfedemeyişimizdir. Türkiye, Orta Doğu ve Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinin tam merkezinde yer almaktadır. Türkiye’ nin özellikle medikal turizmde bu ülkelere hem rahat hizmet verecek konuma ve alt yapıya sahip hem de mesafe olarak her zaman gelinip gidilebilecek ülke konumundadır. Vize problemi olan ülkelere de gerekli tedbirler alınarak ve gerçekçi tanıtımlarla tedavi için ülkemiz en önemli yer konumundadır. Sağlık Bakanlığı’ mızın mevcut anlaşmaları yanı sıra bazı problemli konulardaki çalışmaları kısa sürede çözmesi halinde ülkemiz tedavi için en önemli durak olacaktır. 6.3. Afrika Bölgesinde Sağlık Turizmi Bu ülkelerde birçok hizmette olduğu gibi sağlık hizmetinin de çok gerilerde olduğu istatistiksel olarak bilinmektedir. Üst düzey zengin sınıf bu hizmeti batıdan almaktadır. Çünkü Batıyla olan ilişkileri sömürge döneminden beri çok sıkıdır ve alışkanlıklar da bunun böyle olduğu anlayışını ortaya koymaktadır. Ancak son yıllarda batının sağlık alnında karşılaşmaya başladığı sıkıntılardan dolayı batı bunları ihmal etmeye başlamıştır. Türkiye’ nin son yıllarda yaptığı atılımlar ve pazar arayışları bu pazara ilk defa sıcak bakılmasına neden olmuştur. Zamanla bu pazara da kaliteli ve ekonomik bir sağlık hizmeti sunulabilecektir. Sağlık turizmi olarak sadece kronik hastalıklar ve planlı tedavi hizmetlerini ucuz olduğu için Avrupa’ya (özellikle göçmenlere) ve 11 Eylül sonrası tablodan dolayı Orta Doğu ve Orta Asya’ ya pazarlama imkânı doğmuştur. Kaplıca turizmi için durum farklıdır. Çünkü 20 kaplıcalarımız kesinlikle kaliteli ve ekonomiktir. Kaplıcalar tüm ülkelere ve özellikle Avrupalı’ ya çok rahat bir şekilde tanıtımı iyi yapılırsa pazarlanabilir. Bunun ilk uygulamaları büyük çaba gösteren ve başarılı olan Đzmir’ deki kaplıcalardır. (Tabii ki burada tedavi amaçlı kaplıca turizmi ve dinlenme amaçlı kaplıca turizmi daha kolay pazarlanabilir) Sağlık turizmi adına öncelikli sunulacak hizmetler (göz lazer tedavisi, estetik cerrahi hizmetleri, diş tedavisi, kalp cerrahisi ve kaplıca tedavisi vb.) şeklinde ortaya çıkmaktadır. Türkiye’ nin, Afrika’ da 2010 yılı içerisinde mevcut Büyükelçilikleri yanı sıra 18 tane daha yeni Büyükelçilik açması ve bunların çoğunun faaliyete geçmesi, ülkemize sağlık turizmi (tedavi başta olmak üzere) açısından yeni kapılar açacaktır. Sağlık turizmi alanında hizmet veren Bakanlıklar, Sivil toplum kuruluşları (Vakıf ve Dernekler vb) ve Özel sektör kuruluşlarının ortak hareket ederek Afrika ülkelerine bir açılım başlatması bu sektörün en önemli pazarlarını açacaktır. 6.4. Dünya’ da Medikal Turizm ve Ekonomik Boyutları (Onur ĐÇÖZ, Sağlık Turizmi Kapsamında Medikal (Tıbbi) Turizm ve Türkiye’nin Olanakları, Nisan 2009, Journal of Yaşar University) Turistlerin geleneksel olarak tatil, dinlenme, eğlenme ve kültür gibi amaçlarının yanı sıra tarihsel olarak, sağlık amaçlı seyahat ettikleri de bilinmektedir. Avrupa’da 18.yüzyılda kaplıcalara gitmenin halk arasında yaygınlaşması sayesinde sağlık turizmi hareketlerinin başlangıcına kaplıcaların öncülük ettiği söylenebilir. 19.yüzyılda Yeni Kaledonya gibi uzak kolonilerde ve tropik iklim bölgelerinde tedavi amaçlı turizm hareketleri görülmüştür (Smyth, 2005). Sağlık turizmi bugün öylesine önemli bir turizm türü durumuna gelmiştir ki, Kırgızistan gibi bazı ülkelere seyahat edenlerin de birincil amacı bu olmuştur (Schofield, 2004). Medikal turizm ya da tıp turizmi, insanların kendi ülkelerindeki yüksek tedavi giderleri nedeniyle yabancı ve genelde uzak ülkelere giderek bu ülkelerdeki düşük tedavi giderleri nedeni ile tıbbi tedavi ya da operasyonları bu ülkelerde gerçekleştirmeleri ile oluşan turizm hareketleri olarak tanımlanmaktadır (www.healism.com). Gidilen bölgelere göre bu tedavilerin giderleri hastaların bulunduğu ülkeye göre % 50, % 70 ve hatta bazı durumlarda % 80’ e kadar maliyet tasarrufu sağlamaktadır. Bu turizmin gelişmesinde en önemli etken düşük tedavi giderlerinin yanı sıra, bu ülkelerdeki gelişen tıp teknolojisi, düşük ulaştırma giderleri, ucuz otel hizmetleri ve internet pazarlaması gibi etkenlerdir (Connel, 2006:1). Medikal turizm, insanların tedavi ya da cerrahi müdahale amacıyla denizaşırı seyahatlerindeki hızlı artışla birlikte özellikli ve nispeten küçük ama önemli pazar dilimi olarak ortaya çıkmıştır ve dünya genelinde oldukça hızlı bir gelişme göstermektedir (Newman, 2006). Özellikle kendi ülkelerinde yüksek tedavi masraflarının yanı sıra tedavi ya da operasyon için uzun bekleme sürelerine katlanmak durumunda olan insanlar bu seyahatlere gittikçe artan oranda katılmaktadır. Medikal turizm pazarında günümüzde birçok Asya ülkesi hâkim durumdadır, Ancak çok sayıda ülke de pazara girmeye çalışmaktadır. Özellikle Hindistan oldukça düşük fiyatları ile pazarda önemli bir yer edinmiştir. Bu ülke medikal turizm sektörünün hacmini 2012 yılına kadar 1,2 milyar Pound’a kadar yükseltmeyi hedeflemektedir (Yıldırım ve Altınkaya, 2006). Dünya genelinde ise 2006 yılı verilerine göre, sağlık turizmi toplam harcamaları 60 milyar Dolara ulaşmıştır ve 2012 yılına kadar bu rakamın 100 milyar Dolara ulaşması beklenmektedir. ABD’ deki sağlık turizmi harcamalarının 5,5 milyar Dolar, Avrupa’ da 3,5 milyar Euro civarında olduğu, yaklaşık 120 yıldır sağlık turizmine hizmet veren Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve Romanya gibi ülkelerden Çek Cumhuriyeti’ nin bu sektörden kazancı 1 milyar Doları aştığı belirtilmektedir (Gümüş ve Büyük, 2008). Medikal turizm pazarında talep Kuzey Amerika, Batı Avrupa ve Orta Doğu olarak üç bölgede yoğunlaşırken, bu bölgelerdeki talebin destinasyonlara dağılımı bakımından; Avrupalı medikal ziyaretçilerin favori ülkesi Hindistan, Malezya ve Tayland’ dır. Malezya Đslami referansı nedeni ile Ortadoğu pazarına hâkimdir. Singapur, daha 21 önce belirtildiği üzere Japon pazarının temel destinasyonudur. Küba doğal olarak Orta Amerika pazarına yönelmiştir. Medikal turizm için dünyadaki en önemli bölge kuşkusuz Asya kıtasıdır. Bölge yılda 1,3 milyon medikal turisti çekmektedir ve Tayland, Singapur, Hindistan, Güney Kore ve Malezya gibi ülkelerle bu faaliyetin kapsamı şaşırtıcı boyutlara ulaşmıştır. Tayland’da medikal turizm hareketleri 1970’lerde cinsiyet değişimi operasyonları ile başlayıp daha sonraları estetik cerrahiye yönelim göstermiştir. Hindistan günümüzde medikal turizmin merkezi olarak kabul edilmektedir ve bu alanda en önemli küresel merkez haline gelebilmek için teknolojisini yenilemiş, batılı tıbbi yöntemleri uyarlamış, düşük maliyetler ve hızlı bakım sağlayabilmesini reklamlarında vurgulamıştır. Bu ülkede 1990’ların ortasından itibaren ekonomik liberalleşme sayesinde özel hastaneler teknolojiyi ve diğer tıbbi malzemeyi daha kolay ithal edebilir hale gelmiş bu sayede de alt-yapılarını batılı hastanelerin düzeyine getirebilmişlerdir. Bununla birlikte, hastanelerin iyileşmesi ve maaşların artması sayesinde denizaşırı çalışan doktorlar da kendi ülkelerine geri dönmeye başlamışlardır. Geriye dönen doktorların çoğunun uluslararası deneyimlerinin olması, potansiyel turistleri kendilerini daha rahat hissedebilmeleri için reklamlarda kullanılabilecek bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Hindistan’ daki büyük hastane zincirleri yabancı hastalar için özel tercümanlar istihdam ederken, büyük oranda Đngilizce konuşabilen bir ülke olmasının avantajlarından da yararlanılmıştır. Teknolojinin batılı ülkeler düzeyine getirilmesine, doktorların deneyimli ve batılı prosedürlere aşina olmasına rağmen, işgören maliyetleri çok düşüktür ve sigorta daha az masraflıdır. Bu ülkede kalp ameliyatı gibi enfeksiyon riski yüksek ameliyatlarda bile başarı oranları dünyanın en iyi hastaneleri ile karşılaştırabilir durumdadır (Connel, 2006: 5). Ürdün’ün 1970’ lerden bu yana Orta Asya sağlık endüstrisinde önde gelen ve Dünya Bankası tarafından sağlık turizmi alanında bölgenin en popüler ve dünya çapında beşinci lokasyonu olduğu bilinmektedir. Oysa Türkiye’nin özel sağlık hizmetleri altyapısının Ürdün’ den eksik hiç bir yanı yoktur. Ürdün’ ün 60 özel sağlık kuruluşundan sadece 4 tanesi sağlık sektöründe uluslararası akreditasyonda altın standart olarak benimsenen ABD bazlı JCI akreditasyona sahip iken, Türkiye’ de JCI akreditasyonuna sahip olan sağlık kuruluşu sayısı 39’dur. ABD’ de Sağlık Turizmi Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’ nde, 2009 yılında sağlık turizmi sektöründe ciddi artışlar olduğu ve ülke halkı ve ekonomisine önemli katkılar sağladığı yapılan araştırmalar sonucu ortaya çıkmıştır. 2006 yılında yaklaşık 150,000 ABD vatandaşı tedavi görmek için Latin Amerika ve Asya’ ya seyahat ederken, 2007 yılında bu rakam yaklaşık 300,000’ e çıktı ve 2010 yılı sonunda seyahat edenlerin sayısının bir milyonun üzerinde olacağı tahmin edilmektedir. ABD’li hastaların yurtdışında tedavi gördükleri tıbbi prosedürler arasında ilk sıralarda yüz gerdirme, kalp ameliyatları ve fertilite tedavileri gelmektedir. Tedaviye ihtiyacı olan pek çok hasta için seyahat etmek aslında tercih etmeyecekleri bir durum ancak ABD’de sağlık hizmetlerinin çok pahalı olması, pek çok hastanın tedavi olmak için yurtdışına gitmesine sebep olmaktadır. Bu hastaların amacı yüzde 50-80 arası daha ucuza, yüksek kalite standartlarındaki sağlık merkezlerinde ve genellikle ABD’de eğitim almış doktorlar tarafından tedavi yapılmaktadırlar. ABD Sağlık Turizmi-Popüler Varış Yerleri Pek çok ABD’li hasta Güney ve Orta Amerika ülkelerini ziyaret etmektedirler. Brezilya, Arjantin ve Kosta Rika kozmetik tedaviler için, Meksika ise temel sağlık ve diş tedavileri için tercih edilmektedir. Diş Turizmi ABD’liler için çok hızla gelişen bir sağlık turizmi alanıdır. Tahminlere göre ABD’li sağlık turizmi hastalarının yüzde 40’ı diş tedavilerini yaptırmak için yurt dışına gitmektedirler. Kosta Rika’da diş turizmi konusunda 22 gözde varış yeri olarak öne çıkmaktadır. Kosta Rika’da ABD’li hastalar yaklaşık yarı fiyatına diş tedavisi olabilmektedirler. Kasım 2007’ de, Ulusal Siyaset Analizi Merkezi (National Center for Policy Analysis -NCPA) tarafından yayınlanan bir çalışmaya göre çoğu ABD’li hasta Meksika ve diğer Güney Amerika ülkelerini tercih etmektedirler. Hindistan ve Tayland gibi ülkeler de gelişmiş teknolojileri kullanarak kalça protezi, diz protezi ve kalp ameliyatları gibi kritik tedavileri başarıyla uygulayabilmektedirler. Diğer popüler varış yerleri arasında Singapur, Belçika ve Güney Afrika gelmektedir. Kuzey ve Batı Avrupa’dan pek çok insan ise Orta ve Doğu Avrupa’ yı tercih etmektedirler. ABD’li Hastaların Yurtdışında Tedavi Olmayı Tercih Etme Sebepleri Küresel Sağlık Turizmi Merkezleri arasındaki acımasız rekabet nedeniyle ABD’li hastalar en yeni ve yüksek standartlardaki merkezlerde tedavi olmak istemektedirler. Yüksek fiyatlar sağlık turizminin tercih edilmesindeki en önemli faktör ancak başka faktörler de etkili olabiliyor. Bunlardan en önemlilerini aşağıda belirtilmiştir. Yurtdışında Tedavi Görmek Daha Ucuz Đnsanların çoğu için düşük fiyatlar sağlık turizminin asıl avantajı olarak düşünülmektedir. ABD sağlık ürün ve hizmetlerinin fiyatları genellikle, yurtdışına seyahat etmek ve orada tedavi görmek için harcanan masrafların toplamından daha fazladır. Yüz ve boyun gerdirme prosedürü ABD’de yaklaşık 12,000 dolar iken benzer bir işlem yurtdışında yaklaşık 3,000 - 4,000 dolara yaptırılabilmektedir. Kalça protezi ameliyatı ABD’de 40,000 ila 65,000 dolar arasında değişirken benzer bir işlem yurtdışında seyahat masrafları da dâhil 8,000–18,000 dolara yapılabilmektedir. Hindistan uygun fiyatlarla yüksek kaliteli sağlık hizmetleri sunmayı kendisine misyon edinmiş bir ülkedir. Benzer tedavilerin fiyatları ABD’deki fiyatların onda biri ile dörtte biri arasında değişmektedir. Tayland, Hindistan’ın en önemli rakibi olarak karşımıza çıkmaktadır. Tayland’ın fiyatları Hindistan’dan yaklaşık yüzde 20 daha pahalıdır. Güney Amerika fiyatları ise Hindistan’dan yaklaşık yüzde 50–100 daha pahalıdır. Yurtdışında çok yüksek kalitede hizmet veren merkezlerde tedavi görmek Doğru bir araştırma ile veya iyi bir ajansa danışarak yüksek standartlarda hizmet veren ve en iyi doktorlara sahip merkezlerde tedavi görmek mümkündür. Sağlık turizmine hizmet veren sağlık kuruluşları içerisinde yeni veya yenilenmiş, en son teknolojileri kullanan özel hastaneler de mevcuttur. Bu hastanelerdeki doktorlar Amerika ve Avrupa standartlarında eğitim almış doktorları barındırmaktadır. ABD’deki hastanelerle eşit veya daha üstün bir hizmet anlayışı içerisinde çalışmaktadırlar. Az Masrafla Sevdikleriyle Güzel Bir de Tatil Yapma Đmkânı Daha az önemli tedaviler için seyahat eden hastalar güzel bir tatil beldesinde olmanın keyfini doyasıya çıkarabilmektedirler. Aileleriyle güzel vakit geçirip, operasyon sonrası oluşabilecek sıkıntıları da daha kolay atlatabilmektedirler. Kendi ülkelerinde böyle bir operasyon için yapacakları masraftan daha azına sevdikleriyle güzel bir de tatil yapma imkânı bulmaktadırlar. Sağlık Turizminin Sigortası Olmayanlar için Faydası The Miami Herald’ ın, 2 Kasım 2008’ de ki açıklamasına göre, ABD’ de 61 milyon insanın ya sigortası yoktur veya sigortaları çok kısıtlı hizmetler sunabilmektedir. Yani 23 sigortaları pek çok tedaviyi kapsamamaktadır. David E. Williams, MedPharma’ nın kurucularından, ABD’ liler için en popüler sağlık turizmi tedavilerinin diş ve kozmetik tedavileri olduğunu ifade etmektedir. Çünkü genellikle bu tarz tedaviler hiçbir sigorta tarafından kapsanmamaktadır. Vatandaş ta bu giderleri kendisi karşılamaktadır. Bu nedenle, sigortasız vatandaşların başka ülkelerden daha ucuza hizmet alma imkânı olabilir. Sağlık Turizmi Gizli Tedavi Olma Đmkânı Verir Hastalar, sağlık turizmi sayesinde istedikleri gizlilikte tedavi olabilmektedirler. Bu sayede istenmeyen sorulardan ve önyargılardan uzak kalmış olurlar. Örneğin tüp bebek tedavisi olmak isteyen ancak bunu yakınlarına açıklamak istemeyen bir çift bu sağlık turizmini tercih edebilir. ABD’li Hastalar için Sağlık Turizmi Araştırması Yapmak “Sınır Ötesi Hastalar” kitabının yazarı Josef Woodman hastalara iyi bir tecrübe için tavsiyelerde bulunmaktadır. Yurtdışına tedaviye gitmeden önce doktorların araştırılması, başarı oranlarının öğrenilmesi ve tesislerin durumlarının incelenmesi tavsiye edilmektedir. Gidilecek sağlık kuruluşu yetkilileriyle ve daha önce bu yolla tedavi olmuş hastalarla diyalog kurmanın da önemli olduğu ifade edilmektedir. Sağlık merkezleri (özellikle Hastaneler) akreditasyon kuruluşu olan Uluslararası JCI Akreditasyon Kuruluşu (Joint Commission International) tarafından akredite edilmiş tesisler arasından bir seçim yapmak ortaya çıkabilecek riskleri minimuma indirmede faydalı olacaktır. Ayrıca, bazı yabancı hastaneler Johns Hopkins ve Cleveland Klinik gibi tanınmış ABD hastaneleri ile işbirliği içerisinde çalışmaktadır. JCI, 1994’ten beri sağlık kuruluşları, sağlık bakanlıkları ve 80’den fazla ülke organizasyonları ile birlikte çalışmaktadır. Akreditasyon ve sertifikasyon hizmetlerinin yanı sıra danışmanlık ve eğitim hizmetleri de vermektedir. Sağlık kuruluşlarının yüksek kaliteli hasta bakımı sağlayabilmeleri için pratik ve sürdürülebilir çözümler üretmektedir. 2010 yılı itibariyle, 44 ülkede 344 tane JCI tarafından akredite edilmiş kuruluş bulunmaktadır. Hangi ülkede kaç kuruluş olduğunu ve bu kuruluşlar hakkında ayrıntılı bilgi için web (www.jointcommissioninternational.org) adresini ziyaret edebilirsiniz. 6.5. Türkiye’ de Sektörün Hasta Adedi ve Hizmet Boyutunda (Ciro) Hacmi Yurtdışına giden ve yurtdışından gelen hastaların sayısı ve özellikle Yabancıların Türkiye’ deki sağlık harcamalarını gösterir tablo 8 aşağıdadır. 6.6. Dünya Sağlık Turizmi Hasta Trafiği Haritası Dünya’ da hasta trafiği harita’ da da görüldüğü üzere Amerika kıtası, Avrupa ve Afrika ile Asya kıtası olarak gösterilmektedir. 24 Harita 1: Sağlık Turizmi Yapan Ülkeler Şekil 1: Medikal Turizmde Paydaşlar Tablo 7: Dünya’ da hasta trafiğini gösterir harita Kaynak: Health Travel Technologies web sitesi: www.healthtraveltechnologies.com 25 Harita 2: Dünya’ da Sağlık Turizmi Trafiği Harita 3: Dünya’ da Sağlık Turizmi ile Uğraşan Ülkeler Haritası 26 6.7. Hasta profili (kaynak ülke, harcamanın finansı, aldıkları hizmet çeşitleri, Türkiye’ yi tercih nedenleri, bilgi edinilen kaynak, memnuniyet düzeyi) Amerika kıtasında; A.B.D, Brezilya; Karayipler, Kolombiya, Kosta Rika, Küba, Meksika, Panama. Avrupa ve Afrika kıtalarında; Hırvatistan, Macaristan, Đspanya, Türkiye, Dubai, Ürdün, Güney Afrika Asya kıtasında; Hindistan, Güney Kore, Malezya, Filipinler, Singapur ve Tayland sağlık turizmi alanında yabancı kabul eden ülkelerdir. Raporda yer alan Tablo 6 dikkatlice incelendiği takdirde en önemli husus yabancı turistin ortalama 700 ABD Dolarının biraz üzerinde döviz bıraktığı görülmektedir. Sağlık (tedavi) nedeniyle gelen bir yabancının ise ortalama 3000-5000 arası ABD doları harcadığı istatistik bilgilerle sabittir. Tedavi amacıyla söz konusu ülkelere gidenler, ülkelerinde konulan teşhis gereği gideceği ülkedeki hastane ile temas kurması, gideceği hastane ve ülkenin özelliklerini öğrenmesi, aracı kuruluşlarla anlaşması, evinden çıkıp, tedaviye gideceği ülkeye ulaşması, tedavisini olması, tercüme hizmetleri alması, refakatçisinin konaklaması, gerekli ise sosyal programlara katılması kısacası hiç sorunla karşılaşmaması gerekmektedir. Bu nedenle hem ülke politikaları hem de tedaviyi yapacak hastane, ulaşımı ve konaklamayı sağlayacak firmalar profesyonelce çalışmalı ve organizasyon mükemmel yapılmalıdır. Türkiye’ yi tercih etmeleri için Türkiye’ nin raporda da izah edildiği gibi tanıtım ve pazarlama faaliyetlerini düzenli ve sürdürülebilir bir düzeyde yapmalıdır. Çok önemli yatırımlarda bulunan kuruluşların (Özel Hastaneler, Termal Oteller vb) tanıtım ve pazarlama faaliyetlerine de önemli yatırımlar yapmaları işin olmazsa olmazlarındandır. Türkiye’ de tedavi görenler başta olmak üzere, sağlık hizmeti alan kişilerin takibi yapılmalı, geleneksel misafirperverliğimiz profesyonel hizmetle desteklenmelidir. Sağlık turizmi çerçevesinde ülkemize gelen yabancıların Türkiye’ de bulunduğu ve ayrıldığı sürelerde memnun edilmeleri en büyük yatırım ve tanıtım olacaktır. Türkiye’deki önemli sağlık hizmeti sağlayıcıları Sağlık Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu, Savunma Bakanlığı, üniversiteler ve özel sağlık uzmanlarıdır. Hastanın sağlık sigortasının kapsamına bağlı olarak, önemli tıbbi tedavilerin çoğu Sağlık Bakanlığı ya da diğer devlet kurumları tarafından yönetilen kuruluşlarda yapılmaktadır. Özel hastaneler ve kliniklerde muayene ve tedavi olma eğilimi, özellikle gelişmiş ve büyük şehirlerde artmaktadır. Türkiye’ deki hem devlet hastanelerinin hem de özel hastanelerin sayısı son yıllarda hızla artmaktadır. 2007 yılı itibarıyla, 1.276 hastanenin % 71,4’ü kamu sektörü tarafından işletilmektedir ve bu hastanelerin büyük bir bölümü Sağlık Bakanlığı’na bağlıdır. (24 Türkiye Đstatistik Kurumu, Türkiye Đstatistik Yıllığı 2008) 2013 yılının sonuna kadar, toplam hastane sayısının 1.418’e ulaşması beklenmektedir. (25 Business Monitor International, 2009) Aşağıda özel sektör ve vakıf hastanelerinin kuruluş tarihlerinden, hastane sayılarına, yatak sayısı, yoğun bakım yatak sayısı, uluslararası anlaşmalı kuruluşu, personel sayısı, 2008 yılı ayakta hasta sayısı ve 2008 yılında yataklı hasta sayısını içeren tablodan özel hastanelerimiz hakkında bilgi sahibi olmak ve kapasitelerini anlamak açısından önemlidir. 27 Tablo 8- Türkiye Hastane Đstatistikleri Hastane Adı Kuruluş Yılı Hastane Sayısı Yatak Sayısı Yoğun Bakım Yatak Sayısı Uluslarar ası Anlaşmalı Kuruluş +1,500 Mevcut değildir Harvard Medical International 5.800 1.374.484 52.362 - 6.000 2.239.858 172.894 Personel sayısı Ayakta Hasta Sayısı 2008 Yataklı Hasta Sayısı 2008 Acıbadem Grubu 1991 9 hastane, 8sağlık merkezi, 3 laboratuvar ve 1 genetik tanı merkezi Medical Park 1995 13 2.000 Mevcut değildir Anadolu Sağlık Merkezi 2005 1 209 59 Johns Hopkins Medicine 920 153.212 6.537 Bayındır Sağlık Gurubu 1992 2 194 42 Mevcut değildir 753 125.170 11.912 Üniversal Hastaneler Grubu** 1977 1 akredite hastane, toplam 83 tesis (hastane ve ayakta klinik) 2,107* 372* Massachusetts General Hospital 14,000* 2.306.751* 11.912 2450 368.770 201.423 Florence Nightingale 1989 4 hastane, 1 ayakta klinik 550 82 The Memorial Hospital Houston, Cancer Center Institute New York Hisar Intercontinental Hospital** 2005 1 120 35 Mevcut değildir 500 55.480 3.213 Kent Sağlık Grubu 1999 1 hastane, 1 sağlık merkezi 102 21 Mevcut değildir 430 1.225 123 Memorial Sağlık Grubu 2000 1 hastane, 3 sağlık merkezi 233 42 Mevcut değildir 997 193.936 14.114 Mesa Hospital** 2005 1 87 23 Mevcut değildir 636 106.938 10.621 Yeditepe Üniversitesi Hastanesi 2005 1 hastane, 1 göz hastanesi, 1 ayakta klinik, 1 genetik tanı merkezi 170 26 Mevcut değildir 806 (11 ay için) 205,000 (11 ay için) 5,614 Kaynak: Ystats v e Şirket Web siteleri, Deloitte Türkiye Sağlık Sektörü Raporu Ocak2010 Not: (*) Temsilci hastane bilgilerini de içermektedir, (**) 2007 datası kullanılmıştır 7. TÜRKĐYE’ DE SAĞLIK TURĐZMĐ 7.1. Sektörün hasta adedi ve ciro boyutunda mevcut durumu Tablo 9: Yurtdışına giden ve yurtdışından gelen hastaların sayısı ve harcamaları Yıllar 2003 Yurtdışı Tedaviye Gelen Tedaviye Gelen Yabancıların Türkiye’ Tedaviye Giden Gurbetçiler Yabancılar deki Sağlık Harcamaları Türkler 38.843 36.567 103.40 91. milyon ABD doları 2004 61.841 38.273 133.40 126 milyon ABD doları 2005 47.248 55.741 164.60 163 milyon ABD doları 2006 41.397 39.834 153.90 192 milyon ABD doları 2007 18.505 43.951 154.60 247 milyon ABD doları 28 2008 20.057 62.171 162.48 282 milyon ABD doları 2009 30.852 68.545 132.68 225 milyon ABD doları Kaynak: TUĐK ve T.C. Merkez Bankası 7.2. Sağlık Sektörünün mevcut altyapısı ve personel durumu Tablo 10: Ülkemizdeki sağlık personeli sayıları (31 Mart 2009 tarihi itibariyle) Türkiye Sağlık Personeli Dağılımı Uzman Tabip Sağlık Bakanlığı 24.819 Üniversite Özel Sektör Toplam 11.569 19.038 55.426 27.125 234 3.784 31.143 Asistan 8.324 12.606 - 20.930 Diş Tabibi 5.252 637 12.760 18.649 Eczacı 1.213 189 23.492 24.894 Hemşire 69.204 14.555 15.980 99.739 Ebe 43.346 525 3.797 47.668 Diğer Sağlık Hizmetleri Personeli Diğer Personel 65.814 7.702 21.016 94.532 59.512 9.651 19.538 88.701 304.609 57.668 119.405 481.682 Pratisyen Tabip Genel Toplam Kaynak: Sağlık Bakanlığı 2010-2014 Stratejik Eylem Planı, Sayfa 107 7.3. Hukuki Düzenleme ve Kurumsal Yapılar “Sağlık turizmine temel oluşturan hukuki altyapı” 10. ana başlığı altında yer alan konu başlıkları altında; T.C. Devletinin sağlık turizmi için ortaya koyduğu vizyon ve Devletin bakış açısını gösteren resmi görüşü ile ilgili çalışmalar (Devlet Planlama Teşkilatı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı vb.) aynı zamanda hukuki altyapıyı oluşturan bölüm olarak ta değerlendirilebilir. Ayrıca, T.C. Devleti adına ikili düzeyde imzalanan “ Sağlık ve Tıp Alanında Đşbirliğine Đlişkin Anlaşmalar” ile “Sosyal Güvenlik Sözleşmeleri” ve çok taraflı düzeyde kabul edilen “Uluslararası Anlaşma ve Sözleşmeler” de işin uluslararası boyutuna hukuki alt yapı oluşturmaktadır. Raporun sonuç bölümünde yer alan öneriler kısmında da yeniden yapılması ve yapılandırılması gereken mevzuata değinilecektir. 7.4. Sağlık Turizminde Türkiye’ nin Üstünlükleri Medikal Turizm, SPA-Wellness (Sudan Gelen Sağlık), Termal (Kaplıca vs) Turizm ile Yaşlı ve Engelli Turizmi alanlarında Türkiye olarak; Üstünlüklerimiz, güçlü ve zayıf yönlerimiz olduğu bilinmektedir. Raporun ilgili başlıkları ve raporun genelinde anılan başlıklarla ifade edilen hususların yer aldığı ve bunlardan dersler alarak çalışmalarımızı bu yönlerdeki eksiklikleri gidermede kullanmamız ve eşgüdümsüz hiçbir işimizin olmaması gerekir. Türkiye’ nin üstün olduğu taraf kendini sürekli geliştirmesi, kuruluşlarını güçlendirmesi ve sorunları çözerek çalışmasından geçmektedir. 29 7.5. Medikal Turizmin Mevcut Durumda Muhtemel Riskler (Swot analizi) Türkiye’de Medikal Turizmin Üstün ve Zayıf Yönleri Konu ile ilgili uzmanlara göre, Türkiye’nin sağlık turizmi konusunda rekabetçi üstünlüğü ve zayıf yönleri olarak aşağıdakiler saptanmıştır (Selvi, 2008; Soydan, 2007); Üstünlüklerimiz • Hastanelerin alt-yapıları ve donanımlarının yüksek kalitesi • Hekimlerin ve hizmet sunucularının eğitim ve deneyim düzeyinin batı ülkeleri standartlarında olması • Diğer ülkelere göre sunduğu fiyat avantajları. Örneğin, yurt dışında 250 Euro olan bir MR incelemesi, ülkemizdeki hastanelerde 50 Euro’dur • Özellikle bulunduğu coğrafi konum ve geleneksel turizm çekicilikleri (doğal ve tarihi) ve uzun süre seyahat engeli yaratmayan iklim koşulları • Yüksek standartlara ulaşan turizm tesisleri ve iyi yetişmiş yabancı dil bilen personel. • Türkiye’nin sağlık turizmi kapsamında kaplıca, iklim, mağara, deniz, şifalı bitki ve diğer doğal tedavi yöntemlerinin en iyi uygulanabileceği zengin bir potansiyele sahip olması • Medikal ve sağlık turizminin diğer turizm türleri ile bütünleşebilmesi ve ortak tur programlarının yapılabilme olanakları. Güçlü Yönlerimiz • • • • • • • • Sağlık sistemimizin-sağlık dönüşüm programında geldiği nokta Özel sağlık kuruluşlarımızın batı ülkelerin kuruluşları ile yarışabilir duruma gelmeleri, Uluslararası JCI Akredite Kuruluşuna akredite olmuş hastane sayısı (39 adet) açısından dünyada 1. sırada olmamız, Termal kaynaklarımız ve ülkemizin bulunduğu jeotermal alanlarımızın çokluğu bakımından Avrupa ülkeleri içinde 1. sırada yer almamız. Dünyada ki sıralamada da 7.nci olmamız, Ülkemizin iklimi, coğrafi durumu, kültürü, bulunduğu durum, Ülkemiz çevresinde bulunan 600 milyonluk bir topluluğa hitap edecek bir konumda bulunmamız. Dünyanın en genç nüfuslu ülkesi olmamız (hizmet verebilecek personel istihdamı açısından sıkıntı olmayacak) Yaşlı bakımında son derece iyi olmamız ve bu konuda aksakal geleneğimiz gereği misafirperverliğimiz. Zayıf Yönlerimiz • • • • • • • • Medikal (tıp) turizm Türkiye için henüz yeni ve bu nedenle henüz tam anlamı ile organize olmaması Sağlık turizminde mevzuat eksiklikleri ve yasal boşluklar olması Yetişmiş her konuda ara elemana olan ihtiyacımızın olması Sağlık kuruluşlarında medikal turizm ile ilgili yetişmiş uzman (doktor, hemşire vs.) sayısının henüz yeterli sayıda bulunmaması Konuya ilişkin aracı kuruluşların (aracı turizm işletmeleri) henüz bu alana yeteri kadar girmemiş olması ve bu konuda yurt dışında tanıtım – pazarlama çalışmaları yetersizliği Hastanelerimizin web sayfalarındaki yetersizlikler. Bu durum aynı zamanda tanıtım, reklam ve pazarlama alanında da önemli eksiklikler olduğunun da bir göstergesidir Sağlık kuruluşlarının genelde büyük kentlerde yoğunlaşması nedeniyle medikal turizmle klasik turizm bölgelerinin entegre olarak sinerji yaratamaması Yurt dışında ülkemizi ve yaptığımız hizmetleri iyi tanımlayamamak ve tanıtamamak 30 • • Sağlık turizmde devlet, STK ve sektör temsilcilerinin işbirliği olmaması Türkiye’ye sağlık turizmi için yoğunlukla Almanya ve Hollanda gibi Türk nüfusunun yoğun olduğu Avrupa ülkelerinden talep vardır. Oysa bu ülkelerdeki konuyla ilgili Türk girişimci sayısı yok denecek kadar azdır. Đngiltere’de bu hizmeti vermek üzere kurulmuş bir firma vardır (Travel to Cure) ve henüz Türk sağlık kuruluşlarının bu pazara girmek için bir girişimleri de bulunmamaktadır. (Yıldırım ve Altınkaya, 2006). Bu da ülkedeki medikal turizm olanaklarının batıda etkili pazarlanamamasına yol açmaktadır. 8. SAĞLIK TURĐZMĐNĐN ANA UNSURLARI 8.1. Medikal Turizm (Tıp Turizmi) 8.1.1 Medikal Turizmin Geleceği Tahminlere göre medikal turizm, insanların sağlıklarına gösterdikleri özen arttığı, sağlık hizmetleri rekabetçi duruma geldiği ve maliyet farkları ana unsur olarak kaldığı takdirde ülkemizde gelecekte daha da hızlı bir artış gösterecektir. Özellikle plastik cerrahiye olan talep artışının devam edeceği, böylece denizaşırı hizmetler için de önemli bir talep oluşacağı ve sağlık turizmin temel öğesi olan kalp ameliyatları ile yer değiştireceği uzmanlarca tahmin edilmektedir. Medikal turizmi geliştirmeyi amaçlayan ülkelerin sayısı da giderek artmaktadır. Asya’ daki sağlık turizminin başarısı küresel ilgiliyi ve rekabeti artırmakta ve bu durdurulamaz gibi gözükmektedir. Örneğin, termal turizm seyahatleri konusunda Singapur maliyeti nispeten yüksek bir destinasyon olmasına rağmen, 2012 yılında 1.8 milyar Dolar gelir getirmesi beklenen 1 milyon hastayı çekmek istemektedir. Bu hedef gerçekleşirse ülkede en az 13.000 yeni iş olanağı yaratacaktır. Yine Filipinler medikal turizme olan ilgisini, yeni bir havalimanı yaparak ve tüm dünyadaki hastaların bir şekilde Đngilizce konuşan Filipinli doktorlara aşina olduklarını vurgulayarak göstermiştir. Dubai, Orta Doğu turistlerinin Asya’ ya gitmelerini engellemek için yeni bir Sağlık Kenti kurmuştur. Hindistan’ daki en büyük özel uluslararası sağlık servis grubu olan Apollo’nun 2004 yılında 37 tane hastanesi, Kuveyt, Sri Lanka ve Nijerya’daki hastaneler ile ortaklığı vardır ve Dubai, Bangladeş, Pakistan, Tanzanya, Gana, Filipinler, Londra ve Chicago’daki büyüyen özel kurumlar ve uluslararası bağlantıları olan diğer kuruluşlar ile bunu planlamaktadır. (Connel, 2006: 7) Sağlık turizmi gelişmekte olan ülkelerde seçkin sınıfın ilgisini çekmektedir. Örneğin, Nijeryalılar Nijerya dışındaki sağlık giderleri için yılda 20 milyar Dolar harcama yapmaktadır. Yine, Japonların basit muayeneler için bile işgörenlerini dışarıya göndermesi ve yaşlı insanlarını yabancı ülkelerdeki huzurevlerine gitmeleri için teşvik etmesi konuya ilişkin en uç örnekler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu süreçler, sağlık hizmetinin marketteki bir raftan ürün alır gibi alınabilir olduğu tutumuna, teknolojinin ve özel işletmelerin öneminin vurgulanmasına neden olmuştur. Sağlık hizmetleri ticareti artmakta, daha rekabetçi hale gelmektedir ve küreselleşmede yeni boyutlar açmaktadır. Tüm bunlar şık bir şekilde paketlendiğinde kimi zaman işe yarayan medikal turizm pazarda oldukça önemli özellikli bir iş olarak karşımıza çıkmaktadır (Connel, 2006: 6). 8.1.2. Sonuç ve Öneriler Yukarıdaki başlıklarda ayrıntıları ile belirtildiği üzere Türkiye dünya genelinde bakıldığı zaman sağlık turizmi ve özellikle medikal turizmde henüz gelişme aşamasındadır. Ancak iyi bir gelişme potansiyeline sahip olduğu da söylenebilir. Bu turizm türünün geliştirilmesi için aşağıda belirtilen önlem ve uygulamalar yararlı olacaktır; Mevzuata yönelik düzenlemeler yapılmalıdır. Sadece Devletten Devlete yapılan ikili anlaşmaların yanı sıra özel sektör kuruluşları ile sivil toplum örgütleri muhatapları ile anlaşma ve protokoller düzenleyerek karmaşıklığı bir düzene sokmalıdırlar. Devlet bu alanda çalışanları başarı için teşvik etmelidir. 31 Yurt dışında satış ağının kurulması amacıyla; tur operatörlerinin, uzman acentelerin ve sağlık kuruluşlarının bu konuya özendirilmesi gerekmektedir. Turizm Bakanlığının da konuya özel bir önem vererek medikal turizmin en etkin pazarlanması nasıl olmalıdır sorusuna yanıt aranmalıdır. Sağlık turizminde satış ve pazarlamanın yolu, yurt dışındaki turizm ve sağlık ile ilgili fuarlardan geçmektedir. Bu fuarlara etkin bir şekilde katılmak gereklidir. Öncelikle yakın ülkeler olmak üzere, gelişmiş batı ülkelerinin sağlık ve sigorta sistemleri, tanı ve tedavi fiyatları, teknolojileri araştırılmalı medikal turizm için hedef ülkeler ve pazarlar seçilmelidir. Diğer ülkelerde olduğu gibi tanıtım materyallerinde ve ürün paketinde Konvansiyonel (geleneksel) turizm olanakları, turlar, termal turizm olanakları ve medikal turizm birlikte sunulmalıdır. Medikal Turizme hitap eden hastanelerde konuya ilişkin uzmanlar tarafından eğitim çalışmaları yapılmalı, işletmeler kadrolarında konunun uzmanlarını bulundurmalıdır. Özellikle yabancı dil bilen ve sağlık turizm eğitimi olan elemanlara ihtiyaç vardır. Medikal turizmin gelişmesinde ve organize edilmesinde batı ülkelerindeki sigorta kuruluşlarının önemli bir rolü vardır. Ülkemizdeki sağlık kuruluşları ABD ve Avrupa’daki sigorta şirketleri yapacak oldukları anlaşmalar çerçevesinde bu hizmetleri daha geniş bir pazara hitap ederek yerine getirebilirler. Sağlık turizmi alanında çalışmakta olan kurum ve kuruluşların belirlenmesi ve belgelendirilmesi sağlanmalıdır. Medikal turizm aracılarının seyahat düzenlemeleri hastanın evden çıkışından tekrar evine dönüşüne kadar geçen tüm süreçleri kapsamalıdır. 8.2. Termal Turizm ve SPA-Wellness (Sudan Gelen Sağlık) 8.2.1. Termal Turizm içeriği Termomineral su banyosu, içme, inhalasyon, çamur banyosu gibi çeşitli türdeki yöntemlerin yanında iklim kürü, fizik tedavi, rehabilitasyon, egzersiz, psikoterapi, diyet gibi destek tedavilerinin birleştirilmesi ile yapılan kür (tedavi) uygulamaları yanı sıra termal suların eğlence ve rekreasyon amaçlı kullanımı ile meydana gelen turizm türüdür. 8.2.2. Türkiye’ nin Termal Turizm Potansiyeli Su, yüz yıllardır yaşamın temel öğesi olmuş ve yaşam insanların suyu kullanması ile başlamıştır. Suların tedavi edici gücü tanrıların gücüne bağlanmış ve suların bulundukları yerlere zamanla tapınaklar yapılmıştır. Anadolu’da şifalı sıcak sulardan yararlanarak tedavi olma geleneğinin, M.Ö. II. yüzyıl’dan itibaren Batı Anadolu bölgesinde yer alan Allianoi kaplıca bölgesinde başladığını söyleyebiliriz. Đzmir’in Bergama Đlçesinin kuzeydoğusunda, Paşa Ilıcası Mevkii’nde yer alan Allianoi Antik Kenti’nin, erken dönemlerdeki su ile ilgili birkaç basit yapısı, MS II. yy.’da kutsal bir kült merkezine dönüşmüş ve sağlık tanrısı Asklepios’a adanmış bir Asklepion olduğu günümüzde yapılan kazı çalışmalarından açık bir şekilde anlaşılmıştır. Kos, Epidauros ve Pergamon Anadolu’ da bilinen en önemli asklepionlardır. MÖ 4. ve 5. yüzyıllarda ise Herodot ve Hipokrat eserlerinde kaplıca tedavisinin ana ilkelerini ele almışlardır. Türkiye önemli bir jeotermal kuşak üzerinde yer almaktadır. Bu nedenle kaynak zenginliği ve potansiyeli açısından değerlendirildiğinde dünyada ilk yedi ülke arasına girmektedir. Bu zenginliği ifade eden termal suların debi ve sıcaklıkları ile fiziksel ve kimyasal özellikleridir. Türkiye’de sıcaklıkları 20ºC - 110ºC arasında debileri ise 2 500 lt/sn arasında değişebilen 1000' nin üzerinde kaynak bulunmaktadır. Đçeriği zengin olan bu kaynaklar, Avrupa’ daki termal sularla karşılaştırıldığında daha üstün 32 nitelikler taşımaktadır. Bu kaynaklar ile 200' ün üzerinde termal merkez oluşturulmuştur. Türkiye’ deki kaynakların büyük bir kısmının doğal çıkışa sahip, kür tedavisi için gerekli olan eriyik maden değeri yüksek, kükürt, radon ve tuz bakımından zengin olması, kür sezonunun uzun olması ve kaynakların bulunduğu bölgelerin iklimsel özelliklerinin uygunluğu gibi faktörler, bu kaynakların Avrupa’daki kaynaklara göre avantajlarını ortaya çıkarmaktadır. Türkiye’deki termal kaynakların termal sağlık turizmi kapsamındaki toplam yatırım kapasitesi 1.365.000 yatağa tekabül etmektedir. Termal suların debi ve sıcaklıkları itibariyle yapılan bu hesaplamalarda; Afyon 189.356 yatak kapasitesi ile Türkiye’de termal sağlık turizmi açısından en fazla yatak kapasitesine sahip ildir. Bu ili toplam yatak kapasitesi açısından Aydın 139.276, Denizli 129.287, Đzmir 101.067, Kütahya 94.910 ve Sivas 90.504 yatak kapasiteleri ile izlemektedir. Hesaplanan bu rakamlar Türkiye’deki termal sağlık turizmi açısından çok ciddi bir potansiyele sahip olunduğunun açık ve net göstergesidir. Bu kaynakların ülkenin her tarafında (deniz kenarı, ormanlık, dağlık alanlarda) bulunması, termal sağlık turizmini diğer turizm çeşitleri ile entegre olabilecek konuma getirmektedir. Termal sağlık turizminin deniz, üçüncü yaş, av, yat, golf, dağ, kış, kongre turizmleri ile birlikte değerlendirilmesi mümkündür. Birçok Avrupa ülkesindeki kür süresinin yıllık 120 gün civarında olmasına karşın Türkiye’ de bu süre 300 gün civarındadır. Kür süresinin anlamlı derecede uzunluğu termal sağlık turizmi açısından önemli bir avantajdır. Yalova Kaplıcası Sivas Balıklı göl Denizli Pamukkale Bunların yanında; Türkiye’deki yıllık toplam güneşli gün sayısı, ortalama nem, rüzgâr ve sıcaklık değerleri gibi iklim özellikleri, termal bölgelerde yıl boyu kür faaliyetlerinin yapılabilmesine olanak tanımaktadır. Bu faktörler Türkiye’deki kür süresinin Avrupa’daki kür süresine göre 2,5 kat daha uzun olmasını sağlamakta ve termal sağlık turizminin geliştirilmesi açısından önemli bir avantaj oluşturmaktadır. Afyon kaplıca hamamı Afyon çamurla tedavi Kütahya Yoncalı Kaplıcaları Tüm dünyada termal turizm (kaplıca, otel, kür merkezi ve kür klinikleri) tesisleri en parlak dönemlerini yaşamaya başlamıştır. Suyun en eski ve doğal tedavi aracı olması, doğal tedavi yöntemlerine olan ilgi, termal pazarın 25-75 yaş arası hasta ve sağlıklı insanlardan oluşması pazara olan ilginin artmasına neden olmaktadır. Ayrıca dünya nüfusunun yıllık ortalama % 2 oranında yaşlanması, sağlıklı yaşlı nüfusa sunulan hizmetlerin çeşitliliği ile maliyetlerinin artıyor olması ve artış hızının bu 33 şekilde devam etmesi durumunda, 2050 yılında yaşlı nüfusunun 15 yaşın altındaki çocuk nüfusunu geride bırakacağı hesaplanmaktadır. Bu durumda insanların sağlıklı yaşlanmaları için orta yaşlardan itibaren termal sağlık turizmi kapsamındaki hizmetlerden yararlanmaları, sağlıklarını korumaları için bu programlara katılmaları teşvik edilmektedir. Gelişmiş Ülkelerdeki sağlık hizmetlerinin maliyetinin yüksek olması, görece yaşlı nüfusun fazlalığı, sosyal güvenlik sistemlerinin daha ucuz hizmet arayışları, insanların değişik yerlerde tedavi olma istekleri ile insanların tatil yaparken, dinlenirken tedavi olmayı tercih etmeleri bu kapsamdaki sağlık turizminin gelişmesine neden olmaktadır. Sağlık turizminde hedeflerden biri de, hastaların ve hasta ailelerinin rahatlığını sağlamak için uygun tıbbi seçenekleri sunmaktır. Gelen bu talepleri karşılamak için uluslararası geçerliliği olan standartların sağlık hizmetlerinde sağlanması gerekmektedir. Bu standartlar; yeterli fiziki altyapı, çevresel etkenler, ulaşım, sağlık hizmetlerinde etik değerlere bağlılık, fiziki ve ekonomik açıdan kolay ulaşılabilir sağlık hizmeti, yeterli tıbbi teknoloji, yeterli bilgi teknolojileri, uluslararası standartlarda ortak tedavi protokolleri, ulaşım ve transfer standartları, sağlık personelinin eğitimi ve kaliteli hizmet sunma standartları ile yurt dışı sağlık sigortalarının sunulan hizmetleri karşılaması için gerekli anlaşmaların yapılmasıdır. Türkiye için termal sağlık turizmi olayı yeni gelişen bir hizmet alanı olarak değerlendirilmektedir. Avrupa ülkelerine olan yakınlık pazarın bugün ve gelecekte önemli bir yere sahip olacağını göstermektedir. Ayrıca, AB ülkeleri arasına giriş sürecinin başlamış olması, AB normlarının hemen bütün sektörlerde kabul edilmesi, sağlık sektöründe yapılan akreditasyon çalışmaları, kaliteli hizmet sunabilecek tesislere ve yetişmiş personele sahip özel hastanelerin artması, sahip olduğumuz iklimsel avantajlar ile doğal-tarihi zenginlikler Türkiye’ nin sadece tatil turizmi için ziyaret edilen değil, termal sağlık turizmi amacıyla da ziyaret edilen bir ülke olmasını sağlayacaktır. Dünya’ daki değişen turizm anlayışı çerçevesinde kaliteli ve bilimsel hizmet veren termal merkezlerin; konforlu tesislerde, insan sağlığını temel alan, sağlığı koruyan ve geliştiren yaklaşımlarla ön plana çıkması ve termal sağlık turizminin, geleceğin en önemli turizm çeşitlendirmeleri arasına girecektir. (Kaynak: 08 Haz. 2007, XING Sağlık Sektörel Grubu) 8.2.3 Termal Turizmle Yapılan Kür ve Tedaviler Kür: Tedavi etkeninin belli dozda, seri halde, düzenli aralıklarla, belli sürelerle tekrarlanarak verilmesi ile uygulanan tedavi yöntemidir. Kaplıca Tedavisi: Toprak, yer altı ve deniz kaynaklı mineralli sular, gazlar, peliodler (çamurlar) ve iklimsel unsurlar gibi doğal tedavi unsurlarının yöredeki iklim olanakları ve gerekli görülen diğer tedaviler ile birlikte kür tarzında uygulandığı bir tedavi sistemidir. Balneoterapi: Balneoterapi doğal iyileştirici etkenlerle yapılan banyo, içme ve inhalasyon (soluma) kürleri şeklinde uygulanan bir uyarı-uyum tedavisi yöntemidir. Doğal iyileştirici etkenler arasında "şifalı sular" yani, termal ve mineralli sular en yaygın kullanılanlardır. Bunların yanında, doğal peloidler (çamurlar) ve gazlar (CO2, Radon ve H2S) da kaplıca tedavisinde kullanılan diğer etkenlerdir. 34 "Şifalı Sular", Termontineral Sular, Termal Sular, Mineralli Sular Balneoterapinin en yaygın kullanılan doğal iyileştirici etkenlerinden olan, "şifalı" sular, fiziksel ve kimyasal niteliklerine göre sınıflandırılırlar. Uluslararası kabul gören Alman Kaplıcalar Birliği' nin sınıflandırmasına göre şifalı sular; Termal Mineralli Sular, Termomineral Sular, Karbondioksitli Sular, Kükürtlü Sular, Radonlu Tuzlalar, Đyotlu Sular ve Florürlü Sular olarak sınıflandırılırlar. doğal genel Sular, Sular, Peloidler, "Şifalı Çamurlar", "Şifalı Topraklar" Kaplıca kürünün özgün tedavi biçimlerinden biri olan pelo-idoterapide kullanılan peloidler (şifalı çamur) jeolojik ve/veya jeolojik ve biyolojik olaylar sonucu oluşan organik veya inorganik maddelerdir. Doğada ince tanecikli halde bulunabilirler veya bazı ön hazırlık işlemleri ile ufak-ince tanecikli hale getirilirler. Doğal olarak su içerebilirler ya da susuz olabilirler. Kullanım sırasında yeterli miktarda termal veya düz su ile karıştırılarak, uygun yoğunluk ve sıcaklığa getirilirler. Çamur banyoları ve çamur paketleri şeklinde bir dizi hastalığın tedavisinde kullanılırlar. Đnsan organizması üzerinde belirli hastalıklardaki tedavi edici etkileri kanıtlanmış olmalıdır. Balneoterapi Yöntemleri Balneoterapi; termal ve / veya mineralli suların, şifalı çamurların ve gazların, yöntem ve dozları belirlenmiş, banyo, paket, içme ve inhalasyon (soluma) uygulamaları şeklinde, düzenli aralıklarla seri halde tekrarlanarak kullanılmasıyla, belirli bir zaman aralığında ve kür tarzında gerçekleştirilen bir uyarı-uyum tedavisidir Başlıca balneoterapi yöntemleri şunlardır; Banyolar: Termomineral su, peloid ve gaz banyoları ile bunların bölgesel uygulamalarıdır. Banyolar soğuk, ılık, sıcak ve aşırı sıcak olarak sınıflandırılırlar. Banyo süresi genellikle 20 dakikadır, hipertermal banyolarda 10 dakikaya inilirken izotermal banyolarda 25-30 dakikaya kadar uzatılabilir. Banyo uygulamaları, tam, yarım ve oturma banyoları ve kol-bacak banyoları şeklinde yapılabilir. Banyolar, genellikle 2 ila 4 hafta süreyle, ya her gün (haftada bir gün banyosuz geçer) ya da gün aşırı bir kez yapılır. Banyo alma sıklığı kaplıca hekimince kürün sonuna doğru yeniden ayarlanabilir. Đçme kürleri: Mineralli sular ile kaplıcalarda ya da yaşanılan yerlerde yapılan içme kürleridir. Doğal mineralli suların belirli bir sürede, gün boyu belirli aralıklarda ve belirli miktarlarda içilmesi ile yapılan içme kürleridir. Đnhalasyon uygulamaları: Đnhalasyon mineralli su zerreciklerinin solunması yoluyla yapılan tedavi biçimidir. Soluma uygulamalarında amaç, solunan mineralli su zerreciklerinin solunum sisteminin istenilen bölgesine ulaşması, burada zerreciklerin taşıyıcı gazdan ayrılarak ortama bırakılmaları suretiyle doğrudan etkili olmasıdır. Doğal inhalasyon çözeltilerinin etkisiyle, akciğer fonksiyonları olumlu etkilenmekte ve kan gazları düzeyleri normalleşmektedir. Peloidoterapi: uygulamalarıdır. (şifalı çamurların) banyo, paket ve tampon şeklinde Hidroterapi uygulamaları: Termomineral sular ile yapılan yıkamalar, duşlar, dökmeler bu tür uygulamalardır. Ayrıca, her birey için özel olarak düzenlenen ve ideal olarak amaca uygun inşa edilmiş havuzlarda gerçekleştirilen, sinir-kas-iskelet sistemiyle ilgili fonksiyonları geliştirme-iyileştirme amaçlı bir havuz tedavi programı olarak da tanımlanmaktadır. Klima terapi: Hava sıcaklığı, nem, rüzgâr şiddeti ve hızı, güneş ışınımı ve benzeri iklimsel faktörlerin sistematik ve dozlanmış kür tarzında uygulanmasıdır. Talassoterapi: Koruyucu ve tedavi edici ve/veya kür amaçlı olarak tıbbi gözetim ve denetim altında, deniz suyu iklimi ve unsurlarının kür tarzında uygulandığı bir tedavi sistemidir. 35 Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon: Kaplıca tedavisinde kullanılan elektro terapi, egzersiz tedavileri, masaj ve diğer yöntemlerdir. Medikal Tedavi: Kaplıca tedavisi sırasında hastaya lokal veya sistemik olarak uygulanan ilaç tedavi yöntemidir. Destek Uygulamalar: Sağlık eğitimi, diyet uygulamaları, günlük yaşam aktivitelerinin düzenlenmesi, davranış değişikliği eğitimleri ve psikolojik destek yöntemidir. Egzersiz tedavisi, Su içi egzersiz, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Hidroterapi ve Masaj’ da tamamlayıcı tedaviler olarak katkı sağlamaktadır. Kaplıca tedavisinde etkili olan faktörler: Uygulanan tedavi yöntemleri, ortam değişimi, iklimsel etkenler, plasebo etki, psikolojik etkenler, günlük yaşantının düzenli olması, olumsuz çevresel etkenlerin bulunmaması, destek yöntemler olarak sıralanabilir. Balçova Termal / ĐZMĐR Naturmed AYDIN 8.2.3. Kaplıca Turizmi: Termal Turizmle yapılan kür ve tedaviler yukarıda kısaca özetlenmiştir. Ülkemiz toprakları üzerinde kaplıcaların sağlık ve tedavi amaçlı kullanım geçmişi bin yıllara uzanan ve halen süren bir gelenektir. Aslında, bu gelenek hemen tüm uygarlıklarda var olmuştur. Günümüzde de, tüm kıtalarda, daha çok Güney, Orta ve Doğu Avrupa, Asya (Orta Doğu, Japonya, Çin, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri) ve Güney Amerika (Arjantin, Meksika, Kolombiya) ve Kuzey Afrika (Fas, Tunus) ülkelerinde yaygınlığını korumaktadır. Ancak, ülkemizin de içinde bulunduğu bir çok ülkede kaplıca tedavisinin geleneksel ve ampirik (deneysel) niteliği pek değişmezken, Almanya, Fransa, Đtalya, Japonya, Đsrail gibi ülkelerde kaplıca tedavisi yüksek bir kalite standardına ulaşmıştır. Almanya'da kaplıca ve kür tıbbı, büyük ve önemli bir sağlık sektörü konumundadır. Bu ülkede, 2000 yılında 10 milyon kişi, 69 milyon gün, kaplıcalarda yataklı kurumlarda tedavi görmüş ve giderleri büyük ölçüde sigortaları tarafından karşılanmıştır. Ülkemizde ise, 1990 yılında 6. 5 milyon kişi kaplıcalara gitmiş, bunların ancak %5'i Sigorta ve emekli Sandığınca kısmen karşılanmıştır. (Prof. Dr. M. Zeki Karagülle' nin "Balneoloji ve Kaplıca Tıbbı" kitabından alınmıştır.) 8.2.3.a) Dinlenme amaçlı kaplıca turizmi Turistlerin bir kısmı (Özellikle yaşlı kesimi) Ülkemizin doğa güzellikleri ve jeotermal kaynaklarından dinlenme amaçlı faydalanmalarını kapsar. Burada kaplıcanın 36 bulunduğu tabiat, jeotermalin kalitesi ve lüks ortamı çok önem arz edecektir. Asıl amaç dinlenme ve eğlence ikinci amaç rahatlama ve iyilik halini elde etmedir. Küçük çaplı otelcilik hizmeti veren kaplıcalar bu kapsamda değerlendirilemez. 8.2.3.b) Tedavi amaçlı kaplıca turizmi Ülkesinde tabipler tarafından teşhisi ve endikasyonu konmuş hastalıkların tedavisi için ülkemize gelmeleri ve kaplıcalardan faydalanılmasını kapsar. Bu durumda ülkesinden yanında getireceği raporlar önem arz eder. Türkiye’ de de tabiplerin kontrolünde kaplıcalarda tıbbın kuralları çerçevesinde tedavi olmaları gerekecektir. Bu bölümde lüks otelcilikten ziyade kaplıcanın kalitesi, fiziki olarak türü önem arz eder. Modern küçük kaplıca merkezleri bile bu hizmeti sunabilir. Bu güne kadar dinlenme amaçlı kaplıca turizmi ile tedavi amaçlı kaplıca turizmi birbiriyle sık sık karıştırılmıştır. Bunun sebepleri; 1- Ülkemizde ve yurt dışında bu iki bölüm ayrı ayrı tanıtılmadı ve pazarlanmadı. Aslında bugüne kadar kaplıcaların tanıtımı yurt dışında hiç yapılmadı sayılır. 2- Ülkemizde bu konuda tıbbi endikasyonlar tam konmadı zaten FTR bölüm son yıllarda güncelliğini kazanmış olup ruhsatlı modern kaplıcalar yeni yaygınlaşmaktadır. 3- Kaplıca tedavisi için tıbbi endiksiyon konduğu zaman bile bugüne kadar hastanın gideceği ruhsatlandırılmış kaplıcalar yaygın değildi. 4- Sosyal güvenlik kurumlarının ödediği ücret maliyetlerinin çok altında. 5- Avrupa sağlık güvenlik kuruluşlarının kaplıca tedavisi için yurt dışına sevk ve bedellerinin ödemesi konusunda ciddi girişim ve araştırma yapılmamıştır. Bütün bunların sonucunda dinlenme amaçlıda olsa tedavi amaçlıda olsa herkes lüks ve konforlu kaliteli kaplıcaları tercih etmeye başlamış, bedellerini kendileri ödemişlerdir. Dünya’ nın Çeşitli Ülkelerinde Kaplıca Turizmi Dünya'da çeşitli ülkeler termal turizmin insan sağlığında önemli bir yeri olduğunun bilincinden hareketle termal turizm konusuna önem vermektedir. Termal turizm amaçlı olarak senede Almanya ve Macaristan'a 10 milyon kişi, Rusya'ya 8 milyon kişi, Fransa'ya yaklaşık 1 milyon, Đsviçre'ye 800 bin kişi gitmektedir. 126 milyon nüfuslu Japonya'nın Beppu şehrine sadece 13 milyon kişi termal turizm amaçlı olarak gitmektedir. Avrupa'da birçok tedavi edici kaplıca merkezi mevcuttur. Almanya, Fransa, Đsviçre, Đtalya, Yunanistan, Rusya, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti gibi ülkeler başta gelmektedir. Almanya Termal turizm Almanya'da önemli bir sektör haline gelmiştir. Almanya’da 263 adet resmi belgeli termal merkez bulunmaktadır. Almanya'da tesislerin toplam yatak kapasitesi 750.000'dir. Senede 7 milyondan fazla ziyaretçi gelmektedir. (hem Alman hem 37 yabancı turistler). Almanya' nın Stuttgart kentinde bulunan Das Leuze Kaplıca ve Rekreasyon Tesislerini yaz aylarında günde 8000 kişi ziyaret etmektedir. Kaplıca tedavisi bu ülkede çok eskiden beri bilinmektedir. Bunun için ülke kültürünün bir parçası haline gelmiştir. Hekim teşhisi ve raporu olması şartıyla, kaplıca tedavilerinin hem özel hem de kamu sağlık sigorta şirketleri tarafından tam veya kısmen karşılandığı ülkelerden biridir. Macaristan Kaplıca tedavisi ve turizmde çok gelişmiş ülkelerden biri olarak bilinmektedir. Romalılardan Osmanlı Đmparatorluğuna kadar birçok uygarlık tarafından bu ülkedeki kaplıca merkezlerinin tedavi edici etkinliklerinden faydalanılmıştır. Ülkede bugün 120 tedavi edici kaplıca merkezi bulunmaktadır. Her sene bu ülkeye gelen insanların %22’si bu merkezlere gitmektedir. Sadece Budapeşte’ de 80’ dan fazla merkez bulunmaktadır ve bunun yarısından fazlası tedavi hizmetleri vermektedir. Ciddi hastalıkların tedavisi için gelenlerin sayısı çoğunlukta olmasına rağmen sadece kendini daha iyi hissetmek için gelenlerin sayısı da az olmamaktadır. Her sene binlerce hastaya lokomotif sistem hastalıklarından, akciğer ve kadın doğum hastalıklarına kadar geniş yelpazeli hizmet verilmektedir. Yunanistan Eski çağlardan beri, bu ülkede, kaplıcaların tedavi edici özellikleri bilinmektedir. Bu tedavi yönteminin Yunanistan’ da başladığını söylemektedirler. Tarihçi Herodotos, tıbbın babası olarak bilinen Hipokrates ve Herophilus, Agasthinios gibi doktorlar, bu kaplıcaların tedavi edici özelliklerinden bahsetmektedirler. 2 yüzyıldır bu kaplıcalar daha çok kullanılmaya başlanmıştır. Merkezlerin çoğu deniz kenarları boyunca görülmektedir. Bugünlerde daha çok Ağustos ve Eylül aylarında ziyaretçiler gelmektedir. Ziyaretlerin %40’ı Eylül ayında yapılmaktadır ve ortalama 15-21 gün kalınmaktadır. Đtalya Đtalya’ da 360 civarında termal tesis bulunmaktadır. Yılda yaklaşık 6 milyon ziyaretçi gelmektedir. Ülkeye sağladığı maddi ve iş imkânı nedeniyle çok önemlidir. Birçok şehirde kaplıca merkezi bulunmaktadır. Bunun başlıca nedeni, ülkede bulunan volkanik dağlar ve etkinlikleri olarak düşünülmektedir. Lokomotif sistem hastalıklarından, varisler, şişmanlık ve deri hastalıklarına kadar birçok hastalık için tedavi hizmeti verilmektedir. Çek Cumhuriyeti ve Slovakya Doğal yöntemlerle tedavi, bu ülkelerde eskiden beri bilinmektedir. Yunanistan ve Macaristan’a göre daha yeni olmasına rağmen son yıllarda çok gelişmiş tedavi edici kaplıca merkezleri kurulmuştur. 2 ülkede yaklaşık 60 tedavi edici kaplıca merkezi vardır ve senede 500,000’a yakın hastaya tedavi hizmetleri verilmektedir. Hekim raporu olması kaydıyla, sigorta şirketleri tedavi masraflarını tam veya kısmen karşılamaktadır. Anglosakson ve Diğer Ülkeleri Dünya’ da kaplıcalar eşit olarak dağılmamaktadır. Asya ve Afrika’ nın (Güney Afrika) bazı kesimlerinde bulunmasına rağmen, kaplıcalar daha çok Avrupa’ da bulunmaktadır. Kaplıca kültürü daha çok doğu ve güney Avrupa ülkelerinde gelişmiştir. Eskiden beri Đngiltere, diğer kuzey Avrupa ülkeleri ve Amerika’ da bu kültür gelişmemiştir ve bugün bile aynı durum devam etmektedir. Belki de iklim farklılıkları, bu eşit olmayan dağılımlara sebep olmaktadır. 38 Đngiltere, diğer kuzey Avrupa ülkeleri ve Amerika’ da bulunan merkezler daha çok dinlenme amaçlı kullanılmaktadır. Bu açıdan Đngiltere senede yaklaşık 1 milyar sterlin harcamaktadır. Rusya’nın bazı kesimlerinde gelişmiş kaplıca merkezleri mevcuttur. Her 3 Rus’tan biri kaplıca merkezine hayatında en az bir kere gitmektedir. Rusya ile beraber, diğer Baltık ülkelerde (Estonya, Letonya, Lituanya) tedavi amaçlı kaplıcalar yaygındır. Kalp hastalıkları, Astım, lokomotif sistem hastalıkları, sinir sistem hastalıkları, depresyon gibi birçok sistemi ilgilendiren rahatsızlıklar için hizmet verilmektedir. Bu merkezlere daha çok Finlandiya’ dan hasta ve turist gelmektedir. Bulgaristan’ da eskiye dayanan kaplıca tarihi vardır. Karadeniz sahilleri boyunca dizilmiş, yaklaşık 300 kaplıca merkezi vardır. Bunların çoğu oteller içinde işletilen modern merkezlere dönüştürülmüştür. Her sene yüz binlerce insan bu merkezlere gelmektedir. Çok değişik hastalıklar için tedavi hizmetler verilmektedir. Diğer Akdeniz ülkeleri olan Tunus, Fas ve Đsrail’de de kaplıcalar bulunmaktadır. Güney doğu Asya’da (Hindistan, Tayland, Singapur, Endonezya) kaplıcalar daha çok büyük ve lüks oteller içinde işletilmektedir. Burada verilen hizmetler çoğu zaman turistin kendini iyi hissetmesi veya dilenmesine yöneliktir. Japonya'da 1500 adet kaplıcada 100 milyon geceleme kapasiteli termal turizm yapılmaktadır. Beppu' da 1000 litre/saniye jeotermal su termal turizm amaçlı kullanılmaktadır. Bazı ülkelerde kaplıca sayısı ve tedavi masrafları Tablo 11: Avrupa Ülkelerinin bazılarında kaplıca sayısı ve tedavi masrafları Kaplıca Tedavi Masrafları Ülkeler Sayısı 7 Günlük 14 Günlük 21 Günlük Almanya 250-300 900-1200 Euro 1700-2200 Euro 2600-3300 Euro Macaristan 120 450-900 Euro 800-2000 Euro 1400-2400 Euro Đtalya 200 Çek Cum Ve Slovakya 60 950-1500 Dolar Not: Fiyatlara Otelde konaklama masrafları, tedavi, otelde bulunan tüm olanaklardan yararlanma ve hekim eşliğinde tedavi olmak üzere her şey dâhildir. Hekim raporu olmak şartıyla tedavi masrafları sigorta şirketler tarafından ya tam ya da kısmen karşılanmaktadır. 8.2.4. SPA-Wellness (Sudan Gelen Sağlık) “Sudan gelen sağlık” anlamına gelen “salus per aquam” (SPA), vücudun su ve tuz dengesini ayarlaması, bedene enerji kazandırması, yorgunluğu ve ağrıyı alması amacıyla alınan bir hizmettir. Uzman terapistlerce çeşitli tekniklerin kullanıldığı SPA terapileri, günlük, haftalık, aylık ya da dönemlik olarak uygulanmaktadır. SPA günümüzde yalnızca su ve çamur terapilerini değil sıcak su havuzu, çeşitli masaj terapileri, aroma (hoş koku) terapileri, güzellik ve bakım gibi sağlık kür hizmetleri veren tesislere verilen bir isim olup su ile iyileşme, suyun kullanımından gelen sağlık, suyun sıcak, soğuk ve farklı biçimlerdeki akıtma, damlama, duşlama, püskürtme gibi uygulamaları ile kazanılan dinlenme ve ferahlama duygularının edinildiği bütünleyici terapi anlamında kullanılmaktadır. Wellness kelimesi ise akıl, vücut, ruh ve ilişkilerde iyi ve zinde olmayı ifade etmektedir. Bu kapsamda insanın kendisini ruhsal, bedensel, zihinsel ve ilişkisel olarak iyi ve zinde hissetmesini sağlayan her türlü masaj, cilt bakımı, çamur ve yosun banyoları, 39 küvet bakımları, Talasso terapi gibi doğa ve doğal ürünlerle sağlıklı yaşam yöntemleri ile yapılan vücut bakımları Wellness kapsamına girmektedir. SPA – Wellness sektöründeki müşterilerin yoğun ilgisi ve hızlı gelişim, bu sektörde yeni arayışları da beraberinde getirmiştir. Klasik Fin saunalarında uygulanan renk ve ışık terapileri, vücudun fiziksel ve ruhsal sağlığı için buhar odalarında uygulanan ve toksin atmaya yardımcı olan aroma terapi seansları, masaj sonrası ısıtılmış koltuklarda vücudu dinlendirme gibi güzellik ve rahatlama amaçlı yapılan uygulamalar SPA merkezlerindeki en çok tercih edilen yöntemlerdir. Uluslararası SPA Birliği’nce SPA’ lar yedi kategoriye ayrılmıştır: 1. Klüp SPA: Fitness gibi sağlık hizmetlerini sunan klüplerdir. Ayrıca günlük kullanıma dayalı SPA hizmetleri de sunulmaktadır. 2. Kruvaziyer SPA: Bir kruvaziyer gemide Wellness hizmetleri yanında SPA menüsü de bulunan klüpler olup profesyonel tedaviler, kişisel idman çalışmaları ve salon hizmetleri alakart şeklinde sunulmaktadır. 3. Günlük SPA: En yaygın SPA türü olup hizmetlerinin profesyonelce yönetilen günlük Spa hizmetleri sunulmaktadır. 4. Destinasyon SPA: Fiziksel sağlık ve eğitim amaçlı profesyonelce yönetilen hizmet programları ile yerinde konaklama yapılması yoluyla yaşam şeklinin gelişimi ve sağlığın artırılmasına yönelik hizmetler sunulmaktadır. 5. Medispa (Tıbbi SPA): Amacı öncelikle geniş kapsamlı sağlık ve Wellness bakımlarını, geleneksel SPA hizmetleri ve tamamlayıcı tedavilerin bütünleştirildiği bir ortamda sağlamak olup tıbbi SPA profesyonelleri tarafından verilen uygulamaları da kapsamaktadır. 6. Mineral Kaplıca SPA: Kaynağından alınarak kullanılan doğal mineral, termal veya deniz suyu ile yapılan Wellness – SPA hizmetlerini ve hidroterapi uygulamalarını kapsar. 7. Resort Otel SPA: Bir tatil yeri veya otel içinde yerleşik şekilde profesyonelce yönetilen SPA hizmetlerinin, sağlık ve iyileştirme ünitelerinde SPA mutfağı menü seçeneklerinin günlük veya daha uzun süreli sunulması olup Wellness ve Fitness hizmetlerinin de sunulmasını kapsar. Wellness ve SPA’ nın Uygulama Alanları • • • • Sağlık Turizmi Estetik Güzellik Merkezleri Doğal Rehabilitasyon Sağlıklı Yaşam Merkezleri 40 Estetik ve Güzellik Amaçlı Uygulanan Genel Wellness&SPA Yöntemleri • • • • • • • • Doğal yaşam Aromaterapi Fitoterapi Beslenme ve diyet Masaj ve kültürel masaj Renk ve ses terapisi Taş terapisi Egzersiz uygulamaları Estetik ve Güzellik Amaçlı Su Uygulamaları • Hidroterapi • Thalassoterapi • Balneoterapi • Bitki banyoları Başlıca Hidroterapi Yöntemleri • Hidromasaj havuzu • Afüzyon duş • Jet duş • Jakuzi 8.4. Yaşlı ve Engelli Turizmi 8.4.1. Yaşlı Turizmi Farklı ülkelerde farklı isimlerle adlandırılan yaşlıların turizm potansiyeli sağlık turizmi yatırımcılar için büyük bir fırsattır. Hepimizin bildiği gibi günümüzde dünya nüfusu giderek yaşlanmaktadır. Aynı zamanda özellikle gelişmiş ülkelerde ortalama insan ömrü tıbbın ilerlemesi ile uzamaktadır. 2000 yılında dünya nüfusunun %20’sini 60 yaş grubu insanlar oluşturacak yine aynı yıllarda Avrupa’da bu yaş grubu 100 milyon kişi olacaktır. Bu nedenle “üçüncü yaş grubu” turizmden beklentisi olan ülkelerde potansiyeli yüksek bir grup olacaktır. Bu grubun tatil tercihi daha çok sıcak ülkeler ve sağlık turizmi hizmetlerine yönelmiştir. • • • • Đleri yaş turizmi ( gezi turları, meşguliyet terapileri ) Yaşlı bakımı hizmetleri ( bakım evlerinde veya rehabilitasyon hizmetleri ) Klinik otelde rehabilitasyon hizmetleri Engelliler için özel bakım ve gezi turları Hizmet Yerleri olarak; Klinik oteller, rekreasyon (eğlen dinlen) alanları, tatil köyleri ve bakım evleri v.b dir. Yaşlıların çoğunun aynı zamanda kronik hasta olmaları, daha çok harcama yapan turist grubu olmaları ve Türkiye’ de tedavi imkânlarıyla beraber dinlenme ve meşguliyet alanları yaratılması önemli bir kesimi mutlu edecektir. Genç nüfusumuzun bu grubun bakımında eğitilerek istihdam yaratılması da önemli bir kazanım olacaktır. Üniversitelerde yaşlıların bakımı için eğitim programları açılması ve ileriye yatırımlar yapılması yabancı yaşlıların Türkiye’ ye ilgisini arttıracaktır. 41 8.4.2. Engelli Turizmi Birleşmiş Milletler verilerine göre bugün dünyada 500 milyondan fazla insan fiziki ya da zihinsel bir engel ile yaşamaktadır. Çoğu yerde engelli insanlar önceleri saklanan, unutulan veya alt sınıf olarak görülen bir kesimdi. Ne yazık ki halen engellilere böyle yaklaşılan toplumların varlığı da bir gerçektir. Geçmişte engelli insanlarında diğerleri gibi istihdam, seyahat, turizm, alış veriş, boş zaman uğraşları gibi yaşamın birçok kesitlerinde yer alabileceği düşüncesi çok az ilgi görmüştür. Günümüzde turizm alt yapısını oluşturan ulaşım, konaklama ve diğer öğelerin engelli insanlar tarafından da kullanılabilir halde olacak şekilde planlanıyor olması artık engellilerinde turizmde bir potansiyel oluşturduğunun kanıtıdır. 9. SAĞLIK TURĐZMĐ PAZARLARI 9.1. Türkiye turizmini doğru pazarlayabiliyor mu? “Ülkeme yatırım için dünyanın tüm girişimcileriyle görüşürüm. Bakanlarıma da her yerde görüşmelerini tavsiye ederim. Çünkü ben ülkemi adeta pazarlamakla mükellefim. Uluslararası sermayenin yönünü ancak iyi bir pazarlama ile çevirebilirsin. Gayretimiz ve çabamız yalnızca bunun içindir. Đçeride güven ve istikrar oluşturarak altyapıyı sağlamlaştırdık, dışarıda da durup dinlenmeden Türkiye’yi anlattık. Buna da devam edeceğiz. Siyasetin, sosyal olayların pazarlaması vardır ve bunların böyle bilinmesi bilimsel bir gerçektir." "Türkiye’nin pazarlanması" konusunda oluşan tartışmalara yanıt olarak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından söylenen bu sözler, ülkelerin de ticari markalar gibi konumlanması ve bir değere sahip olması tartışmasıyla ilgilidir. Uzmanlara göre, yatırımdan ihracata, turizmden satın alma eğilimlerine kadar birçok konuda "ulus markanın" önemli bir etkisi var. Türkiye’ nin açık bir şekilde ifade edebileceği bir ulus marka stratejisi var mı? Türkiye markasını yönetmek için, öncelikle Türkiye’ nin nasıl algılandığının tam bir şekilde anlaşılması ve buna göre güçlü bir vizyon ortaya konulması gerekiyor. AR-GE Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Yılmaz ARGÜDEN, Bu açıdan oluşturulacak yol haritası için birçok öneri getiriyor. ARGÜDEN’ e göre, öncelikle markayı yalnızca bir tanıtım konusu olarak değil, stratejinin de bir parçası olarak görmek, hangi hedefe ulaşmak isteniyorsa, o kapsamda tanıtımı, markalaşmayı konumlandırmayı düşünmek gerekiyor. Türkiye’ nin marka olarak konumlandırılması için kavramsal bir yaklaşıma ihtiyacı var. Bu kavramsal yaklaşımda da birtakım ilkelere dikkat etmek gerekiyor. Bunlardan ilki, Mevlana’ nın söylediği gibi: “Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol”… Dolayısıyla ARGÜDEN’ e göre olmayan bir kimliği Türkiye’ nin üzerine giydirmeye çalışırsak başarılı olamayız. Öyleyse Türkiye markasını gerçekten var olan birtakım değerlerin üzerine inşa etmemiz gerekiyor. Đkincisi, Türkiye gerçekten çok yönlü bir ülke, her yönünü tanıtmak mümkün değil. Bunlar arasında seçim yapıp, odaklanılmalı. Bu seçimi yaparken de, Türkiye için katma değer yaratma potansiyeline sahip olmalarına dikkat edilmeli. ARGÜDEN üçüncü noktayı da şöyle vurguluyor: Seçilen yönler Türkiye’ yi 42 kolaylıkla ayrıştırabilecek özelliklere sahip olmalıdır. Bu nedenle henüz başkaları tarafından sahiplenilmemiş bir konu seçilmelidir. ARGÜDEN’ in bu konudaki önerisi ise, Türkiye’ yi, özellikle de dünyanın önde gelen insanları için yaşanılacak, öğrenilecek ve yaratılacak bir ülke olarak konumlandırmaktır. Bahçeşehir Üniversitesi Đşletme Fakültesi Öğretim Üyesi, Yrd. Doç. Dr. Đpek ALTINBAŞAK, bu yönde Türkiye’ nin odaklanabileceği konulardan birinin turizm olduğuna dikkat çekiyor. ALTINBAŞAK, birçok eksende kendimizi konumlandırmamızın mümkün olduğunu fakat en önemlisinin çok büyük potansiyele sahip olması açısından turizm sektörü olduğunu söylüyor. Yalnızca tarihi ve kültürel alanların değil, kongre, doğa hatta din turizmi ile ilgili birtakım çalışmalar yapılabileceğini; fakat Türkiye’ ye bugün turizm açısından bakıldığında “ucuz ülke” olarak algılandığını belirten ALTINBAŞAK, Türkiye denildiğinde insanların ilk aklına gelen kelimelerin başında Đstanbul’ un olduğunu hatırlatıyor. ALTINBAŞAK, Đstanbul’ un başlı başına bir marka olmasına rağmen hem Đstanbul’ un hem de Avrupa ve Hıristiyan kültürü için çok önemli olan diğer tarihi ve kültürel yerlerimizin yeterince tanınmadığına dikkat çekiyor. ALTINBAŞAK’ a göre, Türkiye’ nin ucuz ülke konumundan çıkmayı başarması gerekiyor. Bunun için de Türkiye’ nin tanınması konusunda kanaat önderliğine ihtiyaç olduğunu; turizm konusunda da yalnızca tarihi ve doğal güzelliklerimizden bahsetmek yerine insanlara gittikleri yerlerdeki yaşam tarzını da göstermenin gerekliliğini vurguluyor. “Kültürümüzden gelen renklilik ve farklılıklarımız bizim için bir avantaja dönüştürülebilir. Bunları da tüm diğer değerlerimizle beraber paketleyebilmemiz lazım. Bu değerleri belirleyip, odaklanıp, doğru mesajları, doğru kişilere ulaştırmalıyız" diye konuşan ALTINBAŞAK, bu anlamda asıl pazarlamanın yaşam tarzı anlamında yapılması gerektiğini, Türkiye’ nin farklı yörelerindeki hayat tarzının turistlere el değmemiş, doğal ve çekici geldiğini belirtiyor. Dünya’ da hasta trafiği Tablo 7’ deki harita’ da da görüldüğü üzere Amerika kıtası, Avrupa ve Afrika ile Asya kıtası olarak görülmektedir. Amerika kıtasında; A.B.D, Brezilya; Caribbean, Kolombiya, Kosta Rika, Küba, Meksika, Panama. Avrupa ve Afrika kıtalarında; Hırvatistan, Macaristan, Đspanya, Türkiye, Dubai, Ürdün, Güney Afrika Asya kıtasında; Hindistan, Güney Kore, Malaysa, Filipinler, Singapur ve Tayland sağlık turizmi pazarları olarak gündemde olan ülkelerdir. Türkiye bu geniş coğrafyanın hepsinden de pazar payı alabilecek ülkeler arasında yer almaktadır. Türkiye’ de medikal turizm alanında özellikle 2004 yılı sonrası çok önemli gelişmeler yaşanmış, Hükümetin izlediği politikalar doğrultusunda özel hastanelerin dışarı açılmaları sağlanmış ve 2004-2009 yılları arasında bazı birleşme ve satın alma işlemleri gerçekleşmiştir. Aşağıdaki tablo bu alanda bir bilgi vermektedir. 43 Tablo 12: Türkiye Sağlık Sektöründeki Bazı Birleşme ve Satın Alma Đşlemleri (2004-2009) Đşlem Değeri Milyon$ Alıcı Şirket Alıcının Ülkesi Alınan Şirket The Carlyle Group LLC ABD Medical Park Hospital Group 7 Aralık 2009 %40,0 100,0 Hygeia Diagnostic& Therapeutic Center of Athens SA Yunanistan Şafak Grup 8 Aralık 2008 %50,0 48,0 Abraaj Capital Holdings Limited Birleşik Arap Emirlikleri Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret AS 27 Mayıs 2008 %32,3 443,3 Abraaj Capital Holdings Limited Birleşik Arap Emirlikleri Acıbadem Saglik Hizmetleri ve Ticaret AS 12 Ocak 2008 %21,7 162,5 GAM Holding Ltd Đsviçre Özel Şafak Hastaneleri 25 Kasım 2007 %60,0 60,0 Global Environment Fund ABD Dentistanbul 19 Nisan 2007 %100,0 Mevcut değildir Euromedic International Macaristan Yasam Özel Sağlık Hizmetleri 1 Ekim 2005 %100,0 2,7 Euromedic International Macaristan Falkon 1 20Ocak 05 %100,0 1,5 Tarih Hisse Kaynak: Merger Market ve Deal Watch, Deloitte Türkiye Sağlık Sektörü Raporu Ocak 2010 10. SAĞLIK TURĐZMĐ KAMU POLĐTĐKALARI 10.1. Sağlık Bakanlığı’ nın Sağlık Alanında Mevcut Đkili Anlaşmaları Devletlerle yürütülen işbirliğinde ilk aşama gerçekleştirilecek faaliyetlere hukuki zemin teşkil edecek bir sağlık işbirliği anlaşması imzalanmasıdır. Bu anlaşmaların hazırlanması sırasında Sağlık Bakanlığının ilgili birimlerinin görüşleri doğrultusunda anlaşma metinleri oluşturulmakta ve Dışişleri ve Maliye Bakanlıklarının görüşleri alınmaktadır. Đmzalanması ve yürürlüğe girme aşamalarını takiben ise anlaşmalar hayata geçirilmektedir. Hâlihazırda 50 ülke ile 82 anlaşma imzalanmış ve yürürlüktedir. Sağlık Bakanlığınca imzalanan anlaşmalarda sağlık personeli ve uzman değişimi, sağlıkla ilgili tüm konularda bilgi ve deneyim alışverişi, bilimsel kuruluşlar arasında doğrudan temasların sağlanması, özel sektörün ticari girişimlerinin desteklenmesi (sağlık turizmi dâhil) konularına ağırlık verilmiştir. Bu çerçevede çok sayıda yabancı sağlık personeline Bakanlığımıza bağlı hastanelerde eğitim verilmektedir. Öte yandan, T. C. Sağlık Bakanlığı ile Afganistan, Arnavutluk, Azerbaycan ve KKTC Sağlık Bakanlıkları arasında mevcut Sağlık ve Tıp Alanında Đşbirliği Anlaşmaları çerçevesinde ülkelerinde tedavileri mümkün olmayan hastalar belli bir kontenjan dâhilinde Türkiye’ de ücretsiz olarak tedavi edilmektedirler. Benzer şekilde doğal afet, salgın hastalık vb. durumlarda imkânlar ölçüsünde çeşitli ülkelere insani ve teknik yardım yapılmaktadır. Tüm dünya ülkeleri ile her alanda olduğu gibi sağlık alanında da Türkiye’ nin ilişkilerini geliştirmek, sahip olduğumuz teknoloji ve bilgi birikimini paylaşarak insanların sağlık seviyelerini en üst düzeye ulaştırmak ve bu işbirliğini uluslararası platformlara da taşıyarak sürdürmek Türkiye’ nin en büyük amacıdır. Anlaşmaların listesi Tablo 11’ dedir. 44 SAĞLIK ALANINDA MEVCUT ĐKĐLĐ ANLAŞMALAR Current Bilateral Agreements in the Field of Health /2010 Tablo 12: Sağlık Bakanlığı, Devletlerle Sağlık Alanında imzalanan Anlaşmalar Listesi ÜLKELER Countries 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 AFGANĐSTAN - Afghanistan ARNAVUTLUK - Albania AVUSTURYA - Austria AZERBAYCAN - Azerbaijan BAHREYN - Bahrain BELARUS - Belarus BELÇĐKA - Belgium BOSNA-HERSEK Bosnia-Herzegovina BULGARĐSTAN - Bulgaria CEZAYĐR - Algeria ÇĐN HALK CUM. - China DANĐMARKA - Denmark ETĐYOPYA - Ethiopia FAS - Morocco FĐLĐSTĐN - Palestinian GÜRCĐSTAN - Georgia HIRVATĐSTAN - Croatia IRAK - Iraq ĐRAN - Iran ĐSRAĐL - Israel ĐSVEÇ - Sweden KAZAKĐSTAN - Kazakhstan KENYA - Kenya KIRGIZĐSTAN Kyrgyz Republic KUVEYT - Kuwait KKTC - TRNC KOSOVA - Kosovo LÜBNAN - Lebanon MACARĐSTAN - Hungary MAKEDONYA - Macedonia MALTA - Malta MEKSĐKA - Mexico MISIR - Egypt MOLDOVA - Moldova MOĞOLĐSTAN - Mongolia UMMAN - Oman ÖZBEKĐSTAN - Uzbekistan PAKĐSTAN - Pakistan ROMANYA - Romania RUSYA - Russian Federation SLOVAKYA - Slovakia SLOVENYA - Slovenia SUDAN - Sudan SUUDĐ ARABĐSTAN Saudi Arabia SURĐYE - Syria TACĐKĐSTAN - Tajikistan TUNUS - Tunis UKRAYNA - Ukraine YEMEN - Yemen YUNANĐSTAN - Greece TOPLAM Total ANLAŞMA Agreement PROTOKOL Protocol MUTABAKAT ZAPTI Minutes of Understanding DĐĞER Other 82 2 1 1 1 1 1 1 1 38 1 1 1 1 1 9 1 1 - 7 1 - 28 1 - 1 1 1 1 1 1 1 1 1 11 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 - 1 1 1 1 - 10 - 1 2 1 1 1 10 1 1 1 2 1 1 1 1 2 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 - 1 1 1 1 - 1 1 9 - 9 1 1 2 1 1 82 1 1 1 1 1 1 38 1 9 7 8 28 45 10.2. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ nın Devletlerarası Sosyal Güvenlik Sözleşmeleri (Anlaşmaları) Türkiye’ nin Avrupa Topluluğuna üyelik başvurusu sonrası Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı başta Avrupa ülkeleri olmak üzere yabancı ülkelere 1960 yılı sonrası çalışmak üzere işçi gönderilmesine karar vermiştir. Yabancı ülkelerde işçi çalıştırılması hem Uluslararası Anlaşmalar hem de Ülkeler arasında imzalanan “Sosyal Güvenlik Sözleşmeleri” ile temel haklar konusunda ortam oluşmasına neden olmuştur. Avrupa Konseyine üye ülkeleri de kapsayan ve 16 Nisan 1964 yılında imzaya açılıp sonra’ da kabul edilen “Avrupa Sosyal Güvenlik Sözleşmesi” de Türkiye’ den Avrupa Ülkelerine çalışmaya giden ve gideceklere önemli haklar sağlayan anlaşmadır. Önceleri sadece işçilerin sosyal güvencelerinin sağlanması ve karşılıklı olarak Devletlerarasında işbirliğinin tesisi düşünüşmüş olsa da günümüzde hem turizm (turist) sağlığı hem de sağlık turizmi konusunda ilişkilere kolaylıklar sağlayabilecek bir çerçeve oluşmuştur. Türkiye (eskiden SSK adına bu Anlaşmalar imzalanırdı) ile 22 Ülke arasında “Sosyal Güvenlik Sözleşmeleri” ve bunların uygulamalarına ilişkin Genel Đdari Anlaşmaların imza ve yürürlük tarihleri aşağıda gösterilmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumunun web sitesinden (www.sgk.gov.tr) anılan belgelere ulaşılabilir. Sözleşme Çalışmaları Devam Eden 13 Ülke Listesi: Avustralya, Belarus, Çin Halk Cumhuriyeti, Hırvatistan, Đsrail, Mısır, Moldova, Özbekistan, Rusya, Sırbistan Karadağ, Slovakya ve Ukrayna’ dır. Tablo 14: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ nca (SSK-SGK) imzalanan Sosyal Güvenlik Sözleşmeleri - Anlaşmaları Ülke Adı 01. Đngiltere 02. F.Almanya 03. Hollanda 04. Belçika 05. Avusturya 06. Đsviçre 07. Fransa 08. Danimarka 09. Đsveç 10. Norveç 11. Libya 12. K.K.T.C 13. Makedonya 14. Azerbaycan 15. Romanya 16. Gürcistan 17. Bosna-Hersek 18. Kanada 19. Kebek (Kanada) 20.Çek Cumhuriyeti 21. Arnavutluk 22. Lüksemburg Kaynak: Sosyal Güvenlik Đmza Tarihi Yürürlük Tarihi Kapsamı (Sigorta Kolu) Uzun Kısa Vade Vade 09.09.1959 01.06.1961 30.04.1964 01.11.1965 05.04.1966 01.02.1968 04.07.1966 01.05.1968 12.10.1966 01.10.1969 01.05.1969 01.01.1972 20.01.1972 01.08.1973 22.01.1976 01.02.1978 30.06.1978 01.05.1981 20.07.1978 01.06.1981 13.09.1984 01.09.1985 09.03.1987 01.12.1988 06.07.1998 01.07.2000 17.07.1998 09.08.2001 06.07.1999 01.03.2003 11.12.1998 20.11.2003 27.05.2003 01.09.2004 19.06.1998 01.01.2005 15.10.1998 01.01.2005 28.06.2001 01.01.2005 15.07.1998 01.02.2005 08.12.2004 01.06.2006 Kurumu web sitesinden alınmıştır. 14 Eylül 2010 46 10.3. Uluslararası Anlaşma ve Sözleşmeler Avrupa Sosyal Güvenlik Sözleşmesi (16 Nisan 1964 yılında imzaya açıldı, 1972’ de yürürlüğe girdi.) Avrupa Sosyal Şartı (Avrupa Sosyal Haklar Sözleşmesi) (18 Ekim 1961) Uluslararası Sağlık Tüzüğü 1954 yılında çıkarılan 6368 sayılı kanuna dayalı olarak, Bakanlar Kurulu’ nun 27 Aralık 1972 tarih ve 7 / 5578 sayılı kararı 25 Nisan 1973 tarihinde 14517 sayılı Resmi Gazete’ de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından 1969 yılında yayımlanmış olan Uluslararası Sağlık Tüzüğü’ nün yeniden gözden geçirilmesine ve güncelleştirilmesine karar verilmiştir. Đsviçre’ nin Cenevre kentinde, 1–12 Mayıs 1995 tarihleri arasında toplanan 48.Dünya Sağlık Asamblesi’ nde; Tüzüğün gözden geçirilmesi sürecinde, DSÖ tarafından çeşitli toplantılar düzenlenmiş ve bazı taslaklar hazırlanmıştır. Türkiye adına Sağlık Bakanlığı Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü bu sürecin eşgüdümünü sağlamış ve başarı ile yürütmüştür. 10 yıl süren bu çalışma sonunda süreç tamamlanmış ve yeni Tüzük, yine Cenevre kentinde, 16–25 Mayıs 2005 tarihleri arasında toplanan 58.Dünya Sağlık Asamblesi sırasında üye ülkelerin katkılarıyla kabul edilmiş ve 15 Haziran 2007 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Sağlık turizmi ve turist sağlığını da doğrudan ilgilendiren ve Türkiye’ nin de taraf olduğu ve yaptırımı olan bir tüzüktür. Dünya Sağlık Örgütü Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi Türkiye adına 28 Nisan 2004 tarihinde New York'ta imzalanan ve 25.11.2004 tarihli ve 5261 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan ekli "Dünya Sağlık Örgütü Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi"nin onaylanması; Dışişleri Bakanlığı'nın 6.12.2004 tarihli ve UKGY/496895 sayılı yazısı üzerine, 31.5.1963 tarihli ve 244 sayılı Kanunun 3 üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu'nca 8.12.2004 tarihinde kararlaştırılmıştır. Milletlerarası Sözleşme: Karar Sayısı: 2004/8235’ dür. Bu karar Resmi Gazete’ nin 25.12.2004 tarih ve 25681 sayısıyla yürürlüğe girmiştir. 10.4. T.C. Devleti’nin Sağlık Turizmi Đçin Ortaya Koyduğu Vizyon ve Devletin Resmi Bakış Açısını Ortaya Koyan Görüşü ile Đlgili Çalışmalar (Devlet Planlama Teşkilatı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı) 10.4.1. Devlet Planlama Teşkilat 9. Kalkınma Planı (2007–2013) (Resmi Gazete, 01 Temmuz 2006, 26215 Sayılı Mükerrer Gazete) Devlet Planlama Teşkilatı’ nın sağlık politikaları ile ilgili görevleri Devlet teşkilatı içinde yürütme fonksiyonuna yardımcı ve danışma birimi olarak kurulmuş uzmanlık esasına dayanan Devlet Planlama Teşkilatı’ nın sağlık sektörü ile ilişkisi kısaca şu şekilde sıralanabilir: • • • • • • • • Her alanda müşavirlik hizmetleri Sağlık alanında çalışma ve araştırmalar yaparak kalkınma planları ve yıllık programların hazırlanması Sağlık sektörü ile ilgili olarak ileriye dönük stratejiler geliştirmek Sağlık alanında kamu yatırım programını hazırlamak Sağlık alanında kamu projelerini izlemek ve yıl içinde revizyonu ile ilgili işlemleri yapmak Sağlık alanında uygulamayı yönlendirmek, koordinasyonu sağlamak Sağlık alanında kurumsal ve hukuki düzenlemeler ile ilgili görüşler vermek Sağlık alanında plan ve programların uygulanması sırasında kamu ve özel kesim kuruluşları arasında gerekli koordinasyonu sağlamak ve bu amaçla 47 • kurum ve kuruluşların üst düzey yetkili temsilcilerinin katılacağı çeşitli komisyonlar kurmak Sağlık alanında uluslararası kuruluşlarla temaslar yapmak ve müzakerelere katılmakdır. Dokuzuncu Kalkınma Planında (2007-2013) yer alan sağlık politikaları Her 5 yılda bir yapılan ve 5 yıllık kalkınma planları olarak yapılan planlar, 2007 – 2013 yılları için 7 yıllık olarak yapılmıştır. Planın Vizyonu, Đstikrar içinde büyüyen, gelirini daha adil paylaşan, küresel ölçekte rekabet gücüne sahip, bilgi toplumuna dönüşen ve AB’ye üyelik için uyum sürecini tamamlamış bir Türkiye olarak belirlenmiştir. Dokuzuncu Kalkınma Planı döneminde ekonomik büyümenin ve sosyal kalkınmanın istikrarlı bir yapıda sürdürülmesi ve plan vizyonunun gerçekleşmesi yolunda aşağıda yer alan stratejik sonuçlar, gelişme eksenleri olarak belirlenmiştir. • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • Rekabet gücünün artırılması Đstihdamın artırılması Beşeri gelişme ve sosyal dayanışmanın güçlendirilmesi Bölgesel gelişmenin sağlanması Kamu hizmetlerinde kalitenin ve etkinliğin artırılması Altyapı ve sağlık personeli ihtiyacı karşılanacak ve ülke genelindeki dağılımları dengelenecektir. Genel sağlık sigortası sistemi hayata geçirilecektir. Sağlık personeli açığının giderilmesi için eğitim programlarının kontenjanları artırılacaktır. Sağlık eğitiminin kalitesi geliştirilecek, ülke gereksinimlerine ve uluslararası standartlara uygun hale getirilecektir. Sağlık çalışanlarının niteliğinin iyileştirilmesi amacıyla hizmet içi eğitimler artırılacaktır. Hasta odaklı bir sağlık sistemi oluşturulacak, tıptaki kötü uygulamaları önlemek için hukuki düzenlemeler yapılacaktır. Vatandaşlar ve sağlık personeli hasta hakları konusunda bilinçlendirilecek ve hasta hakları birimleri yaygınlaştırılacaktır. Her basamakta sağlık hizmetlerinin kalitesi altyapı ve personelin niteliği geliştirilecektir. Aile hekimliği hizmet modeli tüm illere yaygınlaştırılacaktır. Hastaneler, daha verimli işletilmeleri ve hizmet kalitesinin artırılması için idari, mali açıdan kademeli özerkleştirilecektir. Hizmet kalitesinin artırılması amacıyla hizmet sunumuna ve personele ilişkin ulusal standartlar belirlenecektir. Sağlık birimlerinin akreditasyonu için gerekli sistem oluşturulacaktır. Sağlık Bakanlığı’nın planlayıcı, düzenleyici ve denetleyici rolü güçlendirilecektir. Özel sektörün sağlık alanında yapacağı yatırımlar teşvik edilecektir. Önleme tedaviden önce gelir ilkesine uyarak kaynakların tahsisinde koruyucu sağlık hizmetlerine öncelik verilecektir. Hastanelerde hizmetlerin kolaylaştırılması ve sağlık harcamalarının kontrolü için sevk zincirinin etkin işletilmesi ve bilgi sistemlerinin yaygın olarak kullanılması sağlanacaktır. Akılcı ilaç kullanımı konusunda sağlık personelinin ve halkın bilinçlendirilmesi sağlanacaktır. Đlaç ve tıbbi cihazların kalitesini, kullanımını ve harcamalarının etkinliğini kontrol edecek mekanizmalar oluşturulacaktır. Koruyucu sağlık alanında çalışan personelin sayısı ve niteliği artırılacak, gerekli altyapı ihtiyacı karşılanacak ve halkın koruyucu sağlık hizmetleri ile sağlıklı yaşam biçimleri hakkında bilinçlendirilmesi sağlanacaktır. Uluslararası kriterlere uygun sağlık veri tabanı oluşturulacaktır. 48 (Dr. Muharrem VARLIK, Sağlık Hizmeti Politikalarının Belirlenmesi ve Planlanmasında Gerekli Olan Đlkeler ve Yeni Yaklaşımlar, DTP Nisan 2010) 10.4.2. Sağlık Bakanlığı 2010-2014 Stratejik Planı (Sağlık Bakanlığı Yayın No: 788, ISBN: 978-975-590-315-6) Türkiye Cumhuriyeti Anayasası sağlıklı yaşamayı bir hak olarak tanımlamış ve insan hayatının beden ve ruh sağlığı içinde devam etmesi için Devlete düzenlemeler yapma görevi vermiştir. Bu görevi yerine getirirken başta insan gücü olmak üzere bütün kaynakların verimli ve etkili bir şekilde ve işbirliği içinde kullanılması amacıyla tek elden milli otorite olan Sağlık Bakanlığınca planlanması öngörülmüştür. Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı, kurulduğu tarihten bugüne, Türk milletinin hastalıklardan korunması, hastalananların iyileştirilmesi ve sağlığının geliştirilmesi için ülke kaynaklarını seferber ederek sağlıklı yaşama hakkından herkesin faydalanmasına çalışmaktadır. Cumhuriyetimizin ilk yıllarından itibaren sağlık insan gücünün yetiştirilmesi, sağlık tesislerinin kurulması, işletilmesi, bulaşıcı hastalıklarla mücadele edilmesi, koruyucu sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması konularında Sağlık Bakanlığı’ nın planlama, uygulama ve denetim işlevleriyle önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. 2002 yılı sonundan itibaren 58, 59, ve 60. hükümetlerce uygulanan “Sağlıkta Dönüşüm Programı” ile sağlık hizmetleri sunumunun daha etkili, verimli ve erişilebilir olması, çağdaş düzeyde ve nitelikli hâle getirilmesi için bir dizi değişiklik ve yenilik uygulamalarına geçilmiştir. Sağlıkta Dönüşüm Programının temel sağlık göstergelerine olumlu etkilerinin yanı sıra, vatandaşların sağlık hizmetlerinden memnuniyet oranının artışına da katkısı olmuştur. 2007 yılında 60. Cumhuriyet Hükümeti’ nin kurulmasını müteakip Sağlıkta Dönüşüm Programına, edinilen 5 yıllık tecrübe ışığında, 3 yeni başlık ilave edilmiştir. Bu ilaveler sağlık turizmi ve turizm sağlığı yapılmasının yolunu genişletmiştir. • • • Daha iyi bir gelecek için sağlığın geliştirilmesi ve sağlıklı hayat programları Tarafların harekete geçirilmesi ve sektörler arası iş birliği için çok yönlü sağlık sorumluluğu Uluslararası alanda ülkenin gücünü artıracak sınır ötesi sağlık hizmetleridir. Sağlıkta Dönüşüm Programı ışığında ve 5018 sayılı kanun ile getirilen stratejik yönetim anlayışı çerçevesinde, Sağlık Bakanlığı 2010 – 2014 yıllarını kapsayan ilk stratejik plânını hazırlamıştır. Planda yer alan amaçlar ve onları tamamlayan hedefler, Sağlık Bakanlığının misyonunu başarmak için 5 yıl boyunca yapacağı yatırımların ve yürüteceği faaliyetlerin odak noktasını teşkil etmektedir. Bu faaliyetler sağlık sistemlerinin dört temel fonksiyonu çerçevesinde incelenerek, stratejik amaçlara ulaşmada izlenecek metotlar üzerinde değerlendirilmiştir. Belirlenen 1 nihai amaç, 3 stratejik amaç ve 21 hedef için çalışılmasına başlanmıştır. Nihai Amaç; Halkımızın sağlık düzeyini yükseltmek ve geliştirmektir. Stratejik amaçlar ise; 1. amaç; Sağlığa yönelik risklerden toplumu korumak 2. amaç; Đhtiyaç duyulan sağlık hizmetinin güvenli ve kaliteli olarak sunulmasını sağlamak 3. amaç; Sağlık hizmetlerinde insan odaklı yaklaşımı esas alarak hakkaniyeti gözetmek, ihtiyaçlara ve beklentilere cevap verebilirliği sağlamaktır. Tüm dünyada sağlık hizmetleri, kronik hastalıkların artışı, yeni hastalıkların baş göstermesi, yeni teknoloji ve tedavi metotlarının kullanımı gibi sebeplerle hem giderek karmaşıklaşmakta hem de, ortalama ömrün uzaması ve toplumdaki bilinçlenmeye bağlı talep artışı nedeniyle genişlemektedir. Bu da maliyetleri ve toplam harcamaları her geçen gün artırmaktadır. 49 Şüphesiz her alanda olduğu gibi sağlık alanında yapılacak yeni düzenlemelerin başarılı olabilmesi, sisteme dâhil olan kurumların ve toplumun programa destek vermesine bağlıdır. Ülkemizin komşu ülkeler ve bölgesindeki diğer ülkeler ile küresel sağlığa en iyi şekilde katkı sağlaması çok sektörlü, çok boyutlu ve uyumlu çalışmalar yapması ile mümkün olacaktır. Stratejik amaç ve hedeflerimiz bu ufukla belirlenmiş ve stratejik planda tüm sektörlerin sağlık sorumluluğu konusunda farkındalıklarını artırmaya yönelik çalışmalara yer verilmiştir. Stratejik Yönetim modelinde; stratejik planlama, stratejik uygulama, stratejik kontrol olmak üzere üç aşama vardır. Bakanlık, “Sağlık Bakanlığı 2010-2014 Stratejik Planı” ile birinci aşamayı bitirmiş bulunmaktadır. Gerçekleştirilen 2010-2014 dönemi stratejik planlama çalışmalarının gelecek beş yıllık dönemine ışık tutacaktır. Sağlık turizmi ve turizm sağlığına yönelik olarak Stratejik Planda yer alan hususlar aşağıda gösterilmiştir. Stratejik amaç 2; Hedef 2. 9. Sağlık alanında diğer ülkeler ile uluslararası kuruluşlarla işbirliğini sürdürmek, Türkiye’yi bölgesinde cazibe merkezi haline getirmek ve sınır ötesi sağlık hizmetleri sunum kapasitesini artırmak. 2.9.1. Sağlık Politikalarının geliştirilmesinde diğer ülkeler, ulusal / uluslararası kuruluşlarla mevcut olan işbirliğini güçlendirmek Hedefe Yönelik Stratejiler • • • • • Uluslararası kuruluşlarla yürütülen projeler nitelik/nicelik olarak geliştirilecek Sağlık alanında yeni ikili işbirliği anlaşmaları/protokolleri yapılacak Uluslararası kuruluşlardaki etkinliğimiz artırılacak Üçüncü ülkelere yönelik ortak proje ve programlar yürütülecek Anlaşma ve protokoller çerçevesinde ülkemizde gelenler için eğitim ve araştırma çalışmaları yürütülecektir. 2.9.2. Sağlık hizmeti sunumunda Türkiye’yi bölgesinde cazibe merkezi haline getirmek. Hedefe Yönelik Stratejiler • • • • • Sektör ve Sivil Toplum Kuruluşları (STK) ile sağlık turizmi alanında işbirliği yapılacak Sağlık turizmini yürüten ve yürütecek tesislere ait kriterler belirlenecek ve denetimleri sağlanacak Termal-kaplıca turizmine sahip bölgelerde kamu-özel sektörün yurt dışı sağlık turizmi çalışmalarına destek olunacak Medikal turizm kamu-özel sektörün yurt dışı sağlık turizmi çalışmalarına destek olunacak Hasta kabulünde ve tedavi sırasında yaşanan sorunların en aza indirilmesi için çalışmalara devam edilecektir. 2.9.3. Bölge temelli, çok boyutlu ve çok paydaşlı ikili ilişkiler geliştirmek. Hedefe Yönelik Stratejiler • • Çeşitli ülkelere yönelik teknik ve insani yardım amaçlı yeni çalışmalar planlanacak, devam eden çalışmalar geliştirilecek ve geçici süreli olmak üzere yurtdışında sağlık birimleri kurulacak ve işletilecek Sağlık sistemi destek programları geliştirerek ikili işbirliği yaptığımız ülkelerle paylaşılacak 50 • • • • Gelişmiş ülkeler ile birlikte üçüncü ülkelere yönelik olarak ortak üretim modelleri / işbirlikleri geliştirilecek Ülkemizdeki STK’lar ve özel sektör kuruluşları ikili ilişkilere daha aktif dâhil edilecek Đkili ilişkilerde bulunduğumuz ülkelerin insan kaynaklarının gelişimine katkıda bulunulacak Sağlık alanında hizmet veren kuruluşlarla, yurt dışında tanıtıcı etkinlikler düzenlenecek ve ticari potansiyeli olan ülkelerle işbirlikleri geliştirmeye devam edilecektir. Stratejik Uygulama - 107 2.9. Sağlık alanında diğer ülkeler ile uluslararası kuruluşlarla işbirliğini sürdürmek, Türkiye’yi bölgesinde cazibe merkezi haline getirmek ve sınır ötesi sağlık hizmetleri sunum kapasitesini artırmak. Tablo 15: Sağlık Bakanlığı 2010-2014 Stratejik Uygulama Planı Performans Göstergesi Sağlık alanında yapılan yeni ikili işbirliği anlaşma/protokol sayısı Sektör ve Sivil Toplum Kuruluşlarıyla sağlık turizmi alanında işbirliği yapılan kurum/kuruluş sayısı Mevcut Durum 2010 G Toplam: 54 4 Ulaşılmak Đstenen Performans Hedefleri 2014 T 20 tane yeni anlaşma ve protokol imzalanması planlanmıştır. 7 Sağlık turizmini üstlenecek tesislere ait uluslararası standartlar Ülkemizde bir yılda eğitim verilen 310 yabancı sağlık personeli sayısı Ülkemizde bir yılda ücretsiz tedavi edilen 223 yabancı hasta sayısı Yurtdışı kongreleri III. Türk-Afgan Sağlık Haftası Yurtdışında kurulan ve işletilen sağlık 3 birimleri sayısı Uluslararası kuruluşlarla yürütülen proje 8 sayısı Uluslararası kuruluşların yönetimindeki 2 Türk vatandaşı sayısı Uluslararası kuruluşlarda çalışan 7 Türk vatandaşı sayısı Sistem desteği verilen ülke sayısı 3 Üçüncü ülkelere yönelik yürütülen proje hiç yok / program Kaynak: Sağlık Bakanlığı 2010-2014 Stratejik Plan, 107 Standartlar oluşturulacak 500 500 5 adet 6 12 3 10 5 2 Sağlık turizmine yönelik son yıllarda Türkiye'ye gelen hasta sayısında yaşanan artış Sağlık Bakanlığı' nı harekete geçirdi. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ nün 31 Mart 2010 tarihinde aldığı bir aldığı bir Makam onayı ile kurulan “Sağlık Turizmi Koordinatörlüğü”, Türkiye'yi sağlık turizminde Avrupa, Balkan ve Orta Asya Cumhuriyetleri ile Orta Doğu' nun en önemli merkezi haline getirecektir. Öncelikle dünyada sağlık turizmine yönelik hayata geçirilen uygulamalar ve projeleri mercek altına alan Sağlık Bakanlığı, ilk olarak bu alandaki mevzuat ve yasal 51 boşlukları doldurmak için çalışma başlattı. Öncelikle sağlık kurumları, seyahat acentaları ve turizm sektörlerini biraraya getirme hedefindeki birim, sivil toplum örgütlerini de bu organizasyon içinde aktif hale getirme amacında. Yabancı hastaların ağırlıklı olarak organ nakli, kalp ve göz ameliyatı, saç ekimi, estetik cerrahi ve kaplıca tedavisi için Türkiye' yi tercih ettiğini belirleyen yetkililer, ayrıca kardiyovasküler cerrahi (kalp ve damar) olarak adlandırılan bypass ameliyatı, kök hücre ve check-up tedavileri için de yoğun bir olduğunu istek olduğunu tespit etti. Yurt dışından en çok talebin yaşlı bakımı ve termal turizm konusunda Danimarka, Norveç ve Đsveç' ten geldiği, medikal tedaviler için de Đngiltere ve Hollanda vatandaşlarının Türkiye' nin kapısını çaldığı ortaya çıktı. Orta Doğu ülkelerinden gelen turistlerin de termal tesisler ve SPA tedavisi için kaplıca merkezlerinin yolunu tuttuğunu belirten yetkililer, özellikle göz tedavisi ve estetik cerrahi ile saç ekimi konusunda Türkiye' nin önemli mesafe aldığını kaydettiler. Türkiye' de kullanılan son teknoloji ve uygun fiyatların, Türkiye' nin tercih edilmesinde büyük rol oynadığını aktaran yetkililer, tedavi için gelenlerin aynı zamanda tatil yapıp ülkelerine döneceklerine dikkat çekildi. Hastanelerin sahip olduğu kapasiteyi turizm sektörünün gücüyle birleştirme amacıyla hereket eden Sağlık Bakanlığı bu amaçla ''4 mevsim tatil'' sloganıyla hazırladığı projeyi Kültür ve Turizm Bakanlığı ile hayata geçirmeyi planlıyor. Bu proje kapsamında ulaşım, transferler, konaklama, şehir turları, rehberlik, tedavi ve ilaç gibi hizmetleri kapsayan paket programlar hazırlanacağını belirten yetkililer, Türkiye' deki tüm dinamiklerin harekete geçirilmesiyle birlikte 5 yıl içinde elde edilecek gelirin 10 milyar doları bulacağı ifade edilmiştir. (A.A, 30 Haziran 2010 Sağlık Bakanı ile reportaj) 10.4.3. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye Turizm Stratejisi 2023- Sağlık Turizmi ve Termal Turizm Planı (Bakanlık Yayını, 2010-2014 Stratejik Plan, Ocak 2010 ve Bakanlık Web Sitesi) Yapılması Gerekenler Sağlık turizminde belli bir noktaya ulaşabilmek için; • • • • Başta resmi ve özel sektör sağlık kuruluşları ve turizm şirketlerinin Avrupa ülkelerindeki sosyal güvenlik şirketleri ile daha yakın işbirliği yapmaları Sağlık hizmeti veren tesislerin kalitesinin artırılması Türkiye'nin sağlık sektörünün tanıtımının yapılması Sağlık hizmetlerine ilaveten paket halinde ülkemizin diğer turizm olanaklarının sunulması gerekmektedir. Genel Tanım Sağlık Turizmi; kısaca tedavi amacı ile yapılan seyahatlerdir. Başka bir ifadeyle, sağlık turizmi, fizik tedavi ve rehabilitasyon gereksinimi olanlarla birlikte uluslararası hasta potansiyelini kullanarak sağlık kuruluşlarının büyümesine olanak sağlayan turizm türüdür. Sağlık turizmi hastaların ve hasta ailelerinin rahatlığını sağlamak için tıbbi seçenekleri sunmayı hedeflemektedir. Gelişmiş ülkelerdeki eğitim ve refah seviyesinin yüksek olmasına paralel olarak sağlık hizmetleri sunumu da yüksek maliyetli olmaktadır. Gelişmiş ülkelerde yaşlanan nüfusun sağlık ihtiyaçları ve sağlık giderlerinin payı her geçen gün artmaktadır. Sosyal güvenlik maliyetlerinin artan giderleri sosyal güvenlik kurumlarını zorlamaktadır. Bu sıkıntıları aşmak için, gelişmiş ülkelerde bulunan sosyal güvenlik kurumları ve özel sigorta kurumlarının kaliteli tıbbi hizmet sunan ve yakında yer alan ülkelerle paket anlaşmalar yaparak sağlık hizmetlerini düşük maliyetli alma çabaları görülmektedir. Son yıllarda, ülkemizin de gelişmiş ülkelerdeki nitelikli sağlık hizmetleriyle rekabet edebilecek düzeyde sağlık hizmetleri sunmasından dolayı ülkemize dünyanın dört bir yanından tedavi amacıyla turistler gelmektedir. Özellikle 1990'lı yıllar sonrasında ülkemizde kamu sağlık hizmetlerine ilaveten özel sektörün de sağlık hizmetlerine ciddi 52 yatırımlar yaptığı görülmüştür. Bu gelişmeler sonucunda, Avrupa standartlarıyla yarışabilecek düzeyde özellikle büyük illerde özel sağlık kuruluşları artmaya başlamıştır. Yapım ve işletme bakımından yüksek maliyetleri olan söz konusu sağlık tesislerinin yurtdışı pazarlara açılması bu maliyetlerin azaltılması açısından giderek zorunlu bir durum almaktadır. Ayrıca, ülkemizin coğrafi konumu ve sağlık sektöründeki yetişmiş ve eğitimli insan gücü sağlık turizminde Türkiye'nin önemli avantajları arasındadır. Sağlık Turizmi Standartları • • • • • • • • • • • Etik değerler içerisinde sağlık hizmeti Fizik ve ekonomik açıdan kolay ulaşılabilir sağlık hizmeti Sağlık hizmeti gereksinimi olanlar ile sağlık hizmeti sunucuları arasında kültürel iletişim Fiziki standartlar (sağlığa uygunluk, ulaşım ve altyapı hizmetleri, çevresel etkenler) Yeterli tıbbi teknoloji Uluslararası tıbbi teknolojiler Uluslararası ortak tedavi protokolleri Yeterli bilgi teknolojileri Ulaşım ve transfer standartları Personel standardı Sağlık sigortasından yararlanma. Sağlık Turizmi Organizasyonu Nasıl Olmalıdır? Organizasyon hastanın evden çıkışından tekrar evine dönüşüne kadar geçen tüm süreçleri kapsamalı, • • • • • • Sağlık turizmi öncelikle teşvik edilmeli Sigorta şirketleri ile koordinasyon sağlanmalı Sağlık turizmi yapan kurum ve kuruluşların belirlenmesi ve sertifikalandırılması Paket programlar oluşturularak sağlık ve turizm içiçeliğinin sağlanması Sağlık turizmini tanıtım programları ve kampanyalar düzenlenmesi Organizasyon ve danışman şirketleri kurulmalı ve yardımcı firmalar bu yapılanma içinde yer almalıdır. 10.4.3.1. Turizmin Çeşitlendirilmesi Çerçevesinde Sağlık Turizmi ve Termal Turizm 2007-2013 Eylem Planı Eylem 1. Destinasyon Bazında Planlama Uzmanlaşmış turizm merkezleri ve turizm türlerinin entegre olacak şekilde planlanması Açıklama: Turizm Merkezi (TM), Turizm Kenti (TK), Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgelerinde (KTKGB) altyapıdaki eksikliklerinin giderilmesine ve turizm türlerinin bir arada geliştirilmesine olanak sağlayan planlar yapılacaktır. Eylem 11. Turizm Sektörünün Gelişiminde Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Rolü Kültür ve Turizm Bakanlığı’ nın Yeniden Organizasyonu (Yapılandırılması) Açıklama: *Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Teşkilat şemasında değişiklik yapılarak yeni birimlerin kurulmasına yönelik gerekli düzenlemeler gerçekleştirilecektir: *Turizm standartlarının geliştirileceği, işletmelerin uyması gereken uygulamaların belirleneceği Ulusal Turizm Belgeleme (Accreditation) Birimi, 53 *Đç turizme yönelik her türlü araştırma, değerlendirme ve politika oluşturma konularında çalışmalar yapacak Đç Turizm Araştırma ve Yönlendirme Birimi, *Sektördeki değişimleri takip ederek, yaygın ve örgün turizm eğitim politikalarının ana hatları, içeriği ve stratejilerinin belirlenmesine yönelik çalışmaların yapılacağı Turizm Eğitimini Yönlendirme Birimi, *Sektörle ilgili istatistik, alan araştırmaları ve ölçümleri bünyesinde toplama, işleme ve değerlendirme konularında çalışmalar yapacak Ulusal Turizm Veri Bankası Birimi kurulacaktır. Eylem 18. Alternatif Turizm Bölgesel ve yerel bazda araştırmalar Açıklama: Đç turizm pazarında alternatif turizme dayalı ürünler araştırılarak bölgesel ve yerel bazda kapasite artırmaya yönelik çalışmalar yapılacak ve bu değerlerin tanıtım ve pazarlaması yapılacaktır. Eylem 21. Araştırma ve Geliştirme – Markalaşma Varış noktalarının markalaştırılması Açıklama: Ulusal, bölgesel ve yerel olarak turizm imajı oluşturulmasına yönelik tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinde varış noktalarının marka haline getirilmesi sağlanacaktır. Eylem 25. Sürdürülebilir Ar Ge Türkiye Turizm Stratejisine uyum Açıklama: Türkiye Turizm Stratejisine uyum sağlayacak şekilde, yerel turizm stratejileri oluşturulacak, yatırımcıların ve işletmelerin, stratejilere uygun şekilde hareket etmelerini sağlayacak ortam hazırlanacaktır. Eylem 26. Turizm Potansiyeli Yüksek Alanlarda Altyapı Eksikliğinin Giderilmesi Altyapı Birlikleri Yasası Açıklama: Turizmin yoğun olarak geliştiği alanlarda ciddi bir altyapının oluşturulması, altyapı tesislerinin etkin bir şekilde işletilmesi için gerekli yasal düzenlemelerden biri olan ve yerel düzeyde çözümler sunan altyapı ve hizmet birlikleriyle ilgili yasal düzenlemeler yayımlanacaktır. Eylem 29. Turizm Potansiyeli Yüksek Alanlarda Altyapı Eksikliğinin Giderilmesi Turizmin Çeşitlendirilmesi Kapsamındaki Alanlarda Altyapının Geliştirilmesi Açıklama: Alternatif turizm alanlarında altyapı gelişimi için düzenlemelerin yapılması sağlanacaktır. Eylem 79. Termal Turizm Master Planı hazırlanması Öncelikli olarak dört bölge için termal turizm master planı hazırlanacaktır. Güney Marmara: Balıkesir, Çanakkale, Yalova Güney Ege: Aydın, Denizli, Manisa, Đzmir Frigya: Afyonkarahisar, Ankara, Uşak, Eskişehir, Kütahya Orta Anadolu: Aksaray, Kırşehir, Niğde, Nevşehir, Yozgat 54 Bu bölgelerde termal turizm merkezleri belirlenecek ve termal turizmin altyapı ve üstyapısının geliştirilmesine yönelik stratejiler hayata geçirilecektir. Eylem 80. Termal projeler için fizibilite çalışmaları Termal turizm yatırımlarının fayda-maliyet analizleri yapılarak gerçekleştirilmesi için gerekli fizibilite etütleri uzman kuruluşlara yaptırılacaktır. Eylem 81. Termal tesislerde mimari niteliklerin yükseltilmesi Termal tesislerde geleneksel tarihsel, kültürel ve yerel mimari özelliklerinin kullanımı özendirilecektir. Eylem 82. Termal turizm tanıtımı Bir destinasyon olarak termal turizm merkezlerini ve su kaynaklarının özelliklerini tanıtmak amacıyla broşürler hazırlanacak ve uluslararası fuarlara katılım sağlanacaktır. Eylem 83. Pilot Bölgeler Altyapı (sondaj, yol, içme ve kullanma suyu, kanalizasyon v.b) ve çevre tanzimi için sağlanan mali yardımlar öncelikle pilot bölgelerde yoğunlaştırılacaktır. Eylem 84. Turizm Teşvikleri Finans kredisi, ithalat kolaylığı, KDV iadesi gibi özel sektör teşvikleri arttırılmalı, termal turizm öncelikli teşvikler içerisinde ele alınacaktır. Eylem 85. Ulusal ve uluslararası tanıtım Termal kaynakların ulusal düzeyde bilgilendirme programı uygulanacaktır. ve uluslararası tanıtımı için seminer, Eylem 86. Termal kaynakların şehir ısıtması, seracılık faaliyetlerinde kullanımı Yerel yönetimlerce yürütülecek uygulamalarda fizibilite çalışmaları yapılmak suretiyle termal kaynakların entegre ısıtma sistemlerinde kullanımı sağlanacaktır. 10.5. Sağlık Turizmi ile ilgili Birimlerin oluşturulması (Uluslararası Akreditasyon) T.C. Devleti’ nin planlı kalkınma çerçevesinde uyguladığı politikalar doğrultusunda günümüzün değişen ve gelişen koşullarına ayak uydurmak için her alanda olduğu gibi turizm ve sağlık alanında da işleyen bir sistem oluşturulmuş ve Sağlık turizmi alanında hedeflenen amaçlar doğrultusunda hem eşgüdüm açısından hem de organizasyon açısından yeni yapılanmalara gidilmektedir. Devlet Planlama Teşkilat 9. Kalkınma Planı (2007–2013); Kültür ve Turizm Bakanlığı’ nın "Turizmin Çeşitlendirilmesi Çerçevesinde Sağlık Turizmi ve Termal Turizm 2007-2013 Eylem Planı”; Sağlık Bakanlığı 2010-2014 Stratejik Planı ve Dış Ticaret Müsteşarlığı’ nın Sağlık Turizmi Sektör Toplantısı ile alınan kararlar mevcut olarak işleyen ve strateji doğrultusunda yeniden yapılanmalara da imkân verecek çalışmalara açık hususlardır. Ayrıca, Dışişleri Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, Bayındırlık ve Đskan Bakanlığı ve Avrupa Birliği Genel Sekreterliği gibi resmi kuruluşlar bu alandaki çalışmalara vakıf olarak, içtenlikle sağlık turizmi alanındaki çalışmalara katkı vermektedirler. Bütün bunların yanı sıra Sayın Başbakan ve Sayın Cumhurbaşkanımız da Devletin en üst düzey yöneticileri olarak sağlık turizmine de özel önem verdikleri bilinmektedir. 55 Resmi kurum ve kuruluşlar dışında, çeşitli Dernekler ve Vakıflar ile başta Özel ve Vakıf Hastaneleri, Termal Tesis Đşletmeleri, SPA Wellness Đşletmeleri, Otel ve Turizm alanında hizmet veren Đşletmeler de bu alanda yeniden yapılanma ve yeni iş alanlarının açılması için gerekli duyarlılığı göstermektedirler. Hükümetin, son 8 yılda sağlık ve turizm alanında aldığı kararlar ve ortaya koyduğu politikalar doğrultusunda özellikle, özel ve vakıf hastanelerinin, turizm tesislerinin ve firmaların sayılarında çok önemli artışlar olmuştur. Sağlık (tedavi) nedeniyle başka ülkelere giden insanlar, öncelikle tedavi görecekleri ve dinlenecekleri tesislerin uluslararası bir sertifikaya sahip olup olmadığına o kuruluşun bir Akreditasyon Kuruluşu tarafından denetlenip denetlenmediğine ve söz konusu tesislerin uluslararası bilinirliğinin olup olmadığına bakmaktadırlar. Uluslararası JCI Akreditasyon Kuruluşu (Joint Commission International) 1994’ te kurulmuş, Dünya’ daki sağlık kuruluşları, sağlık bakanlıkları ve 80’den fazla ülke organizasyonları ile birlikte çalışmaktadır. Akreditasyon ve sertifikasyon hizmetlerinin yanı sıra danışmanlık ve eğitim hizmetleri de vermektedir. Sağlık kuruluşlarının yüksek kaliteli hasta bakımı sağlayabilmeleri için pratik ve sürdürülebilir çözümler üretmektedir. 2010 yılı itibariyle, 44 ülkede 344 tane JCI tarafından akredite edilmiş kuruluş Hastane ve sağlık tesisi bulunmaktadır. Türkiye bugünkü tarih itibariyle Dünya’ da, 45 Hastane ve Sağlık kuruluşu akredite olmuş Birleşik Arap Emirliklerinden sonra 39 Hastane ile ikinci sırada yer almaktadır. Bu da Türkiye’ ye yurtdışından gelecek hastalar için önemli bir güven oluşturmaktadır. Dünya’ daki ve Bölgemizdeki son gelişmeler, Türkiye’ nin sağlık turizmi alanında çok önemli bir yer oluşturduğunun herkes farkına varmış bulunmaktadır. Bu nedenle, Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü çatısı altında, Avrupa ve Orta Doğu ve Dünya’ nın çeşitli ülkelerinden Türkiye' ye gelen hasta sayısını artırmak amacıyla Sağlık Bakanlığı' na bağlı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde 31 Mart 2010 tarihinde ''Sağlık Turizmi Koordinatörlüğü Birimi'' kurulmuştur. Bu birimin güçlendirilmesi Devletin çeşitli kuruluşlarının da görüş ve önerileri doğrultusunda sağlık turizminin başarıyla gerçekleştirilebilmesi için gerekli altyapı mevzuatını oluşturması, ivedilikle ve öncelikle başta Uluslararası Akreditasyon Kuruluşları ile çalışma başlatıp, Türkiye’ de bu işlere taraf olan herkesle de düzenli işleyen bir sistem oluşturmalıdır. 11. SAĞLIK TURĐZMĐ ORGANĐZASYONU 11.1. Sağlık Turizminde Temel Prensipler Neler Olmalıdır? • • • • • • • • • • • • Sağlık turizmi sunan bütün kurumlar denetlenmelidir Planlama yapılmalıdır Sağlık Turizmi mevzuat çalışmaları yapılmalı ve sonuçlandırılmalıdır Sağlık konusunda ara eleman yetiştirilmesi ve sertifikasyon programlarının yasal kurumlar tarafından oluşturulması Halkımıza ve sağlık turizmi için gelecek olan insanlara hizmet verilirken hizmetin kusursuz sağlanması Stratejik eylem planlarının yapılması Sağlık Bakanlığı Sağlık Turizm Koordinatörlüğü’ nün Bakanlık nezdinde Genel Müdürlük haline getirilmesi Ülkemizin uluslararası tanınırlık ve saygınlığının artırılması Beyin göçünün engellenmesi ve hatta tersine çevrilmesi Bu konu hakkında devlet teşviklerinin artırılması imkânların genişletilmesi Sağlık hizmetlerinin en üst seviyeye çıkarılması Devletin bütün Bakanlıkları’ nda konu ile ilgili birimlerin oluşturulması ve Đller’ de yaygınlığın arttırılması, duyarlılığın oluşturulmasıdır. 56 11.2. Sağlık turizmi ile ilgili kurum ve kuruluşlar ve nasıl bir işbirliği yapılmalıdır. (Devletlerarası ilişkiler; Hastaneler ve diğer ST kuruluşları arasında işbirliği; Aracı kuruluşlar (sigorta ve turizm şirketleri) 11.2.1. Sağlık Turizmi Hizmet Sunumunda Paydaşlar • • • • • • • Sağlık Kurum ve Kuruluşları Seyahat Acentaları Turizm Sektörü Aracı ve Danışman Firmalar Ulaşım Sektörü Đletişim ve Bilişim Sektörü Đnşaat Sektörü (yeni yatırımlar) 11.2.2. Sağlık Turizminde Resmi Paydaşlar • • • • • • • • • • Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı Sağlık Bakanlığı Kültür ve Turizm Bakanlığı Dışişleri Bakanlığı Milli Eğitim Bakanlığı Bayındırlık ve Đskân Bakanlığı Ulaştırma Bakanlığı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 11.2.3. Sağlık Turizminde Diğer Paydaşlar • • • • • Sağlık profesyonelleri (doktorlar) Yardımcı sağlık personelleri (hemşire, sağlık memuru, teknisyen v.b) Finans kuruluşları Yatırımcılar Diğer hizmet sunucuları (memur, tercüman, hasta bakıcı v 11.2.4. Hedef Hizmet Sunucuları • • • • • • Özel (Vakıf) Hastaneler Üniversite Hastaneleri Hastane Birlikleri (gelecekte) Sağlık Kampusları (gelecekte) Turizm Sektörü Medikal Sektör (tıbbi donanım, teçhizat) Yukarıda yazılı tüm kurum ve kuruluşlar arasında işleyen bir sistem kurulmalıdır. 11.3. Hukuki altyapı (Prosedürler) Sağlık turizmi ve turizm sağlığı konularında milli otorite olan Sağlık Bakanlığı’ nın kuruluş tarihinden günümüze gerçekleştirilen her reform çalışmasında mutlaka bu konulara yer verilmiş ve üzerinde çalışılmıştır. Sağlık Bakanlığı’ nın yatırımcı ve uygulayıcı Bakanlık olarak çıkardığı Yasalar, Yönetmelikler, Tüzükler, Genelgeler vb mevzuat ile söz konusu “Sağlık turizmi ve turizm sağlığı” da uygulamalar içerisine girmiştir. Aşağıda kısa bir listesi sunulan mevzuat içerisinde konuya ilişkin doğrudan ve dolaylı maddeleri bulup uygulamada bunlardan kuruluşlarınız adına yararlanabilirsiniz. • • • • 5258 4207 5996 3359 Sayılı Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Kanun Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun Sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu Sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu 57 • • • • • • • 181 Sayılı Sağlık Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hak. Kanun Hükmünde Kararname 2857 Sayılı Kan ve Kan Ürünleri Kanunu 2238 Sayılı Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkında Kanun 224 Sayılı Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Hakkında Kanun 6197 Sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun 1593 Sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu 1219 Sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı Đcrasına Dair Kanun Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Dışişleri Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Bayındırlık ve Đskân Bakanlığı vb resmi kurum ve kuruluşlar hem turizm altyapısının geliştirilmesi ve uygulamasında hem de Sağlık Bakanlığının eşgüdümünde “Sağlık turizmi ve turizm sağlığı” konularında ilgili mevzuatları yanı sıra yeni mevzuat oluşturmada da işbirliğine açık ve stratejik planları gereği işbirliğine hazır görünmektedirler. Burada ön alacak ve gerekli çalışmaları yapıp prosedürlerin yerine getirilmesindeki görev Sağlık Bakanlığı (Sağlık Turizmi Koordinatörlüğü)’ nın olacaktır. Bu işleri yaparken de tüm paydaş kurum ve kuruluşlarla ayrıca, konusunda uzman yetkin kişilerle görüşerek sonuç alıcı çalışmalar yapması ve çok kısa sürede bir yol haritası çıkarması gerekecektir. 12. YATIRIMLARIN PLANLANMASI (TEŞVĐKLER) Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı’ nın Dokuzuncu Kalkınma Planı, Kültür ve Turizm Bakanlığı Türkiye Turizm Stratejisi–2023’ de yatırımların planlanması ve yıllara göre hazırlanan Eylem Planı çerçevesinde tarafların teşvik edilmesi öngörülmüştür. 1980’ li yıllardan beri uygulanan Devlet Teşvik Politikalarının daha da çeşitlendirerek günümüz de de devam ettiği görülmektedir.. Devletin sağlayacağı teşviklerin yanı sıra Özel Sektör Temsilcilerinin de hem mevcut yapılanmaları içerisinde hem de yeniden oluşturulacak yapılanmalarla sağlık turizmi alanındaki çalışmalar hızlandırılmalıdır. Rapor içerisinde 1980’ lerden 2000’ li yıllara kadar uygulanan teşvik politikaları ile çok önemli kazanımlar elde edildiği de görülmüştür. Sağlık turizmi alanında hizmet sunan ve bu alandan yarar sağlamak isteyen Devlet kuruluşları dışındaki tüm paydaşların da bu alanda yatırım yapmanın şart olduğu ortadadır. Bu nedenle Medikal turizm, Termal turizm, SPA Wellness ile Yaşlı ve Engelli alanda çalışan tüm şirket ve kuruluşlarında ortak amaç doğrultusunda oluşturdukları sivil toplum kuruluşları ve bu alandaki uzman kişi ve kuruluşlarla birlikte hareket ederek ortaya konulacak hedefler doğrultusunda yatırım yapmalıdırlar. Ayrıca, kendi Şirket ve Đşletmelerinde de alt yapı oluşturulması ve sağlık turizmi çalışmalarına büyük katkı sağlamaları gerekmektedir. Sağlık turizmi alanında yeni oluşumlara başlayan Sağlık Bakanlığı makro düzeyde oluşturacağı çalışmalarla, eksik mevzuatların tamamlanması ve sektöre yol gösterici rol oynamalıdır. 13. TANITIM STRATEJĐLERĐ 13.1. Doğru tanıtım için neler yapılmalı? 13.1.1. Devletin tanıtım ve pazarlamada izleyeceği stratejiler Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) tarafından hazırlanan ve 2007-2013 dönemini kapsayan Dokuzuncu Kalkınma Planı, “Đstikrar içinde büyüyen, gelirini daha adil paylaşan, küresel ölçekte rekabet gücüne sahip, bilgi toplumuna dönüşen, AB’ye üyelik için uyum sürecini tamamlamış bir Türkiye” vizyonu ve Uzun Vadeli Strateji (2001-2023) çerçevesinde hazırlanmıştır. Bu planda ayrıca hizmetlerin pazarlamasına ve ülkemizin tanıtılmasına yönelik stratejiler de yer almaktadır. 58 Turizm sektörüne (206, 207 ve 208. ci paragraflarda) makro bakış açısıyla gelişmeler kat edildiği ancak “Ülkemizde son yıllarda yatak kapasitesindeki hızlı artışa ve kaydedilen önemli gelişmelere rağmen tanıtım ve pazarlama konusunda yapısal bir reform gereği hissedilmektedir” denilerek uygulayıcı Bakanlık ve kuruluşlara yol göstermektedir. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanan Türkiye Turizm Stratejisi– 2023, kamu ve özel sektörün yönetişim ilkesi çerçevesinde işbirliğini gündeme taşıyan ve stratejik planlama çalışmalarının yönetim ve uygulamasına yönelik açılımlar sağlamasını hedefleyen bir çalışma. Sektör için bir yol haritası olma amacıyla hazırlanan bu stratejinin amacı, Türkiye’de yeterince kullanılamayan potansiyelin daha verimli kullanılmasını sağlamak ve ülkemizin turizmden elde edeceği gelirin payını artırmaktır. Bu stratejiye göre en iyi yaklaşım turizm kaynakları, turizm koridorları, turizm bölgeleri, turizm kentleri ve eko turizm bölgeleri gibi sınıflandırmalar yaparak, gerek tanıtım gerekse kullanım kriterleri açısından daha etkili bir yol oluşturmak. Bu yolla potansiyeli olan turizm bölgeleri alternatif turizm türleri sayesinde daha cazip hale getirilebilir. Diğer bir yandan da sağlık, termal, yayla, kış-dağ sporları ve kültürel açıdan önemli olan bölgelerin entegrasyonu sağlanarak tanıtım açısından cazibeli turizm güzergâhları oluşturulabilir ve bu bölgelerin eksik kalan tarafları (kültür, el-sanatları, yeme-içme tesisleri ve konaklama imkânları vb.) güçlendirilebilir. Bu yöntemlerin en büyük getirisi turizm sektörünün tanıtımı ve pazarlanması açısından daha etkili bir yol izlenmesi olacaktır. Tanıtım ve pazarlama stratejileri açısından bakıldığında asıl hedefin ulusal, bölgesel ve yerel ölçekte markalaşma olması gerekmektedir. Bir diğer konu da yapılan tanıtımların sadece ulusal düzeyde kalmayıp varış noktalarında da tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinin sürdürülmesidir. Varış noktalarında markalaşmaya gidilmesi, ülke markalaşması yanında varış noktası markalaşmasını da sağlayacaktır. Tanıtım faaliyetlerinde odaklanılması gereken alan ürünlerdir. Kitlesel tanıtımların da etkisi göz ardı edilmeden özelleştirmeye gidilerek pazarlanacak hedef ürünlerin belirlenmesi daha etkili sonuçlar verecektir. Turizm pazarında yarışabilmek ve pazar payını kaybetmemek için etkili bir imaj yaratılmalı ve yaratılan bu imajın sürekliliği sağlanmalıdır. Bu sürekliliğin sağlanması için halkla ilişkiler araçları etkin bir şekilde kullanılmalıdır. Ancak devlet ve özel sektör işbirliği ve yeni iletişim teknolojilerinin kullanımı ile doğru bir markalaşma sağlanabilir. Turizmde yeni bilgi ve iletişim teknolojilerine uyum sağlanması müşteriyle bağlantının kurulması açısından daha etkin sonuçlar verecektir. Tanıtımdan, ürün pazarlamaya, bilgilendirmeye kadar internetin geniş bir yelpazede kullanılması sağlanmalı; ayrıca e-tanıtım, e-pazarlama ve e-ticaret gibi yeni gelişmekte olan ve turizmi etkileyen teknolojilere kamu ve özel sektör tarafından yatırım yapılması teşvik edilmelidir. Türkiye turizminin tanıtımı açısından belirlenmesi gereken sorun alanları; turizmde tüketicilerin varış noktasını nasıl algıladıkları, bu varış noktasının zihinlerinde nasıl yer aldığı, sektörün hedef kitle ile iletişiminin hangi düzeyde bulunduğu, yürütülen kampanyaların mesajları ile gerçeklerin ne kadar örtüştüğü şeklinde sıralanabilir. Bunun için yapılması gereken Türkiye’ nin dış tanıtımında, dünyadaki gelişmeler izlenerek kampanyaların varış noktası odaklı olmasına, hedef pazarlara yönelik ayrı ayrı düzenlenmesine, farklı, özgün ve ulusal değerlere sadık kalınarak çağdaş değerlerin vurgulanmasına, hedef kitleye yönelik turizm ürünlerinin ön plana çıkarılmasına, fuar, ağırlama gibi halkla ilişkiler etkinlikleri ile desteklenmesine özen gösterilmesidir. Varış noktası odaklı, ürün üstünlüğümüzü ve toplam kaliteyi vurgulayan, ülke, bölge ve nokta bazında markalaşmayı sağlayacak bir strateji belirlenmelidir. Akdeniz’deki diğer varış noktalarından farkımızı ve üstünlüğümüzü ortaya koyarak, turizm açısından hızla büyüyen Doğu Asya Pasifik bölgesi, Hindistan ve Çin’e özel önem vererek, Ortadoğu ülkeleri, Đran ve Orta Asya’daki Türk Cumhuriyetleri’nde bölgeye yönelik özel tanıtım kampanyaları düzenleyerek pazar payını artırmak gerekmektedir. Tüm bu hedefleri gerçekleştirmek için ürün çeşitlendirmesi yoluyla üst gelir turist gruplarını ülkemize çekmek, hedef kitleye yönelik faaliyetleri artırmak, sürdürülebilir turizm ürünlerini daha 59 doğru tanıtmak ve hatta uluslararası başarılara imza atarak ülkemizden övgüyle söz ettiren kişilerden yararlanmak gerekmektedir. Turizm sektörüne dinamizm kazandırmak ve uluslararası krizlerden en düşük seviyede etkilenmesini başarmak için turizmde yeni oluşumlara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu oluşumlar kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları arasında işbirliği doğrultusunda yapılandırılmalıdır. Tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinin etkinliğini artırmak için bu işbirliğine ihtiyaç vardır. Bu yolla daha dinamik, mali yönden daha güçlü bir tanıtım yapılmalı ve bu faaliyetlerin finansmanına turizmden doğrudan ya da dolaylı gelir elde eden kesimlerin de katılımı sağlanmalıdır. Devletin koordinatör ve özel sektörün uygulayıcı rolünü üstlenmesi ve devletin finansman olarak tanıtımda özel sektöre destek vermesi konusunda teşvikler ve kredilerde farklı yaklaşımların geliştirilmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda turizm sektörüne yön verecek kurumsal yapılanmaya gidilmeli, bu kurumsal yapılarda özel sektörün beklentileri doğrultusunda, kamunun ve özel sektör birliklerinin ortak çalışabilmeleri için gerekli ortam sağlanmalıdır. Ulusal, bölgesel ve yerel anlamda marka oluşturarak turizm bölgelerinin pazarlanması ve sektörel faaliyetlerin gelişimini koordine etmek; turizm sektörü açısından, tesis, ürün ve işgücüne ilişkin minimum kalite standartları belirlemek; ürün çeşitliliğinin artırılmasına ve kalitesinin sürekli olarak iyileştirilmesine yönelik çalışmalar yapmak gibi geniş çaplı sorumluluklara sahip bir Ulusal Turizm Konseyi’nin kurulması gerekmektedir. Ulusal Turizm Konseyi’ne ek olarak il bazında turizm gelişiminin sağlanması amacıyla o ilde yer alan tüm paydaşları temsil edebilecek turizm konseylerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Bu konseyler Ulusal Turizm Konseyi’nin aldığı kararların daha sağlam, tutarlı ve katılımcı olmasına katkıda bulunacaktır. Đl Turizm Konseyleri, işletmelere hizmet sağlanması ve danışmanlık hizmetlerinin verilmesinde anahtar rol oynamalı; danışmanlık hizmetlerinin yanı sıra işletmeler arasında işbirliğini sağlayan birim olarak görev yapabilmelidirler. Bu iki kurum bölgesel ve yerel turizm örgütleri ile işbirliği içinde çalışabilecek ve etkin bir “Türkiye markası” yaratılması ve yaratılan markanın sürdürülebilirliği açısından kilit rol oynayacaktır. Etkili bir tanıtım için turistik ürünler doğru bir şekilde tespit edilmeli ve tanıtımın yapılacağı hedef kitle belirlenmelidir. Tanıtım etkinliği için kullanılacak pazarın, mecraların ve ayrıca zamanlamanın önemi büyüktür. Tüm bu faktörler uygun bir şekilde yerine getirildiği takdirde uygulama başarıyla sonuçlanacaktır. Turizm sektörünün yoğunlaştığı yerleşmelerin altyapı ve ulaşım sorunlarının giderilmesi etkili bir strateji için en temel noktalardan biridir. Ulaşım, turistleri bir tüketim noktası olan turizm bölgelerine bağlayan köprü olması nedeniyle turizm için bir ana üründür. Turizmde ulaştırmanın geliştirilmesi ve daha sağlıklı işleyebilmesi için ulaştırma türleri arasında bir uyum sağlanmalıdır. Yeni geliştirilmesi hedeflenen varış noktalarında, şehir ve kültür turizmi geliştirilmeli kıyı gerisinde kalan mevcut turizm alanlarında altyapı eksikliklerinin giderilmesi için ilgili kurum ve kuruluşlar arasında işbirliği sağlanmalı, gerektiğinde ise yönlendirme yapılmalıdır. Bir hizmet sektörü olan turizm sektöründen daha fazla gelir elde edebilmek için hizmet standardının yükseltilmesi öncelikle ele alınması gereken unsurdur. Bu amaçla, hizmet kalitesinin artırılarak müşteri memnuniyetinin maksimum düzeye çıkarılması hedeflenmelidir. Hizmet standartlarının geliştirilmesinde yeni bir ürünün tasarımı ya da mevcut ürünün geliştirilmesi, farklı hedef gruplarında yer alan turist beklentilerine göre şekillendirilmelidir. Kültür ve Turizm Bakanlığı yerel ve meslek kuruluşlarının örgütlenmesinde standartları belirleyen, planlayan, koordine eden, güçlü gözetim ve denetim mekanizmasına sahip bir üst kurum olarak yapılandırılacaktır. Hizmetin kalitesini artırmaya yönelik olarak eğitim konusunda sektör bilgilendirilmeli; turistik tesislerin eleman çalışma koşulları, iş sağlığı ve güvenliği bakımından etkin bir şekilde denetlenmelidir. 60 Tüm bu tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinin başarılı sonuç vermesi Türkiye için doğru ve iyi bir imaj yaratılmasına bağlıdır. Bu nedenle Türkiye turizmini doğrudan etkileyen terörist faaliyetlerin, demokrasi, insan hakları gibi konulara ilişkin olarak dış basında yer alan olumsuz yayınlar ve Türkiye’ nin coğrafi konumu nedeniyle yakın bölgesinde yaşanan savaşlar ile siyasi istikrarsızlıkların neden olduğu imaj sorunlarının olumsuz etkilerini azaltmaya dönük tanıtım çalışmaları yapılmalıdır. (Kültür ve Turizm Bakanlığı 2023 Stratejisi, EURACTIC- AB Haber ve Politika Portalı) Sağlık Bakanlığı 2010-2014 Stratejik Planında yer alan “sağlık turizmi ve turizm sağlığı” konusundaki çalışmalar ve belirlenen stratejik hedefler, Türkiye’ nin tanıtımına çok önemli katkı verecektir. Sağlık turizmi ve turizm sağlığına yönelik olarak Stratejik Planda yer alan Stratejik Amaç 2 ve Hedef 2. 9’ da; “Sağlık alanında diğer ülkeler ile uluslararası kuruluşlarla işbirliğini sürdürmek, Türkiye’yi bölgesinde cazibe merkezi haline getirmek ve sınır ötesi sağlık hizmetleri sunum kapasitesini artırmaktır” denilmektedir. Ayrıca, • Sağlık Politikalarının geliştirilmesinde diğer ülkeler, ulusal ve uluslararası kuruluşlarla mevcut olan işbirliğini güçlendirmek • Sağlık hizmeti sunumunda Türkiye’yi bölgesinde cazibe merkezi haline getirmek • Bölge temelli, çok boyutlu ve çok paydaşlı ikili ilişkiler geliştirmek suretiyle hem hizmetin hem de ülkenin tanıtımında stratejik bir tespit yapılmıştır 13.1.2. Türkiye’de çeşitlenen turizm algısının tanıtıma katkısı Türkiye, gerek köklü bir medeniyete ev sahipliği yapması, gerekse de dünya tarihini şekillendirmiş diğer medeniyetlere yakın bir coğrafi konumda bulunması nedeniyle dünya turizminin cazibe merkezlerinden biri olmasına karşın, uzun yıllar boyunca “ucuz tatil” denilince akla ilk gelen Ülkelerden biri olarak görülmüştür. Türkiye’ye gelen turistin her yıl artmasına rağmen, turizm gelirinin beklenenden daha az olması, Türk turizminin en büyük sorunlarından biridir. Ülkemizdeki turizm potansiyelinin bugüne kadar etkin kullanılamaması ve tatil turizmine daha çok ağırlık verilerek alternatif turizm faaliyetlerine yeterince ilgi gösterilememesi ise, turizm sektörü tarafından gelen turist sayısının artmasına karşın toplam turizm gelirinin düşük kalmasındaki en önemli etken olarak yorumlanmaktadır. Sürekli ilerleyen ve hızla değişen dünyada insanların sürekli aynı tatil konseptiyle yetinmeyeceğinin farkına varan Türk turizm sektörü, turizmde değişen trendleri takip ederek kültür, sağlık, kongre, eğitim, gençlik, doğa, inanç ve lüks turizmine yönelik yatırımlarını hızlandırdı. Üstelik bu yatırımlar artık gelişi güzel değil, yatırım yapılan ve hizmet verilen destinasyonlara değer kazandıracak ve bu destinasyonların sosyoekonomik açıdan gelişmesini sağlayacak bir bakış açısıyla gerçekleştirilmektedir. Türkiye’nin dünya turizm hareketi içinde bu denli önem kazanmasının önemli nedenlerini incelerken, şu iki konunun altının çizilmesi önem arz ediyor: Türkiye’nin özellikle Akdeniz çanağındaki destinasyonlara hem kapasite, hem de kalite açısından üstünlük sağlaması ve Türkiye’deki destinasyonların Akdeniz bölgesindeki diğer destinasyonlara nazaran daha yeni ve keşfedilmemiş olması önem arz etmektedir. 13.1.3. Dış Ticaret Müsteşarlığı’ nın Sağlık Turizmi Sektör Toplantısı (DTM Đhracat Genel Müdürlüğü, 04 Ağustos 2010) Dış Ticaret Müsteşarlığı Đhracat Genel Müdürlüğü’ nün 04 Ağustos 2010 tarihinde “Sağlık Turizmi” konusunda çalışmalarda bulunan Bakanlıklar, Sivil toplum kuruluşları ve sektör temsilcileri ile Müsteşarlık Binasında (2.Kat Toplantı Salonu) ilk kez tarafların bir araya geldiği bir toplantıya ev sahipliği yaptılar. Amaç, Dış Ticaret Müsteşarlığı’ nın sadece maddi ihraç kalemlerinden elde edilen döviz girdilerinin değil, hizmet sektöründe çok önemli yeri olan “Sağlık Turizmi” nden de önemli gelir elde edilebilmesi için yapılacak altyapı çalışmalarının temelini atmak ve sağlık turizminin gelecekte oturacağı yeri belirlemektir. Bu amaçla işin esas sahipleri olan resmi 61 ve sivil kurum ve kuruluşların bir araya getirilerek eşgüdümünü sağlamak konusunda nelerin yapılıp yapılayacağı hususunda fikir alış verişinde bulunulmuştur. Toplantı Dış Ticaret Müsteşarlığını temsilen; Đhracat Genel Müdürü başkanlığında yapılmış olup; Đhracat Genel Müdürlüğünü temsilen Daire Başkanları, Şube Müdürleri ve Uzmanlar katılmışlardır. Resmi Kuruluşları; Dışişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sivil Toplum Kuruluşlarını temsilen; Türkiye Sağlık Turizmini Geliştirme Konseyi, Sağlık Turizmi Derneği, Kaplıca Talasso ve Kür Merkezleri Derneği, Medikal Turizm Derneği, Akredite Hastaneler Derneği, Masaj ve Doğal Terapiler Derneği, Türkiye Đhracatçılar Meclisi ve Türkiye Sağlık Vakfı Özel Sektör Kuruluşlarını temsilen; Đzmir Balçova Termal Tesisleri, Adana Güney Estetik Cerrahi ve Yanık Hastanesi, Aid Assistance Medikal Destek Hizmetleri ve Organizasyonları Ticaret Limited Şirketi olarak Sağlık Turizmi (Medikal Turizm - Termal Turizm - Wellness ve SPA) alanında hizmet veren Bakanlıklar, Sivil Toplum Kuruluşları ve Özel Sektör Temsilcilerinden oluşan toplam 15 kuruluş ve 40 temsilcisi söz konusu toplantıya katılmışlardır. Ernst and Young ve Deloitte gibi uluslar arası araştırma ve danışmanlık firmalarını açıklamalarına göre 2012 yılında dünyada medikal turizm pazarının yaklaşık 100 Milyar $ olması bekleniyor. 17 milyon kişinin kendi ülkelerinin dışında medikal hizmet almak için seyahat edeceği tahmin ediliyor. Türkiye’ nin dünyadaki en önemli medikal turizm destinasyonlarından biri haline gelmesi için çalışılmaktadır. Türkiye’ nin bu konuda bir marka olması için uzun yıllardır çalışmalar yapan kişi ve kurumları bir araya getirerek bu hedefi gerçekleştirmek başta Devlet kuruluşları olmak üzere tüm tarafların hedefleri arasındadır. Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) Đhracat Genel Müdürü Đbrahim ŞENEL’ in toplantı sonucu yaptığı değerlendirme konuşmasında; Dış Ticaret Müsteşarlığı olarak sağlık turizmi alanında 50-60 milyar dolarlık bir dolaşımın gerçekleştiğini, Türkiye’ nin bu havuzdan payına düşeni alabilmesi için ihracatta maddi kalemlere verilen teşviklerin sağlık turizmi gibi hizmet sektörüne de verilmesinin önünü açacaklarını, en son geçen yıl bilişim sektörüne bu teşvikin sağlandığını da vurgulamıştır. DTM olarak makro bakış açılarını gözden geçirdiklerini ve bu tür yenilikleri de görmek istediklerini ayrıca sağlık turizmi konusunda yurtdışı tanıtımları Teşkilatları aracılığıyla yapacaklarını belirterek bu toplantıdan çıkacak sonuçları kısa sürede paylaşacaklarını ve devlet olarak sağlık turizmine gerekli değerin verileceğini de sözlerine eklemiştir. 13.1.4. Türkiye’ nin Güçlü ve Zayıf Yönleri ile Fırsatlar ve Tehditler Güçlü Yönlerimiz • • • • • • • Özel sağlık kurumlarımızın çoğunun Batıyla yarışabilecek seviyeye gelmesi JCI ile akredite olmuş hastane sayısı (39) açısından dünyada 2. sıradayız Termal kaynaklarımızla Avrupa’da 1.sırada, Dünyada ise 7. sıradayız Ülkemizin uygun iklimi, tarihi ve turistik uygarlıklar merkezi Ülkemiz çevresinde 712.000.000’luk bir topluluğa hitap edebilecek bir konumda Genç nüfus ve eğitilebilirlik ile ciddi bir iş gücü potansiyeline sahibiz Nitelikli insan kaynaklarımız var (Gücümüzü artırmalı) Zayıf Yönlerimiz • • Sağlık personelinin (doktor, hemşire vb.) sayısal azlığı Politikamız yok 62 • • • • • • • • Sağlık turizminde mevzuat eksiklikleri ve yasal boşlukları Kurumsal yapımız yok Yabancı doktor çalıştırılma imkânı olmaması Yetişmiş ara genç eğitim eleman eksik (yetiştirilebilir) Yabancı dil eğitimi zayıf, dil bilen personel az Sağlık Turizminde, devlet, STK ve sektör temsilcilerinin işbirliği tam sağlanamadı Sağlık Turizmi imkânlarımızın yurtdışında tanıtımı yetersiz Zayıf Yanlara çözüm oluşturulmalı (Tanıtma Ajansı oluşturulmalı) Fırsatlar • • • • • • • • Ülkemize bilgi ve tecrübe transferi (know-how) yasal düzenlemeleri temel prensipler Đş istihdamı (sağlık personeli ve diğer personeller) Ekonomik kazanım (ülkeye döviz girdisi) Yeni yatırımlar (yaşlı tatil köyleri kaplıcalar, hastaneler v.b) Sosyal ve siyasal güç kazanımı (bölgesinde güçlü bir ülke) Özel sağlık sektörünün finansal yapısının güçlenmesi Yabancı Sermaye girişi Medikal Sektör gelişi Tehditler • • • • • Sağlık profesyonelleri (özellikle doktorlar) güçlenen özel sağlık sektörüne kayar. (temel prensip) Özel sağlık kurumlarında talep artar (temel prensip) GSS maliyetleri artar (sağlık hizmetine talep artacaktır) Güçlenen özel sağlık hizmetleri karşısında kamunun hizmet memnuniyetinden azalma olacaktır. (kamunun hizmet kalitesi sürekli artırılmalı) Yurtdışından bulaşıcı Hastalık yayılabilir. (NDM-1 Hindistan’ dan yayıldı) Özel sağlık sektörü kendi halkımıza (GSS) hizmet sunmaktan vazgeçebilir. (yasal düzenleme getirilmeli) 14. SONUÇ 14.1. Sağlık Turizmi Politikasının Oluşturulması • • • • • • • • • • • • • • • Hizmet alıcıları ekonomik ve siyasi açıdan katma değeri yüksek bir kitle olmasından dolayı gerekli duyarlılık gösterilmeli Halkımıza sunulan sağlık hizmeti aksamamalı Katma değer (finansal getirisi) yüksek olmalı Ülkemize siyasi, sosyal ve imaj açısından katkıda bulunmalı Yaşlı ve kaplıca turizmi sektöründe doktorlara çok sayıda ihtiyaç bulunmamaktadır. Bu bölümler öne çıkartılabilmeli Yabancı doktorun çalıştırılması ile ilgili yasa çıkartılmalı ve mevzuat düzenlenmeli (Bakınız 14.1.1) Sağlık kampusları işletmelerinde ve hastane birlikleri yasasında ilave hizmet sunulacak kitle olarak sağlık turistleri de düşünülmeli Sağlık turizmi sunacak kurumların denetlenmeli ve planlama yapılmalı Sağlık Turizmi mevzuat çalışmaları yapılmalı Strateji eylem planı yapmalı Sağlık Bakanlığı sağlık turizminde koordinatör bakanlık olmalı Beyin göçünü engellemeli ve hatta tersine çevirmeli Sağlık, Kültür ve Turizm ile Milli Eğitim Bakanlıkları koordineli çalışmalı Hekim ihtiyacı az olan bölüme ağırlık verilmeli (Termal ve Yaşlı Turizmi) Hekim ihtiyacı çok olan bölüm (Tıp Turizmi) planlanmalıdır. 63 14.1.1. Yol Haritası Sağlık turizmi standardı ve mevzuatı hazırlanmalı ve sektör denetlenebilir olmalı (Şeffaf anlayış) Sağlık Bakanlığı’ nın sağlık turizmi politikası olmalı Yetişmiş kalifiyeli eleman için eğitime ve sertifikasyona önem verilmeli Yabancı doktor çalıştırılmasının (gerekli hassasiyetler çerçevesinde) yol açılmalı, Öncelikle Türkiye’ de Tıp Fakültesini bitirmiş ve uzmanlığını almış yabancı doktorlar, sonra da konulacak üst düzey kriterlerle alanında söz sahibi yabancı hekimlere çalışma imkânı verilmeli Sağlık Turizmi konusu özel sektör, sivil toplum örgütleri ve kamu işbirliği ile birlikte değerlendirilmeli ve yönetilmeli Sağlık turizmi açısında Sağlık Bakanlığı kurumsal yapılanmasını tamamlamalı Türkiye ulusal sağlık turizmi danışma kurulu oluşturulmalı Đç ve dış da Sağlık Turizmi Sektöründeki gelişmeler izlenmeli 11.1.2. Sağlık Turizminde Önceliklerimiz Kendi vatandaşlarımız Türkiye’ nin Sınır ve Yakın Komşu Ülkeleri Siyasal ve sosyal açıdan işbirliği yapacağımız Ülkeler (Afrika, Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Orta Asya Ülkeleri vb.) Diğer Ülkeler (Avrupa, Amerika, Asya ve Uzakdoğu Ülkeleri) 11.2. Sektörün Temsil ve Koordinasyon Sorununun Çözülmesi Sağlık turizmi (tüm branşlar) ve turizm sağlığı alanında hizmet veren tüm sektörlerin hem kendi içlerinde hem de çalıştığı ve ileride muhtemel çalışmayı planladığı sektörler ile ilişki kurmalı ve işbirliğini geliştirmelidir. Sağlık sektörünün resmi anlamda temsilcisi ve milli otorite Sağlık Bakanlığıdır. Bu nedenle adı geçen Bakanlık bu alandaki örgütlenmesini, yasal altyapıyı ve ilgili tüm resmi ve sivil kurum ve kuruluşlarla birlikte bir çalışmanın sistemini kurmalıdır. Sağlık turizminde hizmet sunumunda olan paydaşlar, Resmi (Bakanlıklar ve diğer resmi kuruluşlar) paydaşlar, Diğer paydaşlar ve Hedef hizmet sunucuları birbirleri ile eşgüdüm halinde çalışmalıdırlar. Bunun için her şeyin şeffaf olarak belirlendiği mevzuat ve organizasyona yönelik çalışmaların kuralları konmalıdır. Sağlık Turizmi Sektöründe politika belirleyen veya çalışan ve halen bu alanda görev yapan ve hizmet veren kurum ve kuruluşlar aşağıda başlıklar halinde bilgi sahibi olunması amacıyla bu rapora konulmuştur. Resmi Kurum ve Kuruluşlar • • • • • • • • • • • • Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı Sağlık Bakanlığı Kültür ve Turizm Bakanlığı Dışişleri Bakanlığı Milli Eğitim Bakanlığı Bayındırlık ve Đskân Bakanlığı Ulaştırma Bakanlığı Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Üniversiteler Sivil Toplum Kuruluşları (Dernek, Vakıf, Birlik v.b) • • • Sağlık Turizm Derneği Adana Sağlık Turizmi Derneği Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği 64 • • • • • • • • • • • • • Akredite Hastaneler Derneği Kaplıca Talasso ve Kür Merkezleri Derneği (TÜRKAP) Medikal Turizm Derneği Masaj ve Doğal Terapiler Derneği Türkiye Sanayici ve Đş Adamları Derneği (TÜSĐAD) Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği Türkiye Sağlık Vakfı (TSV) Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği Türkiye Đhracatçı Birlikleri Dış Ekonomik Đlişkiler Kurulu (DEĐK) Türkiye Đhracatçılar Meclisi (TĐM) Sağlık Turizmi Hizmet Sunumunda Paydaşlar • • • • • • • Seyahat Acentaları Turizm Sektörü Aracı ve Danışman Firmalar Ulaşım Sektörü Đletişim ve Bilişim Sektörü Đnşaat Sektörü (yeni yatırımlar) Gıda Üreticileri 11.3. Sektörün Karşılaşabileceği Muhtemel Riskleri Önleyecek ve Đstikrarlı Gelişimini Sağlayacak Hukuki Altyapının Oluşturulması Raporun tamamının incelendiğinde de görüleceği üzere hem iş alanları hem de bu sektörlerde iş yapan kurum ve kuruluşlar ile yasaları ve ilgili mevzuatı düzenleyen Devlet Kuruluşlarının bu işle ilgili durumları incelenmiş ve konuya bakış açıları ortaya konmuştur. Muhtemel riskleri önleyecek ve istikrarlı gelişimini sağlayacak hukuki altyapının birçoğunun mevcut mevzuat ile yürütülebileceği ancak, sistemin hiç riske girmeden işleyebilmesi için Sağlık Bakanlığı eşgüdümünde oluşturulacak bir sistem içerisinde hem yasal eksikliler için mevzuat hazırlanmalı ve Hükümetin bunu ivedilikle yasalaştırmalıdır. Bu işler yapılırken de Bakanlıklar mevcut yetkilerini kullanarak işler bir organizasyon ve sistem kurmalıdırlar. 11.4. Sağlık Turizmi Veri Tabanı Oluşturulması ve Takibi Sağlık turizmi alanında işlerliği ve sürdürülebilirliği olan bir sistemin kurulması ve bu sistemin işletilmesinin resmi sorumlusu Sağlık Bakanlığı olmalıdır. Hizmeti alanın da verenin de mağdur olamayacağı bir sistem oluşturulmalıdır. Mevcut durumda yurtdışından gelen turistlerin detaylı ayırdımına ulaşmak mümkün görülmemektedir. Türkiye Đstatistik Kurumu (TÜĐK)’ nun çeşitli sektör başlıkları altında yaptığı istatistikler arasından “Turizm sektörü” için de kendi kuralları ve Devletin isteği doğrultusunda belirlenen kurallar çerçevesinde çalışma yapmaktadır. Turizm Đstatistikleri: Giriş/çıkış kapılarının bağlı olduğu Đl’ e giriş/çıkış yoluna, aylara ve milliyetlere göre gelen yabancılar ve yurttaşlar ile çıkış kapılarının bağlı olduğu Đl’ e, çıkış yollarına, aylara ve milliyetlere göre gelen/giden yabancılara ilişkin bilgiler yer almaktadır. Emniyet Genel Müdürlüğü’ nün giriş-çıkış sonuçlarına göre polis aracılığıyla topladığı bilgi ve pasaport kontrollerinden elde edilmektedir. Ayrıca, Sağlık Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı, Merkez Bankası v.b kuruluşlar ülkemize çeşitli nedenlerle ziyarete gelen yabancılar ve yurtdışında düzenli yaşayan Türk vatandaşlarının da istatistiklerini tutmaktadır. Sağlık Turizmine yönelik istatistiklerin tutulması için ülkemizde bir sistem bulunmamaktadır. Sadece gelen turistlerin beyanlarına göre “sağlık” nedeniyle gelenlerin sayıları bilinmektedir. 65 Sağlık Bakanlığı’ nın (Sağlık Turizmi Koordinatörlüğü) başta Dışişleri ve Đçişleri Bakanlıkları olmak üzere Kültür ve Turizm Bakanlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı, Türkiye Đstatistik Kurumu ve Merkez Bankası gibi kamu kuruluşları ile Termal Đşletmeler, SPA & Wellness Đşletmeleri Özel ve Vakıf Hastanelerinin örgütlü kuruluşları olan sivil toplum kuruluşları (Vakıflar, Birlikler, Dernekler vb) ile birlikte bir sistem oluşturarak; Tedavi ve dinlenme amaçlı sağlık turizmi kapsamına giren yabancı konukların ülkelerinden çıkışından evlerine dönüşlerine kadar takip edilebilecek bir sistem oluşturulmalıdır. Böylece her yıl Ülkemize sağlık turizmi çerçevesinde ve sağlık nedeniyle gelenlerin toplam sayılarından, harcadıkları paraya, tedaviye ne amaçla geldiklerine, Türkiye’ de kaç gün geçirdiklerine kadar her türlü bilgiye ulaşılabilir hale gelinir. Sağlık Bakanlığında kurulacak bir ana surver (Bilgisayarda veri tabanı oluşturma) ya da Bakanlığın mevcut sistemine entegre bir yapı ile kesin sonuçlara gitmek mümkün olabilecektir. Örnek olarak tedavi amacıyla bir özel Hastaneye gelecek hastanın sınırdan girdikten ve Hastaneye intikal ettikten sonra oluşturulacak bir form ile istenen temel bilgiler ana surver’ a ulaşacaktır. Böylece, hem yatırımcılar hem de hizmet alan ve veren taraflarla bu konuda ilgili kişi ve kurumlara daha rahat bilgi sunma ve karşılığında sağlık turizminin ülkeye sağladığı yarar şeffaf, yararlı ve sürdürülebilir olacaktır. Bunun yararları saymakla bitmeyecek kadar da çok olacaktır. Sağlık Bakanlığı kural koyucu, yönlendirici, denetleyici rolünü üstlenirken konuyla ilgili hizmet sunan kuruluşlar da iyi bir eşgüdüm ile çalışmalarında kısa sürede başarıya ulaşacaklardır. Raporda turizm açısından sonuç olarak vurgulanacak en önemli husus normal bir turistin son on yılın ortalaması alınarak yıllık 700 ABD Doları gelir bırakır iken, sağlık (tedavi) nedeniyle gelen bir kişinin ortalama 3000-5000 arası ABD doları harcadığıdır. Türkiye Sağlık Vakfı ve Sağlık Turizmi Derneği’ nin birlikte hazırladığı “Dünya’ da ve Türkiye’ de Sağlık Turizmi Raporu 2010, Durum Tespit Raporu ve Çözüm Önerileri” alanında ilk kez hazırlanan detaylı bir rapordur. Eksiklikleri ve tespit edilemeyen ve burada kayda alınamayan bilgi ve belgeler mutlaka olacaktır. Konunun evrenselliği ve çok eski çağlardan günümüze yapılan çalışmalardan rayına oturan olduğu gibi hiç üstü açılmayan ve çok büyük eksiklikleri olan bir alandır. Dünya’ daki gelişmelere paralel olarak son yıllarda Türkiye’ nin de gündeminde önemli yeri olan bir konudur. Bu çalışma bilgilendirmeye ve tarafları bir araya getirerek sorunların çözülmesi için çalışılmasına yöneliktir. Katkı, öneri ve eleştirisi olanların görüş ve önerilerini mutlaka yazılı olarak bildirmeleri halinde her yıl güncellenecek olan bu rapora gireceğinin bilinmesini isteriz. Saygı, sevgi ve başarı dileklerimizle….. EK EK EK EK 1: 2: 3: 4: Dünya’ daki Sağlık Turizmi Kongreleri (2010) Dünya’ da Sağlık Turizmi Yapan Ülkeler Hakkında Bilgi Uluslararası JCI Akreditasyon Tarafından Akredite Alan Hastaneler Listesi Küresel Sağlık ve Wellness Pazarı Büyüklüğü (2003-2008, US$ milyar) KAYNAKÇA Kaynakça listesi ayrıca eklenecektir. 66 15. SAĞLIK TURĐZMĐ SEKTÖRÜNDEKĐ KURUM VE KURULUŞLAR Resmi Kurum ve Kuruluşlar: Sağlık Bakanlığı web sitesi: www.saglik.gov.tr Dışişleri Bakanlığı web sitesi: www.mfa.gov.tr Kültür ve Turizm Bakanlığı web sitesi: www.kultur.gov.tr Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı web sitesi: www.calisma.gov.tr Milli Eğitim Bakanlığı web sitesi: www.meb.gov.tr Bayındırlık ve Đskân Bakanlığı web sitesi: www.bayindirlik.gov.tr Ulaştırma Bakanlığı web sitesi: www.ulastirma.gow.tr Tarım ve Köyişleri Bakanlığı web sitesi: www.tarim.gov.tr Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı web sitesi: www.enerji.gov.tr Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı web sitesi: www.dpt.gov.tr Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı web sitesi: www.dtm.gow.tr Sağlık Bakanlığı Hudut ve Sahiller Sağlık Gen. Müd. www.hssgm.gov.tr Sağlık Bakanlığı Dış Đlişkiler Dairesi Başkanlığı web: www.saglik.gov.tr/DIDB Sosyal Güvenlik Kurumu web sitesi: www.sgk.gov.tr Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) web sitesi: www.shgm.gov.tr Devlet Üniversiteleri web siteleri: www.yok.gov.tr/content/view/531 Vakıf Üniversiteleri web siteleri: www.yok.gov.tr/content/view/532 Dernekler, Vakıflar, Birlikler, Kurullar, Meclisler, Sendikalar v.b Kuruluşlar: Sağlık Turizm Derneği (STD) web sitesi: www.saglikturizmi.org.tr Adana Sağlık Turizmi Derneği web sitesi: www. Akredite Hastaneler Derneği (AHD) web sitesi: www.ahd.org.tr Medikal Turizm Derneği (MTD) web sitesi: www.medikalturizmdernegi.com Kaplıca Talasso ve Kür Merkezleri Derneği (TÜRKAP): www.spa-turkey.com Masaj ve Doğal Terapiler Derneği web sitesi: www.madoted.org Türkiye Sanayici ve Đş Adamları Derneği (TÜSĐAD): www.tusiad.org Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TYD) web sitesi: www.ttyd.org.tr Türkiye Sağlık Đşletmeleri Derneği (TUSIDER) web: www.tusider.org Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TYD) web sitesi: www.ttyd.org.tr 67 Türkiye Sağlık Vakfı (TSV) web sitesi: Turizm Geliştirme Vakfı (TUGEV) web sitesi: www.saglik.org.tr www.turizmgelistirmevakfi.org Türk Tabipleri Birliği (TTB) web sitesi: www.ttb.org.tr Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) web sitesi: www.tobb.org.tr Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TURSAB) web sitesi: www.tursab.org.tr Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği web sitesi: www.tsrsb.org.tr Turist Rehberleri Birliği (TUREB) web sitesi: www.tureb.net Dış Ekonomik Đlişkiler Kurulu (DEĐK) web sitesi: www.deik.org.tr Türkiye Đhracatçılar Meclisi (TĐM) web sitesi: www.tim.org.tr Türkiye Đhracatçı Birlikleri web sitesi: www Türkiye Sağlık Endüstrisi Đşverenler Sendikası ( EĐES): www.seis.org.tr Türk Hava Yolları web: www.thy.com.tr Sağlık Turizmi ile Đlgili Sivil Oluşumlar ve Bilgi Sağlayıcı Kuruluşlar: Türkiye Sağlık Turizmini Geliştirme Konseyi web sitesi: www.thtdc.com Türkiye Sağlık Turizmi Tanıtım Organizasyonu (TUHETO): www.tuheto.org World Health Tourism Türkiye Koordinatörlüğü www.healthtourism.com.tr goTurkey.com (Türkiye'nin resmi turizm portalı): www.goturkey.com Health in Turkey (TOBB-DEĐK Health Care Committee): www.healthinturkey.org Sağlık Turizmi Genel Bilgi web sitesi: www.health-tourism.com 68 16. YURT DIŞI SEYAHATLERDE VE TÜRKĐYE’ YE YAPILACAK ZĐYARETLERDE GEREKLĐ BĐLGĐLER (BÜYÜKELÇĐLĐKLER, VĐZE UYGULAMALARI VE SIKÇA SORULAN SORULAR) Dışişleri Bakanlığı www.mfa.gov.tr Yerleşik Diplomatik ve Konsüler Misyonlar (Yabancı Büyükelçilikler, Başkonsolosluklar) www.mfa.gov.tr/yerlesik-diplomatik-ve-konsuler-misyonlar.tr.mfa Fahri Konsolosluklar www.mfa.gov.tr/fahri-konsolosluklar.tr.mfa Akredite Misyonlar www.mfa.gov.tr/akredite-misyonlar.tr.mfa Türk Vatandaşlarının Tabi Olduğu Vize Uygulamaları www.mfa.gov.tr/turk-vatandaslarinin-tabi-oldugu-vize-uygulamalari.tr.mfa Türkiye’de Temsilciliği Olmayan Ülkelerin Vize Đşlemleri www.mfa.gov.tr/turkiye_de-temsilcilici-olmayan-ulkelerin-vize-islemleri.tr.mfa Vize Đşlemleri Konularında Sıkça Sorulan Sorular www.mfa.gov.tr/sikca-sorulan-sorular.tr.mfa Yabancıların Tabi Olduğu Vize Rejimi www.mfa.gov.tr/yabancilarin-tabi-oldugu-vize-rejimi.tr.mfa Sınır Kapılarımızda Vize Alan Yabancılardan Tahsil Edilen Vize Harçları (Sadece umuma mahsus pasaport hamilleri için geçerlidir.) www.mfa.gov.tr/sinir-kapilarimizda-vize-alan-yabancilardan-tahsil-edilen-vize-harclari.tr.mfa Dışişleri Bakanlığınca Yapılan Yurt Dışı Seyahat Duyuruları www.mfa.gov.tr/sub.tr.mfa?b3026181-6b8f-4fc6-9327-a5113446ce95 --------------------------------Sağlık Bakanlığı www.saglik.gov.tr Seyahat Sağlığı (Sağlık Bakanlığı Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü) www.hssgm.gov.tr/seyahat/seyahatsagligi.aspx Hava Yolculuğunun Sağlık Üzerine Etkileri www.hssgm.gov.tr/seyahat/havayolculugu.aspx Seyahat Aşıları Hakkında Genel Bilgiler www.hssgm.gov.tr/seyahat/asilar.aspx Seyahat Sağlığı Merkezleri www.hssgm.gov.tr/seyahat/seyahatsagligimerkezi.aspx Gideceğiniz Ülkeye Göre Seyahat Sağlığı www.hssgm.gov.tr/seyahat/ulkelerlistesi.aspx 69 17. RAPOR EKLERĐ EK: 1 Dünya’ daki Sağlık Turizmi Kongreleri (2010) KONGRE TARĐHĐ KONGRE ADI KONGRE YERĐ 10-12 Ağustos 2010 Uluslararası Medikal Turizm ve Wellness Kongresi Meksiko 25-28 Ağustos 2010 Medikal Seyahat Brezilya Buluşması Brezilya 28-30 Ağustos 2010 2. Sağlık Turizmi Kongresi Güney Afrika 07-10 Eylül 2010 2. Uluslararası Ambient Yaşam Desteği Đspanya 16-17 Eylül 2010 Pan Afrika Sağlık Fuarı ve Kongresi Güney Afrika 22-24 Eylül 2010 Dünya Medikal Turizm ve Global Sağlık Kongresi ABD 07-09 Ekim 2010 Dünya Sağlık Turizm Kongresi ve Uluslar arası Turizm Entegrasyon Kongresi Güney Afrika 07-10 Ekim 2010 Medikal Turizm Kongresi Kuveyt 12-15 Ekim 2010 Uluslar arası Medikal Seyahat, Sağlık ve Emeklilik Zirvesi Filipinler 27-29 Ekim 2010 Sağlık Turizmi Konferansı Malezya 14-17 Kasım 2010 Yurtdışı Sağlık Hizmetleri Ve Sağlık Turizm, 2. Uluslararası TEMOS Kongresi Almanya 01-03 Aralık 2010 Malezya Uluslararası Sağlık Turizm Malezya 3-5 Aralık 2010 Medikal Turizm Fuarı Hindistan 3-6 Aralık 2010 3. Uluslararası Sağlık Turizmi Kongresi Türkiye 70 EK: 2 Dünya’ da Sağlık Turizmi Yapan Ülkeler Hakkında Bilgi Haritası Kaynak: Deloitte Center for Health Solutions, 2008; Patients Beyond Borders Dünya Sağlık Turizmi Tahmini Gelir Tablo Bazı Ülkelerde Cepten Harcamalar (2007) 71 EK: 3 Uluslararası JCI Akreditasyon Tarafından Akredite Alan Hastaneler Listesi (10 Eylül 2010 tarihi itibariyle JCI web sitesinden alınmıştır. TSV) 1- Acıbadem Bakırköy Hospital Acibadem Healthcare Group, Program: Hospital, First Accredited: 5 February 2005 Re-accredited: 29 March 2008 2- Acibadem Bursa Hospital Acibadem Healthcare Group, Bursa, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 5 July 2008 3- Acibadem Kadikoy Hospital Acibadem Healthcare Group, Kadikoy-Istanbul, Turkey, Program: Hospital First Accredited: 5 February 2005, Re-accredited: 4 April 2008 4- Acibadem Kocaeli Hospital Acibadem Healthcare Group, Kocaeli - Izmit, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 17 July 2008 5- Acibadem Kozyatagi Hospital Acibadem Healthcare Group, Kozyatagi - Istanbul, Turkey, Program: Hospital First Accredited: 5 February 2005, Re-accredited: 11 April 2008 6- Alman Hastanesi/Deutsches Krankenhaus Istanbul, Turkey, Program: Hospital First Accredited: 3 June 2006, Re-accredited: 20 November 2009 7- American Hospital, AS Istanbul, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 15 December 2002, Re-accredited: 16 December 2005, Re-accredited: 12 July 2009 8- Anadolu Medical Center Kocaeli, Turkey, Program: Hospital First Accredited: 17 February 2007, Re-accredited: 27 February 2010 9- Ankara Guven Hospital Ankara, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 1 March 2008 10- Bayindir Hospital Hastanesi Ankara, Turkey, Program: Hospital First Accredited: 15 July 2006, Re-accredited: 24 October 2009 11- BSK Metropark Hospital Cukurova, Adana, Program: Hospital, First Accredited: 05 March 2010 12- Şişli (Caglayan) Florence Nightingale Hospital Sisli, Istanbul, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 17 April 2004, Re-accredited: 11 May 2007, Re-accredited: 14 May 2010 13- Cukurova University Medical Faculty Central Laboratory, Adana, Turkey, Program: Clinical Laboratory First Accredited: 20 October 2006, Re-accredited: 2 April 2010 14- Dunya Eye Hospital Istanbul, Turkey, Program: Hospital First Accredited: 19 July 2006, Re-accredited: 10 September 2009 72 15- Ege Saglık Hastanesi Izmir, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 14 July 2008 16- Gayrettepe Florence Nightingale Hospital Gayrettepe, Istanbul, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 26 June 2003 Re-accredited: 17 June 2006, Re-accredited: 19 June 2009 17- Hacettepe University Adult Hospital Ankara, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 14 September 2007 18- Hisar Intercontinental Hospital Istanbul, Turkey, Program: Hospital First Accredited: 20 January 2007, Re-accredited: 20 February 2010 19- International Hospital Acıbadem Healthcare Group, Yesilkoy-Istanbul, Turkey, Program: Hospital First Accredited: 11 July 2008 20- Istanbul Memorial Hospital Istanbul, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 29 March 2002 Re-accredited: 29 April 2005, Re-accredited: 17 May 2008 21- Kadıköy Florence Nightingale Hospital Istanbul, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 12 June 2009 22- Kent Hastanesi Izmir, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 10 June 2006, Re-accredited: 12 September 2009 23- Medical Park Healthcare Group - Antalya Hospital Medical Park Healthcare Group, Antalya, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 6 December 2008 24- Medical Park Healthcare Group - Bahcelievler Hospital Medical Park Healthcare Group, Istanbul, Turkey, Program: Hospital First Accredited: 14 November 2008 25- Medical Park Healthcare Group - Bursa Hospital Medical Park Healthcare Group, Bursa, Turkey, Program: Hospital First Accredited: 8 November 2008 26- Medical Park Healthcare Group - Goztepe Hospital Medical Park Healthcare Group, Istanbul, Turkey, Program: Hospital First Accredited: 22 November 2008 27- Medicana International Ankara Hospital Ankara, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 27 February 2010 28- Medicana International Istanbul Hospital Istanbul, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 20 February 2010 29- Medline Alarm Saglik Hizmetleri AS Istanbul, Turkey, Program: Medical Transport, First Accredited: 28 April 2005 Re-accredited: 17 May 2008 30 - Mesa Hastanesi Ankara, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 1 July 2006 Re-accredited: 12 January 2010 73 31- Ortopedia Hospital Adana, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 15 January 2010 32- Ozel Medicana Hospital Camlıca Istanbul, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 27 October 2007 33- Ozel Medicana Hospitals Bahcelievler Istanbul, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 22 May 2008 34- Sema Hastanesi Dragos, Maltepe, Istanbul, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 19 December 2008 35- TDV Ozel 29 Mayıs Hastanesi Ankara, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 14 August 2009 36- Turkish Red Crescent Society Middle Anatolia Regional Blood Center Ankara, Turkey, Program: Clinical Laboratory First Accredited: 29 June 2007, Re-accredited: 11 June 2010 37- Uludag Universitesi Saglık Kurulusları Bursa, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 15 December 2007 38- Yeditepe University Faculty of Dentistry Göztepe-Istanbul, Turkey, Program: ambulatory Care, First Accredited: 30 May 2009 39- Yeditepe University Hospital Istanbul, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 2 November 2007 EK: 4 Küresel Sağlık ve Wellness Pazarı Büyüklüğü (2003-2008, US$ milyar) Source: Euromonitor International from trade sources/national statistics. Note: Market sizes based on retail value RSP. Historic regional/global values are the aggregation of local currency country data at current prices converted into the common currency using y-o-y exchange rates. 74