Gölmarmara - Prof. Dr. Ersan ÖZ
Transkript
Gölmarmara - Prof. Dr. Ersan ÖZ
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Editör Ahmet Yurttakal Yayın Kurulu Ahmet Yurttakal Doğan Kara Ethem Pınar Fidan Çinçe Hasan Alevnur İsmail Dağdelen İsmail Karabıçak Katkıda Bulunanlar Ali Aydın, Cemal Şengül, Ertuğrul Çelik, Ferhat Çavaş, Feyzullah Buran, Mesude Bostancı, Şerife Döngel Türkan Bu kitap T.C. Gölmarmara Kaymakamlığı’nın kültür hizmetidir Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Editör Ahmet Yurttakal Baskı Hazırlık Sercan Arslan İrfan Güngörür Baskı Esen Ofset Matbaacılık Sanayi ve Ticaret A.Ş. İkitelli Organize Sanayi Bölgesi, Atatürk Bulvarı No: 50/G Başakşehir / İstanbul Tel: 0212 549 2568 – dhl.146 / Faks: 0212 549 2574 www.esenofset.com ISBN: 978-605-1495-19-4 1. Baskı: Aralık 2013 İletişim Gölmarmara Kaymakamlığı Eskicami Mahallesi Levent Cad. No : 2 Gölmarmara /Manisa Tel: 0236 515 10 10 www.golmarmara.gov.tr © Bu kitabın her türlü hakkı Gölmarmara Kaymakamlığına aittir. İzin alınmadan basılamaz, çoğaltılamaz ve dağıtılamaz Bugün hepimize düşen ortak görev; ulusal değerlere, bilince, Cumhuriyet'e sahip çıkmak, Çanakkale'yi, Kurtuluş Savaşı'nı kazanan ruhu korumak ve bu bilinci gelecek kuşaklara aktarmaktır. Türk Ulusu dili, kültürü, tarihi ve saygın kimliğiyle aydınlık yarınlara el ele güçlü biçimde yürüyecektir. Cafer SARILI Gölmarmara Kaymakamı Önsöz Gölmarmara, Manisa ilinin en güzel ve en huzurlu ilçelerinden biridir. İsmini 12 km yakınında bulunan ve lezzet bakımından eşsiz sazan balığı ile Türkiye’de ün yapan Marmara Gölü’nden alan Gölmarmara, Ege Bölgesi’nin kuzeybatısında yer almaktadır. Yüzölçümü 289 km2’dir. İlçe, Marmara Dağı’nın eteğinde kurulsa da zamanla düzlük alanlara da yerleşim yapılmıştır. Toprakları çok verimli olan Gölmarmara sebze ve meyve alıp satan tüccarların uğrak yeridir. Asit oranı bakımından incelendiğinde Türkiye’nin en kaliteli zeytinyağlarının ilçemizde üretildiği görülmektedir. Manisa’da yetişen tasavvuf büyüklerinden Yiğitbaş Ahmet Şemsettin Marmaravi de (1435–1504) Gölmarmara doğumludur. Fatih Sultan Mehmed’in oğlu ve Yavuz Sultan Selim’in babası Sultan II. Beyazıt zamanında İstanbul’da türeyen ve tarikat şeyhiyim diye halkı istismar eden bir takım sahte şeyhlerin hakiki 4 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara durumlarını tespit etmek üzere Manisa’da ilmi derinliği ile maruf ve tevazu sahibi Ahmet Şemsettin Marmaravi İstanbul’a bu çok önemli vazife için davet edilir. Sultan II. Beyazıt’ın ricası ile kurulan imtihan heyetine reis seçilir ve teker teker halkı istismar eden yalancı şeyhleri ve onlara icazet verenleri imtihana çeker. Sahtekârlıkları ortaya çıkanların taç ve hırkalarını üzerlerinden çıkarttırır ve bir gemi dolusu hırkayı denize attırır. Bu hizmeti üzerine Sultan II. Beyazıt kendisine hürmet ve iltifatta bulunarak kendisini “Velilerin Reisi, Yiğitbaşı Veli” rütbesi ile taltif eder. 1504 yılında Manisa’da vefat eden Ahmet Şemsettin Marmaravi Manisa’da kendi ismi ile anılan Yiğitbaş sokağının başlangıcındaki türbeye defnedilmiştir. Korunması gereken taşınmaz kültür varlıkları bakımından Halime Hatun Camii ve Külliyesi adeta bir şaheserdir. Osmanlı padişahlarından III. Mehmed’in sütannesi ve Tekeli Lala Mehmet Paşa’nın kayınvalidesi Halime Hatun adına, padişahın Manisa’daki şehzadeliği döneminde (1583–1595) Gölmarmara’da inşa ettirmiş olduğu Halime Hatun Camii ve Külliyesi görülmeye değerdir. Ayrıca Osmanlı Devleti tarihinde, günümüz Ege Bölgesi’ne denk gelen coğrafyada doğmuş olan tek Sadrazam olan, Tekeli Lala Mehmet Paşa Gölmarmara doğumludur. Bu kitap tarihte böylesine büyük devlet adamı ve din âlimini yetiştiren Gölmarmara ilçesinin tanıtımı için hazırlanan ilk kitap olma açısından çok önemlidir. Kitabın hazırlanmasında emeği geçen tüm arkadaşlarımı kutluyorum. Ayrıca kitabın basımında desteğini esirgemeyen ilçemiz işadamlarından Gazanfer SANLITOP’a teşekkür ederim. Ülkemizin farklı yerlerinde bulunan Gölmarmaralı hemşerilerimize selam ve saygılarımı sunarım. 29.10.2013 5 İçindekiler Önsöz • 4 Bunları Biliyor muydunuz? • 8 1. Bölüm Gölmarmara’nın Tarihçesi • 10 6. Bölüm m Gölmarmara’nın ın n Köyleri • 62 2. Bölüm Gölmarmara’nın Coğrâfi Özellikleri • 22 7. Bölüm m Gölmarmara’da da a Eğitim • 96 3. Bölüm Gölmarmara’da Tarım, Ticaret ve Ekonomi • 28 4. Bölüm Gölmarmara’da Kültürel Hayat • 42 5. Bölüm Gölmarmara’da Tarihi Eserler • 54 8. Bölüm m Gölmarmaralı allı 12 Şehitler • 112 9. Bölüm m Gölmarmara’da İz İz 22 Bırakanlar • 122 10. Bölüm m Gölmarmara ra a af Fotoğraf 48 Albümü • 148 Mesafeler ve Haritalar • 183 Kaynakça • 186 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Bunları Biliyor muydunuz? Sultan III. Mehmet’in, sütannesi Halime Hatun anısına yaptırdığı caminin Gölmarmara’da Türkiye’nin en lezzetli kavun ve karpuzunun Gölmarmara’da yetiştirildiğini, bulunduğunu, Ege Bölgesi’nin çay üzerine kurulu en uzun köprüsünün Gölmarmara’da bulunduğunu, Manisa’nın en güzel ve en lezzetli balığının Gölmarmara’da yendiğini, 8 Marmara Gölü’nün bir kuş cenneti olduğunu, yüzlerce çeşitli kuşun mekânı olduğunu, Anadolu’nun piramitleri Bintepe Tümülüsleri’nin (Lidya Kral Mezarlarının) Gölmarmara’da olduğunu, Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Atatürk’ün sağlığında ve özel izinle yapılan heykellerden bir tanesinin de Gölmarmara’da olduğunu, Kaliteli mermer ocaklarının birçoğunun bir zamanlar Gölmarmara’da bulunduğunu, Marmara Gölü’nden Lidyalıların “Hiç Kurumayan Göl.” diye söz ettiklerini, 9 birinci bölüm Gölmarmara’nın Tarihçesi Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara ge Bölgesinin insanlık tarihinin en eski yerleşim bölgelerinden biri olduğu ve birçok medeniyete ev sahipliği yaptığı bilinmektedir. Salt bu bilgiye bakılarak dahi Ege Bölgesinde, Manisa iline bağlı bir ilçe olan Gölmarmara’nın da ilk çağlara, hatta dilimize “tarih öncesi” şeklinde çevrilen ve yazının icadından (M.Ö. 3200) önceki dönemleri belirtmek için kullanılan “prehistorik” çağlara dek uzanan bir tarihi olduğu söylenilebilir. Ancak bunu, günümüz yerleşkesi Gölmarmara ilçesinin tarihi olarak aktarmak çok iddialı bir söylem olur. Zira araştırma eserlerde de sıkça belirtildiği üzere ilçe hakkında kaynaklarda ayrıntılı bilgi bulunmamaktadır.1 Bu açıdan bakıldığında da özellikle ilk çağlar açısından “Gölmarmara tarihi” aslında “Gölmarmara ve Çevresi” tarihi olarak karşımıza çıkmaktadır. E Bu arada, Gölmarmara tarihini, ilçe merkezine 12 km uzaklıktaki Marmara Gölü’nden ayrı düşünmemek gereklidir. Günümüzde dahi önemli yerleşim yerlerinin insanoğlunun en temel ihtiyaçlarından olan suya yakın bölgelerde olması, tarihte de büyük medeniyetlerin akarsular ve göller etrafında kurulması elbette ki bir tesadüf değildir. Marmara Gölü’nün tarihin ilk çağlarında dahi var olan “doğal bir göl” olması Gölmarmara tarihini milat öncesine dek taşımaktadır. Bugün dahi Marmara Gölü, bölge insanının ana geçim kaynağı olan tarım, hayvancılık ve avcılık noktasındaki geçim kaynaklarının merkezinde yer almaktadır. 1 12 “Batı Anadolu bölgesi birçok uygarlığın beşiği olmasına rağmen Gölmarmara sınırları içerisinde ilçenin tarihine ışık tutacak çok eski bir tarihi kalıntıya rastlanmamıştır.” Behset Dursun, Gölmarmara’nın Cumhuriyetin İlk 70 Yıllık Dönemindeki Gelişimi, Uşak Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Uşak, 2011, s.6; “İlçenin tarihi hakkında kaynaklarda ayrıntılı bilgi bulunmamakla birlikte…” H.Sibel Ünalan, Akhisar ve Gölmarmara’daki Türk Anıtları, Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, İzmir, 1998, s.6. Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Gölmarmara, sırasıyla Lidya, Pers, İskender İmparatorluğu, Bergama, Roma ve Roma’nın ikiye ayrılmasından (395) sonra da Doğu Roma (Bizans) hâkimiyetine girmiştir. 14. yüzyıl başlarında ilçe bir Türk-İslam beyliği olan Saruhanoğulları yönetimine girmiş ve 15. yüzyıl başlarından itibaren de tam anlamıyla Osmanlı Devleti’nin kontrolüne girmiştir. Dolayısıyla ilçe, XIV. yüzyıldan itibaren Türkİslam kimliğine bürünmeye başlamıştır. Bugün, Gölmarmara’da yer alan tarihi eserlerin hemen hemen tamamı da Osmanlı dönemine aittir. Gölmarmara, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla 1923 yılında Manisa’nın diğer bir ilçesi olan Akhisar’ın bucağı olmuş, 1987 yılında ise Manisa’nın ilçesi olmuştur. Osmanlı Öncesi Dönem Yazılı kaynakların olmaması yahut az olması; üzerinden bir hayli zaman geçmesi, kaynakların tahrif olması ve toprak altında kalması, ilk dönem tarihi bilgilerinin ayrıntılı olamamasına, tarih bilgilerinin daha çok genel bilgiler olmasına, mit denilen efsanelerle karışmasına ve hatta bazen çıkarımlara dayandırılmasına sebep olmaktadır. Bu durum elbette ki Gölmarmara’nın ilk dönem tarihleri açısından da geçerlidir. Ancak, eldeki somut verilere bakılacak olursa Gölmarmara’nın ilk dönem tarihi hakkında şunlar söylenilebilir: Batı Ege havzası ilk çağlarda olduğu üzere, prehistorik çağlarda da yerleşmeye açık bir bölgedir. Bu bölgede, köylü toplumlarına geçiş olarak bahsedeceğimiz değişimler M.Ö. 6000 dolaylarında başlamış ve genellikle su kenarlarının stratejik önemini gösterecek şekilde akarsu ve göllere yakın konumlanmışlardır. Marmara Gölü çevresinde yapılan araştırmalar sonucunda prehistorik döneme ait çömlek parçaları bulunmuştur. Göl kıyısı boyunca biriken bu parçalar erken bronz çağ (M.Ö. 3000 – M.Ö. 2000) yerleşmesine işaret etmektedir. Biri gölün 7 km batısında ve diğeri güneydoğusunda olmak üzere prehistorik dönemlere ait mezarlar bulunmuştur. Göl çevresinde tarih öncesi devirlere ait bir başka bir veri ise göldeki kazıklı yapıların izlerine rastlanılmasıdır. Bunlar da göl çevresindeki yerleşmelerin günümüzden 6000 yıl öncesine dair işaretler olarak kabul edilmektedir.2 Gölün adının çeşitli kaynaklarda, Lidya kralı Gyges’e ithafen Gygaeische, Gygean ve Koloe, şeklinde geçtiği anlaşılmaktadır. Antik çağda Lidya’nın başkenti olan ve bugün Salihli ilçesi sınırlarında yer alan Sardis (Sard/Sardes) kenti de gölden 10 km uzaktadır. Gölün güney bölgesinde yer alan ve “Bin Tepeler” olarak bilinen bölgede Lidya krallarının mezarları bulunmaktadır. Son yıllarda yapılan arkeolojik kazılar bölge tarihinin daha eskilere dayandığını ortaya koymaktadır. Lidya Uygarlığı’nın Başkenti Sard şehri ile Bintepeler olarak anılan bölge arasında kalan bu bölgede arkeolojik kazı faaliyetleri yürüten Christopher Roosevelt de şunları söylemektedir: “Bölgedeki en erken yaşam faaliyetleri günümüzden 400 bin ile 100 bin yıl öncesine, yani orta paleolitik çağlara kadar uzanmaktadır. M.Ö. 3000 2 Mustafa Girgin, Doğu Coğrafya Dergisi, “Marmara Gölü”, Erzurum. sayı 3, s. 84. 13 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent (Fotoğraf: Fatih Güneş) Gölmarmara Bintepeler bölgesindeki Tümülüs mezarlar yıllarında bölgede on beş civarında yerleşim yeri olduğunu tahmin etmekteyiz. M.Ö. 2000 yıllara ait olan dört kale bulduk. Bu bölgede geniş bir yerleşim ağı olduğunu düşünüyoruz.3” Yine Lidya Kralı Giges döneminde (M.Ö. 680) Efes’ten başlayıp, Sard’dan geçerek Gordion-Ankara-Sivas-Malatya-Ninova ve Sus’a kadar uzanan ünlü Kral Yolu da denilen transit ticaret yolu açılmış, bu yolun güvenlik ve gerekli konaklama tesisleri kurulmuştur.4 Gölmarmara’nın adını, yakınlarında bulunan göl ve mermer ocaklarından “Gölmermere” olarak aldığı, bu ismin de zaman 3 4 14 “ABD’li arkeologlar, Anadolu’da tarihin izini sürüyor.” başlıklı www.cumhuriyet.com.tr/?hn=148674 adresinde yer alan 14 Haziran 2010 tarihli haber. (Link 27.04.2013 itibariyle günceldir.) Nazmi Özçelik, İlk Çağ Tarihi ve Uygarlığı, Nobel Yay., Ankara 2002, s. 113. içerisinde “Gölmarmara” şekline dönüştüğü söylenmektedir. Bu ismin de gölün kuzeybatısındaki tepelerde vaktiyle işletilen mermer ocaklarından aldığı söylenmektedir. Şimdiki adı olan Marmara’nın ise, Helen dilinde “mermer” anlamına gelen “Marmaron” sözcüğünün çoğul biçimi olduğu söylenir.5 Evliya Çelebi de ünlü Seyahatnamesinde Gölmarmara’dan “Mermere” (Mermerecik) diye bahsetmiştir.6 Bugün dahi Gölmarmara’nın yerli halkı kendi aralarında konuşurken bazen ilçeyi “Mermere” şeklinde telaffuz etmektedir. Osmanlı döneminde nahiyenin Marmara olan ismi, Türkiye döneminde yine 1930’a kadar Marmara ismiyle geçerken 1938’de artık Gölmarmara olarak geçmektedir. 5 6 Girgin, a.g.e., s.84. Evliya Çelebi, Seyahatname, Günümüz Türkçesine Çeviren: Zuhuri Danışman, c.13, Özaydın Matbaası, İstanbul, 1971, s. 69. Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Bölgede, Lidya kültürünün temelini oluşturduğu söylenen ve M.Ö. 2500’lü yıllara uzanan bir Luvi kültüründen de söz edilmektedir. Ayrıca İlyada Destanında Tmolos/Bozdağ ile Gyges/Marmara Gölü arasındaki düzlük dolaylarında yaşayan Maiones (Maionlar) isminde bir ulusun yaşadığı ve bu bölgeye onlara ithafen Maiona denildiğinden bahsedilmektedir. Buranın da bir Lidya ülkesi olduğu söylenmektedir. Lidyalılar döneminde bölgenin bir kültür merkezi olarak öne çıktığı görülmektedir. Bu dönemde Sardes, Antik dünyanın en görkemli kentlerinden biriydi. Lidya kraliyet mezarlığının Marmara (Gygaria/Koloe) Gölü civarında olduğu söylenmektedir. Yığma kum tepelerinden oluşan Tümülüs tepe mezarlar, Bintepeler bölgesinden başlayarak Akhisar’ın kuzeybatısındaki Süleymanlı ve Eroğlu köylerine kadar uzanmaktadır. 7 ile krallığını ve bütün hazinesini Roma Lidyalılardan sonra bu bölgede Pers krallığının hüküm sürdüğü görülmektedir. Bu yörede bir Pers iskânının varlığını gösteren ilginç bir kanıt, Efes’te (Ephesos) ele geçmiş olan ve Lidya’daki Roma imparatorluk devri yerleşim yeri adlarını kaydeden önemli bir yazıttır. Bu yazıtta adı geçen ‘Maibozanoi’ adlı Pers kavminin Marmara civarında yaşadığı düşünülmektedir. 8 edinerek Saruhanoğulları beyliğini kur- Perslerden sonra bölge İskender’in egemenliği altına girer. İskender İmparatorluğu yıkıldıktan sonra bölgede kurulan en önemli devlet Bergama Krallığıdır. Bergama Kralı bir vasiyetname 7 8 Dursun, a.g.e., s. 7. Dursun, a.g.e., s. 7. İmparatorluğu’na bırakmıştır. Böylece bölge Roma İmparatorluğu’nun egemenliğine girmiştir. Bu dönemde Manisa ve çevresindeki şehirler oldukça parlak devirler geçirmişlerdir.9 Türk tarihinin dönüm noktalarından biri olan, Büyük Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında yapılan ve Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun zaferi ile sonuçlanan 1071 Malazgirt savaşından sonra Anadolu’nun kapıları Türklere açılmış oldu. 1075 yılından sonra Türkler, Manisa yöresinde bazı şehir ve yerleşim bölgelerini ele geçirdiler. Selçuklulardan sonra yöre Haçlı Seferleri sonucu bir kez daha Bizanslıların eline geçti. Ancak Türkler, birçok saldırılardan sonra bölgeyi tekrar ele geçirmişlerdir. Saruhan Bey 1313 yılında Manisa’yı merkez muştur. Saruhanoğlu İshak Çelebi’nin Mahmut Danişmend’e Marmara’da bir çiftlik vakfettiği ve bunun çocukları olan Mehmet ve Ali’ye de berat ile Mutasarrıflık verildiği belirtilmektedir. Yine İshak Çelebi, Marmara’nın bir köyündeki çiftliği Ahi Ali’ye vakfetmiş ve onun çocukları Cafer Ahmet ve Mahmut, berat ile mutasarrıf olmuşlardır. Saruhanoğlu, Marmara’da Saka Hacı denilen yeri vakfetmiş, Marmara’daki İçhisar Mahallesi’nde imam olan Mahsur, berat ile buraya Mutasarrıf olmuştur.10 9 10 Dursun, a.g.e., s. 7. Dursun, a.g.e., s. 8. 15 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Eski yıllarda Gölmarmara Osmanlı Dönemi Osmanlı Devleti’nin dördüncü padişahı Yıldırım Beyazıt, 1389–1390 yıllarında Manisa bölgesini Saruhanoğulları yöneticisi Hızır Şah’tan teslim aldı ise de, 1402 Osmanlı Devleti ile Timur Devleti arasında yapılan Ankara Savaşı sonrası bu beylik, Saruhan bin İshak önderliğinde yeniden ortaya çıkmıştır. Ancak onun da bölgeye hâkimiyeti çok uzun sürmemiştir. 1411 ila 1415 yılları arasında bölge Yıldırım Beyazıt’ın oğullarından Osmanlı padişahı Çelebi Mehmed’in kontrolü altına girmiş ve böylece Saruhanoğulları’nın Manisa kolu tarihe karışmıştır.11 Bu dönemden 11 16 Feridun Emecen, DİA, “Saruhanoğulları”, Cilt 36, İstanbul 2009, s. 172-173. sonra da Gölmarmara ve çevresi artık Osmanlı nüfuzuna girmiş oluyordu. Klasik Osmanlı döneminde Gölmarmara, Saruhan sancağına bağlı bir kaza merkezi idi. 1628 yılından itibaren Manisa’ya bağlı olarak görülmektedir. Bu dönemlerde Gölmarmara’daki aşiretler Gökçe Dutak Aşireti, Ozancalı Aşireti, Gündüz Aşireti olduğu belirtilmektedir.12 Ünlü Osmanlı seyyahı Evliya Çelebi de 1671–1672 tarihlerinde o dönemki adı ile “Mermere Kasabası”na gelmiş ve gözlemlerini şöyle nakletmiştir: “Saruhan Toprağında 150 Akçelik bir kazadır. On bir tane köyü vardır. Serdar ve Kethüda yeri vardı. Fakat Müftü ve Naibi 12 Dursun, a.g.e., s. 9. Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara yoktu. Lalapaşa Evkafıdır. Şehir bir kayalı bayır yerdedir. Birbiri üstüne 1200 evdir. Ama binden fazla konak harap olmuştur. Mamur olanlar on mahalledir. Manzarası geniş, havadar evlerdir. Lalapaşa’nın Eski Camii kargir kubbeli, avlusu şadırvanlıdır. Medrese, İmaret, Dar-ul Hadis, Dar-ul kurra, mektep ve çeşmeleri hep Lalapaşa hayratıdır. Yüz kargir dükkân vardır. Yukarı Mahalle’de Hafize Sultan Camii vardır. Hafize Sultan kerametleri görülmüş Ulu Sultandır. Pamuğu, kavunu, karpuzu meşhurdur. Havası güzeldir ama halkı fukaradır. Müderris Efendilerden başka ayanı yoktur. Hanifi Sultan, Mehmet Baba ve Ali Baba ziyaret yerleridir.13” 18. yüzyılda Anadolu Eyaletinde meydana gelen fiili bölünmüşlük neticesinde, sancaklardan dört eyalet meydana getirilmiştir. Aydın Eyaleti de 2 Haziran 1833 tarihinde fiilen oluşturulmuş ve 1838 yılında dört sancaktan meydana gelmiştir: Aydın, Menteşe, Saruhan, Sığla-Denizli. Gölmarmara bu dönemde 1835–1842 yılları itibariyle Saruhan Sancağına bağlı bir kaza merkeziydi. Bu düzenlemeye göre H. 1273 (1856–1857) salnamesinde 1856 yılında Akhisar, yine Marmara gibi Saruhan Sancağının kazası olarak geçmektedir. Osmanlı Devleti’nde Vilayet sisteminde 1864–1867 yıllarında yapılan çok önemli düzenlemeyle zaten kadı naibince yönetilen ve bir kaza merkezi durumunda olmayıp resmi olarak kaza statüsünde olan birçok kaza nahiyeye dönüştü. Gölmarmara da işte bunun sonucu 1867 yılında Akhisar’a bağlı bir nahiye oldu.14 13 14 Evliya Çelebi, a.g.e., s. 69. Dursun, a.g.e., s. 9. Akhisar’ın nahiye ve köy adları H.1300 (1884–1885) tarihli Aydın Vilayeti Salnamesinde yer almaya başlamıştır. Akhisar’ın H. 1307 (1891–1892) – H. 1326 (1908) yılları arasında salnamelerden, bu tarihlerde Gölmarmara ve Körük namı ile iki nahiyesi olduğunu saptanabilmektedir. 1891–1892 Aydın Vilayet Salnamesine göre Gölmarmara nahiyesinin Kılcanlar, Sazköy, Yeniköy, Gines, Moralılar, Güner, Harmandalı, Musalar, Gökçekonak, Karbağcı, Uzuncalar olmak üzere 11 köyü bulunmaktaydı. İbrahim Cavid tarafından hazırlanan bu salnameye göre 1891–1892 yıllarında Marmaracık (Gölmarmara) nahiye Müdürü Recep Ferid Efendi, Naib (yardımcısı) Ahmet Şevki Efendi, azalar ise Hasan Ağa, Mustafa Efendi ve Nikolaki Efendidir. Nahiye idaresinde Nikolaki Efendi gibi bir Rum’un görev yapabilmesi Islahat Fermanı’nın (1856) azınlıklara sağlamış olduğu haklardan kaynaklanmaktaydı. H. 1311 (1893) tarihli Aydın Salnamesine göre Gölmarmara’nın 14 köyü vardır. Ayrıca yörede zımpara madeni bulunmuş olup, Karadağ isimli alanda hafriyat çalışması yapılmaktadır. H.1324 (1906–1907) tarihli devlet salnamesine göre, Akhisar’ın Gölmarmara namı ile bir nahiyesi mevcut olup, bu nahiyenin 13 köyü bulunmaktaydı. H.1327 (1909) yılı devlet salnamesine göre ise, Akhisar merkezinin 45 köyü, Gölmarmara nahiyesinin ise 13 köyü vardı. Birinci Dünya Savaşı sırasında Marmara, merkezi İzmir olan Aydın Vilayetinin Saruhan (Manisa) mutasarrıflığına bağlı bir kaza olan Akhisar’a bağlı bir nahiyeydi. Cumhuriyet 17 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara dönemindeki değişikliğe kadar da böyle devam etti.15 Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik ayrılan Osmanlı Devleti, İtilaf Devletleri ile 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi’ni imzalamak zorunda kalmış ve fiilen yok edilmişti. Silah, cephane ve ulaşım yoları ile tüm haberleşme araçları, liman ve tersaneler İtilaf Devletleri’nin denetimine bırakılmış, İtilaf Devletleri’ne, mütarekenin 7. maddesine16 dayanarak, ülkenin herhangi bir yerini kendi güvenlikleri için işgal hakkı tanınmıştır. İtilaf devletlerinin asıl amacının Osmanlı topraklarını kendi aralarında paylaşma niyetinde oldukları açıktır. Bu amaçla 18 Ocak 1919’da Paris Barış Konferans’ında toplanmışlardır. Toplantıda, İngilizlerin desteği ile Gölmarmara’nın da içinde bulunduğu Batı Ege coğrafyası Yunanistan’ın payına düşmüştür. Milli Mücadele Dönemi Mondros Mütarekesinin imzalanması ile birlikte Yunan Başkanı Venizelos savaşa girmelerinin ödülü olarak itilaf devletlerinin Yunanistan’a vermeyi önerdikleri Osmanlı toprakları ile ilgili bir nota hazırladı. Paris Barış Konferansına sunulan bu nota ile Marmara Denizi kıyısındaki Kurşunlu’dan başlayan, Uşak’ın batısından geçen ve güneyde Akdeniz kıyısındaki Kalkan’da sona eren hattın içinde kalan toprakların Yunanistan’a verilmesi 15 16 18 Dursun, a.g.e., s. 9. Mondros mütarekesinin 7. maddesi: “İtilaf devletleri, güvenliklerini tehdit edecek bir durumun ortaya çıkması halinde, herhangi bir stratejik noktayı işgal hakkına sahip olacaklardır.” isteniyordu. Bu bölge içinde Manisa ve çevresi de bulunuyordu. 6 Mayıs 1919’da komisyonun kararı Yunan Başkanına bildirilerek, işgalin başlaması istendi. Bunun üzerine 15 Mayıs 1919 da İngiliz donanması yardımı ile Yunan Askerleri İzmir’e çıktılar ve şehri işgal etmeye başladılar. 20 Mayıs’tan itibaren iç bölgeleri işgal etmeye başladılar. 26 Mayıs’tan ibaren Manisa ve çevresi işgal altında kalmış oldu. Birinci Dünya Savaşı’ndan önce olduğu gibi sonra da, Akhisar’da ve Gölmarmara’da çeşitli azınlıklar yaşamaktaydı. 15 Haziran 1919’da, Akhisar’ın ileri gelenleri tarafından milli bir cemiyet kurulmuştur. İzmir’in işgali ile birlikte yurtta kurulan milli cemiyetlerin adı genellikle “Redd-i İlhak” adını almasına rağmen, Akhisar’da kurulan cemiyetin adı “Akhisar Redd-i İşgal”dir. Bu cemiyetler işgali takip eden aylarda birçok kongreler yaptılar. Batı cephesinde toplanan kongrelerin en önemlisi Alaşehir Kongresi’dir. Balıkesir kararlarını pekiştirmek ve Erzurum kararlarını değerlendirmek için 16–25 Ağustos 1919 tarihinde toplanan bu kongrede, Yunanlılara karşı direnişin artırılması ve gerekirse İtilaf Devletleri’nden yardım alınması kararlaştırıldı. Burada Kuvay-ı Milliye’nin varlığı kabul edilmiştir. Alaşehir Kongresi Kuvay-ı Milliye’nin Manisa ve yöresinde teşkilatlanmasında kolaylıklar sağladı. Alaşehir Kongresine Marmara’dan Reşat ve Hüsnü Beyler katılmıştır, Kongreden sonra Salihli, Alaşehir, Akhisar ve Soma direniş cepheleri daha merkezi ve daha disiplinli birer yapıya kavuşmuştur.17 17 Dursun, a.g.e., s. 13. Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Gölmarmara’da Kuvay-ı Milliye’nin kurulmasında ve çalışmasında oldukça etkili olan kişi Hafız Tahir ismiyle bilinen Tahir (Barutçuoğlu) Beydi. Gölmarmara’nın önde gelen insanları arasında yer alan Hafız Tahir, Gölmarmara’da Kuvay-ı Milliye’nin örgütlenmesinde bulunmuş ve bu örgütün başkanlığını yapmıştır. Tahir Bey ayrıca Sakarya Savaşı’na katılmış ve savaşta ayağından vurularak yaralanmıştır. Doktorlar tarafından ayağının kesilmesine karar verilince yaverliğini yaptığı komutanına rica eder ve komutanı ayağının kesilmemesi için gereğinin yapılmasını ister. Tahir Bey’in ayağı yine bu yaradan dolayı aksar ve asa kullanırdı fakat asasını o kadar ustalıklı kullanırdı ki kimse O’nun ayağının aksadığını anlayamazdı. İstiklal Sa- vaşı gazisi olan Hafız Tahir Bey’e, İstiklal Madalyası verilmiştir.18 Yunanlılar, 22 Haziran 1920’de Akhisar’a karşı genel hücuma geçmişlerdi. Türk kuvvetleri saldırının daha çok kuzey cephesine yönelik olacağını düşünüyorlardı. Saldırı, Akhisar ve Soma yöresinden beklendiği için 23.Tümen’in bazı birlikleri, kendi bölgesi dışındaki Gölmarmara’ya gönderilerek, Akhisar’a yardımcı olmaya çalışılmıştı. 22 Haziran tarihinde Gölmarmara’yı işgal eden Yunan birlikleri bir gün sonra yani 23 Haziran tarihinde ise Akhisar’ı işgal etmişlerdi. 23 Haziran 1920 günü, bir gün önce Akhisar’ı işgal eden Efzun Alayı’nın arkasından, Yunan birliklerinden İzmir Tümeni ve Ada18 Dursun, a.g.e., s. 13. 6 Eylül Gölmarmara’nın düşman19 işgalinden Kurtuluş günü kutlamaları Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara lar Tümeni’ne bağlı birlikler de Akhisar’a gelmişlerdir. Burada düzen oluşturduktan sonra Anadolu’nun içlerine ilerlemişlerdir. 26 Ağustos 1922 den başlayan büyük taarruzla Yunan ordusu büyük bir yenilgiye uğratılmış, bu tarihten sonraki tarihlerde Manisa ve çevre ilçeleri birer birer Yunanlılardan arındırılmıştır. “Gölmarmara’nın Cumhuriyetin İlk 70 Yıllık Dönemindeki Gelişimi” ismindeki Yüksek Lisans Tezi için bölgenin yaşlıları ile söyleşi yapan Behçet Dursun’un eserinde şu bilgiler verilmektedir: Mahiye Nine, o yılları şöyle anlatıyor. Köylerinde eskiden Rumlarla birlikte yaşadıklarını ve Kurtuluş Savaşı başladığı andan itibaren büyük zorluklar yaşadıklarını ifade eden Mahiye Nine, o sıkıntılar içeresinde halk arasında bir komutanın isminin yayılmaya başlandığını, o komutanın isminin ‘’Kemal’’ olduğunu söyledi. Mahiye Nine, bu ismin Türkler için umut, Rumlar için ise korkulan bir isim olduğunu dile getirerek, ‘’O günlerde büyükler, yeni doğan çocukların ismini ‘Kemal’ koymaya başlamışlardı. Rumların ‘Kemal’ isminden korktuklarını çok iyi hatırlıyorum. O günlerde 10 yaşlarındaydım. Bizim yaşımızdaki Rum çocukları ‘Kemal’ ismini iyi biliyorlardı. Demek ki onların evlerinde de konuşulmaya başlamıştı’’ dedi. O yıllarda çok büyük eziyetlere maruz kaldıklarını, dedesinin ve dört arkadaşının köyün deresine götürülerek öldürüldüğünü ifade eden Mahiye Karabulut, o yılları şu sözlerle anlattı: ‘’Artık büyük bir savaş yaşanıyordu. Büyük Taarruz sırasında düşman hem kaçıyor, hem de çoluk çocuk, erkek kadın demeden herkesi öldürüyordu. 20 Annem, babam ve kardeşlerim ile tarlaya saklandık. Düşman ordusu boş durmadı. Salihli’yi, Turgutlu’yu yakarak geçti. Bunları çok iyi hatırlıyorum. Manisa’ya varan düşman ordusu Manisa’yı da yaktı. Tam üç gün üç gece Manisa yandı. Sonra Mustafa Kemal Paşa ve ordusunun düşmanı denize döktüğünü duyduk. İzmir’in, Manisa’nın, kasabalarının kurtulduğunu öğrendik. Bu durum herkesi sevinç gözyaşlarına boğdu.19’’ Dedesi ve anneannesi o günleri yakından yaşayan esaret dönemi yaşanan zulmü çok iyi bilen Satı Turna ise o dönemi şöyle anlatıyor. “1903 doğumlu dedem eşi anneannem Kurtuluş Savaşı yıllarını yaşamış. Anneannemin babası Ali dedemiz birkaç kez bedel ödemiş. Sonunda 28 yaşında Çanakkale Savaşı’na katılmış. Şehit olmuş. Geride 1 erkek ve 3 kız çocuğu öksüz kalmış. Büyük olan ağabeyleri de Kurtuluş Savaşı’nda şehit olmuş. Anneannem, abisine Yaşar Efem derdi. Bir gün yakın cepheden sırtında azık torbası köye düğüne gelmiş. Zeybek oynayıp herkesle vedalaşmış. Gidiş o gidiş bir daha dönmemiş. Kız çocukları Fatma, Ayşe, Hatice 9, 6, 3 yaşlarında. Fatma benim anneannem kardeşlerine bakmış. Köyde sadece yaşlılar ve çocuklar kalmış. Eli silah tutan herkes cephelerde vatan için çarpışıyormuş. Ege Bölgesini Yunanlılar işgal etmiş. Bir gün Fatma (anneannem) köyün yaşlıları ile eşeklerine odun yükleyip ilçeye satmaya gitmişler. Dönüş yolunda Yunanlılar Gölmarmara dağına yerleştirdikleri dürbünlü toplarıyla karşı 19 Mahiye Karabulut’la 26.02.2011 tarihinde yapılan söyleşi, Dursun, a.g.e., s. 16. Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara dağı sürekli top ateşine tutmuşlar. Çocuk ve yaşlılar kaçmaya çalıştıkça önlerine arkalarına top mermileri düşüp çukurlar açıyormuş. Eşeklerin üzerindeki yaşlıların ayakları bacakları yara bere içinde kalmış. Canlarını zor kurtarmışlar. Yollarda, subaşlarında akşamdan kalma köz yığınları gördüklerini söylerdi. Çeteler ormanlarda saklanırmış. Onların korkusu da ayrı bir dert, derdi. Babamın babası Mustafa dedem, OsmanlıRus savaşına katılmış. Onun için biz ona Urus Dede derdik. Kurtuluş Savaşı yıllarında yine düşman askerleri ilçede gördükleri kişileri yakalıyor parola soruyor bilmezlerse hendeklerde kesiyorlarmış. Bir gün Mustafa dedemi yakalamışlar sorguluyorlarmış. Yerli Rumlardan birisi dedemi tanımış onlara bir şeyler söylemiş canını kurtarmış.20” Yine bir gün köyün yaşlısı Helime Ebe ekmek için hamur yoğuruyormuş. Devriye gezen bir grup düşman askeri köye gelmişler. Tüfeğin dipçiği ile nineye hem soru soruyor hem de eziyet ediyorlarmış. Sonra da yaptığı ekmekleri alıp gitmişler. Yaşlı nine kan ter içinde ekmekleri yapmış yeter ki canımıza kıymasınlar çoluk çocuğa zarar vermesinler diye isteklerine uymuş. Hemen hemen bölgenin tamamında olduğu gibi Milli Mücadele yıllarında Gölmarmara halkı da düşman zulmünü ne yazık ki yaşamıştır. Ancak tüm bu olumsuzluklara rağmen bağımsızlıktan vazgeçilmemiş, 6 Eylül 1922’de Gölmarmara düşman işgalinden kurtarılmıştır. 20 Satı Turna Arı’yla 20.04.2011 tarihinde yapılan söyleşi, Dursun, a.g.e., s. 17. 21 ikinci bölüm Gölmarmara’nın Coğrâfi Özellikleri Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Coğrafi Konumu ölmarmara Ege Bölgesinin kuzeybatı kesiminde, 38.43 derece kuzey enlemleriyle 27.55 derece doğu boylamlarında yer almaktadır. Doğusunda Gördes; batısında Saruhanlı ve Ahmetli; kuzeyinde Akhisar; güneyinde Salihli ilçeleriyle çevrilmiştir. Yüzölçümü Harita Genel Komutanlığı’na ait 1/1.000.000 ölçekli Mülki İdari Bölümleri Haritasına göre 289 kilometre karedir. Yüzölçümüm bakımından Manisa’nın en küçük ilçesi Gölmarmara’dır. Manisa il merkezinin kuzeyinde yer alan ilçemizin denizden yüksekliği 98 metredir. İlçemiz il merkezine 58 km, Akhisar’a 27 km, Salihli’ye 39 km uzaklıktadır. Marmara Dağı’nın eteğinde kurulmakla beraber son yıllarda ilçemizin yerleşim alanı düzlüğe doğru genişlemiştir. (Fotoğraf: Fatih Güneş) G Gölmarmara ve ovasının havadan görünümü 24 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent (Fotoğraf: Yılmaz Özçubukcu) Gölmarmara Masmavi sularıyla Marmara Gölü Yüzey Şekilleri İlçemiz kuzeyinde Türkmen Dağları’ndan doğan Kumçay, güneyinde Marmara Gölü, doğusunda Keçi Dağı, batısında Çal ve Marmara Dağları ile sınırlanmıştır. İklimi Akdeniz iklimine yakın bir karakter gösteren ikliminde; Akdeniz ikliminin karasal karakteri daha hâkimdir. Yağışlar soğuk aylarda daha fazladır. En sıcak aylar haziran, temmuz, ağustos; en soğuk aylar aralık ve ocak aylarıdır. Aralık ve ocak ayları yağış miktarının en fazla olduğu aylardır. Yaz ayları oldukça kurak geçmektedir. Bitki örtüsü iklim özelliklerine göre gelişmiştir. Bitki örtüsünün belli başlı türleri olarak karaçam, kızılçam, incir, dut, kavak, söğüt, karaağaç, defne, çınar, böğürtlen, ebegümeci, sarmaşık, zeytin, zakkum, ısırgan, kuzukulağı, menekşe, karanfil, lale olarak sayılabilir. Marmara Gölü İlçe merkezine 12 km uzaklıkta Gördes Çayı’nın sularıyla beslenen Marmara Gölü bulunmaktadır. Marmara Gölü, Gölmarmara ile Salihli arasındadır. Göl, yaklaşık 35 km2 yüzölçümüne sahiptir ve 300 milyon m3 su depolama hacmine sahiptir. Lidyalıların “Hiç Kurumayan Göl.” diye sözünü ettikleri alüvyal yığılmayla meydana gelmiş Gölün adı eski çağlarda Gygaeishe (Lidya Kralı Gyges’den dolayı), Gygean ve Koloe olarak geçmekte ya da Homeros’un İlyada’sında söz edildiği gibi Gygaie/Gyged/Gyges Gölü adını almaktadır. Şimdiki adı olan Marmara ise Helen dilinde Mermer anlamına gelen Marmaron sözcüğünün çoğul biçimidir. Gölmarmara 25 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara ismini göl ve mermer ocaklarından almıştır. Bir süre Gölmermere olarak geçen isim dile daha kolay gelmesi nedeniyle Gölmarmara olmuştur. Tektonik kökenli bir oluk üzerinde oluşmuş, alüvyal bir set gölüdür. Gölün bulunduğu oluk Gediz depresyonuna bağlanan bir çukurluktur. Kuzeybatıdan güney doğuya doğru uzanan fayların sınırlandırdığı bu alanda, Menderes masifinin formasyonları ve alüvyonlar yaygındır. Marmara gölü doğal bir set gölü olmasına rağmen, yapay kanalları vasıtasıyla baraj gölü fonksiyonu kazanmış bir göldür. Göle bağlanan kanallar kış aylarında önemli miktarda suyun depolanmasını sağlarken, gölden tarım alanlarına yönelmiş olan kanallar da yaz aylarında sulamaya katılmaktadır. Marmara Gölü’ne Gediz ırmağından su aktarılmaya başlanmıştır. Gölün sulak alan olarak önemi artmaktadır. Marmara Gölü’nün bulunduğu sahada paleozoik yaşlı araziler yaygındır. Bunlar şist ve mermerlerden oluşan formasyonlardır. Marmara Gölü’nün drenaj alanının 1780 kilometrekare olmasına karşılık kurak iklim koşullarının etkisi altındadır. Marmara Gölü’ne su toplama alanındaki yazın kuruyan küçük derelerden ve Akpınar kaynaklarından su gelmektedir. Kurak geçen yıllarda göl seviyesi düşerken, nemli geçen yıllarda yükselmektedir. Göl çevresinde 200’e yakın kuş çeşidi bulunmaktadır. Gölde sazan balığı üretimi yapılmaktadır. Marmara Gölü ve çevresi sulak alan olarak korumaya alınmıştır. Nüfusu ve Dağılımı Aşağıdaki bilgiler ışığında ilçemizin nüfusunda yıllara göre azalma olduğu görülüyor. İlçe nüfusunun azalmasının başlıca sebepleri halkın bir kısmının büyük il ve ilçelere iş bulma, eğitim, büyük merkezlerdeki imkânların çokluğu nedeniyle yönelmesi ile son yıllarda tarımsal ürünlerin sanayi ürünlerine göre yeterince kazançlı olmaması ve sanayinin gelişmemiş olmasının getirdiği mecburiyettir. Sıra No Yılı Merkez İlçe Nüfus Köy Nüfusu Toplam İlçe Nüfusu 1 1990 10.976 7.548 18.542 2 2000 11.205 6.626 17.831 3 2007 9.938 6.149 16.087 4 2009 9.840 6.153 15.993 5 2010 9.750 6.087 15.837 6 2011 9.734 6.015 15.749 7 2012 9.699 5.910 15.609 Gölmarmara ilçesinin 1990–2012 yılları arası nüfus dağılımı (TÜİK verileri) 26 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Yerleşim Biriminin Adı 2009 Yılı Nüfus Durumu 2010 Yılı Nüfus Durumu 2011 Yılı Nüfus Durumu 2012 Yılı Nüfus Durumu Gölmarmara 1 Şehir Merkezi 9840 9750 9734 9699 2 Ayanlar köyü 176 176 167 164 3 Beyler köyü 254 247 245 245 4 Çamköy köyü 178 186 179 169 5 Çömlekçi köyü 166 165 165 164 6 Deynekler köyü 583 575 569 570 7 Hacıbaştanlar köyü 91 93 94 92 8 Hacıveliler köyü 302 311 303 301 9 Kayaaltı köyü 389 370 358 362 10 Hıroğlu köyü 123 112 112 112 11 Kılcanlar köyü 122 108 99 91 12 Ozanca köyü 2164 2.183 2194 2158 13 Taşkuyucak köyü 493 490 481 459 14 Tiyenli köyü 618 607 597 598 15 Yeniköy köyü 404 390 370 355 16 Yunuslar köyü 90 74 82 70 6153 6087 6015 5910 9840 15.993 9750 15.837 9734 15749 9699 15609 Sıra No Köy Toplamı Merkez Toplamı Genel Toplam Nüfusun yerleşim birimlerine göre nüfus dağılımı (TÜİK 2009–2012 verileri) İlçe nüfusunun çoğunluğunu 1930–1950 yılları arasında yurdumuza gelen Balkan göçmenleri oluşturmaktadır. Yine 1950’li ve 1990’lı yıllarda Doğu Anadolu’dan gelen vatandaşlarımız Ozanca köyü ile Merkez Kayapınar ve İsmet Paşa Mahalle’sine yerleşmişlerdir. 2009–2012 yılları verilerine göre ilçenin toplam nüfusunda azalma olduğu görülmektedir. 2012 yılı adrese dayalı nüfus kayıt sistemine göre yapılan sayımda ilçe merkezi ve köylerde yaşayan nüfusun kadın ve erkek sayıları şöyledir: İlçe Merkezi Köyler İlçe Genel Nüfusu Erkek Sayısı Kadın Sayısı Toplam 4838 4861 9699 2923 2987 5910 7761 7.848 15609 27 üçüncü bölüm Gölmarmara’da Tarım, Ticaret ve Ekonomi Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Geçim Kaynakları umhuriyet’in ilk yıllarında Gölmarmara halkı çoğunlukla tütüncülükle geçinmekteydi. Ayrıca pamuk, palamut, buğday üretimi ve hayvancılık ilçenin diğer önemli geçim kaynaklarıydı.1 Gölmarmara’nın Tiyenli, Deynekler ve Tiyenli’ye çok yakın olan Kumkuyucak köyleri Manisa’da birinci sınıf tütün üretimi yapılan yerler, Hacıbaştanlar köyü ise Manisa’da ikinci sınıf tütün üretimi yapılan bir yer olarak ün kazanmıştı.2 Hem ovada hem yamaçlarda tütün ekimi yapılırken, sulak alanlarda pamuk ekimi yapılırdı. Fakat ekim işi dızkara denilen el ve kürekle tohum ve toprağın karıştırılması olan ilkel yöntemlerle yapılırdı. 1960’larla birlikte tarımda makineleşmenin başlaması, 1970’lerde pamuk ekme makinelerinin kullanılması, artezyen kuyularının pancar adlı su motorlarıyla açılması 1974’te özellikle pamuğun altın çağını yaşamasını sağlamıştır. C Kavun ve karpuzu eskiden beri meşhur olan Marmara’da 1970’li yıllarda yapılmaya başlanan Kavun-Karpuz festivali sayesinde iyice tanınmış hatta bu ürünün ünü İstanbul’a kadar ulaşmıştır. Rumlar tarafından geçmişte günümüze göre ilkel şekilde yapılmış olan bağcılık ise 1980’den itibaren bütün ovanın sulamaya açılmasıyla kısa sürede en önemli geçim kaynağı konumuna yükselmiştir. Zeytincilik ise özellikle 2000’lerin başından itibaren artan teşvikler sonucu tütüncülüğün ve pamuk üretiminin yerini almaya başlamıştır. 30 yıl öncesine kadar esnaf Gaziler Caddesi boyunca yoğunlaşmıştır. Ayrıca aynı cadde üzerinde kasap hali ve manavlar da mevcut idi. 1 2 30 Alpay, Ön. ver., s.60–68. Çağatay Uluçay, “Manisa’da Tütüncülük ve Fidecilik”, Gediz Dergisi, Sayı 82, (1 Temmuz 1945), ss. 13–15. Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Hayvancılık (Fotoğraf: Aliye Karakülah) Gölmarmara’da iklim ve arazi durumunun uygunluğu tarım faaliyetlerinin dominant olmasına, diğer geçim alanlarının sığ kalmasına neden olmuştur. İşte sığ kalan geçim alanlarından biride hayvancılıktır. Sulama imkânlarının az olduğu 1950’li yıllarda küçükbaş hayvancılık özellikle ilçedeki ailelerin bir kısmı için önemli geçim kaynakları arasındaydı. Sulama imkânlarının ve tarımda makineleşmenin arttığı 1970’li yıllardan itibaren mera alanlarının sondaj yoluyla sulamaya açılması sonucu hayvancılık ciddi olarak azalmaya başlamıştır.3 Küçükbaş hayvancılığın daha yoğun yapıldığı ilçede toplam yirmi bin civarında küçükbaş hayvan olup üretim daha çok süt üretimi amacıyla yapılmaktadır. vatandaşlarımız geldikleri yerlerde uğraştıkları bir iş olduğu için ve alan olması nedeniyle yapmaktadır. Yörede yaklaşık iki bin civarında büyükbaş hayvan vardır.4 Büyükbaş hayvancılık yapmak için ise gerekli mera ve otlaklar ilçenin coğrafi durumu ve iklimi itibariyle yoktur. Hatta yörede hayvancılık yapmaya elverişli birçok arazi getirisi daha fazla olduğu için tarım alanı olarak kullanılmaktadır. Büyükbaş hayvancılığı yörede daha çok doğudan göç eden Gölmarmara’da hayvancılıkla uğraşan bir vatandaşımız 4 3 Halil Çetin’le 28.10.2010 tarihinde yapılan söyleşi. Gölmarmara İlçe Tarım Müdürlüğü Raporu (19702000) 31 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Tarım Gölmarmara’da iklim ve arazi durumunun uygunluğu, tarım faaliyetlerinin dominant olmasına, diğer geçim alanlarının sığ kalmasına neden olmuştur. İşte sığ kalan geçim alanlarından biri de hayvancılıktır. Sulama imkânlarının az olduğu 1950’li yıllarda küçükbaş hayvancılık, özellikle ilçedeki ailelerin bir kısmı için önemli geçim kaynakları arasındaydı. Sulama sondajla yapılmaktadır. Günümüzde ilçemiz yakınında yeni kurulan (2011) Gördes Barajı’ndan sağlanan sulama yolu ile modern bir tesise yakın bir zamanda kavuşacaktır. İlçe sınırları içerisinde bulunan ve ilçeye ismini veren Marmara Gölü tarımda sulama açısından uzun yıllardan beri kullanılmaktadır. Göl alanından su depolama tesisi olarak yararlanma girişimleri modern anlamda 1930 yılında başlatılmıştır. Bölgede yaşanan kuraklık ve tarımsal potansiyel bunu bir bakıma zorlamıştır. Bu tip uygulamalar, bir ya da daha fazla amaca yönelik olarak oldukça sık rastlanan bir durumdur. Tarımsal sulama, içme suyu temini, taşkın kontrolü ve balıkçılık yapma gibi amaçlar ile yapılan bu tesislerin doğal göller sayesinde daha az masrafla kurulabildiği bilinmektedir. 1930’dan 1996’ya kadar kanal, set ve regülatör olmak üzere sekiz önemli eser yapılmıştır.5 Bu durum sulama çeşitliliğini artırdığı gibi Akdeniz ikliminde görülen yaz kuraklığından kaynaklanan olumsuzlukları azaltmış yaz ve sonbaharda sulama imkânları sağlamıştır. Gölmarmara’da ovada arazilerde kullanılan sulama kanallarının uzunluğu 30 km 5 32 Girgin, Ön. ver., ss.271-280. civarındadır. 1990 yılı itibariyle ilçede sulu tarım yapan aile sayısı 1300’dür.6 Gölmarmara’da tarımın gelişmesi; çiftçinin ihtiyaç duyduğu aletleri, tohumu, hayvan yemini alabilmesi için gerekli krediyi kullandıracak ilk kurum olan 227 sayılı Gölmarmara Tarım Kredi Kooperatifi’nin açılmasıyla başlamıştır. Zirai Kredi Kooperatifleri hakkındaki 1470 Numaralı kanun hükmüne göre teşkiline teşebbüs edilen kooperatifin öncülüğünü Velioğlu Mehmet, German Hasanoğlu Ramazan, Karahasanoğlu İbrahim’in içinde bulunduğu 47 kişi yapmıştır. 47 kişi taahhüt ettikleri 7180 lira sermayeyle 17.05.1931 tarihinde Ziraat Bankası’yla anlaşma yapmak için başvuruda bulunmuşlar ve bunun sonucunda 07.08.1936’da bugünkü Ziraat Bankası’nın bulunduğu binada Kooperatif faaliyete başlamıştır. Tarım Kredi Kooperatifi’nin faaliyetleri sayesinde Gölmarmara’da gerçek anlamda tarımın modernleşmesine yönelik ilk adımlar atılmıştır.7 15.05.1957 tarih ve 6964 sayılı Ziraat Odaları Kanunu ile 1694 yılında kurulan Türkiye Ziraat Odaları Birliği hızla çoğalmıştır. Ancak ilçemiz çiftçileri belgelerini 1990 yılına kadar Akhisar Ziraat Odası’ndan almıştır. 1990 yılında kurulan Gölmarmara Ziraat Odası günümüzde etkili bir şekilde faaliyetlerine devam etmektedir. Bunların yanında Gölmarmara’nın önemli bir avantajı da çevre pazarlara erken açılmasıdır. Bu sayede yörede ticari 6 7 Gölmarmara Belediyesi 1990 Yılı Brifing Dosyası Bkz. Ek–5 227 Sabit numaralı Köy Zirai Kredi Kooperatifleri Esas Mukavelenamesi. Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara değer gösteren ürünlerin fazlalığı dikkat çekmektedir. Yine yıldan yıla modern tarım aletlerinin sayısının artması ve gübreleme metodunun kullanılması üretimi ve verimliliği arttırmıştır. Tarımda modern yöntemlerin kullanılmasıyla üretim arttırıldığı gibi üretim sezonları arasında düşmelerin önüne geçilmektedir. Ancak yine de hava durumu ve iklim koşullarına göre yıllık hasat miktarı değişiklik gösterebilmektedir. Gölmarmara’da görülen yoğun tarım faaliyetleri aynı zamanda önemli miktarda işgücü ihtiyacı doğurmuştur. Bu durum nedeniyle yaz aylarında yöreye doğu illerinden bin civarında tarım işçisi geçici işçi olarak gelmektedir ya da önceden Gölmarmara ve köylerine yerleşmiş olan göçmen vatandaşlar tarım arazilerinde çalışmaktadır. İlçemizde yetişen tarım ürünü çeşitleri şunlardır: a) Tahıllar, Baklagiller Bir sonraki sayfada yer alan istatistiklerde Gölmarmara‘da yetişen tahıllar, baklagiller, yumru bitkiler, yem bitkileri ve endüstriyel bitkiler alanındaki üretim görülmektedir. Özellikle tütün ve pamuk Gölmarmara ekonomisinde önemli bir yere sahip olup son senelere kadar en önemli iki kalemi oluşturmaktaydı. Gölmarmara’da üzüm üretiminin ön plana çıkmasından önce Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren tütün ve pamuk önemli ölçüde ekilmiştir. 1945 yılında Gölmarmara’nın birçok köyünde, Manisa çapında örnek gösterilen tütün ekimi yapılmaktaydı. Manisa’da Halkevinin çıkardığı Gediz Dergisi 1945’te Manisa tütüncülüğü hakkında bir araştırma yapmıştır. Bu araştırmaya göre Gölmarmara’nın Tiyenli ve Deynekler köyleri ile Tiyenli’ye iki yüz metre mesafedeki Kumkuyucak birinci sınıf tütün yetiştirilen köyler, Hacıbaştanlar ikinci sınıf tütün yetiştirilen köy olarak gösterilmiştir.8 Ancak 1960’lı yıllardan itibaren Gölmarmara’nın Taşkuyucak, Ayanlar, Çamköy ve Yunuslar köyleri en kaliteli(başfiyat) tütünü o yıllardan bugüne kadar üretmeyi başarmıştır. Gölmarmara Ovasına 5 km uzaklıkta Akpınar su kaynağından gelen suyla 10 bin dönüm arazi sulanıyordu ve bu sulanan arazide pamuk ekiliyordu. Ekim işi elle yapılır, dızkara (tohum ve toprağın el ya da kürekle birbirine karıştırılması) edilirdi. Kullanılmayan su göle gidiyordu. Elektrik yoktu, artezyen bilinmiyordu. 1960’ların sonunda makineleşme yavaş yavaş başladı, traktörler tarım alanına girmeye başladı. Öyle ki 1968’de Çömlekçi köyünde sadece bir tane traktör vardı.9 1970’lerde pamuğu tarlaya ekmeye yarayan ekim makineleri kullanılmaya başlandı. Yine 1970’lerde pancar adlı motopomp sayesinde açılan artezyenlerle ovanın tamamına yakını sulanmaya başlanmıştır. 1974’te pamuk fiyatlarında inanılmaz bir artış yaşanmasıyla Gölmarmaralılar çok ciddi paralar kazanmıştır. Özellikle Gölmarmara pamuğuna lif uzunluğunun Ege’deki diğer pamuklara göre fazlalığı ve liflerin sağlamlığı nedeniyle (bu pamuk piyasada Bergama pamuğuyla birlikte standart üstü ekstra 8 9 Uluçay, 1945, Ön. ver., s. 13–15. Halil Çetin’le 28.10.2010 tarihinde yapılan söyleşi. 33 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent (Fotoğraf: Hafize Yurttakal) Gölmarmara Bir üzüm tarlası sınıfından sayılırdı) ciddi bir talep vardı. 1974’te kazandığı parayla Gölmarmara’da 4 katlı ev yapıp, sıfır bir Renault araç alan kişiler vardı.10 Pamuk üretiminin fazla olması sonucu yörede son yıllarda 2 çırçır fabrikası çalışmaya başlamıştır, ayrıca ilçede iki iplik ve iki tekstil fabrikası bulunmaktadır. Ancak son yıllarda sulama sistemlerinin çok gelişmesi, ovada tamamen sulu tarıma geçilmesi, bağ üretiminin çiftçi için daha karlı olması, tütüne getirilen kota ve GAP’ın ilerlemesi, pamuk üretiminin bu bölgeye kaymasıyla bu kalemlerin ekonomi içerisindeki payı düşmüştür. Arpa 10 34 Erdal Ziyan’la 08.01.2011 tarihinde yapılan görüşme. ve buğday ise piyasası durgun olduğu için yaygın bir ekim alanına sahip değildir.11 Ekim alanların pamuğun yerini son yıllarda sanayi tipi domates ve biber kaplamıştır. Artan üretim sonucu 2012 yılında salça fabrikası kurulmuştur. b) Meyveler Manisa’da üzümcülüğün geçmişi oldukça eskiye dayanmaktadır. Özellikle 150–200 sene kadar önce üzüm, Manisa’da yaygın olarak yetiştirilmeye ve çevreye kuru olarak gönderilmeye başlanmıştır. Üzüm geçmişte daha çok bölgede yaşayan Ermeni, Rum ve Yahudilerce şarap yapmak 11 Gölmarmara İlçe Tarım Müdürlüğü Raporu (19702000). Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara için üretilmiştir. Bu dönemde Türkler arasında üzümcülük daha azdır.12 Gölmarmara’da aynı şekilde bağcılık da eskiden Rumlar tarafından yapılmaktaydı. Mübadeleden sonra bağlar da bir müddet atıl kalmıştır. 1940 ve 1950’lerde bu bağlar yavaş yavaş işlenmeye başlanmıştır. Fakat eskiden beton direk ve tellerle bağların desteklenmesi ve böylece sık ekilmesi bilinmediği için bu bağlar çok aralıklarla dikilmişti. Yine o dönemde bağın işçiliği yapılamıyor ve iki bağın arası tek pullukla atlar sayesinde sürülebiliyordu.13 Gölmarmara’da; meyve üretimi alanında günümüze yaklaştıkça önemli miktarda artışlar görülmektedir. Bunun nedeni Gölmarmara ovasında sulama sisteminin gelişmesi ve bütün ovanın sulanmasıyla birlikte gelişen teknik imkânların 12 Yörede 1980’lerden itibaren üretimi hızla artan ve daha fazla yetiştirilen üzüm, çoğunlukla yeme amaçlı olmayıp endüstriyel alan için üretim yapılmakta dolayısıyla üzümler bandırmalı ya da bandırmasız (kurutma yöntemi) gerek iç gerek dış pazarlara satılmaktadır. Yörede hem Gemlik (trilya) tipi, hem de Edremit tipi zeytin yetiştirilmektedir. Zeytin üretimindeki artışa paralel olarak zeytinyağı üretimi de artış göstermiş ve yörede üç tane zeytinyağı fabrikası açılmıştır.14 14 Gölmarmara İlçe Tarım Müdürlüğü Raporu (19702000). (Fotoğraf: Engin Karakülah) 13 Çağatay Uluçay, “Manisa ve Üzüm”, Gediz Dergisi, Sayı 42, (Birinci Teşrin 1940), s. 7–9. Erdal Ziyan’la 08.01.2011 tarihinde yapılan görüşme. bağcılığı ve zeytinciliği birim alanda oldukça kârlı bir hale getirmesi; üzüm, zeytin fiyatlarında son yıllarda meydana gelen önemli artışlar ve devlet tarafından söz konusu ürünlere verilen teşviklerdir. Buna bağlı olarak hem bağ hem zeytin üretim alanları ve hasadı yıldan yıla artış göstermektedir. Üzümler kurutuluyor 35 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Gölmarmara’nın Ozanca köyünde yetişen armut ve badem sert çekirdeği ve mükemmel aroması nedeniyle çevre ilçe ve illerde aranan ürünlerdi. Fakat yaklaşık 10 yıl önce yaşanan hava akımından dolayı eski ağaçlar kurudu ve üretim önemli ölçüde azaldı.15 Günümüzde ise hiç kalmamıştır. c) Sebzeler Evliya Çelebi’nin meşhur eseri olan Seyahatname ’de Gölmarmara hakkında pamuğu, kavunu, karpuzu meşhurdur; denilmiştir.16 Evliya Çelebi’nin yöreye 1671–72 yıllarında geldiği düşünülürse aradan geçen üç yüzyılda Ege Bölgesi’nde kavun karpuz diyarı olarak meşhur olması gayet normaldir. Evet, bugün Gölmarmara’nın en çok tanındığı alan kavun ve karpuzudur. Halk arasında Hıdır Alkışla’nın getirdiği tohumlardan elde edildiği için Hıdır kavunu olarak bilinen kavun türünün tadı başka hiçbir kavun çeşidiyle kıyaslanamayacak kadar lezzetliydi.17 Halk arasında Hıdır Alkışla’nın bu tohumları göç ederken getirdiği inancı yaygınsa da Gölmarmara Ziraat Odası Başkanı Erdal Ziyan’a göre Hıdır Alkışla, Balıkesir’e gittiğinde pazarda gördüğü kavunu kendi arabasını vererek o kavunu alıp, Gölmarmara’ya getirir. Getirdiği o kavundan tohum çoğaltıp yetiştirir. Bu çeşit kavuna “Hıdır kavunu” adı verilir. Gölmarmara’da 14 yıl belediye başkanlığı yapan ve döneminde Geleneksel Gölmarmara Kavun-Karpuz Festivalini 15 16 17 36 Erdal Ziyan’la 08.01.2011 tarihinde yapılan görüşme. Evliya Çelebi, Ön. ver., s. 235–244 Erdal Ziyan’la 09.04.2013 tarihinde yapılan görüşme. Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara başlatan Cengiz Barutçuoğlu, Gölmarmara Festivaline İstanbul’dan gelen halcilerin kendilerinden özellikle Hıdır kavunundan istediklerini söylemektedir.18 Ancak Hıdır kavununun dekar başına veriminin düşük olması nedeniyle, Hıdır kavunu yeni kavun türleri karşısında verim olarak rekabet edememiş, üretici yavaş yavaş yeni kavun türlerine yönelmiştir. Tadıyla hiçbir kavun çeşidi boy ölçüşemese de bu gün Hıdır kavunu veriminin düşüklüğü nedeniyle sadece birkaç üretici tarafından ekilmektedir. Meşhur Gölmarmara Karpuzu Tadı ile ünlü Gölmarmara kavunu ve karpuzu 1971 yılında Gölmarmara kavun ve karpuzunun tanıtılması ve ticaretinin canlandırılması amacıyla 1. Gölmarmara Kavun-Karpuz Festivali düzenlenmiştir. Bu festivale gerek çevre ilçelerden gerekse İstanbul’a kadar olan illerden halciler, sebze-meyve komisyoncuları ve vatandaşlar katılmışlardır. Bu festivalin yapılması Gölmarmara kavun ve karpuzunun tanıtımına tahminlerden daha fazla katkı sağlamıştır.19 1980 Darbesi döneminde ara verilen festival daha sonra yeniden düzenlenmeye başlanmış olup 2011 yılında 33. defa düzenlenmiştir. Günümüzde de Gölmarmara Kavun-Karpuz Festivali her sene ağustos ayının ilk pazar günü hem bir sosyal aktivite olarak hem de kavun ve karpuzun tanıtılması amacıyla Akpınar mesire yerinde düzenlenmektedir. Bu festivalde ilçede yetişen kavun ve karpuzlar arasında en büyük olanların ve tadı en güzel 18 19 Cengiz Barutçuoğlu’yla 10.05.2011 tarihinde yapılan söyleşi Cengiz Barutçuoğlu’yla 10.05.2011 tarihinde yapılan söyleşi. 37 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Akpınar’da Gölmarmara Kavun-Karpuz Festivalinden bir görüntü olanların seçildiği bir yarışma yapılmaktadır. Yine bu festivalde ilk günden bu güne geleneksel olarak karpuz yeme yarışması düzenlenmekte ve son dönemde ise ilgiyi arttırmak için güzellik yarışması düzenlenmektedir.20 38 domates üretiminde yüzde on oranında artış gerçekleşmektedir.21 d) Tarımsal Alet ve Makineler Son dönemde Gölmarmara’nın bir başka meşhur olduğu alan ise lahana üretimi olmuştur. Hasılat açısından kavun ve karpuzdan sonra en yüksek üretim lahanada görülmektedir. Havaların soğuk olduğu dönemlerde fiyatlarında görülen artışlar üretimi cazip kılmaktadır. Domates yetiştiriciliği de kurutma domatese duyulan talebe bağlı olarak artmış olup önümüzdeki yıllarda daha fazla artış beklenmektedir. Her yıl ortalama olarak Tarım makineleri, tarımsal üretimin artışını ve insan gücüyle çok zor yapılan çeşitli işleri oldukça kolaylaştırmaktadır. Tarım faaliyetlerinin 1950’lerden başlayarak ticari değer ifade etmeye başlaması ve ekim alanlarının ve üretimin yıldan yıla artış göstermesinden kaynaklanan işgücü ihtiyacı sadece tarım işçilerinin istihdam edilmesiyle karşılanamamıştır. Bunun yanında aynı arazide mevsimlere göre farklı ürünlerin yetiştirilmesi ve üretim maliyetinin düşürülmesi ve işçilik giderlerinin azaltılması nedeniyle tarımda makineleşme önem kazanmıştır. Bunun 20 21 Gölmarmara Belediyesi Yazı İşleri Müdürlüğü Tanıtım Kitapçığı, 2000. Gölmarmara İlçe Tarım Müdürlüğü Raporu (19702000). Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara sonucu yıldan yıla modern tarım aletlerinin sayısı artmış ve bu durum üretimi ve verimliliği arttırmıştır. Tarımda modern yöntemlerin kullanılması üretimi arttırdığı gibi üretim sezonları arasında hâsılat düşmelerini de azaltmıştır. Gölmarmara’da ilk olarak 1935 yılında 227 sayılı Marmara Tarım Kredi Kooperatifi hizmete girmiş ve çiftçinin ihtiyaç duyduğu makine, tohum ve gübre alımı için gerekli krediyi sağlamıştır. Bunun sonucu pulluk, traktör, tarım arabaları, yağmurlama tesisi gibi araç ve gereçlerde çok önemli artışlar görülmüştür.22 Fakat 2000’li yılların kurak geçmesi gölde önemli miktarda daralmaya sebep olmuş, özellikle yazları gölalanı iyice daralmış, gölün çekildiği yerlerde ortaya çıkan boş arazi köylü tarafından tarım arazisi olarak kullanılmıştır. Ancak Gördes Barajı’nın önemli bir ölçüde bitmesi ve barajın fazla suyunun kanal vasıtasıyla Marmara Gölü’ne verilmesiyle gölün seviyesi yine eski haline dönmeye başlamıştır.23 Bunun sonucu azalmaya başlayan balıkçılık faaliyetlerinin yeniden artacağını tahmin ediyoruz. Ayrıca üretimde modern tekniklerin kullanımıyla (basınçlı sulama sistemidamlama-, malçlama-naylon, hazır fide, hazır fide) bilinçli gübreleme ve bitki koruma yöntemleri sayesinde verimlilik artmıştır. Zanaat ve Ticaret İlçe Tarım Müdürlüğü ve Ziraat Odası tarafından tüm üreticilere teknik destek ve danışmanlık hizmeti azami oranda verilmektedir. Ayrıca Gölmarmara Ziraat Odası tarafından çiftçilere ihtiyaçları doğrultusunda her türlü makine ve ekipman sağlanmaktadır. Balıkçılık Marmara Gölü sığ bir göl olması nedeniyle balık yetişimi ve balıkçılık yapmanın kolay olduğu bir göldür. Bu sebeple Gölmarmara merkezi de dahil olmak üzere Marmara Gölü çevresindeki Hacıveliler, Sazköy ve Yeniköy köylerinde yaşayan birçok aile balıkçılıkla geçimini sağlamıştır. 22 TÜİK, Bitkisel Üretim İstatistikleri Veri Tabanı Gölmarmara’da S.S. Esnaf ve Sanatkârlar Kefalet Kooperatifi 19 Ekim 1966 tarihinde hizmete girmiştir. Bundan önceki dönemde Gölmarmara bucağında faaliyet gösteren esnafların kayıtlı olduğu bir kurumun olmaması araştırmamızı daha eski döneme götürmeyi engellemiştir. Bucakta ancak Esnaf ve Sanatkârlar Kefalet Kooperatifi’nin açılımıyla bütün esnafın kooperatife kaydı yapılmış ve bucağın ticaret ve zanaat durumu ortaya çıkmıştır. S.S. Esnaf ve Sanatkârlar Kefalet Kooperatifi’nin kurulmasıyla çeşitli alanlarda toplam 84 esnaf ve zanaatkârın kaydı yapılmıştır. 1967–70 yılları arasında Gölmarmara’da esnaflığa başlayan ve Kooperatife kayıt olan yeni üye sayısı üç yıllık bu dönemde 72 kişidir.24 23 24 Gölmarmara İlçe Tarım Müdürlüğü Raporu (1970– 2000). S.S Gölmarmara Esnaf ve Sanatkârlar Kefalet Kooperatifi Üye Kayıt Defteri (1966–2011) 39 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Gölmarmara’nın bucak merkezinin 1965 yılında 8301 olan merkez nüfusu 1970’de 10156’ya 1965’te 11720 olan bucak toplam nüfusu ise 1970’de 13650’ye çıkmıştır. Bu durum bize beş yıllık dönem itibariyle bucak merkezinde yüzde 22’lik bucak toplamında ise yüzde 16’lık bir artışı ifade etmektedir. Bu durum, bu dönemde bucakta önemli oranda bir piyasa oluşmasına ve yeni işletmelerin açılmasına neden olmuştur. Gölmarmara’da bu dönemde tarımsal üretimin artması ve bu ürünlerin pazarlara ulaştırılması ihtiyacı özellikle yörede nakliye işinin önem kazanmasına ve birçok insanın bu alana yönelmesine neden olmuştur. Ancak tabloda yer alan nakliyecilerin birçoğunun bu işte sadece şoför olarak çalıştıklarını belirtmemiz lazım çünkü o dönemde bucakta Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi olmadığı için şoförler Esnaf ve Kefalet Kooperatifine kaydedilmiştir. Aynı dönemde 2 esnaf işletmesini kapatarak kooperatiften kaydını sildirmiştir. 1971–75 yılları arasında Gölmarmara’da esnaflığa başlayan ve Kooperatife kayıt olan yeni üye sayısı beş yıllık bu dönemde 85 kişidir.25 Gölmarmara’nın bucak merkezinin 1970 yılında 10156 olan merkez nüfusu 1975’de 11982’ya 1970’te 13650 olan bucak toplam nüfusu ise 1975’de 16187’ye çıkmıştır. Bu durum bize beş yıllık dönem itibariyle bucak merkezinde yüzde 17’lik bucak toplamında ise yüzde 18’lik bir artışı ifade etmektedir. Buna bağlı olarak ticari hayatta da yukarıdaki grafikte 25 40 S.S Gölmarmara Esnaf ve Sanatkârlar Kefalet Kooperatifi Üye Kayıt Defteri (1966-2011) görüldüğü gibi gelişmeler olmuştur. Bu dönemde özellikle çok sayıda bakkal açılmış ve bir önceki dönemde olduğu gibi nakliye alanında birçok kişi istihdam edilmiş ve sebze-meyve taşımacılığı yapılmıştır. Aynı dönemde 5 esnaf ise işletmelerini kapatmaları, devretmeleri veya iş değiştirmeleri nedenleriyle kooperatiften kayıtlarını sildirmiştir. 1976–80 yılları arasında Gölmarmara’da Kooperatife kayıt olan yeni üye sayısı beş yıllık bu dönemde 147 kişidir.26 Gölmarmara’nın bucak merkezinin 1975 yılında 11982 olan merkez nüfusu 1980’de 9079’a 1975’te 16187 olan bucak toplam nüfusu ise 1980’de 13432’ye düşmüştür. Bu durum bize beş yıllık dönem itibariyle bucak merkezinde yüzde 25’lik bucak toplamında ise yüzde 18’lik bir düşüşü ifade etmektedir. Buna karşı ticari hayatta daha önceki dönemlere göre kıyaslanınca çok ciddi bir artış görülmüştür. Aynı dönemde ise sadece 1 esnaf işletmesini kapatmış ve kooperatiften kaydını sildirmiştir. Yine bu dönemde 1978 yılında Bucak merkezinde bulunan İsmet Paşa Mahallesi’nde bakkal dükkânı açan Hatice Kılınçoğlu Gölmarmara’da bir işletme açan ilk bayan girişimci olmuş olup söz konusu dükkânını 1984’e kadar işletmiş ve bu tarihte meslekten ayrılmıştır. 1981–85 yılları arasında Gölmarmara’da esnaflığa başlayan ve Kooperatife kayıt olan yeni üye sayısı beş yıllık bu dönemde 233 kişidir.27 26 27 S.S Gölmarmara Esnaf ve Sanatkârlar Kefalet Kooperatifi Üye Kayıt Defteri (1966-2011) S.S Gölmarmara Esnaf ve Sanatkârlar Kefalet Kooperatifi Üye Kayıt Defteri (1966-2011) Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Gölmarmara’nın bucak merkezinin 1980 yılında 9079 olan merkez nüfusu 1985’te 10936’ya, 1980’de 13432 olan bucak toplam nüfusu ise 1985’te 15985’ye çıkmıştır. Bu durum bize beş yıllık dönem itibariyle bucak merkezinde yüzde 20’lik, bucak toplamında ise yüzde 19’luk bir artışı ifade etmektedir. Bu dönemdeki ticari hayat ise nüfus artışına nispetle daha hızlı olmuştur. Özellikle kahvehane sayısındaki artış sadece bucak merkezinde değil aynı zamanda köylerde de birden çok kahvehane açılmasından kaynaklanmaktadır. Aynı dönemde çok sayıda işletme açılmasının yanı sıra 71 gibi oldukça yüksek sayıdaki işletmeci işletmelerini kapatmaları, devretmeleri veya iş değiştirmeleri, emekli olmaları nedenleriyle kooperatiften kayıtlarını sildirmiştir. 2011 yılı itibariyle Gölmarmara Esnaf ve Sanatkârlar Kooperatifi’ne kayıtlı 554 aktif üye; mesleği bırakma, meslek değiştirme, iş yeri devri, emeklilik, vefat gibi sebeplerle kaydı silinen toplam 466 pasif üye vardır. Cumhuriyet’in 75. yılı olan 1998 yılı itibariyle ilçe merkezinde yaşayan halkın uğraş alanı ve geçim kaynaklarına bakıldığında ise çalışanların iş hayatına göre dağılımı aşağıdaki gibidir.28 Gölmarmara’da 1998 yılı itibariyle ilçe merkezinde yaşayan 8118 kişi tarım faaliyetleriyle uğraşmaktadır. Bu durum ilçe merkezindeki halkın yüzde % 75’i gibi büyük oranının tarım alanında çalıştığını göstermektedir. Yukarıdaki tablo aynı zamanda tarıma bağlı yan alanlarında ilçenin önemli geçim kaynakları arasında olduğunu göstermektedir. Yine Gölmarmara’nın ülke pazarlarına açılmış olması ve tarım ürünlerinin ticari ehemmiyet arz etmesine bağlı olarak nakliye ve taşımacılık sektörü de oldukça gelişmiş olup bu sektörde önemli bir istihdam vardır. Gölmarmara’da sanayi ise diğer bölgelerimize benzer bir şekilde otomobil yan sanayi ve oto tamir alanında gelişmiştir. Yine Gölmarmara’da tarım faaliyetlerine bağlı olarak sanayi tarım makineleri tamiri alanında da gelişmiştir. 28 Gölmarmara Belediyesi 1998 Yılı Brifing Dosyası 41 dördüncü bölüm Gölmarmara’da Kültürel Hayat ültür, bir toplumu diğer toplumlardan farklı kılan, geçmişten beri değişerek devam eden, kendine özgü, sanatı, inançları, örf ve adetleri, anlayış ve davranışları ile onun kimliğini oluşturan yaşayış ve düşünüş tarzıdır. Topluma bir kimlik kazandıran, dayanışma ve birlik duygusu verdiği toplumda düzeni de sağlayan maddi ve manevi değerlerin bütünüdür. İlçemizde ise yöreye özgü çeşitli örf, adet, gelenek ve görenekler bulunmaktadır. Bunların bir kısmının zamanla unutulduğunu bir kısmının ise hala yapılageldiği görülmektedir. Gölmarmara’nın kültürel hayatına şöyle sıralayabiliriz; K Gölmarmara Kaymakamı Cafer Sarılı, köy halkı ile birlikte Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Kız İsteme (Dünür Gitme) Evlenmek isteyen erkek durumu annesine açar. Anne de babayla görüşür. Eğer erkeğin istediği kız, aile tarafından uygun görülürse kızın istenmesine karar verilir. Kız istemeye öncelikle ailenin en büyüğü öncü olarak gönderilir Kız tarafı erkeği damat olarak uygun görüyorsa: “Buyurun gelin.” der. Eğer bu evliliği uygun görmüyorlarsa evin büyüğünün ayakkabıları avluya atılır. Bu; “bize düğüncülüğe gelmeyin, istemiyoruz” demektir. Daha sonra kız istemeye anne ve baba gittiği gibi yakın akrabalardan yaşlı ve tecrübeli büyüklerin de gönderilmesi tercih edilir. Kız istemeye gitmeye “dünür gitme” denir. İstenecek kızın ailesine gündüzden haber verilir. Akşama size misafirliğe geleceğiz denir. Kızın ailesi de ona göre hazırlık yapar. Kız istemeye yatsı namazından sonra gidilir. Kızın ailesi misafirliğe gelecek ailenin akşamdan gelmelerindeki maksadın ne olduğunu anlar ona göre hazırlığa başlarlar. Erkek tarafı yatsı namazından sonra kızın evine gelir. Çaylar içilir, biraz sohbet edilir. Daha sonra gelen önderlerden biri evin babasına geliş maksadını izah eder. “Allah’ın emri, Peygamberin kavli ile kızınız Ayşe’yi oğlumuz Ali’ye istemeye geldik sizce münasip midir” diye sorar. Kız tarafı: “Eh biz bir düşünelim sonra karar verelim” der. Eğer kız tarafı sıcak davranıyorsa bu iş olacak manasına gelir. Kız çay ya da kahve dağıtırken neşeliyse, güler yüzlü ise bu işe kız olumlu bakıyor demektir. Ama kızın suratı asık ise ve aile kaçamak 44 cevap veriyorsa, yine görüşelim gibi sözler söylenmediyse, ayakkabılar düzeltilmediyse kız tarafının bu işe razı olmadığı anlaşılır. Kız tarafı olumlu sinyaller verdikten sonra erkek tarafı bir kez daha gider ve kız bir kez daha istenir. Adet olduğu üzere kız istemeye üç kez gidilir. Çünkü kız tarafı kızlarının değerli olduğunu göstermek ister. Öyle bir seferde kızın hemen verilmesi kızın değersiz olduğunu gösterir. Üçüncü gidişte kız tarafı oğlan tarafına bir mendil ve bir çorap vererek söz vermiş olur. Söz Lokumunun Yenmesi Kız tarafından söz mendili alındıktan bir iki gün sonra söz lokumu yemeğe karar verilir. Kız tarafı ve erkek tarafından akrabalar çağrılır. Kız evinde toplanılır. Erkek tarafı kıza bir donluk basma, bir kazak, bir başörtüsü, bir kasa lokum, bisküvi, tatlı, kolonya, gül suyu vb... şeyleri bir tepsinin içinde götürür. Ayrıca kıza bir de yüzük alınır. Bu toplantıya hoca da çağrılır. Erkekler bir odada, kadınlar bir odada toplanırlar. Hoca, önüne konan lokuma, gülsuyuna, takılacak olan yüzüklere okur ve dua eder. Daha sonra kaynana kıza, kız tarafının büyükleri de oğlana yüzüğü takar. Böylece resmi sözleşme yapılmış olur. Damat, önce erkeklerin elini öper. Daha sonra, diğer odadaki kadınların ellerini öper. Kız da önce kadınların sonra da erkeklerin ellerini öper. Son olarak iki genç bir birlerini tebrik eder. Lokum ve bisküviler dağıtılır. Misafirlere ikramda bulunulur. Artık bu kız Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara sözlenmiştir. Gölmarmara’da başka talibi olan varsa bu kızdan vazgeçer. Şerbet veya Yüzük Bundan sonra iki aile bir tarih belirler ve büyük yüzük töreni yapmaya karar verir. Lokum yemeye sadece akrabalar çağrılırken bu törene bütün akraba, konu komşu davet edilir. Bu törende eskiden şerbet içildiği için tören şerbet adı ile anılmaktadır. Son zamanlarda lokum dağıtılması yaygınlaşmıştır. Davetliler, kız evinde ya da yakındaki bir meydanlık alanda toplanırlar. Yerlere halı serilir ya da sandalyeler döşenir. Gelin olacak kız ve damat olacak erkek özel giyinmiş şekilde tören alanına gelir. Daha sonra ailelerin tanıdığı saygın bir kişi, geline ve damada halkın önünde yüzükleri takar. El şaklatılır, mübarek olsun denir. Daha sonra gelin, damat, sağdıçlar ve gençler çalgı eşliğinde eğlenirler. Yüzük takma töreninden sonra, bu işin ciddi bir boyuta erdiği herkes tarafından da iyice anlaşılır. Bundan sonra iki aile birbirlerine daha sık gelip gider. Eskiden düğün vaktine kadar gelin damada gösterilmezdi. Son dönemde artık kız ve erkek birbirlerini daha iyi tanımak için bu törenden sonra rahatça görüşüp, konuşmaya başladılar. Sağdıçlık Hem gelin olacak kız hem de damat olacak erkek önceden sağdıçlarını, belirler. Sağdıçlardan birinin evli ve tecrübeli olmalarına dikkat edilir. Damat ve gelin kendilerine en az üç tane sağdıç bulur. Damadın sağdıçları düğün başlamadan önce, düğün başladıktan sonra ve düğün bitip damat gerdeğe girinceye kadar damadın ve erkek evinin hizmetine bakarlar. Gelen misafirleri karşılayıp onlara yardımcı olurlar. Damadın sağdıçlarının belli başlı görevleri şunlardır: – Mahalleye ve çevre mahallelere okuntu (davetiye) dağıtmak, – Erkek evine bayrak dikmek, – Düğün esnasında damadı kollamak, – Dışarıdan gelecek misafirlere yer belirlemek, – Gelinin ve kız evinin ihtiyaçlarına yardımcı olmaktır. Kız sağdıçlarının görevi ise şöyledir: – Gelinin ve kız evinin ihtiyaçlarına yardımcı olmak, – Düğün esnasında gelini kollamak, – Gelinin giyiminde kuşamında süslemesinde geline yardımcı olmak. Okuntu Dağıtma ve Ünleyicilik Düğünden bir hafta önce bir araya gelen damat ve sağdıçlar kime okuntu verileceğini kimlere verilmeyeceğini kararlaştırırlar. Düğün sahibinin çevre köylerdeki ya da ilçelerdeki tanıdıkları tespit edilir. Gölmarmara dışına okuntu olarak bastırılan davetiyeler gönderilirmiş. Bu davetiyelerin dağıtımını sağdıçlar yapar. 45 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Marmara’da ise okuntu olarak terlik, mendil, peşkir, havlu, yemeni, yazma gibi şeyler dağıtılır. Bu dağıtma işini de sağdıçlar yapar. Sağdıçlar, okuntuları dağıtırken; “Bu hafta Şevket Dayının oğlu Recep’in düğünü var, sizde buyurun,” diyerek sözlü olarak da halkı düğüne davet eder. Aynı zamanda Gölmarmara ‘da 150 yıl önce başlatılan, düğünlere “ünleyici” ile çağırma geleneği, gelişen teknolojiye rağmen halen devam ediyor. Özellikle ilçedeki kadınlar, ünleyiciler tarafından düğünlere davet ediliyor. “Ünleme” işini kendisine meslek edinmiş ve yöre halkını iyi bilen ünleyiciler, düğün sahibinin tanıdıklarının evlerine giderek onları düğüne davet etmek işi için belirli bir ücret alıyor. Çıkışı yıllar öncesine dayanan ünleyiciliğe artık sadece Gölmarmara’da rastlanıldığı biliniyor. Misafirlerin düğüne sözlü olarak davet edilmesi güzel bir geleneğin, insanlara değer vermenin önemli bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. İlçede evlerine ünleyici gelmeyen kadınların, evin erkeğine davetiye verilmiş olsa bile kendilerini düğüne davetli saymadığı biliniyor. Kına Gecesi Gündüz yapılan nişandan sonra, Gölmarmaralılar ve dışarıdan gelen misafirler kına gecesi için kız evinin belirlediği bir alanda bir kez daha toplanırlar. Kına gecesinde gelin, damat ve sağdıçlar yine bir aradadırlar. Kına gecesinde, gelin ile damat eskiden karşılıklı oynarlarken 46 artık daha çok dans etmektedirler. Tabi, bu dansa evli çiftler ve gençler de katılırlar. Daha sonra oynanır, eğlenilir. Bu eğlence bir iki saat sürer. Misafirlerin dağılmasına yakın düğün sahipleri misafirlere çerez ve hazırlanmış kınadan dağıtır. Sonra misafirler yavaş yavaş dağılır. Kız evinde, gelinin akrabaları, damadın akrabaları ve gelini sağdıçları geline kına yakmak için kalmışlardır. Dışarıdaki muhabbet bittikten sonra gelin, sağdıçlar ve orada bulunan akrabalar geline kına yakmak için bir odada toplanır. Gelin, bir sandalyeye oturtulur. Ortaya bir tepsi koyulur. Tecrübeli kadınlardan biri kınayı karmaya başlar. Bu esnada gelin ve sağdıçları muhabbet etmektedir. Bir kadın gelini hüzünlendirmek, ağlatmak amacıyla türküler ve maniler söylenirken bir yandan da gelinin ellerine ayaklarına kına yakmaya başlanır. Bu durum karşısında gelinin annesi ve akrabaları ağlamaya başlayınca gelin de ağlamaya baslar. Kına yakımı esnasında hüzünlü bir ortam oluşur. Kına gecelerinde çok söylenen yerel mani ve türküler şöyledir: Mermere Mermere içinde Mermere Mermere içinde Yakarım Mermere’yi Sevdiğim var içinde Ben bir yeşil fenerim Yanar yanar sönerim Ben nişanlı değilim Kime olsa dönerim Kayanın Bayrağı Hükümetin Bayrağı Şu Mermere Kızları Pişmiş sütün kaymağı Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Son yıllarda bu yerel söyleyişlerin unutulup kına yakma esnasında “Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurmasınlar” adlı türkünün daha çok söylendiği gözlemlenmiştir. Türkü ve mani söyleme işi bittikten sonra gelin yakınları da yavaş yavaş dağılırlar. Gelinin sağdıçları da, gelini yatağına yatırdıktan sonra dinlenmek için odalarına giderler. Ertesi gün gelini kına yıkamaya götüreceklerdir. Kına Yıkamaya Gitme Kına gecesinin sabahı, gelinin sağdıçları, gelinin kınalı ellerini yıkamak için, yakın bir çeşmeye giderler. Kına yıkamaya gidilmeden sağdıçlardan biri, Gölmarmara’daki genç kızları kına yıkamaya çağırır. Gelin, sağdıç1ar ve genç kızların oluşturduğu bu heyet çeşmeye doğru yola çıkar. Genç erkekler de buradaki muhabbeti seyretmek için çeşmeye gelirler. Gelin sağdıçlarının da yardımıyla ellerini yıkar. Gölmarmara’da gelinin kınalı elinden kim ilk defa su içerse o kişinin nasibinin açılacağı inancı yaygındır. Bu nedenle Gölmarmara’daki bekar erkekler gelinin elinden su içebilmek için birbirleri ile adeta yarışırlar. Sonuçta bir kişi gelinin elinden su içme şansı elde etmiş olur. Daha sonra damat gelinin elinden, gelin de damadın elinden su içer. Burada toplanan gençler aralarında çalıp oynarlar. Eğlence bittikten sonra gelin ve kızlardan oluşan heyet kaynananın evine doğru yola çıkar. Kına yıkama için yaygın olarak yapılan başka bir gelenek ise şöyledir. Gelinin ve damadın arkadaşları, akraba veya komşulardan gençler aile büyüklerinin de refakati ile sabaha karşı yakın akraba veya hısım evlerini gezerler. Gelinin eli bu esnada kınalıdır. Davullar eşliğinde ziyaret edilen evin önünde oyunlar oynanır. Ev sahibi uyandırılır. Bahşiş alınır. Bu şekilde bir süre gezildikten sonra ilçedeki çeşmelerin birinde gelinin eli yıkanır. Buna kına gezdirmesi adı verilir. Kına gezdirmesinde toplanan bahşişler ile gençler çerez, meyve gibi şeyler alır, kına yıkamasından sonra hep beraber yerler. Kına yıkaması geleneği günümüzde daha az uygulansa da tam olarak unutulmuş değil. Bu gelenekte toplumun evlenecek olan gençlere, geline verdiği önemi gözlemleyebiliriz. Sabaha karşı kapılarının önünde davul çalınmasına, uykudan uyandırılmaya hiç gocunmayan aileler kendi kapılarına gelinmesini düğün evi ile dostluğun bir işareti olarak görür ve bundan kıvanç duyar. Kaynana Donunun Yakılması Erkek evine gelen gelin heyeti evin önünde oynamaya başlar. Gelinin sağdıçlarından biri kaynananın eski bir donunu ister. Kaynana bir don verir. Gelin kız bu donu alır. Ardından üzerine gaz döküp yakar. Yanan bu donun üzerinden iki üç defe atlar. Daha sonra yanan donun etrafında oynar. Bu âdetin yapılmasının sebebi kaynananın gelin üzerinde otorite kurmasını önlemek içindir. Bu eğlenceden sonra gelin heyeti kız evine geri döner. 47 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Çeyiz Serme Gelinin sağdıçları, seysene sandığı geldikten sonra erkek evine gidecek çeyizleri hazırlamaya başlarlar. Sandığa kızın kıymetli eşyaları yerleştirilir ve ağzı kilitlenir. Öğleden sonra erkek sağdıçlar, traktörle çeyize serilecek eşyaları almaya gelirler. Traktöre eşyalar yüklenir. En son sandık yüklenecektir. Gelinin sağdıçları sandığı vermek istemezler. Damadın sağdıçlarından kız sağdıçlar para isterler. Sağdıçlar, parayı vermek zorunda kalırlar. Kız sağdıçlar parayı aldıktan sonra sandığı ve sandığın anahtarını verirler. Çeyize serilecek eşyalar erkek evine götürülür. Ve erkek evinin önüne serilir. Çeyize serilen eşyalar arasında: Basmalar, bazenler, kadifeler, çeşit çeşit kumaşlar, iplere asılır. Sokak ortasına yatak odası, oturma odası şekilleri oluşturulur. Eşyalar güzelce sokağa yerleştirilir. Gelen geçen herkes çeyizi rahat görsün diye bu uygulama yapılır. Çeyiz sermede; Pusatta alınan eşyalar, çeyize çıkarılır. Sokaktaki oturma odasında: Koltuklar, halılar, televizyon, sandalye gibi eşyalar vardır. Vitrin, karyola, yatak çeşitleri, battaniye, yorgan, nevresim kıza erkeğe alınan giyecek eşyalar, havlular ve buna benzer şeyler yer alır. Sokağa serilen bu eşyalar bir iki saat halk seyretsin diye durur. Daha sonra bu eşyalar erkek evine alınır. Sıra gelini almaya gelmiştir. Erkek evi tarafından süslenip hazırlanan gelin arabası ki önceden bu bir at olurken artık araba olmaktadır diğer arabalarla yola çıkılır. Sağdıçlar ellerinde bayrakla gelin arabasının önünde yürüye yürüye kız evine gelirler. Bu arada gelin ve çevresi ağlamaya başlamıştır. Kız evinde hüzünlü bir ortam vardır. Gelin yakınlarıyla tek tek vedalaşır. Hepsinin elini öper, hayır dualarını alır. Geline ayakkabılarını annesi, babası veya yakın akrabalarından birisi giydirir. Gölmarmara’da bir düğünde, gelin damat ve yakınları ile birlikte (1955) 48 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Ayakkabıyı giydiren kişi ayakkabının içine para koyar. Gittiği yerde paralı olsun diye bu adet yapılır. Önce sağ ayakkabı sonra sol ayakkabı besmeleyle giydirilir. Gelinin babası gelinin beline kuşak bağlar. Bu kuşağa “gayret kuşağı” denir. Gittiği yerde çalışkan olsun, hamarat olsun diye bu adet yapılır. Gelin kız beyaz gelinliğini giymiş, kırmızı duvağını başına takmış ağlar vaziyette beklerken damadın sağdıçları, ellerinde bayrak kapı önünde beklerler. Bu arada ağlamalar ve feryatlar biraz daha artmıştır. Kız sağdıçlar gelinin bulunduğu odanın kapısını kilitlemişlerdir. Sağdıçlardan gelin için bedel isterler. Eğer damadın sağdıçları tarafından bu para verilmezse gelini vermeyeceklerini söylerler. Erkek sağdıçlar parayı verirler. Gelin almadan önce eve gelen imam gelin çıkarken dua eder. Âmin denildikten sonra alkışlarla kız babası veya yakın bir akrabası tarafından arabaya kadar götürülür. Ve gelin arabasına bindirilir. Gelinin yanına sağdıçlarından biri biner. Yardımcı Yiyecekler: • Salata, Turşu • Ayran, Kavun- karpuz • Hoşaf Tatlılar: • Un helvası veya İrmik helvası Keşkek Dövme Geleneği Düğünden bir hafta ya da birkaç gün önce keşkek yapılacak buğday damadın arkadaşları tarafından alınır. Bazı mahallelerde bulunan dibek taşı damadın evine götürülür. Damadın evinde keşkeklik buğday tokmaklar ile ezilir. Düğünden bir gece önce buğday defalarca yıkanır. Sabah ezanından önce kazanlara yerleştirilir. Piştikten sonra tine damadın sağdıçları tarafından şarkılar, türküler eşliğinde kıvamını buluncaya kadar ezilir. Keşkek dövme işine katılan sağdıçlara bahşişler verilir. Omuzlarına havlulular, mendiller atılır. Dayanışma içerisinde düğün keşkeği hazırlanır. Düğün Yemekleri Gölmarmara’da adet olduğu üzere aşağıda yer alan yemekler düğünde yapılarak, davetlilere ikram edilir. Bu yemekler şunlardır: Ana Yemekler: • Tavuklu Şehriye veya Hamur Çorbası • Pirinç Pilavı, Etli Nohut Yemeği • Keşkek, • Etli Bezelye Yemeği Türkü Mermerenin Yolları Mermere’nin yolları sıva beyaz kolları Yârim gelecek diye süpürürüm yolları Haydi, güzelim Şam’a doğru Şam’a doğru O yar açmış kollarını bana doğru Siyah makarada ipliğim Nerede benim kekliğim Hangi yoldan geleceksen O yolunu bekleyeyim Haydi, güzelim hoşla da gel yanıma Sarı liraları takayım gerdanına 49 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Maniler Mermere mermere içinde Mermere yedi dağ içinde Yakarım Mermere’yi Sevdiğim var içinde ** Ben bir yeşil fenerim Yanar yanar sönerim Ben nişanlı değilim Kim olsa dönerim ** Kayanın bayrağı Hükümetin bayrağı Şu mermere kızları Pişmiş sütün kaymağı ** Meşe meşeye benzer Meşe kamışa benzer Tiyenli’nin kızları Dökme gümüşe benzer ** Kiremidin tozuyum Ben kurbanlık kuzuyum Doğum yerim Kumkuyucak; Şanlı bir Türk kızıyım ** Kuyucan tütünü var Her şeyin bütünü var Ben yârimi severim Aramam altını var ** Bülbül öter gül dalında Yar sallanır bağlarında El gülse de ben ağlarım Kaldım Kuyucak dağlarında 50 Şu dağın tepeleri Kumkuyucak efeleri Oğlan sana varacam Hazırla küpeleri ** Karpuz kestim yiyen yok Halin nedir diyen yok Yenile bir yar sevdim Gözün aydın diyen yok ** Başını bağla güzel Yüreğimi dağla güzel İşte ben gidiyorum Arkamdan ağla güzel! ** Şu dağı nur deseler Yârin gelmiş deseler Bir kıymetli canım var Veririm isteseler ** Karpuz kestim kan gibi Kızın gönlü var gibi Açtım yorganı baktım Yeni yağmış kar gibi ** Dama geldim dam açık Buğdayım karakılçık Kız seni baban vermiyor Al bohçanı yola çık ** Keklik kumda eşinir, Eşinir de düşünür. Ben yârime ne dedim? Kahvelerde düşünür. ** ** Bağa girdim üzüme Yar göründü gözüme Ne dedim de küstürdüm Hiç bakmıyor yüzüme Düşünde gör düşünde İnci saplı dişinde Çok zamandır ben senin Dolaşırım peşinde Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Gölmarmara’ya Ait Yöresel Sözcükler 1 Gölmarmara’da Oynanan Yöresel Oyunlar Ati: Boşuna, gereksiz Enki: Bu, şu, o Çin, Çiin: Omuz Minet: Hamur halindeki ekmeklerin taşındığı tahta araç Tüngemek: Sıçramak, atlamak Gire: Pazar günü Salma: Büyük başörtüsü, yazma İşşok: Kötü, çirkin Tomsuruk: Tohumun çatlayarak baş vermiş hali Piyata: Porselen Kumari: Sürahi Ösen: Tabi ki Sangadak: Ansızın Piron: Çatal Geven: Boş boş Yolamak: Suların mahalle içinde aktığı yer Dinelmek: Ayakta durmak Fıydırmak: Fırlatıp atmak Ekende: Orada (gösterme) Gabeç: Ağaç Sömek: Mısır koçanı İlyen: Leğen Henteri: Gömlek Entari: Kadın kıyafeti Sako: Palto benzeri giyecek Degidi: Hay Allah Neşliyon: Ne yapıyorsun Aviyet: Düğünlere götürülen hediye Salpa: Tütün tarlasında ekili bölümler Gölmarmara’da kış günleri ve gecelerinde, belli gün ve zamanlarda oynanan bazı oyunlar vardır. Bu oyunlardan bazıları şunlardır: 1 Kaynak Kişiler: Tuncay Kanat, Hacer Önsoy, İbrahim Akkaya, Cevriye Emre, Yüksel Gül, Hamide Hülya Ünlü, Hatice Güner Koçak, Müşerref Yağcı a. Dokuz çomak oyunu Sokak aralarında erkek çocukların oynadığı bir oyundur. Bazen kızlar da kendi aralarında bu oyunu oynamaktadır. Dokuz tane 30–40 santimlik çomaklar 1– 1,5 metrelik bir sopanın üzerine konur. Sopanın diğer ucu yerden 30–35 santim yükseklikte bir taşın üzerine konur. Taşın üzerine konan bu uçtan 15–20 santimlik bir pay bırakılır. Böylece bu oyunun malzemeleri hazırlanmış olur. Oyunu oynayacak grup aralarında bir ebe seçerler. Bu ebe dokuz çomağın başında gözlerini yumup, belli bir süre bekledikten sonra gözünü açar ve saklanan arkadaşlarını bulmaya çalışır. Ebe gördüğü ya da bulduğu kişiyi, üzerine dokuz çomağın konduğu taşa değerek, sobeler. Ebenin bu taşa değmesi şarttır eğer değmezse saklananlar sobelenmiş sayılmaz. Diyelim ki; ebe dört kişiyi sobeledi. Ebe, sobelenmeyen diğer kişileri ararken dokuz çomaktan uzaklaşır da saklanan kişilerden biri gelip, uzun sopanın uç noktasına basarak çomakları dağıtırsa; ebe dağılan çomakları toplayıncaya kadar, daha önce yakalanmış olanlara kaçma, saklanma hakkı vermiş olur. Eğer, ebe herkesi bulup sobelerse, ebe değişir. Yeni bir ebe seçerken, saklanan çocuklar aralarında parmak tutarlar. Oyunu oynayan yedi çocuk 51 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara varsa, sekiz parmak arasından saklanan her çocuk bir parmak seçer. Boşta kalan bir parmağa şeytan denir. Gizlice tutulan parmaklar ebeye gösterilir. Ebe bir parmak seçer. Seçtiği parmak, Şeytan denen parmak olursa ebe değişmez. Aynı kişi bir kez daha ebelik yapar. Eğer, şeytan denen parmağın haricinde bir parmak seçerse ebe değişir. b. Çöngüdük oyunu Çöngüdük oyunu, kızların ve erkeklerin çoğu zaman ayrı ayrı, bazen de birlikte oynadıkları bir oyundur. Bu oyun için birer metrelik sopalara ve çöngüdük denen ağaçtan yapılma üçayaklı bir nesneye ihtiyaç vardır. Çöngüdük, üçayağı olan ve merkez noktasından yukarıya doğru 20 santimlik bir mesafe olan, sacayağına benzeyen bir nesnedir. Çöngüdüğün üçayağının uzunluğu eşit olmalı ve 30–35 santim uzunluğunda olmalıdır. Arası on metre civarında olacak şekilde iki çizgi çizilir. Çizgilerden birinin orta noktasına bir yuvarlak çizilir ve çöngüdük buraya yerleştirilir. Bu oyunu oynayacak kişiler aralarında bir ebe seçerler. Ebe seçimi diğer çizgiden çöngüdüğe sopalarla atış yapılarak seçilir. Çöngüdügü vuramayan kişi ebe olur. Ebe çöngüdüğün bulunduğu çizgide oyuncular da diğer çizgide dururlar. Oyuncular çöngüdüğe sırayla atış yaparlar. Çöngüdük vurulup, yıkıldığı zaman ebe çöngüdügü yerine dikmek zorundadır. Oyuncular, ebe çöngüdügü yerine dikesiye kadar sopalarını alma hakkına sahiptir. Eğer, ebe çöngüdügü diktiği esnada iki çizgi arasında bulunan oyuncuya “ol” diye bilirse ebecilik el değiştirir. 52 Oyuncuların tamamı çöngüdügü vuramazlar ve de sopalarını alamazlarsa ebe “aşağıya–yukarıya izim” der. Oyuncular sopalarını alıp, çizgiye geri dönerler. Oyuncular birer kez atış yaparlar. Çöngüdügü vuramayan ebe olur. Eğer, herkes vurursa ebe değişmez ve oyun devam eder. c. El el üstünde kimin eli var? Oyunu Daha çok 5–8 yaş arası çocukların oynadığı bir oyundur. Kış gecelerinde oynanan bir oyundur. Oyunu oynayacak çocuklar aralarında bir ebe seçerler. Bu ebe, secdeye kapanır gibi durur. Diğer çocuklar karışık şekilde yumruklarını üst üste koyarlar ve ebeye “El el üstünde kimin eli var?” diye sorarlar. Ebe bir isim söyler. Oyuncular, ebe en üstteki yumruğun sahibini bilirse “bildin” derler. Eğer, üç hak sonunda ebe doğru cevap veremezse ebeye oyuncular tarafından ceza verilir. Ebeye bir hayvan taklidi yaptırılır ya da bir türkü söylettirilir. Ebe yumrukların sahibini bilirse oyuncular arasından bir ebe seçer bu oyun böylece devam eder. d. Tekneli gelin oyunu Mevsimin kurak geçtiği, yağmurların yağmadığı ve yağmura ihtiyaç duyulduğu zamanlarda büyüklerin tavsiyesiyle erkek çocukların oynadığı bir oyundur. Akşam ezanından sonra çocuklar tekneli gelin oyununu oynamak için bir araya gelirler. Annesinin ilk çocuğu olan biri gelin olarak seçilir. Bu geline bir çoban kepeneği giydirilir. Tekneli gelinin her yeri kapatılır. Yüzü dahi görülmez Tekneli gelinin koluna giren iki kişi gelini gezdirirler. Gelin, Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara ev ev gezdirilir. Her evin önünde toplanmış olan çocuklar; “Yağ yağ yağmur Teknede hamur Ver Allah’ım ver Sucuk gibi yağmur,” diye tempo tutarlar. Evden bir kışı çıkar. ‘Tekneli gelin nerde?” diye sorar. Gelin gösterilir. Evdeki kişi gelinin üzerine su döker. Daha sonra, iki kişi ev sahibinin yanına gidip; “Bize ne veriyorsun?” diye sorarlar. Ev sahibi, ekmek, zeytin, peynir, yumurta, kavun, karpuz gibi evinde olan yiyeceklerden gönlünden geçeni verir. Tekneli gelin bu şekilde köyün bütün evlerini dolaşır. Dolaşma işi bittikten sonra toplanan malzemelerle birlikte bir yere gidilir. Bir meydan ateşi yakılıp etrafında halka oluşturulur. Pişecek şeyler pişirilir ve toplanan malzemeler yenir. Sonunda bir kişi dua eder. Allah’tan bereket için yağmur isterler. Halk çocukların duasının daha makbul olduğuna inandığı için onları böyle bir oyuna teşvik eder. e. Yüzük Oyunu Yetişkin erkeklerin, kış gecelerinde, bir evde bir araya gelerek oynadıkları bir oyundur. Bir kişinin evinde bir araya gelen gençler ya da adamlar yüzük oyununu oynamaya karar verince oyun için gerekli malzemeleri ayarlarlar. Bu oyun için on beş parça küçük, kumaş türünden eşyaya ve oyunda saklamak için bir yüzüğe ihtiyaç vardır. Bu oyun için iki grup oluşturulur. Bu gruplar, üçer ya da dörder kişiden oluşabilir. Bir kişi yüzüğü avucunda kimse görmeden saklar. İki gruptan birer kişiye el seçtirir. Yüzüğü bulan grup oyuna başlar. Yüzüğü bulan gruptan bir kişi yüzüğü yere serilmiş on beş parça eşyanın altına diğer grubun elamanlarına göstermeden saklar Diğer grup yüzüğü bulabilmek için, saklayıcıyı çok iyi takip eder. Yüzüğü saklama işi bittikten sonra diğer grup eşyaları tek tek çıkarmaya başlar. Yüzüğü arayan grup eşyalardan birini gösterip, “çıksın” der. Eşya kaldırılır altında yüzük çıkmazsa çıkarma işine devam edilir. Eğer, arayan grup, başarılı bir şekilde üç parça kalıncaya kadar çıkarma işini sürdürürse, yüzüğü bulmak için iki hak kazanır. Bu haklar “gülüm” ve “benim” hakkıdır. Eğer, bulamazlarsa diğer grup saklamaya devam eder. Yüzük aranırken, “çıksın” dedikten sonra yüzük çıkarılan eşyanın altında çıkarsa, çıkarılmayan eşyalar sayılır. Kaç eşya kalmış ise o kadar puan saklayan grubun hanesine yazılır. Belirlenen sayıya ilk hangi grup ulaşırsa oyunu o grup kazanır. Oyunun sonunda kaybeden gruba bir şeyler ısmarlatılır 53 beşinci bölüm Gölmarmara’da Tarihi Eserler Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara lçemizde bulunan, bir kısmı hala ayakta duran önemli tarihi eserler bulunmaktadır. Bunlardan Şâhuban Camii, Halime Hatun Camii, Halime Hatun Medresesi kullanılmaktadır. Şâhuban Medresesi, Halime Hatun İmareti, Halime Hatun Hamamı ise kullanılmamakta, restorasyona ihtiyaç duymaktadır. İ 1- Şâhuban Camii Şâhuban Camii Belediye binasının yanında Eski Camii Mahallesinde bulunmaktadır. Caminin üstünde inşa tarihi 1600 olarak geçmektedir. Cami, Sarı İbrahim Paşanın kızı Şâhuban Hatun tarafından Şâhuban Kadın Külliyesi’nin bir bölümü olarak 15. yüzyılda yaptırılmıştır. Yapan kişi bilinmemektedir. Kesme taş ve tuğladan yapılmış, kare planlı, tek kubbeli bir camidir. Kare planlı bir harim ve son cemaat mahallinden mevcuttur. Yapan kişi bilinmemektedir. Şâhuban Camii (Fotoğraf: Mustafa Açarı) 56 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Şâhuban Camii içinden görünüm (Fotoğraf: Ahmet Yurttakal) Şâhuban Camii genel görünümü (Fotoğraf: Sinan Doğan) 57 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Şâhuban Camii giriş kapısının üzerindeki Osmanlıca kitabede şunlar yazılıdır: Sahibü’l-hayrâtın ismi Şah-ı Huban ey hümam. Cami-i Atîk’dir ismi söylenir dillerde hem. Bin iki yüz on sekizde tamir oldu tamam. Molla Şerif yediyle tamam oldu vesselam. Sene 1218 [m. 1803] 2- Şâhuban Medresesi Şâhuban medresesi Şâhuban Hatun tarafından cami ile aynı yılda yaptırılmıştır. Günümüze ulaşmayan medrese bölümünde 1. Dünya Savaşı’na kadar öğretim devam etmiştir. Bu eserden bugün yalnız moloz taş ve tuğla örgülü harap bir 58 oda kalmış olup günümüzde depo olarak kullanılmaktadır. Yapının arka bahçesinde mezar taşları bulunmaktadır. Bu mezar taşlarının ikisi hâlâ sağlamdır. Mezar taşlarının kimlere ait olduğu bilinmemektedir. 3- Halime Hatun Camii 1566 yılında Manisa’da doğmuş olan, Sultan III. Murat’ın oğlu Şehzade Mehmet, 1584 yılından, III. Mehmet olarak tahta çıktığı 1595 yılına kadar Manisa’da sancakbeyi olarak görev yapmıştır. Gölmarmara çarşısı içinde Yeni Camii Mahallesinde, Şâhuban Camii’nin kuzeyinde inşa edilmiştir. 3. Mehmet’in Manisa Valiliği ve 1595 yılında tahta geçmesi ile dadısı ve sütannesi Halime Hatun için Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Halime Hatun Camii (Fotoğraf: İbrahim Saygı) yaptırılmıştır. Plan tipolojisi bakımından Şâhuban Camii’nin kaliteli bir benzeridir. Caminin bilinen bir kitabesi yoktur. Kare planlı bir harim ve üç bölümlü son cemaat mahalli mevcuttur. Harimin üstü tek kubbe ile örtülüdür. Kadınlar mahfili tavanının altın yaldızlı kalem işleri ve bir göbekle süslendiği, yarım kemer biçiminde duvara dayalı minberinin iki renkli mermerden yapıldığı görülmektedir. Caminin şadırvanı orijinaldir. Kısmen mermerden yapılmış olup üst tarafı sonradan eklenmiştir. Minaresi kuzey doğu cephede camiye bitişik durumdadır. Caminin şadırvanı orijinaldir. Kısmen mermerden yapılmıştır. Fakat üst örtü daha sonraki dönemde yapılmıştır. Halime Hatun Camii içinden görünüm (Fotoğraf: Ahmet Yurttakal) 59 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Halime Hatun Medresesi (Fotoğraf: Nazım Dürek) 4- Halime Hatun Medresesi Külliyeye ait olan medrese, Caminin kuzey cephesi karşısında yer alır. Cami ile birlikte 1595 yılında Sultan III. Mehmet tarafından yaptırılmıştır. Medrese doğu-batı doğrultusunda uzanan dikdörtgen bir plana sahiptir. Aslında ‘U’ şeklinde bir plana sahip iken bugün doğu ve batı kanatları yıkılıp yerine dikdörtgene yakın yeni bir yapı inşa edilmiştir. Medrese odaları bir dönem müftülük, arşiv, öğretmenler 60 Halime Hatun Medresesi’nin içinden görünüm (Fotoğraf: Ahmet Yurttakal) odası olarak kullanılmıştır. Avlunun ortasında bulunan şadırvan sonradan yapılmıştır. Yapı tamamen restore edilmiştir. Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara 5- Halime Hatun İmareti 6- Halime Hatun Hamamı Halime Hatun İmareti, külliyenin bir parçasıdır. Cami ve medreseden bir cadde ile ayrılmıştır. Kitabesi yoktur. İmaret ‘L’ şeklinde düzenlenmiştir. Avlunun doğu ve güney yönlerinde kubbeli dört oda mevcuttur. Odaların üzeri kubbe ile örtülüdür. Bu yapı da kısa bir dönem öğretmen evi olarak kullanılmıştır. 17. yüzyıl sonlarında külliyeye gelir sağlamak amacıyla bir de çifte hamam ilave edilmiştir. İmaretin güneyinde yer alan hamam, 1595 yılına tarihlenmektedir. Bugün yıkık bir vaziyettedir. Hamam kare plana sahiptir. Kubbeleri yıkılmıştır. Duvarları kısmen sağlamdır. Çeşitli dönemlerde restore edilerek hamam olarak kullanılmıştır. Fakat şuan kullanılmamakta olup ciddi bir restorasyona ihtiyaç duymaktadır. Halime Hatun Hamamın dışından görünüm (Fotoğraf: Senem Akova) 61 altıncı bölüm Gölmarmara’nın Köyleri Bu bölümdeki köylerimizin fotoğrafları Doğan Kara tarafından çekilmiştir Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara 1- Ayanlar Köyü Köyün Tarihçesi öye ilk yerleşen Köleler aşiretinden Ayan Ali isimli kişidir. İlk gelen aileler Sallakoğulları, Kabasakallar ve Bekirler’dir. Köy sakinleri eskiden kış aylarında Ayanlar köyünde yaz aylarında ise Türkmen yaylasına çıkarlarmış. Köyün bir kısmı Hacıhasankıran’ a bir kısmı Taşkuyucak köyüne bağlıymış. 1950’li yıllarda Yeniköy köyüne bağlanmıştır. 1994 yılında Ayanlar köyü muhtarlığı kurulmuştur. Köyde 53 hane 176 nüfus bulunmaktadır.1 K Coğrafi Durumu Manisa iline 76 km, Gölmarmara ilçesine 17 km uzaklıktadır. Doğusunda Kurttutan, batısında Beyler, güneyinde Yeniköy, kuzeyinde Taşkuyucak köyleri bulunmaktadır. Köy okulunun kapalı olması nedeniyle öğrenciler taşımalı eğitimden yararlanmaktadır. 1 64 Köyümüzün tarihçesi konusunda kaynak kişiler: İsa Ekren ve Hasan Uysun. Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Köyün Ekonomisi Köyde tütün, arpa, buğday, zeytin üretimi vardır. Diğer bir geçim kaynağı olan hayvancılık ise eskiden köy sakinlerinde develer bulunmakta iken şu anda koyun, keçi ve karasığır bulunmaktadır. Eski yıllarda hemen hemen her evde bir deve bulunurdu. Develer özellikle taşımada kullanılırdı. Gelenek-Görenek ve Adetleri Köyde düğünler dört gün sürerdi. Köye gelen misafirler köyün girişinde silah atarlardı. Silah sesini duyan köylüler misafirleri davul zurna eşliğinde karşılamaya giderlerdi. Daha sonra gelen misafirler konaklara dağıtılırdı. Sağdıç omzuna bir heybe atar heybenin gözlerine yiyecek ve içki koyardı bunları misafirlerin olduğu konaklara dağıtırdı. Daha sonra köy meydanında meydan ocağı yakılırdı. Gelen misafirler ve köy sakinleri burada oynarlardı. Köyde Oynanan Oyunlar Tıktık, Yüssük, Cıngırdak, Yedi kiremit. Ayanlar köyünün genel görünümü 65 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara 2- Beyler Köyü Köyün Tarihçesi Köyü 1950’li yıllarda şimdiki Beyler köyünün doğusunda bulunan Delibeyler köyünden gelen Özkan, Kurt, Özdemir, Özar, Ceylan, Okyay ve Akbal soyadlı aileler kurmuşlardır. Köy halkı Köleler Yörüklerindendir. Köy kurulduktan birkaç yıl sonra Hacıbeyler, Ayanlar, Taşkuyucak köylerinden köye gelip yerleşenler olmuştur. Köy kurulduğunda Akhisar’a bağlıyken Gölmarmara’nın ilçe olmasıyla Gölmarmara’ya bağlanmıştır. Köyde 65 hane 280 nüfus bulunmaktadır.2 2 66 Köyümüzün tarihçesi konusunda kaynak kişiler: Ahmet Özdemir ve Ali Akbal. Coğrafi Durumu Manisa iline 58 km, Gölmarmara ilçesine 5 km uzaklıktadır. Köyün batısında eski ismi Karpuzkaldıran şimdiki adıyla Akpınar Mesireliği olan piknik alanı mevcuttur. Akpınar mesireliğinin suyu doğal kaynaktan gelmektedir. Suyun daha önceleri kayaların üzerinden aktığı söylenmektedir. Eskiden Bizans döneminden kaldığı sanılan bir ahırın içinden suyun aktığı söyleniyor. Akpınar’ın içinde yolgeçen bölgesinde eskiden kayaların arasından sıcak suyun çıktığı ve köyün gençlerinin burada yıkandığı söyleniyor. Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Köy okulunun kapalı olması nedeniyle öğrenciler taşımalı eğitimden yararlanmaktadır. Köyün Ekonomisi Köyde çok önceleri afyon, palamut tarımı yapılırdı. Şimdiki yıllarda sebzelerin çoğu ekiliyor. Asıl geçim kaynağı olan hayvancılık alanında ise eskiden köy sakinlerinde develer bulunmakta iken şu anda koyun ve sığır yetiştirilmektedir. Gelenek-Görenek ve Adetleri Köyde düğünler pazartesi başlar perşembe günü biterdi. Köye gelen misafirler köyün girişinde silah atarlardı. Silah sesini duyan köylüler misafirleri davul zurna eşliğinde karşılamaya giderlerdi. Daha sonra gelen misafirler konaklara dağıtılırdı. Sağdıç omzuna bir heybe atar, heybenin gözlerine yiyecek ve içki koyarak bunları misafirlerin olduğu konaklara dağıtırdı. Daha sonra köy meydanında meydan ocağı yakılırdı. Gelen misafirler ve köy sakinleri burada oynardı. Düğünlerden bir hafta önce damadın evine damadın sağdıçları sabaha kadar bayrak diker ve burada silah atarlardı. Gelinin ilk çocuğunun cinsiyetini tahmin etmek için gelinin arkadaşları iğ ve arşak saklarlardı. Gelin saklanan iğ ve arşakı arardı. Eğer iğ bulursa erkek arşak bulursa kız olacağı söylenirdi. Bu adet hala devam etmektedir. Köyde Oynanan Oyunlar Körebe, Yüssük Dana (Gobak) Cıngırık, Tekdir, Meleşkin. Beyler köyünün hemen altında bulunan Akpınar mesirelik alanı (Fotoğraf Nuri Furkan Pala) 67 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara 3- Çamköy Köyü Köyün Tarihçesi Köyün ilk kurucuları Çakıroğullarından Nasuf Bey, Hacıoğlu İsmail ve Bilaloğullarıdır. Meracı olarak yaşamlarını sürdürdükleri, kışın köyde yazın ise Gördes’in yaylalarına çıktıkları söylenmektedir. Köyün ilk adı Nasufbey köyüdür. Köy o zamanlarda Gördes’e bağlıydı. Daha sonra çam mahalle olarak Taşkuyucak köyünün mahallesi olmuştur. 1969 yılında da Çamköy olarak muhtarlık kurulmuştur. Köy adını etrafındaki çam ağaçlarından almıştır. Köyde 45 hane 183 nüfus bulunmaktadır.3 Coğrafi Durumu Manisa iline 75 km, Gölmarmara ilçesine 22 km uzaklıktadır. Dağlık ve ormanlık bir alanda kurulmuştur. Akhisar, Gördes, Gölmarmara, Salihli ilçelerinin hemen hemen tam ortasında yer almaktadır. Köyden Gördes Barajı gözükmektedir. Köy okulunun kapalı olması nedeniyle öğrenciler taşımalı eğitimden yararlanmaktadır. 3 68 Köyümüzün tarihçesi konusunda kaynak kişi: Hüseyin Kahraman Köyün Ekonomisi Köyde çok önceleri afyon tarımı yapılırdı. Şimdiki yıllarda tütün, arpa, buğday, zeytin ve çavdar üretimi yapılmaktadır. Diğer bir geçim kaynağı olan hayvancılıkta ise şu anda koyun, keçi ve sığır yetiştirilmektedir. Gelenek-Görenek ve Adetleri Köyde düğünler üç gün sürerdi. Köye gelen misafirler köyün girişinde silah atarlardı. Silah sesini duyan köylüler misafirleri davul zurna eşliğinde karşılamaya giderlerdi. Daha sonra gelen misafirler konaklara dağıtılırdı. Sağdıç omzuna bir heybe atar heybenin gözlerine yiyecek ve içki koyardı bunları misafirlerin olduğu konaklara dağıtırdı. Daha sonra köy meydanında meydan ocağı yakılırdı. Gelen misafirler ve köy sakinleri burada oynarlardı. Gelinin çeyizi kız evinin önüne serilirdi. Gelin ata bindirilip bütün köyü dolaştırılırdı. Köyde Oynanan Oyunlar Cıngırt, Yüssük, Söbü. Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara 4- Çömlekçi Köyü Köyün Tarihçesi Köyü Osmanlı döneminde ilk olarak Tosunlar ve Parmaklar sülaleleri kurmuştur. İlk ismi Cümlecik’tir. Köy civarında bulunan kalıntılar bu bölgede Roma döneminde çömlek ocaklarının olduğunu düşündürmektedir. Cumhuriyet döneminde köyün ismi Çömlekçi olarak değiştirilmiştir. Köy halkına Cumhuriyet yıllarında Kulfalı, Taşdibi, Meşeli ve İncircik köylerinden gelenler katılmıştır. Köy Osmanlı döneminde Gördes’e bağlıyken Cumhuriyet döneminde Akhisar’a bağlanmıştır. Gölmarmara’nın ilçe olması ile köy Gölmarmara’ ya bağlanmıştır. Köyde şu anda 52hane 181 nüfus bulunmaktadır.4 4 Coğrafi Durumu Manisa iline 61 km, Gölmarmara ilçesine 8 km uzaklıktadır. Köyün yakınlarından Kum Çayı geçmektedir. Çam ve meşe ormanları ile kaplı bir doğası vardır. Köy okulunun kapalı olması nedeniyle birlikte öğrenciler taşımalı eğitimden yararlanmaktadır. Köyün altındaki Geriz bölgesine adını veren Lidyalılar döneminden kalma Geriz Çeşmesi bulunmaktadır. Geriz Çeşmesi’nin tadilatını Yunanlı bir kadının yaptırdığı çeşme üzerindeki yazıdan anlaşılıyor. Köyümüzün tarihçesi konusunda kaynak kişiler: Mehmet Aytimur ve Ekrem Eralp Çömlekçi köyündeki çeşme ve arkada görünen Dede Tepesi 69 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Geriz çeşmesinin üzerinde bulunan Yunanca yazı Hayır yapılan Geriz bölgesinde bulunan tepede iki adet kabir bulunduğu bu kabirlere yöre halkının hürmet ettiği ve tepenin isminin “Dede Tepesi” olarak bilindiği söylenmektedir. Geriz Çeşmesi’nin kuzeyinde bahçe çeşmesi olarak anılan çeşmenin orijinal oluğu hala çeşme üzerinde bulunmakta olup bu çeşmenin güney kısmında iki adet lahit bulunarak Manisa Müzesi’ne yollanmıştır. Bahçe çeşmesine giderken yol kenarında kayalardan yapılmış mezar taşlarına ve mezar yerleri bulunmaktadır. Köyün doğusunda bulunan yöre halkının “İntaşı” dediği bir mağara bulunmaktadır. Mağara girişi dar ilerledikçe büyük bir oda büyüklüğünde olan, içinde çok eski yıllara ait fosiller ve dikit taşlar bulunmaktadır. Ancak mağara içinde bulunan yarasaların pislikleri zamanla dikit taşları yok etmiştir. Çömlekçi köyünde bulunan “İntaşı” Mağarası 70 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Geriz hayrından görünüm (Fotoğraf: Gülçin Bilgin Turna) Köyün Ekonomisi Köyde çok önceleri afyon, palamut tarımı yapılırdı. Şimdiki yıllarda tütün, buğday, zeytin, biber ve üzüm üretimi yapılmaktadır. yakılırdı. Gelen misafirler ve köy sakinleri burada oynarlardı. Çeşmeye yağ sürme: Köyün altında Işıkdere çeşmesinde gelinin kına yıkaması yapılırdı. Evliliğin bereketli olması için çeşmeye tereyağı sürülürdü. Gelenek-Görenek ve Adetleri Geriz hayrı: Köyün altındaki Geriz bölgesinde 130 yıldır köy hayrı yapılmaktadır. Hayır 2000–3000 civarı kişinin katılımı ile malzemeler yöre (Gölmarmara) halkının yardımlarıyla toplanıp Çömlekçi ve Hıroğlu köyünün önderliğinde yapılmaktadır. Köyde Oynanan Oyunlar Söbü, Yüssük, Yağ Satarım, Kazık. Köyde düğünler bir hafta sürerdi. Köye gelen misafirler köyün girişinde silah atarlardı. Silah sesini duyan köylüler misafirleri davul zurna eşliğinde karşılamaya giderlerdi. Daha sonra gelen misafirler konaklara dağıtılırdı. Sağdıç omzuna bir heybe atar heybenin gözlerine yiyecek ve içki koyardı bunları misafirlerin olduğu konaklara dağıtırdı. Daha sonra köy meydanında meydan ocağı Çömlekçi köyüne doğru bir görünüm 71 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara 5- Deynekler Köyü Köyün Tarihçesi Köyün kurulduğu yıllarda köy bölgesinde eski yıkık binaların olduğu söylenmektedir. Köye ilk gelen kişinin Dinekoğlu lakaplı varlıklı bir kişinin olduğu söylenmektedir. Daha sonraları köye Bademli, Kocakışla, Kadı yaylası, Kayraklı ve Sazaklı bölgelerinden köye gelenler olmuştur. Köye gelen ilk aileler Köylüoğulları, Aynalılar, Kayraklılar, Köseoğulları, Müftüoğullarıdır. Köy halkı, yazları Sıdan yaylasına (Tavşan Alanı) giderlermiş. Dinekoğlu köyden yaylaya en son gider yayladan köye de en son gelirmiş. Bir yayla dönüşü Dinekoğlu yayladaki bir tartışmadan kaynaklandığı sanılan bir kavga ile Çerkezler çıkışında öldürülüp yakınlarındaki bir kireç kuyusuna atıldığı daha sonra ölüsünün bulunduğu ve Çerkezler çıkışındaki mezarlıkta meşe ağacının dibine gömüldüğü söylenmektedir. Cumhuriyet döneminden önce köyün isminin Dinekler köyü olarak bilindiği, Cumhuriyet döneminde Deynekler olarak değiştiği söylenmektedir. Cumhuriyet döneminden önce 72 köy Akhisar’a bağlıyken, Cumhuriyet döneminde Manisa’ya bağlanmıştır.1960’lı yıllarda köy Saruhanlı’ya bağlanmış daha sonra, 1991 yılında Gölmarmara’ya bağlanmıştır. Köyde 162 hane 628 nüfus bulunmaktadır.5 Coğrafi Durumu Manisa iline 43 km Gölmarmara ilçesine 10 km uzaklıktadır. Konum itibarı ile Kayaaltı ve Tiyenli köylerinin arasındadır. Köyün batısında bademli mevkisinden köye 5 km uzaklıkta “Sütkayası” isimli bir kaya bulunmaktadır. Bu kayanın altındaki mağarada taş şeklinde bir olukta su birikmektedir. Bu suyu doğumdan sonra sütü gelmeyen kadınların ve dişi hayvanların içtiğinde sütlerinin geldiğine inanılmaktadır. Köy okulunun kapalı ve yıkık olması nedeniyle öğrenciler taşımalı eğitimden yararlanmaktadır. 5 Köyümüzün tarihçesi konusunda kaynak kişiler: Kaya Türkaydı ve Ahmet Güvendiren Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Süt kayasının içinden görünüm Deynekler köyündeki Süt Kayası Gölmarmara Süt kayasında su biriken başka bir bölümü 73 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Şarlak isimli Şelalenin olduğu yer Köyün doğusunda (köy girişinde) şarlak olarak adlandırılan 60 m yüksekliğinde eskiden yaz aylarında da akan günümüzde sadece kış mevsiminde akan bir şelale bulunmaktadır. Şelalenin üzerinde kat kat 9 tane kazan şeklinde oyuk bulunmaktadır. Dinekoğlunun Mezarı 74 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Köyün Ekonomisi Köyde çok önceleri afyon, susam, burçak, yulaf tarımı yapılırdı. Şimdiki yıllarda üzüm, zeytin, domates, biber, buğday, arpa, kavun, karpuz üretimi bulunmaktadır. Eskiden hemen hemen her evde hayvancılık yapılırdı, ancak günümüzde 2-3 aile hayvancılıkla geçimini sürdürmektedir. Gelenek-Görenek ve Adetleri Köyde düğünler üç gün sürerdi. Köye gelen n misafirler köyün girişinde silah atarlardı. Silah h sesini duyan köylüler misafirleri davul zurna eş-liğinde karşılamaya giderlerdi. Daha sonra gelen n misafirler konaklara dağıtılırdı. Sağdıç omzunaa bir heybe atar heybenin gözlerine yiyecek ve içki ki koyardı bunları misafirlerin olduğu konaklara daağıtırdı. Daha sonra köy meydanında meydan ocağı ağı yakılırdı. Gelen misafirler ve köy sakinleri burada oynarlardı. Düğünlerde at üzerinde değnek oynanırdı. Gelin atla köyü dolaştırılırdı. Köyde iki gurup karşılıklı mani atışması yaparlardı. Deynekler köyünün tepeden görünümü Aparınaparın, Gökten yıldız kaparın, Çok fazla konuşma, Seni teknenin altına kaparım Düğünlerde söylenen maniler: Ovaların nanası Koca ineğin danası Aldık gidiyoz kızını Ağladı kaldı anası Evlerinin önü furun Tütüyor burun burun Emanetini getirdik İster geçin ister sürün Evlerinin önü yonca Gelin ağladı yol boyunca Emanetini getirdik İster sevin ister yerin Köyde Oynanan Oyunlar Dikilitaş, Dana (Gobak), Çelik Çomak, Çırakman, Cıngırık. 75 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara 6- Hacıbaştanlar Köyü Köyün Tarihçesi Köyün ilk kurucuları Hacı Mehmet ve Baştanlardır. Köy ismini Hacı Mehmet ve Baştanlardan almıştır. Köyün kurucu aileleri İnceoğulları, Hacı Hüseyinoğulları, Baştanlar, Çadırlardır. Köye yerleşen ailelerin bir kısmı Gördes’in Karani köyünden, bir kısmı Karaman’dan, Kula’ya sonra Kula’dan Hacıbaştanlar’a, diğer bir kısmı da Gördes’in Karaağaç köyünden gelmişlerdir. Köy ilk kurulduğu zamanlarda eski adı “Papazlı” şimdiki adı Halitpaşa’ya bağlıydı. Daha sonra Cumhuriyet döneminde Akhisar’a bağlandı. Gölmarmara’nın ilçe olmasıyla Gölmarmara’ya bağlanmıştır. 1948 yılında köy muhtarlığı oluşmuştur. Köyde 35 hane 110 nüfus bulunmaktadır.6 Coğrafi Durumu Manisa iline 48 km, Gölmarmara ilçesine 5 km uzaklıktadır. Köyün güneyinde 500 m uzaklıkta Derindere isimli bölgede Roma döneminden kalma suyolları bulunmaktadır. Köy okulunun kapalı olması nedeniyle öğrenciler taşımalı eğitimden yararlanmaktadır. 6 76 Köyümüzün tarihçesi konusunda kaynak kişiler: İbrahim Yağan ve İhsan Gürer Köyün Ekonomisi Köyde çok önceleri afyon, burçak, susam, nohut, mercimek tarımı yapılırdı. Şimdiki yıllarda üzüm, zeytin, domates, biber, kavun, karpuz, mısır üretimi yapılmaktadır. Köyün inciri meşhurdur. Eskiden sığır yetiştirilirken günümüzde hayvancılık yapılmamaktadır. Gelenek-Kültür-Adetleri Köyde düğünler üç gün sürerdi. Davul gelir gelmez dibek taşında keşkek dövülürdü. Keşkek dövenlerin koluna mendil boynuna yazma bağlanırdı. Eşeğe bir heybe atılır ev ev dolaşılırdı. Her evden kap kacak toplanırdı. Toplanan kaplarla gelen misafirlere yemek dağıtılırdı. Dibek taşı: Gelen misafirler konaklara dağıtılırdı. Sağdıç omzuna bir heybe atar heybenin gözlerine yiyecek ve içki koyardı, bunları misafirlerin olduğu konaklara dağıtırdı. Daha sonra köy meydanında meydan ocağı yakılırdı. Gelen misafirler ve köy sakinleri burada oynarlardı. Gelin sağdıçlarıyla birlikte bütün köyü atla gezerdi. Sağdıç Kavuşturma: Damat yanında bir gurup arkadaşı ile sağdıç da yanında Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara bir gurup arkadaşı ile karşılıklı dururlar. Birbirlerine adım adım yaklaşırlardı. Yaklaşırken de birbirlerine maniler söylerlerdi. Sağdıç damada sağdıçlık adı altında hediyeler verir ve damatla sağdıç sarılır böylece sağdıç damada kavuşturulmuş olurdu. Perşembe günü gelinin çıkacağı gün ilk olarak deynek ve cirit oynanırdı. Daha sonra küçük tepede güreş yapılır dereceye girenlere düğün sahibi hediyeler verirdi. Dibek taşı Köyde Oynanan Oyunlar Cincibir, Çelik Çomak, Kazık, Yüssük, Fıçı (Topaç). 77 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara 7- Hacıveliler Köyü Köyün Tarihçesi Köy ilk olarak tahmini 270 yıl önce şu anki bulunduğu yerin 3 km batısında tepede kurulmuştur. Köyün ilk kurucusu Hacı Veli isimli kişidir. Köye ilk yerleşen aileler Hasanlar, Katırcılar, Bodurlar, Karadonlar aileleridir. Köye gelen aileler Kayraklı, Yıkıklı, Hacıamatlar yerleşim bölgelerinden gelmiştir. Köyün dağlık alanda olması, ulaşımın sıkıntılı olması ve tarım için elverişli olmamasından dolayı 1974 yılında şu anda bulunduğu mevkiye köy taşınmıştır. Köy ilk olarak Akhisar’a bağlıydı. Gölmarmara’nın ilçe olmasıyla Gölmarmara’ya bağlanmıştır. Köyde 75 hane 311 nüfus bulunmaktadır.7 Coğrafi Durumu Manisa iline 63 km, Gölmarmara ilçesine 10 km uzaklıktadır. Marmara Gölü’nün dibinde yer almaktadır. Salihli ilçesine 28 km uzaklıktadır. Köyün güneyinde Kaymakçı bölgesinde bulunan kalıntılar ve yapılan araştırmalardan elde edilen sonuca göre tahmini olarak 3600 yıllık Kaymakçı Kalesi bulunmaktadır. Köyün 3-4 km kuzeyinde Kızılyer mevkiinde bulunan kalıntılardan bir kilise bulunmaktadır. Köyün doğusunda ki Marmara Gölü bulunmaktadır. Gölün KanM boğazı mevkiinde gölün içinde hamam bo kalıntılarına rastlanmıştır. ka Köy okulunun kapalı ve yıkık olması ne nedeniyle öğrenciler taşımalı eğitimden yararlanmaktadır. ya Köyün Ekonomisi Köyde çok önceleri haşhaş, susam, burçak, bakla tarımı yapılırdı. Şimdiki bu 7 Hacıveliler köyünün ilk yerleşim yeri 78 Köyümüzün tarihçesi konusunda kaynak kişiler: Hüseyin Yılmaz ve Mehmet Ekren Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Eski Hacıveliler köyündeki okul Gölmarmara yıllarda tütün, buğday, pamuk ve üzüm üretimi yapılmaktadır. Diğer bir geçim kaynağı olan hayvancılık kapsamında ise küçükbaş ve büyükbaş hayvan yetiştirilmektedir. Gölmarmara Gölü’nde balıkçılık yapan ailelerde vardır. Gelenek-Görenek ve Adetleri Köyde düğünler üç gün sürerdi. Bir gurup sağdıç tarafı olur diğer bir gurup ise damat tarafı olurdu. Maniler söyleyerek mani atışması yapılırdı. Daha sonra sağdıç ile damat birbiriyle sarılıp kavuşturulurdu. Gelin, kına gecesinde kaynanasının yanına el yıkatmaya götürülürdü. Gelinin eli yıkandıktan sonra kaynana eline altın koyardı. Düğünlerde gençler dibek taşında keşkek döverlerdi. Keşkek dövme esnasında davul zurna çalınıp oyunlar oynanırdı. Köyde Oynanan Oyunlar Çelik Çomak, Uzun Eşek, Dana (Gobak), Yüssük, Kazık. Hacıveliler köyünün tepesinden Gölmarmara Gölü’nün görünümü (Fotoğraf: Doğan Kara) 79 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara 8- Hıroğlu Köyü Köyün Tarihçesi Köye ilk gelen Gobak aşiretinden Veli Bey’dir. Sonradan İncircik köyünden gelenlerle köy halkı oluşturulmuştur. Köyün ilk adı kurucusunun ismi olan Gobaklar’dır. Gölmarmara’nın ilçe olmasıyla köyün adı Hıroğlu olarak değiştirilmiştir. Köyde şu anda 32 hane, 181 nüfus bulunmaktadır.8 Coğrafi Durumu Manisa iline 60 km, Gölmarmara ilçesine 7 km uzaklıktadır. Köyün yakınlarından Kum Çayı geçmektedir. Çam ve meşe ormanları ile kaplı bir doğası vardır. Köy okulunun kapalı olması nedeniyle öğrenciler taşımalı eğitimden yararlanmaktadır. Köyün Ekonomisi Köyde çok önceleri afyon, palamut tarımı yapılırdı. Şimdiki yıllarda tütün, buğday, zeytin, biber ve üzüm üretimi yapılmaktadır. Ancak ekonominin büyük bir bölümünü hayvancılık oluşturmaktadır. 8 80 Gelenek-Görenek ve Adetleri Geriz Hayrı: Köyün altındaki Geriz bölgesinde 130 yıldır köy hayrı yapılmaktadır. Hayır 2000-3000 civarı kişinin katılımı ile malzemeler yöre (Gölmarmara) halkının yardımlarıyla toplanıp Çömlekçi ve Hıroğlu köyünün önderliğinde yapılmaktadır. Köyde düğünler bir hafta sürerdi. Köye gelen misafirler köyün girişinde silah atarlardı. Silah sesini duyan köylüler misafirleri davul zurna eşliğinde karşılamaya giderlerdi. Daha sonra gelen misafirler konaklara dağıtılırdı. Sağdıç omzuna bir heybe atar heybenin gözlerine yiyecek ve içki koyardı bunları misafirlerin olduğu konaklara dağıtırdı. Daha sonra köy meydanında meydan ocağı yakılırdı. Gelen misafirler ve köy sakinleri burada oynarlardı. Çeşmeye yağ sürme: Köyün altında Işıkdere Çeşmesi’nde gelinin kına yıkaması yapılırdı. Evliliğin bereketli olması için çeşmeye tereyağı sürülürdü. Köyde Oynanan Oyunlar Cincibir, Dana (Gobak), Çelik Çomak, Cıngırık, Yedi Kiremit, Muku, Tiri. Köyümüzün tarihçesi konusunda kaynak kişiler: Mustafa Tetik ve Ahmet Çetin Hıroğlu köyünün genel görünümü Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara 9- Kayaaltı Köyü Köyün Tarihçesi Köy ismini hemen üzerinde bulunan dağlardan almaktadır. Kayaların altında kurulan köye “Kayaaltı” ismi verilmiştir. Köye ilk gelen aile Somalili bir ailedir. Köye daha sonra gelip köy halkını oluşturanlar Hacı Ahmetler, Hacı Aliler, Çıraklar, Topallar’dır. Savaş yıllarında göçebe olarak yaşayan Yörükler birlik olabilmek için toplanıp Kayaaltı köyünü kurmuşlardır. Köy Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında Ozanca köyünün mezrası olup Akhisar’a bağlıydı. 1947 yılında Akhisar’a bağlı köy olmuştur. Gölmarmara’nın ilçe olması ile Gölmarmara ilçesine bağlanmıştır. Köyde 130 hane 400 nüfus bulunmaktadır.9 Coğrafi Durumu Manisa iline 53,5 km, Gölmarmara ilçesine 6 km uzaklıktadır. Köy hemen üzerinde eski adı Lale dağı şimdiki adı şahin kaya isimli dağ bulunmaktadır. Lale dağı ismini üzerinde bulunan çeşitli renklerdeki lalelerden almaktadır. Ayrıca Manisa’ya lalelerin buradan gittiği söylenmektedir. Lale Dağında irili ufaklı 300 e yakın mağara bulunmaktadır. 9 Köyümüzün tarihçesi konusunda kaynak kişi: Mustafa Çetinkurt Lale Dağının (Şahin Kaya) görünümü 81 Koca İn TTarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Roma dönemi amfor sapı Roma ve Yunan dönemi kalıntılar Küçük in Köy okulunun kapalı ve yıkık olması nedeniyle öğrenciler taşımalı eğitimden yararlanmaktadır. Köy üzerindeki Lale Dağında 50 m yüksekliğinde etrafı ile beraber 500 keçiyi barındırabilen Koca in isimli mağara bulunmaktadır. Bu mağarada eski yaşantı kalıntıları bulunmaktadır. İçinde kurban kesmek için sunaklar, tuğlalar, seramik parçaları ve bulunan paralardan Büyük İskender dönemine dayandığı tahmin edilmektedir. Köyün kuzeybatısında Lale Dağının yamacında etrafı ile beraber 300 keçiyi barındırabilen Küçük in isimli mağara bulunmaktadır. İlk girildiğinde geniş olup ilerledikçe daralan mağaranın içinde seramik parçalar ve Yunan dönemine ait paralar bulunmaktadır. Ayrıca mağaranın yan bölümünde haç işareti vardır. M.S 3. yy. Hıristiyanlığa geçiş döneminde bu mağarada gizli ibadet yaptığı sanılmaktadır. Köyün kuzeybatısında Kömür ocağı mevkiinde gizli bir mağaranın bulunduğu bu mağarada gözetleme yapmak için bir delik açıldığı için bu mağaranın saklanma amaçlı kullanıldığı düşünülmektedir. Burada gizli ibadet yapan rahipler için yemek pişirildiği sanılmaktadır. Mağarada kâse, sacayağı ve rende çobanlar tarafından bulunmuştur. Köyün kuzeybatısında Çalpınar mevkiinde bulunan kalıntılardan burada mermer ocaklarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Lale dağında bulunan sutaşı mağarasında bir oyuğa damlayan su burada birikip o dönemdeki insanların su ihtiyacını karşılamaktaydı. Günümüzde bu suyu çobanlar kullanmaktadır. 82 Küçük inin yanındaki duvarında haç işareti Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Kayaaltı köyü civarında bulunan kalıntılardan Roma dönemine ait parçalar Lale Dağında çifte inler mağarası iki göz olup o devirde kadın ve erkeklerin ayrı ayrı ibadet ettiği sanılmaktadır. Köyün batısında bulunan Lale Dağının Çifte inler mevkiindeki 450 m yükseklikteki yazıtlı mağaranın M.S. 3. yy. da putperestlikten Hıristiyanlığa geçiş döneminde tapınak olarak kullanıldığı ve mağaraya girmek için bir kale kapısından geçildiği (dağın oyularak kale kapısına benzetildiği) mağaranın girişinde ise bir kayanın oyularak el tutma yeri yapıldığı görülmektedir. Mağaraya girildiğinde karşınıza yazılı bir duvar çıkmaktadır. Duvardaki yazıya göre Roma dönemi putperestliğin Hıristiyanlığa ilk geçiş döneminde, burada ibadet yapıldığı duvarda bulunan yazılar kendi dinlerine göre dualar yazılıdır. Kral Philipos’un adından bahsedilmektedir. Prensin kazandığı bir zafer anlatılmaktadır. 83 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Yazıtlı mağaranın girişi mağaraya girişte tırmanmak için yapılan el tutma yeri Dibek taşı Gelenek-Görenek ve Adetleri Mağaradaki yazılardan örnekler Köyün Ekonomisi Köyde çok önceleri afyon, palamut tarımı yapılırdı. Ozanca armudu olarak bilinen ünlü armut Kayaaltı köyünde yetiştirilirdi. Şimdiki yıllarda üzüm, zeytin, biber, kavun, karpuz ve domates ekilmektedir. Kayaltı köyünün görünümü 84 Köyde düğünler üç gün sürerdi. Misafirler perşembe günü gelirdi. Çalgı olarak davul zurna kullanılırdı. Dibek taşında keşkek dövülürdü. Yemek pişirilmesi için köyün gençleri davul zurna eşliğinde öküz arabası ve eşeklerle odun kesmeye giderlerdi. Odundan ilk gelenin hayvanına mendil bağlanırdı. Eğlence olarak cirit oynanırdı. İki gurup oluşturulup karşılıklı mani atışması yapılırdı. Köyde Oynanan Oyunlar Aradan Kesme, Yüssük, Topaç, Çelik Çomak. Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara 10- Kılcanlar Köyü Köyün Tarihçesi Köyün ilk yerleşim yerinin ismi Asartepe’dir. Daha sonra 300-350 yıl önce köy Asartepe’den şimdiki Kılcanlar köyünün yakınlarında bulunan bir bölgeye taşınmıştır. 1963 yılında da Göktepe ismiyle bilinen şu anki yerine taşınmıştır. Köyün ileri gelen sülalelerinden Bayraktar sülalesi ile Deli Mehmet isimli kişiyi dönemin Osmanlı padişahının savaşa bayrakçı olarak çağırdığı, yapılan savaşta Deli Mehmet’in bayrak taşıdığı, savaştan sağ dönen Deli Mehmet’e dönemin padişahının Beyler köyü ile Yeniköy köyünün sınırlarına kadar olan araziyi verdiği söylenmektedir. Bayraktar soyadı da bu sebepten verilmiştir. Köyü ilk kuran aileler Bayraktarlar, Akaylar, Kayalar, Avcular’dır. Daha sonraları Demireller, Akdenizler, Özçelikler, Görenler, Lingolar ve Tabancalılar’dır. Köy halkının Karakeçili Yörükleri olduğu söylenmektedir. Köyde 35 hane 110 nüfus bulunmaktadır.10 Coğrafi Durumu Manisa iline 61 km, Gölmarmara ilçesine 8 km uzaklıktadır. Köyün yanında bulunan tepede Hititler ve Lidyalıların yaşadığı, o dönemlerde buranın mandıra olarak kullanılmış olabileceği ve buradan 10 Köyümüzün tarihçesi konusunda kaynak kişiler: Mehmet Bayraktar ve Sait Bayraktar Asartepeden sonra yerleşilen köyün altındaki bölge İlk yerleşim yeri Asartepe 85 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Köyün şimdiki yeri olan Göktepe Sart’a borularla süt taşındığı tepe civarındaki kalıntılardan sanılmaktadır. Köy okulunun kapalı olması nedeniyle öğrenciler taşımalı eğitimden yararlanmaktadır. Köyün Ekonomisi Köyde önceleri afyon, tütün, pamuk, arpa, buğday tarımı yapılırdı. Şimdiki yıllarda domates, biber, kavun, karpuz, üzüm üretimi başlamıştır. Gelenek-Görenek ve Adetleri Kabak yarmaca: Köyde sünnet düğünlerinde çocuğu eğlendirme amacıyla sünnet akşamı köyün gençleri toplanırdı. Kabak tavana asılırdı. Kabağı sallarlardı kendine güvenen gençler kabağa kafasıyla vurup kabağı kırmaya çalışırdı. Kabağı kıran genç o günün lideri olurdu. karakterler bulunmaktadır. Yere halı, kilim benzeri bir şey serilir. Yere serilen kilimin tam ortasına denk gelecek şekilde damat ve hakimin arasına bir perde çekilir. İki tarafta birbirini görmemektedir. Damat kilimin üstünde durmaktayken perdenin diğer tarafında kilimi tutan iki kişi bulunmaktadır. Hakim damada: “Sen Ahmet’in koyununu neden çaldın” diye sorar. Damat suçu kabul etmez ve ben çalmadım diye kendisini savunur. Hakim bunun üzerine şahitleri dinler. Şahitler de zaten hakimin adamlarıdır. Koyunu damadın çaldığını söyler. Damat kendisinin suçsuz olduğunu söylerken perdenin arkasında kilimi tutanlar, kilimi damadın ayaklarının altından çekerek damadı düşürürler. Köyde Oynanan Oyunlar Sobi, Memiş, Kale Kapma, Çelik Çomak. Mahkeme: Düğünlerde damada yapılan bir oyundur. Oyunda hakim savcı gibi Kılcanlar köyünden görünüm 86 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara 12- Ozanca Köyü Köyün kurucuları Adana’dan gelen Kozan Yörükleridir. Köyün bilinen en eski sülaleleri Bektaşlar (Yetimler, Cıbıllar), Hacı Hafızlar, Gedik Hacılar (Koçlar, Diriller, Mehmet Aliler), Tıngırlar, Umarlar ve Çömezlerdir. Daha sonradan köye Kütahya Emet, Afyon Emirdağ ve Simav’dan aileler gelmiştir. Sonradan gelen aileler Ali Mollalar, Ak Mehmetler, Araplar, Ümmetler, Sığırtmaçlardır. Köy ilk olarak Turgutlu’ya bağlıydı, daha sonra Akhisar’a bağlanmıştır. Gölmarmara’nın ilçe olmasından sonra ise Gölmarmara’ya bağlanmıştır. 1963 yılında Salihli’ye deve güreşine giden 19 kişilik gurup geri dönüş yolunda Manisa-Saruhanlı arasında tren kazası sonucu hayatlarını kaybetmişlerdir. Kazada hayatını kaybedenlerden 11 kişi Ozanca köyündendir. Bu kazadan sonra Ozanca köyünden Gölmarmara’ya göçler başlamıştır. 1968 yılında Kars ilinden ilk göçünü Kızıltaşlar ailesi ile almıştır. Daha sonraları Muş, Erzurum, Van, Ağrı illerinden göç almıştır. Köyde 300 hane 2600 nüfus bulunmaktadır.11 Coğrafi Durumu Manisa iline 45 km, Gölmarmara ilçesine 3 km uzaklıktadır. Köy mevkii olarak “Nato Dağı” olarak bilinen dağın arkasında kalmaktadır. Yakınlarında Kayaaltı ve Deynekler köyü bulunmaktadır. 11 Köyümüzün tarihçesi konusunda kaynak kişiler: Gülsüm Dinler ve Mustafa Ergan Osmanlı döneminden kalma eski mezarlar Köyün Tarihçesi 87 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Köy camisinin önünde ve mezarlıkta Osmanlı döneminden kalma eski mezarlar bulunmaktadır. Köyde 9 neslin yaşadığı söylenmektedir. Köyde bir ilkokul ve bir ortaokul vardır. Köyün Ekonomisi Köyde çok önceleri afyon, burçak, susam, nohut tarımı yapılırdı. Şimdiki yıllarda tütün, biber, domates, kavun, karpuz ve üzüm üretimi yapılmaktadır. Diğer bir geçim kaynağı olan hayvancılık kapsamında şu anda koyun, keçi ve büyükbaş hayvanlar bulunmaktadır. evine götürülürdü. Kız evi kuzuyu kesip gelen misafirlere ikram ederdi. Çarşamba günü çeyiz serilir ve gelen misafirlere yemek verilirdi. Çarşamba akşamı kına gecesi yapılırdı. Gelen misafirler konaklara dağıtılırdı. Sağdıç konak konak gezer ve ihtiyaçlarını karşılardı. Perşembe günü konaklardaki misafirler damat evinde toplanıp kız evine giderlerdi. Gelin ata bindirilip bütün köy gezdirilir ve damat evine götürülürdü. Köyde Oynanan Oyunlar Cirit, Deynek, Cincibir, Yüssük, Dana (Gobak), Çelik Çomak, Kazık. Gelenek-Görenek ve Adetleri Köyde düğünler pazartesi başlardı. Salı günü köyün gençleri davul zurna eşliğinde dağlara odun toplamaya giderlerdi. Odundan gelen gençlere mendil ve yazma bağlanırdı. Salı akşamüstü at arabasıyla sandık, kesilen odunlar ve bir kuzu kız Ozanca köyünün genel görünümü (Fotoğraf: Fatma Arslan) 88 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara 13- Taşkuyucak Köyü Köyün Tarihçesi Tahmini olarak 120-130 yıl önce kurulmuştur. Köyün ilk ismi Hacı Eyüpler köyüdür. Köy ilk olarak Gördes’e bağlı olarak kurulmuştur. Köyü ilk kuran sülaleler Hacı Eyüpler, Hacı Kerimler, Hacı Umarlar ve Hacı Oğullar’dır. Cumhuriyetin ilk yıllarında köyün ismi Taşkuyucak olarak değiştirilerek Akhisar’a bağlanmıştır. Taşkuyucak köyü ismini aldıktan sonra Hacıbeyler, Ali Efendiler, Eseler, Amatlar köylerinden gelenler de bu köyde yaşamını sürdürmüşlerdir. O yıllarda köye bağlı mahalleler Beyler, Eseler, Amatlar, Çamköy, Ayanlar, Ali Efendi mahalleleridir. 1980 yılında Gölmarmara ilçesinin köyü olmuştur. Köyde 150 hane 600 nüfus bulunmaktadır.12 Coğrafi Durumu Manisa iline 70 km, Gölmarmara ilçesine 17 km uzaklıktadır. Dağlık bir alanda kurulmuştur. Akhisar, Gördes, Gölmarmara, Salihli ilçelerinin hemen hemen tam ortasında yer almaktadır. Sınırları 12 Köyümüzün tarihçesi konusunda kaynak kişi: Mustafa Gül içerisinden Gördes Çayı geçmektedir. Marmara Gölü köyün üzerinden kuşbakışı görülebilmektedir. Köy okulunun yıkık ve kapalı olması nedeniyle öğrenciler taşımalı eğitimden yararlanmaktadır. Köyün Ekonomisi Köyde eskiden afyon, palamut tarımı yapılırdı. Şimdiki yıllarda tütün, arpa, buğday, zeytin ve yeni yeni üzüm üretimi başlamıştır. Diğer bir geçim kaynağı olan hayvancılığa bakıldığında ise eskiden köy sakinlerinde develer bulunmakta iken şu anda koyun, keçi ve karasığır bulunduğu görülmektedir. Gelenek-Görenek ve Adetleri Köyde düğünler dört gün sürerdi. Köye gelen misafirler köyün girişinde silah atarlardı. Silah sesini duyan köylüler misafirleri davul zurna eşliğinde karşılamaya giderlerdi. Daha sonra gelen misafirler konaklara dağıtılırdı. Sağdıç omzuna bir heybe atar, heybenin gözlerine yiyecek ve içki koyarak bunları misafirlerin olduğu konaklara dağıtırdı. Daha 89 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Taşkuyucak Köyü Camii sonra köy meydanında meydan ocağı yakılırdı. Gelen misafirler ve köy sakinleri burada oynarlardı. Gelin Yanı: Köyün altında çamların olduğu alanda birikme yağmur sularının oluşturduğu gölette gelinin elindeki kınalar yıkanırdı. Evlenmek isteyen genç kızlar ve erkekler gelinin elinden su içerlerdi. Köyde Oynanan Oyunlar Tıktık, Yüssük, Cıngırdak, Kireç (Yedi Kiremit). 90 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara 14- Tiyenli Köyü Köyün Tarihçesi Köyün ilk ismi köyde bulunan dikenlerden dolayı Dikenli’dir. Köyün ilk kurucusu Mehmet Ağa’dır. Köyün kurulumunda gelen aileler Kanlıoğulları ve Konyalılardır. Bekdemir bölgesinden de köye gelenler olmuştur. Köy ismi Osmanlı dönemlerinde Tiyenli olarak anılmaktaydı. Köyün camisi 200-250 senelik ve köyün en eski yapısıdır. Osmanlı döneminde eşkıyalar gece, teravih namazında köy camisini basıp, camiden köyün ileri gelenleri Molla Süleyman, Konyalı Ali bey, Arap Mercan ve Mehmet Ağa’nın da aralarında bulunduğu 5 kişiyi camiden alarak evlerine götürmüşlerdir. Evlerinden teneke teneke altınları alıp köyün girişindeki Delidere’de adı geçen kişileri öldürmüşlerdir. Osmanlı dönemlerinde köy Halitpaşa’ya bağlıyken 1970’li yıllarda Saruhanlı’ya bağlanır. Daha sonra Gölmarmara’nın ilçe olmasıyla köy Gölmarmara’ya bağlandı. Köyde 250 hane 750 nüfus bulunmaktadır..13 Coğrafi Durumu Manisa iline 45 km, Gölmarmara ilçesine 8 km uzaklıktadır. Köy arazilerinin % 75’i düz ovadadır. Köyün kuzeyinde eski Karun yolu bulunmaktadır. Bu yol üzerinde Söğütlü kuyu, Böceli kuyu ve Kör kuyu isminde yol üstünden geçen 13 Köyümüzün tarihçesi konusunda kaynak kişi: Mustafa Karaca Kulakdede 91 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Roma dönemine ait bir sütun başı Gölmarmara Köyün kuzeyinden kum çayı geçmektedir. Kum çayına yakın bir bölgede Doğanlar kum ocağı bulunmaktadır. Köyde, ilkokul ve ortaokul bulunmaktadır. Köyün Ekonomisi Köyde çok önceleri afyon, palamut, susam tarımı yapılırdı. Şimdiki yıllarda domates, biber, kavun, karpuz, üzüm, zeytin, darı ekilmektedir. Gelenek-Görenek ve Adetleri Kulağı iyileştirdiği söylenen taş kervanların su ihtiyacını karşılamak için kuyular mevcuttur. Köyün kuzeydoğusunda kulak dede mevkiinde eskiden Araplar burada dana keserlermiş. Burada bulunan bir taşın ortasındaki çukura su döküp bu suyun kulağa sürüldüğünde kulak ağrısını geçirdiği söylenmektedir. Taşın yanında bulunan çitlembik ağacına çaput bağlayıp dilek dilerler. 92 Köyde düğünler üç gün sürerdi. Gelin ata bindirilip köyde dolaştırılırdı. Düğünlerde deynek ve cirit oynanırdı. Köy gençleri ve civar köylerden gelenlerle köyde güreş yapılırdı. Dışarıdan gelen misafirler konaklara dağıtılırdı. Sağdıç, omzuna bir heybe atar heybenin gözlerine yiyecek ve içki koyarak bunları misafirlerin olduğu konaklara dağıtırdı. Daha sonra köy meydanında meydan ocağı yakılırdı. Gelen misafirler ve köy sakinleri burada oynarlardı. Düğün gecesi testiye su doldurulup testi kırılırdı. Testi kırma eve bereket ve mutluluk gelmesi amacıyla yapılırdı. Köyde Oynanan Oyunlar Boncuk, Çelik Çomak, Kazık, Yüssük. Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Gölün köye olan kıyısından bir görünüm (Fotoğraf: Zafer Karakülah) 15- Yeniköy Köyü Köyün Tarihçesi Köyün ilk yerleşim yeri göl yakınlarında Çöpköy isimli köydür. Çöpköy’de sivrisineklerden dolayı sıtma hastalığına yakalanan köylülerde sıtma yüzünden ölümler artınca köyü 5 km uzaklıktaki Hacıhasankıran köyünün dibine taşıdılar. 1950’li yıllarda köyün şimdiki bulunduğu yere okul yaptırıldı. Okul yapımından sonra köy şimdiki bulunduğu yere kuruldu ve ismi Yeniköy oldu. 1966 yılında Hacıbeyler köyünün bir bölümü Yeniköy’e diğer bir bölümü ise Beyler köyüne göçtü. 1977 yılında Hacıhasankıran köyünün sakinleri de Yeniköy’e yerleşmiştir. Köyün ilk kuruluşu 7 hanedir. Kurucularının lakapları Kocabeyler, Mollaamatlar, Ümmetler, Savranlar, Sürücüler, Velibeyler, Taylılardır.14 Coğrafi Durumu Manisa iline 68 km, Gölmarmara ilçesine 14 km uzaklıktadır. Salihli ilçesine 28 km uzaklıktadır. Köy okulunun yıkık ve kapalı olması nedeniyle öğrenciler taşımalı eğitimden yararlanmaktadır. 14 Köyün Ekonomisi Eskiden köy tarımında arpa, buğday, tütün, palamut, pamuk yetiştirilirken şimdiki yıllarda ise üzüm, domates, mısır, zeytin, lahana ve biber ekilmektedir. Diğer bir geçim kaynağı da köyün yakınlarındaki Gölmarmara gölünde yapılan balıkçılıktır. Yaklaşık 30 hane balıkçılıkla geçimini sağlamaktadır. Köye yakın bir yerde Balıkhane adında bir balık kooperatifi bulunmaktadır. Gelenek-Görenek ve Adetleri Kalaycılık oyunu: Düğünlerde köy halkını eğlendirmek için seçilen bir kişinin ellerini ve ayaklarını bağlayıp kişiyi eşeğe ters bindirirlerdi. Köy içinde bu şekilde gezip “kalaycı geldi kalaycı” diye bağırırlardı. Düğünlerde henk adı verilen oyunları oynanırdı. Çuvalları kullanarak 2–3 kişi ile deve kılığına girerler düğündekileri eğlendirirlerdi. Köyde Oynanan Oyunlar Mazı, Gurk Gurk, Dikme Kaya, Tektir. Köyümüzün tarihçesi konusunda kaynak kişi: Amil Aydın 93 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara 16- Yunuslar Köyü Köyün Tarihçesi Köyün ilk yerleşim yeri Çamköy yakınlarında kurulan Yunus köyüdür. Daha sonra hayvancılık için daha uygun olan köyün şimdiki kurulu olduğu yere göç edilmiştir. Köyün ilk kurucuları Tosunlar, Serçeler, Salmanlar, Öğeler, Sesenler, ve Oktanlar’dır. Köy önceden Gördes’e bağlıyken arada Gördes çayı olmasından dolayı mahkemeler, sağlık hizmetleri, kolluk kuvvetleri vb. işlere ulaşım açısından sıkıntı olunca köy Salihli ilçesinin Kurttutan köyünün mahallesi oldu. Köy 1994 yılında Gölmarmara’ya bağlandı. 30 haneli 95 nüfusludur.15 Coğrafi Durumu Manisa iline 78 km, Gölmarmara ilçesine 25 km uzaklıktadır. Köy okulunun kapalı olması nedeniyle öğrenciler taşımalı eğitimden yararlanmaktadır. 15 94 Köyümüzün tarihçesi konusunda kaynak kişi: Mustafa Ali Serçe Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Köyün Ekonomisi Eskiden köyde geçim palamut ve tütün ile sağlanırdı. Şu anda tütün ekilmektedir. Geçimin büyük bir bölümünü hayvancılık oluşturur. (Keçi, koyun, inek) Gelenek-Görenek ve Adetleri Yunuslar köyünde düğünler üç gün olurdu. Köye gelen misafirler köyün girişinde silah atarlardı. Silah sesini duyan köylüler misafirleri davul zurna eşliğinde karşılamaya giderlerdi. Daha sonra gelen misafirler konaklara dağıtılırdı. Sağdıç omzuna bir heybe atar heybenin gözlerine yiyecek ve içki koyardı bunları misafirlerin olduğu konaklara dağıtırdı. Daha sonra köy meydanında meydan ocağı yakılırdı. Gelen misafirler ve köy sakinleri burada oynarlardı. Ayrıca düğünlerde at üstünde deynek oyunu oynanırdı. Köyde Oynanan Oyunlar Cıngırt, Söbi, Çöngüdük, Sıra Kaya, Yüssük Yunuslar köyünden bir görünüm 95 yedinci bölüm Gölmarmara’da Eğitim Bu bölümdeki okullarımızın fotoğrafları Halil İbrahim Doğan tarafından çekilmiştir. Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara lçemizde 1 anaokulu, 5 ilkokul, 4 ortaokul, 1 imam hatip ortaokulu,1 anadolu lisesi, 2 meslek lisesi, 1 Halk Eğitim Merkezi, 1 özel motorlu taşıtlar sürücü kursu, 1 özel dershane ve 1 özel öğrenci yurdu olmak üzere toplam 18 eğitim kurumu bulunmaktadır. İ 1- Tahir Ayşe Barutçuoğlu Anaokulu Hayırseverler Özgen ve Osman Barutçuoğlu, babasının ve annesinin ismini vererek eğitime destek ve katkıda bulunmak amacıyla, binayı anaokulu olarak kullanılmak üzere 16.05.1998 yılında Manisa İl Özel İdare’sine bağışlamıştır. Okulumuza adı verilen Tahir Barutçuoğlu Gölmarmara´da kurulan Müdafaa-i Hukuk şubelerinde görev almıştır. Kurtuluş Savaşı’nda aktif görev almış, Gölmarmara’nın Kuvay-ı Milliye lideri olarak görev almıştır. Sakarya Muharebesi’ne katılmış ve yaralanarak gazi olmuştur. İstiklal Madalyası sahibidir. 1933–1942 yılları arasında Gölmarmara Belediye Başkanlığı yapmıştır. 1968 yılında vefat etmiştir. Ayşe Barutçuoğlu, Tahir Barutçuoğlu’nun eşidir. Tahir Ayşe Barutçuoğlu Anaokulu binası Temmuz 2012’de İl Özel İdare Müdürlüğü raporu doğrultusunda boşaltılmış, öğrenciler geçici tahsisli olarak Gölmarmara Hulki Sanlıtop Anadolu Lisesi zemin katında eğitim faaliyetini sürdürmekte olup 2013–2014 eğitim öğretim yılında, 2 katlı 5 derslikli yeni binasında eğitim öğretime devam edecektir. 98 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara 2- Atatürk İlkokulu Okulumuz ilk olarak 1926 yılında eğitim ve öğretime açılmıştır. 1926 yılında Vakıflara ait olan okulumuz, 1928 yılında kabul edilen kanunla Latin harfleri ile “Millet Mektepleri” adı altında eğitimini sürdürmüştür. Daha sonra Merkez İlkokulu adı ile tek eğitim kurumu olarak hizmet vermiştir. 1933 yılında o günkü Akhisar kaymakamı başkanlığında kurulan bir heyet önderliğinde halkın yardım ve destekleri ile Atatürk heykelinin karşısındaki binanın temeli atılmıştır.1935–1936 eğitim öğretim yılında yeni binasında hizmete açılan okul beş yıllık öğretimin mezunlarını o yıl vermiştir. Nüfusunun artmasıyla okulumuzda ikili öğretime geçilmiş, okul yaptırma derneğinin katkılarıyla bir ilkokul daha yaptırılmıştır. Kasaba Belediye Encümeninin 04.07.1958 tarih ve 25 sayılı kararı ile Merkez İlkokulu olan okulumuzun adı “Atatürk İlkokulu” olarak değiştirilmiştir. 1997 yılında 4306 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile birlikte “Atatürk İlköğretim Okulu” adını almıştır. Okul, 2001 yılının kasımayında Dünya Bankası işbirliği ile yaptırılan bugünkü binasına taşınmıştır. 2012–2013 eğitim-öğretim yılında yeni eğitim sistemine geçilmesi ile okulumuz ilkokula dönüştürülmüştür. Atatürk İlkokulu olarak, 23 derslik ile eğitim-öğretim faaliyetlerine devam etmektedir. 99 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara 3- Kayapınar Şehit Adnan Ceylan İlkokulu Okulumuz 1968–1969 eğitim-öğretim yılında Kayapınar İlkokulu olarak hizmete girmiştir. 1997 yılında 4306 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile birlikte okulumuzun adı Kayapınar İlköğretim Okulu olarak değişmiştir. 1999 yılında Valilik Makamının 15.02.1999 tarih ve 4896 sayılı yazısı ile okulumuzun ismi Kayapınar Şehit Adnan Ceylan İlköğretim Okulu olarak değişmiştir. Şehit Adnan Ceylan, Çerkezköy’de vatani görevini yaparken 4 Haziran 1994 tarihinde Şırnak, Silopi Görümlü köyü yakınlarında PKK terör örgütü ile çıkan çatışmada şehit olmuştur. Okulumuz taşıma kapsamında olup Ozanca ve Tiyenli köyleri hariç Gölmarmara’nın diğer köylerinden öğrenciler okulumuza taşınmaktadır. Yemekhane ise ilkokul ve ortaokul tarafından ortak kullanılmaktadır. 2012–2013 eğitim-öğretim yılında yeni eğitim sistemine geçilmesi ile okulumuz ilkokul ve ortaokul olarak ayrılmıştır. Kayapınar Şehit Adnan Ceylan İlkokulu olarak, 15 derslikle eğitim-öğretim faaliyetlerine devam etmektedir. 100 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara 4- Kumkuyucak-Tiyenli İlköğretim Kurumu (İlkokul-Ortaokul) Okulumuz, 1934 yılında Kumkuyucak ve Tiyenli olarak eğitim ve öğretime başlamış, nüfusun artması ile birlikte ek bina yapılarak aynı okulda eğitime devam edilmiştir. 1979 yılında köy muhtarları ilköğretim okulu için karar almışlar, ödenek çıkardıkları halde aralarında temel konusunda uyuşmazlık çıktığından her köy kendi ilkokulunu yaptırmıştır. 1990 da şimdiki okul binamız yapılarak ortaokul olarak eğitim ve öğretime başlamıştır. 1997 yılında 4306 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile birlikte Tiyenli İlkokulu, Kumkuyucak İlkokulu, Kumkuyucak–Tiyenli Ortaokulu birleşerek; Kumkuyucak–Tiyenli İlköğretim Okulu adını almıştır. 2012–2013 eğitim-öğretim yılında yeni eğitim sistemine geçilmesi ile okulumuz aynı binada ilkokul ve ortaokul olarak ayrılmıştır. Okulumuz, halen Kumkuyucak Tiyenli İlköğretim Kurumu olarak, 10 derslik ile eğitim-öğretim faaliyetlerine devam etmektedir. 101 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara 5- Namık Kemal İlkokulu Okulumuzun inşaatına “Okul Yaptırma ve Koruma Derneği” tarafından sembolik bir fiyatla Gölmarmara Belediyesi’nden arsa alınarak 21.08.1956 tarihinde inşaatına başlanmıştır. Okul inşaatının aradan iki yıl geçmesine rağmen bitirilememesi üzerine, dönemin Milli Eğitim Müdürü Ferit Çamoğlu´nun tavsiyeleriyle okul vilayet programına alınmış ve inşaatın kalan kısmı devlet tarafından tamamlanmıştır. 10 Kasım 1958 tarihinde Namık Kemal İlkokulu olarak 5 sınıfla eğitim öğretime başlamıştır.1992 yılında okulumuzun bahçesine üç katlı ek bina yapılmaya başlanmıştır. Bu ek bina 1994–1995 öğretim yılına yetiştirilmiştir. Okul, 30 Eylül 1994 günü yeni binaya taşınmıştır. Boşaltılan bina ise Celal Bayar Üniversitesi Gölmarmara Meslek Yüksek Okulu olarak hizmet etmiştir. Bina 2004 Ekim ayında üniversitenin boşaltmasıyla tekrar okulumuzun kullanımına geçmiştir. 1997 yılında 4306 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile birlikte “Namık Kemal İlköğretim Okulu” adını almıştır. 2012–2013 eğitim-öğretim yılında yeni eğitim sistemine geçilmesi ile okulumuz ilkokula dönüştürülmüş olup, Namık Kemal İlkokulu olarak, 11 derslikle eğitim-öğretim faaliyetlerine devam etmektedir. 102 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara 6- Ozanca Köyü İlkokulu Eski bir yerleşim yeri olan Ozanca köyünde eğitim öğretimin 1928 yılında 2 derslik, 1 müdür odası, 1 lojman ile başladığı köyün en yaşlı kişileri tarafından beyan edilmektedir. Ozanca Köyü İlkokulu bünyesinde 1960 yılında Köy Tüzel Kişiliğine ait köy meydanında bulunan 2 oda, dersliklerin yetersizliği nedeniyle sınıf olarak kullanılmıştır. Köyün nüfusunun artmasıyla, 1981 yılında 2 derslik ve 2 lojman daha yapılmıştır.1991 yılında 3 derslik daha ek olarak yapılmıştır. 1997 yılında 4306 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile birlikte Ozanca İlköğretim Okulu adını almıştır. 1999–2000 eğitim ve öğretim yılında 9 derslik ek olarak yapılmıştır. Derslik sayısı yetersiz kalınca 2011 yılında 8 derslikli ek bina yapılmıştır. Böylece okulumuz toplam 4 ana blok 21 derslikle eğitim öğretime devam etmiştir. 2012–2013 eğitim-öğretim yılında yeni eğitim sistemine geçilmesi ile birlikte 2011 yılında 8 derslikli ek bina ilkokul binası olarak belirlenmiştir. Okulumuz, halen Ozanca Köyü İlkokulu olarak, 12 derslikle eğitim-öğretim faaliyetlerine devam etmektedir. 103 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara 7- Gölmarmara İmam Hatip Ortaokulu Okul binamızın yapımına 1956 yılında “Okul Yaptırma ve Koruma Derneği” ile başlanmış daha sonra binamız devlet ödeneğiyle 1958 yılında tamamlanmıştır. 1994 yılına kadar Namık Kemal İlkokulu olarak kullanılmış 1994–2004 yılları arası Celal Bayar Üniversitesi Gölmarmara Meslek Yüksek Okulu olarak hizmet etmiştir. 2004–2012 yıları arası Namık Kemal İlköğretim Okulu tarafından kullanılmıştır. 2012 yılında değişen yeni eğitim sistemine geçilmesiyle birlikte 09.07.2012 tarih ve 105.01–22537 sayılı valilik oluruyla Gölmarmara İmam Hatip Ortaokulu açılmıştır. 2012–2013 eğitim öğretim yılında Namık Kemal İlkokulu’nun bahçesinde bulunan binasında eğitim öğretimine başlamıştır. Okulumuz 5 derslikli olarak eğitim-öğretim faaliyetlerine devam etmektedir. 104 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara 8- Kayapınar Şehit Adnan Ceylan Ortaokulu Okulumuz 1968–1969 eğitim-öğretim yılında Kayapınar İlkokulu olarak hizmete girmiştir. 1997 yılında 4306 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile birlikte okulumuzun adı Kayapınar İlköğretim Okulu olarak değişmiştir. 1999 yılında ise Valilik Makamının 15.02.1999 tarih ve 4896 sayılı yazısı ile okulumuzun ismi Kayapınar Şehit Adnan Ceylan İlköğretim Okulu olarak değişmiştir. Şehit Adnan Ceylan, Çerkezköy’de vatani görevini yaparken4 Haziran 1994 tarihinde Şırnak, Silopi Görümlü köyü yakınlarında PKK terör örgütü ile çıkan çatışmada şehit olmuştur. 2012–2013 eğitim-öğretim yılında değişen eğitim sistemine geçilmesi ile okulumuz bağımsız ortaokula dönüştürülmüştür. Okulumuz taşıma kapsamında olup Ozanca ve Tiyenli köyleri hariç diğer Gölmarmara’nın köylerinden öğrenciler taşınmaktadır. Yemekhane ise ilkokul ve ortaokul olarak ortak kullanılmaktadır. Kayapınar Şehit Adnan Ceylan Ortaokulu olarak, 11 derslik, 2 laboratuvarı ile eğitimöğretim faaliyetlerine devam etmektedir. 105 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara 9- Ozanca Köyü Ortaokulu 1997 yılında 4306 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile birlikte Ozanca İlköğretim Okulu olmuş ve ortaokulda öğretime başlamıştır. Öğrenci sayısının fazla olması nedeniyle 1999–2000 eğitim ve öğretim yılında 9 derslik ek bina yapılmıştır. 2 yıl soba ile ısıtılan derslikler, 2001–2002 eğitim-öğretim yılında okulumuza kalorifer sisteminin bağlanması ile kaloriferli sisteme geçilmiştir. Derslik sayısı yetersiz kalınca 2011 yılında 8 derslikli ek bina yapılmıştır. Böylece okulumuz toplam 4 ana blok 21 derslikle eğitim öğretime devam etmiştir. 2012–2013 eğitim öğretim yılı sonunda 12 yıllık kesintili eğitim sistemine geçilmesinden dolayı okulumuz Ozanca Köyü İlkokulu ve Ozanca Köyü Ortaokulu olarak iki ayrı binada eğitim öğretime devam etmektedir. Ozanca Köyü Ortaokulu, 2 blok 11 derslikte 227 öğrencisi ile eğitime devam etmektedir. 106 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara 10- Şehit Özcan Yıldız Ortaokulu Okulumuz, 17 Ağustos 1982 yılında “Gölmarmara Temel Eğitim” adıyla eğitim öğretime başlamıştır. 1988–1989 Eğitim Öğretim yılında Gölmarmara Lisesi bünyesindeki ortaokul öğrencilerinin nakil işlemleri yapılmıştır. 15.02.1999 tarihinde okulumuzun ismi değiştirilmiş, 13 Mayıs 1994 yılında Şırnak Gabar Dağı’nda çıkan çatışmada teröristlerce şehit edilen Özcan Yıldız’ın adı verilerek “Şehit Özcan Yıldız İlköğretim Okulu” olmuştur. 2012–2013 eğitim-öğretim yılında yeni eğitim sistemine geçilmesi ile birlikte aynı binada ilkokul ve ortaokul olarak ayrılmıştır. 2013–2014 eğitim öğretim yılından okul dönüşümleri sonucu Şehit Özcan Yıldız Ortaokulu olmuştur. Okulumuz, 20 derslik ve 2 laboratuvar ile eğitim-öğretim faaliyetlerine devam etmektedir. 107 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara 11- Gölmarmara Hulki Sanlıtop Anadolu Lisesi Okulumuz, Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürlüğü’nün 08.07.2005 tarih ve7374 sayılı onayıyla Gölmarmara Anadolu Lisesi olarak açılmış olup 12.09.2005 tarihinde eğitim öğretime başlamıştır. 2005-2011 yılları arası şimdiki Kız Teknik ve Meslek Lisesi’nin olduğu binada eğitimini sürdürmüştür. Hayırsever vatandaşlar Ertuğrul (Merhum) ve Gazanfer Sanlıtop kardeşlerin yaptırdığı yeni binamız 21.09.2010 tarihinde hizmete girmiştir. Okulumuzun ismi İl Milli Eğitim Komisyonu’nun 09.03.2010 tarih ve 2010/12 sayılı kararı gereği Gölmarmara Hulki Sanlıtop Anadolu Lisesi olarak değişmiştir. Okulumuz, 16 derslik, 4 laboratuvar, 1 kütüphane ve 1 spor salonu ile eğitim-öğretim faaliyetlerine devam etmektedir. 108 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara 12- Gölmarmara Çok Programlı Lisesi Okulumuz 1953 yılında Gölmarmara Bucağı Okul Yaptırma Derneği ve vatandaşların yardımıyla tek katlı 3 derslikli okul binası yapılmıştır. 1965 yılında ortaokul olarak eğitime başlamıştır. 1979 yılında aynı bina içerisinde sabah lise, öğleden sonra ise ortaokul olarak eğitime devam edilmiştir. Daha sonra ortaokul bünyesinden ayrılıp lise olarak eğitime devam edilmiştir. 1995–1996 eğitim öğretim yılında bünyesine yabancı dil ağırlıklı lise ilave edilmiştir. Bina yetersiz olduğundan 1996 yılında 3 derslikli ek bina Kaymakamlık, dernek ve vatandaşların katkısıyla hizmete açılmıştır. YDA Lise,1998– 1999 yılında ilk mezunlarını vermiştir. 2005–2006 eğitim öğretim yılından itibaren 4 yıllık normal lise eğitimi başlamış ve müdürlüğümüz bünyesindeki YDA Lise kademeli olarak 2007–2008 eğitim öğretim yılında son mezunlarını vermiştir. 2010–2011 eğitim-öğretim yılından itibaren ise 23.07.2010 tarih ve 770/248–2753 sayılı Bakanlık Makam onayı ile kademeli olarak Çok Programlı Lisesi’ne dönüştürülmüştür Gölmarmara Çok Programlı Lisesi bir ana bina iki ek bina ve bir yemekhane binası olmak üzere 4 binadan oluşmaktadır. Okulumuz bünyesinde “Genel lise” ile Çocuk Gelişimi ve Eğitimi bölümü bulunmaktadır. Okulda 11 derslik, 1 laboratuvar, 1 bilgi teknolojileri sınıfı, 1 resim atölyesi bulunmaktadır. 109 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara 13- Kız Teknik ve Meslek Lisesi Okulumuz 23.08.2011 tarihinde Kız Teknik ve Meslek Lisesi olarak 2011–2012 eğitim öğretim yılından itibaren eğitim öğretime açılmıştır. Okul binası ise 1926 yılında Gölmarmara’da Merkez İlkokulu olarak eğitim öğretim hayatına başlamıştır. 1933 yılında bugünkü binanın temeli atılmış ve inşaat 1935’te bitirilmiştir. Okulumuz binası 1935–1936 eğitim öğretim yılında hizmet vermeye başlamıştır. Okulumuz 2000 yılına kadar ilkokul ve ilköğretim okulu olarak hizmet vermiş,2000–2001 eğitim öğretim yılında Gölmarmara Lisesi’ne tahsis edilmiştir. 12.09.2005 – 15.09.2010 tarihleri arasında Gölmarmara Anadolu Lisesi olarak hizmet vermiştir. 15.09.2010 – 23.08.2011 tarihleri arasında Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü’ne tahsis edilmiştir. Okulumuz, Gölmarmara Kız Teknik ve Meslek Lisesi olarak 6 derslik, 3 laboratuvarı ile eğitim-öğretim faaliyetlerine devam etmektedir. 110 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara 14- Gölmarmara Halk Eğitim Merkezi Halk Eğitim Merkezimiz 13.06.2002 yılına kadar Şehit Özcan Yıldız Ortaokulu’nun zemin katında, 2002 yılından tarihinden itibaren ilçemiz Hükümet Konağı zemin katında idari faaliyetlerine devam etmiştir. Aralık 2011’den itibaren mülkiyeti hazineye ait olan binada görevini sürdürmektedir. Ayrıca kurs merkezi olarak bir kısmı sağlık grup başkanlığına ait prefabrik bina ile merkezde okul binalarımız; köylerde ise muhtarlık binaları kullanılmaktadır. Kurulduğu günden bu güne kadar yaygın eğitim alanında çalışmalarını sürdüren Halk Eğitim Merkezimizde, son yıllarda gelişen teknolojiye paralel olarak bilgisayar kursu, İngilizce, servis şoförü eğitimi, resim kursu, kalorifer ateşçiliği, avcılık, arı besiciliği, yetişkinlere yönelik okuma-yazma kursları ile ahşap boyama, çini boyama, SBS’ye hazırlık kursları ve üniversiteye hazırlık kursları açılmaktadır. Halk Eğitim Merkezi’miz talepler doğrultusunda bütün kursları açmaktadır. Açtığımız kurslardan her yıl ilçe toplam nüfusunun % 12-14’ü yararlanmaktadır. Hedef kitlesi toplumun tamamı olan Halk Eğitim Merkezi, temel amaç olarak kendine okuma-yazma bilmeyen tek bir vatandaş bırakmamayı seçmiştir. Gölmarmara İlçesi’nde okuryazarlık oranını arttırarak % 95’lere çıkarmayı hedeflemektedir. Halk Eğitim Merkezi’miz insanların eğitiminde, örgün eğitimin yanında yaygın eğitimde faaliyetlerini de sürdürmektedir. 111 sekizinci bölüm Gölmarmaralı Şehitler ölmarmaralı şehitleri savaştığı cephelere ve dönemine göre değerlendirdik. 1914–1918 yılları arasında Birinci Dünya Harbi’nde cephede şehit olmuş toplam 19 şehidimiz bulunmaktadır. Yakın dönem şehitlerin sayısı 6’dır. 1950– 1953 yıları arasında yapılan Kore Savaşı’nda ve 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’nda Gölmarmaralı şehit bulunmamaktadır. Ayrıca kayıtlarda Kurtuluş Savaşı’nda Gölmarmaralı şehitlere rastlanmamıştır. G Birinci Dünya Harbi’nde cephelere göre dağılıma baktığımızda Çanakkale Cephesi 13 şehit, Kafkas Cephesi 2 şehit, Romanya Cephesi 2 şehit, Irak Cephesi 1 şehit, Filistin Cephesi 1 şehit. Yakın dönem şehitleri inceliğimizde yıllara göre; 1985 yılında 1 şehit, 1992 yılında 1 şehit, 1994 yılında 2 şehit, 2012 yılında 2 şehit olmak üzere toplam altı şehidimiz bulunmaktadır. Yakın dönem şehitlerinden 1’i Yeniköy mezarlığında, 1’i Gölmarmara mezarlığında, 4’ü ise Gölmarmara Şehitliği’nde metfundur. Şehitliğimizin bakımı Garnizon Komutanlığı ve Belediye Başkanlığı tarafından yapılmaktadır. Ruhları şad olsun. Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara BİRİNCİ DÜNYA HARBİ ŞEHİTLERİ1 S ADI BABA ADI D. YILI 114 RÜTBE 0 30 3 ŞEHADET YERİ HACI MUSTAFA 1891 Er 4 2 AHMET MUSTAFA 1882 Merkez Er 4 28 3 11 Haydarpaşa Hastanesi 3 İSMAİL MEHMET 1892 Er 4 33 2 4 MUSTAFA ALİ Taşkuyucak Er 3 8 23 2 Conk Tepe’de 28.05.1331 5 SÜLEYMAN HÜSEYİN 1883 Taşkuyucak Er 3 8 23 1 Şahin Mıntıkası 04.10.1331 Taşkuyucak Er 3 8 23 2 Conk Tepe’de 28.05.1331 7 İBRAHİM MUSTAFA 1876 Taşkuyucak Er 3 9 64 2 8 ALİ MUSTAFA Taşkuyucak Er 3 24 1 9 AHMET AHMET 1888 Taşkuyucak Er 3 2 Meydan Harbi ŞEHADET TARİHİ 1 AHMET 6 MEHMET ALİ AHMET 1 KÖYÜ KOLORDU TÜMEN ALAY TABUR BÖLÜK a) Çanakkale Cephesi 09.07.1331 06.06.1331 6 Arıburnu Kocadere Kanlıtepe 15.02.1331 6 Yusufçuktepe’sinde 21.09.1331 4 Asmalıdere 14.06.1331 8 23 3 12 Şahintepe 27.09.1331 10 MEHMET ALİ HALİL 1881 Çömlekçi Er 30 1 1 Şehit Muhtarbey Hastanesi 08.10.1331 11 HASAN AHMET 1892 Çömlekçi Er 5 42 1 4 Seddülbahir Muharebeleri 12 HÜSEYİN MUSA 1888 Ozanca Çavuş 4 10 30 2 6 Sığındere Muharebelerinde 24.05.1331 13 ALİ MEHMET 1887 Er 4 5 Sığındere 30 2 19.08.1331 27.06.1331 Birinci Dünya Harbi şehitlerimizin bilgileri Milli Savunma Bakanlığı Arşiv Müdürlüğü’nün 30.04.2013 tarih ve 20141 sayılı yazısı ile hazırlanmıştır. Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara ADI 1 ALİ BABA ADI MEHMET D. YILI KÖYÜ 1886 Merkez Er 13 D. YILI RÜTBE KOLORDU TÜMEN ALAY TABUR BÖLÜK S RÜTBE KOLORDU TÜMEN ALAY TABUR BÖLÜK b) Irak Cephesi 6 1 ŞEHADET YERİ ŞEHADET TARİHİ 4 Bağdat Askeri Merkez Hastanesi 16.01.1332 c) Filistin Cephesi S ADI 1 ALİ BABA ADI HASAN KÖYÜ Çömlekçi Er 4 30 3 ŞEHADET YERİ ŞEHADET TARİHİ Süveyş Kanalı Harbinde S ADI 1 YUSUF 2 BABA ADI ŞERİF MUSTAFA D. YILI KÖYÜ 1891 Deynekler HALİL Çömlekçi RÜTBE KOLORDU TÜMEN ALAY TABUR BÖLÜK d) Kafkas Cephesi Er Er 5 17 1 10 30 1 ŞEHADET YERİ 8 Kop Tepelerinde 4 Çoruh Mıntıkasında ŞEHADET TARİHİ 30.04.1332 18.01.1332 S ADI 1 MUSTAFA 2 BABA ADI D. YILI KÖYÜ ABDÜLHALİM 1888 HASAN HÜSEYİN AHMET RÜTBE KOLORDU TÜMEN ALAY TABUR BÖLÜK e) Romanya Cephesi Er 1897 Kayaltı Er 6 45 1 59 3 ŞEHADET YERİ 3 Mahmut Kuyuları Civarında 2 Mektebi Hayriye Macruhin Hastanesi ŞEHADET TARİHİ 13.08.1332 02.12.1333 115 Tarihin Doğayla Buluştuğu B Kent Gölmarmara Gölmar YAKIN DÖNEM ŞEHİTLERİ ŞEHİT TURAN GEÇKALMIŞ 116 Baba Adı Muhterem Anne Adı Satı Doğum Tarihi-Yer Akhisar/28.12.1961 Tertibi 1964/3 Şehit Olduğu Yer Hakkâri-Şemdinli Şehit Olduğu Tarih 23 Mayıs 1984 Özgeçmişi Manisa ili Gölmarmara ilçesi İsmet Paşa Mahallesi nüfusuna kayıtlıdır. İlk orta ve lise öğrenimini Gölmarmara’da tamamlamıştır. 1964/3 tertip olarak Hakkâri Jandarma Taktik Sınır Alay Komutanlığı’nda vatani görevini yapmakta iken 23.05.1985 tarihinde Hakkâri ili Şemdinli ilçesi Tekeli köyü yakınlarında yazlık karakol açmaya giderken araç kazası sonucu şehit olmuştur. Mezarı Gölmarmara Mezarlığı’ndadır. Ruhu şad olsun. Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara ŞEHİT ALİ RIZA AKBAŞ Baba Adı Etem Anne Adı Hediye Doğum Tarihi-Yer Akhisar/24.01.1971 Tertibi 1971/3 Şehit Olduğu Yer Afyonkarahisar Şehit Olduğu Tarih 12 Mart 1992 Özgeçmişi Manisa İli Gölmarmara ilçesi Yeniköy nüfusuna kayıtlıdır. İlköğrenimini Gölmarmara’da tamamlamıştır. 1971/3 tertip olarak 4’üncü Mühimmat Depo Komutanlığı/Afyonkarahisar’da vatani görevini yapmakta iken 12.03.1992 tarihinde nöbeti esnasında kazaen arkadaşının silahından çıkan mermi sonucu şehit olmuştur. Mezarı Gölmarmara Yeniköy Mezarlığı’ndadır. Ruhu şad olsun. 117 Tarihin Doğayla BBuluştuğu Kent Gölmarmara Gölmar ŞEHİT ÖZCAN YILDIZ 118 Baba Adı Doğan Anne Adı Hatice Doğum Tarihi-Yer Akhisar/01.03.1972 Tertibi 1973/2 Şehit Olduğu Yer Şırnak-Gabar Dağı Şehit Olduğu Tarih 12 Mayıs 1994 Özgeçmişi Manisa ili Gölmarmara ilçesi Atatürk Mahallesi nüfusuna kayıtlıdır. İlköğrenimini Gölmarmara’da tamamlamıştır. 1973/2 tertip olarak Çerkezköy/Tekirdağ 3’üncü Zırhlı Tugay Komutanlığı’nda vatani görevini yapmakta iken 12.05.1994 tarihinde Şırnak ili Gabar dağlarında PKK terör örgütü ile çıkan çatışmada şehit olmuştur. Mezarı Gölmarmara Mezarlığı’ndadır. Şehidimizin ismi Gölmarmara’da bir caddeye ve ortaokula verilmiştir. Ruhu şad olsun. Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara ŞEHİT ADNAN CEYLAN Baba Adı Abdül Anne Adı Şenay Doğum Tarihi-Yer Akhisar/10.04.1973 Tertibi 1973/2 Şehit Olduğu Yer Şırnak-Silopi Şehit Olduğu Tarih 05 Haziran 1994 Özgeçmişi Manisa ili Gölmarmara ilçesi Atatürk Mahallesi nüfusuna kayıtlıdır. İlk orta ve lise öğrenimini Gölmarmara’da tamamlamıştır. 1973/2 tertip olarak Çerkezköy Tekirdağ 2/3’üncü Zırhlı Tugay Komutanlığı’nda vatani görevini yapmakta iken 04.06.1994 tarihinde Şırnak ili Silopi ilçesi Görümlü köyü yakınlarında PKK terör örgütü ile çıkan çatışmada şehit olmuştur. Mezarı Gölmarmara Mezarlığı’ndadır. Şehidimizin ismi Gölmarmara’da bir caddeye ve İlköğretim okuluna verilmiştir. Ruhu şad olsun. 119 Tarihin Doğayla BBuluştuğu Kent Gölmarmara Gölmar ŞEHİT EMRAH ARAL 120 Baba Adı Reşat Anne Adı Ayşe Doğum Tarihi-Yer Akhisar/01.01.1987 Tertibi 347. Kısa Dönem Rütbesi Bakım Onbaşı Şehit Olduğu Yer Afyonkarahisar Şehit Olduğu Tarih 5 Eylül 2012 Özgeçmişi Manisa ili Gölmarmara ilçesi nüfusuna kayıtlıdır. İlköğrenimini Atatürk İlköğretim Okulu’nda, ortaöğrenimini Gölmarmara Lisesi’nde tamamlamıştır. İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik Bölümünü başarıyla tamamlamıştır. İlçemiz Gölmarmara Çok Program Lisesi’nde ve Gölmarmara Hulki Sanlıtop Anadolu Lisesi ile Şehit Özcan Yıldız İlköğretim Okulu’nda ders ücretli öğretmen olarak görev almıştır. Şehidimiz, 347. kısa dönem onbaşı olarak görev yaptığı Afyonkarahisar Ataköy 500. İstihkâm Ana Komutanlığı’nda, 5 Eylül 2012 tarihinde askerlik görevi sırasında meydana gelen patlamada şehit olmuştur. Mezarı Gölmarmara Şehitliği’ndedir. Ruhu şad olsun. Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara ŞEHİT HARUN ÇAKAR Baba Adı İlbeyi Anne Adı Sevgül Doğum Tarihi-Yer Kağızman/10.03.1992 Tertibi 1992/1 Şehit Olduğu Yer Hakkâri-Çukurca Şehit Olduğu Tarih 15 Eylül 2012 Özgeçmişi Kars Kağızman’da doğdu. Ailesi ile birlikte Gölmarmara’ya taşındı. İlköğrenimini Gölmarmara’da tamamladı. Demirci ustası olarak inşaatlarda çalışan şehidimiz 1992/1 tertip olarak vatani görevini yaparken 16 Eylül 2012 HakkâriÇukurca karayolunda askeri birliğin geçişi sırasında meydana gelen patlamada şehit olmuştur. Mezarı Gölmarmara Şehitliği’ndedir. Ruhu şad olsun. 121 dokuzuncu bölüm Gölmarmara’da İz Bırakanlar Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara A) Tarihi Şahsiyetler Halime Hatun Camii Halime Hatun bdurrahman Kızı Halime Hatun’un, rivayete göre doğduğu yer Gölmarmara’nın Ozanca köyüdür. Osmanlı padişahlarından 3. Mehmet’in sütannesi ve dadısıdır. Sadrazam Tekeli Lala Mehmet Paşa’nın da kayınvalidesidir. 1603 yılında tescil edilen büyük ve çok zengin bir vakfiyesi bulunmaktadır. Bu vakfiyede kendi adına olan bir cami (Halime Hatun Camii) bir darulhadis, bir kütüphane, bir okul, bir imaret; kadın ve erkeklere ait geniş misafirhaneler bulunmaktadır. A Dini ilmi ve toplumsal yönden hizmet veren bu büyük tesislerin harcamalarını karşılamak üzere sütoğlu 3. Mehmet kendisine Mermere ile Kasaplı, Dere, Saz, Buğdaylı Okçular ve Çöp köylerinin gelirlerini vakfetmiştir. Ayrıca kira geliri olan 10.000 altın sikkeden 5000 lirasını da mütevelli tayin ettiği Bevvap Ahmet Bey’e teslim etmiştir. Halime Hatun’un ölüm tarihi ve mezarı bilinmemektedir. 124 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Ahmed Şemseddin Marmaravî (Yiğitbaş Veli Hazretleri) Alim-Müderris Yiğitbaşı Ahmed Şemseddin-i Marmaravî Hazretleri Gölmarmara ilçesinde doğmuştur. Babasının adı İsa’dır. 1435’te doğmuş ve 1505’te Manisa’da Hakk’a yürümüştür. İlk tahsiline babasının yanında başlayan Ahmed Şemseddin daha sonra yine onun vasıtasıyla Uşak’ın Kabaklı köyüne gitmiş ve orada irşad hizmetlerini sürdüren Alâaddîn-i Uşşâkî’den de manevî eğitimini tamamlamıştır. Maddî ve manevî ilimlerdeki tahsilini ikmal ettikten sonra Manisa’ya dönen Ahmed Şemseddin Hazretleri burada va’z etmiş ve ders vermiştir. 1485’de şeyhi Alâeddîn-i Uşşâkî’nin vefatı üzerine de onun halifesi olarak Manisa’da irşad hizmetlerini yerine getirmek için posta oturmuştur. Padişah II. Murad (1421-1451), Fatih Sultan Mehmed (1451-1481) ve II. Bâyezid (1481-1512) dönemlerinde yaşamıştır. Yaşının olgunluk dönemi itibarıyla II. Bâyezid zamanında şöhreti iyice yayılan Marmaravî Hazretleri İstanbul’da o tarihlerde var olan tarikatların bazı yanlış telakkîleri hakkında hakemlik yapmak üzere görevlendirilmiş ve bu vazifeyi başarıyla ifâ etmiştir. Bu konudaki gayet başarılı hakemliğinden dolayı kendisine “Yiğitbaşı” unvanı verildiği bilinmektedir. Bu tarihten sonra “Yiğitbaşı Veli” olarak tanınan Ahmed Şemseddin-i Marmaravî’nin böyle önemli bir konuda ve Osmanlı devletinin başşehrinde vazife almış olması onun manevî kemâli yanında, ilmî üstünlüğünü de göstermektedir. Tevhid, akâid, tasavvuf, tarikat, mürşid-mürid, ahlak ve edebe dair irili ufaklı manzum ve mensur 13 eser yazan Yiğitbaşı Velî, bu asrın önemli bir şahsiyetidir. Bu eserlerin çeşitli şehirlerdeki el yazma eser kütüphanelerinde yüzlerce nüshasının bulunmaktadır. Yiğitbaşı Velî, İlim irfan yolundaki tahsili, va’z ve tedris faaliyetleri, terbiye ve irşad hizmetleriyle dolu dolu geçen 70 senelik bereketli ömrünü 910/ (1505)’te tamamlamış, Manisa’da vefat etmiştir. Kabri Manisa’da o tarihlerdeki Seyyid Hoca bugünkü adıyla Adakale Mahallesi’ndeki dergâhının bahçesindedir. Günümüzde dergâhın bulunduğu yere bir cami yapılmıştır. Kabri de bu caminin bahçesindedir. 125 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Tekeli Lala Mehmet Paşa Sadrazam Tekeli Lala Mehmet Paşa, doğum tarihi bilinmemekte, ancak Gölmarmara doğumlu olduğu bilinmektedir. III. Murat saltanatı döneminde 18 Kasım 1595–29 Kasım 1595 tarihleri arasında on gün sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır. Osmanlı Devleti tarihinde, günümüz Ege Bölgesine denk gelen coğrafya doğumlu tek Sadrazamdır. “Nişancı” lakabı ile veya “Eski Lala Mehmed Paşa” şeklinde de anılır. III. Murad şehzade ve Manisa’da vali iken, güzel yazı yazma kabiliyeti sayesinde onun hizmetine divan çavuşu olarak girdi. “Tekeli Mehmed Çavuş” şeklinde anılmaya başlandı. III. Murad padişah olunca Manisa’ya gelen oğlu şehzade Mehmed’in lalalığını yaptı ve “lala” lakabı ile anılmaya başlandı. Şehzade Mehmed III. Mehmed adı ile tahta çıktığında onunla birlikte İstanbul’a geldi. Kısa bir süre sonra, 19 Kasım 1595’te Koca Sinan Paşa yerine sadrazamlığa atandı. Böylece 126 12 yılda çavuşluktan hükümet reisliğine kadar çıkmıştır. Bir defa divan-i humayuna riyaset edebilmiş şarbondan hastalanmış ve sadaretinin onuncu gün, 29 Kasım 1595 tarihi vefat etmiştir. Mezarı Manisa Lala Paşa Camii’nin bahçesindedir. Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Abdullah Hulvi Efendi Müderris- Müftü- Şair Mermereli Mustafa Oğlu Abdullah Hulvi Efendi hazretleri, bilgin, müderris, müftü ve şair bir kişi olup Gölmarmara’da yaşadı. Öğrenimini tamamladıktan sonra 1712 yılında ikinci defa şeyhülislam olan Ebeşade Abdullah Efendi’nin Beyazıt medresesinde Müderris olmuştur. Daha sonra Gölmarmara’ya dönerek Şâhuban Camii’nin yanındaki medrese ve darülhadiste müderrislik ve Müftülük yapmıştır. 1746’ da vefat etmiş ve aynı Şâhuban Camii’nin avlusuna gömülmüştür. Abdullah Hulvi Efendi’nin bahçesine gömüldüğü Şâhuban Camii 127 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Albay Mehmet Hilmi Sanlıtop Çanakkale ve İstiklal Harbi Kahramanı 1884 yılında, Manastır’ın Kınalı köyünde dünyaya geldi. Mahalle Mektebi’ni ve Rüştiyeyi bitirdikten sonra 1899’da Manastır Askeri İdadisi’ne girdi. 1902’de mezun olduktan sonra eğitime başladığı Harbiye’den 1905’te okul üçüncüsü olarak mezun oldu. Her iki okulda da kendisinden 3 yaş büyük olan Mustafa Kemal’in arkasından geliyordu. 1907 yılında Topçu Okulu’nu bitirdi ve Çanakkale’ye tayin edildi. Bir süre sonra Mecidiye Bataryası komutanlığına atandı. Bu arada İtalyan ve Balkan savaşlarına katıldı. Çanakkale Savaşı başladığında Rumeli Mecidiye, Hamidiye ve Namazgâh bataryalarının grup komutanıydı. 18 Mart 1915’te, komutasındaki bataryalar, başta Fransızların Bouvet Zırhlısı olmak üzere; birçok gemiyi batırmış, bazılarını da savaş dışı bırakmak suretiyle Deniz Zaferi’nin kazanılmasında büyük rol oynamışlardı. 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi sırasında, galip devletlerin dayatması sonucu askeriyeden çıkarılınca bir süre, Anadolu’ya silah kaçıran vatanseverlerle birlikte sivil olarak çalıştı. Batumlu Tüccar Hilmi Efendi adına düzenlenen sahte bir kimlik kartı ile ağzına 128 kadar silah yüklenmiş, üzerlerine ev eşyaları yerleştirilmiş bir tekneyle Anadolu’ya son sevkiyatı bizzat yaparken, kendi aile fertlerinden oluşan yolcularla birlikte Karadeniz’e açılıyordu. Önce Trabzon’a çıktılar, teslimat işlemlerinin ardından Erzurum’a, sonra da Sarıkamış’a ulaştılar. Emekli Yüzbaşı Mehmet Hilmi, Binbaşı olarak Kâzım Karabekir Paşa’nın ekibine dâhil olmuştu. Bu sefer de batı cephesini Doğu’dan destekleyeceklerdi. Savaş sonrası önce İzmir’de, ardından Ankara’da Silah fabrikasında görev yaptı. Bu arada, eğitim amacıyla birkaç kez yurt dışına gönderildi. Son olarak, İstanbul’daki Topçu Okulu’nda öğretmenlik yaptı. 14 Temmuz 1942’de emekliye ayrıldı. 22 Nisan 1946’da hayata veda eden Emekli Albay Mehmet Hilmi Sanlıtop’un, ilki Balkan Savaşı’nda, sonraki üçü, Çanakkale Savaşı nedeniyle (biri Sultan Reşat’tan, diğer ikisi Almanlardan) sonuncusu da Genç Türkiye Cumhuriyeti Büyük Millet Meclisi tarafından verilen “Kırmızı Şeritli İstiklâl Madalyası” olmak üzere, beş adet madalyası var. Ulusça kaybedilen Balkan Savaşı’nda gösterdiği başarılar nedeniyle aldığı madalyayı hiçbir zaman taktığı görülmemiştir! Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Tahir Barutçuoğlu Kuvay-ı Milliye Lideri Savaşın sonlarına doğru bir birlik teş şekkül edince orada görev alarak o zaman bizim hudutlar içerisinde Şam’dan m başlayarak hudut dışında Suriye Irak, b İran Nahcivan ve Azerbaycan’a yürüyeİr rrek Batum’a varır. Ama Birinci Dünya Savaşı da bitmiş oluyor. v Tahir Barutçuoğlu, 1308 yılında Gölmarmara’da doğdu. Osman zade ailesinin torunlarından Zeliha’dan doğma Süleyman Ağa’nın oğlu üç kardeşten biridir. Küçük yaşta hafızlık tasili yaparak 8 yaşında hafız olmuş; tahsiline devam ederek; zamanın yüksekokulu olarak bilinen (İzmir Muallim Mektebini) Cumhuriyetimizin ilk Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati ile beraber bitirmiş olup, İzmir’de Yusuf Rıza okulunda göreve başlamış, ama Birinci Dünya Harbi nedeniyle askerliğe alınmıştır. Eski adıyla (İhtiyat zabitleri) talimgâhında yani yedek subay okulunda eğitimini bitirince öğretmen olarak orada devam etmiştir. 1918 yılı sonrasında Gölmarmara’ya ggelir. Ayşe Barutçuoğlu ile evlenir. 14 Mayıs 1919 Müstevlilerin maşası Yunanlılar y İzmir’e çıkar, akabinde Gölmarmara’da İz ilk Cuma’da hutbeye çıkar ve eli silah tuil tanlarla direnme hareketinin başlamasını ta aarkadaşlarıyla birlikte başlatır. Milli kuvvetler kumandanı ve Müdafi Hukuk başv kanlığı yapar. Bu direniş bir yıl boyunca k devam eder. Bu zaman içinde Celal Bayar’ı d eevinde misafir ederek fikir teatisinde bulunur. Bir yıl sonra müstevlilerin de büyük desteğiyle Yunanlılar Anadolu içlerine doğru ilerler Tahir Barutçuoğlu da Ankara’da kurulmaya başlayan resmi orduya katılır. Birinci dünya savaşında görev yaptığı 5. Kafkas fırkası görev alarak resmen Kurtuluş Savaşına katılır. Derviş Paşa’nın emir subayı olarak Sakarya meydan muharebesi’nde Kavuncu Köprüsü civarında yaralanarak hastaneye kaldırılır. Sakarya gazisi olarak İstiklal madalyası harp malulü subay olarak Gölmarmara’ya gelir. 1933-1942 yılları arasında Gölmarmara Belediye Başkanlığı yaptı. Atatürk İlkokulu ve Atatürk heykeli belediye başkanlığı döneminde yapılmıştır. Heykel Atatürk’ün sağlığında özel izinle yapılmıştır. 1968 yılında vefat etti. 129 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara B) Önemli Şahsiyetler Abdullah Etil Kocaeli Vali Yardımcısı 1961 yılında Akselendi kasabasında doğdu. İlkokula Akselendi de başladı. 5. sınıfta iken, 1972 yılının Mart ayı sonunda köye taşındılar. İlkokulu Hacıbaştanlar köyü okulunda bitirdi. 1976 yılında Gölmarmara Ortaokulu’na başladı. Ortaokuldan sonra 1982’de Gölmarmara Lisesi’nin ilk mezunlarından biri olarak liseyi bitirdi. 1982–1986 yıllarında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde okudu. 1987 yılında Kaymakamlık mesleğine başladı. 1988 yılında 1 (bir) yıllığına İngiltere’ ye Bakanlık tarafından gönderilmiştir. Kars kaymakam Adalığı Konya-Sarayönü kaymakam vekilliği,1991– 1992 Kütahya-Domaniç, 1993–1994 Van-Saray, 1994–1998 Yozgat-Sarıkaya, 1998–2001 Maraş-Elbistan, 2001–2006 Balıkesir-Susurluk kaymakamlıklarında bulundu. 2006 -2009 yılları arasında Konya’da vali yardımcısı olarak çalıştı.2009 ve 2011 yıllarında Konya-Karatay kaymakamı olarak çalıştı.2011 yılı Ekim ayından bu yana Kocaeli’nde vali yardımcısı olarak çalışmaktadır. Aynı köyden Safiye Baştan ile evli olup, iki çocuk sahibidir. İngilizce bilmektedir. 130 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Doğan Barutçuoğlu Senatör Doğan Barutçuoğlu, 1923 yılında Gölmarmara’da doğdu. İlkokulu Gölmarmara’da, ortaokulu Akhisar’da, Liseyi Balıkesir’de okudu. Üniversite eğitimini İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tamamladı. Babasından yaz tatillerinde eski yazıyı öğrenmiştir. Askerliğini 1. Ordu Komutanlığında adliye subayı olarak yaptı. Askerliğin ardından Akhisar’da avukatlık yaptı. 1968 yılında Manisa senatörü seçildi. 1977 yılında seçimlere girmeyerek çiftçiliğe başladı. 1994 yılında vefat etti. 131 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Doç. Dr. Ersan Öz Mali Hukuk Anabilim Dalı Başkanı Pamukkale Üniversitesi 1975 yılında Gölmarmara / Manisa’da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Gölmarmara’da tamamladı. 1993 yılında girdiği KTÜ İİBF Maliye Bölümünden 1997 yılında mezun oldu. 2000 yılında KTÜ SBE Maliye Programında “Türkiye’de Vergi Tabanının Genişletilmesinde Vergi Denetiminin Etkinliği” başlıklı teziyle yüksek lisansını, 2004 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi SBE Maliye Anabilim Dalı’nda “Vergilendirmede Kanunilik İlkesine Göre Türk Vergi Sistemi’nin Değerlendirilmesi” adlı doktora teziyle doktorasını tamamladı. 1999–2006 arası Araştırma Görevlisi, 2006–2008 Yrd. Doç. Dr. ve 2009 Marttan bu yana da PAÜ İİBF Maliye Bölümü Mali Hukuk Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. Aynı zamanda Mali Hukuk Anabilim Dalı Başkanı, Pamukkale Üniversitesi seçilmiş senato üyesi, İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı, İİBF fakülte ve yönetim kurulu üyesi olan Öz’ün 4 kitabı, 2 projesi, ulusal ve uluslararası tebliğleri ve çeşitli bilimsel dergilerde yayımlanmış çok sayıda makalesi bulunmaktadır. Evli ve iki çocuk babası olup, İngilizce bilmektedir. 132 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Hasan Gülay İbrahim Şirin (Belkız) Emekli Milletvekili Sanatçı-Oyuncu 1946 Yılında Akhisar’da doğdu. Babası Mustafa, Annesi Emine Hanımdır. Üniversite eğitimini Yıldız Teknik Üniversitesi Kimya Yüksekokulu’nda tamamladı. Kimya Mühendisi olarak POAŞ ve TPAO’da çalıştı. Mühendis ve İdareci olarak görev aldı. TÜPRAŞ Kırıkkale Rafine Müdürlüğü Planlama Koordinatörü olarak çalıştı. XX ve XXI’inci Dönem Manisa Milletvekili oldu. TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanlığı yaptı. Evli ve bir çocuk babasıdır. 1949 Gölmarmara, İsmet Paşa Mahallesi’nde doğdu. Atatürk İlkokulu’nda okudu. Ardından İstanbul’da Kadıköy Kızıltoprak Ortaokulu’nda okudu ve İstanbul Belediye Konservatuarı’nda eğitimime devam etti. 1970 yılında Engin Cezzar-Gülriz Sururi Tiyatrosu’nda profesyonel sanat hayatım başladı. Sonrasında; 1972 yılında, Altan Erbulak- Metin Serezli Çevre Tiyatrosu’na devam etti. 1979’da İstanbul Radyosu sınavlarını kazandı ve profesyonel müzik hayatı başladı. 1981’de eğitim gördüğü İstanbul Belediye Konservatuarı’nda öğretim elemanı olarak görev yaptı. 1986’da İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’na girdi. Tüm bunlara ek olarak ise; TRT’de yayınlanan “Yorgun Savaşçı” başta olmak üzere, Yeşilçam’da da bazı filmlerde yardımcı erkek oyuncu olarak rol aldı. Halen İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda kadrolu sanatçı olarak devam etmektedir. Evli ve üç çocuk babasıdır. 133 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Op. Dr. Kaan Özcan Kalp ve Damar Cerrahı 1975 yılında Akhisar’da doğdu. Babası Gölmarmara’nın Taşkuyucak köyünden öğretmen Muzaffer Özcan’dır. İlköğretimimi Akhisar’ın Kurtulmuş köyünde, orta ve lise öğrenimimi Akhisar ortaokulu ve lisesinde tamamladı. 1992 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesini kazandı. Bir yıl Sivas’ın Zara ilçesinde pratisyen hekim olarak çalıştı. 2000 yılında Ege Üniversitesi Kalp ve Damar Cerrahisine uzmanlık öğrencisi olarak girdi. 2006 yılında uzmanlığını aldı ve sırası ile İzmir Bozyaka Eğitim Araştırma Hastanesi, Manisa Devlet Hastanesi’nde çalıştı. Halen İzmir Buca’da özel bir hastanede “Kalp ve Damar Cerrahı” olarak çalışmaktadır. 134 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Metin Etil Cumhuriyet Başsavcısı 1969 yılında Gölmarmara’nın Hacıbaştanlar köyünde doğdu. İlköğrenimini Hacıbaştanlar köyünde, lise öğrenimini İzmir Atatürk Lisesi’nde, yükseköğrenimimi 9 Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tamamladı. 1999 yılında Sakarya ili Taraklı İlçesi’ne Cumhuriyet Savcısı olarak atandı. Sırasıyla Bingöl/Solhan, Aydın/Koçarlı, Çanakkale/Gelibolu ve Balıkesir Cumhuriyet Savcılığı görevlerinde bulunduktan sonra 2009-2013 yılları arasında Bitlis Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yaptı. 2013 yılında Alaşehir Cumhuriyet Başsavcısı olarak atandı. Halen aynı görevi sürdürmektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır. 135 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Doç. Dr. Taner Akkın Minnesota Üniversitesi – ABD 1973 yılında Gölmarmara’nın Kayapınar Mahallesi’nde doğdu. İlkokulu Kayapınar İlkokulu, ortaokulu ise Temel Eğitim Ortaokulu’ndan dereceyle mezun oldu. Lise eğitimini İzmir Çınarlı Bilgisayar Teknik Lisesi’nde, üniversite öğrenimini Çukurova Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliğinden birincilikle tamamladı. Sonra, aynı üniversitede araştırma görevlisi olarak çalıştı ve yüksek lisansını tamamladı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın yurtdışı doktora bursluluk sınavını kazandı. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Teksas Üniversitesi’nin doktora programına kabul edilerek 1999 yılından itibaren bu ülkede yaşamaya başladı. Biyomedikal optik üzerine yaptığı beş yıllık çalışmayla Teksas Üniversitesi’nden bilim doktoru (Ph.D.) unvanını aldı. 2004–2005 yıllarında Harvard Tıp Fakültesi ve Massachusetts General Hastanesi bünyesinde, doktora sonrası bilimsel araştırmalarda bulundu. Ağustos 2005 tarihinde Minnesota Üniversitesi’nin Biyomedikal Mühendisliği Bölümü’nde yardımcı doçent olarak çalışmaya başladı ve orada Biyomedikal Optik Laboratuvarı’nı kurdu. 2012 yılında aynı kurumda doçentliğe yükseldi. Taner Akkın’ın şu ana kadar uluslararası hakemli dergilerde yayınlanan 23 bilimsel makalesi, birçok konferans bildirisi ve sunumu, iki patenti ve bir kitap bölümü bulunmaktadır. Sinir sisteminin yapısı ve işleyişinin, laboratuvarında geliştirdiği yüksek çözünürlüklü optik sistemlerle görüntülenmesi projeleri Amerika Ulusal Sağlık Enstitüsü ve Minnesota’daki çeşitli kaynaklarca desteklenmektedir. Üniversite Bursu, En İyi Bilimsel Çalışma (American Society of Laser Medicine & Surgery, 2003), Hartline-Mac Nichol Bursu (Marine Biological Laboratory, 2007) ve Mc Knight Land-Grant Profesörlüğü (University of Minnesota, 2008) aldığı ödüller arasındadır. Evli ve iki çocuk babasıdır. 136 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Dr. Yılmaz Bulut Yunus Emre Enstitüsü Berlin Müdürü 1971 Yılında Gölmarmara´da doğdu. İlkokulu Taşkuyucak Köyü’nde tamamladı. Gölmarmara ilköğretim Okulu ve Lisesi’nden mezun olmuştur. Üniversite eğitimi için gittiği Ankara’da sırasıyla Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi bölümünde lisansını ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde Yönetim Bilimleri alanında yüksek lisansını tamamladı. Dil eğitiminin ardından; Almanya’nın Giessen Üniversite’sinde, 1994 yılında siyaset bilimi ve kamu hukuku alanında başladığı tahsilini, Frankfurt Üniversite’sinde doktorasını yaparak tamamladı. Frankfurt, Köln Üniversiteleri ve İsviçre’nin Zürich Üniversitesi’nde doktora sonrası çalışmalarda bulundu. Göç ve uyum konularında Frankfurt ve Siegen Üniversiteleri’nde doktora ve lisans düzeyinde dersler verdi. İktisadi bir kuruluşta genel müdürlük ve sivil toplumda yöneticiliklerde bulundu. 2004–2012 yılları arasında fahri olarak, Avrupa çapında gerçekleştirilen Türkiye’deki Güncel Gelişmeler, Göç ve uyum, Türkiye –Avrupa Birliği ilişkileri konularında çok sayıda faaliyetin inisyatörlüğünü yaptı. 2012 yılı başından beri Yunus Emre Enstitüsü Berlin Müdürlüğü görevini yürütmektedir. Avrupa’da yaşayan Türkler konusunda bilimsel literatür ve genel kamuoyuna yönelik yayınlanmış olan birçok makalesi bulunmaktadır. Evlidir, Almanca ve İngilizce bilmektedir. 137 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara C- Gölmarmaralı İşadamları Ertuğrul Sanlıtop (Merhum) İşadamı 3 Ocak 1936 tarihinde Akhisar’a bağlı Gölmarmara bucağında doğdu. İlköğrenimini Gölmarmara İlkokulu’nda tamamladı. Aile işlerinde kendisine ihtiyaç duyulması nedeniyle, eğitimini yarıda bırakıp aileye ait kiremit ocağı ve bakkal dükkânında çalışmaya başladı. 1955 ilkbaharında Hatice Hanımla evlendi. 1956 yılında vatani görevini yapmak üzere askere gitti. Askerden döndükten sonra 1960 yılında ailesiyle birlikte İstanbul’a yerleşti.1963 yılında Ege Triko’yu kurarak tekstil işine girdi.1969 yılında kardeşleriyle birlikte 2.şirketi olan Emas A.Ş’yi kurarak sanayiciliğe adım attı. Zaman içinde iş kollarını genişleterek, mühendislik plastikleri sektöründe faaliyet gösteren Tekno Polimer A.Ş.’ye ve matbaacılık sektöründe faaliyet gösteren Esen Ofset A.Ş’ye ortak oldu. Vefatına kadar uzun yıllar bu şirketlerde yönetim kurulu üyeliği görevini sürdürdü. Yardımsever ve hoşgörülü kişiliğiyle tanınan Ertuğrul Sanlıtop eğitime verdiği önemi, sayısız öğrenciye burs vererek göstermiştir. Ayrıca kardeşi Gazanfer Sanlıtop ile birlikte yaptırdıkları Gölmarmara Hulki Sanlıtop Anadolu Lisesi’ni Milli Eğitim Bakanlığı’na bağışlamışlardır. Merhum Sanlıtop’un üç çocuğu bulunmaktadır. 03 Temmuz 2009’da 73 yaşında vefat etmiştir. 138 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Gazanfer Sanlıtop Sanayici-Şair-Yazar 1940 yılında Gölmarmara´da doğdu. 1951´de Gölmarmara İlkokulu’nu, 1957´de Manisa Lisesi’ni bitirdi. Haziran 1963’te İTÜ Makine Fakültesi’nden Makine Yüksek Mühendisi olarak mezun oldu. 26 Ağustos 1966 da Cavide Hanım ile evlendi. Aralık 1992´de kanserle tanıştı. Yazarlık hevesi, biraz da “geriye, kalıcı bir şeyler bırakabilme heyecanıyla” o dönemde başladı. Başlıca eserleri: Şiir dizisi; “Bir Katre Sevgi, Kelimeler, Sönmezmiş Hiç Sevdalar, Pervane.” Kişisel gelişim dizisi; “Mutluluğun Şifreleri, Girişimcilik, Kuvözde Çocuk Büyütmek, Kur´an-ı Kerim’e Ve Diğer Kutsal Kitaplara Göre Çekim Yasası.” Biyografi dizisi; “Saklım Gizlim Yok, Benim Kanserim, Gönül Dostu Nazik Hoca.” Deneme dizisi; “Burada Sevgi Var, Neden Geri Kaldık Neler Yapmalıyız, İnsan Yeryüzü Halifesi.” Roman dizisi; “Çanakkale Geçilmedi Yüzbaşı Mehmet Hilmi, Hülle.” Ayrıca basım aşamasında olan “Bislim, Baygora” isimli kitapları bulunmaktadır. Hâlen çok sayıda öğrenciye burs vermekte olan Gazanfer Sanlıtop, ağabeyi Ertuğrul Sanlıtop ile birlikte, babalarının adını verdikleri bir okul yaptırmanın onurunu da yaşadı. 19.12.2008 tarihinde temeli atılan, 6000m² kapalı alanda, 16 derslik, fizik, kimya, biyoloji ve dil laboratuvarları ve kütüphaneden oluşan Manisa Gölmarmara Hulki Sanlıtop Anadolu Lisesi, 3000 metrekare büyüklüğündeki bahçesiyle birlikte 21.09.2010 tarihinde eğitime açıldı. Arsası da kendileri tarafından temin edilen okul, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağışlandı. Evli ve üç çocuk babası olan Gazanfer Sanlıtop, hâlen İstanbul´da sanayici olarak iş hayatını sürdürmektedir. 139 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Hüseyin Erkan İşadamı Hüseyin Erkan, 1960 yılında Gölmarmara’da doğdu. İlkokulu Atatürk İlkokulu’nda, Ortaokulu Gölmarmara Ortaokulu’nda okudu. İse öğrenimini İzmir Cumhuriyet Lisesi’nde devam etti. Yükseköğrenimini Buca Eğitim Enstitüsü’nde tamamladı. Birkaç yıl öğretmenlik görevinde bulundu.1982 yılında öğretmenlikten istifa ederek ticaret hayatına atıldı. Tarım ve hayvancılık ile uğraştı. 1973 yılında Erkek kardeşleri ile birlikte Hacıveliler köyünde Gölmarmara -Salihli yolu üzerindeki Akaryakıt istasyonunu açarak başladı. 1977 senesinde Erkanlar Akaryakıt ve Taşımacılık adı altında ilk aile şirketini kurdu. 1996 yılında yöredeki pamuk üretimini değerlendirmek amacı ile tarıma dayalı ilk işletme olan Erkanlar Çırçır Fabrikasını kurdu. Ardından “Erkanlar Pamuk, Çırçır, Tarım Ürünleri Akaryakıt ve Lastik Bayii San. Tic. Ltd. Şti. adını aldı. Şirketin faaliyet alanlarını ziraata odaklı hale getirerek Türkiye’nin önde gelen gübre ve tohum markalarının bayiliklerini şirketin bünyesine dahil etti. 2010 yılında 1200 ton zeytini işleyebilecek kapasiteli alanda Zeytin salamurhane işletme tesisini hizmete açtı. Halen Gölmarmara’da işadamı olarak ticaret hayatını sürdürmektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır. 140 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara İbrahim Girgin İşadamı 1951 yılında Gölmarmara’da doğmuş ve ilköğrenimini Gölmarmara Atatürk İlkokulu’nda tamamlamıştır. Kendilerine ait olan lokantada çalışarak iş hayatına başlamıştır. 1969 yılında ailecek İstanbul’a taşınmalarının ardından halen devam ettirmekte olduğu tekstil işine Sultanhamam’da Girginler olarak başlamışlardır. 1979 yılında babası merhum Mehmet Girgin’in vefatından sonra kardeşi Yücel Girgin ile birlikte yönetmekte oldukları şirketlerine ek olarak Gökay Tekstil’i kurmuşlar ve 1993 yılında ev tekstili üretimine başlamış; 1995’te İstanbul Avcılar’daki fabrikalarını kurmuş daha sonra ev tekstili bölümünü 1998 yılında Gölmarmara’ya taşıdılar. 2006 yılında dokuma fabrikalarını Denizli’de faaliyete geçirmişlerdir. Her zamanki çalışkanlıkları ve azimleri sayesinde sektörlerinde ulaştıkları başarılarını devam ettirmekte olup, işadamı olarak ticaret hayatına devam etmektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır. 141 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Kamil Öz İşadamı Kamil Öz, 1967 Yılında Akhisar’da doğdu. İlkokul, ortaokul, lise öğrenimini Gölmarmara’da tamamladı. Üniversite eğitimini İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Tütün Eksperliği bölümünde tamamladı. 1992 yılında TEKEL’de mühendis olarak başladı. Türkiye’nin muhtelif yerlerinde Malatya, Adıyaman, Diyarbakır, Batman, Manisa’da görev yaptı. Görev süresinde aile şirketinde orta olarak ticaret hayatını sürdürdü. Babasının hastalığı dolayısıyla 17 yıllık devlet memurluğundan istifa etti. Gölmarmara’da ilk çırçır fabrikasını kurdu. İlk zeytin işletmeciliği ve ticareti yaparak ilçemizdeki ekonomiye katkı sağladı. Gölmarmara’da 3 yıl kurumlar vergisi şampiyonu oldu. Halen Öz Tarım Ürünleri Ltd. Şti. ortağı olup ticaret hayatına devam etmektedir. Ayrıca akaryakıt istasyonu ile ilçemize hizmet vermektedir. Halen ticaret hayatının yanı sıra iki dönemdir siyasi parti ilçe başkanlığını yürütmektedir. Evli ve dört çocuk sahibidir. 142 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Mustafa Erkan İşadamı Mustafa Erkan, 1955 yılında Gölmarmara Hacıveliler köyünde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Gölmarmara’da tamamladı. 1972 yılında Manisa Lisesi’nde öğrenimine devam ederken, sağlık sebeplerinden dolayı öğrenimine ailesinin kararı ile son verdi Genç yaşta ailesinin tarım ve hayvancılık işlerinin başına döndü. İlk profesyonel ticari hayatına 1973 yılında erkek kardeşleri ile birlikte Hacıveliler köyünde Gölmarmara -Salihli yolu üzerindeki Akaryakıt istasyonunu açarak başladı. Tarım ve Hayvancılık işleri devam ederken 1977 senesinde Erkanlar Akaryakıt ve Taşımacılık adı altında ilk aile şirketini kurdu. 1987 yılında ilçe merkezinde ikinci akaryakıt istasyonunu açtı. 1993 yılında lastik distribütörlüğünü aldı. Otomotiv lastikleri ana bayiliği ile birlikte akü ve çeşitli motosiklet markalarının tali bayiliklerinin satış ofisini açtı. 1996 yılında gerek kendi tarlalarındaki gerekse ilçemizdeki pamuk üretimini değerlendirmek amacı ile tarıma dayalı ilk işletme olan Erkanlar Çırçır Fabrikasını kurdu. Şirketin yapısını değiştirerek tüm şirketleri tek çatı altında toplayarak; “Erkanlar Pamuk, Çırçır, Tarım Ürünleri Akaryakıt ve Lastik Bayii San. Tic. Ltd. Şti. adını aldı. Şirketin faaliyet alanlarını ziraata odaklı hale getirerek Türkiye’nin önde gelen Gübre ve Tohum markalarının bayiliklerini şirketin bünyesine dahil etti. 2010 yılında 1200 ton zeytini işleyebilecek kapasiteli alanda Zeytin salamurhane işletme tesisini hizmete açtı. Mustafa Erkan iş hayatının yanı sıra 1980 yılında Gençlik Spor Kulübü yöneticiliği yaptı. 1984–1999 yıllarında üç dönem Gölmarmara Belediye Meclis üyeliğine seçildi. Evli ve iki çocuk babasıdır. 143 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Mustafa Öz Yücel Girgin İşadamı İşadamı 1966 yılında Gölmarmara’da doğdu. 1980 yılında Gölmarmara Ortaokulu’ndan, 1983 yılında Gölmarmara Lisesi’nden mezun oldu. 1989 yılında Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesini bitirdi. Öğrenimin ardından aile arazilerinin başına geçerek tarım faaliyetlerini yürüttü. 1957 yılı temmuz ayında Gölmarmara’da dünyaya gelmiştir. İlköğrenimini Gölmarmara Atatürk İlkokulu’nda tamamlamıştır ardından ailesiyle beraber İstanbul’a taşınmıştır. İstanbul’da da bir süre daha eğitim hayatına devam etmiştir fakat çalışma hayatını daha çok sevip okulu bırakmıştır. Çalışma hayatına çok erken yaşlarda başlamıştır. Disiplini, zekâsı, çalışkanlığı ve azmi sayesinde çok erken başladığı iş hayatında en yüksek basamağa ulaşmıştır. Şu anda İstanbul, Gölmarmara ve Denizli’de kendi firmasına ait tesislerin yönetim kurulu başkanlığını devam ettirmekte ve her geçen gün tesislerini en son teknolojiye uygun hale getirmek için çabalamaktadır. Aktif iş hayatından başladığı dönemden beri hiç kopmamıştır ve kendini geliştirmeye devam etmektedir. Evli ve üç çocuk babasıdır. Halen Öz Tarım Ürünleri Ltd. Şti. ortağı olup ticaret hayatında ilaç ve gübre satışları ile birlikte akaryakıt istasyonu ile ilçemize hizmet vermektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır. 144 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Süleyman Ünlü İşadamı 1969 yılında Gölmarmara’da doğdu. 1980 yılında Atatürk İlkokulu’nu, 1986’da Gölmarmara Lisesi’ni, 1990 yılında Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesini bitirdi. Öğrenim süresi boyunca baba mesleği ticaret ve tarımdan hiç kopmadı. Zirai ilaç ve gübre satıcılığına başladı. Ticarette çok küçük yaşta başladı, traktör satışı yaptı. Ülke genelinde zirai ilaç ve gübre toptan dağıtıcılığı yaparak işlerini büyüttü. 1997 yılında Pamuk Çırçır fabrikasıyla beraber tarımın yanında tarımsal sanayiye adım attı. Gölmarmara’da ilk büyük bağ dikerek üzümcülükte öncü oldu. Sahip olduğu arazileri ıslah ederek yüksek verim alınır hale getirdi. Gölmarmara’da pamuk ve tütün cazibesini yitirmeye başladığı dönemde sözleşmeli kapya biber ve domates yetiştiriciliğini teşvik etti. 2006 yılında pamuk ve hasat makinası, 2008’de İtalya’dan domates hasat makinaları getirerek; bursa ve Manisa bölgesinde üretime büyük katkı sağladı. Bu arada sanayi domatesi yetiştiriciliğinde gerekli olan fide tesisleri kurdu. İlk İzmir Menderes’te daha sonra Akselendi ve Antalya’da devam ettiği fide yetiştiriciliğiyle en büyük fide üreticisi oldu. Her yıl Antalya Tarım fuarına 200-300 kişilik çiftçi grubu götürerek bölgedeki üreticilerin bilgilendirmesinde katkı sağladı. 2012 yılının mayıs ayında verdiği kararla İspanya ve Yunanistan’da aldığı salça fabrikalarını söküp Gölmarmara’ya getirdi ve 44 günde çalışır hale getirdi. Halen Ünlü Tarım olarak bölgede üretilen domatesleri fabrikasında işleyerek “Bizim Tarla, Bizim Bahçe” markalarıyla Avrupa’dan Ortadoğu’ya birçok ülkeye salça ihracatı yapmaktadır. Hisar Fide olarak son dört yıldan beri Azerbaycan’a ve bu yıl Rusya’ya büyük miktarda fide ve danışmanlık hizmeti veriyor. Süleyman Ünlü Gölmarmara’da eğitime büyük katkıları oldu. Evli ve üç çocuk babasıdır. 145 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara D) Gölmarmara’da Görev Yapmış Kaymakamlarımız 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. 13. İsa PARLAK Ali AYAN Ali CERGİBOZAN İsmail ÇETİNKAYA Mustafa HARPUTLU Ümmet KANDOĞAN Ömer Bedrettin SAĞSÖZ Hakkı ÜNAL Fatih Sinan YAĞSAN Sadettin KALKAN Şakir ERDEN Mustafa ARI Cafer SARILI 1987–1988 1988–1989 1989–1990 1990–1992 1992 1992–1995 1995–1998 1998–2001 2001–2003 2003–2004 2004–2008 2008–2011 2011- …. E) Gölmarmara Belediye Başkanları 146 Ahmet Efendi 1923–04.10.1926 Lütfü Bayraktar 04.10.1926-26.09.1927 Halil Değirmenci 26.09.1927-28.04.1930 A. Esat Balaban 28.04.1930-10.06.1933 Tahir Barutçuoğlu 10.06.1933-02.11.1942 Kamil Yılmaz 02.11.1942-25.08.1950 Sait Coşkun 25.08.1950-18.12.1950 Sami Duysak 18.12.1950-21.04.1954 Rıfat Saygı 21.04.1954-11.11.1955 A. Mithat Özer 11.11.1955-04.10.1956 Mustafa Şahbaz 05.10.1956-30.5.1960 Abdullah Gürsoy 02.06.1960-13.06.1960 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara İsmail Güner 13.06.1960-20.06.1960 Mahir Şener 20.06.1960-26.06.1961 Sabri Kayabaş 26.06.1961-14.03.1962 Şahin Galip Durum 14.03.1962-17.11.1963 Cengiz Barutçuoğlu 17.11.1963-11.12.1977 Mehmet Kındıroğlu 11.12.1977-12.09.1980 Erol Özavşar 12.09.1980-25.09.1981 Y. Ahmet Pazvant 25.09.1981-10.05.1982 H. Bahri Bilici 10.05.1982-05.3.1984 Hüseyin Akdemir 25.03.1984-26.03.1989 İbrahim Kındıroğlu 24.04.1984-01.06.1984 Veli Döngel 26.3.1989-28.3.2004 Nihat Ağaçdiken 28.3.2004-29.3.2009 Birol Bak 29.03.2009- ... 147 onuncu bölüm Gölmarmara Fotoğraf Albümü Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Gölmarmara’nın havadan Salihli’ye doğru görünümü Gölmarmara’nın havadan görünümü 150 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Gölmarmara’nın bir başka havadan görünümü Kayapınar Mahallesinin görünümü, sağdaki işaretli yer okul arsası 151 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara 1960 yıllarda hastane arazisinden görünüm Şâhuban Cami, Belediye binası ve Hükümet Konağı arazisinin havadan görünüm 152 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Sağlık ocağının önündeki caddeden görünüm 6 Eylül Düşman işgalinden kurtuluş bayramından bir görüntü (1960) 153 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Halime Hatun Camii civarındaki çarşı içinden görünüm Gölmarmara garajından görünüm 154 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Halime Hatun Cami meydanına yapılan yangın havuzu (1936) 1960’lı yıllarda şimdiki Çamlık Kahvesi 155 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Belediye önünde kurulan pazardan bir görünüm 1930 yıllarda Atatürk Anıtı ve Atatürk Bulvarı 156 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara 1930 yıllarda Atatürk anıtı ve Atatürk Bulvarı Atatürk anıtı meydanı ağaçlandırılmış vaziyette 157 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Halime Hatun Camii meydanından görünüm Atatürk Bulvarı’ndan yukarıya doğru görünüm 158 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Şâhuban Camii Halime Hatun Medresesi 159 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Eski Hükümet Konağı Belediye binasının eski hali 160 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Atatürk anıtının yanındaki yolda öğrenciler bayram töreninde Bayram kutlamaları (1940) 161 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara 1960 yıllarında Atatürk anıtı önü Yetkililer Atatürk anıtına çelenk koyarken 162 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Atatürk İlkokulu temel atma töreni-1933 6 Eylül Kurtuluş Bayramı’ndan görünüm (1936) 163 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Belediye önünde bir grup halk 1960 yıllarında belediye binası 164 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Mustafa Döngel (ceketli) ve yetililer hastane inşaatını gezerken 1934 yılında yapılan eski hükümet konağı 165 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Atatürk anıtı önündeki parktan görünüm Atatürk anıtı önündeki parkın açılışı, önde Tahir Barutçuoğlu 166 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Cumhuriyet bayramı töreninden bir görünüm Kurtuluş şenliklerinden görünüm 167 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Belediye binası önünden görünüm Bayram töreninde askerler geçiş töreninde 168 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Eski Hal içi 1935 yılında halkın yardımıyla yapılan Atatürk İlkokulu 169 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Tütün tarlasında çalışırken Tütün tarlasından dönerken 170 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Gölmarmara’nın genel görünümü (Fotoğraf: Sercan Akkaya ) Gölmarmara’nın gece görünümü (Fotoğraf: Nihat Dal ) 171 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Eşsiz doğa güzellikleriyle; Gölmarmara Gölü (Fotoğraf: Ruhsan Ercan) Yeşilin ve mavinin buluştuğu yer; Gölmarmara Gölü (Fotoğraf: Yılmaz Özçubukcu) 172 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Atatürk anıtınındın görünüm (Fotoğraf: Sercan Akkaya ) Belediye önünden Gaziler Caddesi’nin görünümü (Fotoğraf: Yunus Tan ) 173 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Gölmarmara garajı ve kavşaktan görünüm (Fotoğraf: Erdal Ukşul) Altı Eylül Şehitler Abidesi’ne kar yağıyor (Fotoğraf: Hafize Yurttakal) 174 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Doğa güzellikleriyle Akpınar Mesire Alanı (Fotoğraf: Ruhsan Ercan) Akpınar Mesire Alanında bir kış günü (Fotoğraf: Hafize Yurttakal) 175 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Doğa güzellikleriyle Akpınar Mesire Alanı (Fotoğraf: Fatih Güneş) Akpınar Mesire Alanı ve balıklar (Fotoğraf: N. Furkan Pala ) 176 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Akpınar Mesire Alanı’nda bir sonbahar günü (Fotoğraf: Şeyda Tan) Akpınar Mesire Alanı kara bürünmüş vaziyette (Fotoğraf: Zeliha Akkaya) 177 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Gölmarmara’nın en önemli geçim kaynağı kuru üzüm (Fotoğraf: Latife Taylan ) Gölmarmara üzüm bağları (Fotoğraf: Pelin Görece) 178 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Balık ve balıkçı (Fotoğraf: A.Tarık Karaduman) Gölmarmara Gölü’nde balıkçımız ağ topluyor (Fotoğraf: Nejat Gündüç) 179 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Gölün kenarında balıkçılarımız ağları ile uğraşırken (Fotoğraf: Nejat Gündüç ) Balıkçılarımız tuttukları balıkları götürüyor (Fotoğraf: Ruhsan Ercan) 180 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Üzüm yaprağı toplayan bir vatandaşımız (Fotoğraf: Latife Taylan) Bir vatandaşımız seleyle üzüm toplarken (Fotoğraf: Latife Taylan) 181 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Gökyüzünde yüzlerce kuş; kuş cenneti Gölmarmara (Fotoğraf: Murat Çetin) Gölmarmara’da gün batımı (Fotoğraf: Kemal Utku Turna) 182 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara GÖLMARMARA İLE BAZI İLLER ARASI MESAFELER Gölmarmara-Manisa : 55 km Gölmarmara-Ankara : 524 km Gölmarmara-İstanbul : 501 km Gölmarmara-İzmir : 104 km Gölmarmara-Bursa : 271 km Gölmarmara-Uşak : 157 km Gölmarmara-Balıkesir : 116 km GÖLMARMARA İLE DİĞER İLÇELER ARASI MESAFELER Gölmarmara-Akhisar : 27 km Gölmarmara-Ahmetli : 26,5 km Gölmarmara-Alaşehir : 73,2 km Gölmarmara-Demirci : 137 km Gölmarmara-Gördes : 61 km Gölmarmara-Kırkağaç : 54,2 km Gölmarmara-Kula : 81,5 km Gölmarmara-Köprübaşı : 83,2 km Gölmarmara-Salihli : 38 km Gölmarmara-Sarıgöl : 95,6 km Gölmarmara-Saruhanlı : 37,1 km Gölmarmara-Selendi : 119 km Gölmarmara-Soma : 67 km GÖLMARMARA İLE KÖYLERİ ARASI MESAFELER Gölmarmara-Ayanlar : 17,5 km Gölmarmara-Beyler : 10 km Gölmarmara-Çamköy : 20,8 km Gölmarmara-Çömlekçi : 8,4 km Gölmarmara-Değnekler : 8,5 km Gölmarmara-Hacıbaştanlar : 5,9 km Gölmarmara-Hacıveliler : 9,7 km Gölmarmara-Hıroğlu : 7,9 km Gölmarmara-Kayalatı : 5,4 km Gölmarmara-Ozanca : 6,3 km Gölmarmara-Taşkuyucak : 14,2 km Gölmarmara-Tiyenli : 8,2 km Gölmarmara-Kılcanlar : 10 km Gölmarmara-Yeniköy : 14,2 km Gölmarmara-Yunuslar : 22,4 km 183 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara 184 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara 185 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Kaynakça • SATIŞ Dr. Baki, “İlk Çağdan Günümüze Akhisar,” AK-SEK Vakfı, Akhisar–1994 • EVLİYA ÇELEBİ, “Seyahatname” Günümüz Türkçesine Çeviren: Zuhuri Danışman, c.13, Özaydın Matbaası, İstanbul–1971 • EMECEN Feridun, “Saruhanoğulları”, Cilt 36, İstanbul–2009 • ÖZÇELİK, Nazmi, “İlk Çağ Tarihi ve Uygarlığı” Nobel Yayınları, Ankara–2002 • Marka Şehir Manisa 251 Bin Dev Öğrenci Kültür Yayını Manisa-2013 • GİRGİN Yrd. Doç. Dr. Mustafa “Marmara Gölü” Doğu Coğrafya Dergisi, Cilt 6, Sayı 3 Erzurum–2000 • ULUÇAY Çağatay, “Manisa’da Tütüncülük ve Fidecilik”, Gediz Dergisi, Sayı 82, (1 Temmuz 1945), ss. 13–15 • DURSUN, Behset, “Gölmarmara’nın Cumhuriyetin İlk 70 Yıllık Dönemindeki Gelişimi” Uşak Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi) Uşak, 2011 • ÜNALAN, H.Sibel, “Akhisar ve Gölmarmara’daki Türk Anıtları” Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi) İzmir–1998 • DURMAZ, Senem, “Gölmarmara Türk Devri Yapıları” Selçuk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, (Lisans Tezi) Konya–1996 • Seçilmiş Göstergelerle Manisa 2012- http://www.tuik.gov.tr • TÜİK, Bitkisel Üretim İstatistikleri Veri Tabanı • Gölmarmara Esnaf ve Sanatkârlar Kefalet Kooperatifi Üye Kayıt Defteri • Gölmarmara Belediyesi Brifing Dosyası • Gölmarmara İlçe Tarım Müdürlüğü Raporu (1970–2000) • http://www.golmarmara.gov.tr • http://golmarmara.meb.gov.tr • www.tarihiyerlerimiz.net • http://www.golmarmara.bel.tr/ • www.manisakulturturizm.gov.tr 186 Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent Gölmarmara Eğitim aşığı, hayırsever işadamı, şair-yazar sayın Gazanfer Sanlıtop’a şükranlarımızla…. 187
Benzer belgeler
iyi pamuk uygulamaları derneği
Pamukta gübreleme, Entegre Zararlı Yönetimi, hasat
hazırlığı ve hasat sırasında dikkat edilmesi gereken hususlar