`Yok olan` İstanbul`u keşfe çıktılar
Transkript
`Yok olan` İstanbul`u keşfe çıktılar
soL kültür / sanat ‘Yok olan’ İstanbul’u keşfe çıktılar Berkin Elvan için dayanışma konseri Berlin ve İstanbul’dan fotoğrafçıların katılımıyla Fotografik kent ve kentsel mekan keşfi projesi “Exploring İstanbul”, 30 Kasım’a kadar Kadıköy Barış gerçekleştirilen sergiyle ilgili Proje Yönetmeni Klaus W. Eisenlohr ile görüştük. Manço Kültür Merkezi’nde gezilebilir. GÖRÜŞME: SİNEM BURGU B 16 Haziran’da evden ekmek almaya çıktığı sırada gaz bombası fişeğiyle vurulan Berkin Elvan ve ailesine destek olmak amacıyla, Beyoğlu esnafı tarafından dayanışma konseri düzenleniyor. Berkin Elvan Dayanışma Konseri, 18 Kasım Pazartesi akşamı Jolly Joker’de düzenlenecek. Cahit Berkay, Hakan Yeşilyurt, Yaşar Kurt, Pınar Aydınlar ve Güvenç Dağüstün, konserde sahne alacak sanatçılar arasında. Konserin tüm geliri Berkin ve ailesine verilecek. u sergideki fotoğraflar, sansasyonel bir İstanbul’u göstermek istemiyor. Aksine başka bir şeyi, anlamak iddiasında olmayan sakin bir bakışı, yüzeyi açığa çıkarmayı ve okunur duruma getirmeyi deniyor. Bir hafta süren araştırma ve fotoğraflama gezisinin amacı kent realitesini bir parça yaşayarak ve bunu turistik veya egzotik sömürgeci bakış açısına kurban etmeden fotoğraflara dönüştürmek olmuş. Grup, keşif çalışmaları süresince Friedrichshain-Kreuzberg’in kar- deş semti olan Kadıköy semtinde ve çevresinde fotoğraf çekerken bu yapısal özelliklerle ilgilenmiş. Defalarca değişime uğramış, lakin kentsel yoğunlaşma karşısında geleneksel değerleri korumaya yönelmiş, yüzeysel ve mekansal yapılar grubun çalışmasını belirleyen unsurlar olmuş. Berlin’den 12 ve İstanbul’dan 3 fotoğrafçının katılımıyla gerçekleşen bir fotografik kent ve kentsel mekan keşfi projesi olan Exploring İstanbul, 30 Kasım’a kadar Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi’nde görülebilir. Kadıköy’den projeye katılan ve aynı zamanda NHKM’de fo- toğraf atölyesi yürütücülüğünü de yapan Levent Karaoğlu da projenin kardeş semt konsepti üzerinden ilerlemesinin değişik bakış açılarına olanak verdiğini ve üretim sürecinin kentsel dönüşümün sonuçlarına dair sadece dışarıdan bakan bir sergi ortaya çıkarmak yerine kültürel bir derlemeye ve arşivlemeye dönüştüğünü söylüyor. Sergiyle ilgili Proje Yönetmeni Klaus W. Eisenlohr ile görüştük. Proje fikri nasıl oluştu, genel hatlarıyla bu proje nedir? 2011 yılında bir grup mimarla birlikte İstanbul’a bir eğitim ge- Enkazın altında kalan yaşamlar Fotoğrafçılar İstanbul’u tanıyor muydu? Bazı katılımcılar, daha önceki gezilerinden İstanbul’u biliyordu ama çoğunluk, Türkiye’ye ilk kez ziyaret edenlerden oluşuyordu. İzmir Kısa Film Festivali başlıyor 14. İzmir Kısa Film Festivali, bu yıl 19-24 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Her sene uluslararası ve ulusal kategorilerde kurmaca, belgesel, deneysel ve animasyon dallarındaki kısa filmlere Altın Kedi Ödülleri veren festivalin jürisinde, yurtdışından ve Türkiye’den sinema dünyasından önemli isimler yer alıyor. Festivalde ulusal yarışma filmleri arasında Asya, Küçük Kara Balıklar, Pepuk ve Sadece Tek Bir Gün bulunuyor. Uluslararası yarışma filmleri arasında ise House With Small Windows, 140 Drams, Seagull, Aabida ve Condom Lead yer alıyor. ‘Dünyayı Değiştiren 8 Saniye’ sergisi Türkiye’de kentsel dönüşüm projeleri ve kentsel dönüşüm süreci ile beraber başlayan Gezi Parkı protestolarını ve şu anki siyasi iklimi ne kadar takip edebildiniz? Elbette, Gezi Parkı protestolarını izledik haberlerden. Alman medyası protestoları kapsamlı şekilde ele aldı. Hatta yazın Berlin’de sergimiz sırasında İstanbul’dan kimi tanıklıklar üzerine bir toplantı bile organize ettik. Kimilerimizin zaten bir izlenimi vardı önceden de bu konuya dair, insanları yerinden edecek olan kamusal değişiklikler olduğuna ve bunların desteklendiğine dair. Malesef, Ataşehir’deki Emekevler ile ilgili kötü bir haber aldık. Ataşehir’i ilk ziyaret ettiğimizde çok canlı bir mahalledeki ilk gecekondu oluşumlarını keşfetmiştik. Grupla Bedri Baykam’ın “Dünyayı Değiştiren 8 Saniye” isimli sergisi, 22 Kasım’da Piramid Sanat’ta açılacak. Baykam’ın JFK suikastiyle ilgili sergisinde tual ve 4D çalışmalar, mekan düzenlemeleri, ses ve video yerleştirmeleri bulunuyor. Sergi süresince Piramid Sanat’ta Kennedy cinayeti hakkında panel ve film gösterimleri de düzenlenecek. Daha önce Kuvay-ı Milliye dönemi, 27 Mayıs (555K), 68 Kuşağı ve 12 Eylül dönemleri, Küba Devrimi ve Che Guevara hakkında birçok siyasi eksenli sergi düzenlemiş olan Baykam’ın, “Dünyayı Değiştiren 8 Saniye” sergisi 5 Ocak 2014 gününe kadar Piram Piramid Sanat’ta izlenebilir. LEKE RENAN BİLEK [email protected] Ferhan Usta’dan... Geçen haftaki yazımı teslim ettikten sonra patlayan “kızlı-erkekli evler” muhabbeti, bir haftadır devam ediyor. “Bir deli kuyuya bir taş atmış, bin akıllı çıkaramamış” edasıyla gündem belirleme manyaklığı içerisindeki padişah, yine yaptı yapacağını. Çok şey var söylene- Güneş Basım Yayım Organizasyon ve Tic. Ltd. Şti. adına İMTİYAZ SAHİBİ: Erkan Yıldız SORUMLU MÜDÜR: Hafize Kazcı GENEL YAYIN YÖNETMENİ: Kemal Okuyan YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ: Alper Birdal HABER KOORDİNATÖRÜ: Gamze Erbil zisi için geldim ve şehir çok ilgimi çekti. Kreuzberg’de Photocentrum adında bir kamu kuruluşunda öğretmenim ve Friedrichshain-Kreuzberg, Kadıköy ile kardeş ilçe. Bu sebeple aklımıza aynı konseptte kentsel mekan üzerine bir projeyi Kadıköy özelinde ve genişleterek İstanbul metropolünde yapmak geldi. Daha sonra proje hazırlanırken, Kadıköy ve Ataşehir’in birçok yerinin şehrin gelişimi hakkında bütünüyle temsili olabileceğini fark ettim, özellikle de son 50 yıllık gelişime dair. Gecekonduların dönüşümü, gecekondu sonrası küçük orta-sınıf bölgelerine geçiş gibi ya da komşuluk ilişkilerinin, hatıraların, tarihin ve kimliklerin silinmesine neden olan yepyeni ve çok büyük ölçekli değişimlerin yaşandığı Fikirtepe örneğinde olduğu gibi. buraya geri döndüğümüzde ise evlerin yarısı yıkılmıştı ve buradaki yaşam haklarını korumak istediklerini ve savunacaklarını söyleyen bir grup mahalle sakini ile tanıştık. Ama diğer birçok yerde olduğu gibi onların da dışarıdan hiç desteği yoktu. Ve onları savunacak sadece tek bir avukatları vardı. Ne yazık ki, iki hafta önce geldiğimde geride sadece enkaz yığını vardı ve bir tek yakındaki cami ayakta duruyordu. O insanların şimdi nerede olduklarını merak ediyorum. Çok farklı, 50 yıllık bir kentsel dönüşüm hikayesini izlemiş olduk ve çok iyi arkadaşlıklarımız oldu. Arkadaşlıklarımız sürdüreceğiz, onlar için en iyisini umut edeceğiz ve elbette hayatlarındaki bu ani değişiklikler için de onlar için endişeleniyor olacağız. ‘EGZOTİK İZLENİMLER ARAMADIK’ İstanbul’u gerçekten iyi kavradığınızı düşünüyor musunuz bu projeden sonra? Çünkü kentsel dönüşüm projeleri hızlandığından beri kimse bu şehri o kadar da iyi anlayamaz hale geldi. Bence bu çok önemli bir soru. Biz asla “bu şehirdeki her şeyi öğrendik, fotoğrafları çektik, ve buradaki gerçekler bizim size gösterdiklerimizden ibarettir” gibi bir tavırla hareket etmedik. Hazırlık aşamasında yaptığımız okumalar ve tartışmalarda da İstanbul’u tamamen anlayamayacağımız çok açıktı bize göre. Aksine, yabancı bir şehri ilk ziyaret edişte göze çarpan manzaralar, egzotik izlenimler ve turistik bakış açılarından uzak durmaya çalıştık. Ama kendi memleketimizde izlediğimiz yolu izledik, aynı türden görüntüler aramanın peşine düştük. İnsan yapımı mekanlar, küçük detaylar, yüzeyler ve dokular. Bir diğer fikrimiz ise insan yapımı mekanların ya da detayların resimlerinin bize orada yaşayanların portresini sunabileceğiydi. Çok uzun bir çalışma süreci ve çekim sonrası hazırlıklar sonucu kataloğu ve sergiyi hazırladık. Birçok fotoğrafın gizli bir hikayesinin olduğu ya da bize bir şeyleri gösterdiği ortaya çıkmış oldu, biz de keşfetmiş olduk. EVRİMLEŞMİŞ KENT KÜLTÜRÜ Kadıköy’den birçok detay görüyoruz çalışmanızda, bazıları çok dokunaklı, bazıları ise gülümseten kareler. Bence detayları daha severek fotoğrafladık ve tanıştığımız insanları da öyle, çünkü bizim basit iletişim girişimlerimize çok hızlı bir şekilde karşılık verdi çoğunlukla insanlar. Ama özellikle Kadıköy’den çalışmalarımıza katılan ve hemen grubun aktif üyeleri ve dostlarımız haline gelen üç fotoğrafçıya ayrıca teşekkür etmemiz gerek ve elbette bize hemen kapılarını açan, sorularımıza cevap veren, çeviri yaparak iletişim kurmamıza yardımcı olan diğer Kadıköylüler’e de. Yolculuğumuz boyunca çok güzel ve zaman zaman da dokunaklı birçok deneyim yaşadık onlarla. Ayrıca insanların yaşadıkları yerlerdeki kamusal alanlarda ya da kentin köşelerinde tamamen kendilerine özel mekanlar yapmak için harcadıkları çabayı görmek çok etkileyici olabiliyor. Geçmişte kırsaldan kentliliğe evrimleşmiş bir kent kültürünü de yansıtıyor. Bu, İstanbul’da birçok insanın çok kısa bir sürede yaşadığı bir dönüşüm fakat yeni büyük ölçekli konut projeleriyle tamamen yok olma tehlikesi altında. Suya dokunan ellerin, ‘Sır’lı zarif dansı... Ebru sanatçısı Başak Kızıltoprak’ın eserlerinin yer alacağı “Sır” sergisi görücüye çıkıyor. 14-30 Kasım 2013 tarihlerinde Moda Deniz Kulübü’nde davetlilerini kabul edecek olan sergide, gelenekselin dışına çıkarak modern eserler veren Başak Kızıltoprak, At, Zümrüd-ü Anka Kuşu ve Ağaç figürleri ile karşımıza çıkıyor. bilecek. Ya da belki hiçbir şey yok artık aslında. Bu hafta ben, Ferhan Usta’yı ağırlayıp, sözü maharetli ellerinden çıkan yazısına bırakmak istiyorum. Bu haftaki yazı, Ferhan Şensoy’un 11 Kasım Perşembe günkü Aydınlık gazetesinde basılan “Muhbir Vatandaş” başlıklı yazısıdır... Eline, beynine, yüreğine sağlık usta! “Üst kata taşınan iki öğrenciden tedirgindi adam. Daha sonra oğlanlardan biri kayboldu, onun yerine eve bir kızın yerleştiği gözümlendi. - Olmaz ki! dedi adam. - Ne olmaz ki? dedi karısı. - Oğlanlardan biri kayboldu, eve bir kız geldi, yerleşti. - Sana ne? - Olur mu canım? Genelev mi burası? - Özel ev! Herkesin özel evi, sana ne üst kattakilerden? - Durumu polise bildirmek lazım. - Niçin? - Söyledi ya başbakan; kız erkek birlikte oturamaz, dedi. Öyle komşularınız varsa, hemen polise ihbar edin, dedi. Ben derhal karakola gidiyorum. diyerek ayaklandı adam. - Bırak allahaşkına, ne işin var karakolda! Üst kattakilerin bize bir rahatsızlık verdiği yok. YAYIN KURULU: Alper Birdal, Asaf Güven Aksel, Doğan Ergün, Yiğit Günay HABER MERKEZİ: Alper Dizdar, Ali Örnek, Asaf Güven Aksel, Cenk Alaçam, Dilem Taştan, Doğan Ergün, Elif Örnek, Emre Deveci, Gamze Erbil, Mümtaz Budak, Neslihan Koçaslan, Nurettin Öztatar, Özgür Savaşçıoğlu, Özlem Başarır, Rıfat Doğan, Selin Asker, Volkan Algan, Yıldız Koç, Yiğit Günay. ANKARA TEMSİLCİSİ: Hatice İkinci TASARIM: Gökçe Erbil Ne zaman ve nerede ortaya çıktığı kesin olarak bilinmemekle birlikte, bu sanatın Doğu ülkelerine özgü bir süsleme sanatı olduğu düşünülüyor. İpek Yolu ile önce İran’a oradan da Anadolu topraklarına gelmiş bu sanat, geçtiğimiz yüzyılda İstanbul’da gelişmiş ve geleneksel üslubunu edinmiş. Bugünkü ismini Farsça’da buluta benzeyen (ebri) kelimesinin dilimize uyarlanmasından alan ebru sanatının, tüm malzemeleri doğadan elde ediliyor. Marmara Üniversitesi‘nde resim ve dedi karısı. - Hayır hayır, onların birlikte oturduğu ortaya çıkar, biz ihbar etmediğimiz için suçlu duruma düşeriz! diyerek çıktı evden adam. Karakola gidip durumu bildirdi, adres verdi. Talimatlı polis dayandı üst katta oturan oğlanın kapısına. Oğlan kapıyı aralarken daldılar içeri. Kız masada oturmuş ders çalışıyordu. - Bu evin kiracısı sen misin? diye sordu polis. - Evet. dedi oğlan. Bu kız kim? diye sordu polis. - Canan. Adres: Yeni Sahra Mah. İnönü Cad. No: 9 Ataşehir/ İstanbul Tel: 0216 315 14 00 Faks: 0216 324 25 24 Yayın Türü: Yaygın-süreli yayın İletişim: facebook.com/solgazetesi, twitter.com/ solgazetesi Haber Merkezi: [email protected], yönetim: [email protected] seramik eğitiminin ardından 2006 yılında geleneksel ebruya başlayan Başak Kızıltoprak, geleneksel ebrunun uygulama geleneklerini bir sağaltım aracı; ebrunun okulu olarak betimlenen battal tekniğinin sabırla tekrarlanıp iyileştirilmeye çalışılması sürecini ise ebrucunun benliğinin arındırıldığı bir süreç olarak görüyor. Bir resim tekniği olarak da kullandığı ebruya yeni bir anlayışla yaklaşıyor. Geleneksel ebrudaki teknik ve dokuları kullanarak modern işler üretiyor. diye yanıtladı oğlan. - Birlikte mi oturuyorsunuz? - Evet. diye yanıtladı Canan. - Oturamazsınız. deyince polis; - Biz evliyiz memur bey. dedi oğlan. Polis duraladı, sonra: - Evlilik cüzdanı görebilir miyim? dedi. - Cüzdan yok memur bey. Biz imam nikahlıyız! dedi Canan gülümseyerek. Polisler özür dileyip gittiler. Giderken alt katın kapısını çalıp, muhbir vatandaşa, dini bütün insanları rahatsız ettiği için fırça çekmeyi de ihmal etmediler.” İzmir Baskı: Arslan Güneydoğu Gazetecilik Mat. ve Kağıtçılık A. Ş. Tel: 0232 257 69 01 Ankara Baskı: Arslan Güneydoğu Gazetecilik Mat. ve Kağıtçılık A. Ş. Tel: 0312 399 40 81 Esenboğa 17. Kilometre Osmangazi Mahallesi Sütçü İmam Sokak No:4 Pursaklar Ankara Adana Baskı: Arslan Güneydoğu Gazetecilik Mat. ve Kağıtçılık A.Ş. Tel: 0322 435 92 77 İstanbul Baskı: Anadolum Gazetecilik Bas. Yay. San. ve Tic. A.Ş. Oruç Reis Cad. Remzi Özkaya Sok. No:16 Bahçelievler/ İstanbul Tel: 0212 655 44 34 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A. Ş.
Benzer belgeler
ONUNCU KÖY Dur Yolcu!..
aslında. Bu hafta ben, Ferhan Usta’yı
ağırlayıp, sözü maharetli ellerinden çıkan yazısına bırakmak istiyorum.
Bu haftaki yazı, Ferhan Şensoy’un
11 Kasım Perşembe günkü Aydınlık gazetesinde basılan ...