Kılavuz No. 1 Biyoetik Kurulların Kurulması UNESCO
Transkript
Kılavuz No. 1 Biyoetik Kurulların Kurulması UNESCO
1 Kılavuz No. 1 Biyoetik Kurulların Kurulması UNESCO 1 2 Kılavuz No. 1 Biyoetik Kurulların Kurulması UNESCO BirleĢmiĢ Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu Bilim ve Teknoloji Etiği Birimi 2 3 Kapak Tasarımı ve düzenleme: Jérôme Lo Monaco 2005 yılında BirleĢmiĢ Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu tarafından yayınlanmĢtır. 1, rue Miollis 75732 Paris Cedex 15 Fransa © UNESCO 2005 Fransa‟da basılmıĢtır. SHS/B10-2005/01 3 4 ĠÇĠNDEKĠLER ÖNSÖZ…………………………………………………….…………………………………5 GĠRĠġ ………………………………………………………………….…………………....7 BÖLÜM I BĠYOETĠK KURULLARININ ÜSTÜNLÜKLERĠ VE GÖREVLERĠ ..…..…..9 1. Ġnsan Onuru ve AydınlatılmıĢ Onam Öğretisi………………………………….....…….10 2. Sağlık Mesleklerinde Yeni Uygulamalı Biyoetik.............................................................11 3. Biyoetik Kurullar Nedir?............................................................................................12 4. Biyoetik Kurullar Kurma Nedenleri……………………..……………………..……..13 5. Biyoetik Kuruların Amaç ve ĠĢlevlerine ĠliĢkin Olası YanlıĢ Anlamalar….…..……….……15 BÖLÜM II HÜKÜMETĠN FARKLI DÜZEYLERĠNDE BĠYOETĠK KURULLAR OLUġTURULMASI …………………………………………... 17 1. Ulusal Düzey…………………………….…………………………………………….17 2. Bölgesel Düzey…………………………..…………………………………………….18 3. Yerel Düzey…………………………………………………………………………....19 BÖLÜM III HÜKÜMETĠN FARKLI DÜZEYLERĠNDE OLUġTURULACAK ÇEġĠTLĠ BĠYOETĠK KURULLAR ………………………………………………………………….20 1. Ulusal Düzeyde Politika Belirleme ve/veya DanıĢman Biyoetik Kurullar (PBD) …………..………………………………………………..………..21 Arka Plan………...………..…………………………………………………………......21 Amaçlar........................................................................................................................2 2 ĠĢlevler…….…………………………………………………………………………2 2 Kurulun Büyüklüğü………………….………………………………………………23 BaĢkan ve Üyelerin Belirlenmesi ....................................................................................................23 Maddi Kaynak Sağlamak ................................................................................................................ 25 Biyoetik Ġkilemler: PBD Kurullar için Olgular ……………...……………………………...... 25 2. Sağlık ÇalıĢanı Birliği (SÇB) Biyoetik Kurulları……………………………….28 4 5 Arka Plan…...……………………………...……………………………………...…28 Amaçlar…………………...…………………………………………………………29 ĠĢlevler…………………...………………………………………………………….30 Kurulun Büyüklüğü……………………………………...…………………………….31 BaĢkan ve Üyelerin Belirlenmesi ………………………………………………………………… 31 Kaynak Sağlama……………………...……………………………………………….31 Biyoetik Ġkilemler: SÇB Kurulları Ġçin Bir Örnek Olgu ……………………………...…..32 3. Sağlık Hizmetleri/Hastane Etik Kurulları (HEK)………….………..…………...…………33 Arka Plan…………………………………...………………………....………………33 Amaçlar…………………...………..……………………………...….………………3 4 ĠĢlevler…………………...…………...…………………………...………………….3 4 Kurulun Büyüklüğü………..……...…………………...……...…………………….36 BaĢkan ve Üyelerin Belirlenmesi …………….………………..….…………………. 36 Maddi Kaynaklar ……. ..…………...……………………….….…………………. 37 Biyoetik Ġkilemler: HEK Ġçin Bir Örnek Olgu……………………………...……………….…38 4. AraĢtırma Etik Kurulları (AEK) ..………………………………...………………………….40 Arka Plan……………………...………………………………………………………40 (i) Biyolojik, Biyomedikal ve DavranıĢ Bilimleri AraĢtırmalarında Hayvan Denek Kullanımı .. 40 (ii) Biyolojik, Biyomedikal AraĢtırmalar ve DavranıĢ Bilimleri AraĢtırmalarına Katılan Bireylerin Korunmasına iliĢkin Yönerge …………….………………………………………...40 (iii) AraĢtırma Etiğinde Temel Ġkilemler…………………….………...……………….42 (iv) Biyoetik ve Devletlerüstü AraĢtırmalar: DıĢ Devletler ve Ev Sahibi Devletler....… 43 Amaçlar……..…………...……………………………………..…………………4 6 ĠĢlevler..………………...……………………………………..………………….4 7 Kurulun Büyüklüğü……..………………………...………..…………………….49 BaĢkan ve Üyelerin Belirlenmesi ….…...……………………….……..…………….50 5 6 Maddi …….……………...……………………………...…………….50 Biyoetik Ġkilemler: HEK Ġçin Bir …….…………..………...…...……………...51 Kaynaklar Örnek Olgu BÖLÜM IV PROSEDÜRLER VE UYGULAMALAR……………………...…………...53 BÖLÜM V BĠYOETĠK KURULLARIN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ …...……………....56 BÖLÜM VI ÖNERĠLEN OKUMALAR………………………………...………………..58 EK I ………..………………...………… ………………………………………………...62 ULUSAL HÜKÜMETLER DÜZEYĠNDEKĠ BĠYOETĠK KURULLAR ...….....................62 EK II ……………………..…...………………………………………………………......66 ULUSAL HÜKÜMETLER DÜZEYĠNDEKĠ BĠYOETĠK KURUL TÜZÜK ÖRNEKLERĠ .…66 6 7 ÖNSÖZ Bu Kılavuz tam olarak baĢlığında belirtileni ele almayı amaçlamaktadır: Rehberlik. Bu kılavuz ne sağlık politikalarında etik ilkeleri anlatmak, ne de UNESCO Üye Devletlerinin herhangi birine özel tutum geliĢtirmeyi savunmak için yazılmıĢtır. Sadece ulusal, bölgesel ve yerel düzeylerde biyoetik kurul kurmuĢ pek çok üye devletin çabalarını inceledikten sonra, birkaç öneri sunmak için hazırlanmıĢtır. Dünyanın pek çok yerinde halk sağlığını geliĢtirme isteğinin yanı sıra, bilim ve teknolojideki geliĢmelerin ahlaki boyutu üzerinde düĢünme ihtiyacı, içlerinden dört tanesinin bu kılavuzda tanımlandığı ve tartıĢıldığı çeĢitli Biyoetik Kurulların kurulmasına, sebep olmuĢtur. Bu kurullar çeĢitli baĢlıklar altında toplanır: (1) ulusal ve bölgesel düzeyde „etik kurullar‟,„etik ya da biyoetik kurullar‟ ve „biyoetik konseyler‟; (2) genellikle yerel düzeyde kurulan „sağlık çalıĢanları birliği biyoetik kurulları; (3) çeĢitli üye devletlerde değiĢik düzeylerde kurulan „sağlık hizmetleri/hastane etik kurulları‟ ve (4) „araĢtırma etik kurulları‟. Kılavuz sadece devlet yetkililerinin kullanımı için değil, ayrıca ulusal, bölgesel ve yerel düzeyde danıĢmanlar ve profesyonel ve bilimsel araĢtırma dernekleri baĢkanları, üyeleri ve diğer mensupları için de hazırlanmıĢtır. Doğal olarak, her bir kuruluĢ, amaçlarını dile getirme, iĢlevlerini geliĢtirme ve kendi iĢleyiĢ yöntemlerini düzenleme özgürlüğüne sahiptir. Elbette, bu kılavuzdaki öneriler, zaman içerisinde, örneğin, yeni elde edilmiĢ biyolojik ve tıbbi bilgilerin ve biyoteknolojinin doğru ya da yanlıĢ kullanımının nasıl kontrol edilebileceği hakkındaki anlaĢmalar ve uygulamalar ile bütünleĢtirilebilir. Ancak günümüzde, biyolojik, moleküler ve genetik disiplinlerinde ve biyoteknolojideki yeni buluĢlar ve uygulamalar yaĢam ve sağlık bilimlerine yavaĢ yavaĢ o denli geniĢ ve kapsamlı olarak nüfuz etmektedir ki, bu alanlarda karar verebilmek ve değerlendirme yapabilmek için, en azından, eleĢtirel bir çerçeve ve değerler sistemi geliĢtirmeliyiz. Biyoetik kurullar, UNESCO tarafından, özellikle Ġnsan Genomu ve Ġnsan Hakları Evrensel Bildirgesi (1997) ve Ġnsan Genetik Bilgileri Uluslararası Bildirgesi (2003)‟nden alınan çeĢitli belirleyici ölçütleri uyarlamak için ideal platformlardır. UNESCO, biyoetik alanında uluslararası çapta önde gelen bir kurum olarak, üye ülkelerde, etik eğitimi programları, yönergeler, tüzükler, yönetmelikler, yasal düzenlemeler ve biyoetik kurullar oluĢturulması yoluyla, biyoetik altyapının kurulmasını ve geliĢtirilmesini destekler. YaĢam ve sağlık bilimlerinde ve biyoteknolojide geniĢ kapsamlı geliĢmelere iliĢkin üye ülkelerde ortaya çıkan etik sorunları ele alma konusunda UNESCO Bilim ve Teknoloji Bölümü, yıllar içinde ciddi tecrübe ve uzmanlık kazanmıĢtır. Bu kılavuz, biyoetik kurul kurmayı ya da desteklemeyi düĢünen Üye Devletlere uygulama kolaylığı sağlayacak bir dizi kitabın ilkidir. “Hastane Etik Kurulları Forumu” dergisinin kurucusu ve baĢ editörü, emekli Profesör Stuart F. Spicker‟a bu kılavuzu hazırlarken verdiği destek ve uzmanlık bilgisi için teĢekkürlerimizi sunarız. YaĢam bilimleri ve biyoteknolojideki yeni geliĢmelerin, Üye Ülkelerde mevcut ya da yeni kurulmuĢ ulusal, bölgesel veya yerel biyoetik kurullar aracılığı ve iĢbirliği ile, sadece- insanlar üzerinde araĢtırma ve deneylere katılan hastalar, sağlıklı gönüllüler gibi- bireylere değil, aynı zamanda tüm toplumlara ve dünya kamuoyuna yarar getirecek bilgi akıĢını sağlayacağını ümit ediyoruz. Etik konuları tartıĢma, analiz etme ve bu konularda politikalar üretme platformu oluĢturmada etik kurullar ilk adım olabilir. 7 8 Biyolojik bilimler ve biyoteknoloji dallarındaki geliĢmelerin ortaya çıkardığı biyoetik meseleleri üzerinde devamlı düĢünmek, geleceği, UNESCO Üyesi Ülke yurttaĢlarının yararına Ģekillendirme Ģansını bize verecektir. Henk ten Have Direktör Bilim ve Teknoloji Etiği Bölümü UNESCO 8 9 GĠRĠġ Ġnsanların hayatları boyunca pek çok role bürünmeleri gayet doğaldır. Shakespeare As You Like It’ de der ki: Tüm Dünya bir sahnedir Ve bütün erkekler ve kadınlar da birer oyuncu. Dünyaya gelirler ve giderler Ve her kişi zamanı geldiğinde kendi rolünü oynar. Biyoetik açısından bakarsak, her birimizin ömrümüzde değiĢik zaman dilimlerinde bir ya da iki rol oynama ihtimalimiz vardır; ya hasta olup, ya da yaralanıp hastanede birer hasta konumunda oluruz veya kendimizi “biyomedikal”, “davranıĢsal” yahut “epidemiyolojik” araĢtırmaların içinde buluruz ve araĢtırma veya vaka incelemelerinde aktif birer katılımcı oluruveririz. Son kırk yıl boyunca, birçok ülkede, hasta olmuĢ veya klinik deneylerde yer almayı kabul etmiĢ bireylerin tutum ve davranıĢlarında ciddi anlamda değiĢiklikler gözlenmiĢtir. Bu değiĢiklik, nesiller boyu etkili olmuĢ edilgin rolün tersine, hastaların ve araĢtırma gönüllülerinin sergiledikleri, çok daha etkin ve katılımcı tutum ve davranıĢlarında kendini göstermiĢtir. Bu tutum değiĢikliği meydana gelirken, bir yandan da hastaların ve araĢtırma katılımcılarının haklarını ve selametini korumak için resmi giriĢimler yapılmıĢtır. AydınlatılmıĢ onam öğretisi pek çok sayıda ülkede çoktan kurumsallaĢmıĢtır. Bu öğreti, özellikle II. Dünya SavaĢı‟ndan hemen sonra Nüremberg Askeri Mahkemesi‟nin çalıĢmaları sonunda -özellikle Hekimler Davası‟nda- ve Nüremberg Kodu‟nun (1947) benimsenmesi ve yaygınlaĢmasında vurgulanmıĢtır. Bu Bildirge, Naziler tarafından tıp bilimi adı altında insanlar ve kısıtlılar üzerinde izinleri alınmadan yapılan dehĢet verici ve barbarca araĢtırma ve deneylere geliĢmiĢ toplumların verdiği tepkinin somut ifadesidir ve ardından BirleĢmiĢ Milletler Ġnsan Hakları Evrensel Bildirgesi‟nde de yankılanmıĢtır. Demokrasiler, yönetilenlerin rızası kuralına dayanarak iĢler ve aydınlatılmıĢ onam öğretisi bu ilkenin tıp ve diğer yaĢam bilimlerine uygulanmasını simgeler. Bu öğreti, deneylerin yapısı, neden olabileceği muhtemel yarar ve risklerini, önceden açıklayarak hastayı/deneği bilgilendirmeyi gerektirir. AraĢtırmalara katılmayı kabul eden hasta ve/veya deneklerin tam ve doğru biçimde aydınlatılmıĢ onamlarının alınmasını içerir. Bireylerin hasta olarak ikincil plandaki rollerinin gözardı edilmesi eğilimine karĢın, Nüremberg Kodu, tıbbi hizmet bağlamında, hekim ve/veya araĢtırmacı liderliğinde yürütülen klinik araĢtırma ve deneylerde hasta ve deneklerin iĢlevlerine dikkat çekmektedir. Ancak kodlar ve bildirgeler sadece kağıt üzerinde kalan sözlerdir. Kulağa ne kadar hoĢ gelirlerse gelsinler kiĢiyi zorlayıcı özellikte değildirler. Onları boĢ hitabet sözleri olmaktan kurtarmak için, onları halka tanıtacak, benimsetecek, savunacak, kamuoyunu yönlendirecek destekçilere ihtiyaç vardır. idaresini düzenleyecek, uygulayacak ve gözlemleyecek avukatlar gerektirir. Örneğin, her ikisi de ulusal düzeyde politika belirleyici ve danıĢman (PBD) biyoetik kurullar olan Fransız YaĢam ve Sağlık Bilimleri Etiği Ulusal DanıĢma Kurulu (CCNE) ve Amerika BirleĢik Devletleri BaĢkanı Biyoetik Kurulu bu tür platformlar olarak hizmet verirler. Ülkelerindeki politikacılara ve hükümetlerine ulusal düzeyde kılavuzluk yaparak, önerilerde bulunurlar (Bkz. Ek 1). Sonunda, hükümetler ve hükümetler düzeyinde 9 10 nüfuzlu çevreler, biyoetik kurulların hayat hakkını ya reddederler ya da kabul ederler. Burada ayrıca bazı devletlerin biyoetik kurulları, yasal düzenlemeler çerçevesi içine aldıklarına ve bu Ģekilde tüzel kimlik kazandırma yolunu seçtiklerine dikkat çekmek gerekir. Böylece onları devlet sistemine eklemlemiĢ ve kalıcı hale getirmiĢlerdir. (Bkz. Ek 2: „Danimarka Etik Kurul Yasası‟, „Zambiya Hükümeti Etik Kurul Tüzüğü‟ ve „Özbekistan Cumhuriyeti Ulusal Biyoetik Kurul Tüzüğü‟). UNESCO, tek tek politikacıların yanı sıra, hükümet, bakanlar ve uzmanlar gibi Üye Devletlerde öneriler geliĢtiren herkese hitap eder. Bu yüzden, UNESCO‟nun sürekli olarak değerlendirmesinin zorunlu olduğu bir bilim politikası boyutu vardır. Bunu sadece Üye Devletlerin hükümetlerine bilim politikaları geliĢtirmeleri ve uygulamalarında yardım etmek için değil, aynı zamanda bu politikaların özellikle etik boyutlarına da hitap etmek için yapar. Bu zorunluluğu ayrıntılı bir biçimde ele almak için, bu kılavuzda dört temel hedeften ve hükümetler düzeyinde kurulan üç çeĢit biyoetik kuruldan bahsedilmiĢtir. Bu hedefler a) bilim ve teknolojinin halk için yararını, ulusal düzeydeki bilim politikalarını ahlaki açıdan kabul edilebilir bir biçimde uygulayarak geliĢtirmek, b)bütün sağlık kurumlarında hasta merkezli tedaviyi geliĢtirmek, c)biyolojik/biyomedikal, davranıĢ bilimleri ve epidemiyolojik araĢtırma ve deneylere katılanları korumak, d) biyolojik, davranıĢ bilimleri ve epidemiyolojik bilgi kazanımı ve kullanımını kolaylaĢtırmak. 10 11 BÖLÜM I BĠYOETĠK KURULLARIN KARġILAġTIKLARI ZORLUKLAR VE GÖREVLER Toplumsal bir hareket olarak, biyoetik, sanayileĢmiĢ ülkelerde yirminci yüzyıl ortalarında baĢladı ve klinik ve uygulamalı etik alanında pratik konulara temas ederek, hekimlerin ve hemĢirelerin meslek etiği ile bütünlük sağladı. Biyoteknolojik yeniliklerin yanı sıra, yaĢam ve sağlık bilimlerindeki hızlı ve büyük geliĢmeler karĢısında, ahlaki yönden seçim yapmada zorlukların yaĢanacağı açıktı. Ulusal düzeyde hükümet yetkilileri ve siyasetçiler ile birlikte, sağlık hizmetleri ve sağlık politikalarının büyük bir hızla değiĢen dinamiği içindeki yerel sağlık kurumları, ahlaki olarak sorumlu veya değer yüklü problemleri çözmek için çalıĢan daha resmi yapıların gereğini anladılar. En azından, çeĢitli bilimsel toplulukların önderleri, günümüzde öne çıkan bir çok biyoetik soruna iliĢkin tartıĢmaların baĢlatılması için biyoetik kuruların oluĢturulmasının önemli bir adım olacağını düĢündüler. Biyoetik kurul; a) sağlık bilimlerinin b) yaĢam bilimlerinin ve c) yeni sağlık politikalarının ahlaki boyutlarını sistemli ve sürekli bir biçimde ele alan bir kuruldur. Biyoetik kurul farklı disiplinlerden uzmanlardan oluĢan, çeĢitli ahlaki ve biyoetik sorunların ve ikilemlerin farklı bakıĢ açılarından değerlendirilerek çözümler üretildiği bir yapıdır. Bundan baĢka, bu kurulların üyeleri, sadece biyoetik ikilemlere karĢı daha duyarlı olmakla kalmaz, ayrıca zamanla onlarla daha etkili biçimde baĢ edebilmek için bilgi ve becerilerini geliĢtirirler. BaĢlangıçta içinden çıkılmaz bir ikilem gibi görünen sorunları çözmek için yollar bularak yaparlar. “Ġkilem” sözcüğü teknik bir terimdir. Biyoetik ikilem iki öncülün genellikle tercihi zor seçenekler sunduğu bir tartıĢma türüdür. Bu seçenekler, kimi zaman, açık biçimde, kabul edilemez belki de etik olmayan bir seçimler sunabilir. KiĢi ya da tüm kurul üyeleri ikilemin ortasında kalabilirler. Bu tercihi zor seçenekler karĢısında seçim yapmak üzere kurul üyelerinin düĢünüp tartıĢarak, görüĢmeleri ve nihayet karar vermeleri gerekir. Bir kurul bazen ikilemin ortasında kilitlenip kalmamak bir yol bulur., arzu edilmeyen zorlayıcı ikilemlere takılmadan gerekli önerileri ortaya koyarak çözüm üretir. Örneğin, kurula gelen bir vakada, hastaya daha önce ya uzun ağrılı bir yaĢamı, ya da acısız daha kısa bir yaĢamı seçmesi gerektiği söylenmiĢ olabilir. Bu hasta nasıl karar verecektir? Sağlık uzmanları ve seçimi yapan hasta neye karar vermesi gerektiğini nasıl bilecektir? Kurulda, hastaya, salt kronik ağrılı ve uzun yaĢam ile acısız daha kısa bir yaĢam arasında bir seçim ikilemine düĢmeden bir çıkar yol önerilebilir mi? Sadece hastaların değil, klinik araĢtırma ve deneylere katılan deneklerin karĢılaĢtıkları ikilemlerin de çözümü için, sağlık uzmanları belli birtakım öğreti ve kuramlardan yardım almak ihtiyacını duymuĢlardır. Bu öğretilerin en baĢta geleni, insan onuruna, bireyin bedensel ve ruhsal bütünlüğüne saygı duymayı gerektiren, aydınlatılmıĢ onam mekanizmasına dayanır. 1) BĠREYE SAYGI VE AYDINLATILMIġ ONAM ÖĞRETĠSĠ 10 Aralık 1948‟de, Ġkinci Dünya SavaĢı‟ndan üç yıl sonra, BirleĢmiĢ Milletler Genel Kurulu Uluslararası Ġnsan Hakları Bildirgesi‟ni onayladı. Bildirge, „dünya üzerindeki tüm insanların ve toplumların saygın ve değerli olduğunu‟ kabul etmiĢtir. 27. Madde, “Herkes bilimsel geliĢmeleri ve bu geliĢmelerin yararlarını özgürce paylaĢma hakkına sahiptir” demektedir. Bu ifade, hekimlerin ve sağlık uzmanlarının bilimsel ve biyoteknolojik 11 12 ilerlemeleri bütün dünya halkının bilgisine sunmak zorunda oldukları anlamına gelir. Bildirge, yaĢam ve sağlık bilimleri uzmanı biliminsanlarının, hekimlerin etik sorumluluklarının ve etik davranıĢ ve tutumlarını çerçevesini çizer. Birçok ülkede, bir bilim insanı ve/veya araĢtırmacı hekimin, insanlar üzerinde klinik araĢtırma ve deneylere baĢlarken, araĢtırma baĢkanı ya da araĢtırma grubundaki diğer üyelerinde biri tarafından, hasta ya da sağlıklı denek adayının tam aydınlatılmıĢ onamının alması zorunludur. AraĢtırma ve deneylere katılan hasta ya da sağlıklı deneklerin gönüllü aydınlatılmıĢ onamının alınması için uygulanan ölçütler Ģöyledir: 1a. Hekim ya da araĢtırmacı, araĢtırmanın getireceği yararları ve muhtemel riskleri hasta ya da sağlıklı araĢtırma deneklerine ayrıntılı olarak açıklayarak, katılımcıyı yeterli derecede aydınlatıp, bilgilendirmelidir. 1b. AraĢtırma ve deneylere katılması düĢünülen hasta ya da sağlıklı denekler, kendi klinik durumlarını, araĢtırma protokolünün amacını, bazen de tedavi seçeneklerini, minimum ölçüyü aĢabilecek risk ihtimalini tam olarak anlamalı ve, onlara, bunlar üzerinde düĢünmek için yeterli zaman tanınmalıdır. AYDINLATILMIġ ONAMIN ÖLÇÜTLERĠ Birey; 1a.yeteri kadar aydınlatılmalıdır. 1b.klinik araĢtırmanın iĢleyiĢini ve yöntemini yeteri kadar anlamalıdır. 2.araĢtırmaya gönüllü olarak katılır ve zorlanmaz. 3.yeterli zihinsel kapasiteye sahiptir. 4. kanunen reĢit yaĢa eriĢmiĢtir. Son yıllarda üye ülkelerde, hekimlerin ve/veya araĢtırmacıların, hastalardan ve diğer katılımcılardan kısmi aydınlatılmıĢ onam alınıp alınmamasına karar verebilmeleri için gerekli ölçütler geliĢtirilmiĢtir. Bazı araĢtırmacılar hastanelerin sadece acil birimlerinde uygulanabilen araĢtırmaları üstlenmiĢlerdir. Bu birimlerin yapıları gereği, aydınlatılmıĢ onamı alırken, tıp etiğinin dört temel ilkesini uygulamak çok sınırlı ölçüde gerçekleĢebilmektedir. Açıkçası, acil vakalarda, hekimin ya da araĢtırmacının, bilinci kapalı veya kısıtlı, zihinsel özürlü ya da kanunen reĢit yaĢın altında olması muhtemel hastaya tedavinin ayrıntılarını anlatmak, araĢtırma protokolü hakkında bilgiler vermek için yeterli zamanı yoktur. Ayrıca bireyin o anda zihinsel yeterliliği yoktur ve hatta yaĢça küçük olabilir ve bu nedenle kanuni yetki kriterini kullanamayacaktır. 2) SAĞLIK ALANINDA YENĠ UYGULAMALI ETĠK Son yıllarda, en azından geliĢmiĢ birkaç ülkede tıbbi hizmet ve sağlık kurumları bağlamında gündelik uygulamaları felsefi bakıĢ açısıyla ele alma ve değerlendirme yaklaĢımı etkili olmaya baĢlamıĢ; uygulamalı biyoetik kendi baĢına bir kurum olarak ortaya çıkmıĢ ya da en azından kurumsallaĢmıĢtır. 12 13 Pek çok felsefeci tıp fakültelerinde derslere devam etmiĢ, hastane yönetim kurullarında görev almıĢ, hem sağlık birimlerinde hem de hükümetin ulusal, bölgesel, yerel organlarında danıĢman olarak hizmet vermeye baĢlamıĢlardır. Birçoğu üniversitelerde kalarak, uygulamalı etik alanında yarı-zamanlı görevler almıĢlar, bir vaka hakkında görüĢ sorulduğunda danıĢmanlık yapmaya, yerel hastanelerin HEK (Hastane Etik Kurulu)‟nda üye olarak hizmet vermeğe, yerel, bölgesel, ulusal düzeylerde AraĢtırma Etik Kurullarında görev almaya baĢlamıĢlardır. Biyoetikçiler ayrıca devletin politika belirleyen, siyasa üreten kurullarında çalıĢmaktadırlar. BeĢeri bilimler, Felsefe, Teoloji (Ġlahiyat), Sağlık Hukuku alanlarında eğitim görmüĢ bu uzmanlar, sadece ulusal değil, bölgesel ve yerel düzeyde de, sağlık politikaları üretenlerin dikkatini çekmeyi baĢarmıĢlardır. Aynı zamanda pek çok politikacı, biyoetik kaygıların önemini fark etmiĢlerdir ve etik konusunda bilgilenmek, mevcut tıp etiği literatürünü takip etmek üzere zaman ayırmaya ve çaba göstermeye baĢlamıĢlardır. (Bkz. Bölüm VI: Önerilen Okuma). Bu etkileĢim sonucu, felsefeciler/biyoetikçiler ve politikacılar bazen ortak çıkarları ve benzer söylemi paylaĢtıklarını anlamıĢlardır. Üstelik, sağlık çalıĢanlarını ve temel bilimcileri etkileyen yasal düzenlemeleri çıkaran ve uygulatan bu nüfuzlu politikacılar, çoğunlukla da resmi tanıklık yoluyla, bu uzmanların bilgilerinden ve önerilerinden yararlanabileceklerini keĢfetmiĢlerdir. Biyoetik hareket –aslında felsefecilerin/biyoetikçilerin ve siyasetçilerin çeĢitli sağlık hizmetleri ve sağlık politikaları çerçevesinde ortaya çıkan etik ikilemler ele almak üzere ulusal ve kültürel sınırları aĢarak, birçok ülkenin ilgisini çekmiĢlerdir. Sınırların aĢılması söz konusu olduğunda, bazı yüzleĢmelerin ve çatıĢmaların ortaya çıkması doğaldır. Zira geliĢmiĢ ülkelerde geçerli olan değerler ile geliĢmekte olan ülkelerde yaygın olarak kabul gören değerler bazen birbirlerine taban tabana zıt olabilmektedir. Son zamanlarda, biyoetik açısından bu kültürlerarası etkileĢimin, geliĢmiĢ ülkelerin uzmanlık birikimi ve geniĢ kaynakları ile geliĢmekte olan ülkeler üzerinde yeni bir tür kültür emperyalizmi yaratacağı uyarıları yapılmaktadır. Bu da önemli bir sorundur. Bazıları, geliĢmiĢ ülkelerin savunduklarından farklı olan diğer seçeneğin yavan ve verimsiz bir görecelikten ibaret olmasından korkmaktadırlar. Ancak herkes, dünya ülkelerini birçok bakımdan birbirine bağlayan küreselleĢmenin, sağlık sorunları söz konusu olduğunda kendine özgü yerel özellikler barındırdığı konusunda hemfikir görünmektedir. Sonunda, neredeyse herkes, toplumun yalnızca tek bir boyutu olan sağlık hizmetinin, sadece geliĢmiĢ değil, geliĢmekte olan ülkeler tarafından da kavranan, kozmopolit, küresel bir giriĢim olmaya baĢladığında birleĢmektedir. Bizler, kuĢkusuz, biyoetik yapının kendisinin hangi radikal dönüĢümlerden geçebileceğini önceden tahmin edebiliriz; zaten çevre ve uzay etiği meselelerinde olagelen değiĢiklikler ve dönüĢümler buna örnektir. 3) BĠYOETĠK KURUL NEDĠR? Yukarıda tanımlandığı gibi, bir „biyoetik kurul‟; a) sağlık bilimleri b) yaĢam bilimleri ve c) yeni sağlık politikalarının etik boyutlarını sistemli ve sürekli bir biçimde ele alan bir kuruldur. „Biyoetik kurul‟ terimi, baĢkan ile üyelerden oluĢan ve sadece gerçek olgulara dayanmakla kalmayıp, bir o kadar da derin normatif konulara temas eden bir grubu simgeler. Bir baĢka deyiĢle grup sadece bazı ilgi alanlarına iliĢkin durumları incelemek için toplanmaz. Kurulun esas iĢi, amprik (görgül) verilerin ortaya çıkardığı gerçeklikten öteye gider. Kurul yalnızca “Nasıl karar vermeliyim ve hareket etmeliyim?”sorusunu değil; daha kapsamlı ve derinlikli olan “Nasıl karar vermeliyiz ve nasıl hareket etmeliyiz?” sorusuna cevap arar. 13 14 Bundan olarak, Bu bizi felsefenin geleneksel bir dalı olan etikten alıp, siyasete yöneltir: “Bir hükümet nasıl hareket etmelidir?” Bu yüzden biyoetik kurullar “sorularını” normatif terimlerle ifade ederler. Bir baĢka deyiĢle, belli bireysel ve toplumsal değerler hakkında ayrıntılı olarak düĢünce üreten ve tartıĢan bir gruptur ve bu çalıĢma biçimi, kiĢinin sadece kendi davranıĢlarını değil diğerlerinin davranıĢlarını da incelemesini gerektirir. Biyoetik kurul üyeleri genellikle, vurgulu harflerle “Biyoetik” baĢlığı altında basılmıĢ temel eserlere baĢvururlar. Bu kitaplar ve makaleler topluluğu okuyucuyu felsefi olanların yanı sıra teolojik yazılara da götürebilir. Öte yandan, çoğu insan, uzun yıllardır içinde yaĢamakta oldukları kendi çevrelerinin ve kültürlerinin değerleri, normları ve tutumları içinde davranmaya eğilimlidirler. Bunlar, çevrelerinde genel olarak kabul gören veya reddedilen nosyonlardır. Örneğin, neredeyse bütün toplumlarda cinayet ve hırsızlık sadece kabul görmemekle kalmaz, aynı zamanda ahlaka aykırı görülür. Hastalık ve erken ölüme karĢı, yaĢamı ve sağlıktan yana olma tercih etme gibi çok eski ve köklü değerler, etik, hukuki, hatta ekonomik tartıĢma ve değerlendirmelerin temelini oluĢturur. Biyoetik kurullar, belirli ve bazen de içinden çıkılmaz ahlaki çatıĢmalarda, hekimlere ve sağlık çalıĢanlarına nasıl davranmaları gerektiği yönünde çözüm önerileri getirmek üzere kurulmuĢ olmalarına karĢın, aynı kurullardan, yalnızca yaĢam bilimlerindeki hekim ve sağlık uzmanlarına değil, politika üretenlere, siyasetçilere, hukukçulara yol göstermeleri de beklenir. Bu kurulların üyeleri, sağlık hizmetleri ortamında sağlık çalıĢanlarının (ve bazen de hastaların) tutum ve davranıĢlarından kaynaklanan, dikkatle incelenmesi ve irdelenmesi gereken çatıĢmaları ve sorunları, ilkeler, normlar ve değerler ıĢığında ele alırlar. Biyoetikçiler, etik uzmanları, sağlık hizmetleri ve politikaları hakkında bilgisi olanlar, son yıllarda, akademik çevreler dıĢında da tartıĢılmakta olan, gündelik hayatın ve uygulamalı biyoetiğin sorunları ile ilgilenmeye baĢlamıĢlardır. Biyoetikçiler, herhangi bir etik probleme tek ve en doğru cevabı bulma iddiasında değildirler. Çünkü böyle hazır ve kolay cevaplar zaten yoktur. Biyoetik her probleme tek çözüm bulabilen matematik disiplini gibi bir çalıĢma alanı değildir. Her Ģeye rağmen, biyoetikçiler siyasetçilere yol gösterebilirler ve biyoetik kurullar problemleri bilgili bir yöntemle analiz edebilirler. Bu Ģekilde, çalıĢmaları ve çabaları, bu konuların onlar dıĢında baĢka Ģekilde ele alınmasına kıyasla çok daha fazla yarar getirebilir. 4) BĠYOETĠK KURULLAR KURMA NEDENLERĠ Yeni bir özdeyiĢ diyor ki:” Hiçbirimiz hepimiz kadar iyi değiliz.” Bu cümle modern bir kamera gibi, neredeyse otomatik olarak, merceklerini, odağı bireyden alarak, belki de sadece iki kiĢiden oluĢan, fakat genellikle tek bir gayenin yanı sıra, ortak bir amaç için birlikte çalıĢan ikiden fazla katılımcının oluĢturduğu gruba çevirir. Bu özdeyiĢ, birey olarak her birimizin baĢından geçen sıkıntıların baĢkaları ile beraber çalıĢtığımızda üstesinden gelinebileceğini gösterir Üstelik sorunları sadece kendi açımızdan görerek, kendimizi dar olanaklarımız içine hapsetmek yerine, dünyaya daha geniĢ bir ufuktan bakma perspektifi verir. Kurullar, birlikte çalıĢmak için gerekli verimli ortam sağlarlar. Bilim adamı, hekim, hemĢire, sağlık hukukunda uzman bir avukat, bir yönetici, bir sosyal ve davranıĢ bilimleri uzmanı, bir biyoetikçi ve benzerlerinden oluĢan bir biyoetik kurul, üyelerin birbirleriyle iletiĢim içinde, birinin kuvvetli yanından destek alarak, diğerinin zayıf yönlerini telafi ederek, karĢılıklı etkileĢim içinde çalıĢır. Bu ideal bir durum olmayabilir. Çünkü bazen Kurulların yanlıĢ veya aptalca davrandığı durumlar olabilir. Ancak mükemmel olana eriĢmek zordur ve kurul çalıĢmasının avantajları ve yararları apaçıktır. 14 15 Ayrıca, bireyler kendi baĢlarına hareket ettikleri zaman, kibrin çirkin yüzünü göstermesi gayet muhtemeldir. Kibirli insanlar, baĢarılı olduklarında, sosyal bir boĢlukta elde edilmiĢ baĢarılarına abartmaya eğilimlidirler ve bunu diğerlerinin çabalarını göz ardı ederek yaparlar. Yine de bu duruma nadir rastlanır. Bizi kibir konusunda uyaran Thomas Hobbes‟un 1651‟de yayınlanan kitabı Leviathan‟daki düĢüncelerini hatırlayalım: Ġnsanın öyle bir doğası vardır ki bazı insanların daha etkileyici, daha zeki, daha eğitimli olabileceğini kabul eder, ancak en az kendisi kadar akıllı pek çok baĢkaları olabileceğine hiç inanmak istemez. Kendilerinden fazlasıyla emindirler, diğerlerine uzaktan bakarlar. Hobbes‟un düĢüncelerini dikkate aldığımızda, günümüz, özellikle sağlık çalıĢanlarının ölmekte olan veya acı çeken hastalarla karĢılaĢtığı biyoteknolojik ve bilimsel sağlık hizmetleri koĢullarında, tek tek bireylerin uzmanlar ekibi olarak birlikte çalıĢmaya daha fazla yöneldiklerini görürüz. Öğretim üyeleri ve asistanlar arasında da beraber çalıĢma yürüterek, iĢbirliği yapma ve çalıĢmanın sonuçlarını ortak yayın olarak yayınlama eğilimi gözlenmektedir. Günümüzde uzmanlar, gerek kendi kurumlarında gerekse yerel topluluklarda, bölgesel ve ulusal düzeyde çeĢitli kurullarda danıĢmanlık hizmeti vermektedirler. Bu faaliyetler önce uygulamada grup çalıĢmaları olarak baĢlar, giderek resmileĢip komite, komisyon, kurul, konsey halini alırlar. Bir ilahiyat uzmanı olan Richard A. Mc Cormick, biyoetik kurullar kurmayı desteklemek ve ilgiyi koruyabilmek gereken sekiz yapısal değiĢken tanımlamıĢtır: 1. Sorunların Karmaşıklığı. AraĢtırmacılar ve sağlık uzmanları etik olarak kabul edilebilir kararlar almayı ister, fakat biyoetik ikilem ve sorunların kendisi zaten belirsiz, karmaĢık ve anlaĢılması zor olabilir. Ayrıca önerilen çözümler yalnızca gerçekleĢtirmesi güç seçenekler olmakla kalmayıp, iĢleri daha da zorlaĢtırıp, anlaĢmazlıklara yol açabilirler. Kurul üyeleri uzmanlık bilgilerini kullanarak, sorunları kavrayabilir, ikilemleri açıkça ifade edebilirler. 2. Seçenek Sıralaması. Bu sıralama genellikle tek bir araĢtırmacı veya sağlık uzmanının bakıĢ açısını aĢabilir. Ancak, kurullar, çok yönlü perspektifler geliĢtirerek, daha çok seçenekler ortaya koyabilirler. 3. Araştırma ve Sağlık Hizmetleri Kurumlarının Korunması. Giderek artan ölçüde açık ve eleĢtiriye eğilimli hale gelen bir toplumda, kurumlar kamudaki imajlarına gittikçe daha fazla önem vermeye baĢlamıĢlardır. Onlar için dürüstlük ve güvenirlik giderek daha çok önem kazanmaktadır. Bazı ülkelerde bu durum dava edilme ihtimalini düĢüren etki yaratmaktadır. Kurulların varlığı, bilim adamlarının ve sağlık çalıĢanlarının taĢıdıkları sorumluluğu paylaĢmak için uzman gruplardan rehberlik ve tavsiye beklediklerinin göstergesidir. 4. Klinik Kararlarda Hükmün Niteliği. AraĢtırma yapmada uzmanlaĢmıĢ tıbbi bakım vermek için eğitilmiĢ araĢtırmacılar ve sağlık çalıĢanları, iĢ bir hasta vakasında tüm bileĢenleri içeren sağlam biyoetik kararlar almaya gelince yeterli olamayabilirler. Çok disiplinli özellikte olan Biyoetik Kurullar, her zaman ideal kararlar önermeseler de veya bütün biyoetik ikilemleri çözmeseler bile, daha sağlam ve güvenilir rehberlik fırsatı yaratırlar. 5. Hasta Özerkliğinin İfadesi ve Önemi. Hastaların, araĢtırma deneklerinin ve araĢtırmacıların temel değerleri arasındaki çatıĢmalar üzerinde düĢünmeye değer niteliktedir. Bu durumda bir biyoetik kurul, her bir hastanın bedensel ve ruhsal bütünlüğüne ve özerkliğine saygı duyan fikri zemini sunar. 6. Ekonomik Kaygıların Ortaya Çıkışı. AraĢtırma desteklerinin ve sağlık hizmeti kaynaklarının sınırlı olduğu ve bunlara taleplerin yoğunlaĢtığı günümüz koĢullarında, araĢtırma, hastane, ilaç harcamaları eĢit ve adil paylaĢım ölçütleriyle yapılmalıdır. 15 16 Ancak zaman ve emek maliyetlerinin devamlı yükselmesi, çalıĢanları çıkar endiĢesi ve ekonomik kaygılar duymaya yöneltmektedir. 7. Bazı Grupların Dini İnançları. AraĢtırma ve sağlık kurumları bilimsel ve tıbbi uygulamalarda zaman zaman biyoetik ve dini kuralların tartıĢılabildiği platformlara ihtiyaç duyabilirler. Bu tür kurumlarda bazen biyoetik meseleleri üzerinde farklı yorumlar veya görüĢler geliĢtirildiği de olur. Günümüzde kurumlar düzeyinde geliĢtirilen dini politikalar, bilimsel ve tıbbi uzmanlığın ötesinde yer alırlar. 8. Kamuoyundan Etkilenen Bireysel Kararlar. Bilimsel kararlar alma artık basit bireysel bir mesele değildir. AraĢtırmacılar ve sağlık hizmeti verenler halkın çok esliliğine duyarlı olmalıdırlar. Biyoetik çatıĢmalar ortaya çıktığı zaman, yalnız bilimsel ve tıbbi kararlara dikkat çekerek çözüm getirilemez. Politika kararları, tek bir araĢtırmacı ya da hekimin uzmanlığını aĢan bir biçimde alınmalıdır. McCormick bu değiĢkenleri çok isabetli biçimde tanımlamıĢtı. Biyoetik kurullar, özellikle bilimsel ve tıbbi uygulamalarda bulunan belirsizlik göz önüne alınırsa bireysel karar mercilerinin sahip olmadığı avantajlara sahiptir. Kısacası, bu belirsizlik Mc Cormick‟in biyoetik kurul kurmak için gereken iklim dediği olguyu yaratmıĢtır. Bu sekiz temel koĢul, ister ulusal ister bölgesel isterse yerel düzeyde olsunlar nerede kurulurlarsa kurulsunlar, biyoetik kurulların önemli üstünlüklerini ve görevlerini belirlerler. Ayrıca, biyoetik kurul kurmak için en az beĢ neden vardır: Tüm ülkelerde biyoetik kurulların en önemli hedefleri, a) Biyoloji, tıp ve yaĢam bilimlerinde ortaya çıkan biyoetik meseleleriyle ilgili farklı görüĢ açıları üretmek ve bu konularda uzmanlık hizmeti vermek; b) Halkın yararını arttırmak; c) Hasta merkezli tıp hizmeti geliĢtirmek; d) Fiziki, biyolojik, davranıĢ bilimleri veya epidemolojik araĢtırma ve deneylere katılan hastaları ve sağlıklı gönüllüleri korumak ve e) Sağlığı ve sağlık hizmeti vermeyi geliĢtirmeye yönelik yeni bilgilerin kazanımını ve kullanımını kolaylaĢtırmak. Eğer bu beĢ amaç gerçekleĢtirilirse, bu baĢarı, bir bakıma, farklı tipte, belki iki ya da üç kiĢilik grupların belli konular üzerinde çalıĢtığı biyoetik kurulların, bu hedeflerden bir veya ikisine eriĢmiĢ olmasına bağlı olacaktır. 5) BĠYOETĠK KURULLARIN ANLAġILABĠLMESĠ AMAÇ VE ĠġLEVLERĠNĠN YANLIġ Neredeyse bütün bilim adamları ve sağlık uzmanları üniversite ve mezuniyet sonrasında yoğun eğitim almıĢlar, ardından hükümetler ve kamu yetkilileri tarafından, halk ile temas ve hasta ve sağlıklı gönüllüler üzerinde araĢtırma ve deneyler yapmayı gerektiren mesleklerini özgürce uygulamak için yetkilendirilmiĢlerdir. Ancak, bu tür yetki, bilim adamları ve sağlık uzmanlarıyla temas halinde olanlar için çeĢitli koruma yöntemlerini de gerektirir. Bu korunma toplumsal kontrolün yanı sıra hukukun teminatı altında olmalıdır. Bilim ve sağlık hizmetleri bağlamında hukuk, çeĢitli tüzükler, yasal kararlar ve özellikle hükümet düzenlemelerinde ifadesini bulur. Bu yüzden, bilimsel ve mesleki uzmanlığın değeri kadar, araĢtırma özgürlüğünün, insan haklarının korunması ve kamu yararıyla dengelenmesi gerekir. Biyoetik kurullar, bilimin yararını, insan hakları ve halkın çıkarları ile dengeleyen platformlardır. ÇeĢitli biyoetik kurullar kurmuĢ ülkeler, bu kurumlardan, amaçlarını ve hedeflerini saptamalarını ve klinik ve hastane ortamlarında ortaya çıkan biyoetik ikilemleri çözmek için uğraĢ vermelerini isterler. AraĢtırmacılar ve sağlık çalıĢanları, biyoetik kurulları, çalıĢmalarını denetleyecek dıĢ kontrol unsurları Ģeklinde, bilim adamı ve sağlıkçı olmayanlardan oluĢan gruplar gibi görerek, bu kurulların amaçlarını ve iĢlevlerini yanlıĢ değerlendirebilirler. Özellikle biyoetik kurullarda hizmet vermemiĢ olan bir çok araĢtırmacı veya sağlık çalıĢanının 16 17 bu kurulların faaliyetlerinden kuĢku duyarak, onlara direnç gösterdikleri görülür. Zira kurul üyelerinin politikacılar üzerindeki güç ve nüfuzuna güvensizlik duyabilirler. Bu kiĢiler, ayrıca halkın bilime ve teknolojiye olan güvensizliğinin, biyoetik kurulların yasal düzenlemeleri aracılığıyla, kendi araĢtırma yapma özgürlüklerini engelleyebileceğinden endiĢe ediyor olabilirler. Hükümetlerin yasaları ve tüzüklerine olduğu kadar kadar, biyoetik kurulların muhtemel gücü ile ilgili kaygılar, bu kurulların amaç ve iĢlevlerinin nasıl yanlıĢ anlaĢıldığını gösteren tek iĢaret değildir. Bazen biyoetik kurulların ifade edilen hedefleri pek net değildir. Kurul, klinik araĢtırmalarda yer alan hastalara, sağlıklı gönüllülere, bazı dogmatik seçenekleri zorla kabul ettirmek isteyen yapılarmıĢ gibi tehdit olarak algılanabilmektedir. Bu yüzden bilim insanlarının ve sağlık çalıĢanlarının halk üzerindeki itibarı zedelenebilir, hastalar ile ortaya çıkan bazı anlaĢmazlıklar tamamen olumsuz biçimde algılanabilir. Kurul üyelerini etkileyen bir diğer zorluk da sorumluluktur. Eğer kurul bazı sorunlar üzerinde tartıĢır ve politikacılara tavsiyelerde bulunursa, bilim insanları ya da uzmanlar, sorumluluğu, en uç noktaya kadar alabildiğine dağıtacak mıdır? Neyse ki, politikacılar, sonunda, araĢtırmalar üzerinde en azından ortalama bir kontrol sağlamada, deneyleri izlemesi kolay yönetmelikler ile yürütmede biyoetik kurulların, mahkemeler veya yarı yasal diğer yapılardan daha iyi iĢleyen mekanizmalar olduklarını kabul etmiĢlerdir. Modern devletler içinde, bilimde ve teknolojide meydana gelen hızlı ilerlemeler ile ortaya çıkan yeniliklerin yarattığı ahlaki meseleleri ele alıp tartıĢmak üzere zemin sağlayan en iyi platformlar biyoetik kurullardır. Biyoetik kurullar, insan hakları ve toplum yararıyla ilgili araĢtırma özgürlüğü ile bilimsel ve profesyonel uzmanlığı bağdaĢtırmak için çeĢitli bakıĢ açıları ve değiĢik disiplinleri içeren demokratik yapılardır. BÖLÜM II HÜKÜMETĠN FARKLI DÜZEYLERĠNDE BĠYOETĠK KURULLAR OLUġTURULMASI UNESCO üye devletleri, ulusal, bölgesel ve yerel düzeylerde biyoetik kurul kurma seçeneğine sahiptirler. Bu, zamanla, sadece tüm halkın ihtiyaçlarına cevap vermekle kalmaz, bölgesel ve hatta yerel topluluklardaki daha küçük nüfusa da hizmet etmek üzere biyoetik kurullar arasında bir iletiĢim ağının oluĢturulmasına da yarar. Bundan da öte, ulusal düzeyde kurulmuĢ biyoetik kurullar, hedeflerini kısıtlamaya karar verseler bile, genellikle bölgesel ve yerel düzeylerde organize olmuĢ kurulların sorunlarını içeren pek çok iĢlev arasından istediğini seçme olanağına sahiptirler. Aynı zamanda, biyoetik kurullar ulusal düzeyden yola çıkmak zorunda da değildirler. DEVLETĠN 1. ULUSAL 2. BÖLGESEL 3. YEREL DÜZEYLERĠNDE BĠYOETĠK KURULLAR 1. ULUSAL DÜZEY Avustralya, Avusturya, Kanada, Almanya, Malezya, Ġsviçre, ABD ve Venezüella gibi federal sistemlerde, hem ulusal hem de bölgesel hükümetler, kendi alanlarında otorite ve özerkliğe sahiptir. Yöresel yapılar, örneğin eyaletler, bir yandan kendi özerk yönetimleri vardır, bir yandan da ulusal devletlerinkini aĢan güce sahiptirler. Bölgesel biyoetik kurullar da böyledir. Yine de yerel kurullar gibi ulusal kurulların altında yer alırlar. 17 18 Üniter sistemlerde, mesela Danimarka, Fransa ve Filipinler-sadece ulusal hükümet yetki ve özerkliğe sahiptir. Bölgesel hükümetler görevlerini, iĢlevlerini ve varlıklarını belirleyen ulusal hükümetin otoritesinin emri altındadır. Bir hükümetin ister federal ister üniter olsun, biyoetik kurul kurulmasında etkisi vardır. Ulusal düzeyde kurulun nasıl kurulduğuna bağlı olarak pek çok kurul türü olabilir. 1.TÜR: Çoğunlukla, meclis veya sağlık, adalet, bilim vb. konuyla ilgili bakanlıklar gibi hükümete bağlı bir organ tarafından kurulur. Bazı durumlarda, ülkenin, baĢkanı, cumhurbaĢkanı ya da baĢbakanı tarafından kurulabilir. Bu tür kurullar genellikle otoriter yapıdadır, çünkü ulusal bir kurula sahip olmak için verilen politik bir kararın sonucu kurulmuĢlardır. Danimarka Etik Kurulu bu türe bir örnektir. (Bkz. Ek 2). 2.TÜR: Hükümet dıĢı organlarca kurulmuĢ biyoetik kurullar. Bunlar, tıp akademisi, bilim akademisi gibi mesleki bir kurul olabilir; sağlık konseyi, tıbbi araĢtırma konseyi gibi sağlık politikaları üreten organlarca kurulmuĢ olabilir; Özbekistan‟da Ibn Sina Vakfı‟na bağlı danıĢma organı olarak kurulan Özbekistan Ulusal Biyoetik Kurulu gibi olabilirler. (Bkz. Ek 2). Bu tür kurullar ayrıca çeĢitli organların birleĢik hareketi olarak ta ortaya çıkabilirler. (Bkz. Ek 2). Tıbbi AraĢtırma Meclisi ve Sağlık Bölümü tarafından kurulmuĢ olan Zambiya Hükümeti Etik Kurulu bu türün bir örneğidir (Bkz. Ek 2). 3.TÜR: UNESCO Ulusal Komisyon tarafından oluĢturulmuĢ kurullar. Bu türün örnekleri Ek 1‟de gösterilen Ekvator ve Mısır‟dır. Bu tipoloji de bütün kurullar ulusal düzeyde iĢlemektedir. Ancak, kurulun etkisi ve rolü, onu kuran kurumun türüne ve kurulun uyguladığı politikaya göre değiĢebilir. 1.Tür kurullar genellikle ülkenin politik sisteminde en çok etkiye ve en yüksek nüfuza sahiptirler Ulusal düzeyde kurulmuĢ Biyoetik kurulların daha baĢka özellikleri de vardır. Örneğin, Fransa ve Ġngiltere‟deki gibi bağımsız veya örneğin, Japonya, Yeni Zelanda‟daki gibi hükümete eklemlenmiĢ olabilirler. Bağımsız kurullar tarafsız ortamlarda bulunma ve politik sorumluluğu sağlama avantajına sahiptirler. Bu kurullar, örneğin Ġngiltere‟deki ve Fransa‟daki gibi danıĢma veya Fransa‟daki gibi politika üretme iĢlevlerine sahip olabilirler. Ayrıca daimi, ya da geçici, süreli olarak görevlendirilmiĢ olabilirler. Mesela, Fransa‟da Ulusal Etik DanıĢma Kurulu (CCNE), cumhurbaĢkanın imzaladığı bir kararnameyle kurulmuĢtur ve 29 Temmuz 1994‟te yasal statü kazanmıĢtır. Kurul yasama süreci üzerinde etkilidir. Diğer ülkelerde biyoetik kurullar, aynı düzeyde kurulmuĢ olsalar bile, farklı uzmanlık alanlarında faaliyet gösterebilmektedirler. Örneğin, Japonya Hükümeti‟nde, ulusal bir alt kurul geçici olarak toplanıp, biyoetiğin belli bir konusu hakkında bilimsel rapor hazırlayabilmektedir. Daimi kurullar, istikrar ve süreklilik avantajına sahiptirler. Çok çeĢitli konuları uzun bir süre boyunca ele alıp iĢleme olanağına sahiptirler. Ancak, üyeleri sık sık değiĢmez ve bu durum hep aynı bakıĢ açsıyla meseleleri ele alma eğilimini doğurur. Teamüle göre davranırlar ve yasalara harfiyen uyarlar. Öte yandan belli bir konuyu ele almak üzere geçici süreyle oluĢturulmuĢ kurullar, özgül alanlarda uzmanlaĢmıĢ kiĢilerden oluĢurlar. Kısa ömürlü oldukları için teamül ve süreklilik uyumunu sağlama yükünü hissetmezler. 2.BÖLGESEL DÜZEY Bölgesel biyoetik kurulların üniterden ziyade federal hükümetlerin bulunduğu ABD gibi ülkelerde kurulma olasılığı daha yüksektir. Çünkü federal hükümetlerin bu tür kurulları oluĢturma ve destekleme olasılığı daha yüksektir. Örneğin ABD‟de federal hükümetler AraĢtırma Etik Kurulları (AEK) (Bkz. Bölüm II, Kısım 4) ve kurumsal inceleme kurulları (Institutional Review Board-IRB) kurmuĢlardır ve bu yapılar yıllardır tıp fakültelerinde, üniversitelerde, hastanelerde faaliyet göstermektedirler. Üyelerinin çoğu, yaĢam ve sağlık bilimleri dallarından birinde yetiĢmiĢlerdir ve bu kurumlarda görevlendirilmiĢlerdir. 18 19 Ancak, kısa bir süre önce, AraĢtırma Etiği Kurulları bu ana kurumların dıĢında sorumluluklarının askıda kaldığını öne sürerek, ayrıca bölgesel olarak ta yapılanmıĢlardır. Bu bölgesel- araĢtırma inceleme kurulları, kurum dıĢı, yerel olmayan, coğrafi, mesleki, dıĢ, bağımsız, anlaĢmalı, kâr amaçlı, ticari inceleme kurulları gibi pek çok isimle anılırlar. Bu kurullar ayrıca bilim adamlarının insanlar üzerinde deney ve araĢtırma protokollerini de incelerler. Fakat inceledikleri bu protokollerin çoğu, eğer onaylanırsa, birden fazla coğrafi bölgede uygulanır ve bunlar çok merkezli klinik araĢtırmalar olarak kaydedilir. 3.YEREL DÜZEY Yerel biyoetik kurullar, daha çok, esas amacı hasta-merkezli sağlık hizmeti vermek olan cemaat ve din bağlantılı sağlık birimlerinde veya araĢtırmaların etik yönden incelenmesi gereken araĢtırma kurumlarında kurulurlar. Bu kurullar, sıklıkla Hastane Etiği Kurullarıdır (Bkz. Bölüm III, Kısım 3). Pek çok ülkede, yerel düzeydeki biyoetik kurullar, genellikle, biyomedikal, davranıĢ bilimleri ve epidemiyolojik araĢtırmalarda insan katılımcıların kullanılmasıyla ortaya çıkan etik meselelerin incelenmesi için kurulmuĢtur. AraĢtırmacılar, çoğunlukla, tıp fakülteleri, hemĢirelik ve ilgili sağlık yüksek okullarını içeren üniversite çalıĢanları arasından atanırlar. Bunlar muhtemelen AraĢtırma Etik Kurulları özelliğini taĢırlar ( Bkz. Bölüm III, Kısım 4). 19 20 BÖLÜM III HÜKÜMETĠN FARKLI DÜZEYLERĠNDE OLUġTURULACAK ÇEġĠTLĠ BĠYOETĠK KURULLAR Biyoetik kurullar hükümetin farklı düzeylerinde farklı biçim ve iĢlevlere sahip olabilir. Birçok kurul kendi kendine çalıĢmayı tercih etse de, kurullar arasında iĢbirliği ender değildir. DıĢarıdan bakıldığında bir standardın olmayıĢı ĢaĢkınlık yaratabilir ve düzenlemeler karmaĢık görünebilir; ancak, kendileri için neyin iĢlevsel olduğunu bilen kurullar, örgütlenme Ģemalarına pek aldırıĢ etmezler. Kısaca, dört kurul biçiminin her biri, kendi amaçlarını, iĢlevlerini, çalıĢma süreçleri ve eylem planlarını belirleyerek, diğer kurul biçimleriyle birleĢmekte bir yarar olmadığı sonucuna varmıĢ olabilir. Uygulamada ve birçok devlette, kurullar çeĢitli biçimlerde olabilir. BĠYOETĠK KURULLARIN DÖRT BĠÇĠMĠ 1. 2. 3. 4. Politika-Belirleyen ve/veya DanıĢman Kurullar (PBD) Sağlık ÇalıĢanı Birliği Kurulları (SÇB) Sağlık hizmeti / Hastane Etik Kurulları (HEK) AraĢtırma Etik Kurulları (AEK) Bu kılavuzun sonraki bölümlerinin daha iyi anlaĢılmasında okuyucuya yardımcı olmak için, aĢağıdaki tabloya yer verilmiĢtir. Tablo, biyoetik kurulların kurulması için öncelikle (a) hangi hükümet düzeyinde ve (b) hangi biçimde kurulacağına karar vermek gerektiğini açıkça göstermektedir. BĠYOETĠK KURUL BĠÇĠMLERĠ ĠÇĠN UYGUN OLAN HÜKÜMET DÜZEYLERĠ BĠÇĠMLER 1. 2. 3. 4. + +/- PBD SÇB HEK AEK ULUSAL BÖLGESEL YEREL + + +/- + + + +/+ + Çok uygun Uygun olabilir Uygun değil Bir biyoetik kurulunu kurmadan önce, ilk toplantılarda baĢkan ve üyeler kurulun, en azından ilk yıl ya da daha uzun bir süre odaklanılacak olan etkinliklerini yürütmek için yol gösterici olacak temel bir amaç belirleyeceklerdir. Temel amaç genellikle kurulun hangi biçimde kurulduğuna bağlıdır. 20 21 21 22 ÇEġĠTLĠ BĠÇĠMLERDEKĠ BĠYOETĠK KURULLARIN TEMEL AMAÇLARI 1. PBD: Üye ülkelerin yurttaĢları için gereksinime denk düĢen bilim ve sağlık politikaları üretmek 2. SÇB: Hastaya hizmet sunumunda doğru mesleksel uygulamaları belirlemek (hekim birlikleri, hemĢire birlikleri) 3. HEK: Hasta-merkezli hizmet sunumunu geliĢtirmek (hastaneler, ayaktan tedavi klinikleri, uzun-dönem bakım hizmetleri sunan kurumlar, yaĢamının son dönemindekilere hizmet sunan merkezler) 4. AEK: Genellenebilir biyolojik, biyomedikal ve epidemiyolojik bilgi üretirken araĢtırmalara katılan insanları korumak (ilaçlar, aĢılar, tıbbi aygıtlar) 1. ULUSAL DÜZEYDE, POLĠTĠKA-BELĠRLEYEN ve/veya DANIġMAN KURULLAR (PBD) Arkaplan Kurulların tartıĢmaları sırasında biyoetiğe iliĢkin konuların politika-belirlemeye iliĢkin konulardan keskin biçimde ayrılabileceği varsayımı yaygın, ancak yanlıĢtır. Bu varsayım basit bir gerçeği göz ardı eder: Sağlık hizmetleri bağlamında, özellikle ulusal düzeyde ortaya çıkan sağlık politikaları sorunları ne kadar ayrıntılı araĢtırılırsa, söz etmek gereken biyoetik bileĢenler de o kadar çok keĢfedilir. Elbette sağlık politikalarını çözümleyenler bunu hemen göremeyebilir; genellikle ahlak uslamlamasının çözümlenmesi alanında eğitim almamıĢlardır ve yanlıĢ biçimde, kendi yöntemlerinin –genellikle istatistiksel yetkinlikten oluĢur- değer yüksüz olduğuna inanırlar. Ancak örneğin araĢtırma etiğinde, araĢtırmaya katılan hastaların yaĢam ve sağlıkları anlamında ödedikleri bedel bir biçimde dengeleniyor olsa da, araĢtırmaya katılanların zarar görme riskini toplumun diğer üyelerinin edineceği olası yararlarla kıyaslayarak tahmin etmek, etik açıdan ne yansız ne de değer yüksüzdür. Biyoetik, gündelik, gerçek yaĢamda önemlidir. Bu nedenle etik konular kolayca gözden kaçırılabilir. Bu, kısmen, Ģu anda ulusal düzeyde neden sadece birkaç tane yasal ve bu nedenle de kalıcı PBD olduğunu ve ulusal düzeydeki PBD‟lerin belli aralıklarla yeniden kurulması gerektiğini açıklar (Ek 1 ve 2‟ye bakınız). Devlet yönetiminin baĢında bulunan kiĢi, bir PBD kurulup kurulmayacağını ve bunun politik açıdan yararına olup olmayacağını belirleyen tek yetke olabilir. Kamu yararını dikkate alan ortak ve aydınlatılmıĢ bir ulusal bilim politikası oluĢturma bağlamında uygulamalı etik, daha önce söz edildiği gibi, gelecekteki politikalara iliĢkin tartıĢmalarda hatta görüĢmelerde ortaya çıkan biyoetik konularının çözümünde doğru ve uygun bir çalıĢma yaklaĢımı sağlar. Gerçekten de, biyoetik konularına ve yaklaĢımlarına odaklanmayan kimi düĢünürler, etik alanındaki geleneksel ve çağdaĢ yaklaĢımların, sadece bireylerle değil kurumlarla da iliĢkili biyoetik konularının araĢtırılmasıyla zenginleĢtirilebileceği gerçeğini kabul etmiĢlerdir. Ayrıca, değiĢik düzeylerde biyoetik kurullar kurmuĢ bulunan devletler, özellikle ulusal düzeyde daha kapsayıcı bir yönetim benimsenmesini destekleyebilir ve böylece, zamanla belli biyoetik sorunları ve konuları üzerine özel raporlar oluĢturulması ve hatta yeni sağlık 22 23 politikaları ve yasal düzenlemelerinin biçimlendirilmesi ve kabul edilmesine yol açacak çok sayıda iĢlevin yerine getirilmesi ve birçok biyoetik konusunun gündeme alınmasını sağlayabilir. Amaçlar 1. Sağlık hizmetleri, biyoloji, biyomedikal bilimler ve biyoteknoloji alanlarındaki ilerlemeyle birlikte ortaya çıkan biyoetik konuları ve sorunları hakkında hükümetler, parlamento ve diğer hükümet kurumlarına öneride bulunmak 2. Biyoetik konularına iliĢkin görüĢ ve öneriler yayımlamak ve böylece politika belirleyenleri etkilemek ve toplum duyarlığı ve katılımını artırmak. Biyoteknoloji alanında olduğu gibi temel ve davranıĢsal bilimlerdeki ilerlemelere iliĢkin yanıt üretilmesi gerektiğinde, bu türden görüĢ ve öneriler yeni yasal düzenlemelerin biçimlenmesine etki etmek ve toplum duyarlığının artırılması ve konunun tartıĢılmasına katkı sağlamak anlamında yardımcı olabilir. 3. Basın konferansları, yayınlar, televizyon ve internet gibi araçlar yoluyla yaygın biçimde medyada yer alarak, toplumun gündemindeki biyoetik konuları, sorunları ve özel olaylara iliĢkin olarak ulusal düzeyde bir tartıĢma forumu oluĢturmak. ĠĢlevler 1. PBD‟nin üyeleri saygın kiĢiler olabilir; ancak içlerinden sadece birkaçı kurulun iĢlev görmeyi planladığı tüm alanları kapsayan bir uzmanlığa sahiptir ve daha da azı biyoetik açıdan sorgulamayı öğrenmiĢtir. Öyleyse, üyelerin temel görevlerinden birinin kendilerini eğitmek olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu eğitimin büyük kısmı resmi olmayan yoldan olur; üyeler birbirlerinden öğrenirler, bilgili kiĢilerle konuĢurlar, literatürü araĢtırırlar. Bunun yanısıra, eğitimin bir kısmı da seminerler, dağıtılan okuma metinleri ve çağrılı konuĢmacılar aracılığıyla resmi biçimde olur. ĠliĢkilerin güçlenmesi için yüz yüze iletiĢimin eĢsiz üstünlükleri bulunduğundan, coğrafi yakınlık sürecin iĢlemesi açısından önemli bir yarar sağlar. Yine de bu özellik, internet ve eposta çağında eskisine göre daha az öneme sahiptir. 2. Biyoetik kurulların önemli bir iĢlevi, biyolojik ve davranıĢsal bilimler ile biyoteknolojideki geliĢmelerin insani ve ahlaki anlamını sorgulamak ve klinik araĢtırmalara katılan yetiĢkin ve çocukları korumaya yönelik yasal düzenlemeler yakından izlemektir. 3. Kurul ayrıca, insanların katıldığı biyolojik ve davranıĢsal araĢtırmaları düzenlemenin, sınırlamanın ya da yasaklamanın (örneğin geçici bir genelge yayımlanması ile) sonuçlarını değerlendirmelidir. 4. Kurul biyolojik ve biyomedikal teknolojilerin uygun kullanımının tartıĢıldığı bir ortam sağlamalıdır. 5. Kurul, yeni biyolojik teknolojilerin ulusal düzeyde yeni kurallar ve düzenlemeler oluĢturulması ve uygulanmasını gerektirip gerektirmediğini belirlemek için, bu teknolojilerin ahlaki ve kültürel anlamlarının yansıtılacağı yerdir. 6. Kurul, yukarıda sözü edilen geliĢmelerle iliĢkili özgün biyoetik sorunlarını araĢtırmalıdır. 7. Diğer bir görev, biyoetik sorunlarının ve ikilemlerin sadece çeĢitli sağlık çalıĢanları ve bilim çevrelerinin üyelerince değil, aynı zamanda medya çalıĢanları ve toplum tarafından daha iyi anlaĢılmasını kolaylaĢtırmaktır. 8. Kurul sadece belli teknolojilerle bağıntılı konuları değil, daha geniĢ anlamda biyoetik sorunları ele almalıdır 23 24 9. Son olarak kurul, özgün biyoetik sorunlar, ikilemler ve olgular söz konusu olduğunda, üye ülkeler arasında üretici bir iĢbirliği sağlanmasının olanaklarını araĢtırmalıdır. Kurulun büyüklüğü PBD‟lerdeki üyeler, 40 üye gibi çok sayıda olabildiği gibi (örneğin Fransa‟daki Ulusal Etik Danışma Kurulu), 18 üye gibi az sayıda da olabilir (örneğin ABD‟deki Başkanlık Biyoetik Konseyi). Ulusal düzeydeki birçok kurul, komisyon ve konseyde olduğu gibi, nazik bir denge kurulmalıdır: Ne az ne de çok üye. Kurul küçük çapta olduğunda etkinlik artar ve ortak karara varmak kolaylaĢır. Büyük olduğunda ise çeĢitli görüĢlerin dile getirilme olanağı ve dolayısıyla kararın temsil gücü artar, ancak etkinlik ve iç tutarlılık azalır. BaĢkan ve üyelerin belirlenmesi Eğer ulusal düzeyde bir PBD sadece hükümet baĢkanına danıĢmanlık veriyorsa, PBD baĢkanı ve üyelerinin atanması ve görevlerinin sonlandırılması konusunda tek yetkili hükümet baĢkanıdır. Bununla birlikte, kurul oldukça teknik bir alana iliĢkin olarak çalıĢıyorsa, bu yetki hemen hemen her zaman resmi yetkililer, uzmanlar, hatta güvenilen arkadaĢlara danıĢılarak kullanılır. PBD politika-belirleyen bir kuruluĢ ise, hükümet baĢkanı baĢkan ve üyeleri atama yetkisine yine sahip olacaktır; ancak büyük olasılıkla yasama organının bu atamaları onaylaması gerekecektir. Yetkinin bu biçimde paylaĢılması, sıklıkla devletin yasama organının, hükümet baĢkanının kimi adayları destekleme ve kimilerini de veto etme kararlarını anlamlı ölçüde etkilemesi anlamına gelir. Ġster danıĢmanlık versin, ister politika belirlesin ya da her iki iĢleve de sahip olsun, ulusal düzeyde PBD üyelerinin belirlenmesi söz konusu olduğunda iki konu önem kazanır: Biri, sınırlı da olsa, baĢkanın üyeleri belirlemekteki rolüdür. Önemli hükümet yetkilileri, örneğin sağlık bakanı veya bakanlık çalıĢanları saygın ve bilgili bir kiĢiyi baĢkanlığa aday göstererek ulusal düzeydeki bir biyoetik kurul için isim önererek süreci baĢlatabilir. Birimsel devletlerde, daha önce sözü edildiği gibi, bölgesel ve yerel yönetimlerin bu tür bir kurul oluĢturmaya yetkisi olmadığından, bu uygulama tek gerçekçi seçenek olabilir. Kurul baĢkanları, kendisinin atanma sürecine bir biçimde katılmıĢ olabilen ve bürokrasinin çıkarlarına hizmet etmeye eğilimli olan yerel politika danıĢmanları ile kurulun örgütlenme yapısını tartıĢmıĢ olabilir. Gerçekten de, bu danıĢmanlar değiĢik disiplinlerin temsilcileri olarak belli bazı kiĢileri kurul üyeliğine önermiĢ olabilir. Biyoetik kurullar söz konusu olduğunda, seçilen üyelerin bir kısmının bir sağlık mesleğine iliĢkin eğitim almıĢ olması, ayrıca bilimsel eğitime de sahip olması önemlidir. BaĢkanlar, kurulun etkili biçimde iĢleyebilmesi için gerekli olduğunu ileri sürerek üyelerin seçimindeki etkilerini mümkün olduğunca artırmaya eğilimlidirler. BaĢkan, ancak kendisine belli ölçüt ve süreçlere göre kurul üyelerini seçme yetkisi verildiğinde tam anlamıyla verimli çalıĢabileceğini ileri sürebilir. BaĢkan kiĢisel olarak süreci baĢlatabilir ve birçok nitelikli kiĢiyle iletiĢim kurarak kurul üyeliğine davet edebilir. Bu zorlu bir iĢtir ve uzun zaman gerektirir. BaĢkan ayrıca baĢkalarının önerdiği adayları da kabul edebilir; kısaca baĢkan, ulusal düzeyde yeni kurulacak bir PBD‟de hizmet edecek saygın ve nitelikli adayları geniĢ bir yelpaze içinden belirleyebilir. 24 25 Bir baĢkanın, hangi konuların ele alınacağı ve hangi sırayla gündeme getirileceği de dahil olmak üzere, kurulun gündemini belirleme yetkisine sahip olduğunda ısrar etmesi ender görülen bir durum değildir. Ancak baĢkana kurul üyeliği ve gündemini etkileme yetkisi verilmesi kimilerince ciddi bir hata olarak nitelendirilmektedir. Bu görüĢe göre, böylesi bir uygulama, baĢkanın baskın olmasına yol açacak ve bir kurul oluĢturma gerekçesini anlamsızlaĢtıracaktır. Üyeleri kimin seçtiğinden bağımsız olarak, soru, hangi ölçütün kullanılacağıdır. Açık bir ölçüt, uzmanlıktır; gündemdeki konunun amatörler için genellikle fazla karmaĢık olduğu ve bu nedenle sadece bilgili olduklarını belgeleyenlerin seçilmesi gerektiği söylenebilir. Ancak hangi konuda bilgili? Temel bilimler ya da yaĢam bilimlerinden birinde mi? Klinik tıp mı? Biyoetik mi? Politika üretmek mi? Her uzmanlık kendisini en önemli saymaya ve diğer uzmanlıkların rollerini küçümsemeye eğilimlidir. Ġkinci bir ölçüt, temsil edebilirliktir. Örneğin demokrasiler bir seçkinin, hatta uzman bir seçkinin iktidarı ilkesini benimsemez. Herkes sonuca etki edebilecek bir konuma sahip olmalıdır. Sistem, belli bir zümrenin egemenliğine karĢı ancak bu yaklaĢım sayesinde bir güvence sağlayabilir. Bu görüĢe göre, ilgili topluluğun tüm bileĢenleri kurulda yer alma hakkına sahiptir. Ancak bu görüĢün karĢısında olanlar temsil edilebilirlik görüĢünü, liyâkata değer verilmemesi ve politik pazarlığa davetiye çıkarılması olarak görürler. Diğer bir ölçüt, deneyimdir. Kurulların görevleri uygulamaya iliĢkindir ve bu anlamda deneyimin yeri doldurulamaz. En önemli ölçütlerden biri, karakterdir: Güvenilirlik, iĢbirliğine yatkınlık, çalıĢkanlık ve diğer özellikler, üyelerin birlikte çalıĢması gerektiği için ve çatıĢma zamanlarında kurulun ayakta kalabilmesi için vazgeçilmezdir. Politika üreten ya da hükümet liderlerine danıĢmanlık veren biyoetik kurulları kurarken ve yapılandırırken, profesyonel biyoetikçileri (felsefeciler ve/veya teologlar) üyeliğe seçmek önemlidir. Ayrıca, birkaç alanın uzmanı davet etmek hem yarar sağlar hem de akıllıca olur. Bu kiĢiler sağlık politikası üreten bir konumda çalıĢmıĢ bir bilim adamı, bir hükümet üyesi, bir milletvekili, sağlık bakanı ya da hükümet için üst düzeyde danıĢmanlık yapan bir kurulun üyesi olabilir. Ayrıca bu danıĢmanlık veren ya da politika üreten kurullar biyoetik üzerine kurullar olmalıdır, biyoetikçi kurulları değil. Kısacası, kurullar heterojen yapıda olmalıdır. Son olarak, baĢlangıcından itibaren güvenilirliğini sağlamaya çalıĢmalıdır; “tek akıl”, hükümetin bir aracı ya da çıkarların çarpıĢtığı bir ortam olarak görülmemelidir. Kısacası, kurul üyeleri arasında ortak görüĢ sağlama zorunluluğu olmamalıdır. Bu durum, karĢıt görüĢleri içermesi gereken kurul raporlarının yayımlanmasıyla herkesçe görünür hale getirilebilir. Maddi kaynak sağlamak PBD kurulunun temel maddi kaynaklarının ne olacağı, danıĢman, politika üreten ya da her ikisi birden, kalıcı, geçici ve bunların bir biçimde birleĢimi olup olmamasına göre değiĢir. Bazı devletlerde PBD kurullar hükümetle birleĢiktir ve maddi açıdan vergi verenler tarafından desteklenir. Diğer devletlerde ise maddi gelirler çok çeĢitli kaynaklardan sağlanabilir. Örneğin PBD Kurulda bir ya da daha fazla temsilcisi olan bir örgüt, sadece kendi üyelerini desteklemeyi kabul edebilir ve bu sadece temsil edilen örgüt ve çıkar gruplarının kendi 25 26 temsilcilerini desteklemeye devam ettikleri sürece yeterli olur. Temsilciler normal olarak sadece kendilerini destekleyenlerin çıkarlarını gözetecekleri için bu kötü bir uygulamadır. Biyoetik Ġkilemler: PBD Kurullar Ġçin Olgular Olgu 1 Amaç: Bir devlet, sadece vatandaĢları değil, ülkeye yeni gelen göçmenlerin de dahil olduğu çaresiz durumdaki hastaların giderek artan istemlerini karĢılamak için canlı organ sağlanma oranını anlamlı düzeyde artırmak istemektedir. Hastalar, yaĢamlarını büyük olasılıkla uzatacak olan kadavra-dıĢı kaynaklı canlı organları beklemektedir ve aktarım yapılmazsa yaĢamları erken sonlanacaktır. Olgu: Devlet, X organ bağıĢlayanların resmi olarak isteklerini kayıt altına aldırmalarını gerektiren bir bağıĢ politikası uygulamakta, bunun sonucunda ise bağıĢlanan organ sayısı yetersiz kalmaktadır. Bu duruma yanıt olarak devletin varsayılan onam politikası izlemesi önerilmiĢtir; yaĢamını yitiren kiĢinin organları, kiĢi aksi yönde isteğini resmi bir açıklama ile belirtmemiĢse bağıĢlanmıĢ kabul edilecektir. Ġkilem: Öncül 1-A Eğer var olan politika uygulanmaya devam ederse, diğer deyiĢle vatandaĢlar öldüklerinde organlarını bağıĢladıkları varsayılmazsa ve baĢkalarının yaĢamlarını kurtarmak için organlarını bağıĢladıklarını ölmeden önce aydınlatılmıĢ onam vererek resmi biçimde belgelemezlerse, var olan canlı organ sayısındaki yetersizlik sürmekle kalmayacak, giderek kötüleĢecek ve birçok çaresiz durumdaki insanın yaĢamı erken sonlanacaktır. Öncül 1-B Eğer var olan politika, varsayılan onam politikasıyla değiĢtirilirse, bu uygulamaya karĢı olanların onurları zedelenecek ve organlarını bağıĢlamadıklarına iliĢkin kararlarını bir takım rahatsızlık verici aĢamalardan geçerek kayıt altına aldırmaları gerekecektir. Öncül 2 Devletin vatandaĢları öldüklerinde ya organlarını bağıĢladıkları kabul edilmeyecek (“seçme politikası”), ya da organlarını bağıĢladıkları varsayılacaktır (“seçmeme politikası”). Sonuç: Ya yeterli sayıda vericiden aydınlatılmıĢ onam alınamayacağı düĢünülen “seçme politikası”na bağlı olarak, kadavra-dıĢı kaynaklı canlı organ yetersizliği sürecek ve organ aktarımından yararlanabilecek olası alıcıların yaĢamı erken sonlanacak. Ya da devlet “seçmeme politikası”nı benimseyecek, ancak bu kez de vatandaĢlarının onurları, kendiliğinden organ bağıĢlayıcısı oldukları ve organ bağıĢlamayı istemediklerini kayıt altına aldırmak için belli adımlar atmaları gerekeceği için zedelenecektir. Ayrıca, “seçmeme politikası”nı uygulayarak devlet, kurumsallaĢtığında organ bağıĢlama hızını önemli derecede ve olumlu biçimde etkileyecek olan varsayılan onam politikasına rağmen, önemli bir toplumsal değer olan birlik duygusunu göz ardı etmektedir. Bu ikilem göz önüne alındığında PBD hangi politikayı önermelidir? Etik açıdan kabul edilebilir seçenekler var mıdır? Olgu 2 Amaç: Koruyucu önlemlerin, uygun olmayan yaĢam koĢulları, sağlıksız içme suları ve benzeri ekonomik ve toplumsal etmenler nedeniyle büyük oranda baĢarısız olduğu geliĢmekte olan ülkelerde, Ģiddetli ishalli hastalıklar dünya çapında en önemli çocukluk çağı hastalık ve ölüm 26 27 nedenleri arasındadır. Son zamanlarda bebek ve çocuklarda rota virüse bağlı ishalli hastalık salgınları yaĢayan geliĢmekte olan ülkelerin hükümet liderleri, ülkelerindeki hastalık ve erken ölüm oranlarının dramatik biçimde artmasının kabul edilemez olmasının yanısıra, aynı zamanda Ģiddetli ishal, sıvı kaybı, kronik (süreğen) hastalıklar ve erken ölümlere yol açan bu enfeksiyonların yayılmasını kontrol altına almak zorunda olduklarından etkili siyasi, ekonomik ve sağlık-politikaları eylemleri gerektiği üzerinde anlaĢma sağlamıĢlardır. ġu andaki rakamlar yılda 1 milyona yaklaĢmaktadır ve geliĢmekte olan ülkeler için 2025 yılında 5 milyona yükseleceği öngörülmektedir. Rota virüse bağlı ishaller, Ģiddetli sıvı kaybının sağaltılabildiği geliĢmiĢ ülkelerde ciddi sonuçlara yol açmamasına rağmen, geliĢmekte olan ülkelerde bebek ve çocuk ölümlerinde giderek artan oranlarda pay sahibi olmaktadır. Her durumda, politik, ekonomik, toplum sağlığı, sağlık politikası ve tıbbi açıdan sorunlar içinde bulunan geliĢmekte olan ülkeler bu sorunla zaman yitirmeden uğraĢmaya baĢlamalıdır. Olgu: Hastalığın patojenik mekanizmaları henüz pek anlaĢılamamıĢ olsa da, biyomedikal bilim adamları ve hekimler, barsaklarda immün sistemi etkileyen ve patojenik enfeksiyonlara yol açan „çok becerikli mekanizmaların sorumlu olduğunu biliyorlar. ġu ana dek üretilen ilaçlar, kronik ishalli hastalıklardan koruma veya hastalık etkilerini azaltmada etkin değil. Ancak birçok ana baba hekimin çocuklarına uygun olmayan ilaçlar vermesini isteyebilir. 1998‟den önce birkaç ilaç Ģirketi, gerçekten güvenli, etkin, kâr sağlayacak ve aĢının klinik denemelerine katılan birçok kiĢide geliĢenler de dahil olmak üzere ishalli hastalıklardan çok daha kötü sağlık sorunlarına yol açan yan etkilere sahip olmayan bir rota virüs aĢısı üretmek umuduyla araĢtırma ve geliĢtirme için yatırım yaptı. Ġlaç Ģirketlerinin, hisse senedi sahipleri gibi, etkin ve güvenli bir ilaç ya da aygıt keĢfettiklerinde büyük kârlar elde etmeyi beklediklerini söylemeye gerek yok. Birkaç geliĢmiĢ ülkede bir rota virüs aĢısı çocuklara yaygın biçimde uygulandı ve ilk bakıĢta Ģiddetli ishalden koruduğu düĢünüldü. Ancak tüm dünyada uygulanacak bir aĢılamayı savunanlar çok geçmeden aĢının bebeklere uygulandığında pek etkin olmadığını fark ettiler. Bu nedenle halk sağlığı kurumları ishalli hastalıkların yayılımını denetim altına almak ve bebek ve çocuk ölümlerini önlemek için dünya çapında bağıĢıklamayı önermemeye karar verdiler. Orjinal aĢıya karĢı ilgi sürse de, tıp dünyası açık biçimde düĢ kırıklığına uğradı. AĢı, 1999 sonlarında üretici Ģirket tarafından piyasadan geri çekilmesinden sonra (belki de güvenli olmadığından değil, kârlı olmadığından), kötü bir üne sahip oldu. Bazıları, aĢının geliĢmekte olan ülkelerde bulunmadığını, halbuki güvenli tek alternatifinin temiz içme suyu, sağlıklı yaĢam koĢulları ve temiz besin sağlamaya yönelik büyük çaplı halk sağlığı düzenlemeleri olması nedeniyle bu ülkelerde oldukça etkin olacağını ileri sürerek aĢının tekrar piyasaya çıkarılmasını savundu. Ayrıca, örgütlü aĢı-karĢıtı grupların varlığı da göz önünde bulundurulmalı. Bu gruplar rota virüs aĢısının ilk uygulamalarını, aĢıların aslında çocuklara nasıl zarar verdiğinin yeni bir örneği olarak gördüler; örneğin, geliĢmiĢ ülkelerde bile aĢının uygulanmasından sonra bazı çocuklarda kirli içme suyu, besin ya da „yabancı cisimler‟, barsak dokusuna girerek Ģiddetli barsak tıkanmalarına yol açtı. Durumu daha da karmaĢıklaĢtıran, “yeni nesil” aĢı denemeleri sırasında edinilen bilgilerin, ilk aĢının 1999 sonlarında piyasadan çekilmesinden sonra geliĢmekte olan ülkelerdeki bebek ve çocukların hastalık ve etkilerinin oluĢturduğu sonuçlarla yüz yüze kaldığını göstermesiydi. Gerçekten de, aĢıyı savunanlar, rota virüsün geliĢmekte olan ülkelerde günde binden fazla çocuğun yaĢamını yitirmesine neden olduğunu, bu riskin barsak tıkanmasına yol açan yan etkiden çok daha büyük olduğunu ileri sürdüler (2,500‟de bir 27 28 olgu, hatta kimilerine göre 4,500‟de 1 olgu). Yeni nesil aĢı denemelerinden elde edilen sonuç, sosyoekonomik eĢitsizlikler sürmeye devam ettiği sürece, geliĢmiĢ ülkelerde üretilen aĢıyı geliĢmekte olan ülkelerdeki çocuklara ulaĢtırmanın uzun zaman alacağı açık olduğundan, aĢının (hatta ilk üretilen aĢının) geliĢmekte olan ülkelerdeki çocuklar için elde bulundurulması ve eriĢilebilir olmasıdır. Son olarak, aĢının geliĢmekte olan ülkelerde rota virüse bağlı ölümleri azaltmak yönünde sağladığı yararın, barsak tıkanması riskine bağlı zarardan çok daha fazla olduğu ileri sürülmektedir. Ġkilem: Öncül 1-A Eğer kuzey yarımkürede geliĢtirilen orjinal rota virus aĢısı güvenli ve etkin olduğu halde geliĢmekte olan ülkelerin bebek ve çocukları tarafından elde edilemezse; geliĢmiĢ ülkeler, kendi çocukları aĢı uygulanmadan da uygun sağaltım alabildikleri halde, bazı barsak tıkanması olguları olmasına rağmen geliĢmekte olan ülkelerin bebek ve çocuklarını yaĢam kurtarıcı bir aĢıdan yoksun bıraktıkları için adil davranmamıĢ olurlar. Öncül 1-B Eğer kuzey yarımkürede geliĢtirilen orjinal rota virus aĢısı tekrar üretilirse (kötü ününe rağmen) ve Ģiddetli ishallerden korunmaları için geliĢmiĢ ülkelerin bebek ve çocuklarına uygulanırsa, dünyadaki çocuklar arasında rota virüse bağlı ishalden korunma ve sağaltımı anlamında etik açıdan bir çifte standart var demektir. Öncül 2 Ya 1999‟da piyasadan kaldırılan rota virüs aĢısı güney yarımkürenin çocukları için elde edilemez kalacak ya da bu ülkelere tekrar verilecektir. Sonuç Ya kuzeydeki geliĢmiĢ ülkeler güneydeki geliĢmekte olan ülkelerin çocuklarına adil olmayan biçimde davranacak, ya da, kendi çocukları aĢılamaya gerek kalmadan baĢarılı bir biçimde sağaltılabildiği için çifte standart uygulayacaktır. Uluslararası adalet, tüm ülkelerin aynı etik standartlarını benimsemesini gerektirir mi? Bebek ve çocuklarda rota virüse bağlı ishallerden korunma ve sağaltımla ilgili olarak, PBD hükümet liderlerine ne önermelidir? 2. SAĞLIK ÇALIġANI BĠRLĠĞĠ BĠYOETĠK KURULLARI (SÇBK) Arkaplan M.Ö. 5. yüzyıldan beri –Batı tıbbının Hipokratik geleneğinin baĢladığı zamanlar- hekimler hastanın sağlığından sorumlu tutuldular. Ancak tıbbi bilgilerin katlanarak arttığı son yüzyılda, hekimler ve hastalar bu sorumluluğu birlikte paylaĢtıklarına giderek artan biçimde inanmaktalar. Ayrıca, günümüzde geçerli standartlara göre ne kadar uygunsuz ve yanlıĢ olsalar da, geçmiĢte hekimlerin tanı ve sağaltım yöntemleri üzerine yargıları dokunulmaz kabul ediliyordu. Hipokrat Andı, sadece hekimlerin hastalarına karĢı ödevlerinden değil, günümüzde sağlık çalıĢanları olarak adlandırdığımız lonca üyelerine karĢı da nasıl davranmaları gerektiğinden söz ederek, Hint, Çin ve Arap tıbbındaki benzer meslek ahlakı kuralları gibi, antik çağda o ya da bu biçimde hekimlere kılavuzluk etmiĢtir. ÇağdaĢ SÇB‟ler sağlık çalıĢanlarının –hekimler, hemĢireler ve sağlık hizmeti sunan ekibin diğer üyeleri- oluĢturduğu bağımsız grupların sesidir ve onları birleĢtirmeyi amaçlar. 28 29 SÇB kurulu üyelerinin ve ikincil olarak da hizmet ettikleri hastaların çıkarlarını savunmak için örgütlenmiĢtir. Bu amaçlara eriĢmek için, SÇB kurulları, belli bir sağlık mesleğine iliĢkin kural ve düzenlemeleri hükümetin kural ve düzenlemeleri ile bağlantılandıran yasaların oluĢturulması sürecine katılırlar. Zamanla bu düzenlemelerin gözden geçirilip güncellenmesi gerekebilir. Bunun yanısıra SÇB sadece ulusal düzeyde politika üretenlerin bilgilendirilmesi, eğitimi ve etkilenmesi ile uğraĢmaz, bireysel olarak sağlık çalıĢanına da odaklanır. Yirminci yüzyılın sonlarına gelindiğinde, yıllardır çalıĢmakta olan sağlık çalıĢanları, kendilerini sağlık hizmeti sunmanın yeni ahlaki gereklilikleriyle karĢı karĢıya buldular. Uluslar arasındaki farklılıktan öte gerçek ve ciddi değer çatıĢmaları anlamına gelen kültürel ve etnik çeĢitlilikleri kabul etmekten baĢka çareleri yoktu. Birçok sağlık çalıĢanı bir evrensel değerler Ģemasını kabullenmek ya da verili kavramlar almak durumunda kaldı. ġimdilerde ise, değerlerin çeĢitliliğini tanımak zorunda kalarak, bazılarını kabul ediyor, bazılarını reddediyor ya da değiĢtiriyorlar. Yine de, evrensel bir biyoetik arayıĢı sürüyor. UNESCO‟ya 2003‟teki Genel Kongre‟de verilen görev de tam olarak bununla ilgiliydi: Biyoetik için evrensel geçerliliği olan normlara iliĢkin bir bildirge taslağı hazırlamak. Öyleyse, birçok ülkenin hastaları ve hekimleri için en iyi yaklaĢım, diğer sağlık çalıĢanları için de olduğu gibi, bu ikili iliĢkide paylaĢımda bulunduklarının farkına varmaktır; her ikisi de hastanın sağlığından sorumludur. Böylece çoğu, sağlık çalıĢanları ve hastaları arasında karĢılıklı saygıya dayanan bir iliĢki kurmanın gereği üzerinde anlaĢacaktır. Böylece SÇB‟ler, sadece, hasta hakları ihlali iddiaları ile olduğu kadar hastaların iĢlemler hakkındaki yakınmalarıyla da karĢı karĢıya kalan üyelerine yardım etmek ve öneride bulunmakla kalmaz. Aynı zamanda hastaların hakları ve sorumluluklarını belirtmek ve anımsatmak için bu tür konularda toplantı ve seminerler düzenlemeye yönelik somut adımlar da atmıĢ olur. Amaçlar Gönüllü sağlık çalıĢanı örgütleri olarak SÇB kurulları, genellikle üye ülke ya da bölgedeki çalıĢanların çoğunluğunu temsil eder ve belli amaçları elde etmeye çalıĢır. SÇB kurullarının genellikle kendi ürettiği, üyeleri arasında iyi tanıtılmıĢ ve yayılmıĢ ve benzer kuralların dili ile örgütün kendine özgü özelliklerini yansıtan kısa bir meslek ahlakı kuralları belgesi vardır. Ek olarak, SÇB kurullarının baĢka amaçları da bulunur: etik açıdan uygun araĢtırmalar yürütmeleri için üyelerine yönelik uygulama kılavuzları geliĢtirmek, üyelerinin eğitim düzeyini geliĢtirmek, ve toplumu üyelerinin hatalı uygulamalarından korumaya çalıĢmak. ĠĢlevler 1. SÇB kurulları çok çeĢitli iĢlevleri yerine getirir: Gelirler, yetke ve üyelerinin durumu için destek arar, hizmet sundukları hastaların gönencini artırmaya çalıĢır ve bu amaçlara ulaĢmak için kamu politikalarını etkilemeye çaba gösterir. Bu iĢlevler bazen birbirini güçlendirir, bazen de çatıĢır. ÇatıĢtıklarında hemen hemen daima göz önünde tutulan, SÇB üyelerinin çıkarıdır. Bu çıkarın ne olduğunun belirlenmesi, doğal olarak SÇB yönetiminin ellerindedir. Örgüt ve ona iliĢkin konuları herkesten daha iyi bilir ve daha çok değer verirler. Görevleri sadece toplumdan üyeleri için olası en iyi anlaĢmayı koparmak değildir. Ayrıca bu en iyi anlaĢmanın ne olduğu konusunda üyelerini eğiterek, ne gerçekçi olmayan bir cesaret sergilediklerini, ne de gereksiz yere çekingen davrandıklarını göstermektir. SÇB, üyelerinin eğitimini, yayımladıkları metinler ve raporlarla, internet, e-posta vs. kullanarak ve genellikle alt komisyonlar oluĢturarak yürütür. 29 30 2. BaĢkan ve üyeler genellikle klinik tıp alanında uzman olduklarından, bir SÇB için özel eğitim programları düzenleyerek üyelerinin klinik bilgilerinin güncel kalmasını sağlamaya çalıĢmak gereksizdir. Ancak amacı üyelerinin konumu ve yetkesini geliĢtirmek olan bir örgütün, ulusal ve olasılıkla bölgesel politikaları biliyor olması zorunludur. Bir sağlık çalıĢanı birliğinin, üyelerinin çalıĢma yükünü, gelirini ve sorumluluklarını doğrudan etkileyen ulusal ve/veya bölgesel düzeydeki bir yasal düzenleme kabul edildiğinde hazırlıksız yakalanması ender değildir. Belli bir sağlık mesleğini temsil edenler ilgili yasama oturumlarını düzenli olarak izlemezlerse, üyeleri önemsenmediklerini ve aldatıldıklarını duyumsayacaktır. 3. SÇB‟ler genellikle birçok iĢlev görür: Sağlığın geliĢtirilmesi ve kaza ve hastalıklardan korunmayı savunmak, ulusal ya da bölgesel yasal düzenlemelere evrilecek politikalar önermek (örneğin, biyoetik konularına iliĢkin kısa metinler ve raporlar hazırlayarak sağlık politikalarıyla ilgili önerileri değerlendiren hükümet kurullarını etkilemek) ve üyelerinin yer değiĢimlerini kolaylaĢtıracak stratejiler geliĢtirmek. Ek olarak SÇB‟ler sıklıkla üyelerine, sağlık hizmeti sunumundaki büyük değiĢikliklere uyum sağlamaları için kılavuzluk sağlayarak yardımcı olur. Giderek artan sayıda SÇB, “etik kurullar” ya da “biyoetik kurullar” gibi isimler taĢıyan ve biyoetik konularını yönelik yapılanan kurullar oluĢturmaktadır. 4. SÇB‟ler iĢlerini nasıl yürüteceklerine kendileri karar verir. Amaçlarını gerçekleĢtirmek ve iĢlevlerini yerine getirmek için, SÇB‟lerin uygun sayı ve nitelikte profesyonel çalıĢana gereksinimi vardır. Profesyonel çalıĢanlar genellikle eğitim etkinliklerini düzenler, kısa kursları yürütür, konferanslar için çağrıda bulunur, seyahat etmeye hazır ve seçilmiĢ dinleyicilere sunum yapabilecek üyelerin listesini hazırlar, belge ve metinlerin yayımlanmasını sağlar ve örgüt politikalarının yaygın biçimde bilinmesi için internet sayfaları hazırlar. SÇB‟ler belli bir çalıĢma düzenini oturttuktan sonra diğer SÇB‟ler ile iĢbirliği kurmanın yollarını ararlar; bu belki de meslek ahlakına iliĢkin konularda birlikte program düzenlemek olabilir. Sağlık çalıĢanlarının oluĢturduğu bir yapı olarak SÇB ayrıca, ulusal düzeydeki hükümet PBD‟ler ile iĢbirliği yapabilir. Kurulun büyüklüğü SÇB kurul üyeleri, 40 ya da 50 gibi yüksek bir sayıda olabilir. Büyük bir kurul oluĢturulduğunda, kurul içinde alt komiteler oluĢturulabilir. Ancak büyük kurullar, üyeleri temsil etme gücü daha fazla olmasına rağmen, hantaldır ve iç politik hesaplar, toplantılar bir yana kurulun amaçlarına dahi kolaylıkla zarar verebilir. SÇB kurulunun üyelerini seçmek için kullanılacak ölçütler diğer kurullardan farklı değildir: Uzmanlık, deneyim, kiĢinin politik iliĢkileri, iliĢkili beceriler ve iĢbirliğine yatkınlık. ĠĢin çoğu toplumun gözünden uzaktadır (örneğin, politik ağlar), ya da zevkli değildir (örneğin, üye listelerini oluĢturmak). Bu nedenlerle yöneticiler, çoğu zaman, az sayıda sadık üyeyi tekrar tekrar çağırmak durumunda kalır. BaĢkanlar sık sık, belli uzmanlıklara sahip alt komisyonları çeĢitli iç görevleri üstlenmeye çağırabilir. Örneğin, kurulun gelir ve harcamalarının denetlenmesi için hesapların gözden geçirilip belgelenmesi gibi. Buna ek olarak bir SÇB kurul baĢkanı, mesleki baĢarıların yaygın biçimde duyurulması ve yasal düzenlemeleri etkileyebilmek için hükümet yetkililerinin kimi zaman desteklenmesi kimi zaman baskı altına alınması için üyelerinin yardımcı olmasını bekler. 30 31 BaĢkan ve üyelerin belirlenmesi SÇB kurullarının, son zamanlarda çalıĢtıkları ortamda ciddi bir etik sorunla karĢı karĢıya kalmıĢ birkaç sağlık çalıĢanı tarafından oluĢturulması ender değildir. Örneğin büyük bir sağlık projesinde çalıĢırken, politika belirleyenlerin sadece yüksek teknoloji gerektiren projelerle ilgilendiklerini fark etmiĢ olabilirler. Politika belirleyenler içtenlikle davranıyor olabilir (karar vericilerden biri, bir yakınını teknolojik eksiklikler nedeniyle yitirmiĢ olabilir). Ancak sağlık çalıĢanları çok az kiĢiye yarar sağlayacağı için bu politikanın akıllıca ve ahlaki olmadığını düĢünürler. Sağlık çalıĢanları, geleceğin politika belirleyenlerini ve geleceğin SÇB üyelerini etkilemeye yönelik olarak, olası tekrarları önlemek için SÇB kurulları aracılığıyla çalıĢabilirler. Maddi Kaynaklar SÇB‟ler hemen her zaman üyelerinden yıllık ödenti toplarlar ve bu da genellikle en büyük gelir kaynaklarını oluĢturur. SÇB‟ler ayrıca sık sık, hükümetten, kâr amacı gütmeyen ve özel kaynaklardan dıĢ gelir elde ederler. SÇB‟nin yıllık ödentilerini ödemeye gücü yeten ve üye olma ölçütlerini yerine getiren birçok sağlık çalıĢanının, çok çeĢitli nedenlerle kendi uzmanlık alanlarındaki SÇB‟ye katılmamayı seçmesi ender değildir. Biyoetik Ġkilemler: SÇB Kurulları için Bir Olgu Amaç: Bir ülkenin ulusal düzeydeki hekim birliği (SÇB), hem uzun zamandır var olan, ayrıcalıklı hekim-hasta iliĢkisi çerçevesinde AIDS hastalarının gizlilik hakkına saygı göstermeyi, hem de yaygın bir bulaĢ korkusu olduğunda toplum sağlığını korumayı amaçlayan yeni bir politikayı değerlendirmektedir. Birliğin yürürlükteki politikası, HIVpozitif tüm hastane hastalarını ya da AIDS‟li kiĢilerin isimlerini açıklamak biçimindedir. Olgu: Hekim birliğinin yönetim kurulu, hekim üyelerinden, HIV-pozitif ya da AIDS‟li hastalarının isimlerini ve mesleki gizlilik ilkesi çerçevesinde saklamaları gereken diğer bilgileri devletin sağlık yetkililerine açıklamaları için üçüncü tarafların kendileriyle iletiĢim kurduklarına iliĢkin çok sayıda yakınma almıĢtır. SÇB‟nin yönetim kurulu, biyoetik kuruluyla iletiĢime geçer. Yönetim kurulunun duruĢu, hekimlerin hastalarının çıkarlarını öncelemeleri gerektiği noktasındadır. Ancak bu politika, hastalık etkeniyle karĢılaĢan hastaları korumayı mı gerektirir mi? Hekimler hastalarının çıkarlarını savunmaya devam etmeli mi, yoksa ayrıcalıklı hekim-hasta iliĢkisini çiğneyerek HIV pozitif ya da AIDS‟li hastaların kimliklerini ve tıbbi bilgilerini devletin sağlık yetkililerine açıklamalı mıdır? Ġkilem Öncül 1-A: Eğer SÇB‟nin biyoetik kurulu var olan politikayı sürdürmeye devam ederek HIV pozitif ya da AIDS‟li hastaların kimliklerini açıklarsa, hekim-hasta iliĢkisinin ayrıcalıklı niteliklerini ileri sürerek uzun zamandır var olan meslek ahlakı kurallarına uyulmasını isteyen hekim üyelerinin çoğunluğunca dıĢlanmasının yanısıra, aynı zamanda mesleki gizlilik ilkesini bilerek çiğneyecektir. (Var olan politikanın devletin sağlık yetkililerini tatmin etmesine rağmen). 31 32 Öncül 1-B: Biyoetik kurulu, hekimlerin savunduğu ve özellikle HIV pozitif ya da AIDS‟li hastaların kimliklerini açıklamamayı öngören sürekli geçerli olacak bir politika benimserse, büyük olasılıkla devletin toplum sağlığı yetkilileri hekim birliğine düĢman olacaktır. Öncül 2: Ya hekim birliği Ģimdiki politikasını sürdürecek ve HIV pozitif ya da AIDS‟li hastalarının isimlerini ve tıbbi kayıtlarını devlet yetkililerine açıklamalarını gerekli kılacak. Ya da var olan politikasını değiĢtirecek ve hekim-hasta iliĢkisinin kendine özgü niteliklerine dayanarak, üyelerine hastalarının sağlık durumları ve tıbbi kayıtlarına iliĢkin bilgileri devlet yetkililerine açıklamama zorunluluğu getirecek. Sonuç: Hekim birliğinin biyoetik kurulu ya HIV pozitif ve AIDS‟li hastalar bağlamında hekim-hasta iliĢkisinin ayrıcalıklı konumunu savunmakta baĢarısız olduğu için üyelerince dıĢlanacak, onlara zarar verecek ve böylece hastaların çıkarlarını savunma rolünü terk edecek. Ayrıca HIV pozitif ve AIDS‟li hastaların sağlık hizmeti almak için baĢvurmasını güçleĢtirmek bulaĢ oranını artıracak, ya da devletin sağlık yetkilileri tarafından bir misilleme riski oluĢturacak, fakat aynı zamanda hastalarının meslek ahlakına uygun davranma beklentilerini karĢılamıĢ olacak. SÇB‟nin biyoetik kurulu hangi politikayı önermeli? Ahlaki açıdan kabul edilebilir baĢka seçenekler var mı? Biyoetik kurulu, kabul edilebilir olmasa da uç olmaktan kaçınan bir politika önerebilir mi? 3. SAĞLIK HĠZMETĠ / HASTANE ETĠK KURULLARI (HEK) Arkaplan HEK‟ler sağlık çalıĢanları ve hastaların modern, teknolojik tıbbın yarattığı labirentte yollarını bulmalarına yardımcı olmak için kurulmuĢtur; temel olarak, hasta–hekim iliĢkisine karıĢmadan, sağlık hizmetlerine iliĢkin karar süreçlerinin iyileĢtirilmesini sağlamak ve hastalara yardımcı olmak üzere yapılandırılmıĢlardır. Bu ve diğer amaçlara eriĢebilmek için, kendilerini eğitmeli, kendi kurumlarının uygulama kılavuzu ve politika geliĢtirme süreçlerine katılmalı ve en önemlisi, bireysel olarak olguları sadece hastaların tıbbi sorunları açısından değil biyoetik açısından da değerlendirmelidir. Üye ülkeler arasında, giderek artan bir ilgiyle yerel düzeyde, genellikle hastaneler, uzun-dönem bakım kurumları ve bazı örneklerde ev-sağlık hizmeti kurumlarında HEK‟ler oluĢturulmaya baĢlanmıĢtır. HEK‟ler genellikle çok-disiplinli üyeliğe sahiptir ve sadece hastaların değil sağlık çalıĢanlarının da çıkarlarını dikkate almak üzere yapılandırılmıĢtır. Bu nokta, sağlık kurumunda hasta merkezli sağlık hizmeti sunumunu geliĢtirmek için yaĢamsal öneme sahiptir. Günümüzün sağlık çalıĢanları, özellikle etik açıdan sorunlu olgularda görüĢ almayı tercih etmektedirler. (Öneri ya da karar alması gerekmez). Bir sağlık kurumu HEK kurduğunda, genellikle bürokratik düzenlemelerden uzak olur; ancak bu uzaklık baĢkalarına karĢı sorumlu olmayı gerektirir. Bu sorumluluğun yerine getirilmesi, genellikle kurallar ve düzenlemelerle güvence altına alınır. HEK biçimlendirilmeden önce, hastalara, kurumunu ve yerel topluma en iyi hizmeti nasıl sunabileceği değerlendirilmelidir. Bir HEK genellikle hangi biyoetik konularını ve sağlığa iliĢkin yasal düzenlemeleri ele alacağını belirler ve sürekli mekanizmalar ve adım adım 32 33 ilerleyecek süreçler kurgulaması gerekir. Ayrıca, enerjisini hastalarının sorunlarına ve sağlık kurumunun günlük çalıĢma yaĢamında ortaya çıkan olgulara yoğunlaĢtırmaya eğilimlidir. Sonuç olarak HEK‟in temel iĢi, sağlık kurumunda hasta-merkezli hizmet sunumunu geliĢtirmek için hastalara iliĢkin olguları, biyoetik konularını ve sağlığa iliĢkin yasal düzenlemeleri ele almaktır; yanısıra, aĢağıda ele alınan diğer iĢlevlere de sahiptir. Bununla birlikte, HEK‟in kendi gündemini denetim altında tutmadığına dikkat etmek önemlidir; bazı sağlık kurumlarında herhangi bir sağlık çalıĢanı, bir hasta, bir hasta yakını ya da herhangi bir çalıĢan HEK baĢkanı ya da üyesiyle iletiĢime geçerek kendi biyoetik meselesine iliĢkin bir tartıĢma baĢlatabilir. Bu yöntem, genellikle baĢvuru sırasında hastaya ve yakınlarına verilen kurum tanıtım broĢüründe belirtilir. Amaçlar 1. Yeterli hastanın kararlarını –örneğin, tıbbi sağaltımı kabul ya da reddetmek- korumak ve karar verme yeterliği olan ve olmayan hastaların esenliklerini güvenceye almak (karar verme yeterliği olmayan hastalar için genellikle yasal olarak belirlenmiĢ bir vekilin katılımı ve yardımı gerekir). 2. Sağlık kurumunu ve kurum çalıĢanlarını yasal sorumluluktan korumak. Bu amaç bir tehlikeye iĢaret eder: Sağlık kurumunu, hekimleri ve diğer çalıĢanlarını yasal açıdan korumak, HEK için kolayca birincil amaca dönüĢebilir. HEK baĢkanı, HEK‟in zamanla kendi bileĢenleri ve kurumun çıkarlarını hastalarınkinden daha fazla koruma kaygısına düĢebileceğini her zaman aklında tutmalıdır: HEK gibi bağımsız kurumlar, düzenlemek iddiasında oldukları çıkarların egemenliğine girebilirler. ĠĢlevler HEK‟lerin kuruluĢu, kurulda görev alan sağlık çalıĢanlarının klinik biyoetik ve sağlık hukuku alanındaki eğitim yetersizliği sorununu kötüleĢtirmeye eğilimlidir; bu çalıĢanlar HEK toplantılarında gündeme getirilecek kaygı ve sorunlarla en iliĢkili disiplinlerdendir. Sağlık kurumları HEK üyelerine biyoetik ve sağlık hukuku eğitimi sağlayacak mekanizmalara ender olarak yer verirler. Bu nedenle, yeni kurulan bir HEK‟in baĢkanı için (ve belki bir alt komisyon için) üyelerin kendilerini eğitmeleri için mekanizmalar oluĢturmak önemlidir. Gerçekten de, baĢkanlar yerel toplumdan ilgili uzmanları katılmaları ve hatta eğitimi yürütmeleri için belli aralıklarla davet ederler. HEK‟e yönelen çok sayıda ve çeĢitli istemler göz önüne alındığında, baĢlarda birçok kurul üyesinin bu karmaĢık görevlerden gözlerinin korkması ĢaĢırtıcı değildir. Özellikle HEK‟ler, genellikle ulusal veya bölgesel düzenlemeler olmadığı için yerel çapta geliĢen süreçlerle oluĢtuklarından, HEK‟in üyelerinin çoğu gönüllü olduğundan, yüksek nitelikli ve kolay uygulanabilen eğitim programlarının ücretsiz ve uygun biçimde kendilerine sunulması gerekir. Genel olarak, HEK‟ler ilk amaçlarına sadık kalırlar: Hasta-merkezli sağlık hizmetlerinin geliĢtirilmesi. Daha geniĢ bir iĢlev tanımını gerçekleĢtirmek güçtür; kısmen üyelerin bu iĢlere ayıracakları zaman kısıtlı olduğundan, kısmen de kurulun hastanede potansiyel bir tehdit olarak görülebilmesinden. HEK üyeliği, hastanelerdeki katı tıbbi kurullardan farklı olarak, çok-disiplinlidir. Birçok sağlık kurumunda HEK, biliminsanı hekimler (örneğin genetikçiler), hemĢireler, hastane yöneticileri (ya da risk yöneticileri gibi onları temsil edenler), sağlık hukukçuları, biyoetikçiler, sosyal hizmet uzmanları, toplumsal 33 34 bilimlerle uğraĢanlar ve din adamlarının biraraya gelerek önlerine getirilen hasta olgularındaki biyoetik konularını ele aldıkları tek kurumsal yerdir. Bu görev, büyük olasılıkla yönetime sadece kılavuzluk sağlaması değil, ahlaki olarak doğru eylemin ne olduğuna iliĢkin öneride bulunması anlamına gelecektir. Kısacası HEK, sağlık hizmeti sunumu, kurum çalıĢanlarının eğitimi ve yeni sağlık politikalarının üretilmesi üzerine anlamlı ve ölçülebilir bir etkiye sahiptir. Yanısıra, tıbbı HEK‟ler uygulayamaz; bu iĢ daima hekimlerin sorumluluğundadır. HEK‟ler sıklıkla yaĢamın son döneminde sunulan sağlık hizmetlerine iliĢkin konuları ele almak ve ödeme sistemlerinin biyoetik boyutları ve sonuçlarını değerlendirmek durumunda kalırlar. Bu türden tartıĢmalar, biyoetik, ekonomi ve sağlık hukukunu biraraya getirerek, o ülkedeki sağlık sisteminin giderek karmaĢıklaĢan ekonomik konularını kapsamaya baĢlamıĢtır. Bir sağlık kurumunun HEK‟ine, genellikle hastalarına iliĢkin belli bir biyoetik ve/veya sağlık hukuku sorununu ele almalarını isteyen sağlık çalıĢanları baĢvurur. Bu sorunlar, anansefalik bebeklere uygulanacak iĢlemlerden terminal dönemdeki hastaların ölüm sürecinde istedikleri yardıma dek, „yaĢamın uçları‟na iliĢkin çok çeĢitli biyoetik konularını içerebilir. Hastane politikalarına iliĢkin öneriler de değerlendirilmelidir; örneğin, hastanenin satın alınması, baĢka bir Ģirketle birleĢmesi, ya da yeni finansal düzenlemelerin etik boyutları gibi. Uygulamada, HEK aĢağıdaki iĢlevlere sahiptir: 1. AĢağıdaki yollar aracılığıyla biyoetik eğitimi: (a) üyeleri için eğitim programları (b) zaman içinde HEK‟te görev alacak adayların ve gönüllülerin eğitimi için programlar 2. HEK‟in tümü tarafından olguların biyoetik açısından değerlendirilmesi ve çözümlenmesi (a) aktif olgular (hastalar) (b) geriye dönük olgular (taburcu edilmiĢ ya da yaĢamını yitirmiĢ hastalar) ve (c) varsayımsal olgular (genellikle biyoetik literatüründe tanımlanmıĢ olanlar) 3. AĢağıdaki kiĢilerce olgulara biyoetik açısından danıĢmanlık vermek (a) bir biyoetik danıĢmanı (örneğin, hekim, hemĢire, hasta hakları savunucusu, biyoetikçi /düĢünür) (b) bir yol gösterici / bilirkiĢi ekibi (iki ya da daha fazla sayıda HEK üyesi) ve (c) bir HEK alt komisyonu (üç ya da daha fazla sayıda HEK üyesi) 4. Kurumsal uygulama kılavuzları ve politikalar geliĢtirilmesi, yoğun bakım birimindeki yatakların hangi hastalara verileceği, canlandırma uygulamama ya da yeniden entübe etmeme kararlarını verme ölçütlerinin geliĢtirilmesi gibi hastaların hakları ve gönençleriyle ilgili kurum politikalarının biyoetik boyutlarının çözümlenmesi 5. Sağlık hizmetleri kaynaklarının dağılımı için, kaynakların sağlanmasını ve dağıtımını etkileyen din dıĢı ve dini etmenleri dikkate alan adil bir çözüm bulmak 6. Toplum projeleri baĢlatmak: Örneğin yerel topluluklar içinde bir biyoetik forumu oluĢturmak ya da acil sağlık hizmetlerine iliĢkin sorunları çözmek için aynı kent ve bölgede HEK‟ler arası ağlar kurmak, 7. Hastaların istenç bildirimi konusunda eğitiminin sağlanması için kuruma önerilerde bulunmak (yaĢama isteklerini belirtmelerini sağlamak, karar verme yeterliklerini 34 35 yitirdiklerinde kendileri yerine karar verme yetkisini devredebilecekleri bir avukatla ve hastanın çıkarlarını savunacak bir vekil kiĢi ile görüĢtürmek). Eğer HEK iyi yapılandırılmıĢsa, iĢlevleri giderek daha geniĢ bir kapsama evrilebilir. Bu iĢlevler Ģunları içerebilir: 8. Çıkar çatıĢmaları, haklar ve görevlerin belirlenmesi, ender bulunan ya da sınırlı sağlık hizmeti kaynaklarının dağıtımı ve kullanımı gibi birbiriyle yarıĢan kurumsal hedeflerin uzlaĢtırılması sürecinde yardım sağlama. 9. ÇalıĢanlar arasındaki ve çalıĢanlarla hastalar ve hasta yakınları arasında, uygulanacak iĢlemlere bağlı olan ya da olmayan tartıĢmaların çözülmesi 10. Sağlık kurumları ve biyoetik bir bileĢen içeren politikalara destek sağlamak (olasılıkla, aynı kurum içindeki AEK ile birlikte çalıĢarak) 11. Kurum içinde biyoetikle iliĢkili araĢtırma yürütmek 12. Sağlık ocaklarındaki acil birimi gibi hastane öncesi basamaklara biyoetiği tanıtmak 13. Örneğin sağlık hizmetlerinin finansman ve ödeme iĢlemlerinde baĢka bir sisteme geçiĢ sürecinde, biyoetikle iliĢkili tartıĢmalar için bir forum iĢlevi görmek 14. Toplum sağlığıyla iliĢkili konularda düzenlenen ve katılıma açık yerel, bölgesel ya da ulusal yasama oturumlarına katılmak 15. Ġnsan ya da hayvandan organ aktarımının biyoetik boyutlarıyla ilgili olanlar gibi politikaların biçimlendirilmesine yardımcı olmak Kurulun büyüklüğü HEK üyelerini sayısı için tam bir büyüklük yoktur. Ancak genel olarak, hastane ya da sağlık kurumunun hizmet sunduğu toplumun temsil edilmesi gerekir. Birçok HEK, baĢkana ek olarak 15-25 üyeden oluĢur. Eğer daha az üye olursa, büyük olasılıkla daha etkin çalıĢabilecek olmasına rağmen, kendi bölgelerini temsil etmiyor olurlar. Bazı HEK‟ler toplantılara tüm üyelerini çağırır, bazıları ise belli bir hastanın olgusunu değerlendirmek için alt komisyonlar kurar. BaĢkan ve üyelerin belirlenmesi BaĢkan seçildikten ve görevine baĢladıktan sonra, yapıcı konuĢmalarla kurul üyeleri arasında iĢbirliğini güçlendirmelidir. Enine boyuna düĢünme ve tartıĢma kesinlikle yaĢamsal önemdedir. Gerçekten de bunlar yaratıcı etkinliklerdir. 1. BaĢkan konuĢmaları kolaylaĢtırmalı, ancak üyeler üzerinde baskı kurmamalıdır. 2. BaĢkan üyeleri, soru sormaları ve biyoetik okuma metinlerinde ve olgu kayıtlarında yeterince açıklanmayan noktalar üzerine kaygılarını belirtmeleri konusunda cesaretlendirmelidir. Böylece her HEK biyoetiği bir tartıĢma süreci olarak almalı, içten ve enine boyuna düĢünme süreçleri geliĢtirmelidir; 3. Varılan ortak kararlar sıklıkla kimseyi fazla memnun etmeyen uzlaĢmalar olduğundan, baĢkan herkesi uzlaĢtırmaya çabalamamalıdır. GörüĢlerin çatıĢması yarar sağlayabilir ve kaybedenler gelecekte kazanabilir. 35 36 Kurul üyeleri kurula davet üzerine katılabilirler (genellikle baĢkan, bir hastane yöneticisi ya da klinik Ģefi tarafından) ve sıklıkla biyoetik ve sağlık hukuku konularına kiĢisel ilgi duyan kiĢilerdir. Hizmet sunulan toplumun içindeki dini kurumlar yakın iliĢkileri olan hastane çalıĢanlarının HEK‟te gönüllü olarak çalıĢmaları ender değildir. Üyelerin resmi eğitimi ve uzmanlıkları HEK üyeliği için en anlamlı ölçütü oluĢturmayabilir. ġu sorulabilir: Üye adayının karakter yapısı, tutumları, eleĢtirel düĢünme için kapasitesi nedir? Üye, hastaya iliĢkin biyoetik konularını tartıĢırken ortaya çıkan belirsizlik durumuna ne kadar katlanabilir ve bu etik açıdan gri alanlara iliĢkin tartıĢmalara katkıda bulunmaya ne kadar devam edebilir? HEK üyeliği için bir standart olmamakla birlikte, genellikle ye yapısı Ģöyledir: Bir biyoetikçi Hekimler HemĢireler Bir risk yöneticisi Bir sağlık hukukçusu (kurumda çalıĢmayan bir avukat olabilir) Bir sosyal hizmet uzmanı (belki bir davranıĢ bilimci ya da toplumsal bilimlerle uğraĢan biri) Din görevlileri (Avrupa ülkelerinde genellikle kurumun Manevi Hizmetler Bürosu‟ndan biri) Yerel toplumdan hasta temsilcileri Alt komisyonlar, özellikle de iki ya da üç üyesi diğer HEK üyeleriyle birkaç ayda bir dönüĢümlü çalıĢan küçük danıĢmanlık ya da bilirkiĢilik alt komisyonları daha sık toplanabilse de, HEK‟ler genellikle ayda bir toplanırlar. Toplantı çağrısı, hastane çalıĢanları bir hasta ve/veya yakınını ilgilendiren bir etik soruna iliĢkin kurulla iletiĢim kurduğunda yapılabilir. Maddi kaynaklar HEK oluĢturmak çok güç olmasa da, kurumun ilk andaki desteğini bulmak zaman zaman oldukça zor olabilir. Üyeler zamanlarını ayırırlar, ancak sıklıkla katkıları için ücret almazlar. Yine de, onların görüĢ açısından, basitçe, kurum için aylık ya da haftalık bir görevi yerine getirdiklerini düĢünürler. HEK‟e ayrılan zaman için fazladan ödeme yapmaya gerek yoktur; kurumun normal çalıĢma yaĢamının bir parçası olarak görülmelidir. HEK‟in doğrudan harcamaları, normal olarak oldukça az miktardadır. Genellikle toplantılar için boĢ bir odanın dıĢında çok az Ģey gerektirir. HEK‟e önemli çapta iĢ gündemi öneren büyük sağlık kurumları bir sekretere gereksinim duyabilir ve zaman zaman bir biyoetikçi eĢ-baĢkan olarak hizmet sunabilir. Yine de, destek hizmetlerine iliĢkin konular – temel olarak çok yoğun kiĢiler için toplantılar ayarlamak- uygulamada oldukça ciddi sorunlar ortaya çıkarabilir. HEK için bir miktar destek kaynağı olmalıdır (örneğin üyelerin eğitimi için). BaĢkan sık sık, özellikle kurum yönetimi HEK‟in katkılarının sağlık hizmeti üzerine anlamlı ve olumlu bir etkide bulunduğunu takdir etmeye baĢladığında, kurum yönetimi üzerinde olumlu etki bırakacak süreçler baĢlatmalıdır. 36 37 Biyoetik Ġkilemler: HEK için Bir Olgu Amaç: Çok sayıda tıbbi sorun ve yaĢamın getirdiği yükten ötürü bunalmıĢ bir yaĢlı bir hasta, kronik bel fıtığı ağrısına riskli bir ameliyatla çare aramaktadır. Özerk kararına, yani ameliyat sırasında ya da sonrasında ölme riskini alma kararına saygı duyulmasını istemektedir. Olgu: 65 yaĢındaki Bayan XX, yıllardır sigara içiyor olması sonucunda geliĢen amfizem ve buna bağlı kalp rahatsızlıkların sahiptir. Bir bankadan emekli olduktan sonra, neredeyse tamamen yatağa bağlı durumdadır. Yataktan kimsenin yardımı olmadan kalkabilmekte ve bir saat kadar evin içinde dolaĢabilmekte, ancak yemek yeme, tuvalete girme ve diğer günlük iĢler kendisini yormaktadır. Hekimi ve onu sürekli ziyaret eden hemĢiresi yakın akrabalarının Bayan XX‟in istemlerinden gocunmadığına inansalar da, Bayan XX her karĢılaĢtığı kiĢiye, yaĢamaktan yorulduğunu ve yakınında yaĢayan sevgili kız kardeĢi ve eĢine yük olduğuna inandığını söylemektedir. Hekimi ve hemĢiresine göre, hastanın kız kardeĢi ve eĢi, ona günlük bakım sağlamaya isteklidirler. Hastanın prognozu açık değildir; ancak yine de, Ģu anki koĢullar ve sınırlılıklarda, uzun yıllar yaĢayabilir. Ancak benzer birçok durumda olduğu gibi, hasta sürekli olarak “ölmek istiyorum” demektedir. Cerrahi bir muayene sırasında –fıtık ağrısı çok Ģiddetli iken- cerrah fıtığının ameliyatla düzeltilebileceğini, ancak ameliyat sırasında yaĢamını büyük olasılıkla yitirebileceğini söyler. Cerrah, diğer bulguların yanısıra, hastanın kronik amfizemi ve kalbinin Ģu anki durumuna bakarak, bu prognozu öngörmektedir. Bayan XX, “Ölmek istiyorum, kararım kesin” der ve biyoetik ikilemine bir çözüm olarak Ģöyle devam eder: “Ölürsem sorunlarım sona erer. Eğer baĢarırsam, en azından ağrıdan kurtulurum!” Muayenesi bittiğinde ve hiçbir cerrahın onu ameliyat etmeyeceği sonucuna varıldığında, hekiminden kendisini hastaneye yatırmasını ister. Orada, o anda bir strateji belirler: Ameliyat edilmezse, nasıl verilirse verilsin, yapay beslenme için serum verilmesi dahil her türlü sıvı alımını reddedeceğini açıklar. Sıvı alımını reddetmenin ölümüne yol açacağını anlamaktadır, ancak sürekli olarak hayatının yaĢamaya değmediğini söylemektedir. Hastaneye yattığında hemĢirelerin kendisine uygun bir tedavisi uygulayacakları için ağrısının dineceğini varsaymıĢtır. Bir yerlerde sıvı almayı reddeden hastaların bir hafta içinde öleceğini okumuĢtur. HEK ne önermeli? Ġki biyoetik ikilem 1. Cerrahın ikilemi Öncül 1-A Eğer cerrah Bayan XX‟i bel fıtığı için ameliyat ederse, büyük olasılıkla ameliyat masasında ölecektir. Bu ise cerrahın önce zarar vermeme ödeviyle (primum non nocere) çatıĢacak, aynı zamanda örneğin hasta yakınları –kız kardeĢi ve eĢi- kendisine karĢı bir malpraktis davası açabilecektir. Öncül 1-B Eğer cerrah fıtık ameliyatını yapmayı reddederse, Bayan XX süresiz bir zaman için, belki de yıllarca ağrı çekmeye devam etmekle kalmayacak, yaĢamı üzerindeki denetimi 37 38 yitirecek, ayrıca hem hekim ve cerraha, hem de kız kardeĢi ve eĢine hekimlerle anlaĢmadıkları için kızacaktır. Öncül 2 Fıtık ameliyatı ya yapılacak ya da yapılmayacaktır. Sonuç Ya Bayan XX ölecek ve sonuçta cerraha karĢı büyük olasılıkla bir dava açılacaktır, ya da, belki de yıllarca ağrı çekmeye devam edecek ve hekimlerle anlaĢmayan kız kardeĢi ve eĢine kızacaktır. 2. Hasta yakınlarının ikilemi Öncül 1-A Eğer Bayan XX fıtık ameliyatı olur ve ameliyat masasında ölürse, hekimlerle anlaĢtıkları, yargı ve eylemlerine yeterince güçlü karĢı çıkmadıkları için kendilerini çok suçlu hissedeceklerdir. Öncül 1-B Eğer cerrah Bayan XX‟i bel fıtığı için ameliyat etmeyi reddederse, Bayan XX, özerk olduğunu ileri sürdüğü ameliyat olma kararına karıĢtıkları için kız kardeĢi ve eĢini suçlayacaktır. Öncül 2 Fıtık ameliyatı ya yapılacak ya da yapılmayacaktır. Sonuç Ya hastanın yakınları uzun sürecek bir suçluluk yaĢayacak, ya da hasta, riski ne olursa olsun ameliyat olmaya iliĢkin özerk kararını saymadıkları için kendilerini asla bağıĢlamayacaktır. Hastanın aile üyeleri ya da cerrahın –hastane çalıĢanlarından biri olan- HEK‟e baĢvurduğunu varsayarsak, kurul kendilerine nasıl yardımcı olabilir? Bazıları, Bayan XX sıvı almayı reddederse, bunun intihar (özkıyım) anlamına geleceğini ileri sürebilir, ki bu da hastane politikasıyla çatıĢan bir eylemdir. Eğer hekim hastanı kararını desteklemeye karar verirse, bazıları bu durumda hekimin, „hekim-yardımlı özkıyım‟, ya da „hekim-yardımlı ölme‟ sayılacağını söyleyebilir. Eğer hastanın hekimi Bayan XX‟in planını kabul eder ve bu planı uygulamak için iĢbirliği yaparsa, kimileri hastayı hastaneye yatırarak hata ettiğini söyler. Eğer cerrah, hasta açık kararını kendisine ve diğer hekime bildirmeden önce hastayı ameliyat etseydi, yine bazıları, cerrahın hem klinik yetilerinin hem de etik açısından yargılama yetisinin zayıf olduğunu söyleyebilirdi. 38 39 4. ARAġTIRMA ETĠK KURULLARI (AEK) Arkaplan (i) Biyolojik, Biyomedikal AraĢtırmalar ve DavranıĢ Bilimleri AraĢtırmalarında Hayvanların Denek olarak Kullanımı Hayvanların araĢtırmalarda denek olarak kullanımı ahlaki açıdan tartıĢmalı bir konu olmuĢtur ve olmaya devam etmektedir. Biyoetik tartıĢmalar temelde hayvanların ve özellikle primatların acı çekmesine ve erken ölümlerine odaklanmaktadır. Çoğu etik tartıĢmada olduğu gibi bu konuda da uç görüĢler ile birlikte ortak bir görüĢ de bulunmaktadır. Önemli ölçüde hasar veya erken ölüm riski taĢıyan araĢtırmalarda hayvanların kullanımına iliĢkin olarak iki uç görüĢ bulunmaktadır: (A) Devletler hayvanların araĢtırmalarda kullanımını tamamen yasaklamalıdır, çünkü hayvanların rahatı, esenliği (hatta bazılarına göre hayvan “hakları”) önemli bir değerdir ve insanların diğer hayvanlar üzerinde mutlak hakimiyeti bulunmamaktadır; (B) Devletler araĢtırmacılar tarafından hayvanların klinik deneylerde kullanımına iliĢkin herhangi bir düzenleme getirmek zorunda değildir, çünkü insanoğlunun çıkarları hayvanların esenliğinden önce gelmektedir. Ortak görüĢ ise: (C) Deney sorumluları, hayvanların acı ve ölümden korunması ile araĢtırmanın yararı arasında en uygun dengeyi kuracak Ģekilde tasarlanan düzenlemelere uyumlu olarak araĢtırmaların yürütülmelerini sağlamalarıdır. Hayvanların kullanımına iliĢkin iddiaları geçerli varsayan yani hayvanlara yapılan uygulamaların insanoğlunun yararına olduğu sonucuna varan ortak görüĢ “Üç R” Replacement, Reduction and Refinement- (Yerine koyma, Azaltma ve Arıtma) ile özetlenmiĢtir. Hayvanlar üzerinde yapılacak araĢtırma hazırlıklarında baĢ araĢtırmacılar uygun olan yerlerde (a-1) hayvanların yerine matematiksel modeller, bilgisayar simülasyonları, in vitro biyolojik sistemler gibi hayvanların kullanılmadığı diğer yöntemleri koymalı; (a-2) uygun olduğunda omurgalılardan daha az acı hisseden türleri kullanmalı; (b) her araĢtırma protokolünde kullanılan hayvanların sayısını azaltacak araĢtırma ve istatistik modelleri geliĢtirmeli; (c) hayvanların günlük yaĢamlarında normalde maruz kaldıkları düzeyi temel alarak, araĢtırmalar esnasında maruz kaldıkları acı, sıkıntı, rahatsızlık ve eziyetin azaltılması için deneysel tekniklerde gerekli düzeltmeleri yapmalıdırlar. Son olarak, tüm devletler biyomedikal araĢtırmalar ile biyolojik bilimler ve davranıĢ bilimleri araĢtırmalarında hayvanların kullanımına iliĢkin düzenlemeler yapmakta özgür kılınmıĢtır. (ii) Biyolojik, Biyomedikal AraĢtırmalar ve DavranıĢ Bilimleri AraĢtırmalarına Katılan Bireylerin Korunmasına iliĢkin Yönerge Ġnsanların fizyoloji ve davranıĢ bilimlerine iliĢkin klinik deneylere katılımı, bilimsel veri elde edilmesi, bilimsel ve tıbbi geliĢime katkı sağlanması açısından çok önemlidir. Klinik deneylerde insanların, tıbbi giriĢimlere maruz kalmaları veya fizyolojik giriĢimler ile bu giriĢimlerin sağlıkla ilgili sonuçları arasındaki neden-sonuç iliĢkisinin, klinik araĢtırmacılar tarafından araĢtırıldığı karĢılaĢtırma gruplarının üyeleri olmaları beklenmektedir. Ġnsan katılımcıların kullanıldığı klinik araĢtırmalara iliĢkin ilk yasal düzenlemelerin 1960‟ların ortalarında birkaç devlet tarafından yapılmıĢ olmasına rağmen, deneylerde hayvanların kullanımı konusunda araĢtırmacılar, günümüze kadar çok az kontrol ve yasal düzenlemeye tabi tutulmuĢlardır. Ġnsanlar üzerinde araĢtırmalar konusunda kapsamlı kontrollerin, yaratıcılığı ve yenilikleri engelleyeceğinden mantık dıĢı olduğuna inanılmıĢ ve hasta katılımcıların menfaatlerini her Ģeyden önde tutan eski bir geleneğin mirasçıları olarak araĢtırmacılara güvenilebileceği varsayılarak, kontroller gereksiz görülmüĢtür. Bu inanıĢın destekleyicisi, araĢtırmacıların kendilerini araĢtırma denekleri (katılımcıları) olarak kullandıkları deney uygulamaları olmuĢtur. 39 40 Bir araĢtırmacının gösterdiği özen ve dürüstlüğü, kendisini riske atmasından daha açık ne gösterebilir? Ancak günümüzde araĢtırmacılar sayısız yasal düzenlemelere tabidirler ve kendi üzerlerinde yapılan deneyler artık geçmiĢte kalmıĢtır. Aynı zamanda günümüz söylemi araĢtırmacıya güvenilip güvenilmeyeceğine değil, bunun yerine araĢtırmaya katılanların hangi riskleri aldığı konusuna odaklanmaktadır. Ayrıca, araĢtırmacılar katılımcılarının - normalde hastalara bakan hekimlerin izin vermediği değiĢikliklere maruz kalmalarına izin vermektedirler. Ġnsanların maruz kaldıkları riskler arasında, olasılıklara dayalı görüĢlerden dolayı Ģans faktörü de yer almaktadır. Olası zarar riskleri kesin olarak bilinmemekte ve araĢtırmalardaki Ģans faktörü ortadan kaldırılamamaktadır. ġair Stéphane Mallarmé Ģöyle söylemiĢtir: “Toute pensée émet un coup de dés” [DüĢünmek zar atmaya benzer]. AraĢtırmacılar muhtemelen araĢtırma katılımcılarından bazılarının zarar görebileceğini bilmektedirler, fakat bunların kimler olacağını bilemezler. Kısacası, kiĢilerin klinik araĢtırmalara katılmaya karar vermeden önce kendilerine zarar gelebileceği ihtimali konusunda bilgi sahibi olma hakları bulunmaktadır. Elbette araĢtırmacılardan beklenen hastalarını ve araĢtırmaya katılanları korumak ve durumu kendi çıkarları doğrultusunda kullanmamaktır. Bu ahlaki zorunluluk araĢtırmacıların mesleki kimliklerinin temelinde yer edinmelidir. Kötüye kullanmaya karĢı içten gelen bu koruma güdüsü elbette ki temel bir duygudur. Bu güdünün yokluğunda yapılacak tüm çabalar baĢarısız olmaya mahkumdur. Gerekli olmasına rağmen bu içsel koruma duygusu tek baĢına yeterli olmamaktadır. Hem resmi (yasalar ve resmi düzenlemeler) hem de gayri resmi (araĢtırmacılar ile hastalardan gelen baskılar) dıĢtan gelen bazı koruma önlemleriyle desteklenmelidir. AraĢtırmacıların araĢtırmalara katılanları, özellikle savunmasız olanları (yoksullar, devlet yardımıyla geçinenler, iĢsizler, bazı etnik azınlık grupları, evsizler, mülteciler, acil servisteki hastalar, bakım evlerinde uzun süreli kalan ve özellikle tedavisi olmayan hastalıklara yakalanmıĢ hastalar) korumakla yükümlü olmaları, bu savunmasız bireylerin istismara açık oldukları gerçeğini değiĢtirmez. Ayrıca araĢtırmacılar hataları bakımından insanlığın geri kalanından farklı değildirler. Özellikle klinik deneylere sponsorluk yapan ilaç firmalarının neden olduğu bu biyoetik kaygıların kısmi çözüm yolu, biyomedikal araĢtırmalar ve davranıĢ bilimleri deneylerine katılan tüm insanlar için dünya çapında geçerli evrensel standartların belirlenmesidir. Yakın bir tarihte birkaç üye devlette önemli bir politika değiĢikliği önerisinde bulunulmuĢtur. Bu öneriyle tüm araĢtırma deneylerinin hedef, amaç ve beklenen süreleri ile sadece olumlu sonuçlar değil, beklenen tüm sonuçlarının kamuya açık bir veritabanına kaydedilmesi öne sürülmüĢtür. Verilerin kamuya açık hale getirilmesinin nedeni Ģeffaflığın arttırılması ve olumsuz, zararlı veya bir sonuca varmayan etkileri hekimler, hastalar ve denetimcilerden saklamayı hedefleyen, sözde “seçici raporlama” ve “taraflı yayın”ların önüne geçmektir. Bu durumun olası ekonomik sonuçları da bulunmaktadır. Önemli ilaç çalıĢmalarının tümünün kayıt altına alınmaması çok daha pahalı tıbbi ürünler, aĢılar ve aygıtların üretilmesine yol açabilir. Kimileri insan katılımcıların kullanılacağı tüm önemli ilaç çalıĢmalarına iliĢkin Ģeffaflığın sağlanması için yasal düzenleme önerisini getirirken, bazıları da çalıĢma baĢlatıldığında kayda girilmeyen klinik deneylerin sonuçlarının dergi editörleri tarafından yayınlanmaması gerektiğini öne sürmektedirler. Resmi düzenlemelere karĢı olanlar, özellikle yaĢam bilimleri alanında yürütülen araĢtırmalara sponsor olanlar, ilaç deneylerinin ilk aĢamalarında yer alan özel bilgilerin ifĢa edilmesine karĢı yazılı olarak itirazda bulunmuĢlardır. Bu durumun ekonomik sonuçları da bulunmaktadır. Kamu sağlığının korunmasını amaçlayan ek bir önlem olarak klinik deneylerin ilerde daha yakın incelemeye alınması muhtemeldir. (iii) AraĢtırma Etiğinde Temel Ġkilemler 40 41 Ġkilem iddiasının örneklenmesi amacıyla birbirinden oldukça farklı iki senaryodan iki uç sonuç ortaya çıkarılmıĢtır: (a) Devlet her türlü biyolojik, biyomedikal araĢtırma ve davranıĢ araĢtırmasının yapılmasına ve hiçbir resmi düzenlemeye tabi olmaksızın bireylerin araĢtırma deneylerinde yer almalarına sorumluluk kabul etmeksizin izin verir. Ya da (b) Devlet hiçbir biyomedikal araĢtırma ve davranıĢ bilimleri araĢtırmasına izin vermez ve böylelikle araĢtırmaya ev sahipliği yapan devlete mensup olan veya dıĢardan gelen araĢtırma Ģefi tarafından yürütülen hiç bir araĢtırmada insan katılımcıların kullanılmasına izin verilmez. Ġlk ikilem Öncül 1-A AraĢtırmacılardan fizyolojik, biyomedikal araĢtırmalar veya davranıĢ bilimleri araĢtırmalarını tamamen durdurmaları istenirse veya insan katılımcıların sadece küçük riskler aldıkları araĢtırmalara bile izin verilmezse ve araĢtırmacılar “genellenebilir bilgi”ye eriĢme çabalarını yarıda bırakmak zorunda kalırlarsa, bilgiye ulaĢılamayacak ve klinik ilerleme zarar görecektir. Öncül 1-B AraĢtırmacılara her türlü fizyolojik, biyomedikal araĢtırma veya davranıĢ bilimleri araĢtırmalarını yürütme konusunda izin verilir ve genellenebilir bilgiye ulaĢma çabalarına devam etmelerine izin verilirse, bu durumda bazıları “küçük risklerden daha fazlasına”, ciddi ve kalıcı sakatlanmalar ve hatta ölüm olasılığı da bulunan bazı risklere maruz kalacaklardır. Öncül 2 AraĢtırmacıların araĢtırma deneyleri yapmaları yasaklanacak veya bu araĢtırmaları yasal düzenlemelerden bağımsız bir Ģekilde yürütmelerine izin verilecektir. Sonuç Klinik araĢtırma sonuçları toplumdan saklanacak veya araĢtırmaya katılanlar “küçük risklerden daha fazlasına”, ciddi ve kalıcı sakatlanmalar ve hatta ölüm olasılığı da bulunan bazı aĢırı risklere maruz kalacaklardır. Bu ikilemin çözüm yolu insan katılımcıların kullanıldığı araĢtırmalara iliĢkin araĢtırmacıların uyması gereken yasal düzenleme ve kuralların benimsenmesidir. Ġkinci ikilem Madde 1-A AraĢtırmacılardan fizyolojik, biyomedikal araĢtırmalar veya davranıĢ bilimleri araĢtırmalarını tamamen durdurmaları istenirse veya genel olarak sadece “küçük riskler” alan insan katılımcıların kullanıldığı bu araĢtırmalara bile izin verilmezse ve araĢtırmacılar “genellenebilir bilgi”ye ulaĢma çabalarını yarıda bırakmak zorunda kalırlarsa, halk bu durumu protesto edecektir. Etik olmayan eylemlere halkın tepkisi geliĢecek, halk biyomedikal bilimlerde yeni geliĢmelerin olmayacağını düĢünecektir. Böylece Alzheimer, Parkinson gibi hastalıklar ile diğer beyin ve merkezi sinir sistemi hastalıklarına yeni tedaviler bulma olasılığı engellenecek ve bu durum aynı zamanda son dönemde “rejeneratif tıp” diye adlandırılan yeni geliĢmelerin de önünü kesecektir. Madde 1-B AraĢtırmacıların bilimsel araĢtırma veya deneylerde insanların katılımıyla gerçekleĢen fizyolojik, biyomedikal araĢtırmalar veya davranıĢ bilimleri araĢtırmalarını gerçekleĢtirmeleri için gerekli yeni “genellenebilir bilgi” araĢtırmalarına gayretli bir Ģekilde devam etmelerine izin verilir ve araĢtırmacılar bu yönde teĢvik edilirlerse, toplum değerleri kısa süre içerisinde yozlaĢaacak ve insanoğlu insanlığını yitirecektir. Fakat bu durum, hükümet tarafından değil bireylerin mevcut yeni biyoteknolojilerden yararlanma isteğinden kaynaklanacaktır. Örneğin farklı amaçlarla dikkatle değiĢtirilmiĢ embriyolar üretilmesi, belli bazı genetik özelliklerin embriyoların içinden “elenmesi” için hekimlerin giriĢimde bulunmasına izin verirken, sözde “mükemmel bebeğin” oluĢumu için gerekli özelliklerin seçilmesi konusunda ebeveyn adaylarına izin verilmesi, yeni doğanda boy, kilo, zeka, hafıza gibi özelliklerin “geliĢtirilmesine” iliĢkin yolların aranması, kısacası “mükemmel, yaĢlanmayan bedenler” yaratılması. Madde 2 AraĢtırmacıların araĢtırma deneyleri yapmaları yasaklanacak veya araĢtırmacılar bu araĢtırmaları yürütmeleri için teĢvik edilip finanse edilecektir. 41 42 Sonuç Klinik prosedürler hiç baĢlatılmayacak veya hasta adaylarının sağlık durumlarının iyileĢtirilmesi önerilmeyecektir. Aksi takdirde toplum değerleri kısa süre içersinde yozlaĢacak ve insanoğlu insanlığını yitirecektir. Etik konusuna değinenlerin sayısı oldukça azdır: Bu “ilerleme” veya geliĢmeler bu tarz giriĢimlere maddi gücü yetmeyecek toplum üyeleri için ne kadar adil veya ahlaklıdır? Son olarak, hasta adaylarının yararına olabilecek ümit verici vaatlerde bulunmasına rağmen, biyolojik, biyomedikal araĢtırmalar ve davranıĢ araĢtırmaları, araĢtırmalara katılan hastalara veya sağlıklı bireylere zarar verebilir. Sonuçta, özellikle AEK‟ların kurulmasının acilen gerekli olduğu geliĢmekte olan devletler ile diğer tüm devletlerin, insan katılımcıların kullanıldığı klinik ve bilimsel araĢtırmaları ne kadar destekleyeceklerine ve bu uygulamalara ne kadar göz yumacaklarına karar vermeleri gerekmektedir. (iv) Biyoetik ve Devletlerüstü AraĢtırmalar: DıĢ Devletler ve Ev Sahibi Devletler Kuzeyli ülkelerinden gelen araĢtırmacıların insanları biyomedikal araĢtırmalar ve davranıĢ araĢtırmalarına katılmaya davet ederek Güneyli ülkelerinde bu tür araĢtırmalar yürütmeleri ve bu araĢtırmalara sponsor olmaları genel bir uygulama haline gelmiĢtir. Burada amaç yeni, güvenilir ve faydalı ilaç, aĢı ve aygıtların üretimine yardımcı olacak genellenebilir bilgi edinmektir. Bu uygulamanın temel nedeni, deneyleri geliĢmiĢ devletlerde yapmaktan çok daha az maliyetli olmasıdır. DıĢ sponsor desteğiyle yürütülen devletlerüstü araĢtırmalar, özellikle HIV virüsünün yayılımının ve anneden çocuğa bulaĢmasının önlenmesi ve aynı zamanda AIDS‟in azaltılması için yeni ilaçlara duyulan ihtiyaçtan dolayı son zamanlarda daha belirgin hale gelmiĢtir. Devletlerüstü araĢtırmaların daha yaygın hale gelmesiyle birlikte iki etik sorun oldukça tartıĢmalı bir hal almıĢtır. Bunlardan ilki, aydınlatılmıĢ onamla ilgilidir. Potansiyel katılımcılar, düĢük okuma yazma oranlarına sahip ve karar verme süreçlerine bireylerin dahil edilmediği ülkelerde yaĢadıklarından aydınlatılmıĢ onam verme konusunda her zaman karar verebilecek durumda olmayabilirler. Ġkinci sorun ise geliĢmekte olan devletlerdeki hastaların deneylerle elde edilen ilaçları makul fiyattan edinip edinemeyecekleridir. Ġlaç firmaları, yardım dernekleri değil kar güdüsüyle hareket eden Ģirketlerdir. Fakat geliĢmekte olan devletler kendi insanlarının aldığı riskler sonucunda sağlanan faydalardan herhangi bir yarar sağlayamamanın memnuniyetsizliğini taĢıyacaklardır. GeliĢmekte olan ülkelerden gelen katılımcıların kullanıldığı araĢtırma denemelerinin genelde geliĢmekte olan ülkeler açısından oldukça önemsiz klinik sorunlarla ilgili olması dikkat çekicidir. Örneğin, migren için yeni ilaçların denenmesi gibi. Böylesi bir durumlarda dıĢ araĢtırmacılara iliĢkin yeni bir talepler getirilmesi gerekmektedir. AraĢtırma katılımcıları geliĢmekte olan devletlerden alındığında, araĢtırmanın temel odak noktasının geliĢmekte olan devletlerde yaygın olan hastalık ve Ģikayetlere yönelik olmalıdır. Bu sorunlar sadece biyoetik kapsamına giren bazı soruları öne çıkarmakla kalmaz, aynı zamanda devletlerüstü araĢtırmaların devamlılığını tehdit eden olası politik sorunlar ile sağlık politikasına iliĢkin sorunları da beraberinde getirir. DıĢ geliĢmiĢ devletlerden gelen araĢtırmacıların kendi araĢtırmaları için katılımcı bulma zorunluluğu ve geliĢmekte olan ev sahibi ülkelerin de kendi insanları için yeni tedavi yöntemleri bulunmasında araĢtırmacılara ihtiyaç duyması sonucunda araĢtırmaların devam etmesine iliĢkin düzenlemeler doğrudan yapılabilmektedir. KarĢılıklı bağlayıcılık uzlaĢmayı da beraberinde getirmektedir. ÇeĢitli devletlerde farklı yerlerde bir dizi ilaç halen test edilmektedir. Fakat bu klinik deneylerin bazıları halkın muhalefetiyle karĢı karĢıyadır. Bundan dolayı geliĢmiĢ devletlerdeki araĢtırmacılar sürekli olarak bazı sosyo-politik sorunlarla yüzleĢmek zorunda kalmaktadır. Özellikle geliĢmekte olan devletlerde yürütülen biyolojik, biyomedikal 42 43 araĢtırmalar ve davranıĢ bilimleri araĢtırmalarına gösterilen muhalefet çok yaygınlaĢmıĢtır. Enfekte bireylerin enfekte olmayanlarla birlikte araĢtırma deneylerine katıldığı öğrenildiğinde, hükümetler ve sivil toplum örgütlerinin muhalefeti kendini göstermektedir. Bunun nedeni randomize (rastlantısal) klinik deneylerde araĢtırmacıların, test edilen yeni ilacın kimlere uygulanacağını, kimlerin plasebo alacağını, kimlerin ise piyasada bulunan ve reçete ile verilen fakat çok etkin olmayan standart aktif madde içeren ilaçları alacağını önceden bilmemeleridir. Ayrıca, geliĢmekte olan devletlerdeki insanlar sadece kendi kültürlerinin geleneksel ahlak kavramlarını değil, aynı zamanda diğer kültürlerin ve özellikle daha geliĢmiĢ devlet kültürlerinin geleneksel ahlak kurallarını da sorgulamaktadırlar. GeliĢmekte olan devletlere göre geliĢmiĢ devletlerin eskiden var olan ayrıcalıklı konumları artık bulunmamaktadır. Ahlaki deneyimlerin fazlalığı neyin biyoetik problem veya ikilem olduğu konusunda dikkatli değerlendirmeler yapılmasını sağlamaktadır. Deneysel tedavilere katılan sağlıklı bireylerin yapılan anlaĢma ile katılımlarının sağlanmasının, hayat kurtaracak tedavilerin denenmesi için insanların klinik araĢtırma deneylerine alınmalarının etik olup olmadığı Ģüphesiz insanlar tarafından sorgulanmaktadır. Ġnsanların araĢtırmalara katılımının ardından deney sonrası hangi tedaviler verilebilecektir? GeliĢmekte olan üye devletler, ilaç firmaları ile geliĢmiĢ dıĢ üye devlet hükümetleri için gözde mekânlar halini alırken, muhtemelen, biyoetik sorunlar tartıĢma konusu olmaya devam edecektir. Güney devletlerinin, vatandaĢlarını, Kuzey ülkeleri araĢtırmacıları tarafından yürütülen klinik araĢtırma ve deneylere katılarak risk almalarına izin vermeleri meselesi tartıĢılmaktadır. Zira, etkili ve güvenilir ilaçlar bulunduğunda, bu yeni keĢfedilen ilaç ve aĢıların sadece ev sahibi devlet vatandaĢlarına değil, Güney ülkeleri vatandaĢlarına da makul fiyattan verilmesinin, ancak bu takdirde mümkün olacağı savunulmaktadır. Bunda araĢtırma öncesinde tarafların karĢılıklı anlaĢmıĢ olması koĢulu aranmaktadır. Böylece yeni ilaçlar araĢtırma konusu hastalık veya hastalıkların önlenmesi, ilerlemelerinin yavaĢlatılması veya tedavisi konusunda Güney ülkeleri vatandaĢlarının yararına açılmıĢ olacaktır. Bu tartıĢmanın ikinci bir boyutu da vardır. Klinik araĢtırmaları destekleyen ve bu araĢtırmalara izin veren geliĢmekte olan üye devletler, en azından prensipte, deneylerle birlikte laboratuar, ekipman ve eğitimlerden de yararlandıkları varsayılır. GeliĢmiĢ devletlerdeki araĢtırmacılardan uzun süreyle ucuz ilaç tedariki gibi oldukça sıkı taleplerde bulunan geliĢmekte olan devlet temsilcilerinin aldıkları risk sadece, yeni, güvenilir ve etkili ilaç ve aĢı edinme konusunda değildir. Katılıma izin verilen bu klinik araĢtırmalardaki ilaç ve aĢıların henüz deneme safhasında oldukları unutulmamalıdır. Bundan dolayı, klinik araĢtırma deneyleri öncesinde çeĢitli milletlerüstü anlaĢmalar yapılmalı ve geliĢmiĢ devletlerdeki araĢtırmacılar ile araĢtırmaların yürütüldüğü geliĢmekte olan devletlerdeki liderler, bilim adamları ve sağlık uzmanları arasındaki bu anlaĢmalara, uzlaĢma ve değiĢ tokuĢa iliĢkin maddeler konulması gereklidir. Bu etik anlaĢmazlıklarla karĢılaĢıldığında birbirinden farklı iki aĢama dikkat çekmektedir: (a) her protokolün dıĢ araĢtırmacının ülkesindeki AEK tarafından incelenmesi ve onaylanması ve (b) önerilen aynı deneyin biyoetik ve bilimsel tasarımının deneyin yapılacağı ev sahibi ülkedeki uzmanlar tarafından benzer Ģekilde incelenmesi. Bu iki aĢamalı sürecin baĢarıya ulaĢabilmesi için araĢtırma protokolünün dıĢ devletler ve ev sahibi devletler tarafından ortaklaĢa onaylanması gerekmektedir. Ev sahibi devletlerin biyomedikal bilimler ve davranıĢ bilimleri ile biyoetik ve sağlık hukuku alanlarında eğitim görmüĢ kiĢilerin üye olduğu AEK‟ları kurmaları yararlarına olacaktır. Böylece yeni bir politika oluĢturulabilir; ev sahibi ülkelerde geliĢmiĢ devletlerdekilere benzer AEK‟lar bulunmaması durumunda dıĢ devletlerdeki araĢtırmacılar bu ülkelerde klinik deneyler yapamazlar. En azından bu mevcut model tek taraflıdır. Deyim yerindeyse “oyun sahasını eĢit düzeye getirmenin” tek akılcı yolu, AEK‟ları bulunmayan ev sahibi devletlerin özellikle milletlerüstü araĢtırma deneylerinin sayısının arttığı bu dönemde kendi ülkelerinde 43 44 AEK kurmalarıdır. Son olarak, hem sponsor devlet hem de ev sahibi devletin araĢtırmacılarını etkileyen en az iki etik yükümlülük daha bulunmaktadır: 1. Ev sahibi devlette yürütülen fizyolojik, biyomedikal araĢtırma veya davranıĢ bilimleri araĢtırmasına sponsorluk yapan dıĢ kurum, sponsor devlet kurumlarının etik standartlarına ve yasal düzenlemelerine uymalıdır. Bazı devletler, ev sahibi devletlerde insan katılımlı araĢtırmalar yürüten araĢtırmacılarının kendi ülkelerinde biyomedikal araĢtırma yapılırken uyulması gereken etik standartların aynısını ev sahibi devletlerde yaptıkları araĢtırmalarda da uygulamalarına iliĢkin bazı kural ve düzenlemeleri kabul etmiĢlerdir. Bu standartların, araĢtırmacının kendi ülkesinde geçerli olanlar kadar kesin ve titizlikle hazırlanmıĢ olması gerekmektedir. 2. AraĢtırma protokollerinin, araĢtırmacının kendi devletinde yürütülecek bilimsel ve etik inceleme aĢamaları tamamlandığında – muhtemelen ulusal, bölgesel veya yerel bir AEK tarafından yapılan incelemenin ardından – ev sahibi devlet yetkilileri dıĢ sponsor devletin öne sürdüğü protokollerin kendi etik standartlarına uygun olduğunu onaylamalıdır. Amaçlar 1. (a) AEK baĢkanlarının ve üyelerinin, (b) yaĢam bilimleri, davranıĢ bilimleri, epidemiyoloji araĢtırmacıları ile biyomedikal araĢtırmacıların, (c) medya uzmanlarının desteklenmesi ve (d) insanların katıldığı ve hayvanların dahil olduğu araĢtırmalara iliĢkin ilke ve düzenlemelerin altında yatan politikalar ile biyoetik kavramların halk tarafından anlaĢılmasının sağlanması. 2. Bilimsel araĢtırmalara katılanların sorunlarından haberdar olunması gerektiğinin vurgulanması. 3. Ġnsan katılımcıların yer aldığı tüm araĢtırma önerilerinin sadece bilimsel boyutunun değil aynı zamanda biyoetik ve düzenleyici boyutlarının da dikkate alınması. Ulusal düzeyde devletlerin araĢtırma merkezlerinde, bölgesel ve yerel tıp kurumlarında, üniversitelerde, özel ve bağımsız araĢtırma kuruluĢlarında AEK‟lar kurulmuĢtur. Hükümet ve özel kaynaklar (örneğin ilaç firmaları) tarafından araĢtırmacılar arasında farklı düzeylerde fon dağıtımı sağlanabilirse, yine araĢtırmacılar arasında bir çeĢit rekabet sistemi oluĢturulacaktır. Bu durum araĢtırmacıları, hem bilimsel hem de biyoetik inceleme kuruluna sunulması gereken önerilerle gelmeye zorlayacaktır. Yeni ilaç, aĢı ve aygıtların geliĢtirilmesine yönelik araĢtırmaların yürütülebilmesi amacıyla bilim adamlarının önerileri ile araĢtırmacılar tarafından hazırlanan protokollerin incelenmesi için yetkili araĢtırmacıların hazır bulunması ve genelde ek bir karĢılık beklemeden bu inceleme çalıĢmalarına katılmaları gerekmektedir. Fakat böylesi bir inceleme sistemi beraberinde bazı tehlikeleri de getirmektedir. Önerilerinin AEK‟daki araĢtırmacılar tarafından onaylanmasını bekleyen araĢtırmacılar daha sonraki bir tarihte kendileri AEK üyesi olup böylece çıkar çatıĢması fırsatı yaratabilirler mi? “Siz benim projeme onay verin, ben de sizin projenizi onaylayayım.” Ġnceleme yapanlar baĢvuru sahiplerini tanımasalar da kendi araĢtırma önerilerinin kabulünü sağlamak için daha sıradan standartlar belirleyebilirler mi? AraĢtırmacılar, sadece ticari ve finansal çıkarlar değil aynı zamanda kariyer, hizmet karĢılığı, itibar, danıĢmanlık ücretleri, telif hakları, kârlar, hisse opsiyonları ve ilaç firmalarından gelen hediyeler ile bilimsel merak ve fedakârlığın getirdiği tatmin gibi daha az endiĢe verici menfaatler konularında çıkar çatıĢması yaĢarlar mı? AEK‟ların temel görevi olan biyoetik gözetim iĢlevi AEK toplantılarındaki teknik ve bilimsel tartıĢmaların gölgesinde kalır mı? Her öneriyi dikkatle inceleme konusunda ve bilimsel, biyomedikal araĢtırma ve davranıĢ bilimleri araĢtırmasına katılan bireylerin güvenlik, refah ve haklarının korunması konusunda baĢarısız olacak Ģekilde AEK‟daki iĢ yükü üyelere ağır gelir mi? ĠĢlevler 44 45 ĠĢlevlerini yerine getirebilmesi için AEK‟lardan beklenen, incelenmekte olan araĢtırma önerilerinin geçerli yasa ve düzenlemeler, mesleki uygulama standartları ve yerel toplum değerleri açısından kabul edilebilir olup olmadığını belirlemeleridir. GeniĢ kurul üyeliğiyle AEK‟lar bilgili ve ilgili sağlık uzmanları ile biyoetikçiler, sağlık avukatları, din adamı ve halktan kiĢilerin katılımını gerektirmektedir. 1. AEK üyelerinin araĢtırma ile tedaviyi birleĢtirmeleri olağan bir uygulamadır. Ġki kavram arasındaki ayrım çok önemlidir ve filozof Stephen Toulmin‟in sözleriyle açıklanabilir: Hekimimin genel olarak ilgilendiği benim karaciğerimdir, fakat bir araĢtırmacı genel anlamda karaciğerle ilgilenir. AEK‟ları, HEK‟ları ile aynı üyelerin dahil olduğu tek bir biyoetik kurulu altında birleĢtirilmediğinde, özellikle amaçları birbiriyle uyuĢmadığından, bu ayrım daha da belirgin bir hale gelecektir. HEK‟lar temelde hastalar ile hastane politikalarından dolayı ortaya çıkan biyoetik sorunlarla ilgili iken, AEK‟lar onaylama (düzeltme ve yeniden sunu isteme) veya reddetme öncesinde inceledikleri protokollerin bilimsel ve etik tasarımlarıyla ilgilenmektedir. Ayrıca, herhangi baĢka bir ilaç mevcut değilken umutsuz bir hastanın tedavisinde “deneysel” veya henüz kullanımı onaylanmamıĢ bir ilacın kullanımı için, nadiren de olsa, hekimin AEK ile bağlantı kurması gibi bir durumda bile, AEK‟lar hastalarla veya hastaların aileleriyle ilgilenmezler. Bununla birlikte, her kurul, HEK veya AEK, üyelerinin seçimlere katılımına iliĢkin olarak çeĢitliliği teĢvik etmenin yollarını aramalıdır. Bu aynı zamanda daha objektif olmalarına yardımcı olabilir. Daha da önemlisi aynı kurum içersinde yer alan bir AEK ile bir HEK‟nin birbirinden ayrı amaç ve iĢlevlerinin bulunması kurumlar arası gereksiz gerginlik ve anlaĢmazlıkların önlenmesine yardımcı olacaktır. Bu durum ortak üyelikler ve AEK ile HEK arasında yapılacak iĢbirliğini tamamıyla engellememelidir, fakat iki kurulun birleĢtirilmesi çabaları genelde baĢarısızlıkla sonuçlanmıĢtır. Son olarak, kurulların birbirinden ayrı tutulmasına iliĢkin alınacak kurumsal karar, kurumlar arası iletiĢim, anlayıĢ ve iĢbirliğinin geliĢtirilmesi, olumsuz eleĢtiri, gerçekdıĢı öneriler ve sağlık kurumu politikalarının fazla düĢünülmeden belirlenmesi durumlarının tam olarak önlenmese de azaltılmasına yarayabilir. Ayrıca birleĢtirilmiĢ tek bir kurulun getireceği aĢırı iĢ yükünün önüne geçilmesi gibi konularda avantajlar sağlayabilir. 2. Temelde önerilen araĢtırmaların güvenliği ve faydaları konularıyla ilgilenen her AEK, biyoetik konuların incelenmesi konusu da dahil olmak üzere dıĢ danıĢmanların görüĢlerinden yararlanabilir. 3. DıĢ destek alan her AEK, özellikle araĢtırma esnasında karar verme yeterlikleri tehlike altında olan veya olabilen savunmasız bireyler baĢta olmak üzere, araĢtırmalara katılım, davet ve kayıtları incelemelidir. 4. Her AEK kendi kurumuyla iliĢkili olası çıkar çatıĢmaları konusunda, örneğin baĢ araĢtırmacı ile kendi kurumu veya araĢtırma katılımcıları arasında ortaya çıkabilecek anlaĢmazlıklar konusunda dikkatli olmalıdır. Bu anlaĢmazlıkların önlenmesi için dıĢardan bir danıĢmanın görüĢleri çok yardımcı olabilir. 5. AEK‟ların bilim adamı-üyelerinin çoğu biyoteknoloji ve yaĢam bilimleri alanında eğitimli kimselerdir. Birçoğu laboratuarlarda karĢılaĢtırmalı araĢtırmaları yürütmekte, birçoğu da katılımcıların periyodik olarak gelip kontrollü dozlarda çeĢitli ilaç ve aĢı uygulamalarına katıldığı veya vücuda elektrot, kalp atıĢını ayarlayan cihazlar, yapay eklemler ve diğer bedensel parçaların takıldığı klinik deneyler yapmaktadırlar. 6. AraĢtırma etiğinde kendi kendine eğitime iliĢkin sayıca çok az devlet AEK baĢkanları ve üyeleri için resmi olarak eğitim programları düzenlemektedir. AraĢtırma etiğinde AEK baĢkanları ve üyelerine yeterli eğitimi sağlayacak programların temelde iki boyutu bulunmaktadır: (a) bilim adamları ve hekimlerin etik davranıĢları ile sağlam klinik uygulamalar için gerekli ölçütler konusunda yürütülen çalıĢmalar ve (b) katılımcıların çeĢitli zarar ve hatta erken ölüm risklerini göze alarak katıldıkları inceleme ve klinik araĢtırmaları 45 46 yürüten bilim adamlarının faaliyetlerini düzenlemekle görevli çeĢitli kurumların ilgili belgelerinde yer alan belli baĢlı kavram ve konular üzerine yapılan çalıĢmalar. AraĢtırmalarda insan katılımcıların korunmasına verilen önem göz önüne alındığında AEK‟lar tarafından düzenlenen aylık toplantılardaki meslek içi eğitim tek baĢına oldukça yetersizdir. DavranıĢ veya yaĢam bilimleri ile tıp alanlarında çeĢitli diplomalara sahip bireyler olmalarına karĢın, AEK üyelerinin, iyi klinik uygulamaların yürütülmesi veya devletlerin yasa ve düzenlemelerinde yer alan ve klinik araĢtırmacıların uygulaması gereken önemli kavramların analitik olarak tartıĢılmasına iliĢkin hedeflerle ilgili çok az deneyimleri bulunmaktadır. ÇeĢitli devletlerde ulusal, bölgesel ve hatta yerel düzeylerde AEK‟ların kurulması gerektiği açıkça ortadadır. Dahası, konuya iliĢkin eğitim programlarının hazırlanması ve AEK baĢkanları ile üyelerine bu eğitimlerin verilmesi gerekmektedir. AEK‟ların biyoetik ve aynı zamanda bilimsel değerler açısından araĢtırma önerilerinin hekimler ve bilim adamları tarafından incelenmesine iliĢkin gerçek ve resmi iĢinin yanı sıra bu program oturumlarının düzenli olarak organize edilmesi gerekmektedir. Fakat ne yazık ki, bazı devletlerde bilim adamı olmayan kiĢilerin bu amaç için eğitimi yetersizdir ve bu yetersizlik nedeniyle bu bireylerin etkileri de azalmaktadır. Örneğin, bazı durumlarda sağlık uzmanları konunun karmaĢıklığını vurgulayarak bilim adamı olmayan kiĢilerin tartıĢmayı sessizce dinlemelerinin daha iyi olacağını belirtmektedirler. Fakat AEK‟ların tam performansla çalıĢabilmeleri için bilim adamı olmayan bireylerin de katkı yapmak üzere iyi hazırlanmıĢ olmaları gerekmektedir. Aksi takdirde, bu bireylerin kurulda yer almaları bilim adamları ile sağlık uzmanlarının açık hakimiyetini gizleme amaçlı olacaktır. Son olarak, insan katılımcıların yer aldığı araĢtırmaların politikaya iliĢkin sorunları geniĢ kapsamlı ise ve AEK‟ların bilim adamı olmayan üyelerinin de katılımıyla çözülmeleri gerekiyorsa, bu sorun ve politikaların karmaĢık yapısı AEK‟ların çabalarını en iyi ihtimalle etkisiz ve en kötü ihtimalle de kendi kendini baltalayıcı kılacaktır. Bununla birlikte, bilim adamı olmayan üyelerin teknik konular, katılımcıların aldıkları risk düzeyleri, hasta adaylarına olası yararları, araĢtırma protokollerinin bilimsel ve biyoetik yönleri, baĢ araĢtırmacıların yeterlikleri, araĢtırmalar esnasında alınacak güvenlik önlemleri vb konularda bilimsel protokol incelemelerine tam katılımları gerekmektedir. Kısacası, AEK‟ların bilim adamı olmayan üyeleri ve ziyaretçi danıĢmanları ne kadar yeterli ise, baĢ araĢtırmacılar ve bilim adamı-üyelerin, bilim adamı olmayan üyeleri her iĢe karıĢan yabancılar olarak görme olasılığı o kadar azalacaktır. Kurulun Büyüklüğü HEK‟larda olduğu gibi AEK‟ların boyutları da iĢlevlerine göre değiĢmektedir. BaĢkan da dahil olmak üzere AEK‟lar genelde on ila yirmi üyeden oluĢur. Bazı devletlerde ortalama rakam dokuzdur. Yine tıpkı HEK‟nın ideal bir boyutu olmadığı gibi AEK‟nın da ideal bir boyutu yoktur. AEK için uygun bir boyut belirlenirken kurulun kurulma aĢamasında zaman ayırıp en azından ilk yıl için kurulun yürütmeyi planladığı olası iĢlevlerin türünü ve sayısını mümkün olduğunca doğru belirlemeye çalıĢmak yardımcı olacaktır. AEK üyelerinin çoğu yaĢam bilimleri alanında eğitimli kiĢilerdir; birkaçı sosyal bilimler ve davranıĢ bilimlerinde uzmandırlar (bir kültürel antropolog, bir psikolog ve bir tıbbi sosyolog gibi). Belirtildiği üzere AEK‟ların temel iĢlevi, zaman içerisinde pazarlanabilir ilaç, aĢı ve aygıtlar haline gelebilecek yeni maddelerin etki ve güvenliklerinin araĢtırılmasını tasarlayan bilim adamları tarafından sunulan protokollerin bilimsel ve etik amaçlarını incelemektir. Bundan dolayı AEK‟nın üye sayısının belirlenmesi için herhangi bir toplantıda AEK‟ya sunulması ve AEK tarafından incelenmesi beklenen bilimsel protokol ve öneri sayısının baĢkan tarafından makul bir Ģekilde tahmin edilebilmesi gerekmektedir. 46 47 Kuzeyli devletlerde AEK toplantılarının sayısı genelde ayda biri geçmektedir. Güneyli devletlerde ise AEK toplantıları yılda en az üç kere yapılmakta, fakat bazı durumlarda yılda dört defayı da geçmektedir. GeliĢmiĢ devletlerde AEK‟ların genel Ģikayeti önerilerin fazlalığı ve bunun sonucunda fazladan çalıĢmak zorunda kalmalarıdır. Özellikle Batıdaki tıp merkezlerinde bulunan neredeyse tüm AEK‟lar gönüllülerden oluĢtuğundan, üyelerin kendi araĢtırma önerilerine finansman sağlamak için eğitim verme ve yazıĢmaları gerçekleĢtirme, kendi kurumlarının veya yerel topluluğun diğer kurullarında hizmet verme ve bazıları içinse ulusal hükümet düzeyinde geçici AEK‟larda hizmet verme konusunda tam zamanlı yükümlülükleri bulunmaktadır. BaĢkanların ve Üyelerin Belirlenmesi AEK‟ların iĢlevleri, bilgili ve konu ile ilgili sağlık uzmanları ile bilim adamı olmayan kiĢilerin – örneğin biyoetikçiler, sağlık avukatları, din adamları ve halktan kiĢilerin – ve özellikle biyoetik alanında uzman olan ve periyodik ziyaretlerde bulunan danıĢmanların katılımını gerektirmektedir. HEK‟lerin tersine üyelik açısından AEK‟lar arasında büyük bir benzerlik bulunmaktadır. AEK‟ların çoğu aĢağıdaki meslek gruplarından oluĢmaktadır: (A) hekimler (genelde araĢtırma Ģefleri hekimlerden oluĢmaktadır ve sağlık uzmanlarının oluĢturduğu bir grup olarak AEK üyeliklerinin yüzde ellisinden fazlasını bu grup oluĢturmaktadır). (B) bilim adamları (bazılarının tıp doktorluğu diploması mevcuttur, fakat henüz tıbbi ihtisaslarını tamamlamamıĢlardır). (C) bir hemĢire. (D) bir sağlık avukatı. (E) bir sosyal bilimci veya davranıĢ bilimci (tıbbi antropolog, tıbbi psikolog, tıbbi sosyolog). (F) bir din adamı (geliĢmiĢ devletlerde genelde papazlık makamından bir görevli) ve (G) halkı temsilen en az bir (veya daha fazla) kiĢi. Maddi Kaynaklar Pek çok geliĢmiĢ devlette biyomedikal araĢtırmalar ile davranıĢ bilimleri araĢtırmalarının finansmanı önemli bir finansal giriĢim halindedir. Klinik araĢtırmalar için sağlanan kamu fonları ve özel fonlar katlanarak artmıĢtır ve bu her iki fon genelde araĢtırma kurumlarına verilmektedir. Kamu fonları temelde vergi gelirlerinden finanse edilmektedir ve klinik araĢtırma kurumları için temel destek kaynağını oluĢturmaktadır. Özel fonlar ise temelde sürekli geliĢen ilaç sanayi ve ayrıca yardım kuruluĢları ile bireysel yardımlarla finanse edilmektedir. Güney ülkelerinde AEK‟lara bir miktar destek verilmektedir. Örneğin, Arjantin, Brezilya, ġili, Kolombiya, Küba, Guatemala, Meksika, Panama, Peru ve Venezuela‟da AEK‟lar kurulmuĢtur. Özellikle Kuzey devletlerindeki binlerce kurumsal tabanlı AEK‟lar birkaç yıl boyunca kendi kurumlarından çok az miktarda finansal yardım almıĢlardır. BaĢkan ve üyeler fazladan iĢ yükünü kendi kurumlarına sundukları hizmet olarak kabul etmiĢlerdir. Son zamanlarda, AEK‟lar kendi kurumları içersindeki sekreteryalardan daha fazla yardım ve yıllık bütçe talep edip almıĢlardır. Çok fazla iĢin hazırlanması, incelenmesi ve son olarak onaylanmıĢ protokoller ile büyük bir bölümü inceleme için tekrar sunulan onaylanmamıĢ protokollerin takip edilmesi gerekmektedir. ġaĢırtıcı bir Ģekilde, birkaç devlette kurumsal olmayan, yerel, coğrafi, kâr amaçlı ve ticari birtakım AEK‟lar (farklı coğrafi bölgelerde) kurulmuĢtur. Bu kurumlar genelde tek bir araĢtırmacının bilimsel protokolünün incelemesi için oldukça fazla ücret talep etmektedirler. Bu uygulama, özellikle kurumsal olmayan AEK‟ların herhangi bir sorumluluğu bulunmaması konusunda eleĢtirilmiĢ ve sorgulanmıĢtır. Fakat, her AEK yönetimle ilgili bir merkez oluĢturmak, kurumsal olmayan AEK üyelerinin toplanıp protokol incelemelerini gerçekleĢtirebileceği bir konferans salonu kurmak ve bilimsel ve biyoetik incelemelerin yürütülmesi için sekreterya ile ilgili diğer hizmetleri sağlamak zorundadır. 47 48 Biyoetik Ġkilemler: AEK’lar için bir Örnek Olgu Hedef: AydınlatılmıĢ onam düĢüncesinin Batıya ait yorumlarını farklı ve hatta karĢıt değerlere sahip bir topluluğa dayatmadan, hastaların Güney toplumlarında ve kültürler ötesi bir ortamda araĢtırmaya katılmaları için aydınlatılmıĢ onamının alınması. Vaka: Güney Devletlerinden bir hükümet, X hastalığının kendi insanları için bir tehlike yaratıp yaratmadığının belirlenmesi ve eğer tehlike yaratıyorsa X hastalığının önlenmesi veya tedavi edilmesine iliĢkin araĢtırmalara baĢlanması için Kuzey ülkelerinden bir biyomedikal araĢtırmacıyı ve araĢtırma ekibini davet etmiĢtir. Ölmek üzere olan bu hastalara verilecek güvenilir ve etkili bir ilaç veya aĢı bulunmamaktadır. Fakat, X hastalığının doğuĢtan gelen bir parazit vasıtasıyla bulaĢtığına dair kanıtlar bulunmaktadır. O ülkede nüfusun büyük bir bölümü bu parazitle temas etmiĢtir, fakat paraziti yok etme çabaları boĢa çıkmıĢtır. Çevreye kimyasal sprey püskürtülmesi (aynı zamanda çevresel etik ikilemler yaratan bir yöntem) yoluyla parazitlerin yayılımının kontrol altına alınması Devlete oldukça pahalı ve aĢırı bir yük getirecektir. Yeterli finansman bulunmamaktadır. DıĢ araĢtırmacılar ile ev sahibi araĢtırmacılar, X hastalığının yaygınlığının doğru değerlendirilebilmesi için ilk araĢtırmanın invazif, düĢük risk testi Ģeklinde olacağı konusunda anlaĢırlar. Ortak araĢtırmacı ekibi, haftalık 1,000‟den fazla hastanın geldiği Devletin birkaç kamu kliniğinde “test ekipleri” kurmayı planlarlar. Bu Devlet halkının, Kuzeyli doktorların bazı hastalıkları tedavi edemeseler de hastalık semptomlarını iyileĢtirebileceklerini çok iyi bilmelerine rağmen, hastalığın önlenmesi, nedenleri ve tedavisi konularında Batılı ekibin anlayıĢını paylaĢmadığı kısa sürede ortaya çıkar. Kamu kliniğine gelen hastalar tedavi görmeyi ummakta, buna karĢın X hastalığının semptomlarından kurtulmanın veya tedavi olmanın vaat edilmediği bir araĢtırmaya katılmayı istemektedirler. Hastalar araĢtırmaya katılmayı kabul ya da ret durumunda olmadıklarına inanacaklar mıdır? Hastalığın tedavisinin onların araĢtırmaya katılmaları Ģartına bağlı olduğundan kuĢku duyacaklar mıdır? Katılma konusunda ister istemez zorlanacak veya baskı altında kalacaklar mıdır? Yapılacak enjeksiyonun doğrudan katılımcıların yararına değil de, gelecekte baĢkalarına yardımcı olarak, o andaki tedaviye değil, ileride bilimsel geliĢmelere katkı getireceğini anlayacaklar mıdır? Kuzeyli baĢ araĢtırmacı ve araĢtırma ekibi, klinik araĢtırma deneyine katılmalarını istedikleri hastaların aydınlatılmıĢ onamlarının alınması gerektiği gerçeğinin farkındadırlar. Bunun sonucunda araĢtırma ekibi ciddi bir etik ikilemle karĢı karĢıya kalır. Ġkilem Öncül 1-A AraĢtırma ekibi üyeleri kamu kliniklerindeki hastaların aydınlatılmıĢ onamını açıkça almak istediklerinde gerekli minimum sayıda deneğe ulaĢamayacaklardır. Bu durumda araĢtırma projesi baĢarısızlıkla sonuçlanacak ve hastalar (ve diğerleri) X hastalığını önleyecek veya tedavi edecek ilaç veya aĢının yararlarından mahrum kalacaklardır. Madde 1-B AraĢtırma ekibi üyeleri potansiyel hasta katılımcıların aydınlatılmıĢ onamını alma giriĢiminde bulunmazlarsa, onurları zedelenen hastaların haklarını ihlal etmiĢ olacaklardır. Madde 2 AraĢtırma ekibi araĢtırma deneyine katılmaları istenen klinik hastalarının tam aydınlatılmıĢ onamını almak için etkin biçimde çaba gösterir veya bir giriĢimde bulunmaz. Sonuç X hastalığının kontrol altına alınması amacıyla yeni ilaç veya aĢı üretiminde gerekli olan biyomedikal ve bilimsel veriler konusunda hiçbir geliĢme olmaz veya araĢtırmaya katılmaları rica edilen hastaların onuru zedelenir. DıĢ ülkedeki ve ev sahibi ülkedeki AEK‟lar bahsedilen ikilemin yansıttığı olumsuzlukların engellenmesi için ne tavsiye etmelidirler? Halen araĢtırma deneği yerine hasta konumunda bulunan potansiyel araĢtırma katılımcılarının özerklik ve onurlarını zedelemeden, araĢtırma ekibi tarafından etik açıdan kabul edilebilir bir araĢtırma yürütülmesi mümkün müdür? 48 49 Bölüm IV5 PROSEDÜRLER VE UYGULAMALAR Biyoetik kurulun (herhangi bir idare düzeyinde) kurulmasına iliĢkin karar verildikten sonra, kurulmasından sorumlu olanların baĢlangıçta kurulum için yapılacakları sıraya koymaları gerekir. Bu aĢamaların açıkça belirlenmesi ve düzen içersinde takip edilmesi gerekir, fakat programda ufak değiĢiklikler de yapılabilir. AĢamalar 1. Biyoetik kurulun Ģekli belirlenmelidir: (a) PBD (Politika Belirleyici ve/veya DanıĢman Kurul), (b) SÇB (Sağlık ÇalıĢanları Birliği Kurulları), (c) HEK (Hastane Etik Kurulu), (d) AEK (AraĢtırma Etik Kurulu), veya bu kurullardan oluĢturulacak herhangi bir kombinasyon. 2. Biyoetik Kurulun yasal bir otorite tarafından tanınması için kurul tüzüğü oluĢturulmalıdır. Belli sınırları olmamakla birlikte Tüzük aĢağıdaki unsurları kapsamalıdır: (a) üyeler tarafından temsil edilecek çeĢitli disiplinler, (b) baĢkan ile üyelerin görevde bulunma süreleri (daimi, yenilenebilir, dönüĢümlü, örneğin 1 yıl veya daha fazla süreyle) ve (c) biyoetik kurulun resmi toplantılarında yeterli çoğunluğun sağlanması için gerekli üye sayısı. 3. Biyoetik kurulun baĢkanı seçilmeli ve göreve atanmalıdır. 4. Biyoetik kurulun üyeleri seçilmeli ve göreve atanmalıdır. Seçim süreci aĢamalarıyla birlikte belirlenmelidir. Bu süreç dahilinde biyoetikçiler, felsefeciler, yaĢam bilimciler, sağlık uzmanları, davranıĢ ve sosyal bilimciler, beĢeri bilimler alanında çalıĢanlar, din bilimciler, sağlık hukuku uzmanları, hasta avukatları, kamu görevlileri ve yerel topluluktan mesleğin yabancısı kiĢiler bulunabilir. 5. Yasal çerçeve kurul üyelerinin bağımsızlığının sağlanmasına hizmet ettiğinden, biyoetik kurulun baĢkanı ve üyeleri yasal çerçeveyi iyi bilmelidirler. Örneğin, kurum yönetiminden baĢkana ve üyelere gelen resmi mektuplar, her üyenin ayrı ayrı veya baĢkan ile tüm üyelerin birlikte yükümlülüklerinin koruma altına alındığının teminatıdır. Dava açılma olasılığı oldukça düĢük olsa da, kurul adına veya üyelerinden herhangi birine karĢı açılacak bir dava durumunda dava ve diğer masraflardan hangi makamın sorumlu olduğu konusunda tüm üyeler aydınlatılmalıdır. 6. BaĢkan ve kurul veya alt komitelerinden biri yıllık bütçe hazırlamalı ve bütçe önerisi getirmelidir. Ardından bu fonların sağlanması için kurumun sorumlulukları belirlenmelidir. 7. Biyoetik kurul, bazı toplantıların veya tüm toplantıların kamuya açık olacağına veya tüm toplantıların kamuya kapalı yapılacağına ve bu konuya iliĢkin kararın kim tarafından belirleneceğine karar vermelidir.4 8. Biyoetik kurul baĢkanının kime karĢı sorumlu olduğunun belirlenmesi gerekir. 9. Ġlk toplantılarda kurulun çalıĢma prosedürlerinin belirlenmesi gerekmektedir. Bu prosedürler arasında resmi belgeler ile diğer belgelerin hazırlanması ile toplantılarda alınan tüm kararlar ve yapılan tartıĢmaların tutanaklarının tutulması ve kaydedilmesi yer almaktadır. 10. Biyoetik kurulun idari gereksinimlerinin karĢılanması ve idare ile kurul iliĢkilerinin düzenlenmesi için daimi ve tam personelli bir sekreterya kurulmalıdır. Sekreterya olmadan kurulun istikrarı sağlanamaz ve faaliyetleri ile daimi varlığı tehlikeye düĢer. Sekreterya kurulmalı ve kurumsal çizelgede belirtilmelidir. Kurum uzmanları ve çalıĢanları sekreteryanın varlığı ve misyonu konusunda bilgilendirilmelidir. Sekreterya, özellikle kurulun Ģeffaflığı için gerekli olan çalıĢmaların belgelenmesi ve bilgilerin dağıtımı konularında ve biyoetik kurulun günlük iĢlerinin yürütülmesinde yardımcı olmak üzere hazır, istekli ve yeterli olmalıdır. Örneğin, kurul politikası olarak sekreterya kendi kendine yıllık değerlendirmeler ile dıĢ performans değerlendirmeleri konusunda hazırlıklı olmalıdır (bakınız Bölüm V). Fransa‟daki Comité Consultatif National d’Ethique‟i 49 50 (Ulusal Etik DanıĢma Kurulu‟nu) örnek olarak alalım: Medyanın bilgilendirilmesi ile medyayla etkileĢimler ve belgeleme ile bilgilerin dağıtımını içeren diğer iĢlevlerin yerine getirilmesi konularıyla Institut National de la Santé et de la Recherche Médicale (Ulusal Sağlık ve Tıbbi AraĢtırmalar Enstitüsü) (INSERM/Paris) ilgilenmektedir. Bu kurumun Centre de Documentation et d’Information sur les Problèmes d’Ethique dans le Domaine des Sciences de la Vie et de la Santé (YaĢam ve Sağlık Bilimleri Alanındaki Etik Problemlerle ilgili Bilgi ve Belge Merkezi) yoluyla istikrarının sağlanması ve Comité Consultatif National d’Ethique‟e teknik ve idari destek sağlanmasına iliĢkin yükümlülükleri bulunmaktadır. 11. Biyoetik konusunda eğitimler verilmeli ve tüm biyoetik kurullar için hizmet içi eğitim programları hazırlanmalıdır. (Kurulun mevcut üyeleri ile üye adaylarına biyoetik konusunda temel eğitim sağlanması için bazı kurumlar yerel üniversite ve kolejlere finansman sağlamaktadır). BĠYOETĠK KURUL NASIL KURULUR? Sonraki aĢamalar için kontrol listesi 1. Düzeyi belirleyin a. Ulusal b. Bölgesel c. Yerel 2. Hedefe bağlı olarak kurulun Ģeklini belirleyin a. Politika - PBD b. AraĢtırma - AEK c. Mesleki ilkeler - SÇB d. Vaka danıĢma - HEK 3. Tüzüğü belirleyin 4. BaĢkanı seçin 5. Üyeleri seçin 6. Yasal çerçeveyi belirleyin 7. Bütçeyi belirleyin 8. Toplantıların açık veya kapalı yapılacağına karar verin 9. BaĢkanın kime karĢı sorumlu olacağını belirleyin 10. ÇalıĢma prosedürlerini belirleyin a. Toplantıların sıklığı b. Toplantıların resmi raporları • i. Tutanaklar • ii. Kararlar c. Raporların dağıtımı d. Belgelerin sağlanması e. Toplantıların hazırlanması 11. Sekreteryayı kurun 12. Üyelere etik konusunda eğitimler verin a. Üyelerin eğitim gereksinimlerini belirleyin b. Üyeler için bir eğitim programı düzenleyin .............................. 50 51 Bölüm V BĠYOETĠK KURUL KENDĠ KENDĠNĠ DEĞERLENDĠRME PERFORMANSI ĠÇ VE DIġ DEĞERLENDĠRMELER GAYRĠ RESMĠ RESMĠ 1. TOPLANTILAR 1. ANKETLER 2. MEDYA ĠLE ETKĠLEġĠMLER 2. MÜLAKATLAR 3. KAMUYA AÇIK GÖRÜġMELER 3. GÖZLEMLER DOĞRUDAN BĠYOETĠK KURULLARIN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ 1. KENDĠ KENDĠNĠ DEĞERLENDĠRME Tüm programlar gerçekte ne kadar baĢarılı oldukları sorusuyla yüzleĢmek zorundadırlar. Bu durum ilgili kararın kim tarafından verileceği sorusunu gündeme getirmektedir. Kendi kendine değerlendirme bu soruya yanıt olabilir. Bu değerlendirme resmi veya gayri resmi olabilir. Resmi değerlendirmeler kurum dıĢı bireyler tarafından uygulanacak anket, mülakat ve doğrudan gözlemler olabilirken, gayri resmi değerlendirmeler ise genelde üyelerin plansız tartıĢmalarını kapsamaktadır. Üyeler yüksek standartlar konusunda ısrarcı olmalı ve ilgili tüm bireylerin iĢlerini iyi yapmaları için baskı oluĢturmalıdır. Üyeler kendileri, meslektaĢları, kurulun amaçları, iĢlevleri, yöntemleri ve çalıĢmaları hakkında daha fazla bilgi sahibi olduklarından değerlendirme faaliyeti kendi baĢına değerli bir eğitim deneyimi olabilir. Dahası, kurum içindekiler pratik deneyimin ve kendilerine özgü bakıĢ açısının sağladığı avantajları da birlikte getirmektedirler. Fakat, yalnızca kendi kendine değerlendirme yeterli olmamaktadır. Ġnsanın kendini fazla iyi niyetli yargılaması veya diğerlerini yargılarken ilgisiz unsurlardan etkilenmesi gibi eğilimleri bulunmaktadır. Ayrıca kararlar taraflıdır. Her koĢulda, kurul çalıĢmalarının dıĢ dünya için önemli etkileri olduğundan, normal olarak dıĢ dünya da bu duruma dahil olmaktadır. 2. DIġ DEĞERLENDĠRME DıĢ değerlendirme de gayri resmi nitelikte olabilir. Kurulun çalıĢmaları medya tarafından ele alınabilir veya bir kamu görevlisi açık bir duruĢmada veya mülâkat esnasında kurul çalıĢmalarına değinebilir. Bu değerlendirmelerin, politika veya personel değiĢikliği konusunda kamuoyu oluĢturmak gibi bazı önemli sonuçları olabilir. Çoğu kurulun faaliyetleri diğer görevlilere, medyaya ve halka açık değildir ve bu durum konunun takibi açısından bilgi ve ilgi eksikliği yaratmaktadır. Öte yandan, özellikle bu amaç için davet edilen uzmanlar ciddi değerlendirmeler yapmaya hazır, istekli ve yeterlidirler. Uzman olduğunu iddia eden herkesin gerçekte uzman olmayabileceğinin ve önyargıyla kiĢisel unsurların raporu tamamen bozmasa da çarpıtabileceğinin farkında olmak gerekmektedir. Fakat, sağlam bir dıĢ değerlendirme fevkalade yararlı olabilir. Bu değerlendirme, sürdürülebilir güçlü yönleri, düzeltilmesi gereken zayıflıkları, gözden kaçan politika konularını ve kurulun ele alamadığı personel sorunları ile diğer hassas konuları tanımlamalıdır. Fakat değerlendirmenin önem taĢıması için kurulun ve daha üst konumdaki kurumsal yapıların değerlendirmeyi ciddiye almaları gerekmektedir. Aksi takdirde, ne kadar 51 52 akılcı olursa olsun elde edilen bulgular ve öneriler kısa sürede unutulacaktır. Kurullar değerlendirmeleri dile getirme konusunda baĢarısız olurlarsa, kurumsal açıdan yalnız kalma, güvenilirliklerini yitirme ve uzun vadede varlıklarını sürdürme yeteneğini kaybetme tehlikesiyle karĢılaĢırlar. Önemli bireyler sundukları hizmetten vazgeçecek ve tavsiyeler gittikçe daha fazla göz ardı edilecektir. BaĢarılı olmanın en önemli yolu eleĢtiriye (resmi ve gayri resmi, periyodik ve düzenli değerlendirmeler yoluyla) ve değiĢime açık olmak ve Ģeffaf olmaktır. Değerlendirmeye iliĢkin ikinci soru ise baĢarının nasıl tanımlanacağıyla ilgilidir. En basit yanıtı baĢarının kurul hedeflerinin bir iĢlevi olarak görülmesidir. Fakat bunun ölçümü kolay olmayabilir. Örneğin, HEK‟lar hasta bakımını ne kadar iyileĢtirebilirler veya AEK‟lar araĢtırma deneylerine katılanları ne kadar koruyabilirler? Ayrıca hedef konusunun vurgulanması kurulun ulaĢılması kolay hedefleri seçmesiyle sonuçlanabilir. BaĢka bir yaklaĢım da baĢarının tatmin açısından tanımlanmasıdır: Kurul seçmenleri (ve kurulun kendi üyeleri) yapılan iĢlerden ne kadar memnundur? Burada karĢımıza çıkan sorunlar tatminin kiĢisel unsurlardan kaynaklanabilmesi (örneğin arkadaĢlıktan) ve farklı gözlemcilerin memnuniyet düzeylerini ölçerken farklı ölçütlere göre değerlendirme yapma olasılıklarıdır. Değerlendirme önemli olduğu kadar yürütülmesi de bir o kadar zor bir süreçtir. Yine de, önemli olan biyoetik kurulların değerlendirmeyi zaman alan gereksiz bir iĢ veya yaptıkları iyi iĢlerin karĢısında bir tehdit unsuru olarak değil, daha iyi iĢler ortaya çıkarabilmelerine yardımcı olacak bir bakıĢ açısıyla yaptıkları iĢleri derinlemesine ve dikkatlice düĢünme fırsatı olarak değerlendirmeleridir. Kurullar kendi değerlendirmelerini ifade etme konusunda baĢarısız olurlarsa, kendi otorite ve yararlıklarını riske atmıĢ olacaklardır. DEVLET KURUMLARI BĠR BĠYOETĠK KURULUN PERFORMANSINI RESMĠ OLARAK DEĞERLENDĠRĠRKEN, KURULUN: 1. Tarafsız uzmanlar davet etmesi, 2. Güçlü ve zayıf yönlerin kaydını tutması ve değiĢim konusunda istekli olması, 3. Güvenirliğin devamı için politika değiĢikliklerini ilan etmesi gerekmektedir. BÖLÜM VI ÖNERĠLEN KAYNAKLAR Editörün notu DĠKKAT! BURAYA “BÖLÜM VI ÖNERĠLEN KAYNAKLAR” BAġLIĞI ĠLE VERĠLEN 3.5. SAYFA KAYNAKÇA pdf DOSYADAN AYNEN EKLENECEK Pdf DOSYAYA GĠREMEDĠĞĠM ĠÇĠN EKLEYEMEDĠM. (YeĢim IĢıl Ülman. E-mail: [email protected]) 52 53 Ek-1 ULUSLARARASI BĠYOETĠK KURUL (UBK) TÜZÜĞÜ 1. ÜYELĠK Kural 1 UNESCO Uluslararası Biyoetik Kurulu, aĢağıda belirtilen tüzüğünün 3. maddesi uyarınca 36 üyeden oluĢan bir kuruldur. 2. TOPLANTILAR Kural 2 Düzenli ve olağanüstü toplantılar 2.1 Kurul normalde yılda en az bir kere düzenli toplantıda bir araya gelir. 2.2 Kurul gerekli olanakların sağlanması durumunda, genel müdürün ya da Kurul üyelerinin üçte ikisinin isteği üzerine yapılacak çağrı ile olağanüstü toplanır. Kural 3 Kurulun toplantıya çağırılması ( UBK tüzüğünün 5. maddesi ) 3.1 Kurulun toplantıları için çağrı UNESCO genel müdürü tarafından yapılır. 3.2 Genel müdür Kurul üyelerini toplantı tarihi, yeri ve geçici gündemi konusunda düzenli toplantılar için toplantı açılıĢ tarihinden en az 60 gün önce, olağanüstü toplantı gerekmesi durumunda ise mümkünse toplantı açılıĢ tarihinden en az 30 gün önce bilgilendirecektir. 3.3 Genel müdür aynı zamanda Kurul tüzüğünün 4. maddesinde belirtilen devlet ve organizasyonları da her toplantının tarih yer ve gündemi hakkında bilgilendirecektir. Kural 4 Toplantıların tarih ve gündemi 4.1 Genel müdür Kurul üyelerine danıĢarak her toplantının yer ve gündemini belirler. 4.2 UNESCO üyesi herhangi bir ülke genel müdürü Kurulun bir toplantısının kendi topraklarında yapılması için çağrı yapmaya davet edebilir. 3. KATILIMCILAR VE GÖZLEMCĠLER Kural 5 UNESCO genel müdürü tarafından kural 3‟e uygun olarak davet edilen Kurul üyeleri Kurul çalıĢmalarına katılırlar. Kural 6 Gözlemciler (UBK tüzüğünün 4. maddesi) Kurul tüzüğünün 4. maddesinde belirtilen devlet ve organizasyonlar, genel müdürün daveti üzerine Kurul toplantılarına gözlemci olarak katılabilirler. Kural 7 Dinletiler (UBK tüzüğünün 4. maddesi) Genel müdür Kurul tarafından seçilen uzman ve güzide kiĢileri Kurul toplantıları sırasında organize edilen dinletilere katılmak üzere davet eder. 4. ÇALIġMA PROGRAMI Kural 8 ÇalıĢma programı 8.1 Kurul tüzüğünün 2. maddesine uygun olarak her düzenli toplantıda gözden geçirilecek olan çalıĢma programını belirler. 8.2 Kurul, genel müdürün isteğine bağlı olarak Kurul ve sekreterliğe bazı Kurul aktivitelerine öncelik tanınmasını önerir. 53 54 5. GÜNDEM Kural 9 Gündem 9.1 Kurul toplantılarının gündemi Kurul üyelerinin danıĢmanlığında genel müdür tarafından hazırlanır. 9.2 Kurulun düzenli toplantılarının gündeminin içeriği: (i) Önceki toplantılarında Kurul tarafından kararlaĢtırılan tüm maddeler ve çalıĢma konularının dahil edilmesi; (ii) Kurul üyelerine danıĢılması sonrasında ele almak üzere, Kurul çalıĢanlarının önerdiği tüm maddeler; (iii) Genel müdürün ele almaya karar verdiği tüm maddeler. 9.3 Olağanüstü toplantıların gündemi, olağanüstü toplantı neyi incelemek için toplanıyor ise sadece bununla ilgili maddeleri içerir. 9.4 Düzenli toplantıda göz önüne alınacak gündem maddelerine iliĢkin belgeler mümkünse Kurulun bir toplantısından önce Kurul üyelerine dağıtılacaktır. Kural 10 Yeni maddelerin eklenmesi Kurul hazır bulunan üyelerin üçte iki çoğunluğu ile karar alınması Ģartıyla oluĢturulmuĢ bulunan gündeme yeni maddeler ekleyebilir. 6. KURUL ÜYELERĠ (BÜRO) Kural 11 Seçimler 11.1 Kurul, bir baĢkan, dört baĢkan yardımcısı ve Kurul genel sekreterinin yardımcı olacağı bir raportör seçer. Bu kiĢiler, Kurul üyesi olarak kalmaları koĢuluyla, ikinci düzenli toplantı sonuna kadar ofiste kalacak olan Kurul bürosunu teĢkil ederler. 11.2 BaĢkan, baĢkan yardımcıları ve raportör izleyen dönemde sadece bir kez tekrar seçilebilirler. Kural 12 Büronun iĢlevleri Büro Kurul iĢlerinin düzenlenmesinden, toplantıların tarih, zaman ve gündeminin belirlenmesinden sorumludur. Büro Kurul tarafından görevlendirileceği diğer iĢlevleri de yerine getirecektir. Kural 13 BaĢkanın görevleri 13.1 BaĢkan toplantıların açılıĢ ve kapanıĢını ilan edecek, tartıĢmaları yönetecek, kurallara riayet edilmesini ve konuĢma hakkına uyulmmsını sağlayacaktır. Kurul tarafından kendisine verilecek diğer görevleri de yerine getirecektir. 13.2 Mevcut kurallardan, kural 14 uyarınca, baĢkan olarak hareket eden baĢkan yardımcısı baĢkan ile aynı yetki ve görevlere sahip olacaktır. Kural 14 BaĢkanın değiĢimi ve vekâlet 14.1 Eğer baĢkan bir Kurul toplantısının bütünü veya bir kısmı boyunca görevlerini yerine getiremeyecek durumda olursa, onun görevleri baĢkan yardımcıları tarafından Fransızca alfabetik sıraya göre dönüĢümlü olarak yerine getirilir. 14.2 Eğer baĢkan Kurul üyeliğinden vazgeçerse veya herhangi bir sebeple çalıĢma dönemini tamamlayamayacak durumda olursa, bir baĢkan 54 55 14.3 yardımcısıyla, Fransızca alfabe sırasına göre ve takip eden düzenli Kurul toplantısına kadar olmak üzere değiĢtirilir. Bu durumda yeni baĢkan büro üyeleri arasından bir yılın çalıĢma dönemi için seçilir. Kural 14.2‟nin uygulanması durumunda, boĢalan konuma yeni bir büro üyesi bir yıllık çalıĢma dönemi için seçilir. Kural 15 BaĢkan yardımcılarının değiĢimi ve vekâlet Kural 14.3 ün hükümleri dört baĢkan yardımcısının değiĢikliklerinde de aynen uygulanır. Kural 16 Raportöre vekâlet 16.1 Eğer raportör bir Kurul toplantısının bütünü veya bir kısmı boyunca görevini yerine getiremeyecek durumda olursa, onun görevleri baĢkan yardımcıları tarafından Fransızca alfabetik sıraya göre dönüĢümlü olarak yerine getirilir. 16.2 Eğer raportör Kurul üyeliğinden vazgeçerse veya herhangi bir sebeple çalıĢma dönemini tamamlayamayacak durumda olursa, kalan süre için, çalıĢma dönemi devam etmekte olan ve ismi Fransızca alfabe sırasına göre belirlenen bir baĢkan yardımcısı üye ile değiĢtirilir. 7. YARDIMCI KURULLAR Kural 17 Yardımcı kurullar 17.1 Kurul, Genel Müdür ile mutabakat halinde, iĢlerinin idaresi için gerekli görmesi durumunda ve sağlanabilen finansal, teknik kaynakların sınırları içinde olmak Ģartıyla yardımcı kurullar kurabilir. 17.2 Kurul mevcut kuralların her yardımcı kurula ne ölçüde uygulanacağını tanımlar. 8. GÖRÜġMELERĠN YÖNETĠMĠ Kural 18 Yeter çoğunluk 18.1 Genel toplantıda Kurulun devlet temsilcilerinin çoğunluğunun oturumda bulunması yeter çoğunluk teĢkil eder. 18.2 Yardımcı kurulların toplantılarında o toplantıdaki soruyla ilgili kurul üyelerinin çoğunluğunun bulunması yeter çoğunluk teĢkil eder. 18.3 Kurul ve yardımcı kurullar yeter çoğunluk olmaksızın hiçbir konuda herhangi bir karar alamazlar. Kural 19 YazıĢma ile özel danıĢma Büroya acil ve önemli önlemler hakkında sekreterlik tarafından yazılı danıĢmanlık verilir. Kural 20 KonuĢma sırası 20.1 Toplantı baĢkanı konuĢmacılara konuĢma isteklerini belirtme sıralarına göre söz hakkı verir. 20.2 Toplantı baĢkanı koĢulların gerektirmesi durumunda her konuĢmacıya tanınan süreye sınırlama getirebilir. 20.3 Bu tüzüğün 6. Kuralında söz edilen gözlemciler toplantı baĢkanının izni ile toplantı sırasında söz hakkı alabilirler. 55 56 Kural 21 Oylama 21.1 Kurul kararlarına oybirliği ile varmak için çaba gösterir. Bir oylama durumunun oluĢması halinde karar mevcut olan ve oy kullanan üyelerin basit çoğunluğu ile alınır. Her Kurul üyesi bir oya sahiptir. 21.2 UNESCO Genel Müdürüne bildiride olası değiĢikliklerle iliĢkili tavsiye ve öneri durumunda, genel konferansa sunulması için karar, mevcut olan ve oy kullanan üyelerin 2/3 çoğunluğu ile alınır. 21.3 “Mevcut olan ve oy kullanan üyeler” cümleciği, olumlu veya olumsuz oy atan üyeler anlamındadır. Oylamada çekimser olan üyeler oylamaya katılmıyor sayılacaktır. Kural 22 El kaldırma ve yoklama ile oylama Oylama normalde üyelerden herhangi birinin oylama baĢlamadan evvel yoklama istemesi durumu haricinde el kaldırma ile yapılır. Yoklamada oylamaya katılan her üyenin oy veya çekimserliği kayda geçirilecektir.. Kural 23 DeğiĢiklikler konusunda oylama Bir planda değiĢiklik önerildiğinde, öncelikle öneri oylanır. Bir planda iki ya da daha fazla değiĢiklik önerildiğinde, oylama UNESCO‟da yürürlükteki uygulama ile uyumlu olarak yapılır. Kural 24 Gizli oy pusulası ile oylama Tüm seçimler üyelerinin hiç biri tarafından bir itiraz olmaması durumunda ve kurulun baĢka yönde bir karar almaması halinde gizli oy pusulası ile yapılır. Kural 25 EĢit bölünmüĢ oylar Eğer oylamada oylar eĢit olarak bölünmüĢ ise, öneri reddedilmiĢ sayılır. Kural 26 Toplantıların halka açık doğası Toplantılar Kurulun baĢka yönde karar alması haricinde halka açık olarak yapılır. Kural 27 ÇalıĢma dilleri 27.1 Kurulun çalıĢma dilleri Ġngilizce ve Fransızca olacaktır. Kurul toplantılarında bu dillerden herhangi birinde yapılacak beyanlar diğerine tercüme edilecektir. 27.2 Kurula ait belgeler Ġngilizce ve Fransızca olarak yayınlanacaktır. 9. KOMĠTE SEKRETERLĠĞĠ Kural 28 Sekreterlik (UBK tüzüğünün 8. Maddesi) 28.1 Üyeleri Genel Müdür tarafından atanan tarafından atanan sekreterlik Kurula yardımcı olur. 28.2 Genel Müdür veya vekili, Kurulun danıĢma ve yardımcı alt kurullarının çalıĢmalarına katılır. Herhangi bir zamanda görüĢülen konuya dair sözlü veya yazılı beyanda bulunabilir. 28.3 Sekreterlik, Kurulun tüm resmi belgelerinin hazırlanması, çevirisi ve dağıtımından sorumlu olacaktır. Sekreterlik tartıĢmaların çevirisini bu tüzğün 27. Kuralına uygun olacak Ģekilde düzenleyecektir. 56 57 28.4 Bunların yanında sekreterlik, Kurulun iĢleri ile bağlantılı tüm özel görevleri, Kurul çalıĢması sırasında tüm belgelerin dağıtımını da içerecek Ģekilde yerine getirecektir. 10. USULE ĠLġĠKĠN KURALLARIN KABUL, DEĞĠġTĠRĠLME VE YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILMASI BAġVUSU Kural 29 Usule iliĢkin kuralların kabulü (UBK tüzüğünün 8. Maddesi) 8.1. Usule iliĢkin kurallar, Kurul üyelerinin mevcut olan ve oy kullanan üyelerinin 2/3 çoğunluğunun kararı ile kabul eder. Kurallar Genel Müdürün onayına sunulur. Kural 30 Usule iliĢkin kuralların değiĢtirilmesi Usule iliĢkin bu kurallar, UNESCO Uluslararası Biyoetik Kurul (UBK) tüzüğünün kesin hükümlerini üreten kurallar hariç olmak üzere, mevcut bulunan ve oy kullanan Kurul üyelerinin 2/3 çoğunluğu kararı ile değiĢtirilebilir. DeğiĢiklik önerisinin bu kuralların 9. ve 10. kuralları uyarınca dönem gündeminde yer alması koĢulu sağlanmalıdır. DeğiĢiklik Genel Müdürün onayına sunulur. Kural 31 Usule iliĢkin kuralların yürürlükten kaldırılması baĢvurusu Bu kurallardan belirli kurallara iliĢkin baĢvuru, UNESCO Uluslararası Biyoetik Kurulu tüzüğünün kesin hükümlerini üreten kurallar hariç olmak üzere, mevcut bulunan ve oy kullanan Kurul üyelerinin 2/3 çoğunluğunu kararı ile yürürlükten kaldırılabilir. * UBK’nin beşinci döneminde 2.Aralık.1998 tarihinde kabul edildi ve Genel Müdür tarafından 21.Aralık.1998’de onaylandı. UBK’nin 7. döneminde 6.Kasım.2000 tarihinde değiştirildi ve 30.Kasım.2000 tarihinde Genel Müdür tarafından onaylandı. UBK’nin 8. döneminde 14.Eylül.2001 tarihinde değiştirildi ve 23.Kasım.2001 tarihinde Genel Müdür tarafından onaylandı. EK-2 ĠġLEM VE YÖNTEM ÖRNEKLERĠ 1. ĠNSANLAR ÜZERĠNDE ARAġTIRMALAR MERKEZ KURULU (ĠAMK) : HOLLANDA (CENTRAL COMMITTEE ON RESEARCH INVOLVING HUMAN SUBJECTS (ĠAMK): HOLLANDA) GiriĢ Bu tüzük oluĢturulurken, 26 ġubat 1998 tarihli insanlar üzerinde araĢtırma ve deneylere dair yasanın 14.9 maddesindeki hükümler göz önüne alınmıĢtır (Tebliğ tarih ve sayısı: 1998, 161, 22588). AĢağıda kanun metni kısaca „Yasa‟ olarak, “Ġnsanlar üzerinde AraĢtırmalar Merkezi Kurulu” da, kısaca “ĠAMK” olarak ifade edilecektir. Madde 1 Merkezi Kurulun insanlar üzerinde araĢtırmalara iliĢkin sorumluluklarının belirlenmesi Yasanın belirlemiĢ olduğu sorumluluklarına ek olarak, ĠAMK‟nun 20 Haziran 2002 tarihli Embriyo Kanunu‟nda düzenlenmiĢ doğrudan sorumlulukları vardır. Kanun, tüzük ve kararnamelerin tebliği tarih ve sayısı: 2002 338,27423 (AĢağıda “Embriyolar Kanunu” olarak ifade edilmektedir). 57 58 Madde 2 Üyelik BaĢkan, diğer üyeler ve vekil üyeler ĠAMK‟da kendi özel görev alanlarında faaliyet göstereceklerdir. Madde 3 Toplantılar ve tutanak tutulması 1. Bir kural olarak ĠAMK ayda bir kez yıllık olarak düzenlenecek programa uygun olarak toplanır. 2. BaĢkan bir önceki paragrafta bahsedilen toplantıların sıklığı ve hazırlanmıĢ olan program hakkında değiĢikliğe karar verebilir. 3. Vekil üyeler, vekil olarak çağırılmamıĢ olsalar bile ĠAMK toplantılarına giriĢ iznine sahiptir. 4. BaĢkan toplantı için çağrıyı yapar ve gündemi belirler. Sekreterlik belgelerin gönderilmesini temin eder. 5. BaĢkan bununun değiĢikliğini gerektiren nedenlerin varlığına kanat etmediği sürece, ĠAMK toplantıları halka kapalıdır. 6. ĠAMK sekreterliği ĠAMK toplantı tutanaklarının düzenlenmesini temin eder. Madde 4 Karar alma 1. Alınan kararların geçerli olabilmesi için, toplantıya, üye ya da vekil üyelerin en az 10‟unun katılmıĢ olması gereklidir. Bu toplantılarda Yasa‟nın 14.2 maddesinde belirtilmiĢ tüm disiplinlerin mensupları hazır bulunuyor olmalıdır. 2. Bir önceki paragraftan ayrı olarak, BaĢkan toplantıda bulunmayan bir üye ya da vekil üyeden gelecek yazılı katkının yeterli olabilmesi gibi özel durumlar hakkında karar verir. Toplantıda bulunmayan alan temsilcisi tartıĢma için gerekli ise, kararın alınması bir sonraki toplantıya kadar ertelenir. 3. Vekil olarak çağırılmadığı halde toplantıya katılan vekil üyelerin oy kullanma yetkisi yoktur. 4. Kararların oybirliği ile alınmasını sağlamak için gerekli her türlü çaba gösterilecektir. Geçerli kararlar basit oy çoğunluğu ile Kuruldan geçirilebilir. Oyların eĢitliği durumunda baĢkanın oyu sonucu belirler. 5. Kararlar sözlü olarak alınır. Bunun dıĢında bir ya da daha fazla üyenin isteği olması durumunda baĢkan oy pusulası ile oylamaya karar verir. 6. Madde 10.6 da belirtilen durumla iliĢkili olarak ya da baĢka Ģekilde, Yasa‟nın 14.2. maddesinde belirtilen tüm disiplinlerin karar alma sürecinde bulunmaları gerçekten olanaksız olduğunda, karar eksik olan disiplinden bir uzmanın Kurul tarafından dinlenmesine kadar alınmaz. Madde 5 ĠAMK’nın temsil edilmesi BaĢkanlığı temsil eden kiĢi ĠAMK‟yı da oturum içinde ve dıĢında temsil eder ve bu görev için bir baĢkasını yetkilendirebilir. Madde 6 Oturumlar 58 59 1. Sözlü beyanlar ĠAMK tarafından en az 2 üye ya da vekil üyenin hazır bulunduğu oturumlarda alınır. 2. Ġlgili bir grup için istek olması durumunda ya da istek olmasa bile, baĢkan oturumda bir ya da daha fazla uzmanın bulunmasına karar verebilir. 3. Bir kararın açık ve kesin bir biçimde ifade edilmesi için gerekli bulunması halinde, ĠAMK, genel idare hukuku kanunu (General Administrative Law Act) altında ele alınacak durumlar yanında baĢka haller için de oturum çağrısı yapabilir. Madde 7 DıĢarıdan uzman kiĢilerden tavsiye alınması 1. Kurul kendi üyeleri ve vekil üyeler dıĢında baĢka uzmanlardan da tavsiye alabilir. 2. Eğer ĠAMK‟da, belirli bir protokole iliĢkin karar alınması sürecinde uzmanlardan yardım alınılıyorsa, BaĢkan, bu uzmanların söz konusu araĢtırma ile doğrudan ilgileri olmadığını kesin olarak ortaya koymalıdır. 3. Yukarıdaki paragrafta sözü geçen durumu netlik kazanan uzman protokol ile ilgili tartıĢmalara katılabilir. Madde 8 ĠĢlemler 1. Yetkilendirme a. Bir tıbbi etik inceleme kurulu yetkilendirme baĢvurusu yapabilmek için baĢvuru formu doldurmalıdır. b. Yetkilendirme dilekçesi ĠAMK tarafından resmi iĢleme konmalıdır. Ġlgili: Genel Sekreterdir. c. ĠAMK baĢvurunun iĢleme alındığını genel sekretere bildirir. 2. AraĢtırma tutanaklarına iliĢkin kararlar a. Bir araĢtırma protokolünün değerlendirilmesi talebi, protokolün tamamının teslimi, genel değerlendirme formu ve kayıt formunun tamamlanması ile yapılır. b. Ġstek ĠAMK ile resmi iĢleme konmalıdır, Ġlgili: Genel Sekreterdir. c. ĠAMK genel sekreteri baĢvurunun iĢleme alındığını bildirir. Madde 9 Sekreterlik 1. Sekreterlik ĠAMK‟ya iĢlerinde destek vermelidir. Hollanda Sağlık Meclisi Genel Sekreteri ĠAMK sekreterliğinin baĢında olacaktır. 2. ĠAMK‟nun, sekreterliğin günlük iĢlerinin yönetiminden sorumlu bir Genel Sekreteri olacaktır. Genel Sekreter ĠAMK üyelerinden olamaz. 3. Sağlık Meclisi Genel Sekreteri kendi finansal ve kiĢisel yetkileriyle uyumlu görevler kapsamında ĠAMK genel sekreterine yetkilendirir. 4. ĠAMK Genel Sekreteri, görevlerin baĢarılmasında ĠAMK BaĢkanına; hukuksal yönden ise Sağlık Meclisi Genel Sekreterine karĢı sorumludur. Madde 10 Gizlilik ve bağımsızlık 1. BaĢkan, üyeler ve vekil üyeler Kurulun görevlerini yerine getirirken elde ettiği bilgilerin gizliliğini sağlamak zorundadır. Bu bilgiler apaçık gösterilmiĢ ya da bilginin yapısı gereği dolaylı olarak ortaya konmuĢ olabilir. 2. Üyelerin, gizliliğin korunması hakkındaki görevleri, ĠAMK üyeliğinin sona ermesinden sonra da devam eder. 59 60 3. Gizliliğin korunması görevi, yukarıdaki paragrafta bahsedilen kiĢiler dıĢında diğer ĠAMK çalıĢanlarını da kapsar. 4. ĠAMK üyeliğinin sona ermesinden sonra, üyeler ĠAMK‟un iĢleri ile ilgili sahip oldukları belgeleri yok edecekler ya da onları yok etmesi için Genel Sekretere teslim edeceklerdir. 5. ĠAMK üyeleri, vekil üyeler ve devamlı uzmanlar BaĢkana, ek ödeme gerektiren ya da gerektirmeyen iĢler ya da durumlar hakkında yazılı beyanda bulunacaklardır. 6. Eğer BaĢkan, bir üye veya bir vekil üye değerlendirme için sunulmuĢ bir protokole konu olan araĢtırmada kiĢisel olarak yer alıyorsa, o kiĢi belirtilen protokolle ilgili iç ve dıĢ toplantılar, tartıĢmalar ve karar verme sürecine katılamaz. Madde 11 Tutanak tutulması ve belgelerin saklanması 1. ĠAMK tarafından yetkilendirilmiĢ Etik Kurullar ve ĠAMK tarafından yapılmıĢ olan değerlendirmelerin tüm tutanaklarının bir özetini, bu bağlamda Kurul tarafından sağlanan karar ve ileri kararların birer kopyasını da içerecek Ģekilde hazırlayacaktır. 2. ĠAMK bu bilgilerin koruyucusu olacaktır. 3. Sekreterlik Kurul belgelerinin sistematik olarak saklanmasını temin edecektir. Madde 12 Yıllık Rapor Kurul her takvim yılında 1 Nisan‟dan evvel, önceki yıl ele alınan iĢlerle ilgili bir rapor düzenler. Bu yıllık rapor ücreti karĢılığında herkese açık olacaktır. Madde 13 Bütçe 1. ĠAMK Sekreterliği her yıl takip eden yıl için bir bütçe hazırlar. 2. Bütçe Sağlık Meclisi Genel Sekreterince onaylanır. 3. ĠAMK Sekreterliği geçen yıl ki harcamalar konusunda Sağlık Meclisi Genel Sekreterine karĢı sorumludur. Madde 14 Son hükümler 1. Ġç tüzük kuralları Kurul üyelerinin basit oy çoğunluğu ile değiĢtirilebilir. 2. BaĢkan, üyeler, vekil üyeler ve Genel Sekreter değiĢiklik önerisi verebilir. 3. Ġç tüzük kuralları her yıl yeniden değerlendirir. 4. Ġç tüzük kurallarında belirtilmemiĢ durumlar hakkında BaĢkan karar verir. 3. NUFFIELD BĠYOETĠK KOMĠSYONU, BĠRLEġĠK KRALLIK ĠNGĠLTERE Nuffield Komisyonı, Nuffield Vakfı tarafından 1991‟de, BirleĢik Krallık‟ta (Ġngiltere‟de) tıp ve biyoteknolojideki geliĢmeleri izleyen hiçbir devlet destekli ulusal kuruluĢ bulunmamasından doğan ihtiyaca cevaben kurulmuĢtur. Ülkede araĢtırmalardaki geliĢmeleri gözden geçirerek, etik sorunları tanımlayacak, yöntem önerilerinde bulunacak, toplumsal tartıĢmalar baĢlatacak bağımsız bir kuruluĢa ihtiyaç vardı. 2000 yılında biyoteknoloji alanını düzenleyen iskeletin gözden geçirilmesinin ardından, Ġngiliz hükümeti, baĢka ülkelerdeki gibi resmi, ulusal biyoetik danıĢman kuruluĢu oluĢturmama kararı aldı. Bunun yerine iki yeni komisyon kuruldu: Ġnsan 60 61 Genetiği Komisyonu (Human Genetics Commission) ve Tarım ve Çevre Biyoteknoloji Komisyonu (Agriculture and Environment Biotechnology Commission). Her iki komisyon da biyoetik alanını da içeren geniĢ danıĢmanlık rollerine sahiptir. Nuffield Komisyonu, gerek resmi gerekse gayri resmi yoldan, bu tür devlet ve sivil toplum kuruluĢlarıyla ve Sağlık Bakanlığı ile iĢbirliği yapmaktadır. Kurulun hükümetten bağımsızlığı, tıp ve biyoteknolojinin bazı yönleriyle ilgili toplumda artan rahatsızlıklara bağlı olarak giderek önem kazanmaktadır. Meclis, yaptığı iĢlere kamuoyunun gösterdiği güveninin devamını sağlamak açısından bağımsızlık özelliğini kritik önemde görmektedir. Nuffield Komisyonu üyeleri üç ayda bir toplanır. Meclis bu toplantılar sırasında etik sorunlar yaratan güncel tıbbi ve biyolojik ilerlemeleri gözden geçirir ve ileri araĢtırma için konular belirler. Üç ayda bir yapılan toplantılara ek olarak, Meclis yıllık “Öngörü” toplantısında daha geniĢ temaları ele alır. ÇalıĢma yöntemleri, davetli konuĢmacıların uzman raporlarının incelenmesi hakkında meclis üyeleri arasında tartıĢma olanağı verir. Kurulun, finans, geleceğe yönelik çalıĢmalar, üyelik, eğitim, dıĢ iliĢkiler gibi alt kurulları belirli konuları daha ayrıntılı görüĢmek için ayrıca toplanabilir. Meclis önemli bir etik sorun belirlediğinde, meseleyi gözden geçirmek ve beyanatta bulunmak üzere atölye çalıĢmaları, yuvarlak masa ya da çalıĢma grupları kurar. Meclis ayrıca bildirilerinde ele alınan sorunlar hakkında toplumsal farkındalığı arttırmayı da amaçlamaktadır. Meclis bugünlerde ülke içinde ve dıĢında organizasyonlarla kapsamını geliĢtirmektedir. EK III HASTANE ETĠK KURULU, VAKA KONSÜLTASYON FORMU BĠR HASTA VAKASININ BĠYOETĠK AÇIDAN ĠNCELENME YÖNTEMĠ Hastane Etik Kurul toplantısı için kontrol listesi: 1. Vakadaki klinik ve psikolojik gerçekleri belirleme. a. Hastanın tanısı ve Ģikayetlerinin listesi. b. Hastanın prognozu. c. Tedavi seçenekleri. d. Hastane Etik Kurulu‟nun vaka ile iliĢkili iĢlemleri, uygulamaları, düzenlemeleri. e. Daha önceki benzer vakalardan ne yönde söz edildiği. 2. Ġlgili tarafların yaklaĢımlarının belirlenmesi. a. Zorlama olup olmadığının saptanması. b. Hastanın değer ve tercihlerini vakaya özel tıbbi bakım bağlamında belirlenmesi. c. Kanunen tespit edilmiĢ karar vericilerin katkısının netleĢmesi. d. Bakım ekibinin organize edilmesi ve hastanın durumu hakkında tartıĢma açılması. 3. Biyoetik sorun ve ikilemlerin açık bir Ģekilde ifade edilmesi. 4. Hastanın kısa ve uzun vadede yararların, olası zarar risklerin listelenmesi. 5. Tam oybirliği sağlanamasa bile oybirliği yönünde uzlaĢma vasıtası ile çaba gösterilmesi. 6. Bir uygulama planı geliĢtirilmesi. 61 62 a. Atılması gerekli adımlar. b. Öneri, tavsiye ve kararların bildirim usulleri. c. Öneri, tavsiye ve kararların belgelenmesindeki usuller. (Hastanın tıbbi kayıt ve dosyası) 7. Planın hasta üzerindeki etkisini kontrol edilmesi ve gerekirse tekrar gözden geçirilmesi. 8. Vaka gözden geçirme usulünü değerlendirilmesi. a. Gözden geçirilmesi gereken usul ve politikaları listelenmesi. b. Vakanın personelin sürekli biyoetik eğitiminin bir parçası olarak sunulacak Ģekilde hazırlanması. c. Taraflardan inceleme sürecini değerlendirmelerini isteme. 9. Gelecekte danıĢmak üzere vaka incelemelerini içeren bir arĢiv geliĢtirmek. EK-4 ARAġTIRMA ETĠK KURULLARININ PROTOKOL ĠNCELEME FORMU KLĠNĠK ARAġTIRMALARIN BĠYOETĠK YÖNDEN ĠNCELENMESĠ ĠÇĠN STANDART ÇALIġMA YÖNTEMĠ AraĢtırma Etik Kurulu toplantılarındaki kontrol listesi: 1. BaĢkan konukları tanıtır. (Konuklar toplantı sırasında tartıĢmalara katılmazlar veya soru soramazlar) 2. BaĢkan tutanağı incelemeleri ve yorumlamaları için birincil sorumluluk verilen üyeleri hatırlatır. (Toplantıda tartıĢılacak tüm tutanakların bir kopyası çağrı öncesi tüm üyelerin eline geçmiĢ olmalıdır.) 3. Üyeler inceleme sürecine katılırlar a. Bilimsel gözden geçirme i. Bilimsel model ii. Bilimsel hipotez (Eğer varsa) iii. Bilimsel metodoloji iv. ÇalıĢmanın yapılabilirliği v. ÇalıĢmaya katılanların sayısının istatistiksel olarak haklı gösterilmesi.(Kontrolleri içerir) b. Gerekirse yasal düzenlemelerin gözden geçirilmesi c. Biyoetik yönden inceleme i. AydınlatılmıĢ onam formunun dikkatle incelenmesi. ii. AraĢtırmaya katılanların refahının detaylı tartıĢılması. iii. BaĢ araĢtırmacı potansiyel çıkar çatıĢmalarının tespiti. iv. BaĢkan ve üyeler, baĢ araĢtırmacının protokolün önemli yönlerine, özellikle biyoetik açıdan, araĢtırmaya katılanların korunmasına yarayacak proje yöntemlerini açıklığa kavuĢturmak üzere toplantıya katılması için davet edilmesine hususunu netleĢtirir. 4. BaĢkan üyeleri endiĢelerini ifade etmeye çağırır. a. Teknik bilimsel terimlerin açıklanması. b. Özellikle protokolle ilgili düzenlemelerin açıklığa kavuĢturulması. c. Denemenin biyoetik tasarımının çizilmesi. d. Eğer gözen geçirmeler gerekli ise baĢkanın yüksek sesle okuması. 5. Harekete geçme 62 63 a. Genellikle oybirliği aranır, oybirliği ortaya çıkmazsa oylama gerekir. b. BaĢkan oylama sonucunu duyurulur. 6. Onaylanma olasılığı olan, önceden onaylanmamıĢ olan protokoller gözden geçirilir. 7. Daha önce gündeme alınmıĢ protokollerin gözden geçirilmesi. 8. AraĢtırma Etik Kurullarına yeni üyeler alınmalı mıdır? Yönteme iliĢkin olarak değiĢmesi ya da yürürlükten kaldırılması gereken bir kural var mıdır? Tüm üye grupları (tüm bilim adamları) bir oya sahiptir, her üye bir oy hakkına sahip olmalı mıdır? Bu tür sorulara iliĢkin yeni yöntem, iĢlem ve düzenlemelerin planlanması. 9. Onaylama, yeniden protokol sunumuna imkân veren belirli değiĢiklikler talep eden ön onay, sonraki Kurul toplantısına erteleme, reddetme Ģeklindeki Kurul kararları baĢkan tarafından baĢ araĢtırmacıya iletilir. (Birinci Kitabın Sonu) Editörün Notu 63 64 Kılavuz No: 2 BĠYOETĠK KURULLAR Ġġ BAġINDA: ÇALIġMA BĠÇĠMLERĠ ve POLĠTĠKALAR 64 65 ĠÇĠNDEKĠLER ÖNSÖZ GĠRĠġ BÖLÜM I TARTIġMA VE YOL HARĠTASI ÇĠZME PLATFORMLARI OLARAK BĠYOETĠK KURULLARI 1. DÖRT TĠP BĠYOETĠK KURULUN ĠNCELENMESĠ 1.1 Politika Belirleme ve DanıĢma Kurulları 1.2 Sağlık ÇalıĢanları Meslek Örgütlerinde Biyoetik Kurullar 1.3 Sağlık Hizmetleri Etik Kurulları 1.4 AraĢtırma Etik Kurulları 2. GÜVENĠLĠRLĠK SAĞLAMAK 3. SAĞLIK HĠZMETLERĠ BĠYOETĠK KURULLARININ HASTA ODAKLI HĠZMETĠ GELĠġTĠRME AMAÇLI BĠYOTEKNOLOJĠK DEĞĠġĠMLERDEKĠ ROLÜ 4. ARAġTIRMA ETĠK KURULLARININ BĠLĠMSEL VE KLĠNĠK ARAġTIRMALAR SONUCU GELĠġTĠRĠLEN BĠYOTEKNOLOJĠK ĠLERLEMELER ĠÇĠN ÖNERĠLERĠ BÖLÜM II BĠYOETĠK KOMĠTELERĠN GENEL VE ÖZGÜN ÇALIġMA BĠÇĠMĠ VE POLĠTĠKALARI 1. Genel çalıĢma biçimi ve politikalar 1.1 BaĢkan ve Üyelerin rolleri 1.2 Yeni üyeler 1.3 Toplantı Hazırlığı 1.4 Sonraki Gündem 1.5 Toplantı tutanaklarını kaydı 1.6 Alt kurulların kurulması 1.7 Tamamlayıcı ve geçici etkinlikler 1.8 Kuruların birbirleriyle bağlantısı 2. Özgün çalıĢma biçimi ve politikalar 2.1 Politika oluĢturma ve/veya öneri kurulları 2.2 Sağlık ÇalıĢanları Meslek Örgütü Kurulları 2.3 Sağlık Hizmetleri Etik Kurulları 2.4 AraĢtırma Etik Kurulları 65 66 Bölüm III BĠYOETĠK KURULLARIN ÇALIġMA BĠÇĠMĠ VE POLĠTĠKALARININ, BELGELEME YÖNTEMLERĠNĠN VE SEKRETERYA ĠLE YÖNETĠMSEL ĠġBĠRLĠĞĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ 1. Biyoetik kurulların Resmi ve gayri resmi çalıĢma biçimi ve politikaların değerlendirilmesi 2. Kurumsal Sekreterya Ġle Kurulların Sürekliliğini Sağlamak Ġçin ĠĢbirliği Yapmak Bölüm IV BĠYOETĠK KURULLARIN ETKĠLERĠNĠN SÜRDÜRÜLMESĠ VE BĠYOETĠK EĞĠTĠMĠNĠN DEVAMI ĠÇĠN PROGRAM OLUġTURMA EĞĠTĠM 1. Öneriler ve seçilmiĢ ve atanmıĢ yöneticilerle iliĢkiler 2.Bilim insanı ve sağlık çalıĢanları ile iliĢki 3. Toplum ve medya ile iliĢki 4. Biyoetik Kurullarının Bilmesi Gereken: Gelecekteki BaĢkan ve Üyeleri Hazırlamak 4.1 Biyoetik Kurul üyelikleri için genel konular 4.2 Dört Tip Biyoetik Kurul için Özgün Konular BÖLÜM V ÖNERİLEN OKUMALAR EK I ULUSLARARASI BĠYOETĠK KURULUN ÇALIġMA BĠÇĠMĠ KURALLARI EK II ÇALIġMA BĠÇĠMĠ VE POLĠTĠKA ÖRNEKLERĠ 1. Ġnsan Materyalleri Üzerinde AraĢtırma Merkez Kurulu, Hollanda 2. Nuffield Biyoetik Komisyonu, Ġngiltere EK III. SAĞLIK HĠZMETLERĠ ETĠK KURULLARI – OLGU KONSÜLTASYON FORMU EK IV ARAġTIRMA ETĠK KURULLARI - PROTOKOL ĠNCELEME FORMU 66 67 ÖNSÖZ Bu ikinci kılavuz, birinci kılavuzla birlikte isminden de anlaĢılacağı gibi sadece yol göstermek amacıyla hazırlanmıĢtır. Ġkinci kılavuzun amacı ne iç politikaları ve çalıĢma biçimlerini belirlemek, ne de Biyoetik Kurullara toplantılarında yapmaları gerekenleri özetlemek değildir. Ġkinci kılavuzun amacı günümüzde 4 değiĢik tipte kurulmuĢ olan Biyoetik Kurulun üye ve baĢkanlarının görevlerini yerine getirmeleri için belirli çalıĢma biçimi ve politikaları gözden geçirmeleridir. Gereğinde UNESCO‟nun Bilim ve Teknoloji Etiği Bölümü çeĢitli biyoetik kurulların uygulamaya koymuĢ oldukları çalıĢma biçimi ve politikaları inceleyip amaçlarına yararlı olup olmadıklarına bakabilir ve önerilerde bulunabilir. Birinci Kılavuz biyoetik kurulların amaçlarını aĢağıdaki sırayla gözden geçirmiĢti: 1. 2. 3. 4. Üye ülkelerin vatandaĢları için uygun bilim ve sağlık politikaları geliĢtirmek Sağlık hizmeti sunumu için uygun mesleki yöntemler geliĢtirmek Hasta odaklı hizmete ağırlık verilmesini sağlamak Bütün topluma uygulanabilecek biyolojik/biyomedikal, epidemiyolojik ve davranıĢsal bilgilerimizi ilerletmeye katkısı olan araĢtırmalardaki gönüllüleri korumak Biyoetik kurulların baĢarılı olmasını sağlayan birkaç özellikleri daha vardır. Bu kurullar toplumda insan saygınlığına değer verilmesi için somut çalıĢmalar yapmıĢlardır. Adalet ve hak için doğrudan katkıda bulunmuĢlar ve üye ülkeler arasındaki farklılıkları da göz önüne alarak insanların değerini artırmayı baĢarmıĢlardır. Üstelik bu kurulların kurulması biyoetik konularında fikir alıĢveriĢinin geliĢmesine yardımcı olmuĢtur. Örneğin günümüzde klinik bir araĢtırmada verilen kararlar sadece bir araĢtırmacı veya bilim adamının yetkisinde değildir. Aynı zamanda, biyoetik kurulların baĢkanları ve üyeleri, diğer sağlık çalıĢanları, biyologlar ve davranıĢ bilimleri uzmanları ile biyoetik sorunları görüĢtüklerinde kendi bakıĢ açılarını da vererek katkıda bulunmaktadırlar. 1991‟de UNESCO‟nun Ġnsan Hakları, Demokrasi, BarıĢ ve HoĢgörü Bölümü biyomedikal deneylerin biyoetik ve sosyal sonuçlarıyla ilgili uluslararası bir toplantı düzenledi. Bu toplantının basılmamıĢ son önerilerini içeren rapordaki izlenimlerden birine göre, raportör “hastane etik kurulları biyoetik açıdan eğitim, konsültasyon ve politika geliĢtirilmesi için en yaygın yöntemdir” biçiminde not aldı. Bu izlenimde sözü geçen kurulların çoğu Hastane (Ģimdiki adıyla daha çok “Sağlık”) Etik Kurulları ile uzun süre bakım enstitüleri, bakımevleri gibi diğer sağlık merkezlerinde görülen benzeri kurullardı. Bu toplantıda üye ülkelerin birçoğunda hükümet düzeyinde politika /öneri geliĢtirme çapında yürürlükte olan biyoetik kurullar veya sağlık çalıĢanları meslek örgütlerine bağlı biyoetik kurullardan söz edilmemiĢti. Toplantının gündeminde sözü geçen konulardan birisi sağlık etik kurullarıyla araĢtırma etik kurulları arasındaki bağdı. Örneğin, önemli biyoetik konulardan biri olan organ nakli ile ilgili birçok sunum vardı. Bu sunumlarda yaĢayan veya kadavra organ bağıĢçılarından nakil bekleyen hastaları seçmekte kullanılan yöntemlerden biyoetik açıdan oldukça kaygılandırıcı olan organ satıĢlarına değin birçok konu ortaya kondu. Toplantının son raporunda ortaya çıkan bir nokta Ģu çalıĢma biçimlerine yönelik görüĢ birliği olmadığıydı: 1. Kurullar kime yönelik olmalıdır? 2. Kurulların üyeleri kimlerden seçilmelidir? 3. Hangi konular gündeme alınmalıdır? 4. Ne düzeyde yetkileri olmalıdır? Sonuç ise Ģu oldu: “Bu noktaların bir an evvel çözümlenmesi gerekmektedir; aksi takdirde bu kurullar baĢarısız kalacaktır”. Birinci kılavuz kısaca da olsa bu dört noktayı aydınlatmaya çalıĢmıĢtı. Bu ikinci kılavuzda diğer birçok nokta ortaya konmaktadır. Bu kılavuzun hazırlanması için emeği geçenler 67 68 arasında özellikle fahri profesör Stuart F. Spicker‟e teĢekkür ediyoruz; kendisi aynı zamanda “Felsefe ve Tıp” kitaplarının yardımcı editörlüğünü yapmaktadır. Son olarak UNESCO‟nun Bilim ve Teknoloji Etiği Bölümü‟nün üye ülkeler arasında dayanıĢmaya yardımcı olacağını belirtmeliyiz. Biyoetik kurulların etkili ve uzun süreli olmaları için iç politikalarının ve çalıĢma biçimlerinin çok önemli olduğuna inanıyoruz. Bu ikinci kılavuzun baĢlığı: Biyoetik Kurullar ĠĢ BaĢında: ÇalıĢma Biçimleri ve Politikalar. Henk ten Have BaĢkan Bilim ve Teknoloji Etiği Bölümü UNESCO GĠRĠġ Biyoetik kurulları hükümete yasal olarak bağlı olduklarında daha etkindirler; çünkü bu onların önemini pekiĢtirir ve saygınlığını artırır. (Kılavuz 1, ek 2, sayfa 66-72). Kurulların bu amaca eriĢebilmeleri için üye ülkelerin üç koĢulu karĢılamaları gerekir. Birincisi, insan haklarına saygı duymaları ve özellikle hastalarla, araĢtırmalara katılan örselenebilir gönüllüler baĢta olmak üzere tüm bireylerin özgürlüğünü desteklemeleri. Ġkincisi, hastaların - gerek sağlam, gerek hasta - biyolojik/biyomedikal, epidemiyolojik ve davranıĢ bilimleri konularına iliĢkin araĢtırmalarda saygınlığını korumaları. Üçüncüsü de hem Ģimdi, hem ileride biyoetik kurullarda görevli üye ve kurul baĢkanlarının eğitimleri için gereken programları sürdürmeleridir (aĢağıda sıralanan ön koĢullara bakınız). BĠYOETĠK KURULLARI ĠÇĠN GEREKEN ÖN KOġULLAR Biyoetik Kurulları Ġnsan haklarına saygı duymalıdır Bireylerin saygınlığını korumalıdır Biyoetik konulardaki eğitim programlarını desteklemelidir. Biyoetik kurullarının ileri toplumlarda görülen dört tipi Ģu düĢünce üstüne kurulmuĢtur: aklı baĢında olan bütün bireyler dürüst ve ahlaklıdırlar; hem kurul üyeleri, hem de kurul baĢkanları ahlaki yönden günlük etkinliklerde gerek hastanelerde, gerek sağlık meslek örgütlerinde, gerek deney yürüten kliniklerde ve laboratuarlarda, gerekse hükümet düzeyinde ortaya çıkan tüm biyoetik çeliĢkileri ve sorunları irdelemek zorundadırlar. BĠYOETĠK KURULLARININ DÖRT TĠPĠ Politika-Belirleyen ve/veya DanıĢman Kurullar Sağlık ÇalıĢanı Birliği Etik Kurulları Sağlık hizmeti / Hastane Etik Kurulları AraĢtırma Etik Kurulları Yukarıda sıralanan kurulların ilk ikisi genellikle karıĢıklığa neden olmaz. Politika oluĢturma ve/veya öneri kurulları hükümete öneri vererek katkıda bulunur ve ülke çapındaki sağlık ve bilim politikalarına yardımcı olmaya çalıĢır. Sağlık çalıĢanları meslek örgütlerine bağlı kurullar çeĢitli sağlık çalıĢanlarını (hekimler, hemĢireler, eczacılar gibi) etkileyen biyoetik 68 69 konulara bakarlar. Ancak hastaların günlük bakımını üstlenen sağlık merkezi/hastane kurulları ve hasta ve sağlam gönüllüleri kullanan deneyleri gözden geçiren araĢtırma etik kurulları bazen iĢbirliği yapmak durumunda kalabilirler. Bu iĢbirliği bazen yararlı olsa da bazen ayrı ayrı bakılması gereken konuların birlikte incelenmesine neden olur. Böyle durumlarda Hastane etik kurullarının doğrudan sağlık hizmeti sunumuyla ilgili sorunlara, araĢtırma etik kurullarının da bilimsel açıdan yapılan deneylerin risk ve yararlarına, ve hastaları nasıl etkilediğine bakmaları daha uygun olur. Bazı kurullar iki görevi bir arada yapmaya çalıĢsalar da Ģimdiye kadar görülen, bunun pek baĢarılı olmadığıdır. Yeni kurulların kurulması birkaç etmenden kaynaklanmıĢtır. Bilim adamlarının ve sağlık çalıĢanlarının izlenimi, karmaĢık biyoetik sorunların ortaya konulup sadece meslektaĢlarla değil, hem basınla, hem de toplumla doğrudan tartıĢılmasının herkes için daha yararlı olduğudur. 1960‟lı yıllardan bu yana olan değiĢimlerden birisi biyoetik sorunların ve ikilemlerin en karmaĢık olanlarının bile artık sadece biyoetikçiler tarafından değil, ilgilenen herkesçe tartıĢıldığıdır. Yukarıda sözü geçen dört tip kurulun içinde bazen sadece bir veya iki “biyoetikçi” bulunabilir. Kısacası, günümüzde görülen biyoetik kurulların konusu biyoetik sorunlar olduğu halde kurullardaki biyoetikçiler azınlıktadır. 1974 yılında UNESCO üye ülkelerce kabul edilen “Bilim araĢtırmacılarının toplumdaki yeri için öneriler” baĢlıklı bir belge yayınladı. Bu belgenin ana görüĢü, bilim adamları, sağlık çalıĢanları ve araĢtırmacıların, hasta ve sağlıklı gönüllülerin haklarına saygı duymaları ve onları korumak için üstlerine düĢen görevi yerine getirmelerinin gerekli olduğuydu. Her ne kadar bu belge yasal değildiyse de dünya çapındaki tüm hükümetlerin bu görüĢe katıldığını varsayıyordu. UNESCO‟nun görüĢüne göre sadece biyoteknik değil, biyoetik değerler de ön planda olmalıdır; insanlık, biyoteknik ve bilimsel konulardaki en parlak ilerlemelerden her zaman daha önemlidir. Bunun bir delili birçok üye ülkenin Ģimdiden hükümet düzeyinde biyoetik politika/öneri kurulu kurmuĢ olduğudur. (Bkz: Kılavuz 1- Biyoetik Kurullarının Kurulması, Ek 1, sayfa 62-65). YanlıĢ anlaĢılmasın; özellikle ileri toplumlardaki biyoetik kurullar her görüĢme ve tartıĢmalarında bir çözüme varamayabilirler. Bazı biyoetikçiler daha deneyimli de olsa kurullardaki her üyenin alçak gönüllü olması gerekir. Hem günümüzde, hem ileride birçok sorunun tartıĢılması için en uygun yer bu kurullar olabilir. Her kurulun kendi amaçlarına yönelik görüĢmeleri ve analizleri olmalıdır (bunlar aĢağıda özetlenmektedir). DEĞĠġĠK BĠYOETĠK KURULLARININ AMAÇLARI 1. Politika-Belirleyen ve/veya DanıĢman Kurullar: Üye ülkelerin vatandaĢları için sağlık ve bilim politikaları düzenlemek (toplum sağlığı, refah ve insan hakları) 2. Sağlık ÇalıĢanı Birliği Etik Kurulları: Sağlık hizmeti sunumu için uygun mesleki yöntemler geliĢtirmek (hekimler, hemĢireler, eczacılar ve diğer sağlık çalıĢanları meslek örgütleri) 3. Sağlık hizmeti / Hastane Etik Kurulları: “hasta-odaklı” hizmet sunumuna ağırlık vermek (hastane, klinik, uzun süreçli bakımevleri, sağlık yurtları) 4. AraĢtırma etik kurulları: Topluma uygulanabilecek biyomedikal/biyolojik, epidemiyolojik ve davranıĢ bilimlerine ait (ilaç, aĢı ve tıbbi aletler gibi) bilgi düzeyini artırmak için yapılan araĢtırmalarda kullanılan gönüllüleri korumak. Politika-Belirleyen ve/veya DanıĢman Kurullar ülke çapındaki bilim ve sağlık politikalarına ağırlık vermelidir. Meslek örgütlerinin etik kurulları (Sağlık ÇalıĢanı Birliği Etik Kurulları), temsil ettikleri mesleklerin standartlarını korumayı üstleneceklerdir. Hastane Etik Kurulları 69 70 doğrudan sağlık hizmetini etkileyen konulara bakacaktır. AraĢtırma Etik Kurulları klinik araĢtırmalara katılan gönüllülerin haklarını koruyacaklardır. Böylece kurullar kendi iĢlevlerinde uzmanlaĢacak ve aralarında iĢbölümü yapmayı baĢaracaklardır. BÖLÜM I BĠYOETĠK KURULLARIN POLĠTĠKA GÖRÜġMELERĠ VE ÖNERĠLERĠNDE OYNADIĞI ROL 1. DÖRT FARKLI BĠYOETĠK KURULUN ĠNCELENMESĠ POLĠTĠKA-BELĠRLEYEN VE/VEYA DANIġMAN KURULLAR: Genellikle bu kurulun siyasi gücü yoktur; daha çok hükümeti ve toplumu bilgilendirip yönlendirme çapında iĢ görür. Üye bir ülkede böyle bir kurul kurulduğunda çoğunlukla devlet baĢkanı ve sağlık ve teknoloji bakanlıkları baĢta olmak üzere diğer hükümet görevlilerine danıĢma hizmeti vermeyi, önerilerde bulunmayı üstlenir. Bu öneriler, yeni biyoetik politikalar için kullanılır. Kurulların görevi sadece günlük biyoetik konularda değil, son biyoteknolojik ve biyomedikal geliĢmelerden dolayı çeliĢki ve sorunlara yol açan karmaĢık durumlara da çözüm getirmeye çalıĢmaktır. Özellikle hem toplumu, hem basını ilgilendiren güncel biyoetik konulara ağırlık verilmesi gerekir. Bazı ulusal biyoetik kurullar ülke çapında iĢlev görse de yerel yönetimlere bağlıdırlar. Ülke çapındaki kurullara çeĢitli isimler verilebilir: Ulusal AraĢtırma Etik Öneri Grubu, Klinik AraĢtırmalar için Ulusal Etik Kurul, Biyoetik Kurul - Ulusal Bilim ve Teknolojik AraĢtırma Grubu, Tıbbi AraĢtırma için Ulusal Etik Kurul, Tıbbi AraĢtırma Konseyi Etik Kurulu, ve Sağlık AraĢtırma Etik Kurulu (Kılavuz 1- Biyoetik Kurulların Kurulması, Ek. 1, sayfa 62-65). SAĞLIK ÇALIġANI BĠRLĠĞĠ ETĠK KURULLARI Üye ülkelerin çoğunda sağlık çalıĢanları ve bilim adamları tarafından üyelerini ilerletmek ve meslek standartlarını korumak amacıyla kurulmuĢ olan birlikler veya meslek örgütleri vardır. Bu ulusal meslek örgütlerinin baĢkanları yeni üye kabulü için çoğunlukla önceden beri kullanılan kuralları uygularlar. Hekim, hemĢire, eczacı ve benzeri sağlık çalıĢanlarını içeren bu sağlık meslek örgütlerinin biyoetik kurulları son yıllarda üyelerinin toplumun da ilgisini çeken biyoetik konulara yönelmeleri gerektiğini görmektedirler. Ġnternet ve televizyonun da etkisiyle gitgide küreselleĢmekte olan dünyamızda üye ülkelerden birinde ortaya çıkan bir biyoetik sorun-bir tek hastayı bile içerse- birkaç gün, hatta saat içinde tüm dünyada tartıĢmalara neden olabilir. Bu yüzden, çoğu sağlık çalıĢanlarının meslek örgütlerindeki kurullar kendi içlerinde belli biyoetik konuları tartıĢıp rapor hazırlayarak tüm kurula sunan küçük gruplar oluĢturmaktadır. Daha sonra bu raporlar onaylanır ve üyelere dağıtılır. Bu tip grupların üye sayısı 5-12 arasında olup meslek örgütü kurulu baĢkanınca Ģahsen atanırlar. Birçok biyoetik kurul üyesi bu konularda uzun süreli eğitimden geçmemiĢtir, ama kendileri özel ilgi duydukları alanlara yönelirler. Üyelik süresi kuruldan kurula değiĢir; çoğu üye dört sene görev yapar. Birçok biyoetik kurul gibi meslek örgütü kurulları da belli sürelerde, ortalama ayda 1-2 kez toplanır; ayrıca senelik konferanslar ve eğitim toplantıları da ayarlanır. Bazen dıĢarıdan davetli olarak getirtilen uzmanlar bu tip toplantılarda kendi görüĢlerini de sunarlar. Ayrıca meslek örgütü kurulları biyoetik konularda araĢtırma raporları, özetler ve yayınlar hazırlayıp üyelere dağıtırlar. Son olarak, kurul üyelerinin hepsine etik standartları kapsayan raporlar dağıtılır. Mesleklerin etik standartları bütün üyeleri etkilediği için bu oldukça önemli ve karmaĢık 70 71 bir rapor olabilir; böyle durumlarda bazen dıĢarıdan etik konu uzmanları getirtilmesi gerekebilir. Meslek örgütü etik kurulları genelde aynı mesleğin üyelerinden oluĢtuğu için bu kurulların tartıĢmaları ve ağırlık verdikleri biyoetik konular dıĢarıya yansıtılmaz. Ayrıca bu kurulların üyelerini ne kadar etkilediği de her zaman belirlenemez. Meslek örgütü etik kurullarının çalıĢmalarının daha ayrıntıyla araĢtırılması gerekmektedir. Bunlara rağmen meslek örgütü kurulları, üyelerini biyoetik konuları ele almaya teĢvik etme çabasındadır. Bunun baĢarılı olması için sadece biyoetik konulara değil, organizasyon içi politika ve yöntemlere de bakılması gerekir. HASTANE ETĠK KURULLARI Çoğu üye ülkede hastane etik kurulları kurulduğu halde, henüz bu her üye ülkede baĢarılamamıĢtır. Yeni kurullar kuruldukça “ hasta-odaklı hizmet sunumu” –güncel bir terim- daha ilgi çekici olacaktır. Bu terim hekimlerin hastalarına ve araĢtırmalara katılan gönüllülere karĢı bakıĢ açılarının değiĢmekte olduğunu gösteren bir terimdir. Hastane etik kurulları toplandığında çoğunlukla hastanın veya hasta ailesinin sesini duyurup duyuramadığını araĢtırırlar. Sağlık çalıĢanları her zaman hastanın veya ailesinin her istediğini yapmak zorunda değildir. Ancak üye ülkelerde hastanın ve ailesinin, sağlık hizmetini kabul veya reddetme hakkı eskiye göre daha ön plandadır. Bu yüzden “hastaodaklı hizmet sunumu” hastanın haklarına saygı göstermek demektir - karar verme yeterliği olan her hastanın kendi bakımı için verilen kararlara katılma ve tedavi yönteminin seçiminde kabul veya reddetme hakkı vardır. Ġnsan özerkliği bireysel özgürlük demektir; her birey sağlık çalıĢanlarıyla birlikte kendi bakımına karar verebileceği gibi özellikle uzun sürecek veya etkinliği az olan tedavi yöntemlerini yine kendi kararıyla seçebilecektir. Hasta-odaklı hizmet sunumuna geçiĢin yavaĢ olması hem sağlık hizmetleri etik kurullarının kurulmasını doğrudan etkilemiĢtir, hem de bu kurulların kural ve politikalarının geliĢmesini yavaĢlatmıĢtır. Bu politikalar geliĢtirildikten sonra onaylanmak için temsil ettikleri sağlık merkezinin yönetim grubuna sunulmalıdır. Örneğin birçok sağlık merkezinde kullanılan “DNR” (do not resuscitate - tekrar canlandırma yapmayınız!) protokolü, hastane etik kurulu tarafından gözden geçirilip yenilenir. Bu konudaki politikalar yapılmadan önce sözü geçen hastane etik kurulunun bulunduğu sağlık merkeziyle olan iliĢkisini incelemesi gerekir. Bu iliĢki her zaman hastane etik kurulunun içinde bulunduğu sağlık merkezi üstündeki etkisinin tam göstergesi değildir. Bazen kurul yeni bir politika kabul edilmesini önerir, bazen birkaç değiĢiklik yapabilir, bazen de aynı politikanın sürdürülmesini önerebilir. Birçok hastane etik kurulu, kullanılan canladırma (DNR) protokollerini değiĢtirmeden onaylamanın yeterli olduğunu görmüĢtür. Ama bazen yapılan değiĢiklikler sağlık merkezleri için bir soruna neden olmadığı gibi, birçok yönden olumlu geliĢmelere yol açmıĢtır. Hastane etik kurulunun onayladığı politika ve kurallara bakılması bazen bu kurulların performans ve yararlılığını olduğundan fazla gösterebilir. Bu kurullar üstünde yapılan araĢtırmalara göre ise yararlılıklarının göstergeleri Ģunlardır: 1) Kurulların ve üyelerinin ne kadar uzun zamandır görev yaptığı ve 2) Kurulların en az ayda bir kez olmak üzere ne kadar sık toplandığı. Yukarda sözü geçen noktaların hiçbiri bu kurulların yararlı mı zararlı mı olduğunu göstermez. Bu kurullar, temsil ettikleri sağlık merkezinin yanlıĢ bir politika geliĢtirip iĢe 71 72 yaramayan hatta etik açıdan kötü Ģekilde sonuçlanabilecek bir etkinlik yapmasına neden olabilirler. Bunu bilmek ve kabullenmek, sağlık etik kurullarının daha alçak gönüllü olup, yanlıĢ yapabileceklerini idrak etmelerini sağlar. Zekâ, tecrübe, çalıĢkanlık veya geçmiĢe bağlılık, dar görüĢlülüğe, hatalı iĢbirliklerine veya belli bir konunun artık kapanmıĢ olduğunu varsayıp bir daha ileri görüĢlülükle incelenmemesine neden olmamalıdır. GeçmiĢ konuları geride bırakmak daha kolay ve daha hızlı da olsa kurulun ve özellikle kurul baĢkanının buna her zaman dikkat etmesi gerekir. Kısacası, hastane etik kurulunun politika önerileri, sağlık hizmetini klinik uygulamada nasıl etkilediğine bakarak yapılmalıdır. Kurulların çabaları sıklıkla sadece kağıt üstünde kalır ve okunmadan, iĢleme bile konmadan ve sağlık hizmetini etkilemeden kaybolur gider. Sağlık hizmetleri etik kurullarının yararlılığını inceleyen bir çalıĢma yapıldığında bu kolayca ortaya çıkacaktır. Böyle bir sonucu önlemenin en iyi yolu, sağlık etik kurulunun her yeni siyasa ve önerileri açıklandığında doğrudan sağlık merkezinde çalıĢan herkesi ayrıntısıyla eğitmesidir. Bu noktada bir uyarı yapalım: En açık yapılan öneri bile tüm hastalara aynı açıdan yaklaĢılmasını veya aynı hizmetin sunulmasını sağlayamaz. Sağlık hizmetleri etik kurulu bir baĢka yöntem de deneyebilir: O sağlık merkezinde çalıĢanları kurulun daha önceki kararlarını kanun gibi kabul etmemeye yönlendirmek. DıĢardan bakıldığında her önerinin her konuya uygulanamayacağını görebiliriz. ARAġTIRMA ETĠK KURULLARI 1946‟daki Nuremberg Mahkemeleri‟nde insanlar üstüne yapılan deneylerden doğan biyoetik sorunlara gösterilen uluslararası ilgi sayesinde, o zamana kadar sorgusuz sualsiz araĢtırma yapan hekim ve bilim adamlarının özgürlüğüyle, bu araĢtırmalara katılan gönüllülerin korunması arasında bir denge kurulması gerektiği ortaya çıktı. Günümüzde bu gönüllülere „denek‟ denemez çünkü böyle bir kelime kullanmak insanları aĢağılayıp deneylerde kullanılan bir nesne haline getirir. ġimdiki araĢtırmalarda gönüllülere „katılımcılar‟ denilmektedir. Etik kurallarda veya açıklamalarda, araĢtırmacıların deneylerine katılan her bireyin saygınlığını ve özerkliğini korumaya zorunlu olduğu belirtilir. AraĢtırma etik kurulları sadece yerel yönetimlerde değil, ülke çapında geliĢtirilmektedir. Bu kurullar, değiĢik araĢtırma merkezlerinde yapılan deneyleri yürütenler için genel kurallar ve politikalar hazırlar, onaylar, uygulamaya koyar, hatta yeteri kadar imkânları varsa, denetlerler. Her araĢtırma etik kurulu kurulduğunda ilgili hükümet bürosuna garanti belgesi hazırlayıp göndermek zorundadır. Böylece kurul baĢkanı bulunduğu sağlık merkezinin yönetim grubuyla iĢbirliği yaparak araĢtırmacıların “korunmasız” kabul edilen gönüllüleri deneylerinde devlet kurallarına uyacak Ģekilde kullanabilmelerini sağlar. Yeni kurulan araĢtırma etik kurul, gönüllülerin mahremliğini koruyacak kurallar geliĢtirir ve bunun için hem gönüllüler için eğitim toplantıları düzenler, hem de çoğunlukla bilgisayarlar tarafından hazırlanan Ģifreleri kullanır. Son olarak, araĢtırma etik kurullarının onayladığı ve kurallara uygun kabul edilen deneyler için bir kayıt sistemi üstüne çalıĢmalar yapılmaktadır. Buna hem araĢtırmacılar, hem de araĢtırmaları parasal açıdan destekleyen gruplar davet edilmiĢtir. Bazı üye ülkelerde yaĢamı tehdit eden hastalıklar için uygulanan yeni tedavi yöntemi araĢtırmaları topluma internet ile açık olacak Ģekilde kayıtlanmaktadır. 2. GÜVENĠLĠRLĠK SAĞLAMAK 72 73 Güvenilirlik verilmez, kazanılır. Kazanılması için kurulun topluma yaptığı iĢlerin yasal ve mantıklı olduğunu ve kabullenilmiĢ yöntem ve geleneklere uyduğunun kanıtlaması gerekir. Kurullar sürekli olarak güvenilir olduklarını göstermelidirler; bunun için toplum tarafından saygı görecek iĢler yapmaları gerektiğini göz önünde tutmalıdırlar. Kurullar sorumluluklarını baĢkalarına vermemelidir, çünkü bireyler kendi çıkarlarını gözetebilirler. Güvenilirlik elden gittiğinde yeniden kazanmak çok daha zor olur; ilk baĢta bu fark edilmeyebilir. Kendi yerinden emin olan kurul üyelerine bazen toplum aldırmaz görünür; zamanla davetiyeler azalır, mesajlar yanıtsız bırakılır ve bütçedeki gelirler düĢmeye baslar. Bu noktaya gelindiğinde ancak kurul üyelerinin ve hatta baĢkanın değiĢmesi durumu düzeltebilir; ayrıca hem iç politikaların, hem de dıĢla iliĢkilerin yeniden gözden geçirilmesi gerekebilir. Bu zor ve üzücü olduğu gibi sonucu da iyi olmayabilir. Bu yüzden kurul üyeleri her zaman güvenilir olmaya ve toplumca öyle algılanmaya önem vermelidir. Kurulların güvenilirliği gittiğinde etkinlikleri düĢer; etkinlikleri azaldıkça güvenilirlikleri de iyice azalır. Yeni kurulan biyoetik kurullarının üyelerinin ve baĢkanlarının toplumun saygısına ve desteğine ihtiyacı vardır. Toplum tarafından güvenilir, dürüst ve iĢ görür olarak algılanmaları için kurulların politika ve çalıĢma biçimlerini açık olarak belirtmeleri ve yaymaları gerekir. Güvenilirlik sorunu özellikle araĢtırma ve hastane etik kurulları için çok önemlidir çünkü bu kurullar topluma diğer etik kurullardan daha yakındır. Hastane etik kurulları belli süreçlerde kendi sağlık merkezlerinde çalıĢanlarca sayılıp sayılmadıklarına bakmalıdırlar. Kurullarda organizasyon iyi olmalıdır, yöneticiler tarafından açık destek verilmelidir ve senelik belli bir bütçeleri olmalıdır. Ayrıca üyelerin hem güncel biyoetik konulara ilgi göstermeleri, hem de kendi eğitim düzeylerini artırmayı sürdürmeleri gerekir. Bunu yapmayan kurul üyeleri zamanla toplantılara gitmekten vazgeçerler ve bulundukları merkez içindeki güvenilirlikleri azalır. BaĢka bir örnek, araĢtırma etik kurullarıdır. Bu kurulların bir görevi deneylere katılan gönüllüleri psikolojik ve fiziksel zarardan korumak ve saygınlıklarını ön planda tutmaktır. Ayrıca, onay için sunulan araĢtırma protokollerini bilimsel açıdan gözden geçirip, biyoetik yönlerini incelemeleri gerekir. Bunu baĢaramazlarsa güvenilirlik kazanamaz, hatta kaybedebilirler. 3. SAĞLIK HĠZMETLERĠ BĠYOETIK KURULLARININ HASTA ODAKLI HĠZMET SUNUMUNU GELĠġTĠRME AMAÇLI BĠYOTEKNOLOJĠK DEĞĠġĠMLERDEKĠ ROLÜ Ġnsan nerede yaĢarsa yaĢasın kendisine ülkesinde bulunan en iyi sağlık hizmetinin sağlanmasını bekler. Bazen bunun için olağanüstü teknik ilerlemeler gerekse de çoğunlukla sağlık hizmeti temel birkaç ilkeye dayanır. Hastalar değiĢmeleri ürkerek karĢılarlar; geçmiĢe göre daha iyi sonuç umarken, aynı zamanda yeni tedavi yöntemlerinin yürümemesinden korkarlar. Burada önemli olan nokta tıbbın uygulanmasının toplumun teknolojik geliĢmelere tepkisine ve tedavi yöntemlerini nasıl algıladığına bağlı olduğudur. Örneğin, üye ülkelerde sağlık hizmetleri etik kurullarının kurulmasının bir nedeni travma sonrası senelerce komada kalan birkaç hastanın sürekli basında yer almasıdır. Gerçekte kurulların zamanını alan bu birkaç üzücü vaka değil, günlük olağan vakalardır. Hastane etik kurullarının bir görevi topluma insanları tehlikeli veya zararlı olabilecek teknolojik değiĢimlerden korumak için tarafsız bir uzman grubu olduğunu göstermektir. 4.ARAġTIRMA ETĠK KURULLARININ BĠLĠMSEL VE KLĠNĠK ARAġTIRMALAR SONUCU GELĠġTĠRĠLEN BĠYOTEKNOLOJĠK ĠLERLEMELER ĠÇĠN ÖNERĠLERĠ 73 74 Teknolojik geliĢmeler nereden doğar? KiĢisel düĢüncelerle baĢlayan fikirler bu geliĢmelerin oluĢmasına yol açabilir. Ama topluma sunulmadan önce hem güvenlik açısından, hem de yararlı olup olmadıklarını görmek için denemelerden geçmeleri gerekir. Önce bu denemeler hayvanlar üzerinde yapılır. Eğer bunlar baĢarılı olursa sıra, kontrollü koĢullarda gönüllü insanları kullanarak denemeye gelir. AraĢtırmacıların ana amacı katılımcıları kullanarak projenin geçerli olduğunu kanıtlamaktır. Bu teknolojiyi ilerletmek isteminden kaynaklanır. Ama aynı zamanda araĢtırmacılar kullandıkları gönüllüleri deneyleri için gereken bir öğe değil, saygı duyulacak insanlar olarak görmeye dikkat etmelidirler. AraĢtırmalar katılımcılara olan riskleri azaltmaya çalıĢmalı ve gönüllüler deneylere katılmayı kabul etmeden önce hem kendileri hem toplum için olabilecek yarar ve zararları anlayabilmelidirler. Birçok ülkede kanunlar, mahkemeler ve toplumun aydınlatılmıĢ onam kavramını bilmesi sayesinde araĢtırmalara katılan gönüllülerin hakları korunmaktadır. Ama bazı ülkelerde araĢtırmacılar köylüleri veya eğitimsiz toplumu kullanabilir veya ağalar, kafile baĢkanları gibi yerel yöneticilerin onayının o toplumda yaĢayan bireylerin onayı ile aynı anlama geldiğini varsayabilirler. Bu durumlarda araĢtırma etik kurullarının oynadığı rol çok önemlidir. AraĢtırmaları denetlerken tıbbın geliĢmesi için Ģart olan deneylerin yapılmasına yardım etmeleri gerekir. Ama aynı zamanda kendisini korumayı tam baĢaramayan toplumu da bu kurullar korumalıdırlar. AraĢtırma etik kurulları bu rolü sadece gönüllüleri değil, bütün toplumu korumak için üstlenmiĢtir. Eğer araĢtırmalara duyulan güven ve saygı tamamen ortadan kalkarsa bütün insanlık zarar görür. Birçok üye ülke araĢtırma etik kurullarını özellikle biyomedikal ve davranıĢ bilimleriyle biyoteknolojide çok hızlı süren geliĢmeler yüzünden oluĢturmuĢlardır. AraĢtırma etik kurulları aynı zamanda toplum sağlığı ve epidemiyolojideki deney protokollerini de incelemelidirler. Bu yüzden çeĢitli toplumları potansiyel veya gizli genetik hastalıklar için elemeden geçiren protokoller de araĢtırma etik kurulları tarafından denetlenmelidir. AraĢtırma protokollerinin bu kurula sunulmasının en büyük nedeni yerel suistimalleri önlemektir. BÖLÜM II BĠYOETĠK KURULLARININ GENEL VE ÖZGÜN YÖNTEM VE POLĠTĠKALARI 1. GENEL YÖNTEM VE POLĠTĠKALAR Yöntemlerin fazla karmaĢık olmasını hiç bir kurul istemez. Fazla karmaĢık yöntem ve politikalar toplantıları yavaĢlatır, üyeler arasında yanlıĢ anlamalara ve tartıĢmalara yol açar ve kurulların iĢlevlerini sınırlar. Açık olmak yanlıĢ anlamaları önler; çeliĢkiye neden olabilecek konularsa büyük sorunlara neden olmadan önce konuĢarak halledilmelidir. Bu nedenlerle biyoetik kurulları kuran yöneticiler, kurulların politika ve yöntemlerini baĢtan kararlaĢtırmalıdırlar. Her kurula amaçlarını özetleyen bir “görev tanımı” verilmelidir; her kurulun yönetimi diğer kurulların ve kurumların yönetimlerinden ayrı olmalıdır. Kurul üyelerinin seçimi için kullanılan yöntemler belirlenmelidir. Üyelik adayları gayri resmi olarak araĢtırılsa bile üye ve kurul baĢkanlarının atanması için kullanılan yöntemler resmi ve topluma açık olmalıdır. Üyelik için belli koĢullar aranmalıdır. Kurullar birden fazla grubu temsil edecekse her grup için belli sayıda üye seçilmelidir. Örneğin üyeler arasında 74 75 temel bilimciler, hekimler, hemĢireler, araĢtırmacılar, eczacılar, biyoetikçiler, din adamları, avukatlar, davranıĢ bilimcileri, sosyologlar, hasta temsilcileri, yöneticiler ve toplum içinden birer üye olabilir. Ayrıca üyelerin görev süreci, kendilerini atayanlar tarafından mı belirlenecektir, yoksa her üye için aynı süreç mi kullanılacaktır –bu da baĢtan kararlaĢtırılmalıdır. Üyelik süreci belirlenmemiĢse bunun ne kadar zaman olacağı ve üyelerin aynı zamanda mı yoksa aralıklı olarak mı değiĢeceği belirlenmelidir. Üyeliğin ne zaman sona erdirileceği de önemlidir. Atayan kurum bir üyeyi belli nedenlerden (beceriksizlik, göreve ilgisizlik veya bile bile zararlı iĢ yapmak gibi) mi uzaklaĢtırmalıdır, yoksa bu kurumun politika ve siyasi nedenler de dahil olmak üzere kendi istediği gibi karar verme yetkisi olmalı mıdır? Ġki yöntem de uygun olabilir, ama sonuçta kararlar kurulun içinde bulunduğu toplumun yapısını yansıtır. Bunun bir örneği, kurulun yönetimi altında olduğu kiĢiden ne kadar bağımsız olduğudur. Bu kiĢi ki kendisi seçilmiĢ veya atanmıĢ olabilir, kurulun kendi düĢüncelerini yansıtan politikaları izlemesini isteyebilir. Bu durumda kurul üyeleri doğrudan bu kiĢiye bağlı kalırlar. Üyeler, örneğin mahkemeler gibi, kiĢisel baskıların dıĢında olmaları gerektiğini düĢünebilirler. Böyle olursa kurul üzerindeki baskılar daha az olur. Ġkinci bir nokta, kurulun yerine oturmuĢ olmasıdır. Gerek kurulların, gerek toplumun çok hızlı değiĢen biyoteknolojiye uyum sağlaması için zaman tanınması gerekir. DeğiĢim yararlı olacaksa kurulların bu değiĢimi ve dolayısıyla getireceği yararları yavaĢlatması doğru değildir. Üyelik süreci kurulların yenilikleri ne kadar kolayca kabulleneceğini etkileyebilir. Üçüncü bir nokta kurulların temsilcilik görevinin ne derece önemli olduğudur. Temsilcilik “ benzemek” demekse kurul toplumu herhangi bir grup gibi temsil etmeli ve her daldan üye olmasına dikkat edilmelidir. Ama temsilcilik “vekâlet” olarak algılanıyorsa, kurul toplumu bir avukatın vekili olduğu kiĢiyi temsil ettiği gibi temsil etmeli ve bu durumda uzmanlığa önem vermelidir. Kurulun gündeminin nasıl kararlaĢtırılacağı da belirlenmelidir. Kurula getirilen sorunlar baĢka kiĢilerce mi belirlenmelidir, yoksa kurul kendi gündemini kendisi mi seçmelidir? Mahkemeler gibi önüne getirilen sorunlara bağımlı mıdır? Bu sorunlar içinden uygun gördüklerini seçebilmeli midir? Yoksa sorulan her soruya yanıt vermeye zorunlu mudur? Bu konular kurulun nasıl ve ne kadar önemli iĢ yapabileceğini etkiler. Kurulun ne Ģekilde görüĢme yapacağı da kararlaĢtırılmalıdır. Birçok sorun gözden uzak kapalı kapılar arkasında tartıĢılabilir. Kurulun topluma açık toplantı yapması, kararlarını yayınlaması veya bu kararlar için kullandığı gerekçeleri yazılı olarak belirtmesi gerekmeli midir? Kurulunn iĢi toplumun iĢidir ve toplum (veya temsilcileri, memurlar ve basın) sorumlu iĢ yapıldığını görmek için açıklık isteyebilir. Kurulun tartıĢılan konularda karar verebilmesi için üyelerin dürüst olması, birbirileriyle pazarlık yapabilmeleri ve alçak gönüllü olmaları gerekir. Bu özellikler toplantılar toplum katılımına açık olursa daha zor ortaya konabilir. Kurul toplantıları topluma kapalı bile olsa görüĢmelerin nasıl yürütüleceği önceden belirlenmelidir. Bunun bir yolu, UNESCO‟nun uluslararası biyoetik kurullar için önerdiği kurallara uymaktır (Ek 1). Bu kurallar baĢtan tüm üyelere açıklanmalıdır. Belli konular sırayla tartıĢılmalı ve taraftarların da, karĢıt olanların da sayısı oyla belirlenmelidir. Bir baĢka yöntem, daha gayri resmi olarak görüĢüp tüm üyeler arasında ortak nokta bulmaya çalıĢmaktır. Bu yöntem, kurul baĢkanının gücünü pekiĢtirir, çünkü karĢı çıkanlar kendilerini sessiz kalmak zorunda hissederlerse oy veremeyebilirler, ama ortak nokta bulmaya çalıĢmak daha dostça bir yöntem olduğu için bir dizi kuralı izlemekten daha kolay olabilir. Hangi yöntem seçilirse seçilsin, kurul belgeleri güvenli bir yerde bulundurulmalıdır. Bir baĢka önemli nokta bu belgelerin kime hangi koĢullarda açık olacağıdır. Bu nokta, kuruldakilerin görüĢmelerinde rol oynayabilir. GörüĢme raporlarının baĢkalarınca okunması, kuruldakilerin ne söylediğini ve nasıl oy verdiğini etkileyebilir. Topluma kapalı 75 76 bir toplantıda popüler olmayan bir düĢünce sahibi rahatça konuĢurken bunun topluma açıklanacağını öğrenince düĢüncesini söylemekten vazgeçebilir. Ayrıca kurulun elindeki bilgilerin gizliliği ve insanların özel yaĢamının gizliliği de önemli bir konudur. Gerek ahlaki, gerek yasal yönden gizlilik ve özel yaĢamına saygı gösterilmesi beklenir. Ama bir soru da her Ģey sırmıĢ gibi gizlenirse bekçileri kimin gözettiğidir. AĢırı gizlilik, suistimale yol açabilir. Aydınlık kiĢilerin özel yaĢamlarının gizliliğini tamamen ortalığa dökmemelidir, ama öte yandan beceriksizlik ve yanlıĢlıklar karanlıkta bırakılırsa düzeltilemezler. Daha da önemlisi, fazla gizlilik sorumluluk kabul edilmesini engeller. Kurullar sadece kendilerine karĢı değil, temsil ettikleri topluma karĢı sorumludurlar. Özellikle yarar ve zarar verme güçleri oldukça fazla olduğu için eylemlerinden mesul olmaları Ģarttır. Eylemleri yeteri kadar açıkta olmazsa kurulları yaptıklarından sorumlu tutma olanağı azalır. Aynı zamanda, kurul dıĢında olup açıklık isteyenlerin bir kısmı bunu kendi mesleklerinde ilerlemek, kurul üyelerini küçük düĢürmek veya toplumdaki korku ve ön yargıları kullanmak için yapıyor olabilirler. Böyle bir durumda basının oynadığı rol önem kazanır. Biyomedikal grupların küçük bir bölümü dıĢında bir çok kiĢi böyle kurullar olduğunu ve ne iĢ yaptıklarını bilmeyebilirler; çoğunlukla kurulları topluma tanıtan ve hem baĢarılarını hem baĢarısızlıklarını açıklayan basındır. Bu yüzden kurullar en baĢtan basınla iliĢkilerine dikkat edip, iyi bir haberleĢme yolu kurması önerilir. Toplum kurula karĢı harekete geçerse bu kurulun önemini, üyelik durumunu ve parasal desteğini etkiler. Toplumla iliĢkilere önem vermeyen bir kurul kendini ileride zor duruma düĢürebilir. Yerinde ve uygun yöntemler geliĢtirilmeden önce kurulların üye ve baĢkanlarının yanıtlaması gereken birçok soru vardır: a. Biyoetik kurul kurulmadan önce bütün üyeler seçilmedi veya atanmadıysa açık kalan üyelikler hangi yöntemle doldurulacaktır? b. Kurulda yeterli sayıda temel bilimci, hekim, hemĢire, diğer sağlık çalıĢanları, eczacı, biyoetikçi/filozof, din adamı, sosyolog, hasta temsilcisi, avukat, yönetici veya toplumdan birileri var mıdır? Belli konularda bilirkiĢi gerekli midir? c. Her üyenin üyelik süreci belirlenmiĢ midir? Üyelik sürekli midir yoksa aralıklı mıdır? d. Biyoetik kurulunun amacı, iĢlevleri ve politikaları dahil, yapacağı görevi kararlaĢtırmıĢ mıdır? Bu, kurulun tipine bağlıdır. e. Kurul, iĢlevleri için ne kadar parasal yardım gerekeceğini belirlemiĢ midir? Senelik bir bütçe ayarlanmalı ve tüm gelir- giderler ayrıntısıyla açığa konmalıdır. f. Biyoetik kurul, kendisine kimin biyoetik sorun ve çeliĢkileri getireceğini, biyoetik konuları açacağını ve çıkmazlara bakacağını kararlaĢtırmıĢ mıdır? Bazen kurulun hangi tip sorunlara bakacağını önceden belirlemesi ve örneğin ne çeĢit araĢtırma protokollerini gözden geçirebileceğini seçmesi gerekebilir. g. Kurul toplantıları topluma açık mı kapalı mı olacaktır? Bu her zaman mı, ara sıra mı yoksa çok seyrek olarak mı böyle devam edecektir? Aynı zamanda buna kimin karar verdiği ve kurulun bu konudaki politikasının ne olduğu açıklanmalıdır. h. Kurul elindeki gizli dosya ve belgeleri korumak için nasıl yöntem ve politika kullanacağını kararlaĢtırmıĢ mıdır? Bu dosyaları kimin açabileceği önceden belirlendiği gibi dosyaların içeriklerinin ne kadarının ve ne süreyle tutulacağı da açıklanmalıdır. i. Hem yazılı ve sözlü belgelerde yer alan bilginin hem de kurulla görüĢen kiĢilerin özel yaĢamlarının gizliliğini korumak için hangi yöntem ve politikalar seçilmiĢtir? j. Bir tür kurulun görevi diğer bir tür kurulun görevlerini de kapsamına almak üzere geliĢtirilebilecek midir? Böyle bir durum ortaya çıkarsa her kurul bunu üstlenip üstlenemeyeceğine önceden karar vermelidir. 76 77 Kurul kendi içinde kurulun görüĢlerine göre verdiği kararları topluma ve basına nasıl açıklayacağını belirlemiĢ midir? l. Kurul kendisini biyoetik dalında eğitmeyi nasıl sürdüreceğini kararlaĢtırmıĢ mıdır? Bu tür eğitim programlarının açıklaması ileride üyelik ve baĢkanlık yapacak bireylerin tam üye olmadan biyoetik konularda nasıl eğitileceğini de içermelidir. k. Biyoetik Kurullar kurarken dikkate alınması gereken on iki nokta aĢağıdaki özetlenmiĢtir. BĠYOETĠK KURULLAR ĠÇĠN ĠġLEMLER VE YÖNTEMLERĠ BELĠRLEMEK 1. BaĢkan ve tüm üyeleri atayın. 2. Farklı özellik ve uzmanlıklara sahip olan üyeleri görevlendirin. 3. Bütün atamaların ayrıcalık ve koĢullarını belirleyin. Kurulun yapısını gözden geçirin, örneğin, yükümlülüğü, amacı, iĢlevleri. 4. Yıllık bir bütçe oluĢturun. 5. Kurula kimlerin ulaĢabileceğini ve belirli konuların incelemeye alınıp alınmayacağını belirleyen bir yöntem oluĢturun. 6. Halktan kiĢiler dâhil, üye olamayanların varlığı ve katılımlarına iliĢkin bir yöntem oluĢturun. 7. Kurulun gizli dosya ve kayıtlarını belgeleme, güvenliğin sağlanması ve bunlara eriĢim yöntemlerini belirleyin. 8. KiĢilerin mahremiyetini korumak ve onlara ait gizli bilgilerin devamlılığı ve güvenliğini sağlamak için mekanizmalar oluĢturun. 9. Belirli aralıklarla kurulun yükümlülüklerini gözden geçirin ve ek iĢlevler eklenip geniĢletilmesinin gerekli olup olmadığını belirleyin. 10. Basın ve halkın kurul etkinliklerinden nasıl haberdar olacağına karar verin: Tavsiye sunmak, önerilerde bulunmak veya karar vermek gibi. 11. Bugünün ve geleceğin baĢkan ve üyeleri için bir biyoetik iç eğitim programı oluĢturun. 1.1 BAġKAN VE ÜYELERĠN ĠġLEVLERĠ BaĢkanlar, kendi yetkilerini açıklamak, görevlerini yerine getirmek ve kurulların toplantılarını yönetmekten sorumludurlar. Kurulların yetkilerinin çok geniĢ olduğu durumlarda, ise, uygulanabilir öneri ve tavsiyeler ortaya koymalarında güçlükler yaĢanabilir. Yalnızca bu bile, baĢkanın bir plan Ģekillendirmesini gerektirir: Tutarlı bir gündem hazırlamalı, püf noktaları üyeler ile önceden tartıĢmalı, tarafsız bir Ģekilde ve süratle toplantıları yürütmeli ve toplantıların sona ermesinden sonra iĢ takibi yapmalıdır. BaĢkanlar, özellikle, kurulun ele alması gereken belirli baĢlıklar hakkında üyeleri sunum yapmak üzere görevlendirirken veya onlardan bu baĢlıklara iliĢkin yazılı raporlar isterken, gündemin belirlenmesinde, önceliklerin saptanmasında ve iĢ yükünün paylaĢtırılmasında oldukça etkili olabilirler. Çoğu zaman baĢkanlar, toplantı öncesinde, ana tartıĢma konularını üyelerden alırken, daha geniĢ, daha ayrıntılı bir gündem ve çok sayıda gayri resmi görüĢ alıĢveriĢinde bulunmayı tercih ederler. Bu süreç, baĢkanın üyelerden gelebilecek her hangi bir ciddi itirazı teĢhis etmesine yardımcı olabilir; dolayısıyla kurul toplanmadan en az bir hafta önce bu süreç baĢlatılmalıdır. 77 78 Kurul üyeleri bütün toplantılara katılmayı hedeflemeli ve kendi olağan, aylık iĢlerini buna göre planlamalıdırlar; kurulun alt komisyonlarının üyesi olsalar dahi, aynı kural geçerlidir. BaĢkan gibi, her üye de, toplantının gündemini önceden edinmiĢ olacağından, o toplantı için hazırlanmalı ve gündemde yer alan konuların doğasını kavramalıdır. Bu, her üyenin etkin katılımına ve belki de kurulun amaçlarına ulaĢması yolunda çok önemli bilgileri sağlamasına yol açacaktır. Toplantıların her birinde, baĢkan gündemi ilerletirken, her üye teklifte bulunabilecek bir konumda olmalıdır. Kurul toplantıları, özde, her biri bazı umut ve endiĢelere, amaç ve engellere, kendi yandaĢ ve muhaliflerine, farklı huy ve alıĢkanlıklara sahip olan bireylerin arasındaki etkileĢimlerdir; kimi zaman böylesi etkileĢimler davetli misafirler arasında da yaĢanabilir. Genellikle kolayca fark edilmeyen bu boyutlar toplantılara yansırlar ve deneyimli üyeler kurulun resmi görevlerine eĢlik eden ve hatta zaman zaman onun yerini geçen bu dinamiklere dair ipuçlarını yakalamaya çalıĢırlar. Gruplar, uzlaĢma uğruna, kimi zaman yetersiz ya da tam olarak yeterli sayılamayacak çözümler üretebilir ve bazen (olasılıkla her bir üye tekil olarak kendisinin hiçbir kiĢisel sorumluluk taĢımadığına inandığı için) çok riskli bir çalıĢma yöntemi izlemeyi tercih edebilir. Bununla birlikte, sadece „grup düĢüncesi‟ ile değil, grup dinamikleri çalıĢan sosyal psikologlar, birkaç yıldan beri, bir kurulun tartıĢmalarının, özellikle de bunların kararlarının, genellikle her hangi bir „ortalama‟ üyenin fikirlerinden üstün ve en azından sıklıkla en iyi üyelerinkine eĢit olduğunu biliyorlar. Buna ek olarak, gruplar her zaman olmasa da sıklıkla, bireylere göre, daha yararlı tavsiyeler, daha kapsamlı öneriler ve kararlar sunabilirler. Ne var ki, Biyoetik Kurullar, bu genel bulgulardan yararlanmaya giriĢirken ve kurullarının tartıĢmalarını, önerilerini ve gerektiğinde kararlarını geliĢtirmek için çalıĢırken dikkatli olmalıdırlar. Sonuç olarak, deneyimli baĢkanların ilk elden öğrendikleri gibi, güçlük çıkaran iĢlemler ve yardımcı olmaktan uzak yöntemlerin yarattığı sorunlar çoğu zaman üyelerin en fazla dikkatini çeken noktalardır. Dolayısıyla, baĢkanlar için, belirli zaman aralıkları ile üyelere, yaptıkları iĢlerin takdir edildiğini bildirmek önemlidir. Bu durum, üyeleri ve alt komisyonları ek yükümlülükleri gönüllü olarak üstlenmek için cesaretlendirecektir. 1.2 YENĠ ÜYELERĠN KABULÜ Rolü bir kez belirlendikten sonra, kurulun iĢlev görmesi için doldurulması gerekir. Açıkçası, üyeliğin niteliği kurulun baĢarısını belirlemede çok önemlidir. Ġyi seçilmiĢ üyeler, çoğu zaman, kötü yapılandırılmıĢ kurumların bile çalıĢmasını sağlayabilirken; tersine, kötü seçilmiĢ üyeler en iyi Ģekilde tasarlanmıĢ yapıları bile bozabilir. Biyoetik Kurullar ortak bir sorunla karĢı karĢıyadır: Birçok niteliksiz kiĢi hizmete talip olmakta, ama pek çok nitelikli kiĢi bunu yapmayı istememektedir. Niteliksiz değil, nitelikli olan nasıl üye yapılabilir? BaĢkanlar, kurul üyeleri ve kurumsal yetkililer için en açık yaklaĢım, öncü olmak ve nitelikli kiĢileri hizmet etmeleri için cesaretlendirmek olacaktır. Kullanılabilecek pek çok teknik arasında, resmi olmayan toplantılar, seminer ve konferanslara davetler sayılabilir. Bu yaklaĢımın avantajı, tecrübe ve bilgi sahibi olanlara insiyatif verilmesidir. Aynı zamanda, herkesin katılacağı bir iletiĢim ağının pratik kullanım yollarından yararlanır. Ancak sorun, bu yaklaĢımın değiĢmeyi ve istismarı bertaraf etmeyi engellemesidir. Yeni alınan üyeler doğal olarak kendileri ile anlaĢabilecek olanların peĢindedir. Yeni üyeler de daha eski üyelere karĢı bir minnet borcu hissedebilirler. 78 79 Bu sürecin, dolayısıyla, her zaman ilgili seçmenlerin kendi adaylarını çıkardıkları ikinci bir süreç ile tamamlanması talihli bir durumdur. Her iki süreç de aynı kusurlara sahiptir ancak çoğunlukla iki yaklaĢım birbirini denetleyecek ve dengeleyecektir. Bütün baĢkanlar, sahip oldukları saygınlık, önem ve ayrıcalıkları vurgulayarak ve yüklerinin farkında olarak (zaman, enerji ve değerli kiĢilerin yabancılaĢma riski), her durumda, kurul üyeliğinin mümkün olabildiğince cazip görünmesini sağlamayı kavramıĢlardır. Bu yapılırken, özgeci ve insanlara karĢı sorumlu davranılmalıdır.„Etik polisi‟ rolünü tam olarak bir kenara bırakmalıdır. Ne var ki, Biyoetik Kurullarda hizmet vermeye gönüllü olma konusunda insanların cesaretini kıracak etkenler de vardır: 1.Kimi yetki sahipleri bu kurulların varlığına basitçe karĢı ya da kayıtsız olabilir. Hizmet sırasında verilecek sürekli kurum içi eğitim programları bu tutumun üstesinden gelinmesine yardımcı olabilir. 2.Uzmanlar, genellikle yanlıĢlıkla, aslında bu kurulların devamlı gündemlerini oluĢturacak çok az biyoetik konusunun bulunduğunu varsayabilirler. Kurullar, bu varsayımla mücadele etmek için kendi gündemlerini yayınlayabilir ve yaygın dağıtımını yapabilir. 3. Profesyoneller ve bilim insanları kendi resmi görevlerini yürütmekle o kadar meĢgul olabilirler ki, gerçekte kurul çalıĢmalarına ayıracak zamanlarının olmadığını düĢünebilirler. Bu durumda baĢkanlar, yöneticilerle ve diğerleriyle bağlantıya geçebilir. Profesyonellerin Biyoetik Kurulda çalıĢacak zamanı kendilerine ayırabilmeleri için, yoğun iĢ programlarını yeniden düzenlemek konusunda amirlerinin desteğini arayabilir. 4. Ġnsanlar, kurulun davetiye çıkardığını düĢündükleri çekiĢmelerden uzak durmak isteyebilirler. 5. Çoğu uzman profesyoneller ve çalıĢanlar, aslında, kurulun amaç ve iĢlevlerinin ne olduğunu bilmemektedir. Yöneticiler, kendi kurumları kapsamında kurulların amaç ve iĢlevlerini açıklayan demeçleri yayınlayarak baĢkanları destekleyebilir. Üye olmayan birkaç kiĢinin, belirli aralarla kurul toplantılarına katılmaya davet edilmesi yönünde bir tutum geliĢtirilmesi, kurulun amaç ve iĢlevlerini açıklığa kavuĢturabilir ve hatta üye olmayanların desteğini kazanmak için bir yol olabilir. Diğer bir konu, Biyoetik Kurulların konuk üyelere açık olup olmamasıdır. Konuk üyelere sahip olmanın bir üstünlüğü, katılımlarının yararı olabileceği düĢünülen belirli grupların temsil edilmesini garanti altına almaktır. Örneğin, Politika Üreten ve/veya DanıĢman bir kurulun Sağlık Bakanlığı‟ndan bir temsilci, bir AraĢtırma Etiği Kurulu‟nun, bağlı bulunduğu kurumundan bir biyoistatistikçi içermesi beklenebilir. Ne var ki, konuk üyeler her zaman büyük bir istekle çalıĢmazlar ve kurullarının diğer üyeleri konuk üyelerin hak edilmemiĢ bir etki gücüne sahip olduklarını düĢünebilirler. Konuk üyelerin Biyoetik Kurullara dâhil edilmesi, kurulların kendi idari otoritelerini devre dıĢı bırakmaya giriĢtikleri görüntüsünü vermekten kaçınmak amacıyla dikkatle yürütülmelidir. Deneyimler göstermiĢtir ki, üye olmayanların Biyoetik Kurullarda temsil edilmesi, yalnızca belirli aralıklarla raporlar yayınlamaktan çok daha etkilidir. Biyoetik Kurulların baĢkanları, uzman kiĢiler ve resmi makamlar ile yararlı iliĢkiler kurmalıdırlar. Bu durum, bir yandan, ister geçmiĢte isterse de gelecekte olsun, çözümü güç olaylarla ilgili fikir alıĢ veriĢinde bulunmayı, yeni ortaya atılan araĢtırma önerileri veya yeni bilim ve sağlık projeleri üzerine tartıĢırken kurul toplantılarının daha verimli geçmesini sağlayacaktır. 1.3 TOPLANTILARA HAZIRLIK 79 80 Harcanan emeğe değecek toplantılar yürütmeyi ümit eden baĢkanlar, gündem oluĢturmak için bilgi edinmekten fazlasını yapmak durumundadır. Bir kurul, oluĢumunun baĢında, ne kadar sıklıkla toplanacağı ve devamlı üyeler katılamadıklarında yedeklerin ve temsilcilerin bu toplantılarda yer alıp almayacakları konusunda izlenecek yolları önceden belirlemiĢ olmalıdır. Kurul sadece gözden geçirilmeye ihtiyaç duyan bir olay veya bir baĢvuru ortaya çıktığı zaman mı bir araya gelecektir? Zaman zaman kurulun zorunlu gözden geçirmeler yapması gerekecek midir? Karar yeter sayısı Ģart mıdır? Öyleyse, ölçütler nelerdir? Karar yeter sayısı, -baĢkan dâhil- kurul toplantılarına katılması (ve burada özellikle oy vermesi) beklenen en az üye sayısıdır. Aslında bazı toplantılar, belirli bir klinik alt uzmanlık dalında bilimsel yeterliğe ya da eğitime sahip en az bir üyenin bulunmasına ihtiyaç gösterebilir. Kimler, örneğin hastanede yatan bir hasta vakası veya bir araĢtırma protokolünün geriye dönük incelemesini talep edebilir? Kimler ilgili vakanın veya protokolün inceleme için uygun olup olmadığına karar verir? Eğer baĢkan tek baĢına inceleme için uygun olmadığı yargısına varırsa, bu durumu tüm üyelere iletir mi? Biyoetik Kurullar söz konusu olduğunda, bu soruların cevapları, seçilmiĢ ya da atanmıĢ üst kademe devlet görevlilerinin, sağlık kurumları yöneticilerinin talimatları veya çeĢitli sağlık çalıĢanlarının talepleri üzerinden Ģekillenir. Talepler kendi içlerinde, ne var ki, bir kurulun ilgisini ve konuyu müzakere etmesini garantilemek için yeterli değildir. Özenli ve dikkatli bir tartıĢma süreci ile bir çare veya çözümün ortaya konmasına ihtiyaç gösteren bir sorun ya da sorunlar dizisi söz konusu olmalıdır. Toplantılara hazırlık, hem kurul üyeleri hem de baĢkanlar açısından saydam bir yöntem gerektirir. Bütün kurul toplantılarının biyoetikle ilgili ikilemleri çözüme kavuĢturması beklenmez. Çoğunlukla kurulun özel yapılanması dâhilinde ya da ondan bağımsız herhangi bir yerde alınan kararları içerebilen önemli olguları yaymak veya henüz kurulun ilgi alanına girmemiĢ, ancak kurul baĢkanlarının yakın bir gelecekte gündem maddesi haline geleceğini tahmin ettikleri sorunları tartıĢmak üzere göreve çağrılır. 1.4 GÜNDEMĠ TAKĠP ETMEK Gündem, toplantı sırasında ele alınacak konu baĢlıklarının bir listesi olduğuna göre, bir Ģekilde açık uçlu olabilir. Genellikle, üyelerin kendilerini ilgilendiren bir konuyu gündeme getirmek için kullandıkları ve yürütülecek iĢ açısından bir kılavuz iĢlevi gören „diğer iĢler‟ adında baĢka bir madde daha vardır. Bazen gündem fazlaca dolu olabilir. Örneğin, belki bir madde tahmin edildiğinden daha çok tartıĢmaya neden olur ve toplantı bütün maddeler ele alınmadan sona erer. Bu durumda, ele alınmayan maddeler doğal olarak bir sonraki toplantıya aktarılır. Bunun yanısıra, bir gündem maddesi üyelere her hangi bir Ģey ifade etmiyorsa, baĢkan, her toplantının öncesinde ya da sırasında, ilgili maddenin elenip elenmeyeceğini kendilerine sorabilir. Aynı zamanda, kurul raporlarının hazırlanması için ayrıntılı zaman çizelgeleri ortaya konabilir. Son olarak, toplantıdan önce, üyelere, tartıĢmayı gündemde bulunmayan bireysel ve daha acil konulara çekmek isteyip istemedikleri sorulabilir. 1.5 TOPLANTI TUTANAKLARINI KAYDETMEK 80 81 Tutanaklar, bir toplantıda meydana gelenlerin kaydıdır. TartıĢmaların özetlerini ortaya koyacak Ģekilde ayrıntılı veya sadece eylemleri belirtecek biçimde sınırlı olabilir. Tutanaklar, yetkili kiĢi ve kurumları ya da kamuoyunu bilgilendirmek veya sonra faydalanmak üzere öncelikleri ve gerekçeleri kaydetmek için kullanıldığından, tutulan notların Ģekli uygulamada önemli sonuçlar doğurabilir. Kurullar bazen, profesyonel tutanak tutma servisleriyle çalıĢırlar. Bu yola baĢvurulduğunda, kaydı ses ile sınırlandırmak, video çekimi yapmamak en iyisidir. Ġlk müsveddeler genellikle fazlaca „kabataslak‟tır. Önemli olan, toplantı sonlandıktan sonra üç ya da dört gün içinde ortaya „temiz‟ bir belge çıkarmaktır. Düzgün metin tamamlandıktan sonra, notlar gözden geçirmeleri için bütün üyelere gönderilebilir. Bir hafta içinde, kurul toplantısının son hali kullanım için hazır ve olasılıkla kurulun internet sayfasına konulmuĢ olur. Bazı kurullar, standart iĢ olarak ilk metnin „konuĢmacı hataları” açısından değil, „yazım hataları‟ açısından temizlenmesini öngören bir yöntem benimsemiĢlerdir. Bu yöntemin üstünlüğü, üyeleri, sonradan kendi sözlerini gözden geçirme ve geniĢletme varsayımından caydırmasıdır. Tutanaklar doğal olarak, genellikle baĢkan tarafından atanmıĢ olan kurul sekreteri tarafından alıkonur. Sekreter, tutanak notlarını derler, doğru ve tam olup olmaması açısından incelebilmesi amacıyla sonraki toplantıdan en az bir hafta önce üyeler arasında dolaĢtırır. Gündemin onaylanmasından sonra, üyelerden bir önceki toplantının tutanaklarını onaylamaları istenir. Bu iĢlem sonrasında ilgili tutanaklar kurulun resmi kayıtlarının bir parçası haline gelir. Bazı üyeler, adli ve cezai sorumluluk oluĢmasına yol açacak yasal süreçlerde, tutanakların kendileri aleyhine kullanılabileceği kaygısını ifade etmiĢlerdir. Ne var ki bugüne kadar yaĢanan tecrübeler, ne bir bütün olarak Biyoetik Kurulların, ne de tek tek üyelerinin, iyi niyetle yaptıkları öneri ve tavsiyeler yüzünden adli veya cezai kovuĢturma ile karĢı karĢıya kaldıklarını göstermektedir. Gerçekte, yargıçlar, genellikle, resmi kayıtların göz ardı edilmesi ya da atılmasındansa alıkonmasını takdir etmektedirler. Aslında, bazı üye ülkelerde Biyoetik Kurullara ve üyelerine, kendi kurumları ya da baĢka organlar tarafından, tüm adli ve cezai yükümlüklere karĢı dokunulmazlık sağlanabilir. 1.6 ALT KURULLAR KURMAK Her biri tam katılımlı, bazen ayda birden fazla toplanan, kökleĢmiĢ biyoetik kurullar için artık, amaçlarına ulaĢmak, iĢlevlerini yerine getirmek ve özelleĢmiĢ hedeflerini gerçekleĢtirmek mesele değildir. Neredeyse bütün kurul üyeleri kendi rutin görevlerine ek olarak görev aldıkları kurullarda hizmet verdikleri için, birçok durumda kurulların iĢ yükü ciddi bir külfet haline gelebilir. Buna bir çözüm, uzmanlık ve ilgiye temelli çalıĢmaya dayanan bir bölüm kurmak için, mevcut biyoetik kurul içinde alt kurulların oluĢturulmasıdır. Genellikle küçük ve çevik olan böylesi alt kurullar, çoğu zaman geniĢ ve hantal kalan büyük kurula göre daha hızlı ve etkili hareket edebilir. Kurumlar, yöneticileri ve kurul baĢkanları, genellikle, tam katılımlı toplantıların arasında birkaç kez bir araya gelebilen, her kurula birkaç kiĢi daha ekleyerek oluĢturulan alt kurullara güvenmeyi tercih ederler. Bazen de, özellikle Politika-Belirleyen ve/veya DanıĢman Kurulların etkinlik gösterdiği ulusal hükümetler düzeyinde, alt kurulların oluĢumu, yararlı olmalarına da karĢın, kolay organize edilemez. Bir Üye Ülke „açık toplantı‟ 81 82 Ģartlarını benimsemiĢ olabilir ve bu durum, kurul iĢlerinin belirli sayıda alt kurul yoluyla sonuca vardırılması sürecini ağırlaĢtırabilir. Ancak, öz-eğitim, Biyoetik Kurullar açısından son derece önemli ve sürekli bir etkinliktir. Bunun için, neredeyse her Biyoetik Kurul, sadece kurulun bugünkü üyeleri için değil, gelecekteki üyeleri için de öz-eğitim çalıĢmalarını yürütmek amacıyla eninde sonunda bir alt kurul oluĢturmak durumundadır. Ek olarak, özellikle her kurumun sınırlı camiasında yer alan insanlar için, halkı biyoetik kavramı ve konuları temelinde eğitmeyi amaçlayan programlar düzenleme iĢi alt kurula verilebilir. Bazı Biyoetik Kurullar aĢağıdaki görevlere sahip alt kurullar kurmuĢlardır: 1. BaĢkanlar ve üyeleri seçmek için politikalar geliĢtirmek; 2. Klinik araĢtırma deneylerinde yer alan hastalar ve katılımcılar için aydınlatılmıĢ onam formlarını hazırlamak ve gözden geçirmek; 3. Ağır vakaları doğrudan ilgilendiren önemli biyoetik konuları ele almak; 4. Ev sahibi ülke ve diğer ülkeler arasında çok merkezli klinik çalıĢmalar için biyoetik konularını incelemek; 5. Kurulun etkinliklerinin parasal olarak desteklenmesi için planlar oluĢturmak; 6. Kurumun personeli ve bölgede yaĢayan vatandaĢlar için biyoetik eğitimini desteklemek ve geliĢtirmek; 7. ÇeĢitli biyoetik konularında yayınlar yapmak. 1.7 ĠZLEM ÇALIġMASI VE ARA DÖNEM ETKĠNLĠKLERĠ Bir toplantı sonlandıktan sonra, kurul kararlarının uygulanmakta olduğunu garanti etmek açısından izlem çalıĢması gerekli olabilir. BaĢkanın, belki ilgili kurul üyeleri ile beraber, öncülük etmesi beklenir. Kararlı, iradeli bir izlem çalıĢması güvenilirlik ve özsaygıyı geliĢtirmekle kalmaz, etkililiğe iliĢkin elle tutulur kanıtlar da sağlamıĢ olur. Bir izlem çalıĢması yöntemi, aynı zamanda, etkin uygulamaları da teĢvik eder. Ne var ki, izlem çalıĢması, emeği entelektüel uğraĢtan çok idari ayrıntılara yönelttiğinden genellikle zaman alıcı ve yorucudur. Bundan dolayı baĢkanlar, bu temel görevi çoğunlukla gönülsüz bir Ģekilde üstlenirler. BaĢkan adına görev yapan güvenilir çalıĢanlar çoğu zaman daha yapıcıdır. Bir sonraki toplantının öncesinde, bütün toplantıların tutanaklarının tutulması ve dağıtılması istemine ek olarak, baĢkanlar, üyelere daha önce üzerinde anlaĢtıkları noktaları anımsatan hatırlatma notlarını uygulamasını kıllanabilirler. Benzer yöntemler, alt kurullar tarafından da benimsenmeli ve izlenmelidir. Çoğu zaman bütün üyelere gönderilen bu tür hatırlatma notları, henüz görevlerini tamamlamamıĢ olan üyeler için anımsatma iĢlevi görebilir ve belki onları bu konuda motive eder. 1.8 KURUL AĞLARI Biyoetik Kurullar yerel düzeyde hükümetlerle, sınırlı da olsa, kaynaklarını birleĢtirebilir, Genel iĢlem ve yöntemleri biçimlendirmek ve benimsemek kadar sistemle ilgili sorunları da beraberce ele alabilirler. Benzer özellikte biyoetik kurullar, sağlık hizmeti veren baĢka kurullarla temasta baĢarısızlıklar yaĢayabilir. Örneğin Sağlık Hizmetleri Etik Kurulu ve AraĢtırma Etik Kurulu‟nun klinik araĢtırmacılarla kendi deneyimlerini paylaĢma fırsatını bulamaması gibi. Farklı çevrelerde uygulamalar yapan farklı sağlık çalıĢanları arasındaki 82 83 karĢılıklı paylaĢım, sadece tekil hasta anlamında değil, aynı zamanda sağlık hizmet sunumu anlamında da gereklidir ve biyoetik konularının ele alınma biçimini geliĢtirecek disiplinler arasında etkileĢime ihtiyaç vardır. PaylaĢım süreci aynı zamanda, yerel ve bölgesel sağlık politikalarına yeni yaklaĢımlar getirilmesine ve geliĢmesine katkı sağlayabilir. Kısacası, farklı ortamlardan, disiplinlerden ve kurumlardan gelen temsilciler arasındaki iĢbirliği, ağ içindeki sağlık hizmet sunumu zeminlerinden beslenerek, genel ve kapsamlı biyoetik meselelerine iliĢkin daha geniĢ bir kavrayıĢ yaratmaya yardımcı olabilir. Biyoetik Kurullar bölgesel veya yerel bir ağ oluĢturmakta anlaĢtıktan sonra, bir tartıĢma forum oluĢturmak ve tüm katılımcıları önerilerini sunmaya çağırarak özel konular belirlemek için esnek bir gündem saptayabilirler. Örneğin, Ġtalya‟nın Veneto bölgesinde, yetkili makamlar, yerel bir Biyoetik Kurulu ve onun altında, araĢtırma merkezleri ve üniversite hastanelerinde AraĢtırma Etik Kurulları ve ek olarak, büyük hastanelerde Sağlık Bakımı Etik Kurulları sistemi kurmuĢlardır. Farklı evrelerdeki bu kurullar etkinliklerinde eĢgüdüm sağlamaya çalıĢmaktadır. Ġtalya‟nın 1988‟den beri ulusal düzeyde bir Biyoetik Kurulu vardır. Kurul ağları oluĢturma iĢlemi konferanslar yoluyla kolaylaĢtırılabilir. Bu konferansları verimli hale getirmek amacıyla, aĢağıdaki özgül adımlar faydalı olabilir: 1. Olasılıkla ortak bir kurumsal ya da örgütsel yakın iliĢki veya coğrafi ortam nedeniyle bir arada olan küçük katılımcı toplulukları, kendi özgül ilgilerini tartıĢmak için toplanabilirler. 2. Küçük topluluklar, önem derecelerine göre, bir ölçüde bağlı oldukları kurumların türüne (hastane, yerel klinik ya da dispanser veya uzun süreli bakım kurumu) göre 5 ya da 6 kalem faaliyet alanı saptayabilirler. 3. Küçük topluluklar belirli bir oturumda hangi ana konunun tartıĢılacağına karar verebilir. 4. Bütün üyelerin hazır bulunduğu bir oturumda her topluluktan tek tek kiĢiler tartıĢma konusu hakkında yorumda bulunabilir. Son oturumda tüm toplulukların çalıĢmalarından bir özet damıtılabilir ve grup için önemli olan özgül, iyi çerçevelenmiĢ görevler ana hatlarıyla çıkarılır. Bu tartıĢma alanları sadece özel sorunları karara bağlamaya katkıda bulunmaz, aynı zamanda, her bir topluluğun üyeleri diğer toplulukların üyeleri ile etkileĢim içine girdikçe ve onlardan bazı Ģeyler öğrendikçe topluluklar arası bilgi ve kavrayıĢı da geliĢtirir. Bu sürecin bir sonucu, kurumlarının olduğu kadar kendi yerel ve bölgesel ortamlarının da farklılığına karĢın genellikle sorunların ne kadar benzer olduğunu görerek, katılımcıların, baĢkalarının karĢılaĢtıkları sorun tiplerinin ayırdına varmalarıdır. Takip eden gözden geçirme süreciyle, üyelerin gelecekte bilgi ve görüĢleri bir araya getirmek için baĢvuracakları bir kaynak meydana getirilebilir. Böylesi bir yeniden düĢünmeyi kolaylaĢtırmak için, tartıĢma alanları çok fazla resmi zorunluluklarla boğulmamalıdır. Gayri resmi tartıĢmalar ve soru-cevap oturumları için geniĢ zaman ayrılmalıdır. Zaman darlığının birçok konferans ve kurul toplantısının ortak kusuru olduğu yeterince vurgulanamamıĢtır. Çoğunlukla katılımcılar, eskiden beri boĢa kürek çekilen ve gelecek vaat etmeyen programlara sessizce tahammül etmiĢ olmaktan dolayı piĢmanlık içindedirler. Bu sorun, toplantı düzenleyicilerinin dikkatini, yönteme iliĢkin bu ciddi sorunu halletmek için yeni bir iç iĢleyiĢ politikasına duyulan ihtiyaca çekerek gündeme getirilebilir. Kurul ağlarının iĢleyiĢ yöntemleri tek baĢına deneyim paylaĢımının yerini tutamayacağı için, bu özgül adımlar elbette kendi içlerinde amaç değildir; bunlar sadece iyi düzenlenmiĢ bir konferans ya da tartıĢma alanında gerçekleĢebilir. 83 84 2. ÖZGÜL YÖNTEM VE POLĠTĠKALAR 2.1 POLĠTĠKA-BELĠRLEYEN VE/VEYA DANIġMAN KURULLAR Hükümetin gündemine yanıt vermek Politika-Belirleyen ve/veya DanıĢman Kurulları sadece hükümet baĢkanı tarafından verilen talimatları yerine getirmez. Bu kurullar, yeni bilim politikaları oluĢtururken tavsiye ve yardım almak için hükümet organlarından gelen taleplere yanıt vermeye de hemen her zaman hazırlıklı olmalıdır. Kurul bir araya geldiğinde, bazen lobi faaliyeti yürütenler, belirli bir konuyu ele almasını teklif etmek üzere kurul baĢkanı ya da kurul üyelerinden biriyle bağlantıya geçmenin bir yolunu bulabilse da, çoğu zaman hükümet dıĢındaki kiĢiler bu kurullara ulaĢamazlar. Birkaç üye ülkede bulunan Politika Belirleyen Kurullar ve/veya DanıĢmanlık Kurulları, kendi öznel zorunluluklarına koĢut olarak, ulusal düzeyde sağlık politikalarını geliĢtirmek üzere hükümet baĢkanı ya da diğer hükümet yetkililerine tavsiyelerde bulunmak amacıyla kimi yordamlar benimsemiĢlerdir (Bkz. Ek II.2). Çalışanlar ve çalışma ilkeleri Politika-Belirleyen ve/veya DanıĢman Kurul üyeleri, genellikle toplantılarını yaptıkları yerden uzakta ikamet ederler. Ne var ki bu durum, çoğu zaman yerel ya da belki bölgesel bir çevrede toplanan AraĢtırma Etik Kurulları veya Sağlık Etiği Kurulları‟nın üyeleri için geçerli değildir. Buna karĢın, bazı üye ülkelerin Politika-Belirleyen ve/veya DanıĢman Kurullar gerçekte AraĢtırma Etik Kurullarıdır ve onların üyeleri de toplanmak amacıyla ülke içinde seyahat etmek durumundadırlar. Öte yandan, tam zamanlı çalıĢan Politika-Belirleyen ve/veya DanıĢman Kurul üyeleri, sürekli olarak kurul tartıĢmalarına, özellikle de izleme çalıĢmalarına ihtiyaç gösteren oldukça uzun tutanaklarla sonuçlanan toplantılara katıldıkları için kurul toplantılarının yapıldığı mekâna yakın bir yerde oturmak zorundadırlar. Kendilerinden, kimi zaman, devasa bir görev olan, kurul üyelerinin çalıĢmalarını birleĢtirme, sentezleme, yayınlama ve yaygınlaĢtırılmasına yardımcı olma iĢleri beklendiğinden, çalıĢanlar yerel sakinlerden kimseler olmalıdır. Ek bir sorun, ulusal düzeyde Politika-Belirleyen ve/veya DanıĢman Kurulların ya da Konseylerin bildiri ve raporlarını hazırlamanın çalıĢanlar için belirli bir yolunun olmamasıdır. Yine de aĢağıdakileri yapmakla yükümlüdürler: 1. Her bir toplantının „kaba‟ notlarının gözden geçirmek; 2. Üyelerin görüĢlerinin çeĢitliliğini hatasız Ģekilde özetlemek; 3. Bunları daha önce verilen çalıĢma belgeleri ile bütünleĢtirmek; ve 4. Hatta belki „düzgün‟, birleĢtirilmiĢ ve düzenlenmiĢ belgenin bir kopyasını çıkarıp, eriĢebilir olması için kurulun mevcut internet sayfasına koymak. Politika-Belirleyen ve/veya DanıĢman Kurullar kurum içi kılavuzlar ve iĢleyiĢ politikaları geliĢtirme ihtiyacını gözardı etmemelidir. Bunlar, (adı geçen kurulların) danıĢmanlık iĢlevini etkili bir biçimde yerine getirmesi için gereklidir. Bu iĢleyiĢ yöntemleri ve ilgili kılavuzlar, ele alınan konu ile ilgili tanımları, kurulların hazırlamakta oldukları açıklama ve raporlara dair ölçütleri, gerektiğinde danıĢmanların katılımını rica etme sürecinin tarifini ve tam zamanlı çalıĢan üyelerin ayrıntılı birer meslek tanımını içermelidir. Kurulların kendilerine karĢı sorumlu oldukları hükümet yetkilileri için raporlar hazırlaması beklendiğinden, bu kurullar, güven ve karĢılıklı saygı ortamında toplanmaya ihtiyaç duyarlar. Üyeler, biyoetik kapsamındaki belirli bir konu veya sorunu tartıĢmak üzere 84 85 bir araya geldiklerinde, seslerini duyurmak ve görüĢ alıĢveriĢinde bulunmak için kendilerine fırsat tanınması gerekir. Rapor üretmek ve üye ülkelerin ulusal arşivleri Bir kurul için en zor görevlerden biri, hükümet baĢkanının meclis üyelerine ve belki de bakanlar dâhil diğer seçilmiĢ ya da atanmıĢ hükümet yetkililerine ileteceği Ģeffaf, kapsamlı ve anlaĢılır tavsiye raporları oluĢturmaktır. Bu bildirgeler aynı zamanda eğitici olmalıdır. Kısa vadede politikayı etkileyemeyecek olsa bile, daha sonra anlamlı bir etkide bulunabilir. Bu nedenle Politika-Belirleyen ve/veya DanıĢman Kurulların, tavsiye raporları ve bildirgeleri bir gün kabul görecek ve yeni politikaların öncüsü olacakmıĢ gibi, detaylı kurum içi kılavuzlar geliĢtirmesi beklenmektedir. Daha aĢağı seviyelerde değilse, hükümetin ulusal düzeyinde bir Biyoetik Kurulun üretimine dayanan tüm belgeler Üye devletlerin ulusal arĢivlerinde saklanmalıdır. Gelecek kuĢaklar geçmiĢten dersler çıkarmayı umduğu sürece, zamanla bu belgeler, tarihçiler, politika belirleyenler ve diğerleri için çok değerli hale gelebilir. Bir kaç üye ülkede, sayısız sağlık politikası üyelerin tavsiyede bulunduğu ya da rapor sunduğu kiĢiler tarafından tartıĢılmakta olabileceği için, buralarda kurulların iĢleyiĢ yöntemi güç iĢleyebilir. Sonunda bu raporlar, halkın iyiliğini artıracak ulusal politikaların kaleme alınması ve benimsenmesi yönünde bir etkide bulunacaksa, ne âlâ. 2.2 SAĞLIK ÇALIġANI BĠRLĠĞĠ BĠYOETĠK KURULLARI Sağlık Çalışanlarının biyoetikle ilgili kaygılarına yanıt vermek Bir hükümetin Politika-Belirleyen ve/veya DanıĢman Kurulların baĢkanı ve üyelerini, Sağlık ÇalıĢanı Birliklerinin Biyoetik Kurulları üzerinde nüfuzu olabilir. Örneğin ulusal düzeyde bir hükümet kurulu, ileri sürülen bir taslak ya da yeni bir yasal düzenlemeden etkilenebilecekleri için, bir üye ülkenin hekim, hemĢire veya eczacılar birlikleriyle bağlantıya geçebilir. Bu tür bir hükümet kurulu durumla ilgili bir bileĢen olarak, gerek kendiliğinden konuyla alakalı olduğu için gerekse sahip olduğu bilgi ve deneyim ile düzenlemeyi geliĢtirebileceğine iliĢkin kanaatine dayanarak, ilgili yasal düzenlemenin kaleme alınması ve uygulanmasına etki etme hakkını doğal olarak kendinde görebilir. Çoğunlukla, sunulan yeni bir yasal düzenleme önerisi birkaç farklı kurulu ilgilendirebilir. Ortak çıkarlara sahiplerse, yanıtlarının eĢgüdümünü sağlayabilirler; çıkarları ayrıĢıyorsa, yanıtları bunu yansıtacaktır ve sonuçta ortaya çıkacak bir anlaĢmazlık bütün çabalarını geçersiz kılabilir. Sağlık ÇalıĢanı Birliklerinin Biyoetik Kurulları geniĢ değildir. Henüz eğitimini sürdüren ve sahada çalıĢmaya baĢlamamıĢ tıp, hemĢirelik ya da eczacılık asistanlarını içebilmekle beraber, bir kurulun çoğu zaman, hemen hepsi aynı sağlık uğraĢını uygulamak üzere eğitim almıĢ yaklaĢık on kadar üyesi vardır. Birliğin liderleri tarafından ya da daha resmi bir adaylık ve oylama süreci ile halktan bir kimse de kurula katılmaya davet edilebilir. Kurul üyelerinin çalıĢma dönemi yedi yıl gibi uzun bir süre olabileceği gibi iki veya üç yıl kadar kısa da olabilir. Uzun dönemler için görevlendirilen üyelere, çalıĢma sürelerinin yenilenebilir olmadığı çoğu zaman bildirilir. Kısacası, küçük boyutlu olmaları, bu Kurulların üyeleri arasındaki kiĢisel iliĢkiler alınan cevapları belirlemede etkilidir. Gözden geçirilen veya gelişmekte olan kurum için politikalar Biyoetik Kurulların yeni ileri sürülen sağlık politikalarına dair rapor ve bildirgelerinin taslakları genellikle birliğin konuyla ilgili kurullarına aktarılır. Ek olarak, bu taslaklar yorumlarına baĢvurmak için baĢka Biyoetik Kurullara ve ilgili diğer taraflara iletilebilir. Bu 85 86 yöntem, kendi genel kurul toplantılarında onay için politikalar önerdiklerinde bu kurulların üyeleri arasında bir görüĢ birliğinin oluĢmasına, bu vesileyle de ikincil önemdeki konular üzerinde tartıĢmalarla zaman kaybının önlenmesine yardımcı olabilir. Bir birlik, gözden geçirme sürecini denetlemesi için bir çalıĢma grubu ya da o iĢe özgü bir ekip tayin edebilir. Kurul sekreteryası, kurulun yorumlarını sıralayıp, biyoetik kurulunun tamamı tarafından bir kez daha gözden geçirilecek tek bir belge ya da bildirgeye dönüĢtürme iĢini düzenlemekle sorumludur. Bu noktada, kurul, birlik yönetimine önerdiği politikanın kabul edilmesini tavsiye edebilir. Yönetim, cevaben, kuruldan ilgili belgenin düzeltilmek üzere yeniden incelenmesini isteyebilir veya biyoetik kurula raporu onaylamadığını bildirebilir. Bununla beraber, bir rapor -birlik içinde nihai yetkeye sahip olan- yönetim tarafından onaylandığında, bu rapor birliğin politikası haline gelir. Kendisinden birliğinin mevcut dıĢ politika bildirgelerini iyileĢtirmesi talep edildiğinde, herhangi bir Sağlık ÇalıĢanı Birliği Kurulu tarafından, aynı yöntem gayet iyi bir Ģekilde izlenebilir. Sonuç olarak, kurullara, beĢ ila yedi yıldan uzun olmamak kaydıyla düzenli aralıklarla kendi iç iĢleyiĢ politikalarını ve kılavuzlarını gözden geçirme çağrısı yapmalarını salık vermek uygun olacaktır. Bu kurum içi çalıĢma yöntemleri ve iĢleyiĢ politikaları, (1) küçük değiĢikliklerle veya hiç değiĢiklik yapılmadan yeniden teyit edilebilir; (2) büyük gözden geçirme çalıĢmalarına tabi tutulabilir; ya da (3) (baĢka bir düzenleme ile) değiĢtirilebilir veya iptal edilebilir. Belirli aralıklarla gözden geçirme, iç iĢleyiĢ politikaları ve kılavuzlarının zaman içinde iĢlevini kaybetmemesi garantilenir. Her durumda, bir birliğin yönetimi, kurul baĢkanına nihai onayını vermeden önce yönteme dair önerilmiĢ değiĢiklikleri inceleyebileceği için, bunları birliğin biyoetik kurulundan resmi olarak teslim almayı isteyebilir. Birliğin Genel Kurulu’na ya da Delege Meclisi’ne rapor sunmak Sağlık ÇalıĢanı Birliklerine ya da Odalarına bağlı Biyoetik Kurullar, bu kurumların hekim, hemĢire, eczacı gruplarının ve benzerlerinin birçok farklı kurulundan sadece biridir. Bu birliklerin tüm kurulları, örgütün Genel Kurulu‟na senede bir ya da iki kez kurul tartıĢmalarının raporunu sunmak dâhil, aynı çalıĢma yöntemini izlemek durumundadır. Bazen Temsilciler Meclisi olarak ta adlandırılan Genel Kurul, tüm üyelerin temsilcilerinden oluĢur. Sağlık çalıĢanı odaları genellikle, nihayetinde Temsilciler Meclisi ya da Genel Kurul tarafından yapılandırılan birlik tüzüğü ile kapsanan iĢleyiĢ kurallarıyla yönetilirler. Üyeleri çoğu zaman birlik yönetimi tarafından seçilen birlik alt kurullarından biri olan DanıĢman Kuruluna, Biyoetik Kurulun yıllık raporunu kabul etmek, raporu ve içerdiği tavsiyeleri ele almak üzere Genel Kurul‟un yıllık toplantısı öncesinde ya da sırasında kurul üyelerinin bir bölümüyle bir araya gelme sorumluluğu yüklenebilir. DanıĢma Kurulu, Biyoetik Kurulun raporunu kabul ya da reddedebilir veya raporda değiĢiklik talep edebilir. Rapor kabul edildiğinde ki bu süreç birkaç ay sürebilir, birlik yönetimine ve sonunda onay için Genel Kurula iletilir. DanıĢman Kurulu beĢ ila on kiĢiden oluĢur. Bütün kurullarda olduğu gibi, DanıĢman Kurulu da çoğu zaman, birlik yönetimi tarafından dağıtılan birliğin genel gelirinden parasal destek alır. Görevleri, hükümetin ulusal düzeyde Politika-Belirleyen ve/veya DanıĢman Kurullar mensuplarının görevlerine oldukça benzeyen Sağlık ÇalıĢanı Biyoetik Kurulu üyeleri, çoğunlukla beĢ ya da altıdan fazla üyeden değildir. Bazı araĢtırmalar, bunun Sağlık ÇalıĢanı Odaları Biyoetik Kurulu‟nca talep edilen ağır iĢ yükünün üstesinden gelmek için genellikle yeterli sayıda üyeden oluĢmadığını göstermiĢtir. 86 87 Etik kurallar: Davranış biçimleri, zorlayıcılık ve yaptırımlara ilişkin profesyonel kurallar Bir Sağlık ÇalıĢanı Odası Biyoetik Kurulu yalnızca çeĢitli kurullardan biridir ve çoğu zaman birlik içindeki üyeliğe baĢvuruların kabul ya da reddedilmesi süreçlerine müdahil olmaz. Üyeleri genellikle birliğin Temsilciler Meclisi‟nin bir kurulu tarafından atanmasına rağmen, Biyoetik Kurul çoğunlukla tamamen bağımsızdır ve Temsilciler Meclisi‟ne karĢı sadece kerhen sorumludur. Bazı odaların iç tüzükleri, beĢ ya da yedi yıllık görev süreleri için atandıklarında veya seçildiklerinde birliğin Biyoetik Kurulunun üyeleri için de geçerli olur. Bu uzun dönemler, devamlılığın geliĢimine katkıda bulunma ve üyelerin biyoetik alanında kendi eğitimlerini artırarak bilirkiĢilik durumunun teminatına olanak sağlama üstünlüğüne sahiptir. Bazıları, kurul üyelerinden, özellikle de Genel Kurulda delege olarak görev yapanlardan, en genel anlamda birlik içinde çıkar çatıĢması görüntüsü vermekten kaçınmak için, birlik içindeki tüm görevlerinden istifa etmelerinin gerektiğine inanmaktadırlar. Sağlık ÇalıĢanı Birliği Biyoetik Kurulu üyelerinden, birliğin etik kurallarını (veya ilkelerini) destekleme taahhüdü vermeleri istenebilir. Bu standartlar tipik olarak birliğin etik kuralları kapsamındadır. Örneğin, Dünya Hekimler Birliği tarafından resmi olarak ilan edilmiĢ olan aĢağıdaki Uluslararası Tıp Etiği Kurallarını ele alalım: GENEL OLARAK HEKĠMLERĠN GÖREVLERĠ Hekim, her zaman en yüksek mesleki davranıĢ standartlarını sağlayacaktır. Hekim, hastalardan yana özgür ve bağımsız muhakemeyi etkileyen kazanç sağlama dürtülerine izin vermeyecektir. Tıp uğraĢının bütün biçimleri kapsamında hekim, insanın değeri ve onuruna sevgi ve saygıyla, tam bir mesleki ve ahlaki bağımsızlık içinde, yeterli tıbbi hizmeti sağlamaya kendini adamıĢtır. Hekim, hastalara ve iĢ arkadaĢlarına dürüst davranacak, kiĢilik veya beceri kusurları olan ya da sahtekârlık ve dolandırıcılıkla uğraĢan hekimleri ifĢa etmeye çalıĢacaktır. AĢağıdaki eylemleri gerçekleĢtirmek ahlaka aykırıdır: A. Ülkenin yasaları ve Tabip Odalarının Etik Kuralları izin vermediği halde kendi reklâmını yapan hekimler. B. Yalnızca bir hastanın sevkini sağlamak ya da hastayı herhangi bir sağlık birimine göndermek ya da bunu reçete etmek için herhangi bir ücret veya baĢka bir bedel ödemek ya da almak. Hekim, hastaların, iĢ arkadaĢlarının ve diğer sağlık çalıĢanlarının haklarına saygı gösterecek ve hastanın mahremiyetini koruyacaktır. Hekim, hastanın fiziksel ve ruhsal durumunu zayıflatıcı etkide bulunabilecek tıbbi bakımı sunarken sadece hastanın yararı doğrultusunda davranacaktır. Hekim, yeni buluĢ, teknik ya da tedavileri meslek harici yollarla açıklarken azami dikkat gösterecektir. Hekim, ancak bizzat baktığı vaka hakkında onay verebilir. HEKĠMLERĠN HASTAYA KARġI ÖDEVLERĠ Hekim insan hayatını koruma zorunluluğunu her zaman akılda tutacaktır. Hekim, hastalarına tam bağlılıkla ve bilimin mevcut tüm olanaklarıyla bakacaktır. 87 88 Hekim bir muayene veya tedavi sürecinde yetersiz kalıyorsa, vaka için yeterliği olan bir baĢka hekime baĢvurmalıdır. Hekim, hastası hakkında bildiği her Ģeyi, hasta öldükten sonra dahi, mutlak bir gizlilik içinde koruyacaktır. BaĢka imkân bulunmadığı takdirde, hekim, insani bir ödev olarak acil müdahale hizmeti verecektir. HEKĠMLERĠN BĠRBĠRLERĠNE KARġI ÖDEVLERĠ Hekim, meslektaĢına, onun kendisine davranmasını istediği Ģekilde davranacaktır. Hekim, meslektaĢlarının hastalarını kapmaya çalıĢmayacaktır. Hekim, Dünya Hekimler Birliği tarafından kabul edilen “Cenevre Bildirgesi”nin ilkelerine uyacaktır. Bunlara ek olarak, etik davranıĢ kuralları Ģunları kapsayabilir: Profesyonellik, mali destek sağlayan kurumlara ve halka karĢı sorumluluklar ve araĢtırma sonuçlarını hazırlama ve yayınlama konularında suistimal. Ne var ki, suistimal, bilimsel yanıltma, uydurma, aĢırma ve intihalin (plajerizmin) ötesindedir. Örneğin, psikolojik ve sosyolojik temelli araĢtırmalardaki istatistiksel modellerin karmaĢıklığını kavramaya ihtiyaç gösteren klinik deneylerdeki hassas, korunmasız deneklere karĢı yükümlülüklerin ihmali anlamına gelir. Bir araĢtırmada, istatistikçilerin etik yükümlülükleri arasında, örneğin, deneylerin devamında, deneklerin sağlığına ve hayatına kabul edilemez zararların ortaya çıkabileceğine dair somut kanıtlar varsa, araĢtırmacıyı deneyin durdurulması yönünde uyarma sorumluluğu vardır. Bu mesleki birlikler veya odalar, genellikle, bilimsel intihal ithamları ya da etik sorunlar hakkında hakemlik etme veya karar verme yetkisine sahip değildir. Genellikle araĢtırmacıları bilimsel intihal yönünden incelemeye almayı ya da bu konuda onları yargılamayı veya herhangi bir Ģekilde hakemlik yapmayı kabul etmezler. Bu iĢi araĢtırmacının bağlı olduğu kurumlara, araĢtırmaları finansal olarak destekleyen devlet ya da devlet harici kurumların ilgili teĢekküllerine bırakırlar. Bununla beraber, bazı bilim kurumları, bilimsel yanıltma iddialarını ele almak üzere resmi yöntemler geliĢtirmiĢlerdir. Neredeyse bütün bu kurumlar, her hangi bir suçlama vukuunda, talep üzerine, etiğe iliĢkin konularda üyelerine yol gösterecek kılavuzlar oluĢturmuĢlardır. Ne var ki, özellikle profesyonel yönetim mekanizmalarında, etik ikilemleri çözüme kavuĢturmak ve geçerli tavsiye ve önerilerde bulunmak için, mevcut idari kurallar her zaman yeterli değildir. Böylesi hallerde kurallar genellikle temenni düzeyinde kalır ve birliğin üyelerini hedeflediğinden, mesele ile ilgili diğer tarafları fazla dikkate almazlar. Ancak, bu etik kurallara uyma taahhüdü zorlayıcı nitelikte değildir. Bir Biyoetik Kurul, özellikle biyoetikle ilgili konuların yanısıra yasa benzeri konuları da ele alma yetkisine sahipse, birliğin bir üyesinin ihraç edilme tehlikesiyle karĢı karĢıya olduğu hallerde önemli rol 88 89 oynayabilir. Birliğin yetkili bir kurulu, Biyoetik Kurul‟dan, bazen, bir üyelerinin mesleki kurallara aykırı eylemleri dolayısıyla soruĢturulması gerektiği iddialarını değerlendirmesini isteyebilir. Bununla beraber bu kurumlar, genellikle soruĢturma kurulları değildirler. Birçok kurul, üyelerinin davranıĢları mesleki suistimal açısından değerlendirilmesi konusunda, baĢka yetkili kurumların görüĢlerine güvenirler. Biyoetik Kurullar, mesleği kötüye kullanma iddiasını değerlendirme iĢini o birliğin ya da odanın yetkili kurullarına bırakma eğilimindedirler. Suçlama kanıtlanırsa, kurul ilgili üyeyi birlikten ihraç etme ve istifa etmesini „rica etme‟ yetkisine sahip olabilir. Sonunda, kurul birlik üyelerinin herhangi biri üzerinde, üyeliğin feshinden ya da üyelik imtiyazlarının hükümsüz kılınmasından, yalnızca gözetim altında tutmaya veya sansür, kınama ya da uyarı cezasına kadar değiĢen çeĢitli yaptırımlar uygulayabilir. Çoğu zaman yaptırımlar, suçlanan profesyonelin, birliğin ilgili organından önce kendisine bir savunma oturumu hakkı tanınması dâhil, uzun bir sürecin ardından sonuçlanır. Sonuç olarak, Biyoetik Kurulların, bir hastanın, sağlık çalıĢanını, mesleği kötüye kullanma suçlamasına yanıt olarak, mahkeme tarafından davet edilmiĢ olsun veya olmasın, bilirkiĢi dosyası hazırlayarak fikrini beyan etmesi kabul edilir. Özellikle de dava, sağlık çalıĢanı örgütü veya örgütün üyeleri açısından önemli açılımlara sahipse. Halkın erişimi ve yayınlar Sağlık ÇalıĢanı Birliklerinin Biyoetik Kurulları, üyeleri için bültenler de yayınlarlar. Abonelik ücretleri yıllık üye aidatlarının içindedir. Üyeleri haberdar etmek amacıyla yazılan bültenler, kurum hakkında yazıları ve kurumun etkinlikleri hakkında bilgiler içerir. Bültenler gün geçtikçe artan, aynı iĢlevi gören ancak daha kolay güncelleĢtirilen internet sitelerine eklenmektedir. Buna karĢılık dergiler, hakemli bilimsel yayınlardır. Bültenler ve dergiler ara sıra biyoetikle ilgili konulara eğilebilirler. Ancak Kurullar bilgi ve malumat edinmek için, genellikle, uzmanlaĢmıĢ dergi ve kitaplara, davetli yazarlara ya da konu ile ilgili konferans metinlerine baĢvurmak durumunda kalacaklardır. Halk için hükümet düzeyindeki Politika-Belirleyen ve/veya DanıĢman Kurullara eriĢmek zor olsa da, bu durum Sağlık ÇalıĢanı Birlikleri ya da odalarına bağlı Biyoetik Kurullar için geçerli değildir. Belirli bir yıl boyunca, bu kurullar, insanlardan yüzlerce baĢvuru, mektup, e-posta, telefon alabilir. Örneğin, medya tarafından yaygın bir Ģekilde iĢlenen bir hastanın durumu bağlamında Oda‟nın görüĢünü merak eden kiĢilerden: „Neden bu karar alınıyor?‟ „Gerçekte ne yapılıyor?‟ „Ben Ģuna inanıyorum…‟ vb. mesajlar alabilir. Biyoetik Kurullar bu bilgi taleplerine eğlenceli ya da sıkıntı verici Ģeyler gözüyle bakabilir. Ancak bunlar iĢlevsel bir halkla iliĢkiler örgüsü kurmak için iyi bir fırsattır ve bu yüzden baĢvurular gerektiği gibi cevaplanmalıdır. 2.3 SAĞLIK HĠZMETĠ / HASTANE ETĠK KURULLARI (HEK) Kurula erişmek için yöntem ve işlemler Öncelikle, Hastane Etik Kurulları (HEK), kime karĢı sorumlu olduğuna göre değiĢiklik yapılanma gösterirler. Kurulduktan sonra, sağlık kurumlarının tıbbi çalıĢanlarına, idari personeline, tıbbi ve idari çalıĢanlardan oluĢan birleĢik bir kurula ya da kırsal kesim hizmetleri, sosyal hizmetler bölümü, hemĢirelik kurulları ve hatta kurumların amirleri gibi diğer yapılara karĢı sorumlu olabilirler. 89 90 Ġkinci olarak, Hastane Etik Kurulları (HEK), baĢvuruların kaynağına göre farklı yöntemler kullanabilir. Örneğin: (1) Hasta yakınları veya konu ile ilgili olup sağlık çalıĢanı olmayan diğer meslek mensupları gibi geniĢ bir baĢvuru yelpazesindeki kiĢiler kurul baĢkanı ya da herhangi bir kurul üyesi ile bağlantıya geçebilir; (2) sadece yatan hasta takibi yapan kurum hekimleri kurula baĢvurabilir. Birinci yöntemde, yeni kabul edilen hastaların Hastane Etik Kurulu‟nun varlığından haberdar olduğu varsayılır. Bunun için, hastalar ve yakınlarına broĢürler, el kitapları ya da bültenler verilmelidir. Aynı Ģekilde, kırsal kesimden gelenler, hastaların avukatları ya da hukuki temsilcileri kurulun varlığı hakkında bilgilendirmelidir. Yalnızca tıp çalıĢanlarının kurula ulaĢmasını sağlayan ikinci yöntemde, sağlık birimlerinin amirlerinin kurulun varlığını çalıĢanlara duyurmasını gerekecektir. Bu yöntemler, sağlık çalıĢanlarını çeĢitli uyuĢmazlıklardan ayrı tutmayı amaçlamaktadır. Çünkü hastaların, hasta yakınlarının, konuyla ilgili halktan diğer kiĢilerin biyoetiğin temel meseleleri hakkında ivedilikle sorup danıĢmak istedikleri konularda yardımcı olmaya çalıĢır. Bugün, yeni kabul edilen hastaları, hasta yakınlarını ve diğer kimseleri Hastane Etik Kurulunun varlığı hakkında bilgilendirmek ve kurula ulaĢmaları için cesaretlendirmek üzere hatırı sayılır miktarda zaman ve enerji sarf edilmektedir. Bir sağlık kuruluĢunda yeni iĢe baĢlayanlar da kurulun varlığı hakkında bilgilendirilir. Kurulun amacı ve iĢlevleri genellikle, belli aralıklarla yapılan personel toplantıları boyunca ayrıntılarıyla tartıĢılır. Bu yolla, kurulun, yerel halka da uzanacak Ģekilde, iletiĢim ağında yer alması sağlanır. Serbest eriĢim yöntemini izlemek devamlılığı olan bir süreçtir. Bununla beraber, her Etik Kurul kendi kurumuna ve çalıĢanlarına en uygun yöntemleri benimsemekte ve izlemekte özgürdür. Bu yaklaĢım, genellikle hastaların ve hasta yakınlarının çıkarlarına da hizmet eder. Hasta vakalarını biyoetik yönünden incelemesi için yöntem ve işlemler Etik Kurullar, karĢılaĢtıkları acil, karmaĢık ve etkileyici konulara iĢaret etmeye hevesli olabilirler. Üyelerin aynı zamanda baĢka birçok görevinin de olması sabırsızlıklarını artırabilir. Ancak, bazı etkenlerin büyütülebileceği, diğerlerini ihmal edilebileceği ve verimsiz sonuçlar doğurabileceği için bu güdüyü frenlemek gerekir. Belirli bir yöntemle ve düzenli bir yoldan ilerlemek ve dolayısıyla, her konuya yeterli sürenin tanındığından emin olmak çok daha iyidir (aĢağıya bakınız). BĠR HASTA VAKASININ BĠYOETĠK ĠNCELEMESĠ ĠÇĠN TEMEL YÖNTEMLER Hasta: • dinlenme, sesini duyurma fırsatına sahip olmalıdır. • vakasının tartıĢılacağı kurul toplantısına bir avukat getirmesi için yüreklendirilmelidir. • kurulun tavsiye, öneri ve kararlarının bir dökümünü alabilmelidir. Hastane Etik Kurulu belirli vakaları (vaka konsültasyon formu örneği için Bkz. Ek III) incelemeye baĢladığında, genellikle ilk yapmak istediği Ģey, tek tek biyoetik konular üzerinde yorumlar getirmektir. Kurulun hevesi önceden saptanan iç iĢleyiĢ yöntemlerini gözden 90 91 kaçırmasına neden olabilir. Yine de iyi yöntemler iyi sonuçlara ulaĢmayı kolaylaĢtırır. Bu yöntemler konuların belirli bir sırayla ele alınmasını, farklı bakıĢ açılarının ifade edilmesini ve nezaketin yerine getirilmesini sağlar. Kurullara, ister doğrudan isterse temsilcileri kanalıyla olsun, her zaman hastanın fikrini, bakıĢ açısını öğrenme yolunu takip etmeleri konusunda daha baĢka ne tavsiye edilebilir? Her bir hastanın değerine ve onuruna saygı göstermek gerektiğine dair çok Ģey söylendi ve yazıldı. Ancak bazen bu durum o kadar yüzeysel kalıyor ki, tedavi, hastanın doğrudan kendisini ilgilendiren bir süreç olmasına karĢın onun görüĢünü almak tamamen ihmal edilebiliyor. Hastane Etik Kurulları, bağımsız mahkemelerin tersine, yasal hüküm veren merciler değildirler. Daha ziyade, akademik nitelikte olmakla övünürler. Yine de, sağlık hizmeti sunanların çıkarları bazen hastalarınkiyle çatıĢabilir ve de tarafların birbirlerini yanlıĢ anlama olasılığı hep vardır. Özellikle Etik Kurullarının, hâlihazırda, sağlık kurumlarının ilkesel olarak varlık sebebi olan bakım ve iyileĢtirme sürecinde rol oynayabildikleri görüldüğünden beri, iyi saptanmıĢ iĢleyiĢ kuralları, sağlık kurumlarını olumlu yönde etkileyebilir (Bkz. Ek III). Hasta vakaları hakkında kurula danışmak için yöntemler Vakaları özelliklerine göre sınıflandırma konusunda tereddütler yaĢanabilir. Bir yandan da, Etik Kurullar iĢlevlerini etik öneriler geliĢtirmek Ģeklinde niteleyebilirler. BaĢkalarının teknik ve tıbbi iĢlerde uzmanlaĢtığı bir sağlık kurumunda, etik boyutun her zaman tam ve geliĢkin anlamda ses getirmeyebileceğinin farkındadırlar. Diğer taraftan, kurullar kendilerini çatıĢma çözme iĢiyle uğraĢan yapılar olarak da değerlendirebilirler. KarĢılarındaki taraflar, her biri iyi niyetli kiĢiler olmakla birlikte, temel konularda derin anlaĢmazlıklara düĢmüĢ kiĢiler olabilir. Bu durumda Kurul üyeleri arabuluculuk ve uzlaĢtırma rolünü benimseyerek, ilgili tüm tarafların taleplerinin kısmen karĢılanması ile çözüm sağlayabilirler. Hastalar ve aileleri Etik Kurullara ulaĢtıklarında ve kurul da konunun kendilerini ilgilendirdiğini saptadığında, artık ilgili taraflara kendi iĢleyiĢ yöntem ve iĢlemlerini anlatmakla yükümlüdür. Sonrasında Hastane Etik Kurulu arabuluculuk yöntemi iĢlemeye baĢlar ve sırasıyla aĢağıda belirtilen soruların yanıtlamaya çalıĢır: 1. Aracı kim aracı olacak – tüm bir kurul mu, bir alt kurul mu? 2. Hasta ve/veya hasta yakınından baĢka, toplantılarda kim ya da kimler bulunacak? Kaç kurul üyesi bulunacak? 3. Toplantıda bulunanlar bu kimseler hangi sıra ile konuĢacak? 4. TartıĢma kaydedilecek mi? Kim tarafından? Kayıt nasıl belgelenecek, nasıl dosyalanacak ve depolanacak? 5. Toplantını sonucunda Kurulun ortak görüĢü ne kadar önemli olacak? 6. Kurul önerileri bağlayıcı olacak mı? Öneriler kime iletilecek? 7. Kim önerilerin hayata geçirilip geçirilmediğini takip edecek ve bunu saptayacak? DanıĢma oturumunun sona ermesinin ardından, kurul üyeleri yeniden bir araya gelmeli ve toplantı sonuçlarını gözden geçirmelidirler. Birkaç ek soru ortaya atabilirler: Aracılık etkili miydi? Uygun muydu, öncelikli olarak aracılık yapmayı gerektiren gerçek bir çatıĢma durumu var mıydı? Sonucu bir tarafa bırakılırsa, taraflara adil ve saygılı bir Ģekilde davranıldı mı? Kullanılan aracılık yönteminin, ilerideki toplantılarda hesaba katmak açısından her hangi bir 91 92 sakıncalı yönü var mıydı? Muhtemelen, farklı vakaları farklı yöntemlerle ele almak gerektiği sonucu ortaya çıkacaktır. Özetle, özgül yöntemler izlemek her zaman tekil biyoetik konuları ele almak kadar ilginç olmasa da, Hastane Etik Kurulları bu farklılıkları küçümsememelidir. Vakaya özgü yöntemler göz ardı edilirse, sonuç, paradoksal olarak, sadece izlenen yöntemler bağlamında yargılanabilir. Böyle bir durum ise, danıĢma fonksiyonunun açıkça baĢarısızlığa uğraması anlamına gelir. Bu süreçte, hasta kayıtları merkezi öneme sahiptir. Bu kayıtlar tıbbi geçmiĢi, tanıları, tedavileri ve vaka değerlendirmelerini içerir. Sağlık kurumlarının, tüm hastaların tıbbi kayıtlarına karĢı idari sorumluluk bağlamında tıbbi kayıt bölümleri vardır. Bu kayıtlar genellikle gizlidir ve değerlendirmelerinde büyük ölçüde onlara dayanan Hastane Etik Kurulu dâhil yalnızca yetkili görevliler bu kayıtlara ulaĢabilir. Oysa vaka ile ilgili kayıtlar kurul tutanaklarında apaçık göz önündedirler. BaĢkanlar kurullarının sekretaryasından genellikle iki gizli belge grubu hazırlamasını ve bunları saklamasını talep ederler: Biri bütün kurul toplantılarının tutanaklarını içerir. Ancak, belirli üyelerin isimleri tutanaklarda belirtilebilir ya da belirtilmeyebilir. Ġkinci belge grubu kurulun vaka incelemelerine iliĢkin değerlendirmelerini ve önerileri içerir. Bu dosyalar, çoğu zaman baĢkan ya da onun rapor verdiği birim tarafından saklanır. Genellikle hastalara veya hasta yakınlarına açık değildir. Tıbbi konsültasyon kayıtları genellikle hastanın tıbbi kayıt dosyaları veya hasta tabelasının içinde saklanmasına rağmen, bu yöntem, sağlık kurumlarında tıbbi konsültasyonları takip eden hekimlerce benimsenen uzun vadeli politika ile benzerlik gösterir. Tabelaya bir göz atanın hastaya ait özel bilgilere kolayca eriĢiminin önüne geçecek bir uygulama olarak, bu bilgilere özel rica ile ulaĢılabilmesi kuralı getirilebilir. Bu konuda bir engel, klinik sekreteryasının ayrı kayıt tutması durumunda ortaya çıkar: Bu dosyalara ulaĢmak için ayrı iĢlem yapılması gereklidir. Dolayısıyla, iki ayrı dosyanın tutulduğu kaydedilmelidir. Bu noktada baĢkanlar, kayıtlarla ilgili bilgi sahibi olmak isteyenleri, bu bilgilere hangi kaynaktan ulaĢılabilecekleri konusunda yönlendirirken yanılabilirler. Zira aĢırı karmaĢık iĢlemler de, Kurul dosyalarında kayıtlı hasta bilgilerinin mahremiyetini kolayca tehlikeye düĢürebilir. Kurul tarafından incelenen hasta vakalarına ait tüm tartıĢma ve önerilerin kurul kayıtlarına geçirilip geçirilmemesi konusunda, öyle görülüyor ki, bir fikir birliği yoktur. Bazıları bütün vaka değerlendirmelerinin hastaların tıbbi kayıtlarına girilmesinin daha fazla sorun yaratacağını ve her bir olayı kendi özel durumuna göre ele almanın daha pratik olduğunu savunur. Yeni kurulan bir Sağlık Etiği Kurulu kurumsal güvenilirlik kazanmaya ihtiyaç duyduğundan, „etik polisi‟, nihai „etik hükümler‟ beyan eden bir mahkeme gibi algılanmamalıdır. Bir kurulun, sadece vaka değerlendirmelerinde özgül ölçütleri karĢılayan bilgileri kaydederek dosyalaması gerektiği önerilmiĢtir. Vaka değerlendirmelerini tümüyle kaydetme gayretkeĢliğinin ne amacı olabilir? Ayrıca, hastaların dosya ve tabelaları kolayca elektronik ortama aktarılabildiği ve artık çok sıklıkla internette eriĢilebilir hale geldiği için, tıbbi kayıtların gizliliğini sağlama konusunda günümüzde büyük bir endiĢe vardır. Hasta bilgilerinin tamamını içeren dosyaları talep etmenin, basmakalıp bir görüntü verdiği ve Sağlık Etiği Kurulu‟nun iĢlevlerinin yanlıĢ anlaĢılmasına yol açabileceği savunulmaktadır. Bu Ģekilde, sadece biyoetikle ilgili meselelerde değil, tıbbi konularda da fikir beyan etmeye kalkıĢarak, yetkilerini aĢacakları ve böylece yapıcı bir tartıĢma platformu olma özelliğini yitirebilecekleri ifade edilmektedir. Hassas ya da kritik bir bilginin yanlıĢ ellere düĢmemesi için, kurul baĢkanı, bu tür bir bilginin ifĢası hastaya zarar verme ihtimali taĢıyorsa, en azından müdavi hekimi haberdar 92 93 etmeden açıklamada bulunmayabilir. Peki, biyoetik konularına iliĢkin baĢvuruların incelenmesinde de Kurul aynı yöntemi mi benimseyecektir? Eğer vaka aile bireyleri, hastane çalıĢanları veya diğerleri arasındaki kiĢiler arası iliĢkilere odaklanmıĢsa, Ģikâyetlerin türüne göre olayın bir dava konusu olması ihtimali vardır. Sonuçta, vaka değerlendirmeleri onların tıbbi öyküsünün bir parçasıdır ve sadece hukuken meĢru kiĢilerin eriĢimine açık olmalıdır. HASTALARIN TIBBĠ KAYITLARINA VAKA DEĞERLENDĠRMELERĠ EKLENDĠĞĠNDE HASTANE ETĠK KURULUNUN GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURMASI GEREKEN YÖNTEMLER Hasta vakalarının değerlenmesi: • Tam olarak doğru, açıklayıcı ve irdeleyici olmalıdır. • YanlıĢ anlamalara yol açmamak için net bir ifadeyle kaleme alınmıĢ olmalıdır. • Duygusal yargı terminolojisinden kaçınmalıdır. 2.4. ARAġTIRMA ETĠK KURULLARI Kurula başvururken yapılacak işlemler ve izlenecek yöntemler Sağlık Hizmetleri Etik Kurullarından farklı olarak, insan üzerinde araĢtırma yapan sağlık kurumlarında ve araĢtırma merkezlerinde çalıĢan klinisyen-biliminsanları benzer özgeçmiĢlere sahip, iyi tanımlanmıĢ bir grup oluĢtururlar. Bu araĢtırmacılar çalıĢtıkları kurumların ve araĢtırma merkezlerinin AraĢtırma Etik Kurullarına sık sık baĢvururlar. Oysa temel sorumluluğu hasta bakımı olan hekimler ve öteki sağlık personeli genellikle bir AraĢtırma Etik Kuruluna ulaĢma çabasında olmazlar. Bu durumun bir istisnası, bütün öteki tedavi seçeneklerinin denendiği ve baĢarısız olduğu ağır hastaların tedavisinden sorumlu hekimlerin, henüz Üye Devletin yetkili kurumunca genel kullanım için onaylanmamıĢ deneysel bir ilacı, aĢıyı ya da yeni bir cerrahi yöntemi uygulamak için bir AraĢtırma Etik Kurulunun onayına baĢvurduğu durumlardır. Önerilen bilimsel ve klinik araştırmanın etik açıdan değerlendirilmesi için uygulanacak çalışma biçimleri ve politikalar AraĢtırma Etik Kurullarının baĢkanları genellikle aylık toplantılar yaparlar, ancak geliĢmiĢ ülkelerde insan araĢtırmalarının dramatik biçimde artması nedeniyle, Kurulların daha sık toplanmaları artık alıĢılmadık bir durum olmaktan çıkmıĢtır. Öteki Biyoetik Kurullarda olduğu gibi burada da kurul baĢkanı, genellikle her toplantıdan iki ya da daha fazla hafta önce gündemi hazırlar ve üyelere dağıtır. AraĢtırma Etik Kurulu üyeleri önerdikleri klinik araĢtırmaları son derece ayrıntılı biçimde tanımlayan ve sayıları giderek artan araĢtırma protokollerini dikkatle değerlendirmekle yükümlüdürler. Genellikle araĢtırmacılardan destekleyici ek belgeler ve malzemeler sağlamaları da istenmektedir. Özellikle bugünün araĢtırma ortamı göz önüne alındığında, araĢtırmacıların görüĢleri göz ardı edilmemelidir. AraĢtırmacıların karĢılaĢtıkları en ciddi sorunlardan biri, ki bazıları bunu kriz olarak düĢünmektedirler, bir AraĢtırma Etik Kurulunun değerlendirme iĢleminin ne kadar zaman alacağıdır. Kurul elbette ki dikkatli ve titiz olma eğilimindedir ve tam bir değerlendirme zaman ister. Öte yandan araĢtırmacılar, gecikmeleri tüm çalıĢmayı engelleyen, finansal desteği tehlikeye sokan, rakip araĢtırmacılara avantaj sağlayan ve yeni ilacın, aĢının, cerrahi yöntemin veya gerecin onaylanmasını beklemek zorunda olan hasta-katılımcılarda ıztıraba ya da ölüme neden olan etkenler olarak görmektedirler. Gerçekten de çoğu zaman, “Acaba bu gecikme gerçekte, projemi engelleme çabası mı?” kuĢkularına ya da akademisyenler, klinisyenler arasındaki kiĢisel düĢmanlıkların etkisiyle- “Bütün araĢtırma 93 94 önerileri benimki kadar ayrıntılı sorgulanıyor mu?” Ģeklinde endiĢelerine yol açar. Bu durum, olumsuz bir hava yaratır. Ne de biliminsanları normal insan tepkilerine bağıĢıklık gösteren robotlar değildirler. ġu ana dek araĢtırmacıların destek için baĢvurma süresini anlamlı ölçüde kısaltan tek yeni uygulama, projelerin önce bilimsel incelemeye, sonra da etik değerlendirmeye sunulması olmuĢtur. Bunun nedeni genellikle bilimsel değerlendirme iĢleminin birçok protokolü elemesidir. Biyoetik değerlendirme gerektiren daha az protokolün olması, değerlendirmelerin daha hızlı bildirilmesini sağlamaktadır. Ayrıca araĢtırmacılar, değerlendirilmesi daha basit öneriler oluĢturarak ta süreci çabuklaĢtırabilirler. Öneriler sunulmadan önce gereksiz karmaĢıklıklar ve olası çıkar çatıĢmaları (conflict of interests) ortadan kaldırılmalıdır. Ġnsan denekleri içeren her araĢtırma protokolünde araĢtırmacının denemeler baĢlamadan önce katılanların aydınlatılmıĢ onamını alması gerektiğinden, büyük olasılıkla insanlar üzerinde araĢtırmalarının AraĢtırma Etik Kurulları tarafından en yakından incelenen yönü aydınlatılmıĢ onamın alınıp alınmadığıdır. AraĢtırma Etik Kurullarının aydınlatılmıĢ onamla ilgili olarak kullandıkları çalıĢma biçimi ve uyguladıkları politikalar bazen ulusal, bölgesel, ya da yerel yasal düzenlemelerden veya kendi sağlık kurumlarınınkinden kaynaklanmaktadır. Örneğin, UNESCO’nun Biyoetik ve Ġnsan Hakları Evrensel Bildirgesi Taslağı (Madde 6 – Onam) der ki: a) Her koruyucu, tanıya ve tedaviye yönelik tıbbi giriĢim, yalnızca ilgili kiĢinin önceden alınan, yeterli düzeyde bilgilendirilmesine dayanan, özgür ve aydınlatılmıĢ onamına dayanılarak gerçekleĢtirilebilir. Onam, uygun olan her durumda açıkça ifade edilmiĢ olmalıdır; ilgili kiĢi, bir dezavantaja ya da önyargıya uğramaksızın, herhangi bir zamanda veya herhangi bir nedenle onamını çekebilir. b) Bilimsel araĢtırma, yalnızca ilgili kiĢinin önceden alınan, özgür, açıkça ifade edilmiĢ ve aydınlatılmıĢ onamına dayanılarak gerçekleĢtirilebilir. Verilen bilgi yeterli, kavranabilir bir yapıda olmalı ve onamı çekme biçimlerini içermelidir. Ġlgili kiĢi, bir olumsuzluğa ya da önyargıya uğramaksızın, herhangi bir zamanda veya herhangi bir nedenle onamını çekebilir. Bu ilke açısından istisnalar yalnızca devletlerin bu Bildirgede, özellikle madde 27‟de, ortaya konulan ilkeler ve koĢullarla ve uluslararası insan hakları yasası ile uyumlu olarak benimsedikleri etik ve yasal standartlara uygun olmak kaydıyla yapılabilir. c) Bir topluluk ya da bir grup insan üzerinde gerçekleĢtirilen araĢtırmalarda, uygun durumlarda, ilgili topluluğun ya da grubun yasal temsilcilerinin ek onayı aranabilir. Bir topluluğun ortak onayı ya da bir topluluk liderinin veya baĢka bir otoritenin onamı, hiçbir Ģekilde, bireyin aydınlatılmıĢ onamının yerine geçemez. Yerel düzeyde olmayan AraĢtırma Etik Kuruluna örnek olarak Hollanda‟nın Hague kentinde kurulmuĢ bulunan Ġnsan Denek Ġçeren AraĢtırmalar Merkez Kurulu [The Central Committee on Research involving Human Subjects (CCMO)] verilebilir. (Bakınız Ek II A). Ulusal, bölgesel, ya da yerel hangi otorite olursa olsun, ön planda olan ve üzerine odaklanılan nokta onam belgelerinin içeriğidir. AraĢtırma Etik Kurulları araĢtırmaya katılanların onamlarının alınması iĢlemini geliĢtirmek konusunda ne yazık ki her zaman etkili olamamaktadırlar. Onam belgelerinin içeriğinin belirli aralıklarla gözden geçirilmesi için belirlenen iĢlemler, uygulandıkları zaman bile, en basit deyiĢle, yetersiz kalmaktadırlar. Olası katılımcıların, örneğin, kiĢinin minimal riskten daha fazla bir riske maruz kalmayacakları (katılımcıların zarar açısından minimal riskten fazlasını kabul etmelerini etik açıdan haklı 94 95 temellere dayandırabilen belirli protokollere katılmak hariç) gibi yararlarını korumakta baĢarısız görünen onam belgelerinden kaçınmalıdır. Bunun için sorumlu araĢtırmacıların belirli iĢlemleri izlemeleri gerekir. AraĢtırma Etik Kurullarına kendi kurumlarındaki araĢtırmacıların kullandıkları onam belgelerine yönelik olarak iç denetim yapma yetkisi vermek yararlı olabilir. Kurullar, klinik araĢtırmaları değerlendirmek konusunda yeterli kiĢilere yetki vererek, onların araĢtırmacıların katılımcıları araĢtırmaya nasıl davet ettiklerini doğrudan izlemelerini sağlayacak bir düzenek oluĢturmalı mıdır? Bu düzenek çok kısıtlayıcı ya da yakıĢıksız olarak mı değerlendirilir, yoksa az da olsa bir müdahale olarak mı görülür? Ġnsan araĢtırmalarına iliĢkin kayıtların belirli aralıklarla gözden geçirilmesine izin verilmeli midir? AraĢtırmalara katılan kiĢilerin korunmasına yönelik bir düzenek olarak görülen aydınlatılmıĢ onamın etkisini arttırmak amacını güden hangi yönerge ya da denetleme yöntemi kabul edilirse edilsin, araĢtırmacılara ve/veya onlarla birlikte çalıĢan ekibin üyelerine belirli sorular yöneltilecektir. KLĠNĠK ARAġTIRMALARDAN ÖNCE KATILIMCILARIN AYDINLATILMIġ ONAMINI ALMANIN ETKĠSĠNĠ ARTTIRMAK ĠÇĠN SORULAR 1. Olası katılımcıları kim belirledi? Nasıl belirlendiler? Hangi ölçütler kullanıldı? 2. AydınlatılmıĢ onamlarını kim aldı? Nasıl alındı? 3. Onam nerede ve ne zaman alındı? Katılımcı, oluĢabilecek zararlar ve olası yararlar konusunda anlayabileceği terimlerle, tam olarak bilgilendirilmiĢ miydi? 4. Onam formu olası katılımcı tarafından mı imzalanmıĢtı? 5. Katılımcı onam formunu okuyup imzalarken bir tanık hazır bulunuyor muydu? Bulunduysa, bu kimdi? 6. Tanık yetkin miydi? AraĢtırmanın yapılmasına iliĢkin önceden bir çıkar beklentisi ya da daha da beteri- çıkarı var mıydı? 7. AraĢtırma protokollerinin biyoetik açıdan yapısını onaylamakla görevli değerlendirme kurumu ile araĢtırma ekibi arasında tampon görevi görecek, iyi eğitimli ve deneyimli araĢtırma ortaklarının bulunması ve görevlendirilmesi, katılımcıların ters etkilerden daha fazla korunmasını sağlayabilir mi? 8. Kurulların değerlendirmelerinin görünür ve gizli bedelleri nelerdir? Bunlar tüm ilgili taraflara bildirilmiĢ midir? Kısacası, bu karmaĢık, çok katmanlı süreç yalnızca insan katılımcılar içeren tüm araĢtırma önerilerinin yalnızca (1) bilimsel ve (2) yasal değerlendirmesini değil, aynı zamanda (3) biyoetik yapılarının da (onam formu dahil olmak üzere) değerlendirilmesini içerir. (Ek IV‟e bakınız.) Araştırma yapılan (evsahibi) Üye Devletlerde ortak bilimsel ve klinik araştırmalar yapmak için yöntem ve yönergeler Bugün Üye Devletlerin çoğunda, AraĢtırma Etik Kurullarının saptadıkları ve üzerinde durdukları biyoetik konular tek tek bilinse de bilinmese de, bu kurulların yöntemleri, iĢleyiĢleri ve iç tüzükleri konusunda pek çok Ģey bilinmektedir. Ancak AraĢtırma Etik Kurullarının henüz kurulmadığı çok sayıdaki Devlette durum böyle değildir. Bu Devletler, henüz çok kısa zaman önce iç tüzük oluĢturma ve baĢka Devletlerden gelen araĢtırmacılarla iĢbirliği yapmak için yönergeler kabul etme çabalarını yoğunlaĢtırmıĢlardır. Öteki Devletler, her ne kadar genellikle araĢtırmanın evsahibi olan Devletlerin vatandaĢlarının katılımına gerek duysalar da, bu Devletlerde klinik araĢtırma yapmak için gerekli deneyime ve geniĢ kaynaklara çoktan sahip olmuĢlardır. Birçok Üye Devlet hükümeti de biyolojik/biyomedikal, davranıĢsal ve epidemiyolojik araĢtırmalara destek sağlamakla birlikte, son yıllarda dikkatler 95 96 uluslararası insan araĢtırmalarının baĢlıca destekleyicisi olan farmasötik endüstrisi üzerinde yoğunlaĢmıĢtır. Eğer uluslararası araĢtırmalar sürecekse, tüm ilgili Devletlerde yalnızca evsahibi Devletlerdeki katılımcıların çeĢitli istismar biçimlerinden korunması için biyoetik değerlendirme yöntemlerinin oluĢturulmasının yeterli olmayacağı; aynı zamanda yeni, güvenli ve etkili ilaçların, cerrahi yöntemlerin, aĢıların ve aygıtların bu Devletlerin ve baĢka ülkelerin insanları için satın alınabilir ve ulaĢılabilir duruma getirilmesi için yollar oluĢturulması gerektiği konusunda artan bir uzlaĢı bulunmaktadır. Bu amacı gündeme koymak için, bazı Devlet hükümetleri, klinik araĢtırmacıları ve insan üzerinde araĢtırmaları destekleyen kurumları, tüm Üye Devletlerdeki AraĢtırma Etik Kurullarının bütün ortak uluslararası araĢtırmalarda yalnızca araĢtırma protokollerinin bilimsel ve yasal değerlendirmesini değil, biyoetik değerlendirmesini de yapma kapasitelerinin arttırılmasında rol almaya yönlendirmektedirler. Ayrıca, pek çok Devlet yönetimi ulusal düzeydeki yönergelerini benimsemiĢtir. Bu yönergeler evsahibi Devlette araĢtırma yapmanın yöntemlerini olduğu kadar, Kurul üyelerinin oluĢturduğu çeĢitlilik içeren grubun etik standartlarının da yönetimin değerlendirmesinden geçmesini gerektirmektedir. AraĢtırma yapmanın yöntemleri en azından araĢtırmanın baĢladığı Devlette geçerli olanlara eĢdeğer olmalıdır. Öyleyse Ģu anda, herhangi bir yeni uluslararası araĢtırma protokolüne baĢlamadan önce, evsahibi Devletin AraĢtırma Etik Kurullarını (ya da baĢka bir biyoetik değerlendirme mekanizmasını) kurmuĢ olması gerekir. Günümüzde sürmekte olan tartıĢma Ģudur: Tek bir Devlet tarafından önerilen protokoller, tüm Devletlerin ahlaki ilkeleri için belirleyici olabilir mi olamaz mi? Bu açıdan kabul edilemez bulunan ilkelerin yeniden ele alınması talep edilebilir mi edilemez mi? Konu üzerinde var olan belgeleri gözden geçiren bir çalıĢma, en azından aĢağıdaki iç yönerge maddelerinin en kısa zamanda bütün Devletlerdeki araĢtırma değerlendirme Kurulları tarafından benimsenmesinin gerektiğini ortaya koymaktadır: 1. AraĢtırmacıların, evsahibi Devletteki katılımcıların yerel kültürel normlarına ve ahlaksal geleneklerine yalnızca aĢina olmakla kalmayıp, bunları tam olarak anlamalarını sağlayınız. 2. AraĢtırma protokolünün evsahibi Devlette yapılmasının olanaklı olduğundan emin olunuz. 3. Olası katılımcıların hakça araĢtırmaya alınıp alınmadığını (örneğin cinsiyet eĢitliği ve ırksal dağılım) değerlendirecek bir yöntem oluĢturunuz. 4. Tüm Devletlerin araĢtırmacılarının katılımının bir sonucu olarak, olası katılımcıların, bilgi yüklenmesi ve aĢırı açıklamalara yol açmaksızın, çalıĢmayla ilgili olası zarar ve yararlar konusunda bilgi sahibi olmasını güvence altına alacak uygun ölçütleri belirleyiniz. 5. Olası katılımcıların çalıĢmanın risk ve yararlarını anladıklarına iliĢkin iddialarını değerlendiriniz. 6. Katılımcıların baskı altında olmadıklarından ve kendilerini araĢtırmaya katılıp katılmamakta özgür birer gönüllü olarak gördüklerinden emin olunuz. 7. Katılımcıların baĢarılı araĢtırmalardan sağlanabilecek olumlu sonuçları ve varsa yararları anladığından emin olunuz. 8. Bugünlerde bazılarının “kapasite oluĢturma” dedikleri durumu –ileri eğitimin bir sonucu olarak zaman içinde iki yönlü iĢbirliğinin sağlanması- evsahibi Devlette geliĢtirmeye çalıĢınız. 96 97 Bütün Devletlerin AraĢtırma Etik Kurulları araĢtırma protokollerini değerlendirme konusundaki kendi iç uygulamalarının eĢit olduğuna karar verdiklerinde, yalnızca bu bile evsahibi Ülkelerin halklarında güven dugusu yaratacaktır. Özellikle de henüz insan üzerindeki araĢtırma çalıĢmalarına katılmak üzere çağrıda bulunulmamıĢ ya da böyle bir çalıĢmaya alınmamıĢ ülkeler için bu anlamlı bir geliĢme olacaktır. Bu bakımdan, hasta-deneklerin tıbbi kayıtlarının tehlikeye atılmaması çok önemlidir. Kayıtların gizliliğinin sağlanmalıdır. Eğer bu gizlilik basit bir yarar ya da kiĢisel çıkar nedeniyle bozulursa, çok ciddi güvenilirlik sorunları ortaya çıkar. (Bakınız aĢağıdaki metin) HASTA-DENEKLERĠN TIBBĠ KAYITLARININ TEHLĠKEYE ATILMAMASINI GÜVENCEYE ALAN UYGULAMA VE YÖNERGELER 1. Sağlık çalıĢanlarının (a) araĢtırma amacıyla tıbbi kayıtlarına ulaĢılan tüm hastaların gizliliğini sağlama, (b) özellikle araĢtırmacılar sonuçlarını yayınlamayı düĢünüyorlarsa, hastaların anonimliğinin korunmasını garantiye alma ödevleri olduğunu belirtiniz. 2. Hastaların ulaĢılmasında sınırlamalar bulunan tıbbi kayıtlarına eriĢmeyi planlayan araĢtırmacılar için özgün iĢlemler oluĢturulmasını talep ediniz; örneğin araĢtırmacılar, baĢlangıçta kayıtlar ve bilgiler toplanırken söz konusu olan uygulamaları çiğnememelidirler. 3. Epidemiyologlardan, belirli bir bilgiye eriĢmek için kayıtlarına ulaĢmaya çalıĢtıkları hastalara yönelik olarak ortaya çıkabilecek zararların değerlendirilmesine katılmalarını talep ediniz. 4. Hastaların tıbbi kayıtlarının gizliliğini korumak ve muhafaza etmek için bir dizi iĢlem belirleyin. Örneğin, hasta isimleriyle bağlantılandırılamayan kodların ve öteki tanımlayıcıların kullanılması. 5. Hastaların kimlikleriyle iliĢkilendirilebilecek bütün bağlantıları ortadan kaldıran iĢlemleri yapınız. 6. Mümkün olan her durumda, epidemiyologlardan ve araĢtırmalarında yer alan öteki çalıĢanlardan, gerçekleĢtirmeyi düĢündükleri epidemiyolojik çalıĢma için hastaların tıbbi kayıtlarına ve öteki gizli belgelere eriĢmeden önce, hastalardan onamlarını almak için iyi belgelenmiĢ bir uygulama oluĢturmalarını talep ediniz. AraĢtırma Etik Kurulları, etnik, kültürel, dinsel, yasal ve bilimsel yönden farklı yaklaĢımları olan katılımcılardan oluĢan odak gruplar oluĢturmayı düĢünebilirler. Odak gruplara katılanların, baĢta araĢtırma protokollerini değerlendirenlerin bu görevlerini yaparken tuttukları yollara iliĢkin olanlar olmak üzere, dikkati çeken pek çok sorunu fark etmeleri gerekir. Birçok araĢtırmacının araĢtırmalara evsahipliği yapan Devletlerden birini bile ziyaret etmemiĢ olduğunu, dolayısıyla da bu ülkelerin insanlarına, onların geleneklerine, göreneklerine ve kültürlerine yabancı olduklarını keĢfetmek hâlâ hiç te ĢaĢırtıcı değildir. Böylesi koĢullarda yeterli iletiĢim kurulması konusunda sorunlar yaĢanabilir. Bu da araĢtırma katılımcılarından onam alınırken yapılan bilgilendirmelerde gerçekçilik açısından kuĢkulu sonuçlar doğurabilir. 97 98 Ayrıca, evsahibi ülkedeki bir AraĢtırma Etik Kurulu üyelerinin, baĢka bir Devlette bulunan bir AraĢtırma Etik Kurulunda hiç te önemsenmeyecek sorunları gündeme getirmeleri mümkündür. Bu tür bir araĢtırma baĢarılı olsa bile, o ülkenin insanlarına ne yararı olacaktır? Bu araĢtırmalara dayalı olarak üretilen tedaviler o ülkede kimlere, hangi Ģekilde yarar sağlayabilir? Bu hizmetlerin bedeli o ülkenin insanlarınca ödenebilecek midir? İnsanlar üzerinde araştırma yapan biliminsanı-klinisyenler tarafından yapılan araştırmalarda araştırmanın dürüstlüğünü arttırmak ve desteklemek, kötü uygulamalara engel olmak için uygulamalar ve yönergeler (a) İnsanlar üzerinde araştırma yapan biliminsanı-klinisyenlerin neden oldukları çıkar çatışmalarının önlenmesi için uygulamalar ve yönergeler Bir çok Üye Devlette biyoetik yazını, araĢtırmacılarının çıkar çatıĢmasına düĢmekten kurtulamadıklarını vurgulayan ve kamuoyunda bu yöndeki kaygıların attığını gösteren yayınlarla dolmuĢtur. Günümüzde insaların çoğunun “çıkar çatıĢması” deyimini gördüklerinde deyimin anlamını az çok kestirmekle beraber, tam olarak ne anlatıldığını bilmedikleri gözlenmektedir. Bu kısmen kiĢinin, özellikle de bir araĢtırmacının, bu tür bir çatıĢma içinde olması için, en az iki çıkarının çatıĢtığı Ģeklinde anlaĢılmaktadır? Deyimin Ġngilizcede “çıkarlar” Ģeklinde çoğul olarak kullanılması yalnızca bir dilbilgisi sorunu değildir; aynı zamanda kavramın daha iyi anlaĢılmasına da olanak verir. Eğer çıkarların çatıĢmasında ne anladığımıza önem verirsek, iki çıkarı birbirinden net olarak ayırabilmemiz gerektiğini görürüz, daha sonra bireyin; örneğin baĢkalarının güvenliğini, sağlığını veya esenliğini tehlikeye atan, bir çatıĢma içinde olup olmadığına karar veririz. Çıkar çatıĢmalarının çoğu paraya; bazıları prestij ve ünün artmasına; bir kısmı ise profesyonel geliĢmeye iliĢkindir. AĢağıdaki durumu düĢünün: Bir ilaç firması temsilcisi kendi firmasının daha etkili ve güvenli ilaçlar bulmak için yaptığı klinik araĢtırma çalıĢmalarına hastalarını denek olarak dahil etmesi için bir hekimi davet eder. Hekimin çabalarını dikkate alan satıĢ temsilcisi, araĢtırmaya dahil ettiği her hastadenek için, ileride dahil edecekleri için ve onu araĢtırma ekibinin bir üyesi yapmak için hekime, ödeme yapmayı önerir. Satıcı ayrıca, hekimin sonradan hastalarına satabileceği ilaçları ona indirimli fiyattan sağlamaya söz verir. Burada hangi çıkarlar çatıĢma halindedir? 1. Hekimin, kendi hastalarının çıkarlarını korumak gibi bir çıkarı vardır. 2. Hekimin, kendi gelirini arttırmak gibi bir çıkarı vardır. 3. Hekimin, yararlı ve prestijli bir araĢtırmada yer almak gibi bir çıkarı vardır. Burada çıkarların çatıĢması açısından ortaya çıkabilecek tehlike, hekime hastalarının esenliğinden çok, prestijin ve vaad edilen ek gelirin çekici gelmesidir. Bu teĢvikler, hekimin reçete yazma ve araĢtırmaya dahil etme açısından davranıĢ modellerini, hastasının iyileĢmek ve sağlıklı kalmak gibi en yüksek çıkarları pahasına etkiler mi? Çıkar çatıĢmasına yakın durumlar bile zararlı olabilir. Çünkü bunlar hekimin güvenilirliğini zedeleyebilir. AraĢtırma Etik Kurulları, araĢtırmacıların ve klinik hekimlerin çıkar çatıĢması içinde oldukları görüntüsünü bile vermelerini engelleyecek ve iç yönergeler haline dönüĢebilecek uygulamaları baĢlatabilecek konumdadırlar. 1. Kurullar, araĢtırmacılara eylemlerinde yol gösterecek açık ve kesin kurallar belirleyebilirler. 98 99 2. Kurullar bu kuralları yayınlayabilir ve önemli olanlar konusunda araĢtırmacıları eğitebilirler. Konferanslar, toplantılar ve çalıĢma grupları düzenleyebilir ve bazı durumlarda araĢtırmacılar, klinik hekimler, asistanlar ve diğerleri gibi anahtar aktörlerin katılımını dayatabilirler. Ek olarak, Kurulların üyeleri, dağıtılmak ve tartıĢılmak üzere, çıkar çatıĢması konusunda kısa görüĢ metinleri hazırlayabilirler. 3. Kurullar çıkar çatıĢması iddialarını soruĢturabilir ve tavsiye kararları oluĢturabilirler. 4. Kurullardaki hekimler, yerel toplumda çalıĢan hekimlerle iĢbirliği yaparak, özel birleĢik oturumlar düzenleyebilirler. Bu hekimlerden klinik araĢtırmaya katılabilecek, dolayısıyla da araĢtırma etiği ve araĢtırmaların dürüstlüğü konularında formel eğitim programlarına katılması gerekebilecek olanlara etik açısından yol gösterebilecek yetkin danıĢmanları ve yerel akademisyenleri davet edebilirler. Zaman içinde bu hekimler, belki de yeni rolleri ile ilgili olarak belgelendirilebilirler. Günümüzde yaygın ve güçlü farmasötik endüstrisinin kararlarına ve etkinliklerine oldukça fazla dikkat edildiğinden, bu varsayımsal örnek bugünün sağlık hizmetleri ortamı için özellikle geçerlidir. Bununla birlikte, eğer bu sorun yakın zamanda endüstri ve sağlık çalıĢanları tarafından ele alınmazsa, kamuoyunun güveni erozyona uğramaya devam edecektir. (b) Klinik araştırma sözleşmelerinde önleyici şartlar ve araştırmalarda destekleyici ile araştırmacılar arasında hukuki-etik standartların gerekliliği Günümüzde genellikle biyolojik/biyomedikal, davranıĢsal ve epidemiyolojij araĢtırmaları cömertçe destekleyen kamuoyunun, kamusal ve özel destekleyiciler tarafından desteklenen araĢtırmalardan önemli yararlar sağlamadığını öne sürebilecek çok az insan vardır. Ancak kamuoyu, medya ya da pazarlamacılar tarafından bilgilendirilmezse, klinik araĢtırmaların sonuçlarının farkında olmaz, dolayısıyla çıkarlarının korunması konusunda baĢkalarına bağımlıdır. Bu baĢkaları akademisyenlerden, yönetsel kurumlardan, biliminsanlarından, klinisyen ve gazetecilerden oluĢur. Söz konusu iĢlevi ancak kendilerine uygun bilgiye eriĢme olanağı verilirse yerine getirebilirler. Ancak satıĢları en üst düzeyde gerçekleĢtirmek, patent sırlarını korumak ve rekabeti en alt düzeye indirmek çabasında olan destekleyicilerin, bu bilgilerin bir bölümünü kendilerine saklama yönünde güçlü güdülenmeleri olabilir. Bu durum endüstriden destekleyiciler ile bilimsel ve klinik araĢtırmacılar arasında yapılan araĢtırma sözleĢmelerinde önleyici Ģartların ortaya çıkmasına neden olmuĢtur. Önleyici Ģart, araĢtırmacıların belirli tür bilgileri ifĢa etmesine sınırlamalar getirmek amacıyla yasal klinik araĢtırma sözleĢmelerine dahil edilen sınırlayıcı, sözleĢmeden doğan hükümdür. EleĢtirmenler bu tür sözleĢmelerin bazı yaĢamsal bilgilerin, destekleyici tarafından güvenlilik veya etkililik gibi konularda istenmeyen yansımaları olduğu için olumsuz bulunması gibi nedenlerle, baskılanması biçiminde istismarlara davetiye çıkarmasından endiĢe etmektedirler. Bu, destekleyicinin parasal çıkarının, ürünlerine gereksinim duyanların esenliğine iliĢkin çıkarlarının önüne geçtiği çıkar çatıĢması durumunu ortaya koyan önleyici Ģartın klasik bir örneğidir. Yukarıda sözü edilen eleĢtirmenler, bilgilerin açıklanmasını denetleyecek ve tüm ilgili tarafların uzlaĢmalarını zorunlu kılacak hukuki-etik standartların oluĢturulması için görüĢler ileri sürmektedirler. Fakat bu standartlar neler olmalıdır? Destekleyiciler bilgiyi kendi malları olarak görmekte, yayılmasını denetleme hakları olduğu konusunda ısrar etmektedirler.Eğer zaman, para ve çaba açısından yaptıkları yatırım kendilerine bu hakkı sağlamıyorsa, tüm insanlığa yarar sağlayabilecek araĢtırmaları üstlenmek konusundaki güdülenmeleri ciddi biçimde sarsılabilecektir. Patent ve telif yasaları düĢünsel fikri mülkiyetin güvenliğini garanti altına almaktadır ve denildiğine göre önleyici Ģartlar bu listedendir. EleĢtirmenler, önleyici Ģartların istismar açısından yarattığı olanakların kamu yararına olmadığı ve bu Ģartların, bir istismar gerçekleĢmese bile, istismardan kuĢkulanılmasına neden 99 100 olacağı, bunun da kamuoyunun destekleyicilere ve onların ürünlerine duyduğu güveni erozyona uğratacağı yanıtını vermektedirler. Halkın güvenindeki bu erozyon, yönetimlerin araĢtırmalara verdiği desteğin azalmasına, araĢtırmacıların daha sık olarak soruĢturulmasına ve yönetimlerin baĢka verimsiz davranıĢ biçimlerini benimsemeye baĢlamalarına yol açabilecektir. Bu aĢamada önemli birtakım sorular ortaya çıkmıĢtır. Destekleyicilerin, akademik tıp kurumlarında, özel sektörde çalıĢan araĢtırmacıların ve devlet-destekli biliminsanlarının gereksinim duyduğu veri tabanlarını ve bilgileri (örneğin fikri ürünler) denetleme, depolama ve sahiplenme yetkileri olmalı mıdır? Destekleyicilerin, yayından önce kendi istatistiksel analizlerini araĢtırmacıların taslağına ekleme yetkisi olmalı mıdır? Destekleyiciler, çok ümit verici bile olsa, araĢtırma kurumları arasındaki bilgi paylaĢımını kısıtlama hakkını ellerinde bulundurmalı mıdırlar? Hem araĢtırmacılar hem de destekleyiciler kamuoyuna karĢı sorumlu değil midirler? Son olarak, destekleyicilerin önleyici Ģartlar koymaları, –ki bu, en azından Ģeffaflığı azaltıcıdır- klinik çalıĢma sonuçları kamuya mal olduğu zaman, kamuoyunun farmasötik firmalarına, hatta kamusal destekçilere yönelik güvensizlik geliĢtirmelerine ve onlara olan itimatlarını kaybetmelerine yol açmaz mı? Bu sorular yanıt beklemektedir. Bir kez daha AraĢtırma Etik Kurulları, önleyici Ģartların olumsuz sonuçlarını konu alan, yeni iç yönergeler oluĢturarak ve yeni uygulamalar benimseyerek, önderlik etmek durumunda kalabilirler. AĢağıda, benimsenebilecek yeni uygulamalara iliĢkin beĢ öneri bulunmaktadır. 1. Kurullar çoğunlukla yerel yönetim düzeyinde (ancak bazı Üye Devletlerde ulusal düzeyde de) kurulduklarından, araĢtırmacıların destek alacakları araĢtırmalarda, protokolün yalnızca bilimsel yapısını değil, biyoetik yapısını da onaylamalıdırlar. Bu Kurullar eğer iĢbirliği yapabilirlerse, araĢtırmacıların yalnız araĢtırmanın sonunda değil, veri elde etme aĢamalarında da, araĢtırmanın veri tabanlarına tam eriĢimini zorunlu tutabilirler. Bu durum veri tabanlarını kendi çıkarı için kullanmak isteyen özel ve kamusal destekleyicilerin yetkilerini kısıtlanmasına hizmet edebilir; aynı zamanda bu eylem, araĢtırmacılara, klinik araĢtırmalardan elde edilmiĢ veri tabanlarını yaygınlaĢtırmalarında (hatta bazen paylaĢmalarında) yardımcı olabilir. 2. Kurulların baĢkanları, ortak hareket ederek, klinik araĢtırmalardan sorumlu olan araĢtırmacıların, bu araĢtırmaların uygulanmasına iliĢkin tüm sorumluluğu resmi olarak kabul etmelerini zorunlu tutmaları için bilim ve tıp dergilerinin yayın yönetmenlerini etkileyebilirler. Ek olarak, araĢtırmacılar ve destekleyicilerle okurlar arasında tampon iĢlevi gören bu etkili yayın yönetmenleri, yazarları ya da destekleyicileri hukuki-etik standartlara ve yönergelere sıkı sıkıya uymayan araĢtırmaların sonuçlarını yayınlamayı reddedebilecekleri için güçlü bir konuma sahiptirler. 3. Kurullar, biyolojik/biyomedikal, davranıĢsal ve epidemiyolojik araĢtırmaların destekleyicilerinin araĢtırmacılara, araĢtırmalarının sonuçlarını taslak halinde ve mesleki dergilerde ve öteki medya ortamlarında yayın halinde sunmaları konusunda, koĢullar ve sınırlamalar koymalarını yasaklayabilir. Destekleyicilerin, Kurulların önceden alınmıĢ onaylarının bulunduğu nadir olaylar dıĢında, yayını sansürden geçirmelerine, geciktirmelerine, sınırlamalarına veya yasaklamalarına izin verilmez. 4. Kurullar, sürmekte olan çok-merkezli araĢtırmalardan elde edilen veritabanlarının ve bilgilerin paylaĢılmasını garanti altına almak için çalıĢmalar yapabilir. 5. Kurullar, destekleyicilerle araĢtırmacılar arasında, hem destekleyicileri hem de biliminsanı-klinisyen araĢtırmacıları etkileyen klinik araĢtırma sözleĢmelerine katılmaya ve uygulamaya iliĢkin hukuki-etik standartların oluĢturulması konusunda taraflara yardımcı olmak için, arabulucu olarak iĢlev görmeyi seçebilirler. 100 101 (c) İnsanlar üzerinde araştırma yapan biliminsanı-klinisyenlerin bilimsel yanıltma, uydurma ve aşırmacılık (intihal, plagiarizm) yapmasını engellemek için uygulama ve yönergeler: AraĢtırma Etik Kurullarından bilimsel yanıltma, uydurma ve aĢırmacılık (intihal) suçlamalarını ele alması da istenebilir. AraĢtırmaları hazırlarken, önerirken, yürütürken veya uygularken, sonuçlarını sunarken, gözden geçirirken, bildirirken ve belgelerken, bilim çevreleri tarafından uzun zamandır kabul edilmiĢ olan etik normlardan sapmalar olabilmektedir. Temel bilimlerde ve klinik disiplinlerde kariyer arayan öğrenciler gibi, temel bilim ve klinik araĢtırmacıların ileri gelenleri de, öteki görevlerinin yanında, araĢtırmacıların güvenilirliğine iliĢkin sorunları içeren araĢtırma çalıĢmalarını ve hasta-deneklerle ilgili vakaları da değerlendirirler. Bu tür suçlamalar hem kurumlar hem de suçlananlar için çok ciddi sonuçlara neden olur. Bu yüzden Kurulların uygulamalarının çok iyi anlaĢılmasını ve eĢitliğin genel kabul gören yasalarına uyulmasını temin etmek için büyük özen gösterilmelidir. Dolayısıyla uygulamaların tek olay bazında ya da eğreti olmaması, herhangi bir sorunun olmadığı, sakin bir dönemde, yetkin yasal danıĢmanlık alınarak, ayrıntılı biçimde oluĢturulması zorunludur. AraĢtırmacıların haklarını ve ödevlerini anlayabilmeleri için, bu suçların tanımlanması gerekir; ayrıca soruĢturma oturumu sırasında takip edilen iĢlemler açık ve izlenmesi kolay olmalıdır. ĠĢlemlerin tartıĢılırlığı ve yanlı anlamalar olabildiğince giderilmelidir; böylece tümüyle olayın özüne odaklanılabilir. AraĢtırma Etik Kurulları tanıkların ifadelerine baĢvurmak, belgesel materyal toplamak ve uzman danıĢmanlar davet etmek konusunda yetkilendirilmelidirler. Suçlanan kiĢiye kendisini suçlayanla yüzleĢme ve hakkındaki suçlamaları çürütebilme olanağı tanınmalıdır. Bütün bunlar sırasında, taraflardan bazıları bilgilerin açıklanmasından doğacak sonuçlardan çekinseler bile, Ģeffaflık mutlak olarak zorunludur. Sürecin en hızlı bir biçimde tamamlanması da yaĢamsaldır. Ġnsanın adı bir kez zedelendiğinde hiçbir zaman onarılamayabilir. Sanığın ismini temizleyebilmek için derhal harekete geçmeye hakkı vardır. Bununla koĢut olarak, eğer gerçekten kötü bir davranıĢ olmuĢsa, bu da hızla cezalandırılmalıdır. Bu davranıĢtan zarar görenler özür dilenmesi ve tazminat için gereksiz yere bekletilmemelidir. Amaç, yanlıĢ davranıĢı ortaya çıkarmak, suçlanana aklanma olanağı tanımak ve zarar görene telafi olanakları sağlayacak yöntemleri tasarlamaktır. ARAġTIRMACILARIN KÖTÜ UYGULAMALARINA ĠLĠġKĠN ĠDDĠLAR GENELLĠKLE DÖRT GRUBU ĠÇERĠR. 1. Klinisyen-bilimadamları ve yanlarında çalıĢanlar 2. Kötü uygulamayı bildiren ya da açığa çıkaranlar, bir baĢka deyiĢle ifĢacılar 3. Üzerlerinde yapılmıĢ uygulamanın kötü olup olmadığı tartıĢılan denekler 4. Ġddiaların geçerliliğine karar verecek olanlar Bazı gözlemciler AraĢtırma Etik Kurullarının bilimsel yanıltma ve aĢırma konularında cezalandırma yapmak için uygun bir yer olmadığı kanısındadırlar. Bu kiĢiler, söz konusu kurulların, kötü uygulama iddialarını değerlendirmek için gereken zaman ve becerilerden yoksun oldukları kanısındadırlar. AraĢtırma Etik Kurulları öteki Biyoetik Kurullar gibi bünyesinde halktan insanlar, bir baĢka deyiĢle “dıĢardan insanlar” da bulundurduğu için, cezaların gizliliğini korunamayacağından ve kurumun ününün yara alacağından çekinmektedirler. Ancak, görevli araĢtırmacıların bu tür durumlarda sorumlu tutulması ve AraĢtırma Etik Kurullarının ya da bu konuları ele almak üzere özel olarak kurulmuĢ Kurulların bu görevi üstlenmeleri gerektiği konusunda artan bir fikir birliği vardır. Tecrübeli araĢtırmacıların ve biyolojik bilimler uzmanlarının mesleki çalıĢmalarını düzenleyen temel kuralları zaten tam 101 102 olarak özümsediklerini varsayalım. Yine de araĢtırmacının bilimsel yanıltma ya da uydurma kastıyla hastaların veya deneklerin verileriyle oynamasının önüne geçmek için anahtar, kiĢinin kendisini bu konuda eğitmesidir. ARAġTIRMACILARIN SORUMLULUK VE YÜKÜMLÜLÜKLERĠ AraĢtırmacı: 1. AraĢtırma ekibinin üyelerini seçerken uygun yöntemler izlemiĢ midir? 2. Bu ekip üyelerinin klinik araĢtırmaya katılmadan önce araĢtırma etiği ve araĢtırmanın güvenilirliği konularında, hizmet içi eğitim programlarının ölçütleri doğrultusunda, donanımlı olup olmalarına dikkat etmiĢ midir? 3. AraĢtırma protokolünü düzgün biçimde uygulamıĢ, örneğin olası katılımcılardan aydınlatılmıĢ onam almak için yeterli yöntemleri oluĢturmuĢ mudur? 4. AraĢtırma sırasında elde edilen verilerin kaydedilmesinde ve araĢtırma ekibi üyeleri tarafından yapılan yayınların içeriğinde yükümlülüklerini yerine getirebilmek için bir denetleme düzeneği kurmuĢ mudur? Listelenen tüm yazarlar gerçekten yazar mıdır? 5. Protokolün çeĢitli evrelerini izlemek açısından güncellemeleri yapmıĢ mıdır? 6. AraĢtırma esnasında deneklerin selametinin izlenmesi açısından, yokluğunda görev yapmak üzere ekip içinden (ya da dıĢından) bir vekil görevlendirmiĢ midir? Sorumlu araĢtırmacı idari olarak projeden sorumludur ve projenin kusurları nedeniyle mesul tutulabilir. Mesul tutulabileceğini önceden bilmesi, kuĢkusuz araĢtırmacıyı olası kusurları önceden saptamaya yönelik olarak yüreklendirecektir. Ancak aynı zamanda, farklı araĢtırma merkezlerinde pek çok alt birimden oluĢan geniĢ projelerde ayrıntılı danıĢmanlık vermek imkansızdır. Bu yüzden suistimalleri saptamaya yönelik en ciddi çabalar bile baĢarısızlığa uğrayabilmektedir. (d) İnsan araştırmalarının öncesinde, yapılışı sırasında veya sonrasında ortaya çıkabilecek son derece ciddi etik ihlallerini engellemek için yöntem ve yönergeler AraĢtırmanın güvenilirliği bağlamında, insan katılımlı araĢtırmaları düzenleyen yasal gerekliliklerin veya baĢka ciddi materyallerin sağlanmasında sorunlarla da karĢılaĢılabilmektedir. Bunların arasında, insan katılımcıları, bilim toplumunun üyelerini ve toplumu kandırmak; hasta-deneklerin özel yaĢamına ve gizliliğine tecavüz etmek, kuralları kasten çiğnemek ve sahtekârlık olarak kabul edilen baĢka eylemlerde bulunmak gibi etik dıĢı biyomedikal araĢtırmalar bulunmaktadır. Ancak tümü bunlarla sınırlı değildir. Sahtekârlığın ender olduğunu zanneden geleneksel görüĢ yerini, sahtekârlığın çoğunlukla saptanamadan kaldığı kaygısına bırakmıĢtır. Bir araĢtırmacının da belirttiği gibi, sahtekârlık “çürük elma”ların iĢi olarak değil, daha çok “buzdağının tepesi” gibi görülmektedir. AraĢtırmacıların kötü uygulamalarını engellemek için yöntem ve yönergeler oluĢturulmak suretiyle ne sağlanabilir? Ciddi iddialarla uğraĢmak için halihazırda bazı yöntemler oluĢturulmuĢtur. yanıltma ve sahtekârlığı açıkça tanımlamak, bunları kaçınılmaz ya da iyi niyetli hatalardan ayırt etmek; 102 103 bilim adamlarını ve klinik araĢtırmacıları bu yönergeler doğrultusunda eğitmek; ifĢacılara koruma ve teĢvik sağlarken bu yönergeleri de etkin bir biçimde uygulamak; gözetimleri altında oluĢan istismarlardan sorumlu araĢtırmacıları mesul tutmak. ARAġTIRMA ETĠK KURULLARININ ĠKĠLĠ GÖREVĠ Ġnsanlar üzerinde araĢtırmalarda Denekleri Korumak AraĢtırmada Dürüstlüğü Sağlamak Kurumlar suistimaller konusunda kamuoyunu ne zaman ve nasıl bilgilendirmelidirler? Ġddiaları duyurmalı mıdırlar? Resmi duruĢmaların baĢlamasını mı beklemelidirler? Son bulguları mı bildirmelidirler? Son bulguları, ancak sonuçta bir suç olduğunda mı bildirmelidirler? Kurumların korumaları gereken bir ünleri vardır ve gizlilik eğilimi baskın çıkabilir. Ancak bu kurumlar, kötü uygulamaların her zaman örtbas edilemeyeceğini ve eğer baĢkaları bunu açığa çıkarıp, kurumun da bunu gizlemeye çalıĢtığını ortaya koyarlarsa, sonucun bir felaket olacağını kabul etseler iyi olur. Ġddiadan çözüme dek açık ve sağduyulu olmak çok daha iyidir. Bu tür bir yaklaĢım kurumun adil ve tedbirli olduğu izlenimini verir ki, böyle durumlarda muhtemelen kurumun umabileceğinin en fazlası budur. Bu sonucu sağlamak için kurumların iddia edilen suistimale iliĢkin olayları ve soruĢturmalarının sonuçlarının açıklamaları gerekmektedir. Kamuoyundaki saygınlıkları için bundan daha azı kabul edilemez. Kısacası, kanıtlansın kanıtlanmasın uydurmacılığın, yanıltma ve aĢırmacılığın da öte araĢtırmada sahtecilik iddiaları, araĢtırmaların bilimsel, yasal ve biyoetik açıdan yapılarının rutin değerlendirmenin normal olarak gerektirdiğinden çok daha yakından sorgulanmasına neden olur. Kurumlar araĢtırmada sahtekârlığa iliĢkin resmi ilke ve kurallar oluĢturmalıdırlar. Bu ilke ve kuralların çiğnenmesi, araĢtırmacının ve öteki sorumluların insan deneklerde araĢtırma yapmayı sürdürmek için gerekli fonlardan yararlanmasını engellemeyi de içeren ağır yaptırımlara yol açmalıdır. Son olarak, araĢtırmacıların kandırmayı deneysel çalıĢmalarının yapısal bir parçası olarak kullanmaları, böylece araĢtırmaya katılanları kandırmaları konusu bulunmaktadır. Bu uygulamaya yönelik hatırı sayılır eleĢtiriler söz konusudur. Bu eleĢtiriler ilkesel olarak, konuya iliĢkin görüĢleri sorulan bir çok araĢtırmacının bilimde- özellikle de sosyal bilimlerde – kandırmacayı etik açıdan kabul edilebilir bulurken, ötekilerin bu uygulamayı etik açısından karĢı çıkılabilir bulmalarına dayanmaktadır. Bazıları “kandırmaca” terimini araĢtırmanın katılımcıları veya hastaları yanıltmak için mevcut bilginin kasten verilmemesi olarak tanımlamaktadır. Yeni ve genellenebilir bilginin arayıĢı – ki bunun biyolojik/biyomedikal, davranıĢsal ve epidemiyolojik araĢtırmanın altın kuralı olduğu söylenmektedir- bazılarını araĢtırma katılımcılarının onurunu çiğnemeye yöneltmektedir; buraya kadar durum oldukça açıktır. Belirsiz kalan ise, kandırmacanın bu ikinci türünün, araĢtırmacıların kariyerlerini ve kendi çıkarlarını geliĢtirmek için yapıldığında daha ciddi bir zarar verip vermediğidir. Aksine daha fazla kanıtın olmadığı durumda, çoğu kiĢi bu soruya dikkatle ölçülmüĢ bir “evet, zarar verir” yanıtı verecektir. Ġstismarın saptanması ve cezalandırılması sırasında, bu çabaların bedelleri olacağını hatırlamak hayati önemdedir. Bunlar, baĢka alanda çok daha verimli biçimde kullanılabilecek zamanı, parayı ve emeği tüketirler; temel bilimcilerin, klinik araĢtırmacıların ve kurumların külfetli bulacakları düzeyde bürokrasi yaratırlar. Mükemmel biçimde uygulanmadıklarında bazı masumları suçlu gösterebilir ya da bazı suçluları temize çıkarabilir. Ġstismara karĢı 103 104 mücadele ne kadar Ģiddetli olursa, bedeller de o kadar yüksek olur. Bu yüzden, belirli sorunların ve eleĢtirilerin üstünde tutulması gereken en temel soru, dengenin nasıl korunacağıdır. Ġlgili ancak ikincil sorularla ve spesifik iddialarla uğraĢmaya baĢlamadan önce bu sorunun açıkça ve tam olarak ele alınması zorunludur. BÖLÜM III BĠYOETĠK KURULLARININ YÖNTEM DEĞERLENDĠRĠLMESĠ, BELGELEME VE YÖNETSEL EġGÜDÜM YÖNTEMLERĠ VE YÖNERGELERĠNĠN SEKRETERYALAR ARASI 1. BĠYOETĠK KURULLARININ YÖNTEM VE YÖNERGELERĠNĠN RESMĠ VE GAYRĠ RESMĠ OLARAK DEĞERLENDĠRĠLMESĠ Biyoetik Kurullar geliĢmeye devam etmektedirler; ancak bunların ulusal, bölgesel ve yerel sağlık politikaları, klinik uygulamalar ve klinik araĢtırmalar üzerindeki etkileri ciddi biçimde değerlendirilmemiĢtir. Bunun nedenlerinden biri, Kurul üyelerinin ve baĢkanlarının bu tür değerlendirmeleri gereksiz bulma eğiliminde olmalarıdır. Açıktır ki, verileri toplamak, çözümlemek ve bulguları bildirmek için tarafsız bir kiĢi gereklidir. Dahası, bazı yöntem ve yönergeler kabul edilip uygulanmaya baĢladıktan sonra benimsenmiĢ uygulamalar haline gelirler ki, bunları ciddi bir biçimde değerlendirme giriĢimleri birçok nedenden dolayı reddedilir. Ancak bu tür bir değerlendirme yapılabilir hale gelene dek, kendine ait bazı olası çıkar çatıĢmalarını içinde barındırmasına karĢın, kendi kendini değerlendirme yöntemi kural olarak kalacaktır. Dolayısıyla Biyoetik Kurullar, ele almak üzere kurulduklarına benzer iddiaların çoğu karĢısında zedelenebilir durumda kalacaktır. Her dört tür Biyoetik Kurulun yöntem ve yönergelerini değerlendirmek açısından bakıldığında, bazı kesin pratik zorlukların bulunduğuna kuĢku yoktur. Bunlar arasında Kurulların yöntem ve yönergelerini kendi kendilerine değerlendirmelerine destek olacak fonların olmaması sayılabilir. Bir Kurulun yöntem ve yönergelerini kendi kendine değerlendirmesi sürecine, gerçekte benimsenen yöntem ve yönergelerin sayı ve türlerini kabaca ortaya koymakla baĢlanabilir. Ancak kaba tahminler çoğunlukla yanıltıcıdır. Bazı yöntem ve yönergeler Kurul üyelerinin çok zamanını alacak kadar zor olabilir. Bir Biyoetik Kurulun yöntem ve yönergelerinin etkililiğini değerlendirmek için yapılandırılan kendi kendini değerlendirme modeli ideal olarak öncesini ve sonrasını karĢılaĢtıran ve ilgili değiĢkenleri sabit tutan bir modeli içerir. Ancak bu zaman alıcı ve elde edilmesi zor bir modeldir. Ancak dürüstçe söylemek gerekirse, ciddi bir kendi kendini değerlendirme, baĢarı için esaslı bir ön koĢuldur. Ne yazık ki kendi kendini değerlendirme yoluyla bu Kurulların ne kadar iyi iĢlediğine yönelik bilgi elde etmeye fazla ilgi gösterilmemektedir. Dolayısıyla da bu Kurulların iĢlem ve yöntemlerinin nasıl geliĢtirilebileceği konusunda bu değerlendirmenin önerileri kısıtlı kalmaktadır. Biyoetik Kurullar yapıları ve yönetsel düzeyleri açısından farklılıklar göstermelerine karĢın, belki de ironik olarak, gerçekte standart bir yöntem ve yönergeler topluluğunu paylaĢtıkları görülmektedir. Belki de zamanla Biyoetik Kurullar üyeleri için yalnızca yöntem ve yönergelerinin oluĢturulmasını değil, genel olarak tüm etkililiklerini 104 105 değerlendirmekte yardımcı olacak tek bir kendi kendini değerlendirme ya da ölçme aracı geliĢtireceklerdir. 2. KALICI VE MEġRU BĠYOETĠK KURULLARI DESTEKLEMEK ĠÇĠN KURUMSAL SEKRETERYALARLA EġGÜDÜM SAĞLAMAK Kalıcı sekreteryalara mükemmel bir örnek olarak, Fransa‟daki Comité Consultatif National d’Ethique pour les sciences de la vie et de la santé (CCNE)‟ye teknik ve yönetsel destek sağlayan ve CumhurbaĢkanı tarafından 1983 yılında kurulmuĢ olan Fransız Hükümetinin Institut national de la santé et de la recherche médicale (INSERM)‟i verilebilir. INSERM, yaĢam ve sağlık bilimleri etiği bilgi-belge merkezini Kurul için bir kaynak olarak kullandırmaktadır. Fransa‟nın resmi bir kurumu olan CCNE‟si ülkenin biyoetik konularıyla ilgili tartıĢmalarda merkezi bir rol oynamakta, hatta zaman zaman Fransız hastanelerinde ve mahkemelerinde ortaya çıkan gündelik biyoetik tartıĢmalarda da yer almaktadır. CCNE‟nin resmi görüĢ ve bulguları gazete ve dergilerde de geniĢ yer bulmakta, kurumun en felsefi görüĢlerine bile röportaj ve yorumlarda yer verilmektedir. CCNE‟nin iç politikalarından biri, tutanaklarında sözlü görüĢ bildirenlerin kimliğinin açıklanmamasıdır. Diğeri ise, yalnızca kendi belirlediği baĢlıklarda değil, hükümet yetkilileri, parlamentonun iki meclisinin baĢkanları ve insan araĢtırmaları ile ilgili kamu kurumlarından gelen sorular üzerinde de çalıĢmalar yapmasıdır. Üçüncü bir CCNE politikası ise, belirli baĢlıklar üzerinde çalıĢmakla ve CCNE‟ye bildirimde bulunmakla görevli uzmanlaĢmıĢ alt kurullardan oluĢan bir sisteme sahip olmaktır. BÖLÜM IV BĠYOETĠK KURULLARININ ETKĠSĠNĠ GENĠġLETMEK VE SÜREKLĠ BĠYOETĠK EĞĠTĠMĠ ĠÇĠN PROGRAMLAR OLUġTURMAK Bütün öteki yenilikler gibi Biyoetik Kurullar da ilkece destek görmekle birlikte, pratikte kayıtsızlıkla, hatta düĢmanca tutumla karĢılanabilirler. Kurumsal sağlık hizmeti uygulamalarını etik açıdan daha olumlu hale getirmek için gösterilen çabalara karĢı çıkmak kuĢkusuz güçtür. Ancak bu çabaların, yerleĢik tavırları ve alıĢkanlıkları ve bunlardan çıkar sağlayanları sorgulaması kaçınılmaz olduğu için, karĢı çıkıĢlara yol açacaktır. Bu karĢı çıkıĢlar Kurulların sınırlandırılmasını sağlamaya çalıĢan bir biçim alabilir. Bu nedenle Kurullardan yana olanların, onların etkinliğini nasıl arttıracaklarını düĢünmeleri yaĢamsaldır. 1. SEÇĠLMĠġ VE ATANMIġ YETKĠLĠLERLE ĠLĠġKĠLER VE DANIġMANLIK Biyoetik Kurullar, egemenlik alanlarının ve otoritelerinin, kamuoyu önündeki görünümlerinin ve kamuoyundan aldıkları desteğin seçilmiĢ ve kurumsal yetkilileri tarafından belirlendiği, daha geniĢ bir yönetsel ve politik dünyada var olurlar ve iĢlev görürler. Dolayısıyla bu Kurullar geliĢebilmek için bu nüfuzlu yetkililere ulaĢmaya karar verebilir. Bu bağlamda, ilk önce Kurulların bağlı bulunduğu kurumdan onay almak akılcı bir davranıĢ olur. Bu izin bir kez alındığında Kurul kararı doğrultusunda giriĢimde bulunabilir. BaĢlangıç olarak, Kurulların varlığını ve konularını yetkililere anımsatmak amaç edinilebilir; böylece sempatik bir anlayıĢ elde edilebilir. BaĢlangıçta bu, insani düzeyde iliĢkilerin kurulduğu ve uzlaĢmaların sağlandığı gayrı resmi toplantılarla sağlanabilir. Ġkinci adım, yetkililerin konferans ve seminerlere davet edildikleri daha resmi biçimlerde olabilir. Yetkililer ve Kurul üyeleri birbirleri hakkında daha fazla bilgi edindikçe güven geliĢtirebilirler ve belki de arkadaĢ olabilirler. Birbirleriyle etkileĢimleri artar ve kurallı bir hale gelebilir. Sonuç olarak uyumlu ve karĢılıklı olarak avantajlı iliĢkilere ulaĢılabilir. 105 106 Ancak baĢarı hiçbir biçimde garanti edilmiĢ değildir. Kurulların gereksinimleri ve zedelenebilirlikleri arttıkça, geliĢme yönündeki sorumlulukları da daha fazla sırtlarına biner. ĠĢi yoğun olan yetkililer Kurulları göz ardı edebilir ya da Kurullara düĢman olanlarla önceden kurulmuĢ iliĢkileri bulunan yetkililerin bu iliĢkileri onlarda Kurullara karĢı olma eğilimi doğurabilir. Bu tür sorunlar Kurul baĢkanları tarafından tanınmalı ve bu sorunlara büyük hassasiyet ve dikkatle yaklaĢılmalıdır. Eğer bu sorunların üstesinden gelinebilirse, çok önemli ve kalıcı kazanımlar elde edilebilir. 2. BĠLĠMĠNSANLARI VE SAĞLIK ÇALIġANLARI ĠLE ĠLĠġKĠLER Kurulları yalnızca idari yetkililere değil, bilim insanlarına ve sağlık çalıĢanlarına da ulaĢmak isteyecektir. Biyoetik Kurullarn baskı yapma güçleri olmadığından etkileri büyük ölçüde görünüĢlerine bağlıdır. Eğer yetkin, ciddi ve sorumlu bir görüntü sergiliyorlarsa, eğer üyeleri akıllı, bilgili ve birlikte çalıĢılması kolay kiĢiler izlenimi veriyorsa, baĢkalarının eylemlerini etkileme yetkisine sahip, tümüyle meĢru kurumlar olarak görülürler. Bu görüntüyü Ģekillendiren anahtar aktörler sıklıkla bilim insanları ve sağlık çalıĢanları olmaktadır. Çünkü Kurulların üzerinde çalıĢtığı karmaĢık ve teknik konular üzerinde uzman olduklarını iddia edebilecek olanlar yalnızca onlardır. Eğer bir Kurul hakkında olumlu düĢünürlerse bu, bir anlamda, ona onay mührünü vurmaları, onu kendi mesleksel kanılarınca saygıdeğer olarak kabul etmeleri anlamına gelecektir. Bunu bilen Kurullar, gayrı resmi toplantılar, seminer, konferans ve benzerleri yoluyla, bilim insanları ve sağlık çalıĢanları ile iyi iliĢkiler kurmaya çalıĢacaklardır. Ancak bu destekleri oluĢturmaya çalıĢırken, Kurulların bazı temel kaygıları gözden kaçırmaması gerekmektedir. Ġlk olarak, bilim insanlarının ve sağlık çalıĢanlarının uzmanlığı biyoetiğe dek uzanmamaktadır. Bu kiĢiler kendi sınırlarını bilmeyebilirler; teknik bilgilerinin ve deneyimlerle geçen yıllarının onları etik alanında da yetkin kıldığını sanabilirler. Ġkinci olarak, Kurullar bilim insanlarının ve sağlık çalıĢanlarının iyi görüĢlerini kazanmaya çalıĢırken, kendi bağımsızlıklarından vazgeçmemelidirler. Eğer olumlu görüĢ kazanmak etik kaygıların önüne geçerse, Kurullar yalnızca bilim insanlarının ve sağlık çalıĢanlarının görüĢlerini aktaran birer yapı haline gelirler ki bu da onlarının en temel varlık nedeninin kurban edilmesi anlamına gelir. Yetkililerle uygun iliĢkiler geliĢtirmek, bilim insanlarına ve sağlık çalıĢanlarına ulaĢmak, amaçlara sıkı bir bağlılık ve araçlar konusunda ustaca bir esneklik ister. 3. KAMUOYU VE MEDYA ĠLE ĠLĠġKĠLER Biyoetik Kurullar, özellikle de ulusal hükümetler düzeyinde ve sağlık meslek örgütleri içinde kurulanlar, sekreteryaları ile tam bir eĢgüdüm içinde yöntem ve yönergeler benimsedikleri düĢünüldüğünde, sıklıkla medyanın ilgisine mazhar olurlar. Ancak Kurullar ihtiyatlı olmalıdırlar. Basın biyoetik konusunda fazla bilgi sahibi olmayabilir ya da öylesine büyük bir zaman sınırlılığı içinde olabilir ki hatalar kaçınılmaz olur. Ayrıca basın çatıĢmayı sevdiği için, anlaĢmazlıkları olduğundan büyük gösterebilir veya karĢı çıkıĢları arttırmak için söylemlere yeni anlam ve yorumlar katabilir. Çünkü tartıĢma içerikten daha fazla dinleyici çeker. Kurul üyeleri, akıllı, bilgili ve saygılı olmaya alıĢık insanlar olarak, kendilerini, çoğunlukla, deneyimli gazeteciler tarafından altedilmiĢ bulurlar. Yine de çözüm basından uzak durmak değil, ondan kamuoyunu eğitici düzenli bir makaleler dizisi yayınlatmak için yararlanmaktır. Bu durumda eğer bir sorun ortaya çıkarsa, Kurula karĢı güven ve iyi niyet oluĢur ki bunun avantajlı olduğu kanıtlanmıĢtır. Bu bağlamda Kurullar, kendilerine tavsiyede bulunmaları ve kiĢisel iliĢkilerinden yararlandırmaları için, kendi kurumlarının sekreteryasını ve basın ofislerini kullanmalıdırlar. Basın toplantıları, seminerler, konferanslar ve gayrı resmi toplantılar bir dostluk ve anlayıĢ havası yaratabilir. Kamuoyunu yanıltıcı makaleler yazmamaları için, muhabirlerin eğitimine önem vermek 106 107 gerekmektedir. Biyoetik ve sağlık hizmetleri konusunda uzman olmasalar da muhabirler, birkaç temel temayı kavrayıp kitlesel tüketime sunacak biçimde yeniden Ģekillendirmek üzere eğitilmiĢlerdir. Bu kiĢilerle teknik terimler kullanılarak konuĢulmamalı, bilgisiz oldukları savıyla küçük görülmemelidirler. Onlara Kurulların çalıĢmalarını kamuoyuna iletmek açısından yaĢamsal önemde bir iĢlevi olan, belirli becerilere sahip profesyoneller olduklarını kabul ederek yaklaĢmak gereklidir. Medyayla iyi iliĢkiler çok yararlı olabilir. Bugünün Biyoetik Kurullarnın, kamuoyunda artan yanlıĢ anlamaları ortadan kaldıracak yöntem ve yönergeler -özellikle de bunlarla ilgili yayınlar- oluĢturmaya gereksinimi vardır. Bu yöntem ve yönergeler yerel ve bölgesel düzeyde oluĢturulmuĢ Sağlık Hizmetleri Etik Kurulları ve AraĢtırma Etik Kurulları tarafından benimsenmelidir. Eğer yerel sağlık kurumlarının Biyoetik Kurulları uygun yöntem ve yönergeler benimser ve bunları uygulamaya koyarsa, yerel düzeyde kurulmuĢ klinik araĢtırma merkezleri ve sağlık kurumları kullanıcıya daha dost yapılar haline gelebilir. Örneğin bir grup Kurul, ortaklaĢa halka açık yerel konferanslar düzenleyebilir; medya profesyonelleri sunumlara ve açık tartıĢmalara katılmak üzere davet edilebilir. Küçük gruplarla yapılan oturumları izleyen ortak oturumlar yerel Biyoetik Kurulların üyeleriyle medya mensuplarının doğrudan ve kamuoyunun önünde görüĢ alıĢveriĢinde bulunmalarını sağlar. Böylece medyada haklarında çıkan haberlerin neden olabileceği yanlıĢ anlamalar ve karıĢıklıklar azalmıĢ olur. 4. BĠYOETĠK KURULLARIN BĠLMELERĠ GEREKENLER: GELECEKTEKĠ KURUL BAġKANLARINI VE ÜYELERĠNĠ HAZIRLAMAK Kurullara üye alırken büyük özen gösterilmesi, üyelerin sağduyulu, dürüst ve konularında uzman olmalarını sağlar. Ancak bu, onların biyoetik konusunda uzman olmalarını sağlayamaz. Aslında üyelerden ancak küçük bir bölümünün biyoetik alanında formel bir eğitim aldığını ve çoğunun özgün biyoetik ikilemleri ve sorunların biyoetik yönü konusunda hiçbir zaman sistematik olarak düĢünmediklerini varsayabiliriz. 4.1. KURUL ÜYELERĠ ĠÇĠN BĠYOETĠKTEKĠ GENEL BAġLIKLAR Öyleyse ilk iĢ, Kurul baĢkanını ve üyelerini önlerine gelen sorunları kendi alıĢık oldukları – bilimsel, klinik, finansal, yönetsel- açıdan değil, biyoetik açıdan görmeleri yönünde ikna etmektir. KuĢkusuz etik yaklaĢımlar ve kuramlar çok çeĢitlidir. Biyoetik üzerine çalıĢmalar bir ömür boyu sürebilir. Ancak Kurul üyeleri profesyonel biyoetikçiler olmayı amaçlamadıkları için, yapacakları hazırlığın o derecede kapsamlı olması gerekmez. Ancak üyelerin kavraması gereken bir takım temel biyoetik kavramları vardır. Özgürlük olarak kabul edildiği bir çok toplumda bireysel özerklik (yaygın olarak, kendi kaderini tayin etme hakkı olarak ifade edilmektedir) en önemli esastır. Ancak sağlık hizmetlerinin verildiği kurumlarda bireyin özerkliğinin ön koĢulu olan ayrıntılı biçimde düĢünüp taĢınma, seçme ve bunu eyleme dönüĢtürme kapasitesi tehlikeye girebilir. Kurul genellikle bireyin özerkliğini hangi koĢullarda ve hangi düzeyde koruduğunu sorgular. Ġkinci kavram haklardır. “Haklar” terimi gündelik dilde, genellikle belirli bir savı desteklemeye yönelik bir retorik aracı olarak, geliĢigüzel kullanılır. Kurul üyelerinin bu kullanımı reddedecek ve “haklar” teriminin sıklıkla ciddi ağırlıkta yükümlülüklere yol açtığını kavrayacak biçimde eğitilmeleri zorunludur. Üçüncü kavram, Kurul üyelerini riskleri, yükleri ve çıkarları eĢit olarak paylaĢtırma amacına yöneltecek olan, adalettir. Son olarak, genellikle birlikte düĢünülen zarar vermeme ve yarar sağlama kavramları, üyeleri eylemlerinin engellenebilir bir zarar ortaya çıkarmaması, buna karĢılık gönenci arttırması konusunda dikkatli olmaları açısından uyarır. Bu biçimde ortaya konulduğunda bu terimler basit görünebilir. Ancak üyelerin bu terimlerin ve baĢka biyoetik kavramlarının karmaĢıklığını kavrayarak öteki üyelerin düĢünce süreçlerine 107 108 katılabilmelerini sağlamak Kurul baĢkanının görevidir. Son çözümlemede Kurulların varlığını haklı çıkaran etik boyuttur. 4.2. BĠYOETĠK KURULLARININ DÖRT BĠÇĠMĠ ĠÇĠN ÖZEL BAġLIKLAR KuĢkusuz Biyoetik Kurulların dört biçiminden her biri kendi özgün biyoetik sorunlarıyla karĢılaĢır. Örneğin Politika Belirleyici ve/veya DanıĢma Kurulları, yalnızca hükümet yetkililerine önerilerde bulunmadıkları için, tüm toplum, hatta belki de tüm insanlık için önerilen politikaların sonuçlarını değerlendirmek açısından daha geniĢ ve avantajlı bir noktadan hareket etmektedirler. Sağlık ÇalıĢanları Örgütleri Biyoetik Kurullar kendi sağlık mesleklerinden doğru etik standartları ve uygulamaları ele alırlar. Sağlık Hizmetleri Etik Kurulları hasta bakımını geliĢtirmek, yaĢamın son dönemine iliĢkin kararlar ve üremeye iliĢkin biyoteknolojiler gibi konularla ilgili sorunlara odaklanırlar. Son olarak AraĢtırma Etik Kurulları araĢtırmalarda dürüstlüğü ve klinik çalıĢmalara katılanları korumakla meĢgul olurlar. Biyoetik gündemi yıldırıcıdır. Ancak Kurullar yılgınlığa düĢmemeli ve ellerindeki iĢe kendilerini vermelidirler. BÖLÜM V ÖNERĠLEN KAYNAKLAR Amdur, R.J., Bankert, E.A. IRB Management and Function. Jones and Bartlette Publishers, Sudbury, MA, 2001. UNESCO Report of the IBC [International Bioethics Committee] on the Possibility of Elaborating a Universal Instrument on Bioethics. SHS/EST/02/CIB-9/5, Paris, 13 June 2003. UNESCO Universal Draft Declaration on Bioethics and Human Rights. General Conference 33C/22, Annex, 5 August 2005. WHO Operational Guidelines for Ethics Committees that Review Biomedical Research: Geneva, Switzerland – Report no. TDR/PRD/ETHICS / 2000.1. (WHO document: http://www.who.int/tdr/publications/publications/pdf/ethics.pdf) EK-1 HÜKÜMETLER DÜZEYĠNDEKĠ ULUSAL ETĠK KURULLAR Ülke Resmi adı Almanya Der Nationale Ethikrat Ulusal Etik Kurulu) President‟s Council on Bioethics 2001 (BaĢkanlık Biyoetik Kurulu) http://ww.ethikrat.org Ethics Committee for Clinical 1991 Ġnvestigation (Klinik AraĢtırmalar Etik Kurulu) http://www.favaloro.edu 2 .ar Amerika BirleĢik Devletleri Arjantin KuruluĢ tarihi (Alman 2001 Web sitesi Ti p 1 http://www.bioethics.go 1 v 108 109 Avusturalya Austaralian Health Ethics Committee (Avustralya Sağlık Etiği Kurulu) Avusturya Bioethikkommission (Biyoetik Kurul) Azerbaycan National Committee on Bioethics of Scientific Knowledge and Technology (Ulusal Bilim ve Belçika Comite consultatif de Bioethique de Teknoloji Biyoetik Kurulu) Belgique/Raadgevend Comite voor bioethiek van Belgie (Belçika Biyoetik BirleĢik Nuffield DanıĢma CouncilKurulu) on Bioethics Krallık(Nuffield Biyoetik Kurulu) Ġngiltere Bolivya National Ethics and Bioethics Steering Committee, Bolivian Academy of Medicine (Bolivya Tıp Akademisi Ulusal de EtikĠ‟Ethique ve Biyoetik Cezayir Conseil National des ĠzlemeKurulu) Sciences de la Sante (Sağlık Bilimleri Çek Centralni Ethicka Komise Pri Ulusal Kuruli) Cumhuriyeti Ministerstvu Zdravotnictvi Ceske Republiky (Çek Cumhuriyet Sağlık Bakanlığı Merkezi Etik Kurul) Bioeticka Komise Rada Vlady Ceske Republiky pro Vyzkum a Vyvoj (Çek Cumhuriyeti Hükümeti AraĢtırma ve GeliĢtirme Kuruline bağlı Biyoetik Kurul) Danimarka Det Etikse Rad(Danimarka Etik Kurulu) Dominik Comision Nacional de Bioetica Cumhuriyeti (Ulusal Biyoetik Kurulu) (UNESCO için Ulusal Kurul) Ekvador Comite Nacional de Bioetica del Ecuador (Ekvator Ulusal Biyoetik Estonya Eesti Kurulu,Bioeetika UNESCONoukogu tarafından(Estonya baĢkent Biyoetik Kurulu) Quito‟da kuruldu) FildiĢi Comite Consultatif National de Sahili Bioethique de la Republique de FildiĢi Sahili Ulusal Biyoetik Finlandiya Tutkimussettinen Neuvottelukunta DanıĢma Kurulu) (AraĢtırma Etiği Ulusal DanıĢma Valtakunnallinen terveydenhuollon Kurulu) eettinen neuvottelukunta (Ulusal Sağlık Etiği DanıĢma Kurulu) Fransa Comite Consultatif National d‟Ethique pour les sciences de la vie et de la sante (Sağlık ve YaĢam Bilimleri Ulusal DanıĢma Etik Gürcistan National Bioethics Council of Kurulu) Georgia (Gürcistan Ulusal Biyoetik Hırvatistan Nacionalno bioetieko povjerenstvo za Kurulu) medicinu (Ulusal Biyoetik Tıp Kurulu) 1991 2001 1999 http://www.health 1 .gov.au/nhZEK http://www.bka.gv.at/bi 1 oethik 2/1 1993 http://www.health.fgov. 1 be/bioeth 1991 http://www.nuffieldbioe 2 thics.org 2000 2 1990 http://www.sante.dz 1 1990 1 1997 http://www.vlada.cz/125 2 0/eng/vrk/rady/rvv/rvv.e ng.shtml 1987 1998 http://www.etiskraad.dk 1 3 1998 3 1998 1 2002 3 1991 http://www.pro.tsv.fi/ten 1 k http://etene.org 1 1998 1983 http://www.ccneethique.fr 1 2000 1 2001 1 109 110 Hollanda Ġran Ġrlanda Ġsveç Ġsviçre Ġtalya Standing Committee on medical Ethics and Health Law. Health Council of the Netherlands Committee of Etiği, Bioethics, National (Hollanda Tıp Tıp Hukuku ve Committee for Ethics in Science and Sağlık Kurulu) Technology (Sağlık ve Teknoloji Comhairle BitheiticeKurulu) na hEireann Etiği Ulusal Biyoetik (Ġrlanda Biyoetik Kurulu) Statens Medicinsk-etiska Rad (Ulusal Biyoetik Kurul) Commission nationale d‟ethique pour la medecine humaine (Ġsviçre Ulusal Biyoetik DanıĢma Kurulu) Comitato Nazionale Ġtaliano di Bioethica (Ġtalyan Ulusal Biyoetik Visindasidanefnd (Ġzlanda Ulusal Kurulu) Biyoetik Kurulu) 1977 (1987) http://www.gr.nl 2004 1 3 2002 http://www.bioethics.ie 2 1985 http://www.smer.se 1 2001 http://www.nek-cne.ch 1 1988 http://www.palazzocihgi 1 .it/bioetica Ġzlanda 1997 http://www.vivindasidan 1 (1999‟da efnd.is düzeltildi Japonya Council of Science and Technology- )1997 http://www.mext.go.jp 1 Bioethics Committee (Bilim ve Kamerun Societe Camerounasie de 1990 2 Teknoloji Biyoetik Kurulu) Bioetiyoetik Cemiyeti, yasa ile Kıbrıs Rum Cyprus Bioethics 2002 1 kurulmuĢtur) National Kesimi Committee (Kıbrıs -Rum KesimiKüba Comite NacionalKurulu) Cubano de Bioetica 1996 3 Ulusal Biyoetik (Küba Ulusal Biyoetik Kurulu) (Küba Bilimler Akademisi BaĢkanı ve UNESCO Küba Ulusal Kurulu BaĢkanı tarafından oluĢturulmuĢtur) Litvanya Lithuanian Bioethics Committee 1995 http://www.sam.lt/bioeti 1 (Litvanya Biyoetik Kurulu) ka Lübnan Comite Consultatif National Libanais 2001 1 d‟Ethiqe pour les Science de la Vie et de la Sante (Lübnan Ulusal YaĢam ve BilimleriEtik Lüksemburg Sağlık Commission consultative DanıĢma national 1988 1 Kurulu) pour les Sciences de la Vie d‟Ethique et de la Sante du Grand-Duche de Luxembourg (Lüksemburg GrandDükü Ulusal YaĢam ve Sağlık Macaristan Egeszsegügyi Tudomanyos Tanacs 1989 http://www.ett.hu 1 Bilimleri Etik DanıĢma Kurulu) Tudomanyos es Kutatasetikai Bizottsaga (Tıbbi AraĢtırma Kuruli Bilimsel ve AraĢtırma Etik Kurulu) Malta Ministry for Social Policy, Bioethics 1989 http:/www.health.gov.m 1 Consultative committee (Sosyal t/statutoryMeksika Comision de Bioetica http://www.bioetica.salu 1 Politikalar Nacional Bakanlığı,ve Biyoeti 1992 bodies/bcc.htm (Ulusal d.gob.mx/diplomadoDanıĢmaBiyoetik Kurulu)Kurul) invest.html Mısır Egyptian National Committee for 1996 http://www.egnatcom.or 3 Bioethics (Mısır Ulusal Biyoetik g.erg Kurulu, UNESCO‟ya bağlı Ulusal Norveç Den http://www.etikkom.no 1 Kurul) Nasjonale Forskningsetiske 1990 Kurul For Medisin (Tıbbi AraĢtırma Etiği Ulusal Kurulu) 110 111 Den nasjonale forskningsetiske Kurul for naturvitenskap og teknologi (Teknoloji ve Bilimde AraĢtırma The National Committee for Etiği Ulusal Kurulu) Research Ethics in the Social Sciences and the Humanities (Ġnsani ve Sosyal Bilimler AraĢtırma Etiği Özbekistan National Bioethics committee of the Ulusal Kurulu) Republic of Uzbekistan (NGO) (Özbekistan Cumhuriyeti Ulusal Biyoetik Kurulu) Portekiz Conselho Nacional de Etica para as Ciencias da Vida (YaĢam Bilimleri için Ulusal Etik Kurul) Rusya Russian National Committee on Federasyonu Bioethics (Rus Ulusal Etik Kurulu) Sırbistan ve National Committee for Bioethics Karadağ (Ulusal Biyoetik Kurul) Singapur Bioethics Advisory Committee (Biyoetik DanıĢma Kurulu) 1990 http://www.etkkom.no 1 1990 http://www.etikkom.no 1 Suriye Arap Cumhuriyeti Suudi Arabistan 2004 1 2001 1 1977 http://www.dms.moph.g 1 o.th 1994 1 2000 http://www.unesco.org.t 3 r Tayland Tunus Türkiye Ukrayna Ürdün Vatikan Yeni Zelanda Comite national de bioethique syrien (Suriye Ulusal Biyoetik Kurulu) National Committee for Medical and Bioethics, King Abdulaziz city for Science and Technology (KACST) Ministry of Public Health, (Kral Abdülaziz Bilim Kenti Ethical Ulusal Review Committee for Tıp ve Biyoetik Kurulu) Research in Human Subjects (Halk Sağlığı Bakanlığı Ġnsanlar Üzerinde Comite National d‟Ethique Medicale AraĢtırmaları Ġnceleme Etik Kurulu) (Tunus Tıbbi Etik Kurulu) Biyoetik Ġhtisas Kurulu- UNESCO Milli Kurulsi (Bioethics Ad Hoc Committee for the Turkish National Commission Commission for on UNESCO) Bioethics under the Cabinet of Minister of Ukraine (Sağlık Bakanlığı Biyoetik Kurulu) National Bioethics Committee (Ulusal Biyoetik Kurul) Pontificio Consiglio Per la Pastorale Degli Operatori Sanitari (Papalık Sağlık ÇalıĢanlarına Yardımı Kurulu) National Ethics Committee on Assisted Human Reproduction (ÜremeyeHealth National Yardımcı Committee Teknikler(Ulusal Ulusal Etik Kurulu) Sağlık Kurulu) Health Research Council of New Zealand, Ethics Committee (Yeni Zelanda Sağlık AraĢtırmaları Etik Kurulu) 2002 2 1990 http://www.cnecv.gov.pt 1 1992 2 2003 3 2000 http://www.bioethicssingapora.org 1 1 1998 ½ 1985 http://www.vatican.va 1 1993 1992 http://www.newhealth.g 1 ovt.nz/necahr http://www.nhc.govt.nz 1 1990 http://www.hrc.govt.nz 1 111 112 Yunanistan Hellenic National Bioethics 1998 Commission (Yunan Ulusal Etik Kurulu) Zambiya http://www.bioethics.gr 1 1982 Medical Research Council Ethics Committee of Gambia Government (Zambiya Tıbbi AraĢtırmalar Konseyi Etik Kurulu) EK-2 HÜKÜMETLER DÜZEYĠNDEKĠ ULUSAL ETĠK KURUL TÜZÜK ÖRNEKLERĠ 1 DANĠMARKA: Danimarka Etik Kurulu Hakkında Kanun 2 ZAMBĠYA: Zambiya Hükümeti Etik Kurul Tüzüğü 3 ÖZBEKĠSTAN: Özbekistan Cumhuriyeti Ulusal Biyoetik Kurul Tüzüğü Danimarka Etik Kurulu Hakkında Kanun Danimarka Etik Kurulu, Etik Kurul‟un OluĢmasını ve Belli Türde Biyomedikal Deneylerin Yapılmasını düzenleyen, 353 sayılı, 3 Haziran 1987 tarihli yasası uyarınca kurulmuĢtur. Bu yasa, kısmen, 315 sayılı 16 Mayıs 1990 tarihli Etik Kurul OluĢumunu ve Belli Türde Biyomedikal Deneylerin Yapılmasını düzenleyen kanunla ve kısmen de, 503 sayılı 24 Haziran 1992 tarihli, Bilimsel Etik Kurul Sistemi ile Biyomedikal AraĢtırma Projelerine YaklaĢım isimli kanunla değiĢikliğe tabi tutulmuĢtur. Etik Kurul, 1987 yılında ĠçiĢleri Bakanlığına bağlı olarak kuruldu. Ancak ilerleyen yıllar içinde Danimarka Sağlık Bakanlığı‟nın kurulması üzerine bu Bakanlığın yetkisi altına verildi. Yukarıda adı geçen yasa ve takip eden değiĢiklikler gereğince Etik Kurul Tüzüğü aĢağıdaki gibi oluĢturulmuĢtur. 1. 1.) ĠçiĢleri Bakanlığı sağlık bakım hizmetleri ve insanlar üzerinde biyomedikal araĢtırma ve deneylerin düzenlenmesi ve gözetimi için bir Etik Kurul kurmuĢtur. Kurul, diğer bilimsel etik kurullar ve sağlık iĢleri ile ilgili makamlara iĢbirliği içinde çalıĢır. Kurul, çalıĢmalarını, insan yaĢamının döllenme anında baĢladığını farz ederek yürütür. 2. 1.) Kurul Sağlık Bakanı tarafından, aĢağıda belirtilen kurallara göre atanan 17 üyeden oluĢur: Adayların Kurulun çalıĢmaları açısından önem taĢıyan etik, kültürel ve toplumsal sorunlar hakkında bilgisini toplum düzeyinde kanıtlanmıĢ olmalıdır. 9 üye 10. bölümde sözü edilen alt kurul tarafından atanır. Adaylar Parlamento, Belediye Meclisi veya bir Ġl Meclisi üyesi olmamalıdır. Atama konusunda kurul anlaĢmaya varamazsa, çoğunluk kararı uygulanır. 2.) 1.1. Bölüm uyarınca yapılan atamalarda kadın ve erkek üyeler eĢit oranda temsil edilmelidir. 1.2 Bölüm uyarınca yapılan atamalarda bir cinsiyetten olan üyeler diğerinden sadece bir fazla sayıda olabilir. 112 113 3.) BaĢkan, atanan üyeler arasından bu yasanın 10. maddesinde sözü edilen kurulun tavsiyesi ile Sağlık Bakanı tarafından atanır. 4.) Üyeler ve baĢkan üç yıllık bir dönem için atanır. Yeniden seçilme bir kere olabilir. 5.) Kurul usule iliĢkin kendi kurallarını koyar. 3. 1.) Kurul‟un daimi bir sekreteryası olmalıdır. Sekreterya elemanlarının iĢe alınması ve iĢten çıkarılması Kurul baĢkanının tavsiyesiyle Sağlık Bakanlığınca yapılır. 2.) Kurul çalıĢmaları için gereken ödenek yıllık bütçeden karĢılanacaktır. 4. Kurul, Sağlık Bakanlığına döllenmiĢ insan yumurtası hücresinin, yaĢayan embriyoların ve fetüslerin korunmasına dair kural önerilerini içeren bir metin sunacaktır. Ġnsan eĢey hücrelerinin (gametlerinin) döllenmede kullanılmasını konu edinen genetik deneyler için de aynı yöntem uygulanacaktır. Bu metin, araĢtırmaların mevcut durumunu ve gelecek birkaç yıl içinde olası geliĢmelerin bir değerlendirmesini içeren bir raporu da kapsamalıdır. Bundan baĢka sözü edilen metin, bu geliĢmeler sonucunda potansiyel olarak ortaya çıkabilecek etik sorunların değerlendirmesini ve söz konusu kuralların çiğnenmesi durumunda yapılması gereken yasal düzenleme önerilerini de içermelidir. 5. Kurul, Sağlık Bakanlığına döllenmed kullanılan gametlerin, döllenmiĢ insan yumurtası hücresi, embriyolar ve fetüsler üzerinde genetik tedavinin gerçekleĢtirilmesi olanakları konusunda kural önerilerini sunar. Öneri metni araĢtırmaların mevcut durumunu, bireysel iĢlemleri, bu alanda gelecek birkaç yıl içinde olası geliĢmelerin bir değerlendirmesini içeren bir raporu da kapsamalıdır. Ayrıca sözü edilen metin, bu geliĢmeler sonucunda potansiyel olarak ortaya çıkabilecek etik sorunların değerlendirmesini ve sorgulanan tedavi yöntemlerinin uygulanmasını takip etmek üzere kural önerilerini de içermelidir. 6. Kurul, Sağlık Bakanlığına, döllenmiĢ insan yumurtası hücresi, embriyolar ve fetüslerde konjenital defektlerin saptanabilmesi için yeni tanı tekniklerinin kullanılması konusunda kural önerilerini sunar. Öneri metni hem araĢtırmaların mevcut durumu ile ilgili hem de bu alanda gelecek birkaç yıl içinde olası geliĢmeler hakkında bir raporu da kapsamalıdır. Ayrıca sözü edilen metin, bu geliĢmeler sonucunda potansiyel olarak ortaya çıkabilecek ahlaki ve hukuki sorunların değerlendirmesini ve sorgulanan tedavi yöntemlerinin uygulanmasını takip etmek üzere kural önerilerini de içermelidir. 7. Kurul, Sağlık Bakanlığına, döllenme için kullanılacak insan gametinin ve döllenmiĢ insan yumurta hücresinin dondurularak saklanması konusunda kural önerilerini sunar. Öneri metni hem araĢtırmaların mevcut durumu ile ilgili hem de bu alanda alınmıĢ baĢarılı sonuçlar hakkında bir raporu da kapsamalıdır. Ayrıca sözü edilen metin, bu geliĢmeler sonucunda potansiyel olarak ortaya çıkabilecek ahlaki ve hukuki sorunların değerlendirmesini de içermelidir. 8. Bu tüzüğün 4-7 maddeleri uyarınca Kurulun sorumluluğunda bulunan görevlerin yanısıra, Kurul: 1) Ġnsan denekler üzerinde yapılacak biyomedikal deneyler bağlamında genel etik sorunları bilimsel etik kurullar ile iĢbirliği içinde tartıĢabilir. 113 114 2) Sağlık makamlarına hem yeni tedavi yöntemlerinin, yeni tanı tekniklerinin ve yeni tıbbi teknolojinin kullanılmasına iliĢkin sağlık hizmetlerindeki genel etik sorunlar hakkında hem de o alandaki kendi insiyatiflerindeki sorunlar hakkında önerilerde bulunabilir. 3) Tek tek bireylerin veya grupların genetik özellikleri ve kalıtsal hastalıklar ile ilgili bilgilerin kaydedilmesi, kullanılması ve ifĢa edilmesi hakkındaki ortaya çıkabilecek sorunların etik değerlendirmesi bağlamında, kamu otoritelerine önerilerde bulunabilir. 9. 1) Kurul 4-7 . maddelerde söz edilen alanlardaki geliĢmeleri takip eder. Toplumu geliĢmeler ve Kurulun çalıĢmaları konusunda bilgilendirir. Toplumda tartıĢma konusu olan herhangi bir etik sorunun ele alınmasında Kurul insiyatif kullanacaktır. Kurul özel problemler konusunda bildirimde bulunmak üzere sorgulama ve çalıĢma grupları düzenleyebilir. 2) Kurul özel uzmanlardan yararlanabilir. 3) Kurul, Sağlık Bakanlığı ve parlamentoya eĢzamanlı olarak sunmak üzere yıllık rapor hazırlar. 10. 1) Her parlamento yılı baĢlangıcında ve genel seçimler sonrası, Parlamento 9 üyeden oluĢan bir Komite atar. (Üye sayısı Parlamento mevcudu ile orantılı olmalıdır). Aynı Ģekilde her üye için bir vekil atanır. 2) Komite, Bölüm 2‟nin, alt bölümü 1.2‟de sözü edilen üyeleri atar. 3) Komite, ortak toplantılar vb. aracılığıyla Etik Kurul‟un çalıĢmalarını takip eder. Bundan baĢka Kurul Etik Kurul‟dan, yetki alanı içinde bulunan özel konularla ilgilenmesini isteyebilir. 13. Sağlık Bakanlığı, Madde 4.1‟de sözü edilen yasa tasarısını en geç 1990-91 parlamento yılı içinde takdim eder. 14. 1) Bu kanun, Danimarka Resmi Gazetesi‟nde yayımlanmasının ertesi günü yürürlüğe girer. 2) Bölüm 10‟da sözü edilen Kurul bu yasanın yürürlüğe girmesinin ardından ilk kez olarak kurulur. 15. Bu Yasa, Faroe Adaları ve Grönland‟i kapsamaz, ancak, bu bölgelerin kendilerine özgü özelliklerine uyarlanmak koĢuluyla, Krallık kararı ile, Faroe Adaları ve Grönland‟a geniĢletilebilir. ZAMBĠYA HÜKÜMETĠ ETĠK KURUL TÜZÜĞÜ 1.Zambiya Hükümeti Etik Kurulu (ZEK), Zambiya Sağlık Bakanlığı ilgili bölümü ve ZEK Laboratuarları müdürüne karĢı sorumludur. 2. Kurul 11 üyeden oluĢur: Bir baĢkan, müdür tarafından atanan 4 üye (dört üyeden biri meslekten olmayan, kurum dıĢından biri olmak üzere) ve iki müdür. Müdür, BaĢkan ile birlikte, bir üyeyi baĢkanın bilimsel danıĢmanı ve vekili olarak atar. 3. BaĢkan ve üyeler, müdürlerle görüĢülerek atanır. BaĢkan eğer mümkünse her iki kuruluĢtan da bağımsız olmalıdır. 114 115 4. Üyeler ilk olarak iki yıllık bir dönem için iĢbaĢına gelirler. Bu süre bir dönem daha uzatılabilir ve olağanüstü durumlarda daha uzun bir süre için de atanabilir. 5. Kurul üyeleri ve ona bağlı çalıĢanlar, ZEK laboratuarları desteği ile üstlenilecek araĢtırma projelerini denetlerler. Kurul aynı zamanda, Zambiya sağlık hizmetleri müdürlüğü, Devletin sağlık makamları veya vekilleri tarafından istenmesi halinde Zambiya‟da gerçekleĢtirilen diğer araĢtırmaları da etik yönünden inceleyecektir. 6. Toplantı yeter çoğunluğu, BaĢkan veya vekili, biri meslek dıĢı olmak üzere üç üye ve Sağlık Bakanlığı‟nda ilgili bölümün sorumlu müdürü tarafından atanan üyeden oluĢur. 7. Bir proje, biri ZEK çalıĢanı olmayan 4 üyenin desteğini aldığında onaylanmıĢ sayılır. Birden fazla üyenin güçlü itirazları olması durumunda, proje yeniden ele alınmak üzere iade edilir veya reddedilir. 8. BaĢvurusu reddedilenler, Kurul‟a çıkarak projeyi savunma hakkına sahiptir. 9.Toplantılar ZEK laboratuarları Bilimsel Düzenleme Kurulu toplantısı sonrası ayda bir sıklıkla yapılır. 10. ZEK Laboratuarları Müdürü ve Sağlık Hizmetleri Müdürü, Kurul‟un doğal üyeleridir, ancak Kurul‟da ele alınan projeler üzerinde oy hakları yoktur. Sekreterlik ZEK tarafından sağlanacaktır. ÖZBEKĠSTAN CUMHURĠYETĠ ULUSAL BĠYOETĠK KURULU TÜZÜĞÜ Madde 1 Özbekistan Ulusal Biyoetik Kurulu (ÖBK), Özbekistan Ġbn Sina Vakfı bünyesinde danıĢman bir kurul olarak kurulmuĢtur. AĢağıdaki organizasyonlar ÖBK‟nin kurucularıdır: Özbekistan Ġbn Sina Uluslararası Vakfı UNESCO için Özbekistan Ulusal Kurulu Özbekistan Sağlık Bakanlığı. Özbekistan Bilim Akademisi Özbekistan Adalet Bakanlığı Özbekistan Yüksek Ġhtisas Orta Öğretim Bakanlığı Özbekistan Ulusal Eğitim Bakanlığı Ġmam el-Buhari Uluslararası Vakfı “Oila” Cumhuriyetci Merkezi “Mahalla” Ulusal Vakfı Madde 2 ÖBK‟nin ana amaçları: Kendisine çeĢitli resmi bürolarınca, özel kuruluĢlarca, gayri resmi organizasyonlarca sunulan konular üzerinde tavsiyelerini açık ve anlaĢılır biçimde ifade etmek Etik normların ilkelerinin incelenmesine iliĢkin çalıĢmalar yapmak. Tıp, biyoloji ve ilaç endüstrisinde araĢtırmalar gerçekleĢtirmek ÖBK, resmi kurumlar ve resmi olmayan kuruluĢların aĢağıdaki alanlardaki etkinliklerini düzenler: Hem araĢtırmacıların ve sağlık çalıĢanlarının etik yönden ufuklarını geniĢletmek hem de Ġnsan Genomu ve Ġnsan Haklarına iliĢkin uluslararası bildirgelere dayalı olarak karar alma, yasama mekanizmalarını geliĢtirmek. 115 116 Biyoetik açısından diğer bireylere saygı, toplumsal sorumluluk ve adalet gibi ana değerleri temel alan üniversiter, orta öğretim toplumsal düzeylerde eğitim programları geliĢtirmek. Madde 3 ÖBK‟nin iĢlevleri: Özbekistan devlet kurumlarının ve sivil kuruluĢlarının, UNESCO Uluslararası Biyoetik Kurulu ve diğer ulusal biyoetik kurullar ile iĢbirliğini sağlamak. Kuramsal biyoetik ve klinik biyoetiği tanıtmayı içeren tıp etiği alanında yeni eğitim standartlarını özenle hazırlamak ve uygulamak. Biyoetik yaklaĢımı, tıp fakültelerinde ve kamuda toplum temelli biyoetik öğretimi hedefiyle benimsemek. Öğretmen eğitim merkezleri açarak ve yeni eğitim-öğretim araç ve gereçleri geliĢtirerek, Özbekistan‟da Ulusal Meslek Ġçi Eğitime Programlarına katkıda bulunmak Gerontolojiyi de kapsayarak, yaĢlanma üzerine araĢtırmaları, nörolojik çalıĢmaları ve insan genomu hakkındaki bilimsel çalıĢmaları desteklemek. Madde 4 ÖBK baĢkanı Özbekistan Ġbn Sina Uluslararası Vakfı seçilmiĢ baĢkanıdır. ÖBK kurucu organizasyonlardan 20 uzmandan oluĢmaktadır. Madde 5 ÖBK geçen yılın faaliyetleri hakkında tutanağın sunulduğu, gelecek yıl için yeni programların taslak projelerinin tasdik edildiği oturumlarını yılda bir kez organize eder. ÖBK kararları oybirliği ile kabul edilir. Kabul edilen ÖBK kararları ilgili resmi ve gayri resmi organizasyonlar arasında dağıtılır. Madde 6 ÖBK üç kiĢiden oluĢan kendi sekreterliğine sahiptir: BaĢkan, BaĢkan Yardımcısı, Yönetici Sekreter. ÖBK sekreterliğinin adresi: 51-A, Parkent sokağı, TaĢkent, 700007, Özbekistan Cumhuriyeti. 116 117 117
Benzer belgeler
1 Kılavuz No. 3
Bu Kılavuzun hazırlanması ve geliĢtirilmesiyle ilgili yardımlarından dolayı Emeritus Profesör
Stuart F. Spicker'a minnetlerimizi sunuyoruz.
Henk ten Have
Direktör
Bilim ve Teknoloji Etiği Bölümü
UN...