Kütahya Porselen`in yeni koleksiyonlarında, Sevgililer
Transkript
Kütahya Porselen`in yeni koleksiyonlarında, Sevgililer
ÖNE ÇIKANLAR PORTRE DEFNE KOZ MİMAR TUNCER ÇAKMAKLI MÜZİK ŞİRİN PANCAROĞLU SİNEMA SELDA ALKOR SÖYLEŞİ ESİN ALPTUNA GÜZELLİK TÜLİN ŞAHİN SAYI: 15 “Birlik ve beraberlik; ölümden başka her şeyi yener. Bir ulus, sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez. Bugün vatanımızda bir milli kudret varsa, o cereyan, felaketlerden ders alan ulusun kalp ve dimağından doğmuştur. Milli sınırlar içinde bulunan yurt parçaları bir bütündür; birbirinden ayrılamaz.” İÇİNDEKİLER 66 8 SERGİ Suna İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi’nden Frida Kahlo ve Diego Rivera sergisi 48 SÖYLEŞİ Naturalist desenlerle el dekoru porselenler yaratan Esin Alptuna’nın göz kamaştıran eserleri 10 KİTAP Son günlerin en çok konuşulan yedi kitabını seçtik 52 GEZİ Dubrovnik’i, Kotor’u ve Saraybosna’yı keşfe çıktık 12 YENİ SERİ Tasarımcı Yiğit Özer’in imzasını taşıyan Versatile koleksiyonu ARC serisi ‘IF Product Design 2011’in ödülünü kazandı 56 MÜZİK Şirin Pancaroğlu, arp’ın yenilikçi yüzünü anlattı 14 DEKORATİF 2011’in en yeni seramik ürünlerinden Galleria, Larix, Opal ve Roman Stone serileri 16 YENİLİK Hayalinizdeki model ve desenin sadece size özel olarak üretimini sağlayan sujet uygulaması 18 PORTRE Kütahya Porselen ile yepyeni bir projeye imza atan Defne Koz’la hayata dair sımsıcak bir sohbet 22 YENİ SERİ Güne gülümseyerek başlamanızı sağlayacak neşeli kahvaltı setleri 32 26 SİNEMA ‘Mahpeyker Kösem Sultan’ filmiyle dillerden düşmeyen Selda Alkor ile sinema üzerine 30 SINIRLI SAYIDA Sema Güral Sürmeli’nin imzasını taşıyan yeni ‘kaftan’ koleksiyonu 34 STİL Sevgililer Günü için iki sofra alternatifi: Renkli ve yalın 60 ALIŞVERİŞ Kütahya Porselen’in yeni koleksiyonlarından neşeli kupalar. 62 GENÇ GİRİŞİMCİ Henüz 23 yaşında ilk milyon dolarını kazanan Muhammet Uğurcan Barman’ın hikayesi 66 YENİ SERİ Yaratıcı sofralardan hoşlananlar için Kütahya Porselen’in yeni balık serisi 68 OTEL Doubletree by Hilton Avanos Kapadokya, misafirlerini Kütahya Porselen’in Polo Serisi’yle ağırlıyor 70 KÜLTÜR MİRASI Kapadokya’nın gerçekle düş arasındaki manzaralarından enstantaneler 74 GURME Chef’s İstanbul Mutfak Atölyesi’nin kurucusu Gülhan Kara, Sevgililer Günü için afrodizyak bir menü hazırladı 78 SAĞLIK Prof. Dr. İsmail Kuran’dan en çok konuşulan estetik yöntemler 80 GÜZELLİK Tülin Şahin’den makyaj ve bakım sırları 38 MİMAR Avrupa yapısal Çelik Ödülü’nü kazanan Mimar Tuncer Çakmaklı mimarlık ve mimarlık eğitiminin olmazsa olmazlarını anlattı 82 SOSYAL SORUMLULUK Güral ailesinden eğitim ve öğretime büyük destek 40 KOLEKSİYON Üroloji operatörü Doç. Dr. Doğan Başak’ın 700’ü aşan şakül koleksiyonu 86 BAYİ Özka Ltd. Şirketi’nin sahibi Onur Kaya’dan bir başarı hikayesi 44 DÜNDEN BUGÜNE İçine konulan ürünü, üretim aşmasından tüketiciye ulaşıncaya kadar dış etkenlerden koruyan ambalajın tarihi 88 BİZDEN HABERLER 96 KONUKLARIMIZ 98 BULMACA Yayına Hazırlayanlar Yazışma Adresi: Turkuvaz Dergi Turkuvaz Gazete Dergi Basım A.Ş Grubu, Toprak Center, Ihlamur Yıldız SAYI: 15 ŞUBAT 2010 İmtiyaz Sahibi Kütahya Porselen San. A.Ş. adına Ali Abacı Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Nazmiye Doğan Eser Çetintaş İletişim Adresi Atatürk Bulvarı, 43001, Kütahya. Tel: (0274) 225 15 16 Faks: (0274) 225 15 17 [email protected] NG Dergisi Kütahya Porselen San. A.Ş. tarafından 2 ayda bir yayınlanır ve ücretsiz dağıtılır. 6 Cad. No: 10, 34353,Beşiktaş/İstanbul. Yayın Direktörü Aslıhan Sarp İşman Tel: (0212) 326 30 16 Yayın Yönetmeni Fatma Özel Basımcı: Turkuvaz Matbaacılık Görsel Yönetmen Nazlı Sarı Yayıncılık A.Ş. Editörler Selin Akal, Çiğdem Hasanoğlu, Basıldığı Yer: Akpınar Mah. Zeliha Köşlü Hasan Basri Cad. No: 4, Fotoğraflar Ahmet Gül, Deniz Doğan, Sancaktepe, İSTANBUL Levent Bozkurt Tel: (0216) 585 90 00 EDİTÖR Başarımızın gururunu taşıyoruz! Son on yılda endüstri ürünleri tasarımı ve üretim arasındaki sıkı bağ, ülkemizde hızlı bir yol katetti. Türk tasarımcı ve mimarlarının aldığı, dünyanın önde gelen tasarım ve mimarlık ödülleri, bir zamanlar hayalini bile kuramayacağımız sayılara ulaştı. Bu da ülke olarak teknolojiye ve yeniliğe olan yakınlığımızın bir kanıtı. Bizler kültürümüzün zenginliklerini hiçbir zaman unutmayan ve o zengin kültürle, değişim ve yenilenmeleri başarıyla buluşturabilen ender toplumlardan biriyiz. Bu anlamda hem sanayimiz hem de endüstrimiz dünyada övgüyle anılmaya değer bulunuyor. Gülden GÜRAL Kütahya Porselen San. A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Anadolu’da doğmuş olmakla her zaman gurur duyan Kütahya Seramik, Kütahya Porselen ve Kütahya Ambalaj, dünya markası olma yolunda gösterdiği çabayı geçtiğimiz aylarda IF Product Design 2011 ödülüyle de taçlandırdı. Böylelikle tasarımcımız Yiğit Özer’in imzasını taşıyan Versatile koleksiyonumuz en çok tanınan ve en prestijli tasarım ödüllerinden biri olan IF Product Design 2011 ile başarısını tüm dünyaya kanıtlamış oldu. Önümüzdeki dönemlerde tasarımcı ve sanayici işbirliğini Defne Koz markası ile de buluşturmaya hazırlanıyoruz. Defne Koz’un imzasıyla, özellikle profesyonellere yönelik Kütahya Porselen ürün gruplarımıza yenilikçi ve modern bir bakış açısı taşıyacağız. Kütahya markası altında pek çok başarıya imza atmak üzere hiç durmadan çalışmalarımıza devam ediyoruz. NG dergimiz aracılığı ile de siz değerli okurlarımızı tüm başarılarımıza ortak etmek istiyoruz. Çünkü başarı paylaşıldıkça büyür ve güçlenir. Saygı ve sevgilerimle 7 SERGİ PERA MÜZESİ Sanat tarihine damga vuran çift Yapım Çiğdem Hasanoğlu Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi, 20. yüzyıl sanatının dünyadaki en çarpıcı figürlerinden Frida Kahlo ve Diego Rivera’yı Türk sanatseverler ile buluşturuyor 8 rida filmi sebebi ile bir dönem F yapıtlarından çok tutkulu aşk- ları ile gündemi işgal eden Frida ve Diego çiftinin Meksika’nın Ulusal Kültür Varlıkları Envanteri’ne kayıtlı ve Meksika dışında çok az sergilenen ‘Gelman’ koleksiyonuna ait 40 yapıtı ilk kez Beyoğlu Pera Müzesi’nde. Picasso’nun hakkında ‘O’nun yaptığı portreleri resmetme yeteneğine sahip değilim,” dediği Frida Kahlo, özgün resimleri, çektiği acılar ve sıra dışı yaşamı ile hiç tartışmasız bir şekilde 20. yüzyılın en önemli kadın ressamları arasında yer alıyor. Duvarları konuşturan Diego Rivera, mural sanatının önde gelen isimlerinden ve politik duruşu ile de tanınıyor. Latin Amerika sanatına damgasını vuran bu çiftin yapıtları şimdi İstanbul’a geliyor. Sergi 20 Mart’a kadar açık kalacak. www.peramuzesi.org.tr 9 EN YENİ KİTAP KİŞİSEL KÜTÜPHANENİZ Son günlerin en çok konuşulan yedi kitabını sizler için seçtik. Heyecan verici hikayeleri, gerçek üstü dünyaları, romantizmi bu kitaplarla yeniden keşfe çıkacaksınız. 10 KARANLIK ODA, Hakan Bıçakcı manı Mister Pickwick’in Serüvenleri’ni yayımladı. O dönemde Uzak, sanki hiç varolmamışçasına hatırlanmayacak uzak henüz 24 yaşında olan Dickens’a büyük ün kazandıran roman, bir İstanbul semtinde başlıyor Karanlık Oda… Boş bir belediye Tektaş Ağaoğlu tarafından Türkçeye çevrildi. Kitabın ilginç bir otobüsü, pırpır eden floresanlar, ıssız ve alelacayip vitrinlerle gi- yönü, çeviri serüveninin yaklaşık 40 yıl sürmesi. riyor söze… Suya daldırıldıkça ağırlığı artan paçavra gibi dibe Yapı Kredi Yayınları, 906 sayfa, 65 TL giden, kendini ve unuttuklarını hatırlamaya çalışan bir fotoğrafçı çıkıyor karşımıza. Sezgileriyle yürüyen, rutinlerle yaşayan, ürkek CHANEL: RÜYA GİBİ BİR HAYAT, Alfonso Signorini ve takıntılı bir adam bu… Hakan Bıçakcı, akılcılığın maskesini “Bir kadının en çıplak hali, en iyi giyindiği halidir” sözü ile çıkarttığı, her gecenin bir gündüzün içine aktığı şizoid ve pola- yirminci yüzyılın moda dünyasına damgasını vuran Coco rize bir karanlığı resmediyor. İçinde ısırıkların, sararmış resim- Chanel’in sıra dışı hayatı, Eren Yücesay Cenden’in çevirisi ile lerin, tekinsiz erkeklerin, alışveriş merkezlerinin, sanat galerile- Alfonso Signorini’nin Chanel: Rüya Gibi Bir Hayat isimli kitabın- rinin, otel odalarının, markaların ve beyhude zaman usancının da bütün ayrıntıları ile ele alınıyor. Kendi kurallarından asla ödün yaşadığı genç bir roman daha sunuyor bize. vermeyen stil ikonu, dönemin modasını yerle bir eden devrimci İletişim Yayınları, 176 sayfa, 14 TL tasarımcı, uğruna hayatlar ve servetler harcanan karşı konulmaz sevgili, zenginliği ve ünü ölçülemeyen patroniçe, geçmişin BUGÜNLERDE BAHAR İNDİ, Yaşar Kemal acılarını peri masalına çeviren prenses, inatçı ve korkusuz kız İlk gençlik yıllarında, hikâye ve romandan önce, şiir yazma- çocuğunun hayatı sizleri de büyüleyecek. ya başlayan Türkiye’nin evrensel yazarı Yaşar Kemal, şiirlerini Turkuvaz Kitap, 240 sayfa, 19,90 TL. Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanan Bugünlerde Bahar İndi isimli kitapta topladı. Yaşar Kemal’in, ilk şiir kitabı Bugün- NOEL GECESİ KABUSU, Tim Burton lerde Bahar İndi; ağırlıklı olarak 1940’larda yazılan, 50’ler ve Hortlaklar Diyarı’nda yaşayan Jack İskeletington, hep aynı 60’larda devam eden ve sonuncusu 1973’te yazılan usta işi şeyleri yapmaktan, renksiz hayatından bıkıp usanmıştır. Haya- şiirlerden oluşuyor. tına heyecan katmak isteyen Jack bir günlüğüne Noel Baba’nın Yapı Kredi Yayınları, 120 sayfa, 20 TL yerine geçmeye karar verir, ancak şehirde büyük bir kâbusa neden olur. Noel Gecesi Kabusu, Barış Birhasan çevirisi ile 16. YÜZYILDA İSTANBUL, Metin And Geleneksel Türk tiyatrosu, tasvir sanatları, yanılsama ve şimdi raflarda! İletişim Yayınları, 44 sayfa, 13,50 TL halkbilimi üzerine yaptığı benzersiz çalışmalarla tanınan Prof. Dr. Metin And üzerine hazırlanan “Bir Usta Bir Dünya: Me- TÜM İNSANLAR ÖLÜMLÜDÜR, Simone de Beauvoir tin And” sergisi Yapı Kredi Vedat Nedim Tör Müzesi’nde 26 13. yüzyılda doğan Carmona Prensi Raymond Fosca ik- Ocak’ta açıldı. Yapı Kredi Yayınları, sergi açılışından önce Metin tidarını genişleterek daha adil ve zengin bir dünyaya egemen And’ın 16. Yüzyılda İstanbul / Kent-Saray-Günlük Yaşam adlı olma hayalleriyle dopdoludur. Tam zamanında imdadına yeti- kitabını yayımladı. 16. Yüzyılda İstanbul, bu büyük kenti tanı- şen ölümsüzlük iksiri, Fosca’ya eşi benzeri olmayan bir fırsat maya, sevmeye yardımcı olacak, merak ettiğimiz birçok soruyu verir. Artık emellerini gerçekleştirmesinin önünde hiçbir engel cevaplandıracak, adı var kendisi yok ya da ancak izleri kalmış yoktur. Ama ya ölümsüzlük bir lanetse? Fransız yazar ve filozof Bizans ve Osmanlı anıtlarını eski çizimleriyle tanımamızı sağla- Simone de Beauvoir, 1946 tarihli bu heyecan verici romanında, yacak, bugüne kalanların ise eskiden nasıl olduğunu göstere- ölümsüzlük teması üzerinden insan doğasını ve Avrupa tarihi- cek bir kılavuz, bir el kitabı aslında... nin keskin dönemeçlerini ustalıkla gözlemliyor. İnsanın varoluş Yapı Kredi Yayınları, 316 sayfa, 45 TL sorunsalını derinlemesine incelerken İtalyan şehir devletlerinden Habsburglara, Yenidünya’nın keşfinden Fransız Devrimi’ne MİSTER PİCKWİCK’İN SERÜVENLERİ, Charles Dickens kadar müthiş bir Avrupa tarihi anlatısını da kaleme alıyor. Tüm 1992’den beri, dilimize çevrilmeyen klasik eserleri özgün İnsanlar Ölümlüdür, büyük bir yazardan merak ve zevkle oku- dilinden Türkçe’ye kazandıran Yapı Kredi Yayınları Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar Dizisi bu kez de Charles Dickens’ın ilk ro- nacak bir roman. Turkuvaz Kitap, 414 Sayfa, 27 TL. 11 YENİ SERİ VERSATILE ‘IF Product Design 2011’ Kütahya Seramik’in oldu! Seramik sektörünün önde gelen markalarından Kütahya Seramik, Özer’in Küt h S ik ttasarımcı Yiğit Ö ’i imzasını taşıyan Versatile koleksiyonu ARC serisi ile tasarım alanında dünyanın en çok tanınan ve en prestijli ödüllerinden biri olan ‘IF Product Design 2011’in sahibi oldu. 12 ütahya Seramik, tasarımcı Yiğit Özer’in imzasını çeşitli ışık oyunlarını açığa çıkarıyor. Böylece karonun oriji- taşıyan Versatile koleksiyonu, ARC serisi ile tasarım nal 3 boyutlu yüzeyi, kullanıcıların tercih ettiği ya da yarattığı alanında dünyanın en çok tanınan ve en prestijli ödüllerinden farklı döşeme biçimlerinin ve fikirlerinin uygulanmasına biri olan ‘IF Product Design 2011’i kazandı. Fonksiyonelliği, olanak sağlanıyor. K değişken ve yaratıcılıkla buluşturan Versatile, çok yönlü 3 boyutlu olma özelliği, fonksiyonelliği, farklı tasarım kullanımı ile seramik sektöründe yeni bir çağı başlatıyor. seçenekleri ve uygulama kolaylığı ile mimari projelere özgün Kişinin kendini özgürce ifade etmesini sağlayan Versatile ve yenilikçi çözümler sunan Versatile, plaza, ofis, lobi, sa- koleksiyonu, farklı mekan kurguları ile pek çok duyguyu ve lon, yatak odası ve otel gibi her boyuttaki mekanların iç mi- estetiği içinde barındırıp geometrinin tüm yaratıcılığını, akılcı marilerinde kullanılabiliyor. Arc ve Axis olmak üzere iki farklı ve estetik kurallarla sergiliyor. modelden oluşan koleksiyonun dikkat çeken en önemli 3 BOYUTLU YÜZEY özelliklerden biri, her iki serinin birbirinden farklı tasarımlara Kullanıcısına aynı karoyla onlarca farklı döşeme sahip olmasına rağmen seriler arasındaki geçişin mükem- seçeneği sunan ürünlerle, aynı mekan farklı kimliklere mel bir uyum içinde yapılabilmesi. bürünebiliyor. Kullanıcıyı da işin içine katan karolarla kişi, Koleksiyonun ARC serisi 12.5x29 cm, Axis 12.5x22 kendi kombinasyonunu tasarlayabiliyor. Karonun ark (yay) cm ölçülerinde kahve, mavi, beyaz, bordo, siyah, krem şeklindeki yükseltilmiş yüzeyi farklı ışık stilleri ve şartlarında renklerinde, mat ve parlak doku seçeneklerine sahip. 13 DEKORATİF KÜTAHYA SERAMİK SADELİĞİN ASALETİ Sektörün öncü firması Kütahya Seramik, yeni sezona, yepyeni ürünleriyle giriş yapıyor.Galleria, Larix, Opal ve Roman Stone serileri ile 2011’e ‘merhaba’ diyen Kütahya Seramik, farklı özellikteki ürünleriyle alıcısına alternatif tasarımlar sunuyor. GALLERIA Sakinliğin ve dinginliğin anlatıldığı Galleria serisi, uygulandığı alanlara sadeliğin şıklığını taşıyor. İç mekanlarda, yatay ve dikey yüzeylerde, dış mekanlarda zemin uygulamalarında kullanılan Galleria , antrasit, gri ve fildişi renklerinden oluşuyor. 100x50 cm, 60x60 cm ölçülerindeki serinin porselen karoları, lappato yüzeyi ile sadeliğini korurken mekanlara ferahlık ve estetik bir görünüm kazandırıyor. Seri, havalimanı, alışveriş merkezi, mağaza, restoran, otel, showroom ve iş merkezi gibi yaya trafiği yoğun alanlara değer kazandırıyor. 14 OPAL Beyazın güzelliğini ve masumiyetini, siyahın asaletiyle harmanlayan Opal serisi, Kütahya Seramik 2011 kreasyonlarının en gözde parçalarından biri. Opal serisinin dekorlarında kullanılan altın renkler ve daire şeklindeki modern tasarımlar, minimalizmin en güzel örneklerini sergiliyor. Serinin duvar seramikleri 45x20 cm, yer seramikleri 33x33 cm ölçülerinde. Seri siyah, beyaz, gri petrol ve bej renklerinden oluşuyor. ROMAN STONE Roman Stone, doğanın denge, sadelik ve güç kavramlarını seramiğe taşıyor. Taş görünümünün doğallığını kum, scabos, noce, kahve ve stone renkleriyle temsil ediyor. 50x50 ve 33x33 cm ölçülerinde sırlı porselen karo olarak üretilen seri, dayanıklılığı, kaymaz yüzeyi ve kolay temizlenebilme özellikleriyle mekanlarınıza fonksiyonel çözümler sunuyor. LARİX Seri meşe renginde, 42,5x42.5 cm ebadında yer karosu olarak üretiliyor. İsteğe bağlı olarak 10x42.5 cm rektifiye edilmiş boyutu, ahşabın küçük mekanlarda da uygulanabilirliğini kolaylaştırıyor. 15 YENİLİK SUJET UYGULAMA 2011 sonbaharında açılacak olan Güral Afyon Oteli’nin lobi ve resepsiyon (sağda) bölümlerinde, sujet uygulamalar kullanılacaktır. ÖZGÜR DESENLER Alışılagelmiş seramik tasarımlarından sıkıldıysanız, nasıl bir desen istediğinize karar vermeniz yeterli. Kütahya Seramik, sujet uygulamasıyla hayalinizdeki modeli ve deseni, sadece size özel olarak üretiyor. 16 Güral Sapanca Wellness Park’taki genel mekanlarda (solda) ve hamam bölümünde (sağda) sujet uygulamalar dikkat çekiyor. ütahya Seramik yüksek ba- K sınçlı su sistemiyle ürettiği özel kesimli bordür, dekor ve panolarıyla kişiye özel çözümler sunuyor. Sınırsız desen ve ebat seçeneğine sahip olan özel tasarımlı ürünler, bilgisayar uygulamaları ile desteklenen sujet makinelerinde kesiliyor. Soğuk kesim sistemi ile yapılan sujet uygulamalarda herhangi bir bozulma, esneme, erime ve sertleşme sorunları yaşanmıyor. Ürün istenilen incelikte, pürüzsüz bir şekilde kesilebiliyor. 17 TASARIMCI DEFNE KOZ ‘Tasarımlarımın sanki bir hayatları varmış gibi hissediyorum’ Derslerini iyi çalışan, teşekküre, iftihara geçen, ama çılgınlığı da seven bir Defne; biraz da erkek Fatma bir Defne… Futbol oynamasını seven ama kız arkadaşları ile oluşturduğu dostluğu hala sürdüren bir Defne… Boş durmasını pek sevmeyen, kendi kendine verimli vakit geçirmesini bilen, tutkulu, meraklı, aktif bir Defne… Tasarımcı kimliğiyle herkesin çok iyi tanıdığı Defne Koz ile profesyonel alandaki başarı hikayesini ve çocukluğunu konuştuk. Yazı Fatma Özel 18 ürk ve endüstri tasarımcısı denince akla ilk gelen tururum. Ama bir insanı daha da zengin kılan olasılıklardan biri isimlerden biri Defne Koz. Alanında bir numara olan de farklı kültürleri yaşaması değil mi? Bunun için de gezmek, pek çok önemli markaya değer katan Koz’u, her yıl görmek, farklı insanlar tanımak gerekli ve eğer bu alternatif be- T yüzlerce tasarımcının mezun olduğu ülkemizde farklı kılan ne nim elime geçiyorsa ben onu kullanmaya bayılıyorum. oldu? ‘Özgüvenim varsa eğer, kendimi ifade edişimin başkaları Her şeyin merkezine mesleğinizi mi koyarsınız? Yani tarafından takdir görmesi ile oluştu, pekişti,” diyor kendinden ‘Ben bir profesyonelim ve mesleğim benim hayatım’ mı bahsederken. Başarılarından söz ederken bile son derece mü- diyorsunuz? tevazı bir dil kullanmaya özen gösteren Yaptığım işi çok seviyorum; istedi- Defne Koz’u bu cümle özetliyor aslında. ğim ve sevdiğim işi yapabildiğim için Onun, mobilya, ev aksesuarları, aydın- de şanslıyım. İşimi de profesyonel bir latma sistemleri, masa üstü ürünleri, ev şekilde uygulamayı severim, ama ‘iş’ ve ofis iç mekan tasarımları, seramik ve her şeyden önce değil benim için… daha pek çok alandaki başarısının sırrı, Huzur duyduğum bir ortamda verimli endüstri tasarımının global kültürünü en olabilirim, işimi yapabilirim. Dolayısı ile iyi biçimde özümsemesinde saklı. benim için hayatımdaki öncelik; bu Geçtiğimiz aylarda çeşitli çalışmalar huzuru yaratmak…Yaratabilmek için için İstanbul’a gelen Defne Koz, Kütahya de kendimce önemli olan başka de- Porselen ile birlikte başlayacak yeni bir ğe ğerleri ön plana geçirmek. İş ondan projeye de imza attı. Profesyoneller için so sonra gelir ve ancak o zaman verimli yenilikçi otel serileri tasarlamak üzere yola ola olabilirim ben. çıkan iki dev marka profesyonellerin ihti- Çok üretkensiniz ve yıllardır yaçlarını, isteklerini öğrenmek adına Cey- ulu uluslararası platformlarda adınız lan InterContinental İstanbul’da bir araya he önemli markalarla birlikte hep geldi. Toplantıya ülkemizin önde gelen an anıldı. Hırslı mısınız diye sormu- beş yıldızlı otellerinin ve restoranlarının yo yorum ama ‘bir süre sonra din- yiyecek-içecek bölümlerinin yöneticileri len lenmem gerekir’ diye hiç düşün- katıldı. Bu toplantı vesilesiyle İstanbul’da dü düğünüz oldu mu? yakalama fırsatı bulduğumuz Defne Koz Yaratıcılık öyle bir güç ki bunun bir ile tasarım dünyasına ve en çok da haya- ba başlangıç ve bitiş dönemi olduğunu ta dair keyifli bir sohbete daldık. dü düşünmüyorsunuz. Yaratıcılıkla ilgili İstanbul, Milano ve Chicago ara- bir meslek ile uğraşıyorsanız, ki sanı- sında gidip gelerek geçen bir ha- rım bu sizin için de geçerli, en azın- yatınız var. Mesleki olarak bu gidiş dan sizin ele aldığınız kişiler bu alan- gelişlerden keyif aldığınızı röpor- da çalışmakta. 22 yaşında başlanılan, tajlarınızdan biliyorum, yerleşik ve emeklilik yaşı gelince de biten bir daha durağan bir hayat istediğiniz memuriyet gibi değildir ki, ‘yoruldum olmadı mı hiç? ben’ diyesiniz. Tersine deneyimleriniz Bukalemun gibiyim galiba… Bulunduğum ortama çok çabuk adapte olur tecrübeleriniz, bilgileriniz yoğunlaştıkça bunları uygulama isteğiniz daha ve bu ortamdan maksimum nasıl keyif alabilirim, hayatın nasıl da artar. Kısacası sadece 17 yıldır uyguladığım işimin başında tadını çıkartabilirim ve ben bu hayata ne verebilirimin kurgula- olmak bana büyük bir keyif veriyor. masını yapar, buna göre hayatımı düzenlerim. Her yerde ve el- Bir profesyonel olarak tasarımlarınız hep çok konu- bette her zaman hayattan beklentim aynı olmaz. Dolayısı ile de şuldu. Biz biraz da Defne Koz’un nasıl bir hayat sürdüğü- beni bir yerde sabit bırakırsanız ben ‘oralı’ oluveririm, bundan nü öğrenmek istesek… Ailenizden ve çocukluğunuzdan da pek şikayet etmem. Sabit bir yerde bulunmak da durağan biraz bahsedebilir misiniz? bir hayat demek değil benim için; kendi ‘zengin’ dünyamı oluş- Analiz: Mutlu bir çocukluk. Çocuğuz diye ailenin uğraşım ve 19 TASARIMCI DEFNE KOZ ilgi alanlarından seyahatlerinden, eşlerinden-dostlarından, ke- firmalara ve de bana getirdi. Sanırım hayatınız boyunca edindi- yiflerinden bizleri uzak tutmamaya özen gösteren ilgili bir anne ğiniz deneyimlerin (okul, aile, iş, görgü, bilgi) yoğrulması ve de baba… Derslerini iyi çalışan, teşekküre, iftihara geçen, ama çıl- uygulanması kişisel ilgi ve becerinize kalmıştır. gınlığı da seven bir Defne; biraz da erkek Fatma bir Defne… Endüstri ürünleri tasarımından her yıl çok sayıda öğ- Futbol oynamasını seven ama kız arkadaşları ile oluşturduğu renci mezun oluyor ama bunların çok azı kendini kanıt- dostluğu hala sürdüren bir Defne… Boş durmasını pek sev- layabiliyor. Özellikle uluslararası alanda kendilerini gös- meyen, kendi kendine verimli vakit geçirmesini bilen, tutkulu, termeleri için onlara ne önerirsiniz? meraklı, aktif bir Defne… Anne ve babanızın hayat çiz- Meraklı olmalarını öneririm. Tasarım dilinizi oluştururken ginizde önemli katkısı şüphesiz e eğitim hayatınız içerisinde sizi en vardır. Çok iyi yerlerde, Türkiye ç çok etkileyen dönem hangisi oldu? şartları içerisinde çok az çocuğun İtalya’da bulunduğum dönem. ulaşabileceği okullarda eğitim al- Yaptığınız çalışmalarınızda Türk mışsınız. Uluslararası alanda böy- v İtalyan buluşmasından bahseve lesine d debilir miyiz? Hangi noktada ulusal özgüvenle durabilmenizi neye bağlıyorsunuz? Aile mi, eğitim mi diye sorsak? k kimliğiniz devreye giriyor? Türküm. Köklerim Türkiye’de; tasa- Ankara’da eğitimimi aldığım ve me- r kültürümü ise İtalya’da edindim. Hiçrım zun olduğum okulumda, zamanımda b projeye şu ya da bu kültürle yaklabir 5000’in üzerinde öğrenci vardı. Bugün ş şayım diye başlamıyorum doğal olarak. bu sayı eminim daha fazladır. Benim D Deneyimlerim, bilgilerim, ilgim beynimin okulum Türkiye’deki özel okullardan b yerlerinde birikmekte, kendi kültübir e sadece birisi ve sizin sorunuz üzerine rrü rüme ait katmanlar da. Günün birinde n araştırmak zorunda kaldım ki bugün bi b bilinçaltımdan çaktırmadan çıkıp, bir şe- Türkiye’deki özel okul sayısı 2350 ci-- ki kilde karşımda duruyorlar. Kimi zaman varında. Dolayısı ile Türkiye’deki di-- be bunu görmüyorum bile ama ürünüben e ğer yüz binlerce çocuk gibi ben de m değerlendiren kişi/kişiler görebiliyormü n özel okula gittim; daha sonra mezun la lar... Yaptığım bazı projelerde biraz ol- e olduğum devlet üniversitesi olan ve su geçmişime sahip çıkabiliyorsam ve sun a Bruno Taut’un harika bir binasında bu günümüze uyarlayabiliyorsam, bir bunu eğitim veren Ankara Üniversitesi Dilil ta tasarımcı olarak görevimi yapıyorum de- n Tarih Coğrafya Fakültesi’nden mezun m mektir. Geçmişe önem veriyorum, çünkü m oldum. Hayrettir, şimdi düşünüyorum ze zengin bir kültürden geliyoruz. Bunun da da okulumuz, konularında çok başarılılı gö ardı edilmemesi gerektiğini düşünügöz a olmasına ve de parasız okul olmasına yo yorum ama bu çok kitap okuyup, dergi rağmen pek de kalabalık sayılmazdı.. ka karıştırmakla olmuyor. Bunu ruhumuzda Acaba devlet okulu olduğu için mi,, ya yaşatmamız lazım. Sadece benim değil yoksa verilen eğitimin ‘popüler’ konula-- bü bütün gençliğin bunu yaşaması gereki- a rı oluşturmadığı için mi bilemem. Daha yo ki yok olmasın. Derin bir kültürden yor bi sene)) ailemin il i desteği d t ği sonra gittiğim Domus Academy ise (bir l i olmanın l bü ük bir bi avantaj sağladığı muhakkak, ancak gelmiş büyük ile karşılandı, bunu da bugün Türkiye’de 140 özel üniversite bu avantaj, yanında önemli bir de sorumluluk getiriyor. ‘Bu lokal olduğunu ve okuyan öğrenci sayısını göz önüne alırsanız, bah- kültürü endüstri tasarımının global kültürüyle nasıl bağdaştırabi- settiğiniz ayrıcalığı üstüme almadan sorduğunuz soruya cevap liriz,’ sorusunun cevabı gerçekten önemli. Bu transferi yaparken vereyim. Özgüvenim varsa eğer, kendimi ifade edişimin baş- eğer tasarımın derin kültürünü öğrenmeden, yüzeysel bilgiler ile kaları tarafından takdir görmesi ile oluştu, pekişti. Bu hem ya- yola çıkılırsa, düşülebilecek en büyük tehlike ‘stilizm’. Bundan ratıcılıktaki başarımı körükledi hem de ticari başarıyı çalıştığım kaçınmak için işin özünü derinliğine bilmek gerek. 20 Projelerinizdeki ortak nokta kendi özgün tasarım di- yükümlülük. Geri dönüşüm 80’lerde ele alınan bir temaydı linizi malzemelerin algılama özelliklerine göre yeniden ve bu pek çok üretim alanında artık oturuyor; belki tama- yorumlamanız. Sizi en çok heyecanlandıran malzeme men çözülmüs olmamakla birlikte her alanda üretim yapan hangisidir diye sorsak? endüstrilerin metabolizmasına girmiş vaziyette. Beni ilgilendi- Fark gözetmiyorum; kimisinin uygulamadaki esnekliği insa- ren 90’ların ikinci yarısında oluşan sürdürebilirlik. Herhangi bir nı heyecanlandırırken, diğerinin limitlerinin çok olması sizi zorla- hareketin, davranışın (satın almak, yemek yemek, vs.) çevre- yarak daha farklı fikirler doğurmanıza sebep oluyor. Onun için de yarattığı etkiyi düşünmek zorundayız. Bu alanda tasarım- her biri insanı kamçılıyor. cılar geri dönüşümlülükten daha cazip, daha ilginç çalışmalar Kendi tasarımlarınızı tanımlamanızı istesek… Ne görüyorsunuz onlarda, yaratmak istediğiniz ana tema nedir? Yalınlığına rağmen farklılık/yenilik getirebilmesi diye özet- yapmakta. Şu anda tasarım dünyasının ulaştığı noktayı tanımlamanızı istesek neler söyleyebilirsiniz? lesek… Gözlere, dokunuşa, kullanışa hitap ettiklerinde sizin Endüstriler tasarım değerinin önemini kavradı. Eskiden hayatınıza farklılık getirecek bir ruha sahip olduklarını istiyor, ürünler arasında kalite farkı varken, artık bugün kalitede kusur- hissediyorum. Sanki bir hayatları varmışçasına… suzluk zaten olması gereken şart haline dönüştü. Dolayısı ile Şimdilerde pek çok tasarımcı için ‘geri dönüşüm’ en cazip alan gibi gözüküyor. Siz bu konuya nasıl yaklaşıyorsunuz. Bu konu tasarımın temel problemlerinden biri olabilir mi sizce? bu inanılmaz çekişmelerin yaşandığı piyasada ürünlerin kişiliği, karakteri önem kazanmakta; bunu veren de tasarım. Kütahya Porselen firması ile yeni bir projeye imza atıyorsunuz. Bu projeden bahsedebilir misiniz? 1995’de bize bu bilgileri aşılayan Ezio Manzini ile birlikte Kütahya Porselen ile keyifli bir çalışmaya başladık, tasarla- ‘Solid Side’ kitabını yazan Marco Susani idi. O dönemden makta olduğumuz yeni ürünlerimizle, onların bilgi ve deneyimle- beri ‘sürdürebilirlik’ olmazsa olmaz diye hissettiğim bilinçli bir riyle, üretimlerinde farklı bir döneme geçişi arzuluyoruz. 21 YENİ SERİ KÜTAHYA PORSELEN POZTF ENERJ Güne olumlu enerjiyle başlamak için Kütahya Porselen’in sımsıcak bir önerisi var: Bahar neşesini taşıyan kahvaltı setleriyle donatılmış bir sofra, kendinizi gün boyu iyi hissetmenizi sağlayacak. Bu sayfada Bahar dallarının zarif dokunuşları, ‘YS38KH4135583’, 38 parça kahvaltı takım, 199 TL. Yan sayfada üstte Hiç eskimeyen kelebek motifleri, ‘YS38KH4135582’, 38 parça kahvaltı takımı, 199 TL. Altta solda Tazeliğin yorumu, ‘YS38KH4135455’, 38 parça kahvaltı takımı, 199 TL. Sağda Geometrik sadelik, ‘YS38KH4135600’, 38 parça kahvaltı takımı, 199 TL. 22 23 YENİ SERİ KÜTAHYA PORSELEN Naturalist ve stilize çiçek motifleri, zevkler ve modalar değişse de her zaman ilgi odağı olmaya devam ediyorlar. Bu sayfada Yaz aylarının ilk müjdecisi papatyalar,’Y37KH4204421’, 37 parça kahvaltı takımı, 225 TL. Yan sayfada Desen dünyasının ilham kaynağı kır çiçekleri, ‘YS37KH4207357’ 37 parça kahvaltı takımı, 225 TL. Altta solda Güne ‘merhaba’ demenin en sıcak yolu, ‘YS37KH42070348’ 37 paraça kahvaltı takımı , 225 TL. Sağda Stilize çiçeklerin cazibesi, ‘YS37KH4203365’, 37 parça kahvaltı takımı, 225 TL 24 25 SİNEMA SELDA ALKOR Beyaz perdenin hanımağası Ekranların ‘Hanımağası’ ‘H ğ ’ ve ‘Sümbül Hanım’ı Selda Alkor ‘Mahpeyker Kösem Sultan’ filminde yine güçlü, kararlı ve otoriter kadını oynadı. Gerçek hayatta yumuşacık bir insan olan Alkor, bu sert mizaca tümüyle tezat bir hayat sürüyor. Yazı Fatma Özel 26 stanbul 2010 Kültür Başkenti projeleri içerisinde sine- İ rumluluk yüklemiş oluyor. ma alanındaki tek proje olan “Mahpeyker Kösem Sul- Kösem Sultan rolünde sizi en çok zorlayan ne oldu? tan” filmi Osmanlı tarihinin en ünlü kadınlarından biri Daha önceki rollerinizle benzeşen bir duruşu var mıydı olan Kösem Sultan’ın hayat hikayesine mercek tuttu. Osmanlı Mahpeyker’in? İmparatorluğu’nu tek başına yöneten bu güçlü kadının olgun- Zorlayan bir şey olmadı. Daha önceki rollerimle benze- luk ve yaşlılık dönemlerini ünlü oyuncu Selda Alkor canlandırdı. şen yanı: duruşu, asaleti, liderliği, akıllı oluşu, güçlü ve cesur Ekranların ‘Hanımağası’ ve ‘Sümbül Hanım’ı Selda Alkor yine oluşuydu. güçlü, kararlı ve otoriter kadın rolüyle büyük ilgi topladı. Yılların eskitemediği, karakter oyunculuğunun vazgeçilmez isimlerinden biri olan Selda Alkor ile sinema dünyasında kendisiyle özdeşleşen ‘güç’ simgesini konuştuk. Bu role nasıl hazırlandınız? Oynadığınız rollerle ilgili nasıl bir ön çalışma yaparsınız? Bu tarihi bir kimlik olduğu için öncelikle teknolojinin nimetlerinden yararlandım ve internet üzerinden çeşitli araştırmalar Sizinle ilgili pek çok röportajda Selda Alkor’un ‘Hanı- yaptım. Daha sonra tarih kitaplarından ve senaristimiz gaze- mağa’ ve şimdi de ‘Sultan’ rolleri arasında bir bağ kurul- teci yazar Avni Özgürel’in masalsı anlatımıyla donandık ve yola muş. Elbette bir sanatçı tüm rolleri profesyonel hayatının koyulduk. bir parçası olarak düşünüp hayata geçirir ama sanırım Oynadığım rol eğer tarihi bir kişilik değilse, günümüz ka- size en çok ‘otorite’ ile ilişkilenen bir kadın görüntüsü ya- dınıysa öncelikle hangi yörede yaşadığı, hangi dili konuştuğu kıştırılmış. Siz de bu rollerin hakkını vererek bizimle pay- yani şive yapıp yapmadığı, nasıl giyindiği, diğer karakterlerle laştınız. Hem profesyonel dünyanız hem de izleyici olarak olan ilişkileri gibi konularda senarist ve yönetmenle ortak ka- biz neden ‘otoriteyi’ Selda Alkor’a bu kadar yakıştırdık? rarlar alırız. Buna fiziki görünüşüm ve Kartallar Yüksel Uçar’daki ‘hanı- En son 2003 yılında Asmalı Konak: Hayat filmiyle si- mağa’ karakterini başarılı canlandırmam neden olmuş olabilir. nemaya dönmüştünüz. O zamandan beri ‘bu kadar film Bundan sonra gelen bütün roller otoriter ve güçlü kadınlardı ve var da ben neden içerisinde değilim’ diye telaşa kapıldı- seyirci beni böyle sevdi ki ben kendi yapıma uymadığı halde ğınız oldu mu? hep bu tarz rolleri oynamaya başladım. Peki gerçek hayatınızda güçlü bir kadın olduğunuza inanıyor musunuz? Telaşa kapılmak demeyelim de ‘keşke içinde ben de olsaydım’ dediğim tek film Babam ve Oğlum’dur. Bizim camiamız genelde parsellenmiş bir camiadır. Yıllardır hiç değişmeyen bir Bugüne kadar yaşadıklarıma ve yaptıklarıma bakılırsa ben sistemdir, hele bu dönemde cast direktörleri sayesinde çok iyi güçlü bir kadınım. Akıl yoluyla birçok şeyi halledebileceğime oyuncular bir köşede unutulmaktadırlar. Zaten bu ortamda bir inanıyorum. Kuvvetli olmanın en önemli noktası da akıllı ol- iş yapabilmek için alternatifi olmayan bir tip olmak veya şirket mak bence. Zeki olmasam da akıllı bir kadın olduğumu söy- kurup kendi filmlerini yapmak gerekir. leyebilirim. Sahne sanatlarıyla uğraşan insanlarda hep unutulma korkusu olur. Dolayısıyla da büyük bir hırs yaşarlar mes- Sinemaya bunca zaman emek vermiş biri olarak, bugün hak ettiğiniz ilgiyi gördüğünüzü düşünüyor musunuz? leklerini icra ederken. Ama siz çok rahat işinize bir süre Manevi açıdan evet! Hiçbir zaman sinema seyircisinin vefa- ara verip, içinize sinen bir proje olmadan da ortaya çık- sızlığını yaşamadım. Çok sevdiler beni, ben de hep kendime, mıyorsunuz. Unutulmak sizi hiç korkutmuyor mu? yaptığım işe ve seyirciye saygılı oldum. Arzu ettiğim birtakım Tabi ki korkutur, ama ben bu korkuyu yaşamamak adına, senaryoları oynayamadım. Genelde biz oyuncular hep açızdır. gelen teklifleri ince eleyip sık dokuyorum. Önce içime sindiriyo- İstediğimiz kadar oynayalım, o rol bize hiç gelmemiş gibi his- rum sonra seyircime sunuyorum. Dolayısıyla büyük hırslara ya sederiz. 100’e yakın film yaptım, o dönem için arzu ettiğim bir da korkulara kapılmıyorum. takım senaryoları arkadaşlarımın oynaması nedeniyle biraz kıs- Tarihi kimlikleri canlandırmak diğer rollere göre biraz daha fazla sorumluluk yüklüyor mu size? kançlıklarla seyretmiş olabilirim. Filmin kamera arkasındaki bazı röportajları izledim. Evet, yüklüyor. Günümüzden bir rolü canlandırdığınızda Oyuncuların hemen hepsi Mahpeyker Kösem Sultan fil- gerçeğe yakın bir bilgi sahibi olabiliyorsunuz. Tarihi bir karakteri minin kostüm ve dekorlarından çok etkilendiklerini söy- oynadığınızda ise bildikleriniz sadece kitapların yazdıklarından lüyorlar. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? ibaret. Bu da hata yapma riskini artırıyor ve size büyük bir so- Etkilenmemek mümkün değil, çünkü gerçeğe uygun olması 27 SİNEMA SELDA ALKOR Hayatımda tesadüflere inanırım. Konya’da doğmuş olmam benim Mevlana’nın düşünce ve felsefesini benimsememi sağladı. Doğum sırasında ebemin sinemadan kaldırılıp getirilmesi belki de bir işaretti 28 için özenle çalışılmış ve çok emek sarfedilmişti. Dönemin kostümlerini giyindiğinizde oyuncu olarak onlardan da güç alıyor musunuz? Bu duruş ve görüntü sizi nasıl etkiliyor? Oyunculuğun önemli bir yüzdesini kostüm ve sanat grubu kapsar. Sanat ve kostüm başarısı oyuncuyu rahatlatır ve güçlendirir. Benim de oyunculuğumda önemli bir detaydır. Son filminizde sizi en çok etkileyen sahne hangisi oldu? Final ve rüya sahnesi. Filmlerinizdeki o güçlü kadın tipinde çoğunlukla çocuklarını kontrolü altında tutan, olayların akışını değiştirmeye çalışan bir anne tipi var. Eğer sizin gerçek hayatta bir çocuğunuz olsaydı nasıl bir anne olurdunuz? Ben çocuk sahibi değilim ama duygularım bir anne duygusudur. Anne olsaydım herhalde çok iyi bir anne olurdum, daha doğrusu arkadaş olur ve onları anlamaya çalışırdım. Başarılı oyuncu kendini bir başkasının yerine koyabilen bir kişilik yapısını gerektirir herhalde. Aksi taktirde hiç bir şekilde empati kuramadan, rol gereği bile olsa oynadığı kişinin duygularını nasıl ifade edebilir insan? Bu özelliğinizin çocukluğunuzla bir ilişkisi olduğunu düşünüyor musunuz? Osmanlı İmparatorluğu Dönemi’nin önemil kadınlarından biri olan Kösem Sultan’ın hayatının anlatıldığı ‘Mahpeyker Kösem Sultan’ filmi, dekor ve kostümlerindeki başarı ile çok konuşuldu. Kütahya Porselen, filmde kullanılan tüm porselenlerin sponsorluğunu üstlenmişti. Çocukluğumda komşu çocuklarını toplayıp evin bahçesinde perdelerden tiyatro sahnesi hazırlayıp oyunlar oynar ve oynatırdım. Okul hayatımda da her türlü gösteri sanatlarında başarılı bir çocuktum. Okulda sanat kolu başkanıydım. İlk sinyaller çocukluktan başlıyor. Sinemaya başlamanız bir tesadüf değil öy- HAKKIMIZDA... leyse. Tam tersi hayatımda tesadüflere inanırım. Konya’da doğmuş olmam benim Mevlana’nın düşünce ve felsefesini benimsememi sağladı. Doğum sırasında ebemin sinemadan kaldırılıp getirilmesi belki de bir işarettir. İlkokulda ‘Çiçekçi Kız’ müsameresini oynamıştım, yıllar sonra ‘Çiçekçi Kız’ olarak tanındım. Selda Alkor özel hayatında nasıl biri? Sert, otoriter ve kararlı duruş gerçek Selda Alkor için de geçerli mi? Gerçek hayatımda sert ve otoriter hariç kararlı bir duruş her zaman vardır. Arkadaş ilişkilerimde ve aile ha- Mahpeyker Kösem Sultan filminin sponsorlarından biri de Kütahya Porselen firması. Bu filmde elyapımı ürünlerini kullandınız ancak firmanın günümüz estetiğiyle buluşan çok daha modern tasarımları var. Filmde kullandığınız porselenler konusunda ne düşünüyorsunuz? Kütahya Porselen ürünleri kalite bakımından kendini kanıtlamıştır. Filmimizdeki Osmanlı desenleri ile yapılan seramikler ve porselenler filme çok büyük katkıda bulundular. yatımda son derece sakin, yapıcı ve tahammüllüyümdür. Dostlarım benim için ‘siniri alınmış diş’ derler. 29 E L KSİ O K YO Y A NU SA R SINIRLI SAYIDA KAFTAN Orijinal kaftan desenlerinden esinlenerek oluşturulan yeni Saray koleksiyonunda, ayna yüzeylerin kullanılması derinlik etkisi yaratıyor. Sema Güral Sürmeli’nin her bir kaftandan bir adet bulunan sınırlı sayıda üretilmiş Saray koleksiyonu, 16. ve 17. yüzyıl orijinal kaftan desenlerini yeniden yorumluyor. Fotoğraflar Deniz Doğan Gösterişli kumaşlar ve işlemelerle bir tür güç simgesi olan kaftanlar, Sema Güral Sürmeli’nin koleksiyonunda yeniden yorumlanıyor. 1500 ve 1600’lü yıllar arasındaki kaftanların orijinal desenlerinden esinlenerek oluşturulan bu yeni koleksiyon, dekoratif boyutunun ötesinde farklı malzemelerin bir araya getirilmesiyle hazırlanmış ünik parçalardan oluşuyor. Her bir kaftan pano sınırlı sayıda üretildiği için birer koleksiyon değeri taşıyor. Sertifikalarıyla birlikte alıcıya ulaşan bu özel ‘Saray Koleksiyonu’ 280 TL’den başlayan fiyatlarla satışa sunuluyor. 30 KALBE GİDEN YOL KIRMIZIDAN GEÇER STİL SEVGİLLİLER GÜNÜ 32 Kütahya Porselen’in renkli yüzü Naturaceram serisi ile pozitif enerji yayan Sevgililer Günü sofraları kurmaya ne dersiniz? Unutmayın, Naturaceram’ın farklı renk ve formlardaki ürünlerini tek tek satın alabilir ve kendi zevkinize göre sofralar hazırlayabilirsiniz. Yapım Çiğdem Hasanoğlu, Fotoğraflar Ahmet Gül/PTS, Fotoğraf Asistanı Ünal Turhan 33 STİL SEVGİLLİLER GÜNÜ 34 AŞKIN EN SAF HALİ Tercihi duruluktan yana olanlar, romantizmi zarafetle buluşturan Mitterteich Caprice yemek takımı ile sade ama etkileyici bir Sevgililer Günü masası hazırlayabilirler. Mitterteich serisi ‘Caprice’ yemek takımı, (83 parça), 550 TL; (101 parça) 735 TL. 35 MİMAR TUNCER ÇAKMAKLI ‘TÜRK LOKUMU’NUN MİMARI Avrupa Yapısal Çelik Ödülü’nü alan Bursa Sebze Hali’nin mimarı Tuncer Çakmaklı ile Türkiye’de mimar olmak üzerine sohbet ettik. Yazı Fatma Özel 36 ek çok uluslara- ço çok konuşulduğu bu günler- a rası projeye imza de biz de atan Yüksek Mi- ile Türkiye’de mimarlık eğitimi, mar Tuncer Çakmaklı, Av- ke kentsel mimarlık ve yapı sek- rupa Yapısal Çelik Derneği tö törü üzerine keyifli bir sohbet ECCS tarafından iki yılda birr ge gerçekleştirdik. P Tuncer Çakmaklı k verilen Avrupa Yapısal Çelik Türkiye’de mimarlık yap- Ödülü’nü Barcelona’da Nati- m manın ne tür sıkıntılarını ya- a onal Theatre of Catalunya’da şı şıyorsunuz? düzenlenen bir törenle aldı. Mimar olmak demek, Mim marlık Fakültesi’nden mezun Tuncer Çakmaklı Architects tarafından mimari tasa- o ol olmak ve müşteri bulup bir Bursa Sebze ve Meyve Hali. rımı ve uygulama sorumlu- ş şe şeyler yapmış olmak değildir. e luğu yürütülen Bursa Sebze M Mimarın insan sağlığına karşı, e Meyve ve Balık Hali, Avrupa ve topluma k karşı ciddi sorumlulukları var. ndünya basınında da büyük yan- Türkiye’de hak etmeden bu sıfatı alan ın kı buldu. Uluslararası medyanın insa var. Biz başka mimarların çok insan u” “Türk lokumu”, “sebze stadyumu” mim gibi geçinenlerin takipçisi veya mimar gibi tanımlamalar yaptığı Bursa Hali değiliz. O değerlendirmeyi ve eleme- miz iki yılda tamamlanarak geçtiğimiz toplu yapmalı. Ama Türkiye’de yi toplum yıl açılmıştı. Bursa Hali ayrıca dün- bunun yapılamadığı da ortada. Bu ni tayanın örnek alışveriş merkezlerini elemey yapan ülkelerin ise nerede elemeyi ores” nıtan “Malls and Departmant Stores” olduğu belli. Çinliler bile mimarlık adlı kitabın içinde de yer aldı. alanın bizden daha iyi bir konuma alanında ye yaToplam 304 bin metrekareye geliyo Çok akıllı şekilde doğruları geliyor... yılan inşaatta 3 milyon 104 bin kilo çe- bulu buluyorlar. Kopya ederek başladı- lik kullanılmıştı. lar ama zaman geçtikçe kendi ndirmeUluslararası jürinin değerlendirme- doğ doğrularını bulup uyguladılar. elik malsinde Türk mimarın eserinin çelik ri ile mizeme ve teknolojisinin özellikleri mari tasarımın genel amaçları açısından yi, uyumluluğu, özgünlük düzeyi, Yurt dışında projelerde akussı. rma Bina ali Janda Bursa H tik uzmanından yapı fiziği uzmanın kadar birçok uzman yer alır. nına Tü ür Türkiye’de bu alanlara fırsat ta- mimari çözümlerinin inovas-- nı nınmadığı için gelişme de sağ- yon özelliği, yapının algılan-- la lanamıyor. Yetenekli insanlar n masında çelik konstrüksiyon da üniversitedeki ders mahiye- özelliklerinin abartısız okunabi-- tin dışına çıkamıyorlar. tinin lirliği, simgesellik, çeliğin avan-- Son dönemde hoşunu- tajını ortaya çıkarması, taşıyıcıı za giden, ‘değer’ olduğuna sistem tasarımında rasyonell in inandığınız yapılar var mı? u çözümler, yapının bulunduğu Bu cevabı benim vermem k çevre ile uyumluluğu, işlevsellik ge gerekmiyor. Eğer böyle bir düzeyi, uluslararası standartla-- de değer varsa zaten dünya onu rın uyum düzeyi gibi kriterlerii gö görür... Ama maalesef yok. sağlaması ile ödüle layık görül-- B şeyler var tabii ki ama deBir n düğü belirtildi. Bursa Hali’nin a Türk ve dünya basınında hala m mek ki tam bir değer değil. Bursa Sebze ve Meyve Hali. Y Yurt dışından gelen ziyaret37 MİMAR TUNCER ÇAKMAKLI çilerimize eski yapılarımızın n dışında yi yinleri kolay tecavüz edilir Bodrum’dan bir konut örneği. gösterebileceğimizz be beyinler olarak görüyor- e yapılarımız yok. Bir iki tane la lar. Herkese bu istedikle- yeni yapı var fakat bunlar yurtt rin rini yaptıramazlar. Avrupa e dışında benzerleri yüzlerce te tecrübe ve bilgiye değer a olan yapılar. Öğrenip, sonra ve verdiği için kapısını ken- üstüne bir değer kattığımızz di açıyor. Türkiye’de ise yapılarımız yok. Öyle olsaydıı ta tam tersi. Bir şey üretme, dünya literatürüne girmemizz ka kazanma gerekirdi. ol olan gençler, beyinlerine sevdasında müteahhitlerimizz te tecavüz ettiriyorlar. Bir çok ileride. Türk müteahhitle-- şe şeye de yaramayacaklar a ri artık dünya çapında marka çü çünkü iki gün sonra on- Bizim n oldular. Ama Türk mimarların la ların yerine başkaları geeği. konut örn ’dan bir m ru d o B isim olduğunu söyleyemeyiz.. Nasıl uluslararası çapta bir sa-- liyor. Mima Mimarlık fantastik bir ilham değildir, uzun yıllar yılların tecrübesi gerekir. a natçımız yoksa, mimarımız da a Şu ana kadar gerçekleşmeyen ayok. İyi sanatçılar var ama ulusla- ama ger gerçekleşmesini çok istediğiniz rarası kabul görmek çok farklı bir projeler projeleriniz var mı? dı. şey. Mimar Sinan bunu başardı. Var tabii. İlki Tarabya’daki Alman ğil, Bu genlerle alakalı bir şey değil, Büyüke Büyükelçiliği toplumsal yapımızla alakalı. Ger- yapı ile ilgili tüm bürokrasi yollarını erleçek değerlere değil, sahte değerle- Alman Almanya’da aştık ancak Türkiye’de adar re piyasada yer veriyoruz. Bu kadar Anıtlar Yüksek Kurulu’nda, İstanbul e çok çok konutun üretildiği bir ülkede Beled Belediye Meclisi’nden engellendi. İn- rdu. farklı yerlere gelmemiz gerekiyordu. şaata hazır halde bekliyor. Bir diğer timini Ülkedeki mimarlık eğitimini İlköğretim Okulu. Bu bekl bekleyen proje ise Seoul’da 1 milyon metrekarelik bir alanda kongre- nasıl görüyorsunuz? tiyaçları Okullarımızın ekonomik ihtiyaçları kült kültür-eğlence ve park projesi. Bir ’de misağlanamıyor. Şu anda Türkiye’de de Bakü’de Merkez Bankası, Ha- artlarında marlık eğitiminin dünya standartlarında zin ve Borsa Binası yarışmasınzine m. Probyeterli olduğunu düşünmüyorum. da Coop Himmelblau ile son iki- s lem öğrencilerde değil, eğitim sistemiyle e kaldık kal ye ve umudumuz Başkan Al Aliyev’in bizde karar kılması. ve personelle alakalı. En büyük arzumuz, toplu- Kentsel mimari içeri- mun doğru mimarları bulma- si sinde sı. Mimarlık çok acele yapıla- ce ceğimiz uygulamalarınız- e cak bir iş değil. Ben 17 sene da bahsedebilir misiniz? dan konumlandırabile- s boyunca üniversitelerde ders Yıllardır bu konuda çalış- verdim. Hiçbir yerde çalışma- m malar yapıyorum. Almanya dan okullardan mezun insan- Ka Karlsruhe’de birçok kentsel lar proje üretiyorlar, iki gün ge geliştirme ve bölgesel projeleri sonra da yerlerini başkaları ge gerçekleştirdim. Habitat çev- a alacak. O zaman toplum da re resinde İstiklal Caddesi’nin istediği karşılığı alamayacak. Bir takım gruplar bu genç be38 Bodrum’da bir butik otel. ye yenileme ve ağaçlandırma pr projesini yaptım (ne yazık ki geçen yıl tümünü söküp attılar). Bu konudaki pek çok uluslararası yarışmaya proje üretiyorum. En son olarak da İz- Bodrum’d a bir butik otel. mit Körfezi yarışmasına katıldık. Kentsel mimari konusunda Avrupa’da da çok sayıda belediyeye danışmanlık hizmeti veriyorum. Bir yapının mimari ve iç mimari düzenlemelerini gerçekleştirirken temel kriterleriniz nelerdir? Mimari bir bütündür. Kentsel ölçekten başlayarak, iç mimari ve mobilyaya kadar uzanır. Bu bağlamda tasarladığımız projelerin peyzaj düzenlemesi dahil iç mimarlığını da üretiyorum. Uluslararası uzman kadromuz ve danışmanlarımızla çalışarak tek çatı altında tek elden ürün, kalite tasarım ve kontrolü ile gerçekleştiriyoruz çalışmalarımızı. Müşteri onlarca farklı takımların karmaşık yapısı ile değil tek bir tasarımcı ile ürününe kalite ve ekonomik olarak kavuşuyor. Bu zaten olması gereken temel bir durum, bunun dışında oluşan hiç bir ürün aynı kaliteye ulaşamaz. Malzeme seçimi konusunda tutucu musunuz, yoksa farklı malzemeleri uygulamaktan yana mısınız? Tasarım süreci birçok bileşenden oluşur. Müşteri, sorun ve kullanıcı tüm tasarımın ana etkileyici unsurlarıdır. Sorun keşfedilip tasarım oluştuktan sonra düşünceyi destekleyecek ve besleyecek doğru malzeme seçimi başlar. Sabit bir malzeme durumu yoktur. Zaten tasarım, malzemesini de içinde doğurur veya arzular. İç mekan tasırımını tümüyle yapının stiliyle bağ- HAKKIMIZDA... layarak mı ele alıyorsunuz yoksa bağımsız bir bakış açısıyla mı şekillendiriyorsunuz? Yaratılmak istenen yaşamın tamamlayıcısı olarak demek daha doğru olur. Ama bazen tarihi yapılar ve dışı Çalışmalarınızda Kütahya Seramik kullandınız mı? Kütahya Seramik ürünleri konusunda ne düşünüyorsunuz? tamamlanmış yapıların iç mimari işlerini de yaptık. Tarihi Malzeme benim için tasarım sürecinin için- yapılarda üretilmiş kalite varsa onu anlamaya ve geliştir- de doğan düşüncelerle oluşmaktadır. Tasarımı meye çalışıyorum. Ama İsviçre Başkonolosluğu ve Macar güçlendirecek ve gerçekleştirecek malzeme se- Başkonsolosluklar’ında tamamiyle yeni bir mimari kurgu çimi için mükemmel bir araştırma ve tecrübe yaratarak çalıştım. gerekmektedir. Yapı akıllı detay ve malzeme se- Yapı malzemesi üreticilerinden beklentileriniz nelerdir? çimi ile uzun ve konforlu bir yaşam sunar. Türk yapı endüstrisi artık bunun önemini ve gücünü Yapı malzemelerinde çeşitler çok arttı. Neredeyse tüm kavrayarak yapı sektöründe global olarak yeri- dünya piyasası elinizin altında. Bu ürünlerin arasında iyiler ni aldı. Seramik bizim en güçlü olabileceğimiz de var, kötüler de var. Malzemeyi seçerken, mimar, o ürü- sektörlerden birisi ve ben sadece Türk seramik- nün değerini bilmek zorunda. Bu da iyi bilgilenme ve sürekli leri kullanıyorum. Kütahya Seramik malzeme güncel kalabilmeyle olabilir. kalitesini koruyup geliştiren bir marka. Ancak Hem Türkiye’de üretilen malzemeler hem ithal edilen malzemeler açısından Türkiye yapı malzemeleri açısından tüm yeniliklerini tasarımcılarla daha sık paylaşmasını tavsiye ediyorum. tatmin edici bir noktada. Bu anlamda bir mimar için malzeme seçimi gün geçtikçe daha da zorlaşacak. 39 KOLEKSİYON ŞAKÜL EŞ İT EB ED İ Mason derneği üyelerinin bir afişinde şakül tasviri kullanılmış (solda). Hz. İsa’nın çarmıha gerilişini tasvir eden dini temalı resimlerde şakül betimlemelerine rastlanıyor (sağda). Lİ Kabaca baktığınızda son derece basit bir mimarlık ve mühendislik aleti olarak tanımlayabileceğiniz şakül, koleksiyoneri Doğan Başak’ın bakış açısıyla ‘ebedi eşitlik’ ve ‘doğruluğun’ timsali olarak insanlık tarihinin en özel nesnelerinden biri. Yazı Fatma Özel, Fotoğraflar Ceren Can 40 K Ürolog Operatör Doç. Dr. Doğan Başak için ‘şakül’, tek başına işleviyle değil, simgesel gücüyle anlam kazanıyor. 700 şakülden oluşan bu büyük koleksiyon insanlık tarihine ışık tutuyor. imar ve mühendisler için şakül, yatay düzleme dik gibi M duvar, sıva, seramik, kör kasa vb.) görünen imalatların (duvar, dik olup olmadığının kontrolünü yapmakta ve hataların p ve demirden ibaret bir araç giderilmesinde kullanılan, mantar, ip araç. Doç Doç. Dr. Doğan Başak için ise ‘şakül’, tek başına işleviyle öne çıkmıyor, simgesel bir güce sahip. ‘Ben sadece madde olarak şakül toplamıyorum,’ diyor Doğan Başak. Çünkü bir koleksiyoner olarak şakül’ün gözle görünen değil, görünmeyen boyutuyla daha çok ilgileniyor. Şakül son derece basit bir mekanizma. Yerçekimi doğrultusunu belirtmek için çoğunlukla yapı ustaları tarafından kullanılan, ucuna ağırlık bağlanmış bir ipten meydana geliyor. Duvarcı, uzunca bir ipin ucuna bir kurşun veya demir parçası bağlıyor. İp ucundan tutulup aşağı doğru bırakıldığında sallanma bitince, ip ile duvarın paralelliğini kontrol ediyor. Böylece yapılan duvarın düzgün olup olmadığı anlaşılıyor. İşte hepsi bundan ibaret. Bu basit alet yerçekimi kanununa göre çalışıyor. Yani herkesin bildiği basit bir kural; ağırlığı olan bütün cisimler dünyanın merkezi tarafından çekilir ve bırakıldığında oraya doğru yönelir. Şakülün ya da bir diğer adıyla çekülün doğrultusu, yere inen bu dikey doğrultuyu gösteriyor. Üroloji alanında önemli çalışmalara imza atan Doğan Başak, sayısı neredeyse 700’e ulaşan şakül koleksiyonuna bir antropolog titizliğiyle yaklaşıyor. Her birini özelliklerine göre grupluyor, sanat tarihi içerisinde geçen tüm şakül betimlemelerini büyük bir heyecanla araştırıyor. Bu keyifli sohbeti gerçekleştiriken sakin, huzurlu ve son derece istikrarlı bir hayatı temsil eden bu tıp doktorunun ‘ebedi eşitlik’ ve ‘doğruluk’ kavramlarıyla kişiliğinin ne kadar özdeşleştiğini hissediyoruz. Kendisini tanıyınca ‘Neden şakül?’ sorusunun yanıtını da almış oluyoruz. Koleksiyonunuzda çok farklı formlarda şaküller var. Her birinin ayıt edici özellikleri var mı? Şakül aslında son derece basit bir araç, bir ipin ucuna herhangi bir ağırlık bağlarsanız aynı işlevi görür. Bu kadar farklı tip ve süslemede şakülün olması, insanoğlunun yaratıcı bakış açısını yansıtıyor. Örneğin sadece Anadolu’da üç farklı tipte şakül var. Portekiz, Almanya, Fransa, İngiltere, İran, Hindistan ve Amerika’dan çok farklı form ve malzemelerde şaküller topladım. Her birinin kendi içerisinde ayırt edici özellikleri var elbette. 41 KOLEKSİYON ŞAKÜL 42 Koleksiyon Portekiz, Almanya, Fransa, İngiltere, İran, Hindistan ve Amerika’dan çok farklı form ve malzemelerle üretilmiş şaküllerden oluşuyor. Aralarında özel imzaları ve kutularıyla patentli şaküller de bulunuyor. Şakül koleksiyonunuzdan ba bahsederken ahsederken onların işlevler işlevlerinden rinden çok sembolik özellikleri üzerind de duruyorsunuz. Yüzyılla ar içeüzerinde Yüzyıllar i d simgelediği i l diği k l d ği ikliğ uğramış ğ ? rinde kavramlar değişikliğe mı? Geçmişten günümüze hep aynı sembolik anlam yüklenmiş şaküllere: ‘Doğruluk’. Örneğin Eski Mısır’da ölülerin kalplerinin doğruluk açısından tartılmasını simgeleyen bir tören yapılmış. Terazinin bir kefesine ölenin kalbi, öbür kefesine de Maat Tanrısı’nı temsil eden tüy yerleştirilmiş. Tam ortada ise her zaman bir şakül bulunmuş. Eski papirüslerde da bu tip tasvirler var. Tek tanrılı dinlere geçildiğinde de şakül kaybolmuyor. Örneğin İnci’de birkaç yerde ‘şakül’ sözcüğü geçiyor. Günümüzde ‘Hür Duvarcılar’ denilen Mason derneği üyelerinin simgesinde hala şakül tasviri kullanılıyor. İlk satın aldığınız şakülü hatırlıyor musunuz? İlk satın aldığım şakül Anadolu’ya ait bir parçaydı. Bir eskiciden almıştım. Yurt içi ve yurt dışı seyahatlerimde mutlaka eskicilere bakarım. Müzelerde sergilenen eşyalar arasında şakül olup olmadığına dikkat ederim. Sadece şakülün kendisi değil, tasvirleri de ilgimi çeker. Sanat eserleri içindeki şakül betimlemelerine ait röprodüksiyonları da toplamaya çalışıyorum. Her şeye sahip olmaktan çok, ‘nerede’, ‘ne var’ diye bilmek de beni mutlu ediyor. Şakül toplayan başka koleksiyonerler var mı? Özellikle yurt dışında şakül koleksiyonu yapanların bir bölümü birbirlerini tanırlar. Bildiklerimizi ve bulduklarımızı da belli aralarla paylaşırız. 2006 yılında İstanbul’da bir araya geldiğimiz bir de toplantı gerçekleştirmiştik. İki senede bir olmak üzere bu toplantılarımıza devam ediyoruz. Paris ve Köln’de de bir araya geldik. Gelecek toplantımızı ise 2012’de Atina’da yapacağız. Bu toplantılarda sunumlar da hazırlıyoruz. Ben de bugüne kadar “Neden şakül topluyorum”, “Anadolu şakülleri”, “Şakül ve Güneş” başlıklı sunumlar hazırladım. 43 DÜNDEN BUGÜNE AMBALAJ Kaplama sanatı İçine konulan ürünü, üretim aşamasından tüketiciye ulaşıncaya kadar dış etkenlerden koruyan ambalajın tarihi insanlık tarihi kadar eski. Yazı Çiğdem Hasanoğlu 44 ilimsel anlamda adı çok geç konulsa da ambala- B jın tarihi çok eskilere dayanıyor. Zira antropolojik veriler, ilkel insanın yemediği etleri ağaç yaprak- larına sararak sakladığı, içmediği suyu hayvan derilerine doldurduğunu kanıtlıyor. İlkel ekonomilerde ambalaj malzemesi olarak kullanılan tahta fıçı ve sandıklar, toprak kaplar, deri tulumlar ve çuvallar, teknolojinin gelişmesine paralel, zamanla yerini karton, metal, cam, plastik malzemelere bıraktı. Çılgın tüketim çağında ise önceden yalnız taşıma ve depolama amaçlı kullanılan ambalaj, ürünün reklamını yapar hale geldi. Bu durum ambalaj tasarımının da ön plana çıkmasına neden oldu. TÜRKİYE’DE AMBALAJ T.C. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Sanayi Araştırma ve Geliştirme Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı “Ambalaj Sanayi Sektör Araştırması”na göre 1960’lı yıllarda, Türkiye’deki ambalaj malzemeleri kağıt, karton, selofan, cam ve ahşaptan oluşuyordu. İhracatta tahta kutu ve sandıklar ile jüt çuvallar kullanılıyor, bunların dışındaki ambalajlar maliyeti artıran lüks malzemeler olarak görülüyordu. 1970’li yıllarla birlikte, ambalaj sanayinin özellikle de ihracattaki önemi kavrandı. 1977 yılında ise Türkiye’de de Ambalaj Araştırma Merkezi’nin kurulması için çalışmalar başladı. Türkiye’de ambalaj sektörünün ilk gelişimi teneke kutu alanında oldu. Bu dönemde ilk kez kendi ürünlerini ambalajlamak için ambalaj üretimi yapan işletmelerin dışında, yalnızca ambalaj üreten işletmeler de kurulmaya başladı. Teneke kutu alanında yaşanan bu gelişme, daha sonra karton ambalaj ve plastik ambalaj alanlarına da yayıldı. 1980’lerin başında ise ilk kez pet şişe üretimine başlandı. Su ambalajlamada kullanılmaya başlanan pet şişeler, çok kısa süre içinde sıvı gıda maddelerinin ambalajlanmasında yaygın halde kullanılır hale geldi. Bu durum çok eski bir geçmişe sahip olan cam ambalajın pazar kaygısı ile teknolojisini yenilemesine neden oldu. Yine 1980’lerde ithal edilen alüminyum kutu Türkiye’de de üretilmeye başladı. Türkiye’de oluklu mukavva sanayinin kurulması da Seka’nın 1954 yılında İzmit tesislerinde ilk oluklu mukavva fabrikasını işletmeye açması ile gerçekleşti. Özel sektör 1960 yılından sonra oluklu mukavva yatırımına ve üretimine ilgi duymaya başladı. İYİ AMBALAJ NEDİR? Tüketici ile iletişim kurarak farklılık yaratan ambalaj, kişisel satış işlevi görür ve bu haliyle sessiz bir satış elemanıdır. Ürünün görünürlüğünü artırarak kendini sattırmasına olanak sağlar ve yeni kullanıcıları özgün şekil ve büyüklüğü ile cezbeder. Yaratıcılığı yansıtarak imaj geliştirmeye de yar45 DÜNDEN BUGÜNE AMBALAJ Kütahya ambalaj fabrikası, oluklu mukavvada 50.000 ton, ofset tesislerinde ise 8.500 ton üretim kapasitesine sahip. 46 dımcı olur. Renk, dayanıklılık, kullanım kolaylığı, görünüş, ürünü koruma, ambalaj açıldıktan sonra tekrar kapanabilme, ambalajın çevreye dönüşümlü olup olmaması, ambalajın ürünü taşımada kolaylık sağlaması ambalajın değerini arttırır. Ambalaj üzerinde mutlaka, marka ismi, ürün adı, ürün bilgi etiketi, çevreye duyarlı olduğunu belirten işaretler, kullanım talimatları, tüketici danışma merkezi telefonu ve gerekli bilgiler yer almalıdır. Ürünün özelliğine göre depolama ve sergileme farklılıklar gösterir. Depolamada; ürünün muhafazası, istiflenmesi ve nakliye koşulları göz önünde Günümüzün en ileri teknolojileri ile flexo ve ofset baskı ambalaj tesislerine sahip Kütahya Ambalaj, müşterilerinin her türlü ambalaj ihtiyacına kaliteli ürünleriyle çözümler sunuyor. bulundurarak tasarım yapılmalı, sergileme de ise, ürünlerin perakende düzeyinde ayırt edici özelliklerinin olması gerekmektedir. Bu noktada tasarım devreye girer. İyi bir ambalaj tasarımı için müşterilerin özellikleri, ihtiyaçları ve istekleri dikkate alınarak tasarım yapılmalı ve diğer ürünler arasında faklılık yaratarak albeni duygusu uyandırmalıdır. ÖZELLİKLERİNE GÖRE AMBALAJLAR Ambalajları özelliklerine göre basitçe standart kutular, özel kesim kutular, sıvama kutular, standlar ve aksesuarlar olarak gruplandırılabilir. Standart Kutular, genellikle ürünlerin stoklanması, depolanması veya sevk edilmesi amacıyla kullanılan kutulardır. Özel Kesim Kutular, çok farklı amaçlara hizmet edebilecek özelliklere sahip olmakla birlikte ürünü muhafaza etmesi, ş paketleme aşamasında kullanım kolaylığı sağlaması, ürünün satış noktasında sergilenmesini ve yüksek albeni kazanmasını sağla-m mak amacıyla kullanılan kutulardır. Sıvama Kutular, özel kesim kutularla aynı özelliklerde ve aynı amaçlar için kullanılırlar. Farkıı ise baskının önceden yapılarak levha üzerine sıvanmasıdır. Baskıı n kalitesi nedeniyle görselliğe hitap ettiği için daha çok tercih edilen kutu türüdür. Standlar, satış noktalarında ürünlerin teşhir edilerek,, albenisini artırmak amacıyla kullanılan ambalajlardır. Aksesuarlarr k ise ambalaj kullanımı esnasında ürünlerin muhafazasını sağlamak amacıyla ambalajın içi kısmında kullanılan malzemelerdir. Yarıklıı seperatörler, ara bölmeler, takviyeler vb. ambalaj malzemeleridir. KÜTAHYA AMBALAJ Kısa süre içerisinde sektörün önde gelen firmalarından birii a olan Kütahya Ambalaj, oluklu mukavva üretimine 1996 yılında e başladı. Oluklu mukavva üretiminde teknoloji ve bilgi temelinde müşterilerinin beklentilerinin üzerinde kaliteli ürün ve hizmet su-nan, güçlü rekabetçi yapıda bir kuruluş olma misyonu ile çalışma-larını sürdüren Kütahya ambalaj, oluklu mukavvada 50.000 ton,, n ofset tesislerinde ise 8.500 ton üretim kapasitesine sahip olan e fabrikasında, her çeşit oluklu mukavva, ofset baskılı karton ve lamine ambalaj üretimi yapılmaktadır. Günümüzün en ileri tekno-a lojileri ile flexo ve ofset baskı ambalaj tesislerine sahip Kütahya Ambalaj, müşterilerinin her türlü ambalaj ihtiyacına kaliteli ürünle-riyle çözümler sunuyor. 47 SÖYLEŞİ ESİN ALPTUNA Sanatın ateşle dansı Esin Alptuna’nın naturalist tarzdaki el dekoru porselenleri, Avrupa’nın kraliyet dönemi porselenlerinin ışıltısı ile sanatçı dokunuşlarını buluşturuyor. Yazı Sevgisu Yürük, Fotoğraflar Yasin Acur 48 orselen sanatçısı Esin Alptuna’nın el dekoru eserle- Yaptığınız iş epey sabır gerektiriyor değil mi? rini duymuştum ama kendisiyle tanışma fırsatım ol- Evet, sabır işi. Aslında ben çok sabırsız bir insanım; başka mamıştı. Aralık ayında Ankara’da sergisi olduğunu şeylerde hiç sabrım yoktur. Fakat porselen çalışırken kendimi P öğrenince, bu fırsatı kaçırmak istemedim ve eserlerini büyük bir hayranlıkla takip ettiğim Alptuna ile röportaj yaptım. unutuyorum, çünkü çok seviyorum. Bu konudaki sabrınızı neye bağlıyorsunuz? Eserlerinin nasıl bu kadar hayranlık uyandırdığını, Esin Alp- Doğuştan sanata yatkın olduğumu düşünüyorum. Çocuk- tuna ile konuşurken çok iyi anlıyorsunuz. Bu kadar hoş, bu ka- luğumdan beri resim yaptım, yıllarca resim dersi aldım. Tabii dar zarif bir hanımla tanışmak beni çok mutlu etti. Eserlerine ki onların çok faydası oldu. Mesela portre yapmak çok zordur. gelince; boyama olduğuna inanmakta güçlük çekiyorsunuz. Porselene portre yaptığınız vakit karikatür gibi olmaması için çok Sanki birazdan su damlası elinize düşecek, sinek kuşları orki- dikkat etmeniz lazım. Gerekli gölgeleri, anatomik bilgileri bilme- delerin üzerinden kanat çırpacak diye düşünmekten kendinizi niz lazım. Ben bunun için iki sene Helsinki’de meşhur bir portre alamıyorsunuz… hocasından ders aldım. Porselen üzerine hemen ders alayım, Esin Hanım, eserleriniz gerçekten büyük bir hayranlık uyandırıyor. Özellikle günümüzde sık görme imkanımızın olmadığı bir sanat. Siz nasıl başladınız? yapayım derseniz olmuyor. Bir şeyler mutlaka eksik kalıyor. Çalışmalarınızı hangi teknikle yapıyorsunuz? Kesinlikle baskı ve dekupaj kullanmıyorum. Çalışmalarımın Çok teşekkür ederim. El dekoru porselen çalışmaya eşi- hepsini, ya bir yerden bakarak yapıyorum ya da kendim tasar- min görevi nedeniyle gittiğimiz Kopenhag’da başladım. Anka- lıyorum. Meissen çiçeklerinin buketleri yapılırken belirli kurallar ra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden yeni mezun olmuştum; vardır. Bir “s” şekli olması gerekir. Resmin bütününde bir ana ama Danimarka’da mesleğimle ilgili çalışmam olanaksız olun- çiçek gerekir, yan çiçekler olmalıdır. O kurallara uyarak istediği- ca, eskiden beri bende çok merak uyandıran bu sanatın en niz deseni yaratabilirsiniz. iyi hocalarından Royal Copenhagen Fabrikası’ndan Herr Erk Nervil’den üç yıl ders aldım. Porselenin tarihini araştırdığım Sizce stilinizi geliştirmenizde yurt dışında yaşamanızın etkisi var mı? zaman beni çok cezbetti. Çünkü bu sanatı, resim yapmanın Tabii var. Yurt dışında olmamın avantajı ile çok değişik ho- ileri bir safhası olarak görüyorum. Yağlı boya, sulu boya resim calarla çalışma fırsatı buldum. Bir hocadan ders almakla olmaz. gibi değil; porselen biliyorsunuz ateşte açan bir çiçek. Ateş- Hoca bazen üç saat içinde bir cümle söyler, siz ondan çok lenmeden, fırına girmeden tam neticeyi göremezsiniz. Bu be- büyük bir çıkarım sağlarsınız. Yaptığı bir fırça darbesi size ilham nim çok hoşuma gidiyor çünkü hem size bağlı hem de sizin verir. Ben Finlandiya’da iki hocadan ders aldım, iki ayrı tarz bo- dışınızda ateşe bağlı bir sanat. yama için. Danimarka’da da iki hocayla çalıştım. Paris’te Atelier Sanatınızda hangi tarzları görebiliriz? Chambrelain’de meyve boyamayı öğrendim. Almanya’da ders Son zamanlarda natüralist ve botanik resme yöneldim. Çi- aldım, bir seminer için Florida’ya gittiğim oldu. Bir tek söz ya da çekler, kuşlar ve bunların tabiattaki gerçek hallerinin resimlerini stil öğrenmek bile benim için çok önemli. O kadar gönül verdim yapmayı seviyorum. Yani stilize ederek değil, oldukları gibi ya- ki bu işe, hayatımın bir parçası oldu. pıyorum. İngiltere’de olduğum yıllarda buna çok ilgi duydum. Eşim İngiltere’de büyükelçi olarak dört yıl görev yaptı. Ben Son yılların yükselen trendi Doğu’ya yönelmek. Sizin bu yönde çalışmalarınız oldu mu? orada yalnızca büyükelçi eşi olarak bulunmak yerine sanatımı Minyatürler, İran atları; bu tür çalışmalar oldukça popüler geliştirmeye çalıştım ve dersler aldım. Botanik resimlemesi bil- ancak ben bunların hediye vermek amaçlı olması gerektiğini hassa İngiltere’de çok ileri safhalara varmış, üzerine çok sayıda düşünüyorum. Trendlere bakarsanız, gençler şimdi çok yalın, makale ve kitap yazılmış. Çok önemli bir resim dalı olarak gö- çok zen, çok model tasarımlara yöneldiler. Öte yandan da ba- rülüyor. İşte ben de bu sanatı, porselen üzerinde yaşatmaya kıyorum; çok modern, çok düzgün, halı ya da desen olmayan çalışıyorum. bir mekanda, bir yemek sofrasının üstünde bir Herend yemek Üzerinde çalıştığınız porseleni seçerken nelere dikkat ediyorsunuz? takımı ya da Meissen takımı var. Bu bir kültürdür. Şık bir masa için sizce nasıl bir seçim yapılmalı? Ben porselenleri tuvalim olarak görüyorum. Nerede güzel Şık bir masayı kaliteli porselenler güzelleştirir. Porselenin porselen bulursam, beyaz, iyi kalite, onu alıyorum. Gördüğünüz gerek formu gerekse deseni bir sanatçının elinden çıktığını belli porselenlerin hepsini yurt dışından aldım. Senelerce topladım. Ko- etmeli. Ve el boyaması olursa, eğer onu alacak imkanlara sa- leksiyon yaptım. Evimde de oldukça geniş bir koleksiyonum var. hipseniz her zaman bir prestijdir. Görgü ve prestij sembolüdür 49 SÖYLEŞİ ESİN ALPTUNA el dekoru porselen kullanmak. Bunu gençler ler d devam ettim, sosyal hayatımızın yoğunlu- izde yavaş yavaş anlıyorlar. Biz de gençliğimiz- ğ ğuna rağmen de seramiği daha çok seviyorduk. Biraz da a ancak eşim Büyükelçi olduğu zaman yurt yin yaşla ilgili. Zamanla anlıyorsunuz ki, her şeyin d dışındaki görevlerimizin yoğunluğu nedeniy- ok rafinesi daha güzel. Porselen çok rafine, çok le bir süre ara verdim, bu bakımdan bu yagüzel bir doku. Hem çok sert, hem çok daya- s sergim uzun bir aradan sonra gerçekson nnıklı; aynı zamanda müthiş yumuşak, dokun- le leşti. Sergi hazırlıkları sırasında sosyal et- duğunuz zaman güzel hisler uyandırıyor. k kinliklere tamamen ara vermesem de daha eFarklı tasarımlar yaptığınızda, kişile- ara vermedim. Sergilerime y yoğun çalışmam gerektiği için biraz daha s seçici davranmam gerekiyor. Ancak beni rin beğenisi nasıl oluyor? Zevkler değişiyor. Ba- d destekleyen ailem ve dostlarımın zıları daha modern form v verdiği motivasyon da benim için ve desenleri tercih ediyor, ç önemli… çok bazıları ise daha klasik de- Çalışma ortamınız nasıld dır? senleri. Bazen de modern ve klasiği birleştiren tasa- Bir uzun masanın üstünde rımlar beğeniliyor. Mesela ç çiçek olacak. Ve müzik, klasik botanik desenlerin siyah m müziği çok seviyorum. İnternet fon üzerinde olanları çok ü üzerinden daima radyom açıktır. beğenildi son zamanlarda. K Kedim yanımda, müzik, çiçek; d daha ne isterim? Yakın zamanda yapacağınız bir proje var mı? Leylak, ortanca, manolya… Ü Üzerine desen çizmek açısından si sizi en zorlayan objeler hangileri? Türkiye’nin bahçe bitkilerini kare ta- Lambaların üzerine desen yapmak baklara seri yapmak istiyorum. Bir de da daha zordur. Düz olduğu sürece bu o ka- Türkiye’nin kuşlarını yapmak istiyorum da dar zor değil; ama elinizde tutmak açısın- aynı şekilde. İstiyorum ki herkes bunları da dan zor olan şeyler sizi daha çok uğraştırır bilsin. Kuş cinsi olarak da bitki olarak da ve çok sık fırınlama ister. Bir tarafı yapar- en fazla türe sahip ülkelerden biriyiz. Bir ke ken diğer tarafı bozulacak diye yaptıkça şekilde tanıtmamız lazım bunları. Sade- fır fırınlamak gerekir. ce kuş bilimciler veya botanikçiler değil, Botanik desenler ve koyu renk herkes bilmeli. Okuldaki çocuklara öğ- fo fonlarla olan çalışmalarınız devam retilmeli. Bu bir kültürün yanında, doğa ed edecek mi? bilincini de aşılar. Çevreyi korumanın yolu Edecek çünkü çok beğeniliyor bu koyu sanattan geçiyor. Ayrıca yurt dışında da renk fonlar. Botanik desenler herkesin Türkiye’nin zengin bitki ve kuş çeşitlerini hoşuna gidiyor ve çok memnunum öyle de el dekoru porselenler üzerinde tanıt- olduğu için. Klasik tarz her zaman yapı- mayı çok arzu ederim. lır. Müthiş bir teknik gerektirir. Bu da ta- Özel hayatınızla iş hayatınızı nasıl mamen elinizi tutmakla ilgilidir. Daha fazla dengeliyorsunuz? Sadece porselen yyapmamak için elinizi tutarsınız çünkü de- düşündüğünüz, özel hayatınızı unut- ttaya gittiğiniz vakit bozulur. Bir fırça dar- tuğunuz zamanlar oldu mu? besi koyduktan sonra üstünden bir daha Yıllar içinde aile ve iş hayatımı birlikte geçmemek lazım. yürüttüm. İki oğul yetiştirdik, ikisi de yurt En sevdiğiniz eseriniz hangisi? dışında çalışıyor ve yaşıyorlar. Ben hep Benim çocuğum hangisi derseniz, bu porselen dersi vermeye, sergi açmaya 50 sergi için yaptığım iki lamba. GEZİ KARADAĞ, BOSNA HERSEK, HIRVATİSTAN Stradun Caddesi’ni kesen ara sokaklar. Zaman tüneli Adriyatik’in incisi Dubrovnik’i, Balkanların en gizemli şehri olan Kotor’u ve ezanla çan seslerinin karıştığı Saraybosna’yı keşfetmenin tam zamanı. Yazı Selin Akal, Fotoğraflar Selin Akal, Yalın Gülmez 52 Stari Grad’daki gözetleme kulesi. Y ugoslavya’nın bölünmesinden sonra uzun yıllar savaşın gölgesinde yaşayan Karadağ, Bosna Hersek ve Hırvatistan, gitmek isteyip de bir türlü fırsat bulamadığım yerler arasındaydı. Bu sebeple nişanlım, ‘Balkanları keşfe çıkalım’ dediğinde hiç tereddüt etmeden ‘tamam’ dedim. Sırt çantalarımızı ve fotoğraf makinelerimizi alarak, THY’nin İstanbul’dan haftanın iki günü yaptığı Podgorica seferiyle ilk durağımız olan Karadağ’a gittik. Planımız, Podgorica’dan kuzeye doğru gidip, Hum’dan Bosna Hersek’e geçmekti. Dönüşte ise Dubrovnik’ten yola çıkıp Karadağ’ın güney kıyılarına Kotor, Budva ve Sveti Luza Meydanı’ndaki bir sanat galerisi. Stefan’a uğrayarak Podgorica’ya dönmekti. Havalimanından otomobil kiralayarak, yola koyulduk. Otomobili tercih etmemizin en önemli nedeni özgürce gezip, otoyolda sağa sola lisesi. St. Saviour Ki kıvrılan daracık yollarda kaybolabilmekti. Yeşilin, turuncunun, sarının ve kırmızının en canlı tonlarıyla çevrelenen dağ yolları bizi, bazen eski bir kiliseye, bazen de muhteşem bir kanyona çıkarttı. Şarap bağlarının, nehirlerin ve kayaların arasından uzanan tünelleri geçip, Durmitor Ulusal Parkı’nda güneşin batışına tanık olduk. Hum’a vardığımızda ise saat sekizi gösteriyordu. Nehir kıyısındaki küçücük bir restoranda yediğimiz akşam yemeğinin ardından Bosna Hersek sınır kapısından geçip, Saraybosna’ya doğru yol aldık. Puslu bir sabaha uyanan Saraybosna’da güne, ezan ve Stradun Caddesi. çan sesleriyle merhaba dedik. Terk edilen evler, kurşun de53 GEZİ KARADAĞ, BOSNA HERSEK, HIRVATİSTAN Kotor sokakları Kotor’daki Denizcilik Müzesi. Mostar Köprüsü. Sveta Ana Kilisesi. llikleri ve çiçekler içindeki mezarlıkların arasından geçip, şehrin en p popüler caddesi olan Ferhadija’ya ulaştık. Buraya, Saraybosna’nın B Bağdat Caddesi deniyormuş. Ünlü markalar ve kafelerin hepsi burrada. Fiyatlar ise Bağdat Caddesi’ne nazaran oldukça uygun. İki g gün süren Saraybosna turumuz ise Mostar’da son buldu. Hersek b bölgesinin en büyük şehri olan Mostar’a, iç savaş sırasında Hırvatlar ttarafından yıkılan ve yeniden inşa edilen Mostar Köprüsü’nü görmek iiçin gitmiştik. Bol bol fotoğraf çekip, nehir kıyısı boyunca sıralanan rrestoranlarda yemek yedik ve etraftaki kedileri besledik. Mostar’dan Dubrovnik’e ulaşmamız ise yaklaşık bir saat sürdü. Y Yol boyunca tanrının dantel gibi işlediği Dalmaçya kıyıları da bize e eşlik etti. Dubrovnik’in en popüler yeri olan Stari Grad, yani eski ş şehre geldiğimizde ise kendimizi Orta Çağ’dan günümüze uzan nan bir film karesinin içinde bulduk. Gotik ve Rönesans mimarisini yyansıtan taş binalarla çevrelenen Stradun Caddesi, eski şehri ikiye a ayırmıştı. Stradun’u kesen küçük caddelerin ve sokakların arasınd dan geçerek şehri keşfe çıktık. Yeşil panjurlu kesme taş binalar, U UNESCO’nun Dünya Mirası listesinde olan Stari Grad’ın tarihi atm mosferini de pekiştirmişti. Yapımına 13. yy’da başlanan ve 1461 yyılında Floransalı mimar Michelozzo di Bartolomeo tarafından tagesi. Cernica Böl m mamlanan surların üzerine çıkmayı da ihmal etmedik. Bir zamanlar ş şehrin su ihtiyacını karşılayan Büyük Onofrio Çeşmesi, 1667 depreminden etkilenmeyen St. Saviour Kilisesi, içinde Avrupa’nın en eski üçüncü eczanesi bulunan Fransisken Manastırı’nı kuşbakışı seyre daldık. Luza Meydanı’nın en etkileyici binası olan ve 1444’te Barok tarzda inşa edilen Saat Kulesi ise tam karşımızdaydı. İki bronz heykel tarafından çanı her saat başı çalınan Saat Kulesi, savaş sırasında ciddi yaralar alsa da ayakta kalmayı başaran tarihi bir bina olarak heybetini koruyordu. Zamanında gümrük binası olarak kullanılan Sponza Palace ve şehrin koruyucusu Aziz Vlaho 54 13. yy’de inşa edilen ve Stari Grad’ı sarmalayan surlar. adına inşa ettirilen St. Blasius Kilisesi’ne de hayranlıklarımızı sunmayı unutmadık. Tatilimizin son gününde Kotor, Budva ve Sveti Stefan’ı gezmek için Karadağ’a geçtik. Kotor ve Sveti Stefan, taş binaları, tarihi dokusu ve atmosferi ile bize Dubrovnik’i hatırlattı. Yazın daha kalabalık olan bu iki şehir, kış boyunca sessizliğe gömülmüştü. Budva ise küçük Bodrum’du. Lüks villalar ve tekneler, Budva’nın sosyetik görüntüsünü tamamlıyordu. YOLCULUK Avrupa Birliği üyeliğine kabul edilen Hırvatistan, Bosna Hersek ve Karadağ’a halen vizesiz olarak giriş yapılabiliyor. Zagreb, Saraybosna ya da Podgorica’ya gidebilirsiniz. Benzin fiyatları çok ucuz olduğundan otomobil kiralamak en iyi yol. Ancak yaz mevsiminde otomobili önceden kiralamakta yarar var. Diğer bir ulaşım yolu ise tren.. e. i tarihi çeşm Basçarşı’dak Obala Kulina Bana Caddesi. Savaş Müzesi. KONAKLAMA Yazın çok kalabalık olan bu üç ülke, ağustos ayında başlayan festivallerle daha da kalabalıklaşıyor. Bu sebeple yaz tatili yapmak için birkaç ay önceden rezervasyon yaptırmak gerek. Konaklama için birçok seçenek var. Şehirlerin içinde ve dışında birçok otel bulunuyor. Pansiyon hizmeti veren Sobe’ler ve Hostel’ler de oldukça temiz ve ucuzlar. YEME&İÇME Bosna Hersek’te mutlaka Boşnak köftesinin tadına bakmak gerekiyor. Hırvatistan ve Karadağ’dan deniz ürünleri yemeden dönmemek gerek. Özellikle midye ve istiridye... Porsiyonlar oldukça büyük olduğundan yemek seçerken abartmamak lazım. Hırvat şarapları ve Boşnak birası ise birbirinden lezzetli seçenekler sunuyor. Balık sevmeyenler için et, makarna ve pizza seçenekleri de oldukça güzel. Ferhadija Caddesi. 55 MÜZİK ŞİRİN PANCAROĞLU ‘İstanbul’u arpa benzetiyorum’ The Washington Post’un ‘uluslararası kalibrede büyük bir yetenek’ olarak övdüğü Şirin Pancaroğlu ile tüm sahneyi tek başına doldurmaya yeten arp’ın yenilikçi yüzünü konuştuk. Yazı Fatma Özel 56 ürkiye’nin en tanınmış arp sanatçısı olan Şirin cileri bir yıllığına Avrupa’nın kültür başkenti olmuş İstanbul’u Pancaroğlu’nu farklı kılan, arpı solo olarak kullana- dinlediklerinde neler duyar, neler hissederler? İstanbul deyince rak imza attığı yenilikçi müziği. Arpın güçlü bir sesinin neler dökülür kalemlerinden? İstanbul’un Ses Telleri adı altında olduğuna inanan Pancaroğlu, konserlerinde çağdaş müziğinin bir albüm olarak bedenlenen İstanbul ve Arp projesi, ilkin bu yeni açılımlarına ve farklı coğrafyaların geleneksel müziklerine sorularla şekillenmişti kafamda. T düzenli olarak yer veriyor. Bu bağlamda, Şirin Pancaroğlu, gü- Arp İstanbul kültür tarihi içerisinde nasıl bir yere sahip? nümüz bestecilerinin kendisi için yazdığı yapıtları arp repertu- Seyâhatnâme’sinin 1630’daki ilk cildinde Evliya Çelebi varına kazandırdığı gibi, arpla daha önce denenmemiş değişik çeng’i, 40 kadar “kas teli, keçi teli ya da at kuyruğu”, “bir filin buluşmalara da kapı açıyor. The Washington Post’un, 1993’te hortumu” şeklinde zor bir çalgı olarak betimler. Ancak çeng elli Fransız arp müziğine yer verdiği bir solo resitalin sonrasında yıl sonra, öyle ya da böyle bir çıkmaz sokağa saptı. Yaklaşık ‘uluslararası kalibrede büyük bir yetenek’ olarak övdüğü Şirin bir nesil sonrasında, Evliya yalnızca bir elin parmakları sayısın- Pancaroğlu, seçkin konser mekanlarında solist olarak çaldı. ca profesyonel arpist olduğunu kaydeder. Çağdaş kaynaklara Yurtiçi ve yurtdışında pek çok festivale katılan sanatçı, kariye- göre bunlar kadınlarından ziyade erkeklerdir. Son önemli ic- rinin yanı sıra eğitmenliğe de önem vererek çalgısını ülkemizde racısı, Beşiktaş’taki Mevlevî Dergahı’nın piri 1670’de vefat et- yaygınlaştırmak amacıyla 2004 yılında küçük mandallı arpların miş olan yaman Yusuf Dede Efendi olarak biliniyor. 17. yüzyıl Türkiye’de ilk kez kullanıldığı bir b boyunca saray muhasebe defter- ilköğretim programını hayata l lerindeki yüksek maaşlı çengiler’e geçirdi. Yenilikçi çalışmalara ve r rağmen, enstrümanın kısıtlı maka- Türk bestecilerle önemli işbir- m bağlı nota yelpazesi büyük olama liklerine imza atmayı sürdüren s sılıkla yok oluşunun nedenini açık- arp sanatçısı Şirin Pancaroğlu, l İngiliz arp sanatçısı Elias Parish lar. ‘İstanbul ve Arp’ başlıklı yeni A Alvars (1808-49), daveti üzerine çalışmasıyla geçtiğimiz kasım ş şehirde üç ay kaldığı o zamanın ayında kendinden yine çok söz İ İstanbul’daki Rus büyükelçisi Kont ettirdi. ‘İstanbul’a en çok arp B Boutinoff’un hamiliğinden de kısa yakışıyor’ diyen Pancaroğlu ile s süreliğine yararlandı. Parish Alvars bu etkileyici müziğin tınıları eşli- İ İstanbul ve Boğaziçi izlenimlerin ‘Sultanın Gözde Marşı’ ve ‘Bir ni ğin keyifli bir sohbete daldık. Öncelikle ‘İstanbul’un Ses Telleri’ adlı projeden bahsedebilir misiniz? Arpistin Doğu Seyahatleri’ başlıkları altında iki eserde aktarır. 19. yüzyıl İstanbul’unda ise arp açıkça bir varlık gösterdi. An- Türkiye’de yerel müzik kültürümüze bütüncül katkı sağla- cak belgeler zayıf. Şair Leyla Saz Hanım, Abdülhamid’in kızla- mayı öncelik olarak gözeten bakış açısının eksikliğini, çok ya- rından olan Şadiye Sultan’ın ‘arpı gayet güzel çalması’ dolayı- kından ve uzun bir süredir gözlemlemekteyim. Bugüne dönük sıyla takdir edildiğini hatırlatır. bir bilginin, bir ‘harita’nın yokluğu, kültürel iklimimizi derinden Dünyanın en önemli metropollerini enstrümanlarla yaralıyor kanımca. Bunun nedenleri üzerine uzun uzun düşü- özleştirseydiniz İstanbul’u hangi enstrümana benzetir- nebilir, tartışabiliriz. Ancak konu geliyor ve ‘yapmaya’ dayanı- diniz? Neden? yor: Buraya ve bugüne yatırım yapmaya… Yorumcu-besteci Güzel bir soru. İstanbul’un içinden büyük bir miktar su ak- işbirliklerinin desteklenmesi yeni müziklerin ortaya çıkması için tığından dolayı ve tarihi konumundan dolayı aslında arpa ben- şüphesiz en önemli itici güç. Dolayısıyla 2010 Avrupa Kültür zetirdim, sesi su sesi gibi, bilinen en eski çalgılardan… Başkenti Ajansına, Arp Sanatı Derneği olarak İstanbul’a ait müzik alanında bir işbirliği projesi sunmayı görev bildik. Arp ve onun yanında yer alan kemençe, viyola, ud, kontrbas, ka- Arp ile nasıl tanıştınız? Arp ile İstanbul’da konservatuvar eğitimi ile tanıştım. Giriş sınavlarında arp sınıfına seçildim. nun ve flüt gibi dostlarının etrafında kurgulanan projemizde Grand Palais’de ‘Bizans’tan İstanbul’a: İki Kıtanın Li- Hasan Uçarsu, Özkan Manav, Turgay Erdener, Mahir Çetiz, manı’ sergisinin açılışında ‘Padişahların Arpları’ adlı bir Arda Agoşyan ve Barış Perker’e eser siparişleri verdik. Eserler de konser vermiştiniz. Osmanlı kültürü içerisinde arpın ve Kalan Müzik etiketiyle yayınlandı. Günümüzün Türkiyeli beste- ‘çeng’ kavramının yerinden çok kısa bahsedebilir misiniz? 57 MÜZİK ŞİRİN PANCAROĞLU Konser Petit Palais’de idi, bahsettiğiniz serginin açılışı ile aynı gündeydi. Radio France’ın düzenlediği bu konser kaydedildi ve daha sonra bir radyo programı olarak tüm Fransa’da yayınlandı. Çeng özellikle Ortaçağ’da Osmanlı’da gözde, asil bir çalgı. Arp ise Osmanlı’nın en geç döneminde İstanbul’a geliyor. Çeng, minyatürlerde sık rastladığımız çalgılardan. Şekli itibarı ile yukarıya doğru yükselip, sonra hafif bir inişi var, bu tasavvufi anlamda da ilgi odağı oluyor, örneğin 14. yüzyılda yaşamış olan Bursalı şairin Ahmed-i Dai ‘Çengname’ adında bir yapıtı var, çeng üzerinden felsefe yapılıyor. Sizin için arp, herkese tanıtmayı misyon edindiğiniz bir müzik aleti olmuş. Neden arp? Başka bir enstrüman çalmayı hiç düşündünüz mü? Arp ile rastlantım bir tesadüf olmakla birlikte, ben bu tesadüfü çok sevdim. Yaptığım işi paylaşmak, bunun yaygınlaşması benim için çok doğal bir olgu, kişiliğimin bir parçası. Zaman yaratabilsem başka bir çalgıyı da keyfim için öğrenmek isterdim, ama arpı çok sevdiğimden hiç bir şeye değişmem. Arp, tek başına tüm sahneyi dolduran gösterişli bir müzik aleti? Ama buna rağmen solo olarak çok fazla karşımıza çıkmıyor? Sizi farklı kılan da arpı bir orkestranın parçası olarak değil odak noktası olarak konumlandırmanız, öyle değil mi? Aynen öyle, tek başına olan duruşu benim her zaman altını çizmek istediğim bir değeri çalgımın. Orkestrada tabii önemli bir yeri var, ama esas ilgi alanıma giren, onun çoğul bir kimlik geliştirmesi, kendi kariyerimde, solo çalışmalar kadar farklı birlikteliklerin içindeki yeri beni cezbediyor. Arpı tanıtmak için bir de derneğiniz var. Bu derneğin etkinliklerinden ve çalışmalarından bahsedebilir misiniz? Arp Sanatı Derneği’ni 2007 yılında kurduk. Üyelerimiz arpistlerden ve arp severlerden oluşuyor. Bu yıl birçok önemli proje İstanbul’u içinden büyük bir miktar su aktığı için ve tarihi konumundan dolayı arpa benzetiyorum çünkü arp sesi su sesi gibi, bilinen en eski çalgılardan biri. gerçekleştirdik. Mart 2010’dan beri Arp ile Her Telden!i, Ocak 2010’dan beri İstanbul ve Arp’ı ve Ceren’in Arp Eğitimi Projesini yürütüyoruz. Birçok farklı mekanda arpın yer alması için görüşmeler yapıyor, farklı ortamlarda arpı tanıtmaya devam ediyoruz. Projelerimizi ve etkinliklerimizi arpsanatidernegi.com adresinden inceleyebilirsiniz. Eğitmen olarak gençlere neler önerirsiniz? Arp eğitimine kaç yaşında başlanabiliyor? Beş yaşında başlanabilir. Biz dernek olarak bu altyapıyı oturtmak için bu yıl bazı çalışmalar yapacağız, bu hem çeng’i hem de arpı içerecek, çalgıların yaygınlaşmasında ekonomik boyutun yeri çok büyük, bunun üzerine pilot bir çalışma yapmak istiyoruz. Tavsiyelerime gelince… Meraklı olmak çok önemli yaşamda, herhangi bir alanda özel bir ses edinmek isteniyorsa, büyük merak ve de sevgi gerekiyor. 58 60 Kütahya Porselen’in yeni koleksiyonlarında, Sevgililer Günü’ne özel neşeli porselenlerden oluşan zengin alternatifler bulacaksınız. Yapım Zeliha Köşlü KALPTEN GELEN ALIŞVERİŞ SEVGİLİLER GÜNÜ & & ‘Bu yıl 14 Şubat Sevgililer Günü için ne seçsem?’ diye düşünüyorsanız, Kütahya Porselen’in farklı desenlerde hazırladığı, bitki çayı kupaları, kalp formlu fincanlarına, kalp vazosuna ve zarif kupalarına mutlaka göz atın! & & Porselen kupaların fiyatları 8 TL ile 20 TL arasında değişiyor. 61 GENÇ GİRİŞİMCİ MUHAMMET UĞURCAN BARMAN Ben hayal kurmam, hedef koyarım Henüz 23 yaşında ilk milyon dolarını kazanmayı başaran Muhammet Uğurcan Barman atak bir girişimci. Küçük bir Anadolu kentinden gelen sıradan bir üniversite öğrencisiyken önemli işlere imza atan genç girişimcinin yaşdaşlarına söyleyeceği çok şey var. Yazı Özer Turan Fotoğraf Haydar Erçin M uhammet Uğurcan Barman, yaklaşık dört yıl lenerek- o günlerde 13 saatten fazla uyuyordu. önce İstanbul’a ilk adımını attığında küçük bir Ama bugünlerde uyumaya pek fırsat bulamıyor Barman. Anadolu kentinden gelen sıradan bir üniversite 2009 sonunda aralarında Bahreyn Başbakanı Şeyh Halife Bin öğrencisiydi. Yalova’dan yola çıktığında hiç kimseyi tanımadığı Salman Al Halife’nin özel sekreterinin bulunduğu üç Bahreynli bu devasa kentte tek başına ne yapacağını düşünüyordu kara ile birlikte kurduğu Bahrain Invsetment Group’un başkanlığını kara. İlk günlerini evine kapanıp saatlerce uyuyarak geçirdi. yapıyor. Barman ortaklarıyla birlikte kendisine ilk milyon dola- Şimdilerde ‘sadece aptallar sekiz saat uyur’ dese de -kişisel rını kazandıracak “Dream Land” projesiyle Yalova’nın Termal gelişim uzmanı Erdal Demirkıran’ın bir kitabının adından esin- ilçesinde 29 dönüm arazi üzerine 44 tane süper lüks villa inşa 62 etmeye hazırlanıyor. Aynı zamanda iş dünyasının buluşma çok büyük bir rakam sayılmayabilir ama henüz yolun başında noktalarından Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİ- olan Barman’a zenginliğin kapısını açacak. AD) ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu’nda (DEİK) önemli görev- Barman’ın ortaklarının Bahreyn’deki etkinlikleri projenin ler üstlenen oldukça aktif bir üye. Toplantılar ve yurtdışı gezileri satışı konusunda önemli bir avantaj. Zaten projenin hedefinde bütün zamanını alıyor. Bahreynliler var. İlk iki aylık sürede sekiz villa satılmış bile. Bun- Hala İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde uluslararası ticaret ların altısını Bahreynliler ikisini ise Türkler sipariş vermiş. Üste- bölümünde üçüncü sınıf öğrencisi olsa da Barman’ın çok kısa lik projeyle ilgili henüz bir pazarlama çalışması yapmamalarına sürede geçirdiği evrim, o çekingen öğrenciden geriye hiçbir iz rağmen. Barman ve ortakları, projenin iki ay içinde satışını ta- bırakmamış. Genç girişimcide ilk göze çarpan şey sınır tanı- mamlayıp iki yıl içinde de teslim etmeyi planlıyor. mayan özgüveni artık. İlk milyon dolarını henüz 23’ünde ka- TREND KAVRAM: “BUSINESS NETWORKING” zanmış olmak da bu özgüveni besliyor. “Forbes’a nasıl kapak Genç iş adamının kendi çabalarıyla oluşturduğu çevre olabilirim?” diye soruyor aynı özgüvenle -biraz da cüretkarlığın ve geçirdiği dönüşüm, iş dünyasının trend kavramlarından kıyılarında dolaşarak. “Business Networking” açısından oldukça başarılı bir örnek. KİŞİSEL GELİŞİM KİTAPLARI MUCİZESİ... İstanbul’da geçirdiği ölü zamanlardan sıyrılmak için kendisine Barman’ın aydınlanması, bir arkadaşı aracılığıyla katıldığı bir yol haritası çizen Barman basit ama etkili bir strateji belir- bir toplantı sonrasında başlıyor. Burada kaale bile alınmayan liyor: “Yapmam gereken ilk şey çevre edinmek ve bağlantılar Barman biriktirdiği hırsla kendini kabul ettirmenin yollarını ara- kurmaktı” diyor. Araştırmalarının sonunda MÜSİAD’ın genç- maya karar veriyor. Eline geçirdiği bütün kişisel gelişim kitap- lik kolu olan Genç MÜSİAD’a gitmeye karar veriyor. Burada larını okuyor önce-özgüvenini de bu kitaplara borçlu olduğu- Dış İlişkiler Komisyonu’nda başkan yardımcılığına kadar çeşitli nu söylüyor. Kendisini hazır hissettiğinde bütün uluslararası görevler üstlenen Barman, yaklaşık 3 yıl bir fiil Genç MÜSİ- iş organizasyonlarını takip etmeye başlıyor. Barman, 2007’de AD toplantılarına katılıyor. Kendi şirketini kurduktan sonra ise yapılan böyle bir toplantıda Bahreyn Başbakanı’nın özel sek- MÜSİAD üyeliği için başvuruyor. Normal şartlarda üyelik için reteri ile tanışıyor. Kendisini iş yapmaya ikna etmesi üç yılını 30 yaş sınırı olsa da Barman’ın azminden etkilenen dernek yö- alıyor. “İlk başta hiç iş konuşmadım” diyor Barman. Yine de neticileri genç girişimciye bir ayrıcalık yapıp 23 yaşındaki genç kişisel ilişkisini hiç koparmıyor. Bayram mesajları, özel gün- adamı MÜSİAD üyeliğine kabul ediyor. Barman, MÜSİAD’da ler, e-posta’lar, telefonlar... Üç yıl boyunca hiç unutturmuyor yeterince piştiğini düşündüğünde bu defa DEİK’in kapısını çal- kendisini, “taciz” etmeyi sürdürüyor: “Amacım kişisel ilişkimi maya karar veriyor edindiği çevrenin de önerileriyle. Bir yıldır geliştirerek güvenini kazanmaktı. Tanıştığım bütün Araplar için DEİK üyesi olan Muhammet Uğurcan Barman, Eylül 2010’da aynı stratejiyi uyguluyorum aslında. Çünkü Araplarla iş yapa- yapılan DEİK Genel Kurulu’nda Türkiye-Kuveyt İş Konseyi Yö- bilmek için öncelikle güvenlerini kazanarak insani ilişkileri ge- netim Kuruluna ve başkalığını eski Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali liştirmek gerekiyor.” Artık iş konuşmanın zamanının geldiğini Coşkun’un oğlu Yıldırım Coşkun’un yaptığı Türk-Bahreyn İş düşünen Barman, 2009 sonunda başbakanın genel sekrete- Konseyi Başkan Yardımcılığına seçiliyor. rini Türkiye’ye davet ediyor. Kardeşleriyle birlikte altı kişilik bir İş bağlantısı oluşturmanın incelikleriyle ilgili danışmanlık ve- grupla Yalova’ya gelen başbakan özel sekreterini gayrimenkul ren Business Networking Akademi’nin kurucusu Ertuğrul Be- yatırımı yapmaya ikna ediyor. 2009 sonunda Bahrain Invest- len: “Networking’de amaç binlerce insanla tanışarak sadece ment Group şirketinin kuruluşuyla ortaklığın ilk adımı atılıyor. kartvizit toplamak değildir” diyor, “Önemli olan hedefler doğ- Şirkette eşit paya sahip dört ortak var: Muhammet Uğurcan rultusunda ilişkileri tasarlamaktır. Böylece sadece tanışmak is- Barman yüzde 25 hisseye sahip diğer yüzde 75 hisseyi ise teyen biri olmakla kalmaz, tanışılmak istenen biri de olabilirsi- Bahreynliler oluşturuyor. niz.” Muhammet Uğurcan Barman’ın yaptığı da tam olarak bu. Şirket kuruluşunun ardından 1,4 milyon dolara Yalova’nın İsminin başına yazdırdığı unvanları da bunu gösteriyor zaten: Termal ilçesinde 29 dönümlük bir arazi alıyor ortaklar. Bütün “Ben sadece kartvizit toplayıp çekmecemde biriktirmiyorum, bağlantıları kendi çabalarıyla oluşturan Barman, arsa alımı için onları kullanıyorum” diyor. payına düşen 350 bin dolarlık sermayeyi ise ailesinden almış. Henüz 23 yaşında imza atığı başarılar önemli olsa da birkaç Satın aldıkları arazi üzerine “Dream Land” adıyla 44 tane lüks yıl sonra tek haneli rakamların kendisini tatmin etmeyeceğinin villa inşa etmeye hazırlanıyorlar. Projeden her bir ortağın ha- farkında. Bu yüzden gelecek hedefleri için de çalışmayı ihmal nesine 1,5 milyon dolar kar payı kalacak. Bu, Bahreynliler için etmiyor. Barman, Bahreyn merkezli bir şirket kurmak niyetinde. 63 GENÇ GİRİŞİMCİ MUHAMMET UĞURCAN BARMAN GENÇLER İÇİN BAŞARININ 10 ALTIN KURALI 1 Hiçbir şeyin yoksa hayatta, orijinal fikirlerin olsun yeter sana! 2 Ben hayal kurmam, hedef koyarım. 3 Ne yaparsan yap, ama en iyisini yap! 4 Başarımdaki en büyük pay, cesaretimdedir. 5 İşinizi ciddiye alın. 6 Arkadaşınız sizi vezir de yapar, rezil de, tercih sizin. 7 A-B-C planlarınız hep hazır olsun. 8 En büyük hayranım: Kendim. 9 Olmazsa olmaz: Hayatınızda düzen. 10 Çok bil, az ama öz konuş. Şirketin faaliyet ağını gençliğin verdiği ataklıkla oldukça geniş Yalova’da. Barman ilk etapta şirketin merkezini İstanbul’a taşı- tutmayı planlıyor. İhracat - ithalat, gayrimenkul, gıda, lojistik ve mayı planlıyor. Şimdilik Beşiktaş, Beyoğlu ve Mecidiyeköy böl- aklınıza gelebilecek her işte faaliyet göstermek istiyor. Bahreyn gelerinde bir ofis arayışında. İkinci aşamaysa İstanbul’da proje Başbakanı’nın özel sekreteriyle ortaklık kurmasıyla özellikle yapmak. “Eski binaları alarak restore ederek ticaret merkezi Araplar nezdinde kazandığı güveni de Körfez’den Türkiye’de ya da otel olarak değerlendirmek istiyoruz” diyor. Yeni yılın ilk yatırım yapmak isteyen firmalara danışmanlık vererek değer- aylarında taşınma operasyonu tamamlanacak. lendirecek. “DEİK’te Bahreyn iş konseyinde beraber çalıştığım Barman, okumak amacıyla geldiği İstanbul’da artık dersle- dostlarımla ortaklık kuracağız,” diyor isim vermeden. Yeni şir- rine pek iştirak edemiyor. Steve Jobs’un, Standford öğrenci- keti için birkaç yıla ihtiyacı olduğunu düşünse de kısa vadeli lerine yaptığı ünlü konuşmada söylediği gibi “aç kalın, budala planları var. Bahreynlilerle kurduğu şirketinin merkezi şimdilik kalın” düsturunu benimsemiş görünüyor. 64 YENİ SERİ BALIK KOLEKSİYONU BALIK MEVSİMİ BAŞLADI! 66 1 2 3 4 5 6 Tuzluk biberlikten servis tabaklarına, sosluktan peçeteliğe kadar her ürünü balık formunda tasarlanan Kütahya Porselen’in yeni ‘Balık Serisi’ sadece profesyonellerin değil yemek yapmanın ve sunmanın bir yetenek olduğuna inananların da gözdesi. 1 Kahve fincanı. 2 Sosluk. 3 Kayık tabak. 4 Servis tepsisi. 5 Kayık tabak. 6 Salata kasesi. 67 7 OTEL DOUBLETREE BY HİLTON AVANOS KAPADOKYA Mitterteich serisinin Polo ürünleri Doubletree by Hilton Avanos Kapadokya’nın rafine iç mekan tasarımıyla bütünlük sağlıyor. DOĞANIN ARMAĞANI Unesco Kültür Mirası listesinde yer alan Göreme Açık Hava Müzesi’ne komşu, Kızılırmak manzarasına hakim Doubletree by Hilton Avanos Kapadokya, misafirlerini Kütahya Porselen’in Polo Serisi’yle ağırlıyor. Yapım Zeliha Köşlü oubletree by Hilton Avanos Kapadokya Genel Müdürü Nedim Bahar’dan D Kapadokya’nın merkezi Avanos’daki tesislerinin özellikleri ve Kütahya Porselen ürünlerini neden tercih ettikleri hakkında bilgi aldık. Doubletree by Hilton Avanos Kapadokya hakkında bilgi verir misiniz? 10.000m²’lik bir alanda, yeşillikler üzerine kurulu olan Doubletree by Hilton Avanos Kapadokya, peribacaları, doğal, tarihi ve kültürel yapıya sahip bir coğrafyada konumlanıyor. Kapadokya’nın merkezi Avanos’da yer alan tesisimiz, UNESCO’nun 1985’den beri Dünya Mirası listesindeki Göreme Açık Hava Müzesi’ne, kültür alanlarına ve alışveriş merkezlerine çok yakın konumda bulunuyor. Kızılırmak manzarasına da hakim olan Doubletree by Hilton Avanos Kapadokya’da toplantı, özel günler ve konaklama hizmetlerine ev sahipliği yapıyoruz. Otelinizde Kütahya Porselen markasını neden tercih ettiniz? Kütahya Porselen’i, misafirlerimizin sağlığını koruyan kaliteli yapısından dolayı tercih ediyoruz. Ayrıca Kütahya Porselen markası beklenti ve gereksinimlerimizi tam anlamıyla karşılıyor. Koleksiyonlarının dayanıklı ve kullanışlı olmasının yanında estetik görünümleri de Kütahya Porselen markasını tercih etme sebeplerimiz arasında. Kütahya Porselen’in hangi serisini kullanıyorsunuz? Kütahya Porselen’in Polo Serisini kullanıyoruz. Kütahya Porselen ürünlerini kullanmaktan memnun musunuz? Misafirlerimizden aldığımız olumlu geri bildirimler sayesinde Kütahya Porselen ürünlerini tercih etmiş olmaktan dolayı çok memnun olduğumuzu belirtmek isteriz. 68 GEZİ KAPADOKYA 70 Gerçeküstü bir hikaye Kapadokya’da bir sabah güneşi gökyüzünde karşılayın. Gecesinde ise yerin altına kazılmış bir mağarada neyin büyüleyici sesi eşliğinde dönen semazenleri seyredin. Onlar yerini folklorculara bırakırken, ‘Yaşadıklarım acaba gerçek mi?’ sorusu kafanızı kurcalayıp duracak. Yazı ve fotoğraflar Saffet Emre Tonguç ünyevi işleri bir yana bırakıp kendilerini dine ada- İzmit’te vali olan babası putperest olduğu için kızını ölüme mah- yıp, inzivaya çekilen ilk Hıristiyanlar Kapadokya’yı kum edince, Barbara da azize mertebesine yükselmiş. D merkez seçip, yüzlerce kaya parçasını oyarak ki- Göreme Açık Hava Müzesi’nin en görkemlisi müzeyle oto- lise ve manastırlarını yaratmışlar. Kapadokya Hıristiyan dünya- park arasında yer alan Tokalı Kilise. İlk girişte, İsa’nın yaşamın- sında önemli yerleri olan azizlere ev sahipliği yapmış. Bugün dan kesitlerin olduğu eski bölüm var, devamında da aynı hi- Ortodoks Hıristiyanlığında duaları hala kullanılan Aziz Basileos kayeleri anlatan fresklerin, daha sonraki yüzyılda yapılmış çok Kayseri’de doğmuş. 1 Ocak Ortodokslar, 2 Ocak ise Katolikler daha güzelleri. Müzeye girdikten sonra sağlı sollu rahip ve ra- için Aziz Basileos (Vasil) Günü. “Neyin varsa, senin değildir.” hibelerin kaldığı manastırlar bulunuyor. En önemli kiliseler ise Aziz Basileos’un en önemli deyişlerinden biri. Elmalı, Azize Barbara, Yılanlı, Karanlık ve Çarıklı Kilise. Bugün Aziz Basileos, Hıristiyanlık dininde manastır yaşamının ku- Kapadokya’da fresklerle bezenmiş yaklaşık 150 kilise var ve rallarını belirleyen kişi olmuş. İngiltere, Moskova ve İspanya’daki bunların büyük çoğunluğu 843 yılında İkonaklastik, yani ikonları Katalanya’nın azizi olan ve kiliselerde ejderha ile savaşırken res- yasaklayan dönemin sona ermesinden sonra yapılmış. medilen Aziz George da (Aya Yorgi) Kapadokya’da doğmuş. Göreme Açık Hava Müzesi ve çevresinin gizli kalmış bö- Aslında Aziz George Hıristiyanlıkta halen devam eden mitolojik lümleri, otellerin sağladığı yeme içme hizmetleri ile olağanüstü figürlerin bir yansıması ve Herakles’e (Herkül) benzeyen güçlü organizasyon mekanlarına dönüşüyor, aklınızda olsun. bir kahraman. Beyaz atı ve elindeki mızrakla, ejderha ya da yı- Sabah erken kalkmayı sevmeseniz bile Kapadokya’yı gü- lanı yani Hıristiyanlığın düşmanlarını öldürürken fresklerin üze- neş doğarken bir balonun sepetinden seyretmek çok keyifli. rinde tasvir edilmiş olan Aziz George kiliselerin bir kısmını süs- Mevsim kışsa, beyaz örtü Kapadokya’ya öyle yakışıyor ki, tüm lüyor. 1923’deki nüfus mübadelesine kadar bölgede yaşayan bölge Erciyes’ten Hasan Dağı’na bir öyküye kahraman oluyor. Anadolu Rumları’nın kiliseleri Kapadokya’nın dört bir köşesine O yüzden bir sabah güneşi gökyüzünde karşılayın. Gecesinde yayılmış durumda. Göreme Açık Hava Müzesi’nde kilisesi bulu- ise yerin altına kazılmış bir mağarada neyin büyüleyici sesi eş- nan Azize Barbara, Nikomedia yani İzmit’te doğmuş bir azize. liğinde dönen semazenleri seyredin. Onlar yerini folklorculara 71 GEZİ KAPADOKYA Sabah erken kalkmayı sevmeseniz bile Kapadokya’yı güneş doğarken bir balonun sepetinden seyretmek çok keyifli. bırakırken, “Yaşadıklarım acaba gerçek mi?” sorusu kafanızı kurcalayıp duracak. Kemerhisar’dan sonra üçüncü önemli merkezi. Kızılırmak’a rengini veren kil, Avanos’un en meşhur sana- GÜNLE VEDALAŞMAK İÇİN EN İDEAL YER UÇHİSAR tı olan çömlekçiliğe can vermiş. Kuşaktan kuşağa, babadan Adı üzerinde tam uçta yer alan bir kale bu. Tavsiyem, ka- oğula geçerek günümüze ulaşan bu el sanatında hala Hitit leye çıkıp günü batırmak, Erciyes, Hasan ve Melendiz dağları döneminde kullanılan tekniğin izlerini sürmek mümkün. İlçe- elele verip, doğal dekoru tamamlıyorlar. Altınızda olağanüstü deki çömlekçilerden bazıları gelen turistlere çömlek yapımıyla yer şekilleri ve güneşin giderayak yaptığı ışık oyunları, elinizde ilgili bilgi verip, gösteri yapıyorlar. Chez Galip (0384 511 42 bir kadeh Kapadokya şarabı, yaşamın güzelliğine içiyorsunuz. 40) ve Güray (0384 511 23 74 www.gurayseramik.com.tr) Kapadokya’ya uçakla geliyorsanız, Nevşehir’de havaalanı ol- çamura nasıl yaşam verildiğini görebileceğiniz yerlerden. Fırça masına rağmen, lobisi güçlü olan Kayseri’ye iniyorsunuz! Adını (0384 511 36 86) yeraltı şehirlerini andıran bir atölye. İçiçe ünlü imparator Sezar Tiberius’dan alan ve tarihteki adı Caesa- oyuklardan geçerek, çinilerin, seramiklerin dünyasında, yol- rea olan şehirden Kapadokya’ya gelirken, bu eski ticaret yolu culuğa çıkıyorsunuz. üzerinde karşınıza önce 1249 yılında tamamlanan ve akşamla- İlçenin diğer bir gelir kaynağı da Kapadokya genelinde ol- rı Mevlevi gösterileri yapılan Sarıhan (www.sarihan1249.com) duğu gibi bağcılık. Üretilen üzümler, doğrudan sofraya getirile- çıkıyor, ardından Avanos’u geride bırakarak ay yüzeyini andı- bildiği gibi, şarap yapımında da kullanılabiliyor. Avanos’ta vak- ran Kapadokya’ya giriyorsunuz. Mevsim baharsa, Avcılar’daki tiniz varsa, merkeze bir kilometre mesafede olan, 2.yüzyıldan manzara noktasında durup, aşağıdaki Göreme’ye bakın. Me- kalma Yamanlı Kilisesi’ni ziyaret edin. Avanos yakınlarındaki nekşe ve zambakların arkasındaki vadi hayaller aleminden Özkonak yeraltı şehri ise bölgede çok turist olduğunda, Derin- çıkmış bir kare gibi görünüyor. Kapadokya’ya eğer Nevşehir kuyu ve Kaymaklı yeraltı şehirlerindeki yığınlardan kaçmak için üzerinden geliyorsanız, sizi önce Uçhisar karşılayıp aklınızı ba- ideal. Anlatılanlara göre, evlerin altından, binlerce kişinin aylarca şınızdan alıyor. konaklayabildiği yeraltı şehirlerine bağlantı var. ÇÖMLEKÇİLER DİYARI AVANOS Avanos’dan Göreme’ye giderken, Vaftizci Yahya Kilisesi’nin Avanos, Hitit ve Frigya anlatılarında, volkan tanrısı tara- olduğu Çavuşin’e varıyorsunuz. 5. yüzyıldan kalma yapıda, daha fından özenle oluşturulmuş, masalsı, büyülü bir yer olarak sonraki döneme ait çok güzel freskler var. Çavuşin’den Kızıl geçiyor. Asurlulara ait ticaret yollarının geçtiği, Yunan ve Çukur’a doğru yürürseniz, doğa tarih ile elele verip, size ilginç Roma dönemlerinde adı Vanessa olan yerin, Selçuklular za- sürprizler sunuyor. Meyve bahçelerinin, üzüm bağlarının arasın- manında komutan Evranos Bey’in adını aldığı, zamanla da da değişik kiliseler görüyorsunuz. Avanos diye adlandırıldığı belirtiliyor. Tarihçi Strabon’un ver- EN BÜYÜK YERLEŞİMİ ÜRGÜP diği bilgilere göre, Vanessa Kapadokya Krallığı’nın Kayseri ve 1923 yılındaki nüfus mübadelesine kadar ağırlıklı olarak 72 KAPADOKYA REHBERİ Rumların yaşadığı Ürgüp’te bir kısmı turistik işletme haline çevrilmiş çok güzel eski taş binalar var. Eskiden insanların yaşadığı ve uzun zamandır boş olan mağara evler, şimdi restore edilip turizmin hizmetine sunuluyor. 700 metrelik tünelden geçerek, ilçenin üzerinde yer alan Temenni Tepesi’ne çıkıp, manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. Otuz milyon yıl önce Erciyes, Hasan ve Melendiz Dağları’nın volkanik patlamaları sonunda ortaya çıkan Kapadokya’nın anlamı Tarihçi Herodot’a göre “Güzel atlar ülkesi” ama güzel atlar mı, doğanın yarattığı güzel sanatlar ülkesi mi insan bir türlü karar veremiyor. Kapadokya’da, güneşin, rüzgarın, karın, donun, zamanın, insanın elbirliğiyle oluşmuş olan volkanik tufa kökenli şekiller, verimli topraklara da mineralleriyle katkıda bulunmuşlar ve bağcılık ile meyvecilik bölgenin binlerce yıldır geçim kaynağı olmuş. Bugün bölgede çok güzel şaraplar üretiliyor. Ürgüp’ten Avanos’a giderken geçilen Derbent Vadisi ilginç şekillerle dolu. Deveye benzeyen kaya parçası ise en çok fotoğrafı çekilenlerden biri. Biraz ilerideki Zelve Vadisi Göreme Açık Hava Müzesi kadar ilginç olmasa da kilise, manastır ve bir camiye ev sahipliği yapıyor. Zelve’ye giderseniz, Direkli, Balıklı, Üzümlü ve Geyikli Kiliseleri’ni görmeyi ihmal etmeyin. Hemen yakınındaki Paşabağ(ları) ya da eski adıyla Keşişler Vadisi ilginç peribacalarıyla dolu. Vadi adeta peribacalarının oluşumunu anlatan bir açık hava müzesi gibi. Yanındaki tepeye çıktığınızda, fotoğraf makinenizle çok güzel görüntüler yakalayabilirsiniz. [email protected] GÖREME • Kapadokya Balloons Tel: (0384) 271 24 42 www.kapadokyaballoons.com • Yaşar Baba Tel: (0384) 219 28 70 NE YENİR? • Alaturca Restoran Tel: (0384) 271 28 82 Lonely Planet rehber kitapları tarafından Türkiye’nin en iyi restoranlarından biri seçildi. Dekorasyon ve servis, yemeklerle yarışacak düzeyde. Terasında manzaraya karşı şarap yudumlarken, zeytinyağlıları ve beğendili kebabı deneyin. NEREDE KALINIR? • Göreme House Tel: (0384) 271 20 60 www.goremehouse.com Şirin mi şirin, ev havasında 13 odalı bir tesis. Kahvaltısı ve manzarası gayet iyi. • Kelebek Tel: (0384) 271 25 31 www.kelebekhotel.com Göreme’nin tarihi bölümünde peribacalarının içinde yer alan bir pansiyondan, güzel bir otele dönüştürülmüş. UÇHİSAR NEREDE KALINIR? • Lykia Lodge Tel: (0384) 213 99 45 www.lykialodge.com Bölgenin eskilerinden ama hala bir klasik, açık büfesi harika. • Karlık Evi Tel: (0384) 219 2995 www.karlikevi.com Yirmi odadan oluşan bir tesis, sıcak bir ortama güzel bir manzara eklenmiş. Her yıl sanat kampları düzenliyorlar. Altı saatte pişirdikleri çömlekte bulgur çorbasını içmeden dönmeyin. • Hotel Lale Saray Tel: (0384) 219 23 33 www.lalesaray.com Manzarası müthiş, tüm bölgeye tepeden bakıyorsunuz. Otantik dekorasyonlu odaları var. NE YENİR? • Elai Restoran Tel: (0384) 219 31 81 www.elairestaurant.com Eski bir Kapadokya evi, harika yemekler, önde ise kayalara oyulmuş bir tarih ve Erciyes manzarası var. Kapadokya’da farklı bir mekanda konaklamak isterseniz, restorana ait, şık döşenmiş odaları da kiralayabiliyorsunuz. AVANOS NE YENİR? • Hanedan Tel: (0384) 511 50 06 Bir kervansaray gibi inşa edilmiş olan restoranda, dekorasyon da, yemekler de gayet iyi. Tuvaletler tertemiz. ÜRGÜP NEREDE KALINIR? • Serinn Tel: (0384) 341 60 76 www.serinnhouse.com Kapadokya’daki en sıradışı otel. Eski taş bina, çok modern eşyalarla döşenmiş. Sahibi Eren Hanım’ın zevki her yana yansımış. • Sacred House Tel: (0384) 341 71 02 www.sacred-house.com Kapadokya mimarisi ve Ortaçağ şatolarının inanılmaz kombinasyonu. Kendinizi biraz şımartmak istiyorsanız, Kapadokya’daki doğru adres. • Esbelli Evi Tel: (0384) 341 33 95 www.esbelli.com Zevkli döşenmiş eski evlerle, taşa oyulmuş evlerin güzel bir örneği. Terastan manzara harika. • 4 oda Cave House Tel: (0384) 341 60 80 www.4oda.com Yürek konmuş, şirin mi şirin bir tesis, sanki kendi eviniz. NE YENİR? • Şömine Restoran Tel: (0384) 341 84 42 İlçenin en iyisi. Servis de, fiyatlar da iyi. Testi kebabı bölgenin ve restoranın spesiyalitesi. • Ehlikeyf Tel: (0384) 341 61 00 www.ehlikeyf.info Şık bir mekan. Türk ve dünya mutfağından lezzetler var. Testi kebabını deneyin. Kapadokya turunuz için iyi bir seyahat acentesine ihtiyacınız varsa, Argeus bölgede her türlü başarılı turistik organizasyona imzasını atan bir şirket. (0384) 341 46 88’i arayın ya da www.argeus.com.tr yi tıklayın. 73 AFRODİZYAK TATLAR GURME CHEF’S İSTANBUL MUTFAK ATÖLYESİ 74 Chef’s İstanbul Mutfak Atölyesi’nin kurucusu Gülhan Kara, Sevgililer Günü için afrodizyak bir menü hazırladı ve bu özel tarifleri Kütahya Porselen’in şık sunumuyla buluşturdu. Yazı Ayça Yılmaz Bozkurt Fotoğraflar Levent Bozkurt Gülhan Kar a SAFRANLI KARİDESLİ RİSOTTO (2 kişilik) • 2 yemek kaşığı tereyağı • 1 adet küçük boy kuru soğan • 1 su bardağı arborio pirinci veya pilavlık baldo pirinç • 2 su bardağı sıcak tavuk suyu • 1/2 su bardağı sek beyaz şarap • 50 gr karides • 1 tatlı kaşığı safran • Tuz, karabiber Hazırlanışı Soğanı doğrayıp tereyağında 5-6 dakika kadar kısık ateşte kavurun. Pirinci ekleyin ve birkaç dakika daha karıştırın. Beyaz şarabı ilave edip orta ateşte şarap buharlaşana kadar kavurmayı sürdürün. Sonra bir su bardağı kadar sıcak tavuk suyunu ilave edip pirinçler suyu emene kadar sık sık karıştırarak pişirmeye devam edin. Pirinç kremamsı bir kıvam aldığında BİBERİYELİ SOMON, RENKLİ SEBZE SOSU İLE (2 kişilik) safranı ilave edin. Kalan tavuk • 2 dilim somon balığı, iki Hazırlanışı Somonu zeytinyağı, tuz, az suyunu da ekleyip tekrar aynı parmak kalınlığında kesilmiş karabiber ve biberiyeye bulayın. Yağsız kıvamı alana kadar karıştırarak • 2 yemek kaşığı zeytinyağı bir ızgara tavayı kızdırıp somon diliminin pişirin. En son karidesleri küçük • 1 tutam biberiye her iki yüzünü 2-3 dakika kadar pişirip bir tavada çok az yağda 2-3 • Tuz, karabiber tabağa alın ve sıcak tutun. Minik küpler dakika soteleyip risottoya ekleyin. Sos için halinde doğranmış sebzeleri küçük Son bir kez daha karıştırıp sıcak • Kırmızıbiber bir diş sarımsak ve zeytinyağı ile hızlı olarak servis edin. • Ispanak ateşte iki dakika kadar sote edip, soya • Bezelye sosu ekleyerek tatlandırın. Somonları • Yeşilbiber servis tabaklarına alıp sotelenmiş sıcak • Sarımsak sebzeleri hemen üzerine dökerek • Zeytinyağı, tuz sıcak servis edin. 75 GURME CHEF’S İSTANBUL MUTFAK ATÖLYESİ 76 Gülhan Kara hazırladığı yemeklerin servisi için Şişli Kütahya Porselen Plaza’dan Shady serisini seçti. TARÇINLI CEVİZLİ İNCİR TATLISI (2 kişilik) • 12-14 adet kuru incir • 1 kase çekilmiş ceviz içi • 1 tatlı kaşığı tarçın • 2 yemek kaşığı tozşeker • 1 su bardağı su • 2 yemek kaşığı tereyağı Hazırlanışı Kuru incirleri küp küp doğrayıp bir tencereye koyun, üzerine toz şekeri döküp tereyağını ilave edin. Tahta kaşıkla karıştırarak incirler parlayana kadar kavurun. Üzerine bir bardak su ekleyip kapağı kapalı olarak kısık ateşte pişirin. GÜLHAN KARA İLE MİNİ SOHBET Chef’s İstanbul Mutfak Atölyesi’nin ihtiyacımız olan servis takımında neler o ol- ve cevizi serpip soğuyana kurucusu Gülhan Kara Kara, yemeklerinin su su- malı derseniz: Servis edilecek mönüde mönüdeki kadar bekletin. Soğuyunca numunda Kütahya Porselen’i kullanıyor. yemek sayısı ve çeşidine göre tabaklar; rondodan geçirin. Püre haline ‘Sihirli Mutfak’ ve ‘Kriz Mutfağı’ adlı iki uygun çatal, bıçak, kaşık takımı; tuzluk, gelince şekillendirip servis yemek kitabı bulanan Kara, Chef’s İstan- biberlik, peçetelik, yağlık, sirkelik, ek- tabağına yerleştirin. Muz ve bul Mutfak Atölyesi’nde verdiği eğitimle- meklik; su, içki ve meşrubat bardakları portakal dilimleri ile süsleyip rin yanı sıra kendini ‘Mutfak Koçu’ olarak olmalı. soğuk olarak servis edin. tanımlıyor ve gıda, mutfak, yemek konu- Yemeklerin servisinde de servis ara- İsteğe göre dondurma ile de sunda çeşitli kuruluşlara danışmanlık hiz- sındaki sürelere dikkat edilmeli, çok hızlı servis edebilirsiniz. meti veriyor. Gazeteci, gurme ve yemek servis yapılmamalı. Suyunu çekince üzerine tarçın ‘TR85YT42015103790’ Shady serisi yemek takımı, (85 parça) 790 TL. yazarı Gülhan Kara, Kütahya Porselen’i neden tercih ettiğini anlattı. Kütahya Porselen koleksiyonlarını nasıl buluyorsunuz? Yemek kültürü konusunda çok sayıda çalışmaya imza attınız. Yeni hedefleriniz var mı? Hedefim gastronomi alanındaki Kendini sık sık yenileyen modern ta- eğitim çalışmalarıma devam ederken sarımları, şıklığı, kalitesi ve Türk mutfak Türk Mutfağı’na hizmet edecek proje- kültürünü yansıtması sebebiyle Kütahya ler hazırlamak. Bunlar çeşitli yayınlar, Porselen’i her zaman severek kullandım. belgesel veya TV programları olabilir. Başarılı bir servis için neleri ön- Bu hedef doğrultusunda mutfak araş- görürsünüz? tırmalarım ve çalışmalarımı devam etti- ‘Servis’ dediğimiz zaman içine pek riyorum. Bu tip projelerde alt yapı, bilgi çok şey giriyor. Kahvaltıdan çay ve kah- birikimi ve araştırma çok önemli. Chef’s ve servisine, kutlama yemeğinden do- İstanbul Mutfak Atölyesi’nde ev hanım- ğum günü davetine kadar yeme-içmenin larının yeme-içme alanında para kazan- temasına göre servis de değişir. Ancak malarını sağlayacak yeni eğitimlere de klasik ve standart bir yemek masasında çok yakında başlayacağım. 77 SAĞLIK İSMAİL KURAN GÜZELLİĞİN MATEMATİĞİ Estetik, plastik ve rekonstrüktif cerrahi uzmanlığının başarılı isimlerinde Prof. Dr. İsmail Kuran son yıllarda en çok konuşulan estetik yöntemleri anlattı. Yapım Zeliha Köşlü 78 stetik cerrahiyi güzelliğin matematiği olarak tanımla- diğimiz aşırı kilo verilmesini takiben vücut şekillendirme ile ilgili yan Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrah Prof. Dr. ameliyatlarımız çeşitlendi ve kol, bacak, kalça şekillendirmede İsmail Kuran yüzümüzün, vücudumuzun, giyinişimi- olumlu sonuçlar verdi. E zin ve hatta yaşam biçimimizin bir bütün olduğunu vurguluyor. Birbirinin aynı yüzler ve vücutlarla dolaşmanın estetik konusunda Ameliyatlı ve ameliyatsız en yeni estetik cerrahi yöntemleri nelerdir? yanlış bir bakış açısı olduğunun altını çizerken, estetik yaptırmak Ameliyatsız yöntemlerdeki gelişmeler çok hızlandı, ancak isteyenlere, bu işlemleri estetik, plastik ve rekonstrüktif cerrahi hangilerinin gerçekten yararlı ve geçerli olduğunu ortaya koy- uzmanı olduğuna emin oldukları kişilere yaptırmalarını öneriyor. mak plastik cerrahların deneyimleriyle mümkün oluyor. Bunun Estetik cerrahiye yaklaşımınız nedir? nedeni ise teknolojik gelişmeleri ortaya koyan firmaların pazarla- Estetik cerrahiye yaklaşımım, uyumlu güzelliğe katkı sağ- ma bütçelerinin araştırma-geliştirme bütçelerinden daha büyük lamak olarak tanımlanabilir. Yüzümüz, vücudumuz, hatta gi- olması. Özetle, her gün yeni uygulamalar ortaya çıkıyor. Bunların yinişimiz ve yaşam biçimimiz bir bütünün parçalarını oluşturu- arasından ancak yıllar içinde kabul gören ve uygulanması süren yor. Bunların birbiriyle uyumu, ahengi ise bütünün güzelliğini tekniklerin değerli olduğunu söylemek mümkün. Bu anlamda, tamamlayan unsurlar. Ameliyatlı veya ameliyatsız cerrahi uy- laser, ultrason ve radyofrekans uygulamalarının geliştiğini gö- gulamalarda da bütünle uyumu bozmadan güzelleştiren ve iş- rüyoruz. Genellikle, sonuçları abartılsa da bu tekniklerin ilerde levselliğe önem veren bir yaklaşım taşırım. Birbirine benzeyen, geliştirilerek daha iyi sonuçlar sağlayacağına inanıyoruz. Derinin fabrikasyon uygulamaları benimsemem. Kişinin öncelikle bek- sıkılaştırılması ve yüzeyinin tazelenmesinde bu teknolojilerden lentilerini anlatmasını isterim. Bunların ne kadarının gerçekçi yararlanıyoruz. Dolgu ve botulinium toksin uygulamaları ise çok ve uygulanabilir olduğunu kişiyle paylaşırım. y yaygınlaştığından daha geniş alanlarda uygulaya- Hangi yöntemlerle, neler yapılabileceğini özet- b biliyoruz. Yanak çizgisi, elmacık kemiklerinin dol- lerim ve kararları birlikte oluştururuz. Estetik g gunlaştırılması, çene ucunun belirginleştirilmesi cerrahi uygulamalarında en önemli özellik bir i için farklı yoğunlukta dolgu uygulamaları yapıyo- sağlık sorununun söz konusu olmamasıdır. O r ruz. Önümüzdeki iki yıl içinde kök hücrelerle ilgili nedenle istek, beğenmediği bir özelliğiyle ilgili ö önemli gelişmeler bekleniyor. Plastik cerrahların beklentileri olan kişinin kendisinden gelir. Bu b anlamda, diğer branşlara doku sağlamakta bu durumda plastik cerraha düşen ise beklentile- ö öncülük edeceklerini söylemek mümkün. ri anlamak, kişiye önerilerde bulunmak ve en doğru çözümü sunmak oluyor. Örneklemek Estetik yaptırmak isteyenlere neler ö önerirsiniz? gerekirse; burnunda bir değişiklik beklentisi ile Estetik, plastik ve rekonstrüktif cerrahi uz- gelen kişide çene ucunun küçük olduğunun m manlığının tanımını yapmak isterim. Tıp fakül- ortaya konması, göz kapakları için başvuran t tesi, eğitimini tamamlayarak tıp doktoru ünvanı kişinin kaşlarına dönük plan yapılması, göğ- a aldıktan sonra, mevcut yasalarla altı yıl süren bir sünün boyutlarından şikayetçi olanın aynı anda bir dikleştirme eğitim ile tamamlanan bir uzmanlık dalı. İçinde, mikrocerrahiden gereksinimi olduğunun ortaya konulması sayılabilir. yara bakımına, doku aktarımlarından dudak damak yarıklarına Ameliyatlı estetik işlemlerde çoğunlukla hangi yöntemleri kullanıyorsunuz? uzanan detaylı bir eğitim içermekte. Rekonstrüktif cerrahi eğitimi almadan iyi bir estetik plastik cerrah olmak mümkün değil. Ameliyatlı estetik işlemler arasında çok yeni sayılamasa da Bu detayların kamuoyunca iyi bilinmediği kanısındayım. Günü- endoskopinin kullanıldığı girişimleri sayabiliriz. Bu yöntemi alın ve müzde, estetik, plastik ve rekonstrüktif cerrahinin geldiği düzey yüz gençleştirme ameliyatlarında daha çok kullanıyoruz. Alt göz ve gördüğü talep birçok farklı branştan doktorun dikkatini çekti kapağı ameliyatlarında orta yüz bölgesinin askılanması da sık ve bu alana ortak olmak istemelerine yol açtı. Kongreler, semi- gerçekleştirdiğimiz uygulamalarımız arasında. Ultrasonik teknik- nerler, bazı kurslarla bu konuda bilgi edinmeye ve uygulama- lerin kullanıldığı vakumla yağ alma yöntemleri daha iyi sonuçlar lar yapmaya başladılar. Kendilerini, estetisyen, estetik uzmanı, almamıza yardımcı oldu. Meme protezlerindeki jel içeriği daha kozmetik cerrah, kozmetolog gibi müphem tanımlamalar ile ta- yoğun ve hafızası olan yapılarıyla kapsül oluşumunu azalttığın- nıtmaya başladılar. O nedenle, estetik yaptırmak isteyen kişi- dan, sonuçlar daha doğal görünümde oluyor. Ayrıca kalça, bal- lere önerim, bu işlemleri estetik, plastik ve rekonstrüktif cerrahi dır protezi uygulamalarımız da arttı. Özellikle bariatrik cerrahi de- uzmanı olduğuna emin oldukları kişilere yaptırmaları. 79 GÜZELLİK TÜLİN ŞAHİN Makyaj ve bakım sırları Uluslararası top model Tülin Şahin, doğru makyaj yaparak hayatını renklendirmek isteyenlere “Tülin Şahin’den Makyaj ve Bakım Sırları” DVD’siyle deneyimlerini aktarıyor. Yazı Zeliha Köşlü U luslararası top model Tülin Şahin, güzellik sırlarını “Tülin Şahin’den Makyaj ve Bakım Sırları” DVD’siyle paylaşıyor. Tülin Şahin DVD’sinde mak- yaj ve bakım sırlarını izleyiciye uygulamalı olarak aktarırken, Avrupa’nın önde gelen makyözlerinden edindiği makyaj tüyo- mesleğim gereği kazandığım pratikliği paylaşıyorum. Yine de bakımlı olmak için ciddi bir zaman ayırmak gerekmiyor mu? Özellikle öyle bir çaba hiç göstermiyorum. Sağlıklı olduğunuz sürece zaten şık, bakımlı ve sağlıklı görünüyorsunuz. larını da paylaşıyor. DVD, doğru makyaj yapma teknikleriyle Güzelliği nasıl tanımlarsınız? hayatını renklendirmek isteyen kadınlar için rehber niteliğinde Benim için güzel kadın kendiyle barışık olmayı bilen kadın- hazırlanmış. Bu altın kuralları Tülin Şahin’den dinledik: dır. Eksilerini artıya çevirebilen, kompleksleri olmayan, hayata İlk makyajınızı hatırlıyor musunuz? olumlu bakabilen biri zaten güzel görünür. Kendisine yakışanı Modelliğe “full time” başladığımdan beri, yani 18.5 yaşım- giyen, özenti olmayan, bir odaya girdiğinde gülümsemesini bilen dan beri makyaj yapıyorum. kadın, herkes tarafından güzel olarak algılanır. DVD’deki pratikleri özel hayatınıza uyguluyor musunuz? DVD’nizin içeriğinde neler var? Özel hayatımda tıpkı DVD’de olduğu gibi gündüz makyajımı DVD’nin içeriğinde makyaj hileleriyle, olduğunuzdan nasıl beş dakikada yapıyorum. Bir davete gideceksem, gece mak- daha genç görünebileceğinizi, oje sayesinde parmaklarınızı yajımı yapmak sadece 15 dakikamı alıyor. Ben, bu DVD’de nasıl daha uzun gösterebileceğinizi öğreneceksiniz. Bu bilgileri herkesle pratik makyaj yapmanın sırlarını paylaşıyorum. Aslında dört farklı yüz tipinde uygulamalı olarak gösteriyoruz. 80 15 DAKİKADA GECE MAKYAJI •Gece makyajında önemli olan göz ve dudağın vurgulanmasıdır. • Bazınızı yüzünüze güzelce sürün. • Ardından sırasıyla fondöteni ve üzerine transparan toz pudrayı sürün. • Göz makyajına geçerken önce göz altına bolca transparan pudra sürün. • Göz kapaklarına koyu renk far sürün. • Kahverengi farınızı alıp göz kapağının dışından yukarı doğru çıkarak gölgeyi oluşturun. • Koyu renk kahve kalem ile gözaltının sadece yarısına kadar sürün ve üzerine kahve far geçin. • Maskarayı alt ve üst kirpiklere sürün. • Siyah göz kalemi ile kirpik diplerini belirginleştirin. Böylelikle kirpikleriniz daha gür gözükür. • Ardından eyeliner’ınızı sürün ve kaşlarınızı tarayın. • Daha sonra göz altına sürdüğünüz transparan pudrayı büyük bir fırça ile dışarı doğru süpürün. • Saç dibinden başlayarak elmacık kemiklerinizi ortaya çıkaracak şekilde allığınızı sürün. • Son olarak rujunuzu sürün. 7 far farklı bölümden oluşan DVD’de oluş izlemek istediğiniz izlem bölümü bölü seçebiliyorsunuz. seçe GÜNDÜZ MAKYAJI 5 DAKİKADA NASIL YAPILIR? • Makyajı her zaman gün ışığında yapmalısınız. • Fondöten öncesinde makyajın olmazsa olmazı olan baz sürülmeli. Baz, makyajın bütün gün kalıcı olmasını sağlar. • Gözaltına sürülen gözaltı kapatıcınızı tamponlama hareketi ile sürmelisiniz, çekerek ve yayarak sürmeyin. • Morluklar için beyaz kapatıcı kullanmayın, bu büyük bir hata. Çünkü gün içinde morluk, alttan baskın bir şekilde yüzeye çıkar. Bu nedenle beyaz yerine pembe ya da turuncu tonlarında kapatıcı kullanın. • Fondöten üzerine toz pudra sürerek makyajınızı sabitleyin. Özellikle “T” bölgesine büyük önem verin. • Göz makyajınıza başlayın ve farınızı sürün. Göz makyajında en büyük sloganınız ‘karıştır, karıştır, karıştır’ olmalı. Böylelikle iç içe geçmiş renkler çok daha hoş bir görüntü sağlar. • Göz kaleminizi ve maskaranızı sürerek göz makyajınızı tamamlayın. • Allığı sürerken önemli olan çizgi şeklinde sürmek değil, fresh bir görüntü oluşturmak. Cildiniz spordan yeni çıkmış gibi durmalı. Burna çok yakın duran makyaj doğru değildir. Elmacık kemiklerinin üzerine sürmeliyiz. Ardından büyük boy fırça ile tüm yüze geçilmeli ve yüzdeki tüm kemiklere sürülmeli. Özellikle sedefli bir allığı kemiklere sürerseniz çok hoş ışık oyunları oluşur. • Rujunuzu sürün. • En son bir kaş fırçası ile kaşınızın üzerindeki farı ve pudrayı temizleyin. 81 SOSYAL SORUMLULUK NAFİ GÜRAL EĞİTİM VAKFI Ülkemizin kalkınması ve çağdaş medeniyet seviyesine ulaşması için en önemli unsurun eğitimli insan gücü olduğuna inanan Güral ailesi inşa edip, tüm araç ve gereçlerini tamamlayarak Milli Eğitim Bakanlığı’na armağan ettiği Ali Güral Lisesi (1989), Nafi Güral Fen Lisesi (2005), Hediye Güral Ana Okulu (2010) ile eğitim ve öğretime büyük destek sağlıyor. 82 “İnsanların mutluluğu, maddi, manevi ve duygusal zenginlik ortamı içinde yaşamaları ile mümkündür. Bu ortamı yaratacak güç ve inanç, iyi yetişmiş gençlerimizin yüreklerinde ve beyinlerinde mevcuttur. Ailenizin ve Türk toplumunun sizlerden beklentilerini asla unutmayınız.” Nafi Güral K ütahya Porselen, Kütahya Seramik ve Kütahya Am- menlerin ve okulların katıldığı çeşitli üniversite ziyaretleri, gezi, balaj, Kütahya ilinde ve Türkiye’de pek çok okulun seminer ve konferanslar da vakıf aracılığı ile düzenleniyor. Ayrıca bakım, onarım desteğini sağlıyor ve birçok sosyal sorumluluk Nafi Güral başta olmak üzere ülkemizin önde gelen iş adamla- projesine imza atıyor. Sosyal sorumluluk projelerinin en önemli rının, üst düzey yöneticilerin, sanatçı ve gazetecilerin katılımıyla adımı olan Nafi Güral Eğitim Vakfı da 2010 yılında kuruldu. Nafi ‘Kariyer Günleri’ organizasyonu gerçekleştiriliyor. Güral Eğitim Vakfı’nın kurulması ile eğitime yapılan destekler Vakıf kapsamında, Milli Eğitim Bakanlığı ve İl Milli Eğitim kurumsal bir kimliğe kavuştu ve bu kurumsallaşma eğitime ve- Müdürlüğü’nden gelen talepler karşılanarak, ulusal bazda rilen desteğin artmasını, okullara, öğrencilere ve öğretmenlere önemli bir proje olan ‘Gönül Köprüsü’ projesine daha çok ulaşılmasını sağladı. tek veriliyor. 2006 yılında Milli Eğitim Bakanlığı önderliğinde de des- Türkiye Cumhuriyeti yasalarına, Atatürk ilke ve inkılaplarına başlatılan ‘Yaşasın Okulumuz’ kampanyası kapsamında da bağlı kalmak şartı ile çocuk ve gençlerin iyi eğitimli, iyi ahlaklı, Eynegazi İlköğretim Okulu binası Nafi Güral tarafından tama- kültürlü, meslek sahibi, topluma yararlı, ülkesini seven, çevre ve men restore ettirilmiş ve bu kapsamlı restorasyon çalışması doğaya saygılı bireyler olarak hayata atılmaları vakfın en önemli sonucu Eynegazi Köyü adeta yeni bir ilkokula kavuşturulmuş. amaçları arasında. Eğitimle ilgili her konuda kamu yararına fa- Engelliler Derneği başta olmak üzere sivil toplum örgütleri ve aliyetlerde bulunarak, başarılı ve maddi imkanları yetersiz her vakıflarla işbirliği sağlanarak yapılacak yeni eğitim destekleri, seviyedeki öğrenciye nakdi ve ayni yardımlar, kitap, kırtasiye, vakfın imkanları doğrultusunda düzenli olarak devam ediyor. beslenme ve dershane masraflarının karşılanması, engelli öğ- Vakıf, Zafer Kalkınma Ajansı ve Ulusal Ajans işbirliği ile önü- rencilere engelli araçlarının alınmasına destek verilmesi vakfın müzdeki yıllarda daha etkili ve verimli eğitim çalışmaları ger- gerçekleştirdiği çalışmalar arasında. Başarılı öğrencilerin, öğret- çekleştirmeyi hedefliyor. 83 BAYİ ÖZKA ‘Başarı, hayal ettiğimiz hedeflere ulaşmaktır’ Özka Ltd. Şirketi’nin sahibi Onur Kaya genç yaşta başladığı iş dünyasında başarısının sırların anlattı. İnşaat sektörü ile ne zaman ve nasıl tanıştınız? İnşaat sektörü baba mesleğimizdi. 1990’da babam ortaklarından ayrıldı. 1993 yılında Özka Ltd. şirketini kurduk. Banio yapı market fikri nasıl çıktı? İlinizde çok kuvvetli bir rakibiniz var, bu kararı nasıl aldınız ve uyguladınız? Size göre başarı nedir? Sizin başarınızın arkasında neler var? 12 yaşındayken babamın işleri bozuldu. O günün şartlar benim ve kardeşlerimin ticarete atılmasına neden oldu. Aslında ben kendimi çok başarılı görmüyorum. Sadece sistemli ve 2006 yılı sonunda inşaat sektörünün daralmasıyla birlikte düzenli çalışan, başarılı olmayı hayal eden biriyim. Başarı bence perakende sektöründe yeni atılımlar yapmaya karar verdik. Ba- hayal ettiğimiz hedeflere ulaşmaktır. Eğer arkadaşlarımız, dost- nio Yapı Market fikri böyle doğdu. İlk mağazamız çevre yolu larımız bizi başarılı görüyorlarsa bunun arkasında, 17 yıldır kar- üzerinde kuruldu, bu mağazada amacımız kendimizi tanıtmak- şılıklı saygıyla geçirdiğimiz birlik beraberliğimiz ve kardeşlerimle tı. Antalya’daki ikinci şubemizi Uncalı’da açtık. Uncalı şubemiz birlikte yaptığımız istişareler ve ailemizin duaları vardır. bize çok önemli deneyimler kazandırdı. Bu sektörde bir şeyler yaptığımızı gören ciddi rakiplerimizin Bundan sonra ticari yaşamınızda neler hedefliyorsunuz? olması bizim için bir avantajdı aslında. Çünkü yapı market kav- Bundan sonra inşaat sektöründeki toptancılık faaliyetimiz ramını bir şekilde insanlara tanıtmışlardı. Rakiplerin olması satışı Özka şirketimizle devam edecek. 2011 yılında iki mağaza aç- bölen bir faktör olabilir ama firmaların kendisini geliştirmesi açısından çok güzel bir olgu. 2010 yılında radikal bir karar alarak mayı, 2012 yılında mağaza sayısını 4’e çıkarmayı planlıyoruz. Şu an toplam satış alanımız 10.000 m2 alanına ulaştı. 2011 6000 m2 büyüklüğünde bir mağaza açıp Antalya’nın en büyük yılını sıçrama yılı olarak ilan ettik. Banio Yapı Market’te 250’ye yapı marketi olduk. Sadece bu bölgeye değil çevre illere ve yakın personelimiz var. Antalya’nın her noktasına hitap eden bir yapı marketiz. Müşte- Kütahya Seramik markası sizin için ne ifade ediyor? rilerimizin CRM dosyalarına baktığınızda her bölgeden müşteri Başarının en büyük etkeninde tedarikçilerin payını unutma- geldiğini görüyorsunuz, bu çok güzel bir başarı . Müşterilerimiz mak lazım. Bir yola çıktığınızda arkanızda sağlam tedarikçiler bizi rakip olarak nitelendirdiğimiz 15-20 yıllık firmalarla kıyasla- yoksa başarıdan söz etmek mümkün olmuyor. Bizim için şu an maya başladılar. Antalya’nın en iyi marketi olduğumuzu söyle- en sağlam ve güvenilir tedarikçilerimizden biri Kütahya Seramik. miyoruz ama en iyi olma yolunda elimizden geleni yapıyoruz. Çünkü yapı marketin vazgeçilmez unsurlarından biridir seramik. Sistemli, detaylı çalışıyoruz. Bu çalışma, sonucunda başarıyı Yapı market alanında ciddi firmalar ve tanınmış markalarla yola getiriyor zaten. çıkmak bizim için bir avantajdı, onlar bizi önemli yerlere taşıdı. 86 BİZDEN HABERLER Geleceğin mimarları Kütahya Seramik ile mesleğe hazırlanıyor! Kütahya Seramik, seramik sektöründe öncü bir rol oynayarak üniversite-sanayi işbirliği kapsamında Türkiye’de mimarlık ve tasarım alanında eğitim gören öğrencilere, fabrika gezileri ve eğitim programları düzenliyor. Kütahya Seramik, geleceğin mimarları ve tasarımcılarına ra aktarılıyor. Eğitim faaliyetleri kapsamında Kütahya Seramik, yönelik gerçekleştirdiği iletişim faaliyetleri ile öğrencilere mesle- 26 Kasım’da Başkent Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasa- ki bilgi ve deneyim kazandırmayı amaçlıyor. Düzenlenen eğitim rımı Bölümü ve Grafik Tasarım Bölümü, 03 Aralık‘ta Çankaya programı kapsamında; öğrencilere Kütahya Seramik yer-duvar Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi İç Mimarlık Bölümü, seramikleri, sırlı porselen seramik, cam mozaik serileri, yapı 17 Aralık’ta Çukurova Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fa- kimyasalları ve izolasyon malzemelerine ilişkin ürün bilgileri ve kültesi ve Grafik Tasarım Bölümü, 21 Aralık’ta Dumlupınar Üni- bu ürünlerin nerede, nasıl uygulanacağı hakkında uzman eğit- versitesi Seramik Mühendisliği bölümü öğrencileri ve öğretim menler tarafından detaylı bilgiler veriliyor. görevlilerini tesislerinde ağırladı. Programda ürünlerin tüm üretim aşamaları, teknik özellikle- Toplam 225 mimarlık ve tasarım öğrencisinin katıldığı eğitim ri, mimari uygulamalardaki kullanım biçimleri, fabrika teknik gezi faaliyetleri, önümüzdeki yıl Türkiye’de mimarlık alanında eğitim programı, showroom ziyareti ve eğitim sunumlarıyla katılımcıla- veren seçkin üniversitelerle işbirliği içerisinde devam edecek. SU YALITIMI DEYİP GEÇMEYİN… Su yalıtımı içinde yaşanılan ortamların konforlu ve sağlıklı olmasını sağlarken aynı zamanda yapının ömrü açısından da önemlidir. Betonarme sistemlerin içine giren su, çelik donatılarda korozyona neden olur ve donatının taşıyabileceği yük miktarını azaltır. Su yalıtımı bilincini artırmak ve sorunlara doğru ürünlerle doğru çözümler sunmak amacıyla yurt genelinde 2005 yılından bu yana seminerler veren KYK, 2009 yılından itibaren de KYK Eğitim Otobüsü ile en ücra noktalara ulaşarak 17.500 ustaya eğitim verdi. Kurulduğu günden bu yana ürün gamını pazarın ihtiyaçları doğrultusunda geliştirmeye devam eden KYK, ürün gamında bulunan sentetik reçine ve çimento esaslı Megalastic serisi, KYK Su Tıkama Harcı ve KYK Kristalize Su Yalıtım Harcından sonra bitüm esaslı sürme izolasyon malzemesi KYK İzo 2K ve astarı KYK İzo Astar ile de su izolasyonunda ürün gamını güçlendirdi. 88 BİZDEN HABERLER Centilmenler buluştu Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral’a En Gentleman Aile Şirketi Ödülü’nü Dünya Süper Veb Ofset A.Ş. Genel Müdürü Hülya Koç verdi. 2006 yılından bu yana Dünya bünyesinde yayımlanan toplumumuzda birçok değerin çok seçkinci olmasından lüks yaşam dergisi Gentleman’ın 2010 yılı ödül gecesi dolayı kendimi bunların uzağında görüyordum. Gentleman iş dünyasının önemli isimlerini bir araya getirdi. Esma Dergisi centilmenliği soğuk bir kavram olmaktan çıkardı. Sultan’da düzenlenen gecenin açılış konuşmasını Gentle- Sıcacık bir hale getirdi.” dedi. Gecede derginin bugüne man Dergisi Yayın Yönetmeni Feyzan Ersinan Top yaptı. kadar yayımlanan kapakları arasında çeşitli kategorilerde Gecenin onur konuğu olan Bülent Eczacıbaşı’na “Yaşam Gentleman ödülleri sahiplerini buldu. Kütahya Porselen Boyu Gentleman Onur Ödülü” verildi. İş Bankası Genel iş dünyasının saygıdeğer isimlerinin bir araya geldiği bu Müdürü Ersin Özince geceye özel yaptığı konuşmada “Ben gecede “En Gentleman Aile Şirketi” olarak ödüllendirildi. ii ik ibirl m a r e S hya ar Hür D, Küta karahis n o fy HÜRSA A e il i’nin Seramik Derne r a la y h m a ta Kü Ad lduu iler ve nlemi o e z ü d Sanayic a inde ) ortakla 10 tarih 0 D 2 A S m R s Ü (H , 27 Ka t Otel’de toplant al Resor m r e T yet lu rak faali Oruço la r o a l is h a a n r D’a b ahhitin Afyonka i. HÜRSA ve müte d il is r d ti e n e h le h p ü gerçek ik d ce imar, m m m a r 5 e 1 S 1 zza cam Kütahya gösteren leri, Bre lantda ik p m to a r e s serissi, katld ersatile i, havuz r V le , r m la te ki n o sis ülerinde koleksiy lç ö m c Yap , 60x60 Kütahya 6x33 cm 6 e , v r m c la 0 o d. r 100x5 ri tantl selen ka le r n o ü p r l ü r s allar olasyon kimyas ar ve iz p ll a a y s , a y ik aki Kim aplard ra seram y a l in c in m r l nle er Kat syon ürü mli teknik bilgil ve izola e n d ö rlld. in an akta na ilik r d n la f a a r m ler ta uygula eitmen uzman 90 BİZDEN HABERLER Global Giriimcilik Haftas kapsamnda, Ankara Sanayi Odas’nda 8 Kasm 2010’da gerçekletirilen toplantya Türkiye Kadnlar Dernei Bakan Yardmcs Sema Güral da konumac olarak katld. Ankara Sanayi Odas toplantsnda, Kadn Giriimciliin Arttrlmas Destekler ve Rol Modeller konusunda öretici konumalara sahne oldu. Sema Güral Sürmeli’nin tecrübelerini paylat toplantnn dier katlmc konumaclar öyleydi: Aynur Bekta (Türkiye Odalar ve Borsalar Birlii Kadn Giriimciler Kurulu Bakan), Prof. Dr. Üstün Dökmen, ebnem Karasu Cattanach (Endeavor Dünya Giriimcisi) Sema Güral Sürmeli. Ünlü yöneticiler EDUPLUS "9. Yönetim Zirvesi"nde buluştu Eğitim sektörünün lider firmalarından EDUPLUS, 24 Kasım-2 Aralık 2010 tarihleri arasında İstanbul Sheraton Maslak Otel’de gerçekleştirdiği "9. Yönetim Zirvesi" ile iş ve siyaset dünyasından önemli konuşmacıları bir araya getirdi. İş dünyasının yakından takip ettiği zirve ve konferanslar zincirinin son halkası "9. Yönetim Zirvesi", 20’yi aşkın konuşmacı, 3 panel, 5 ana oturum ile Türkiye’de liderlere yönelik en kapsamlı zirve oldu. Zirvede, geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da iş ve siyaset dünyasından üst düzey yöneticiler, çok önemli konuşmacılar ve konular yer aldı. Zirve, konuşmacı ve katılımcıların yüksek profili ve dinamik yapısı ile konusunda Türkiye’nin en önemli zirvesi olma özelliğini taşıyor. “Müşteri Memnuniyeti ve Tercihinde Lider Olmak” , “Yeni Çağın Yönetici Modeli: Teknoloji, Değişim ve Bilgi Yönetimi”, “İş Dünyasında Başarının Anahtarı! Kurumsal Yönetim İlkeleri İle Başarıyı Yakalamak” başlıkları altında düzenlenen özel oturumları, ana oturumlar, özel bir söyleşi ve forumlar izledi. İşletmelerde modern yönetim ve organizasyon uygulamalarının yaygınlaşmasına ve başarılı yöneticilerin sayısının artmasına katkı sağlayan zirveye, Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral da konuşmacı olarak katıldı. “Sektör Lideri Nasıl Olunur? Rekabet Ortamında Büyüme ve Yönetim Stratejileri” başlıklı forumda konuşan Güral, engin tecrübesini, iş dünyasının profesyonelleri ve gelecek vaat eden yönetici adayları ile paylaştı. Güral Sapanca Wellness Park ISO 9001: 2008 Otel ve Spa İşletmeciliği belgesi aldı. Güral Sapanca Wellness Park Otel, Kalite Yönetim Sisteminin, Kalite Standardı gereklerine uygunluğu, DEKRA Sertifikasyon A.Ş. tarafından değerlendirilip onaylandı. 92 BİZDEN HABERLER Otokros rüzgarı ürkiye Otokros Şampiyonası’nda 2010 sezonu 4-5 sembolik start alarak başladı. 26 Aralık Pazar sabahı VIA/PORT Aralık tarihlerinde, Eskişehir Otomobil ve Motorsporları Özel Seyirci Etabı ile güne başlayan ekipler Riva ve Cumhuriyet T Kulübü (ESOK) organizatörlüğünde ve Kütahya Yapı Kimyasal- etaplarını da ikişer kez geçerek finişe geldiler. ları sponsorluğunda, Sazova’da inşa edilen otokros pistindeki Şampiyona’nın ilk yarışı 27-28 Kasım tarihlerinde düzenlen- yarışla tamamlandı. Cumartesi günü mahalli yarışa ev sahipliği miş ve ilk yarışın galibi Mitsubishi ile yarışan Menderes Okur- yapan parkurda pazar günü ise ulusal şampiyona yarışmaları- Aras Dinçer ikilisi olmuştu. Aralık ayının ilk haftası yapılan ikinci nın 2010 sezonundaki son ayağı gerçekleştirildi. Öte yandan yarışta Fiat Grande Punto pilotu Ünal Şenbahar–Cem Bakan- ilk gündeki güneşli ama serin hava pazar günü yerini sağanak çocukları podyumun ilk basamağında yer aldı. Son yarış kıyası- yağmura bırakırken altı kategoride 20 yarışmacı Eskişehirlilere ya bir şampiyonluk mücadelesine tanık oldu ve iki Tok Sport pi- unutulmaz bir gün yaşattı. Yarışlar sonucunda; Kategori 1’de lotu arasındaki bu mücadelenin galibi, yarışı ikinci sırada bitiren Sinan Saatçi, Kategori 2’de Buğra Banaz, Kategori 3’te Emre Menderes Okur-Aras Dinçer oldu. 3. ve son yarışın galibi Murat Zümrüt, Kategori 4’te Halim Ateş, Kategori 5’de Erkan Güral, Bostancı-Bahadır Gücenmez olurken Ünal Şenbahar 5. Etapta Kategori 6’da da Egemen Çivicioğlu ilk sırada yer alan isim- yarış dışı kaldı ve şampiyonayı ikinci sırada tamamladı. Yarışın ler oldular. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti İstanbul Ralli lideri Murat Bostancı aynı zamanda Gençler Birinciliği’nin de Şampiyonası’nın 3. ve son yarışı 25-26 Aralık tarihlerinde İstan- galibi oldu. Podyumun son basamağında ise Mitsubishi EVO bul Otomobil Sporları Kulübü (İSOK) tarafından organize edildi. pilotları Hakan Kargın-Burçin Korkmaz ikilisi yer aldı. Soğuk ve zorlu hava koşullarına karşın yarış, 25 Aralık günü VIA/PORT Alışveriş Merkezi içerisindeki Gençlik Meydanı’nda 94 55 otomobilin kayıt yaptırdığı yarışta 53 otomobil start aldı ve 32 otomobil finişe ulaştı. KONUKLARIMIZ Güral Sapanca Wellness Park’ta unutulmaz yılbaşı ılların yenilediği Türk pop müziğinin dev ismi Y ‘Nükhet Duru’, 2010’u 2011’e bağlayan o özel gecede, Güral Sapanca Wellness Park’ta sahne aldı. Sanatçı, Emanet adlı son albümünden şarkıların yanı sıra pop, caz, rock, türkü ve geçmişten günümüze en sevilen şarkılarından oluşturduğu repertuarıyla müzikseverlere unutulmaz saatler yaşattı. Yılbaşı akşamı birbirinden özel tatlardan oluşan açık büfe akşam yemeği ile başlayan gece, otelin Balo Salonunda renkli bir kutlamayla sona erdi. Eski başbakanlarımızdan Mesut Yılmaz ve eşi Berna Yılmaz, Galatasaray Spor Kulübü eski yöneticilerinden Abdürrahim Albayrak’ta yılbaşına Güral Sapanca’da girdi. G Güral Harlek bugüne kadar çok sayıda b bakanı, milletvekillini, iş adamını ve sanatçıyı a ağırladı. Geçtiğimiz ay Devlet Bakanı ve B Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ta Güral H Harlek’in konukları arasındaydı. 96 BULMACA Tereke Yemekli toplantı Yapımı devam eden yeni otelimizin adı 7 Gümüşün simgesi 11 23 Çözüm anahtarıyla birlikte Eser Çetintaş adına göndermeniz rica olunur. 29 Danslı sahne gösterisi Kakao ile yapılan tatlı yiyecek Adres: Taps Ajans, Atatürk Bulvarı 43001, Kütahya Tel: (0274) 225 15 16 Ayaklarından biri kısa olan 28 Rütbesiz asker Yoksul Olağanüstü durum Satrançta bir taş Lak Nitelikli 26 Hazırlayan Ali Bakın Eğitim vakfımızın adı “.com” (Çikolata sipariş sitemizin adı) Bulmacam›z› doğru yanıtlayan okurlarımız, Kütahya Porselen’den sürpriz armağanlar kazanacaktır. Eskiden Kazaklarda reis Avrupa’da bir halk Bademden yapılan bir şerbet Çıplak resim Evde beslenen küçük hayvan 17 20 Aktinyumun simgesi 27 Avrupa’da bir nehir Müzekker Askerin su kabı Ağızlık Suyu başka yere akıtmak için yapılan düzenek Toprakla ilgili, berri Bir uslamlama yöntemi, kıyas Asya’da bir ülke Bir et yemeği 8 Bir yapının döşenmesine yarayan her türlü eşya 16 Geri çevirme Manevi bakımdan Kiloamperin simgesi Kapuz, kısık Dil Başkanlık Radyumun simgesi Eski Mısır’da bir tanrı Tuzak 1 Muhbir Kekeç 21 Baston Kulak iltihabı Orkestrada vurmalı çalgı takımı 12 Kalın kumaş Kütahya Porselen’in bir yemek takımı Türk Malı’nı simgeler Müstahkem mevki Kir 6 10 Kütahya Porselen’in bir yemek takımı 2 Yiyecek Afiş 18 Örnek Batarya Dokumacılıkta kullanılan çok ince, parlak tel Patlayıcı bir madde Büyük korku, ürkü Arak Basit Kıta Erkekte cinsel güçsüzlük Kütahya Seramik’ten yaratıcı bir koleksiyon Protein sentesine yarayan bir asit türü 19 İri dişli bir törpü Verme, ödeme 22 Kafkasya’da bir halk Enli çember Bir şart eki Gizler, sırlar 15 24 Rutubet Akıtma Desimetrenin simgesi Ekvator kuşağındaki geniş çayırlar Gece bekçisi Rusya’da bir ırmak 3 Bağışlama Bobin Aşı boyası Eş, koca Bir tembih sözü Bir nota 13 ANAHTAR CÜMLE 98 Posta Kutusu’nun kısa yazılışı 1 2 3 4 5 6 7 8 9 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 10 11 22 23 24 9 5 KYK izolasyon astarının adı Karakter 25 Milattan Önce’nin kısa yazılışı Notada durak işareti Bir şeyin temel öğesi Büyük, yetişkin 25 26 27 28 29 Bir kuvvet komutanlığı İstanbul Sanayi Odası’nın kısaltması Bir nota Bir işi yapma Birleşik Arap Emirlikleri’ni simgeler Üstün, çok iyi 14
Benzer belgeler
eçtik. Yazı Zeliha Köşlü, Fotoğraflar İsa Arslan
kadar müthiş bir Avrupa tarihi anlatısını da kaleme alıyor. Tüm
Kütahya Porselen`in gençlik konseptli ürünleri, gençlere
dış etkenlerden koruyan ambalajın tarihi