Güvenlik, Güven, Güleryüz
Transkript
Güvenlik, Güven, Güleryüz
ISSN: 2148-4619 Sayı: 4 ∆ Haziran 2014 Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri'nin Kurumsal Yayınıdır Alarm sistemleri tatil boyunca evinizi “boş” bırakmıyor Önce bedenimiz konuşuyor Metrocity Millenium Blokları’na Tepe Savunma ve Güvenlik’ten “3G” formülü: Güvenlik, Güven, Güleryüz İçindekiler Odak Site ve rezidans güvenliği............................................................2 Söz Müşterinin Millenium Blokları’nda “3G” formülü: Güvenlik, güven ve mutlaka güleryüz........................................................8 Güvenlik Penceresi Dünya Kupası’na özel güvenlik takviyesi........................14 2 Tepe'den Tatile giderken evinizi “boş” bırakmayın.........................16 Zaman Yolcusu 8 Manyetik kart sistemleri............................................................18 Tepe'den Haberler 2013’ün en başarılı AVM’si Bilkent Center....................21 Vaka Analizi Doğal afetler de, yangın da güvenliğe engel değil...................................................................22 Gelişim Zamanı Dikkat, önce bedenimiz konuşuyor...................................24 Gezgin Suyun altı Bodrum........................................................................28 Güvenli Adrenalin Mavi derinliklere güvenle dalın..............................................30 Sokaktan Manzaralar Yaşadığınız sitede kendinizi güvende hissediyor musunuz?.................................................................32 TEPE’den Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri San. A.Ş. Yayın Organı Yayın türü: Yerel, süreli, üç aylık dergi, ISSN: 2148-4619 Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri Adına İmtiyaz Sahibi: Levent Güler Sorumlu Müdür: Sanem Subaşı Yayın Koordinatörü: Aylin Tarhan Kuru Editör: Melda Bağdatlı Grafik Tasarım: Kadir Kaymakçı Fotoğraflar: Celal Kenç Kapak Fotoğrafı: Metrocity Life Arşivi Katkıda Bulunanlar: Ahmet Olgun, Ayşe Başçı Yazışma Adresi: Mustafa Kemal Mah. Dumlupınar Bulvarı Tepe Prime No. 266/C-17-24, Ankara Tel: 0 312 248 80 00, Faks: 0 312 248 80 49 Web: www.tepesavunma.com.tr Yapım: Konak Medya Yıldız Posta Cad. Akın Sitesi 3. Blok No: 10 K: 5 D: 54 Gayrettepe İstanbul Tel: 0 212 216 97 00 www.konakmedya.com Renk Ayrımı ve Baskı: Portakal Basım Matbaacılık San. Tic. A.Ş Huzur Mah. Tomurcuk Sok. No: 5/1 4. Levent Seyrantepe-İstanbul Tel: 0 212 332 28 01 Faks: 0 212 332 02 80 16 editörden 18 Değerli dostlarımız, Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri’nin kurumsal yayını TEPE’den dergisinin dördüncü sayısıyla sizlerle birlikteyiz. Bu sayımızın “Odak” konusu, Türkiye’de son yıllarda sayıları giderek artan güvenlikli siteler ve “rezidans” olarak da tabir edilen kule konutların güvenlik sistemleri üzerine. 22 24 Güvenlikli siteler, sundukları profesyonel güvenlik çözümleri ile, kalabalık ve ne yazık ki çoğu zaman korunaksız şehir yaşamından uzaklaşmak isteyenlerin huzur ve güvenlik arayışına fazlasıyla cevap veriyor. Farklı illerimizde yer alan, sorumluluk alanımız dahilindeki güvenlikli site ve kule konutlarda hizmet sunan Tepe Savunma ve Güvenlik ekibi, özel hassasiyetlerimiz çerçevesinde hareket ederek, insanlara huzurlu ve güvenli bir yaşam sunuyor. Site güvenliği konusunda hizmet verdiğimiz değerli müşterimiz Metrocity Millenium Blokları, bu çerçevede yeni sayımızın konuğu oldu; Tepe Savunma ve Güvenlik’in uzman kadrosu ile oluşturdukları güvenlik önlemlerini, TEPE’den dergisi okurları ile paylaştılar. Vaka Analizi sayfalarında ise, site güvenliğini sağlarken karşılaştığımız iki olayı sizler için inceledik. “Tepe’den” bölümümüzün bu sayıdaki konuğu Tepe Alarm Sistemleri. Her tür acil durum için özel çözümler sunan Tepe Alarm Sistemleri’nin hayatınıza katacağı kolaylıkları sizler için bu sayfamızda derledik. Tepe Savunma ve Güvenlik eğitmenlerinden Kişisel Gelişim Danışmanı Meltem Ayvacıoğlu, TEPE’den okurlarına beden dilini ve iletişimdeki önemini anlattı. Profesyonel bir eğitim sonrası keyifle yapacağınız dalış sporu ve en güzel dalış noktalarını barındıran Bodrum da, bu sayımızın konuları arasında yerini aldı. Beğeniyle okuyacağınızı umuyoruz. Keyifli bir yaz geçirmeniz dileğiyle… 28 30 Tepe Savunma ve Güvenlik Sis. San. A.Ş. 1 Odak Site ve rezidans güvenliği İnsanların şehrin karmaşasından uzak, güvenle yaşayabileceği mekânlar olarak tercih ettiği güvenlikli site ve rezidansların birinci hedefi, vaat ettiği korunaklı ve güvenli yaşamı sakinlerine sunabilmek. Bu noktada tecrübeli güvenlik personeliyle oluşturulan profesyonel güvenlik sistemleri devreye giriyor ve yaşamı her yönüyle güvenli kılıyor. 2 Haziran 2014 Türkiye’de, 1990’lardan itibaren çoğalma eğilimine giren dışa kapalı güvenlikli siteler, 2000’li yıllardan itibaren özel ve güvenlikli konumlarını “rezidans” olarak da tanımlanan kule konutlarla paylaşmaya başladı. Güvenlikli siteleri önce İstanbul’da gördük ve tanıdık. Çok geçmeden diğer şehirlerde de benzeri yapılanmalar birbirini izledi. Kapalı sitelerin ve rezidansların istisnasız hepsinin ortak noktasında “güvenlik” talebi yer alıyor. Bu talebi ve ihtiyacı sırasıyla otopark, yeşil alan ve spor alanları izliyor. Site ve rezidanslar da bu talepleri yerine getirerek, sakinlerine huzurlu ve güvenli bir yaşam sunuyor. Rezidans ve kapalı sitelerin karşı karşıya olduğu güvenlik riskleri arasında başta hırsızlık olmak üzere; sabotaj, ardından deprem, yangın gibi doğal afetler ile -ikâmet edenlerin toplumsal ve ekonomik statüleri göz önüne alındığındavandalizm ve terörist eylemler ön plana çıkıyor. 3 Odak Güvenlik uzmanları, rezidans ve kapalı site güvenliğinde öncelikle güvenlik konseptini ve planını oluşturmanın önemini vurguluyor. Güvenlik konsepti; ikâmet eden sakinlerin can ve mal güvenliğinin sağlanmasına yönelik fiziki ve elektronik tüm önlemlerin alınmasıyla başlıyor. Güvenlik planı; teknik birimler, bina yönetimi ve servis hizmetleri ile koordinasyon içinde yürütülerek, önleyici tedbirlerle bir arada ele alınarak uygulanıyor. Güvenlik tedbirleri uygulanırken, site sakinlerinin yaşam kalitesi ve konforunun olumsuz yönde etkilenmemesine özellikle dikkat ediliyor. Vaat edilen huzurun bozulmaması için de, güvenlik önlemlerinin site ve rezidans sakinlerine “hissettirilmeden” uygulanması özel bir planlama ve tecrübe gerektiriyor. Bu hassasiyetler göz önünde bulundurulduğunda, güvenlik personelinin öncelikle işin tanımına uygun yeterlilikte ve donanımda olması gerekiyor: Psikiyatrik bir hastalık veya kişilik bozukluğuna; alkol ve uyuşturucu bağımlılığına sahip olmamak. Özel güvenlik hizmetini yerine getirmesine engel teşkil edebilecek nörolojik rahatsızlığı olmamak. Gece körlüğü engeline ve özel güvenlik hizmeti yapmasına engel teşkil edebilecek işitme kaybına sahip olmamak. 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun’da belirtilen bu yeterliliklere sahip kişiler arasından seçilen güvenlik personeli, bağlı bulundukları güvenlik şirketinin eğitim kurumu ve özel ihtisas sahibi eğitmenler tarafından dönemsel planlı eğitimlere tabi tutuluyor. Site ve rezidansların yaşam alanlarında -lobi, otopark alanları ve sosyal 4 Haziran 2014 sahalarda- görev yapacak olan özel güvenlik görevlilerinin öncelikle askerlik hizmetini tamamlamış olması ve güvenlik kimlik kartı (silahlı-silahsız) sahibi olması gerekiyor. En az 1.75 boyunda (boykilo orantısına sahip) ve 32 yaşını aşmamış olması, iletişim yönünün kuvvetli ve diksiyonunun düzgün olması, müşteri memnuniyetini ön planda tutması da aranan diğer özellikler… Eğitimli ve tecrübeli personel Bu nedenle mülakatlarda, işe alım ve oryantasyon süreçlerinde öncelikle bu kriterler gözetiliyor. Böylece kişiler şehrin ve günün yoğunluğundan, yorgunluğundan kurtularak, yaşadıkları güvenlikli sitelere adım attıkları anda; tanıdık, güvenilir ve huzur buldukları bir ortama giriş yaptıklarını biliyor. Bu hissiyatı site sakinlerine ve ziyaretçilerine hissettiren de hiç kuşkusuz tecrübeli ve eğitimli güvenlik personeli oluyor. Güvenlik hissini tam olarak verebilmek için, personelin tüm site sakinlerini ve hatta yakınlarını tanıması büyük önem taşıyor. Güvenlik personelinden, sorumluluk alanlarında 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun’un 7. maddesinde belirtildiği şekilde, yetki ve sorumluluklarını bilmesi ve uygulaması bekleniyor. Bu kapsamda; ikâmet eden sakinler ve misafirleri hakkında üçüncü şahıslara herhangi bir bilgi aktarımı yapılmaması ve özel hayatın mahremiyetine koşulsuz riayet edilmesi öncelikli beklentilerden biri. Siteye gelen misafir, tedarikçi veya taşeronların (kurye vb) ziyaret talepleri için, mutlak surette sesli ve görüntülü teyid almak üzere daire sakinlerine ulaşılıyor. Aksi durumda yaşanabilecek sürprizler kesinlikle kabul edilmiyor ve hoş görülmüyor. Rezidans ve sitelerde güvenliği tehdit edebilecek kötü durum senaryolarına göre acil eylem planları oluşturuluyor. Birinci derecede hayati önem taşıyan altı acil durum senaryosu bulunuyor. Bunlar oluş sıklıklarına ve hayati risk potansiyellerine göre sıralanıyor: Deprem, yangın, hırsızlık, şüpheli paket, toplumsal gösteriler ve sabotaj. Güvenlikli site ve rezidansların avantajları ¬¬ Çok güvenli; çalışanların sık değişmemesine özen gösteriliyor. ¬¬ Çoğunda 24 saat hizmet veren teknik servis bulunuyor. ¬¬ Gürültü olmuyor; herhangi bir şikayette güvenlik elemanları daire sakinlerini uyarıyor. ¬¬ Çoğu rezidans ve sitede beyaz eşya ve dolaplar daireye ait. ¬¬ Su ve elektrik kesilmiyor. ¬¬ Otopark sorunu yok. ¬¬ Bina ve çevre temizliğine önem veriliyor. Tüm bu kötü durum senaryolarında en önemli husus; olay anında evlerinde bulunan sakinlerin ve misafirlerinin güvenli bir şekilde tahliyesi ve toplanma alanlarına intikal ettirilmesine yönelik tatbikatlar ve eğitimler… Teknik veya güvenlik personeli, servis elemanları da dahil olmak üzere çalışan tüm personelin, site ve rezidansın imkân ve kabiliyetlerini, fiziki özelliklerini tekrar edilen tatbikatlar ve eğitim uygulamalarıyla pekiştirmesi sağlanıyor. Bu eğitimlere daire sakinlerinin de iştirakleri isteniyor. Teknoloji desteği Düzenli aralıklarla güncellenen risk değerlendirme çalışmaları, bina ve site yönetimleriyle paylaşılıyor ve olası riskler ortadan kaldırılarak tehlikenin önüne geçilmesi sağlanıyor. Rezidans ve sitelerin güvenliğinde gelişen teknolojinin de rolü büyük. En güncel teknolojileri ve sistemleri kullanmayı tercih eden bu tür yerleşimlerde, yangın ve deprem erken uyarı sistemlerinin güncel olmasına ve sağlıklı işlemesine özel önem veriliyor. Sabit ve hareketli kameralar ile desteklenen ve “CCTV” olarak adlandırılan kapalı devre televizyon sistemi, güvenlik sisteminin olmazsa olmazları arasında yer alıyor. Daire panik butonları ile sesli ve görüntülü telefon sistemleri, kişilerin güvenlik ihtiyacı anında ilgili personelle bire bir iletişim kurabilmesini sağlıyor. Giriş ve çıkışlara özellikle önem veriliyor. Tercihe göre bazı site ve rezidanslar elektronik kartlı kapı geçişleriyle bu korumayı sağlıyor. Yine site sakinlerinin tercihine ve güvenlik konseptine göre, X-ray ve hassas kapı dedektörleri de girişlerdeki güvenliği sağlamakta kullanılabiliyor. Bazı site ve rezidansların otopark giriş ve çıkışlarında OGS sistemi ve plaka tanıma sistemleri de yer alabiliyor. Çoğu site ve rezidansta kullanılan elektronik devriye sistemleri ise, güvenlikten sorumlu personeli kontrol etme ve hareketlerini izleme amacıyla tercih ediliyor. Bilgisayar bağlantılı olan bu sistem, personelin belirlenen güvenlik noktalarını kontrol edip etmediğini, etmişse ne zaman ettiğini belirliyor ve alınan veriler “tur yazılımı” ile analiz edilerek raporlama işlemi gerçekleştiriliyor. Hiçbir unsurun şansa bırakılmaması, site ve rezidans güvenliğinin ana eksenini oluşturuyor. Tepe Savunma ve Güvenlik de aynı hassasiyetlerle yola çıkarak, sorumluluk alanı dahilindeki tüm güvenlikli site ve rezidanslarda, mekâna ve çevreye özel tasarladığı güvenlik sistemleri ve eğitimli personeliyle, insanların huzurlu ve güvenli yaşam vaatlerini yerine getiriyor. Bu kapsamda, güvenliğinden sorumlu olduğu Badur Boğaziçi Evleri, Hilpark İstinye Evleri, Mesa Kemerburgaz Evleri, Gürcü Kızı Konakları gibi projeler ve İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere çeşitli illerde yaklaşık 300 özel güvenlik personeliyle “güvenliği” şansa bırakmıyor. 5 Odak Tepe Servis ile profesyonel site ve rezidans yönetimi Tepe Servis, Türkiye’de sınırlı sayıda şirket tarafından sunulan “entegre tesis yönetimi” konusunda hizmet kalitesini en üst seviyeye taşımayı hedefliyor. Tepe Servis ve Yönetim A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Miktat Kuzhan, Tepe Servis’in hizmetleri ile ilgili sorularımızı cevapladı. Entegre tesis yönetimi konusunda hizmet veren Tepe Servis, hizmet içi eğitim, denetim mekanizması ve personel seçimindeki titizlikle hizmet kalitesini mükemmellik seviyesine ulaştırmayı hedefliyor. Yapı Metrogarden, Bağdat Center, Ağaoğlu Moontown, Obaköy’e hizmet veriyoruz. Tepe Servis hangi alanlarda hizmet sunuyor? Tepe Servis ve Yönetim A.Ş. olarak AVM, plaza ve ofisler, rezidans ve konut sitelerinde hizmet veriyoruz. AVM’lerde teknik servis, güvenlik, temizlik, bahçe bakımı, ilaçlama, otopark yönetimi, servis yönetimi, bütçeleri ile birlikte kiracı ve müşteri ilişkileri yönetimi hizmetlerimize dahil. Tüm alanlarda sağlanan konfor şartlarının sürekli aynı kalitede olmasını sağlıyoruz. Böylece AVM ziyaretçileri kendilerini güvende ve hijyenik bir ortamda hissedebiliyor. Ofis ve plazalarda verilen hizmetlerde daha çok kişiye özel hizmet anlayışı öne çıkıyor. Bunun nedeni, uzun süre aynı mekânda çalışan kişilerin konfor şartlarını en üst seviyede tutabilmek. Bu yüzden seçilen ekiplerin tecrübeli ve güleryüzlü olmasına dikkat ediyoruz. Alınan şikayetin türü ne olursa olsun anında müdahale ederek sorunları 6 Haziran 2014 Miktat Kuzhan gidermeye odaklanıyoruz. Tüm ekipman bakımları eksiksiz ve düzenli yapılıyor. Konut ve rezidanslara sunduğumuz hizmetlerde ise insan ilişkileri ön plana çıkıyor. Bahçe bakımı, temizlik ve güvenlik hizmetlerinde, personelimiz kendi evine özenircesine işine yaklaşıyor. İnsanlara, emniyetli ve hijyenik bir ortamda oldukları hissini yaşatıyoruz. Havuz ve spor alanlarının bakım ve kontrollerini düzenli olarak gerçekleştiriyoruz. Bu kapsamda; Tepe Nautilus AVM, Bilkent Center, Tepe Prime Avenue, Neva Konakları, Groupama Plaza, Karya Evleri, Sur Site ve rezidanslara özel hangi hizmetleri sunuyorsunuz? ¬¬ Yönetsel organizasyonların kurulması, organizasyon içindeki görev tanımlarının yapılması, ¬¬ İşletme adına bütçelerin ve yönetim plânlarının hazırlanması ve uygulanması, ¬¬ Teknik işletim, bakım, onarım, tadilat ve arızaların giderilmesi, ¬¬ İşletme demirbaşları ile ekipmanlarının periyodik takip ve kontrolleri, ¬¬ Temizlik ve personel yemeği hizmetlerinin verilmesi, ¬¬ Peyzaj hizmetleri altında çevre düzenlemelerinin ve bakımlarının yapılması veya desteklenmesi olarak hizmetlerimizi özetleyebiliriz. Sizi sektörde farklı kılan özellikleriniz nelerdir? İstikrarlı hizmet kalitesi ve müşteri memnuniyeti Tepe Servis’i ayrıcalıklı kılıyor. Maliyeti düşüren ve kaliteyi artıran çözümleri en iyi biçimde sunuyor olmamız da tercih edilme sebeplerimizin başında geliyor. Rönesans Neva Konakları Tepe’ye emanet Rönesans Neva Konakları, yüksek yaşam kalitesini ve konforu hedefleyen mimari detayları ve peyzaj düzenlemeleriyle seçkin bir proje olarak Ankara’nın çehresini değiştiriyor. 42 dönümlük arazi içine kurulu 12 blokta 90 daireden oluşan Neva Konakları, sakinlerine yalnızca ev konforu değil, 36 dönümlük ortak alana yerleştirilmiş koşu yolu, açık yüzme havuzu, sosyal tesis, çocuk oyun alanları, yürüyüş yolları, dinlenme alanları ve eşsiz peyzaj düzenlemesiyle sıradışı bir yaşam tarzı sunuyor. Neva Konakları 2009 yılından bu yana Tepe imzasını tercih ediyor; Tepe Savunma ve Güvenlik’in yanı sıra, Tepe Servis’in sunduğu tesis yönetimi hizmetlerinden de yararlanıyor. Tepe’nin 10 güvenlik personeli, 4 teknik, 1 site yönetimi personeli ve 7 temizlik çalışanı Rönesans Neva Konakları’na tercih ettiği Tepe hizmetini sunuyor. Park Oran Evleri Tepe’ye güveniyor Ankara’nın en gözde sitelerinden Park Oran; 31 katlı 12 blok ile 7 katlı 5 bloktan oluşuyor ve toplam 1832 konutu barındırıyor. Yüksek kalite standardına sahip Park Oran Evleri, site güvenliği ve yönetimi için Tepe’yi tercih eden projelerden. Tepe Savunma ve Güvenlik’in 35 personeli Park Oran sakinlerinin memnuniyeti için hizmet veriyor. Çam ormanlarının yanı başındaki Park Oran, sosyal alanlarıyla sakinlerine güvenlikli olduğu kadar sağlıklı ve keyifli bir yaşam da sunuyor. Karya Evleri’nde Tepe imzası 2010 yılından bu yana Tepe Savunma ve Güvenlik ile güvenli bir yaşamı tercih eden Karya Evleri, İzmir Çiğli’de yer alıyor. 300 daireli sitede 9 Tepe personeli görev yapıyor. İzmir’in gözde sitelerinden Karya Evleri; yüzme havuzu, spor sahaları, özenli bahçe peyzajı ile sakinlerine keyifli ve huzurlu bir yaşam sunuyor. 7 Söz Müşterinin Millenium Blokları’nda “3G” formülü: Güvenlik, güven ve mutlaka güleryüz Metrocity Millenium’un rezidans olarak hizmet veren ve 10 yıllık mazisi olan B ve C Blokları İstanbul ve Türkiye’nin ilk kule konutlarından. Millenium B Blok Yöneticisi Cengiz Miroğlu ve C Blok Proje Müdürü İsmail Bayındır ile kule konutların güvenliği ve Tepe Savunma ve Güvenlik’ten aldıkları güvenlik hizmetleri üzerine sohbet ettik. Kule tipi konutların ilk örneklerinden olan ve yoğun bir nüfusu barındıran Metrocity Millenium Blokları, güvenlik önlemlerine bu hassasiyeti gözeterek yaklaşıyor. Millenium Blokları ayrı yönetimlere sahip. Cengiz Miroğlu, 2009 yılından bu yana Metrocity Millenium B Blok’un yöneticiliğini sürdürüyor. 9 şiddetinde depreme dayanıklı olan B Blok’un ortak alanlarında yıllık ortalama 700 bin KWs elektrik enerjisi tüketiliyor. Isı pay ölçerli merkezi ısıtma ve sıcak su sistemine sahip olan, acil durum ve yangın asansörleri ile yangın otomasyon sistemleriyle donatılmış blokta yaklaşık 250 kişi ikâmet ediyor. 103 bağımsız daireden oluşan 10 yıllık kule konutta güvenlik personeli hariç 15 kişi çalışıyor. Güvenlik ekibi ise 6 kişiden oluşuyor ve hepsi de Tepe Savunma ve Güvenlik çalışanı. Cengiz Miroğlu, B Blok’un güvenlik stratejisini belirlerken öncelikle binanın “acil durum risk analizini” oluşturduklarının altını çiziyor: “Toplu yaşamın sürdüğü bu tip kule konutlarda mutlaka acil durum risk analizi yapılarak; bina ve bina sakinleri için meydana gelme olasılığına ve önemine göre riskler belirlenerek sıralanmalıdır. Bu risklerin bina sakinleri ve binanın altyapısına olası etkileri belirlenerek, mücadele yöntemleri planlanmalıdır. Biz de, hangi riskler daha ciddidir, hangileriyle binamızda daha sık karşılaşabiliriz sorularıyla yola çıktık. Bu doğrultuda belirlenen risklere göre, otomasyon sistemleri dahil bina altyapısında tüm önlemleri 8 Haziran 2014 alıyor ve belli aralıklarla analiz çalışmamızı güncelliyoruz. Olası tehlikelerin beklenen etkileri ve mücadele yöntemleri bağlamında, personelin eğitimi ve her acil durum için görev tanımlamaları yapılıyor. Bina sakinlerini tehlikelere karşı korur ve güvenliklerini sağlarken, aşırı -ve belki de gereksiz- güvenlik tedbirleriyle konforlarını ve yaşam kalitelerini olumsuz etkilememeye özen gösteriyoruz. Güvenlik personelimiz bu konularda da belirli aralıklarla eğitiliyor. Takdir edersiniz ki bir banka veya işyeri güvenlik görevlisinin davranışıyla bu tür kule konutlardaki güvenlik görevlilerinin davranışları farklı olmalıdır. İç denetimin yanında bina güvenlik sistemi ve güvenlik personelinin bağımsız denetim kuruluşları tarafından da denetlenmesine önem veriyoruz. Dolayısıyla binamızda üç ayrı denetim gerçekleşiyor. Kendi iç denetimimiz ağırlıklı olarak bina sakinlerinin bize verdiği bilgilerle oluşuyor; ki bu geri dönüşlere çok önem veriyoruz. Tepe Savunma ve Güvenlik de kendi bağımsız denetim firmasıyla bir denetim gerçekleştiriyor. Bir de, kendi denetim firmamız YKS’nin ‘drill’ (sızma) çalışmaları oluyor. YKS’den aynı zamanda danışma ve destek hizmeti alıyoruz. Kulemizin aktif yönetimini ise kendi oluşturduğumuz yönetim kurulumuzla gerçekleştiriyoruz. Özetle, böcek istilası dahil olmak üzere 22 acil durum riskinin belirlendiği, iyi düzenlenmiş bir risk analiz raporumuz var. Bu rapora göre, meydana gelme olasılığı ve olumsuz etkileri açısından en riskli olanlar sırasıyla; deprem, yangın, Cengiz Miroğlu hırsızlık, şüpheli paketler, toplumsal gösteriler ve bombalı sabotajlar… Deprem ve yangına karşı binamızın altyapı otomasyon sistemi güncel ve güvenlidir. Sakinlerimiz, her yıl tekrarladığımız acil durum eğitimi ve tahliye tatbikatlarına B Blok Yönetim Talimatnamesi’nin bağlayıcı hükümleri nedeniyle yüksek oranda katılıyor ve bu eğitimler en geç üç yılda bir tekrarlanıyor. Belki de Türkiye’de en yüksek katılımlı yangın eğitim ve tatbikatları binamızda yapılıyor. Bu eğitimler neden önemli… Çünkü istatistiklere göre yangınlar en çok mutfakta başlıyor. Dolayısıyla mutfakta çalışan kişilerin eğitilmesi lazım; kızgın yağa nasıl müdahale edilir, yangın tüpü nasıl kullanılır… Bir kadının, bir çocuğun kolaylıkla taşıyabileceği yangın tüplerini binamızda bulunduruyoruz. Bina sakinleri eğitimlerde yangına en kısa sürede müdahale etmeyi öğreniyorlar.” Millenium B Blok’un resepsiyon ve garaj alanlarında araç giriş-çıkışı dahil kontrolsüz yabancı girişi, 9 Söz Müşterinin hırsızlık ve şüpheli paket gibi risk faktörü taşıyan konularda, B Blok personeli de eğitimli. Kapalı devre televizyon sisteminde (CCTV) belli alanlar gerçek zamanlı izlenmek koşuluyla, binanın tüm ortak alan görüntüleri kaydediliyor. Bazı kayıtlar 4-5 ay, bazıları ise en az 1 buçuk ay saklanıyor. Tepe'ye yönlendirmeleri için teşekkür ediyoruz Miroğlu, garaj alanında Tepe Savunma ve Güvenlik tarafından saptanan 10 noktada, Tepe’nin Ankara merkezinden denetlenen “devriye tur kontrol sistemi”nin çok etkin bir şekilde uygulandığını belirtiyor. Bu sistem, güvenlik personelinin gecikme ve hatalarında operatörü sistem üzerinden arayarak teyit alabiliyor. Güvenlik görevlisi gerekli durumlarda panik butonuna basarak Ankara ile 24 saat irtibat kurabiliyor. Miroğlu, sistemi 1 buçuk yıldır uyguladıklarını ve çok memnun olduklarını söylüyor: “Sabit bir güvenlikle, örneğin benzin akıtan bir otomobil, patlayan boru gibi risk taşıyan bazı detayları yarım saat içinde görebilecekken, gezici güvenlikle hemen farkedebiliyorsunuz. Gezici güvenlik personeli konusunda bizi yönlendiren Tepe Savunma ve Güvenlik’e çok teşekkür ediyoruz.” Toplumsal gösteri ve olayların binaya verebileceği olası zarara karşı, Metrocity’nin yine Tepe Savunma ve Güvenlik elemanlarından oluşan özel güvenlik personeli 1 Mayıs’ta başarılı bir sınav vermiş. Polis müdahalesinden kaçarak AVM binasına sığınmak isteyen kişilere sakin olmalarını, koşmamalarını, döner ve kayar kapılara yüklenmemelerini öğütleyen güvenlik personeli, acil kapıları açmış. Sırt çantalı kişileri X-ray cihazından geçirmiş. Gaz atıldığında AVM ziyaretçilerinin etkilenmemesi için kapıları kapatmış. İlerleyen saatlerde de grubu ikna ederek, AVM’nin diğer taraftaki kapısından çıkışını sağlamış. Böylece kule konutlara da sıçrayabilecek olası bir riski ortadan kaldırmış. Özellikle bombalı sabotajlara karşı ana gayrimenkulün ve dolayısıyla binanın en etkin şekilde korunamadığına değinen Miroğlu’na göre sorun, esas olarak ana gayrimenkul yönetiminin yetersizliğinden kaynaklanıyor: “Sözünü ettiğim bombalı paket riski için en büyük potansiyeli kontrolsüz park oluşturuyor. Ancak bina yanlarına kontrolsüz parkı engelleyemiyoruz. Çünkü bloklardan veya mağazalardan gelen bu tür özel park yeri taleplerini reddedemiyorsunuz. Binamız ulaşımı kolay ve sansasyonel bir mevkide yer aldığı için, bu konu açıkçası beni korkutuyor.” Cengiz Miroğlu, B Blok Yönetim Kurulu’nun, Kat Malikleri Kurulu’ndan aldığı yetkiyle, güvenlik ve acil 10 Haziran 2014 durum risklerine karşı her türlü tedbiri derhal aldığını belirtiyor: “Gelişen teknoloji ve değişen yasal durumu yakından takip ediyoruz. Örneğin; binamız inşa edildikten sonra, 27.11.2007 tarihli ve 2007/12937 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Binaların Yangından Korunması Yönetmeliği’ne uyduk ve Türkiye’de ilk defa yönetmelik öncesi inşa edilmiş bir kule konut olan binamıza acil durum ve yangın asansörleri yaptırdık. Asansörler şu anda ruhsat aşamasında. Yanmaz malzemeden üretilen yangın asansörleri, dışarıdan müdahale edilemeyecek şekilde itfaiye erlerinin hiçbir risk almadan istediği kata çıkarak, gerekli müdahaleleri yapmasını ve aşağıya inebilmesini sağlıyor. Çünkü binamızda 75 yaş üstü, çeşitli hareket engelleri olan 19 kişi yaşıyor. Bu kişiler yangın durumunda yerlerinden kalkıp, yangın merdiveninden inemez. Acil durum senaryolarımızı bu kişilerin de güvenliğini sağlayacak şekilde hazırladık. Bu bir güven duygusu oluşturuyor ve insanlarımızın rahat uyumasını sağlıyor. Zaten güvenli olan yangın otomasyon sistemi ve bina elektrik donanımını yeniden güncelleyerek, ana gayrimenkulden bağımsız bir UPS sistemiyle daha da güvenilir kıldık. Özel güvenlik şirketimiz Tepe’nin merkezinden gelecek gerçek zamanlı kontrol edilen “bekçi devriye tur kontrol sistemi” ile garaj alanımız da daha güvenli hale getirildi.” Tepe personelinin devamlılığı güven veriyor Millenium B Blok ile Tepe Savunma ve Güvenlik, 2007’den bu yana birlikte çalışıyor. Miroğlu’na göre; “Senelerin verdiği birliktelikle karşılıklı anlayışla, haklı talepler yerine getiriliyor. Özellikle resepsiyon bölgesinde çalışan Tepe personelinin devamlılığı bina sakinlerine güven veriyor. Gelişen karşılıklı anlayış ve empatiyle B Blok sakinleri ve yönetimi güvenlik personelini kendi personeli; Tepe personeli de kendini B Blok personeli olarak görüyor. Çarşı ve C Blok’un da Tepe Savunma ve Güvenlik kontrolünde olmasının önemli avantajları var. Bu birliktelik ve yardımlaşma çok önemli. Ayrıca Tepe Savunma ve Güvenlik, kurumsal bir kimliği olan, çok ciddi, bilgisi ve deneyimi olan büyük bir kuruluş. Gerek ana gayrimenkulde, gerekse B Blok’ta güvenliğin tek sorumlu firma olan Tepe tarafından yapılması güvenliği daha etkin kıldı. İşyeri güvenliği ile konut güvenliği arasındaki farkı bilen ve bu hususta deneyimli olan Tepe Savunma ve Güvenlik personeli, B Blok sakinlerine güven veriyor. Tepe personelinin sadece sakinleri değil, binayı ve bina altyapısını tanımalarının da önemli avantaj olduğunu düşünüyorum.” Miroğlu, Tepe Savunma ve Güvenlik personelinin güleryüzlü, saygılı davranışının da birlikte çalışmayı tercih etmelerinde çok etkili bir faktör olduğunu düşünüyor: “Çünkü bina resepsiyonuna girdiğiniz anda evinizin salonuna adım atmış gibi oluyorsunuz. Tepe Savunma ve Güvenlik personeli bu hassasiyetler göz önüne alınarak gerekli eğitimlerden geçiyor. Bunun için devamlılığı olan Tepe personeli bizim için çok kıymetli. Konut güvenliğinde tecrübesini bildiğim Tepe’yi, bu istikrarlı güvenlik ve yönetim anlayışları devam ettiği müddetçe başka projelere de tavsiye ediyorum.” 11 Söz Müşterinin “Tepe, tüm güvenlik sorunlarımızı kurumsal niteliği ve tecrübesiyle kolayca çözüyor” Metrocity Millenium C Blok 2006 yılında oturuma geçmiş. Hepsi konut olarak kullanılan 103 dairede yaklaşık 300 kişi ikâmet ediyor. Tepe Savunma ve Güvenlik’in 4 güvenlik elemanı, Millenium C Blok resepsiyonunda ve otopark bölgesinde görev yapıyor. C Blok’un Proje Müdürü İsmail Bayındır 2007’den bu yana proje yönetiminden sorumlu. Alışveriş merkezi girişi sanarak yanlışlıkla bizim bloğumuza girenler oluyor. Bir de arkamızda alışveriş merkezinin mal kabul girişi var; araç trafiğinin yoğun olduğu bir bölge… Şu ana kadar herhangi bir olayla karşılaşmadık, ancak risk noktası olarak orayı görüyoruz her zaman. Dolayısıyla alışveriş merkezinin kontrolünün çok iyi olması gerekiyor. Alışveriş merkezinin önlem olarak söz konusu bölgedeki güvenlikçi sayısını artırması, riski azaltmak için yeterli olabilir.” İsmail Bayındır İsmail Bayındır, özellikle kule konutlar için planlanan güvenlik sisteminin kişilere herşeyden önce psikolojik açıdan rahatlık duygusu verdiğini belirtiyor: “5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun, bizler ve kolluk kuvvetleri arasında bir tampon oluşturarak, birçok açıdan kolaylık sağlıyor. Bu tür kule konutlarda öncelikle çözüm ortağımızla güvenlik meselesini nasıl çözeceğimize bakıyoruz.” 12 Haziran 2014 Bayındır’a göre, risk potansiyeli oluşturabilecek durumlar konusunda en dertli yerler giriş ve çıkış noktaları: “Tepe Savunma ve Güvenlik’ten aldığımız, zaaf noktalarımızı belirten raporu dikkate alarak; kapı ve yangın girişlerine özel acil çözümler ürettik. Otopark girişleri ve çıkışları için önlemlerimizi aldık. Girişte Tepe Savunma ve Güvenlik’in olması, bina sakinleri ve ziyaretçiler için psikolojik bir tampon vazifesi görüyor. Millenium C Blok’ta katlar, teras, otopark ve diğer ortak alanlarda toplam 65 noktada güvenlik kameraları yer alıyor. Bu kamera sistemi, C Blok Bina Yönetim Ofisi’nden ve resepsiyondan 24 saat boyunca gerçek zamanlı izleniyor. Bayındır, bu alanların güvenliğinden sorumlu Tepe Savunma ve Güvenlik personeli gerekli eğitimleri düzenli olarak aldığı için, içlerinin çok rahat olduğunu belirtiyor: “Riskli olabilecek alanlar ve durumlar için biz de bazı yönlendirmelerde bulunuyoruz. Mesela teras noktamızı Tepe Savunma ve Güvenlik ile birlikte biz de kontrol ediyoruz. Teknik bölgelerimiz için de aynı hassasiyet söz konusu. En çok otopark giriş çıkışlarımıza önem veriyoruz. Buraya bir bilgisayar sistemi kurduk. Güvenlik personeline ve kat maliklerine otopark bölgesi için erişim kartları çıkarttık. Bu kart girişte okutulduğunda bilgisayar devreye giriyor. Böylece kimin girip çıktığını kontrol ediyoruz. Kiracımız eğer binamızdan taşınıyorsa kartını iptal ediyoruz, bir daha o kartla giriş yapılması mümkün olamıyor. Otoparkımızda bir de vale sistemimiz var; araç giriş ve çıkışları aynı zamanda onların kontrolünde. Otoparktan asansöre geçiş de, bahsettiğimiz erişim kartıyla sağlanıyor.” Bayındır, C Blok’ta otoparktan katlara direkt çıkışı engelleyerek güvenlik riskini en aza indirdiklerinin altını çiziyor: “Otopark asansörüne girdiğinizde de erişim kartı devreye giriyor. Ardından resepsiyona geldiğinizde hemen güvenlik personeliyle karşılaşıyorsunuz. Bu da binamızın önemli bir özelliği.” İsmail Bayındır, Tepe Savunma ve Güvenlik’in önerisiyle C Blok’ta “devriye tur kontrol sistemi” uygulamasına başladıklarını ve Tepe’ye bu konuda çok müteşekkir olduklarını söylüyor: “Güvenlik personelimiz daha önceleri tek bir noktada sabitti, şimdi 15 dakikada bir etrafı turluyor. Bu şekilde daha rahat ettiğimizi söyleyebilirim.” Öncesinde Millenium Blokları’nın farklı bir güvenlik firması ile anlaşması bulunuyormuş. İsmail Bayındır, Metrocity Alışveriş Merkezi’nin Tepe Savunma ve Güvenlik ile çalışıyor olmasının ve memnuniyetinin, B Blok olarak da Tepe’yi tercih etmelerinde etkili olduğunu belirtiyor: “Hem güvenlik hem de organizasyon bütünlüğü açısından daha olumlu sonuç alacağımızı düşünerek, alışveriş merkezi ile birlikte B ve C Bloklarında, yani yapı kompleksinin tamamında Tepe Savunma ve Güvenlik ile çalışma kararını aldık. O dönemde kule konutlarda oturum henüz yeni başlıyordu ve güvenliğe dair bazı sıkıntılarımız oluyordu. Yönetim Kurulu ile çözümler ürettik ve Tepe Savunma ve Güvenlik ile çalışmaya karar verdik. Alışveriş merkeziyle bir koordinasyon içinde çalışıyoruz. Tepe’nin kurumsal niteliğinin güçlü olması bu tercihimizde büyük rol oynadı; çözüme pragmatik yaklaşıyor… Çünkü burada önemli olan sorunu hemen çözebilmek, meseleyi uzatırsanız olmaz. Bu tür kule konutların kat malikleri, özellikle güvenli bir ortamda oturacakları için böyle bir yeri tercih ediyor. Tepe, tüm güvenlik sorunlarımızı kurumsal niteliği ve tecrübesiyle kolayca çözüyor. Ayrıca bizi her konuda bilgilendiriyor. Herhangi bir sorunumuzda hemen ulaşabiliyoruz. Teçhizatları iyi… Eğitimler konusunda çok hassas. Yeni kanunlara ve mevzuata uyum konusunda bizi çok iyi yönlendiriyorlar. Biz çok memnunuz, herkese tavsiye ediyoruz ve referans veriyoruz. Sonuç olarak her şey düzgün işliyor. Sorduğumuz sorulara cevap alabiliyoruz. Gerekli durumlarda çağırdığımızda hemen buraya ulaşıyorlar. Personel seçiminde de bize alternatifler sunuyorlar. Memnun olmadığımız zaman eleman değişimi kolay oluyor. Gerçi gelen güvenlik elemanları çoğunlukla uzun vadede bizlerle çalışıyor. 25 yıllık yöneticilik geçmişime dayanarak şunu söylemeliyim ki, personelin aidiyet duygusunun yüksek olması çok önemli. Bence bütün sistemi ayakta tutan en hassas nokta da bu…” 13 Güvenlik Penceresi Dünya Kupası’na özel güvenlik takviyesi Brezilya’da 2013 yılının Haziran ayında otobüs ve metro bileti fiyatlarına yapılan zamma karşı başlayan protestolar giderek kitlesel bir harekete dönüştü. 1 milyondan fazla kişinin katıldığı protesto hareketi, yolsuzluklara ve 2014 Dünya Kupası ile 2016 Rio Olimpiyat Oyunları hazırlıklarına yüksek miktarda para harcanmasına duyulan tepkiyle gelişti. Eylemlerin çapı bu yıl küçülse de şiddetin dozu arttı. Brezilya hükümeti de bunun üzerine güvenlik önlemlerini artırma kararı aldı. 12 Haziran-13 Temmuz tarihlerindeki Brezilya 2014 Dünya Kupası karşılaşmaları öncesi, “Şok Birimi” isimli özel bir ekip oluşturuldu. Brezilya Savunma Bakanlığı, maçların oynanacağı 12 şehirde toplam 170 bin güvenlik görevlisi konuşlandıracaklarını açıkladı. 14 Haziran 2014 Planlananlara göre 150 bin asker ve polis sokaklarda görev yapacak. Yanı sıra 20 bin özel güvenlik personeli de stadyum içinde ve Dünya Kupası mekânlarında çalışmak üzere eğitiliyor. 1 milyar dolarlık güvenlik operasyonunun bir parçası olarak, ev sahibi şehirlerdeki mobil kontrol merkezleri Brasilia’daki merkezle 24 saat iletişim içinde olacak. Toplumsal güvenlik problemlerinin yanı sıra Dünya Kupası süresince ülkeyi ziyaret eden turist ve futbol severlerin de güvenliği önemli bir sorun. Brezilya, dünyada adam kaçırma ve hırsızlık olaylarında en azılı 10 ülke arasında. FIFA’nın yayınlayacağı Dünya Kupası El Kitabı’nda, Brezilya’da ana merkezler dışına çıkılmaması ve ana merkezlerde dahi kenar mahallelere gidilmemesi tavsiye ediliyor. Güvenlik görevlisi sayısının, geçen yaz gerçekleşen Dünya Kupası ile FIFA Konfederasyonlar Kupası’nda görev alan güvenlik görevlisi sayısından üç kat fazla olması, sıkıntıların azalacağı ümidini kuvvetlendiriyor. FIFA Güvenlik Direktörü Ralf Mutschke, Brezilya devletinin turnuva sırasında güvenliği sağlayacağından emin olduklarını belirtiyor. “Siber özel” güvenlik ihtiyacı Hacettepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Topluluğu, Hacettepe Üniversitesi Stratejik Araştırma Merkezi (HÜSAM) ve TÜBİTAK/ Bilgem’in organizasyonu ve katkılarıyla, Hacettepe Üniversitesi’nde 24 Nisan’da düzenlenen “Siber Güvenlik ve Uluslararası Politika” konferansı, akademisyen, kurum ve kuruluş temsilcileri ile uzmanların konuşmalarından oluşan zengin bir içerikle gerçekleşti. Konferansta, özel güvenliğin siber güvenlikle ilişkisine de değinildi. Özel güvenliğin, çeşitli sektörlerin siber güvenliğinin sağlanmasına dair olası taleplere kendini hazırlaması gerektiği vurgulandı. Özel güvenlik tarafından getirilecek önlemlerin artık banka şifrelerinin nasıl kırılamayacağına değil; şifre kırıldıktan sonra oluşacak krizin yönetimine veya yangının bir senaryo dahilinde otomasyonla söndürülmesine ya da mağazalardaki şüpheli şahısların yüz tanıma sistemleriyle tespitine, siber saldırı düzenleyenlerin motivasyonlarının irdelenmesine, söz konusu sistemlerin yazılımlarının korunmasına, yönlendirilememesine, değiştirilememesine odaklanması gerektiğinin üzerinde duruldu. Medyada Trafik Güvenliği “Sanal Dünya, Gerçek Tehditler” Medyanın trafik güvenliliğine olan duyarlılığını artırmak ve trafik kurallarına uymayı özendirmek amacıyla, 16 Nisan’da İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde “Trafik Güvenliği Medya Ödül Töreni” düzenlendi. Ödül törenine, kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütleri, medya ve trafik güvenliği alanında faaliyet gösteren özel sektör temsilcileri ile iş dünyasından isimler katıldı. Ödül kategorileri ve ödüllendirilen TV programlarından bazıları ise şöyleydi: TV Dizileri Emniyet Kemeri Takılması 1. Aramızda Kalsın 2. Medcezir 3. Deniz Yıldızı 4. Karagül 5. Zengin Kız Fakir Oğlan Sürücülerin Cep Telefonu ile Kurallara Uygun Konuşması 1. Benim Hâlâ Umudum Var 2. Fatih Harbiye 3. Güneşi Beklerken 4. Unutma Beni 5. Beni Affet TV Yarışma Programları 1. Ben Bilmem Eşim Bilir 2. Yarışçı TV Programları 1. Dolu Dolu Anadolu 2. Oto Dünyası 3. Arkadaşım Hoşgeldin Siber Güvenlik Konferansı 2014, 1314 Mayıs tarihlerinde Harbiye Askeri Müze’de düzenlendi. “Sanal Dünya, Gerçek Tehditler” temalı konferansa ilgi büyüktü. Çeşitli sektörlerden 500’ün üzerinde davetlinin takip ettiği etkinlikte, kamu ve özel sektör temsilcileri ile sivil toplum kuruluşlarından uzmanların sunumları keyifle izlendi. İki ayrı salonda paralel oturumlarla süren konferansta toplam 16 sunum gerçekleştirildi. Özel sektör temsilcilerinin sunumlarının ardından, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’ndan Bahaddin Vidinli, Siber Olaylara Müdahale Merkezi’nin çalışmalarını anlattığı “Ulusal Siber Güvenlik Çalışmaları 2013 ve USOM” isimli sunumunu gerçekleştirdi. Eş zamanlı olarak, TÜBİTAK Siber Güvenlik Enstitüsü’nden Tahsin Türköz “Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi” hakkında bilgi verdiği sunumunu paylaştı. Siber Güvenlik Derneği adına “Siber Güvenlik 2023: Gelecek 10 Yılın Siber Tehditlerine Bakış” isimli sunumuyla konferansa katılan Bakır Emre, önümüzdeki yıllarda siber tehditlerin ne boyutlara ulaşacağını masaya yatırdı. BDDK adına bir sunum gerçekleştiren Mustafa Aydın ise, bankacılık sektöründe sızma testlerinin öneminden bahsetti. Paralel oturumların tamamlanması sonrasında gerçekleşen panel de büyük ilgi gördü. 15 Tepe'den | Tepe Güvenlik Alarm Sistemleri Tatile giderken evinizi “boş” bırakmayın Can ve mal güvenliğini koruma altına alan ev alarm sistemleri hırsızlığa karşı çözüm yaratırken, aynı zamanda yangın, gaz kaçağı, acil sağlık ve panik durumları gibi özel çözümleri de kapsıyor. Tepe Güvenlik Alarm Sistemleri de sunduğu hizmetlerle güvenlik sektörünün öne çıkan isimleri arasında yer alıyor. Alarm sistemleri işyerleri ve banka, kuyumcu, döviz bürosu gibi değerli eşya bulunan mekânların korunmasının yanında, günümüzde evlerimiz için de vazgeçilmez bir güvenlik ekipmanı. Değişen ve zorlaşan yaşam koşulları, kalabalıklaşan ve hareketlenen kent yaşamı beraberinde bazı zorunlulukları da getiriyor. Yaygın kanının aksine sadece pahalı ve müstakil evler değil, bütün evler soyulma riski taşıyor. Ev alarm sistemleri, sağladığı güvenlik ve beraberinde getirdiği avantajlarla pek çok açıdan yaşamımızı kolaylaştırıyor. Bu noktada ev alarm sistemlerinin işin uzmanları tarafından seçilmesi gerektiğinin de altını çizmek gerekiyor. Uygun projelendirilmeyen alarm sistemleri veya doğru uygulanmayan projeler ileride sıkıntılara yol açabiliyor. Hatalı alarm 16 Haziran 2014 sinyali veya soygun girişiminde alarmın çalmaması gibi durumlar sık karşılaşılan problemlerden bazıları. Doğru planlanan ve uygulanan bir alarm sistemi; sizi, ailenizi, evinizi ve malınızı olası tehlikelere karşı koruyan ve 7 gün 24 saat uyumayan bir güvenlik görevlisi gibi size eşlik ediyor. Ev alarm sistemleri sadece hırsız alarmından oluşmuyor. Tercihe göre, hırsız alarmının yanı sıra sisteme duman dedektörü, panik alarmı veya tıbbi alarm seçenekleri de eklenebiliyor. Alarm sistemlerinin olmazsa olmazı hırsız alarmı; ev alarm sistemi kuruluyken hareket dedektörü veya manyetik kontaktan algılama gerçekleştirdiği anda soygun alarmı oluşturuyor. Abone aranarak alarmın sebebi, müdahale istenip istenmediği soruluyor ve onaya göre adrese emniyet yönlendiriliyor. Alarm sisteminde herhangi bir tehdit durumunda basılan panik (alarm) butonu ise, alarm kurulu olmasa da herhangi bir ihtiyaç durumuna karşı 24 saat devrede kalıyor. Talebe göre panik alarmının sesli veya sessiz olması ayarlanabiliyor. Ev alarm sistemi dahilindeki en önemli güvenlik unsurlarından biri de duman dedektörü… Dedektör dumanı tespit etmesiyle birlikte abone Alarm sisteminin “11 dişlisi” 1 Alarm paneli: Sisteme takılan tüm bileşenlerden aldığı sinyalleri ve sistemde meydana gelen arıza uyarılarını (akü azalması, elektrik kesilmesi, telefon hattı problemi vb) alarm izleme merkezine aktarıyor. Yani, sistemin belkemiği. Şifre paneli: Sistemle ilgili tüm işlemler; alarmın devreye alınması, devre dışı bırakılması, programlama, şifreleme buradan yapılıyor. LCD ve LED’li modelleri de bulunuyor. Hareket dedektörü: Korunan mekânda herhangi bir hareket olduğunda algılayarak alarm bilgisini panele aktarıyor. Günümüzde yanlış alarm riskini ortadan kaldıran dual dedektörler (infrared + mikrodalga) tercih ediliyor. Duman dedektörü: 24 saat aktif çalışan dedektör, dumanı anında algılıyor ve sistemi harekete geçiriyor. 3 2 4 aranıyor, karşı tarafın onayıyla birlikte itfaiye ilgili adrese yönlendiriliyor. Duman dedektörsüz sistemde yangın ihbarında bulunmak için, şifre paneli üzerindeki buton kullanılıyor ve onayla birlikte itfaiye yönlendiriliyor. Yönlendirilen kolluk kuvvetlerinden geri dönüş sağlanarak, alarm durumu sonlandırılıyor. Tıbbi alarm ise özellikle yaşlı, hasta veya hareket engeli olan kişilerin yaşadığı evler için büyük kolaylık sunuyor. Tıbbi alarm da, panik alarmı gibi ev alarm sistemi kurulu olmasa da 24 saat aktif halde bulunuyor. Tıbbı müdahale gerektirecek 5 Tepe Alarm İzleme Merkezi operatörleri her tür sinyalin merkeze ulaşmasının ardından, sinyalin gerçekliğini ve sorunun içeriğini saptamak için derhal kullanıcıyı arıyor. Operatör onay aldıktan sonra, ihtiyaca göre hiç vakit kaybetmeden kolluk kuvvetleri, itfaiye, polis ve sağlık birimleri ile irtibata geçerek adrese yönlendiriyor. Operatörlerin yönlendirdiği kolluk kuvvetlerinden geri dönüş sağlanarak, alarm durumu sonlandırılıyor. 9 6 10 8 11 Manyetik kontak: Kapı, sürgülü kapı, pencere gibi hareketli yerlere takılan manyetik kontak; izinsiz açılma durumunda alarm sistemini harekete geçiriyor. Uzaktan kumanda: Alarm sisteminin devreye alınması veya devreden çıkarılması, panik alarmı, evde ya da dışarıda kurma işlemlerinin yapılabileceği kumanda, kablosuz sistemlerde kullanılıyor. Panik butonu: Acil durumlarda “elle basılarak” alarm veriliyor. Panik alarmı sirenleri çaldırmıyor, ancak haber alma merkezine sinyal gidiyor. Gaz dedektörü: 24 saat aktif çalışan dedektör, gaz kaçaklarını anında algılayarak sistemi harekete geçiriyor. Harici siren: Mekânın dışına, görülebilecek bir yere yerleştirilen siren, üzerinde bulunan LED sayesinde caydırıcılığı artırıyor. 7 bir durum oluştuğunda butona basılarak Alarm İzleme Merkezi’ne ulaşılıyor. Abone aranıyor, acil durum onaylandığı takdirde ambulans yönlendiriliyor. Alarm durumunda yüksek bir ses çıkartarak çevreyi uyarıyor. Kablosunun kesilmesi, kapağının sökülmesi durumlarında bunu sabotaj olarak algılıyor ve içerisindeki muhafazalı akü devreye girerek sirenin çalmasını sağlıyor. Dahili siren: Harici sireni desteklemek amacıyla, mekân içerisinde kullanılıyor. Hırsızlık girişiminde hem harici hem de dahili siren uyarısı hırsızın rahat davranmasının önüne geçiyor. GPRS/Network modülü: Telefon hattınızın kesilmesi durumunda alarm bilgileri GSM ve GPRS/İnternet üzerinden alarm izleme merkezine ulaşıyor. Böylece sistem hiç kesintiye uğramadan bilgi gönderilebiliyor. Detaylı bilgi için: http://tepeguvenlik.com.tr/tr/ alarm-izleme-merkezi/ 17 Zaman Yolcusu oluşu. Böylece kişi hem kimlik bilgilerini hem anahtarlarını yanında taşımış oluyor. Anahtar yok, kart var Manyetik kart sistemleri Kredi kartlarından yolculuk ve güvenli geçiş kartlarına hayatımızın pek çok alanında manyetik kartlar var. Sisteme ilham veren ise bir bilimkurgu romanı… Manyetik kartlar yaşamımız için ideal çözümler sunuyor. Bunun sebebi maliyetinin ucuz olması ve değişik kullanımlara kolaylıkla adapte edilebilmesi. Güvenlik sistemlerinin gelişmesiyle, manyetik kartların farklı alanlarda kullanımı mümkün. Kredi kartları, ulaşım kartları, geçiş kartları, indirim kartları derken liste uzuyor. Manyetik kartların en çok tercih edildiği alanlardan biri geçiş kontrol sistemleri. Manyetik bantlı geçiş kartları, bir kart okuyucusuna okutularak geçiş izni sağlanıyor. 18 Haziran 2014 Özellikle çok sayıda kişinin giriş yaptığı kurumlarda manyetik bantlı kartların sağladığı ilk avantaj elbette güvenlik. Çünkü güvenlik tedbirlerinin en baştan, yani bina girişinden itibaren planlanması gerekiyor. Manyetik giriş kartları sayesinde, yetkisiz kişilerin binaya ve ilgili mekâna dışarıdan girişi engellenmiş oluyor. Manyetik bantlı kartların bir diğer görevi de, “personel devamlılık kontrolünü” sağlıyor Manyetik kartların en çok kullanıldığı bir diğer alan ise oteller. Manyetik bantlı kart kaybedilse bile risk oluşturmuyor, çünkü bilgisayar aracılığıyla hemen devre dışı bırakılabiliyor. Üstelik tek bir manyetik bantlı karta birçok görev yüklemek mümkün; hem kilit açmak, hem havalandırmayı çalıştırmak, hem de odadaki elektriği devreye sokmak için kullanılabiliyor. Otoparklarda kullanılan manyetik bantlı kartlar da aynı sistemle çalışıyor. Abonelerin manyetik bantlı kartında kimlik bilgileri yer alıyor. Kısa süreli giriş-çıkış yapan araçlar ise, giriş saati ve tarihi yazılı olan manyetik bantlı kartları kullanıyor. Manyetik şeritlerin ilk kullanımı ulaşım kartlarında ve kredi kartlarında olmuş. Nakit ödemeye alternatif olarak çıkan kredi kartlarının kullanımı hızla artarak günümüze gelmiş. Pamuk eller cebe Kartla ödeme yapma fikrinin ilk kez Edward Bellamy’nin Looking Backward: 2000-1887 isimli bilimkurgu romanında ortaya atıldığı söyleniyor. İlk baskısı 1888’de yapılan romanda, 2000’li yıllarda yapılacak alışverişlerin ödemelerinin karttan koparılan parçalar aracılığıyla yapılabileceği ve bu ödemelerin kart bitene kadar sürebileceğinden bahsediliyor. Belirli bir bölge ile sınırlı olmayan ve çeşitli sektörlerde ödeme aracı olarak kabul edilen ilk kredi kartı 1951’de, “kredi kartlarının ana vatanı” ABD’de Diners Club tarafından çıkartılmış. Kartın bir de enteresan hikâyesi var… Frank Mc Namara isimli bir avukat önemli bir müşterisini restorana yemeğe davet eder. Yemek yenildikten sonra hesabı ödemek isteyen Mc Namara yanında para olmadığını fark eder; davet ettiği müşterisine mahcup olmamak için kartvizitinin arka yüzünü imzalayarak yemek bedelini sonra ödeyeceğini taahhüt eder. Bir kartın üzerine imza atarak ödemenin mümkün olabileceğini gören Mc Namara, insanların yanında nakit para olmaması halinde ödeme yapabilecekleri bir sistem geliştirmek için çalışmalara başlar. Böylece Rolpa E. Schneider ve Alfred S. Bloomingdale ile birlikte seyahat ve yemeklerde nakit parasız hesap ödenebilmesini mümkün kılan modern kredi kartı sisteminin temellerini atar. Mc Namara, 27 farklı restoranda kullanılabilen ilk Diners Club kredi kartını 200 müşterisine gönderir. Sloganı “dine and sign” (“ye ve imzala”) olan bu kartla büyük sükse yaptığını söylemeye gerek yok… Manyetik şerit dedikleri… Günümüzde manyetik kartlarda kullanılan manyetik şerit teknolojisini 1928 yılında geliştiren ise, ses mühendisi Fritz Pfeulmer olmuş. Manyetik şerit teknolojisinin giderek hareketlenen ve kalabalıklaşan şehir yaşamına ayak uydurması ve ceplerimize girmesi ise biraz zaman almış. 1960’ların başında IBM mühendisi Forrest Parry, plastik kredi kartları içinde kullanıcı bilgileri bulunan bir manyetik şerit yerleştirmiş. Kredi kartlarına manyetik şerit sisteminin eklenmesi ise 1970’lerde gerçekleşmiş. Türkiye’de kullanıma sunulan ilk kredi kartı 1968 yılında yine Diners Club olmuş. Bu “mucizevi” kartların artık hayatımızın her yerinde olduğu ve işimizi pek çok açıdan kolaylaştırdığı bir gerçek. Kartlara “manyetik” özelliğini veren ise, arka yüzünde yer alan siyah manyetik şerit. Şerit, manyetik yazıcılar tarafından manyetize edilerek istenen bilgiler yükleniyor. Bilgiler gerektiğinde silinip tekrar yazılabiliyor. Manyetik kartlar farklı malzemelerle üretilebiliyor. En çok kullanılan manyetik kartların hammaddesi karton, plastik karton ve pvc. Yine en çok kullanılan kart boyutu 5,5 x 8,5 cm'lik banka kartı boyutu. Kredi kartı nasıl çalışır? Her kredi kartı doğal olarak kendine özel, tek bir numaraya sahip. Kredi kartlarının üzerindeki numaralar, tüm dünyada ANSI (Amerikan Ulusal Standartlar Enstitüsü) standartlarına uygun olarak belirleniyor. Bu numaraların sıralamasının da kendi içinde önemi var. İlk basamak: Bu basamak kartın hangi sektöre ait olduğunu belirtiyor. 1 ve 2: Havayolu 3: Seyahat ve eğlence sektörü (ör: Amex) 4 ve 5: Bankacılık ve Finans (ör: Visa) 6: Ticaret (ör: Diners Club) 7: Petrol 8: Telekomünikasyon 9: Diğer 2-6. basamaklar: Yürütücülerin kart numaraları bu basamaklarda belirleniyor. En çok kullanılanları ise; Amerikan Express: 34xxxx veya 37xxxx VISA: 4xxxxx Mastercard: 51xxxx-55xxxx Sektör numarası Hesap numarası Yürütücü numarası Kontrolör numarası Sonraki 9 basamak: Hesap numarası Son basamak: Önceki tüm basamakların doğruluk kontrolünü yapan “kontrolör” sayısı. Manyetik şerit, içeriğindeki demir alaşımından dolayı, manyetik olarak yönlendirilebiliyor ve okunup yazılabiliyor. Şeritte 3 kısım bulunuyor ve her kısım ayrı bir kayıt için kullanılıyor (kredi kartlarındaki kayıt standardı bankacılıkta kullanılan ISO/IEC 7811 standardı). Kredi kartınızı herhangi bir okuyucuya taktığınızda, okuyucu manyetik şeriti okuyor ve kredi kartı türünüzden, hesap numaranıza kadar tüm bilgileri çekiyor. Bu bilgiyi aldıktan sonra da sizi hesabınıza bağlıyor. 19 Tepe'den | İş Sağlığı ve Güvenliği Birimi Hedef iş güvenliği Tepe Kurumsal Yönetim Sistemleri Müdürlüğü ve üst yönetimi olarak; İş Sağlığı ve Güvenliği uygulamaları kapsamına giren sağlık ve güvenlik kültürünün, tüm Tepe Savunma ve Güvenlik çalışanlarına aktarılması ve ilgili 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu yükümlülüklerinin yerine getirilebilmesi için çalışmalarımıza titizlik içerisinde devam ediyoruz. Tepe çalışanlarının İş Sağlığı ve Güvenliği eğitimleri kapsamında; çalışma ortamlarında gerçekleştirilen risk değerlendirmeleri ile sağlık ve güvenliği tehdit edebilecek durumların ortadan kaldırılması, düzenlenen periyodik sağlık muayeneleri, farklı çalışma ortamlarında görev yapan personelin sağlık durumlarının kontrol edilmesi başta olmak üzere, tüm İş Sağlığı ve Güvenliği uygulamaları ve ilgili 20 Haziran 2014 İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Ömer Cihan Kelav, Tepe Savunma ve Güvenlik bünyesinde gerçekleştirilen İş Sağlığı ve Güvenliği uygulamalarını Tepe’den dergisi için özetledi. kanun/yönetmelik yükümlülüklerinin yerine getirilmesi, süreçlerin yönetilmesi Kurumsal Yönetim Sistemleri Müdürlüğü tarafından gerçekleştiriliyor. Tepe’nin Türkiye genelinde yaygın operasyonel ağında görev yapan çalışanlarının İş Sağlığı ve Güvenliği hizmetlerinden faydalanabilmesi için, çözüm ortakları olarak hizmet veren OSGB (Ortak Sağlık Güvenlik Birimi) firmaları ile periyodik olarak toplantılar düzenliyor ve süreçlerin yönetimini kapsayan durum değerlendirmeleri yapıyoruz. 5 Mart 2014 tarihinde gerçekleştirilen toplantıda da, operasyonel sahalarımızda gerçekleştirilen İş Sağlığı ve Güvenliği uygulamaları ve 6331 sayılı kanun kapsamındaki yükümlülüklerin yerine getirilmesi konularının detayları, çözüm ortağı OSGB firmalarıyla görüşülerek süreçler değerlendirildi. Tepe’nin yönetim politikası içerisinde, çalışanların sağlık ve güvenliğinin korunması da önemli yer tutuyor. Bu kapsamda Kurumsal Yönetim Sistemleri Müdürlüğü, hizmet alınan kuruluşlarla dirsek teması içinde çalışıyor ve Tepe çalışanlarına sağlıklı ve güvenli çalışma koşulları sağlamak ve bu koşulları korumak için koyduğu hedefleri yerine getirmeye devam ediyor. Tepe'den Haberler 2013’ün en başarılı AVM’si Bilkent Center Tepe Servis ile Tepe Savunma ve Güvenlik'in hizmet verdiği Bilkent Center, 2013'ün en başarılı alışveriş merkezi seçildi. Kurulduğu günden bu yana ilklere ve yeniliklere imza atan Bilkent Center, Alışveriş Merkezleri Hizmet Kalitesi Benchmark Projesi kapsamında, 2013 yılında en yüksek notu alan üç alışveriş merkezi arasına girdi ve “Alışveriş Merkezleri Hizmet Başarı Ödülü”ne layık görüldü. Bilkent Center, geçtiğimiz yıl 15. yaşını kutlayarak, yıllar içinde giderek büyüyen sadık bir ziyaretçi kitlesi edindi ve müşteri memnuniyeti odaklı hizmet anlayışı sayesinde “Alışveriş Merkezleri Hizmet Başarı Ödülü”nü alarak büyük bir başarıya daha imza attı. AYD (Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği) ve Soysal tarafından, sektörde hizmet kalitesinin önemini vurgulamak ve teşvik etmek amacıyla verilen ödüle 2013 yılında, Bilkent Center’ın da aralarında bulunduğu en yüksek notu alan üç alışveriş merkezi layık görüldü. Alışverişin kültür, sanat ve eğlenceyle birleştiği Bilkent Center, yıl boyunca düzenleyeceği renkli etkinlik ve kampanyalarıyla ziyaretçilerinin alışverişlerine renk katmaya yeni başarılara imza atmaya devam edecek. AYD tarafından yapılan bağımsız denetlemelerde 2013 yılının en iyi üç AVM’si arasına Mersin Tarsus'taki Tarsu AVM de girdi. Böylece Tepe Servis ve Tepe Savunma’nın hizmet verdiği AVM’lerden ikisi, yıl ortalamasına göre en başarılı üç AVM arasında yer almış oldu. 21 Vaka Analizi Doğal afetler de, yangın da güvenliğe engel değil Olayın özeti: Fırtına sonucu rezidansa komşu olan iş merkezinin çelik çatısının oldukça büyük bir kısmı yerinden koparak, rezidans bloklarının ve beraberindeki AVM’nin ana arteri üzerine düşer. Geride kalan büyük kısım ise iş merkezinin çatısında asılı kalır ve şiddetli rüzgârla birlikte salınarak risk oluşturmaya devam eder. 1 Şans eseri ilk düşme anında herhangi bir yaralanma gerçekleşmez, sadece küçük çaplı maddi hasar oluşur. Takip eden dakikalarda gerek AVM, gerekse rezidans bloklarında görevli olan güvenlik personeli bölgeyi yaya ve araç trafiğine kapatır. Ayrıca ilgili resmi kurumları arayarak durumun içerdiği riski iletir. Ancak, rüzgârın yaklaşık iki gün boyunca şiddetli esmesi ve yükseklik nedeniyle, metal çatının sarkan ve uçuşan kaplamalarına müdahale edilemez ve uygun hava şartları beklenir. Bu süreçte ilave güvenlik noktaları oluşturularak trafiğin akış yönü değiştirilir ve blok sakinlerinin konutlarına alternatif koridorlardan ulaşması sağlanır. Site ve rezidans güvenliğinde, güvenlik personelinin her an tetikte olması ve rutin kontrollerini düzenli olarak gerçekleştirmesi büyük önem taşıyor. Sayfalarımıza taşıdığımız iki farklı vaka analizi, güvenliğin zamanında müdahalesinin, can ve mal kayıplarını önlemedeki rolünü ortaya koyuyor. 22 Haziran 2014 Olayın değerlendirilmesi: Kaza doğal sebeplerden ötürü gerçekleşmiş dahi olsa, görevli güvenlik personeli hem ilgili mercileri vakit kaybetmeden arayarak gerekli bilgilendirmeyi yapar, hem de rezidans ve AVM çevresinde güvenlik tedbirlerini artırarak kimsenin zarar görmemesini sağlar. Riskin her yönüyle analiz edilebilmiş olmasının önemi burada çok devriyeleri haberdar etmesiyle ilk müdahale güvenlik personelince yapılır. Yaklaşık 30 adet 6 kg’lık yangın söndürücü tüple yapılan bu ilk müdahalenin ardından yangın kontrol altına alınır. Böylece can kaybının ve ciddi ekonomik kayıpların önüne geçilir. Olayın nedeni: Güvenlik tedbirlerine uymayarak, izin verilen alanlar dışında içilen sigara büyük kayıplara neden olabilecek bir yangına yol açar. Söz konusu olayın tek nedeni kontrolsüzce atılan sigara izmaritidir. net görülüyor. Şiddetli rüzgâr nedeniyle salınmaya devam ederek düşme riski taşıyan ve müdahale edilemeyen çatının rezidans ve AVM’nin çevresinde yol açabileceği kazalar, güvenliğin pratik müdahalesiyle önlenebiliyor. Bu sayede, söz konusu durum doğal sebeplerden ötürü gerçekleşse de, zamanında ve yerinde alınan önlemlerle olumlu sonuçlanan bir vaka analizi örneği oluşturuyor. kısa sürede tutuşturur. Tutuşma, hava sirkülasyonu nedeniyle adeta bir meşale gibi parlayarak hızla ilerleyen bir yangına dönüşür. Kat devriyesindeki güvenlik personelinin dumanı gecikmeden fark etmesi ve süratle amirlerini ve diğer Olayın değerlendirilmesi: Güvenlik personelinin rutin kontrollerini zamanında ve gereğince yapmasıyla yangına zamanında müdahale edilerek büyümesi engellenir. Yangına müdahale edebilmeyi sağlayan gerekli teçhizatın da hazır bulunması sayesinde, büyük can ve mal kayıplarının önüne geçilir. Olayın özeti: Kaba inşaatı biten rezidans binasının “şaft” tabir edilen; enerji, data, atık ve temiz su devrelerinin topluca bulunduğu, tavandan tabana düşey olarak yerleştirilen baca benzeri alanında yangın çıkar. 2 İnşaatta çalışan işçiler tarafından söndürülmeden atılan ya da düşürülen sigara, yaklaşık 30 kat aşağıdaki atık çimento torbalarını ve diğer malzemeleri 23 Gelişim Zamanı Dikkat, önce bedenimiz konuşuyor Tepe Savunma ve Güvenlik’in İstanbul’da yer alan Marmara Bölge Merkezi’nde 2010’dan bu yana iletişim eğitimleri veren Meltem Ayvacıoğlu ile beden dili üzerine sohbet ettik. Ayvacıoğlu'na göre bedenimiz, göz temasından kollarımızın duruşuna farklı bir dil konuşuyor. “Beden dili” iletişimin önemli bir konusu. Kimi zaman sözlü iletişimle -örneğin telefonda, birbirimizin yüzünü görmeden- duygu ve düşüncelerimizi aktarıyoruz. Kimi zaman yazılı iletişimde bulunuyoruz. Kimi zaman da, yüz yüze iletişimde hiç konuşmadan ve yazmadan, sadece bedenimizi kullanarak bir bakışla, göz temasıyla, bir tebessümle ya da kollarımızı göğsümüzün üzerinde kavuşturarak karşı tarafa farklı mesajlar veriyoruz. Dolayısıyla beden dilini kısaca “sözsüz iletişim” olarak tanımlayabiliyoruz. 24 Haziran 2014 Meltem Ayvacıoğlu, göz temasının beden dilinin temel taşı olduğunu söylüyor. “Eğer karşınızdaki kişi sizinle göz teması kurmuyorsa, kişinin yalan söylediğini ya da kendini rahat ifade edemediğini düşündürüyor diğer tarafa. İkinci önemli husus mimikler… Kaş ve göz hareketlerimiz; örneğin şaşkınlık belirtisi olarak ağzımızı açmak, kaşlarımızı kaldırmak gibi… Mimikleri dozunda kullanmak da önemli. Özellikle iş hayatında çok fazla mimik karşı tarafa yanlış mesajlar gitmesine neden oluyor. Birini dinlerken başınızla onaylama işareti yaptığınızda, ‘bedenen, zihnen size konsantreyim, söylediklerinizi dinliyorum ve beyin süzgecimden geçirip anlamaya çalışıyorum’ mesajını veriyorsunuz. Eğitimlerde güvenlik görevlisi arkadaşlara bunun önemini vurguluyoruz. Birisi bir şey istediğinde ya da bir soru sorduğunda, çok yavaş hareketlerle başın sallanması, karşı tarafa ‘beni dinliyor’ mesajını veriyor. Ancak bu hareketin aşırısı yanlış yorumlanacaktır, ‘Anlat anlat… Çok da umurumda’ gibi… Bütün bu detayları masaya yatırıyoruz Tepe Savunma ve Güvenlik eğitimlerinde. Böylece karşıdan gelen kişiye ‘buradayım, burası benim kontrol ve güvenlik alanım, burada güven duyabilirsin’ mesajını veriyoruz. Gövdeye gelince… Göğüs kafesi ne kadar dikse, o kadar ‘ben yaptığım işi biliyorum’ mesajını verecektir. Özel hayatımız için konuşursak; gövdemiz ne kadar açıksa ve dikse karşı tarafa, ‘burada bulunmaktan hiç endişe ve sıkıntı duymuyorum, tamamen buraya konsantreyim’ diyoruz. Bedeni kapatıyorsak, örneğin kambur duruyorsak ya da ellerimizle kapatıyorsak, orada bulunmaktan memnun olmadığımız ya da kendimize güvenmediğimiz anlamına gelecektir.” El kol hareketleri en az göz teması kadar kritik. Güvenlik sektörü özelinde konuşursak, üniforma başlı başına bir güç sembolü… Bir de kişi yapılıysa, aşırı jest kullandığında diğer taraf için ürkütücü olabiliyor. O nedenle arkadaşlara el kol hareketlerini olabildiğince karşı tarafın özel alanına girmeden, nazik biçimde yapmalarını öğütlüyoruz. Bacakların nasıl durduğu da aynı şekilde önemli. Ayakta, bacaklarını çapraz tutan biri, orada bulunmaktan çok hoşnut değil gibi algılanabilir. Bu nedenle bacakların, en az omuz hizası kadar açık olmasını istiyoruz. Ayvacıoğlu, iletişimin bir bütün olduğunun altını çiziyor: “Sadece kollarını bağlamış birine bakıp, ‘sıkıldı, kendine güvenmiyor’ gibi bir algı yaratmak doğru değil. Fiziksel koşulları da düşünmek gerekiyor. Örneğin soğuk bir havada ısınma amaçlı kollarımızı kavuşturabiliriz. Dolayısıyla her konuya olduğu gibi, beden diline de biraz geniş açıdan ve bütün olarak bakmak lazım. İyi değerlendirmek, farklı noktaları gözden geçirmek gerekiyor. Kişi hem bedenini kapatıyor, hem göz teması kurmuyorsa, o noktada beden dili devreye girebilir, ancak tek bir hareketle kesin karara varmak da çok doğru değil. siyasetçiler eğitim alıyor. Bu noktada tokalaşmanın da çok önemli bir beden dili mesajı olduğunu söylemek gerekiyor. Örneğin Türkiye’ye gelen siyasilerin bizim devlet adamlarımızla nasıl tokalaştığı hemen gazetelere ve medyaya yansır. Yalan da beden dilinin hassas konularından. İnsan kelimeleriyle yalan söyleyebiliyor ama bedeniyle söyleyemiyor. İki şey var ki, neredeyse kontrol etmek imkânsız: Bunlardan biri göz bebeğimizdeki değişiklikler; yalan söylediğimizde göz bebeklerimiz büyüyor. Diğeri de burnumuzdaki karıncalanma… Dolayısıyla insan otomatikman eliyle burnunu kaşıyor, bu sırada da ağzını kapatır gibi bir hareket yaparak, ağzından çıkan yalanları perdelediğini ve karşı tarafın anlamayacağını düşünüyor.” Meltem Ayvacıoğlu’na göre, beden dilini kısmen bilerek dünyaya geliyoruz. Doğuştan görme özürlü olan ve olmayan bebeklerle yapılan bir araştırmaya göre, her iki grup bebek yaklaşık aynı zamanlarda gülücük atmaya başlıyor. Görme Meltem Ayvacıoğlu Beden dili siyasetçiler için de çok önemli. Bu nedenle sadece seçim zamanı değil; halkın karşısına çıktıkları, basın toplantısı yaptıkları her yerde, giyim kuşamlarından seçtikleri renklere, jest ve mimiklerinden kiminle ne kadar göz teması kuracaklarına kadar tüm 25 Gelişim Zamanı “Mesaj verirken, karşı taraf sizin ne söylediğinizden çok nasıl davrandığınıza bakıyor. Bu durum insanla iletişimi olan her meslek için çok önemli. Örneğin bir doktor hastasına ‘Her şey yolunda, düzeleceksin’ diyor… Söylediği sözler, ses tonu güzel olabilir ama kaşları çatıksa veya göz teması kurmadan önüne bakarak reçete yazıyorsa, hasta kelimeleri geçiyor ve doğrudan beden diline odaklanıyor.” özürlü bebekler, gülmeyi hiçbir şekilde başkasından görüp taklit etme şansı olmadan gülebiliyorlar. Bu bize beden dilinin doğuştan geldiğini söylüyor. Yetişkin olduğumuzda ise beden dilini iletişimde nasıl kullanacağımızı, daha çok görerek, taklit ederek ve deneyimleyerek öğreniyoruz. Bir diğer araştırmada, ne konuştuklarını bilmeden ve duymadan iki kişi izleniyor. Bu kişilerin birbiriyle ne sıklıkla göz teması kurdukları, otururken bedenlerinin ne tarafa dönük olduğu ya da bacak bacak üstüne attılarsa bacaklarının ne tarafa baktığı gözlemleniyor. İzleyiciler beden dili kodlarını yorumlayarak bu görüşmenin ya da pazarlığın yüzde 80 nasıl sonuçlanacağını doğru olarak tahmin edebiliyor. Dolayısıyla beden dili iyi kullanıldığında son derece önemli bir iletişim metodu. Davrandığın gibi hisset “Şimdiye dek kişilerin o anki motivasyonunun beden diline yansıdığı düşünülüyordu” diyerek bir ekleme yapıyor Ayvacıoğlu, “Ancak araştırmalar tam tersini söylüyor. Aslında insanlar hissettikleri gibi 26 Haziran 2014 davranmıyor, davrandıkları gibi hissediyorlar. Eğer motivasyonumuz düşükse, girdiğimiz ortamda çekingenlik duyuyorsak, genelde bedenimizi kapatma ve kendimize dokunma ihtiyacı duyuyoruz. Saçlarımızı düzeltmek, ellerimizi ovuşturmak istiyoruz, parmak çıtlatıyoruz. Bunlar hep kendi bedenimize dokunarak iyi hissetme ihtiyacımızdan kaynaklanıyor. Uzmanlar, beden dilimizi değiştirirsek ruh halimizi de değiştireceğimizi söylüyor. Böylece döngüyü tersine çeviriyorlar. Diyorlar ki, ‘Silkelen, bedenini dikleştir, omuzlarını dik tut, gövdeni aç, ellerini beline koy; o zaman yavaş yavaş psikolojinin değiştiğini fark edeceksin.’ Güvenlik görevlisi arkadaşlara, müşterilerin ilk onlarla karşılaştığını belirterek, kollarını bağlamamaları gerektiğini vurguluyoruz. Kolları bağlamanın ‘iletişim kurmak istemiyorum, soru sorma’ anlamına geldiğini, dolayısıyla güvenlik görevlisinden beklenmeyen bir davranış olduğunu söylüyoruz. Yüz yüze iletişimde kelimelerin etkisinin yüzde 10, ses tonunun yüzde 30, beden dilinin ise yüzde 60 olduğunu belirtiyor Ayvacıoğlu, Meltem Ayvacıoğlu, beden dilimizi doğru yorumladığımızda, o an ne hissettiğimize ve duygularımıza daha fazla odaklanabildiğimizin altını Meltem Ayvacıoğlu kimdir? İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü mezunu olan Ayvacıoğlu, yüksek lisansını Marmara Üniversitesi’nde Yönetim ve Çalışma Psikolojisi üzerine yapmış. 2007’de Shuan Gelişim Atölyesi’ni kurmuş ve kişisel gelişim eğitimleri vermeye başlamış. Aynı zamanda profesyonel koç olan Ayvacıoğlu, yöneticilere ve iş hayatına yeni başlamış, kariyerinin başındaki kişilere yönetici koçluğu ve kariyer koçluğu yapıyor. çiziyor. “Farkındalık dediğimiz şey de bu… 'Niye kambur duruyorum, çekindiğim bir şey mi var?' diyerek hareketlerimiz üzerine düşünmeye başlıyoruz ve belki de duygularımızı iyileştirmeye çalışıyoruz. Beden dilini iyi gözlemlemek, iyi bilmek ve yorumlamak empati yeteneğimizi geliştiriyor. Empatide, kişinin söylediklerinin ötesini yorumlamak, dinlemek ve anlamak vardır. Kişi, ‘Ben iyiyim, her şey yolunda’ diyebilir. Ancak empati kurduğunuzda ses tonundaki dalgalanmalar, kaşların çatıklığı ya da bedenin kambur duruşunu yorumlayabilirseniz, aslında her şeyin yolunda olmadığını anlayabilirsiniz. Empati, çevremizdekilerin gerçek duygu ve düşüncelerini anlamak, onlara doğru mesaj vermek ve iletişimi sağlamlaştırmak adına da çok önemli.” Önce bedenimiz konuşuyor Ayvacıoğlu, iletişim eğitimi sunumlarında kullandıkları, “Dikkat, önce bedenimiz konuşuyor” sloganına da değiniyor. Bir güvenlik görevlisi ister hastanede, ister AVM’de ya da fabrikada görev yapsın, oraya gelenleri ilk karşılayan kişi oluyor. Dolayısıyla güvenlik personelinin göz teması kurup kurmayışının ve beden dilinin çok önemli olduğunu belirtiyor: “Öyle bir duruş sergilemeli ki, hem güvenlikten sorumlu olduğunu hissettirebilmeli, hem de misafirini karşılıyormuşçasına, laubaliliğe kaçmayan bir tebessümle müşteriyi karşılayabilmeli.” Güvenlik personeline şüpheli şahıs tanımlama eğitimi verdiklerine değinen Ayvacıoğlu, yalan söyleyen birinin beden dilini nasıl kullandığını; göz teması kurup kurmadığını, sesinin titreyip titremediğini, kılık kıyafetini de eğitimlerde ele aldıklarını belirtiyor. “Şüpheli şahıs güvenlik görevlisiyle kesinlikle göz teması kurmaz neredeyse görünmez olmak ister.” Yerleşmiş, kalıp haline gelmiş davranış biçimlerini değiştirmenin kolay olmadığına da değinen Ayvacıoğlu, bir şeyi değiştirmek istiyorsak üç adıma ihtiyacımız olduğunu söylüyor: “Birincisi bu değişime inanmak ve değişmek istemek. İlk adımı geçemiyorsak ne yazık ki öğrendiklerimiz fazla kalıcı olamıyor. İkincisi bu değişimi gerçekleştirebilmek için bir kitaptan, bir eğitmenden veya bir kurstan bize kılavuzluk etmesini istemek. Tepe Savunma ve Güvenlik’te bu ikinci adıma çok önem veriyoruz. Üçüncü ve en zor adım da katılımcıya kalıyor; öğrendiğini uygulamak ve defalarca tekrar etmek… İşte bu üçüncü adımı uygulamada Tepe Savunma ve Güvenlik’in eğitime verdiği önem büyük rol oynuyor. Neredeyse her yıl ders içeriklerini güncelleyerek beden dili ve sözlü iletişim eğitimlerini tekrar ediyoruz. Amaç, öğrenilenleri tekrar ederek bilginin kalıcılığını, içselleştirilebilmesini sağlamak. Ufak bir çocuğun yeni öğrendiği bir şeyi devamlı tekrar etmesi gibi… Öğrendiklerimizi gerçek hayatta tekrar edemiyorsak veya kullanamıyorsak, bilgi beceriye dönüşemiyor. İşte Tepe Savunma ve Güvenlik’te en çok önem verdiğimiz şey de bu… Eğitim çok kıymetli, çok güzel ama öğrenilenlerin beceriye dönüşebilmesi için tekrar şart. Her eğitimde mutlaka katılımcıları sahneye alarak, iyi ve kötü beden dili örneklerini canlandırıyoruz. Öğrencilerden biri müşteri diğeri güvenlik personeli oluyor. Canlandırmalı eğitimler hem onların empati yeteneğini geliştiriyor, hem de bol uygulama ve bol tekrar yapabiliyorlar.” 27 Gezgin Suyun altı Bodrum Bodrum denince masmavi bir deniz, denizin üstüne dizili yatlar ve yelkenliler, begonvillerle süslü bembeyaz evler ve şehre gireni selamlayan heybetli Bodrum Kalesi canlanır gözlerde. Oysa o masmavi denizin altı apayrı, renkli bir dünyadır. Keşfetmek için zaman ayırmak gerekir. Bodrum, antik çağdaki adıyla Halikarnassos, Türkiye’nin en gözde tatil ve eğlence beldelerinden biri… Aynı zamanda dalış severler ve sualtı tutkunları için dünyaca ünlü bir dalış merkezi… Bodrum’un dantel misali uzanan girintili çıkıntılı koylarında yılın hemen her döneminde sportif dalışlar yapmak veya dalış kurslarına katılabilmek mümkün. 28 Haziran 2014 Yaz aylarında deniz suyu sıcaklığı 22-26 derecelerde seyreden Bodrum, dalış noktalarının çeşitliliğiyle her seviyeden dalgıca hitap ediyor ve mükemmel görüş mesafeleri sunuyor. Üstelik batık dalışından mağara dalışına, resiflerden duvar dalışına kadar birçok farklı deneyim yaşayabiliyorsunuz. Bodrum’un pek çok dalış noktası arasında canlılık açısından en ünlüleri Büyük Resif ve Küçük Resif. Bu bölgelerdeki yoğun sünger oluşumu, farklı türde deniz canlılarına ev sahipliği yapıyor. Bu nedenle bu iki bölge özellikle dalgıçlar ve su altı fotoğrafçıları tarafından çokça tercih ediliyor. Müren, barakuda (ıskarmoz), vatoz, trompet balığı, orfoz, ahtapot, deniz tavşanı gibi canlılar ile ıstakoz ve yengeç gibi deniz kabuklularını resiflerde gözlemleyebiliyorsunuz. Bodrum Yarımadası’nın etrafına dizilmiş Karaada, Orak Adası, Kurt Burnu, Köçek Adası, Kargı Adası, Tüllüce Adası, Çoban Adası, Sarıot Adası, Yassı Ada, Topan Adası, Pırasa Adası, Çatal Adası gibi pek çok dalış noktası mevcut. Gökova da dalgıçlar için alternatif seçenekler sunuyor. Boncuk Koyu, Koyun Burnu, Yedi Adalar, Mersincik Adası, Mazıaltı, Çökertme ve Kızılağaç Adaları bu bölgedeki dalış noktalarından bazıları. dalgıçlar için güvenli bir dalış sunuyor. En derin noktası 30 m, en sığ noktası ise 18 metrede. Kaçakçı Koyu Fener Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi, Türkiye’de konusunda tek, dünyanın sayılı sualtı müzelerinden... Saint John Şövalyeleri’nin inşa ettiği Bodrum Kalesi içinde yer alan Müze, ziyaretçilerini bir zamanlar Anadolu kıyılarında ticaret yapan antik çağ gemicilerinin dünyasına taşıyor. Büyük Resif Bodrum’un sembolik dalış noktası, her seviyeden dalgıça uygun. Resifin üst kısmı yaklaşık 4 metreden başlıyor ve 28-32 metreye kadar derinleşiyor. Karaada'ya dönük kısmı ise dik bir duvar dalışı sunuyor. Vatoz, orfoz, çeşitli süngerler, kaya balıkları ve birçok balık çeşidini görmek mümkün. Karaada'nın hemen ucundaki Fener’de kaya çıkıntılarını, kumluk ve yosunluk alanı geçtikten sonra, ahtapot, kaya balığı, müren ve orfozlar eşliğinde Beyaz mercanları görebilirsiniz. Bu nokta, Karaada'da Beyaz mercanların hâlâ yaşadığı tek bölge. Karaada'nın arka yüzündeki küçük koy, genellikle dalış kulüpleri ve eğitim amaçlı dalışlarda tercih ediliyor. Koyun en önemli özelliği suyun bir metre altında, ada içerisine doğru 40-50 m giden mağara… Mağara içindeki geniş alanda, tavandaki sarkıtlar görülmeye değer. Su sıcaklığı dış taraftaki deniz suyuna göre 5 derece daha sıcaktır. Kargı Adası Bodrum yöresinin en güzel dalış noktalarından olan Ada’nın Kos adası yönünde 5 m ile 25 m arasında bol miktarda anfora kırıkları görülebilir. Müren, orfoz, lahoz, sinarit ve barakuda sürülerine her dalışta rastlamak mümkün. Kargı Adası’nın tek dezavantajı, yılın bazı zamanlarında Kos Adası yönüne doğru kuvvetli bir akıntının olması. SG115 Batığı 29 metrelik bir hücum botu olan SG115, Bodrum sualtı dünyasına Türk Sahil Güvenliği tarafından 2007’de bağışlanmış. Tüm seviye Orak Adası ve Orak Burnu Gökova Körfezi içerisindeki bu nokta, günübirlik gidilebilen en uzak dalış noktalarından biri. Duvar dalışı sevenler için hayal edilemeyecek kadar güzel bir sualtı topografyası sunuyor. Özellikle burnun Gökova yönüne doğru yapılan dalışlar heyecan verici; bu yönde, 32-34 metrelerdeki mağaranın içi mor süngerlerle kaplı. Küçük Resif Resifin dikey duvarlarını iyice tararsanız, orfoz sürülerine, lagoslara, levreklere, akya, müren, ahtapot ve kaya balıklarına rastlayabilirsiniz. Bir de deniz kaplumbağasına! 29 Güvenli Adrenalin Mavi derinliklere güvenle dalın Su altında zaman geçirmek, özgür olma duygusunun belki de en somutlaşmış hallerinden biri… Yerçekimsiz bir ortamda, üç düzlemde hareket edebilmek, sağlığı elverişli herkesin yapabileceği bir spor. Güvenilir bir kurumdan alacağınız özel dalış eğitimi ve uygun kıyafetlerle bu hayali gerçekleştirmek mümkün. İnsanlar eski çağlardan beri farklı malzemeler kullanarak veya nefeslerini tutarak su altında uzun süreler kalmak istemiş. Su altını keşfetme isteği, avlanma ve benzeri ihtiyaçlar, hatta batık ve hazine bulma hayali insanın su altında daha uzun süre kalabilme isteğini artırmış. Sünger ve balık avcıları önceleri 30 Haziran 2014 uzun borularla nefes alıp verme yöntemini denemiş. Ardından içine hava doldurdukları hayvan derisinden keselerle suyun altında nefes almayı deneseler de, bu kez karbondioksit problemiyle karşılaşmışlar. Dalışta en büyük devrim, 1943'te Fransız kaşif Jacques-Yves Cousteau'nun birleştirdiği regülatör ve basınçlı hava tüpü sayesinde olmuş. Cousteau'nun “aqua lung” (su ciğeri) adını verdiği su altı tüpleri sayesinde, yüzeye hiçbir bağımlılık duymadan hayal bile edilemeyecek derinliklere inmek ve uzun süreler kalabilmek mümkün olmuş. Bu yöntem, “scuba” olarak da adlandırılan tüplü dalışın atası kabul ediliyor. Modern dalış elbiselerinin gelişmesi de yine bu yıllara rastlıyor. Daha güvenli ve modern Modern dalış takımları ile Cousteau’nun kullandıkları arasında görünüşte büyük farklar olmasına karşın temel prensip aynı. Günümüzde de basınçlı hava dolu silindir tüple dalarak, maske, şnorkel ve palet kullanıyoruz. Üstelik dalış takımları artık çok daha güvenli ve eğlenceli bir dalış imkânı sunuyor. Tüplü dalış yapmak isteyenler için artık sayısız dalış kursu var. Tüm dünyada kabul gören PADI ve CMAS kursları, dileyen ve sağlığı elveren herkesi sessiz ve özgür su altı dünyasıyla tanıştırıyor. Başlangıç kursları akademik bilgi, havuz çalışmaları ve deniz dalışları olarak genelde üçe ayrılıyor. Performansınıza göre, bilgileriniz ve becerileriniz geliştikçe bir üst seviyeye ulaşıyor ve sertifikalı dalıcı oluyorsunuz. Dikkat dikkat... Kulak enfeksiyonu, vertigo, kalp, yüksek tansiyon, astım, şeker, akciğer ve sara rahatsızlığı olanlar, hamileler, ağır ilaç kullananlar, son altı ay içinde ameliyat geçirenler, fıtık problemi olanlar (derecesine göre yardımla dalabilir) haricinde, 14 yaşını doldurmuş sağlıklı herkes tüplü dalış yapabiliyor. Ne lazım? Dalış malzemeleri ne yazık ki pek çok aletli sporda olduğu gibi ucuz değil. Bu nedenle özellikle yeni başlayanların büyük miktarda yatırım yapmaması; sporda ilerledikçe ihtiyaç duyduğu oranda malzemelerini geliştirmesi ve yenilemesi öneriliyor. Bazı kurs ve dalış turları kimi aletleri temin etse de, öncelikle ihtiyacınız olacak ana malzemeler belli. Dalış elbisesi: Hijyenik açıdan kendi elbisenizin olması çok önemli. Rahatlığınız da… Ölçülerinize uygun seçeceğiniz elbiseyle suyun altında rahatça hareket edebilirsiniz. Kendi dalış elbisenizi kullanıyorsanız, doğru ağırlığı kuşanma konusunda da daha avantajlı olacaksınız. Böylece bir süre sonra taşıdığınız ağırlıkla ilgili denemeler yapabilir, kademe kademe ağırlığınızı azaltabilirsiniz. Maske ve şnorkel: Yüzünüze uygun, kaliteli bir maske rahatlık sağlayan en önemli malzemelerden biri. Yüzümüze uymayan maske su alabilir, sıkabilir. Kendi maskenizi ise suya her girişte ayarlamak veya sualtında düzeltmek zorunda kalmazsınız. Üstelik kutusunda korunmuş bir maskeyi yıllarca kullanabilirsiniz. Palet: Paletiniz sualtında aldığınız mesafeyi belirleyen en önemli malzemeniz. Uygun ölçü ve sertlikte bir paletle aynı miktarda güç harcayarak, tekneden giyeceğiniz herhangi bir palete göre daha uzun mesafe kat edebilirsiniz. Bu da daha az hava tüketimi ve daha uzun dip zamanı demek… Eldiven: Dalış hayatınız ilerledikçe, yapacağınız akıntı veya batık dalışlarında ellerinizi korumak için bir çift eldivenin de çok faydasını görebilirsiniz. Belki ilk dalışlarınızdan itibaren eldiven takmak kendinizi daha rahat hissetmenizi sağlayabilir. Denge yeleği: Üzerinize tam oturan bir denge yeleği ile hem güvenliğinizi sağlamanız hem de yüzerliğinizi ayarlamanız daha kolay olacaktır. Acil bir durumda denge yeleğinizdeki boşaltma valflerine çok hızlı ulaşabilirsiniz. Birkaç saniye bile acil durumlarda çok önemli olabilir. Fener: İlk zamanlarda gece veya mağara dalışı yapamayacağınız için hemen bir fener almaya gerek yokmuş gibi görünebilir. Ancak eğer küçük, kolay taşınabilen bir fener edinirseniz suyun altında kovukları inceleyebilir, gölgelerin arasında çok şey keşfedebilirsiniz. Fenerin ışığıyla gerçek renkleri görebilir, su altı dünyasına iki misli hayran kalırsınız. Regülatör: İyi durumda ve bakımlı bir regülatörle dalış güvenliğiniz artacaktır. Kendi regülatörünüzü kullansanız da, çok sayıda dalış yapmasanız da, yılda bir kez regülatör bakımını yaptırmanız, unutmamanız gereken önemli bir nokta. Donanım çantası: Uygun boyutta herhangi bir çanta da işinizi görebilir. Ancak bütçeniz elverirse dalışa uygun, su geçirmez bir çanta almanızı öneririz. Malzemenizin tamamını rahatça alan, ezmeyen, taşıması kolay bir dalış çantası hem dalışa gidiş gelişlerinizi kolaylaştıracak, hem kullanmadığınız zamanlarda malzemelerinizi derli toplu saklayacaktır. Malzemelerinizi her dalış sonrası tatlı suyla yıkar, kuruttuktan sonra uygun şekilde saklar, en azından yılda bir kez profesyonel bir bakımdan geçirir ve değişmesi gereken küçük parçaları yenilerseniz, yıllar boyunca keyifle ve güvenle kullanabilirsiniz. 31 Sokaktan Manzaralar Yaşadığınız sitede kendinizi güvende hissediyor musunuz? Farklı yaş ve mesleklerden kişilere yaşadıkları sitelerde kendilerini güvende hissedip hissetmediklerini sorduk. Hemen hemen hepsi güvenlik personeliyle korunan sitelerin güvenlik açısından tercih sebebi olduğu konusunda hemfikir. Zeynep Karamustafa Yaşı: 31 Mesleği: Gazeteci Güvenliğin 24 saat iş başında olması, site etrafındaki güvenlik kameralarının her an kayıtta bulunması benim için en büyük güvenlik unsuru. Bunun yanı sıra site girişindeki güvenlik, her kim gelirse gelsin diyafon sistemi ile önce beni arayarak onayımı soruyor, onay aldıktan sonra ziyaretçinin siteye girmesine izin veriyor. Bu benim için çok önemli… Kapım çalındığında kimin geldiğini biliyorum. Kutay Yalçındağ Yaşı: 36 Mesleği: İnşaat Mühendisi Evet oldukça güvende hissediyorum. Hem sitemin yer aldığı semt itibariyle, hem de çalışılan güvenlik firması ve 24 saat güvenlik bulunması nedeniyle… Güvenlik personelinin uzun süreli çalışanlar olması bu güveni arttırıyor. Yüksek katta oturuyor olmam ve daire kapısının sağlamlığı da önem taşıyor. Dışarıdan kaynaklanabilecek olaylar dışında da başıma herhangi bir şey geldiğinde, komşulardan ve çalışanlardan destek alabileceğimi düşünüyorum. Günümüzde, komşuluk ilişkilerinin yoğun olmadığı koşullarda, sitenin güvenlik personelinin olması bana kendimi iyi hissettiriyor. 32 Haziran 2014 Suzan Bilgili Demirbaş Yaşı: 29 Mesleği: İş Güvenliği Uzmanı Üç bloklu, 10 katlı bir sitede oturuyorum. Her blokta birbirini tanımayan 40 kişi yaşıyor. Kalabalık olduğu için kişilerin birbirini tanıması oldukça zor. Sitemizin güvenliği yok ama olmalı. Kişilerin birbirini tanımadığı bir ortamda hırsızlık benzeri olaylar çok daha kolay olacaktır. Güvenlik olursa her şey daha kontrollü olur. En azından caydırıcı olabilir; çocuklarımızı gönül rahatlığıyla bahçede oynatabiliriz. Kemal İz Yaşı: 32 Mesleği: Serbest Meslek Güvenlik elemanlarıyla korunan bir sitede oturmak, böylesi bir güvenlik unsurunun olmadığı bir yerde oturmaktan kuşkusuz daha güvenli. Aracınızı park ettiğiniz bölgenin kameralarla ve güvenlik elemanlarıyla kontrol ediliyor olması ve siteye girişlerin denetim altında tutuluyor olması önemli. Asıl önemli olan ise, evde olmadığınız süre zarfında da evinizin güvenliğinin sağlanıyor oluşu. Ülkü Kaçar Yaşı: 36 Mesleği: Lojistik Müdürü Günümüzde en çok sorduğumuz sorulardan birisi de güvenliğimizi nasıl sağlayabiliriz sorusu… Eğer bir sitede oturuyorsanız içiniz biraz daha rahat ediyor. Sizi, evinizi ve ailenizi profesyonelce koruyan özel güvenlik görevlileri var. Bu rahatlık sizin ailenize ve sosyal hayatınıza daha fazla zaman ayırabilmenize de olanak sağlıyor. Sitenizin özel güvenlik görevlileri ve kameralarla gece gündüz korunuyor olması biraz lüks gibi görünse de, aslında olası hasarların önüne geçebilmek için lüksten öte bir zaruret… Sitemizde güvenlik önlemlerini benim adına düşünen ve bu tedbirleri yasalarla paralel olarak alan bir güvenlik firmasının olması, site sakinleri olan bizlerin hayatını kolaylaştırıyor. Uzman görüşü Site ve rezidans benzeri yaşam alanlarında güvenlik konseptinin oluşturulmasında, binanın proje aşamasından itibaren takibi ve tesisi önem arz ediyor. İnşaat başlamadan güvenlik konseptinin, tasarımının netleştirilmesi, inşaatın bu detaylar göz önüne alınarak planlanması gerekiyor. Güvenlik konsepti netleştirildikten sonra ise, diğer önemli hususlar devreye giriyor: Ehil ve deneyimli personel, profesyonel bakış açısına sahip güvenlik firması ve elbette aynı bakış açısına sahip bir tesis yönetimi… Dolayısıyla; aynı çatı altında toplanan ve koşulsuz müşteri memnuniyeti odaklı verilen hizmetler, site ve rezidans yaşamını güvenli kılıyor. 444 15 98
Benzer belgeler
Anadolu Sağlık Merkezi`nde Tepe Güvenlik farkı
TEPE’den Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri San. A.Ş. Yayın Organı Yayın türü: Yerel, süreli, üç aylık dergi, ISSN: 2148-4619
Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri Adına İmtiyaz Sahibi: ...