Viral Hepatit 2011 Dergisi-1 - Viral Hepatitle Savaşım Derneği
Transkript
Viral Hepatit 2011 Dergisi-1 - Viral Hepatitle Savaşım Derneği
11 Cilt: 17 Sayı: 1 Yıl: Viral Hepatit Dergisi Siirt Devlet Hastanesi’ne Başvuran Hastalarda HBsAg, Anti-HBs, Anti- HCV ve Anti-HIV Seroprevalansı Nedim TUNÇ, Hakan ERAYDIN, Emin ÇETİNKAYA, Mehmet Kadir ODUNCU, Şeyhmus TOY Cilt: 17 Aktif ve Pasif İmmunoprofilaksiye Rağmen Hepatit B Virus Perinatal Bulaşı: Bir Olgu Sunumu Özgür GÜNAL, H. Şener BARUT, Ayfer GÖRAL Esnaf ve Belediye Çalışanlarında Hepatit B Sayı: 1 Seroepidemiyolojisinin Değerlendirilmesi ve Hepatit Sertifika Eğitimi Çalışması Emir Sultan BARYAMAN, Mustafa ASLAN, Neşe SALTOĞLU, Hakan YAKAR, Bekir KOCAZEYBEK, Mustafa SAMASTI Sekiz Aylık Dönemde Laboratuvarımızda Saptanan Hepatit B ve Hepatit D Seroprevalansı Kadriye KART YAŞAR, Filiz PEHLİVANOĞLU, Gönül ŞENGÖZ Yıl: 2011 Ameliyat Olmak Üzere Başvuran Hastalarda Hepatit B ve Hepatit C Seroprevalansı Filiz PEHLİVANOĞLU, Kadriye KART YAŞAR, Gönül ŞENGÖZ Kronik Hepatit B Olgularının Uzun Dönem İzlem Sonuçları: Cerrahpaşa Deneyimi Ferhat ASLAN, Ömür TABAK, Reşat ÖZARAS, Ali MERT, Fehmi TABAK, Hakan ŞENTÜRK Cilt: 17 Sayı: 1 Yıl: 2011 Editörler Fehmi TABAK Osman YÜKSEL Editör Yardımcısı Mustafa ALTINDİŞ Yayın Kurulu Necati ÖRMECİ Selma TOSUN Tuna DEMİRDAL Aysun YALÇI Seyfettin KÖKLÜ Ömer BAŞAR Danışmanlar Kurulu Hakan ABACIOĞLU Canan AĞALAR Ayhan AKBULUT Esragül AKINCI Salih Zeki AKSU Mustafa ALTINDİŞ Bilgin ARDA Mehmet ARHAN Dilek ARMAN Hilmi ATASEVEN Kemalettin AYDIN Bilgehan AYGEN Neriman BALABAN İsmail BALIK Ömer BAŞAR Yaşar BAYINDIR Nurcan BAYKAM Ahmet BEKTAŞ Bülent BEŞİRBELLİOĞLU Hürrem BODUR Şahin ÇOBAN Fügen ÇOKCA Tuna DEMİRDAL Neşe DEMİRTÜRK Başak DOKUZOĞUZ Abdülkadir DÖKMECİ İlyas DÖKMETAŞ Şükrü DUMLU Hakan ERDEM Cafer EROĞLU Serpil EROL Yasemin ERSOY Gülden ERSÖZ İbrahim ERTUĞRUL Şaban ESEN Can Polat EYİGÜN Rahmet GÜNER Yunus GÜRBÜZ Kenan HIZEL Salih HOŞOĞLU Mehmet İBİŞ Seza İNAL Dilara İNAN Özlem KANDEMİR Oğuz KARABAY Üner KAYABAŞ Arif KAYGUSUZ Sedat KAYGUSUZ Murat KEKİLLİ Dilek KILIÇ Mehmet KIYAN Seyfettin KÖKLÜ Ömer Faruk KÖKOĞLU İftihar KÖKSAL Halil KURT Hakan LEBLEBİCİOĞLU Ali MERT Reşit MISTIK Nihat OKÇU Necati ÖRMECİ Tijen ÖZACAR Reşat ÖZARAS İlhan ÖZGÜNEŞ Nail ÖZGÜNEŞ Hasan ÖZKAN Nefise ÖZTOPRAK Recep ÖZTÜRK Hüsnü PULLUKÇU Neşe SALTOĞLU Fatma SIRMATEL Mehmet SÖKMEN Mustafa SÜNBÜL İrfan ŞENCAN Fehmi TABAK Meltem TAŞBAKAN Yeşim TAŞOVA Alper TEKELİ Selma TOSUN Yaşar TUNA İlyas TUNCER Emel TÜRK ARIBAŞ Gaye USLUER Selahattin ÜNAL Aysun YALÇI Tansu YAMAZHAN M. Hadi YAŞA Orhan YILDIZ Ömer YILMAZ İlhami YÜKSEL Cilt: 17 Sayı: 1 Yıl: 2011 İÇİNDEKİLER Araştırma Siirt Devlet Hastanesi’ne Başvuran Hastalarda HBsAg, Anti-HBs, Anti- HCV ve Anti-HIV Seroprevalansı Nedim TUNÇ, Hakan ERAYDIN, Emin ÇETİNKAYA, Mehmet Kadir ODUNCU, Şeyhmus TOY ............................................... 7-11 Olgu Sunumu Aktif ve Pasif İmmunoprofilaksiye Rağmen Hepatit B Virus Perinatal Bulaşı: Bir Olgu Sunumu Özgür GÜNAL, H. Şener BARUT, Ayfer GÖRAL........................................................................................................................... 12-15 Araştırma Esnaf ve Belediye Çalışanlarında Hepatit B Seroepidemiyolojisinin Değerlendirilmesi ve Hepatit Sertifika Eğitimi Çalışması Emir Sultan BARYAMAN, Mustafa ASLAN, Neşe SALTOĞLU, Hakan YAKAR, Bekir KOCAZEYBEK, Mustafa SAMASTI ..... 16-21 Araştırma Sekiz Aylık Dönemde Laboratuvarımızda Saptanan Hepatit B ve Hepatit D Seroprevalansı Kadriye KART YAŞAR, Filiz PEHLİVANOĞLU, Gönül ŞENGÖZ ................................................................................................. 22-26 Araştırma Ameliyat Olmak Üzere Başvuran Hastalarda Hepatit B ve Hepatit C Seroprevalansı Filiz PEHLİVANOĞLU, Kadriye KART YAŞAR, Gönül ŞENGÖZ ................................................................................................. 27-32 Araştırma Kronik Hepatit B Olgularının Uzun Dönem İzlem Sonuçları: Cerrahpaşa Deneyimi Ferhat ASLAN, Ömür TABAK, Reşat ÖZARAS, Ali MERT, Fehmi TABAK, Hakan ŞENTÜRK .................................................. 32-36 Siirt Devlet Hastanesi’ne Başvuran Hastalarda HBsAg, Anti-HBs, Anti- HCV ve Anti-HIV Seroprevalansı Araştırma Siirt Devlet Hastanesi’ne Başvuran Hastalarda HBsAg, Anti-HBs, Anti- HCV ve Anti-HIV Seroprevalansı Nedim TUNÇ1, Hakan ERAYDIN2, Emin ÇETİNKAYA1, Mehmet Kadir ODUNCU1, Şeyhmus TOY1 1 2 Devlet Hastanesi Klinik Mikrobiyoloji Laboratuvarı, Devlet Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği, SİİRT ÖZET Bu çalışmada Siirt Devlet Hastanesine müracaat eden hastaların HBsAg, anti-HBs, anti-HCV, anti-HIV pozitifliklerinin mevsimlere, cinsiyete ve yaşa göre dağılımlarının saptanması amaçlanmıştır. Çalışmada retrospektif olarak 01 Haziran 2008-31 Mayıs 2009 tarihleri arasındaki 29227 hastanın otomasyon kayıtları değerlendirilmiştir. Tüm testler elektrokemilüminesans yöntemi kullanılarak çalışılmıştır. Toplam 10630 kişiye HBsAg, 5659 kişiye anti-HBs, 7711 kişiye anti-HCV ve 5227 kişiye de anti-HIV testleri uygulanmıştır. Çalışmada; HBsAg, anti-HBs, anti-HCV ve anti-HIV testlerinde sırasıyla %10, %48, %0.62, %0.08 seropozitiflik saptanmıştır. Bölgemizdeki HBsAg ve total anti-HBs seropozitifliği Türkiye oranlarıyla uyumludur. Ancak salt antiHBs seropozitifliği ile anti-HCV ve anti-HIV oranlarımız Türkiye ortalamasının altında çıkmıştır. Bölgemizde yaşlı grupta hepatit B için aktif bağışıklığı artırmak gereklidir. Kan ve kan ürünleri ile bulaşabilecek hepatit hakkında eğitim programları faydalı olacaktır. Anahtar Kelimeler: HBsAg, anti-HBs, anti-HCV, anti-HIV, Seroprevalans SUMMARY HBsAg, Anti-HBs, Anti-HCV and Anti-HIV Seroprevalence of the Patients Apply to Siirt Public Hospital In this study, it was aimed to determine the distributions of HBsAg, anti-HBs, anti-HCV, anti-HIV seropositivies according to gender, season and age in the patients who were admitted to the Siirt State Hospital between 01 June 2008 and 31 May 2009. The electronic records of 29227 patients were retrospectively evaluated. All tests were performed using electrochemiluminescence method. In total, 10630 patients were tested for HBs Ag, 5659 for anti-HBs, 7711 for anti-HCV and 5227 for anti-HIV tests. The seropositivity rates for HBsAg, antiHBs, anti-HCV, anti-HIV were 10%, 48%, 0.62%, and 0.08%, respectively. The seropositivity rates for HBsAg and total anti-HBs in our region were comparable to those seen across Turkey. However, the seropositivity rates for absolute anti-HBs, anti-HCV, and anti-HIV were lower than the average rate in Turkey. In our re- Viral Hepatit Dergisi 2011; 17(1): 7-11 7 Tunç N ve ark. gion, the active immunity for hepatitis B should be improved in the aged population. Education programs on hepatitis which can transmit through blood and its derivatives will be beneficial. Keywords: HBsAg, anti-HBs, anti-HCV, anti-HIV, Seroprevalence GİRİŞ MATERYAL ve METOT Dünyada yaygın olarak bulunan viral hepatit etkenlerinden; hepatit B virus (HBV) ve hepatit C virus (HCV) ülkemiz coğrafyasında da sıklıkla görülmektedir. Özellikle HBV enfeksiyonları akut enfeksiyon döneminde hayatı tehdit edebileceği gibi ilerlemiş vakalarda kronik hepatit, siroz ve hepatosellüler karsinoma (HSK) gibi önemli komplikasyonlara da yol açabilmektedir (1). Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre her yıl bir milyon insan kronik HBV enfeksiyonunun yol açtığı komplikasyonlar nedeniyle ölmektedir (2). Yapılan araştırmalar, kronik HBV enfeksiyonu olan hastaların, HBV taşıyıcısı olmayanlara göre hepatosellüler karsinom geliştirme olasılıklarının yaklaşık 100 kat arttığını göstermiştir (3). HBV ile enfekte olanların %10-30’unu kronik, bunların da %70-90’ını inaktif taşıyıcılar oluşturmaktadır (4). Türkiye HBV enfeksiyonun yaygınlığı açısından orta endemisite kuşağında yer almaktadır (5). Yapılan seroprevalans çalışmaları; ülkemizdeki HBsAg seropozitifliğinin %0.8-14.3, antiHBs seropozitifliğinin ise %20.6-52.3 arasında değiştiğini göstermektedir (6, 7). Kronikleşen ve özellikle de kan transfüzyonu sonrası gelişen bir diğer viral hepatit etkeni hepatit C virusudur. HCV ile enfekte olanların yaklaşık %10-20’sinde 20-30 yıl içinde siroz gelişmekte, bunların da %15’inde hepatosellüler karsinom (HSK) meydana gelmektedir. DSÖ, küresel HCV prevalansını %3 olarak bildirmiştir (8). Ülkemizde yapılan seroprevalans çalışmaları, kan donörlerinde HCV seropozitifliğinin %0.12-1.7, sağlık çalışanlarında ise %0-3.2 olduğunu göstermektedir (9). DSÖ, Aralık 2008 verilerine göre dünyada ortalama 33.4 milyon HIV enfekte kişi olduğunu ve 1981 yılından bugüne 33.9 milyon kişinin hayatını kaybettiğini bildirmektedir. Ülkemizde T.C Sağlık Bakanlığı Aralık 2009 verilerine göre 3898 HIV/ AIDS hastası bulunmaktadır. Ülkemizde HIV enfeksiyonu olanların çoğu 20-49 yaş arasındadır ve hastaların %70’i erkek, %30’u kadındır (10). Bu çalışmada Siirt Devlet Hastanesine müracaat eden hastaların HBsAg, anti-HBs, anti-HCV, antiHIV seropozitifliklerinin saptanması ve yaş, cinsiyet ve mevsimlere göre dağılımlarının incelenmesi amaçlanmıştır. Bu çalışma 01 Haziran 2008-31 Mayıs 2009 tarihleri arasında hastanemiz merkez laboratuvarında, HBsAg, anti-HBs, anti-HCV ve anti HIV test sonuçlarının retrospektif olarak incelenmesiyle yapılmıştır. Tüm serum örneklerinden elektrokemilüminesans yöntemiyle HBsAg, anti-HBs, anti-HCV ve anti-HIV çalışılmıştır. Tüm hastalarda HBeAg, anti-HBe, anti-HBc IgM ve anti-HBc IgG bakılmadığından saptanan HBsAg ve anti-HBs oranları; akut, kronik ve taşıyıcı tüm klinik hepatit B formlarını kapsamaktadır. Taramalarda salt anti-HBs oranları da elde edilememiştir. Laboratuvarımızda antiHCV ve anti-HIV seropozitifliği ilk kez saptanan ve tekrarlayan tarama sonuçlarında da aynı pozitif sonuç elde edilen kanlar HCV, HIV enfeksiyonları açısından şüpheli kabul edilmiştir. Doğrulama için yeni kan örnekleri alınarak İl Sağlık Müdürlüğü aracılığı ile Ankara Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsüne gönderilmektedir. 8 BULGULAR 01 Haziran 2008-31 Mayıs 2009 tarihleri arasında toplam 29227 serumun 10630’unda (%36.3) HBsAg, 5659’unda (%19) anti-HBs, 7711’inde (%26) antiHCV, 5227’sinde de (%18) anti-HIV çalışılmıştır. HBsAg çalışılan serumların 1049’unda (%10) seropozitiflik saptanmıştır. Bunların 412’si (%39) kadın, 637’si (%61) erkektir. Seropozitiflerin yaş ortalaması ise 38 yıl olarak bulunmuştur. HBsAg’in 357’si (%34) kış, 280’i (%27) ilkbahar, 254’ü (%24) sonbahar, 158’i (%15) yaz aylarında pozitif saptanmıştır. HBsAg seropozitifliğinin cinsiyet, mevsimsel dağılımları ile yaş ortalaması Tablo 1’de verilmiştir. Anti-HBs çalışılan serumların 2724’ünde (%48) seropozitiflik saptanmıştır. Bunların 1188’i (%44) kadın, 1536’sı (%56) erkektir. Seropozitiflerin yaş ortalaması 39 yıldır. Anti-HBs’lerin 991’i (%37) kış, 856’sı (%31) sonbahar, 540’ı (%20) ilkbahar, 337’si (%12) yaz aylarında pozitif bulunmuştur. Anti-HBs seropozitifliğinin cinsiyet, mevsimsel dağılımları ile yaş ortalaması Tablo 2’de verilmiştir. Viral Hepatit Dergisi 2011; 17(1): 7-11 Siirt Devlet Hastanesi’ne Başvuran Hastalarda HBsAg, Anti-HBs, Anti- HCV ve Anti-HIV Seroprevalansı Tablo 1. HBsAg seropozitiflerin (n=1049) cinsiyet ve mevsimsel dağılımları ile yaş ortalaması Mevsim, n (%) Yaz Sonbahar Kış İlkbahar Cinsiyet, n (%) Erkek Kadın Yaş ortalaması (Yıl) 158 (15) 254 (24) 357 (34) 280 (27) 637 (61) 412 (39) 38 Tablo 2. Anti-HBs seropozitiflerin (n=2724) cinsiyet ve mevsimsel dağılımları ile yaş ortalaması Mevsim, n (%) Yaz Sonbahar Kış İlkbahar Cinsiyet, n (%) Erkek Kadın Yaş ortalaması (Yıl) 337 (12) 856 (31) 991 (37) 540 (20) 1536 (56) 1188 (44) 39 Anti-HCV çalışılan serumların sadece 47’sinde (%0.6) seropozitiflik saptandı. Bunların 26’sı (%55) kadın, 21’i (%45) erkektir. Seropozitiflerin yaş ortalaması 48 yıldır. Anti-HCV’lerin 15’i (%31) ilkbahar, 14’ü (%30) sonbahar, 12’si (%26) kış, 6’sı (%13) yaz aylarında pozitif bulunmuştur. Anti-HCV seropozitifliğinin cinsiyet, mevsimsel dağılımları ile yaş ortalaması Tablo 3’te verilmiştir. Tablo 3. Anti-HCV seropozitiflerin (n=47) cinsiyet ve mevsimsel dağılımları ile yaş ortalaması Mevsim, n (%) Yaz Sonbahar Kış İlkbahar Cinsiyet, n (%) Erkek Kadın Yaş ortalaması (Yıl) 6 (13) 14 (30) 12 (26) 15 (31) 21 (45) 26 (55) 48 Viral Hepatit Dergisi 2011; 17(1): 7-11 Anti-HIV taraması yapılan serumların sadece 4’ünde (%0.08) seropozitiflik saptanmıştır. Bunların da 2’si (%50) kadın, 2’si (%50) erkektir. Yaş ortalaması 43 yıldır. Anti-HIV pozitifliklerinin 2’si (%50) ilkbahar, 1’i (%25) yaz, 1’i (%25) sonbaharda saptanmıştır. HIV pozitifliklerinin doğrulanması Ankara Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsünde yapılmıştır. Toplam 4 (dört) hastanın sadece birinde gerçek pozitiflik saptanmıştır. Anti-HIV seropozitifliğinin cinsiyet, mevsimsel dağılımları ile yaş ortalaması Tablo 4’de verilmiştir. Tablo 4. Anti-HIV seropozitiflerin (n=4) cinsiyet ve mevsimsel dağılımları ile yaş ortalaması Mevsim, n (%) Yaz Sonbahar Kış İlkbahar Cinsiyet, n (%) Erkek Kadın Yaş ortalaması (Yıl) 1 (25) 1 (25) 2 (50) 2 (50) 2 (50) 43 TARTIŞMA Ülkemizdeki HBsAg seropozitifliğinin %1.7-%21 (5) olduğu, farklı bir çalışmada ise %2.8-%19.2 arasında değiştiği bildirilmektedir (11). HBsAg seropozitifliği; Ağuş ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada %2 (12), Erden ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada %9.6 (13), Araz’ın yaptığı çalışmada %1.1 (14), Ersöz ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada %2 (15), Sakarya ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada %1.85 (16), Arabacı ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada %9.5 (17), Polat’ın yaptığı çalışmada %11.8 (18), Kösecik ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada ise %11.8 olarak bildirilmiştir (19). Çalışmamızda ise HBsAg seropozitifliği %10 olarak bulunmuştur. HBsAg oranımız literatürlerdeki oranlarla uyumlu olmakla birlikte hepatit B’nin aktif, kronik ve taşıyıcı tüm klinik formlarını kapsamaktadır. Sağlık Bakanlığımız 1998’den bu güne hepatit B aşısını rutin aşılama takvimine alarak aralıksız sadece yenidoğanların tümüne aşılama yapmaktadır. Bölgelere göre değişmekle birlikte çocuklardaki HBsAg seroprevalansının %0.065-12.1 arasında değiştiği bildirilmektedir (20). Çalışmamızdaki HBsAg pozitifliklerinin yaş ortalamasının 38 olarak bulunması, 9 Tunç N ve ark. yenidoğan grubunda ciddiyetle sürdürülen rutin hepatit B aşı çalışmalarının orta ve ileri yaş guruplarına da uygulanması gerektiğini göstermektedir. Türkiye toplumunun hepatit B’ye olan bağışıklığını değerlendirmeye yönelik birçok araştırma yapılmıştır. Erden ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada %24.5 (13), Memiş ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada %8.3 (2), Araz’ın yaptığı çalışmada %41.7 (14), Çelik ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada %13.3 (21), Kaygusuz’un yaptığı çalışmada %38.6 (7), Ersöz ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada %47.1 (15) anti-HBs seropozitiflikleri bildirilmiştir. Yaptığımız çalışmada ise toplam anti-HBs seropozitifliği %48 olarak saptandı. Bu oran aktif, kronik ve aşılı tüm hastaları kapsamaktadır. Tek başına anti-HBs istemlerinin sınırlı sayıda yapılmış olması nedeniyle aşıya bağlı salt anti-HBs seropozitiflik oranı saptanamamıştır. Yapılan çalışmalarda Türkiye’de anti-HBs seropozitifliğinin %8.3-%47.1 arasında değiştiği görülmektedir. Bu durum gözönünde bulundurulduğunda salt anti-HBs pozitifliğimizin daha düşük olacağı aşikardır. Çalışmamızdaki anti-HBs pozitifliklerinin yaş ortalaması 39 olarak bulunmuştur. Sonuç olarak bölgemizde hepatit B aktif immunizasyonun orta yaş grubunda ciddiyetle sürdürülmesine ihtiyaç vardır. Ülkemizde HCV seropozitifliğini saptamada değişik çalışmalar yapılmıştır. Anti-HCV seropozitifliği; Kaya ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada %0.52 (22), Özdemir ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada %0.4 (23), Ersöz ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada %0.4 (15), Uyanık ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada %0.4 (24), Uzun’un yaptığı çalışmada %0.28 (25), Erden ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada %2.1 (13) olarak saptanmıştır. HCV enfeksiyonu sıklığının dünyada %3, ülkemizde ise %1-2.4 arasında değiştiği bildirilmektedir (26). Çalışmamızda toplam %0.62 anti-HCV seropozitifliği saptanmış olup bulgularımız Türkiye genelini yansıtan oranlardan düşük çıkmıştır. Çalışmamızdaki anti-HCV pozitifliklerinin yaş ortalaması 48 olarak bulunmuştur. Toplam 47 HCV pozitif hastanın 46’sı ya hemodiyaliz ya da kronik HCV enfeksiyon ile takip edilen hastalardan oluşmaktadır. Doğrulama amacıyla Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezine gönderilen serumlardan sadece birinde pozitiflik saptanmıştır. Hepatit C taramasında kullanılan liyofilize kitlerin sulandırıldıktan sonraki yarılanma ömürlerinin kısa olmasının ve buna bağlı kit stabilitesinin düşmesinin, HCV oranımızın düşük çıkmasına etki etmiş olabileceği tahmin edilmektedir. 10 Ülkemizin birçok yerinde anti-HIV seroprevalans çalışmasına ait bildirimler bulunmaktadır. Bunlar arasında HIV seropozitifliği saptanmayan çalışmalar olduğu gibi (23,24,27), Mırsal ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada %4.7 (28), Uzun’un yaptığı çalışmada %0.01 (25), Arabacı ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada %0.04 (29) anti-HIV seropozitifliği bildirilen çalışmalarda vardır. Çalışmamızda toplamda %0.08 anti-HIV seropozitifliği saptanmıştır. Tüm HIV seropozitif hastaların serumları uygun koşullarda İl Sağlık Müdürlüğü aracılığı ile Ankara Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsüne gönderilmiştir. Yapılan doğrulama testlerinden gerçek pozitiflik saptanmış olup askeri hastaneden laboratuvarımıza gönderilen ve askeri personelin test sonucu İl Sağlık Müdürlüğü aracılığı ile ilgili makamlara bildirilmiştir. Ayrıca hepatit B ve hepatit C enfeksiyonlarının mevsimsel şartlardan bağımsız olarak yılın her ayında rastlanabilmektedir (30). Mevsimsel dağılımlara göre saptanan seropozitif HBsAg ve anti-HBs’nin %34’ü kış, antiHCV’nin %31’i ilkbahar, anti-HIV’in de %50’si ilkbaharda saptanmıştır. Kış ve ilkbahar aylarında en yüksek seropozitiflik oranı saptanmasında, bu aylarda mevsimsel enfeksiyonlarla hastanemize yapılan başvuru sayısındaki artışların rol oynadığı tahmin edilmektedir. Cinsiyet dağılımlarına bakıldığında HBsAg’in %61’i, anti-HBs’nin %56’sı, antiHCV’nin %45’i, anti-HIV’in ise %50’si erkeklerde pozitif saptanmıştır. Bu oranlar, bölgede yaşayan orta yaş grubuna ait erkek ve kadınların, hepatit B enfeksiyonları açısından büyük risk taşıdıklarını göstermektedir. Bölgemizde aktif immunizasyonun göstergesi olan salt anti-HBs oranlarının cinsiyetlere göre dağılımlarının saptanmasına dair yeni çalışmalara ihtiyaç vardır. Sonuç olarak bölgemizdeki HBsAg ve Total anti-HBs seropozitifliği Türkiye oranlarıyla uyumludur. Ancak anti-HCV ve anti-HIV oranlarımız Türkiye ortalamasının altında çıkmıştır. Kan ve kan ürünleri ile bulaşan hepatit etkenleriyle mücadelede, bölgemizdeki ileri yaş gruplarına yönelik aktif bağışıklığın arttırılması yanında koruyucu ve önleyici hizmetlerin de yaygınlaştırılmasına ihtiyaç vardır. Viral Hepatit Dergisi 2011; 17(1): 7-11 Siirt Devlet Hastanesi’ne Başvuran Hastalarda HBsAg, Anti-HBs, Anti- HCV ve Anti-HIV Seroprevalansı KAYNAKLAR 1. Demir İ, Kaya S, Demirci M ve ark. Isparta ili sağlık personelinde hepatit B virüs seropozitifliğinin araştırılması. İnfeksiyon Derg 2006; 20: 183-7. 2. Memiş S, Türk G. Hemşirelik ve ebelik birinci sınıf öğrencilerinde HBsAg ve anti-HBs pozitifliğinin ve hepatit B için risk faktörlerinin belirlenmesi. Viral Hepatit Derg 2006; 11: 95-100. 3. Beasley RP. Hepatitis B virus: the major etiology of hepatocellular carcinoma. Cancer 1988; 61: 1942-56. 4. Uçmak H, Ergün UG, Çelik M ve ark. İnaktif HBsAg taşıyıcılarında yaşam kalitesinin değerlendirilmesi. Viral Hepatit Derg 2007; 12: 513. 5. Poyrazoğlu S, Baykan Z, Naçar M, Çetinkaya F. Hepatit B ve C’li hasta yakınlarının hepatitler hakkındaki bilgi düzeyleri ve risk algıları. Viral Hepatit Derg 2009; 14: 108-15. 6. Karaca B, Tarakçı H, Tümer E. İzmir İli Lise Öğrencilerinde HBsAg Seroprevalansı. Viral Hepatit Derg 2007; 12: 91-4. 7. Kaygusuz TÖ. Kronik Hemodiyaliz hastalarında HBsAg ve anti-HBs seroprevalansı. FÜ Sağ Bil Derg 2007; 21: 55-7. 8. Memikoğlu KO, Arabacı H, Azap A, Yeşilkaya A, Birengel S, Balık İ. Türkiye’de hepatit C tanısı: seroloji nasıl yardımcı olur? Viral Hepatit Derg 2007; 12: 68-72. 17. Arabacı F, Demirli H. Van’da 6-10 yaş grubu çocuklarda hepatit A ve B seroprevalansı. İnfeksiyon Derg 2005; 19: 457-60. 18. Polat SA. Yatarak tedavi gören psikiyatri hastalarında hepatit B ve hepatit C seroprevalansı. Cumhuriyet Üniv Tıp Fak Derg 2002; 24: 15-20. 19. Kösecik M, Nazlıgül Y, Cebeci B ve ark. Şanlıurfa yöresinde hepatit B virüs taşıyıcılığı. Genel Tıp Derg 1997; 7: 129-31. 20. Üstün C, Basuguy E, Deveci U. Çocuk cerrahi polikliniğine başvuran hastalarda hepatit B ve hepatit C seroprevalansı. Nobel Medicus 2009; 5(supl:1): 4-9. 21. Çelik M, Ekerbiçer HÇ, Çetinkaya A ve ark. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Hastanesi check-up polikliniğine başvuran kişilerde hepatitis B seroprevalansı. Gaziantep Üniv Tıp Derg 2007; 1: 26-27. 22. Kaya S, Aridoğan BC, Adiloğlu AK, Demirci M. Isparta Bölgesi Kan Donörlerinde HBsAg ve antiHCV seroprevalansı. SDÜ Tıp Fak Derg 2005; 12: 36-8. 23. Özdemir L, Alim A, Arslan S ve ark. Sivas ilinde berber ve kuaförlerde HBV, HCV ve HIV seroprevalansı. Cumhuriyet Üniv Tıp Fak Derg 2004; 26: 153-6. 24. Uyanık MH. Malçok HK, Aktaş O. Kan donörlerinde hepatit B, hepatit C ve HIV-1/2 seroprevalansı. Atatürk Üniv Tıp Derg 2004; 36: 35-8. 9. Baştuğ AT, Bodur H. Akut hepatit C tanı ve tedavisi: literatüre bakış. Viral Hepatit Derg 2007;12: 62-7. 25. Uzun C. Kan donörlerinde HBsAg, Anti-HCV, Anti-HIV ve RPR sonuçlarının değerlendirilmesi. Türk Mikrobiyol Cem Derg 2008; 38: 143-6. 10. Tümer A. HIV/AİDS nedir? Hacettepe Üniversitesi HIV/AIDS Tedavi ve Araştırma Merkezi.[http:// www.hatam.hacettepe.edu.tr/92/(13.12.2010)] 26. Taşbakan MI, Yamazhan T, Arsu G ve ark. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinde çalışan hekim, hemşire, teknisyen ve intörnlerin viral hepatitler konusunda bilgi, tutum ve davranışları. Viral Hepatit Derg 2006; 11: 158-163. 11. Gül A, Türkdoğan MK, Zeteroğlu Ş. Bir grup gebede hepatit B ve hepatit C prevalansı. Perinatoloji Derg 1998; 6: 3-4. 12. Ağuş N, Yılmaz NÖ, Cengiz A ve ark. Kan donörlerinde HBsAg, anti-HCV, anti-HIV seroprevalansı. Ankem Derg 2008; 22: 7-9. 13. Erden S, Büyüköztürk S, Çalangu S. Poliklinik hastalarında HBsAg, anti-HBs ve anti-HCV seroprevalansı. Türk Mikrobiyol Cem Derg 30: 1314. 14. Araz NÇ. Gaziantep Çocuk Hastanesi Pediatri Polikliniği’ne başvuran olgularda hepatit B belirleyicileri sıklığı. Gaziantep Tıp Derg 2007; 1-3. 15. Ersöz G, Şahin E, Kandemir Ö ve ark. Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi sağlık personelinde HAV, HBV, HCV seroprevalansı ve hepatit B aşılaması. Viral Hepatit Derg 2006; 11: 84-8. 16. Sakarya S, Tuncer G, Yaşa H ve ark. Aydın bölgesindeki kan donörlerinde HBsAg ve anti-HCV seroprevalansı ve yaş ve cinsiyetle ilişkisi. Klimik Derg 2001; 14: 22-4. Viral Hepatit Dergisi 2011; 17(1): 7-11 27. Tekay F. Hakkari ilinde HBV, HCV ve HIV seroprevalansı. Dicle Tıp Derg 2006; 33: 170-3. 28. Mırsal H, Kalyoncu A, Pektaş Ö ve ark. Damar yolundan eroin kullananlarda hepatit B, hepatit C ve HIV yaygınlığı. Journal of Dependence 2003; 4: 10-4. 29. Arabacı F, Şahin HA, Şahin İ, Kartal Ş. Kan donörlerinde HBV, HCV, HIV ve VDRL seropozitifliği. Klimik Derg 2003; 16: 18-20. 30. Tabak F. Viral Hepatitlere Yaklaşım. [http:// www.istabip.org.tr/media/upload/data/kg/cilt20sayi4/08_viralhepatit. Pdf, (26.07.2009)] YAZIŞMA ADRESİ Dr. Nedim TUNÇ Siirt Devlet Hastanesi Klinik Mikrobiyoloji Laboratuvarı, SİİRT e-mail:[email protected] 11 Günal Ö ve ark. Olgu Sunumu Aktif ve Pasif İmmunoprofilaksiye Rağmen Hepatit B Virus Perinatal Bulaşı: Bir Olgu Sunumu Özgür GÜNAL1, H. Şener BARUT1, Ayfer GÖRAL1 1 Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, TOKAT ÖZET Hepatit B virusunun (HBV) başlıca bulaşma yollarından birisi, enfekte anneden yeni doğana bulaşma (perinatal-vertikal yol) şeklindedir. Anti-HCV pozitif anneden doğan bebeklerin ise yaklaşık %5’inde perinatal bulaş olabilir. Yirmi iki yaşındaki annede gebeliğinin 4. ayında başka bir merkezde yapılan tetkiklerinde HBsAg pozitifliği saptanmış. Bebek miadında ve komplikasyonsuz olarak elektif sezaryenle doğmuş. Bebeğe doğum esnasında (ilk 1 saat içinde) HBV aşısı+HBIG yapılmış. Bebeğin HBV aşıları, 1. ve 6. aylarda olmak üzere toplam üç doza tamamlanmış. Bebek 7.5 aylıkken tetkiklerinde HBsAg pozitifliği saptandı. Annenin tetkiklerinde; HBsAg: pozitif, anti-HBs: negatif, HBeAg: pozitif, anti-HBe: negatif, anti-HBc total: pozitif, antiHBc IgM: negatif, HBV DNA PCR: 2x108 IU/mL ve Anti-HCV: pozitif saptandı. Real time-PCR ile annenin HCV RNA’sı negatif idi. Bebeğin tetkiklerinde; HBsAg: pozitif, anti-HBs: negatif, HBeAg: pozitif, anti-HBe: negatif, anti-HBc total: pozitif, anti-HBc IgM:negatif, HBV DNA PCR: 5x108 IU/mL ve Anti-HCV:negatif olarak saptandı. HBIG’nin hepatit B aşısı ile birlikte yapılması perinatal geçişi önlemenin en etkili yolu olmasına rağmen, %5 ila %10 oranında HBV enfeksiyonu gelişebilir. Bizim vakamızda da çocuğa HBV bulaşı olmuştur. Perinatal geçişi azaltmak için, maternal vireminin azaltılması amacıyla gebeliğin üçüncü trimesterinde oral bir antiviral ajanla tedavi verilebilir. Anahtar Kelimeler: Hepatit B, hepatit C, perinatal geçiş. SUMMARY Perinatal Transmission of Hepatitis B Virus despite the Active and Passive Immunoprophylaxis: A Case Report One of the main transmission routes of Hepatitis B Virus (HBV) is the infection of newborn from an infected mother (perinatal [vertical] transmission). Perinatal transmission can occur in almost 5% of the infants born from anti-HCV positive mothers. HBsAg positivity was determined at the fourth month of the pregnancy in a twenty-two year old mother in a different center. The infant was delivered by elective cesarean section without any complication. HBV vaccine and HBIG were administered to the newborn within the first hour life. The HBV vaccination series were completed with the administration of second and third doses during one month and 6 months of age. HBsAg positivity was determined 12 Viral Hepatit Dergisi 2011; 17(1): 12-15 Aktif ve Pasif İmmunoprofilaksiye Rağmen Hepatit B Virus Perinatal Bulaşı: Bir Olgu Sunumu when the infant was 7.5 months-old. The laboratory results of the mother were as follows (i) HBsAg: positive, anti-HBs: negative, HBeAg: positive, anti-HBe: negative, anti-HBc total: positive, anti-HBc IgM: negative, HBV DNA PCR: 2x108 IU/mL and anti-HCV: positive. The mother’s HCV RNA was negative by real time-PCR. In the laboratory analysis of the infant revealed that HBsAg was positive, anti-HBs was negative, HBeAg was positive, anti-HBe was negative, anti-HBc total was positive, anti-HBc IgM was negative, HBV DNA PCR was 5x108 IU/mL and anti-HCV was negative. Although administration of HBIG with Hepatitis B vaccine is the most effective way of preventing the perinatal transmission, HBV infection may occur in 5% - 10% of cases. In our case, perinatal transmission of HBV occurred. To decrease the rate of perinatal transmission, an oral antiviral agent may be administered during the third trimester of the pregnancy in order to reduce the level of maternal viremia. Keywords: Hepatitis B, hepatitis C, perinatal transmission GİRİŞ Çocukluk çağında Hepatit B Virus (HBV) ya da Hepatit C Virus (HCV) ile karşılaşılması yaşamın ileri dönemlerinde daha yüksek oranda karaciğer sirozu ve hepatosellüler kansere yol açtığından, önemli bir halk sağlığı sorunu oluşturmaktadır (1). Dünyadaki ölüm nedenleri arasında 10. sırada yer alan HBV enfeksiyonu gelişmiş ülkelerde rölatif olarak erişkin yaş grubunun hastalığı olmakla birlikte Asya ülkeleri, geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde öncelikle bebekleri, çocukları ve genç erişkinleri etkilemektedir (2). Ülkemizde toplum genelinde yapılan taramalarda HBsAg pozitifliği %1.7-21 arasında bulunmuştur (3). HBV’nin başlıca bulaşma yolları enfekte kan ya da vücut sıvıları ile parenteral temas, cinsel temas, enfekte anneden yeni doğana bulaşma (vertikal yol) ve enfekte kişilerle temas yoluyla bulaşma (horizontal yol) şeklindedir. Vertikal bulaşma HBsAg pozitif taşıyıcı anneden genellikle doğum sırasında olmaktadır (4). Perinatal bulaşma büyük oranda doğum sırasında oluştuğundan, aşı ve/veya hepatit B hiperimmunoglobulin (HBIG) ile önlenebilir olması ve virus ile erken karşılaşmaya bağlı olarak kronikleşme oranının yüksek olması nedeniyle çok önemlidir. HBeAg pozitif bir anneden doğan çocuklarda ilk altı ayda enfeksiyon riski %70-90, anne HBeAg negatif olduğunda ise %10-40’tır ve bunların %90’ı kronikleşmektedir (4). Hepatit C prevalansı ve bulaşma yolları ülkeler ve bölgeler arasında değişkenlik gösterir. Ülkemiz dünya haritasında prevalansı %1-1.9 arasında olan dilim içinde yer alır. Ülkemizde kan transfüzyonu, güvenli olmayan injeksiyon ama en önemlisi Viral Hepatit Dergisi 2011; 17(1): 12-15 gerek hastane içinde gerekse hastane dışında uygulanan tıbbi işlemler sırasında temizlik ve dezenfeksiyona özen gösterilmemesi HCV’nin yayılımındaki en önemli unsurlardır (5). HCV’nin perinatal geçiş oranı %4-7 arasındadır ve bulaşma sadece doğum sırasında anne kanında HCV RNA pozitifse gerçekleşir (6, 7). Ülkemizde az sayıda yapılan çalışmalarda, çocuklarda HCV seroprevalansı %0.48-2.3 olarak bildirilmiştir (8). Bu yazıda yeni-doğan döneminde aktif ve pasif immunoproflaksiye rağmen hepatit B enfeksiyonu gelişen bir olgu anlatılmıştır. OLGU Yirmi iki yaşında ilk gebeliği olan annede gebeliğinin 4. ayında başka bir merkezde yapılan tetkiklerde HBsAg pozitifliği saptanmış. Ancak o dönemde anneye HBeAg, anti-HBe ve HBV DNA PCR bakılmamış. Anne gebeliğin ilerleyen dönemlerinde HBV için takip edilmemiş. Bebek dış merkezde miadında elektif sezaryenle doğmuş. Erken membran rüptürü veya feto-maternal kanama olmamış. Bebeğe doğum esnasında (ilk 1 saat içinde) HBV aşısı+HBIG yapılmış. Bebek 4 günlük iken pediatri servisinde 1 hafta boyunca neonatal sarılık sebebiyle yatırılarak takip edilmiş. Bebeğin sonraki takipleri sağlık ocağında yapılmış ve HBV aşısı, Sağlık Ocağında 1 ve 6 . aylarda olmak üzere toplam üç doza tamamlanmış. Bebek 7.5 aylıkken doğumsal kalça çıkığı sebebiyle ortopedi servisine yatırılmış. Burada yapılan tetkiklerinde HBsAg pozitifliği saptanması sebebiyle anne ve bebeği için bölümümüzden konsultasyon istendi. Annenin tetkiklerinde; HBsAg: pozitif, anti-HBs: ne- 13 Günal Ö ve ark. gatif, HBeAg: pozitif, anti-HBe: negatif, anti-HBc total:pozitif, anti-HBc IgM: negatif, HBV DNA PCR: 274 015 544 IU/mL ve anti-HCV: pozitif saptandı. Real time-PCR ile annenin HCV RNA’sı negatif idi. Bebeğin tetkiklerinde ise; HBsAg: pozitif, anti-HBs: negatif, HBeAg: pozitif, anti-HBe: negatif, anti-HBc total: pozitif, anti-HBc IgM: negatif, HBV DNA PCR: 523 627 254 IU/ml, Anti-HCV: negatif, ALT: 22 ve AST: 54 olarak saptandı. TARTIŞMA Hepatit B enfeksiyonu ülkemizde özellikle horizontal yolla bulaşmasına rağmen anneden bebeğe bulaş ve diğer bulaş yollarının da önemli olduğu düşünülmektedir (9). HBV’nin vertikal geçişi doğum sırasında ya da doğumdan sonra gerçekleşmektedir. Sezaryen ile doğumun vertikal geçişi engellediğine dair bir kanıt olmaması nedeniylen rutin sezaryen ile doğum önerilmemektedir. (10). Yine emzirme HBV geçişinde risk oluşturmamaktadır (11). Anne HBsAg pozitifse doğumda ilk 6-12 saat içinde bacak kasına ön yan yüze 10 mcg HBV aşısı ve 0.5 mL HBIG IM uygulanır (15). Yayınlanan bir meta-analizde yüksek derecede bulaştırıcı olarak kabul edilen gebelere, gebeliğin son dönemlerinde tekrarlayan HBIG uygulamasının, HBV’nin intrauterin bulaşının önlenmesinde etkili ve güvenilir olduğu belirtilmiştir (16). Uygulanan tüm bu pasif-aktif immunoproflaksi HBeAg pozitif anneden doğan çocuklarda bulaş riskini önemli ölçüde azaltır. Ancak Hepatit B aşısı ve HBIG kullanılarak yapılan immunoproflaksiye rağmen HBeAg pozitif anneden doğan bebeklerin %5 ila %10’u sonradan HBsAg pozitif olmaktadır. Bu enfeksiyon oranı; annenin yüksek viral yükü, intrauterin enfeksiyon olması ya da HBV yüzey proteininde mutasyon varlığı ile ilişkili olabilir. Bu sebeple, anneyle tedavinin risk ve yararları müzakere edildikten sonra, gebeliğinin son üç ayında oral bir HBV antiviral ajanla tedavi düşünülebilir (17). Ülkemizde HBsAg pozitifliği saptanan hastaların aile bireylerinde yapılan çeşitli araştırmalarda HBsAg pozitifliği %16.5-30.5 arasında saptanmışken, diğer ülkelerde yapılan bazı çalışmalarda bu oran Hindistan’da %19.7, Bosna-Hersek’te %12.2, Yunanistan’da %15.8 olarak bulunmuştur (12). Bizim vakamızda anne HBeAg: pozitif olması ve yüksek viral yükü nedeniyle perinatal HBV bulaşı açısından yüksek risk oluşturan grupta yer almaktaydı. Bu annenin oral HBV antiviral ajanla tedavisi planlanabilirdi. Annenin HBsAg pozitif olduğu ailelerde, çocuklardaki HBsAg pozitiflik oranı babanın pozitif olduğu ailelere göre daha yüksek bulunmuştur. Günal ve ark.’nın (9) yaptığı çalışmada da benzer olarak ebeveyn durumunda olan kadınlarda HBsAg pozitif bir çocuğa sahip olma oranı (%30), erkeklere göre (%6.5) daha yüksek bulunmuştur. Vertikal geçişte HCV RNA düzeyi önemli bir parametredir. HCV RNA düzeyi ne kadar yüksek olursa geçiş olasılığı o kadar artmaktadır. Anne anti-HCV pozitif ama HCV RNA negatif ise vertikal geçiş oranı yaklaşık %1-3 olarak kabul edilmektedir. HCV RNA pozitifliğinde ise bu oran %8.5’e kadar çıkabilmektedir. (15). Uçmak ve arkadaşları’nın (13) yaptığı çalışmada HBsAg pozitifliği; annesi HBsAg pozitif olanların %19.7 sinde görülürken babası HBsAg pozitif olanların %5.4’inde ve hem annesi hem babası HBsAg pozitif olanların %26.6’sında görülmüştür. Membran rüptüründen sonra doğum eyleminin uzaması ve internal fetal monitorizasyon perinatal enfeksiyon riskini artırmaktadır. Vajinal doğum, sezaryen veya anne sütü almanın HCV enfeksiyonu ile bir bağlantısı gösterilmemiştir (7, 18). Perinatal bulaşma büyük oranda doğum sırasında oluştuğundan, aşı ve/veya hepatit B hiperimmunoglobulin (HBIG) ile önlenebilir olması ve virus ile erken karşılaşmaya bağlı olarak kronikleşme oranının yüksek olması nedeniyle çok önemlidir. (4). Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü tüm gebelerin HBsAg yönünden tetkik edilmesini ve taşıyıcı olduğu saptanan annelerin bebeklerine doğumda aşı ile birlikte HBIG uygulanmasını önermektedir (14). İnsan immunyetmezlik virusu (HIV) ve HCV koenfeksiyonu olan annelerin çocuklarına HCV bulaşması daha çok olmaktadır; bunun nedeni annenin kanında HCV RNA düzeyinin yüksek olmasının perinatal geçişi artırabileceği şeklinde açıklanmaktadır (7). 14 Bizim vakamızda real time-PCR ile annenin HCV RNA’sı negatif idi ve bebeğin 9. ayda bakılan antiHCV testleri negatif olarak saptanmıştır. Viral Hepatit Dergisi 2011; 17(1): 12-15 Aktif ve Pasif İmmunoprofilaksiye Rağmen Hepatit B Virus Perinatal Bulaşı: Bir Olgu Sunumu Sonuç olarak kronik hepatit B enfeksiyonunun eradikasyonu, perinatal HBV geçişini engellenmeye ve riskli kişileri aşılamaya bağlıdır. HBIG’in hepatit B aşısı ile birlikte doğumu takip eden ilk 2 saat içinde yapılması enfeksiyondan korunmanın en yaygın ve başarılı yoludur. Ancak buna rağmen %5 ila %10 oranında HBV enfeksiyonuna yakalanma olasılığı unutulmamalıdır. Maternal vireminin azaltılması için gebe kadınların gebeliğin son üç ayında kronik hepatit tedavisi açısından değerlendirildikten sonra oral bir antiviral ajanla tedavi edilmesi, risk ve yararlarının itinalı bir analizinden sonra bir seçenek olarak düşünülebilir. KAYNAKLAR 1. Üstün C, Basugay E, Deveci U. Çocuk Cerrahi Polikliniğine başvuran hastalarda hepatit B ve hepatit C seroprevalansı. Nobel Medicus 2009; 5: 4-9. 2. Tosun S. Ulusal Hepatit B Aşılaması. Viral Hepatit Derg 2006; 11: 117-25. 3. Günal Ö, Hızel K, Güzel Ö, Dizbay M, Ulutan F, Arman D. Kronik hepatit infeksiyonunda antiviral tedavinin değerlendirilmesi. Viral Hepatit Derg 2006; 11: 65-9. 4. Borkowsky W, Krugman S. Viral Hepatitis: A, B, C, D, E and newer hepatitis agents. In: Katz SL, Gershon AA, Hotez PJ (eds). Krugman’s Infectious Diseases of Children. 10th edition. Inc St.Louis: Mosby-year Book; 1998: 157-87. 5. Barut HŞ, Günal Ö. Dünyada ve ülkemizde hepatit C epidemiyolojisi. Klimik Derg 2009; 22: 38-43. 6. Lavanchy D. The global burden of hepatitis C. Liver Int 2009; 29 (Suppl 19): 74-81. 7. Alter MJ. Epidemiology of hepatitis C virus infection. World J Gastroenterol 2007; 13: 2436-41. 8. Arvas A, Gür E, Eşkazan G. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Gündüz Çocuk Bakımevi’ndeki çocukların bağışıklanması durumu, hepatit A, hepatit B ve kızamık immünitesi. Türk Pediatri Arşivi 2003; 38: 84-9. Viral Hepatit Dergisi 2011; 17(1): 12-15 9. Günal Ö, Barut HŞ, Erkorkmaz Ü, Göral A. Gaziosmanpaşa Üniversitesi Hastanesine başvuran HBsAg pozitif hastalarda risk faktörlerinin analizi. Viral Hepatit Derg 2008; 13: 111-14. 10. Beasley RP, Stevens CE, Shiao IS, et al. Evidence against breast-feeding as a mechanism for vertical transmission of hepatitis B. Lancet 1975; 2: 740-1. 11. Gambarin-Gelwan M. Hepatitis B in pregnancy. Clin Liver Dis 2007;11(4):945-63. 12. Kayabaş Ü, Bayındır Y, Yoloğlu S, Akdoğan D. Kronik hepatit B hastalarının aile bireylerinde HBsAg taraması. Viral Hepatit Derg 2007; 12; 128-32. 13. Uçmak H, Kokoğlu OF, Çelik M, Ergun UGO. Intra-familial spread of hepatitis B virus infection in eastern Turkey. Epidemiol Infect 2007; 135: 1338-43. 14. Recommendations of the Immunization Practices Advisory Committe. Prevention of perinatal transmission of hepatitis B virus: Prenatal screening of all pregnant women for hepatitis B surface antigen. MMWR 1988; 37: 341-6. 15. Tosun S. Hepatit B aşılaması dünyadaki ve ülkemizdeki durum. In: Tabak F, Balık İ (eds) Viral Hepatit 2009. İstanbul: Viral Hepatitle Savaşım Derneği, 2009: 307-51. 16. Shi Z, Li X, Mab L, Yang Y. Hepatitis B immunoglobulin injection in pregnancy to interrupt hepatitis B virus mother-to-child transmission—a meta-analysis. IJID 2010; 14: 622-34. 17. Tran TT, Hepatitis B and obstetrics. Current Hepat Rep 2009: 8; 59-65. 18. Roberts EA, Yeung L. Maternal-infant transmission of hepatitis C virus infection. Hepatology. 2002; 36(Suppl. 1): 106-13. YAZIŞMA ADRESİ Dr. Özgür GÜNAL Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, TOKAT e-mail: [email protected] 15 Baryaman E ve ark. Araştırma Esnaf ve Belediye Çalışanlarında Hepatit B Seroepidemiyolojisinin Değerlendirilmesi ve Hepatit Sertifika Eğitimi Çalışması Emir Sultan BARYAMAN1, Mustafa ASLAN2, Neşe SALTOĞLU3, Hakan YAKAR2, Bekir KOCAZEYBEK2, Mustafa SAMASTI2 1 Küçükçekmece Belediyesi Sağlık Teknikeri, 2 İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı ve VHSD İstanbul Bölge Temsilcisi, İSTANBUL 3 ÖZET Belediyeye bağlı esnaf ve çalışanlarda hepatit B seroepidemiyolojisinin belirlenmesi, hepatit eğitimi verilmesi, seronegatif olanların aşılanması, pozitif bulunanlara ise danışmanlık hizmeti verilmesi amaçlanmıştır. Bu çalışma, katılmaya gönüllü esnaf ve belediye çalışanlarında yapıldı. “Anket Formu ve Hepatit Bilgilendirme Broşürü” oluşturuldu. Kendisinde ve ailesinde hepatit, ameliyat, kronik hastalık, hepatit aşısı öyküleri sorgulandı. HBsAg ve anti-HBs için kan örnekleri Belediye Sağlık Ekibi tarafından alındı. HBsAg GBC (TAIWAN) ve anti-HBs DIAPRO (ITALY) kitleri kullanılarak Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji laboratuvarında mikroELISA yöntemi ile çalışıldı. Test sonuçları alındıktan sonra Belediye Kültür Merkezinde bir yarım gün Viral Hepatitle Savaşım Derneği (VHSD) Bölge temsilcisi tarafından yapılan Hepatit Eğitimi sonunda katılımcılara sertifika verildi. Sonuçları pozitif bulunanlara danışmanlık hizmeti verilmesi, negatif bulunanlar ile taşıyıcıların negatif aile bireylerine hepatit B aşısının uygulanması VHSD bölge temsilcisi tarafından planlandı. Yaşları 14-77 arasında 1197’si (%70.4) erkek, 1700 kişi çalışmaya katıldı. Bunların 892’si (%52.9) kuaför, 135’i (%7.9) temizlik işçisi, 166’sı (%9.7) şarküteri-kasap çalışanı, 507’si (%29.4) diğer esnaf ve belediye çalışanı idi. 904’ü (%53) evli idi, 84 (%4.9) kişide hepatit B geçirme öyküsü, 531’inde (%31.2) önceden ameliyat öyküsü, 68’inin (%4) ailesinde hepatit B hastası vardı. HBsAg pozitifliği 36’sında (%2.1), anti-HBs pozitifliği 593’ünde (%35.1) belirlendi. HBsAg pozitif bulunanların 29’u (%80), anti-HBs pozitif bulunanların 422’si (%70.1) erkekti. Temizlik işçilerinde HBsAg pozitifliği oranı (%6.5) diğer gruplardan yüksekti (p=0.04). HBsAg pozitifliği kuaför-berber meslek grubunda (p=0.15), şarküteri çalışanları (p=0.16) ve diğer esnaf grupla (p=0.28) benzer bulundu. Hepatit B pozitifliği oranları VHSD’nin ülkemizde yaptığı çalışma sonuçları ile benzer bulundu. Temizlik işçilerinde daha yüksek belirlenen oranın hasta materyalleri ile kazai yaralanma sonucu olabileceği düşünüldü. Kuaför-berber, şarküteri çalışanları ve diğer meslek gruplarında HBV için artmış bir risk belirlenmedi. Önceden broşür ile bilgilendirme, HBV için test yapılması, sonrasında hepatit sertifika programı, danışmanlık hizmeti ve hepatit aşılamasının toplumda farkındalık oluşturmak açısından önemli olduğu kanısına varıldı. Hepatit B pozitifliğinin sıklıkla (%77) 40- 60 yaşları arasında yoğunlaşmış olması erişkinlerde HBV aşısı yapılmasının gerekliliğine işaret etmektedir. Anahtar kelimeler: Hepatit B, seroepidemiyoloji, esnaf eğitimi 16 Viral Hepatit Dergisi 2011; 17(1): 16-21 Esnaf ve Belediye Çalışanlarında Hepatit B Seroepidemiyolojisinin Değerlendirilmesi ve Hepatit Sertifika Eğitimi Çalışması SUMMARY The Seroepidemiology of Hepatitis B in Municipal Trades and Employees and to Certifiate for Hepatitis Aim of the study was to determine the seroepidemiology of hepatitis B in municipal trades and employees, to vaccinate the seronegatives, to give advices to the seropositives about medical issues and to give education to all participants. This study was conducted with the participitation of volunteers among the municipal trades and employees. A questionnaire and information leaflet about hepatitis were created. The personal and family history of hepatitis infection, history of any operation, chronic disease and previous hepatitis B vaccination were questioned. Blood samples were obtained by Municipality Health Team to be tested for HBsAg and anti-HBs tests. The blood tests were performed using HBsAg GBC (TAIWAN) and anti-HBs DIAPRO (ITALY) kits for micro-ELISA method in the Microbiology Laboratory of Cerrahpaşa Medical School. After receiving test results, a half- day training about Hepatitis was given in the Municipal Cultural Center by VHSD (Association of Fight Against Viral Hepatitis) region representative after which the certificates were presented to the participants. Giving medical advice to seropositives, vaccination of seronegatives and seronegative relatives of carriers for Hepatitis B were planned by VHSD. 1700 people between 14 and 77 years of age, of whom 1197 (70.4%) were males, participated in the study. 892 (52.9%) of whom were hairdressers, 135 (7.9%) were cleaning workers, 166 (9.7%) delicatessen-butcher employees, 507 (29.4%) were other trades and municipal employees. 904 (53%) of whom were married, 84 (4.9%) had history of hepatitis B infection, 531 (31.2%) had history of previous operation, 68 (4%) of whom had a HBV infected relative in their family. HBsAg positivity was determined in 36 (2.1%) and anti-HBs positivity was determined in 594 (35.1%) of participants. 29 (80%) of HBsAg positives and 422 (70.1%) of antiHBs positives were male. The rate of HBsAg positivity (6.5%) in cleaning workers was higher than the other groups (p=0.04). HBsAg positivity rate was similar in hairdressers (p=0.15), delicatessen-butcher employees and other trades group (p=0.28). Hepatitis B positivity rates were found to be similar with the results of the country-wide study that conducted by VHSD. The higher rate among cleaning workers was assumed to be due to accidental injuries with infected people’s materials. Hairdressers, delicatessen workers and other professional groups of participants were not found to be at higher risk for HBV. Pre-informing via leaflets, screening for HBV, training and certification about hepatitis afterwards, providing service for consultation and hepatitis B vaccination were evaluated as useful tools to increase the awareness in the community. The accumulation of the frequency of hepatitis B positivity between ages 40 and 60 implies the necessity for adult vaccination. Keywords: Hepatitis B, seroepidemiology, training of trades, education of craft GİRİŞ Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre ülkemiz hepatit B virus (HBV) enfeksiyonu prevalansı açısından (%2-8 arası) orta endemik bölgeler arasında yer almaktadır (1). HBV’nin bulaş yolları arasında hepatitli hastanın kanı ya da kanla bulaşmış tırnak makası, jilet, ustura, manikür pedikür aletleri vb. aletler ile direkt temas yer almaktadır. Yapılan çalışmalarda hepatit B taşıyıcısı hastalar ile karşılaşma riski yüksek gruplar arasında berber ve kuaförler, temizlik işçileri ve bu hastalara bakım veren sağlık personeli gibi gruplar yer almaktadır (2, 3). Hepatit B’nin prevalansının azaltılmasında topluma hepatit B ile ilgili bilgi vermek, hastalıkla ilgili farkındalık oluşturmak, bulaş yollarına yönelik önlemlerin alınması, seronegatif kişilerin aşılanması ile oranın düşürülmesi önemli görünmektedir (4, 5). Bu nedenlerden dolayı bu çalışmada bir beleViral Hepatit Dergisi 2011; 17(1): 16-21 diye bölgesinde esnaf ve belediye çalışanlarında HBV seroprevalansının belirlenmesi; özellikle temizlik işçileri, berber ve kuaförler gibi hasta ve/ veya materyali ile temas etme olasılığı yüksek gruplar ile diğer esnaf ve çalışanlarda hepatit B pozitifliği açısından fark olup olmadığının belirlenmesi amaçlanmıştır. Sonuçta katılımcılara hepatit B için eğitim verilmesi, HBsAg pozitif kişilere ayrıca danışmanlık hizmetinin verilmesi, seronegatif kişiler ile hepatit taşıyıcılarının ailelerinde de hepatit B aşısı yapılması planlanmıştır. MATERYAL ve METOT Küçükçekmece Belediyesi Sağlık Ekibi ile Viral Hepatitle Savaşım Derneği (VHSD) işbirliği ile eğitime ve çalışmaya katılıma istekli belediyeye bağlı esnaf için hepatit B ile ilgili bir “Anket For- 17 Baryaman E ve ark. mu ve Hepatit Bilgilendirme Broşürü” oluşturuldu. Ankette kendisinde ve ailesinde hepatit öyküsü, ameliyat, kronik hastalık öyküsü, hepatit aşısı olup olmadığı sorgulandı. HBsAg ve anti-HBs için kan örnekleri Belediye Sağlık Ekibi tarafından toplandı. Kan örnekleri HBsAg GBC (TAIWAN) ve antiHBs DIA.PRO (ITALY) kitleri kullanılarak Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji laboratuvarında mikro-ELISA yöntemi ile çalışıldı. Tablo 1. Katılımcıların demografik verileri (n=1700) Kadın Erkek Evli Bekar Kuaför Temizlik işçisi Şarküteri ve kasap elemanı Diğer Sarılık geçirme öyküsü olan Ailede hepatit öyküsü olan Hepatit aşısı olan Ameliyat öyküsü olan Kronik hastalığı olan Sonuçlar alınmadan önce hazırlanan broşürler katılımcılara dağıtıldı. Test sonuçları alındıktan sonra Belediye Kültür Merkezinde bir yarım gün VHSD Bölge temsilcisi tarafından Hepatit Eğitimi verilerek Belediye Başkanının da refakati ile katılımcılara sertifika verildi. Pozitif sonuç bulunanlara ayrıca danışmanlık hizmeti verildi. Negatif bulunanlar ile taşıyıcıların negatif aile bireylerine hepatit B aşısının uygulanması planlandı. Çalışma 6 haftada tamamlandı. n % 503 1197 904 784 892 135 166 507 84 68 427 531 87 29.58 70.41 53.17 46.11 52.94 7.9 9.7 29.46 4.94 4.0 25.11 31.23 5.12 Toplam 1700 kişiden 36’sında (%2.1) HBsAg pozitifliği, 593’ünde (%35.1) anti-HBs pozitifliği belirlendi. Tablo 2’de HBsAg ve anti-HBs test pozitifliği ile cins ve yaş gruplarının ilişkisi yer almıştır. BULGULAR Çalışmaya katılan 1700 kişinin yaşları 14-77 arasında, 1197’si (%70.4) erkekti. Çalışmaya katılanların 904’ü evli idi, 84 kişide hepatit B geçirme öyküsü, 68 kişinin ailesinde hepatit B hastası vardı. 531 kişide önceden ameliyat öyküsü belirlendi Çalışmaya katılanların 892’si (%52.9) kuaför, 135’i (%7.9) temizlik işçisi, 166’sı (%9.7) şarküteri-kasap çalışanı, 507’si (%29.4) diğer esnaf ve belediye çalışanı idi. HBsAg pozitif bulunanların %77’si 40-60 yaşları arasında yer almıştı. HBsAg pozitif bulunanların %75’i evli idi. %13.8’inde hepatit öyküsü, %16.7’sinde aile öyküsü, %28’inde ameliyat öyküsü, %8’inde kronik bir hastalık belirlendi. 427 (%25.1) kişi hepatit B aşısı yaptırdığını bildirdi. HBsAg pozitif bulunan olguların 29’u (%80) erkek, anti-HBs pozitif bulunanların 422’si (%70.1) erkekti. HBsAg pozitif bulunanların özellikleri Tablo 3’te , anti-HBs pozitif bulunanların özellikleri Tablo 4’te gösterilmiştir. Tablo 1’de çalışmaya katılanların demografik bulguları yer almıştır. Tablo 2. HBsAg veya anti-HBs pozitif olguların yaşa ve cinsiyete göre dağılımı Total: 1700 HBsAg Pozitif (n=36, %2.12) Anti-HBs Pozitif (n=593, %35.12) Kadın (n=7, %20) Erkek (n=29, %80) Kadın (n=171, %29.9) (n=422, %70.1) n (%) n (%) n (%) n (%) Erkek 1929-39 0 0 0 2 (0.33) 1940-49 0 1 (2.7) 0 5 (0.84) 1950-59 0 6 (16.6) 6 (1.01) 37 (6.23) 1960-69 1 (2.7) 6 (16.6) 21 (3.54) 66 (11.12) 1970-79 5 (13.8) 10 (27.7) 40 (6.74) 74 (12.47) 1980-89 1 (2.7) 4 (11.1) 39 (6.57) 100 (16.86) 1990-99 0 2 (5.5) 68 (11.46) 130 (21.92) Anti-HBs pozitif olan 5 hasta ankette yaşını belirtmediği için tabloda yer almamıştır. 18 Viral Hepatit Dergisi 2011; 17(1): 16-21 Esnaf ve Belediye Çalışanlarında Hepatit B Seroepidemiyolojisinin Değerlendirilmesi ve Hepatit Sertifika Eğitimi Çalışması TARTIŞMA Tablo 3. HBsAg pozitif bulunanların demografik özellikleri (n=36) Kadın n 7 % 20.0 Erkek 29 80.0 Evli 27 75.0 Bekar 9 25.0 Kuaför 13 36.1 Temizlik işçisi 9 25.0 Şarküteri ve kasap elemanı 6 16.6 Diğer 8 22.2 Sarılık geçirme öyküsü olan 5 13.89 Ailede hepatit öyküsü olan 6 16.6 Hepatit aşısı olan 9 25.0 Ameliyat öyküsü olan 10 27.7 Kronik hastalığı olan 3 8.34 Tablo 4. Anti-HBs pozitif bulunanların demografik özellikleri (n=593) Kadın n 175 % 29.51 Erkek 418 70.48 Evli 265 44.68 Bekar 317 53.45 Kuaför 371 62.56 Temizlik işçisi 35 5.9 Şarküteri ve kasap elemanı 46 7.8 Diğer 141 23.74 Sarılık geçirme öyküsü olan 30 5.05 Ailede hepatit öyküsü olan 27 4.5 Hepatit aşısı olan 198 33.38 Ameliyat öyküsü olan 178 30.0 Kronik hastalığı olan 38 6.4 Sonuçlar değerlendirildiğinde temizlik işçilerinde HBsAg pozitifliği oranı diğer gruplardan yüksek bulundu (p=0.04). HBsAg pozitifliği kuaför-berber meslek grubunda (p=0.15), şarküteri çalışanları (p=0.16) ve diğer esnaf grupla (p=0.28) benzer bulundu. Çalışma sırasında tüm katılımcılara yönelik olarak VHSD bölge temsilcisi tarafından Hepatit B eğitimi verildi, katılım sertifikalandırıldı. Çalışma sonunda hepatit B pozitifliği bulunanlar ileri tetkik için en yakın Enfeksiyon Hastalıkları uzmanlarına yönlendirildi. Aile taramaları da önerildi. Viral Hepatit Dergisi 2011; 17(1): 16-21 Hepatit B virus neden olduğu akut ve kronik hepatit gibi klinik tablolar ve karaciğer sirozu ve hepatosellüler kanser gibi komplikasyonları nedeni ile tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sorun enfeksiyon etkenlerinden biri olmayı sürdürmektedir. VHSD verilerine göre yaklaşık 3.5 milyon hepatit B taşıyıcılığının olduğu ülkemizde etkenin alınmasında hastanın kanı veya kan içeren vücut sıvıları ile temas önemli bir yer almaktadır (1). Bu nedenlerden dolayı çalışmamızda kuaför-berberler gibi hepatit B enfeksiyonlu kişiler ve/veya onlara kullanılan materyallerle teması olan grup ve hasta kişilerin materyalleri ile temas etme olasılığının daha yüksek olduğu temizlik işçilerini kapsayan iki grupta hepatit B oranları mesleki nedenlerle elde kesi gibi sık yaralanmaya maruz kalan şarküteri çalışanları ve dördüncü grupta yer alan diğer esnaf ve belediye çalışanları ile karşılaştırıldığında Hepatit B pozitifliğinin sadece temizlik işçilerinde anlamlı olarak yüksek olduğu ancak diğer gruplar arasında bir fark olmadığı bulunmuştur. Temizlik işçilerinde oranın yüksekliğinin nedeni pozitif hastaların materyali ile kazai yaralanma sonucu karşılaşma ihtimalinin fazlalığı olduğu kadar sosyo-ekonomik düzey de olabilir. Berberde tıraş olma, manikür, pedikür, havlu, makas, diğer güzellik malzemeleri gibi uygulamalar sırasında kullanılan jilet, ustura, tarak ve fırçalar yolu kazai yaralanmalarda kişiden kişiye bulaşma söz konusu olabilmektedir. Kuaför ve berberlerde steril edilmeden kullanılan kan bulaşmış aletlerle temas hem çalışan hem de müşteriler açısından önemli sonuçlara yol açabilir (6). Bizim çalışmada kuaför ve berberlerde HBsAg pozitifliği oranı %1.45 bulunmuştur. Ülkemizde yapılan diğer çalışmalarda kuaför-berberlerde HBsAg pozitifliği %1.1-14.3 arasında değişmektedir (7-9). Oranlar çalışmanın yapıldığı bölgelerde hepatit B prevalansı ile doğrudan ilişkilidir. 2008 yılında Koruk ve arkadaşları (10) Urfa’da berber ve kuaförlerde HBsAg pozitifliğini %3.4 olarak belirlemiştir. Bu oranın bizim çalışmamızdan iki kattan daha yüksek olması o bölgede hepatit B oranının daha fazla olması ile açıklanabilir. Çalışma sonunda tüm gruplar değerlendirildiğinde HBsAg pozitifliği oranlarımız (%2.1) VHSD’nin yapmış olduğu çalışmalarla benzer bulunmuştur. VHSD tarafından 2008 yılında Marmara Bölgesin- 19 Baryaman E ve ark. den 10.591 kişiyi içeren genel popülasyonda toplam 41.905 kişide saptanan HBsAg pozitifliği %2.4 ve yine VHSD’nin 2009 yılında 47.378 kişide bulmuş olduğu HBsAg pozitifliği %1.9 bulunmuştur (11-13). Çalışmamız sonuçları kan donörleri ile karşılaştırıldığında hepatit B pozitifliği oranları İstanbul’da Aydın ve arkadaşlarının (14) kan donörlerinde bulmuş oldukları HBsAg pozitifliği (%2.03) sonucu ile de benzerdir. Bu sonuçlar donörlerde yapılan diğer çalışma sonuçları ile de uyumludur. Emekdaş ve ark. (15) 1989 ile 2004 yılları arasında 22 Kızılay Kan Merkezini içeren donörlerde yaptıkları çalışmalarında HBsAg pozitifliğinin 1989 yılında %4.92 iken 2004 yılında %2.10’a düştüğünü bildirmişlerdir. Koçak ve arkadaşları (16) İstanbul’da HBsAg prevalansını 1987-2002 yılları arasında 1.664.803 donörde incelemişler, başlangıçta %5.98 olan oranın son yıllarda %2.18’e gerilediğini göstermişlerdir. Bizim çalışmamızda berber ve kuaförlerde saptanan pozitiflik oranı toplumdan daha farklı riske sahip olmadıklarını düşündürmekle birlikte hepatitli hastalar ile meslek yaşamları boyunca sık karşılaşma riskine sahip olan bu grupta HBV aşısı uygulanmalıdır. Bununla birlikte HBs pozitif bulunan 9 kişi hepatit B aşısı olduğunu beyan etmiştir. Bu olasılıkla aşının seroloji bakılmadan yapılması ya da aşı sonrasında koruyucu antikor oluşmaması ile ilişkili olabilir. Bu nedenle aşı öncesi riskler sorgulanmalı, hepatit serolojisi de değerlendirilmelidir. Bu çalışmada Hepatit-B pozitifliğinin 40-60 yaşları arasında yoğunlaştığı (%77) dikkati çekmektedir. Çalışmaya katılanların sadece %25 kadarının hepatit B’ye karşı aşılı olması erişkin yaş grubunda hepatit B aşısının yeterince yapılmadığına işaret etmektedir. Hepatit B ile karşılaşma riski düşünülerek hepatit B aşısının erişkin aşılama programı içerisine alınması sağlanmalıdır (17). Bu çalışmanın diğer çalışmalardan farkı hepatit B virus ile ilgili tarama, bilgilendirme ve danışmanlık çalışmalarının aynı anda sürdürülmesidir. Eğitime katılanlara sertifika verilerek bu amaçla kendisinde ve yakınlarında hastalık hakkında farkındalık oluşturmak planlanmıştır. VHSD bölge temsilcisi olarak esnafa hepatit B hakkında bilgilendirme yapılmış, ayrıca hepatit B pozitifliği olanlar ve ailede hepatit B pozitifliği olanlara ilgili uzmanlar tarafın- 20 dan danışmanlık hizmeti sağlanmıştır. Ayrıca negatif aile bireyleri ve tüm katılımcıların aşılanması için yol gösterilmiştir. Son yıllarda hepatit B epidemiyolojisinin değişmesinde gerek Sağlık Bakanlığı hepatit B aşılama programları ve gerekse VHSD’nin toplum eğitimi ve danışmanlık çalışmalarının bu oranın azalmasında önemli rolü olduğu söylenebilir. KAYNAKLAR 1. Lavanchy D. Hepatitis B virus epidemiology, disease burden, treatment, and current and emerging prevention and control measures. J Viral Hepat 2004; 11: 97-107. 2. Mıstık R. Türkiye’de viral hepatit epidemiyolojisi - Yayınların irdelenmesi. Tabak F, Balık İ, Tekeli E. (eds). Viral Hepatit 2007. Birinci baskı,, Bursa, Deniz Matbaa, 2007: 9-50 3. Mele A, Corona R, Tosti ME, et al. Beauty treatments and risk of parenterally transmitted hepatitis: results from the hepatitis surveillance system in Italy. Scand J Infect Dis 1995; 27: 441-4. 4. Saltoğlu N, Taşova Y, Yılmaz G, Güler Ö, Dündar İH. Hepatit B virusunun aile içi geçişi. Mikrobiyol Bult 1996; 30: 383-9. 5. Tosun S. Ülkemizde Hepatit Epidemiyolojisinde Değişim. X. Ulusal Viral Hepatit Kongresi. 1-4 Nisan 2010 Antalya. 6. Kloser PC. Ugly Risks of Beauty Routines. MedscapeWomens Health 1996; 1: 3. 7. Candan F, Alagözlü H, Poyraz O, Sümer H. Prevalence of hepatitis B and C virus infection in barbers in the Sivas region of Turkey. Occup Med (Lond) 2002; 52: 31-4. 8. Özdemir L, Alim A, Arslan S, ve ark. Sivas ilinde berber ve kuaförlerde HBV, HCV ve HIV seroprevalansı. C.Ü. Tıp Fakültesi Derg 2004; 26:153-6.: 9. Apan TZ, Yıldırım RC, Kılıç D. Kırıkkale ilindeki berber ve kuaförlerde hepatit B ve hepatit C seroprevalansının saptanması. Viral Hepatit Derg 2001; 7: 219-23. 10. Koruk İ, Koruk Tekin S, Gürsoy B, ve ark. Şanlıurfa il merkezinde berber ve kuaförlerde hepatit B ve C seroprevalansı ve risk faktörleri. Viral Hepatit Derg 2008; 13: 97-102. Viral Hepatit Dergisi 2011; 17(1): 16-21 Esnaf ve Belediye Çalışanlarında Hepatit B Seroepidemiyolojisinin Değerlendirilmesi ve Hepatit Sertifika Eğitimi Çalışması 11. Gürbüz Y, Tosun S, Balık İ, ve ark. Ülkemizde HBV ve HCV seroprevalansı değişiyor mu? (2008 yılı verileri) X. Ulusal Viral Hepatit Kongresi. 1-4 Nisan 2010 Antalya. 12. Tabak F, Tosun S, Balık İ, ve ark. Ülkemizde HBV ve HCV seroprevalansı değişiyor mu? X. Ulusal Viral Hepatit Kongresi. 1-4 Nisan 2010 Antalya. Kongre Kitabı, p.02-03. 13. Balık İ, Tosun S, Tabak F, ve ark. Ülkemizde HBsAg ve antiHCV durumu (Bir saha çalışması örneği ) X. Ulusal Viral Hepatit Kongresi. 1-4 Nisan 2010 Antalya. 14. Altuntaş Aydın Ö, Kumbasar H, Kökrek A, Işık E, Nazlıcan Ö. İstanbul Bölgesi Kan Donörlerinde HBsAg, Anti-HCV ve Anti-HIV Seroprevalansı. Viral Hepatit Derg 2009; 14: 69-73. 15. Emekdas G, Cavuslu S, Oncul O, Artuk C, Aksoy A. Trends in hepatitis B and hepatitis C virus among blood donors over 16 years in Turkey. Eur J Epidemiol 2006; 21: 299-305. 16. Koçak N, Hepgül S, Özbayburtlu Ş, ve ark. İstanbul bölgesi kan donörlerinde insan immun yetmezlik virusu (HIV), Hepatit C virusu (HCV), Hepatit B virusu (HBV) ve sifilizin 1987-2002 yılları arasındaki seroprevalans oranları. XI. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları 2003 Kongresi Kitabı. İstanbul. KLİMİK Derneği, 2003: 365. 17. Saltoğlu N, Taşova Y, Dündar İH. Hepatit B virus infeksiyonu profilaksisinde toplu aşı uygulaması ve sonuçları. Viral Hepatit Derg 1997; 3: 31-4. YAZIŞMA ADRESİ Prof. Dr. Neşe SALTOĞLU İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı İSTANBUL e-mail: [email protected] Teşekkür: Çalışmaya ve eğitime destekleri nedeni ile Küçükçekmece Belediye Başkanı Sayın Aziz Yeniay’a teşekkür ederiz. Viral Hepatit Dergisi 2011; 17(1): 16-21 21 Yaşar K ve ark. Araştırma Sekiz Aylık Dönemde Laboratuvarımızda Saptanan Hepatit B ve Hepatit D Seroprevalansı* Kadriye KART YAŞAR, Filiz PEHLİVANOĞLU, Gönül ŞENGÖZ Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği, İSTANBUL *Bu çalışma, X. Ulusal Viral Hepatit Kongresinde (1-4 Nisan 2010, Antalya) poster olarak sunulmuştur. ÖZET Hepatit B ve hepatit D, kronik karaciğer enfeksiyonu etiyolojisinde rol oynayan en önemli etkenlerdir. Bu çalışmada hastanemiz Mikrobiyoloji laboratuvarında hepatit B ve D tetkikleri istenen hastalara ait verilerin sunulması amaçlanmıştır. Haziran 2009-Şubat 2010 arası sekiz aylık dönemde hastanemizde HBsAg ve anti-HDV isteği yapılan tüm hastalara ait sonuçlar araştırılmıştır. Hepatit göstergeleri mikro-ELISA yöntemiyle çalışılmıştır (Innogenetics ve Radim). Sekiz aylık dönemde 45123 hastadan HBsAg isteği yapılmış ve 3753 hastada pozitif saptanmıştır (%8.3). HBsAg pozitif olguların %59’u erkek idi. Aynı dönemde 692 hastadan delta antikorları istenmiş ve 49 hastada pozitif saptanmıştır (%7). HDV pozitif hastaların %61’ini de erkekler oluşturmuştur. Hepatit B enfeksiyonunun seyri HDV enfeksiyonu varlığında daha hızlı ve progresif olabilir. İstanbul, HDV enfeksiyonunun en sık görüldüğü Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nden en sık göç alan metropol olduğundan HBV enfeksiyonlularda HDV, ko-enfeksiyon veya süper-enfeksiyon şeklinde birlikte bulunabilir. Bu nedenle HBsAg pozitif olgularda hepatit D enfeksiyonu araştırılmalı, kronik hepatit riskini azaltmaya yönelik korunma tedbirleri alınmalı ve bu hastalar düzenli olarak takip edilmelidir. Anahtar Kelimeler: Hepatit B, hepatit D, prevalans, SUMMARY Seroprevalences of Hepatitis B Virus and Hepatitis D Virus Infections Detected in Our Laboratory within Eight-Month Period Hepatitis B virus and hepatitis D virus infections are the most responsible infections that play role in the etiology of chronic liver infection. In this study, we aimed to present the data of patients who were investigated in terms of hepatitis B virus and hepatitis D virus infections in our hospital microbiology laboratory. In the eight-month period between June 2009 and February 2010, HBsAg and anti-HDV results of all pa- 22 Viral Hepatit Dergisi 2011; 17(1): 22-26 Sekiz Aylık Dönemde Laboratuvarımızda Saptanan Hepatit B ve Hepatit D Seroprevalansı tients were retrospectively examined. Hepatitis markers were assayed micro-ELISA method (Innogenetics, Belgium and Radim, Italy). Of 45123 patients, 3753 (8.3%) were HBsAg positive in the eight-month period. whom 59% were male. In the same period, 692 patients were analyzed for anti-HDV antibodies and, 49 (7%) patients were anti-HDV positive, of whom 61% were male. The course of hepatitis B may be more rapid and progressive in the presence of HDV co-infection. Since Istanbul is a metropolis and the most of the migration to Istanbul is from Southeastern Anatolia region where HDV infection is most frequent, HDV infection may exist as co-infection or super-infection in patients with HBV. Therefore, the presence of HDV infection should be investigated in patients with positive HBsAg, and protective measures should be implemented to reduce the risk for chronic hepatitis, and these patients should be followed-up regularly. Keywords: Hepatitis B, hepatitis D, prevalence GİRİŞ MATERYAL ve METOT Hepatit B virus (HBV) enfeksiyonu, asemptomatik taşıyıcılıktan kronik hepatite ve fulminan hepatite kadar geniş bir klinik dağılıma sahip; karaciğerin yaygın, ciddi bir inflamatuar hastalığıdır. Kronik B hepatiti; karaciğer sirozu veya kanseri gibi kötü sonuçları nedeniyle ülkemizde ve dünyada önemli sağlık problemlerinden biridir. Dünyada yaklaşık iki milyar kişinin HBV ile karşılaştığı, 350 milyon kadarının kronik taşıyıcı olduğu bildirilmektedir (1). Ülkemizde ise, yaklaşık 4 milyon kadar HBsAg taşıyıcısı olduğundan bahsedilmektedir (2). Hepatit D virusu (HDV) ise; sadece HBV enfeksiyonlu kişilerde hastalık oluşturabilen defektif bir RNA virusudur. HDV enfeksiyonu, ya akut ko-enfeksiyon (HBV ve HDV’nin birlikte alınması) veya devam eden kronik HBV enfeksiyonu üzerine eklenen bir süperenfeksiyon şeklinde ortaya çıkar (3). Ülkemizden bildirilen seroprevalans çalışmalarında HBsAg taşıyıcılığı değişkenlik göstermekle beraber, kan donörlerinde yapılan taramalarda ortalama %4-5, donör dışı erişkin popülasyonda %5-9 arasında olduğu; Güney Doğu Anadolu Bölgesinde ise bu oranların %15 civarında olduğu bilinmektedir. Anti-HDV pozitifliğinin ise yapılan pek çok yurtiçi prevalans çalışmasına göre; hasta ve taşıyıcı genelinde %3-33, asemptomatik HBsAg taşıyıcılarında %0-11, akut HBV enfeksiyonlularda %0-38 arasında olduğu ve bu oranların kronik karaciğer hastalarında belirgin olarak daha yüksek bulunduğu ifade edilmektedir (4, 5). Ülkemizden son dönemde bildirilen yayınlarda ise, HDV sıklığının azalmakla beraber batı bölgelerinde %5, doğuda %20’lerde seyrettiği bildirilmiştir (6). Hastanemizde akut ve kronik hepatit düşünülen hastalar Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji ve Gastroenteroloji polikliniklerinde izlenmekte olup, ayrıca dahiliye kliniklerinde takip edilen ve hepatit düşünülen hastalardan da hepatit tetkikleri istenmektedir. Cerrahi kliniklerinde de operasyon öncesi tetkik amacıyla tüm hastalardan HBsAg, anti-HCV ve anti-HIV taraması yapılmaktadır. Anti-HDV antikorları ise, sadece HBsAg’si pozitif ve delta enfeksiyonu düşünülen hastalarda çalışılmaktadır. Bu çalışmanın amacı; sekiz aylık dönemde hastanemiz Mikrobiyoloji laboratuvarında HBV ve HDV enfeksiyonu açısından tetkik edilen hastaların HBsAg ve anti-HDV sonuçlarını sunmak ve irdelemektir. Aynı dönemde 692 hastadan delta antikorları istenmiş ve 49 hastada pozitif saptanmıştır (%7). Anti-HDV isteği yapılan ve pozitif bulunan olguların ilgili kliniklere göre dağılımlarına bakıldığında; özellikle kronik karaciğer hastalıklarının izlendiği Viral Hepatit Dergisi 2011; 17(1): 22-26 Haziran 2009-Şubat 2010 arası sekiz aylık dönemde hastanemizde HBsAg isteği yapılan tüm hastalar ve anti-HDV isteği yapılan tüm hastalara ait sonuçlar araştırılmıştır. HBsAg (Innogenetics) ve anti-HDV (Radim) tetkikleri ELISA yöntemiyle çalışılmıştır. BULGULAR Sekiz aylık dönemde 45123 hastadan HBsAg isteği yapılmış ve 3753 hastada pozitif saptanmıştır (%8.3). HBsAg isteğinin en fazla dahiliye ve cerrahi kliniklerinden yapılmasına rağmen, HBsAg pozitif saptanan olgular Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji ile Gastroenteroloji kliniklerinden gönderilmiştir. HBsAg pozitif olguların yaş ve cinsiyetlerine göre dağılımı Tablo 1’de özetlenmiştir. HBsAg pozitif olguların 25-45 yaşlar arasında kümelendiği ve olguların %59’unun erkek olduğu dikkat çekicidir. 23 Yaşar K ve ark. dahiliye ve gastroenteroloji kliniklerinin ön planda olduğu gözlenmiştir. Delta antikorları pozitif hastaların yaş ve cinsiyet dağılımı da Tablo 2’de yer almaktadır. Tablo 1. HBsAg pozitif olguların yaş ve cinsiyetlerine göre dağılımı Kadın Erkek Toplam Yaş (yıl) n % n % n % <15 23 0.61 39 1.04 62 1.65 15-25 197 5.25 322 8.58 519 13.83 25-45 685 18.25 1121 29.87 1806 48.12 45-55 297 7.91 419 11.16 716 19.08 >55 267 7.11 383 10.21 650 17.32 1469 39.14 2284 60.86 3753 100.00 Toplam Tablo 2. Anti-HDV pozitif olguların yaş ve cinsiyetlerine göre dağılımı Kadın Erkek Toplam Yaş (yıl) n % n % n % <15 0 0.0 0 0.0 0 0.0 15-25 2 4.08 1 2.04 3 6.12 25-45 7 14.29 16 32.65 23 46.94 45-55 3 6.12 7 14.29 10 20.41 >55 7 14.29 6 12.24 13 26.53 19 38.78 30 61.22 49 100.00 Toplam HDV pozitif hastaların çoğunluğunun da 25 yaş ve üstü erkeklerden oluştuğu gözlenmiştir (%59). TARTIŞMA Viral hepatitler, ülkemizde kronik karaciğer hastalıklarının en önemli sebebidir. Ülkemizde hepatit B aşısının 1996 yılından itibaren rutin aşı programına alınmasıyla oranı düşse de; HBsAg seropozitivitesi açısından Türkiye, orta düzey endemik bölgelerdendir (%2-8). Ancak; seroprevalans Türkiye’deki çeşitli coğrafi bölge ve hasta popülasyonlarına göre %0.8-14.3 arasında değişmektedir (2). İstanbul’da 2007 yılında kan donörleri arasında yapılan taramada HBsAg oranı %1.76 olarak saptanmıştır (7). Hepatit B enfeksiyonunun seyri HDV enfeksiyonu varlığında daha hızlı ve progresif olabilir. Kronik delta hepatiti, kronik viral hepatitler içinde az görülen ancak en ciddi seyirli formdur. Bu nedenle HBsAg pozitif olgularda kronik hepatit riskini azaltmak için hepatit D enfeksiyonuna yönelik korunma tedbirlerinin alınması ve bu hastaların takibi önemlidir. Bu 24 çalışma ile hastanemizde hepatit düşünülen hastalarla cerrahi operasyon öncesi tarama yapılan ve HBsAg istenen hastalardaki prevalans araştırılmıştır. Bu olgulardaki HBsAg oranı %8.3 olarak saptanmış olup %59’u erkek idi. Türkdoğan ve ark.’nın (8) 2005 yılında yaptıkları çalışmalarında da kronik hepatit B enfeksiyonu erkeklerde 3 kat fazla saptanmıştır. Çalışmamızdaki yüksek HBsAg oranının, incelenen hasta grubunda akut ve kronik viral hepatitli olguların fazla olmasından kaynaklandığı düşünülebilir. Çünkü aynı hastalar içinde cerrahi tarama öncesi HBsAg bakılan hastalar arasındaki oran %3.3 idi. Ülkemizden Emekdaş ve ark.’nın (9) 1989-2004 yılları arasında kan donörlerinde HBsAg ve anti-HCV prevalansını araştırdıkları çalışmada; 15 yıllık süreçte genel HBsAg prevalansı %4.19, 2004 yılına ait prevalans ise %2 olarak bildirilmiştir. Yine ülkemizden son yıllarda yapılan bir çalışmada, evlilik öncesi test edilen ve %94’ü 15-30 yaş arasında bulunan 1332 Viral Hepatit Dergisi 2011; 17(1): 22-26 Sekiz Aylık Dönemde Laboratuvarımızda Saptanan Hepatit B ve Hepatit D Seroprevalansı kişide HBsAg sıklığı %1.7 olarak saptanmıştır (10). Çalışmamızda HBsAg pozitif bulunan 3753 hastanın, 2747’sinin (%73.2) akut ve kronik hepatit tanısıyla Enfeksiyon Hastalıkları, Dahiliye ve Gastroenteroloji kliniklerinde takip edilen olgular olması nedeniyle yüksek HBsAg oranları elde edildiğini düşünmekteyiz. Çünkü cerrahi öncesi tetkik edilen ve HBsAg pozitif bulunan olguların, tüm cerrahi hastalar içindeki oranı sadece %3.3 idi. Ülkemizde HBsAg oranlarının en yüksek tespit edildiği bölge olan Güney Doğu Anadolu Bölgesine ait en kapsamlı seroprevalans çalışmasında 2888 olguda HBsAg pozitifliği %7 olarak bildirilmiştir (11). Çalışmamızdaki yüksek HBsAg pozitifliği, İstanbul’un özellikle Güney Doğu Anadolu Bölgesinden en sık göç alan büyük bir metropol olması ve yüksek seropozitifliğe sahip bu bölge kökenli hasta popülasyonunu da içermesiyle ilişkili olabilir. Ülkemiz, HDV enfeksiyonunun yüksek endemik olduğu bölgelerden birisidir (6, 12). Almanya’dan Wedemeyer (13) bir derlemesinde, 1990’lı yıllara dek merkezlerinde izledikleri HBsAg pozitif olgular arasında anti-HDV pozitifliğinin %8-10 arasında olduğunu ve olguların üçte birinden fazlasının Almanya’da doğmamış olduğunu belirtmiştir. Göçmen olan bu olguların büyük çoğunluğunun Türkiye doğumlu olmaları ilginç bir bulgudur. Ancak, 1990’lı yıllardan itibaren hasta gruplarında Doğu bloku ülkelerine ait olgu sayısının giderek arttığını saptadıklarını bildirmiştir (13). Anti-HDV pozitifliğinin araştırıldığı pek çok yurtiçi prevalans çalışmasında hasta ve taşıyıcı genelinde %3-33; kronik HBV enfeksiyonlularda %7-53 gibi daha yüksek oranlarda seyrettiği bilinmektedir. Ülkemizde, HBsAg pozitifliği gibi anti-HDV oranlarının araştırıldığı pek çok çalışmanın sonuçlarına göre Güney Doğu Anadolu Bölgesi, belirgin biçimde en yüksek seropozitifliğe sahiptir. Bu durum, zaten HBV açısından yüksek seropozitifliğe sahip bu bölgeye ait popülasyonda, ko-enfeksiyon veya süperenfeksiyon şeklinde %20-25 oranında HDV birlikteliği sonucunu doğurmaktadır (14). Dicle Üniversitesi’nden Çelen ve ark. (15), 2002-2004 yılları arasında 889 asemptomatik taşıyıcı ve 120 kronik aktif HBV enfeksiyonlu olguda anti-HDV prevalansını araştırmış ve sırasıyla %6 ve %27.5 olarak saptamışlardır. Araştırıcılar; her iki grupta da yaş, cinsiyet, HBeAg ve HBsAg taşıyıcılık süresi parametreleri arasından sadece HBsAg pozitiflik süresi ile HDV enfeksiyonu arasında oldukça anlamlı bir ilişki saptamışlardır (15). Çalışmamızdaki anti-HDV oranı %7 idi. Çalışma grubumuzdaki hastaların çoğu kronik HBV enfeksiyonlu olgular olduğundan, saptadığımız oranın asemptomatik HBsAg taşıyıcılarındaki oranlardan yüksek olmasını bu sebebe Viral Hepatit Dergisi 2011; 17(1): 22-26 bağlayabiliriz. Akut viral hepatitli hastaların büyük çoğunluğunun takip edildiği Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji kliniğinden anti-HDV istenen olgular arasındaki pozitiflik oranı ise, yurdumuzdan yapılan ve akut hepatitliler içindeki delta virus oranlarını araştıran çalışmalarla paralel bulunmuştur. Hepatit B enfeksiyonunun seyri HDV enfeksiyonu varlığında daha hızlı ve progresif olabilir. İstanbul, HDV enfeksiyonunun sık görüldüğü Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nden en sık göç alan metropol olduğundan, HBV enfeksiyonlu olgularda HDV enfeksiyonu ko-enfeksiyon veya süperenfeksiyon şeklinde birlikte bulunabilir. Bu nedenle HBsAg pozitif olgularda hepatit D enfeksiyonun varlığı mutlaka araştırılmalı, kronik hepatit riskini azaltmaya yönelik korunma tedbirleri alınmalı ve olguların düzenli takipleri yapılmalıdır. KAYNAKLAR 1. Hepatitis B. World Health Organization. http:// www.who.int/mediacentre/factsheets/fs204/en/ index.html. (Erişim tarihi 25 Aralık 2010). 2. Karaca B, Tarakçı H, Tümer E. İzmir ili lise öğrencilerinde HBsAg seroprevalansı. Viral Hepatit Derg 2007; 12: 91-9. 3. Sonsuz A. Kronik hepatit B ve Delta. İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri, Hepato-Bilier Sistem ve Pankreas Hastalıkları Sempozyum dizisi. No: 28, 2002. s. 67-78. 4. Baylan O, Güney Ç. B hepatitli hastaların ve asemptomatik HBsAg taşıyıcılarının korkulu rüyası: delta virüsü. İnfek Derg 2002; 16: 249-57. 5. Balik I, Onul M, Tekeli E, Caredda F. Epdemiology and clinical outcome of hepatitis D virus infections in Turkey. Eur J Epidemiol 1991; 7: 48-54. 6. Degertekin H, Yalcin K, Yakut M, Yurdaydın C. Seropositivity for delta hepatitis in patients with chronic hepatitis B and liver cirrhosis in Turkey: a meta-analysis. Liver Int 2008; 28: 494-8. 7. Acar A, Kemahlı S, Altunay H, et al. HBV, HCV and HIV seroprevalence among blood donors in Istanbul, Turkey: how effective are the changes in the national blood transfusion policies? Brazilian J Infect Dis 2010; 14: 41-6. 8. Türkdogan KM, Bozkurt H, Uygan I, et al.. Chronic hepatitis delta virus infection in Van region of Eastern Turkey. Turk J Gastroenterol 2005; 16: 17-20. 9. Emekdas G, Cavuşlu S, Oncul O, Artuk C, Armagan A. Trends in hepatitis B and hepatitis C virus 25 Yaşar K ve ark. among blood donors over 16 years in Turkey. Eur J Epidemiol 2006; 21: 299-305. 10. Alim A, Artan MO, Baykan Z, Alim BA. Seroprevalance of hepatitis B and C viruses, HIV and syphilis infections among engaged couples. Saudi Med J 2009; 30: 541-5. 11. Dursun M, Ertem M, Yılmaz S, Saka G, Ozekinci T, Simsek Z. Prevalence of hepatitis B infection in the southeastern region of Turkey: comparison of risk factors for HBV infection in rural and urban areas. Jpn J Infect Dis 2005; 58: 15-9. 12. Rizzetto M. Hepatitis D: the comeback? Liver Int 2009; 29: 140-2. 13. Wedemeyer H, Manns MP. Epidemiology, pathogenesis and management of hepatitis D: update and challenges ahead. Nat Rev Gastroenterol Hepatol 2010; 7: 31-40. 26 14. Değertekin H, Yükselen AV, Dursun M, Kendal Y. Seroepidemiology of delta hepatitis in Turkey. Turk J Gastroenterol 1999; 10: 319-23. 15. Celen MK, Ayaz C, Hosoglu S, Geyik MF, Ulug M. Anti-hepatitis delta virus seroprevalance and risk factors in patients with hepatitis B in Southeast Turkey. Saudi Med J 2006; 27: 617-20. YAZIŞMA ADRESİ Uzm. Dr. Kadriye KART YAŞAR Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği İSTANBUL e-mail: [email protected] Viral Hepatit Dergisi 2011; 17(1): 22-26 Ameliyat Olmak Üzere Başvuran Hastalarda Hepatit B ve Hepatit C Seroprevalansı Araştırma Ameliyat Olmak Üzere Başvuran Hastalarda Hepatit B ve Hepatit C Seroprevalansı* Filiz PEHLİVANOĞLU, Kadriye KART YAŞAR, Gönül ŞENGÖZ Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği, İSTANBUL *Bu çalışma 10. Ulusal Viral Hepatit Kongresi’nde (1-4 Nisan 2010, Antalya) sunulmuştur. ÖZET Hepatit B ve C viruslarının neden olduğu enfeksiyonlar dünyada ve ülkemizde yaygın olarak görülmekte ve kronikleşen bir süreçle karaciğer yetmezliğine ve karaciğer kanserine dek gidebilmektedir. Bu çalışmada hastanemize ameliyat olmak üzere başvuran hastalarda yapılan Hepatit B ve Hepatit C virusuna yönelik taramalar retrospektif olarak irdelenmiştir. Mart 2008 ve Mart 2010 tarihleri arasında hastanemiz genel cerrahi, üroloji, beyin cerrahisi, kulak burun boğaz, göz, ortopedi ve kadın doğum polikliniğine ameliyat olmak üzere başvuran hastalarda ELISA yöntemiyle çalışılan HBsAg ve anti-HCV test sonuçları taranarak bu hastalık etkenlerinin seroprevalansları araştırılmıştır. Başvuran 37675 hastanın 1231’inde (%3.27) HBsAg, 248’inde (%0.65) HCV antikoru pozitif olarak bulunmuştur. Hastaların yaş aralığı 2-98 idi. HBsAg pozitif bulunanların %62’si, HCV antikoru pozitif bulunanların %54’ü erkekti. HBsAg ve anti-HCV seropozitifliği ülke geneline göre ortalama değerlere benzer oranda saptandı. Bu oranlar dikkate alındığında, cerrahi servislerine başvuran hastalarda, tarama amaçlı olarak bu testlerin bakılmasının, hepatit B ve hepatit C pozitifliği durumunda hasta ve çalışan için gerekli önlemlerin alınmasını sağlayacağı düşünülse de esas olan bütün hastalarda universal önlemlerin alınmasıdır. Bu çalışma sağlık hizmeti ilişkili enfeksiyonlar başlığı altında önemli yer tutan bu enfeksiyonlardan çalışan personeli ve diğer hastaları korumanın önemine dikkat çekmek için ve riskin boyutlarını vurgulamak için sunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Hepatit B, hepatit C, prevalans SUMMARY Seroprevalences of Hepatitis B and C in Patients undergoing an Operation Wide spread infections from hepatitis B and C viruses both in the world and Turkey can cause liver disease and even liver cancer in a chronic process. In this study, hepatitis B and C scans on the patients undergoing an operation in our hospital were retrospectively investigated. In order to obtain the seroprevalences of hepatitis B and C, HBsAg and anti-HCV tests were performed using ELISA method on patients who underwent an operation in general surgery, urology, neurosurgery, Viral Hepatit Dergisi 2011; 17(1): 27-31 27 Pehlivanoğlu F ve ark. otolaryngology, ophthalmology, orthopedia and obstetrics and gynecology clinic between March 2008 and March 2010. Of 37675 patients, 1231 (3.27%) were HBsAg positive and 248 (0.65%) were anti-HCV positive. Their age ranged between 2 and 98. Of the patients with positive HBsAg, 62% were male and of the patients with anti-HCV positive, 54% were male. The seropositivity rate for HBsAg and anti-HCV were found to be similar with those seen across Turkey. When these ratios are taken into consideration, although these tests which are performed on patients undergoing an operation provides protective measures both for patients and medical staff in case of hepatitis B or C positivity, universal measures should be implemented for all patients. This study has been presented to draw attention to the importance of protecting patients and staff from aforementioned infections that constitutes a big portion of health care associated infections and to emphasize the dimensions of the risk. Keywords: Hepatitis B, hepatitis C, prevalence. GİRİŞ MATERYAL ve METOT Günümüzde hepatit B virusu (HBV) ve hepatit C virusu (HCV) kronik karaciğer hastalığı, siroz ve karaciğer kanserine neden olması bakımından halen önemli bir sorundur. Çalışmada Mart 2008-Mart 2010 tarihleri arasında hastanemize çeşitli nedenlerle opere olmak üzere başvuran hastaların operasyon öncesi istenen tetkikleri retrospektif olarak incelendi. Genel cerrahi, üroloji, beyin cerrahisi, kulak burun boğaz, göz, ortopedi ve kadın doğum polikliniğine başvuran 37675 hastanın HBsAg ve HCV antikor test sonuçları tarandı. Numuneler mikro ELISA yöntemiyle Grifols cihazında HBsAg için Surase B-96 (Ingbert, Germany) kitleri, anti-HCV için Murex Biotech (Dartford, UK) kitleri kullanılarak çalışıldı. Olgular yaşlarına göre 0-9, 10-19, 20-29, 30-39, 40-49, 50-59, 60 ve üzeri olmak üzere toplam yedi gruba ayrıldı. HBV enfeksiyonu yol açtığı ciddi morbidite ve mortalite kadar bulaşma yolları ve aşı ile korunabilir bir hastalık olması açısından da halk sağlığı yönünden önemlidir. Hastalığın seyrine ilişkin son yıllarda elde edilen bilgiler; hastalığa ve sonlanımına, 20 yıl önceki bakışımızdan büyük farklılıklar oluşturmuştur. Ayrıca tedavide elde edilen gelişmeler de azımsanamayacak ölçüdedir. Ancak bu konuda yani ne tedavide ne de hastalığın immunolojisinin anlaşılması ve seyrinin öngörülebilmesi konusunda henüz yolun sonuna gelinmiş değildir. HCV enfeksiyonu ise kronik karaciğer hastalığının majör sebeplerinden birisidir. Siroz etiyolojisindeki önemi, karaciğer kanserinin en önemli sebebi olması, kesin bir tedavisinin olmaması, aşısının henüz bulunamamış olması ve sağlık çalışanlarının risk grubunda olması nedeniyle önemli bir sağlık sorunudur. Bu çalışmayla, opere olmak amacıyla hastaneye başvuran hastalar irdelenerek bir anlamda toplumdaki hepatit B ve hepatit C enfeksiyonlarının sıklığı hakkında fikir edinilmesi amaçlanmıştır. Ayrıca cerrahi servislerine başvuran hastalarda, tarama amaçlı olarak bu testlerin bakılmasının gerekip gerekmediği, oranların toplumun bütününden farklı olup olmadığı gösterilerek esas olanın bütün hastalarda universal önlemlerin alınması olduğu vurgulanmıştır. Ayrıca bu çalışma sağlık hizmeti ilişkili enfeksiyonlar başlığı altında önemli yer tutan bu enfeksiyonlardan çalışan personeli ve diğer hastaları korumanın önemine dikkat çekmek için ve riskin boyutlarını vurgulamak için sunulmuştur. 28 BULGULAR Başvuran 37675 hastanın 1231’inde (%3.27) HBsAg, 248’inde (%0.65) HCV antikoru pozitif olarak bulundu. Hepatit belirteçleri pozitif bulunan hastaların yarısından çoğu genel cerrahi ve üroloji servislerinde ameliyat olacak olan hastalardı. HBsAg pozitif bulunanların %62’si erkek, HCV antikoru pozitif bulunanların %54’ü erkek olarak saptandı. Yaş ortalaması HBsAg pozitif bulunanlar için 45, HCV antikoru pozitif bulunanlar için 57 olarak bulundu. Hastaların yaş aralığı 2-98 idi. Yaş gruplarına göre HBsAg ve anti-HCV pozitif bulunan hastaların dağılımı Şekil 1’de görülmektedir. HBsAg pozitif hastalar 20-49 yaş aralığında daha yüksek iken anti-HCV pozitifler 50 yaşından sonra daha yüksek oranda saptanmıştır. HBsAg pozitif kadın hastalar 30-39 yaş grubunda en yüksek olup, erkek hastalarda yaşla birlikte artış olmuştur (Şekil 2). Viral Hepatit Dergisi 2011; 17(1): 27-31 Ameliyat Olmak Üzere Başvuran Hastalarda Hepatit B ve Hepatit C Seroprevalansı Şekil 1. HBsAg ve anti-HCV pozitif hastaların yaş gruplarına göre dağılımı (%). verilerine göre dünya genelinde iki milyar insan HBV ile enfekte olup, 350 milyon kişide de kronik enfeksiyon mevcuttur. Yılda yaklaşık 600000 insan hepatit B’nin neden olduğu akut veya kronik enfeksiyonlar nedeniyle, çocukluk çağında enfekte olmuş yetişkinlerin %25’i de kronik enfeksiyonun neden olduğu siroz veya karaciğer kanseri nedeniyle ölmektedir. HBV, HIV’den 50 ile 100 kat daha enfeksiyöz olup sağlık çalışanları için önemli bir mesleki tehlikedir. Ancak hepatit B aşı ile önlenebilir bir hastalıktır (1). DSÖ 1992’de hepatit B enfeksiyonunu meslek hastalığı olarak kabul etmiştir. Ülkemizde de Sağlık Bakanlığı 1996’da sağlık çalışanlarının bu virus açısından taranmasını ve duyarlı kişilerin aşılanmasını başlatmıştır (2). HBV taşıyıcılık oranları ülkelere göre farklılık göstermekte ve seroprevalans oranları değişmektedir. Çin’de hepatit B endemik olup taşıyıcılık oranları %8-10, batı Avrupa ve Kuzey Amerika‘da ise taşıyıcılık %1’den az orandadır (1). Ülkemizde toplum genelinde yapılan çalışmalarda HBsAg pozitifliği %1.7-21 oranında bulunmuştur. HBsAg pozitifliği anlamlı oranda erkeklerde daha yüksek saptanmıştır. Ülkemizde başlatılan aşılama çalışmaları ile B hepatiti seroprevalansında düşme olmuş ve yapılan çalışmalarla da bu gösterilmiştir (3). Şekil 2. HBsAg pozitif hastaların yaşa ve cinsiyete göre dağılımı. Anti-HCV pozitif kadın ve erkek hasta sayıları birbirine paralel gitmiş ve yaşla birlikte artış olmuştur (Şekil 3). Şekil 3. Anti-HCV pozitif hastaların yaşa ve cinsiyete göre dağılımı. TARTIŞMA HBV enfeksiyonu dünyadaki en önemli sağlık sorunlarından biridir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Viral Hepatit Dergisi 2011; 17(1): 27-31 Yaptığımız çalışmada HBsAg cinse ve yaş gruplarına göre incelendiğinde kadınlarda daha erken pik yaptığı (30-39 yaş) ve daha sonra düşmeye başlayıp 50 yaş üstünde plato çizdiği görülmektedir. Bu yaş grubu bizim ülkemiz için kadınların doğurganlık yaşıdır, daha çok müdahaleye maruz kalırlar ve cinsel yönden aktif oldukları için de bulaşa açıktırlar. Erkekler için ise incelediğimizde piki 5059 yaş grubuna kadar yükselen bir eğilim içinde görmekteyiz. HCV açısından ise her iki cinste de yaşla birlikte artan bir eğim saptanmıştır. HBsAg ve anti-HCV karşılaştırıldığında ise yaşla HCV’nin arttığı, HBsAg’nin ise azaldığı, kesişmenin 40-49 yaş grubunda olduğu görülmüştür. HBsAg’de bu azalmanın HBV’nin immunolojisine bağlı olduğu düşünüldü. Hepatit C dünyada global bir halk sağlığı sorunu olup, siroz ve hepatosellüler karsinomun birinci ana nedenidir. ABD’de karaciğer transplantasyonunun en önemli nedeni HCV ilişkili son dönem karaciğer yetmezliğidir. Kan donörlerinin antiHCV için taranmadığı 1992 öncesinde, transfüzyon sonrası hepatitin en yaygın nedeniydi. Dünyanın her yerinde bulunabilir. Damar içi ilaç kullanıcıları ve hemofili hastalarında yüksek oranda olup DSÖ 29 Pehlivanoğlu F ve ark. verilerine göre genel popülasyonda %0.2-18 arasında bulunur. Prevalansın yüksek olduğu yerler Uzakdoğu, Afrika’nın belli bölgeleri, Akdeniz ülkeleri ve doğu Avrupa’dır (4). HBV ve HCV yaygınlığını belirlemede en önemli ve eski grup kan donörleridir. Türkiye’deki kan bankalarının en büyüğü ve yaygını Kızılay Kan Merkezidir. Tek kan bankası olarak çalıştığı yıllardaki asker donörlerde HBsAg oranları daha yüksek bulunurken, sivil donörlerin artışı ile birlikte bu oranlar düşmüş, son yıllarda da asker ve sivil donörler arasında istatistiki olarak anlamlı fark bulunmayıp, oranlar düşmüştür (5). Antakya’dan yapılan ve preoperatif hastaların hepatit A ve B seropozitifliğini araştıran çalışmada 6 ay-90 yaş arasındaki 2439 preoperatif olguda HBsAg pozitifliği erkeklerde %4.1, kadınlarda %2.1 olmak üzere toplamda %3.2 olarak çalışmamızla benzer bulunmuştur. Yaş grupları arasında HBsAg seropozitiflikleri açısından istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır (6). HBV ve HCV taşıyıcılık oranları yaş, sosyoekonomik durum ve meslek gruplarına göre değişmektedir. Sağlık çalışanları enfekte kan ve vücut sekresyonları ile sık temas etmelerinden dolayı, hepatit B ve C enfeksiyonlarına karşı daha fazla risk altındadır. Sağlık çalışanları ile ilgili yapılan bir taramada çalışanların %64’ünün öz geçmişinde parenteral yolla bulaşan hepatitler için önemli bir risk faktörü olan cerrahi girişim öyküsü varken, %59.8’inde kesici/delici aletle yaralanma öyküsü saptanmış. HBsAg seroprevalansı taranan 529 personelde %2.1 bulunmuştur (7). Şanlıurfa’da riskli meslek olarak bilinen berber ve kuaförlere yönelik olarak 561 kişide yapılan taramada HBsAg pozitifliği %3.4 ve anti-HCV pozitifliği %0.7 olarak saptanmıştır. Müşterileri ile ortak havlu kullananlarda HBsAg pozitifliği istatistiksel olarak daha yüksek bulunmuş ancak oranlar toplumdaki değerlerden yüksek bulunmamıştır (8). Brezilya’da 10-16 yaş arası 384 çocuk ve adolesanda yapılan HBV ve HCV prevalansını saptamaya ve hepatit B için ulusal aşı programını değerlendirmeye yönelik çalışmada HBsAg ve anti-HCV pozitifliği saptanmamıştır. Brezilya’da 1989 yılında bazı bölgelerde hepatit B aşılaması belli risk grupları için başlamış ve aşı 2001 yılında ülke geneline yayılmıştır. Brezilya Sağlık Bakanlığı verilerine göre 30 de bölgeler arasında fark olmakla birlikte HBsAg pozitifliği %2 ile %7 arasındadır (9). İtalya’da 7-52 yaş arası Afrika ve Asya kökenli 529 sığınmacı ile yapılan çalışmada HBsAg pozitifliği %8.3 ve anti-HCV pozitifliği %4.5 bulunmuştur. 1980 öncesinde hepatit B İtalya’da yaygın iken bu tarihten sonra akut ve kronik enfeksiyon hızla düşmüş ve hepatit B için taşıyıcılık %1.5 olmuştur. Anti-HCV için pozitiflik ise 50 yaş altında %3 olarak bildirilmiştir (10). İzmir’de 7.237 lise öğrencisinde yapılan taramada HBsAg pozitifliği %1.35 bulunmuştur. Bu oran kızlarda %1, erkeklerde ise %1.98 saptanmıştır. HBsAg pozitifliği saptanan öğrencilerde gelir düzeyi düşüklüğü, annesinde HBsAg pozitifliği, evi paylaşan aile bireyi sayısının fazla olması gibi risk faktörleri saptanmıştır (11). Bu oranlar çalışmamızdaki orandan düşük çıkmış olup bu durum yaş ortalamasının düşüklüğüne bağlanmıştır. Adana yarı kırsalında 10 yaş üstü yarı örnekleme yöntemi ile seçilen 310 kişi ile yapılan araştırmada %5.3 HBsAg pozitifliği, %0.7 anti-HCV pozitifliği tespit edilmiştir. HBsAg pozitifliği 30-49 yaş grubunda (%11.5), diğer yaş gruplarından daha yüksek bulunmuş ve aradaki fark anlamlı olarak değerlendirilmiştir (12). HBsAg pozitifliği çalışmamızdan yüksek olup, anti-HCV oranı çalışmamızla benzerdir. Suudi Arabistan’da 3350 kişiyi kapsayan çalışmada anti-HCV oranı Suudiler’de %5.87, Mısırlılar’da %22.54 ve Yemenliler’de %2.12 bulunmuştur. Olgu grubu ise çeşitli poliklinik hastaları, preoperatif hastalar ve antenatal bakım alan hastalardan oluşmuştur (13). Anti-HCV oranları çalışmamızdan ve ülkemizdeki diğer çalışmalardan oldukça yüksek bulunmuştur. Kuzey Kıbrıs’ta 17545 kişi ile yapılan çalışmada HBsAg %2.46, anti-HCV %0.46 saptanmıştır. Çalışmada Türk askeri, Kıbrıslı kan donörleri ve Kıbrıs askeri olmak üzere üç grup oluşturulmuş ve HBsAg en düşük Türk askeri grubunda (%2.16) bulunmuş, anti-HCV prevalansı açısından gruplar arasında fark saptanmamıştır (14). HBV ve HCV’ye bağlı hastalıkların önlenmesinde aşılama programları ve toplumda eğitim çalışmalarının yararlı olacağını düşünmekteyiz. Ameliyat öncesinde hastaların hepatit belirteçleri açısından taranmasına gerek olmamakla birlikte her hastaViral Hepatit Dergisi 2011; 17(1): 27-31 Ameliyat Olmak Üzere Başvuran Hastalarda Hepatit B ve Hepatit C Seroprevalansı ya universal önlemlerle yaklaşılması gereklidir. Ancak sağlık hizmeti ile ilişkili enfeksiyonlarda sağlık çalışanının riskini azaltmak için belki de riskli davranış paternlerine sahip toplum kesimlerinde bu taramalar konusunda daha farklı yaklaşımlar sergilenebilir. Ancak bu karara varmak için ülkemiz koşullarında bu gruplarda yapılmış daha çok çalışmaya ihtiyaç vardır. 8. Koruk İ, Tekin Koruk S, Gürsoy B. Şanlıurfa il merkezinde berber ve kuaförlerde hepatit B ve C seroprevalansı ve risk faktörleri. Viral Hepatit Derg 2008; 13: 97-102. KAYNAKLAR 10. Tafuri S, Prato R, Martinelli D, et al. Prevalence of hepatitis B, C, HIV and syphilis markers among refugees in Bari, Italy. BMC Infectious Diseases 2010; 10: 213. 1. World Health Organization. Media centre. Hepatitis B. http://www.who.int/mediacentre/factsheets/fs204/en/ 2. Ergönül Ö, Işık H, Baykam N, Erbay A, Dokuzoğuz B, Müftüoğlu O. Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde sağlık çalışanlarında hepatit B infeksiyonu. Viral Hepatit Derg 2001; 2: 327-9. 3. Özdemir D, Kurt H. Hepatit B virusu enfeksiyonlarının epidemiyolojisi. Tabak F, Balık İ, Tekeli E (eds). Viral Hepatit 2007. 1. Baskı. İstanbul: Viral Hepatitle Savaşım Derneği, 2007: 108-17. 4. World Health Organization. Global Alert and Response (GAR). Hepatitis C. http://www.who. int/csr/disease/hepatitis/whocdscsrlyo2003/en/ index3.html 5. Mıstık R. Türkiye’de viral hepatit epidemiyolojisi yayınların irdelenmesi. Tabak F, Balık İ, Tekeli E (eds). Viral Hepatit 2007. 1. Baskı İstanbul: Viral Hepatitle Savaşım Derneği, 2007: 10-50. 6. Ocak S, Kaya H, Çetin M, İnandı T. Antakya’da preoperatif hastalarda hepatit A ve B seropozitifliği, yaş ve cinsiyete göre dağılımı. Viral Hepatit Derg 2005; 10: 169-75. 7. Ersöz G, Şahin E, Kandemir Ö ve ark. Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi sağlık personelinde HAV, HBV, HCV seroprevalansı ve hepatit B aşılaması. Viral Hepatit Derg 2006; 11: 84-8. Viral Hepatit Dergisi 2011; 17(1): 27-31 9. Voigt AR, Neto MS, Spada C, Treitinger A. Seroprevalence of hepatitis B and hepatitis C markers among children and adolescents in the south Brazilian region - metropolitan area of Florianopolis, Santa Catarina. Braz J Infect Dis 2010; 14: 60-5. 11. Karaca B, Tarakçı H, Tümer E. İzmirli lise öğrencilerinde HBsAg seroprevalansı. Viral Hepatit Derg 2007; 12: 91-4 12. Banak S, Yoldaşcan E, Kılıç B. Adana ili yarıkırsal alanda yaşayan 10 yaş ve üzeri kişilerde hepatit B virüs (HBsAg) ve anti-hepatit C virüs (anti-HCV) prevalansı ve etkileyen faktörler. İnfeksiyon Derg 2002; 16: 133-40. 13. Fakeeh M, Zaki AM. Hepatitis C: Prevalence and common genotypes among ethnic groups in Jeddah, Saudi arabia. Am J Trop Med Hyg 1999; 61: 889-92. 14. Altindis M, Yilmaz S, Dikengil T, Acemoglu H, Hosoglu S. Seroprevalence and genotyping of hepatitis B, hepatitis C and HIV among healthy population and Turkish soldiers in Northern Cyprus. World J Gastroenterol 2006; 12: 6792-6. YAZIŞMA ADRESİ Uzm. Dr. Filiz PEHLİVANOĞLU, Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği İSTANBUL e-mail: [email protected] 31 Aslan F ve ark. Araştırma Kronik Hepatit B Olgularının Uzun Dönem İzlem Sonuçları: Cerrahpaşa Deneyimi Ferhat ASLAN1, Ömür TABAK2, Reşat ÖZARAS3, Ali MERT3, Fehmi TABAK3, Hakan ŞENTÜRK4 Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği, Yenimahalle Kadın-Doğum ve Çocuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Dahiliye Kliniği, 3 İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, 4 İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Gastroenteroloji Bilim Dalı, İSTANBUL 1 2 ÖZET Kronik hepatit B tedavisinin en önemli hedefi hepatit B yüzey antijeni (HBsAg) seroklirensinin sağlanmasıdır. Yeni geliştirilen potent antiviral ilaçlar viral yükü çok iyi baskılamalarına rağmen bu hedefin uzağındadırlar. İnterferon bazlı tedavilere yanıtlı hasta gruplarında ise HBsAg kaybı ve yaşam beklentisinin arttığı gözlemlenmiştir. Biz bu çalışmamızda en az 4 yıl süre (4-18 yıl) ile izlediğimiz kronik hepatit B hastalarımızda HBsAg kaybı gelişim oranını ve bunu tetikleyen faktörleri değerlendirmeyi amaçladık. Anahtar Kelimeler: HBV, interferon, antiviral, kronik hepatit B SUMMARY The Long Term Follow-up Results of Chronic Hepatitis B Cases: Cerrahpasa Experience The most important goal of chronic hepatitis B treatment is hepatitis B surface antigen (HBsAg) seroclearance. The newly developed potent antiviral drugs are far from that goal even though they perfectly reduce the viral load. Increased HBsAg loss and life expectancy were observed in patients with response to interferon-based therapy. In this study, we aimed to evaluate the rate of HBsAg loss and to detect the triggering factors in chronic hepatitis B patients who were followed-up at least 4 years (4-18 years). Keywords: HBV, interferon, antiviral, chronic hepatitis B GİRİŞ Kronik hepatit B (KHB) tüm dünyada önemli bir sağlık sorunu olup, yaklaşık 400 milyon kişinin taşıyıcı olduğu tahmin edilmektedir. Ülkemiz de %4-5 taşıyıcılık oranı ile orta derecede endemik olan coğrafik bölgeler arasında bulunmaktadır. 32 Ayrıca ülkemiz KHB olguları arasında tedavisi sorunlu olan genotip D’nin baskın olduğu (~%100) bir ülkedir. KHB tedavisinde güncel tedavilerle virusun eradikasyonu ve hepatit B yüzey antijeni (HBsAg) serokonversiyonu henüz arzu edilen oranlarda değildir. Bu çalışmada kronik hepatit B Viral Hepatit Dergisi 2011; 17(1): 32-36 Kronik Hepatit B Olgularının Uzun Dönem İzlem Sonuçları: Cerrahpaşa Deneyimi tanısı ile interferon bazlı ve/veya nükleozid analogları (lamivudin) ile tedavi edilen hastalardaki HBsAg serokonversiyonu ve serokonversiyonu tetikleyen faktörlerin incelenmesi amaçlanmıştır. tanca izlem süreleri 8 yıl (4-18 yıl) olarak bulundu. Hastaların izlem süreçlerinde aldıkları ilk tedaviler 71 (%32.9) hastada interferon alfa-2b veya interferon alfa-2a, 57 (%27) hastada lamivudin 150 mg veya 100 mg, 12 (%6) hastada interferon ve lamivudin kombinasyonu, 15 (%7) hastada lamivudin+hepatit B aşılaması, 14 (%6) hastada hepatit B aşılaması, 3 hastada pegile interferon idi. MATERYAL ve METOT Çalışmaya İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Gastroenteroloji Bilim Dalı ve Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dallarının ortaklaşa olarak izledikleri en az 4 yıl süre ile izlemi yapılan 366 KHB tanılı olgu alınmıştır. Bu olguların izlem dosyası tarandıktan sonra güncel izlemi olmayan hastalar kronik hepatit polikliniğine çağrılarak karaciğer fonksiyon testleri, hemogram, seroloji (HBsAg, Anti-HBs, HBeAg, Anti-HBe, HBV DNA) ve görüntüleme (US/BT/MR) ile değerlendirilmiştir. İzlem süresince 211 hastanın 11’inde (% 5.2) HBsAg kaybı geliştiği, 9’unda (%4.2) anti-HBs oluştuğu, 1’inde ise izlemin 2.ayı HBsAg reversiyonu geliştiği gözlemlendi. HBsAg kaybı gelişen hastaların 8’i erkek, 3’ü kadın idi. Başlangıç değerlendirmesinde olguların 8’inde HBeAg negatif, 3’ünde HBeAg pozitif idi. Bu hastaların ortanca yaşı 38 (sınırlar: 17-65) ve ortanca izlem süreleri 11 yıl (9-13 yıl) olarak görüldü. HBsAg negatifleşmesi saptanan 11 olgunun 6’sında anti-HBs titresi kantitatif olarak değerlendirildi. Bu titreler sırasıyla 8 IU (nüks), 10 IU, 66 IU, 1000 IU, 1480 IU, 1550 IU olarak saptandı. Hastaların aldıkları tedavilere bakıldığında, 5 hastanın interferon alfa-2b (haftada 3 kez, 10 MÜ), 3 hastanın interferon alfa-2b (haftada 3 kez, 10 MÜ)+hepatit B aşılaması, 1 hastanın lamivudin (100 mg/gün)+hepatit B aşılaması, 1 hastanın lamivudin (150 mg/gün) ve 1 hastanın da hepatit B aşılaması aldığı görüldü (Tablo 1). Hepatit B aşılaması 1. ay 20 mcg, 2.ay 40 mcg, 3.ay 60 mcg olacak şekilde artan dozlarda, 4.ay 20 mcg, 5.ay 20 mcg ve 6.ayda 20 mcg olacak şekilde sabit dozlarda uygulanmıştı (1). HCV veya HDV ile ko-enfekte olan ve ulaşılamayan hastalar çalışma kapsamına alınmadı. Çalışma sonucunda çalışma kapsamında 211 hastanın dosyası değerlendirmeye alındı. HBsAg kaybı gelişen hastalar yaş, cins, izlem süresi, aldıkları tedaviler, HBeAg durumu ve Anti-HBs titreleri açısından değerlendirildi. BULGULAR Değerlendirmeye alınan 211 hastanın 155’i (%73) erkek, 56’sı (%26) kadın olup 139 (%65) hasta HBeAg negatif, 72 (%34) hasta HBeAg pozitif idi. Hastaların ortanca yaşı 48 (sınırlar: 17-74) ve orTablo 1. HBsAg kaybı olan KHB olgularının özellikleri Yaş Cins HBeAg İzlem süresi Tedaviler Anti-HBs HBsAg reversiyonu 50 E Negatif 11 Yıl IFN-α-2b + Aşı Pozitif (1550 IU) - 36 E Negatif 11 Yıl IFN-α-2b + Aşı Pozitif (66 IU) - 28 K Negatif 9 Yıl Lamivudin + Aşı Pozitif (1000 IU) - 27 E Pozitif 11 Yıl IFN-α-2b + Aşı Pozitif - 17 K Negatif 12 Yıl IFN-α-2b Pozitif (10 IU) - 50 E Negatif 11 Yıl IFN-α-2b Pozitif (8 IU) + 37 E Negatif 12 Yıl IFN-α-2b Negatif - 36 E Pozitif 11 Yıl IFN-α-2b Negatif - 30 E Negatif 13 Yıl IFN-α-2b Pozitif - 65 K Pozitif 11 Yıl Aşı Pozitif (1480 IU) - 49 E Negatif 11 YIL Lamivudin Pozitif - Viral Hepatit Dergisi 2011; 17(1): 32-36 33 Aslan F ve ark. TARTIŞMA Kronik HBV enfeksiyonunda tam iyileşme, HBV’nin eradikasyonu ve HBsAg serokonversiyonu nadir görülen bir durumdur. KHB’nin güncel tedavi yaklaşımlarının amacı arzu edilmeyen komplikasyonların (siroz, son dönem karaciğer hastalığı, KSH) gelişimini engellemektir. Mevcut tedavileri düşündüğümüzde KHB bugün için baskılanabilir bir hastalık konumundadır. Ancak kullanıma yeni giren, kolay direnç geliştirmeyen mevcut antivirallerle (entekavir, tenofovir) yapılan çalışmalara ait uzun dönem sonuçları bulunmamaktadır. Bu antivirallerden entekavir ile 6, tenofovir ile 4.yıl verileri mevcut olduğundan uzun izlem sonuçlarını tahmin etmek için elimizde fazla veri yoktur. Yapılan çalışmalarda HBeAg pozitif hastalarda HBeAg serokonversiyonu arzulanan sonlanım noktalarından biridir. Mevcut antivirallerle HBsAg kaybı ise nadiren görülmektedir. KHB tedavisinde HBsAg kaybı ve anti-HBs oluşumu arzu edilen düzeylerde değildir. Bununla birlikte inaktif taşıyıcılarda yıllık spontan HBsAg kaybı %1-2 düzeylerindedir. KHB tedavisine yanıt vermiş olgularda da herhangi bir immun baskılanma durumu olmaksızın reaktivasyon görülmesi çok nadirdir. Elde edilen başarılı yanıt genellikle uzun yıllar boyunca sürdürülmektedir. Uzun dönemde bu yanıtın olgularda hepatik dekompansasyon (siroz), hepatoselüler karsinom (HSK) ve karaciğer ilişkili ölüm riskini azalttığı gösterilmiştir (2-4). Bizim hasta serimize benzer HBeAg negatif kronik hepatit B’li hastalar arasında yapılan bir çalışmada hastalar pegile interferon alfa-2a, pegile interferon alfa-2a+lamivudin (100 mg) ve yalnız lamuvidin (100 mg) ile tedavi edilmişlerdir. Bu hasta gruplarından interferon temelli tedavi alan 356 hastanın 12’sinde (%3.4) HBsAg kaybı gelişirken, yalnız lamuvidin tedavisi alan 181 hastada HBsAg kaybı görülmemiştir (5). Üçyüzonbeş HBeAg negatif kronik hepatit B’li hasta ile yapılan pegile interferon, pegile interferon+lamivudin ve 48 hafta yalnız lamivudin rejimlerinin karşılaştırıldığı bir diğer çalışmada ise hastalar tedavi sonrası 3 yıl izlenmişlerdir. ALT normalleşmesi, HBV DNA seviyesinin ≤10000 kopya/mL altına çekilmesi açısından pegile interferon tedavisi alan grupta istatiksel açıdan anlamlı fark bulunmuştur. Pegile interferonlu tedavi rejimi alan grupta hastaların %9’unda HBsAg kaybı gerçekleşirken, lamivudin alan grupta HBsAg kaybı gözlenmemiştir (6). Yeni geliştirilen oral antiviraller olan entekavir ve 34 tenofovir ile yapılan çalışmalarda bağımsız olarak HBsAg kaybının pegile interferon tedavilerindeki HBsAg kaybı oranlarına benzer sonuçlandığı gösterilmiştir. 1 yıllık süre sonunda pegile interferon ve tenofovir tedavilerinde %3, entekavir tedavisinde ise %2 oranında HBsAg kaybı gerçekleşirken, 2. yılın sonunda entekavir ve tenofovir tedavilerinde bu oranın %5 olduğu gösterilmiştir (7-9). Retrospektif çift kör bir çalışmada ise 96 haftalık entekavir ve lamuvidin tedavilerinin HBsAg kaybı açısından karşılaştırılması yapılmıştır. Entekavir tedavisi alan 354 hastanın 18’inde (%5.1), lamuvidin tedavisi alan 355 hastanın 10’unda (%2.8) HBsAg kaybı gerçekleştiği gösterilmiştir. Bu çalışmada HBsAg kaybının viral yükün baskılanması ile yakın ilişkili olduğu gösterilmiştir (10). Uzun dönemli antiviral ve interferon tedavileri sonrasında interferon temelli tedavilerin etkinliği immuno-modulatuar özelliklerine bağlanmıştır. İkiyüzaltmışaltı hastayı kapsayan ve pegile interferon±lamivudin tedavilerinin karşılaştırıldığı bir çalışmada tedavi sonu HBeAg kaybı %37 olarak bulunmuştur. Tedavi sonrası 172 hastanın takibi yapılabilmiştir. Bu hasta grubunda tedavi sonrası 3. yıla kadar olguların %81’inde HBeAg kaybı devam etmiş olup bu olguların %30’unda HBsAg kaybı gerçekleşmiştir. HBsAg kaybı gerçekleşen olguların %58’inin genotip A ile enfekte olgular olduğu dikkat çekmiştir. Uzun dönemli tedavi sonrası izlemlerinde HBsAg kaybının lamivudinle tedavi edilenlere oranla anlamlı yüksek saptanmasının sebebi bu immuno-modulatuar etkiye bağlanmıştır (11, 12). Bütün bu çalışmalar ışığında, klinisyenler bugün için kalıcı viral yanıt ve uzun dönemli etkin antiviral baskılama tedavileri arasında seçim yapmak durumundadırlar. Genç ve ilk kez tedavi alacak bir hastada kalıcı viral yanıt şansının interferon temelli bir tedavi ile yakalanması ile presirotik, sirotik bir hastada etkin antiviral baskılanmanın sağlanması klinisyenin tüm bu tedavi modalitelerinden yararlanması açısından önemli örneklerdir. Uzun yıllardır kullanılmakta olan interferon tedavisinin yan etkileri ve kullanım zorluğu nedeni ile antiviral tedaviler karşısında daha az kullanılır olması kalıcı viral yanıt ve uzun dönem etkileri ile birlikte değerlendirildiğinde pek anlamlı gözükmemektedir. Pegile interferon tedavisi ile diğer antiviral ilaçların 1 yıllık tedavi sonucunda karşılaştırıldığında kalıcı viral yanıtta en etkin ilaç olarak pegile interferonlar gözükmektedir. HBeAg pozitif hastalarda %30-35, HBeAg negatif hastalarda %20-25 sıklığınViral Hepatit Dergisi 2011; 17(1): 32-36 Kronik Hepatit B Olgularının Uzun Dönem İzlem Sonuçları: Cerrahpaşa Deneyimi da elde edilen inaktif taşıyıcı durumuna gelme ve 3-4 yıllık takiplerde %11 HBsAg kaybı saptanması pegile interferon tedavisinin hâlâ etkin tedavi yöntemi olduğunu göstermektedir (13). Kronik HBV enfeksiyonu tedavisi ve izlemi güncel bilgiler ışığında devam eden bir süreçtir. 1990’lı yılların başında konvansiyonel interferon tedavisi ile başlayan bu süreçte, ardarda geliştirilen oral antiviraller kullanıma girmiştir. Tüm bu gelişmelere karşın bugün hâlâ kronik HBV enfeksiyonunda kürden bahsetmek olanaksızdır. Bizim yıllar içinde o günün koşullarında tedavi etmeye çalıştığımız hastalarda da gözlemlediğimiz sonuç yapılan yorumlarla uyumludur. Retrospektif olarak değerlendirebildiğimiz hastalarımızdan çok az sayıda, sadece uzun süreli izlemi olanlarda ve çoğunlukla interferon ve aşı temelli tedavi almış olanlarda HBsAg serokonversiyonunu gözlemledik. Çalışmamızda uzun dönemli izlediğimiz kronik HBV hastalarımızda HBsAg kaybı değerlendirilmiştir. Burada yapılan; uzun süreli kronik hepatit tedavisi uygulanan kliniğimizde arzuladığımız temel sonlanma noktalarından biri olan HBsAg kaybı ve Anti- HBs oluşumunun ne oranda olduğunu tespit etmektir. Sonuç olarak kronik HBV tedavisinde bugün için hâlâ kür şansından uzaktayız. HBV replikasyonun baskılanmasını hedef alan potent antivirallerin ilk geliştirilen interferonlardan uzun dönemli sonuçlar açısından farklı olmadığı ve ucu açık kullanım sürelerine sahip olmaları tedavide karşılaşılan problemlerdendir. İmmuno-modulatuar yönlü antiviral tedavilerin yeni geliştirilecek tedavi stratejilerinde yer bulması, karmaşık bir immun sürece sahip kronik HBV enfeksiyonunun tedavisinde önemli rol oynayacaktır. KAYNAKLAR 1. Senturk H, Tabak F, Akdogan M, et al. Therapeutic vaccination in chronic hepatitis B. J Gastroenterol Hepatol 2002; 17: 72-6. 2. Piratvisth T, Lau GKK, Marcellin P, et al. Association between HBeAg serconversion and sustained HBV-DNA suppression in patients treated with peginterferon alpha-2a for HBeAg-positive chronic hepatitis B. J Hepatol 2006; 44 (Suppl 2): S23. 3. Korenman J, Baker B, Waggoner J, Everhart JE, Di Bisceglia AM, Hoofnagle JH Long-term remission of chronic hepatitis B after alpha-interferon therapy. Ann Intern Med 1991; 114: 629-34. 4. Lau DT, Everhart J, Kleiner D, et al. Long-term Viral Hepatit Dergisi 2011; 17(1): 32-36 follow-up of patients with chronic hepatitis B treated with interferon alfa. Gastroenterology 1997; 113: 1660-7. 5. Marcellin P, Lau GK, Bonino F, et al. Peginterferon alfa-2a alone, lamivudine alone, and the two in combination in patients with HBeAg-negative chronic hepatitis B. N Engl J Med 2004; 351: 1206-17. 6. Marcellin P, Bonino F, Lau GK, et al. Sustained response of hepatitis B e antigen-negative patients 3 years after treatment with peginterferon alpha-2a. Gastroenterology 2009; 136: 2169-79. 7. Marcellin P, Heathcote EJ, Buti M, et al. Tenofovir disoproxil fumarate versus adefovir dipivoxil for chronic hepatitis B. N Engl J Med 2008; 359: 2442-55. 8. Van Bömmel F, de Man RA, Wedemeyer H, et al. Long-term efficacy of tenofovir monotherapy for hepatitis B virus-monoinfected patients after failure of nucleoside/nucleotide analogues. Hepatology 2010; 51: 73-80. 9. Chang TT, Lai CL, Kew Yoon S, et al. Entecavir treatment for up to 5 years in patients with hepatitis B e antigen-positive chronic hepatitis B. Hepatology 2010; 51: 422-30. 10. Gish RG, Chang TT, Lai CL, et al. Loss of HBsAg antigen during treatment with entecavir or lamivudine in nucleoside-naïve HBeAg-positive patients with chronic hepatitis B. J Viral Hepat 2010; 17: 16-22. 11. Buster EH, Flink HJ, Cakaloglu Y, et al. Sustained HBeAg and HBsAg loss after long-term follow-up of HBeAg-positive patients treated with peginterferon alpha-2b. Gastroenterology 2008; 135: 459-67. 12. Van Zonneveld M, Honkoop P, Hansen BE, et al. Long-term follow-up of alpha-interferon treatment of patients with chronic hepatitis B. Hepatology 2004; 39: 804-10. 13. Buster EH, Schalm SW, Janssen HL. Peginterferon for the treatment of chronic hepatitis B in the era of nucleos(t)ide analogues. Best Pract Res Clin Gastroenterol 2008; 22: 1093-108. YAZIŞMA ADRESİ Prof. Dr. Fehmi TABAK İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı İSTANBUL e-mail: [email protected] 35
Benzer belgeler
from ejbms.org
HBsAg, 5659 kişiye anti-HBs, 7711 kişiye anti-HCV ve 5227 kişiye de anti-HIV testleri uygulanmıştır. Çalışmada; HBsAg, anti-HBs, anti-HCV ve anti-HIV testlerinde sırasıyla %10, %48, %0.62, %0.08 se...
viral hepatit dergisi - Viral Hepatitle Savaşım Derneği
Mehmet KIYAN
Seyfettin KÖKLÜ
Ömer Faruk KÖKOĞLU
İftihar KÖKSAL
Halil KURT
Hakan LEBLEBİCİOĞLU
Ali MERT
Reşit MISTIK
Nihat OKÇU
Necati ÖRMECİ