KÜÇÜK HAC ML - YÜKSEK PERFORMANSLI
Transkript
KÜÇÜK HAC ML - YÜKSEK PERFORMANSLI
Süleyman Demirel Üniversitesi-Isparta KÜÇÜK HACİMLİ - YÜKSEK PERFORMANSLI MOTOR TEKNOLOJİLERİ VE UYGULAMALARI Ali ÖZ 1, Abdullah DEMİR 2 1 Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu, Otomotiv Teknolojisi Programı, Burdur. 2 Marmara Üniversitesi, Teknoloji Fakültesi, Makine Mühendisliği, İstanbul. [email protected] [email protected] ÖZET Avrupa’da 2015 yılı itibariyle otomobillerde CO2 emisyon hedefinin, ortalama 130 g/km olacağı ön görülmüştür [1]. Bu amaca yönelik olarak çok sıkı çalışmalar yürüten otomotiv firmaları "küçük hacimli, yüksek performanslı” motor teknolojilerine hız verdiler. Bu teknolojiler; aşırı doldurma sistemleri, değişken supap zamanlaması (VTEC), değişken sıkıştırma oranı, silindir başına üç, dört ya da beş supap uygulaması, gelişmiş yanma konsepti, lambda stratejileri, motor yağlama uygulamaları, fakir karışımlı aşırı doldurmalı direk enjeksiyon (LBDI) ve düel enjeksiyon uygulamalarıdır [2]. Ancak "küçük hacimli, yüksek performanslı” motor teknolojilerinin uygulanmasının önünde; vuruntu sınırı, termik direnç, mekanik direnç, motor aşıntıları ve süperşarj/turboşarj cevap süreleri gibi bazı kısıtlar da bulunmaktadır. Bu bildiride "küçük hacimli, yüksek performanslı” motor teknolojilerine ve boyut küçültme (downsizing) ile ağırlığı azaltılmış motor üretim anlayışına değinilerek, bu üretim felsefesinin kısıtlarına ve uygulanmış en iyi örneklerine yer verilecektir. Anahtar Kelimeler: Küçük Hacimli Yüksek Performanslı Motor, TSI, Hacim Küçültme, Boyut Küçültme, Downsizing. ABSTRACT Avrupa’da 2015 yılı itibariyle otomobillerde CO2 emisyon hedefinin, ortalama 130 g/km olacağı ön görülmüştür [1]. Bu amaca yönelik olarak çok sıkı çalışmalar yürüten otomotiv firmaları "küçük hacimli, yüksek performanslı” motor teknolojilerine hız verdiler. Bu teknolojiler; aşırı doldurma sistemleri, değişken supap zamanlaması (VTEC), stop-start (dur-kalk) uygulamaları, değişken sıkıştırma oranı, silindir başına üç, dört ya da beş supap uygulaması, gelişmiş yanma konsepti, lambda stratejileri, motor yağlama uygulamaları, fakir karışımlı aşırı doldurmalı direk enjeksiyon (LBDI) ve düel enjeksiyon uygulamalarıdır [2]. Ancak "küçük hacimli, yüksek performanslı” motor teknolojilerinin uygulanmasının önünde; vuruntu sınırı, termik direnç, mekanik direnç, motor aşıntıları ve süperşarj/turboşarj cevap süreleri gibi bazı kısıtlar da bulunmaktadır. Bu bildiride "küçük hacimli, yüksek performanslı” motor teknolojilerine ve boyut küçültme (downsizing) ile ağırlığı azaltılmış motor üretim anlayışına değinilerek, bu üretim felsefesinin kısıtlarına ve uygulanmış en iyi örneklerine yer verilecektir. Anahtar Kelimeler: Küçük Hacimli Yüksek Performanslı Motor, TSI, Hacim Küçültme, Motorlarda Boyut Küçültme, Downsizing. 1. GİRİŞ "Küçük hacimli, yüksek performanslı” motorlar kavramından, mümkün mertebe en küçük toplam silindir hacminden; daha yüksek güç ve moment, daha az yakıt tüketimi, pompalama ve sürtünme kayıpları anlaşılmalıdır. Bu amaca yönelik olarak motorlarda birçok sistem uygulanmaktadır. Bunlar; aşırı doldurma sistemleri, değişken supap zamanlaması (VTEC), değişken sıkıştırma oranı, silindir başına üç, dört ya da beş supap uygulaması, gelişmiş yanma konsepti, Lambda stratejileri, motor yağlama uygulamaları, fakir karışımlı aşırı doldurmalı direk enjeksiyon (LBDI) ve düel enjeksiyon uygulamalarıdır. Ancak motorların kendi hacmine göre daha büyük hacimli bir motor gibi performans sağlaması çalışmalarını sınırlayan bazı faktörler bulunmaktadır. Bunlar; vuruntu sınırı, termik direnç, mekanik direnç, motor aşıntıları ve süperşarj/turboşarj cevap süreleri vs.’dir. Termik direnç yaygın olarak silindir kapağı, turboşarj ve egzoz emisyon uygulamalarında oluşmaktadır [3]. Ayrıca artan ortalama efektif basınç dolayısıyla da mekanik dirençler ve motor aşıntıları söz konusu olacaktır. 2. MOTORLARDA HACİM KÜÇÜLTME (DOWNSIZING) VE PERFORMANS ARTTIRMA STRATEJİLERİ Hacim küçültme; ya toplam silindir hacmini arttırmaksızın motor gücünü ve torkunu arttırmak, ya da aynı güçte motor hacmini küçültmek suretiyle sağlanır. Nihai amaç ise performansı arttırmak ve yakıt tüketimini azaltmaktır. Motorlarda hacim küçültme ve performans arttırma stratejileriyle; • Daha az silindir hacmi sayesinde daha az sürtünme ve ağırlık, • Daha küçük silindir hacmiyle, hareketli kütlenin azaltılması, • Turbo besleme sayesinde torkun geniş devir bandına yayılması, • Çift besleme (turbo + kompresör) sayesinde, turbo boşluğunu azaltılması ya da tamamen yok edilmesi, • Önümüzdeki zaman diliminde hibrid teknolojilerin, küçülen hacimleri desteklemek için daha etkin bir biçimde kullanılması, Geleceğin Mühendislik Eğitiminde Endüstri ile İşbirliği Sempozyumu 2012 Bu motorlarda iç soğutma daha iyi sağlandığından, direkt enjeksiyon uygulamasının verimliliğinin arttırılması, • Motorun güç üretim bandının düzgün olmasını sağlamak için değişken yükleme yapılabilmesi, diye sıralanabilir [4]. • Günümüzde ve yakın gelecekteki birim motor hacmine göre güç ve tork değişimleri sırasıyla Tablo 2.1 ve Tablo 2.2’de gösterilmiştir. Günümüzde bir litrelik motor hacmi başına; süper şarjlı direk enjeksiyonlu dizel motor için 65 kW ve süper şarjlı değişken sıkıştırmalı benzinli motor için 110 kW güç üretilmektedir. Gelecekte yapılacak çalışmalarla bir litrelik motor hacmi için; süper şarjlı direk enjeksiyonlu dizel motor için 80 kW ve süper şarjlı değişken sıkıştırmalı benzinli motor için 130 kW güç üretmesi planlanmaktadır. Tablo 2.1. Motor hacminin litresi başına güç ve tork – Yaygın mevcut durum Süperşarjlı Direk enjeksiyonlu dizel Tabii emişli benzinli motor Süperşarjlı değişken sıkıştırmalı benzinli motor kW/l 65 65 HP/l 87 87 Nm/l 150 100 110 147.5 200 Tablo 2.2. Motor hacminin litresi başına güç ve tork Gelecekteki durum Süperşarjlı direk enjeksiyonlu dizel Tabii emişli benzinli motor Süperşarjlı değişken sıkıştırmalı benzinli motor kW/l HP/l Nm/l 80 107 200 65 87 100 130 174 250 Benzinli motorların geçirdiği ve geçirmeye devam edeceği gelişim süreci, silindir başına 4 supap uygulaması ile başlamış, değişken supap zamanlaması (VTEC), fakir karışımlı turbolu direk enjeksiyon uygulamaları ve değişken sıkıştırma oranı uygulamalarıdır [5]. Fakir karışımlı turbolu direk enjeksiyon uygulamalarından değişken sıkıştırma oranlı uygulamalara geçişte yeni bir teknoloji adımına ihtiyaç vardır. 2.1. Aşırı doldurma uygulamaları 2.1.1. Turbo aşırı doldurma uygulaması Tabii emişli motorlar, normalde atmosferik basınçla çalışır. Yani, dışarıdan hava alınarak motora verilir. Bu hava, manifoldda ya da yanma odasında yakıtla karıştırılarak yanma odasında yakılır. Turbo uygulaması ile motorun silindir hacmini değiştirmeden daha fazla güç elde etmek için motora daha yüksek basınçta hava basılmaktadır. Turbo en genel anlamda bir pompa ve bir de türbinden oluşmuştur. Türbin, motorun egzoz çıkışında yer almakta ve yüksek basınç ve sıcaklıktaki egzoz gazlarını kullanarak enerji elde etmektedir. Elde ettiği enerjiyle emme manifoldundaki pompayı tahrik etmektedir. Pompa tarafından basıncı yükseltilen hava çoğunlukla “ara soğutucu”dan (intercooler/intercooling) geçirilerek silindirlere gönderilmektedir. Bu uygulama motorun torkunu ve gücünü arttırır. Turbo ünitesi, motordan bağımsız bir ünite olduğu halde, motorun ayrılmaz bir parçasıdır. Turboşarjlı motorlar, tabii emişli motorlara göre daha çok tork ve güç üretir. 2.1.2. Mekanik aşırı doldurma (Süperşar/Kompresör) uygulaması Kompresörü döndürmek için, motor krank milinden veya harici bir kaynaktan güç alınır. Örneğin; TSI motordaki kompresör uygulamasında, tahrik motor tarafından kayışla yapılmaktadır. Bazı devir aralığında ise kompresör ihtiyaca uygun olarak manyetik kavramayla devreye girmektedir. 2.1.3. Hem turbo hem de mekanik aşırı doldurmanın birlikte uygulanması Çift beslemeli motor uygulamalarıyla, kompresör teknolojisinin düşük devirlerdeki gücü ve turbonun yüksek devirlerdeki üstün performansı bir araya getirilmekte ve böylece kesintisiz performans sağlanmaktadır. Daha küçük motor hacmine rağmen yüksek güç ve torktan ödün verilmeksizin yakıt tüketimi düşürülmektedir. Motor tarafından mekanik bir yöntemle tahrik edilen kompresör ve egzoz gazları tarafından tahrik edilen turboşarj seri bağlı olarak motoru çift beslemeli ve kesintisiz bir güç akışıyla besler. Örnek uygulama, Şekil 2.1’de gösterilen TSI motordur. Şekil 2.1. Volkswagen'in 1.4 litrelik çift beslemeli TSI motoru 2.2. Değişken emme geometrisi ve değişken supap zamanlaması Klasik sabit boyutlu emiş sistemlerine sahip motorlarda, değişen motor devrine bağlı olarak en optimum karışımın motora alınmasında bazı kısıtlar olmaktadır. Daha çok yüksek devirlere göre dizayn edilmiş manifold ve diğer parçalar, özellikle düşük devirlerde motora giren karışımı azaltır ve yüksek torka ulaşmayı geciktirir. Bu durumu iyileştirerek, volümetrik verimi arttırmak amacıyla, silindire giren havanın, kısa ve uzun olmak üzere iki ayrı yoldan gidebilmesi için değişken yollu emme manifoldu kullanılmaya başlanmıştır. Maksimum tork, yakıt hava karışımının doğru zamanda tam olarak yanması ile elde edilir. Ancak her tam yanma hava ve yakıt karışımının çok özel bir oranını gerektirir. Motor her devirde hava ile optimal olarak beslenmelidir. Tabi emişli motorlarda, manifold yolu silindirin şarjında kayda değer bir etkiye sahiptir [6]. Değişken supap zamanlaması ve supap açılma miktarı teknolojisinin kullanılması da bir başka stratejidir. Değişken supap zamanlaması ve supap açılma miktarı ile çalışmada ana amaç kısmi yüklerde motor dolgu değişimi Süleyman Demirel Üniversitesi-Isparta sırasında gaz kelebeğinin kapalı pozisyonda olmasından doğan pompalama kayıplarını azaltmak, yani çevrimin dolgu değişimi sırasında oluşan negatif işi azaltarak verimi yükseltmektir. Değişken supap mekanizmasının diğer bir değişkeni supap açılma miktarıdır. Bugünkü dört supaplı motorlarda yük ve devir sayısına bağlı olarak, emme kanallarından birinin bir kelebek ile kapatılması veya emme supaplarından birinin kapalı tutulması ile supap açılma miktarının değiştirilmesi benzer sonuçlar sağlayabilir. Emme kanallarından birinin iptali silindir içinde ilave olarak girdap hareketi sağlayacaktır. Böyle bir sistem -dört supaplı motorlarda iki emme kanalından birinin kapatılması veya supap açılma miktarının azaltılmasıdüşük devirlerde emme supabı kesitinden geçen dolgunun kinetik enerjisinden faydalanmayı sağlayarak, volümetrik verimi arttırmakta, karışım kalitesini iyileştirmekte ve pompalama kayıplarını azaltmaktadır. Değişken supap zamanlamalı motorlarda supap zamanlaması motor koşullarına göre sürekli olarak değiştiği için pompalama kayıpları, normal motorlara göre daha azdır ve dolayısıyla net güçte daha fazladır. Honda VTEC, Toyota Dual VVT-i gibi uygulamalar bunlardan bazılarıdır. 2.3. Dur-kalk sistemleri Sistem vites boşa alınıp debriyajdan ayak çekilince devreye giriyor. Sistem güvenliği ve rahatlığı ön planda tuttuğu için; aracın klima, fren ve direksiyonunda problem varsa devreye girmiyor. Ayrıca atmosfer sıcaklığı 0 derecenin altındaysa çalışmıyor. Bu sıcaklıklarda klima sisteminin ihtiyaç duyduğu enerjinin kesilmemesi için sistem devreye girmeyerek çalışan motorun gücünü ihtiyaç duyulan aksesuara gitmesini sağlıyor. sıkıştırma oranı termodinamik verim üzerinde %4-5 gibi sınırlı bir artış sağlar [7]. 2.5. Diğer uygulanan teknolojiler Küçük hacimli, yüksek performanslı motor teknolojilerine yönelik diğer uygulamalar ise; silindir başına dört ya da beş supap uygulaması, gelişmiş yanma konsepti, hibrit motorlar, oksijen sensörü stratejileri, yağlama sistemi, fakir karışımlı aşırı doldurmalı direk enjeksiyon ve düel enjeksiyon uygulamalarıdır. 3. HACİM KÜÇÜLTME İLE YAKIT TÜKETİMİNİ AZALTMA STRATEJİLERİ Avrupa’da 2015 yılı itibariyle otomobillerde CO2 emisyon hedefinin, ortalama 130 g/km olacağı ön görülmüştür. Bu amaca yönelik olarak otomotiv firmaları çok sıkı çalışmalar yürütmektedir. Motorların kendi hacmine göre daha büyük hacimli bir motor gibi performans sağlaması çalışmaları hem yakıt tüketimini hem de yakıt tüketimine bağlı olarak sera etkisi oluşturan CO2 emisyonlarını azaltır. Aynı güçteki motorlarda, hacminin azaltılmasıyla yakıt ekonomisi sağlamak için; a. Pompalama kayıplarının azaltılması: Her bir motor devrinde daha az süpürme hacmi, Sürüş çevriminde daha yüksek ortalama yük (daha yüksek ortalama emme manifold basıncı), b. Gazlardan silindir duvarlarına ısı transferini azaltma: Azalan iç yüzey alanı, Daha kısa alev yolu (daha hızlı yanma ve azalan gazduvar ısı değiştirme süresi), c. Sürtünme kayıplarını azaltma: Daha küçük hareketli parçalar [3]. 2.4. Değişken sıkıştırma oranı uygulaması Bilindiği gibi Otto motorlarında sıkıştırma oranını belirlemede esas sınır vuruntu sınırı ile belirlenmektedir. Otto motorunda vuruntu meyli en fazla tam yük bölgesinde sıkıştırma oranını sınırlamaktır. Bugün taşıtlarda kullanılan Otto motorları, bilindiği üzere ömürlerinin büyük bölümünü kısmi yük şartlarında geçirmektedirler ve bu işletme koşullarında sıkıştırma oranını vuruntu olasılığı olmaksızın arttırarak indike verimi yükseltmek mümkündür. Bunun sebebi düşük yük ve hız bölgesinde gaz kelebeğinin kapalı olmasından dolayı emme kanalında basıncın düşmesi ve beraberinde efektif sıkıştırma oranının azalmasıdır. Belirli limitler içerisinde motor verimi sıkıştırma oranıyla artar. Benzinli motorlarda sıkıştırma oranını belirlemede esas sınır vuruntu sınırıdır. Ondan dolayı değişken Üzerinde çalışılan teknolojiler Optimize edilmiş motorlar Düşük yuvarlanma direncine sahip lastik teknolojisi % 3-10 2 Aerodinamik 2 Hacim küçültme 10 Termodinamik yönetimi 5-7 Stop-start sistemi 3-10 Toplam 25-40 Hacim küçültmenin daha etkin olması; belirli bir güçte, motor devri arttırılmaksızın fakat tüm motor devir aralığında torkun arttırılmasıyla (silindirlerin doldurulmasının ve ortalama efektif basıncın [BMEP’nin] iyileştirilmesi ile) sağlanır. Silindir doldurma optimizasyon yöntemlerinden birkaçı ile BMEP’yi arttırmak mümkündür. Bunlar; • • • Silindir başına iki supap değil 4 ya da 5 supap kullanılması, Değişken supap zamanlaması, Süperşarj ve turboşarj uygulaması. Hacim küçültmenin (Downsizing) en belirgin faydası, kısmi yüklerde özellikle şehiriçi sürüş çevriminde daha belirgindir. Ne kadar küçük motor hacmi, düşük yüklerde o kadar daha az yakıt tüketimi demektir. Bugünün araç ve motor teknolojisinde yakıt ekonomisine yönelik odaklanılan çalışma alanları ve etkileri Tablo 3.1’de gösterilmiştir. Tablo 3.1. Bugünün araç/motor teknolojisinde ekonomisine yönelik yapılan çalışmalar [1] yakıt Geleceğin Mühendislik Eğitiminde Endüstri ile İşbirliği Sempozyumu 2012 Genel olarak yakıt tüketimini azaltma stratejileri ya doğrudan ya da dolaylı olarak downsizing uygulamalarına da katkı sağlamaktadır. Tablo 3.2’de temel yakıt ekonomisi uygulamaları gösterilmiştir. yüklerde 15/1 - 16/1 sıkıştırma oranı altında işletilirken sıkıştırma oranının 8/1 düşürülmesiyle aşırı doldurma uygulaması gerçekleştirilebilir. 4.2. Termik direnç sınırı Tablo 3.2. Temel yakıt ekonomisi uygulamaları [8]. Teknolojiler Düşük sürtünmeli yağlayıcılar Yakıt Ekonomisi, % 0,5 Motorda sürtünmelerin azaltılması 2,0 Değişken supap zamanlaması- emme kam fazı 1,0 Değişken supap zamanlaması- düel kam fazı 1,0-3,0 Silindirlerin devre dışı bırakılması 6,0 Sürekli VVLT 1,5-3,5 Kamsız supap işletimi 2,5 Direk benzin enjeksiyonu (GDI) stokiyometrik 1,5 Benzin HCCI düel mod 11,0 Turboşarj - hacim küçültme 6,3 Dizel - LNT 11,5 Dizel - SCR 15,5 6 ileri kademeli otomatik 1,5 6 ileri kademeli otomatikleştirilmiş manüel şanzıman 6,0 8 ileri kademeli manüel şanzıman 0,5 4. MOTORLARDA HACİM KÜÇÜLTMEYİ SINIRLAYAN FAKTÖRLER Motorların kendi hacmine göre daha büyük hacimli bir motor gibi performans sağlamasını sınırlayan bazı faktörler vardır. Bunlar; vuruntu, termik direnç, mekanik direnç & motor aşıntıları ve süperşarj/turboşarj cevap süreleridir. 4.1. Vuruntu sınırı Sabit sıkıştırma oranlı (Fixed Compression Ratio – FCR) motorların vuruntu hassasiyeti, şarj havasının soğutulmasıyla azaltılabilir. Bu, hava yakıt karışımın zenginleştirilmesi ve/ya da direk yakıt enjeksiyonu ile yapılabilir. Aşırı doldurmalı motorların yüksek güçlerde çalıştırılması durumunda dolgunun zenginleştirilmesi yaygın olarak uygulanmaktadır. Ancak bu uygulama HC ve CO emisyonlarında artışı da beraberinde getirmektedir. Direk enjeksiyon bir başka stratejidir. Bu enjeksiyonda yanma odası içerisinde yakıtın atomizasyonundan dolayı karışımın soğumasına neden olmaktadır. Direk enjeksiyon uygulaması pahalı bir uygulamadır ve karışımın homojenliği bozulduğundan dolayı partikül oluşumunda bir miktar artma olabilir. Değişken sıkıştırma oranı (Variable Compressin Ratio – VCR), vuruntu sınırını elimine eder. VCR’li motorlarda, motor hangi yük altında olursa olsun daima vuruntu sınırının altında bir çalışma sağlanır. Motor, düşük Termik direnç, benzinli motorların (SI) boyutlarının küçültülmesi için en güçlü sınırlayıcı faktörlerdendir. Güç yoğunluğu artarken; silindir kapağında, egzoz supaplarında, manifoldda, borularda ve egzoz sistemi art yakıcılarında termik gerilmeler artar. Yüksek yüklü motorların termik gerilmelerini minimize etmek için FCR’de mevcut olmayan VCR uygulaması ile sağlanacak avantajlar; Motor devri artarken sıkıştırma oranı arttırılabilir (motor devri artarken, vuruntu hassasiyeti azalır), En iyi indike verimi elde etmek için motorun sıkıştırma oranı ile ateşleme avansı arasındaki optimizasyon sağlanabilir. Neticede; Daha yüksek genişleme oranı, maksimum güçte yakıt tüketimini azaltır. Aynı kompanentleri ve malzemeleri kullanarak kayda değer mali tasarrufla motorun spesifik gücünü arttırmak mümkündür. Motor kompanentlerini soğutmak için dolgunun zenginleştirilmesini (charge enrichment) arttırmak gerekir ve art yakıcılar maksimum güce yakın bölgeyle sınırlandırılır. Dolgunun soğuması için direk yakıt enjeksiyonuna gerek yoktur. 4.3. Mekanik direnç sınırı Şüphesiz boyut/hacim küçültme anlayışı ile üretilen motorlarda tabi emişli motorlara göre daha büyük mekanik dirençler söz konusudur. Özellikle süperşarj ve turboşarj uygulanmış motorlarda, tabi emişli motorlardan daha büyük güç ve moment oluşturulabilmektedir. Yakın bir gelecekte aynı ortalama motor devirlerinde işletilen, biri 3 litrelik tabii emişli motor diğeri 1,5 litrelik aşırı doldurmalı benzinli motor kıyaslandığında, aşırı doldurmalı motorun iki kat daha büyük yükle yüklendiği görülecektir. Daha yüksek ortalama motor yükü, daha kısa motor ömrü demektir. Boyut/Hacim küçültme, ortalama maksimum silindir basıncının ve ortalama BMEP’in arttırılmasından dolayı ortalama yükü arttırır. Sonuç olarak piston vurması (piston slap) daha güçlü olur ve pistonun radyal gerilmesi artar. Aynı zamanda silindir yüzeylerindeki segman duvar temas basıncı da artar. Bu durum silindir aşınmasına ve distorsiyonlara sebep olur. Neticede silindirlerden yakıt hava karışımının kaçmasına (blow-by) -daha düşük moment ve verim-, yağ tüketiminin artmasına (yağ değişim aralığının azalmasına, kirletici emisyonlara, 3 yollu katalitik konvektörün verimliliğinin düşmesine) ve gürültüye sebep olur. VCR uygulaması motorlarda mekanik gerilmelerin azaltılmasını sağlar. 4.3.1. Süperşarj/turboşarj boşluğu Süleyman Demirel Üniversitesi-Isparta Süperşarjlı ve turboşarjlı motorlarda, düşük devirlerden yüksek devirlere geçişte turbo boşluğu 1 (turbo-lag) çok önemlidir. Gelişmiş turboşarj teknolojileri, tamamlayıcı stratejilerle birleştirilmek zorundadır. Tabi emişli işletimlerde düşük devirlerde yüksek tork üreten motorlar tasarlamak gerekir. Tabii silindir dolgusu, piston devrinin arttırılması -uzun strok tasarımı, küçük biyel/krank oranı (sinusidal piston hareketi oldukça düşük devirlerde torku azaltır)- ile düşük motor devirlerinde arttırılabilir. Daha yüksek piston hızı, düşük devirlerde motor silindir dolgusunu yükselten bir emme manifoldu ile birleştirilmek zorundadır. Düşük devirlerde silindir dolgusu ne kadar iyi olursa, egzoz akışı o kadar yüksek ve turbonun tepki vermedeki gecikmesi de o oranda kısa olur. Birinci vites ve ikinci vites için düşük bir dişli oranıyla, taşıtın duruşundan harekete geçişinde ortalama motor devrini ve egzoz akışını arttırmak mümkündür. Bu durum tekerlek torkunun daha büyük olmasını sağlar ve turbonun tepki vermedeki gecikmesini azaltır. Turbonun tepki vermedeki gecikmesini azaltmanın bir yolu da VCR uygulamasıdır. Turboşarjın türbinini besleyen egzoz gazlarının entalpisini arttırmak için sıkıştırma oranı azaltılabilir. Zira VCR, yüksek güçte egzoz gazlarının sıcaklığını azaltmalıdır. Bu amaca yönelik olarak daha sofistike turboşarjlar -değişken geometrili turboşarjlaruygulama yoluna gidilmiştir. 5. KÜÇÜK HACİMLİ, YÜKSEK PERFORMANSLI MOTOR UYGULAMALARI Downsizing (motor hacimlerinin küçültülmesinden) sayesinde tüketim ve atık gaz salınımı kadar üretim maliyetleri de azalmaktadır. Ayrıca downsizing kompakt motorlar daha az yer kaplar. Bu durum yayaların emniyeti için kullanılacak alanın da artmasını sağlamaktadır. Bütün bu avantajları elde etmenin yoluysa değişken supap zamanlama sistemleri ve aşırı besleme sistemlerinin kullanımıyla tork üretim karakterinin baştan aşağıya değiştirilmesi. Tutumluluğu genlerinde taşıyan dizel motorlara nazaran benzinli motorlar için hacim küçültme konusu daha da büyük bir önem taşımaktadır. Özellikle VW Grubu bu durumu erkenden fark ederek, hem turbo hem de kompresörle beslenen TSI motorları geliştirdi. Küçük motor VW Passat ve Skoda Superb gibi orta sınıf modellerde de kullanılarak başarısını kanıtladı [9]. Bugünlerde motorlarda hacim küçültme (downsizing) ve performans arttırma düşüncesinin en iyi örneği şüphesiz 2006 yılında yılın motoru (engine of the year) ödülünü alan Volkswagen imzalı TSI motor. Volkswagen'in kompresör ve turbolu çift beslemeli 1,4 litrelik TSI motoru, adeta maksimum performans ve minimum yakıt tüketimi sağlayan bir güç fıçısı. 1,4 litrelik motor hacminden 140 ve 170 PS güç üretebilen çift beslemeli TSI teknolojisi, aşırı derecede verimli, ekonomik ve spor sürüşe yatkın bir motordur [10]. 1 Turbo boşluğu/gecikmesi: Orijinal ifadesiyle “turbo-lag” olarak isimlendirilir. Turbonun tepki vermedeki gecikmesidir. Yani turbonun basınç sağlamasındaki gecikme zamanıdır. Düşük hacimli bu motor teknolojisi hem daha az yakıt tüketimi ve egzoz emisyonları hem de daha büyük güç ve tork ile daha keyifli bir sürüş sağlar. 170 PS’lik güç çıkışı, konvansiyonel 2.3 litrelik motorlarla aynı. Ancak bu güç %20 daha düşük yakıt tüketimiyle elde edilebilmektedir. Motor, 240 Nm’lik maksimum tork değerini ise, 1750 ile 4500 d/d’de sağlamaktadır. Çift beslemeli, doğrudan enjeksiyonlu benzinli motor olan TSI’de, kompresör teknolojisinin düşük devirlerdeki gücü ve turbonun yüksek devirlerdeki üstün performansı bir araya getirilmiş. Böylece kesintisiz performans sağlanırken, daha küçük motor hacmine rağmen yüksek güç ve torktan ödün verilmeksizin yakıt tüketimi düşürülmüş. Birbirine seri olarak bağlı bir kompresör ve turboşarjın kombine edilmesi ile çift şarjlı “twincharger” litre başına 121,5 PS güç üretilmektedir. Rölantide yaklaşık 2400 d/d’ye kadar kompresör çalışmaktadır. 2400 ile 3500 d/d aralığında kompresör ihtiyaca uygun olarak manyetik kavramayla devreye girmektedir. Bir ayar klapesi emilen taze havayı kompresör üzerinden veya doğrudan turboşarja yönlendirmektedir. Sadece turboşarjlı işletimde, yaklaşık 3500 d/d’den itibaren ayar klapesi açık ve kompresör devre dışı kalmaktadır. Hava alışılagelmiş turbo motorlarda bilinen yolu takip ederek önce ara soğutucuya (intercooler) ve ardından gaz kelebeğiyle emme manifolduna ulaşmaktadır. TSI; süperşarjlı ve turboşarjlı direk enjeksiyonlu FSI motoru temsil eder. Arttırılmış yanma verimi ile daha az yakıt tüketimi ve daha az emisyon oluşturur. Motor tarafından kayışla tahrik edilen süperşarj (kompresör) ve egzoz gazları tarafından tahrik edilen turboşarj seri bağlı olarak motoru çift beslemeli ve kesintisiz bir güç akışıyla besler. Çift beslemeli TSI teknolojisi, aşırı derecede verimli, ekonomik, spor sürüşe yatkın ve sürücüsüne büyük hacimli bir atmosferik motorun sunduğu performansı sunan bir motor teknolojisidir. Fabrika verileri VW Golf VI’da 1.4 TSI’nın (160 hp) sadece 6,3 l/100 km yakıt tüketeceğini belirtilmektedir. Bu da 150 hp gücüne sahip 2.0 FSI’ya oranla her 100 km’de 1,6 litre daha az tüketim anlamına geliyor. Şekil 5.1’de her iki motorun güç ve tork eğrisi gösterilmiştir. VW Up’ta kullanılacak olan 1,2 litrelik motor ise, 3 silindiriyle eşdeğer güce sahip bir 4 silindirli motordan yüzde 5 ile 6 arasında daha az yakıt tüketebilecek. Golf GTI’dan tanıdık olan ve artık 211 hp güce ve değişken supap zamanlama sistemine sahip hale getirilen 2,0 litrelik TFSI motor, 2010 yılında Audi Q5’in hibrid motorlu versiyonu için temel motor olarak hizmet verecek [9]. Bu değişim lüks sınıfa kadar uzanmaktadır. BMW bile motorlarında turbo besleme kullanmaya başladı. Bunun ilk örnekleri yeni 7 Serisi ve X6’da kullanılan 4,4 litrelik çift turbo beslemeli V8 motor [Şekil 5.2]. Bu motor, 4 eksik silindirle V12’nin sahip olduğu performans seviyesine ulaşabiliyor ve buna rağmen daha az yakıt tüketiyor. Geleceğin Mühendislik Eğitiminde Endüstri ile İşbirliği Sempozyumu 2012 Mazda RX-8 Wankel Mazda3 MPS Mercedes C200 CGI Mercedes*** 200 K SLK Tanımlama Mini Cooper S**** Mitsubishi Colt CZT 1.5 Opel***** Astra 1.6 Sport Turbo Ortalam Yakıt Tük (100 km/l) Lancia Delta 1.4 T 155 230 8,0 6,5 211 350 6,5 7,4 326 450 5,9 9,9 201 193 6,6 9,1 150 206 8,7 7,0 231 211 6,4 11,4 380 380 6,1 9,6 184 250 9,5 7,9 184 250 7,6 7,7 Ortalam Yakıt Tük (100 km/l) Honda Civic Type R 0-100 km/h hızlanma, (s) BMV 740i** 13 68 19 84 29 79 19 98 13 68 13 08 22 61 17 96 17 96 0-100 km/h hızlanma, (s) Alfa Romeo Mito 1.4 Audi A4 2.0 TFSI* Mak. Moment (Nm) Tanımlama Mak. Moment (Nm) Dizel motor üreticileri arasında BMW en mantıklı davranışı sergiliyor ve aşırı beslemeli 3,0 litrelik 6 silindirlilerin faydasıyla V8’den tamamen vazgeçmek istiyor. Hazırda yeni bir 4 silindirli dizel motor bekleten Mercedes de, benzer bir yola başvurmaya hazırlanıyor [9]. Tablo 5.1. Küçük hacimli yüksek performanslı motorlar [11]. Mak. Güç (PS) VW motor şefi Wolfgang Hatz doğru maksimum yükleme derecesini şu an litre başına 175 Nm olarak buluyor. Bu tezi de şu ana kadar 2.0 TFSI ile Audi A4 ve Q5’de gerçekleştirilmiş durumda. Hatz ekliyor: “hacim küçültme daha az tüketim için benzinlilere en büyük kapıyı açıyor. Aşırı beslemeli motor, atmosferik beslemeli motorla aynı devri çevirirken daha az tüketimle daha yüksek tork verisi sunabiliyor” [Şekil 5.3]. 6. SONUÇ Downsizing (motor hacimlerinin küçültülmesinden) sayesinde tüketim ve atık gaz salınımı kadar üretim maliyetleri de azalmaktadır. Ayrıca downsizing kompakt motorlar daha az yer kaplamaktadır. Bu durum yayaların emniyeti için kullanılacak alanın da artmasını sağlamaktadır. Bütün bu avantajları elde etmenin yoluysa değişken supap zamanlama sistemleri ve aşırı besleme sistemlerinin kullanımıyla tork üretim karakterinin baştan aşağıya değiştirilmesi. Tutumluluğu genlerinde taşıyan dizel motorlara nazaran benzinli motorlar için hacim küçültme konusu daha da büyük bir önem taşımaktadır. Mak. Güç (PS) Değişken geometrili turbo besleme sistemler, alt devir cansızlığının önüne geçebiliyor. Fakat bu çözüm sadece düşük sıcaklıkta çalışan dizel motorlar için uygulanabiliyor. Benzinli motor için bu çözümü sunan tek üretici Porsche ve onun bulduğu çözüm de gerçekten çok karmaşık ve pahalı. Mercedes motor geliştirme şefi Leopold Mikulic bu konuya heyecanla yaklaşıyor: “Elbette ki benzinli motorlar için değişken geometrili türbin çalışmaları yapıyoruz.” Diyor. BMW ise çift turbo besleme sistemi kullanmayı tercih ediyor. Günümüzde kullanılan diğer küçük hacimli, yüksek performanslı motorlara örnekler Tablo 5.1’de gösterilmiştir. Motor Hacmi (cc) Audi ise yeni S4’de 3,0 litrelik kompresör beslemeli V6 motor kulanlar, yerini doldurduğu V8’in performansını sunabiliyor. Yakıt tüketimi de yaklaşık %20 oranına düşebilmektedir. Sportif otomobillerde aşırı besleme sayesinde performansı ikiye katlamak bile mümkün olabilmektedir. Ancak sadece sınırlı bir turbo boşluğu toleransı ve tork üretiminin dengelenmesi şartıyla. BMW’nin çift Vanos sistemi ve piezo seramik enjektörlü direkt enjeksiyonlu yakıt sistemi, tüketimi %20 oranında azaltmaya yardımcı olmaktadır. Piezo seramik enjektörler çok yeni sayılmaz. Uzun zamandır dizel motorlarda kullanılmaktadır. BMW, dizellerde piezo enjeksiyon sayesinde elde edilen tasarrufu yaklaşık yüzde 5 olarak açıklıyor. Şekil 5.3. Audi A4’ün önceki nesline göre performans, tork ve tüketim konusundaki gelişimi. Motor Hacmi (cc) Şekil 5.1. VW Golf VI’da 1.4 TSI (160 hp) ve 2.0 FSI (150 hp) ile tork ve güç açısından kıyaslanması [9]. Şekil 5.2. BMW 7 serisi’nin turbo beslemeli daha küçük motorlar sayesinde yüksek yakıt tasarrufu. 15 98 14 99 15 98 175 240 7,1 6,2 150 210 8,0 6,8 180 230 8,5 6,8 Süleyman Demirel Üniversitesi-Isparta Opel Corsa 1.6 15 192 230 7,2 7,9 Turbo OPC 98 140 200 9,9 5,9 Opel Astra 1.4 Sport 13 Turbo 64 Peugeot 207 RC Le 15 175 240 7,1 7,2 Mans 1.6 THP 98 Range Rover 5.0 50 510 625 6,2 14,9 Supercharged 00 Saab 9-3 Seda 2.0 19 210 300 8,8 9,6 TS Vector 88 Seat Ibiza SC 1.4 13 160 235 7,9 6,3 TSI 90 Seat Leon 2.0 TSI 19 240 300 6,4 8,3 Cupra 84 13 160 240 8,0 6,0 VW****** Golf GT 90 1.4 TSI * Audi’nin birçok modelinde hacim küçültme stratejisi uygulanan başka motor seçenekleri kullanılmaktadır. ** BMW’nin bazı modellerinde hacim küçültme stratejisi uygulanan başka motor seçenekleri kullanılmaktadır. *** Mercedes’in E200 ve E250 modellerinin bazılarında hacim küçültme stratejisi uygulanan motorlar kullanılmaktadır. **** John Cooper Works ve diğer S modellerinde hacim küçültme stratejisi uygulanan motorlar kullanılmaktadır. ***** Opel’in Astra ve Insignia modellerinin bazısında da hacim küçültme stratejisi uygulanan motorlar kullanılmaktadır. ****** VW’nin Passat, Tiguan, Touran ve Scirocco gibi birçok aracında hacim küçültme stratejisi uygulanan motor kullanılmaktadır. 2015 yılı itibariyle otomobillerde Avrupa CO2 emisyon hedefi ortalama 130 g/km olarak ön görülmüş. Motorlarda göreceli boyut küçültme ya da daha büyük hacimli bir motor gibi performans sunması üzerine geliştirilen çözümler ile yakıt tüketimi ve CO2 emisyonlarının azaltılması stratejisi gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Geleceğin düşük hacimli, değişken sıkıştırma oranlı motorları günümüzdeki benzinli motorlardan hem çok daha güçlü ve torklu hem de daha ekonomik olacaktır. Gelecekte üzerinde düşünülecek olan konu ise durumun biraz daha elektriklenmesi olacak. Elektrik gücünün fosil yakıtların kullanımını azaltıp çevreyi ve tüketicinin cebini korumasının sağlanması üzerinde yoğun çalışmalar yürütülmektedir. KAYNAKLAR [1]. Fehre, N., Schneider, H., ``Hybrids and Electric Vehicles: Hype or sustainable investment? The truth about market potential and investment ideas'', Industrials/Global Autos – Equities, 2009. [2]. Demir, A., ``Minimumdan maksimum almak: Küçük hacimli, yüksek performanslı motor teknolojileri'', Otohaber Dergisi, 2007. [3]. Anonymous, ``Engine Downsizing'', http://www.mce 5.com/vcr_strategy/downsizing.html, 2009. [4]. Demir, A., Downsizing Motor Üretim Felsefesi'', www.otomotivbilgi.com web sitesi, 2010. [5]. Rabhi, V., ``Turbocharged in-Line Four-Cylinder MCE5 VCR SI Engine'', Engine Expo – Stuttgart, 2007. [6]. Demir, A., ``Değişken Yollu Emme Manifoldu'', www.otomotivbilgi.com web sitesi, 2010. [7]. Birch, S., ``Variations on a Theme by Saab''; Automotive Engineering (SAE), pp 54, 2001. [8]. Jobin. P., Yamaguchi. J., ve diğ., ``Electric Vehicles, Global Equity Research - Energy Technology / Auto Parts & Equipment'', Credit Suisse, 2009. [9]. Kitler, E., Tercüme: Ebru Akyürek, ``Bir İkiden büyük mü? '', Auto-Motor & Sport, 2009. [10]. Anonymous, ``Spotlight on the Volkswagen Golf TSI'', www.green-car-guide.com, 2006. [11]. Anonymous, ``Otohaber Otoborsa Eki'', Sayı: 16, 2010.
Benzer belgeler
sam_motor parçaları_supap mekanizması
Şekil 2.1. Volkswagen'in 1.4 litrelik çift beslemeli TSI motoru
2.2. Değişken emme geometrisi ve değişken supap
zamanlaması
Klasik sabit boyutlu emiş sistemlerine sahip
motorlarda, değişen motor de...