YUSUF PAŞA SIBYAN MEKTEBİ - İSTANBUL (1. Bölge)

Transkript

YUSUF PAŞA SIBYAN MEKTEBİ - İSTANBUL (1. Bölge)
YUSUF PA
Gül Aslan, Prof. Dr. Kemal Kutgün Eyüpgiller
YUSUF PAŞA SIBYAN MEKTEBİ
Yusuf Pasha Primary School
Gül Aslan | Rest. Uzm. Y. Mimar
Prof. Dr. Kemal Kutgün Eyüpgiller | İ.T.Ü.
restorasy n
65
Vakıf Restorasyon Yıllığı | Yıl: 2014 | Sayı: 8 | Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi
İ
stanbul İli, Fatih İlçesi, Haseki Semti, Keyci Hatun Mahallesi içerisinde konumlanan Yusuf Paşa Sıbyan
Mektebi, Haseki Caddesi üzerinde, doğusunda Ahmet Kâhya Camii Sokağı, batısında Doktor Adnan Adıvar
Caddesi, güneyinde Cerrahpaşa Caddesi ile sınırlanan alanda bulunmaktadır. Mektebin güneyinde Halide
Edip Adıvar Köşkü, doğusunda Hacı Bayram Kaftani Camii, batısında Haseki Hastanesi yeni poliklinik binaları yer almaktadır. Tarihi on sekizinci yüzyılın ilk yarısına kadar uzanan Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi, İstanbul’daki sur içi sıbyan mekteplerindendir. Çocuklara temel eğitimin verilmesi amacıyla vakfedilerek yapılmış
olan bu yapı Osmanlı döneminden günümüze kadar eğitim amaçlı bir kurum olarak işlevini sürdürmektedir.
Anahtar Kelimeler: Sıbyan Mektebi, İstanbul, Yusuf Paşa
Y
usuf Pasha Sıbyan Mekteb is located in Fatih District of Istanbul. The name of the quarter which concludes
the building is Keyci Hatun, belonging to the central neighbourhood, so called-Haseki. The building was
constructed on Haseki Street and is surrounded by Ahmet Kahya Mosque Street in east, by Doktor Adnan
Adıvar Avenue in west and by Cerrahpaşa Streeet in south. There exists the Halide Edip Adıvar Kiosk in south
of the building, the Hacı Bayram Kaftani Mosque in east and the polyclinic annexes of the Haseki Hospital in
south. Tracing its background till the first half of the 18th century, Yusuf Pasha Sıbyan Mekteb is classified as
one of the sıbyan mektebs within the Old Town. Being built by basing on charity foundation to provide basic
education for children, the building has been functioning as an education center since Ottoman era till present.
Keywords: Sıbyan Mekteb, Istanbul, Yusuf Pasha
1. GİRİŞ
Ünlü düşünür Nietzsche’nin dediği gibi “Büyük insanlar
eğitmek, insanlığın en büyük erdemidir” ve eğitim hiçbir
devletin vazgeçemeyeceği bir unsurdur. Osmanlı Devleti de
vatandaşını kendi anlayışı içinde yetiştirmek için tarih boyunca çeşitli eğitim-öğretim birimleri kurmuştur. Osmanlı
Devleti’nin kurduğu eğitim sisteminin ilk basamağını sıbyan mekteplerinin oluşturduğu bilinmektedir.
Osmanlı sınırları içerisinde her şehirde olduğu gibi başkent İstanbul’da da çok sayıda sıbyan mektebi inşa edilmiştir. İnşa edilen çok sayıdaki sıbyan mektebinden günümüze
az sayıda örnek gelebilmiştir. Bu yapılardan Tarihi Yarımada içerisinde Haseki bölgesinde yer alan Yusuf Paşa Sıbyan
Mektebi varlığını günümüze kadar sürdürebilmiştir.
2. YAPININ BULUNDUĞU ÇEVRE
66
Fotoğraf 1. Aksaray – Haseki bölgesi hava fotoğrafı (A.H.Bülbül Arşivi, 1960).
(Eyice, 1993) ve bugüne kadar bu isimle tanınmıştır.
Fındıkzade, Cerrahpaşa, Aksaray, Muratpaşa semtlerinin çevrelediği Haseki semti; günümüzde Millet ve Haseki caddelerinin kesiştiği noktadan başlayarak Kızıl Elma
Haseki, İstanbul’un kozmopolit yapısını yansıtan ta-
Caddesi’ne dayanan üçgen şeklindeki bir alana yayılır. Bu
rihi semtlerimizden birisidir. Kamu kurumlarının çok ol-
bölge, eski mahalle sistemine göre Aksaray semtinin ma-
ması, ulaşımın kolaylığı ve çeşitliliği Haseki’ye merkezi bir
hallelerinden sayılan Yusuf Paşa’dır. Yakın geçmişe kadar
özellik kazandırır. Semtin ismi Kanuni Sultan Süleyman’ın
Çocuk Kütüphanesi olarak kullanılan sıbyan mektebinin
Haseki’si adına yaptırdığı külliyeden gelse de, semtin Haseki
bahçesinde gömülü bulunan Yusuf Paşa’nın bu binasının
olarak anılması ancak 19.yüzyılın sonlarında gerçekleşmiş
hemen altındaki otobüs durağı 1980’li yıllara kadar Yusuf
restorasy n
Gül Aslan, Prof. Dr. Kemal Kutgün Eyüpgiller
Harita 1. Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi ve yakın çevresi imar planı, 2013.
Fotoğraf 3. Hacı Bayram-ı Kaftani kabri başucu (Ayverdi, 1953).
Fotoğraf 4. Hacı Bayram-ı Kaftani kabri ayakucu (Ayverdi, 1953).
Fotoğraf 2. Hacı Bayram Kaftani Camii (Aslan, 2012).
Paşa adını taşımaktaydı. Durağın isminin Aksaray’a çev-
Ali Bey Konağı olarak da anılmaktadır. Köşk, Halide Edip
rilmesi, mahallenin adının unutulup, burasının da Haseki
Adıvar’ın Sinekli Bakkal adlı romanını yazdığı ve romanda
olarak anılmasına neden olmuştur (İBB Arşivi, 2003).
Pembe Köşk olarak anıldığı bilinen yapıdır. Halide Edip ve
Günümüzde Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi yakın çevresindeki önemli yapılar, imar planı üzerinde Harita 1’de gösterilmektedir. Aksaray’dan Haseki’ye çıkan yolun hemen solunda yer alan Hacı Bayram Kaftanî Camii, set üstünde yer
alan bir camidir (Fotoğraf 2). Cami, Fatih Sultan Mehmet
(II. Mehmed)’in kaftancıbaşısı Bayram bin Eyne Bey tarafından yaptırılmıştır. Baninin kabri, caminin avlu kapısından girince soldadır ve devrinin tipik bir örneğidir. Mezar
taşında, Hicri 901 / Miladi 1496 Cemaziyelevvel’inde vefat
ettiği yazılıdır (Demir, 1991). Yapının vakfiyesi Hicri 896
/ Miladi 1490 tarihlidir. Hadîkatü’l Cevami’de, minberini
Sadrazam Bayram Paşa’nın koydurduğu yazılmaktadır.
Adnan Adıvar tarafından hemşire eğitimi verilmek üzere
Türkiye Kızılay Derneği’ne armağan edilmiştir. 1924’te toplanan Kızılay Büyük Kongresi’nde, Atatürk’ün talimatıyla
ilk Kızılay Hemşirelik Okulu’nun burada açılması kararlaştırılmıştır. 6293 m² bahçe içinde yer alan köşk, tuğladan örülmüş bodrum kat üzerine iki normal kat ve bir çatı
olmak üzere toplam dört katlı olarak inşa edilmiştir. 2002
yılına kadar idare binası olarak kullanılan yapı üç yıl boş
ve bakımsız durumda bırakılmış, bodrum kat kısmen depo
olarak kullanılmıştır. 2007 yılındaki restorasyon çalışmalarından sonra Haseki Hastanesi’nin yönetim binası olarak
işlevlendirilmiştir.
Kabrinin taşlarının başucunda “İntekal-el-merhumü mîn
Adıvar Köşkü’nün hemen yanında yer alan Kızılay
dar-il-fenâ ilâ da (r)il-bekâ-el-merhum-ül-mağfur-üs-sa-
II no.’lu yapısı, zemin kat ve 1. kat olmak üzere toplam
saîd-üş-şeh’id ilâ rahmet-i-Llâhi teâlâ” ve ayak ucunda,
iki katlı olarak inşa edilmiştir. Yapı, Erken Cumhuriyet
“Hacı Bayram bin Hacı İnebegi fî evâili c^mad-el-ûlâ et-
Devri mimari özelliklerini taşımaktadır. Her iki kat bir-
târihî seneti ihda ve tis’amietin, 901” yazmaktadır (Fo-
birinden bağımsızdır. 2002 yılına kadar kütüphane ve
toğraf 3-4). Hicri 1310 / Miladi 1894 depreminde yıkılan
lojman olarak kullanılan yapı üç yıl boş kalmış, zemin
cami, Fatma Hanım tarafından II. Abdulhamit döneminin
katı depo olarak kullanılmıştır. 2007 yılındaki restoras-
(1876-1909) üslubuna uygun olarak yenilenmiştir. Cami,
yon çalışmalarından sonra kütüphane olarak işlevlen-
1894 depreminde yıkıldıktan sonra moloz taş ile kabaca
dirilmiştir. Günümüzde Göğüs Hastalıkları Polikliniği
yapılmış, eski hüviyetinden eser kalmamıştır.
olarak kullanılmaktadır.
Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi’nin güneyinde yer alan Ha-
Hafız Galip Sokağı üzerinde yer alan ve ayrık nizamda
lide Edip Adıvar Köşkü (Kızılay I no.lu yapısı) Kazasker
ara bir parselde bulunan Kızılay III no.’lu yapısı; çevresindeki
restorasy n
67
Vakıf Restorasyon Yıllığı | Yıl: 2014 | Sayı: 8 | Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi
Harita 2. Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi yakın çevresi yapıları (2013).
1)Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi 2)Halide Edip Adıvar Konağı (Kızılay’ın 1 no’lu yapısı) 3)Haseki Hastanesi Poliklinikleri 4)Kızılay’ın 2 no’lu yapısı 5)Kızılay’ın 3 no’lu
yapısı 6)Hacı Bayram Kaftanî Camii 7)Mahmudiye İlköğretim Okulu 8)Kâtip Muslihittin Camii 9)Şemi Molla Camii 10)Cerrahpaşa Camii ve Medresesi 11)Protestan
Kilisesi 12)Arcadius Sütunu 13)Keyci Hatun Camii 14)Kasım Ağa Sıbyan Mektebi (İbrahim Paşa Sıbyan Mektebi) 15)Bayrampaşa Medresesi ve Sıbyan Mektebi 16)
Haseki Külliyesi 17 Başçı Mahmut Mescidi 18)Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi 19)Selçuk Sultan Mescidi 20)Muratpaşa Camii
yeni imar faaliyetleri ve yeni yapılaşmalar sırasında yapılan
istinat duvarları nedeniyle çevresinden koparılmıştır. Restorasyonu 2007 yılında yapılan üç katlı yapı, hastane yönetici
lojmanı olarak işlevlendirilmiştir. Günümüzde idare binası
olarak kullanılan Adıvar Köşkü’nün devamı niteliğindedir.
Bu yapıların dışında, 219 Pafta, 875 Ada, 9-20 Parsellerde yer alan Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi’nin çevresinde varlığını sürdüren tarihi yapılar Harita 2’de gösterilmiştir. Günümüzde, Cerrah Paşa Hastanesi ile Haseki Hastanesi arasında sıkışan bu semtin mimari ve kentsel doku özellikleri
tamamen değişmiştir. Bölgenin Fındıkzade’ye doğru olan
kısmını içeren alan uzun zaman yangın yeri olarak kalmış,
Cumhuriyet Dönemi’ndeki imar faaliyetleri sırasında cadde
ve sokaklara; birbirine paralel ve dik olarak düzgün bir şekil
verilmeye çalışılmıştır.
3. SIBYAN MEKTEBİ KAVRAMI
Osmanlı İmparatorluğu’nda eğitim ve öğretim sistemi
içerisinde sıbyan mektepleri, eğitimin ilk basamağı olması
bakımından önemlidir. “Sıbyan Mektebi” ifadesi, “sabî” denilen beş-altı yaşındaki çocuklara ilk tahsilini vermek üzere
tesis olunan mekteplere verilen isimdir.
Osmanlı döneminde toplumda en yaygın örgün eğitim
kurumu olan sıbyan mektepleri için Osman Ergin; Kur’ân
okutmak, namaz kılınması usûllerini ve namazda okunacak
âyetleri ve duaları öğretmek ve biraz da yazı yazdırmak gibi
68
restorasy n
üç amaç ile kurulmuş olduklarını söylemektedir. İslamın ilk
yıllarına kadar uzanan çocuklara dini eğitim, İslamiyet’in
ilk devirlerinde Sahabe Erkam’ın evinde Kur’ân eğitimi ile
başlamıştır. Daha sonra cami ve evlerde sürmüştür. Emeviler devrinde mektepler yapılmaya başlanmıştır. Selçuklu
döneminde, Osmanlı döneminde de devam ettirilecek sıbyan mektebi modeli kurulduğu söylenmektedir. Bu mektepleri Osmanlı’daki ilk düzenli eğitim müesseseleri olarak
adlandırmak mümkündür (İnci, 2007).
Öğrenciler, halk arasında “âmin alayı” da denilen
“bed-i besmele cemiyeti” isimli tören ile okula başlarlardı
(Fotoğraf 5). Bu törenler çocukları okumaya özendirir, ana
babalara da çocuklarının okumaları için bir arzu oluşmasına yarardı (Akyüz, 2005). Öğretim elemanları bir hoca
ve onun yardımcısı olan kalfadan oluşan sıbyan mekteplerinin temel dersi çocuklara Kur’an’ın okunuşunu ve bazı
duaları öğretmekti. Yazı öğretimi genellikle yoktu. Ancak
İstanbul’da ve bazı büyük kentlerde kimi sıbyan mekteplerinde yazı da öğretiliyordu. Bu konuda sıbyan mektebini
kuran kişinin vakıf belgesine kayıt düştüğü görülmektedir.
Örneğin, Sadrazam Yusuf Paşa’nın kurduğu sıbyan mektebinde hüsn-i hat ve fenn-i kitabet bilen bir kişinin çocuklara haftada iki gün bu konularda öğretim yapması vakıf
belgesinde belirtilmiştir. Bu yazı derslerinin, mektebin
Bâb-ı Âli’ye yakın oluşu nedeniyle, ileride orada memur
olabilecek çocuklar için istendiği düşünülmektedir (Akyüz, 2009).
Gül Aslan, Prof. Dr. Kemal Kutgün Eyüpgiller
Fotoğraf 5. Hüseyin Rıfat’ın yağlı boya “âmin alayı” resmi.
Fotoğraf 6. Yusuf Paşa şahide taşı (Aslan, 2013).
Sıbyan mektepleri, genellikle padişahların, önemli devlet adamlarının ve hayırseverlerin kurdukları vakıflar tarafından yaptırılmışlardır. Çalışanların maaşları ve kurumun
giderleri de bu vakıflar tarafından karşılanmıştır. Devlet
bütçesinden okullar için pay ayrılmamıştır. Okulların yönetimleri ile vakıflar ilgilenmişlerdir. Okullar üzerinde herhangi bir devlet denetimi yoktu. Her isteyen istediği mahallede bir sıbyan mektebi açabilirdi. Bu okullara “mahalle
mektepleri” denilmesinin bir sebebi de budur. Mekteplere
yaptıran kişinin ismi verilirdi. Bu da mekteplerin günümüzde bile kimin tarafından yaptırıldığının bilinmesini sağlamaktadır (Yılmaz, 2009). İlk mektep olarak anılan sıbyan
mektepleri, büyük camilerin külliyelerine dâhil olarak veya
bağımsız şekilde kurulmuşlardır. Genellikle iki katlı olarak
inşa edilmiş bu mektepler, adeta bir konutun küçük ölçekli
kopyasıdır. Bu da çocukların küçük yaşta evlerinden çıkarak mekteplere geldiğinde zorluk çekmesini engellemiştir.
mahalleye geçişini, genellikle taş olan sıbyan mekteplerinin bir miktar da olsa önlemesidir. Ahşap yapılara göre
büyük bir tehlike unsuru olan yangınlara karşı koyabilmek için çeşmeler de birçok sıbyan mektebinin altında
konumlandırılmıştır (Aksoy, 1968). Osmanlı mimarisinde
cami, medrese gibi yapılar genellikle tek katlı olarak inşa
edilirken, sıbyan mektepleri çoğunlukla iki katlı olarak
planlanmıştır.
Vaziyet planı ölçeğinde sıbyan mekteplerine bakıldığında; ister büyük camilerin külliyelerine dâhil olarak
tasarlanmış olsun, isterse de bağımsız şekilde bir mahalle içinde kurulmuş olsun, bu mektepler daima sokağa
yakın yerleştirilmiştir. Bunun nedeni Özgönül Aksoy’a
göre; ahşap mahallelerde büyük yangınların mahalleden
4. YUSUF PAŞA SIBYAN MEKTEBİ
Genellikle tek hacimden oluşarak tek derslikli olarak
yapılan mektep yapılarının, bazılarının iki derslikli olarak planlandığı da görülür. Mektebin zemin katında, üst
kata çıkışı sağlayan merdiven ile çeşme, tuvalet, sebil ve
dükkân gibi mekânlar da yer alır. Bazı mekteplerin revaklarla açıldığı avlusu da vardır. Mektep yapılarının bazılarında banisinin ve aile fertlerinin mezarlarının yer aldığı
birer haziresi de bulunmaktadır.
4.1. Tarihçesi
Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi, Sultan III. Ahmet döneminde (1703 – 1730) sadrazamlık yapmış olan Gürcü asıllı
Osmanlı vezirlerinden Yusuf Paşa tarafından yaptırılmıştır.
Çizim 1. Yusuf Paşa Çeşmesi planı: (a) Encümen Arşivi. (b) Alman Mavileri.
restorasy n
69
Vakıf Restorasyon Yıllığı | Yıl: 2014 | Sayı: 8 | Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi
Harita 3. Yusuf Paşa Çeşmesi ile Mektebi (Pervititch, 1920’ler).
Fotoğraf 7. Yusuf Paşa Çeşmesi (Encümen Arşivi).
Fotoğraf 9. Yusuf Paşa Mekteb-i İbtidaisi’nin tamiri (1), Osmanlı Arşivi.
Fotoğraf 8. Yusuf Paşa Çeşmesi (Encümen Arşivi).
Mektebin tarihçesi hakkında yapıda bulunan kitabeler ile
Başbakanlık Osmanlı Arşivi’ndeki yazışmalar bilgi vermektedir. Mektebin banisi Yusuf Paşa’nın doğum yeri ve tarihi
bilinmemektedir. Yeniçeri Ocağı’ndan yükselip, birçok kez
kul kethüdâsı olmuştur. Hicri 2 Şaban 1122’de (Miladi 26
Eylül 1710) Yeniçeri Ağası olarak Cemaziyelevvel 1123’te
(Haziran – Temmuz 1711) kendisine vezirlik verilmiştir
(Süreyya, 1996). Yusuf Paşa, 1711’de Prut Seferi’nde yiğitlik
ve kahramanlıklarıyla ün salmış ve seferden dönüşte Edirne’deyken 9 Şevval 1123’te (22 Ekim 1711) Vezir-i azam olmuştur. Devlet işleriyle ilgisi bilgisi olamayan Yusuf Paşa,
Ruslara aldanarak Padişahı sefere çıkmaktan alıkoymaya
çalışınca III. Ahmet, Yusuf Paşa’yı görevden almış ve Rodos
Kalesi’ne sürgüne göndermiştir (Uzunçarşılı, 1983).
İsmail Hakkı Uzunçarşılı’nın “Osmanlı Tarihi XVIII.
Yüzyıl” adlı eserinde, Nusretnâme’den alınan bilgiye göre
Yusuf Paşa’nın Rodos’ta katlolunarak 16 Zilkade 1125’te
(Miladi?) kesilen başının Edirne’den Vidos’a gelmiş olan
Padişah’ın otağı önüne konulduğu ve daha sonrasında
İstanbul’da, Aksaray tarafında yaptırmış olduğu mektebin
yanına defnedildiği yazılmaktadır. Mektebinin haziresinde bulunan şahide taşında; Paşa’nın ölümünün Hicri 1126
70
restorasy n
Fotoğraf 10. Yusuf Paşa Mekteb-i İbtidaisi’nin tamiri (2), Osmanlı Arşivi.
(Miladi 1714/1715), şahide taşının onarımının ise Hicri
1226 (Miladi 1811/1812) yıllarında olduğu gösterilmektedir (Fotoğraf 6). Hâdikat-ül-Vüzera Zeyli’nde ise Hicri 12
Şevval 1124’te (12 Kasım 1712) azledildiği yazılıdır.
Aksaray’da bulunan Yusuf Paşa Çeşmesi’nin (Harita 3- Çizim 1), Haseki Sultan (eski adı Keyci Hatun)
Mahallesi’nde, Millet Caddesi’nden Haseki Hastanesi’ne
doğru çıkan caddenin köşesinde yer aldığı Fatih’in Kayıp
Çeşmeleri adlı eserde belirtilmektedir. Kitabesi bulunmadığı için Tanışık’ın İstanbul Çeşmeleri adlı kitabına dâhil edilmemiştir. 22 Mart 1955 kayıt tarihli, 1280 tescil numaralı
Encümen Arşivi’ndeki dosyasında Yusuf Paşa Çeşmesi’nin
inşa tarihi belirtilmeyerek, banisinin Yusuf Paşa olduğu
yazılmıştır. Çeşme, zaman içinde yıkılmış ve II. Mahmud
döneminde (Hicri 1223-1255 / Miladi 1808-1839) Ampir
üslubunda yeniden yapılmıştır (Fotoğraf 7). Behçet Ünsal,
Gül Aslan, Prof. Dr. Kemal Kutgün Eyüpgiller
Fotoğraf 11. Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi’nin depremde zarar gören kısımlarının
geçici tamir edilmesi (1), Osmanlı Arşivi.______________________
Fotoğraf 12. Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi’nin depremde zarar gören kısımlarının
geçici tamir edilmesi (2), Osmanlı Arşivi._______
Fotoğraf 13. Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi’nin tamir sonrası Hicri 21 M 1320’de
muallimlerin seçilmesi(1), Osmanlı Arşivi.
Fotoğraf 14. Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi’nin tamir sonrası Hicri 21 M 1320’de
muallimlerin seçilmesi(2), Osmanlı Arşivi.
Fotoğraf 16. Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi’nin tamir işi için sarf edilen paranın
ödenmesi için 18 Za 1320 tarihli yazılan belge(1), Osmanlı Arşivi.
girland motifi, üzerinde yaptıranın asker kimliğine sahip
Fotoğraf 15. Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi’nin tamir sonrası Hicri 21 M 1320’de
muallimlerin seçilmesi(3), Osmanlı Arşivi.
olduğunu işaret eden güneş figürüyle birleşmiştir (Fotoğraf
8). Çeşme, 1957’de imar çalışmaları sırasında Encümenin
Mütaalası sorulmadan Belediye tarafından yıkılmıştır.
Yusuf Paşa Çeşmesi için “Arkasında haznesi ve büyük bir
set bulunmakta idi. Set üzerinde ağaçlar altında bir kahve
vardı ki güzel bir köşe teşkil ediyordu” demektedir (Bulut,
Yusuf Paşa’nın kendi adıyla yaptırdığı sıbyan mektebi
zaman içerisinde çeşitli onarımlar görmüştür. Başbakanlık Osmanlı Arşivi’ndeki Şûra-yı Devlet (ŞD.) defterlerin-
2010). Encümen dosyasında görülen fotoğrafta, kitabesi
den 141 dosya no.lu, 1 gömlek no.’lu belgesinde Yusuf Paşa
olmayan çeşmenin ayna taşı üzerindeki Ampir üsluptaki
Mekteb-i İbtidaisi’nin Hicri 24 Muharrem 1315 (Miladi 25
restorasy n
71
Vakıf Restorasyon Yıllığı | Yıl: 2014 | Sayı: 8 | Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi
Fotoğraf 17. Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi’nin tamir işi için sarf edilen paranın
ödenmesi için 18 Za 1320 tarihli yazılan belge(2), Osmanlı Arşivi.
Fotoğraf 18. Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi kapısındaki onarım kitabesi (Aslan, 2011).
Haziran 1897) tarihindeki tamirinden söz edilmektedir
(Fotoğraf 9-10). Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi’nin 1894 İstanbul depreminde de zarar gördüğünü, BEO fon kodlu 73415
gömlek numaralı Hicri 17 Safer 1315 (Miladi 18 Temmuz
1897) tarihli evraktaki “depremde zarar gören mahallerinin
otuz iki bin küsur kuruşla geçici tamir edilmesi” ibaresinden anlaşılmaktadır (Fotoğraf 11-12).
Mektebin ana giriş kapısı üzerinde Hicri 1319 (Miladi
1901) tarihli Şerif Paşazade’nin kızı Fitnat Saadet Hanım tarafından yaptırılmış bir onarım kitabesi yer almaktadır. Maarif Nezareti Evrakı MF.MKT. fon kodlu, 46 gömlek numaralı,
Hicri 21 Muharrem 1320 (Miladi 30 Nisan 1902) belgede ise,
tamir sonrasında muallimlerinin seçildiği bildirilen mektep
hakkında gereğinin yapılması istenmektedir (Fotoğraf 1314-15). Bâb-ı Âlî Evrak Odası (BEO.) fon kodundaki 150068
gömlek numaralı Hicri 18 Zilkade (Za) 1320 (Miladi 16 Şubat 1903) tarihli kaydında bu tamir işi için sarf edilen paranın
ödenmesinden bahsedilmektedir (Fotoğraf 16-17).
Üstün Yıldırım’ın Türk Kütüphaneciler Derneği Bülteni
Ocak - Mart 1970 Haberler başlıklı yazısına göre, Vakıflar’a
ait Aksaray Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi’nde faaliyete geçen
Çocuk Kütüphanesi, 26 Aralık 1969 tarihinde Vali Vefa
Poyraz tarafından hizmete açılmıştır.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Fatih Camileri ve Diğer Tarihi Eserler adlı eserinde, 1973 yılında vakıflardan tahsisli
olarak alınan mektebin çocuk ve yetişkinler bölümleri halinde hizmet verdiği anlatılmıştır. O dönemde kütüphanenin 9000 adet kitabı ve 8500 adet okuyucusu bulunmaktadır. Kütüphane bu dönemde pazar – pazartesi hariç, her gün
saat 08:30 – 17:00 arasında okuyuculara açıktır.
72
restorasy n
Çizim 2. Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi’ni oluşturan mekanlar; plan, kesitleri
(Aslan, 2013)
Z01-Z02. Dükkanlar, 101. Giriş Holü, 102. Seminer Salonu, 103. Mutfak, 104.
Tuvalet, 105. Yönetim K. Sal., 106. Hazire, 107. Ofis ile numaralandırılmıştır.
Kültür Bakanlığı Kütüphaneler Genel Müdürlüğü tarafından 18 Eylül 2002 tarihinde İstanbul Valiliği İl Kültür
Müdürlüğü’ne gönderilen yazıda, Çocuk Kütüphanesi’nin
kapatılarak Fatih Edirnekapı İlçe Halk Kütüphanesi’ne bağlanması istenmiştir. Daha sonra Sıbyan Mektebi’ni Reyhan
Kültür Vakfı 19.06.2009 tarih ve 1533 sayılı dilekçe ile eğitim, sağlık ve kültür hizmetlerinde kullanılmak üzere her
türlü bakım onarım ve restorasyonu üstlenerek tahsisi için
başvuruda bulunmuş ve Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün 19
Temmuz 2010 tarihinde 20 yıl süreyle restorasyon karşılığı
tahsisi uygun bulunarak sözleşme imzalanmıştır. Günümüzde yapı, Reyhan Kültür Vakfı tarafından kültürel amaçlı
olarak kullanılmaktadır.
4.2.Yusuf Paşa Sıbyan Mektebinin Mimari
Özellikleri
Yaklaşık 20,00x10,80 m boyutlarındaki 217,72 m²’lik
bir alana yayılan Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi iki katlı olarak
inşa edilmiştir. Eğimli bir arsa üzerinde yer alan mektebin
alt katında, girişin solunda tonozlu iki dükkân yapılmıştır.
Mektebin üst katı ise dört ana kütleden oluşmaktadır. Bunlar; seminer salonu, yönetim kurulu salonu, muhdes ofis
ile bunları birbirine bağlayan giriş holü üzerindeki ıslak
Gül Aslan, Prof. Dr. Kemal Kutgün Eyüpgiller
hacimlerdir. Ayrıca mektebin kuzeyinde, günümüzde teras
olarak kullanılan hazire bulunmaktadır (Çizim 2).
Haseki Caddesi üzerinde yer alan Z01 ve Z02 numaralı
her iki dükkân da (Çizim 2) dikdörtgen planlı olup, birer sivri
tonoza sahiptir. Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi’nin zemin katında
yaklaşık olarak kaldırım kotu ile aynı seviyedeki bu dükkânlar
günümüzde yemek salonu olarak kullanılmaktadır.
Mektebin ana girişi kuzey cephesindedir. Demir ana giriş
kapısının üzerinde onarım kitabesi yer almaktadır. Bu mermer kitabe iki sütun ve yedişer satırdan (toplam 14 satır) oluşarak, yapının tarihine ışık tutmaktadır (Fotoğraf 18).
Mektebin onarım tarihini veren kitabe şöyledir:
Hamdülillah şah-ı âlem hazret-i Abdülhamid
Şevket ömrü efzûn itsin Allah ü vahîd.
Saye-i şahanesinde bu cihan âsudedir
Baht ü taht ü saltanatda olsun ikbâli mezîd.
Adlinin âsârıdır bu mülkünün ma‘mûru hem
Nice câmi ve mekteb oldu âbâdı bedîd.
Mekteb-i Yusuf Paşa-yı Gazi vezir-i a’zâmın
Asr-ı âlîsinde inşâdı ve elvan-ı etfâle îd.
Oldu ahfâdı Şerif Paşa’nın bu duhteri
Sa‘yı-çün Fitnat Saadet Hanım’ın oldu reşid.
Ceddin âsârını ihyaya cür’et eyledi
Görmedi vicdanı anın ola mahv ü nâ-bedîd.
Harf-i cevher ile tezyin etdi alemi tarihin
Barekallah bu i‘mar hoş ve mektebdir cedid.
Sene 1319
Es-Seyyid Hamdi.
Seyyid Hamdi imzalı kitabenin günümüz Türkçesi ile
sadeleştirilmiş hali aşağıdadır:
Allah’a hamd olsun âlemin padişahı olan Abdülhamid Han’ın,
Cenab-ı Hak şevketini ve ömrünü artırsın.
Onun sayesinde bu cihan rahat ve huzurludur
O padişahın baht, taht ve saltanatta talihi uzun olsun.
Onun bu mülkünün mamurluğu, hep adaletinin eserleridir
Nice cami ve mektebin mamurluğu böylece ortaya çıktı.
Gazi Yusuf Paşa isimli veziriazamın yaptırdığı bu mektebin
Onun yüce asrında yapılması çocuklar için bir bayram olmuştu.
Torunlarından Şerif Paşa’nın kızı
Fitnat Saadet Hanım gayret ederek.
Ceddinin eserini ihya etmeye cesaret gösterdi
Bu eserin yok olup gözden kaybolmasını vicdanı uygun görmedi.
Mücevher harfle tarihini söyleyerek âlemi süsledi
Mübarek olsun bu güzel ve mamur yeni bir mekteptir.
Sene 1319 (Miladi 1901)
Es-Seyyid Hamdi.
Kitabe içerisinde adı geçen Şerif Paşazâde, III. Selim
devri (1789-1807) vezirlerinden Şerif Mehmet Paşa’nın
oğludur, yüksek makamlardaki devlet adamlarından Nurî
Bey, Gürcü Yusuf Paşa’nın oğlu olarak bunlarla akrabalığı
vardır (Süreyya,1965).
Fotoğraf 19. Seminer salonu sobası (VGMA, 1994).
Haseki Caddesi üzerinden muhdes bir demir kapıdan
geçilerek, mektebin üst kotuna 16 adet mozaik basamakla
çıkılır. Basamaklar çıkıldıktan sonra ahşap, çift kanatlı bir
kapıya ulaşılır. Mektebin giriş holüne açılan bu kapı, camlı
olup, giriş holünde hava sirkülâsyonu yaratmak için üzerinde bir menfez düzenlenmiştir. Giriş holü (101) mektebin ana kütlelerini birbirine bağlamaktadır. Holün doğu
cephesinden seminer salonuna, güney cephesinden mutfak
ve tuvalet bölümlerine, batı cephesinden yönetim kurulu
salonuna, kuzey cephesinden ise teras, ofis ile giriş merdivenlerine geçiş vardır. Pasalı ahşap tavan kaplamasına sahip
giriş holü, güney duvarında yer alan bir alüminyum panel
radyatör ile ısıtılmaktadır.
Mektebin en geniş mekânı olan seminer salonu (102)
dörtgen planlı olup, iç duvarlarında nişler yer almaktadır
(Çizim 2). Nişlerin üzeri kemerlidir ve bu nişler günümüzde ahşap raflar ile bölünerek, kitap rafları olarak kullanılmaktadır (Fotoğraf 26). Nişler içerisinde ocak nişi olabilecek herhangi bir ize rastlanmamıştır. Üç duvarında da pencerelerin yer aldığı seminer salonu, girişin sağlandığı batı
duvarında ahşap çift kanatlı kapısının yanındaki pencereler
ile mektebe giriş basamaklarına bakış sağlamaktadır. Tüm
pencereler kemerli bir pencere boşluğu içinde yer almakta
ve ahşap çift kanatlı olup üzerlerinde vasistas pencereleri bulunmaktadır. Tüm pencere boşluklarının genişlikleri,
dış cepheye doğru daralmakta ve tüm pencerelerin altında
alüminyum panel radyatörleri yer almaktadır. Seminer salonunun doğu cephesinde, çocuk kitaplığı olarak kullanıldığı dönemlerden kalma soba bacası çıkışı menfez kapağı ile
kapatılmıştır (Fotoğraf 19). Pasalı ahşap tavan kaplaması ile
örtülü olup, ahşap çıtalı bir silmesi vardır.
Günümüzde mutfak olarak kullanılan mekân (103)
dörtgen planlı olup, içerisinde dökme betondan yapılmış
mermer bir tezgâh konumlandırılmıştır. İçerisinde lavabosu olan bu tezgâhın altında ve üstünde ahşap kapaklı
dolaplar yer almaktadır. Mutfağın girişinde sağda yer
alan niş içerisinde günümüzde ocak konumlandırılmıştır. Mutfak tavanı üzeri boyanmış sıvalı bir tavandır. Giriş holünün güney cephesi yönünde yer alan tuvaletlerin
restorasy n
73
Vakıf Restorasyon Yıllığı | Yıl: 2014 | Sayı: 8 | Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi
Fotoğraf 21.Yusuf Paşa Halk Kütüphanesi giriş cephesi onarım kitabesi (İstanbul
IV Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü
Arşivi, 1991).
Fotoğraf 20.Fevzi Ağa’nın şahide taşı ön ve yan görünüşü (Aslan, 2013).
HÜVELBAKİ
bulunduğu hacim (104) içerisinde iki tuvalet kabini ile bir
lavabonun yer aldığı holü mevcuttur. Bu hacmin havalandırılması, mektebin güney cephesine açılan bir pencere ile
sağlanmaktadır.
Sahibül hayrat
Sıbyan mektebinin ikinci büyük mekânı olan Yönetim
Kurulu Salonu’na (105) giriş holünün doğu cephesinden geçilir (Çizim 2). Dörtgen planlı bu salonun kuzey cephesinde
iki, batı cephesinde iki olmak üzere toplam dört pencere ile
güney cephesinde bir niş yer almaktadır (Fotoğraf 27). Bu
özgün pecerelerin hazireye bakan yüzlerinde demir parmaklıklar yer almaktadır. Batı cephesindeki pencerelerin
hastaneye bakan dış yüzlerinde mızrak uçlu demir parmaklıklar yer almaktadır. Salonun tavani lambri ahşap kaplama
ile kaplıdır.
Mektebe sonradan eklendiği anlaşılan ofis binası (107)
dörtgen planlı olup üç cephesinde birer pencere ile bir cephesinde holden giriş sağlayan ahşap kapı yer almaktadır. Ahşap
tavan kaplamasına sahip ofisin kuzey duvarı ile hazireye bakan duvarı arasındaki köşede asma baca yer almaktadır.
74
Merhum ve mafur veh
Sadrazam Gazi Yusuf Paşa nin
Ruhu içün
El-Fatiha
Sene Hicri 1126
Tamir 1226
Günümüz Türkçesi ile sadeleştirilmiş hali aşağıdaki
gibidir:
Baki olan Allahü Teâlâ’dır. Bu hayratın sahibi merhum ve
mağfur (Allah’ın gufranına mazhar olmuş) Sadrazam Gazi
Yusuf Paşa’nın ruhu için fatiha.
Mektebin haziresi içerisinde yer alan ikinci şahide taşı
da Fevzi Ağa’ya aittir (Fotoğraf 20). Sicill-î Osmanî’ye göre
Fevzî Ağa yükselip kapıcıbaşı ve başbaki kulu olmuştur.
Hicri 1194’te (Miladi 1780) Erzurum’da Mikdad Paşa ve İbrahim Paşa’nın mallarına hiyâneti ortaya çıkınca cezalandırılmıştır (Süreyya, 1996). Şahidetaşının üzerindeki Osmanlıca metni Türkçeye çevrilmiştir:
Mektebin kuzeybatısında kalan hazirenin günümüzde
teras olarak kullanılan bölümü (106), muhdes bir duvar ile
içerisindeki mezarların olduğu bölümden ayrılmıştır. İçerisinde iki şahide taşının yer aldığı bölüm, mektebin kuzeyinde kalan yola 3 demir lokma parmaklıklı pencere ile açılmaktadır. Ayrıca terasın kuzey cephesinden şahide taşlarına
ulaşılmayı sağlayan küçük bir kapı mevcuttur. Yusuf Paşa
Sıbyan Mektebi’nin kuzey cephesinde dikdörtgen pencereleri demir lokma parmaklık ile donatılmış hazire duvarının
arkasında konumlanmış Yusuf Paşa ve Fevzi Ağa’ya ait her
iki mermer şahide taşının üzerinde Osmanlıca metinler yer
almaktadır.
(HUVEL HAYYÜL KAYYÜM)
Hazire duvarının merkezinde taçlı yuvarlak kemerli
pencere arkasında görülebilen Yusuf Paşa’nın şahide taşının (Fotoğraf 6) üzerindeki Osmanlıca metin Türkçe’ye
çevrilmiştir:
Dediler bareke huuuu rahmeti gufran oldu..
restorasy n
Kim hayf Fevzi ağa Hak ile yekzan oldu
Nuuş edib cam-u kaza zehrini bi-can oldu.
Bir zaman kapıcı başılık ile kâmil olup
Der-i devlette nice mensubete şayan oldu.
Sıyrınup ve şimdi cihandan bekaya can atup
Ruhu rıdvana heman Şem’i şebistan oldu.
Çeşmi paki hamr, cildi şatayan eyleyüb
Buy-ı cana erişip hâsılı canan oldu.
Terki can eyler nuuş eyledi kesbi a’da
Hemişe bezmi anın kevseri gulaman oldu.
Sırrı maktuunu kim dide-i ibretle gören
Ol firakat haberini kuuş-ı ehibba alacak
Dil ehibba zarkında perişan oldu.
Merdum dide-i erbab-ı nazar eşk döküp
Gül Aslan, Prof. Dr. Kemal Kutgün Eyüpgiller
Fotoğraf 22.Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi kuzey cephesi, Haseki’den bakış (Aslan, 2013)
Çizim 3. Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi rölöve çalışması D-D kesiti (Aslan, 2013).
Fotoğraf 23. Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi (Alman Arkeoloji Enstitüsü, 1960’lar).
Ayrılarak geride bıraktığın kabri görenler
Fotoğraf 24. Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi kuzey cephesi, Aksaray’dan bakış
(Aslan, 2013).
Nemr eşkilde gönül öldü viran oldu.
Mergad senin firakını görenler tabiyyan
Yaad edip rahmetle cümlesini hayran oldu.
Ki gelip tarihle hevanı bade’l-Dua
Ne güzel mertebe kim hakka ihsan oldu
Fl 17 L sene 1194.
Günümüz Türkçesi ile sadeleştirilmiş hali aşağıdaki
gibidir:
Yazık ki Fevzi Ağa toprak ile beraber oldu yani vefat etti.
Kaza kadehinin zehrini içip cansız oldu.
Bir zaman kapıcıbaşılık yaparak
Devlet kapısında nice makam ve mevkie layık bulunarak tayin edilmişti.
Cihandan ayrılarak şimdi bakiliğe can attı,
Razı olunmuş ruhu şu anda gece mumu oldu.
Temiz gözü
Can kokusuna erişip canan oldu.
Canını terk ederek düşmanla savaştı.
Daima onun meclisi Kevser havuzu ve cennet uşakları oldu.
İbret gözüyle onun kesik başını görenler,
Allah’ın rahmet ve gufranının huzuruna erişti dediler.
O ayrılık haberi dostlarının kulağına erişince,
Onların kalpleri de bu haberden perişan oldu.
Nazar erbabının gözleri yaş döküp
Gönülleri öldü viran oldu.
Seni rahmetle yâd edip cümlesi şaşkınlık içinde kaldı.
Duadan sonra senin tarihin şu şekilde düştü:
Ne güzel bir rütbe bu ki Allah’tan bir ihsan oldu.
Miladi 16 Ekim 1780.
Günümüzde hazirenin teras olarak kullanılan bölümü
ile kuzey cephesindeki demir lokma parmaklıklı hazire
pencerelerinin zemin kotu arasındaki kot farkından da terasın zamanla doldurulduğu anlaşılmaktadır (Çizim 3).
Mektebin güney cephesi tamamen üzeri boyalı sıvalı
bir cephe iken, Seminer Salonu’nun kuzey cephesine bakan
duvarında taş duvar örgüsü görülmektedir. Yönetim Kurulu
Salonu’nun kuzey cephesine bakan duvarı sıvanmadan boyandığı için, bu duvara da dikkatle bakıldığında moloz taş
duvar örgüsü fark edilebilmektedir (Fotoğraf 22). Ayrıca bu
cephenin üzeri boyanmadan önceki hali Alman Arkeoloji
Enstitüsü Kütüphanesi’nde yapılan araştırma sonucu elde
edilen 1960’lı yıllara ait fotoğraftan incelenebilmektedir (Fotoğraf 23). Mektebin batı cephesinde yönetim kurulu salonu
ile ofisin cepheleri sıvalı olarak, hazirenin yan duvarı ise moloz taş örgülü olarak görülmektedir. Doğu cephesinde pencere hizasına kadar, kuzey cephesinin devamı olarak kirpi saçak
ile üç sıra taş ve iki sıra tuğladan oluşan almaşık duvar örgüsü
görülebilmektedir. Ancak cephenin geri kalanı çimento esaslı
sıva ile sıvanıp üzeri boyanmıştır (Fotoğraf 24).
İstanbul’da yapılmış sıbyan mekteplerinin günümüze
ulaşanların çoğunluğu taşıyıcı sistemi kargir olup, yonutaşı ve tuğla almaşık olarak kullanılmıştır. Ahşap binaların
restorasy n
75
Vakıf Restorasyon Yıllığı | Yıl: 2014 | Sayı: 8 | Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi
Fotoğraf 25. Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi çatısı (Aslan, 2012).
Fotoğraf 26. Seminer salonu iç mekânı kuzeybatı köşesinden görünümü (Aslan, 2011).
Fotoğraf 27. Yönetim kurulu salonu güneybatı köşesinden bakış (Aslan, 2011).
Fotoğraf 28. Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi (1970’ler).
hemem hemen tamamı gerek yangınlardan gerekse zamanla bakımsızlıktan yok olmuştur. Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi
de kargir bir yapıdır. Yapıda kullanılan taşın cinsi küfeki
taşı, tuğlalar ise harman tuğlasıdır. Yapının deprem sonrası
Fotoğraf 29. Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi (A.H.Bülbül Arşivi, 1955).
1901 yılı genel onarımında iki sıra tuğla hatıl ve üç sıra kes-
kurgusu büyük ölçüde korunmuştur. Ayrıca 1950 ve 70’li
yıllara ait fotoğraflardan mektebin o dönemki yapısı, çevresiyle ilişkisi ve onarımları hakkında bilgiler edinilebilmektedir (Fotoğraf 28-29).
me taş örgü tekniği kullanılmıştır. Yapıyı oluşturan yönetim
kurulu salonu bölümü de aynı teknikle yapılmış fakat burada kesme taş yerine kaba yonutaşı kullanılmıştır. Güney
cephesi ile batı ve doğu cephesinin bir bölümünde çimento
esaslı harçlı sıva yapılmıştır.
Mektebin çatısında makaslar üzerine ahşap kiremit altı
kaplaması ve su yalıtımı yapılmıştır. Marsilya tipi kiremit ile
örtülmüştür (Fotoğraf 25). Seminer salonunun dereleri gizli
dere olarak düzenlenmiş ve su yalıtımı yapılmıştır. Ofis katı,
yönetim kurulu ve ara bölüm yine marsilya tipi kiremit ile
örtülmüş, seminer salonundan farklı olarak saçak çıkması
yapılarak kutu kesitli PVC derelerle tamamlanmıştır.
Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi, inşa edildiği dönemden bu
yana eğitim dışında bir işlevle kullanılmadığından, mekân
76
restorasy n
5. SONUÇ
Sıbyan mektepleri; İstanbul’un fethinden (1453),
Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun yürürlüğe girişine (1924) kadar hizmet veren ilk okuma ve temel din eğitim okullarıdır.
Camilerle, medreselerle, sebil ve çeşmelerle, kütüphanelerle
ve hazirelerle birlikte, başta padişahlar olmak üzere her sınıf
halk tarafından vakıf sistemi çerçevesinde sıbyan mektepleri yaptırılarak çocukların okutulması amaçlanmıştır.
Toplumsal değişmelerden etkilenen, buna bağlı özellikler gösteren sıbyan mektepleri, zamanın ve şartların
Gül Aslan, Prof. Dr. Kemal Kutgün Eyüpgiller
etkisiyle farklılaşarak varlıklarını sürdürmüşlerdir. Haseki
Kızılay yapıları gibi, mümkün olan en kısa sürede uzman ki-
Bölgesi’ndeki Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi de günümüze ulaş-
şilerin doğru müdahaleleri ile onarılmalıdır. Geçmişten izler
mış örneklerden biridir.
sunan, kentsel belleğimize değer katan tüm tarihi eserlerimiz
Mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait olmakla bir-
gibi Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi’nin de korunması ve yaşatıl-
likte, restore edilmek üzere Reyhan Kültür Vakfı’na kiralanan
ması hususlarına önem verilerek, gerekli çalışmalar duyarlı bir
Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi; mektep ile aynı parselde bulunan
şekilde yapılmalıdır.
Kaynakça
Aksoy, Ö. 1968
Osmanlı Devri İstanbul Sıbyan Mektepleri Üzerine Bir İnceleme. İ.T.Ü. Mimarlık Fakültesi Doktora
Tezi, İsmail Akgün Matbaası, İstanbul.
Akyüz, Y. 2005
Türk Eğitim Tarihi (MÖ. 1000 - MS. 2004). Pegem A. Yayıncılık, 9. Baskı, Ankara.
Akyüz, Y. 2009
Tanzimattan Cumhuriyete Okullarda Yazı Öğretimine Bir Bakış. Osmanlı Tarihi Araştırma ve
Uygulama Merkezi Dergisi, sayı 26, Sf. 1-29, Ankara.
Alman Arkeoloji Enstitüsü Kütüphanesi Arşivi
Aslan, G. 2013
İstanbul Sıbyan Mektepleri İçin Bir Katalog Denemesi ve Yusuf Paşa Sıbyan Mektebi Restorasyon
Projesi. İ.T.Ü. Mimarlık Fakültesi Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.
Ayverdi, E. H. 1953
Fatih Devri Mimarisi 855-886 (1451-1458), İstanbul Fethi Derneği Neşriyatı. İstanbul.
Başbakanlık Osmanlı Arşivleri
Birinci, A. ve Kara, İ. 2005
Bir Eğitim Tasavvuru Olarak Mahalle / Sıbyan Mektepleri. Dergah Yayınları, İstanbul.
Bozdemir, İ. 1991
Osmanlı Sıbyan Mekteplerinde Eğitim ve Öğretim Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
İslam Medeniyeti ve Sosyal Bilimler Bölümü Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.
Bulut, N. 2010
Yusuf Paşa Çeşmesi. Fatih’in Kayıp Çeşmeleri-I İstanbul Büyükşehir Belediyesi Koruma Uygulama
ve Denetim Müdürlüğü (KUDEB), Sf.121, Beyaz Düş Matbaacılık, İstanbul.
Çınar, S. 2003
İstanbul’un Semtleri Haseki. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yayınları, İstanbul.
Dağdelen, İ. 2008
Alman Mavileri 1913-1914 C:II İstanbul Haritaları. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yayınları,
İstanbul.
Demir, A. H. 1991
Fatih Camileri ve Diğer Tarihi Eserler. Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul.
Eyice, S. (1977
Mektepler – Sıbyan Mektepleri. İslam Ansiklopedisi C.5.II, s.1214/107- 1214/114. Milli Eğitim
Bakanlğı Yayını, İstanbul.
Eyice, S. 1993
Tarih İçinde İstanbul ve Şehrin Gelişmesi. Yazı, Tarih Kurumu Atatürk Yıllık Konferanslarının 9
Mayıs 1975 tarihinde yapılan XIII. dizisinde verilen konferansın genişletilmiş metnidir. (Sf.89, 127).
İnci, Ş. 2007
Manisa’da Osmanlı Dönemi Sıbyan Mektepleri. Selçuk Üniversitesi Mimarlık Anabilim Dalı, Konya.
İstanbul Arkeoloji Müzeleri Encümen Arşivi
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Harita Müdürlüğü Arşivi ile Şehir Rehberi.
İstanbul IV Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü Arşivi.
İstanbul Vakıflar Bölge Müdürlüğü Arşivi.
Pervititch J. 2001
Sigorta Haritalarında İstanbul, Çev. Z.Kılıç, Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı.
Süreyya, M. 1996
Sicill-i Osmanî, Osmanlı Ünlüleri. C.1-8. Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul.
Tanışık, İ. H. 1943
İstanbul Çeşmeleri. Maarif Matbaası, İstanbul.
Uzunçarşılı, İ. H. 1983
Yusuf Paşa (Gürcü). Osmanlı Tarihi XVIII. Asırdaki Osmanlı Vezir-i Azamları, C.IV, Sf. 295-296,
Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara.
Ünsal, B. 1967
İstanbul’un İmarı ve Eski Eser Kaybı. Türk Sanat Tarihi Araştırmaları ve İncelemeleri, İstanbul.
Yıldırım, Ü. 1970
Haberler: İstanbul’da Yeni Açılan Çocuk Kütüphaneleri. Türk Kütüphaneciler Derneği Bülteni, C.19,
sayı 1, İstanbul.
Yılmaz, Ş. 2009
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Sıbyan Mekteplerinde Yenilik ve Gelişmeler. Selçuk Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü İlköğretim Anabilim Dalı Sınıf Öğretmenliği Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi,
Konya.
restorasy n
77