Modern Epic: The World System from Goethe to
Transkript
Modern Epic: The World System from Goethe to
Modern Epic: The World System from Goethe to Garcia Marquez by Franco Moretti Moretti connects a particular breed of text – Ulysses, The Cantos, The Waste Land, among others – with the epic, and calls them Modern Epic. This is due to the many similarities these two genres share with each other, with the modern epic putting a distinct spin on some of the older tropes and techniques. In an essay on the epic and the novel, Massimo Fusillo points toward Hegel’s assertion that not only the epic was the primeval literary form par excellence, but also that the novel was the “modern bourgeois epic” upholding the qualities the epic has established during a time that favored shorter forms (Hegel, 2:1092, qtd. in Fusillo 32). The epic is interested in describing the events pertaining to a single culture. The modern epic, on the other hand, has one distinct difference: It represents a “supranational dimension of the represented space” (2), that incorporates a multitude of voices and places, which is why he links the modern epic with the metaphor of the “world text”. One of the unifying characteristics of the modern epic is that they make extensive use of polyphony, a term introduced by Mikhail Bakhtin, which will be of central concern in 3.1. The epic features events and heroic actions that are significant to one particular culture- the modern epic, on the other hand, synthesizes the voices of many nations and cultures into an amalgamation of polyphony, heteroglossia and hybridity, a feat that was more or less impossible in the epic (cf. Bakhtin, ‘Epic and Novel’). Moretti’s approach thus closely resembles Bakhtin’s. The novel and the epic with all of their “polyphonic and monologic tensions […] continually interfere” with each other, which ensures “their mutual survival” (Ercolino, 15). This interference transgresses temporal and spatial sequence, something Ernst Bloch calls “non-contemporaneity”: Individual voices, while living at the same time, exhibit cultural and political viewpoints from many different epochs, a shift from a Nacheinander to a Nebeneinander (Moretti 41-2). The modern epic tries to represent the world in all its complexity, as an “open, heterogeneous, incomplete” (59) place of cacophonous polyphony. (Moretti 41-2). The modern epic tries to represent the world in all its complexity, as an “open, heterogeneous, incomplete” (59) place of cacophonous polyphony. _____________ Bakhtin, Mikhail M. Epic and Novel: Toward a Methodology for the Study of the Novel’. The Dialogic Imagination: Four Essays. Trans. Caryl Emerson & Michael Holquist, Ed. Michael Holquist. Austin, London: University of Texas Press, 1981. 3-40. Ercolino, Stefano. The Maximalist Novel: From Thomas Pynchon's Gravity's Rainbow to Roberto Bolaño's 2666. Trans. Albert Sbragia. New York: Bloomsbury Academic, 2014. Fusillo, Massimo. ‘Epic, Novel’. [2002], trans. Michael F. Moore. In: The Novel, Vol. II, Forms and Themes, ed. Franco Moretti. Princeton: Princeton UP, 2006. 32-63. Hegel, Georg, Friedrich Wilhelm. Aesthetics [1836-38]. Trans. T. M. Knox. Oxford: Clarendon Press, 1975. | Önemli edebiyat kuramcısı Franco Moretti’nin Modern Epik adlı çalışması, edebiyat dünyası ve romanlarla haşır neşir olan herkese kaynaklık edecek bir çalışma. Yapıt on sekizinci yüzyıldan günümüze dek uzanan edebiyat tarihinde bir dizi sıradışı romanı “epik” çatısı altında ayrıntılı olarak inceliyor. Moretti tam da bu noktada modern yapıtların kendi dönemleri içinde değil de, kaynaklarını epikte bulunabileceği savıyla yola çıkıyor. Bunu yaparken metinlerin hiç ayrımsamadığımız özelliklerinin altı çizilirken, çok boyutlulukları da göz önünde bulunduruluyor. Kullanılan eğlenceli dil sayesinde yoğun okuma sürecine tutulan bu metinlerin matrak yanları ortaya çıkarılıyor. İki bölüme ayrılan yapıtın ilk bölümde Faust ve On Dokuzuncu Yüzyıl, Geçiş: Nibelunglar’ın Yüzüğü adıyla inceleniyor. İkinci bölümse, Ulysses ve Yirminci Yüzyıl olarak adlandırılmış. Edebiyat dünyası sıradışı romanlarla, yoldan çıkmış oyunlarla, tuhaf öykülerle, zaman kaçkını metinlerle doludur. Bu zamandan ve uzamdan soyutlanmış metinler öyle bir parlaklık taşırlar ki, geçmiş dönemleri aydınlatırken geleceğe yön verirler. Moretti’nin de belirlediği gibi bunları fark etmemek olanaksızdır. Kendilerine ait bir yerde öylece durmaktadırlar. Söz gelimi Faust böyle bir oyundur. Moby Dick de öyle. Çorak Ülke ya da Yüzyıllık Yalnızlık. Bütün bu romanların arasındaki ilişkiyi Moretti için modernizm bağlamının dışında tartışmak gerekir. Ulysses’i anlamak için benzer yapıtlara bakmak yerine Faust’a, Eliot’ı anlamak için Hofmannsthal ve Mallarme yerine Wagner’e ve Whitmann’a bakmak gerekir. Moretti, Hegel’in epik form üzerine yazdıklarını alıntılayarak işe koyuluyor. Modern çağda epik bir anlatı yazmanın olanaksızlığı üzerinde durulurken, tam da o yıllarda yazılan Faust’un bu önermeyi nasıl biçimlendirdiği kitabın ana eksenini oluşturuyor. Hegel’e göre epik, şartların ve ilişkilerin bütün yönleriyle ortaya çıkacağı bir konu içinde, edimlerle ortaya konmalıdır. Ardından bir ülkeyi ya da çağı temsil eden bir kahramanda karşılığını bulmalı ve zihnin yaşayan bir tutumu olarak bu kahramanda ayrışmamış olarak kalmalıdır. Bu önermelerin ışığında değinilen Faust’un kimi yönleri epik formun özelliklerini barındırır. Moretti Faust’un iki bölümünü ayrı ayrı incelerken, söylenceye, Marlowe’un Doktor Faust’una ve yazılan diğer Faustlar’a değinir. Faust’un daha oyunun hemen başında söylediği “başlangıçta edim vardı” sözlerine karşın, oyun boyunca hemen hemen hiçbir edimde bulunmaması dikkat çekicidir. Dahası kendisine yardım eden Mephisto ile arasındaki ilişki bu edimsizlik geriliminden doğar. Daha yapıt bitirilmeden Schiller şüphelerini Goethe’ye iletir: “Faust faal hayata yönlendirilmelidir.” Böylece Faust II yazılır. Düşünceden edime geçen Faust, gözlemden yıkıma da geçmiş olur. Moretti’nin seçtiği bir diğer yapıt Moby Dick’tir. Moretti’ye göre şeytanını yanına alan Faust’un yerine, onu içinde taşıyan bir Ahab vardır. Pequod belirlenmiş rotasıyla hedefe doğrudan ilerler. Bir amacı ve düşüncesi vardır. Gemidekiler de bu amaca tutunmuşlardır. Büyük bir balinanın getirisi onların gönülçeleni olurken, Ahab faustvari, şeytani bir tutkunun peşindedir. Moretti metinler arası ilişkileri ortaya koyarken, konuyla ilgili referanslarına da sıkça başvurur. Victor Sklovski, Verner Sombart, Francois Jacop, Bahtin’den ve daha pek çok kuramcının metinlerinden alıntılar yapar. Özellikle Bahtin’in tek sesli epik ve çok sesli roman kavramlarına yeni yorumlar getirir. Ulysses’e ayrılan ikinci bölümde Moretti dönemin sosyolojik portresini çizer ve bizi Georg Simmel’in ‘metropol insan tipi’ne götürür. Onun denemeleri eşliğinde bilinç akışının oluşumunu irdeler. Anna Karenina’daki bir bölümden Teğmen Gustl’e- Franz Biberkopf’tan Benjy’ye kadar roman kahramanlarının bilincinde bilinç akışının farklılıklarını ortaya koyar. Ayrıca bu tekniğin kurallarını belirleyen Joyce’un dışında kalanların tekniği yalnızca kendi romanlarının kimi açmazlarını kapamak için kullandıklarını ve bazılarının da “günlük gerçekleri şiirsel kılabilmek” uğruna tekniğe başvurduklarını belirtir. romanlarının kimi açmazlarını kapamak için kullandıklarını ve bazılarının da “günlük gerçekleri şiirsel kılabilmek” uğruna tekniğe başvurduklarını belirtir. Ulysses’in çoksesliliği temelde merkezsizliğe bağlıdır. Metropol insan tipi olarak Leopol Bloom duyduğu, okuduğu, anımsadığı diyalogların- olayların ve mekanların adamıdır. Zamanın çizgiselliği dışında varolur ve böylece gerçek anlamda Bahtin’in dediği gibi merkezkaç bir roman yazılmış olur. Moretti kitabın son sözünü Yüzyıllık Yalnızlık’a ayırmış. Hemen bütün Avrupa’nın hayranlıkla karşıladığı bu roman hem batılı hem de doğuludur. “Tıpkı Geceyarısı Çocukları’nda olduğu gibi yeteri kadar evindedir, böylece kendisini anlaşılır kılar, ancak aynı zamanda farklı şeyler söylemek için de yeterince yabancıdır.”Yüzyıllık Yalnızlık ve bütün bir Latin Amerika romanı romanın çok sesli çağına geri dönüşünün göstergesidir. Artemio Cruz’un Ölümü ve “Hollywood ile Finnegans Wake arası bir şey” olan, Kapanda Üç Kaplan ve Sek Sek gibi romanlar, farklı teknikleriyle romanı insanmerkezci noktaya taşırlar. Franco Moretti kendisinin de giriş bölümünde değindiği gibi hacimli bir dönemin ustaca altından kalkmasını bilmiş ve edebiyat severler için anahtar bir yapıt ortaya çıkarmış.
Benzer belgeler
Erkekler Genel Tasnif - Çanakkale Rotary Kulübü
3,5 MİL
3,5 MİL
3,5 MİL
3,5 MİL
3,5 MİL
3,5 MİL
3,5 MİL
3,5 MİL
3,5 MİL
3,5 MİL
3,5 MİL
3,5 MİL
3,5 MİL
3,5 MİL
3,5 MİL
3,5 MİL
3,5 MİL
3,5 MİL
3,5 MİL
3,5 MİL
3,5 MİL
3,5 MİL
3,5 MİL
3,5 MİL
3,5 M...