Eğitim Araştırmaları
Transkript
Eğitim Araştırmaları
ISSN: 2148-2896 JOURNAL OF COMPUTER BİLGİSAYAR VE EĞİTİM AND EDUCATION ARAŞTIRMALARI RESEARCH DERGİSİ ISSN: 2148-2896 Year/Yıl 2013 Volume/Cilt 1 Number/Sayı 2 Editör Editor Tamer KUTLUCA Tamer KUTLUCA Yazı İşleri Müdürü Director Murat YALMAN Murat YALMAN Editörler Kurulu Adnan BAKĠ AlipaĢa AYAS Aytekin ĠġMAN Ayhan KürĢat ERBAġ Gabija SEREIKIENE Hüseyin UZUNBOYLU Lucas OBERHOLZER Editorial Board Murat ALTUN Özcan DEMĠREL Richard KRONIG Salih ÇEPNĠ Selahattin GÖNEN S.Sadi SEFEROĞLU Thomas GOLL Web Editörü Web Editor Murat YALMAN Murat YALMAN Dil Editörü Language Editor Mehmet DURANLIOĞLU Mehmet DURANLIOĞLU İletişim Contact [email protected] [email protected] Tel: 0412 248 83 99 Dahili: 8974 Tel: +90412 248 83 99 Internal: 8974 Web Sitesi Web Site www.joucer.com Hakkında About JCER yılda iki kez yayın yapan uluslararası hakemli bir dergidir. JCER is an international refereed journal that is published two times a year. Sorumluluk Responsibility Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir. . The responsibility lies with the authors of papers JOURNAL OF COMPUTER BİLGİSAYAR VE EĞİTİM AND EDUCATION ARAŞTIRMALARI RESEARCH DERGİSİ Year/Yıl 2013 Volume/Cilt 1 ISSN: 2148-2896 Number/Sayı 2 Hakem Kurulu/Referees Dr. Selahattin ARSLAN KTU, Türkiye Dr. Meral GÜVEN Anadolu University, Türkiye Dr. S. Sadi SEFEROĞLU Hacettepe University, Türkiye Dr. Ahmet BACANAK Amasya University, Türkiye Dr. Thomas GOLL Dortmund University, Germany Dr. Ufuk ŞİMŞEK Atatürk University, Türkiye Dr. Vahit BADEMCİ Gazi University, Türkiye Dr. Skirmante BIRZIETIENE Vilnius University, Lithuanian Dr. Recep BİNDAK Gaziantep University, Türkiye Dr. Wilfred BOS Dortmund University, Germany Dr. Christian BRUHWILER StGallen, Switzerland Dr. İbrahim BUDAK Erzincan University, Türkiye Dr. İlhami BULUT Dicle University, Türkiye Dr. Muammer ÇALIK KTU, Türkiye Dr. Güney HACIÖMEROĞLU Onsekiz Mart University, Türkiye Dr. Faik KANATLI, Mersin University, Türkiye Dr. Michael PFEIFER Dortmund University, Germany Dr. Ruhan KARADAĞ Adıyaman University, Türkiye Dr. Nimet PIRASA Rize University, Türkiye Dr.Orhan KARAMUSTAFAOĞLU Amasya University, Türkiye Dr. Hasan Said TORTOP Bülent Ecevit University, Türkiye Dr. Semra KIRANLI Osmangazi University, Türkiye Dr. Naim UZUN Aksaray University, Türkiye Dr. Richard KRONIG StGallen, Switzerland Dr. Elena VARZARI Alecu Russo State University, Romanian Dr. Asiye TOKER GÖKÇE Kocaeli University, Türkiye Dr. Ünal ÇAKIROĞLU KTU, Türkiye Dr. Erhan METİN Çankırı Karatekin University, Türkiye Dr. Kemal DOYMUŞ Atatürk University, Türkiye Dr. Lucas OBERHOLZER StGallen, Switzerland Dr. Rıfat EFE Dicle University, Türkiye Dr. Behçet ORAL Dicle University, Türkiye Dr. Gülay EKİCİ Gazi University, Türkiye Dr. Tuncay ÖZSEVGEÇ KTU, Türkiye Dr. Selahattin GÖNEN Dicle University, Türkiye Dr. Nurettin ÖZGEN Ankara University, Türkiye Dr. Ramazan GÜRBÜZ Adıyaman University, Türkiye Dr. Erol TAŞ Ondokuz Mayıs University, Türkiye Dr. Kürşat YENİLMEZ Osmangazi University, Türkiye Dr. Fatih YILMAZ Dicle University, Türkiye JOURNAL OF COMPUTER BİLGİSAYAR VE EĞİTİM AND EDUCATION ARAŞTIRMALARI RESEARCH DERGİSİ ISSN: 2148-2896 Year/Yıl 2013 Volume/Cilt 1 Number/Sayı 2 İÇİNDEKİLER CONTENTS Yıl 2013 Cilt 1 Sayı 2 Year 2013 Volume 1 Number 2 ÇavuĢ ġAHĠN, Serdar ARCAGÖK ÇavuĢ ġAHĠN, Serdar ARCAGÖK İlköğretim Öğretmenlerinin Eğitim Araştırmalarına Yönelik Yaklaşımları ……….…1 Elementary School Teachers’ Approaches towards Educational Research……………1 Ġ. Ümit YAPICI, Murat HEVEDANLI Biyoloji Öğretiminde BİT Kullanımı Tutum Ölçeğinin Türkçeye Uyarlanması: Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması.………….………..………21 Çiğdem ġAHĠN, Elif BÜLBÜL, Ümmü Gülsüm DURUKAN Öğrencilerin Gök Cisimleri Konusundaki Alternatif Kavramlarının Giderilmesinde Kavramsal Değişim Metinlerinin Etkisi………..38 İ. Ümit YAPICI, Murat HEVEDANLI Adaptation of Using ICT in Biology Teaching Attitudes Scale to Turkish: A Validity and Reliability Study…………………………21 Çiğdem ġAHĠN, Elif BÜLBÜL, Ümmü Gülsüm DURUKAN The Effect of Conceptual Change Texts on Removing Students’ Alternative Conceptions about Celestial Bodies……………………38 Adem BEYHAN Adem BEYHAN Eğitim Örgütlerinde Eylem Araştırması………………………………………...65 Action Research in Educational Organizations………………….……..65 Tüba KÜÇÜK DOĞAROĞLU Tüba KÜÇÜK DOĞAROĞLU Türkiye’de Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu ile İlgili Çalışmaların Yürütüldüğü Lisansüstü Tezlerin İncelenmesi……………….90 Research Attention Deficit and Hyperactivity Disorder on Graduate Thesis and Dissertation in Turkey………………90 www.joucer.com www.joucer.com Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com İlköğretim Öğretmenlerinin Eğitim Araştırmalarına Yönelik Yaklaşımları1 Elementary School Teachers’ Approaches towards Educational Research Çavuş ŞAHİN2, Serdar ARCAGÖK3 Öz Abstract Mesleki yetkinliklerini arttırmak için tüm bireyler gibi öğretmenler de alanlarındaki gelişmeleri takip edip, edindiklerini uygulama alanına taşımalıdırlar. Eğitim alanındaki güncel bilgileri öğretmenlerin kullanımına sunan başlıca kaynaklar ise eğitim araştırmalarıdır. Bu bağlamda, öğretmenlerin eğitim araştırmalarına yaklaşımlarının önemli olduğu düşünülerek bu yaklaşımların belirlenmesi araştırmanın amacını oluşturmuştur. Araştırma, tarama modelinde betimsel bir çalışmadır. Örneklemde Çanakkale’de görevli 206 ilköğretim öğretmeni bulunmaktadır. Ölçme aracı olarak Borg’un (2009) geliştirdiği anket kullanılmıştır. Verilerin analizinde ise frekans, yüzde, vb. betimsel istatistikler kullanılarak öğretmenlerin farklı özelliklerine ait dağılımlar belirlenmiştir. Öğretmenlerin önemli bir bölümünün eğitim araştırmalarını takip etme (f=116; %56.30) ve yapma (f=107; %51.90) sıklıkları “Bazen” düzeyindedir. Araştırma yapma nedenleri arasında “mesleki gelişim için iyi olduğunu düşünmek” ve “araştırma yapmaktan hoşlanmak”, yapmama nedenleri arasında ise “zamanım olmadığından”, ve “asıl işim olmadığından” en sık belirtilenlerdir. Ayrıca, öğretmenlere göre “araştırmacıların objektif olması” ve “öğretmenlere kullanabilecekleri yeni fikirler vermesi” araştırmaların sahip olması gereken özelliklerin en önemlileridir. Araştırma senaryolarından 4. (f=113; %54.9) ve 2. (f=108; %52.4) senaryolar en çok “Kesinlikle Araştırmadır” olarak belirtilenlerdir. Ayrıca, öğretmenlerin iş yoğunluğunun araştırmaya zaman kalacak şekilde Teachers, like all individuals, have to follow the developments in their field to increase their professional competencies and transfer the received knowledge to application area. The sources which offer the current knowledge from education field to use of teachers are educational researches. In this context, approaches of teachers intended for educational research are thought as important, and determining these approaches is consisted of the purpose of this study. The study; in a survey model, is a descriptive research. Sample of the study is composed of 206 elementary school teachers from Çanakkale. The questionnaire developed by Borg (2009) was used as a measurement instrument. In data analysis, descriptive statistics such as frequency, percentage, etc. were used and assessed distributions according to different characteristics of teachers. Following educational research (f=116; %56.30) and doing research (f=107; %51.90) by teachers are in ‘Sometimes’ level. By teachers, “thinking as good for professional development” and “enjoying with doing research” as causes of doing research, and “lacking of time” and “doing research is not my main task” as causes of not doing research are indicated. Besides, “researchers should be objective” and “educational researches should give new ideas for use of teachers” are the most important features of educational research according to teachers. Fourth (f=113; %54.9) and second scenarios (f=108; %52.4) among ten research scenarios are marked mostly as “Definitely Research”. Additionally, teachers have expectations 1 Bu makale 5-7 Eylül 2013 tarihinde düzenlenen 22. Ulusal Eğitim Bilimleri Kurultayında sözlü bildiri olarak sunulmuştur. Doç. Dr.; Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü, csahin [email protected] 3 Arş. Gör., Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü, [email protected] 2 Cilt 1 Sayı 2 (2013) 1-20 1 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com düzenlenmesi ve branşlarıyla ilgili konferanslara katılmaları için desteklenmesi gibi beklentilerin öne çıktığı görülmüştür. Sonuç olarak öğretmenlerin eğitim araştırmalarına yönelik yaklaşımlarının olumlu olduğu fakat araştırma yapma ve takip etme sıklıklarının istenen düzeyde olmadığı söylenebilir. like their work intensity should be arranged to provide time for doing research and they should be supported for participating to conferences related their educational field. As a result, teachers’ approaches towards educational research are positive but their following research and doing research incidences are not in desired level that can be said. Anahtar kelimeler: Eğitim Araştırması, Yaklaşım, Öğretmen, İlköğretim Keywords: Educational Research, Approach, Teacher, Elementary Education Giriş Bilgi çağı olarak da adlandırılan içinde bulunduğumuz 21. yüzyılda başta bilim ve teknoloji alanları olmak üzere tüm alanlarda baş döndürücü bir hızla değişim ve gelişim yaşanmaktadır. Gerçekleşen bu hızlı değişim ve gelişimi attırarak sürdürmesi beklenenler ise eğitim yaşamlarında edinecekleri yaratıcı düşünebilme, öğrenmeyi öğrenme, fikirlerini ve düşüncelerini uygulamaya aktarabilme, vb. birçok yeterlik ile birlikte günümüz öğrencileridir (Çömek, 2009). Bu tür niteliklerin kazandırılmaya çalışıldığı öğrencilerin farklı öğrenme tarzları ve bireysel özelliklere sahip oldukları da bilinen bir başka gerçektir (Demirel, 2000). Bu farklı özelliklere ve öğrenme tercihlerine sahip öğrencilere gerekli bilgi ve becerilerinin kazandırılacağı öğretim yaşantıları da okullarda öğretmenler tarafından sunulmaktadır (Gülbahar, 2005). Bu anlamda, öğretmenlerin etkin öğrenme ortamlarını oluşturmaları ve her öğrenciye öğrenme fırsatı tanıyacak şekilde öğretme yöntem ve teknikleri kullanmaları başlıca görevlerindendir (Kılıç, 2006). Öğretmenler, bu önemli görevi yerine getirebilmek ve her zaman öğrencilerine en etkili öğrenme yaşantılarını sunabilmek adına mesleki gelişimlerini daima sürdürmek durumundadırlar. Öğretmenlerin mesleki gelişimlerine katkı sağlayacak başlıca kaynaklar ise “araştırma süreçlerinin kavramsallaştırılması, gözlemlenmesi ve sistematik olarak kaydedilmesi, gözlemlenen verilerin analiz edilmesi ve elde edilen verilerin yayımlanması” olarak tanımlanan eğitim araştırmalarıdır (Mortimore, 2000). Bu anlamda, amacı ‘eğitim uygulamalarının anlaşılması ve geliştirilmesi’ olan eğitim araştırmalarından yararlanma yollarının etkin kullanımına ilişkin bilgilerin ve güncel eğitim araştırmalarına ulaşma yollarının öğretmenler tarafından bilinmesi beklenmektedir (Ekiz, 2006; Everton, Galton & Çavuş ŞAHİN, Serdar ARCAGÖK 2 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Pell, 2000). Öğretmenlerin eğitim araştırmalarından etkin olarak yararlanmalarının yanı sıra günümüzde birer eylem araştırmacısı olarak çeşitli düzeylerde eğitim araştırmaları gerçekleştirmeleri de istenen bir durumdur (Furlong & Oancea, 2005; İşman, Altınay-Aksal, ve Altınay-Gazi, 2009; Rossouw, 2009). Diğer taraftan, eğitim araştırmalarıyla ulaşılan sonuçların uygulama alanına taşıyıcıları olan öğretmenlerden beklenenler kadar öğretmenlerin de eğitim araştırmalarına ve eğitim araştırmacılarına ilişkin görüşleri ve beklentileri önemlidir. Araştırmanın Amacı Akademisyenler, eğitimciler, öğretmenler, öğretmen adayları, öğrenciler, vb. birçok grupta yer alanlar tarafından eğitim araştırmaları gerçekleştirilmekte veya eğitim araştırmalarından yararlanılmaktadır. Bu gruplar içerisinde eğitim araştırmaları ile elde edilen bilgileri uygulama alanına taşıyanların başında ise öğretmenler gelmektedir. Bu nedenle, araştırma öğretmenlerin ile eğitim uygulama alanı araştırmalarına arasındaki ilişki boşluğu yaklaşımları, doldurması beklentileri ve beklenen eğitim araştırmalarının sahip olması gereken niteliklere ilişkin görüşleri büyük bir önem arz etmektedir. Bu doğrultuda yapılan çalışmalar incelendiğinde ise; öğretmenlerin eğitim araştırmalarına ilişkin düşüncelerini konu edinen çalışmaların “Öğretmenlerin Eğitim Araştırmalarına Yönelik Tutumları (Berliner, 2002; Ekiz, 2006; Öztürk, 2011)”, “Öğretmenlerin Bilimsel Araştırmaya İlişkin Görüşleri (İncekara, 2013; Sarı, 2006)” şeklinde olduğu görülmektedir. Ayrıca “Öğretmenlerin Araştırma Temelli Uygulamalara İlişkin Görüşleri (Boardman, Argüelles, Vaughn, Hughes, & Klingner, 2005; Slavin, 2002)”, “Eylem Araştırmacısı Olarak Öğretmenler (İşman, Altınay-Aksal, ve Altınay-Gazi, 2009; Rossouw, 2009)” konularının ön plana çıktığı görülmektedir. Bu çalışmaların büyük bir bölümünde öğretmenlerin eğitim araştırmalarına ilişkin temel görüşleri, araştırma yapma ve yapılan araştırmalardan yararlanma sıklıkları ile beklentilerine yer verilmiş olmasına rağmen öğretmenlerin araştırma yapma ve yapmama nedenleri ile araştırma örnekleri sunularak eğitim araştırmalarında öğretmenlere göre bulunması gereken temel nitelikleri konu edinen bir çalışmaya rastlanmamıştır. Ayrıca, 4+4+4 olarak isimlendirilen yeni eğitim sistemdeki ilk ve ortaokulların temelini oluşturan ilköğretim okulları daha geniş bir yapıda eğitim-öğretim uygulamalarını gerçekleştirmelerine rağmen önceki çalışmalara bu okullarda görev yapan Cilt 1 Sayı 2 (2013) 1-20 3 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com öğretmenlerin tümü yerine belli öğretim alanlarında görev yapan öğretmenleri konu edinen çalışmalar gerçekleştirildiği görülmektedir (Ekiz, 2006; İncekara, 2013). Bu bağlamda, ilköğretim okullarında görev yapan öğretmenlerin bütünün eğitim araştırmalarına ilişkin yaklaşımlarının örnek eğitim araştırmaları üzerinden belirlenmesinin önemli olduğu düşünülerek araştırma konu yapılmıştır. Bu çerçevede yapılan araştırmanın amacı; ilköğretim öğretmenlerinin eğitim araştırmalarına ilişkin yaklaşımlarının incelenmesidir. Öğretmenlerin eğitim araştırmalarına ilişkin görüşleri ve beklentileri doğrultusunda, öğretmenlerin eğitim araştırması yapma ve eğitim araştırmalarından yararlanma düzeylerini arttırıcı yönde önerilerin ortaya konulması ise araştırmanın bir diğer amacıdır. Araştırma Modeli Yöntem Araştırma, Karasar (2007) tarafından “çok sayıda elemandan oluşan bir evrende, evren hakkında genel bir yargıya varmak amacıyla, evrenin tümü ya da ondan alınacak bir grup, örnek ya da örneklem üzerinde yapılan tarama düzenlemeleri” olarak tanımlanan tarama modelinde betimsel bir çalışmadır. Örneklem Araştırmanın örneklemi, 2011-2012 Eğitim-Öğretim yılında Çanakkale İli Merkez İlçesi’nde yer alan ilköğretim okulların arasından rastlantısal örnekleme tekniği ile belirlenen 19 ilköğretim okulunda görevli 206 öğretmenden oluşmaktadır. Örneklemi oluşturan ilköğretim öğretmenlerin kişisel ve eğitimsel bazı özelliklerine ait betimsel istatistikler ise Tablo 1’de yer almaktadır. Çavuş ŞAHİN, Serdar ARCAGÖK 4 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Tablo 1. Öğretmenlerin Çeşitli Özelliklerine Ait Frekans ve Yüzde Dağılımları Özellikler Yaş n % Cinsiyet n % Öğrenim Durumu n % Öğretim Branşı n % Mesleki Kıdem n % 1 23-33 50 24.3 Erkek 85 41.3 Önlisans 42 20.4 Sınıf Öğretmeni 125 60.7 1-10 yıl 52 25.2 2 34-43 64 31.1 Kadın 121 58.7 Lisans 147 71.4 Branş Öğretmeni 81 39.3 11-20 yıl 58 28.2 3 44-53 71 34.5 4 54 ve üstü 21 10.2 Toplam 206 100 206 100 Lisansüstü 17 8.3 206 100 206 100 21-30 yıl 66 32.0 31 yıl ve üstü 30 206 14.6 100 Veri Toplama Araçları Araştırmada veri toplama aracı olarak; öğretmenlerin eğitim araştırmalarına yaklaşımlarını belirlemek için Borg (2009) tarafından geliştirilmiş bölümler ile araştırmacılar tarafından düzenlenen kişisel bilgiler formundan oluşan bir anket kullanılmıştır. Borg (2009) tarafından geliştirilen anketin Türkçe’ye uyarlanması Şahin, Arcagök ve Apaydın (2011) tarafından gerçekleştirilmiştir. Türkçe’ye uyarlama sürecinde Şahin, Arcagök, & Apaydın (2011) düzenledikleri anketin Türkçe formunun iki Türkçe uzmanının görüşleri doğrultusunda yapı, kavram ve dil eşitliğini sağlamışlardır. Ayrıca, iki alan uzmanının da görüşlerine başvurularak Şahin, Arcagök ve Apaydın (2011) tarafından anketin geçerliliğinin arttırılması yoluna gidilmiştir. Bu işlemlerden sonra oluşturulan “Eğitim Araştırmalarına İlişkin Algılar” anketi beş bölümden meydana gelmektedir. Bu bölümler; “Eğitim araştırmalarını takip etme ve eğitim araştırması yapma sıklıkları”, “Eğitim araştırması yapma ve yapmama nedenleri”, “Eğitim araştırmalarında olması gereken özellikler”, “Eğitim araştırması senaryoları” ve “Eğitim araştırmalarına yönelik görüş ve beklentiler” şeklindedir. Verilerin Toplanması Cilt 1 Sayı 2 (2013) 1-20 5 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Araştırmacılar tarafından örneklemde yer alan ilköğretim okullarına gidilerek öğretmenlere yapılan araştırma ve kullanılan anketler ile ilgili gerekli açıklamalar yapılmıştır. Bu açıklamalar sonrası öğretmenlerin anketleri cevaplamaları için yeterli süre tanınmıştır. Ardından araştırmacılar tarafından öğretmenlerin cevaplandırdığı anketler toplanarak veriler elde edilmiştir. Verilerin Çözümlenmesi Verilerin çözümlenmesinde SPSS 18.0 programından yararlanılarak ankette yer alan bölümler için frekans, yüzde, vb. betimsel istatistikler saptanmıştır. Ayrıca, öğretmenlerin farklı özelliklerine ait dağılımlar belirlenerek ankette yer alan her bir bölüm için karşılaştırmaya dayalı analizler gerçekleştirilmiştir. Bulgular Araştırma soruları doğrultusunda edinilen “öğretmenlerin eğitim araştırmalarını takip etme ve eğitim araştırması yapma sıklıkları, eğitim araştırması yapma ve yapmama nedenleri, eğitim araştırmasında olması gereken özelliklere ilişkin düşünceleri, eğitim araştırması senaryolarına ilişkin görüşleri ve eğitim araştırmalarına yönelik görüş ve beklentileri” konularına ait bilgiler aşağıda sunulmaktadır. “İlköğretim öğretmenleri, ne sıklıkla eğitim araştırmalarını takip etmekte ve eğitim araştırması yapmaktadır?” şeklinde olan araştırma sorularının ilkine yönelik veriler ise Tablo 2 ve Tablo 3’de yer almaktadır. Tablo 2. Öğretmenlerin Eğitim Araştırmalarını Takip Etme Sıklıklarına Ait Frekans ve Yüzde Dağılımları Özellikler Eğitim Araştırmaları Takip Sıklıkları 23-33 34-43 44-53 54 ve üstü 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 Yaş n 3 27 20 5 36 21 4 42 25 2 11 8 % 6 54 40 7 56 32.8 5 59 35 9 52 38 Erkek Kadın 1 2 3 4 1 2 3 4 Cinsiyet n 6 49 30 8 67 44 % 7 57 35 6 55 36 Önlisans Lisans Lisansüstü Öğrenim 1 2 3 4 1 2 3 4 1 2 3 4 Durumu n 3 22 17 9 90 46 2 4 11 % 7 52 40 6 61 31 11 23 64 Sınıf Öğretmeni Branş Öğretmeni Öğretim 1 2 3 4 1 2 3 4 Branşı n 8 68 49 6 48 25 % 6 54 39 7 59 30 Çavuş ŞAHİN, Serdar ARCAGÖK 6 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com Mesleki Kıdem 1 n % 1-10 yıl 2 3 3 29 5 55 www.joucer.com 4 20 38 1 11-20 yıl 2 3 4 31 6 53 4 21 36 1 21-30 yıl 2 3 5 39 7 59 4 22 33 31 yıl ve üstü 1 2 3 4 2 17 11 6 56 36 (1=Hiç; 2=Nadiren; 3=Bazen; 4=Sık Sık) Tablo 2’deki verilere göre öğretmenlerin eğitim araştırmalarını takip etme sıklıkları; Nadiren düzeyinde 14 kişi (%6), Bazen düzeyinde 116 kişi (%56) ve Sık Sık düzeyinde 74 kişi (%35) şeklindedir. Öğretmenlerin kişisel özelliklerine göre oluşan dağılım yüzdeleri incelendiğinde de “23-33 yaş aralığında (f=20; %40), kadın (f=44; %36), lisansüstü mezunu (f=11; %64), sınıf öğretmeni (f=49; %39) ve 1-10 yıl kıdem aralığında (f=20; %38)” olan öğretmenlerin eğitim araştırmalarını daha sık takip ettikleri görülmektedir. Tablo 3. Öğretmenlerin Eğitim Araştırması Yapma Sıklığına Ait Frekans ve Yüzde Dağılımları Eğitim Araştırması Yapma Sıklıkları 23-33 34-43 44-53 54 ve üstü 19 4 4 6 33 1 45 9 8 10 5 4 Yaş 28 8 8 5 41 7 2 59 5 3 47 9 Erkek Kadın Cinsiyet 7 49 21 5 17 68 26 20 445 24 4 14 56 21 Önlisans Lisans Lisansüstü Öğrenim 10 215 12 7 22 83 29 2 9 6 Durumu 23 435 28 4 15 56 19 11 52 35 Sınıf Öğretmeni Branş Öğretmeni Öğretim 7 21 66 27 2 13 41 20 Branşı 5 16 52 21 2 16 50 24 1-10 yıl 11-20 yıl 21-30 yıl 31 yıl ve üstü Mesleki 4 132 13 4 13 28 12 2 12 32 15 2 5 15 7 Kıdem 7 161 25 6 22 48 20 3 18 48 22 6 16 50 23 (1=Hiç; 2=Nadiren; 3=Bazen; 4=Sık Sık) Tablo 3’deki verilere göre ise öğretmenlerin eğitim araştırması yapma sıklıkları; Hiç düzeyinde 9 kişi (%4), Nadiren düzeyinde 34 kişi (%16), Bazen düzeyinde 107 kişi (%51) ve Sık Sık düzeyinde 47 kişi (%22) olarak belirlenmiştir. Ayrıca, öğretmenlere ait özelliklerin dağılım yüzdeleri irdelendiğinde en sık araştırma yapan öğretmenlerin “23-33 yaş aralığında (f=14; %28), erkek (f=21; %24), lisansüstü mezunu (f=6; %35), branş öğretmeni (f=20; %24) ve 1-10 yıl arası kıdem aralığında (f=13; 25)” oldukları görülmektedir. Araştırmanın ikinci sorusunu oluşturan, ilköğretim öğretmenlerinin eğitim araştırması yapma ve yapmama nedenlerine ait veriler Tablo 4’de sunulmaktadır. Cilt 1 Sayı 2 (2013) 1-20 7 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Tablo 4. Öğretmenlerin Araştırma Yapma ve Yapmama Nedenlerine Ait Frekans ve Yüzde Dağılımları Araştırma Yapmama Nedenleri Araştırma Yapma Nedenleri n 63 Mesleki gelişimim için iyi olduğunu n 132 Zamanım olmayacağı için % 30,6 düşünüyorum % 64,1 n 25 n 112 Asıl işim olmadığı için Araştırma yapmak hoşuma gider % 12,1 % 54,4 n 23 n 109 Yöneticiler desteklemeyeceği için En iyi öğretim yolunu bulmak için % 11,2 % 52,9 n 21 Öğretim yöntemlerimle ilgili sorunları n 93 İlgimi çekmediği için % 10,2 çözmek için % 45,1 Araştırma yöntemleri hakkında bilgim n 14 Genel olarak okulumun gelişimine n 87 olmadığı için % 6,8 katkıda bulunmak için % 42,2 n 10 Benim araştırmamın sonuçlarından n 54 Öğrencilerim işbirliği yapmayacağı 4,9 diğer öğretmenlerin faydalanabilmesi 26,2 için % % için Kitap ve dergilere ulaşamayacağım n 6 Lisansüstü eğitime devam etmeyi n 45 için % 2,9 düşünüyorum % 21,8 n 5 n 15 Birçok öğretmen yapmayacağı için Diğer % 2,4 % 7,3 n 3 Yöneticilerim benden araştırma n 9 Diğer % 1,5 yapmamı bekleyeceği için % 4,4 Tablo 4’de yer alan bilgilere göre öğretmenlerinin araştırma yapmama nedenleri arasında “Zamanım olmayacağı için (f=63; %30,6)”, “Asıl işim olmadığı için (f=25; %12,1)” ve “Yöneticiler desteklemeyeceği için (f=23; %11,2)” en sık belirtilenlerdir. “Mesleki gelişimim için iyi olduğunu düşünüyorum (f=132; % 64,1)”, “Araştırma yapmak hoşuma gider (f=112; % 54,4)” ve “En iyi öğretim yolunu bulmak için (f=109; %52,9)” ise öğretmenlerin ön plana çıkan araştırma yapma nedenleridir. Eğitim araştırmalarında olması gereken özelliklerin neler olduğuna dair ilköğretim öğretmenlerinin görüşlerine ait veriler ise Tablo 5’de yer almaktadır. Çavuş ŞAHİN, Serdar ARCAGÖK 8 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Tablo 5. Öğretmenlere göre Araştırmada Olması Gereken Özelliklere Ait Frekans ve Yüzde Dağılımları Kısmen Çok Araştırmada Olması Gereken Özellikler Önemsiz Kararsızım Önemli Önemli Önemli n 4 7 2 72 119 Araştırmacıların objektif olması % 1,9 3,4 1,0 35,0 57,8 Sonuçların öğretmenlere n 3 7 2 95 93 kullanabilecekleri yeni fikirler vermesi % 1,5 3,4 1,0 46,1 45,1 n 3 8 4 97 90 Sonuçların uygulanabilir olması % 1,5 3,9 1,9 47,1 43,7 Bilgilerin istatistiksel olarak analiz n 6 10 8 90 86 edilmesi % 2,9 4,9 3,9 43,7 41,7 n 5 13 10 101 72 Sonuçların yayınlanması % 2,4 6,3 4,9 49,0 35,0 n 4 12 6 113 62 Değişkenlerin kontrol edilmesi % 1,9 5,8 2,9 54,9 30,1 n 7 16 13 107 58 Deneylerin kullanılması % 3,4 7,8 6,3 51,9 28,2 n 10 23 15 102 52 Büyük miktarda bilgi toplanması % 4,9 11,2 7,3 49,5 25,2 n 6 25 12 116 43 Anketlerin kullanılması % 2,9 12,1 5,8 56,3 20,9 n 5 18 12 114 43 Hipotezlerin test edilmesi % 2,4 8,7 5,8 55,3 20,9 n 13 50 27 77 33 Çok sayıda kişinin çalışması % 6,3 24,3 13,1 37,4 16,0 Öğretmenlerin görüşleri arasından eğitim araştırmalarında; “Araştırmacıların objektif olması (f=119; %57,8)”, “Sonuçlarının öğretmenlere kullanabilecekleri yeni fikirler vermesi (f=93; %45,1)” ve “Sonuçların uygulanabilir olması (f=90; %43,7)” özellikleri Tablo 5’deki verilerden Çok Önemli görülenler arasından öne çıkanlardır. Tablo 6’daki veriler ise “İlköğretim öğretmenlerinin eğitim araştırması senaryolarına ilişkin görüşleri nasıl bir dağılım göstermektedir?” sorusuna yöneliktir. Tablo 6. Öğretmenlerin Araştırma Senaryolarına İlişkin Görüşlerine Ait Frekans ve Yüzde Dağılımları Araştırma Senaryoları 1 2 3 4 4. Eğitim fakültesinde çalışan bir öğretim elemanı 500 öğretmene fen n 3 12 75 113 bilgisi konularının öğretiminde bilgisayar kullanımı ile ilgili bir anket veriyor. Anketi istatistiksel yöntemler kullanarak analiz ediyor. Daha % 1,5 5,8 36,4 54,9 sonra makaleyi akademik bir dergide yazıyor. Cilt 1 Sayı 2 (2013) 1-20 9 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi www.joucer.com Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com 2. Derya öğretmen bir konunun öğretimiyle ilgili yeni bir yaklaşım okuyor ve iki haftalık bir süreçte bu yaklaşımı sınıfında denemeye karar veriyor. Derslerinden bazılarını videoya kaydediyor ve bu konunun çalışmalarında öğrencilerden elde ettiği verileri topluyor. Elde ettiği verileri analiz edip, öğretmenler toplantısında çalışma arkadaşlarına sonuçlarını anlatıyor. 3. Ahmet öğretmen Yüksek Lisans öğrencisidir ve bir konunun öğretimi ile ilgili birçok kitap ve makale okuyor. Daha sonra okuduklarının ana temalarını ele aldığı 6000 kelimelik bir makale yazıyor. 6. Emine öğretmen iki farklı öğretim metodundan hangisinin etkili olduğunu öğrenmek istiyor. Öncelikle iki faklı sınıftaki öğrencilere bilgilerini ölçecek bir test uyguluyor. Daha sonra sınıflardan birine bir öğretim metodunu, bir sınıfa da diğer öğretim metodu ile bir konuyu anlatıyor. Uygulama sonunda her iki gruba tekrar bir test uyguluyor. İlk testin sonuçları ile ikincisinin sonuçlarını karşılaştırıyor. Sonra hangi metodun öğretimde daha etkili olduğuna karar verip o metodu kullanarak öğretmeye devam ediyor. 10. Sabri Bey, bir okulda müdürdür. Öğretmenlerin kullandıkları yeni ders kitapları hakkındaki düşüncelerini öğrenmek istiyor. Bunun için tüm öğretmenlere doldurmaları için bir anket veriyor. Öğretmenlerin cevaplarını değerlendirip, yaptığı bir öğretmenler toplantısında sonuçları paylaşıyor. 7. Eğitim Fakültesi’nde çalışan bir öğretim elemanı öğretmen adaylarından öğrencileri derse nasıl motive edecekleri ile ilgili bir kompozisyon yazmalarını istiyor. Öğretmen adaylarından aldığı yazıları okuduktan sonra öğretmen adaylarının motivasyon hakkındaki görüşleri üzerine bir makale yazmaya karar veriyor. Profesyonel bir dergiye makalesini yayımlaması amacıyla yolluyor. 5. Rıdvan ve çetin fen bilgisi öğretmenidir. Üç ay boyunca haftada bir kez derslerinde birbirlerini gözlemlemişler ve sınıf yönetiminin nasıl olduğu ile ilgili notlar almışlardır. Aldıkları notları tartışıp vardıkları sonuçları kısa bir makale haline getirip eğitim ile ilgili bir dergiye gönderirler. 1. Esra öğretmen bir konuyu işlerken sınıfta konu ile ilgili bir etkinlik yapıyor ve bu etkinliğin etkili olmadığını fark ediyor. Dersten sonra etkinlik üzerinde düşünüp günlüğüne bazı notlar alıyor. Bir sonraki derste aynı konu ile ilgili etkinlikte farklı yöntemleri denediğinde konu ile ilgili etkinliğin daha başarılı olduğunu görüyor. 8. Mehmet Bey, bir okulda müdürlük yapmaktadır. Öğretmenlerle bireysel olarak görüşüp çalışma şartları hakkında sorular sorar. Öğretmenlerin verdiği cevapları derleyerek Milli Eğitim Bakanlığı’na bir rapor olarak sunar. 9. Hatice öğretmen dönemin ortasında 30 öğrencisi olan sınıfına kullandığı öğretim yöntemlerine ilişkin bir değerlendirme formu vermiştir. Ertesi gün 5 öğrenci değerlendirme formlarını tam olarak doldurup geri vermiş ve Hatice öğretmen bu formları okuyup dönemin geri kalanında ne yapacağına karar vermiştir. n 3 15 79 108 % 1,5 7,3 38,3 52,4 n 8 17 72 106 % 3,9 8,3 35,0 51,5 n 3 18 91 93 % 1,5 8,7 44,2 45,1 n 10 40 96 58 % 4,9 19,4 46,6 28,2 n 26 56 67 53 % 12,6 27,2 32,5 25,7 n 19 39 93 51 % 9,2 18,9 45,1 24,8 n 26 48 84 47 % 12,6 23,3 40,8 20,8 n 27 58 79 40 % 13,1 28,2 38,3 19,4 n 61 65 59 17 % 29,6 31,6 28,6 8,3 (1=Kesinlikle Araştırma Değildir; 2=Büyük Olasılıkla Araştırma Değildir; 3=Büyük Olasılıkla Araştırmadır; 4=Kesinlikle Araştırmadır) Çavuş ŞAHİN, Serdar ARCAGÖK 10 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Tablo 6’daki verilere göre; bir akademisyen tarafından öğretmenlere anket uygulanarak gerçekleştirilen ve analizler sonrası makale olarak yayınlandığı ifade edilen 4 nolu senaryo (f=113; %54,9), bir öğretmen tarafından yeni bir öğretim yaklaşımının denenerek video kayıtlarından ve öğrenci çalışmalarından elde edilenlerin analiz sonrası meslektaşlara sunulmasını içeren 2 nolu senaryo (f=108; %52,4) ve lisansüstü öğrencisi olan öğretmenin bir konunun öğretimi ile ilgili okuduğu kitap ve makalelerdeki bilgileri belli temalar altında bir araya getirerek makale oluşturmasını konu edinen 3 nolu senaryo (f=106; %51,5) öğretmenler tarafından en çok “Kesinlikle Araştırmadır” şeklinde görülenlerdir. Tablo 7. Öğretmenlerin eğitim araştırmalarına yönelik görüş ve beklentilerine ait frekans ve yüzde dağılımları Görüş ve Beklentiler Öğretmenlerin iş yoğunluğu araştırma yapmaya zaman kalacak şekilde düzenlenmelidir. Öğretmenler güncel araştırmaları öğrenme fırsatına sahip olmalıdır. Öğretmenler branşlarıyla ilgili konferanslara katılmaları için desteklenmelidir. Öğretmenler araştırma kitaplarına ve dergilere erişebilmelidir. Öğretmenler yayınlanan araştırmaları okumalıdır. Öğretmenler araştırmalar hakkında tartışmalıdır. Öğretmenler araştırma yapmalıdır. Öğretmenler araştırma yapmanın öğretmenlik mesleğinin önemli bir parçası olduğunu algılamalıdır. Okullardaki yöneticiler öğretmenleri araştırma yapmaya teşvik etmelidir. n % n % n % n % n % n % n % n % n % 1 5 2,4 2 1,0 5 2,4 4 1,9 3 1,5 3 1,5 3 1,5 2 1,0 4 1,9 2 1 0,5 2 1,0 1 0,5 3 1,5 4 1,9 10 4,9 3 2 1,0 2 1,0 4 1,9 1 0,5 1 0,5 12 5,8 5 2,4 5 2,4 11 5,3 4 73 35,4 82 39,8 79 38,3 89 43,2 93 45,1 86 41,7 97 47,1 100 48,5 96 46,6 5 121 58,7 117 56,8 114 55,3 110 53,4 105 51,0 104 50,5 97 47,1 94 45,6 83 40,3 (1=Kesinlikle Katılmıyorum; 2=Katılmıyorum; 3=Kararsızım; 4=Katılıyorum; 5=Kesinlikle Katılıyorum) Araştırma sorularının sonuncusu olan “İlköğretim öğretmenlerinin eğitim araştırmalarına yönelik öne çıkan görüş ve beklentileri nelerdir?” sorusuna öğretmenler tarafından verilen cevaplar ve bu cevapların dağılımları Tablo 7’de verilmektedir. Öğretmenlerin eğitim araştırmalarına ilişin görüş ve beklentileri arasında en çok “Kesinlikle Katılıyorum” düzeyinde belirtilenler Tablo 7’deki verilere göre; “Öğretmenlerin iş yoğunluğu araştırma yapmaya zaman kalacak şekilde düzenlenmelidir (f=121; %58,7)”, “Öğretmenler güncel araştırmaları öğrenme fırsatına sahip olmalıdır (f=117; %56,8)” ve “Öğretmenler branşlarıyla ilgili konferanslara katılmaları için desteklenmelidir (f=114; %55.3)” şeklindeki ifadelerdir. Cilt 1 Sayı 2 (2013) 1-20 11 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Sonuç ve Öneriler Yapılan araştırma ile ulaşılan sonuçların ilki, öğretmenlerin büyük bölümünün (116 kişi; %56,3) “Bazen” araştırmaları takip ettikleri şeklindedir. Bunun yanı sıra, genç ve lisansüstü öğrenim gören öğretmenler ile sınıf öğretmenlerinin daha sık araştırmaları takip ettikleri görülmektedir. Sarı (2006) tarafından yapılan çalışmada ulaşılan “öğretmenlerin %27’sinin eğitim araştırmalarını takip ettiği ve %33’ünün araştırma bulgularından yararlandığı sonucu araştırma sonucunu destekler niteliktedir. Yine Öztürk (2011) tarafından eğitimcilerin araştırmalara yönelik tutumları üzerinde “araştırma sonuçları hakkında bilgi edinmek için eğitimcilerin kaynakları ne kadar kullandığının” belirleyici olduğu belirtilmektedir. Böylesi bir sonucun ortaya çıkmasının ise; öğretmenliğe yeni başlayanların daha önce tecrübe edinmedikleri konulardaki mevcut bilgileri kullanma eğilimlerinden, öğretmenlerin lisansüstü öğrenim ile mesleki gelişimlerini sürdürme isteklerinden ve sınıf öğretmenliği kapsamındaki konuların geniş bir bilimsel alana yayılmasından kaynaklandığı düşünülebilir. Öğretmenlerin araştırma yapma sıklıkları incelendiğinde ise 107 kişi (%51,9) ile öğretmenlerin çoğunluğunun “bazen” araştırma yaptıkları görülmektedir. Ayrıca, branş öğretmenlerinin, genç öğretmenlerin ve lisansüstü eğitim görmüş olanların diğer öğretmenlere oranla daha sık araştırma yaptıkları belirlenmiştir. Ekiz (2006) tarafından gerçekleştirilen ve örneklemini sınıf öğretmenlerinin oluşturduğu araştırmada öğretmenlerin yalnızca 31’inin (%11,7’) bilimsel araştırma yapmaya “evet”, 229’unun (%86,4) “hayır” cevabı vermiş olması bu araştırmanın sonuçları ile paralellik göstermektedir. Bunun yanı sıra, Köksal, & Razı (2011) yaptıkları çalışmada akademisyenlerin ve öğrencilerin araştırma kültürü açısından aralarında büyük farklılıklar bulunsa da lisansüstü eğitim öğrencisi olan İngilizce öğretmenlerin eğitim araştırması yapma konusunda diğerlerine oranla daha başarılı olduklarını ortaya koymuşlardır. Diğer taraftan, branş alanlarında yalnızca eğitim boyutunun değil, branşa özgü bilgilerinde var oluşunun geniş bir araştırma sahası ortaya çıkarmasının ve genç öğretmenlerin hizmet öncesi süreçte öğrendikleri kuramsal bilgileri uygulama alanında deneme isteklerinin bu durumuma neden olduğu söylenebilir. Bunların yanında, lisansüstü öğrenim sürecinde öğretmenlerin uygulamalı olarak edindikleri bilimsel araştırma yapma alışkanlığını sürdürmeleri de bu durum için bir başka etken olarak düşünülebilir. Çavuş ŞAHİN, Serdar ARCAGÖK 12 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Araştırmanın bir diğer sonucu olarak; “araştırma yapmaya zaman ayıramamaları”, “araştırma yapmanın öğretmenlerden tarafından asıl işleri olarak görülmemesi” ile “yöneticileri tarafından desteklenmeyeceklerini düşünmeleri” öğretmenlerin başlıca araştırma yapmama nedenlerini ve “mesleki gelişimleri için iyi olduğunu düşünmeleri”, “araştırma yapmaktan hoşlanmaları” ile “öğretim yollarından en iyisini bulmayı istemeleri” öğretmenlerin başlıca araştırma yapma nedenlerini oluşturduğu belirlenmiştir. Sarı (2006) tarafından ortaya konulan sonuçlardan biri olan ‘Milli Eğitim Bakanlığı ve okul yöneticilerinin araştırma sonuçlarına yeterli ilgiyi göstermemesi ve uygulamaya yeterince yansıtmaması’ öğretmenlerin dile getirdiği araştırma yapmama nedenleri ile benzerlik göstermektedir. Ayıca, Ekiz (2006) tarafından da ‘öğretmenlerin, öğrenciler için en iyisini yapmayı istemeleri nedeniyle araştırma yaptıkları’ ve ‘zaman ve olanaklarının olmaması nedeniyle öğretmenlerin araştırma yapmadıkları’ belirtilmiştir. Bu durumun en önemli sebebi olarak; öğretmenlerin derslerini etkili biçimde gerçekleştirmek adına araştırma yapmayı da içeren ciddi bir ön hazırlık süreci gerçekleştirmeleri gerekmesine rağmen bunun için yoğun ders yükü sonucu zaman sıkıntısı yaşamaları görülebilir. Bunun yanı sıra, araştırma yapmayı asıl işleri arasında görmemelerinin öğretmenlerin kendilerini daha çok mevcut öğretim sürecinin geliştiricisi olarak değil de yürütücüsü olarak kabul ettikleri şeklinde düşünülebilir. Ayrıca, öğretmenlerin araştırma yapma sürecine harcadıkları çabanın öğretim süreci için kullanımının daha verimli olacağı kanısı ile birçok yöneticinin öğretmenlere araştırma yapma sürecinde yeterli desteği sağlamaktan kaçındıkları söylenebilir. Diğer taraftan, öğretmenlerin öğrencilerine sunacağı eğitim yaşantıları için en uygun yöntemleri ve bilgileri kullanma arzusu ile başlayarak, süreç içerisinde mesleki gelişimlerine sağladığı katkıyı fark edip, zevk alarak sürdükleri eğitim araştırmaları gerçekleştirmelerinin öğretmenlerin araştırma yapma eğilimlerini güçlendirdiği de ifade edilebilir. Öğretmenlere göre bir araştırmada olması gereken en önemli özelliklerin “araştırmacıların objektif olması”, “araştırma sonuçların öğretmenlere kullanabilecekleri yeni fikirler vermesi” ve “araştırma sonuçlarının uygulanabilir olması” şeklinde ön plana çıkması araştırmanın sonuçlarından bir diğeridir. Boardman, Argüelles, Vaughn, Hughes & Klingner (2005) tarafından yapılan çalışmada da öğretmenlerin tercih ettikleri uygulamaların araştırma tabanlı olmasından ziyade uygulanabilir Cilt 1 Sayı 2 (2013) 1-20 olmalarına önem verdikleri 13 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com belirtilmektedir. Yine Davies (1999) tarafından eğitim uygulamalarının kanıtlara dayalı olarak geliştirilebilmesi için öğretmenlere sunulacak sonuçların sınıf içi uygulamalar aktarılabilir olması gerektiği vurgulanmaktadır. Bu durumda; araştırmacıların düşünceleri doğrultusunda yönlendirilmeden eğitim araştırmalarının öğretmenlerin kullanımına yönelik yeni fikirleri ortaya koyabilecek nitelikte olmalarının öğretmenlerin eğitim araştırmalarından beklentisini oluşturduğu söylenebilir. Öğretmenlerin kısa araştırma senaryolarına ilişkin görüşleri incelendiğinde ise; ‘bir akademisyen tarafından analiz edilerek makale haline yayınlanan anket sonuçlarını içeren 4 nolu senaryo’ ile ‘bir öğretmenin yeni bir öğretim yaklaşımını deneyerek elde ettiği video kayıtlarına, öğrenci çalışmalarına dayalı analizlerini meslektaşları ile paylaştığı 2 nolu senaryo’, ‘Yüksek Lisans öğrencisi olan bir öğretmenin belli bir konuya ait kitaplar ve makalelerdeki bilgileri temalar altında bir araya getirip makale haline getirdiği 3 nolu senaryo’ öğretmenler tarafından en çok “Kesinlikle Araştırmadır” şeklinde ifade edilen senaryolardır. Araştırma kapsamında yer alan senaryoların Türkiye’de öğretmenlere sunulduğu bir başka çalışmaya rastlanmamış olup, Şahin, Arcagök, ve Apaydın (2011) tarafından sınıf öğretmenliği adaylarına bu senaryolar yöneltilmiş ve görüşleri alınmıştır. Sınıf öğretmeni adaylarının ise öğretmenlerin öne çıkardığı senaryolarla büyük oranda benzerlik göstererek en fazla 4, 6 ve 2 nolu araştırma senaryolarını “Kesinlikle Araştırmadır” olarak niteledikleri görülmüştür. Öğretmenler tarafından öne çıkarılan 2, 3 ve 4 nolu araştırma senaryoları incelendiğinde; öğretmenlerin araştırma algılarının temelini, akademisyenler veya meslektaşları tarafından çeşitli uygulamalar ile elde edilen verilerin farklı yöntemlerle de olsa analize tabi tutulmasının ve elde edilen sonuçların yayınlanarak veya sunularak paylaşılmasının oluşturduğu düşünülebilir. Yapılan araştırmanın sonuçlarından bir diğeri de; öğretmelerin en çok “Kesinlikle Katılıyorum” şeklinde belirttikleri eğitim araştırmalarına ilişkin beklentilerinin ‘öğretmenlerin iş yoğunluğu araştırma yapmaya zaman kalacak şekilde düzenlenmelidir’, ‘öğretmenler güncel araştırmaları öğrenme fırsatına sahip olmalıdır’ ve ‘öğretmenler branşlarıyla ilgili konferanslara katılmaları için desteklenmelidir’ şeklinde olduğudur. Araştırma sonuçlarına paralel olarak Ekiz (2006), Sarı (2006) ve Rossouw (2009) tarafından öğretmenlerin büyük çoğunluğunun araştırmalarda aktif rol almak istedikleri fakat bunun sağlanması için ders yüklerinin ayarlanmasını, güncel araştırma konularına ilişkin özgün Çavuş ŞAHİN, Serdar ARCAGÖK 14 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com çalışmalara erişim kanallarının oluşturulmasını istedikleri ve araştırma için gerekli fiziksel olanakların oluşturulması gibi beklentileri olduğu ortaya konmuştur. Elde edilen bu sonuç doğrultusunda ise; öğretmenlerin araştırma yapmama nedenlerinin başında gelen zaman darlığının aşılması ve araştırmalardan yararlanmada sıkıntı duyulan güncel araştırmaların takip edilebilmesi konularında mevcut uygulama ve düzenlemelerin öğretmenler tarafından yetersiz olarak görüldüğü söylenebilir. Yapılan araştırma sonunda, ilköğretim öğretmenlerin eğitim araştırmalarına yönelik yaklaşımlarının olumlu olduğu fakat araştırma yapma ve yararlanma sıklıklarının istenen düzeyde olmadığı söylenebilir. Elde edilen sonuçlar doğrultusunda, öğretmenlerinin eğitim araştırması yapma ve yapılan araştırmalardan yararlanma düzeylerini arttırma adına sunulan öneriler ise aşağıdaki gibidir. Öğretmenlerin güncel araştırmaların sonuçlarına ulaşabilmeleri için ilgili kitaplara ve dergilere erişimde çevrimiçi kaynak paylaşım platformları, konu veya tema bazlı forum siteleri, vb. farklı yollar oluşturulabilir. Öğretmenlerin kendi alanları ile ilgili konferanslara katılımları görevli-izinli sayılma, yolluk-yevmiye, vb. uygulamalarla desteklenebilir. Öğretmenlerin iş yoğunlukları, okulların ders zaman aralıkları ve öğretmenlerin ders programları üzerinde araştırma yapmaya zaman kalacak şekilde düzenlenebilir. Eğitim yöneticileri, öğretmenlerin yaptıkları araştırmalar için uygun fiziksel koşulları sağlayarak ve öğretmenlere elde ettikleri sonuçları paylaşma imkânı sunarak kurumlarındaki araştırma kültürünü güçlendirebilirler. Öğretmenlere, hizmet öncesi süreçte sayılara dayandırılan ve genellemeye gidilen araştırmalar kadar sınıf içi uygulamalara yönelen ve farklı yöntemlerle gerçekleştirilen çalışmaların da değerli olduğu bilinci kazandırılmaya çalışılabilir. Hizmet öncesi ve hizmet içi süreçte öğretmenlere bilimsel araştırmaya ilişkin teorik bilgilerin sunulduğu eğitimler kadar, güncel ve eğitim yaşantılarının içinde yer alan sorunlara yönelik eylem araştırmaları yapabilecekleri uygulama fırsatları sağlanabilir. Cilt 1 Sayı 2 (2013) 1-20 15 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Araştırmacılar, öğretmen adaylarının hizmet öncesi süreçte araştırma yapma ve yapılanlardan yararlanma eğilimlerinin mesleğe başladıklarında neden ve nasıl bir değişim gösterdiğini çalışabilirler. Kaynaklar Berliner, D. C. (2002). Educational research: The hardest science of all. Educational Researcher, 31(8), 18-20. Boardman, A. G., Argüelles, M. E., Vaughn, S., Hughes, M. T., & Klinger, J. (2005). Special education teachers’ views of research-based practices. The Journal of Special Education, 39(3), 168-180. Borg, S. (2009). English language teacher’s conceptions on research. Applied Linguistics, 30(3), 358-388. Çömek, A. (2009). İnternetin etkin kullanımı ile öğrenme stillerinin öğretmen adaylarının akademik başarı ve tutumlarına etkisi. Yayınlanmamış Doktora Tezi, Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İstanbul. Davies, P. (1999). What is evidence-based education?. British Journal of Educational Science, 47(2), 108-121. Demirel, Ö. (2000). Planlamadan uygulamaya öğretme sanatı. Ankara: PegemA Yayıncılık. Ekiz, D. (2006). Sınıf öğretmenlerinin eğitim araştırmalarına karşı tutumları. Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri, 6(2), 373-394. Everton, T., Galton, M., & Pell, T. (2000). Teachers perspectives on educational research: Knowledge and context. Journal of Education for Teaching, 26(2), 167-182. Furlong, J., & Oancea, A. (2005). Assessing quality in applied and practice-based educational research: A framework for discussion. Oxford: Oxford University Department of Educational Studies. Gülbahar Y. (2005). Web-destekli öğretim ortamında bireysel tercihler, The Turkish Online Journal of Educational Technology, 4(2). İncekara, S. (2013). Geography education research in Turkey: A teacher’s perspective. Eğitim ve Bilim, 38(167), 3-16. İşman, A., Altınay-Aksal, F., ve Altınay-Gazi, Z. (2009). Teacher researchers: Technology and ethical considerations while conducting an action research. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 37, 84-95. Karasar, N. (2007). Bilimsel araştırma yöntemi (17. Baskı). Ankara: Nobel Yayınevi. Kılıç, A. (2006). Öğretmen adaylarının öğretmenlik becerilerini uygulama ve gözleme düzeyleri. Düzce Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi,16, 155-168. Çavuş ŞAHİN, Serdar ARCAGÖK 16 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Köksal, D., & Razı, S. (2011). An investigation into ELT professionals’ research culture in Turkey. Eğitim ve Bilim, 36(62), 209-224. Mortimore, P. (2000). Does educational research matter? British Educational Research Journal, 26(1), 5-24. Öztürk, M. A. (2011). Eğitimcilerin eğitim araştırmalarına yönelik tutum ölçeği'nin (Educators' attitudes toward educational research scale) doğrulayıcı faktör analizi. Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri, 11(2), 727-748. Rossouw, D. (2009). Educators as action researchers: some key considerations. South African Journal of Education, 29, 1-16. Sarı, M. (2006). Araştırmacı öğretmen: Öğretmenlerin bilimsel araştırmaya ilişkin görüşlerinin incelenmesi. Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri, 6(3), 847-879. Slavin, R. E. (2002). Distinguished lecture evidence-based education policies: Transforming educational practice and research. Educational Researcher, 31(7), 15-21. Şahin, Ç., Arcagök, S., & Apaydın, S. (2011). Sınıf öğretmeni adaylarının eğitim araştırmalarına ilişkin algıları. 10. Ulusal Sınıf Öğretmenliği Sempozyumu, Cumhuriyet Üniversitesi, 5-7 Mayıs 2011, Sivas, Türkiye. Cilt 1 Sayı 2 (2013) 1-20 17 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Extended Summary Elementary School Teachers’ Approaches Towards Educational Research Çavuş ŞAHİN, Serdar ARCAGÖK Introduction Teachers are required to improve their professional development in order to fulfill this important task and to be always able to offer their students the most effective learning experiences. The major resources that contribute to the professional development of teachers are the educational research defined as "conceptualization, monitoring and systematic recording of research process, analysis of the observed data, and publication of these data" (Mortimore, 2000).In this sense, the teachers are expected to know the way of accessing the current education research and the knowledge about the effective use of the way that the education research are benefited, which are the understanding and development of educational practices. (Ekiz, 2006; Everton, Galton, & Pell, 2000).Along with the effective usage of education research, teachers are also expected to conduct education research in various levels as an action researcher of the modern day. (Furlong, & Oancea, 2005; İşman, Altınay-Aksalu, & Altınay-Ghazi, 2009; Rossouw, 2009). On the other hand, the opinions and expectations of teachers related to the educational research and education researchers are as significant as the things expected from teachers who are the carriers of the results found by educational research to the practices areas. The Objective of the Study It has been considered important that the approach of elementary school teachers related to the educational research are determined through the examples of educational research and this was chosen as the subject of the research. The objective of the research conducted within this framework is to examine the approach of elementary school teacher related to the educational research. The other objective of the research is to put forward the suggestions in order to rise the level of the teachers about conducting education research and Çavuş ŞAHİN, Serdar ARCAGÖK 18 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com utilizing from them in accordance with the opinions and expectations of teachers related to education research. METHOD Research Model The research is a descriptive study through a screening model defined by Karasar (2007) as "screening adjustments made on the whole universe or a group, sample or model that are chosen from it in a universe consisting of numerous elements with the aim of reaching an overall conclusion about the universe". Sample The research sample is 206 teachers working in 19 elementary schools and this was determined by random sampling technique among the elementary schools in the Central District of Çanakkale Province in 2011-2012 academic year. Data Collection In order to determine the approach of the teachers to educational research, the questionnaire that consists a personal information form developed by researchers as well as the parts improved by Borg (2009) was utilized as the data collection tool. The questionnaire developed by Borg (2009) was adapted to Turkish by Sahin, Arcagök and Apaydın (2011). In the process of adaptation to Turkish, Sahin, Arcagök, & Apaydın (2011) achieved the equality of structure, concept and language of the Turkish form of the questionnaire in accordance with the opinions of two Turkish experts. Data Analysis In the analysis of the data the program of SPSS 18.0 was used and the descriptive statistics such as frequency, percentage, etc. for the sections in the questionnaire. Besides, the distribution of teachers related to their different specifications were determined and the comparative analyses for each section in the questionnaire were carried out. Conclusion The first of the conclusions found by the research is that the majority of teachers (116 people, 56,3%), "Sometimes" follow the research. In addition to this, the young teachers and Cilt 1 Sayı 2 (2013) 1-20 19 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com those with postgraduate education as well as the classroom teachers were seen to follow the research more often. When analyzed the frequency of teachers to do research, the majority of the teachers with 107 persons (51,9%) was found to "sometimes" do research. Moreover, branch teachers, young teachers and those with postgraduate education were determined to do research more frequently than the other teachers. As an another result of the research, the main causes why teachers do not make research were identified as "insufficient time for research", "the understanding of making research as not a priority for teachers", "the thinking that their managers would not support them" whereas the main causes why they do research were "the thinking that it would improve their professional improvement", "the enjoyment of doing research", and "their desire to find the best education way". References Mortimore, P. (2000). Does educational research matter? British Educational Research Journal, 26(1), 5-24. Ekiz, D. (2006). Sınıf öğretmenlerinin eğitim araştırmalarına karşı tutumları. Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri, 6(2), 373-394. Everton, T., Galton, M., & Pell, T. (2000). Teachers perspectives on educational research: Knowledge and context. Journal of Education for Teaching, 26(2), 167-182. Furlong, J., & Oancea, A. (2005). Assessing quality in applied and practice-based educational research: A framework for discussion. Oxford: Oxford University Department of Educational Studies. İşman, A., Altınay-Aksal, F., & Altınay-Gazi, Z. (2009). Teacher researchers: Technology and ethical considerations while conducting an action research. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 37, 84-95. Rossouw, D. (2009). Educators as action researchers: some key considerations. South African Journal of Education, 29, 1-16. Karasar, N. (2007). Bilimsel araştırma yöntemi (17. Baskı). Ankara: Nobel Yayınevi. Borg, S. (2009). English language teacher’s conceptions on research. Applied Linguistics, 30(3), 358-388. Şahin, Ç., Arcagök, S., & Apaydın, S. (2011). Sınıf öğretmeni adaylarının eğitim araştırmalarına ilişkin algıları. 10. Ulusal Sınıf Öğretmenliği Sempozyumu, Cumhuriyet Üniversitesi, 5-7 Mayıs 2011, Sivas, Türkiye. Çavuş ŞAHİN, Serdar ARCAGÖK 20 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Biyoloji Öğretiminde BİT Kullanımı Tutum Ölçeğinin Türkçeye Uyarlanması: Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması Adaptation of Using ICT in Biology Teaching Attitudes Scale to Turkish: A Validity and Reliability Study 1 İ. Ümit YAPICI , Murat HEVEDANLI 2 Öz Abstract Bu çalışmanın amacı, orijinali Kubiatko & Haláková The purpose of this study is to determine the validity (2009) tarafından geliştirilen Biyoloji Öğretiminde BİT and reliability of original version of the using ICT in Kullanımı Tutum Ölçeğinin Türkiye koşullarında biology geçerlik ve güvenirlik çalışmasını yapmaktır. Ölçeğin Kubiatko & Haláková (2009) in Turkey conditions. Türkçeye çevirisi dil uzmanlarınca ve araştırmacı Experts and researcher made translation of the scale tarafından Türkçeye into Turkish. Revised version of the scale was uygunluk, içerik ve ölçme değerlendirme açılarından administered to 220 high school students to determine da uzmanlar tarafından değerlendirilmiştir. Alınan its validity and reliability. The instrument consists of görüşler three yapılmıştır. doğrultusunda Daha sonra düzenlemelerin yapıldığı teaching dimensions attitudes those scale developed advantages of by ICT, ölçek, geçerlik ve güvenirliğinin saptanması amacıyla disadvantages of ICT, using ICT in biology lesson. The 220 lise öğrencisine uygulanmıştır. Ölçeğin yapı instrument consists of 26 items. Reliability analysis of geçerliğine ilişkin bulgular faktör analizi yöntemi ile the scale revealed Cronbach-Alpha coefficients of 0,85 sağlanmıştır. Ölçek üç boyuttan oluşmaktadır. Birinci for the generation of the instrument, 0,83 for the boyut; BİT’in dimension of advantages of ICT, 0,80 for the Dezavantajları ve üçüncü boyut; BİT’in Biyoloji dimension of disadvantages of ICT and 0,74 for the derslerinde kullanılması şeklindedir. Ölçek 26 madde dimension ICT using in biology lesson. These results içermektedir. Ölçeğin geneli için Cronbach Alpha showed that the using ICT in biology teaching güvenirlik katsayısı 0,85 bulunurken, BİT’in avantajları attitudes scale can be used in Turkey. BİT’in avantajları, ikinci boyut; boyutu için 0,83, BİT’in Dezavantajları boyutu için 0,80 ve BİT’in Biyoloji derslerinde kullanılması boyutu için 1 Yrd.Doç.Dr. Dicle Üniversitesi Z.G. Eğitim Fakültesi OFMA Eğitimi Bölümü Biyoloji Eğitimi Anabilim Dalı, [email protected] 2 Yrd.Doç.Dr. Dicle Üniversitesi Z.G. Eğitim Fakültesi OFMA Eğitimi Bölümü Biyoloji Eğitimi Anabilim Dalı, [email protected] Cilt 1 Sayı 2 (2013) 21-37 21 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com ise 0,74 olarak bulunmuştur. Elde edilen sonuçlar ölçeğin Türkiye’de de kullanılabileceğini göstermiştir. Anahtar kelimeler: Tutum, tutum ölçeği, bilgi iletişim Keywords: Attitude, attitude scale, information and teknolojileri, biyoloji öğretiminde teknoloji, geçerlik ve communication technologies, technology in biology güvenirlik. teaching, validity and reliability. Giriş Günümüzde yaşanan bilgi patlaması eğitimde köklü değişiklikler meydana getirmektedir. Bu köklü değişiklikler özellikle eğitim sistemleri boyutunda kendini göstermektedir. Bilgi yüklü birey modeli çerçevesinde tasarlanmış ezbere dayalı eğitim sistemleri yerini artık araştırmayı ve sorgulamayı gerektiren sistemlere bırakmaktadır. Bilginin aksine, bilgiye erişimin daha çok önem kazandığı, bilgi ve iletişim teknolojisi ağlarıyla örülmüş bir dünyada yasamakta oluşumuz, bu durumun önemini daha da ön plana çıkarmaktadır. Bu anlamda; bilgiye erişimi, sorgulamayı ve değerlendirmeyi sağlayan bilgi ve iletişim teknolojilerine olan ihtiyaç büyük önem arz etmektedir (Özmusul, 2008). “Bilgi ve İletişim Teknolojileri (BİT)” ifadesi teknolojinin iletilmesi, depolanması, ortaya çıkarılması, paylaşılması veya bilgiye erişilmesi anlamına gelmektedir. Bilgi ve iletişim teknolojileri; radyo, televizyon, video, DVD, telefon (sabit ve mobil), uydu sistemleri, bilgisayar ve network donanımı ve yazılımı ayrıca, bu teknolojiler tarafından sağlanan donanım ve hizmetleri (video- konferans ve elektronik posta gibi ) de kapsamaktadır (UNESCO, 2006). Bir başka tanıma göre ise BİT, yaşam boyu öğrenme gereksinimi olan bireylere, bilgiye ulaşmada küresel erişim olanakları sağlamanın yenilikçi yolları olarak tanımlanmıştır (Odabaşı et al., 2006). BİT’in okullarda kullanılmaya başlanması ile sınıf duvarlarının dışına çıkılacağı, öğretimde zaman ve mekân bağımsızlığı sağlanacağı dolayısıyla okulda sistem çapında değişimlerin gerçekleşeceği beklenmektedir (Watson, 2001; Loveless, 2003; Tubin, Mioduser, Nachmias & Baruch, 2003). Ancak bu değişimin önemli bir boyutunu da BİT ’in öğrenme-öğretme süreçlerindeki kullanımı oluşturmaktadır. Bilgi ve iletişim teknolojisindeki hızlı gelişmelere bağlı olarak Türkiye ‘de bu sektördeki çalışmalar son yıllarda ivme kazanmıştır. Bu konuda, yapılan çalışmalar (raporlar, forumlar vb.) ve DPT ‘nin belirlemiş olduğu Kalkınma Planları eğitim-öğretim Ümit YAPICI, Murat HEVEDANLI 22 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com alanında BİT kullanarak e-bireyin eğitimi sırasında izlenecek yollar belirlenmeye çalışılmıştır. Dikkate alınan noktada, belirgin özellikler; nüfus, Internet kullanıcıları, genç nüfus eğitim seviyesi, eğitimli gençlerin iş durumlarına bağlı olarak belirlenmeye çalışılmıştır. Bilgi toplumuna geçiş sürecinde bilişimde ara eleman açığını kapatma amacıyla ve aynı zamanda bilişim eğitim düzeyini ülke bazına yaygınlaştırılması için MEB, DPT, YOK gibi kuruluşlar koordine etmektedir. DPT ‘nin Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı “Eğitimin her kademesinde teknolojinin sağladığı imkanlardan özellikle bilgisayar teknolojisinden azami ölçüde yararlanılacak, uzaktan eğitim ve ileri teknolojileri kullanan yeni eğitim yöntemleri uygulamaya konulacaktır.” (DPT, 2000). Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nın 693. maddesinde “Toplumda hayat boyu öğrenme anlayışının benimsenmesini esas alan her türlü yaygın eğitim imkanı geliştirilecek; özellikle üniversiteye giremeyen gençlere kısa yoldan beceri kazandırma ve meslek edindirme faaliyetleri artırılacak, mahalli idarelerin, gönüllü kuruluşların ve özel sektörün bu konudaki faaliyetleri özendirilecektir.” denilmektedir. Bugün artık hem öğretmenler hem de öğrenciler özellikle insan biyolojisi, biyoteknoloji, gen teknolojisi gibi hızla gelişme kaydedilen konularda güncel bilgilere internet ortamından erişebilmekte, normal şartlarda erişilmesi güç olan kurumların internet sayfalarından çeşitli bilgilere ulaşabilmektedirler. Avantajlar güncel bilgi kaynaklarına ulaşmakla sınırlı olmayıp öz düzenleyici öğrenme, öğrenme ve bilgi kazanma sürecinin dokümantasyonu, ders kitaplarındaki konulara paralel olarak hazırlanmış alıştırma ve uygulama CD’leri, dijital çalışma yaprakları ve farklı okullardaki hatta farklı ülkelerdeki öğrenci ve meslektaşlarla bilgi değişiminin gerçekleştirildiği internet platformlarının kullanımı gibi çok çeşitlidir. (Taşçı, Yaman ve Soran, 2010). Biyoloji, yabancı ve soyut kavramların karmaşık ilişkilerini içerdiği için öğretilmesi ve öğrenilmesi oldukça zordur. Biyoloji öğretiminde gerek eğitim durumları gerekse biyoloji kavramlarının soyut ve karmaşık olması öğrencilerin bazı konuları anlamakta zorlanmalarına ve anlamadan ezberleyerek öğrenmelerine yol açmaktadır (Kılıç ve Sağlam, 2004). Bu sorunun çözümünde bilgi iletişim teknolojilerinin kullanımının önemi giderek artmaktadır. Bilgisayarların, bilgiyi görsel bir biçimde sunabilmesi biyoloji için özellikle önemlidir. İyi hazırlanmış resimler, üç boyutlu modellemeler, hareketli animasyonlar, interaktif ortamlar vb. hedeflenen bilginin daha kolay kavranmasını sağlamaktadır Cilt 1 Sayı 2 (2013) 21-37 23 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi www.joucer.com Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com (Çömlekçioğlu ve Bayraktaroğlu, 2001). Fen derslerinde, özellikle bilimsel kavram ve prensiplerin bilgisayar destekli öğretim ile görselleştirilerek öğrenilmesinin kalıcılığı arttırılabileceği gibi, bilgisayar destekli öğretim yönteminin fen derslerinde ilgiyi arttırmada diğer yöntemlere göre daha etkili olduğu görülmüştür (Demircioğlu ve Geban, 1996). Biyoloji de dahil olmak üzere diğer temel bilimlerin eğitiminde bazı deneyler, kullanılan materyallerin pahalı oluşu, hazırlıkların ve uygulamanın çok zaman alması ve zahmetli oluşu, tehlikeli oluşu veya etik nedenlerle yapılamamaktadır. Bilgisayar animasyonları ve simülasyonları bu tür ortamlarla öğrenciyi karşılaştırabilmekte ve sınıf veya laboratuvar ortamında yapılamayacak uygulamaların öğrencilere sunulmasına olanak vermektedir (Mandl, Gruber & Renkl, 1997, Akt. Taşçı, Yaman ve Soran, 2010 ). Alanyazında yer alan BİT destekli öğretim uygulamaları incelendiğinde kuramsal ve teknoloji temelli birtakım etmenlerin (motivasyon, tutum, teknolojik alt yapı yetersizliği vb.) uygulama sürecini, buna paralel olarak öğrenmenin niteliğini ve akademik başarıyı etkilediği görülmektedir. Söz konusu etmenlerden birisi de tutumdur. Genel anlamda tutum, bireyin belli bir objeye karşı gösterdiği önyargılı bir tepkidir. Alport, tutumu zihinsel ve sinirsel açıdan devamlı bir hazırbulunuşluk olarak ifade eder. Ralflinton'a göre tutum, örtük bir tepkidir. Olumlu-olumsuz ya da çekimser olabilir. Doğrudan gözlenemez. Bireyin belli bir obje ya da olaya yönelik geliştirdiği tutumun ne olduğuna karar verebilmek için, bireyin o objeye gösterdiği tepkinin değişik ortamlarda gözlenmesi gerekir. Tutum, değişmeye karşı dirençlidir (Morgan, 1999). BİT’e yönelik tutum ise; kişinin bilgisayar teknolojileri ve bilgisayar ile ilgili aktivitelere ilişkin olumlu ya da olumsuz düşüncelerini ifade eder (Smith, Caputi & Rawstorne, 2000). BİT uygulamalarının özellikle biyoloji derslerinde vazgeçilmez bir unsur olduğu günümüzde; öğrencilerin biyoloji öğretiminde BİT kullanımına yönelik tutumlarının belirlenmesi önem taşımaktadır. Bu çalışmada da öğrencilerin biyoloji öğretiminde BİT kullanımına yönelik tutumlarının belirlenmesine yönelik bu ölçeğin Türkçeye uyarlanması ve daha sonraki araştırmalarda da kullanılarak Türkiye’deki biyoloji öğretimine ait verilerin elde edilmesi ile alana katkı sağlayacağı beklenmektedir. Ölçek uyarlama çalışmalarının, başka çalışmalarla bütünleştiği ve yerel bir bilimsel araştırma yetkinliği içine yerleştiği Ümit YAPICI, Murat HEVEDANLI 24 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com takdirde daha anlamlı olabileceği ve bilgi üretimine katkıda bulunabileceği vurgulanmaktadır (Şahin, 1994). Bu çalışmada; Kubiatko & Haláková (2009) tarafından İngilizce olarak hazırlanan Biyoloji Öğretiminde BİT Kullanımı Tutum Ölçeği’ nin Türkçeye uyarlanması, geçerlilik ve güvenirliğinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Yöntem Araştırma tarama türünde bir çalışmadır. Çalışma Grubu Araştırma 2012–2013 eğitim-öğretim yılının ikinci döneminde yapılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu Diyarbakır merkezinde yer alan iki farklı liseden 220 öğrenci oluşturmuştur. Bu öğrencilerin 136 ‘sı (%61,8) erkek ve 84’ü (% 38,2) kız öğrencidir. Veri Toplama Araçları Biyoloji Öğretiminde BİT Kullanımı Tutum Ölçeği (Kubiatko & Haláková, 2009) 5’li likert tipinde 28 maddeden ve “Bilgi ve İletişim Teknolojilerinin pozitif etkisi”, “Bilgi ve İletişim Teknolojilerinin negatif etkisi”, “Bilgi ve İletişim Teknolojilerinin avantajları”, “Bilgi ve İletişim Teknolojilerinin Biyoloji dersinde kullanılması” ve “Bilgi ve İletişim Teknolojilerinin dezavantajları” alt boyutlarından oluşmaktadır. Ölçeğin geneline ilişkin Cronbach alpha iç tutarlık katsayısı .82; alt boyutların ise sırasıyla .76, .67, .64, .41, .40 olarak hesaplanmıştır. İşlem Biyoloji Öğretiminde BİT Kullanımı Tutum Ölçeğinin İngilizce olarak hazırlanmış olan formu dil uzmanları ve araştırmacılar tarafından Türkçeye çevrilmiştir. Daha sonra bu çeviri üç dil uzmanı tarafından kontrol edilmiştir. Görüşler karşılaştırılarak, her bir madde için ortak bir sonuca ulaşılmıştır. Bu aşamadan sonra oluşturulan ölçek 4 biyoloji eğitimi alan uzmanının görüşlerine sunulmuştur. Belirtilen işlemler sonunda ortaya çıkan görüşler doğrultusunda düzenlenen ölçek, anlaşılabilirliği ve uygulanabilirliğinin belirlenebilmesi amacıyla 30 öğrencilik bir gruba uygulanmıştır. Alınan uzman görüşleri ve ön uygulama sonuçları doğrultusunda ölçeğe son şekli verilmiştir. Cilt 1 Sayı 2 (2013) 21-37 25 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Verilerin Analizi Ölçeğin yapı geçerliğini belirlemek için faktör analizi kullanılmıştır. Her bir maddenin toplam korelasyonları verilmiş ve ölçeğin güvenirliğini belirlemek için Cronbach Alpha iç tutarlılık katsayısı ve iki yarı test güvenirlik katsayısı ölçeğin her bir faktörü için ve ölçeğin geneli için hesaplanmıştır. Yapılan istatistiksel işlemlerde SPSS 16.0 programı kullanılmıştır. Bulgular Biyoloji Öğretiminde BİT Kullanımı Tutum Ölçeğinin yapı geçerliğini sağlamak ve ölçekte yer alan maddelerin faktör yüklerinin belirlenmesi amacıyla faktör analizi yapılmıştır. Faktör analizi yapılmadan önce verilerin faktör analizine uygunluğu KaiserMeyer-Olkin (KMO) ve Bartlett testiyle test edilmiştir. Kaiser-Meyer-Olkin (KMO)= 0,82, Barlett Testi sonucu χ2= 1314,04 (p< .001) olarak bulunmuştur. Veriler üzerinde faktör analizi yapılabilmesi için minimum KMO değeri 0,60 olarak önerilmektedir (Büyüköztürk, 2002; Tavşancıl, 2002). Bu durumda gözlenen 0,82’ lik KMO değeri önerilen KMO değerinden yüksektir ve verilerin faktör analizi için uygun olduğunu ifade etmektedir. Faktör analizi sonucunda, ölçekte özdeğeri (eigenvalue) 1’den büyük altı faktör bulunmuştur. Fakat; faktörlerin ayrı ayrı varyansa yaptıkları katkılara bakıldığında; 3. faktörden sonra katkının azaldığı ve bunlar arasındaki farkın birbirine çok yakın olduğu görülmüştür. Dolayısıyla ölçeğin 3 faktörde toplanması uygun görülmüştür. Bu durumu daha net olarak görmek amacıyla “Scree Plot” sınaması yapılarak faktör sayısı ile ilgili olarak Şekil 1 elde edilmiştir. 3 faktörlü yapıya ilişkin olarak Varimax döndürme tekniği ile gerçekleştirilen işlemler sonucunda faktör yükleri 0.40’ın üzerinde olan maddeler ölçeğe dahil edilmiş olup faktör yükleri 0.26 ve 0.18 olan iki madde (BİT kullanımı hakkında bilgi sahibiyim; eğitim CD’leri ile çalışmak öğrenme sürecini olumlu etkiler) ölçekten çıkarılmıştr. Araştırmacılar örneklem büyüklüğü en az 200 olan bir analiz için minimum 0.40 yük değeri önermişlerdir (Özdamar, 1999; Büyüköztürk, 2002;). Maddeler çıkarıldıktan sonra analizler tekrar edilmiştir. Bu işlemler sonucunda; orijinal ölçekten farklı olarak 26 maddeden oluşan Ümit YAPICI, Murat HEVEDANLI 26 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com 3 faktörlü bir ölçek ortaya çıkmıştır. Bulunan üç faktöre ilişkin özdeğerler, varyans yüzdeleri ve toplam varyans yüzdeleri Tablo 1’de verilmiştir. Şekil 1. Faktör Öz Değerlerine Ait Çizgi Grafiği Tablo 1. Biyoloji Öğretiminde BİT Kullanımı Tutum Ölçeğinin Faktörlerinin Yapısı Faktör Özdeğer Varyans Yüzdesi Toplam Varyans Yüzdesi 24,893 1 6,472 24,893 2 3,570 13,729 38,622 3 1,661 6,387 45,010 Tablo 1. de görüldüğü gibi elde edilen 3 faktör, toplam varyansın % 45.01 ‘ini oluşturmaktadır. Sosyal bilimlerde yapılan analizlerde % 40-% 60 arasında değişen varyans oranları yeterli kabul edilmektedir. Tablo 2’ de faktör yükü 0,40’ tan büyük ve üç faktörde toplanan maddeler, faktör adları, madde toplam korelasyonları, faktör yükleri, faktörlere ait Cronbach Alpha güvenirlik katsayısı değerleri, Kaise-Meyer-Olkin (KMO) değeri ve Barlett Testi sonucu verilmiştir. Cilt 1 Sayı 2 (2013) 21-37 27 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Tablo 2. Türkçe Ölçeğin Faktör Yükleri, Faktörlere Ait Cronbach Alpha Değerleri ve Faktörlerde Yer Alan Maddeler Faktör Maddeler Madde Yükü No 1.Faktör (BİT’in Avantajları) Cronbach Alpha = 0, 83 5 0,61 14 0,60 BİT kullanarak ödevlerimi (projelerimi) daha hızlı yapıyorum E-mail bilgi edinme konusunda bana yardım eder 15 0,57 BİT, kara tahta ve tebeşirlere oranla daha az tozlu bir ortam sağlar 16 17 18 20 21 0,65 0,66 0,76 0,70 0,71 BİT, öğretmenlerin başka öğretim araçlarına ihtiyacı kalmadığından yer tasarrufu sağlar İnternetten kitaplara oranla daha fazla bilgi ediniyorum Tepegözden ziyade bilgisayara öncelik tanırım Kitaplarda bazı bilgiler çok eski olmasına karşın web sayfalarında yeni bilgiler elde edebiliyorum BİT sayesinde diğer okullarla (öğrencilerle) işbirliği yapma şansına sahibim 2.Faktör (BİT’in Dezavantajları) Cronbach Alpha = 0, 80 6 0,56 BİT kullanımı benim için zahmetlidir (yorucudur) 8 9 10 11 12 13 19 22 24 0,67 0,69 0,59 0,67 0,54 0,56 0,53 0,46 0,49 Bilgisayar öğrenmeyi zorlaştırdığı için bence yararsızdır 25 0,66 Bilgisayar kullanmak göz hastalıklarına yol açıyor Bilgilerin çoğu İngilizce olduğu için BİT etkili kullanımı imkansızdır Bilgisayar kullanmak omurga hastalıklarına yol açıyor BİT enerji tasarrufu sağlamıyor Bilgisayar çok yer kapladığı için kullanışlı bir materyal değildir İnternetin öğretim sürecinde gereksiz olduğunu düşünüyorum Bilgisayar açıkken öğrenmeye konsantre olamıyorum BİT yardımıyla yapılan sınavlarda daha kötü notlar aldığımı düşünüyorum. Öğrenme sürecinde kamera kullanıldığında konsantre olamıyorum 26 0,59 BİT kullanılması öğretmenle olan iletişimimi kötü yönde etkiliyor 3.Faktör (BİT’in Biyoloji Derslerinde Kullanılması) Cronbach Alpha = 0, 74 1 2 0,62 0,78 BİT biyoloji öğretiminde önemlidir BİT dersi ilgi çekici yapar 3 4 7 0,64 0,53 0,46 BİT kullanımı biyolojiye olan ilgiyi arttırır BİT kullanıldığında biyoloji konularını daha iyi anlıyorum BİT kullanılan biyoloji derslerinde sıkılırım 23 0,44 Biyoloji öğretmenleri sadece BİT yardımıyla sınav yapmalı Ölçeğin geneli için Cronbach Alfa = 0,85 Ümit YAPICI, Murat HEVEDANLI 28 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) = 0,82, Barlett Testi sonucu =1314,04 ( p<0.001) Tablo 2’ de görüldüğü gibi birinci faktör olan “BİT’in avantajları” boyutunda toplam 8 madde yer alırken (5, 14, 15, 16, 17, 18, 20 ve 21 ), ikinci faktör olan “BİT’in dezavantajları” boyutu toplam 12 madde (6, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 19, 22, 24, 25 ve 26) ve üçüncü faktör olan “BİT’in Biyoloji derslerinde kullanılması” boyutunda toplam 6 madde yer almaktadır (1, 2, 3, 4, 7 ve 23). Ayrıca faktörlerin Cronbach Alpha değerleri ölçeğin geneli için 0.85 olarak belirlenirken, birinci faktör için 0.83, ikinci faktör için 0.80 ve üçüncü faktör için 0.74 olarak belirlenmiştir. Tablo 3’te ölçeği oluşturan maddelere ilişkin madde analizi sonuçları verilmiştir. Tablo 3. Biyoloji Öğretiminde BİT Kullanımı Tutum Ölçeğine ilişkin Madde Analizi Sonuçları Madde NO Madde Toplam Korelasyonu 1 0,50 2 t (Alt %27 -Üst %27) -5,846** Madde NO Madde Toplam Korelasyonu 14 0,39 t (Alt %27 -Üst %27) -4,596** 0,64 -12,825** 15 0,51 -7,711** 3 0,62 -11,425** 16 0,39 -4,853** 4 0,49 0,60 0,48 0,50 0,63 -6,696** 17 -4,096** 18 19 20 21 22 0,33 0,36 0,31 0,44 0,41 5 6 7 8 9 0,23 -11,321** -7,166** -6,618** -9,976** -2,232* 0,37 -3,723** -5,278** -6,131** -5,615** -5,222** 10 0,42 -8,012** 23 0,26 -2,581* 11 0,23 -3,467** 24 0,29 -2,614* 12 0,20 -3,962** 25 0,20 -2,704** 13 0,55 -7,724** 26 0,34 -4,533** ** p< .01 * p<.05 Tablo 3’de görüldüğü gibi ölçeğin madde toplam korelasyonları 0,20 ile 0,64 arasında değişmektedir. Hesaplanan korelasyon katsayısı o maddenin geçerlik katsayısı olup testin bütünü ile tutarlılığını göstermektedir (Çakır, 2004). Yapılan uyarlama ve ölçek geliştirme çalışmalarında korelasyon katsayılarının en az 0,20 olması ve negatif olmaması gerektiği belirtilmiştir (Ekici, 2012). Alt ve üst % 27’lik grupların madde puan ortalamaları arasındaki farklılıklara ilişkin yapılan bağımsız t- testi sonuçlarına bakıldığı zaman tüm maddelere Cilt 1 Sayı 2 (2013) 21-37 29 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com ilişkin anlamlı farklılıkların oluştuğu görülmüştür. Bu sonuçla; ölçeğin biyoloji öğretiminde BİT kullanımına yönelik farklı tutumları ayırt edebilecek nitelikte olduğu söylenebilir. Ölçeğin güvenirliğini ortaya koymak için ölçeğin geneli ve alt boyutları için Cronbach alpha iç tutarlık katsayısı ve Spearman Brown iki yarı test güvenirliği katsayısı hesaplanmış ve Tablo 4.’te verilmiştir. Tablo 4. Biyoloji Öğretiminde BİT Kullanımı Tutum Ölçeği ve Alt Boyutlarına İlişkin Güvenirlik Analizi Sonuçları BİT’in Avantajları BİT’in Dezavantajları BİT’in Biyoloji Derslerinde Kullanılması Cronbach alpha 0,83 0,80 İki yarı test korelasyonu 0,77 0,73 0,74 0,72 0,85 0,75 Genel Ölçeğin 220 lise öğrencisine uygulanması sonucu elde edilen verilerin betimsel istatistikleri Tablo 5’te verilmiştir. Tablo 5. Biyoloji Öğretiminde BİT Kullanımı Tutum Ölçeğine İlişkin Betimsel İstatistikler Alt Boyutlar X SS Min. Max. 3,60 ,573 2,86 5,00 3,50 ,835 1,50 4,50 BİT’in Biyoloji Derslerinde Kullanılması 3,70 ,676 2,75 5,00 Genel 3,60 ,694 2,37 4,83 BİT’in Avantajları BİT’in Dezavantajları n 220 Tablo 2’ de Türkçe ölçeğin geneli ve alt boyutlarına göre hesaplanan minimummaksimum puanlar, ortalama ve standart sapma değerleri verilmiştir. Hesaplanan bu puanlar incelendiğinde araştırma grubuna giren öğrencilerin biyoloji öğretiminde BİT kullanımına yönelik tutumlarının genellikle olumlu olduğu söylenebilir. Ümit YAPICI, Murat HEVEDANLI 30 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Tartışma ve Sonuç Bu çalışmada, Kubiatko & Haláková (2009) tarafından geliştitirilen “Biyoloji Öğretiminde BİT Kullanımı Tutum Ölçeği” Türkçeye uyarlanmış, geçerlik ve güvenirlik çalışması yapılmıştır. Ölçeğin özgün formu İngilizcedir ve beş faktörlü (“Bilgi ve iletişim teknolojilerinin pozitif etkisi”, “Bilgi ve iletişim teknolojilerinin negatif etkisi”, “Bilgi ve iletişim teknolojilerinin avantajları”, “Bilgi ve iletişim teknolojilerinin biyoloji dersinde kullanılması” ve “Bilgi ve iletişim teknolojilerinin dezavantajları”) bir yapı altında toplam 28 maddeden oluşmaktadır. Uzman görüşleri doğrultusunda Türkçe çevirisi yapılan ölçek Diyarbakır merkezinde yer alan iki farklı liseden 220 öğrenciye uygulanmıştır. Ölçeğin geçerlik çalışmasında ilk olarak verilerin faktör analizine uygunluğu Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) ve Bartlett testiyle test edilmiştir. Kaiser-Meyer-Olkin (KMO)= 0,82, Barlett Testi sonucu x2= 1314,04 (p< .001) olarak bulunmuştur. Ölçeğin yapı geçerliğini belirlemek için Varimax döndürme tekniğiyle açımlayıcı faktör analizi yapılmıştır. Varimax döndürme tekniği ile gerçekleştirilen işlemler sonucunda faktör yükleri 0,40’ın üzerinde olan maddeler ölçeğe dahil edilmiş olup faktör yükleri 0,26 ve 0,18 olan iki madde ölçekten çıkarılmıştır. Maddelerin çıkarılmasından sonra tekrar edilen döndürme işlemi sonucunda ölçeğin; özdeğerleri 6,472; 3,570; 1,661 olan 3 faktörde toplanması uygun görülmüştür. Yapılan analiz sonucu toplam varyansın % 45,01’ini açıklayan, 26 maddeden ve 3 alt boyuttan (BİT’in avantajları, BİT’in dezavantajları, BİT’in Biyoloji derslerinde kullanılması) oluşan ölçme aracı elde edilmiştir. Ayrıca ölçeğin güvenirliği için her bir faktörün Cronbach Alpha ve iki yarı test güvenirlik katsayıları hesaplanmıştır. Cronbach Alpha katsayıları birinci faktör için 0.83, ikinci faktör için 0.80 ve üçüncü faktör için 0.74, ölçeğin geneli için de 0.85 olarak bulunmuştur. İki yarı test korelasyonları ise sırasıyla 0,77; 0,73; 0,72 ve ölçeğin geneli için de 0,75 olarak bulunmuştur. Madde toplam korelasyonları ve %27’lik alt-üst grup karşılaştırmaları sonuçları da ölçeğin madde ayırt edicilik gücünün yeterli olduğunu göstermektedir. Ayrıca; çalışma grubunun biyoloji öğretiminde BİT’ in kullanılmasına yönelik tutumlarının olumlu ( X = 3,60 ) olduğu tespit edilmiştir. Cilt 1 Sayı 2 (2013) 21-37 31 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Yapılan analizler sonucunda elde edilen verilerden Türkçeye uyarlanan “Biyoloji Öğretiminde BİT Kullanımı Tutum Ölçeği” nin geçerli ve güvenilir bir ölçek olduğu sonucuna ulaşılmıştır (Ek 1). Ölçekte “BİT’in avantajları” boyutunda toplam 8 madde yer alırken (5, 14, 15, 16, 17, 18, 20 ve 21 ), ikinci faktör olan “BİT’in dezavantajları” boyutu toplam 12 madde (6, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 19, 22, 24, 25 ve 26) ve üçüncü faktör olan “BİT’in Biyoloji derslerinde kullanılması” boyutunda toplam 6 madde yer almaktadır (1, 2, 3, 4, 7 ve 23). Sonuç olarak, Kubiatko & Haláková (2009) tarafından 28 madde olarak geliştirilen ölçeğin Türkçe uyarlama, geçerlik ve güvenirlik çalışması sonucu elde edilen bulgulardan, ölçeğin 26 maddelik halinin kültürel açıdan Türkiye koşullarında kullanılmaya uygun, dilsel eşdeğerliğe sahip, geçerli ve güvenilir bir ölçek olduğu söylenebilir. Bundan sonraki süreçte; ölçeğin farklı yaş gruplarına yönelik güvenirlik ve geçerlik çalışmaları yapılabilir. Ayrıca; öğrencilerin biyoloji öğretiminde BİT kullanılmasına yönelik tutumlarıyla, biyoloji dersindeki akademik başarıları veya farklı duyuşsal özelliklerle arasındaki ilişki araştırılabilir. Kaynaklar Büyüköztürk, Ş. (2002). Sosyal Bilimler İçin Veri Analizi El Kitabı. Ankara: PegemA Yayınları. Çakır, M. A. (2004). Mesleki Karar Envanterinin Geliştirilmesi. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 37(2), 1-14. Çömlekçioğlu, U. ve Bayraktaroğlu, E. (2001). Biyoloji ve Bilişim Teknolojileri. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Fen ve Mühendislik Dergisi, 4 (1). Demircioğlu, H. ve Geban, Ö. (1996) Fen Bilgisi Öğretiminde BDÖ ve Geleneksel Problem Çözme Etkinliklerinin Ders Başarısı Bakımından Karşılaştırılması. Hacettepe Eğitim Fakültesi Dergisi, 12, 183-185. DPT (2000). Uzun Vadeli Strateji ve Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, 2001-2005, Ankara, 83-84. Çevrimiçi http://ekutup.dpt.gov.tr/plan/viii/plan8. adresinden 23.11.2012 tarihinde erişilmiştir. Ekici, G. (2012). Akademik Öz-yeterlik Ölçeği: Türkçeye Uyarlama, Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 43, 174-185. Kılıç, D. ve Sağlam, N. (2004). Biyoloji Eğitiminde Kavram Haritalarının Öğrenme Başarısına ve Kalıcılığına Etkisi. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 27: 155-164. Kubiatko, M. & Haláková, Z. (2009). Slovak High School Students’ Attitudes to ICT Using in Biology Lesson. Computers in Human Behavior , 25, 743–748. Ümit YAPICI, Murat HEVEDANLI 32 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Loveless, A. M. (2003). The Interaction between Primary Teachers’ Perceptions of ICT and Their Pedagogy. Education and Information Technologies, 8(4), 313-326. Morgan, C. T. (1999). Psikolojiye Giriş (Çev.,H.Arıcı ve ark.). Meteksan, Ankara. Odabaşı, H. F., Akbulut, Y., Çuhadar, C., Dursun, Ö. Ö., Kabakçı, I., Kılıçer, K., Kurt, A. A., Şendağ, S., & Tanyeri, T. (2006). Turkey Basic Education Project: Baseline Study on ICT Integration. Ankara: MEB Proje Koordinasyon Merkezi http://fodabasi.home.anadolu.edu.tr/doc/ey6.swf adresinden 13.12.2012 tarihinde erişilmiştir. Özdamar, K. (1999). Paket Programlar İle İstatistiksel Veri Analizi I (2.Baskı). Eskişehir: Kaan Kitabevi. Özmusul, M. (2008). İlköğretim İkinci Kademe Öğrencilerinin Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden Yararlanma Düzeyleri. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, Gaziantep Üniversitesi, Gaziantep. Smith, B., Caputi, P. & Rawstorne, P. (2000). Differentiating Computer Experience and Attitudes toward Computers: An Empirical Investigation. Computers in Human Behavior, 16(1), 59–81. Şahin, N. (1994). Psikoloji Araştırmalarında Ölçek Kullanımı, 15. Türk Psikoloji Dergisi, 9 (33), 19–26. Taşçı, G., Yaman, M. ve Soran, H. (2010). Biyoloji Öğretmenlerinin Öğretimde Yeni Teknolojilere Kullanma Durumlarının İncelenmesi. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 38: 267-278. Tavşancıl, E. (2002). Tutumların Ölçülmesi ve SPSS İle Veri Analizi (1.Baskı). Ankara: Nobel Tubin, D. Mioduser, D., Nachmias, R. & Baruch, A. F. (2003). Domains and Levels of Pedagogical Innovation in Schools Using ICT: Ten Innovative Schools in Israel. Education and Information Technologies, 8(2), 127-145. UNESCO. (2006). Using ICT to Develop Literacy. UNESCO, Bangkok:18-21 Watson, D. M. (2001). Pedagogy Before Technology: Re-Thinking The Relationship between ICT and Teaching. Education and Information Technologies, 6(4),251-266. Cilt 1 Sayı 2 (2013) 21-37 33 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Ek 1. Biyoloji Öğretiminde BİT Kullanımı Tutum Ölçeğinin Maddeleri 1. BİT biyoloji öğretiminde önemlidir. 2. BİT dersi ilgi çekici yapar. 3. BİT kullanımı biyolojiye olan ilgiyi arttırır. 4. BİT kullanıldığında biyoloji konularını daha iyi anlıyorum. 5. BİT kullanarak ödevlerimi (projelerimi) daha hızlı yapıyorum . 6. BİT kullanımı benim için zahmetlidir (yorucudur). 7. BİT kullanılan biyoloji derslerinde sıkılırım. 8. Bilgisayar öğrenmeyi zorlaştırdığı için bence yararsızdır. 9. Bilgisayar kullanmak göz hastalıklarına yol açıyor. 10. Bilgilerin çoğu İngilizce olduğu için BİT etkili kullanımı imkansızdır. 11. Bilgisayar kullanmak omurga hastalıklarına yol açıyor. 12. BİT enerji tasarrufu sağlamıyor. 13. Bilgisayar çok yer kapladığı için kullanışlı bir materyal değildir. 14. E-mail bilgi edinme konusunda bana yardım eder. 15. BİT, kara tahta ve tebeşirlere oranla daha az tozlu bir ortam sağlar. 16. BİT, öğretmenlerin başka öğretim araçlarına ihtiyacı kalmadığından yer tasarrufu sağlar. 17. İnternetten kitaplara oranla daha fazla bilgi ediniyorum. 18. Tepegözden ziyade bilgisayara öncelik tanırım. 19. İnternetin öğretim sürecinde gereksiz olduğunu düşünüyorum. 20. Kitaplarda bazı bilgiler çok eski olmasına karşın web sayfalarında yeni bilgiler elde edebiliyorum. 21. BİT sayesinde diğer okullarla (öğrencilerle) işbirliği yapma şansına sahibim. 22. Bilgisayar açıkken öğrenmeye konsantre olamıyorum. 23. Biyoloji öğretmenleri sadece BİT yardımıyla sınav yapmalı. 24. BİT yardımıyla yapılan sınavlarda daha kötü notlar aldığımı düşünüyorum. 25. Öğrenme sürecinde kamera kullanıldığında konsantre olamıyorum. 26. BİT kullanılması öğretmenle olan iletişimimi kötü yönde etkiliyor. Ümit YAPICI, Murat HEVEDANLI 34 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Extended Summary Adaptation of Using ICT in Biology Teaching Attitudes Scale to Turkish: A Validity and Reliability Study İ.Ümit YAPICI, Murat HEVEDANLI Summary Current explosion of information has led to fundamental changes in education. These radical changes are seen especially in education systems. Memorization-based education systems designed within the framework of the information-loaded individual model are now replaced with systems that require research and interrogation. Today, what is important is not the information itself but how to access it. Thus, the fact that we live in a world of information and communication technologies has increased the importance of this situation. In this respect, the need for information and communication technologies that allow accessing, questioning and evaluating the information is of great significance (Özmusul, 2008). The term “Information and Communication Technologies” refers to transferring, storing, revealing and sharing technology or accessing information. Information and communication technologies include radio, television, video, DVD, phone (fixed and mobile), satellite systems, computer and network equipment and software as well as the equipment and services provided by these technologies (such as video-conference and electronic mail) (UNESCO, 2006). As biology includes complex relationships of unfamiliar and abstract concepts, it is quite difficult to learn and teach. In biology teaching, the fact that educational situations and biology concepts are abstract and complex causes students to experience difficulty in understanding certain subjects and to learn them via memorization without understanding (Kılıç and Sağlam, 2004). In order to solve this problem, the use of information and communication technologies is increasingly important. It is especially important in biology if Cilt 1 Sayı 2 (2013) 21-37 35 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com computers can present the information visually. Well-prepared pictures, three-dimensional models, animations, interactive environments and so on help comprehend the target information more easily (Çömlekçioğlu and Bayraktaroğlu, 2001). The purpose of this study is to determine the validity and reliability of original version of the using ICT in biology teaching attitudes scale developed by Kubiatko ve Haláková (2009) in Turkey conditions. The orginal scale which includes 28 items. Every item in the scale is 5-scale by Likert. Likert scale question comprised five points ranking following: ‘‘strongly agree” (5 points), ‘‘agree” (4 points), ‘‘neutral” (3 points), ‘‘disagree” (2 points), ‘‘strongly disagree” (1 point). Several questions were constructed negatively. The evaluation of them was in reverse order. The scale consist of five dimensions namely: the positive influence of ICT; the negative influence of ICT; advantages of ICT; ICT used in biology lesson; disadvantages of ICT. Cronbach's Alpha internal consistency coefficient of the scale was calculated to be 0.82. Experts and researcher made translation of the scale into Turkish. Then, experts in terms of consistency, content and measurement issues also analyzed the scale. Revised version of the scale was administered to 220 high school students to determine its validity and reliability. The suitability of data for factor analysis was determined by KMO (KaiserMeyer-Olkin) parameter and Bartlett test. The results (KMO= 0,82, χ2= 1314,04 (p< .001) showed that the obtained data was suitable for exploratory factor analysis and then the construct validity of the survey was examined by exploratory factor analysis. Exploratory factor analysis was done by using Varimax technique. As a result of Varimax rotation, it was found that there are three factors whose Eigen values are 6,472, 3,570 and 1,661. At he end of the analysis, the scale that has 26 items, 3 sub dimensions and accounts for %45,01 of total variance was found. Having 0.40 factors load values and above for each item in the scale was taken into consideration. So, two items has 0,28 and 0,16 factors load values were excluded from the scale. The dimensions are defined as advantages of ICT, disadvantages of ICT, using ICT in biology lesson. Reliability analysis of the scale revealed Cronbach-Alpha coefficients of 0,85 for the total scale, 0,83 for the dimension of advantages of ICT, 0,80 for the dimension of disadvantages of ICT and 0,74 for the dimension ICT using in biology lesson. The resulsts of Ümit YAPICI, Murat HEVEDANLI 36 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com the total correlation of the items and %27 sub-up groups comparisons state that item differentiating power of the scale is ennough. Also; the mean score of the study group regarding the using ICT in biology teaching attitudes scale was found to be 3.60 and the standard deviation was calculated as 0.694. Depending on the mean score, it could be stated that the participating students has positive attitudes towards ICT using in Biology Teaching. According the findings; the Turkish form of the using ICT in biology teaching attitudes scale that has 26 items is valid, reliable and suitable for Turkish. The gained results show that the scale can be used for the studies in Turkey. Cilt 1 Sayı 2 (2013) 21-37 37 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Öğrencilerin Gök Cisimleri Konusundaki Alternatif Kavramlarının Giderilmesinde Kavramsal Değişim Metinlerinin Etkisi1 The Effect of Conceptual Change Texts on Removing Students’ Alternative Conceptions about Celestial Bodies Çiğdem ŞAHİN2, Elif BÜLBÜL3, Ümmü Gülsüm DURUKAN4 Öz Abstract Yapılan çalışmalar ile kavramsal değişim metinlerinin The effect of conceptual change texts on removing öğrencilerin sahip olduğu çeşitli fen kavramları ile alternative concept related to various science concepts ilgili alternatif kavramların giderilmesine yönelik and teaching science are proved in the literature. Also olumlu literatürden it is known that students have various alternative öğrencilerin gök cisimleri hakkında çeşitli alternatif concepts about celestial bodies. But the effect of kavramlara sahip oldukları bilinmektedir. Ancak conceptual change texts has not been known on kavramsal removing etkisi onaylanmıştır. değişim Yine metinlerinin gök cisimleri alternative conceptions about celestial hakkındaki alternatif kavramların giderilmesine etkisi bodies at the level of the elementary school students. ise bilinmemektedir. Bu bağlamda araştırmanın amacı The purpose of this study is to determine the effect of kavramsal değişim metinlerinin, öğrencilerin gök conceptual change texts on removing students’ cisimleri alternatif alternative conceptions about celestial bodies. The etkisini sample comprised of 22 elementary 7th grade students incelemektir. Araştırmanın çalışma grubunu 2012-2013 who studied at boarding area elementary school, 2012- eğitim öğretim yılında güz dönemi, Van’ın bir 2013 academic years. Pre-experimental research design ilçesinde yatılı bölge ortaokulunda 7.sınıfta öğrenim was used in this study. A questionnaire with 12 gören 22 ortaokul öğrencisi oluşturmaktadır. Basit concept cartoons was used to collect data. deneysel yöntemin kullanıldığı bu çalışmada, veri study, the instructional material based on 5E model toplama aracı olarak “Gök Cisimlerini Tanıyalım” was enriched with conceptual change texts and used to konusunda kavramlarının sahip giderilmesi oldukları üzerindeki In this Bu araştırma, Elif BÜLBÜL’ün Yüksek Lisans Tezinin verilerinin bir bölümünden üretilmiştir. Yrd. Doç. Dr., Giresun Üniversitesi, Eğitim Fakültesi , İlköğretim Bölümü Fen Bilgisi Eğitimi, Giresun, Türkiye, [email protected] 3 Fen Bilimleri Öğretmeni, Çatak Yatılı Bölge Ortaokulu, Van, Türkiye, [email protected] 4 Arş. Gör. Giresun Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü Fen Bilgisi Eğitimi, Giresun, Türkiye, [email protected] 1 2 Çiğdem ŞAHİN, Elif BÜLBÜL, Ümmü Gülsüm DURUKAN 38 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com konusu ile ilgili 12 kavram karikatürü hazırlanmış ve sample of study. The test of concept cartoons were kullanılmıştır. Araştırmada 5E öğretim modeline applied to pre-test before teaching with conceptual dayalı öğretim materyali kavramsal değişim metinleri change texts and post-test after teaching with ile Kavram conceptual change texts. Collecting pre and post tests’ karikatürleri testi, öğretim yapılmadan önce ön test data were analyzed with dependent t-test. The results olarak ve öğretim yapıldıktan sonra da son test olarak showed that the teaching with conceptual change texts çalışma grubuna uygulanmıştır. Elde edilen veriler, has differentiated the conceptual structures in a bağımlı t-testi ile analiz edilmiştir. Araştırmanın desired way and removed the most of the students’ bulguları, çalışma grubunu oluşturan öğrencilerin alternative conceptions about celestial bodies. In line “Gök birçok with these results, are suggested that teachers should alternatif kavramlara sahip olduğunu ve kavramsal be informed about the use of conceptual change texts değişim metinlerini içeren öğretim sürecinden sonra, in the teaching process and teaching materials bu alternatif kavramların büyük bir çoğunluğunun supplemented with the conceptual change texts should giderildiğini be used in the different science subjects. zenginleştirilerek Cisimlerini doğrultusunda, uygulanmıştır. Tanıyalım” ortaya konusunda koymuştur. öğretmenlerin Bu kavramsal bulgular değişim metinlerinin öğretim sürecinde kullanımı konusunda bilgilendirilmesi önerilerek farklı fen konularında hazırlanacak kavramsal değişim metinleri ile desteklenmiş çoklu materyallerin kullanılması tavsiye edilmiştir. Anahtar kelimeler: Alternatif kavram, kavramsal Keywords: Alternative concepts, conceptual change değişim metinleri, ortaokul 7.sınıf öğrencileri, gök texts, primary 7th grade students, celestial bodies. cisimleri. Giriş Yenilenen Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programının temelini Yapılandırmacı Öğrenme Kuramı oluşturmaktadır (MEB 2004). Yapılandırmacı Öğrenme Kuramına göre öğrenci eğitimin merkezindedir. Bu kuram, öğrencilerin mevcut bilgilerini kullanarak yeni bilgi edinmelerini, öğrenmelerini ve kendilerine özgü bilgi oluşturmalarını açıklamaya çalışan bir öğrenme kuramıdır. Bu kuramın en önemli savunucularından biri olan Bodner (1986), öğrenme ve öğretme kavramlarının bir bütün olarak düşünülmesi gerektiğine ve öğretmen ne kadar etkili olursa olsun öğrenmenin her zaman gerçekleşemeyebileceğine vurgu yapmıştır. Ona göre bilgi öğrenenin kafasında yapılandırılır ve bilginin öğretmenin Cilt 1 Sayı 2 (2013) 38-64 39 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com kafasından öğrencinin kafasına direkt olarak geçme olasılığı yoktur. Bu durum bize öğrenmenin bireysel özelliklerle doğrudan ilişkili olduğunu göstermektedir (Novak, 1988). Öğrenciler yeni öğrenecekleri bilgileri eski bilgileriyle ilişkilendirerek anlamlandırırlar ve zihinlerinde yapılandırırlar (Osborne & Wittrock, 1983). Bu nedenle, öğrencilerin öğrendikleri konu hakkındaki önbilgilerinde herhangi bir eksiklik bulunursa yanlış anlamalara ve bilimsel gerçeklere uymayan bilgilerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır (Hewson & Hewson, 1984). Bunun yanında, bazı fen kavramlarının soyut olması, öğrenciler tarafından zor anlaşılmasına ve ezberlenerek bilimsel anlamlarından uzak bir şekilde öğrenilmesine yol açmaktadır (Ercan, Taşdere ve Ercan, 2010). Bilimsel gerçeklerle uyuşmayan fikirler literatürde çoğunlukla alternatif kavram olarak isimlendirilmektedir. Alternatif kavram bir kişinin bir kavramı anladığı şeklin, uluslararası platformda ortaklaşa kabul edilen bilimsel anlamından önemli derecede farklılık göstermesi olarak tanımlanmaktadır (Stepans, 1996). Alternatif kavramlar öğrenmeyi olumsuz olarak etkilemekte ve değişime karşı da oldukça direnç göstermektedirler (Çalık, 2006; Şahin ve Çepni, 2012). Yapılan araştırmalar, birçok alternatif kavramın konu anlatıldıktan sonra bile yok olmadığını göstermektedir (Çalık, 2006; Çalık, Okur ve Taylor, 2011; Şahin, 2010). Bu sebeple, öğretim sürecinde alternatif kavramların tespit edilmesi kadar bu alternatif kavramların giderilmesine yönelik çalışmaların yapılması da önem arz etmektedir. Literatürde alternatif kavramların tespit edilmesine ve bu kavramların giderilmesine (Çalık, 2006; Şahin, 2010; Şahin ve Çepni, 2012) yönelik birçok çalışma mevcuttur. Alternatif kavramların giderilmesinde kavramsal değişim metinleri (KDM) (Çelikten, İpekçioğlu, Ertepınar ve Geban, 2012; Durmuş ve Bayraktar, 2010; Sarı Ay, 2011), analoji (Çalık, 2006; Kobal, 2011), animasyon (Özmen, Demircioğlu ve Demircioğlu, 2009) gibi öğretim yöntem ve teknikleri sıklıkla kullanılmaktadır. Ayrıca son zamanlarda yapılan çalışmalar KDM, animasyon, analoji ve kavram karikatürlerinin bir arada kullanılarak alternatif kavramların giderilmesine etkisini araştırmaktadır (Çalık ark., 2011; Şahin, 2010). Alternatif kavramların giderilmesinde ve kavramsal değişimin sağlanmasında kullanılan yöntemlerden birisi de KDM’lerdir (Chambers & Andre, 1997). Roth (1985), tarafından ortaya atılan KDM’ler, öğrencilerin, sahip oldukları alternatif kavramların farkına varmalarını sağlayan, bilimsel olarak doğru kabul edilen bilgilerle öğrencilerin bilgileri Çiğdem ŞAHİN, Elif BÜLBÜL, Ümmü Gülsüm DURUKAN 40 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com arasındaki çelişkileri ortaya koyan metinlerdir (Hynd & Alverman, 1986; Toka ve Aşkar, 2002). KDM’ler öğrencilerin önbilgilerini/alternatif kavramlarını ortaya çıkarıcı bir soruyla başlar. Bu aşamadan sonra öğrencilerin bu alternatif kavramlarının neden yanlış olduğu gerekçeleriyle ve örneklerle birlikte açıklanır ve öğrencilerin kavramlarının bilimsel açıklamalarıyla olan farklılıkları ifade edilerek bu açıklamalarla öğrencilerde sahip oldukları önbilgilerine karşı hoşnutsuzluk oluşturulur ve öğrencilerin alternatif kavramlarının doğru bilgilerle yer değiştirmesi sağlanmış olur (Chambers & Andre, 1997; Hynd, 2001;). KDM’lerin uygulanması, özellikle öğrenci sayısının fazla olduğu sınıflarda öğretmene yardımcı olabilir ve öğretimi zenginleştirebilir (Chambers & Andre, 1997; Cerit Berber ve Sarı, 2009). KDM ile yapılan araştırmalar incelendiğinde bunların; “çözeltiler” (Çalık, 2006), “madde ve dönüşüm” (Durmuş ve Bayraktar, 2010), “ısı ve sıcaklık” (Gürbüz, 2008), “maddenin halleri ve ısı” (Sarı Ay, 2011), “elektrik” (Chambers & Andre, 1997), “iş, güç, enerji” (Cerit Berber ve Sarı, 2009; İpek Akbulut, Şahin ve Çepni, 2013), “dünya ve gökyüzü” (Çelikten ark., 2012; Ölmez ve Geban, 2001) konularını ele aldığı ve alternatif kavramların giderilmesinde etkili olduğu görülmektedir. Literatürde KDM’ler kullanılarak astronomi konularında alternatif kavramların giderilmesine yönelik yapılmış olan çalışmaların oldukça az sayıda olduğu görülmektedir. Bu çalışmaların da ilköğretim 4. sınıf “Dünyamız ve Gökyüzü” ünitesi kapsamında yer alan konulara yönelik olduğu ve KDM’lerin geleneksel metinlere göre (Ölmez ve Geban, 2001) ve KDM’ler ile işbirlikli öğrenmenin birlikte kullanılmasının geleneksel öğretime göre (Çelikten ark., 2012) alternatif kavramların giderilmesinde daha etkili olduğu tespit edilmiştir. Ortaokul 7. sınıf seviyesinde “Güneş sistemi ve ötesi: uzay bilmecesi” ünitesi kapsamında yer alan kavramların öğretilmesinde KDM’nin etkisini araştıran herhangi bir çalışmaya ise rastlanılmamıştır. Bu bağlamda, öğrencilerin soyut astronomi kavramlarında sahip oldukları alternatif kavramların giderilmesi konusunda yürütülen bu çalışmanın literatüre katkı sağlayacağına inanılmaktadır. Neden Astronomi? Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programının vizyonu; “Tüm öğrencileri fen okuryazarı bireyler olarak yetiştirmek” olarak tanımlanmıştır (MEB, 2013). Fen okuryazarı bireyler, araştıran-sorgulayan, etkili kararlar verebilen, problem çözebilen, kendine güvenen, Cilt 1 Sayı 2 (2013) 38-64 41 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi www.joucer.com Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com işbirliğine açık, etkili iletişim kurabilen, sürdürülebilir kalkınma bilinciyle yaşam boyu öğrenen; fen bilimlerine ilişkin bilgi, beceri, olumlu tutum, algı ve değere; fen bilimlerinin teknoloji toplum ve çevre ile olan ilişkisine yönelik anlayışa ve psikomotor becerilerine sahiptir (MEB, 2013). TÜBİTAK’ın, Türkiye’deki 15-24 yaş arasındaki gençlerimizin bilim okuryazarlığını ölçmek için yaptığı bir saha araştırmasının sonuçları, Türk gençliğinin ilgisini en çok çeken konuların “İnternet” ve “astronomi” olduğunu ortaya koymuştur. Geniş kapsamlı bir bilim dalı olan Astronomi, gök cisimlerinin ve evrenin yapılarını ve evrimini araştırmak için gözlemsel ve kuramsal çalışmalardan yararlanan bir bilim dalı olarak ifade edilebilir (TTBK, 2013). Yeni öğretim programlarında öğrenciler astronomi konu ve kavramları ile ilişkili olarak farklı öğrenim seviyelerinde farklı öğrenmeler gerçekleştirmektedirler. İlkokul 3. sınıfta öğrencilerin; üzerinde yaşadığı Dünya’nın şeklini kavramaları, Dünya’nın şekli ile ilgili öne sürülen fikirler hakkında bilgi sahibi olmaları; Dünya yüzeyinde kara ve suların yer aldığını ve etrafımızı saran bir hava tabakasının bulunduğunu kavrayarak kara ve suların kapladığı alanları karşılaştırmaları; ilkokul 4.sınıfta ise Dünya ile Güneş’in birbirine göre hareketleri ve bu hareketlerle ilişkilendirilen zaman dilimleri hakkında bilgi ve beceriler kazanmaları amaçlanmaktadır. Ortaokul 5.sınıfta “Dünya ve Evren” adlı ünitede öğrencilerin; yer kabuğunu oluşturan bileşenleri tanımaları, erozyon ile heyelanın yer kabuğuna etkisi, yer altı, yer üstü suları ve hava, toprak, su kirliliği hakkında bilgi, beceri ve fosil bilimi hakkında kariyer bilinci kazanmaları amaçlanmaktadır. Ortaokul 6. sınıfta öğrencilerin; Dünya, Güneş ve Ay’ın göreli boyut ve biçimleri ile Dünya’mızın katmanlarını tanıyıp kavraması, Ay’ın dönme ve dolanma hareketlerini açıklayarak bir model oluşturması, Dünya ve Ay arasında hareket ilişkisi kurabilmesi, bu ilişkinin yol açtığı sonuçlar ve bunların günlük yaşama etkisi hakkında bilgi ve beceriler kazanmaları; 7.sınıfta ise gök cisimlerini tanımaları, sistem kavramını anlamaları, teleskopun önemli bir gözlem aracı olması münasebetiyle gök bilimdeki önemini kavramaları ve teknoloji boyutu göz ardı edilmeden uzay araştırmalarının sağladığı katkılar hakkında bilgi ve beceriler kazanmaları hedeflenmektedir. Ortaokul 8. sınıfta öğrencilerin; depremle ilgili temel kavramları bilmeleri, ülkemizdeki fay hatları hakkında bilgi sahibi olmaları, deprem tehlikesine karşı alınabilecek önlemler ve deprem anında yapılması gerekenler hakkında bir farkındalık oluşturmaları Çiğdem ŞAHİN, Elif BÜLBÜL, Ümmü Gülsüm DURUKAN 42 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com amaçlanmaktadır. Ayrıca öğrencilerin, atmosferde gerçekleşen hava olaylarının sebepleri, çeşitleri, hava tahminlerinin nasıl yapıldığı, iklim ve küresel iklim değişiklikleri hakkında bilgi ve beceriler kazanmaları hedeflenmektedir. Bununla birlikte deprem bilimi, meteoroloji ve iklim bilimi ile ilgili olarak öğrencilere kariyer bilinci kazandırılması amaçlanmaktadır (MEB, 2013). Görüldüğü gibi temel astronomi kavramlarına yönelik ilkokul ve ortaokulda temel bilgiler edinilmektedir. Bu sarmal yapıda temel astronomi kavramlarının anlaşılması beklenmektedir (Türkoğlu, Örnek, Gökdere, Süleymanoğlu ve Orbay, 2009). Bu doğrultuda İlgili astronomi konu ve kavramları hakkında; katılımcıların bilgi/anlama düzeylerini (Bostan, 2008; Bryce & Blown, 2012; Bülbül, İyibil ve Şahin, 2012; Bülbül, İyibil ve Şahin, 2013; Ekiz ve Akbaş, 2005; Emrahoğlu ve Öztürk, 2009; İyibil, 2010; Kaplan ve Tekinarslan, 2013; Kurnaz ve Değirmenci, 2012; Öztürk ve Doğanay, 2013; Taşcan, 2013; Trumper, 2003; Türkoglu ark., 2009; Ünsal, Güneş ve Ergin 2001), kavramsal değişim süreçlerini (Acker, 1996; Bekiroğlu, 2007; Ercan ark., 2010; Kikas, 1998, 2005, Küçüközer, Bostan ve Işıldak, 2010; Ölmez ve Geban, 2001; Şahin, Bülbül ve Durukan, 2013; Trumper, 2006a, 2006b; Trundle, Atwood & Christopher, 2006, 2007), zihinsel modellerini (İyibil, 2010; İyibil ve Sağlam Arslan, 2010; Kurnaz ve Değermenci, 2012; Öztürk ve Doğanay, 2013) ve tutumlarını (Wittman, 2009; Uçar ve Demircioğlu, 2011; Bektaşlı, 2013) inceleyen çeşitli araştırmaların yürütüldüğü görülmektedir. Mevcut literatürde, Güneş Sistemi ve Ötesi: Uzay Bilmecesi ünitesindeki anahtar kavramlarla ilgili öğrencilerdeki kavram yanılgılarının giderilmesine yönelik yapılmış çalışmaların (Acker,1996; Bekiroğlu, 2007; Ercan ark., 2010; Çelikten ark., 2012; Küçüközer, 2008; Küçüközer ark., 2010; Ölmez ve Geban, 2001; Trumper, 2006a, 2006b; Trundle ark., 2006, 2007) olduğu görülmektedir. Alternatif kavramların giderilmesine yönelik olarak yapılan araştırmalarda analoji (Kikas, 1998; Kikas, 2004), KDM (Ölmez ve Geban, 2001; Çelikten ark., 2012), somut modeller (Trumper, 2006b; Trundle ark., 2007), gözlem ve çizim (Trundle ark., 2006) ve tahmin-gözlem-açıklama (Küçüközer, 2008) yöntemlerinin etkililiği araştırılmıştır. Literatürdeki astronomi ile ilgili çalışmalar incelendiğinde ilkokul 7. sınıf seviyesinde astronomi konularına yönelik KDM’lerin etkililiği ile ilgili bir araştırmanın olmadığı dikkat çekmektedir. KDM’lerin alternatif kavramlarının giderilmesi konusundaki etkililiği dikkate alındığında 7. sınıf seviyesine uygun etkisi tespit edilmiş KDM’lere ihtiyaç olduğu düşünülmektedir. Bu bağlamda çalışmanın amacı, ilkokul Cilt 1 Sayı 2 (2013) 38-64 43 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com 7. sınıf astronomi kavramları ile ilgili alternatif kavramların giderilmesine KDM’lerin etkisini incelemektir. Yöntem Bu çalışmada kavramsal değişime yapılan müdahalenin etkisi tek grup üzerinde inceleneceğinden basit deneysel yöntemin tek grup ön- son test modelinin esas alınmasına karar verilmiştir. Basit deneysel yöntemde yapılan müdahalenin etkisi ortaya koyulurken deney grubu sonuçlarını karşılaştırmak için, herhangi bir kontrol grubu ya da ikinci bir grup kullanılmamaktadır (Karasar, 2005; Çepni, 2007). Çalışma Grubu Çalışmanın evrenini, 2012–2013 eğitim öğretim yılı güz döneminde Van ilinde öğrenim gören tüm 7. sınıf öğrencileri oluştururken, çalışma grubunu, 2012–2013 eğitim öğretim yılı güz döneminde Van’ın bir ilçesindeki yatılı bölge okulunda 7. sınıfta öğrenim gören 22 ilkokul öğrencisi oluşturmaktadır. Veri Toplama Aracı Veri toplama aracı olarak, gök cisimleri kavramları ile ilgili kavram karikatürü testi hazırlanmıştır. Araştırmacılar tarafından testte yer alan 12 farklı kavram karikatürü için ilgili kazanımlar fen bilimleri programından tespit edilmiştir. Bununla birlikte, kavram karikatürü testi hazırlanırken literatürde yapılan çalışmalarca tespit edilen alternatif kavramlardan da yararlanılmıştır. Ayrıca, kavram karikatüründe 3 karikatür karakterinin yanı sıra bir de öğrencilerin farklı olabilecek düşüncelerini ortaya çıkarmak için onları temsil eden “Siz” karakterine yer verilmiştir. Böylece öğrencilerin kendi düşüncelerini ifade etmeleri için de fırsat sunulmuştur. Kavram Karikatürü Testinin (KKT) yapı geçerliliğini sağlamak amacıyla 5 alan eğitimi uzmanın görüşleri alınmıştır. Aşağıda Şekil 1’de kavram karikatürü testinden yıldızın şekli ile ilgili bir kavram karikatürüne yer verilmiştir. Çiğdem ŞAHİN, Elif BÜLBÜL, Ümmü Gülsüm DURUKAN 44 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Sizce hangi öğrenci veya Bence Güneş yıldız değildir. Çünkü yıldız Güneş’ten aldığı ısıyı ve ışığı yansıtır. öğrenciler doğru söylüyor? Seçiminizi ce Bence Güneş yıldız değildir. Çünkü Güneş yıldızlardan daha büyüktür. nedeniyle birlikte açıklayınız. Eğer bu öğrencilere S Sanırım Güneş bir yıldızdır. Sizce? katılmıyorsanız, siz karakterinin düşünce balonuna kendi ? düşüncenizi nedeniyle SS SİZ birlikte yazınız. Şekil 1. KKT’de yer alan örnek bir kavram karikatürü Verilerin Analizi Öğrencilerin kavram karikatürü testindeki sorulara verdikleri cevapların ön incelemesi yapılarak doğru cevaplandırıldıysa 2 puan, yanlış cevaplandırıldıysa 1 puan, boş bırakılmışsa 0 puan verilmiştir. Veriler SPSS programı kullanılarak bağımlı t testi ile analiz edilmiştir. İstatistiksel olarak anlamlılık düzeyi .001 kabul edilmiştir. Ayrıca, öğrencilerin sahip oldukları alternatif kavramlar ön ve son testlerde tespit edilerek sunulmuştur. Öğrencilerin alternatif kavramlara ön ve son testte sahip olma durumlarını belirtmek amacıyla öğrenciler sırasıyla; Ö1 (Öğrenci 1), Ö2,.…, Ö22 şeklinde kodlanmıştır. Öğretim Materyali ve Uygulama Süreci Araştırmacılar tarafından MEB 7.sınıf “Güneş Sistemi ve Ötesi: Uzay Bilmecesi” ünitesinde yer alan “Gök Cisimlerini Tanıyalım” konusuna ait kazanımlar dikkate alınarak 5E öğretim modeline göre (Girme, Keşfetme, Açıklama, Derinleşme, Değerlendirme) yıldız, gezegen, meteor, kuyruklu yıldız, takımyıldızı ve ışık yılı kavramlarını içeren 9 KDM hazırlanmıştır. Geliştirilen KDM’lere bir örnek EK-1’de sunulmuştur. Araştırmada geliştirilen KDM’lerin içeriği ve öğretim sürecinde uygulandığı 5E öğretim modelinin Cilt 1 Sayı 2 (2013) 38-64 45 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi www.joucer.com Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com aşamaları Tablo 1’de sunulmuştur. KDM’lerin bilimselliğini ve yapı geçerliliğini sağlamak amacıyla 5 alan eğitimi uzmanının görüşünden faydalanılmıştır. “Yıldız, gezegen, meteor gök cisimlerinin gökyüzünde bulunup bulunmadığı, Gökyüzüne bakıldığında yıldız ve gezegenin nasıl ayırt edilebileceği, Takımyıldız ve ışık yılı” ile ilgili KDM’lerin başında sorulan sorular 5E öğretim modelinin girme aşamasında öğrencilerin önbilgilerini yoklamak ve alternatif kavramlarını tespit etmek amacıyla kullanılmıştır. Ayrıca KDM’lerin metin ile ilgili açıklamalar 5E öğretim modelinin açıklama aşamasında tekrar kullanılarak öğrencilerin ilgili kavram hakkında alternatif kavramlarını değiştirmeleri ve kavramı anlamlandırarak öğrenmelerini sağlamak amacıyla kullanılmıştır. “Meteor ve gök taşı gök cisimlerinin farklılıkları, Yıldızın özellikleri ile yıldızın sıcaklık-renk ilişkisi, Yıldız, gezegen, meteor gök cisimlerinin büyüklükleri, Kuyruklu yıldız ve yıldız kayması” ilgili KDM’ler ise 5E öğretim modelinin derinleştirme aşamasında öğrencilerin öğrendikleri kavramları günlük yaşamla ilişkilendirmeleri ve ilgili kavramlarını genişletmelerini sağlamak amacıyla kullanılmıştır. Kavram karikatürü testi öğretim sürecinden bir hafta önce uygulanmıştır. Ön test olarak kullanılan kavram karikatürü testinden elde edilen öğrenci ön bilgileri/alternatif kavramları dikkate alınarak KDM’lere son hali verilmiştir. “Gök Cisimlerini Tanıyalım” konusuna yönelik hazırlanan öğretim materyali 5 ders saatinde (5x40 dk.) çalışma grubuna uygulanmıştır. Tablo 1. Araştırmada geliştirilen KDM’lerin İçeriği ve Öğretim Sürecinde Uygulandığı 5E Öğretim Modelinin Aşamaları (ÖMA) Hazırlanan KDM’lerin İçeriği Yıldız, gezegen, meteor gök cisimlerinin gökyüzünde bulunup bulunmadığı, Gökyüzüne bakıldığında yıldız ve gezegenin nasıl ayırt edilebileceği 5E ÖMA Girme ve Açıklama Meteor ve gök taşı gök cisimlerinin farklılıkları Yıldızın özellikleri ile yıldızın sıcaklık-renk ilişkisi Derinleştirme Yıldız, gezegen, meteor gök cisimlerinin büyüklükleri Takımyıldız Işık yılı Kuyruklu yıldız Yıldız kayması Çiğdem ŞAHİN, Elif BÜLBÜL, Ümmü Gülsüm DURUKAN Girme ve Açıklama Derinleştirme 46 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Öğrenciler yapılacak çalışma konusunda ve etkinlikler hakkında bilgilendirilmiştir. Etkinliklerin gruplar halinde yapılmasından dolayı Fen ve Teknoloji laboratuarında uygulamalar yürütülmüştür. KDM’ler fotokopi ile çoğaltılarak 5E öğretim modelinin ilgili aşamasında her bir öğrenciye ayrı ayrı verilerek her öğrencinin KDM’nin başında sunulan ön bilgileri yoklayıcı soruyla ilgili kendi düşüncelerini ifade etmesi ve her öğrencinin KDM’yi bireysel olarak okuması sağlanmıştır. KDM’lerin sonunda öğrencilere, KDM’nin içeriğine paralel sorular ile yönlendirilerek öğrencilerin ilgili soruları tartışmaları teşvik edilmiş ve KDM uygulaması bu şekilde tamamlanmıştır. Bulgular Bu bölümde, “Gök Cisimlerini Tanıyalım” konusunda öğrencilerin ön-son test uygulamalarından elde edilen veriler nitel ve nicel analiz edilmiştir. Bağımlı t testinden elde edilen bulgular Tablo 2’de sunulmuştur. Tablo 2. Ön ve Son Test Puanlarının Bağımlı T Testi Karşılaştırması ile Elde Edilen Bulgular Test N X S Ön test 22 1,0417 ,28260 Son test 22 1,4924 ,23697 Sd 21 t -6,349 p η2 ,000 t2/t2+(n1+n2-2) 0.501928 Tablo 2’ye göre ön ve son test uygulamalarına ilişkin istatistiksel olarak kavramsal değişim metinlerinin lehine anlamlı bir farklılık olduğu görülmektedir [t (21) = -6,349, p<.001]. Ayrıca, ön test uygulamasındaki öğrencilerin ortalama puanları X= 1,0417 iken, son test uygulamasında öğrencilerin ortalama puanlarının X= 1,4924 şeklinde arttığı belirlenmiştir. Bu bulgu, çalışma grubunda gerçekleştirilen öğretim etkinliklerinin öğrencilerin kavramsal başarı düzeylerini artırdığını ortaya koymaktadır. Öğrencilerin ön ve son teste verdikleri cevaplar dikkate alınarak, öğrencilerin ön ve son testte sahip oldukları alternatif kavramlar Tablo 3’te sunulmuştur. Cilt 1 Sayı 2 (2013) 38-64 47 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Tablo 3. “Gök Cisimlerini Tanıyalım Konusu” İle İlgili Elde Edilen Alternatif Kavramlar Alternatif kavram 1. Bence Güneş yıldız değildir. Çünkü yıldız Güneş’ten aldığı ısıyı ve ışığı yansıtır. 2. Bence Güneş yıldız değildir. Çünkü Güneş yıldızlardan daha büyüktür. 3. Bence yıldızların şekli 4. Bence yıldızların şekli böyledir. böyledir. 5. Bence yıldız ve gezegenler arasındaki fark: yıldızların gökyüzünde, gezegenlerin ise uzayda bulunmasıdır. 6. Sanırım yıldızlar ışık yaymaz gezegenler ise ışık yayar. 7. Bence uzaydaki büyük olan taşlara meteor küçük olan taşlara ise gök taşı diyoruz. 8. Sanırım uzaydaki taşlara göktaşı, Güneş Sistemindeki taşlara göktaşı diyoruz. 9. Bence en sıcak yıldızlar kırmızı, sarı, turuncu gibi sıcak renklidirler. 10. Sanırım gökyüzüne baktığımızda sürekli parladığını gördüğümüz gök cismi yıldızdır. 11. Bence gezegenleri göremeyiz sadece uzaya çıkanlar görebilir. 12. Sanırım gök cisimleri içinde en büyük olanlar gezegenlerdir. Bu yüzden gökyüzüne baktığımızda gördüğümüz en büyük gök cismi gezegendir. 13. Gökyüzünde sadece yıldızları görebiliriz. Meteor ve gezegenler uzayda bulunurlar. 14. Sanırım yıldız ve gezegen aynı gök cismidir ve gökyüzünde bulunurlar. Meteor ise uzayda bulunur. 15. Bence en büyük gezegendir sonra yıldız, göktaşı ve meteordur Ön test Son test Ö1, Ö3, Ö6, Ö12, Ö14, Ö17 Ö1, Ö5, Ö10,Ö12 Ö2, Ö5, Ö7, Ö8, Ö9, Ö10, Ö11, Ö12, Ö16, Ö19, Ö20, Ö21 Ö1, Ö2, Ö3, Ö5, Ö6, Ö7, Ö9, Ö10, Ö11, Ö12, Ö14, Ö16, Ö17, Ö19, Ö21 Ö13, Ö22 Ö3, Ö14, Ö16 Ö2, Ö3, Ö4, Ö5, Ö6, Ö8, Ö9, Ö10, Ö12, Ö15, Ö16, Ö17, Ö19, Ö20, Ö21 Ö7, Ö11, Ö13, Ö14 Ö2, Ö3, Ö11, Ö12, Ö15, Ö17, Ö19, Ö20 Ö1, Ö3, Ö7, Ö9, Ö11, Ö12, Ö16, Ö17, Ö20 Ö21 Ö8, Ö10, Ö13, Ö14, Ö22 Ö7, Ö11, Ö13, Ö22 Ö3,Ö7, Ö9, Ö10, Ö11, Ö12, Ö17 Ö1, Ö2, Ö4, Ö8, Ö9, Ö12, Ö20 Ö1, Ö12, Ö19 Ö5, Ö8, Ö9, Ö13, Ö16 Ö5, Ö8, Ö14 Ö7, Ö10, Ö11, Ö13, Ö19, Ö22 Ö5, Ö8, Ö12 Ö2, Ö6, Ö7, Ö8, Ö9, Ö11, Ö16, Ö17, Ö20, Ö21 Ö10, Ö12, Ö13, Ö14 Ö1, Ö2, Ö3, Ö7, Ö9, Ö10, Ö11, Ö21, Ö22 Ö6, Ö7, Ö9, Ö12, Ö14, Ö18, Ö21 Ö4, Ö8, Ö10, Ö11, Ö17 Ö2, Ö6, Ö7, Ö8, Ö12, Ö15, Ö16, Ö20, Ö21, Ö22 Ö1, Ö3, Ö10, Ö11, Ö17 Ö4, Ö11, Ö12, Ö17, Ö20 Ö5, Ö11, Ö12, Ö14, Ö16, Ö20 Ö5, Ö12, Ö13 Çiğdem ŞAHİN, Elif BÜLBÜL, Ümmü Gülsüm DURUKAN 48 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com 16. En büyük Güneş’tir. Daha sonra gezegen, göktaşı ve meteordur. 17. Yıldız kayması bence, yıldızların hareket ederek yer değiştirmesidir. 18. Yıldız kayması, görünen kuyruklu yıldızlardır. 19. Bence burçlarda birer takımyıldızıdır. Ayrıca takımyıldızların en meşhuru da Halley’dir. 20. Bence günlük burçlar yıldız olamaz. Takımyıldızı sürekli birlikte olan yıldız kümesidir. 21. Işık yılı bir zaman birimidir. Bir ışık yılı 100 yıldır. 22. Bence ışık yılı zaman birimidir ancak, Güneş’in doğuşu ve batışı arasında geçen süredir. 23. Kuyruklu yıldız bir yıldızdır. Çünkü kuyruklu yıldızlar da ışık yayar. 24. Bence kuyruklu yıldızlar, yıldızdır. Çünkü kuyruklu yıldızlarda diğer yıldızlar gibi toz ve gazlardan oluşur. Ö3, Ö5, Ö6, Ö7, Ö8, Ö9, Ö10, Ö13, Ö18, Ö21, Ö22 Ö3, Ö4, Ö5, Ö6, Ö9, Ö10, Ö13, Ö16, Ö17, Ö18, Ö19, Ö20 Ö22 Ö1, Ö2, Ö7, Ö11, Ö12 Ö1, Ö3, Ö7, Ö8, Ö13, Ö18 Ö5, Ö6, Ö8, Ö12, Ö18 Ö1, Ö6, Ö8, Ö12, Ö16, Ö21 Ö4, Ö7, Ö9, Ö11, Ö13, Ö14, Ö22 Ö3, Ö7, Ö10, Ö11, Ö17, Ö22 Ö3, Ö6, Ö8, Ö11, Ö14, Ö16, Ö19, Ö21 Ö7, Ö12, Ö13, Ö17, Ö20, Ö22 Ö1,Ö3, Ö8, Ö14, Ö16, Ö19, Ö21 Ö6, Ö11, Ö12, Ö17, Ö22 Ö3, Ö5, Ö6, Ö9, Ö11 Ö12, Ö14, Ö15, Ö16, Ö18, Ö19, Ö21 Ö7, Ö8, Ö13, Ö18, Ö22 Ö2, Ö3, Ö5, Ö6, Ö10, Ö12, Ö14, Ö16, Ö17, Ö19, Ö20 Ö8, Ö2, Ö22 Ö5, Ö8, Ö9, Ö10, Ö17, Ö19, Ö20, Ö22 Ö1, Ö3, Ö7, Ö12 Tablo 3’te öğrencilerin yıldız, gezegen, meteor, kuyruklu yıldız, takımyıldızı ve ışık yılı kavramları ile ilgili alternatif kavramlara ön ve son testte sahip olma durumları ayrıntılı bir şekilde sunulmuştur. Öğrencilerin 24 tane alternatif kavrama sahip oldukları görülmektedir. Bazı öğrencilerin ön testte sahip oldukları alternatif kavramları öğretimden sonra son testte giderdikleri görülmektedir. Bunu somutlaştıracak olursak, “Bence Güneş yıldız değildir. Çünkü yıldız Güneş’ten aldığı ısıyı ve ışığı yansıtır.” şeklindeki 1. alternatif kavrama ön testte Ö3, Ö6, Ö14 ve Ö17 sahipken son testte öğrencilerin sahip oldukları bu alternatif kavramı gidermişlerdir. Bazı öğrencilerin ön testte alternatif kavrama sahip değilken öğretim sonunda alternatif kavram oluşturdukları görülmektedir. Yine, 1. alternatif kavram incelendiğinde ön testte Ö5 ve Ö10 bu alternatif kavrama sahip değilken, öğretimden sonra bu alternatif kavramı zihinlerinde yapılandırmışlardır. Bazı öğrencilerin de hem ön testte hem de son testte aynı alternatif kavrama sahip oldukları görülmektedir. Cilt 1 Sayı 2 (2013) 38-64 49 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Örneğin, Ö1 ve Ö12 kodlu öğrencilerin hem ön testte hem de son testte 1. alternatif kavrama sahip oldukları görülmektedir. Tartışma Araştırmaya ait ön test bulguları, öğrencilerin gök cisimleri konusunda alternatif kavramları olduğunu ortaya koymuştur. KKT’nin ilk sorusuna ait cevaplar irdelendiğinde, öğrencilerin büyük bir çoğunluğunun Güneş’in bir yıldız olmadığını düşündükleri görülmüştür. Elde edilen bu bulgu, literatürde yer alan çalışmalarla paralellik göstermektedir. Kurnaz ve Değermenci (2012), çalışmasında 7, 8, 9, 10. ve 11. sınıf seviyelerindeki öğrencilerinin, Bülbül, İyibil ve Şahin (2012), sınıf öğretmen adaylarının “Güneş, yıldız değildir” şeklindeki alternatif kavrama sahip olduklarını tespit etmişlerdir. Bu durum alternatif kavramların öğretim sürecinde tamamen giderilemediğinde, öğrencilerin alternatif kavramlarını bir sonraki öğretim seviyesine taşımaları ile yorumlanabilir. Öğretim sürecinde öğrencilere verilen bir eğitimle öğrencilerin sahip oldukları alternatif kavramların giderilmesi ve bu alternatif kavramlara bir sonraki eğitim seviyesinde rastlanılmaması beklenilmektedir. Ancak bu her zaman mümkün olmamaktadır. Bu araştırmada uygulanan KDM’de öğrencilerin Güneş’in yıldız olmadığını düşünme sebepleri, ikna edici gerekçelerle çürütülmüştür. Ancak yine de öğrencilerin hepsinde bu alternatif kavram tamamen giderilememiş hatta bazı öğrencilerde ön testte böyle bir alternatif kavram yokken öğretimden sonra ortaya çıkmıştır. Benzer şekilde Sadler, Coyle, Miller, Cook-Smith, Dussault & Gould’un (2010), yaptığı çalışmada da öğrencilerin öğretimden önce sahip olduğu bazı alternatif kavramaları öğretimden sonra da devam ettirdikleri görülmüştür. Ayrıca öğrenciler yeni sunulan bilgiyi zihinlerinde doğru bir şekilde yapılandıramadıklarında, öğretim süreci sonunda da alternatif kavramlar oluşturabilmektedirler (Güngör, 2008). KKT’nin ikinci sorusundan tespit edilen “yıldızın şeklinin Türk Bayrağı’ndaki gibi” olduğu şeklindeki alternatif kavrama Ekiz ve Akbaş’ın (2005), çalışmasında da ilköğretim 6.sınıf öğrencilerinin de sahip olduğu görülmektedir. Bu bulguya paralel olarak İyibil ve Sağlam Arslan (2010), fizik öğretmen adaylarının yıldız kavramına ait zihinsel modellerinde de tespit etmişlerdir. Bu durum yıldız kavramı ile ilgili ilk öğrenmelerin ileriki öğrenim hayatı için ne denli önemli olduğuna işaret etmektedir. KKT’nin üçüncü sorusuna ait cevaplar Çiğdem ŞAHİN, Elif BÜLBÜL, Ümmü Gülsüm DURUKAN 50 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com irdelendiğinde, öğrencilerin yıldızlarla gezegenleri birbirinden ayırt edemediği görülmüştür. Öğrencilerin büyük çoğunluğunun yıldızları gökyüzünde, gezegenlerin ise uzayda bulunduğunu düşündükleri görülmüştür. Bu alternatif kavramlar KDM ile öğretim yapıldıktan sonra büyük oranda giderilebilmiştir. Benzer şekilde, Ercan ark., (2010), çalışmasında ortaokul 7.sınıf öğrencilerinin gezegenlerin sadece uzayda görülebileceği alternatif kavramını tespit etmişlerdir. Ekiz ve Akbaş (2005), çalışmasında ilköğretim 6.sınıf öğrencilerinin de benzer alternatif kavramlara sahip olduğunu belirlemişlerdir. KKT’nin dördüncü sorusuna ait cevaplar irdelendiğinde, öğrencilerin meteor ile gök taşı arasındaki farkı açıklayamadıkları görülmüştür. Bülbül, İyibil ve Şahin (2012), çalışmasında sınıf öğretmen adaylarının da benzer alternatif kavramlara sahip olduklarını belirlemiştir. Taşçan (2013), çalışmasında fen bilgisi öğretmenlerinin de benzer şekilde meteor ve gök taşı arasındaki farkı tanımlayamadıklarını ortaya koymuşlardır. KKT’nin beşinci sorusuna ait cevaplar incelendiğinde, öğrencilerin yıldızların özelliklerini bilmedikleri ve yıldızları en küçük gök cismi olarak düşündükleri görülmüştür. Ercan ark., (2010), çalışmasında ilköğretim 7.sınıf öğrencilerinde olduğu gibi bu araştırmadaki 7.sınıf öğrencileri de yıldızlar doğar, yaşar ve ölür bilimsel bilgisine sahiptir. Fakat bu bilimsel bilginin yanı sıra yıldızların canlılık özelliği gösterdiğine inanmaktadırlar. Ayrıca Küçüközer ark., (2010) çalışmasında ilköğretim matematik öğretmen adaylarının sahip oldukları sıcak yıldızların rengi ile ilgili alternatif kavramlara benzer şekilde bu araştırmada ortaokul 7. sınıf öğrencilerinin de sahip oldukları belirlenmiştir. KKT’nin altıncı sorusuna ait cevaplar irdelendiğinde, öğrencilerin gezegenlerin özelliklerini bilmedikleri ve diğer gök cisimleri ile büyüklüklerini karşılaştıramadıkları görülmüştür. Kurnaz ve Değermenci’nin (2012) çalışmasında 7, 8, 9, 10 ve 11. sınıf seviyelerinde benzer alternatif kavramların yanı sıra, gezegenlerin ışığı yansıtması konusunda az sayıda öğrencinin başarılı olduğu belirlenmiştir. KKT’nin yedinci sorusuna ait cevaplar irdelendiğinde, Ercan ve diğerlerinin (2010) çalışmasına paralel olarak, öğrencilerin gökyüzüne baktıklarında gök cisimlerini birbirinden ayırt edemedikleri görülmüştür. KKT’nin sekizinci sorusuna ait cevaplar analiz edildiğinde, öğrencilerin gök cisimleri arasında büyüklük karşılaştırmasını yapamadıkları görülmüştür. Araştırmada uzayda bulunan gök cisimleri hakkında dört KDM hazırlanmıştır. Bu metinlerde; öğrencilerin gökyüzü ve uzay kavramları ile ilgi algılamaları, yıldız ve gezegen arasındaki farklılıkları ayırt edememeleri, Cilt 1 Sayı 2 (2013) 38-64 51 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi www.joucer.com Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com meteor ve göktaşı farklılıkları, yıldızların özellikleri ile ilgili durumlar etraflıca incelenmiştir. Bu kavramlar KDM’lerde detaylıca ele alınmasına rağmen yine de öğrencilerin gök cisimleri ile ilgili alternatif kavramları tamamen giderilememiştir. KDM’de her ne kadar kavramlar mantıklı, anlaşılır ve ikna edici bir şekilde sunulsa da kısa sürede öğrencilerin bu bilgileri yapılandırmaları mümkün olmayabilir. KKT’nin dokuzuncu sorusuna ait cevaplar irdelendiğinde, öğrencilerin yıldız kayması olayını yıldızların hareket ederek yer değiştirmesi ya da görünen kuyruklu yıldız olarak düşündükleri görülmüştür. Bu bulgu Küçüközer ark., (2010), araştırma bulguları ile paralellik göstermektedir. KKT’nin onuncu sorusuna ait cevaplar irdelendiğinde, öğrencilerin burçların da birer takımyıldızı olduklarını bilmedikleri ve takımyıldızları ile kuyruklu yıldızların isimlerini karıştırdıkları görülmüştür. Araştırmada KDM’de öğrencilerin bu alternatif kavramlarını doğru bilgilerle değiştirmeleri için öğrencilerin takımyıldızları ile ilgili yanlış düşüncelerinin sebebi örneklerle açıklanmıştır. Benzer şekilde Kurnaz (2012), araştırmasında öğrencilerin takımyıldızını bir arada duran yıldızlar olarak anlamlandırdıklarını öğrencilerin takımyıldızını bir aradaymış gibi duran yıldızlara denildiğinin farkında olmadıklarını tespit etmiş ve takımyıldızlarının öğretilmesi için KDM ve analoji gibi farklı öğretim yöntem ve tekniklerinin kullanılmasını önermiştir. Taşcan (2013), çalışmasında da fen bilgisi öğretmenlerinden bazılarının takımyıldızlarını oluşturan yıldızların aynı düzlem üzerindeymiş gibi göründükleri bilgisine sahip olmadıkları ortaya çıkarılmıştır. KKT’nin on birinci sorusuna ait cevapları incelendiğinde, öğrencilerin ışık yılını zaman birimi olarak düşündükleri görülmüştür. Bülbül, İyibil ve Şahin (2012), çalışmasında benzer şekilde sınıf öğretmen adaylarının ışık yılını zaman birimi olarak düşündükleri görülmüştür. Araştırmada ışık yılı ile ilgili KDM’de öğrencilerin ışık yılını zaman birimi olarak düşünme sebebinin “yıl” ifadesinden kaynaklanabileceği ifade edilerek ışık yılı kavramı kavramsal değişim yaklaşımına uygun olarak öğrencilerin anlayacağı şekilde sunulmuştur. Ancak yine de ışık yılı ile ilgili alternatif kavramın öğrencilerin çoğunda giderilemediği tespit edilmiştir. KKT’nin on ikinci sorusuna ait cevaplar irdelendiğinde, öğrencilerin kuyruklu yıldızları birer yıldız olarak düşündükleri görülmüştür. Öğrencilerin kuyruklu yıldız hakkındaki alternatif kavramları, kuyruklu yıldızın bir yıldız gibi ışık yaymasından dolayı, yıldız olarak düşünmelerinden kaynaklanmış olabilir. Öğrencilerin “kuyruklu yıldızın yapısal olarak yıldızın yapısına benzediği” şeklindeki alternatif Çiğdem ŞAHİN, Elif BÜLBÜL, Ümmü Gülsüm DURUKAN 52 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com kavramlarının ise daha az oranda olduğu görülmektedir. Ayrıca yapısal benzerlikten dolayı oluşan alternatif kavramların, “kuyruklu yıldızın yıldız gibi ışık yayması” inancından kaynaklı alternatif kavrama göre daha iyi giderilebildiği görülmektedir. Kurnaz’ın (2012) çalışmasına paralel olarak, 7. sınıf öğrencilerinin çoğunluğunun hem fikir olduğu durum kuyruklu yıldızın bir yıldız olduğudur. Genel olarak özetlemek gerekirse; bazı öğrencilerin ön testte sahip oldukları alternatif kavramları öğretimden sonra son testte giderdikleri görülmektedir. Bu bulgu araştırmada kullanılan KDM’lerin alternatif kavramların giderilmesinde etkili olduğu şeklinde yorumlanabilir. KDM’lerde her bir kavramla ilgili alternatif durumlar, tek tek ele alınarak öğrencilerin mantığına uygun, anlaşılır ve ikna edici bir şekilde sunulmuştur. Ancak bazı öğrencilerin, ön testte alternatif kavrama sahip değilken öğretim sonunda alternatif kavram oluşturdukları görülmektedir. Bu durum ön testte olmayıp, son testte tespit edilen yani öğretim sürecinden sonra öğrencilerde görülen alternatif kavramların yapılan öğretimden kaynaklandığı şeklinde yorumlanabilir (Coştu, Ayas ve Niaz, 2012). Bununla birlikte öğrencilerin ön testte ilgili kavram hakkında alternatif kavrama sahip olmamaları onların bu kavramı doğru bildikleri anlamına da gelmemektedir. Bu durum öğrencilerin daha önce gök cisimleri ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmamaları ile de açıklanabilir. Buna paralel olarak da öğrenciler öğretim sürecinde yapılandıramadıklarında, sunulan öğretim kavramı süreci zihinlerinde sonunda da doğru alternatif bir şekilde kavramlar oluşturabilmektedirler (Güngör, 2008). Sonuç ve Öneriler Bu araştırmada ortaokul 7.sınıf “Güneş Sistemi ve Ötesi: Uzay Bilmecesi” ünitesinde yer alan “Gök Cisimlerini Tanıyalım” konusuna ait kazanımlar dikkate alınarak 5E öğretim modelinin girme, açıklama ve derinleştirme aşamalarında kullanılmak üzere KDM’ler hazırlanmıştır. Öğrencilerin ön ve son test puanları karşılaştırıldığında, kavramsal anlamalarının son test lehine olduğu görülmüştür. Bu bağlamda KDM’lerin öğrencilerin kavramsal anlamalarına olumlu yönde etki ettiği söylenebilir. Bu sebeple farklı konular için de KDM’ler hazırlanıp etkililikleri incelenebilir. Cilt 1 Sayı 2 (2013) 38-64 53 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com Gök Cisimlerini www.joucer.com Tanıyalım konusunda hazırlanan etkinliklerin öğrencilerin tamamında kavramsal değişimi sağlamada etkili olmadığı görülmüştür. Bu durumun uygulamaların kısa süreli olmasından kaynaklanabileceği düşünülebilir. Çünkü literatürde de kısa süreli yapılan müdahaleden sonra, öğrencilerin tekrar eski alternatif kavramlarına dönmeleri ve alternatif kavramlarını devam ettirebilmeleri belirtilmektedir (Çalık ark., 2011; Torosluoğlu Çekiç, 2011). Dolayısı ile hazırlanan materyaller farklı öğretim yöntem teknikleri ile zenginleştirilip daha uzun bir süreçte uygulanarak KDM etkinliklerin kavramsal değişime etkisi tekrar incelenebilir. Bazı öğrencilerin öğretimden önce alternatif kavrama sahip olmadığı veya soruyu boş bıraktığı, öğretimden sonra uygulanan son testte ise çeşitli alternatif kavramlara sahip olduğu görülmüştür. Bu öğrenciler ile ön mülakatlar yapılarak alternatif kavrama mı sahip olduğu yoksa konu ile ilgili bilgisinin mi olmadığı uygulamaya başlanmadan önce tespit edilebilir. Öğrenciler öğretimle alternatif kavram oluşturabilecekleri gibi öğretimden sonra da alternatif kavram oluşturabilirler. Öğretmenlerin öğrencilerin alternatif kavramlarını tespit edebilmesi ve giderebilmesi için farklı öğretim yöntem, teknikleri ve modelleri hakkında bilgi birikimine ve uygulamada deneyime sahip olması gerekmektedir. Bu bağlamda öğretmenlerin KDM’lerin öğretim sürecinde kullanımı konusunda bilgilendirilmesi ve farklı fen konularında da KDM ile desteklenmiş çoklu materyallerin kullanılmasının daha faydalı olabileceği önerilebilir. Not: Bu araştırma, Giresun Üniversitesi EĞT-BAP-C-160512-02 kodlu ve “Farklı Öğretim Metotları Kullanılarak Hazırlanan Güneş Sistemi Ve Ötesi: Uzay Bilmecesi Ünitesine Yönelik Ders Materyallerinin İlköğretim 7. Sınıf Öğrencilerinin Kavramsal Değişimine Etkisi” başlıklı proje tarafından desteklenmekte olup Elif BÜLBÜL’ün Yüksek Lisans Tezinin verilerinin bir bölümünden üretilmiştir. Kaynaklar Acker, S.F. (1996). Identifying and correcting misconceptions about the solar system through a constructivist learning approach. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Teksas Üniversitesi, Teksas, ABD. Çiğdem ŞAHİN, Elif BÜLBÜL, Ümmü Gülsüm DURUKAN 54 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Atasoy, Ş. ve Akdeniz, A.R. (2007). Newton’un hareket kanunları konusunda kavram yanılgılarını belirlemeye yönelik bir testin geliştirilmesi ve uygulanması. Türk Fen Eğitimi Dergisi, 4 (1), 45-59. Bekiroğlu, F.O. (2007). Effects of model-based teaching on pre-service physics teachers’ conceptions of the moon, moon phases and other lunar phenomena. International Journal of Science Education, 29 (5), 555-593. Bektaşlı, B. (2013). The effect of media on preservice science teachers’ attitudes toward astronomy and a chievement in astronomy class. The Turkish Online Journal of Educational Technology, 12 (1), 139-146. Bodner, G.M. (1986). Constructivism: A theory of knowledge. Journal of Chemical Education, 63 (10), 873- 878. Bostan, A. (2008). Farklı yaş grubu öğrencilerinin astronominin bazı temel kavramlarına ilişkin düşünceleri. Yayınlanmamış Yüksek lisans tezi, Balıkesir Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Balıkesir. Bryce, T.G.K. & Blown, E.J. (2012). The novice-expert continium in astronomy knowledge. International Journal of Science Education, 34 (4), 545-587. Bülbül, E., İyibil, Ü.G.ve Şahin, Ç. (2012, Mayıs). Sınıf öğretmen adaylarının gök cisimleri ile ilgili alternatif kavramlarının kavram karikatürleri ile belirlenmesi. 11. Ulusal Sınıf Öğretmenliği Eğitimi Sempozyumu Özet Kitapçığı, (s. 82- 83), Rize: Recep Tayip Erdoğan Üniversitesi. Bülbül, E., İyibil, Ü.G. ve Şahin, Ç. (2013). Ortaokul 8.sınıf öğrencilerinin astronomi kavramıyla ilgili algılamalarının belirlenmesi. Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi, 2 (3), 182-191. Cerit Berber, N. ve Sarı, M. (2009). Kavramsal Değişim Metinlerinin İş, Güç, Enerji Konusunu Anlamaya Etkisi. Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, 27, 159-172. Chambers, S.K. & Andre, J. (1997). Gender prior knowledge, interest and experience in electricity and conceptual change text manipulations in learning about direct current. Journal of Research in science Teaching, 34 (2), 107- 123. Coştu, B., Ayas, A. & Niaz, M. (2012). Investigating the effectiveness of a POE-based teaching activity on students’ understanding of condensation. Instructional Science, 40, 47-67. Çalık, M. (2006). Bütünleştirici öğrenme kuramına göre lise 1 çözeltiler konusunda materyal geliştirilmesi ve uygulanması. Yayımlanmamış Doktora Tezi, KTÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü, Trabzon. Çalik, M., Okur, M. & Taylor, N. (2011). A comparison of different conceptual change pedagogies employed within the topic of ‘‘sound propagation’’. Journal of Science Education and Technology, 20, 729-742. Çelikten, O., İpekçioğlu, S., Ertepınar, H. ve Geban, Ö. (2012). The effect of the conceptual change oriented instruction through cooperative learning on 4th grade students’ Cilt 1 Sayı 2 (2013) 38-64 55 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi www.joucer.com Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com understanding of earth and sky concepts. Science Education International, 23 (1), 8496. Çepni, S. (2007). Araştırma ve Proje Çalışmalarına Giriş. Celepler Matbaacılık, Trabzon. Durmuş, J. ve Bayraktar, Ş. (2010). Effects of conceptual change texts and laboratory experiments on fourth grade students’ understanding of matter and change concepts. Journal of Science Education Technology, 19, 498-504. Ekiz, D. ve Akbaş, Y. (2005). İlköğretim 6. sınıf öğrencilerinin astronomi ile ilgili kavramları anlama düzeyi ve kavram yanılgıları, Milli Eğitim Dergisi, 165, 61-78. Emrahoğlu, N. ve Öztürk, A. (2009). Fen bilgisi öğretmen adaylarının astronomi kavramlarını anlama seviyelerinin ve kavram yanılgılarının incelenmesi üzerine boylamsal bir araştırma. Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 18 (1), 165-180. Ercan,F., Taşdere, A. ve Ercan, N. (2010). Kelime ilişkilendirme testi aracılığıyla bilişsel yapısı ve kavramsal değişimin gözlenmesi. Türk Fen Eğitimi Dergisi, 8(1), 136-153. Güngör, B, (2008). A longitudinal study with seventh class students to identify the origins misconceptions about human digestive system. Doktora Tezi, Balıkesir Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Balıkesir. Gürbüz, F. (2008). İlköğretim 6. sınıf öğrencilerinin “ısı ve sıcaklık” konusundaki kavram yanılgılarının düzeltilmesinde kavramsal değişim metinlerinin etkisinin araştırılması. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, Atatürk Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Erzurum. Hewson, P. W. & Hewson, M. G. (1984). The role of conceptual conflict in conceptual change and the design of science instruction. Instructional Science, 13, 1-13. Hynd, C. R. (2001). Refutational texts and the change process. International Journal of Educational Research, 35, 699-714. Hynd, C. & Alvermann, D. E. (1986). The Role of refutation text in overcoming diffuculty with science concepts. Journal of Reading, 29 (5), 440-446. İpek Akbulut, H., Şahin, Ç. ve Çepni, S. (2013). İş ve enerji konusu ile ilgili kavramsal değişimin incelenmesi: ikili yerleşik öğrenme modeli örneği. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 13 (25), 241-268. İyibil, Ü.G. (2010). Farklı programlarda öğrenim gören öğretmen adaylarının temel astronomi kavramlarını anlama düzeylerinin ve ilgili kavramlara ait zihinsel modellerinin analizi. Yüksek Lisans Tezi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Trabzon. İyibil, Ü.G. ve Sağlam Arslan, A. (2010). Fizik öğretmen adaylarının yıldız kavramına dair zihinsel modelleri. Necatibey Eğitim Fakültesi Elektronik Fen ve Matematik Eğitimi Dergisi, 4(2), 25-46. Kaplan, G. ve Tekinarslan Ç.İ. (2013). A comparison of knowledge levels of students with and without intellectual disabilities about astronomy concepts. Elementary Education Online, 12 (2), 614-627. Çiğdem ŞAHİN, Elif BÜLBÜL, Ümmü Gülsüm DURUKAN 56 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Karasar, N. (2005). Bilimsel Araştırma Yöntemi, 14. Baskı, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara. Kikas, E. (1998). The impact of teaching on students’ definitions and explanations of astronomical phenomena, Learning and Instruction, 8 (5), 439-454. Kikas, E. (2004). Teachers’ conceptions and misconceptions concerning three natural phenomena. Journal of Research in Science Teaching, 41 (5), 432–448. Kikas, E., (2005). Development of children’s knowledge: the sky, the earth and the sun in children’s explanations. Electronic Journal of Folklore, 31, 31- 56. Kobal, S. (2011). İlköğretim ikinci kademe fen ve teknoloji dersinde analojilere dayalım öğretimin başarı, tutum ve hatırda tutma düzeyi üzerindeki etkisinin araştırılması. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, Pamukkale Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Denizli. Kurnaz, M.A. ve Değermenci, A. (2012). 7. Sınıf öğrencilerinin güneş, dünya ve ay ile ilgili zihinsel modelleri. İlköğretim-Online, 11 (1), 137-150. Kurnaz, M.A. (2012). Yıldız, kuyruklu yıldız ve takımyıldız kavramlarıyla ilgili öğrenci algılamalarının belirlenmesi. Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 12 (1), 251-264. Küçüközer, H. (2008). The effects of 3D computer modelling on conceptual change about seasons and Phases of the Moon. Physics Education, 43 (6), 632-636. Küçüközer, H., Bostan, A. ve Işıldak, R.S. (2010). İlköğretim matematik öğretmeni adaylarının bazı astronom kavramlarına ilişkin fikirlerine öğretimin etkileri. OMÜ Eğitim Fakültesi Dergisi, 29 (1), 105-124. MEB, (2004). Fen ve Teknoloji Dersi Öğretim Programı. İlköğretim 6, 7 ve 8. Sınıf. MEB Yayınları, Ankara. MEB (2013). İlköğretim Kurumları (İlkokullar ve Ortaokullar) Fen Bilimleri Dersi (3, 4, 5, 6, 7 ve 8. Sınıflar) Öğretim Programı. MEB Yayınları, Ankara. Novak, D.J. (1988). Learning science and the science of learning. Studies in Science Education, 15, 77–101. Osborne, R.J. & Wittorock, M.C. (1983). Learning science: a generative process. Science Education, 67(4): 489-508. Ölmez, O. & Geban, Ö. (2001, Eylül). Dördüncü sınıf öğrencilerinin dünya ve gökyüzü konularındaki kavramları anlamalarında kavramsal değişim yaklaşımının etkisi. Bilimde Çağdaş, Düşüncede Özgür Yeni Binyılın Başında Türkiye’de Fen Bilimleri Eğitimi Sempozyumu içinde (s. 172-175). İstanbul: Maltepe Üniversitesi. Özmen, H., Demircioğlu, H. ve Demircioğlu, G. (2009). The effects of conceptual change texts accompanied with animations on overcoming 11th grade students’ alternative conceptions of chemical bonding. Computers & Education, 52, 681-695. Öztürk, A. ve Doğanay, A. (2013) İlköğretim beşinci ve sekizinci sınıf öğrencilerinin dünyanın şekli ve yerçekimi kavramlarına ilişkin anlamaları ve zihinsel modelleri. Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri Dergisi, 13(4) , 2455-2476. Cilt 1 Sayı 2 (2013) 38-64 57 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi www.joucer.com Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com Roth, K. J. (1985). Conceptual change learning and student processing of science texts. Paper presented at the Annual Meeting of the American Educational Research Association , (69th, Chicago, IL). Sadler, P. M., Coyle, H., Miller, J. L., Cook-SMith, N., Dussault, M. & Gould, R. R. (2010). The astronomy and space science concept inventory: development and validation of assessment instruments aligned with the k–12 national science standards. Astronomy Education Review, 8(1). http://dx.doi.org/10.3847/AER2009024 erişim tarihi: 16.12.2013. Sarı Ay, Ö. (2011). İlköğretim 8. sınıf fen ve teknoloji dersi ‘maddenin halleri ve ısı’ ünitesinde belirlenen kavram yanılgılarının giderilmesinde kavramsal değişim metinleri kullanımının etkisi ve öğrenci görüşleri. Yayınlanmamış Yüksek lisans tezi, Hacettepe Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Stepans, J. (1996). Targeting Students’ Science Misconceptions: Physical Science Concepts Using the Conceptual Chance Model. Riverview, Fla.: Idea Factory Şahin, Ç. (2010). İlköğretim 8. sınıf “kuvvet ve hareket” ünitesinde “zenginleştirilmiş 5e öğretim modeli”ne göre rehber materyaller tasarlanması, uygulanması ve değerlendirilmesi. Doktora Tezi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Trabzon. Şahin, Ç., Bülbül, E. ve Durukan, Ü.G. (2013, Kasım). Öğrencilerin gök cisimleri konusundaki alternatif kavramlarının giderilmesinde kavram karikatürlerinin etkisi. Uluslararası Eğitimde Değişim ve Yeni Yönelimler Sempozyumu, Konya: Necmettin Erbakan Üniversitesi. Şahin, Ç. ve Çepni, S. (2012). Effectiveness of instruction based on the 5E teaching model on students’ conceptual understanding about gas pressure. Necatibey Eğitim Fakültesi Elektronik Fen ve Matematik Eğitimi Dergisi (EFMED), 6 (1), 220-264. Taşcan, M. (2013). Fen bilgisi öğretmenlerinin temel astronomi konularındaki bilgi düzeylerinin belirlenmesi (Malatya ili örneği). Yüksek Lisans Tezi, İnönü Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Malatya. Toka, Y. ve Aşkar, P. (2002). The effect of cognitive conflict and conceptual change text on students’ achievement related to first degree equations with one unknown. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 23, 211-217. Torosluoğlu Çekiç, S. (2011). Yaşam temelli öğrenme yaklaşımı ile desteklenen 7e öğrenme modelinin öğrencilerin enerji konusundaki başarı, kavram yanılgısı ve bilimsel süreç becerilerine etkisi. Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Trumper, R. (2003). The need for change in elementary school teacher training-a cross-college age study of future teachers’ conceptions of basic astronomy concepts. Teaching and Teacher Education, 19, 309–323. Trumper, R. (2006a). Teaching future teachers basic astronomy concepts- sun – earth - moon relative movements-at a time of reform in science education. Research in Science & Technological Education, 24(1), 85- 109. Çiğdem ŞAHİN, Elif BÜLBÜL, Ümmü Gülsüm DURUKAN 58 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Trumper, R. (2006b). Teaching future teachers basic astronomy concepts- seasonal changesat a time of reform in science education. Journal of Research in Science Teaching, 43(9), 879-906. Trundle, K.C., Atwood, R.K. & Christopher, J.E. (2006). Preservice elementary teachers’ knowledge of observable moon phases and pattern of change in phases. Journal of Science Teacher Education, 17, 87-101. Trundle, K.C., Atwood, R.K. & Christopher, J.E. (2007). A longitudinal study of conceptual change: preservice elementary teachers’ conceptions of moon phases. Journal of Research in Science Teaching, 44(2), 303- 326. TTKB (2013). Ortaöğretim astronomi ve uzay bilimleri dersi öğretim programı. Milli Eğitim Bakanlığı, Ankara. Türkoğlu, O., Örnek, F., Gökdere, M., Süleymanoğlu, N. ve Orbay, M. (2009). On pre-service science teachers' preexisting knowledge levels about basic astronomy concepts. International Journal of Physical Sciences, 4 (11),734-739. Ucar, S. ve Demircioglu, T. (2011). Changes in preservice teacher attitudes toward astronomy within a semester long astronomy instruction and four year-long teacher training program. Journal of Science Education and Technology, 20, 65-73. Ünsal, Y., Güneş, B. ve Ergin, İ. (2001). Yükseköğretim öğrencilerinin temel astronomi konularındaki bilgi düzeylerinin tespitine yönelik bir araştırma. Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, 21(3), 47-60. Vosniadou, S. & Brewer, W. F. (1989). The concept of the Earth's shape: a study of conceptual change in childhood. university of Illinois at urban-champaign library large-scale digitization project. Wittman, D. (2009). Shaping attitudes toward science in an introductory astronomy class. The Physics Teacher, 47, 591-594. Cilt 1 Sayı 2 (2013) 38-64 59 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com EK-1: Takımyıldızı kavramına dair örnek kavramsal değişim metni TAKIMYILDIZI Sizce takımyıldızı nedir? Düşüncelerinizi yazınız. …………………………………………………………………………………………………… …………………………………………………………………………………………………………… …………………………… Sizce burçlar da takımyıldızı mıdır? Düşüncelerinizi yazınız. …………………………………………………………………………………………………… …………………………………………………………………………………………………………… …………………………… Bazı öğrenciler bir arada bulunan yıldızları takımyıldızı olarak düşünmektedir. Böyle düşünmelerinin sebebi gökyüzüne baktıklarında bir arada görmelerinden kaynaklanıyor olabilir. Bu yanlış bir düşüncedir. Çünkü takımyıldızı, dünyadan bakıldığında bir aradaymış gibi görülen yıldız desenlerine denir. Yandaki şekilde görüldüğü gibi takımyıldızını oluşturan yıldızlar gerçekte bir arada değillerdir. Hepsi birbirinden bağımsızdır. Takımyıldızları sadece görünümleri itibariyle bir arada gibidirler. yıldızların Takımyıldızında büyüklükleri, yer parlaklıkları alan farklı özelliklere sahiptir. Büyükayı, Küçükayı, Ejderha, Çoban, Kuzey Tacı ve Orion (Avcı) takımyıldızlardan bazılarıdır. Bazı öğrenciler burçların birer takımyıldızı olduğunu fakat birkaç yıldızın birleşmesinden oluştuğunu düşünmektedir. Bu yanlış bir düşüncedir. Çünkü takımyıldızları, büyüklükleri ve parlaklıkları birbirinden farklı olan yıldızların bir arada görünmesinden oluşmaktadır. Burçlarda takımyıldızlarına birer örnektir. Çiğdem ŞAHİN, Elif BÜLBÜL, Ümmü Gülsüm DURUKAN 60 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Bazı öğrenciler de burçların birer takımyıldızı olamayacağını düşünmektedirler. Böyle düşünmelerinin sebebi Yay, kova, oğlak gibi burçların günlük hayatta söylenirken yay burcu şeklinde söylenmesinden yani burç isimlerinde yıldız ifadesinin kullanılmadığından kaynaklanabilir. Ancak koç, boğa, ikizler, yengeç, aslan, başak, terazi, akrep, yay, oğlak, kova, balık birer takımyıldızı ismidir. Şekilde yay burcu takımyıldızına ait yıldız deseni görülmektedir. Takımyıldızlarının böyle adlandırılmasının nedeni Dünya’dan bakıldığında yıldızların birlikte sergiledikleri görünümündendir. Takımyıldızlarının şuan ki isimleri insanların eskiden yıldız gruplarına hayvanların, çeşitli nesnelerin ve ünlü kişilerin isimlerini vermeleriyle ortaya çıkmıştır. Tartışalım 1. Takımyıldızı nedir? 2. Burçlar takımyıldızı mıdır? 3. Bilinen takımyıldızlarına örnek veriniz. Cilt 1 Sayı 2 (2013) 38-64 61 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Extended Summary The Effect Of Conceptual Change Texts On Removing Students’ Alternative Conceptions About Celestial Bodies Çiğdem ŞAHİN, Elif BÜLBÜL, Ümmü Gülsüm DURUKAN Introduction The effect of conceptual change texts on removing alternative concept related to various science concepts and teaching science are proved in the literature. Also it is known that students have various alternative concepts about celestial bodies. But the effect of conceptual change texts has not been known on removing alternative conceptions about celestial bodies at the level of the elementary school students. In this context, this study’s problem statement is “What is the effect of conceptual change texts on removing alternative conceptions about celestial bodies at 7th grade elementary students?” Purpose of the Study The purpose of this study is to determine the effect of conceptual change texts on removing students’ alternative conceptions about celestial bodies. Method The sample comprised of 22 elementary 7th grade students who studied at boarding area elementary school, 2012-2013 academic years. Pre-experimental research design was used in this study. A questionnaire with 12 concept cartoons was used to collect data. In this study, the instructional material based on 5E model was enriched with conceptual change texts and used to sample of study. The test of concept cartoons were applied to pre-test before teaching with conceptual change texts and post-test after teaching with conceptual change texts. Collecting pre and post tests’ data were analyzed with dependent t-test. Çiğdem ŞAHİN, Elif BÜLBÜL, Ümmü Gülsüm DURUKAN 62 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Instructional material: In this study 9 conceptual change texts (CCT) were developed about star, planet, comet, constellation and light year concepts. These conceptual change texts were presented Table 1 at below. Table 1. The context of these CCTs and the phases of 5E instructional model which CCTs were used in the teaching process The Context of these CCTs The phase of 5E Whether there are star, planet and meteor in the sky or not. The differences between stars and planets Engage and Explain The differences between meteor and meteorite The star’s features and the relation of the star's temperature-color Elaborate The size of stars, planets and meteor Constellation Engage and Explain Light years Comet Elaborate Shooting star The beginning questions of the CCTs were used to determine students’ preknowledge and alternative conceptions in the engage phase of 5E model. The text of the CCTs were used to exchange and remove the students’ alternative conceptions in the explain phase of 5E model. Also CCTs titled “The differences between meteor and meteorite, the star’s features and the relation of the star's temperature-color, the size of stars, planets and meteor, Comet and Shooting star” were used to provide for improving and assimilating students’ knowledge in the elaborate phase of 5E model. Discussions There is a significant difference between students' pre-test and post-test results. This significant difference is in favor of the post-test. The results showed that the teaching with conceptual change texts has differentiated the conceptual structures in a desired way and removed the most of the students’ alternative conceptions about celestial bodies. In line with these results, are suggested that teachers should be informed about the use of conceptual change texts in the teaching process and teaching materials supplemented with the conceptual change texts should be used in the different science subjects. Cilt 1 Sayı 2 (2013) 38-64 63 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi www.joucer.com Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com Conclusions The conceptual change texts were used in the study and it was successful in improving students' understanding of the concepts underlined. On the other hand, some alternative conceptions are still encountered after the intervention. The effect of conceptual change texts on removing alternative conceptions can be tested by delayed tests. So, the persistence of conceptual change can be tested. Çiğdem ŞAHİN, Elif BÜLBÜL, Ümmü Gülsüm DURUKAN 64 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Eğitim Örgütlerinde Eylem Araştırması Action Research in Educational Organizations Adem BEYHAN1 Öz Bu çalışmanın amacı öğretmen araştırması olarak da bilinen eylem araştırmasının literatür taramasına bağlı olarak eğitim örgütlerinde kullanımını incelemektir. Eylem araştırması, eğitim örgütlerinde çalışanların (öğretmen, yönetici, uzman vb.) kendi durumlarına özgü problemlerine çözüm üretmede veya kendilerini yenileyebilmeleri için kullanabilecekleri araçlardan biridir. Eylem araştırması, okulda veya sınıfta karşılaşılan sorunların çözümü için kullanılabileceği gibi okul veya ders programların iyileştirilmesinde de kullanılabilir. Eylem araştırması, öğretmenin öğretim etkinliklerini geliştirir bu da öğrencilerin daha iyi öğrenmesini sağlar. Eylem araştırması; problemin tanımlanması, veri toplama, veri analizi, eylem planının hazırlanması, sonuçların değerlendirilmesi ve sonraki eylem planının hazırlanması aşamalarından oluşur. Dairesel bir döngü halinde gerçekleştirilen bu araştırma türü nitel araştırma türü olarak kabul edilmekle birlikte verilerin toplanmasında nitel ve nicel veri toplama yöntemleri kullanılabilmektedir. Bu çalışmada eylem araştırmasına ilişkin kavramsal bir çerçeve çizilmeye çalışılmış, araştırma türünün tarihsel gelişimine değinilmiş ve öğretimde kullanımı üzerinde durulmuştur. Abstract The purpose of this article is to examine the usage of action research also known as teacher research in educational organizations on a literature review. Action research is one of the tools that employees in educational organizations (teachers, principals, experts etc.) can use to find solutions to specific problems related their own situations or to refine his/her actions. Action research can be used to solve problems encountered in schools and classrooms and can also be used in school development or improving curriculum. Action research helps teachers be more effective in their teaching activities and this allows students learn better. Action research consists of six steps which are respectively stating problem, collecting data, analyzing data, action planning, evaluating results, next action planning. Although this research type which occurs in an endless cycle is accepted as a qualitative research method, it is possible to use both qualitative and quantitative data collection techniques. In this study, it has been tried to construct a conceptual frame, mentioned about history of action research, and emphasized on using in teaching. Anahtar kelimeler: Eylem Araştırması, Öğretmen Araştırması, Eylem Öğrenme Keywords: Action Research, Teacher Research, Action Learning Giriş Dünya hızla ilerlemekte, buna bağlı olarak koşullar da sürekli değişmektedir. Bu değişim sürecinde insanlar kendini geliştirmek, yenilemek hatta değiştirmek zorunluluğunu hissetmektedir. Aksi halde genelde kendi yaşamlarında özelde ise yaptıkları işlerde değişimden kaynaklanan sorunlarla karşılaşmaları kaçınılmaz görünmektedir. İnsanlar, 1 Eğitim Yönetimi Bilim Uzmanı, Cilt 1 Sayı 2 (2013) 65-89 65 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com durumlarını tespit etmek, sorunlarına çözüm bulmak ve gelişme sağlamak için bir takım araştırmalar yapmaktadırlar. Araştırmalarda kullanılan yöntemler araştırma konusunun doğasına göre farklılık gösterebilmektedir. Araştırmalarda genellikle betimsel ve deneysel yöntemler kullanılmaktadır. Ancak bazı durumlarda sadece o alana özel araştırma yöntemleri de bulunabilir. Eğitim alanında çalışanların (öğretmen, yönetici, uzman vb.) kendi durumlarına özgü sorunlara çözüm bulmak veya gelişimlerini sağlamak için kullanabilecekleri araştırma yöntemlerinden biri de eylem araştırmasıdır. Eylem araştırmaları nitel araştırma yöntemlerinden biri olarak da kabul edilmektedir. Eylem araştırmaları, günlük yaşamda karşılaşılan sorunların çözümüne odaklanması, küçük gruplar üzerinde uygulanabilmesi ve sorunu yaşayanın araştırmacı olabilmesi gibi nedenlerden dolayı başta öğretmenler olmak üzere birçok eğitim çalışanının kullanabileceği özel bir araştırma yöntemidir. Bu çalışmanın amacı; eylem araştırmasının özellikleri, türleri, geçerlik ve güvenirliği, eylem araştırmasının eğitim örgütlerinde kullanılmasının literatür taramasına bağlı olarak incelenmesidir. Bu amaca ulaşabilmek için bu çalışmada eylem araştırmasına ilişkin tanımlar, eylem araştırmasının tarihsel gelişimi, amacı, özellikleri, türleri, aşamaları, geçerlik ve güvenirliği, eylem araştırmasının uygun olduğu durumlar, eylem araştırmasındaki etik sorunlar ve eğitim örgütlerinde kullanılması gibi konulara yer verilmiştir. Eylem Araştırmasına İlişkin Tanımlar Eylem araştırması; katılımcı eylem araştırması (participatory research), işbirlikçi araştırma (collaborative inquiry), özgürlükçü araştırma (emancipatory research), eylem öğrenme (action learning), bağlamsal eylem araştırması (contextual action research) gibi isimlerle de bilinmektedir (O’Brien, 2001, 3). Bu araştırma türünü, “öğretmenin araştırma sürecinde araştırmacı rolünü üstlenmesinden dolayı” (Köklü, 2001), literatürde öğretmen araştırması olarak da görmek de mümkündür. Aşağıda eylem araştırmasına ilişkin yapılan tanımlardan bazılarına yer verilmiştir. Kemmis’e göre (1988, 168) eylem araştırması, sosyal durumlardaki katılımcıların akendilerinin sosyal ve eğitimsel uygulamaları, b- bu uygulamaların anlaşılması ve c- bu Adem BEYHAN 66 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com uygulamaların yürütüldüğü durumların rasyonelliğinin ve doğruluğunun artırılması amacıyla gerçekleştirilen kendini yansıtıcı araştırma şeklidir. Eylem araştırması, genellikle katılımcıların kendi problemlerini tanımlama, çözme ve durumunu geliştirmeyi amaçlayan ve diğer çalışanlarla birlikte yapılan araştırma türüdür (Greenwood & Levin, 2007, 3). Bu araştırma türünde araştırma soruları katılımcılarla birlikte belirlenir. Burada araştırmacının rolü genellikle, danışma sürecinde, problemin tanımlanmasında ve mevcut literatür dahilinde soruları açımlamaya çalışan bir kolaylaştırıcı şeklindedir (Marshall & Rossmann, 2006, 164-165). Eylem araştırması, tanılama – değişim – araştırma şeklinde devam eden dairesel bir süreçtir. Tanılamanın sonuçları değişim için fikir verir; değişim aynı sisteme uyarlanır ve değişimin etkileri sonraki araştırma ve tanılama süresince not edilir (Cummings & Worley, 1997, 610). Eylem araştırması, araştırmacının içinde bulunduğunu düşündüğü bir problemden, ikilemden veya belirsizlikten ortaya çıkar. Uygulamalı bir araştırma yöntemidir ve genellikle üç koşulun karşılanmasıyla gerçekleştirilir. Bunlardan birincisi; ele alınan konunun sosyal uygulamalarda yer alan ve değişmesi gereken bir konu olması, ikincisi; araştırmacının eşit bir işbirliği içinde bulunduğu katılımlı bir eylemde bulunması ve üçüncüsü; araştırmanın planlama, uygulama, gözlemleme, yansıma döngüsü içinde bulunması, sistematik ve kaydedilmiş bir çalışma şeklinde olmasıdır (Swann, 2002). Eylem araştırması, uygulayıcının doğrudan kendisinin ya da bir araştırmacı ile birlikte gerçekleştirdiği ve uygulama sürecine ilişkin sorunların ortaya çıkarılması ya da hali hazırda ortaya çıkmış bir sorunu anlama ve çözmeye yönelik veri toplama ve analiz etmeyi içeren bir araştırma yaklaşımıdır. Eğitim örgütlerinde eylem araştırması; bir okulda çalışan yönetici, öğretmen, eğitim uzmanı veya diğer tür kuruluşlarda çalışan mühendis, yönetici, planlamacı, insan kaynakları uzmanı gibi bizzat uygulamanın içinde olan kişiler tarafından uygulanır (Yıldırım ve Şimşek, 2008, 295). Watts’a (1985) göre eylem araştırması, katılımcıların (öğretmen ve eğitim yöneticilerinin) araştırma tekniklerini kullanarak kendi eğitim uygulamalarını sistematik olarak dikkatle gözden geçirmesi sürecidir (Akt. Ferrance, 2000, 1). Cilt 1 Sayı 2 (2013) 65-89 67 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Birçok araştırma türü arasında, eylem araştırması, gelecekteki uygulamalarını belirlemesi ve değiştirmesi amacıyla öğretmen tarafından yapılan kontrollü bir araştırma sürecini ifade eder. Bu araştırma, öğretmenin çevresinde (öğrencileri, çalıştığı okul vb.) bulunan eğitime ilişkin konular dâhilinde gerçekleştirilir (Ferrance, 2000, 1). Eylem araştırması, kısaca, yaparak öğrenme olarak tanımlanabilir. Bir grup insan, bir problemi tanımlar, problemi çözmek için bir şeyler yapar, yaptıklarının ne derece etkili olduğuna bakarlar, yeterli olamaması halinde yeniden sorunu çözmeye çalışırlar (O’Brien, 2001, 3). Eğitim uygulamalarını düzeltmek için özellikle eylem araştırmalarının önemi büyüktür. Eğitimde eylem araştırması, eğitim uygulamalarını anlamak, değerlendirmek ve daha sonra değiştirmek ve iyileştirmek için yapılan araştırmalardır (Köklü, 2001, 36). Watts’a (1985) göre eylem araştırması bazı temel sayıltılara dayanır. Bunlar şu şekilde ifade edilebilir (Akt. Ferrance, 2000, 1): Öğretmenler ve eğitim yöneticileri; En iyi kendileri için tanımladıkları problemler üzerine çalışırlar, Kendi çalışmalarını inceleme ve değerlendirmeye cesaretlendirildiklerinde ve farklı çalışma yollarını dikkate aldıklarında daha başarılı olurlar, İşbirliği içinde bulunarak birbirilerine yardımcı olurlar, Meslektaşlarıyla birlikte çalışmaları mesleki gelişimlerine yardımcı olur. Eylem araştırması; öğretmen, yönetici vb. uygulayıcıların kendi durumlarını veya yaşadıkları sorunları tanımlama, değiştirme ve geliştirme amacıyla bilimsel araştırma süreçleri kapsamında diğer uygulayıcılarla iş birliğinde bulunarak yaptıkları araştırmalardır. Yukarıdaki tanımlar dikkate alındığında yerel sorunlar, yerel uygulayıcılar, işbirliği, problem tanımlama, değişim, geliştirme gibi kavramların ön plana çıktığı görülmektedir. Tarihsel Gelişim Literatürde eylem araştırmasının ortaya çıkışına ilişkin bir görüş birliği bulanmamaktadır. Tomal (2003, 6); Galileo, Aristotle, Newton ve John Dewey gibi Adem BEYHAN 68 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com filozofların eserlerinde eylem araştırması ilişkin bulgulara rastlandığını belirtmekle birlikte Kurt Lewin ismi üzerinde birçok yazarın hem fikir olduğunu ifade etmektedir. Buna paralel olarak, Kemmis & McTaggert (1988), Zuber-Skerrit (1992), Holter & Schwartz-Barcott (1993) gibi yazarlar eylem araştırmasının Amerikalı bir psikolog olan Kurt Lewin tarafından ortaya atıldığı görüşündedirler. McKernan (1998) eylem araştırmasının bir araştırma yöntemi olarak, köklerinin 19. yüzyılın ikinci yarılarında meydana gelen eğitimde bilim hareketlerine kadar dayandığını ve geçen yüzyıl boyunca geliştiğini ifade etmektedir. Ona göre eylem araştırmasının başta Kurt Levin olmak üzere Collier (1945), Lippitt & Radke (1946) ve Corey (1953) gibi birçok sosyal reformcular tarafından kullanıldığına ilişkin kanıtlar bulunmaktadır (Akt. Masters, 1995). Eylem araştırması tek bir akademik disiplinden oluşmadığından karmaşık bir tarihi vardır (Miller, Greenwood & Maguire, 2003). Bu araştırma türü, Avrupa ve Amerika’da savaş sırasında, sosyal bilimcilerin birtakım problemlere çözüm bulunmasına yardım etmek amacıyla ortaya çıkmıştır (Reason, 2001). Wallace’a (1987) göre eylem araştırması, ilk kez 1945 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde Collier tarafından yerli Amerikan halkın tarımsal faaliyetlerini geliştirmek üzere ortaklaşa yürütülen bir çalışmanın tanımlanması için kullanılmıştır (Akt. Ekiz, 2009, 180). Aynı yıllarda eylem araştırmasının Lewin tarafından aktif olarak kullanıldığı ve geliştirildiğine ilişkin birçok araştırmacının (Masters, 1995; Ferrance, 2000; O’Brien, 2001; Tomal, 2003; Aydın, 2005) görüş birliğinde olduğu söylenebilir. Lewin (1947, 1948), işbirlikçi problem çözmenin geliştirilmesi üzerine odaklanmış, bireysel problem çözme yerine ortaklaşa problem çözmenin önemini vurgulamış ve grup çalışmalarının eylem araştırması sürecinin bir parçası olduğunu ileri sürmüştür. Lewin, etkileşimli süreçlerle bireylerin davranışlarının ve eylemlerinin değişimini destekleyen ve adanma oluşturan grup tartışmalarının gücüne inanmıştır. Lewin’e göre eylem araştırması; 1) gerçeklerin bulunmasına yönelik bir planlama, 2) harekete geçme ve 3) eylemin sonuçlarına ilişkin gerçekleri ortaya çıkarma olarak üç dairesel aşamada gerçekleşmektedir (Akt: Masters, 1995; Acker & Miller, 2002). Eylem araştırmasını eğitimde ilk kullananlardan biri Stephan Corey’dir. Corey (1953), eğitimde bilimsel yöntemin, eğitimcilerin bilginin Cilt 1 Sayı 2 (2013) 65-89 hem araştırılmasında hem de 69 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com uygulamasında yer alacağından, değişiklik getireceğine inanmıştır. Corey, 1950’li yıllarda birçok kişinin eylem araştırmasını bilimsel olmamakla eleştirmesine rağmen, öğretmenler ile araştırmacıların birlikte çalışmaları gerektiğini savunmuştur. Sonraki yıllarda, araştırma desenlerinde deneylerin ve nicel veri toplama tekniklerinin bir norm haline gelmesiyle, eylem araştırmasına olan ilgide düşüş görülmektedir (Ferrance, 2000, 7-8). 1960’larda eylem araştırmasına yönelik eleştirilerin arttığı ve araştırmanın bilimselliğinin sorgulandığı görülmektedir. Bu eleştiriler, eylem araştırmasının, daha çok örnek olay çalışmalarıyla ilgilendiği ve çalışmanın evrenini temsil etmediği yönünde yoğunlaşmıştır (Glanz, 1999). Diğer taraftan özellikle endüstriyel tasarım alanında yapılan çalışmalar kavramın araştırmacılar eleştirilmesinde sorunların önemli çözülmesinde rol oynamıştır. “bilimsel Mühendislik yöntemlerin” (nicel kökenli yöntemler) kullanılması gerektiğini savunmuşlardır (Swann, 2002). Diğer bir ifadeyle, bu dönemde pozitivist yaklaşımın hakim olduğu nicel araştırmaların yaygın olduğu dönemdir. 1970’li yıllara gelindiğinde eylem araştırmasına olan ilginin tekrar yükseldiğini görülmektedir. Bu dönemde eğitim uygulamacıları, eğitimin sorunlarını çözmede bilimsel araştırma yöntemlerini ve eylem araştırması yönteminin eğitimde uygulanabilirliğini sorgulamaya başladılar. Federal yönetimlerce bazı araştırmaların desteklendiği ancak desteklenen bu araştırmaların sonuçlarının uygulamaya yerleşmediği, kuramsal düzeyde kaldığı görülmektedir (Ferrance, 2000, 8). 1970-80’li yıllar, eylem araştırmasının Amerika’dan İngiltere’ye kadar geniş bir alana yayıldığı ve eğitimde yoğun olarak kullanılmaya başlandığı yıllardır. Bu yıllarda, eğitimcilerin, bu araştırma yönteminden aktif bir biçimde yararlandığı, Lawrence Stenhouse gibi bazı eğitimcilerin Lewin’in görüşlerini geliştirdiği ve bu yöntemin eğitimin önemli konuları üzerinde kullanıldığı görülmektedir (McNiff, 2002). Eğitimde eylem araştırmaları, öğretmenlerin mesleki gelişimlerini sağlamak amacıyla kullanılmaktadır. 1980’li yıllara kadar öğretmelerin mesleki gelişimlerinin gerçekleştirilebilmesi için öğretim genellikle, üniversitelerde ve bölgesel merkezlerde düzenlenen kurslarda verilmekteydi. Sonraki dönemlerde ise bu eğitimlerin niteliğinde değişmeler gerçekleşti. Eğitimler akademi merkezli olmaktan çıkıp öğretmen merkezli eğitim araştırmalarına döndü (McNiff, 1988; akt. Ekiz, 2009, 182). Adem BEYHAN 70 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Eylem araştırmasının temel konusu, öğretmenlerin araştırmacı olmasıdır. Bu yönde “araştırmacı olarak öğretmen” terimini ilk kullanan İngiliz eğitimci Lawrence Stenhouse’dur. Stenhouse (1975), öğretmenlerin de araştırmacı olabileceklerini ve kendi uygulamalarını bu şekilde geliştirebileceklerini ileri sürmüştür. Stenhouse’un bu görüşleri sonraki dönemlerde Eliot & Adelman gibi araştırmacılar tarafından geliştirilmiş ve araştırma ve uygulamanın farklı olmadığı aksine iç içe olduğu, birbirini desteklediği ifade edilmiştir (Ekiz, 2009, 182). Ekiz (2009, 182); bu araştırma modelinin günümüzde öğretmenler tarafından kullanılmak üzere yaygınlaştırıldığını, hatta 2001 yılından başlayarak İngiliz Hükümeti tarafından desteklendiğini, eğitimin çeşitli konularında öğretmenlerin araştırma yapmaya teşvik edildiğini ve araştırma yapmak isteyen öğretmenlere gerekli maddi desteğin sağlandığını belirtmektedir. Eylem Araştırmasının Amacı, Özellikleri ve Araştırmacının Rolü Eğitim araştırmalarının temel amacı kuramı test etmek ve var olan bilgiyi geliştirmektir. Bu tür araştırmalarda araştırmacı, araştırma sonuçlarının uygulama yaptığı örneklemin ötesinde uygulanabilirliği ile ilgilenir. Oysa eylem araştırmasında temel amaç öğretmene veya yöneticiye okulu ile ilgili karar vermede yardımcı olacak verileri toplamaktır (Borg, 1987, 284). Eylem araştırması, birçok nedenle yapılabilir. Bu araştırma türü, hemen hemen tüm alanlarda ortaya çıkan sorunlara çözüm bulmaya yönelik bir araştırma çeşididir; uygulamacıların her türlü sorunlarını çözmek için kendi uygulamalarını incelemeleri üzerine kurulu bir süreçtir. Genellikle eylem araştırması, sorunların çözümüne yönelik iş birlikçi bir etkinliktir. Eylem araştırması, katılımcıların üzerinde çalışılan durumla ilgili derinlemesine yaptığı kritik ve pratik tecrübelerine dayanmaktadır. Bu yüzden, araştırmalara ve eyleme rehber olacak bir kuram geliştirmeyi amaçlamaktadır (Köklü, 2001, 35). Eylem araştırması okula dayalı program geliştirme, mesleki gelişme, sistem planlaması, okulu yeniden yapılandırma ve bir değerlendirme aracı olarak kullanılır (Ferrance, 2000, 26). Bu araştırmanın eğitim alanındaki en önemli amacı ise, eğitim dünyasında ortaya çıkan gerçekleri anlamak ve sistematik olarak değiştirerek geliştirmeye çalışmaktır (Kuzu, 2009). Cilt 1 Sayı 2 (2013) 65-89 71 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Eylem araştırması eğitim alanında bazı temel özelliklere sahiptir. Carson, Connors, Smits & Ripley (1989) eylem araştırmasının genel özelliklerini şu şekilde sıralamışlardır (Akt. Aydın, 2005, 241-242): Eylem araştırması; İşbirliğine dayanır, Çalışanların öz eleştiri yapmasına olanak verir, Sistematik bir öğrenme sürecidir, Çalışanların yaptıkları iş hakkında düşüncelerini sınamalarını gerektirir, Açık fikirli olmayı gerektirir, İş deneyimleri hakkında kişisel günlük tutmayı gerektirir, Politika geliştirmeye yönelik bir süreçtir, İş yerinin eleştirel bir analizidir, Özellikler üzerine vurgu yapar, Küçük grupların işbirliği içinde çalışmasıdır, İş uygulamalarının gerekçelendirilmesidir. Eylem araştırmasında, öğretmen araştırmacılar yalnız çalışabileceği gibi diğer öğretmenlerle, öğrencilerle ve üniversitedeki araştırmacılar ile işbirliği yapabilirler. Bu tür araştırmalarda deneysel desenler, sistematik gözlem, betimsel araştırma ve örnek olay çalışmaları içeren çeşitli tekniklerin ve yaklaşımların kullanılması söz konusudur (Downhower, 1990; Eisenhart & Borko, 1993; Neubert, 1989; Wessinger, 1992; Akt. Köklü, 2001, 36). Ayrıca, bu tür araştırmalarda hipotez test etmekten, korelasyonel çalışmalar ve istatistiksel analizlerden ziyade, keşfetmeye ve yoruma dayalı nitel araştırma yöntemleri kullanılmaktadır. Eylem araştırmasında derinlemesine görüşmeler, katılımcı gözlemler, örnek olaylar ve hikâye tarzı anlatımlara yer verilmektedir. Katılımcıların problemlere ilişkin derinlemesine ve detaylı açıklamaları, alan notları, fotoğraflar, filmler ve teyp kayıtları eylem araştırması için gerekli olan dokümanları oluşturur (Borgia & Schuller, 1996; Akt. Köklü, 2001, 36). Adem BEYHAN 72 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Bir okulda çalışan yönetici, öğretmen, eğitim uzmanı veya bir kurumda çalışan mühendis, planlamacı, yönetici gibi kişiler eylem araştırmacısı olabilir. Araştırmacı, kurum içinden veya kurum dışından olabilir (Yıldırım ve Şimşek, 2008, 295). Genel anlamda, eylem araştırmacısının; planlayıcı, katalizör, öğretmen, dinleyici, sentezleyici, kolaylaştırıcı, gözlemci, raportör gibi rollerde bulunduğu söylenebilir (O’Brien, 2001). Araştırmacının rolü, problem durumunu mümkün olduğunca doğru şekilde belirlemek veya açıklamaktır. Buradaki amaç çoklu durumlar için genellenebilir yasalar oluşturmak değil tersine, sonuçlardan veya çözümlerden etkilenenlerin durumunu geliştirmek ve değiştirmektir (Zuber-Skerritt, 2001). Eylem araştırması; bireysel olarak sınıf bazında, birkaç sınıfı kapsayarak grup halinde ve okul çapında veya bölgesel nitelikte ise takım halinde yapılabilmektedir (Ferrance, 2000, 3). Eylem araştırması genellikle nitel araştırma yöntemlerinden faydalanmakla beraber araştırmanın amacına uygun olarak nicel araştırma yöntemlerinden de faydalanabilmektedir (Kuzu, 2009). Bu yüzden geleneksel (nitel – nicel yöntemler) yöntemlerle benzerlikleri bulunmaktadır. Ancak bu yöntemlere göre birçok farklılığı da barındırmaktadır. Bu benzerlik ve farklılıkları ilişkin görüşleri aşağıdaki gibi özetlenebilir: Eylem araştırması, yerel sorunların çözümüne odaklıdır. Araştırmanın yürütülmesi için çok fazla eğitim gerektirmez. Araştırmacı sorun bağlamının içinden biridir. Genellikle sorunun durumuna göre araştırmacının geliştirdiği veri toplama aracı kullanılır. Araştırmanın planlanması ve yürütülmesi süreçleri diğer yöntemlere göre daha esnektir. Araştırmanın bulguları ve sonuçları araştırmanın özelliklerine göre yorumlanır. Kasıtlı bir örneklem üzerinde çalışılır (Fraenkel & Wallen, 2006; akt. Büyüköztürk, Çakmak, Akgün, Karadeniz ve Demirel, 2009, 275). Araştırmacının, araştırmayla ilgili bireysel tecrübe ve görüşleri veri olarak kabul edilir Araştırma genellikle çok küçük bir örneklem üzerinde gerçekleştirildiğinden sonuçları çok nadir olarak genelleyebiliriz (Glanz, 1999). Diğer taraftan, nitel ve nicel araştırmalarda araştırmanın yürütülebilmesi için gerekli ve yeterli düzeyde eğitim alınması zorunludur. Araştırmacı genellikle sorunun içinde değildir. Genellikle uzmanlar tarafından geliştirilmiş ya da denetlenmiş veri toplama araçları kullanılır. Araştırmanın planlanması ve yürütülmesi süreçleri daha tutucudur. Bunların Cilt 1 Sayı 2 (2013) 65-89 73 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com haricinde, nicel araştırmalar, kuramları sınama, genellenebilir bilimsel veriler üretmeye odaklanma, seçkisiz örneklem üzerinde çalışma, öznel deneyim ve görüşlerden uzak durma gibi özellikler de taşımaktadır. Görüldüğü üzere, bu araştırma türü daha çok nicel araştırma yöntemlerine göre farklılık göstermektedir. Eylem araştırmasının nitel araştırma yöntemlerinden biri kabul edildiği dikkate alınırsa bu sonucun doğal olduğu söylenebilir. Eylem Araştırması Türleri Kaynaklarda eylem araştırmasının farklı türlerine rastlamak mümkündür. McKernan (1991, 16-27) farklı epistemolojik ve araştırma yaklaşımlarını bir araya getirerek eylem araştırmasını “teknik/teknik işbirlikçi/bilimsel eylem araştırması”, “karşılıklı işbirliği/uygulama/tartışma odaklı eylem araştırması” ve “özgürleştirici/geliştirici/eleştirel eylem araştırması” olarak üç grupta toplamıştır. Aşağıda bunlara kısaca değinilmiştir. Teknik/bilimsel/işbirlikçi eylem araştırması. Bu yaklaşımda, daha önceden belirlenmiş bir kuramsal çerçeve içinde bir uygulamanın test edilmesi veya değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Yaklaşım, uygulama sürecini betimlemeye çalışır. Kuramsal çerçeveye hakim olan bir araştırmacı rehberliğinde uygulayıcı yeni bir yaklaşımı uygulamaya koyabilir ve bu süreç araştırmacı tarafından analiz edilerek uygulamaya yönelik bir değerlendirme yapılabilir. Uygulama sürecinde uygulayıcı ve araştırmacı arasında sıkı bir etkileşim vardır. Uygulamada karşılaşılan sorunlar araştırmacıya iletilir ve araştırmacı uzmanlığı dâhilinde çözüm yollarını uygulayıcıya aktarır. Uygulayıcı öneriler doğrultusunda uygulamaya devam eder (Yıldırım ve Şimşek, 2008, 296). Bu yaklaşım, bilginin edinilmesinde pozitivist bir yaklaşımı benimsemektedir (Norton, 2009, 53). Karşılıklı işbirliği/uygulama/tartışma odaklı eylem araştırması. Yorumcu bakış açısına sahip olan bu araştırmada (Norton, 2009, 53) araştırmacı ve uygulayıcı bir araya gelerek uygulamada ortaya çıkan olası sorun alanlarını, bu sorunlara neden olan olası etmenleri ve olası müdahale yollarını saptarlar. Yaklaşım, uygulamayı geliştirmeye yönelik olduğundan “uygulama odaklı eylem araştırması” olarak da bilinir. Bu yaklaşım “Teknik/bilimsel/işbirlikçi” yaklaşıma göre daha esnektir. Araştırmacı ve Adem BEYHAN 74 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com uygulayıcı arasındaki etkileşim araştırmanın seyrini değiştirebilir. Ancak, bu seyir değişikliği sistematik veri toplanmasını zorlaştırabilir (Yıldırım ve Şimşek, 2008, 296-297). Özgürleştirici/geliştirici/eleştirel eylem araştırması. Eleştirel bakış açısına sahip bu yaklaşımda (Norton, 2009, 54) uygulayıcıya yeni bilgiler, beceriler ve deneyimler kazandırılması ve uygulayıcının kendi uygulamalarına karşı eleştirisel bakış açısı kazanması amaçlanmıştır. Böylelikle, uygulayıcı kendi uygulamalarını bir problem çözme süreci olarak görecek ve sürekli olarak bu süreç içinde kendi rolünü sorgulayacaktır. Aynı zamanda, uygulamalarına eleştirel bir gözle bakabilme anlayışını geliştirebilecek ve uygulamada sık sık karşılaşılan sorunlara ilişkin rasyonel açıklamalar getirebilecektir (Yıldırım ve Şimşek, 2008, 297). Eylem araştırmasının türleri dikkate alındığında her bir türün belirli bir paradigma içerisinde yer aldığı ve hareket ettiği görülmektedir. Örneğin, teknik/bilimsel tür önceden belirlenen bir kuramsal çerçeveye oturtulmak istenmesi ve nesnelliğin temel alınması onun pozitivist paradigma tabanlı olduğunu göstermektir. Eylem Araştırmasının Aşamaları Eylem araştırmasının aşamalarının oluşturulmasında literatürde farklılıklar görülmektedir. Örneğin Shön (1983; akt. Yıldırım ve Şimşek, 2008, 298) ve Bassey (1988; akt. Köklü, 2001), Cummings & Worley (1997) eylem araştırmasını sekiz aşamada, Büyüköztürk ve diğerleri (2009) beş aşamada ve Ferrance (2000) altı aşamada ele almıştır. Ferrance’nin (2000) sınıflandırması diğer yazarların ortaya koyduğu aşamaları özetler niteliktedir. Şekil 1’de bu aşamalara yer verilmiştir. Cilt 1 Sayı 2 (2013) 65-89 75 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Bilgi Toplama (Veri Toplama) Problemin Tanımlanması Sonraki Eylem Planının Hazırlanması Sonuçların Değerlendirilmesi Bilginin Yorumlanması (Analiz Edilmesi) Eylem Planının Hazırlanması ve Uygulanması Şekil 1. Eylem Araştırması Aşamaları Kaynak: Ferrance’dan (2000, 9) uyarlanmıştır. Ferrance, E. (2000). Action Research. Themes in Education. USA: Northeast and Islands Regional Educational Laboratory at Brown University. Aşağıda bu aşamalara kısaca değinilmiştir. Problemin tanımlanması. Bu aşamada araştırmaya ilişkin sorular belirlenir. Soruların konuyla ilişkili olması, günlük işlerle sınırlandırılması sonrasında anlamlı ve uygulanabilir bir soruya indirgenmesi oldukça önemlidir. Bu aşamanın iyi planlanması yanlış bir başlangıcı önleyecektir. İyi bir araştırma problemi için oluşturulan sorularda bazı noktalara dikkat edilmelidir. Sorular; evet/hayır şeklinde olamamalı, anlamlı, kısa ve özlü olmalı, açık bir dille yazılmalı ve jargondan kaçınılmalıdır. Ayrıca cevabı önceden belli olan sorulara yer verilmemelidir (Ferrance, 2000, 9). Bilgi toplama. Önceki aşamada belirlenen sorular doğrultusunda problemin daha ayrıntılı tanımlanması ve problemin çözümüne yönelik öneriler elde etmek amacıyla ilgili alanda veriler toplanır (Yıldırım ve Şimşek, 2008, 300). Verilerin toplanmasında; araştırmacı notları, öğrenci yazıları/ödevleri, günlükler, bireysel ya da grup görüşmesi, gözlem, anket, dokümanlar (Yıldırım ve Şimşek, 2008, 300-302), ses ve görüntü kayıtları, öz değerlendirmeler, kontrol listeleri (Thorne & Qiang, 1996; Ferrance, 2000, 1; Sagor, 2000, 7685) vb. araçlardan yararlanılabilir. Diğer bir ifadeyle veri toplamada, nitel ve nicel veri toplama tekniklerinden kullanılabilir. Adem BEYHAN 76 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Bilginin yorumlanması. Bu aşamada belli başlı konular belirlenir, toplanan verilere göre bir analiz yöntemi seçilir (Thorne & Qiang, 1996). Veri analizi, verilerin düzenlenmesi, araştırma soruları dâhilinde tanımlanması ve yorumlanması aşamalarından oluşur (Yıldırım ve Şimşek, 2008, 303). Verilerin analizinde hem nicel hem de nitel analiz tekniklerinden yararlanılabilir (Hendricks, 2006; akt. Kuzu, 2009). Eylem araştırmasında verilerin analizinde en çok betimsel çözümleme, içerik çözümlemesi ve tümevarım çözümlemesi teknikleri kullanılır (Kuzu, 2009). Eylem planının hazırlanması ve uygulanması. Bu aşama, analiz sonuçları ve yorumu çerçevesinde araştırmacının ilgili uygulama ya da sürece ilişkin bir çözüm planı ya da alternatif bir uygulama geliştirmesine ilişkindir. Araştırmacı uygulama sürecinde tespit ettiği problem kaynaklarını ortadan kaldırmaya yönelik adımları belirler ve bunları sürece yayılmış sistematik bir plana yerleştirir. Eylem planında yapılacaklar, bunların süreleri ve zamanı açıkça belirlenir (Yıldırım ve Şimşek, 2008, 303-304). Geliştirilen plana göre hazırlanan işlem basamakları uygulamaya konur. Uygulama sürecinde hazırlanan plana bağlı kalınır. Bu süreçte görülen problemlerin çözümüne veya ortaya çıkabilecek yeni durumların özelliklerine göre gerekli değişikler yapılır (Yıldırım ve Şimşek, 2008, 304). Sonuçların değerlendirilmesi. Uygulama ile istenen sonuçlara ulaşılıp ulaşılmadığının değerlendirilmesi yapılır (Ferrance, 2000, 12). İstenen duruma ulaşılamaması halinde araştırmacı tekrar problem tanımlama aşamasına dönmeli, gerekirse dış destek alarak problemi yeniden tanımlamalıdır (Büyüköztürk ve diğerleri, 2009, 278). Sonraki eylem planının hazırlanması. Yeniden tanımlanan probleme göre yeni bir eylem stratejisi geliştirilmeli ve yeniden uygulamaya konmalıdır (Büyüköztürk ark., 2009, 278). Araştırma problemine dayalı olarak bu aşama birkaç kez tekrar edilebilir, farklı uygulamalar denenebilir ve sonuçlar değerlendirilebilir (Yıldırım ve Şimşek, 2008, 305). Eylem Araştırmasında Evren ve Örneklem, İç ve Dış Geçerlik Eylem araştırması, yerel uygulayıcıların okullarında ve bölgelerinde karşılaştıkları belli başlı sorunların çözümüne odaklanır (Burke & Christensen, 2004, 10-11). Genellikle, bir okuldaki herhangi bir dersi kapsayan, ulaşılabilen küçük bir evren üzerinde uygulanır Cilt 1 Sayı 2 (2013) 65-89 77 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com (Wiersma, 2009, 12). Fraenkel & Wallen’e (2006) göre araştırma sonuçları çoğunlukla genellenmez, hatta bazı durumlarda istense bile genellenemez. Bu nedenle, geniş bir evrende çalışılması, seçkisiz bir yöntemle bir örneklem seçilmesi bu araştırma türü için zorunlu değildir (Akt. Büyüköztürk ark., 2009, 279). Eylem araştırmalarına araştırmacı yanlılığının karışması olasılığı çok yüksektir. Bu yüzden araştırmanın planlanması, verilerin toplanması, çalışma grubunun belirlenmesi ve araştırmanın yürütülmesi sürecinde uzmanlardan yardım alması araştırmanın tutarlı ve amacına uygun olarak gerçekleştirilmesinde önemli katkıda bulunacaktır (Büyüköztürk ve diğerleri, 2009, 279). Eylem araştırmalarında geçerlik, çoklu görüş açıları sağlandığında gerçekleşir (Köklü, 2001, 36). Eylem araştırması genellikle küçük gruplar üzerinde ve kasıtlı örneklemlere gerçekleştirildiğinden dış geçerliği düşüktür (Büyüköztürk ve diğerleri, 2009, 279). Eylem Araştırmasının Uygun Olduğu Durumlar Eylem araştırmaları, belirli bir problemin çözümüne odaklı olduğundan önceden kurgulanan deneysel araştırma desenlerinden ziyade gerçek durumları kapsayan araştırmalarda kullanılır (O’Brien, 2001). Başka bir ifadeyle, eylem araştırmaları, belirli bir durumda belirli bir problemin gerektirdiği bilgiye gereksinim olduğu veya var olan bir sistem üzerine yeni bir yaklaşımın yerleştirilmesinin amaçlandığı durumlarda kullanılır (Cohen & Manion, 1996, 194). Eylem araştırmasının okul ortamındaki kullanım alanlarını daha da somutlaştırmak gerekirse kullanıldıkları alanlar şu şekilde sıralanabilir (Cohen & Manion, 1996, 194): Öğretim Yöntemleri. Geleneksel yöntemler yerine keşfederek öğrenmeye dayalı yöntemleri getirmek, Öğrenme Stratejileri. Öğrenme ve öğretmede tek-konu stili yerine bütünleştirilmiş yaklaşımı benimsemek, Değerlendirme yöntemleri. Mevcut değerlendirme yöntemlerini geliştirmek, Tutum ve değerler. İşe karşı olumlu tutumları desteklemek veya öğrencilerin değer sistemini yaşamın gereklerine göre değiştirmek, Adem BEYHAN 78 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Öğretmenlerin hizmetiçi gelişimleri. Öğretim becerilerini geliştirmek, yeni öğretim metotları geliştirmek, analiz güçlerini artırmak, üst düzeyde öz farkındalık yaratmak, Yönetim ve kontrol. Davranış düzeltme tekniklerinin aşamalı olarak sunumu, Yönetim. Okul yaşamının yönetsel açıdan etkililiğini artırmak. Yukarıdaki maddeler dikkate alındığında eylem araştırmasının eğitim öğretime ilişkin birçok alanın sistematik olarak incelenip geliştirilmesinde etkili olabileceği görülmektedir. Öğretmen ve yöneticiler okullarda eylem araştırması yaparak; öğretim, öğrenme ve değerlendirme yöntemlerinin geliştirilmesi, çalışanların olumlu tutumlarının desteklenmesi, öğrencilerin yaşam koşullarına uygun değerler oluşturabilmesi, öğretmenlerin analiz güçlerini artırılması ve etkili bir okul yönetimi sergilenmesi gibi konularda önemli katkılarda bulunabilirler. Eylem Araştırmasında Etik Sorunlar Eylem araştırması gerçek yaşam koşullarında gerçekleştirildiğinden ve katılımcılar arası yakın ve açık bir iletişim gerektirdiğinden araştırmacılar araştırmalarını yaparken etik kurallara dikkat etmelidirler (O’Brien, 2001). Eylem araştırmalarında diğer araştırmalarda dikkat edilmesi gereken dürüstlük, gizlilik, sorumluluk ve adil paylaşım gibi tüm etik ilkelere uyulmalıdır (Uzuner, 2005). McKernan (1991, 241) literatürde, birkaç istisna dışında (APA, 1967; Kemmis & McTaggart, 1988; Kemmis & Robottom, 1981; Hopkins, 1985; Simons, 1982) eğitim programı ve eylem araştırmalarına ilişkin etik tartışmalara pek yer verilmediği görüşündedir. Ancak son yıllardaki eylem araştırmalarına ilişkin yayınlarda (Sagor, 2000; O’Brien, 2001; Tomal, 2003; McNiff & Whitehead, 2006; Campbell & Groundwater – Smith, 2007) etik boyutun dikkate alındığı görülmektedir. Tüm katılımcıların herhangi bir araştırmada haklarını bilmesi son derece önemlidir. Eylem araştırmacısı her zaman dürüst, gerçekçi ve adil olmalıdır (McKernan, 1991, 241). Aşağıdaki ölçütler eylem araştırmasının yönetim sürecinde temel etik ilkeler olabilir (McKernan, 1991, 241-242): Cilt 1 Sayı 2 (2013) 65-89 79 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Eylem araştırmasından etkilenen herkes, araştırmanın amaçları hakkında bilgilendirilme ve danışılma hakkına sahiptirler. Eylem araştırması; ailelerden, yöneticilerden ve diğer katılımcılardan izin alınmadıkça yapılmamalıdır. Hiçbir bireysel katılımcı araştırma raporunun içeriğini tek taraflı veto etme hakkına sahip değildir. Dosya ve yazışmalar gibi tüm doküman ve belgeler resmi bir izin olmaksızın incelenmemelidir. Telif haklarına tam anlamıyla dikkat edilmelidir. Araştırmacı, bilgilerin gizliliğinden sorumludur. Araştırmacılar, araştırma kayıtlarını korumak zorundadır ve istenmesi halinde bunları katılımcılara ve yetkililere vermek zorundadır. Araştırmacı, araştırmaya katkıda bulunan tüm okul üyelerine (diğer öğretmenler, aileler, öğrenciler vb) hesap vermekle sorumludur. Araştırmacı belirli aralıklarla araştırmanın gelişimini açıklamakla sorumludur. Bu ölçüt, problemin yeniden tanımlanması ve yeni ilgi alanlarını tanımlamak için devam eden şekillendirici değerlendirme ihtiyacını tatmin etmeye yardımcı olacaktır. Araştırma, deneklere herhangi bir şekilde zihinsel ve fiziksel açıdan zarara neden olabilecek bir biçimde kesinlikle yapılmamalıdır (örneğin, haberi olmaksızın bir katılımcıya uyuşturucu vermek). Araştırmacı araştırma sonuçlarını adilce açıklama/bildirme hakkına sahiptir. Araştırmacı bilinen tüm katılımcılarla etik sözleşme yapmalıdır. Araştırmacılar, araştırma sonuçlarından meydana gelen her türlü yayına isimlerini koyma hakkına sahiptirler. (Bu, yayınlardan kim faydalanacak? Raporda kimin ismi olacak? gibi hassas etik sorular için iyi bir cevap oluşturacaktır). Adem BEYHAN 80 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Eylem araştırması sürecinde yukarıdaki etik ilkelere uyulması araştırma sürecine dâhil olan tüm katılımcılar için önemli olduğu söylenebilir. Çünkü gerek araştırma sürecinde gerekse araştırma sonrasında çıkabilecek olası sorunları engelleyebilir. Bu etik ilkeler, araştırmanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesine ve tamamlanmasına yardımcı olabilir. Eylem Araştırmasının Öğretimde Kullanılması Lewin’in eylem araştırması konusundaki fikirleri daha sonraki dönemlerde genel anlamda sosyal bilimlerde özelde ise eğitim alanında uygulanmaya başlanmıştır. Stephan Corey tarafından yapılan çalışmalar sonucunda eylem araştırması eğitim kurumlarında uygulanmaya başlayan bir araştırma modeli haline gelmiştir (Aydın, 2005, 247). Eylem araştırması; öğretmen, yönetici ve diğer eğitim çalışanları tarafından yapılan ve okul düzeyinde karar vermeye yardımcı olan bir araştırma türüdür. Eylem araştırması günlük problemlerin okul düzeyinde çözümüne odaklanır (Wiersma, 2009, 12). Diğer bir ifadeyle, eylem araştırması günlük okul problemlerine çözüm oluşturmak için bilimsel yöntemlerin işe koşulmasıdır (Borg, 1987, 284). Eylem araştırmaları, yöntem ve araştırma tasarımı açısından diğer yöntemlere göre daha özensiz olmakla eleştirilmesine rağmen (Borg, 1987, 284), yerel izleyiciler açısından son derece yararlı ve yüksek kalitede yerel bilgi üretebilir. Bu tür araştırmalar genellikle bütünleşmiş gruplar veya tek bir grup bazen de bir birey üzerinde yapılabilir. Ancak araştırma sonuçları araştırma literatüründe yer alan bilgilerle birleştirildiğinde ortaya çıkan sonuç yerel düzeyde karar vericiler için son derece ikna edici olabilir (Wiersma, 2009, 13) Eliot (1991), eylem araştırmalarının öğretim ve öğretmenin mesleki gelişimini, program geliştirme ve değerlendirmeyi, araştırma ve düşünmeyi bir araya getirerek eğitim alanındaki uygulamaların araştırma yoluyla geliştirilmesine önemli katkılar yaptığını belirtmektedir (Akt. Yıldırım ve Şimşek, 2005, 306). Sagor (2000), eylem araştırmalarının, öğretmenin öğretme etkinliklerini geliştirdiğini dolayısıyla da öğrencilerin gelişimine büyük katkıda bulunduğunu ifade etmektedir. Hopkins (1993) ise eylem araştırmalarının, kendi uygulama süreçlerindeki sorunların varlığını algılayan ve bu sorunların çözümüne yönelik Cilt 1 Sayı 2 (2013) 65-89 81 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com adımlar atmak isteyen öğretmenler için uygun olduğunu belirtmektedir (Akt. Yıldırım ve Şimşek, 2005, 306). Yerel uygulayıcılar, gerek araştırmanın tasarımında gerekse araştırmanın yapılışında belli başlı rollere sahiptirler. Eylem araştırmaları süreci, diğer araştırma yöntemlerindeki ilkeleri takip eder (Burke & Christensen, 2004, 10-11). Bu araştırmanın diğer araştırmalardan en büyük farkı diğer araştırmalar genellikle bir akademisyen tarafından yapılırken bu araştırma öğretmenler, yöneticiler, danışmalar, koçlar ve diğer eğitim çalışanları tarafından gerçekleştirilir (Rossman & Marshall, 2006, 165). Araştırmacılar bazen başa çıkamadıkları önemli sorunlar için üniversitelerden danışmalık alabilirler (Burke & Christensen, 2004, 1011). Eylem araştırmaları, öğretmenlere araştırma yöntemleri ve uygulamaları konusunda bilgi ve yeti kazanma olanağı vermenin yanı sıra, değişim olanakları ve seçenekleri konusunda daha bilinçli olmalarını sağlar. Eylem araştırmasına katılan öğretmenler kendi uygulamaları konusunda daha eleştirel ve titiz olabilmektedir. Eylem araştırmasında çalışan öğretmenler kendi yöntemlerine, algılarına ve anlayışlarına ve öğretme süreçlerine olan bütün yaklaşımlara daha dikkatli eğilebilmektedir (Köklü, 2001, 36-38). Eylem araştırması, sonu olmayan bir süreçtir çünkü birçok araştırma tek bir araştırma sonunda tam olarak çözüme kavuşmamaktadır. Birçok eğitim bölgesinde, özellikle okulların sorunlarına çözüm getirmek amacıyla araştırmalar yapan birimler vardır. Ayrıca, birçok öğretmen ve yönetici, problemlerin çözümü için gerek şu an gerekse geçmişte karşılaştıkları sorunlar hakkında veri toplamaktadırlar. Eylem araştırması, bireyde, yaşam boyu bireysel ve örgütsel öğrenmeye ilişkin bir adanma ve araştırmanın bilgilendirilmiş eylemlere öncülük ettiği inancını gerektirir. Eylem araştırmaları yerel problemlerin çözümüne odaklanmış olsa da sonuçlar bazen yerel, bölgesel ve ulusal konferanslarda sunulabilir, bülten ve dergilerde yayınlanabilir. Araştırma sonuçları, eğitim araştırması yapan diğer topluluklarla paylaşılırsa sonuçlar yerel uygulamaların gelişimine destek olmak üzere genel eğitim bilgisi literatürüne eklenebilir (Burke & Christensen, 2004, 10-11). Geleneksel olarak öğretmenlerin çoğu araştırma yapmaktan kaçınmakta ya da yapılan başka araştırmaların sonuçlarını kendi sınıflarında uygulamaya çalışmaktadırlar. Ancak araştırma koşulları aynı olmadığından sonuçların uygulamasında güçlüklerle Adem BEYHAN 82 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com karşılaşmaktadırlar. Oysa www.joucer.com öğretmenler, eylem araştırmasının kendilerine sunduğu yaklaşımla, kendi öğretim süreçlerine eleştirel bir gözle bakabilir, bu süreçle ilgili araştırma sorularını belirleyebilir, araştırmaya ilişkin veriler toplayabilir, bunları analiz edip kendilerini geliştirmeye yönelik adım atabilirler (Yıldırım ve Şimşek, 2009, 306). Tartışma ve Sonuç Tarihsel süreç içinde ele alındığında eylem araştırmalarının 1940’lı yıllarda Kurt Lewin’in çalışmalarıyla ortaya çıktığı, özellikle 1980’li yıllardan sonra birçok gelişmiş ülkede kullanıldığı ve bu konuda birçok yayın ve çalışma yapıldığı görülmektedir. Ülkemizde ise bu alana ilginin çok yeni olduğu yapılmış çalışma ve yayınların azlığından anlaşılmaktadır. Ancak yapılan çalışmaların eskiye oranla hızla arttığı görülmekle birlikte bu çalışmaların çoğunluğu akademisyenler tarafından gerçekleştirildiği söylenebilir. Diğer bir ifadeyle akademisyenler okullarda uygulayıcı konumunda olan öğretmen ve yöneticilere göre konuya daha fazla ilgi göstermektedir. Eylem araştırması çalışmalarının azlığının sebepleri araştırmacıların mesleki kimliğine göre farklılık gösterdiği söylenebilir. Araştırmasının çok uzun zaman alması, geç sonuçlanması veya hiç sonuçlanmaması, sonuçlarının genellenememesi gibi eylem araştırmasının doğal özellikleri kısa zamanda yayın yapma kaygısı taşıyan akademisyenler için pek cazip olmayabilir. Ayrıca akademisyen ile uygulayıcılar arasındaki kopukluk uzun süreli bir işbirliği gerektiren eylem araştırmasının yapılmasının önündeki bir diğer engel olarak görülebilir. Yıldırım ve Şimşek’e (2009, 306) göre öğretmenler geleneksel olarak araştırma yapmaktan kaçınmaktadırlar. Bu durum araştırma eğitimi eksikliğinden kaynaklanıyor olabilir. Karasar’a (2005) göre araştırma eğitimi; herkesin (herhangi bir birey, her düzeydeki yönetici ve uygulayıcılar, her düzeydeki bilim insanları) değişen ölçülerde, ihtiyaç duyduğu bir alanda araştırma yapabilme becerisi ve kültürünün kazandırılmaya çalışıldığı eğitimdir. Araştırma eğitimi, Türk Milli Eğitim sisteminde içerik, yöntem ve düzey bakımından yeterli değildir. Araştırma, genellikle lisans ve lisansüstü, özellikle de lisansüstü eğitimin temel işlevleri arasında kabul edilmektedir. Cilt 1 Sayı 2 (2013) 65-89 83 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Bu kanının bu gün bile geçerli olduğunu söylemek mümkündür. Karasar’a (2005) göre araştırma eğitiminin lisans ve lisansüstü düzeyde olması, ileri yaşlarda tutum ve davranış geliştirmesinin güçlüğü ve toplumun çok az kesiminin bu seviyede eğitim alabilmesi gibi sakıncaları taşımaktadır. Diğer taraftan, yeterli düzeyde lisans eğitiminde araştırma eğitimi almayan/alamayan öğretmenlerin veya diğer uygulayıcıların kendi çalışma alanlarında araştırma yapmalarını ve öğrencilerine araştırma eğitimi vermelerini beklemek pek akılcı görünmemektedir. Eylem araştırmaları, bir olaya, kuruma veya kişilere özgü sorunları ele almaktadır. Günümüz eğitim kurumlarında öğretmenlerin yönetime katılmaması, öğrenci okul terkleri, devamsızlık (öğrenci/öğretmen), akran zorbalığı vb. konularda genel veya okula, sınıfa, öğretmene özel nitelikte olabilecek sorunlarla karşılaşılmaktadır. Bu sorunlara çözüm üretebilmek için öğretmenlere ve diğer uygulayıcılara genelde araştırma özelde ise eylem araştırması kültürü kazandırılması gerekmektedir. Eylem araştırmaları başta öğretmenler olmak üzere birçok eğitim çalışanının mesleğinde kendini tanıma ve geliştirme açısından oldukça önemlidir. Çünkü eylem araştırması sayesinde öğretmen kendine eleştirel gözle bakabilir, kendi durumunu saptayabilir, işbirliğinde bulunabilir, yeni teknikler geliştirip sorunlarına çözüm getirebilir, kendini geliştirebilir ve öğrencileriyle arasındaki diyalogu geliştirebilir. Ayrıca deneyimlerini diğer öğretmenlerle paylaşarak benzer sorunları yaşayanlara yardımcı olabilirler. Belki de eylem araştırmaları, en önemli katkıyı öğretmenden çok, başta öğrenciye ve topluma yaptığı söylenebilir. Çünkü sürekli kendini yenileyen ve gelişmeleri takip eden bir öğretmenin yapacağı öğretim ve yetiştireceği nesil geleneksel yöntemleri kullanan öğretmenlere göre farklı olacaktır. Olumlu yönde olan bu farklılık daha iyi bir neslin yetişmesine dolayısıyla daha nitelikli bir toplumun oluşmasına katkıda bulunacaktır. Bu yüzden eylem araştırmaları, öğretmene, öğrenciye ve topluma olan katkısından dolayı desteklenmelidir. Bu tür araştırmaları yapmaları için eğitim çalışanları özendirilmeli, maddi destek sağlanmalı ve yapılan araştırmaların sayısı artırılmalıdır. Adem BEYHAN 84 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Kaynaklar Acker, M. & Miller, C. (2002). An ıntegrative model of action learning and action research: The Alchemy of Learning Organizations. New Orleans: Bu çalışma “American Educational Research Conference”da sunulmuştur. Erişim Tarihi: 01Mayıs 2010, http://www.leadership.fau.edu/facultyhomepages/AERA.pdf Aydın, İ. (2005). Öğretimde denetim: durum saptama, değerlendirme ve geliştirme. Ankara: PegemA Yayıncılık. Burke J. & Christensen, L. (2004). Educational research quantitative, qualitative and mixed approaches. (2. edition). USA: Pearson Education, Inc. Borg, W. R. (1987). Applying educational research: a practical guide for teachers. New York: Longman, Inc. Büyüköztürk, Ş. Çakmak, E.K., Akgün, Ö.E., Karadeniz, Ş. ve Demirel, F. (2009). Bilimsel araştırma yöntemleri. Ankara: PegemA Yayıncılık. Campbell, A. & Groundwater-Smith, S. (2007). An ethical approach to practitioner research: dealing with ıssues and dilemmas in action research. USA: Routledge, Taylor & Francis Group. Cohen, L., & Manion L. (1996). Research methods in education. (4. edition). NewYork: Routledge. Cummings, T. G. & Worley, C. G. (1997). Organization development & change. (6.th edition). Cincinnati: South-Western College Publishing. Ekiz, D. (2009). Bilimsel araştırma yöntemleri. Ankara: Anı yayıncılık. Ferrance, E. (2000). Action research: themes in education. USA: Northeast and Islands Regional Educational Laboratory at Brown University. Greenwood J. D. & Levin, M. (2007). Introduction to action research: social research for social change. (2. edition). USA: Sage Publications. Glanz, J. (1999). A primer on action research for the school administrator, The Clearing House: A Journal of Educational Strategies, Issues and Ideas, 72, (5), 301-304. Erişim Tarihi: 19 Şubat 2012, http://www.tandfonline.com/loi/vtch20 Karasar, N. (2005). Bilimsel araştırma yöntemi. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım. Kemmis, S. (1988). Action research. in J. P. Keeves (Ed.). Educational Research, Methodology, and Measurement: An International Handbook (p.177-190). Oxford: Pergamon, Erişim Tarihi: 01 Ocak 2012, http://www.google.com/books?hl=tr&lr=&id=OwWlv3MPnL8C&oi=fnd&pg=PA167&dq =kemmis,+1988&ots=fe0NGsbFpT&sig=1P6yY3vmZUMfxgGlUXPG4_sevk#v=onepage& q=kemmis%2C%201988&f=false Köklü, N. (1993). Eylem araştırması. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 26(2), 357-366. Cilt 1 Sayı 2 (2013) 65-89 85 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Köklü, N. (2001). Eğitim eylem araştırması – öğretmen araştırması. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 34(1-2), 35-43. Kuzu, A. (2009). Öğretmen yetiştirme ve mesleki gelişimde eylem araştırması. Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2(6), 425-433. Masters, J. (1995). The history of action research. Action Research Electronic Reader. Erişim Tarihi: 20 Nisan 2010, http://www.behs.cchs.usyd.edu.au/arow/Reader/rmasters.htm. Marshall, C. & Rossman, G. B. (2006). Designing qualitative research. (4th edition). USA: Sage Publications, Inc. McNiff, J. (2002). Action research for professional development concise advice for new action researches. Erişim Tarihi: 15 Nisan 2010, http://74.125.155.132/scholar?q=cache:Os511smluTIJ:scholar.google.com/+Action+Resear ch+for+Professional+Development+Concise+Advice+for+New+Action+Researches&hl=tr &as_sdt=2000 McNiff, J. & Whitehead, J. (2006). All you need about action research. UK: Sage Pub. McKernan, J. (1991). Curriculum Action Research: A Handbook of Methods and Resources for the Reflective Practitioner. (2. edition). London: Kogan Page Limited. Erişim Tarihi: 10 Nisan 2010,http://www.google.com/books?hl=tr&lr=&id=_oTDcLyj9pUC&oi=fnd&pg=PR6&dq =mckernan,+1991&ots=MPrpDQdBA3&sig=O1bVm0XFe6_0pj1XmADwU4O15Xs#v=one page&q&f=false. Miller, M. B.; Greenwood, D. & Maguire, P. (2003). Why action research? Sage Publication, Action Research, 1(1), 9-28. Norton, L.S. (2009). Action research in teaching and learning: a practical guide to conducting pedagogical research in universities. (1. edition). New York: Routledge O’Brien, R. (2001). An overview of the methodological approach of action research. R. Richardson (Editör). Theory and Practice of Action Research. Erişim Tarihi: 20 Nisan 2010, http://www.web.net/~robrien/papers/arfinal.html. Reason, P. (2001). Learning and change through action research. J. Henry (Editör). Creative Management. London: Sage. Publications. Sagor, R. (2000). Guiding school improvement with action research. USA: Association for Supervision and Curriculum Development. Swann, C. (2002). Action research and the practice of design. Massachusetts Institute of Technology Design Issues, 18(1), 49-61. Thorne, C. & Qiang, W. (1996). Action research in language teacher education. English Language Teaching Journal, 50(3), 254-262. Tomal, D. R. (2003). Action research for educators. Usa: The Scarecrow Press, Inc. Adem BEYHAN 86 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Uzuner, Y. (2005). Baş Makale: Özel eğitimden örneklerle eylem araştırmaları. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Özel Eğitim Dergisi, 6(2), 1-12. Wiersma, W. (2009). Research methods in education: an introduction. (9. edition). USA: Pearson Education, Inc. Yıdırım, A. ve Şimşek, H. (2008). Sosyal bilimlerde nitel araştırma yöntemleri. (7. Baskı). Ankara: Seçkin Yayıncılık. Zuber-Skerritt, O. (2001). Action learning and action research: paradigm, praxis and programs. S. Sankara, B. Dick, ve R. Passfield (Editör). Effective Change Management through Action Research and Action Learning: Concepts, Perspectives, Processes and Applications. Lismore: Australia Southern Cross University Press, s. 1-20. Cilt 1 Sayı 2 (2013) 65-89 87 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Extended Summary Action Research in Educational Organizations Adem BEYHAN Introduction One of research methods which education professionals (teacher, manager/administrator, specialist, etc.) can use to find solutions to unique problems for their own situations and provide professional development is action research. It is a type of research which participants try to define and solve their own problems and improve situation and is done with other employees together within scientific research processes. Action research is accepted as one of the qualitative research methods but it is possible to use both qualitative and quantitative data collection techniques. It is a specific research method, with the reasons such as focusing on solving the problems encountered in everyday life, the implementation small groups and the one who suffers from the problem can be researcher. It also can be used by many education professionals, particularly teachers. The purpose of this conceptual and theoretical study is to examine facilities, types, validity and reliability, historical developments and implementation in educational organizations of action research method depending on literature survey. Action research is used as a tool for school based program developing, professional development, system planning, restructuring of a school and making an evaluation. The most important goal of this type of research in educational filed is to understand the emerging facts in educational world and to try to improve by changing them systematically. Role of the researcher is to determine or explain the problem as accurate as possible. Here the aim is not to create generalizable laws for multiple cases, conversely to improve and change the case affected by results or solutions. Action research consists of six steps which are respectively stating problem, collecting data, analyzing data, action planning, evaluating results, next action planning. Adem BEYHAN This type 88 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com research is generally applied on an accessible small population such as one of the subjects taught in a school. The results are mostly not generalized therefore it is not an obligatory to work on a large population and to determine a random sampling. In action researches, it is not easy to stand neutral to the problem so it is quite important to get help from experts during planning the research, getting data, defining work group and carrying out the research to conduct the survey in properly. In action researches, internal validity ensures when multiple viewpoints are provided and it is often has low external validity as it is mostly implemented on a small and an intentional group. Researchers should pay attention to ethical guidelines when they do action research as it is carried out in real-life conditions, requires close and open relationship between participants. In action research, all ethical principles, seen in all other types of researches, such as honesty, privacy, responsibility and fair sharing should be considered too. It is extremely important that all participants know their rights in any research and the researcher always should be honest, realistic and fair. Action research helps teachers to gain knowledge and skill on research methods and practices and also it ensures teachers to be more conscious on exchanging opportunities and options. Teachers who conduct an action research can be more critical and rigorous on their practices and also they can make better evaluations about their own methods, perceptions and understanding and all approaches to the teaching process. Action research is crucial for all educational employees especially for teachers in terms of self-knowledge and self-improvement. Because, through action research, teachers can look at themselves critically, define their own situation, cooperate with others, d themselves, develop new techniques and find solutions for their problems, set up a healthy dialogue with their students. Also they can help other teaches who have similar problems by sharing their experiences with other teachers. Probably it can be said that action researches contribute especially students and society more than teachers. Because teaching methods and students of a teacher who follows improvements and renews himself will be totally different than those who use traditional methods. It is obvious that this positive difference will contribute to raise better generations and consequently to form more qualified society. Cilt 1 Sayı 2 (2013) 65-89 89 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Türkiye’de Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu ile İlgili Çalışmaların Yürütüldüğü Lisansüstü Tezlerin İncelenmesi Research Attention Deficit and Hyperactivity Disorder on Graduate Thesis and Dissertation in Turkey Tüba KÜÇÜK DOĞAROĞLU1 Öz Abstract Alan yazında Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite bozukluğunun araştırıldığı birçok çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmaların bir kısmını lisansüstü tezler oluşturmaktadır, ancak bu tezlerin ayrıntılı incelendiği bir çalışma bulunmamaktadır. Bu nedenle bu çalışmada Türkiye’de 2000–2012 yılları arasında yürütülen lisansüstü tezler incelenmiştir. Yapılan çalışmada toplam 12 teze ulaşılmıştır. Tezler amaç, yöntem, katılımcılar, veri toplama araçları ve bulgular açısından incelenmiştir. Çalışmanın bulguları yüksek lisans ve doktora tezlerini olarak iki kısma ayrılmıştır. Doktora tezleri üç temel başlığa ayrılarak incelenmiştir. Bunlardan ilki; DEHB olan çocuklarla yapılmış çalışmalar, ikincisi; DEHB olan çocukların öğretmenleri ve aileleriyle yapılmış çalışmalar, son olarak ise; DEHB olan ve olmayan çocukların karşılaştırmalı olarak incelendiği çalışmalardır. Tüm çalışmalar kaynaştırma ortamında yapılabilecek uyarlamalar bağlamında tartışılmıştır. There are a lot of studies that Attention Deficit and Hyperactivity Disorder investigated in the literature. Some of these studies consist of graduate thesis, but there isn’t a study that a detailed examination of the thesis. Therefore graduated thesis and dissertations that researched in 2000 - 2011 were analyzed in this study. A total of 12 thesis were reached in the study. These thesis were examined for aim, method, participation, tools of data collections and findings. The study's findings as master's and doctoral thesis is divided into two parts. Doctoral thesis has been divided into three main headings. The first of these; studies conducted with children with ADHD, secondly, teachers and families of children with ADHD studies conducted; finally, the comparative examination of children with and without ADHD are studies. All of studies can be done adaptations of in inclusive environments has been discussed. Anahtar kelimeler: Dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu, lisansüstü tezler Keywords: Attention deficit, disorder, graduate theses. hyperactivity Giriş Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) çocuk ve ergen nüfusu içinde sıklıkla karşılaşılan bozukluklar arasında yer almaktadır. DEHB genel olarak gelişimsel döneme uygun olmayan dikkat, aşırı hareketlilik ve dürtüsel davranış problemleri olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımlamada yer alan belirtilerin 7 yaşından önce ortaya çıkmış 1 Öğr.Gör., İzmir Üniversitesi, Meslek Yüksek Okulu, Çocuk Gelişimi Bölümü, İzmir, [email protected] Tüba KÜÇÜK DOĞAROĞLU 90 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com olması, son 6 aydır yaygın olarak görülmesi ve ev ve okul gibi iki ayrı ortamda bu belirtilere rastlanması gerektiği belirtilmektedir. Sayılan gelişimsel döneme uygun olmayan dikkat, aşırı hareketlilik ve dürtüsel davranış problemleri gibi özelliklerin gelişimsel gerilik, zihinsel bozukluk veya fiziksel yetersizlikten ‘kaynaklanmaması’ gerektiği de özellikle vurgulanmaktadır (APA, American Psychological Association / Amerikan Psikoloji Birliği, 2000). DSM – IV (The Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders / Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı) tanı ölçütleri doğrultusunda DEHB’ nun; dikkat eksikliğinin baskın olduğu tip, hareketlilik ve dürtüselliğin baskın olduğu tip ve birleşik tip olmak üzere üç temel tipten oluştuğu belirtilmektedir (APA, 2000). DEHB’ nun 20. yüzyılın başından bu yana tarihsel gelişimi incelendiğinde araştırmacıların konuya yoğun ilgi gösterdikleri görülmektedir. Gerek eğitim ve sosyal bilimler alanından gerekse tıp alanından uzmanlar konuyu farklı boyutlarından ele alarak araştırmışlardır. Bu ilginin DEHB’ nun toplumda görülme oranı ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. Okul çağı çocuklarında DEHB’ nun % 3 – 7 (APA, 2000) oranında ve erkek çocuklarda kızlardan dört kat daha fazla görüldüğü vurgulanmaktadır (Semerci ve Turgay, 2008). Buna ek olarak Türkiye’ de yapılmış farklı çalışmalarda bu oranın % 6,5 (Motavallı, 1994) ve % 8,6 (Şenol ve Şener, 1998) olduğu ifade edilmektedir. Ülkemizde yapılan farklı bir çalışmada DEHB sebebiyle çocuk psikiyatri servislerine başvuruların 7. sırada yer aldığı, okul dönemi çocuklarının % 3 - 6’ sında DEHB’ na rastlandığı ve DEHB’ nun yurt dışında yapılan çalışmalarla benzer olarak erkek çocuklarda kız çocuklara göre daha yaygın görüldüğü ifade edilmektedir (Şenol ve İşeri, 2004). Türkiye’ de DEHB ile ilgili alan yazın incelendiğinde psikoloji ve özel eğitim gibi farklı alanlardan uzmanların çalışmalarına rastlanmaktadır (Aktaş, 2006; Almacıoğlu, 2007; Alpanda, 2010; Arslanoğlu, 2008; Bahçıvan Saydam, 2007; Baş Yılmaz, 2009; Bozbey Akalın, 2005; Kanay, 2006; Küçük Doğaroğlu, 2012; Sancak, 2006; Sergün Türe, 2010; Uskan, 2011). DEHB’ nun ele alındığı çalışmalardan bazıları da lisansüstü tezlerdir. Gül ve Diken’e (2009) göre tez çalışmaları uygulama, öğretim süreci, yöntem, veri toplama araçları, yurt içinde ve dışında yürütülen program ve çalışmalar gibi birçok konuda geniş, kapsamlı ve güvenilir bilgilere ulaşılmasını sağlayan en önemli kaynaklardır. Türkiye’de DEHB’ nun belirlenmesi, yaygınlığı, DEHB’ nda görülen davranışsal özellikler, DEHB’ na eşlik edebilecek olan diğer bozukluk grupları, DEHB olan çocukların benlik algıları, DEHB tanısı almış çocukları / Cilt 1 Sayı 2 (2013) 90-112 91 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com öğrencileri olan ailelerin ve öğretmenlerin sorunları gibi pek çok konuda yürütülmüş tezler bulunmaktadır (Aktaş, 2006; Almacıoğlu, 2007; Alpanda, 2010; Arslanoğlu, 2008; Bahçıvan Saydam, 2007; Baş Yılmaz, 2009; Bozbey Akalın, 2005; Kanay, 2006; Küçük Doğaroğlu, 2012; Sancak, 2006; Sergün Türe, 2010; Uskan, 2011). Alan yazın incelendiğinde konu ile ilgili yürütülen bu tezler ile birlikte farklı çalışmalara da rastlanmaktadır. Yapılan çalışmalara bakıldığında tezlerde ele alınan konularla benzer olan çalışmalarla birlikte farklı çalışmaların da bulunduğu görülmektedir. Bu çalışmaların birinde ailelerin ve bazen de eğitimcilerin çocukları kolaylıkla hareketli ve dikkatsiz olarak etiketleyebildiklerini ifade edilmektedir (Fettahoğlu ve Özatalay, 2006). Bunun nedeni olarak DEHB’ nun toplumda yaygın olarak görülmesi ile birlikte medyada da sıklıkla yer alması düşünülmektedir. Bu nedenle son dönemde yapılan çalışmalar da bu yönde şekillenmiştir. Aileler genellikle ya kendiliklerinden ya da öğretmenlerin yönlendirmeleriyle çocuklarının hareketlilik ve dikkatsizlik davranışları nedeniyle çocuk ve ergen ruh sağlığı uzmanları ile görüşmektedirler. Aileler veya öğretmenler bu görüşmeler sonrasında yaşa uygun olmayan hareketlilik ve dikkatsizlik davranışlarının verilen ilaçlar ile önlenebileceğini beklemektedirler. Ancak ilaç desteği ile geçen sürede ailelere ve öğretmenlere önemli görevler düşmektedir (Öner, Öner ve Aysev, 2003). Klein ve arkadaşlarının (2003) DEHB tanısı almış 103 çocuk ile yaptıkları çalışmaları bu bilgiyi destekler niteliktedir. Sözü geçen çalışmada çocukların bir kısmına yalnızca ilaç tedavisi uygulanmış bir kısmına ise ilaç tedavisi ile birlikte ev ve okul ortamlarını da kapsayan çok yönlü bir program uygulanmıştır. İki yıl süren bu çalışma sonrasında ilaç tedavisi ile birlikte bulundukları çevrede ek uyarlamalar yapılan çocukların diğer gruba göre istendik davranışları daha fazla sergiledikleri görülmüştür. Bu nedenle DEHB tanısı almış çocuğu olan ailelerinin çocuklarının sergiledikleri davranış özelliklerine ilişkin nelere dikkat etmeleri gerektiği, ev ortamında ne gibi düzenlemeler yapacaklarını bilmeleri önemlidir. Benzer şekilde öğretmenlerin de sınıf ortamlarında aşırı hareketlilik ve dikkat eksikliği gösteren çocukların bu özelliklere bağlı olarak sınıf kurallarına uymada güçlük yaşamaları, hareketlilik ve dikkatsizlikten kaynaklı hatalar yapmaları ve oyun veya çeşitli grup etkinliklerinde problem yaşamaları gibi durumlarla karşılaştıklarında öncelikli olarak sınıf ve okul ortamında çocukların özelliklerine yönelik uyarlamalar yaparak ortaya çıkan problemleri bu yolla önlemeye ilişkin bilgileri edinmeleri önemlidir. Öğretmenlerin sınıf ve okul ortamında gerek öğretimsel süreçlerde gerekse sınıf yönetimine ilişkin yapacakları uyarlamalarla DEHB tanısı Tüba KÜÇÜK DOĞAROĞLU 92 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com almış olan çocukların hem akranları ile daha uyumlu olmalarının sağlanacağı hem de akademik başarılarının olumlu yönde etkileneceği düşünülmektedir. Alan yazın incelendiğinde sınıf ve okul ortamında yapılmasının yararlı olacağı düşünülen bu uyarlamalar kaynaştırma ortamlarında yürütülen araştırmalarda sıklıkla yer almaktadır (Mc Donnell, Thorson &McQuivery, 1998; Kış, 2007; Turanlı, 1999). Bu çalışmada DEHB’nun Türkiye’de yürütülen lisansüstü tezlerde incelenmesi amaçlanmıştır. Yapılan araştırma sonucunda ulaşılan çalışmalar incelendiğinde DEHB tanısı olan öğrencilere yönelik öğretimsel uyarlamaların yapıldığı çalışmalara rastlanmadığı görülmüştür. Bu nedenle bu çalışma bağlamında kaynaştırma öğrencisi olan DEHB tanılı öğrencilere (Özel Eğitim Yönetmeliği, 2000) yönelik sınıf ortamında yapılması gereken uyarlamalara dikkat çekilmesi amaçlanmıştır. Çalışmaya başlamadan önce daha önce bu amaçla yapılmış farklı çalışmalar araştırılmış ancak DEHB ile ilgili yapılmış tezlerin ayrıntılı olarak incelendiği herhangi bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu anlamda alanda konu ile ilgili yürütülen bu tezlere ilişkin bilgilerin bir arada verilmesinin alanla ilgilenen uzmanların, çalışanların, öğrencilerin ve diğer kişilerin bu konu ile ilgili gerekli bilgilere ulaşmalarında fayda sağlayacağı düşünülmektedir. Bunun yanı sıra bu çalışma ile DEHB’ na yönelik çalışmalar planlayacak araştırmacılara, son yıllarda konu ile ilgili neler çalışıldığı, farklı alandan kişilerin DEHB’ nu hangi boyutta ele aldığı, bu çalışmalarda veri toplama aşamasında kullanılan araçların neler olduğu, çalışmaların devamında ek olarak hangi konular üzerinde araştırmalar yapılmasına ihtiyaç duyulduğu gibi konulara da ışık tutacağı düşünülmektedir. Araştırma soruları 1- Türkiye’ de 2000 – 2012 yılları arasında yürütülen lisansüstü tezlerde DEHB hangi boyutlarıyla incelenmiştir? 2- DEHB tanısı almış çocukların kaynaştırma ortamlarına katılmaları ve bu konuda yapılması gereken uyarlamalara ilişkin yürütülen lisansüstü tezler bulunmakta mıdır? Yöntem Cilt 1 Sayı 2 (2013) 90-112 93 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Bu çalışma kapsamında 2000 – 2012 yılları arasında Türkiye’ de yapılan yüksek lisans ve doktora tezleri incelenmiştir. Çeşitli türlerdeki tezlere Yüksek Öğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi taramasıyla erişimine izin verilen tezler arasından ulaşılmıştır. Tarama yapılırken “dikkat eksikliği”, “hiperkativite”, “dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu”, “kaynaştırma”, “davranış problemi”, “özel eğitim”, “karşıt gelme/olma bozukluğu”, “öğrenme güçlüğü”, “akademik başarı” ve “sosyal beceriler” gibi anahtar sözcükler kullanılmıştır. Ulaşılan tezlerin seçilmesinde; a) tezin DEHB ile ilgili olması, b) tezlerde yer alan çalışma grubunun 6 – 18 yaşlar arasında olması, c) tezlerin yüksek lisans ve doktora tezlerinden oluşması, d) tezlerin eğitim bilimleri ve sosyal bilimler enstitülerinde yürütülmüş olması, e) tezlerin 2000 ve 2012 yılları arasında yürütülmüş olması özelliklerine dikkat edilmiştir. Sonuç olarak sayılan özellikleri içeren 13 tane lisansüstü tez çalışmasına (12 yüksek lisans, 1 doktora tezi) ulaşılmıştır. Tezlerin seçiminde belirlenen özelliklerinden biri, çalışma grubunun 6 – 18 yaşlar arasında olmasıdır. Bu özelliğin belirlenmesindeki neden DEHB’ na yönelik davranışların okul öncesi dönemde görülmekle birlikte DEHB tanısının genellikle 7 yaş civarında konulmasıdır. Bununla birlikte 18 yaş üzerindeki bireyler yetişkin olarak değerlendirildiklerinden kapsam dışında bırakılmıştır. Tezlerin seçiminde belirlenen bir diğer özellik ise “tezlerin eğitim bilimleri ve sosyal bilimler enstitülerinde yürütülmüş olması” olarak belirlenmiştir. DEHB’ na ilişkin tez taraması yapılırken sağlık bilimleri enstitülerinde yürütülmüş oldukça çok sayıda teze ulaşılmıştır, ancak bu tezler incelendiğinde DEHB tedavisinde kullanılan ilaçlar ve bu ilaçların DEHB davranışları üzerindeki etkileri, DEHB tedavisi ile birlikte seyreden farklı hastalıklar gibi tıbbi alana ilişkin bilgilerin yer aldığı görülmüştür. Bu çalışmada ise eğitim ve sosyal bilimler alanında çalışan ve DEHB ile ilgilenen kişilerin yararlanması amaçlanmıştır. Bu sebeple sağlık bilimleri enstitülerinde yürütülen tezlerin çalışma dışında tutulmasına karar verilmiştir. Son olarak belirlenen diğer bir özellik ise çalışmaların 2000 – 2012 yılları arasında olmasıdır. Bu özellik ile son yıllar içinde yapılan çalışmalar aracılığı ile konuya ilişkin güncel bilgilere ulaşılması hedeflenmiştir. Bulgular Tüba KÜÇÜK DOĞAROĞLU 94 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Bu araştırma kapsamında eğitim (3 yüksek lisans tezi) ve sosyal bilimler (8 yüksek lisans ve 1 doktora tezi) enstitülerinden toplam 11 yüksek lisans ve 1 doktora tezi incelenmiştir. Tablo 1: Araştırma Kapsamında İncelenen Tezler Kaynak Türü Yapılan Enstitü Bozbey Akalın, 2005 YL Sosyal Bilimler Ens. Aktaş, 2006 YL Sosyal Bilimler Ens. Kanay, 2006 YL Eğitim Bilimleri Ens. Sancak, 2006 YL Sosyal Bilimler Ens. Almacıoğlu, 2007 YL Sosyal Bilimler Ens. Bahçıvan Saydam, 2007 DR Sosyal Bilimler Ens. Arslanoğlu, 2008 YL Sosyal Bilimler Ens. Baş Yılmaz, 2009 YL Eğitim Bilimleri Ens. Alpanda, 2010 YL Sosyal Bililmler Ens. Sergün Türe, 2010 YL Sosyal Bilimler Ens. Uskan, 2011 YL Sosyal Bilimler Ens. Küçük Doğaroğlu, 2012 YL Eğitim Bilimleri Ens. Araştırmalardan eğitim bilimleri enstitülerinde tamamlanmış olan çalışmalara bakıldığında; ilkinde DEHB olan ve olmayan çocuklarda uyumsal davranışların, akademik başarının ve benlik algısının karşılaştırmalı olarak incelendiği (Kanay, 2006) görülmüştür. Diğer çalışmada DEHB olan bir öğrencinin teneffüs saatlerindeki iletişim davranışları değerlendirilmiştir (Baş Yılmaz, 2009). Eğitim bilimleri enstitülerinden birinde yürütülen bir başka çalışmada ise çocukların aileleri tarafından DEHB ve DEHB’ na eşlik edebilecek eş tanıların değerlendirilmesine olanak sağlayan bir ölçek uyarlama çalışması ve buna ek olarak DEHB’ nun yaş ve cinsiyet değişkenine göre değerlendirildiği bir çalışmaya rastlanmıştır (Küçük Doğaroğlu, 2012). Sosyal bilimler alanında yürütülen lisansüstü tezler araştırmaların çalışma grubuna göre gruplandırılarak incelenmiştir. Bu gruplandırma sonrasında toplam üç grup Cilt 1 Sayı 2 (2013) 90-112 95 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com oluşturulmuştur. Oluşturulan gruplar; DEHB olan çocuklar, aileler – öğretmenler ve son olarak olarak DEHB olan – olmayan çocuklar belirlenmiştir. İlk grupta belirlenen araştırmaların çalışma grubunu DEHB olan çocuklar oluşturmaktadır. Bu özellikteki 2000 – 2012 yılları arasında yapılmış olan lisansüstü tezler incelendiğinde iki çalışmaya rastlanmıştır (Sancak, 2006; Uskan, 2011). Bu çalışmaların ilkinde DEHB tanısı almış çocuklara ilişkin DEHB’ nun kaygı bozukluğu ile olan ilişkisinin WISC-R (The Wechsler Intelligence Scale for Children – Revision / Wechsler Çocuklar İçin Zeka Ölçeği - Revizyon) performans alt testlerinden alınan puanlarla değerlendirilmiştir (Sancak, 2006). Diğer çalışmada ise dikkat eksikliği olan çocukların dikkat becerilerini geliştirmeye dayalı bir programın etkililiğinin araştırıldığı görülmüştür (Uskan, 2011). Çalışmaların dördü DEHB olan çocukların aileleri ve öğretmenleri ile yürütülmüş çalışmalar arasında bulunmaktadırlar (Almacıoğlu, 2007; Arslanoğlu, 2008; Bozbey Akalın, 2005; Sergün Türe, 2010). Çalışmaların ilkinde DEHB tanısı almış kardeşleri olan bireylerin sosyal beceri düzeyleri ve kardeş ilişkileri incelenmiştir (Bozbey Akalın, 2005). Bu alanda yapılmış bir başka çalışmada sınıf ve PDR (Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik) öğretmenlerinin DEHB olgusu hakkındaki bilgilerinin incelendiği görülmüştür (Almacıoğlu, 2007). Bir başka çalışmada DEHB olan erkek çocuğuna sahip ailelerin ve bu çocukların öğretmenlerinin çocukları sosyal beceri bakımından değerlendirmeleri ile çocukların kendi yaşam kaliteleri hakkındaki algıları arasındaki ilişki araştırılmıştır (Arslanoğlu, 2008). Son olarak aile tutumu ile DEHB olgularının benlik saygıları arasındaki ilişkinin incelendiği bir çalışmaya rastlanmıştır (Sergün Türe, 2010). Son grupta yer alan üç lisansüstü tezde ise DEHB olan ve olmayan grubun karşılaştırmalı olarak değerlendirildiği görülmüştür (Aktaş, 2006; Alpanda, 2010; Bahçıvan Saydam, 2007). Bu grupta ele alınan birinci çalışmada her iki grup zeka, bilişsel ve kişilik özellikleri bakımından karşılaştırılmıştır (Aktaş, 2006). İkincisinde planlama, çalışma belleği, bağlama uygun tepki geliştirebilme ve bir davranışın ortaya çıkmasına engel olan durumlar (inhibisyon) gibi yürütücü işlevlerin gruplar arasında değerlendirildiği görülmüştür (Bahçıvan Saydam, 2007). Son olarak yapılan diğer çalışmada ise görsel – mekansal işlevlerin değerlendirildiği görülmüştür (Alpanda, 2010). I.Eğitim Bilimleri Enstitülerinde Yürütülen Lisansüstü Tezler: Tüba KÜÇÜK DOĞAROĞLU 96 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Bu bölümde eğitim bilimleri enstitüsünde yürütülen lisansüstü tezler hakkında ayrıntılı bilgi verilmesi amaçlanmaktadır. Her bir çalışma amaç, yöntem, katılımcılar, veri toplama araçları ve bulgular bağlamında açıklanacaktır. Kanay’ın (2006) çalışmasında DEHB olan ve olmayan öğrencilerin uyumsal davranışları, akademik başarıları ve benlik kavramlarının karşılaştırmalı olarak incelenmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda yöntem olarak betimsel karşılaştırmalı araştırma modelinden yararlanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 9 – 13 yaşlarında DEHB’ si olan ve olmayan 45’er öğrenci, öğretmenleri ve aileleri oluşturmuştur. Çalışma incelendiğinde Piers –Harris Çocuklarda Öz-Kavram Ölçeği ve Çocuk ve Gençler İçin Davranış Değerlendirme Ölçeği Öğretmen Bilgi Formunun kullanıldığı görülmektedir. Araştırmanın bulguları incelendiğinde DEHB olmayan gruptaki öğrencilerin uyumsal davranışlar, akademik başarı ve benlik kavramları DEHB olan gruba göre daha yüksek düzeyde puanlar aldıkları ve her iki grup arasında anlamlı farklılık olduğu ve DEHB grubu içinde somatik problemlerde cinsiyetler arasında kızların lehine anlamlı farka rastlandığı açıklanmaktadır. Bunlara ek olarak akademik başarı ve saldırgan davranışlarda 9 – 11 yaş aralığındakilerin lehine anlamlı fark bulunduğu ve anne, baba ve öğretmen değerlendirmeleri arasında anlamlı ilişki olduğu vurgulanmaktadır. Baş Yılmaz’ın (2009) araştırmasında DEHB olan bir kaynaştırma öğrencisinin teneffüs saatlerindeki iletişim davranışların belirlenmesi amaçlanmıştır. DEHB olan 4.sınıf öğrencisi, annesi ve öğretmeninin çalışma grubunu oluşturduğu araştırmada gözleme dayalı vaka çalışması yöntemi kullanılmıştır. Veri toplama araçlarına bakıldığında yarı yapılandırılmış gözlem formu ve video kayıtlarından yararlanıldığı görülmektedir. Araştırma bulguları incelendiğinde DEHB tanılı öğrencinin kaynaştırma ortamında iletişimi başlattığı, ancak iletişimi sürdürmede problem yaşadığı ve bununla birlikte akran reddine maruz kaldığı açıklanmaktadır. Eğitim bilimleri enstitülerinde yürütülen lisansüstü tezlerden son olara Küçük Doğaroğlu’nun (2012) çalışması incelendiğinde Vanderbilt DEHB Aile Değerlendirme Ölçeği’nin Türkçe uyarlama çalışması yapıldığı görülmektedir. Çalışma kapsamında DEHB tanısı olan 9 – 12 yaşlarındaki 343 çocuğun annesine ulaşıldığı ve bu annelere demografik Cilt 1 Sayı 2 (2013) 90-112 97 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com bilgi formu ile Vanderbilt www.joucer.com DEHB Aile Değerlendirme Ölçeği’nin uygulandığı belirtilmektedir. Araştırmanın bulgularına bakıldığında ölçeğin Türkçe formunun dört faktörlü yapıdan oluştuğu belirtilmektedir. Alt ölçeklere bakıldığında; dikkatsizlik, hiperaktivite, karşıt olma / gelme ve davranım bozukluğu ile son olarak depresyon ve anksiyete bozukluğu alt ölçekleri görülmektedir. Tüm alt ölçeklerin güvenirliğinin yüksek derecede olduğu belirtilmektedir. Bunlara ek olarak yapılan çalışmanın orijinal çalışma ile uyumlu olduğu da açıklanmaktadır. II. Sosyal Bilimler Enstitülerinde Yürütülen Tezler: Bu bölümde sosyal bilimler enstitülerinde yürütülen tezler çalışma gruplarına göre A, B ve C olarak üç gruba ayrılarak incelenecektir. Her bir grupta yer alan çalışmalar amaç, yöntem, katılımcılar, veri toplama araçları ve bulgular bağlamında açıklanacaktır. A: Sosyal Bilimler Enstitülerinde DEHB’ si Olan Çocuklar ile Yürütülen Lisansüstü Tezler Bu gruba bakıldığında iki lisansüstü tez ile karşılaşılmaktadır. Çalışmalardan ilki Sancak (2006) tarafından yapılmıştır. Araştırmaya bakıldığında 6 – 11 yaşları arasında olup anksiyete ve DEHB tanısı almış olan 60 çocuğun yoğun anksiyeteye bağlı olarak ortaya çıkan dikkat dağınıklığının WISC-R performans alt testlerinden alınan puanlarla ortaya çıkarılmasının amaçlandığı görülmektedir. Bu amaçla tarama modeli yöntemi kullanılmıştır. Çalışmanın bulguları incelendiğinde anksiyete bozukluğu ve DEHB olan çocuklar karşılaştırıldığında WISC-R performans alt testlerinden aldıkları puanlarda istatistiksel olarak anlamlı farklılık olmadığı ve anksiyete bozukluğu ile DEHB olan çocuklar kontrol grubu ile karşılaştırıldığında WISC-R performans alt testlerinden parça birleştirme testi ile şifre testi ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olduğu görülmektedir. Çıkan sonuca göre kontrol grubunda bulunan çocukların testlerden daha yüksek puanlar aldıkları belirtilmektedir. Sonuç olarak anksiyete bozukluğu belirtileri çocukların değerlendirilmesi aşamasında kullanılan WISC-R’ ın performans alt testlerinin, DEHB bozukluğu olan çocuklarınkine benzer özelliklere sahip olduğu açıklanmaktadır. Uskan’ın (2011) araştırmasında ise; 8 – 10 yaş aralığında bulunan 60 çocuğun dikkat becerilerini geliştirmeye dayalı bir programın etkililiğinin ön test – son test deneysel modeli Tüba KÜÇÜK DOĞAROĞLU 98 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com sınanması amaçlanmıştır. Sonuçların elde edilmesinde Wechsler Çocuklar için Zeka Ölçegi (WÇZÖ-R), Bourdon Dikkat Testi (BDT) ve Aile ve Çocuk Yetiştirme Tutumu Ölçeği (PARI) kullanılmıştır. Bulgulara bakıldığında uygulanan oyun programı sonucunda, programı alan 8-10 yaş arasındaki dikkat eksikliği olan çocukların, programı almayan 8-10 yaş arasındaki dikkat eksikliği olan çocuklara göre, dikkat süreçlerinde olumlu yönde ilerlemelerin olduğu vurgulanmaktadır. Cinsiyet farkının ise istatistiksel olarak anlamlı bulunmadığı açıklanmaktadır. B: Sosyal Bilimler Enstitülerinde Aileler ve Öğretmenler ile Yürütülen Lisansüstü Tezler Bu grupta toplam dört çalışma bulunmaktadır. İlk olarak Bozbey Akalın’ın (2005) çalışmasına bakıldığında 10 – 16 yaşlar arasında kardeşi DEHB olan ve olmayan 60 çocuk ile Çocuklar ve Gençler için Davranış Değerlendirme Ölçeği ve Kardeş İlişkileri Anketi Görüşme Formu kullanılarak DEHB’ si olan çocukların abla ve ağabeylerinin sosyal beceri düzeyleri ve kardeş ilişkilerinin niteliği ile DEHB’ nin bu değişkenler üzerindeki etkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Yapılan bu çalışmanın yöntemine bakıldığında karşılaştırmalı betimle çalışması olarak ifade edildiği görülmektedir. Çalışmanın bulguları incelendiğinde; DEHB olan bir kardeşi olanların daha sık duygusal, davranışsal ve sosyal sorunlar yaşadıkları ve sosyal yeterlik düzeylerinin de karşılaştırma grubuna kıyasla daha düşük olduğu saptanmıştır. DEHB’ nin kardeş ilişkilerinin niteliğini olumsuz etkilediği ve DEHB olan bir kardeş olmadığında kardeş ilişkilerinin daha sıcak ve yakın olduğunun söylenebileceği belirtilmektedir. Bir başka çalışma olan Almacıoğlu’nun (2007) 454 sınıf ve 15 PDR öğretmeni ile yapılan çalışmasına bakıldığında, DEHB’ si olan öğrencilerin, sınıf ve psikolojik danışma ve rehberlik (PDR) öğretmenleri tarafından tanınma yeterliliklerinin belirlenmesinin amaçlandığı görülmektedir. Betimsel çalışma yöntemi ile desenlenen çalışmada araştırma kapsamında geliştirilen, araştırmanın katılımcı grubuna yönelik hazırlanan bir ölçeğin veri toplama aracı olarak kullanıldığı görülmektedir. Çalışma bulguları incelendiğinde; sınıf ve PDR öğretmenlerinin konuyla ilgili bilgilerinin ortalama düzeyde olup, aralarında anlamlı Cilt 1 Sayı 2 (2013) 90-112 99 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com bir fark bulunmadığı ve her iki gruptaki öğretmenlerin DEHB’ si olan çocukların özel eğitime ihtiyacı olduklarını belirttikleri ifade edilmektedir. Arslanoğlu’nun (2008) araştırmasında ise; betimsel araştırma yöntemi izlenerek 8 – 12 yaşlar arasında 45 tane DEHB’si olan erkek çocuğun sosyal becerileri ile algıladıkları yaşam kaliteleri arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın veri toplama araçlarına bakıldığında; Dikkat Eksikliği / Hiperaktivite Bozukluğu Yaşam Kalitesi Ölçeği ile Sosyal Beceri Derecelendirme Sistemi - Öğretmen ve Sosyal Beceri Derecelendirme Sistemi - Ebeveyn Formları’nın kullanıldığı görülmektedir. Araştırmacının bulgulara ilişkin belirttiklerine göre; DEHB’ si olan erkek çocukların sosyal beceri gelişimleri öğretmenleri tarafından düşük, anne babaları tarafından orta derece olarak algılanmıştır. Bununla birlikte çocukların da sosyal becerilerini anne-babaları gibi orta düzeyde algıladıkları belirtilmektedir. Çocukların yaşam kalitelerini ise evde ve okulda orta düzeyde algıladıkları ifade edilmektedir. Bu gruptaki son çalışma Sergün Türe (2010) tarafından yapılmıştır. Bu çalışmada 8 – 12 yaşları arasındaki DEHB tanısı almış 40 çocuk ve anneleri ile ilişkisel tarama modeli kullanılarak DEHB olgularının benlik saygıları ile anne tutumları arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığının incelenmesi amaçlanmıştır. Bu araştırma amacı ile Aile ve Çocuk Yetiştirme Tutumu Ölçeği, Coopesmith Benlik Saygısı Ölçeği ve Conners Ana - Baba Değerlendirme Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmanın bulgularına bakıldığında annelerin aşırı koruyucu tutumları, ev kadınlığını reddedişleri ve çatışmalı bir evlilik yaşamaları ile çocukların benlik saygıları arasında negatif yönlü anlamlı bir farka rastlandığı, demokratik tutumları ile benlik saygısı arasında ise pozitif yönlü anlamlı bir farka rastlandığı belirtilmektedir. C: Sosyal Bilimler Enstitülerinde DEHB’ si Olan ve Olmayan Çocuklar ile Yürütülen Lisansüstü Tezler: Tüba KÜÇÜK DOĞAROĞLU 100 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com DEHB’ si olan ve olmayan çocukların karşılaştırmalı olarak incelendiği bu grupta toplam üç çalışma yer almaktadır. Aktaş (2006) tarafından yapılan çalışmada 8 – 10 yaşlar arasında DEHB olan / olmayan çocukların zeka, bilişsel ve kişilik özelliklerinin karşılaştırmalı incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma yöntemin veri tarama türü olarak ifade edildiği görülmektedir. Bu bağlamda Wechsler Çocuklar için Zeka Ölçegi (WÇZÖ-R), Bender- Gestalt Görsel Motor Algılama Testi (BGGA), Çocuklar için Algı Testi (Ç.A.T.) ve Aritmetik + Şifre + Resim Düzenleme + Sözcük Dağarcığı (ACID) gibi veri toplama araçlarının kullanıldığı belirtilmektedir. Bulgular incelendiğinde WÇZÖ-R sonuçlarının gruplar arasında anlamlı bir farka sahip olmadığı ve BGGA, ÇAT, ACID sonuçlarının ise anlamlı düzeyde farklılaştığı açıklanmaktadır. Kardeş rekabetine bakıldığında anlamlı bir fark bulunmadığı ancak sevgi eksikliği, eşler arası uyum, kardeş ile geçinme, dayak uygulaması gibi özelliklerin gruplar arasında anlamlı derecede farklılaştığı görülmektedir. Bunlara ek olarak deney grubundaki çocukların tutarsız ana-baba tutumu görüldüğü belirtiliyor. Bu grupta yer alan ikinci çalışma Bahçıvan Saydam (2007) tarafından yapılmıştır. Çalışma incelendiğinde 111 DEHB’ si olan ve 36 DEHB’ si olmayan öğrenci ile yürütücü işlevlerin (planlama, çalışma belleği, ortama uygun tepki geliştirebilme, inhibisyon) değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu amaca yönelik kullanılan veri toplama araçları; Conner’s Ana Baba ve Öğretmen Değerlendirme Ölçeği, WISC-R Zeka Testi, Londra Kulesi Testi, Wisconsin Kart Esleme Testi, Stroop Testi, California Sözel Ögrenme Testi Çocuk Versiyonu, Sözel Akıcılık Testi, Sürekli Performans Testi, İşaretleme Testi ve Dur-Durma Testi’dir. Toplanan veriler doğrultusunda elde edilen bulgular; a) DEHB - Birleşik tip ve DEHB - Komorbid tanılı grupta yer alan çocukların yürütücü işlev fonksiyonlarının DEHB - Dikkatsiz tip ve Kontrol grubunda yer alan çocuklardan daha bozuk olduğu, b) bazı yürütücü işlev testlerinde, gruplar arasında anlamlı fark bulunmadığı, c) genel olarak DEHB - Birleşik tip tanılı çocukların test sırasında çok hızlı hareket edip, düşünmeksizin ani tepkilerde bulunduğu, d) tepkilerinin doğru olduğunu düşünüp, olumsuz geri bildirim aldıklarında, testin kuralları ile ilgili bir problem olduğunu düşünmüşleri şeklinde Cilt 1 Sayı 2 (2013) 90-112 101 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com sıralanmaktadır. Bu durumun onların davranışları hakkında iç görü geliştirmede problem yaşadıklarını gösterdiği ifade edilmektedir. Bu grupta yer alan son çalışma Alpanda’ya (2010) aittir. Alpanda (2010) çalışmasında, 7 – 15 yaşlar arasındaki DEHB tanısı almış 35 ve hiçbir tanısı olmayan 39 çocuk ile Benton Yüz Tanıma, Benton Çizgi Yönünü Belirleme Testi, Rey Osterrieth Kopyalama, Görsel İşitsel Sayı Dizileri B Formu, WISC-R Küplerle Desen alt testleri ve Sayı Dizisi Öğrenme Testi gibi araçları kullanarak DEHB tanısı almış çocuklarda görsel mekânsal işlevlerin incelenmesini amaçlamıştır. Araştırmanın yöntemine bakıldığında ilişkisel betimleme modeli kullanıldığının ifade edildiği görülmektedir. Tartışma ve Sonuç Bu çalışmada dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ile ilgili yapılan çalışmaların yürütülen lisansüstü tezlerde incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla 2000 – 2012 yılları arasında yürütülmüş yüksek lisans ve doktora tezleri amaçlar, yöntemler ve katılımcılar açısından incelenerek tartışılmıştır. Bulgular bölümünde yer alan bilgilere bakıldığında DEHB olguları ile bu olguların çevrelerinde yer alan kişilerin ilişkisel özelliklerinin incelendiği ve DEHB olguların uyumsal davranışlar, kişilik, zeka ve yürütücü işlevler gibi farklı özellikler bakımından tanımlanmaya çalışıldığı ile karşılaşılmaktadır. Bununla birlikte bir tane DEHB ve eşlik edecek tanılara ilişkin bir değerlendirme ölçeğinin uyarlama çalışmasına ve bir de dikkat becerilerinin arttırılmasına yönelik bir eğitim programının etkililiğinin araştırıldığı çalışmaya rastlanmıştır. Bu özellikleri ile yapılan çalışmalara bakıldığında DEHB özelliklerinin ve DEHB tanısı almış çocukların sosyal bağlamda ilişkisel düzeylerinin araştırıldığı çalışmaların çoğunlukta olduğu görülmektedir. Bununla birlikte DEHB olgularında dikkat gelişiminin arttırılmasına yönelik bir programın planlandığı bir çalışma bulunmaktadır (Uskan, 2011). Alan yazın incelendiğinde bu çalışmada yer alan son 12 yılda yapılan bu tez çalışmalarından başka DEHB tanısı almış çocukların özelliklerinin açıklandığı birçok çalışma ile karşılaşılmaktadır (Arı, 2006; Dolgun, 2003; Ergül, 2010; Frederick ve Olmi, 1994; İyisoy, 2006; Önal, 2007; Soykan Aysev ve Erdoğan, 2008; Wood & Lazari, 1997). Bu çalışmalarda DEHB’ na yönelik ifade edilen özelliklere bakıldığında, dikkat eksikliğinin baskın olduğu gruptaki çocukların içe dönük oldukları ve sık sık düşüncelere daldıkları (Ergül, 2010), Tüba KÜÇÜK DOĞAROĞLU 102 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com çevreden tembel ve isteksiz olarak tanımlandıkları (Wood & Lazari, 1997), hareketliliğin baskın olduğu tipte ise inatçı davranışlar sergiledikleri, sıklıkla öfke nöbeti geçirdikleri (Ergül, 2010), hareketlerinin niteliğinin bozucu ve amaçsız olabildiği (İyisoy, 2006), kişiler arası ilişkilerde akranlarından farklı özellikler gösterdikleri (Arı, 2006), sosyal becerilerinde problem yaşadıkları (Frederick & Olmi, 1994) ve birçoğunun arkadaşları tarafından reddedilmeye maruz kaldıkları, bu durumun ise özgüvenlerini olumsuz yönde etkilediği (Dolgun, 2003) gibi özellikler vurgulanmaktadır. Bu araştırmalarda DEHB’ nun tanımlanmasına ve değerlendirme sürecinde nelere dikkat edilmesi gerektiğine yönelik oldukça açıklayıcı bilgiler yer almaktadır. Alan yazında yer olan bu çalışmalar ile bu çalışmada incelenen lisansüstü tezler karşılaştırıldığında DEHB’ nun benzer boyutlarda incelendiği ve bu çalışmaların birbirini destekler nitelikte olduğu görülmektedir. Örneğin Bozbey Akalın’ın (2005) DEHB tanısı almış çocukların kardeş ilişkileri ve sosyal beceri düzeylerini araştırdığı çalışması ve Arslanoğlu’ nun (2008) DEHB tanılı çocukların sosyal becerileri ve yaşam kalitelerine ilişkin yaptığı araştırması ile yukarıda da belirtilen Frederick ve Olmi’ nin (1994) çalışmalarına bakıldığında her üç çalışmanın da sonucu olarak bu gruptaki çocukların sosyal becerileri ile ilgili problem yaşadıkları ifade edilmektedir. Yine Sergün Türe’ nin (2010) aile tutumlarına bağlı olarak bu gruptaki çocukların benlik saygılarını incelediği çalışmasında annelerin aşırı koruyucu tutumları, ev kadınlığını reddedişleri ve çatışmalı bir evlilik yaşamaları ile çocukların benlik saygıları arasında anlamlı bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Yine daha önce de belirtildiği gibi Dolgun’ un (2003) çalışmasında DEHB grubundaki çocukların çoğu kez akran reddi ile karşılaştıkları ve bu durumun onların özgüvenlerini etkilediği açıklanmaktadır. Her iki çalışma karşılaştırmalı olarak incelendiğinde farklı nedenlerle de olsa DEHB tanısı almış çocukların benzer şekilde etkilendikleri görülmektedir. Görüldüğü üzere bu çalışma kapsamında incelenen araştırmalar ile alan yazında yer alan çalışmalar arasında bir paralellik bulunmaktadır. Şüphesiz yapılan çalışmaların benzer amaçlarının ve sonuçlarının olması alana ilişkin elde edilen bilginin güvenirliliğini göstermektedir. Bu çalışmaların tamamına bakıldığında DEHB ile ilgili olarak kapsamlı bir bilgi elde edilmektedir. Ancak verilen bu bilgilerle birlikte DEHB olan bir çocuğa ilişkin sınıf içinde, okulda veya ev ortamında yapılabilecek eğitsel ve davranışsal uyarlamalara dair bilgi veren çalışmalara ihtiyaç olduğu düşünülmektedir. Bu grupta yer alan çocuklar ile okul Cilt 1 Sayı 2 (2013) 90-112 103 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com ortamında karşılaşan eğitimcilere sınıf ortamında yapacakları uyarlamalar için destek olabilecek özellikte çalışmaların yapılması oldukça önemli görülmektedir. Alan yazına bu gözle bakıldığında son yıllarda yürütülmüş olan tezlerde bu özelliklere ilişkin bir çalışmaya rastlanmamaktadır. DEHB tanısı almış olan çocuklar sınıf içi davranışlar bağlamında normal gelişim gösteren akranları ile karşılaştırıldıklarında iki grup arasında anlamlı bir farklılık olduğu bilinmektedir (Abikoff, Gittelman & Klein, 1980; Atkins & Pelham, 1991). Sınıf ortamında sergilenmesi uygun olmayan davranışların hem bu davranışları sergileyen çocukların akranları ile ilişkilerini bozma hem de her iki gruptaki çocukların öğrenmelerini olumsuz yönde etkileme ihtimali nedeniyle bu davranışların önlenmesi oldukça önem taşımaktadır. Şüphesiz sınıf ortamında karşılaşılan istenmeyen davranışların bu ortamın özellikleri düşünülerek hazırlanmış bir uyarlama süreciyle önlenmesi daha yararlı olacaktır. Barkley (1994) doğal sınıf ortamında yer alacak davranışsal düzenlemeye ilişkin müdahalelerle belirlen hedef davranışların daha hızlı ve kolay öğrenildiğini ve bu ortamda yapılan bu müdahalelerin akademik başarıyı da arttırdığını ifade etmektedir. Türkiye’de ki alan yazına bakıldığında doğrudan DEHB tanısı alan çocuklara yönelik hazırlanan bir müdahale programına rastlanmaması ile birlikte kaynaştırma ortamlarında özel gereksinimli çocuklara yönelik yapılan bazı araştırmalarda DEHB tanısı almış çocuklarında araştırmaların çalışma gruplarında yer aldığı görülmektedir. Örneğin; Özaydın, Tekin – İftar ve Kaner’ in (2008) okul öncesi eğitime devam eden 4 özel gereksinimli çocuk ve bu çocukların sınıflarındaki 13 normal gelişim gösteren çocuk ile yaptıkları çalışmalarında denekler arası çoklu yoklama modeli kullanılarak Arkadaşlık Becerilerini Geliştirme Programı (ABGP) uygulanmıştır. Bu çalışma kapsamında normal gelişim gösteren çocuklar eğitici akran olarak belirlenmiştir. Çalışmada normal gelişim gösteren çocukların özel gereksinimli akranlarına uyguladıkları ABGP’ nın özel gereksinimli çocukların sosyal etkileşim davranışlarını artırma üzerindeki etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Araştırma incelendiğinde bu araştırmaya katılan dört özel gereksinimli çocuktan birinin DEHB tanılı olduğu görülmektedir. Çalışma sonucunda araştırmaya katılan tüm çocukların sosyal etkileşim davranışlarında olumlu yönde belirgin bir artış görüldüğü ifade edilmektedir. Sözü geçen çalışmada yer alan DEHB tanısı olan çocuğa yönelik olarak öğretmenleri, çok hareketli, zeki ve yerinde duramayan bir çocuk olduğu tanımını yapmaktadırlar. Bununla birlikte bu çocuğun oyun ve iletişimi başlattığı ancak arkadaşlarına Tüba KÜÇÜK DOĞAROĞLU 104 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com zarar verdiği için başlattığı iletişim ve oyunun çok kısa sürdüğü belirtilmektedir. Bu davranışının sonucunda ise çoğunlukla arkadaşları tarafından oyuna kabul edilmediği görülmektedir. DEHB tanısı olan çocukların sıklıkla sosyal becerilerde problem yaşadıkları ve buna bağlı olarak farklı problemlerle karşı karşıya kaldıkları belirtilmektedir (Arslanoğlu, 2008; Bozbey Akalın, 2005; Dolgun, 2003; Frederick & Olmi, 1994). Bu nedenle sosyal becerilerin desteklenmesi tüm özel gereksinimli ve normal gelişim gösteren çocuklar ile birlikte DEHB tanısı olan çocuklar için de oldukça önemli olduğu görülmektedir. Abramowitz & O’Leary (1991) zayıf sosyal becerileri olan çocuklar için problem çözme, kendini izleme ve öz kontrol tekniklerini içeren öz düzenleme ve bununla birlikte kendini pekiştirme stratejilerinin öğretiminin yararlı olduğunu belirtmektedirler. Shapiro, DePaul & Bradley – Klug (1998) 12 yaşındaki DEHB tanısı olan iki çocuğa sıralanan bu teknikleri içeren bir müdahale programı uygulamışlardır. Yapılan çalışma sonucunda araştırmacılar bu tekniklerin öğretiminin öğrencilerin sınıf içindeki davranışlarında oldukça etkili olduğunu belirtmektedirler. Hallahan, Lloyd, Kauffman, Weiss & Martinez (2005) de sınıf ortamında öğretmenlerin işlevsel davranışsal değerlendirme ve davranışsal düzenleme tekniklerinden birlikte yararlanıldığında öğrencilerin istendik davranışlarının arttığını vurgulamaktadırlar. Anhalt, Mcneil & Bahl (1998) DEHB Sınıf Seti: Kaynaştırma Yaklaşımında Davranış Yönetimi (McNeil, 1995) adlı programı araştırmalarında kullanmışlardır. Programın davranışsal eğitim, dikkat becerileri ve pekiştirme sistemine ilişkin bir dizi süreçten oluştuğu belirtilmektedir. Bu program vasıtasıyla 6 yaşında DEHB tanılı ve sınıf ortamında gözlenen çeşitli problem davranışları olan bir çocuğa yönelik bir müdahale programı geliştirilmiştir. Yapılan uygulama sonrasında hedef çocuğun başlangıç düzeyi verilerine göre problem davranışlarının oldukça azaldığı ve istendik davranışlarının da anlamlı düzeyde arttığı ifade edilmektedir. Yapılan çalışmalara bakıldığında DEHB’ na yönelik kaynaştırma ortamlarında hazırlanan müdahale programlarının oldukça etkili olduğu görülmektedir. Bu nedenle DEHB’ na yönelik ifade edilen davranışsal özelliklerin davranışların ortaya çıktığı ortamlarda ölçülebilir ve gözlenebilir davranışlar olarak tanımlanıp, bu davranışların özelliklerine uygun müdahale programları hazırlanmasının hem konu ile ilgili çalışanlar, hem öğretmenler hem de aileler açısından yararlı olacağı düşünülmektedir. Cilt 1 Sayı 2 (2013) 90-112 105 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Çeşitli müdahale programlarının hazırlanmasının önemiyle birlikte hazırlanan müdahale programlarının öğretmenlerin nasıl uygulayacağına ilişkin durumun da ayrıca düşünülmesi oldukça önem taşımaktadır. Lauth & Naumann (2009) öğretmenlerin DEHB tanılı öğrencilerini sınıf ortamında yönlendirme ve derse katılımlarını arttırabilmeyle ilgili desteğe ihtiyaçları olduklarını belirtmektedirler. Sucuoğlu ve Akalın (2010) çevresel davranışsal değerlendirme ve öğretimsel özelliklerin incelenmesi amacıyla yaptıkları çalışmalarında öğretmenlerin kaynaştırma öğrencilerinin başarılarını arttıracak yöntem ve teknikleri bilmediklerini, sınıf ortamında gerekli uyarlamaları yapamadıklarını ve bu nedenle özel gereksinimli çocukların gereksinimlerini genel eğitim sınıfında karşılayamadıklarını belirtmektedirler. Bu bağlamda kaynaştırma ortamlarında DEHB tanılı çocuklara yönelik hazırlanacak müdahale programlarıyla birlikte müdahale programı içerisinde yer alan yöntem ve tekniklerin günlük rutin içinde sınıf yönetiminin bir parçası olarak öğretmenler tarafından uygulanması oldukça önemli görünmektedir. Bununla ilgili olarak ileride yapılacak çalışmalarda kaynaştırma ortamlarında yer alan DEHB tanısı olan çocuklar için hem müdahale programları hazırlanması hem de öğretmenlere uygulama sürecine yönelik destek verilmesinin yararlı olacağı düşünülmektedir. Bu nedenle ileriki çalışmalarda alanda çalışan ilgili kişilerin gereksinimlerini göz önünde bulundurarak bu anlamda çalışmaların üretilmesinin yararlı olacağı düşünülmektedir. Kaynaklar Abikoff, H., Gittelman, R. & Klein, D. F. (1980). A Classroom Observation Code For Hyperactive Children: A Replication of Validity. Journal of Consulting and Clinical Psychology, 48, 555 – 565. Abramowitz, A. J. & O’Leary, S. G. (1991). Behavioral Interventions fort he Classroom: Implications for Students with ADHD. School Psychology Review, 20 (2) 220 – 234. Almacıoğlu, D. (2007). Yönetsel Bir Sorun Olarak Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Olan Öğrencilerin Sınıf ve Psikolojik Danışma ve Rehberlik Öğretmenleri Tarafından Tanınma Yeterliliklerinin İncelenmesi. Yayınlamamış Yüksek Lisans Tezi. Gaziantep Üniversitesi, Gaziantep. Alpanda, S. (2010). DEHB ile Görsel - Mekansal İşlevler Arasındaki İlişkinin İncelenmesi. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Maltepe Üniversitesi, İstanbul. Aktaş, G. (2006). 8 - 10 Yaş Çocuklarında Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Olgusunun Zeka, Kognitif ve Kişilik Dinamikleri Açılarından İncelenmesi. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Maltepe Üniversitesi, İstanbul. Tüba KÜÇÜK DOĞAROĞLU 106 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com American Psychiatric Association (2000). Diagnostic And Statistical Manual Of Mental Disorders. Second Ed. (DSM IV) Washington, APA Pres. Atkins, M. S., & Pelham, W. E. (1991). School - Based Assessment of Attention Deficit Hyperactivity Disorder. Journal of Learning Disabilities, 24, 197–204. Arslanoğlu, A. (2008). The Relationship Between The Social Skills and Perceived Quality of Life of Boys with Attention Deficit/Hyperactivity Disorder-Predominantly HyperactiveImpulsive Subtype (ADHD-H). Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul. Arı, E. (2006). Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) olan çocuğa sahip ailelerin yaşadıkları kaygı düzeyi, algıladıkları sosyal destek ve ana – babalık tutumlarının incelenmesi. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi. Gazi Üniversitesi, Ankara. Bahçıvan Saydam, R. (2007). Executıve Functions in Chıldren with Attention Deficit / Hyperactivity Disorder. Yayınlanmamış Doktora Tezi. Orta Doğu Teknik Ünversitesi, Ankara. Barkley, R. A. (1994). Foreword. In DuPaul, G. J. Ve Stoner, G. (Eds). ADHD in the Schools: Assesment and Intervention Strategies. New York: Guilford Press. Barkley, R. A., (1998). Attention Deficit Hyperactivity Disorder: A Handbook for Diagnosis and Treatment. New York, Guildford Press. Baş Yılmaz, G. (2009). Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Olan Bir Öğrencinin Teneffüs Saatlerinde Akranları ile Olan İletişim Davranışları. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Anadolu Üniversitesi, Eskişehir. Bozbey Akalın, (2005). Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu Olan Çocukların Abla Ve Ağabeylerinin Sosyal Beceri Düzeyi Ve Kardeş İlişkileri. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Çukurova Üniversitesi, Adana. Dolgun, G. (2003). Dikkat Eksikliği/ Hiperaktivite Bozukluğu Olan 8 -12 Yaş Grubu Olan Çocuklarda Yaşam Kalitesi Ölçeğinin (DE/HB/YKÖ) Geliştirilmesi. Yayınlanmamış Tıpta Uzmanlık Tezi, İstanbul. Ergül, C. (2010). Öğrenme Güçlüğü. Diken, İ. (Ed.), Erken Çocukluk Eğitimi içinde (248 – 275). Ankara: Pegem A Yayıncılık. Fettahoğlu, Ç., Özatalay, E. (2006) Çocuklarda Hareketlilik ve/veya Dikkatsizlik Yakınmaları ve Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Tanısı. Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Dergisi. 13 (1): 13 – 18 Frederick, B. P., & Olmi, D. J. (1994). Children With Attention-Deficit/Hyperactivity Disorder: A Review Of The Literature On Social Skills Deficits. Psychology in the Schools. 31(4), 288-296. Cilt 1 Sayı 2 (2013) 90-112 107 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Gül, S. O., Diken, İ. H. (2009). Erken Çocuklukta Özel Eğitime İlişkin Türkiye’de Gerçekleştirilmiş Lisansüstü Tez Çalışmalarının Gözden Geçirilmesi. International Journal of Early Childhood Special Education (INT – JECSE), 1 (1), 46 – 78. Hallahan, D. P., Lloyd, J. W., Kauffman, J. M., Weiss, M. & Martinez, E. A. (2005). Learning Disabilities: Foundations, Characterics and Effective Teaching. (3rd Ed.) Boston: Allyn Bacon Hechtman, L., Klein, R.G., Abikoff, H., Weiss, G., Respitz, C., Kouri, J., Blum, A., Greenfıeld, B., Etcovıtch, J., Fleıss, K. & Pollack, S. (2004) Design And Rationale Of Controlled Study Of Long-Term Methylphenidate And Multimodal Psychosocial Treatment İn Childrenwith ADHD. Journal of American Academy of Child Adolesence Psychiatry 43: 792 - 801. İyisoy, M. S. (2006). Antisosyal Kişilik Bozukluğu Olan Bireylerde Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Eştanısı Ve Yürütücü İşlevlerle İlişkisi. Yayınlanmamış Tıpta Uzmanlık Tezi. Gülhane Askeri Tıp Akademisi Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Komutanlığı Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Programı, İstanbul. Kanay, A. (2006). Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu Olan 9 – 13 Yaş Grubu İlköğretim Öğrencilerinin Uyumsal Davranışları, Benlik Kavramı Ve Akademik Başarıları Arasındaki İlişkiler. Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir. Kış, A. (2007). Eğitimci Grup Çalışma Modelinin Kaynaştırılmış Sınıflarda Çalışan Sınıf Öğretmenlerinin Mesleki Gelişimlerine Etkisinin İncelenmesi. Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Küçük Doğaroğlu, T. (2012). Vanderbilt Dikkat Eksikliği ve Hiperakitivite Bozukluğu Aile Değerlendirme Ölçeği Türkçe Uyarlama Çalışması. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Ankara Üniversitesi, Ankara. McDonnell, J., Thorson N. & McQuivery, C. (1998). The Instructional Characteristics of Inclusive Classes for Elementary Students with Severe Disabilities: An Exploratory. Journal of Behavior Education, 8 (4), 415 – 437. McNeil, C. B. (1995). The ADHD Classroom Kit: An Inclusive Approach to Behaviour Management. King of Prussia, PA: Center for Applied Psychology Motavallı, M. N. (1994). Kentsel Kesimde Türk İlkokul Çocuklarında Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu’nun Nörolojik Bağlamda Prevelansının Araştırılması. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. İstanbul Üniversitesi, İstanbul. Önal, A. (2007). Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu, Karşıt Olma Karşı Gelme Bozukluğu Ve Bu İkisinin Birlikte Bulunduğu Durumların Davranışsal Sorunlar, Aile İlişkileri Ve Kognitif Fonksiyonlar Açısından Karşılaştırılması. Yayınlanmamış Tıpta Uzmanlık Tezi. İstanbul Üniversitesi, İstanbul. Öner, P., Öner, Ö. ve Aysev, A. (2003). Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu, 12 (3) http://www.ttb.org.tr/STED/sted0303/dikkat.pdf adresinden 28 Aralık 2012 tarihinde indirilmiştir. Tüba KÜÇÜK DOĞAROĞLU 108 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Özaydın, L., Tekin – İftar, E. ve Kaner, S. (2008). Arkadaşlık Geliştirme Programının Özel Gereksinimi Olan Okul Öncesi Çocuklarının Sosyal Etkileşimlerine Etkisi. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Özel Eğitim Dergisi, 9 (1), 15 – 32. Sancak, A. (2006). Altı İle On Bir Yaşları Arasında Anksiyete Bozukluğu Olan Çocuklarla, Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu Olan Çocukların WISC-R Performans Testlerinin Karşılaştırılması. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Maltepe Üniversitesi, İstanbul. Shapiro, E. S., DePaul, G. J. & Bradley – Klug, K. L. (1998). Self – Management as A Strategy to Improve the Classroom Behaviour of Students with ADHD. Journal of Learning Disabilities, 31 545 – 555. Semrud - Clikeman, M., Biederman, J., Sprich - Buckminster, S. (1992). Comorbidity Between ADDH and Learning Disability: A Review and Report in a Clinically Referred Sample. Journal of American Academy Child Adolescent Psychiatry. 31(3), 439-48. Şenol S. Ve Şener, S. (1998). Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Psikiyatri Temel Kitabı. Ankara Hekimler Yayın Birliği, Cilt:2, 1119 – 1130. Sergün Türe, F. (2010). Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu Olan Çocukların (8-12 Yas) Değişik Anne Tutumlarına Göre Benlik Saygı Düzeylerinin İncelenmesi. Maltepe Üniversitesi, İstanbul. Soykan - Aysev, A. ve Erdoğan - Bakar, E. (2008). Ergenlerde Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu. Karakaş S.(Ed.). Kognitif Nörobilimler içinde (160 – 250). Ankara, Nobel Tıp Yayınları. Sucuoğlu, B. ve Akalın, S. (2010). Kayanaştırma Sınıflarına Alternatif Bir Bakış: Çevresel Davranışsal Değerlendirme ile Öğretimsel Özelliklerin İncelenmesi. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Özel Eğitim Dergisi, 11 (1), 19 – 37. Şenol, S. ve İşeri, E. (2004). Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu. Güncel Psikoloji ve Psikiyatri Dergisi, 4, 37-38. Turanlı, A. S. (1999). Öğretmenlerin Sınıf Yönetimine Yaklaşımlarının Öğretmen ve Öğrenci Davranışları ve Öğrenme Ortamı Üzerindeki Etkileri. Yayınlanmamış Doktora Tezi. Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Ankara. Turgut, S. (2008). Özgül Öğrenme Güçlüğü’nde Nöropsikolojik Profil. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Hacettepe Üniversitesi, Ankara. Uskan, C. (2011). Dikkat Eksikliği Bozukluğu Olan 8-10 Yaşındaki Çocukların Dikkat Becerilerini Geliştirmeye Dayalı Bir Programın Etkililiğinin Sınanması. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Maltepe Üniversitesi, İstanbul. Wood, J. W. &Lazzari, A. M. (1997). Exceeding the Boundaries: Understanding Exceptional Lives. Orlando, FL: Harcourt Brace an Company. Cilt 1 Sayı 2 (2013) 90-112 109 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com Extended Summary Research Attention Deficit and Hyperactivity Disorder on Graduate Thesis and Dissertation in Turkey Tüba KÜÇÜK DOĞAROĞLU Introduction Attention Deficit and Hyperactivity Disorder (ADHD), is seen in separate environment such as home or school with behavioral problems that inappropriate for age that inattention, hyperactivity and impulsivity. These features have emerged before 7 years old and are required sustained for 6 years (APA, 2000). There are a lot of researches related to ADHD searched by some specialist in education or medical area. It can though that the interest to ADHD is related with prevalence of ADHD in society. APA (2000) states that % 3 – 7 of school aged children have ADHD. Many researchers examined ADHD in theses and dissertation in Turkey (Bozbey Akalın, 2005; Kanay, 2006; Sancak, 2006; Aktaş, 2006; Almacıoğlu, 2007; Bahçıvan Saydam, 2007; Arslanoğlu, 2008; Baş Yılmaz, 2009; Turgut, 2008; Sergün Türe, 2010; Alpanda, 2010; Uskan, 2011; Küçük Doğaroğlu, 2012). Theses and dissertation are important and reliable source to intervention, implementation, method, data collection tools (Gül ve Diken, 2009). Yet, there is not any study having examined these theses and dissertation. Therefore this study is aimed for people, specialist or students of regarding ADHD. Method These studies are found on web site of the Higher Education Council. While browsing the official web site of the Higher Education Council, key words such as “hyperactivity”, “inattention”, “conduct disorder”, “oppositional disorder”, “special education” “learning disorder”, “academic achievement” and “social skills” were used. Theses and dissertation were selected according to these characteristics; a) These studies must related to ADHD, b) age of participant in studies must be between 6 and 18, c) these study must consist of thesis Tüba KÜÇÜK DOĞAROĞLU 110 Bilgisayar ve Eğitim Araştırmaları Dergisi Journal of Computer and Educational Research www.joucer.com www.joucer.com and dissertation d) these study must be sustained on graduate school of education and social science and e) these studies must be carried on between 2000 and 2012 years. Results This study includes 12 theses and 1 dissertation on ADHD in Turkey. When theses on graduate school of education examined, it was seen that one of all was studied on examining adaptive behavior, academic achievement and self concept on with / without ADHD children (Kanay, 2006), the other was examined a child with ADHD’s communication behavior in school break time (Baş Yılmaz, 2009) and the another study was adaptation an scale to ADHD and its comorbid (oppositional disorder, conduct disorder, depression and anxiety) (Küçük Doğaroğlu, 2012). Theses on graduate school of social sciences were classified to three groups. One of them relate to with ADHD children’s family and teacher (Bozbey Akalın, 2005; Almacıoğlu, 2007; Arslanoğlu, 2008; Sergün Türe, 2010), one other is related to compare with / without ADHD children (Aktaş, 2006; Bahçıvan Saydam, 2007; Alpanda, 2010) and the last group is relate to with ADHD’s children some characteristics (Sancak, 2006; Uskan, 2011). Results and Suggestion While searching the ADHD in current studies it was seen that those studies are related to ADHD’s characteristics and its effects on children’s family and teacher. There are a lot of studies about ADHD’s characteristics. All of them are important source to researcher and specialist. However some ADHD intervention programs are needed for family and teacher. Because it is known children with ADHD have some academic and social problems (Frederick ve Olmi, 1994; Arı, 2006) and their family or teacher doesn’t know what to do. Therefore it may be useful in preparation of intervention program, affectivities and assessment of its for ADHD, so some families and teachers can do some adaptation in home or school. Cilt 1 Sayı 2 (2013) 90-112 111
Benzer belgeler
Eğitim Örgütlerinde Eylem Araştırması
Eylem araştırması tek bir akademik disiplinden oluşmadığından karmaşık bir tarihi
vardır (Miller, Greenwood & Maguire, 2003). Bu araştırma türü, Avrupa ve Amerika’da
Fen ve Teknoloji Dersinde Basamaklı Öğretim Programı
Year/Yıl 2013 Volume/Cilt 1 Number/Sayı 2
Bu PDF dosyasını indir - DergiPark
Arş. Gör., Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü, [email protected]