Bir - NG Dergi
Transkript
Bir - NG Dergi
ÖNE ÇIKANLAR SAYI: 20 www.ngdergi.com PORTRE RABİA ÇAPA TELEVİZYON EZGİ MOLA TASARIMCI KUNTER ŞEKERCİOĞLU SAĞLIK PROF. DR. AHMET RASİM KÜÇÜKUSTA DÜNDEN BUGÜNE ÇİKOLATA MİMAR EMRE-KEREM ORAL GEZİ KAYAK MERKEZLERİ kutahyaporselen.com.tr porselensepeti.com Hepimiz uyumlu sofralar “Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre sahip olmak, seçtiği bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine sahiptir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hakim olunamaz.” EDİTÖR Yeni yıla girerken Yılbaşında sokaklara taşan ışıltı, yeni ve umut dolu bir yılı beklerken herkesi heyecanlandırmaya yetecek bir enerji yüklüyor. Belki de her zaman olduğundan daha şaşaalı, pırıltılı eşyaları kolaylıkla hayatımıza sokabildiğimiz tek zaman dilimi yılbaşı olsa gerek. Vitrinlerden sokaklara taşan renkler, karşı konulmaz bir alışveriş yapma duygusu yaratıyor insanın üzerinde. İşte bu dayanılmaz arzuyu, sevdiklerimiz için seçtiğimiz hediyelerle gidermeye çalışıyoruz. Bu ay yılbaşı hediye alışverişine çıkmadan önce mutlaka dergimize göz atmanızı öneriyoruz. Gülden GÜRAL Kütahya Porselen San. A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Hediye almanın ve hediye vermenin tüm inceliklerini bir araya topladığımız ‘alışveriş’ sayfalarında, sizler için ve dostlarınız için seçeceğiniz çok sayıda alternatif bulacağınızdan eminiz. ‘Öne çıkanlar’ sayfalarımızda yine çok özel konuklarımız var: Türkiye’nin ilk sanat galerilerinden Maçka Sanat Galerisi’nin kurucusu Rabia Çapa, Kütahya Porselen fabrikalarında üretilen ‘Dervish’ kahve fincanının tasarımcısı Kunter Şekercioğlu, genç jenerasyonun en yetenekli aktrislerinden biri olarak kabul edilen Ezgi Mola, Türkiye’nin en çok konuşulan nefes terapisti Nevşah Fidan, tıp literatürüne giren ‘İstanbul bronşiti’ tanısının sahibi Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, Palivor Çiftliği ile en iyi konut mimarisi ödülünü alan Emre-Kerem Oral ve daha pek çok renkli simayla sizleri buluşturuyoruz. Yeni yılın, yeni umutlar ve mutluluklarla gelmesi dileğiyle... 6 İÇİNDEKİLER 42 76 8 SERGİ Marimekko’nun çarpıcı tasarımları 54 MİMAR Oral Mimarlığın ortakları Emre- Milli Reasürans Sanat Galerisi’nde Kerem Oral’ın ödüllü projeleri 10 KİTAP 2011’in en çok satan kitapları 58 DÜNDEN BUGÜNE Çikolatanın Aztek 12 YENİ SERİ Kütahya Seramik’in çağdaş, ve Mayalara uzanan öyküsü yenilikçi ve estetik dokulu seramikleri 62 ÖNERİ Gösterişli bir yılbaşı sofrası için 16 PORTRE Çağdaş Türk sanatına yön yaratıcı fikirler veren bir galerici: Rabia Çapa 64 ALIŞVERİŞ Eğlenceli formlarıyla yılbaşı 20 YENİ SERİ Kütahya Porselen’in yeni gecenizi tamamlayacak çerezlikler yılbaşı serisi 66 KÜLTÜR MİRASI Şeb-i Aruz haftasında 24 ÖNERİ Doğru hediye seçmenin 30 yolu Konya sokaklarındaydık 28 TELEVİZYON Genç jenerasyonun en 70 BESLENME Ali Dereli’den, kış aylarına yetenekli aktrislerinden Ezgi Mola özel beslenme tüyoları 34 UZMANINA SORDUK Porselenin 72 SAĞLIK Prof. Dr.Ahmet Rasim granül halinden nihai ürüne varıncaya Küçükusta’nın tıp literatürüne giren ‘İstanbul kadar geçirdiği aşamaları Kütahya Porselen Bronşiti’ tanısı fabrikasında görüntüledik 76 GURME Kış aylarında içinizi ısıtacak 38 TASARIMCI ‘Dervish’ kahve fincanının sımsıcak çorbalar tasarımcısı Kunter Şekercioğlu 80 VİTRİN Kütahya Porselen mağazalarının 42 STİL Kütahya Porselen’den bitki çayı vitrinleri, yılbaşının ışıltısına büründü severlere özel kupalar 84 ESTETİK DOKUNUŞ Carlotta, zengin 46 ZANAAT Bakır ustası Kaya Kalaycı’nın ve yaratıcı mönüsünü Mitterteich markasının seri üretime karşı direnişi ‘Tavola’ serisiyle servis ediyor 50 GEZİ İsviçre, Fransa ve Amerika’dan 88 BİZDEN HABERLER dünyanın en ünlü kayak merkezleri 98 BULMACA SAYI: 20 ARALIK 2011 İmtiyaz Sahibi Kütahya Porselen San. A.Ş. adına Ali Abacı Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Nazmiye Doğan Eser Çetintaş Görsel Danışman Harun Topuz İletişim Adresi Atatürk Bulvarı, 43001, Kütahya. Tel: (0274) 225 15 16 Faks: (0274) 225 15 17 [email protected] www.ngdergi.com NG Dergisi Kütahya Porselen San. A.Ş. tarafından 2 ayda bir yayınlanır ve ücretsiz dağıtılır. 8 Yayına Hazırlayanlar Tufan Önal Turkuvaz Gazete Dergi Basım A.Ş Yazışma Adresi: Turkuvaz Dergi Grubu, Toprak Center, Ihlamur Yıldız Yayın Direktörü Aslıhan Sarp İşman Cad. No: 10, 34353,Beşiktaş/İstanbul. Yayın Yönetmeni Fatma Özel Tel: (0212) 326 30 16 Görsel Yönetmen Nazlı Sarı Basımcı: Turkuvaz Matbaacılık Editörler Çiğdem Hasanoğlu, Selin Akal Yayıncılık A.Ş. Zeliha Köşlü, Ayça Yılmaz Bozkurt Basıldığı Yer: Akpınar Mah. Fotoğraflar Agim Can, Haydar Erçin Hasan Basri Cad. No: 4, Sancaktepe, Levent Bozkurt, Serkan Şentürk İSTANBUL Tel: (0216) 585 90 00 SERGİ MARIMEKKO MARIMEKKO HAKKINDA BİLMEK İSTEDİĞİNİZ HER ŞEY Finlandiya ile özdeşleşen Marimekko’nun tasarımları 15 Aralık 2011-28 Ocak 2012 tarihleri arasında Milli Reasürans Sanat Galerisi’nde görülebilir. Yapım Çiğdem Hasanoğlu 10 1951 yılında Armi Ratia tarafından kurulan Marimekko, ulusal ve uluslararası, geleneksel ve modern, kırsal ve kentsel, doğa ve teknoloji gibi karmaşık ikilikleri ve ilişkileri yansıtan tasarımlarıyla tanınıyor. Marimekko ortaya çıkışı ile uluslararası platformda sansasyonel bir tasarım algısı yaratarak, savaş sonrası ve takip eden dönemde dokuma ve moda işletmeleri için model oluşturuyor ve dünya çapında marka bilinirliğine sahip oluyor. Milli Reasürans Sanat Galerisi’ndeki ‘Modern Fin Tasarımının Tarihçesi/Bir Yaşam Şekli: Marimekko’ isimli sergi de adından da anlaşılacağı üzere, yüzyılı aşkın tarihçesi ile Finlandiya’nın bu ünlü markasının geçmişini irdeliyor. Sergi, kimliğini tanımlayan yetenekli tasarımcıların işlerine odaklanıyor, yerel bir tekstil dokuma işinden uluslararası platformda tanınan bir markaya uzanan, kimi zaman fırtınalı bir yolculuğu gözler önüne seriyor ve modern Fin tasarımının tarihine bir bakış atıyor. www.millireasuransanatgalerisi.com Fin tasarımının öncü markası Marimekko ‘Mari’nin elbisesi’ anlamına geliyor. 11 KİTAP EN ÇOK SATANLAR 2011’E DAMGASINI VURAN 10 KİTAP Geçtiğimiz yılın en çok konuşulan ve satan kitaplarını sizler için derledik. Yazı Çiğdem Hasanoğlu 1 İskender, Anadolu’dan İngiltere’ye gö- yacak hayatların hikayesini anlatıyor çen Toprak ailesinin üzüntülerine, mutlu- okurlarına. Gizli Anların Yolcusu, Ayşe luklarına tanıklık eden bir roman. İsken- Kulin, 19 TL, Everest Yayınları. der, Elif Şafak, 24 TL, Doğan Kitap. www.dogankitap.com.tr www.everestyayınları.com 7 Utanç dolu hayatların birbirine 2 Hayatta gizli kalmış güzellikleri bağlandığı, karanlık ve gizemli hayatları görmenin yollarında yürüyen bu roman, ile okuyucuyu şaşkına çeviren iki kadın her şeyin ötesinde saf aşkın peşinde ko- karakterin dramatik öyküsüne tanıklık şan insanların olduğunu anlatıyor. Elif, etmek için sabırsızlanıyorsanız Araf sizi Paulo Coelho, 20 TL, Can Yayınları. bekliyor. Araf, Sofi Oksanen, 20 TL, www.canyayinlari.com 3 Steve Jobs’un hayatı, Pegasus Yayınları. www.pegasusyayinlari.com Albert Einstein ve Benjamin 8 Anne Hathaway Franklin’in de biyografilerini ve Jim Sturgess’in yazan Walter Isaacson tara- başrollerini paylaştığı fından kaleme alındı ve se- Bir Gün isimli film ile nenin en çok satan kitapları ilgileri üzerine çeken arasındaki yerini aldı. Ste- Bir gün, üniversite- ve Jobs, Walter Isaacson, den mezun olurken 21 TL, Domingo Yayınevi. tanışan bir kadın ve erkeğin www.domingo.com.tr arkadaşlığı 4 Başrole okuyucuyu koyan hakkında yazılmış muhteşem Şahane Hatalar, kurgusuyla farklı bir roman. Bir Gün, David hayatları deneme imkanı sağlayan ve Nicholls, 19,90 TL, Pegasus iyiliklerin eninde sonunda ödüllendiri- Yayınları. leceğini vurgulayan bir yolculuk. Şa- www.pegasusyayinlari.com 9 Az,11 yaşında bir tari- hane Hatalar, Heather McElhatton, 24 TL, April Yayıncılık. kat şeyhi ile evlendirilen korucu kızı Derda ile www.aprilpublishing.org hapisteki bir gaspçının aynı yaştaki oğlunun 5 Muhteşem akıcılıktaki kesişen hayatlarını anlatıyor. İsminden bek- diliyle bir çırpıda okuyacağınız lenmeyen bir kurgu ile karşımıza çıkan kitap, bu roman, cevabı verilmesi şiddet üzerine. Az, Hakan Günday, 19 TL, güç sorularla okurunun ayak- Doğan Kitap. larını yerden kesiyor. Kürk www.dogankitap.com.tr Mantolu Madonna, Saba- 10 Kilo vermenin alfabesini yazan Ka- hattin Ali, 10 TL, Yapı Kredi Yayınları. www.ykykultur.com.tr kalmanın sırlarını açıklıyor. Karatay Diyeti, Canan 6 Ayşe Kulin bu romanında aşkın de- Efendigil Karatay, 12 TL, Hayykitap. ğiştirdiği ve bir daha asla eskisi gibi olma12 ratay Diyeti, zorlanmadan zayıflamanın ve zayıf www.hayykitap.com Sımsıcak bir lezzet Son zamanlarda yayınlanan en ilginç yemek kitaplarından biri olan ‘Adım Adım 62 Çorba’ kitabının en önemli özelliği kitabın kapağında da yer alan yeşil elmanın hemen hemen her tarifte kullanılması. Ömer M. Koç’un genç aşçıları Burak Aziz Sürük ve Cengiz Çakıt’ın hazırladığı bu olağanüstü çorbalar ffotoğraflarıyla da göz doyuruyor. orba, ortaya çıktığı tarihten günümüze kadar her dönemde sofraların aranan lezzeti olmuştur. İlk Ç ne zaman ortaya çıktığı kesin olarak bilinmemesine karşın gerek pişirme tekniklerinin gelişmesi, gerek doğadaki beslenme kaynaklarının genişletilmesi açısından insanlığın kaderinin en önemli dönüm noktası olduğunu söyleyebiliriz. İnsanoğlu, ateşe dayanıklı pişirme kaplarını icat edinceye kadar, suyu ısıtıp kaynatmak için birçok girişimde bulundu. Araştırmacılar, bu girişimlerin en ilginç olanını şöyle açıklıyorlar: Taş ve tuğlalarla döşenmiş bir çukurun içine doldurulan suya, sürekli olarak ateşte kızdırılmış taşlar atılarak suyun kaynaması sağlanmış; sebzeler, et ve bakliyatlar bu yöntemle pişirilerek çorbanın çok uzak atası keşfedilmiş. Özellikle bakliyatlar veya tahıl ürünleri gibi yıl boyunca saklanabilen gıdaların pişirilebilmesi mümkün olmuştur. İnsanlık tarihi kadar eski olan bu özel lezzet, kısa bir süre önce Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan ‘Adım Adım 62 Çorba’ adlı yemek kitabına konu olmuş. Hadiye Cangökçe’nin çorbalar kadar “leziz” fotoğraflarıyla süslenen Adım Adım 62 Çorba, Ömer M. Koç’un evindeki iki genç ve yetenekli aşçının, Burak Aziz Sürük ve Cengiz Çakıt’ın bugüne kadar pişirdikleri en lezzetli çorbaları ve onların kolay anlatımıyla adım adım yapılışlarını okuyacaksınız. Anadolu’nun geleneksel tatları olan klasik çorbalar da, günümüz aşçılarının elinden çıkan ‘yeni’ lezzetler de bu kitapta... Adım Adım 62 Çorba, 132 sayfa, 35 TL,Yapı Kredi Yayınları. 13 YENİ SERİ KÜTAHYA SERAMİK YENİLİKÇİ ÇİZGİLER Kütahya Seramik yenilikçi çizgisi ile çağdaş yaşamın tüm ihtiyaçlarına yanıt verecek estetik form ve dokular yarattı. 14 İnanmak zor ama onu hayata geçirmek için tek bir ağaç bile kesilmedi. Bungalov evlerin ferahlığını ve ahşabın sadeliğini dokusundaki detaylarda saklayan ‘Forest’ serisi, mekanlara yeni bir hava katıyor. Bone, bej ve venge renkleri ile çözümler sunan ‘Forest’ serisi, alışılmışın dışındaki 66x16,5 cm ebadıyla da profesyonellerin seçeneği oluyor. FOREST NORM Yemek yaparken mükemmel bir manzara seyretmek istemez misiniz? Estetiğin ve zarafetin tüm hatlarını mekanlarınıza taşıyan Kütahya Seramik, bu kez kadınların ve hamarat beylerin mutfağına ayrı bir hava getiriyor. 45x20 cm ebatlı ‘Norm’ serisi, farklı renkleri ile size başka dünyalar sunacak. Kar beyaz rengi ile kendinizi Everest’in zirvesinde, lüks beyaz rengi ile de Alpler’de hissedeceğiniz ‘Norm’ serisi ile mutfakta yemek yapmak artık çok daha zevkli. Tezgah aralarında yaşanan kir ve yağ kalıntısı sıkıntılarını, parlak görünümü, pre-cut teknolojisi sayesinde kazandığı özel dokusuyla bünyesinden uzak tutan Norm serisi, mufakların gözdesi... 15 YENİ SERİ KÜTAHYA SERAMİK 16 SİREN Deniz kızlarının çağrısına kulak verin. Şıklığın en sade şeklini arayanlar için Kütahya Seramik ‘Siren’ serisini sunuyor. Ana renklerden siyah, beyaz ve kırmızının uyumunu bir arada sergileyen ‘Siren’ serisi, 55x20 cm ölçüsü ile farklılık arayanların yeni tercihi. KAŞMİR Modası hiç geçmeyen güzellikler vardır. Şimdi o güzellikler seramikle hayat buluyor! Her karosu ayrı bir sanat eseri olan ‘Kaşmir’ serisi, aradığınız ipeksi dokunuşu mekanlarınıza getiriyor. 55x20 cm ölçülerindeki ‘Kaşmir’ serisi beyaz, siyah, krem ve kahve renklerdeki duvar karolarını, ustalık ile işlenmiş dekor karolarla kombin ediyor. Kaşmir serisi, 42,5x42,5 cm yer karoları ile duvarlardaki zarafeti ayaklarınıza seriyor. GLORIA Saraylardan mekanlara... Saraylar kurmak için çok fazla para harcamanıza gerek yok! Kütahya Seramik ‘Gloria’ serisi, mekanlarınızı, çok daha ekonomik bir şekilde saraya çevirme kolaylığını sağlıyor. Hükümdarların renkleri bordo, beyaz, krem ve kahve tonlarıyla mekanları süsleyen ‘Gloria’ serisi, 55x20 cm duvar ve 42,5x42,5 cm yer karosu ölçüleriyle sizi kendi sarayınızda hissettirecek. 17 PORTRE RABİA ÇAPA Türkiye’nin T ürkiye’nin iilk lk sanat sanat galerilerinden Maçka Sanat Galerisi, 35. yılını kutluyor. Kararlı ve tutarlı duruşu ile Türkiye sanat tarihinde çok önemli bir yere sahip olan Maçka Sanat Galerisi’nin bütün zamanlarını kurucusu Rabia Çapa’dan dinliyoruz. 18 Yazı Çiğdem Hasanoğlu, Fotoğraflar Serkan Eldeleklioğlu İLKLERİN MEKANI: MAÇKA SANAT GALERİSİ açka Sanat Galerisi’nin kurucusu Rabi Çapa ‘Gale- Evet, Ağa Han ödülüne aday olmuş Mehmet Konuralp’in bi- rimin her karesini seviyorum,’ diyor. Nişantaşı’nın en nasıdır. Aydınlatmamız Prof. Şazi Sirel’e galeri logomuzda Men- nezih caddelerinden birinde, Eytam Caddesi’nde gü Ertel’e aittir. Maçka Sanat Galerisi de binanın giriş katındaki konumlanan Maçka Sanat Galerisi’ne girdiğinizde, Rabia Çapa’nın bir apartman dairesinden çıkarılmıştır. 35 yıl geçmiş olmasına karelerden bahsederken köşe-bucaktan bahsetmediğini, gerçek- rağmen mimarisiyle hala bütün ziyaretçileri şaşırtmayı başaran ten geometrideki karelerden bahsettiğini daha iyi anlayacaksınız. bir galerimin olması güzel. Daniel Buren ve François Morellet M Yıllara meydan okuyan modern mimarisi ile birçok önemli başta olmak üzere birçok yabancı sanatçı da buranın mimarisini sergiye ev sahipliği yapan Maçka Sanat Galerisi, Rabia Çapa çok beğendiklerini ve burada severek sergiler açtıklarını söyler- ve kardeşi Varlık Sadıkoğlu tarafından 1976 yılında kurulmuş. ler ve yazdılar. Birçok sanatçı, edebiyatçı, mimar ve şairin buluşma noktası İlk açtığınız sergi ne idi? olarak da bilinen galeride, Can Yücel, Edip Cansever, Mengü ‘Beş Gerçekçi Türk Ressamı: Cihat Burak, Nedim Gün- Ertel, Sabri Berkel, Necati Cumalı, Orhan Duru, Aziz Nesin, Fü- sür, Neşet Günal, Nuri İyem ve Turgut Zaim’ sergisiydi. Sezer reya Koral, Adnan Çoker ve daha niceleri toplanırlar, sanata, Tansuğ’un yazdığı kitap Gelişim Yayınevin’den çıkmıştı. Kitap çı- edebiyata, sinemaya, mimariye ve elbette hayata dair konuş- kınca yayınevinin sahibi Ercan Arıklı, ‘Hem biz kitabımızı tanıtalım, malar yaparlarmış. Birçok anıya ev sahipliği yapan bu güzel hem siz galerinizi bu sergiyle açın’ diye teklifte bulundu. Biz de mekan, sanat aşığı bir insan, tutkulu bir koleksiyoner, sıra dışı öyle yaptık ama o sergi bizim galerimizin çizgisiyle ilgili değildi. bir Karadenizli kadın sayesinde varolmaya devam ediyor. Rabia İnanın o dönemlerde kitap yayınlamak hiç kolay bir iş değildi. Çapa, merak ettiğimiz her şeyin yanıtını samimiyetle veriyor. Hazır kitabı çıkmışken biz de sergisini yapalım, daha prestijli olur Maçka Sanat Galerisi’ni neden kurmak istediniz? diye düşünmüştük. Ardından Kuzgun Acar, Altan Gürman, Aliye Saint Pulcherie Lisesi’ni bitirdikten sonra Akademi’ye Bedri Berger sergileriyle galeri kendi çizgisini buldu. Rahmi Eyüpoğlu Atölyesi’ne misafir öğrenci olarak gittim. Dört sene boyunca resim yaptım. Sanatın içinde olmayı çocukluğum- Kavramsal sanatın Türkiye’deki ilk adresi olarak biliniyorsunuz. Kavramsal sanatla nasıl tanıştınız? dan beri hep çok sevdim. 1961 yılında evlenip Ankara’ya yer- Galericilik yaptığınız zaman yurtdışında neler olup bittiğini leşince işler değişti. Orada da bir resim atölyesi bulup devam takip etmeniz gerekiyor. Biz de kardeşimle birlikte büyük müze etmek niyetindeydim fakat bana göre bir resim atölyesi yoktu. sergileri, küçük galeri sergileri diye ayırt etmeden fırsat buldukça O arayış içerisinde Avniye Çolakoğlu’nun seramik atölyesi ile yurtdışında olan her şeyi takip etmeye çalışıyorduk. O dönemde karşılaştım. Başlarda çamurla oynamak, seramikten heykeller Sarkis, Sonnabennd galerisiyle çalışıyordu ve biz onu Paris’de yapmak çok zevkli geldi fakat boyaya geçince zorlandım. Sera- bulduk. İstanbuldaki ilk Sarkis sergisini Maçka Sanat Galerisin- miğin bir kimyası var tabii. Beyaz boyuyorsun kırmızı çıkıyor, kır- de açtık. O ara bizde Şükrü Aysan, Füsun Onur, Serhat Kiraz, mızı boyuyorsun mavi çıkıyor derken vazgeçtim o sevdadan da. Ayşe Erkmen ile sergilerimize devam ettik. Şu an 35. yılım için, Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’nde gönüllü hemşirelik yaptım. gençlerle çalışıyoruz. Ankara’da yaşadığım 10 sene boyunca sanatla birebir ilgilenemedim aslında. Elbette sergiler gezdim, konserlere gittim ama Dönem itibariyle kavramsal sanat Türkiye için fazla sıra dışıydı. Tepkilerle karşılaşıyor muydunuz? işin içerisinde değildim. 10 yılın ardından tekrar İstanbul’a taşın- Galeriye gelip ‘sergi nerede?’ diye soruyorlardı tabii. Tep- dığımda yeniden Bedri Rahmi’nin atölyesine gittim. Bedri Rahmi ki almıyorduk ama anlamıyorlardı bizi. Bienaller başlayınca bu ‘İki çocukla bir kocayla sanat olmaz ancak hobi olur ama gelmek galerinin aslında ne yapmak istediğini yakaladılar. Bir keresinde istiyorsan gel’ dedi. Gittim, ama dediği doğruydu. Kaçmıştı artık kardeşimle mutfağı temizlerken bütün boş şarap şişelerini çı- o tren. Artık ressam olmak çok zordu benim için. Ben de dedim karıp galerinin orta yerine dizmiştik. Belediyenin şişeleri ayrıca ki ressam olup iyi resimler yapamayacaksam bir galeri açıp iyi atabileceğimiz çöp kutuları vardı her yerde. Birazdan oraya gö- sanatı destekleyerek sanatın içinde olabilirim pekala. Ardından türecektik. Ama o arada hemen birisi geldi galeriye ve ‘aa yeni kardeşim Varlık’la beraber çalışmalara başladık. sergi buymuş,’ deyiverdi. Biz Varlık’la birbirimize baktık. İnsan- Ne kadar sürdü hazırlıklar? lar öyle ‘garip’ şeyleri bu galeride görmeye alışmıştı. Ama bun- İki senemizi buldu Maçka Sanat Galerisi’ni kurmak. Doğru lar günümüzde de oluyor. Bize has bir şey de değil. Picasso’ya yeri keşfetmek, doğru mimarı bulmak, doğru aydınlatmayı ve da garip garip bakıyorlardı sonuçta! Zaman her şeyi bir elekten doğru tasarımı yaptırmak çok önemliydi çünkü. geçiriyor. Bu bina döneminin özel yapılarından değil mi? 35. yıl sergilerinizle gündemdesiniz. Sadece sanat19 PORTRE RABİA ÇAPA “ Bütün müzayede evlerinin altında galeriler açıldı artık ve bu çok tehlikeli bir durum. Bu durum satılabilir sanatı ön plana çıkarır, iyi sanatı değil. Bu yüzden bugünkü galericilere çok önemli görevler düşüyor. “ 20 çılar değil, küratör olarak da tercihiniz genç bir isimden birinden haberdar olmadığı bir jüri oluşturmuştuk. Mesela siz, yana oldu. Nazlı Gürlek’le nasıl tanıştınız? sanat bilgisine güvendiğimiz bir arkadaşımızsınız. Galeriye ge- 20. yılımı kutlarken de genç sanatçılarla sergi yapmıştım. len bir dosyayı size gösteriyor ve ne düşündüğünü soruyoruz. Genç sanatçılara, ‘Gelin galeriyi görün ve burası için bir proje Siz gidiyorsunuz, biz ne dediğini yazıyoruz. Bunu güvendiğimiz üretin’ demiştik. Sonra o projelerin içinden 20 tanesini seçip başka isimlere de soruyoruz. Çıkan sonuca göre de bir değer- sergilemiştik. 35 genç sanatçının işlerini sergilememiz mümkün lendirme yapıyoruz. Tabii bunu genç sanatçılar için söylüyorum. değildi. Bir de artık genç küratörlerle çalışmak lazım diye dü- Yoksa kimse Sabri Berkel’e Adnan Çoker’e jüri oluşturamaz. şündüm. Hep tanıdığımız isimler sergi açıyorlar ve bu doğru Kardeşimden sonra da çelişkide kaldığım dosyalar üzerinden bir yol değil. Halil Altındere ve Azra Tüzünoğlu kanalıyla Nazlı yine öyle yaparım. Kardeşimle benim yarım oyumuz vardı. O Gürlek’e ulaştım. Galericilik konusunda yaptığımız bir sohbetin yarım oy için bayağı çekişirdik. ardından birçok konuda hemfikir olduğumuzu gördüm. Nasıl geri dönüşler oluyor? Keşfetmekten gurur duyduğunuz isimler kimler? Açıkçası bugün bildiğiniz çoğu ismin ilk sergisini Maçka Sa- Gayet güzel. Benim galerici olarak amacım zaten genç iz- nat Galerisi’nde yapmıştır. Türkiye dışında yaşayan Türk sanat- leyicileri ve genç sanatçıları buraya çekmek. Genç sanatçıların çılar sergisini 1977’de yaptık. İstanbul ahalisi o zaman haberdar sergilerini yaparsan genç izleyicilerle temasa geçiyorsun zaten. oldu bu isimlerden. Paris’e gittiklerinde Selim Turan’dan veya Sanatçı konuşmalarında genç bir kitle ile karşılaşıyorum ve Mubin Orhon’dan resimler almaya o zamandan sonra başladı- bunu seviyorum. Sürekli bir yenilik halinde olmak lazım. lar. O sergi de bir ilkti İstanbul için. Türkiye sanatının 35 yılına tanıklık ettiniz ve etmeye devam ediyorsunuz. Sizce sanat nereye gidiyor? Tabii ki sanat çok iyi yerlere gidiyor. Birçok genç isim çok başarılı işler üretiyorlar. Bugün artık Avrupa çağdaş sanatının içinde adı geçen birçok sanatçımız var ve o sanatçılarımız bienallere, müze sergilerine veya galeri sergilerine davetler alıyorlar. Maçka Sanat Galerisi kaç sanatçıyı temsil ediyor? On yedi sanatçı bizimle çalışıyor. Yaklaşık olarak üç senede bir sergileri oluyor. Ama önceden bir tarih kararlaştırmıyoruz. Sanatçı hazır olduğunda zaten belli ediyor. Genç galericilere neler tavsiye ederdiniz? Geçenlerde genç galericiler beni bir toplantıya çağırdı. Ora- Galericiliğe ilk başladığınızda durum nasıldı? da da söyledim: Doğru sanatı doğru bir şekilde yapmak lazım. 1974 yılında kardeşimle birlikte galeri araştırması yapmak Sanatçıyla, alıcıyla ve seyirciyle doğru ilişkileri kurmaları gere- üzere Roma ve Paris’e çok gidip geldik. Birçok galeri ile gö- kiyor. Bugün çoğu müzayede evlerinin altında galeriler açıldı rüşmelerimiz oldu. Önceden randevu alarak gidiyorduk. Kimse artık ve bu çok tehlikeli bir durum. Bu durum satılabilir sanatı Türkiye’deki gibi galerinin içinde oturmuyor ve zaten Türkiye’den ön plana çıkarır, iyi sanatı değil. Bu yüzden bugünkü galerici- geldik dediğinizde de kimse uzun yoldan geldiniz, bir çayımızı için lere çok önemli görevler düşüyor. Çünkü sanatçının galericiye, demezdi. Görüştüğümüz galeriler arasında Gallerie La France’ın galericinin sanatçıya ihtiyacı var. Her ne kadar sanatçı üretimi o zamanki sahiplerinden bir tanesinin söylediği bir laf bence çok atölyesinde yapsa da eserlerini galeride paylaşmak ister. Eleş- doğruydu. “Galeri açmak istiyorsunuz, çok güzel ama şunu bilin tirmenler, sanat tarihçileri ve izleyiciler yorum yapsın ister ve sa- ki galericilik, müzecilik ya da antikacılık değildir. Galericilik bugün natçılar bununla beslenir. Bütün bunlar müzayede ortamında yaşayan, günümüz sanatçılarının içinden iyi seçimler yapmaktır. değil galerilerde yapılır. Sayıyı abartmadan, keşfettiğiniz on ya da onbeş sanatçı içinden Maçka Sanat Galerisi’nde sırada ne var? beş sanatçıyı yarının sanat dünyasına bırakırsanız iyi bir galerici- Bir yıl boyunca 35. yıl sergileri yapmayı planladık. İlk sergimiz siniz demektir.” Biz iki kardeş bu sözün doğruluğuna inandık ve Eylül ayında Bienalle eş zamanlı olarak galeride açıldı. Bu sergi, hiçbir zaman primitifler hariç, eski ustalardan sergiler yapmadık. Nazlı Gürlek’in küratörlüğünü yaptığı ve bütün yıl sürecek olan 6 Primitifler sergisini yapmamızın nedeni de fotoğraftan tuval yapan genç sanatçının kişisel sergilerinden oluşan dizinin ilkiydi. Bengü sanatçıları o dönemde hiç kimsenin dikkatini çekmemesiydi. İlk Karaduman’ın sergisiyle başladı, Burak Arıkan ile devam ediyor sergiyi biz yaptık, sonradan herkes o alanı keşfetti ve çokça satış ve önümüzdeki günlerde de Volkan Aslan’ın sergisi açılacak. yaptı ama Necmi Sönmez’in dediği gibi ‘Biz ticaretten çok sergi Eylül ayının sonunda Rahmi Koç Müzesinde Daniel Buren’ in yapmak ve ilkleri yapmaktan yanayız.’ Yenilikleri görmek, gençle- VOILE/TOILE TOILE/VOILE sergisini açtık. En büyük sergim, rin içinden iyi sanatçıları keşfetmek en önemlisi. 2012’nin Eylül’ünde açacağımız SERGİLERİN SERGİSİ olacak. Genç sanatçıları nasıl keşfediyorsunuz? O bir sürpriz. Deliye her gün bayram misali 2011 Eylül’ünden Kardeşim Varlık ile beraber ilk başlarda üyelerinin asla bir- 2012’nin sonuna kadar kutlamalarım devam edecek. 21 YENİ SERİ YILBAŞI Puantiyeli ‘61743’ seri çukur tabak, 6,20 TL; pasta tabağı, 4,80 TL; kase, 6,20 TL; küçük kase, 3,40 TL. Çizgili ‘61742’ seri servis tabağı, 6,20 TL; kase, 6,20 TL. Kütahya Porselen’in yılbaşına özel hazırladığı Noel Babalı, puantiyeli ve çizgili desenli takımlarıyla yeni yıla neşe dolu bir başlangıç yapın. Yapım Harun Topuz Fotoğraflar Agim Can 22 ‘6497’ serisi pasta tabağı, 5,45 TL; servis tabağı, 7,02 TL; kupa, 8,89 TL; çukur tabak, 7,74 TL; çay fincanı, 5,94 TL. 23 YENİ SERİ YILBAŞI 6526 serisi kupa, 8,89 TL; pasta tabağı,7,73 TL; çukur tabak, 7,73 TL; kase, 7,02 TL; çay fincanı, 8,6 TL; servis tabağı, 7,06 TL. 24 K İ E S T Ü T R E K Z Pİ PA ÖNERİ HEDİYE Seçimini sadelikten yana kullananlar için pastel tonlarda servis takımları ideal bir hediye olabilir. ‘Şato’ servis ve çukur tabak, 5,20 TL. Hediye almak da vermek de hemen hemen herkesi mutlu eder. Bazen doğru hediye seçimi zor bir bulmacayı çözmek gibidir. Bulmacayı çözdüğünüzde mutluluğunuz katlanarak artar. İşte bu zor süreçte size yardımcı olacağını düşündüğümüz 30 küçük ama önemli adım... Yapım Zeliha Köşlü Fotoğraflar Tufan Önal/PTS 26 İki kişilik kahve takımı özellikle yeni evliler için güzel bir hediye olabilir. ‘ABARM06KT6615490’, (kristal su bardağı ile) 210 TL. eşliğinde keyifli bir sunumla bir objeyi daha sonra armağan etmek hediye edebilirsiniz. için alıp evinizin “zamanı gelince verilecek Hediye almayı düHe 8 şü şündüğünüz kişi- nin zev zevkine ve ihtiyacına 14 burcunu biliyorsanız seçim ya- parken bu özelliklerinden fikir alarak yola ğu bir mağazadayken çıkabilirsiniz. karars kararsız kaldıysanız mağazan mağazanın hediye çeklerinden al alıp bu kişiye verebilir ve he hediyenin seçimini 1 Hediye almak istediğiniz kişinin uygun ürünlerin oldu- seçen seçenekler arasında kendisine b bırakabilirsiniz. Hediye seçerken öncelikle hediyeyi hediyeler” köşesinde tutabilirsiniz. Hediyenin kişiye özel olması 15 onu değerli kılar. Bunun için he- diyenizi paketlerken üzerine özel ve şık bir not kartı ekleyebilirsiniz. Bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır. 16 Hele ki kahve fincanlarının bir Hediye vermek isted istediğiniz kişiye soğuk kış günleri için şık bir filtreli bitki adı yazıyor ise bu kişinin sizi unutmaya- yakınlığı, hediyeyi neden aldığımız ve ne- 9 köşesinde hediyeyi vereceğiniz kişinin rede vereceğimiz konusunda karar ver- çayı kupası alabilir kendi hazırlayacağınız cağına emin olabilirsiniz. memiz gerekiyor. hoş bir paketle bu arma- kimin için seçtiğimiz, bu kişinin bize Hediye vereceğimiz kişiyi yeterince 2 ğanı sunabilirsiniz. Yemeğe gelen mi- veya yakınlarından bu kişinin sevdiği şey- 10 ler hakkında bilgi toplayabiliriz. rayı hazırlarken her tabağın tanımıyorsak ortak tanıdıklarımızdan safirleriniz için sof- Arkadaş toplantısının içeriğine göre yanına o gecenin hafızada hediye seçmek çok daha anlam- kalması için hediye ama- lıdır. Örneğin bir hafta sonu kahvaltısı cıyla küçük birer süs objesi öncesi alacağınız kahvaltı seti hoş bir koyabilirsiniz. 3 Yeni bebek sahibi Hediye almak istediğiniz kişi ile ge- 11 çirdiğiniz ortak zamanlarınızı gözden tebriğe sürpriz olacaktır. 4 olan bir yakınınıza gittiğinizde kısa geçirin ve okumayı istediği bir kitabı veya zamanda küçülecek be- izlemeyi düşündüğü bir videoyu, o arayıp bek kıyafeti yerine anne ve bulmadan siz bulup armağan edin. bebeğin yıllarca kullanabi- 5 Arkadaşınız yeni evleniyor ise bir leceği hatta hatıra olarak mağazada evlilik listesi hazırlatmış saklayabileceği bir mama olabilir. O mağazaya uğrayıp listeden uygun bir ürünü almak eminiz çok makbule geçecektir. 6 Bu yıl sevdiklerini- 12 ze yeni yıl hediye- si olarak yılbaşı gecesinin nin çıkarılıp çıkarılmadığını mutlaka ardından dikebilecekleri bir Zarif bir pasta takımını babaanne- 7 takımı alabilirsiniz. Hediye paketi hazırlanırken etiketi- kontrol edin. nizin tarifiyle kendi yaptığınız bir kek Çağdaş çizgiler taşıyan ‘Aliza’ yemek takımı, (85 parça), yukarıdan aşağıya doğru ‘ALZ85YT42025103’, ‘ALZ85YT42025105’, ‘ALZ85YT42025107’, üç takım da 990 TL. çam fidanı verebilirsiniz. Tesadüfen görüp 13 çok beğendiğiniz 27 ÖNERİ HEDİYE Hediye seçmek için dolaş- tüs hediye edeceğiniz kişiye dikkat maya vakit ayıramıyor ise- etmelisiniz! 17 niz www.porselensepeti.com gibi alışveriş sitelerinden seçim yapabilir- 21 siniz. Ancak teslim süresini hediyeyi almaya fırsat bulamadıkları hayat- vermek istediğiniz güne denk getir- larını kolaylaştıracak özel bir hediye meye dikkat edin. seçebilirsiniz. Hediyeyi vereceğiniz kişi- Hediye seçerken ürünün 22 hinde yayınlanan günün gazetesini lamlı olması değerini arttırır. arşivden bulup şık bir çerçevede pahalı olmasından çok an- Fotoğraf çerçevesi, mum- kendisine vermeniz hoş bir hatıra 23 olacaktır. hediye edeceğiniz kişinin yıllarca luk, vazo gibi şık ürünler Aldığınız hediye her ne olur- ilk günkü gibi kullanabileceği ob- sa olsun, değiştirme kartı- jeler olacaktır. 19 nın unutulmamasına dikkat edin. Büyük bir mağazada teş- Unutmayın ki aldığınız he- 24 diye vereceğiniz kişinin si- den satın alırken yeni paketi açtırın zin tarafınızdan nasıl algılandığının ve içindekilerin eksiksiz olduğunu ipucunu da verir. Bu nedenle kak- kontrol edin. 20 Hediye seçerken düşülen en büyük yanılgı hediyeyi vereceğimiz kişinin tarzına göre değil, kendi zevkimize göre seçim yapmaktır. Sır içi olarak üretilen bu ürün bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Demlikten fincana kadar geniş bir ürün yelpazesine sahip olan bu grup tek parça olarak da satılabiliyor. ‘ZG21CK150617617’, 14,28 TL. 28 man çok istedikleri ancak 18 nin doğduğu günün tari- Klasik tarzlardan hoşlananlar için ‘Arte Bianco kahve fincanları, ‘ABALCO6KT6675484’, 210,48 TL. Arkadaşlarınız için her za- hirde beğendiğiniz ürün- Dört parçadan oluşan katlı kahvaltı takımı, ‘KPO4SKS4205475’, 47 TL. Mağazaların standart hediye paketleri yerine, kendi seçtiğiniz bir kutuyla hediye paketi hazırlatabilirsiniz. ‘HR40KH15546617’, (40 parça) kahvaltı takımı, 194 TL. Paketleme aksesuarları, www.hediyepaketleme.com Bulaşık k makinesinde yıkanabilen ‘Estel’ çay fincanları, 10 TL. 25 Hediye vermek istediğiniz aldığımız hediye ile kar- kişi eğer zevklerini bildiğiniz, şımızdaki kişiye istedi- çok iyi tanıdığınız biriyse hoşlandığı, ğimiz mesajı verebiliriz. Bu B ilgi alanına giren konuları kapsayan en önce nedenle hediye seçmeden bir dergiye onun adına yıllık abonelik bu kişiye ne hissettirmek, ne düşün- yaptırabilirsiniz. eden karar dürmek istediğimize önceden 26 Değer verdiğiniz ancak çok iyi tanımadığınız birine vermeliyiz. El yapımı hediyelik yelik hediye alırken seçeceğiniz ürünün 29 markasıyla kişiye verdiğiniz değeri zeri ifade edebilirsiniz. ur özel bir hediye seçimi olur Arkadaşlarınızın alışkanlıkla- 27 rı en büyük ipucu olacaktır. neşyalar, bir ben- olmadığından a daha her zaman. Hediye objesinin me- Örneğin her kış portakal reçeli yapan 30 arkadaşınıza farklı kapaklarda reçel uçlar taşıması bazen esprili sonuçlar kavanozları hediye edebilirsiniz. da verir. 50. yaş günü kut- 28 taforik olarak birr mesaj Hediye seçimi bazen bir layan yakın dostunuza bulmaca gibi düşündüre- kocaman bir büyüteç bilir, bazen de güldürebilir çünkü hediye etmek gibi… 29 TELEVİZYON EZGİ MOLA EZGİ MOLA’NIN “AŞIRI SEVİMLİ” DEĞİŞİM HİKAYESİ “Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi”nde Jülide karakteri olarak izlediğimiz Ezgi Mola, bu yıl tam dört filmle beyazperdede olacak. O, bir karakterin “üstüne yapışmadığı” genç jenerasyonun en yetenekli oyuncularından biri. Hayatındaki bazı şeyleri sorguladığı bir zaman diliminin ardından 15 kilo vererek, hep izlediğimiz sempatik kızdan gerçek bir “dişiye” dönüşerek çıkıyor karşımıza. Yazı Neslihan Perker Fotoğraflar Haydar Erçin 30 zgi Mola kapıdan içeri girdiği anda kuzeniniz gelmiş Kendinizle dalga geçer misiniz? gibi hissediyorsunuz. Zaten tanıdığınız ve kesinlikle Dalga geçmek ne kelime… Yerden yere vuruyorum. “samimiyetinden” şüphe duymadığınız güleryüzlü Peki, egonuz nerede? E kızla bir aradasınız gibi. Ses tonu asla gerginleşmeyen, büyük Hiç egom yok dersem yalan olur. Yok deyip de kimse kim- bir mütevazılık içinde sohbet eden, onunla ilgili bir övgü cümlesi seyi yemesin. Oyunculuk yapıyorsanız ve kendinizi seyrettiğiniz kurduğunuzda “gerçekten mi?” diyerek şaşıran bir genç kadın. bir mesleğiniz varsa, izleniyorsanız ego vardır. Ne bileyim, çok Onu herkes içinde ayıran belli başlı özellikleri var ve bu sade- da takılmıyorum herhalde hayatımda böyle şeylere. O kadar ce sempatik bir insan veya arkadaş grubumuzun bir üyesiymiş çok sorun var ki, bir de bunu eklemenin manası yok. güdüsü yaratması değil. O, her şeyden önce “rolüm üstüme Canlandırdığınız Jülide karakteri sürprizlerle dolu de- yapıştı” örneğini Türkiye’de altüst eden genç jenerasyonun diniz. Peki siz, birden herhangi bir sebepten ötürü haya- belki de en ön plana çıkan kadın oyuncusu. Ezgi Mola’ya ne tınızı değiştirdiniz mi? Ya da, bazı olaylar veya kişiler her derseniz, tereddütsüz çok rahat oynayacaktır ve bu “oyundan” şeye yeniden başlamanıza neden oldu mu? da büyük keyif alacaktır. Çünkü en büyük zevki önce kendini Evet, yaşadım hem de çok yakın bir zamanda. Kariyerim- şaşırtmak, kendisi söyledi bunu. Gerisi zaten gelir ona göre. den hayattaki duruşuma kadar her şeyimi sorguladım. Kendi Değişim sürecinden geçerek hayatındaki bazı şeyleri sorguladı- kafamın içinde bir çıkmaza girdim, yani bu süreç tamamen be- ğı bir dönemden geçmiş bahsettiğine göre. Bu zaman diliminin nimle alakalıydı. Şimdiye kadar her şeye sürekli pozitif yaklaştı- ardından 15 kilo vermiş, hep izlediğimiz sevimli, sempatik kız- ğıma karar verdim, böylesi de zarar. dan gerçek bir “dişiye” dönüşmüş... “Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi”nden başlayalım… Oradaki karakterinizden bahseder misiniz? Neden, kazık mı yediniz? Yok, öyle bir şey değil. Kendi kendime gereğinden fazla olumlu düşünerek yaklaştığımı fark ettim olaylara. Burada da Jülide, eşini kaybetmiş 30’lu yaşlarında, çocuğu, babası, ba- pozitif düşünmekle de şunu anlatmak istiyorum, bazı şeyleri de basının ikinci karısı, erkek kardeşi ve babaannesi ile birlikte yaşa- dibine vurarak yaşamalısınız. Hayatta sürekli dengesiz olma- yan bir kadın. Eskişehirli hukuk profesörü olan babası Celal Tan, malıyım diye kasmaya gerek yokmuş. çevresi tarafından çok saygı duyulan bir adam ve aynı şekilde ai- Çok mu kontrollüsünüz? leye de saygı besleniyor. Jülide’nin mesleği coğrafya öğretmenli- Kontrol manyağı birisiyim. ği. Çok sürprizli bir kadın bence, oynarken de büyük keyif aldım. Hiç de öyle görünmüyorsunuz. Silik, dikkat çekmeyecek insanlara bakarız bazen, kendi kendi- Bir de yakınlarımın yanındayken görmelisin, hiç de öyle de- mize “bunu biraz besle altından neler çıkar” diye düşünürüz. İşte ğilim. Şunu şöyle yapalım, bunu böyle yapmalıyız ama bak bu tam da böyle bir karakter. Ruh hali dalgalı, çok gel-gitleri var. daha iyi olur… Yok, yani artık! Dedim ki, bir şeyler yapacaksam Bu sene Türk sinemasında dört filmde rol alarak ön plana çıkan ender isimlerdensiniz… Filmlerin hepsinin merkezinde değilim. “Celal Tan’da başrollerden biriyim. “Dedemin İnsanları”nda en dokunaklı sah- öncelikle kendim için yapmam lazım, bunu anladım. Aşk yaşarken de kontrol manyağı mısınız? Aşkı yaşadığım andan ziyade, aşkın kendisine karşı kontrollüydüm. Hiç gerek yokmuş. nelerden birindeyim. Çok kilit bir sahne benim için bu, hatta Bu sebepten ötürü acı mı yaşadınız? Yunanca konuşuyorum canlandırdığım karakterde. Bunun için Ona girmeyelim hiç. öncesinde bir ay ders aldık. “Pazarları Hiç Sevmem”in çekimleri Peki, aşka inanıyor musunuz? ise mayıs ayında oldu, hepsinde bambaşka resimler var. Bilmem… Evet yani aşk diye bir şey var kesinlikle. Türkiye’de çok alışılagelmiş olan “rol üstüne yapıştı” durumunu ortadan kaldırdınız kendi kariyerinizde. Her projede farklı bir Ezgi Mola görüyoruz… Vücudunuzdaki “Ben varım” yazılı dövme dikkatimi çekti… Çocukluğumdan kalma, kendi varlığımla ilgili bir şeydi bu. Öyleyse ne mutlu bana. En azından sinemada bunu yapabi- Konservatuvarda eğitim görmeye başladığımızda hocamız “eli- liyor olmak mutluluk verici. Çünkü televizyonda imkânlar kısıtlı. nizi kaldırın ve varlığınızı hissedin deyince” küçük yaşlarımdan Komedide de çok başarılıydınız… kalma o detayı hatırladım ve bu dövmeyi yaptırdım enseme. Çok teşekkürler. Ben de kendi kendime gülüyorum. Normal Hiç görmesem de bir yerimde kalmalı dediğim bir cümledir. hayatımda da biri bana gülünce çok eğlenirim, daha da gülsün diye komiklikler yaparım küçük bir çocuk gibi. Karşımızda oldukça değişmiş bir Ezgi Mola var. Bu sürecin kararı nasıl verildi? 31 TELEVİZYON EZGİ MOLA EZGİ MOLA • 29 Mart 1983 yılında İstanbul’da doğdu. • Koç burcu • Müjdat Gezen Sanat Merkezi Tiyatro Bölümü mezunu. • 2007 yılında “Hayatımın Kadınısın” ile Sadri Alışık Ödülleri’nde “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü”nün sahibi oldu. 2010 yılındaysa “Canım Ailem” dizisindeki performansı yine aynı kategoride “İsmail Cem Televizyon Ödülü”nü kazandırdı. • Onu şimdiye kadar; “Hırsız Polis”, “Senden Başka”, “Sınıf”, “Canım Ailem” gibi dizilerde izledik. • Bu sene tam dört filmde performansına şahit olacağız. Bu filmler; “Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi”, “Dedemin İnsanları”, “Pazarları Hiç Sevmem” ve “Ay Büyürken Uyuyamam”. • Kasım ayında sadece sinemada değil televizyon ekranlarında da seyirci karşısına çıkan Ezgi Mola, “Bir Ömür Yetmez” isimli dizide alışılagelmiş portrelerinden farklı bir kişiliğe bürünüyor. 32 “Ben varım…” Kökeninde bu var. Daha iyi olmak istiyorum dedim, mutlu olabilirim, kendime kötü davranmak istemediğime karar verdim. Bu değişimi yaşayan bir kadın olarak insanların takıntılarından kurtulmaları için öneriniz var mı? Öncelikle takıntısız insan yoktur. Ama hiçbir şeyi zorlamadan akışa bırakmak gerektiğini söyleyebilirim. İç sesimizi dinlemeliyiz, o ses her zaman doğrudur. Fazla kontrol manyağı olmak iyi değil. Bir de, biz içten gelen sesimize kulak vermeye çalışırken çevre ne der diye fazla düşünüyoruz. Jülide rolüne nasıl seçildiniz? Onur ağabey (Ünlü) beni aradı ve görüşelim dedi. Senaryoyu okuduktan sonra bu bir kara komedi mi diye sordum. O da “köküne kadar” cevabını verdi. Bu işte varım dedim. Ben yönetmenin gözünün içine ne yapalım diye bakan biriyim. Kapalı gibi görünsem de, dışarıdan gelen eleştirilere açık bir insanım. Rol beni, en başından itibaren çok heyecanlandırdı. Sizi hep eğlenceli dizilerde komedi yanı ağır basan çok başarılı bir oyuncu olarak izledik. Şimdi ise karşımızda tam anlamıyla dişi bir kadın var… Yaa, gerçekten mi? Kesinlikle. Değişiminizle bambaşka bir Ezgi çıkmış ortaya… Şaşırtmayı seviyorum. Bunu da en çok oyunculukla yap- ben yaparım işgüzarlığına da sahip olabiliyoruz, akışına bırakmak burada da geçerli. Yeni diziniz hakkında bilgi verir misiniz? maktan keyif alıyorum. Oyun oynuyorum aslında. Şu kıyafeti mi 21 Kasım’da başladı. Mert Fırat, Lale Mansur, Ahmet Rıfat giysek, bu makyajı mı denesek derken, her seferinde kendimde Şungar ile rol alıyorum. Bir drama bu, kendimden sıkıldım bir ara, başka bir şey görüyorum. Ciddi bir kariyer planlaması yapıp 30 şimdiye kadar oynadığım diziler çok keyif verdi ama birbirine ben- kilo vereyim de bu değişim olsun demedim. Kendimi şaşırtmak zeyen işlerdi, kendim farklı detaylardan bir kurgu oluşturuyordum. istiyorum her şeyden önce. Bunun en çok oyunculuk da olma- Sinema öyle değil tabii. Ama bu dizi başka bir resim olacak. sını istiyorum. Bunun dışında zaten gerisi olur. Kadınlar tarafından sevilen bir kadınsınız ki bunu başarmak zordur. Neden seviyorlar sizi? Bilmiyorum, oynadığım rollerle alakalıdır herhalde. Empati ku- İstediğiniz bir yönetmenin karşısında on dakika seçmelere girme şansınız olsa, bu isim kim olur? Gaspar Noe, Lars Von Trier, Ang Lee, Tim Burton, Pedro Almadovar… rulur canlandırdığım karakterlerle, “beni sana çok benzetiyorlar” Hayallerinizin kaçta kaçını gerçekleştirdiniz? diyen çok olur. Bu da benim hoşuma gidiyor. Elimden geldiğince Hiç bilmiyorum yüzdeye vurmadım ama kurduğum hayaller, oynarken en sıradan ve samimi şeyi bulmaya çalışıyorum. çocukluktan beri aynı tutarlılıkta gidiyor. Şu anda yaptıklarım Kıskanç mısınız? hayallerim. Bir şeyden keyif almıyorsam yapmıyorum, sürprizler Bazı yerlerde, evet kıskancım. Sevdiklerimi kıskanırım ama de çıkıyor istediğim yolda ilerlerken. Bunlar da yükseltici du- mesleki kıskançlıklarım çok yoktur. Sürekli kıyaslamaya girmem. Annemi, en yakın arkadaşımı, erkek arkadaşımı kıskanırım ama krize sebep olmam. Diyelim ki, arkadaşlarım benden habersiz toplandı, neden aramadılar diye bozulurum. rumlar oluyor. Çok istediğiniz bir şeyden hiç vazgeçmek zorunda kaldınız mı? Kalmadım. Bir şeyde çok fazla fedakârlık yaparak ödün de Tahammül edemediğiniz şey? vermedim. Fedakarlık da ederim ama çok yapmak istediğim Herhangi bir konu bana aktarılırken anlamadığımı zannedip bir şey için karşımdakini ikna etmek daha kolaydır benim için. aptal yerine koymaları beni deli ediyor. Bizim toplumumuzda Tatlı dille samimiyetle ve inanıyorsam dünyadaki herkesi ikna herkes en zeki ya… Bu muhakkak bende de vardır. Dur onu edebilirim. 33 UZMANINA SORDUK KÜTAHYA PORSELEN Müzeyyen Şirin/Ar-Ge Yöneticisi TÜRKİYE’NİN PORSELEN SARAYI Porselenin granül halinden sofrada kullandığımız nihai ürüne varıncaya kadar geçirdiği tüm aşamaları mercek altına aldık ve dünyanın sayılı porselen üreticilerinden biri olan Kütahya Porselen fabrikasında, porselen üretiminin tüm aşamalarını izledik. Yazı Selin Akal, Fotoğraflar Haydar Erçin 34 ütahya Porselen tam donanımlı teknolojik altyapısıyla şıyan, el dekoru ürünlerimiz el işçiliği ile üretiliyor. Türk el sa- dünyanın en önemli porselen üreticilerinden biri. Her natlarını, Kütahya Porselen’in sanatçıları ile ölümsüzleştirerek dönem yeni atılımlarla kalitesini daha da artıran Kü- müşterilerimize sunuyoruz. K tahya Porselen, özellikle Ar-Ge biriminin kurulmasıyla Avrupa’nın Arte-Bianco sürecimiz de ise beyazlığı ve şeffaflığı çok özel üretebildiği teknikte ve kalitede porselen üreten az sayıda fab- ürünlerimizi, Ar-Ge ekibimizin geliştirdiği özel çamur ve sırımızı rikasından biri haline gelmiş. Kütahya Porselen fabrikalarına kullanarak tamamen el işçiliği ile üretiyoruz. yaptığımız ziyaretle porselenin granülden nihai ürüne kadar tüm Yeni ürünleriniz nelerdir? aşamalarını izleyip, Ar-Ge Yöneticisi Müzeyyen Şirin ve Kütahya En yeni ve en özel ürünümüz 2012 yılı ocak ayında müşte- Porselen Fabrika Yöneticisi Gültekin Sağlam ile konuştuk. rilerimize sunacağımız, ateşe dayanıklı seramik tencere. Ar-Ge MÜZEYYEN ŞİRİN/AR-GE YÖNETİCİSİ ve tasarım ekibimizin üç yıl boyunca yaptığı titiz bir projenin so- Sürekli değişim, gelişim ve inovasyon… Ar-Ge birimi büyük bir sorumluluk anlamına geliyor, öyle değil mi? Ar-Ge yönetcisi olmak bir mühendis için çok büyük bir şans ve avantaj. Evet, sürekli değişim, gelişim ve inovasyon yaratı- nucu olan bu ürün bizler için çok değerli. Müşterilerimizin, sağlık ve hijyenik açından mevcut ürünlere göre seramiğin üstün özelliklerini görmelerini ve seramik kaplarda yapılan yemeğin lezzetinin keyfine varmalarını büyük bir heyecan ile bekliyoruz. lan bir ortamda olmak çok keyifli. Ülkemizde pek çok kuruluşta Tencerenin yanı sıra büyük başarılara imza atan genç ta- Ar-Ge’nin önemi son yıllarda anlaşılmış olmasına rağmen bizim sarımcı Yiğit Özer’in tasarladığı yeni koleksiyonumuz ‘Sufi’yi kuruluşumuzda Ar-Ge’ye verilen önem çok eskilere dayanıyor. şubat ayında ev ve Ho-Re-Ca grubu müşterilerimizin beğeni- Yönetim Kurulu Başkanımız, Genel Müdürümüz ve tüm üst yö- sine sunacağız. Tasarımcı ve sanayici işbirliğini dünyaca ünlü netimimizin Ar-Ge’ye verdiği değer, maddi ve manevi destek, tasarımcı Defne Koz markası ile buluşturarak hazırladığımız üç tüm Ar-Ge ekibini son derece motive ediyor. Teknik donanım yeni koleksiyonumuzu Defne Hanım’ın imzası ile 2012 Nisan olarak değerlendirdiğimizde ise, gerek şirket bütçemizden ayında profesyonellere tanıtacağız. Deneyimli ve profesyonel ayırdığımız paylar gerekse TÜBİTAK tarafından desteklenen tasarım ekibimizin hazırladığı iki yeni yemek takımı formumuz projelerimizle laboratuarlarımıza aldığımız cihazlar bizi porselen ve dekorlu ürün koleksiyonumuz ise ilk kez 2012 Şubat ayında ve seramik sektöründe Türkiye’de hatta dünyada sayılı teknik Ambiente fuarında yurtdışındaki müşterilerimize sunulacak. donanıma sahip bir Ar-Ge konumuna getiriyor. Konusunda uzman doktoralı, yüksek lisanslı mühendislerimiz ve yılların birikimi ile deneyimli laborantlardan oluşan Ar-Ge ekibimiz ile sektörümüzde öncü projeler gerçekleştiriyoruz. Dünden bugüne değişen porselen modasından bahseder misiniz? Aslında porselende moda çok kısa sürelerde değişmiyor, özellikle de ülkemizde. Dünyadaki trendleri kısa sürede ürünle- Araştırma ve geliştirme süreci nasıl planlanıyor? rimize taşısak da müşterilerimizin büyük bir kısmı klasik form ve Kuruluş genelinde, her üç yılda bir stratejik planlama yapı- dekorları çok beğeniyor. Çiçekli altın fileli ürünler, milenyum ile yoruz. Her yıl belirlediğimiz stratejileri gözden geçiriyor ve bu birlikte uygulamaya başladığımız platin ve metal malzemeler ile stratejileri gerçekleştirmek için yıllık hedeflerimizi belirliyoruz. Ar- hazırladığımız avangard desenler günümüzde de en fazla talep Ge sürecimizi de tüm süreçlerimiz gibi hedefler ile yönetiyoruz. gören ürünler. Avrupa’da ise yalın, basit ve modern ürünler Ar-Ge stratejilerimiz, müşterinin mevcut ve gelecekteki beklen- daha çok tercih ediliyor. Form olarak değerlendirdiğimizde, tilerine uygun tasarım yapmak, ürünü kısa sürede tasarlayarak geçmiş dönemlerde yuvarlak rölyefli ürünler beğenilirken son pazara sunmak, tasarımlarımıza güç katan paydaşlarımız ile yıllarda teknolojinin de izin vermesi sebebi ile kare, üçgen ve işbirliğini artırmak, yenilikçi ve yaratıcılığı destekleyen aksiyon- düzensiz şekilli ürünler moda oldu. Tabak ebatları çok büyüdü, ları artırmaktır. Bu stratejileri gerçekleştirmek için altı aylık ve servis tabağının büyüklüğü 25-27 cm’lerden 30-32, hatta 34 aylık planlar yapıyor ve bu planlar doğrultusunda yaptığımız her cm’leri buluyor. yeni tasarım için tasarım planı ve gant şemaları ile hedeflerimizi gerçekleştiriyoruz. Bizim sektörümüzde moda her yıl Ambiente fuarı öncesinde belirleniyor. 2012 için de dört farklı temada trend belirlendi, Teknoloji kullanılarak üretilen ürünler dışında el işçi- bu temalar göre yeni hazırladığımız tasarımların öne çıkan özel- liğiyle üretilen ürünler var mı? El işçiliğiyle üretilen ürün- likleri: Folklorik ve geleneksel el sanatlarının yeni bakış açısı ile lerde süreç nasıl işliyor? günümüze uyarlanması; çok ince, kusursuz ve ahenkli olmaları; Sanat Evi olarak adlandırdığımız sürecimizde, Anadolu’nun ışıltılı, parlak, aydınlık, yoğun renkler ile dikkati çekmeleri; koyu 7000 yıllık sanat ve kültür mirasını geçmişten günümüze ta- renkler ile günlük kullanıma yansıtılan güçlü özgüvene sahip 35 UZMANINA SORDUK KÜTAHYA PORSELEN Gültekin Sağlam/Fabrikalar Müdürü 36 olmaları. Öncelikle şubat ayında fuarda sergileyeceğimiz bu ancak müşterilerimizin beklentilerinin de ötesinde ürünleri ta- ürünleri, iç pazardaki müşterilerimize de sunacağız. sarlamakla mümkün. GÜLTEKİN SAĞLAM /FABRİKALAR MÜDÜRÜ Ülkemizde porselenin gelişim süreci nasıl oldu? Üretim süreci nasıl planlanıyor? Kuruluşumuzdaki süreçlerle yönetim felsefemizin en önem- Türkiye’de ilk porselen üretimi III. Selim döneminde başla- li süreçlerinden biri olan ‘ürün gerçekleştirme süreci’ bir üst dı. III. Selim 18. yy’ın sonlarına doğru Haliç ve Balat civarında süreç olarak takip edilmektedir. Bu sürecimize bağlı üretim atölyeler kurdurarak küçük miktarda üretimler yaptırmış. 1892 planlamadan başlayıp, üretimin aşamaları ile devam eden ve yılında Abdülhamit’in emriyle sarayların ihtiyacının karşılanma- fabrikalarımızın bakım süreçleri ile sona eren 12 adet ana süreç sı amacıyla Yıldız Sarayı’nın bahçesine bir porselen fabrikası bulunmaktadır. Üretim süreçlerimizin hepsi kendine özgü per- kurulmuş. Başlangıçta yabancılar tarafından üretim yapan bu formans parametreleri ile planlanmakta ve izlenmektedir. Bu fabrikanın yönetimi, zaman içinde Türk uzmanlara devredilmiş. parametrelerin belirli periyotlarda takip edilmesi ve olası sap- Bu fabrikanın üretimi 1. Dünya Savaşı ile birlikte 1914 yılında malar için aksiyon planlamalarının yapılması ile üretim süreçleri durdurulmuş. Cumhuriyet döneminde kurulan ilk büyük porse- sürekli olarak kontrol altında tutulmaktadır. len fabrikası 1958 yılında İstanbul Porselen ismiyle kurulmuş. Üretim öncesi ve sonrası yapılan hazırlıklar nelerdir? 1. Dünya Savaşı sırasında kapatılan Yıldız Porselen ise 1962 Porselen üretimine başlamadan önce mutlaka çok iyi bir yılında Sümerbank tarafından tekrar işletmeye alınmış. 1967 masse ve sır reçeteniz olmalıdır. Bizim bu konuda çok iyi çalı- yılında bir kamu kuruluşu olarak Yarımca Porselen, 1975 yı- şan bir Ar-Ge’miz var. Bunun dışında ileri teknoloji ile donatıl- lında Kütahya Porselen, 1988 yılında Güral Porselen ve 1992 mış, fonksiyonel kullanıma sahip bir üretim hattınız ve bu pro- yılında Porland Porselen Fabrikaları üretime başlamışlar. Bugün sesi çalıştıracak yetkinlikte insan kaynağınız bulunmalıdır. Tabi bu fabrikalardan sadece üç tanesi; Kütahya Porselen, Güral bunların hepsini belirlenmiş bir organizasyon çerçevesinde Porselen ve Porland Porselen üretimlerini sürdürmekte olup, yönetecek modern bir yönetim anlayışınız bulunmalı. Bunların diğer fabrikalar kapanmıştır. hepsi bir araya geldiğinde zaten başarı da beraberinde geliyor. Kütahya Porselen’in bu gelişime etkisi nasıl oldu? Ürettiğimiz tüm ürünler mutlaka “Nihai Üretim Kalite Planı”nda Kütahya Porselen bugün ülkemizin üretimini sürdüren en yer alan kriterleri karşılamalıdır. Bunun için de laboratuvarları- köklü porselen fabrikasıdır. Yıllık 100 milyon parça üretim mız sürekli olarak son şeklini almış ürünlerimiz üzerinde test ve kapasitesi ile sadece ülkemizin değil, Avrupa’nın da en bü- kontrollerini yapmaktadır. yük kapasitesine sahip grubudur. Avrupa’da ekonomik nedenlerle kapanan porselen fabrikalarından biri olan ve Selb bölgesinde faaliyetlerini sürdüren Porzellanfabrik Mitterteich AG’nin, satışa çıkartılması sonucunda, bu fabrikaya ait bütün üretim makineleri, modeller, kalıplar ve firmanın isim hakkı 2005 yılında grubumuz adına tescil edilmiştir. Bu fabrikanın satın alınması ile birlikte, Avrupa’da 1700’lü yıllarda başlamış olan porselen üretimine ait know how da grubumuza aktarılmıştır. Kütahya Porselen üretim felsefelerinden biraz bahseder misiniz? Üretim felsefemizi, Kütahya Porselen misyonunda da çok net bir şekilde yazdık. Misyonumuzun giriş kısmı aynen şöyle; “Müşterilerimizin sağlığını koruyan, estetik ve sanatsal değeri ile yaşama sevinci veren, beklenti ve gereksinimleri aşan porselen ürünleri üretmek.” En sağlıklı porselen ürünleri üretmek asla taviz vermediğimiz bir felsefemiz. Bunun dışında sürekli olarak yeni formlar, tasarımlar ve dekorları müşterilerimize sunmak da başka bir üretim felsefemiz. Bunun için çok güçlü bir tasarım ekibi oluşturduk. Biz biliyoruz ki, pazar liderliğimizi sürdürmek 37 TASARIMCI KUNTER ŞEKERCİOĞLU 38 Bir ‘Dervish’ öyküsü Kunter Şekercioğlu’nun Design Turkey Endüstriyel Tasarım 2010 ‘Üstün Tasarım’ ve APCI (Endüstriyel Tasarım ve Promosyon Örgütü) ajansı tarafından verilen ‘Label l’observeur du Design 11’ ödüllü ‘Dervish’ kahve fincanı, yenilikçi söylemiyle en çok konuşulan fincan tasarımlarından biri. Şekercioğlu ile üretimi Kütahya Porselen tesislerinde gerçekleştirilen fincanın hikayesini ve Türkiye’de tasarım olgusu konuştuk. Yazı Fatoş Özel, Fotoğraflar Canan Yetişti ‘Disiplinler arası’ olarak tanımlıyorlar çalışma ortamlarını… içeriklerin farklılaşıyor olması bizi çok heyecanlandıran ve moti- Kilit Taşı, Kunter-Taner Şekercioğlu’nun endüstri ürünleri ta- ve eden bir konu. ‘Dervish’ kahve fincanı, tarihsel bir hikayenin sarımı, iç mimarlık ve mimarlık alanlarında eş zamanlı olarak özümsenmesi ile form bulan, yan yol olarak gördüğümüz ve yaratıcı çalışmalara imza attıkları tasarım ofislerinin adı. On- kendimize deneysel çalışma imkanı yarattığımız markamız Zula lar risk almayı seviyorlar ve tasarladıkları ürünün, üretiminden tarafından kullanıcı ile buluşturulmuş ilk ürün. satışına kadar her detayı planlayarak Kilit Taşı’na bambaşka Dervish, formu ile kahve bitkisinin geçmişinden referanslar bir çalışma prensibi de taşıyorlar. Kunter Şekercioğlu’nun ta- taşıyor. Kısaca şöyle aktarabiliriz; kahve bitkisinin anavata- sarladığı ‘Dervish’ kahve fincanının üretimi Kütahya Porselen nı olan Etiyopya’da halk, bu bitkiyi un haline getirerek ekmek fabrikalarında gerçekleştiriliyor. Satışını ise tümüyle kendileri yapımında ve tedavi amaçlı kullanıyormuş. Bitkinin, ayık tutma yapıyorlar. özelliği, tedavi ediciliği, coğrafik olarak yüzyıllar boyu yayılmış. Kunter Şekercioğlu elektrikli ev aletleri, promosyon ürünleri, Karşı kıyı Yemen’e de ünü ulaşan kahve bitkisi ilk defa 14. yüz- kırtasiye, mobilya, plastik ev ve temizlik ürünleri, aydınlatma, yılda Sufi tarikatlarındaki dervişler tarafından kavrulup ezilmiş ve ambalaj gibi farklı alanlarda üretim ve hizmet veren çeşitli mar- kaynatılıp içilmeye başlanmış. Bizim için Dervish ilk eskizinden, kalar için tasarım ve danışmanlık hizmeti veriyor. Kunter Şe- kahve yudumladığımız seramik modeline ve porselenden üre- kercioğlu adını tasarım alanındaki tüm etkin sergilerde görmek tilen gerçek haline, ardından kullanıcı ile buluşturma yollarına mümkün. ‘Sınırların Ötesine Ürün Tasarım Sergisi’, ‘Barbarlar dek, tasarlamak dışında aktif rol aldığımız birçok aşaması olan Sofrası’, ‘İlk in Milano’, ‘Her Şey Eskizle Başladı’ katıldığı sergi- özel bir çocuk. lerden sadece birkaçı. ‘Bizim için değişmeyen bir şey var ki o da ‘neyi, neden ve kim için yapıyor olduğumuz,’ diye özetliyor Diğer çalışmalarınızı da bu perspektiften değerlendirebilir misiniz? tasarım ofislerindeki çalışma prensiplerini. Kunter Şekercioğlu Her projede yaşanan süreçler farklılık gösteriyor. Çünkü her ile hikayesi, 2008 yılında ‘Starbucks Coffee Türkiye 5. Yıl Tasa- projenin kendine ait başka başlıkları var. Tarifnameleri aynı ol- rım Sergisi’ ile başlayan, 2010 yılında ise ‘Design Turkey 2010 madığı için tasarım süreçleri de ortaya çıkacak ürün de ayrışı- Üstün Tasarım Ödülü’ne layık görülen ‘Dervish’ kahve fincanın- yor. Bunun için her proje aynı perspektiften değerlendirilemiyor. dan hareketle Türkiye’de tasarımı konuştuk. Bir diş fırçası tasarlarken ağız ve el ergonomisi, doğru fırçalama ‘Dervish’ kahve fincanının hikayesini okuduğumda bu formun bir tasarım objesi olmanın ötesinde, önce hi- yöntemi önem taşırken bir tost makinesinde başka sorular ve kriterler ile karşılaşıyoruz. kayenin sindirildiği, sonra tasarımın vücut bulduğu duy- Kaynağı uygarlık tarihine dayanan bir bilgiyi, gele- gusuna kapılıyorum. Sizin için bir tasarım objesi yaratma neksel form dilinden çıkarıp modern tasarım diline ak- süreci, her zaman böyle bir kaynağa mı dayanıyor? tarıyorsunuz. Bu süreçte ürünün art craft yönü sizin için Tasarım sürecinin besin ve esin kaynağı her projede farklılık önem taşıyor mu? gösterebiliyor. Bizim için değişmeyen bir şey var ki o da ‘neyi, Dervish özelinde bu soruyu değerlendirirsek tarihsel bir hi- neden ve kim için’ yapıyor olduğumuz. Proje süreçlerinin ve kayenin referanslarını ürünün formunda bulabiliyoruz. Ürünün 39 TASARIMCI KUNTER ŞEKERCİOĞLU malzemesi, üretim yöntemi ve de üretim sınırları ürünün yarattı- ğimizden memnunuz. Ürünümüzü bizim gibi sahiplenerek, hızlı ğı etkinin birer girdisi. Dervish’in geleneksel bir yöntem ile elde, çözümler sunan, özen gösteren, ailemizden birisi bizim için. dikkat ve özen gerektiren bir dokunuş ile üretiliyor olması bilinçli İşbirliğimizin hem Zula hem de Kütahya Porselen için yeni pro- olarak tercih etmiş olduğumuz bir hassasiyet noktası. jeler ile devam etmesini umuyoruz. Dervish’in el ile tornalanmasını da buna bağlayabilir miyiz? Kütahya Porselen ile yapmayı planladığınız başka projeleriniz var mı? Dervish formu ile aynı kategorideki ürünlerden farklılaşırken üretim hassasiyeti ürüne başka bir katma değer kazandırıyor. El yapımı bir süreçten geçiyor oluşu fincanın pazarda konumlandığı yeri destekliyor. Neden olmasın… Tasarıma ve tasarımcıya önem veren bir firma ile çalışmaya başladık ve devamının gelmesini istiyoruz. Birbirinden çok farklı alanlarda tasarımlar yapıyorsunuz. Bir endüstri tasarımcısı için tek bir alan belirleyip Tasarımın global bir dile sahip olması, sizi besleyen kültürel değerlerin etkisini azaltma yönünde bir tehlike oluşturuyor mu? o alanda deneyimler yaşamayı tercih etseydiniz bu ne olurdu? Tek bir alanda uzmanlaşmayı tercih etmiyorum. Farklı mal- Yerel değerlerimiz, geçmişimizden ve de alışkan- zeme, farklı üretim yöntemleri farklı birer oyun ala- lıklarımızdan referanslarımız kısacası ‘bize nı, yepyeni birer motivasyon kaynağıdır. ait’ olandan yola çıkmak, önce ken- Herbir yeni konuya ‘uzman körlüğü’ dimize bakmak ardından küresel- yaşamadan daha yenilikçi yak- leşeni görmek ya da her ikisini laşma imkanınızın olacağını beraber görmek, bir farkın olmadığını bize anlatıyor. Bu bir tehlikeden çok, dünyanın ne kadar küçük bir köy olduğunu gösteriyor. Bize ait olandan uzaklaşmak, aslında bizi var etmek yerine yok ediyor. Dervish’in tasarım sürecinde beslenilen yerel ya da bölgesel kalan hikayesi, katıldığı ulusal ve uluslararası sergilerde düşünüyorum. Bunu aynı ‘Tek bir alanda uzmanlaşmayı tercih etmiyorum. Farklı malzeme, farklı üretim yöntemleri farklı birer oyun alanı, yepyeni birer motivasyon kaynağıdır. Herbir yeni konuya ‘uzman körlüğü’ yaşamadan daha yenilikçi yaklaşma imkanınızın olacağını düşünüyorum. Bunu aynı zamanda uzun süredir deneyimliyorum.’ katılımcılar ve jüriler tarafından deneyimliyorum. Malzeme konusunda sizi en çok heyecanlandıran nedir? Her nin farklı malzemekullanım alanı, üretim yöntemi, kişilik özellikleri ve tepkileri olmasının yanında yeni ürün veya yeni sektör yaratarak yeni tasarım faaliyetlerine imkan kolaylıkla algılanıyor. Fincanımız sunması beni heyecanlandıran geçtiğimiz yıl iki tasarım ödülüne bir çeşitlilik doğuruyor. birden layık görüldü; ödüllerden birisi, Tasarım çizginizi anlatmanızı Fransa’nın APCI (Endüstriyel Tasarım ve Promosyon Örgütü) ajansı tarafından verilen Label l’observeur zamanda uzun süredir istesem sizin için en önemli başlıklar ne olurdu? du Design 11 ve diğeri yenilikçilik, ayırtedicilik, işlevsellik gibi Belirli bir çizgiden bahsetmek bence mümkün değil. Eğer kriterlerin yanında toplumsal, kültürel katkıları ile aldığı Design ki tasarımcıdan beklenen ortak çizgilere sahip bir ürün ailesi ise Turkey 2010 Üstün Tasarım Ödülü’dür. tasarlanan ürünlerde ortak bir çizgisinden bahsedilebilir. Yani Kahve fincanlarınızın üretimini Kütahya Porselen’e yaptırıyorsunuz, bunun nedenini sorabilir miyim? tasarım tarifnamesine üç parçalı bir ürün ailesi olacağı bilgisi belirtildiğinde tasarımcı, bu bilgiden ürünlerde ortak bir çizgi Fincanımızın üretim sürecinde gereken hassasiyeti göstere- olacağı referansını alabilir. Her proje için sorulan soru ve yazılan bilecek profesyonellikteki bir firma olduğunu duyuyorduk ancak tarifname farklılaşacağı için tasarımcı farklı sonuçlara, ürünlere, deneyimlememiştik. Geçtiğimiz haziran ayında başlayan işbirli- formlara ulaşır. 40 Kunter Şekercioğlu’nun tasarladığı ‘Dervish’ kahve fincanının üretimi Kütahya Porselen fabrikalarında gerçekleştiriliyor. Satışını ise tümüyle kendileri yapıyorlar. 41 STİL BİTKİ ÇAYI DOĞADAN GELEN SAĞLIK Her derde deva doğal bitki çaylarını Kütahya Porselen’in filtreli bitki çayı kupalarında ve birbirinden şık tasarımlarında içmeyi denediniz mi? Yapım Çiğdem Hasanoğlu, Fotoğraflar Tufan Önal/PTS itkilerin hastalıkları tedavi edici etkisi yüzyıllar boyunca B tıpta ve alternatif tıpta kabul görmüştür. Doğanın muci- zevi eczanesi olarak da adlandırabileceğimiz bu şifalı bitkilerden yapılan çaylar, çeşitli rahatsızlıklara karşı ilaç görevi görüyor. Gelin, birbirinden cazip koku ve tatlarıyla sağlığınıza iyi gelecek ve damağınızı şenlendirecek örneklere bir göz atalım. Bitki Çayı Nasıl Hazırlanır? Bir tatlı kaşığı ince kıyılmış bitki veya 2-3 adet çiçekli sapı, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suda 10 dakika demledikten sonra süzün. Doktor tavsiyesini dikkate alarak günde iki veya üç bardak içebilirsiniz. 42 1 2 3 1 ‘EZ01MG15446’ kareli kupa, 6,43 TL. 2 ‘EZ01MG15446’ puantiyeli kupa, 6,43 TL. 3 ‘TL02MG42055513’ çizgili kupa, 8,89 TL. 43 STİL BİTKİ ÇAYI 2 1 3 1 ‘LM01MG14020’ kupa, 8,07 TL. 2 ‘E001MG115872’ kupa, 8,27 TL. 3 ‘ABZE01MG661475’ kupa, 22,97 TL. 44 ‘EO03M684209117’ filtreli bitki çayı kupaları, (adedi) 14,90 TL. Yayla otu Kırsal yörelerde yetişir. Bir metreye kadar uzayabilir. Kuvvetli kokulu ve tüylüdür. Çayı bir süre düzenli içildiğinde gaz giderir, iştah arttırır ve mide spazmını çözmeye yardımcı olur. Mimoza Ölmez çiçek ve güve otu isimleriyle de bilinir. Çayı bir süre düzenli içildiğinde idrar söktürür ve gaz giderir. Sarılık, iktidarsızlık, kulak çınlaması, kulağın ağır işitmesi, romatizma, safra kesesi, mesane ve böbrek iltihabı, düşük tansiyon ve egzamayı gidermek için önerilir. Yasemin Özellikle yağmur ormanlarında yaşayan bir bitki türüdür. Çayı bir süre düzenli içildiğinde kilo vermeye yardımcı olur, metabolizmayı hızlandırır, gazı giderir, vücudu toksinlerinden arındırır ve sindirim sistemini düzenler. Sarı kantaron Kuru topraklarda, yol kenarlarında yetişen ve bir metreye kadar uzayabilen otsu bir bitkidir. Kılıç otu, kan otu, binbir delik otu, yara otu adları ile de bilinir. Çayı bir süre düzenli içildiğinde iştahı açar, öksürüğü keser, sinirleri yatıştırır, böbrek taşını eritmeye yardımcı olur, idrar ve balgam söktürür. Melissa Limon kokulu, çok dallı ve otsu bir bitki olan melissa, oğul otu olarak da bilinir. Yol kenarlarında ve ekilmemiş yerlerde rastlanan, 30-100 cm boylarında, çok yıllık otsu bir bitkidir. Çayı bir süre düzenli içildiğinde yatıştırıcı ve antiseptik (mikrop öldürücü) etkilere sahiptir. Aynı zamanda hafıza zayıflığına faydalıdır; baş dönmesi, migren ve kulak çınlaması gibi şikayetleri de keser. Gül Rutubetli ve geçirgen topraklarda yetişen gülün çayının bir süre düzenli içildiğinde, antiseptik (mikrop öldürücü) etkisi vardır. Boğaz ve bademcik iltihaplarını giderir. Göz kanlanmaları ve göz nezlesinde etkilidir. Kekik Güneşli bayırlarda ve ormanlık alanlarda yetişen kekik bitkisinin tamamı kurutularak kullanılır. Çayı düzenli içildiğinde bedeni kuvvetlendirir, hazmı kolaylaştırır, iştahsızlığı giderir, kalp çarpıntılarını keser, bağırsak iltihaplarını iyileştirir, salgı bezlerini düzenler ve tansiyonu geçici olarak yükseltir. Karabaş otu Boyları bir metreye kadar uzayabilen, çalı görünümlü ve çok yıllık bir bitkidir. Yalancı lavanta çiçeği adıyla da bilinir. Çayı bir süre düzenli içildiğinde ağrıları dindirir, kalbi kuvvetlendirir, balgam söker ve uykusuzluğu giderir. Adaçayı Hafif kireçli ve kuru toprakları seven adaçayı, kışları ılık geçen bölgelerde yetişir. Çayı bir süre düzenli içildiğinde tüm bedeni güçlendirir, kalp krizi riskini azaltır. Gece terlemesi ve aşırı terleme problemlerine yardımcı olur. Civan perçemi Yöresel olarak akbaşlı, barsama otu, beyaz civan perçemi, sarı civan perçemi ve kandilçiçeği diye de anılır. Türkiye’de 40’a yakın civan perçemi türü bulunur ve bunların birçoğu kullanılır. Çayının bir süre düzenli içildiğinde terletici, idrar söktürücü, tansiyon düşürücü, menopoz sıkıntılarını hafifletici, kan yapıcı ve sindirimi destekleyici etkileri vardır. 45 ZANAAT KAYA KALAYCI Kuş motifli, el yapımı bronz abajur başlığından bir detay.. BAKIRLA YAŞAMAK Dört nesildir bakırcılıkla uğraşan Kalaycı ailesinin mensubu bakır sanatçısı Kaya Kalaycı, seri üretime karşı el işçiliğinin bayrağını taşıyor. Yapım Zeliha Köşlü 46 Kaya Kalaycı’nın Karacaahmet Mezarlığı girişinde yer alan Şakirin Camii gibi özel projelerde imzası bulunuyor. üyükdede Artin Usta’dan Dede Haçik Usta’ya, Baba Artin Kalay- B cı Usta’dan da Kaya Karakin Haçik Kalaycı’ya sürüp giden aile mesleği kalaycılığın hikayesi çok eskilere uzanıyor. DÖRT NESİL KALAYCI AİLESİ Tarihsel kayıtlar, Kanuni Dönemi’nde Van ve Bitlis bölgelerinden Marmara’ya göçen Ermenilerin, İznik-Yalova kervan yolu üzerinde Çengiler Köyü’nün bulunduğu alana 1600’lü yıllarda yerleştiğini gösteriyor. Çengiler Köyü’nün adı 1948’de Sugören olarak değiştirilmiş. Çengiler Köyü’ndeki büyük zeytinliğin sahibi olan büyükdede Artin Usta, aynı zamanda bakırcılık ve kalaycılık ile de uğraşmış. 1881 yılında Artin Usta’nın ileride kendisi gibi kalaycılık yapacak oğlu Haçik dünyaya gelmiş. Ancak Gülhane Hattı Hümayûnu ile Osmanlı’nın bütün tebaasının eşit haklara sahip olduğu ilan edilip gayrimüslimler de müslümanlar gibi askere alınmaya başlandığında Haçik de askere alınmış. Dönem Trablusgarp Savaşı öncesiymiş. Savaş patlak verdiğinde ise Haçik esir düşmüş ve ancak sekiz yıl sonra evine dönebilmiş. Döndüğünde ise köyünde ailesini bulamamış. Haçik bunun üzerine İstanbul Şişli’de oturan bir akrabasının yanına yerleşmiş ve bir bakırcı dükkanında çalışmaya başlamış. Haçik Usta, Atatürk’ün Yalova ziyaretlerinde kaldığı Baltacı ve Millet Çiftliği’nin, Atatürk Köşkü’nün ihtiyaçları için İstanbul’da bakır kaplar üretip bunların bakımı ve kalaylanmasıyla görevlendirilmiş. Atatürk’ün Yalova ve Termal ziyaretleri Haçik Usta’ya ve ailesine Kalaycı soyadını kazandırmış. 1955 yılında felç geçiren Haçik Usta’nın işlerini oğlu Artin Kalaycı Usta üstlenmiş. 2000 yılında vefat eden Artin Usta’dan ise işi Alman Lisesi mezunu, Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü’nü kazanan oğlu Kaya Kalaycı devralmış. BAKIR BENİM İLK OYUNCAĞIM… Gözünü bakırla açan Kaya Kalaycı, çok iyi tanıdığı malzemeyi, görgüsü ve aile gelenekleri ile birleştirerek işlemeye devam ediyor. Kaya Kalaycı, Kapalıçarşı’daki dükkan-atölyesinin yanında Nişantaşı’ndaki ofis showroom’u ve Samatya’daki atölyesiyle bakıra modern bir yorum getiriyor. Kalaycı ailesinin atölyesinde ve dükkanında Anadolu’dan ve İstanbul’dan toplanmış pek çok bakır, tunç, pirinç eşya kimi zaman benzer formlarda yeniden üretilirken, kimi zaman ise tamir ediliyor. Bakır, bronz ve pirinç eşyaların evlerde kullanımı azalmaya başlayınca bu eşyalar Bakırcılar Çarşısı’ndaki eskicilerde ve bakır dük47 ZANAAT KAYA KALAYCI 48 “Doğduğumda gözümü bakırla açtım, bakır benim ilk oyuncağım…” diyen Kaya Kalaycı zanaat olarak yaptığı işi farklılaştırarak sanata dönüştürüyor. kanlarında toplanmaya başlanmış. Bu durum yeni imalat yapılmasını engellediğinden tamirat işine ağırlık verilmiş. Özellikle bakırdan ibrikler, sahanlar, sürahiler, maşrapalar, tencereler, sabunluklar, badyalar, hamam tasları, sütlükler, cezveler, şamdanlar ilgi görmeye başlamış. Bunların alıcıları çoğunlukla yabancılar olmuş. Yabancılar bazen kırmızı ve parlak bakırı tercih ederken bazen de eski görünümlü tunç ve pirinç eşyalara ilgi göstermişler. Turistik amaçlı bakır eşyaların satılması, Anadolu’daki eskicilerden ve bakırcılardan bu eşyaların hızlıca toplanmasına ve kısa sürede tükenmesine neden olmuş. Yırtılmış, bombelenmiş, erozyona uğramış eski eşyaların tamir edilmesi yeni bir obje üretmekten çoğu zaman daha zor olmuş. 1980’li yılların sonunda Kaya Kalaycı, Bedros Usta’nın yanındaki eğitimini tamamladığında dükkanı çekip çevirmeye başlamış. SANATSEVERLERLE ELELE ÇIKILAN BİR YOLCULUK Ardından Kalaycı için Çiğdem Simavi gibi sanata destek veren, eskiyi ve antikayı seven ziyaretçilerin talepleriyle farklı bir dönem başlamış. Neredeyse her hafta sonu Rahmi Koç, Semahat Arsel madeni eşya tamir ettirmek ya da satın almak içini dükkanı ziyaret eder olmuşlar. Bu gerekçeler ile iyi bir çevre ve çarşı kültürü edinen Kaya Kalaycı üniversite yerine çalışma hayatını tercih etmiş. Tamirat işlerinin ağırlıkta olduğu 1988 yılında Divan Oteli için 200-300 adet kapaklı sahan siparişi alınmış. Sahanlar Macaristan’daki Türk Gecesi’nde kullanılmış. Ardından “Dünya Genç İşadamları Toplantısı” için 1000 adet sahan daha yapılması gündeme gelmiş ve dört-beş ay içinde tamamlanan iş beğenil ğenilmiş. Yapılan sahanlar toplantı sonrası Çırağan, Kuruçeşme Divan gibi Divan otellerine dağıtılmış. Otellerin yabancı konuklarından da siparişler alınmaya başlanmış. Artık K Kalaycılar’ın dükkanına sadece alışveriş için değil, mangal üzerinde, bakır cezvede yapıl yapılan Türk kahvesini yudumlarken sohbet etmek için de uğranır olmuş. Anadolu’dan gelen eskiler bitince ve iyi bakır kalmayınca, Osmanlı formlarında gümüş objeler yapılmaya b başlanmış. Osmanlı kültürünü tanıtmak ve yaymak amacıyla ince işçilikli bakır tombak vve pirinç eserlerden replikalar yapılmış. Divit, leğen, ibrik, nargile, buhurdan, sahan, sütlü sütlük, şamdan, alem, gülabdan, hamamtası, kahvelik önde gelen objeler arasında olmuş muş. Kaya Kalaycı, yeni başladığı başarılı tasarımların da etkisiyle açtığı Nişantaşı’ndaki show showroom’unun yanı sıra Samatya ve Beyazıt’taki atölyelerinde yeni ürettiği çalışmalarıyla Şakirin Camii, Divan Asya, Four Seasons, Les Ottoman ve W Hotel gibi çok özel proje projelerde önemli izler bırakıyor. Kaya Kalaycı’nın bir kapı tokmağında kullandığı motif yapt yaptığı bir aplikte, avizede ya da askıda yeniden canlanıyor. Kapalıçarşı ve Bakırcılar Çarş Çarşısı’nda birçok antika ve eski eşyayla zaman geçiren, bakırı, pirinç ve bronzu tanıyan Kalay Kalaycı, zanaat olarak yaptığı işi farklılaştırarak sanata dönüştürüyor. Bunu tekrarlayarak deği değil, varyasyonlar ve yeni formlar katarak gerçekleştirmeyi sürdürüyor. 49 GEZİ KAYAK MERKEZLERİ DÜNYANIN EN ÜNLÜ BEYAZ CENNETLERİ Dünyanın D ünyanın een nü ünlü nlü k kayak ayak m merkezleri erkezleri o olan lan İİsviçre’deki sviçre’deki S St. t. M Moritz, oritz, Fransa’daki Courchevel Amerika’daki Colorado-Vail, dışı pistleriyle F ransa’daki C ourchevel vvee A merika’daki C olorado-Vail, ssıra ıra d ışı p istleriyle kayak keyfinizi ikiye katlıyor. Yazı Selin Akal, Foroğraflar Corbis, Sabah Arşiv 50 ST. MORITZ/İSVİÇRE his Corviglia ve El Paradiso restoranlarında bu- İsviçre’nin Alp Dağları eteklerinde yer alan luşuyorlar. Gece eğlencesinin buluşma noktaları St. Moritz, dünyanın en ünlü kayak merkezleri ise King’s Club, Dracula, Heminghway’s veya arasında yer alıyor. Dar ve zorlu pistlerinin yanı Vivai. Her türlü müzik zevkine hitap eden me- sıra eğlence hayatıyla da kayakçılara keyifli bir kanlar, akşam 22.00’den sabah karşı 05.00’e tatil imkanı sunan St. Moritz’e Zürih’ten üç deği- kadar açıklar. St. Moritz’de eğlence, keyif ve şik yolla ulaşılıyor. Küçük jetlerin indiği Samedan kayaktan sonra spor aktiviteleri geliyor. Özellik- Havaalanı sis nedeniyle kapalı değilse, dağa çık- le donmuş göl üzerinde 1907 yılından bu yana manın en kolay yolu uçmak. Zürih’ten 5 yıldızlı yapılan at yarışları asla seyircisiz kalmıyor. Gö- otellerin gönderdiği Rolls Royce limuzinler ise lün kenarına kurulmuş tahta tribünlerden yarışı ikinci seçenek. Ancak en keyifli ve garanti yol, seyredenler, bir yandan da bahis oynuyorlar. dört saat süren tren yolculuğuyla St. Moritz’e Yarışın ardından sponsorlar tarafından verilen ulaşmak. Özellikle sabah saatlerinde kalkan tre- White Turf akşam yemeği ise St. Moritz’in elit- ne yetişebilirseniz, Engadin Vadisi’nin buzulları lerini bir araya getiriyor. Bir diğer önemli aktivite ve gölleri arasında yer alan kayak merkezine, ise Cresta Run yarışları. Bir kızağın üzerinde baş Alp Dağları’nın eteklerindeki güzelliklere tanıklık aşağı yapılan yarışın geçmişi 1887’de kurulan ederek ulaşabilirsiniz. Cresta Erkek Kulübü’ne kadar uzanıyor. Bu se- St Moritz’de toplam 350 kilometre uzunluğun- beple yarışa sadece erkekler katılabiliyor. Ayrıca da, her seviyeye uygun 73 tane pist bulunuyor. St. Moritz yıl boyunca, Uluslararası Alpin Kayak Corviglia, Corvatsch ve Diavolezza, kayak mer- Yarışması, snowboard yarışmaları, kayak mara- kezinin başlıca pistleri. Saatte 65 bin kişiyi, 1800 tonu, donmuş göl üzerinde yapılan köpek yarış- ila 3300 metre yüksekliğindeki pistlere ulaştıran ları, buz üzerinde oynanan curling, polo yarışları, toplam 60 mekanik taşıma aracı var. Sıkı kayak- buzda kriket gibi spor aktivitelerine de ev sahipliği çılar, 2978 metredeki Diavolezza tepesinin dar yapıyor. Kayaktan geriye kalan vakitte ise kentin ve zor pistlerinde kaymayı tercih ederken, kayak tipik mimarisini keşfetmekte fayda var. Araç tra- sporuna yeni başlayanlar Corviglia gibi daha kolay fiğine kapalı olan Via Maistrada, para harcamak pistlerde, kayak hocalarıyla çalışabiliyorlar. Keyfi- için en ideal sokak. Birbirinden ünlü mağazaların ne düşkün ziyaretçiler ise kahvaltılarını odaların- yanı sıra, İsviçre’ye özgü küçük markalar satan da alıp, muhteşem orman manzarasının keyfini butik mağazalara da mutlaka uğramak gerekiyor. çıkartıyorlar. Çünkü dünyanın en zengin ve ünlü Scoula Meydanı’nın hemen güneyinde kentin en simalarının da tercih ettiği St. Moritz’de hayat, eski evleri bulunuyor. Ahşap doğrama kapılar, kaymaktan ibaret değil. Atlı arabalarla orman kalın taş duvarlar ve demir pencere parmaklıkla- yollarında dolaşmak, bifteğiyle ünlü Mouttas rıyla dikkat çeken evler, Graubünden Mimarisi’nin Muragl’da yemek yerken gün batımını seyret- tipik birer örneği. Yörenin gelenekleri hakkında mek ve Piz Nair tepesine çıkıp manzaranın tadı- daha fazla bilgi edinmek için Engadine Müzesi’ne nı çıkarmak da dünyaca ünlü kayak merkezinde gitmek gerek. Sanat meraklıları ise Berry ve Se- yapılması gerekenler listesinde ilk sıralarda yer gantini Müzeleri’ndeki göz alıcı manzara resim- alıyor. Ayrıca, Christie’s ve Sotheby’s’in yılda bir lerini mutlaka görmeliler. Günün yorgunluğunu kere St. Moritz’de düzenledikleri mücevher mü- atmak için en iyi seçenek, süslü dış cephesiyle zayedeleri de buraya hatırı sayılır miktarda turist ünlü Hanselmann Cafe’de verilen çay molası olu- çekiyor. Dünyanın en ünlü ve en zengin simala- yor. Çayın yanında ikram edilen kurabiyeler ise rını da görebileceğiniz St. Moritz’de kayakçılar kafenin ününe ün katıyor. Şehir merkezi yerine öğle yemeği için tepe restoranlarında bir araya göl civarında gezmek içinse at arabası kiralamak geliyorlar. Kimileri daha kapıda çorba ve sıcak gerekiyor. Bu gezinin en keyifli yanı ise Badrutts şarap ikramı yapılan küçük restoranları tercih Palace Hotel’in 12. yüzyıldan kalma eğik kulesi ederken, kimileri de Corviglia tepesindeki Mat- ve masalsı taretlerini görebilmek. 51 GEZİ KAYAK MERKEZLERİ COURCHEVEL/FRANSA Fransa’da yer alan Courchevel, 600 pist ve 189 liftle dünyanın en büyük kayak merkezi olarak kabul ediliyor. Hemen yanı başındaki Meribel ve Val Thorence dağlarına da kayarak geçmeyi mümkün kılan Courchevel’in pistlerinin toplamı ise 600 kilometre uzunluğunda. Cenevre’den 2,5 saatte ulaşılan dünyaca ünlü kayak merkezi, muhteşem bir doğa manzarasına da sahip. Her seviyedeki kayakçılar için her türlü spor aktivitesi sunan merkez, suni kar makineleriyle de dört mevsim kayma imkanı sağlıyor. Ziyaretçiler için her şeyin düşünüldüğü Courchevel’de konaklama için de farklı alternatifler bulunuyor. 1850 metrelik en yüksek tepe dünya sosyetesini, 1650 metre daha uygun fiyatlarıyla genç kayakçıları, 1550 metre ise çocuklu aileleri cezbediyor. Bu üç seçenek dışında 1300 metrede konumlanan Le Praz ve La Tania da var. Otantik ve huzurlu atmosferi ile geleneksel dağ yaşamını ziyaretçilerine sunan Le Praz ve La Tania, doğa tutkunlarına çam ağaçları arasında keşif yürüyüşleri yapma imkanı da veriyor. Hayat Courchevel’de 09.00’da başlıyor. Ayağına kayağını geçiren tatilciler otellerinden çıkıp, kayarak liftlere gidiyorlar. En teknolojik mekanik liftlere sahip olan Courchevel’de uzun süreli kayak yapmak isteyenler için sayısız alternatif bulunuyor. 1850 metreden 4. ve 11. etapları izleyerek yan dağlara geçmek mümkün. Hatta hızlı kayakçılar üç dağda dolaşıp tekrar Courchevel’e dönebilirler. Daha sakin bir gün geçirmek isteyenler, 1650 metrede 1. ve 3. etaplar arasındaki hafif virajlı pistin tadını çıkartıyorlar. Macera severlerse üç vadiden birine kurulmuş Courchevel’den rehber eşliğinde çıkıp, diğer vadileri gezerek tatilin keyfini çıkartıyorlar. Öğlen yemeği için genellikle Chalet de Pierre tercih ediliyor. Dağın en eski restoranlarından biri olan Chalet’de yer bulamayanlar ise aile işletmesi küçük büfelerde ayak üstü bir şeyler atıştırarak kısa bir dinlenme molası vermiş oluyorlar. Kayak yapmaktan sıkılanlar içinse iki kilometrelik özel bir kızak yolu bulunuyor. Ayrıca buzda karting yapma, olimpik pistte buz pateni, ski jumping, paragliding, deltagliding ve mountain flying gibi spor aktiviteleri de Courchevel’de denenmesi gerek spor aktivitelerinin başında yer alıyor. Kayak sonrası hayli kalabalıklaşan kasabadan mağazalarda dağıtılan happy-hour içkileriyle alışveriş yapmaksa moda. Özellikle hediyelik eşyalar satan küçük mağazalar akşam saatlerinde dolup taşıyor. Le Bateau Ivre ve Le Chabichou restoranları akşam yemeğinin favori mekanları. Ancak yer bulabilmek için iki gün önceden rezervasyon yaptırmak gerekiyor. Yemek sonrası hız kesmeyen tatilciler barlara veya gece kulüplerine giderek sabah kadar eğleniyorlar. 52 COLORADO VAIL/A.B.D Avrupa’daki kayak merkezlerinden sıkılan kayakçılar rotayı genellikle Amerika’daki Colorado Vail’e çevirirler. Denver’a iki saat mesafedeki merkezin heyecan ve macera dolu pistleri, yılda 750 bin turisti ağırlamaktadır. Ancak Vail’in zorlu dağ rampalarında ve toplam 5.289 dönümlük geniş pistlerinde kaybolmamak için marifetli bir kayakçı olmak da şart. Zira, sarp kayalıklar arasında kıvrılarak ilerleyen pistler, profesyonelleri bile zorluyor. Vail’e üç dakika mesafede bulunan komşu yamaç Beaver Creek’te de durum farklı değil. 4000 metre yükseklikteki, bombeleriyle ünlü Birds of Prey pisti dünyanın en zorlu pistleri arasında kabul ediliyor. Creek’te acemiler ve orta düzey kayakçılar için en ideal alanlar Arrowhead ve Bachelor Gulch. Merkezin en pahalı otelleri de Beaver Creek’te. Denver’dan limuzinlerle gelen misafirler, kayaktan arta kalan zamanlarda havuzlu suit odalarında Vail’in muhteşem manzarasını izlemeyi tercih ediyorlar. Beaver Creek’in yanı başındaki Breckenridge ve Keystone yamaçları ise daha rahat ve kolay. Eğitmenler eşliğinde kayak öğrenenler ve çocuklar için düzenlenen aktiviteler de bu yüzden bu iki merkezde yapılıyor. Dünyanın en geniş pistleri olarak kabul edilen Colorado-Vail, Beaver Creek, Breckenridge ve Keystone’daki pistleri kuyruk olmayan hızlı liftleri, dünyanın en iyi kayak eğitmenleri ve her sabah yağan taptaze karla popülaritelerini her geçen gün daha da pekiştiriyorlar. Ayrıca dünyaca ünlü bu pistlerde Hollywood’un tanınmış simalarıyla yan yana kayak yapmak, burada geçirilen sıradan bir günü özetlemek için yeterli. Helikopter aracılığıyla zirveye bırakılıp, planlanan parkurlardan rehber eşliğinde aşağıya kayarak yapılan heli ski, merkezin en popüler aktivitesi. Ondan sonra ise sık ağaçlar arasından yapılan extrem geliyor. Vahşi kayak dedikleri extrem için mutlaka profesyonel kayakçı olmak gerekiyor. Zira ormanın içine dalıp ağaçların arasından sıyrılmak kolay iş değil. Vail’in beş kilometre uzunluğundaki Fly Zone pistinde ise serbest stil kayakçılar ve snowboard meraklılarına benzersiz bir kayak keyfi sunuluyor. Hafif bombeli Fly Zone, merkezin orta derecede zorlu pistleri arasında. Ancak burada da heyecan arayanlar için eğitmen eşliğinde yapılan sıra dışı aktiviteler var. Kayaktan sıkılanlarsa hokey oynayıp, köpeklerin çektiği kızaklarla Vail’i keşfe çıkabiliyorlar. Colorado-Vail, sanat galerileri ve müzeleriyle kayak öncesi aktivitelerine kültürel bir boyut katmak isteyenler için de ideal bir merkez. Özellikle Bridge Caddesi şubat ayında birbirinden güzel sergilere ev sahipliği yapıyor. Aynı zamanda alışveriş caddesi de olan mekanda ünlü markaların butikleri de mevcut. Dağda öğle yemekleri için buluşulan Coyote Cafe’nin bir şubesi de Bridge Caddesi’nde. Akşam yemekleri içinse sosyetenin buluşma noktası The Wildflower. Rezervasyonları haftalar öncesinden dolan mekan, ‘AAA Four Diamond Award’ ve ‘Best of Award of Excellence’ ödüllerinin ikisini birden kazanan tek restoran olma ayrıcalığına da sahip. 53 MİMAR EMRE–KEREM ORAL 2011 yılında Uluslararası Gayrimenkul Ödülleri’nde “En iyi Konut” ödülünü alan Palivor Çiftliği, Kırklareli’nin Demirköy ilçesinde, Karadeniz’in göz alıcı plajlarının bulunduğu İğneada’ya 11 kilometre mesafede bulunuyor. 6 besi çiftliği ve 4 bağ evinden oluşan çiftlik, çevreyle dost yaşamın tüm avantajlarını sunuyor. DÜNYA’NIN ALKIŞLADIĞI ORTAKLIK Ödüllü projelere imza atan Oral Mimarlık, kurulduğu günden bu yana müşteri memnuniyeti ve güveni ile ele aldığı projelerin mükemmelliğe ulaşmasını hedefliyor. Yazı Selin Akal 54 2010 yılında düzenlenen Uluslararası Gayrimenkul ofis projelerine imza atan Muhtar Oral, firmasını oğlu Ahmet Ödülleri’nde ‘En İyi Ofis’, 2011 yılında düzenlenen Uluslararası Oral’a bırakmış. Londra’da bulunan Architectural Association Gayrimenkul Ödülleri’nde ise ‘En İyi Konut’, ‘En İyi Proje’, ‘En School of Architecture’de mimarlık eğitimi alan Ahmet Oral, Le iyi Pazarlama’ ve ‘En İyi Kamu Binası’ dallarında ödüle layık Corbusier’in asistanı olan Otto Glaus’un mimarlarından biri ola- görülen Oral Mimarlık yöneticilerinden Emre Oral’la hem ödüllü rak Zürih’te çalışmış. Zürih’e taşınmadan önceki iki yıl boyunca projelerini hem de mimariye bakış açısını konuştuk. da Howell, Killick, Partridge& Amis’in Londra ofislerinde yardım- Oral Mimarlık nasıl ve kim tarafından kuruldu? İstanbul’da 1933 yılında mimar ve müteahhit Muhtar Oral cı mimar olarak görev almış. Oral Mimarlık kimler tarafından yönetiliyor? tarafından kurulan Oral Mimarlık, tasarım, inşaat ve müteah- Ben ve Kerem Oral tarafından yönetiliyor. Kerem Oral firma- hitlik hizmetleri sunan bir firma. Kurucumuz Muhtar Oral, İs- nın mimari ve iç mimarı tasarımlarının mimarı olmakla beraber, tanbul Teknik Üniversitesi’nden hem mimar, hem de mühen- inşaat ve müteahhitlik işlerinde de yönetici ortaktır. Kendisi ta- dis olarak mezun olmuş. Vefat edene kadar çeşitli konut ve sarım ve inşaat alanında 15 yıldan fazla tecrübeye sahip olup, 55 MİMAR EMRE–KEREM ORAL Nişantaşı’nda yer alan 8 katlı ‘Değer 16’ binası, 5 mağaza ile 1. katında ofis, diğer katlarında konut olarak kullanılabilecek 60-150 metrekare arasındaki 12 daireden oluşuyor. Oral Mimarlık, Değer 16’da, doğa, hava, ışık ve sokakla dolaysız ve yakın bir bağ kurmuş. Deri kaplama posta kutuları, abanoz ağacı lambriler, deri efekti ile sonlandırılmış yer granitleri resepsiyonda güçlü bir etki yaratıyor. 56 birçok konut, otel, okul ve ofis projesini de başarı ile tamam- Günışığı Çiftlik Evi, 20 bin metrekareden büyük besi çiftliği lamıştır. Ben inşaat sektörüne 2002 senesinde Oral Mimarlık’a arsalarından hazırlanmıştır. İç ve dış yaşamın birbirine karıştığı bu ortak olarak katıldım. Firmanın müteahhitlik işlerinin lideri, inşaat eşsiz yapı, bodrum, zemin ve birinci kattan oluşmaktadır. Proje ile tasarım işlerinde de yönetici ortağıyım. İnşaat ve gayrimenkul çekici ve modern bir yalınlıkla tasarlanmıştır. Zemin katı taş, bi- geliştirme alanlarında yoğun bir deneyime sahibim. Şirketin ticari rinci katı ahşap cepheli olan binanın en önemli özelliği muhteşem süreçlerini yönetmenin yanı sıra, firmanın dizayn yönetimi ve in- orman ve doğa manzarasını kucaklaması, doğanın içerisinde bir şaat proje yönetim süreçlerinde de yer alıyorum. yaşam sunmasıdır. Evlerin tasarımı Kırklareli Demirköy’ün nefes Emre Oral ve Kerem Oral kimdir? kesen orman manzarasından birinci katta bulunan odaların etki- Kerem Oral, Grenoble Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü leyici bir şekilde faydalanmasına imkan vermektedir. Yine bu kat- mezunudur ve St. Julien en Genevois yarışmasında Jüri Özel ta bulunan büyük balkonlar eşsiz gün batımından keyif almanıza Ödülü almıştır. 1996’da Oral Mimarlık’da ortaklığa başlamadan izin vermektedirler. Yatak odalarının zemini sert sağlam kereste- önce, Carrefour’a hizmet veren Fransız mimarlık şirketi BEG dendir, çıplak kiriş askıları ve çarpıcı orman manzarası ise yatak bünyesinde Türkiye’deki ilk Carrefour mağazasının inşaatında odasının diğer özellikleridir. Ferah yaşam alanları özellikle geniş görev almıştır. Öncesinde Fransa’da bir dizi tanınmış ve köklü ve açık olarak tasarlanıp, iç dekorasyonda kullanılan tüm ürünler mimarlık şirketinde mesleki tecrübe kazanmıştır. Kendisi tasa- doğal malzemelerdir. Mutfaklar da özel olarak Palivor Çiftliği için rımda detay ve inşaat becerilerini Louis Vuitton, Prada, Christian üretilmekte. Nitelikli bir yaşam için gerekli olan az enerji harcayan Dior, Miu Miu, Fendi, Coach ve De Beers gibi prestijli markalar özel buzdolabı, mikrodalga fırın ve ocak projeyle birlikte teslim için kullanmakta. Gerek Türkiye’de gerek yurtdışında lüks pera- ediliyor. kende mağazaların inşaatlarını anahtar teslim üstlenmemizdeki Hazırladığınız projelerde ilham aldığınız ya da etkilen- kalite, zaman kriterlerini tutturmamızda en önemli katkı sahibidir. diği şeyler var mıdır? Mimari anlayışınızı besleyen unsur- Kerem ayrıca konut ve otel projeleri için de başarılı tasarımlar lar nelerdir? gerçekleştirmektedir. Ben ise Amerika’da, Illinois Wesleyan Oral Mimarlık, sanat, kültür ve evrensel tüm tasarımlardan Üniversitesi’nde İşletme okudum. 1991’de Amerikan Ulusla- etkilenir. Mimari anlayışımızı besleyen unsurlar ise modern an- rarası Yüksek Lisans Okulu Thunderbird’de, Uluslararası İşlet- cak fonksiyonel bir dünyada yaşam arzumuzdur. Etrafımızı gü- me Master’ı kazandım. Müteahhitlik alanında çalışmadan önce zelleştirmek en büyük emelimizdir. Londra’da bir girişim sermayesi şirketinde Genel Müdür olarak Türkiye’de mimarlığın gidişatını nasıl buluyorsunuz? görev yaptım. Ayrıca Türkiye’de medya sektöründe İcra Kuru- Mimarlık maalesef ülkemizde mesleki saygı görmüyor. Avru- lu Üyesi ve Genel Müdür olarak, İstanbul Coca Cola Şişeleme pa ile farkımız da burada. Mimarlık Avrupa’da ciddi ve saygın bir Bölümü’nde Genel Müdür Yardımcısı pozisyonunda çalıştım. meslekken, Türkiye’de işverenler mimar, mimarlar ise autocad Oral Mimarlık’ın faaliyet alanları nelerdir? Firma, lüks perakende ve ofis sektörlerinde tasarım ve anahtar teslim inşaat taahhüt çözümleri, otelcilik sektöründe ise proje operatörü olarak görülüyor. Son dönemde imza attığınız projelerden bahsedebilir misiniz? yönetimi ve gayrimenkul geliştirme alanında uluslararası bir üne Ödül alan projelerimiz dışında Christian Dior Mağazaları’nın sahiptir. Oral Mimarlık’ın başarısı medyada sürekli haber olması- Orta Doğu’daki uygulama projelerini ve proje yönetimini üstlen- nın yanı sıra aldığı tasarım ödülleri ile de sabittir. miş bulunuyoruz. Aldığınız ödüller ve bu ödüllerin firmanız için getirileri nelerdir? Bir yapının mimari ya da iç mimari düzenlemelerini gerçekleştirirken temel kriterleriniz nelerdir? 2010 Uluslararası Gayrimenkul Ödülü’nü ‘En İyi Ofis’ dalın- Önce insan ve doğa, sonra tercihen yalın bir güzellik yaratıp da kendi gayrimenkul projesi olan ‘Değer 16’ binası ile, 2011 işverenimizin hedeflerine ulaştırmamız. Projelerimizi seçerken de Uluslararası Gayrimenkul Ödülü’nü ‘En İyi Konut’, ‘En İyi Proje’, işverenle anlaşabiliyorsak hemen çalışmamıza başlıyoruz. ‘En iyi Pazarlama’ dallarında yine kendi gayrimenkul projesi olan ‘Palivor Çiftliği’ ve ‘En İyi Kamu Binası’ dallarında ‘Demirköy Kül- Projelerinizde (mimari/ iç mimari) olmazsa olmazlarınız var mıdır? tür Merkezi’ için almıştır. Ödülün getirisi ise bilinirlik ve müşterinin Ahşap ve doğal taş mutlaka kullandığımız malzemeler. teklif alma sürecine dahil olmak oldu. Yeni projeleriniz var mı? Ödül alan Palivor Çiftliği projesinden bize bahsedebilir misiniz? Devam eden projelerimiz dışında bir köy projemiz olabilir. Yeniden bir köyü yaratmak istiyoruz. 57 DÜNDEN BUGÜNE ÇİKOLATA Yediden Y ediden yyetmişe etmişe h herkesin erkesin yyemekten emekten k keyif eyif a aldığı ldığı ççikolata, ikolata, k kakao akao a ağacından ğacından ttoplanan oplanan başlayan dönüşüm hikayesiyle alıyor. ttohumların ohumların iişlenmesiyle şlenmesiyle b aşlayan d önüşüm h ikayesiyle ttarih arih ssayfalarındaki ayfalarındaki yyerini erini a lıyor. Yazı Selin Akal 58 Modern çikolataya şeklini veren buluş, Hollandalı kimyager Conrad J. Van Houten’in 1828’de icat etttiği kakao presi. Pres, çikolatanın başka ürünlerle karıştırılarak yiyecek olarak kullanılmasına olanak sağladı. arih kitaplarında kakaonun k keşfiffi h hakkında kk d ffarklı kl bil bil- da, ‘T ‘Tanrıların Yiyeceği’ geliyor. Mayalarda daha çok d l Yi ği’ anlamına l li M giler görmek mümkün. Ancak tarihte çikolatayla en kraliyet ailesi için uygun görülen bu içeceği sıradan insanlar çok çok haşır neşir olan uygarlıklar Mayalar ve Aztekler. özel durumlarda içebiliyormuş. Azteklerde ise kakaoyla hazır- Arkeologların geçtiğimiz yıllarda Honduras’ın Ulua vadisindeki lanan içeceği sadece yöneticiler, rahipler, rütbeli askerler ve küçük bir köyün içinde buldukları kakao izleri ise tarih kitap- onurlandırılmak istenen tüccarlar tadabiliyormuş. larında yeni bir sayfa açtı. Latin Amerika’da şimdiye kadar AVRUPALILAR KRİSTOF KOLOMB SAYESİNDE ÇİKO- keşfedilmiş olan en eski kaplar bu köyde bulundu. Araştırma- LATA İLE TANIŞIYOR T cıların aktardığına göre bu kap ve kacaklar çikolata meşrubatı Kristof Kolomb ele geçirdiği ticaret gemilerinde para yerine olan ‘Xocoatl’ içeceğinin yapımı ve tüketimi için kullanılmak- kullanılan kakao çekirdeklerini görmüş ve bu çekirdekleri İspan- taydı. Bu önemli keşif, bu küçük köyün çikolata için simge ya Kralı’na sunmak için yanına almış. Ancak Kolomb hayalini haline gelmesini sağladı. gerçekleştiremeden ölmüş ama aldığı çekirdekler sayesinde Çikolata kelimesi kakao çekirdeklerinin gürültülü bir şekilde İspanya çikolatayla tanışmış. İspanyollar, içine şeker koyarak havanda dövülmesinden dolayı, Aztek dilinde gürültü anlamına daha tatlı bir içecek haline getirdikleri çikolatanın yapımını di- gelen ‘choco’ ve su anlamına gelen ‘atle’ kelimelerinin bir araya ğer Avrupa ülkelerinden bir asır boyunca saklamışlar. Ama 16. gelmesinden oluşuyor. Kakao o dönemde en güçlü afrodizyak yüzyılın sonlarında kıtanın da bu tadı keşfetmesiyle İspanyol- kabul edildiği için Aztek kralı Kral Moctezuma haremini ziyaret lar kakao çekirdeklerini Amerika’dan alarak Avrupa’ya satma- etmeden önce daima bir kase dolusu kakao içeceği içermiş. ya başlamış. İlk ticaret gemisi 1585 yılında Sevilla Limanı’na Bu içeceğin onu güçlendirdiğine ve enerji verdiğine inanıyor- yanaşmış. Avrupa’da tanınmasıyla birlikte 17. yüzyılda kıtada muş. Meksika Körfezi’nde yaşayan ve Maya uygarlığından olan büyük ilgi görmeye başlayan çikolatanın ünü her geçen gün Olmecler ise kakao ağaçlarından farklı şekillerde yararlanıyor- artmış. Fransa sarayı kakao ile tanıştığın- larmış. Eski Amerika uygarlıklarından Mayalar M.S. 600 yılında, da, bu içeceğin enerji verici özelze ell kakaodan hazırlanan bir içecek yaptıklarında bu içecek Maya- liği de keşfedilmiş. Ancak ların kakaoya ilahi bir anlam yüklemesine neden olmuş. Hatta bu lezzet sarayın dışına bu ürünün kendilerine tanrılar tarafından verilmiş bir ödül oldu- çıkamamış ve halk bu ğu düşünmüşler. Zira, bu düşünce bilim adamlarını etkilemiş lezzeti tanıyamamış. olacak ki, kakao ağacının Latince ismi olan Theobroma Cacao 1778 yılında ilk kırma, 59 DÜNDEN BUGÜNE ÇİKOLATA Çikolataya yüzyıllardır farklı misyonlar yüklendi. İnsana yerken en fazla keyif veren yiyeceklerden bir olan çikolata, günümüzde güzelleşmek için bile kullanılabiliyor. karıştırma ve yoğurma makinesi nesi icadının ardından ardından, 1825’te An- tüm sıvılar ve istenmeyen asitli kokuların buharlaşmasını sağla- toine Brutus Meiner, Noisel-Sur-Marne’de ilk makineli çikolata mış. Sonuçta güzel tada sahip, krema kıvamında ve istenme- fabrikasını kurmuş. Böylece çikolatanın büyüsünü tüm dünya yen tatların bulunmadığı lezzetli bir çikolata ortaya çıkmış. Dün- tanımış. O döneme kadar çok pahalı bir besin olan çikolata, ya çikolatayla tanıştıktan 50 yıl sonra, 1927 yılında Türkiye’de seri üretime geçilen yıllarla birlikte herkesin evine girmeyi ba- ilk çikolata üretimi İstanbul Feriköy’de yapılmış. şarmış. 18. yüzyılın başlarında çikolata için porselen tabaklar HER DERDE DEVA! üretilmiş. Hatta birçok çikolata müzesinin koleksiyonlarında 18. Yıllar boyunca çikolatanın bünyeyi güçlendirdiği ve hor- yüzyıla ait zarif ve güzel porselen bulunmakta. monları etkileyerek aşk hayatını teşvik ettiği konusunda ortak ÇİKOLATANIN ALTIN ÇAĞI bir kanı vardı. Herkesin satın alma düzeyine gelen bir tüketim Çikolatanın altın çağı ise 1828’de Hollandalı kimyager Con- maddesi olması çikolatayı çok çekici kıldı. 1980’li yıllarda sağlık rad J. Van Houten, kakao presini icat etmesiyle başlamış. Mo- konusunda yeni bir trend oluşmaya başladı. Bu trendin odağı dern çikolataya şeklini veren buluş, çikolatanın başka ürünlerle diyetlerdeki alışkanlıkların değiştirilmesiydi. Her türlü gıdanın di- de karıştırılmasına ve yiyecek olarak kullanılmasına olanak sağ- yet çeşitleri ortaya çıkmaya başladı. Buna rağmen çikolata, her lamış. Yenmesi için imal edilen ilk çikolata ise 1847’de Joseph tür diyet ve egzersiz programı içinde tüketilebilen mükemmel tat Fry isimli bir İngiliz tarafından üretilmiş. 1875’te İsviçreli Daniel olarak yerini korumaya devam etti. 20. yüzyılın başlangıcı, Avru- Peter ise sekiz yıla yakın süren çalışmaların ardından çikola- pa ve Amerika’da çikolata üretiminin sanayileşmesinde önemli tanın özüne yoğunlaştırılmış süt katmanın yolunu bulmuş ve rol oynadı. Yenilikçilik, hızlı üretim teknolojisi ve yeni pazarla- bugünkü sütlü çikolataya babalık etmiş. Aynı dönemde İsviçreli ma teknikleri bakımından Belçika, Avrupa’nın diğer kesimlerine Rudolphe Lindt de çikolatanın tarihçesine önemli bir katkıda göre en ön sıraya yerleşti. Çikolata ürünlerinin geliştirilmesi de bulunarak ilk conch makinesini imal etmiş. Bu makinelerde sa- yeni seviyelere ulaştı. İçi boş figürler, çikolata çubukları, içi dol- atler boyunca yoğurulan çikolata ortaya çıkan ısı sonucunda durulmuş yumurtalar, truffle adında ve mantarı andıran şeker- 60 Özel ve yeni bir çikolata markası yaratarak butik konsept segmentinde de yer alan CKLT Çikolata Fabrikası, çikolatanın siber alemdeki en önemli adresi. www.cikolatasepeti.com lemeler, kurabiyeler, dondurmalar, ekmekler ve kahvaltı çörek- Çikolatanın ana maddesi olan kakaonun mineraller açısından leri bunlardan bazılarıydı. Çikolataya yüzyıllardır farklı misyonlar zengin olması, psikolojik açıdan da olumlu etkilere yol açıyor. yüklendi. İnsana yerken en fazla keyif veren yiyeceklerden bir Mutluluk hormonlarının üretimini artırarak seratonin ve endorfini olan çikolata, günümüzde güzelleşmek için bile kullanılabiliyor. açığa çıkaran bu lezzetli besin maddesi, stresi de büyük ölçüde Çikolatanın aromatik kokusu ve dokusu, özellikle son yıllarda azaltıyor. Ayrıca kakaodaki sekonder bitkisel madde flavonid rahatlatıcı ve arındırıcı etkisiyle öne çıkartılıyor. Çi- de bizi serbest radikallerden koruyor. Kan dolaşımını artırarak kolata ile yapılan masajlar, günün stresini vü- cilt yapısında anti-aging etkisi yaratıyor. cuttan atmamız için birebir. Çin tıbbında da kasları çözmek için uzun yıllar boyunca kullanılan bu mucize yiyecek, özel tekniklerle uygulanan masajla insan vücudundaki meridyenleri düzenlemek için kullanılıyor. KAKAO AĞACI MUCİZESİ Batı Afrika, Batı Hint Adaları ve Güney Amerika’da üretilen kakao ağaçları, dört yaşından sonra meyve vermeye başlıyor. Boyu 4 ila 10 metre arasında değişen ağaçlar, yılda iki kez ürün veriyorlar. Bir meyvenin içinde yaklaşık 2,5 santimetre boyunda, ortalama 40 çekirdek bulunuyor. Olgun meyvelerin içinden çıkarılan bu çekirdekler birkaç gün muz yaprağında mayalandırıldıktan sonra güneşte kurutularak fabrikada işlenmeye hazır hale geliyor. Fabrikada temizlenen kakao çekirdekleri kavruluyor ve öğütülüyor. Kavrulmuş kakao parçaları şekerle karıştırılarak bir kapta ağır silindirlerle hamur haline getiriliyor. Bu hamur ince çikolata tabakalarına dönüştürülüyor ve ardından da bu tabakalar kakao yağı katılarak yumuşatılıyor. Kavurma sırasında elde edilen macun görünümündeki sıvı ise çikolata yapımında kullanılıyor. 61 ÖNERİ YILBAŞI DAVETİ Yeni yılda evdeyiz! Dostlarınızla paylaşacağınız eğlenceli bir yılbaşı davetini gösterişli bir sofra tasarımıyla taçlandırmaya ne dersiniz? Renkli kadifeler, ışıl ışıl mumlar, klasik objelerle sofistike bir sofra tasarımının ipuçları. 62 Bu sayfada üstte Kütahya Porselen, bereketi simgeleyen narları yılbaşı sofraları için yeniden yorumladı. El yapımı narlar, 125 TL. Altta Kütahya Porselen’in yaratıcı sofra tasarımları için ürettiği dekoratif objeler, davet sofranızdaki konuklarınıza armağan edeceğiniz küçük birer hediyeye de dönüşebilir. Yan sayfada Her şeyi rahatlıkla kullanabileceğiniz, lüks efekti yaratarak gösterişten ödün vermeyeceğiniz sofralar hazırlamak istiyorsanız altın ve gümüş varak tam size göre. ‘Bengi’ yemek takımı, (85 parça) 799 TL. Bir yılbaşı sofrası hazırlamanın en güzel yanlarından biri normal zamanda asla kullanmadığınız tüm çılgın malzemeleri kullanabilme olanağı sunmasıdır. En renkli kadifeler bile bu özel günde asla abartılı gözükmeyecektir. Dikkat çekici bir masa hazırlamanın anahtarı kontrast renkleri bir arada kullanmaktır. Geceye renk katmak ve konuklar için eğlenceli birer armağan sunmak için masanızın rengiyle uyum sağlayacak mumlara, minik objelere yer açın. 63 ALIŞVERİŞ ÇEREZLİK Noel baba çerezlik, 11,22 TL. Çam ağacı çerezlik, 12,32 TL. Karo, kupa, sinek, maça formundaki çerezlikler, 7,25 TL. EĞLENCE ZAMANI Kütahya Porselen’in şık çerezlikleri, hem yılbaşı gecenizi hem de özel davetlerinizi tamamlayacak. İskambil kağıtlarından esinlenerek hazırlanan seriye Noel Baba, Geyik ve Çam ağacı formlu çerezlikler renk ve neşe katıyor. 64 KÜLTÜR MİRASI KONYA NE OLURSAN OL YİNE GEL Kültürü, yemekleri ve mistik atmosferi ile 7’den 70’e kim olursa olsun herkesin mutlaka gittiği şehir Konya… Biz de Mevlana’n›n izinden gidip Aralık ayındaki Şeb-i Aruz haftas›nda rotam›z› İç Anadolu’ya çevirdik ve Konya sokaklar›n› sayfalar›m›za taş›d›k. Hazırlayan Tuğba Karatmanlı Fotoğraflar Leyla Yaman 66 67 KÜLTÜR MİRASI KONYA ç Anadolu’nun Mevlana ile özdeşleşen mistik şehri Kon- bizi kilimcilerin, keçecilerin olduğu bir sokağa getiriyor. Bura- ya belki de herkesin mutlaka gidilecekler listesinde ilk daki adresimiz keçe imalat› yapan İkonium. Çeşit çeşit keçe s›ralarda yer al›yordur. Biz de k›ş mevsiminin hayat›m›za eşyalar ve onlar›n yap›m aşamalar›n› uzun uzun izledikten sonra hakim olduğu aralık ayında Şeb-i Aruz haftas›n› bekleyip he- hemen yan sokakta küçücük bir restoran›n mutfağ›na giriyo- men Konya’ya doğru yola ç›k›yoruz. Yine s›rt›m›zda çantam›z ruz. Buras› bir esnaf lokantas› ve özellikle öğlenleri içeride yer elimizde not defterimiz içimizdeyse diğerlerinden biraz farkl› bulmak zor oluyor çünkü nefis etli ekmeğin en doğru adresle- bir heyecan var. Konya Havaalan›na inip Mimarlar Odas›’na rinden biri. Biz hakk›m›z› öğlen yemeğine saklay›p etli ekmeğin vard›ğ›m›zda içimizdeki heyecan yerini yavaş yavaş mera- ayaküstü tad›na bak›yoruz ve turumuza devam ediyoruz. İ ka b›rak›yor. Bir an önce şehri ad›m ad›m gezip Mevlana’ya KONAK’TA YEMEK MOLASI ulaşmak istiyoruz. Gezimizde bize Konya Mimarlar Odas›’ndan Konya’da görülmesi gereken birçok müze, cami ve türbe Uğur Sar›y›ld›z eşlik ediyor. Şehrin her köşesine hakim olan reh- var. Bunlar›n en önemlisi Mevlana’dan sonra Şems-i Tebrizi’nin berimizle küçük bir program yap›p ilk olarak Mevlana Müzesi’ne türbesi. Yine Konya’n›n merkez noktas›nda bulunan ve gezer- doğru yola ç›k›yoruz. ken önünden geçeceğiniz Alaaddin Tepesi uğranmas› gereken MEVLANA MÜZESİ VE TÜRBESİ adreslerden. Tepeye ç›k›p tarihi incelemek için de program›n›zda Konya’da mesafeler birbirine çok uzak değil. Yani bir yer- yer açmal›s›n›z. Biz program›m›zda sonlara yaklaş›rken şeh- den bir yere gitmeniz çok vaktinizi almayacağ› için k›sa sü- rin uğrak yerlerinden Konak’ta mola verip yöresel yemeklerin rede verimli bir şehir turu yapma şans›n›z var. Bizim öneri- tad›na bak›yoruz ki bu da gezimizin en keyifli anlar›ndan biri. miz al›şveriş ve Mevlana Müzesi’ne ayr›ca bir gün ay›rman›z. SİLLE’NİN DOĞAL DOKUSU Çünkü müzeye girdiğiniz anda mistik bir hava sizi saracak ve Yemekten sonra doğal dokusunu koruyan bir semt olan bu atmosferden hemen ayr›lmak istemeyeceksiniz. D›şar›dan Sille’ye doğru yola ç›k›yoruz. K›sa bir araba yolculuğundan bakt›ğ›n›zda tüm ihtişam›yla ziyaretçilerini bekleyen müzenin sonra sizi restore edilmiş konaklar›, kendine has atölyeleri ve görüntüsü içeri girmeden bizi heyecanland›rmaya yetiyor ve tarihi kaya mezarlar› ve mağaralar›yla Sille karş›l›yor. Burada hiç vakit kaybetmeden kalabal›ğ›n aras›ndan süzülüp içeri giri- zaman›m›z› Yaşar Usta’n›n çömlek imalat›na ay›r›p toprakla yoruz. Listemizde akşam saatlerinde törenler ve sema göste- dinlendikten sonra arabam›za binip Meram’a doğru ilerliyo- risi var. Bu güzel final için günümüzü iyi değerlendirmemiz ge- ruz. Meram, özellikle yaz aylar›nda şehrin gezi ve dinlenme rektiğini düşünerek müzede sessizce dualar›m›z› edip Konya bölgesi olmuş. sokaklar›na geri dönüyoruz. Hemen müze ç›k›ş›nda karş›m›za ŞEHRE SEMA İLE VEDA EDİYORUZ birbirinden güzel hediyelik eşyalar›n olduğu dükkânlar ç›k›yor. Konya’n›n tüm etkinliklerine ev sahipliği eden Mevlana Kül- Keçe sikkelerden (sar›k), semazen heykelciklerine kadar bir- tür Merkezi bu akşam yani Şeb-i Aruz haftas›nda daha bir hare- çok alternatif var... ketli, heyecanl› ve enerji dolu. Girişte neyden Mevlana tatl›s›na KARIŞ KARIŞ KONYA hatta resim sergilerine kadar pek çok stant var. Büyük salonda Müzeden ç›kt›ktan sonra atk›lar›m›z› iyice sar›p kendimi- ise Sema öncesinde devam eden tören kapsam›ndaki konser- zi İç Anadolu’nun güneşle sakinleşen sert soğuğunda Konya ler. Büyük salon tek yer kalmamacas›na dolu. Gecenin finaliyse sokaklar›na b›rak›yoruz. Mevlana Caddesi’nde yavaş yavaş dizi dizi sahneye gelen semazenler ve nefes al›r da büyüsünü ilerlerken s›ras›yla kilimcilere uğray›p s›cak bir çay eşliğinde bozar›z diye korktuğumuz sema ritüeli. Alabildiğine dolu bir sa- sohbet ediyoruz. Size de hat›rlatal›m; kilimciliğin yayg›n olduğu londa yerli-yabanc› farkl› dinlere mensup birçok turist var. Dinler Konya’da kök boyalarla yap›lm›ş ömürlük kilimler bulabilirsiniz. farkl›, kültürler farkl› ama herkes tek yürek olmuş neyin sesini Valizinizi uygun büyüklükte seçmenizde fayda var. dinliyor ve herkes bu ritüelin devam›nda tek yürek olup sessiz- MEVLANA ŞEKERİ ce dua ediyor. İşte y›llard›r duyduğumuz hatta izinden gitmek Mevlana Caddesi boyunca yolun sağ taraf›nda s›ra s›ra için kitaplar›ndan, beyitlerinden ders ç›kard›ğ›m›z Mevlana’n›n Şekerciler karş›n›za ç›kacak. Bizim görünce peynir şekerine cümlesini tam da o gece gerçekten anl›yoruz. Herkes kim benzettiğimiz asl›nda beyaz olan ama farkl› renkleri de bulunan olursa olsun yine gelmişti. Oradayd›… Herkes Mevlana’n›n iyi şekerler Konya’n›n meşhur Mevlana şekerleri. Bizce bu şeker- insan olmak için yazd›ğ› öğretilerinden bir cümle ald›. Biz de leri tatmadan geçmeyin, almadan da dönmeyin. Yavaş yavaş ald›k. Ars›zl›k yap›p bir değil çok cümle ald›k. Ceplerimizi doldu- ac›kmaya başlad›ğ›m›z› hissedip birer Mevlana şekeri ald›ktan rup gözümüzde bir damla huzur yaş›yla keşfimizi tamamlay›p sonra sokaklarda dolaşmaya devam ediyoruz. Uğur Sar›y›ld›z uçağ›m›za doğru yola koyulduk. 68 Mevlana Kültür Merkezi’nde Sema Gösterisi HEDİYE ALMAK İSTERSENİZ Genç Ortaklar: (0332) 353 25 44 Sille’den Çömlek Yaşar Usta: (0536) 633 51 85 sta i Yaşar U Çömlekç NASIL GİDEBİLİRSİNİZ? Her gün Türk Hava Yolları’nın sabah ve akşam olmak üzere iki kez uçuşu var. Uçaktan indikten sonra ise Havaş ile kısa sürede otelinize ulaşabiliyorsunuz. www.thy.com.tr Eğer vaktiniz varsa tren yolculuğu da keyifli bir deneyim olabilir. www.tcdd.gov.tr Konya so kaklar› Mevlana Caddesi ZİYARET ADRESLERİ İplikçi Camii, Karatay Müzesi DİNLENMEK İÇİN Rixos: (0332) 221 50 00 Dedeman: (0332) 221 66 00 Hotel Rumi: (0332) 353 11 21 KONYA’YA ÖZEL KİLİM İpek Yolu: www.silkroadrugs.com Karavan: (0332) 351 04 25 Keçe İkonium www.thefeltmaker.net Mevla na şe keri TADINA BAKMALISINIZ • Bamya çorbası • Tirit • Tandır • Etli ekmek Hoşmerim • Mevlana şekeri Giba: (0332) 342 35 80 • Gevrek Demirel: (0332) 352 24 83 LEZZET ADRESLERİ Konak: (0332) 352 85 47 www.konakkonyamutfagi.com Cemo: (0332) 323 80 73 Bolu Lokantası: (0332) 352 45 33 Sille Konak: (0332) 244 92 60 Kolsan Mum Atölyesi Mevlana Müzesi ve Türbesi eşyalar Hediyelik HAVA KOŞULLARI Konya’da tipik bir karasal iklim var. Sert bir soğuk sizi karş›layacak. Dolaşabilmek için rahat ve sizi ›s›tacak k›yafetleri tercih etmelisiniz. Bizim gibi k›ş›n giderseniz atk›-bere-eldiven üçlüsü mutlaka yan›n›zda olmal›. Bize denk gelmedi ama kar yağmas› da anl›k bir durum. Yola ç›karken hava durumunu incelemenizde fayda var. 69 BESLENME ALİ DERELİ Kim korkar kıştan... “Beslenme kişiye özeldir” cümlesinin tam anlamını kazandığı bir konudan bahsedeceğiz bu yazımızda. O kadar kişiye özeldir ki, mevsimsel farklılıklar bile önemlidir. Biz ortalama bir kış mevsiminde neler yapmamız gerektiğini konuşacağız. [email protected] ış aylarında doğru beslenme konusuna iki başlık altında vitamin ve mineralleri yeteri kadar almamızı sağlar. Yaptığımız bakmamız gerekir: Hastalıklar ve beslenme ile kış ayla- ufak tefek hatalar, aldığımız bu besin öğelerini tam olarak kul- rındaki ağırlık artışı. Bu aylarda daha çok maruz kaldığımız grip lanamamamıza neden olmaktadır. Bütün vitamin ve mineral gibi ateşli hastalıklar, her yaşta ciddi hasarlara sebep olabilir. kaynakları oksijen ile temaslarında, çok fazla demir bıçak dar- K Kapalı yerlerde daha çok vakit geçirmek, virüslere daha faz- belerinde, yağda kızartmalarda ve haşlama işlemi sırasında be- la maruz kalmak ve bunlardan kaçmak çok mümkün olmadı- sin kayıplarına uğrarlar. Haşladığınız bir sebzenin suyunu sakın ğından, yapılabilecek tek şey iyi bir bağışıklık sistemine sahip dökmeyin, çorba yaparken kullanın. Salata yaparken sebzele- olmaktır. İyi bir bağışıklık sistemi çok kapsamlı bir virüs prog- rinizi kesmek yerine elinizle koparın, herhangi bir işleme maruz ramı gibidir. Bilgisayarınız olan vücudunuzu, dışarıdan gelebi- kalan sebze ya da meyvenizi (kesmek, doğaramak, soymak, lecek her türlü virüse karşı korumaktadır. Ne kadar iyi beslenir haşlamak vb.) oda sıcaklığında yarım saatten fazla bekletme- ve bağışıklığımızı kuvvetlendirirsek, o kadar kapsamlı bir virüs den hemen tüketin. programına sahibiz demektir. İyi bir bağışıklık sistemi için vü- Kış mevsiminde ağırlığımızın artması bir diğer dikkat edil- cudumuzun ihtiyacı olan vitamin ve mineraller vardır. Hepsinin mesi gereken konu. Havanın erken kararması ile evde geçirilen neredeyse ortak yönü antioksidan etki göstermeleridir. Bu vita- vaktin artması daha fazla beslenmemize, soğuk hava daha az min ve minerallerin vücuttan toksinleri uzaklaştırmalarının yanı hareket etmemize ve bütün bunlar daha hızlı kilo almamıza se- sıra, bağışıklık sistemimizi oluşturan (lenf nodülleri, timus, dalak, bep olmaktadır. Vücudumuz, ısı dengemizi ayarlamaya yarayan kemik ilikleri vb.) yapıların daha iyi çalışmasına ve bu sistemden yağa bu mevsimde daha fazla ihtiyaç duymaktadır. Bu nedenle salınan bazı maddelerin daha fazla salgılanmasına ve iyi bir ba- kış aylarında, dışarıda yürüyemesek bile spor salonlarını tercih ğışıklık sistemine sahip olmamızı sağlarlar. Bağışıklık sistemimi- etmeliyiz. Evde geçirdiğimiz uzun vakitler de atıştırmalık olarak, zin güçlü ya da zayıf olması, karşılaştığımız bir grip mikrobunun, taze ve kuru meyve tüketmeye çalışmalıyız. Bahsetmeden ge- 3-5 saatlik bir kırgınlık veya 3-5 günlük yatak istirahati ile geçir- çemeyeceğim çok önemli bir konu da kış aylarındaki su tüketi- memizi belirler. İyi bir bağışıklık sistemi için, A, C, E vitaminleri mi. Vücudumuzdan atılan su miktarının yaz ile kış arasında çok ile selenyum, magnezyum ve çinko gibi minerallere ihtiyaç duy- farkı yoktur. Yaz aylarında deri yolu ile attığımız su miktarını, kış maktayız. Bunların yanı sıra dolaylı yoldan da olsa, omega-3 ve aylarında nefes alıp verirken atarız. Bu sebeple unuttuğumuz su omega-9 yağ sitleri ile D ve B vitaminlerinin de etkileri gözlemlenmektedir. Bunların içinde en iyi etkisi ğolan çinkodur. Çinkonun en iyi kaynağı buğday embriyosudur. Yani işlenmemiş buğday-- içimini ken kendimize hatırlatmak için bir yol bulmalıyız. Bek nim kendime hatırlatma yöntemim, her yemeğe baş başlarken bir ya da iki bardak su içmek, eğer u unutursam yemek sonunda içiyorum. dır. Bu sebeple tam tahıllı ekmek, çinko açı- Değerli okurlar, vitamin mineral almak, iyi sından zengin beslenmemizi sağlar. Fakat b beslenmek, pişirme kurallarına dikkat etmek burada ilginç bir durum bulunmaktadır. Tam e elbette önemlidir. Ama su ile çalışan vücu- e tahıllı ekmeği fazla tükettiğimizde içerisinde d dunuzu, eğer susuz bırakırsanız hiçbirinin bir abulunan bazı maddeler çinkodan yararlanma- an anlamı kalmaz. Hararet yapar ve yolda kalırsı- mızı engeller. Ülkemizdeki toprak zenginliği diğer 70 nız. D Düzenli diyetle, sağlıklı bir yaşam dilerim. SAĞLIK PROF. DR. AHMET RASİM KÜÇÜKUSTA İstanbul aşığı değil ‘İstanbul Bronşiti’ Özellikle büyük şehirlerimizde giderek daha fazla insanda görülmeye başlanan, antibiyotiklerle de, öksürük şuruplarıyla da geçmeyen, inatçı kuru öksürükle seyreden bir hastalık tablosu var. Bu hastalığın adı, Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta’nın tıp literatürüne soktuğu adı ‘İstanbul Bronşiti.’ Yazı Fatoş Özel on yıllarda yapılan araştırmalar astım ve alerjilerin S söyleniyor. Sezaryan ile ilişkisi var mı sizce? temellerinin daha çocuk dünyaya gelmeden anne Hijyen teorisine göre alerjik hastalıklardaki artışın nedeni, karnında atıldığını gösteriyor. Uzmanlar, çocuğu- bebeklerin yaşamlarının ilk aylarında çok temiz ortamlarda bü- nun astım ve saman nezlesi gibi diğer alerjik hastalıklara ya- yütülmeleri ve mikroplarla çok az karşılaşmalarıdır. Buna göre, kalanmasını istemeyen annelerin, tedbir almaya daha hamile adeta steril ortamlarda yetiştirilen, çok sık antibiyotik verilen, kalmadan başlamaları gerektiğini savunuyor. Hatta annenin pek çok virüs ve bakteriye karşı aşılanan ve bu nedenle de çok çocuğuna hamile kalmadan önceki yıllarda doğum kontrol hapı az enfeksiyon geçiren çocukların bağışıklık sistemleri mikrop- kullanmış olmasının astım ve alerjik hastalık riskini artırdığını larla yeteri kadar tanışamıyor. Uğraşacağı mikroplarla karşıla- gösteren bazı araştırmalar var. Bunun, doğum kontrol hapla- şamayan bağışıklık sistemi ise bu sefer toz, tüy, küf, polen gibi rında bulunan östrojen hormonunun çocukta alerjiyi tetikleyen mikrop olmayan ama onlara benzeyen maddelere mikropmuş ‘T helper-2’ ismi verilen özel bir lenfosit grubunu uyarmasıyla gibi davranarak anormal tepkiler gösteriyor. İşte, bu anormal gerçekleştiği ileri sürülüyor. İlk adetlerini erken yaşta gören ka- tepkiler de karşımıza alerjik hastalıklar olarak çıkıyor. dınların çocuklarında da alerjilerin daha fazla olduğunu belirle- Sezaryen ile ilişkisine gelince: Sezaryenle doğan bebekler- yen araştırmalar bu teoriyi destekler nitelikte. Erken adet görme de bağışıklık sisteminin gelişmesi ve olgunlaşmasında aksak- durumunda da ileriki yaşlarda yüksek östrojen düzeyleri oluş- lıklar meydana geliyor. Anne karnında iken vücudunda hiçbir ması, bunun sebebi olarak gösteriliyor. Astım ve alerjilerden mikrop bulunmayan bebeklerin mikroplarla ilk karşılaşmaları sorumlu tutulan bir başka faktör de gebelikle ilgili komplikas- doğum sırasında gerçekleşiyor. Normal yolla doğan bebekler, yonlar. Özellikle kış aylarında çocuklarda sıklıkla rastlanan alerji annelerinin doğum kanalında bulunan mikropları alıyorlar ve ve astım ataklarının sebeplerini göğüs hastalıkları konusunda bebeklerin bağırsaklarına bu mikroplar yerleşiyor. Bifidobak- Türkiye’deki en önemli uzmanlarından biri olan Prof. Dr Ahmet teri, bakteroides ve laktobasiller’den oluşan ve dost bakteriler Rasim Küçükusta’dan dinledik. olarak da bilinen bu mikroplar bebekte normal bağışıklığın ge- Çocuklarda görülen alerjik rahatsızlıkların modern lişmesi için çok gereklidir. Buna karşılık sezaryen doğumlarla tıbbın uyguladığı doğum teknikleri ile bir ilgisi olduğu ameliyathanenin steril şartlarında dünyaya gelen bebekler ise 72 ilk mikropları deri teması ile ve hastanedeki yüzeylerden alıyor- veriliyor. Hastalar ellerinde en az birkaç akciğer röntgeni, akci- lar. Bu nedenle de sezaryenle doğan bebeklerin bağırsak flo- ğer tomografisi, alerji testleri, çeşitli kan incelemeleri ile öksürü- ralarını vücuda yararlı dost mikroplar yerine hastane mikropları ğü hiç düzelmemiş şekilde doktor doktor dolaşıyorlar. İçlerinde oluşturuyor. Bağırsak florası bakımından olan bu farklılık aylar- bronkoskopi yapılmış olanlar bile çıkabiliyor. ca, hatta bir görüşe göre yedi yaşına kadar da devam ediyor. Inhaler şeklinde verilen bazı astım spreyleri ya da ko- İşte alerjik hastalıkların sezaryenle dünyaya gelen bebeklerde ruyucu amaçla kış ayları boyunca verilen sprey ilaçlar daha fazla görülmesinin nedeni, bunların bağırsaklarında ‘dost var. Özellikle küçük yaşlardaki çocuklar için bunların mikroplar’ yerine farklı cinsten ve farklı miktarlarda bakterilerin uzun vadede zararları var mı? yerleşmiş olmasıdır. Bu çocuklar probiyotik, yani bağırsaklarında eksik olan dost mikropları içeren gıdalarla beslendiklerinde alerjik hastalıkların görülme oranlarının ve belirtilerin azalması da bu görüşü doğrulamaktadır. Özellikle kendinde astım, saman nezlesi veya egzama gibi bir alerjik hastalık olan anne adaylarının sezaryen doğumdan Tavsiye edilen dozlar aşılmadığında ve gerekli olduğu için kullanıldıklarında bu ilaçların faydası zararlarından daha fazla. Özellikle gribal rahatsızlıklar alerjik bronşitin tetiklenmesine sebep olabiliyor. Gripten korunmak için siz neler önerirsiniz? Özellikle alerjik çocukların grip aşısı olmasını öneriyor musunuz? kaçınmaları çocuklarında bu hastalıkların görülme riskini azalta- Astım ve alerjik bronşitin ataklar yapmasına yol açan etken- caktır. Tıbbi olarak gerekli değilse normal doğum daima tercih ler grip virüsleri değil onların dışında kalan diğer solunum yolları edilmelidir. virüsleridir. Ben bu çocuklarda grip aşılarının etkisi olduğuna Alerjik bronşit ya da astım teşhislerinin bir kısmı sizin literatüre soktuğunuz İstanbul bronşiti ile büyük bir dair yeterli kanıt bulunmadığı kanaatindeyim. Bunlar için bağışıklığı kuvvetlendiren uygulamalar yeterlidir. benzerlik gösteriyor. Temel olarak ayrılan yönleri nedir, İstanbul bronşiti nedir? Son yıllarda özellikle büyük şehirlerimizde giderek daha İSTANBUL BRONŞİTİ NEDİR? fazla insanda görülmeye başlanan, antibiyotiklerle de, öksürük İstanbul Bronşiti, bazen haftalarca, bazen aylarca sü- şuruplarıyla da geçmeyen, inatçı kuru öksürükle seyreden bir rebilen, zaman zaman tekrarlayabilen, antibiyotik teda- hastalık tablosu var. Türkçe tıp literatüründe ‘öksürükle sey- visine cevap vermeyen, daha çok küçük çocuklarda reden astım’ ismiyle bilinen bu hastalık için ben bundan 10 yıl ve kadınlarda görülen bir bronşit türüdür. Hastalığın en kadar önce İstanbul Bronşiti ismini önermiştim. Hastalarımın önemli belirtisi çocuklarda öğürtü ve kusmaya, hanım- ‘Doktor Bey, bizim çocuğun öksürüğü memlekete gittiğimiz- larda ise idrar kaçırmaya neden olabilen öksürük kriz- de tamamen kesiliyor, İstanbul’ a döndüğümüzün ertesi günü tekrar başlıyor...’ şeklindeki sözleri bana esin kaynağı olmuştu. leridir. Gülme, hatta konuşma bu krizlerin başlamasına neden olabilir. Telefonla konuşurken ortaya çıkan öksürük nöbetleri de bu hastalığın tipik bir özelliğidir. Şiddetli Bu öksürük krizlerine astım demek hem yanlış ve hem yanıltı- öksürük çocuklarda karın ağrılarına, erişkinlerde ise sırt cı. Çünkü bu hastalarda hırıltı, nefes darlığı, alerji gibi astımın ve göğüs ağrılarına yol açabilir. Küçük çocuklardaki il- karakteristik özelliklerinden hiçbirisi olmadığı gibi, sonuçta ta- ginç bulgularından biri de geceleri, saç dipleri ve boynun mamen düzelen bir hastalığa ömür boyu kalıcı bir hastalık olan terlemesidir. Hastaların çoğunda bu şiddetli öksürüğe astım isminin verilmesi birçok hastanın gereksiz yere ve çok karşılık hiç balgam yoktur, ama bazıları, az miktarda zor uzun süre astım ilaçları kullanmasına neden oluyor. çıkan, yapışkan nitelikte balgam çıkarabilir. Bu tabloyu sadece bronşit olarak adlandırmak da çok uygun değil. Zira, İstanbul Bronşiti, virüs ve bakterilerin neden olduğu, bir hafta içinde düzelen ateş, balgam, halsizlik, iştahsızlık İSTANBUL BRONŞİTİNİN NEDENLERİ İstanbul Bronşiti’nin nedeni, bronş hiperreaktivitesi, yani bronşların aşırı duyarlı olmasıdır. Bronşlardaki bu aşırı gibi belirtilere neden olan akut bronşite hiç benzemediği gibi, duyarlılığın nedeni kesin olarak belli değildir, fakat kü- sigara tiryakilerinde yıllarca süren öksürük, balgam çıkarma ve resel iklim değişikliğinin, büyük şehirlerimizdeki yoğun nefes darlığı şikayetlerine yol açan kronik bronşitten de çok trafik ve şehirleşmeden kaynaklanan dış hava kirliliğinin, farklıdır. Bu hastalara, üst solunum yolları enfeksiyonu, sinüzit, ev, okul ve iş yerlerindeki iç ortam hava kirliliğinin, katkı farenjit, geniz eti, reflü, bronşit, astım, zatürre, hatta tüberkü- maddesi içeren hazır gıdaların tüketilmesinin, batı tarzı loz gibi çok değişik tanılar konup, envai çeşit öksürük şurubu, yaşama stilinin önemli rolleri olduğunu düşünüyorum. balgam söktürücü ve nefes açıcı ilaçlar, türlü türlü antibiyotikler 73 TERAPİ NEVŞAH FİDAN KARAMEHMET MUCİZENİN ADI: DOĞRU NEFES Doğru nefes alındığında bedenin kendi kendini tamir ederek panik atak, depresyon, psikosomatik hastalıkların tamamı, kanser, tansiyon, astım ve daha pek çok hastalığı yenebileceğini savunan Nevşah Fidan Karamehmet, seminerler, özel eğitim programları ve kitaplarıyla nefes almanın mucizelerini anlatıyor. ‘Doğru nefes alıyor muyuz?’ Nevşah Fidan Karamehmet ile lığımız haline geliyor. Nefesimizi limitlediğimizde aslında içimize tanıştıktan sonra, kendiliğinden bu eylemi sorgulamaya başlı- akan yaşam enerjisini, sağlığı, bolluğu, sevgiyi, her şeyi limitle- yorsunuz. Fidan, ‘Mucize Kursu’ adlı çalışmayla insanın içinde- miş oluyoruz. ki gücü, yaratıcılığı, şifa enerjisini ortaya çıkarmanın anahtarla- Nefesi açmanın yaşı yok, ne kadar geç olursa biz nefes rını anlatıyor ve yeni koç ve eğitmenler yetiştiriyor. Konuya ilgi koçları için o kadar zor. Tabi ki erken yaşta çok daha yararlı ve duyan herkesin faydalanabileceği dört kitabı var: ‘Yansımalar’ evet dünyada ilkokullarda nefes eğitimleri verilmeye başlandı. kendisinin nefes ve içe dönüş yolculuğundaki tecrübelerinden Nefes birçoğunun huzurlu, mutlu ve sağlıklı büyümesinin yanı bahsediyor. “Canlı Gıdalarla Gelen Sağlık” adı üzerinde, canlı sıra öğrenme hızını, kapasitesini de fevkalade artırdığı ve ge- yani işlem görmemiş sebze ve meyvelerle özel bir beslenme liştirdiği için okullarda ders olarak öğretiliyor. Umarım en kısa şeklinden bahsediyor. ‘Spirituella’, seminerleri sırasında oluş- zamanda Türkiye’de de olur. turduğu komik bir karakteri anlatıyor. Son kitabı ‘Nefes’ ise Fiziksel hayatımız bundan ne derece etkileniyor? nefes ve zihnimizdeki limitleri çözerek yaşamda başarı, sağlık, Nefes yoksa yaşam da yok. Limitleyici nefes alışkanlıkları- mutluluk ve huzuru nasıl yakalayacağımızı anlatıyor. mız nedeniyle nefes bedenimizin hangi bölgesine gitmiyorsa, Türk kadını ve erkeği nasıl nefes alıyor? o bölgede ciddi problemler başlıyor. Tıbben bilinen kırkın üze- Türk erkekleri genelde yoğun şekilde karın nefesi aldıkları rinde, oksijenin bulunduğu ortamda bulunmayan hastalık var. için maço olabiliyorlar. Çoğunun nefesi kalp bölgesinde ye- Bunların da nefesi limitleyen kişilerde olduğu ispatlanmış. En terince açık olmadığı için duyguları ifade etmekte, sevgi dolu, önemlisi kanser. Kişisel tecrübeme göre tüm hastalıkların se- şefkatli olmakta zorlanabiliyorlar. Kadınların ise çoğu göğüs ne- bebi nefeste ve zihin sistemindeki negatiflikler. Nefes açıldığın- fesi alıyor. Bu da onları verici, sevgi dolu etrafındaki herkesin da bedenin kendi kendini tamir ederek panik atak, depresyon, yardımına koşan ama bir türlü kendisine vakit ayıramayan, aşırı psikosomatik hastalıkların tamamı, kanser, tansiyon, astım, şe- duygusal biri yapıyor. Kişisel gelişim seminerlerine katılan kişi- ker, kalp hastalığı, kemik erimeleri, tiroit, ülser, anemi ve böyle lerin çoğunun kadın olmasına şaşırmıyorum. yüzlerce hastalığı iyileştirdiğine bizzat şahit oldum. Nefes alma tekniklerini öğrenmenin yaşı var mı? Bu yöntem ile sağlıklı bir nesil yaratılacaksa bunu ilköğretim ya da okul öncesine taşıyan okullar var mı dünyada? Siz kişiye özel, ihtiyaca özel programlar mı hazırlıyorsunuz. Ne tür eğitimler veriyorsunuz? Mucize Kursu, limitleyici nefes ve düşünce alışkanlıklarını Doğal nefes bize Allah’ın mutlu, sağlıklı, huzurlu, başarılı tamamen ve ebediyen ortadan kaldırmaya yönelik planlanmış olabilmemiz, her anlamda bolluk içerisinde yaşayabilmemiz için inanılmaz güçlü, hatta beni bile her defasında şaşırtacak güçte verdiği en kutsal hediye ancak ne yazık ki genelde 2-3 yaşında beş günlük bir seminer. Özel olarak da çalışılabilir, ben de çalışı- kaybediyoruz doğal nefes alışkanlığımızı. Kendimizi bir takım yorum ama bu beş günlük prosesteki etki bire bir çalışmalarda duygulardan, olaylardan korumak için nefesimizi tutmaya, limit- elde edilemiyor, bu da bir gerçek. Yaşamında gerçek bir mucize lemeye başlıyoruz ve bu limitleme bir süre sonra nefes alışkan- isteyen Mucize Kursu’na gelmeli! www.mucizekursu.com 74 GURME ÇORBA MERCİMEK ÇORBASI (4 kişilik) ‘JB01CK142’ Naturaceram jumbo fincanlar, 5,85 TL. • 200 gr kırmızı mercimek • 1/2 adet soğan • 1 tutam tane karabiber • 5 su bardağı su • 2 çorba kaşığı tereyağı • 1 çorba kaşığı un • Tuz Hazırlanışı Mercimeği ayıklayıp, yıkayıp derin bir tencereye alın. Soğanı ve tane karabiberi ekleyin. Üzerine dört su bardağı su ilave edip iyice pişirin. Süzgeçten geçirin. Ayrı bir tencerede tereyağı ile unu kavurun. Bir su bardağı suyu ilave edin. Süzülen mercimeği kaynatırken hazırladığınız bu karışımı ve tuzu ekleyip kıvam kazanana kadar kısık ateşte pişirmeye devam edin. Kıtır ekmeklerle servis edin. BROKOLİ ÇORBASI ( 4 kişilik ) • 1/2 kg brokoli • 1 çorba kaşığı tereyağı • 2 çorba kaşığı un • 4 su bardağı su • 1 su bardağı süt • 2 çorba kaşığı krema • 2 çorba kaşığı kaşar, rendelenmiş • Karbonat • Tuz • Karabiber Hazırlanışı Brokolileri kaynayan suya atın. İçine çay kaşığının ucuyla karbonat koyup, iki dakika kaynatın. Suyunu iyice süzdükten sonra bro- Dumanı üstünde Soğuk kış günlerinin en çok tercih edilen çorbalarını Kütahya Porselen ve Mitterteich ürünleriyle servis ettik. Yazı Ayça Yılmaz Bozkurt Fotoğraflar Levent Bozkurt kolinin yarısını sıcakken blenderdan geçirip, iyice parçalayın. Diğer taraftan unu yağda pembeleştirin. Çekilen brokolinin içine ekleyin. İyice çırpılmış su, süt ve kremayı da ilave ettikten sonra, tuz ve karabiber ekleyip kaynayıncaya kadar karıştırın. Kaşar rendesi ve parça brokolileri de ekleyerek 20 dakika daha pişirip servis edin. 76 ‘SVM83YT00’ ‘Silvia’ saten yemek takımı, (83 parça) 1.379 TL. 77 GURME ÇORBA DOMATES ÇORBASI (4 kişilik) ‘BW14114246’ kase, 4,68 TL. Ayaklı dilim kaselerin farklı renk ve boyları mevcuttur. • 5 adet domates • 1 çorba kaşığı tereyağı • 1 çorba kaşığı domates salçası • 8 su bardağı et suyu ya da tavuk suyu • 2 tatlı kaşığı un Hazırlanışı Domateslerin kabuklarını soyduktan sonra rendeleyin. Diğer taraftan bir tencerede yağı eritin, unu ekleyerek rengi değişinceye kadar kavurun. Üzerine domates salçasını ve domatesleri ilave ederek iyice öldürün. Yavaş yavaş et suyunu ve tuzu ekleyerek 10 dakika kaynatın. Servis ederken üzerini kaşar rendesi ile süsleyebilirsiniz. KIŞ ÇORBASI (4 kişilik) • 1 çay bardağı nohut • 1 çay bardağı yeşil mercimek • 1 çay bardağı erişte • 1 çay bardağı tel şehriye • 1 adet soğan • 1 çorba kaşığı tereyağı • 1 çorba kaşığı un • 1 su bardağı et suyu • Tuz • Kuru nane • Su Hazırlanışı Soğanı küp küp doğrayıp tereyağı ile kavurun. Unu ekleyip kavurmaya devam edin. Üzerine suyla seyreltilmiş domates salçasını ilave edip karıştırın. Sırasıyla önceden haşlanmış nohut, mercimek, tel şehriye ve erişteyi ekleyin. Et suyu, sıcak su, tuz ve nane ilave ederek kaynayıncaya kadar karıştırın. 78 Tek tek satın alınabilen ‘Antik’ servis grubu eskitme görüntüsüyle country tarzını tercih edenler için güzel bir seçim olabilir. ‘SMR26TD13273’ tabak, 5,21 TL. ‘SMR15KS14273’ kase, 4 TL. ‘SMR24TS14273’ tabak, 4 TL. ‘SSMRK24KY1327300, 10,18 TL. 79 VİTRİN YILBAŞI PIRILTILI VİTRİNLER 80 Kütahya Porselen, Aralık ayında tüm mağazalarının vitrinlerini pırıltılı bir masal evi gibi düzenledi. İşte bu masal dünyasından yeni yıla ışıltı katacak pırıl pırıl ayrıntılar... Fotoğraflar Haydar Erçin ütahya Porselen mağazalarının vitrin- K leri rengarenk kadifeler, yaldızlı sofra aksesuarları ve yılbaşını çağrıştıran dekoratif eşyalarla yepyeni bir görünüme büründü. ‘Yeni yılda evdeyiz’ sloganından hareketle, her yaşam alanında lüksü hissettiren yaldızlar ve ışıltılı sofra aksesuarlarıyla kendinizi şımartacağınız sofralar yaratmanın ipuçlarını veren bu vitrin tasarımlarında aralık ayına özel en yeni koleksiyonları bulacaksınız. 81 BAYİ ALAYLI TİCARET Alaylı Ticaret firmasının ikinci Alaylı Ticaret ne zaman kuruldu? Şirketimiz 1976 yılında Mehmet Macit Alaylı tarafın- kuşak yöneticilerinden biri olan Saffet Alaylı, Kütahya Porselen’in kalite anlayışı ve modern yüzüyle, firmasının ortak hedeflerde buluştuğunu söylüyor. dan, ilk defa Sakarya’da, beyaz eşya sektörüyle ticari Fotoğraflar Serkan Şentürk dık. Bugün halen sürdürmekte olduğumuz Bellona ba- faaliyetlerine başladı. O yıllardan bugüne, her daim daha iyi hizmeti ve en kaliteli ürünleri sunmayı amaçladık. Şirketimizin ikinci kuşak yöneticileri Yakup Alaylı ve ben, ilk olarak Arçelik A.Ş. firmasıyla çalışmaya başladık. 1998 yılında ise mobilya sektöründe hizmet verme kararı alyiliğimiz var. 2002 yılına geldiğimizde ise bir evde ihtiyaç duyulan ne varsa sunmak istedik ve gücücümüze güç katmak için zücaciye, halı sektörüne girdik. Kütahya Porselen ile işbirliğiniz nasıl başladı? 2002 yılında Kütahya Porselen ile çalışmaya başladık. Kütahya Porselen ülkemizi en iyi şekilde temsil eden, kalitesi ve modern üretim anlayışıyla kanatları altında olmaktan şüphesiz gurur duyduğumuz bir firma. Mağazacılık anlayışınızdan bahsedebilir misiniz? Mağazacılık anlayışında sürekli yenilenmeyi kendimize hedef bildik ve her geçen gün mağazalarımızı büyütüyoruz. Bugün 1600 metrekare mobilya mağazamız, 400 metrekare beyaz eşya mağazamız, 350 metrekare züccaciye ve halı mağazalarımızla hizmet veriyoruz. Ayrıca çok yakın bir zamanda, içinde çocuk parkının da bulunduğu 2400 metrekarelik yeni showroom’umuzu, 100 araçlık otopark hizmetiyle birlikte faaliyete geçireceğiz. 82 BAYİ UYUMAZLAR YAPI Uyumazlar Yapı’dan bahseder misiniz? 1969’da Adıyaman’da başlayan hikayemiz, 80’li yılların sonunda İstanbul’da devam etti. Şu anda faaliyette olan dört mağazamız var. Tahsin Uyumaz, Kadir İstanbul Avrupa Yakası’nın en büyük mağazalarından birine sahip olan Uyumaz, İlhan Uyumaz ve Kayhan Uyumaz’ın ortaklığı ve 30 çalışanı ile İstanbul Güneşli’de iki, Mecidiyeköy’de ve Zeytinburnu Demirciler Sitesi’nde birer mağaza ol- Uyumazlar Yapı’nın mak üzere toplam dört mağazada, iç dekorasyona yö- yöneticilerinden Kayhan Uyumaz, başarısının sırrının, etkin ekip çalışmasına verdiği önem olduğunu söylüyor. bayiliğini yapıyoruz. Ürün portföyümüzü hedef kitlemiz nelik Türkiye’nin ve Avrupa’nın önde gelen markalarının olan nihai tüketiciler, mimar, mühendis ve müteahhitlerin beğenisine sunarak en iyi hizmeti vermeyi firmamızın temel hedeflerinden biri olarak görüyoruz. Biz 30-35 kişilik geniş bir aileyiz. Bu ailenin başarısının en büyük sırrı; müşterilerimizin zamanına ve haklarına saygı duymak ve örgütsel verimliliğimizle, müşter ilerimize,çalışanlarımıza, topluma ve çevreye kattığımız değeri, sürekli ve belirgin bir biçimde artırmaktır. Müşterilerimizin ihtiyaç ve beklentilerini, beklediklerinden daha kaliteli hizmet ile karşılamak temel hedefimizdir. Topluma, doğal çevreye ve insanlığa yararlı olmak için azami çaba gösteririz. En büyük önemi müşterilerimizin ihtiyaçlarını iyi anlamaya ve zamanında eksiksiz olarak yerine getirmeye verdiğimiz için stoklarımızı üç ayrı depoda çeşit ve miktar olarak eksiksiz tutmaya özel çaba sarf ediyoruz. Bizler için müşteri memnuniyeti en önemli yatırımımız. Kütahya Seramik ile iş ortaklığınızdan bahseder misiniz? 2003 yılından bu yana süregelen Kütahya Seramik ve Uyumazlar Yapı iş ortaklığı, bugün çok daha güçlü bir şekilde ilerliyor. Ürettiğiniz ürün kaliteli ve tasarım yönü yüksek ise kendi alıcısını bulabiliyor. Bu yüzden Kütahya Seramik, ürünlerinin kalitesi ile tüm piyasanın takdirini kazanıyor. Son zamanlarda kazandığı ödül ise gerçekten büyük başarı. Red Dot ‘Best Of The Best’ ödüllü Versatile koleksiyonu, cam mozaik koleksiyonu Brezza, dijital ürünleri Origitile koleksiyonu ile sektörde önemli adımlar atıyor. Sadece Avrupa’da değil, tüm dünyada yakından takip edilen bir firma olmayı devam ettiren Kütahya Seramik ile iş ortaklığımız için fazlasıyla mutluyuz. Biz, Uyumazlar Yapı olarak gücümüzü ve başarımızı büyük firmalar ile birleştirerek daha da artırıyoruz. 83 ESTETİK DOKUNUŞ CARLOTTA ŞIK KENTLİ Carlotta, endüstriyel detayların kullanıldığı iç mekan tasarımıyla ve özel mönüsüyle özgün bir lezzet durağı. Sade ve rafine duruşunu yine kendi gibi sade tasarımlarıyla öne çıkan Mitterteich markasıyla taçlandırmış. Ş ehir hayatındaki taze, hızlı ve kaliteli yiyecek ihtiyacına çözümler sunan Carlotta müşteri odaklı servisi, eğlenceli ortamı ve orijinal formatıyla, günün her saati için lezzetli ve hızlı alternatifler sunuyor. İlk şubesi İstanbul iş hayatının kalbinin attığı Maslak’ta açılan Carlotta, hem öğlen aralarında hem de mesai bitiminde pratik ve lezzetli alternatifleriyle en çok tercih edilen mekanlardan biri. Kafe ve delicatessen konseptlerinin orijinal bir karışımı olan Carlotta’nın zengin, lezzetli ve yaratıcı menüsünde çorbalar, sandviçler, wrapler, salatalar ve ev yapımı tatlıların yanı sıra zengin kahve ve soğuk içecek seçenekleri de bulunuyor. Firma yaklaşık üç yıldır Mitterteich markasının ‘Tavola’ serisini tercih ediyor. Rafine formları ile dikkat çeken Mitterteich ürünleri, Carlotta’nın endüstriyel detayları, ahşap ve ham betonu kullanıldığı iç mekan tasarımıyla da uyum sağlıyor. Carlotta’nın ürün yelpazesi hızlı ve lezzetli yemeklerden oluşuyor. Bu sebeple de sade yemek sunumları firma için büyük önem taşıyor. Mitterteich markası rafine ve işlevsel tasarımları ile sunumalarda göz dolduruyor. 84 BİZDEN HABERLER Kütahya Porselen’in ‘Balık serisi’nde tepsiden sosluğa birçok farklı ürünü birarada bulabiliyorsunuz. Balık tarifleri yarışmasında ikinci ve üçüncülük ödüllerini alanlara 2 kişilik ‘balık serisi’ seti armağan edildi. BALIKLI TARİFLERE BALIKLI SERİ ÖDÜLÜ Kütahya Porselen’in sosyal paylaşım sitesi Facebook üzerinde 1 Kasım-1 Aralık 2011 tarihleri arasında düzenlediği “En İyi Balık Pişirme Tarifi Yarışması” sona erdi. Birinciliği Diyarbakır’dan Yıldız Yıldızhan’ın “Fırında Soslu Levrek” tarifi ile kazandığı yarışmada ilk üçe giren yarışmacılar Kütahya Porselen’in Balık Serisi Seti ile ödüllendirildiler. Kütahya Porselen seçkin ürünlerini Türkiye’nin dört bir yanındaki tüketicileri ile buluşturmaya aynı hızla devam ediyor. Aralık ayı boyunca yine Facebook üzerinde yılbaşı sofrası temalı bir başka yarışmanın heyecanı sürecek. 88 Balık tarifleri yarışmasının birincisine 4 kişilik ‘balık serisi’ seti armağan edildi. 1. Yıldız Yıldızhan/ 2. Gülşah Uzun/ KOCAELİ 3. Nuray Çavuş/İSTANBUL DİYARBAKIR Kazandığı Ödül: 2 Kişilik Kazandığı Ödül: 2 Kişilik Kazandığı Ödül: 4 Kişilik Balık Balık Serisi Seti (2 adet balık Balık Serisi Seti (2 adet balık Serisi Seti (4 adet balık tabağı, formunda kayık tabak, iki adet formunda kayık tabak, iki adet tuzluk, biberlik, sosluk, salata kılçık tabağı) kılçık tabağı) BALIK KÖFTESİ FIRINDA ÇİPURA FIRINDA SOSLU LEVREK • 2 adet palamut • 2 tane çipura (600-800 gr) • 1 kilo levrek • 2 adet soğan • 2 diş sarmısak • 1 büyük soğan • 2 dilim bayat ekmek • Yarım çay bardağı zeytinyağ • 2 diş sarmısak • 3 adet yumurta • 1 tane limon suyu • Un • 1 küçük demet maydanoz • Defne yaprağı • 1 çay bardağı limon suyu • 2 fincan zeytinyağı • Karanfil • 3-4 adet yeşil biber • 1 çay bardağı un • Tuz • 1 yemek kaşığı domates sosu • Yeteri kadar tuz Hazırlanışı Balıklar temizlenir, • 2 yemek kaşığı zeytinyağı • Karabiber üzerine ince dik çizikler yapılır. • Tuz Hazırlanışı Palamutlar temizlenir. İyice kuruyunca; zeytinyağı, • Karabiber 1 adet soğan dört parçaya limon suyu, dövülmüş kasesi, balık formunda tepsi) Hazırlanışı Derin bir kasenin bölünerek bolca su içerisinde sarmısak, ufalanmış defne içine tuz, karabiber, un, 1 diş iyice haşlanır. Haşlanan balıklar yaprağı ve tuz karışımı ile kıyılmış sarmısak, limon suyu sudan alınıp kılçıkları ayıklanır. harmanlanarak bir kapta üzeri ve zeytinyağı konularak iyice Buna ıslatılmış, suyu sıkılmış kapatılarak 1 saat bekletilir. karıştırılır, balığa bu karışımdan ekmek içi, rendelenmiş soğan, Balıklar fırın poşetine konarak iyice yedirilir. Bir tencereye az 1 yumurta, tuz, karabiber ve 200 derece ısıtılmış fırında 30 yağ konularak ince kıyılmış kıyılmış maydanoz katılarak dakika pişirilir. Sonrasında soğan, yeşil biberler ve kalan bir iyice yoğrulur. Yoğrulan bu poşet yırtılır ve balıkların üzeri diş sarmısak birlikte sotelenir. karışımdan cevizden büyük tam olarak poşetten arındırılıp Sonra domates sosu eklenir. parçalar alınıp avuç içinde fırının derecesi 350 dereceye Levrek de tencereye alınarak yuvarlak köfteler yapılarak una çıkarılır. Üzeri kızarıncaya sosla birlikte biraz ısıtılıp ateşten bulanır. Kalan iki yumurta çırpılır. kadar 15 dakika daha pişirilir. alınır. Balıklar bir mini fırın kabına Una bulanmış köfteler yumurtaya Balık servis tabağına alınır dizilir, üzerine tenceredeki sıcak bulanıp kızdırılmış yağda tavanın isteğe göre yanına roka, sos eklenir. 200 derece ısıtılmış sapından tutup sallanarak kırmızı soğan halkaları ve ince fırında 15 dakika pişirilip sosu ile kızartılır. Yanında soğan ve kıyılmış beyaz turp eklenerek servis yapılır. maydanoz ile servis edilir. servis yapılır. 89 BİZDEN HABERLER KÜTAHYA YAPI KİMYASALLARI GELECEĞİN 500 ŞİRKETİ ARASINDA konomist ve yazar M.Rauf Ateş’in, geçmişte ilk E 500 şirket içerisinde yer alıp da bugün olmayan şirketlerin yaptığı hataları, bugün hala ilk 500’de yer bulan köklü şirketlerin başarılarının kaynağını araştıran ve reçeteler sunan “Yeni Nesil Şirket Yaratma Stratejileri-Gelecek 500” isimli eseri yayınlandı. Ateş’in eserine kaynak oluşturan verilerden birisi de Türk iş dünyasından 278 CEO ile yaptığı anketin sonuçları. Bu ankette hangi şirketlerin yıldızının parlayacağı ve geleceğin şirketlerinin hangi sektörlerden çıkacağı sorgulanmış. Bu geniş çaplı araştırmanın sonucunda geleceğin ilk 500 şirketi arasında görülen 20 şirket içerisinde, yapı kimyasalları sektörünün parlayan yıldızı KYK da yer alıyor. Kütahya Yapı Kimyasalları yaptığı yatırımlar, aldığı yatırım ödülleri, kalite ödülleri, mükemmelliği yönetim felsefesi kabul ederek faaliyetlerini bu anlayışla sürdürmesi, mutlak paydaş memnuniyeti ile hareket etmesi, kaliteli ürün ile kaliteli hizmeti ayrılmaz bir bütün olarak ele almasıyla bulunduğu sektördeki diğer tüm kuruluşlardan ayrılarak öne çıkıyor. Bugün büyük olmanın, yarın da büyük olarak kalmayı garantilemeyeceğini bilen KYK, bu ilkelerden hareketle faaliyetlerini sürdürerek emin adımlarla geleceğe doğru ilerliyor. KYK, başarısını paylaşmak ve bayilerinin çalışmalarına ışık tutmak amacıyla M. Rauf Ateş’in eseri “Yeni Nesil Şirket Yaratma Stratejileri-Gelecek 500”ü tüm dağıtım kanalına ulaştırdı. MÜKEMMELLKTE 4 YILDIZ! Kütahya Yap Kimyasallar, sektörünün ilk “EFQM Mükemmellikte Yetkinlik 4 Yldz” belgesini almaya hak kazand. Kütahya Yap Kimyasallar EFQM Mükemmellik modelini bir yönetim anlay olarak benimsemi olup, bu amaç dorultusunda, modeli uygulamak, özdeerlendirme yapmak ve benzer sektörlerde örnek olmak amac ile 2008 ylnda Ulusal Kalite Hareketi’ne (UKH) katlarak Mükemmellik Yolculuu’na ilk admn att. KYK, EFQM (Avrupa Kalite Yönetimi Vakf) Mükemmellik Modelini esas alarak gerçekletirdii çalmalar kapsamnda, 2009 yl “EFQM Mükemmellikte Kararllk” belgesini almaya hak kazand. Faaliyetlerinin her aamasnda sürdürülebilir mükemmellii yakalamak adna çkt bu yolculukta, 30 Kasm 2011’de Türkiye Kalite Dernei (KalDer) ve Türk Sanayici ve adamlar Dernei (TÜSAD) i birlii ile düzenlenen 20. Ulusal Kalite Kongresi’nde “EFQM Mükemmellikte Yetkinlik 4 Yldz” belgesini alan ilk Yap Kimyasallar firmas oldu. 90 KONYALI USTALAR KÜTAHYA’DA Sektörün lider firmas Kütah- SELÇUK ÜNVERSTES MMARLIK ÖRENCLER KÜTAHYA SERAMK’N KONUU OLDU ya Seramik 21-22 Kasm tarihlerinde Konyal ustalar arlad. Kütahya Seramik’in i ortaklarndan Konal naat’a bal olarak çalan 60 usta, eitim semineri ve fabrika gezisine katld. 2011 yl içinde 1000’e yakn mimarlk, iç mimarlk ve en- Seminerde uygulama ustalar- düstriyel tasarm örencisi ile buluan Kütahya Seramik, 24 nn mesleki bilgi ve becerilerini Kasm’da Konya Selçuk Üniversitesi Mimarlk Bölümü ö- arttrmak; Kütahya Seramik ve rencilerine seramik karo ve yap kimyasallar ile ilgili bir se- KYK ürün portföyünü tant- miner düzenledi. Seminere katlan mimarlk örencileri, se- mak amaçland. Katlmclara ramik ve porselen karolarn türlerini, uygulama alanlarn ve uygulama teknikleri, uygulama teknik özelliklerini örenirken, yap kimyasallar konusunda srasnda ve sonrasnda dikkat da detayl bilgiler edindi. Seramik ve porselen karolarn üre- edilecek konular hakknda bilgi tim safhalarn da yerinde görme imkan bulan gelecein mi- verildi. Kütahya Seramik fab- marlar, dijital bask, sujet teknolojisi, rektifiye-lappato gibi rikalarn üretim mühendisleri teknik özelliklerin detaylar hakknda bilgi edindiler. eliinde gezen ustalar dijital üretim serisi Origitile ve sujet kesim bölümlerinde seramik üretim aamalarn yakndan incelediler. Kütahya Seramik’in en büyük showroom’larndan olan Merkez Showroom gezisi ile Kütahya Seramik’in ürünlerinin uygulama ekillerini gören ustalar, birbirinden farkl döeme alternatiflerini yakndan gördüler. 91 BİZDEN HABERLER KÜTAHYA SERAMİK VE KÜTAHYA PORSELEN BÜYÜYOR: TÜRKİYE’YE YAYILIYOR! Kartal/ SRN Yapı Anadolu Hisarı/ Atıl İnşaat Kütahya Seramik, açtığı mağazalara bir ye- 2004 yılından bu yana Kütahya Seramik ile iş ortaklığı içinde nisini daha ekledi. 2002 yılından bu yana, olan Atıl İnşaat, yeni mağazasını 28 Ekim’de Anadolu Hisarı’nda yapı malzemeleri dünyasında hızla büyüyen görkemli bir törenle hizmete açtı. Törene, iş dünyasından katı- SRN Yapı ile iş ortaklığı kuran Kütahya Se- lımcıların yanı sıra, Ak Parti İstanbul Milletvekili Osman Boyraz, ramik, Kartal Köprüsü’ndeki yeni mağaza- Kütahya Porselen A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral, KYK sını 18 Kasım’da görkemli bir tören ile hiz- Yapı Kimyasalları Genel Müdür Yardımcısı Uğur Kavukçuer, mete açtı. SRN Yapı Showroom’unun açılış Kütahya Seramik Bölge Müdürü Okan Kaya Doğulu, eski milli töreninde iş, spor ve siyaset dünyasından katılımcıların yanı sıra, Kartal Belediye Başkanı Dr. Altınok Öz, Kütahya Porselen A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral, Kütahya Porselen A.Ş. Yönetim Kurulu Üyeleri Gülsüm Güral, Erkan Güral, Sema Güral Sürmeli, Hediye Güral Gür ve Gülden Güral, KYK Yapı Kimyasalları Genel Müdürü Onur Sürmeli ve Genel Müdür Yardımcıları Uğur Kavukçuer ve Melih Sargın, Kütahya Seramik Anadolu Yakası Bölge Milli Futbol Takımı İdari Koordinatörü Okan Buruk, Fenerbahçeli Emre Belözoğlu, eski Galatasaraylı futbolcu Evren Turhan, Atıl İnşaat’ın yöneticileri Atilla Çebi, Mert Korkmaz ve Selçuk Yakupçebioğlu katıldı. Törende, Osman Boyraz ve Nafi Güral’ın konuşmalarından sonra katılımcılar hep birlikte kurdele keserek, mağaza açılışını gerçekleştirdiler. Kütahya Porselen ve Kütahya Seramik tasarımlarının yer aldığı 540 metrekare büyüklüğünde- Müdürü Okan Kaya Doğulu katıldı. Kütahya Porselen A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral konuşmasında; “Değişen ve gelişen Kartal’ı görüyoruz. Bunun için belediye başkanımıza teşekkür ederim. SRN Yapı kurucuları, bölgede ki mağazanın seramik bölümünde, dünyaca ünlü tasarım ödüllü Versatile koleksiyonunun birçok farklı kombinasyonu, cam mozaik koleksiyonu Brezza, birbirinden yenilikçi çizgileriyle yer öncü niteliğinde olan ve birçok yapı firmasına örnek olacak bir işlet- ve duvar karosu tasarımla- me kurdu. Önder olmak, beceri gerektirir. SRN Yapı’ya başarılar di- rı sergileniyor. Mağazanın lerim” dedi. 1500 metrekarelik bir alana kurulan mağazanın seramik porselen bölümünde ise bölümünde, Versatile koleksiyonunun birçok farklı kombinasyonu, Kütahya cam mozaik koleksiyonu Brezza, birbirinden yenilikçi çizgileriyle yer yaşa ve zevke hitap eden ve duvar karosu tasarımları sergileniyor. Kütahya Porselen yemek yemek takımları, gençle- takımları, el dekor serisi, çelik ürün setleri, seramik ve porselen ak- re yönelik hazırlanan mini sesuarların yanı sıra, birbirinden farklı çeşitte banyo yapı malzemeleri setler, tek parça ürünler, de sergileniyor. Mağazanın porselen bölümünde ise yemek takımla- renkli Naturaceram ürünler rı, mini setler, tek parça ürünler, Naturaceram ürünler ve Sanat Evi ve Sanat Evi koleksiyonları koleksiyonları yer alıyor. yer alıyor. Soldan sağa Bülent Koray Akbaş, Onur Sürmeli, Bertan Yılmaz, Ümit Emre, Erkan Güral. 92 futbolcular Bülent Korkmaz, Mert Korkmaz ve Hakan Ünsal, A Porselen’in her “BİZİM EKİP” 2012 ÇALIŞMALARINA BAŞLADI Kütahya Seramik ve KYK bünyesinde, iş ortakları, mağaza satış temsilcileri ve yöneticilerinin üyesi olduğu “Bizim Ekip” topluluğu, 2012 yılı çalışmalarına Kütahya’da düzenlenen toplantılar ile başladı. Katılımcılar, sertifikalarını Kütahya Seramik Yönetim Kurulu Üyeleri Erkan Güral ve Nafi Güral’ın ellerinden aldılar. 2009 yılında kurulan ve her geçen gün daha geniş bir aile olan “Bizim Ekip” topluluğu, 2012 yılındaki çalışmalarına Kütahya’da düzenlenen seminerler ile başladı. Adana, Antalya, Bursa, Diyarbakır, İstanbul ve İzmir Bölge Müdürlükleri bünyesinde çalışmalarını yürüten “Bizim Ekip” üyeleri, iki gün boyunca kendileri için düzenlenen eğitim programlarına katıldılar. Seramik Malzeme Ve Uygulama Teknikleri Eğitimi, Yapı Kimyasalları Uygulama Ve Teknikleri Eğitimi, Modern Satış-Pazarlama Teknikleri Eğitimi, Cam Mozaik Üretimi Ve Uygulama Teknikleri Eğitimi programlarına katılan gruplar, üretim tesislerini de gezerek seramik üretim safhalarını, uzman kişilerden öğrenme imkanı buldu. Kütahya Seramik İletişim Bölümü yetkilileri ile karşılıklı fikir alışverişinde bulunan ekip, piyasada karşılaştıkları durumları aktardı. Her yıl geleneksel olarak düzenlenen “Bizim Ekip-Antalya Toplantısı”nda tekrar bir araya gelecek “Bizim Ekip” ailesi, bir dahaki buluşma için sözleşerek Kütahya’dan ayrıldı. 93 BİZDEN HABERLER KÜTAHYA SERAMK ANTALYALI Ç MMARLARI AIRLADI Sektörünün öncü firmalarından Kütahya Seramik, düzenlediği sosyal etkinliklere bir yenisini daha ekledi. 20 Kasım Pazar günü Antalya İç Mimarlar Odası için düzenlenen kahvaltıya 130 iç mimar katıldı. K ahvaltı ile başlayan bu geniş katılımlı etkinlikte Kütahya Seramik Antalya Bölge Müdürü Yasin Konuşkan’ın açılış konuşmasının ardından Fabrika- lar Müdürü Celal Üstündağ, ürün ve hizmetleri hakkında bilgi verdi. Türkiye’nin en büyük porselen ve seramik mağazası olan Antalya showroom’unu ziyaret eden iç mimarlar, birbirinden farklı otel odası, ofis ve mekan tasarımlarını, cam mozaik ve üç boyutlu seramiklerin sujet uygulamalarını yakından görme imkanı buldu. İç mimarlar, birçok alternatif ürünün bulunduğu showroom’da “Red Dot Best Of The Best Awards” ve “If Product Design Awards” sahibi Versatile koleksiyonu ve cam mozaik koleksiyonu Brezza ile özel olarak ilgilendiler. Kütahya Porselen’in özel koleksiyonlarını ve farklı tasarımlarını da yakından inceleme fırsatı bulan iç mimarlar günün sonunu “aile fotoğrafı” vererek noktaladılar. Kütahya Porselen’den bir cami hizmeti Kütahya Porselen A.. Yönetim Kurulu Bakan Nafi Güral, Kütahya Organize Sanayi Bölgesi’nde, annesi Hediye Güral adna bir cami yaptrd. 16 Aralk 2011 tarihinde açl yaplan Hac Hediye Güral Camii, diktörtgen plan emasyla 1600 kiiye hizmet verebiliyor. Bu özellii ile Kütahya’nn en büyük camii olma özelliini tayor. 94 Güral Sapanca’ya yeni kapal havuz… Güral Sapanca Wellnes Park, iki yeni kapalı yüzme havuzu, saunası ve buhar odasıyla doğanın kucağında dört mevsim tatil imkanı sağlıyor. Dört mevsim keyifli tatilin adresi Güral Sapanca misafir memnuniyetini arttırmak amacıyla her geçen gün imkanlarına yenilerini ekliyor. Otelde kış aylarında tatil keyfini taçlandırmak amacıyla tüm otel misafirlerinin kullanımına açık yeni bir kapalı havuz bölümü oluşturuldu. Bu bölümde biri çocuklar için olmak üzere, iki yeni kapalı havuz, bir sauna ve bir buhar odası bulunuyor. DURU VE DENZ’E mesaj var: Geçmi olsun, çabuk iyilein! Dergimizin Sorumlu Yaz leri Müdürü Eser Çetinta, ne yazk ki bu ay bizimle birlikte olamad. Eser Çetinta’n ikiz kzlar Duru ve Deniz’e nazar dedi. Minik kzlarmz sevgiyle kucaklayarak en içten geçmi olsun dileklerimizi iletiyor ve arkadamz Eser Çetinta’n en ksa sürede aramza dönmesini sabrszlkla bekliyoruz. 95 . BİZDEN HABERLER Sezen Cumhur Önal’ın, Kütahya Porselen Sanayi A.Ş.’nin kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral’a, iş hayatındaki 50’nci yılı nedeniyle yapılan muhteşem törende okuduğu şiirini sizlerle paylaşmak istedik. Gecenin kalbinde ses vardı. Öylesine güzel, öylesine sıcak, öylesine tutkulu… Dile kolay… 50 yıl… Riyasız, yalansız bir hayat… Sevdayla tütsülenmiş bir ömür Şen kahkahalar içinde şık davetliler. Memleketin her yöresinden konuklar; Ankara’dan, Antalya’dan, Konya’dan, Erzurum’dan, İstanbul’dan. Kütahya’da şenlik var. Bu şenlikte aşkın gücünü gördük Nafi Güral dostumun sesinde, nefesinde Ve gözlerinin sevincinde, sevgili eşine Gülsüm Güral’a duyduğu derin sevgiyi gördük. Hayatı birlikte kazanmışlar. Acılara birlikte katlanmışlar. Engelleri birlikte aşmışlardı. Hayat bu… Eziyetsiz, kedersiz olur mu? Marifet dertleri aşmakta, sevgiyle saygıyla acılara sünger çekmekte. Görüldüğü gibi, yuvayı yapan dişi kuş olmuştur. Fikrimce, evinin, işinin bereketinde, yuvasının, sofrasının kısmetinde, Çocuklarının okuyup, yetişmesinde Eşinin, evinin saadetinde, ailenin muhabbetinde, Hayattaki hedefinde huzur vardı. Hey gidi Nafi Güral... Hey… Vakti zamanı gelince, vatani vazifen bitince, anlaşılan dönüşte ne olmuşsa olmuş. Sevda yıldırımı çarpmış.. Girişimci ruhuyla hülyaları gerçek olan aziz dostum. Tılsımın adını şimdi cümle alem hepimiz biliyoruz. AŞK Üç harfli, tek heceli, bir nefeste söyleniyor. Kıldan ince, çelikten güçlü. Duyguların en güzeli. Böyledir, insanın gözü gönlü kamaşır. Hayatının uğur meleği bir genç kız. Tam bir ruh ikizi. Temiz süt emmiş, hanım hanımcık… Güzel mi güzel... Sevmiş sevdalanmış, istemiş, istetmiş, anasının rızasını, duasını almış, evlenmiş… O ne güzel resimlerdir öyle. Genç delikanlının ağzı kulaklarında… Bu mutluluk tablosunu unutmak ne mümkün… Esin kaynağı deli gönül… Hiç değişmedi o deli gönül… Bunca yıldan sonra, bu sevinç akşamında, Gülsüm Güral’a olan sevdasıyla genç bir damat edasıyla, en güzel şarkılarda, yaşamak vardı delikanlı günlerinin tadında, ‘Bir Yaz Gecesi Rüyası’nda. Daha ne olsun, bundan iyisi can sağlığı… Ne demişti göğsünü gere gere; hayatta başıma gelen en güzel şey… 96 BULMACA Bulmacam›z› doğru yanıtlayan okurlarımız, Kütahya Porselen’den sürpriz armağanlar kazanacaktır. Hazırlayan Ali Bakın Ilıklık olarak da bilinen özel yataklı dinlenme odası Kütahya Porselen mare yemek takımı formu Karşılık 1 15 Kural, mantık ölçülerine dayanmayan Nazi Hücum Kıtası Koyak Dirgen 7 Bir hayvan 29 Duaların sonunda söylenir Adres: Taps Ajans, Atatürk Bulvarı 43001, Kütahya Tel: (0274) 225 15 16 Kütahya Porselen’in ürettiği renkli ürünler Çözüm anahtarıyla birlikte Eser Çetintaş adına göndermeniz rica olunur. Nispet 33 42 Boğa güreşinde hayvana mızrakla saldıran atlı Bir nota Uzaklık anlatır İcar Gelir 37 Tepkili uçak Birbirine tamamen benzeyen 25 Akım Maun İyiden iyiye, iyice Yunancada bir harf Rütbesiz asker Zayıf, güçsüz Tümör Kış Bitki özleriyle yapılan masaj 21 10 41 Gazete Sonsuzluk 16 Kafkasya’da bir halk 27 Kalça kemiği En küçük sosyal topluluk Bir tür yazı kağıdı Eğreti mal 3 11 5 13 Eski bir uygarlık 22 Küçük broşür Diyarbakır’da tarihi bir köprü Kemiklerin yuvarlak ucu Çalışma odası Bir tür meze Bulgaristan’ın para birimi Bir tür eğlence fişeği 8 Müzik seslerini belirten işaret Argoda cezaevi 26 17 Emanet, vedia Yararlar Çıkrıkçı kalemi 34 Afrika’da bir ülke Söz, lakırtı İri taneli bir bezelye İnce yapılı 6 40 Bir ilimiz 28 Manganezin simgesi Sodyumun simgesi Onama sözü Bazıları şans getirdiğine inanır Temel besin maddesi 32 Bir sayı 18 Kütahya Porselen’in bir yemek takımı Yılan Akümülatör Cet 19 G.Antep’in bir ilçesi Gelenek İspanyol sevinç nidası Bir tür baykuş Yemişlerin yenilen bölümü Duvar ilanı, ası Emanet olarak Lokmanruhu 12 35 Geri Fransa’da bir kent Şarap Ağırlık ölçüleri için yasal ölçü modeli İyotlu bileşim Gramın kısa yazılışı Organizmanın yapısı ile ilgili Berilyumun simgesi Ad çekme Temel, dayanak 2 İltihapsız şiş Kısa çizme Araç Büyük kadı 31 Bir renk Eski dilde su Bir bağlaç Misket limonu 30 20 Eski bir uygarlık Oyunda berabere kalma 14 4 Ezgi, makam ANAHTAR CÜMLE 98 24 Şarapla yapılan bir tür terapi 1 2 3 4 18 19 20 21 22 5 6 23 24 7 23 39 Üzüm suyu Trabzon’un bir ilçesi Rusya’da bir ırmak Klasik müzikte opusun simgesi Yunanca’da bir harf Baryumun simgesi 36 38 Bir nota İki kişi tarafından karşılıklı söylenen şarkı 9 Ödeşme 8 9 25 10 26 27 28 11 12 29 30 13 14 31 15 16 17 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42
Benzer belgeler
Kütahya Porselen`in yeni koleksiyonlarında, Sevgililer
Kütahya Porselen San. A.Ş. adına
Ali Abacı
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Nazmiye Doğan
Eser Çetintaş
Görsel Danışman
Harun Topuz
İletişim Adresi
Atatürk Bulvarı, 43001, Kütahya.
Tel: (0274) 225 15 16 ...