PDF SAYI 42 Hessen
Transkript
PDF SAYI 42 Hessen
42. sayi sayfalar hessen 08.02.2010 13:50 Uhr Haiti yýkýldý / Ýnsanlýk yýkýlmasýn Seite 1 Sayfa: 8`de IGMG Hac ve Umre Gmbh Genel Müdürü Hakký Çiftçi Sayfa 23`te Hessen`de Kur`an-ý Kerim Yarýþmasý Finali Hac ve Umre MÝLLÝ GÖRÜÞ ile yapýlýr Nürnberg`de Maide-i Kur`an Programý IHH`dan Haiti`ye yardým çaðrýsý Sayfa 18-19`da Sayfa: 15`te Din, Dil, Kültür Farklýlýklarýmýzý Zenginlik Kabul Edip Bulunduðumuz Yerde TAHAMMÜL ÝÇERÝSÝNDE BÝRLÝKTE YAÞAMAK Üç Baþbakan Bir Cumhurbaþkaný Fatih AKSAY Sayfa 22`de Sayfa 9`da Mahmut TOPTAÞ Sahifeler Ninova-1 Namaz ve Kimlik Camilerde Radikalleþme mi dediniz? Selma ÖZTÜRK Hulusi ÜNYE Sayfa 13`te Sayfa 5`te Mahmut AÞKAR Bir Ýnsan Ýnþa Etmek 29 Sayfa 11`de “Ýnkar” Serüvenleri Sayfa 27`de Hastalýðý Hacarabýn Mustafa YENEROÐLU Umreye Giden Gençler Avukat Nalan SÖNMEZ Sayfa 21`de Asrýn M.Salih AYDIN Sayfa 29`da Sayfa 7`de Dr. Yusuf IÞIK Avukat Tutmaya gücüm yok ya da var mý? 42. sayi sayfalar hessen 08.02.2010 13:50 Uhr Seite 2 42. sayi sayfalar hessen 08.02.2010 13:50 Uhr editörden Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat 15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431 3 Sinan AKTÜRK hasbihal Sevgili dostlar! Bu sayýmýzla birlikte sizinle olan beraberliðimizin 7 yýlýna ulaþmýþ bulunuyoruz. Dilekolay tam 7 senedir Almanya gibi bir yerde yerel bazda her türlü imkansýzlýða raðmen aylýk bir gazete çýkarabilmek. Hem bulunduðunuz ülkenin þartlarýný gözönüne alýp hem de insanýmýzýn sýkýntýlarýna çareler bulma noktasýnda bir yayýn politikasý izlemek ve bunun sonucu maddi imkansýzlýklar içerisinde bir gazete çýkarabilmek. Ýnanýn siz kýymetli okuyucularýmýzýn manevi destekleri olmasa bu gazeteyi ayný þevk ve heyecanla çýkarmamamýz mümkün deðil. Bugüne kadar verdiðiniz destekten dolayý teþekkürlerimizi sunuyoruz. Gazetemizi çýkarýrken zaman zaman umutsuzluða düþtüðümüz oluyordu. Ama Allah`a þükürler olsun ki her daraldýðýmýz zamanda hiç ummadýðýmýz yerlerden bizlere kapýlar açýlýyordu. Türkiyedeki klasik tabirle Mehter Takýmý gibi iki ileri bir geri temposunda gazetemizin yayýn hayatýný devam ettirmeye çalýþýyoruz. Bizim bazý gazeteler gibi hem Alman resmi makamlarýndan ve hem de zaman zaman Türk resmi makamlarýndan destek alma gibi bir lüksümüz olmadý. Bunun olabilmesi için de birilerinin borusunu öttürmek gerektiðini bilmek lazým. Biz inandýðýmýz deðerler için bu çalýþmayý yaptýðýmýzdan dolayý birilerinin borularýný öttürmemiz mümkün deðildir. Bu tür çalýþmalar, idealimz olmasa yapýlabilecek ve altýndan kalkýlabilecek çalýþmalar deðildir. Biz Impresium Künye Seite 3 Ýdealizm ve “Hayat” yetiþtiðimiz yerlerden aldýðýmýz terbiye ve idealle bu çalýþmayý yapmaya devam ediyoruz. Burada bu vesileyle 38. kuruluþ yýldönümünü kutlayan Milli Gazete`ye ve çalýþanlarýna tebriklerimizi iletmek istiyoruz. Almanya Mili Gazete`de çok kýymetli, rahmetli Malik Akbaþ abi döneminde çalýþma imkaný bulduk. Türkiye`de de yine Milli Gazete`nin fahri muhabirlerinden biri olarak görev yapan elemanlarýndandýk. Bizler; bir mektep olan Milli Gazete`de yetiþmiþ ve onun idealleri doðrultusunda gazetecilik yapmaya çalýþan idealist insanlarýz. Ve biliyoruz ki bizim gibi bu mektepte yetiþen idealist insanlar olduðu müddetçe haklýnýn sesi daha gür çýkacaktýr. Sevgili dostlar yeni bir yýla girmiþ bulunduðumuz bu günlerde Almanya`da pek çok yönden degiþik olaylar yaþanmakta. Özellikle 2009 senesinde yaþanan global ekonomik kriz Almanya`yý derinden etkiledi. Derinden etkiledi ama etkilenenler maalesef halk kesimi oldu. Geçen senenin mali portrelerine baktýðýmýzda Alman ekonomisi ihracat fazlasý verirken buna mukabil içerideki ekonomik göstergeler iyi görünmüyor. Özellikle finans sektöründe yaþanan olaylarý kimsenin anlamasý mümkün deðil. Kimin eli kimin cebinde belli deðil. Bir bakýyorsunuz büyük bir finans þirketi batýyor ama isim deðiþtirip baþka bir firma oluyor vs. Sanki birileri kuþa bak deyip bir zamanlar Türkiye`de yapýldýðý gibi arkadan hayat tabiri caiz ise malý götürüyor. Ama ne hikmetse olan yine halk kesimine oluyor. Almanya`da halkýn harcamalarý en alt seviyelere kadar indi. Artýk insanlar temel ihtiyaçlarýnýn haricinde alýþ veriþ yapamaz hale geldi. Her ne kadar büyük maðazalar cazip alýþ veriþ imkanlarý sunsalar da insanlarýn buna ilgisi oldukça az durumda. Bu þekilde giderse Almanya`da 2010 senesi oldukça zor geçecek gibi görünüyor. Buna bir de özellikle göçmenler üzerinde uygulanan bir nevi görünmez baskýlar da eklenince; bu kesim için Almanya artýk yaþanamaz bir hale geldi. Cami aramalarýndan tutun da, oturumlarýn verilmesindeki uygulamalara, iþsizlik parasý bahanesiyle bu kesimden insanlara reva görülen uygulamalara kadar pek çok uygulama göçmenleri adeta canýndan bezdirdi. Bu da yetmezmiþ gibi bazý Eyalet yöneticilerinin özelikle Harzt 4 ile alakalý açýklamalarý insanlarý çileden çýkaracak boyuta geldi. Tamam bu konuyu istismar edenlere karþý bu tür önlemler alýnmasý gerekli ama bunu genellemek bizce yanlýþ bir tutum. Bu tedbirleri alýrken Almanya`daki kamu kesimindeki israflara da bir tedbir alýnabilir. Bu tedbirlerin ekonomiye oldukça büyük katký saðlayacaðý kanaatindeyiz. Sevgili dostlar! Almanya`da bazý eyaletlerde Uyum Meclisi Seçimleri yapýlacak. Özellikle Þubat ayý içerisinde yapý- Yayýn Kurulu Cengiz Þahbaz, Aylýk Ücretsiz Gazete Dr. Yusuf Iþýk, Sinan Aktürk, 15 Ocak/15 Subat 15 Januar/15 Februar 2010 Safer 1431 Bilal Demiroðlu, Aydýn Ersoy, Fikret Ekin, Murat Ýleri, M. Salih Aydýn Sahibi ve Genel Yayýn Yönetmeni Sinan AKTÜRK Mahmut Aþkar, Gazetemizde Yayýnlanan Yazýlarýn ve Reklamlarýn Ýçeriðinden Sorumlu Deðiliz. lacak seçimlere insanýmýzýn gereken önemi verdiðini sanmýyoruz. Bu seçimlerde seçilecek bizlerin temsilcileri yerel yönetimlere bir nevi danýþmanlýk yapacaklar. Maalesef bu zamana kadar yapýlan bu seçimlere insanýmýzýn ilgisi oldukça az oldu. Ýnþallah bu seferki seçimlere ilginin daha çok olmasýný diliyoruz. Gazetemizin sayfalarýnda bu seçimlerle alakalý röportajlarý bulabilirsiniz. Malumunuz Haiti`de büyük bir deprem oldu ve yaklaþýk 150 bin insan hayatýný kaybetti. Özellikle Uluslararasý Ýnsani Yardým Teþkilatý IHH`nin Haiti için düzenlediði yardým kampanyasýna katýlmanýzý tavsiye ediyoruz. Tabi sadece IHH`nýn deðil, düzenlenen tüm yardým kampanyalarýna imkan dahilinde katýlmanýzý tavsiye ederiz. Çünkü mazlum ve maðdur olan kim olursa olsun insanlýk deðerleri bunu gerektirir diye düþünüyoruz. Bu vesile ile Cenab-ý Allah çalýþmalarýmýzý bereketlendirsin, þuurlandýrsýn. Çalýþmak bizden baþarý Allah`tandýr. Allah`a emanet olun. Not: Kýymetli büyüðüm Dr. Yusuf Iþýk Bey`in Hanýmý bir ameliyat geçirmiþtir. Yenge hanýma geçmiþ olsun dileklerimizi sunuyoruz. Cenab-ý Allah acil þifalar versin diyoruz. Yine kýymetli büyüðüm Mehmet Ateþ Bey`in hanýmý bir rahatsýzlýk geçirmiþ ve hastanede tedavi görmüþtür. Yenge hanýma geçmiþ olsun dileklerimizi sunuyoruz. Cenab-ý Allah acil þifalar versin diyoruz. Merkez Königsbergerstr. 16 . 61169 Friedberg Tel: 06031-162411 Fax: 06031-738644 E-Mail: [email protected] Web: www.hayatonline.eu Basýldýðý Yer: Sunprint GmbH Offenbach 42. sayi sayfalar hessen 08.02.2010 4 “ Die Zeit” gazetesi tarafýndan Emnid Araþtýrma Enstitüsü’ne yaptýrýlan anket, Türk veya Alman pasaportu taþýsýn Almanya’daki Türk kökenlilerin Yahudi soykýrýmýný kendi meseleleri gibi algýladýklarýný ortaya koydu. Ankete katýlanlarýn yarýsýnýn “Yahudi soykýrýmýný Almanya’da yaþayan herkesin meselesi” olarak gördükleri, sadece yüzde 15’inin bu olayý sadece Alman kökenli vatandaþlarýn görevi olarak gördüklerini ortaya koydu. Almanya’da yaþayan Türk kökenlilerin yüzde 46’sý kendilerinin Yahudi soykýrýmý ile ilgilenmeleri gerektiðini açýkça ifade ederken, yüzde A vrupa Adalet Divaný (AAD), Almanya’da eðitimini tamamlamýþ fakat ailesi Türkiye’ye dönüþ yapmýþ kiþilerin Almanya’da meslek sahibi olan çocuklarýnýn ülkede oturum haklarýnýn olduðuna karar verdi. Lüksemburg’da bulunan Avrupa Adalet Divaný’na giden davacý Türk kýzý, 14 yaþýna kadar Almanya’da yaþadýktan sonra ailesiyle birlikte kesin dönüþ yapmýþtý. Türkiye’de lise ve üniversite eðitiminden sonra 1999 yýlýnda Almanya’ya geri dönerek yüksek öðrenimini burada sürdüren Türk kýzý, üniversiteyi bitirdikten sonra 2005 yýlýnda oturma izni baþvurusunda bulun- B ochum Üniversitesi’nde bir araþtýrma ekibi Johannes von Segovia’ya ait Latince Kur'an çevirisinden parçalara ulaþtý. Ortaçaðdan kalma bu eserin parçalarýnýn bulunmasý bilim dünyasýnýn dikkatlerini üzerine çekti. Juan de Segovia (Johannes von Segovia) ve Ýsa Gidelli tarafýndan yapýlan Arapça-Ýspanyolca-Latince tercüme çalýþmasýnýn kayýp olduðu biliniyordu. Geçtiðimiz günlerde bu çalýþmaya ait olduðu düþünülen bazý kýsýmlarýn, Bochum Üniversitesi'nden bir grup araþtýrmacý tarafýndan bulunarak çözüldüðü bildirildi. Alýnan bilgilere göre Salamanca Üniversitesi'nde profesör olarak çalýþan konsil bilgini Juan de Segovia (1393–1458), Kilise ile çalýþ- 13:50 Uhr Seite 4 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat 15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431 “Yahudi soykýrýmý Almanya’da yaþayan herkesin meselesi” 68’in soykýrým hakkýnda “çok az” veya “hiç birþey” bilmediklerini, yüzde 31’i ise konu hakkýnda “çok þey” bildiklerini ifade ettiler. Bununla beraber ankete katýlýnlarýn üçte ikisi bir anma yeri, Yahudi müzesi veya soykýrým anýtý ziyaret etmediklerini belirttiler. Lise mezunu veya okul bitirmiþ olanlarýn yaklaþýk yüzde ellisi bu tür bir yerde bulunduklarýný belirttiler. Anketten çýkan diðer bir sonuç Türk kökenli vatandaþlarýn soykýrým maðdurlarýna yerine kendilerini koyarak üzüntü duyduklarý. Bununla beraber anket katýlýmcýlarýnýn yarýsý Almanya’da, yurtdýþýn- da böyle bir þeyin tekrar olmasýný ihtimal dýþý olarak görüyor. Katýlýmcýlar ayrýca “bugün Almanya’da yaþayan Türkler Yahudileri soykýrým öncesi yaþadýklarýný baskýyý yaþýyorlar” düþüncesi konusunda, sadece yüzde 15 oranýnda “çok doðru” veya “kýsmen doðru” yorumunu yaparken, yüzde 20’si “kýsmen yanlýþ, yüzde 58’i ise “tamamen yanlýþ” yorumunda bulunuyor. Kesin dönüþ yapan iþçilerin çocuklarýna oturum hakký muþtu. Baþvurusu, Berlin Eyaleti tarafýndan, “Türkiye ile imzalanan 1/80 Ortaklýk Konseyi Kararý uyarýnca, sadece Almanya’da ikameti devam eden Türkler’in çocuklarýnýn Almanya’ya gelme haklarýnýn bulunduðu, kesin dönüþ yapmýþ olan ailelerin çocuklarýnýn bu kapsamda bulunmadýðý” gerekçesiyle reddedilmiþti. Ancak Türkiye ile AB arasýndaki Ortaklýk Sözleþmesi’nin, bir Türk iþçinin çocuklarýna, ebeveynleri üç yýldan daha fazla bir AB ülkesinde yaþadýysa, meslek eðitiminden sonra oturma izni hakký tanýdýðýna dikkat çeken mahkeme, þu kararý verdi: “Bu hak, çocuk 14 ya- þýnda Almanya’yý terk etmiþ olsa ve 10 yýl sonra üniversite eðitimi için yeniden Almanya’ya gelmiþ olsa dahi, saklýdýr. Çocuklar, örneðin aileleri ile birlikte daha çocukken Türkiye’ye dönmüþ olsalar dahi, Almanya’da bir eðitim yapmýþ olmalarý halinde, ilerde Almanya’da sürekli yaþayýp çalýþabilmeliler. Çocuklarýn hakký, ebeveynlerinin gerçekten de hala Almanya’da yaþayýp yaþa- Ortaçaðdan kalma Latince Kur'an çevirisinden parçalar bulundu malarýnda ilerleyemeyince bir manastýrda inzivaya çekilerek memleketi Ýspanya’da tanýþtýðý Ýslam dini üzerine araþtýrmalar yapmaya baþlamýþtý. Büyük eseri “Ýslam’a karþý manevi haçlý seferi hakkýnda” isimli kitabýný hazýrlarken elinde bulunan Latince Kur'an tercümesinin yetersiz ve çoðu yerlerin de yanlýþ olduðunu gören Juan de Segovia Kur'an'ý Latince ve Ýspanyolca'ya yeniden tercüme etmeye karar vererek, fýkýh ve Kur'an âlimi Ýsa Gidelli ile birlikte Kur'an'ý Ýspanyolca ve Latinceye tercüme etmiþlerdi. Her ikisi de hazýrladýklarý tercümenin birer nüshasýný memle- ketlerine götürmüþler, fakat daha sonra iki nüsha da ortadan kaybolmuþtu. Joan de Sagovia eserlerini miras olarak Salamanca Üniversitesi'ne gönderdiyse de, eserlerin buraya ulaþýp ulaþmadýðý konusunda bir bilgi bulunmuyor. Daha sonra da eserin izine rastlanýlmadýðý belirtiliyor. Bochum Üniversitesi araþtýrma grubundan Reinhold Glei, Hristiyanlarýn o tarihlerde Ýslam’la diyalog istenmediðinden dolayý, Ýslam hakkýnda yazýlan þeylerin ve Latince Kur'an-ý Kerim tercümesinin de yok edilmiþ olabileceðini tahmin ediyor. Bochum Üniversitesi ekibinden Reinhold Glei ve Ulli Roth’un araþtýrmalarýna göre, Juan de Segovia’nýn Ýsa Gideli ile birlikte yaptýðý Latince Kur'an çevirisinin bir nüshasýný Papa II. Pius’a gönderdiði, ancak o sýrada yeni bir haçlý seferine hazýrlanmakta olan haber Öte yandan Filistin konusunda “Almanlar bugün Yahudi soykýrýmý meselesi ile daha az, bunun yerine Ýsrail’in Filistinlilere yönelik politikalarý ile daha fazla ilgilenmeliler” düþüncesini ankete katýlanlarýn yüzde 53’ü onaylarken, yüzde 14’ü “kýsmen yanlýþ”, yüzde 17’si ise “tamamen yanlýþ” buluyor. Anketi gerçekleþtirenler Bernd Ulrich, Özlem Topçu ve Heinrich Wefing’in anketten çýkardýklarý sonuç ise, Almanya’da yaþayan Türkler “Soykýrým maðdurlarýnýn acýsýný paylaþýyorlar, ancak bu onlarýn Ýsrail’i doðrudan kabullenmeleri anlamýna gelmiyor”. mamalarýna baðlý olamaz.” Türkiye ile AB arasýndaki Ortaklýk Sözleþmesi 1/80 entegrasyona katký saðlamalý Bu baðlamda Avrupa Adalet Divaný’nýn kararýný deðerlendiren uzmanlar, federal hükümetin entegrasyon politikalarýnda tutarsýzlýklar olduðuna dikkat çektiler. Federal hükümetin ortaklýk sözleþmesindeki maddeleri Türk akademisyenlerin aleyhine yorumlanmasýnýn anlaþýlýr olmadýðýný, bir yandan yabancý akademisyenlerin peþinde koþulduðu, diðer taraftan ise Türk akademisyenlerin iþlerinin zorlaþtýrýldýðýný ifade ettiler. Papa II. Pius’un, Juan de Segovia’nýn barýþ çalýþmalarýný görmezden geldiði belirtildi. Bochum Üniversitesi'nden Reinhold Glei ve Freiburg Üniversitesi'nden Ulli Roth, Juan de Segovia’nýn o dönemde kaleme almýþ olduðu “Ýslam’a karþý manevi haçlý seferi hakkýnda” isimli eserine Latince Kur'an tercümesinin uzun bir kýsmýný þerh olarak yazdýðýný, ancak bu þerhin þimdiye kadar hiç kimsenin dikkatini çekmediðini belirterek bu metni bularak çözdüklerini açýkladýlar. Þimdi deþifre edilen bu örnek metinlerin incelenerek, Juan de Segovia ve Ýsa Gidelli’nin üç dilde hazýrladýklarý Kur'an-ý Kerim’i tercüme ederken nasýl bir yol ve metod takip ettiklerinin tespit edilebileceði kaydedildi. 42. sayi sayfalar hessen 08.02.2010 dosya B Seite 5 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir Mahmut AÞKAR “Zaman sana uymazsa, sen zamanla savaþ!” (Muhammed Ýkbal) ir insan inþa etmek; bir dünya kurmaktan baþka ne olabilir... Çaðýn hükümran ideolojileri arasýndaki sýnýrlar, ferdî deðerler bazýnda o derece küçüldü ki, neredeyse kaybolma noktasýna geldi. Bu sebepten dolayý, ideolojilerin þekillendirdiði insanlar arasýnda da, hayata bakýþ açýsýndaki veya dünyayý algýlama biçimindeki farklýlýklar olabildiðince azaldý. Bu manâda bir sosyalistle bir kapitalistin, hatta Batý tipi bir muhafazakârýn, günlük hayat çizgisi arasýnda sapmalardan daha çok örtüþmeleri görmek mümkün. Çaðdaþ insan için iki yol var: Tek tip kýyafet gibi düþüncede alabildiðine bir yeknesaklýk hâkimiyeti ve siyasette olduðu kadar, kültürde de farklýlýðýn ve etkinliðin miktarýný kendisi ayarlayan böylesi renksiz, cansýz ve monoton bir dünya düzenine tabi olmak veya olmamak... Olmazsanýz; dýþlanacak, ötekileneceksiniz. Olursanýz; sýradanlaþacaksýnýz: Tükettiðiniz kadar ve tükettiðinizin kalitesinde muamele göreceksiniz. Burada sizin ne düþündüðünüze deðil, ne tükettiðinize ve ne kadar tükettiðinize bakýlarak karara varýlýr: Ya onlardan yana, ya da deðilsiniz... Düþünen insan için üçüncü bir yol daha var: Öze dönmek; kendisi gibi olmak... Bu oluþ, ne çöle kaçarak, ne de daða çýkarak olur. Hayatýn içinde bir hayat, düzenin içinde bir düzen ve dünyanýn içinde bir dünya yaratmak için; toplumun içinde bir fert inþasýna baþlamakla olur. Suya bir taþ, ardýndan bir taþ, bir taþ daha atar gibi, kalabalýklarýn içine bir insan, ardýndan bir insan ve bir insan daha atmak... Ve suya düþen taþlarýn daireleri birbiriyle kesiþerek kýyýya kadar yüzeyi kaplamasý gibi, kalabalýklarýn 13:50 Uhr hayat [email protected] 15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431 Bir Ýnsan Ýnþa Etmek... Þayet siz kendi evladýnýzý eðemez, bükemez, yontamaz, yani þekillendiremezseniz, dýþarýsý; sosyal çevre, sokak, onu þekillendirir ve ona sizin tanýyamayacaðýnýz bir çehre kazandýrýr. Toplumu inþa etmeðe yeltenenler, bu iþe önce en yakýnýndaki fertten baþlasýnlar. içinde inþasý tamamlanmýþ fertlerin meydana getireceði dalgalarýn en ücra köþelerine, en kýyý þeritlerine ulaþmasý gibi dünyanýn... Dünyanýn gidiþatýndan, insanlýðýn mevcut durumundan þikâyetçi ve geleceðimizden endiþeliyiz. Bu nahoþ tablo, aç, sefil ve geri kalmýþ ülkeler için geçerli olduðu kadar, tok, müreffeh ve kalkýnmýþlarýn dünyasý için de geçerlidir. Manevî boþluðun doðurduðu huzursuzluk ve mevcutu kaybetme korkusu, sanayi toplumlarýndaki nahoþ tabloyu daha çok karartan amillerin baþýnda gelir. Bir Batý dünyasýnýn toplumlarýna bir de onlarý yakalamak üzere olan kendimize baktýðýmýzda; deðerlerin erozyonu ve sosyal hayatýn insanîlikten giderek uzaklaþmasý noktasýndaki açýnýn giderek daraldýðýný görürüz. Baþka bir ifadeyle; farklý kültürel kodlara sahip olmamýza raðmen, birbirimizle benzeþmeye, daha doðrusu bi- zim onlara benzemeye baþladýðýmýz ortaya çýkar. Hamburglu Fischer Ailesi kadar, Ýstanbullu Ekinci Ailesi de, genç kýzýný veya oðlunu büyük þehrin sokaklarýna salýverirken, muhtemel tehlikelere karþý evladýný uyarýr, ikaz eder ve endiþelenir. Özellikle dýþ etkenlere karþý donanýmý tamamlanmamýþ veya altyapýsý zayýf insanlarý, evden dýþarýya adým attýklarý andan itibaren birçok tehlikeler, tuzaklar ve nahoþ hadiseler beklemektedir. Her ikisi de, geçim sýkýntýlarý olmamasýna raðmen, mevcut gidiþattan; toplumun sürüklenmiþ olduðu ortamdan rahatsýz ve endiþelidirler. Alman Hans Fischer’in önünde pek fazla seçeneði yoktur. Türk Hasan Ekinci ise, bu sefer Alman akranýndan daha þanslýdýr: O henüz daha kendi medeniyet hazinelerini sonuna kadar kullanmýþ deðil. O, toplum inþasýna, fertten baþlayarak zemin hazýrlayabilir, katkýda bulunabilir. Onun önünde tarihin akýþýný, insanlýðýn gidiþatýný deðiþtiren; doðru istikamete yönlendiren, yaþanmýþ bir tarihî miras var: Ali Þeriati; Hz. Peygamber’in 13 yýllýk Mekke dönemini, birey yetiþtirme ve 10 yýllýk Medine dönemini ise, toplum kurma aþamasý olarak deðerlendirir. Mekke döneminde bizatihi Hz. Peygamber tarafýndan inþa edilmiþ önemli þahsiyetlerinden birisi olan Ebuzer’i örnek olarak verirken þöyle diyor: “Çeyrek yüzyýl zarfýnda insaný vahþilikten, medeniyet yaratan in- 5 sana, dünyada yeni bir tarih yazan, tarihin akýþýný deðiþtiren, baþlamýþ olan tarihsel cebri deðiþtiren ve yeniden yapan insana dönüþtüren bu ruh ne zaman ilk þekline döner? Bu mektep ne zaman, yarý vahþi okuma, yazma bilmez, sadece dünyadan deðil kendi ülkesinden dahi habersiz bedevi bir Arap olan Cündeb b. Cüdane’den yine bir Ebuzer-i Gifari çýkarýr? O, günümüzde insanlýðýn saadet veren hareketine ilham veren canlý bir çehredir, yoksun ve yaðmalanmýþ kitlelerin ümididir. (A. Þeriati, Biz ve Ýkbal, s.35)” Geride býraktýðýmýz yüzyýlda ululaþtýrýlmýþ krallar, liderler, baþkanlar uðruna veya onlarýn kurduðu sistemler adýna insan, nesne olarak kullanýldý ve malzeme gibi tüketildi. Kendimizin de içinden geçip geldiði ideolojik hareketlerde gördük ki, insan ya kutsallaþtýrýlan devlet, ya lider, ya da parti için vardýr. Ve yine acý tecrübelerimizle sabittir ki, inþasý tamamlanmamýþ insanlarla baþlatýlan her siyasî, sosyal hareket, ideolojisinden baðýmsýz olarak, kendi içinde çökmeye mahkûmdur. Ýslâm, yarý vahþi insanlara eðildi, onlarý eðitti ve onlarýn omuzlarýnda yükselen bir medeniyet kurdu. O medeniyetin merkezinde sadece yaratan Allah’a kulluk eden insan vardý. Sistemin adý “Ýslâmî”, toplum da müslüman olsa; þayet iþin özünde, ýrkýndan ve dininden baðýmsýz olarak, insanîlik yok ise, taþýdýðý sýfatlar hiçbir manâ ifade etmez. Þayet siz kendi evladýnýzý eðemez, bükemez, yontamaz, yani þekillendiremezseniz, dýþarýsý; sosyal çevre, sokak, onu þekillendirir ve ona sizin tanýyamayacaðýnýz bir çehre kazandýrýr. Toplumu inþa etmeðe yeltenenler, bu iþe önce en yakýnýndaki fertten baþlasýnlar. 42. sayi sayfalar hessen 6 08.02.2010 13:50 Uhr Seite 6 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat 15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431 haber Atib Gençlik Kollarý Kitap Okuma Projesi TÝB Gençlik Kollarý gençlerimize “ATÝB Gençlik Kollarý Kitap okuma projesi” hakkýnda bilgi vermek ve gençlerimizi hem yüksek tahsilin hem kitap okumanýn önemini anlatmak ve daha iyi motive edebilmek gayesiyle derneklerine sýk sýk ziyaretler gerçekleþtirmektedir. Bu gaye ile ATÝB Gençlik Kollarý Baþkan Yardýmcýsý ve AYÖG Genel Baþkaný Gülden Bayrak geçtiðimiz günlerde Kassel derneðinde gençlerle biraraya geldi. Kassel Gençlik Kollarý Baþkaný Çelebi Bayrak, AYÖG Genel Yönetim Kurulu üyesi Nihal Kablan ve bir çok gencin katýldýðý sohbette, Gülden Bayrak gençlerle tanýþmanýn ardýndan Gençlik Kollarýnýn Kitap Okuma Projesini sunum þeklinde gençlere tanýttý. Gençlere sunulan sunumda, Kitap okuma projesinin gayesi herþeyden evvel Allahü Teala`nýn Kur`an-ý Kerimdeki ilk ilahi emrini yerine getirmek olduðunu söyleyen Gülden Bayrak Kur`an-ý Kerim`in ilk ayeti ‘namaz kýlýn’ veya ‘oruç tutun’ olmadýðýný, öðrenmeden, okumadan, anlamadan amel etmenin bir faydasý olmayacaðýný belirtti. Fikir sahibi olmak için bir çok kitap okumamýz gerektiðini belirten Gülden Bayrak edindikleri fikirleri yazýlý ve sözlü ifade edebilmelerini saðlamak için de ‘ATÝB Gençlik Kollarý Kitap Okuma Projesi‘ çerçevesinde seminerler düzenleneceðini söyledi. Bu seminerde kitap okuyan gençler, bizzat kendi okuduklarý kitap hakkýnda sunum hazýrlayýp bulunduklarý teþkilattaki gençlere ve ailelere sunacaklar. Toplantý, gençlerin ilgiyle dinlediði sunumun ardýndan Gülden Bayrak’ýn kýzlarla yaptýðý özel bir sohbet ile son buldu. A 42. sayi sayfalar hessen 08.02.2010 dosya 13:50 Uhr Seite 7 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir I GMG Hessen Bölgesi Haiger Þubesinde yapýlan sohbetten sonra masa topu turnuvasý yapýldý. Milli Görüþ gençleri 2000 EVSO projesi adý altýnda baþlatýlan sohbetleri geleneksel hale getirerek her hafta gerçekleþtiriyorlar. IGMG Hessen Haiger þubesi ve çevresindeki gençler Pazartesi günleri cami lokallerinde ve evlerde bir araya Dr. Yusuf IÞIK Ý nsan, Allah`ýn kendisine verdiði nimetlere þükretmek üzere yaratýlmýþtýr. Ýnsanýn fýtratý da ilahi nimetlere þükretmeye uygundur. Ýnsan Rabbini bilmeli, O`na teslim olmalý ve O`nun verdiklerine nasýl þükredilmesi gerekiyorsa öylece þükretmelidir. Ancak insan unutkan ve haksýzlýða meyilli olduðu için, hem nimetin sahibini unutuyor, hem de haksýzlýða kalkýþarak baþka ilahlara kulluk yapýyor. Elde ettiði mal ve servetle þýmarýyor, yeryüzünde kibirleniyor, kendi nefsine uyarak yoldan çýkýyor. Mal ve dünyalýklarla eline bir güç geçiren kimselerin çoðu azar ve yoldan çýkarlar. Bunlar ya kendi kafalarýndan uydurduklarý ilahlara inanýrlar, ya da çýkarlarýný sürdürmeye yarayan atalar dinine baðlý kalýrlar. Onlara; “gelin Allah`ýn dini olan Ýslama teslim olun” denildiði zaman kibirlenerek yüz çevirirler. Bu gibi kimseler Allah`tan gelen ayetleri kabul etmezler ve inkarcý olurlar. Allah`a karþý `küfre` yeltenen inkarcýlarýn çoðu yeryüzünde haksýz yere þýmaran ve kibre düþen kimselerdir. Zaten kibir; hakký kabul etmemektir diye tarif edilir. Bu tip insanlar Allah`ýn gönderdiði hükümleri be- ðenmez, kendi fikirlerini daha üstün tutarlar. Kimileri de kutsal saydýklarý kiþi ve putlarý tanrý haline getirirler. Onlarla Allah`a þirk koþarlar, o putlar adýna uydurduklarý inanç ve ilkeler doðrultusunda yaþarlar ve böylece küfr`e düserler. Küfredenler aslýnda, evrende ve insan hayatýnda olan realiteyi çarpýtan insanlardýr. Onlar insana ve evrene hakim olan gücü görmezler ve inkar ederler. Onlar, ahiret gerçeðinin üzerini kapatýrlar. Onlar, çok açýk ve anlaþýlýr olan ayetlere karþý duyarsýzdýrlar. Onlar, þaþmaz ölçüler olan ilahi vahyi inkar ederler. Daha önemlisi onlar, Allah`ýn varlýklara ettiði iyiliklere karþý nankördürler, nimetlerin sahibinin hakimiyetinin üzerini örtmeye, onu yok saymaya çalýþýrlar. hayat 15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431 Asrýn Hastalýðý “Ýnkar” Küfre düþenler, açýktan açýða Allah`ý inkar ederler. Ahirete inanmazlar ve o güne inananlarla alay ederler. Dünya hayatýný ve onunla oyalanmayý tercih edip Allah`a ibadet etmeyi kabul etmezler. Ýslam`ý uydurma bir din, çaðýn gerisinde kalmýþ bir düþünce olarak görürler. Kur`an hakkýnda ileri geri konuþurlar. Allah`ýn hükümlerini reddedip kendi görüþlerini ve büyük saydýklarý kimselerin görüþlerini Allah`ýn hükmüne üstün tutarlar. Kur`an, küfredenlerin özelliklerini çeþitli ayetlerde sýralamaktadýr. Onlarýn en önemli özelliði, Allah`ýn ayetlerini ve O`nun rýzýk verdiðini yalanlamaktýr. Allah`ýn insanlara nimetleri yalnýzca maddi þeyler deðildir. Akýl, his, idrak, sevgi ve merhamet gibi þeyler, ayrý- ca Allah`ýn gönderdiði hidayet, din ve Peygamberler de birer minettir. Ýnkarcýlar bunlarý da bilmezler. Küfre sapanlarýn/inkarcýlarýn bazý özelliklerini Kur`an diliyle þu þekilde sýralayabiliriz: -“Onlarýn kalpleri Hakk`a karþý kapalýdýr; çünkü onlar onu duymak, onu kabul etmek istemiyorlar.” (Ýsra: 46) -“Onlar, Hakk ile sürekli bir mücadele içerisindedirler. Hakkýn duyulmamasý, insanlarýn Hakk`a yanaþmamasý için, Allah hakkýnda, Ýslam hakkýnda sürekli mücadele eder, karþý korlar” (Lokman: 20 - Hacc: 3) -“Onlar, müslümanlara ve Ýslam`a karþý hoþgörülü deðillerdir, saldýracakmýþ gibi davranýrlar. Ellerinden gelse müslümanlarý kendi dinlerine döndürmeye çalýþýrlar.” (Lokman: 20 - Hacc: 3) EVSO Gençleri manevi sohbette buluþuyor gelerek sohbet dersleri yapýyorlar. Ýbadet, Ahlak, Peygamberlerin ve sahabelerin hayatlarý gibi konularýn yanýnda güncel konular da ders olarak iþlenip gençler bilgilendiriliyor. Her sohbetin sonunda katýlýmcý gençlerin tamamýna deðiþik konularda bir ayet bir hadis hazýrlamalarý için ev ödevleri veriliyor. EVSO gençleri kitaplarý araþtýrarak hazýrladýklarý Ayet-i Kerime ve Hadisi þerifleri dersin baþýnda okuyorlar. IGMG Gençlik Teþkilatý ortaöðretim biriminin çalýþmasý olan Abi/Kardeþ projesini de Haiger ve çevresinde baþlatacaklarýný söyleyen gençler yaptýklarý bu çalýþ- malara bütün gençleri davet ediyorlar. Birlikte yaþadýklarý topluma ilmi ve kültürel olarak katkýda bulunmak istediklerini belirttiler. Gençlik lokalinde sohbet gerçekleþtiren gençler, sohbetten sonra masa topu turnuvasý yaptýlar. Çekiþmeli geçen turnuvada birinciliði, Bahattin ve Kemal alýrken, 7 -“(Onlarýn), gözleri Hakka karþý kör olduðu için, yaptýklarý kötü iþleri iyi zannederler” (Kehf: 100-101 - Mü`minun: 63) -“Onlar, Ýslam ile o`nun ilkeleriyle ve müslümanlarla alay eder dururlar, Müslümanlarý ve dinlerini eðlence yerine korlar” (Araf: 51 - Bakara: 22) -“Onlar, dünyaya, dünya malýna, paraya, makamlara aþýrý bir þekilde baðlýdýrlar” (Casiye: 114) -“Onlar, Hakký duymadýklarý için ölü gibidirler.” (Zümer: 45) -“Onlar, batýl olan þeylere iman ederler” (Ankebut: 5) -“Onlar, eninde sonunda piþman olacaklar, yaptýklarý hatayý anlayacaklar, tuttuklarý yolun yanlýþlýðýnýn farkýna varacaklar ama iþ iþten geçecek” (Furkan: 27-28) Bütün bunlarý gördükten sonra inkarcýlýðýn ne derece kötü bir durum olduðunu anlayan müslüman, kendine çeki düzen vermeli, hal ve tavýrlarýna dikkat etmelidir. Bunun yanýnda dilinden çýkan sözlere de ayný þekilde ihtimam göstermelidir. Daima tevhidin o engin ve þerefli yolunda yürümelidir. Kulluðunun nimetini bilmeli ve þükrünü her halükarda yerine getirmelidir. Mustafa ve Emrah ikinci, Sedat ve Yavuz üçüncü oldular. Yýlmaz, Murat ve Ýsmail turnuvada dereceye girenlere hediyelerini takdim ettiler. IGMG Haiger Cemiyet Baþkaný Mehmet Koþmaz, Haiger þubesi olarak, yapýlan bu çalýþmalardan duyduðu memnuniyeti dile getirerek; gençlere maddi ve manevi olarak destek olmaya hazýr olduklarýný ifade etti. 42. sayi sayfalar hessen 08.02.2010 13:50 Uhr Seite 8 42. sayi sayfalar hessen 08.02.2010 dosya Çok satan bir gazetenin okurlarý trende, otobüste, gemide, uçakta ellerindeki gazeteleri okurlarken birbirlerinin yüzüne bakmazlarken, Milli Gazete okurlarý, bulunduklarý her yerde hemen bir araya gelirler ve o bulunduklarý mekanda olumlu etkilerini gösterirler. Onun içindir ki þu anda Türkiye'nin her il ve ilçesinde toplum üzerinde Milli Görüþçüler etkindirler. Hatta þu son Ýsrail küstahlýðý nedeniyle tekrar gündeme gelen "One Minute" olayýný açýklamaya çalýþan bazý uzmanlar "Baþbakan, "Milli Görüþ gömleðini çýkardým" dese de kafasýnýn arkasý Milli Görüþle dolu" demeye baþladýlar. Satýþý bazen bir milyonu geçen gazeteler olmuþtur. Çok satan gazetelerden hiç biri Baþbakan seçtirememiþ hatta çok satan gazetelerin tuttuðu partiler seçimi kaybetmiþtir. Milli Gazete bir Cumhurbaþkaný, üç Baþbakan çýkarmýþ bir gazetedir. Sayýn Necmeddin Erbakan, Sayýn Abdullah Gül, Sayýn Recep Seite 9 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir Mahmut TOPTAÞ Milli Gazete bir mekteptir Bu mektepte yazma eðitiminden geçen birçok insanýmýz þu anda Türkiye'nin en saygýn yazarlarý arasýndadýrlar. Hatta saðdan ve soldan kendini kasan basý yazarlar tarafýndan kýskanýlýrlarken Milli Gazete onlarýn baþarýsýndan dolayý bir öðretmen gibi iftihar eder. Onlar da hiçbir zaman yetiþtikleri okul hakkýnda nankörlük yapmamýþlardýr. 13:51 Uhr hayat 15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431 Üç Baþbakan Bir Cumhurbaþkaný 9 meydanda iðne atsan yere düþmez" demiþ. Churchill: "Beni meydanda assalardý seyircim daha fazla olurdu" diye cevap vermiþ. Milli Gazete, "Sen, paradan haber ver, bizde her türlü haber var" mantýðýyla hareket etmemiþtir Bütün haberler, iman, insaf, vicdan, bilgi eleðinden süzülerek verilir. Milli Gazete'nin þahsi düþmaný yoktur. Dininin düþmanlarý onun düþmanýdýr. Düþmanýna karþý kindarlýðý üstün gelip saldýrgan bir üslupla haber vermemiþtir. Dostlarýna karþý hissiyatý devreye girerek haberi çarpýtmamýþtýr. Tayyip Erdoðan, Milli Gazete'nin yýllarca, kurucusu, koruyucusu, destekleyicisi, yazýcýsý, yayýcýsý olmuþlardýr. "Ben profesyonel futbolcu gibi profesyonel yazarým. Hangi gazetede yazýyorsam karþý tarafa gol atan yazýlar yazarým. Parayý ver eski patronuma veya düþünce kampýma nasýl gol attýðýmý gör" diyen hiçbir gazeteciyi bünyesine almamýþtýr. Habercilik konusunda Rabbimizin "Ey iman edenler, eðer bir fasýk size bir haberle gelirse onu araþtýrýn ki, bilmeden bir topluma sataþýrsýnýz da, sonra yaptýðýnýza piþman olursunuz." (Kur'an-ý Kerim, Hucurat süresi ayet 6) ayetinin emrine uymuþ ve yalan haber yaymamaya dikkat etmiþtir. Yabancý basýn ajanslarýnýn haberlerine ihtiyatla yaklaþmýþ ve tahkik edemediði haberleri yayýnlamamýþtýr. Yine Rabbimizin "HAK GELDÝ BATIL ZAÝL OLDU" ayetini baþ tacý etmiþ, Türkiye ve dünyada hep haklýnýn yanýnda yer almýþtýr. (Kur'an-ý Kerim, Ýsra süresi ayet 81) Milli Gazete, kara günlerde kara haber yazarak bu milletin kara bahtýný kapkara eyleyerek tiraj peþinde koþmamýþtýr. Churchill'in konuþmasýndan sonra bir kadýn "Ne güzel konuþuyorsunuz, Boyalý erkek ve kadýnlarýmýzýn, siyasilerimizin, bir þekilde kirlenmiþ insanlarýmýzýn küllüðünü deþerek, kirli çamaþýrlarýný ortaya çýkararak, kel baþýnýn týraþýný gözünün önüne dökerek etrafa kötü koku saçmamaya dikkat etmiþ, küllüklerinin güllük olmasý için önemli yazýlar yayýnlamýþtýr. Bazý haberler doðru olsa bile zamanlama yoluyla doðru haberden yanlýþa yönlendirme olur. Milli Gazete, haberi verenin kimliðini, kiþiliðini, beslendiði kültürü ve haber vermekteki gayesini çok iyi bilmeye ve ona göre yayýn yapmaya özen göstermiþtir. Tiraj peþinde koþan gazeteler, çek-senet mafyasý haberleri, para için adam öldürenler, para için fuhuþ yapanlar, para çalanlar, para gasp edenler, para için siyaset deðiþtirenlerden haber verirken Milli Gazete, parayý put yapan ve yaptýranlarýn tedavisi yolunda yayýnlar yapmýþtýr... 42. sayi sayfalar hessen 08.02.2010 13:51 Uhr Seite 10 42. sayi sayfalar hessen 08.02.2010 dosya Seite 11 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir Mustafa YENEROÐLU F ederal Ýçiþleri Bakaný de Maizière Zeit gazetesine verdiði röportajda, Müslümanlarýn radikalleþmelerinin neredeyse her zaman cami çevresinde olduðunu söyledi. Karþý sesler yükselmediðine bakýlýrsa, bu yaklaþým kamuoyunda paylaþýlýyor diyebiliriz. Zaten güvenlik birimlerinin geçmiþteki beyanlarý ile de uyuþmakta. Ancak bu iddia gerçekten ne kadar doðru? Özellikle bu genelleyici þekli ile? Ýçiþleri Bakaný “tespitini” daha özenli yapmalý deðil miydi? Bilhassa kamuoyunda sadece Hamburg’taki “Mescid-i Taiba” cami ve bu arada yasaklanan Neu Ulm’daki “MultiKultizentrum” gibi yerler radikalleþmenin olduðu yerler olarak bilinmektedir. Her iki yerdeki durumu da güvenlik birimleri detaylý þekilde biliyorlardý. Kimin tehlikeli olarak görüldüðü ve kimin “tehlikenin eþiðinde” olduðu kayýtlýydý. Bu arada, Sauerland Grubunu biraraya toplayan kiþinin de uzun yýllar Anayasa Koruma dairesinin maaþ listesinde yer aldýðýný ve güvenlik birimlerinin korumasý altýnda bu “caminin” imamý olarak gençlere kin aþýladýðýný da biliyoruz.1 Yahya Yusuf’un yaný sýra kin yaydýðý ve terör hazýrlýklarýný desteklediði iddia edilen diðer bazý þahýslarýn da muhtemelen istihbarat elemaný olduðu biliniyordu.2 Neu-Ulm’daki yer kapatýlmýþ olmasýna raðmen, þiddete meyilli insanlar için çekim merkezi olduðu iddia edilen Hamburg’taki yer faaliyetine devam ediyor.3 Sebebi hikmeti biz bilmiyoruz. Bunun ötesinde, camilerde kin ve þiddet vazedildiðine dair ise bir bilgi yok. Almanya Ýslam Konferansý’nýn “Güvenlik ve Ýslamcýlýk” çalýþma grubunda da devlet birimlerince bu bilgilerin ötesinde inandýrýcý somut veriler ortaya konulamadý. Toplantýya katýlanlarýn, önceden hazýr- 13:51 Uhr hayat 15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431 Camilerde Radikalleþme mi [email protected] lanmýþ konseptlerin hayata geçirilmesinden baþka gündemleri yoktu. Bununla beraber þiddetin aþýlandýðý ve eyleme dönüþtürülmesi maksadýyla insanlarýn toplandýðýna dair somut deliller olan yerler hakkýnda neredeyse hiçbir þey yapýlmazken, Almanya’da ki camilerin tamamý zan altýnda býrakýlýyor ve güvenlik birimlerinin Ýslamofobi’yi besleyen tanýmlarýna dayanarak tedbir alýnma çalýþmalarýna giriþiliyor. Bu tanýmlarýn ve önleyici tedbirlerin tartýþýlmasý da reddediliyor. Bazý Ýslami organizasyonlarýn güvenlik diyaloðu konusunda güvenlik birimleri ile iliþkisi gibi, sadece uygulamanýn þekillenmesi ve onaylanmasý konusunda dini cemaatlere söz hakký veriliyor.4 Bu þekliyle müslüman cemaatlere devletin temsilcilerince sadece güvenlik ve önlem politikalarýnda sorumluluk yüklenmesi, ancak bunun dýþýnda diðer tüm toplumsal alanlarda dýþlanmalarý gerçekten de çok manidardýr, fakat maalesef kamuoyunun gündeminde bile deðildir. Kýsmen medyatik olan bu önlemlerin karalayýcý olduðu ve önyargýlarý körüklediði göz ardý edilmektedir. Buna örnek olarak güvenlik diyaloglarýnýn baþarýlarýndan birinin de “Güvenlik birimlerinin tahminlerine göre, Almanya’daki camiler ve Müslüman imamlar çevresinden þu anda doðrudan bir terör tehdidi olmadýðý gerçeði”nin sayýlmasýdýr.5 Bu “gerçeðin” teyit edilebilir bulgulara dayandýrýlama- Dediniz? yacaðý tartýþmasýz olsa gerek. Bu sebeple güvenlik politikalarýnýn yeniden gözden geçirilmesi ve bunun için dini cemaatlerin de istiþarelere dahil edilmesi talep edilmelidir. Bu durumda Ýslami dini cemaatlerin yapýcý katký saðlayacaklarýný söylemeye gerek bile yok. Son tahlilde sözkonusu olan toplumun huzuru ve sosyal barýþýn korunmasýdýr. Esasen diðerlerine oranla bu konuda daha fazla tehdit altýnda olan kesim zaten müslümanlardýr. Müslümanlar sadece ihtimal dahilindeki terörist eylemler noktasýnda deðil, aksine öncelikle bu tür söylentiler ve daha da ileriye giden devlet tedbirleri nedeniyle de tehdit altýndadýr. Tam da bu nedenle sayýn Ýçiþleri Bakaný kendi varsayýmlarýndan hareketle hangi tedbirlerin alýnmasý gerektiði ile ilgili spekülasyon yapmak yerine, þimdiye kadar yapýlanlarý öz eleþtiriye tabi tutarak meseleye yaklaþmalý ve müslüman cemaatlerle birlikte yeni politikalar üretmeyi göze almalýdýr. Buna sayýn Bakan’ýn kamuoyuna yaptýðý açýklamalar da dahildir. Herþeyden önce kelime seçiminin doðru olup olmadýðýný kendine sormalýdýr. Müslümanlara yönelik açýklamalarýnda çok sorunlu ifadeler kullanan ve cami cemiyetlerini genel olarak radikalleþme suçlamasýyla karþý karþýya býrakan sayýn Bakan, toplumun çoðunluðuna yönelik açýklamalarýnda aþýrý titiz olabiliyor. Sayýn Bakan, bilinen tüm araþtýr- ma sonuçlarýnýn tersine kendisi, Almanya’da çoðunluðun Ýslam’a kuþku ile yaklaþtýklarýna inanmýyormuþ.6 Sadece kelime seçiminideki üslup karþýlaþtýrýldýðýnda dahi farklar açýkça görülüyor. Ama bunun kime faydasý var? Aslýnda kimseye faydasý yok. Yaklaþým farklýlýklarý, sadece varolan uçurumu derinleþtirmekten öteye gitmiyor. Sayýn Bakan de Maziere’nin suçlayýcý veya dýþlayýcý etkisi yapan bir üslup yerine, Müslümanlarý hassasiyetini de dikkate alýp, cami cemiyetlerinin Müslümanlarýn entegrasyonuna yönelik onyýllardýr yaptýklarý hizmetlere saygý göstermesi tüm toplumun faydasýna olacaktýr. Zira, makul ve çözüme yönelik bir siyaset kutuplaþmayý teþvik etmez ve sürekli suçlamalarýn birlikte hareketi þart koþan yaklaþýmlar için yapýcý deðil, yýkýcý olduðunu bilir. Radikalisierung in den Moscheen? Bundesinnenminister de Maizière hat in einem Interview mit der Zeit geäußert, dass die Radikalisierung von Muslimen fast immer rund um die Moscheen stattfindet. Diese Position scheint in der öffentlichen Diskussion Konsens zu sein, wo doch niemand Anstoß daran genommen hat. Auch deckt sie sich mit den früheren Verlautbarungen der Sicherheitsbehörden. Aber stimmt diese Behauptung auch? Vor allem 11 in dieser pauschalen Form? Hätte sich der Bundesinnenminister in seiner „Feststellung“ nicht wesentlich präziser ausdrücken müssen? Zumal der Öffentlichkeit bisher nur die „MasjidTaiba“ Moschee in Hamburg und das inzwischen verbotene „Multi-Kultizentrum“ in Neu-Ulm bekannt sind, in denen offensichtlich Radikalisierung stattfand. Beide Fälle sind den Sicherheitsbehörden genauestens bekannt gewesen. Man wusste ganz genau, wer in den genannten Moscheen als gefährlich galt und wer „auf der Kippe“ stand. Sicherheitsbehörden können genauestens darüber Auskunft geben. Inzwischen wissen wir auch, dass der Rekrutierer der Sauerland-Gruppe jahrelang auf der Gehaltsliste des Verfassungsschutzes stand und quasi unter dem Schutz der Sicherheitsbehörden als Imam dieser „Moschee“ Jugendlichen Hass einimpfte1. Neben diesem Yahia Yousef sind weitere mutmaßliche Mitarbeiter von Geheimdiensten bekannt, die Hass gepredigt und Terrorvorbereitungen unterstützt haben sollen2. Während das Zentrum in Neu-Ulm inzwischen verboten ist, wird die genannte Örtlichkeit in Hamburg weiterhin betrieben, obwohl sie nach wie vor Anziehungskraft für gewaltbereite Personen sein soll3. Warum, wissen wohl die wenigsten? Dass darüber hinaus in Moscheen Hass oder Gewalt gepredigt wird, ist nicht bekannt. Auch im Gesprächskreis „Sicherheit und Islamismus“ der Deutschen Islamkonferenz wurden seitens staatlicher Behörden keine weitergehenden Erkenntnisse mitgeteilt. Es ging eigentlich nur darum, die Umsetzung von vorgefertigten Konzepten durchzusetzen. Obwohl dort, wo konkrete Beweise für Gewaltverherrlichung und sogar Rekrutierung vorliegen, 42. sayi sayfalar hessen 08.02.2010 12 13:51 Uhr Seite 12 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir wenig unternommen wird, sind alle Moscheen in Deutschland einem Verdacht ausgesetzt und sollen Präventionsarbeit auf Grundlage islamophober Definitionen der Sicherheitsbehörden vornehmen. Dabei ist eine Diskussion über Definitionen und Umsetzungsmaßnahmen nicht erwünscht. Nur bei der Umsetzung dürfen islamische Religionsgemeinschaften scheinbar mitgestalten, so auch beim Sicherheitsdialog mancher islamischer Organisationen mit den Sicherheitsbehörden4. Es ist doch mehr als bemerkenswert, dass die islamischen Religionsgemeinschaften durch staatliche Vertreter ausschließlich in Fragen der Umsetzung der Sicherheits- und Präventionspolitik in die Pflicht genommen, ansonsten jedoch bei allen gesellschaftspolitisch relevanten Themen ausgrenzt werden. Dass aber diese teilweise medialen Maßnahmen selbst stigmatisierend sind A I N Z -Mainz M Barbaros Cam i i ´ n d e 21.12.2009 tarihinde baþlayan Yýlbaþý tatilini deðerlendirme kursu 50 kýz talebenin katýlýmýyla dolu dolu geçti. 21.12.2009 ile 03.01.2010 tarihleri arasýnda yapýlan kursa ilgi büyüktü. Bu iki haftalýk bir zaman zarfýnda talebelere kýsa ve pratik bilgiler aktarýldý. Kalýcý olmasý ve kolay öðrenilmesi açýsýndan görselliðe önem vererek Namaz ve abdest gibi ibadetleri uygulamalý olarak grup çalýþmalarýnda öðretilmeye özen gösterildi. Kursun sonunda 02.01.2010 tarihinde sosyal aktivite ve tatillerini Mainz Barbaros Camii´nde deðerlendiren talebelere ödül olarak 13 yaþ grubu ve üzeri olan und zudem islamophoben Ressentiments zusätzlichen Vorschub leisten, wird geflissentlich unterdrückt. Zu den Erfolgen des Sicherheitsdialogs zähle, “die Tatsache, dass nach Einschätzung von Sicherheitsbehörden derzeit keine unmittelbare Terrorgefahr aus dem Umfeld von Moscheen und muslimischen Predigern in Deutschland ausgeht”5. Dass man diese „Tatsache“ nicht mit verifizierbaren Angaben wird unterlegen können, dürfte unstreitig sein. Gerade im Anbetracht dieser Tatsachen verlangt die IGMG seit Jahren eine Überprüfung der Sicherheitspolitik und eine tatsächliche Möglichkeit der Beratung. Dass in diesem Fall islamische Religionsgemeinschaften selbstverständlich ihren Beitrag leisten werden, bedarf eigentlich keiner Erwähnung. Nicht zuletzt geht es um das Gemeinwohl und auch die Erhaltung des sozialen Friedens. Im Übrigen sind hayat 15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431 Muslime durch dieses Thema wesentlich stärker bedroht, als alle anderen. Nicht nur durch möglicher terroristische Akte, sondern vor allem auch durch solche Verlautbarungen und weitergehenden staatliche Maßnahmen. Gerade daher könnte der Bundesinnenminister, anstelle darüber zu spekulieren, was er auf Grundlage seiner Feststellung unternehmen könnte, selbstkritisch den bisherigen Ansatz auf den Prüfstand stellen und gemeinsam mit den islamischen Religionsgemeinschaften eine neue Politik wagen. Dazu gehören auch die öffentlichen Verlautbarungen des Ministers. Vor allem müsste er sich fragen, ob seine Wortwahl richtig ist. Während er sich in seinen Äußerungen gegenüber den Muslimen sehr problematisch ausdrückt und die Moscheegemeinden pauschal dem Vorwurf der Radikalisierung aussetzt, ist er äußerst vorsichtig, wenn er sich an die Mehrheitsbevölkerung richtet. Entgegen aller bekannten Studienergebnisse glaube er nicht, dass die Mehrheit in Deutschland islamskeptisch sei6. Wenn man nun den Sprachgebrauch vergleicht, stellen sich doch offensichtliche Unterschiede dar. Aber wem nutzt das? Eigentlich niemandem, es vertieft nur die vorhandenen Gräben. Es wäre im Sinne Aller zu hoffen, dass de Maizière eine Sprache gebraucht, die nicht ausgrenzt oder stigmatisierend wirkt, sondern Empathie zeigt und die wertvolle Arbeit, die Moscheegemeinden in den letzten Jahrzehnten zur Integration der Muslime in der Gesellschaft geleistet haben, anerkennt. Denn eine vernünftige, ergebnisorientierte Politik setzt nicht auf Polarisierung und weiß, dass die permanente Verdächtigung Gift ist für Ansätze, die gemeinschaftliches Handeln Mainz Barbaros Camiinde Karne ve Aþure Günü dosya voraussetzen. 1-Daniela Bach/Elmar Theveßen/Rolf Peter Weißhaar, »Angriffsziel Terrorismus – Bedrohung durch Terrorismus«, Frontal 21 (ZDF), 11.09.2007.; http://www.hintergrund.de/20070928123/politik/inland/die-spur-der-dienste.html 2-http://info.kopp-verlag.de/news/marionetten-unddrahtzieher-sauerland-gruppe-am22-april-beginnt-der-prozess-gegen-die-angebli.html; Bernd Schlecker, Ex-Imam aus Islamistenszene aufgetaucht, SWR-4, 25.06.2008.; Rainer Nübel, »Mutmaßlicher CIA-Mann war ›der Chef‹«, Stern, 04.02.2009, http://www.stern.de/panorama/:Sauerland-Zelle-Mutma%DFlicherCIA-Mann-der-Chef/653678.html. 3-„Reiseziel Pakistan“ in der FAZ vom 08.12.2009, Seite 10 4 S i e h e http://www.igmg.de/nachrichten/artikel/2009/04/29/was-sinddie-grundlagen-der-sog-vertrauensbildenden-massnahmenzwischen-den-sicherheitsbehoerden-und-manchen-muslimischeno r g a n i s a t i o ne n . h t m l ; http://www.igmg.de/nachrichten/artikel/2009/05/02/ohne-sicherheitsdialog-unmittelbare-terrorgefahr-durch-moscheegemeinden.html 5-„Lob für Dialog mit Muslimen“ in der FAZ vom 30.04.2009, Seite 2 6-http://www.zeit.de/2009/50/Interview-De-Maizire? page=3 talebeleri buz patenine, 7 yaþ grubu talebeleri kapal› oyun alaný olan Ramba-Zamba´ya götürüldü. Talebeler arasýnda çok hoþ bir kaynaþma oldu. 03.01.2010 tarihinde velilerin büyük bir katýlýmýyla coþkulu bir program gerçekleþtirildi. Eðitim programýnýn sonunda talebeler hazýrladýklarý programý velilere ve cemeate sundular. Akabinde caminin hocahanýmý Ayþe Ubeydullah da Avrupa´da yetiþen gençlik ve ilmin önemini vurgulayan bir konuþma yaptý. Velilerin memnuniyeti ve hayýr dualarýnýn ardýndan talebeler eðitim belgelerini hocalarýnýn ellerinden aldýlar. Daha sonra Kadýn Kollarýnýn hazýrladýðý aþureler cemaate ikram edildi. 42. sayi sayfalar hessen 08.02.2010 dosya Namaz” kelimesi Türkçe’ye Farsça’dan geçmiþtir; Farsça’daki okunuþu “nemâz”dýr. Bunun Arapca karþýlýðý olan “salât” sözlükte, dua etmek, yalvarmak, iyi dilekte bulunmak anlamlarýna gelir. “Onlar için dua et (“salli aleyhim”), çünkü senin duan (“salâtek”) onlar için sükûnettir (onlara huzur saðlar)” (Tevbe Suresi, [9:103]) mealindeki âyet-i kerîmede bu anlam sözkonusudur. Dinî bîr terim olarak salât (namaz), tekbir ile baþlayýp selâm ile tamamlanan belirli hareket ve sözlerden oluþan ibadeti ifade eder. Ayrýca salât, özellikle Hz. Peygamber için hayýr duada bulunma ve ona olan saygý ve baðlýlýðý gösterme amacý ile söylenen söz anlamýna da gelir. Salât kelimesinin çoðulu “salevât‘týr. Namaz kýlan kiþiye “musallî”, namaz kýlýnan mahalle “musalla” denir. Namaz Ýslâm’dan önceki ilâhî dinlerde de emredilen bir ibadettir. Nitekim Kur’ân-ý Kerîm’de Hz. Lokman’ýn oðluna verdiði öðütlerde namaz da zikredilir: “Yavrucuðum! Namaz kýl, iyiliði emret, kötülükten vazgeçirmeye çalýþ, baþýna gelenlere sabret. Doðrusu bunlar azmedilmeye deðer iþlerdir” (Lokman Suresi, [31:17]) Ýslâm Dininde namazýn meþru ve farz bir ibadet olduðu Kitap, Sünnet ve Ýcma ile sabittir. Ýnkâr eden kâfir olur. Namaz, kökü Allah’tan gelen dinlerin ortak hükümlerindendir. Zira peygamberler üstlendikleri aðýr teblið görevini yerine getirirken namazýn kendilerine saðladýðý sürekli manevî güçten destek alýyorlardý. Kur’ân-ý Kerîm’in birçok âyeti bunu bize haber veriyor. Ýþte Hz. Ýbrahim (as)’ýn namazla ilgili duasý bu ayetlerden sadece bir tanesidir: “Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namazýný kýlanlardan eyle. Rabbimiz! Duamý kabul buyur.” (Ýbrâhîm Suresi, [14:40]). Ýslâm’ýn tebliðine baþ- 13:51 Uhr Seite 13 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat Hulusi ÜNYE “ [email protected] landýðý o zor zamanlarda ilk ibadet olarak namazýn kýlýndýðýna þahit olmaktayýz. Peygamber Efendimiz (s.a.v), tek baþýna, ailesiyle beraber, bâzan evde bâzan Ka’be’de, bâzan Daru’l Erkam’da ashabýyla birlikte namaz kýlýyordu. Namaz kýlarken ölüm tehlikeleri ile karþýlaþýyordu. Namaza verilen ehemmiyet nedeniyle sahabeden bazýlarý evlerinin bir kýsmýný mescid haline getiriyorlardý. Hz. Ebu Bekir ve Erkam bin Ebi’l Erkam bunlardandý. Peygamber Efendimiz (s.a.v) namazla manevi güç ve moral kazanan, hayatý düzene giren bir yepyeni nesil oluþturuyordu. Namazýn bu ehemmiyeti nedeniyledir ki, bu gün kýlmýþ olduðumuz beþ vakit namazýn farziyyeti Mirac Gecesi’nde gerçekleþiyordu. Bundan dolayý “namaz müminin miracýdýr” denilmiþtir. Namaz, kiþiyi Allah’a yaklaþtýran, ruhen arýndýran ve yücelten, bir taraftan þükretmeye bir taraftan da sabýr ve mücadeleye alýþtýran, belirli bir disiplin içinde kulluk bilincine eriþtiren çok önemli bir ibadettir. Ayrýca beden ve ruh saðlýðý açýsýndan da büyük yararlarý söz konusudur. Hele cemaatle kýlýnan namaz, ýrk, renk, dil, sosyal zümre ve 15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431 Namaz ve Kimlik ülke ayýrýmý gözetmeksizin müminleri ayný safta topladýðý için cemaat þuurunun pekiþmesinde çok güçlü bir rol üstlenir. Ýslâm insan hayatýný bütünüyle kuþatýr ve yönlendirir. Ýslam’a adýmýný ilk defa atan müminlere yüklenen ilk ibadet görevi ise namazdýr. “Dinde namaz, vücutta baþ gibidir.” “Kalbini namaz için hazýrlayan ve onu þartlarýna uyarak kýlan kiþi gerçek mümindir.” (Kenzül-Ummal Kitabu’sSalat, 2) hadis-i þerifleri bunu bize izah ediyor. Namazla insan yeni dini hayatýnda vakitlerini de belli bir düzen ve intizam dairesine almýþ olur. Yani namaz, insan kimliðine önce vakit planlamasýný katar ve bu ömür sermayesinin öyle hesapsýz verilmediði bilgisini öðretir. “Namazý bitirince de ayakta, otururken ve yanýnýz üzerinde yatarken (daima) Allah’ý anýn. Huzura kavuþunca da namazý dosdoðru kýlýn; çünkü namaz müminler üzerine vakitleri belli bir farzdýr.” (Nisa Suresi, [4:103]) ayeti bunun talimatý sadedinde indirilmiþ gibidir. Ýmandan sonra bir numaralý ve imanýn iþareti olan ibadet namaz olunca, namazý terketmek veya on- da isteksiz bir mümin kimliðine sahip olmak kýnanmaya sebep olur. Nitekim Peygamber Efendimiz (sas): “Kiþi ile þirk ve küfür arasýnda namazý terketmek vardýr. (Namazý terketmek kiþiyi þirk ve küfre yaklaþtýrýr)” (Feyzu’l Bari Þerh-i Sahih-i Buhari, 2/275) buyurarak namazý terketmenin küfre ve þirke kayma tehlikesinin olduðuna iþaret ederken, Cenab-ý Hak da namaza karþý isteksizliðin nifak sebebi olduðunu þu ayet-i kerime ile bize beyan buyuruyor: “Þüphesiz münafýklar Allah’a oyun etmeye kalkýþýyorlar; halbuki Allah onlarýn oyunlarýný baþlarýna çevirmektedir. Onlar namaza kalktýklarý zaman üþenerek kalkarlar, insanlara gösteriþ yaparlar, Allah’ý da pek az hatýra getirirler.” (Nisa Suresi, [4:142]) Namaz, içinde dua, Kur’an kýraatý, tesbihat, rüku, secde ve neticede dünyaya selam ve selamet dileklerini içinde barýndýran bir ibadettir. Duasýný herþeyi ve kendisini yaratan Rabbine yönelten bir insanýn moral üstünlüðünün zirvesine baþka bir þeyle ulaþmak mümkün olamaz. Bilhassa okuduðu ayet ve surelerin anlamlarýný da düþünerek namaz kýlan bir 13 müslüman, her rekatta yeni bir insani kimlikle bezenir. Þöyle bir düþünelim! Günde beþ defa huþu, huzur, ta’zim ve þuurlu bir þekilde Allah’ýn huzuruna çýkan bir müslüman, inandýðý ve yaþamaya gayret ettiði Kur’ân ayet ve surelerinden okuyarak namaz kýlýyor. Ýçinde “Zekât, adalet, merhamet, yapýlan her iþi Allah görüyor bilinci içinde güzel yapma, sözleþmelere baðlýlýk, ana-babaya saygý, yaratýlanlar üzerinde düþünme … ve doðru konuþma gibi emirler yer alan Kur’ân ayetleri” birbir dile geliyor.. “Faiz, içki, kumar, zina, zulüm, yalan, bölücülük, kin, kibir… ve israf…” gibi yasaklarý içeren Kur’ân âyetleri okunuyor.. Okunan bu Kur’an ayet ve sureleri hergün ve bir ömür boyu böylece devam ediyor. Böylece namaz, Ýslâm Dini’nin, birlik þuurunun ve ilmin buyruklarýnýn gereklerine insaný yönlendiriyor. Haram ve yasaklardan koruyarak hayatý basitlikten, faziletsizlik zemininde sürünüþten kurtarýyor, yüksek heyecanlarýn, ölümsüz hedeflerin âþýký kýlýyor. Böylece insan müsbet enerji ile yüklenmiþ oluyor. Namazlarýnýn her rekâtýnda Fatiha Sûresini okurken: “Ancak sana ibadet ederiz...” diyerek haram ve helâl ölçülerine göre yaþayacaðýna söz veren mü’minin, Allah’ýn emirlerini ve yasaklarýný çiðnemesine imkân var mýdýr? Rýzký verenin, sebepleri yaratanýn, dünya ve ahiret saadetini verecek olanýn Allah olduðuna ve O’nun huzurunda hesap verileceðine inanan mü’minin, fâni dünya nimetleri ve sayýlý ömür günleri için yalan, karaborsa, rüþvet, sömürü, zulüm, riya, ihtiras, samimiyetsizlik içinde olmasý mümkün müdür? Þu bir gerçek ki, namaz kýlan bir mümin de bâzan yanýlabilir, fakat hatasýnda ýsrar etmez, edemez. Bundan dolayýdýr ki, Kur’ân-ý Kerim namazý maddî ve manevî kötülüklere ve ahlâksýzlýklara karþý güçlü bir koruyucu olarak 42. sayi sayfalar hessen 08.02.2010 14 sunmaktadýr: “(Resûlüm!) Sana vahyedilen Kitab’ý oku ve namazý kýl. Muhakkak ki, namaz, hayâsýzlýktan ve kötülükten alýkoyar. Allah’ý anmak elbette (ibadetlerin) en büyüðüdür. Allah yaptýklarýnýzý bilir.” (Ankebut Suresi, [29:45]) Ancak çoðu zaman namaz müminde oluþmasý gereken bu kimlik özelliklerini kazandýramayabilir. Bu da namazýn eksikliðinden deðil, namaz kýlanýn kendi eksikliðinden kaynaklanýr. Yoksa Allah’a, Kur’ân’ýn içtimaî, iktisadî, hukukî ve ahlâkî hükümlerini ihtiva eden âyetlerini okuyarak ve Hz. Peygamberin öðrettiði gibi namaz kýlarak ibadet eden müminler olunsa bu kimlik elde edilemez mi? Böyle bir kimliðe kavuþmuþ bir insaný hangi güç Ýslâmî doðrultudan saptýrabilir? Hangi zalim otorite Ýslâm dýþý, sistemlere kanalize edebilir? Hangi istibdad tanrýlaþtýrýlmýþ Taðut’î güçlere boyun eðdirebilir? “Nihayet onlarýn pe- T .C. Berlin Büyükelçiliði Din Hizmetleri Müþaviri ve DÝTÝB Genel Baþkaný Sadi Arslan, T.C. Mainz Baþkonsolosu Aydan Yamancan’ý Baþkonsolosluk makamýnda ziyaret etti. Din Hizmetleri Ataþesi Mehmet Ý. Türe’nin de hazýr bulunduðu ziyarette, Sadi Arslan, DÝTÝB olarak görevlerinin toplumu din konusunda aydýnlatmak olduðunu, ancak hizmet alanlarýnýn sadece bununla da sýnýrlý olmadýðýný belirterek þunlarý söyledi: “Eðitim olmazsa olmazlarýmýzdandýr. Burada büyüyen çocuklarýmýza ve gençlerimize milli ve manevi deðerlerimizi öðretmemiz gerekiyor. Çocuklarýmýzý çevrelerinde bekleyen kötü alýþkanlýklardan uzak tutmak için bundan önce olduðu gibi bundan sonra da, onlarý DÝTÝB’e ve baðlý derneklerimize çekmenin gayreti içinde olacaðýz. Eðitim se- 13:51 Uhr Seite 14 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir þinden öyle bir nesil geldi ki, bunlar namazý býraktýlar; nefislerinin arzularýna uydular. Bu yüzden ileride sapýklýklarýnýn cezasýný çekecekler.” (Meryem Suresi, [19:59]) ayeti tam da bu konuya dikkatlerimizi çekiyor. Demek ki insan nefsine uyar ve þuursuzca namaz kýlarsa netice böyle olur. Namaz, bunalan ruhlara, ümitsizliðe düþen gönüllere, huzursuz kalplere yegâne sýðýnaktýr. Ýç dünyasý için için kanayan, kanadýðý için de, karamsarlaþan, kararsýzlaþan ve arayýþlar içinde çýlgýnlaþan ruhlarýn tek tedavi yolu ve biricik mutluluk gýdasý da namazdýr. Namaz kýldýðý halde böyle þeylerden þikayet eden birisi kýldýðý namazýný gözden geçirmelidir. Çünkü “Kalk, namaz kýl. Namazda þifa vardýr” buyuran Peygamber Efendimiz (sas) –haþa- yalan söylemez. (Ýbn-i Mace Hn. 3458) Namazýný kýlan bir mü- hayat 15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431 min, gusül ve abdest ile vücut temizliðini, kirli ve pis elbiselerle ve pis yerlerde namaz kýlamayacaðý için elbise ve mekân temizliðini kendinden ayrýlamayacak bir kimlik haline getirmiþ olan insandýr. Diðer yandan namaz kýlan insan, daima ölümü hatýrlar, ihtiraslarýný dizginler, dünya hayatýna gerçekçi bir gözle bakmayý öðrenir, ölümle baþlayacak yepyeni ve ebedî hayata hazýrlýk þuurunu kazanmýþ olur. Hayatýn her anýnda samimî ve ihlâslý olmanýn vicdanî neþesini duyar. Saðlýðýmýzýn ebedî düþmaný manevî hastalýklar olan günahlardan korunur, ruhu kirleten her þeyden arýnmýþ olur. “Sizden birinizin kapýsý önünden coþkunca akan ve içinde günde beþ defa yýkandýðý bir nehir olsa, bu nehir onda kirden eser býrakýr mý? Pek tabii ki, býrakmaz. Beþ vakit namaz da böyledir. Bütün günahlarý temizler.” (Müttefekkun aleyh) Gerçek þu ki, namaz ha- kiki mü’min kimliðinin göstergesidir. Çünkü þuurla, kalbî huzurla ve devamlý olarak namaz kýlmak, ancak gerçek mü’minlerin yapabileceði ibadettir. Bunun içindir ki, Cenab-ý Hak: “Kalpleri ilâhî sevgi ve korku ile dolu olan kimselerden baþkalarý için namaz gerçekten çok aðýr bir yüktür.” (Bakara Suresi, [2:45]) buyurmuþtur. Samimi namaz kýlan müminler için ise þu övgüler ve müjdeler yine Peygamber lisanýndan süzülmüþtür: “Amellerin Allah’a en sevimli olaný vaktinde namaz kýlmaktýr.” (Tac, 1/134) “Kul namazda oldukça ilâhî rahmet üzerine iner.” (Tac, 1/135) “Ümmetine beþ vakit namazý farz kýldým. Beþ vakit namazý vaktinde kýlan kulumu cennete koyacaðýma da and içtim.” (Tac, 1/137) Namazýn bir kimlik haline gelmesi için daha küçük yaþlardan itibaren çocuklarýn namaza alýþtýrýlmasý gerekir. Mümin ana- Arslan, Baþkonsolos Yamancan’ý Ziyaret Etti viyesinin yükseltilmesi ve daha bilgili, daha eðitimli bir genç kuþaðýn yetiþmesine öncülük etmek ve gençlerimizin bilgi çaðýna daha iyi ayak uydurmalarýný saðlamak amacýyla derneklerimizi birer cazibe merkezi haline getirmenin gayreti içerisindeyiz. Bunun için el birliði ile vatandaþlarýmýza hizmetler sunacaðýz” dedi. DÝTÝB’in gerçekleþtirdiði çalýþmalarýndan dolayý tebrik ederek sözlerine baþlayan Baþkonsolos Aydan Yamancan da, en önemli meselenin eðitim olduðunu kaydederek þöyle konuþtu: “Bizim buradaki görevimiz vatandaþ- larýmýza yardýmcý olmaktýr. Baþarýnýn ön koþulu öncelikle eðitimdir. Eðitim de baþarýnýn ilk basamaðý da ailedir. Bu sebeble yaptýðýmýz faaliyetlere aileleri de teþvik etmeliyiz. Toplumda yapýlmasý gereken en önemli iþlerden birisi eðitimdir. Eðitim hayatýmýzýn her kade- dosya babanýn evladýna karþý en önemli vazifesi budur. Çünkü Rabbimiz Peygamberimizin þahsýnda “Ailene ve çocuklarýna namazý emret ve namaz kýlmada sabýrlý ol…” (Taha Suresi, [20:132]) buyurmuþtur. Bu âyetin indiriliþinden sonra, Peygamberimiz altý ay süreyle, evli kýzý Hz. Fatýma’yý sabah namazýna bizzat kaldýrmýþtýr. (Ýbn Kesir Tefsiri, Taha, 132) Namazýn kimliðimiz olmasý dileði ile konuyu bir ayet meali ile noktalýyoruz: “Allah anýldýðý zaman yürekleri titreyen, Allah’ýn âyetleri yanlarýnda okunduðu zaman imanlarýný arttýran, ancak Rablerine güvenen, namazlarýný dosdoðru kýlan, kendilerine rýzýk olarak verdiklerimizden Allah için harcayan kimseler (yok mu?) Gerçek mü’minler onlardýr. Rableri katýnda dereceler, baðýþlanma, bitmez- tükenmez güzel nimetler de onlarýndýr.” (Enfal Suresi, [8:2-4]) mesinde bize lazým olan, ilerlememiz ve yükselmemiz için ön þarttýr. Bunun için eðitimi olmazsa olmazlarýmýzdan anlayýþýyla kabul ediyoruz. Eðitime yapýlan yatýrým bu ülkenin geleceðine yapýlan yatýrýmdýr. Bu meyanda eyalet genelinde bir takvim hazýrladýk. Öðrenciler ve her iþ gruplarýndan baþarýlý gençlere bu takvimde yer verdik. Vatandaþlarýmýzýn birlik ve beraberlik içerisinde bulunmasýnda DÝTÝB’e baðlý derneklerimizin çok büyük katkýsý olmuþtur. Almanya’da Türk nüfusunun çoðunluðuna hitap eden en büyük sivil toplum kuruluþlarýndan bir tanesi de DÝTÝB’dir. Birbirimize baðlýlýðýmýz, dayanýþmamýz ve kaynaþmamýz çok önem arz etmektedir. Baþkonlosluðumuz olarak bir ihtiyacýnýz hasýl olduðunda sizlerin her zaman yanýnýzdayýz” dedi. 42. sayi sayfalar hessen 08.02.2010 haber I GMG Kuuzey Bavyera Bölgesi Salon SV Johannis’de muhteþem bir Fethi Mübin Kutlamasý ve Maidei Kur’an Proðramý yaptý. Salonu hýnca hýnç dolduran katýlýmcýlar, proðramýn derinliklerinde 7`den 70’e herkes kendini buldu. Avrupa Kur’an okuma birincilerinden Bülend Faruk Muhammed’in yürekten okuduðu Kur’an tilavetiyle baþlayan proðram, Ziya Karakaya Hoca`nýn idaresinde Ýstiklal Marþý okunarak devam etti. Proðramda IGMG Kuzey Bavyera Bölge Baþkaný Bilal Demiroðlu bir açýlýþ konuþmasý yaptý. ‘Katýlýmcýlarý selamladýktan sonra konuþmasýný, ‘çok dilli, çok dinli ve farklý kültürlü Avrupa Ülkesi olarak Almanya`da yaþayan insanýmýzý, kendi deðerlerimizi muhafaza ederek, bu topluma entegre edip, geleceðe güvenle taþýmak ancak böyle kendi deðerlerimize saygýlý, göze ve kulaða hitap eden seviyeli proðramlarla mümkündür. Gözü, kulaðý ve bütün duyularý ifsat eden olumsuzluklara karþý, müsbet proðramlarla islah çalýþmalarý yaparak, neslimizi eðiterek, geleceðe güvenle bakmak mümkün olur. Son zamanlarda, demokrasi sözcüðünü gayrý samimi dilinden düþürmeyen sorumsuz idarecilerin 13:51 Uhr Seite 15 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat 15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431 IGMG KUZEY BAVYERA`DA MAÝDE-Ý KUR`AN PROGRAMI sorunlarý çözmekten öte, sorun üreten söz ve uygulamalarý karþýsýnda endiþe etmiyoruz desek yalan olur. Ama tarih hep saðduyu’yu haklý çýkarmýþtýr diye konuþmalarýný sürdürdü. Proðrama katýlan misafirlerden IGMG Genel Sekreteri Oðuz Üçüncü de bir konuþma yaptý ve proðramý hazýrlayan IGMG Kuzey Bavyera Bölge Baþkanlýðýný tebrik ederek, dünyada her üç dakikada bir bebeðin açlýktan öldüðü bir dönemde sosyal hizmetler çalýþmalarýmýzla 75.600 küsür kurbanýn yanýna gönül dolusu sevgilerimizi ve kardeþliðimizi de koyarak, mazlum ve maðdur insanlara ulaþtýrmanýn hazzýný hep birlikte yaþýyoruz dedi. Proðrama TC. Nürnberg Baþkonsolosuna vekaleten katýlan Ýdari Ataþe Abdullah Tüylü Bey ile Din Hizmetleri 15 Ataþesi Dr. Cafer Acar Beyler de katýldýlar. Abdullah Tüylü Bey bir selamlama konuþmasý yaptý. Proðramý tebrik ederek, katýlýmcýlarý selamladýlar ve Baþkonsolos Ece Öztürk Çil Haným’ýn selamlarýný ilettiler. Günün Hatibi Prof. Dr. Ýhsan Süreyya Sýrma Hoca, Ýslam Tarihinden bir demet gül olarak yaptýðý konuþmada, Firavunlarýn karþýsýnda Musa`nýn mücadelesi, Nemrutlarýn karþýsýnda Ýbrahimlerin önemi, Ebu Cehillerin karþýsýnda Muhammed (s.a.v) Efendimizin mücadelesi ne ise, bugün hiçe sayýlan insanlýk onurunun düþtüðü yerden, hak ettiði yere kaldýrýlmasý mücadeleside o kadar önemlidir. Ýsrafýn ve isyanýn haddinihududunu aþtýðý bu gecede bu güzel proðramý düzenleyen siz Milli Görüþ’ün kýymetli mensuplarýný tebrik ediyorum dedi. Proðramda, aralara serpiþtirilerek coþturan ilahileriyle ‘Grup Þaheser’ ve Türkiye`den gelen çocuklarýmýzýn Burak aðabisi ve ekibinin muazzam performasyonlarý geceyi unutulmaz etti. Yapýlan Kur’an yarýþmasýnda dereceye giren gençlere laptop ve diðer hediyelerden sonra sponsor olarak destekleyen iþadamlarýna plakat takdimleriyle proðram sona erdi. 42. sayi sayfalar hessen 08.02.2010 13:51 Uhr Seite 16 42. sayi sayfalar hessen 08.02.2010 13:51 Uhr Seite 17 42. sayi sayfalar hessen 08.02.2010 18 Ýskender Güngör Kerpen Hakký bey, bize kendinizi tanýtýr mýsýnýz? Efendim ben 1980 yýlýnda Almanya`ya geldim. 1982 yýlý itibariyle de teþkilatta sýrasýyla Müteþebbis Heyet Baþkanlýðý, Hessen Bölgesi Gençlik Kollarý Bölge Yürütme Üyeliði, Rhein Saar Bölgesinde Gençlik Teþkilatý kurucu Bölge Baþkaný yine Rhein Saar Bölgesinde Kurucu Bölge Baþkanlýðý görevlerinde bulundum. Tabiî bütün bunlarý fahri olarak yürüttüm. Bunun yanýnda müteahhitlik iþlerine de burada olsun Türkiye`de olsun devam ettim. 2008 yýlýnda da Genel Baþkanýmýz Yavuz Çelik Karahan Bey`in ricasý üzerine ki burayla iliþkimizi kesip evi dükkaný kapatmýþtýk ki, yeniden dönüp Genel Baþkan Yardýmcýlýðý, Hac Umre ve Seyahat Baþkanlýðý göreviyle Teþkilata yeniden dönmüþ olduk. Bu birimde özellikle Tahir Köksoy kardeþimiz gibi görevini iyi bilen birisiyle çalýþmak iþimizi oldukça kolaylaþtýrdý. Hac ve Umre Seyahat biriminizden biraz bahseder misiniz? Þu anda Ýslam Toplumu Milli Görüþ Teþkilatlarý Batý Avrupa, Kanada ve Avustralya`da örgütlenmiþ durumda. Buna Ýngiltere de dahil. Dolayýsýyla bu ülkelerin tamamýndan hacý ve umreci götürüyoruz. Malumunuz olduðu üzere Hac ve Umre çalýþmalarýmýz 2009 yýlýndan itibaren bir Milli Görüþ kuruluþu olan “IGMG Hac Umre Seyahat Gmbh” adý altýnda kurduðumuz bu þirket tarafýndan yürütülmektedir. Dolayýsýyla Almanya`dan Avusturalya`ya kadar hac kotalarýný kullanmaktadýr. Genel olarak bu seyahatlarýn düzenlenmesi, fiyatýn belirlenmesi, Suudi Arabistan‘daki otellerin tutulmasý, Teþkilat‘ýn bütün birimlerinde alan hizmetinin verilip, teknik hazýrlýklarýn yapýlmasý, kayýtlarýn alýnmasý, uçaklarýn uçuþ planlarýnýn planlanmasý, havaalanlarýndaki organizasyonlar 13:51 Uhr Seite 18 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat 15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431 IGMG Hac ve Umre Gmbh Genel Müdürü Hakký Çiftçi Hac ve Umre Milli Görüþ ile yapýlýr gibi tüm görevler bizim birimimiz tarafýndan gerçekleþtirilmektedir. Hac organizatörlüðü ise hac esnasýnda hizmet veren bir birimdir. 2004-2005 yýllarý itibariyle Hac Organizatörü, diðer bir deyiþle Hac Emiri olarak, Kemal Ergün kardeþimiz bu birime çok ciddi katký saðladý ve saðlamaya da devam ediyor. Kendisine hizmetlerinden dolayý teþekkür ediyorum. Hacdaki yer hizmetlerinden tutun da, görevlilerin seçilmesi noktasýna kadar Hac Emirimizle beraber çalýþýp karar veriyoruz. Merkez Ofis büro müdürümüz Tahir Köksoy bey, Mustafa Göksu bey Suud Sorumlusu, Cengiz Daðdeviren bey hac esnasýnda Mekke sorumluluðunu yürütüyor, Ýsmail Sivri bey Cidde Havaalaný sorumluluðumuzu aðýrlýklý olarak yürütüyor. Ýþte böyle bir organiyasyonumuz var. Ortaklaþa yürüttüðümüz bir yapýmýz var. Alt üst birim diye hiçbirimizin kaygýsý yok. Hiyerarþik bir yapý içerisinde, görev paylaþýmýyla abi kardeþ iliþkisinine dayanan saðlam bir yapý oluþturduk. Hepimizin tek bir gayesi var; Cenab-ý Al- lah`ýn rýzasýný kazanabilmek. 2009 yýlýnda Allah nasip etti 40. Organizasyonu tamamladýk. Dolayýsyla Milli Görüþ Teþkilatlarýnýn Hac Organizasyonu bir marka oldu. Bu marka; tamamen 40 yýl boyunca bu organizede görev alanlarýn ortak emeði olup, bütün kardeþlerimizin özverili çalýþmasý, gayretleri, yaptýklarý hizmetleri ibadet aþkýyla yapmalarý, bu çalýþmalarýna ruh ve heyecan katmalarýyla gerçekleþmiþtir. Dolayýsla bütün kardeþlerimize teþekkür ediyoruz, ahirete gidenlere ise Allah`tan rahmet diliyoruz. Geçtiðimiz hac mevsiminde Kabe Ýmamý IGMG Hac Organizasyon Merkez‘ine bir ziyarette bulundu. Böyle ayrýcalýklý bir misafiri aðýrlamak sizleri heyecanlandýrdý mý? Normal þartlarda Kabe Ýmamlarýnýn böyle bir geleneði ve ziyaret alýþkanlýðý, onlarýn çalýþma usullerinde yok. Kabeyi Muazzamada namaz kýldýrmakla meþguller. Teþkilatýn yýllardýr disiplinli özverili çalýþmalarý, Suud Yönetimi tarafýndan takdirle karþýlanmýþtýr. Elbette 2,5 milyon hacýnýn içerisinde bizim götürdüðümüz 10 bin hacýnýn esamesi okunmaz. Ancak kardeþlerimizin ortaya koyduklarý disiplinli çalýþma düzeni Suud Makamlarýnýn sürekli dikkatini çekmektedir. Yani ciddi bir organize ortaya koyan, her yanýyla dört baþý mamur bir baþka organize de yok. Zaten 10 kiþiye bir görevli hizmet veriyor. Bu da dikkatleri çekiyor. Çünkü hiç bir yerde hizmetler aksamýyor. Suud makamlarýna þikayet gitmediði gibi övgüyle bahsediliyor. Orada zaten “Mektep” denilen haccýn alan hizmetlerini yürüten mutavvýflardan oluþan bir kurul var. Dolayýsýyla her organizeye bir mutavvýf atanýyor. Pasaportun girdisi çýktýsý, haccýn bütün organizasyonuyla görevli ki eðer hac organizeleri düzgün bir çalýþma ortaya koymazlarsa, mutavvýflar aþýrý derecede yoruluyor. Çünkü hac ibadetinin yapýlmasý gerekiyor, bunun yapýlmasýndan da Mektep sorumlu. Milli Görüþ organizesinde ise tabiri caizse Mutavvýflar yan gelip yatýyorlar. Çünkü biz hiç iþ býrakmýyoruz. Bu da tabiî dikkatlerden kaçmýyor. Mutav- röportaj výflar Hac Bakanlýðýyla çalýþýyor. Bunlarýn her yýl hac deðerlendirmeleri oluyor en ince ayrýntýsýyla bu bilgiler bir merkezde toplanýyor. Teþkilatýmýza zaten her yýl teþekkür belgesi geliyor. Bu yýl yine Suud Berlin Büyükelçiliði tarafýndan Teþkilatýmýza bir teþekkür belgesi gönderildi. Bu ayrýntýyý hiç ihmal etmiyorlar. Ýþte bütün bu öz verili çalýþmalar görevlilerin sabýrlý hizmet aþký gibi konular bir merkezde toplanýyor. Hac Emirimizin de giriþimiyle Kabe Ýmamý, Mekke‘deki irþad çadýrýmýzý ziyaret ettiler. Bu belki Mekke`de bir ilktir, ayrýcalýktýr, bizim için de þeref olmuþtur elhamdulillah. Yani iki yýldýr üst üste oradayým, kiminle görüþseniz herkes Milli Görüþü tanýyor. Tabiî benim bahsettiðim taným ifadesi, resmi makamlarýn hangi birimine giderseniz gidin oralarda tanýmayan yok anlamý için vurguladým. Bireysel planda ise insanlar bizden zaten vazgeçmiyor. Geçtiðimiz yýlki IGMG hacýlarýnýn yaþ ortalamasý kaç oldu. Diðer organizasyonlarla kýyaslandýðýnda ortalamanýz nasýl? Tabi biz bunu sürekli takip ediyoruz. Geçtiðimiz yýl yaþ ortalamasý umrecilerde 24 idi. Hacda da ortalamamýz 45 ila 46 yaþ ortalamasý olan hacýlara hizmet verdik. Bundan 5-6 yýl önce ise yaþ ortalamamýz 52 civarýndaydý. Bu yýlki en genç hacýmýz 14 yaþýnda Avusturya‘dandý. Avrupa‘da yüklü miktarda genç nüfusta hac talebi var. Bizler Avrupa‘daki kota uygulamasýndan dolayý, talebin ancak yarýsýný karþýlayabiliyoruz. Hac daha ifa edilmeden bir sonraki yýlýn kotasýnýn yarýsý dolmuþ oluyor. Bu gün itibariyle bütün bölgelerden haberler gelmeye baþladý ki, kontenjanlarýmýz dolmuþ durumda. Vatandaþlarýmýz ek var mý diye þimdiden sormaya baþladýlar. Bir de “Hac tercihlerinde, bize daha çok teþ- 42. sayi sayfalar hessen 08.02.2010 röportaj kilatýmýz dýþýndaki müslüman kardeþlerimiz raðbet gösteriyor” deniyor, bu doðru mu? Evet doðru. Bizim teþkilatýmýzla hiç bir baðý olmamýþ bizi tanýmayan, teþkilatýmýzýn hizmetlerinden istifade etmemiþ kardeþlerimiz bir þekilde hacca gitmeyi tercih ederlerse öncelikle Milli Görüþü tercih ediyorlar. Ancak biz de yer yoksa baþkalarýyla gidiyorlar. Bunu biz, birebir bu kardeþlerimizin kendi ifadelerinden öðreniyoruz. Mesela bu yýl bize Güney Bavyera bölgemizden bir bacýmýz geldi. 2009 yýlýnda ilk defa bizim umre organizemizle umreye gitmiþ, daha evvel ise 12 defa hacca gitmiþ. Bu kardeþimiz bu yýl 10 tane bayaný toplamýþ bizimle hacca geldiler. Bunun gibi bize geliyor ya da telefon açýyorlar, biz Milli Görüþü tanýmýyorduk ilk defa Hacda sizleri tanýmýþ olduk. Sizle yaptýðýmýz ibadeti sevdik, haccý sevdik, bize bunlarý tattýrdýnýz, Allah razý olsun diyorlar. Bu gibi yüzlerce, binlerce tebrikler alýyoruz. Sizinle hac yapan hacýlarýn istisnasýz tamamý organizasyonunuzdan memnun olduklarýný söylüyorlar. Fakat bu yýl hac dönüþü bazý kafilelerin 68 saat havaalanýnda bekledikleri olmuþ. Bunlara ne dersiniz? Bu yýl maalesef H1N1 virüsünden dolayý bir takým aksamalar oldu. Bazý uçak seferlerinin iptali vs gibi konular söz konusu oldu. Ayný þekliyle Avrupa‘dan uçuþlar noktasýnda sebebi tamamen bizim dýþýmýzdaki geliþmelerden kaynaklanan beklemelerimiz oldu, doðrudur. Maalesef yukarýda da deðindiðim gibi bu gecikmeler tamamen bizim irademizin dýþýnda geliþti. Ayrýca bu yýl havayollarýnýn dýþýnda Suud makamlarýndan da kaynaklanan kýsmi gecikmeler oldu. Ama biz uçuþlarla ilgili bundan sonra olmasý muhtemel sýkýntýlarý asgariye indirmek için görüþmelerimizi devam ettiriyoruz. 13:51 Uhr Seite 19 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir Avrupadaki ya da bizim havaalanlarýmýzdaki gibi Suudi Arabistan‘da da Domuz gribiyle alakalý tedbirler alýndý mý? Biliyorsunuz dünyada bir panik havasý oluþtu. Biz elhamdülillah Ramazan ayýnda da oradaydýk. O zamanlarda da dünyada griple ilgili bir hava estiriliyordu. Dünyanýn 170 ülkesinden her yaþam biçiminden gelmiþ insanlar beraberce oruç tuttular, Harem-i Þerifin içerisinde de milyonlarca insan beraberce nefes nefese namaz kýldýlar, Allaha þükür ki böyle bir vakaya biz rastlamadýk. Dolayýsýyla gördük ki bu Domuz gribi meselesi tamamen propagandadan ibaretmiþ. Deðilse, deðil onbinlerce yüzbinlerce insanýn ölmesi gerekirdi. Ama biz yine de tedbir açýsýndan hacýlarýmýza maskeler daðýtttýk. Avrupadan otellerimizin katlarýna dezenfekte stendeleri götürdük. Giriþ çýkýþlara asasörlere yerleþtirip hacýlarýmýza da söyledik. Tabi bu bu yýla mahsus deðil her zaman bu dezenfekteye ihtiyacýmýz var. Ama bu yýl daha bir özen gösterdik. Bizden baþka da bu dezenfekte stendelerini kullanan teþkilat olmamýþ. Bu konuda da „Ýlkler“ sahibi teþkilatýmýz bir ilki daha baþlatmýþ oldu. Bir de bu son iki üç yýlda hac ücretleri dikey bir çýkýþla oldukça yükseldi. Bu fiyat artýþýný sebebi ne? Evet son iki yýldýr hac ücretlerinde ciddi bir artýþ oldu. Bunun nedeni baþta Harem-i Þerifin etrafýnda bir imar deðiþikliðine gitti Suud hükümeti. Dolayýsýyla Harem-i Þerifin etrafýndaki otelleri yýktýlar. Bize gelen bilgiye göre 600 bin insanýn yatabileceði kadar oteller yýkýldý. Doðrudur, hakikaten yýkým hala devam ediyor. Oraya farklý bir görünüm vermek için, yeni binalar ve yeni dizaynla ilgili ellerinde projeler var. Bu otellerin yýkýlmasýndan ve yýkýlanlarýn yerine de yeni bina yapýlmamýþ hayat 15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431 olmasýndan dolayý otel fiatlarý % 100‘ün üzerinde bir artýþ gösterdi. Bu birinci sebep ikinciye gelince, 2008 yýlýnda Dünyada‘ki genel gýda fiyatlarýndaki artýþdan dolayý Suud‘daki gýdalarýn da artýþý ikinci bir etken oldu. Biliyorsunuz hacýlarýmýza üç öðün yemek veriyoruz. Eskiden bu yemek olayý yoktu. Hiyejenik þartlarý bir tarafa, hacýlarýmýz yemek yiyecekleri yerleri bulmakta güçlük çektiklerinden, ibadetlerinde aksamalar oluyordu. Bu gün ise açýk büfe þekliyle sabah 06.00‘dan gece 24.00‘e kadar üç öðün her zaman Hacýlarýmýzýn yemek yeme imkanlarý var. Dolayýsýyla bu ikinci faktör oldu hac fiyatlarýnýn yükselmesinde. Bir de son olarak Havayolu þirketlerinin fiyatlarýný artýrmasý da fiyatlarýn artýþýný tetikliyen bir baþka neden oldu. Ýster istemez bütün bu artýþlarý fiyatlara yansýtmak zorundasýnýz. Zira IGMG Hac Organizesi kar amaçlý organize yapan bir kurum deðildir. Ýslam`ýn 5 temel esasýndan biri olan Haccýn en iyi þekilde ifa edilebilmesi için, dini bir cemaat olan teþkilatýmýz tarafýndan insanlara yardýmcý olmak amaçlý sunduðu bir hizmettir. Hacýlarýn doya doya bu hazzý yaþamalarý için bu hizmetleri yapýyoruz. O yüzden dýþ faktörlerden gelen artýþlarý fiyatlarýn içerisine mecburi yansýtýyoruz. Bunlar zaruri artýþlar oldu. Fiyatlarýn artýþýnda hakikaten bizler de zorlandýk. Zira Avrupadaki insanýmýzýn geçim þartlarýný biliyoruz. Bu fiyat artýþlarý gayri ihtiyari tamamen bizim dýþýmýzdaki geliþen olaylardan kaynaklandý. Bildiðimiz kadarýyla önceleri Suud ya da Alman havayolu þirketlerini kullanýyordunuz. Uçuþlarýnýzý þimdi neden Türk Hava Yollarý ile yapýyorsunuz? Biz 12 ülkeden Hac organizesi gerçekleþtiriyoruz. Hamburg‘taki hacýyý Frankfurt`a taþýmak Almanyanýn içinde 700 km yol kat etmesi demek. Bir Güney Fransa‘dan Parise, Lyon‘a taþýmak, Kuzey Fransa`ya taþýmak, hacýlarýn kendi yaþadýklarý ülkelerde 1000 km‘ye varan yol kat etmeleri zorunluluðunu beraberinde getiriyor. Demek istediðim o ki Türk Hava Yollarý‘ndan baþka Avrupa`nýn neredeyse tüm merkezlerinden uçuþ yapan bir baþka filo yok. Bir de üstüne üstlük kendi ülkenizin þirketi. Ýþte asýl saðladýðý uçuþ avantajýndan dolayý hacýlarýmýzý bulunduklarý þehirden alýyoruz, Ýstanbul‘da büyük kafileler halinde birleþtirip Arabistan`a uçuruyoruz. Büyük kafilelerimizi zaten direk buradan yolluyoruz. Tahir bey kardeþimiz az önce önemli bir ayrýntýyý hatýrlattý. Bizim hacýlarýmýzýn kahir ekseriyeti Türkiye`de yaþadýðýndan Türk Hava Yollarý bizlere dönüþlerde Türkiye`de kalma, ayný biletle tekrar dönme imkaný saðladýðýndan, ayrýca bir avantaj daha saðlamýþ oluyor. Bir de son yýllarda oturttuðumuz yeni uçuþ programýna göre Medine`ye gidecek olan hacýlarýmýzý direk oraya uçuruyoruz. Cidde‘ye gidecekleri de direk Cidde‘ye uçuruyoruz. Böylece önceki yýllarda olduðu gibi Suud içerisinde gereksiz yere 500 km varan kara yolculuðunu hacýlarýmýz yapmamýþ oluyor. Bu da zorlu hac ibadetinin meþakkati yanýnda baþka bir kolaylýk olarak karþýmýza çýkýyor. Bizler de bütün bu saydýðýmýz avantajlardan dolayý THY`yý tercih ediyoruz. Geçtiðimiz günlerde Umre fiyatlarý ve programýnýzý açýkladýnýz. Þu ana kadar talep nasýl. Bir de gelecek yýl 2010 hac kayýtlarýnýz baþladý mý? Hac kayýtlarýmýz neredeyse bir yýl önceden doluyor. Özellikle IGMG ile Hac yapmak istiyen kardeþlerimiz kayýtlarýný bir iki yýl önceden yaptýrýyorlar. Biz de kayýt hiç bir zaman durmuyor, sürekli müracat oluyor, Hac bitiyor Umre baþ- 19 lýyor. Maalesef Avrupadaki Müslümanlar Umreyi müstakil bir ibadet olarak algýlamakta zorlanýyorlar. Halbuki Efendimiz “Umre küçük Hacdýr” buyuruyor. “Diðer Umre ile arasýndakilere keffarettir” buyuruyor. Hac senenin bir vaktinde yapýlýyor. Umre ise her zaman yapýlabiliyor. Fiyatlar Hac‘da Umre‘nin neredeyse üç katý civarýnda. Umre manevi bir eðitimdir. Avrupa‘daki kardeþlerimizi sýk sýk umreye gitmelerini tavsiye ediyoruz. Zaten Umre‘de fiatlarýmýzý minumum seviyede, masraflarýmýzý karþýlayacak miktarda tutuyoruz. Hatta özellikle Gençlik Umre‘sinde neredeyse üzerine cebimizden ekleyecek gibi bir tabloyla karþýlaþtýðýmýz anlar oluyor. Sabah kahvaltý akþam yemeði de bu fiyatlandýrmanýn içerisinde. Geçen yýl ilk defa özel kitap basýp hediye ettik. Gençlik Umre rehberi hazýrladýk. Hac rehberini yeniden hazýrlýyoruz. Umre tanýtým kliplerimizin görsel medyada reklamý yapýlmaya devam ediyor. Geçtiðimiz yýl ciddi sayýda kardeþimize umre ibadetini yapmalarýna teþkilatýmýz vesile oldu. Bu yýl da 6000 kadar bir umre hedefimiz var. Bu hakikaten büyük bir rakam. Ostern (Paskalya), Phfinsten(Ýlkbahar), Yaz ve Ramazan Umreleri olmak üzere yýlda 4 defa umre programýmýz var. 24 yaþ altý gençler için fiatýmýz 940, 24 üstü 1190 Eurodur. Bu yýl ayrýca ekstra olarak aile indirimlerimiz var. Ýki kiþiden baþlamak üzere gurup gidenlere indirim uyguluyoruz. Bu yýl ayrýca yaz Umresine gidecek olanlar ayrý bilet almadan, ayný biletle hem Kutsal topraklardaki umresini hem de Türkiye‘deki iznini yapýp dönebilecekler. Bize zaman ayýrdýðýnýz için þahsýnýzda tüm kurumunuzun çalýþmalarýnda baþarýlar dilerim. Asýl bizlere bu fýrsatý veren Hayat Gazete‘sine Teþkilatýmýz adýna bizler teþekkür ederiz. 42. sayi sayfalar hessen 08.02.2010 20 A vrupa Türk Ýslam Birliði Gençlik Kollarý 2. Amatör Kýsa Film Festivali Mainz Capitol Sinemasýnda gerçekleþti. Geçtiðimiz yýl 5 filmle birincisi düzenlenen film festivali bu yýl ATÝB’in Herrenberg, Bremen, Plochingen, Korbach, Horb, Remscheid, Kornwestheim ve Göppingen derneklerinin gençlik kollarýnýn hazýrladýðý toplam 8 filmle düzenlendi. 2.Amatör Kýsa Film Festivaline baþta, ATÝB Genel Baþkaný Selahattin SAYGIN, Genel Baþkan Yardýmcýsý Yakup TUFAN ve TÝDAF Þeref Baþkaný Ýhsan ÖNER’in içinde bulunduðu çok sayýda seçkin misafirler katýldý. Sunuculuðunu ATÝB Mainz Kýz Kollarý Baþkaný Aybüke AKÇAY’ýn yaptýðý festivale ilgi oldukça büyüktü. Aþýrý izdihamýn yaþandýðý ve birçok kiþinin ayakta izlemek zorunda kaldýðý Film Festivali, ATÝB Plochingen Gençlik Kollarýn’dan Uður GÖKTAÞ’ýn okuduðu Kur-an’ý Kerim’le baþladý. Okunan Ýstiklal Marþý ‘ýndan sonra AYÖG’ün (Avrupa Yüksek Öðrenim Gençliði) hazýrladýðý tahsil yapmanýn önemini vurgulayan kýsa bir film gösterildi. Ardýndan konuþma 13:51 Uhr Seite 20 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat 15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431 ATÝB GENÇLÝK KOLLARI 2. AMATÖR KISA FÝLM FESTÝVALÝ yapmak üzere kürsüye gelen ATÝB Gençlik Kollarý Genel Baþkan Yardýmcýsý ve AYÖG Baþkaný Gülden BAYRAK konuþmasýnda tahsil yapmanýn önemine deðinerek, etrafýmýzda sorun olarak gördüðümüz ve þikayet ettiðimiz meseleleri çözüme kavuþturmanýn en iyi yolu o konuyla ilgili yeterli bilgi ve becerilere sahip olmaktýr bu da tahsil yapmakla mümkündür dedi. ATÝB Gençlik Kollarý Okuyor Projesinin önemine de deðinen BAYRAK, boþ vakitlerimizi çok iyi deðerlendirmeliyiz sakýn boþ vaktimiz yok demeyin unutmayýnýzki 8 yýllýk saltanatýna kýtalarýn fethini sýðdýran Yavuz Sultan Selim Han develere yüklettiði kütüphanesini biran olsun yanýndan ayýrmazdý. Þehzadelik döneminde sadece 3 saat uyuyan Yavuz Sultan Selim kitap okumaya 8 saatini ayýrýrdý diyerek konuþmasýný sonlandýrdý. Daha sonra kürsüye gelen ATÝB Gençlik Kollarý Genel Baþkaný Oðuzhan ERKMEN konuþmasýnda, etkili iletiþim araçlarýndan olan sinemanýn önemine deðinerek bu sektörü elinde tutanlarýn kültürlerini neredeyse tüm dünyada egemen kýldýklarýný belirtti. Bununla ilgili Amerikayý örnek veren ERKMEN, Amerikanýn sinemayý kullanarak yaptýðý filmlerle nerdeyse tüm dünyayý etkilediðini ve bir çok kiþininde bu filmler sayesinde kendi ülkesinden çok o ülkeyle ilgili bilgi sahibi olduðuna dikkat çekti. Ayrýca ERKMEN, medyanýn gücünden çok, güçlerin medyasý olduðuna deðinerek, herþeyde olduðu gibi bu sektörde de etkili olmak öncelikle deðerlerine sahip çýkan insanlarýn meydana getirdiði güçlü toplumla mümkündür dedi. ATÝB Gençlik Kollarý Genel Baþkaný Oðuzhan ERKMEN, hazýrladýklarý filmlerle festivale katýlan tüm derneklerin gençlik kollarýna teþekkür ederek konuþmasýný sonlandýrdý. A r a þ t ý r m a c ý - Ya z a r Mahmut AÞKAR, Gazeteci-Yazar Muhsin CEYLAN ve Sinema Yönetmeni Ýsmail ÇELÝK’in jüri olduðu festivalde ATÝB Bremen Gençlik Kollarýnýn “KAYBOLAN GENÇLER”, Horb Gençlik Kollarýnýn “SON ATÝBLÝ”, Herrenberg Gençlik Kollarýnýn “ASÝMÝLE KAPISI”, Plochin- gen Gençlik Kollarýnýn “KÝMLÝK”, Korbach Gençlik Kollarýnýn “GÝZLÝ KELEPÇELER”, Kornwestheim Gençlik Kollarýnýn “KAYIP NESÝL”, Göppingen Gençlik Kollarýnýn “MÜSÝBET” ve Remscheid Gençlik Kollarýnýn “ÜLKÜCÜ ALLAHIN DAVASI” isimli filmleri gösterildi. Gençlerin kendi imkanlarýyla hazýrladýðý tüm filmler salondakiler tarafýndan alkýþlarla izlendi. Daha sonra konuþmasýný yapmak üzere kürsüye gelen ATÝB Genel Baþkaný Selahattin SAYGIN, gösterilen bütün filmleri çok beðendiðini belirterek, festivalde bulunmaktan duyduðu memnuniyeti dile getirdi. Kendisi için tüm filmlerin birinci olduðunu söyleyen SAYGIN, “önemli olan böylesine güzel bir faaliyete katýlmaktýr. Ben tüm katýlýmcýlarý ayrý ayrý tebrik ediyor ve bu faaliyetin ilerde daha da geniþletilerek daha çok filmle gerçekleþtirilmesini temenni ediyorum. Ayrýca bu faaliyetin gerçekleþmesini saðlayan Gençlik Kollarýný da baþarýlarýndan dolayý kutluyorum diyerek konuþmasýný sonlandýrdý. haber Salondakilerin heyecanlý bekleyiþleri jüri heyetinin dereceleri açýklamak üzere sahneye gelmesiyle bir kat daha arttý. Sondan baþlayarak dereceleri açýklayan jüri heyeti 2. Amatör Film Festivalinin üçüncülüðüne MÜSÝBET filmiyle ATÝB Göppingen Gençlik Kollarýný, ikinciliðe KAYIP NESÝL filmiyle ATÝB Kornwestheim Gençlik Kollarýný, birinciliðe ise ZÝKRULLAH filmi ile geçen yýlýn birincisi olan ve bu yýl da ÜLKÜCÜ ALLAH`IN DAVASI isimli filmiyle katýlan ATÝB Remscheid Gençlik Kollarýný layýk gördü. Ayrýca GÝZLÝ KELEPÇELER filmiyle de ATÝB Korbach Gençlik Kollarý jüri özel ödülüne layýk görüldü. Derecelerin açýklanmasýnýn ardýndan plaketlerin takdimi yapýldý. Üçüncünün plaketini ATÝB Genel Baþkan Yardýmcýsý Yakup TUFAN, ikincinin plaketini TÝDAF Þeref Baþkaný Ýhsan ÖNER ve birincinin plaketini de ATÝB Genel Baþkaný Selahattin SAYGIN takdim etti. ATÝB Gençlik Kollarý 2. Amatör Kýsa Film Festivali programý baþarýyla sunan ATÝB Mainz Kýz Kollarý Baþkaný Aybüke AKÇAY’ýn kapanýþ konuþmasýyla son buldu. 42. sayi sayfalar hessen 08.02.2010 özel köþe G üzüme gülen kadrimi bilen, yollarýma gül seren gerçek aþkým tut elimi. Cehaletin kavurucu sýcaðýnda buz gibi suyumsun, en kara kuyulara düþtüðümde saðlam bir halat, her yýkýlýþýmda tutup kaldýrýveren güçlü bir bilek. Bak yine düþtüm kaldýrýr mýsýn beni? Asýrlar öncesinden, topraða diri diri gömülüþümle baþladý zavallýlýðým. Etrafýmda ise “ölmeli” diye baðýran zavallýlar. Ve tam son nefesimi vereceðim anda ýþýklarýn arasýnda süzülüp Y Seite 21 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir Avukat Nalan SÖNMEZ enelde avukata danýþma ve onun sizi savunmasý bazý noktalarda çok gereklidir. Maalesef ki bazý vatandaþlarýmýz avukat ücretini karþýlayamýyacaklarýný düþündükleri için, iþlerini avukat aracýðýyla halletmekten kaçýnýyorlar. Avukat yardýmý devreye sokulmadýðý taktirde, sizin için daha dezavantajlý bir durum ortaya çýkýyor. Böylelikle mesela güya ödemediðiniz borcunuz diye size bir fatura gönderiliyor ve bunu gönderen kiþi sizi tehdit edip ödemediðiniz takdirde schufaya kayýtlý olacaðýnýzý iddaa ediyor. Çoðu kiþi bu riski göze almamak için bu ödemeyi yapýyorlar. Avukata ihtiyaç varsa ve az bir miktar maaþ alýyorsanýz, yetkili mahkemeye danýþma belgesi için baþvurabilir ya da tercih ettiginiz bir avukata gidip ondan sizin devlet yardýmý ödemeniz için devlete basvurmasýný rica edebilirsinir. Mahkemeden alacaðýnýz belge ile avukat sizin danýþmanlýk ve diðer iþlemleriniz için olan ödemeyi devletten talep edebilir. Bu sadece devletdýþý meselelerde, sivil ve iþ davalarýnda, yönetim, anayasa ve sosyal davalar için geçerlidir. Ceza davasý veya kurallara aykýrý gelinen davalarda sadece danýþma ücreti karþýlanýr. O devlet 13:51 Uhr hayat 15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431 Avukat tutmaya gücüm yok... ya da var mý? yardým kaðýdýyla avukatýnýz o dava için sadece danýþmayý deðil savunma için gerekli olan herþeyi, yazýþmalarý ve komple bütün davayý üstleniyor. Eðerki avukat davalarý için sigortanýz (Rechtschutzversicherung) varsa bu devlet yardýmý sizin için geçerli olmacaktýr. Davalarýnýzý sigortanýz üzerinden yürütebilirsiniz. Danýþma kaðýdý avukata gidilmeden önce mahkemeden alýnmalýdýr. Ama siz sadece danýþma için avukata gitmeyi düþünüyorsanýz, bu kaðýdý daha sonra da avukata iletebilirsiniz. Baþvurmuþ olduðunuz danýþma kaðýdýný mahkeme geri çevirirse ve siz kaðýtsýz bir danýþma aldýysanýz avukat ücretini karþýlamak durumundasýnýz. Danýþma kaðýdý sadece gerek duyulan kiþilere aylýk aldýklarý paranýn yüksek ol- madýðý taktirde verilir. Mal ve mülkünüz varsa, az maaþ alsanýz bile avukat ödemesini kendiniz üstlenmeniz gerekiyor. Mahkemeye danýþma kaðýdý için baþvurmak istiyorsanýz eðer orijinal belgelerinizi yanýnýza almanýz gerekiyor. ALG II (Sosyal yardým) alýyorsanýz, bunu aktüel yardým kaðýtlarýnýz ile belgeliyebilirsiniz. Genelde danýþma kaðýdý bu kiþilere baþka birþey gerekmeden veriliyor. Diðerleri ise mahkemede görevli olan kiþiye gelir ve giderlerinizi belgeleyen kaðýtlarý mesela hesap özetlerini (Kontoauszüge), son üç aylýk maaþ belgeleri (Einkommensnachweise der letzten drei Monate, ve kira sözleþmesini (Mietvertrag) getirmelidir. Aldýðýnýz maaþýnýzdan bütün giderleriniz çýkartýlýyor ve kalan miktar sosyal yardým para miktarýný geçmemek zorundadýr. ALG II yada sosyal yardýmda genelde az bir miktar alýndýðý için çoðu çalýþanlar kendi aldýklarý paranýn yüksek olduðunu düþünüp, danýþma yardýmý alabilmek için baþvurmuyorlar bile. Aslýnda genellikle bu düþünce çok yanlýþtýr. Eðer aldýðýnýz maaþ- Tut Elimi Ey NEBÝ! gelen bir kahraman. Sensin benim kurtarýcým. Bir leþ haline gelmek üzereyken, topraðýn dibinden çekip, üzerine çiçek diye gül diye ekensin. Kýymet bilensin, deðer verensin. Bugün þýmarmak düþer bana. Ben de deðerliyim, kadýným diyebilirim artýk. En nadide çiçekler güzel kokmalýlar ya! Güzel kokmalýyým ben de, en nadide salavatlarýný su gibi içerek, topraðýma çekerek. Ekmeðimi uzatansýn sen. Kapkara cahillerin “miras kýlýç kullarýnýn hakkýdýr” dediði karanlýk günlerde kýlýcýmý kuþatanýmsýn. Allah adýyla beni emin ellere emanet edensin, tüm güzelliðimi koruyacak örtümü dikensin. Evimi Cennet edip, sadakati öðreten ilk öðretmenimsin. Karanlýk gecelerime doðan koskoca güneþimsin. Çiçek güneþi her gün ister, rengini, kokusunu ve tüm güzelliðini güneþten 21 tan bir kaç büyük giderlerinize kiranýz, özel sigortanýz gibi benzeri miktarlarý çýkartýrsanýz hemen hemen ayný duruma gelinecektir. Danýþma belgesi direk olarak sizin için yetkili olan mahkemeden alýnabilir. Kendiniz giderseniz her açýdan daha iyi bir sonuç almanýz mümkün. Gitmeden önce mutlaka kendinizi açýk olup olmadýðý saatler hakkýnda bilgilendiriniz. Önce de belirtmiþ olduðum gibi gelirinizi belgeleyen kaðýtlarýnýzý (Einkommensbelege) ve giderlerinizi belgeleyen kaðýtlarýnýzý yanýnýza alýnýz. O belgeyle böylelikle istediðiniz ve tercih ettiðiniz avukata gidebilirsiniz. Avukatýn sizden talep edeceði tek miktar ise 10 EUR olucaktýr ama çoðu avukatlar bu miktarý almaktan bile vazgeçiyor. Bazý avukatlar danýþma belgesi olan kiþilerin davasýný üstlenmeyi reddediyor. Bu davranýþ uygun ve hiç caiz deðildir. Esasen avukatlar danýþma belgeli kiþilerin davalarýný üstlenmek zorundadýr. Sadece çok önemli ve özel durumlarda avukat davayý üstlenmeyi reddetebilir. Ama 10 EUR´luk miktardan baþka bir ödeme yapmak zorunda deðilsiniz. alýr. Güneþ olmasa çiçek olur mu? Yaþar mý ki Ey Resül? Sana düþen hergün ayný azametinle doðmak, bana düþünse sana layýk olmak. Adýný hergün anýp topraðýmý temiz tutmak. Diþiliðini kullanan Züleyha deðil, kiþiliðini kullanan Sümeyye olmak. Dað yine güneþ gibi ey Nebi, heryer yine kararýyor. Uzansana halat gibi ey Resül, kadýn kuyu diplerinde. Topraðýmýz kuruyor yaðmur getir ey Nebi, yine kapýna geldim; Tutar mýsýn elimi? 42. sayi sayfalar hessen 08.02.2010 22 Seite 22 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir Fatih AKSAY B u isim çok önemli ve muhim bir isim! Ninova Asur devletinin tarihte baþkenti olmuþ, harikulade olaylarýn cereyan ettiði, güzel bir Peygamberin gönderildiði ve muazzam bir kýssanýn geçtiði dikkate alýnýlmasý gereken ibretlik bir yer! Kainatýn Efendisi Muhammed Mustafa salla’llahu aleyhi ve sellemin de, en önemli bir zamanda iþaret buyurduðu latif bir belde! Ninova Musul tarafýnda, Irak’ta bulunmaktadýr. Rasulullah salla’llahu aleyhi ve sellem beþerdi, ama o normal sýradan bir beþer deðildi. O, taþlarýn arasýndaki bir yakut gibiydi. O’nun sözleri az ve özlü idi. O her zaman karþýdakinin gönlüne hitap eder, kalpleri kazanýr ve onu öldürmeye gelenler onda dirilirlerdi. O asla katý kalpli, sert mizaçlý birisi deðildi. Tebessümü yüzünden hiç eksik olmazdý. Bütün bunlara da; kendisine olan Allah’u Teala’nýn rahmetiyle kavuþmuþtu. Zaten Allah’u Zulcelal de ona, “Sen (o zaman), sýrf Allah’ýn rahmetiyle onlara karþý yumuþak davrandýn. Eðer kaba, katý yürekli olsaydýn, onlar senin etrafýndan daðýlýp giderlerdi. Artýk onlarý sen baðýþla, onlar için Allah’dan maðfiret dile. (Yapacaðýn) iþlerde onlara da danýþ, bir kere de azmettin mi, artýk Allah’a dayan. Muhakkak ki Allah kendine dayanýp güvenenleri sever.” buyurdu. Ali Ýmran: 59 O, insanlarýn durum ve seviyelerini tartar ve ona göre onlarla konuþur gönülleri fethederdi. Herkese iyilikte bulunur düþmanlarý bile onu taktir etmek mecburiyetinde kalýrlardý. 13:51 Uhr Ýþte onu yakýn akrabalarýnýn da içerisinde bulunduðu (bazý amcalarý) gibi kavmi Mekke’den dýþarýya çýkardýlar. O kendisini çok seven bir nevi dayýlarýnýn bulunduðu, anne tarafýndan akrabalarý olan, kendisine de çok deðer veren Taif’lilerin yanýna gitmeye karar verdi. Böylece ilk hicretini Taif’e yaptý. Daha önce kendisine deðer veren ve Hýrýstiyan olan Taif’liler, O’nun Peygamber olduðunu öðrenince yüz çevirdiler ve çocuklara O’nu ve arkadaþý Zeydi taþlattýlar. Allah Rasulu salla’llahu aleyhi ve sellem yaralanmýþtý ve tekrar oradan dönerken, Addes adýnda bir baðbana rastladý baðban içeriye davet etti, sonra tanýþmaya baþladýlar ki; Allah Rasulu salla’llahu aleyhi ve sellem, nerelisin dedi, Addes Ninova’lýyým deyince Kainatýn Efendisi, kardeþim Yunus Aleyhisselam’ýn memleketindensin dedi. Baðbanla hemen bir karabet (yakýnlýk) kurdu. Baðcý güzel bir salkým hayat 15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431 SAHÝFELER Ninova-1 üzüm getirdi, ikramda bulundu. Rasulu Kibriya salla’llahu aleyhi ve sellem salkýmý aldý ilk taneyi koparýrken BÝSMÝLLAH dedi ve yemeye baþladý. Bunun üzerine Addes O’na sen bir peygambersin dedi ve tasdikte bulunup müslüman oldu. Ýþte bu Rasulullah salla’llahu aleyhi ve sellemdi. O’nun yüce ahlaký ve her þeydeki özel itinasý hayat bahþediyordu, insanlarý diriltiyor ve Hakk’a çekiyordu. Çünkü O, her zaman yemeye, Allah celle celaluhu’nun adýný anarak baþlardý ve yerken içerken hep böyle yapýlmasýný da emir ve tavsiye buyururdu. O’nun bu ulvi hareketi Addes’in hidayetine vesile olmuþtu. Rasulullah salla’llahu alayhi ve sellem bir hadisi þeriflerinde þöyle buyurdu; “Bismi’llah de, sað elinle ve önünden ye.” Buhari ve Müslim rivayet etmiþtir. Yine baþka bir hadis-i þerifte; “Yemek yediðiniz zaman Allah’ýn adýný ya- dediniz. Eðer yemeðin evvelinde Besmeleyi unutursanýz “Bismi’llahi evvelehu ve ehirahu” (evveli içinde, sonu için de Bismi’llah deyin.)” buyurmuþtur. Ebu Davud ve Tirmizi rivayet etmiþtir. Rasulullah salla’llahu aleyhi ve sellem, Mekke’den çýkarýlýp, Taif’lilerin de taþlayýp geri dönderdikleri zaman mealen þu duayý yapmýþtý. “Ýlahi, kuvvetimin zaafa uðradýðýný, çaresiz kaldýðýmý, halk nazarýnda hor görüldüðümü, ancak sana arz eder, sana þikayet ederim. Ey merhametlilerin en merhametlisi! Beni kime havale ediyorsun. Herkesin zayýf görüp de dalýna bindiði çaresizlerin Rabbi sensin. Ýlahi! Huysuz, yüzsüz bir düþman eline beni düþürmeyecek, hatta hayatýnýn dizginlerini eline verdiðin akrabadan bir dosta bile beni býrakmayacak kadar bana merhametlisin. Gazabýný bana çevir- özel köþe menden, öfkeni üzerime i n d i r m e n d e n , gökleri ve yeri aydýnlatan, karanlýklarý daðýtan, dünya ve âhiret iþleri onunla yoluna giren kerim Zâtýnýn nuruna sýðýnýyorum. Sen bana kýzgýn olmadýktan sonra baþkasýnýn düþmanlýðýna hiç de önem vermem. Ýlahi! Sen razý olasýya dek affýný diliyorum. Bütün kuvvet, her kudret ancak Sendendir.” Bizler de bu memleketlerde özellikle, onun getirdiklerine en güzel þekilde tabi olmalýyýz. O’nu hayatýmýza örnek almalýyýz. O’nun yaptýklarýný yapmak için gayret etmeliyiz. Çocuklarýmýza O’nu çok iyi tanýtmalý, öðretmeli ve her türlü güzelliklere O’nun vesile olduðunu ve çýðýr açtýðýný müslim, gayri müslim herkese, her daim en yumuþak ifadelerle anlatmalýyýz. Çünkü O, Allah cellecelaluhu tarafýndan alemlere rahmet olarak gönderilmiþtir. Bütün insanlara müjdeleyici ve uyarýcý olarak gönderilmiþ bir peygamberdir. O, en zor ve güç durumda bile kendisini Mekke-i Mükerreme’den çýkaran kimselerin helakýný istememiþti... Bu son noktayý ve özellikle Yunus aleyhi’sselamý, O’nu balýðýn yutmasýný, Allah’ü Zülcelal’in ifadesiyle “Eðer o, Allah'ý tespih edip yüceltenlerden olmasaydý, mutlaka insanlarýn diriltileceði güne kadar balýðýn karnýnda kalýrdý.” Saffet suresi 144, hususunu gelecek sayýda yazacaðým inþallah. Gelecek sayýda görüþmek dileðiyle hayýrhah olup (hayýrsever, hep hayýr üzere olan), hayýrlarla dolasýnýz temennisiyle, bilvesile selamlarýmý bildiririm. 42. sayi sayfalar hessen 08.02.2010 haber B u kez çýðlýklar çok uzaklardan, okyanus ötesinden Haiti’den geldi. Son 200 yýlýnýn en þiddetli depremiyle yýkýlan Haiti’de ölü sayýsýnýn yüzbinleri bulabileceði belirtiliyor. Dünyanýn en fakir ülkelerinden Haiti yakýnlarýnda meydana gelen 7,0 þiddetinde deprem ülkeyi yerle bir etti. Baþkent Por-AuPrince’deki bir çok binayý harabeye çevirdi. Yýkýntýlar altýnda çýka- 13:51 Uhr Seite 23 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat 15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431 Haiti`ye Acil Yardým çaðrýsý rýlmayý bekleyen on binlerce ceset var. On binlerce insan yaralandý kendilerine uzanacak merhem beklemektedir. Milyonlarca insan evsiz kaldý, aç kaldý ve susuz kaldý. Bir lokma ekmek ve bir damla su beklemektedir. Anasýzbabasýz kalan ço- cuklar sokaklarda ne yapacaðýný ve nereye gideceðini bilemeden çaresizlik içinde hýçkýrarak aðlamaktadýr. Haiti’de umutlar tükenmekte ve hayat durmak üzere.. Þimdi yardým elini uzatma zamaný!.. Þimdi çýðlýklarý duyma zamaný! Þimdi yaralarý sarma zamaný!.. Þimdi insan- 23 lýðýmýzý bir daha hatýrlama zamaný!.. Bu kez de dünyanýn batý bölgesine gönül köprüleri kurma zamaný!.. Dünyanýn her hangi bir köþesinde dini, ýrký ve görüþü ne olursa olsun yardýma muhtaç insanlara ulaþma ilkesinde olan Uluslararasý Ýnsani Yardým Teþkilatý (IHH), þimdi de Haiti’deki muhtaç insanlara yardým ulaþtýrmak için kampanyayý baþlatmýþ bulunmaktadýr. 42. sayi sayfalar hessen 08.02.2010 13:51 Uhr Seite 24 42. sayi sayfalar hessen haber 08.02.2010 13:51 Uhr Seite 25 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat 15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431 25 42. sayi sayfalar hessen 08.02.2010 13:51 Uhr Seite 26 42. sayi sayfalar hessen 08.02.2010 özel köþe Seite 27 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir Selma ÖZTÜRK K utsal topraklarý ziyaret etmek her kula nasip olmaz diye düþünürdüm eskiden. Fakat zamanla, yaþadýðým ömrümde yapmýþ olduðum tecrübelerden sonra bunun böyle olmadýðýnýn kanaatine vardým ve fikir deðiþikliði yaptým. Bazen ise tekrar eski düþüncelerim ihya oluyor, aðýrlýk kazanýyor ve her þeye raðmen, yine de oralara gitmek ve oralarý görmek herkese nasip olmaz tahminine kapýlýyorum. Son zamanlarda beni hakikaten çok sevindiren geliþmelere þahid oluyorum ve bu geliþmeler ümitsizlik diyarýna hareket etmeme müsaade etmiyor. Duydukça mutlu olduðum ve tüylerimi diken diken eden geliþmelerdir bunlar. Gençlerimizde (bilhassa genç kýzlarýmýzda) bir Umre seyahatý, kutsal topraklarý görüp, oralarla tanýþmak meraký oluþmuþ, gençlerimiz fevc fevc (akýn akýn) Umre’ye gidiyorlar, Beytullah’ý görmek istiyorlar ve Allah’ýn evini ziyaret ediyorlar. Elhamdulillah! Allah sayýlarýný artýrsýn. Allah-u Teala bizlere 18 yaþýndayken ilk Umre’mizi nasip etmiþti. 18 yaþýndayken Kabe’yle tanýþtýk ve Allah Rasul’unu Medine’de ziyaret ettik. O zamanlarý yapmýþ olduðumuz Umre gezimizin bir özelliði daha vardý. Mekke ve Medine öncesi Filistin’e, Kudüs’e gittik ve böylece Ýslam dininin üç en büyük ve en önemli mekanlarýný sýrasýyla gözle görmek nasip oldu. Mescid-i Aksa, Mescid-i Nebevi ve Mescidi Haram... Her birini de genç yaþta görmeyi nasip etti Allah. Bu seyahat biraz da iptallah sonra babamýn sayesinde gerçekleþmiþti. Babacýðým bizlere bu hususta destekleyip, bizi o zamanlarý oralarý götürmeseydi, Allahu alem... Genç yaþlarda Kabe’yle tanýþtýktan sonra, yaþamýþ olduðumuz anlar ve olaylar, gördüðümüz mekanlar ve yerler ve nitekim o müthiþ intibalar üzerimize o kadar büyük ve derin bir etki býraktý ki, Umre dönüþü Kabe’nin hasretine dayanamaz olduk. Onu öyle özledik ki, aradan iki yýl bile geçmedi 13:51 Uhr hayat [email protected] ve 20 yaþýnda tekrar ikinci bir kez Umre (bu kez Ramazan Umre’si) yaptýk. Kabe’yle özlem giderdik. Ramazan ayýnda oralarda Teravih namazlarý kýldýk (Tegabb’Allahu minna ve minni). Bu sefer ki Umre’mizde babam bize refakat etmedi. Bu kez maddi hamimiz bizi manevi hamimize emanet etti, Yaradana emanet etti, çünkü gittiðimiz yer belliydi. Gittiðimiz yer Beled-ul Emin, yani Emin belde idi. O belde emin belde, o belde Allah Rasul’unun doðduðu ve öldüðü beldedir. Oralara giden hiç doyar mý? Gönül bir türlü tatmin olmuyordu. Tekrar gitmek istiyorduk. Bir kez daha Umre’ye gitsek... Allah-u Teala -ne kadar memnun olmuþ olsa da- demez mi ki, “Kulum, üç kez Umre yapmaya geldin. Öyle imkanýn vardý da neden Hac’cýma gelmiyorsun? Peþpeþe Umre’ler yapýp Umre’lerle yetiniyorsun? Hac’ca niyetin yok mu? Seni bir de Hac’cýma bekliyorum. Zil-Hicce ayýnda buralarda görmek istiyorum.” düþüncesiyle Allah’tan da çekinip, ihtiyat ederek, Hac vecibemizi ifa etmek için niyet ettik. 25 yaþýnda Allah-u Teala Hac’cý nasip etti. Nasip etti, kabul da etmiþtir, inþaallah. Bunu burada bu þekilde tarif etmemin sebebi þudur, efendim: Oralarda görüp ya- 15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431 Umreye giden gençler þananlar tarif edilemez. Orada olup bitenleri herkes, her nefis kendince yaþamasý lazým. Ve en önemlisi bir an evvel yaþamasý lazým. Allah gitmek isteyen herkese ve gitmek istemeyen herkese de oralarý görmeyi nasip etsin. Bilhassa genç yaþlarda nasip etsin. Amin! Nitekim, kalbinde zerre kadar iman taþýyan bir insan için kutsal topraklarý görüpte, oralardan etkilenmemek mümkün deðildir efendim! Kesinlikle mümkün olmadýðýný düþünüyorum. Çünkü oralar buram buram Ýslam tarihi kokuyor, Oralarda buram buram Peygamber izleri mevcut. Hz. Muhammed (s) –aradan 1400 sene geçmesine raðmen- oralarda “yaþýyor”. Burada söylemek istediðim önemli husus þudur. Ýnsanýn genç yaþta kutsal topraklarý görmesidir. Hayattaki önemli þeyler tehir etmeye gelmez. Ýþte bunlardan biride hiç kuþkusuz Hac ve Umre’dir. Gençler oralarý görmelidir. Bir an evvel hayatlarýnda kutsal topraklarý görmeleri gerekir. Genç yaþta Kabe’yle tanýþan bir genç muhakkak onun etkisin altýnda kalacaktýr, oralardan etkilenip, payýný ve ibretini alacaktýr. Oradaki teneffüs ettikleri hava, ciðerlerinin içine, ta dibine öyle bir sinecektir ki, o nefesler ciðerlerinin duvarlarýna yapýþýp, yerleþecektir. Ve almýþ olduklarý o nefeslerini, dönüþlerinde Avrupa’ya, Almanya’ya taþýyacaklardýr. Oradaki biriktirdikleri “imani” tecrübeler, o körpecik yavrularýmýzýn imanlarýna iman katacaktýr. Bu tecrübeyi bizzat yaþadýðým için, burada bütün gençlere Umre’ye gitmelerini tavsiye ediyorum. Ve bilhassa velilere bir ricada ve öneride bulunmak istiyorum. Ýmkaný olan her anne baba çocuðuna bir iyilik yapmak istiyorsa, onu bir an evvel Umre’ye göndersin. Evladýna bir Umre seyahati (bir armaðan veya ödüllendirme olarak) yapma imkanýný saðlasýn. Nice beþ vakit namaz kýlmayan gencin, Umre sonrasý namazýna baþladýðýný bilirim. Umre seyahatý ve tecrübeleri sonrasý hayatýnda bir dönüm noktasý olduðunu anlatan gençlerimizi bilirim. Burada kendimden bir misal verebilecek olursam: Bendeniz çok küçük yaþlarda dini bir eðitim almama raðmen, ilk Umre’mden döner dönmez kutsal topraklardan çok etkilenmiþtim. Kudüs’ü ve El-Halil’i (Hebron kenti; Hz. Ýbrahim’in kabrinin bulunduðu mekan) gördükten sonra, Tevrat’ý anlayabilmek için, Ýbranice öðrenmeye karar vermiþtim. Yeþil Kubbe’yi gözle gördükten sonra (sýrf kuru ekranda deðil), Peygamberimi 27 daha þuurlu ve bilinçli bir þekilde idrak etmiþ oldum. Beytullah’ýn önünde, o 15 metre yüksekliðindeki yapýnýn önünde, ona bakarak namaz kýldýðýmda, Allah’ýn evi iþte buymuþ diyebildim. Kabe’nin önünde dikilip, namaz kýldýðým bir gün imam bir namaz esnasýnda aðlamaya baþladýðýnda onun neden aðladýðýný çok merak etmiþtim. Fakat onu lisan yetersizliðinden dolayý anlayamamýþtým. O zamanlarý Arapça bilmediðim için, ne dediðini, neden aðladýðýný bilmiyordum. Anlamadýðým halde, ben de onunla birlikte aðladým, lakin aðýdýmýn kalite ve deðerinin onunkisi ile ayný olmadýðýný biliyordum. Bu durum benim o kadar aðýrýma gitmiþti ki, beni o kadar rahatsýz etmiþti ki... Dönüþümde derhal rahmetlik hocamda medrese eðitimime baþlamaya niyet edip, karar vermiþtim. Bu niyetim iþte Umre’ye gittikten sonra oluþtu. Gitmeseydim, belkide bu merakým oluþmazdý. Eminim her genç oralarý gördükten sonra, kendisini tekrar suale çekecektir, hayatýndaki eksiklerini gözden geçirip, ona göre giderecektir. Ýnsanoðlu istedikten sonra, Allah-u Teala ona kapýlarýný açýyor, efendim ve ona o kadar çok imkan veriyor ki, Yeter ki insan o merciye baþvursun, baþvurmasýný bilsin... Burada gençlere diyeceðim tek þey þudur: Beytullah sizi bekliyor gençler! Allah Rasul’u sizi bekliyor. Onlarý daha fazla bekletmeyin! Hayatýnýzdaki önemli þeyleri bile bile tehir etmeyin! Günden güne atmayýn! Gençlik yýllarý çok çabuk geçen yýllardýr. Fakat ayný zamanda en önemli ve en verimli yýllardýr. Bu yüzden insan gençlik yýllarýný deðerlendirip, ona göre doldurmasý lazým. Ömür çok kýsa. Aldýðýmýz her nefesle beraber hayatýmýzý tüketiyoruz ve ne kadar nefesimizin kaldýðýný bilmediðimiz için, tedbirimizi alalým. Yoksa mahþer günü Allah’ýn gölgesinde ve himayesinde olan yedi zümreden biri olmak istemiyor musunuz? 42. sayi sayfalar hessen 08.02.2010 28 I 13:51 Uhr Seite 28 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat 15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431 IGMG Kuzey Bavyera`da Aile ve Çocuk Eðitimi semineri GMG Kuzey Bavyera Bölgesi Hersbruck Cemiyeti Kadýn Kollarý Baþkaný Meral Göne tarafýndan Hersbruck Þubesinde düzenlenen Aile ve Çocuk Eðitimi, güzel bir salonda mutevazi bir katýlýmla gerçekleþti. Program açýlýþ Kur`an-ý Kerimi ile baþladý. IGMG Kuzey Bavyera Bölgesi Hersbruck Cemiyet Baþkaný Vedat Arýk bir selamlama konuþmasý yaptý. Proðrama IGMG Kuzey Bavyera Bölge Baþkaný Bilal Demiroðlu de katýlarak bir konuþma yaptý. IGMG Kuzey Bavyera Bölge Baþ- kaný Bilal Demiroglu yaptýðý konusmasýnda “Hersbruck Þubesindeki çalýþmalarý tebrik ve takdir ettikten sonra, elhamdülillah bütün Þubelerimizde Aile Eðitim Uzmaný Psikolog Ayþe Serap Þahiner Hoca Haným ile Aile Eðitim Seminerleri verilerek, insanýmýz eðitim taramasýndan geçti. Bizi biz yapan deðer- G IGMG Rhein-Neckar-Saar Bölgesi Toplu Sabah Namazlarý Programýný baþlattý eleneksel olarak her yýl yapýlan ve büyük bir raðbet gören Toplu Sabah Namazlarý programlarý yeniden baþlatýldý. Konu ile ilgili açýklama yapan IGMG Rhein-Neckar-Saar Bölge Baþkaný Yaþar Cimþit; “Bölgemizde bulunan camilerimizde her iki haftada bir deðiþik þehir ve kasabalarda topluca Sabah Namazý kýlýnarak büyük bir coþku ve huþu içinde Pazar günleri uygulanan bu güzel çalýþmamýza yoðun bir ilgi ve alaka görmekteyiz. Deðiþik þehirlerdeki Müslümanlarýn kýlýnan Sabah Namazlarýna koþarak G eleneksel olarak yýlda birkaç defa tertip edilen ve 2009 yýlýnýn son bilardo turnuvasýna her zamanki gibi yoðun bir katýlým oldu. Grup elemelerinin ardýndan, çeyrek final ve yarý finalde büyük çekiþmelerden sonra finalde yýllarýn þampiyonu Kütahyalý Süleyman Aktaþ ile Nevþehirli Ahmet Doðan arasýnda nefes kesen bir müsabakanýn katýlmalarý ve Pazar olmasý münasabetiyle yapýlan bu ibadete yüzlerce müslümanýn iþtirak etmesi, bizleri sevindirmektedir. Her Pazar sabahý bir Bayram coþkusu þeklinde lerden en önemlisi ve en baþta geleni aile mefhumudur. Ama maalesef bugün bir yýlda yapýlan evliliklerdeki boþanma oraný %38, büyük, küçük, yaþlý ve gencin katýlýmý, Sabah Namazý sonrasý yapýlan topluca dua ve sohbetten sonra ev sahibi cemiyetin sunmuþ olduðu ikramdan sonra mutlu bir Pazar gününü deðerlen- beþ yýlda boþanma oraný %80 leri buluyor. Bu olumsuz tablonun altýnda bilgi eksikliði ve kültürel bozulmuþluk yatýyor. Ýþte bu manada insanýmýzýn en önemli yarasýna bir nebze melhem oluruz düþüncesiyle bu proðramý belli periyotlarla yapmaya devam edeceðiz” dedi. Hatibemizle 16 Cemi- masý temennisinde bulundular. Tertip komitesi baþkaný Nedim Yorulmaz da turnuvaya katýlanlara teþekkür etti ve devamýnýn geleceði sözünü verdi. Ayrýca turnuvalara sponsorluk yapan Lezzet yetimizde olumsuz kýþ þartlarýnda, hiç birini aksatmadan hizmetimizi sunduk diyerek sözünü bitirdi. Programda Ayþe Serap Þahiner Psikolog kiþiliðiyle Aile ve Çocuk eðitimine Ýnanç ve Ýman çerçevesinde Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)’i örnek alarak Ailenin önemini ve çocuk eðitimini yaklaþýk 4 saat süren konuþmasýnda dinleyenleri koltuklara baðlamýþcasýna adapte ederek anlattý. Allah sevgisi Ailenin temelini saðlamlaþtýrýr diye sözünü bitirdi. Program kapanýþ Kur`an-ý Kerim ile sona erdi. dirmiþ oluyorlar. Böylece hem kardeþliðin hem de ibadetin zevkine varýlmýþ olunuyor. Amacýmýz müslümanlarýn ibadetlerini topluca bir arada yapmalarýný saðlamaktýr” dedi. Walldorf Mevlana Camiinde Bilardo Turnuvasý ardýndan 2010 yýlýnýn ilk þampiyonu Ahmet Doðan oldu. Birincilik ödülünü 2009 yýlýnýn son þampiyonu Bekir Þen`den aldý. Kardeþlik ve dostluðun pekiþtiði turnuvaya katýlanlar bu tür turnuvalarýn sýk sýk yapýl- haber Döner Produktion GmbH`ya, Reifen Keskine ve Esbek Teppiche katkýlarýndan dolayý teþekkür etti. 42. sayi sayfalar hessen 08.02.2010 13:51 Uhr özel köþe H Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir M. Salih AYDIN Hicri Yýlbaþý Hakkýnda Müslümanlarýn ne Düþündükleri! Ne kadar da Hicri Yýlbaþý desek de o kadar sönük geçiyor ki sanki dünyada en azýnlýk Ýslam dünyasý. Kime tebrik gönderdimse de yok sayýda iyi tepkiler geldi. Bu sayý 100 E-mail 50 sms ve 7 Ýslami site. Hala ne Hicreti ne de Kerbela`yý anlamýþ deðiliz. Birilerinin kuyruðuna takýlmýþ gidiyoruz. Kurtuluþu kurtulmazlardan arýyoruz. Miladi yýlbaþý geldiðinde de çocuklarýmýzý nasýl kurtarýrýz diye alternatif geceler sunmaya çalýþýyoruz. Bu iþte bir yanlýþýmýz yok mu? Tabiî ki var parayý sevdiðimiz kadar seviyor muyuz canýmýz çocuklarýmýzý. Evetse bir þey yok zaten kaybetmiþiz yok hayýr dedikse evlere, bahçelere, dükkânlara, arsalara, arabalara yatýrdýðýmýz paranýn kaçta kaçýný çocuðumuza ilerisi için yatýrým yaptýk. Ayrýca kaç saatimizi onlar için ayýrdýk. Kendimizi sorgulamamýz gerekmez mi hala zamanýmýz var ama bu son fýrsat. Kýzýmýz pantolon üstü baþýný uyduruk örtü ile gözlerimizi büyülerken sustuk. Oðlumuz zaten hayatýnda hür namazýndan niyazýndan ve hatta öðrendiði surelerden, itikattan amelden kaç soru sorduk ama nadir de olsa okul derslerini sorduk. Kafamýzý ellerimizin arasýna alýp geçmiþimizi bir süzgeçten geçirelim inþaALLAH… Ve gelelim hacarabýn serüvenlerine. ETLER BÖYLE Seite 29 15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431 Hacarabýn Serüvenleri [email protected] YENÝR Ben 4 veya 5 yaþýndayým. Halamlar o zamanlar Ankara Polatlý`da oturuyorlar. Eniþtem yemek olarak þiþ kebap yaptý. O zamanlar eti her zaman nerde göreceksin. Et ortaya gelince ben attýðýmý yutuyorum. Bu durumu gören halamýn oðlu o nasýl yutuyorsa onun yuttuðunu ben de yutarým diyor. Bir de baktýk ki halamýn oðlu yerde debeleniyor. Eti yutamamýþ gözleri dýþarý fýrlamýþ. Babasý parmaðýyla çýkarmasaydý iþi zordu. Ama annem beni boþ býrakmadý bir þey yapmadýðým halde dayaðý yiyen yine ben oldum. HEPSÝNÝ YÝYORMUSUN SEN? Karaman'ýn Kâzýmkarabekir ilçesi aðalarýndan biri, ayný ilçe ulemasýndan Necati Yeniel Hoca'ya: - Yav, Hoca, sen bu kadar kitabý ne yapýyorsun Allah aþkýna be? Hepsini okuyor musun sen bunlarýn? der dururmuþ Necati Yeniel Hoca'nýn zengin kütüphanesini her görüþünde. Bir, iki, üç derken bir gün yine ayný merak içinde bu soruyu sorar- ristiyan ve Ýslam Topluluðu Derneði (CÝG) dinlerarasý diyalog baðlamýnda yeni bir internet sitesi oluþturdu. Dernek www.christenundmuslime.de internet adresinde dinlerarasý diyalog, yeni basýlý eserler ve programlar ile ilgili aktüel bilgiler sunuyor. Bunun yanýnda sitede Hristiyan-Ýslam diyalogu ile ilgili bilgiler de yer alýyor. Hristiyan ve Ýslam Topluluðu Derneði’nin (CÝG) yeni oluþturmuþ olduðu www.christenundmuslime.de adlý internet adresinde kendi faaliyetleri hakkýnda da bilgiler veriyor. Sitenin ziyaretçilerine servis bölümünde kurum ve kiþiler için çeþitli imkânlar sunuluyor. Ayrýca dernek hayat 29 ken, tevafuk bu ya, Karasakal Hoca da oradaymýþ. Adam yine: - Yav, Hoca! Hepsini okuyor musun sen bunlarýn? deyince, Karasakal Hoca: - Ülen para keratasý, demiþ, kaç dönüm tarlan var senin? - Binlerce... - Kaç havayý zahire kaldýrdýn bu tarladan? - Milyonlarca... Kaç koyunun var? Kaç evin? - Ohooo-oh! Yorma Hoca beni Allah aþkýna yav! Ne bileyim ben bu kadar koyunum var? Adedini mi bilirim? - Peki! Lan kerata, hepsini yiyor musun sen bunlarýn? Hepsinde oturuyormusun o evlerin? Deyince, adam anlayacaðýný anlamýþ ve Necati Yeniel Hoca Karasakal'a: - Hay nüktelerinle bin yaþa be hoca demiþ, herifin aðzýný bir türlü kapatamýyordum. Sen kilitleyiverdin geçtin gittin be! Hay Allah razý olsun! HACARAP TANKER ÞOFÖRÜ Babam zamanýn birinde bir aðanýn tankerinde þoför olarak iþ alýr. Mersinden akaryakýt getirecek. Daha ilk gün malý alýr ve gelirken Toroslarýn o dönemeçlerine normal araba gibi girer. Girer ama þöyle bir uçurumun ucunu görünce rengi atar. Ve bir daha dönemeçlere öyle girilmeyeceðini öðrenir ama o korkuyu atlatamaz ve 1 ay sonra iþi býrakýr. Kardeþim Babamý Nasýl Atlattý Babam ve annem anlaþýrlar Konya’da dini bir film oynayacak. Bizi atlatýp Konya’ya gidecekler ve filme bakacaklar bizim oðlan durumu fark etmiþtir. Arabanýn içinde saklanýr. Babamlar Konya’ya yaklaþýnca: - Ben buradayým diye çýkar ve o da onlarla sinemaya gider. KUMPANYA KIYAÐI Karasakal Hoca, bir tarihte, Akþehir Garajýnda. Konya'ya bilet alacak, fakat: - Boþ yer yok!... Diyor giþe görevlisi. Ne yapsýn? O tarihlerde bugünkü gibi bir sürü þirket, bir sürü vasýta yok. Giþenin karþýsýndaki bir bankoya Hristiyan ve Ýslam Topluluðu Derneði’nden yeni web projesi internet sitesi aracýlýðý ile gönderilen sorularý yanýtlamak suretiyle danýþmanlýk hizmeti de veriyor. Derneðin internet sitesinde bulunan basýlý eserler bölümünde Hristiyan-Ýslam diyalogu, Almanya’da Ýslami yaþam üzerine klasikler ve Ýslam ile ilgili genel bazý kitaplar hak- kýnda kýsa tanýtým yazýlarý bulunuyor. Hristiyan ve Ýslam Topluluðu Derneði (Die Christlich-Islamische Gesellschaft e. V.) Hristiyan ve Ýslam Topluluðu Derneði, Almanya’daki eski ve en büyük Hristiyan Ýslam diyalogu or- 29 oturuyor, beklemeye baþlýyor bir vasýta gelir diye. Derken, az sonra, dýþardan biri geliyor, giþeye eðiliyor, biletini alýp gidiyor. Hemen ardýndan biri daha geliyor, o da biletini alýyor. Bir daha, bir daha... Aaaa! Hoca'dan sonra gelip bilet alanlarýn hepsi de asortik, kýravatlý tipler olunca... Hoca kendisine bir hinlik edildiðini zehabýna kapýlýyor ister istemez. Ýhtimal vermiyor ama, baþka bir anlam da veremeyince, yerinden kalkýp giþeye yaklaþarak, görevliye: - Beyefendi, diyor, þu boynunuzdaki kýravatý bir dakikalýðýna bana verebilir misiniz? - Ne yapacaksýn Hacý emmi? Diye soruyor giþe görevlisi. Azýcýk yýlýþýk. Karasak Hoca: - Ne yapacaksýn oðlum, boynuma takýp senden bilet alacaðým! Derken, bu konuþmaya tanýk olan bir aktör yaklaþýyor yanlarýna. Ve durumu izah ediyor. Meðer Hoca'ya gerçekten de bir hinlik edilmemiþ. Arabada gerçekten de boþ yer yokmuþ. O kravatlý beyler, Akþehir'e gelmiþ bir tiyatro gurubunun aktörleriymiþ. O alýnan biletlerin paralarý da çoook önceden verilmiþ. Karasakal Hoca'ya durumu izah eden aktör gurubunun baþýymýþ. Hoca'nýn nüktedanlýðýndan pek hoþlanmýþ ve bir çaresini bulup onu da arabalarýna almýþ. Bugünlükte bu kadar dostlar kalýn saðlýcakla. ALLAH’a emanet olun. ganizasyonu olma özelliðini taþýyor. Dernek 1982 yýlýndan bu yana Müslümanlar ve Hristiyanlar ile Kilise ve Ýslami organizasyonlar arasýnda diyalog ve iþbirliði için çalýþýyor. Dernek ayrýca Almanya Hristiyan Ýslam Diyalogu Koordinasyon Konseyi’nin kurucu üyesi. Dernek bünyesinde Müslüman ve Hristiyanlar eþit ve iþbirliði içerisinde çalýþýyor. Derneðin ilkeleri arasýnda “Ortaklýklarýn ortaya çýkarýlmasý, ayrýlýklarýn ise mümkün oldukça karþýlýklý anlaþmayý ilerletecek þekilde deðerlendirilmesi” yer alýyor. Derneðin hedefini Almanya, Avrupa ve tüm dünyada dini cemaatlerin eþit sayýlmalarý oluþturuyor. 42. sayi sayfalar hessen 30 08.02.2010 13:51 Uhr Seite 30 Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir hayat 15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431 bulmaca 42. sayi sayfalar hessen 08.02.2010 13:51 Uhr Seite 31 42. sayi sayfalar hessen 08.02.2010 13:51 Uhr Seite 32
Benzer belgeler
PDF SAYI 42 - Hayat Online
ekonomik kriz Almanya`yý derinden etkiledi. Derinden etkiledi ama
etkilenenler maalesef halk kesimi
oldu. Geçen senenin mali portrelerine baktýðýmýzda Alman ekonomisi ihracat fazlasý verirken buna ...