DÜNYA` DA VE TÜRKİYE` DE SAĞLIK TURİZMİ

Transkript

DÜNYA` DA VE TÜRKİYE` DE SAĞLIK TURİZMİ
DÜNYA’ DA VE TÜRKĐYE’ DE SAĞLIK TURĐZMĐ-2010
Durum Tespit Raporu ve Çözüm Önerileri
ĐÇĐNDEKĐLER
1. ÖNSÖZ
2. YÖNETĐCĐ ÖZETĐ (1 SAYFA)
3. GENEL ÖZET (3-4 SAYFA)
4. DÜNYA’ DA VE TÜRKĐYE’ DE TURĐZM SEKTÖRÜNDEKĐ GELĐŞMELER
4. 1. Turizm Olgusu ve Özellikleri
4. 2. Türk Turizminin Dünya’ daki Yeri
4. 2. 1. Önemli Turizm Ülkeleri ile Türkiye’ nin Karşılaştırılması
4. 3. Türkiye'de Uygulanan Teşvik, Altyapı ve Döviz Politikaları
4. 4. 2000 Yılı Sonrası Türkiye’ de Turizm ve Sağlık Turizmi
5. SAĞLIK TURĐZMĐ
5.1. Tanımı
5.1.1. Sağlık Turizmine Hangi Đhtiyaçtan Kaynaklanmıştır.
5.2. Tarihi Gelişimi
5.2.1. Sağlık Turizmi-Antik Çağ
5.2.2. Sağlık Turizmi-Orta Çağ
5.2.3. Sağlık Turizmi-Rönesans Dönemi
5.2.4. Sağlık Turizmi-Rönesans Sonrası Dönem
5.2.5. Emevi, Abbasi, Selçuklu ve Osmanlı Dönemi
5.2.6. Sağlık Turizmi-1900’lerden 1997’ye
5.2.7. Sağlık Turizmi-1997’ den 2006’ ya
5.2.8. Sağlık Turizmi-2007 ve Sonrası
5.3. Turizm (Turist) Sağlığı ve Sağlık Turizmi
5.3.1. Turizm (Turist) Sağlığı
5.3.2. Sağlık Turizmi
6. DÜNYA’ DA SAĞLIK TURĐZMĐ
6.1. Avrupa Bölgesinde Sağlık Turizmi:
6.1.1. Sağlık Turizmi Açısından Avrupa Pazarı
6.1.2. Avrupa’ da Yaşayan Vatandaşlarımız (Gurbetçiler)
6.2. Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ve Ortadoğu Bölgesinde Sağlık Turizmi
6.3. Afrika Bölgesinde Sağlık Turizmi
6.4. Dünya’ da Medikal Turizm ve Ekonomik Boyutları
6.5. Türkiye’ de Sektörün Hasta Adedi ve Hizmet Boyutunda (Ciro) Hacmi
6.6. Dünya Sağlık Turizmi Hasta Trafiği Haritası
6.7. Hasta Profili (kaynak ülke, harcamanın finansı, aldıkları hizmet çeşitleri,
Türkiye’ yi tercih nedenleri, bilgi edinilen kaynak, memnuniyet düzeyi)
7. TÜRKĐYE’ DE SAĞLIK TURĐZMĐ
7.1.
7.2.
7.3.
7.4.
7.5.
Sektörün hasta adedi ve ciro boyutunda mevcut durumu
Sağlık Sektörünün Mevcut Altyapısı ve Personel Durumu
Hukuki Düzenleme ve Kurumsal Yapılar
Sağlık Turizminde Türkiye’ nin Üstünlükleri
Medikal Turizmin Mevcut Durumda Muhtemel Riskler (Swot analizi)
1
8. SAĞLIK TURĐZMĐNĐN ANA UNSURLARI
8.1. Medikal Turizm (Tıp Turizmi)
8.1.1. Medikal Turizmin Geleceği
8.1.2. Sonuç ve Öneriler
8.2. Termal Turizm ve SPA5Wellness (Sudan Gelen Sağlık)
8.2.1. Termal Turizm içeriği
8.2.2. Türkiye’ nin Termal Turizm Potansiyeli
8.2.3. Termal Turizmle Yapılan Kür ve Tedaviler
8.2.4. Kaplıca Turizmi
8.2.4.a. Dinlenme amaçlı kaplıca turizmi
8.2.4.b. Tedavi amaçlı kaplıca turizmi
8.2.5. SPA Wellness (Sudan Gelen Sağlık)
8.3. Yaşlı ve Engelli turizmi
8.3.1. Yaşlı Turizmi
8.3.2. Engelli Turizmi
9. SAĞLIK TURĐZMĐ PAZARLARI
6.1. Türkiye turizmini doğru pazarlayabiliyor mu?
10. SAĞLIK TURĐZMĐ KAMU POLĐTĐKALARI
10.1. Sağlık Bakanlığı’ nın Sağlık Alanında Mevcut Đkili Anlaşmaları
10.2. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ nın Devletlerarası Sosyal Güvenlik
Sözleşmeleri (Anlaşmaları)
10.3. Uluslararası Anlaşma ve Sözleşmeler
10.4. T.C. Devleti’ nin Sağlık Turizmi Đçin Ortaya Koyduğu Vizyon ve Devletin
Resmi Bakış Açısını Ortaya Koyan Görüşü ile Đlgili Çalışmalar
10.4.1. Devlet Planlama Teşkilat 9. Kalkınma Planı (2007–2013)
10.4.2. Sağlık Bakanlığı 2010-2014 Stratejik Planı
10.4.3. Kültür ve Turizm Bakanlığı Türkiye Turizm Stratejisi 2023 Sağlık
Turizmi ve Termal Turizm Planı
10.4.3.1.Turizmin Çeşitlendirilmesi Çerçevesinde Sağlık Turizmi ve Termal
Turizm 2007-2013 Eylem Planı
10.5. Sağlık Turizmi ile Đlgili Birimlerin Oluşturulması (Uluslararası Akreditasyon)
11. SAĞLIK TURĐZMĐ ORGANĐZASYONU
11.1. Sağlık Turizminde Temel Prensipler Neler Olmalıdır
11.2. Sağlık Turizmi Đle Đlgili Kurum Ve Kuruluşlar ve Nasıl Bir Đşbirliği Yapılmalıdır
11.2.1. Sağlık Turizmi Hizmet Sunumunda Paydaşlar
11.2.2. Sağlık Turizminde Resmi Paydaşlar
11.2.3. Sağlık Turizminde Diğer Paydaşlar
11.2.4. Hedef Hizmet Sunucuları
11.3. Hukuki Altyapı (Prosedürler)
12. YATIRIMLARIN PLANLANMASI (TEŞVĐKLER)
13. TANITIM STRATEJĐLERĐ
13.1. Doğru Tanıtım Đçin Neler Yapılmalı?
13.1.1. Devletin Tanıtım ve Pazarlamada Đzleyeceği Stratejiler
13.1.2. Türkiye’de Çeşitlenen Turizm Algısının Tanıtıma Katkısı
13.1.3. Dış Ticaret Müsteşarlığı’ nın Sağlık Turizmi Sektör Toplantısı
13.1.4. Türkiye’ nin Güçlü ve Zayıf Yönleri ile Fırsatlar ve Tehditler
2
14. SONUÇ
14.1. Sağlık Turizmi Politikasının Oluşturulması
11.1.1. Yol Haritası
11.1.2. Sağlık Turizminde Önceliklerimiz
14.2. Sektörün Temsil ve Koordinasyon Sorununun Çözülmesi
14.3. Sektörün Karşılaşabileceği Muhtemel Riskleri Önleyecek ve Đstikrarlı
Gelişimini Sağlayacak Hukuki Altyapının Oluşturulması
14.4. Sağlık Turizmi Veri Tabanı Oluşturulması ve Takibi
15. SAĞLIK TURĐZMĐ SEKTÖRÜNDEKĐ KURUM VE KURULUŞLAR
Resmi Kurum ve Kuruluşlar
Dernekler, Vakıflar, Birlikler, Kurullar, Meclisler, Sendikalar v.b Kuruluşlar
Sağlık Turizmi ile Đlgili Sivil Oluşumlar ve Bilgi Sağlayıcı Kuruluşlar
16. YURT DIŞI SEYAHATLERDE VE TÜRKĐYE’ YE YAPILACAK ZĐYARETLERDE
GEREKLĐ BĐLGĐLER (BÜYÜKELÇĐLĐKLER, VĐZE UYGULAMALARI VE SIKÇA
SORULAN SORULAR)
17. RAPOR EKLERĐ
EK
EK
EK
EK
1: Dünya’ daki Sağlık Turizmi Kongreleri (2010)
2: Dünya’ da Sağlık Turizmi Yapan Ülkeler Hakkında Bilgi Haritası
3:Uluslararası JCI Akreditasyon Tarafından Akredite Alan Hastaneler Listesi
4: Küresel Sağlık ve Wellness Pazarı Büyüklüğü (2003-2008, ABD $ milyar)
3
1. ÖNSÖZ
Yakın zamanda hayatımıza giren, küreselleşme, global ekonomi, internet gibi
kavramlar, günlük yaşantımızın önemli birer parçası oldular.
Dünya üzerinde bilgi, teknoloji ve sermayenin çok hızlı hareket ediyor olmasının,
bu yeni döneme uyum sağlayabilen toplum ve ekonomiler için önemli fırsatları da
beraberinde getirdiğine tanık oluyoruz.
Yenidünya düzeninde her ülke konumunu yeniden değerlendirmektedir. Makro
ekonomide yapılan düzenlemelerin yanı sıra sektörel yeniden yapılanmaları da dikkatle
izlememiz gerekir.
Rekabet ve iletişimin baş döndürücü hızla arttığı bu yeni dönemde, katma değeri
yüksek, sürdürülebilir, kısa sürede mevcut altyapı ve insan kaynağı ile ciddi girdilerin
sağlanabileceği bir alan olarak sağlık turizmi yıldız gibi parlamaktadır.
Devletimizin, sivil toplum kuruluşları ve özel sektörümüzle birlikte bu alanda
yapacağı planlama, koordinasyon ve tanıtım çalışmaları ülkemize büyük katkılar
sağlayacaktır.
Türkiye Sağlık Vakfı ve Sağlık Turizmi Derneği’ nin birlikte hazırladığı “Dünyada
ve Türkiye’ de Sağlık Turizmi Raporu, 2010-Durum Tespit Raporu ve Çözüm Önerileri”,
bu alanda çalışma yapan tüm ilgili kişi ve kurumlara rehberlik edecek içeriğe sahip
bulunuyor. Rapor bu sektörle ilgili bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Raporda yer alan
bilgiler, raporun hazırlandığı dönemde halka açık bilgi kaynaklarına dayanılarak
hazırlanmıştır. Rapor, yurtiçi mevzuat çalışmaları, sektöre ait yeni bilgi ve istatistikler ile
yurtdışı gelişmelerin eklenmesi ile önümüzdeki yıllarda periyodik olarak güncellenmesi
düşünülmektedir.
Bu rapor sağlık-turizm ilişkisinin pozitif yönü, diğer bir deyimle insanların sağlığına
katkı ve tedavi boyutunu vurgulayan tıbbi turizm ele alınmıştır.
Uzun bir komisyon çalışmasının ürünü olan bu raporun hazırlanmasında çok
değerli katkıları olan Türkiye Sağlık Vakfı ve Sağlık Turizmi Derneği’ nin değerli üyeleri ile
komisyon çalışmasını başarı ile koordine eden ve Raporun editörlüğünü yaparak yayına
hazır hale gelmesini sağlayan Türkiye Sağlık Vakfı Genel Sekreteri Sayın Bekir METĐN’ e
şükranlarımızı sunuyoruz.
Sağlık Turizmi Derneği
Türkiye Sağlık Vakfı
2. YÖNETĐCĐ ÖZETĐ (1 SAYFA) Yazılacak
3. GENEL ÖZET (3-4 SAYFA) Yazılacak
4
4. DÜNYA’ DA VE TÜRKĐYE’ DE TURĐZM SEKTÖRÜNDEKĐ GELĐŞMELER
Turizmin ekonomik önemi ve bu açıdan ne kadar büyük bir potansiyele sahip
olduğu 20. yüzyılın ortalarında anlaşılmasına karsın 1950’ lere kadar kalkınma, büyüme
ve zenginlik için yapılan küresel araştırmalarda turizm sektörü genellikle göz ardı
edilmiştir (Crouch ve Ritchie, 1999: 138). Turizm 2. Dünya Savaşı’ndan sonra hızla
gelişmiş, daha geniş halk kitlelerine ve uzak mesafelere yayılmıştır. Günümüzde parasal
ve kitlevi bir olay haline gelen turizmin; yarattığı ekonomik ve politik etkiler, ülke
ekonomilerinde ve özellikle uluslararası ekonomik ve politik ilişkilerde önemli sonuçlar
doğurmaktadır. Ulusal ve uluslararası düzeyde kazandığı dev boyutlarla turizmin;
yatırımları ve iş hacmini geliştiren, gelir yaratan, döviz sağlayan, yeni istihdam alanları
açan, sosyal ve kültürel hayatı etkileyen, siyasal bakımdan da önemli toplumsal ve
insancıl fonksiyonların gerçekleştirilmesini kolaylaştıran bir nitelik kazanması, ülkelerin
dikkatinin bu ekonomik olay üzerinde yoğunlaşmasına neden olmuştur.
Türkiye’de turizm sektörünün yapısal değişimi ve gelişiminin hızlanması 1980’li
yıllarda başlamıştır. Elde edilen ekonomik veriler, turizmin Türkiye ekonomisinde önemli
bir yeri olduğunu göstermektedir. Uzun yıllar, kitle turizmi pazarına giremeyen Türkiye,
son on yıldır bir yapı değişikliği içindedir. Yapı değişikliği, turizm sektörünün çalışma
biçim ve koşullarının uluslararası standartlara uyum göstermeye başlaması biçimindedir.
4. 1. Turizm Olgusu ve Özellikleri
En çok sözü edilen turizm tanımı W. Hunziker’ in 1941 yılında yaptığı tanımdır. Bu
tanıma göre turizm; “para kazanma amacına dayanmayan ve devamlı kalış biçimine
dönüşmemek kaydıyla, yabancıların bir yerde konaklamalarından ve bir yere
seyahatlerinden doğan olay ve ilgilerin tümüdür” (Ürger, 1992: 10). Mevzuatımıza göre
turizm; “yerleşmek niyeti olmaksızın hava tebdili yapmak, tedavi edilmek, eğlenip
dinlenmek gibi maksatlarla kültür ya da sanat hareketleri nedeniyle toplu ya da tek
olarak yapılan seyahatlerdir” (Özdemir, 1992: 19) şeklinde tanımlanmaktadır.
Turizm bir hizmet sektörüdür. Turizmde üretilen mal ve hizmetler üretildikleri
yerde tüketime sunulurlar. Turizm sektöründe müşteri, mal ve hizmetin üretildiği yerde
tüketimde bulunur. Turizm sektörünün ürettiği mal ve hizmetlerin tüketilmesi boş
zamanın yaratılması ile mümkündür. (Ürger, 1992: 13).
Dünya genelinde 210 milyonu kişiye istihdam sağlayan (küresel istihdamın %
7,6’sı) turizm sektörü, dünyadaki en büyük sektörlerden biridir ve küresel ekonomik
gelişime güçlü bir destek vermektedir. Sektörün 2009 yılında 5.474 milyar ABD doları
hacme ulaşmıştır. (1 Travel & Tourism Economic Impact, WTTC, 2009)
4. 2. Türk Turizminin Dünyadaki Yeri
Uluslararası turist girişleri ve turizm gelirleri, 2. Dünya Savaşı’ nın sona
ermesinden sonra, sürekli olarak bir artış eğilimi göstermiştir. Bu artışta, ülkelerin refah
seviyelerinin yükselmesiyle turizme ayrılan kaynakların arttırılmasının yanı sıra, ülke
halkları arasındaki yakınlaşmanın da önemli etkisi vardır.
Uluslararası turizm hareketlerinin, yılda ortalama olarak 1950-59 döneminde
%11,7, 1960-69 arasında %8,3, 1970-79’da %6,1, 1980-89 döneminde %3,9, 20042008 döneminde%9,8 oranında arttığını görmekteyiz. Türkiye’nin dış turizm geliri, milli
geliri içinde yaklaşık %3 oranında bir pay almaktadır.
Turizm gelirlerinin dünyadaki bölgesel dağılımında Avrupa ilk sırada yer almakta,
bu kıtayı sırasıyla Amerika, Asya ve Afrika izlemektedir. Turizm basta gelişmekte olan
ülkeler olmak üzere, turizm potansiyeline sahip birçok ülkede; istihdama, gelir düzeyine,
dıs-iç borç yükünün hafiflemesine, ödemeler dengesine ve sonuçta ülke insanın refah
düzeyinin yükselmesine önemli ölçüde katkı sağlamaktadır. (Marcouiller, Kim ve
Deller, 2004: 1031-1050)
5
Türkiye 1980 sonrası, turizm sektöründe önemli atılımlar gerçekleştirmiştir.
80’den sonra turizm Türkiye ekonomisinde en gözde alt sektörlerden biri haline gelirken;
bu gelişmenin sosyal, kültürel ve ekonomik etkileri önemli boyutlara ulaşmıştır. 1983 yılı,
Türk turizmi için canlanma döneminin başlangıcı olarak kabul edilebilir. O yıldan
günümüze kadar geçen süre içerisinde, ülkemizde turizm; hem turist sayısı hem de
turizm gelirleri yönünden önemli sayılabilecek artışlar göstermiştir.
1983 yılından günümüze kadar geçen dönemde; turist sayısı yıldan yıla ortalama
olarak %20’lik artışlarla 1,6 milyon kişiden 1997 yılında 9,6 milyon kişiye yükselmişken
2000’ li yıllarda Türkiye’ de yaşanan siyasi ve ekonomik krizden dolayı 1999 yılında
7.464 bin’e düşmüştür. Yine aynı dönemde turizm gelirleri yıldan yıla artarak 411 milyon
dolardan 1999 yılında ise 5.193 milyon dolara düşmüştür. Turizm gelirlerimizin
ihracatımıza oranı, 1983 yılında %7,2 iken; 1996 yılında yaklaşık %25’ler seviyesine
yükselmiş, 1999 yılında ise yaklaşık %20 seviyesine gerilemiştir. (Turizm Bakanlığı,
2000:1-5).
Türkiye’nin 1980 sonrası turizm sektöründe sağladığı gelişmeyi daha iyi
kavrayabilmek için Tablo-1’i incelememiz faydalı olacaktır. Bu tablo, Türkiye’ nin
uluslararası turizm içindeki payını, hem turist sayısı hem de turist gelirleri açısından
ortaya koymaktadır.
Tablo-1: Türkiye’ nin Uluslararası Turizm Đçindeki Payı
Yıllar
1980
1985
1990
1995
1996
1997
1998
1999
Uluslararası
Türkiye'nin
Turist
Konumu
Sayısı
Gelen Yabancı %
(milyon)
Sayısı
277
330
455
581
592
624
635
657
Kaynak:
Uluslararası turizm
Gelir (milyar $)
Türkiye'nin
Konumu
Turizm
%
gelirleri
(milyon $)
102
326
0,3
1.288.060
0,46
2.614.924
0,79
116
1.482
1,2
5.389.308
1,1
255
3.225
1,2
7.726.886
1,3
380
4.957
1,3
8.614.085
1,3
425
5.962
1,4
9.689.000
1,5
443
7.008
1,6
9.752.000
1,5
445
7.177
1,6
7.464.000
1,2
455
5.193
1,2
TARHAN, Cem, Tourism Policy, Ankara-1997-1999, S.179.
1980 yılında uluslararası turist sayısı 277 milyon iken Türkiye’ nin payı %0.46 ile
1.288.060 olmuştur. Yıllar itibariyle uluslararası turist sayısı sürekli artarak 657 milyon
seviyesine yükselmiştir. Türkiye’ nin payı ise dünya ortalamasının üstünde artarak 1999
yılı itibariyle %1,2 düzeyine yükselmiştir.
Türkiye Turizm sektörü son dönemlerdeki ekonomik kalkınmanın arkasındaki en
önemli itici güçlerden biri olmuştur. Yaklaşık 1,7 milyon kişiye istihdam sağlayan sektör
(bu rakam toplam istihdamın % 7,2’sini oluşturmaktadır), 2009 yılında 95,3 milyar TL
değerinde ekonomik faaliyette bulunmuştur. Bu rakam Türkiye’nin toplam GSYĐH’ sinin
yaklaşık % 10,2’sine denk gelmektedir. (4 The Travel & Tourism Competitiveness
Report, World Economic Forum, 2009)
4. 2. 1. Önemli Turizm Ülkeleri ile Türkiye’ nin Karşılaştırılması
WTO (World Tourism Organization)’nun hazırladığı bir rapora göre, 2020 yılında
turist sayısının dünya genelinde 1,6 milyar civarında olacağı tahmin edilmektedir. Dünya
turizm pastasının parasal büyüklüğünün ise 2 trilyon dolar civarında olacağı
beklenmektedir (WTO, Tourism 2020 Vision, 1996: 3). Türkiye, 21. yüzyıla turizmde
1 milyonun üzerinde yatak kapasitesi, 2009 yılında 27 milyon turist ve 22 milyar dolar
gelir elde etmiştir. Dünya turizm sektörü 2020 yılında 2 trilyon dolarlık dev bir pastayı
paylaşmak için kıyasıya rekabete konu olacaktır. Bu rapora göre; 2020 yılında Türkiye,
6
turizm pastasından en çok pay alan ilk on ülke arasına giremeyecektir. (Bulut, 1998:
47-48).
Uluslararası turist varışları açısından ilk on ülke ile komşumuz Yunanistan ve
Türkiye Tablo-2’ de gösterilmektedir. Türkiye ve turizmde en önemli rakibimiz
Yunanistan’ın 1990 yılından günümüze turist sayıları ve sıralamalarını göstermektedir.
Tabloya baktığımızda Fransa’ nın ve daha sonra Đspanya, ABD ve Đtalya’ nın önemli bir
üstünlüğünü görürüz. Diğer yandan gelişme trendi olarak Çin ve Polonya’ nın büyük bir
atakta olduğu da açıktır.
Tablo-2: Ülkeleri Ziyaret Eden Turist Sayıları ve Ülke Sıralaması
Ülkeler
Turist Varışları (milyon kişi)
Dünya Genelinde
Sıralaması
1990
1999
1
1
Fransa
1990
52.5
1995
60.1
1996
62.4
1997
66.8
1998
70.0
1999
71.4
Đspanya
34.1
39.3
40.5
43.4
47.7
51.9
4
2
ABD
39.4
43.3
46.3
48.9
46.3
46.9
2
3
Đtalya
26.7
31.0
32.8
34.0
34.8
35.8
4
4
Çin
10.5
23.3
22.7
23.7
25.0
27.0
12
5
Đngiltere
18.0
24.0
25.2
26.0
25.7
25.7
7
6
Meksika
17.2
20.0
21.4
22.7
19.8
20.2
8
7
Kanada
15.2
16.8
17.3
17.5
18.8
19.5
10
8
Polonya
3.4
19.2
19.4
19.5
11.9
11.6
28
9
Avusturya
19
17.1
17.0
16.5
17.3
17.6
6
10
Yunanistan
8.8
10.1
9.2
10.1
10.9
11.4
13
16
Türkiye
5.3
6.6
8.6
9.7
9.7
7.5
24
21
Kaynak: Dünya Turizm Örgütü (WTO)
Bu tablonun yanı sıra WTO’ nun yayınlamış olduğu raporlara göre, Çek
Cumhuriyeti’nin 2020 yılında turizm sektöründe dünya genelinde ilk on ülke içinde yer
alacağı tahmin edilmektedir. Bu durum bize, günümüzün cazibe merkezlerinin zamanla
önemini kaybederek yeni yerlerin daha çekici hale geleceğini gösterir. Günümüz itibariyle
şunu diyebiliriz ki Avrupa, hem turist girişi ve çıkışı hem de uluslararası turizm gelirleri
açısından dünyanın en önemli bölgesidir (WTO, Tourism 2020 Vision, 1996: 18-20).
Almanya, Đngiltere ve Rusya Federasyonu 2005-2009 döneminde Türkiye’ye
ziyaretçi gönderen ülkeler arasında başta gelmektedir. Bu üç ülke vatandaşları Türkiye’ye
gelen yabancı ziyaretçilerin yaklaşık % 36'sını oluşturmaktadır. Bu nedenle bu Ülkelerle
sağlık turizmi alanında yapılacak çalışmalara özel önem verilmelidir.
Yukarıdaki verilere ek olarak, turizm sektöründe gelecekteki eğilimlere bakacak
olursak; WTO’ ya göre Çin’in 2020 yılında 137,1 milyon turist girişi ve %8,6’lık turizm
geliri payıyla dünya genelinde lider ülke konumuna geleceği belirtilmiştir. ABD’nin ise
2020 yılında 102,4 milyon turist girişi ve %6,4’lük gelir payıyla dünya sıralamasında 2.
sırada bulunacağı tahmin edilmektedir (WTO, Tourism 2020 Vision, 1996:4-14).
7
Tablo-3 uluslararası turizm kazançları açısından ilk on ülke, Türkiye ve
Yunanistan’ ın 1990 yılından günümüze turizm gelirleri ve sıralamalarını göstermektedir.
Tabloya baktığımızda ABD, Đtalya, Đspanya ve Fransa’ nın önemli bir üstünlüğü göze
çarpar. Tabloda yine Çin’in önemli bir gelişme gösterdiğini görürüz. Türkiye ise tabloda
dünya genelinde 21.sırada bulunmakta ve 2008 yılında Türkiye 8. sıraya yükselmiştir.
Türkiye turizm sektöründeki büyüme hızı sektörün küresel büyüme hızının
üzerindedir. Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçilerin küresel toplam içindeki payı 1990
yılında % 1,1 iken, 2008 yılında % 2,7’ye ulaşmıştır. Aynı şekilde, 1990 yılında % 1,2
olan turizm gelirlerinin küresel turizm GSYĐH’ si içindeki payı da 2008 yılında % 2,3’e
yükselmiştir. (14 Tourism Highlights, UNWTO-Birleşmiş Milletler Dünya Turizm
Örgütü, 2009)
Türkiye 2008 yılında, dünya çapında kötüleşen koşullara rağmen, 26 milyonu
yabancı ve 4 milyonu yerli olmak üzere toplam 30 milyon ziyaretçi ağırlayarak tarihinin
en iyi yılını geçirmiştir. (15 Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2009)
Tablo-3: Uluslararası Turizm’ den Çeşitli Devletlerin Sağladığı Kazançlar
Ülkeler
Gelirler (milyar dolar)
Dünya
genelindeki
sıralaması
1990
1999
1990
1995
1996
1997
1998
1999
ABD
43.0
61.1
64.4
75.0
71.2
73.0
1
1
Đtalya
20.0
27.4
27.3
30.0
29.8
31.0
3
2
Đspanya
18.5
25.3
28.4
27.1
29.7
25.1
4
3
Fransa
20.1
27.5
28.2
27.9
29.9
24.6
2
4
Đngiltere
14.9
19.1
20.4
20.5
20.9
20.9
5
5
2.2
8.7
10.5
12.0
12.6
14.0
25
6
13.4
14.6
15.1
12.3
11.1
11.2
6
7
6.3
8.0
8.7
8.9
9.3
10.2
9
8
Almanya
11.4
12.8
13.2
16.4
16.4
9.5
7
9
Meksika
5.4
6.1
6.8
7.5
7.8
7.8
10
10
-
4.1
3.7
3.7
5.1
5.4
24
20
2.7
4.9
5.9
7.0
7.1
5.0
21
21
Çin
Avusturya
Kanada
Yunanistan
Türkiye
Kaynak: Dünya Turizm Örgütü (WTO)
Tablo-4’ü incelediğimiz zaman; 1980 sonrasında ülkemize gelen yabancı sayısı,
yurtdışına çıkan vatandaş sayısı, turizm gelirleri, turizm giderleri ve net gelirlerin
gelişimini görebiliriz. Turizm gelirleri de sürekli artarak 1980 yılında 326 milyon dolardan
1999 yılında 5.193 milyon dolara yükselmiştir. Türkiye turizm hesabında fazla
vermektedir. Yurtdışına çıkan vatandaş sayısı gelenlerden hep az olmuştur. Diğer yandan
ülkemize gelen yabancı başına ortalama harcama miktarı; 700 dolar civarındadır.
8
Tablo- 4: Turizm Geliri ve Turist Sayısı (1980-1999 Yılları arası)
Yıllar
Yurt dışına
çıkan
vatandaş
sayısı
1.794.808
Turizm
gelirleri
(milyon $)
Turizm
giderleri
(milyon $)
Net gelir
(milyon $)
1980
Ülkemize
gelen
yabancı
sayısı
1.288.060
326
115
211
1985
2.614.924
1.806.163
1.482
324
1.158
1990
5.389.308
2.917.118
3.225
565
2.705
1995
7.726.886
3.981.391
4.957
911
4.046
1996
8.614.085
4.260.701
5.962
1.265
4.697
1997
9.689.004
4.632.876
7.008
1.716
5.292
1998
9.752.000
4.601.349
7.177
1.754
5.423
1999
7.464.000
4.759.108
5.193
1.471
3.722
Kaynak: Turizm Bakanlığı
Tablo-4 Türk ekonomisi ve Ödemeler Bilançosu (ÖB) açığının kapatılması açısından
önemli bilgi içeren turizm sektörünün 2000 yılı öncesi durumunu ortaya koymaktadır.
Tablo-5’ de 1980-1999 yılları turizm gelirlerinin, ihracata; turizm giderlerinin ise
ithalata oranını ve karşılama oranlarını ortaya koymaktadır.
Tablo-5: Turizm Gelir ve Giderinin Dış Ticarete Oranı (1980-1999 Yılları arası)
Yıllar
Đhracat Đthalat
Net
Turizm
Milyon.$ Milyon. $ (Milyon $) gelirlerinin
ihracata
oranı (%)
1980
2.910
7.909
-4.999
11.2
1985
7.958
11.343
-3.385
18.6
1990
12.959
22.302
-9.343
24.9
1995
21.637
35.709
-14.072
22.9
1996
23.082
42.463
-19.381
25.8
1997
26.261
48.559
-22.298
26.6
1998
26.974
45.935
-18.961
26.6
1999
26.587
40.687
-14.100
19.5
Kaynak: Devlet Đstatistik Enstitüsü (DĐE)
Turizm
giderlerinin
ithalata
oranı (%)
1.5
2.9
2.3
2.6
3.0
3.0
3.1
3.1
Karşılama
oranı (%)
4.2
25.8
28.3
30.6
24.2
21.06
28.6
26.3
Sonuç olarak diyebiliriz ki, turizm Türkiye’nin döviz ihtiyacını karşılayan önemli
kalemlerden biridir. Türkiye’de turizm politikasının temel hedeflerinden biri, dış ödemeler
bilançosundaki açığın bir kısmının dış turizm gelirleri yardımıyla giderilmesidir. Türkiye
planlı kalkınma döneminin başında, ülkenin Ödemeler Bilançosu açıklarını turizm
gelirleriyle azaltmayı hedeflediğinden, turizmin geliştirilmesini plan kapsamına almıştır.
Bugün dış ticaret açıklarının yaklaşık yarısı turizm gelirleriyle karşılanabilmektedir.
9
4. 3. Türkiye'de Uygulanan Teşvik Tedbirleri, Altyapı ve Döviz Politikaları
Teşvik tedbirleri, ülkenin ekonomik ve sosyal kalkınması için yıllık programlar ve
Beş Yıllık Kalkınma Planları ile belirlenen hedeflere ulaşmasında özellikle özel sektörün
katkısının sağlanması, müteşebbislerin yatırım, ihracat ve benzeri iktisadi faaliyetlerde
bulunan arzu ve isteklerinin güçlendirilmesi, bu faaliyetlerin, belirlenen hedeflere ve ülke
ihtiyaçlarına uygun olarak gerçekleştirilmesi için gerekli yönlendirmelerin yapılması gibi
amaçlarla devletin kullandığı önemli ve etkili araçlardır.
Türkiye son 30 yılda benimsenen ve yürürlüğe konan ekonomik ve politik tercihler
ile dışa açılma politikalarının etkileri sonucu, tüm sektörlerde önemli bir değişim süreci
yaşamıştır. Bu değişim, dünya turizminin hızlı gelişiminin de etkisiyle, turizm sektöründe
daha belirgin olmuştur.
Türkiye, 1980’ den 2010’ a kadar turizm gelirleri ve gelen turist sayısı bakımından
dünya ve Avrupa turizminden daha hızlı bir büyüme göstermiştir. Türkiye’ nin, Dünya
turizm pazarında söz sahibi olabilmesi için teşvik tedbirlerinin daha etkin kullanılması
sonucu ortaya çıkmıştır. 17635 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 16.3.1982 tarih ve
2634 sayılı kanun ile ülkemiz turizm sektöründe kapsamlı teşvik politikasına başlamıştır.
Bu teşvikler; Turizm Yatırımı için Arazi Tahsisi; Yabancı Personel Çalıştırma; Haberleşme
Kolaylıkları; Đhracatçılara Ayrıcalıklı Muamele; Turizm Kredileri şeklinde olmuştur. Sonuç
olarak, yukarıda bahsedilen teşviklerin yanında sektöre 1998 yılında KDV istisnası,
yatırım indirimi, %100 gümrük muafiyeti, sektörde çalışanların vergilendirilmesinde
indirim gibi teşvikler uygulanmış ve uygulanmaktadır. Bunun neticesinde sektörden
beklenen turizm gelirleri teşvikler sonucu artmıştır.
Türkiye 1980 sonrası yaşadığı köklü değişim sonucu her alanda dışa açık
politikalar izlemiştir. Amaç, ülkenin döviz ihtiyacının ihracat, işçi dövizleri, yabancı
sermaye hareketleri ve turizm sektöründen sağlanması yönündeydi. Bunun en önemli
ayaklarından biri turizm sektöründen sağlanan gelirdir. 1980 sonrası uygulanan gerçekçi
kur politikaları sonucunda Tablo-4' te görüleceği üzere turizm gelirlerinde önemli artışlar
kaydedilmiştir.
4. 4. 2000 Yılı Sonrası Türkiye’ de Turizm ve Sağlık Turizmi
Çağımızda sosyal, ekonomik ve kültürel alanlarda meydana gelen değişmeler,
özellikle sanayileşmiş ülkelerde, turizm talebini önemli ölçüde arttırmıştır. Bu gelişmelere
paralel olarak, ülkelerin potansiyel turistleri çekme gayretleri yoğunlaşmakta, benzer
turizm ürünlerini pazarlayan ülkeler arasında kıyasıya bir rekabet gözlenmektedir.
Türkiye, 1980 sonrası başka alanlarda olduğu gibi turizm sektöründe de önemli atılımlar
gerçekleştirmiştir. Günümüzde turizm, Türkiye ekonomisinde en gözde sektörlerden biri
haline gelirken, bu gelişmenin sosyal, kültürel ve toplumsal etkileri önemli boyutlara
ulaşmıştır. Yine de dünya turizm pastasından %1,2 gibi çok düşük bir pay alan
Türkiye’nin yapması gereken çok şey vardır.
1980 - 2000 yılları arasında Dünya’ da ve Türkiye’ de turizm alanında gelişmeler
yazı ve tablolarla izah edilmeğe çalışılmıştır. Türkiye’ de turizm ve sağlık turizmi
alanındaki gelişmeleri anlamak ve sağlıklı bir değerlendirme yapılabilmesi için 2000 yılı
öncesi 20 yılda Türkiye’ de ve Dünya’ da bu alanda neler olmuştur bilinmesi gerekir. 1998
yılında yaşanan Asya ve Rusya Krizleri de ekonomiyi olumsuz etkilemiştir. Türkiye
Ekonomisinde Kasım 2000 ve Şubat 2001 Krizleri sonrası 2 Kasım 2002’ de tarihinde
yapılan genel seçim sonrası Türkiye’ de iktidar değişikliği olmuştur. Ülkemiz bankacılık
sisteminin 2001 krizi sırasında yaşadığı yapısal dönüşüm sayesinde Türkiye küresel
krizden az etkilenen ülkeler arasında yerini almıştır.
Türkiye, genel turizm gelirleri açısından 2006 yılında dünyada 9. sırada yerini
almıştır. Türkiye’ de turizmin gelişmesi yalnızca ülkeye gelen turist sayısı ve turizm
gelirlerinin artışı bağlamında değil, başka göstergeler çerçevesinde de değerlendirilebilir.
1996–2006 yılları arasındaki on yılda, Turizm Bakanlığı belgesi % 61,8, yatırım teşvik
10
belgesi % 147,9, uçak koltuğu sayısı % 88,6, seyahat acentesi sayısı % 96,3 oranında
büyümüştür. (Ege Coğrafya Dergisi, 17/1-2 (2008), 27-34, Đzmir)
2002 yılına kadar serbest rekabete kapalı olan ve ulusal havayolu şirketi olan Türk
Hava Yolları’nın tekeli altında bulunan turizm sektöründe, 2002-2008 yılları arasında %
25,2 gibi rekor sayılabilecek bir yıllık bileşik büyüme oranına ulaşılmıştır. Aynı dönemde
Türk Hava Yollarına ait olmak üzere 150 adet uçak bulunmaktayken, 2009 yılsonu
itibariyle faal olan 5 havayolu şirketinin toplamda 270 adet uçağı bulunmaktadır. (18
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, 2009)
Türkiye’ nin 2000, 2001 ile 2009 yıllarında yaşadığı krizler ve 2007 ve 2008
kuraklık yıllarında Dünya ülkelerine göre Türkiye daha az sorun yaşamıştır. Hükümetin
sağlık ve tuırizm alanında son 8 yıldır uyguladığı ciddi politikalar ve yürüttüğü projeler
sayesinde özellikle, turizmin çeşitlendirilmesi ve alternatif turizm alanlarının yaratılması
Türkiye’ ye önemli kazanımlar sağlamıştır. Devlet Planlama Teşkilatı, Sağlık Bakanlığı,
Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Dış Ticaret Müsteşarlığı sağlık turizmi konusunda kararlı
adımlar atmıştır. Sivil Toplum Kuruluşları ve Sağlık Turizmi alanında çalışan Şirketler ve
oluşturulan yeni yapıların sağlık turizmine yeni bir yol açmasına neden olmuştur.
Devlet Planlama Teşkilatı’ nın, 01 Temmuz 2006 tarihinde yayınladığı Dokuzuncu
Kalkınma Planında (2007-2013), Sağlık alanında makro düzeyde alınan karar ve bu karar
çerçevesinde ‘’Sağlık Turizmi’’ konusunda alt yapı oluşturulması için Devletin uygulayıcı
kuruluşlarına yol gösterici hedefler belirlenmiştir.
Sağlık Bakanlığı, 2010 – 2014 yıllarını kapsayan ilk stratejik plânını yapmış ve
sağlık turizmi ile turizm sağlığı konularında koyduğu hedefler yol gösterici olmuştur.
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanan Türkiye Turizm Stratejisi 2023
master planı çerçevesinde turizmin çeşitlendirilmesi çerçevesinde, Sağlık Turizmi ve
Termal Turizm 2007-2013 Eylem Planı yapılması için hedefler konmuştur.
Dış Ticaret Müsteşarlığı Đhracat Genel Müdürlüğü’ nün, 04 Ağustos 2010 tarihinde
“Sağlık Turizmi” konusunda çalışmalarda bulunan Resmi Kuruluşlar (Bakanlıklar), Sivil
Toplum Kuruluşları ve Sektör Temsilcileri ile ilk kez tarafları bir araya getirerek “Sağlık
Turizmi” ne destek vereceklerinin ve bu konunun yurtdışında tanıtımı için çalışacaklarının
müjdesini vermiştir.
Tablo 6: 2000 ve Sonrası Turist Sayısı ve Turizm Gelirinin Yıllara Göre Dağılımı
2000
10.428.153
7.636
Yabancı
Turistin
Ortalama
Harcaması
($)
-
2001
11.618.919
8.090
748
2002
13.256.028
8.473
782
1.261
-
13.203
810
1.356
3,5 milyar $
15.888
784
1.230
3,8 milyar $
18.154
752
1.173
4,2 milyar $
1.109
4,3 milyar $
Turizm
Geliri
Turist Sayısı
(Milyon
$)
2003
2004
2005
14.029.558
17.516.908
21.124.886
Yurtdışındaki Yurtdışında Yaşayan
Türklerin
Türklerin Türkiye’
Türkiye’ deki
deki Toplam
Ortalama
Harcaması
Harcaması ($)
($)
1.233
-
2006
19.819.833
16.851
728
2007
23.340.911
18.487
679
1.071
4,5 milyar $
2008
26.336.677
21.911
709
1.132
5,1 milyar $
664
1.158
2009
27.077.114
21.249
2010
575
1.135
15.929.702
6.972
Đlk 6 Ay
Kaynak: Kültür ve Turizm Bakanlığı, TUĐK ve Merkez Bankası
5,4 milyar $
1,6 milyar $
11
5. SAĞLIK TURĐZMĐ
5.1. Tanımı
Sağlık Turizmi, Đkamet edilen yerden başka bir yere (yurtiçi veya yurtdışı) her
hangi bir sağlık sebebiyle hizmet almak için yapılan seyahate denir. (Sağlık Turizm
Derneği’ nin tanımı)
Sağlık Turizmi, kısaca tedavi amacı ile yapılan seyahatlerdir. Başka bir ifadeyle,
sağlık turizmi, fizik tedavi ve rehabilitasyon gereksinimi olanlarla birlikte uluslararası
hasta potansiyelini kullanarak sağlık kuruluşlarının büyümesine olanak sağlayan turizm
türüdür. (Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın tanımı)
Sağlık hizmetlerinden faydalanmak için uluslar arası sınırları geçerek bir ülkeden
başka ülkeye seyahat etmektir. Ayrıca, sağlık hizmeti sunucularının sağlık bakım
hizmetlerini vermek amacıyla uluslararası seyahat etmeleri de sağlık turizmi kapsamına
girer. (Wikipedia-encylopedia’ nın tanımı)
Kaplıca veya diğer sağlık merkezlerine seyahat eden kişinin fiziksel iyilik halini
geliştirmek amacıyla yapılan ziyaret. Bu kapsamda fizik terapi, diyet kontrol ve ilgili
sağlık hizmetleri verilir (Dünya Turizm Örgütü’ nün tanımı)
5.1.1. Sağlık Turizmine Hangi Đhtiyaçtan Kaynaklanmıştır.
Dünya nüfusunun artması, yaşam kalitesinin yükselmesi, çeşitli ülkelerde sağlık
maliyetlerinin artması sebebiyle, tedavilerin daha kaliteli ve ekonomik ve kaliteli iş yapan
Ülkeler ortaya çıkmış ve sağlık turizmi sektörünün oluşmasına neden olmuştur. Dünya
yaşının ve yaşlı nüfusunun artması da sektörü tetiklemiştir. Bunun sebepleri olarak;
•
•
•
•
•
•
•
•
Uzun süren hasta bekleme listelerinden kurtulmak
Daha kaliteli ve daha kısa zamanda hizmet almak
Yüksek sağlık teknolojilerine ulaşmak
Sağlık hizmeti maliyetini düşürmek
Kronik hastaların ve yaşlıların veya engellilerin başka ortamlara gitme ve
tedavi olma isteklerinin oluşmaması
Uyuşturucu ve farklı bağımlılıkları olan kişilerin farklı veya daha uygun
ortamlarda olma istekleri
Tedavi olmanın yani sıra gezme ve kültür ziyaretlerinde bulunma isteği
Kişinin hayata tutunma ve yaşam isteği ortaya çıkmıştır.
5.2. Tarihi gelişimi
5.2.1. Sağlık Turizmi-Antik Çağ
Antik uygarlıklar hakkında yapılan çalışmalar sağlık hizmetleri ve din hakkında
birkaç binyıl öncesine kadar giden sıkı bir bağ gösteriyor. Birçok eski medeniyetin,
kaplıcaların ve kutsal tapınak banyolarının şifa verici etkilerinden faydalandığı görülüyor.
Bu medeniyetlerin en eskilerinden bazıları:
Sümerler (M.Ö. 4000) sıcak kaynakların etrafında bilinen en eski sağlık tesislerini
inşa etti. Bu tesisler su akan havuzlar içeren çok büyük tapınakları içeriyordu.
Tunç devrinde (M.Ö. 2000), günümüzde Đsviçre’de St. Moritz olarak bilinen
tepe kabileleri demir bakımından zengin mineral kaynaklarında banyo yapmanın ve bu
suyu içmenin sağlığa olan faydalarının farkına vardılar. Suyu içmede kullandıkları tunç
kapların aynıları Fransa ve Almanya’da da bulundu. Bu da bu medeniyetler arasında bir
sağlık yolculuğunun olmuş olabileceğini gösteriyor.
Eski Yunanlar kapsamlı olarak sağlık turizmi ağının temellerini atan ilk
medeniyettir. Tıp tanrısı olan Asklepios onuruna inşa ettikleri Asklepios Tapınakları
12
dünyanın ilk sağlık merkezi oldu. Bütün dünyadan insanlar hastalıklarına çare bulabilmek
için bu tapınaklara gidiyorlardı.
M.Ö. 300 yıllarında Yunan bölgesinde tedavi için başka tapınaklar yapıldı.
Bunların içinde Epidaurus olarak bilineni içlerinde en ünlü olanıydı ve spor salonu, yılan
çiftliği, düşler tapınağı ve termal banyolar gibi hizmetler sunuyordu. Olimpos’ taki Zeus
Sığınağı ve Delfi Tapınağı da bu dönemdeki bu tip tapınaklardandı.
Hindistan’da da yoga ve ayurvedik tıbbın yaygınlaşmasıyla sağlık turizmi yavaş
yavaş gelişiyordu. 5000 yıl öncesinde bile alternatif tedavi yöntemlerinin faydalarını
görmek isteyenler Hindistan’a akın akın gidiyorlardı.
Roma küresel bir kuvvet olduğu zaman, ılıca adı verilen sıcak su banyoları ve
kaynakları ortaya çıktı ve soylular arasında ün kazandı. Bu banyolar yalnızca sağlık tesisi
olmakla kalmayıp zenginler ve üst tabaka için ticari ve sosyal toplantı merkezleri haline
geldi.
5.2.2. Sağlık Turizmi-Orta Çağ
Roma uygarlığının çöküşünden sonra Asya sağlık turizmi için birinci durak
olmaya devam etti. Tapınakların yerini klinik tedaviler uygulayan hastaneler almaya
başladı.
Orta çağlarda Japonya’da onsen adı verilen mineral kaynakları tedavi edici
özellikleri sebebiyle bütün ülkede yaygınlaştı. Savaşçı kavimler bunları fark etti ve
savaşlardan sonra tedavi olmak için bu kaynaklara gitmeye başladılar.
Birçok Müslüman medeniyet yabancılara da hizmet veren sağlık merkezleri kurdu.
1248 yılında Kahire’de zamanının en gelişmiş ve en büyük hastanesi olan Mansuri
Hastanesi kuruldu. Hastane 8000 kişiye hizmet verebilecek kapasitesiyle din ve ırk
farketmeksizin bütün dünyaya hizmet veriyordu.
5.2.3. Sağlık Turizmi-Rönesans Dönemi
14. Yüzyıldan 17. Yüzyıla kadar olan Rönesans dönemi yalnızca Avrupa ve
Đngiltere’de sanat ve kültürün yeniden doğuşuna sahne olmuş bir dönem değil, aynı
zamanda da sağlık turizminin geliştiği bir dönemdir.
Ville d’Eaux ya da Sular Kasabası olarak bilinen bir köy, 1326 yılında demir
zengini sıcak su kaynaklarının bölgede keşfedilmesinden sonra bütün Avrupa’da ünlü
oldu. I. Petro ve Victor Hugo gibi önemli şahsiyetler bu tesisleri ziyaret etti. Kökünü
Romanların “salude par aqua” yani sudan gelen sağlık deyişinden alan “SPA” kelimesinin
ilk kez burada kullanıldığı iddia ediliyor.
16. Yüzyılda Avrupa’nın üst zengin tabakası eski Roma banyolarını yeniden keşfetti
ve spalar içeren St. Mortiz, Ville d’Eaux, Baden Baden, Aachen ve Đngiltere’deki
Bath gibi turistik kasabalara akın etti. Bath ya da eski adıyla Aquae Sulis dünya çapında
ünlüydü ve ünlü ve zengin kişiler için bir toplantı ve oyun alanına dönüştü.
5.2.4. Sağlık Turizmi-Rönesans Sonrası Dönem
Rönesans döneminin sonlarına doğru, bütün Avrupa’dan asilzadeler temizlenmek
ve tedavi olmak için Bath’e gelmeye devam ediyorlardı.
1720’lerde, Bath Đngiltere’de bir lağım sistemine sahip olan ilk şehirdi ve
Londra’ya göre birkaç yıl daha ilerideydi. Şehir ayrıca teknolojik, finansal ve sosyal
bakımdan da çok gelişmişti.
Sağlık turizmi sebebiyle yollar kaldırımlarla döşendi,
sokaklar ışıklandırıldı, oteller ve restoranlar güzelleştirildi.
13
Sağlık turizminin en kayda değer yolcusu Michel Eyquem de Montaigne’di.
Deneme yazı türünün Fransız mucidi olan Michel’in, aynı zamanda lüks seyahatin de
babası olduğuna inanılıyor. Tarihteki en eski SPA rehberinin yazılmasına yardımcı oldu.
Yeni Dünya’nın keşfi Avrupa’daki sağlık yolcularına yeni duraklar yarattı.
1600’lerde Đngiliz ve Hollandalı kolonistler mineral su kaynaklarının yakınlarında
ahşap kabinler inşa etmeye başladılar. Amerika yerlilerinin iyileştirme sanatında çok
usta oldukları da bu zamanda keşfedildi. Bitkisel tıp konusundaki bilgileri Avrupa, Asya
veya Afrika’dakilerle kıyaslanabilecek derecede ileriydi.
18. ve 19. Yüzyılda Avrupalılar ve Amerikalılar dünyanın uzak köşelerine verem
gibi hastalıklara çare bulmak amacıyla gitmeye devam ettiler.
5.2.5. Emevi, Abbasi, Selçuklu ve Osmanlı Dönemi
Đslamiyet’ten önce, Orta Asya’da Türklerin yaşam biçimi içerisinde dinsel inançlar
doğrultusunda sağlık ve tıp konuları kendine özgü bir yere sahiptir. Türklerde tedavi ile
uğraşanları iki grupta değerlendirebiliriz. Bunlardan ilki dinsel-büyüsel tedaviler yapan ve
“Kam” ya da “Baksı” denen şamanlardır. Đkincisi ise “otaçı”, “emçi” ya da “ata sagun” adı
verilen ilaç ve daha başka maddelerle tedavi eden hekimlerdir.
Emevi, Abbasi, Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerinde
zemin oluşturması nedeniyle temizliğe önem verilmiştir.
yaygınlaştırılıp, sağlıkta odaklanma uygulamaları ön planda
sıhhat bulun” Hadisi özellikle sağlık turizmine vurgu yapan
özellikle Đslam dininin ortak
Koruyucu sağlık hizmetlerin
tutulmuştur. “Seyahat edin
anlayışı ortaya koymaktadır.
Emevîler (661-750), Đslâm dinini, Đspanya’ dan Avrupa’ ya soktu ve Endülüs
Emevi Devleti (765-1031) Fas, Kurtuba ve Gırnata Üniversitelerini kurup, batıya ilim ve
fenni yaydı. Dünya üzerindeki ilk üniversite Fas’ ın Fez şehrinde bulunan Kayrevan
Üniversitesi idi. Bu üniversite 859 yılında kurulmuştu. Đlme ve âlimlere çok değer
verilirdi. Bunun için Endülüs’ te ilim ve fen çok ilerledi. Saraylar ve devlet daireleri birer
ilim kaynağı oldu. Her memleketten ilim öğrenmek için Kurtuba’ ya akın akın toplandılar.
Kurtuba’ da büyük ve mükemmel bir tıp fakültesi kuruldu. Avrupa’da ilk defa yapılan
Tıp Fakültesi budur. Avrupa kralları ve devlet adamları, tedavi için Kurtuba’ ya gelir,
gördükleri medeniyete, güzel ahlâka, misafirperverliğe hayran kalırlardı.
Selçuklular döneminde, yoğun olarak açılan darüşşifalara (hastanelere), ihtisas
sahibi hekimler, cerrahlar, göz mütehassısları ile birlikte hemşire ve hastabakıcıların tayin
edildiği tıp tarihçilerince belirtilmektedir. (Terzioğlu, A., Đslam-Türk Hastaneleri,
s.128, c.34, Belleten, Ank. 1970. ) Selçuklu hükümdarları gerek gördüklerinde kendi
tıbbi bakım ve tedavileri için hekim görevlendirmişlerdir.
Türklerin Anadolu’ya gelmeden önceki yaşamlarında sağlık örgütleri arasında
(1154-1354) Şam’da, Musul’da ve Halep’te çeşitli isimler altında yaptırılan hastaneler
vardır. Büyük Selçuklular döneminde klasik tıp anlayışı yaygınlaşmıştır. 1308’de Anadolu
Selçuk Devleti’nin yıkılması üzerine kurulan Anadolu Beylikleri de bu Selçuklu tesislerini
benimseyip yaşattıkları gibi, bunlara cüzzamhaneler ve körhaneler gibi sağlık tesisleri ile
kaplıcalar, imarethaneler (aşevleri) ve sosyal yardım müesseseleri açmak suretiyle
yenilerini de eklemişlerdir.
Osmanlı Đmparatorluğu döneminde (700 yıl sürmüştür) özellikle toplum sağlığı
konusunda yararlı hizmetlerde bulunulmuştur. Osmanlılar, sağlık sahasındaki çalışmaları
yalnız hastane, imarethane ve benzeri sosyal yardım müesseseleri değildir. Aynı
zamanda, içme suları, besin maddelerinin kontrolü, kanalizasyon ve ölü gömülmesi gibi
birçok sağlık konularıyla da ilgilenmişlerdir.
Özellikle savaşta büyük başarılar sağlayan padişah ve yakınları ve birçok devlet
adamı ve hanımlar sadece büyük camiiler ve kendilerini hatırlatacak hayır işlerinin yanı
sıra darüşşifa (hastane ve sağlık merkezleri) yapılmasını teşvik ve finanse etmişlerdir.
Osmanlı dönemine ait kaynaklarda; Osmanlı saraylarında, haremlerde, hastalara
14
hekimler bakar yardımcı olarak ta ebe ve hemşire vazifesi gören hanımlardan söz
edilmektedir. Ayrıca Anadolu'da aşıcı kadınların yer yer dolaşarak küçük çocuklara çiçek
aşısı yaptıkları, geleneksel olarak devam ettirilen ebelik hizmetlerinin de varlığından söz
edilmektedir.
(Şehsuvaroğlu, B.N., Anadolu Türklerinde Hasta Bakımı ve
Hemşirelik Tarihçesine Bir Bakış, s. 241, Đst. 1960)
Türkiye Cumhuriyeti öncesi döneme bakıldığında, Anadolu’ da çeşitli Devletler ve
Đmparatorluklar kurmuş toplumlar sağlık konusuna özel önem vermişlerdir. Hastaların
tedavileri için kurulan tesislerin yanı sıra, özellikle kaplıcalarda tedavi, halk arasında
yetişmiş hekim ve sağlık elçileri aracılığıyla bazen halkın kendi kendine bulduğu yol ve
yöntemler benimsenmiş bazen de Devletler belli bir sistem içerisinde sağlık hizmeti
sunmuşlardır. Bugün Türkiye sağlık ve tıp hizmetleri alanında Dünya ölçeğinde başarı
sağlıyor ise bunun arkasında yüzyıllardır gelen birikin sayesinde olmuştur. Türkiye’ nin
çağdaş medeniyete açık ufku ve birikimi ile sağlık turizminin başarılı olunacağı ortadadır.
Yeter ki başta Devlet olmak üzere tüm kurum, kuruluş ve uzman kişiler birlikte hareket
edip tüm sorunlara çözüm üretsinler
5.2.6. Sağlık Turizmi-1900’lerden 1997’ye
Bu zaman diliminde A.B.D. ve Avrupa artık ticari ve endüstriyel merkezler
olmanın yanısıra, Dünya’nın sağlık bakım merkezleri de olmuşlardı. Ancak sağlık seyahati
çok zenginlerin faydalanabileceği bir kavram olarak düşünülüyordu.
1933 yılında Amerikan Tıp Uzmanları Heyeti (ABMS) kuruldu ve A.B.D.’deki
tıp uzmanlığı heyetleri için şemsiye örgüt oldu. ABMS eğitimsel ve profesyonel politikalar
yaptı ve bu politikalar dünya çapındaki standartların temelini oluşturdu.
1958’de Avrupa Tıp Uzmanları Birliği (UEMS) kuruldu. UEMS, Avrupa Birliği
üyesi ülkelerden gelen farklı tıbbi birliklerden oluşuyordu.
1960’larda A.B.D.’de Yeni Çağ akımı başladıktan sonra Hindistan önemli bir
durak haline geldi. Amerika ve Đngiltere’nin sosyetesini cezbeden çiçek çocuğu (flower
child) hareketi ilerleyerek yoga ve ayurvedik tedavinin yeniden keşfedildiği bir sağlık
turizmi endüstrisine dönüştü.
1980’lerde ve 1990’larda sağlık hizmeti masraflarının artmasıyla ABD’li hastalar
Orta Amerika’da diş tedavisi görmek gibi denizaşırı seçenekleri tercih etmeye başladılar.
Đlk başta ABD’li doktorlar yabancı hastanelerde tedavi görme fikri karşısında dehşete
düşmüş olsalar da, Küba göz, kalp ve kozmetik ameliyatları için cazip bir sağlık turizmi
mekânı haline geldi.
Uluslararası alanda JCI Akreditasyon Kuruluşu sayıları hızla artan uluslar
arası sağlık hizmeti veren hastanelerin uluslararası standartlara uyup uymadıklarını
kontrol etmek ve araştırmalarda bulunmak için 1994 yılında kuruldu. Akredite olan
hastaneler dünyanın her tarafından hasta kabul etmeye başladılar. JCI’ a akreditasyonu
hastalara da güven verdi.
5.2.7. Sağlık Turizmi-1997’ den 2006’ ya
1997’deki Asya ekonomik krizi ve Asya’daki paraların değerini kaybetmesi
sonucunda bu ülkelerin devlet yetkilileri turizme verdikleri önemi artırdılar. Sağlık
turizmini geliştirmek için ciddi reklam kampanyaları başlattılar. Bu çabalar sonuç verdi.
Tayland Batılı ülkelere kıyasla çok düşük olan fiyatlarıyla kısa sürede plastik cerrahi için
bir merkez haline geldi.
Tayland, Singapur ve Hindistan gibi sağlık turizmi durakları Uluslararası alanda JCI
Akreditasyon Kuruluşu akreditasyonlarıyla meşru hale geldiler. Diğer Güneydoğu Asya ve
Latin Amerika ülkeleri de JCI akreditasyonu ve önde gelen A.B.D. tabanlı sağlık
15
şirketleriyle yaptıkları ortaklıklar sayesinde sağlık hizmeti durakları haline gelmeye devam
ediyorlar.
5.2.8. Sağlık Turizmi-2007 ve Sonrası
2007 yılında Amerikan sağlık turistlerinin sayısı, sağlık turizmi tarihindeki en
yüksek rakam olan 300.000’e yükseldi. 2010 yılında bu sayının 1 milyona yaklaşması
bekleniyor.
2008 yılında A.B.D. merkezli birkaç sağlık hizmeti ve sigorta şirketi sağlıkta dış
kaynak kullanımını göz önünde bulundurmaya başladı. Bunlar üyelerine acil olmayan
işlemleri ve ameliyatları başka ülkelerde yaptırma imkânı sunmaya başladı.
Kaynak: www.health-tourism.com/medical-tourism/history/
5.3. Turizm Sağlığı ve Sağlık Turizmi
5.3.1. Turizm (Turist) Sağlığı
Turizm sağlığı ülkemize sağlıklı olarak dinlenme, eğlenme anlaşma gereği veya
Türkiye’nin birçok zenginliklerini (kültür, tarih, dağ, mağara vb.) tanıma amaçlı gelen
kişilerin sağlığını, sağlık ve sosyal güvenlik hizmetlerini ve bulunduğu ortamın sağlıklı
olmasını kapsar.
Turistler öncelikli olarak alt yapısı mükemmel sağlığını tehlikeye atmayacak ortam
ve kurumları tercih etmektedir. Buna rağmen beklemedik sebeplerden dolayı hastalanırsa
turist acil ve güvenilir bir sağlık hizmeti talep edecektir.
Bu çerçevede beklenmedik bir hastalığın sebep-sonuç ve düzeltilmesi ve maliyeti
önem arz edecektir.
Turist Sağlığı ile ilişkili konular:
•
•
•
•
•
•
•
Turistin veya ülkesinin başvurabileceği, (muhatap) bir merkezin olması
Bir turistin bulunduğu ortam ve bu ortamda çalışanların sağlıklı olması
Turizmin getireceği muhtemel hastalıklar açısından toplum sağlığı
Turistlerin sağlığı ve acil hallerde sağlık hizmeti sunumu
o Sağlık personeli ve kurumların işleyişi
o Yurt dışı sigortalarıyla ilişkiler ve ücretlendirme
Yurt dışına sunulan turizm ve sağlık hizmeti sonucunda ülkemizin ve sağlık
hizmetlerinin tanıtımı
Otel veya sağlık merkezlerinde sağlık personeli bulundurulması
Gurbetçilerin izindeyken oluşan sağlık problemleridir.
AB Turizm Sektöründeki Standartlar-Turistlerin Korunması
Avrupa’da turistlerin korunması için turistlere haklarıyla ilgili daha fazla bilgi
sağlanmasını veya tüketici korumayı iyileştiren hukuki araçların pekiştirilmesini
hedefleyen eylemler söz konusudur. Otellerde yangın güvenliği tedbirleri kabul edilmiş,
tatil paketleri ve tur paketleri ile ilgili yasalar için asgari standartlar belirlenmiştir. Turiste
ayrıntılı bilgi verilmeli veya turist, kendisi onaylamadıkça değiştirilmesi mümkün olmayan
bir sözleşme ile korunmalıdır. Pek çok turizm faaliyetinin uluslararası niteliği göz önüne
alınarak birçok yasal düzenleme yapılmıştır.
Turistlerin korunması kapsamında özürlü ve yaşlı kesim için de düzenlemeler
getirilmiştir. Tekerlekli sandalyelere erişim, tuvalet ve banyoda özel tesisatlar, özel
donanımlı arabalar, bakım ve tıbbi destek, özürlü insanların da turizmden
yararlanmalarını sağlayan tedbirlerden bazılarıdır.
Ulusal ve yerel düzeyde bilinçlenmeyi artırmak amacıyla "Avrupa’yı Özürlü
Turistler için Erişilebilir Kılmak" başlıklı, turizm sektörüne yönelik bir el kitabı
16
yayımlanmış, geçmişte turizm imkânlarından yararlanmaları çoğu zaman mümkün
olmamış kişilere bir fırsat eşitliği sağlanması yolunda çalışmalar yapılmıştır. (AB’ de
turizmin sürdürülebilirliği-Agu. 2008 - EURACTIC- AB Haber ve Politika Portalı)
Sağlık turizminde yaşlı (kronik tedaviye ihtiyaç duyanlar dâhil olmak üzere) ve
engellilerin hem tedavilerinin yapılması hem de kaliteli yaşam sürmeleri için çok iyi
işleyen bir sistem oluşturulmalıdır.
5.3.2. Sağlık Turizmi
Sağlık insanlığın en vazgeçilmez hakkı ve temel ihtiyacıdır. Her ülke sağlık için bir
politika belirleyip vatandaşının sağlık ihtiyacını karşılar. Bu ihtiyaç sağlığın korunması,
geliştirilmesi ve iyileştirilmesi hürriyetlerini kapsar. Kamunun almakta olduğu sağlığın
korunması ve geliştirilmesi tedbirleri yanı sıra iyileştirme hizmetlerinde özel sektör
hizmetlerinin de yaygınlaşmakta olduğu görülmektedir. Ülkemiz kamu sağlık hizmetlerine
ilaveten son 10 yılda özellikle 2-3 yılda özel sağlık sektörüyle ciddi işbirliğine girilmiş ve
sağlık hizmeti hızla özele kaymaya başlamıştır. Özel sağlık sektöründe ciddi atılımlar olup,
Avrupa standartlarıyla yarışabilecek düzeyde özellikle büyük illerde özel hastaneler ve
merkezler artmaya başlamıştır.
Bu büyük ve donanımlı hastaneler ve merkezlerin çoğunluğu ülkemizin genel
standartlarının üzerindedir. Kendileri yurt dışı pazarlara açılmak zorundadırlar.
Ülkemizdeki sağlığa ayrılan pay sınırlı kişi başına düşen sağlık harcamaları 530 ABD
Dolarıdır. Bu nadide kurumların ayakta durabilmesi için yurtdışı pazarlara açılmaları
kaçınılmaz olacaktır.
Ayrıca, ülkemizin mevcut coğrafik konumu, Avrupa Birliğine girme trendi,
politikalar ve sağlıkta dönüşüm programı, Kalkınma Planı ve Programlarında yer alan özel
sağlık sektörünün geldiği durum ve turizmdeki gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda
sağlık turizminin ciddiyeti ve ülkeye getireceği ekonomik değer çok büyük olacaktır.
Türkiye, bir yandan ülkeye gelen turistlerin sağlık sorunlarının çözümü için hizmet
geliştirirken diğer yandan da sağlık turizmi amaçlı gelişler için her türlü fiziki, insan gücü,
teknoloji ve mevzuata yönelik hizmetleri geliştirmek mecburiyetindedir. Klasik kitlesel
turizmin en önemli ekonomik boyutu da harcama düzeyinin düşük olmasıdır. Oysaki özel
pazar dilimlerine hitap eden turizm türlerinin bireysel harcama düzeyleri çok yüksektir.
Çünkü bu turizm türlerine varlıklı ve harcama potansiyeli olan kesimler daha fazla
katılmaktadır. Bunlardan en önemlisi de sağlık turizmi ve medikal (tıbbi) turizmdir.
Sağlık ve turizm ilişkisi pozitif ve negatif yönleri ile ortaya çıkmaktadır. Pozitif
yönü ile bu ilişki turistlerin sağlık amaçlı seyahat etmeleri ve tedavileri ile ilgilidir ki bu
çalışmanın da konusunu oluşturmaktadır. Ancak, olayın negatif yönü turist sağlığı
bakımından ortaya çıkan ilişkilerdir ki, bu durum turizme çok önemli zararlar
verebilmektedir. Turist sağlığı konusunda en önemli örnek 2002 yılında uzak doğu
ülkelerinde yaşanan SARS hastalığı vakasıdır. Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi’ nin
(WTTC) tahminlerine göre bu hastalık Çin, Hong Kong, Vietnam ve Singapur gibi
ülkelerde 20 milyar Dolarlık gelir kaybına ve 3 milyon endüstri çalışanının işini
kaybetmesine yol açmıştır (Kuo et al., 2008). Yine yakın geçmişteki Kuş Gribi (Avian Flu)
salgını Asya ve Pasifik bölgelerinde 12 milyon kişilik bir talep düşmesine yol açmıştır
(Wilder, 2006). Yine son dönemlerde öncelikle Meksika’ da ortaya çıkan ve bu günlerde
Kuzey Amerika ve Avrupa’ da Đspanya gibi ülkelerde de görülmeye başlayan Domuz Gribi
(Swine Flu) özellikle insandan insana çok hızlı bir şekilde bulaşma özelliği nedeni ile
uluslararası turizm için çok önemli bir tehlike oluşturmaktadır. Meksika turizm talebinde
çok önemli azalmalar da görülmeye başlamıştır. Bu veriler de sağlık-turizm ilişkisinin ne
kadar önemli ve hassas olduğunun en önemli göstergesidir. Bu çalışmada sağlık-turizm
ilişkisinin pozitif yönü, diğer bir deyimle insanların sağlığına katkı ve tedavi boyutunu
vurgulayan tıbbi turizm ele alınmıştır. (Onur ĐÇÖZ, , Sağlık Turizmi Kapsamında
Medikal (Tıbbi) Turizm ve Türkiye’nin Olanakları, 2009 Journal of Yaşar
University)
17
6. DÜNYA’ DA SAĞLIK TURĐZMĐ
Yurtdışında sağlık hizmetleri ve ülkemiz için önemi vurgulayabilmemiz için
Türkiye’ deki mevcut çalışmalar ve gelecek açısından bu konunun iyi anlaşılabilmesi için üç
bölgeye ayırmakta fayda var. Bu bölgeler özellikle, Türkiye’ nin kabul edebileceği hastalar,
termal turizm, SPA wellness ile yaşlı ve engelli turizmini göz önünde bulundurarak
incelenecektir.
1. Avrupa Bölgesinde Sağlık Turizmi
2. Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ve Ortadoğu Bölgesinde Sağlık Turizmi
3. Afrika Bölgesinde Sağlık Turizmi
6. 1. Avrupa Bölgesinde Sağlık Turizmi
Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde ortak bir sağlık sistemi ve politikası yoktur. Ancak,
her ülkenin sağlık haklarına riyaret eden ve kendi koşullarına uygun bir sağlık hizmeti
anlayışı vardır. Bu ülkelerde sağlık hizmetleri genel vergilerle ya da sağlık sigortalarıyla
finanse edilmektedir. Makro düzeydeki sağlık politikalarını da Dünya Sağlık Örgütü ile
birlikte tespit etmektedirler. (Dr. Muharrem VARLIK, Sağlık Hizmeti Politikalarının
Belirlenmesi ve Planlanmasında Gerekli Olan Đlkeler Ve Yeni Yaklaşımlar, DTP Nisan 2010)
Avrupa ülkelerinde sağlık hizmeti sunumu çok kaliteli ve pahalıdır. Toplumun
beklentileri üst düzeydedir. Toplum yaşlanmakta sağlık hizmetine olan ihtiyaçları tabii
olarak artmaktadır.
Tablo böyle olunca sağlık harcamaları da her geçen gün altından kalkılamaz bir
hale gelmektedir. Özellikle özel sigortacılığın ve özel sağlık hizmet sunucularının arttığı
ülkelerde durum daha da vahimleşmektedir.
Hükümetler bütçeden sağlığa ayrılan payı artırmak zorunda kalırken özel
sigortaların karlılık oranı düşmekte, sağlık hizmeti sunucularının da yatırdıkları paralarla
orantılı gelir elde edemedikleri için yeni yatırım yapmamakta veya daha karlı (gıda, silah
sanayi iletişim v.b.) alanlara yatırım yapmaktadırlar.
Hal böyle olunca Avrupa gelecekte sağlık finansındaki sıkıntıyı aşmak için birçok
yollar incelenmekte; bunlardan en önemlilerinden birisi de sağlık hizmetini daha ucuz,
satın almak veya sigortalılardan katılım payını artırmak, hatta bazı sağlık hizmetlerini
kapsam dışı bırakmak olarak görülmektedir.
Sonuç olarak, Avrupa’ da gelinen nokta pahalıya sağlık hizmeti almak zorunda
kalan sigorta için, hem de kapsam dışı kalan hizmetlerde sigortalı için daha ucuz, ama
kaliteden taviz vermeyen, bekleme süresi kısa olan sağlık hizmeti sunucularına ihtiyaç
vardır. Neticede Avrupa yurt dışından ucuza sağlık hizmeti almaya aday haline gelmiştir.
Burada göz ardı edilmemesi gereken konu Avrupalı kaliteden taviz vermeyecek
hem kültür olarak hem de hukuki olarak hizmeti nereden alacağı kararı hastanın bizzat
kendisine ait olacaktır. Avrupalı genel olarak yine Avrupa’dan sağlık hizmeti alacak, hasta
hakkını arayacak hasta için maliyet önemli olmayacaktır. Bu açıdan Avrupalıya Türkiye’
nin sağlık hizmeti sunumu kısa sürede kolay olmayacaktır.
•
•
•
•
Kalitemiz iyice arttığında
Türkiye’ nin sağlık ve sosyal güvenlik sektörü çok iyi tanıtıldığında
Sağlık hizmetine ilaveten paket halinde turizmin imkânları sunulduğunda
Türk hükümeti, özel sektör ve turizm şirketleri vb. kuruluşların Avrupa
sigortalarıyla çok sıkı ilişkiler kurduğunda,
Türkiye’ye sağlık hizmeti almak için Avrupalılar gelmeye başlayacaktır. Bütün
bunlardan sonra bile bunları memnun etmek kolay olmayacak. Malpraktislerde (Tıbbi
Kötü Uygulamaya Đlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk) ödenecek tazminatların problem
yaratmaması için Türkiye’ nin uzun süredir üzerinde çalıştığı; 21 Ocak 2010 tarih
18
5947 Sayılı Üniversite ve Sağlık Personelinin Tam Gün Çalışmasına ve Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 30 Ocak 2010 tarih ve 27478 sayılı Resmi Gazete’ de
yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu Kanuna bağlı olarak Tıbbi Kötü Uygulamaya Đlişkin
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Kurum Katkısına Đlişkin Usul ve Esaslara Dair
Tebliğ 21 Temmuz 2010 Tarihli ve 27648 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe
girmiştir. Avrupa’ da yaşayan 5 milyona yakın Türk ve 25-30 milyonu aşkın Müslüman
(Pakistan, Đran, Irak, Fas, Tunus, Afrika) göçmen öncelikli hedef kitle seçilirse durum çok
farklı olacaktır.
Avrupa, özellikle II. Dünya savaşından sonra etkisi altındaki ülkelerinden ve
gelişmemiş ülkelerden ciddi sayıda insan kaynağı temin etmiş ve ucuza iş gücü
bulmuşlardır.
Yıllarca Avrupa ülkelerinde çalışan göçmenler Avrupa’ ya yerleşmişler özellikle
Türkler iş sahibi olmuşlar, evlenmişler ve Avrupa toplumuyla kaynaşmışlardır. Artık bu
kitle Avrupa’ nın ayrılmaz bir parçası olmuştur. Genel olarak sağlık hizmeti alma
bakımından Avrupalı ile göçmenler aynı haklara sahiptirler. Fakat sağlık hizmeti alırlarken
özellikle son yıllarda hiçte Avrupalı’ yla eşit muamele görmemektedirler.
6.1.1. Sağlık Turizmi Açısından Avrupa Pazarı
1) Avrupalıların bizzat kendi vatandaşları
2) Avrupa’ da yaşayan vatandaşlarımız (gurbetçiler)
3) Avrupa’ da yaşayan diğer Müslüman göçmenler (Pakistan, Đran, Irak, Fas,
Tunus, Afrika vb.)
Avrupa için yurt dışında iki ana başlıkta sağlık hizmeti söz konusudur. (Turistin
sağlığı ve sağlık turizmi) Yurt dışına çıkan Turistlerin tatil esnasında acil sağlık hizmeti
almaları bu konu turistin sağlığı başlığında incelenmelidir.
Ekonomik olması, sıra beklememek amacıyla kronik hastalıklar ve planlı tedavi için
yurt dışına gidilmesi Sağlık Turizmi’dir.
Üzerinde durulması gereken en önemli nokta sigortalının yasal olarak ben yurt
dışındaki şu hastaneden sağlık hizmeti almak istiyorum diye talep ve beyan etmesi
şarttır. Bunun içinde sigortalıya tanıtım ve pazarlama önemlidir. Nihai karar sigortalının
talebiyle olacaktır.
6.1.2. Avrupa’da Yaşayan Vatandaşlarımız (Gurbetçiler)
Gurbetçilerimiz Avrupa’ da önceki yıllara göre iyi sağlık hizmeti alamamaktadırlar.
Özellikle 1. ve 2. kuşak yaşlı kesimin dil probleminden dolayı derdini tam anlatamaması,
Hekimlerle iletişim kuramaması, Gurbetçilerimiz genelde Türk hekimlerine güvenlerinin
daha fazla olmasına neden olmuştur. Gurbetçilerimiz Türkiye’ ye izine geldiklerinde kamu
kurumlarından (önceki yıllarda özellikle SSK Hastanelerinden) hızlı ve kaliteli hizmet
alamıyorlardı. Son yıllarda Devletin ve Sivil Toplum Kuruluşlarının ayrıca Özel Sağlık
Kurumlarının da çalışmalarıyla, ücret ödemeden sigortanın onayı ile sağlık hizmeti almaya
başlamışlardır. Ancak acil olmayan planlı tedaviyi bu gün anlaşma olmadığından için
alamamaktadırlar.
Gurbetçilerimizin büyük bir kısmı kronik hastalıkların ve planlı tedavilerini de
Türkiye’de yaptırmak istemektedirler. Bunun için Türkiye’deki hastaneler organize bir
şekilde Avrupa sigortalarıyla görüşüp konuyu bu açıdan izah etmelidirler. Sonra da
gurbetçilerimize ulaşıp hastanelerimizin tanıtılması gerekmektedir. Ayrıca, Đkili düzeyde
anlaşmalar yapılabilmesi için Hükümetler nezdinde girişimlere ihtiyaç duyulmaktadır.
Türkiye bu alanda cazibe merkezi haline getirilebilir.
Sigortaya yapılacak teklif, Avrupa’ da yaşayan Türk kökenli göçmenlerin planlı
tedavilerini refakatçi ve yol ücreti dâhil tedavi bedellerinin çok cazip olduğu, özel
hastanelerin kalitesinin iyi olduğu tedavi için gurbetçilerin buna razı oldukları
anlatılmalıdır. Hollanda, Đngiltere gibi ülkeler bu konuda zaten ilk adımları atmışlardır.
19
Kısacası Türk özel sağlık sektörünün Avrupa sigortalarıyla iletişime geçmesine pazarlama
yapmasına ve güncelliğini sürdüren bu konu kısa sürede neticelenebilecektir.
Öncelikli olarak 5 milyona yakın gurbetçi, sonra 25-30 milyona yakın diğer
Müslüman göçmenler Türkiye’ den sağlık hizmeti almaya başladı mı bununla birlikte
ve/veya bunlardan sonra kalitemizin ve pazarlamanın iyi olması Avrupa’ nın yerli halkını
da ülkemize sağlık turizmi için getirecektir. Aksi takdirde bu alt yapı yapılmadan ve
adımlar atılmadan öncelikli hedef Avrupa’ nın yerli vatandaşı olursa işimiz zor olacaktır.
6.2. Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ve Ortadoğu Bölgesinde Sağlık Turizmi
11 Eylül Terörist saldırısından sonra Orta Doğu’ daki Müslümanların ABD ve
Avrupa’ya gidişleri ve ilişkileri her alanda azaldığı ve zorlaştığı gibi sağlık hizmeti alımında
olumsuz yönde etkilenmiştir. Artık Orta Doğu’ daki Müslümanlar ABD ve Avrupa’ ya eskisi
gibi rahat gidememektedirler. Bilindiği üzere Orta Doğu’ daki zengin halk genelde
Türkiye’nin kendini tanıtmadığı ve geçmişte sağlık alanında çok ileri olmadığı için sağlık
hizmetlerini hep Avrupa ve ABD’ den almaktaydılar. 1970’ lerde Hacettepe Üniversitesi
Tıp Fakültesi Hastanelerinde yapılan anlaşmalar ve uygulamalarla iyi bir hizmet
başlatılmış olmasına rağmen çalışma yetersiz kalmıştır. Bugün sağlık hizmetini alabileceği
en modern, yakın ve kaliteli hizmet sunan ülke Türkiye olmuştur. Bu fırsat iyi kullanılmalı
Orta Doğu’ ya bu konu iyi anlatılmalı, bu bölgede sigorta sisteminden daha ziyade
vatandaşın bizzat kendisi ikna edilmeli ve cazip paketler sunularak sonuca gidilmelidir.
Çünkü tedavi parasını genelde vatandaş kendisi ödeyecektir.
Orta Asya’ ya gelince konu biraz farklı Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ve diğer
Ülkelerde sağlık hizmetinin kalite bilinci var ama bölgede kaliteli sağlık hizmeti sunucuları
yoktur. Halkın belli üst düzey yönetici ve zengin halkı Batı Ülkelerinden sağlık hizmeti
almaktadırlar. Bunu tersine çevirmek belli bir strateji ve plan dâhilinde çalışmakla
olabilecektir.
Orta Doğu’nun ve Orta Asya’nın birçok hizmetini, teknolojisini ve malzemesini
batıdan alması izah edilebilir ancak; Türkiye mesafe olarak yakın, dinsel ve kültürel
bağları aynı, iklimi ve tabiatı güzel sağlık hizmeti Batıdan geri kalmazken (özellikle 2-3
büyük ildeki bazı özel hastaneler) bizim sağlık turizmi pazarından pay alamayışımızın
hiçbir bahanesi olmamalıdır. Tek bahane pazarlama ve tanıtımdaki eksikliğimiz,
eşgüdümsüz çalışmamız ve bu büyük pazarı bu açıdan keşfedemeyişimizdir.
Türkiye, Orta Doğu ve Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinin tam merkezinde yer
almaktadır. Türkiye’ nin özellikle medikal turizmde bu ülkelere hem rahat hizmet verecek
konuma ve alt yapıya sahip hem de mesafe olarak her zaman gelinip gidilebilecek ülke
konumundadır. Vize problemi olan ülkelere de gerekli tedbirler alınarak ve gerçekçi
tanıtımlarla tedavi için ülkemiz en önemli yer konumundadır. Sağlık Bakanlığı’ mızın
mevcut anlaşmaları yanı sıra bazı problemli konulardaki çalışmaları kısa sürede çözmesi
halinde ülkemiz tedavi için en önemli durak olacaktır.
6.3. Afrika Bölgesinde Sağlık Turizmi
Bu ülkelerde birçok hizmette olduğu gibi sağlık hizmetinin de çok gerilerde olduğu
istatistiksel olarak bilinmektedir. Üst düzey zengin sınıf bu hizmeti batıdan almaktadır.
Çünkü Batıyla olan ilişkileri sömürge döneminden beri çok sıkıdır ve alışkanlıklar da bunun
böyle olduğu anlayışını ortaya koymaktadır. Ancak son yıllarda batının sağlık alnında
karşılaşmaya başladığı sıkıntılardan dolayı batı bunları ihmal etmeye başlamıştır. Türkiye’
nin son yıllarda yaptığı atılımlar ve pazar arayışları bu pazara ilk defa sıcak bakılmasına
neden olmuştur. Zamanla bu pazara da kaliteli ve ekonomik bir sağlık hizmeti
sunulabilecektir.
Sağlık turizmi olarak sadece kronik hastalıklar ve planlı tedavi hizmetlerini ucuz
olduğu için Avrupa’ya (özellikle göçmenlere) ve 11 Eylül sonrası tablodan dolayı Orta Doğu
ve Orta Asya’ ya pazarlama imkânı doğmuştur. Kaplıca turizmi için durum farklıdır. Çünkü
20
kaplıcalarımız kesinlikle kaliteli ve ekonomiktir. Kaplıcalar tüm ülkelere ve özellikle
Avrupalı’ ya çok rahat bir şekilde tanıtımı iyi yapılırsa pazarlanabilir. Bunun ilk
uygulamaları büyük çaba gösteren ve başarılı olan Đzmir’ deki kaplıcalardır. (Tabii ki
burada tedavi amaçlı kaplıca turizmi ve dinlenme amaçlı kaplıca turizmi daha kolay
pazarlanabilir)
Sağlık turizmi adına öncelikli sunulacak hizmetler (göz lazer tedavisi, estetik cerrahi
hizmetleri, diş tedavisi, kalp cerrahisi ve kaplıca tedavisi vb.) şeklinde ortaya çıkmaktadır.
Türkiye’ nin, Afrika’ da 2010 yılı içerisinde mevcut Büyükelçilikleri yanı sıra 18 tane
daha yeni Büyükelçilik açması ve bunların çoğunun faaliyete geçmesi, ülkemize sağlık
turizmi (tedavi başta olmak üzere) açısından yeni kapılar açacaktır. Sağlık turizmi alanında
hizmet veren Bakanlıklar, Sivil toplum kuruluşları (Vakıf ve Dernekler vb) ve Özel sektör
kuruluşlarının ortak hareket ederek Afrika ülkelerine bir açılım başlatması bu sektörün en
önemli pazarlarını açacaktır.
6.4. Dünya’ da Medikal Turizm ve Ekonomik Boyutları
(Onur ĐÇÖZ, Sağlık Turizmi Kapsamında Medikal (Tıbbi) Turizm ve
Türkiye’nin Olanakları, Nisan 2009, Journal of Yaşar University)
Turistlerin geleneksel olarak tatil, dinlenme, eğlenme ve kültür gibi amaçlarının
yanı sıra tarihsel olarak, sağlık amaçlı seyahat ettikleri de bilinmektedir. Avrupa’da
18.yüzyılda kaplıcalara gitmenin halk arasında yaygınlaşması sayesinde sağlık turizmi
hareketlerinin başlangıcına kaplıcaların öncülük ettiği söylenebilir. 19.yüzyılda Yeni
Kaledonya gibi uzak kolonilerde ve tropik iklim bölgelerinde tedavi amaçlı turizm
hareketleri görülmüştür (Smyth, 2005). Sağlık turizmi bugün öylesine önemli bir turizm
türü durumuna gelmiştir ki, Kırgızistan gibi bazı ülkelere seyahat edenlerin de birincil
amacı bu olmuştur (Schofield, 2004).
Medikal turizm ya da tıp turizmi, insanların kendi ülkelerindeki yüksek tedavi
giderleri nedeniyle yabancı ve genelde uzak ülkelere giderek bu ülkelerdeki düşük tedavi
giderleri nedeni ile tıbbi tedavi ya da operasyonları bu ülkelerde gerçekleştirmeleri ile
oluşan turizm hareketleri olarak tanımlanmaktadır (www.healism.com). Gidilen bölgelere
göre bu tedavilerin giderleri hastaların bulunduğu ülkeye göre % 50, % 70 ve hatta bazı
durumlarda % 80’ e kadar maliyet tasarrufu sağlamaktadır. Bu turizmin gelişmesinde en
önemli etken düşük tedavi giderlerinin yanı sıra, bu ülkelerdeki gelişen tıp teknolojisi,
düşük ulaştırma giderleri, ucuz otel hizmetleri ve internet pazarlaması gibi etkenlerdir
(Connel, 2006:1).
Medikal turizm, insanların tedavi ya da cerrahi müdahale amacıyla denizaşırı
seyahatlerindeki hızlı artışla birlikte özellikli ve nispeten küçük ama önemli pazar dilimi
olarak ortaya çıkmıştır ve dünya genelinde oldukça hızlı bir gelişme göstermektedir
(Newman, 2006). Özellikle kendi ülkelerinde yüksek tedavi masraflarının yanı sıra tedavi
ya da operasyon için uzun bekleme sürelerine katlanmak durumunda olan insanlar bu
seyahatlere gittikçe artan oranda katılmaktadır.
Medikal turizm pazarında günümüzde birçok Asya ülkesi hâkim durumdadır,
Ancak çok sayıda ülke de pazara girmeye çalışmaktadır. Özellikle Hindistan oldukça
düşük fiyatları ile pazarda önemli bir yer edinmiştir. Bu ülke medikal turizm sektörünün
hacmini 2012 yılına kadar 1,2 milyar Pound’a kadar yükseltmeyi hedeflemektedir
(Yıldırım ve Altınkaya, 2006). Dünya genelinde ise 2006 yılı verilerine göre, sağlık turizmi
toplam harcamaları 60 milyar Dolara ulaşmıştır ve 2012 yılına kadar bu rakamın 100
milyar Dolara ulaşması beklenmektedir. ABD’ deki sağlık turizmi harcamalarının 5,5
milyar Dolar, Avrupa’ da 3,5 milyar Euro civarında olduğu, yaklaşık 120 yıldır sağlık
turizmine hizmet veren Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve Romanya gibi ülkelerden Çek
Cumhuriyeti’ nin bu sektörden kazancı 1 milyar Doları aştığı belirtilmektedir (Gümüş
ve Büyük, 2008). Medikal turizm pazarında talep Kuzey Amerika, Batı Avrupa ve Orta
Doğu olarak üç bölgede yoğunlaşırken, bu bölgelerdeki talebin destinasyonlara dağılımı
bakımından; Avrupalı medikal ziyaretçilerin favori ülkesi Hindistan, Malezya ve Tayland’
dır. Malezya Đslami referansı nedeni ile Ortadoğu pazarına hâkimdir. Singapur, daha
21
önce belirtildiği üzere Japon pazarının temel destinasyonudur. Küba doğal olarak Orta
Amerika pazarına yönelmiştir.
Medikal turizm için dünyadaki en önemli bölge kuşkusuz Asya kıtasıdır. Bölge yılda
1,3 milyon medikal turisti çekmektedir ve Tayland, Singapur, Hindistan, Güney Kore ve
Malezya gibi ülkelerle bu faaliyetin kapsamı şaşırtıcı boyutlara ulaşmıştır. Tayland’da
medikal turizm hareketleri 1970’lerde cinsiyet değişimi operasyonları ile başlayıp daha
sonraları estetik cerrahiye yönelim göstermiştir. Hindistan günümüzde medikal
turizmin merkezi olarak kabul edilmektedir ve bu alanda en önemli küresel merkez
haline gelebilmek için teknolojisini yenilemiş, batılı tıbbi yöntemleri uyarlamış, düşük
maliyetler ve hızlı bakım sağlayabilmesini reklamlarında vurgulamıştır. Bu ülkede
1990’ların ortasından itibaren ekonomik liberalleşme sayesinde özel hastaneler teknolojiyi
ve diğer tıbbi malzemeyi daha kolay ithal edebilir hale gelmiş bu sayede de alt-yapılarını
batılı hastanelerin düzeyine getirebilmişlerdir. Bununla birlikte, hastanelerin iyileşmesi ve
maaşların artması sayesinde denizaşırı çalışan doktorlar da kendi ülkelerine geri dönmeye
başlamışlardır. Geriye dönen doktorların çoğunun uluslararası deneyimlerinin olması,
potansiyel turistleri kendilerini daha rahat hissedebilmeleri için reklamlarda
kullanılabilecek bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Hindistan’ daki büyük hastane
zincirleri yabancı hastalar için özel tercümanlar istihdam ederken, büyük oranda Đngilizce
konuşabilen bir ülke olmasının avantajlarından da yararlanılmıştır. Teknolojinin batılı
ülkeler düzeyine getirilmesine, doktorların deneyimli ve batılı prosedürlere aşina olmasına
rağmen, işgören maliyetleri çok düşüktür ve sigorta daha az masraflıdır. Bu ülkede kalp
ameliyatı gibi enfeksiyon riski yüksek ameliyatlarda bile başarı oranları dünyanın en iyi
hastaneleri ile karşılaştırabilir durumdadır (Connel, 2006: 5).
Ürdün’ün 1970’ lerden bu yana Orta Asya sağlık endüstrisinde önde gelen ve
Dünya Bankası tarafından sağlık turizmi alanında bölgenin en popüler ve dünya çapında
beşinci lokasyonu olduğu bilinmektedir. Oysa Türkiye’nin özel sağlık hizmetleri
altyapısının Ürdün’ den eksik hiç bir yanı yoktur. Ürdün’ ün 60 özel sağlık kuruluşundan
sadece 4 tanesi sağlık sektöründe uluslararası akreditasyonda altın standart olarak
benimsenen ABD bazlı JCI akreditasyona sahip iken, Türkiye’ de JCI akreditasyonuna
sahip olan sağlık kuruluşu sayısı 39’dur.
ABD’ de Sağlık Turizmi
Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’ nde, 2009 yılında sağlık turizmi sektöründe ciddi
artışlar olduğu ve ülke halkı ve ekonomisine önemli katkılar sağladığı yapılan araştırmalar
sonucu ortaya çıkmıştır.
2006 yılında yaklaşık 150,000 ABD vatandaşı tedavi görmek için Latin Amerika ve
Asya’ ya seyahat ederken, 2007 yılında bu rakam yaklaşık 300,000’ e çıktı ve 2010 yılı
sonunda seyahat edenlerin sayısının bir milyonun üzerinde olacağı tahmin edilmektedir.
ABD’li hastaların yurtdışında tedavi gördükleri tıbbi prosedürler arasında ilk
sıralarda yüz gerdirme, kalp ameliyatları ve fertilite tedavileri gelmektedir. Tedaviye
ihtiyacı olan pek çok hasta için seyahat etmek aslında tercih etmeyecekleri bir durum
ancak ABD’de sağlık hizmetlerinin çok pahalı olması, pek çok hastanın tedavi olmak için
yurtdışına gitmesine sebep olmaktadır. Bu hastaların amacı yüzde 50-80 arası daha
ucuza, yüksek kalite standartlarındaki sağlık merkezlerinde ve genellikle ABD’de eğitim
almış doktorlar tarafından tedavi yapılmaktadırlar.
ABD Sağlık Turizmi-Popüler Varış Yerleri
Pek çok ABD’li hasta Güney ve Orta Amerika ülkelerini ziyaret etmektedirler.
Brezilya, Arjantin ve Kosta Rika kozmetik tedaviler için, Meksika ise temel sağlık ve diş
tedavileri için tercih edilmektedir. Diş Turizmi ABD’liler için çok hızla gelişen bir sağlık
turizmi alanıdır. Tahminlere göre ABD’li sağlık turizmi hastalarının yüzde 40’ı diş
tedavilerini yaptırmak için yurt dışına gitmektedirler. Kosta Rika’da diş turizmi konusunda
22
gözde varış yeri olarak öne çıkmaktadır. Kosta Rika’da ABD’li hastalar yaklaşık yarı
fiyatına diş tedavisi olabilmektedirler.
Kasım 2007’ de, Ulusal Siyaset Analizi Merkezi (National Center for Policy Analysis
-NCPA) tarafından yayınlanan bir çalışmaya göre çoğu ABD’li hasta Meksika ve diğer
Güney Amerika ülkelerini tercih etmektedirler. Hindistan ve Tayland gibi ülkeler de
gelişmiş teknolojileri kullanarak kalça protezi, diz protezi ve kalp ameliyatları gibi kritik
tedavileri başarıyla uygulayabilmektedirler. Diğer popüler varış yerleri arasında Singapur,
Belçika ve Güney Afrika gelmektedir. Kuzey ve Batı Avrupa’dan pek çok insan ise Orta ve
Doğu Avrupa’ yı tercih etmektedirler.
ABD’li Hastaların Yurtdışında Tedavi Olmayı Tercih Etme Sebepleri
Küresel Sağlık Turizmi Merkezleri arasındaki acımasız rekabet nedeniyle ABD’li
hastalar en yeni ve yüksek standartlardaki merkezlerde tedavi olmak istemektedirler.
Yüksek fiyatlar sağlık turizminin tercih edilmesindeki en önemli faktör ancak başka
faktörler de etkili olabiliyor. Bunlardan en önemlilerini aşağıda belirtilmiştir.
Yurtdışında Tedavi Görmek Daha Ucuz
Đnsanların çoğu için düşük fiyatlar sağlık turizminin asıl avantajı olarak
düşünülmektedir. ABD sağlık ürün ve hizmetlerinin fiyatları genellikle, yurtdışına seyahat
etmek ve orada tedavi görmek için harcanan masrafların toplamından daha fazladır.
Yüz ve boyun gerdirme prosedürü ABD’de yaklaşık 12,000 dolar iken benzer bir
işlem yurtdışında yaklaşık 3,000 - 4,000 dolara yaptırılabilmektedir.
Kalça protezi ameliyatı ABD’de 40,000 ila 65,000 dolar arasında değişirken benzer
bir işlem yurtdışında seyahat masrafları da dâhil 8,000–18,000 dolara yapılabilmektedir.
Hindistan uygun fiyatlarla yüksek kaliteli sağlık hizmetleri sunmayı kendisine
misyon edinmiş bir ülkedir. Benzer tedavilerin fiyatları ABD’deki fiyatların onda biri ile
dörtte biri arasında değişmektedir.
Tayland, Hindistan’ın en önemli rakibi olarak karşımıza çıkmaktadır. Tayland’ın
fiyatları Hindistan’dan yaklaşık yüzde 20 daha pahalıdır.
Güney Amerika fiyatları ise Hindistan’dan yaklaşık yüzde 50–100 daha pahalıdır.
Yurtdışında çok yüksek kalitede hizmet veren merkezlerde tedavi görmek
Doğru bir araştırma ile veya iyi bir ajansa danışarak yüksek standartlarda hizmet
veren ve en iyi doktorlara sahip merkezlerde tedavi görmek mümkündür. Sağlık
turizmine hizmet veren sağlık kuruluşları içerisinde yeni veya yenilenmiş, en son
teknolojileri kullanan özel hastaneler de mevcuttur. Bu hastanelerdeki doktorlar Amerika
ve Avrupa standartlarında eğitim almış doktorları barındırmaktadır. ABD’deki hastanelerle
eşit veya daha üstün bir hizmet anlayışı içerisinde çalışmaktadırlar.
Az Masrafla Sevdikleriyle Güzel Bir de Tatil Yapma Đmkânı
Daha az önemli tedaviler için seyahat eden hastalar güzel bir tatil beldesinde
olmanın keyfini doyasıya çıkarabilmektedirler. Aileleriyle güzel vakit geçirip, operasyon
sonrası oluşabilecek sıkıntıları da daha kolay atlatabilmektedirler. Kendi ülkelerinde böyle
bir operasyon için yapacakları masraftan daha azına sevdikleriyle güzel bir de tatil yapma
imkânı bulmaktadırlar.
Sağlık Turizminin Sigortası Olmayanlar için Faydası
The Miami Herald’ ın, 2 Kasım 2008’ de ki açıklamasına göre, ABD’ de 61 milyon
insanın ya sigortası yoktur veya sigortaları çok kısıtlı hizmetler sunabilmektedir. Yani
23
sigortaları pek çok tedaviyi kapsamamaktadır. David E. Williams, MedPharma’ nın
kurucularından, ABD’ liler için en popüler sağlık turizmi tedavilerinin diş ve kozmetik
tedavileri olduğunu ifade etmektedir. Çünkü genellikle bu tarz tedaviler hiçbir sigorta
tarafından kapsanmamaktadır. Vatandaş ta bu giderleri kendisi karşılamaktadır. Bu
nedenle, sigortasız vatandaşların başka ülkelerden daha ucuza hizmet alma imkânı
olabilir.
Sağlık Turizmi Gizli Tedavi Olma Đmkânı Verir
Hastalar, sağlık turizmi sayesinde istedikleri gizlilikte tedavi olabilmektedirler. Bu
sayede istenmeyen sorulardan ve önyargılardan uzak kalmış olurlar. Örneğin tüp bebek
tedavisi olmak isteyen ancak bunu yakınlarına açıklamak istemeyen bir çift bu sağlık
turizmini tercih edebilir.
ABD’li Hastalar için Sağlık Turizmi Araştırması Yapmak
“Sınır Ötesi Hastalar” kitabının yazarı Josef Woodman hastalara iyi bir tecrübe için
tavsiyelerde bulunmaktadır. Yurtdışına tedaviye gitmeden önce doktorların araştırılması,
başarı oranlarının öğrenilmesi ve tesislerin durumlarının incelenmesi tavsiye edilmektedir.
Gidilecek sağlık kuruluşu yetkilileriyle ve daha önce bu yolla tedavi olmuş hastalarla
diyalog kurmanın da önemli olduğu ifade edilmektedir.
Sağlık merkezleri (özellikle Hastaneler) akreditasyon kuruluşu olan Uluslararası
JCI Akreditasyon Kuruluşu (Joint Commission International) tarafından akredite
edilmiş tesisler arasından bir seçim yapmak ortaya çıkabilecek riskleri minimuma
indirmede faydalı olacaktır. Ayrıca, bazı yabancı hastaneler Johns Hopkins ve Cleveland
Klinik gibi tanınmış ABD hastaneleri ile işbirliği içerisinde çalışmaktadır.
JCI, 1994’ten beri sağlık kuruluşları, sağlık bakanlıkları ve 80’den fazla ülke
organizasyonları ile birlikte çalışmaktadır. Akreditasyon ve sertifikasyon hizmetlerinin
yanı sıra danışmanlık ve eğitim hizmetleri de vermektedir. Sağlık kuruluşlarının yüksek
kaliteli hasta bakımı sağlayabilmeleri için pratik ve sürdürülebilir çözümler üretmektedir.
2010 yılı itibariyle, 44 ülkede 344 tane JCI tarafından akredite edilmiş kuruluş
bulunmaktadır. Hangi ülkede kaç kuruluş olduğunu ve bu kuruluşlar hakkında ayrıntılı
bilgi için web (www.jointcommissioninternational.org) adresini ziyaret edebilirsiniz.
6.5. Türkiye’ de Sektörün Hasta Adedi ve Hizmet Boyutunda (Ciro) Hacmi
Yurtdışına giden ve yurtdışından gelen hastaların sayısı ve özellikle Yabancıların
Türkiye’ deki sağlık harcamalarını gösterir tablo 8 aşağıdadır.
6.6. Dünya Sağlık Turizmi Hasta Trafiği Haritası
Dünya’ da hasta trafiği harita’ da da görüldüğü üzere Amerika kıtası, Avrupa ve
Afrika ile Asya kıtası olarak gösterilmektedir.
24
Harita 1: Sağlık Turizmi Yapan Ülkeler
Şekil 1: Medikal Turizmde Paydaşlar
Tablo 7: Dünya’ da hasta trafiğini gösterir harita
Kaynak: Health Travel Technologies web sitesi: www.healthtraveltechnologies.com
25
Harita 2: Dünya’ da Sağlık Turizmi Trafiği
Harita 3: Dünya’ da Sağlık Turizmi ile Uğraşan Ülkeler Haritası
26
6.7. Hasta profili (kaynak ülke, harcamanın finansı, aldıkları hizmet
çeşitleri, Türkiye’ yi tercih nedenleri, bilgi edinilen kaynak, memnuniyet düzeyi)
Amerika kıtasında; A.B.D, Brezilya; Karayipler, Kolombiya, Kosta Rika, Küba,
Meksika, Panama.
Avrupa ve Afrika kıtalarında; Hırvatistan, Macaristan, Đspanya, Türkiye, Dubai,
Ürdün, Güney Afrika
Asya kıtasında; Hindistan, Güney Kore, Malezya, Filipinler, Singapur ve Tayland
sağlık turizmi alanında yabancı kabul eden ülkelerdir.
Raporda yer alan Tablo 6 dikkatlice incelendiği takdirde en önemli husus yabancı
turistin ortalama 700 ABD Dolarının biraz üzerinde döviz bıraktığı görülmektedir. Sağlık
(tedavi) nedeniyle gelen bir yabancının ise ortalama 3000-5000 arası ABD doları
harcadığı istatistik bilgilerle sabittir.
Tedavi amacıyla söz konusu ülkelere gidenler, ülkelerinde konulan teşhis gereği
gideceği ülkedeki hastane ile temas kurması, gideceği hastane ve ülkenin özelliklerini
öğrenmesi, aracı kuruluşlarla anlaşması, evinden çıkıp, tedaviye gideceği ülkeye
ulaşması, tedavisini olması, tercüme hizmetleri alması, refakatçisinin konaklaması,
gerekli ise sosyal programlara katılması kısacası hiç sorunla karşılaşmaması
gerekmektedir. Bu nedenle hem ülke politikaları hem de tedaviyi yapacak hastane,
ulaşımı ve konaklamayı sağlayacak firmalar profesyonelce çalışmalı ve organizasyon
mükemmel yapılmalıdır.
Türkiye’ yi tercih etmeleri için Türkiye’ nin raporda da izah edildiği gibi tanıtım ve
pazarlama faaliyetlerini düzenli ve sürdürülebilir bir düzeyde yapmalıdır. Çok önemli
yatırımlarda bulunan kuruluşların (Özel Hastaneler, Termal Oteller vb) tanıtım ve
pazarlama faaliyetlerine de önemli yatırımlar yapmaları işin olmazsa olmazlarındandır.
Türkiye’ de tedavi görenler başta olmak üzere, sağlık hizmeti alan kişilerin takibi
yapılmalı, geleneksel misafirperverliğimiz profesyonel hizmetle desteklenmelidir. Sağlık
turizmi çerçevesinde ülkemize gelen yabancıların Türkiye’ de bulunduğu ve ayrıldığı
sürelerde memnun edilmeleri en büyük yatırım ve tanıtım olacaktır.
Türkiye’deki önemli sağlık hizmeti sağlayıcıları Sağlık Bakanlığı, Sosyal Güvenlik
Kurumu, Savunma Bakanlığı, üniversiteler ve özel sağlık uzmanlarıdır. Hastanın sağlık
sigortasının kapsamına bağlı olarak, önemli tıbbi tedavilerin çoğu Sağlık Bakanlığı ya da
diğer devlet kurumları tarafından yönetilen kuruluşlarda yapılmaktadır. Özel hastaneler
ve kliniklerde muayene ve tedavi olma eğilimi, özellikle gelişmiş ve büyük şehirlerde
artmaktadır.
Türkiye’ deki hem devlet hastanelerinin hem de özel hastanelerin sayısı son
yıllarda hızla artmaktadır. 2007 yılı itibarıyla, 1.276 hastanenin % 71,4’ü kamu sektörü
tarafından işletilmektedir ve bu hastanelerin büyük bir bölümü Sağlık Bakanlığı’na
bağlıdır. (24 Türkiye Đstatistik Kurumu, Türkiye Đstatistik Yıllığı 2008) 2013
yılının sonuna kadar, toplam hastane sayısının 1.418’e ulaşması beklenmektedir. (25
Business Monitor International, 2009)
Aşağıda özel sektör ve vakıf hastanelerinin kuruluş tarihlerinden, hastane
sayılarına, yatak sayısı, yoğun bakım yatak sayısı, uluslararası anlaşmalı kuruluşu,
personel sayısı, 2008 yılı ayakta hasta sayısı ve 2008 yılında yataklı hasta sayısını içeren
tablodan özel hastanelerimiz hakkında bilgi sahibi olmak ve kapasitelerini anlamak
açısından önemlidir.
27
Tablo 8- Türkiye Hastane Đstatistikleri
Hastane Adı
Kuruluş
Yılı
Hastane Sayısı
Yatak
Sayısı
Yoğun
Bakım
Yatak
Sayısı
Uluslarar
ası
Anlaşmalı
Kuruluş
+1,500
Mevcut
değildir
Harvard
Medical
International
5.800
1.374.484
52.362
-
6.000
2.239.858
172.894
Personel
sayısı
Ayakta
Hasta
Sayısı
2008
Yataklı
Hasta Sayısı
2008
Acıbadem
Grubu
1991
9 hastane,
8sağlık merkezi,
3 laboratuvar ve 1
genetik tanı
merkezi
Medical Park
1995
13
2.000
Mevcut
değildir
Anadolu Sağlık
Merkezi
2005
1
209
59
Johns Hopkins
Medicine
920
153.212
6.537
Bayındır Sağlık
Gurubu
1992
2
194
42
Mevcut
değildir
753
125.170
11.912
Üniversal
Hastaneler
Grubu**
1977
1 akredite hastane,
toplam 83 tesis
(hastane ve ayakta
klinik)
2,107*
372*
Massachusetts
General
Hospital
14,000*
2.306.751*
11.912
2450
368.770
201.423
Florence
Nightingale
1989
4 hastane, 1
ayakta klinik
550
82
The Memorial
Hospital
Houston,
Cancer Center
Institute New
York
Hisar
Intercontinental
Hospital**
2005
1
120
35
Mevcut
değildir
500
55.480
3.213
Kent Sağlık
Grubu
1999
1 hastane, 1 sağlık
merkezi
102
21
Mevcut
değildir
430
1.225
123
Memorial Sağlık
Grubu
2000
1 hastane, 3 sağlık
merkezi
233
42
Mevcut
değildir
997
193.936
14.114
Mesa
Hospital**
2005
1
87
23
Mevcut
değildir
636
106.938
10.621
Yeditepe
Üniversitesi
Hastanesi
2005
1 hastane, 1 göz
hastanesi, 1 ayakta
klinik, 1 genetik
tanı merkezi
170
26
Mevcut
değildir
806
(11 ay için)
205,000
(11 ay için)
5,614
Kaynak: Ystats v e Şirket Web siteleri, Deloitte Türkiye Sağlık Sektörü Raporu Ocak2010
Not: (*) Temsilci hastane bilgilerini de içermektedir, (**) 2007 datası kullanılmıştır
7. TÜRKĐYE’ DE SAĞLIK TURĐZMĐ
7.1. Sektörün hasta adedi ve ciro boyutunda mevcut durumu
Tablo 9: Yurtdışına giden ve yurtdışından gelen hastaların sayısı ve harcamaları
Yıllar
2003
Yurtdışı
Tedaviye Gelen Tedaviye Gelen Yabancıların Türkiye’
Tedaviye Giden Gurbetçiler
Yabancılar
deki Sağlık Harcamaları
Türkler
38.843
36.567
103.40
91. milyon ABD doları
2004
61.841
38.273
133.40
126 milyon ABD doları
2005
47.248
55.741
164.60
163 milyon ABD doları
2006
41.397
39.834
153.90
192 milyon ABD doları
2007
18.505
43.951
154.60
247 milyon ABD doları
28
2008
20.057
62.171
162.48
282 milyon ABD doları
2009
30.852
68.545
132.68
225 milyon ABD doları
Kaynak: TUĐK ve T.C. Merkez Bankası
7.2. Sağlık Sektörünün mevcut altyapısı ve personel durumu
Tablo 10: Ülkemizdeki sağlık personeli sayıları (31 Mart 2009 tarihi itibariyle)
Türkiye Sağlık
Personeli Dağılımı
Uzman Tabip
Sağlık
Bakanlığı
24.819
Üniversite
Özel Sektör
Toplam
11.569
19.038
55.426
27.125
234
3.784
31.143
Asistan
8.324
12.606
-
20.930
Diş Tabibi
5.252
637
12.760
18.649
Eczacı
1.213
189
23.492
24.894
Hemşire
69.204
14.555
15.980
99.739
Ebe
43.346
525
3.797
47.668
Diğer Sağlık Hizmetleri
Personeli
Diğer Personel
65.814
7.702
21.016
94.532
59.512
9.651
19.538
88.701
304.609
57.668
119.405
481.682
Pratisyen Tabip
Genel Toplam
Kaynak: Sağlık Bakanlığı 2010-2014 Stratejik Eylem Planı, Sayfa 107
7.3. Hukuki Düzenleme ve Kurumsal Yapılar
“Sağlık turizmine temel oluşturan hukuki altyapı” 10. ana başlığı altında yer alan
konu başlıkları altında; T.C. Devletinin sağlık turizmi için ortaya koyduğu vizyon ve
Devletin bakış açısını gösteren resmi görüşü ile ilgili çalışmalar (Devlet Planlama Teşkilatı,
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı vb.) aynı zamanda hukuki altyapıyı oluşturan
bölüm olarak ta değerlendirilebilir. Ayrıca, T.C. Devleti adına ikili düzeyde imzalanan “
Sağlık ve Tıp Alanında Đşbirliğine Đlişkin Anlaşmalar” ile “Sosyal Güvenlik Sözleşmeleri” ve
çok taraflı düzeyde kabul edilen “Uluslararası Anlaşma ve Sözleşmeler” de işin
uluslararası boyutuna hukuki alt yapı oluşturmaktadır. Raporun sonuç bölümünde yer
alan öneriler kısmında da yeniden yapılması ve yapılandırılması gereken mevzuata
değinilecektir.
7.4. Sağlık Turizminde Türkiye’ nin Üstünlükleri
Medikal Turizm, SPA-Wellness (Sudan Gelen Sağlık), Termal (Kaplıca vs) Turizm
ile Yaşlı ve Engelli Turizmi alanlarında Türkiye olarak; Üstünlüklerimiz, güçlü ve zayıf
yönlerimiz olduğu bilinmektedir. Raporun ilgili başlıkları ve raporun genelinde anılan
başlıklarla ifade edilen hususların yer aldığı ve bunlardan dersler alarak çalışmalarımızı bu
yönlerdeki eksiklikleri gidermede kullanmamız ve eşgüdümsüz hiçbir işimizin olmaması
gerekir. Türkiye’ nin üstün olduğu taraf kendini sürekli geliştirmesi, kuruluşlarını
güçlendirmesi ve sorunları çözerek çalışmasından geçmektedir.
29
7.5. Medikal Turizmin Mevcut Durumda Muhtemel Riskler (Swot analizi)
Türkiye’de Medikal Turizmin Üstün ve Zayıf Yönleri
Konu ile ilgili uzmanlara göre, Türkiye’nin sağlık turizmi konusunda rekabetçi
üstünlüğü ve zayıf yönleri olarak aşağıdakiler saptanmıştır (Selvi, 2008; Soydan, 2007);
Üstünlüklerimiz
• Hastanelerin alt-yapıları ve donanımlarının yüksek kalitesi
• Hekimlerin ve hizmet sunucularının eğitim ve deneyim düzeyinin batı ülkeleri
standartlarında olması
• Diğer ülkelere göre sunduğu fiyat avantajları. Örneğin, yurt dışında 250 Euro
olan bir MR incelemesi, ülkemizdeki hastanelerde 50 Euro’dur
• Özellikle bulunduğu coğrafi konum ve geleneksel turizm çekicilikleri (doğal ve
tarihi) ve uzun süre seyahat engeli yaratmayan iklim koşulları
• Yüksek standartlara ulaşan turizm tesisleri ve iyi yetişmiş yabancı dil bilen
personel.
• Türkiye’nin sağlık turizmi kapsamında kaplıca, iklim, mağara, deniz, şifalı bitki
ve diğer doğal tedavi yöntemlerinin en iyi uygulanabileceği zengin bir
potansiyele sahip olması
• Medikal ve sağlık turizminin diğer turizm türleri ile bütünleşebilmesi ve ortak
tur programlarının yapılabilme olanakları.
Güçlü Yönlerimiz
•
•
•
•
•
•
•
•
Sağlık sistemimizin-sağlık dönüşüm programında geldiği nokta
Özel sağlık kuruluşlarımızın batı ülkelerin kuruluşları ile yarışabilir duruma
gelmeleri,
Uluslararası JCI Akredite Kuruluşuna akredite olmuş hastane sayısı (39 adet)
açısından dünyada 1. sırada olmamız,
Termal kaynaklarımız ve ülkemizin bulunduğu jeotermal alanlarımızın çokluğu
bakımından Avrupa ülkeleri içinde 1. sırada yer almamız. Dünyada ki
sıralamada da 7.nci olmamız,
Ülkemizin iklimi, coğrafi durumu, kültürü, bulunduğu durum,
Ülkemiz çevresinde bulunan 600 milyonluk bir topluluğa hitap edecek bir
konumda bulunmamız.
Dünyanın en genç nüfuslu ülkesi olmamız (hizmet verebilecek personel
istihdamı açısından sıkıntı olmayacak)
Yaşlı bakımında son derece iyi olmamız ve bu konuda aksakal geleneğimiz
gereği misafirperverliğimiz.
Zayıf Yönlerimiz
•
•
•
•
•
•
•
•
Medikal (tıp) turizm Türkiye için henüz yeni ve bu nedenle henüz tam anlamı
ile organize olmaması
Sağlık turizminde mevzuat eksiklikleri ve yasal boşluklar olması
Yetişmiş her konuda ara elemana olan ihtiyacımızın olması
Sağlık kuruluşlarında medikal turizm ile ilgili yetişmiş uzman (doktor, hemşire
vs.) sayısının henüz yeterli sayıda bulunmaması
Konuya ilişkin aracı kuruluşların (aracı turizm işletmeleri) henüz bu alana
yeteri kadar girmemiş olması ve bu konuda yurt dışında tanıtım – pazarlama
çalışmaları yetersizliği
Hastanelerimizin web sayfalarındaki yetersizlikler. Bu durum aynı zamanda
tanıtım, reklam ve pazarlama alanında da önemli eksiklikler olduğunun da bir
göstergesidir
Sağlık kuruluşlarının genelde büyük kentlerde yoğunlaşması nedeniyle medikal
turizmle klasik turizm bölgelerinin entegre olarak sinerji yaratamaması
Yurt dışında ülkemizi ve yaptığımız hizmetleri iyi tanımlayamamak ve
tanıtamamak
30
•
•
Sağlık turizmde devlet, STK ve sektör temsilcilerinin işbirliği olmaması
Türkiye’ye sağlık turizmi için yoğunlukla Almanya ve Hollanda gibi Türk
nüfusunun yoğun olduğu Avrupa ülkelerinden talep vardır. Oysa bu ülkelerdeki
konuyla ilgili Türk girişimci sayısı yok denecek kadar azdır. Đngiltere’de bu
hizmeti vermek üzere kurulmuş bir firma vardır (Travel to Cure) ve henüz Türk
sağlık kuruluşlarının bu pazara girmek için bir girişimleri de bulunmamaktadır.
(Yıldırım ve Altınkaya, 2006). Bu da ülkedeki medikal turizm olanaklarının
batıda etkili pazarlanamamasına yol açmaktadır.
8. SAĞLIK TURĐZMĐNĐN ANA UNSURLARI
8.1. Medikal Turizm (Tıp Turizmi)
8.1.1 Medikal Turizmin Geleceği
Tahminlere göre medikal turizm, insanların sağlıklarına gösterdikleri özen arttığı,
sağlık hizmetleri rekabetçi duruma geldiği ve maliyet farkları ana unsur olarak kaldığı
takdirde ülkemizde gelecekte daha da hızlı bir artış gösterecektir. Özellikle plastik
cerrahiye olan talep artışının devam edeceği, böylece denizaşırı hizmetler için de önemli
bir talep oluşacağı ve sağlık turizmin temel öğesi olan kalp ameliyatları ile yer
değiştireceği uzmanlarca tahmin edilmektedir.
Medikal turizmi geliştirmeyi amaçlayan ülkelerin sayısı da giderek artmaktadır.
Asya’ daki sağlık turizminin başarısı küresel ilgiliyi ve rekabeti artırmakta ve bu
durdurulamaz gibi gözükmektedir. Örneğin, termal turizm seyahatleri konusunda
Singapur maliyeti nispeten yüksek bir destinasyon olmasına rağmen, 2012 yılında 1.8
milyar Dolar gelir getirmesi beklenen 1 milyon hastayı çekmek istemektedir. Bu hedef
gerçekleşirse ülkede en az 13.000 yeni iş olanağı yaratacaktır. Yine Filipinler medikal
turizme olan ilgisini, yeni bir havalimanı yaparak ve tüm dünyadaki hastaların bir şekilde
Đngilizce konuşan Filipinli doktorlara aşina olduklarını vurgulayarak göstermiştir. Dubai,
Orta Doğu turistlerinin Asya’ ya gitmelerini engellemek için yeni bir Sağlık Kenti
kurmuştur. Hindistan’ daki en büyük özel uluslararası sağlık servis grubu olan
Apollo’nun 2004 yılında 37 tane hastanesi, Kuveyt, Sri Lanka ve Nijerya’daki hastaneler
ile ortaklığı vardır ve Dubai, Bangladeş, Pakistan, Tanzanya, Gana, Filipinler, Londra ve
Chicago’daki büyüyen özel kurumlar ve uluslararası bağlantıları olan diğer kuruluşlar ile
bunu planlamaktadır. (Connel, 2006: 7)
Sağlık turizmi gelişmekte olan ülkelerde seçkin sınıfın ilgisini çekmektedir.
Örneğin, Nijeryalılar Nijerya dışındaki sağlık giderleri için yılda 20 milyar Dolar harcama
yapmaktadır. Yine, Japonların basit muayeneler için bile işgörenlerini dışarıya göndermesi
ve yaşlı insanlarını yabancı ülkelerdeki huzurevlerine gitmeleri için teşvik etmesi konuya
ilişkin en uç örnekler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu süreçler, sağlık hizmetinin
marketteki bir raftan ürün alır gibi alınabilir olduğu tutumuna, teknolojinin ve özel
işletmelerin öneminin vurgulanmasına neden olmuştur. Sağlık hizmetleri ticareti
artmakta, daha rekabetçi hale gelmektedir ve küreselleşmede yeni boyutlar açmaktadır.
Tüm bunlar şık bir şekilde paketlendiğinde kimi zaman işe yarayan medikal turizm
pazarda oldukça önemli özellikli bir iş olarak karşımıza çıkmaktadır (Connel, 2006: 6).
8.1.2. Sonuç ve Öneriler
Yukarıdaki başlıklarda ayrıntıları ile belirtildiği üzere Türkiye dünya genelinde
bakıldığı zaman sağlık turizmi ve özellikle medikal turizmde henüz gelişme
aşamasındadır. Ancak iyi bir gelişme potansiyeline sahip olduğu da söylenebilir. Bu turizm
türünün geliştirilmesi için aşağıda belirtilen önlem ve uygulamalar yararlı olacaktır;
Mevzuata yönelik düzenlemeler yapılmalıdır. Sadece Devletten Devlete yapılan ikili
anlaşmaların yanı sıra özel sektör kuruluşları ile sivil toplum örgütleri muhatapları ile
anlaşma ve protokoller düzenleyerek karmaşıklığı bir düzene sokmalıdırlar. Devlet bu
alanda çalışanları başarı için teşvik etmelidir.
31
Yurt dışında satış ağının kurulması amacıyla; tur operatörlerinin, uzman
acentelerin ve sağlık kuruluşlarının bu konuya özendirilmesi gerekmektedir. Turizm
Bakanlığının da konuya özel bir önem vererek medikal turizmin en etkin pazarlanması
nasıl olmalıdır sorusuna yanıt aranmalıdır.
Sağlık turizminde satış ve pazarlamanın yolu, yurt dışındaki turizm ve sağlık ile
ilgili fuarlardan geçmektedir. Bu fuarlara etkin bir şekilde katılmak gereklidir.
Öncelikle yakın ülkeler olmak üzere, gelişmiş batı ülkelerinin sağlık ve sigorta
sistemleri, tanı ve tedavi fiyatları, teknolojileri araştırılmalı medikal turizm için hedef
ülkeler ve pazarlar seçilmelidir.
Diğer ülkelerde olduğu gibi tanıtım materyallerinde ve ürün paketinde
Konvansiyonel (geleneksel) turizm olanakları, turlar, termal turizm olanakları ve medikal
turizm birlikte sunulmalıdır.
Medikal Turizme hitap eden hastanelerde konuya ilişkin uzmanlar tarafından
eğitim
çalışmaları
yapılmalı,
işletmeler
kadrolarında
konunun
uzmanlarını
bulundurmalıdır. Özellikle yabancı dil bilen ve sağlık turizm eğitimi olan elemanlara
ihtiyaç vardır.
Medikal turizmin gelişmesinde ve organize edilmesinde batı ülkelerindeki sigorta
kuruluşlarının önemli bir rolü vardır. Ülkemizdeki sağlık kuruluşları ABD ve Avrupa’daki
sigorta şirketleri yapacak oldukları anlaşmalar çerçevesinde bu hizmetleri daha geniş bir
pazara hitap ederek yerine getirebilirler.
Sağlık turizmi alanında çalışmakta olan kurum ve kuruluşların belirlenmesi ve
belgelendirilmesi sağlanmalıdır.
Medikal turizm aracılarının seyahat düzenlemeleri hastanın evden çıkışından tekrar
evine dönüşüne kadar geçen tüm süreçleri kapsamalıdır.
8.2. Termal Turizm ve SPA-Wellness (Sudan Gelen Sağlık)
8.2.1. Termal Turizm içeriği
Termomineral su banyosu, içme, inhalasyon, çamur banyosu gibi çeşitli türdeki
yöntemlerin yanında iklim kürü, fizik tedavi, rehabilitasyon, egzersiz, psikoterapi, diyet
gibi destek tedavilerinin birleştirilmesi ile yapılan kür (tedavi) uygulamaları yanı sıra
termal suların eğlence ve rekreasyon amaçlı kullanımı ile meydana gelen turizm türüdür.
8.2.2. Türkiye’ nin Termal Turizm Potansiyeli
Su, yüz yıllardır yaşamın temel öğesi olmuş ve yaşam insanların suyu kullanması
ile başlamıştır. Suların tedavi edici gücü tanrıların gücüne bağlanmış ve suların
bulundukları yerlere zamanla tapınaklar yapılmıştır. Anadolu’da şifalı sıcak sulardan
yararlanarak tedavi olma geleneğinin, M.Ö. II. yüzyıl’dan itibaren Batı Anadolu
bölgesinde yer alan Allianoi kaplıca bölgesinde başladığını söyleyebiliriz. Đzmir’in
Bergama Đlçesinin kuzeydoğusunda, Paşa Ilıcası Mevkii’nde yer alan Allianoi Antik
Kenti’nin, erken dönemlerdeki su ile ilgili birkaç basit yapısı, MS II. yy.’da kutsal bir kült
merkezine dönüşmüş ve sağlık tanrısı Asklepios’a adanmış bir Asklepion olduğu
günümüzde yapılan kazı çalışmalarından açık bir şekilde anlaşılmıştır. Kos, Epidauros ve
Pergamon Anadolu’ da bilinen en önemli asklepionlardır. MÖ 4. ve 5. yüzyıllarda ise
Herodot ve Hipokrat eserlerinde kaplıca tedavisinin ana ilkelerini ele almışlardır.
Türkiye önemli bir jeotermal kuşak üzerinde yer almaktadır. Bu nedenle kaynak
zenginliği ve potansiyeli açısından değerlendirildiğinde dünyada ilk yedi ülke arasına
girmektedir. Bu zenginliği ifade eden termal suların debi ve sıcaklıkları ile fiziksel ve
kimyasal özellikleridir. Türkiye’de sıcaklıkları 20ºC - 110ºC arasında debileri ise 2 500 lt/sn arasında değişebilen 1000' nin üzerinde kaynak bulunmaktadır. Đçeriği
zengin olan bu kaynaklar, Avrupa’ daki termal sularla karşılaştırıldığında daha üstün
32
nitelikler taşımaktadır. Bu kaynaklar ile 200' ün üzerinde termal merkez oluşturulmuştur.
Türkiye’ deki kaynakların büyük bir kısmının doğal çıkışa sahip, kür tedavisi için gerekli
olan eriyik maden değeri yüksek, kükürt, radon ve tuz bakımından zengin olması, kür
sezonunun uzun olması ve kaynakların bulunduğu bölgelerin iklimsel özelliklerinin
uygunluğu gibi faktörler, bu kaynakların Avrupa’daki kaynaklara göre avantajlarını ortaya
çıkarmaktadır.
Türkiye’deki termal kaynakların termal sağlık turizmi kapsamındaki toplam
yatırım kapasitesi 1.365.000 yatağa tekabül etmektedir. Termal suların debi ve
sıcaklıkları itibariyle yapılan bu hesaplamalarda; Afyon 189.356 yatak kapasitesi ile
Türkiye’de termal sağlık turizmi açısından en fazla yatak kapasitesine sahip ildir. Bu ili
toplam yatak kapasitesi açısından Aydın 139.276, Denizli 129.287, Đzmir 101.067,
Kütahya 94.910 ve Sivas 90.504 yatak kapasiteleri ile izlemektedir. Hesaplanan bu
rakamlar Türkiye’deki termal sağlık turizmi açısından çok ciddi bir potansiyele sahip
olunduğunun açık ve net göstergesidir. Bu kaynakların ülkenin her tarafında (deniz
kenarı, ormanlık, dağlık alanlarda) bulunması, termal sağlık turizmini diğer turizm
çeşitleri ile entegre olabilecek konuma getirmektedir. Termal sağlık turizminin deniz,
üçüncü yaş, av, yat, golf, dağ, kış, kongre turizmleri ile birlikte değerlendirilmesi
mümkündür. Birçok Avrupa ülkesindeki kür süresinin yıllık 120 gün civarında
olmasına karşın Türkiye’ de bu süre 300 gün civarındadır. Kür süresinin anlamlı
derecede uzunluğu termal sağlık turizmi açısından önemli bir avantajdır.
Yalova Kaplıcası
Sivas Balıklı göl
Denizli Pamukkale
Bunların yanında; Türkiye’deki yıllık toplam güneşli gün sayısı, ortalama nem,
rüzgâr ve sıcaklık değerleri gibi iklim özellikleri, termal bölgelerde yıl boyu kür
faaliyetlerinin yapılabilmesine olanak tanımaktadır. Bu faktörler Türkiye’deki kür süresinin
Avrupa’daki kür süresine göre 2,5 kat daha uzun olmasını sağlamakta ve termal sağlık
turizminin geliştirilmesi açısından önemli bir avantaj oluşturmaktadır.
Afyon kaplıca hamamı
Afyon çamurla tedavi
Kütahya Yoncalı Kaplıcaları
Tüm dünyada termal turizm (kaplıca, otel, kür merkezi ve kür klinikleri) tesisleri
en parlak dönemlerini yaşamaya başlamıştır. Suyun en eski ve doğal tedavi aracı olması,
doğal tedavi yöntemlerine olan ilgi, termal pazarın 25-75 yaş arası hasta ve sağlıklı
insanlardan oluşması pazara olan ilginin artmasına neden olmaktadır.
Ayrıca dünya nüfusunun yıllık ortalama % 2 oranında yaşlanması, sağlıklı yaşlı
nüfusa sunulan hizmetlerin çeşitliliği ile maliyetlerinin artıyor olması ve artış hızının bu
33
şekilde devam etmesi durumunda, 2050 yılında yaşlı nüfusunun 15 yaşın altındaki çocuk
nüfusunu geride bırakacağı hesaplanmaktadır. Bu durumda insanların sağlıklı
yaşlanmaları için orta yaşlardan itibaren termal sağlık turizmi kapsamındaki hizmetlerden
yararlanmaları, sağlıklarını korumaları için bu programlara katılmaları teşvik edilmektedir.
Gelişmiş Ülkelerdeki sağlık hizmetlerinin maliyetinin yüksek olması, görece yaşlı nüfusun
fazlalığı, sosyal güvenlik sistemlerinin daha ucuz hizmet arayışları, insanların değişik
yerlerde tedavi olma istekleri ile insanların tatil yaparken, dinlenirken tedavi olmayı tercih
etmeleri bu kapsamdaki sağlık turizminin gelişmesine neden olmaktadır.
Sağlık turizminde hedeflerden biri de, hastaların ve hasta ailelerinin rahatlığını
sağlamak için uygun tıbbi seçenekleri sunmaktır. Gelen bu talepleri karşılamak için
uluslararası geçerliliği olan standartların sağlık hizmetlerinde sağlanması gerekmektedir.
Bu standartlar; yeterli fiziki altyapı, çevresel etkenler, ulaşım, sağlık hizmetlerinde
etik değerlere bağlılık, fiziki ve ekonomik açıdan kolay ulaşılabilir sağlık hizmeti, yeterli
tıbbi teknoloji, yeterli bilgi teknolojileri, uluslararası standartlarda ortak tedavi
protokolleri, ulaşım ve transfer standartları, sağlık personelinin eğitimi ve kaliteli hizmet
sunma standartları ile yurt dışı sağlık sigortalarının sunulan hizmetleri karşılaması için
gerekli anlaşmaların yapılmasıdır.
Türkiye için termal sağlık turizmi olayı yeni gelişen bir hizmet alanı olarak
değerlendirilmektedir. Avrupa ülkelerine olan yakınlık pazarın bugün ve gelecekte önemli
bir yere sahip olacağını göstermektedir. Ayrıca, AB ülkeleri arasına giriş sürecinin
başlamış olması, AB normlarının hemen bütün sektörlerde kabul edilmesi, sağlık
sektöründe yapılan akreditasyon çalışmaları, kaliteli hizmet sunabilecek tesislere ve
yetişmiş personele sahip özel hastanelerin artması, sahip olduğumuz iklimsel avantajlar
ile doğal-tarihi zenginlikler Türkiye’ nin sadece tatil turizmi için ziyaret edilen değil,
termal sağlık turizmi amacıyla da ziyaret edilen bir ülke olmasını sağlayacaktır.
Dünya’ daki değişen turizm anlayışı çerçevesinde kaliteli ve bilimsel hizmet veren
termal merkezlerin; konforlu tesislerde, insan sağlığını temel alan, sağlığı koruyan ve
geliştiren yaklaşımlarla ön plana çıkması ve termal sağlık turizminin, geleceğin en önemli
turizm çeşitlendirmeleri arasına girecektir. (Kaynak: 08 Haz. 2007, XING Sağlık
Sektörel Grubu)
8.2.3 Termal Turizmle Yapılan Kür ve Tedaviler
Kür: Tedavi etkeninin belli dozda, seri halde, düzenli aralıklarla, belli sürelerle
tekrarlanarak verilmesi ile uygulanan tedavi yöntemidir.
Kaplıca Tedavisi: Toprak, yer altı ve deniz kaynaklı mineralli sular, gazlar,
peliodler (çamurlar) ve iklimsel unsurlar gibi doğal tedavi unsurlarının yöredeki iklim
olanakları ve gerekli görülen diğer tedaviler ile birlikte kür tarzında uygulandığı bir tedavi
sistemidir.
Balneoterapi: Balneoterapi doğal iyileştirici etkenlerle yapılan banyo, içme ve
inhalasyon (soluma) kürleri şeklinde uygulanan bir uyarı-uyum tedavisi yöntemidir. Doğal
iyileştirici etkenler arasında "şifalı sular" yani, termal ve mineralli sular en yaygın
kullanılanlardır. Bunların yanında, doğal peloidler (çamurlar) ve gazlar (CO2, Radon ve
H2S) da kaplıca tedavisinde kullanılan diğer etkenlerdir.
34
"Şifalı Sular", Termontineral Sular, Termal Sular, Mineralli Sular
Balneoterapinin en yaygın kullanılan doğal iyileştirici etkenlerinden olan,
"şifalı" sular, fiziksel ve kimyasal niteliklerine göre sınıflandırılırlar. Uluslararası
kabul gören Alman Kaplıcalar Birliği' nin sınıflandırmasına göre şifalı sular; Termal
Mineralli Sular, Termomineral Sular, Karbondioksitli Sular, Kükürtlü Sular, Radonlu
Tuzlalar, Đyotlu Sular ve Florürlü Sular olarak sınıflandırılırlar.
doğal
genel
Sular,
Sular,
Peloidler, "Şifalı Çamurlar", "Şifalı Topraklar"
Kaplıca kürünün özgün tedavi biçimlerinden biri olan pelo-idoterapide kullanılan
peloidler (şifalı çamur) jeolojik ve/veya jeolojik ve biyolojik olaylar sonucu oluşan organik
veya inorganik maddelerdir. Doğada ince tanecikli halde bulunabilirler veya bazı ön
hazırlık işlemleri ile ufak-ince tanecikli hale getirilirler. Doğal olarak su içerebilirler ya da
susuz olabilirler. Kullanım sırasında yeterli miktarda termal veya düz su ile karıştırılarak,
uygun yoğunluk ve sıcaklığa getirilirler. Çamur banyoları ve çamur paketleri şeklinde bir
dizi hastalığın tedavisinde kullanılırlar. Đnsan organizması üzerinde belirli hastalıklardaki
tedavi edici etkileri kanıtlanmış olmalıdır.
Balneoterapi Yöntemleri
Balneoterapi; termal ve / veya mineralli suların, şifalı çamurların ve gazların,
yöntem ve dozları belirlenmiş, banyo, paket, içme ve inhalasyon (soluma) uygulamaları
şeklinde, düzenli aralıklarla seri halde tekrarlanarak kullanılmasıyla, belirli bir zaman
aralığında ve kür tarzında gerçekleştirilen bir uyarı-uyum tedavisidir Başlıca balneoterapi
yöntemleri şunlardır;
Banyolar: Termomineral su, peloid ve gaz banyoları ile bunların bölgesel
uygulamalarıdır. Banyolar soğuk, ılık, sıcak ve aşırı sıcak olarak sınıflandırılırlar. Banyo
süresi genellikle 20 dakikadır, hipertermal banyolarda 10 dakikaya inilirken izotermal
banyolarda 25-30 dakikaya kadar uzatılabilir. Banyo uygulamaları, tam, yarım ve oturma
banyoları ve kol-bacak banyoları şeklinde yapılabilir. Banyolar, genellikle 2 ila 4 hafta
süreyle, ya her gün (haftada bir gün banyosuz geçer) ya da gün aşırı bir kez yapılır.
Banyo alma sıklığı kaplıca hekimince kürün sonuna doğru yeniden ayarlanabilir.
Đçme kürleri: Mineralli sular ile kaplıcalarda ya da yaşanılan yerlerde yapılan
içme kürleridir. Doğal mineralli suların belirli bir sürede, gün boyu belirli aralıklarda ve
belirli miktarlarda içilmesi ile yapılan içme kürleridir.
Đnhalasyon uygulamaları: Đnhalasyon mineralli su zerreciklerinin solunması
yoluyla yapılan tedavi biçimidir. Soluma uygulamalarında amaç, solunan mineralli su
zerreciklerinin solunum sisteminin istenilen bölgesine ulaşması, burada zerreciklerin
taşıyıcı gazdan ayrılarak ortama bırakılmaları suretiyle doğrudan etkili olmasıdır. Doğal
inhalasyon çözeltilerinin etkisiyle, akciğer fonksiyonları olumlu etkilenmekte ve kan
gazları düzeyleri normalleşmektedir.
Peloidoterapi:
uygulamalarıdır.
(şifalı
çamurların)
banyo,
paket
ve
tampon
şeklinde
Hidroterapi uygulamaları: Termomineral sular ile yapılan yıkamalar, duşlar,
dökmeler bu tür uygulamalardır. Ayrıca, her birey için özel olarak düzenlenen ve ideal
olarak amaca uygun inşa edilmiş havuzlarda gerçekleştirilen, sinir-kas-iskelet sistemiyle
ilgili fonksiyonları geliştirme-iyileştirme amaçlı bir havuz tedavi programı olarak da
tanımlanmaktadır.
Klima terapi: Hava sıcaklığı, nem, rüzgâr şiddeti ve hızı, güneş ışınımı ve benzeri
iklimsel faktörlerin sistematik ve dozlanmış kür tarzında uygulanmasıdır.
Talassoterapi: Koruyucu ve tedavi edici ve/veya kür amaçlı olarak tıbbi gözetim
ve denetim altında, deniz suyu iklimi ve unsurlarının kür tarzında uygulandığı bir tedavi
sistemidir.
35
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon: Kaplıca tedavisinde kullanılan elektro terapi,
egzersiz tedavileri, masaj ve diğer yöntemlerdir.
Medikal Tedavi: Kaplıca tedavisi sırasında hastaya lokal veya sistemik olarak
uygulanan ilaç tedavi yöntemidir.
Destek Uygulamalar: Sağlık eğitimi, diyet uygulamaları, günlük yaşam
aktivitelerinin düzenlenmesi, davranış değişikliği eğitimleri ve psikolojik destek
yöntemidir. Egzersiz tedavisi, Su içi egzersiz, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Hidroterapi
ve Masaj’ da tamamlayıcı tedaviler olarak katkı sağlamaktadır.
Kaplıca tedavisinde etkili olan faktörler:
Uygulanan tedavi yöntemleri, ortam değişimi, iklimsel etkenler, plasebo etki,
psikolojik etkenler, günlük yaşantının düzenli olması, olumsuz çevresel etkenlerin
bulunmaması, destek yöntemler olarak sıralanabilir.
Balçova Termal / ĐZMĐR
Naturmed AYDIN
8.2.3. Kaplıca Turizmi:
Termal Turizmle yapılan kür ve tedaviler yukarıda kısaca özetlenmiştir. Ülkemiz
toprakları üzerinde kaplıcaların sağlık ve tedavi amaçlı kullanım geçmişi bin yıllara uzanan
ve halen süren bir gelenektir. Aslında, bu gelenek hemen tüm uygarlıklarda var olmuştur.
Günümüzde de, tüm kıtalarda, daha çok Güney, Orta ve Doğu Avrupa, Asya (Orta
Doğu, Japonya, Çin, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri) ve Güney Amerika (Arjantin,
Meksika, Kolombiya) ve Kuzey Afrika (Fas, Tunus) ülkelerinde yaygınlığını
korumaktadır. Ancak, ülkemizin de içinde bulunduğu bir çok ülkede kaplıca tedavisinin
geleneksel ve ampirik (deneysel) niteliği pek değişmezken, Almanya, Fransa, Đtalya,
Japonya, Đsrail gibi ülkelerde kaplıca tedavisi yüksek bir kalite standardına ulaşmıştır.
Almanya'da kaplıca ve kür tıbbı, büyük ve önemli bir sağlık sektörü
konumundadır. Bu ülkede, 2000 yılında 10 milyon kişi, 69 milyon gün, kaplıcalarda
yataklı kurumlarda tedavi görmüş ve giderleri büyük ölçüde sigortaları tarafından
karşılanmıştır. Ülkemizde ise, 1990 yılında 6. 5 milyon kişi kaplıcalara gitmiş, bunların
ancak %5'i Sigorta ve emekli Sandığınca kısmen karşılanmıştır. (Prof. Dr. M. Zeki
Karagülle' nin "Balneoloji ve Kaplıca Tıbbı" kitabından alınmıştır.)
8.2.3.a) Dinlenme amaçlı kaplıca turizmi
Turistlerin bir kısmı (Özellikle yaşlı kesimi) Ülkemizin doğa güzellikleri ve
jeotermal kaynaklarından dinlenme amaçlı faydalanmalarını kapsar. Burada kaplıcanın
36
bulunduğu tabiat, jeotermalin kalitesi ve lüks ortamı çok önem arz edecektir. Asıl amaç
dinlenme ve eğlence ikinci amaç rahatlama ve iyilik halini elde etmedir. Küçük çaplı
otelcilik hizmeti veren kaplıcalar bu kapsamda değerlendirilemez.
8.2.3.b) Tedavi amaçlı kaplıca turizmi
Ülkesinde tabipler tarafından teşhisi ve endikasyonu konmuş hastalıkların tedavisi
için ülkemize gelmeleri ve kaplıcalardan faydalanılmasını kapsar.
Bu durumda ülkesinden yanında getireceği raporlar önem arz eder. Türkiye’ de de
tabiplerin kontrolünde kaplıcalarda tıbbın kuralları çerçevesinde tedavi olmaları
gerekecektir. Bu bölümde lüks otelcilikten ziyade kaplıcanın kalitesi, fiziki olarak türü
önem arz eder. Modern küçük kaplıca merkezleri bile bu hizmeti sunabilir.
Bu güne kadar dinlenme amaçlı kaplıca turizmi ile tedavi amaçlı kaplıca turizmi
birbiriyle sık sık karıştırılmıştır.
Bunun sebepleri;
1- Ülkemizde ve yurt dışında bu iki bölüm ayrı ayrı tanıtılmadı ve pazarlanmadı.
Aslında bugüne kadar kaplıcaların tanıtımı yurt dışında hiç yapılmadı sayılır.
2- Ülkemizde bu konuda tıbbi endikasyonlar tam konmadı zaten FTR bölüm son
yıllarda güncelliğini kazanmış olup ruhsatlı modern kaplıcalar yeni yaygınlaşmaktadır.
3- Kaplıca tedavisi için tıbbi endiksiyon konduğu zaman bile bugüne kadar
hastanın gideceği ruhsatlandırılmış kaplıcalar yaygın değildi.
4- Sosyal güvenlik kurumlarının ödediği ücret maliyetlerinin çok altında.
5- Avrupa sağlık güvenlik kuruluşlarının kaplıca tedavisi için yurt dışına sevk ve
bedellerinin ödemesi konusunda ciddi girişim ve araştırma yapılmamıştır.
Bütün bunların sonucunda dinlenme amaçlıda olsa tedavi amaçlıda olsa herkes
lüks ve konforlu kaliteli kaplıcaları tercih etmeye başlamış, bedellerini kendileri
ödemişlerdir.
Dünya’ nın Çeşitli Ülkelerinde Kaplıca Turizmi
Dünya'da çeşitli ülkeler termal turizmin insan sağlığında önemli bir yeri olduğunun
bilincinden hareketle termal turizm konusuna önem vermektedir. Termal turizm amaçlı
olarak senede Almanya ve Macaristan'a 10 milyon kişi, Rusya'ya 8 milyon kişi, Fransa'ya
yaklaşık 1 milyon, Đsviçre'ye 800 bin kişi gitmektedir. 126 milyon nüfuslu Japonya'nın
Beppu şehrine sadece 13 milyon kişi termal turizm amaçlı olarak gitmektedir.
Avrupa'da birçok tedavi edici kaplıca merkezi mevcuttur. Almanya, Fransa, Đsviçre,
Đtalya, Yunanistan, Rusya, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti gibi ülkeler başta gelmektedir.
Almanya
Termal turizm Almanya'da önemli bir sektör haline gelmiştir. Almanya’da 263 adet
resmi belgeli termal merkez bulunmaktadır. Almanya'da tesislerin toplam yatak
kapasitesi 750.000'dir. Senede 7 milyondan fazla ziyaretçi gelmektedir. (hem Alman hem
37
yabancı turistler). Almanya' nın Stuttgart kentinde bulunan Das Leuze Kaplıca ve
Rekreasyon Tesislerini yaz aylarında günde 8000 kişi ziyaret etmektedir. Kaplıca tedavisi
bu ülkede çok eskiden beri bilinmektedir. Bunun için ülke kültürünün bir parçası haline
gelmiştir. Hekim teşhisi ve raporu olması şartıyla, kaplıca tedavilerinin hem özel hem de
kamu sağlık sigorta şirketleri tarafından tam veya kısmen karşılandığı ülkelerden biridir.
Macaristan
Kaplıca tedavisi ve turizmde çok gelişmiş ülkelerden biri olarak bilinmektedir.
Romalılardan Osmanlı Đmparatorluğuna kadar birçok uygarlık tarafından bu ülkedeki
kaplıca merkezlerinin tedavi edici etkinliklerinden faydalanılmıştır.
Ülkede bugün 120 tedavi edici kaplıca merkezi bulunmaktadır. Her sene bu ülkeye
gelen insanların %22’si bu merkezlere gitmektedir. Sadece Budapeşte’ de 80’ dan fazla
merkez bulunmaktadır ve bunun yarısından fazlası tedavi hizmetleri vermektedir.
Ciddi hastalıkların tedavisi için gelenlerin sayısı çoğunlukta olmasına rağmen
sadece kendini daha iyi hissetmek için gelenlerin sayısı da az olmamaktadır. Her sene
binlerce hastaya lokomotif sistem hastalıklarından, akciğer ve kadın doğum hastalıklarına
kadar geniş yelpazeli hizmet verilmektedir.
Yunanistan
Eski çağlardan beri, bu ülkede, kaplıcaların tedavi edici özellikleri bilinmektedir. Bu
tedavi yönteminin Yunanistan’ da başladığını söylemektedirler. Tarihçi Herodotos, tıbbın
babası olarak bilinen Hipokrates ve Herophilus, Agasthinios gibi doktorlar, bu kaplıcaların
tedavi edici özelliklerinden bahsetmektedirler.
2 yüzyıldır bu kaplıcalar daha çok kullanılmaya başlanmıştır. Merkezlerin çoğu
deniz kenarları boyunca görülmektedir. Bugünlerde daha çok Ağustos ve Eylül aylarında
ziyaretçiler gelmektedir. Ziyaretlerin %40’ı Eylül ayında yapılmaktadır ve ortalama 15-21
gün kalınmaktadır.
Đtalya
Đtalya’ da 360 civarında termal tesis bulunmaktadır. Yılda yaklaşık 6 milyon
ziyaretçi gelmektedir. Ülkeye sağladığı maddi ve iş imkânı nedeniyle çok önemlidir. Birçok
şehirde kaplıca merkezi bulunmaktadır. Bunun başlıca nedeni, ülkede bulunan volkanik
dağlar ve etkinlikleri olarak düşünülmektedir.
Lokomotif sistem hastalıklarından, varisler, şişmanlık ve deri hastalıklarına kadar
birçok hastalık için tedavi hizmeti verilmektedir.
Çek Cumhuriyeti ve Slovakya
Doğal yöntemlerle tedavi, bu ülkelerde eskiden beri bilinmektedir. Yunanistan ve
Macaristan’a göre daha yeni olmasına rağmen son yıllarda çok gelişmiş tedavi edici
kaplıca merkezleri kurulmuştur. 2 ülkede yaklaşık 60 tedavi edici kaplıca merkezi vardır
ve senede 500,000’a yakın hastaya tedavi hizmetleri verilmektedir. Hekim raporu olması
kaydıyla, sigorta şirketleri tedavi masraflarını tam veya kısmen karşılamaktadır.
Anglosakson ve Diğer Ülkeleri
Dünya’ da kaplıcalar eşit olarak dağılmamaktadır. Asya ve Afrika’ nın (Güney
Afrika) bazı kesimlerinde bulunmasına rağmen, kaplıcalar daha çok Avrupa’ da
bulunmaktadır. Kaplıca kültürü daha çok doğu ve güney Avrupa ülkelerinde gelişmiştir.
Eskiden beri Đngiltere, diğer kuzey Avrupa ülkeleri ve Amerika’ da bu kültür gelişmemiştir
ve bugün bile aynı durum devam etmektedir. Belki de iklim farklılıkları, bu eşit olmayan
dağılımlara sebep olmaktadır.
38
Đngiltere, diğer kuzey Avrupa ülkeleri ve Amerika’ da bulunan merkezler daha
çok dinlenme amaçlı kullanılmaktadır. Bu açıdan Đngiltere senede yaklaşık 1 milyar sterlin
harcamaktadır.
Rusya’nın bazı kesimlerinde gelişmiş kaplıca merkezleri mevcuttur. Her 3 Rus’tan
biri kaplıca merkezine hayatında en az bir kere gitmektedir. Rusya ile beraber, diğer
Baltık ülkelerde (Estonya, Letonya, Lituanya) tedavi amaçlı kaplıcalar yaygındır.
Kalp hastalıkları, Astım, lokomotif sistem hastalıkları, sinir sistem hastalıkları, depresyon
gibi birçok sistemi ilgilendiren rahatsızlıklar için hizmet verilmektedir. Bu merkezlere daha
çok Finlandiya’ dan hasta ve turist gelmektedir.
Bulgaristan’ da eskiye dayanan kaplıca tarihi vardır. Karadeniz sahilleri boyunca
dizilmiş, yaklaşık 300 kaplıca merkezi vardır. Bunların çoğu oteller içinde işletilen modern
merkezlere dönüştürülmüştür. Her sene yüz binlerce insan bu merkezlere gelmektedir.
Çok değişik hastalıklar için tedavi hizmetler verilmektedir.
Diğer Akdeniz ülkeleri olan Tunus, Fas ve Đsrail’de de kaplıcalar bulunmaktadır.
Güney doğu Asya’da (Hindistan, Tayland, Singapur, Endonezya) kaplıcalar
daha çok büyük ve lüks oteller içinde işletilmektedir. Burada verilen hizmetler çoğu
zaman turistin kendini iyi hissetmesi veya dilenmesine yöneliktir.
Japonya'da 1500 adet kaplıcada 100 milyon geceleme kapasiteli termal turizm
yapılmaktadır. Beppu' da 1000 litre/saniye jeotermal su termal turizm amaçlı
kullanılmaktadır.
Bazı ülkelerde kaplıca sayısı ve tedavi masrafları
Tablo 11: Avrupa Ülkelerinin bazılarında kaplıca sayısı ve tedavi masrafları
Kaplıca Tedavi Masrafları
Ülkeler
Sayısı
7 Günlük
14 Günlük
21 Günlük
Almanya
250-300 900-1200 Euro 1700-2200 Euro 2600-3300 Euro
Macaristan
120
450-900 Euro
800-2000 Euro 1400-2400 Euro
Đtalya
200
Çek Cum Ve Slovakya
60
950-1500 Dolar
Not: Fiyatlara Otelde konaklama masrafları, tedavi, otelde bulunan tüm olanaklardan
yararlanma ve hekim eşliğinde tedavi olmak üzere her şey dâhildir. Hekim raporu olmak
şartıyla tedavi masrafları sigorta şirketler tarafından ya tam ya da kısmen
karşılanmaktadır.
8.2.4. SPA-Wellness (Sudan Gelen Sağlık)
“Sudan gelen sağlık” anlamına gelen “salus per aquam” (SPA), vücudun su ve
tuz dengesini ayarlaması, bedene enerji kazandırması, yorgunluğu ve ağrıyı alması
amacıyla alınan bir hizmettir. Uzman terapistlerce çeşitli tekniklerin kullanıldığı SPA
terapileri, günlük, haftalık, aylık ya da dönemlik olarak uygulanmaktadır.
SPA günümüzde yalnızca su ve çamur terapilerini değil sıcak su havuzu, çeşitli
masaj terapileri, aroma (hoş koku) terapileri, güzellik ve bakım gibi sağlık kür hizmetleri
veren tesislere verilen bir isim olup su ile iyileşme, suyun kullanımından gelen sağlık,
suyun sıcak, soğuk ve farklı biçimlerdeki akıtma, damlama, duşlama, püskürtme gibi
uygulamaları ile kazanılan dinlenme ve ferahlama duygularının edinildiği bütünleyici
terapi anlamında kullanılmaktadır.
Wellness kelimesi ise akıl, vücut, ruh ve ilişkilerde iyi ve zinde olmayı ifade
etmektedir. Bu kapsamda insanın kendisini ruhsal, bedensel, zihinsel ve ilişkisel olarak iyi
ve zinde hissetmesini sağlayan her türlü masaj, cilt bakımı, çamur ve yosun banyoları,
39
küvet bakımları, Talasso terapi gibi doğa ve doğal ürünlerle sağlıklı yaşam yöntemleri ile
yapılan vücut bakımları Wellness kapsamına girmektedir.
SPA – Wellness sektöründeki müşterilerin yoğun ilgisi ve hızlı gelişim, bu
sektörde yeni arayışları da beraberinde getirmiştir. Klasik Fin saunalarında uygulanan
renk ve ışık terapileri, vücudun fiziksel ve ruhsal sağlığı için buhar odalarında uygulanan
ve toksin atmaya yardımcı olan aroma terapi seansları, masaj sonrası ısıtılmış koltuklarda
vücudu dinlendirme gibi güzellik ve rahatlama amaçlı yapılan uygulamalar SPA
merkezlerindeki en çok tercih edilen yöntemlerdir.
Uluslararası SPA Birliği’nce SPA’ lar yedi kategoriye ayrılmıştır:
1. Klüp SPA: Fitness gibi sağlık hizmetlerini sunan klüplerdir. Ayrıca günlük
kullanıma dayalı SPA hizmetleri de sunulmaktadır.
2. Kruvaziyer SPA: Bir kruvaziyer gemide Wellness hizmetleri yanında SPA
menüsü de bulunan klüpler olup profesyonel tedaviler, kişisel idman çalışmaları ve salon
hizmetleri alakart şeklinde sunulmaktadır.
3. Günlük SPA: En yaygın SPA türü olup hizmetlerinin profesyonelce yönetilen
günlük Spa hizmetleri sunulmaktadır.
4. Destinasyon SPA: Fiziksel sağlık ve eğitim amaçlı profesyonelce yönetilen
hizmet programları ile yerinde konaklama yapılması yoluyla yaşam şeklinin gelişimi ve
sağlığın artırılmasına yönelik hizmetler sunulmaktadır.
5. Medispa (Tıbbi SPA): Amacı öncelikle geniş kapsamlı sağlık ve Wellness
bakımlarını, geleneksel SPA hizmetleri ve tamamlayıcı tedavilerin bütünleştirildiği bir
ortamda sağlamak olup tıbbi SPA profesyonelleri tarafından verilen uygulamaları da
kapsamaktadır.
6. Mineral Kaplıca SPA: Kaynağından alınarak kullanılan doğal mineral, termal
veya deniz suyu ile yapılan Wellness – SPA hizmetlerini ve hidroterapi uygulamalarını
kapsar.
7. Resort Otel SPA: Bir tatil yeri veya otel içinde yerleşik şekilde profesyonelce
yönetilen SPA hizmetlerinin, sağlık ve iyileştirme ünitelerinde SPA mutfağı menü
seçeneklerinin günlük veya daha uzun süreli sunulması olup Wellness ve Fitness
hizmetlerinin de sunulmasını kapsar.
Wellness ve SPA’ nın Uygulama Alanları
•
•
•
•
Sağlık Turizmi Estetik
Güzellik Merkezleri
Doğal Rehabilitasyon
Sağlıklı Yaşam Merkezleri
40
Estetik ve Güzellik Amaçlı Uygulanan Genel Wellness&SPA Yöntemleri
•
•
•
•
•
•
•
•
Doğal yaşam
Aromaterapi
Fitoterapi
Beslenme ve diyet
Masaj ve kültürel masaj
Renk ve ses terapisi
Taş terapisi
Egzersiz uygulamaları
Estetik ve Güzellik Amaçlı Su Uygulamaları
• Hidroterapi • Thalassoterapi • Balneoterapi • Bitki banyoları
Başlıca Hidroterapi Yöntemleri
• Hidromasaj havuzu • Afüzyon duş • Jet duş • Jakuzi
8.4. Yaşlı ve Engelli Turizmi
8.4.1. Yaşlı Turizmi
Farklı ülkelerde farklı isimlerle adlandırılan yaşlıların turizm potansiyeli sağlık
turizmi yatırımcılar için büyük bir fırsattır. Hepimizin bildiği gibi günümüzde dünya nüfusu
giderek yaşlanmaktadır. Aynı zamanda özellikle gelişmiş ülkelerde ortalama insan ömrü
tıbbın ilerlemesi ile uzamaktadır. 2000 yılında dünya nüfusunun %20’sini 60 yaş grubu
insanlar oluşturacak yine aynı yıllarda Avrupa’da bu yaş grubu 100 milyon kişi olacaktır.
Bu nedenle “üçüncü yaş grubu” turizmden beklentisi olan ülkelerde potansiyeli yüksek
bir grup olacaktır. Bu grubun tatil tercihi daha çok sıcak ülkeler ve sağlık turizmi
hizmetlerine yönelmiştir.
•
•
•
•
Đleri yaş turizmi ( gezi turları, meşguliyet terapileri )
Yaşlı bakımı hizmetleri ( bakım evlerinde veya rehabilitasyon hizmetleri )
Klinik otelde rehabilitasyon hizmetleri
Engelliler için özel bakım ve gezi turları
Hizmet Yerleri olarak; Klinik oteller, rekreasyon (eğlen dinlen) alanları, tatil köyleri
ve bakım evleri v.b dir.
Yaşlıların çoğunun aynı zamanda kronik hasta olmaları, daha çok harcama yapan
turist grubu olmaları ve Türkiye’ de tedavi imkânlarıyla beraber dinlenme ve meşguliyet
alanları yaratılması önemli bir kesimi mutlu edecektir. Genç nüfusumuzun bu grubun
bakımında eğitilerek istihdam yaratılması da önemli bir kazanım olacaktır. Üniversitelerde
yaşlıların bakımı için eğitim programları açılması ve ileriye yatırımlar yapılması yabancı
yaşlıların Türkiye’ ye ilgisini arttıracaktır.
41
8.4.2. Engelli Turizmi
Birleşmiş Milletler verilerine göre bugün dünyada 500 milyondan fazla insan fiziki
ya da zihinsel bir engel ile yaşamaktadır. Çoğu yerde engelli insanlar önceleri saklanan,
unutulan veya alt sınıf olarak görülen bir kesimdi. Ne yazık ki halen engellilere böyle
yaklaşılan toplumların varlığı da bir gerçektir.
Geçmişte engelli insanlarında diğerleri gibi istihdam, seyahat, turizm, alış veriş,
boş zaman uğraşları gibi yaşamın birçok kesitlerinde yer alabileceği düşüncesi çok az ilgi
görmüştür.
Günümüzde turizm alt yapısını oluşturan ulaşım, konaklama ve diğer öğelerin
engelli insanlar tarafından da kullanılabilir halde olacak şekilde planlanıyor olması artık
engellilerinde turizmde bir potansiyel oluşturduğunun kanıtıdır.
9. SAĞLIK TURĐZMĐ PAZARLARI
9.1. Türkiye turizmini doğru pazarlayabiliyor mu?
“Ülkeme yatırım için dünyanın tüm girişimcileriyle görüşürüm. Bakanlarıma da her
yerde görüşmelerini tavsiye ederim. Çünkü ben ülkemi adeta pazarlamakla mükellefim.
Uluslararası sermayenin yönünü ancak iyi bir pazarlama ile çevirebilirsin. Gayretimiz ve
çabamız yalnızca bunun içindir. Đçeride güven ve istikrar oluşturarak altyapıyı
sağlamlaştırdık, dışarıda da durup dinlenmeden Türkiye’yi anlattık. Buna da devam
edeceğiz. Siyasetin, sosyal olayların pazarlaması vardır ve bunların böyle bilinmesi
bilimsel bir gerçektir."
"Türkiye’nin pazarlanması" konusunda oluşan tartışmalara yanıt olarak, Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan tarafından söylenen bu sözler, ülkelerin de ticari markalar gibi
konumlanması ve bir değere sahip olması tartışmasıyla ilgilidir.
Uzmanlara göre, yatırımdan ihracata, turizmden satın alma eğilimlerine kadar
birçok konuda "ulus markanın" önemli bir etkisi var. Türkiye’ nin açık bir şekilde ifade
edebileceği bir ulus marka stratejisi var mı? Türkiye markasını yönetmek için, öncelikle
Türkiye’ nin nasıl algılandığının tam bir şekilde anlaşılması ve buna göre güçlü bir vizyon
ortaya konulması gerekiyor.
AR-GE Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Yılmaz ARGÜDEN, Bu açıdan
oluşturulacak yol haritası için birçok öneri getiriyor. ARGÜDEN’ e göre, öncelikle markayı
yalnızca bir tanıtım konusu olarak değil, stratejinin de bir parçası olarak görmek, hangi
hedefe ulaşmak isteniyorsa, o kapsamda tanıtımı, markalaşmayı konumlandırmayı
düşünmek gerekiyor. Türkiye’ nin marka olarak konumlandırılması için kavramsal bir
yaklaşıma ihtiyacı var. Bu kavramsal yaklaşımda da birtakım ilkelere dikkat etmek
gerekiyor. Bunlardan ilki, Mevlana’ nın söylediği gibi: “Ya olduğun gibi görün, ya
göründüğün gibi ol”…
Dolayısıyla ARGÜDEN’ e göre olmayan bir kimliği Türkiye’ nin üzerine giydirmeye
çalışırsak başarılı olamayız. Öyleyse Türkiye markasını gerçekten var olan birtakım
değerlerin üzerine inşa etmemiz gerekiyor. Đkincisi, Türkiye gerçekten çok yönlü bir
ülke, her yönünü tanıtmak mümkün değil. Bunlar arasında seçim yapıp, odaklanılmalı. Bu
seçimi yaparken de, Türkiye için katma değer yaratma potansiyeline sahip olmalarına
dikkat edilmeli. ARGÜDEN üçüncü noktayı da şöyle vurguluyor: Seçilen yönler Türkiye’ yi
42
kolaylıkla ayrıştırabilecek özelliklere sahip olmalıdır. Bu nedenle henüz başkaları
tarafından sahiplenilmemiş bir konu seçilmelidir. ARGÜDEN’ in bu konudaki önerisi ise,
Türkiye’ yi, özellikle de dünyanın önde gelen insanları için yaşanılacak, öğrenilecek ve
yaratılacak bir ülke olarak konumlandırmaktır.
Bahçeşehir Üniversitesi Đşletme Fakültesi Öğretim Üyesi, Yrd. Doç. Dr. Đpek
ALTINBAŞAK, bu yönde Türkiye’ nin odaklanabileceği konulardan birinin turizm olduğuna
dikkat çekiyor. ALTINBAŞAK, birçok eksende kendimizi konumlandırmamızın mümkün
olduğunu fakat en önemlisinin çok büyük potansiyele sahip olması açısından turizm
sektörü olduğunu söylüyor. Yalnızca tarihi ve kültürel alanların değil, kongre, doğa hatta
din turizmi ile ilgili birtakım çalışmalar yapılabileceğini; fakat Türkiye’ ye bugün turizm
açısından bakıldığında “ucuz ülke” olarak algılandığını belirten ALTINBAŞAK, Türkiye
denildiğinde insanların ilk aklına gelen kelimelerin başında Đstanbul’ un olduğunu
hatırlatıyor. ALTINBAŞAK, Đstanbul’ un başlı başına bir marka olmasına rağmen hem
Đstanbul’ un hem de Avrupa ve Hıristiyan kültürü için çok önemli olan diğer tarihi ve
kültürel yerlerimizin yeterince tanınmadığına dikkat çekiyor.
ALTINBAŞAK’ a göre, Türkiye’ nin ucuz ülke konumundan çıkmayı başarması
gerekiyor. Bunun için de Türkiye’ nin tanınması konusunda kanaat önderliğine ihtiyaç
olduğunu; turizm konusunda da yalnızca tarihi ve doğal güzelliklerimizden bahsetmek
yerine insanlara gittikleri yerlerdeki yaşam tarzını da göstermenin gerekliliğini
vurguluyor. “Kültürümüzden gelen renklilik ve farklılıklarımız bizim için bir avantaja
dönüştürülebilir. Bunları da tüm diğer değerlerimizle beraber paketleyebilmemiz lazım. Bu
değerleri belirleyip, odaklanıp, doğru mesajları, doğru kişilere ulaştırmalıyız" diye
konuşan ALTINBAŞAK, bu anlamda asıl pazarlamanın yaşam tarzı anlamında yapılması
gerektiğini, Türkiye’ nin farklı yörelerindeki hayat tarzının turistlere el değmemiş, doğal
ve çekici geldiğini belirtiyor.
Dünya’ da hasta trafiği Tablo 7’ deki harita’ da da görüldüğü üzere Amerika kıtası,
Avrupa ve Afrika ile Asya kıtası olarak görülmektedir.
Amerika kıtasında; A.B.D, Brezilya; Caribbean, Kolombiya, Kosta Rika, Küba,
Meksika, Panama. Avrupa ve Afrika kıtalarında; Hırvatistan, Macaristan, Đspanya,
Türkiye, Dubai, Ürdün, Güney Afrika Asya kıtasında; Hindistan, Güney Kore, Malaysa,
Filipinler, Singapur ve Tayland sağlık turizmi pazarları olarak gündemde olan ülkelerdir.
Türkiye bu geniş coğrafyanın hepsinden de pazar payı alabilecek ülkeler arasında yer
almaktadır.
Türkiye’ de medikal turizm alanında özellikle 2004 yılı sonrası çok önemli
gelişmeler yaşanmış, Hükümetin izlediği politikalar doğrultusunda özel hastanelerin dışarı
açılmaları sağlanmış ve 2004-2009 yılları arasında bazı birleşme ve satın alma işlemleri
gerçekleşmiştir. Aşağıdaki tablo bu alanda bir bilgi vermektedir.
43
Tablo 12: Türkiye Sağlık Sektöründeki Bazı Birleşme ve Satın Alma Đşlemleri (2004-2009)
Đşlem
Değeri
Milyon$
Alıcı Şirket
Alıcının
Ülkesi
Alınan Şirket
The Carlyle Group LLC
ABD
Medical Park Hospital Group
7 Aralık 2009
%40,0
100,0
Hygeia Diagnostic& Therapeutic
Center of Athens SA
Yunanistan
Şafak Grup
8 Aralık 2008
%50,0
48,0
Abraaj Capital Holdings Limited
Birleşik Arap
Emirlikleri
Acıbadem Sağlık Hizmetleri
ve Ticaret AS
27 Mayıs 2008
%32,3
443,3
Abraaj Capital Holdings Limited
Birleşik Arap
Emirlikleri
Acıbadem Saglik Hizmetleri
ve Ticaret AS
12 Ocak 2008
%21,7
162,5
GAM Holding Ltd
Đsviçre
Özel Şafak Hastaneleri
25 Kasım 2007
%60,0
60,0
Global Environment Fund
ABD
Dentistanbul
19 Nisan 2007
%100,0
Mevcut
değildir
Euromedic International
Macaristan
Yasam Özel Sağlık
Hizmetleri
1 Ekim 2005
%100,0
2,7
Euromedic International
Macaristan
Falkon
1 20Ocak 05
%100,0
1,5
Tarih
Hisse
Kaynak: Merger Market ve Deal Watch, Deloitte Türkiye Sağlık Sektörü Raporu Ocak 2010
10. SAĞLIK TURĐZMĐ KAMU POLĐTĐKALARI
10.1. Sağlık Bakanlığı’ nın Sağlık Alanında Mevcut Đkili Anlaşmaları
Devletlerle yürütülen işbirliğinde ilk aşama gerçekleştirilecek faaliyetlere hukuki
zemin teşkil edecek bir sağlık işbirliği anlaşması imzalanmasıdır. Bu anlaşmaların
hazırlanması sırasında Sağlık Bakanlığının ilgili birimlerinin görüşleri doğrultusunda
anlaşma metinleri oluşturulmakta ve Dışişleri ve Maliye Bakanlıklarının görüşleri
alınmaktadır. Đmzalanması ve yürürlüğe girme aşamalarını takiben ise anlaşmalar hayata
geçirilmektedir. Hâlihazırda 50 ülke ile 82 anlaşma imzalanmış ve yürürlüktedir.
Sağlık Bakanlığınca imzalanan anlaşmalarda sağlık personeli ve uzman değişimi,
sağlıkla ilgili tüm konularda bilgi ve deneyim alışverişi, bilimsel kuruluşlar arasında
doğrudan temasların sağlanması, özel sektörün ticari girişimlerinin desteklenmesi
(sağlık turizmi dâhil) konularına ağırlık verilmiştir. Bu çerçevede çok sayıda yabancı
sağlık personeline Bakanlığımıza bağlı hastanelerde eğitim verilmektedir.
Öte yandan, T. C. Sağlık Bakanlığı ile Afganistan, Arnavutluk, Azerbaycan ve KKTC
Sağlık Bakanlıkları arasında mevcut Sağlık ve Tıp Alanında Đşbirliği Anlaşmaları
çerçevesinde ülkelerinde tedavileri mümkün olmayan hastalar belli bir kontenjan
dâhilinde Türkiye’ de ücretsiz olarak tedavi edilmektedirler. Benzer şekilde doğal afet,
salgın hastalık vb. durumlarda imkânlar ölçüsünde çeşitli ülkelere insani ve teknik yardım
yapılmaktadır.
Tüm dünya ülkeleri ile her alanda olduğu gibi sağlık alanında da Türkiye’ nin
ilişkilerini geliştirmek, sahip olduğumuz teknoloji ve bilgi birikimini paylaşarak insanların
sağlık seviyelerini en üst düzeye ulaştırmak ve bu işbirliğini uluslararası platformlara da
taşıyarak sürdürmek Türkiye’ nin en büyük amacıdır. Anlaşmaların listesi Tablo 11’ dedir.
44
SAĞLIK ALANINDA MEVCUT ĐKĐLĐ ANLAŞMALAR
Current Bilateral Agreements in the Field of Health /2010
Tablo 12: Sağlık Bakanlığı, Devletlerle Sağlık Alanında imzalanan Anlaşmalar Listesi
ÜLKELER
Countries
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
AFGANĐSTAN - Afghanistan
ARNAVUTLUK - Albania
AVUSTURYA - Austria
AZERBAYCAN - Azerbaijan
BAHREYN - Bahrain
BELARUS - Belarus
BELÇĐKA - Belgium
BOSNA-HERSEK
Bosnia-Herzegovina
BULGARĐSTAN - Bulgaria
CEZAYĐR - Algeria
ÇĐN HALK CUM. - China
DANĐMARKA - Denmark
ETĐYOPYA - Ethiopia
FAS - Morocco
FĐLĐSTĐN - Palestinian
GÜRCĐSTAN - Georgia
HIRVATĐSTAN - Croatia
IRAK - Iraq
ĐRAN - Iran
ĐSRAĐL - Israel
ĐSVEÇ - Sweden
KAZAKĐSTAN - Kazakhstan
KENYA - Kenya
KIRGIZĐSTAN
Kyrgyz Republic
KUVEYT - Kuwait
KKTC - TRNC
KOSOVA - Kosovo
LÜBNAN - Lebanon
MACARĐSTAN - Hungary
MAKEDONYA - Macedonia
MALTA - Malta
MEKSĐKA - Mexico
MISIR - Egypt
MOLDOVA - Moldova
MOĞOLĐSTAN - Mongolia
UMMAN - Oman
ÖZBEKĐSTAN - Uzbekistan
PAKĐSTAN - Pakistan
ROMANYA - Romania
RUSYA - Russian Federation
SLOVAKYA - Slovakia
SLOVENYA - Slovenia
SUDAN - Sudan
SUUDĐ ARABĐSTAN
Saudi Arabia
SURĐYE - Syria
TACĐKĐSTAN - Tajikistan
TUNUS - Tunis
UKRAYNA - Ukraine
YEMEN - Yemen
YUNANĐSTAN - Greece
TOPLAM
Total
ANLAŞMA
Agreement
PROTOKOL
Protocol
MUTABAKAT
ZAPTI
Minutes of
Understanding
DĐĞER
Other
82
2
1
1
1
1
1
1
1
38
1
1
1
1
1
9
1
1
-
7
1
-
28
1
-
1
1
1
1
1
1
1
1
1
11
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
-
1
1
1
1
-
10
-
1
2
1
1
1
10
1
1
1
2
1
1
1
1
2
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
-
1
1
1
1
-
1
1
9
-
9
1
1
2
1
1
82
1
1
1
1
1
1
38
1
9
7
8
28
45
10.2. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ nın Devletlerarası Sosyal
Güvenlik Sözleşmeleri (Anlaşmaları)
Türkiye’ nin Avrupa Topluluğuna üyelik başvurusu sonrası Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı başta Avrupa ülkeleri olmak üzere yabancı ülkelere 1960 yılı sonrası
çalışmak üzere işçi gönderilmesine karar vermiştir. Yabancı ülkelerde işçi çalıştırılması
hem Uluslararası Anlaşmalar hem de Ülkeler arasında imzalanan “Sosyal Güvenlik
Sözleşmeleri” ile temel haklar konusunda ortam oluşmasına neden olmuştur.
Avrupa Konseyine üye ülkeleri de kapsayan ve 16 Nisan 1964 yılında imzaya açılıp
sonra’ da kabul edilen “Avrupa Sosyal Güvenlik Sözleşmesi” de Türkiye’ den Avrupa
Ülkelerine çalışmaya giden ve gideceklere önemli haklar sağlayan anlaşmadır.
Önceleri sadece işçilerin sosyal güvencelerinin sağlanması ve karşılıklı olarak
Devletlerarasında işbirliğinin tesisi düşünüşmüş olsa da günümüzde hem turizm (turist)
sağlığı hem de sağlık turizmi konusunda ilişkilere kolaylıklar sağlayabilecek bir çerçeve
oluşmuştur.
Türkiye (eskiden SSK adına bu Anlaşmalar imzalanırdı) ile 22 Ülke arasında
“Sosyal Güvenlik Sözleşmeleri” ve bunların uygulamalarına ilişkin Genel Đdari
Anlaşmaların imza ve yürürlük tarihleri aşağıda gösterilmiştir. Sosyal Güvenlik
Kurumunun web sitesinden (www.sgk.gov.tr) anılan belgelere ulaşılabilir.
Sözleşme Çalışmaları Devam Eden 13 Ülke Listesi: Avustralya, Belarus, Çin Halk
Cumhuriyeti, Hırvatistan, Đsrail, Mısır, Moldova, Özbekistan, Rusya, Sırbistan Karadağ,
Slovakya ve Ukrayna’ dır.
Tablo 14: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ nca (SSK-SGK) imzalanan Sosyal
Güvenlik Sözleşmeleri - Anlaşmaları
Ülke Adı
01. Đngiltere
02. F.Almanya
03. Hollanda
04. Belçika
05. Avusturya
06. Đsviçre
07. Fransa
08. Danimarka
09. Đsveç
10. Norveç
11. Libya
12. K.K.T.C
13. Makedonya
14. Azerbaycan
15. Romanya
16. Gürcistan
17. Bosna-Hersek
18. Kanada
19. Kebek (Kanada)
20.Çek Cumhuriyeti
21. Arnavutluk
22. Lüksemburg
Kaynak: Sosyal Güvenlik
Đmza Tarihi
Yürürlük Tarihi
Kapsamı
(Sigorta Kolu)
Uzun
Kısa
Vade
Vade
09.09.1959
01.06.1961
30.04.1964
01.11.1965
05.04.1966
01.02.1968
04.07.1966
01.05.1968
12.10.1966
01.10.1969
01.05.1969
01.01.1972
20.01.1972
01.08.1973
22.01.1976
01.02.1978
30.06.1978
01.05.1981
20.07.1978
01.06.1981
13.09.1984
01.09.1985
09.03.1987
01.12.1988
06.07.1998
01.07.2000
17.07.1998
09.08.2001
06.07.1999
01.03.2003
11.12.1998
20.11.2003
27.05.2003
01.09.2004
19.06.1998
01.01.2005
15.10.1998
01.01.2005
28.06.2001
01.01.2005
15.07.1998
01.02.2005
08.12.2004
01.06.2006
Kurumu web sitesinden alınmıştır. 14 Eylül 2010
46
10.3. Uluslararası Anlaşma ve Sözleşmeler
Avrupa Sosyal Güvenlik Sözleşmesi
(16 Nisan 1964 yılında imzaya açıldı, 1972’ de yürürlüğe girdi.)
Avrupa Sosyal Şartı (Avrupa Sosyal Haklar Sözleşmesi) (18 Ekim 1961)
Uluslararası Sağlık Tüzüğü
1954 yılında çıkarılan 6368 sayılı kanuna dayalı olarak, Bakanlar Kurulu’ nun 27
Aralık 1972 tarih ve 7 / 5578 sayılı kararı 25 Nisan 1973 tarihinde 14517 sayılı Resmi
Gazete’ de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından 1969 yılında yayımlanmış olan Uluslararası
Sağlık Tüzüğü’ nün yeniden gözden geçirilmesine ve güncelleştirilmesine karar verilmiştir.
Đsviçre’ nin Cenevre kentinde, 1–12 Mayıs 1995 tarihleri arasında toplanan 48.Dünya
Sağlık Asamblesi’ nde; Tüzüğün gözden geçirilmesi sürecinde, DSÖ tarafından çeşitli
toplantılar düzenlenmiş ve bazı taslaklar hazırlanmıştır. Türkiye adına Sağlık Bakanlığı
Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü bu sürecin eşgüdümünü sağlamış ve başarı ile
yürütmüştür. 10 yıl süren bu çalışma sonunda süreç tamamlanmış ve yeni Tüzük, yine
Cenevre kentinde, 16–25 Mayıs 2005 tarihleri arasında toplanan 58.Dünya Sağlık
Asamblesi sırasında üye ülkelerin katkılarıyla kabul edilmiş ve 15 Haziran 2007 tarihinde
yürürlüğe girmiştir. Sağlık turizmi ve turist sağlığını da doğrudan ilgilendiren ve Türkiye’
nin de taraf olduğu ve yaptırımı olan bir tüzüktür.
Dünya Sağlık Örgütü Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi
Türkiye adına 28 Nisan 2004 tarihinde New York'ta imzalanan ve 25.11.2004
tarihli ve 5261 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan ekli "Dünya Sağlık Örgütü
Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi"nin onaylanması; Dışişleri Bakanlığı'nın 6.12.2004
tarihli ve UKGY/496895 sayılı yazısı üzerine, 31.5.1963 tarihli ve 244 sayılı Kanunun 3
üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu'nca 8.12.2004 tarihinde kararlaştırılmıştır.
Milletlerarası Sözleşme: Karar Sayısı: 2004/8235’ dür. Bu karar Resmi Gazete’ nin
25.12.2004 tarih ve 25681 sayısıyla yürürlüğe girmiştir.
10.4. T.C. Devleti’nin Sağlık Turizmi Đçin Ortaya Koyduğu Vizyon ve
Devletin Resmi Bakış Açısını Ortaya Koyan Görüşü ile Đlgili Çalışmalar (Devlet
Planlama Teşkilatı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı)
10.4.1. Devlet Planlama Teşkilat 9. Kalkınma Planı (2007–2013)
(Resmi Gazete, 01 Temmuz 2006, 26215 Sayılı Mükerrer Gazete)
Devlet Planlama Teşkilatı’ nın sağlık politikaları ile ilgili görevleri
Devlet teşkilatı içinde yürütme fonksiyonuna yardımcı ve danışma birimi olarak
kurulmuş uzmanlık esasına dayanan Devlet Planlama Teşkilatı’ nın sağlık sektörü ile
ilişkisi kısaca şu şekilde sıralanabilir:
•
•
•
•
•
•
•
•
Her alanda müşavirlik hizmetleri
Sağlık alanında çalışma ve araştırmalar yaparak kalkınma planları ve yıllık
programların hazırlanması
Sağlık sektörü ile ilgili olarak ileriye dönük stratejiler geliştirmek
Sağlık alanında kamu yatırım programını hazırlamak
Sağlık alanında kamu projelerini izlemek ve yıl içinde revizyonu ile ilgili
işlemleri yapmak
Sağlık alanında uygulamayı yönlendirmek, koordinasyonu sağlamak
Sağlık alanında kurumsal ve hukuki düzenlemeler ile ilgili görüşler vermek
Sağlık alanında plan ve programların uygulanması sırasında kamu ve özel
kesim kuruluşları arasında gerekli koordinasyonu sağlamak ve bu amaçla
47
•
kurum ve kuruluşların üst düzey yetkili temsilcilerinin katılacağı çeşitli
komisyonlar kurmak
Sağlık alanında uluslararası kuruluşlarla temaslar yapmak ve müzakerelere
katılmakdır.
Dokuzuncu Kalkınma Planında (2007-2013) yer alan sağlık politikaları
Her 5 yılda bir yapılan ve 5 yıllık kalkınma planları olarak yapılan planlar, 2007 –
2013 yılları için 7 yıllık olarak yapılmıştır.
Planın Vizyonu, Đstikrar içinde büyüyen, gelirini daha adil paylaşan, küresel
ölçekte rekabet gücüne sahip, bilgi toplumuna dönüşen ve AB’ye üyelik için uyum sürecini
tamamlamış bir Türkiye olarak belirlenmiştir.
Dokuzuncu Kalkınma Planı döneminde ekonomik büyümenin ve sosyal
kalkınmanın istikrarlı bir yapıda sürdürülmesi ve plan vizyonunun gerçekleşmesi yolunda
aşağıda yer alan stratejik sonuçlar, gelişme eksenleri olarak belirlenmiştir.
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Rekabet gücünün artırılması
Đstihdamın artırılması
Beşeri gelişme ve sosyal dayanışmanın güçlendirilmesi
Bölgesel gelişmenin sağlanması
Kamu hizmetlerinde kalitenin ve etkinliğin artırılması
Altyapı ve sağlık personeli ihtiyacı karşılanacak ve ülke genelindeki dağılımları
dengelenecektir.
Genel sağlık sigortası sistemi hayata geçirilecektir.
Sağlık personeli açığının giderilmesi için eğitim programlarının kontenjanları
artırılacaktır.
Sağlık eğitiminin kalitesi geliştirilecek, ülke gereksinimlerine ve uluslararası
standartlara uygun hale getirilecektir.
Sağlık çalışanlarının niteliğinin iyileştirilmesi amacıyla hizmet içi eğitimler
artırılacaktır.
Hasta odaklı bir sağlık sistemi oluşturulacak, tıptaki kötü uygulamaları
önlemek için hukuki düzenlemeler yapılacaktır.
Vatandaşlar ve sağlık personeli hasta hakları konusunda bilinçlendirilecek ve
hasta hakları birimleri yaygınlaştırılacaktır.
Her basamakta sağlık hizmetlerinin kalitesi altyapı ve personelin niteliği
geliştirilecektir.
Aile hekimliği hizmet modeli tüm illere yaygınlaştırılacaktır.
Hastaneler, daha verimli işletilmeleri ve hizmet kalitesinin artırılması için idari,
mali açıdan kademeli özerkleştirilecektir.
Hizmet kalitesinin artırılması amacıyla hizmet sunumuna ve personele ilişkin
ulusal standartlar belirlenecektir.
Sağlık birimlerinin akreditasyonu için gerekli sistem oluşturulacaktır.
Sağlık Bakanlığı’nın planlayıcı, düzenleyici ve denetleyici rolü güçlendirilecektir.
Özel sektörün sağlık alanında yapacağı yatırımlar teşvik edilecektir.
Önleme tedaviden önce gelir ilkesine uyarak kaynakların tahsisinde koruyucu
sağlık hizmetlerine öncelik verilecektir.
Hastanelerde hizmetlerin kolaylaştırılması ve sağlık harcamalarının kontrolü
için sevk zincirinin etkin işletilmesi ve bilgi sistemlerinin yaygın olarak
kullanılması sağlanacaktır.
Akılcı ilaç kullanımı konusunda sağlık personelinin ve halkın bilinçlendirilmesi
sağlanacaktır.
Đlaç ve tıbbi cihazların kalitesini, kullanımını ve harcamalarının etkinliğini
kontrol edecek mekanizmalar oluşturulacaktır.
Koruyucu sağlık alanında çalışan personelin sayısı ve niteliği artırılacak, gerekli
altyapı ihtiyacı karşılanacak ve halkın koruyucu sağlık hizmetleri ile sağlıklı
yaşam biçimleri hakkında bilinçlendirilmesi sağlanacaktır.
Uluslararası kriterlere uygun sağlık veri tabanı oluşturulacaktır.
48
(Dr. Muharrem VARLIK, Sağlık Hizmeti Politikalarının Belirlenmesi ve Planlanmasında
Gerekli Olan Đlkeler ve Yeni Yaklaşımlar, DTP Nisan 2010)
10.4.2. Sağlık Bakanlığı 2010-2014 Stratejik Planı
(Sağlık Bakanlığı Yayın No: 788, ISBN: 978-975-590-315-6)
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası sağlıklı yaşamayı bir hak olarak tanımlamış ve
insan hayatının beden ve ruh sağlığı içinde devam etmesi için Devlete düzenlemeler
yapma görevi vermiştir. Bu görevi yerine getirirken başta insan gücü olmak üzere bütün
kaynakların verimli ve etkili bir şekilde ve işbirliği içinde kullanılması amacıyla tek elden
milli otorite olan Sağlık Bakanlığınca planlanması öngörülmüştür.
Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı, kurulduğu tarihten bugüne, Türk milletinin
hastalıklardan korunması, hastalananların iyileştirilmesi ve sağlığının geliştirilmesi için
ülke kaynaklarını seferber ederek sağlıklı yaşama hakkından herkesin faydalanmasına
çalışmaktadır. Cumhuriyetimizin ilk yıllarından itibaren sağlık insan gücünün
yetiştirilmesi, sağlık tesislerinin kurulması, işletilmesi, bulaşıcı hastalıklarla mücadele
edilmesi, koruyucu sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması konularında Sağlık Bakanlığı’
nın planlama, uygulama ve denetim işlevleriyle önemli ilerlemeler kaydedilmiştir.
2002 yılı sonundan itibaren 58, 59, ve 60. hükümetlerce uygulanan “Sağlıkta
Dönüşüm Programı” ile sağlık hizmetleri sunumunun daha etkili, verimli ve erişilebilir
olması, çağdaş düzeyde ve nitelikli hâle getirilmesi için bir dizi değişiklik ve yenilik
uygulamalarına geçilmiştir. Sağlıkta Dönüşüm Programının temel sağlık göstergelerine
olumlu etkilerinin yanı sıra, vatandaşların sağlık hizmetlerinden memnuniyet oranının
artışına da katkısı olmuştur. 2007 yılında 60. Cumhuriyet Hükümeti’ nin kurulmasını
müteakip Sağlıkta Dönüşüm Programına, edinilen 5 yıllık tecrübe ışığında, 3 yeni başlık
ilave edilmiştir. Bu ilaveler sağlık turizmi ve turizm sağlığı yapılmasının yolunu
genişletmiştir.
•
•
•
Daha iyi bir gelecek için sağlığın geliştirilmesi ve sağlıklı hayat programları
Tarafların harekete geçirilmesi ve sektörler arası iş birliği için çok yönlü sağlık
sorumluluğu
Uluslararası alanda ülkenin gücünü artıracak sınır ötesi sağlık hizmetleridir.
Sağlıkta Dönüşüm Programı ışığında ve 5018 sayılı kanun ile getirilen stratejik
yönetim anlayışı çerçevesinde, Sağlık Bakanlığı 2010 – 2014 yıllarını kapsayan ilk
stratejik plânını hazırlamıştır. Planda yer alan amaçlar ve onları tamamlayan hedefler,
Sağlık Bakanlığının misyonunu başarmak için 5 yıl boyunca yapacağı yatırımların ve
yürüteceği faaliyetlerin odak noktasını teşkil etmektedir. Bu faaliyetler sağlık sistemlerinin
dört temel fonksiyonu çerçevesinde incelenerek, stratejik amaçlara ulaşmada izlenecek
metotlar üzerinde değerlendirilmiştir. Belirlenen 1 nihai amaç, 3 stratejik amaç ve 21
hedef için çalışılmasına başlanmıştır.
Nihai Amaç; Halkımızın sağlık düzeyini yükseltmek ve geliştirmektir.
Stratejik amaçlar ise;
1. amaç; Sağlığa yönelik risklerden toplumu korumak
2. amaç; Đhtiyaç duyulan sağlık hizmetinin güvenli ve kaliteli olarak sunulmasını
sağlamak
3. amaç; Sağlık hizmetlerinde insan odaklı yaklaşımı esas alarak hakkaniyeti
gözetmek, ihtiyaçlara ve beklentilere cevap verebilirliği sağlamaktır.
Tüm dünyada sağlık hizmetleri, kronik hastalıkların artışı, yeni hastalıkların baş
göstermesi, yeni teknoloji ve tedavi metotlarının kullanımı gibi sebeplerle hem giderek
karmaşıklaşmakta hem de, ortalama ömrün uzaması ve toplumdaki bilinçlenmeye bağlı
talep artışı nedeniyle genişlemektedir. Bu da maliyetleri ve toplam harcamaları her geçen
gün artırmaktadır.
49
Şüphesiz her alanda olduğu gibi sağlık alanında yapılacak yeni düzenlemelerin
başarılı olabilmesi, sisteme dâhil olan kurumların ve toplumun programa destek
vermesine bağlıdır. Ülkemizin komşu ülkeler ve bölgesindeki diğer ülkeler ile küresel
sağlığa en iyi şekilde katkı sağlaması çok sektörlü, çok boyutlu ve uyumlu çalışmalar
yapması ile mümkün olacaktır. Stratejik amaç ve hedeflerimiz bu ufukla belirlenmiş ve
stratejik planda tüm sektörlerin sağlık sorumluluğu konusunda farkındalıklarını artırmaya
yönelik çalışmalara yer verilmiştir.
Stratejik Yönetim modelinde; stratejik planlama, stratejik uygulama, stratejik
kontrol olmak üzere üç aşama vardır. Bakanlık, “Sağlık Bakanlığı 2010-2014 Stratejik
Planı” ile birinci aşamayı bitirmiş bulunmaktadır. Gerçekleştirilen 2010-2014 dönemi
stratejik planlama çalışmalarının gelecek beş yıllık dönemine ışık tutacaktır.
Sağlık turizmi ve turizm sağlığına yönelik olarak Stratejik Planda yer alan hususlar
aşağıda gösterilmiştir.
Stratejik amaç 2;
Hedef 2. 9. Sağlık alanında diğer ülkeler ile uluslararası kuruluşlarla
işbirliğini sürdürmek, Türkiye’yi bölgesinde cazibe merkezi haline getirmek ve
sınır ötesi sağlık hizmetleri sunum kapasitesini artırmak.
2.9.1. Sağlık Politikalarının geliştirilmesinde diğer ülkeler, ulusal /
uluslararası kuruluşlarla mevcut olan işbirliğini güçlendirmek
Hedefe Yönelik Stratejiler
•
•
•
•
•
Uluslararası kuruluşlarla yürütülen projeler nitelik/nicelik olarak geliştirilecek
Sağlık alanında yeni ikili işbirliği anlaşmaları/protokolleri yapılacak
Uluslararası kuruluşlardaki etkinliğimiz artırılacak
Üçüncü ülkelere yönelik ortak proje ve programlar yürütülecek
Anlaşma ve protokoller çerçevesinde ülkemizde gelenler için eğitim ve
araştırma çalışmaları yürütülecektir.
2.9.2. Sağlık hizmeti sunumunda Türkiye’yi bölgesinde cazibe merkezi
haline getirmek.
Hedefe Yönelik Stratejiler
•
•
•
•
•
Sektör ve Sivil Toplum Kuruluşları (STK) ile sağlık turizmi alanında işbirliği
yapılacak
Sağlık turizmini yürüten ve yürütecek tesislere ait kriterler belirlenecek ve
denetimleri sağlanacak
Termal-kaplıca turizmine sahip bölgelerde kamu-özel sektörün yurt dışı sağlık
turizmi çalışmalarına destek olunacak
Medikal turizm kamu-özel sektörün yurt dışı sağlık turizmi çalışmalarına destek
olunacak
Hasta kabulünde ve tedavi sırasında yaşanan sorunların en aza indirilmesi için
çalışmalara devam edilecektir.
2.9.3. Bölge temelli, çok boyutlu ve çok paydaşlı ikili ilişkiler geliştirmek.
Hedefe Yönelik Stratejiler
•
•
Çeşitli ülkelere yönelik teknik ve insani yardım amaçlı yeni çalışmalar planlanacak,
devam eden çalışmalar geliştirilecek ve geçici süreli olmak üzere yurtdışında sağlık
birimleri kurulacak ve işletilecek
Sağlık sistemi destek programları geliştirerek ikili işbirliği yaptığımız ülkelerle
paylaşılacak
50
•
•
•
•
Gelişmiş ülkeler ile birlikte üçüncü ülkelere yönelik olarak ortak üretim modelleri /
işbirlikleri geliştirilecek
Ülkemizdeki STK’lar ve özel sektör kuruluşları ikili ilişkilere daha aktif dâhil
edilecek
Đkili ilişkilerde bulunduğumuz ülkelerin insan kaynaklarının gelişimine katkıda
bulunulacak
Sağlık alanında hizmet veren kuruluşlarla, yurt dışında tanıtıcı etkinlikler
düzenlenecek ve ticari potansiyeli olan ülkelerle işbirlikleri geliştirmeye devam
edilecektir.
Stratejik Uygulama - 107
2.9. Sağlık alanında diğer ülkeler ile uluslararası kuruluşlarla işbirliğini sürdürmek,
Türkiye’yi bölgesinde cazibe merkezi haline getirmek ve sınır ötesi sağlık hizmetleri
sunum kapasitesini artırmak.
Tablo 15: Sağlık Bakanlığı 2010-2014 Stratejik Uygulama Planı
Performans Göstergesi
Sağlık alanında yapılan yeni ikili işbirliği
anlaşma/protokol sayısı
Sektör ve Sivil Toplum Kuruluşlarıyla
sağlık turizmi alanında işbirliği yapılan
kurum/kuruluş sayısı
Mevcut Durum
2010 G
Toplam: 54
4
Ulaşılmak Đstenen
Performans Hedefleri
2014 T
20 tane yeni anlaşma ve
protokol imzalanması
planlanmıştır.
7
Sağlık turizmini üstlenecek tesislere ait
uluslararası standartlar
Ülkemizde bir yılda eğitim verilen
310
yabancı sağlık personeli sayısı
Ülkemizde bir yılda ücretsiz tedavi edilen
223
yabancı hasta sayısı
Yurtdışı kongreleri
III. Türk-Afgan
Sağlık Haftası
Yurtdışında kurulan ve işletilen sağlık
3
birimleri sayısı
Uluslararası kuruluşlarla yürütülen proje
8
sayısı
Uluslararası kuruluşların yönetimindeki
2
Türk vatandaşı sayısı
Uluslararası kuruluşlarda çalışan
7
Türk vatandaşı sayısı
Sistem desteği verilen ülke sayısı
3
Üçüncü ülkelere yönelik yürütülen proje
hiç yok
/ program
Kaynak: Sağlık Bakanlığı 2010-2014 Stratejik Plan, 107
Standartlar oluşturulacak
500
500
5 adet
6
12
3
10
5
2
Sağlık turizmine yönelik son yıllarda Türkiye'ye gelen hasta sayısında yaşanan
artış Sağlık Bakanlığı' nı harekete geçirdi. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel
Müdürlüğü’ nün 31 Mart 2010 tarihinde aldığı bir aldığı bir Makam onayı ile kurulan
“Sağlık Turizmi Koordinatörlüğü”, Türkiye'yi sağlık turizminde Avrupa, Balkan ve Orta
Asya Cumhuriyetleri ile Orta Doğu' nun en önemli merkezi haline getirecektir.
Öncelikle dünyada sağlık turizmine yönelik hayata geçirilen uygulamalar ve
projeleri mercek altına alan Sağlık Bakanlığı, ilk olarak bu alandaki mevzuat ve yasal
51
boşlukları doldurmak için çalışma başlattı. Öncelikle sağlık kurumları, seyahat acentaları
ve turizm sektörlerini biraraya getirme hedefindeki birim, sivil toplum örgütlerini de bu
organizasyon içinde aktif hale getirme amacında. Yabancı hastaların ağırlıklı olarak organ
nakli, kalp ve göz ameliyatı, saç ekimi, estetik cerrahi ve kaplıca tedavisi için Türkiye' yi
tercih ettiğini belirleyen yetkililer, ayrıca kardiyovasküler cerrahi (kalp ve damar) olarak
adlandırılan bypass ameliyatı, kök hücre ve check-up tedavileri için de yoğun bir
olduğunu istek olduğunu tespit etti.
Yurt dışından en çok talebin yaşlı bakımı ve termal turizm konusunda Danimarka,
Norveç ve Đsveç' ten geldiği, medikal tedaviler için de Đngiltere ve Hollanda
vatandaşlarının Türkiye' nin kapısını çaldığı ortaya çıktı. Orta Doğu ülkelerinden gelen
turistlerin de termal tesisler ve SPA tedavisi için kaplıca merkezlerinin yolunu tuttuğunu
belirten yetkililer, özellikle göz tedavisi ve estetik cerrahi ile saç ekimi konusunda Türkiye'
nin önemli mesafe aldığını kaydettiler. Türkiye' de kullanılan son teknoloji ve uygun
fiyatların, Türkiye' nin tercih edilmesinde büyük rol oynadığını aktaran yetkililer, tedavi
için gelenlerin aynı zamanda tatil yapıp ülkelerine döneceklerine dikkat çekildi.
Hastanelerin sahip olduğu kapasiteyi turizm sektörünün gücüyle birleştirme amacıyla
hereket eden Sağlık Bakanlığı bu amaçla ''4 mevsim tatil'' sloganıyla hazırladığı projeyi
Kültür ve Turizm Bakanlığı ile hayata geçirmeyi planlıyor. Bu proje kapsamında ulaşım,
transferler, konaklama, şehir turları, rehberlik, tedavi ve ilaç gibi hizmetleri kapsayan
paket programlar hazırlanacağını belirten yetkililer, Türkiye' deki tüm dinamiklerin
harekete geçirilmesiyle birlikte 5 yıl içinde elde edilecek gelirin 10 milyar doları bulacağı
ifade edilmiştir. (A.A, 30 Haziran 2010 Sağlık Bakanı ile reportaj)
10.4.3. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye Turizm Stratejisi 2023- Sağlık
Turizmi ve Termal Turizm Planı (Bakanlık Yayını, 2010-2014 Stratejik Plan, Ocak
2010 ve Bakanlık Web Sitesi)
Yapılması Gerekenler
Sağlık turizminde belli bir noktaya ulaşabilmek için;
•
•
•
•
Başta resmi ve özel sektör sağlık kuruluşları ve turizm şirketlerinin Avrupa
ülkelerindeki sosyal güvenlik şirketleri ile daha yakın işbirliği yapmaları
Sağlık hizmeti veren tesislerin kalitesinin artırılması
Türkiye'nin sağlık sektörünün tanıtımının yapılması
Sağlık hizmetlerine ilaveten paket halinde ülkemizin diğer turizm olanaklarının
sunulması gerekmektedir.
Genel Tanım
Sağlık Turizmi; kısaca tedavi amacı ile yapılan seyahatlerdir. Başka bir ifadeyle,
sağlık turizmi, fizik tedavi ve rehabilitasyon gereksinimi olanlarla birlikte uluslararası
hasta potansiyelini kullanarak sağlık kuruluşlarının büyümesine olanak sağlayan turizm
türüdür.
Sağlık turizmi hastaların ve hasta ailelerinin rahatlığını sağlamak için tıbbi
seçenekleri sunmayı hedeflemektedir. Gelişmiş ülkelerdeki eğitim ve refah seviyesinin
yüksek olmasına paralel olarak sağlık hizmetleri sunumu da yüksek maliyetli olmaktadır.
Gelişmiş ülkelerde yaşlanan nüfusun sağlık ihtiyaçları ve sağlık giderlerinin payı her
geçen gün artmaktadır. Sosyal güvenlik maliyetlerinin artan giderleri sosyal güvenlik
kurumlarını zorlamaktadır. Bu sıkıntıları aşmak için, gelişmiş ülkelerde bulunan sosyal
güvenlik kurumları ve özel sigorta kurumlarının kaliteli tıbbi hizmet sunan ve yakında yer
alan ülkelerle paket anlaşmalar yaparak sağlık hizmetlerini düşük maliyetli alma çabaları
görülmektedir.
Son yıllarda, ülkemizin de gelişmiş ülkelerdeki nitelikli sağlık hizmetleriyle rekabet
edebilecek düzeyde sağlık hizmetleri sunmasından dolayı ülkemize dünyanın dört bir
yanından tedavi amacıyla turistler gelmektedir. Özellikle 1990'lı yıllar sonrasında
ülkemizde kamu sağlık hizmetlerine ilaveten özel sektörün de sağlık hizmetlerine ciddi
52
yatırımlar yaptığı görülmüştür. Bu gelişmeler sonucunda, Avrupa standartlarıyla
yarışabilecek düzeyde özellikle büyük illerde özel sağlık kuruluşları artmaya başlamıştır.
Yapım ve işletme bakımından yüksek maliyetleri olan söz konusu sağlık tesislerinin
yurtdışı pazarlara açılması bu maliyetlerin azaltılması açısından giderek zorunlu bir durum
almaktadır. Ayrıca, ülkemizin coğrafi konumu ve sağlık sektöründeki yetişmiş ve eğitimli
insan gücü sağlık turizminde Türkiye'nin önemli avantajları arasındadır.
Sağlık Turizmi Standartları
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Etik değerler içerisinde sağlık hizmeti
Fizik ve ekonomik açıdan kolay ulaşılabilir sağlık hizmeti
Sağlık hizmeti gereksinimi olanlar ile sağlık hizmeti sunucuları arasında
kültürel iletişim
Fiziki standartlar (sağlığa uygunluk, ulaşım ve altyapı hizmetleri, çevresel
etkenler)
Yeterli tıbbi teknoloji
Uluslararası tıbbi teknolojiler
Uluslararası ortak tedavi protokolleri
Yeterli bilgi teknolojileri
Ulaşım ve transfer standartları
Personel standardı
Sağlık sigortasından yararlanma.
Sağlık Turizmi Organizasyonu Nasıl Olmalıdır?
Organizasyon hastanın evden çıkışından tekrar evine dönüşüne kadar geçen tüm
süreçleri kapsamalı,
•
•
•
•
•
•
Sağlık turizmi öncelikle teşvik edilmeli
Sigorta şirketleri ile koordinasyon sağlanmalı
Sağlık turizmi yapan kurum ve kuruluşların belirlenmesi ve sertifikalandırılması
Paket programlar oluşturularak sağlık ve turizm içiçeliğinin sağlanması
Sağlık turizmini tanıtım programları ve kampanyalar düzenlenmesi
Organizasyon ve danışman şirketleri kurulmalı ve yardımcı firmalar bu
yapılanma içinde yer almalıdır.
10.4.3.1. Turizmin Çeşitlendirilmesi Çerçevesinde Sağlık Turizmi ve
Termal Turizm 2007-2013 Eylem Planı
Eylem 1. Destinasyon Bazında Planlama
Uzmanlaşmış turizm merkezleri ve turizm türlerinin entegre olacak şekilde
planlanması
Açıklama: Turizm Merkezi (TM), Turizm Kenti (TK), Kültür ve Turizm Koruma ve
Gelişim Bölgelerinde (KTKGB) altyapıdaki eksikliklerinin giderilmesine ve turizm türlerinin
bir arada geliştirilmesine olanak sağlayan planlar yapılacaktır.
Eylem 11. Turizm Sektörünün Gelişiminde Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Rolü
Kültür ve Turizm Bakanlığı’ nın Yeniden Organizasyonu (Yapılandırılması)
Açıklama: *Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Teşkilat şemasında değişiklik yapılarak
yeni birimlerin kurulmasına yönelik gerekli düzenlemeler gerçekleştirilecektir:
*Turizm standartlarının geliştirileceği, işletmelerin uyması gereken uygulamaların
belirleneceği Ulusal Turizm Belgeleme (Accreditation) Birimi,
53
*Đç turizme yönelik her türlü araştırma, değerlendirme ve politika oluşturma
konularında çalışmalar yapacak Đç Turizm Araştırma ve Yönlendirme Birimi,
*Sektördeki değişimleri takip ederek, yaygın ve örgün turizm eğitim politikalarının
ana hatları, içeriği ve stratejilerinin belirlenmesine yönelik çalışmaların yapılacağı Turizm
Eğitimini Yönlendirme Birimi,
*Sektörle ilgili istatistik, alan araştırmaları ve ölçümleri bünyesinde toplama,
işleme ve değerlendirme konularında çalışmalar yapacak Ulusal Turizm Veri Bankası
Birimi kurulacaktır.
Eylem 18. Alternatif Turizm
Bölgesel ve yerel bazda araştırmalar
Açıklama: Đç turizm pazarında alternatif turizme dayalı ürünler araştırılarak
bölgesel ve yerel bazda kapasite artırmaya yönelik çalışmalar yapılacak ve bu değerlerin
tanıtım ve pazarlaması yapılacaktır.
Eylem 21. Araştırma ve Geliştirme – Markalaşma
Varış noktalarının markalaştırılması
Açıklama: Ulusal, bölgesel ve yerel olarak turizm imajı oluşturulmasına yönelik
tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinde varış noktalarının marka haline getirilmesi
sağlanacaktır.
Eylem 25. Sürdürülebilir Ar Ge
Türkiye Turizm Stratejisine uyum
Açıklama: Türkiye Turizm Stratejisine uyum sağlayacak şekilde, yerel turizm
stratejileri oluşturulacak, yatırımcıların ve işletmelerin, stratejilere uygun şekilde hareket
etmelerini sağlayacak ortam hazırlanacaktır.
Eylem 26. Turizm Potansiyeli Yüksek Alanlarda Altyapı Eksikliğinin Giderilmesi
Altyapı Birlikleri Yasası
Açıklama: Turizmin yoğun olarak geliştiği alanlarda ciddi bir altyapının
oluşturulması, altyapı tesislerinin etkin bir şekilde işletilmesi için gerekli yasal
düzenlemelerden biri olan ve yerel düzeyde çözümler sunan altyapı ve hizmet birlikleriyle
ilgili yasal düzenlemeler yayımlanacaktır.
Eylem 29. Turizm Potansiyeli Yüksek Alanlarda Altyapı Eksikliğinin Giderilmesi
Turizmin Çeşitlendirilmesi Kapsamındaki Alanlarda Altyapının Geliştirilmesi
Açıklama: Alternatif turizm alanlarında altyapı gelişimi için düzenlemelerin
yapılması sağlanacaktır.
Eylem 79. Termal Turizm Master Planı hazırlanması
Öncelikli olarak dört bölge için termal turizm master planı hazırlanacaktır.
Güney Marmara: Balıkesir, Çanakkale, Yalova
Güney Ege: Aydın, Denizli, Manisa, Đzmir
Frigya: Afyonkarahisar, Ankara, Uşak, Eskişehir, Kütahya
Orta Anadolu: Aksaray, Kırşehir, Niğde, Nevşehir, Yozgat
54
Bu bölgelerde termal turizm merkezleri belirlenecek ve termal turizmin altyapı ve
üstyapısının geliştirilmesine yönelik stratejiler hayata geçirilecektir.
Eylem 80. Termal projeler için fizibilite çalışmaları
Termal turizm yatırımlarının fayda-maliyet analizleri yapılarak gerçekleştirilmesi
için gerekli fizibilite etütleri uzman kuruluşlara yaptırılacaktır.
Eylem 81. Termal tesislerde mimari niteliklerin yükseltilmesi
Termal tesislerde geleneksel tarihsel, kültürel ve yerel mimari özelliklerinin
kullanımı özendirilecektir.
Eylem 82. Termal turizm tanıtımı
Bir destinasyon olarak termal turizm merkezlerini ve su kaynaklarının özelliklerini
tanıtmak amacıyla broşürler hazırlanacak ve uluslararası fuarlara katılım sağlanacaktır.
Eylem 83. Pilot Bölgeler
Altyapı (sondaj, yol, içme ve kullanma suyu, kanalizasyon v.b) ve çevre tanzimi
için sağlanan mali yardımlar öncelikle pilot bölgelerde yoğunlaştırılacaktır.
Eylem 84. Turizm Teşvikleri
Finans kredisi, ithalat kolaylığı, KDV iadesi gibi özel sektör teşvikleri arttırılmalı,
termal turizm öncelikli teşvikler içerisinde ele alınacaktır.
Eylem 85. Ulusal ve uluslararası tanıtım
Termal kaynakların ulusal düzeyde
bilgilendirme programı uygulanacaktır.
ve
uluslararası
tanıtımı
için
seminer,
Eylem 86. Termal kaynakların şehir ısıtması, seracılık faaliyetlerinde kullanımı
Yerel yönetimlerce yürütülecek uygulamalarda fizibilite çalışmaları yapılmak
suretiyle termal kaynakların entegre ısıtma sistemlerinde kullanımı sağlanacaktır.
10.5. Sağlık Turizmi ile ilgili Birimlerin oluşturulması
(Uluslararası Akreditasyon)
T.C. Devleti’ nin planlı kalkınma çerçevesinde uyguladığı politikalar doğrultusunda
günümüzün değişen ve gelişen koşullarına ayak uydurmak için her alanda olduğu gibi
turizm ve sağlık alanında da işleyen bir sistem oluşturulmuş ve Sağlık turizmi alanında
hedeflenen amaçlar doğrultusunda hem eşgüdüm açısından hem de organizasyon
açısından yeni yapılanmalara gidilmektedir.
Devlet Planlama Teşkilat 9. Kalkınma Planı (2007–2013); Kültür ve Turizm
Bakanlığı’ nın "Turizmin Çeşitlendirilmesi Çerçevesinde Sağlık Turizmi ve Termal Turizm
2007-2013 Eylem Planı”; Sağlık Bakanlığı 2010-2014 Stratejik Planı ve Dış Ticaret
Müsteşarlığı’ nın Sağlık Turizmi Sektör Toplantısı ile alınan kararlar mevcut olarak işleyen
ve strateji doğrultusunda yeniden yapılanmalara da imkân verecek çalışmalara açık
hususlardır. Ayrıca, Dışişleri Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı,
Bayındırlık ve Đskan Bakanlığı ve Avrupa Birliği Genel Sekreterliği gibi resmi kuruluşlar bu
alandaki çalışmalara vakıf olarak, içtenlikle sağlık turizmi alanındaki çalışmalara katkı
vermektedirler. Bütün bunların yanı sıra Sayın Başbakan ve Sayın Cumhurbaşkanımız da
Devletin en üst düzey yöneticileri olarak sağlık turizmine de özel önem verdikleri
bilinmektedir.
55
Resmi kurum ve kuruluşlar dışında, çeşitli Dernekler ve Vakıflar ile başta Özel ve
Vakıf Hastaneleri, Termal Tesis Đşletmeleri, SPA Wellness Đşletmeleri, Otel ve Turizm
alanında hizmet veren Đşletmeler de bu alanda yeniden yapılanma ve yeni iş alanlarının
açılması için gerekli duyarlılığı göstermektedirler.
Hükümetin, son 8 yılda sağlık ve turizm alanında aldığı kararlar ve ortaya koyduğu
politikalar doğrultusunda özellikle, özel ve vakıf hastanelerinin, turizm tesislerinin ve
firmaların sayılarında çok önemli artışlar olmuştur.
Sağlık (tedavi) nedeniyle başka ülkelere giden insanlar, öncelikle tedavi
görecekleri ve dinlenecekleri tesislerin uluslararası bir sertifikaya sahip olup olmadığına o
kuruluşun bir Akreditasyon Kuruluşu tarafından denetlenip denetlenmediğine ve söz
konusu tesislerin uluslararası bilinirliğinin olup olmadığına bakmaktadırlar.
Uluslararası JCI Akreditasyon Kuruluşu (Joint Commission International)
1994’ te kurulmuş, Dünya’ daki sağlık kuruluşları, sağlık bakanlıkları ve 80’den fazla ülke
organizasyonları ile birlikte çalışmaktadır. Akreditasyon ve sertifikasyon hizmetlerinin
yanı sıra danışmanlık ve eğitim hizmetleri de vermektedir. Sağlık kuruluşlarının yüksek
kaliteli hasta bakımı sağlayabilmeleri için pratik ve sürdürülebilir çözümler üretmektedir.
2010 yılı itibariyle, 44 ülkede 344 tane JCI tarafından akredite edilmiş kuruluş Hastane
ve sağlık tesisi bulunmaktadır. Türkiye bugünkü tarih itibariyle Dünya’ da, 45 Hastane ve
Sağlık kuruluşu akredite olmuş Birleşik Arap Emirliklerinden sonra 39 Hastane ile ikinci
sırada yer almaktadır. Bu da Türkiye’ ye yurtdışından gelecek hastalar için önemli bir
güven oluşturmaktadır.
Dünya’ daki ve Bölgemizdeki son gelişmeler, Türkiye’ nin sağlık turizmi alanında
çok önemli bir yer oluşturduğunun herkes farkına varmış bulunmaktadır. Bu nedenle,
Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü çatısı altında, Avrupa ve Orta
Doğu ve Dünya’ nın çeşitli ülkelerinden Türkiye' ye gelen hasta sayısını artırmak amacıyla
Sağlık Bakanlığı' na bağlı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde
31 Mart 2010 tarihinde ''Sağlık Turizmi Koordinatörlüğü Birimi'' kurulmuştur. Bu
birimin güçlendirilmesi Devletin çeşitli kuruluşlarının da görüş ve önerileri doğrultusunda
sağlık turizminin başarıyla gerçekleştirilebilmesi için gerekli altyapı mevzuatını
oluşturması, ivedilikle ve öncelikle başta Uluslararası Akreditasyon Kuruluşları ile
çalışma başlatıp, Türkiye’ de bu işlere taraf olan herkesle de düzenli işleyen bir sistem
oluşturmalıdır.
11. SAĞLIK TURĐZMĐ ORGANĐZASYONU
11.1. Sağlık Turizminde Temel Prensipler Neler Olmalıdır?
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Sağlık turizmi sunan bütün kurumlar denetlenmelidir
Planlama yapılmalıdır
Sağlık Turizmi mevzuat çalışmaları yapılmalı ve sonuçlandırılmalıdır
Sağlık konusunda ara eleman yetiştirilmesi ve sertifikasyon programlarının
yasal kurumlar tarafından oluşturulması
Halkımıza ve sağlık turizmi için gelecek olan insanlara hizmet verilirken
hizmetin kusursuz sağlanması
Stratejik eylem planlarının yapılması
Sağlık Bakanlığı Sağlık Turizm Koordinatörlüğü’ nün Bakanlık nezdinde Genel
Müdürlük haline getirilmesi
Ülkemizin uluslararası tanınırlık ve saygınlığının artırılması
Beyin göçünün engellenmesi ve hatta tersine çevrilmesi
Bu konu hakkında devlet teşviklerinin artırılması imkânların genişletilmesi
Sağlık hizmetlerinin en üst seviyeye çıkarılması
Devletin bütün Bakanlıkları’ nda konu ile ilgili birimlerin oluşturulması ve Đller’
de yaygınlığın arttırılması, duyarlılığın oluşturulmasıdır.
56
11.2. Sağlık turizmi ile ilgili kurum ve kuruluşlar ve nasıl bir işbirliği
yapılmalıdır. (Devletlerarası ilişkiler; Hastaneler ve diğer ST kuruluşları arasında
işbirliği; Aracı kuruluşlar (sigorta ve turizm şirketleri)
11.2.1. Sağlık Turizmi Hizmet Sunumunda Paydaşlar
•
•
•
•
•
•
•
Sağlık Kurum ve Kuruluşları
Seyahat Acentaları
Turizm Sektörü
Aracı ve Danışman Firmalar
Ulaşım Sektörü
Đletişim ve Bilişim Sektörü
Đnşaat Sektörü (yeni yatırımlar)
11.2.2. Sağlık Turizminde Resmi Paydaşlar
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı
Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı
Sağlık Bakanlığı
Kültür ve Turizm Bakanlığı
Dışişleri Bakanlığı
Milli Eğitim Bakanlığı
Bayındırlık ve Đskân Bakanlığı
Ulaştırma Bakanlığı
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
11.2.3. Sağlık Turizminde Diğer Paydaşlar
•
•
•
•
•
Sağlık profesyonelleri (doktorlar)
Yardımcı sağlık personelleri (hemşire, sağlık memuru, teknisyen v.b)
Finans kuruluşları
Yatırımcılar
Diğer hizmet sunucuları (memur, tercüman, hasta bakıcı v
11.2.4. Hedef Hizmet Sunucuları
•
•
•
•
•
•
Özel (Vakıf) Hastaneler
Üniversite Hastaneleri
Hastane Birlikleri (gelecekte)
Sağlık Kampusları (gelecekte)
Turizm Sektörü
Medikal Sektör (tıbbi donanım, teçhizat)
Yukarıda yazılı tüm kurum ve kuruluşlar arasında işleyen bir sistem kurulmalıdır.
11.3. Hukuki altyapı (Prosedürler)
Sağlık turizmi ve turizm sağlığı konularında milli otorite olan Sağlık Bakanlığı’ nın
kuruluş tarihinden günümüze gerçekleştirilen her reform çalışmasında mutlaka bu
konulara yer verilmiş ve üzerinde çalışılmıştır. Sağlık Bakanlığı’ nın yatırımcı ve uygulayıcı
Bakanlık olarak çıkardığı Yasalar, Yönetmelikler, Tüzükler, Genelgeler vb mevzuat ile söz
konusu “Sağlık turizmi ve turizm sağlığı” da uygulamalar içerisine girmiştir. Aşağıda
kısa bir listesi sunulan mevzuat içerisinde konuya ilişkin doğrudan ve dolaylı maddeleri
bulup uygulamada bunlardan kuruluşlarınız adına yararlanabilirsiniz.
•
•
•
•
5258
4207
5996
3359
Sayılı Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Kanun
Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun
Sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu
Sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu
57
•
•
•
•
•
•
•
181 Sayılı Sağlık Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hak. Kanun Hükmünde
Kararname
2857 Sayılı Kan ve Kan Ürünleri Kanunu
2238 Sayılı Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkında Kanun
224 Sayılı Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Hakkında Kanun
6197 Sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun
1593 Sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu
1219 Sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı Đcrasına Dair Kanun
Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Dışişleri Bakanlığı, Kültür ve
Turizm Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Bayındırlık ve Đskân Bakanlığı vb resmi
kurum ve kuruluşlar hem turizm altyapısının geliştirilmesi ve uygulamasında hem de
Sağlık Bakanlığının eşgüdümünde “Sağlık turizmi ve turizm sağlığı” konularında ilgili
mevzuatları yanı sıra yeni mevzuat oluşturmada da işbirliğine açık ve stratejik planları
gereği işbirliğine hazır görünmektedirler.
Burada ön alacak ve gerekli çalışmaları yapıp prosedürlerin yerine getirilmesindeki
görev Sağlık Bakanlığı (Sağlık Turizmi Koordinatörlüğü)’ nın olacaktır. Bu işleri yaparken
de tüm paydaş kurum ve kuruluşlarla ayrıca, konusunda uzman yetkin kişilerle görüşerek
sonuç alıcı çalışmalar yapması ve çok kısa sürede bir yol haritası çıkarması gerekecektir.
12. YATIRIMLARIN PLANLANMASI (TEŞVĐKLER)
Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı’ nın Dokuzuncu Kalkınma Planı, Kültür ve
Turizm Bakanlığı Türkiye Turizm Stratejisi–2023’ de yatırımların planlanması ve yıllara
göre hazırlanan Eylem Planı çerçevesinde tarafların teşvik edilmesi öngörülmüştür. 1980’
li yıllardan beri uygulanan Devlet Teşvik Politikalarının daha da çeşitlendirerek günümüz
de de devam ettiği görülmektedir..
Devletin sağlayacağı teşviklerin yanı sıra Özel Sektör Temsilcilerinin de hem
mevcut yapılanmaları içerisinde hem de yeniden oluşturulacak yapılanmalarla sağlık
turizmi alanındaki çalışmalar hızlandırılmalıdır. Rapor içerisinde 1980’ lerden 2000’ li
yıllara kadar uygulanan teşvik politikaları ile çok önemli kazanımlar elde edildiği de
görülmüştür.
Sağlık turizmi alanında hizmet sunan ve bu alandan yarar sağlamak isteyen Devlet
kuruluşları dışındaki tüm paydaşların da bu alanda yatırım yapmanın şart olduğu
ortadadır. Bu nedenle Medikal turizm, Termal turizm, SPA Wellness ile Yaşlı ve Engelli
alanda çalışan tüm şirket ve kuruluşlarında ortak amaç doğrultusunda oluşturdukları sivil
toplum kuruluşları ve bu alandaki uzman kişi ve kuruluşlarla birlikte hareket ederek
ortaya konulacak hedefler doğrultusunda yatırım yapmalıdırlar. Ayrıca, kendi Şirket ve
Đşletmelerinde de alt yapı oluşturulması ve sağlık turizmi çalışmalarına büyük katkı
sağlamaları gerekmektedir. Sağlık turizmi alanında yeni oluşumlara başlayan Sağlık
Bakanlığı makro düzeyde oluşturacağı çalışmalarla, eksik mevzuatların tamamlanması ve
sektöre yol gösterici rol oynamalıdır.
13. TANITIM STRATEJĐLERĐ
13.1. Doğru tanıtım için neler yapılmalı?
13.1.1. Devletin tanıtım ve pazarlamada izleyeceği stratejiler
Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) tarafından hazırlanan ve 2007-2013
dönemini kapsayan Dokuzuncu Kalkınma Planı, “Đstikrar içinde büyüyen, gelirini daha
adil paylaşan, küresel ölçekte rekabet gücüne sahip, bilgi toplumuna dönüşen, AB’ye
üyelik için uyum sürecini tamamlamış bir Türkiye” vizyonu ve Uzun Vadeli Strateji
(2001-2023) çerçevesinde hazırlanmıştır. Bu planda ayrıca hizmetlerin pazarlamasına
ve ülkemizin tanıtılmasına yönelik stratejiler de yer almaktadır.
58
Turizm sektörüne (206, 207 ve 208. ci paragraflarda) makro bakış açısıyla
gelişmeler kat edildiği ancak “Ülkemizde son yıllarda yatak kapasitesindeki hızlı artışa ve
kaydedilen önemli gelişmelere rağmen tanıtım ve pazarlama konusunda yapısal bir
reform gereği hissedilmektedir” denilerek uygulayıcı Bakanlık ve kuruluşlara yol
göstermektedir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanan Türkiye Turizm Stratejisi–
2023, kamu ve özel sektörün yönetişim ilkesi çerçevesinde işbirliğini gündeme taşıyan ve
stratejik planlama çalışmalarının yönetim ve uygulamasına yönelik açılımlar sağlamasını
hedefleyen bir çalışma. Sektör için bir yol haritası olma amacıyla hazırlanan bu stratejinin
amacı, Türkiye’de yeterince kullanılamayan potansiyelin daha verimli kullanılmasını
sağlamak ve ülkemizin turizmden elde edeceği gelirin payını artırmaktır.
Bu stratejiye göre en iyi yaklaşım turizm kaynakları, turizm koridorları, turizm
bölgeleri, turizm kentleri ve eko turizm bölgeleri gibi sınıflandırmalar yaparak, gerek
tanıtım gerekse kullanım kriterleri açısından daha etkili bir yol oluşturmak. Bu yolla
potansiyeli olan turizm bölgeleri alternatif turizm türleri sayesinde daha cazip hale
getirilebilir. Diğer bir yandan da sağlık, termal, yayla, kış-dağ sporları ve kültürel açıdan
önemli olan bölgelerin entegrasyonu sağlanarak tanıtım açısından cazibeli turizm
güzergâhları oluşturulabilir ve bu bölgelerin eksik kalan tarafları (kültür, el-sanatları,
yeme-içme tesisleri ve konaklama imkânları vb.) güçlendirilebilir. Bu yöntemlerin en
büyük getirisi turizm sektörünün tanıtımı ve pazarlanması açısından daha etkili bir
yol izlenmesi olacaktır.
Tanıtım ve pazarlama stratejileri açısından bakıldığında asıl hedefin ulusal,
bölgesel ve yerel ölçekte markalaşma olması gerekmektedir. Bir diğer konu da yapılan
tanıtımların sadece ulusal düzeyde kalmayıp varış noktalarında da tanıtım ve pazarlama
faaliyetlerinin sürdürülmesidir. Varış noktalarında markalaşmaya gidilmesi, ülke
markalaşması yanında varış noktası markalaşmasını da sağlayacaktır.
Tanıtım faaliyetlerinde odaklanılması gereken alan ürünlerdir. Kitlesel
tanıtımların da etkisi göz ardı edilmeden özelleştirmeye gidilerek pazarlanacak hedef
ürünlerin belirlenmesi daha etkili sonuçlar verecektir.
Turizm pazarında yarışabilmek ve pazar payını kaybetmemek için etkili bir imaj
yaratılmalı ve yaratılan bu imajın sürekliliği sağlanmalıdır. Bu sürekliliğin
sağlanması için halkla ilişkiler araçları etkin bir şekilde kullanılmalıdır. Ancak devlet ve
özel sektör işbirliği ve yeni iletişim teknolojilerinin kullanımı ile doğru bir
markalaşma sağlanabilir. Turizmde yeni bilgi ve iletişim teknolojilerine uyum sağlanması
müşteriyle bağlantının kurulması açısından daha etkin sonuçlar verecektir. Tanıtımdan,
ürün pazarlamaya, bilgilendirmeye kadar internetin geniş bir yelpazede kullanılması
sağlanmalı; ayrıca e-tanıtım, e-pazarlama ve e-ticaret gibi yeni gelişmekte olan ve
turizmi etkileyen teknolojilere kamu ve özel sektör tarafından yatırım yapılması teşvik
edilmelidir.
Türkiye turizminin tanıtımı açısından belirlenmesi gereken sorun alanları; turizmde
tüketicilerin varış noktasını nasıl algıladıkları, bu varış noktasının zihinlerinde nasıl yer
aldığı, sektörün hedef kitle ile iletişiminin hangi düzeyde bulunduğu, yürütülen
kampanyaların mesajları ile gerçeklerin ne kadar örtüştüğü şeklinde sıralanabilir. Bunun
için yapılması gereken Türkiye’ nin dış tanıtımında, dünyadaki gelişmeler izlenerek
kampanyaların varış noktası odaklı olmasına, hedef pazarlara yönelik ayrı ayrı
düzenlenmesine, farklı, özgün ve ulusal değerlere sadık kalınarak çağdaş değerlerin
vurgulanmasına, hedef kitleye yönelik turizm ürünlerinin ön plana çıkarılmasına, fuar,
ağırlama gibi halkla ilişkiler etkinlikleri ile desteklenmesine özen gösterilmesidir.
Varış noktası odaklı, ürün üstünlüğümüzü ve toplam kaliteyi vurgulayan, ülke,
bölge ve nokta bazında markalaşmayı sağlayacak bir strateji belirlenmelidir. Akdeniz’deki
diğer varış noktalarından farkımızı ve üstünlüğümüzü ortaya koyarak, turizm açısından
hızla büyüyen Doğu Asya Pasifik bölgesi, Hindistan ve Çin’e özel önem vererek, Ortadoğu
ülkeleri, Đran ve Orta Asya’daki Türk Cumhuriyetleri’nde bölgeye yönelik özel tanıtım
kampanyaları düzenleyerek pazar payını artırmak gerekmektedir. Tüm bu hedefleri
gerçekleştirmek için ürün çeşitlendirmesi yoluyla üst gelir turist gruplarını ülkemize
çekmek, hedef kitleye yönelik faaliyetleri artırmak, sürdürülebilir turizm ürünlerini daha
59
doğru tanıtmak ve hatta uluslararası başarılara imza atarak ülkemizden övgüyle söz
ettiren kişilerden yararlanmak gerekmektedir.
Turizm sektörüne dinamizm kazandırmak ve uluslararası krizlerden en düşük
seviyede etkilenmesini başarmak için turizmde yeni oluşumlara ihtiyaç duyulmaktadır.
Bu oluşumlar kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları arasında işbirliği
doğrultusunda yapılandırılmalıdır. Tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinin etkinliğini artırmak
için bu işbirliğine ihtiyaç vardır. Bu yolla daha dinamik, mali yönden daha güçlü bir
tanıtım yapılmalı ve bu faaliyetlerin finansmanına turizmden doğrudan ya da dolaylı gelir
elde eden kesimlerin de katılımı sağlanmalıdır.
Devletin koordinatör ve özel sektörün uygulayıcı rolünü üstlenmesi ve
devletin finansman olarak tanıtımda özel sektöre destek vermesi konusunda teşvikler ve
kredilerde farklı yaklaşımların geliştirilmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda turizm
sektörüne yön verecek kurumsal yapılanmaya gidilmeli, bu kurumsal yapılarda özel
sektörün beklentileri doğrultusunda, kamunun ve özel sektör birliklerinin ortak
çalışabilmeleri için gerekli ortam sağlanmalıdır.
Ulusal, bölgesel ve yerel anlamda marka oluşturarak turizm bölgelerinin
pazarlanması ve sektörel faaliyetlerin gelişimini koordine etmek; turizm sektörü
açısından, tesis, ürün ve işgücüne ilişkin minimum kalite standartları belirlemek; ürün
çeşitliliğinin artırılmasına ve kalitesinin sürekli olarak iyileştirilmesine yönelik çalışmalar
yapmak gibi geniş çaplı sorumluluklara sahip bir Ulusal Turizm Konseyi’nin kurulması
gerekmektedir.
Ulusal Turizm Konseyi’ne ek olarak il bazında turizm gelişiminin sağlanması
amacıyla o ilde yer alan tüm paydaşları temsil edebilecek turizm konseylerinin
geliştirilmesi gerekmektedir. Bu konseyler Ulusal Turizm Konseyi’nin aldığı kararların
daha sağlam, tutarlı ve katılımcı olmasına katkıda bulunacaktır. Đl Turizm Konseyleri,
işletmelere hizmet sağlanması ve danışmanlık hizmetlerinin verilmesinde anahtar rol
oynamalı; danışmanlık hizmetlerinin yanı sıra işletmeler arasında işbirliğini sağlayan
birim olarak görev yapabilmelidirler.
Bu iki kurum bölgesel ve yerel turizm örgütleri ile işbirliği içinde çalışabilecek ve
etkin bir “Türkiye markası” yaratılması ve yaratılan markanın sürdürülebilirliği açısından
kilit rol oynayacaktır.
Etkili bir tanıtım için turistik ürünler doğru bir şekilde tespit edilmeli ve tanıtımın
yapılacağı hedef kitle belirlenmelidir. Tanıtım etkinliği için kullanılacak pazarın, mecraların
ve ayrıca zamanlamanın önemi büyüktür. Tüm bu faktörler uygun bir şekilde yerine
getirildiği takdirde uygulama başarıyla sonuçlanacaktır.
Turizm sektörünün yoğunlaştığı yerleşmelerin altyapı ve ulaşım sorunlarının
giderilmesi etkili bir strateji için en temel noktalardan biridir. Ulaşım, turistleri bir tüketim
noktası olan turizm bölgelerine bağlayan köprü olması nedeniyle turizm için bir ana
üründür. Turizmde ulaştırmanın geliştirilmesi ve daha sağlıklı işleyebilmesi için ulaştırma
türleri arasında bir uyum sağlanmalıdır. Yeni geliştirilmesi hedeflenen varış
noktalarında, şehir ve kültür turizmi geliştirilmeli kıyı gerisinde kalan mevcut turizm
alanlarında altyapı eksikliklerinin giderilmesi için ilgili kurum ve kuruluşlar arasında
işbirliği sağlanmalı, gerektiğinde ise yönlendirme yapılmalıdır.
Bir hizmet sektörü olan turizm sektöründen daha fazla gelir elde edebilmek için
hizmet standardının yükseltilmesi öncelikle ele alınması gereken unsurdur. Bu
amaçla, hizmet kalitesinin artırılarak müşteri memnuniyetinin maksimum düzeye
çıkarılması hedeflenmelidir. Hizmet standartlarının geliştirilmesinde yeni bir ürünün
tasarımı ya da mevcut ürünün geliştirilmesi, farklı hedef gruplarında yer alan turist
beklentilerine göre şekillendirilmelidir. Kültür ve Turizm Bakanlığı yerel ve meslek
kuruluşlarının örgütlenmesinde standartları belirleyen, planlayan, koordine eden, güçlü
gözetim ve denetim mekanizmasına sahip bir üst kurum olarak yapılandırılacaktır.
Hizmetin kalitesini artırmaya yönelik olarak eğitim konusunda sektör bilgilendirilmeli;
turistik tesislerin eleman çalışma koşulları, iş sağlığı ve güvenliği bakımından etkin bir
şekilde denetlenmelidir.
60
Tüm bu tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinin başarılı sonuç vermesi Türkiye için
doğru ve iyi bir imaj yaratılmasına bağlıdır. Bu nedenle Türkiye turizmini doğrudan
etkileyen terörist faaliyetlerin, demokrasi, insan hakları gibi konulara ilişkin olarak dış
basında yer alan olumsuz yayınlar ve Türkiye’ nin coğrafi konumu nedeniyle yakın
bölgesinde yaşanan savaşlar ile siyasi istikrarsızlıkların neden olduğu imaj sorunlarının
olumsuz etkilerini azaltmaya dönük tanıtım çalışmaları yapılmalıdır. (Kültür ve Turizm
Bakanlığı 2023 Stratejisi, EURACTIC- AB Haber ve Politika Portalı)
Sağlık Bakanlığı 2010-2014 Stratejik Planında yer alan “sağlık turizmi ve
turizm sağlığı” konusundaki çalışmalar ve belirlenen stratejik hedefler, Türkiye’ nin
tanıtımına çok önemli katkı verecektir.
Sağlık turizmi ve turizm sağlığına yönelik olarak Stratejik Planda yer alan Stratejik
Amaç 2 ve Hedef 2. 9’ da; “Sağlık alanında diğer ülkeler ile uluslararası kuruluşlarla
işbirliğini sürdürmek, Türkiye’yi bölgesinde cazibe merkezi haline getirmek ve sınır ötesi
sağlık hizmetleri sunum kapasitesini artırmaktır” denilmektedir. Ayrıca,
•
Sağlık Politikalarının geliştirilmesinde diğer ülkeler, ulusal ve uluslararası
kuruluşlarla mevcut olan işbirliğini güçlendirmek
• Sağlık hizmeti sunumunda Türkiye’yi bölgesinde cazibe merkezi haline
getirmek
• Bölge temelli, çok boyutlu ve çok paydaşlı ikili ilişkiler geliştirmek suretiyle
hem hizmetin hem de ülkenin tanıtımında stratejik bir tespit yapılmıştır
13.1.2. Türkiye’de çeşitlenen turizm algısının tanıtıma katkısı
Türkiye, gerek köklü bir medeniyete ev sahipliği yapması, gerekse de dünya
tarihini şekillendirmiş diğer medeniyetlere yakın bir coğrafi konumda bulunması nedeniyle
dünya turizminin cazibe merkezlerinden biri olmasına karşın, uzun yıllar boyunca “ucuz
tatil” denilince akla ilk gelen Ülkelerden biri olarak görülmüştür.
Türkiye’ye gelen turistin her yıl artmasına rağmen, turizm gelirinin beklenenden
daha az olması, Türk turizminin en büyük sorunlarından biridir. Ülkemizdeki turizm
potansiyelinin bugüne kadar etkin kullanılamaması ve tatil turizmine daha çok ağırlık
verilerek alternatif turizm faaliyetlerine yeterince ilgi gösterilememesi ise, turizm sektörü
tarafından gelen turist sayısının artmasına karşın toplam turizm gelirinin düşük
kalmasındaki en önemli etken olarak yorumlanmaktadır.
Sürekli ilerleyen ve hızla değişen dünyada insanların sürekli aynı tatil konseptiyle
yetinmeyeceğinin farkına varan Türk turizm sektörü, turizmde değişen trendleri takip
ederek kültür, sağlık, kongre, eğitim, gençlik, doğa, inanç ve lüks turizmine yönelik
yatırımlarını hızlandırdı. Üstelik bu yatırımlar artık gelişi güzel değil, yatırım yapılan ve
hizmet verilen destinasyonlara değer kazandıracak ve bu destinasyonların sosyoekonomik açıdan gelişmesini sağlayacak bir bakış açısıyla gerçekleştirilmektedir.
Türkiye’nin dünya turizm hareketi içinde bu denli önem kazanmasının önemli
nedenlerini incelerken, şu iki konunun altının çizilmesi önem arz ediyor: Türkiye’nin
özellikle Akdeniz çanağındaki destinasyonlara hem kapasite, hem de kalite açısından
üstünlük sağlaması ve Türkiye’deki destinasyonların Akdeniz bölgesindeki diğer
destinasyonlara nazaran daha yeni ve keşfedilmemiş olması önem arz etmektedir.
13.1.3. Dış Ticaret Müsteşarlığı’ nın Sağlık Turizmi Sektör Toplantısı
(DTM Đhracat Genel Müdürlüğü, 04 Ağustos 2010)
Dış Ticaret Müsteşarlığı Đhracat Genel Müdürlüğü’ nün 04 Ağustos 2010
tarihinde “Sağlık Turizmi” konusunda çalışmalarda bulunan Bakanlıklar, Sivil toplum
kuruluşları ve sektör temsilcileri ile Müsteşarlık Binasında (2.Kat Toplantı Salonu) ilk kez
tarafların bir araya geldiği bir toplantıya ev sahipliği yaptılar.
Amaç, Dış Ticaret Müsteşarlığı’ nın sadece maddi ihraç kalemlerinden elde edilen
döviz girdilerinin değil, hizmet sektöründe çok önemli yeri olan “Sağlık Turizmi” nden de
önemli gelir elde edilebilmesi için yapılacak altyapı çalışmalarının temelini atmak ve sağlık
turizminin gelecekte oturacağı yeri belirlemektir. Bu amaçla işin esas sahipleri olan resmi
61
ve sivil kurum ve kuruluşların bir araya getirilerek eşgüdümünü sağlamak konusunda
nelerin yapılıp yapılayacağı hususunda fikir alış verişinde bulunulmuştur.
Toplantı Dış Ticaret Müsteşarlığını temsilen; Đhracat Genel Müdürü başkanlığında
yapılmış olup; Đhracat Genel Müdürlüğünü temsilen Daire Başkanları, Şube Müdürleri ve
Uzmanlar katılmışlardır.
Resmi Kuruluşları; Dışişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı
Sivil Toplum Kuruluşlarını temsilen; Türkiye Sağlık Turizmini Geliştirme Konseyi,
Sağlık Turizmi Derneği, Kaplıca Talasso ve Kür Merkezleri Derneği, Medikal Turizm
Derneği, Akredite Hastaneler Derneği, Masaj ve Doğal Terapiler Derneği, Türkiye
Đhracatçılar Meclisi ve Türkiye Sağlık Vakfı
Özel Sektör Kuruluşlarını temsilen; Đzmir Balçova Termal Tesisleri, Adana Güney
Estetik Cerrahi ve Yanık Hastanesi, Aid Assistance Medikal Destek Hizmetleri ve
Organizasyonları Ticaret Limited Şirketi olarak Sağlık Turizmi (Medikal Turizm - Termal
Turizm - Wellness ve SPA) alanında hizmet veren Bakanlıklar, Sivil Toplum Kuruluşları ve
Özel Sektör Temsilcilerinden oluşan toplam 15 kuruluş ve 40 temsilcisi söz konusu
toplantıya katılmışlardır.
Ernst and Young ve Deloitte gibi uluslar arası araştırma ve danışmanlık firmalarını
açıklamalarına göre 2012 yılında dünyada medikal turizm pazarının yaklaşık 100 Milyar $
olması bekleniyor. 17 milyon kişinin kendi ülkelerinin dışında medikal hizmet almak için
seyahat edeceği tahmin ediliyor.
Türkiye’ nin dünyadaki en önemli medikal turizm destinasyonlarından biri haline
gelmesi için çalışılmaktadır. Türkiye’ nin bu konuda bir marka olması için uzun yıllardır
çalışmalar yapan kişi ve kurumları bir araya getirerek bu hedefi gerçekleştirmek başta
Devlet kuruluşları olmak üzere tüm tarafların hedefleri arasındadır.
Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) Đhracat Genel Müdürü Đbrahim ŞENEL’ in toplantı
sonucu yaptığı değerlendirme konuşmasında; Dış Ticaret Müsteşarlığı olarak sağlık
turizmi alanında 50-60 milyar dolarlık bir dolaşımın gerçekleştiğini, Türkiye’ nin bu
havuzdan payına düşeni alabilmesi için ihracatta maddi kalemlere verilen teşviklerin
sağlık turizmi gibi hizmet sektörüne de verilmesinin önünü açacaklarını, en son geçen
yıl bilişim sektörüne bu teşvikin sağlandığını da vurgulamıştır. DTM olarak makro bakış
açılarını gözden geçirdiklerini ve bu tür yenilikleri de görmek istediklerini ayrıca sağlık
turizmi konusunda yurtdışı tanıtımları Teşkilatları aracılığıyla yapacaklarını belirterek bu
toplantıdan çıkacak sonuçları kısa sürede paylaşacaklarını ve devlet olarak sağlık
turizmine gerekli değerin verileceğini de sözlerine eklemiştir.
13.1.4. Türkiye’ nin Güçlü ve Zayıf Yönleri ile Fırsatlar ve Tehditler
Güçlü Yönlerimiz
•
•
•
•
•
•
•
Özel sağlık kurumlarımızın çoğunun Batıyla yarışabilecek seviyeye gelmesi
JCI ile akredite olmuş hastane sayısı (39) açısından dünyada 2. sıradayız
Termal kaynaklarımızla Avrupa’da 1.sırada, Dünyada ise 7. sıradayız
Ülkemizin uygun iklimi, tarihi ve turistik uygarlıklar merkezi
Ülkemiz çevresinde 712.000.000’luk bir topluluğa hitap edebilecek bir
konumda
Genç nüfus ve eğitilebilirlik ile ciddi bir iş gücü potansiyeline sahibiz
Nitelikli insan kaynaklarımız var
(Gücümüzü artırmalı)
Zayıf Yönlerimiz
•
•
Sağlık personelinin (doktor, hemşire vb.) sayısal azlığı
Politikamız yok
62
•
•
•
•
•
•
•
•
Sağlık turizminde mevzuat eksiklikleri ve yasal boşlukları
Kurumsal yapımız yok
Yabancı doktor çalıştırılma imkânı olmaması
Yetişmiş ara genç eğitim eleman eksik (yetiştirilebilir)
Yabancı dil eğitimi zayıf, dil bilen personel az
Sağlık Turizminde, devlet, STK ve sektör temsilcilerinin işbirliği tam
sağlanamadı
Sağlık Turizmi imkânlarımızın yurtdışında tanıtımı yetersiz
Zayıf Yanlara çözüm oluşturulmalı
(Tanıtma Ajansı oluşturulmalı)
Fırsatlar
•
•
•
•
•
•
•
•
Ülkemize bilgi ve tecrübe transferi (know-how) yasal düzenlemeleri temel
prensipler
Đş istihdamı (sağlık personeli ve diğer personeller)
Ekonomik kazanım (ülkeye döviz girdisi)
Yeni yatırımlar (yaşlı tatil köyleri kaplıcalar, hastaneler v.b)
Sosyal ve siyasal güç kazanımı (bölgesinde güçlü bir ülke)
Özel sağlık sektörünün finansal yapısının güçlenmesi
Yabancı Sermaye girişi
Medikal Sektör gelişi
Tehditler
•
•
•
•
•
Sağlık profesyonelleri (özellikle doktorlar) güçlenen özel sağlık sektörüne
kayar. (temel prensip)
Özel sağlık kurumlarında talep artar (temel prensip) GSS maliyetleri artar
(sağlık hizmetine talep artacaktır)
Güçlenen özel sağlık hizmetleri karşısında kamunun hizmet memnuniyetinden
azalma olacaktır. (kamunun hizmet kalitesi sürekli artırılmalı)
Yurtdışından bulaşıcı Hastalık yayılabilir. (NDM-1 Hindistan’ dan yayıldı)
Özel sağlık sektörü kendi halkımıza (GSS) hizmet sunmaktan vazgeçebilir.
(yasal düzenleme getirilmeli)
14. SONUÇ
14.1. Sağlık Turizmi Politikasının Oluşturulması
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Hizmet alıcıları ekonomik ve siyasi açıdan katma değeri yüksek bir kitle
olmasından dolayı gerekli duyarlılık gösterilmeli
Halkımıza sunulan sağlık hizmeti aksamamalı
Katma değer (finansal getirisi) yüksek olmalı
Ülkemize siyasi, sosyal ve imaj açısından katkıda bulunmalı
Yaşlı ve kaplıca turizmi sektöründe doktorlara çok sayıda ihtiyaç
bulunmamaktadır. Bu bölümler öne çıkartılabilmeli
Yabancı doktorun çalıştırılması ile ilgili yasa çıkartılmalı ve mevzuat
düzenlenmeli (Bakınız 14.1.1)
Sağlık kampusları işletmelerinde ve hastane birlikleri yasasında ilave hizmet
sunulacak kitle olarak sağlık turistleri de düşünülmeli
Sağlık turizmi sunacak kurumların denetlenmeli ve planlama yapılmalı
Sağlık Turizmi mevzuat çalışmaları yapılmalı
Strateji eylem planı yapmalı
Sağlık Bakanlığı sağlık turizminde koordinatör bakanlık olmalı
Beyin göçünü engellemeli ve hatta tersine çevirmeli
Sağlık, Kültür ve Turizm ile Milli Eğitim Bakanlıkları koordineli çalışmalı
Hekim ihtiyacı az olan bölüme ağırlık verilmeli (Termal ve Yaşlı Turizmi)
Hekim ihtiyacı çok olan bölüm (Tıp Turizmi) planlanmalıdır.
63
14.1.1. Yol Haritası
Sağlık turizmi standardı ve mevzuatı hazırlanmalı ve sektör denetlenebilir
olmalı (Şeffaf anlayış)
Sağlık Bakanlığı’ nın sağlık turizmi politikası olmalı
Yetişmiş kalifiyeli eleman için eğitime ve sertifikasyona önem verilmeli
Yabancı doktor çalıştırılmasının (gerekli hassasiyetler çerçevesinde) yol
açılmalı, Öncelikle Türkiye’ de Tıp Fakültesini bitirmiş ve uzmanlığını almış
yabancı doktorlar, sonra da konulacak üst düzey kriterlerle alanında söz sahibi
yabancı hekimlere çalışma imkânı verilmeli
Sağlık Turizmi konusu özel sektör, sivil toplum örgütleri ve kamu işbirliği ile
birlikte değerlendirilmeli ve yönetilmeli
Sağlık turizmi açısında Sağlık Bakanlığı kurumsal yapılanmasını tamamlamalı
Türkiye ulusal sağlık turizmi danışma kurulu oluşturulmalı
Đç ve dış da Sağlık Turizmi Sektöründeki gelişmeler izlenmeli
11.1.2. Sağlık Turizminde Önceliklerimiz
Kendi vatandaşlarımız
Türkiye’ nin Sınır ve Yakın Komşu Ülkeleri
Siyasal ve sosyal açıdan işbirliği yapacağımız Ülkeler (Afrika, Doğu Avrupa,
Orta Doğu ve Orta Asya Ülkeleri vb.)
Diğer Ülkeler (Avrupa, Amerika, Asya ve Uzakdoğu Ülkeleri)
11.2. Sektörün Temsil ve Koordinasyon Sorununun Çözülmesi
Sağlık turizmi (tüm branşlar) ve turizm sağlığı alanında hizmet veren tüm
sektörlerin hem kendi içlerinde hem de çalıştığı ve ileride muhtemel çalışmayı planladığı
sektörler ile ilişki kurmalı ve işbirliğini geliştirmelidir. Sağlık sektörünün resmi anlamda
temsilcisi ve milli otorite Sağlık Bakanlığıdır. Bu nedenle adı geçen Bakanlık bu alandaki
örgütlenmesini, yasal altyapıyı ve ilgili tüm resmi ve sivil kurum ve kuruluşlarla birlikte
bir çalışmanın sistemini kurmalıdır.
Sağlık turizminde hizmet sunumunda olan paydaşlar, Resmi (Bakanlıklar ve diğer
resmi kuruluşlar) paydaşlar, Diğer paydaşlar ve Hedef hizmet sunucuları birbirleri ile
eşgüdüm halinde çalışmalıdırlar. Bunun için her şeyin şeffaf olarak belirlendiği mevzuat
ve organizasyona yönelik çalışmaların kuralları konmalıdır.
Sağlık Turizmi Sektöründe politika belirleyen veya çalışan ve halen bu alanda
görev yapan ve hizmet veren kurum ve kuruluşlar aşağıda başlıklar halinde bilgi sahibi
olunması amacıyla bu rapora konulmuştur.
Resmi Kurum ve Kuruluşlar
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı
Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı
Sağlık Bakanlığı
Kültür ve Turizm Bakanlığı
Dışişleri Bakanlığı
Milli Eğitim Bakanlığı
Bayındırlık ve Đskân Bakanlığı
Ulaştırma Bakanlığı
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
Üniversiteler
Sivil Toplum Kuruluşları (Dernek, Vakıf, Birlik v.b)
•
•
•
Sağlık Turizm Derneği
Adana Sağlık Turizmi Derneği
Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği
64
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Akredite Hastaneler Derneği
Kaplıca Talasso ve Kür Merkezleri Derneği (TÜRKAP)
Medikal Turizm Derneği
Masaj ve Doğal Terapiler Derneği
Türkiye Sanayici ve Đş Adamları Derneği (TÜSĐAD)
Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği
Türkiye Sağlık Vakfı (TSV)
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB)
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB)
Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği
Türkiye Đhracatçı Birlikleri
Dış Ekonomik Đlişkiler Kurulu (DEĐK)
Türkiye Đhracatçılar Meclisi (TĐM)
Sağlık Turizmi Hizmet Sunumunda Paydaşlar
•
•
•
•
•
•
•
Seyahat Acentaları
Turizm Sektörü
Aracı ve Danışman Firmalar
Ulaşım Sektörü
Đletişim ve Bilişim Sektörü
Đnşaat Sektörü (yeni yatırımlar)
Gıda Üreticileri
11.3. Sektörün Karşılaşabileceği Muhtemel Riskleri Önleyecek ve Đstikrarlı
Gelişimini Sağlayacak Hukuki Altyapının Oluşturulması
Raporun tamamının incelendiğinde de görüleceği üzere hem iş alanları hem de bu
sektörlerde iş yapan kurum ve kuruluşlar ile yasaları ve ilgili mevzuatı düzenleyen Devlet
Kuruluşlarının bu işle ilgili durumları incelenmiş ve konuya bakış açıları ortaya konmuştur.
Muhtemel riskleri önleyecek ve istikrarlı gelişimini sağlayacak hukuki altyapının
birçoğunun mevcut mevzuat ile yürütülebileceği ancak, sistemin hiç riske girmeden
işleyebilmesi için Sağlık Bakanlığı eşgüdümünde oluşturulacak bir sistem içerisinde hem
yasal eksikliler için mevzuat hazırlanmalı ve Hükümetin bunu ivedilikle yasalaştırmalıdır.
Bu işler yapılırken de Bakanlıklar mevcut yetkilerini kullanarak işler bir organizasyon ve
sistem kurmalıdırlar.
11.4. Sağlık Turizmi Veri Tabanı Oluşturulması ve Takibi
Sağlık turizmi alanında işlerliği ve sürdürülebilirliği olan bir sistemin kurulması ve
bu sistemin işletilmesinin resmi sorumlusu Sağlık Bakanlığı olmalıdır. Hizmeti alanın da
verenin de mağdur olamayacağı bir sistem oluşturulmalıdır.
Mevcut durumda yurtdışından gelen turistlerin detaylı ayırdımına ulaşmak
mümkün görülmemektedir. Türkiye Đstatistik Kurumu (TÜĐK)’ nun çeşitli sektör başlıkları
altında yaptığı istatistikler arasından “Turizm sektörü” için de kendi kuralları ve Devletin
isteği doğrultusunda belirlenen kurallar çerçevesinde çalışma yapmaktadır.
Turizm Đstatistikleri: Giriş/çıkış kapılarının bağlı olduğu Đl’ e giriş/çıkış yoluna,
aylara ve milliyetlere göre gelen yabancılar ve yurttaşlar ile çıkış kapılarının bağlı olduğu
Đl’ e, çıkış yollarına, aylara ve milliyetlere göre gelen/giden yabancılara ilişkin bilgiler yer
almaktadır. Emniyet Genel Müdürlüğü’ nün giriş-çıkış sonuçlarına göre polis aracılığıyla
topladığı bilgi ve pasaport kontrollerinden elde edilmektedir.
Ayrıca, Sağlık Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı,
Merkez Bankası v.b kuruluşlar ülkemize çeşitli nedenlerle ziyarete gelen yabancılar ve
yurtdışında düzenli yaşayan Türk vatandaşlarının da istatistiklerini tutmaktadır. Sağlık
Turizmine yönelik istatistiklerin tutulması için ülkemizde bir sistem bulunmamaktadır.
Sadece gelen turistlerin beyanlarına göre “sağlık” nedeniyle gelenlerin sayıları
bilinmektedir.
65
Sağlık Bakanlığı’ nın (Sağlık Turizmi Koordinatörlüğü) başta Dışişleri ve Đçişleri
Bakanlıkları olmak üzere Kültür ve Turizm Bakanlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı, Türkiye
Đstatistik Kurumu ve Merkez Bankası gibi kamu kuruluşları ile Termal Đşletmeler, SPA &
Wellness Đşletmeleri Özel ve Vakıf Hastanelerinin örgütlü kuruluşları olan sivil toplum
kuruluşları (Vakıflar, Birlikler, Dernekler vb) ile birlikte bir sistem oluşturarak;
Tedavi ve dinlenme amaçlı sağlık turizmi kapsamına giren yabancı konukların
ülkelerinden çıkışından evlerine dönüşlerine kadar takip edilebilecek bir sistem
oluşturulmalıdır. Böylece her yıl Ülkemize sağlık turizmi çerçevesinde ve sağlık nedeniyle
gelenlerin toplam sayılarından, harcadıkları paraya, tedaviye ne amaçla geldiklerine,
Türkiye’ de kaç gün geçirdiklerine kadar her türlü bilgiye ulaşılabilir hale gelinir. Sağlık
Bakanlığında kurulacak bir ana surver (Bilgisayarda veri tabanı oluşturma) ya da
Bakanlığın mevcut sistemine entegre bir yapı ile kesin sonuçlara gitmek mümkün
olabilecektir. Örnek olarak tedavi amacıyla bir özel Hastaneye gelecek hastanın sınırdan
girdikten ve Hastaneye intikal ettikten sonra oluşturulacak bir form ile istenen temel
bilgiler ana surver’ a ulaşacaktır. Böylece, hem yatırımcılar hem de hizmet alan ve veren
taraflarla bu konuda ilgili kişi ve kurumlara daha rahat bilgi sunma ve karşılığında sağlık
turizminin ülkeye sağladığı yarar şeffaf, yararlı ve sürdürülebilir olacaktır. Bunun yararları
saymakla bitmeyecek kadar da çok olacaktır. Sağlık Bakanlığı kural koyucu, yönlendirici,
denetleyici rolünü üstlenirken konuyla ilgili hizmet sunan kuruluşlar da iyi bir eşgüdüm ile
çalışmalarında kısa sürede başarıya ulaşacaklardır.
Raporda turizm açısından sonuç olarak vurgulanacak en önemli husus normal bir
turistin son on yılın ortalaması alınarak yıllık 700 ABD Doları gelir bırakır iken, sağlık
(tedavi) nedeniyle gelen bir kişinin ortalama 3000-5000 arası ABD doları harcadığıdır.
Türkiye Sağlık Vakfı ve Sağlık Turizmi Derneği’ nin birlikte hazırladığı “Dünya’ da
ve Türkiye’ de Sağlık Turizmi Raporu 2010, Durum Tespit Raporu ve Çözüm
Önerileri” alanında ilk kez hazırlanan detaylı bir rapordur. Eksiklikleri ve tespit
edilemeyen ve burada kayda alınamayan bilgi ve belgeler mutlaka olacaktır. Konunun
evrenselliği ve çok eski çağlardan günümüze yapılan çalışmalardan rayına oturan olduğu
gibi hiç üstü açılmayan ve çok büyük eksiklikleri olan bir alandır. Dünya’ daki gelişmelere
paralel olarak son yıllarda Türkiye’ nin de gündeminde önemli yeri olan bir konudur. Bu
çalışma bilgilendirmeye ve tarafları bir araya getirerek sorunların çözülmesi için
çalışılmasına yöneliktir. Katkı, öneri ve eleştirisi olanların görüş ve önerilerini mutlaka
yazılı olarak bildirmeleri halinde her yıl güncellenecek olan bu rapora gireceğinin
bilinmesini isteriz.
Saygı, sevgi ve başarı dileklerimizle…..
EK
EK
EK
EK
1:
2:
3:
4:
Dünya’ daki Sağlık Turizmi Kongreleri (2010)
Dünya’ da Sağlık Turizmi Yapan Ülkeler Hakkında Bilgi
Uluslararası JCI Akreditasyon Tarafından Akredite Alan Hastaneler Listesi
Küresel Sağlık ve Wellness Pazarı Büyüklüğü (2003-2008, US$ milyar)
KAYNAKÇA
Kaynakça listesi ayrıca eklenecektir.
66
15. SAĞLIK TURĐZMĐ SEKTÖRÜNDEKĐ KURUM VE KURULUŞLAR
Resmi Kurum ve Kuruluşlar:
Sağlık Bakanlığı web sitesi:
www.saglik.gov.tr
Dışişleri Bakanlığı web sitesi:
www.mfa.gov.tr
Kültür ve Turizm Bakanlığı web sitesi:
www.kultur.gov.tr
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı web sitesi:
www.calisma.gov.tr
Milli Eğitim Bakanlığı web sitesi:
www.meb.gov.tr
Bayındırlık ve Đskân Bakanlığı web sitesi:
www.bayindirlik.gov.tr
Ulaştırma Bakanlığı web sitesi:
www.ulastirma.gow.tr
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı web sitesi:
www.tarim.gov.tr
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı web sitesi:
www.enerji.gov.tr
Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı web sitesi:
www.dpt.gov.tr
Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı web sitesi:
www.dtm.gow.tr
Sağlık Bakanlığı Hudut ve Sahiller Sağlık Gen. Müd.
www.hssgm.gov.tr
Sağlık Bakanlığı Dış Đlişkiler Dairesi Başkanlığı web:
www.saglik.gov.tr/DIDB
Sosyal Güvenlik Kurumu web sitesi:
www.sgk.gov.tr
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) web sitesi:
www.shgm.gov.tr
Devlet Üniversiteleri web siteleri:
www.yok.gov.tr/content/view/531
Vakıf Üniversiteleri web siteleri:
www.yok.gov.tr/content/view/532
Dernekler, Vakıflar, Birlikler, Kurullar, Meclisler, Sendikalar v.b Kuruluşlar:
Sağlık Turizm Derneği (STD) web sitesi:
www.saglikturizmi.org.tr
Adana Sağlık Turizmi Derneği web sitesi:
www.
Akredite Hastaneler Derneği (AHD) web sitesi:
www.ahd.org.tr
Medikal Turizm Derneği (MTD) web sitesi:
www.medikalturizmdernegi.com
Kaplıca Talasso ve Kür Merkezleri Derneği (TÜRKAP):
www.spa-turkey.com
Masaj ve Doğal Terapiler Derneği web sitesi:
www.madoted.org
Türkiye Sanayici ve Đş Adamları Derneği (TÜSĐAD):
www.tusiad.org
Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TYD) web sitesi:
www.ttyd.org.tr
Türkiye Sağlık Đşletmeleri Derneği (TUSIDER) web:
www.tusider.org
Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TYD) web sitesi:
www.ttyd.org.tr
67
Türkiye Sağlık Vakfı (TSV) web sitesi:
Turizm Geliştirme Vakfı (TUGEV) web sitesi:
www.saglik.org.tr
www.turizmgelistirmevakfi.org
Türk Tabipleri Birliği (TTB) web sitesi:
www.ttb.org.tr
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) web sitesi:
www.tobb.org.tr
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TURSAB) web sitesi:
www.tursab.org.tr
Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği web sitesi:
www.tsrsb.org.tr
Turist Rehberleri Birliği (TUREB) web sitesi:
www.tureb.net
Dış Ekonomik Đlişkiler Kurulu (DEĐK) web sitesi:
www.deik.org.tr
Türkiye Đhracatçılar Meclisi (TĐM) web sitesi:
www.tim.org.tr
Türkiye Đhracatçı Birlikleri web sitesi:
www
Türkiye Sağlık Endüstrisi Đşverenler Sendikası ( EĐES):
www.seis.org.tr
Türk Hava Yolları web:
www.thy.com.tr
Sağlık Turizmi ile Đlgili Sivil Oluşumlar ve Bilgi Sağlayıcı Kuruluşlar:
Türkiye Sağlık Turizmini Geliştirme Konseyi web sitesi:
www.thtdc.com
Türkiye Sağlık Turizmi Tanıtım Organizasyonu (TUHETO):
www.tuheto.org
World Health Tourism Türkiye Koordinatörlüğü
www.healthtourism.com.tr
goTurkey.com (Türkiye'nin resmi turizm portalı):
www.goturkey.com
Health in Turkey (TOBB-DEĐK Health Care Committee):
www.healthinturkey.org
Sağlık Turizmi Genel Bilgi web sitesi:
www.health-tourism.com
68
16. YURT DIŞI SEYAHATLERDE VE TÜRKĐYE’ YE YAPILACAK ZĐYARETLERDE
GEREKLĐ BĐLGĐLER (BÜYÜKELÇĐLĐKLER, VĐZE UYGULAMALARI VE SIKÇA
SORULAN SORULAR)
Dışişleri Bakanlığı www.mfa.gov.tr
Yerleşik Diplomatik ve Konsüler Misyonlar (Yabancı Büyükelçilikler, Başkonsolosluklar)
www.mfa.gov.tr/yerlesik-diplomatik-ve-konsuler-misyonlar.tr.mfa
Fahri Konsolosluklar
www.mfa.gov.tr/fahri-konsolosluklar.tr.mfa
Akredite Misyonlar
www.mfa.gov.tr/akredite-misyonlar.tr.mfa
Türk Vatandaşlarının Tabi Olduğu Vize Uygulamaları
www.mfa.gov.tr/turk-vatandaslarinin-tabi-oldugu-vize-uygulamalari.tr.mfa
Türkiye’de Temsilciliği Olmayan Ülkelerin Vize Đşlemleri
www.mfa.gov.tr/turkiye_de-temsilcilici-olmayan-ulkelerin-vize-islemleri.tr.mfa
Vize Đşlemleri Konularında Sıkça Sorulan Sorular
www.mfa.gov.tr/sikca-sorulan-sorular.tr.mfa
Yabancıların Tabi Olduğu Vize Rejimi
www.mfa.gov.tr/yabancilarin-tabi-oldugu-vize-rejimi.tr.mfa
Sınır Kapılarımızda Vize Alan Yabancılardan Tahsil Edilen Vize Harçları
(Sadece umuma mahsus pasaport hamilleri için geçerlidir.)
www.mfa.gov.tr/sinir-kapilarimizda-vize-alan-yabancilardan-tahsil-edilen-vize-harclari.tr.mfa
Dışişleri Bakanlığınca Yapılan Yurt Dışı Seyahat Duyuruları
www.mfa.gov.tr/sub.tr.mfa?b3026181-6b8f-4fc6-9327-a5113446ce95
--------------------------------Sağlık Bakanlığı
www.saglik.gov.tr
Seyahat Sağlığı (Sağlık Bakanlığı Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü)
www.hssgm.gov.tr/seyahat/seyahatsagligi.aspx
Hava Yolculuğunun Sağlık Üzerine Etkileri
www.hssgm.gov.tr/seyahat/havayolculugu.aspx
Seyahat Aşıları Hakkında Genel Bilgiler
www.hssgm.gov.tr/seyahat/asilar.aspx
Seyahat Sağlığı Merkezleri
www.hssgm.gov.tr/seyahat/seyahatsagligimerkezi.aspx
Gideceğiniz Ülkeye Göre Seyahat Sağlığı
www.hssgm.gov.tr/seyahat/ulkelerlistesi.aspx
69
17. RAPOR EKLERĐ
EK: 1
Dünya’ daki Sağlık Turizmi Kongreleri (2010)
KONGRE TARĐHĐ
KONGRE ADI
KONGRE YERĐ
10-12 Ağustos 2010
Uluslararası Medikal Turizm ve
Wellness Kongresi
Meksiko
25-28 Ağustos 2010
Medikal Seyahat Brezilya Buluşması
Brezilya
28-30 Ağustos 2010
2. Sağlık Turizmi Kongresi
Güney Afrika
07-10 Eylül 2010
2. Uluslararası Ambient Yaşam
Desteği
Đspanya
16-17 Eylül 2010
Pan Afrika Sağlık Fuarı ve Kongresi
Güney Afrika
22-24 Eylül 2010
Dünya Medikal Turizm ve Global
Sağlık Kongresi
ABD
07-09 Ekim 2010
Dünya Sağlık Turizm Kongresi ve
Uluslar arası Turizm Entegrasyon
Kongresi
Güney Afrika
07-10 Ekim 2010
Medikal Turizm Kongresi
Kuveyt
12-15 Ekim 2010
Uluslar arası Medikal Seyahat,
Sağlık ve Emeklilik Zirvesi
Filipinler
27-29 Ekim 2010
Sağlık Turizmi Konferansı
Malezya
14-17 Kasım 2010
Yurtdışı Sağlık Hizmetleri Ve Sağlık
Turizm, 2. Uluslararası TEMOS
Kongresi
Almanya
01-03 Aralık 2010
Malezya Uluslararası Sağlık Turizm
Malezya
3-5 Aralık 2010
Medikal Turizm Fuarı
Hindistan
3-6 Aralık 2010
3. Uluslararası Sağlık Turizmi
Kongresi
Türkiye
70
EK: 2 Dünya’ da Sağlık Turizmi Yapan Ülkeler Hakkında Bilgi Haritası
Kaynak: Deloitte Center for Health Solutions, 2008; Patients Beyond Borders
Dünya Sağlık Turizmi Tahmini Gelir Tablo
Bazı Ülkelerde Cepten Harcamalar (2007)
71
EK: 3
Uluslararası JCI Akreditasyon Tarafından Akredite Alan Hastaneler Listesi
(10 Eylül 2010 tarihi itibariyle JCI web sitesinden alınmıştır. TSV)
1- Acıbadem Bakırköy Hospital
Acibadem Healthcare Group, Program: Hospital, First Accredited: 5 February 2005
Re-accredited: 29 March 2008
2- Acibadem Bursa Hospital
Acibadem Healthcare Group, Bursa, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 5 July
2008
3- Acibadem Kadikoy Hospital
Acibadem Healthcare Group, Kadikoy-Istanbul, Turkey, Program: Hospital
First Accredited: 5 February 2005, Re-accredited: 4 April 2008
4- Acibadem Kocaeli Hospital
Acibadem Healthcare Group, Kocaeli - Izmit, Turkey, Program: Hospital,
First Accredited: 17 July 2008
5- Acibadem Kozyatagi Hospital
Acibadem Healthcare Group, Kozyatagi - Istanbul, Turkey, Program: Hospital
First Accredited: 5 February 2005, Re-accredited: 11 April 2008
6- Alman Hastanesi/Deutsches Krankenhaus
Istanbul, Turkey, Program: Hospital
First Accredited: 3 June 2006, Re-accredited: 20 November 2009
7- American Hospital, AS
Istanbul, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 15 December 2002,
Re-accredited: 16 December 2005, Re-accredited: 12 July 2009
8- Anadolu Medical Center
Kocaeli, Turkey, Program: Hospital
First Accredited: 17 February 2007, Re-accredited: 27 February 2010
9- Ankara Guven Hospital
Ankara, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 1 March 2008
10- Bayindir Hospital Hastanesi
Ankara, Turkey, Program: Hospital
First Accredited: 15 July 2006, Re-accredited: 24 October 2009
11- BSK Metropark Hospital
Cukurova, Adana, Program: Hospital, First Accredited: 05 March 2010
12- Şişli (Caglayan) Florence Nightingale Hospital
Sisli, Istanbul, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 17 April 2004,
Re-accredited: 11 May 2007, Re-accredited: 14 May 2010
13- Cukurova University Medical Faculty
Central Laboratory, Adana, Turkey, Program: Clinical Laboratory
First Accredited: 20 October 2006, Re-accredited: 2 April 2010
14- Dunya Eye Hospital
Istanbul, Turkey, Program: Hospital
First Accredited: 19 July 2006, Re-accredited: 10 September 2009
72
15- Ege Saglık Hastanesi
Izmir, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 14 July 2008
16- Gayrettepe Florence Nightingale Hospital
Gayrettepe, Istanbul, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 26 June 2003
Re-accredited: 17 June 2006, Re-accredited: 19 June 2009
17- Hacettepe University Adult Hospital
Ankara, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 14 September 2007
18- Hisar Intercontinental Hospital
Istanbul, Turkey, Program: Hospital
First Accredited: 20 January 2007, Re-accredited: 20 February 2010
19- International Hospital
Acıbadem Healthcare Group, Yesilkoy-Istanbul, Turkey, Program: Hospital
First Accredited: 11 July 2008
20- Istanbul Memorial Hospital
Istanbul, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 29 March 2002
Re-accredited: 29 April 2005, Re-accredited: 17 May 2008
21- Kadıköy Florence Nightingale Hospital
Istanbul, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 12 June 2009
22- Kent Hastanesi
Izmir, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 10 June 2006, Re-accredited: 12
September 2009
23- Medical Park Healthcare Group - Antalya Hospital
Medical Park Healthcare Group, Antalya, Turkey, Program: Hospital,
First Accredited: 6 December 2008
24- Medical Park Healthcare Group - Bahcelievler Hospital
Medical Park Healthcare Group, Istanbul, Turkey, Program: Hospital
First Accredited: 14 November 2008
25- Medical Park Healthcare Group - Bursa Hospital
Medical Park Healthcare Group, Bursa, Turkey, Program: Hospital
First Accredited: 8 November 2008
26- Medical Park Healthcare Group - Goztepe Hospital
Medical Park Healthcare Group, Istanbul, Turkey, Program: Hospital
First Accredited: 22 November 2008
27- Medicana International Ankara Hospital
Ankara, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 27 February 2010
28- Medicana International Istanbul Hospital
Istanbul, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 20 February 2010
29- Medline Alarm Saglik Hizmetleri AS
Istanbul, Turkey, Program: Medical Transport, First Accredited: 28 April 2005
Re-accredited: 17 May 2008
30 - Mesa Hastanesi
Ankara, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 1 July 2006
Re-accredited: 12 January 2010
73
31- Ortopedia Hospital
Adana, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 15 January 2010
32- Ozel Medicana Hospital Camlıca
Istanbul, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 27 October 2007
33- Ozel Medicana Hospitals Bahcelievler
Istanbul, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 22 May 2008
34- Sema Hastanesi
Dragos, Maltepe, Istanbul, Turkey, Program: Hospital,
First Accredited: 19 December 2008
35- TDV Ozel 29 Mayıs Hastanesi
Ankara, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 14 August 2009
36- Turkish Red Crescent Society Middle Anatolia Regional Blood Center
Ankara, Turkey, Program: Clinical Laboratory
First Accredited: 29 June 2007, Re-accredited: 11 June 2010
37- Uludag Universitesi Saglık Kurulusları
Bursa, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 15 December 2007
38- Yeditepe University Faculty of Dentistry
Göztepe-Istanbul, Turkey, Program: ambulatory Care, First Accredited: 30 May 2009
39- Yeditepe University Hospital
Istanbul, Turkey, Program: Hospital, First Accredited: 2 November 2007
EK: 4
Küresel Sağlık ve Wellness Pazarı Büyüklüğü (2003-2008, US$ milyar)
Source: Euromonitor International from trade sources/national statistics. Note: Market sizes based on retail value
RSP. Historic regional/global values are the aggregation of local currency country data at current prices converted
into the common currency using y-o-y exchange rates.
74