Korku
Transkript
Korku
Hazırlayan: www.bipol-art.de‘den Magdalena Ben (bipolar hastalıklı insanlar için internet projesi) Korku bozuklukları hakkında bilinmesi gerekenler Hastalar için kılavuz www.hexal-zns.de İçerik Ön söz .................................................................................................................. 5 Korku: aynı anda hem korunak hem de ıstırap .........................................................6 Vücutta alarm - Koruma duygusu veren korku hissi ................................................6 Sonsuz ıstırap - Hastalık haline gelmiş korku hissi................................................... 7 Tipik korku semptomları ........................................................................................... 9 Korkunun reaksiyon seviyeleri ..................................................................................10 Korkunun kısır döngüsü ........................................................................................... 12 Günlük hayatta korku hissinden kurtulmak - Kaçınma davranışları ............................14 Çaresizliği aşan kişi kazanır! .....................................................................................14 Korku bozukluğu neden mümkün olduğunca erken teşhis ve tedavi edilmelidir?...................................................................................................14 Korkuya neden olan başka hastalıklar?..................................................................... 15 Çözüm alkol ve uyuşturucuda aranmamalı............................................................... 15 Korkudan kurtulmanın yolları.............................................................................. 16 Kendi kendine yardım ve kendine hakim olabilme.....................................................16 Aile yakınlarının yardımı...........................................................................................16 Hangi uzman yetkili?................................................................................................ 17 Ne tür terapi imkanları var?...................................................................................... 17 Çeşitli korku bozukluklarının görünümü ve bunlar hakkında bilmeniz gerekenler.......21 Yanlış alarm - Panik ataklar..................................................................................21 Ölüm korkusu ve paniğe neden olan düşünceler - Bir panik atağın belirtileri............. 22 Panik bozukluğu nasıl oluşur ve nasıl gelişir ............................................................. 24 Panik bozukluluğunun neden olduğu kısır döngüden kurtulmak............................... 25 Dar alanlar ve insan kalabalığı - Agorafobi .......................................................... 27 Kaçış imkanı ve yardım yok - Bir agorafobinin tipik belirtileri..................................... 28 Agorafobi nasıl oluşur ve nasıl gelişir....................................................................... 29 Agorafobinin neden olduğu kısır döngüden kurtulmak ............................................ 30 Zararsız şeylerden korkmak - Spesifik (izole olmuş) fobiler.................................... 32 İnsanlığın temel korkuları - Spesifik bir fobinin tipik belirtileri ................................... 33 Spesifik bir fobi nasıl oluşur ve nasıl gelişir............................................................... 33 Fobiyi aşmak .......................................................................................................... 34 2 3 Başka insanlardan korkmak - Sosyal fobi ............................................................. 36 Ya çok çekingen ya da hasta - Sosyal fobinin tipik belirtileri ......................................37 Sosyal fobi nasıl oluşur ve nasıl gelişir...................................................................... 38 Sosyal fobiyi aşmak ................................................................................................ 39 Sürekli kaygılanmak ve korkmak - Genelleşmiş korku ...........................................40 Gerçekçi olmayan korku - Genelleşmiş korkunun tipik belirtileri ................................. 41 Genelleşmiş korku nasıl oluşur ve nasıl gelişir........................................................... 42 Genelleşmiş korkuyu aşmak.................................................................................... 43 Sanki uzaylılar tarafından kontrol edilmiş gibi - Obsesif-kompulsif (saplantılı-mecburiyet hissi) bozukluklar................................................................44 Zorlama düşünce ve davranış şekilleri - Bir obsesif-kompulsif bozukluğun tipik belirtileri ............................................................................................................... 45 Bir obsesif-kompulsif bozukluk nasıl oluşur ve nasıl gelişir ........................................ 45 Mecburiyet dürtüsünü (kompülsiyon) aşmak .......................................................... 48 Çok kötü bir şey olduğunda - Travma sonrası stres bozukluğu..................................50 Karabasanlar ve zorlayıcı anılar - Travma sonrası stres bozukluğunun tipik belirtileri ................................................................................................................. 51 Travma sonrası stres bozukluğu nasıl oluşur ve nasıl gelişir....................................... 52 Travmayı aşmak ..................................................................................................... 52 İleri literatür......................................................................................................... 53 Tıbbi terimler ....................................................................................................... 54 Önemli adresler ................................................................................................... 56 Ön söz Değerli hastalar, değerli aile yakınları, Ölüm korkusunu, işini kaybetme korkusunu, uçakla seyahat korkusunu, insanların karşısında sunum yapma korkusunu vs. kim bilmez. Bu korkular „normal“ bir seviyede olduğu sürece sorun yok. „Korku“ insanın en temel içgüdülerinden biridir ve milyonlarca yıldan beri de kendini korumayı başarmıştır. Ancak biyolojik bir miras olan bu korku hissi, normalin dışına çıktığında ve hastalıklı ve aşırı korku halini aldığında bir sorun haline gelmiş demektir. Bunlara korku bozuklukları ya da korku hastalıkları deniyor. Son yıllarda insanlardaki bu korku bozukluklarının sayısı çok artmıştır, büyük ihtimalle telaşlı, hızlı yaşanan bu çağ da bunun nedenlerinden biri. Sadece iş piyasasındaki gergin durum bile gittikçe artan varlık korkularına ve psişik baskıya neden oluyor ki bunlar da panik ataklar gibi korku bozukluklarına dönüşüyor. Korku bozukluğu kadınlarda en sık görülen, erkeklerde ise alkol bağımlılığından sonra en sık görülen ikinci psişik hastalıktır ve tüm yaşam için ciddi sonuçlar doğurmaktadır. Bu nedenle de bu broşürün amacı size „korku“ isimli temel fenomen ve korku bozukluğu hakkında daha fazla bilgi vermektir; bu kılavuz sadece yetişkinler içindir. Belki de doktor size ya da bir aile yakınınıza böyle bir teşhis koydu. Şimdi tek yapılacak şey korku bozukluğuyla mücadele etmek ve onu yenmektir! Bunun için de önce korku oluşumunun ve gelişiminin mekanizmalarını öğrenmeniz gerekiyor. Bunun için „Korku: aynı anda hem korunak hem de ıstırap“ bölümünde sizin için önemli olan tüm bilgiler derlenmiştir. Özellikle de korku duygusunu sürekli geliştiren ve dolayısıyla da bu duygudan kurtulmayı neredeyse imkansız bir hale getiren çaresizlik hissi gibi kavramları daha iyi anlayabilmeniz için bu bölümü en iyisi bir kaç kere okuyun. Bunun dışında bu kılavuzda korku bozukluklarının türleri anlatılmıştır. Size teşhisi konulan korku bozukluğuyla yoğun olarak ilgilenmeniz ve bölümü iyice okumanız aslında yeterlidir. Korkuyu yenmek için iş birliğiniz önemli bir rol oynadığından „Sizin yapabilecekleriniz“ başlıklı bölümde kendi kendine yardım ya da kendine hakim olma konularıyla ilgili tavsiyeler bulunmaktadır. Ancak hastalığın ağırlığına göre deneyimli psikoterapistlerin profesyonel yardımını almak şarttır. Bu nedenle bu yardımı almaktan çekinmemelisiniz. Bu broşür ile korkunuzu yenmenize yardım edebilmeyi umuyor ve size başarılar diliyoruz. 4 5 Korku: aynı anda hem korunak hem de ıstırap Vücutta alarm - Koruma duygusu veren korku hissi Korku milyonlarca yıldan beri insanlığın sağ kalmasını sağlayan „temel bir içgüdüdür“. İnsanın avcı ve toplayıcı olarak bir çok tehlikeye maruz kaldığı çağda, korku hissi insanı sıklıkla vahşi hayvanlardan (kaçarak) korumuş ve beslenmesine yardım etmiştir (mücadele ederek). Korku hissi tehlikeleri ve tehditleri algılamak, aşmak ve önlemek için biyolojik bir reaksiyon örneğidir. Korku insanın vücudunda bir alarm reaksiyonuna neden olur ve bu reaksiyonu insanı elinden gelenin en iyisini yapmaya hazırlar. Mücadele etmeye ya da kaçmaya teşvik eden itici güçtür. Dolayısıyla da korku aynı öfke, üzüntü ya da sevinç gibi doğal bir histir. Korku hissiyle bir zincirleme reaksiyon tetiklenir (bakınız res. 1, sayfa 10). „Korkuyorum“ hissi şu şekilde tanımlanabilir: Havasız kalıyorum, sanki gırtlağım düğümlenmiş, göğsüm daralıyor, kalbim durdu (korku anı). Vücudumuz bu hisle neredeyse aynı anda korku semptomları oluşturur: Kalp daha hızlı çarpmaya başlar, tansiyon yükselir, nefes alıp verme hızı artar ve kaslar gerginleşir. Bu şekilde vücut, tehdide icabında hemen tepki verebilmek için hızlı bir tepki vermeye hazırlanır. Bir tehlike söz konusu ise insan iki temel reaksiyon gösterebilir. Ya kaçabilir ya da kalıp mücadele edebilir. Her iki reaksiyon örneği de vücudun mevcut olan bütün kuvvetlerini etkinleştirir. Bu şiddetli reaksiyondan sonra bir dinlenme aşaması gelir. Sonsuz ıstırap - Hastalık haline gelmiş korku hissi Aşırı ya da hastalıklı korku „beyinde“ başlar. Kendi başına korku yaratmayacak nesnelerin veya durumların değerlendirilmesinin sonucunda oluşur. Korku bozukluğuna sahip insanlar, tehlike durumlarını sağlıklı insanlardan daha farklı değerlendirir: Aslında tehlikesiz ve risksiz olan şey, tehlikeli ve riskli olarak sınıflandırılır. Bu yanlış değerlendirmeden dolayı da yük oluşturan durumlar, yani stres meydana gelir. Stres hormonları kortisol ve adrenalin salgılanır ve bunlar vücudu sürekli ayık tutar. Eğer bu stres aşılmazsa, yani stres hormonlarının bu yüksek konsantresi vücut aktiviteleriyle düşürülmezse, korku hissi sürekli artar. Korku kişiyi darlar, sıkıştırır, „hastalıklı“ bir hale getirir ve örneğin bir panik atak şeklinde dışarı yansır (bakınız res. 1, sayfa 10). „Aşırı/hastalıklı“ korkunun karakteristiği • Söz konusu kişiler korkmaya fazlasıyla meyillidir. • Vücut durumları, olaylar, nesneler yanlışlıkla tehlikeli olarak değerlendirilir. • Alarm ve tehdit yapıları büyük ihtimalle beyinde değişir. • „Korku“ uyarı sinyali bir türlü dinmez, heyecan gittikçe artar ve örneğin bir panik atak halinde dışa yansır. Bugünkü yaşamımızda yaşam durumlarının önceden tahmin edilemiyor olması, korku reaksiyonlarının en önemli ve en sık görülen nedenidir. İlginçtir ki aşırı korku hissi, nükleer silahlar, atom santralleri vs. gibi teknik keşiflerden ziyade kendi içinde zararsız şeylerden (hayvanlar, kan, iğne vs.) ve durumlardan (asansöre binmek, mağazaya girmek vs.) kaynaklanmaktadır. Bu da beynimizde sabit olan ve bizi yöneten kalıtsal korkuların var olduğunu gösterir. 6 7 Res. 1: Korku hisleri ve bunların etkileri (↑ Konsantrasyon artışı, ↓ Konsantrasyon düşüşü) Korku duygusu: Havasız kalma, gırtlak düğümlenmesi, kalp durması vs. → Korku Kortisol →→ Adrenalin → Alarmın devreye girdiği „korku anı“ →→ → Kortisol → Kaçış Mücadele Adrenalin → → Vücut reaksiyonu „harekete geç“ Kısa şok aşaması, kısa süreli tepki gösterememe Vücut semptomları: Tansiyon yükselir, kalp daha hızlı çarpar vs. „tehlike var“ Korku eğiliminin neden yükseldiği bugüne kadar açıklanamadı. Örneğin kalıtımsal, ailevi, sosyal ve psişik durumlar gibi çeşitli faktörler büyük ihtimalle buna etki ediyor. Korku bozukluğu genellikle bir ailedeki birçok insanda görülüyor, dolayısıyla da kalıtımsal olma ihtimali vardır. Kendini aşırı zorlama, anlaşmazlıklar, hayal kırıklığı, hayattaki zorlu durumlar, çocuklukta yaşananlar, başkasını örnek alma ve travma da olası nedenler arasında görülüyor. Özel araştırma yöntemleri yardımıyla korku bozuklukları sırasında beynin kontrol merkezinde yüksek aktivite meydana geldiği, diğer adıyla amigdaladaki aktivitelerin arttığı tespit edilmiştir. Dolayısıyla da „hastalıklı korku“ fenomeninde merkezi sinir sisteminde değişim olacağı varsayılıyor. Ancak korku, örneğin anne/baba evindeki belli başlı davranış şekilleriyle de edinilebilir ya da öğrenilebilir. Ancak öğrenilen bir şey tekrar unutulabilir. Korku bozukluklarındaki davranış terapisi de bu prensibe dayanıyor. İnsan beyninin öğrenme kabiliyetinden faydalanılıyor ve en iyi sonuçlar elde ediliyor. Tipik korku semptomları Korku geliştiğinde söz konusu korku „normal“ ya da „aşırı“ olup olmadığından bağımsız olarak her zaman aynı temel semptomlar gelişir. Bunlar fiziksel ve psişik semptomlar şeklinde ayrılır. Semptomlar illa aynı anda ortaya çıkmak zorunda değildir, ancak genellikle aşağıda listelenenlerden en az dördü görülür. Vücut hareket edemez ve gerilim ve heyecan devam ederse, psişik stres oluşur, bu da yanlış tepkilerle örneğin panik atak şeklinde kendini gösterir Rahatlama, toparlanma 8 9 Korkunun temel semptomatiği (semptomların listesi): Fiziksel semptomlar Res. 2: Korkunun reaksiyon seviyeleri • Kalp daha hızlı atar, kalp çarpması veya hızlı düzensiz kalp ritmi Duygular • Terleme örneğin çaresizlik, teslimiyet, korku, boyun eğme hissi • Hafif ya da şiddetli titreme Fiziksel değişimler • Isı değişimleri, soğuktan titreme, üşüme örneğin terleme, titreme, kalp çarpması • Ciltte karıncalanma, hissizlik duygusu, parmaklarda, ağızda veya dudaklarda karıncalanma • Midede bulantı ya da kötü his (huzursuzluk hissi), karın ağrısı, öğürme dürtüsü Psişik semptomlar • Baş dönmesi hissi, güvensizlik, zayıflık veya bulanıklık, bayılma hissi • Nesnelerin gerçek olmadığını sanma (gerçekliği yitirme), ya da insan kendini uzakta ya da başka yerde hisseder (kişiselliği yitirme) • Kontrol kaybı, aklını yitirme, çıldırma korkusu • Ölüm korkusu Korkunun reaksiyon seviyeleri Korku kendini farklı seviyelerde gösterir, ancak bunlar da kişiden kişiye çok farklı şekillerde görülebilir. Kimisinde fiziksel değişimler kimisinde ise düşünce ya da duygulardaki değişimler ön planda olabilir. → Korku Davranış → → • Nefessizlik, kısa solukluluk, boğulma hissi → • Ağızda kuruluk Kaçış - mücadele, panik, kaçınma davranışları, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı Düşünce örneğin „Bayılıyorum.“ „Kötü bir şey olacak.“ Fiziksel değişimler = Objektif seviye Bunlar objektif gözlemlenmesi gereken ve ölçülebilen vücut tepkileridir, örneğin titreme, terleme, tansiyon artışı, kasların gerilmesi, cilt direncinin değişmesi, beyin dalgaları vb. Düşünceler ve hisler = Sübjektif seviye Korku halinde düşünce işlemleri ve hisler de tetiklenir. Bunlar genellikle tekrarlayan düşünce kalıplarıdır, örneğin „Kötü bir şey olacak“ ya da „Kalbim çarpıyor, kesin kalp krizi geçiriyorum“ ya da „Çocuğum kaza geçirmiş olabilir“. Genellikle de çaresizlik, teslimiyet hissi oluşur. Davranış = Motorik kısım Bununla kast edilen aslında kaçma veya mücadele etme reaksiyonudur, ancak bu kavrama panikleme, kaçınma tepkisi gösterme, çareyi alkol veya uyuşturucuda bulma da dahildir. 10 11 Bu reaksiyon seviyeleri korku bozukluğunun oluşmasında önemli bir rol oynar. Ancak iyi ki birbirleriyle bağlantılılar: Davranıştaki bir değişim örneğin düşünce şeklinin de değişmesine ve fiziksel semptomlarda ise düşünce şeklinin değişmesi insan duygularının ve davranışın da değişmesine, duygulardaki değişim ise düşünce ve davranış şekillerinin değişmesine neden olur. Davranış terapisi, örneğin yüzleşme ve korkuya maruz kalma terapisinde ya da bilişsel yapı değişikliğinde bu bağlantıdan faydalanır. Res. 3: Korkunun kısır döngüsü (Roediger E.‘ye göre değiştirilmiştir) „Kalbim daha hızlı atıyor.“ Göğsünüzde ağrı hissediyorsunuz Korkunun kısır döngüsü Farz edelim ki kalbinizin daha hızlı attığını hissediyorsunuz (tetikleyici). Bunun nedenini bulamıyorsunuz, korkmaya ve kalbinizden hasta olduğunuzu düşünmeye başlıyorsunuz (= algılama). Bunun üzerine de bunların kalp krizi belirtileri olmadığını umuyorsunuz, bunun tehlikeli olduğunu, ölebileceğinizi düşünüyorsunuz (düşünce). Bu düşünce sizde korkuya neden oluyor (korku). Bu korku nedeniyle vücutta başka değişimler meydana geliyor. Şimdi terlemeye başlıyorsunuz, üşüyerek titriyorsunuz (fiziksel semptomlar). Artık kalbinizin daha da hızlı attığını (tetikleyici 2) hissediyorsunuz, buna ilaveten göğsünüzde sol kolunuza kadar uzanan bir ağrı hissediyorsunuz (algılama 2). Şimdi sizi ölüm korkusu, bayılma korkusu sarıyor (düşünce 2). Bu da korkunun artmasına neden oluyor (korku 2). Bunun üzerine vücudunuza başka değişimler başlıyor (= fiziksel değişimler 2) vs. Bu döngü birkaç kere devam edebilir ki bu nedenle korku artar ve fiziksel semptomlar güçlenir. Panik bozukluğu varsa bu gerilim ve heyecan bir panik atağa dönüşür. Bu panik atak da kişiyi fiziksel değişimleri algılamada daha hassas bir hale getirir. Korkuya karşı bir korku başlar (beklenti korkusu). Dolayısıyla da bir kısır döngü meydana gelir ve bundan çıkmak artık zordur. Peki ya bunu önlemek için kişi ne yapmalıdır? Tetikleyici „Kalbim normalden daha hızlı atıyor.“ Algılama Fiziksel semptomlar Korkuyorsunuz, kalp hastası olduğunuzu düşünüyorsunuz Şimdi terlemeye başlıyorsunuz, üşüyerek titriyorsunuz vs. Düşünce Fiziksel değişimler „Umarım kalp krizi geçirmem.“ „Ölebilirim.“ Bu korku nedeniyle vücutta başka değişimler meydana geliyor. Ölüm korkusu, bilinç kaybı korkusu başlıyor Korku Bu düşünce sizde korkuya neden oluyor Kaçma, mücadele etme, kaçınma vs. → Peki ya korku neden koruyucu bir mekanizmadan çıkıp ıstırap haline gelir? Bunun temel nedeni, bir bireyin bir şeylere bakış açısı ve bunları değerlendirme şeklidir. Yukarıda da belirttiğimiz gibi bundan beynimiz sorumludur. Korku bozukluğu olan insanlar, sağlıklı insanların tehlikesiz gördüğü durumları tehdit olarak değerlendirir. Bu olumsuz değerlendirmeyle birlikte, yandaki res. 3‘te panik atak şeklinde tanımlanan bir döngü başlar. Panik atak 12 13 Günlük hayatta korku hissinden kurtulmak - Kaçınma davranışları Korkuya neden olan başka hastalıklar? Bu kısır döngüden kurtulmak için bu insanlar, örneğin kendilerini oyalayarak, bundan kaçınarak ya da kaçarak fiziksel ve düşünce şeklindeki korku hislerini bastırmaya çalışıyor. Yukarıda belirtilen örnekte kişi kalp kriziyle ilgili her türlü düşünceyi, örneğin 1‘den 100‘e kadar sayarak bastırmaya çalışacaktır. Uçak fobisi olan bir insan sadece trenle ya da arabayla yolculuk yapar, örümcek fobisi olan bir insan bir örümcek gördüğü an kaçmaya başlar. Ancak bu davranış şekilleri korku problemini güçlendirir, hatta korku reaksiyonunu uzatır. Oysa ki kişi korkuyla mücadele edebilse, ondan kaçınmasa veya kaçmasa, bu korku kendiliğinden yok olur. Korku, bastırılmaya çalışıldığında, mücadele etmek yerine ondan kaçınıldığında bir hastalık haline gelir. Korku bozuklukları her zaman tek başına görülen bir hastalık olmak zorunda olmayıp, ruh ve mizaç (psişik hastalık), sinir sistemi (nörolojik hastalık) veya vücut organlarındaki (fiziksel hastalık) bir hastalığın sonucu olarak da ortaya çıkabilir. Dolayısıyla da semptomlar ilk kez fark edildiğinde organik ya da psikiyatrik-nörolojik bir hastalık olup olmadığı tespit edilmelidir. Bunun için aile doktorunuza gidin, kendisi gerekli muayeneyi yapacak veya yapılması için gerekli önlemleri alacaktır. Bu analizlerin başka doktorlar tarafından tekrarlanmasına gerek yoktur, bunlar yaşanan olayların tekrarlanmasına neden olabilir! Çaresizliği aşan kişi kazanır! Korkudan kurtulmak için sadece tek bir yol var: Korkuyla yüzleşmek, onunla mücadele etmek ve ondan kaçmamak gerekiyor. Bu ne kadar erken yapılırsa o kadar iyi olur, çünkü zamanla korku büyür ve başka olaylara ya da nesnelere saldırır, dolayısıyla da tedavi zorlaşır. Bu nedenle aile yakınları da korkudan kaçınma stratejilerini desteklememeli, korkuyla mücadele etmeye teşvik etmelidir. Korku bozukluğu neden mümkün olduğunca erken teşhis ve tedavi edilmelidir? Korku bozuklukları genellikle çocukluk ve gençlik döneminde ve de erken yetişkinlik çağında başlar. Spesifik fobiler örneğin çocuk yaşta, sosyal fobi ise erken gençlik çağında başlar. Panik bozuklukları ve agorafobi („alan korkusu“) erken yetişkinlik çağında, genelleşmiş korku bozukluğu ise 40 yaş civarında başlar. Ancak hastalanma yaşı ne kadar düşükse, bunun okul mezuniyetine, eğitime veya mesleki eğitime olan etkileri de o kadar belirgindir. Yetişkin insanlarda genellikle 20li ve 30lu yaşlarda partnerlik, aile kurma ve mesleki kariyere yönelik kararları alınır, dolayısıyla da korku bozuklukları bu kararlara önemli etki eder ve sosyal sonuçlar doğurur. Bunun yanı sıra korku bozukluklarında ayrıca örneğin depresyon, kişilik bozukluğu, bağımlılık ve alışkanlık gibi başka bir psişik hastalığın oluşması da büyük bir risktir. Dolayısıyla da korku bozukluklarını erkenden görmek ve tedavi etmek önemlidir. 14 Korku semptomlarına yol açan psikiyatrik ve nörolojik hastalıklar Depresyon, alkol ve uyuşturucu kullanımı, alkol veya Benzodiazepin ile Opiat ile başka uyuşturucu bulamama, psikozlar, kişilik bozuklukları, örneğin Borderline bozukluğu, epilepsi, mültipl skleroz, AIDS, beyinde damar hastalıkları, sinir sistemindeki nörodejeneratif hastalıklar. Korku semptomlu fiziksel hastalıklar Örneğin Diabetes mellitus hastalarında şeker seviyesinin düşmesi, demir eksikliği, kansızlık, aşırı Kortisol üretimi, Pfeiffer mononükleozu, tiroit metabolizma bozukluğu, potasyum fazlalığı, kalsiyum eksikliği, hemoglobin sentezindeki bozukluklar, tümör, akciğer hastalıkları, kalp hastalıkları. Çözüm alkol ve uyuşturucuda aranmamalı! Korku bozukluğu olan birçok insan gerginliklerini ve heyecanlarını alkol ve uyuşturucu ile bastırmaya çalışır. Bundan kesinlikle vazgeçmelisiniz! Uyuşturucu dünyasına kaçış kesinlikle uygunsuzdur. Amphetamin, Cannabis, Kokain, özel üretim uyuşturucular, Ecstasy, LSD, Marihuana, haşhaş vs. korku hissini güçlendirir. Bir kere kullanılmaya başlandığında hemen bağımlılık ve alışkanlık oluşur. Bu bir kazanç değil, baş edilmesi gereken başka bir sorundur. 15 Korkudan kurtulmanın yolları Kişi aktif işbirliği yaparsa korku bozukluklarının iyi bir şekilde tedavi edilmesi mümkündür. Terapinin başarılı olabilmesi için bu şarttır. Kendi kendine yardım ve kendine hakim olabilme Tedavinin başarısı için korkunun oluşumuyla, korku reaksiyonlarıyla ve korkunun yarattığı kısır döngüyle yoğun bir şekilde mücadele etmek gerekiyor. Bu nedenle de bu bağlamlar kılavuzun ilk kısımlarında detaylı olarak gösterilmiştir. Lütfen bu bölümü birkaç kere okuyun ki bu aşamalara iyice aşina olabilesiniz. Korkunun yarattığı kısır döngüden çıkabilmek ve korkuyu aşabilmek için kendi kendinize nasıl yardım edebileceğinizi hemen göreceksiniz. Ayrıca bir korku günlüğü tutmak da oldukça faydalı olacaktır. Günlüğe neler yazabileceğiniz çeşitli korku sendromlarında belirtilmiştir. Her sendromda öncelikle bir durum analizi yapılmalıdır, bunun için de genellikle profesyonel yardım gerekmez. Bu kılavuzu iyice okursanız birçok düşünce ve anlayışı daha doktora gitmeden fark edebilirsiniz. Aşırı korkuları aşmak için gereken birçok alıştırmayı evde yapabilirsiniz. Korku bozukluklarını aşmaya kondisyon sporları da oldukça yardımcı olur. Tavsiye şu şekilde: Haftada 3 kere en az 5 km koşu. Fiziksel zorlanma kalp ve nefes alıp verme frekansını ve tansiyonu yükseltir, kan akışı düzelir ve terlersiniz. Bu da fiziksel semptomlara karşı var olan korkunuzu alır ve kısır döngüden kurtulmayı kolaylaştırır. Aile yakınlarının yardımı Bir korku bozukluğunda eş, aile bireyleri, arkadaşlar, iş arkadaşları vs. gibi başka yakınlar da bundan etkilenir, dolayısıyla da anlaşmazlıklar görülür. Yakınlar genellikle kişinin günlük hayattaki, alışverişe gitme, araba kullanma vs. gibi görevlerini ve aktivitelerini üstlenir ve kolayca mecburiyet hissine kapılır. Ancak bu şekilde hastaya iyilik yapmış olmuyorlar! Aksine, iyi niyetli bu destekleriyle korkudan kaçınma davranışlarını teşvik ederler ve korkunun sürmesine neden olurlar. Eğer korkunun ve kısır döngünün mekanizmasını anladıysanız, bu tür yardımların aslında yardım olmadığını anlayacaksınız. Bunun için bu kılavuzun ilk bölümlerini, bağlantıları iyice anlayana kadar tekrar tekrar okuyun. Korkunun yarattığı kısır döngüyü anlamanız, aşırı korkuları da bir „acayiplik“ olarak değil bir hastalık olarak görmeniz gerekiyor. Bu da öfke, sinir, sabırsızlık, acıma, çaresizlik gibi kendi duygularınızı kontrol altında tutmanıza ve aşırı stresleri önlemenize yardım edecektir. 16 Hangi uzman yetkili? Problemlerinizde konuşmanız gereken ilk kişi aile doktorudur. Yoğun korkular ilk kez görüldüğünde doktorunuz sizi fiziksel olarak muayene edecektir ve organik hastalıkların söz konusu olup olmadığını anlamak için gereken tüm testleri yapacaktır. Bulgular bir korku bozukluğuna işaret ediyorsa, temel terapiyi kendisinin mi vereceğine yoksa kişiyi bir uzmana mı yönlendireceğine karar vermelidir. Uzmanlar, sinir doktorları, psikiyatristler ve psikoterapistlerdir. Psikoterapistler ise psikologlar ve tıbbi psikoterapistler şeklinde ayrılır. Psikologlar ilaç yazamaz. Ne tür terapi imkanları var? Psikoterapi Şuana kadar davranış terapisi ilaçları aşırı korkuda iyi sonuçlar vermiştir. Burada temel olarak üç farklı yöntem kullanılır. 1. Yüzleşme ve maruz bırakma yöntemi Bu esnada kişi korkusunu tetikleyen duruma maruz bırakılır, köpek fobisi varsa bir köpekle karşı karşıya bırakılır. Bu da „adım adım“ sınıflandırılmış yüzleşme şeklinde (örneğin önce köpek resmi gösterilir > daha sonra köpek odanın diğer köşesine oturtulur > daha sonra köpek kişinin kucağına oturtulur vs.) ya da „aniden“ (kişi birkaç köpeğin olduğu bir odaya hemen konur) yapılabilir. „Ani yöntem“ daha hızlı ve daha iyi etki eder, ancak çocukları çok zorlar. Bu nedenle de bu yöntem genellikle yetişkinlerde kullanılır. 2.Sistematik duyarsızlaştırma Bu yöntemde korkuya rahatlama yöntemleriyle hakim olmak ön plandadır (otojen alıştırma, Jacobon‘a göre progresif kas gevşetme, nefes alıma verme teknikleri). Kişi korkuya neden olan dürtüleri göz önüne getirir ve bunlar rahatlama teknikleriyle aşılır. 3. Bilişsel davranış terapisi Bununla kast edilen düşünce yapısını değiştirmek, yani felaket düşüncesini, yanlış düşünceleri, yanlış yorumlamaları vs. yeni, pozitif bir algıya dönüştürmektir. Bu şekilde korku hisleri durur, fiziksel reaksiyon algılanır ve saptırılır, alternatif düşünceler sabitlenir. Eğer kişiyi, örneğin panik ataklarda olduğu gibi bir tetikleyici olmadığı için korkusuna maruz bırakmak mümkün değilse bu yöntem ilk tercihtir. 17 İlaç tedavisi İlaç tedavisinin hedefi beyinde aktarıcı maddelerin (nöro-transmitterler) kaymasından kaynaklanan bozuk fonksiyonları normalleştirmektir. Örneğin Serotonin önemli bir aktarıcı maddedir. Bunun için antidepresanlar, özel anksiyolitler ile Benzodiazepin‘ler şeklindeki ilaç grupları bulunuyor. Birçok insanın psikolojik ilaçlar konusunda önyargıları bulunuyor ancak bunlar yersizdir. Psikolojik ilaçlar, merkezi sinir sisteminde kontrolü yitirilmiş kimyasal işlemlerin biyo-kimyasını düzenler. Bunlar kişilikte değişime veya bağımlılığa yol açmazlar. Sadece Benzodiazepin‘ler grubu uzun süre kullanıldığında bağımlılığa yol açar, bu nedenle de bunlar sadece kısa akut durumları kısa sürede tedavi etmek için kullanılır. „İlaç ile davranış terapisi“ kombine edildiğinde korku terapisinde iyi başarılar elde edilir. İlaçlar kişiyi rahatlatır ve onu davranış terapisine gitmeye teşvik eder, davranış terapisi de kişinin ilaç kullanmaya hazır olmasını sağlar. Uzun süreli terapi için özellikle antidepresanlar kendilerini kanıtlamıştır. Antidepresanlar bağımlılık yapmaz, ancak uzun bir süre her gün yeterli bir dozda alınmalıdır. Etkinin görülmesi birkaç hafta sürer, dolayısıyla da bu hastaya önceden açıklanmadığında birçok hasta tereddüde düşüyor. Ayrıca ilaç kullanımına başlandığında genellikle ilk 2-3 haftada yan etkiler görülüyor, ancak bunlar yok oluyor. Aşağıdaki listede her bir etken maddesi grubunda hangi tipik yan etkilerin görülebileceği belirtilmiştir. Tedavinizi yapan doktorun sizin için hangi etken maddesini seçeceği ve reçeteye yazacağı sizde var olan korku bozukluğunun türüne ve başka bireysel özelliklere, örneğin başka hastalıklara, kullanılan diğer ilaçlara vs. bağlıdır. İlaç tedavisi için yönlendirici bilgiler • Korku bozukluklarının tedavisi için psikolojik ilaçlarla yapılan bir ilaç tedavisi önemli bir faktör olabilir. • Bu ilaçlar beyinin sinir hücrelerindeki aktarıcı maddelerin (örn. Serotonin) normalleşmesini sağlar. • Psikolojik ilaçlarla ilgili var olan yaygın önyargılar doğru değildir. Başka insanların psikolojik ilaçların kullanımının kötü olduğu şeklindeki düşüncelerinden etkilenmeyin. • Antidepresanlar ve özel anksiyolitler (Opipramol, Buspiron) bağımlılık yapmaz. Bunlar uzun süreli tedavide kullanılabilir. • Antidepresanların etki edebilmesi için bunlar uzun süre boyunca (aylarca) kullanılmalıdır. • Bu nedenle ilacı reçetede yazılı olan dozda her gün alın. Doktorunuzla konuşmadan ilaçları kullanmayı bırakmayın. • Eğer etkisi yeterli değilse icabında günlük doz arttırılmalıdır. Doktorunuzla konuşun. • Özellikle de ilaç tedavisinin başında istenmeyen yan etkiler görülebilir. Ancak bunlar genellikle yakl. 2-3 hafta sonra yok olur. • Terapinin başarısı için biraz zaman geçmesi gerekse de ilacı düzenli kullanmaya devam edin! 18 19 Tabela 1: Korku bozukluklarında kullanılan ilaçların etken madde grupları, her bir etken maddesi ve tipik yan etkileri Etken maddesi grubu Antidepresif ilaçlar Uzun süreli terapi için uygundur, bağımlılık sorunu yoktur Imipramin Clomipramin Doxepin Ağızda kuruluk, yorgunluk, tansiyon düşüşü, kabızlık, idrarda tutulma, bulanık görme Fluoxetin Paroxetin Fluvoxamin Citalopram Escitalopram Venlafaxin Sertralin Bulantı, kusma, huzursuzluk, kilo kaybı, iştah azalması, baş ağrısı, uyku bozukluğu Moclobemid Baş dönmesi, titreme, uykusuzluk, telaş Özel anksiyolitler Uzun süreli terapi için uygundur, bağımlılık sorunu yoktur Opipramol Yorgunluk, ağızda kuruluk Buspiron Huzursuzluk, uyku bozukluğu, baş ağrısı, baş dönmesi Benzodiazepin‘ler Hızlı ve güvenli etki, ancak bağımlılık yapabilir, bu nedenle sadece kısa süreli terapilerde kullanılmalıdır örneğin Alprazolam Bromazepam Oxazepam ve başkaları Yorgunluk, kaslarda gevşeme, dolayısıyla düşme tehlikesi, hafıza bozuklukları, bağımlılık, mahrumiyet fenomeni semptomları Diğer Hastalığı hafifletmek için örneğin antieliptik ilaçlar örneğin Pregabalin Uyuşukluk, yorgunluk, şaşkınlık, coşku, kilo alma, hırçınlık, dikkat ve hafıza bozuklukları 20 Çeşitli korku bozukluklarının görünümü ve bunlar hakkında bilmeniz gerekenler Yanlış alarm - Panik ataklar Hiç yoktan gelen aşırı korku duyguları Bayan O. yine zorlu bir hafta geçirdi. Muhasebenin yıl sonu kapanış raporunu zamanında bitirebilmek için her gün gece yarılarına kadar çalıştı. Bugün, Cumartesi günü arkadaşıyla sakin sakin alışverişe gitmek ve kendine güzel bir elbise almak istiyor. Bunun için küçük güzel moda mağazalarının olduğu bir alışveriş merkezine gidiyor. Şuanda yürüyen merdivenle 2. kata çıkıyor ve aniden kalbi çarpmaya başlıyor, alnında ter damlaları oluşuyor. Ayrıca nefes alamadığı hissine kapılıyor, dolayısıyla da daha hızlı nefes alıp veriyor. Cildinin bazı yerleri kısmen karıncalanmış kısmen hissiz, sanki vücudu ölüyor. Kolları ve bacakları titremeye başlıyor, başı dönüyor ve bayılacakmış gibi hissediyor. Kafasından çeşitli düşünceler geçiyor, aniden ölüm korkusu tüm bedenini sarıyor. Kalp krizi, felç mi geçiriyor? Şimdi ölecek mi? Kendini çok uzaklarda, sanki „kendi yanında duruyormuş“ gibi hissediyor. Bırakıp kaçmak istiyor, ancak cesaret edemiyor, çünkü her an yere yığılabilirmiş gibi hissediyor. 21 Bayan O. arkadaşına tutunuyor ve ona kendini kötü hissettiğini ve hemen doktora görünmesi gerektiğini işaretliyor. Arkadaşı onu alışveriş merkezi içinde yakındaki bir banka oturtuyor ve acil doktoru çağırıyor. Doktor geldiğinde Bayan O. kendini daha iyi hissediyor. Bayan O. hastanede iyice muayene ediliyor. Ancak belirgin bir organik bulgu görülmüyor. Bayan O. panik atak teşhisiyle taburcu ediliyor ve ona aile doktoruna giderek yapılması gerekenleri konuşması tavsiye ediliyor. İki hafta sonra akşam bir kitap okumak için koltuğa uzanıyor. Aniden yeni bir panik atak başlıyor, yine aşırı bir ölüm korkusu var. Bayan O. yine fiziksel bir hastalığı olduğundan ve konan teşhisin doğru olmadığından şüphe ediyor. Dolayısıyla da bir komşusu onu acile götürüyor ve burada yine muayene ediliyor. Teşhis yine panik atak. Daha sonra Bayan O.‘nun kafasında bu deneyimlerle ilgili çeşitli düşünceler dolanıyor. Yine bir panik atak geçirmekten korkuyor. Bayan O.‘da „korkudan korkma“ gelişiyor ve kalıcı oluyor. Birkaç hafta sonra yine bir alışveriş merkezinde yine bir panik atak geçiriyor. Bundan dolayı da genel olarak bir daha alışveriş merkezlerine gitmeme kararı alıyor, çünkü panik atakların buralarda başladığını düşünüyor. Bu esnada da şu semptomlar görülür • Kalp daha hızlı atar, kalp çarpması veya hızlı düzensiz kalp ritmi • Terleme • Hafif ya da şiddetli titreme • Ağızda kuruluk • Nefessizlik, kısa solukluluk, boğulma hisleri • Boğazda veya göğüste daralma veya sıkışma hissi, yutkunma zorluğu • Göğüste ağrı, kalp krizi korkusu • Isı değişimleri, soğuktan titreme, üşüme • Ciltte karıncalanma, hissizlik duygusu, parmaklarda, ağızda veya dudaklarda karıncalanma • Midede bulantı ya da kötü his (huzursuzluk hissi), karın ağrısı, öğürme dürtüsü Anlatılan bu örnek bir panik atak için „tipiktir“. Bu korku nöbetleri aniden, hiç yoktan, ve genellikle de yoğun stresten sonraki dönemlerde görülüyor. Korku nöbetleriyle birlikte yoğun fiziksel semptomlar da görüldüğünden ve ilk olarak genellikle sakin ve rahatlama aşamalarında ortaya çıktıklarından dolayı kişiler fiziksel hasta olduklarını düşünüyorlar ve doktora gidiyorlar. Her panik atak sonrasında yeniden bir korku nöbeti geçirme korkusu başlıyor, kişi korkudan korkmaya başlıyor. Bu korku, görüldüğü yerlerin (örneğin alışveriş merkezi) yanlışlıkla tetikleyici olduğu ve dolayısıyla da bu yerlere bir daha gidilmemesine neden olacak kadar yoğun olabilir. Ölüm korkusu ve paniğe neden olan düşünceler - Bir panik atağın belirtileri Panik atak geçiren biri kendini ölüme yakın hisseder. Kişi havasız kalır, kalbi boğazından fırlayacakmış gibi çarpar, sancılı ağrılar her türlü net düşünceyi önler. Bir panik atak aniden başlar ve ortalama yakl. 30 dakika, ancak istisnai durumlarda daha uzun sürer. Korku duygusunun yoğun olduğu doruk noktasına genellikle 5-10 dakika içinde ulaşılır, atak daha sonra geriler. 22 • Baş dönmesi hissi, güvensizlik, zayıflık veya bulanıklık, bayılma hissi • Nesnelerin gerçek olmadığını sanma (gerçekliği yitirme), ya da insan kendini uzakta ya da başka yerde hisseder (kişiselliği yitirme) • Kontrol kaybı, aklını yitirme, çıldırma korkusu • Ölüm korkusu Sizde hangi semptomların görüldüğünü kontrol edin. Bunlar insandan insana çok farklı olabilir ve kişisel olarak da çok farklı etki edebilir. Listede belirtilen semptomlardan en az dördü fark edildiyse, bir panik atak olasıdır. Detaylı bir fiziksel muayene daha fazla bilgi verebilir. Şu hastalıklar elenmelidir: Kalp ve damar hastalıkları, astım, tiroit hastalıkları, epilepsi, şeker hastalığı, ilaç yan etkileri ve uyuşturucu kullanımı. Ancak yoğun hissedilen ölüm korkusu beyine kazınmış ve bundan dolayı sürekli orada olsa da bu muayeneleri birden fazla kez farklı doktora yaptırmaya gerek yoktur. 23 Panik bozukluğu nasıl oluşur ve nasıl gelişir Panik bozukluluğunun neden olduğu kısır döngüden kurtulmak Panik ataklar tekrar tekrar görüldüğünde bir panik bozukluğu söz konusudur. Bir panik atağın tekrar görülmesine, ilk atağı tekrar yaşama korkusu da etki ediyor, yani „korkudan korkma“. Kişi sürekli kendini dinliyor, fiziksel reaksiyonlarını değerlendiriyor. Kalp atışları ve solunumu normal mi? Göğüsteki ağrılar ya da bayılma hissi tekrar gelecek mi? Fiziksel zorlanmalardan bile olsa vücuttaki en küçük değişim dahi bir tehlike ve panik atak işareti olarak değerlendiriliyor. Bundan dolayı da vücutta bir stres durumu oluşuyor, Adrenalin ve kortisol salgılanıyor. Vücut yoğun bir alarm durumuna geçiyor ve kendini kaçmaya ya da mücadele etmeye hazırlıyor. Kan damarları daralıyor, kan dolaşımı hızlanıyor, solunum hızlanıyor. Oysa ki ortada tehlikeli bir durum olmadığı için bu sadece bir yanlış alarm! Ancak kişi bunu bir tehlike olarak algılıyor ve bu şekilde bozuk bir vücut bilinci gelişiyor. Hayatınızı kısıtlayan ve çok zorlaştıran panik atakları artık geçirmek istemiyor musunuz? Bunun için korkunun kısır döngüsünden çıkmanız gerekiyor. Bunun için de aşağıda açıklanan farklı kurtuluş stratejileri üzerinde çalışıldı. Bazı hislere ve düşüncelere karşı duyulan korku artıyor, kalıcı bir gerginlik halini alıyor ve dolayısıyla da sonraki panik atağa zemin hazırlıyor. Bir kısır döngü başlıyor. Korku kişiye sürekli eşlik ediyor ve tüm yaşamını etkiliyor. Sıklıkla buna bir komplikasyon daha ekleniyor. Bu insanlar, bir panik atağın belli yerlerde ya da durumlarda meydana geldiğini düşünebilir, örneğin alış veriş yaparken ya da sinemaya giderken, yani ilk panik ataklar nerede gözlemlendiyse. Bundan dolayı da insanlar bu yerlere gitmekten kaçınıyor, dolayısıyla panik bozukluğuna agorafobi („alan korkusu“) eşlik ediyor. Bu durum, bu bozukluğa sahip insanların yakl. üçte ikisinde, dolayısıyla da çok sık görülüyor. Belli yerlerde (otobüs, araba, tren, sinema, alışveriş merkezi vs.) ya da belli durumlarda (seyahat, köprü üzerinden geçerken vs.) başka bir panik atak daha geçirme korkusu beraberinde beklenti korkusunu ve kaçınma tutumlarını getiriyor. Ancak bunlardan kaçınmak yine korkuyu tetikliyor, korku döngüsü büyüyor, dolayısıyla da günlük yaşam önemli oranda kısıtlanıyor. Bu nedenle de panik ataklarınızdan kurtulabilmek için korkudan kurtulmanın bir yolunu bulmalısınız. Beraberinde agorafobinin görüldüğü ya da görülmediği bir panik bozukluğu, vücutta akut bir hayati tehlike yanılgısı yaratan bir „yanlış alarmdan“ dolayı meydana geliyor. Beklenti korkuları ve kaçınma tutumları korkudan bir kısır döngüye neden oluyor ya da korkunun devamlı olmasını sağlıyor. Bu kısır döngü yok edilmelidir. 24 Siz ne yapabilirsiniz Öncelikle korkunun kısır döngüsünü ve bunun devamlılığını anlamanız ve benimsemeniz gerekiyor. Bunun için „Korku: aynı anda hem korunak hem de ıstırap“ bölümünü birkaç kere okuyun ve buradaki bağlantıları anlamaya çalışın. Çünkü sadece korkuyu güçlendiren mekanizmayı kavrayabilirseniz, bunu kontrol etme ve aktif yönlendirme imkanına sahip olabilirsiniz. Kısır döngünün öne çıkan belirtileri burada bir kere daha anlatılıyor: Kendi içinde zararsız olan belirtiler (örneğin solunumun hızlanması, fenalaşma, boğazda düğümlenme) ilk panik ataktan sonra kişi tarafından tehlike işareti olarak değerlendiriliyor ki bu yanlıştır. Bundan dolayı da beklenti korkusu gelişiyor ki bu da yine başka fiziksel değişimlere neden oluyor. Semptomlardaki bu artış süreci daha da uzatıyor. Sonuç: yeni bir panik atak görülüyor. Bir daha ki sefere korkuyla yüzleşin ve hiçbir şeyden kaçınmayın. Artık korku reaksiyonlarının tehlikeli olmadığını, aksine insanlık tarihinde insanların hayatta kalmasını sağlayan tepkiler olduklarını biliyorsunuz. Bundan dolayı da korku hisleri aslında mantıklı ve günümüzde bile hala faydalıdır. Ancak panik atakta bu korku reaksiyonları artık olağan hale getirilmiştir. Süreç kontrolden çıkmıştır. Yeniden bir korku nöbeti geçirmekten korkarsanız adrenalin salgısı artar ve yeni bir panik atağa neden olur. Korkuyu yenmenin kilit noktaları: • Korkudan kaçmayın. Adım adım onunla mücadele etmeyi öğrenin. Kaçma ve kaçınma tutumlarından vazgeçin. • Bir panik atağın süresi sınırlıdır, genellikle 30 dakika civarında sürer. Her bir aşamanın yaşanması: Başlangıç, zirve ve gerileme size durumun geçici olduğunu ve tehlikeli olmadığını gösterir. Bu nedenle de korkuyu yaşayın, bu şekilde beklenti korkusundan kurtulabilirsiniz . • Fiziksel duygularınızdan ve hislerinizden kaçmayın. Fiziksel semptomları, örneğin kalp atışlarının hızlanmasını, bir hastalıkmış gibi değerlendirmeyin. Kendinize şunu söyleyin: Bu tehlikeli değil ki, birazdan düzelecek. 25 • Kondisyon sporları yapın! Bu esnada kalp atışlarının ve solunumun hızlanmasının çok doğal bir vücut reaksiyonu olduğunu ve bir tehlike potansiyeli olmadığını göreceksiniz. Bu da vücudunuza duyduğunuz güveni arttıracak. • Panik atağınızla ilk etapta tamamen düşünce gücüyle mücadele edebilirsiniz. Bunun için eskiden geçirdiğiniz bir atağı gözünüzde canlandırın ve o esnada görülen semptomların oluşmasına izin verin. Vücudunuzu gözlemlemeye odaklanın, reaksiyonları bastırmayın. Tekrar sakinleşene ve nöbet geçene kadar bekleyin. Bu stratejiyle semptomların zayıfladığını göreceksiniz. Bu işlemi sürekli tekrarlayın, içinizdeki panik atak eğilimi azalacaktır. • Sonraki adımda, korku nöbetlerini geçirdiğiniz yerlere gidin. Yeniden reaksiyon geçirirseniz dayanın! Korkunuz geçecek ve her denemede azalacak. Bilişsel yapı değişikliği, felaket gidermeye örnekler Kendini negatif yönlendirme Kendini pozitif yönlendirme Kalp çarpması Kalp krizi geçiriyorum, öleceğim. Sadece bir panik atak. Fiziksel streste kalbim çarpıyor, bu normal. Heyecan sonrası baş dönmesi Düşeceğim. Hareket etmeliyim, sadece heyecanlıyım. Gerçek dışı Çıldırıyorum Kendimi farklı hissediyorum, ama yine de normal. Semptom • Panik atak geçirme korkusundan kurtulduğunuz an, mücadeleyi kazandığınız andır. • Bir panik atağın fiziksel semptomlarının çok ağır olduğu kabul edilse de, o an hastaya bakan başka insanlar genellikle sadece bir solgunluk ya da kızarma, terleme ve korkmuş bir yüz ifadesi görür. Dolayısıyla da bir panik atak geçirirken çok dikkat çekmekten endişelenmenize gerek yok. Bir uzmandan ne tür destek alabilirsiniz? Psikoterapi (davranış terapisi) Psikoterapist ilk başta size „korkmanın“ tamamen normal bir şey olduğunu, sadece yanlış zamanda ve yanlış yerde bir korku nöbeti şeklinde görüldüğünü anlatacaktır. Doktor ölüm korkusunu yok etmeye çalışacaktır, çünkü ortada hayati tehlikenin söz konusu olduğu bir durum yoktur. Bu yönteme bilişsel yapı değişikliği ya da „felaket giderme“ deniyor: Sizi yanlış yola saptıran beyninizdeki uyarılar (örneğin „şimdi de göğsümün solunda ağrı var, kalp krizi geçiriyorum, herhalde öleceğim“) detaylı bir şekilde konuşuluyor ve pozitif ifadelere dönüştürülüyor („Kalbimde sorun yok, çok dayanıklıdır, ölmeyeceğim“). Bakış açıları ve düşünce şekilleri değiştirildiğinde hemen iyileşme görülebilir. Tabelada kendi kendini negatif ve pozitif yönlendirmeye dair bir kaç örnek verilmiştir. Özel alıştırmalarla kişiyi panik atağın yarattığı fiziksel semptomlara alıştırmak mümkündür, örneğin hipervantilasyon, daire içinde hızlıca dönme ya da şiddetli fiziksel zorlanmalarla. Bunun yanı sıra son panik atağın canlandırıldığı, bir panik atağın göz önüne getirildiği veya yaşandığı mental alıştırmalarla da korku azaltılabilir. Panik ataklarla birlikte agorafobi varsa psikoterapist önce kişiyi yanlış düşüncelerini görmeye teşvik eder ve daha sonra kişinin gitmeye korktuğu yerlerde (otobüs, asansör, alışveriş merkezi vs.) kişiyle birlikte uygulamalı alıştırmalar yapar (yüzleşme terapisi). İlaç tedavisi Panik bozuklukları ilaçla da tedavi edilebilir. Panik sırasında etkili ilaçlar: Antidepresanlar (etken maddeleri) Escitalopram, Citalo-pram, Paroxetin, Sertralin, Venlafaxin, Clomipramin; bunlar kısmen farklı ticari isimler altında satılır (ayrıca bakınız sayfa 24‘teki liste). Dar alanlar ve insan kalabalığı - Agorafobi Lütfen oraya gitmeyelim Bayan U. bugün izinli. Öğleden sonra sinemada bir film izlemek istiyor. İyi görebilmek için orta sıraya oturdu, sinema kalabalık. Film yeni başladığında garip bir şey hissetti: Mide çevresinden yavaşça boğaza doğru çıkılıyor hissi, sanki çok hızlı bir asansörle yukarı çıkarmış gibi. Yoğun bulantı hissediyor ve kusacakmış 26 27 gibi oluyor. Boğazı düğümleniyor, yutkunamıyor sanki biri gırtlağını sıkıyormuş gibi hissediyor. Bunun üzerine korkmaya başlıyor, kafasındaki tek düşünce sinemadan mümkün olduğunca çabuk ayrılmak. Ancak bunun için bir koltuk sırasından ve sinemaya gelen başka insanların yanından geçmesi gerekiyor. Sinemadan çıkabildiğinde önce bekleme alanında bir koltuğa oturuyor. Kendini daha iyi hissettiği halde geri dönmek istemiyor ve eve gidiyor. Kişi sosyal açıdan içine kapanıyor ve bununla birlikte gelişmiş depresyon görülüyor. Buna ek olarak alkol ve uyuşturucu bağımlılığı tehlikesi söz konusudur, çünkü kendi kendini tedavi etme girişimlerinde genellikle alkol ve uyuşturucu kullanılıyor. Bayan U. iki hafta sonra seyahat bürosunda bekliyor, yazın tatilini partneriyle birlikte Yunanistan‘da geçirmek ve bunun için rezervasyon yaptırmak istiyor. Önünde bir müşteri olduğundan beklemesi gerekiyor. İşte o garip duygu gene tüm bedenini sarıyor ve bürodan hemen çıkıyor. Ertesi gün erkek arkadaşıyla birlikte seyahat bürosuna geliyor, bu sefer beklemeleri gerekmiyor. Bayan U. kendini huzursuz hissetse de, kusma korkusuna dayanıyor. Şikayetler bir panik atağın semptomlarına odaklanıyor (bakınız sayfa 25-33). Bunlar daha zayıf olabilir ve dolayısıyla da sadece kendini iyi hissetmeme (baş dönmesi, terleme, küçük ve büyük tuvalet yapma ihtiyacı) veya paniğe benzer bir semptomatik olabilir ya da tam bir panik atak halini alabilir. Bu nedenle de agorafobi kendi içinde panik bozukluğuyla birlikte agorafobi ve panik bozukluğunun olmadığı agorafobi şeklinde ayrılıyor. Panik bozukluğuna sahip bir çok insanda zamanla agorafobi gelişir, ancak agorafobiye sahip insanların sadece bir kısmında panik ataklar görülür. Agorafobi oldukça karmaşık ve ağır bir korkudur. Kişiler çeşitli yerlere (örneğin: sinema, seyahat bürosu) ve durumlara (örneğin: geniş alanlardan geçme, tek başına metroya veya trene binme) karşı şiddetli ve kalıcı bir korku duyar, çünkü buralarda paniğe veya panik atağa benzer semptomlar görüldüğünde kaçış zordur ve kendilerine yardım edebilecek bir kişi bulunamayabilir. Bu korkuyla mücadele edebilmek için de kişiler bu tür durumlardan ve yerlerden kaçınır. Ancak bu gelişmiş kaçınma tutumu korkuyu arttırır. Korkuya neden olan durumlardan kaçınmak için sürekli yeni bahaneler bulunur. Bu da yaşamın geneline ciddi anlamda etki eder. Belirtilen durumlardan hangisinin sizde korku uyandırdığını ve bundan dolayı nerelere gitmekten kaçındığınızı kontrol edin! Kendi ve vücudunuzun kontrolünü kaybetmekten ve alıştığınız güvenli yerlerden ayrıldıktan sonra kaçış imkanı bulamamaktan mı korkuyorsunuz? Kendinizi kapana kıstırılmış ve yabancı insanlara teslim edilmiş gibi mi hissediyorsunuz? Bu nedenle sürekli yanınızda güvenebileceğiniz bir kişi mi istiyorsunuz? Mesleki ve ailevi yükümlülüklerinizi artık yerine getiremeyecek kadar kısıtlı bir yaşamınız mı var? Tedavi edilmemiş bir agorafobinin etkileri çok kapsamlı olabilir: sosyal izolasyon, depresyon, alkol ve ilaç bağımlılığı, mesleğini yapamama, erkenden emekliğe ayrılma. Bu nedenle de hemen hareket geçmek gerekiyor! Agorafobi nasıl oluşur ve nasıl gelişir Kaçış imkanı ve yardım yok - Bir agorafobinin tipik belirtileri Bir agorafobide (alan korkusu) kişiler şunlardan korkar: • kalabalıktan • açık alanlardan • tek başına yolculuk etmekten • evden uzakta olmaktan Bu korkunun temel nedeni, meydana gelen fiziksel semptomlarda bu yerlerden kaçış imkanının olmadığı düşüncesidir. Genellikle bu belirtilerden ikisi mevcuttur. Bu durumlara ve yerlere karşı duyulan korku, kişinin bunlardan sürekli kaçınmasına neden oluyor. Bu nedenle de kişinin içinde büyük bir gerginlik ve yoğun duygusal stres oluşuyor. Kişi böyle bir durumda daha önce görülen fiziksel veya ruhsal semptomlardan korkmaya başlıyor, dolayısıyla da beklenti korkusu meydana geliyor. Güven veren insanların etrafında bu korku azalabilir. Ancak güven veren kişilerden uzaklaşmak kişinin alışveriş, trenle işe gitmek, tek başına yürümek gibi en basit günlük görevlerini tek başına yapamamasına neden oluyor. 28 Agorafobiye sahip insanların sinir sistemi genellikle hiperaktiftir. Bu nedenle de dürtülere ve günlük hayatlarındaki durumlara yoğun ve aşırı tepki gösteriyorlar. Diğer bir taraftan bakıldığında başka insanlara göre daha yaratıcı ve daha duyarlıdırlar. Dolayısıyla da alan korkusu ilk olarak stresle ve çevredeki değişikliklerle (örneğin partnerle anlaşmazlıklar, işten çıkarılma, kaza) ortaya çıkıyor. Yalnız kalma ya da sorumluluk alma korkusu alan korkusunu teşvik ediyor. Kişiler evden çıktıklarında başlarına kötü bir şey gelecek ve kimse yardımlarına gelemeyecekmiş korkusuyla yaşıyor. Bu nedenle de içten gerginler, kalabalık yerlerden, büyük salonlardan, özellikle de karşıdan karşıya geçmekten, köprülerden, sinemadan, mağazalardan, asansörden vs. korkuyorlar. Dolayısıyla da çabuk kaçamayacakları durumlardan kaçınıyorlar. Beklenti korkusu ve kaçınma tutumu günlük seyri belirliyor. Güvendikleri bir kişiyle birlikteyken bu sıkıntılar daha az olduğundan dolayı sürekli onların varlığını arıyorlar. Kişiler partnere ya da güven duydukları diğer insanlara tamamen bağımlı oluyor. Onları destek vermeye zorluyorlar, dolayısıyla da anlaşmazlık çıkıyor. 29 Agorafobinin kalıcı olmasının nedeni temel olarak şu davranış şekilleridir: • Kaçınma tutumu: Artık alışverişe gitmiyor, trene veya arabaya binmiyor, köprü üzerinden geçmiyor, tiyatroya, restorana vs. gitmiyor. • „Koltuk değneği“ oluşturmak: Yanında eşya taşıyor (şemsiye, cep telefonu, çanta, telefon numaraları) sadece yanında biri varken dışarı çıkıyor, sinemada sadece kolayca kaçabileceği bir yere oturuyor. • Alkol ve tablet tüketimi kişiyi rahatlatıyor ve korkuyu azaltıyor. • Korku uyandıran durumlardan kaçış • Korku semptomlarından kaçınmak için, fiziksel zorlanmalardan kaçınma. Panik ataklı ya da ataksız agorafobinin özü, kişinin korktuğu yerlerden ve durumlardan sürekli kaçmasıdır. Belli yerlere ve durumlara karşı duyulan korkunun yanı sıra kişi kendi vücudundan da korkar. Kişi kontrolü kaybetmekten, çaresiz olmaktan ve kaçamamaktan korkar. Beklenti korkuları aşılmalı ve kaçınma tutumları ortadan kaldırılmalıdır. Kendi kendine yardım önerileri: İçine şunları yazacağınız bir korku defteri tutun: • Kaçındığınız tüm olayların bir listesini yapın. Olayı mümkün olduğunca doğru anlatın (örneğin asansöre binmek, süpermarkete gitmek). • Olayları hissettiğiniz korkunun derecesine göre ayırın. Önce size az korku veren olayları yazın, daha sonra daha fazla korku verenleri ve son olarak da düşüncesinin bile sizde korku uyandırdığı olayları yazın. • Her olayın yanına korkularınızı ve duygularınızı yazın. Korkunun arkasında sürekli aynı tehlike düşüncesinin var olduğunu göreceksiniz (örneğin „kesin bayılacağım, buna dayanamıyorum“). • Her olayın yanına vücudunuzun reaksiyonlarını ve davranışlarınızı da yazın (örneğin baş dönmesi, kalp çarpması, süpermarketten hemen ayrılma). • Değerlendirmelerinizi kontrol edin. Korkularınızı ve felaket düşüncelerinizi yapıcı argümanlar yardımıyla çürütün (örneğin dükkanda bayılsam bile - ki bu pek de olası değil - bana yardım edebilecek birçok insan var). • Düşünce alıştırmalarıyla başlayın. • Korktuğunuz olayları yaşayın. Agorafobinin neden olduğu kısır döngüden kurtulmak Agorafobide korkulan durumlar yaşanmalı ve korkulan yerlere gidilmelidir. Korku ancak bu şekilde kesin olarak yenilebilir. Bunu yapmak söylendiği kadar kolay değildir, ancak siz başarabilirsiniz. Siz ne yapabilirsiniz Felaket düşüncelerinden, beklenti korkusundan ve kaçınma tutumlarından oluşan kısır döngüden kurtulmanız gerekiyor. Bunun için de önce kendinize nelerden korktuğunuzu anlatmanız ve bu korkunun sizde nasıl görüldüğünü anlamanız gerekiyor. Bununla ilgili olarak aşağıdaki öneriler size yardımcı olabilir. 30 • Bu olaylardan asla kaçmayın, bu şekilde korkunun geçici olduğunu ve size hakim olmadığını görebilirsiniz. Bir uzmandan ne tür destek alabilirsiniz? Psikoterapi Bir agorafobide psikoterapi desteği alınması ciddi anlamda önerilir. Psikoterapist kendi kendinize yardım etmede size yardımcı olabilir. İlk adımda hatalı değerlendirmeler algılanır: „İçeri girme, orası tehlikeli“ gibi otomatik düşüncelerin yerini pozitif düşünceler alır: „Oraya 10 kere girdim, ve sağ çıktım.“ İkinci adımda uygulamalı alıştırmalar yapılır. Agorafobinin tedavisinde son yıllarda 5-10 günlük bir „masif“ yüzleşme terapisi kendini çok iyi kanıtladığından, günümüzde bu terapi tercih edilmektedir. Terapi uzmanıyla görüştükten sonra kişi günde birkaç saat tehdit olarak gördüğü ve kendisine korku uyandıran olaylara (flooding = taşırma terapisi) maruz bırakılır (örneğin metroya ya da otobüse binmek, alışveriş merkezlerine girmek, asansöre binmek). Hastalar tedavi sırasında korkuya dayanabildiklerini ve olaydan kaçmak zorunda olmadıklarını öğrenir. Bu yüzleşme terapisinin avantajlarından biri, kişilerin yavaş terapiye göre çok daha hızlı ilerleme kaydetmeleri ve korkularını aşabilmeleridir. 31 İlaç tedavisi Agorafobiyi ilaçla tedavi etmek için prensipte panik ataklarda kullanılan antidepresanlar kullanılır (bakınız sayfa 24), çünkü agorafobisi olan insanların çoğunda panik atak da vardır. Zararsız şeylerden korkmak - Spesifik (izole olmuş) fobiler Aman evde örümcek olmasın Bay M. evde bir örümcek gördüğünde her defasında çok korkar. Neyse ki şehrin ortasında yaşadığından dolayı bu çok nadir oluyor. Örümcek ne kadar büyükse midesindeki kötü his de o kadar şiddetli, üstüne bir de üşüme ve titreme tüm vücudunu sarıyor. Hemen odadan çıkıyor ve örümceği yok etmesi için eşini yardıma çağırıyor. Umarım fırtına gelmez Martin 30 yaşında bile hala fırtınadan, özellikle de şimşekten korkuyor. On yaşındayken babasıyla bisiklet turuna çıktığında, bir fırtınayla karşılaştılar. Otobüs durağındaki bir kulübenin altına girdiler, yan tarafta yüksek bir ağaç vardı. Şimşek ağaca çarptı ve çok belirgin izler bıraktı. Ancak kulübeye bir şey olmadı, baba ve oğul sadece korkmakla kaldı. Bu olaydan beri Martin her fırtınada zor nefes alır, göğsünde ağrı ve sıkışma hisseder ve mümkün olduğunca bir battaniyenin altına girer. İğne olmaktansa ağrıya katlanırım daha iyi Bay W. 18 yaşındayken aile doktoru kendisinden kan alırken kısa bir süre baygınlık geçirdi. O zamandan beri iğnelerden korkar. Ancak diş köklerinden biri iltihaplandığından dolayı hemen diş doktoruna gitmesi gerekiyordu. Ancak iğne yapılması gerektiğini düşündüğünden bu ziyaretini günlerce erteledi. Bazı nesnelere, olaylara, eşyalara veya davranış şekillerine karşı duyulan korku ve endişe oldukça yaygındır. Bu tür spesifik fobiler tetikleyen bir çok şey var. Görünüşe göre ağırlıklı olarak çocuklukta veya gençlik çağında tetiklenirler. İnsanların çoğu bununla yaşamayı öğrenir, çünkü ilgili durumları önlemek genellikle mümkündür. Bay W.‘nin durumunda olduğu gibi günlük yaşama etki söz konusu olduğunda fobi bir hastalık haline gelir ve tedavi edilmesi gerekir. 32 İnsanlığın temel korkuları - Spesifik bir fobinin tipik belirtileri Spesifik bir fobiye sahip insanlar belli başlı nesnelerden, olaylardan veya davranışlardan korkar, oysa ki genel olarak bir tehlike söz konusu olmadığı için bu korkunun aşırı ve mantıksız olduğunu bilirler. Örneğin bir örümcek görüldüğünde insan kaçmaya başlar, yükseklik korkusunda ise yüksek yerlere çıkmazlar. Bu tür korkularla birlikte rahatsız edici fiziksel veya psişik duygular, örneğin bulantı, kalp çarpması, terleme, „kendini yan tarafta görme“ hissi görülür. Bunun için sayfa 12‘deki korku semptomları listesine de dikkat edin, bu listede korku sırasında meydana gelebilecek tüm fiziksel ve psişik semptomlar listelenmiştir. Spesifik fobiler şu şekilde sınıflandırılır: Hayvan fobileri: örneğin örümcek, köpek, yılan, fare vs. korkusu. • Felaket fobileri: örneğin yıldırım, şimşek, fırtına, yangın vs. korkusu. • Kan, iğne yaralanma fobisi: Kan görme korkusuyla birlikte şoka bağlı tansiyon düşüşü ve kısa süreli baygınlık görülür. Yaralanma korkusunun ardında ise genellikle ölüm veya acı çekme korkusu yatar. Tıbbi müdahalelere karşı duyulan korku (iğne, infüzyon, ameliyat, muayene yöntemleri) nedeniyle tedaviler zorlaşır, hatta imkansız olur. • Duruma göre fobi: örneğin asansör, tünel, uçakla yolculuk, yükseklik korkusu vs. • Diğer fobiler: Belli başlı eşyalara, gürültüye veya seslere, imtihanlara, okula, kızarma vs. korkusu. Spesifik bir fobi nasıl oluşur ve nasıl gelişir Birçok spesifik fobinin kökü çocukluğa uzanır ve nesnelerin ya da olayların „tehlikeli“ oldukları şeklindeki yanlış düşüncelere dayanır. Köpek ısırması, trafik kazası vs. gibi travmalar sonucu da oluşabilirler. Bu olayların sonunda kişinin kendini rahatsız hissettiği ve korkuya neden olan ve dolayısıyla da mümkün olduğunca kaçınılan fiziksel veya psişik stres durumları görülür. Ancak beklenti korkuları nadiren oluşur. Kaçınma tutumu sadece somut bir objeyle ya da olayla ilgili olduğunda günlük yaşam çok az etkilenir ve bununla kolayca yaşanabilir. Mesleki ve özel hayattaki aktivitelerde kısıtlama olduğunda spesifik fobinin aşılması daha büyük bir önem kazanır. Spesifik fobiler hayatı çok fazla kısıtlamaz, çünkü fobiyi tetikleyen dürtü (örneğin yılan, fırtına) sadece çok nadiren görülür ve önlenebilir. Buna ek olarak paniğe benzer reaksiyonlara neden olan beklenti korkusu da gelişmez. Ancak eğer fobi örneğin yapılması gereken tıbbi müdahalelerde engel oluşturursa hastalık haline gelir. 33 Fobiyi aşmak Burada da yine korkulan obje ya da olayla hayali ya da gerçekten yüzleşme terapisi ilk tercihtir. Bunun anlamı, olayla yüzleşmeniz ve kaçmamanız gerektiğidir! Genellikle kendi kendinize ya da aile yakınlarının yardımıyla fobiden kurtulabilirsiniz! Siz ne yapabilirsiniz Amaç objeden veya olaydan artık kaçmamak ve onunla yüzleşmektir. Bu esnada korku hissedeceksiniz ancak bundan korkup kaçmayacaksınız. Yüzleşmeye dayanabildiğinizi ve rahatsız edici hislerin azaldığını hemen fark edeceksiniz. Somut uygulamalar için birkaç öneri: Üstesinden gelmek için öneriler: Önce hangi objelerden veya olaylardan korktuğunuzu yazın. Eğer birkaç tane varsa bunları önem derecelerine ve sizde yarattıkları kısıtlamalara göre ayırın. Objelere/olaylara şu bilgileri ekleyin: • Bende hangi vücut reaksiyonları ve hisler oluşuyor (örneğin kalp çarpması, terleme vs.)? • O esnada aklınızdan ne geçiyor, olayları nasıl değerlendiriyorsunuz (örneğin boğulmam gerekiyor)? • Bu olaylar sırasında nasıl davranıyorsunuz? Örnekler: Obje/olay Vücut reaksiyonları ve hisler Düşünceler/ değerlendirme Davranış Fırtına/şimşek Solunum zorluğu, sıkışma hissi, kalp atışlarını boğazda hissetme, göğüste ağrı Şimşek kesin bana çarpacak, ölmem gerekiyor Sürünerek bir yere girme, battaniyenin altına girme Örümcekler Midede kötü his, bulantı, üşüyerek titreme Kendimi farklı hissediyorum, ama yine de normal. Oradan hemen kaçma, örümceği yok etmesi için birini çağırma 34 Eğer kan veya yaralanma fobiniz yoksa, listeyi oluşturduktan sonra endişelerinizin tamamen yersiz olduğunu göreceksiniz. Kan veya yaralanma fobisinde örneğin baygınlık geçirmek gibi korkulan vücut reaksiyonu, kan dolaşımındaki bir çöküşten dolayı gerçekten görülebilir. Bu durumda en iyisi bir psikoterapistin önerilerini almalısınız. Bunun için her olayın görülme olasılığını, gerçekten var olan tehlikeyi, korku aşıldığında elde edeceğiniz kazancı değerlendirin. Bu şekilde yeni bir öğrenme sürecini başlatmış olacaksınız. Sonraki adımda hayali alıştırmalar yaparak bu süreci hızlandırabilir ve sonuçta gerçek olaya sabitleyebilirsiniz. „Sabitleyici kanca“ olarak nefes alıp verme ve rahatlama teknikleri, örneğin Jacobson‘a göre progresif kas rahatlatma yöntemi kendini kanıtlamış yöntemlerdir. Bunlar ayrıca yüksek eğitim kurumlarında da destek gruplarında ders olarak veriliyor ve korkuyu aşmanıza yardım edecektir. Bir uzmandan ne tür destek alabilirsiniz? Fobi korkularının bir çoğu hastalık değeri taşımadığından, bir uzman tarafından tedavi görmeye de gerek yoktur. Kendi kendine hakim olabilme yeteneği spesifik fobilerde geniş ölçüde en önemli rolü oynar. Burada kan ve yaralanma fobisi istisnadır. Eğer böyle bir fobiniz varsa hemen bir uzmanın devreye girmesini öneririz. Psikoterapi Profesyonel yardıma ihtiyacınız olursa psikoterapist bir yüzleşme terapisi yapacaktır. Örneğin yükseklik korkunuz varsa önce sizinle birlikte kulelere çıkacak ve ikinci adımda buralara tek başınıza çıkmanızı isteyecektir. Bir köpek fobisinde korku konusu olan köpeği kişinin kucağına oturtacaktır. „Masif“ yüzleşme adı verilen bu yöntemin uygulamalarda çok çabuk etki eden bir yöntem olduğu kanıtlanmıştır, dolayısıyla da bu tedavi stratejisi tercih edilmektedir. İlaç tedavisi Spesifik fobilerde genellikle ilaç tedavisine gerek duyulmaz. Eğer bir ilaç tedavisine ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız lütfen doktorunuzla görüşün. 35 Başka insanlardan korkmak - Sosyal fobi Kimsenin gözüne bakmamak ve kimseyle konuşmamak 35 yaşında bekar olan Bay E. küçüklüğünde hep çekingen bir çocuk olduğunu hatırlar. Daha çocukken odak noktası olmaktan nefret ederdi. Büyük babasının 70. doğum gününde ondan kendi bestelediği ve çok gurur duyduğu bir şarkıyı söylemesi istenir. Ancak tüm konuklar etrafını sardığında ve beklenti dolu gözlerle ona baktığında, kendisini büyük bir korku sardı ve ağzından tek bir ses çıkaramadı. O zaman 8 yaşındaydı ve altına işedi ve panikten kaçıp gitti. Annesi onu teselli edip ona bunun kötü bir durum olmadığını ve herkesin başına gelebileceğini söylese de bu olayı hiç unutamadı. Daha sonraki tüm kutlamaları bir felaket olarak gördü ve başka çocukların doğum günü partilerine gitmek istemedi. Okulda da öğretmen doğrudan onunla konuştuğunda ve kendisinden bir cevap beklediğinde hep korktu. Kekelemeye başlar, kalbi çarpar ve işeme ihtiyacı duyardı, sorunun cevabını bildiği halde bir türlü ağzından çıkaramazdı. Buna karşılık yazılı imtihanlarda hep iyi veya pek iyi alırdı. Mezuniyetinden sonra bankacı olarak eğitim görmeye başladı. Arka planda çalışmayı tercih ettiğinden yeni yatırım stratejileri geliştirmek konusunda uzmanlaştı. Bunun için müşterilere danışmanlık yapmak, onların gözüne bakmak ve onlarla tartışmak zorunda değildi. Ancak ara sıra yeni konseptleri müdürlerine veya yatırım ekibine tanıtmak zorunda kalıyor ki bu nedenle uykusuz geceler ve çok heyecan yaşıyor. Sürekli bütün gözlerin onun üzerinde olduğunu, herkesin korkusunu fark edeceğini, kekelemeye başlayacağını ve söyleyeceklerini unutacağını dolayısıyla da bir şey bilmediği izlenimi uyandıracağını düşünür. Korku arttığında, o gün işe gitmiyor. Şuanda özel bir sunum yapmaktan kaçınmak için müdür ve ekiplere çok detaylı yazılı raporlar hazırlama alışkanlığını edindi. Bay E. bir ailesi olmasını ister, ancak şuana kadar çok güzel kadın iş arkadaşları olmasına rağmen bir kız arkadaşı bile olmadı. Ne zaman genç bir kadınla konuşmak ve iletişim kurmak istediğinde, oradan kaçma refleksine kapılıyor. En büyük korkusu karşısındakinin güvensizliğini hissetmesi. Sosyal fobide kişiler herkesin dikkatini çekmekten, uygunsuz veya utangaç davranmaktan ve bundan dolayı eleştirilmekten veya olumsuz değerlendirilmekten korkar; söz konusu bir değerlendirme korkusudur. Bu korku fiziksel semptomlar ve felaket düşünceleri yaratır ve dolayısıyla da kaçınma tutumlarına yol açar. Sosyal fobi çocuklukta görülür, ergenlik çağında gelişir ve hem özel hayatı hem de meslek hayatını bir ömür boyunca engeller. 36 Ya çok çekingen ya da hasta - Sosyal fobinin tipik belirtileri Sosyal fobisi olan insanlar ilk bakışta oldukça çekingen görünür, başka insanlarla ya da açık alanlarda konuşmaktan çekinirler, başkalarının onları yazı yazarken, yemek yerken ya da günlük yaşamlarındaki aktiviteleri yaparken izlemesini onları rahatsız eder. Sürekli performans taleplerini karşılayamamaktan, kontrolü yitirmekten, bundan dolayı başkalarından negatif yorumlar almaktan ve kendine değer verme hissini zedelemekten çok korkarlar. Daha insanlarla buluşma düşüncesi bile onlara korku verir, nadir durumlarda olaya bağlı panik ataklar bile görülebilir. Bu yoğun korkudan dolayı bu kişiler sosyal ilişkiler kurmaktan kaçınırlar ve kendi içlerine kapanırlar, sonunda da tamamen sosyal hayattan izole olurlar. Bu nedenle de sosyal fobinin meslek ve özel yaşama çok ciddi etkileri vardır ve büyük sıkıntılar yaratır. Kişiler sıklıkla da bağımlılık yapan maddelere, özellikle de alkole başvurur. Bunun yanı sıra depresyon ile birlikte kendini öldürme ve intihar düşünceleri gelişmeye başlar. Bu nedenle bu korku bozukluğu tedavi gerektiriyor. Sıklıkla korkuya neden olan durumlar: • Herkesin ilgisini çekmek: örneğin konuşma yapmak, şarkı söylemek, şiir okumak, başkalarının karşısında düşüncelerini söylemek, iş görüşmeleri. • Başkaları bakarken yazı yazmak: örneğin tahtaya yazmak. • Başkalarının önünde konuşmak: örneğin konferans vermek, toplum içinde (makam, banka, doktor) konuşmak, müdürlerin karşısında konuşmak. • Başkalarının önünde ya da onlarla birlikte yemek yemek veya içmek, iş yemekleri. • Yabancılarla tanıştırılmak, yabancılarla konuşmak, yabancılarla telefonda görüşmek. • Kendi fikirlerini savunmak (tartışma, kavga) • Bir buluşmaya gitmek • Başkalarının önünde spor yapmak • Yarışmalara ve testlere katılmak • Partilere gitmek ya da parti vermek • Karşı cinsle konuşmak • Kamuya açık tuvaletleri kullanmak Sık görülen endişeler: Utanç verici ya da uygunsuz davranmak, kendini uygunsuz şekilde tanıtmak, yetersiz ve olumsuz değerlendirilmek, kontrolü yitirmek. Bunun sonuçları: Monoton (sessiz, belirsiz) bir ses, mimiksiz bir yüz ifadesi, gözle temas kurulmaması, sürekli gergin olunur, kramp girer, spontane davranma eksikliği, göze çarpmama çabası, sürekli kendini gözlemleme ve değerlendirme, başarısızlık korkuları. 37 Sık görülen semptomlar: El titremesi, terleme, kızarma, kusma korkusu, (korkudan) küçük ve büyük tuvalet ihtiyacı, kalp çarpması, kekeleme, ter basması. Sayfa 12‘de bulunan korku semptomları listesindeki diğer semptomlar da görülebilir. Kaçınma tutumu: Sosyal iletişimden kaçınma, davetleri geri çevirme, içine kapanma, tek başına hareket etme, yalnız yaşam stili. Sonuçları: Yüksek baskı, meslek ve özel hayatta sorunlar, geniş yaşam alanları olumsuz etkilenir, depresyon, madde bağımlılığı, intihar riski, sosyal izolasyon. Sosyal fobi nasıl oluşur ve nasıl gelişir Sosyal fobiyi aşmak Modern dünyamız sosyal fobik davranışları teşvik ediyor. Eskiden meslek hayatında insanlarla daha sık telefonlaşmak ve konuşmak gerekiyordu, günümüzde bu iletişim genellikle e-posta göndermekle sınırlıdır. Süpermarkette bir kelime etmeden alışveriş yapılabiliyor, navigasyon sistemleri sayesinde yabancı insanlarla konuşmak zorunda kalmadan adres bulunabiliyor, internette araştırma yapılabiliyor, dolayısıyla da yüz yüze konuşmak artık gerekli değildir. Ancak bunu yapmaya çalışmalısınız ve sanal dünyanın içine saklanmamalısınız! Siz ne yapabilirsiniz • Korku bozukluğunuzun nedeninin temelinde değerlendirme korkusunun yattığını kendinize sürekli söyleyin! Bu şekilde korkuyu önlemek için ilk önemli adımı atmış olacaksınız. • Ne olduğunuzu ve ne yapabildiğinizi keşfedin, bu sayede başkalarının sizinle ilgili görüşlerinden korkmanıza gerek kalmaz. Bir sosyal fobi genellikle çocukluk ve gençlik çağında ya da erken yetişkinlik döneminde başlar. Buna neden olan mekanizmalar hakkında henüz çok az şey biliniyor. Örneğin bir sunum sırasındaki bir hatadan dolayı insanların gülmesi, kekeleme, düşünce teklemesi veya beyinde ya da buradaki işlemlerdeki bir bozukluktan dolayı sosyal becerilerin bozukluğu gibi önemli olaylar düşünülebilir. Ayrıca neredeyse her zaman kendine güven eksikliği söz konusudur. Kişiler daha ziyade içe kapanıktır, eleştirilere karşı hassastır ve sözlerini geçiremezler. • Korkunuzdan kaçmayın. Bu sadece bir „zayıflık“ ve bunun hakkında konuşabilirsiniz. Başkalarının da „zayıflıkları“ var! Yukarıda belirtilen yaşlarda örneğin okuldan mezun olma, meslek eğitimi, meslek yaşamına giriş, partnerlik gibi çok önemli kararlar ve süreçler başladığından dolayı bir sosyal fobi kişisel gelişimi ve yaşamı şekillendiren bu dönemleri çok etkiler. Kaçınma tutumu da ayrıca baskıyı ve uygunsuz bu gelişmeyi destekler. Bu nedenle de başka insanlara duyulan hastalıklı korkuyu erkenden görmek ve tedavi etmek şarttır. • Fiziksel korku semptomlarınızın bir listesini yapın: Bu semptomları dışarıdan görülebildiğinden çok daha yoğun hissettiğinizden emin olabilirsiniz. Bir sosyal fobi erkenden görülmeli ve tedavi edilmelidir, çünkü bu korku bozukluğu kişinin yaşamını derinden etkiler. Endişe edilen, korkuya neden olan durumlardan sürekli kaçınmak, her türlü iyileşme şansını engeller ve şiddetli bir baskının görüldüğü sosyal izolasyona neden olur. • Endişelerinizi ve düşüncelerinizi kontrol edin: Başkaları güvensizliğinizi, titremenizi ya da kızarmanızı fark etse bile bu sizi aptal, beceriksiz veya zayıf bir kişi olarak gördükleri anlamına gelmez. • Stres durumundaki fiziksel reaksiyonlarınızı kabul edin! Örneğin „Şimdi yine kızaracağım ve kekelemeye başlayacağım“ gibi negatif değerlendirmelerin yerine şu şekilde düşünün: „Kızarmak ve kekelemek eski programımda yer alıyor, korku semptomlarımı kabul ediyorum. Ama zamanla onlardan kurtulacağım. Yine de sevecen bir insanım. • Kaçınma tutumundan vazgeçin ve risk alın! Başkaları sizi negatif değerlendirse bile, bunu umursamayın. Çünkü siz, ne yapabileceğinizi biliyorsunuz. • Rahatlama yöntemlerini öğrenin ve bunları uygun durumlarda kullanmaya çalışın. 38 39 Bir uzmandan ne tür destek alabilirsiniz? Psikoterapi İlk tercih yine davranış terapisidir. Psikoterapist ilk önce bilişsel düzeyde kendi becerilerinizi gerçekçi olmayacak şekilde değerlendirmenize odaklanacak ve bunları sizinle birlikte düzeltecek. Bireysel beceriler ve yetenekler gelişir, kişisel yeteneklerin ve performansın küçümsenmesi önlenir. İkinci adımda grup içinde uygulamalı alıştırmalar yapılır ve bunlara sosyal fobisi olan birçok insan katılır. „Rol yapma oyunları“ ile birçok görev dağıtılır, grup üyeleriyle karşılıklı konuşulmalıdır ve „konuşulmalı ve cevap alınmalıdır“. Üçüncü aşamada ise asıl ciddi durum denenir. Kişiler gerçek durumlara girer, örneğin bir elektronik eşya mağazasına giderek bulaşık makineleri hakkında bilgi edinirler ve bu esnada da satıcı ile hangi modellerin tercih edildiği detaylı olarak konuşulur. Terapist tarafından bazen oldukça utanç verici olduğu düşünülen alıştırmalar da yapılması istenir, bunlara rezil edici alıştırmalar denir: bir kalabalık içinden sesli şarkı söyleyerek geçmek, güneş varken elinde şemsiyeyle caddede yürümek vs. İlaç tedavisi Sosyal fobi ayrıca ilaçlarla desteklenerek de tedavi edilebilir. Escitalopram, Paroxetin, Sertralin ve Venlafaxin gibi etken maddeleri kendini kanıtlamıştır. Sürekli kaygılanmak ve korkmak - Genelleşmiş korku Karamsarlık ve kalıcı stres Bayan H. 48 yaşında bir ev hanımı. Yetişkin iki çocuğu var ve uzakta yaşıyorlar. Bir torunu var ve torununu çok seviyor. Eşi mühendis ve tüm Avrupa‘da projeler yönettiği için sık sık seyahat ediyor. Bayan H. yıllardan beri eşi evde yokken endişeleniyor. Evin kapısının eşinin arkasından kapandığı an, gideceği yere sağ salim ulaşıp ulaşmayacağını düşünmeye başlıyor. Belki arabayla kaza yapar, uçağı düşer, saldırıya uğrar! Kalbi çarpmaya başlıyor, midesi bulanıyor ve başı dönüyor. Gece yalnızsa uyuyamıyor, uyuyunca da sürekli uyanıyor. Duyduğu her ses yüzünden korkuyor. Ertesi sabah kendini yorgun, dinlenememiş hissediyor. Artık yetişkin olan çocukları için kafasında sürekli düşünceler dolaşıyor. İşlerinden kovulacaklar mı? Eşleri onları terk edecek mi? Torunu sağlıklı kalacak mı? Her zaman ulaşılabilir olmak için cep telefonunu sürekli yanında taşıyor. Eşini günde bir kaç kere arayıp iyi olup olmadığını öğreniyor. Çocukları anneleri yüzünden rahatsızlık duyuyor, çünkü her gün arıyor, onlar da 40 bazı aramalarını görmezden geliyor. Peki ya kendisinde ciddi bir hastalık varsa ne olacak? Aile yakınlarına kim haber verecek, köpeği kim besleyecek? Tüm bu düşünceler yüzünden Bayan H. huzursuz ve gergin. Baş ağrıları var ve omuz-ense bölgesi tutuluyor, bağırsağı da hassas. Düzenli masaja gidiyor ancak bunun etkisi çok kısa sürüyor. Aile doktoru tarafından yapılan bağırsak problemlerinin tedavisinde de bir iyileşme yok. Genelleşmiş korku sendromu kalıcı, uzun süreli, ölçüsüz bir korku ve endişedir ve günlük hayattaki çeşitli durumlarla ilgili olabilir. Düşüncelere gerçekleşebilecek olaylar hakimdir. Bunların beraberinde gelişmiş fiziksel ve psişik korku semptomları görülür. Kişiler sürekli gergin ve huzursuzdur, ancak aynı zamanda da hemen yorulabilir ve kafalarının içinde boşluk hissi hakimdir. Gerçekçi olmayan kalıcı korku - Genelleşmiş korku bozukluğunun tipik belirtileri Genelleşmiş korku belli durumlarla sınırlı olmayıp yaşam çevresindeki birçok eşitli olguyla ilgili olabilir. Bu nedenle buna „genelleşmiş“ deniyor. Söz konusu olan endişeler ve korkular, aşırı, gerçek dışı ve süreklidir ve kişiler bunları kontrol edemez ve kapatamaz. Endişeler genellikle ailenin huzuruyla, mali durumuyla, mesleki başarıyla ve sağlıkla ilgilidir. Bu kapsamlı endişeler ve kaygılarla birlikte yüksek bir korku seviyesi, sürekli gerginlik ve huzursuzlukla birlikte kişinin sürekli stres altında olmasına neden oluyor. Sürekli mevcut olan bu stresin fiziksel sonuçları var: Sinirlilik, baş ağrısı, uykusuzluk, kas gerilmeleri, kronik ağrı ve başka semptomlar görülüyor. Sık duyulan endişeler ve kaygılar Aile bireyleri ve başka aile yakınları (kendisi için daha az endişelenir) • Kaza geçirebilir veya hastalanabilir • İşsiz kalabilir, para sorunu yaşayabilir • Okulda, eğitimde, öğrenimde başarısız olabilir • Mesleği için uygun olmayabilir, mesleğinde başarısız olabilir • Partneriyle sorunlar yaşayabilir 41 Sık görülen semptomlar • Huzursuzluk, „sürekli tetikte olmak“ • Sinirlilik, asabiyet • Kolay yorulma • Konsantrasyon bozuklukları, „kafa içinde boşluk“, unutkanlık • Kas gerilmeleri, titreme, „bacaklar üzerinde sağlam duramama“ • Uyku bozuklukları • Rahatlayamama • Gerginlik sonucu baş ağrısı Sayfa 12‘deki listede de başka semptomlar görülebilir. Sonuçları • Aile yakınları sürekli aranır, onlar da rahatsızlık duyar. • Kişilerde sürekli var olan stres fiziksel ve psişik şikayetlere neden olur. • Sürekli şüphe duyma dürtüsü ve depresyon. • Alkol, uyuşturucu ve ilaç bağımlılığı riski fazladır. Genelleşmiş korku nasıl oluşur ve nasıl gelişir Genelleşmiş bir korku bozukluğunun nedenleri ve tetikleyicileri çok çeşitli olabilir, örneğin kalıtsallık, yetiştirilme şekli, travmatik hayat deneyimleri, çocuklukta ayrılık korkusu, beyindeki değişimler. Kişiler beyinlerinde mümkün olan bütün felaketleri canlandırır ve bu felaketleri önlemek için bir çözüm yolu aramazlar. Bu düşünceleri ve kaygılarını engelleyebilecek durumda değiller. Tehlikelerin ve bunların etkisinin görülme olasılığını gözlerinde fazla büyütürler. Bu kişilerin çoğu, eskiden beri hep korkak ve sinirli olduklarını söyler. Semptomlar ilk etapta zayıftır ve çocukluk veya gençlik döneminde görülür, zaman ilerledikçe de güçlenirler. Bu hastalığın ilk kez yetişkin çağda görülmesi çok nadirdir. Hastalığın seyrinde şikayetler zaman zaman güçlenebilir veya zayıflayabilir, ancak genel olarak kronikleşme (kalıcı olma) eğilimi çok yüksektir. Genelleşmiş korkuyu aşmak Prensipte aşmanız gereken iki sorun var: ilki ölçüsüz ve aşırı endişelenme ve ikincisi de fiziksel korku semptomlarıdır. Her ikisi de birbirine bağlıdır, bunlardan biri yok olduğunda diğeri de yok olur. Siz ne yapabilirsiniz • Bir „endişe günlüğü“ tutun. Bir gün boyunca duyduğunuz tüm endişeleri, kafanızdaki düşünceleri, bu düşüncelerin ne kadar sürdüğünü, bu esnada hangi fiziksel reaksiyonlar ve duygular yaşadığınızı yazın. Bu şekilde kendi endişelerinizi görebilir ve sonraki aşamaya geçebilirsiniz. • Düşüncelerinizin gerçekleşme olasılığını kontrol edin, örneğin: Bir uçağın düşme ihtimali ne? Eşimin tam da o uçakta olma ihtimali ne? Böylece merkezi düşünce kalıbınızı değiştireceksiniz. • Belli bir endişe seçin ve bunu tüm detaylarıyla ele alın! En kötü durumda ne olabilir, hangi çözümler bulunabilir? Her bir çözüm önerisini yazın. Bir felaket düşüncesi aklınıza geldiğinde bile yaşamaya devam ettiğinizi ve korku semptomlarının azaldığını göreceksiniz. • Şimdi endişelerinizi sakince bir kenara bırakabilirsiniz. Endişeler tekrar gelirse, üzerinde çalıştığınız çözümü hemen aklınıza getirin, endişeli düşünceleri yok edin (düşünce durdurma). • Aile yakınlarınızı rahat bırakın, durumlarını öğrenmek için onları sürekli aramayın. Eğer onlara bir şey olursa zaten size haber verilecektir. • Cep telefonunuza kenetlenmeyin, onu evde bırakın. • Yeterince hareket edin, spor yapın, yeni sosyal ilişkiler kurun. • Rahatlatıcı aktiviteler öğrenin. Genelleşmiş korkunun kronikleşme riski çok yüksektir. Bu nedenle bu korku bozukluğu erkenden teşhis ve tedavi edilmelidir. Kişilerin sürekli stres altında olması, ayrıca depresyon ve madde bağımlılığı riskini de arttırmaktadır. 42 43 Bir uzmandan ne tür destek alabilirsiniz? Psikoterapi Genelleşmiş korkuda psikoterapistin tedavisinin odak noktası bilişsel yapıyı değiştirmektir. Kişiler felaket düşüncelerini uzaklaştırmayı, gerçekçi olmayan endişeleri zayıflatmayı ve pozitif çözümler bulmayı öğrenir. Şüphelerle yüzleşerek ayrıca bunları düşüncelerde durdurarak yok etmek mümkündür. Buna ek olarak rahatlama teknikleri öğretilir. İlaç tedavisi Genelleşmiş korku Opipramol ve Buspiron anksiyolitleri ve Escitalopram, Paroxetin, Duloxetin, Venla-faxin, Pregabalin antidepresanlarıyla etkili şekilde tedavi edilebilir (sayfa 24‘teki listeye bakınız). Bu ilaçlar uzun süre bağımlılık yapmadan kullanılabilir. Sanki uzaylılar tarafından kontrol edilmiş gibi - Obsesif-kompulsif (saplantılı-mecburiyet hissi) bozukluklar Sürekli elleri yıkamak ve evi temizlemek Bay A. neredeyse her sabah işe geç gider, oysa ki yataktan zamanında kalkar. Her gün saatlerce duş alır ve banyoyu fırçalar. Son zamanlarda bu davranışları çalıştığı firmadaki iş arkadaşları tarafında da şaşkınlıkla karşılanıyor. Başkalarıyla tokalaşmaktan kaçınıyor, kapı kollarına sadece buna özel bir bezle dokunuyor ve ellerini yıkamak için sürekli tuvalete koşuyor. Bunu neden yaptığı sorulduğunda ise hastalıklı mikroplar kapacağını söylüyor. Kahvaltısını yemeden önce ellerini en az 15 dakika boyunca bir fırçayla yıkıyor. Bay A. firmadaki tuvaleti kullanmadan önce bunu önce dezenfekte edici bir spreyle temizliyor ki bu da iş arkadaşlarında şüphe uyandırıyor. Bay A.‘da bulaşıcı bir hastalık mı var? Bay A. bir süre önce birlikte yaşadığı partnerinden ayrıldı. Partnerinden ayrılan kendisiydi, oysa ki birlikte iyi geçiniyorlardı, mutlulardı. Bu nedenle partneri neden ayrıldıklarını da anlamadı. Bay A. ona gerçek nedeni söylemedi. Çünkü sürekli kız arkadaşını boğabileceğini düşünüp duruyordu. Bu düşünce ona huzur vermediğinden ve onda strese neden olduğundan, bu potansiyel tehlikeyi ilişkiyi sonlandırarak önlemenin daha iyi olacağına karar verdi. Obsesif-kompulsif bozukluk, kişinin yapmak zorunda olduğunu düşündüğü düşünceler ve/veya davranışlardır. Bu dürtüler kişilerde baskı kurar, mantıksız, rahatsız edici ve acı verici olduklarını bilse de kişi kafasındaki düşüncelerden, hayallerden, dürtülerden ve eylemlerden kaçamaz. Stereotipik, yani mantıksız davranış şekilleri meydana gelir. „Birini öldürebilirim“ şeklindeki obsesif-kompulsif düşüneler çok ciddi psişik strese ve suçluluk duygusuna neden olabilir, oysa ki bu düşünceler çok nadiren uygulanır. Zorlama düşünce ve davranış şekilleri - Bir obsesif-kompulsif bozukluğun tipik belirtileri Zorlayıcı dürtüler sanki başka bir canlının sizi yapmaya zorladığı, iradeyle kontrol edilmesi mümkün olmayan talimatlardır. Bunlar bir taraftan obsesif-kompulsif düşünceler/fikirler şeklinde, diğer taraftan ise ritüelleşmiş davranış kalıpları (obsesif-kompulsif davranışlar) şeklinde görülebilir. Ancak her ikisi de genellikle birbirine bağlıdır. Bu kılavuzda korku bozukluklarıyla birlikte neden obsesif-kompulsif bozuklukların da anlatıldığına ve yakından incelendiğine şaşırabilirsiniz. Ancak bunun bir nedeni var. Çünkü dürtüler, başarısız bir korku duygularını azaltma girişiminden başka bir şey değildir. Obsesif-kompulsif davranışlara sahip insanların ritüelleri bozulursa, onları çok yoğun bir korku sarar. Yani obsesif-kompulsif bir davranışın nedeni korkuları azaltmak ya da başka bir şekilde yok etmektir. Obsesifkompulsif düşüncelerde şüphe tipiktir. Hiçbir şey güvenli değil, bu nedenle her şey birkaç kere düşünülmeli, kontrol edilmeli ve incelenmelidir. Obsesif-kompulsif düşünceler her zaman rahatsız edici, korku verici ve ürkütücüdür ve kazalarla, yaralanmalarla, felaketlerle ve şiddetle ilgilidir. Dolayısıyla da „kız arkadaşımı öldürebilirim“ gibi obsesif-kompulsif düşünceler, kişide her zaman korkuya neden olur. Bu dürtüleri gerçeğe dönüştürmekten korkarlar ki bu neredeyse hiç yaşanmaz. Obsesif-kompulsif ritüel, sözde bir tehlikeyi önlemek için sembolik bir eylemdir. En sık görülen obsesif-kompulsif davranışlar kontrol dürtüleridir, daha sonra temizlik, yıkama ve düzen dürtüleri gelir. Obsesif-kompulsif düşüncelerin ve davranışların karakteristiği: • Kişiler bunları kendi düşünceleri/davranışları olarak görür ve „başkalarından edinilmiş“ sınıfına girmezler. • Bunlar sürekli tekrarlanır, rahatsız edicidir, mantıksız oldukları bilinir. • Kişi bunları bastırmaya çalışır, ancak başarılı olmaz. • Korkuyu ve gerginliği azaltmaya yararlar. Bay A. düşüncelerinin ve temizlik dürtüsünün mantıksız olduğunu biliyor, ancak bu ritüelden kaçamıyor, bu düşünce ve dürtü sürekli onu takip ediyor. 44 45 En sık görülen obsesif-kompulsif davranışlar: • Yıkama dürtüleri: özellikle elleri yıkamak. • Temizlik dürtüleri: örneğin evi sürekli baştan aşağı temizlemek. • Kontrol dürtüleri: örneğin kapı ve pencerelerin kapalı olup olmadığını sürekli kontrol etmek. • Düzen dürtüleri: örneğin eşyaları belli bir şekilde düzene sokmak ve koymak. • Tekrarlama dürtüleri: örneğin kalemleri ya da benzeri saymak, kelimeleri, cümleleri, rakamları, talimatları tekrarlamak. • Toplamak, istiflemek, depolamak. Obsesif-kompulsif bozukluklar nasıl oluşur ve nasıl gelişir Obsesif-kompulsif düşüncelerin, korkuların, dürtülerin en sık görülen içerikleri: • Agresif dürtüler: „Bebeğimi boğacağım“. • Cinsel konular: „Sarışın kadınlarla yatarsam iktidarsız olacağım“. • Dini konular: „Tanrı beni cezalandıracak“ • Kir: „Tuvalette kirlendim“. • Bulaşıcı hastalık korkusu: „Bana AIDS bulaştı“ • Kontrol: „Kapıyı kapatmadım“. • Büyü ritüelleri: „Siyah bir şeye dokunursam, biri ölecek“ Davranış dürtüleri ve ritüelleri zamanla gelişir, sözde bir hasarı önlemek için daha çok zaman alır ve bundan dolayı da kişinin günlük yaşımını şekillendirir. Obsesif-kompulsif hastaların en büyük korkusu bu agresif dürtülerini gerçeğe dönüştürmektir bu nedenle de sürekli güvenlik ve kontrol stratejileri geliştirirler. Ortaya bir döngü çıkar, ancak bu döngü kişiyi gerçek anlamda rahatlatmaz (bakınız res. 4). Hastalananların yaşı genellikle 20 ve 26 arasındadır. Hastalık genellikle yaş, erkek ve kadın şeklinde ayırım yapmıyor. Tahminen beyinde biyolojik hatalı işlevler bulunuyor, ancak bunlarla ilgili detaylı bir bilgi yok. Obsesif-kompulsif düşünceler ve/veya obsesif-kompulsif davranışlar insanın iradesinin dışındadır, kişi çok yoğun bir çaba sarf etse de bunları önlemek mümkün değildir. Zaman geçtikçe kişi bu direncini de yitirir. Obsesif-kompulsif davranış gerçekleştirildiğinde korku azalır, ancak bir kısır döngü başlar. Res. 4: Obsesif-kompulsif düşünce döngüsü Aşağıdaki örnek bir kere daha obsesif-kompulsif düşünceler ve obsesif-kompulsif davranışlar arasındaki bağlantıyı gösteriyor: „Bir hastalık kaptım“ şeklindeki obsesif-kompulsif düşünceyi obsesif-kompulsif davranış takip eder: Şimdi en az 5 dakika boyunca ellerimi yıkamalıyım, önce sabunla, daha sonra dezenfekte maddesiyle ve bu işlemi saat başı tekrarlamalıyım. Obsesif-kompulsif düşünceden sonra genellikle önleyici bir davranış da gelir, örneğin aleni tuvaletleri kullanmama, bebekle daha az ilgilenme gibi. Obsesif-kompulsif bozukluğun kişisel etkileri çok kapsamlıdır, performans bireysel olarak kısıtlanır, meslek hayatında, partnerle ve aileyle sorunlar yaşanır. Bunu iş kaybı, yalnızlık ve sosyal sınırlama takip eder. Dürtüler kişiliğe bağlı olmayan, kişinin yapmaya mecbur hissettiği ve irade tarafından kontrol edilemeyen düşünceler ve davranışlardır. Obsesif-kompulsif düşünceler korkuya neden olur. Belli başlı obsesif-kompulsif davranışlar sergilenerek bu korkular giderilmeye çalışılır. Dürtüler söz konusu kişi için çok kısıtlayıcı ve streslidir, çünkü günlük hayatın tamamını belirlerler. 1. Zorlayıcı düşünce Korkuyorsunuz, kalp hastası olduğunuzu düşünüyorsunuz 4. Nötrleşme (örneğin ritüel ile düşünceyi engelleme) 2. D eğerlendirme (örneğin „bunu yapmamalıyım“) 3. Psikolojik uyarılma (örneğin korku, huzursuzluk, suçluluk) 46 47 Obsesif-kompulsif hastalar, suçluluk ve huzursuzluk yaratan, fiziksel semptomlara neden olan ve ritüelleşmiş davranışlarla çözülebilen zorlayıcı, kötü düşüncelerden oluşan bir döngü içindedir. Ancak bunu tamamen başaramadıklarından, tekrar acı verici düşünceler gelir ve kısır döngü rayına oturmuş olur. Mecburiyet dürtüsünü (kompülsiyon) aşmak Obsesif-kompulsif kısır döngüden kurtulabilmek için, obsesif-kompulsif ritüellere neden olan dürtülerin sürekli tespit edilmesi ve bunlarla mücadele edilmesi gerekiyor. Hedef: Obsesifkompulsif ritüelleri gerçekleştirmeden (ritüellerden vazgeçmek) dürtüye/düşünceye karşı koymak (yüzleşme terapisi)! Siz ne yapabilirsiniz Bunun için kendi davranışlarınızı analiz etmeli, engellediğiniz olayla kafanızın içinde ve gerçek hayatta yüzleşmeli, ritüeli önlemeli ve düşünce kalıbınızı ve duygularınızı göz ardı etme huyunuzu değiştirmelisiniz: • Hangi düşüncenin ve hangi durumun sizde kilit rol oynadığını keşfedin (örneğin ellerimin kirlenmesini istemiyorum). Birkaç tane kilit durum varsa, bunların sizde oluşturduğu strese göre bir liste yapın. Ritüel ile neyi önlemeye çalışıyorsunuz? • Şuana kadar önlemeye çalıştığınız durumlarla yüzleştiğinizi düşünün (örneğin ellerimle toprağı karıştırıyorum). Oluşan korkuya ve huzursuzluğa bu duygular yok olana kadar katlanmaya çalışın. Asla obsesif-kompulsif ritüelleri yapmayın! Günlerce ve haftalarca, dayandığınızı görene kadar günde bir kaç kere bunu yapmaya çalışın. • Obsesif-kompulsif davranışlara neden olan dürtülere karşı koyduğunuzda düşünce kalıbınız da değişmelidir. Korkmanıza neden olan tehlike (örneğin kir içinde mikrop kapmak) çok küçüktür. Bu riski yeniden ve gerçekçi bir şekilde değerlendirin. Korkulan durumun çok nadiren gerçekleştiğini ve bundan kesinlikle sorumlu olmadığınızı kendinize sürekli tekrarlayın. • Bunun için de korku, suçluluk, öfke, nefret vs. gibi duygularla baş etmeyi öğrenmeniz gerekiyor, bu duygular sırasında stereotip davranış şekillerine bürünmemelisiniz. Bir uzmandan ne tür destek alabilirsiniz? Obsesif-kompulsif bozukluğun tedavisi neredeyse her zaman uygun ilaçlar ve davranış terapisi şeklindeki kombine terapiyle yapılır. İlaçlar özellikle obsesif-kompulsif düşünceleri önler, davranış terapisiyle ise obsesif-kompulsif davranışlara müdahale edilir. Hastanın yakınları ve dürtülerine neden olan kişiler de tedavi kavramına dahil edilmelidir, bunun için de en azından hastalığın özü hakkında bilgilendirilmeliler ve onlara hastanın ritüellerine katılmama talimatı verilir. Psikoterapi Psikoterapist önce tam bir durum analizi yapar ve yanlış düşünceleri ve fikirleri açığa çıkarır. Davranış terapisi yöntemleri (yüzleşme terapisi) yardımıyla ritüeller ortadan kaldırılır ve önleme stratejileri desteklenir. Bilişsel yöntemler yardımıyla da gerçek dışı düşünceler ve düşünce kalıpları bölünür ve yeniden değerlendirilir. Yeni davranış kalıpları çalışılır. İlaç tedavisi Obsesif-kompulsif düşünceler ve davranışlar Escitalopram, Fluoxetin, Fluvoxamin, Paroxetin, Sertralin ve Clomipramin isimli antidepresanlar yardımıyla tedavi edilebilir (sayfa 26‘daki listeye de bakınız). Bu antidepresanlar uzun süre (en az 2 yıl) yeterli günlü dozlarda alınmalıdır, çünkü ilk etki en az 6-10 hafta sonra görülür. • Korktuğunuz durumlarla gerçek hayatta ya adım adım ya da tamamen yüzleşin (örneğin iki elimle çamurlu toprağı yoğuruyorum, bunu tekrar tekrar, daha uzun süre yapmaya devam ediyorum). Bu esnada oluşan duygulara, düşüncelere ve hislere katlanmaya çalışın. Meydana gelen bir talihsizlikten sizin sorumlu olmadığınızı kendinize sürekli tekrarlayın (örneğin ellerimle toprağı yoğursam da, mikrop kapmayacağım, hasta olmayacağım). • En azından ritüelinizi geciktirin (örneğin ellerinizi yıkamayın, bırakın kirli kalsınlar), gerçek yüzleşmede ritüeli, bundan tamamen vazgeçene kadar belli bir zamanla, günde ya da saatte belli bir sayıyla kısıtlayın. 48 49 Çok kötü bir şey olduğunda - Travma sonrası stres bozukluğu Otoparkta saldırı Bay P. çok seyahat etmesini gerektiren bir işe sahip. Bugün Zürih‘teydi, Düsseldorf‘a giden son uçağa binecek. Uçak zamanında iniyor, fakat saat çok geç oldu. Bay P. arabasını hemen yan taraftaki otoparka park etti. Ancak boş bir park yeri bulabilmek için en üst kata kadar çıkması gerekmişti. Otoparkın bu katındaki ışıklandırma çok az ve otopark neredeyse boş. Bay P. arabasına doğru ilerlediğinde arkasında ayak sesleri duyuyor. Arkasını dönüyor ve üzerine gelen iki maskeli kişi görüyor. Korkuyor ve arabasına hemen girebilmek için koşmaya başlıyor. Ama maskeliler daha hızlı, ona ulaşıyorlar, onu tutuyorlar ve önce evrak çantasını alıyorlar. Direniyor ve bağırıyor. Maskelilerden biri tam elini cebine atmışken, bütün farları yanan bir araba onlara doğru geliyor. Bunun üzerine de iki adam kaçıyor. Bay P. şanslıydı. Bay P. önce bu olayı çok iyi aşabildi, polisi çağırdı, tutanak tutturdu, arabasıyla evine gitti, bürodaki işlerini halletti. 3 hafta sonra saldırıyı kafasında tekrar yaşamaya başladı. Önce geceleri rüyasını giriyor, sonra da gün içinde de olayın her bir anını kafasında yaşamaya başlıyor. Dehşet tüm bünyesini kaplıyor, korku bedenini sarıyor. Bir süre sonra kendini sürekli gergin hissetmeye başlıyor, her sesi dinliyor, konsantre olamıyor, sürekli irkiliyor, hemen öfkeleniyor. Seyahatlerini artık trenle ve arabayla yapıyor, otoparklara artık hiç girmiyor. Yeni bir saldırıdan korkuyor. Travma sonrası stres bozukluğu, yoğun ruhsal strese neden olan olağan dışı yaşam olaylarıyla (örneğin şiddet, doğa felaketleri, savaş) bağlantılı olarak ortaya çıkabilir, bu esnada da dehşet verici olay sürekli kişinin kafasındadır ve ağır, uzun süreli kronik bir korkuya neden olur. Bu korku da kişide ciddi baskıya neden olur: Agresiflik, içine kapanıklık, önleyici reaksiyonlar, depresyon, sosyal hayattan kopma bunun sonuçlarıdır. 50 Karabasanlar ve zorlayıcı anılar - Travma sonrası stres bozukluğunun tipik belirtileri Travma sonrası stres bozukluğu ruhsal bir bozukluktur ve strese neden olan bir olaydan (= travma) haftalar, aylar veya bazı durumlarda yıllar sonra bile ortaya çıkabilir. Olağan dışı tehlike travması (kendisinde veya başkasında ölüm tehdidi, hayati tehlike, yaralanma) kişilerde karabasanlara ve/veya zorlayıcı anılara neden olur, derin bir çaresizlik yaratır ve fiziksel semptomlar görülür. Stresin boyutu, kişinin bu sorunla mücadele edip edemeyeceğine bağlıdır. Tecavüz, çocuklukta şiddet ve savaş, travma sonrası stres bozukluğunun gelişmesindeki en büyük risklerdir. Bozukluğa neden olan en sık olaylar: • Cinsel taciz • Tecavüz • Şiddet/saldırı • Çocuklukta şiddet • Çocuklukta ihmal • Savaş deneyimleri, işkence, savaşa girme • Kişisel aşırı stresler (örneğin hayati tehlikesi olan bir hastalık, yanma vs.) • Şiddetli suça/başkasının ölümüne tanık olmak • Doğa felaketleri (örneğin sel, yangın, çığ çökmesi vs.) • Teknik felaketler (örneğin uçak düşmesi, kimyasal kazalar vs.) En sık görülen belirtiler: • Akıldan gitmeyen anılar, zorlayıcı anılardan dolayı bir olayı tekrar tekrar yaşama (Flashback) • Tekrarlayan rüyalar • İç sıkıntı, panik korku, üzüntü, suçluluk duygusu, kendini suçlama, utanç, duygusuzluk, kendini yabancılaştırma • Kaçınma tutumu: Travmayı hatırlatan her şeyden kaçınılır (yerler, olaylar vs.). Düşünceler, görüntüler, anılar bastırılır • Çok çabuk öfkelenebilme, şiddetli irkilme tepkileri • Uykuya dalma ve uyku bozuklukları • Hırçınlık veya öfke patlamaları • Konsantrasyon bozuklukları • Çok ürkek olma 51 Travma sonrası stres bozukluğu nasıl oluşur ve nasıl gelişir Bir travma yaşayan biri bunu ruhsal olarak kabullenmeli ve bununla baş edebilmek için bunu yaşamına entegre etmelidir. Bunu yeterince ya da hiç yapamaz ise, yaşanan olay tekrar tekrar kafanın içinde yaşanır. Sesler, kokular, nesneler (örneğin araba, uçak, otopark) ya da olaylar gibi nötr dürtüler olayın tekrar canlanmasına neden olur ve adeta dehşet yaratır. Bu esnada kişiler bu anıları bastırmaya, engellemeye çalışır ki problem bu nedenle daha da güçlenir. Daha fazla korku duyarlar, korkuya neden olan dürtülere daha fazla dikkat ederler ve dolayısıyla da çok gerginleşirler. Bundan dolayı da yanlış alarm reaksiyonları görülür, tehdit oluşturan anılar uyandırılır ve kişi bir kısır döngüye girer. Travma sonrası stres bozukluğunda insanın yaşadığı olayı idrak etmesi gerekiyor. Bunun için de anılar bastırılmamalı ve bunlardan kaçınılmamalıdır. Travmayı aşmak İlaç tedavisi İlaç tedavisinde aşağıdaki etken maddeleri kullanılır: Paroxetin ve Sertralin (bakınız sayfa 26). İleri literatür Korku hastalıklarıyla ve bunların aşılmasıyla daha yakında ilgilenmek istiyorsanız, size şu kaynakları öneriyoruz: Borwin Bandelow: Das Angstbuch. Woher Ängste kommen und wie man sie bekämpfen kann. Korku kitabı. Korkular nereden geliyor ve bunlarla nasıl mücadele edilir. Rowohlt Verlag, 2. baskı 2006 Travma sonrası stres bozukluğunu aşmak için özel bir travma tedavisi gereklidir. Bu nedenle erkenden bir uzmana görünmelisiniz. Hans Morschitzky, Sigrid Sator: Die zehn Gesichter der Angst. Ein Handbuch zur Selbsthilfe. Korkunun on yüzü. Kendi kendine yardım için bir el kitapçiği. Deutscher Taschenbuch Verlag 2002 Siz ne yapabilirsiniz Yaşadığınız travmayı yenmek kafanızda başlar! Yaşadığınız olayı üzerine giderek idrak etmelisiniz, kafanızdaki dehşet verici görüntüler hafızanızın bir ürünüdür. Travmayı atlatmanın çözümü de burada. Eckhard Roediger: Wege aus der Angst. Ein Ratgeber für Betroffene und Angehörige. Korkudan kurtulmanın yolları. Hastalar ve aile yakınları için bir kılavuz. Verlag Freies Geistesleben & Urachhaus, 2005 Bastırmak ve kaçınmak hiç bir işe yaramaz. Geçmişin geçmişte kaldığını kabul etmeli ve şimdiki zamana odaklanmalısınız. Bu da sizi çok zorlayacaktır. Bunun için profesyonel yardım almanız gerekiyor. Ulrike Schäfer, Eckart Rüther: Ängste - Schutz oder Qual? Angststörungen - Ein Ratgeber für Betroffene und Angehörige. Korkular, sığınak mı yoksa ıstırap mı? Korku bozuklukları - Hastalar ve aile yakınları için bir kılavuz. ABW Wissenschaftsverlag 2005 Bir uzmandan ne tür destek alabilirsiniz? Psikoterapi Psikoterapist sizinle birlikte düşüncelerinizle yüzleşme terapisi yapacak. Bu esnada yaşanan olaya dikkatle yaklaşacaktır. Travma tekrar canlandırılır, anılar, düşünceler ve duygular kelimelere dökülür. Gizli kalmış her şey açığa çıkar, duygular serbest bırakılır. Bunun yanı sıra, tehlikelerin genelleştirilmesini önlemek ve kaçınma tutumunu yok etmek için düşünce kalıbı da değiştirilmelidir. 52 Doris Wolf: Ängste verstehen und überwinden. Wie Sie sich von Angst, Panik und Phobien befreien. Korkuları anlamak ve aşmak. Korkulardan, panikten ve fobilerden nasıl kurtulabilirsiniz. PAL Verlagsgesellschaft 2005 53 Tıbbi terimler Travma sonrası bozukluk: Strese neden olan bir olaydan haftalar veya aylar sonra görülen bozukluk Agorafobi: Alan korkusu, kalabalık korusu veya dar alan korkusu Psişik/psikiyatrik hastalıklar: Ruh ve kişilik hastalıkları Antidepresif ilaçlar: Depresif hastalıkları, korku bozukluklarını tedavi etmek için kullanılan ilaçlar Psikolojik ilaçlar: Psişik/psikiyatrik hastalıkları tedavi etmek için kullanılan ilaçlar Anksiyolitik ilaçlar: Korku hastalıklarını tedavi etmek için kullanılan ilaçlar Spesifik fobi: Hayvan, yükseklik, iğne vs. gibi münferit korkular Kronikleşme: Yavaş gelişen ve uzun süren hastalıklar Sosyal fobi: Rezil olma korkusu, değerlendirilme korkusu Gerçek dışı canlandırma: Duygular, nesneler gerçek dışıdır Sistematik duyarsızlaşma: Hastanın korkusuna neden olan olaylara küçük adımlarda maruz bırakıldığı davranış terapisi yöntemi Kendi bedenin yanlış algılama: Kendini uzakta, sanki orada değilmiş gibi hissetme Beklenti korkusu: Korkmaktan korkma Maruz bırakma terapisi: Hastanın korkuya neden olan durumla karşı karşıya bırakıldığı davranış terapisi Semptom(lar): Örneğin ateş, kalp çarpması, terleme gibi hastalık işaretleri, hastalıkla birlikte görülen etkiler Travma Strese neden olan olay Taşırma terapisi: Taşırma terapisidir, davranış terapisinin özel bir yöntemidir, hasta masif bir şekilde ve uzun süre korkusuna neden olan olaya maruz bırakılır Genelleşmiş korku: Sürekli gerçek dışı endişeler ve korkularla birlikte korku bozukluğu Bilişsel terapi: Düşünce kalıplarını değiştirmek için ileri davranış terapisi Yüzleşme terapisi Hastanın korkuya neden olan durumla karşı karşıya bırakıldığı davranış terapisi Nörolojik hastalık: Sinir sistemindeki hastalık Panik atak: Ölüm korkusuyla birlikte ani korku nöbeti Fobi: Zararsız şeylerden hastalık derecesinde korkmak 54 55 Önemli adresler Notlar Agoraphobie e.V. Taunusstraße 5 12161 Berlin Tel.: 0 30/8 51 58 24 E-posta: [email protected] www.angstzentrum-berlin.de Bundesverband der Angehörigen psychisch Kranker e.V. Oppelner Str. 130 53119 Bonn Tel.: 02 28/71 00 24 00 Faks: 02 28/71 00 24 29 E-posta: [email protected] www.bapk.de DASH Deutsche Angst-SelbstHilfe Münchener Angstselbsthilfe (MASH) Bayerstraße 77a 80335 München Tel.: 0 89/51 55 53 - 15 Faks: 0 89/51 55 53 - 16 Deutsche Gesellschaft Zwangserkrankungen e.V. Postfach 70 23 34 22023 Hamburg Tel.: 0 40/689 13 700 (Mo - Fr 10 - 12 Uhr) Faks: 0 40/689 13 702 E-posta: [email protected] www.zwaenge.de 56 57 58 59 Antidementiv ilaçlar Antidepresif ilaçlar Antiepileptik ilaçlar Anxiolytik ilaçlar Nöroleptikler Parkinson terapi ilaçları Restless-Legs terapi ilaçları Psiko stimülantlar Hipnoz/yatıştırıcı/Tranquilizer ilaçları Amiyotrof lateral skleroz Hexal AG Industriestraße 25 83607 Holzkirchen Telefaks : 08024 / 908 - 1290 [email protected] www.hexal.de www.hexal-zns.de Ür.-No. Ür no.. 49026577, versiyon: Mart 2015 Migren terapi ilaçları
Benzer belgeler
hakim ol! - Lundbeck
hayatı kısıtlayan ve insana sıkıntı ve-ren bir bozukluk olduğunu hemen fark edebiliriz.
Elinizdeki broşür, korkunun insanı hasta eden yönlerinin de bulunduğu görüşünü savunan insanlara yönelik bir
...