Tavvuk Restoran`da Geleneksel İftar Yemeği
Transkript
SAYI: 190 - 08 / 2013 Tavvuk Restoran’da Geleneksel İftar Yemeği SEKTÖR SORUNLARI AŞILMALI Ülkemizde kanatlı sektörü son yıllarda yarattığı istihdam ve ülke ekonomisine katkıları ile giderek ivme kazanan bir sektör konumuna gelmiştir. Bu gün sektör 8 milyar TL’lik cirosu, 556 milyon dolara varan ihracatı ile 600 bin kişiye istihdam sağlarken dolaylı olarak 2,5 milyon kişiye de geçim imkanı yaratmaktadır. Sektör firmaları, piliç eti tüketiminin hala oldukça geri olduğu ülkemizde, halkın protein açığını ulaşılabilir fiyat seviyesinde, sağlıklı, kontrollü ve kayıt altında izlenebilir üretim ile karşılamak için var güçleriyle çalışmaktadır. Fakat uluslararası piyasalarda yem ve gıda hammaddelerinde yaşanan gelişmeler sektörümüzü maalesef olumsuz yönde etkilemektedir. Bilindiği gibi üretim maliyetlerinin %70’ini yem hammaddeleri oluşturmaktadır. Bu yemler ise ithal edilerek alınmaktadır. Dolar ve Euro’da son günlerde yaşanan hızlı artış yem hammadde fiyatlarını olumsuz etkilemekte bu da sektördeki firmaları hammadde alımı konusunda zora sokmaktadır. Yem hammadde fiyatlarındaki artış karşısında büyük sıkıntı yaşayan sektör, uygulanan gümrük vergileri nedeniyle de zor günler geçirmektedir. Mısıra uygulanan gümrük vergisi oranının yüzde 130, soya fasulyesine uygulanan gümrük vergisinin yüzde 8, soya küspesi ve ayçiçeği küspesine uygulanan gümrük vergisinin ise yüzde 13,5 olması Türk kanatlı sektörünün Brezilya, Tayland ve Amerika gibi ülkelerle rekabet etme şansını da düşürmektedir. Önemli ithal kalemlerimizden olan yem katkı maddeleri için de yeni çözümler üretmek gerekmektedir. Bu ürünleri üreten yerli girişimcilerin desteklenerek ihtiyacın ülke içinden daha ucuza karşılanması sektöre rahat bir nefes aldıracaktır. Böylece her yıl dışarı aktarılan ciddi miktarlardaki dövizin ülke içinde kalması sağlanacağı gibi sektörü zorlayan yüksek gümrük vergileri de ortadan kalkacaktır. Yaşanan bu sıkıntılar aşıldığı takdirde, kanatlı sektörü gerek iç pazarda gerekse dış pazarda hak ettiği yere gelecektir. Sektör olarak amacımız piliç eti ve yumurta tüketimini iç piyasada arttırarak sağlıklı nesiller yetiştirilmesine yardımcı olurken, dış piyasada ise Türk markalarının bilinirliliğini arttırmaktır. Şirketler grubumuz tarafından her yıl Ramazan ayında geleneksel olarak düzenlenen iftar yemeği, Manisa Valisi Abdurrahman Savaş, Manisa AK Parti Milletvekili Uğur Aydemir, Manisa CHP Milletvekili Sakine Öz, Manisa İl Emniyet Müdürü Yunus Çetin, Akhisar Belediye Başkanı Salih Hızlı, Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahiner, Akhisar İlçe Emniyet Müdürü Mehmet Turhan, İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü M. Akif Şenyürek, oda başkanları, belde belediye başkanları, sivil toplum örgütleri ve yönetim kurulu üyeleri, iş adamları, muhtarlar, Keskinoğlu idari personeli ve çok sayıda vatandaşın katılımıyla Akhisar’da bulunan Tavvuk Restoran’da gerçekleşti. Ramazan ayının birlik, beraberlik duygusunu arttırdığını ve iftar sofralarının da bu ayın bereketinin bir göstergesi olduğunu belirten yönetim kurulu üyemiz İsmail Keskinoğlu, “Keskinoğlu ailesi olarak böyle bir günde konuklarımızla bu iftar yemeğinde buluşmak bizleri çok mutlu etti. Davetimize gelen tüm misafirlerimize teşekkür ederiz. Ramazan ayının tüm Müslüman alemine hayırlı olmasını dileriz” dedi. Açılış konuşmasının ardından Akhisar İlçe Müftüsü Ramazan Orhanlı tarafından okunan dualar ile başlayan yemekte, Manisa Valisi Abdurrahman Savaş “İlimizin ve Türkiye’nin önemli markalarından olan Keskinoğlu’nun düzenlediği iftar yemeğinde güzel ilçemizin insanlarıyla buluşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. İftar sofraları geleneğini sürdüren Keskinoğlu ailesini kutluyorum. Ülkemizin değerli şehri Manisa’mızın markası olan Keskinoğlu, firma olarak dünya markası olma yolunda da emin adımlarla ilerliyor. Sağladıkları istihdam ve Türkiye ekonomisine vermiş oldukları destekten dolayı Manisalılar olarak kendileri ile gurur duyuyoruz” dedi. Tavvuk Restoran’ın zengin iftar menüsüyle keyifli bir yemeğin tadını çıkaran konuklar böyle bir geceye ev sahipliği yaptıkları için Keskinoğlu ailesine teşekkürlerini ilettiler. Şirketler grubumuz, 2005 yılında Ravika markasıyla girdiği zeytinyağı pazarını geliştirmeye devam ediyor. Bugün Singapur’dan Amerika’ya, Dubai’den Ukrayna’ya kadar dünyanın 75 ülkesini, Türk zeytinyağı ile tanıştıran Ravika, Türkiye’deki yüzde 7’lik pazar payını da yıl sonuna kadar yüzde 9’a çıkarmayı hedefliyor. AR-GE’ ye ağırlık veren ve Türkiye’de çeşnili, sirkeli ve truff mantarlı zeytinyağlarının ilk üreticisi olan Ravika, doğanın mucizesi zeytinyağında “Lezzet ve Sağlık” birleşimini farklılaştırarak hem tüketiciye “İlk”leri ulaştırırken, hem de zeytinyağı tüketimini arttırıyor. Kullanılan zeytinlerin cinsi ve soğuk sıkım üretim farkıyla özel bir kitle yakalayan Ravika, bugün ülkemizde 2000’e yakın ulusal ve yerel satış noktasıyla tüketicilere ulaşırken, otellerin ve restoranların da ilk tercihleri arasında yer alıyor. Son yıllarda doğal ürünlere olan talebin giderek arttığını dile getiren Keskin Keskinoğlu, “Zeytinyağına olan ilgi her geçen gün artıyor. Bizler, iç piyasada satışların yükselmesi için fiyatlarımızı tüketicilerin alım seviyesinde tutuyor ve promosyon, tadım, tanıtım çalışmalarını aralıksız sürdürüyoruz. Bu kapsamda zeytinyağı şişelerine, zeytinyağlı yemek tarifi olan boyunluklar takarken, markamızın bulunduğu ulusal ve yerel mağazalarda sürekli tadım aktiviteleri yapıyoruz. Tüketicilerin cam şişeye olan taleplerinin artması iç pazarda bu ürünlerimizin payını arttırırken, ulusal kanallarda yayımlanan TV reklamlarımız ile de tüketicilerimize, kaliteli zeytinyağının tarladan sofraya kadar olan öyküsünü anlattık. Ravika olarak yürüttüğümüz bu çalışmaların sonucunda da 2013 yılı sonuna kadar Türkiye’deki pazar payımızı yüzde 9’a yükseltmeyi hedeflerken, kişi başı zeytinyağı tüketiminin de 2 kg seviyelerine ulaşacağını öngörüyoruz” dedi. Yurt içinde olduğu kadar yurtdışında da başarılı bir grafik çizen, Singapur zeytinyağı pazarında 1. sırada yer alan, Malezya ve Suudi Arabistan’da ilk 3 marka arasında bulunan Ravika; aralarında Ukrayna, Bosna Hersek, Hong Kong, Rusya, Amerika, Kanada, Kosova, Brezilya, Makedonya, Çin, Norveç, Hindistan, İran, Japonya ve Dubai’nin de bulunduğu 75 ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. Stratejisiyle İç Pazarı Büyüten Ravika, Global Pazarın En İddialı Markalarından Oldu İçme Suyu ile Aşılama İçme suyu ile yapılan aşılamalarda aşının hayvanlara verilmesine kadar geçen süre büyük önem arz etmektedir. Bu noktada aşının son kullanım tarihi ile seri numarası kaydedilmeli ve canlı aşılar +2 ile +8 derecede buzdolabında saklanmalıdır. Aşının uygulanmasından önce hayvan sayısına göre günlük su tüketimi hesaplanmalı ve bunların ışığında; yağsız süt, süt tozu ile aşı suyu miktarı tespit edilmelidir. Kullanılacak suyun miktarı; hayvan sayısına, yaşına, mevsime, aşının çeşidine, rasyona ve susuzluk süresine göre değişmektedir. Genel bir kural olarak aşı ile birlikte verilen su miktarı, hayvanlar tarafından iki saat boyunca tüketilebilecek yeterlilikte olmalıdır. Bu zaman aralığı IB VE NB aşılarında, IBD aşılarına göre daha kısadır. Hayvanların 2 saat boyunca su içebilmeleri için yeteri kadar susuz bırakılmaları ve uygun miktarda aşı suyuna sahip olmaları gerekmektedir. İçme suyu ile aşı yapılırken, aşı suyuna mavi gıda boyası katılarak hayvanlar tarafından alınıp alınmadığının ve alınan aşının yeterli olup olmadığının tespiti gerçekleştirilmelidir. Yapılan çalışmalar sonucunda mevsime, rasyona ve kümes tipine bağlı olarak değişmekle beraber sürülerin ortalama 3 saat susuz bırakılmaları tavsiye edilmektedir. Eğer bu süre 5 saat gibi yüksek bir düzeyde tutulursa su tüketim süresi aşırı susuzluktan dolayı 45 dakikaya kadar düşecek, dolayısıyla bu durum sürü içerisinde rekabeti arttıracaktır. Tam tersi durumda, süre 1-2 saat gibi düşük düzeyde tutulursa hayvanlar yeterince susamadıklarından dolayı aşı suyunun tüketimi 2 saati aşacaktır. Bu da canlı aşılarda potens kaybına sebebiyet verecektir. 14 günlük ve 10.000 adetlik bir sürü örnek olarak alındığında; sahada yaygın olarak kullanılan yöntemle belirlenen su miktarı(14x 10.000/1000 = 140 litre ) 3 saat susuzluğun ardından yetersiz kalmaktadır. Saha çalışmaları bu miktarın 1,5-2 katının kullanılmasının daha iyi sonuçlar verdiğini göstermektedir. İçme suyunun dezenfeksiyonu Gördes’te bulunan 18 bin kapasiteli çiftliğinde yaptığı üretimle bu ayın başarılı üreticileri arasında yer aldı. Kendilerini tebrik eder, başarılarının devamını dileriz. Abdullah Altun için klor kullanılıyorsa aşılamadan 48 saat önce bu uygulamaya son verilmeli ve suda olması muhtemel klor yada ağır metallerin aşıya vereceği zararı bertaraf etmek için aşı suyunda yağsız süt ya da süt tozu kullanılmalıdır. Yağsız süt ya da tozunun kullanılmasında, pratik anlamda üreticiler tarafından göz önüne alınması gereken birkaç kritik nokta vardır: -Yağsız süt ya da süt tozu, aşının suya karıştırılmasından en az 30 dakika önce suya katılmalıdır. -Aşının eritilmesinde kullanılan su, yağsız süt ya da süt tozu katılarak bekletilmiş su tankından alınmalıdır. Nipel Suluklarda Aşılama: -Nipel hattı hayvan seviyesinde iken su kapatılmalıdır. -Kalan suyun hayvanlar tarafından alınmasına müsaade edilmelidir. -Nipellerde su kalmadığı tespit edildikten sonra suluk hattı yukarıya kaldırılmalıdır. -Hayvanlar yaklaşık 3 saat susuz bırakılmalıdır. -Bu sürenin son yarım saatinde suya yağsız süt ya da süt tozu ilave edilmelidir. İşte bu aşamada dikkat edilmesi gereken nokta hattın aşağı indirilmesinden önce nipel hattın sonunda aşısız suyun boşaltılmasıdır. Nipel hattı içinde bulunan ölü bölgelerde bir miktar su kalmaktadır ve bu su depodan gelen aşılı suyun etkisiyle temiz su hattının sonuna doğru birikmektedir. Bu aşısız su boşaltılmadığı takdirde kümesin arka bölmelerindeki hayvanların aşıyı almamalarına sebebiyet vermektedir. 60 metrelik nipel hattında bu suyun 16-17 litre gibi önemli bir düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Asma Suluklarla Aşılama: Nipel suluklarda olduğu gibi asma suluklarda da eğer aşılama depodan yapılıyorsa, borularda kalabilecek aşısız suyun drenajı önem arz etmektedir. Bununla birlikte asma suluklarda aşının uygun olarak elle suluklara dökülmesiyle yapılan aşılamanın daha iyi sonuçlar verdiği de tespit edilmiştir. Gördes’te bulunan 7 bin kapasiteli çiftliğinde yaptığı üretimle bu ayın başarılı üreticileri arasında yer aldı. Kendilerini kutlar, başarılı çalışmalarının devamını dileriz. Şerif Mehmet Çalışır 34. Gölmarmara Geleneksel Kavun Karpuz Festivali’ne Sponsor Olduk 34. Geleneksel Kavun Karpuz Festivali geçtiğimiz günlerde Manisa’nın Gölmarmara ilçesi Akpınar Mesire alanında gerçekleştirildi. Şirketler grubumuzun da destek verdiği festivale Gölmarmara Kaymakamı Cafer Sarılı, Gölmarmara Belediye Başkanı Birol Bak, Gölmarmara Emniyet Müdürü Murat Oktay, Gölmarmara Belediye Meclisi Üyesi Ertuğrul Kansu’nun yanı sıra çevre beldelerin belediye başkanları, oda ve daire başkanları ile çok sayıda vatandaş katıldı. Hem Türk meyve yetiştiriciliğinde, hem de tüketicinin gözünde özel bir yere sahip olan kavun ve karpuzun, Türk tarımı için son derece önemli iki ürünü olduğunun altını çizen Keskin Keskinoğlu “Manisa zeytin ve üzüm yetiştiriciliğinin yanında kavun, karpuz yetiştiriciliğinde de Türkiye’de önemli bir konuma sahip. Gölmarmara Festivali, bu ülkeye en büyük değeri katan üreticilerimize ev sahipliği yapıyor. Diğer yandan bu tür etkinlikler, hem Ege Bölgesi’nin yöresel zenginliklerinin tanıtımında, hem de tarımsal çeşitliliğimizin desteklenmesinde önemli bir rol üstleniyor. Bizler de Keskinoğlu olarak en önemli ihtiyaçları daha verimli mahsül almak olan çiftçimizle bu tür etkinliklerde buluşuyor, sorunlarını dinliyor, doğal tavuk gübresi ürünümüz Organica ile onlara destek veriyoruz. Her platformda üreticilerin yanında olmaya devam edeceğiz. Topraktan beslenen bu festivale, toprağa verdiğimiz güçle destek olmaktan mutluyuz” dedi. Festivalde gün boyunca vatandaşların katıldığı “Kavun Karpuz Yeme” ve “Kavun Karpuz Güzellik Yarışması” gibi pek çok etkinlik düzenlenirken, yarışmalarda dereceye giren çiftçilere de çeşitli hediyeler verildi. “Organik Tavuk” Keskinoğlu Uzmanlığıyla Sofralarda Sektöründe 50. yılına giren ve gerçekleştirdiği yatırımlarla sektörün lideri olan şirketler grubumuz, üretimine başladığı organik tavuk ile sektörde fark yaratmaya devam ediyor. Bütün piliç, ızgara kanat, fileto ve kalçalı but çeşitleri ile satışa sunulan Keskinoğlu organik tavuklar Türkiye’deki ulusal ve yerel market zincirlerinde, tüketicilerin de ilgi odağı oldu. Organik üretim sürecinin tüm detaylarıyla özel olarak planlanması gerektiğini belirten ve bunun bir uzmanlık olduğunun altını çizen yönetim kurulu üyemiz Hamit Keskinoğlu, “Türkiye’de organik tarıma ilişkin yönetmelik, 2005’te yayınlandı ve bizler şirket olarak tüm süreci yakından takip ettik. Üretim güvenliği için bu tesislerin yerleşim merkezi, dere yatağı gibi bölgelerden uzak olması, hayvanların özgürce dolaşabilecekleri ve gıda güvenliğini koruyacak tedbirlerin alındığı organik tarım arazilerinin oluşturulması gibi birçok kriterin gözetilmesi gerekiyor. Önce tüm bu planlamayı yapmayı ve tüketicimize yüzde yüz organik tavuğu en sağlıklı haliyle sunmayı hedefledik. Organik kümeslerimizde yetişen tavuklarımız tamamen organik sertifikalı bitkisel yemlerle beslenmektedir. Doğal ortamlarda yetişen mevcut tavuklarımız, ihtiyaçları olan, eşinme, gerinme, otlama ve güneşlenme gibi tüm doğal hareketleri de rahatça yapabilmektedirler. Organik tarıma olan ilginin gün geçtikçe artması nedeniyle bizler de bu yöndeki çalışmalarımıza hız verme kararı aldık. Bu nedenle Organik tavuk üretim kapasitemizi önümüzdeki yıllarda arttırmayı planlamaktayız“ dedi. Şirketimizin çiftliklerinde yetiştirilen organik tavuklar, T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’mızca belirtilen esaslara uygun olarak ve bağımsız denetleme kuruluşlarının gözetimi altında organik yetiştiriciliğin tüm koşullarına uygun olarak yetiştirilmektedir. Tavvuk Web Sitesi Yenilendi Şirketler grubumuzun fastfood zinciri markası olan Tavvuk Restoran’ın web sayfası yenilendi. Yenilenen arayüzü ve içeriği ile tüketicilerine çok daha etkin bir biçimde ulaşacak olan Tavvuk Restoran web sayfasında, restoranla ile ilgili her türlü bilgiye, restoranlarımızda tüketicilerimizi bekleyen ürün ve menü gruplarına, franchise bilgilerine ulaşılabiliyor. Çağın trendlerini yakından takip eden şirketler grubumuz, bu ayrıcalığı Tavvuk Restoran web sayfasında da sürdürüyor. Buna en iyi örnek olarak, yeni Tavvuk Restoran web sayfasında online sipariş sistemi de bulunuyor. Bu sayede internet sayfamız üzerinden gerçekleştirilen online ürün ve menü talepleri en hızlı biçimde yanıtlanıyor. Ayrıca yeni web sayfamız bu tasarımı ile tabletlere uyumlu hale getirilerek tüketicinin beğenisine sunuldu. Balkabağı Çorbası Maş Fasulyesi Piyazı Malzemeler 4 5 bardak tavuk suyu 1 kg balkabağı (temizlenmiş) 2 adet havuç ½ adet kuru soğan 2 diş sarımsak 2 çay kaşığı kimyon 1 çay kaşığı tuz 1 çay kaşığı karabiber 4 yemek kaşığı Ravika zeytinyağı Malzemeler 4 250 g maş fasulyesi 50 g kıyılmış ceviz 1 adet nar ½ bardak nar ekşisi ½ bardak balzamik sirke 1 kahve fincanı Ravika Limonlu zeytinyağı ½ çay kaşığı toz karabiber 3 bardak su Tuz Hazırlanışı: Hazırlanışı: Soğan, sarımsak ve havuçları yemeklik doğrayın. Bir tencerede zeytinyağını kızdırın ve sırasıyla soğanı, sarımsağı ve havuçları kavurun. Soğanlar pembeleşince doğranmış balkabaklarını ilave edip 5 dakika kadar daha kavurun. Karışıma tavuk suyunu ve baharatları ilave edip balkabakları yumuşayıncaya kadar yaklaşık 1 saat kısık ateşte pişirin. Pişen karışımı blenderdan geçirip, süzün ve servis edin. Maş fasulyelerini 2 saat suda bekletin. Suda bekletilmiş fasulyeleri süzün ve bir tencerede 1 kaşık sirke ve 3 bardak su ile 15 dakika kadar haşlayın. Haşlamış olduğunuz fasulyeleri süzdükten sonra bir kabın içerisine alıp, nar ve kıyılmış cevizleri ilave edin. Ayrı bir kapta zeytinyağı, balzamik sirke, nar ekşisi, tuz ve toz karabiberi karıştırıp bir sos elde edin. Elde ettiğiniz sosu maş fasulyesinin üzerine ekleyip servis edin. Tavuklu Ege Otları Salatası Ayvalı Böğürtlenli Tart Malzemeler 4 1 adet Keskinoğlu kalçalı but (haşlanmış, didiklenmiş) 4 ince dilim beyaz peynir 1 adet salatalık 1 adet kırmızı soğan 3-4 dal taze nane 3-4 dal maydanoz 3-4 dal dereotu 3-4 dal ısırgan otu 3-4 dal arapsaçı 3-4 dal cibes otu 3-4 adet taze soğan 3-4 adet taze sarımsak 3 yemek kaşığı Ravika Sirkeli zeytinyağı ½ adet limonun suyu 1 tatlı kaşığı tuz Malzemeler 8 Hamur İçin Malzemeler: 2 bardak un 175 g tereyağı 2 adet Keskinoğlu yumurta sarısı 3 çorba kaşığı toz şeker 2 çorba kaşığı su İç Hazırlık Malzemeleri: 3 adet büyük boy ayva 1 kase böğürtlen 4 adet çubuk tarçın 5-6 tane karanfil 2,5 bardak toz şeker 3 çorba kaşığı irmik 3 bardak su Hazırlanışı: Hazırlanışı: Kırmızı soğanları acısı çıkana kadar tuz ile ovalayın ve küçük küçük doğrayın. Geniş bir salata kasesine doğramış olduğunuz soğanları, salatalıkları ve peyniri koyup karıştırın. Ayrı bir tencerede kaynatmış olduğunuz suya arapsaçı, ısırgan otu ve cibes otunu koyup yumuşayıncaya kadar pişirin. Peynirli karışımın üzerine tavuk etlerini, haşlanmış otları, doğramış olduğunuz yeşillikleri (taze soğan, taze sarımsak, maydanoz, nane, dereotu) ve limon suyunu ekleyin. Son olarak zeytinyağını ve tuzu ilave edip servis edin. Tartın Hazırlanışı: Tereyağı ve unu ovalayarak birbirine harmanlayın. Diğer malzemeleri de ekleyin hamuru yoğurun. Tart kalıbına dökün. 180 dereceye ayarlanmış fırında 8- 10 dakika kadar pişirin. Ayvaların Hazırlanışı: Ayvanın kabuklarını soyup, ayıklayın ve portakal dilimi şeklinde dilimleyin. Ayrı bir tencereye 3 bardak su, 4 adet çubuk tarçın, 5-6 tane karanfil ve 2,5 bardak toz şeker koyup kaynatın. Kaynamaya başlayınca ayvaları içine atın ve 15 dakika ayvalar yumuşayana kadar kaynatın. Pişirdiğiniz tart kalıbının tabanına 3 çorba kaşığı irmik serpin ve ayvaları düzgün bir şekilde tart kalıbına yayın. Kaynattığınız tarçınlı sudan 2-3 çorba kaşığı alıp ayvaların üzerine gezdirin. Tart kalıbını alüminyum folyo ile sarın, 200 derecedeki fırında 15 dakika pişirin. Folyoyu alıp böğürtlenleri tart kalıbına yayın. Tartı yeniden fırına atın ve 7-8 dakika daha pişirin. Ilıkken vanilyalı dondurma ile servis edin. Barış Torcu Mövenpick Otel’de Executive Şef olarak çalışan Barış Torcu ile mesleğe başlama hikayesi, Türk mutfağının dünyadaki yeri ve yemek yapmanın püf noktaları hakkında sizin de zevkle okuyacağınız bir sohbet gerçekleştirdik. Bizlere mesleğe başlama hikayenizi anlatabilir misiniz? Mesleğe aslında evde babam ve amcamlara servis yaparak, tabiri caizse garson olarak başladım.Tekirdağ Anadolu Otelcilik Meslek Lisesi’nde başlayan eğitim serüvenim, Kuşadası Turizm Meslek Lisesi’ne geçiş yaparak devam etti. Bu dönemde 2 senelik stajımı Kuşadası Onur Otel mutfağında tamamlayarak mesleğe başlamış oldum. Açılış öncesinde hazırlık dönemi dahil 2 yıl boyunca Mövenpick Hotel İzmir’de Aşçıbaşı Yardımcısı olarak çalıştınız, daha sonra başka farklı bir grupta Mutfak Koordinatörü olarak görev aldınız. 2009 yılında da Mövenpick Hotel İzmir’e başaşçı olarak atanıp yuvanıza geri dönüş yaptınız. Bu serüveni biraz anlatır mısınız? Chef Andreas Erni ile beraber 2007 yılının başlarında ofis çalışması yaparak mutfak altyapı çalışmalarını denetledik. 12 Şubat 2008’de Mövenpick Otel İzmir’i açtık. 2009 Mart ayında Ran Grup ile anlaştım ve bu şirkette mutfak koordinatörü olarak başladım. Ran Grup ile çalıştığım süre içinde sırası ile Adabeyi Balık Restoran, %100 Restoran ve Dükkan Steak House açılışlarını 9 ay gibi bir sürede gerçekleştirdim. Daha sonra Mövenpick Hotel İzmir bana reddedemeyeceğim bir teklif yaptı ve burada 2009 Kasım ayında Executive Chef olarak tekrar göreve başladım. Şu an Mövenpick Hotel’de Executive Şef olarak çalışıyorsunuz ve mesleğiniz dışarıdan bakıldığında çok keyif verici görünüyor. Mutfağınızda neler yaşıyorsunuz, biraz anlatabilir misiniz? Evet, çok keyifli, sıra dışı, hergün yeniden başlayan, sınırları olmayan bir meslek bizimki. Aslında bir sanattır aşçılık. Diğer sanat eserlerine nazaran kalıcılığı da farklıdır. Her ne kadar bazen günler haftalar da harcasanız, 15 dakika sonra sadece geriye kalan mutluluk tebessümleri ile yetinen sanatçılarız biz. Mövenpick, gastronomi kökenli bir kuruluştur ve mutfağa çok önem verir. Menülerimizi hazırlarken her zaman mevsimsel ürünleri, bölgesel lezzetleri kullanmaktan yanayız. Ekibimle beraber araştırmalar yapıp evlerde büyüklerimizin pişirdiği yemeklere kadar analiz edip misafirlerimize sunuyoruz. rekarelik sınır içinden temin edilmesi ve bölgesel üreticinin desteklenmesi yönündedir. Bizde bu oran %82’dir. Ege’nin nimetlerinden gıdanın her alanında faydalanıyoruz. Bu sebeple misafirlerimize ürünleri, iklim değişikliği, bölge ve kıta değişikliği yaşatmadan sağlıklı ve lezzetli bir şekilde sunuyoruz. Türkiye’de sadece 2 – 3 otelde bulunan greenglobe (doğal ürün kullanımı) sertifikasına sahipsiniz. Bunun size ne gibi faydaları bulunuyor? Evet green globe sertifikası alma koşullarından biri de mutfakta kullandığınız ürünlerin en az %65’inin, 150 kilomet- Yemek yapmanın püf noktaları nelerdir? Mutfakta olmazsa olmaz dediğiniz malzemeler var mıdır? Biz aşçılar için yemeğin püf noktası, eski ustalarımızdan aldığımız, daha doğrusu çaldığımız bilgilerdir. Doğru pişirme teknikleri ve ürünlerin birbiri ile uyumu konusunda tecrübe- Genelde Türk insanının beslenme şekli nedir? Daha çok neleri tercih ediyorlar? Bizler gelenekçiyiz. Yeniliklerden ziyade, bildiğimiz yöresel yemekleri tüketmeyi uygun buluyoruz. Birçok misafirimize farklı ürünleri denemeleri için ısrar ediyorum ve ne kadar haklı olduğumuzu görüyorlar. Daha önceki yıllara nazaran,Türk halkı sağlıklı beslenme açısından büyük aşama kaydetti. Özellikle yağlı ürünlerden ve kırmızı etten kaçmaya çalışıyorlar ki bu doğru bir yoldur. nizin oluşması çok önemli. Mutfakta olmazsa olmaz dediğim ürünler; deniz ürünleri diyebiliriz. Midye, vongole, karides ve istiridyeye bayılırım. Soslar içinse kereviz, havuç, defne yaprağı, sarımsak, tane biberler, biberiye ve kekik diyebiliriz. Ayrıca zeytinyağı olmazsa olmazlarım arasında yer alır. Doğru bilgilendirme ve hijyene çok önem verdiğinizi, doğru kişiler ile çalışmanın işteki başarıyı arttıracağını belirtiyorsunuz. Ekibiniz ile aranız nasıl? Ben bu güne kadar başardığım herşeyi ekibim sayesinde yaptım. Ben de onların gözünde iyi bir yönetici olmak için çaba harcıyorum. Mövenpick bu konuda daha başarılı olabilmemiz için sürekli olarak uluslararası eğitim veriyor. Mövenpick merkezinin internet üzerinden yaptığı personel memnuniyet anketlerinde, her yıl en yüksek puanları ekibim bana veriyor. Peki, yurt dışında birçok yabancı aşçıyla çalıştınız.Türk mutfağı dünyada ne kadar tanınıyor, bu konudaki çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Dünyadaki bütün şefler diğer ülkelerin mutfaklarına hep ilgi duymuştur. Mesela ben Uzakdoğu, İtalyan, Fransız ve Avrupa mutfaklarını hep takip ederim. Çalıştığım yabancı şefler de bizim mutfağımızı ve ürünlerimizi yakından takip ediyorlar. Türk mutfağını diğer mutfaklarla kıyasladığınızda hangi yönleri ile ön planda? Türk mutfağı özellikle Avrupa mutfağına göre çok daha geleneksel ve değişkenliğe uğradığında ise özelliğini yitiriyor. Özellikle zeytinyağlı yemeklerimiz yabancıların çok ilgisini çekiyor. Dünya mutfaklarından en sevdiğiniz mutfak hangisi? En sevdiğim mutfak Tayland mutfağı. Mutfakları son derece sağlıklı, geleneksel ve aynı zamanda çok lezzetlidir. Mutfak ve aşçılık çok kutsal ve sabır isteyen bir meslektir. Genç arkadaşlarıma tavsiyem, mesleği sindire sindire öğrenmeleri ve ustalarına saygılı olmaları. Zeytinyağlı ve tavuklu yemeklerden favorileriniz var mı? Zeytinyağlı favorim girit kabağı kavurması. Tavuk yemeklerinden en çok enginarlı piliç soteyi seviyorum. Sizin gibi yemek konusunda kariyer yapmak isteyenlere neler tavsiye edersiniz? Mutfak ve aşçılık çok kutsal ve sabır isteyen bir meslektir. Genç arkadaşlarıma tavsiyem, mesleği sindire sindire öğrenmeleri ve ustalarına saygılı olmaları. Öğrendikleri en basit bir yemeği bile resimleyip, reçetelendirip kayıt altına almaları ve arşivlemeleri gerekiyor. İş konusunda seçici olmamalılar. Ben sırf çorba öğrenmek için 2 ay sanayide esnaf lokantasında çalışmıştım ve çok da faydasını gördüm. Son olarak Keskinoğlu ürünlerini nasıl buluyorsunuz? Keskinoğlu şirketinin AR-GE için bütçe ayırdığı ürün çeşitliliğinden belli. İşlenmiş ürünleri de çiğ ürünleride oldukça başarılı. Dr. Bülent Karalar Yüzme Havuzu Kaynaklı Hastalıklar ve Alınabilecek Önlemler Yüzme havuzları havaya ve çevreye açık oldukları için, dışarıdan kaynaklanan pek çok zararlı etkene maruz kalabilmektedirler. Bu etkenler arasında mikroplar, bakteriler, virüsler ve mantarlar yer almaktadır. Hastalıklara neden olan bu mikroplar rüzgar tarafından taşınabildiği gibi yüzücüler tarafından da havuza taşınabilmektedir. Havuz ve deniz mevsimi cilt hastalıkları bakımından da riskli bir dönemdir. Yeterince temiz olmayan havuz ve deniz suyu ile bulaşabilecek hastalıkları tanımak ve önlem almak gerekmektedir. Havuz kaynaklı enfeksiyonların en sık karşılaşılanı mantarlardır. Mantarlar, deride ve tırnakların altında çoğalan ve ancak mikroskop ile görülebilecek küçük organizmalardır. Bu organizmalar bütün çevremizde, özellikle ayakkabı ve terliklerde, havlularda, bahçede, evde, genel kullanıma açık duşlarda, yüzme havuzlarının basamakları gibi ortamlarda bulunurlar. Özellikle ortak kullanılan havuzlarda mantarlar geniş bir kullanıcı kitlesinin bulunmasından dolayı kolaylıkla üreyip yayılabilmektedirler. Mantar hastalıklarını önlemek için şunlar yapılabilir: • Havuzdan sonra vücut nemli bırakılmamalı, iyice kurulanmalıdır. • Plajda ya da havuzda başkasına ait terlik, ayakkabı ya da havlu kullanılmamalıdır. • Islak ve nemli zeminlerde çıplak ayakla dolaşılmamalıdır. • Hastalık ayakta sık görülmektedir. Bu yüzden de ayaklar nemli bırakılmamalı, terletmeyen, açık ayakkabılar tercih edilmelidir. • Mayo veya diğer ıslak giysiler hemen değiştirilmelidir. • Sıkı ve sentetik giysiler giymekten kaçınılmalı, pamuklu çamaşırlar giyilmelidir. • Mantar hastalıkları inatçıdır ve tedavisi uzun sürer. Doktorun önerdiği mantar hastalıklarının tedavisinde kullanılan antimikotik denilen ilaçlar düzenli kullanılmalıdır. HER SEÇİM BİR KAYBEDİŞTİR, HER TERCİH BİR VAZGEÇİŞTİR Enstrüman seçmek için bir karar almam gerekiyordu. Ya keman çalacaktım ya piyano; ya flüt çalacaktım ya da akordeon. Hepsini istedim ve hiçbirinden vazgeçemedim. Yıllar geçtikten sonra her enstrümanı iyi çalabiliyorum; ama hiçbirinde virtüöz değilim. Bir enstrümanla isim yapamadım. Ne kemanla tanınan bir eserim var ne de piyanoyla. Bütün enstrümanları iyi çalıyorum, ama kimse tanımıyor beni. Başarılı olmak için her şey değil, bir şey lazımmış. Başarı bir verişmiş. Bir şeyi alabilmek için bir şeyi vermek, diğerlerinden vazgeçmek gerekiyormuş. Keşke kemanı seçseydim ve diğerlerinden vazgeçseydim. Karıma da hayatı zindan ettim, sevgililerime de. Hiçbirinden vazgeçmedim. Yani, evlilik sadece birisi için karar almak, diğerlerinden vazgeçmek. İşte evlenirken ben bunu anlamadan evlenmişim. Evlendikten sonra başka kadınların da olduğu bir hayatı yaşamaya devam ettim. İçlerinden bazılarını daha çok sevdim; ama ne onlardan birinde ne de karımda karar kılabildim. Yıllar sonra şimdi yapayalnızım. Ne karım kaldı ne de diğerleri. Keşke birini gerçekten seçebilseymişim ama yapamadım. Tıpkı enstrüman seçimi gibi hepsini istedim ve sonuçta elim boş kaldı. Almak için bırakmak gerekiyormuş. Dolu dolu ve boş yaşamak. Hayatım boyunca yapacak çok işim oldu ve hepsini yapmayı istedim. Hangisinde en iyiyim? Şimdi bakıyorum da kazananlar, başarılı olanlar hep bir tek şey yapmışlar. En iyi olmak için önce seçmek ve diğerlerini bırakmak gerekiyor. İşte de böyle, özel yaşamda da. Bu seçimi yapmamız gerekiyor; çünkü mutlaka bazıları daha uygun. Bir ara ekonomik sıkıntıya düştüm ve tasarruf etmem gerekti. Başladım her şeyden %10 kesmeye, ne anlamsız bir uğraşmış bu. %10 daha az peynir yemek, çay içmek. Bu tasarruf çok acı verdi bana, her an hissettim. Her şeyden % 10 kesmek tabiatıma uygundu tabii. Çok sonradan anladım ki sadece taksiyle dolaşmayı bıraksam yetermiş! Her kalemden %10 değil, etkili kalemi bulmak gerekiyormuş. Yani, orada da seçim yapmak gerekiyormuş. Her seçim bir kaybediştir, her tercih bir vazgeçiştir çünkü. Sabah işe gitmekle, yatakta nefis bir miskinlik fırsatından vazgeçmiş olursunuz. Kalkar kalkmaz hayat bin seçeneği dayar burnunuzun ucuna. Ne giysem telaşından, “Öğle yemeğinde ne alırdınız?” diye başucunuzda biten garsona, hangi kanaldaki filmi izlesem kararsızlığından bize oy verin diye bağıran partilere kadar her şey, herkes, her an sizi ısrarla bir tercihe zorlar. Yastığınıza teslim olmuşsanız, belki dışarıda ışıltılı bir günden vazgeçmiş olursunuz. Bahar esintileri taşıyan bir elbise belki o gün yaşamınızı ışıldatabilecekken, ağırbaşlı bir sadeliğe karar vermekle muhtemel bir tam şıklığı tepersiniz. Belki yemediğiniz musakka, ısmarladığınız İzmir Köfte’den daha lezzetlidir. Ya da öbür kanaldaki film, o anki ruh halinize daha uygundur. Ama yaşam, vazgeçtiğiniz şeye ilişkin ipucu vermez. Geri dönüp, o günü gökkuşağı desenli bir elbiseyle yeniden yaşama şansınız yoktur. Bu seçim oyununda vazgeçtiğiniz şey, seçtiğinizden daha değerliyse pişmanlık kaçınılmazdır. Ama neyin değerli olduğunun kararı da yine size aittir. Ve vazgeçtiğiniz şey bazen bir saray, bazen şöhret sahnesinin parıltılı neonları da olsa, çoğu zaman gözünüz hiç arkada kalmaz. Çünkü duvarlarına sevdiğinizin kokusu sinmiş bir ev ya da sevdiğiniz kadınla paylaşamadığınız bir saray, sizin için borsada kolay feda edilebilir değerlerdendir. Hayata bir başka gözle bakmayı öğrendiyseniz, bu seçimde kazandıklarını sananlara yalnızca acıyarak gülümsersiniz. Her şeyin sıradanlaştığı bir dünyada bazen kaybetmek en doğru seçimdir. Ve o dünyada en yerinde tercih; vazgeçiştir. Kaynak: İnternet Yanlış Koltuk Şirinler 2 Yönetmen: Raja Gosnell Oyuncular Neil Patrick Harris Brendan Gleeson Jayma Mays Tür: Animasyon Süre: 105 dk Yapım: 2013 Temel uçakla Trabzon’a gidecekmiş. Uçağa girip rasgele bir yere oturmuş. Bir süre sonra asıl yer sahibi gelmiş. Yer sahibi: Beyefendi burası benim yerim kalkar mısınız? Temel: Hayır Yer sahibi: Beyefendi burası benim yerim kalkın. Temel: Hayır Yer sahibi gidip hostese başvurmuş, Hostes: Beyefendi burası sizin yeriniz değil kalkar mısınız lütfen? Temel: Kalkmam. Hostes çare bulamayınca kaptana başvurmuş. Kaptan Temel’in yanına gelmiş ve eğilip kulağına bir şey fısıldamış. Bunun üzerine Temel kalkmış, geçip arka koltuğa oturmuş. Herkes hayret etmiş, biz bu kadar uğraştık kalkmadı, acaba kaptan nasıl kaldırdı bunu diye düşünmeye başlamışlar. Sonunda dayanamayıp kaptana sormuşlar. Şirinler’in başının belası olan kötü kalpli büyücü GargaKaptan: Dedim ki, bu koltuk Trabzon’a gitmez. Vanessa ve Virginia Yazar Susan Sellers Sayfa Sayısı 190 Basım Yeri İstanbul Yayın yılı 2010 Virginia Woolf’un intiharından sonra, ressam kardeşi Vanessa’nın kaleme aldığı uzun bir mektup tarzında yazılmış olan Vanessa ve Virginia, bu iki önemli kadının çocukluklarından yetişkinlik çağına uzanan ilişkilerini konu alan bir roman. Kendisi de Woolf konusunda uzman bir akademisyen olan Susan Sellers, uzun yıllara dayanan araştırmalarını bir roman kurgusu içinde harmanlayarak, iki kız kardeşin ilişkisine bir anlamda içeriden bir bakış kazandırıyor mel, Naughties (Yaramazlar) adlı Şirinlere benzer bir grup yaratık yaratır. Yine tek amacı kendisini çok güçlü yapacak Şirin özüne ulaşmaktır. Fakat yapay değil, ancak gerçek bir Şirin’in özünün işine yarayacağını fark eder. Dahası Şirine bu kötü kalpli yaratıkları gerçek şirinlere döndürmeyi başaran kimsenin bilmediği bir büyü bilmektedir. Gargamel bunu öğrenince hemen Şirine’nin peşine düşer ve onu Paris’e kaçırır. Paris’te dünya onu çok başarılı bir sihirbaz olarak tanımıştır, milyonların sevgilisi olmuştur. Şimdi Şirin Baba’nın önderliğindeki Şirinler yine insan dostları Patrick ve Grace ile işbirliği yaparak Şirine’yi kurtarmaya çalışacaktırlar. Peki bakalım Şirine kurtulmak isteyecek midir? Keskinoğlu, Sosyal Medyada Kampanyalarına ve Etkinliklerine Devam Ediyor Ağustos Bülteni Çocuk Ekidir. Üye Sayımız: 25,713 Yumurtam.com Oyun Bahçesi’nde sınırsız oyun, sınırsız eğlence sürüyor! 190
Benzer belgeler
Mayıs - Keskinoğlu
dilimleyin. Ayrı bir tencereye 3 bardak su, 4 adet çubuk tarçın, 5-6 tane karanfil ve 2,5 bardak toz şeker koyup kaynatın.
Kaynamaya başlayınca ayvaları içine atın ve 15 dakika ayvalar
yumuşayana k...
Ocak - Keskinoğlu
34. Geleneksel Kavun Karpuz Festivali geçtiğimiz günlerde Manisa’nın
Gölmarmara ilçesi Akpınar Mesire alanında gerçekleştirildi. Şirketler
grubumuzun da destek verdiği festivale Gölmarmara Kaymakam...
Haziran - Keskinoğlu
Bir tencerede kaynatmış olduğunuz suya 1 adet limonu
sıkın ve barbunyaları haşlayın. Ayrı bir tencerede zeytinyağını kızdırın. İçerisine doğramış olduğunuz soğanları ve
fasulyeleri ilave edin. Malz...
Ekim - Keskinoğlu
Hayvancılık Bakanı Kutbettin Arzu’yu makamında ziyaret etti.
Tarım sektörünün Türkiye’de geldiği noktaya değinen Keskin Keskinoğlu “Türk tarımı son yıllarda
gelişimini hızla arttırmıştır. Tarım
sek...
Nisan - Keskinoğlu
İçme suyu ile yapılan aşılamalarda aşının hayvanlara verilmesine kadar geçen süre büyük önem arz
etmektedir. Bu noktada aşının son kullanım tarihi ile
seri numarası kaydedilmeli ve canlı aşılar +2 ...