miras Çocuklarımıza
Transkript
miras Çocuklarımıza
BÖLGESEL ÇEVRE MERKEZİ DERGİSİ - ÜÇ AYDA BİR YAYIMLANIR Yıl 3 Sayı 2 | NİSAN - HAZİRAN 2007 | 5.00 YTL Çocuklarımıza kalan miras Çocuklarımız, bizim kuşağımızın mirasını devralacak. Peki onlara iyi bir miras bırakıyor muyuz? M sayfa 5 Eğitim süreçleri yapım süreçleridir. Çevre eğitimi, sürdürülebilir bir dünya için kendi kendini eğitme sürecidir. sayfa 18 Bilgi ağında kaybolmamak Kaynağında kalan bilgi işlevsizdir, paylaşmak ise bilginin çoğalmasını sağlar. sayfa 29 M Çevre etiği ve değerleri oluşturup uygulamadan doğayı yok etme süreci durdurulamaz. Ağaç yaşken eğilir M Doğa felsefesi ve çevre etiği Do¤al kaynaklar› verimli kullan›yor, çevresel düzenlemelere uyuyor, kimyasal at›klar›n›z› gere¤i gibi ar›t›yor musunuz? O halde AB'nin en sayg›n flirketlerinden biri siz olabilirsiniz. Avrupa Komisyonu Çevre Genel Müdürlü¤ü taraf›ndan 1987 y›l›nda verilmeye bafllanan Avrupa Birli¤i Çevre Ödülleri, çevre dostu politika ve ürünlere öncülük eden flirketlerin baflar›lar›n› takdir etmek ve di¤er flirketleri de bu anlay›fl› benimsemeye özendirmek amac›n› tafl›yor. 2005-2006 döneminde REC Türkiye’nin eflgüdümünde yürütülen programla Türkiye’den flirketler de bu yar›fla kat›lma ve bu sayg›n ödülü kazanma f›rsat›n› elde etti. fiirketler; Yönetim, Ürün, Süreç ve Uluslararas› ‹flbirli¤i olmak üzere dört ayr› kategoride ödüle aday olabiliyor. 2007-2008 ödülleri için baflvurular başladı. Sizi de çevre duyarl›l›¤›n›z› ödüllendirmeye davet ediyoruz. Ayrıntılı bilgi için www.abcevreodulleri.info adresini ziyaret edebilirsiniz. BÖLGESEL ÇEVRE MERKEZ‹ REC Türkiye Ayr›nt›l› bilgi için REC Türkiye web sitesini izleyin: www.rec.org.tr 2-5ForumYU10.qxd:2-5ForumGH3.4 7/4/07 10:07 AM Page 3 yeşil UFUKLAR Yıl 3 Sayı 2 İÇİNDEKİLER | NİSAN-HAZİRAN 2007 | ISSN 1305-5232 Yaygın Süreli Yayın Yeşil Ufuklar, Orta ve Doğu Avrupa için Bölgesel Çevre Merkezi (REC)’nin üç ayda bir yayımlanan ve özgün adı Green Horizon olan dergisinin Türkiye uyarlamasıdır. Yeşil Ufuklar, Green Horizon dergisinde yer alan haber ve makalelerin yanı sıra Türkiye’den haber ve makalelere de yer vermektedir. Yeşil Ufuklar, REC’in karar alma süreçlerine katılımı destekleme, bölgesel paydaşlar arasında işbirliğini teşvik etme gibi amaçlarına hizmet eder. Yeşil Ufuklar, Orta ve Doğu Avrupa’da çevre ve sürdürülebilir kalkınma alanında önemli konulara ve gerçek öykülere yer vermektedir. Dergi, iş dünyası, uluslararası kuruluşlar, hükümet, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, akademik kurumlar ve basın için yararlı bir kaynaktır. Yeşil Ufuklar’da yer alan fikir ve görüşlerin Orta ve Doğu Avrupa için Bölgesel Cevre Merkezi (REC) ve REC Türkiye’nin görüşlerini yansıtması gerekmez. Yeşil Ufuklar, elektronik olarak www.rec.org.tr adresinden incelenebilir. Yeşil Ufuklar Yayın Hizmetleri: Bayt Bilimsel Araştırmalar Basın Yayın ve Tanıtım Ltd. Şti., Ziya Gökalp Cad. 30/31, Kızılay, Ankara. Tel. 0312 431 3062 Baskı: Miki Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti. Matbaacılar Sitesi 560. Sok., No:27, İvedik, Ankara Tel. 0312 395 2128 Baskı Tarihi: 6 Temmuz 2007 KATKIDA BULUNANLAR İpek Alparslan Günaz Akşahin Güzin Arar Yunus Arıkan Robert Atkinson Şebnem Feriver Deniz Gümüşel Gülru Hotinli David Landry Nyambura Njagi Gülçin Özsoy Hande Özüt Elip Pekin Doç. Dr. Faruk Tekbaş Doç. Dr. Vural Yiğit Ruslan Zhechkov GÖRSELLER Behiç Ak Pavel Antonov Marta Bonifert CEE Bankwatch Çoluk Çocuk Dergisi dsi.gov.tr GreenLight Programme Greenpeace Slovakia Nafiz Güder REC Türkiye Arşivi Reuters sxc.hu tbmm.gov.tr Yeşil Adımlar Arşivi Doç. Dr. Vural Yiğit Green Horizon MAGAZINE TEAM Editor in Chief: Pavel Antonov Deputy Editor: Greg Spencer Sales Officer: Alex Gregorio Designer: Patricia Barna Production: Robert Adam Proofreader: Nathan Johnson Administrative Officer: Emese Gal Webmaster: Tamas Bodai EDITORIAL BOARD REC PR: Zsolt Bauer Environment and security: Marta Szigeti Bonifert Environmental policy: Oreola Ivanova South Eastern Europe: Radoje Lausevic Business and corporate responsibility: Robert Nemeskeri Turkey: Sibel Sezer Information and research: Jerome Simpson Environmental law: Stephen Stec Public participation: Magdolna Toth Nagy New EU member states: Beata Wiszniewska Sustainable development: Janos Zlinszky Doç. Dr. Vural Yiğit, doğa felsefesi ve çevre etiği konusundaki düşüncelerini Yeşil Ufuklar ile paylaşıyor. K A PA K K O N U S U 10 14 Çocuklarımız ve onların geleceği İklim değişikliği nedeniyle, gelecek kuşaklar yeni rahatsızlık türleriyle yüz yüze. KAPAK KONUSU Kimyasal kirlilik ve çocuk sağlığı Çocuklarımıza kalan miras Dünya genelindeki insan faaliyetlerinin, çevre üstündeki olumsuz etkilerini daha iyi kavramaya başladığımız bugünlerde, gelecek yıllarda çocuklarımızın ne tür sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalacağını düşünmek daha da önem kazanıyor. Bütün çocukların, çevresel kirlilikten endişe duymadan parklarda gönüllerince oynayabilmesini sağlamak bizim görevimiz. Kimyasallar, çocukları erişkinlerden çok daha fazla etkiliyor. MERCEK 17 18 20 En iyinin peşinde Kıyaslama yöntemi, örgütsel başarıyı en üst düzeye çıkarmamız için bize yeni bir gereç sunuyor. Ağaç yaşken eğilir Çevreci bir eğitim, kendi kendini eğitme sürecidir. Var olan durumlar dışında kalmaz, iletişim ve karşılıklı etkileşimle sürekli gelişir. Çevreden muaf siyaset Çevre ve enerji verimliliği gibi hepimizi ilgilendiren ve geleceğimizi etkileyen konularda partilerin artık somut politikalar üretmesi gerekiyor. R E C B Ü LT E N İ 22 27 KAPAK FOTOĞRAFI Eğitimde yeni yaklaşımlar ve Yeşil Kutu Reuters Yeşil Kutu eğitim seti, Türkiye’nin eğitim sistemine çevre eğitimi alanında önemli bir destek sağlayacak. DİĞER BÖLÜMLER İklim değişikliklerinin etkileri, mahrumiyet bölgelerindeki toplumsal, çevresel ve ekonomik anlaşmazlıkları şiddetlendiriyor. Türkiye’den Haberler 8 Forum 4 Dış Haberler 6 Afrika Boynuzu Ağı başladı REC Bülteni 22 Bilişim Teknolojileri 29 Kitaplık 30 İLETİŞİM Editör [email protected] Abone işlemleri [email protected] Özgün Tasarım ve Uyarlama: Turgay Arık Çevre korumada etik ve akılcı yaklaşımlar Çeviri: Gülsima Baykal, SGB Danışmanlık 5 Bölgesel Çevre Merkezi REC Türkiye İlkbahar Mahallesi, 15. Cadde, 296. Sokak, No: 8, 06550 Yıldız Çankaya, Ankara-Türkiye Tel: (90-312) 491 95 30 Faks: (90-312) 491 95 40 Web: www.rec.org.tr Editör: Nafiz Güder FORUM Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Yeşim A. Çağlayan DERGİ EKİBİ REC TÜRKİYE ARŞİVİ 27 3 PAVEL ANTONOV Yayın Sahibi: REC Türkiye adına Dr. Sibel Sezer Eralp | NİSAN - HAZİRAN 2007 | yeşil UFUKLAR 14 2-5ForumYU10.qxd:2-5ForumGH3.4 7/4/07 10:07 AM Page 4 FORUM editörden “...bir milletvekili aday› karfl›lad› bizi, anlatt›k, ‘buyurun çay, kahve için’ dedi, ‘yok, sizin de bizim de iflimiz var’ dedik, ‘manifestomuz budur.’ Bir jesti gözümden gitmiyor, sekreter han›ma manifestoyu uzatt›, ‘dosyaya kald›r,’ fleklinde!” Bu al›nt›, Aç›k Radyo’nun 11 Haziran’daki Aç›k Gazete Türkiye Erozyonla program›nda, Mücadele, A¤açland›rma ve Do¤al Varl›klar› Koruma Vakf› (TEMA) Yönetim Kurulu Baflkan› Prof. Çelik Kurto¤lu ile TEMA Çevre Manifestosu üstüne yap›lan söylefliden; Kurto¤lu, bir siyasî partinin ilçe merkezine yapt›klar› ziyareti anlat›yor. Genel seçime k›sa bir süre kala, ülkemizde çevre alan›nda çal›flan sivil toplum kurulufllar› (STK) içinde, seçime ve siyasî partilere yönelik çal›flma yapanlar›n, çevre konusundaki taleplerini siyasîlere iletenlerin say›s› giderek artsa da siyasîlerle temas kuranlar›n karfl›laflt›¤› muamele muhtemelen yukar›da verilen örne¤e benziyordur. Sivil çevre örgütlerinin, seçim vesilesiyle hem topluma, kendi mensuplar›na ve destekçilerine; hem de ülkeyi yönetmeye talip olan milletvekili adaylar›na mesajlar vermesi ve çevre ile ilgili taleplerini iletmesi, bizce bir STK’n›n önemli ifllevlerinden birisi. Esasen, iletiflim kurulmas› gereken hedef gruplar içinde toplum ve siyasetçiler iki önemli kümeyi oluflturuyor. Yeflil Ufuklar’› haz›rlad›¤›m›z aylarda, REC ekibi olarak, ulusal ölçekteki çevre STK’lar›n›n seçim dolay›s›yla özel bir çal›flma yap›p yapmad›¤›n› saptamaya çal›flt›k. Hem olabildi¤ince çok kuruluflun web sitesini ve bas›nda ç›kan haberleri tarad›k; hem de çevre STK’lar› ve uzmanlarla ba¤lant› kurup tespit ve izlenimlerini ald›k. Seçim öncesi harekete geçen STK’lar›n seçmenlere verdi¤i mesaj a¤›rl›kl› olarak ‘çevreyi gözetmeyen partilere oy vermeyin’ fleklinde. Benim an›msad›¤›m en eski ve san›r›m uzun süre boyunca da tek örnek, Do¤al Hayat› Koruma Derne¤i’nin 1991 genel seçimi öncesi yürüttü¤ü ‘oyunuzu çöpe atmay›n’ bafll›kl› kampanya idi. Ancak, Mercek bölümündeki ‘Çevreden muaf siyaset’ bafll›kl› yaz›m›zda da okuyaca¤›n›z gibi, siyasî partilerin seçim programlar›nda çevreye bak›fllar› pek umut verici de¤il. Bu, hemen bütün partilerin ortak niteli¤i. Hâl böyle olunca, ‘çevreyi gözetmeyen partilere oy vermeyin’ ça¤r›s› gerçek hayatta pek karfl›l›¤›n› bulmuyor; ‘çevreyi öncelikli bir sorun olarak gören’, iktidar oldu¤unda önce çevre sorunlar›na e¤ilecek bir parti zaten yok. Bununla birlikte Türkiye’de giderek artan bir çevre bilinci var. Sadece türleri ve habitatlar› koruman›n eti¤i boyutunda de¤il; çevresel bozulman›n, ülkemizin ve gezegenimizin gelece¤i aç›s›ndan yaflamsal öneminin kavranmas› söz konusu. Çevreyi önemseyen kitle, seçim d›fl›ndaki ortamlarda, imza kampanyalar›, yürüyüfller, protesyeşil UFUKLAR | NİSAN - HAZİRAN 2007 | 4 NAFİZ GÜDER Çevre örgütleri ve seçim SİVİL TOPLUM EYLEMDE: Giderek daha çok sayıda insan çevre sorunlarına karşı harekete geçerken, seçim ortamında siyasîlerin dikkatini çevreye çekme konusundaki girişimler yetersiz kalıyor. tolar, bas›n bildirileriyle sesini duyuruyor ve taleplerini yöneticilere iletiyor. Ancak normal ortamdaki giriflimler genel olarak; çevre aç›s›ndan zararl› olabilecek, yasa taslaklar›na, idarî karar ve uygulamalara; ya da özel sektörün yapt›¤› çevreye zararl› yat›r›mlara karfl› tepki gösterme fleklinde, yani edilgen olmas›. Sürekli tepki göstermek ya da elefltirir konumda olmak yerine daha etken olan, örne¤in nas›l bir çevre yasas› istedi¤ini, nas›l bir enerji, tar›m ya da turizm politikas› istedi¤ini, havza ve su yönetimi konusundaki taleplerini siyasî partilere, milletvekili adaylar›na ileten sivil çevre kurulufllar›n›n artmas› ise, kal›c› çözümler üretilmesi için yaflamsal bir gereklilik, sivil toplumun canl›l›¤›n›n bir belirtisi. Kamuya yans›masa da, konular›nda uzman kimi çevre kurulufllar›n›n, örne¤in deniz hukuku ve denizlerimizin korunmas› için gerekli stratejilerin belirlenmesi konusunda canla baflla çal›flt›¤›n› biliyoruz. Seçim ortam›, hem topluma hem de STK’lara, yönetime aday olan siyasîlerden kendi ilgi alanlar› do¤rultusunda ‘söz alma’ f›rsat› sunuyor. Siyaset arenas›nda verilen vaadlerin yerine getirilmesinin garantisi olmasa da, çevre konusunda taahhütte bulunmufl bir parti veya aday, sözlerini yerine getirmedi¤inde, sivil toplumun ve seçmenin ‘hesap sorma’ hakk› do¤mufl olur; herhangi bir taahhütte bulunmam›fl bir siyasetçiye ise ancak tepki gösterilebilir. Bu ba¤lamda çevre örgütlerinin tek tek ya da toplu olarak taleplerini 22 Temmuz öncesinde siyasîlere aktarmas› önemli. Zaten yürütülen lobi ve savunuculuk çal›flmalar›n›n seçim vesilesiyle tekrar toplumun gündemine getirilmesi, kal›c› çözümler için siyasî destek sa¤lanmas› aç›s›ndan önemli ve güçlü bir f›rsat sunuyor. Çevre örgütlerinin bu f›rsat› iyi de¤erlendirmesi gerekiyor. Görüfltü¤ümüz baz› uzmanlar, seçim erkene al›nd›¤› için çevre örgütlerinin ‘haz›rl›ks›z yakaland›¤›’ yorumunu yapt›. Oysa seçim normal takviminde, yani Kas›m’da yap›lacak olsayd› bile, bir çevre örgütünün haz›rl›¤›n› çok daha önceden yapmas›, seçimin erkene al›nmas›na karfl› da haz›rl›kl› olmas› beklenir. Bir kentsel çevre derne¤inin yetkilisi, “gelin adaylar›n önüne çevre, insan haklar›, kültürel haklar vs. hakk›nda taleplerimizi iletece¤imiz bir sözleflme koyal›m,” ça¤r›s›nda bulundu ama, dergimizin haz›rl›k aflamas›nda henüz somut bir ad›m yoktu. Do¤al çevre konusunda çal›flan bir vakf›n yöneticisi, “çevreci STK’lar› aras› asgâri müfltereklerin çok oldu¤unu ancak bu seçimlerde geç kal›nd›¤›n›,” ifade ettikten sonra, “gelecek seçimler için flimdiden bütün çevre STK’lar›n›n bir komisyon oluflturup öneriler paketi haz›rlamas›n›,” teklif ediyor. Çevre alan›nda çal›flan bir akademisyen ise, seçim sonras› bakanl›kla çal›flacak olan STK’lar›n, ‘çevreyi önemsemeyen partiye oy vermeyin’ mesaj›n› aç›kça söylemekten çekinece¤ini düflünüyor. Bir di¤er uzman da, gündemdeki di¤er siyasî geliflmelerin a¤›r basmas›yla sivil toplumun, milletvekili adaylar›na ortak bir talep iletmeyi geri plana att›¤› görüflünde. GFK Türkiye ve Arya Sponsorluk’un, küresel ›s›nmayla ilgili düflünceleri ve çevre konular›nda özel sektörün yürüttü¤ü faaliyetleri de¤erlendirmek için 16 ilde yapt›¤› ve Haziran’da aç›klanan araflt›rmaya göre, Türkiye’de her üç kifliden biri (%34.1), küresel ›s›nmay› hayat›ndaki en büyük tehdit olarak görüyor. Bu hiç de az›msanacak bir oran de¤il, hem de savafl, terör, yoksulluk gibi tehditlerin daha alt s›ralarda yer ald›¤› düflünülürse. Tabloya bu aç›dan bakt›¤›m›zda, çevre örgütlerinin, seçimden önceki son haftalarda, partilere ve milletvekili adaylar›na yönelik somut taleplerde bulunmas› daha da önem kazan›yor. Çevre örgütleri böylece, küresel ›s›nmay› en büyük tehdit olarak gören bireylerin beklentilerini temsil ederek toplum nezdinde daha çok sayg›nl›k kazanabilir ve tabanlar›n› geniflletebilir. Nafiz Güder 2-5ForumYU10.qxd:2-5ForumGH3.4 7/4/07 10:07 AM Page 5 FORUM konuk görüşü Boğaziçi Üniversitesi, Turizm Meslek Yüksek Okulu öğretim görevlisi Doç. Dr. Vural Yiğit, doğa felsefesi ve çevre etiği konusundaki düşüncelerini Yeşil Ufuklar ile paylaştı. Felsefe, M.Ö. 6 yy.’da Antik Küçük Asya’n›n, yani Anadolu’nun bat› k›y›lar›nda yer alan ‹yonya’da do¤du. Hakk›nda bilgi sahibi oldu¤umuz ilk bilgin Millet’li Thales’le bafllayan düflünce dizgesi günümüzde de geçerlidir. Tales, evreni söylem bilim-mitolojinin d›fl›na ç›kararak anlamaya ve aç›klamaya çal›flm›flt›r. O ve onu izleyenlerin evreni tan›mlamak için kulland›klar› ortak de¤er ‘do¤a’ idi. Düflünce tarihinin ilk dönemlerinden beri var olan ‘do¤ay› anlama ve alg›lama’ u¤rafllar›n›n, ekolojiye ve yak›n çevreye yönelmesi için çevresini kirleten insan›n, ondan zarar görmeye bafllamas› gibi bir sürecin yaflanmas› gerekecekti. fiimdi burada bir anlamda felsefenin tan›m› olan soru sorma ifllemine bafllayabiliriz: Neden insanlar ac›mas›z bir flekilde milyonlarca, yüz binlerce y›lda oluflmufl olan gölleri, akarsular›, denizleri, topra¤›, ormanlar›, havay› kendine zarar› olaca¤›n› bile bile, hiç düflünmeden kirletiyor? Neden do¤aya insan kadar zarar veren baflka varl›k yok? Her fleyin ölçüsü insan m›d›r? Eski ça¤›n Trakyal› filozofu Protagoras’›n, “insan her fleyin ölçüsüdür,” deyifli günümüzde de geçerli midir? Afl›r› insan odakl› görüfl ve yaflay›fl biçimlerinin, yaflad›¤›m›z do¤aya vermifl oldu¤u zararlar› görmede ve alg›lamada oldukça geciktik. Ancak, ayd›nlanma ile birlikte ortaya ç›kan ve geliflen, ‘humanism’ ya da ‘insanc›ll›k’ anlay›fl›nda, birey ya da insanlar, ilke olarak toplumdaki herkestir; ‘kendi’ ile birlikte baflka insanlard›r, canl› veya cans›z di¤er varl›klard›r, k›sacas› içinde yaflad›¤› do¤ad›r ve çevresidir. Etik devreye giriyor Felsefenin uyguluma alan›ndaki en önemli dal› olan etik, insanlar aras›ndaki iliflkilerin temelinde yer alan de¤erleri inceler. Bir di¤er deyiflle ‘iyi’ ya da ‘kötü’ veya ‘do¤ru’ ya da ‘yanl›fl’ olan›n niteli¤ini, geliflimini ve de¤iflimini araflt›r›r. Etik kavram›n› dilimizde ‘törebilim’ olarak söylüyoruz. Ahlâk ise, insanlar›n toplum içindeki davran›fllar›n› ve birbirleriyle iliflkilerini düzenlemek amac›yla baflvurulan kurallar›n bütünüdür. ‹nsanlar›n toplumdaki di¤er bireylere karfl› görevleri ahlâk kurallar› ile tan›ml›d›r. Ancak günümüzde bu yeterli olam›yor, ekolojiyi ve çevreyi de kapsayan yeni etik ve ahlâk görüngüleri gerekli. Çevre eti¤i, uygulamal› etik içinde üzerinde en az durulan ve birçok aç›dan tart›flmal› olan bir aland›r. Bunun bafll›ca nedenleri: çevrenin karmafl›kl›¤›, çevre konular›ndaki ç›kar çat›flmalar›, insan odakl› etik gelenekler, insan›n yaflam›nda, çevreyi d›fllayan kavram ve kuramlar, olarak özetlenebilir. Günümüzde bu belirsizlik ve ç›kar çat›flmas›, etik ilkelere olan e¤ilimi art›r›rken, geleneksel eti¤in temel varsay›mlar›n›n yaln›zca insan› kapsamayan ve çevreyi de içine alacak flekilde geniflletilmesini zorunlu hale getirmifltir. Bu oluflumlar› iyi de¤erlendirmek ve kavrayabilmek için olaylara sosyal, ekonomik ve politik oldu¤u kadar, etik aç›dan bakmak gereklili¤i do¤maktad›r. Çevre etiğinin doğuşu Böylece ekoloji, do¤al olarak beraberinde ‘ekoloji eti¤i’ ve ‘çevre eti¤i’ kavramlar›n› da getirmifltir. Yeni bir çevre eti¤i olgusu yaratmak, çevre dostu olmak, ekosistemin bir bilefleni olarak kendi kufla¤›n›n gelece¤ini sürdürebilmesi aç›s›ndan da kaç›n›lmazd›r. ‹nsan›n d›fl›ndaki do¤ayla olan iliflkimizin bugün ortaya ç›kard›¤› çok büyük, çok boyutlu, çok ciddi ve yaflamsal sorunlar var. Oysa ki, ona ç›karc› olamayan, onun varl›¤›n› amaç edinen bir yaklafl›mla bakmamam›z, öz olarak do¤aodakl› bir etik görüflünü benimsememiz için birçok neden var. Yeter ki varoluflumuzla ilgili olarak; dar, önyarg›l› ve bilinçsiz olarak nitelenecek bak›fl aç›s›n› bir yana b›rakabilelim. Peki, do¤a-odakl› bir etik görüfl nas›l oluflturulacakt›r? Uygarl›¤›, kültürü yaratan, bilimde, teknikte, sanatta, felsefede bunca ilerlemeyi baflaran insan, neden kendi çevresini korumay› da ayn› ölçüde ilerletemedi? Toplumda bugün baflta çevre kirlili¤i olmak üzere görmekte oldu¤umuz tüm kirliliklerin sorumlusu yine insan de¤il mi? ‹nsan›n kendi yaratt›¤› bu olumsuz dünyan›n d›fl›nda kalmas›n›n nedeni nedir? Sahip oldu¤u kültürün veya kültürsüzlü¤ün do¤aya karfl›t bir olguymufl gibi görülmesi mi? VURAL YİĞİT ARŞİVİ Çevre korumada etik, düşünsel ve akılcı yaklaşımlar Çevre etiği oluşturma Etik aç›dan, çevre ile ilgili iki temel de¤er vard›r. Birincisi bir canl›n›n veya do¤al bir yap›t›n bize faydas› oldu¤u için bir de¤eri olmas›d›r. ‹kincisi ise; bir varl›¤›n bize faydas› olsun veya olmas›n kendine özgü bir de¤eri olmas›d›r. Unutmamak gerekir ki bu guruba giren de¤er ve çevreyle ilgili bileflenler, dolayl› olarak do¤al yaflam›n korunmas› ve çeflitlili¤in getirdi¤i, evrim ve dengelerin korunmas›d›r. E¤er bir ekolojik de¤er, biotik toplumun bütünlü¤ünü, dengesini ve güzelli¤ini koruyorsa o zaman o fley de¤erlidir yani ‘do¤ru’ dur; de¤ilse ‘yanl›fl’t›r. Örne¤in tür ›rkç›l›¤› kötüdür. Nas›l ki tarih boyunca toplumlarda görülen ›rkç›l›k kötü sonuçlar vermiflse hayvanlara karfl› yapt›¤›m›z (bir türü koruyup beslemek, di¤er türü yok etmek gibi) tür ayr›l›kç›l›¤› da do¤ru de¤ildir. K›sacas› hem çevreden yararlanmal›, hem de onunla dost olmal›y›z. Çevre dostu dedi¤imiz tüm gerçek yaklafl›mlar ve uygulamalar, etik aç›dan do¤ru olan davran›fllard›r. Bu nedenle, bireysel, toplumsal ve evrensel çevre (do¤a) eti¤i de¤erleri oluflturarak ve gelifltirerek, yaflad›¤›m›z do¤ay› korumal›y›z. Kirlenmifl çevreyi ve y›k›ma u¤ram›fl do¤ay›, yaln›zca teknolojik önlemler ile düzeltmek olanakl› de¤ildir. Çevre eti¤i ve de¤erleri oluflturamadan ve bunlar› uygulamadan toplumsal ve küresel düzeyde do¤ay›, dolay›s› ile insan›n kendi kendisini yok etme süreci durdurulamaz ve önlenemez. ‹nsanlar›n bu konuda al›flkanl›klar›n› yasal ve di¤er önlemler ile de¤ifltirmeye çal›flmadan önce onlar›n inançlar›n›, çevre de¤erlerini ve düflünce yap›s›n› de¤ifltirmeliyiz. Bu da hiç kolay bir ifl de¤ildir. Sonuçta, do¤aya gönül veren insanlar olarak, “düflünen insan kendi çevresine zarar veremez,” diye alg›l›yor ve kirlenen do¤am›z›n ve çevremizin etik yaklafl›mlar ile yine düflünsel ve ak›lc› yollarla korunaca¤›n› düflünüyorum. 5 | NİSAN - HAZİRAN 2007 | yeşil UFUKLAR 6-9CEEnewsYU10GG.qxd:6-8CEENewsGH3.4 7/4/07 10:16 AM Page 6 HABERLER Bölgesel kısa haberler I Letonyalılar’da nükleer endişesi Letonya halk› ve çevre gruplar›, komflular› Litvanya’da yeni bir enerji santral› kurulmas›n› engellemeye çal›fl›yor. Santral, Letonya’n›n Daugavpils bölgesine komflu Ignalina’da bulunan, mevcut bir tesisin yerine planlan›yor. Daugavpils ve komflu beldelerin sakinleri, Ingalina’n›n 1 ve 2 numaral› reaktörlerinde kullan›lacak nükleer yak›t art›¤›n›n, on y›llar boyunca saklanaca¤› depolama tesisi konusunda endifleli. 100,000 nüfuslu Daugavpils, Letonya’n›n ikinci büyük flehri. Ignalina’dan sadece 30 km uzaktaki Demene ve Medumi gibi taflra belediyeleri, nükleer bölgeye daha da yak›n. Demene Belediye Baflkan› Valentina Gadzane, “yan› bafl›nda nükleer santral olan bir bölgede kimse üretim yapmak, hatta oturmak istemeyece¤i için arazi fiyatlar› düflüyor, organik tar›m ve k›rsal turizm olumsuz etkileniyor,” diyor. Santrali planlayanlar ise, gizlili¤i öne sürerek, santralle ilgili birçok veriyi sakl›yor. Letonya Yeflil Hareketi ve Orta ve Do¤u Avrupa Banka ‹zleme A¤›’ndan Alda Ozola-Matule’ye göre, “nükleer enerjinin afl›r› yüksek maliyetleri, sürdürülebilir yerel ve yenilenebilir kaynaklar›n gelifltirilme olas›l›¤›n› tümüyle zora sokuyor. I Boru hattı finansmanını durdurma talebi Güney Do¤u Avrupa Kalk›nma Gözlemcileri (SEEDW, önceki ad›yla ‹stikrar Pakt› Gözlemcileri), Bulgar, Yunan ve Rus hükümetleri taraf›ndan Burgaz-Dedea¤aç petrol boru hatt› için Mart’ta imzalanan 1 milyar avroluk anlaflmaya tepki göstererek; AB ile kamuya ait uluslararas› finans kurumlar›na (UFK), Güney Do¤u Avrupa’daki petrol boru hatlar›na finansman sa¤lamamalar›, sürdürülebilir enerji projelerine odaklanmalar› ça¤r›s›nda bulundu. Güney Do¤u Avrupa hükümetleri ve uluslararas› ifl dünyas› temsilcileri, Mart’taki Sofya Enerji Konferans›’nda, AB ve UFK’lar taraf›ndan böyle projelere verilen malî deste¤in, AB’de petrol tüketimini art›raca¤›n› ve blok içindeki sera gaz› sal›mlar›n› 2020’ye kadar %20 azaltma hedefine ulaflma çabalar›na sekte vuraca¤›n› iddia etti. Bulgar çevre STK’lar› ayr›ca, Burgaz-Dedea¤aç boru hatt›n›n, Burgaz yak›nlar›ndaki Mandra-Poda göller bölgesi ile Bulgaristan-Türkiye s›n›r›ndaki Tunca Nehri vadisi dahil olmak üzere, Natura 2000 ve Ramsar alanlar›n› ikiye bölece¤inden endifle duyuyor. Öte yandan, projeyi destekleyenler, boru hatt›n›n, dar ve trafi¤i yo¤un Türkiye Bo¤azlar›’ndaki tanker kazas› riskini azaltaca¤› görüflünde. Bir di¤er görüfle göre ise, giderek artan petrol talebi, boru hatlar›na ra¤men Karadeniz’deki tanker trafi¤ini art›racak. I Tuna kutlamaları Haziran’da Tuna Günü, Tuna Nehri Koruma Sözleflmesi’nin 1994’ta Sofya’da imzalanmas›na dikkat çekmek üzere, 29 Haziran’da üçüncü kez kutland›. Tuna Havzas› su yönetiminden sorumlu olan Viyana’da yerleflik Tuna Nehri Uluslararas› Koruma Komisyonu (ICPDR) etkinli¤e öncülük etti. Tuna Nehri havzas›ndaki 13 ülkenin tümü; nehir temizleme çal›flmalar›, konserler, festivaller, bisiklet turlar› ve benzeri programlarla yüzden fazla faaliyete ev sahipli¤i yapt›. ICPDR ‹cra Sekreteri Philip Weller, Tuna Günü’nün; su, güç kayna¤›, rekreasyon ve geçim olana¤› sa¤layarak insanlar›n yaflamlar›nda vazgeçilmez bir rol oynayan nehre duyulan sayg›n›n bir ifadesi oldu¤unu söyledi. yeşil UFUKLAR | NİSAN - HAZİRAN 2007 | 6 İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ Çevreciler ‘cimri’ salım hedeflerini eleştiriyor I AB’nin 9 Mart’taki bahar konsey toplant›s›nda liderler, sera gaz› sal›mlar›n›n 2020 y›l›na kadar, 1990 seviyelerine k›yasla %20 azalt›lmas› için tek tarafl› bir hedef benimsedi. Devlet baflkanlar› yenilenebilir enerji kaynaklar›n› daha fazla kullanma konusunda mutab›k kalsa da, sal›m hedefleri yeflil gruplar› düfl k›r›kl›¤›na u¤ratt›. Konsey üyeleri %30’luk bir hedef koymak yerine, geliflmifl ülkelere, sera gaz› sal›mlar›n› azaltma konusunda daha azimli olmalar› tavsiyesinde bulunmay› tercih etti. Avrupa Yeryüzü Dostlar›’n›n iklim kampanyac›lar›ndan Jan Kowalzig, “AB liderleri, Baflkan Bush’u, Amerika’n›n sal›mlar›n› %30 azaltmaya ikna etmeye çal›fl›rken, kendileri için ayn› hedefi benimsemekten kaç›nmalar› çarp›c›d›r,” dedi. Liderler, Avrupa’n›n temel enerjisinin %20’sinin yenilenebilir kaynaklardan sa¤lanmas› konusunda da mutab›k kald›. Ancak kimileri, genifl kapsaml› hedefi, hem çok düflük oldu¤u hem de sektörleri tan›mlamad›¤› için etkisiz oldu¤u gerekçesiyle elefltiriyor. Avrupa Komisyonu, ‘Yenilenebilir Enerji Yol Haritas›’ etki de¤erlendirmesinde, “genifl kapsaml› tek bir hedefin, yeterince etkili olamayaca¤›n›, pazar›n belli sektörlerinde faaliyet gösteren iflletmelere yol göstermede zay›f kalaca¤›n›,” kabul etmiflti. Çevre gruplar› bundan baflka, 2020 y›l›na kadar enerji israf›n›n %20 oran›nda azalt›lmas›na dair bir anlaflmay› da, yapt›r›m gücü olmad›¤› gerekçesiyle elefltirdi. MADENCİLİK Gizli toplantıya protesto I Ço¤unluk hissesi Kanada kökenli Gabriel Resources’e ait olan Rosia Montana Alt›n fiirketi’ne (RMGC) muhalif gruplar, Birleflmifl Milletler Kalk›nma Program› (UNDP) Slovakya ofisinin giriflimlerine karfl› fiubat ay›n›n sonlar›nda mücadele bafllatt›. Greenpeace üyeleri, Gabriel’in üst düzey yöneticilerinin UNDP Romanya’dan Soknan Han Jung ve Florin Banateanu ile Bratislava’da görüfltüklerini ö¤rendi. Greenpeace yapt›¤› aç›klamada, “toplant›da; Romanya Bilimler Akademisi, Macar Hükümeti ve Avrupa Parlamentosu taraf›ndan tüm bölge için ciddi bir ekolojik tehdit olarak nitelenen bir projenin sürdürülebilmesi için planlar yap›ld›¤›n›,” ifade etti. Greenpeace, Gabriel ile Kalk›nma Program› aras›ndaki çeflitli temaslar›n, toplumdan ve di¤er paydafllardan kasten sakl› tutuldu¤u iddias›yla UNDP’ye aç›k bir mektup gönderdi. UNDP Bratislava ofisinin sözcüsü Zoran Stevanovic, iki taraf aras›nda görüflmeler yap›ld›¤›n› do¤rulad› ancak flu anda ayr›nt›lar› aç›klamak istemedi¤ini belirtti. GREENPEACE SLOVAKYA 6-9CEEnewsYU10GG.qxd:6-8CEENewsGH3.4 7/4/07 10:16 AM Page 7 HABERLER AB’den Güncel Haberler CEE BANKWATCH I Taşkın yasası muhalafete karşın geçti DOĞA KORUMA Komisyon Polonya’ya karşı sert I Kuzey Do¤u Polonya’daki Ropsuda Vadisi, Polonya Hükümeti ve Avrupa Komisyonu aras›nda anlaflmazl›¤a sahne oluyor. Komisyon’un tavsiyesi üzerine, Polonya, yasal olarak Natura 2000 statüsü ile korunan vadiden geçen Via Baltica otoyolunun inflaat›na bafllad›¤› için, AB çevre kanununu ihlâl etmekten dolay› Avrupa Adalet Divan›’nda dava ediliyor. Avrupa Komisyonu, infla ekiplerinin bölgeye flimdiden yerleflmifl olmalar›ndan dolay›, h›zl› müdahale etmek için özel ‘ara önlemler’ bile deniyor. Çevre gruplar›, nihaî mahkeme karar› acilen al›nmad›¤› takdirde vadinin onar›lamaz flekilde zarar görmesinden endifleli. Polonya Baflbakan› Jaroslaw Kaczynski, fiubat ay›nda, konu ile ilgili referanduma gidilmesini önermiflti; ancak bu öneriye, AB kanununun ihlâl edilip edilmeyece¤ine iliflkin bir referandum yap›lamayaca¤› sav›yla karfl› ç›k›ld›. Bankwatch (Banka ‹zleme) Politika Koordinatörü Magda Stockiewicz, “Polonya’n›n mahkemeye götürülmesi büyük talihsizlik, ancak bu olayda hükümetin Avrupa yasalar›n› düflüncesizce ihlâli göz önüne al›nd›¤›nda, sürpriz de say›lmamal›,” fleklinde konufltu. “Komisyon’un kararl› duruflu cesaret verici, bununla birlikte, mahkeme karar›n›n da Ropsuda aç›s›ndan olumlu olmas›n› umuyoruz. DOĞA KORUMA Tuna, tehlike altındaki ilk 10 nehir arasında I Dünya Do¤ay› Koruma Vakf› (WWF) 20 Mart’ta; barajlama, kirlilik ve küresel ›s›nma ile di¤er baflka çevresel tehditlerin bir araya gelmesi sonucunda, Avrupa’n›n en uzun nehrinin, dünyan›n en fazla tehlike alt›ndaki 10 nehrinden biri haline geldi¤ini aç›klad›. WWF’nin raporuna göre, Tuna’n›n ve kollar›n›n do¤al taflk›n ovas›n›n %80’inden fazlas›, 1800’lerin bafl›ndan bu yana yok oldu; yönetim zaaflar› ve süregelen inflaatlar durumu daha da kötülefltirmekte. EUobserver, AB Trans-Avrupa Tafl›mac›l›k A¤›’n›n; Tuna’n›n, Macaristan, S›rbistan, Romanya ve Bulgaristan’da bulunan orta ve afla¤› k›s›mlar›ndaki k›ymetli do¤al alanlara ciddi derecede zarar verebilece¤i uyar›s›nda bulunan WWF görüflüne yer verdi. WWF, yeni kanallar aç›lmas›n›n, sadece biyolojik çeflitli¤in ve sulak alanlar›n yitirilmesine, ve taflk›n sorununun büyümesine yol açmakla kalmay›p; yeralt› su düzeyini de düflürece¤ini ve 20 milyon insan›n içme suyuna erifliminin güçleflece¤ini vurgulad›. Tuna’n›n bahar taflk›nlar› son y›llarda düzenli olarak afete yol aç›yor. EUobserver haberine göre, daha iyi bir taflk›n kontrolü sa¤lamaya yönelik çabalar›n art›r›lmas›yla birlikte, uzmanlar, nehrin %85’ten büyük k›sm›nda, 2015’e kadar tüm Avrupa sular›n› ‘iyi’ duruma getirmeyi amaçlayan AB Su Çerçeve Direktifi’nin hedeflerinin tutturulamayaca¤›n› düflünüyor. Tuna, WWF’nin tehlike alt›ndaki ilk 10 listesinde bulunan tek Avrupa nehri. Di¤erleri, Asya’da Yang Çe, Mekong, Saluen, Ganj ve ‹ndus; Latin Amerika’da La Plata ve Rio Grande; Afrika’da Nil ve Avustralya’da Murray-Darling. 2005’teki taflk›n felâketinin ard›ndan, Avrupa Komisyonu’nun, AB baflkentlerini, taflk›n risklerini daha iyi yönetmeye zorlayan taslak direktifi, 25 Nisan’da Avrupa Parlamentosu’nda ikinci kez yap›lan oylama sonucunda kabul edildi. ‘Taflk›n risklerinin ölçülmesi ve yönetilmesi direktifi’, ön taflk›n riski ölçümü ve haritalama aç›s›ndan, ortak akarsu havzalar›nda uluslarars› iflbirli¤i unsurunu güçlendiriyor. ‘Maliyet karfl›lama ilkesi’, direktifin en çok tart›fl›lan yönlerinden biri oldu. Avrupa Parlamentosu’nun Avusturyal› muhafazakâr Üyesi ve belgenin mimar› Richard Seeber, EUobserver‘a, “e¤er bir inflaat›n [proje] taflk›n riski üstünde do¤rudan bir etkisi varsa, inflaata izin veren sorumlular risk art›fl›n›n bedelini ödemelidir,” aç›klamas›n› yapt›. Üye ülkeler, Parlamento’nun Çevre Komitesi’ne direktifin gevfletilmesi yönünde bask› yaparken Seeber de, belgenin, çeflitli taraflar›n, ç›karlar› dengelemek için çaba harcayaca¤›, kurumlar aras› bir uzlaflmayla sonuçlanaca¤›na inan›yordu. Uzlaflma komitesi, yaklafl›k sekiz haftal›k bir sürede taflk›n önleme tedbirleri hakk›ndaki ortak metnin yaz›m›n› sonuçland›rd›. Direktifin Konsey taraf›ndan uyarlanmas› önümüzdeki aylarda gerçekleflecek. I Euratom için düzenleme arayışı Nükleer enerji, Avrupa Parlamentosu Üyeleri aras›nda yeniden üst düzey görüflme konusu oldu. Son müzakereler, Avrupa nükleer iflbirli¤i için dönüm noktas› niteli¤indeki Euratom Antlaflmas›’n›n 50’nci y›ldönümü dolay›s›yla gerçeklefliyor. Nükleer enerjiye olan ilgi 1957’den beri, özellikle de 1986’daki Çernobil felâketinden sonra azalmakla birlikte, birçok Avrupa Parlamentosu Üyesi, AB enerji kar›fl›m›n›n daha büyük bir k›sm›n›n nükleer enerjiden oluflmas› gerekti¤ini düflünüyor. Nükleer gücü hararetle savunan Avrupa Parlamentosu’nun Litvanyal› Üyesi Eugenijus Maldeikis; neredeyse yar›m yüzy›l önce AB’nin alt› kurucu üyesi taraf›ndan imzalan›fl›ndan beri de¤iflmeyen, ama bugün 27 üye ülkeyi ba¤layan antlaflmada yeni düzenlemeler öngören bir rapor haz›rlad›. Ancak, birçok AB hükümeti, Brüksel’in nükleer enerji alan›nda söz sahibi olmas›na s›cak bakm›yor. Bir AB yetkilisi, EUobserver‘a aç›klamas›nda, “baz› ülkeler, Avrupa Komisyonu’nun kendi iç ifllerine burnunu sokmas›n› istemiyor,” dedi. Oylamadan önce raporda birçok de¤ifliklik yap›lmas› bekleniyor. I Macaristan’ın GD yasağına destek 20 fiubat’ta yap›lan oylamada AB hükümetleri; Macaristan’›n, ABD’li Monsanto’nun haflere öldürücü zehirli madde içeren bir transgenik (gen aktar›ml›) m›s›r ürünü olan MON810 isimli geneti¤i de¤ifltirilmifl organizmaya (GDO) uygulad›¤› yasa¤› destekledi. Üyelerden yaln›zca Finlandiya, Hollanda, ‹sveç ve Birleflik Krall›k, Budapeflte’nin yasa¤› kald›rmas› yönünde oy kulland›. AB bakanlar› daha geçen y›l, Avusturya’n›n ayn› ürüne koydu¤u yasa¤› desteklemiflti. fiubat oylamas›, AB ülkelerinin, üye bir devleti, bir GDO’nun ülke içinde yetifltirilmesine izin vermeye zorlayan Avrupa Komisyonu teklifini engelleyen üçüncü oylama oldu. Romanya ve ‹spanya gibi ülkeler on binlerce hektara geneti¤i de¤ifltirilmifl bitki ekmiflti; ancak iki ülke de ulusal ba¤›ms›zl›k gerekçesiyle Macaristan’›n yasak karar›n› destekledi. Komisyon, flimdi ya yasal yola bafl vuracak ya da Avusturya ve Macaristan’›n yasaklar› kald›rmas› yönündeki giriflimlerinden vaz geçecek. Genetik mühendislik konusunda Greenpeace’in k›demli AB politika dan›flman› Marco Contiero oylama sonras›nda, AB’nin, ‘üç hata yapan oyun d›fl› kal›r’ politikas›na uymamas›na üzüldüklerini söyledi. 7 | NİSAN - HAZİRAN 2007 | yeşil UFUKLAR 6-9CEEnewsYU10GG.qxd:6-8CEENewsGH3.4 7/4/07 10:16 AM Page 8 HABERLER Türkiye’den Kısa Kısa Türkiye S›naî Kalk›nma Bankas›’n›n (TSKB) çevre konulu kurumsal sosyal sorumluluk projesi 2 May›s’ta tan›t›ld›. Toplumun çevre konusundaki bilgi ve bilinç düzeyini art›rmay› hedefleyen, ‘TSKB ile Önceli¤imiz Çevre’ projesi, birbirini tamamlayan bir dizi etkinlikten olufluyor. Proje kapsam›nda, önce projeye destek olacak ‘Çevre Elçileri’ belirlendi, ard›ndan <www.cevreciyiz.com> adresinden yay›n yapacak zengin içerikli bir çevre portal› haz›rland›. Proje kapsam›nda ayr›ca, yaz aylar›nda ‘Do¤a ‹le Buluflma’ günü, sonbaharda ise ‘TSKB ile Önceli¤imiz Çevre Konferans›’ düzenlenecek. I Köşk’ten nükleere veto Cumhurbaflkan› Ahmet Necdet Sezer, Nükleer Güç Santrallar›n›n Kurulmas› ve ‹flletilmesi ile Enerji Sat›fl›na ‹liflkin 5654 say›l› kanunu k›smen TBMM’ye iade etti. Cumhurbaflkanl›¤› Bas›n Merkezi’nden yap›lan aç›klamaya göre, Sezer, yasan›n 5, 6 ve 7. maddelerinin bir kez daha görüflülmesini istiyor. I Sayıştay atık raporu Say›fltay’›n TBMM Baflkanl›¤›’na sundu¤u Türkiye’de At›k Yönetimi bafll›kl› rapora göre, tehlikeli at›klar›n sadece %5’i kural›na uygun yok ediliyor, %40’› ise yak›l›yor. T›bbî at›klarda bu oran %51 düzeyinde. Di¤er tehlikeli at›klar ise evsel at›klarla birlikte depolan›yor ve yeralt› sular›na kar›flarak hastal›klara yol aç›yor. Raporda, Türkiye’de kifli bafl›na ortaya ç›kar›lan at›k miktar›n›n günde 2 kg oldu¤u; her insan›n y›lda, ortalama a¤›rl›¤›n›n on kat› kadar at›k üretmekte oldu¤u vurgulan›yor. Geliflmifl ülkelerde at›klar›n %55 ilâ 65’i tümüyle geri dönüfltürülerek ekonomiye kazand›r›l›yor. Geri kalan k›sm› da çevreye zarar vermeyecek flekilde bertaraf ediliyor. Buna karfl›n Türkiye’de dönüflüm oran› çok düflük düzeylerde. <www.sayistay.gov.tr> I Enerji Verimliliği Haftası 26. Enerji Verimlili¤i Haftas› 11-14 Nisan tarihleri aras›nda gerçekleflti. ‘Enerjinizi kaybetmeyin’ slogan›yla düzenlenen etkinlikler kapsam›nda, ‘enerji ve çevre güvenli¤imiz için enerjimizi bofla harcamayal›m’ yaklafl›m› vurguland›. Maden Tetkik Arama Enstitüsü (MTA) tesisleri ve Enerji Park›’nda yap›lan etkinliklerde, üç gün boyunca befl oturum gerçeklefltirildi. Etkinlikler boyunca Enerjinin üretilmesinde ve tüketilmesinde verimlili¤in, “Türkiye ve dünya enerji kaynaklar›n›n daha ekonomik kullan›m›, çevreye olan etkisinin en aza indirilmesi; hem do¤al kaynaklar›n verimli kullan›lmas› aç›s›ndan stratejik, hem de insanl›¤›n gelece¤i aç›s›ndan hayatî öneme sahip oldu¤u,” vurguland›, <www.eie.gov.tr> yeşil UFUKLAR | NİSAN - HAZİRAN 2007 | 8 WWW.DSI.GOV.TR I Önceliğimiz çevre SU YÖNETİMİ Atık su tarımda kullanılacak I Küresel ›s›nma tehdidi nedeniyle su kaynaklar›n› korumak için projeler üreten ‹zmir Büyükflehir Belediyesi, at›k suyu tar›mda kullanacak. Ar›tma tesislerini, tar›msal faaliyetlerin yo¤un oldu¤u Gediz, Menderes, Nif havzalar›nda planlayan Büyükflehir Belediyesi, böylece ar›t›lm›fl sular›n sulamada kullan›lmas›n› hedefliyor. At›k suyun ileri ar›tma yöntemleri ile ar›t›lmas›yla elde edilen suyun dezenfekte edildi¤ini belirten ‹zmir ‹ZSU yetkilileri, bu suyun ikinci s›n›f sulama suyu niteli¤inde oldu¤unu, yaklafl›k iki y›ld›r Havza At›k Su Ar›tma Tesisleri’nden elde edilen ç›k›fl suyu kalitesiyle ayn› özelli¤i tafl›d›¤›n› kaydetti. Tesisten ç›kan ar›t›lm›fl su DS‹ kanal›na verilerek sulama amac› ile kullan›l›yor. ‹ZSU yetkilileri, uygulaman›n bir yandan havzalar› evsel kaynakl› kirlilikten kurtar›rken, di¤er yandan tar›m›n yo¤un oldu¤u bölgelerde sulama suyu ihtiyac›n› önemli ölçüde karfl›layaca¤›n› aç›klad›. Böylece, sulama suyunun bir k›sm› ekonomik olarak bu tesislerden sa¤lanabilecek. Benzer bir uygulama daha önce Türkiye Kalk›nma Vakf› (TKV) taraf›ndan yap›lan bir projeyle Sinop Dura¤an Hac›mahmutlu Köyü’nde uygulanm›flt›. At›k su sorununun çözümünde kat›l›mc› bir uygulama örne¤i gösteren çiftçiler, evsel ar›t›lm›fl sular› bitkisel tar›mda kulland›. Dünyada, ‘Sulu Tar›mda At›k Su Kullan›m›’ olarak bilinen bu yöntem; ABD, Kanada gibi geliflmifl ülkeler ile geliflmekte olan Asya, Afrika, Latin Amerika ve Ortado¤u ülkelerinde de uygulan›yor. Bu ülkelerin bafl›nda, Pakistan, Hindistan, Vietnam, Ürdün, Kenya, Meksika ve Tunus geliyor. Dünya Su Forumu I Beflincisi 2009’da Türkiye’de gerçekleflecek Dünya Su Forumu’nun haz›rl›klar› bafllad›. ‹lk olarak 19-20 Mart 2007 tarihlerinde ‹stanbul’da bir bafllang›ç toplant›s› yap›ld›. 350 kiflinin kat›ld›¤› toplant›da; su temini, su kullan›m›, su fiyatland›r›lmas›, suyun küresel ›s›nmaya etkileri, at›k sular, su yönetiminde yerel yönetimlerin etkin k›l›nmas›, sulama, su ile ilgili uluslararas› anlaflmalar, kapasite art›r›m›, su yönetimi ve su ile ilgili projelerde yolsuzluklar›n ortadan kald›r›lmas› temalar› öne ç›kt›. Dünya Su Konseyi (WWC) Baflkan› Loïc Fauchon konuflmas›nda, “Burada bulunmam›z›n as›l sebebi, bugün, daha bu sabah, belki de üç milyar kiflinin, kahvelerini, çaylar›n› haz›rlamak için musluklar›n› açma flans›na sahip olmamalar›d›r. Ve bugün, tuvalet kullan›m› gibi temel ve zorunlu ihtiyaçlar›n› karfl›layamayan, ayn› say›da hatta daha fazla insan için, bu haysiyetin tan›nmad›¤› insanlar için buraday›z,” ifadesini kulland›. 22-24 Mart 2007 tarihlerinde ise birinci haz›rl›k toplant›s› olarak Uluslararas› Nehir Havzalar› Yönetimi Kongresi, Devlet Su ‹flleri Genel Müdürlü¤ü ve WWC taraf›ndan Antalya’da düzenlendi. Kongreye, Baflbakan Recep Tayyip Erdo¤an, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan› Dr. M. Hilmi Güler, Çevre ve Orman Bakan› Osman Pepe, DS‹ Genel Müdürü Prof. Dr. Veysel Ero¤lu, WWC Baflkan› Loïc Fauchon, Antalya Belediye Baflkan› Menderes Türel, 5. Dünya Su Forumu Genel Sekreteri Prof. Dr. Oktay Tabasaran, bas›n mensuplar› ve uluslararas› uzmanlar olmak üzere 70 ülkeden yaklafl›k 700 kifli kat›ld›. Kongrede, havza yönetiminde kullan›lan teknik ve yöntemler paylafl›ld› ve Dünya Su Günü kutland›. Baflbakan Recep Tayyip Erdo¤an, geçmiflte uzun süre suya hiç tükenmeyecek bir kaynakm›fl gibi davranan insano¤lunun, bu süreçteki yanl›fl al›flkanl›klar›n›n su k›tl›¤›na yol açt›¤›n› ifade etti. 6-9CEEnewsYU10GG.qxd:6-8CEENewsGH3.4 7/4/07 10:16 AM Page 9 S U D O S YA S I su krizi KENTSEL SU YÖNETİMİ Su yönetiminde düşündüren senaryo I ‹klim de¤iflikli¤i dünyan›n meteorolojik dengesini bozuyor. S›cakl›¤›n giderek artaca¤›na kesin gözüyle bak›l›rken, iklim de¤iflikli¤inden en fazla etkilenecek ülkelerden olan Türkiye ya¤›fls›z bir k›fl›n ard›ndan çok s›cak ve kurak bir yaz geçiriyor. Ancak ülkemizde iklim de¤iflikli¤ine karfl› hâlâ bir ulusal strateji yok. Örne¤in su yönetimi konusunda, iklim de¤iflikli¤inin etkilerine karfl› ‘uyum’ stratejilerinin belirlenmesi, kurakl›¤a karfl› tedbirlerin bir an önce al›nmas› gerekiyor. Yoksa sa¤l›kl› ve yeterli su bulmada ciddi zorluklar yaflayaca¤›z. ‹klim de¤iflikli¤i sorunu h›zland›rd› ama ülkemizde su sorunu her zaman vard›; hem yönetiminde hem de kullan›m›nda. Sadece bir y›l normalin alt›nda ya¤›fl oldu¤u için kentlerin susuz kalmas›, baz› su havzalar›n›n tamamen çökmesi bunun sonucu. Türkiye’de su yönetiminde y›llard›r ciddi bir karmafla var. Nedenlerden biri, çok say›da sorumlu ve yetkili kamu kurumu olmas›. Oysa suyun bir kurum taraf›ndan, bütünsel bir flekilde yönetilmesi, baflar›n›n olmazsa olmaz koflulu. AB’de su yönetimi, entegre su yönetimini koflul olarak koyan AB Çerçeve Su Direktifi’ne uygun olarak yürütülüyor. Direktif, suyun ortak kullan›m›na ve suyun ekolojik de¤erlerine öncelik veriyor. Türkiye, AB uyum sürecinde su yönetimi sorununu çözmek zorunda. K›t bir kaynak haline gelen suyun arz ve talep aç›s›ndan daha iyi yönetilmesi; üst politikalar›n belirlenmesini; suyla ilgili kurumlar›n bafltan yap›land›r›lmas›n› ve su kullan›m metodolojisinin de¤ifltirilmesini; sadece kamunun de¤il, tüm paydafllar›n karar sürecinde söz sahibi oldu¤u bir yap› oluflturulmas›n› gerektiriyor. Su arz›nda al›flt›¤›m›z süreklilik ve bolluk devam edemez. Su stoklar›n›n bitti¤ini iflitsek de, ço¤umuz bunu görmezden geliyoruz. Ülkemizde yaflanan ve henüz ‘gizli bir kriz’ niteli¤indeki su krizi, en az politik ya da ekonomik krizler kadar endifle verici. Çünkü derhal tedbir al›nmazsa, su arz›nda yaflanacak sorunlar, politik ve ekonomik krizlere de neden olabilir. Son aylarda yak›ndan izlenen barajlar ve su stoklar›n›n durumu, bir an önce kriz yönetimine geçmeyi gerektirirken, bunun hâlâ gerekti¤i flekilde yap›lamad›¤›n› görüyoruz. Ayn› zamanda uzun vadeli çözüm çal›flmalar›n›n da bafllamas› gerekir. Örne¤in, su kaynaklar›n›n belirlenmesi ve de¤erlendirilmesi, arz ve talep yönetimi, suyun etkin kullan›m›, kentlerde suyun nas›l da¤›t›ld›¤›, içme suyu ar›tma tesisleri ve çal›flma performanslar›, at›k suyun tekrar kullan›m›, su bedelinin tahsilat›, denetim stratejisi gibi konular›n incelenmesi gerekiyor. Kentsel flebekelerin eskili¤i ölçüsünde artan flebeke kay›plar› ise bir di¤er ciddi sorun. Ankara’da fatura edilmeyen su miktar› %31 gibi son derece yüksek bir oranda. Ne flebeke kayb›n›n oran› ne de kentte bir günde ne kadar su tüketildi¤i; tüketimin hangi alanlarda oldu¤u, hangi alanlarda tasarruf edilebilece¤i bilinmiyor. Kurakl›¤a haz›rlanmas› gereken Türkiye’nin, su kay›plar› konusunda ivedi önlem almas›; bugüne dek düzenli su kesintileri yap›lmamas›n›n nedeninin sorgulanmas› gerekiyor. Merkezî ve yerel yönetimler, barajlarda kalan suyu idareli kullanma sorumlulu¤unu vatandafla yüklüyor. Kriz döneminde tasarruf gerekli olsa da yerel yönetimlerin aylar önce acil eylem plan›na geçerek su arz›n› kontrol etmesi gerekiyordu. Su krizini gönüllü tasarrufla yönetmek, sorunu içsellefltirememifl bir toplumda mümkün de¤il. Öncelikle su k›s›nt›lar›na gidilmesi ve sorunun ciddiyetini toplumun anlamas› için kampanyalar yap›lmas› gerekir. Peki, böyle bir dönemde yöneticiler neden tedbir alm›yor? Kentlileri sonunda susuz b›rakma pahas›na hâlâ kesintisiz su temin eden belediyelerden su bitince kim hesap soracak? Kim hesap verecek? Belediyelerin çözüm aray›fl›nda.oldu¤u iflitilse de, bu kadar hassas bir dönemde su güvencemizi tamamen WWW.DSI.GOV.TR Dr. Sibel Sezer Eralp İLK ÇÖZÜM: Su sıkıntısını gidermek için öncelikle yeni su kaynaklarından mühendislik projeleriyle su getirilmesi düşünülüyor. belediyelerin eline b›rakmak ne kadar do¤ru? Temiz su olmadan bir saat bile geçirmenin zorlu¤u düflünülürse, bir kentin uzun süre susuz kalmas› hastal›klara ve göçlere yol açar. Bu nedenle Türkiye’de su yönetiminin, özellikle kriz dönemlerinde, sadece belediyelerin eline b›rak›lmas›n› sorgulamak gerekir. Görünüfle göre su arz›ndaki yetersizlik büyük flehirleri etkileyecek. Yeni teknolojilere yönelmesi ve kay›plar› azaltmas› gereken sanayi ve tar›m sektörünü bir yana b›rakarak tüketim al›flkanl›klar›m›za bakarsak, musluklardan hâlâ bol su akmas›n› normal karfl›lad›¤›m›z› ve su sorununun ciddiyetini kavrayamad›¤›m›z› görüyoruz. Evlerimizde giderek daha çok su kullan›yor ve asl›nda suyun önemli bir k›sm›n› ziyan ediyoruz. Kulland›¤›m›z suyun kayna¤› neresi, musluklar›m›za gelene kadar ne kadar enerji tüketiliyor, ar›t›lan su flebekelerde nas›l kayboluyor ve sular›m›z kullan›ld›ktan sonra nereye gidiyor gibi sorular› kendimize sormuyoruz. Baraj doluluk oran› çok düflük olan kentler aras›nda Ankara, ‹zmir, ‹stanbul ve Bursa var. Susuz kalma riskine karfl›n yaflamlar›m›zda hiç bir de¤ifliklik yokmufl ve olmayacakm›fl gibi su tüketmeyi sürdürüyoruz. Su tasarrufunun dünyada çok baflar›l› örnekleri bulunuyor. Mesela Kopenhag’da su tasarrufuna azaltmaya yönelik çal›flmalar 1989’da bafllam›fl, 1997’de tüketimde %22’lik bir düflüfl sa¤lanm›fl. Kamuda bilinci art›r›c› kampanyalar düzenlenmifl; tüketiciye dan›flmanl›k hizmetleri sunulmufl; sistematik denetim yap›lm›fl; altyap› iyilefltirilmifl; su fiyatlar› art›r›lm›fl ve özel bir su vergisi konmufltur. Ülkemizde ise baz› STK’lar, su kullan›m al›flkanl›¤›m›z› de¤ifltirme yönünde kampanyalar ile toplumu bilinçlendirmeye çal›flsa da tüketim al›flkanl›klar›m›z› gerçekten de¤ifltirdi¤imiz söylenemez. Medyay› izleyenler, özellikle Ankara’da felaket gününün yaklaflt›¤›n›n fark›nda. ‹zmir, Bursa ve ‹stanbullular da ayn› endifle, hatta korku içinde. ASK‹, mevcut barajlarda birkaç ayl›k su kald›¤›n›, K›z›l›rmak su projesinin ise ancak y›l sonunda tamamlanaca¤›n› bildiriyor. Meteoroloji Mühendisleri Odas› ise, A¤ustos ortas›nda Ankara’daki barajlar›n aktif hacimlerinin tamamen boflalaca¤›n› söylüyor. Bu gerçekleflirse, K›z›l›rmak projesi tamamlanana kadar baflkentin aylarca susuz kalma riski var. Su krizi yaflam›m›z› felç edecek boyuta gelmeden önce hepimizin, ilgi grubumuz ne olursa olsun, suyun daha iyi yönetimi ve kullan›m› için harekete geçmesi; yöneticilerin do¤ru planlama yapmas›, tüketicilerin de bilinçli tüketim al›flkanl›¤› edinmesi gerekiyor. Uygun yasal ve ekonomik gereçlerle sonsuz su varm›fl alg›s› terk edilip tüketim davran›fllar›nda piyasa kurallar› çerçevesinde olumlu de¤ifliklikler yarat›labilir. Su yönetiminde ciddi bir sorunumuz oldu¤unu kabul etmemizin, krizin nedenlerini irdeleyerek ve paydafllar›n rolünü sorgulayarak çözüm bulmam›z›n zaman› geldi. Beklenenden az ya¤›fl oldu¤u için böyle ciddi bir krize girmemizin, arz ve taleple ilgili çok daha derin nedenleri gündeme getirilmeli. ‹yi yönetilen entegre bir strateji ve paydafllar›n önerilere uydu¤u bir uygulama ile su krizi uzun vadede çözülebilir. Hepimize ait olan su kaynaklar›na yine hep birlikte sahip ç›kmam›z gerek. 9 | NİSAN - HAZİRAN 2007 | yeşil UFUKLAR 10-16CoverStoryYU.qxd:4.1 A K A PA K K O N U S U 7/4/07 10:30 AM Page 10 | çevre ve sağlık vrupa’da 1 Ocak 2007 günü do¤an bebek say›s› 22,000’in biraz üstündeydi. Bu çocuklar›n nas›l bir yaflam sürece¤ini ve nas›l bir gelecek miras alaca¤›n› hayâl etmek, çevre sorunlar›n› farkl› bir aç›dan görmemizi sa¤layabilir. Espera, Bat› Avrupa’daki bir tar›m bölgesinde yeni y›lla birlikte dünyaya gelen bir k›z; ayn› gün do¤an Zoe ise Orta Avrupa’n›n bir köyünde büyüyecek; flimdiden ciddi bir görünümü olan bebek Daniel ise, gün ›fl›¤›na ilk olarak Güney Do¤u Avrupa’da merhaba dedi. Tipik olarak nitelendirilebilecek ailelerin çocuklar› olarak dünyaya gelen bu üç çocuk da kendi kuflaklar›n›n tipik birer örne¤i olarak kabul edilebilir. Hepsi de, büyük umutlarla kuca¤a al›n›yor ve belki bir gün, yar›n›n liderleri olarak gelece¤e yön verecekler. Ama bir fley kesin: Bugünün Avrupa’s›, yani ‘bizim’ Avrupa’m›z üçüne de miras kalacak. ‹klim de¤iflikli¤i, hemen herkesçe kabul edilen bir olgu, ve de¤iflimin sürmesi de büyük olas›l›kla kaç›n›lmaz. Befl, 10 ya da 15 y›l içinde ne gibi de¤iflimler olaca¤›n› kestirmek olanaks›z olsa da, giderek daha inand›r›c› olan bir sava göre, afl›r› hava olaylar› ve insan sa¤l›¤›na yönelik yeni tehditler, iklim de¤iflikli¤ine efllik edecek. 2002’deki taflk›nlar ve A¤ustos 2003’teki s›cak hava dalgas›, milyarlarca avroluk zarara yol açt› ve binlerce Avrupal›’n›n hayat›na mal oldu. ‹klim de¤iflikli¤inin fliddeti ve sonuçlar›na iliflkin fark›ndal›¤› art›rmak için yo¤unlaflan çabalar›n bir parças› olarak, Dünya Sa¤l›k Örgütü’nün (WHO) ‘Sa¤l›k ve ‹klim De¤iflikli¤i: fiimdi ve Nas›l?’ adl› politika eylem k›lavuzunda her iki olaya da yer verilmiflti. Eylem k›lavuzu, Avrupa Birli¤i Beflinci Araflt›rma ve Gelifltirme Çerçeve Program› kapsam›ndaki Enerji, Çevre ve Sürdürülebilir Kalk›nma Program›’n›n deste¤iyle WHO taraf›ndan yürütülen ve 2004’te tamamlanan üç y›ll›k bir projenin ürünü. Karin Zaunberger, k›lavuzun önEn aşırıya uyum sözünde, iklim de¤iflikli¤iyle olan ba¤lant›lar› saptanmam›fl olsa da, 2002 ve 2003’te yaflanan vahim meteorolojik 2012’ye sıçrayalım isterseniz. olaylar›n, “bizim ne kadar zay›f ve haz›rEspera, şimdi beş yaşında ama l›ks›z oldu¤umuzu epey sert bir flekilde sanki büyümüş de küçülmüş bir gösterdi¤ini,” belirtiyor. • 2012 • çocuk. Daha şimdiden büyüklerin bir tuhaf olduğu, anlaşılmaz şeyler konuştukları kanısında, özellikle de hava hakkında konuştukları. Yaz günleri ya çok sıcak ya da mevsim normalleri altında soğuk. Ya çok fazla su ve taşkın var, ya da su yetersiz ve tarım ürünleri kuruyor. Espera, ilkbaharda bir hafta yuvaya gidemedi, hem de sağlığı gayet yerinde olduğu halde. Yakıcı sıcak hava dalgası yüzünden ailesi onu evde tuttu. Zavallı kızcağız, hava çok güneşli ya da rüzgârlı olduğunda dışarı çıkarılmayışını anlayamadığı gibi, iklim değişikliğinin karmaşıklığını da henüz anlayamıyor. K ›lavuzda verilen sonuçlar, “iklim de¤iflikli¤ini azaltmak ya da durdurmak için yap›lan çal›flmalara karfl›n, gelecek on y›llarda Avrupa’daki insan nüfusu iklim de¤iflikli¤inden etkilenecektir,” varsay›m›ndan yola ç›kan, ‹klim De¤iflikli¤i ve Avrupa’da ‹nsan Sa¤l›¤› için Uyum Stratejileri (cCASHh) bafll›kl› projenin ürünüydü. Araflt›rma a¤›rl›kl› cCASHh projesinin bulgular› 450 sayfal›k bir özetle sunuldu ve ulaflt›¤› temel sonuç, “halk sa¤l›¤› politikalar› planlan›rken, iklimsel de¤iflkenlik ve iklim de¤iflikli¤i tahminlerinin çok az hesaba kat›ld›¤›,” oldu. ‹klim de¤iflikli¤i sonucunda u¤ranabilecek zararlar›n zamanla azal›p azalmayaca¤› sorusunu, haz›rlanan özetin editörlerinden Bettina Menne flöyle yan›tl›yor: “fiimdiden çok geç kald›k, asl›nda 30 y›l önce buna bafllam›fl olmal›yd›k. Sorun aciliyet kazand›kça, etkilerin azalt›lmas› da o derecede önemli. Yaln›zca uyum sa¤lamak yeterli olmayacak.” Menne, WHO’nun Avrupa Bölge Ofisi’nin Küresel De¤iflim ve Sa¤l›k Program›’n›n t›p sorumlusu. Menne ve çal›flt›¤› bölüm, ‹klim De¤iflikli¤i ve Etkilerinin Araflt›r›lmas› (CIRCE) projesini yönetiyor. Araflt›rman›n amac›, iklim de¤iflikli¤inin Akdeniz bölgesindeki etkilerini ölçmeye yönelik bir yöntem gelifltirmek. Küresel De¤iflim ve Sa¤l›k Program›, Çevre ve Sa¤l›k konulu Üçüncü Bakanlar Konferans›’nda, “insanlar›n küresel iklim sisteminde ve stratosferdeki ozonda neden oldu¤u de¤iflikler, bir dizi a¤›r sa¤l›k riskleri yarat›yor”, aç›klamas›n›n ard›ndan 1999’da bafllad›. Menne’ye göre iklimdeki de¤iflimler, “s›radan, tek bir bakanl›k taraf›ndan bafla ç›k›lamayacak,” kadar karmafl›k ve yay›l›. Bunun yerine, “çok boyutlu ve çok odakl›” bir yaklafl›m gerekli. yeşil UFUKLAR | NİSAN - HAZİRAN 2007 | 10 REUTERS • 2007 • 21’İNCİ YÜZYIL ÇOC • Espera • 2007 • • Zoe • 2007 10-16CoverStoryYU.qxd:4.1 7/4/07 10:30 AM Page 11 çevre ve sağlık | K A PA K K O N U S U Çocuklarımız ve onların geleceği David Landry IL ÇOCUKLARININ SAĞLIK SORUNLARINDAN KARELER • Zoe • 2007 • • Daniel • 2007 • • Espera • 2012 • • Zoe • 2017 • 11 | NİSAN - HAZİRAN 2007 • Daniel • 2022 • | yeşil UFUKLAR 10-16CoverStoryYU.qxd:4.1 10:30 AM Page 12 | çevre ve sağlık AŞIRI İKLİM KOŞULLARI: Orta ve Doğu Avrupa bölgesini sıklıkla vuran taşkınlar ve sıcak dalgaları, çocukların sağlığı üstünde büyük bir etki yapabilir. PAVEL ANTONOV Menne, gelecek nesillere tatmin edici yaflam koflullar› sunabilmek için, sa¤l›k bakanl›klar›n›n, ilgili bakanl›klar›n ve farkl› ilgi gruplar›n›n ortak çaba göstermesi gerekti¤ini düflünüyor. H›zl› bir ilerleme kaydedilmedi¤i takdirde, Espera’ya miras kalacak olan dünya, bundan sadece befl y›l sonra bile çok daha tehlikeli bir dünya olabilir. REC’in Macaristan Szentendre’deki merkez ofisi, Kas›m 2006’da, Avrupa Çevre ve Sa¤l›k Komitesi’nin (EEHC) 22. toplant›s›na ev sahipli¤i yapm›flt›. Toplant›n›n en etkileyici sunumu, Do¤u Avrupa, Kafkaslar ve Orta Asya (EECCA) bölgesinde sa¤l›k, çevre ve sürdürülebilir kalk›nma konular›nda çal›flan kurulufllar a¤› olan Ortak Gelecek için Avrupal› Kad›nlar’dan (WECF) Margriet Samwel’in sunumu idi. S amwel, musluk suyu olmayan yerlerde insan d›flk›lar›ndaki patojen ve nitratlar›n yeralt› sular›n› nas›l kirlettiklerini aç›klad›. Çarp›c› bir örnek olarak da, Ermenistan’›n Hayanist bölgesinde, A¤ustos 2006’da çukur tuvaletler yerine basit, kuru-yönlendirmeli tuvaletler yerlefltirilmesinin bile sa¤l›k ve yaflam kalitesinde yaratt›¤› h›zl› düzelmeleri gösterdi. yeşil UFUKLAR | NİSAN - HAZİRAN 2007 | 12 Böyle basit ad›mlar› atamamak ço¤u zaman trajedi ile sonuçlan›yor. Romanya gibi bat›daki ülkelerde bile, ‘ciddi’ bir temiz su s›k›nt›s› oldu¤u, bu yüzden de d›flk›da bulunan streptokok bakterisinden kaynaklanan hastal›klar›n çocuklarda yüksek ölüm oranlar›na yol açt›¤› konusunda Samwel bizi uyarm›flt›. Hayanist’te su flebekesinin olmamas› ciddi ama çözülebilecek bir sorun. WECF ve orta¤› di¤er sivil toplum kurulufllar›, Ekim 2006’da Romanya’da benzer bir sorunun üstesinden geldi. Romanya’daki 3,500 nüfuslu Garla Mare’nin merkezî su flebekesi, kanalizasyonu ve gaz flebekesi yoktu. EEHC’nin REC merkezindeki toplant›s›, WHO taraf›ndan yay›mlanm›fl en güncel istatistiklerin duyurulmas›yla bafllad›. ‹statistiklere göre, son 15 y›lda Avrupa’da temiz su kaynaklar›na eriflebilen insan say›s›ndaki art›fl çok az. Daha düflündürücü bir di¤er sonuç ise, Avrupa Çevre Ajans›’n›n Belgrad Raporu’nda yer al›yor. Rapora göre, EECCA bölgesindeki su kalitesi yönetimi ve denetimi ayn› 15 y›l içinde giderek kötülefliyor. WHO’nun Avrupa Bölge Ofisi direktörü Roberto Bertollini, Szentendre’deki toplant›da, “temiz su temin edebilen Avrupal›lar’›n say›s› son 10 y›lda ayn› kald›¤›n›,” belirtti. Bertolloni ayr›ca, Haziran 2004’teki Dördüncü Çevre ve Sa¤l›k Bakanlar Konferans›’nda haz›rlanan Budapeflte Deklarasyonu’nda de¤inilen uygulama ve sorun çözümüne iliflkin bir rapor olan “Hükümetleraras› Ara De¤erlendirme” konusunda taslak bir gündem de önerdi. Ara de¤erlendirmenin nihaî hali, Haziran’da Viyana’da toplanan AB bakanlar konferans›nda sunuluyor. Samwel konuflmas›n›n devam›nda, “ancak azamî bir müdahale ile bölgedeki sorunu lây›k›yla çözebiliriz,” dedi. Halen, Romanya’n›n do¤usundaki tüm ülkelerde; nitratlar, bakteriler ve gübrelerin kirletti¤i suyu içen milyonlarca köy sakinine, proje baz›nda yard›m ediliyor. WECF’›n çabalar›; Zoe’nun akranlar›n›, ailesini ve yaflad›¤› toplumu daha temiz, daha güvenli ve daha sa¤l›kl› bir çevreye kavuflturman›n çok basit yöntemlerle mümkün olabilece¤ini gösteriyor. 21. yüzy›lda yafl›yor olmam›z da bunu gerektiriyor. ‹klim de¤iflikli¤inin öngörülen birçok sonucundan biri de, mikroplar›n daha kolay üreyebilece¤i koflullar oluflaca¤› için, mikrobiyolojik patojenlerde ve bakteriyel hastal›klarda bir art›fl olmas›. Avrupa Komisyonu, özellikle bu soruna özgü olarak, Avrupa Do¤ufltan Bozukluklar› ‹zleme (EUROCAT) projesine kaynak sa¤lad›. 20 Avrupa ülkesini kapsayan bu genifl kapsaml› program›n bir bölümü: temel epidemiolojik bilgi sa¤lamak; salg›n durumunda tespit ve müdahaleyi koordine etmek ve do¤um öncesi izlemedeki geliflmeleri de¤erlendirmek üzere tasarlanm›flt›r. Yukar›da sözü geçen 21. EEHC toplant›s›nda, Robens Halk ve Çevre Sa¤l›¤› Merkezi’nden Steve Pedley, Birleflik Krall›k’taki izleme ve müdahale sistemlerinin; hem parazit kökenli hastal›klarla mücadelede, hem de cryptosporidiosis, giardiasis ve campylobacteriosis gibi bakteri enfeksiyonlar›yla mücadelede nas›l baflar›l› oldu¤unu anlatt›. Robens Merkezi araflt›rma grubu; ‹ngiltere, Avrupa ve Afrika’daki ortak projeleri kapsam›nda, veri yönetimi ve analiz yaz›l›m›na ek olarak, kendine özgü bir su testi seti de oluflturdu. B u umut veren geliflmenin yan› s›ra, gelecek kuflaklar› etkileyecek bir baflka tehlike olan c›va kullan›m›na karfl› dünya genelinde büyük bir savafl›m daha veriliyor. Yayg›n flekilde, ‘beyin boflalmas›’ olarak adland›r›lan c›va zehirlenmesi, geliflmeyi engeller ve beyinde hasara yol açar. ‹leri düzeyde sanayileflmifl ülkelerdeki çal›flmalar›n hepsi, Kuzey yar›kürede c›va zehirlenmesinin yayg›n, bu bölgedeki çocuklar›n ise daha fazla risk alt›nda oldu¤unu gösteriyor. C›va üstüne yap›lan bir AB etki de¤erlendirmesine göre, toplam nüfusun %5’e varan bir bölümünün vücudunda, kabul edilen s›n›r›n üstünde c›va Devamı sayfa 16’da M M K A PA K K O N U S U 7/4/07 • 2007 • • 2017 • Yeni bir su kaynağı 2017’deyiz. Zoe topu topu 10 yaşında ama şimdiden temizlik ve çöp kaynaklı sorunların sıkıntısını yaşıyor. Avrupa’nın, Zoe’nun yaşadığı kısmındaki bazı köylerde, 21. yüzyıla yakışmayan yaşam koşulları sürüyor: halka açık alanlarda çukur tuvaletler var, kuyuların çevresinde hayvanlar otluyor, aşırı böcek ilacı kullanılıyor, drenaj yetersiz ve katı atık kontrolü sıfır. Bütün bu etkenler hastalığa ve yüksek çocuk ölüm oranına yol açıyor. Zoe’nin yaşadığı bölgede kurulan atık su şebekesi sayesinde Zoe ve arkadaşları, hem Batı’da tehlike olmaktan çoktan çıkmış ishâl hastalıklarından korunuyor, hem de musluktan istedikleri gibi temiz su içebiliyor.. 10-16CoverStoryYU.qxd:4.1 7/4/07 10:30 AM Page 13 çevre ve sağlık | K A PA K K O N U S U Daha rahat nefesler Avrupa okulları temiz hava solumak istiyor David Landry DERSİMİZ ÖNEMLİ: Açık bir zihin, yaratıcı bir zihindir. REUTERS Önemli çevre sorunlarının çoğu, çapı 10 nanometre ilâ 100 mikrometre arasında olan, tam anlamıyla mikroskobik moleküllerden kaynaklanır. ‘Parçacık madde’ olarak bilinen bu unsurlar, başta çocuklar olmak üzere, toplum açısından büyük sağlık riski oluşturan bir çevre kirliliği türüdür. Diğer yandan, parçacık madde sorunu, çevre açısından belli başarılar sağlanmış bir alandır, bu da soruna iyimser bakabilmemizi sağlar. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), parçacık maddeyi, ‘katı, sıvı ya da ikisinin karışımı, havada asılı olan organik ve inorganik maddelerin karmaşık bir karışımından oluşan ve havayı kirleten bütün maddeler’ şeklinde tanımlıyor. Parçacık maddenin ana bileşenleri, sülfatlar, nitratlar, amonyak, sodyum klorür, karbon, mineral tozu ve sudur. Parçacık madde; mineral tozu, deniz tuzu, orman yangınları ve volkanik faaliyetler gibi doğal kaynaklardan ortaya çıksa da, sınaî faaliyetler ve içten yanmalı motorlar da bu aerosollerden büyük miktarlarda üretir. Temkinli tahminlere göre, atmosferdeki tüm aerosol parçacıklarının %10’u insan faaliyetlerinden kaynaklanıyor. En azından 1994’ten ve WHO’nun Avrupa için Çevre Sağlığı Eylem Planı’ndan bu yana, partikül madde, kısa ve uzun vadeli etkileri olan, ciddi bir sağlık tehlikesi olarak tanımlanıyor. Yakınlarda yapılan bir çalışma, (‘Parçacık Madde Hava Kirliliği: Sağlık açısından zararları’ başlıklı WHO durum raporu, EURO/04/05), WHO’nun Avrupa Çevre ve Sağlık Merkezi tarafından 2004’te yapılan bir veri değerlendirmesini özetlemiştir. Buna göre, sağlığa zararlı maddelerden biri olan parçacık madde, bir yaşın altındaki bebeklerde solunum yolu hastalıklarından kaynaklanan ölüm riskini, kardiyovasküler ve solunum hastalıkları ile akciğer kanserine bağlı ölüm oranını ciddi şekilde artırmaktadır. Bedenlerinin küçük olmasından, dışarıda daha çok zaman geçirmelerine kadar, çeşitli nedenlerden dolayı çocuklar, parçacık maddeye en fazla maruz kalan grubu oluşturmakta, ve kısa ya da uzun vadeli solunum yolları hastalıklarına yakalanabilmekte; hatta beyinlerinde hasar oluşabilmektedir. Parçacık madde o kadar ciddi kaygı yaratıyor ki, Avrupa Çocuk Çevresi ve Sağlık Eylem Planı’nda (CEHAPE) ‘3. Öncelikli Bölgesel Amaç’ olarak yer alıyor. Bu plan, 2004’te Budapeşte’de düzenlenen, WHO Avrupa Dördüncü Çevre ve Sağlık Bakanları Konferansı’nda 52 ülke tarafından imzalandı. Şubat ayında, 52 Avrupa ülkesinin temsilcileri, eylem planını (EED 28/06/04) gözden geçirmek için Brüksel’de bir araya geldi. Bu WHO girişimi, çocuk sağlığı üstündeki çevresel tehditleri dört öncelikli alanda ele alıyor: su, hava, kimyasallar ve yaralanmalar. REC’in, ‘Avrupa Okullarındaki Kapalı Mekânlarda Hava Kalitesi: Solunum hastalıklarını önleme ve azaltma’ projesi, doğrudan CEHAPE’nin 3. Öncelikli Bölgesel Amacı’na yönelik. Projede, Arnavutluk, Bosna Hersek, Macaristan, Sırbistan ve Slovakya’daki REC ofisleri ile, hem bu ülkelerdeki hem de Avusturya, İtalya ve Norveç’teki diğer ilgili kuruluşlar rol alıyor. 2005-2009 döneminde uygulanmakta olan projenin sonuçları, 2009’da İtalya’da yapılacak olan Beşinci Çevre ve Sağlık Bakanları Konferansı’nda sunulacak. İtalyan Sağlık Bakanlığı’nın, Kasım 2001’de Çevre ve Sağlık isimli resmi dergisinde yayımlanan, ‘Kapalı Mekânlarda Sağlık Güvenliği ve Koşulların İyileştirilmesi Kılavuzu’na göre yürütülen proje, Macaristan’da bir pilot program olarak uygulamaya konmuştu. REC Macaristan ofisi, okulların kapalı mekânlarında hava kalitesini iyileştirmek için 2004’te İtalyan modelini uygulamaya başladı. Pilot eğitim programı, İtalyan ve Macar tıbbî danışmanların yardımıyla, Macar öğretmenler tarafından geliştirildi. 2006-2007 döneminde de, temel planlama ve eğitim kursları İtalyan-Macar örneğine göre tasarlanan uygulama sekiz ülkede başlatıldı. En önemli adım olan iç mekân hava kirleticilerinin ölçümü, Kasım 2006 ile Mart 2007 döneminde yürütüldü. Yıl sonunda ise, seçilen okullarda, her ülkede 1,000 çocuğun sağlığını ölçmek için bir anket yürütülecek, ardından sonuçlar toplanıp çözümlenecek. Program, gelecek yıl da sürecek. REC, Macar-İtalyan modelinin, programa katılan sekiz ülkede yaygınlaşmasını umuyor. Bu alanda nispeten istikrarlı bir ilerleme iyileşme gözleniyor. REC’in Avrupa Okullarındaki Kapalı Mekânlarda Hava Kalitesi projesinin bu hızlı başarısı, CEHAPE’nin 3. Öncelikli Bölgesel Amacı’nın sonuçlarından sadece biri. Parçacık madde kaynaklı sağlık sorunlarının çözümüne yönelik geniş kapsamlı hedefler son olarak, AB’nin Altıncı Çevresel Eylem Programı’nda yer alan Hava Kirliliği Tematik Stratejisi tarafından tanımlandı. Eylül 2005’te yayımlanan ve hava kirliliğine bağlı hastalıklardan kaynaklanan erken ölümleri 2000’deki düzeyine kıyasla %40 azaltmayı taahhüt eden bir Konsey direktifiyle, eski projeler yeni hedefler belirledi. İyi haber ise, parçacık madde salımlarının gerçekten de azalıyor olması. Bugünkü hesaplara göre, Tematik Strateji’de belirlenen ‘iddialı’ hedeflere ulaşılabilecek. Ayrıca, AB’nin bir süre önce yürürlüğe koyduğu, hafif araçların parçacık salımlarını kilometrede 0.025 grama düşüren yeni standard ile, Avrupa’da içten yanmalı motorlardan kaynaklanan parçacık kirliliğinin düşmesi bekleniyor. Her ne kadar endüstriyel makineleri yeterince temiz düzeyde işletmek muhtemelen uzun yıllar alacak olsa da, sonunda mikroskopik düzeydeki parçacık madde ile savaşımı kazanabileceğiz; bu da bizim ve çocuklarımızın daha rahat nefes almamızı sağlayacak. Daha fazla bilgi için: <www.rec.hu/search>. 13 | NİSAN - HAZİRAN 2007 | yeşil UFUKLAR 10-16CoverStoryYU.qxd:4.1 K A PA K K O N U S U 7/4/07 10:30 AM Page 14 | çevre ve sağlık Kimyasalların kirlettiği çevredeçocuk sağlığı Doç. Dr. Ö. Faruk Tekbaş KİMYASALLAR ÇOCUKLARI ÇOK DAHA FAZLA ETKİLİYOR D o¤al halde bulunan, üretilen veya herhangi bir ifllem s›ras›nda/ at›k olarak ortaya ç›kan veya kazara oluflan her türlü element, bileflik veya kar›fl›ma ‘kimyasal madde’ denir. Bu yaz›da özellikle, çevre kirlili¤inin sonucu oluflan ve ‘çevresel kimyasallar’ diyebilece¤imiz, ifl yerlerinde veya insan yaflam alanlar›nda kullan›lan pestisitler, g›da katk› maddeleri, a¤›r metaller gibi kimyasallardan en yayg›n olanlar›n›n çocuk sa¤l›¤› üstündeki etkileri incelenecektir. Endüstriyel ve çevresel birçok kirleticinin (östrojenler, ›s›, çeflitli kimyasallar, elektromanyetik enerji ve radyasyon) çocuk sa¤l›¤› üstünde olumsuz etkileri oldu¤u düflünülmektedir. Çocuklukta ve adölesan ça¤da görülen hastal›klarda çevrenin rolü ve katk›s› konusunda bir çok araflt›rma yap›lmaktad›r. Ancak toksik oldu¤u belirlenen 104,000’den fazla kimyasal maddenin yaklafl›k %95’inin sa¤l›k etkileri henüz incelenmemifltir. Maruz kal›nan maddenin cinsi yan›nda, maruz kalma süresi ve flekli bu faktörlerin çocuk sa¤l›¤›na olan etkilerini belirler. Bu kimyasallar›n cinsi, etkilenim süre ve fliddetine göre de¤iflen boyutlarda çocuklarda olumsuz etkiler oluflturabilir. Ebeveynlerin en çok sordu¤u sorulardan biri, “çevremizde bulunan kimyasal maddeler çocu¤umun sa¤l›¤›n› etkiler mi?” sorusudur. Ç ocuk sa¤l›¤› üstünde etkili olan en önemli çevresel etkenin su ve besinlerle bulaflan hastal›klara neden olan mikrobiyolojik faktörler oldu¤u biliniyor. Oysa son y›llarda sanayi ve teknolojinin geliflmesiyle birlikte, özellikle geliflmifl ve geliflmekte olan ülkelerde, biyolojik risklerin yerini kimyasal riskler almaya bafllam›flt›r. Çocu¤un sa¤l›¤›n› etkileyebilecek çevre; makro ve mikro çevre olarak iki bafll›k alt›nda incelenebilir. Makro çevre; iklim, kent havas›, ülke co¤rafik koflullar› gibi büyük ölçekli bir çevreyi ifade ederken, mikro çevre; örne¤in emekleme dönemindeki bir çocuk için yaflad›¤› evdeki mutfa¤›n zeminidir. Çocuklar› etkileyebilecek kimyasal maddelerin kayna¤› çok çeflitlidir. Temizlikte kullan›lan deterjan ve temizlik maddeleri, böcek öldürücü (pestisit) kimyasal maddeler, bina duvarlar›nda kullan›lan boyalar, hal› ve mobilyalar›n tekstil ürünlerinde kullan›lan boyalar, hal› ve zemin döflemesinin tespitinde kullan›lan yap›flt›r›c›lar, kapal› ortamda içilen sigara, ev içinde yap›lan piflirme ve ›s›nma uygulamalar›ndan yay›lan gazlar vb. çocuklar›n karfl› karfl›ya kald›¤› kimyasal kirlili¤in temel kaynaklar›d›r. yeşil UFUKLAR | NİSAN - HAZİRAN 2007 | 14 ÇOLUK ÇOCUK DERGİSİ • Pestisitler • Hem tarımda hem de kentsel alanda zararlı haşere, kemirici ve zararlı otlarla mücadele için kullanılan kimyasal maddelere genel olarak ‘zararlı öldürücü’ anlamına gelen pestisit adı verilir. Kimyasal çevre kirliliğinin en önemli nedenlerinden biridir. Pestisitler insan vücudunda, hormonal sistemi, sinir sistemini etkileyerek değişik hastalıklara yol açar. Pesitisitlerin etkileri küçük çocuklarda ve bebeklerde daha ağır seyreder, çünkü bu pestisitleri vücuttan atacak enzimler henüz yetersizdir veya oluşmamıştır. Örneğin; Pestisitlerin içinde bulunan Xenobiyotiklerin insan vücudunda etkisiz hale getirilmesini sağlayan karaciğer enzimleri ancak 5 yaşında tam olarak işlevsel hale gelebilir. Aynı şekilde organofosforlu bileşikleri inaktive edecek enzimler ise 6 aylıkken oluşur. Yani 6 aylıktan daha küçük bebekler bu grup pestisitleri vücuttan atamaz. 10-16CoverStoryYU.qxd:4.1 7/4/07 10:31 AM Page 15 çevre ve sağlık | K A PA K K O N U S U KİMYASAL DÜNYA: Kirleticiler, gıdalardaki katkı maddelerinden boyalara, taşıt lastiklerinden sınaî yağlar ve petrole kadar pek çok kaynaktan çevreye yayılıyor. • Kurşun • Çocuklara zararlı kimyasal kirliliğin en önemli kaynaklarından biri kurşundur. Havadaki serbest kurşunun kaynağı %90 kurşunlu benzindir. Birçok ülkede kurşunlu benzin üretimi durdurulmuş olmasına rağmen kurşun; boyalar, toprak kapların sırlanması, lehimleme, su boruları, matbaa, kozmetikler, pestisitler, piller ve sınaî gazlar yoluyla da çevreye karışır ve kurşun kirliliğine neden olur. Gelişen ülkelerde 15-18 milyon çocukta kurşun zehirlenmesine bağlı kalıcı beyin hasarı olduğu tahmin ediliyor. Çocuklar kurşunu en çok, havadaki kurşun buharını soluyarak alır. Ağız yoluyla vücuda girmesi; kurşunla kaplanmış seramik kaplarda yemek yenmesi, kurşun tozu bulaşmış oyuncakların ağza götürülmesi; su ve toprağında kurşun kirliliği olan yerlerde yetişen sebze, meyve, süt ve et ürünlerinin yenmesi; lehimli konserve kutularındaki yiyecekler yoluyla olur. Bir diğer toksik metal olan cıva; yiyecekler (su ürünleri, balıklar), çözücü kimyasallar, pestisitler, kozmetikler, diş dolgusu için kullanılan amalgam, plastik, mürekkep, vernik, cilâ ve boyalar yoluyla vücuda girebilmektedir. Minamata hastalığı, cıva zehirlenmesi sonucu ortaya çıkan ağır santral sinir sistemi hasarı tablosuna verilen addır. Bu durumda mental motor retardasyon, serebral atrofi, serebral palsi, davranış değişiklikleri ve dikkat eksikliği görülebilir. E riflkinler ise çocuklara göre daha az etkilenir. Çünkü, çocuklar zamanlar›n›n ço¤unu kapal› ortamda geçirir; say›lan kaynaklardan yay›lan kirletici kimyasallar›n ço¤u yo¤unlaflarak zeminde birikme e¤ilimindedir. Çocuklar, özellikle emekleme döneminde olanlar, zemine daha yak›n konumda soluk al›p verdiklerinden; eriflkinlerden farkl› olarak a¤›zdan soluk al›p verdiklerinden ve eriflkine göre daha s›k nefes al›p verdiklerinden dolay› kimyasal maddelere daha yüksek miktarda ve yo¤unlukta maruz kal›r. Bunun da ötesinde çocuklar›n gerek solunum gerek ba¤›fl›kl›k sistemindeki savunma mekanizmalar› henüz tam olarak geliflmemifltir. Yaflam›n büyüme ve geliflme döneminde olan çocuklarda bu kimyasal etkilenim eriflkinlerde beklenenden daha da büyük olacakt›r. B üyüme, geliflme döneminde olan çocuklar, vücut a¤›rl›¤›na göre oranland›¤›nda, bir eriflkine göre daha çok s›v› ve besin tüketir, daha çok hava solur. Bu da, içecek, yiyecek ve havadaki kimyasallar› yüksek miktarlarda almalar› demektir. Bu nedenlerle, çocuklar› küçük eriflkinler gibi düflünmemek; al›nacak önlemleri ve toksik maddelerin s›n›r de¤erlerini belirlerken eriflkinleri de¤il, çocuklar› referans almak gereklidir. Gerçekten de herhangi bir çevresel kirlilik sa¤l›k etkisini ilk olarak ve a¤›rl›kla çocuklar üstünde gösterir. Bu nedenle ülkelerin ve bölgelerin çevresel koflullar›n›n de¤erlendirilmesinde ‘bebek ölüm h›zlar›’ kirlili¤in göstergesi olarak kullan›labilir. • Arsenik • Arsenik kirliliği de çevredeki başlıca kimyasal kirlilikler arasındadır. Bazı bölgelerde doğal olarak toprağın yapısında vardır ve yer altı sularının arsenik düzeyi yüksek olabilir. Ayrıca madencilik faaliyetleri ve tarım ilaçlaması, yer altı ve yer üstü sularında arsenik kirliliğine neden olabilir. İçme ve kullanma sularındaki yüksek arsenik düzeyi sonucunda anemi görülebilir, akciğer kanseri sıklığında artış meydana gelebilir. Kanser açısından en sık görülen deri kanseri (melanoma) olmakla birlikte; solunum, sindirim, boşaltım ve üreme sistemini de içeren iç organ kanserleri de arsenik maruziyetiyle ilişkilidir. En toksik form olan ‘trivalan arsenik’, cilt, solunum yolu, karaciğer ve sinir sistemine etki eder. T oplumun çevre bilincinin gelifltirilmesi ile hem kirlilik kaynaklar› azalt›lacak, hem de çocuklar uzak tutularak etkilenim azalacakt›r. Çocuk hekimleri, çevre-hastal›k iliflkisini ve toksinlerle temas olas›l›¤›n› ay›r›c› tan›da her zaman düflünmelidir. Kimyasal maddelerin toksisite aç›s›ndan izin verilen s›n›r de¤erleri ve standardlar› belirlenirken, eriflkinleri de¤il çocuklar› referans almak gereklidir. Mevzuat düzenlemelerinde de bu husus göz önünde bulundurulmal›d›r. Üreticilerin, kullan›lan kimyasallar aç›s›ndan etkin olarak denetlenmesi, uyar›lmas›, kamuoyu bask›s› oluflturulmas› gereklidir. Kapal› ortamlar, kimyasallar›n en çok maruz kal›nd›¤› yerlerdir. Evlerin periyodik olarak havaland›r›lmas›, kapal› ortam kimyasal madde yükünü art›ran ve yukar›da say›lan maddelerin evlerde kullan›lmamas›, kapal› ortamlarda sigara içilmemesi önemlidir. Kayna¤› ve güvenli olup olmad›¤› bilinmeyen su ve g›dalar çocuklardan uzak tutulmal›d›r. Sa¤l›k üstünde kötü etkisi olan savafl ve do¤al afet gibi durumlarda, bebeklerin emzirmeye devam edilmesi önemlidir. Çünkü anne sütü çevre koflullar›ndan etkilenmeyen sa¤l›kl› bir besindir. Kapal› ortamlarda kesinlikle gaz formunda pestisit kullan›lmamal›, s›v› ve kat› pestisitler ise kontrollü kullan›lmal›d›r. Q REC TÜRKİYE ARŞİVİ ÇOLUK ÇOCUK DERGİSİ • Cıva • ______________ Doç. Dr. Ö. Faruk Tekbaş, Gülhane Askeri Tıp Akademisi Çevre Sağlığı Bilim Dalı Başkanı 15 | NİSAN - HAZİRAN 2007 | yeşil UFUKLAR 10-16CoverStoryYU.qxd:4.1 10:31 AM Page 16 | çevre ve sağlık Baştarafı sayfa 12’de DÜNYASINDAKİ RENKLER: Romanya’nın başkenti Bükreş’te küçük bir kız toplu resim etkinliklerinde resim yapıyor. M bulunuyor. Kimi Avrupa toplumlar›ndaki (raporda Akdeniz ve Arktik bal›kç› toplumlar› vurgulanm›flt›r), baz› bireyler ise kabul edilen s›n›r›n 10 kat üstünde, yani geliflmekte olan bir beyinde hasar yaratabilecek düzeyde c›va tafl›yor. • 2007 • • 2022 • ‘Öteki’ beyin boşalması 2022’ye gidelim. Daniel 15’inde o kadar olgunlaşmış ki, büyükleri ona “genç adam” diyor. Liseye başlamak için hazırlanırken, ailesi ve öğretmenleri onu tıp okumaya teşvik ediyor. Yüzyılın dörtte biri biterken, sağlık alanında bazı çığır açan gelişmeler oldu, fakat ortaya çıkan yeni sağlık sorunları yüzünden, eskisinden çok daha parlak, zeki doktorlara gereksinim duyuluyor. Bugün Avrupa’nın çetin sağlık sorunları için doğru çözümler üretebilsek bile, Daniel’in ve onun akranı olan doktorların, günümüzdeki zehirli ortamlardan etkilenen hastaları tedavi etmeleri gerekecek. yeşil UFUKLAR | NİSAN - HAZİRAN 2007 | 16 REUTERS B ugün pek çok ülkede, ton bal›¤› ve k›l›ç bal›¤› gibi y›rt›c›lardan üretilen g›dalar›n hamile kad›nlara yönelik uyar›lar içermesi yasal bir zorunluluk; zira, anne adaylar›n›n ald›¤› c›va, geliflmekte olan fetüse geçebilmektedir. AB etki de¤erlendirmesinde, Fransa’daki üç ilâ alt› yafl aras› çocuklar›n %44’ünde, kabul edilen s›n›rlar›n üstünde c›va bulundu. ABD’de 2005’te yap›lan bir televizyon belgeseline göre ise, ‘do¤an her alt› çocuktan biri, yüksek düzeyde c›vaya maruz kal›yor ve potansiyel olarak ö¤renme bozukluklar›, motor-beceri bozukluklar› ve k›sa süreli haf›za kayb› riski tafl›yor.’ ‘C›vay› Durdur, Sa¤l›¤›n› Sürdür’ kampanyas›, halen ‘Çocuklarda Beyin Boflalmas›n›n Önlenmesi’ bafll›kl› raporunu tan›t›yor. Kampanya sorumlular›na göre, mutlak bir yasak d›fl›nda hiçbir önlem, insan vücudunun hiç ihtiyaç duymad›¤› bir element olan c›van›n s›naî faaliyetler ve pil benzeri at›klar nedeniyle su flebekesine s›zmas›n› engelleyemez. 10 Ocak 2007’de yay›mlanan rapor, Sa¤l›k & Çevre Birli¤i (HEAL) ile Zarar Vermeden Sa¤l›k Bak›m› Grubu’nun ortak çal›flmas›n›n ürünü. Bu gruplar ayn› zamanda, Avrupa Çevre Bürosu, ‘C›vay› Yasaklay›n’ Çal›flma Grubu ve C›va Politikas› Projesi’nin de dahil oldu¤u uluslararas› bir bilgi a¤› olan ‘S›f›r C›va’ hareketinin de mensubu. ‘Çocuklarda Beyin Boflalmas›n›n Önlenmesi’ raporu, günümüzün çocuk sa¤l›¤›na yönelik en ciddi tehditlerden birine dikkat çekmek amac›yla, fiubat’ta Nairobi’de yap›lan BM Çevre Program›/ Bakanlar Küresel Çevre Forumu toplant›s›nda yönetim konseyine sunuldu; Haziran’da ise, ‘Çocuklar›m›z için Çevresel Risklerin Azalt›lmas›’ bafll›kl› Çocuk Sa¤l›¤› ve Çevre Dördüncü Uluslararas› Konferans›’nda sunuluyor. C›va kal›nt›s› tafl›yan ürünlerin yasaklanmas›n›n, dünya ölçe¤indeki bal›k rezervleri (c›va ve a¤›r metaller bar›nd›ran en büyük biyolojik havuzlar) tam s›f›r› tüketmek üzereyken gerçekleflmesi üzücü bir ironidir. C›va bir kez al›n›nca vücutta kal›r. Molekülleri hücre ölçe¤inde zarar verebilecek kadar küçüktür ve bu elementin, Alzheimer hastal›¤› gibi prematüre beyin bozukluklar› ile ba¤lant›s› vard›r. Tüm c›va ürünlerine yar›n mutlak bir yasak getirilse bile, çocuk ve yetiflkin on milyonlarca Avrupal›, yaflamlar›n›n geri kalan k›sm›nda tehlikeli düzeylerde c›va tafl›yor olacak. Daniel’in kufla¤›n›n büyük k›sm›, giderek artan say›da c›va zehirlenmesi vakas› ile u¤raflmak zorunda kalacak: bu da derhal önlem al›nmas› gereken say›s›z çevre sorunundan sadece biri. Mücadele şansı Bu yazının yazıldığı sırada Espera, Zoe ve Daniel sadece üç aylıklar elbette. Beş yaşında hava durumunu merak etmek, on yaşında sağlık konusunda fazlaca kaygılanmak, ya da on beşinde cıva zehirlenmesinin etkilerini araştırmak yerine; bu çocuklar gülmeyi, konuşmayı ve emeklemeyi öğreniyor. Her ana baba, yeni doğan çocuğunun harika, heyecan verici ve fırsatlar sunan bir dünyada büyümesini ümit eder. Hayat yeterince doğal engeller ve zorluklar çıkartıyor; bugünün çocuklarının büyürken, sevimsiz ve kasvetli bir manzara ile çevrelenmiş, sağlıksız ve tehlike dolu bir dünyanın getireceği sorunlara ihtiyacı yok. Espera, Zoe ve Daniel ve yılbaşı günü doğan yaklaşık 22,000 diğer çocuğun iyi bir yaşam için bir savaşım şansı olması gerçeği bile, bize en azından cesaret vermesi gereken bir olgu. Q K A PA K K O N U S U 7/4/07 17-21InsightYU.qxd:11-15InsightGH3.4 7/4/07 10:36 AM Page 17 kıyaslama yöntemi | M E R C E K DEĞİŞİM HAREKETİ: Romanya’nın Cluj ilinde çevre denetimleri çok yoğun olsa da, nadiren ceza kesiliyor. En iyinin peşinde Örgütsel gelişme için bir gereç olarak kıyaslama yöntemi B SXC.HU Ruslan Zhechkov ni de¤erlendirmek için göstergeler belirlendi¤ini, böylece o grubun çal›flma veriminin di¤er befl grubunki ile k›yaslanabildi¤ini söylüyor. Asl›nda say›lar oldukça büyük farkl›l›klar gösteriyor. Örne¤in, Cluj’da çok say›da denetim yap›lm›fl, ama çok az ceza kesilmifl; Satu Mare’de ise az say›da denetime karfl›n kesilen ceza say›s› yüksek. Ancak Salaj ‹lçesi bu konuda büyük farkla öne ç›k›yor: en fazla denetimi yapan, en fazla ceza kesen ve en yüksek gelir elde eden komiserlik Salaj Komiserli¤i olmufl. Büyük farkl›l›klar gösteren performanslar›n nedenleri analiz edildikten sonra ilgili komiserli¤in yönetici kadrosu somut ad›mlar atabiliyor. Beu, ayda en az bir kez tüm ilçe komiserliklerinin bafl komiserleri ile toplant› düzenliyor. Beu’ya göre bu uygulama sayesinde, ilerleme gösteremeyen kurumlar destekleniyor ve komiserli¤in performans›nda genel olarak bir art›fl sa¤lan›yor Çevrenin hizmetindeki güç K›yaslama, baflta flirketlerin rekabet gücünü ölçme gereci olarak gelifltirilmiflti, ancak k›sa süre sonra kamu sektöründeki kullan›m potansiyeli anlafl›ld›. Dünya Bankas› taraf›ndan desteklenen ve REC taraf›ndan 2006-2007 döneminde yürütülmekte olan bir çal›flma; k›yaslaman›n, çevre alan›nda çal›flan örgütler, bakanl›klar, müfettifllikler ve kurumlara ola¤anüstü fayda sa¤layabilecek güçlü bir gereç oldu¤unu göster- di. Yukar›da söz edilen proje, (Güney Do¤u Avrupa’da Çevre Kurumlar›n›n Güçlendirilmesi), k›yaslaman›n yol gösterici ilkelerini ortaya koydu; projedeki geliflmelerin izlenmesi de k›sa süre sonra mümkün olacak. Bu yeni uygulaman›n iki temel türü var. REC proje yöneticisi Mihail Dimovski, ilkinin ‘süreç’, ikincisinin ise ‘performans’ k›yaslamas› oldu¤unu, ikisinin de Orta ve Do¤u Avrupa’da baflar›yla uygulanabilece¤ini belirtiyor. Süreç k›yaslamas›; iki veya daha fazla kuruluflta, ya da bir kurulufl içindeki farkl› birimlerde, özdefl süreçleri karfl›laflt›rmakta kullan›l›yor. Performans k›yaslamas› ise, süreçlerden ziyade verimlili¤in karfl›laflt›r›ld›¤› yerlerde uygulan›yor. Çevresel kapasite de¤iflimini izlemenin yan› s›ra, temel AB mevzuat›n›n uyarlanmas› ve uygulanmas›na iliflkin düzenli ilerleme raporlar›n›n de¤erlendirilmesi, hem AB üye devletleri hem de AB aday ülkeleri için önemli yükümlülüklerden biri. Bu yüzden Dimovski’ye göre, k›yaslama, AB’ye kat›l›m sürecinde yararlan›lacak mükemmel bir gereç. Yine Dimovski’ye göre, “k›yaslama, hepsi de özellikle çevresel kapasitenin izlenmesi ve de¤erlendirilmesi aç›s›ndan faydal› olan; veri toplama, en iyi uygulamalar›n karfl›laflt›r›lmas› ve deneyimlerin paylafl›lmas›n› kaps›yor. K›yaslama ayr›ca, AB’nin koflullar›ndan biri olan, uyum konusundaki geliflmeleri izleme yönteminin gerekti¤i gibi oluflturulmas›na sistematik bir yaklafl›m da sunuyor.” Q ireyler ve örgütler, olaylar› en iyi kendilerinin gördü¤ü ve anlad›¤›na; baflkalar›n›n geliflimi için de en iyi kendilerinin yol gösterece¤ine inanma e¤ilimindedir. Bu e¤ilim insan do¤as›n›n bir parças› olsa da, örgütsel yönetim dilinde buna ‘paradigma körlü¤ü’ denir. Yönetim kademesi ço¤u kez, iflleri yürütme biçimlerinin do¤urdu¤u sonuçlar› görmezlikten gelir. ‘K›yaslama’ yöntemi, bunu önleyecek seçeneklerden biridir. K›yaslama; baflka bir yerlerde, baflka bir kiflinin, bir ifli sizden daha iyi yapabilece¤i ihtimalini göz önüne almak demektir. Baflka bir yerde daha geliflmifl kurulufllar›n oldu¤unu kabul etmek bile, de¤iflim ve ilerlemeyi hedefleyen birçok flirket ve örgüt için genellikle yolculu¤un ilk ad›m›d›r. Do¤al çevrenin iyilefltirilmesi ve korunmas›na büyük ölçekte olumlu katk› sa¤lama potansiyeli tafl›yan k›yaslama kavram›, Güney Do¤u Avrupa’da da yay›l›yor. Örne¤in, Romanya’n›n Cluj-Napoca bölgesindeki alt› ilin çevre komiserlikleri, k›yaslama kavram›n› son y›llarda baflar›yla uyguluyor. Bölge komiserli¤i bu süre zarf›nda, Cluj, Bihor, Nistirca Nasaud, Maramares, Satu Mare ve Salaj illerindeki komiserliklerin performanslar›n› yak›ndan izliyor. Her ilde bir dizi ceza yürürlü¤e konduktan sonra, her ilin komiserli¤i, uygulad›¤› ceza miktar› ve denetim say›s› itibariyle y›ll›k de¤erlendirmeye al›nm›fl. Ulusal Çevre Muhaf›z› Bölge Komiseri Mihaela Beu, bir komiserli¤in faaliyetleri- 17 | NİSAN - HAZİRAN 2007 | yeşil UFUKLAR 17-21InsightYU.qxd:11-15InsightGH3.4 MERCEK 7/4/07 10:36 AM Page 18 | çevre eğitimi Çevreci bir eğitim, kendi kendini eğitme sürecidir. Var olan durumlar dışında kalmaz, iletişim ve karşılıklı etkileşimle sürekli gelişir Ağaç yaşken eğilir H Gülru Hotinli epimiz yaflamla kurdu¤umuz iliflkide kendimiz kadar baflkalar›n› hatta tüm canl›lar›n yaflam koflullar›n› da etkiliyoruz. Bu apaç›k ve tart›fl›lmaz bir durum. Bugün çocuklara; küresel ›s›nma, sa¤l›ks›z g›da üretimi, sürekli kirletti¤imiz sular, soyu tükenen bitki ve hayvanlar gibi birçok çevre sorununu - sürekli ve h›zla de¤iflen sosyal-siyasal bir gündemin ve belirsizlik ve kar›fl›kl›k içerisinde yeni politik yaklafl›mlar›n (örne¤in bal›k çiftliklerinin do¤aya zarar›n› önleyecek AB uyum sürecinde ÇED gereklili¤i getiren kanunun, genelge, yönergelerle de¤ifltirilmeye çal›fl›lmas› gibi) var oldu¤u bir ortamda veriyoruz. Yetiflkin ve karar vericiler olarak kimimiz “eh ne yapal›m daha iyisini gerçeklefltirmek zor, dünyan›n gidiflat› bu” tavr›nday›z, kimi ise çocuklar›n çevre flartlar›ndan nas›l etkilendi¤ini görmeyecek kadar onlar› yok saymakta. Son kat›ld›¤›m uluslararas› çevre e¤itimi toplant›lar›nda ise, çocuklara ‘sürdürülebilirlik bilinci’ni nas›l verece¤iz, sürdürülebilirlik e¤itimi nas›l olmal› tart›flmalar› en popüler konular aras›nda idi.. Çocukların eğitimi Alman Hükümetince yay›mlanan, 10. Çocuk ve Gençlik Raporu’nda; çocuklara ve gençli¤e verilecek desteklerde, onlar›n kendi yaflamlar›n›n özneleri olarak alg›lanmas› için ça¤r› yap›lmaktad›r. Ayr›ca ayn› raporda çocu¤un ba¤›ms›z olarak gerçek ile kuraca¤› iliflkisinin önemi vurgulanmakta. Bu mesajlar›n anlam› nedir? Biz yetiflkinlerin çocuklar› özgür bireyler olarak görmedi¤idir. Çocukluk dönemi insan hayat›nda geçici bir dönem olarak görüldü¤ünden, bu dönemde çocuklar›n gerçek istekleri ve ihtiyaçlar›n› anlamak yerine, onlara gelece¤in yat›r›mlar› fleklinde yaklaflt›¤›m›zd›r. Dolay›s› ile bu görüfl; çocuklar›n istek ve ihtiyaçlar›n›n ne oldu¤unu anlamaya çal›flmaktan çok, onlar› hedefledi¤imiz flekilde yetifltirece¤iz diye istismar etti¤imiz gerçe¤idir. Çocuklar›n -kendi hayatlar›n›n biçimlendirilmesine aktif olarak kat›labilmeleri ve sürdürülebilir, sa¤l›kl› bir çevre yaratmak için gerekli bilgi ve becerileri kazanmalar›nda e¤itimin rolü çok önemli. Çevre eğitiminde yaklaşımlar Bugün ve gelecekte sa¤l›kl›, mutlu ve çevresel aç›dan sürdürülebilir bir toplum, birincil amac›m›z ise çocuklar›m›z› nas›l e¤itece¤iz? Nas›l bir e¤itim ortam› haz›rlamal›y›z ki, çocuklar içinde yaflad›klar› dünyay› bir bütün olarak alg›las›n, do¤ay›, ekosistemleri, çevre sorunlar›n› kendi bak›fl aç›lar›n› yaratarak yorumlay›p biçimlendirebilsin? 2000‘li y›llarda, Birleflmifl Milletler toplant›lar›nda al›nan ortak kararlar do¤rultusunda, tüm ülkeler ilkö¤retim ve lise e¤itim müfredat programlar›na sürdürülebilirlik e¤itimini ekledi. Örne¤in Romanya, çevre bilincinin artmas› için, ayr› bir ders yerine e¤itim süreci içinde çevre sorunlar› ve çevre korumay› disiplinleraras› ele alma stratejisi gelifltirdi. Türkiye’de art›k, Milli E¤itim bakanl›¤› aktif ö¤renme yöntemlerini teflvik ediyor. Geçmiflte e¤itim, önceden belirlenmifl bir bilginin konulara bölünmüfl ve yaflamdan soyutlanm›fl halde verilerek sindirilmesinden ibaretti. Bugün ise çocuklar›n gerçek yaflama bizzat kat›larak REC TÜRKİYE ARŞİVİ YARININ BÜYÜKLERİ: REC Türkiye'nin Yeşil Kutu eğitim seti, beş ilköğretim okulunda denendi. REC Türkiye tarafından desteklenen bir eğitim çalışmasında öğrenciler kendilerini doğadaki canlıların yerine koyarak doğa ile ilişkilerini kavrıyor, (sağda üstte). Yeşil Adımlar Çevre Eğitimi Derneği İstanbul Fener-Balat'taki ilköğretim okullarında atıklar konusunda bilinçlendirme eğitimi yürütüyor, (sağda altta). yeşil UFUKLAR | NİSAN - HAZİRAN 2007 | 18 17-21InsightYU.qxd:11-15InsightGH3.4 7/4/07 10:37 AM Page 19 çevre eğitimi | M E R C E K Çevre eğitimi için ortak kararlar Çevre e¤itimi, dünyan›n gündemine 1975’te UNESCO taraf›ndan gelifltirilen gelecek kuflaklar›n çevre hakk› kavram›n›n tan›t›lmas› ile bafllad›. Birleflmifl Milletler ve di¤er uluslararas› a¤lar›n toplant›lar›nda sürekli gelifltirilmekte. 1977 de Tiflis deklarasyonu ile çevre e¤itimi ilkeleri ve hedefleri üzerinde ilk ortak uluslararas› kararlar al›nm›flt›. 5 kategoride s›ralanan e¤itim: fark›ndal›k, bilgi, tav›r, çözüm becerisi ve kat›l›mc› bir birey olabilme olarak s›ralanm›flt›. Daha sonra günümüze kadar bu ilkeler sabit olmak üzere zaman içinde öncelikler de¤ifltirilmifl ve çeflitlilik kazand›r›lm›flt›r. 80’li y›llardaki toplant›larda “çevre e¤itimi-vatandafll›k e¤itimi iliflkisi” vurgulanm›fl, 90’larda ise “çevre eti¤i” kazand›r›lmas› öncelik olmufltu. Günümüzde “çevre” yerine “sürdürülebilirlik” kavram›n›n ele al›nmas› a¤›rl›kl› olarak öneriliyor. Çevre eğitiminde STK’ların rolü Çevreci sivil toplum kurulufllar› 1990’larda genellikle çevre e¤itimi projesi yapt›klar›nda bu proje okul program›ndan ba¤›ms›z bir yan etkinlik fleklinde gelifltirilirdi. Ö¤retmenlere hizmet-içi e¤itim verilmesi, çevre konular›nda seminer ve toplant›larla ö¤retmenlerin desteklenmesi, herhangi bir çevre konusunun örne¤in su israf›n›n ele al›narak bu konuda yaz›l› materyal haz›rlan›p okullara da¤›t›lmas› gibi çal›flmalar vard›. Günümüzde, çocuklara yönelik çevre e¤itimi çabalar› hem içerik, hem yöntem aç›s›ndan çok daha çeflitlili¤e ulaflt› hem de soyut teorik bilgiler d›fl›nda somut çal›flmalarla çevre e¤itimi desteklenir oldu. Bir çevre e¤itimi çal›flmas› yap›l›rken gerek resmi gerek sivil kurulufllarla iflbirli¤i, ortak tav›r alma giderek art›yor. Yeflil Ad›mlar Çevre E¤itimi Derne¤i olarak 1999’da, bat› Toroslarda Do¤al Hayat› Koruma derne¤inin kardelen çiçe¤i ile ilgili projesine destek vermek için bir kampanya bafllatt›k. ‹nternet üzerinden yapt›¤›m›z duyuruda, çocuklara yönelik do¤a, çevre ile ilgili çocuk kitaplar›n›n listesini yay›nlad›k. Yap›lan kitap ba¤›fllar› ile bölgedeki 13 köy okuluna çevre e¤itimi kitapl›¤› oluflturduk. Benzer bir çal›flmay› 2004 y›l›nda bat› Karadeniz’de gerçeklefltirdik. WWFTürkiye’nin Küre da¤lar› Milli Park› do¤a koruma çal›flmalar›na destek olmak üzere, bölgedeki köy okullar› için “Çevre e¤itimi” kitab› haz›rlay›p da¤›tt›k. Bu tür çok yönlü çal›flmalar, çevre sorunu etraf›nda sadece yetiflkinlerin de¤il, çocuklar›n da kat›larak toplumun her kesiminde çabalar› paylaflarak birlikte ö¤renmeyi sa¤l›yor. Ayr›ca disiplinler aras› bir yaklafl›mla çevre bilincini daha etkin desteklemek mümkün. Yeflil Ad›mlar Derne¤inin 6 y›ld›r bir program olarak uygulad›¤›, resim ö¤retmenleri ile yap›lan bir çal›flma var. “At›k Sanat olunca” isimli bu projede resim ö¤retmenleri sanat dersinde ö¤rencilerle birlikte verilen çevre ile ilgili istatistikleri inceliyorlar, slogan cümleleri yarat›yorlar ve okullar› için çevre ile ilgili posterler tasarl›yorlar. Türkiye’de çevre e¤itimini desteklemek için yeterince yaz›l› materyal üretilmemekte. REC gibi kurulufllar hem “Yeflil Kutu” gibi paket programlar› sunarak, hem ö¤retmenlere rehber kitaplar, çocuklara destek olabilecek yay›nlar, afifller gibi birçok yaz›l› materyalle bu çabalar› destekleyebilir. Önümüzdeki e¤itim y›l› için, Yeflil Ad›mlar Derne¤i olarak tüm Akdeniz ülkelerinin çevre e¤itimcileri ile biraraya gelerek haz›rlad›¤›m›z, hem çocuklara hem e¤itmenlere yönelik “Akdenizde Su” isimli bir kitap yay›nlayaca¤›z. Su ile ilgili tüm konular› çevre perspektifinden ele alan, hem bilgi veren hem de çeflitli etkinlikler öneren bir kitap. Su konusunda, hem ilkö¤retim hem lise ö¤rencilerinin yararlanabilece¤i kapsaml› bir kaynak sa¤lanm›fl olacak. Ayr›ca bu kitap günümüzde, M›s›r’dan, Portekiz’e kadar tüm ülkelerde ayn› içerikle kendi dillerinde bas›lm›fl durumda. Küresel Is›nma, At›k sorunlar›, Biyolojik Çeflitlilik gibi konularda da ayn› tür çal›flmalara ihtiyaç var. Yetiflkinler ve çocuklar ayn› yaflam gerçekli¤ini farkl› farkl› alg›lar, deneyimlerler, farkl› yorumlarlar ve farkl› bak›fl aç›lar› gelifltirirler ve gösterdikleri tepkiler de farkl› olur. Bu sebeple, gerçek yaflam durumlar›n›, bir pedogojik çerçeveye dönüfltürmeden önce: bunlar›n çocu¤un yaflam›yla iliflkisi; çocuklara ve yetiflkinlere etkileri; çocuklar›n haklar›n›, ç›karlar› ve ihtiyaçlar›n› hangi ölçüde etkileyece¤i ve; çocuklar›n geliflimi için hangi olas›l›klar› içinde bulundurdu¤unu iyi incelemek gerekir. Ne istiyoruz? Çocuklar›n çevre korumada kiflisel sorumluluk ve sosyal beceriler kazanmalar›n› istiyoruz. Bu ikili bak›fl, kiflisel otonomi veya öznelli¤in -ancak farkl›, merak uyand›ran, ço¤unlukla çeliflkili, ama her zaman baflkalar› ile iletiflim ve iliflki içinde- sosyal ba¤larla- geliflece¤i gerçe¤idir. “Eskiden, “ifllenen konunun” ve “içeri¤in” mant›¤› ba¤lamlar›ndan kopar›l›r ve “de¤ifltirilemez” olarak sunulurdu; bu bilgi yetiflkinden çocuklara tek yönlü olarak aktar›l›rd›. Bu metod art›k süreçleri yönlendirmiyor; k›lavuz art›k “dünyadaki tutumlar” E¤itim süreçleri kopyalama süreçleri de¤ildir, yap›m süreçleridir. Dolay›s› ile çevreci bir e¤itim de, sürdürülebilir bir dünya yaratmak için kendi kendini e¤itme sürecidir ve varolan durumlar d›fl›nda kalmaz, hiçbir zaman tamamlanm›fl say›lmaz, iletiflim ve karfl›l›kl› etkileflim ile ortaya ç›kar. ______________ Gülru Hotinli, Yeşil Adımlar Çevre Eğitimi Derneği 19 Q YEŞİL ADIMLAR ARŞİVİ REC TÜRKİYE ARŞİVİ toplum kurulufllar›n›n yo¤un çabas› ile hemen her okulda çevre klübü etkinli¤i olarak ilk kez ö¤rencilerle barajlar›n ekolojiye zararlar› incelenmifl ve tart›fl›lm›flt›. ‹stanbul’da Darüflflafaka okulu ö¤rencileri, okul çevresinde hava kalitesini ölçme, bölgedeki su kaynaklar›n› inceleme gibi etkili çal›flmalar yapmakta. Q ve ba¤lam içinde ö¤renerek, kendilerini gelifltirmeye cesaretlendirilmesi hedeflenmekte. Dünyadan birkaç çevre e¤itimi uygulamas›na bakal›m. 2003’te Norveç’te yap›lan Genç Gündem 21’in konusu ‘çevre/do¤a koruma’ idi. Türkiye’den bir grup ilkö¤retim ö¤rencisinin de kat›ld›¤› toplant›da çeflitli ülkelerden çocuklar çevre hakk›, kararlara kat›lma talepleri ve okullar›nda uygulad›klar› çevre e¤itimi projelerini paylaflt›lar. Türkiye’den kat›lan grup okullar›n›n yemekhanesinde her gün tabakta b›rak›lan yemek art›klar›n› tartarak ve yine yemekhanede israf edilen yemek at›klar›n›n miktar›n› duyurarak bir çal›flma yapm›fl, y›l sonu israf› en aza indirmifllerdi. Hindistan’da su k›tl›¤›na karfl›, ilkö¤retim okullar›n›n çat›lar›nda ya¤mur suyunu biriktirmek üzere ülke çap›nda gerçeklefltirilen bir projenin her safhas›na ö¤renciler aktif olarak kat›ld›lar. Ayr›ca, bat›da gelifltirilmifl birçok paket e¤itim program› denenmekte. ‹ngilizler radikal tav›rlar› ile ifle bir yönerge ile bafllam›fllard›. ‹ngiliz e¤itim bakanl›¤› bir tamim ç›kararak her okulun bölgede bir çevre örgütünün aktif üyesi olmas›n› program›na ald›. Almanlar, çocuk ve gençlik meclislerinde çevrenin ele al›nmas›, çevre sorunlar›n› okullarda örgütlenen çevreci ö¤renciler taraf›ndan ele al›nmas› ve çözümü için çal›flmalar›n› destekleyen programlar gelifltirdiler. ‹talya’da Belediyeler ve okullar, ortak çevre koruma projeleri yapmakta. Fas, Tunus ve M›s›r, okullarda çevre klübü kurulmas›n› milli e¤itim programlar›na ald›. M›s›r’da Assuan baraj› halk aras›nda olmazsa olmaz fleklinde önemseniyor, M›s›r’da halk aras›nda baraj elefltirilemez tabu bir konuyken, 2004 y›l›nda sivil | NİSAN - HAZİRAN 2007 | yeşil UFUKLAR 17-21InsightYU.qxd:11-15InsightGH3.4 MERCEK 7/4/07 10:37 AM Page 20 | çevre ve siyaset Çevre ve enerji verimliliği gibi hepimizi ilgilendiren ve geleceğimizi etkileyen konularda partilerin artık somut politikalar üretmesi gerekiyor Çevreden muaf siyaset K Nafiz Güder ›sa bir süre sonra, 22 Temmuz 2007’de, erken genel seçimler yap›l›yor. Bu, Türkiye’nin en yüksek yasama organ›nda görev yapacak, dolay›s›yla Türkiye’nin her türlü politikas›nda a¤›rl›kl› rol oynayacak 550 milletvekilinin ve Meclis içinden ç›kacak olan hükümetin tayin edilmesi demek. Siyasetin en önemli aktörleri olan siyasî partiler de, do¤al olarak, yönetimine talip olduklar› ülke için k›sa ve orta vadeli vizyonlar›n›, hayâllerini, program ve stratejilerini, seçmenlere sunarak ve onlara iyi bir gelecek vaad ederek seçmenlerden oy talep ediyor. Gerek son y›llarda giderek artan çevre bilinci, sürdürülebilir ve müreffeh bir gelecek ile çevre aras›ndaki do¤rudan ba¤lant›n›n giderek daha iyi kavranmas›; gerek küresel iklim de¤iflikli¤i gerçe¤inin, farkl› sektörlerin yan› s›ra h›zl› bir biçimde günlük yaflamlar›m›z› da etkilemeye bafllamas›, bir ülkenin yönetimine talip olan siyasi partilerin de, sa¤l›kl› ve sürdürülebilir bir çevre hedefine, programlar›n›n üst s›ralar›nda yer vermelerini gerektiriyor; en az›ndan böyle olmas› bekleniyor. Peki, 23 Temmuz’da iktidar olmay› hedefleyen siyasî partilerin vizyon ve programlar›, bu gereklilikle örtüflüyor mu? Siyasî parti programlar›nda çevre nas›l bir önceli¤e sahip? Parti programlar›ndaki di¤er temalarla ne derece örtüflüyor? Partilerin çevre konusundaki yaklafl›m› nedir? Bundan k›sa bir süre önce, akademik ünvan› da olan bir milletvekili ile sohbet ederken, “hocam sizin için en öncelikli sorun çevre olsa idi, bu seçimlerde oyunuzu kime verirdiniz?” sorusunu yönelttim. K›sa bir duraksamadan sonra ald›¤›m yan›t, “bizim partiye verirdim,” oldu. Söz konusu partinin çevreye bak›fl›n›n di¤er partilerden pek farkl› olmad›¤›n› bildi¤imden, bu tercihin nedenini sordu¤umda ald›¤›m yan›t ise, “çünkü hiç bir partinin do¤ru dürüst bir çevre politikas› yok; en az›ndan bizim partinin iyi bir program› var, o yüzden bize verirdim,” oldu. Asl›nda yukar›daki konuflma, siyasetin çevreye bak›fl› hakk›nda kayna¤›ndan bir ipucu veriyor olsa da, biz sorular›m›z›n yan›tlar›n› bulmak ve iktidar oldu¤u takdirde, Türkiye’nin sorunlar›n›, bu arada çevresel sorunlar›n› da çözmek durumunda olan siyasetin zihniyetinin bir fotograf›n› çekmek için, hem partilerin web siteleri hem de bas›nda ç›kan haberler vas›tas›yla, siyasî yelpazenin farkl› kanatlar›nda bulunan ve seçime kat›lacak partilerden yaklafl›k on beflinin seçim programlar›n› ve vaadlerini inceledik. Yok aslında farkımız ‹lk bak›flta birbirinden farkl› siyasî çizgileri olan partilerin, çevre konusunda ortak iki noktada bulufltuklar›n› saptamak mümkün. Birinci olarak, 2002 genel seçimleri öncesinde çevre konusunda kullan›lan söylem ile, 2007 programlar›ndaki söylemler aras›nda pek bir de¤ifliklik görülmüyor. Hemen belirtmek gerekir ki, yak›n geçmiflte iki partinin birleflmesiyle oluflan bir partinin, sadece çevre de¤il, bu sat›rlar yaz›ld›¤› s›rada henüz bir seçim program› da bulunmuyordu. Seçimlere kat›lacak partilerden üçünün program›nda ise çevre ile ilgili bir bilgi yok. Kimi partilerin program›nda ise, çevre alan›na de¤inilmifl olmakla birlikte, hem çevreyi hem de ülkenin kalk›nmas›n› yak›ndan ilgilendiren madencilik, sanayi gibi sektörlere neredeyse hiç de¤inilmedi¤i görülüyor. Oysa biliyoruz ki, befl y›ll›k süre içinde gerek AB müktesebat›n›n çevre alan›nda getirdi¤i koflullarla, yine AB ile uyumun bir parças› olarak sanayi ve ticaTBMM.GOV.TR KOMİSYON GÖREV BAŞINDA: Çevre yönetimi, TBMM Çevre Komisyonu’nun yanı sıra bütün milletvekillerini ilgilendiren öncelikli bir alan. yeşil UFUKLAR | NİSAN - HAZİRAN 2007 | 20 17-21InsightYU.qxd:11-15InsightGH3.4 7/4/07 10:37 AM Page 21 çevre ve siyaset | M E R C E K Madalyonun öbür yüzü Çevrenin siyaset ile dolayl› iliflkisine bakt›¤›m›zda ise, yine bugüne kadar olandan farkl› bir tablo görmek mümkün olmuyor. Yukar›da de¤indi¤imiz gibi, çevrenin di¤er sektörlerden ba¤›ms›z bir sorun alan› gibi alg›lan›yor olmas›, kalk›nma ve toplumsal hizmetlere yönelik projelerin çevre alan›ndan kopukmufl gibi tasarlanmas›na neden olabiliyor. Bunun kaç›n›lmaz bir sonucu olarak, bir yandan daha müreffeh bir toplum ve daha varl›kl› bir ülke vaadleri verilirken, bu projelerin hem do¤al kaynak kullan›m› boyutunda hem de at›klar›n bertaraf edilmesi boyutunda do¤al çevre üstünde yarataca¤› bask› ve tahribat ölçülmüyor. Bir di¤er deyiflle kalk›nman›n gerçek maliyeti göz ard› ediliyor. ‘Mazotun fiyat›n› yar› yar›ya indirme,’ (ya da 1 YTL’ye düflürme) vaadleri, kula¤a pek hofl gelse de, motorin tüketiminin art›fl› ile karbon sal›mlar›n›n artacak olmas›, böyle bir uygulaman›n çevre üstündeki ilk ve en do¤rudan sonucu olabilir. Pompa sat›fl fiyat›n›n yaklafl›k %75’i vergi olan motorinden elde edilen vergi geliri a盤›n› kapatmak için ise hangi kaynaklar›n kullan›laca¤›n› ve bunun ne tür çevresel tahribatlar yaratabilece¤ini kestirmek zor. Örne¤in ‘daha ucuz ve güvenli bir enerji arz› sa¤lanacakt›r,’ ifadesinden, bu ucuzlu¤un, verimlili¤in art›r›lmas›yla m› sa¤lanaca¤›, yoksa kömürle üretim yapan termik santraller gibi a¤›r çevresel maliyetleri olan yöntemlere mi baflvurulaca¤› aç›klanm›yor. Baflka seçim programlar›ndaki, ‘turizm yat›r›mlar›, bölge gelifltirme anlay›fl› içinde, yabanc› sermayenin cezbedilmesinde baflvurulacak önemli alanlardan biri olarak de¤erlendirilecektir,’ ya da, ‘...turizm gelirlerimiz art›r›lacakt›r. Bu amaçla, özellikle turizm bölgelerindeki kamu arazi ve tesisleri bedelsiz tahsis edilecektir,’ ifadeleri ise, k›y› sahalar›n›n, ormanlar›n, do¤al bitki örtülerinin turizm yat›r›mlar› u¤runa gözden ç›kar›labilece¤i endiflesini do¤uruyor. Çevre oy getirir mi? Bu noktada akla flöyle bir soru gelebilir: çevreyi öncelikli alan olarak kabul eden ve di¤er bütün sektörlere iliflkin politikalar› çevreyi referans alarak belirleyen bir siyasî partinin, Meclis’e girecek kadar oy almas› ve program›n› hayata geçirme f›rsat› yakalamas› mümkün mü? Geçmifl y›llarda siyaset hayat›m›zda izledi¤imiz Yefliller Partisi deneyimi, bunun –o dönemin koflullar›nda— mümkün olmad›¤›n› gösterse de, seçmen taban› genifl merkez bir parti, çevre yanl›s› bir politika benimsedi¤inde sonucun nas›l olabilece¤ini bu örne¤e bakarak kestiremiyoruz. Zaten seçmenlerden ya da sivil toplum kurulufllar›ndan bu yönde ciddi bir talep de görmüyoruz. K›sacas›, seçimlere haz›rlanan siyasî partilerin programlar› ve özel olarak da bu programlardaki çevreyle ilgili maddeler; bir bölümü müzminleflen ya da küresel nitelik tafl›yan çevre sorunlar›n›n çözülmesi ya da azalt›lmas›; do¤al kaynaklar›n sürdürülebilir kullan›lmas›, temiz, yenilenebilir enerji kaynaklar›na öncelik verilmesi, enerji verimlili¤inin art›r›lmas›, tür ve habitat varl›¤›n›n korunmas› ve gelifltirilmesi, kat› at›k yönetimi gibi konularda, 23 Temmuz 2007 ve sonras›nda, bizi bugün içinde bulundu¤umuz koflullardan daha iyi koflullara tafl›ma güvencesi vermiyor ne yaz›k ki. 21 | NİSAN - HAZİRAN 2007 | yeşil UFUKLAR Q sa¤lanaca¤›na iliflkin bir bilgi verilmedi¤inden, bugüne kadarki uygulamalardan nas›l bir fark ortaya konulaca¤› da anlafl›lam›yor. G dille ilgili bir di¤er ilginç nokta da, çevre konusundaki programlar›n gelecekte bir zamanda (muhtemelen iktidar olunmas› durumunda) yap›lacak bir ifl olarak ifade edilmesi. Yani, programlardaki söylemler, partilerin tasarlad›klar› (ya da uygulad›klar›) çözümler üstüne kurulu de¤il. Oysa, çevreyi ciddiye alan bir partinin, meclise giremese de, ya da iktidar olamasa da, çevre konusunda somut politikalar üretmesi, bunu toplumla paylaflmas› ve di¤er siyasî aktörlere bu yönde bask› yapmas› önünde bir engel yok. Tam tersine, hem çevre hem de di¤er alanlarda somut politikalar üretmek, ülke yönetimine tâlip olan siyasi aktörlerin zaten öncelikli bir görevi de¤il mi? G kimi partiler (ki içlerinden biri asl›nda çevre alan›na en kapsaml› yaklaflan programlardan birine sahipken) ise dil konusunda daha da farkl› bir tarz benimseyerek, belirledi¤i çevresel hedeflere ulaflmak için kendinin yapacaklar›ndan ve taahhütlerinden söz etmek yerine, baflkalar›n›n neler yapmas› gerekti¤ini anlat›yor, yapmas› gerekenleri üçüncü flah›slardan bekliyor. Bu haliyle de, asl›nda iktidara tâlip olmad›¤› gibi bir izlenim uyand›r›yor. Bütün bu saptamalar› s›ralad›ktan sonra, siyasetin, 2007 seçimleri öncesinde çevrenin gelece¤i aç›s›ndan pek de umut vaad eden bir tablo çizmedi¤ini söyleyebiliriz. Bu noktada akla, “peki parti programlar› di¤er sorunlar konusunda somut çözümlere yer veriyor mu?” sorusu gelebilir elbet. Böyle bir sorunun yan›t›n› aramak bu yaz›n›n s›n›rlar›n›n çok ötesinde olmakla birlikte, parti programlar›n›n asl›nda di¤er sorun alanlar›nda da somut öneriler sunamad›¤›n› söylemek mümkün. Oysa Türkiye’de çevre konusunda giderek daha bilinçlenen, gelecekten kayg› duyan –ve önemli bir k›sm› da seçmen olan— bir kitle, siyasetin hamasî konuflmalar, gövde gösterileri, içi doldurulmam›fl vaadlerden oluflan k›s›r ve ‘kozmetik’ bir düzeyin çok daha ötesinde bir düzeyde yap›lmas› gerekti¤ini düflünüyor olsa gerek. Baflta küresel iklim de¤iflikli¤inin durdurulmas› ve Kyoto sözleflmesinin imzalanmas› için yap›lan eylemler olmak üzere, Türkiye’de çevre ad›na yap›lan sivil giriflimler bunun bir iflareti. Bilinçli seçmenin talepleri karfl›s›nda, örne¤in çevre, örne¤in engelli haklar›, ayr›mc›l›¤› önleme, enerji verimlili¤i, gençlik politikalar› gibi, somut, hepimizi ilgilendiren ve hepimizin gelece¤ini etkileyen konularda siyasî partilerin art›k somut politikalar üretmesi gerekiyor. Q rette rekabet gücünün art›r›lmas› için yükselen çevresel standardlar; gerek küresel iklim de¤iflikli¤inin t›rmanan bir kriz niteli¤ine dönüflmesi, çevre alan›na bak›fl›n 2002’ye k›yasla oldukça farkl›laflmas›n› gerektiriyor. ‹kinci saptama ise, partilerin çevre ile ilgili hedef ve vaadlerinin genel geçer hatlarla çizilmifl olmas› ve hemen hepsinin birbirine benzemesi. Partilerin seçim programlar›n› (ya da beyannamelerini, ya da pusulalar›n›) biraz daha ayr›nt›l› inceledi¤imizde flu saptamalar› yapabiliyoruz: G parti programlar›ndaki çevre ile ilgili maddelere bak›ld›¤›nda, çevresel sorunlara samimi çözüm bulmaktan çok, çevre konusunun ‘ihmâl edilmemifl’ oldu¤unu göstermek gibi bir kayg›yla kaleme al›nm›fl olduklar› izlenimi edinmek mümkün. G bu izlenimi destekleyen göstergelerden biri zaman zaman çevre ile ilgili kavramlar›n hatal› kullan›lmas›, erozyon yerine erezyon gibi. G çevre sorunlar›n›n kayna¤› olarak, kimi zaman teknoloji, kimi zaman geleneklerimize uygun olmayan yaflam biçimleri, kimi zaman da karfl›t siyasî görüflün ihmâl ve beceriksizli¤i gösterilirken; çevre sorunlar›n›n, teknik uygulamalarla, yasaklamayla, arazi planlamas›yla, denetim ve cezaland›rma gibi zab›taî ve hukukî önlemlerle giderilebilece¤i izlenimi veriliyor. G bütün partiler, çevreye ayr› bir ‘sektör’ olarak yaklafl›yor. Yani, bir yanda, e¤itim, sanayi, sa¤l›k, tar›m, turizm, madencilik gibi kalk›nmaya ve toplumsal hizmetlere iliflkin sektörler varken; çevre koruma ve çevre yönetimi de, bu sektörlerden biri gibi de¤erlendiriliyor. Oysa çevrenin bütün sektörlerle içi içe geçmifl kapsay›c› ‘tabiat›’, ayr› bir sektörmüfl gibi ele al›nd›¤›nda gerçekçi olmaktan uzaklafl›yor. G kapsay›c› tabiat›yla; enerji baflta olmak üzere hem bütün sektörlerden etkilenen hem de bütün sektörleri etkileyen niteli¤iyle çevre, öncelikli bir madde olmas› gerekirken, çevre ile ilgili görüfller parti programlar›n›n alt s›ralar›nda yer al›yor. G partilerin önemli bir k›sm›n›n program›nda, çevreyi, insan sa¤l›¤›n›, üretim kârl›l›¤›n› ve tar›m alanlar›n›n sürdürülebilirli¤ini do¤rudan ilgilendiren ziraî ilaçlama ve gübreleme konusuna hiç de¤inilmiyor. G çevre ve sürdürülebilirlik konusunda yaz›lm›fl olan ifadelere gelince, bunlar›n da vaad düzeyinde kald›¤›n›, a¤›rl›kl› olarak ‘nas›l’ bir çevre hedeflendi¤i üstünde durulmakla birlikte, bu hedeflere ulaflabilmek için ‘neler’ yap›laca¤›na (ya da nelerin yap›lmamas› gerekti¤ine), hedeflere ‘nas›l’ ulafl›laca¤›, hangi yöntemlerin izlenece¤i konusunda bir ipucuna rastlanm›yor. Örne¤in küresel iklim de¤iflikli¤inin ciddi bir tehlike oldu¤unun alt›n› çizen programlarda, ne Türkiye’nin bir an evvel Kyoto Protokolü’nü imzalamas›na, ne de Kyoto’ya alternatif yöntemlerin hayata geçirilmesine iliflkin bir ifade görülmüyor. Ya da baflka bir programda, ‘maden ürünleri üretiminde, çevreye zarar verilmemesine büyük özen gösterilece¤i’ ifade edilirken, bunun nas›l 22-28RECBulletinYU.qxd:23-26RECBulletinGH3.4 R E C B Ü LT E N İ 7/4/07 10:42 AM Page 22 | yeşil kutu Eğitimde yeni yaklaşımlar 1940’lardan beri ilk defa bütünsel bir yaklafl›mla, uluslararas› karfl›laflt›rmalar yap›larak Türkiye’de haz›rlanan yeni yeşil UFUKLAR | NİSAN - HAZİRAN 2007 | 22 müfredat›n temelinde çocuklara sekiz ortak becerinin kazand›r›lmas› amac› yat›yor: elefltirel düflünme, problem çözme, bilimsel araflt›rma, yap›c› düflünce, giriflimcilik, iletiflim, bilgi teknolojilerini kullanma ve Türkçe’yi güzel kullanma. Bilgi toplumu bireylerinin ortak becerilerinden olan problem çözme, ba¤›ms›z düflünme, karar verme, düflüncelerini aç›klama, iletiflim kurma ve veriye dayal› tahminde bulunma Türk e¤itim sisteminin belirledi¤i yeni hedeflerdir ve bunlar›n ülkemizde e¤itim standardlar›n›n yükselmesine katk›da bulunaca¤› düflünülmektedir. Tahmin edilebilece¤i gibi bu hedeflerle yola ç›kan bir sistemde; sorgulayan, bilgi yükü yerine ö¤renme yöntemine e¤ilen, iklim de¤iflikli¤i, çölleflme, su tüketimi, kirlilik gibi evrensel konulara hassasiyet gösteren, merak ve heyecanla ö¤renme zevkine sahip, bilimsel alanlar›n yan›nda duygusal, sanatsal ve psikomotor geliflimleri de önemseyen, problemlere çözüm bulan, sorumluluk alan ve ekip çal›flmas›na yatk›n ö¤rencilerin yetiflmesi ihtimali de art›yor. E¤itim sistemimizde yukar›da anlat›lan geliflmeler sa¤lan›rken di¤er yandan da özellikle ö¤retmenler taraf›ndan ‘kaynak yetersizli¤i’ konusunda yak›nmalar oldu¤u görülüyordu. 4 ilâ 8. s›n›f aras› tüm branfl ö¤retmenlerinin çevre e¤itimi alan›nda ö¤rencilerine rehberlik yaparken kullanabilece¤i, interdisipliner bir multimedya e¤itim seti olan Yeflil Kutu’nun Türk e¤itim sisteminde ‘kaynak materyal’ olarak yerini almas› için gerekli ad›mlar iflte böyle bir ortamda REC taraf›ndan at›ld›. Daha önce birçok Avrupa ülkesinde baflar›yla kullan›lm›fl olan, çevre sorunlar›n›n evrensel olmas› gerçe¤inden yola ç›karak gezegendeki tüm çocuklara çevre konular›nda ortak mesajlar›n verildi¤i; bu mesajlar›n etkinliklerle, canland›rmalarla, çizgi filmlerle, oyunlarla ve etkileflimli görüntülerle aktar›ld›¤› Yeflil Kutu e¤itim 1 2 3 REC TÜRKİYE ARŞİVİ az›rl›klar› 2001 y›l›nda bafllayan ve ilk defa 2004 y›l›nda Polonya’da uygulamaya konan Yeflil Kutu projesinin bir kaç y›l içinde Orta ve Do¤u Avrupa’daki birçok ülkeye yay›lmas› flafl›r›lmayacak bir geliflme olsa gerek. UNESCO’nun 2005-2014 y›llar›n› ‘Sürdürülebilir Kalk›nma için E¤itim On Y›l›’ ilân etmesi, REC’in çevre e¤itimi alan›ndaki hassasiyetinin ne kadar do¤ru bir zamanda ortaya ç›kt›¤›n›n ve bu konunun küresel ölçekte dikkate de¤er oldu¤unun önemli bir göstergesi. Polonya’da hâlihaz›rda e¤itim sisteminin kal›c› bir bilefleni haline gelen Yeflil Kutu çevre e¤itimi seti, domino etkisi ile Bulgaristan, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Slovenya, Rusya, Azerbaycan’dan sonra Türkiye’ye kadar uzand› ve baflka ülkelere de uzanmaya devam ediyor. REC, zamanlama konusundaki baflar›s›n› Türkiye’deki uygulamas›nda da ortaya koydu. Millî E¤itim Bakanl›¤›’n›n son senelerde ‘müfredat de¤iflikli¤i’ olarak tan›tt›¤› ‘e¤itim felsefesi de¤iflimi’ ile Yeflil Kutu projesinin içerdi¤i, ‘e¤itim felsefesi’nin yaklafl›m› oldukça ortak özellikler sergiliyor. Ayn› dönemde, yani çevre konular›na duyulan hassasiyetin artmas›na karfl›n, ö¤retmenlerin çevre e¤itimi konusunda kaynak yetersizli¤inden yak›nd›¤› günlerde, Yeflil Kutu projesi, REC Merkez ve Türkiye ofislerinin öncülü¤ünde, Kufl Araflt›rmalar› Derne¤i ve Do¤a Derne¤i ortakl›¤›nda tüm h›zla çal›flmalar›na bafllad›. Yeflil Kutu’ya, Millî E¤itim Bakanl›¤› ile Çevre ve Orman Bakanl›¤›, hem bakan hem de uzman düzeyinde ciddî destek sa¤lad›; bu destekler çok yönlü olarak sürüyor. REC TÜRKİYE ARŞİVİ H Şebnem Feriver REC TÜRKİYE ARŞİVİ Eğitimde yeni yaklaşımlar ve Yeşil Kutu REC TÜRKİYE ARŞİVİ Kullanıcılarıyla çok yakında buluşacak olan Yeşil Kutu eğitim seti, Türkiye’nin eğitim sistemine çevre eğitimi alanında önemli bir destek sağlayacak Yeşil Kutu içinde neler var? Yeşil Kutu eğitim setinde, öğretmenler için: öğrenci merkezli, yapılandırılmış ders planları içeren bir el kitabı; öğrenciler için: bilgi ve alıştırma belgeleri, ikilem oyunu, görüntüler, çizgi filmler ve animasyonlar içeren üç buçuk saatlik bir DVD ile etkileşimli tablolar içeren bir CD-ROM bulunuyor. setinin Türkiye flartlar›na uyarlanmas› 2005’in Aral›k ay›nda bafllad› ve yo¤un çal›flmalar sonucunda 2007 ilkbahar›nda tamamland›. 22-28RECBulletinYU.qxd:23-26RECBulletinGH3.4 7/4/07 10:42 AM Page 23 yeşil kutu | R E C B Ü LT E N İ Pilot Okul Uygulamalarından Bir Örnek: Mini Dünya REC TÜRKİYE ARŞİVİ REC TÜRKİYE ARŞİVİ 1. 21 Aralık 2005 tarihinde REC İcra Direktörü, Millî Eğitim Bakanı ile Çevre ve Orman Bakanı’nın hazır bulunduğu Yeşil Kutu Protokol İmza Töreni’ne basın yoğun ilgi gösterdi. 2. 28 Eylül 2005 tarihinde gerçekleştirilen Birinci İzleme Komitesi Toplantısı 3. Komite üyelerine tanıtılan İngilizce Yeşil Kutu eğitim paketi. 4. Pilot okullardan biri olan Karaali Yatılı Bölge İlköğretim Okulu’ndan bir görüntü. 5. Pilot okullar, eğitim paketinin uyarlamasını gerçekleştiren Çalışma Grubu ile ziyaret edildi. Yeşil Kutu denemede Uyarlama çal›flmalar›na ›fl›k tutmak amac›yla befl ilkö¤retim okulunda Yeflil Kutu e¤itim setinin küçük bir bölümü ile pilot uygulamalar gerçeklefltirildi. Bu çal›flmalar sonunda ö¤retmenlerden al›nan geri bildirimler, projenin do¤ru yolda ilerledi¤inin sa¤lam bir göstergesi oldu. Pilot uygulamaya kat›lan ö¤retmenlerin %96’s›, ‘etkinlikler ö¤rencileri düflünmeye ve sorgulamaya yönlendirdi’; %92’si ‘etkinlikler ö¤rencilerin günlük yaflant›lar› ile iliflkiliydi’; ve %85’i ‘ö¤renciler Yeflil Kutu çal›flmalar›na etkin bir flekilde kat›ld›’, görüfllerini dile getirdi. Uygulamada görev alan ö¤retmenlerin %92’si Yeflil Kutu’nun e¤itim anlam›nda kendilerine yeni aç›l›mlar sa¤lad›¤›n›, ilham kayna¤› yaratt›¤›n› ve çevre koruma alan›nda meslekî kapasitelerini gelifltirdi¤ini ifade etti. Pilot uygulamada ö¤retmenler ço¤unlukla su konusunu ifllemeyi tercih etti. Suyun gündelik hayat›m›zdaki yeri düflünülecek olursa çocuklar›n da bu seçimden kendi gündelik hayatlar› için ç›kar›mlar yapmalar› gayet normaldi. Su konusunda ö¤retmenlerin Yeflil Kutu e¤itim setinden aktard›klar› ile çocuklar yeni giriflimler bafllatt›. Örne¤in su konusunu fliirlerine dize yapt›lar; deneyimlerini arkadafllar› ile paylaflt›lar. Yeni dönem için eğitimler Yeni müfredat› heyecanla karfl›layanlar›n yan› s›ra, aflama aflama uygulamaya konulan sisteme elefltiri yöneltenler de az›msanmayacak say›da. Elefltirilerden biri, gelifltirilen müfredat›n etkin olarak uygulanmas›n› sa¤layacak ö¤retmenlere gerekli meslekî e¤itimlerin sa¤lanmamas› olmufltur. Ezber ve bilgi yükü sistemini bir kenara b›rakt›ran yeni e¤itim felsefesi, ö¤retmenlere hayat görüfllerini tamamen de¤ifltirerek ö¤renme sürecinde kendilerini çocuklar›n lideri olma konumundan ç›kar›p, çocuklarla ortak olma konumuna sokuyor. Bu geliflmeler oldukça anlaml› olmakla beraber uygulaman›n mümkün k›l›nabilmesinin ciddi bir altyap› gerektirdi¤i flüphe götürmeyen bir gerçek. Bu gerçekler ›fl›¤›nda Yeflil Kutu projesi kapsam›nda, ö¤retmenlerin kapasite geliflimine katk›da bulunmak ve çevre e¤itimi alan›nda reformist felsefe ile uyumlu çal›flmalar gerçeklefltirmek amac›yla ö¤retmenler için formatör e¤itimleri düzenliyor. Eylül 2007’de Türkiye’nin yaklafl›k 40 ilinden 100 kiflilik bir formatör ö¤retmen ekibi, Yeflil Kutu çevre e¤itimi setinin ve yeni müfredatla uyumlu felsefesinin yayg›nlaflt›r›lmas› için e¤itim alacak ve proje gerçek anlamda hayata geçecek. 2007-2008 e¤itim ö¤retim y›l›nda ö¤retmenler taraf›ndan kaynak materyal olarak kullan›lacak Yeflil Kutu e¤itim setinin, henüz gerçek uygulamas› bafllamadan, Sabanc› Üniversitesi ‹stanbul Politikalar Merkezi’nin E¤itim Reformu Giriflimi projesi kapsam›nda her sene düzenlenen E¤itimde ‹yi Örnekler Konferans›’n›n 2007 uygulamas›nda, yap›lan 636 baflvurunun aras›ndan poster sunumuna hak kazanan 34 çal›flmadan biri olmas› projenin sürdürülebilirli¤i aç›s›ndan projeye katk› sa¤layan tüm e¤itimcileri ümitlendiriyor. Projesi kapsam›nda 2,000 adet Yeflil Kutu e¤itim seti üretilecek; 100 ö¤retmen, formatör s›fat› ile sürdürülebilir kalk›nma için e¤itim ve çevre e¤itimi konular›nda e¤itim alacak ve ald›klar› e¤itimi 1,500 ö¤retmenle daha paylaflacak. Okul say›s› henüz kesinleflmemekle birlikte, yaklafl›k 200,000 ö¤rencinin bu e¤itim seti ile tan›flmas› öngörülüyor. 5 4 Türkân Yamantürk İlköğretim Okulu, 4-B sınıfı öğrencisi Atacan Tütüncüoğlu, Yeşil Kutu ile ilgili deneyimini Yeşil Ufuklar ile paylaştı: “Öğretmenim Sultan Tezcan bize Yeşil Kutu projesini açıklarken ülkemizde 2025’te ciddi su sorunu yaşanacağını, ülkemizin çölleşeceğini, suyu çok dikkatli kullanmamız gerektiğini anlatmıştı. Ben de bu bilgilerden esinlenerek bitkilerin çok az su ile büyüyebileceği bir Mini Dünya oluşturdum. Bunun için önce büyük bir kavanozun dibine 2-3 cm kalınlığında çakıl taşları koydum. Üzerine 5-6 cm kalınlığında toprak doldurdum. Bu toprağa, 26 Mart 2006 tarihinde bitkiler diktikten sonra, bitkileri bir kez sulayıp kavanozun ağzını kapattım. Kavanozun kapağını haftada bir kez bir saat süreliğine açtım. Böylece oluşan “Mini Dünya” kendi suyunu kendi sağlamaya başladı: önce ısınan hava yükseldi, sonra kavanozun camında yoğunlaştı, su damlacıkları oluştu ve tekrar toprağa aktı. Böylece hiç su gerekmeden bitki hızla büyümeye başladı. Aynı tarihte aynı boyda bitkileri normal bir saksıya diktim, haftada iki kez suladım. Her iki bitkinin ısısını düzenli olarak ölçtüm ve Mini Dünya’daki sıcaklığın yaklaşık olarak diğer bitkinin ortam sıcaklığından 2 derece daha yüksek olduğunu gözlemledim. Bitkileri diktikten bir ay sonra karşılaştırdım ve Mini Dünya’daki bitkilerin saksıdakilere göre yaklaşık iki kat daha büyük olduklarını gördüm. Böylece hem su tasarrufu yaptım hem de su sorunu yaşandığında yiyeceklerimizi yetiştirebilmemiz için bir imkân yaratmış oldum. Deneyimi okuldaki arkadaşlarımla paylaşırken kendimi dünyayı kurtaran bir bilim adamı gibi hissettim. Kendimle gurur duydum. Bana bu fırsatı sağlayanlara çok teşekkür ederim.” Şebnem Feriver, REC Türkiye Yeşil Kutu Projesi Koordinatörü 23 | NİSAN - HAZİRAN 2007 | yeşil UFUKLAR 22-28RECBulletinYU.qxd:23-26RECBulletinGH3.4 R E C B Ü LT E N İ 7/4/07 10:42 AM Page 24 | türkiye İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ Çevre Fuarı’nda karbon yönetimi semineri REC TÜRKİYE ARŞİVİ ÇET’07 Çevre Teknolojileri Fuar›, Çevre ve Orman Bakanl›¤› ile Forza Fuarc›l›k A.fi.’nin iflbirli¤iyle 5-9 Haziran 2007 tarihlerinde Kocaeli Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlendi. Fuar› destekleyen kurulufllardan olan REC Türkiye, fuarla paralel olarak gerçekleflen Uluslararas› Çevre Yat›r›m ve ‹flbirli¤i Konferans› kapsam›nda, 7 Haziran günü ‘‹flletmelerde Karbon Yönetimi ve Gönüllü Karbon Piyasalar›’ bafll›kl› uluslararas› bir seminer düzenledi. FutureCamp, OneCarbon, Pioneer Carbon ve ‹STAÇ flirketlerinden temsilcilerin konuflmac› olarak kat›ld›¤› seminer, Türkiye’de karbon yönetimi ve gönüllü karbon piyasalar›na yönelik genifl kat›l›ml› ilk kamuoyu bilinçlendirme çal›flmas› oldu. ÇEVRESEL BİLGİYE İLGİ: Fuarda REC Türkiye'nin düzenlediği seminerin yanı sıra, REC yayınları da ilgi gördü. Seminer kapsam›nda gerçekleflen tart›flmalar›n, baflta kamu ve özel sektör olmak üzere, gönüllü karbon piyasas› sürecinin ülkemizde daha verimli ve etkin bir flekilde kurgulanmas› yönünde önemli katk›lar sa¤layaca¤› öngörülüyor. Bonn’da iklim değişikliği müzakereleri REC Türkiye, Küresel Isınma Komisyonu’nda Birleflmifl Milletler ‹klim De¤iflikli¤i Çerçeve Sözleflmesi’ne (BM‹DÇS) gözlemci konumunda kay›tl› 60 hükümetleraras› kurulufltan biri olan Bölgesel Çevre Merkezi (REC), 7-18 May›s 2007 tarihlerinde Bonn’da gerçekleflen 26. Yard›mc› Organlar (SB26) toplant›s›nda Osamu Mizuno, Maria Khovanskaya ve Yunus Ar›kan’dan oluflan heyetle temsil edildi. REC Türkiye’nin 6. Madde Ulusal Odak Noktas› kapsam›nda elde etti¤i baflar›lar›n ard›ndan, REC’in Bölgesel Odak Noktas› olarak görevlendirilmesi için BM‹DÇS Sekretaryas› ile yürütülen görüflmeler, toplant›n›n REC aç›s›ndan en önemli ç›kt›lar›ndan biriydi. Ayr›ca REC Türkiye, 17 May›s’ta Çevre ve Orman Bakanl›¤› taraf›ndan Türkiye’nin birinci ulusal bildirim raporunun ve iklim de¤iflikli¤i politikalar›n›n tan›t›ld›¤› yan etkinli¤e önemli bir destek sa¤lad›. Etkinli¤i izleyen müzakereciler, REC Türkiye’nin Ulusal Odak Noktas› olarak görevlendirilmesinin, bu dönemde Türkiye’nin en dikkat çekici ve baflar›l› ad›mlar›ndan biri oldu¤unu, bu uygulaman›n özellikle Orta ve Do¤u Avrupa ülkeleri için önemli bir model oluflturdu¤unu belirtti. REC Türkiye, 4 Nisan 2007 tarihinde TBMM Küresel Is›nma Komisyonu’nun davetiyle gerçeklefltirdi¤i sunumda, Kyoto Protokolü sürecinde Türkiye için ‘tünelin ucunda ›fl›k var’ mesaj›n› verdi. Sunumda, 2012’ye kadarki dönemde özel sektör aç›s›ndan en geçerli sürecin, gönüllü karbon piyasalar›n›n, kurumsal sosyal sorumluluk yaklafl›m›yla kurgulanmas› oldu¤u vurguland›. Ayr›ca Türkiye’nin, bugünkü koflullarda, Ek-B D›fl› konumunu koruyarak, 2012 öncesinde herhangi bir yükümlülük almadan Kyoto Protokolü’ne kat›labilece¤i belirtildi. Böylece Türkiye’nin, Sözleflme Ek-I Listesi’nde yer alan, ancak Kyoto Protokolü Ek-B Listesi’nde yer almayan ilk ve tek ülke olaca¤› hat›rlat›larak, iyi de¤erlendirilmesi halinde bu konumun Türkiye için yeni f›rsatlar yaratabilece¤i de vurguland›. Sunumda ayr›ca, Türkiye’nin 2004’te kat›ld›¤› BM ‹klim De¤iflikli¤i Çerçeve Sözleflmesi kapsam›nda üstlenmifl oldu¤u hak ve yükümlülüklerin, Kyoto Protokolü’ne kat›l›m tart›flmalar›ndan ba¤›ms›z olarak yerine getirilmesine dikkat çekilerek, REC Türkiye’nin bu yöndeki önerileri Komisyon üyelerine aktar›ld›. EĞİTİM Türkiye’deki tek ‘Sürdürülebilir Kalk›nma için E¤itim’ seti olan Yeflil Kutu multi-medya e¤itim setinin yayg›nlaflt›r›lmas› çal›flmalar› e¤itici e¤itimi gerçeklefltirilmesiyle bafllad›. Ö¤retmenlere e¤itim verecek ekipte Millî E¤itim Bakanl›¤› ile Çevre ve Orman Bakanl›¤› uzmanlar›, çevre e¤itimi konusunda çal›flan STK’lar›n e¤itmenleri ve e¤itim fakültelerinden akademisyenler yer ald›. Ayn› konu üstünde çal›flan dört farkl› paydafl grubunun, e¤itici e¤itimi vesilesiyle ortak çal›flma gerçeklefltirmeleri Yeflil Kutu Projesi’nin yayg›nlaflt›rma stratejisinin önemli bir parças›n› oluflturuyor. ‹ki modül halindeki e¤itici e¤itimleri, 16-19 Nisan tarihlerinde Yalova’da; ve 19-22 Haziran 2007 tarihinde Çeflme’de yap›ld›. E¤itimin ilk modülünde, ‹ngiltere’deki Field Studies Council’›n (Saha Çal›flmalar› Konseyi) Sürdürülebilir Kalk›nma için E¤itim Sorumlusu James Hindson, sürdürülebilirlik, sürdürülebilir olamaman›n nedenleri, sürdürülebilir sistemler, sürdürülebilir kalk›nma için e¤itim konular›n› iflledi. Sürdürülebilirlik konusundaki görüflleri oldukça sars›lan kat›l›mc›lar› ikinci modülde Yeflil Kutu e¤itim seti bekliyordu. Kat›l›mc›lar, REC Türkiye’den ve Do¤a Derne¤i’nden e¤itmenleyeşil UFUKLAR | NİSAN - HAZİRAN 2007 | 24 REC TÜRKİYE ARŞİVİ Yeşil Kutu eğitici eğitimi EĞİTİCİLER EĞİTİLİYOR: Yeşil Kutu'yu öğrenen eğiticiler, eğitim yöntemlerini 100 öğretmene aktaracak. rin öncülü¤ünde Yeflil Kutu’yu yak›ndan tan›yarak ilk e¤itimde kazand›klar›n› içsellefltirme imkân› buldu. E¤itici e¤itiminin baflar›yla tamamlanmas›n›n ard›ndan, ‘e¤itici e¤itimi’ alanlar›n önderli¤indeki ö¤retmen e¤itimleri Eylül ay›nda yap›lacak. E¤itim alacak 100 ö¤retmenin de, toplam 1,500 ö¤retmene Yeflil Kutu’yu aktarmas›yla, projenin yayg›nlaflt›rma stratejisinin ilk aflamas› tamamlanacak. ‹lk aflamas› 2007 sonunda tamamlanacak proje, yeni yayg›nlaflt›rma stratejileri ile sürecek. 22-28RECBulletinYU.qxd:23-26RECBulletinGH3.4 7/4/07 10:42 AM Page 25 türkiye | R E C B Ü LT E N İ KAPASİTE GELİŞTİRME AB sivil toplumla diyalogda REC Türkiye taraf›ndan üç y›ld›r düzenlenen AB-STK Diyalo¤u Toplant›lar›’n›n sonuncusu, 26 Haziran’da Ankara’da yap›ld›. Toplant›, çevre alan›nda ulusal ve yerel düzeyde çal›flan STK’lar› ve STK platformlar›n›n temsilcilerini, Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu temsilcileriyle buluflturdu. Toplant›da, Türkiye’nin çevre alan›nda AB’ye uyum sürecindeki geliflmeler tart›fl›ld›. REC Türkiye, 2005 ve 2006’da da, REC’in Türkiye’de Kurulmas› Projesi kapsam›nda iki ayr› AB-STK Diyalo¤u Toplant›s› gerçeklefltirmiflti. Bu toplant›lar›n devam› niteli¤indeki ‘AB-STK Diyalo¤u Toplant›s›-2007’nin ana konusu, 2007-2013 döneminde AB Kat›l›m Öncesi Yard›m Arac› (IPA) kapsam›nda Türkiye’nin kullan›m›na sunulacak uyum fonlar›n›n yönetimi idi. Ortakl›k ilkesi kapsam›nda ilgili di¤er paydafllarla birlikte STK’lar›n da IPA PAYLAŞIMIN ÖNEMİ: Katılımcılar eğitim boyunca kendi projelerinden edindikleri deneyimlerini paylaştılar. fonlar›n›n yönetimine kat›l›m›n›n önemi, Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu temsilcileri Elif C. Torcu Tafl ve Gürdo¤ar Sar›gül taraf›ndan vurguland›. Tafl ve Sar›gül, AB hibeleriyle yap›lacak tüm yat›r›mlar›n AB’nin çevre/do¤a koruma ilkeleri ve mevzuat› ile uyumlu olmas› gerekti¤ini hat›rlatarak, bunun takibinde STK’lara çok önemli bir rol düfltü¤ünün alt›n› çizdi. STK temsilcileri de, Çevre ve Orman Bakanl›¤› taraf›ndan çal›flmalar› sürdürülen ve IPA fonlar›ndan yararlanmak üzere haz›rlanan Çevre Operasyonel Program›’n›n özellikle uygulama sürecinde takipçisi olacaklar›n› belirtti. 2007-2010 dönemini kapsayan bu ilk Çevre Operasyonel Program› kapsam›nda yap›lacak içme suyu, at›ksu ve kat› at›k yönetimi projelerine toplam 200 milyon avroluk AB hibesi aktar›lmas› öngörülüyor. Proje döngüsü eğitimi REC Türkiye’nin Sivil Toplum Kurulufllar›na yönelik Proje Döngüsü Yönetimi 2007 dönemi seminerlerinin ilk ikisi 28-30 Mart ve 30 May›s-1 Haziran 2007 tarihlerinde Ankara’da gerçekleflti. REC Türkiye’nin deneyimli proje yöneticilerinden oluflan e¤itim ekibi, iki seminerde toplam 46 farkl› STK’n›n temsilcilerine e¤itim verdi. Seminerlerde Proje Döngüsü Yönetimi yöntemleri; mant›ksal çerçeve yaklafl›m› ile proje analizi, projelerde planlama ve gelifltirme; izleme ve de¤erlendirme süreçleri; proje bütçesi haz›rlama; proje teklifi haz›rlama; çevre projeleri için ulusal ve uluslararas› fon kaynaklar› konular› üstünde çal›fl›ld›. Kat›l›mc›lar›n kendi aras›nda fikir ve deneyim al›flverifline de olanak tan›yan uygulamal› e¤itim, Ekim 2007’de tekrarlanacak. HİBE PROGRAMI Hibe başvuruları tamamlandı Merkezi ‹hale ve Finans Birimi (MF‹B), ‘Çevrenin Korunmas›’ bafll›¤› alt›nda, çevre ve sürdürülebilir kalk›nma alanlar›nda çal›flan STK’lar›n yasal, kurumsal, teknik ve malî kapasitelerini art›rarak sivil toplumu güçlendirecek; siyasî reformlar›n geniflletilmesine, AB uyum çabalar›na ve Türkiye’deki çevresel bozulman›n önlenmesine katk›da bulunacak proje teklifleri için ça¤r›da bulundu. Hibe program›, Avrupa Birli¤i 2005 Kat›l›m Öncesi Mali Yard›m Program› deste¤iyle, Türkiye’deki sivil toplumun, kat›l›m öncesinde AB müktesebat›na yak›nlaflma sürecindeki etkinli¤ini art›rmak için bafllat›lan, ‘Kat›l›m Öncesi Süreçte Sivil Toplumun Güçlendirilmesi: STK Hibe ‹mkan›’ flemsiye projesinin 5. bileflenini oluflturuyor. REC Türkiye, bu hibe program›nda destek kuruluflu konumunda olacak. 5 Haziran 2007’de sona eren baflvurular›n ard›ndan, STK’lar›n hibe program›na sundu¤u proje tekliflerini de¤erlendirme süreci MF‹B taraf›ndan bafllat›ld›. ‹lk de¤erlendirme basama¤›nda ba¤›ms›z de¤erlendiriciler seçildi ve flemsiye projenin geri kalan di¤er dört bilefleni alt›ndaki hibe programlar› da dahil olmak üzere, tüm proje için Haziran’›n ikinci haftas› ön de¤erlendirme e¤itimine tâbi tutuldu. REC Türkiye, çevre bafll›¤› alt›ndaki proje tekliflerinin daha sa¤l›kl› de¤erlendirilmesini sa¤lamak üzere, ba¤›ms›z de¤erlendiricilerin e¤itimine yar›m günlük bir programla katk›da bulundu. De¤erlendiricilerin, proje tekliflerini de¤erlendirmesinden sonra oluflturulan Hibe De¤erlendirme Komitesi, tekliflerin ayr›nt›l› incelemesini sürdürecek ve hibeye hak kazanan projeleri seçecek. Projelerin karikatürleri sergileniyor REC Türkiye’nin 2004-2006 döneminde yürüttü¤ü hibe program› kapsam›nda uygulanan 36 proje aras›ndan seçilen 20 proje, bu alandaki tüm paydafllara ulaflt›r›lmak üzere kitap haline getirilmiflti. Karikatür sanatç›s› Behiç Ak’›n, her bir proje için özel olarak haz›rlad›¤› karikatürler de bu derleme kitab› görsel aç›dan zenginlefltirmiflti. Bu karikatürlerin, yanlar›nda ilgili projeler olmadan da çevre koruma ad›na önemli mesajlar iletecek güçte oldu¤unu gören REC Türkiye, bu karikatürlerle ba¤›ms›z bir sergi açmaya karar verdi. Bu düflünce ilk olarak, Türk-‹ngiliz Kültür Derne¤i ile REC Türkiye’nin iflbirli¤i sayesinde, 9-28 May›s aras›nda düzenlenen bir dizi kültür-sanat etkinli¤i ile hayata geçirildi. Karikatürler bir sonraki sergiye kadar REC Türkiye Ankara Ofisi’nde izlenebilecek. 25 | NİSAN - HAZİRAN 2007 | yeşil UFUKLAR 22-28RECBulletinYU.qxd:23-26RECBulletinGH3.4 R E C B Ü LT E N İ 7/4/07 10:42 AM Page 26 | haber SU YÖNETİMİ Bosna Hersek, esasen kapasite ve altyap› yetersizli¤i, ama ayn› zamanda da çeflitli sosyo-ekonomik ve kurumsal eksiklikler nedeniyle su sektöründe ciddi sorunlar yafl›yor. REC’in Bosna Hersek Bölgesel Toplum Hizmetleri Kamu fiirketi ile Dört Belediyeye Destek bafll›kl› yeni projesi ise, ülkeye daha verimli bir su yönetimi getirmeyi amaçl›yor. Bosna Hersek‘in zengin su kaynaklar› önemli bir ekonomik potansiyele sahip olmakla birlikte geçmiflte yeterince korunamad›¤› için zarar gördü; savafl zaman›nda altyap›da oluflan hasar ve bak›ms›zl›k bu durumu daha da kötülefltirdi. Az say›daki at›k su ar›tma tesisi ve kanalizasyon sistemi de yeterli bak›m görmemekte. REC Bosna Hersek’in bu yeni projesi, Yukar› Vrbas Nehri havzas›nda yer alan, Bugojno, Jajce, Donji Vakuf ve Gornji VakufUskoplije’deki dört belediyeye odaklan›yor. Vrbas, hem bölge sakinlerine su sa¤l›yor hem de tar›m, turizm ve di¤er alanlarda imkânlar sunuyor; ancak belediyelerin ar›tma tesisleri olmad›¤› için at›k su do¤rudan nehre veriliyor. Destek, fizibilite çal›flmalar›n›n haz›rlanmas›na yard›mc› olmak üzere do¤rudan bu dört belediyenin bölgesel hizmet sunan kamu flirketlerine verilecek. Projenin uzun vadeli ana hedefi nehre sal›nan ar›t›lmam›fl at›k miktar›n› azaltmak ve böylece bölge sakinlerinin yaflam kalitesini art›rmak. Norveç D›fliflleri Bakanl›¤› taraf›ndan desteklenen proje, 5 Ocak - 31 Aral›k 2007 tarihleri aras›nda uygulan›yor. MARTA BONIFERT Bosna Hersek’te su sektörü projesi ÖNEMLİ AN: Çevreden sorumlu vekil Dimas (solda), Toyota Başkan Yardımcısı Steel ve REC İcra Direktörü Marta Szigeti Bonifert ile Brüksel’de sohbet ediyor. EĞİTİM Yeşil Kutu Avrupa Parlamentosu’nda REC’in çevre e¤itim seti Yeflil Kutu, 31 Ocak’ta Avrupa Parlamentosu’nda yap›lan üst düzey bir sunumla Brüksel’de tan›t›ld›. Avrupa Komisyonu’nun Çevreden Sorumlu Vekili Stavros Dimas’›n himayesindeki etkinli¤in aç›l›fl›, Avrupa Parlamentosu Üyesi ve Avrupa Parlamentosu E¤itim ve Kültür Komitesi Baflkan› Nikoloas Sufinakis taraf›ndan yap›ld›. REC, çevre atafleleri ve Brüksel’de akredite olan di¤er resmi kurumlar›n yan› s›ra, ifl ve medya dünyas›n›n temsilcilerini de etkinli¤e davet etti. REC’ten Robert Atkinson ve Kliment Mindjov, hem e¤itimcilerin hem de çevre korumac›lar›n be¤enisini kazanan Yeflil Kutu’yu Brüksel’de birlikte tan›tt› ve e¤itim seti hakk›nda bilgi sundu. Etkinli¤e kat›lan Toyota Baflkan Yard›mc›s› Piet Steel ile; Avrupa Parlamentosu’nun Macar ve ‹talyan üyeleri Peter Olajos ve Alfredo Antoniozzi’nin yorumlar› da teflvik ediciydi. KENTSEL ULAŞIM Yetkililer yeşil rapor müzakereleri için Budapeşte’de Eylül sonuna kadar tamamlanmas› beklenen, kentsel ulafl›m konusundaki Avrupa yeflil raporunu (Green Paper) gelifltirmek için 200’den fazla üst düzey resmi görevli 6-7 Mart tarihlerinde Budapeflte’de bir araya geldi. Avrupa Komisyonu; tüm paydafllar›n, ilgili taraflar›n ve yurttafllar›n bu senedin haz›rl›k aflamas›na kat›labilmesi için dan›flma sürecini bafllatt›. Komisyon bu amaçla planlanan teknik çal›fltaylar esnas›nda, ‹nternet üstünden bir dan›flma süreci, halka aç›k iki yeflil senet konferans› ve planlanan teknik çal›fltaylar s›ras›nda önemli sorunlar› ele alan, Avrupal› paydafl organizasyonlar›n kat›laca¤› müzakereler düzenliyor. Avrupa Komisyonu‘nun Enerji ve Ulaflt›rma Genel Direktör Yard›mc›s› Zoltan Kazatsay, konferans aç›l›fl›nda, Komisyon’un mektup veya e-posta yoluyla gelecek katk›lara da aç›k oldu¤unu belirtti. ‹lk gün, ulaflt›rma finansman›n›n bir kentten di¤erine gösterdi¤i farkl›l›klar tart›fl›ld›. ‹lk günün konular› aras›nda, AB uyum politikas›, bilet ücreti ve tarife stratejileri ile eriflim kontrol flebekeleri de yer ald›. ‹kinci gün, toplu tafl›ma, ulafl›mda çeflitlilik ve ak›ll› ulafl›m konular›na ayr›lm›flt› ve tart›flmalar toplu tafl›mada emniyet, güvenlik, çevre verimlili¤i ve etkinli¤ine odakland›. Etkinli¤e, projenin en büyük orta¤› REC’in yan› s›ra, Macaristan Ekonomi ve Ulaflt›rma Bakanl›¤› ile Avrupa Komisyonu ev sahipli¤i yapt›. Yerel yönetim temsilcileri, Avrupa’n›n çeflitli ülkelerinden araflt›rma kurumlar› ve düflünce kurulufllar›, Avrupa Yat›r›m Bankas› ve STK temsilcilerinin tümü tart›flmalara kat›ld›. yeşil UFUKLAR | NİSAN - HAZİRAN 2007 | 26 22-28RECBulletinYU.qxd:23-26RECBulletinGH3.4 7/4/07 10:42 AM Page 27 haber | R E C B Ü LT E N İ YAY I N L A R Arnavutluk yasa paketiyle Yeşil Kutu’yu başlattı ÇEVRE FİNANSMANI REC ekibi 2007 için dört odak belirledi REC Arnavutluk, Arnavutluk çevre mevzuat›n›n 2004-06 dönemini kapsayan dördüncü paketini Mart’ta yay›mlad›. 560 sayfal›k pakette yaklafl›k 60 yasa ile, ülkenin çevre hukukunu AB direktifleri ve di¤er uluslararas› yükümlülüklerle uyumlu hale getirmeye yönelik olarak Arnavutluk içinde gösterilen çabalara iliflkin örnekler yer al›yor. Yay›n, tüm resmi kurumlara, STK’lara ve Arnavutluk çevre sektöründe yer alan di¤er paydafllara ücretsiz da¤›t›lacak. REC Arnavutluk bundan baflka; hava, su, at›k ve Stratejik ÇED/ÇED konulu 20 Avrupa yasas›n›n yerel dile çevirilerini içeren dört kitapç›ktan oluflan yeni bir dizi de yay›mlad›. REC Arnavutluk, hem E¤itim ve Bilim Bakanl›¤› hem de Çevre, Orman ve Su ‹daresi Bakanl›¤› ile yak›n iflbirli¤i yaparak, 2006-07 ö¤retim y›l›n›n ikinci döneminde (fiubatMay›s) Yeflil Kutu e¤itim setini Arnavutluk’taki 7. s›n›f ö¤rencilerine baflar›yla sundu. Yaklafl›k 500 ö¤retmen, ülke genelinde düzenlenen 14 çal›fltayda iki günlük bir e¤itim ald›. Arnavutluk’ta Kas›m 2006’da bafllayan Yeflil Kutu program› çerçevesinde, her 30 ö¤renciye bir set düflecek flekilde 1,800 okula Yeflil Kutu da¤›t›lmas› hedefleniyor. REC’in Çevre Finansman› birimi, haber bülteninin Ocak say›s›nda, 2007’de odaklanaca¤› dört alana iliflkin ayr›nt›lar› verdi. Bunlardan ilki çevre altyap›s›; ekip, Bosna Hersek, H›rvatistan, Makedonya ve S›rbistan’da bölgesel at›k yönetimi ve at›k su konular›nda bir dizi ön-fizibilite ve fizibilite araflt›rmas› tasarl›yor. Ekip ikinci olarak, yeni AB üyesi olan ülkelere, AB fonlar› için proje gelifltirmeleri konusunda yard›mc› olmay› sürdürecek; ayr›ca, efl-finansman seçeneklerinin araflt›r›lmas›na yard›mc› olacak ve Lizbon Gündemi’nin çevre projeleri üstündeki etkilerinin analizini yapacak. Üçüncü s›rada, Ekim’de Belgrad’da yap›lacak Bakanlar Konferans› için kapsaml› iki rapor haz›rlanmas› yer al›yor: raporlardan ilki Güney Do¤u Avrupa’da çevre finansman›ndaki e¤ilimleri; ikincisi ise Güney Do¤u Avrupa’da belediye altyap›s›n› ele al›yor. Ekip son olarak, AB içinde eko-giriflimlerin finansman› gibi baz› keflfedilmemifl alanlar› araflt›racak. REC MODELİ Afrika Boynuzu Ağı Hollanda desteğiyle başladı yönetimi; erozyona e¤ilimli da¤l›k alanlar ve kurak alçak arazilerin yönetimi. Konferans ise a¤›rl›kl› olarak sulak alanlara odakland›. Etiyopya’daki Central Rift Vadisi, Kenya’daki Naivasha Gölü ve Sudan’daki Sudd sulak alan›, çok çeflitli kaynak kullan›m bask›lar›n› dengelemenin ne kadar zor oldu¤unu gösteren örnek çal›flmalar olarak sergilendi. Sivil Giriflimler Direktörü Robert Atkinson, REC’in tarihine, yap›lanmas›na ve geçen 16 y›lda kaydetti¤i baflar›lara; özellikle de REC’in Orta ve Do¤u Avrupa’daki deneyimlerinin bu yeni merkeze yapabilece¤i katk›lara de¤indi. REC/N HoA yönetiminin REC genel merkezine yapaca¤› bilgilenme ziyareti, bu umut vaad eden iflbirli¤ini daha da güçlendirecek. Etiyopya’nın Simien Dağları Milli Parkında Bilgilendirme Çalışmaları. PAVEL ANTONOV Her ne kadar Avrupa’n›n en önemli iki sorunu iklim de¤iflikli¤i ve enerji güvenli¤i olsa da, dünyan›n baflka bölgelerindeki koflullar, g›da güvenli¤ini çok daha öncelikli bir sorun haline getiriyor. Hiç kuflku yok ki, çevre yönünden zaten k›r›lgan olan bölgelerde iklim de¤iflikli¤i ve etkileri aç›k biçimde, ciddi toplumsal, çevresel ve ekonomik çat›flmalara yol aç›yor ya da olanlar› fliddetlendiriyor. Bunu göz önüne alan REC, Aral›k 2006’da Etiyopya’n›n Addis Ababa flehrinde gerçekleflen Afrika Boynuzu Bölgesel Çevre Merkezi/ A¤›’n›n (REC/N HoA) kurulmas› konferans›na ça¤r›ld›. Birleflmifl Milletler Kalk›nma Program›’ndan (UNDP) Hanan Mutwakil, konferans kat›l›mc›lar›na bat› Sudan’›n Darfur bölgesindeki etnik çat›flman›n, her ne kadar politik nedenlerden kaynaklansa da iklim de¤iflikli¤i ile birlikte kesinlikle fliddetlendi¤ini belirtti. Bu tür de¤ifliklikler çölleflmeyi art›rm›fl ve kuzeyden gelen Arap sürü sahiplerini, Arap kökenli olmayan k›rsal topluluklar taraf›ndan geleneksel olarak kullan›lan topraklara girmeye zorlam›flt›r. Artan do¤umlar ve uzayan ortalama ömre kurakl›k da eklenince, daha çok say›da insan, daha az toprakla yaflam›n› sürdürmek zorunda kald›. Hollanda’n›n Etiyopya Büyükelçili¤i’nden ve yeni a¤›n öncülerinden Janny Poley toplant›da, “Afrika Boynuzu’nda çevresel yönetiflimi gelifltirerek, çevresel bozulmay› tersine çevirmemiz gerekiyor,” dedi. Somut giriflimler ve ak›lc› çözümler tabandan, yani sivil toplum kurulufllar› ve akademik kurumlardan gelirken; Hollanda ilk üç y›l için REC/N HoA’ya 9 milyon avro katk› sa¤layaca¤›n› aç›klad›. REC’in HoA A¤› alt› ülkeden olufluyor: Cibuti, Eritre, Etiyopya, Kenya, Somali ve Sudan. Kenya hariç di¤er befl ülke, BM’nin, dünyan›n en yoksul 50 ülkesi listesinde. Önümüzdeki y›llarda çevre yönetiminde üç konuya odaklan›lacak: göl ve sulak alan yönetimi; park ve tampon bölge 22-28RECBulletinYU.qxd:23-26RECBulletinGH3.4 R E C B Ü LT E N İ 7/4/07 10:42 AM Page 28 | haber ve ülke ofisleri ENERJİ Ticarî yap›larda, kamu binalar›nda ve d›fl mekânlarda verimli ayd›nlatma seçeneklerinin art›r›lmas›, Avrupa’n›n CO2 sal›m›n› azaltma hedeflerine ulaflmada önemli bir rol oynayacak. Bundan baflka, ayd›nlatmada sa¤lanan tasarruf, enerji ithalat›na ba¤›ml›l›¤› azaltabilir, AB merkezli sanayilerin ticarî flans›n› art›rabilir ve çal›flma koflullar›n›n iyilefltirilmesine katk›da bulunabilir. GreenLight (YeflilIfl›k) Program›, Enerji Verimlili¤i Eylem Plan›’nda öngörülen bir strateji kapsam›nda, verimli ayd›nlatma sistemlerinin konut d›fl› sektörlerde de yay›lmas›n› sa¤lamak için gelifltirilmifl bir unsur. REC Çek Cumhuriyeti Ofisi, program›n desteklenmesi için bir baflvuruda da bulundu. Verimli ayd›nlatma konusunda özel sektör yat›r›mlar› üstüne kurulu mevcut ekonomik e¤ilim, GreenLight Program› hedefleri çerçevesinde; toplumun bilinçlendirilmesi, halkla iliflkiler etkinlikleri ve toplumsal destek programlar›na ön ayak olunarak art›r›lacak. Program, enerji aç›s›ndan verimli ayd›nlatma konusundaki kilit sektörlerin gelifltirilmesini kolaylaflt›rarak, olumlu bir örnek olabilir ve benzeri giriflimlere daha fazla yat›r›m yap›lmas›n› teflvik edebilir. GreenLight, özel sektöre ya da kamuya ait kurulufl ve flirketlerin, mevcut mekânlarda enerji tasarrufunun yat›r›m yapmaya de¤di¤i her koflul ve yerde; ayd›nlatma sistemlerinin verimlili¤ini yükseltme; yeni binalarda ise daha verimli ayd›nlatma sistemleri kullanma taahhüdünde bulunduklar› gönüllü bir program. GREENLIGHT PROGRAMME GreenLight programı konut dışı sektörde parlıyor PARLAK FİKİR: Çek Cumhuriyeti’nin Ostrava kentindeki bu Ikea mağazasına enerji tüketimi düşük, yeni aydınlatma sistemleri yerleştirildi. GreenLight’›n ortaklar› programa kat›larak, belli hedefleri benimsiyor ve bunlara eriflmeyi amaçl›yor: mevcut tesislerdeki ayd›nlatma sistemlerinin yenilenmesi; bütün yeni binalar›n az enerji harcayan teknoloji ile infla edilmesi; iflletme maliyetlerinin azalt›lmas›; ›fl›k kalitesinin ve çal›flanlar›n verimlili¤inin art›r›lmas›; sera gazlar› ve di¤er kirletici sal›mlar›n önlenmesi; ve ekonomik verimin art›r›lmas›. Ortaklar, GreenLight logosunu kullanma yetkisine sahip ve GreenLight’a iliflkin unsurlar›; ödül takdimi, kataloglar, reklâm ve benzeri flirket materyalleri gibi tan›t›ma yönelik di¤er etkinliklerinde kullanabiliyor. GreenLight, 26 Avrupa ülkesinde ulusal enerji ajanslar› ve kurumlar›n›n etkin deste¤ini almakta. Daha fazla bilgi için, <[email protected]> e-posta adresinden Juraj Krivosik ile ba¤lant› kurabilirsiniz. ANLAŞMAZLIK YÖNETİMİ Orta ve Doğu Avrupa’da çevresel arabuluculuk REC ile Avusturya Çevre ve Teknoloji Derne¤i (ÖGUT) taraf›ndan Ocak’ta Budapeflte’de yap›lan iki günlük çal›fltay›n temas›, kamu planlamas› ve çevre alan›nda iflbirli¤ine dayal› karar alma ve anlaflmazl›k yönetimiydi. Çal›fltay, Avrupa’daki çevresel anlaflmazl›klar› irdelemeyi, karfl›laflt›rmay› ve çözüm yaklafl›mlar›ndan örnekleri toplamay› öngören ortak projenin bir parças›yd›. Tüm AB ülkelerinden kat›lan araflt›rmac›lar, profesyonel arabulucular ve STK aktivistleri, bilgi ve deneyimlerini paylaflt›. Etkinlik, içinde toplumun kat›l›m›, çevresel anlaflmazl›k yönetimi ve çevresel uzlaflma süreçlerindeki kifli ve kurumlardan oluflan bir a¤›n yer ald›¤›, Uluslararas› Alpler’i Koruma Komisyonu’nun (CIPRA), “Alpler’de Gelecek” bafll›kl› bilgi aktar›m› projesinin de bir parças›yd›. Kat›l›mc›lar, çevresel anlaflmazl›klar›n de¤er ve ç›kar çat›flmalar› oldu¤u; çevresel arabulucular›n, yat›r›mc›lara veya aktivistlere taraf olmamakta büyük zorluklar yaflad›¤› konusunda uzlaflt›. Arabulucular›n bütün taraflara eflit mesafede durmas› gerekti¤ini söyleyen ÖGUT’un uzmanlar›ndan Martina Handler, Orta ve Do¤u Avrupa bölgesinde, gayriresmî uzlaflt›rma konusunda deneyimli birey ve resmi destek eksikli¤ine de dikkat çekti. Bölgedeki süreçlerin ço¤u kez aniden ve haz›rl›ks›z bafllad›¤›n› söyleyen Handler, elde daha fazla seçenek olmas› durumunda, mümkün olan en erken aflamada süreçlere kat›lman›n önemini de vurgulad›. Daha fazla bilgiyi, <www.rec.org/REC/Programs/PublicParticipation/Mediation> ya da <www.partizipation.at> sitelerinde bulabilirsiniz. REC Türkiye, Orta ve Doğu Avrupa Bölgesindeki çevre sorunlarının çözümüne yardımcı olmak amacıyla çalışan, siyasî görüşlerden ve çıkar guruplarından bağımsız, kâr amacı gütmeyen, uluslararası bir kuruluş olan Orta ve Doğu Avrupa için Bölgesel Çevre Merkezi’nin (REC) Türkiye’deki temsilcisidir. REC bu hedefe ulaşabilmek için sivil örgütler, resmi kurumlar, özel sektör ve diğer çevre paydaşları arasındaki işbirliğini teşvik etmekte, serbest bilgi paylaşımını ve çevre yönetimine toplumsal katılımı desteklemektedir. REC 1990 yılında ABD, Avrupa Komisyonu ve Macaristan tarafından kurulmuştur. Bugünkü yasal zemini, 29 ülke hükümeti ve Avrupa Komisyonu tarafından imzalanan bir sözleşmeye ve Macaristan Hükümeti ile yapılan uluslararası bir anlaşmaya dayanmaktadır. REC’in merkezi Macaristan’da Szentendre’dedir. Hizmet verdiği 17 ülkede; Arnavutluk, Bosna Hersek, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Hırvatistan, Karadağ, Letonya, Litvanya, Macaristan, Makedonya, Polonya, Romanya, Sırbistan, Slovakya, Slovenya ve Türkiye’de ülke ofisleri bulunmaktadır. REC’in mevcut bağışçıları, hükümetlerarası ve özel pek çok kurumun yanı sıra Avrupa Komisyonu ile ABD, Almanya, Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Hırvatistan, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Macaristan, Makedonya, İtalya, Japonya, Letonya, Litvanya, Hollanda, Norveç, Polonya, Slovakya, Slovenya, İsveç, İsviçre, Türkiye ve Birleşik Krallık hükümetleridir. yeşil UFUKLAR | NİSAN - HAZİRAN 2007 | 28 ARNAVUTLUK Rr. Durresit P. 11 Shk. 2, Ap. 12 Tirana Tel/Faks: (355-4) 239-444 E-posta: [email protected] BOSNA HERSEK Kalemova 34 71000 Sarajevo Tel/Faks: (387-33) 263-050, 209130 E-posta: [email protected] Banya Luka Saha Ofisi Slavka Rodica 1 78000 Banja Luka, RS Bosnia and Herzegovina Tel/Faks: (387-51) 317-022 E-posta: [email protected] BULGARİSTAN Tzar Simeon 42, Ap. 2 1000 Sofia Tel: (359-2) 983-4817 Fax: (359-2) 983-5217 E-posta: [email protected] ÇEK CUMHURİYETİ Senovazna 2 11000 Prague Tel/Faks: (420-2) 2422-2843 E-posta: [email protected] ESTONYA Ravala str 8 10143 Tallinn Tel/Faks: (372-6) 461-423 E-posta: [email protected] HIRVATİSTAN Djordjiceva 8a Br. 10000 Zagreb Tel: (385-1) 481-0774 Tel/Faks: (385-1) 481-0844 E-posta: [email protected] KARADAĞ Ivana Crnojevica 16/2 81000 Podgorica, Montenegro Serbia and Montenegro Tel/Faks: (381-81) 210-235, 210-236 LETONYA Peldu 26/28, 3 LV-1050 Riga Tel/Faks: (371-7) 228-055 E-posta: [email protected] LİTVANYA Svitrigailos g. 7/16 03110 Vilnius Tel: (370-5) 231-0067 Tel/Faks: (370-5) 233-5451 E-posta: [email protected] MACARİSTAN Ady Endre ut 9-11 2000 Szentendre Tel: (36-26) 504-000 Faks: (36-26) 311-294 E-posta: [email protected] MAKEDONYA Ilindenska 118 1000 Skopje Tel/Faks: (389-2) 309-0135, 3090135 or 306-0146 E-posta: [email protected] POLONYA ul. Grojecka 22/24 02-301 Warsawa, Poland Tel: (48-22) 823-8459, 823-9629 Faks: (48-22) 822-9401 E-posta: [email protected] Web: www.rec.org.pl ROMANYA Str Episcop Timus nr.4, Sector 1 Bucharest Tel: (40-21) 316-7344, 316-7345 Faks: (40-21) 316-7264 E-posta: [email protected] SIRBİSTAN Primorska 31 11000 Belgrade Tel: (381-11) 329-2899 Faks: (381-11) 329-3020 E-posta: [email protected] Kosova Saha Ofisi Kodra e Diellit Rruga 3 Lamela 26, PO Box 160 10000 Pristina Tel/Faks: (381-38) 552-123 E-posta: [email protected] SLOVAKYA Vysoka 18 81106 Bratislava Tel: (421-2) 5263-2942 Faks: (421-2) 5296-4208 E-posta: [email protected] SLOVENYA Slovenska cesta 5 1000 Ljubljana Tel: (386-1) 425-6860 Faks: (386-1) 421-0939 E-posta: [email protected] TÜRKİYE İlkbahar Mahallesi, 15.Cadde, 296.Sokak, No:8, 06550 Yıldız-Çankaya, Ankara Tel: (90 312) 491 9530 Faks: (90 312) 491 9540 E-mail: [email protected] 29-30-ColumnsYU.qxd:28-30-Columns.GH3.4 7/4/07 10:54 AM Page 29 YEŞİL BAKIŞ Bilişim Teknolojileri Yeşim A. Çağlayan Bilgi ağında kaybolmamak Kaynağında kalan bilgi işlevsizdir, paylaşmak ise bilginin çoğalmasını sağlar yana toplam 78 say›s› 2000’in üstünde aboneye ulaflan bülten d›fl›nda, <www.rec.org.tr/ db.asp> adresindeki REC Türkiye web sayfas›, farkl› çevre konular›nda veritabanlar› sunuyor. 1,000’den fazla üyesi olan kurumlar veritaban›, çevre alan›nda çal›flan STK, kamu kurulufllar›, yerel yönetim, akademik kurulufllar ve özel sektörü bir araya getiriyor. REC Türkiye web sayfas›ndaki bir baflka veritaban› ise Türkiye’de bir ilk olan çevre yay›nlar› kütüphanesinin katalo¤u. Türkçe ve ‹ngilizce 600’ün üstünde yay›na sahip kütüphane herkese aç›k. Bu veritabanlar›n›n d›fl›nda, REC Türkiye soru-cevap ve s›kça sorulan sorular hizmetleriyle çevre paydafllar›n›n çevresel bilgi ihtiyaçlar›n› karfl›lamay› amaçl›yor. ‹lginç bilgiler ve medya veritaban› da s›k girilen bölümler aras›nda. REC Türkiye’ninkiler d›fl›nda ülkemizde farkl› giriflimler de var. AB 2002 Malî ‹flbirli¤i Program› çerçevesindeki ‘Türkiye ‹çin Çevre Alan›nda Kapasite Gelifltirilmesi Projesi’nin 4. bilefleni olarak 2004’te bafllayan ‘Kurumsal Yap›land›rma ve Çevresel Bilgiye Eriflim’ Projesi bunlara bir örnek. EnvInfo@Turkey konsorsiyumu, 2005 sonunda tamamlad›¤› projede a¤›rl›kl› olarak, Çevre ve Orman Bakanl›¤›’n›n eflgüdümünde çal›flacak bir bilgi sistemi oluflturdu. Çeflitli kamu kurumlar›, ellerindeki çevresel verileri sisteme kaydedi- yor, tüm veriler bir kaynakta toplan›yor, <www.cedgm.gov.tr/aca/ kycbep.htm>. Kapsaml› verilerin yan› s›ra çevre alan›nda popüler bilginin de paylafl›lmas› gerekiyor. Bu alanda, Türkiye S›naî Kalk›nma Bankas› taraf›ndan haz›rlanan <www.cevreciyiz. com> portal›, Bu¤day Derne¤i’nin Ekolojik Yaflam Kap›s› <www.bugday.org>, önemli boflluklar› dolduruyor. Sürekli güncellenen portallar herkesin kullan›m ve yorumuna aç›k. Çevresel bilgi ve verilerin yayg›nlaflmas› ve paylafl›m›, iyi tasarlanm›fl bir sistem yan›nda, bu bilgi ve verilere sahip kifli ve kurulufllar›n bunlar› paylaflma iste¤i, yatk›nl›¤› ve alt yap› imkânlar› ile de ilgili. REC Türkiye’nin deste¤i, konuya yatk›n ve ilgili STK mensuplar›na ‘Network’ e¤itimi ile sürecek. Bu e¤itim, REC taraf›ndan Romanya, Bulgaristan, Arnavutluk, Bosna Hersek, Makedonya gibi ülkelerde uyguland› ve çevre paydafllar›n›n bir araya geldi¤i a¤lar oluflturuldu, (www.rec.org/REC/Programs/ SEE_Networking/Default.html). A¤ustos’ta Türkiye’de yap›lacak e¤itimin içeri¤i, a¤›rl›kla teknik bilgilerden oluflacak. REC Türkiye, ülkemizde çevresel bilginin üretimi ve paylafl›m›na destek olmay› baflka etkinliklerle de sürdürecek. Elektronik a¤lar hem bilgilerin hem de bilgi kaynaklar›n›n paylafl›lmas›n› kolaylaflt›racak. Q Günümüzde bilgiye eriflim kolaylafl›yor. Eskiden meflakkatli araflt›rmalar gerektiren konulara flimdi ‹nternet sayesinde ‘bir t›k’ ile ulafl›l›yor. Bilginin do¤ru ve anlafl›l›r olmas›n› sa¤lamak ise uzmanlarla çal›flarak ve do¤ru sistemleri kullanarak mümkün. Özellikle ‘çevresel bilgi’ dedi¤imiz ve ço¤unlukla s›n›rl› bir kesimin anlayabildi¤i bilgiyi anlafl›labilir bir forma sokup do¤ru biçimde genifl kitlelere ulaflt›rmak ve onlar›n ilgisini çekebilmek için bu flart. Çevresel bilgi, Türkiye’de eksikleri olan bir alan. Elde yeterli ham veri olsa da, bu verileri anlafl›labilir bir formata sokma ve bunlar› tek bir kaynakta toplama konusunda sorunlar var. Çevresel bilginin tek kaynakta toplanmas› hem bilgiye eriflim süresini k›saltacak hem de bu kayna¤a aktar›l›rken bilgi süzgeçten geçece¤i için ayn› konuda çeliflkili bilgilere rastlama olas›l›¤› ortadan kalkacak. Bilgileri tek bir yerde toplayan bir altyap› henüz olmasa da gerek verilerin anlafl›labilir bilgiye dönüfltürülmesi, gerek bilgilerin yay›lmas› konusundaki giriflimler giderek art›yor, çeflitli kurumlar, bilgilendirme amaçl› ‹nternet siteleri oluflturuyor. Böyle bir dönemde, REC Türkiye, sistemlerin haz›rlanmas›na öncülük ediyor. REC Türkiye’nin, çevresel bilgi paylafl›m›na önemli katk›lar›ndan biri, hâlen iki haftada bir yay›mlanan elektronik haber bülteni oldu. Ekim 2004’ten bu Birbirine bağlanan bilgi ağları… REC tarafından 2001 yılından bu yana Güneydoğu Avrupa’da uygulanan Elektronik Ağ Oluşturma Eğitimi şimdi Türkiye’de... Çevrenin korunması ve sivil toplumun geliştirilmesi amacıyla, farklı gruplar ve kuruluşlar arası iletişim ve işbirliğinin güçlendirilmesi yaşamsal önem taşımaktadır. Bu perspektifle, REC Türkiye, çevre STK’ları için Elektronik Ağ Oluşturma Eğitimi düzenlemektedir. Birbirini tamamlayan iki çalıştaydan oluşan eğitimde: G Elektronik ağlar için teknik altyapının oluşturulması, G Elektronik ağ içerisinde bilgi paylaşımı ve yönetimi, G Ağ üzerinden içerik ve üyelerin yönetimi konuları ele alınacak. Seminerler ve etkileşimli alıştırmalar içeren ve iki modülde gerçekleştirilecek olan eğitim, Güneydoğu Avrupa’daki başarılı örneklerin de paylaşılacağı bir ortam sunacak ve Türkiye’de de benzer başarılı elektronik ağların oluşumunun temellerini atacak. Eğitim tarihleri ve ayrıntılı bilgi için www.rec.org.tr adresini ziyaret ediniz. Daha fazla bilgi için: Deniz Gümüşel REC Türkiye Kapasite Geliştirme Programı Tel: (90-312) 491 95 02 E-posta: [email protected] 29 | NİSAN - HAZİRAN 2007 | yeşil UFUKLAR 29-30-ColumnsYU.qxd:28-30-Columns.GH3.4 7/4/07 10:54 AM Page 30 Hepimiz aynı teknedeyiz Kitaplık Paydaşlar da, hissedarlar da aynı çevresel sorumluluğu taşıyor Binyıl Ekosistem Değerlendirmesi: bilgilenmek ve eyleme geçmek için bir gereç kiti Acayip Havalar Kate Evans, çeviren Özlem Dalkıran. “Açık Radyo” Kitapları 2007, 100 sayfa Island Press tarafından basılmıştır, 25 sayfa ‘‹klim de¤iflikli¤i hakk›nda bilmek istemedi¤iniz ama muhtemelen ö¤renmek zorunda oldu¤unuz her fley’ slogan› ile Türkçe’ye uyarlanan kitap, küresel ›s›nma konusunda tarihin ilk çizgi roman› olma özelli¤ini tafl›yor. Asl›nda kitab›n imza att›¤› ‘ilk’ler bununla kalm›yor. Küresel iklim de¤iflikli¤i konusunda bizleri bilinçlendirmeyi en önemli misyon edinmifl 94.9 Aç›k Radyo’nun ilk yay›n› bu. Di¤er ilklerin neler oldu¤u, Ömer Madra’n›n önsözünde anlat›l›yor. Bir çevre eylemcisi olan çizer Kate Evans, ikinci önsözü yazan George Monbiot’un tan›m›yla, “iklim de¤iflikli¤i hikâyesini anlafl›l›r, komik ve dokunakl› bir flekilde anlatmay› baflar›yor.” Çizgi roman, iklim de¤iflikli¤inin en keyif kaç›ran ve görmezden gelmeye çal›flt›¤›m›z niteliklerini ustal›kla vurguluyor: sorumlulu¤un hepimize ait oldu¤u; küresel iklim de¤iflikli¤inin geliflmifl ve yoksul ülkelerdeki etkilerinin ne kadar ‘adaletsiz’ da¤›ld›¤›; ve yaflam biçimlerimizi de¤ifltirmeden küresel iklim de¤iflikli¤inin hiç bir flekilde durdurulamayaca¤›. Evans, iklim de¤iflikli¤ine yol açan ve h›zland›ran etkenleri; bunlar›n aras›ndaki iliflkileri, süreci yavafllatmak ve durdurmak için hepimizin yapmas› gerekenleri, teknik bilgisi olmayan okurlar›n bile kolayl›kla anlayaca¤› bir ustal›kla çiziyor ve yaz›yor. Monbiot’ya göre, “biyosferi hiç umursamayan kiflilere ulaflabilecek birileri varsa o da Kate Evans ve bir de –bu kitab› al›p okumas› gerekti¤ini düflündü¤ünüz birileri varsa— sizsiniz. Kitab›n› flu sözlerle bitiriyor Kate Evans: “Bu kitab›, hayat›n› de¤ifltirmek için kullan, çünkü bundan sonra olacaklar, senin flimdi yapacaklar›na ba¤l›...” <www.funnyweather.org> Q 2000 y›l›nda, dönemin Birleflmifl Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan ve ekibi “bu kadar yeter,” demifl ve insan faaliyetleri ile ekosistemin tahribat› aras›nda bilimsel bir ba¤ kurmak amac›yla; uluslararas› finans kurulufllar›, Dünya Sa¤l›k Örgütü, önde gelen çevre kurulufllar›, hükümetler ve di¤er paydafllar ile ortak bir çal›flma bafllatm›flt›r. Hedefleri, do¤ru politik kararlar için “gerek duyulan giriflimlere bilimsel zemin” sa¤lamak amac›yla, dünya ölçe¤inde çevresel araflt›rmalar› organize ve koordine etmek, ve bunlar› sentezlemekti. 95 ülkeden 1,360 uzman›n yürüttü¤ü çal›flmalar tahminen 24 milyon dolara mal oldu; ve bu çal›flmalar sonunda, uç uca eklenecek olsalar Eyfel Kulesi’nin iki kat›na eriflebilecek say›da belge ortaya kondu. Neyse ki, ilgilenen okuyucular, biny›l ekosistem de¤erlendirmesi (MA) içindeki kilit mekanizmalar›n özetine ‹nternet’ten ulaflabiliyor. Ancak, ’MA Kiti’, çevre sorunlar›n›n çözümünde daha bütünsel bir yaklafl›m bekleyenler aç›s›ndan bak›ld›¤›nda, eksik kal›yor. Kit, daha ziyade, çevresel sorunlar›n esas olarak ekonomik kavramlarla anlafl›lmas›, (örne¤in, do¤ay› bir hizmet sa¤lay›c›s› olarak görmek), ve pazar mekanizmalar› ile iyilefltirilmesi, (örne¤in, do¤an›n hizmetlerine parasal bir de¤er biçip “bu maliyetleri âdil bir flekilde paylaflt›racak” politikalar tasarlamak) gerekti¤i hakim görüflünü yans›tan bir perspektife sahip. Kit, renkli, derli toplu ve anlafl›lmas› kolay; ama bu kiti, MA’n›n <www.maweb. org/en/index/aspx> adresinde bulunan tam raporlar, grafik kaynaklar›, slayt sunumlar›, videolar ve bas›n bültenlerini içeren, MA’n›n en ilginç yay›n ve araflt›rmalar›a bir girifl olarak nitelemek daha uygun olur. Q Nyambura Njagi YEŞİL BAKIŞ Geleceği birlikte şekillendirelim! Çevre alanında çalışan bir STK’nın aktif üyesi misiniz? STK’nız için yapacağınız çalışmalara ışık tutacak bir ortamda, alanında uzman eğitimcilerimizle çalışmak ister misiniz? O halde Genç Çevreciler Eğitim Programı tam size göre! Her alanda olduğu gibi sivil toplum örgütlerinin gelişmesinde ve güçlenmesinde de gençler öncü rol oynamaktadır. Bu rolün güçlendirilmesi amacıyla REC Türkiye tarafından düzenlenen “Genç Çevreciler Eğitim Programı”, sivil toplum kuruluşlarında çalışan genç beyinlere yeni ufuklar açacak, kurumsal stratejilerini belirlemelerine ve kapasitelerini arttırmalarına yardımcı olacak pratik bilgiler ve yöntemler sunmayı hedeflemektedir. 12’şer kişilik grupların yararlanacağı birer haftalık eğitimlerde: stratejik planlama, proje geliştirme, iletişim, gönüllülerle ilişkiler, çatışma çözme ve STK’larda finansal yönetim konularında çalıştaylar ve güncel çevre sorunları ile ilgili seminer ve söyleşiler yer almaktadır. Eğitim tarihleri ve ayrıntılı bilgi için; www.rec.org.tr/sayfa.asp?id=131 adresini ziyaret ediniz. yeşil UFUKLAR | NİSAN - HAZİRAN 2007 | 30 Daha fazla bilgi için: Deniz Gümüşel REC Türkiye Kapasite Geliştirme Programı Tel: (90-312) 491 95 02 E-posta: [email protected] Fotoğraf Sergisi devam ediyor Sergiyi kentinizde görmek istiyorsanız bizimle iletişime geçin! [email protected] British Council KuzeyGüneyDoğuBatı Sergisi 2007-2008 Türkiye Programı Bölgesel Çevre Merkezi REC Türkiye koordinatörlüğünde gerçekleştirilmektedir. Desteklerinden dolayı Çevre ve Orman Bakanlığı’na teşekkür ederiz.