miras Çocuklarımıza

Transkript

miras Çocuklarımıza
BÖLGESEL ÇEVRE MERKEZİ DERGİSİ - ÜÇ AYDA BİR YAYIMLANIR
Yıl 3 Sayı 2
| NİSAN - HAZİRAN 2007 |
5.00 YTL
Çocuklarımıza
kalan miras
Çocuklarımız, bizim
kuşağımızın mirasını
devralacak. Peki onlara
iyi bir miras bırakıyor
muyuz?
M
sayfa 5
Eğitim süreçleri yapım süreçleridir.
Çevre eğitimi, sürdürülebilir bir dünya
için kendi kendini eğitme sürecidir.
sayfa 18
Bilgi ağında kaybolmamak
Kaynağında kalan bilgi işlevsizdir,
paylaşmak ise bilginin çoğalmasını
sağlar.
sayfa 29
M
Çevre etiği ve değerleri oluşturup
uygulamadan doğayı yok etme süreci
durdurulamaz.
Ağaç yaşken eğilir
M
Doğa felsefesi ve çevre etiği
Do¤al kaynaklar› verimli
kullan›yor, çevresel
düzenlemelere uyuyor,
kimyasal at›klar›n›z›
gere¤i gibi ar›t›yor
musunuz?
O halde AB'nin en
sayg›n flirketlerinden biri
siz olabilirsiniz.
Avrupa Komisyonu Çevre
Genel Müdürlü¤ü taraf›ndan
1987 y›l›nda verilmeye bafllanan
Avrupa Birli¤i Çevre Ödülleri,
çevre dostu politika ve ürünlere
öncülük eden flirketlerin baflar›lar›n›
takdir etmek ve di¤er flirketleri de bu
anlay›fl› benimsemeye özendirmek
amac›n› tafl›yor.
2005-2006 döneminde REC Türkiye’nin
eflgüdümünde yürütülen programla Türkiye’den flirketler de bu yar›fla kat›lma ve
bu sayg›n ödülü kazanma f›rsat›n› elde etti.
fiirketler; Yönetim, Ürün, Süreç ve Uluslararas› ‹flbirli¤i olmak üzere
dört ayr› kategoride ödüle aday olabiliyor.
2007-2008 ödülleri için baflvurular başladı.
Sizi de çevre duyarl›l›¤›n›z› ödüllendirmeye davet ediyoruz.
Ayrıntılı bilgi için www.abcevreodulleri.info adresini ziyaret edebilirsiniz.
BÖLGESEL ÇEVRE MERKEZ‹
REC Türkiye
Ayr›nt›l› bilgi için
REC Türkiye
web sitesini izleyin:
www.rec.org.tr
2-5ForumYU10.qxd:2-5ForumGH3.4
7/4/07
10:07 AM
Page 3
yeşil UFUKLAR
Yıl 3 Sayı 2
İÇİNDEKİLER
| NİSAN-HAZİRAN 2007 | ISSN 1305-5232
Yaygın Süreli Yayın
Yeşil Ufuklar, Orta ve Doğu Avrupa için Bölgesel Çevre
Merkezi (REC)’nin üç ayda bir yayımlanan ve özgün adı
Green Horizon olan dergisinin Türkiye uyarlamasıdır.
Yeşil Ufuklar, Green Horizon dergisinde yer alan haber ve
makalelerin yanı sıra Türkiye’den haber ve makalelere de yer
vermektedir.
Yeşil Ufuklar, REC’in karar alma süreçlerine katılımı destekleme,
bölgesel paydaşlar arasında işbirliğini teşvik etme gibi
amaçlarına hizmet eder.
Yeşil Ufuklar, Orta ve Doğu Avrupa’da çevre ve sürdürülebilir
kalkınma alanında önemli konulara ve gerçek öykülere yer
vermektedir. Dergi, iş dünyası, uluslararası kuruluşlar,
hükümet, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları,
akademik kurumlar ve basın için yararlı bir kaynaktır.
Yeşil Ufuklar’da yer alan fikir ve görüşlerin Orta ve Doğu
Avrupa için Bölgesel Cevre Merkezi (REC) ve REC
Türkiye’nin görüşlerini yansıtması gerekmez.
Yeşil Ufuklar, elektronik olarak www.rec.org.tr adresinden
incelenebilir.
Yeşil Ufuklar
Yayın Hizmetleri: Bayt Bilimsel Araştırmalar Basın Yayın
ve Tanıtım Ltd. Şti., Ziya Gökalp Cad. 30/31, Kızılay,
Ankara. Tel. 0312 431 3062
Baskı: Miki Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti.
Matbaacılar Sitesi 560. Sok., No:27, İvedik, Ankara
Tel. 0312 395 2128
Baskı Tarihi: 6 Temmuz 2007
KATKIDA BULUNANLAR
İpek Alparslan Günaz Akşahin Güzin Arar Yunus Arıkan Robert Atkinson Şebnem Feriver
Deniz Gümüşel Gülru Hotinli David Landry Nyambura Njagi Gülçin Özsoy Hande Özüt Elip
Pekin Doç. Dr. Faruk Tekbaş Doç. Dr. Vural Yiğit
Ruslan Zhechkov
GÖRSELLER
Behiç Ak Pavel Antonov Marta Bonifert
CEE Bankwatch Çoluk Çocuk Dergisi dsi.gov.tr
GreenLight Programme Greenpeace Slovakia
Nafiz Güder REC Türkiye Arşivi Reuters sxc.hu tbmm.gov.tr Yeşil Adımlar Arşivi
Doç. Dr. Vural Yiğit
Green Horizon
MAGAZINE TEAM
Editor in Chief: Pavel Antonov
Deputy Editor: Greg Spencer
Sales Officer: Alex Gregorio
Designer: Patricia Barna
Production: Robert Adam
Proofreader: Nathan Johnson
Administrative Officer: Emese Gal
Webmaster: Tamas Bodai
EDITORIAL BOARD
REC PR: Zsolt Bauer
Environment and security:
Marta Szigeti Bonifert
Environmental policy: Oreola Ivanova
South Eastern Europe: Radoje Lausevic
Business and corporate responsibility: Robert
Nemeskeri
Turkey: Sibel Sezer
Information and research: Jerome Simpson
Environmental law: Stephen Stec
Public participation: Magdolna Toth Nagy
New EU member states: Beata Wiszniewska
Sustainable development: Janos Zlinszky
Doç. Dr. Vural Yiğit, doğa felsefesi ve çevre etiği konusundaki düşüncelerini
Yeşil Ufuklar ile paylaşıyor.
K A PA K K O N U S U
10
14
Çocuklarımız ve onların geleceği
İklim değişikliği nedeniyle, gelecek kuşaklar yeni rahatsızlık türleriyle
yüz yüze.
KAPAK KONUSU
Kimyasal kirlilik ve çocuk sağlığı
Çocuklarımıza kalan
miras
Dünya genelindeki insan
faaliyetlerinin, çevre
üstündeki olumsuz etkilerini
daha iyi kavramaya
başladığımız bugünlerde,
gelecek yıllarda
çocuklarımızın ne tür sağlık
sorunlarıyla karşı karşıya
kalacağını düşünmek daha
da önem kazanıyor. Bütün
çocukların, çevresel
kirlilikten endişe duymadan
parklarda gönüllerince
oynayabilmesini sağlamak
bizim görevimiz.
Kimyasallar, çocukları erişkinlerden çok daha fazla etkiliyor.
MERCEK
17
18
20
En iyinin peşinde
Kıyaslama yöntemi, örgütsel başarıyı en üst düzeye çıkarmamız için bize
yeni bir gereç sunuyor.
Ağaç yaşken eğilir
Çevreci bir eğitim, kendi kendini eğitme sürecidir. Var olan durumlar dışında
kalmaz, iletişim ve karşılıklı etkileşimle sürekli gelişir.
Çevreden muaf siyaset
Çevre ve enerji verimliliği gibi hepimizi ilgilendiren ve geleceğimizi etkileyen
konularda partilerin artık somut politikalar üretmesi gerekiyor.
R E C B Ü LT E N İ
22
27
KAPAK FOTOĞRAFI
Eğitimde yeni yaklaşımlar ve Yeşil Kutu
Reuters
Yeşil Kutu eğitim seti, Türkiye’nin eğitim sistemine çevre eğitimi alanında
önemli bir destek sağlayacak.
DİĞER BÖLÜMLER
İklim değişikliklerinin etkileri, mahrumiyet bölgelerindeki toplumsal, çevresel
ve ekonomik anlaşmazlıkları şiddetlendiriyor.
Türkiye’den Haberler 8
Forum 4
Dış Haberler 6
Afrika Boynuzu Ağı başladı
REC Bülteni 22
Bilişim Teknolojileri 29
Kitaplık 30
İLETİŞİM
Editör
[email protected]
Abone işlemleri
[email protected]
Özgün Tasarım ve Uyarlama: Turgay Arık
Çevre korumada etik ve akılcı yaklaşımlar
Çeviri: Gülsima Baykal, SGB Danışmanlık
5
Bölgesel Çevre Merkezi
REC Türkiye
İlkbahar Mahallesi, 15. Cadde,
296. Sokak, No: 8, 06550 Yıldız
Çankaya, Ankara-Türkiye
Tel: (90-312) 491 95 30
Faks: (90-312) 491 95 40
Web: www.rec.org.tr
Editör: Nafiz Güder
FORUM
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Yeşim A. Çağlayan
DERGİ EKİBİ
REC TÜRKİYE ARŞİVİ
27
3
PAVEL ANTONOV
Yayın Sahibi: REC Türkiye adına Dr. Sibel Sezer Eralp
| NİSAN - HAZİRAN 2007 | yeşil UFUKLAR
14
2-5ForumYU10.qxd:2-5ForumGH3.4
7/4/07
10:07 AM
Page 4
FORUM
editörden
“...bir milletvekili aday› karfl›lad› bizi, anlatt›k, ‘buyurun çay, kahve için’ dedi, ‘yok,
sizin de bizim de iflimiz var’ dedik, ‘manifestomuz budur.’ Bir jesti gözümden gitmiyor, sekreter han›ma manifestoyu uzatt›,
‘dosyaya kald›r,’ fleklinde!” Bu al›nt›, Aç›k
Radyo’nun 11 Haziran’daki Aç›k Gazete
Türkiye
Erozyonla
program›nda,
Mücadele, A¤açland›rma ve Do¤al
Varl›klar› Koruma Vakf› (TEMA) Yönetim
Kurulu Baflkan› Prof. Çelik Kurto¤lu ile
TEMA Çevre Manifestosu üstüne yap›lan
söylefliden; Kurto¤lu, bir siyasî partinin ilçe
merkezine yapt›klar› ziyareti anlat›yor.
Genel seçime k›sa bir süre kala, ülkemizde çevre alan›nda çal›flan sivil toplum
kurulufllar› (STK) içinde, seçime ve siyasî
partilere yönelik çal›flma yapanlar›n, çevre
konusundaki taleplerini siyasîlere iletenlerin say›s› giderek artsa da siyasîlerle temas
kuranlar›n karfl›laflt›¤› muamele muhtemelen yukar›da verilen örne¤e benziyordur.
Sivil çevre örgütlerinin, seçim vesilesiyle hem topluma, kendi mensuplar›na ve
destekçilerine; hem de ülkeyi yönetmeye
talip olan milletvekili adaylar›na mesajlar
vermesi ve çevre ile ilgili taleplerini iletmesi, bizce bir STK’n›n önemli ifllevlerinden birisi. Esasen, iletiflim kurulmas› gereken hedef gruplar içinde toplum ve siyasetçiler iki önemli kümeyi oluflturuyor.
Yeflil Ufuklar’› haz›rlad›¤›m›z aylarda,
REC ekibi olarak, ulusal ölçekteki çevre
STK’lar›n›n seçim dolay›s›yla özel bir çal›flma yap›p yapmad›¤›n› saptamaya çal›flt›k.
Hem olabildi¤ince çok kuruluflun web
sitesini ve bas›nda ç›kan haberleri tarad›k;
hem de çevre STK’lar› ve uzmanlarla ba¤lant› kurup tespit ve izlenimlerini ald›k.
Seçim öncesi harekete geçen STK’lar›n
seçmenlere verdi¤i mesaj a¤›rl›kl› olarak
‘çevreyi gözetmeyen partilere oy vermeyin’
fleklinde. Benim an›msad›¤›m en eski ve
san›r›m uzun süre boyunca da tek örnek,
Do¤al Hayat› Koruma Derne¤i’nin 1991
genel seçimi öncesi yürüttü¤ü ‘oyunuzu
çöpe atmay›n’ bafll›kl› kampanya idi.
Ancak, Mercek bölümündeki ‘Çevreden
muaf siyaset’ bafll›kl› yaz›m›zda da okuyaca¤›n›z gibi, siyasî partilerin seçim programlar›nda çevreye bak›fllar› pek umut
verici de¤il. Bu, hemen bütün partilerin
ortak niteli¤i. Hâl böyle olunca, ‘çevreyi
gözetmeyen partilere oy vermeyin’ ça¤r›s›
gerçek hayatta pek karfl›l›¤›n› bulmuyor;
‘çevreyi öncelikli bir sorun olarak gören’,
iktidar oldu¤unda önce çevre sorunlar›na
e¤ilecek bir parti zaten yok.
Bununla birlikte Türkiye’de giderek
artan bir çevre bilinci var. Sadece türleri ve
habitatlar› koruman›n eti¤i boyutunda
de¤il; çevresel bozulman›n, ülkemizin ve
gezegenimizin gelece¤i aç›s›ndan yaflamsal
öneminin kavranmas› söz konusu. Çevreyi
önemseyen kitle, seçim d›fl›ndaki ortamlarda, imza kampanyalar›, yürüyüfller, protesyeşil UFUKLAR | NİSAN - HAZİRAN 2007 | 4
NAFİZ GÜDER
Çevre örgütleri
ve seçim
SİVİL TOPLUM EYLEMDE: Giderek daha çok sayıda insan çevre sorunlarına karşı harekete geçerken, seçim ortamında
siyasîlerin dikkatini çevreye çekme konusundaki girişimler yetersiz kalıyor.
tolar, bas›n bildirileriyle sesini duyuruyor
ve taleplerini yöneticilere iletiyor.
Ancak normal ortamdaki giriflimler
genel olarak; çevre aç›s›ndan zararl› olabilecek, yasa taslaklar›na, idarî karar ve
uygulamalara; ya da özel sektörün yapt›¤›
çevreye zararl› yat›r›mlara karfl› tepki gösterme fleklinde, yani edilgen olmas›.
Sürekli tepki göstermek ya da elefltirir
konumda olmak yerine daha etken olan,
örne¤in nas›l bir çevre yasas› istedi¤ini,
nas›l bir enerji, tar›m ya da turizm politikas› istedi¤ini, havza ve su yönetimi konusundaki taleplerini siyasî partilere, milletvekili adaylar›na ileten sivil çevre kurulufllar›n›n artmas› ise, kal›c› çözümler üretilmesi için yaflamsal bir gereklilik, sivil toplumun canl›l›¤›n›n bir belirtisi. Kamuya
yans›masa da, konular›nda uzman kimi
çevre kurulufllar›n›n, örne¤in deniz hukuku ve denizlerimizin korunmas› için gerekli stratejilerin belirlenmesi konusunda
canla baflla çal›flt›¤›n› biliyoruz.
Seçim ortam›, hem topluma hem de
STK’lara, yönetime aday olan siyasîlerden
kendi ilgi alanlar› do¤rultusunda ‘söz alma’
f›rsat› sunuyor. Siyaset arenas›nda verilen
vaadlerin yerine getirilmesinin garantisi
olmasa da, çevre konusunda taahhütte
bulunmufl bir parti veya aday, sözlerini
yerine getirmedi¤inde, sivil toplumun ve
seçmenin ‘hesap sorma’ hakk› do¤mufl
olur; herhangi bir taahhütte bulunmam›fl
bir siyasetçiye ise ancak tepki gösterilebilir.
Bu ba¤lamda çevre örgütlerinin tek tek
ya da toplu olarak taleplerini 22 Temmuz
öncesinde siyasîlere aktarmas› önemli.
Zaten yürütülen lobi ve savunuculuk çal›flmalar›n›n seçim vesilesiyle tekrar toplumun gündemine getirilmesi, kal›c› çözümler için siyasî destek sa¤lanmas› aç›s›ndan
önemli ve güçlü bir f›rsat sunuyor. Çevre
örgütlerinin bu f›rsat› iyi de¤erlendirmesi
gerekiyor.
Görüfltü¤ümüz baz› uzmanlar, seçim
erkene al›nd›¤› için çevre örgütlerinin
‘haz›rl›ks›z yakaland›¤›’ yorumunu yapt›.
Oysa seçim normal takviminde, yani
Kas›m’da yap›lacak olsayd› bile, bir çevre
örgütünün haz›rl›¤›n› çok daha önceden
yapmas›, seçimin erkene al›nmas›na karfl›
da haz›rl›kl› olmas› beklenir.
Bir kentsel çevre derne¤inin yetkilisi,
“gelin adaylar›n önüne çevre, insan haklar›, kültürel haklar vs. hakk›nda taleplerimizi iletece¤imiz bir sözleflme koyal›m,” ça¤r›s›nda bulundu ama, dergimizin haz›rl›k
aflamas›nda henüz somut bir ad›m yoktu.
Do¤al çevre konusunda çal›flan bir vakf›n
yöneticisi, “çevreci STK’lar› aras› asgâri
müfltereklerin çok oldu¤unu ancak bu
seçimlerde geç kal›nd›¤›n›,” ifade ettikten
sonra, “gelecek seçimler için flimdiden
bütün çevre STK’lar›n›n bir komisyon oluflturup öneriler paketi haz›rlamas›n›,” teklif
ediyor. Çevre alan›nda çal›flan bir akademisyen ise, seçim sonras› bakanl›kla çal›flacak olan STK’lar›n, ‘çevreyi önemsemeyen partiye oy vermeyin’ mesaj›n› aç›kça
söylemekten çekinece¤ini düflünüyor. Bir
di¤er uzman da, gündemdeki di¤er siyasî
geliflmelerin a¤›r basmas›yla sivil toplumun, milletvekili adaylar›na ortak bir talep
iletmeyi geri plana att›¤› görüflünde.
GFK Türkiye ve Arya Sponsorluk’un,
küresel ›s›nmayla ilgili düflünceleri ve
çevre konular›nda özel sektörün yürüttü¤ü
faaliyetleri de¤erlendirmek için 16 ilde
yapt›¤› ve Haziran’da aç›klanan araflt›rmaya göre, Türkiye’de her üç kifliden biri
(%34.1), küresel ›s›nmay› hayat›ndaki en
büyük tehdit olarak görüyor. Bu hiç de
az›msanacak bir oran de¤il, hem de savafl,
terör, yoksulluk gibi tehditlerin daha alt
s›ralarda yer ald›¤› düflünülürse.
Tabloya bu aç›dan bakt›¤›m›zda, çevre
örgütlerinin, seçimden önceki son haftalarda, partilere ve milletvekili adaylar›na
yönelik somut taleplerde bulunmas› daha
da önem kazan›yor. Çevre örgütleri böylece, küresel ›s›nmay› en büyük tehdit olarak
gören bireylerin beklentilerini temsil ederek toplum nezdinde daha çok sayg›nl›k
kazanabilir ve tabanlar›n› geniflletebilir.
Nafiz Güder
2-5ForumYU10.qxd:2-5ForumGH3.4
7/4/07
10:07 AM
Page 5
FORUM
konuk görüşü
Boğaziçi Üniversitesi, Turizm Meslek Yüksek Okulu
öğretim görevlisi Doç. Dr. Vural Yiğit, doğa felsefesi ve
çevre etiği konusundaki düşüncelerini
Yeşil Ufuklar ile paylaştı.
Felsefe, M.Ö. 6 yy.’da Antik Küçük
Asya’n›n, yani Anadolu’nun bat› k›y›lar›nda yer alan ‹yonya’da do¤du. Hakk›nda
bilgi sahibi oldu¤umuz ilk bilgin Millet’li
Thales’le bafllayan düflünce dizgesi günümüzde de geçerlidir. Tales, evreni söylem
bilim-mitolojinin d›fl›na ç›kararak anlamaya ve aç›klamaya çal›flm›flt›r. O ve onu
izleyenlerin evreni tan›mlamak için kulland›klar› ortak de¤er ‘do¤a’ idi.
Düflünce tarihinin ilk dönemlerinden
beri var olan ‘do¤ay› anlama ve alg›lama’
u¤rafllar›n›n, ekolojiye ve yak›n çevreye
yönelmesi için çevresini kirleten insan›n,
ondan zarar görmeye bafllamas› gibi bir
sürecin yaflanmas› gerekecekti. fiimdi
burada bir anlamda felsefenin tan›m›
olan soru sorma ifllemine bafllayabiliriz:
Neden insanlar ac›mas›z bir flekilde milyonlarca, yüz binlerce y›lda oluflmufl olan
gölleri, akarsular›, denizleri, topra¤›,
ormanlar›, havay› kendine zarar› olaca¤›n›
bile bile, hiç düflünmeden kirletiyor? Neden
do¤aya insan kadar zarar veren baflka varl›k yok? Her fleyin ölçüsü insan m›d›r?
Eski ça¤›n Trakyal› filozofu Protagoras’›n, “insan her fleyin ölçüsüdür,” deyifli günümüzde de geçerli midir? Afl›r› insan
odakl› görüfl ve yaflay›fl biçimlerinin, yaflad›¤›m›z do¤aya vermifl oldu¤u zararlar›
görmede ve alg›lamada oldukça geciktik.
Ancak, ayd›nlanma ile birlikte ortaya ç›kan
ve geliflen, ‘humanism’ ya da ‘insanc›ll›k’
anlay›fl›nda, birey ya da insanlar, ilke olarak toplumdaki herkestir; ‘kendi’ ile birlikte baflka insanlard›r, canl› veya cans›z di¤er
varl›klard›r, k›sacas› içinde yaflad›¤› do¤ad›r ve çevresidir.
Etik devreye giriyor
Felsefenin uyguluma alan›ndaki en
önemli dal› olan etik, insanlar aras›ndaki
iliflkilerin temelinde yer alan de¤erleri
inceler. Bir di¤er deyiflle ‘iyi’ ya da ‘kötü’
veya ‘do¤ru’ ya da ‘yanl›fl’ olan›n niteli¤ini,
geliflimini ve de¤iflimini araflt›r›r. Etik kavram›n› dilimizde ‘törebilim’ olarak söylüyoruz. Ahlâk ise, insanlar›n toplum içindeki
davran›fllar›n› ve birbirleriyle iliflkilerini
düzenlemek amac›yla baflvurulan kurallar›n bütünüdür. ‹nsanlar›n toplumdaki di¤er
bireylere karfl› görevleri ahlâk kurallar› ile
tan›ml›d›r. Ancak günümüzde bu yeterli
olam›yor, ekolojiyi ve çevreyi de kapsayan
yeni etik ve ahlâk görüngüleri gerekli.
Çevre eti¤i, uygulamal› etik içinde
üzerinde en az durulan ve birçok aç›dan
tart›flmal› olan bir aland›r. Bunun bafll›ca
nedenleri:
çevrenin karmafl›kl›¤›, çevre
konular›ndaki ç›kar çat›flmalar›,
insan odakl› etik gelenekler,
insan›n yaflam›nda, çevreyi d›fllayan kavram ve kuramlar,
olarak özetlenebilir. Günümüzde bu
belirsizlik ve ç›kar çat›flmas›, etik ilkelere
olan e¤ilimi art›r›rken, geleneksel eti¤in
temel varsay›mlar›n›n yaln›zca insan›
kapsamayan ve çevreyi de içine alacak
flekilde geniflletilmesini zorunlu hale
getirmifltir. Bu oluflumlar› iyi de¤erlendirmek ve kavrayabilmek için olaylara sosyal, ekonomik ve politik oldu¤u kadar,
etik aç›dan bakmak gereklili¤i do¤maktad›r.
Çevre etiğinin doğuşu
Böylece ekoloji, do¤al olarak beraberinde ‘ekoloji eti¤i’ ve ‘çevre eti¤i’ kavramlar›n› da getirmifltir. Yeni bir çevre
eti¤i olgusu yaratmak, çevre dostu
olmak, ekosistemin bir bilefleni olarak
kendi kufla¤›n›n gelece¤ini sürdürebilmesi aç›s›ndan da kaç›n›lmazd›r.
‹nsan›n d›fl›ndaki do¤ayla olan iliflkimizin bugün ortaya ç›kard›¤› çok büyük,
çok boyutlu, çok ciddi ve yaflamsal
sorunlar var. Oysa ki, ona ç›karc› olamayan, onun varl›¤›n› amaç edinen bir yaklafl›mla bakmamam›z, öz olarak do¤aodakl› bir etik görüflünü benimsememiz
için birçok neden var. Yeter ki varoluflumuzla ilgili olarak; dar, önyarg›l› ve
bilinçsiz olarak nitelenecek bak›fl aç›s›n›
bir yana b›rakabilelim.
Peki, do¤a-odakl› bir etik görüfl
nas›l oluflturulacakt›r? Uygarl›¤›, kültürü yaratan, bilimde, teknikte, sanatta,
felsefede bunca ilerlemeyi baflaran
insan, neden kendi çevresini korumay›
da ayn› ölçüde ilerletemedi? Toplumda
bugün baflta çevre kirlili¤i olmak üzere
görmekte oldu¤umuz tüm kirliliklerin
sorumlusu yine insan de¤il mi? ‹nsan›n
kendi yaratt›¤› bu olumsuz dünyan›n
d›fl›nda kalmas›n›n nedeni nedir? Sahip
oldu¤u kültürün veya kültürsüzlü¤ün
do¤aya karfl›t bir olguymufl gibi görülmesi mi?
VURAL YİĞİT ARŞİVİ
Çevre korumada etik, düşünsel ve
akılcı yaklaşımlar
Çevre etiği oluşturma
Etik aç›dan, çevre ile ilgili iki temel
de¤er vard›r. Birincisi bir canl›n›n veya
do¤al bir yap›t›n bize faydas› oldu¤u için
bir de¤eri olmas›d›r. ‹kincisi ise; bir varl›¤›n bize faydas› olsun veya olmas›n kendine özgü bir de¤eri olmas›d›r. Unutmamak gerekir ki bu guruba giren de¤er
ve çevreyle ilgili bileflenler, dolayl› olarak
do¤al yaflam›n korunmas› ve çeflitlili¤in
getirdi¤i, evrim ve dengelerin korunmas›d›r.
E¤er bir ekolojik de¤er, biotik toplumun bütünlü¤ünü, dengesini ve güzelli¤ini koruyorsa o zaman o fley de¤erlidir
yani ‘do¤ru’ dur; de¤ilse ‘yanl›fl’t›r. Örne¤in tür ›rkç›l›¤› kötüdür. Nas›l ki tarih
boyunca toplumlarda görülen ›rkç›l›k
kötü sonuçlar vermiflse hayvanlara karfl›
yapt›¤›m›z (bir türü koruyup beslemek,
di¤er türü yok etmek gibi) tür ayr›l›kç›l›¤› da do¤ru de¤ildir.
K›sacas› hem çevreden yararlanmal›,
hem de onunla dost olmal›y›z. Çevre
dostu dedi¤imiz tüm gerçek yaklafl›mlar
ve uygulamalar, etik aç›dan do¤ru olan
davran›fllard›r. Bu nedenle, bireysel, toplumsal ve evrensel çevre (do¤a) eti¤i
de¤erleri oluflturarak ve gelifltirerek,
yaflad›¤›m›z do¤ay› korumal›y›z.
Kirlenmifl çevreyi ve y›k›ma u¤ram›fl
do¤ay›, yaln›zca teknolojik önlemler ile
düzeltmek olanakl› de¤ildir. Çevre eti¤i
ve de¤erleri oluflturamadan ve bunlar›
uygulamadan toplumsal ve küresel
düzeyde do¤ay›, dolay›s› ile insan›n
kendi kendisini yok etme süreci durdurulamaz ve önlenemez. ‹nsanlar›n bu
konuda al›flkanl›klar›n› yasal ve di¤er
önlemler ile de¤ifltirmeye çal›flmadan
önce onlar›n inançlar›n›, çevre de¤erlerini ve düflünce yap›s›n› de¤ifltirmeliyiz. Bu
da hiç kolay bir ifl de¤ildir.
Sonuçta, do¤aya gönül veren insanlar
olarak, “düflünen insan kendi çevresine
zarar veremez,” diye alg›l›yor ve kirlenen
do¤am›z›n ve çevremizin etik yaklafl›mlar
ile yine düflünsel ve ak›lc› yollarla korunaca¤›n› düflünüyorum.
5
| NİSAN - HAZİRAN 2007 | yeşil UFUKLAR
6-9CEEnewsYU10GG.qxd:6-8CEENewsGH3.4
7/4/07
10:16 AM
Page 6
HABERLER
Bölgesel kısa haberler
I Letonyalılar’da nükleer endişesi
Letonya halk› ve çevre gruplar›, komflular› Litvanya’da yeni
bir enerji santral› kurulmas›n› engellemeye çal›fl›yor. Santral,
Letonya’n›n Daugavpils bölgesine komflu Ignalina’da
bulunan, mevcut bir tesisin yerine planlan›yor.
Daugavpils ve komflu beldelerin sakinleri, Ingalina’n›n
1 ve 2 numaral› reaktörlerinde kullan›lacak nükleer yak›t
art›¤›n›n, on y›llar boyunca saklanaca¤› depolama tesisi
konusunda endifleli.
100,000 nüfuslu Daugavpils, Letonya’n›n ikinci büyük
flehri. Ignalina’dan sadece 30 km uzaktaki Demene ve
Medumi gibi taflra belediyeleri, nükleer bölgeye daha da
yak›n.
Demene Belediye Baflkan› Valentina Gadzane, “yan›
bafl›nda nükleer santral olan bir bölgede kimse üretim
yapmak, hatta oturmak istemeyece¤i için arazi fiyatlar›
düflüyor, organik tar›m ve k›rsal turizm olumsuz
etkileniyor,” diyor.
Santrali planlayanlar ise, gizlili¤i öne sürerek, santralle
ilgili birçok veriyi sakl›yor.
Letonya Yeflil Hareketi ve Orta ve Do¤u Avrupa Banka
‹zleme A¤›’ndan Alda Ozola-Matule’ye göre, “nükleer
enerjinin afl›r› yüksek maliyetleri, sürdürülebilir yerel ve
yenilenebilir kaynaklar›n gelifltirilme olas›l›¤›n› tümüyle
zora sokuyor.
I Boru hattı finansmanını durdurma talebi
Güney Do¤u Avrupa Kalk›nma Gözlemcileri (SEEDW,
önceki ad›yla ‹stikrar Pakt› Gözlemcileri), Bulgar, Yunan ve
Rus hükümetleri taraf›ndan Burgaz-Dedea¤aç petrol boru
hatt› için Mart’ta imzalanan 1 milyar avroluk anlaflmaya
tepki göstererek; AB ile kamuya ait uluslararas› finans
kurumlar›na (UFK), Güney Do¤u Avrupa’daki petrol boru
hatlar›na finansman sa¤lamamalar›, sürdürülebilir enerji
projelerine odaklanmalar› ça¤r›s›nda bulundu.
Güney Do¤u Avrupa hükümetleri ve uluslararas› ifl
dünyas› temsilcileri, Mart’taki Sofya Enerji Konferans›’nda,
AB ve UFK’lar taraf›ndan böyle projelere verilen malî
deste¤in, AB’de petrol tüketimini art›raca¤›n› ve blok
içindeki sera gaz› sal›mlar›n› 2020’ye kadar %20 azaltma
hedefine ulaflma çabalar›na sekte vuraca¤›n› iddia etti.
Bulgar çevre STK’lar› ayr›ca, Burgaz-Dedea¤aç boru
hatt›n›n, Burgaz yak›nlar›ndaki Mandra-Poda göller bölgesi
ile Bulgaristan-Türkiye s›n›r›ndaki Tunca Nehri vadisi dahil
olmak üzere, Natura 2000 ve Ramsar alanlar›n› ikiye
bölece¤inden endifle duyuyor.
Öte yandan, projeyi destekleyenler, boru hatt›n›n, dar
ve trafi¤i yo¤un Türkiye Bo¤azlar›’ndaki tanker kazas›
riskini azaltaca¤› görüflünde. Bir di¤er görüfle göre ise,
giderek artan petrol talebi, boru hatlar›na ra¤men
Karadeniz’deki tanker trafi¤ini art›racak.
I Tuna kutlamaları Haziran’da
Tuna Günü, Tuna Nehri Koruma Sözleflmesi’nin 1994’ta
Sofya’da imzalanmas›na dikkat çekmek üzere, 29
Haziran’da üçüncü kez kutland›. Tuna Havzas› su
yönetiminden sorumlu olan Viyana’da yerleflik Tuna Nehri
Uluslararas› Koruma Komisyonu (ICPDR) etkinli¤e öncülük
etti.
Tuna Nehri havzas›ndaki 13 ülkenin tümü; nehir
temizleme çal›flmalar›, konserler, festivaller, bisiklet turlar›
ve benzeri programlarla yüzden fazla faaliyete ev sahipli¤i
yapt›.
ICPDR ‹cra Sekreteri Philip Weller, Tuna Günü’nün; su,
güç kayna¤›, rekreasyon ve geçim olana¤› sa¤layarak
insanlar›n yaflamlar›nda vazgeçilmez bir rol oynayan nehre
duyulan sayg›n›n bir ifadesi oldu¤unu söyledi.
yeşil UFUKLAR | NİSAN - HAZİRAN 2007 | 6
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
Çevreciler ‘cimri’ salım
hedeflerini eleştiriyor
I AB’nin 9 Mart’taki bahar konsey toplant›s›nda liderler,
sera gaz› sal›mlar›n›n 2020 y›l›na kadar, 1990 seviyelerine
k›yasla %20 azalt›lmas› için tek tarafl› bir hedef benimsedi.
Devlet baflkanlar› yenilenebilir enerji kaynaklar›n› daha
fazla kullanma konusunda mutab›k kalsa da, sal›m hedefleri yeflil gruplar› düfl k›r›kl›¤›na u¤ratt›.
Konsey üyeleri %30’luk bir hedef koymak yerine,
geliflmifl ülkelere, sera gaz› sal›mlar›n› azaltma konusunda
daha azimli olmalar› tavsiyesinde bulunmay› tercih etti.
Avrupa Yeryüzü Dostlar›’n›n iklim kampanyac›lar›ndan
Jan Kowalzig, “AB liderleri, Baflkan Bush’u, Amerika’n›n
sal›mlar›n› %30 azaltmaya ikna etmeye çal›fl›rken, kendileri
için ayn› hedefi benimsemekten kaç›nmalar› çarp›c›d›r,” dedi.
Liderler, Avrupa’n›n temel enerjisinin %20’sinin yenilenebilir kaynaklardan sa¤lanmas› konusunda da mutab›k
kald›. Ancak kimileri, genifl kapsaml› hedefi, hem çok
düflük oldu¤u hem de sektörleri tan›mlamad›¤› için etkisiz
oldu¤u gerekçesiyle elefltiriyor. Avrupa Komisyonu, ‘Yenilenebilir Enerji Yol Haritas›’ etki de¤erlendirmesinde, “genifl
kapsaml› tek bir hedefin, yeterince etkili olamayaca¤›n›,
pazar›n belli sektörlerinde faaliyet gösteren iflletmelere yol
göstermede zay›f kalaca¤›n›,” kabul etmiflti.
Çevre gruplar› bundan baflka, 2020 y›l›na kadar enerji
israf›n›n %20 oran›nda azalt›lmas›na dair bir anlaflmay› da,
yapt›r›m gücü olmad›¤› gerekçesiyle elefltirdi.
MADENCİLİK
Gizli toplantıya protesto
I Ço¤unluk hissesi Kanada kökenli Gabriel Resources’e ait olan
Rosia Montana Alt›n fiirketi’ne (RMGC) muhalif gruplar, Birleflmifl
Milletler Kalk›nma Program› (UNDP) Slovakya ofisinin giriflimlerine
karfl› fiubat ay›n›n sonlar›nda mücadele bafllatt›.
Greenpeace üyeleri, Gabriel’in üst düzey yöneticilerinin UNDP
Romanya’dan Soknan Han Jung ve Florin Banateanu ile Bratislava’da görüfltüklerini ö¤rendi.
Greenpeace yapt›¤› aç›klamada, “toplant›da; Romanya Bilimler
Akademisi, Macar Hükümeti ve Avrupa Parlamentosu taraf›ndan
tüm bölge için ciddi bir ekolojik tehdit olarak nitelenen bir projenin sürdürülebilmesi için planlar yap›ld›¤›n›,” ifade etti.
Greenpeace, Gabriel ile Kalk›nma Program› aras›ndaki çeflitli
temaslar›n, toplumdan ve di¤er paydafllardan kasten sakl› tutuldu¤u iddias›yla UNDP’ye aç›k bir mektup gönderdi.
UNDP Bratislava ofisinin sözcüsü Zoran Stevanovic, iki taraf
aras›nda görüflmeler yap›ld›¤›n› do¤rulad› ancak flu anda ayr›nt›lar›
aç›klamak istemedi¤ini belirtti.
GREENPEACE SLOVAKYA
6-9CEEnewsYU10GG.qxd:6-8CEENewsGH3.4
7/4/07
10:16 AM
Page 7
HABERLER
AB’den Güncel Haberler
CEE BANKWATCH
I Taşkın yasası muhalafete karşın geçti
DOĞA KORUMA
Komisyon Polonya’ya karşı sert
I Kuzey Do¤u Polonya’daki Ropsuda Vadisi, Polonya Hükümeti ve
Avrupa Komisyonu aras›nda anlaflmazl›¤a sahne oluyor. Komisyon’un
tavsiyesi üzerine, Polonya, yasal olarak Natura 2000 statüsü ile korunan
vadiden geçen Via Baltica otoyolunun inflaat›na bafllad›¤› için, AB çevre
kanununu ihlâl etmekten dolay› Avrupa Adalet Divan›’nda dava ediliyor.
Avrupa Komisyonu, infla ekiplerinin bölgeye flimdiden yerleflmifl
olmalar›ndan dolay›, h›zl› müdahale etmek için özel ‘ara önlemler’ bile
deniyor. Çevre gruplar›, nihaî mahkeme karar› acilen al›nmad›¤› takdirde vadinin onar›lamaz flekilde zarar görmesinden endifleli.
Polonya Baflbakan› Jaroslaw Kaczynski, fiubat ay›nda, konu ile ilgili referanduma gidilmesini önermiflti; ancak bu öneriye, AB kanununun ihlâl edilip edilmeyece¤ine iliflkin bir referandum yap›lamayaca¤›
sav›yla karfl› ç›k›ld›.
Bankwatch (Banka ‹zleme) Politika Koordinatörü Magda Stockiewicz, “Polonya’n›n mahkemeye götürülmesi büyük talihsizlik, ancak
bu olayda hükümetin Avrupa yasalar›n› düflüncesizce ihlâli göz önüne
al›nd›¤›nda, sürpriz de say›lmamal›,” fleklinde konufltu. “Komisyon’un
kararl› duruflu cesaret verici, bununla birlikte, mahkeme karar›n›n da
Ropsuda aç›s›ndan olumlu olmas›n› umuyoruz.
DOĞA KORUMA
Tuna, tehlike altındaki
ilk 10 nehir arasında
I Dünya Do¤ay› Koruma Vakf› (WWF) 20 Mart’ta; barajlama,
kirlilik ve küresel ›s›nma ile di¤er baflka çevresel tehditlerin bir
araya gelmesi sonucunda, Avrupa’n›n en uzun nehrinin, dünyan›n en fazla tehlike alt›ndaki 10 nehrinden biri haline geldi¤ini aç›klad›.
WWF’nin raporuna göre, Tuna’n›n ve kollar›n›n do¤al taflk›n ovas›n›n %80’inden fazlas›, 1800’lerin bafl›ndan bu yana
yok oldu; yönetim zaaflar› ve süregelen inflaatlar durumu daha
da kötülefltirmekte.
EUobserver, AB Trans-Avrupa Tafl›mac›l›k A¤›’n›n;
Tuna’n›n, Macaristan, S›rbistan, Romanya ve Bulgaristan’da
bulunan orta ve afla¤› k›s›mlar›ndaki k›ymetli do¤al alanlara
ciddi derecede zarar verebilece¤i uyar›s›nda bulunan WWF
görüflüne yer verdi.
WWF, yeni kanallar aç›lmas›n›n, sadece biyolojik çeflitli¤in
ve sulak alanlar›n yitirilmesine, ve taflk›n sorununun büyümesine yol açmakla kalmay›p; yeralt› su düzeyini de düflürece¤ini ve 20 milyon insan›n içme suyuna erifliminin güçleflece¤ini
vurgulad›.
Tuna’n›n bahar taflk›nlar› son y›llarda düzenli olarak afete
yol aç›yor. EUobserver haberine göre, daha iyi bir taflk›n kontrolü sa¤lamaya yönelik çabalar›n art›r›lmas›yla birlikte, uzmanlar, nehrin %85’ten büyük k›sm›nda, 2015’e kadar tüm Avrupa
sular›n› ‘iyi’ duruma getirmeyi amaçlayan AB Su Çerçeve
Direktifi’nin hedeflerinin tutturulamayaca¤›n› düflünüyor.
Tuna, WWF’nin tehlike alt›ndaki ilk 10 listesinde bulunan
tek Avrupa nehri. Di¤erleri, Asya’da Yang Çe, Mekong, Saluen, Ganj ve ‹ndus; Latin Amerika’da La Plata ve Rio Grande;
Afrika’da Nil ve Avustralya’da Murray-Darling.
2005’teki taflk›n felâketinin ard›ndan, Avrupa Komisyonu’nun, AB baflkentlerini, taflk›n risklerini daha iyi yönetmeye zorlayan taslak direktifi, 25 Nisan’da Avrupa Parlamentosu’nda ikinci kez yap›lan oylama sonucunda kabul edildi.
‘Taflk›n risklerinin ölçülmesi ve yönetilmesi direktifi’, ön
taflk›n riski ölçümü ve haritalama aç›s›ndan, ortak akarsu
havzalar›nda uluslarars› iflbirli¤i unsurunu güçlendiriyor.
‘Maliyet karfl›lama ilkesi’, direktifin en çok tart›fl›lan yönlerinden biri oldu. Avrupa Parlamentosu’nun Avusturyal›
muhafazakâr Üyesi ve belgenin mimar› Richard Seeber,
EUobserver‘a, “e¤er bir inflaat›n [proje] taflk›n riski üstünde
do¤rudan bir etkisi varsa, inflaata izin veren sorumlular risk
art›fl›n›n bedelini ödemelidir,” aç›klamas›n› yapt›.
Üye ülkeler, Parlamento’nun Çevre Komitesi’ne direktifin gevfletilmesi yönünde bask› yaparken Seeber de, belgenin, çeflitli taraflar›n, ç›karlar› dengelemek için çaba harcayaca¤›, kurumlar aras› bir uzlaflmayla sonuçlanaca¤›na inan›yordu. Uzlaflma komitesi, yaklafl›k sekiz haftal›k bir sürede taflk›n önleme tedbirleri hakk›ndaki ortak metnin yaz›m›n› sonuçland›rd›. Direktifin Konsey taraf›ndan uyarlanmas› önümüzdeki aylarda gerçekleflecek.
I Euratom için düzenleme arayışı
Nükleer enerji, Avrupa Parlamentosu Üyeleri aras›nda
yeniden üst düzey görüflme konusu oldu. Son müzakereler, Avrupa nükleer iflbirli¤i için dönüm noktas› niteli¤indeki Euratom Antlaflmas›’n›n 50’nci y›ldönümü dolay›s›yla gerçeklefliyor.
Nükleer enerjiye olan ilgi 1957’den beri, özellikle de
1986’daki Çernobil felâketinden sonra azalmakla birlikte,
birçok Avrupa Parlamentosu Üyesi, AB enerji kar›fl›m›n›n
daha büyük bir k›sm›n›n nükleer enerjiden oluflmas›
gerekti¤ini düflünüyor. Nükleer gücü hararetle savunan
Avrupa Parlamentosu’nun Litvanyal› Üyesi Eugenijus Maldeikis; neredeyse yar›m yüzy›l önce AB’nin alt› kurucu
üyesi taraf›ndan imzalan›fl›ndan beri de¤iflmeyen, ama
bugün 27 üye ülkeyi ba¤layan antlaflmada yeni düzenlemeler öngören bir rapor haz›rlad›.
Ancak, birçok AB hükümeti, Brüksel’in nükleer enerji alan›nda söz sahibi olmas›na s›cak bakm›yor. Bir AB
yetkilisi, EUobserver‘a aç›klamas›nda, “baz› ülkeler, Avrupa Komisyonu’nun kendi iç ifllerine burnunu sokmas›n›
istemiyor,” dedi. Oylamadan önce raporda birçok de¤ifliklik yap›lmas› bekleniyor.
I Macaristan’ın GD yasağına destek
20 fiubat’ta yap›lan oylamada AB hükümetleri; Macaristan’›n, ABD’li Monsanto’nun haflere öldürücü zehirli
madde içeren bir transgenik (gen aktar›ml›) m›s›r ürünü
olan MON810 isimli geneti¤i de¤ifltirilmifl organizmaya
(GDO) uygulad›¤› yasa¤› destekledi. Üyelerden yaln›zca
Finlandiya, Hollanda, ‹sveç ve Birleflik Krall›k, Budapeflte’nin yasa¤› kald›rmas› yönünde oy kulland›.
AB bakanlar› daha geçen y›l, Avusturya’n›n ayn›
ürüne koydu¤u yasa¤› desteklemiflti. fiubat oylamas›, AB
ülkelerinin, üye bir devleti, bir GDO’nun ülke içinde
yetifltirilmesine izin vermeye zorlayan Avrupa Komisyonu
teklifini engelleyen üçüncü oylama oldu.
Romanya ve ‹spanya gibi ülkeler on binlerce hektara
geneti¤i de¤ifltirilmifl bitki ekmiflti; ancak iki ülke de ulusal ba¤›ms›zl›k gerekçesiyle Macaristan’›n yasak karar›n›
destekledi.
Komisyon, flimdi ya yasal yola bafl vuracak ya da
Avusturya ve Macaristan’›n yasaklar› kald›rmas› yönündeki giriflimlerinden vaz geçecek.
Genetik mühendislik konusunda Greenpeace’in
k›demli AB politika dan›flman› Marco Contiero oylama
sonras›nda, AB’nin, ‘üç hata yapan oyun d›fl› kal›r’ politikas›na uymamas›na üzüldüklerini söyledi.
7
| NİSAN - HAZİRAN 2007 | yeşil UFUKLAR
6-9CEEnewsYU10GG.qxd:6-8CEENewsGH3.4
7/4/07
10:16 AM
Page 8
HABERLER
Türkiye’den Kısa Kısa
Türkiye S›naî Kalk›nma Bankas›’n›n
(TSKB) çevre konulu kurumsal sosyal
sorumluluk projesi 2 May›s’ta tan›t›ld›.
Toplumun çevre konusundaki bilgi ve
bilinç düzeyini art›rmay› hedefleyen,
‘TSKB ile Önceli¤imiz Çevre’ projesi, birbirini tamamlayan bir dizi etkinlikten
olufluyor. Proje kapsam›nda, önce projeye
destek olacak ‘Çevre Elçileri’ belirlendi,
ard›ndan <www.cevreciyiz.com> adresinden yay›n yapacak zengin içerikli bir
çevre portal› haz›rland›. Proje kapsam›nda
ayr›ca, yaz aylar›nda ‘Do¤a ‹le Buluflma’
günü, sonbaharda ise ‘TSKB ile Önceli¤imiz Çevre Konferans›’ düzenlenecek.
I Köşk’ten nükleere veto
Cumhurbaflkan› Ahmet Necdet Sezer,
Nükleer Güç Santrallar›n›n Kurulmas› ve
‹flletilmesi ile Enerji Sat›fl›na ‹liflkin 5654
say›l› kanunu k›smen TBMM’ye iade etti.
Cumhurbaflkanl›¤› Bas›n Merkezi’nden
yap›lan aç›klamaya göre, Sezer, yasan›n
5, 6 ve 7. maddelerinin bir kez daha
görüflülmesini istiyor.
I Sayıştay atık raporu
Say›fltay’›n TBMM Baflkanl›¤›’na sundu¤u
Türkiye’de At›k Yönetimi bafll›kl› rapora
göre, tehlikeli at›klar›n sadece %5’i kural›na uygun yok ediliyor, %40’› ise yak›l›yor.
T›bbî at›klarda bu oran %51 düzeyinde.
Di¤er tehlikeli at›klar ise evsel at›klarla
birlikte depolan›yor ve yeralt› sular›na
kar›flarak hastal›klara yol aç›yor. Raporda,
Türkiye’de kifli bafl›na ortaya ç›kar›lan at›k
miktar›n›n günde 2 kg oldu¤u; her insan›n
y›lda, ortalama a¤›rl›¤›n›n on kat› kadar
at›k üretmekte oldu¤u vurgulan›yor.
Geliflmifl ülkelerde at›klar›n %55 ilâ 65’i
tümüyle geri dönüfltürülerek ekonomiye
kazand›r›l›yor. Geri kalan k›sm› da çevreye zarar vermeyecek flekilde bertaraf ediliyor. Buna karfl›n Türkiye’de dönüflüm
oran›
çok
düflük
düzeylerde.
<www.sayistay.gov.tr>
I Enerji Verimliliği Haftası
26. Enerji Verimlili¤i Haftas› 11-14 Nisan
tarihleri aras›nda gerçekleflti. ‘Enerjinizi
kaybetmeyin’ slogan›yla düzenlenen
etkinlikler kapsam›nda, ‘enerji ve çevre
güvenli¤imiz için enerjimizi bofla harcamayal›m’ yaklafl›m› vurguland›. Maden
Tetkik Arama Enstitüsü (MTA) tesisleri
ve Enerji Park›’nda yap›lan etkinliklerde,
üç gün boyunca befl oturum gerçeklefltirildi. Etkinlikler boyunca Enerjinin üretilmesinde ve tüketilmesinde verimlili¤in,
“Türkiye ve dünya enerji kaynaklar›n›n
daha ekonomik kullan›m›, çevreye olan
etkisinin en aza indirilmesi; hem do¤al
kaynaklar›n verimli kullan›lmas› aç›s›ndan stratejik, hem de insanl›¤›n gelece¤i
aç›s›ndan hayatî öneme sahip oldu¤u,”
vurguland›, <www.eie.gov.tr>
yeşil UFUKLAR | NİSAN - HAZİRAN 2007 | 8
WWW.DSI.GOV.TR
I Önceliğimiz çevre
SU YÖNETİMİ
Atık su tarımda kullanılacak
I Küresel ›s›nma tehdidi nedeniyle su kaynaklar›n› korumak için projeler üreten ‹zmir
Büyükflehir Belediyesi, at›k suyu tar›mda kullanacak. Ar›tma tesislerini, tar›msal
faaliyetlerin yo¤un oldu¤u Gediz, Menderes, Nif havzalar›nda planlayan Büyükflehir
Belediyesi, böylece ar›t›lm›fl sular›n sulamada kullan›lmas›n› hedefliyor.
At›k suyun ileri ar›tma yöntemleri ile ar›t›lmas›yla elde edilen suyun dezenfekte edildi¤ini belirten ‹zmir ‹ZSU yetkilileri, bu suyun ikinci s›n›f sulama suyu niteli¤inde oldu¤unu, yaklafl›k iki y›ld›r Havza At›k Su Ar›tma Tesisleri’nden elde edilen ç›k›fl suyu kalitesiyle ayn› özelli¤i tafl›d›¤›n› kaydetti. Tesisten ç›kan ar›t›lm›fl su
DS‹ kanal›na verilerek sulama amac› ile kullan›l›yor.
‹ZSU yetkilileri, uygulaman›n bir yandan havzalar› evsel kaynakl› kirlilikten
kurtar›rken, di¤er yandan tar›m›n yo¤un oldu¤u bölgelerde sulama suyu ihtiyac›n›
önemli ölçüde karfl›layaca¤›n› aç›klad›. Böylece, sulama suyunun bir k›sm› ekonomik olarak bu tesislerden sa¤lanabilecek.
Benzer bir uygulama daha önce Türkiye Kalk›nma Vakf› (TKV) taraf›ndan yap›lan bir projeyle Sinop Dura¤an Hac›mahmutlu Köyü’nde uygulanm›flt›. At›k su
sorununun çözümünde kat›l›mc› bir uygulama örne¤i gösteren çiftçiler, evsel ar›t›lm›fl sular› bitkisel tar›mda kulland›. Dünyada, ‘Sulu Tar›mda At›k Su Kullan›m›’
olarak bilinen bu yöntem; ABD, Kanada gibi geliflmifl ülkeler ile geliflmekte olan
Asya, Afrika, Latin Amerika ve Ortado¤u ülkelerinde de uygulan›yor. Bu ülkelerin
bafl›nda, Pakistan, Hindistan, Vietnam, Ürdün, Kenya, Meksika ve Tunus geliyor.
Dünya Su Forumu
I Beflincisi 2009’da Türkiye’de gerçekleflecek Dünya Su Forumu’nun haz›rl›klar›
bafllad›. ‹lk olarak 19-20 Mart 2007 tarihlerinde ‹stanbul’da bir bafllang›ç toplant›s›
yap›ld›. 350 kiflinin kat›ld›¤› toplant›da; su temini, su kullan›m›, su fiyatland›r›lmas›,
suyun küresel ›s›nmaya etkileri, at›k sular, su yönetiminde yerel yönetimlerin etkin
k›l›nmas›, sulama, su ile ilgili uluslararas› anlaflmalar, kapasite art›r›m›, su yönetimi
ve su ile ilgili projelerde yolsuzluklar›n ortadan kald›r›lmas› temalar› öne ç›kt›.
Dünya Su Konseyi (WWC) Baflkan› Loïc Fauchon konuflmas›nda, “Burada
bulunmam›z›n as›l sebebi, bugün, daha bu sabah, belki de üç milyar kiflinin, kahvelerini, çaylar›n› haz›rlamak için musluklar›n› açma flans›na sahip olmamalar›d›r.
Ve bugün, tuvalet kullan›m› gibi temel ve zorunlu ihtiyaçlar›n› karfl›layamayan,
ayn› say›da hatta daha fazla insan için, bu haysiyetin tan›nmad›¤› insanlar için
buraday›z,” ifadesini kulland›.
22-24 Mart 2007 tarihlerinde ise birinci haz›rl›k toplant›s› olarak Uluslararas›
Nehir Havzalar› Yönetimi Kongresi, Devlet Su ‹flleri Genel Müdürlü¤ü ve WWC
taraf›ndan Antalya’da düzenlendi.
Kongreye, Baflbakan Recep Tayyip Erdo¤an, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan›
Dr. M. Hilmi Güler, Çevre ve Orman Bakan› Osman Pepe, DS‹ Genel Müdürü Prof.
Dr. Veysel Ero¤lu, WWC Baflkan› Loïc Fauchon, Antalya Belediye Baflkan› Menderes Türel, 5. Dünya Su Forumu Genel Sekreteri Prof. Dr. Oktay Tabasaran, bas›n
mensuplar› ve uluslararas› uzmanlar olmak üzere 70 ülkeden yaklafl›k 700 kifli
kat›ld›. Kongrede, havza yönetiminde kullan›lan teknik ve yöntemler paylafl›ld› ve
Dünya Su Günü kutland›.
Baflbakan Recep Tayyip Erdo¤an, geçmiflte uzun süre suya hiç tükenmeyecek
bir kaynakm›fl gibi davranan insano¤lunun, bu süreçteki yanl›fl al›flkanl›klar›n›n su
k›tl›¤›na yol açt›¤›n› ifade etti.
6-9CEEnewsYU10GG.qxd:6-8CEENewsGH3.4
7/4/07
10:16 AM
Page 9
S U D O S YA S I
su krizi
KENTSEL SU YÖNETİMİ
Su yönetiminde düşündüren
senaryo
I ‹klim de¤iflikli¤i dünyan›n meteorolojik dengesini bozuyor.
S›cakl›¤›n giderek artaca¤›na kesin gözüyle bak›l›rken, iklim
de¤iflikli¤inden en fazla etkilenecek ülkelerden olan Türkiye
ya¤›fls›z bir k›fl›n ard›ndan çok s›cak ve kurak bir yaz geçiriyor.
Ancak ülkemizde iklim de¤iflikli¤ine karfl› hâlâ bir ulusal strateji
yok. Örne¤in su yönetimi konusunda, iklim de¤iflikli¤inin
etkilerine karfl› ‘uyum’ stratejilerinin belirlenmesi, kurakl›¤a karfl›
tedbirlerin bir an önce al›nmas› gerekiyor. Yoksa sa¤l›kl› ve yeterli
su bulmada ciddi zorluklar yaflayaca¤›z.
‹klim de¤iflikli¤i sorunu h›zland›rd› ama ülkemizde su sorunu
her zaman vard›; hem yönetiminde hem de kullan›m›nda. Sadece
bir y›l normalin alt›nda ya¤›fl oldu¤u için kentlerin susuz kalmas›,
baz› su havzalar›n›n tamamen çökmesi bunun sonucu.
Türkiye’de su yönetiminde y›llard›r ciddi bir karmafla var.
Nedenlerden biri, çok say›da sorumlu ve yetkili kamu kurumu
olmas›. Oysa suyun bir kurum taraf›ndan, bütünsel bir flekilde
yönetilmesi, baflar›n›n olmazsa olmaz koflulu.
AB’de su yönetimi, entegre su yönetimini koflul olarak koyan
AB Çerçeve Su Direktifi’ne uygun olarak yürütülüyor. Direktif,
suyun ortak kullan›m›na ve suyun ekolojik de¤erlerine öncelik
veriyor. Türkiye, AB uyum sürecinde su yönetimi sorununu çözmek zorunda. K›t bir kaynak haline gelen suyun arz ve talep aç›s›ndan daha iyi yönetilmesi; üst politikalar›n belirlenmesini; suyla
ilgili kurumlar›n bafltan yap›land›r›lmas›n› ve su kullan›m metodolojisinin de¤ifltirilmesini; sadece kamunun de¤il, tüm paydafllar›n karar sürecinde söz sahibi oldu¤u bir yap› oluflturulmas›n›
gerektiriyor.
Su arz›nda al›flt›¤›m›z süreklilik ve bolluk devam edemez. Su
stoklar›n›n bitti¤ini iflitsek de, ço¤umuz bunu görmezden geliyoruz. Ülkemizde yaflanan ve henüz ‘gizli bir kriz’ niteli¤indeki su
krizi, en az politik ya da ekonomik krizler kadar endifle verici.
Çünkü derhal tedbir al›nmazsa, su arz›nda yaflanacak sorunlar,
politik ve ekonomik krizlere de neden olabilir.
Son aylarda yak›ndan izlenen barajlar ve su stoklar›n›n durumu, bir an önce kriz yönetimine geçmeyi gerektirirken, bunun
hâlâ gerekti¤i flekilde yap›lamad›¤›n› görüyoruz. Ayn› zamanda
uzun vadeli çözüm çal›flmalar›n›n da bafllamas› gerekir. Örne¤in,
su kaynaklar›n›n belirlenmesi ve de¤erlendirilmesi, arz ve talep
yönetimi, suyun etkin kullan›m›, kentlerde suyun nas›l da¤›t›ld›¤›,
içme suyu ar›tma tesisleri ve çal›flma performanslar›, at›k suyun
tekrar kullan›m›, su bedelinin tahsilat›, denetim stratejisi gibi konular›n incelenmesi gerekiyor.
Kentsel flebekelerin eskili¤i ölçüsünde artan flebeke kay›plar›
ise bir di¤er ciddi sorun. Ankara’da fatura edilmeyen su miktar›
%31 gibi son derece yüksek bir oranda. Ne flebeke kayb›n›n oran›
ne de kentte bir günde ne kadar su tüketildi¤i; tüketimin hangi
alanlarda oldu¤u, hangi alanlarda tasarruf edilebilece¤i bilinmiyor.
Kurakl›¤a haz›rlanmas› gereken Türkiye’nin, su kay›plar› konusunda ivedi önlem almas›; bugüne dek düzenli su kesintileri yap›lmamas›n›n nedeninin sorgulanmas› gerekiyor.
Merkezî ve yerel yönetimler, barajlarda kalan suyu idareli kullanma sorumlulu¤unu vatandafla yüklüyor. Kriz döneminde tasarruf gerekli olsa da yerel yönetimlerin aylar önce acil eylem plan›na geçerek su arz›n› kontrol etmesi gerekiyordu.
Su krizini gönüllü tasarrufla yönetmek, sorunu içsellefltirememifl bir toplumda mümkün de¤il. Öncelikle su k›s›nt›lar›na gidilmesi ve sorunun ciddiyetini toplumun anlamas› için kampanyalar
yap›lmas› gerekir. Peki, böyle bir dönemde yöneticiler neden tedbir alm›yor? Kentlileri sonunda susuz b›rakma pahas›na hâlâ
kesintisiz su temin eden belediyelerden su bitince kim hesap soracak? Kim hesap verecek? Belediyelerin çözüm aray›fl›nda.oldu¤u
iflitilse de, bu kadar hassas bir dönemde su güvencemizi tamamen
WWW.DSI.GOV.TR
Dr. Sibel Sezer Eralp
İLK ÇÖZÜM: Su sıkıntısını gidermek için öncelikle yeni su kaynaklarından
mühendislik projeleriyle su getirilmesi düşünülüyor.
belediyelerin eline b›rakmak ne kadar do¤ru? Temiz su olmadan
bir saat bile geçirmenin zorlu¤u düflünülürse, bir kentin uzun süre
susuz kalmas› hastal›klara ve göçlere yol açar. Bu nedenle Türkiye’de su yönetiminin, özellikle kriz dönemlerinde, sadece belediyelerin eline b›rak›lmas›n› sorgulamak gerekir.
Görünüfle göre su arz›ndaki yetersizlik büyük flehirleri etkileyecek. Yeni teknolojilere yönelmesi ve kay›plar› azaltmas› gereken
sanayi ve tar›m sektörünü bir yana b›rakarak tüketim al›flkanl›klar›m›za bakarsak, musluklardan hâlâ bol su akmas›n› normal karfl›lad›¤›m›z› ve su sorununun ciddiyetini kavrayamad›¤›m›z› görüyoruz. Evlerimizde giderek daha çok su kullan›yor ve asl›nda suyun
önemli bir k›sm›n› ziyan ediyoruz. Kulland›¤›m›z suyun kayna¤›
neresi, musluklar›m›za gelene kadar ne kadar enerji tüketiliyor, ar›t›lan su flebekelerde nas›l kayboluyor ve sular›m›z kullan›ld›ktan
sonra nereye gidiyor gibi sorular› kendimize sormuyoruz.
Baraj doluluk oran› çok düflük olan kentler aras›nda Ankara,
‹zmir, ‹stanbul ve Bursa var. Susuz kalma riskine karfl›n yaflamlar›m›zda hiç bir de¤ifliklik yokmufl ve olmayacakm›fl gibi su tüketmeyi sürdürüyoruz. Su tasarrufunun dünyada çok baflar›l› örnekleri bulunuyor. Mesela Kopenhag’da su tasarrufuna azaltmaya
yönelik çal›flmalar 1989’da bafllam›fl, 1997’de tüketimde %22’lik bir
düflüfl sa¤lanm›fl. Kamuda bilinci art›r›c› kampanyalar düzenlenmifl; tüketiciye dan›flmanl›k hizmetleri sunulmufl; sistematik denetim yap›lm›fl; altyap› iyilefltirilmifl; su fiyatlar› art›r›lm›fl ve özel bir
su vergisi konmufltur.
Ülkemizde ise baz› STK’lar, su kullan›m al›flkanl›¤›m›z› de¤ifltirme yönünde kampanyalar ile toplumu bilinçlendirmeye çal›flsa
da tüketim al›flkanl›klar›m›z› gerçekten de¤ifltirdi¤imiz söylenemez.
Medyay› izleyenler, özellikle Ankara’da felaket gününün yaklaflt›¤›n›n fark›nda. ‹zmir, Bursa ve ‹stanbullular da ayn› endifle,
hatta korku içinde. ASK‹, mevcut barajlarda birkaç ayl›k su kald›¤›n›, K›z›l›rmak su projesinin ise ancak y›l sonunda tamamlanaca¤›n› bildiriyor. Meteoroloji Mühendisleri Odas› ise, A¤ustos ortas›nda Ankara’daki barajlar›n aktif hacimlerinin tamamen boflalaca¤›n› söylüyor. Bu gerçekleflirse, K›z›l›rmak projesi tamamlanana
kadar baflkentin aylarca susuz kalma riski var.
Su krizi yaflam›m›z› felç edecek boyuta gelmeden önce hepimizin, ilgi grubumuz ne olursa olsun, suyun daha iyi yönetimi ve
kullan›m› için harekete geçmesi; yöneticilerin do¤ru planlama
yapmas›, tüketicilerin de bilinçli tüketim al›flkanl›¤› edinmesi gerekiyor. Uygun yasal ve ekonomik gereçlerle sonsuz su varm›fl alg›s› terk edilip tüketim davran›fllar›nda piyasa kurallar› çerçevesinde
olumlu de¤ifliklikler yarat›labilir.
Su yönetiminde ciddi bir sorunumuz oldu¤unu kabul etmemizin, krizin nedenlerini irdeleyerek ve paydafllar›n rolünü sorgulayarak çözüm bulmam›z›n zaman› geldi. Beklenenden az ya¤›fl
oldu¤u için böyle ciddi bir krize girmemizin, arz ve taleple ilgili
çok daha derin nedenleri gündeme getirilmeli. ‹yi yönetilen entegre bir strateji ve paydafllar›n önerilere uydu¤u bir uygulama ile su
krizi uzun vadede çözülebilir. Hepimize ait olan su kaynaklar›na
yine hep birlikte sahip ç›kmam›z gerek.
9
| NİSAN - HAZİRAN 2007 | yeşil UFUKLAR
10-16CoverStoryYU.qxd:4.1
A
K A PA K K O N U S U
7/4/07
10:30 AM
Page 10
| çevre ve sağlık
vrupa’da 1 Ocak 2007 günü do¤an bebek say›s› 22,000’in biraz üstündeydi. Bu çocuklar›n nas›l bir yaflam sürece¤ini ve nas›l bir gelecek
miras alaca¤›n› hayâl etmek, çevre sorunlar›n› farkl› bir aç›dan görmemizi sa¤layabilir.
Espera, Bat› Avrupa’daki bir tar›m bölgesinde yeni y›lla birlikte dünyaya gelen bir k›z; ayn› gün do¤an Zoe ise Orta Avrupa’n›n bir köyünde büyüyecek;
flimdiden ciddi bir görünümü olan bebek Daniel ise, gün ›fl›¤›na ilk olarak Güney
Do¤u Avrupa’da merhaba dedi. Tipik olarak nitelendirilebilecek ailelerin çocuklar›
olarak dünyaya gelen bu üç çocuk da kendi kuflaklar›n›n tipik birer örne¤i olarak
kabul edilebilir. Hepsi de, büyük umutlarla kuca¤a al›n›yor ve belki bir gün, yar›n›n
liderleri olarak gelece¤e yön verecekler. Ama bir fley kesin: Bugünün Avrupa’s›, yani
‘bizim’ Avrupa’m›z üçüne de miras kalacak.
‹klim de¤iflikli¤i, hemen herkesçe kabul edilen bir olgu, ve de¤iflimin sürmesi de
büyük olas›l›kla kaç›n›lmaz. Befl, 10 ya da 15 y›l içinde ne gibi de¤iflimler olaca¤›n›
kestirmek olanaks›z olsa da, giderek daha inand›r›c› olan bir sava göre, afl›r› hava olaylar› ve insan sa¤l›¤›na yönelik yeni tehditler, iklim de¤iflikli¤ine efllik edecek.
2002’deki taflk›nlar ve A¤ustos 2003’teki s›cak hava dalgas›, milyarlarca avroluk
zarara yol açt› ve binlerce Avrupal›’n›n hayat›na mal oldu. ‹klim de¤iflikli¤inin fliddeti
ve sonuçlar›na iliflkin fark›ndal›¤› art›rmak için yo¤unlaflan çabalar›n bir parças› olarak, Dünya Sa¤l›k Örgütü’nün
(WHO) ‘Sa¤l›k ve ‹klim De¤iflikli¤i: fiimdi
ve Nas›l?’ adl› politika eylem k›lavuzunda
her iki olaya da yer verilmiflti.
Eylem k›lavuzu, Avrupa Birli¤i
Beflinci Araflt›rma ve Gelifltirme Çerçeve
Program› kapsam›ndaki Enerji, Çevre ve
Sürdürülebilir Kalk›nma Program›’n›n
deste¤iyle WHO taraf›ndan yürütülen ve
2004’te tamamlanan üç y›ll›k bir projenin
ürünü.
Karin Zaunberger, k›lavuzun önEn aşırıya uyum
sözünde, iklim de¤iflikli¤iyle olan ba¤lant›lar› saptanmam›fl olsa da, 2002 ve
2003’te yaflanan vahim meteorolojik
2012’ye sıçrayalım isterseniz.
olaylar›n, “bizim ne kadar zay›f ve haz›rEspera, şimdi beş yaşında ama
l›ks›z oldu¤umuzu epey sert bir flekilde
sanki büyümüş de küçülmüş bir
gösterdi¤ini,” belirtiyor.
• 2012 •
çocuk. Daha şimdiden büyüklerin bir tuhaf olduğu, anlaşılmaz
şeyler konuştukları kanısında,
özellikle de hava hakkında
konuştukları. Yaz günleri ya çok
sıcak ya da mevsim normalleri
altında soğuk. Ya çok fazla su ve
taşkın var, ya da su yetersiz ve
tarım ürünleri kuruyor.
Espera, ilkbaharda bir hafta
yuvaya gidemedi, hem de sağlığı
gayet yerinde olduğu halde.
Yakıcı sıcak hava dalgası yüzünden ailesi onu evde tuttu. Zavallı
kızcağız, hava çok güneşli ya da
rüzgârlı olduğunda dışarı çıkarılmayışını anlayamadığı gibi, iklim
değişikliğinin karmaşıklığını da
henüz anlayamıyor.
K
›lavuzda verilen sonuçlar,
“iklim de¤iflikli¤ini azaltmak ya da durdurmak için
yap›lan çal›flmalara karfl›n,
gelecek
on
y›llarda
Avrupa’daki insan nüfusu
iklim de¤iflikli¤inden etkilenecektir,” varsay›m›ndan yola ç›kan, ‹klim De¤iflikli¤i
ve Avrupa’da ‹nsan Sa¤l›¤› için Uyum
Stratejileri (cCASHh) bafll›kl› projenin
ürünüydü.
Araflt›rma a¤›rl›kl› cCASHh projesinin
bulgular› 450 sayfal›k bir özetle sunuldu
ve ulaflt›¤› temel sonuç, “halk sa¤l›¤›
politikalar› planlan›rken, iklimsel de¤iflkenlik ve iklim de¤iflikli¤i tahminlerinin
çok az hesaba kat›ld›¤›,” oldu.
‹klim de¤iflikli¤i sonucunda u¤ranabilecek zararlar›n zamanla azal›p azalmayaca¤› sorusunu, haz›rlanan özetin editörlerinden Bettina Menne flöyle yan›tl›yor: “fiimdiden çok geç kald›k, asl›nda 30
y›l önce buna bafllam›fl olmal›yd›k. Sorun
aciliyet kazand›kça, etkilerin azalt›lmas›
da o derecede önemli. Yaln›zca uyum
sa¤lamak yeterli olmayacak.”
Menne, WHO’nun Avrupa Bölge
Ofisi’nin Küresel De¤iflim ve Sa¤l›k Program›’n›n t›p sorumlusu. Menne ve çal›flt›¤›
bölüm, ‹klim De¤iflikli¤i ve Etkilerinin Araflt›r›lmas› (CIRCE) projesini yönetiyor.
Araflt›rman›n amac›, iklim de¤iflikli¤inin Akdeniz bölgesindeki etkilerini ölçmeye yönelik bir yöntem gelifltirmek.
Küresel De¤iflim ve Sa¤l›k Program›, Çevre ve Sa¤l›k konulu Üçüncü Bakanlar
Konferans›’nda, “insanlar›n küresel iklim sisteminde ve stratosferdeki ozonda neden
oldu¤u de¤iflikler, bir dizi a¤›r sa¤l›k riskleri yarat›yor”, aç›klamas›n›n ard›ndan 1999’da
bafllad›. Menne’ye göre iklimdeki de¤iflimler, “s›radan, tek bir bakanl›k taraf›ndan bafla
ç›k›lamayacak,” kadar karmafl›k ve yay›l›. Bunun yerine, “çok boyutlu ve çok odakl›”
bir yaklafl›m gerekli.
yeşil UFUKLAR | NİSAN - HAZİRAN 2007 | 10
REUTERS
• 2007 •
21’İNCİ YÜZYIL ÇOC
• Espera • 2007 •
• Zoe • 2007
10-16CoverStoryYU.qxd:4.1
7/4/07
10:30 AM
Page 11
çevre ve sağlık | K A PA K K O N U S U
Çocuklarımız
ve onların geleceği
David Landry
IL ÇOCUKLARININ SAĞLIK SORUNLARINDAN KARELER
• Zoe • 2007 •
• Daniel • 2007 •
• Espera • 2012 •
• Zoe • 2017 •
11
|
NİSAN - HAZİRAN 2007
• Daniel • 2022 •
| yeşil UFUKLAR
10-16CoverStoryYU.qxd:4.1
10:30 AM
Page 12
| çevre ve sağlık
AŞIRI İKLİM KOŞULLARI: Orta ve Doğu Avrupa
bölgesini sıklıkla vuran taşkınlar ve sıcak dalgaları,
çocukların sağlığı üstünde büyük bir etki yapabilir.
PAVEL ANTONOV
Menne, gelecek nesillere tatmin edici
yaflam koflullar› sunabilmek için, sa¤l›k
bakanl›klar›n›n, ilgili bakanl›klar›n ve
farkl› ilgi gruplar›n›n ortak çaba göstermesi gerekti¤ini düflünüyor.
H›zl› bir ilerleme kaydedilmedi¤i takdirde, Espera’ya miras kalacak olan
dünya, bundan sadece befl y›l sonra bile
çok daha tehlikeli bir dünya olabilir.
REC’in Macaristan Szentendre’deki
merkez ofisi, Kas›m 2006’da, Avrupa
Çevre ve Sa¤l›k Komitesi’nin (EEHC) 22.
toplant›s›na ev sahipli¤i yapm›flt›.
Toplant›n›n en etkileyici sunumu, Do¤u
Avrupa, Kafkaslar ve Orta Asya (EECCA)
bölgesinde sa¤l›k, çevre ve sürdürülebilir
kalk›nma konular›nda çal›flan kurulufllar
a¤› olan Ortak Gelecek için Avrupal›
Kad›nlar’dan (WECF) Margriet Samwel’in
sunumu idi.
S
amwel,
musluk
suyu
olmayan yerlerde insan
d›flk›lar›ndaki patojen ve
nitratlar›n yeralt› sular›n›
nas›l kirlettiklerini aç›klad›. Çarp›c› bir örnek olarak da, Ermenistan’›n Hayanist bölgesinde, A¤ustos 2006’da çukur tuvaletler
yerine basit, kuru-yönlendirmeli tuvaletler yerlefltirilmesinin bile sa¤l›k ve
yaflam kalitesinde yaratt›¤› h›zl› düzelmeleri gösterdi.
yeşil UFUKLAR | NİSAN - HAZİRAN 2007 | 12
Böyle basit ad›mlar› atamamak ço¤u
zaman trajedi ile sonuçlan›yor. Romanya
gibi bat›daki ülkelerde bile, ‘ciddi’ bir
temiz su s›k›nt›s› oldu¤u, bu yüzden de
d›flk›da bulunan streptokok bakterisinden
kaynaklanan hastal›klar›n çocuklarda
yüksek ölüm oranlar›na yol açt›¤› konusunda Samwel bizi uyarm›flt›.
Hayanist’te su flebekesinin olmamas›
ciddi ama çözülebilecek bir sorun. WECF
ve orta¤› di¤er sivil toplum kurulufllar›,
Ekim 2006’da Romanya’da benzer bir
sorunun üstesinden geldi. Romanya’daki
3,500 nüfuslu Garla Mare’nin merkezî su
flebekesi, kanalizasyonu ve gaz flebekesi
yoktu.
EEHC’nin REC merkezindeki toplant›s›, WHO taraf›ndan yay›mlanm›fl
en güncel istatistiklerin duyurulmas›yla
bafllad›. ‹statistiklere göre, son 15 y›lda
Avrupa’da temiz su kaynaklar›na eriflebilen insan say›s›ndaki art›fl çok az.
Daha düflündürücü bir di¤er sonuç ise,
Avrupa Çevre Ajans›’n›n Belgrad
Raporu’nda yer al›yor. Rapora göre,
EECCA bölgesindeki su kalitesi yönetimi ve denetimi ayn› 15 y›l içinde giderek kötülefliyor.
WHO’nun Avrupa Bölge Ofisi direktörü Roberto Bertollini, Szentendre’deki
toplant›da, “temiz su temin edebilen
Avrupal›lar’›n say›s› son 10 y›lda ayn› kald›¤›n›,” belirtti.
Bertolloni ayr›ca, Haziran 2004’teki
Dördüncü Çevre ve Sa¤l›k Bakanlar
Konferans›’nda haz›rlanan Budapeflte
Deklarasyonu’nda de¤inilen uygulama ve
sorun çözümüne iliflkin bir rapor olan
“Hükümetleraras› Ara De¤erlendirme”
konusunda taslak bir gündem de önerdi.
Ara de¤erlendirmenin nihaî hali,
Haziran’da Viyana’da toplanan AB
bakanlar konferans›nda sunuluyor.
Samwel konuflmas›n›n devam›nda,
“ancak azamî bir müdahale ile bölgedeki
sorunu lây›k›yla çözebiliriz,” dedi.
Halen, Romanya’n›n do¤usundaki
tüm ülkelerde; nitratlar, bakteriler ve
gübrelerin kirletti¤i suyu içen milyonlarca
köy sakinine, proje baz›nda yard›m ediliyor. WECF’›n çabalar›; Zoe’nun akranlar›n›, ailesini ve yaflad›¤› toplumu daha
temiz, daha güvenli ve daha sa¤l›kl› bir
çevreye kavuflturman›n çok basit yöntemlerle mümkün olabilece¤ini gösteriyor. 21. yüzy›lda yafl›yor olmam›z da
bunu gerektiriyor.
‹klim de¤iflikli¤inin öngörülen birçok sonucundan biri de, mikroplar›n
daha kolay üreyebilece¤i koflullar oluflaca¤› için, mikrobiyolojik patojenlerde
ve bakteriyel hastal›klarda bir art›fl
olmas›.
Avrupa Komisyonu, özellikle bu
soruna özgü olarak, Avrupa Do¤ufltan
Bozukluklar› ‹zleme (EUROCAT) projesine kaynak sa¤lad›. 20 Avrupa
ülkesini kapsayan bu genifl kapsaml›
program›n bir bölümü: temel epidemiolojik bilgi sa¤lamak; salg›n durumunda tespit ve müdahaleyi koordine
etmek ve do¤um öncesi izlemedeki
geliflmeleri de¤erlendirmek üzere
tasarlanm›flt›r.
Yukar›da sözü geçen 21. EEHC toplant›s›nda, Robens Halk ve Çevre Sa¤l›¤›
Merkezi’nden Steve Pedley, Birleflik
Krall›k’taki izleme ve müdahale sistemlerinin; hem parazit kökenli hastal›klarla
mücadelede, hem de cryptosporidiosis,
giardiasis ve campylobacteriosis gibi bakteri enfeksiyonlar›yla mücadelede nas›l
baflar›l› oldu¤unu anlatt›. Robens Merkezi
araflt›rma grubu; ‹ngiltere, Avrupa ve
Afrika’daki ortak projeleri kapsam›nda,
veri yönetimi ve analiz yaz›l›m›na ek olarak, kendine özgü bir su testi seti de
oluflturdu.
B
u umut veren geliflmenin
yan› s›ra, gelecek kuflaklar› etkileyecek bir baflka
tehlike olan c›va kullan›m›na karfl› dünya genelinde büyük bir savafl›m daha
veriliyor.
Yayg›n flekilde, ‘beyin boflalmas›’ olarak adland›r›lan c›va zehirlenmesi, geliflmeyi engeller ve beyinde hasara yol açar.
‹leri düzeyde sanayileflmifl ülkelerdeki
çal›flmalar›n hepsi, Kuzey yar›kürede c›va
zehirlenmesinin yayg›n, bu bölgedeki
çocuklar›n ise daha fazla risk alt›nda
oldu¤unu gösteriyor.
C›va üstüne yap›lan bir AB etki
de¤erlendirmesine göre, toplam nüfusun
%5’e varan bir bölümünün vücudunda,
kabul edilen s›n›r›n üstünde c›va
Devamı sayfa 16’da
M
M
K A PA K K O N U S U
7/4/07
• 2007 •
• 2017 •
Yeni bir su kaynağı
2017’deyiz. Zoe topu topu 10
yaşında ama şimdiden temizlik ve
çöp kaynaklı sorunların sıkıntısını
yaşıyor. Avrupa’nın, Zoe’nun
yaşadığı kısmındaki bazı köylerde,
21. yüzyıla yakışmayan yaşam
koşulları sürüyor: halka açık alanlarda çukur tuvaletler var, kuyuların
çevresinde hayvanlar otluyor, aşırı
böcek ilacı kullanılıyor, drenaj
yetersiz ve katı atık kontrolü sıfır.
Bütün bu etkenler hastalığa ve
yüksek çocuk ölüm oranına yol
açıyor.
Zoe’nin yaşadığı bölgede kurulan atık su şebekesi sayesinde Zoe
ve arkadaşları, hem Batı’da tehlike
olmaktan çoktan çıkmış ishâl hastalıklarından korunuyor, hem de
musluktan istedikleri gibi temiz su
içebiliyor..
10-16CoverStoryYU.qxd:4.1
7/4/07
10:30 AM
Page 13
çevre ve sağlık | K A PA K K O N U S U
Daha rahat nefesler
Avrupa okulları temiz hava solumak istiyor
David Landry
DERSİMİZ ÖNEMLİ: Açık bir zihin, yaratıcı
bir zihindir.
REUTERS
Önemli çevre sorunlarının çoğu, çapı 10 nanometre ilâ 100 mikrometre arasında olan, tam anlamıyla mikroskobik moleküllerden
kaynaklanır.
‘Parçacık madde’ olarak bilinen bu unsurlar, başta çocuklar
olmak üzere, toplum açısından büyük sağlık riski oluşturan bir
çevre kirliliği türüdür. Diğer yandan, parçacık madde sorunu,
çevre açısından belli başarılar sağlanmış bir alandır, bu da soruna iyimser bakabilmemizi sağlar.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), parçacık maddeyi, ‘katı, sıvı ya
da ikisinin karışımı, havada asılı olan organik ve inorganik maddelerin karmaşık bir karışımından oluşan ve havayı kirleten bütün
maddeler’ şeklinde tanımlıyor.
Parçacık maddenin ana bileşenleri, sülfatlar, nitratlar, amonyak, sodyum klorür, karbon, mineral tozu ve sudur.
Parçacık madde; mineral tozu, deniz tuzu, orman yangınları ve
volkanik faaliyetler gibi doğal kaynaklardan ortaya çıksa da, sınaî
faaliyetler ve içten yanmalı motorlar da bu aerosollerden büyük miktarlarda üretir. Temkinli tahminlere göre, atmosferdeki tüm aerosol
parçacıklarının %10’u insan faaliyetlerinden kaynaklanıyor.
En azından 1994’ten ve WHO’nun Avrupa için Çevre Sağlığı
Eylem Planı’ndan bu yana, partikül madde, kısa ve uzun vadeli
etkileri olan, ciddi bir sağlık tehlikesi olarak tanımlanıyor.
Yakınlarda yapılan bir çalışma, (‘Parçacık Madde Hava
Kirliliği: Sağlık açısından zararları’ başlıklı WHO durum raporu,
EURO/04/05), WHO’nun Avrupa Çevre ve Sağlık Merkezi tarafından 2004’te yapılan bir veri değerlendirmesini özetlemiştir. Buna
göre, sağlığa zararlı maddelerden biri olan parçacık madde, bir
yaşın altındaki bebeklerde solunum yolu hastalıklarından kaynaklanan ölüm riskini, kardiyovasküler ve solunum hastalıkları ile
akciğer kanserine bağlı ölüm oranını ciddi şekilde artırmaktadır.
Bedenlerinin küçük olmasından, dışarıda daha çok zaman
geçirmelerine kadar, çeşitli nedenlerden dolayı çocuklar, parçacık maddeye en fazla maruz kalan grubu oluşturmakta, ve kısa ya
da uzun vadeli solunum yolları hastalıklarına yakalanabilmekte;
hatta beyinlerinde hasar oluşabilmektedir.
Parçacık madde o kadar ciddi kaygı yaratıyor ki, Avrupa
Çocuk Çevresi ve Sağlık Eylem Planı’nda (CEHAPE) ‘3. Öncelikli
Bölgesel Amaç’ olarak yer alıyor. Bu plan, 2004’te Budapeşte’de
düzenlenen, WHO Avrupa Dördüncü Çevre ve Sağlık Bakanları
Konferansı’nda 52 ülke tarafından imzalandı.
Şubat ayında, 52 Avrupa ülkesinin temsilcileri, eylem planını
(EED 28/06/04) gözden geçirmek için Brüksel’de bir araya geldi.
Bu WHO girişimi, çocuk sağlığı üstündeki çevresel tehditleri dört
öncelikli alanda ele alıyor: su, hava, kimyasallar ve yaralanmalar.
REC’in, ‘Avrupa Okullarındaki Kapalı Mekânlarda Hava
Kalitesi: Solunum hastalıklarını önleme ve azaltma’ projesi, doğrudan CEHAPE’nin 3. Öncelikli Bölgesel Amacı’na yönelik.
Projede, Arnavutluk, Bosna Hersek, Macaristan, Sırbistan ve
Slovakya’daki REC ofisleri ile, hem bu ülkelerdeki hem de
Avusturya, İtalya ve Norveç’teki diğer ilgili kuruluşlar rol alıyor.
2005-2009 döneminde uygulanmakta olan projenin sonuçları,
2009’da İtalya’da yapılacak olan Beşinci Çevre ve Sağlık
Bakanları Konferansı’nda sunulacak.
İtalyan Sağlık Bakanlığı’nın, Kasım 2001’de Çevre ve Sağlık
isimli resmi dergisinde yayımlanan, ‘Kapalı Mekânlarda Sağlık
Güvenliği ve Koşulların İyileştirilmesi Kılavuzu’na göre yürütülen
proje, Macaristan’da bir pilot program olarak uygulamaya konmuştu.
REC Macaristan ofisi, okulların kapalı mekânlarında hava
kalitesini iyileştirmek için 2004’te İtalyan modelini uygulamaya
başladı. Pilot eğitim programı, İtalyan ve Macar tıbbî danışmanların yardımıyla, Macar öğretmenler tarafından geliştirildi.
2006-2007 döneminde de, temel planlama ve eğitim kursları
İtalyan-Macar örneğine göre tasarlanan uygulama sekiz ülkede
başlatıldı. En önemli adım olan iç mekân hava kirleticilerinin ölçümü, Kasım 2006 ile Mart 2007 döneminde yürütüldü. Yıl sonunda
ise, seçilen okullarda, her ülkede 1,000 çocuğun sağlığını ölçmek
için bir anket yürütülecek, ardından sonuçlar toplanıp çözümlenecek.
Program, gelecek yıl da sürecek. REC, Macar-İtalyan modelinin, programa katılan sekiz ülkede yaygınlaşmasını umuyor.
Bu alanda nispeten istikrarlı bir ilerleme iyileşme gözleniyor.
REC’in Avrupa Okullarındaki Kapalı Mekânlarda Hava Kalitesi projesinin bu hızlı başarısı, CEHAPE’nin 3. Öncelikli Bölgesel
Amacı’nın sonuçlarından sadece biri. Parçacık madde kaynaklı
sağlık sorunlarının çözümüne yönelik geniş kapsamlı hedefler son
olarak, AB’nin Altıncı Çevresel Eylem Programı’nda yer alan Hava
Kirliliği Tematik Stratejisi tarafından tanımlandı.
Eylül 2005’te yayımlanan ve hava kirliliğine bağlı hastalıklardan kaynaklanan erken ölümleri 2000’deki düzeyine kıyasla %40
azaltmayı taahhüt eden bir Konsey direktifiyle, eski projeler yeni
hedefler belirledi.
İyi haber ise, parçacık madde salımlarının gerçekten de azalıyor olması. Bugünkü hesaplara göre, Tematik Strateji’de belirlenen ‘iddialı’ hedeflere ulaşılabilecek. Ayrıca, AB’nin bir süre önce
yürürlüğe koyduğu, hafif araçların parçacık salımlarını kilometrede 0.025 grama düşüren yeni standard ile, Avrupa’da içten yanmalı motorlardan kaynaklanan parçacık kirliliğinin düşmesi bekleniyor.
Her ne kadar endüstriyel makineleri yeterince temiz düzeyde
işletmek muhtemelen uzun yıllar alacak olsa da, sonunda mikroskopik düzeydeki parçacık madde ile savaşımı kazanabileceğiz; bu
da bizim ve çocuklarımızın daha rahat nefes almamızı sağlayacak.
Daha fazla bilgi için: <www.rec.hu/search>.
13
| NİSAN - HAZİRAN 2007 | yeşil UFUKLAR
10-16CoverStoryYU.qxd:4.1
K A PA K K O N U S U
7/4/07
10:30 AM
Page 14
| çevre ve sağlık
Kimyasalların kirlettiği
çevredeçocuk sağlığı
Doç. Dr. Ö. Faruk Tekbaş
KİMYASALLAR ÇOCUKLARI ÇOK DAHA FAZLA ETKİLİYOR
D
o¤al halde bulunan, üretilen veya herhangi bir ifllem s›ras›nda/ at›k olarak ortaya ç›kan veya kazara oluflan her türlü element, bileflik veya kar›fl›ma ‘kimyasal madde’ denir.
Bu yaz›da özellikle, çevre kirlili¤inin sonucu oluflan ve ‘çevresel kimyasallar’ diyebilece¤imiz, ifl yerlerinde veya insan yaflam alanlar›nda kullan›lan pestisitler, g›da katk› maddeleri, a¤›r metaller gibi kimyasallardan en yayg›n
olanlar›n›n çocuk sa¤l›¤› üstündeki etkileri incelenecektir.
Endüstriyel ve çevresel birçok kirleticinin (östrojenler, ›s›, çeflitli kimyasallar, elektromanyetik enerji ve radyasyon) çocuk sa¤l›¤› üstünde olumsuz etkileri oldu¤u düflünülmektedir.
Çocuklukta ve adölesan ça¤da görülen hastal›klarda çevrenin rolü ve katk›s› konusunda bir çok araflt›rma yap›lmaktad›r. Ancak toksik oldu¤u belirlenen 104,000’den
fazla kimyasal maddenin yaklafl›k %95’inin sa¤l›k etkileri henüz incelenmemifltir.
Maruz kal›nan maddenin cinsi yan›nda, maruz kalma süresi ve flekli bu faktörlerin
çocuk sa¤l›¤›na olan etkilerini belirler. Bu kimyasallar›n cinsi, etkilenim süre ve fliddetine göre de¤iflen boyutlarda çocuklarda olumsuz etkiler oluflturabilir.
Ebeveynlerin en çok sordu¤u sorulardan biri, “çevremizde bulunan kimyasal maddeler çocu¤umun sa¤l›¤›n› etkiler mi?” sorusudur.
Ç
ocuk sa¤l›¤› üstünde etkili olan en önemli çevresel etkenin su ve besinlerle bulaflan hastal›klara neden olan mikrobiyolojik faktörler oldu¤u
biliniyor. Oysa son y›llarda sanayi ve teknolojinin geliflmesiyle birlikte,
özellikle geliflmifl ve geliflmekte olan ülkelerde, biyolojik risklerin yerini
kimyasal riskler almaya bafllam›flt›r.
Çocu¤un sa¤l›¤›n› etkileyebilecek çevre; makro ve mikro çevre olarak iki bafll›k
alt›nda incelenebilir. Makro çevre; iklim, kent havas›, ülke co¤rafik koflullar› gibi
büyük ölçekli bir çevreyi ifade ederken, mikro çevre; örne¤in emekleme dönemindeki bir çocuk için yaflad›¤› evdeki mutfa¤›n zeminidir.
Çocuklar› etkileyebilecek kimyasal maddelerin kayna¤› çok çeflitlidir. Temizlikte
kullan›lan deterjan ve temizlik maddeleri, böcek öldürücü (pestisit) kimyasal maddeler, bina duvarlar›nda kullan›lan boyalar, hal› ve mobilyalar›n tekstil ürünlerinde kullan›lan boyalar, hal› ve zemin döflemesinin tespitinde kullan›lan yap›flt›r›c›lar, kapal›
ortamda içilen sigara, ev içinde yap›lan piflirme ve ›s›nma uygulamalar›ndan yay›lan
gazlar vb. çocuklar›n karfl› karfl›ya kald›¤› kimyasal kirlili¤in temel kaynaklar›d›r.
yeşil UFUKLAR | NİSAN - HAZİRAN 2007 | 14
ÇOLUK ÇOCUK DERGİSİ
• Pestisitler •
Hem tarımda hem de kentsel alanda zararlı haşere, kemirici ve
zararlı otlarla mücadele için kullanılan kimyasal maddelere genel
olarak ‘zararlı öldürücü’ anlamına
gelen pestisit adı verilir. Kimyasal
çevre kirliliğinin en önemli nedenlerinden biridir. Pestisitler insan
vücudunda, hormonal sistemi,
sinir sistemini etkileyerek değişik
hastalıklara yol açar.
Pesitisitlerin etkileri küçük
çocuklarda ve bebeklerde daha
ağır seyreder, çünkü bu pestisitleri vücuttan atacak enzimler henüz
yetersizdir veya oluşmamıştır.
Örneğin; Pestisitlerin içinde bulunan Xenobiyotiklerin insan vücudunda etkisiz hale getirilmesini
sağlayan karaciğer enzimleri
ancak 5 yaşında tam olarak işlevsel hale gelebilir. Aynı şekilde
organofosforlu bileşikleri inaktive
edecek enzimler ise 6 aylıkken
oluşur. Yani 6 aylıktan daha küçük
bebekler bu grup pestisitleri
vücuttan atamaz.
10-16CoverStoryYU.qxd:4.1
7/4/07
10:31 AM
Page 15
çevre ve sağlık | K A PA K K O N U S U
KİMYASAL DÜNYA: Kirleticiler, gıdalardaki katkı
maddelerinden boyalara, taşıt lastiklerinden sınaî yağlar
ve petrole kadar pek çok kaynaktan çevreye yayılıyor.
• Kurşun •
Çocuklara zararlı kimyasal kirliliğin
en önemli kaynaklarından biri kurşundur. Havadaki serbest kurşunun kaynağı %90 kurşunlu benzindir. Birçok ülkede kurşunlu benzin
üretimi durdurulmuş olmasına
rağmen kurşun; boyalar, toprak
kapların sırlanması, lehimleme, su
boruları, matbaa, kozmetikler,
pestisitler, piller ve sınaî gazlar
yoluyla da çevreye karışır ve kurşun kirliliğine neden olur.
Gelişen ülkelerde 15-18 milyon çocukta kurşun zehirlenmesine bağlı kalıcı beyin hasarı olduğu
tahmin ediliyor.
Çocuklar kurşunu en çok,
havadaki kurşun buharını soluyarak alır. Ağız yoluyla vücuda girmesi; kurşunla kaplanmış seramik
kaplarda yemek yenmesi, kurşun
tozu bulaşmış oyuncakların ağza
götürülmesi; su ve toprağında kurşun kirliliği olan yerlerde yetişen
sebze, meyve, süt ve et ürünlerinin
yenmesi; lehimli konserve kutularındaki yiyecekler yoluyla olur.
Bir diğer toksik metal olan cıva;
yiyecekler (su ürünleri, balıklar),
çözücü kimyasallar, pestisitler,
kozmetikler, diş dolgusu için kullanılan amalgam, plastik, mürekkep,
vernik, cilâ ve boyalar yoluyla
vücuda girebilmektedir.
Minamata hastalığı, cıva zehirlenmesi sonucu ortaya çıkan ağır
santral sinir sistemi hasarı tablosuna verilen addır. Bu durumda
mental motor retardasyon, serebral atrofi, serebral palsi, davranış
değişiklikleri ve dikkat eksikliği
görülebilir.
E
riflkinler ise çocuklara
göre daha az etkilenir.
Çünkü, çocuklar zamanlar›n›n
ço¤unu
kapal›
ortamda geçirir; say›lan
kaynaklardan yay›lan kirletici kimyasallar›n ço¤u yo¤unlaflarak zeminde birikme e¤ilimindedir. Çocuklar, özellikle
emekleme döneminde olanlar, zemine
daha yak›n konumda soluk al›p verdiklerinden; eriflkinlerden farkl› olarak
a¤›zdan soluk al›p verdiklerinden ve
eriflkine göre daha s›k nefes al›p verdiklerinden dolay› kimyasal maddelere
daha yüksek miktarda ve yo¤unlukta
maruz kal›r. Bunun da ötesinde çocuklar›n gerek solunum gerek ba¤›fl›kl›k
sistemindeki savunma mekanizmalar›
henüz tam olarak geliflmemifltir.
Yaflam›n büyüme ve geliflme döneminde olan çocuklarda bu kimyasal etkilenim eriflkinlerde beklenenden daha da
büyük olacakt›r.
B
üyüme, geliflme döneminde olan çocuklar, vücut
a¤›rl›¤›na göre oranland›¤›nda, bir eriflkine göre
daha çok s›v› ve besin
tüketir, daha çok hava solur. Bu da,
içecek, yiyecek ve havadaki kimyasallar› yüksek miktarlarda almalar›
demektir.
Bu nedenlerle, çocuklar› küçük eriflkinler gibi düflünmemek; al›nacak
önlemleri ve toksik maddelerin s›n›r
de¤erlerini belirlerken eriflkinleri de¤il,
çocuklar› referans almak gereklidir.
Gerçekten de herhangi bir çevresel
kirlilik sa¤l›k etkisini ilk olarak ve a¤›rl›kla çocuklar üstünde gösterir. Bu
nedenle ülkelerin ve bölgelerin çevresel
koflullar›n›n de¤erlendirilmesinde ‘bebek
ölüm h›zlar›’ kirlili¤in göstergesi olarak
kullan›labilir.
• Arsenik •
Arsenik kirliliği de çevredeki başlıca kimyasal kirlilikler arasındadır.
Bazı bölgelerde doğal olarak toprağın yapısında vardır ve yer altı
sularının arsenik düzeyi yüksek
olabilir. Ayrıca madencilik faaliyetleri ve tarım ilaçlaması, yer altı ve
yer üstü sularında arsenik kirliliğine neden olabilir. İçme ve kullanma sularındaki yüksek arsenik
düzeyi sonucunda anemi görülebilir, akciğer kanseri sıklığında artış
meydana gelebilir.
Kanser açısından en sık görülen deri kanseri (melanoma)
olmakla birlikte; solunum, sindirim, boşaltım ve üreme sistemini
de içeren iç organ kanserleri de
arsenik maruziyetiyle ilişkilidir. En
toksik form olan ‘trivalan arsenik’,
cilt, solunum yolu, karaciğer ve
sinir sistemine etki eder.
T
oplumun çevre bilincinin
gelifltirilmesi ile hem kirlilik
kaynaklar› azalt›lacak, hem
de çocuklar uzak tutularak
etkilenim azalacakt›r.
Çocuk hekimleri, çevre-hastal›k iliflkisini ve toksinlerle temas olas›l›¤›n› ay›r›c›
tan›da her zaman düflünmelidir.
Kimyasal maddelerin toksisite aç›s›ndan izin verilen s›n›r de¤erleri ve standardlar› belirlenirken, eriflkinleri de¤il
çocuklar› referans almak gereklidir.
Mevzuat düzenlemelerinde de bu husus
göz önünde bulundurulmal›d›r.
Üreticilerin, kullan›lan kimyasallar aç›s›ndan etkin olarak denetlenmesi, uyar›lmas›, kamuoyu bask›s› oluflturulmas› gereklidir.
Kapal› ortamlar, kimyasallar›n en çok
maruz kal›nd›¤› yerlerdir. Evlerin periyodik olarak havaland›r›lmas›, kapal› ortam
kimyasal madde yükünü art›ran ve yukar›da say›lan maddelerin evlerde kullan›lmamas›, kapal› ortamlarda sigara içilmemesi önemlidir.
Kayna¤› ve güvenli olup olmad›¤›
bilinmeyen su ve g›dalar çocuklardan uzak
tutulmal›d›r. Sa¤l›k üstünde kötü etkisi
olan savafl ve do¤al afet gibi durumlarda,
bebeklerin emzirmeye devam edilmesi
önemlidir. Çünkü anne sütü çevre koflullar›ndan etkilenmeyen sa¤l›kl› bir besindir.
Kapal› ortamlarda kesinlikle gaz formunda pestisit kullan›lmamal›, s›v› ve kat›
pestisitler ise kontrollü kullan›lmal›d›r.
Q
REC TÜRKİYE ARŞİVİ
ÇOLUK ÇOCUK DERGİSİ
• Cıva •
______________
Doç. Dr. Ö. Faruk Tekbaş, Gülhane Askeri Tıp
Akademisi Çevre Sağlığı Bilim Dalı Başkanı
15
| NİSAN - HAZİRAN 2007 | yeşil UFUKLAR
10-16CoverStoryYU.qxd:4.1
10:31 AM
Page 16
| çevre ve sağlık
Baştarafı sayfa 12’de
DÜNYASINDAKİ RENKLER: Romanya’nın başkenti Bükreş’te
küçük bir kız toplu resim etkinliklerinde resim yapıyor.
M
bulunuyor. Kimi Avrupa toplumlar›ndaki (raporda Akdeniz ve Arktik bal›kç› toplumlar› vurgulanm›flt›r), baz›
bireyler ise kabul edilen s›n›r›n 10 kat
üstünde, yani geliflmekte olan bir beyinde hasar yaratabilecek düzeyde c›va tafl›yor.
• 2007 • • 2022 •
‘Öteki’ beyin boşalması
2022’ye gidelim. Daniel 15’inde o
kadar olgunlaşmış ki, büyükleri
ona “genç adam” diyor. Liseye
başlamak için hazırlanırken, ailesi
ve öğretmenleri onu tıp okumaya
teşvik ediyor. Yüzyılın dörtte biri
biterken, sağlık alanında bazı çığır
açan gelişmeler oldu, fakat ortaya
çıkan yeni sağlık sorunları yüzünden, eskisinden çok daha parlak,
zeki doktorlara gereksinim duyuluyor.
Bugün Avrupa’nın çetin sağlık
sorunları için doğru çözümler üretebilsek bile, Daniel’in ve onun
akranı olan doktorların, günümüzdeki zehirli ortamlardan etkilenen
hastaları tedavi etmeleri gerekecek.
yeşil UFUKLAR | NİSAN - HAZİRAN 2007 | 16
REUTERS
B
ugün pek çok ülkede, ton
bal›¤› ve k›l›ç bal›¤› gibi
y›rt›c›lardan üretilen g›dalar›n hamile kad›nlara yönelik uyar›lar içermesi yasal
bir zorunluluk; zira, anne
adaylar›n›n ald›¤› c›va, geliflmekte olan
fetüse geçebilmektedir.
AB
etki
de¤erlendirmesinde,
Fransa’daki üç ilâ alt› yafl aras› çocuklar›n
%44’ünde, kabul edilen s›n›rlar›n üstünde
c›va bulundu. ABD’de 2005’te yap›lan bir
televizyon belgeseline göre ise, ‘do¤an
her alt› çocuktan biri, yüksek düzeyde
c›vaya maruz kal›yor ve potansiyel olarak
ö¤renme bozukluklar›, motor-beceri
bozukluklar› ve k›sa süreli haf›za kayb›
riski tafl›yor.’
‘C›vay› Durdur, Sa¤l›¤›n› Sürdür’
kampanyas›, halen ‘Çocuklarda Beyin
Boflalmas›n›n Önlenmesi’ bafll›kl› raporunu tan›t›yor. Kampanya sorumlular›na
göre, mutlak bir yasak d›fl›nda hiçbir
önlem, insan vücudunun hiç ihtiyaç
duymad›¤› bir element olan c›van›n
s›naî faaliyetler ve pil benzeri at›klar
nedeniyle su flebekesine s›zmas›n›
engelleyemez.
10 Ocak 2007’de yay›mlanan rapor,
Sa¤l›k & Çevre Birli¤i (HEAL) ile Zarar
Vermeden Sa¤l›k Bak›m› Grubu’nun
ortak çal›flmas›n›n ürünü. Bu gruplar
ayn› zamanda, Avrupa Çevre Bürosu,
‘C›vay› Yasaklay›n’ Çal›flma Grubu ve
C›va Politikas› Projesi’nin de dahil
oldu¤u uluslararas› bir bilgi a¤› olan
‘S›f›r C›va’ hareketinin de mensubu.
‘Çocuklarda Beyin Boflalmas›n›n
Önlenmesi’ raporu, günümüzün çocuk
sa¤l›¤›na yönelik en ciddi tehditlerden
birine dikkat çekmek amac›yla, fiubat’ta
Nairobi’de yap›lan BM Çevre Program›/
Bakanlar Küresel Çevre Forumu toplant›s›nda yönetim konseyine sunuldu;
Haziran’da ise, ‘Çocuklar›m›z için Çevresel Risklerin Azalt›lmas›’ bafll›kl› Çocuk
Sa¤l›¤› ve Çevre Dördüncü Uluslararas›
Konferans›’nda sunuluyor.
C›va kal›nt›s› tafl›yan ürünlerin yasaklanmas›n›n, dünya ölçe¤indeki bal›k
rezervleri (c›va ve a¤›r metaller bar›nd›ran en büyük biyolojik havuzlar) tam
s›f›r› tüketmek üzereyken gerçekleflmesi
üzücü bir ironidir.
C›va bir kez al›n›nca vücutta kal›r.
Molekülleri hücre ölçe¤inde zarar
verebilecek kadar küçüktür ve bu elementin, Alzheimer hastal›¤› gibi prematüre beyin bozukluklar› ile ba¤lant›s› vard›r.
Tüm c›va ürünlerine yar›n mutlak bir
yasak getirilse bile, çocuk ve yetiflkin on
milyonlarca Avrupal›, yaflamlar›n›n geri
kalan k›sm›nda tehlikeli düzeylerde c›va
tafl›yor olacak.
Daniel’in kufla¤›n›n büyük k›sm›,
giderek artan say›da c›va zehirlenmesi
vakas› ile u¤raflmak zorunda kalacak: bu
da derhal önlem al›nmas› gereken say›s›z
çevre sorunundan sadece biri.
Mücadele şansı
Bu yazının yazıldığı sırada Espera,
Zoe ve Daniel sadece üç aylıklar elbette. Beş yaşında hava durumunu merak
etmek, on yaşında sağlık konusunda
fazlaca kaygılanmak, ya da on beşinde
cıva zehirlenmesinin etkilerini araştırmak yerine; bu çocuklar gülmeyi,
konuşmayı ve emeklemeyi öğreniyor.
Her ana baba, yeni doğan çocuğunun harika, heyecan verici ve fırsatlar
sunan bir dünyada büyümesini ümit
eder. Hayat yeterince doğal engeller
ve zorluklar çıkartıyor; bugünün
çocuklarının büyürken, sevimsiz ve
kasvetli bir manzara ile çevrelenmiş,
sağlıksız ve tehlike dolu bir dünyanın
getireceği sorunlara ihtiyacı yok.
Espera, Zoe ve Daniel ve yılbaşı
günü doğan yaklaşık 22,000 diğer
çocuğun iyi bir yaşam için bir savaşım
şansı olması gerçeği bile, bize en
azından cesaret vermesi gereken bir
olgu.
Q
K A PA K K O N U S U
7/4/07
17-21InsightYU.qxd:11-15InsightGH3.4
7/4/07
10:36 AM
Page 17
kıyaslama yöntemi | M E R C E K
DEĞİŞİM HAREKETİ: Romanya’nın Cluj ilinde
çevre denetimleri çok yoğun olsa da, nadiren
ceza kesiliyor.
En iyinin peşinde
Örgütsel gelişme için bir gereç olarak kıyaslama yöntemi
B
SXC.HU
Ruslan Zhechkov
ni de¤erlendirmek için göstergeler belirlendi¤ini, böylece o grubun çal›flma veriminin di¤er befl grubunki ile k›yaslanabildi¤ini söylüyor.
Asl›nda say›lar oldukça büyük farkl›l›klar gösteriyor. Örne¤in, Cluj’da çok
say›da denetim yap›lm›fl, ama çok az ceza
kesilmifl; Satu Mare’de ise az say›da denetime karfl›n kesilen ceza say›s› yüksek.
Ancak Salaj ‹lçesi bu konuda büyük
farkla öne ç›k›yor: en fazla denetimi
yapan, en fazla ceza kesen ve en yüksek
gelir elde eden komiserlik Salaj
Komiserli¤i olmufl.
Büyük farkl›l›klar gösteren performanslar›n nedenleri analiz edildikten
sonra ilgili komiserli¤in yönetici kadrosu somut ad›mlar atabiliyor. Beu,
ayda en az bir kez tüm ilçe komiserliklerinin bafl komiserleri ile toplant›
düzenliyor. Beu’ya göre bu uygulama
sayesinde, ilerleme gösteremeyen
kurumlar destekleniyor ve komiserli¤in performans›nda genel olarak bir
art›fl sa¤lan›yor
Çevrenin hizmetindeki güç
K›yaslama, baflta flirketlerin rekabet gücünü ölçme gereci olarak gelifltirilmiflti, ancak k›sa süre sonra kamu
sektöründeki kullan›m potansiyeli
anlafl›ld›.
Dünya Bankas› taraf›ndan desteklenen ve REC taraf›ndan 2006-2007 döneminde yürütülmekte olan bir çal›flma;
k›yaslaman›n, çevre alan›nda çal›flan
örgütler, bakanl›klar, müfettifllikler ve
kurumlara ola¤anüstü fayda sa¤layabilecek güçlü bir gereç oldu¤unu göster-
di. Yukar›da söz edilen proje, (Güney
Do¤u Avrupa’da Çevre Kurumlar›n›n
Güçlendirilmesi), k›yaslaman›n yol gösterici ilkelerini ortaya koydu; projedeki
geliflmelerin izlenmesi de k›sa süre
sonra mümkün olacak.
Bu yeni uygulaman›n iki temel türü
var. REC proje yöneticisi Mihail
Dimovski, ilkinin ‘süreç’, ikincisinin ise
‘performans’ k›yaslamas› oldu¤unu, ikisinin de Orta ve Do¤u Avrupa’da baflar›yla
uygulanabilece¤ini belirtiyor.
Süreç k›yaslamas›; iki veya daha
fazla kuruluflta, ya da bir kurulufl içindeki farkl› birimlerde, özdefl süreçleri
karfl›laflt›rmakta kullan›l›yor. Performans
k›yaslamas› ise, süreçlerden ziyade
verimlili¤in karfl›laflt›r›ld›¤› yerlerde
uygulan›yor.
Çevresel kapasite de¤iflimini izlemenin yan› s›ra, temel AB mevzuat›n›n uyarlanmas› ve uygulanmas›na iliflkin düzenli
ilerleme raporlar›n›n de¤erlendirilmesi,
hem AB üye devletleri hem de AB aday
ülkeleri için önemli yükümlülüklerden
biri. Bu yüzden Dimovski’ye göre, k›yaslama, AB’ye kat›l›m sürecinde yararlan›lacak mükemmel bir gereç.
Yine Dimovski’ye göre, “k›yaslama,
hepsi de özellikle çevresel kapasitenin
izlenmesi ve de¤erlendirilmesi aç›s›ndan faydal› olan; veri toplama, en iyi
uygulamalar›n karfl›laflt›r›lmas› ve deneyimlerin
paylafl›lmas›n›
kaps›yor.
K›yaslama ayr›ca, AB’nin koflullar›ndan
biri olan, uyum konusundaki geliflmeleri izleme yönteminin gerekti¤i gibi
oluflturulmas›na sistematik bir yaklafl›m
da sunuyor.”
Q
ireyler ve örgütler, olaylar› en
iyi kendilerinin gördü¤ü ve
anlad›¤›na; baflkalar›n›n geliflimi için de en iyi kendilerinin
yol gösterece¤ine inanma e¤ilimindedir.
Bu e¤ilim insan do¤as›n›n bir parças›
olsa da, örgütsel yönetim dilinde buna
‘paradigma körlü¤ü’ denir. Yönetim
kademesi ço¤u kez, iflleri yürütme biçimlerinin do¤urdu¤u sonuçlar› görmezlikten
gelir. ‘K›yaslama’ yöntemi, bunu önleyecek seçeneklerden biridir.
K›yaslama; baflka bir yerlerde, baflka
bir kiflinin, bir ifli sizden daha iyi yapabilece¤i ihtimalini göz önüne almak
demektir. Baflka bir yerde daha geliflmifl
kurulufllar›n oldu¤unu kabul etmek bile,
de¤iflim ve ilerlemeyi hedefleyen birçok
flirket ve örgüt için genellikle yolculu¤un
ilk ad›m›d›r.
Do¤al çevrenin iyilefltirilmesi ve korunmas›na büyük ölçekte olumlu katk› sa¤lama potansiyeli tafl›yan k›yaslama kavram›,
Güney Do¤u Avrupa’da da yay›l›yor.
Örne¤in, Romanya’n›n Cluj-Napoca
bölgesindeki alt› ilin çevre komiserlikleri,
k›yaslama kavram›n› son y›llarda baflar›yla uyguluyor. Bölge komiserli¤i bu süre
zarf›nda, Cluj, Bihor, Nistirca Nasaud,
Maramares, Satu Mare ve Salaj illerindeki
komiserliklerin performanslar›n› yak›ndan izliyor.
Her ilde bir dizi ceza yürürlü¤e konduktan sonra, her ilin komiserli¤i, uygulad›¤› ceza miktar› ve denetim say›s› itibariyle y›ll›k de¤erlendirmeye al›nm›fl.
Ulusal Çevre Muhaf›z› Bölge Komiseri
Mihaela Beu, bir komiserli¤in faaliyetleri-
17
| NİSAN - HAZİRAN 2007 | yeşil UFUKLAR
17-21InsightYU.qxd:11-15InsightGH3.4
MERCEK
7/4/07
10:36 AM
Page 18
| çevre eğitimi
Çevreci bir eğitim, kendi kendini eğitme sürecidir. Var olan durumlar dışında
kalmaz, iletişim ve karşılıklı etkileşimle sürekli gelişir
Ağaç yaşken eğilir
H
Gülru Hotinli
epimiz yaflamla kurdu¤umuz
iliflkide kendimiz kadar baflkalar›n› hatta tüm canl›lar›n yaflam
koflullar›n› da etkiliyoruz. Bu
apaç›k ve tart›fl›lmaz bir durum.
Bugün çocuklara; küresel ›s›nma,
sa¤l›ks›z g›da üretimi, sürekli kirletti¤imiz
sular, soyu tükenen bitki ve hayvanlar gibi
birçok çevre sorununu - sürekli ve h›zla
de¤iflen sosyal-siyasal bir gündemin ve
belirsizlik ve kar›fl›kl›k içerisinde yeni politik yaklafl›mlar›n (örne¤in bal›k çiftliklerinin
do¤aya zarar›n› önleyecek AB uyum sürecinde ÇED gereklili¤i getiren kanunun,
genelge, yönergelerle de¤ifltirilmeye çal›fl›lmas› gibi) var oldu¤u bir ortamda veriyoruz.
Yetiflkin ve karar vericiler olarak
kimimiz “eh ne yapal›m daha iyisini gerçeklefltirmek zor, dünyan›n gidiflat› bu”
tavr›nday›z, kimi ise çocuklar›n çevre
flartlar›ndan nas›l etkilendi¤ini görmeyecek kadar onlar› yok saymakta. Son kat›ld›¤›m uluslararas› çevre e¤itimi toplant›lar›nda ise, çocuklara ‘sürdürülebilirlik
bilinci’ni nas›l verece¤iz, sürdürülebilirlik
e¤itimi nas›l olmal› tart›flmalar› en popüler konular aras›nda idi..
Çocukların eğitimi
Alman Hükümetince yay›mlanan, 10.
Çocuk ve Gençlik Raporu’nda; çocuklara ve gençli¤e verilecek desteklerde,
onlar›n kendi yaflamlar›n›n özneleri olarak alg›lanmas› için ça¤r› yap›lmaktad›r.
Ayr›ca ayn› raporda çocu¤un ba¤›ms›z
olarak gerçek ile kuraca¤› iliflkisinin
önemi vurgulanmakta. Bu mesajlar›n
anlam› nedir? Biz yetiflkinlerin çocuklar›
özgür bireyler olarak görmedi¤idir.
Çocukluk dönemi insan hayat›nda geçici bir dönem olarak görüldü¤ünden, bu
dönemde çocuklar›n gerçek istekleri ve
ihtiyaçlar›n› anlamak yerine, onlara gelece¤in yat›r›mlar› fleklinde yaklaflt›¤›m›zd›r. Dolay›s› ile bu görüfl; çocuklar›n
istek ve ihtiyaçlar›n›n ne oldu¤unu anlamaya çal›flmaktan çok, onlar› hedefledi¤imiz flekilde yetifltirece¤iz diye istismar etti¤imiz gerçe¤idir.
Çocuklar›n -kendi hayatlar›n›n biçimlendirilmesine aktif olarak kat›labilmeleri
ve sürdürülebilir, sa¤l›kl› bir çevre yaratmak için gerekli bilgi ve becerileri kazanmalar›nda e¤itimin rolü çok önemli.
Çevre eğitiminde yaklaşımlar
Bugün ve gelecekte sa¤l›kl›, mutlu ve
çevresel aç›dan sürdürülebilir bir toplum,
birincil amac›m›z ise çocuklar›m›z› nas›l
e¤itece¤iz?
Nas›l bir e¤itim ortam› haz›rlamal›y›z
ki, çocuklar içinde yaflad›klar› dünyay›
bir bütün olarak alg›las›n, do¤ay›, ekosistemleri, çevre sorunlar›n› kendi bak›fl aç›lar›n› yaratarak yorumlay›p biçimlendirebilsin?
2000‘li y›llarda, Birleflmifl Milletler
toplant›lar›nda al›nan ortak kararlar
do¤rultusunda, tüm ülkeler ilkö¤retim ve
lise e¤itim müfredat programlar›na sürdürülebilirlik e¤itimini ekledi. Örne¤in
Romanya, çevre bilincinin artmas› için,
ayr› bir ders yerine e¤itim süreci içinde
çevre sorunlar› ve çevre korumay› disiplinleraras› ele alma stratejisi gelifltirdi.
Türkiye’de art›k, Milli E¤itim bakanl›¤›
aktif ö¤renme yöntemlerini teflvik ediyor.
Geçmiflte e¤itim, önceden belirlenmifl
bir bilginin konulara bölünmüfl ve
yaflamdan soyutlanm›fl halde verilerek
sindirilmesinden ibaretti. Bugün ise
çocuklar›n gerçek yaflama bizzat kat›larak
REC TÜRKİYE ARŞİVİ
YARININ BÜYÜKLERİ: REC Türkiye'nin Yeşil Kutu eğitim seti, beş
ilköğretim okulunda denendi. REC Türkiye tarafından desteklenen
bir eğitim çalışmasında öğrenciler kendilerini doğadaki canlıların
yerine koyarak doğa ile ilişkilerini kavrıyor, (sağda üstte). Yeşil
Adımlar Çevre Eğitimi Derneği İstanbul Fener-Balat'taki ilköğretim
okullarında atıklar konusunda bilinçlendirme eğitimi yürütüyor,
(sağda altta).
yeşil UFUKLAR | NİSAN - HAZİRAN 2007 | 18
17-21InsightYU.qxd:11-15InsightGH3.4
7/4/07
10:37 AM
Page 19
çevre eğitimi | M E R C E K
Çevre eğitimi için ortak kararlar
Çevre e¤itimi, dünyan›n gündemine
1975’te UNESCO taraf›ndan gelifltirilen
gelecek kuflaklar›n çevre hakk› kavram›n›n tan›t›lmas› ile bafllad›. Birleflmifl
Milletler ve di¤er uluslararas› a¤lar›n toplant›lar›nda sürekli gelifltirilmekte. 1977 de
Tiflis deklarasyonu ile çevre e¤itimi ilkeleri ve hedefleri üzerinde ilk ortak uluslararas› kararlar al›nm›flt›. 5 kategoride s›ralanan e¤itim: fark›ndal›k, bilgi, tav›r, çözüm
becerisi ve kat›l›mc› bir birey olabilme olarak s›ralanm›flt›. Daha sonra günümüze
kadar bu ilkeler sabit olmak üzere zaman
içinde öncelikler de¤ifltirilmifl ve çeflitlilik
kazand›r›lm›flt›r. 80’li y›llardaki toplant›larda “çevre e¤itimi-vatandafll›k e¤itimi iliflkisi” vurgulanm›fl, 90’larda ise “çevre eti¤i”
kazand›r›lmas›
öncelik
olmufltu.
Günümüzde “çevre” yerine “sürdürülebilirlik” kavram›n›n ele al›nmas› a¤›rl›kl› olarak öneriliyor.
Çevre eğitiminde STK’ların rolü
Çevreci sivil toplum kurulufllar›
1990’larda genellikle çevre e¤itimi projesi yapt›klar›nda bu proje okul program›ndan ba¤›ms›z bir yan etkinlik fleklinde
gelifltirilirdi. Ö¤retmenlere hizmet-içi
e¤itim verilmesi, çevre konular›nda seminer ve toplant›larla ö¤retmenlerin desteklenmesi, herhangi bir çevre konusunun
örne¤in su israf›n›n ele al›narak bu konuda yaz›l› materyal haz›rlan›p okullara
da¤›t›lmas› gibi çal›flmalar vard›.
Günümüzde, çocuklara yönelik çevre
e¤itimi çabalar› hem içerik, hem yöntem
aç›s›ndan çok daha çeflitlili¤e ulaflt› hem
de soyut teorik bilgiler d›fl›nda somut
çal›flmalarla çevre e¤itimi desteklenir
oldu. Bir çevre e¤itimi çal›flmas› yap›l›rken gerek resmi gerek sivil kurulufllarla
iflbirli¤i, ortak tav›r alma giderek art›yor.
Yeflil Ad›mlar Çevre E¤itimi Derne¤i
olarak 1999’da, bat› Toroslarda Do¤al
Hayat› Koruma derne¤inin kardelen
çiçe¤i ile ilgili projesine destek vermek
için bir kampanya bafllatt›k. ‹nternet üzerinden yapt›¤›m›z duyuruda, çocuklara
yönelik do¤a, çevre ile ilgili çocuk kitaplar›n›n listesini yay›nlad›k. Yap›lan kitap
ba¤›fllar› ile bölgedeki 13 köy okuluna
çevre e¤itimi kitapl›¤› oluflturduk. Benzer
bir çal›flmay› 2004 y›l›nda bat›
Karadeniz’de gerçeklefltirdik. WWFTürkiye’nin Küre da¤lar› Milli Park› do¤a
koruma çal›flmalar›na destek olmak
üzere, bölgedeki köy okullar› için “Çevre
e¤itimi” kitab› haz›rlay›p da¤›tt›k. Bu tür
çok yönlü çal›flmalar, çevre sorunu etraf›nda sadece yetiflkinlerin de¤il, çocuklar›n da kat›larak toplumun her kesiminde
çabalar› paylaflarak birlikte ö¤renmeyi
sa¤l›yor.
Ayr›ca disiplinler aras› bir yaklafl›mla
çevre bilincini daha etkin desteklemek
mümkün. Yeflil Ad›mlar Derne¤inin 6 y›ld›r bir program olarak uygulad›¤›, resim
ö¤retmenleri ile yap›lan bir çal›flma var.
“At›k Sanat olunca” isimli bu projede
resim ö¤retmenleri sanat dersinde ö¤rencilerle birlikte verilen çevre ile ilgili istatistikleri inceliyorlar, slogan cümleleri
yarat›yorlar ve okullar› için çevre ile ilgili
posterler tasarl›yorlar.
Türkiye’de çevre e¤itimini desteklemek için yeterince yaz›l› materyal üretilmemekte. REC gibi kurulufllar hem “Yeflil
Kutu” gibi paket programlar› sunarak,
hem ö¤retmenlere rehber kitaplar,
çocuklara destek olabilecek yay›nlar,
afifller gibi birçok yaz›l› materyalle bu
çabalar› destekleyebilir.
Önümüzdeki e¤itim y›l› için, Yeflil
Ad›mlar Derne¤i olarak tüm Akdeniz
ülkelerinin çevre e¤itimcileri ile biraraya
gelerek haz›rlad›¤›m›z, hem çocuklara
hem e¤itmenlere yönelik “Akdenizde Su”
isimli bir kitap yay›nlayaca¤›z. Su ile ilgili tüm konular› çevre perspektifinden ele
alan, hem bilgi veren hem de çeflitli
etkinlikler öneren bir kitap. Su konusunda, hem ilkö¤retim hem lise ö¤rencilerinin yararlanabilece¤i kapsaml› bir kaynak sa¤lanm›fl olacak. Ayr›ca bu kitap
günümüzde, M›s›r’dan, Portekiz’e kadar
tüm ülkelerde ayn› içerikle kendi dillerinde bas›lm›fl durumda. Küresel Is›nma,
At›k sorunlar›, Biyolojik Çeflitlilik gibi
konularda da ayn› tür çal›flmalara ihtiyaç
var.
Yetiflkinler ve çocuklar ayn› yaflam
gerçekli¤ini farkl› farkl› alg›lar, deneyimlerler, farkl› yorumlarlar ve farkl› bak›fl
aç›lar› gelifltirirler ve gösterdikleri tepkiler
de farkl› olur. Bu sebeple, gerçek yaflam
durumlar›n›, bir pedogojik çerçeveye
dönüfltürmeden önce: bunlar›n çocu¤un
yaflam›yla iliflkisi; çocuklara ve yetiflkinlere etkileri; çocuklar›n haklar›n›, ç›karlar›
ve ihtiyaçlar›n› hangi ölçüde etkileyece¤i
ve; çocuklar›n geliflimi için hangi olas›l›klar› içinde bulundurdu¤unu iyi incelemek
gerekir.
Ne istiyoruz?
Çocuklar›n çevre korumada kiflisel
sorumluluk ve sosyal beceriler kazanmalar›n› istiyoruz. Bu ikili bak›fl, kiflisel otonomi veya öznelli¤in -ancak farkl›, merak
uyand›ran, ço¤unlukla çeliflkili, ama her
zaman baflkalar› ile iletiflim ve iliflki içinde- sosyal ba¤larla- geliflece¤i gerçe¤idir.
“Eskiden, “ifllenen konunun” ve “içeri¤in”
mant›¤› ba¤lamlar›ndan kopar›l›r ve
“de¤ifltirilemez” olarak sunulurdu; bu
bilgi yetiflkinden çocuklara tek yönlü olarak aktar›l›rd›. Bu metod art›k süreçleri
yönlendirmiyor; k›lavuz art›k “dünyadaki
tutumlar”
E¤itim süreçleri kopyalama süreçleri
de¤ildir, yap›m süreçleridir. Dolay›s› ile
çevreci bir e¤itim de, sürdürülebilir bir
dünya yaratmak için kendi kendini e¤itme sürecidir ve varolan durumlar d›fl›nda
kalmaz, hiçbir zaman tamamlanm›fl say›lmaz, iletiflim ve karfl›l›kl› etkileflim ile
ortaya ç›kar.
______________
Gülru Hotinli, Yeşil Adımlar Çevre Eğitimi Derneği
19
Q
YEŞİL ADIMLAR ARŞİVİ
REC TÜRKİYE ARŞİVİ
toplum kurulufllar›n›n yo¤un çabas› ile
hemen her okulda çevre klübü etkinli¤i
olarak ilk kez ö¤rencilerle barajlar›n ekolojiye zararlar› incelenmifl ve tart›fl›lm›flt›.
‹stanbul’da Darüflflafaka okulu ö¤rencileri, okul çevresinde hava kalitesini
ölçme, bölgedeki su kaynaklar›n› inceleme gibi etkili çal›flmalar yapmakta.
Q
ve ba¤lam içinde ö¤renerek, kendilerini
gelifltirmeye cesaretlendirilmesi hedeflenmekte. Dünyadan birkaç çevre e¤itimi
uygulamas›na bakal›m.
2003’te Norveç’te yap›lan Genç
Gündem 21’in konusu ‘çevre/do¤a koruma’ idi. Türkiye’den bir grup ilkö¤retim
ö¤rencisinin de kat›ld›¤› toplant›da çeflitli
ülkelerden çocuklar çevre hakk›, kararlara
kat›lma talepleri ve okullar›nda uygulad›klar› çevre e¤itimi projelerini paylaflt›lar.
Türkiye’den kat›lan grup okullar›n›n
yemekhanesinde her gün tabakta b›rak›lan yemek art›klar›n› tartarak ve yine
yemekhanede israf edilen yemek at›klar›n›n miktar›n› duyurarak bir çal›flma yapm›fl, y›l sonu israf› en aza indirmifllerdi.
Hindistan’da su k›tl›¤›na karfl›,
ilkö¤retim okullar›n›n çat›lar›nda ya¤mur
suyunu biriktirmek üzere ülke çap›nda
gerçeklefltirilen bir projenin her safhas›na
ö¤renciler aktif olarak kat›ld›lar.
Ayr›ca, bat›da gelifltirilmifl birçok
paket e¤itim program› denenmekte.
‹ngilizler radikal tav›rlar› ile ifle bir yönerge ile bafllam›fllard›. ‹ngiliz e¤itim bakanl›¤› bir tamim ç›kararak her okulun bölgede bir çevre örgütünün aktif üyesi
olmas›n› program›na ald›.
Almanlar, çocuk ve gençlik meclislerinde çevrenin ele al›nmas›, çevre sorunlar›n›
okullarda örgütlenen çevreci ö¤renciler
taraf›ndan ele al›nmas› ve çözümü için
çal›flmalar›n› destekleyen programlar
gelifltirdiler. ‹talya’da Belediyeler ve okullar,
ortak çevre koruma projeleri yapmakta.
Fas, Tunus ve M›s›r, okullarda çevre
klübü kurulmas›n› milli e¤itim programlar›na ald›. M›s›r’da Assuan baraj› halk aras›nda olmazsa olmaz fleklinde önemseniyor, M›s›r’da halk aras›nda baraj elefltirilemez tabu bir konuyken, 2004 y›l›nda sivil
| NİSAN - HAZİRAN 2007 | yeşil UFUKLAR
17-21InsightYU.qxd:11-15InsightGH3.4
MERCEK
7/4/07
10:37 AM
Page 20
| çevre ve siyaset
Çevre ve enerji verimliliği gibi hepimizi ilgilendiren ve geleceğimizi etkileyen
konularda partilerin artık somut politikalar üretmesi gerekiyor
Çevreden muaf siyaset
K
Nafiz Güder
›sa bir süre sonra, 22 Temmuz
2007’de, erken genel seçimler
yap›l›yor. Bu, Türkiye’nin en
yüksek yasama organ›nda görev
yapacak, dolay›s›yla Türkiye’nin
her türlü politikas›nda a¤›rl›kl› rol oynayacak 550 milletvekilinin ve Meclis içinden ç›kacak olan hükümetin tayin edilmesi demek. Siyasetin en önemli aktörleri olan siyasî partiler de, do¤al olarak,
yönetimine talip olduklar› ülke için k›sa
ve orta vadeli vizyonlar›n›, hayâllerini,
program ve stratejilerini, seçmenlere
sunarak ve onlara iyi bir gelecek vaad
ederek seçmenlerden oy talep ediyor.
Gerek son y›llarda giderek artan
çevre bilinci, sürdürülebilir ve müreffeh
bir gelecek ile çevre aras›ndaki do¤rudan
ba¤lant›n›n giderek daha iyi kavranmas›;
gerek küresel iklim de¤iflikli¤i gerçe¤inin, farkl› sektörlerin yan› s›ra h›zl›
bir biçimde günlük yaflamlar›m›z› da etkilemeye bafllamas›, bir ülkenin yönetimine
talip olan siyasi partilerin de, sa¤l›kl› ve
sürdürülebilir bir çevre hedefine, programlar›n›n üst s›ralar›nda yer vermelerini
gerektiriyor; en az›ndan böyle olmas›
bekleniyor.
Peki, 23 Temmuz’da iktidar olmay›
hedefleyen siyasî partilerin vizyon ve
programlar›, bu gereklilikle örtüflüyor
mu? Siyasî parti programlar›nda çevre
nas›l bir önceli¤e sahip? Parti programlar›ndaki di¤er temalarla ne derece
örtüflüyor? Partilerin çevre konusundaki
yaklafl›m› nedir?
Bundan k›sa bir süre önce, akademik
ünvan› da olan bir milletvekili ile sohbet
ederken, “hocam sizin için en öncelikli
sorun çevre olsa idi, bu seçimlerde oyunuzu kime verirdiniz?” sorusunu yönelttim. K›sa bir duraksamadan sonra ald›¤›m
yan›t, “bizim partiye verirdim,” oldu. Söz
konusu partinin çevreye bak›fl›n›n di¤er
partilerden pek farkl› olmad›¤›n› bildi¤imden, bu tercihin nedenini sordu¤umda
ald›¤›m yan›t ise, “çünkü hiç bir partinin
do¤ru dürüst bir çevre politikas› yok; en
az›ndan bizim partinin iyi bir program›
var, o yüzden bize verirdim,” oldu.
Asl›nda yukar›daki konuflma, siyasetin çevreye bak›fl› hakk›nda kayna¤›ndan
bir ipucu veriyor olsa da, biz sorular›m›z›n yan›tlar›n› bulmak ve iktidar oldu¤u
takdirde, Türkiye’nin sorunlar›n›, bu
arada çevresel sorunlar›n› da çözmek
durumunda olan siyasetin zihniyetinin bir
fotograf›n› çekmek için, hem partilerin
web siteleri hem de bas›nda ç›kan haberler vas›tas›yla, siyasî yelpazenin farkl›
kanatlar›nda bulunan ve seçime kat›lacak
partilerden yaklafl›k on beflinin seçim
programlar›n› ve vaadlerini inceledik.
Yok aslında farkımız
‹lk bak›flta birbirinden farkl› siyasî çizgileri olan partilerin, çevre konusunda
ortak iki noktada bulufltuklar›n› saptamak
mümkün.
Birinci olarak, 2002 genel seçimleri
öncesinde çevre konusunda kullan›lan
söylem ile, 2007 programlar›ndaki söylemler aras›nda pek bir de¤ifliklik görülmüyor. Hemen belirtmek gerekir ki,
yak›n geçmiflte iki partinin birleflmesiyle
oluflan bir partinin, sadece çevre de¤il,
bu sat›rlar yaz›ld›¤› s›rada henüz bir
seçim program› da bulunmuyordu.
Seçimlere kat›lacak partilerden üçünün
program›nda ise çevre ile ilgili bir bilgi
yok. Kimi partilerin program›nda ise,
çevre alan›na de¤inilmifl olmakla birlikte,
hem çevreyi hem de ülkenin kalk›nmas›n› yak›ndan ilgilendiren madencilik,
sanayi gibi sektörlere neredeyse hiç
de¤inilmedi¤i görülüyor.
Oysa biliyoruz ki, befl y›ll›k süre içinde gerek AB müktesebat›n›n çevre alan›nda getirdi¤i koflullarla, yine AB ile
uyumun bir parças› olarak sanayi ve ticaTBMM.GOV.TR
KOMİSYON GÖREV BAŞINDA: Çevre yönetimi, TBMM Çevre
Komisyonu’nun yanı sıra bütün milletvekillerini ilgilendiren
öncelikli bir alan.
yeşil UFUKLAR | NİSAN - HAZİRAN 2007 | 20
17-21InsightYU.qxd:11-15InsightGH3.4
7/4/07
10:37 AM
Page 21
çevre ve siyaset | M E R C E K
Madalyonun öbür yüzü
Çevrenin siyaset ile dolayl› iliflkisine bakt›¤›m›zda ise, yine bugüne kadar olandan
farkl› bir tablo görmek mümkün olmuyor. Yukar›da de¤indi¤imiz gibi, çevrenin
di¤er sektörlerden ba¤›ms›z bir sorun
alan› gibi alg›lan›yor olmas›, kalk›nma ve
toplumsal hizmetlere yönelik projelerin
çevre alan›ndan kopukmufl gibi tasarlanmas›na neden olabiliyor.
Bunun kaç›n›lmaz bir sonucu olarak,
bir yandan daha müreffeh bir toplum ve
daha varl›kl› bir ülke vaadleri verilirken,
bu projelerin hem do¤al kaynak kullan›m› boyutunda hem de at›klar›n bertaraf
edilmesi boyutunda do¤al çevre üstünde
yarataca¤› bask› ve tahribat ölçülmüyor.
Bir di¤er deyiflle kalk›nman›n gerçek
maliyeti göz ard› ediliyor. ‘Mazotun fiyat›n› yar› yar›ya indirme,’ (ya da 1 YTL’ye
düflürme) vaadleri, kula¤a pek hofl gelse
de, motorin tüketiminin art›fl› ile karbon
sal›mlar›n›n artacak olmas›, böyle bir
uygulaman›n çevre üstündeki ilk ve en
do¤rudan sonucu olabilir. Pompa sat›fl
fiyat›n›n yaklafl›k %75’i vergi olan motorinden elde edilen vergi geliri a盤›n›
kapatmak için ise hangi kaynaklar›n kullan›laca¤›n› ve bunun ne tür çevresel tahribatlar yaratabilece¤ini kestirmek zor.
Örne¤in ‘daha ucuz ve güvenli bir
enerji arz› sa¤lanacakt›r,’ ifadesinden, bu
ucuzlu¤un, verimlili¤in art›r›lmas›yla m›
sa¤lanaca¤›, yoksa kömürle üretim yapan
termik santraller gibi a¤›r çevresel maliyetleri olan yöntemlere mi baflvurulaca¤›
aç›klanm›yor. Baflka seçim programlar›ndaki, ‘turizm yat›r›mlar›, bölge gelifltirme
anlay›fl› içinde, yabanc› sermayenin cezbedilmesinde baflvurulacak önemli alanlardan biri olarak de¤erlendirilecektir,’ ya
da, ‘...turizm gelirlerimiz art›r›lacakt›r. Bu
amaçla, özellikle turizm bölgelerindeki
kamu arazi ve tesisleri bedelsiz tahsis
edilecektir,’ ifadeleri ise, k›y› sahalar›n›n,
ormanlar›n, do¤al bitki örtülerinin turizm
yat›r›mlar› u¤runa gözden ç›kar›labilece¤i
endiflesini do¤uruyor.
Çevre oy getirir mi?
Bu noktada akla flöyle bir soru gelebilir:
çevreyi öncelikli alan olarak kabul eden
ve di¤er bütün sektörlere iliflkin politikalar› çevreyi referans alarak belirleyen bir
siyasî partinin, Meclis’e girecek kadar oy
almas› ve program›n› hayata geçirme f›rsat› yakalamas› mümkün mü? Geçmifl y›llarda siyaset hayat›m›zda izledi¤imiz
Yefliller Partisi deneyimi, bunun –o dönemin koflullar›nda— mümkün olmad›¤›n›
gösterse de, seçmen taban› genifl merkez
bir parti, çevre yanl›s› bir politika benimsedi¤inde sonucun nas›l olabilece¤ini bu
örne¤e bakarak kestiremiyoruz. Zaten
seçmenlerden ya da sivil toplum kurulufllar›ndan bu yönde ciddi bir talep de görmüyoruz.
K›sacas›, seçimlere haz›rlanan siyasî
partilerin programlar› ve özel olarak da
bu programlardaki çevreyle ilgili maddeler; bir bölümü müzminleflen ya da küresel nitelik tafl›yan çevre sorunlar›n›n
çözülmesi ya da azalt›lmas›; do¤al kaynaklar›n sürdürülebilir kullan›lmas›,
temiz, yenilenebilir enerji kaynaklar›na
öncelik verilmesi, enerji verimlili¤inin
art›r›lmas›, tür ve habitat varl›¤›n›n korunmas› ve gelifltirilmesi, kat› at›k yönetimi
gibi konularda, 23 Temmuz 2007 ve sonras›nda, bizi bugün içinde bulundu¤umuz
koflullardan daha iyi koflullara tafl›ma
güvencesi vermiyor ne yaz›k ki.
21
| NİSAN - HAZİRAN 2007 | yeşil UFUKLAR
Q
sa¤lanaca¤›na iliflkin bir bilgi verilmedi¤inden, bugüne kadarki uygulamalardan nas›l bir fark ortaya konulaca¤› da
anlafl›lam›yor.
G dille ilgili bir di¤er ilginç nokta da,
çevre konusundaki programlar›n gelecekte bir zamanda (muhtemelen iktidar
olunmas› durumunda) yap›lacak bir ifl
olarak ifade edilmesi. Yani, programlardaki söylemler, partilerin tasarlad›klar›
(ya da uygulad›klar›) çözümler üstüne
kurulu de¤il. Oysa, çevreyi ciddiye alan
bir partinin, meclise giremese de, ya da
iktidar olamasa da, çevre konusunda
somut politikalar üretmesi, bunu toplumla paylaflmas› ve di¤er siyasî aktörlere bu
yönde bask› yapmas› önünde bir engel
yok. Tam tersine, hem çevre hem de
di¤er alanlarda somut politikalar üretmek, ülke yönetimine tâlip olan siyasi
aktörlerin zaten öncelikli bir görevi de¤il
mi?
G kimi partiler (ki içlerinden biri asl›nda çevre alan›na en kapsaml› yaklaflan
programlardan birine sahipken) ise dil
konusunda daha da farkl› bir tarz benimseyerek, belirledi¤i çevresel hedeflere
ulaflmak için kendinin yapacaklar›ndan
ve taahhütlerinden söz etmek yerine,
baflkalar›n›n neler yapmas› gerekti¤ini
anlat›yor, yapmas› gerekenleri üçüncü
flah›slardan bekliyor. Bu haliyle de, asl›nda iktidara tâlip olmad›¤› gibi bir izlenim
uyand›r›yor.
Bütün bu saptamalar› s›ralad›ktan
sonra, siyasetin, 2007 seçimleri öncesinde
çevrenin gelece¤i aç›s›ndan pek de umut
vaad eden bir tablo çizmedi¤ini söyleyebiliriz. Bu noktada akla, “peki parti programlar› di¤er sorunlar konusunda somut
çözümlere yer veriyor mu?” sorusu gelebilir elbet. Böyle bir sorunun yan›t›n› aramak bu yaz›n›n s›n›rlar›n›n çok ötesinde
olmakla birlikte, parti programlar›n›n
asl›nda di¤er sorun alanlar›nda da somut
öneriler sunamad›¤›n› söylemek mümkün.
Oysa Türkiye’de çevre konusunda
giderek daha bilinçlenen, gelecekten
kayg› duyan –ve önemli bir k›sm› da seçmen olan— bir kitle, siyasetin hamasî
konuflmalar, gövde gösterileri, içi doldurulmam›fl vaadlerden oluflan k›s›r ve ‘kozmetik’ bir düzeyin çok daha ötesinde bir
düzeyde yap›lmas› gerekti¤ini düflünüyor
olsa gerek. Baflta küresel iklim de¤iflikli¤inin durdurulmas› ve Kyoto sözleflmesinin imzalanmas› için yap›lan eylemler
olmak üzere, Türkiye’de çevre ad›na
yap›lan sivil giriflimler bunun bir iflareti.
Bilinçli seçmenin talepleri karfl›s›nda,
örne¤in çevre, örne¤in engelli haklar›,
ayr›mc›l›¤› önleme, enerji verimlili¤i,
gençlik politikalar› gibi, somut, hepimizi
ilgilendiren ve hepimizin gelece¤ini etkileyen konularda siyasî partilerin art›k
somut politikalar üretmesi gerekiyor.
Q
rette rekabet gücünün art›r›lmas› için
yükselen çevresel standardlar; gerek
küresel iklim de¤iflikli¤inin t›rmanan bir
kriz niteli¤ine dönüflmesi, çevre alan›na
bak›fl›n 2002’ye k›yasla oldukça farkl›laflmas›n› gerektiriyor.
‹kinci saptama ise, partilerin çevre ile
ilgili hedef ve vaadlerinin genel geçer
hatlarla çizilmifl olmas› ve hemen hepsinin birbirine benzemesi. Partilerin seçim
programlar›n› (ya da beyannamelerini, ya
da pusulalar›n›) biraz daha ayr›nt›l› inceledi¤imizde flu saptamalar› yapabiliyoruz:
G parti programlar›ndaki çevre ile ilgili
maddelere bak›ld›¤›nda, çevresel sorunlara samimi çözüm bulmaktan çok, çevre
konusunun ‘ihmâl edilmemifl’ oldu¤unu
göstermek gibi bir kayg›yla kaleme al›nm›fl olduklar› izlenimi edinmek mümkün.
G bu izlenimi destekleyen göstergelerden biri zaman zaman çevre ile ilgili kavramlar›n hatal› kullan›lmas›, erozyon yerine erezyon gibi.
G çevre sorunlar›n›n kayna¤› olarak,
kimi zaman teknoloji, kimi zaman geleneklerimize uygun olmayan yaflam
biçimleri, kimi zaman da karfl›t siyasî
görüflün ihmâl ve beceriksizli¤i gösterilirken; çevre sorunlar›n›n, teknik uygulamalarla, yasaklamayla, arazi planlamas›yla, denetim ve cezaland›rma gibi zab›taî
ve hukukî önlemlerle giderilebilece¤i
izlenimi veriliyor.
G bütün partiler, çevreye ayr› bir ‘sektör’ olarak yaklafl›yor. Yani, bir yanda,
e¤itim, sanayi, sa¤l›k, tar›m, turizm,
madencilik gibi kalk›nmaya ve toplumsal
hizmetlere iliflkin sektörler varken; çevre
koruma ve çevre yönetimi de, bu sektörlerden biri gibi de¤erlendiriliyor. Oysa
çevrenin bütün sektörlerle içi içe geçmifl
kapsay›c› ‘tabiat›’, ayr› bir sektörmüfl gibi
ele al›nd›¤›nda gerçekçi olmaktan uzaklafl›yor.
G
kapsay›c› tabiat›yla; enerji baflta
olmak üzere hem bütün sektörlerden
etkilenen hem de bütün sektörleri etkileyen niteli¤iyle çevre, öncelikli bir madde
olmas› gerekirken, çevre ile ilgili görüfller
parti programlar›n›n alt s›ralar›nda yer al›yor.
G partilerin önemli bir k›sm›n›n program›nda, çevreyi, insan sa¤l›¤›n›, üretim
kârl›l›¤›n› ve tar›m alanlar›n›n sürdürülebilirli¤ini do¤rudan ilgilendiren ziraî ilaçlama ve gübreleme konusuna hiç de¤inilmiyor.
G çevre ve sürdürülebilirlik konusunda yaz›lm›fl olan ifadelere gelince, bunlar›n da vaad düzeyinde kald›¤›n›, a¤›rl›kl›
olarak ‘nas›l’ bir çevre hedeflendi¤i
üstünde durulmakla birlikte, bu hedeflere ulaflabilmek için ‘neler’ yap›laca¤›na
(ya da nelerin yap›lmamas› gerekti¤ine),
hedeflere ‘nas›l’ ulafl›laca¤›, hangi yöntemlerin izlenece¤i konusunda bir ipucuna rastlanm›yor. Örne¤in küresel iklim
de¤iflikli¤inin ciddi bir tehlike oldu¤unun
alt›n› çizen programlarda, ne Türkiye’nin
bir an evvel Kyoto Protokolü’nü imzalamas›na, ne de Kyoto’ya alternatif yöntemlerin hayata geçirilmesine iliflkin bir
ifade görülmüyor. Ya da baflka bir programda, ‘maden ürünleri üretiminde, çevreye zarar verilmemesine büyük özen
gösterilece¤i’ ifade edilirken, bunun nas›l
22-28RECBulletinYU.qxd:23-26RECBulletinGH3.4
R E C B Ü LT E N İ
7/4/07
10:42 AM
Page 22
| yeşil kutu
Eğitimde yeni yaklaşımlar
1940’lardan beri ilk defa bütünsel bir
yaklafl›mla, uluslararas› karfl›laflt›rmalar
yap›larak Türkiye’de haz›rlanan yeni
yeşil UFUKLAR | NİSAN - HAZİRAN 2007 | 22
müfredat›n temelinde çocuklara sekiz
ortak becerinin kazand›r›lmas› amac›
yat›yor: elefltirel düflünme, problem
çözme, bilimsel araflt›rma, yap›c› düflünce, giriflimcilik, iletiflim, bilgi teknolojilerini kullanma ve Türkçe’yi güzel kullanma.
Bilgi toplumu bireylerinin ortak becerilerinden olan problem çözme, ba¤›ms›z
düflünme, karar verme, düflüncelerini
aç›klama, iletiflim kurma ve veriye dayal›
tahminde bulunma Türk e¤itim sisteminin belirledi¤i yeni hedeflerdir ve bunlar›n ülkemizde e¤itim standardlar›n›n yükselmesine katk›da bulunaca¤› düflünülmektedir. Tahmin edilebilece¤i gibi bu
hedeflerle yola ç›kan bir sistemde; sorgulayan, bilgi yükü yerine ö¤renme yöntemine e¤ilen, iklim de¤iflikli¤i, çölleflme,
su tüketimi, kirlilik gibi evrensel konulara hassasiyet gösteren, merak ve heyecanla ö¤renme zevkine sahip, bilimsel
alanlar›n yan›nda duygusal, sanatsal ve
psikomotor geliflimleri de önemseyen,
problemlere çözüm bulan, sorumluluk
alan ve ekip çal›flmas›na yatk›n ö¤rencilerin yetiflmesi ihtimali de art›yor.
E¤itim sistemimizde yukar›da anlat›lan geliflmeler sa¤lan›rken di¤er yandan
da özellikle ö¤retmenler taraf›ndan ‘kaynak yetersizli¤i’ konusunda yak›nmalar
oldu¤u görülüyordu. 4 ilâ 8. s›n›f aras›
tüm branfl ö¤retmenlerinin çevre e¤itimi
alan›nda ö¤rencilerine rehberlik yaparken kullanabilece¤i, interdisipliner bir
multimedya e¤itim seti olan Yeflil
Kutu’nun Türk e¤itim sisteminde ‘kaynak
materyal’ olarak yerini almas› için gerekli ad›mlar iflte böyle bir ortamda REC
taraf›ndan at›ld›.
Daha önce birçok Avrupa ülkesinde
baflar›yla kullan›lm›fl olan, çevre sorunlar›n›n evrensel olmas› gerçe¤inden yola
ç›karak gezegendeki tüm çocuklara çevre
konular›nda ortak mesajlar›n verildi¤i; bu
mesajlar›n etkinliklerle, canland›rmalarla,
çizgi filmlerle, oyunlarla ve etkileflimli
görüntülerle aktar›ld›¤› Yeflil Kutu e¤itim
1
2
3
REC TÜRKİYE ARŞİVİ
az›rl›klar› 2001 y›l›nda bafllayan
ve ilk defa 2004 y›l›nda
Polonya’da uygulamaya konan
Yeflil Kutu projesinin bir kaç y›l
içinde
Orta
ve
Do¤u
Avrupa’daki birçok ülkeye yay›lmas› flafl›r›lmayacak bir geliflme olsa gerek.
UNESCO’nun
2005-2014
y›llar›n›
‘Sürdürülebilir Kalk›nma için E¤itim On
Y›l›’ ilân etmesi, REC’in çevre e¤itimi alan›ndaki hassasiyetinin ne kadar do¤ru bir
zamanda ortaya ç›kt›¤›n›n ve bu konunun küresel ölçekte dikkate de¤er oldu¤unun önemli bir göstergesi.
Polonya’da hâlihaz›rda e¤itim sisteminin kal›c› bir bilefleni haline gelen
Yeflil Kutu çevre e¤itimi seti, domino
etkisi ile Bulgaristan, Macaristan, Çek
Cumhuriyeti,
Slovenya,
Rusya,
Azerbaycan’dan sonra Türkiye’ye kadar
uzand› ve baflka ülkelere de uzanmaya
devam ediyor.
REC, zamanlama konusundaki baflar›s›n› Türkiye’deki uygulamas›nda da
ortaya koydu. Millî E¤itim Bakanl›¤›’n›n
son senelerde ‘müfredat de¤iflikli¤i’ olarak tan›tt›¤› ‘e¤itim felsefesi de¤iflimi’ ile
Yeflil Kutu projesinin içerdi¤i, ‘e¤itim felsefesi’nin yaklafl›m› oldukça ortak özellikler sergiliyor. Ayn› dönemde, yani
çevre konular›na duyulan hassasiyetin
artmas›na karfl›n, ö¤retmenlerin çevre
e¤itimi konusunda kaynak yetersizli¤inden yak›nd›¤› günlerde, Yeflil Kutu projesi, REC Merkez ve Türkiye ofislerinin
öncülü¤ünde, Kufl Araflt›rmalar› Derne¤i
ve Do¤a Derne¤i ortakl›¤›nda tüm h›zla
çal›flmalar›na bafllad›. Yeflil Kutu’ya, Millî
E¤itim Bakanl›¤› ile Çevre ve Orman
Bakanl›¤›, hem bakan hem de uzman
düzeyinde ciddî destek sa¤lad›; bu destekler çok yönlü olarak sürüyor.
REC TÜRKİYE ARŞİVİ
H
Şebnem Feriver
REC TÜRKİYE ARŞİVİ
Eğitimde yeni
yaklaşımlar ve
Yeşil Kutu
REC TÜRKİYE ARŞİVİ
Kullanıcılarıyla çok yakında buluşacak olan Yeşil
Kutu eğitim seti, Türkiye’nin eğitim sistemine çevre
eğitimi alanında önemli bir destek sağlayacak
Yeşil Kutu içinde neler var?
Yeşil Kutu eğitim setinde,
öğretmenler için:
öğrenci merkezli, yapılandırılmış ders planları
içeren bir el kitabı;
öğrenciler için:
bilgi ve alıştırma belgeleri, ikilem oyunu,
görüntüler, çizgi filmler ve animasyonlar içeren
üç buçuk saatlik bir DVD ile etkileşimli tablolar
içeren bir CD-ROM bulunuyor.
setinin Türkiye flartlar›na uyarlanmas›
2005’in Aral›k ay›nda bafllad› ve yo¤un
çal›flmalar sonucunda 2007 ilkbahar›nda
tamamland›.
22-28RECBulletinYU.qxd:23-26RECBulletinGH3.4
7/4/07
10:42 AM
Page 23
yeşil kutu | R E C B Ü LT E N İ
Pilot Okul Uygulamalarından
Bir Örnek: Mini Dünya
REC TÜRKİYE ARŞİVİ
REC TÜRKİYE ARŞİVİ
1. 21 Aralık 2005 tarihinde REC İcra Direktörü, Millî Eğitim Bakanı ile Çevre ve Orman Bakanı’nın hazır bulunduğu Yeşil Kutu
Protokol İmza Töreni’ne basın yoğun ilgi gösterdi. 2. 28 Eylül 2005 tarihinde gerçekleştirilen Birinci İzleme Komitesi Toplantısı
3. Komite üyelerine tanıtılan İngilizce Yeşil Kutu eğitim paketi. 4. Pilot okullardan biri olan Karaali Yatılı Bölge İlköğretim
Okulu’ndan bir görüntü. 5. Pilot okullar, eğitim paketinin uyarlamasını gerçekleştiren Çalışma Grubu ile ziyaret edildi.
Yeşil Kutu denemede
Uyarlama çal›flmalar›na ›fl›k tutmak
amac›yla befl ilkö¤retim okulunda Yeflil
Kutu e¤itim setinin küçük bir bölümü ile
pilot uygulamalar gerçeklefltirildi. Bu
çal›flmalar sonunda ö¤retmenlerden al›nan geri bildirimler, projenin do¤ru yolda
ilerledi¤inin sa¤lam bir göstergesi oldu.
Pilot uygulamaya kat›lan ö¤retmenlerin %96’s›, ‘etkinlikler ö¤rencileri düflünmeye ve sorgulamaya yönlendirdi’; %92’si
‘etkinlikler ö¤rencilerin günlük yaflant›lar›
ile iliflkiliydi’; ve %85’i ‘ö¤renciler Yeflil
Kutu çal›flmalar›na etkin bir flekilde kat›ld›’, görüfllerini dile getirdi.
Uygulamada görev alan ö¤retmenlerin %92’si Yeflil Kutu’nun e¤itim anlam›nda kendilerine yeni aç›l›mlar sa¤lad›¤›n›,
ilham kayna¤› yaratt›¤›n› ve çevre koruma
alan›nda meslekî kapasitelerini gelifltirdi¤ini ifade etti.
Pilot uygulamada ö¤retmenler ço¤unlukla su konusunu ifllemeyi tercih etti.
Suyun gündelik hayat›m›zdaki yeri düflünülecek olursa çocuklar›n da bu seçimden kendi gündelik hayatlar› için ç›kar›mlar yapmalar› gayet normaldi. Su konusunda ö¤retmenlerin Yeflil Kutu e¤itim
setinden aktard›klar› ile çocuklar yeni
giriflimler bafllatt›. Örne¤in su konusunu
fliirlerine dize yapt›lar; deneyimlerini
arkadafllar› ile paylaflt›lar.
Yeni dönem için eğitimler
Yeni müfredat› heyecanla karfl›layanlar›n yan› s›ra, aflama aflama uygulamaya
konulan sisteme elefltiri yöneltenler de
az›msanmayacak say›da. Elefltirilerden
biri, gelifltirilen müfredat›n etkin olarak
uygulanmas›n› sa¤layacak ö¤retmenlere
gerekli meslekî e¤itimlerin sa¤lanmamas›
olmufltur. Ezber ve bilgi yükü sistemini
bir kenara b›rakt›ran yeni e¤itim felsefesi,
ö¤retmenlere hayat görüfllerini tamamen
de¤ifltirerek ö¤renme sürecinde kendilerini çocuklar›n lideri olma konumundan
ç›kar›p, çocuklarla ortak olma konumuna
sokuyor. Bu geliflmeler oldukça anlaml›
olmakla beraber uygulaman›n mümkün
k›l›nabilmesinin ciddi bir altyap› gerektirdi¤i flüphe götürmeyen bir gerçek.
Bu gerçekler ›fl›¤›nda Yeflil Kutu projesi kapsam›nda, ö¤retmenlerin kapasite
geliflimine katk›da bulunmak ve çevre
e¤itimi alan›nda reformist felsefe ile
uyumlu çal›flmalar gerçeklefltirmek amac›yla ö¤retmenler için formatör e¤itimleri
düzenliyor.
Eylül 2007’de Türkiye’nin yaklafl›k 40
ilinden 100 kiflilik bir formatör ö¤retmen
ekibi, Yeflil Kutu çevre e¤itimi setinin ve
yeni müfredatla uyumlu felsefesinin yayg›nlaflt›r›lmas› için e¤itim alacak ve proje
gerçek anlamda hayata geçecek.
2007-2008 e¤itim ö¤retim y›l›nda
ö¤retmenler taraf›ndan kaynak materyal
olarak kullan›lacak Yeflil Kutu e¤itim setinin, henüz gerçek uygulamas› bafllamadan, Sabanc› Üniversitesi ‹stanbul
Politikalar Merkezi’nin E¤itim Reformu
Giriflimi projesi kapsam›nda her sene
düzenlenen E¤itimde ‹yi Örnekler
Konferans›’n›n 2007 uygulamas›nda, yap›lan 636 baflvurunun aras›ndan poster
sunumuna hak kazanan 34 çal›flmadan
biri olmas› projenin sürdürülebilirli¤i aç›s›ndan projeye katk› sa¤layan tüm e¤itimcileri ümitlendiriyor.
Projesi kapsam›nda 2,000 adet Yeflil
Kutu e¤itim seti üretilecek; 100 ö¤retmen,
formatör s›fat› ile sürdürülebilir kalk›nma
için e¤itim ve çevre e¤itimi konular›nda
e¤itim alacak ve ald›klar› e¤itimi 1,500
ö¤retmenle daha paylaflacak. Okul say›s›
henüz kesinleflmemekle birlikte, yaklafl›k
200,000 ö¤rencinin bu e¤itim seti ile
tan›flmas› öngörülüyor.
5
4
Türkân Yamantürk İlköğretim Okulu, 4-B
sınıfı öğrencisi Atacan Tütüncüoğlu, Yeşil Kutu
ile ilgili deneyimini Yeşil Ufuklar ile paylaştı:
“Öğretmenim Sultan Tezcan bize Yeşil
Kutu projesini açıklarken ülkemizde 2025’te
ciddi su sorunu yaşanacağını, ülkemizin çölleşeceğini, suyu çok dikkatli kullanmamız
gerektiğini anlatmıştı.
Ben de bu bilgilerden esinlenerek bitkilerin
çok az su ile büyüyebileceği bir Mini Dünya
oluşturdum. Bunun için önce büyük bir kavanozun dibine 2-3 cm kalınlığında çakıl taşları koydum. Üzerine 5-6 cm kalınlığında toprak doldurdum. Bu toprağa, 26 Mart 2006 tarihinde bitkiler
diktikten sonra, bitkileri bir kez sulayıp kavanozun ağzını kapattım. Kavanozun kapağını haftada
bir kez bir saat süreliğine açtım. Böylece oluşan
“Mini Dünya” kendi suyunu kendi sağlamaya
başladı: önce ısınan hava yükseldi, sonra kavanozun camında yoğunlaştı, su damlacıkları
oluştu ve tekrar toprağa aktı. Böylece hiç su
gerekmeden bitki hızla büyümeye başladı.
Aynı tarihte aynı boyda bitkileri normal bir
saksıya diktim, haftada iki kez suladım. Her iki
bitkinin ısısını düzenli olarak ölçtüm ve Mini
Dünya’daki sıcaklığın yaklaşık olarak diğer bitkinin ortam sıcaklığından 2 derece daha yüksek olduğunu gözlemledim.
Bitkileri diktikten bir ay sonra karşılaştırdım ve Mini Dünya’daki bitkilerin saksıdakilere
göre yaklaşık iki kat daha büyük olduklarını gördüm. Böylece hem su tasarrufu yaptım hem de
su sorunu yaşandığında yiyeceklerimizi yetiştirebilmemiz için bir imkân yaratmış oldum.
Deneyimi okuldaki arkadaşlarımla paylaşırken kendimi dünyayı kurtaran bir bilim adamı
gibi hissettim. Kendimle gurur duydum. Bana bu
fırsatı sağlayanlara çok teşekkür ederim.”
Şebnem Feriver, REC Türkiye Yeşil Kutu Projesi
Koordinatörü
23
| NİSAN - HAZİRAN 2007 | yeşil UFUKLAR
22-28RECBulletinYU.qxd:23-26RECBulletinGH3.4
R E C B Ü LT E N İ
7/4/07
10:42 AM
Page 24
| türkiye
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
Çevre Fuarı’nda karbon
yönetimi semineri
REC TÜRKİYE ARŞİVİ
ÇET’07 Çevre Teknolojileri Fuar›, Çevre ve Orman Bakanl›¤›
ile Forza Fuarc›l›k A.fi.’nin iflbirli¤iyle 5-9 Haziran 2007 tarihlerinde Kocaeli Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlendi.
Fuar› destekleyen kurulufllardan olan REC Türkiye, fuarla
paralel olarak gerçekleflen Uluslararas› Çevre Yat›r›m ve ‹flbirli¤i
Konferans› kapsam›nda, 7 Haziran günü ‘‹flletmelerde Karbon
Yönetimi ve Gönüllü Karbon Piyasalar›’ bafll›kl› uluslararas› bir
seminer düzenledi.
FutureCamp, OneCarbon, Pioneer Carbon ve ‹STAÇ flirketlerinden temsilcilerin konuflmac› olarak kat›ld›¤› seminer,
Türkiye’de karbon yönetimi ve gönüllü karbon piyasalar›na
yönelik genifl kat›l›ml› ilk kamuoyu bilinçlendirme çal›flmas›
oldu.
ÇEVRESEL BİLGİYE İLGİ: Fuarda REC Türkiye'nin
düzenlediği seminerin yanı sıra, REC yayınları da
ilgi gördü.
Seminer kapsam›nda gerçekleflen tart›flmalar›n, baflta kamu
ve özel sektör olmak üzere, gönüllü karbon piyasas› sürecinin
ülkemizde daha verimli ve etkin bir flekilde kurgulanmas›
yönünde önemli katk›lar sa¤layaca¤› öngörülüyor.
Bonn’da iklim değişikliği
müzakereleri
REC Türkiye, Küresel Isınma
Komisyonu’nda
Birleflmifl Milletler ‹klim De¤iflikli¤i Çerçeve Sözleflmesi’ne
(BM‹DÇS) gözlemci konumunda kay›tl› 60 hükümetleraras›
kurulufltan biri olan Bölgesel Çevre Merkezi (REC), 7-18 May›s
2007 tarihlerinde Bonn’da gerçekleflen 26. Yard›mc› Organlar
(SB26) toplant›s›nda Osamu Mizuno, Maria Khovanskaya ve
Yunus Ar›kan’dan oluflan heyetle temsil edildi.
REC Türkiye’nin 6. Madde Ulusal Odak Noktas› kapsam›nda elde etti¤i baflar›lar›n ard›ndan, REC’in Bölgesel Odak
Noktas› olarak görevlendirilmesi için BM‹DÇS Sekretaryas› ile
yürütülen görüflmeler, toplant›n›n REC aç›s›ndan en önemli ç›kt›lar›ndan biriydi. Ayr›ca REC Türkiye, 17 May›s’ta Çevre ve
Orman Bakanl›¤› taraf›ndan Türkiye’nin birinci ulusal bildirim
raporunun ve iklim de¤iflikli¤i politikalar›n›n tan›t›ld›¤› yan
etkinli¤e önemli bir destek sa¤lad›.
Etkinli¤i izleyen müzakereciler, REC Türkiye’nin Ulusal
Odak Noktas› olarak görevlendirilmesinin, bu dönemde
Türkiye’nin en dikkat çekici ve baflar›l› ad›mlar›ndan biri
oldu¤unu, bu uygulaman›n özellikle Orta ve Do¤u Avrupa
ülkeleri için önemli bir model oluflturdu¤unu belirtti.
REC Türkiye, 4 Nisan 2007 tarihinde TBMM Küresel Is›nma
Komisyonu’nun davetiyle gerçeklefltirdi¤i sunumda, Kyoto
Protokolü sürecinde Türkiye için ‘tünelin ucunda ›fl›k var’ mesaj›n› verdi.
Sunumda, 2012’ye kadarki dönemde özel sektör aç›s›ndan en
geçerli sürecin, gönüllü karbon piyasalar›n›n, kurumsal sosyal
sorumluluk yaklafl›m›yla kurgulanmas› oldu¤u vurguland›. Ayr›ca
Türkiye’nin, bugünkü koflullarda, Ek-B D›fl› konumunu koruyarak, 2012 öncesinde herhangi bir yükümlülük almadan Kyoto
Protokolü’ne kat›labilece¤i belirtildi. Böylece Türkiye’nin,
Sözleflme Ek-I Listesi’nde yer alan, ancak Kyoto Protokolü Ek-B
Listesi’nde yer almayan ilk ve tek ülke olaca¤› hat›rlat›larak, iyi
de¤erlendirilmesi halinde bu konumun Türkiye için yeni f›rsatlar
yaratabilece¤i de vurguland›.
Sunumda ayr›ca, Türkiye’nin 2004’te kat›ld›¤› BM ‹klim
De¤iflikli¤i Çerçeve Sözleflmesi kapsam›nda üstlenmifl oldu¤u hak
ve yükümlülüklerin, Kyoto Protokolü’ne kat›l›m tart›flmalar›ndan
ba¤›ms›z olarak yerine getirilmesine dikkat çekilerek, REC
Türkiye’nin bu yöndeki önerileri Komisyon üyelerine aktar›ld›.
EĞİTİM
Türkiye’deki tek ‘Sürdürülebilir Kalk›nma için E¤itim’ seti olan
Yeflil Kutu multi-medya e¤itim setinin yayg›nlaflt›r›lmas› çal›flmalar› e¤itici e¤itimi gerçeklefltirilmesiyle bafllad›. Ö¤retmenlere
e¤itim verecek ekipte Millî E¤itim Bakanl›¤› ile Çevre ve Orman
Bakanl›¤› uzmanlar›, çevre e¤itimi konusunda çal›flan STK’lar›n
e¤itmenleri ve e¤itim fakültelerinden akademisyenler yer ald›.
Ayn› konu üstünde çal›flan dört farkl› paydafl grubunun, e¤itici e¤itimi vesilesiyle ortak çal›flma gerçeklefltirmeleri Yeflil
Kutu Projesi’nin yayg›nlaflt›rma stratejisinin önemli bir parças›n›
oluflturuyor.
‹ki modül halindeki e¤itici e¤itimleri, 16-19 Nisan tarihlerinde Yalova’da; ve 19-22 Haziran 2007 tarihinde Çeflme’de yap›ld›. E¤itimin ilk modülünde, ‹ngiltere’deki Field Studies
Council’›n (Saha Çal›flmalar› Konseyi) Sürdürülebilir Kalk›nma
için E¤itim Sorumlusu James Hindson, sürdürülebilirlik, sürdürülebilir olamaman›n nedenleri, sürdürülebilir sistemler, sürdürülebilir kalk›nma için e¤itim konular›n› iflledi.
Sürdürülebilirlik konusundaki görüflleri oldukça sars›lan
kat›l›mc›lar› ikinci modülde Yeflil Kutu e¤itim seti bekliyordu.
Kat›l›mc›lar, REC Türkiye’den ve Do¤a Derne¤i’nden e¤itmenleyeşil UFUKLAR | NİSAN - HAZİRAN 2007 | 24
REC TÜRKİYE ARŞİVİ
Yeşil Kutu eğitici eğitimi
EĞİTİCİLER EĞİTİLİYOR: Yeşil Kutu'yu öğrenen eğiticiler,
eğitim yöntemlerini 100 öğretmene aktaracak.
rin öncülü¤ünde Yeflil Kutu’yu yak›ndan tan›yarak ilk e¤itimde
kazand›klar›n› içsellefltirme imkân› buldu.
E¤itici e¤itiminin baflar›yla tamamlanmas›n›n ard›ndan, ‘e¤itici e¤itimi’ alanlar›n önderli¤indeki ö¤retmen e¤itimleri Eylül
ay›nda yap›lacak. E¤itim alacak 100 ö¤retmenin de, toplam
1,500 ö¤retmene Yeflil Kutu’yu aktarmas›yla, projenin yayg›nlaflt›rma stratejisinin ilk aflamas› tamamlanacak. ‹lk aflamas› 2007
sonunda tamamlanacak proje, yeni yayg›nlaflt›rma stratejileri ile
sürecek.
22-28RECBulletinYU.qxd:23-26RECBulletinGH3.4
7/4/07
10:42 AM
Page 25
türkiye | R E C B Ü LT E N İ
KAPASİTE GELİŞTİRME
AB sivil toplumla diyalogda
REC Türkiye taraf›ndan üç y›ld›r düzenlenen AB-STK Diyalo¤u
Toplant›lar›’n›n sonuncusu, 26 Haziran’da Ankara’da yap›ld›.
Toplant›, çevre alan›nda ulusal ve yerel düzeyde çal›flan STK’lar›
ve STK platformlar›n›n temsilcilerini, Avrupa Komisyonu Türkiye
Delegasyonu temsilcileriyle buluflturdu. Toplant›da, Türkiye’nin
çevre alan›nda AB’ye uyum sürecindeki geliflmeler tart›fl›ld›.
REC Türkiye, 2005 ve 2006’da da, REC’in Türkiye’de
Kurulmas› Projesi kapsam›nda iki ayr› AB-STK Diyalo¤u
Toplant›s› gerçeklefltirmiflti.
Bu toplant›lar›n devam› niteli¤indeki ‘AB-STK Diyalo¤u
Toplant›s›-2007’nin ana konusu, 2007-2013 döneminde AB
Kat›l›m Öncesi Yard›m Arac› (IPA) kapsam›nda Türkiye’nin kullan›m›na sunulacak uyum fonlar›n›n yönetimi idi. Ortakl›k ilkesi kapsam›nda ilgili di¤er paydafllarla birlikte STK’lar›n da IPA
PAYLAŞIMIN ÖNEMİ: Katılımcılar eğitim boyunca
kendi projelerinden edindikleri deneyimlerini paylaştılar.
fonlar›n›n yönetimine kat›l›m›n›n önemi, Avrupa Komisyonu
Türkiye Delegasyonu temsilcileri Elif C. Torcu Tafl ve Gürdo¤ar
Sar›gül taraf›ndan vurguland›.
Tafl ve Sar›gül, AB hibeleriyle yap›lacak tüm yat›r›mlar›n
AB’nin çevre/do¤a koruma ilkeleri ve mevzuat› ile uyumlu
olmas› gerekti¤ini hat›rlatarak, bunun takibinde STK’lara çok
önemli bir rol düfltü¤ünün alt›n› çizdi. STK temsilcileri de, Çevre
ve Orman Bakanl›¤› taraf›ndan çal›flmalar› sürdürülen ve IPA
fonlar›ndan yararlanmak üzere haz›rlanan Çevre Operasyonel
Program›’n›n özellikle uygulama sürecinde takipçisi olacaklar›n›
belirtti. 2007-2010 dönemini kapsayan bu ilk Çevre Operasyonel
Program› kapsam›nda yap›lacak içme suyu, at›ksu ve kat› at›k
yönetimi projelerine toplam 200 milyon avroluk AB hibesi aktar›lmas› öngörülüyor.
Proje döngüsü eğitimi
REC Türkiye’nin Sivil Toplum Kurulufllar›na yönelik Proje
Döngüsü Yönetimi 2007 dönemi seminerlerinin ilk ikisi 28-30
Mart ve 30 May›s-1 Haziran 2007 tarihlerinde Ankara’da gerçekleflti. REC Türkiye’nin deneyimli proje yöneticilerinden oluflan e¤itim ekibi, iki seminerde toplam 46 farkl› STK’n›n temsilcilerine e¤itim verdi.
Seminerlerde Proje Döngüsü Yönetimi yöntemleri; mant›ksal çerçeve yaklafl›m› ile proje analizi, projelerde planlama
ve gelifltirme; izleme ve de¤erlendirme süreçleri; proje bütçesi haz›rlama; proje teklifi haz›rlama; çevre projeleri için ulusal
ve uluslararas› fon kaynaklar› konular› üstünde çal›fl›ld›.
Kat›l›mc›lar›n kendi aras›nda fikir ve deneyim al›flverifline de
olanak tan›yan uygulamal› e¤itim, Ekim 2007’de tekrarlanacak.
HİBE PROGRAMI
Hibe başvuruları tamamlandı
Merkezi ‹hale ve Finans Birimi (MF‹B), ‘Çevrenin Korunmas›’
bafll›¤› alt›nda, çevre ve sürdürülebilir kalk›nma alanlar›nda çal›flan STK’lar›n yasal, kurumsal, teknik ve malî kapasitelerini art›rarak sivil toplumu güçlendirecek; siyasî reformlar›n geniflletilmesine, AB uyum çabalar›na ve Türkiye’deki çevresel bozulman›n önlenmesine katk›da bulunacak proje teklifleri için ça¤r›da bulundu. Hibe program›, Avrupa Birli¤i 2005 Kat›l›m Öncesi Mali Yard›m Program› deste¤iyle, Türkiye’deki sivil toplumun, kat›l›m öncesinde AB müktesebat›na yak›nlaflma sürecindeki etkinli¤ini art›rmak için bafllat›lan, ‘Kat›l›m Öncesi Süreçte
Sivil Toplumun Güçlendirilmesi: STK Hibe ‹mkan›’ flemsiye
projesinin 5. bileflenini oluflturuyor.
REC Türkiye, bu hibe program›nda destek kuruluflu konumunda olacak. 5 Haziran 2007’de sona eren baflvurular›n ard›ndan, STK’lar›n hibe program›na sundu¤u proje tekliflerini
de¤erlendirme süreci MF‹B taraf›ndan bafllat›ld›.
‹lk de¤erlendirme basama¤›nda ba¤›ms›z de¤erlendiriciler
seçildi ve flemsiye projenin geri kalan di¤er dört bilefleni alt›ndaki hibe programlar› da dahil olmak üzere, tüm proje için
Haziran’›n ikinci haftas› ön de¤erlendirme e¤itimine tâbi tutuldu.
REC Türkiye, çevre bafll›¤› alt›ndaki proje tekliflerinin daha
sa¤l›kl› de¤erlendirilmesini sa¤lamak üzere, ba¤›ms›z de¤erlendiricilerin e¤itimine yar›m günlük bir programla katk›da bulundu. De¤erlendiricilerin, proje tekliflerini de¤erlendirmesinden
sonra oluflturulan Hibe De¤erlendirme Komitesi, tekliflerin
ayr›nt›l› incelemesini sürdürecek ve hibeye hak kazanan projeleri seçecek.
Projelerin karikatürleri
sergileniyor
REC Türkiye’nin 2004-2006 döneminde yürüttü¤ü hibe program› kapsam›nda uygulanan 36 proje aras›ndan seçilen 20
proje, bu alandaki tüm paydafllara ulaflt›r›lmak üzere kitap haline getirilmiflti. Karikatür sanatç›s› Behiç Ak’›n, her bir proje için
özel olarak haz›rlad›¤› karikatürler de bu derleme kitab› görsel
aç›dan zenginlefltirmiflti.
Bu karikatürlerin, yanlar›nda ilgili projeler olmadan da çevre
koruma ad›na önemli mesajlar iletecek güçte oldu¤unu gören
REC Türkiye, bu karikatürlerle ba¤›ms›z bir sergi açmaya karar
verdi. Bu düflünce ilk olarak, Türk-‹ngiliz Kültür Derne¤i ile
REC Türkiye’nin iflbirli¤i sayesinde, 9-28 May›s aras›nda düzenlenen bir dizi kültür-sanat etkinli¤i ile hayata geçirildi.
Karikatürler bir sonraki sergiye kadar REC Türkiye Ankara
Ofisi’nde izlenebilecek.
25
| NİSAN - HAZİRAN 2007 | yeşil UFUKLAR
22-28RECBulletinYU.qxd:23-26RECBulletinGH3.4
R E C B Ü LT E N İ
7/4/07
10:42 AM
Page 26
| haber
SU YÖNETİMİ
Bosna Hersek, esasen kapasite ve
altyap› yetersizli¤i, ama ayn› zamanda da çeflitli sosyo-ekonomik ve
kurumsal eksiklikler nedeniyle su
sektöründe ciddi sorunlar yafl›yor.
REC’in Bosna Hersek Bölgesel
Toplum Hizmetleri Kamu fiirketi ile
Dört Belediyeye Destek bafll›kl› yeni
projesi ise, ülkeye daha verimli bir su
yönetimi getirmeyi amaçl›yor.
Bosna Hersek‘in zengin su kaynaklar› önemli bir ekonomik potansiyele sahip olmakla birlikte geçmiflte yeterince korunamad›¤› için
zarar gördü; savafl zaman›nda altyap›da oluflan hasar ve bak›ms›zl›k bu
durumu daha da kötülefltirdi. Az
say›daki at›k su ar›tma tesisi ve kanalizasyon sistemi de yeterli bak›m
görmemekte.
REC Bosna Hersek’in bu yeni
projesi, Yukar› Vrbas Nehri havzas›nda yer alan, Bugojno, Jajce,
Donji Vakuf ve Gornji VakufUskoplije’deki dört belediyeye odaklan›yor. Vrbas, hem bölge sakinlerine su sa¤l›yor hem de tar›m, turizm
ve di¤er alanlarda imkânlar sunuyor;
ancak belediyelerin ar›tma tesisleri
olmad›¤› için at›k su do¤rudan nehre
veriliyor.
Destek, fizibilite çal›flmalar›n›n
haz›rlanmas›na yard›mc› olmak üzere
do¤rudan bu dört belediyenin bölgesel hizmet sunan kamu flirketlerine
verilecek. Projenin uzun vadeli ana
hedefi nehre sal›nan ar›t›lmam›fl at›k
miktar›n› azaltmak ve böylece bölge
sakinlerinin yaflam kalitesini art›rmak.
Norveç D›fliflleri Bakanl›¤› taraf›ndan desteklenen proje, 5 Ocak - 31
Aral›k 2007 tarihleri aras›nda uygulan›yor.
MARTA BONIFERT
Bosna Hersek’te
su sektörü projesi
ÖNEMLİ AN: Çevreden sorumlu vekil Dimas (solda), Toyota
Başkan Yardımcısı Steel ve REC İcra Direktörü Marta
Szigeti Bonifert ile Brüksel’de sohbet ediyor.
EĞİTİM
Yeşil Kutu Avrupa Parlamentosu’nda
REC’in çevre e¤itim seti Yeflil Kutu, 31 Ocak’ta Avrupa Parlamentosu’nda yap›lan üst düzey bir sunumla Brüksel’de tan›t›ld›.
Avrupa Komisyonu’nun Çevreden Sorumlu Vekili Stavros Dimas’›n himayesindeki etkinli¤in aç›l›fl›, Avrupa Parlamentosu Üyesi ve Avrupa Parlamentosu E¤itim
ve Kültür Komitesi Baflkan› Nikoloas Sufinakis taraf›ndan yap›ld›.
REC, çevre atafleleri ve Brüksel’de akredite olan di¤er resmi kurumlar›n yan›
s›ra, ifl ve medya dünyas›n›n temsilcilerini de etkinli¤e davet etti.
REC’ten Robert Atkinson ve Kliment Mindjov, hem e¤itimcilerin hem de çevre
korumac›lar›n be¤enisini kazanan Yeflil Kutu’yu Brüksel’de birlikte tan›tt› ve e¤itim
seti hakk›nda bilgi sundu. Etkinli¤e kat›lan Toyota Baflkan Yard›mc›s› Piet Steel ile;
Avrupa Parlamentosu’nun Macar ve ‹talyan üyeleri Peter Olajos ve Alfredo
Antoniozzi’nin yorumlar› da teflvik ediciydi.
KENTSEL ULAŞIM
Yetkililer yeşil rapor müzakereleri için Budapeşte’de
Eylül sonuna kadar tamamlanmas› beklenen, kentsel ulafl›m konusundaki Avrupa yeflil raporunu (Green Paper) gelifltirmek
için 200’den fazla üst düzey resmi görevli 6-7 Mart tarihlerinde Budapeflte’de bir araya geldi.
Avrupa Komisyonu; tüm paydafllar›n, ilgili taraflar›n ve yurttafllar›n bu senedin haz›rl›k aflamas›na kat›labilmesi için dan›flma
sürecini bafllatt›. Komisyon bu amaçla planlanan teknik çal›fltaylar esnas›nda, ‹nternet üstünden bir dan›flma süreci, halka aç›k iki
yeflil senet konferans› ve planlanan teknik çal›fltaylar s›ras›nda önemli sorunlar› ele alan, Avrupal› paydafl organizasyonlar›n kat›laca¤› müzakereler düzenliyor. Avrupa Komisyonu‘nun Enerji ve Ulaflt›rma Genel Direktör Yard›mc›s› Zoltan Kazatsay, konferans
aç›l›fl›nda, Komisyon’un mektup veya e-posta yoluyla gelecek katk›lara da aç›k oldu¤unu belirtti.
‹lk gün, ulaflt›rma finansman›n›n bir kentten di¤erine gösterdi¤i farkl›l›klar tart›fl›ld›. ‹lk günün konular› aras›nda, AB uyum politikas›, bilet ücreti ve tarife stratejileri ile eriflim kontrol flebekeleri de yer ald›.
‹kinci gün, toplu tafl›ma, ulafl›mda çeflitlilik ve ak›ll› ulafl›m konular›na ayr›lm›flt› ve tart›flmalar toplu tafl›mada emniyet, güvenlik, çevre verimlili¤i ve etkinli¤ine odakland›.
Etkinli¤e, projenin en büyük orta¤› REC’in yan› s›ra, Macaristan Ekonomi ve Ulaflt›rma Bakanl›¤› ile Avrupa Komisyonu ev
sahipli¤i yapt›. Yerel yönetim temsilcileri, Avrupa’n›n çeflitli ülkelerinden araflt›rma kurumlar› ve düflünce kurulufllar›, Avrupa
Yat›r›m Bankas› ve STK temsilcilerinin tümü tart›flmalara kat›ld›.
yeşil UFUKLAR | NİSAN - HAZİRAN 2007 | 26
22-28RECBulletinYU.qxd:23-26RECBulletinGH3.4
7/4/07
10:42 AM
Page 27
haber | R E C B Ü LT E N İ
YAY I N L A R
Arnavutluk yasa paketiyle
Yeşil Kutu’yu başlattı
ÇEVRE FİNANSMANI
REC ekibi 2007 için
dört odak belirledi
REC Arnavutluk, Arnavutluk çevre mevzuat›n›n 2004-06
dönemini kapsayan dördüncü paketini Mart’ta yay›mlad›.
560 sayfal›k pakette yaklafl›k 60 yasa ile, ülkenin çevre
hukukunu AB direktifleri ve di¤er uluslararas› yükümlülüklerle
uyumlu hale getirmeye yönelik olarak Arnavutluk içinde gösterilen çabalara iliflkin örnekler yer al›yor.
Yay›n, tüm resmi kurumlara, STK’lara ve Arnavutluk çevre
sektöründe yer alan di¤er paydafllara ücretsiz da¤›t›lacak.
REC Arnavutluk bundan baflka; hava, su, at›k ve Stratejik
ÇED/ÇED konulu 20 Avrupa yasas›n›n yerel dile çevirilerini
içeren dört kitapç›ktan oluflan yeni bir dizi de yay›mlad›.
REC Arnavutluk, hem E¤itim ve Bilim Bakanl›¤› hem de
Çevre, Orman ve Su ‹daresi Bakanl›¤› ile yak›n iflbirli¤i
yaparak, 2006-07 ö¤retim y›l›n›n ikinci döneminde (fiubatMay›s) Yeflil Kutu e¤itim setini Arnavutluk’taki 7. s›n›f ö¤rencilerine baflar›yla sundu. Yaklafl›k 500 ö¤retmen, ülke
genelinde düzenlenen 14 çal›fltayda iki günlük bir e¤itim
ald›.
Arnavutluk’ta Kas›m 2006’da bafllayan Yeflil Kutu program›
çerçevesinde, her 30 ö¤renciye bir set düflecek flekilde 1,800
okula Yeflil Kutu da¤›t›lmas› hedefleniyor.
REC’in Çevre Finansman› birimi, haber bülteninin
Ocak say›s›nda, 2007’de odaklanaca¤› dört alana iliflkin
ayr›nt›lar› verdi.
Bunlardan ilki çevre altyap›s›; ekip, Bosna Hersek,
H›rvatistan, Makedonya ve S›rbistan’da bölgesel at›k
yönetimi ve at›k su konular›nda bir dizi ön-fizibilite ve
fizibilite araflt›rmas› tasarl›yor.
Ekip ikinci olarak, yeni AB üyesi olan ülkelere, AB
fonlar› için proje gelifltirmeleri konusunda yard›mc›
olmay› sürdürecek; ayr›ca, efl-finansman seçeneklerinin araflt›r›lmas›na yard›mc› olacak ve Lizbon
Gündemi’nin çevre projeleri üstündeki etkilerinin
analizini yapacak.
Üçüncü s›rada, Ekim’de Belgrad’da yap›lacak
Bakanlar Konferans› için kapsaml› iki rapor haz›rlanmas›
yer al›yor: raporlardan ilki Güney Do¤u Avrupa’da çevre
finansman›ndaki e¤ilimleri; ikincisi ise Güney Do¤u
Avrupa’da belediye altyap›s›n› ele al›yor.
Ekip son olarak, AB içinde eko-giriflimlerin finansman› gibi baz› keflfedilmemifl alanlar› araflt›racak.
REC MODELİ
Afrika Boynuzu Ağı Hollanda desteğiyle başladı
yönetimi; erozyona e¤ilimli da¤l›k alanlar ve kurak alçak arazilerin yönetimi. Konferans ise a¤›rl›kl› olarak sulak alanlara
odakland›. Etiyopya’daki Central Rift Vadisi, Kenya’daki
Naivasha Gölü ve Sudan’daki Sudd sulak alan›, çok çeflitli kaynak kullan›m bask›lar›n› dengelemenin ne kadar zor oldu¤unu
gösteren örnek çal›flmalar olarak sergilendi.
Sivil Giriflimler Direktörü Robert Atkinson, REC’in tarihine, yap›lanmas›na ve geçen 16 y›lda kaydetti¤i baflar›lara;
özellikle de REC’in Orta ve Do¤u Avrupa’daki deneyimlerinin
bu yeni merkeze yapabilece¤i katk›lara de¤indi. REC/N HoA
yönetiminin REC genel merkezine yapaca¤› bilgilenme
ziyareti, bu umut vaad eden iflbirli¤ini daha da güçlendirecek.
Etiyopya’nın Simien Dağları Milli Parkında Bilgilendirme Çalışmaları.
PAVEL ANTONOV
Her ne kadar Avrupa’n›n en önemli iki sorunu iklim de¤iflikli¤i ve enerji güvenli¤i olsa da, dünyan›n baflka bölgelerindeki
koflullar, g›da güvenli¤ini çok daha öncelikli bir sorun haline
getiriyor. Hiç kuflku yok ki, çevre yönünden zaten k›r›lgan olan
bölgelerde iklim de¤iflikli¤i ve etkileri aç›k biçimde, ciddi
toplumsal, çevresel ve ekonomik çat›flmalara yol aç›yor ya da
olanlar› fliddetlendiriyor. Bunu göz önüne alan REC, Aral›k
2006’da Etiyopya’n›n Addis Ababa flehrinde gerçekleflen Afrika
Boynuzu Bölgesel Çevre Merkezi/ A¤›’n›n (REC/N HoA) kurulmas› konferans›na ça¤r›ld›.
Birleflmifl Milletler Kalk›nma Program›’ndan (UNDP)
Hanan Mutwakil, konferans kat›l›mc›lar›na bat› Sudan’›n
Darfur bölgesindeki etnik çat›flman›n, her ne kadar politik
nedenlerden kaynaklansa da iklim de¤iflikli¤i ile birlikte
kesinlikle fliddetlendi¤ini belirtti. Bu tür de¤ifliklikler
çölleflmeyi art›rm›fl ve kuzeyden gelen Arap sürü sahiplerini,
Arap kökenli olmayan k›rsal topluluklar taraf›ndan geleneksel
olarak kullan›lan topraklara girmeye zorlam›flt›r. Artan
do¤umlar ve uzayan ortalama ömre kurakl›k da eklenince,
daha çok say›da insan, daha az toprakla yaflam›n› sürdürmek
zorunda kald›.
Hollanda’n›n Etiyopya Büyükelçili¤i’nden ve yeni a¤›n
öncülerinden Janny Poley toplant›da, “Afrika Boynuzu’nda
çevresel yönetiflimi gelifltirerek, çevresel bozulmay› tersine
çevirmemiz gerekiyor,” dedi.
Somut giriflimler ve ak›lc› çözümler tabandan, yani sivil
toplum kurulufllar› ve akademik kurumlardan gelirken;
Hollanda ilk üç y›l için REC/N HoA’ya 9 milyon avro katk›
sa¤layaca¤›n› aç›klad›.
REC’in HoA A¤› alt› ülkeden olufluyor: Cibuti, Eritre,
Etiyopya, Kenya, Somali ve Sudan. Kenya hariç di¤er befl ülke,
BM’nin, dünyan›n en yoksul 50 ülkesi listesinde.
Önümüzdeki y›llarda çevre yönetiminde üç konuya odaklan›lacak: göl ve sulak alan yönetimi; park ve tampon bölge
22-28RECBulletinYU.qxd:23-26RECBulletinGH3.4
R E C B Ü LT E N İ
7/4/07
10:42 AM
Page 28
| haber ve ülke ofisleri
ENERJİ
Ticarî yap›larda, kamu binalar›nda ve d›fl mekânlarda verimli
ayd›nlatma seçeneklerinin art›r›lmas›, Avrupa’n›n CO2 sal›m›n›
azaltma hedeflerine ulaflmada önemli bir rol oynayacak. Bundan
baflka, ayd›nlatmada sa¤lanan tasarruf, enerji ithalat›na ba¤›ml›l›¤› azaltabilir, AB merkezli sanayilerin ticarî flans›n› art›rabilir
ve çal›flma koflullar›n›n iyilefltirilmesine katk›da bulunabilir.
GreenLight (YeflilIfl›k) Program›, Enerji Verimlili¤i Eylem
Plan›’nda öngörülen bir strateji kapsam›nda, verimli ayd›nlatma
sistemlerinin konut d›fl› sektörlerde de yay›lmas›n› sa¤lamak için
gelifltirilmifl bir unsur. REC Çek Cumhuriyeti Ofisi, program›n
desteklenmesi için bir baflvuruda da bulundu.
Verimli ayd›nlatma konusunda özel sektör yat›r›mlar› üstüne
kurulu mevcut ekonomik e¤ilim, GreenLight Program› hedefleri
çerçevesinde; toplumun bilinçlendirilmesi, halkla iliflkiler etkinlikleri ve toplumsal destek programlar›na ön ayak olunarak art›r›lacak.
Program, enerji aç›s›ndan verimli ayd›nlatma konusundaki
kilit sektörlerin gelifltirilmesini kolaylaflt›rarak, olumlu bir örnek
olabilir ve benzeri giriflimlere daha fazla yat›r›m yap›lmas›n›
teflvik edebilir.
GreenLight, özel sektöre ya da kamuya ait kurulufl ve flirketlerin, mevcut mekânlarda enerji tasarrufunun yat›r›m yapmaya
de¤di¤i her koflul ve yerde; ayd›nlatma sistemlerinin verimlili¤ini
yükseltme; yeni binalarda ise daha verimli ayd›nlatma sistemleri
kullanma taahhüdünde bulunduklar› gönüllü bir program.
GREENLIGHT PROGRAMME
GreenLight programı konut
dışı sektörde parlıyor
PARLAK FİKİR: Çek Cumhuriyeti’nin Ostrava kentindeki bu Ikea mağazasına
enerji tüketimi düşük, yeni aydınlatma sistemleri yerleştirildi.
GreenLight’›n ortaklar› programa kat›larak, belli hedefleri
benimsiyor ve bunlara eriflmeyi amaçl›yor: mevcut tesislerdeki
ayd›nlatma sistemlerinin yenilenmesi; bütün yeni binalar›n az
enerji harcayan teknoloji ile infla edilmesi; iflletme maliyetlerinin
azalt›lmas›; ›fl›k kalitesinin ve çal›flanlar›n verimlili¤inin art›r›lmas›; sera gazlar› ve di¤er kirletici sal›mlar›n önlenmesi; ve
ekonomik verimin art›r›lmas›.
Ortaklar, GreenLight logosunu kullanma yetkisine sahip ve
GreenLight’a iliflkin unsurlar›; ödül takdimi, kataloglar, reklâm
ve benzeri flirket materyalleri gibi tan›t›ma yönelik di¤er etkinliklerinde kullanabiliyor.
GreenLight, 26 Avrupa ülkesinde ulusal enerji ajanslar› ve
kurumlar›n›n etkin deste¤ini almakta.
Daha fazla bilgi için, <[email protected]> e-posta
adresinden Juraj Krivosik ile ba¤lant› kurabilirsiniz.
ANLAŞMAZLIK YÖNETİMİ
Orta ve Doğu Avrupa’da çevresel arabuluculuk
REC ile Avusturya Çevre ve Teknoloji Derne¤i (ÖGUT) taraf›ndan Ocak’ta Budapeflte’de yap›lan iki günlük çal›fltay›n temas›,
kamu planlamas› ve çevre alan›nda iflbirli¤ine dayal› karar alma ve anlaflmazl›k yönetimiydi. Çal›fltay, Avrupa’daki çevresel
anlaflmazl›klar› irdelemeyi, karfl›laflt›rmay› ve çözüm yaklafl›mlar›ndan örnekleri toplamay› öngören ortak projenin bir parças›yd›. Tüm AB ülkelerinden kat›lan araflt›rmac›lar, profesyonel arabulucular ve STK aktivistleri, bilgi ve deneyimlerini paylaflt›.
Etkinlik, içinde toplumun kat›l›m›, çevresel anlaflmazl›k yönetimi ve çevresel uzlaflma süreçlerindeki kifli ve kurumlardan
oluflan bir a¤›n yer ald›¤›, Uluslararas› Alpler’i Koruma Komisyonu’nun (CIPRA), “Alpler’de Gelecek” bafll›kl› bilgi aktar›m› projesinin de bir parças›yd›.
Kat›l›mc›lar, çevresel anlaflmazl›klar›n de¤er ve ç›kar çat›flmalar› oldu¤u; çevresel arabulucular›n, yat›r›mc›lara veya
aktivistlere taraf olmamakta büyük zorluklar yaflad›¤› konusunda uzlaflt›. Arabulucular›n bütün taraflara eflit mesafede durmas›
gerekti¤ini söyleyen ÖGUT’un uzmanlar›ndan Martina Handler, Orta ve Do¤u Avrupa bölgesinde, gayriresmî uzlaflt›rma
konusunda deneyimli birey ve resmi destek eksikli¤ine de dikkat çekti.
Bölgedeki süreçlerin ço¤u kez aniden ve haz›rl›ks›z bafllad›¤›n› söyleyen Handler, elde daha fazla seçenek olmas› durumunda, mümkün olan en erken aflamada süreçlere kat›lman›n önemini de vurgulad›.
Daha fazla bilgiyi, <www.rec.org/REC/Programs/PublicParticipation/Mediation> ya da <www.partizipation.at> sitelerinde
bulabilirsiniz.
REC Türkiye, Orta ve Doğu Avrupa Bölgesindeki çevre sorunlarının
çözümüne yardımcı olmak amacıyla çalışan, siyasî görüşlerden ve
çıkar guruplarından bağımsız, kâr amacı gütmeyen, uluslararası bir
kuruluş olan Orta ve Doğu Avrupa için Bölgesel Çevre Merkezi’nin
(REC) Türkiye’deki temsilcisidir. REC bu hedefe ulaşabilmek için
sivil örgütler, resmi kurumlar, özel sektör ve diğer çevre paydaşları arasındaki işbirliğini teşvik etmekte, serbest bilgi paylaşımını ve
çevre yönetimine toplumsal katılımı desteklemektedir.
REC 1990 yılında ABD, Avrupa Komisyonu ve Macaristan tarafından kurulmuştur. Bugünkü yasal zemini, 29 ülke hükümeti ve
Avrupa Komisyonu tarafından imzalanan bir sözleşmeye ve
Macaristan Hükümeti ile yapılan uluslararası bir anlaşmaya dayanmaktadır. REC’in merkezi Macaristan’da Szentendre’dedir. Hizmet
verdiği 17 ülkede; Arnavutluk, Bosna Hersek, Bulgaristan, Çek
Cumhuriyeti, Estonya, Hırvatistan, Karadağ, Letonya, Litvanya,
Macaristan, Makedonya, Polonya, Romanya, Sırbistan, Slovakya,
Slovenya ve Türkiye’de ülke ofisleri bulunmaktadır.
REC’in mevcut bağışçıları, hükümetlerarası ve özel pek çok kurumun yanı sıra Avrupa Komisyonu ile ABD, Almanya, Avusturya,
Çek Cumhuriyeti, Hırvatistan, Danimarka, Estonya, Finlandiya,
Macaristan, Makedonya, İtalya, Japonya, Letonya, Litvanya,
Hollanda, Norveç, Polonya, Slovakya, Slovenya, İsveç, İsviçre,
Türkiye ve Birleşik Krallık hükümetleridir.
yeşil UFUKLAR | NİSAN - HAZİRAN 2007 | 28
ARNAVUTLUK
Rr. Durresit P. 11 Shk. 2, Ap. 12
Tirana
Tel/Faks: (355-4) 239-444
E-posta: [email protected]
BOSNA HERSEK
Kalemova 34
71000 Sarajevo
Tel/Faks: (387-33) 263-050, 209130
E-posta: [email protected]
Banya Luka Saha Ofisi
Slavka Rodica 1
78000 Banja Luka, RS
Bosnia and Herzegovina
Tel/Faks: (387-51) 317-022
E-posta: [email protected]
BULGARİSTAN
Tzar Simeon 42, Ap. 2
1000 Sofia
Tel: (359-2) 983-4817
Fax: (359-2) 983-5217
E-posta: [email protected]
ÇEK CUMHURİYETİ
Senovazna 2
11000 Prague
Tel/Faks: (420-2) 2422-2843
E-posta: [email protected]
ESTONYA
Ravala str 8
10143 Tallinn
Tel/Faks: (372-6) 461-423
E-posta: [email protected]
HIRVATİSTAN
Djordjiceva 8a Br.
10000 Zagreb
Tel: (385-1) 481-0774
Tel/Faks: (385-1) 481-0844
E-posta: [email protected]
KARADAĞ
Ivana Crnojevica 16/2
81000 Podgorica, Montenegro
Serbia and Montenegro
Tel/Faks: (381-81) 210-235,
210-236
LETONYA
Peldu 26/28, 3
LV-1050 Riga
Tel/Faks: (371-7) 228-055
E-posta: [email protected]
LİTVANYA
Svitrigailos g. 7/16
03110 Vilnius
Tel: (370-5) 231-0067
Tel/Faks: (370-5) 233-5451
E-posta: [email protected]
MACARİSTAN
Ady Endre ut 9-11
2000 Szentendre
Tel: (36-26) 504-000
Faks: (36-26) 311-294
E-posta: [email protected]
MAKEDONYA
Ilindenska 118
1000 Skopje
Tel/Faks: (389-2) 309-0135, 3090135 or 306-0146
E-posta: [email protected]
POLONYA
ul. Grojecka 22/24
02-301 Warsawa, Poland
Tel: (48-22) 823-8459, 823-9629
Faks: (48-22) 822-9401
E-posta: [email protected]
Web: www.rec.org.pl
ROMANYA
Str Episcop Timus nr.4, Sector 1
Bucharest
Tel: (40-21) 316-7344, 316-7345
Faks: (40-21) 316-7264
E-posta: [email protected]
SIRBİSTAN
Primorska 31
11000 Belgrade
Tel: (381-11) 329-2899
Faks: (381-11) 329-3020
E-posta: [email protected]
Kosova Saha Ofisi
Kodra e Diellit Rruga 3
Lamela 26, PO Box 160
10000 Pristina
Tel/Faks: (381-38) 552-123
E-posta: [email protected]
SLOVAKYA
Vysoka 18
81106 Bratislava
Tel: (421-2) 5263-2942
Faks: (421-2) 5296-4208
E-posta: [email protected]
SLOVENYA
Slovenska cesta 5
1000 Ljubljana
Tel: (386-1) 425-6860
Faks: (386-1) 421-0939
E-posta: [email protected]
TÜRKİYE
İlkbahar Mahallesi, 15.Cadde,
296.Sokak, No:8,
06550 Yıldız-Çankaya, Ankara
Tel: (90 312) 491 9530
Faks: (90 312) 491 9540
E-mail: [email protected]
29-30-ColumnsYU.qxd:28-30-Columns.GH3.4
7/4/07
10:54 AM
Page 29
YEŞİL BAKIŞ
Bilişim Teknolojileri
Yeşim A. Çağlayan
Bilgi ağında kaybolmamak
Kaynağında kalan bilgi işlevsizdir, paylaşmak ise bilginin çoğalmasını sağlar
yana toplam 78 say›s› 2000’in üstünde
aboneye
ulaflan
bülten
d›fl›nda,
<www.rec.org.tr/ db.asp> adresindeki
REC Türkiye web sayfas›, farkl› çevre
konular›nda veritabanlar› sunuyor.
1,000’den fazla üyesi olan kurumlar
veritaban›, çevre alan›nda çal›flan STK,
kamu kurulufllar›, yerel yönetim, akademik kurulufllar ve özel sektörü bir araya
getiriyor.
REC Türkiye web sayfas›ndaki bir
baflka veritaban› ise Türkiye’de bir ilk
olan çevre yay›nlar› kütüphanesinin katalo¤u. Türkçe ve ‹ngilizce 600’ün üstünde
yay›na sahip kütüphane herkese aç›k.
Bu veritabanlar›n›n d›fl›nda, REC
Türkiye soru-cevap ve s›kça sorulan
sorular hizmetleriyle çevre paydafllar›n›n
çevresel bilgi ihtiyaçlar›n› karfl›lamay›
amaçl›yor. ‹lginç bilgiler ve medya veritaban› da s›k girilen bölümler aras›nda.
REC Türkiye’ninkiler d›fl›nda ülkemizde farkl› giriflimler de var. AB 2002 Malî
‹flbirli¤i Program› çerçevesindeki ‘Türkiye
‹çin
Çevre
Alan›nda
Kapasite
Gelifltirilmesi Projesi’nin 4. bilefleni olarak
2004’te
bafllayan
‘Kurumsal
Yap›land›rma ve Çevresel Bilgiye Eriflim’
Projesi
bunlara
bir
örnek.
EnvInfo@Turkey konsorsiyumu, 2005
sonunda tamamlad›¤› projede a¤›rl›kl›
olarak, Çevre ve Orman Bakanl›¤›’n›n
eflgüdümünde çal›flacak bir bilgi sistemi
oluflturdu. Çeflitli kamu kurumlar›, ellerindeki çevresel verileri sisteme kaydedi-
yor, tüm veriler bir kaynakta toplan›yor,
<www.cedgm.gov.tr/aca/ kycbep.htm>.
Kapsaml› verilerin yan› s›ra çevre alan›nda popüler bilginin de paylafl›lmas›
gerekiyor. Bu alanda, Türkiye S›naî
Kalk›nma Bankas› taraf›ndan haz›rlanan
<www.cevreciyiz. com> portal›, Bu¤day
Derne¤i’nin Ekolojik Yaflam Kap›s›
<www.bugday.org>, önemli boflluklar›
dolduruyor. Sürekli güncellenen portallar
herkesin kullan›m ve yorumuna aç›k.
Çevresel bilgi ve verilerin yayg›nlaflmas› ve paylafl›m›, iyi tasarlanm›fl bir sistem yan›nda, bu bilgi ve verilere sahip
kifli ve kurulufllar›n bunlar› paylaflma iste¤i, yatk›nl›¤› ve alt yap› imkânlar› ile de
ilgili.
REC Türkiye’nin deste¤i, konuya yatk›n ve ilgili STK mensuplar›na ‘Network’
e¤itimi ile sürecek. Bu e¤itim, REC taraf›ndan Romanya, Bulgaristan, Arnavutluk,
Bosna Hersek, Makedonya gibi ülkelerde
uyguland› ve çevre paydafllar›n›n bir
araya
geldi¤i
a¤lar
oluflturuldu,
(www.rec.org/REC/Programs/
SEE_Networking/Default.html).
A¤ustos’ta Türkiye’de yap›lacak e¤itimin
içeri¤i, a¤›rl›kla teknik bilgilerden oluflacak.
REC Türkiye, ülkemizde çevresel bilginin üretimi ve paylafl›m›na destek
olmay› baflka etkinliklerle de sürdürecek.
Elektronik a¤lar hem bilgilerin hem de
bilgi kaynaklar›n›n paylafl›lmas›n› kolaylaflt›racak.
Q
Günümüzde bilgiye eriflim kolaylafl›yor. Eskiden meflakkatli araflt›rmalar
gerektiren konulara flimdi ‹nternet sayesinde ‘bir t›k’ ile ulafl›l›yor. Bilginin do¤ru
ve anlafl›l›r olmas›n› sa¤lamak ise uzmanlarla çal›flarak ve do¤ru sistemleri kullanarak mümkün. Özellikle ‘çevresel bilgi’
dedi¤imiz ve ço¤unlukla s›n›rl› bir kesimin anlayabildi¤i bilgiyi anlafl›labilir bir
forma sokup do¤ru biçimde genifl kitlelere ulaflt›rmak ve onlar›n ilgisini çekebilmek için bu flart.
Çevresel bilgi, Türkiye’de eksikleri
olan bir alan. Elde yeterli ham veri olsa
da, bu verileri anlafl›labilir bir formata
sokma ve bunlar› tek bir kaynakta toplama konusunda sorunlar var. Çevresel bilginin tek kaynakta toplanmas› hem bilgiye eriflim süresini k›saltacak hem de bu
kayna¤a aktar›l›rken bilgi süzgeçten
geçece¤i için ayn› konuda çeliflkili bilgilere rastlama olas›l›¤› ortadan kalkacak.
Bilgileri tek bir yerde toplayan bir altyap› henüz olmasa da gerek verilerin
anlafl›labilir bilgiye dönüfltürülmesi,
gerek bilgilerin yay›lmas› konusundaki
giriflimler giderek art›yor, çeflitli kurumlar, bilgilendirme amaçl› ‹nternet siteleri
oluflturuyor. Böyle bir dönemde, REC
Türkiye, sistemlerin haz›rlanmas›na
öncülük ediyor.
REC Türkiye’nin, çevresel bilgi paylafl›m›na önemli katk›lar›ndan biri, hâlen
iki haftada bir yay›mlanan elektronik
haber bülteni oldu. Ekim 2004’ten bu
Birbirine bağlanan bilgi ağları…
REC tarafından 2001 yılından bu yana Güneydoğu Avrupa’da uygulanan
Elektronik Ağ Oluşturma Eğitimi şimdi Türkiye’de...
Çevrenin korunması ve sivil toplumun geliştirilmesi amacıyla, farklı gruplar ve kuruluşlar arası
iletişim ve işbirliğinin güçlendirilmesi yaşamsal önem taşımaktadır. Bu perspektifle, REC Türkiye,
çevre STK’ları için Elektronik Ağ Oluşturma Eğitimi düzenlemektedir. Birbirini tamamlayan iki
çalıştaydan oluşan eğitimde:
G Elektronik ağlar için teknik altyapının oluşturulması,
G Elektronik ağ içerisinde bilgi paylaşımı ve yönetimi,
G Ağ üzerinden içerik ve üyelerin yönetimi konuları ele alınacak.
Seminerler ve etkileşimli alıştırmalar içeren ve iki modülde gerçekleştirilecek olan eğitim,
Güneydoğu Avrupa’daki başarılı örneklerin de paylaşılacağı bir ortam sunacak ve Türkiye’de de
benzer başarılı elektronik ağların oluşumunun temellerini atacak.
Eğitim tarihleri ve ayrıntılı bilgi için
www.rec.org.tr adresini ziyaret ediniz.
Daha fazla bilgi için:
Deniz Gümüşel
REC Türkiye Kapasite Geliştirme Programı
Tel: (90-312) 491 95 02
E-posta: [email protected]
29
| NİSAN - HAZİRAN 2007 | yeşil UFUKLAR
29-30-ColumnsYU.qxd:28-30-Columns.GH3.4
7/4/07
10:54 AM
Page 30
Hepimiz aynı teknedeyiz
Kitaplık
Paydaşlar da, hissedarlar da aynı çevresel sorumluluğu taşıyor
Binyıl Ekosistem
Değerlendirmesi: bilgilenmek ve
eyleme geçmek için bir gereç kiti
Acayip Havalar
Kate Evans, çeviren Özlem Dalkıran. “Açık Radyo” Kitapları 2007,
100 sayfa
Island Press tarafından basılmıştır, 25 sayfa
‘‹klim de¤iflikli¤i hakk›nda bilmek istemedi¤iniz ama muhtemelen ö¤renmek zorunda oldu¤unuz her fley’ slogan› ile Türkçe’ye
uyarlanan kitap, küresel ›s›nma konusunda tarihin ilk çizgi
roman› olma özelli¤ini tafl›yor. Asl›nda kitab›n imza att›¤› ‘ilk’ler
bununla kalm›yor. Küresel iklim de¤iflikli¤i konusunda bizleri
bilinçlendirmeyi en önemli misyon edinmifl 94.9 Aç›k
Radyo’nun ilk yay›n› bu. Di¤er ilklerin neler oldu¤u, Ömer
Madra’n›n önsözünde anlat›l›yor.
Bir çevre eylemcisi olan çizer Kate Evans, ikinci önsözü yazan George
Monbiot’un tan›m›yla, “iklim de¤iflikli¤i hikâyesini anlafl›l›r, komik ve dokunakl› bir
flekilde anlatmay› baflar›yor.” Çizgi roman, iklim de¤iflikli¤inin en keyif kaç›ran ve
görmezden gelmeye çal›flt›¤›m›z niteliklerini ustal›kla vurguluyor: sorumlulu¤un
hepimize ait oldu¤u; küresel iklim de¤iflikli¤inin geliflmifl ve yoksul ülkelerdeki etkilerinin ne kadar ‘adaletsiz’ da¤›ld›¤›; ve yaflam biçimlerimizi de¤ifltirmeden küresel
iklim de¤iflikli¤inin hiç bir flekilde durdurulamayaca¤›.
Evans, iklim de¤iflikli¤ine yol açan ve h›zland›ran etkenleri; bunlar›n aras›ndaki
iliflkileri, süreci yavafllatmak ve durdurmak için hepimizin yapmas› gerekenleri, teknik bilgisi olmayan okurlar›n bile kolayl›kla anlayaca¤› bir ustal›kla çiziyor ve yaz›yor. Monbiot’ya göre, “biyosferi hiç umursamayan kiflilere ulaflabilecek birileri varsa
o da Kate Evans ve bir de –bu kitab› al›p okumas› gerekti¤ini düflündü¤ünüz birileri varsa— sizsiniz.
Kitab›n› flu sözlerle bitiriyor Kate Evans: “Bu kitab›, hayat›n› de¤ifltirmek için
kullan, çünkü bundan sonra olacaklar, senin flimdi yapacaklar›na ba¤l›...”
<www.funnyweather.org>
Q
2000 y›l›nda, dönemin
Birleflmifl
Milletler
Genel Sekreteri Kofi
Annan ve ekibi “bu
kadar yeter,” demifl ve
insan faaliyetleri ile
ekosistemin
tahribat›
aras›nda bilimsel bir ba¤
kurmak amac›yla; uluslararas› finans kurulufllar›, Dünya Sa¤l›k
Örgütü, önde gelen çevre kurulufllar›,
hükümetler ve di¤er paydafllar ile ortak
bir çal›flma bafllatm›flt›r.
Hedefleri, do¤ru politik kararlar için
“gerek duyulan giriflimlere bilimsel zemin”
sa¤lamak amac›yla, dünya ölçe¤inde çevresel araflt›rmalar› organize ve koordine
etmek, ve bunlar› sentezlemekti.
95 ülkeden 1,360 uzman›n yürüttü¤ü
çal›flmalar tahminen 24 milyon dolara mal
oldu; ve bu çal›flmalar sonunda, uç uca
eklenecek olsalar Eyfel Kulesi’nin iki kat›na eriflebilecek say›da belge ortaya kondu.
Neyse ki, ilgilenen okuyucular, biny›l ekosistem de¤erlendirmesi (MA) içindeki kilit
mekanizmalar›n özetine ‹nternet’ten ulaflabiliyor.
Ancak, ’MA Kiti’, çevre sorunlar›n›n
çözümünde daha bütünsel bir yaklafl›m
bekleyenler aç›s›ndan bak›ld›¤›nda,
eksik kal›yor. Kit, daha ziyade, çevresel
sorunlar›n esas olarak ekonomik kavramlarla anlafl›lmas›, (örne¤in, do¤ay› bir
hizmet sa¤lay›c›s› olarak görmek), ve
pazar mekanizmalar› ile iyilefltirilmesi,
(örne¤in, do¤an›n hizmetlerine parasal
bir de¤er biçip “bu maliyetleri âdil bir
flekilde paylaflt›racak” politikalar tasarlamak) gerekti¤i hakim görüflünü yans›tan
bir perspektife sahip.
Kit, renkli, derli toplu ve anlafl›lmas›
kolay; ama bu kiti, MA’n›n <www.maweb.
org/en/index/aspx> adresinde bulunan tam
raporlar, grafik kaynaklar›, slayt sunumlar›,
videolar ve bas›n bültenlerini içeren, MA’n›n
en ilginç yay›n ve araflt›rmalar›a bir girifl olarak nitelemek daha uygun olur.
Q
Nyambura Njagi
YEŞİL BAKIŞ
Geleceği birlikte şekillendirelim!
Çevre alanında çalışan bir STK’nın aktif üyesi misiniz?
STK’nız için yapacağınız çalışmalara ışık tutacak bir ortamda,
alanında uzman eğitimcilerimizle çalışmak ister misiniz?
O halde Genç Çevreciler Eğitim Programı tam size göre!
Her alanda olduğu gibi sivil toplum örgütlerinin gelişmesinde ve güçlenmesinde de gençler öncü rol
oynamaktadır. Bu rolün güçlendirilmesi amacıyla REC Türkiye tarafından düzenlenen “Genç
Çevreciler Eğitim Programı”, sivil toplum kuruluşlarında çalışan genç beyinlere yeni ufuklar açacak,
kurumsal stratejilerini belirlemelerine ve kapasitelerini arttırmalarına yardımcı olacak pratik bilgiler ve
yöntemler sunmayı hedeflemektedir.
12’şer kişilik grupların yararlanacağı birer haftalık eğitimlerde: stratejik planlama, proje geliştirme,
iletişim, gönüllülerle ilişkiler, çatışma çözme ve STK’larda finansal yönetim konularında çalıştaylar ve
güncel çevre sorunları ile ilgili seminer ve söyleşiler yer almaktadır.
Eğitim tarihleri ve ayrıntılı bilgi için;
www.rec.org.tr/sayfa.asp?id=131 adresini ziyaret ediniz.
yeşil UFUKLAR | NİSAN - HAZİRAN 2007 | 30
Daha fazla bilgi için:
Deniz Gümüşel
REC Türkiye Kapasite Geliştirme Programı
Tel: (90-312) 491 95 02
E-posta: [email protected]
Fotoğraf Sergisi
devam ediyor
Sergiyi kentinizde
görmek istiyorsanız
bizimle iletişime geçin!
[email protected]
British Council KuzeyGüneyDoğuBatı Sergisi
2007-2008 Türkiye Programı Bölgesel Çevre
Merkezi REC Türkiye koordinatörlüğünde
gerçekleştirilmektedir.
Desteklerinden dolayı
Çevre ve Orman Bakanlığı’na
teşekkür ederiz.