Bilgi güvenliği
Transkript
Bilgi güvenliği
1 Zorlu Grubu iç iletişim yayınıdır. Üç ayda bir yayımlanır. Nisan-Mayıs-Haziran 2013 41 Bilgi güvenliği sunuş 01 Bilginin izini sürerek geçen 60 yıl 60 yıl önce küçük bir ilçeden başlayarak bugün dünyanın dört bir yanına ulaşan yolculuğumuzda, en önemli hazinemiz “bilgimiz” oldu. 60 yıllık deneyimimize ve bilgi birikimimize duyduğumuz inanç, hayallerimize ışık tuttu. Bilgimizin ve hayallerimizin aydınlattığı yolda kararlılıkla, sabırla, özveriyle çalışarak her biri kendi sektörünün lideri olan kurumlarımızı inşa ettik. Bugün, yeni hayallerin bizlere verdiği şevkle yeni başarılara doğru koşarken yeni bilgilerle yolumuzu çiziyor, “daha daha ileriye gitmeyi, daha daha yükseğe çıkmayı” hedefliyoruz. Zorlu Grubu olarak, tekstil, elektronik, beyaz eşya, enerji, gayrimenkul ve madencilik alanlarında 60’dan fazla şirketimizle, ülkemizin ve dünyanın fark yaratan oyuncularından biriyiz. Bu farkı yaratan en önemli unsurlardan biri “bilgi”dir. Her bir şirketimiz, bilgi birikimi ve deneyimi ile sektörlerine yön verirken, ülkemizin rekabet gücünün artmasında ve dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olma yolunda çok önemli bir rol üstleniyor. Zorlu Grubu olarak, şirketlerimizin başarılarıyla gurur duyuyoruz. Zorlu Tekstil şirketimizle, 58 ülkeye ihracat yapıyor, dünyanın dört bir yanında ülkemizi gururla temsil ediyoruz. Tekstil konusundaki uzun yıllara dayanan bilgi birikimimizle yenilikçi ürünler tasarlıyoruz. Bir yandan da bitmek bilmeyen bir merakla araştırmaya, geliştirmeye devam ediyor, bilginin peşinden koşuyoruz. Grubumuzun amiral gemisi Vestel, geleceğin teknolojilerini ve tasarımlarını üretiyor. Şirketimiz, tasarıma verdiği önemin bir yansıması olarak uluslararası arenada kalite ve mükemmeliyetin belgesi niteliğinde 63 ödül birden kazandı. Bu başarısıyla bizleri gururlandıran Vestel, geleceği tasarlama heyecanıyla ürettiği ve ödüllerle taçlandırdığı ürünlerini 140 ülkeye ihraç ediyor… 2012 yılında da 15 yıldır olduğu gibi elektronik ihracatında liderliği bırakmayan Vestel, 2,9 milyar dolar ihracatla, Türkiye’nin en çok ihracat yapan dördüncü firması olarak gururumuzu perçinliyor. Vestel, geleceğimiz olan çocuklarımızın son teknoloji ile en iyi şartlarda eğitim almalarına da katkıda bulunuyor. Dünya çapındaki rakiplerine rağmen, 85 bin akıllı tahta ve 50 bin tabletten oluşan FATİH Projesi ihalesini kazanan Vestel, araştıran ve sorgulayan çocuklarımızı bilgiye ulaştırmak için çalışıyor. Zorlu Enerji Grubu ile yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanarak elektrik üretirken, doğal kaynakların ve kültürel değerlerin geleceğe aktarılması konularında da çalışmalar yürütüyoruz. Ülkemizin 2023 jeotermal hedefinin yarısını 2016 yılına kadar tek başımıza üretme hedefiyle yeni keşifler yapıyoruz. Bu bakış açısıyla, Denizli’nin Sarayköy ilçesinde Türkiye’nin 80 MW üretim kapasiteli en büyük jeotermal santralini Ekim ayında üretime başlatacağız. Alaşehir’deki 45 MW kapasiteli, mühendislik çalışmaları devam eden santralimizi ise 2014’ün sonunda faaliyete geçireceğiz. 100 MW’lık üretim kapasitesine sahip Kızıldere santralimizin üretim kapasitesini 200 MW’a çıkartmak üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanlığı’na yaptığımız (EPDK) başvuru da kabul edildi. Başvurumuzun kabulünün ardından bu bölgedeki sondaj çalışmalarımız devam ediyor. Zorlu Enerji Grubu’nun, doğal gaz sektöründeki dağıtım faaliyetlerini ise GAZDAŞ ile başarıyla yürütüyoruz. Gaziantep ve Trakya bölgesinde 20 ayrı yerleşim birimine, doğal gaz dağıtımı gerçekleştiren GAZDAŞ, bugüne kadar 340 milyon dolar yatırım yaptı. Her zaman daha yükseği hedefleyerek gerçekleştirdiğimiz çalışmalarımızın bir yansıması olarak; doğal gaz ticaret şirketlerimizle yılın ilk yarısını hedeflerimizin üzerinde, başarıyla tamamladık ve ilk altı ayda 450 milyon metreküp doğal gaz satışı gerçekleştirdik. Diğer yandan, ülkemizin mevcut kaynaklarını en iyi şekilde nasıl değerlendirebileceğimizi sorguluyoruz. Sene sonunda Manisa Gördes’teki 10 bin ton kapasiteli nikel kobalt tesisimizin devreye alınmasıyla ülkemiz için önemli bir adım atacağız. Bu adımla, 2023’te 40 bin ton kapasite ile hizmet vereceğiz ve 2018 sonunda ülkemizin ihracatına 600 milyon dolar katkı sağlayacağız. Her zaman ilkleri yapan bir Grup olarak yine Türkiye’de ilkleri başarmanın gururunu yaşıyoruz ve Türkiye’de ilk defa çevreye duyarlı kapalı sistem bir rafineri kuruyoruz. İnsana verdiğimiz değerle, yeni kentler için yeni çözümler de geliştiriyoruz. Bunun şüphesiz en önemli örneği Eylül ayında hizmete açacağımız Zorlu Center olacak. Türkiye’de ilk defa, rezidans, performans sanatları merkezi, alışveriş merkezi, otel ve ofislerden oluşan 5 ayrı fonksiyonu Zorlu Center çatısı altında bir araya getirdik. Asya ve Avrupa kıtalarının birleştiği bir noktada, İstanbul’un tam kalbinde ve uluslararası arenada yeni bir cazibe merkezi olan Zorlu Gayrimenkul, insanlığa değer katacak projelerle yoluna devam edecek. 60 yıllık yolculuğumuzda, bilginin izini sürerek, bilgiye sahip olma arzusuyla harekete geçerek yapılmayanı yaptık, görülmeyeni gördük, bilinmeyene ulaştık... Önümüzdeki süreçte de, Zorlu Grubu olarak, bilgiyi kalıcı başarılara dönüştürerek ülkemize değer katmayı sürdüreceğiz. Sevgi ve saygılarımla, Ahmet ZORLU 02 içindekiler 03 Türkiye’de ve Dünyada Zorlu Dergisi, Zorlu Holding A.Ş. yayınıdır. Para ile satılmaz. Katkıda Bulunanlar: Metin Salt / Vestek Genel Müdürü Metin Salt 1990’da ODTÜ Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü’nü bitirdi. ABD’de Digital Microwave Corp. ve Cellnet Technology Inc. Adlı şirketlerde Ar-Ge grup yöneticiliği yaptı. Halen Vestel Şirketler Grubu’nun Ar-Ge çalışmalarını yürüten Vestek Elektronik Araştırma Geliştirme A.Ş.’de Genel Müdür olarak görev yapıyor. ABD, Avrupa ve Türkiye patent enstitüleri tarafından verilen altı patenti bulunuyor. 10 Zorlu Center, teknoloji, tasarım ve sanatın buluşma noktası 16 Gençlerin dünyası, TAÇ ile nevresimlere yansıdı 62 Linens’ten ışıl ışıl bir yaz koleksiyonu 68 İhracatın yıldızları: Zorlu Dış Ticaret ve Zorlu Tekstil 24 Tekstil sektörünün kalbi EVTEKS 38 Vestel, iki yılda 15 “Merkez Servis” açacak 04 Kapak / En değerli hazine: Bilgi 14 Türk sofra kültürünün temsilcisi TAÇ 15 Uçacaksanız, en iyisiyle uçun 20 Fuarlarda Korteks imzası 21 Yenibiriş Ödülleri’nden Zorlu’ya üç ödül birden 22 Vestel Akıllı Ev Platformunu Almanya’da tanıttı 23 Vestel, Plus X’in en prestijli ödüllerinin sahibi oldu 30 Her şeyin başı merak 34 Çocuklara “Dünya Çevre Günü” armağanı 36 İlham öğrencilerden, tasarım Vestel’den 37 Zorlu Grubu sağlık söyleşileri 40 Tasarrufun ABC’si 42 “Altın Vana”, GAZDAŞ’ın... 43 Zorlu Enerji Grubu “Enerji Avcıları”nı arıyor 46 “Sürdürülebilirlik Ödülü” Zorlu Enerji Grubu’nun... 47 Kayseri Doğal Gaz Santrali’ne, “En Temiz Sanayi Tesisi” ödülü 48 Devir LED devri... 50 Vestel, “Çevre Berat’ına” layık görülen ilk beyaz eşya şirketi 51 Vestel’in yeni dijital platformu “Evin Kalbi” mutfaktan bildirecek 52 Gardrobunuz geleceğe yatırımınız 54 Zorlu Enerji Grubu’ndan 100 MW’lık yeni jeotermal yatırımı 55 Zorlu Enerji Grubu, IICEC Uluslararası Enerji Forumu’nda 56 Vestel genç sanatçıların yanında 57 Üç yarışma 63 ödül 58 Dilinizi yanlışlıkla çiğnemeyin 60 Küçük Hanımlar Küçük Beyler’de “Kurbağa Prens” sahnede 61 Şıklık ve konfor bir arada 64 Vestel, Enka Fun Day’e sponsor oldu 65 En iyiler Alaçatı’da yarıştı 66 Vestel, AVM etkinliklerinde tüketicileriyle buluşuyor 67 Vestel mutfakları kazandırıyor 74 Kısa kısa 78 Gökyüzünün getirdikleri 80 Kültür sanat 82 English summaries Zorlu Holding A.Ş. Adına Sahibi Olgun Zorlu İçerik ve Tasarım Uygulama Genel Koordinatör Ayşegül Kuyucu Görsel Yönetmen Esen Ataman Kürklü Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Yaprak Özer indeks içerik-iletişim danışmanlık Kore şehitleri Cad. Atılım İş Merkezi No: 28 K: 4 D: 4 34397 Zincirlikuyu-İstanbul Tel: 0212 347 70 70 Faks: 0212 347 70 77 e-mail: [email protected] web: www.indeksiletisim.com İçerik Koordinatörü Nilüfer Eyiişleyen Grafik Tasarım Serkan Bengin Yayın Editörü Umut Bavlı İdari İşler Dilek Yeşil Yayın Kurulu Vedat Aydın, Lale İlalan, Necmi Kavuşturan Yayın türü: Yerel, süreli, 3 aylık Yazı İşleri Erkan Yavuz, Belkıs Dalkıranoğlu, Cihan Aydın Fotoğraflar Renk Ayrımı ve Basım Bilnet Matbaacılık Dudullu Organize Sanayi Bölgesi 1. Cadde No: 16 Ümraniye/İstanbul Telefon: 444 44 03 70 “Her güne bir taze film” Dergi Yönetim Yeri Zorlu Plaza, 34310 Avcılar - İstanbul Telefon: 0212 456 20 00 Faks: 0212 422 00 49 e-posta: [email protected] 72 Çekirdekten gelen mucize “Zorlu” Dergisi’nin içerik ve tasarımı İndeks İçerik İletişim Danışmanlık tarafından yaratılmış olup, Fikir ve Sanat Eserleri Yasası kapsamında eser olarak koruma altındadır. “Zorlu” Dergisi’nde yayınlanan yazı ve fotoğrafları yayma hakkı ve “Zorlu” markası ve logosu Zorlu Holding A.Ş.’ye aittir. Kaynak gösterilse dahi, hak sahiplerinin yazılı izni olmaksızın ticari amaçlarla kullanılamaz. Dergide yayınlanan yazılar, yazarların kişisel görüş, yorum ve tavsiyelerini içermektedir, İndeks İçerik İletişim Danışmanlık veya Zorlu Holding A.Ş., yazılarda yer alan bilgi, görüş ve tavsiyeler nedeniyle doğabilecek maddi veya manevi zararlardan hiçbir şekilde sorumlu değildir. 04 kapak 05 En değerli hazine: Bilgi Çağımızın en değerli hazinesinin doğru “bilgi” olduğunu söylemek abartılı olmaz. Günün her saniyesinde, birçok farklı platformdan bize ulaşan bilgiler arasında doğru ve güvenilir olanı bulmak, bilgi kirliliğinin içerisinde doğru olanı ayıklamak ve “güven”de tutmak büyük önem taşıyor. B ilgi, geçmişte olduğu gibi bugün de geleceği öngörebilmemize olanak tanıyor. Bireylerden kurumlara, kurumlardan devletlere kadar her yapıtaşının bilgiye ihtiyacı var. Bilgi bu kadar önemli olunca, onun doğru biçimde saklanabilmesi ve sızdırılmaması da aynı derecede önemli oluyor. Bir kurum içerisindeki tüm diğer varlıklar gibi bilgi de kurum için önem taşıyan ve bu nedenle en iyi şekilde korunması gereken değerli bir varlık. Bu nedenle kurumlar ve devletler, bilginin korunmasına yönelik önemli yatırımlar gerçekleştiriyor. Teknolojik yatırımların yanı sıra hukuk alanındaki çalışmalarla, bilgi sızıntısının önüne geçmeye ve riski en aza indirmeye çabalıyorlar. Güvenlik tedbirleri almadan bilişim teknolojilerini kullanmak, ehliyet sahibi olmadan otomobil kullanmak kadar tehlikeli sa- yılabilir. Herhangi bir bilgi sisteminde; bilginin sahibi, bilgiyi kullanan, bilgi sistemini yöneten konumundaki herkes sorumluluk sahibi. Bu durum çok geniş bir kitleyi içerdiğinden “bilgi güvenliğinin sağlanmasından herkes sorumludur” diye genelleme yapmak mümkün. Sistemleri içeriden, yani kullanıcıdan gelebilecek hatalara ve zararlara karşı koruyan bir mekanizma yok. Hatta dışarıdan gelen saldırganın herhangi bir kullanıcı adı ve şifresi mevcut değilken, içerideki kullanıcının kullanıcı adı ve şifresiyle bazı haklara sahip olması, içerideki tehdidin önemini arttırıyor. Güvenlik açıklarının çoğu kullanıcı hatalarından kaynaklanıyor. Bilinçli ya da bilinçsiz olarak yapılan yanlışlar bilgi kaybına neden oluyor. Bu nedenle bilinçli kullanıcılar olmak şart. Dijital fareler... Araştırmalar, bilgisayar güvenliği konusunda ne kadar hassas olunsa da iş USB cihazlara gelince hassasiyetin ortadan kalktığını gösteriyor. Oysa ki USB cihazlar modern çağın fareleri gibi. Virüsü bir yerden başka bir yere taşıyarak hızla yayılmasına neden oluyorlar. O+K Research tarafından KasperskyLab için yapılan araştırmaya göre, kullanıcıların yarıya yakını, bilgisayarlarına virüs bulaşmış depolama aygıtları bağlıyor. Kullanıcılar kendi bilgisayarlarının güvenlik korumasının tam olduğundan emin olsalar da, arkadaşlarından ya da ailelerinden aldıkları virüslü bir USB sürücü, bilgisayarlarda veri kaybına yol açabiliyor. Güvenlik açıklarının çoğu kullanıcı hatalarından kaynaklanıyor. Bilinçli ya da bilinçsiz olarak yapılan yanlışlar bilgi kaybına neden oluyor. Bu nedenle bilinçli kullanıcılar olmak şart. 06 kapak 07 Bilgi güvenliği, kurum içindeki değerli varlıkların kaybedilmesi, yanlış kullanılması ve zarar görmesini önlemeyi ifade eder. Bilgi; kağıt üzerinde resmi bir evrak, elektronik ortamda bir veri ya da kişiler arasında sözlü bir içerik olabilir. Bilgi güvenliği, kurum içindeki değerli varlıkların kaybedilmesi, yanlış kullanılması ve zarar görmesini önlemeyi ifade eder. Bilgi; kağıt üzerinde resmi bir evrak, elektronik ortamda bir veri ya da kişiler arasında sözlü bir içerik olabilir. tarafından değiştirilmesi, bozulması ya da silinmesinin engellenmesi anlamını taşıyor. Kullanılabilirlik ise bilginin, yetkili kişilerin istediği anda erişimlerine açık olmasıdır. Erişilemeyen bilginin bir önemi de olmaz. Ne zaman şüphelenmeli • Bilgisayarınızda gereksiz bir yavaşlama durumunda • Sizin müdahaleniz olmadan bir bilgi kaybı veya değişikliğiyle karşılaştığınızda Bilgi güvenliği denince... Bilgi güvenliğinin üç temel boyutu bulunur. Gizlilik, bütünlük ve kullanılabilirlik. Gizlilik; bilgiye yetkisiz kişilerin erişiminin engellenmesini ifade eder. Bütünlük, bilginin yetkisiz kişiler Gizli olmalı Gizlilik bilginin ulaşması gereken kişiye kadar sır olarak kalması ve yalnızca istenilen kişi tarafından erişilebilir olmasıdır. Antik zamanlardan itibaren insanoğlu bilginin güç olduğunun farkında. Yaşadığımız bilgi çağında ise bilgiye erişim her zamankinden daha fazla önem arz ediyor. Gizli bilgiye yetkisiz erişim, sadece ulusal güvenlik uygulamalarında değil, ticarette ve sanayide de büyük sorunlara neden oluyor. Gizliliğe tehdit olabilecek unsurlar arasında kötü amaçlı yazılım, sisteme müdahale, güvensiz ağlar sayılabilir. • Kontrol dışı programların çalışması durumunda • Kontrol dışı web sayfalarının açılması durumunda • Antivirüs programlarının çalışmadığını fark ettiğinizde Rakamlarla... • 2012 Norton Siber Suç Raporu’nda, Türkiye’de son on iki ayda 10 milyondan fazla kişinin siber suç mağduru olduğu ve bunun toplam net maliyetinin ise 556 milyon dolara denk geldiği belirtiliyor. • 2012’de siber saldırıların İngiltere ekonomisine maliyeti 27 milyar poundu buldu. Bütün halde kalmalı Bütünlük; bilginin güvenilirliği, tam olup olmadığı ve doğruluğunun yanı sıra bilginin uygun olmayan ve yetkisiz bir şekilde değiştirilmesinin engellenmesiyle de ilgili. Bilgi güvenliği kapsamında bütünlük, sadece bilginin kendisinin bütünlüğünü değil bilginin kaynağının bütünlüğünü de kapsar. Bütünlüğün korunmasına ilişkin mekanizmalar iki ana gruba ayrılır. Bilginin yetkisiz bir şekilde değiştirilmesini engellemeye yönelik, erişim kontrollerini içeren koruyucu mekanizmalar ile bu koruyucu mekanizmalar başarısız olduğunda yetkisiz müdahaleleri engellemeye çalışan, ortaya çıkarıcı mekanizmalar. Erişilebilir olmalı Genellikle en son söz edilmekle birlikte, bilginin kullanılabilirliği, bilgi güvenliğinin gizlilik ve bütünlük ayakları kadar önemli. Yetkili kullanıcılar bilgiye ihtiyaç duyduklarında ona erişemezseler, karmaşık şifreleme ve erişim kontrollerine de ihtiyaç kalmaz. Bilginin mevcudiyetine yönelik tehditler, hizmet dışı bırakma olarak adlandırılır. İtibar için önemli Bilişim teknolojilerini yoğun kullanan kurumlarda; internet, intranet ve e-posta gibi ortamlarda yapılan veri alışverişinde ve taşınabilir cihaz kullanımında bilgi güvenliği riskleri hakkında farkındalık oluşturulması büyük önem taşıyor. Bilgilerin güvende tutulması, kurumların itibarı ve imajı açısından da önemli bir rol oynuyor. Bilgisayar ve internet kullanımının çalışma ve özel yaşamımızda gittikçe yaygınlaşmasıyla artık birçok işlemi elektronik ortamda yapıyoruz. Buna bağlı olarak teknolojideki değişimler; virüs, spam, hacking gibi güvenlik tehditlerini de beraberinde getiriyor. Son yıllarda bu tehditlerin doğrudan finansal amaçlara ve belirli hedeflere yöneldiği görülüyor. Kandırma amaçlı “sosyal mühendislik” yöntemleriyle, gizli bilgilere yetkisiz kişiler tarafından erişilebiliyor. • Yılda 100 binden fazla siber saldırı yaşanan ABD’de bu rakam yaklaşık 100 milyar dolar. • ABD hükümetinin, 2002 yılında sanal güvenlik harcamaları için İş yerlerinde bilgi güvenliği konusunda en sık yapılan hatalar ayırdığı kaynak 2.7 milyar dolar, 2003’te ise bu oran 4.2 milyar dolar • İnternete güvenliksiz kablosuz ağlardan erişme olarak belirlendi. ABD, 2012’de ise günlük 12 milyon dolar harcıyor. • I Love You virüsü dünya çapında yaklaşık 45 milyon bilgisayara bulaşıp 10 milyar dolarlık maddi kayba yol açtı. • Nimda kurtçuğunun dünya çapında maliyeti yaklaşık 3 milyar dolar. • Love Bug’ın verdiği zarar, 10 milyar dolar. • MyDoom adlı Truva atının yol açtığı maddi zarar 4,8 milyar dolar. • 5 milyarı insan ve 5 milyarı makine olmak üzere birbiriyle bağlantılı olan 10 milyar nesne sayısının 2020 yılında 20 milyara ulaşacağı tahmin ediliyor. • 2.27 milyar internet kullanıcısı günlük 247 milyar e-posta gönderiyor. • 240 milyon internet adresi bulunuyor. • 19.2 milyar internet sayfası mevcut • İnternet üzerinde 1.6 milyar fotoğraf var. • 50 milyon ses-görüntü dosyası internette. • Gereksiz ama gizli bilgileri bilgisayardan silmeme • Parolaları başkaları ile paylaşma • Farklı web sitelerinde ve/veya çevrimiçi hesaplarda aynı kullanıcı ve parolayı kullanma • Gizli bilgileri depolayacak şekilde şifrelenmemiş, genel USB sürücüleri kullanma • İş yerinde değilken bilgisayarları gözetimsiz bırakma • İçerisinde gizli verilerin olduğu USB sürücülerini kaybettikten sonra kurumları bilgilendirmeme • Gizli kurum bilgileri üzerinden uzaktan çalışırken gizlilik ekranları kullanmama • Seyahat ederken dizüstü bilgisayarlarda gereksiz önemli bilgileri taşıma • Kurum ağına erişmek için kişilere ait mobil cihazları kullanma Kaynak: Ponemon Institute 08 kapak 09 Kişisel, kurumsal ve ulusal bazda birçok bilginin paylaşıldığı iletişim sistemlerinden oluşan siber ortamın; yine bilgi ve iletişim sistemleri kullanılarak üretilen ve yayılan siber tehditlere ve saldırılara karşı korunması, başka bir deyişle siber güvenliğin sağlanması gerekiyor. Hepimiz sosyal alemdeyiz Kaspersky Lab tarafından yapılan araştırma, Türklerin çok çeşitli iletişim ve eğlence amaçlı çevrimiçi hizmetleri kullanmaya meyilli olduklarını ortaya çıkardı. Aynı zamanda araştırma raporunda, interneti alışveriş ve finansal işlemler için kullanmaya çoktan alışmış olan Türk kullanıcıların, bankacılık işlemleri açısından dünya ve Batı Avrupa ça- Maliyeti yüksek Bilgilerin yetkisiz kişilerin eline geçmesi çok büyük sorunlara yol açabiliyor. Kurumlara özel; müşteri, finansal durum, ürün/hizmet bilgilerinin rakiplerle paylaşılması milyonlarca dolar zarara neden olabiliyor. Bir iş zorunluluğu olan mahrem bilgilerin korunması, aynı zamanda yasal bir gereklilik. pında önemli bir orana ulaştığı da ortaya çıkıyor. Türk kullanıcıların internet ortamında yoğun faaliyet göstermesi, aynı şekilde zararlı yazılım geliştiricilerinin ve diğer zarar amaçlı kullanıcıların oranını da yükseltiyor. • Kaspersky Lab analistleri, her gün, 128 binden fazla tehdidi ortaya çıkarıyor. • Türk internet kullanıcıların yüzde 78’i sosyal ağlar üzerinden iletişim kuruyor. • Çevrimiçi servis olarak en çok e-posta hizmetini kullanan Türk internet kullanıcılarının yüzde 86’sı her gün e-postalarını kontrol ediyor. • Türk kullanıcılar arasında ikinci en popüler aktivite olan sosyal ağlar üzerinden ise iletişim yüzde 78’lik bir orana sahip. Dünya çapındaki kullanım oranlarına bakıldığında da bu rakamlar pek farklılık göstermiyor. • İnternet üzerinden ücretsiz yazılım arayanların oranı yüzde 61. • Kaspersky’nin araştırmasına göre ayrıca, Türk kullanıcıların çoğu interneti multimedya eğlence kaynağı olarak kullanıyor. Kullanıcıla- Ülkeler için kritik öneme sahip kamu kurumları ile sağlık, enerji, bankacılık, ulaşım, elektronik haberleşme gibi sektörlerde faaliyet gösteren firmalar, hem kendi bünyelerinde yürüttükleri işlerde hem de verdikleri hizmetlerin sunulmasında bilgi ve iletişim sistemlerini yoğun olarak kullanıyorlar. Bu durum verilen hizmetlerin çeşitliliğini, kalitesini, hızını, artırarak maliyetlerini düşürüyor ve verimliliği yükseltiyor. Ancak tüm bu olumlu taraflarının yanında bu sistemlere bağımlı hale gelmek güvenlik sorunlarını da beraberinde getirebiliyor. Kişisel, kurumsal ve ulusal bazda birçok bilginin paylaşıldığı iletişim sistemlerinden oluşan siber ortamın; yine bilgi ve iletişim sistemleri kullanılarak üretilen ve yayılan siber tehditlere ve saldırılara karşı korunması, başka bir deyişle siber güvenliğin sağlanması gerekiyor. rın yüzde 75’i her gün radyo üzerinden müzik dinlerken, yüzde 72’si video izliyor. • Türk internet kullanıcılarının yüzde 62’si boş zamanlarını oyun oynayarak geçiriyor ve yaklaşık olarak yüzde 61’i günlük olarak ücretsiz yazılım araştırmasına giriyor. • Türklerin yüzde 70’i çevrimiçi alışverişe alışkın... Bu oran dünya çapındaki çevrimiçi bankacılık işlemleri açısından yüzde 69,7 olarak gerçekleşiyor. Yani, dünya genelinde ve Batı Avrupa’da internet bankacılığının popülaritesi Türkiye’ye oranla yaklaşık yüzde 1 daha düşük. • İnternet kullanıcılarının yüzde 37’si en az bir defa zararlı yazılımlarla karşılaşıyor. Kaynak: Telekom Dünyası Ocak 2013 sayısı, Karspersky Lab En katı ve karmaşık güvenlik paketleri oluşturulsa bile eğer kullanıcılarda farkındalık yaratılmamışsa, kişisel ve kurumsal kritik verinin sızma riski her zaman mevcut. Bir kurumun en önemli varlığı olan çalışanları, özellikle mobilite ve erişilebilirliğin, verimliliği geliştirme anlamında çok önemli bir rol oynadığı bilgi çağında, kurumun en zayıf halkası olabiliyor. Günümüzde her saldırı, bir web bileşeni üzerinden gerçekleşiyor. Güvenlik zincirinin en zayıf halkası olan insan faktörünün zaaf ve bilgisizliğinden faydalanılıyor. Bilgi sızıntısı Kurumun bilişim teknolojileri ile kullandığı, işlediği ya da ürettiği verilerin bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde kurum dı- Stratejik gereksinimler, iş gizliliği, veri gizliliği, hukuki yükümlülükler, kişisel mahremiyet, uluslararası bilgi güvenliği standart ve akreditasyonlarına uyum nedeniyle bilgilerin sızmasını önlemek şart. şına taşınarak, belirlenmiş “bilgi güvenliği” politikalarının ihlalidir. Amaç bilgi güvenliğini sağlamak ise, değerli verinin belirlenmesi, bilgi güvenliğinin ilk elden sağlanması, bilginin güvenli ortamı terk etmesinin engellenmesi, bilginin güvenli ortamı terk ederken gerekli önlemlerin alınması gerekir. Dışarıya veri akışının mümkün olduğu her ağda, veri sızıntısı riski bulunur. Kritik verilerin saklandığı ya da kullanıldığı ağlarda bu riskin önemi daha da artar. Bilgi sızıntısını engellemek büyük önem taşır. Bilgi sızıntısının yüzde 77’sinin ağ uygulamaları üzerinden gerçekleştiği biliniyor. Stratejik gereksinimler, iş gizliliği, veri gizliliği, hukuki yükümlülükler, kişisel mahremiyet, uluslararası bilgi güvenliği standart ve akreditasyonlarına uyum nedeniyle bilgilerin sızmasını önlemek şart. 10 röportaj 11 Zorlu Center, teknoloji, tasarım ve sanatın buluşma noktası Zorlu Center Proje Direktörü Seha Tekinalp, şehrin tam kalbinde bir çekim merkezi olan Zorlu Center’ın teknolojisi hakkında bilgi verdi. Tekinalp, güvenlikten ulaşıma, altyapıdan eğlence merkezine son teknolojilerin kullanıldığı Zorlu Center’ın teknolojisiyle de eşsiz olduğunun altını çiziyor. Z orlu Center’ın açılışına sayılı günler kaldı. Global çapta gayrimenkul dünyasının heyecanla beklediği açılış öncesinde, Zorlu Center Proje Direktörü Seha Tekinalp ileZorlu Center’da kullanılan teknolojiler üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Zorlu Center; tasarım ve gayrimenkul sektörü açısından ilklerin merkezi olmasının yanı sıra teknoloji dünyasının ulaştığı son noktaları da gözler önüne serecek. Güvenlik, ikaz sistemleri, iklimlendirme, ulaşım ve eğlence gibi birçok farklı alanda teknolojinin de şovuna sahne olacak. Projenin başından itibaren her noktasında yalnızca “en iyi”yi hedeflediklerini belirten Tekinalp, “Dünyada olup da burada yapmadığımız ya da yapamadığımız herhangi bir şey yok” diyor. Zorlu Center, gerek altyapısıyla gerek yarattığı yeni dünyayla, ziyaretçilerine yepyeni deneyimler sunmak ve yaşatmak için hazır. Z: Zorlu Center’da kullanılan teknolojiler hakkında genel hatlarıyla bilgi verebilir misiniz? Zorlu Center; tasarım ve gayrimenkul sektörü açısından ilklerin merkezi olmasının yanı sıra teknoloji dünyasının ulaştığı son noktaları da gözler önüne serecek. Güvenlik, ikaz sistemleri, iklimlendirme, ulaşım ve eğlence gibi birçok farklı alanda teknolojinin de şovuna sahne olacak. Akıllı bina dendiğinde otomasyon sistemleri; ısı, iletişim, etkin enerji, aydınlatma-güvenlik vb. kavramlar öne çıkmakta. Bu konsepte binada kullanılan malzemelerin mühendislik özellikleri ve binanın statik ve dinamik yapısını (deprem yüküne karşı direnç) da dahil edebiliriz. Günümüzde neredeyse tüm projeler için akıllı bina kavramı kullanılıyor fakat her bir detay bu konuda çok önemlidir. Zorlu Center entegre şekilde çalışacak ilk akıllı bina olacak; tüm sistemler IP – data network üzerinden çalışacak. Bu noktada Zorlu Center’da öne çıkan bazı konuları şu başlıklar altında toplayabiliriz. Data sistemi, Telefon sistemi, Acil Anons sistemi, Su ve Gaz Algılama sistemi (olası kaçakların erken uyarılması), Akıllı Otopark sistemi, elektrikli zemin ısıtma sistemi ile kışın buzlanmanın engellenmesi sağlanacak Kar Buz Eritme Sistemi, Bina Otomasyon Sistemi, HD yayın kalitesi sağlayacak IP ve Interaktif TV sistemi tüm internet kullanıcılarının güvenliğini sağlayacak IP Network, Network Güvenliği ve Kablosuz İletişim Alt Yapısı uygulamaları yer alacak. Performans Sanatları Merkezi’deki gösteriler canlı olarak rezidanslardan IPTV ile izlenebilecek. Z: LED aydınlatma konusunda gerçekleştirilen çalışmalar nelerdir? Burada kullandığımız LED aydınlatma sistemleri daha önce hiçbir tesiste kullanılmadı. Çok özel birkaç nokta dışında tüm aydınlatma LED ile sağlanıyor. LED kullanımı önemli ölçüde tasarruf yaratıyor ve dolayısıyla enerji verimliliğine katkı sağlıyor. Binamızın çevresindeki cadde aydınlatmasını da LED ile gerçekleştirdik. Belediye ile ortak bir çalışma eşliğinde bedelsiz olarak bu hizmeti sunduk. Zorlu Center, yalnızca teknoloji tarafıyla değil, çevreye katkı ve sürdürülebilirlik yönleriyle de dünya çapında öne çıkıyor. Çevre düzenlemesinde yaklaşık 3 bin ağaç ve 20 bin adet çalı türünden bitki diktik. Deprem güvenliği konusunda ise tavizsiz bir şekilde ilerliyoruz. 8 ve üzeri şiddette depremlere karşı çok dayanıklı bir yapı sistemimiz var. Cephe elemanlarını da herhangi bir depremde kopup düşmeyecek şekilde seçtik ve yerleştirdik. Fransa, Almanya ve İspanya’da çeşitli laboratuvarlarda test ettirdikten sonra kullandık. Deprem olması halinde tek bir camımızın bile kırılmayacağını söylesek abartmış olmayız. Enerji kesintileri konusunda da alternatif sistemlerimiz mevcut. Şehir genelinde tüm enerji kesilse bile Zorlu Center, en az 48 saat kendi kendine yetebilecek enerjiye sahip. “Zorlu Center bünyesinde, dünyanın en iyi performans merkezini inşa etmek için çalışıyoruz. Şu an itibarıyla yabancı ziyaretçilerimizden, iş ortaklarımızdan, uzmanlardan ve araştırmalarımızdan edindiğimiz bilgilere göre ilk beş içerisinde yer alıyoruz.” Z: Atık su (gri su) konusunda gerçekleştirilen çalışmalar nelerdir? Zorlu Center’da “gri su” arıtma sistemimiz bulunuyor. Kanalizasyonla ilgisi olmayan, mutfaklarda kullanılan suların tamamını arıtıyoruz. Arıtılan sular bahçe sulamasında kullanılıyor. Su kullanımını en az düzeye indirmek konusunda yoğun bir çalışma gerçekleştiriyoruz. Enerji kullanımında da LED aydınlatma dışında makinelerimizi optimum seviyede çalıştırıyoruz. Konutlarda enerji ihtiyacı arttıkça makinelerimiz kademeli olarak devreye giriyor ve gereken enerjiyi sağlıyorlar. Enerji talebi düştükçe makineler otomatik olarak devreden çıkıyor. Isıtma ve soğutma sistemlerimizde de mekanizma bu şekilde işliyor. Ayrıca konutlarda banyolardan çıkan buhar soğurularak ısı tekrar kazanılacak şekilde geri kazanım kutularına aktarılıyor. Isıtma ve soğutma fonksiyonlarını suyla gerçekleştiriyoruz. Havalı sistem yalnızca mevsim dönümlerinde özel fanlarla yapılıyor. Cepheler cam olduğu için, duvar diplerinde buğuyu almaya yönelik sensörlü özel mekanizmalar da var. Z: Performans Sanatları Merkezi’nde kullanılan teknolojiler nelerdir? Zorlu Center bünyesinde, dünyanın en iyi performans merkezini inşa etmek için çalışıyoruz. Şu an itibariyle yabancı ziyaretçilerimizden, iş ortaklarımızdan, uzmanlardan ve araştırmalarımızdan edindiğimiz bilgilere göre ilk beş içerisinde yer alıyoruz. Şu anda 2 bin 262 ve 738 kişilik olmak üzere iki ayrı salonumuz var. Burada kullanmış olduğumuz son teknoloji ürünü ekipmanlar ve sistemler, dünyada birkaç yer dışında kullanılmıyor. Performans Sanatları Merkezi içerisinde görenleri hayrete düşüren bir LED ekranımız bulunuyor. Merkezin içerisinde camdan bir kaplama mevcut ve dıştaki cam cephe kadar, salonların olduğu 12 röportaj 13 “Türkiye’de hiçbir yerde olmayan bir güvenlik sistemi kurduk. Güvenliği yüz tanıma sistemiyle sağlayacağız. Dünyada olup da burada yapmadığımız ya da yapamadığımız herhangi bir şey yok.” bölümü kaplayan camdan bir ağımız var. Bu cam ağın bir bölümü, yaklaşık 22 metre boyunda bir LED ekran içeriyor. Ekranın alt kısımları interaktiviteye izin veriyor. Ziyaretçilerimiz ekranın altına dokunarak hem bilgi alabiliyor hem de oyunlar oynayabiliyorlar. Üst tarafı ise hem şovları gösteriyor hem de gelecek etkinliklere dair program bilgilerini görüntülüyor. Ekrana eklenen bir yazılım sayesinde cepheden ayırt edilmesi imkansızlaşıyor. Aktif olduğu an fark edilebiliyor. “Anlatılmaz, yaşanır” dedikleri bir teknolojiye sahip. Merkez içerisinde ayrıca üç boyutlu bir yönlendirme sistemimiz bulunuyor. Türkiye’de hiçbir yerde böyle bir yönlendirme sistemi mevcut değil. Biletinizi okuttuğunuz an sizi üç boyutlu olarak binanın içerisine alıyor ve oturacağınız koltuğa kadar gerçek görüntülerle yönlendiriyor. Ayrıca, Performans Sanatları Merkezi’nde herhangi bir gösteriye yetişmekte gecikirseniz, gösterinin ilk 10 dakikasını izlemenizi sağlayan LED ekranlarımız var. Giriş sistemimiz, performans sanatçılarının konsantrasyonunu bozmamak açısından, gösteri başladıktan sonra ilk 10 dakika boyunca içeri girişe izin vermeyecek şekilde tasarlandı. İçeriye geç girmeniz durumunda yine özel yönlendirme sistemleriyle sanatçıların konsantrasyonunu bozmayacak bir yapı mevcut. Havalandırma sistemi de çok özel. Koltuğun altından çok düşük bir hızla havayı veriyor ve yukarıdan vakumluyor. Koltukta oturan kişi hava sirkülasyonunu hiçbir şekilde hissetmiyor. İnsanlar Performans Sanatları Merkezi’ne adımlarını attıkları ilk andan itibaren mutlu olsunlar ve sürprizler yaşasınlar istiyoruz. Z: Zorlu Center’da güvenlik sistemleri konusunda bilgi alabilir miyiz? Türkiye’de hiçbir yerde olmayan bir güvenlik sistemi kurduk. Güvenliği yüz tanıma sistemiyle sağlayacağız. Alışveriş merkezi içerisinde yüksek çözünürlüklü birçok kamera var. Bu kameralarla AVM içerisine giren herkes tanımlanabiliyor. Proaktif davranmak için belirli noktalardaki kameralar ile risk oluşturulan bölgeler 24 saat takip edilerek önceden harekete geçilecek. 1.600’ün üzerinde kamera ile takip edilecek. Zorlu Center’daki kameralar 15 framede 15 gün kayıt alabilecekler. Herhangi bir şüpheli AVM’den giriş yaptığı anda sistem onu algılıyor. Kişinin nerede olduğunun bilgisini güvenlik merkezine iletiyor. Güvenlik görevlileri ilgili kişiyi ve çevreyi rahatsız etmeden kontrol altında tutuyorlar. Bu çalışma çerçevesinde emniyet güçleriyle de temas halinde ilerlemek istiyoruz. Kişilerin üzerini arayarak içeri almak istemiyoruz. İnsansız bir güvenlik sağlayarak, rahatsız etmeden kontrollü bir ortam oluşturuyoruz. Z: Sanıyoruz ki elektrikli otomobillerle ilgili altyapı da hazır... Elektrikli otomobillerin daha yaygın hale gelebileceği öngörüsüyle şarj istasyonları kurduk. Şarj istasyonlarımız üç kade- meli olarak hizmet veriyor. Hızlı, orta ve uzun şarj. Elektrikli araç sahibi daire sakinlerinin akşam araçlarını fişe takacakları ve sabah alacakları bir uzun şarj ünitemiz var. Uzun şarj etmek enerji sarfiyatı açısından daha verimli bir yöntem. AVM’yi ziyarete gelenler için ise orta kademede bir şarj ünitemiz mevcut. Yaklaşık 4 saatte aracı şarj edebiliyor. Bir de ani şarj sağlayan hızlı şarj ünitemiz var. Bu da kısa süreli ziyaretçilerimizin kullanmak isteyebilecekleri bir hizmet. Araç yıkama istasyonlarının yanına hızlı şarj ünitelerini kurduk ve araç yıkanırken kısa süre içerisinde şarj edilebilmesini sağlayacağız. Sistemlerimizin tüm aksamları hazır. Teknoloji çok hızlı geliştiği ve değiştiği için sadece son fiş ünitesini takmadık. Teknolojinin gelişmesine paralel olarak fiş sistemini en son andaki duruma göre tespit edip koyacağız. Z: Zorlu Center’ı teknolojik açıdan diğerlerinden ayıran temel farklar nelerdir? Dünyada olup da burada yapmadığımız ya da yapamadığımız herhangi bir şey yok. Örneğin AVM’de kullandığımız yangın güvenlik sistemimiz, şu an kullanılan son teknoloji ürünü. EN-54 adlı bir sistem ve Türkiye’de hiçbir AVM’de yok, biz ilkiz. Çift kablo sistemine sahip. Özel, yanmaz bir muhafaza içinde uyarı hoparlörü var. Bir yerde yangın çıktığı zaman, kablolar yansa dahi, içerisindeki çıplak bakır, anons sistemini devreye soku- yor. Hoparlör zarar görse bile anons yapmaya devam edebiliyor. Böyle çok özel bir sistem. Z: Zorlu Center’ın görünen yüzü kadar, yer altında bir de görünmeyen bir yüzü var. Zorlu Center’ın altında bambaşka bir dünya var. Alttan iki tane yol geçiyor. Birisi ring, diğeri ise yarım ring diyebileceğimiz yollar. Yer altında konutlara giriş için bir bariyer sistemimiz bulunuyor. Bariyer sisteminde plaka okuma ve kart okuyucuyla geçiş gerçekleştirilebiliyor. Plaka temiz ise otomatik okuyor, aksi durumda özel kartı okutmak gerekiyor. Sistem aracı tanıdıktan sonra girişi açıyor ve daire sahibi, özel konut yolundan kendine özel lobisinden evine çıkabiliyor. Asansöre geldiğinde kart okutulduğunda asansör bir takım bilgileri sunuyor. Doğrudan kişinin katına çıkıyor. Size özel reklam yapabiliyor. Projede toplam 92 asansör, 16 yürüyen bant ve 46 yürüyen merdiven mevcut. Rezidanslarda zeminden kuleye 25 saniyede çıkılacak, asansörler 1 saniyede 4 metre çıkıyor. Konut yolu dışında bir de servis yolumuz var. Buna “tır yolu” diyoruz. Yan yana iki tırın geçebileceği genişlikte bir yol. Tüm yapının can damarını oluşturuyor. Bütün malzeme sevkiyatı, nakliye işleri, tüm sirkülasyon bu yol üzerinden kimseyi rahatsız etmeden yapılıyor. Yolun özel güvenliği var. Tek giriş ve çift çıkışa sahip. Bu yolların haricin- de, belediye ile işbirliği gerçekleştirerek trafiği rahatlatmak adına 430 metrelik ilave tünel ve 650 metre uzunluğunda metro tüneli bağlantısı yaptık. Metro istasyonumuzun günlük 50 bin kişiye hizmet edeceğini tahmin ediyoruz. Metro, Metrobüs ve aynı zamanda İETT bu istasyona bağlanıyor. İstasyonu şu an hem biz kontrol edebiliyoruz hem de belediye merkezine bağlı olarak kontrol edilebiliyor. Gelecekte sistemi tümüyle belediyeye devredeceğiz. Geçiş sürecinde sıkıntı yaşamamak adına şimdiden her iki taraftan kontrol edilebilir hale getirdik. Müzik yayın sistemini ve anonsları belediye gerçekleştiriyor. Şu an tümüyle hazır. Z: Zorlu Center, bir yandan çevreyi de yeniden inşa ediyor ve dönüşümünü sağlıyor denilebilir mi? Öyle de denilebilir. Örneğin gaz ihtiyacımız için civardaki indirici istasyonlar kapasiteyi karşılamaya yetmediğinden, belediye için gaz istasyonu kurduk. Hem bizim hem de bölgenin doğal gaz sorunu çözülmüş oldu. Aynı şekilde su sıkıntısı ortaya çıktığında da su hattı döşedik. Bölgenin su sorunu da çözüldü. Ulaşım sorununu çözmek için kavşak inşa ettik. Civardaki site sakinleri teşekkür için geldiler. Kanalizasyon sistemi tıkanıyordu. Zorlu Center’dan Ortaköy’e kadar kanalizasyon sistemini yeniledik. Bir yandan civar bölgenin altyapı ve ulaşım sıkıntısını da çözdüğümüzü söyleyebilirim. 14 haber 15 Türk sofra kültürünün temsilcisi TAÇ Uçacaksanız, en iyisiyle uçun TAÇ, Dışişleri Bakanlığı için özel bir sofra koleksiyonu tasarladı. Türk Büyükelçilikleri ve Başkonsoloslukları’nda kullanılan TAÇ Koleksiyonu, Türk sofra kültürünün dış dünyaya tanıtımında etkin rol oynuyor. Zorlu Air, güvenli ve birinci sınıf V.I.P. Hava Taksi hizmeti arayanlara, estetik ve konforun mükemmel birleşimiyle, ayrıcalıklı bir hizmet sunuyor. D 1 ışişleri Bakanlığı, tüm dünyadaki Türk Büyükelçilikleri ve Başkonsoloslukları’nda kullanılmak üzere özel bir masa tekstili koleksiyonu hazırlanmasına yönelik kurumsal projesi kapsamında, Zorlu Tekstil Grubu’nun ev tekstili sektöründeki lider markası TAÇ ile işbirliği yaptı. Türk kültürünü yansıtan ortak bir dil oluşturulması hedeflenen projede, Çini desenleri ve Selçuklu dönemine ait motiflerden ilham alındı. Koleksiyonda, Devr-i Alem, Topkapı, Selçuk, Lalezar, Karanfil, Kaftan olmak üzere, her bir desene ait masa örtüsü, runner, peçete ve Amerikan servislerinden oluşan 6 farklı desen yer alıyor. 992 yılından bu yana Zorlu Holding bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Zorlu Air, Bell 430 model 2 adet VIP helikoptere ve 14 yolcu taşıma kapasitesine sahip Gulfstream G-450 uçağa sahip. Zorlu Air, Gulfstream G-450’nin filoya katılmasıyla birlikte, hava taksi ticari taşıma yetkisinin alınmasının ardından, Ağustos 2012 tarihinden itibaren faaliyetlerine başladı. Zorlu Air bugün Atatürk Havalimanı’ndaki özel hangarında 2 adet Bell 430 model helikopteri ve G-450 tipi uçağıyla yolcularına güvenli ve birinci sınıf V.I.P. Hava Taksi hizmeti sunuyor. Zorlu Air’in tecrübeli ekibi ile yolcularına güven, konfor ve lüksü bir arada sunan Gulfstream 450, üstün teknik özelliklerinin yanı sıra, 9 saatlik uçuş süresi, pilot kabininden bağımsız ısıtma/soğutma sistemi, 2 kat otomatik ayarlanabilen güneşlikleri, geniş pencereleri, sessizliği, uçuş boyunca yüzde 100 temiz hava akımı sağlaması ve daha birçok özelliğiyle kendi sınıfının lider modellerinden biri. Zorlu Air’in sahip olduğu Bell 430 model helikopter ise 6 yolcu kapasitesine sahip. Yüksek hızı, özenli iç dizaynı, profesyonel pilotları ve Zorlu Air kalitesiyle yolcularını güvenle taşıyor. 16 bir de sen tasarla 17 Gençlerin dünyası, TAÇ ile nevresimlere yansıdı Ev tekstili sektörünün lider markası TAÇ’ın bu yıl 11. kez düzenlediği “Bir De Sen Tasarla Yarışması” sonuçlandı. Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TETSİAD) işbirliği ile gerçekleştirilen yarışmanın ödül töreni, Zorlu Tekstil Grubu Başkanı Vedat Aydın’ın da katılımıyla The Seed’de gerçekleştirildi. E v tekstil sektörünün lider markası TAÇ’ın bu yıl 11. kez düzenlediği “Bir De Sen Tasarla” yarışması, “Gençlik” teması ile “Nevresim Desen Tasarımı” kategorisinde düzenlendi. Mimarlık ve Güzel Sanatlar Fakülteleri ile Eğitim Fakülteleri’nin Resim - İş Öğretmenliği Bölümü’nde öğrenim gören lisans öğrencilerinin katıldığı yarışmanın ödül töreni 8 Mayıs’ta The Seed’de gerçekleştirildi. Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TETSİAD) işbirliği ile gerçekleştirilen “11. TAÇ Bir De Sen Tasarla Yarışması”nda sonuçlar, 8 Mayıs’ta düzenlenen törende açıklandı. Yarışmaya katılan genç tasarımcılar, düşledikleri dünyayı; özgürlük, gelecek ve dönüşüm kavramlarıyla anlattıkları tasarımları paylaştılar. Yarışmanın kazananları; 33 üniversiteden 584 eseri değerlendiren Zorlu Tekstil Grubu yöneticileri, TAÇ bölge bayileri, TETSİAD temsilcisi ve akademisyenlerin aralarında bulunduğu yarışma jürisi tarafından belirlendi. lenen oylamayla bir kez de kendi aralarında yarıştı. Kazanan tasarım Sosyal Medya Özel Ödülü’nün de sahibi oldu. Zorlu Ailesi üyeleri, Zorlu Holding Tekstil Grubu Başkanı Vedat Aydın, Zorlu Tekstil Grubu Yöneticileri, akademisyenler ve üniversite öğrencilerinin yanı sıra çok sayıda davetlinin katılımıyla düzenlenen ödül töreninde konuşan Zorlu Holding Tekstil Grubu Başkanı Vedat Aydın, Türkiye’nin tekstil sektöründe son 5 yıldır Avrupa’nın gözdesi bir ülke olduğunu söyledi. Tekstil sektöründe Uzak Doğu’dan rakiplerin de olduğunu anımsatan Aydın, “Ancak özellikle Avrupalı büyük alıcılar Nergiz Şerifoğlu / TOZPEMBE Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü Birincilik ödülü sahibi “TAÇ markası bu alanda eğitim gören her öğrencinin olduğu gibi benim de hayalimdi. Daha önce de pek çok yarışmaya katıldım ve kazandığım ödüller oldu. Ancak TAÇ’ın yarışmasına katılmak ve burada ödül almak ayrıca büyük anlam taşıyor. İdol olarak belirlediğimiz bir marka. Okula girdiğim ilk yıldan bu yana yarışmaya katılma cesaretini bir türlü gösterememiştim. İçime sinen, çok iyi bir desen olmadan katılmak istemedim. Daha önceki yarışmaları takip ettim, katılan desenleri inceledim ve ödül alanlara baktım. Bu yıl “Tozpembe” adlı tasarımımla katılmaya karar verdim. Tozpembe, gençlerin yetişkinlere göre dünyaya daha farklı çerçevelerden baktığını anlatan bir çalışma. Tozpembe gözlükler kullandım tasarımda. Daha renkli, daha cesaretli ve gençlerin arasında hep söylendiği gibi, dünyaya daha toz pembe bakan bir tasarım hazırladım. Yarışmaya katılırken hiçbir zaman “birinci olacağım” Yarışma neticesinde birinci 10 bin TL, ikinci 7 bin TL ve üçüncü 5 bin TL ile ödüllendirildi. Bir tasarımcı 3 bin TL değerinde TETSİAD Özel Ödülü almaya hak kazanırken, altı tasarımcı da Mehmet Zorlu Vakfı Özel Bursu’yla ödüllendirildi. Dereceye giren on tasarım, ödül töreninin ardından Facebook’ta düzen- diye beklemiyorsunuz. Değerlendirilmesini ve insanların tepkilerini merak ediyorsunuz. Birincilik kazanmış olmam benim için büyük sürpriz oldu. Çok sevindim. Ayrıca bu benim ürüne dönüşen ilk tasarımım. Bu açıdan çok heyecanlıyım ve bunun için TAÇ’a çok teşekkür ediyorum. Bende çok özel bir yeri var.” 18 bir de sen tasarla 19 Ahmet Ağlamaz / POCKET Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü İkincilik ödülü sahibi Erman Aksoy / GÜN Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümü Üçüncülük ödülü sahibi “Bu benim katıldığım dördüncü Bir De Sen Tasarla yarışması. Bu “TAÇ’ın yarışmasını ilk duyduğum anda büyük bir heyecana kapıldım. Ne tür bir tasarım yapabileceğime dair günlerce düşündüm. Zihnimde oluşturdum. Kavramlarla, farklı tasarımlarla günlerimi geçirdim. Bilgisayarın karşısına geçtiğimde ise bir anda rahat bir şekilde tasarlamaya başladım. “Gün” adını verdiğim tasarımda birebir hayvan motiflerini kullandım. İç yüzde stilize hayvan figürleri var. Bu temayı seçmemin en büyük nedeni tabii ki hayvanları çok seviyor olmam. Onlarla huzur buluyorum. Birçok hayvanseverin ve huzurlu ortamları seven kişilerin bu tasarımı beğeneceğine inanıyorum. Bu çalışma, tasarımını gerçekleştirip de üretildiğini gördüğüm ilk projem oldu. Bu nedenle hem çok heyecanlı ve mutluyum hem de büyük bir gurur hissediyorum. Tasarımınızı elinize almak ve onu ürüne dönüşmüş olarak görmek büyük bir keyif. Ödül almış olmanın ötesinde bir mutluluk kaynağı. Ödül almak da büyük bir başarı. Burada yarışan tasarımlara bakınca gerçekten de hepsi birbirinden değerli. Çok başarılı işler var. Çok yetenekli arkadaşlarımız var. Tüm bu tasarım fikirleriyle rekabet edip bir de onlar arasından başarıya ulaşınca, elde edilen başarı daha büyük oluyor. Bu hisleri yaşamamıza ve birbirimizin tasarımlarını görüp ufkumuzu genişletmeye olanak tanıdığı için TAÇ’a çok teşekkür ediyorum.” yarışmanın saygınlığı ve arkasındaki markanın gücü nedeniyle tasarımlarımın gelişiminde çok etkili olduğuna inanıyorum. Şu ana kadar Bir De Sen Tasarla yarışmasında, birisi Sosyal Medya Ödülü olmak üzere toplamda beş ödül kazandım. Geçtiğimiz yıl tasarımım birinci olmuştu. Yarışmaya katılmak, eserlerinizin uzmanlar tarafından değerlendirilmesi ve ardından halk oyuna sunulması, değerlendirilmesi büyük bir heyecan ve çok önemli bir geri bildirim sağlıyor. Ayrıca tasarımların ürüne dönüşmesi de öğrenciler için bulunmaz bir fırsat. Bu yıl hazırladığım tasarıma “Pocket” adını verdim. Kot ceplerinden ve kot kumaş üzerindeki dokulardan oluşuyor. Gençlerin genellikle kot pantolonu tercih etmesi fikrinden yola çıktım. Bu nedenle cep formunu stilize ederek, grafik değerler katarak bir kompozisyon içerisinde yüzey düzenlemesi yaptım. Şu ana kadar birçok yarışmaya katıldım, alıştım diyebilirim. Ama TAÇ’ın yarışmasına katılmak beni her yıl heyecanlandırıyor. Burada çok farklı bir atmosfer hissediyorum. Genç tasarımcılara kendilerini kanıtlama ve gösterme şansı verdiği için TAÇ’a bir kere daha çok teşekkür ediyorum.” Türkiye’deki tekniği, imkanları, yaratıcılığı ve Türkiye’deki servis imkanlarını Uzak Doğu’dan elde edemedikleri için bütün ürünlerini Türkiye’den alıyor. Giyimde, ev tekstilinde bilinen en önemli markalar Türkiye’de üretiliyor. Bunlar esasında ülkemizin tekstil konusunda geldiği yeri gösteriyor” dedi. Aydın, 30 yıl önce İtalya’nın Türkiye’nin bugünkü konumunda olan bir ülke olduğunu belirterek, “İtalya’da üretim tesislerinin hepsi kapandı, ama İtalya hala hepimizin gidip tekstil ürünlerine baktığımız bir ülke konumunda. İtalya bunu sadece ve sadece tasarım gücüyle, yenilik gücüyle sağlıyor” dedi. Türkiye’de tekstil sektörünün alt yapısının, teknik yapısının, tekstil sektöründeki teknik, ticari personel, insan kaynaklarının üst seviyede olduğunun altını çizen Aydın, “Fakat çok önemli bir eksiğimiz var. Kademe kademe kapatıyoruz ama bir İtalya olamadıysak bu eksikliğin ara kaynağı tasarımdan geliyor. Tasarım öğrencilerinin sektörümüzün geleceği için çok önemli olduğunun altını bir kere daha çizmek istiyorum. Biz Zorlu Tekstil Grubu olarak 11 yıldır tasarım dünyasıyla işbirliği yapıyoruz. Geleceğin ev tekstil tasarımcı adaylarını destekli- yoruz. TAÇ Bir De Sen Tasarla Yarışması’nın, genç tasarımcı adaylarının ev tekstili sektörüne kazandırılması anlamında büyük önem taşıdığını düşünüyorum” dedi. 11. TAÇ Bir De Sen Tasarla Yarışması’nda birinci seçilen Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden Nergiz Şerifoğlu, 10 bin TL ödülünü Zorlu Holding Yönetim Kurulu Üyesi Selen Zorlu’nun elinden aldı. Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencilerinden Ahmet Ağlamaz’ın ikinci olduğu yarışmada, üçüncülük ödülünün sahibi ise Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden Erman Aksoy oldu. Törende, 6 adet Mehmet Zorlu Vakfı Özel Bursu ve 3 bin TL değerindeki TETSİAD Özel Ödülü de sahiplerini buldu. Kazananlar Facebook’ta da yarıştı Yarışma finalinin ardından ödül kazanan tasarımlar, www.facebook.com/tacbirdesentasarla sayfası üzerinden bir kez de kendi aralarında yarıştı. Yarışmacılar, tasarımlarına ait görselleri ve tasarımlarını anlattıkları videolarını Facebook’taki “TAÇ Bir De Sen Tasarla Sayfası”na yükleyerek 15 gün boyunca Face- book kullanıcıları tarafından oylandılar. Halk oylaması niteliği taşıyan Facebook oylamasını, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil Tasarımı Bölümü öğrencilerinden Seyit Ali Dönmez, “Rozet” adlı tasarımıyla kazandı. Dönmez, 3 bin TL değerindeki para ödülünün de sahibi oldu. Bir De Sen Tasarla yarışması ile 11 yıldır kesintisiz olarak sanayi ve eğitim işbirliğine katkıda bulanan TAÇ, uluslararası pazara sunulabilecek, ev tekstilinde moda yaratabilecek özgün tasarımları ortaya çıkarmayı ve ev tekstili sektöründe “tasarımcı” kimliğinin güçlenmesine yardımcı olmayı amaçlıyor. TAÇ’ın kurumsal sosyal sorumluluk projesi niteliğindeki yarışmada geçen 11 yıllık süre içinde, yaklaşık 3 bin eser jüri üyeleri tarafından değerlendirilerek, toplam 124 tasarım, ödüle layık görüldü. TAÇ, her sene dereceye giren eserleri üreterek, www.tac.com. tr adresinde online satışa sunuyor ve tasarımlara tüketici kataloğunda da yer veriyor. Kazananlar ayrıca, Zorlu Tekstil Grubu’nda iş veya staj imkanı da elde ediyorlar. 20 haber Fuarlarda Korteks imzası Korteks, müşteriyle birebir iletişim olanağı sunan ulusal ve uluslararası saygın tekstil fuarlarına damgasını vurdu. 15-19 Mayıs tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenen Evteks ve 29 Mayıs–01 Haziran arasında düzenlenen Highteks ile 11-13 Haziran tarihleri arasında Almanya’da düzenlenen Techtextil fuarlarında müşterilerle buluştu. 21 Yenibiriş Ödülleri’nden Zorlu’ya üç ödül birden Türkiye’nin önde gelen işe alım portalı Yenibiris.com tarafından düzenlenen ve farklı kategorilerde 77 şirketin ödüllendirildiği törende, Zorlu Holding ve Vestel Şirketler Grubu toplam 3 ödülün sahibi oldu. K orteks, Mayıs ayı içerisinde İstanbul’da gerçekleşen Hightex ve Evteks fuarlarında hem yurtiçi hem de yurtdışından gelen iş ortaklarını standında ağırladı. Hightex’te fonksiyonel ve teknik tekstiller için hazırlanan özel ürün grubunu ön plana çıkaran Korteks; Evteks fuarında ise sektörün nabzını tutarak özellikle mat ve doğal görünümleri, kumaş üzerinde sıra dışı efektleri ve geniş renk arşivini katılımcıların beğenisine sundu. İlk defa yer aldı Zorlu Tekstil grubunun amiral gemisi Korteks, 11-13 Haziran 2013 tarihleri arasında Frankfurt/Almanya’da gerçekleşen Techtextil fuarına da ilk kez katılım gösterdi. Prestijli fuarlar arasında ilk sıralarda yer alan Techtextil süresince, mevcut müşterilerle yoğun bir program dahilinde görüşmelerini tamamlayan Korteks ekibi, yeni iş ortakları da edinerek mevcut müşteri ağını genişletti. Özellikle teknik tekstillere yönelik fonksiyonel iplikler, otomotiv tekstilleri için uygulanan özel program ve üstün nem yönetim özelliği ve kullanıcılara sağladığı konfor ile beğeni toplayan DRY TOUCH® markalı kumaşlara ilgi oldukça yoğundu. Korteks ile birlikte Zorluteks’in Ar-Ge ekibinin de yer aldığı fuar boyunca hem kumaş üreticileri hem de kumaş tedarikçilerine, özel ürün grupları hakkında bilgiler verildi. Ulusal ve uluslararası arenada ürün kalitesi, üstün teknik servis hizmeti ve bilgi birikimiyle markalaşan Korteks, yoğun ve verimli geçen fuar dönemine virgül koydu. Korteks, ABD ve Rusya’da katılacağı fuarlar için de hazırlıklarını tüm hızıyla sürdürüyor. Y enibiris.com altı yıldır olduğu gibi bu yıl da istihdama katkıda bulunan kurumsal üyelerini ödüllendirdi. Türkiye’nin önde gelen işe alım portalı Yenibiris.com tarafından 21 Mayıs’ta Trump Towers’da 2012 yılı için düzenlenen ödül töreninde, “Sektörünün En Hızlı Büyüyen Şirketi”, “Sektörünün Yükselen İşveren Markası”, “Sektörünün İstihdam lideri” ve “Örnek İşveren” ödülleri verildi. Kurumsal üyeler arasında yapılan değerlendirme sonucu, farklı kategoriler- de 77 şirket ödül almaya hak kazandı. Zorlu Holding ve Vestel Şirketler Grubu, adayların şirketlere gösterdiği ilgi ve başvuru tercihleri temel alınarak, “Sektörünün Yükselen İşveren Markası Ödülü”ne layık görüldüler. Vestel Şirketler Grubu, adaylarla etkin iletişimde bulunup başvurulara geri dönüş yapılması nedeniyle “Örnek İşveren Ödülü’nü” de almaya hak kazandı. 22 haber 23 Vestel Akıllı Ev Platformunu Almanya’da tanıttı Vestel, Plus X’in en prestijli ödüllerinin sahibi oldu Dijital ürün pazarının Avrupa lideri Vestel, Avrupa’nın tek dijital yayıncılık fuarı AngaCom’a 37 farklı ürünüyle katıldı. Vestel tüm yayın frekanslarını tek seferde alabilen set üstü kablo kutusunu ve “akıllı ev” platformunu ilk kez bu fuarda görücüye çıkardı. Tasarımla dost teknoloji Vestel, Almanya’da düzenlenen onuncu Plus X Tasarım Yarışması’nda “En Yenilikçi Marka” ve “Yılın En İyi Ürünü” ödüllerine layık görüldü. Vestel, yarışmanın en prestijli iki ödülü olan ve her kategoride yalnızca bir markaya verilen bu iki ödül ile tasarımdaki iddiasını pekiştirdi. D V ijital ürün pazarının Avrupa lideri Vestel, Almanya’nın tal kutu özelinde 45 milyon Euro ihracat hedefliyoruz” dedi. Köln kentinde 33 ülkeden 440 firmanın katılımıyla Vestel standında set üstü kutuların yanı sıra smart center ve düzenlenen, Avrupa’nın tek dijital yayıncılık fua- multi screen uygulamaları, skype üzerinden görüntülü görüş- rı AngaCom’da yeni ürünlerini tanıttı. Vestel standında set me yapma özelliğine sahip akıllı TV’ler en çok dikkat çeken bir marka olduğunu söyleyen Vestel Elektronik ARGE Genel üstü kutular ve Android tabanlı set üstü kutu platformları ön ürünler arasında yer aldı. Müdürü Murat Sarpel “tüketicilerimize hem görsel zariflik ve plana çıktı. Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Turan estel’in gerek Türkiye’de gerekse yurtdışında kullanıcısına dayanıklı ve teknolojiyle dost ürünler sunmayı hedeflemiş, başarısını ve kalitesini kanıtlamış şıklık hem de kullanım kolaylığı sunmak istiyoruz. 900 kişilik Erdoğan, “Set üstü kutu ürün grubunda Avrupa’daki TV ope- Vestel dijital set üstü kutuları da akıllandıracak dev AR-GE ekibimizle ürünlerimizi, tüketicilerimizin istek ve ratörleri ve yayıncılarıyla anlaşmalar yaparak proje bazlı ürün Vestel’in TV üreticilerini, uygulama geliştiricileri, reklam ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak geliştiriyoruz. Tasa- geliştiriyoruz. ajansları ve diğer çözüm ortaklarını “bir kez geliştir, her yerde rım ekiplerimiz ürün geliştirme çalışmalarımızın bel kemiğini çalıştır” yaklaşımıyla buluşturan Smart TV Alliance’a sponsor oluşturuyor. İhracatının yüzde 70’ini elektronik ürün kategorisinde ger- üye konumunda ilk ve tek Türk şirket olduğunu belirten Erdo- çekleştiren Vestel, 2012 yılında set üstü kutu satışlarında bir ğan, “Daha zengin içerik ve servis sunmak adına Smart TV Al- Tasarıma ve ürün geliştirmeye verdiğimiz önemle geçtiğimiz önceki yıla oranla yüzde 21 artış yakaladı. 2013 yılında diji- liance birliğinde yerimizi aldık. Bu üyelik sayesinde Vestel’in yıllarda kazandığımız tasarım ödüllerine yenilerini eklemekten büyük gurur duyuyoruz” dedi. Vestel, 2013 yılında Plus akıllı televizyonları kullanıcılara daha fazla uluslararası içerik sunabiliyor. Böylece en zengin lantılarını geliştirmesi için çok önemli bir fırsat olduğunu be- X Tasarım Yarışması’ndan yüksek kalite, kullanım kolaylığı, yerli içeriğe sahip Vestel Smart TV, ulusla- lirten Erdoğan şöyle konuştu: “2012 ve 2013 yılında set-üstü tasarım, işlevsellik, çevre duyarlılığı kriterleri çerçevesinde rarası içerik açısından da uzak ara öne geçti. kutu projeleri için Kosova, Hırvatistan, Sırbistan, Bulgaristan, 52 ödül kazandı. Her markanın yarışma kapsamında kazan- Smart Alliance’ın üyesi olarak aynı yaklaşımı Birleşik Arap Emirlikleri, Rusya, Suudi Arabistan, Ruanda ile iş dığı ödül sayısının profesyonel jüri üyeleri tarafından de- set üstü kutu üretimimizde de başarıyla de- birliği yapmaya başladık. Bu yıl içerisinde Doğu Avrupa, Bal- ğerlendirilmesiyle ‘En Yenilikçi Marka Ödülü’nün de sahibi vam ettireceğiz. Dijital set üstü kutularımızı kan ülkeleri, Afrika, Türkiye Cumhuriyetleri ve Ortadoğu’daki oldu. da akıllı ürün ailemizin bir parçası haline ge- operatörlerle işbirliğine başlamayı hedefliyoruz.” Plus X Tasarım Yarışması’ndan buzdolabı, set üstü ocak, kli- tireceğiz. Gelecek dönem için Ultra HD yayın formatına uygun yeni set üstü kutu üzerine Vestel’den operatöre özel yazılım ma, fırın, uzaktan kumanda ve Led TV’leri ile ödül kazanan çalışıyoruz” dedi. Operatörlere özel ürün geliştirebilecek yazılım kapasitesine Vestel, set-üstü kutu kategorisinde “Nose”, bilgisayar kate- sahip olduklarını da vurgulayan Erdoğan, “Operatörler, servis gorisinde ise “Curl” ürünleriyle “Yılın En İyi Ürünü” ödülüne Vestel Doğu Avrupa’dan Afrika’ya kadar set modellerine göre çeşitli altyapılara ihtiyaç duyuyorlar. Vestel, layık görüldü. Ürünlerin kendi kategorilerinde yakaladıkları üstü kutu satacak. 80 ülkeden 16 binden faz- operatörlerle görüşerek onların gereksinimleri doğrultusunda özgünlük ve satış noktasında sahip oldukları avantajlar doğ- la ziyaretçiyi buluşturan AngaCom fuarının özel yazılım çözümleri geliştiriyor. Yurt içi ve yurt dışında bir- rultusunda değerlendirilmesiyle Vestel ürünleri yılın en iyi Vestel’in dijital ürün sektöründeki ihracat bağ- çok uydu ve IP operatörleri ile işbirliği içindeyiz” dedi. ürünleri oldu. 24 haber 25 Tekstil sektörünün kalbi EVTEKS Zorlu Tekstil Grubu, dünyanın en önemli tekstil fuarları arasında yer alan EVTEKS’te yerini aldı. Zorlu Tekstil Grubu’nun, Zorluteks ve Korteks’e ait standlarla katıldığı fuarın açılışını Başbakan Yardımcısı Ali Babacan gerçekleştirdi. EVTEKS İstanbul Ev Tekstili Fuarı, dünyanın dört bir yanından gelen katılımcı firmaları 19. kez buluşturdu. D ünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçileri, katılımcı firmalarla buluşturan EVTEKS İstanbul Ev Tekstili Fuarı 19. kez kapılarını açtı. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 15-19 Mayıs tarihleri arasında CNR EXPO’da düzenlenen fuarın açılış kurdelesini, aralarında Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Zorlu’nun da yer aldığı işadamlarıyla birlikte kesti. Açılışta, CNR Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ceyda Erem, Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (TETSİAD) Başkanı Yaşar Küçükçalık, CNR Holding Fuarcılık Grubu CEO’su Cem Şenel de yer aldı. Tekstil kökenli bir aileden gelen Babacan, baba mesleğini uzun yıllar yapmış olmaktan ötürü duyduğu gururu paylaşırken Türk tekstil sektörünün gelişiminin ve gücünün her yıl EVTEKS Fuarı’nda gözlemlenebildiğinin altını çizdi. Babacan, Tekstil kökenli bir aileden gelen Babacan, baba mesleğini uzun yıllar yapmış olmaktan ötürü duyduğu gururu paylaşırken Türk tekstil sektörünün gelişiminin ve gücünün her yıl EVTEKS Fuarı’nda gözlemlenebildiğinin altını çizdi. 26 haber 27 Ahmet Zorlu; “EVTEKS’e baktığımda Türkiye’nin nereden nereye geldiğini görüyorum ve büyük gurur duyuyorum. Bugün Avrupa’nın önündeyiz. 30 yıl önceki standların kalitelerinin çok önüne geçtik. Bununla iftihar ediyorum.” Çiğdem Solak Zorlu Tekstil AR-GE Grup Müdürü “EVTEKS’te 550 metrekarelik standımızda Zorlu Tekstil Grubu’na ait markaları tüketiciyle buluşturuyoruz. TAÇ, Linens ve Valeron koleksiyonlarından örnekleri burada sergiliyoruz. Ev tekstili ürünleri olarak nevresimler, bunları tamamlayıcı yatak örtüleri, dekoratif ürünler standımızda yer alıyor. TAÇ perde koleksiyonunu da burada sunuyoruz. Ayrıca ihracata yönelik ürünlerimizi de burada teşhir ediyoruz. EVTEKS’te özellikle dijital baskılı ürünlerimizi vurgulamak istedik. Nevresimde ve perdede dijital baskılı ürünlerimizi ağırlıklı olarak sergiliyoruz. Dijital baskı tekniğiyle çok az sayıda, çok daha lüks, çok daha detaylı ve parlak renklerle basmak mümkün. Zorlu Ev Tekstil Grubu olarak yakın zamanda dijital makinelere yatırım yaptık. Dünyada geniş ende dijital baskı yapan makineyi “Bugün dünyanın 2. büyük ev tekstili fuarını açmak benim için çok anlam ifade ediyor. Bu meslek benim babamın, dedemin mesleği. Bu fuarlara alıcı olarak da satıcı olarak da katıldım. 1995 yılında ilk kez 69 firmanın katılımıyla düzenlenen EVTEKS, bugün katılımcı firma sayısını 1.000’e, metrekareyi de 2 bin 175’ten 160 bin metrekarelere çıkardı. Türkiye’nin ev tekstili sektöründe nereden nereye geldiğinin ispatıdır” dedi. Markalaşmanın önemine değinen Babacan, markanın, tüketicilere verilen bir söz olarak tanımlanabileceğini belirterek, Türkiye’nin de artık markalaşmanın önemini kavradığını söyledi. Açılışta bir konuşma gerçekleştiren TETSİAD Başkanı Yaşar Ahmet Zorlu Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı “Türkiye’de ilk EVTEKS, 1979-80’li yıllarda Hilton Oteli’nde yapıldı. O yıllarda Frankfurt’ta yapılan Heimtextil’e katıldığımızda hayranlıkla izliyordum. Katılımcı yoğunluğundan fuar alanına bile girmek zor oluyordu. Stantlara karşıdan bakardık, hayal ederdik, ama sonunda hayallerimizi gerçekleştirdim. Şimdi EVTEKS’e baktığımda Türkiye’nin nereden nereye geldiğini görüyorum ve büyük gurur duyuyorum. Bugün Avrupa’nın önündeyiz. 30 yıl önceki standların kalitelerinin çok önüne geçtik. Bununla iftihar ediyorum. Her alanda rekabet olması gerektiğini düşünüyorum. Daha iyisini yapmaya çalışmak için rekabet şart. Böylece daha ileriye gidebiliriz. Artık yabancılar bizleri ziyarete geliyor. Fuarlarımıza katılıyorlar. Bugün Avrupa’da herhangi bir fuara gittiğimde artık çok ilginç gelmiyor. Bir gün kalıyorum ve geri dönüyorum. Bizde daha iyileri yapılıyor. Bugünlere gelmemizde ve tekstilin gelişiminde Zorlu Tekstil Grubu’nun da birazcık katkısı olduysa ne mutlu bize...” Küçükçalık, EVTEKS’in, İstanbul ekonomisine de büyük katkı yaptığını vurgulayarak Türk ev tekstili sektörünün 5.5 milyar dolar ihracata sahip olduğunu ve dünya ev tekstili sektöründen yüzde 5’lik bir pay aldığını söyledi. CNR Holding Fuarcılık Grubu CEO’su Cem Şenel ise fuarda yabancı katılımcı sayısının rekor düzeye ulaştığını belirtti. Şenel, “EVTEKS bu yıl 11 salonda 160 bin metrekare alanda düzenleniyor. 50 ülkeden alım heyeti fuarı ziyaret edecek. Alım heyeti kapsamında fuara gelen ülkeler arasında İspanya, İtalya, ABD, Almanya, Japonya, Fransa, İngiltere, Kanada, İran ve Çin yer alıyor” dedi. Açılışın ardından fuar alanını gezen Babacan, Zorlu Tekstil Grubu’nun standını da ziyaret etti. Babacan stantta, Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Zorlu, Zorlu Holding Yönetim Kurulu Eşbaşkanı Zeki Zorlu, Zorlu Holding Yönetim Kurulu Üyesi Olgun Zorlu ve Zorlu Tekstil İcra Kurulu Üyesi Fatih Dereköylü ile sohbet etti. Zorlu Tekstil Grubu ve markalarının Türk tekstil sektörünün gelişimindeki yeri ve önemi hakkında görüşlerini paylaşan Babacan, Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Zorlu ile Vestel standını da ziyaret etti. ilk biz satın aldık ve şu anda faaliyete geçti. Burada onların ilk örneklerini sergiliyoruz. Yaklaşık iki yıldır da nevresimde geniş enli baskı yapıyoruz. EVTEKS şu anda dünyadaki en büyük fuarlardan biri olma yolunda. Hem uluslararası olarak hem de katılımcı ve ziyaretçi açısından dünyadaki en büyük ev tekstili fuarı Heimtextil’in ardından geliyor. Başka ülkelerde benzer küçük fuarlar var, ama hiçbiri bu ölçeğe ulaşamadı. Sezonun şu an başındayız. Fuarda sergilediğimiz ürünleri ve tüm yenilikleri yaz döneminde pazarda da görebileceksiniz.” 28 köşe yazısı/metin salt 29 Vestek Elektronik Araştırma Geliştirme A.Ş. Genel Müdür [email protected] Meraklı makineler “Oh ne ala. Ben de bir tane yazılım bulur zengin olurum” diyenler: Dikkat! İnternette bedava veya 3-5 kuruşa bulacağınız yazılımlar, geçmişte başarılı olmuş çok belli başlı modelleri kullanır. Ancak borsada bir model çok yaygın kullanıldığında insanların sonraki alım satım davranışları etkilenir ve değişir. Artık bu model çalışmaz olur. Bu nedenle borsada sürekli öğrenen ve adapte olan yazılımlar olmadıkça kalıcı başarı olmaz. Zaten internette size nasıl zengin olacağınızı gösterenlerin, ayda birkaç yüz TL’lik Google reklamına dayalı gelirlere tamah etmeleri kendi içinde yaman bir çelişki değil midir? Merak insanlığı bugünkü ilerlemişlik düzeyine getirdiyse, kim bilir meraklı makineler ne düzeye gelecektir? K uzguna yavrusu şahin görünür”. Benim oğlum meraklıdır. Aile bireylerini kısa sürede çil yavrusu gibi dağıtacak kadar çok soru sorar. Onun soruları nedeniyle birlikte televizyon seyretmek bile baba sabrı gerektirir. İşin iyi yanı, merakı nedeniyle ilginç konularda kendini geliştirip, sıra dışı başarılarıyla beni pek çok kez gururlandırmıştır. Ancak eğitim geleneğimiz olan Seviye Belirleme Sınavı’na göre başarısı tartışılır. Nasıl olsun! Sınavda çıkmayacak olan konuların, ilgi alanlarının ve kişisel farklılıkların önemsenmediği bir eğitim sistemimiz var. Oysa günümüzde ezber bozan gerekiyor. Ülkeler veya şirketler için rekabette öne çıkmanın yasal olan en güçlü yolu: yenilikçilik ve yaratıcılıktır. Biz de ise sınavların araç değil amaç olduğu 12 yıllık bir eğitim sürecinin sonunda üniversiteye gidilir. Bu gencimize, birden bire “araştır, düşün, biraz merak et” denince gözüne ışık tutulmuş tavşan gibi tepkisiz kalır. Çünkü insanlardaki merak duygusunu erken öldürürseniz onları çok iyi işlem gücüne sahip makinelere dönüştürürsünüz: Kendisine verilen bilgi ile tanımlanan işi iyi ve hızlı yapabilen insan görünümlü makineler. Bizim sınav sistemimiz de en iyi makineyi seçmeyi amaçlar. Geçtiğimiz yüzyılda bilim, bizim eğitim sistemimiz gibi, en iyi ve karmaşık işleri yapan makineyi yapmaya odaklanmıştı. Ancak artık bilim bile kendi kendine öğrenen, merak eden makineler yaparak bir sonraki ilerlemişlik seviyesine çıkılabileceğine karar verdi. Benim oğlum ve onun kuşağı bu eğitim sistemiyle insanlığa ne katkı yapar zaman gösterecek ama makineler merak etmeye başlarsa neler olacağına dair ilk izlenimler oluşmaya başladı. Öğrenen makine dendiğinde kaçınılmaz olarak bilgisayar yazılımları akla gelir. Bu nedenle ilk örneği, aklı olanın para kazanacağına inandığı borsadan ve borsacıların kullandığı yazılımlardan verelim. Çoğumuz borsada alım satım yaparak harikalar yaratacağımızı düşünüyoruz. Biraz ekonomi bilgisi ve bolca şans ile birkaç kuruş kazananlar da yok değil. Ama bu Merak olmadan araştırma, araştırma olmadan sürekli öğrenme olmaz. Çoğumuz için araştırma internette yapılır. Akılları zorlayacak boyutta verinin internette olması aslında hem iyi hem kötü denilebilir. Aradığımız bilginin o büyük veri içinde olması bizi rahatlatırken, bu kalabalıkta aradığımızı bulmanın zorluğu açıktır. “Arama motorları ne güne duruyor?” diyenleri duyar gibiyim. Arama motorları sözcük eşleme mantığı ile çalışır. İnsan beyni ise sorulara yanıt bulmayı ister. Örneğin biz insan olarak “Vestel Smart TV kaç lira?” sorusuna yanıt ararız. Ama bunu arama motoruna yazdığınızda sizi vestel.com. tr sitesine yönlendirir. Siteye gidip yanıtı kendinizin bulması gerekir. işi profesyonel yapan kişi ve kurumlara kafa tutmak sanıldığı kadar kolay değildir. Çünkü onlar bu iş için gelişmiş yazılımlar kullanırlar. Bu yazılımların ilk örnekleri, borsada insanların alım satım alışkanlıklarını analiz edip, borsacıya öneriler yapardı. Bugünün gelişmiş yazılımları ise artık yaptıkları analizlerin sonunda doğrudan alım satım kararı verip aynı zamanda borsada işlemi de gerçekleştirirler. Yani aslında siz borsada alım satım yaparken makinelere karşı yarışıyorsunuz. Bizim gözle takip etmeye çalıştığımız borsa verilerini bu makineler, saniyede milyonlarca işlem yaparak, belirli modellere uydurarak işlerler. Asıl amaç borsadaki bir sonraki adımı en doğru ve hızlı şekilde tahmin etmektir. Bu yazılımlar borsaya ve telekom istasyonlarına en yakın yerlerdeki ofislerde çalışır. Böylelikle saniyeden küçük zaman birimlerinde rakiplerine göre işlem önceliği kazanırlar. Gelişmiş borsa makineleri sürekli gelen borsa verilerini öğrenir, değerlendirir ve yerine göre bir insandan daha etkin kararlar verebilirler. Bu makineler karar mekanizmalarını geliştirmek için öğrenen algoritmalar kullanırlar. Algoritma temelde söyle çalışır; makine geçmiş hisse senedi verilerine bakarak bir karar verir (al/sat/tut). Sonra senedin fiyatındaki değişimi gözler. Doğru karar verdiyse bu modelde bir karar daha verir. Yanlış karar verdiyse modelini değiştirir. İstisnalar dışında yüzlerce kez doğru karar verdiyse bu modeli başarılı olarak kaydeder. Bu şekilde makinenin elinde onlarca başarılı model olur. Makine bir hisseyi takip etmesi istendiğinde o hissenin verilerine belirli bir süre için bakar. Eğer önceden bu veri akışı için başarılı bir model kaydedilmiş ise hemen bu modele göre alım-satım kararları vermeye başlar. Bilim insanları özellikle yazılı metinleri okuyan, öğrenen ve sonrasında o yazıyla ilgili sorduğunuz sorulara yanıt veren algoritmalar üzerinde çalışıyor. Bunu bir ilköğretim öğrencisine söyleseniz, aklına ilk olarak, ev ödevi olayının bittiği gelir. Bilim adamları bu yazılımları başka amaçlarla kullanıyor. Örneğin, sosyal medyada bir konuyla ilgili yapılan paylaşımları bu yazılımlar ile okuyup toplumun o konuyla ilgili olumlu ya da olumsuz görüşlerini öğrenebiliyor. Blog ve gazete yazarlarının yazılarından sosyal olgular hakkında kamuoyu araştırması yapabiliyor. Daha ticari kullanımları da var elbette. Yakın zamanda televizyon reyting ölçümleme şirketi Nielsen, Twitter ile bir anlaşma yaptığını duyurdu. Ortaklar “Nielsen Twitter Reyting Sistemi” adlı yeni bir sistemi tanıttılar. Eskiden TV izlenme oranları sadece evinde ölçüm cihazı olan az sayıda seyircinin tercihleri ile şekilleniyordu. Artık o televizyon programının popülerliği için program öncesinde, devam ederken ve sonrasında atılan twit’ler incelenecek. Öncelikle twit’lerin sayıları, sıklığı ve kişi sayısı gibi ölçümler yapılacak. Ancak ilerleyen zamanda twit’lerin içeriğini öğrenen yazılımlar ile okunması sonucu izleyicinin o programla ilgili, hatta yayındaki kişiler ile ilgili görüşleri toplanabilecek. Birçok internet bazlı ücretsiz elektronik posta servisi de “yazı madenciliği” denen bu yöntemleri kullanarak sizin gönderilerinizi okur. Amaç kimin kiminle ne konuştuğunu öğrenmekten uzaktır. Sizin ilgi alanlarınızı öğrenip size uygun reklamı önünüze getirmek hedeflenir. Benzer algoritmalar özel chat sitelerinde küfürleşmeyi tacizi ve siber suçları önlemek için kullanılır. Yazı madenciliği amaçlı yazılımları o dilin kurallarını öğrenmelidir. Bunu yapabilmek için hedeflenen dilde bir tümcede işi yapanı, yapılan işi ve yapılış şeklinin yazılıma öğretilmesi gerekir. Bazen insan algısıyla bile zorlandığımız bu konuda bilim adamlarının kat ettiği yol hiç de azımsanacak boyutta değildir. Öğrenen makineler insan yaşamı içindeki etki alanını günden güne arttıracak. Bugün telefonun bir ucundan Türkçe konuşurken, telefonun diğer ucundaki yabancı iş ortağımızın bizi kendi sesimizde İngilizce duyabileceği sistemler artık hazır. Modern bir eğitim sisteminin temelinde bilginin öğrenilmesi değil öğrenme yönteminin öğrenilmesi hedeflenir. Bir çocuğa kitap okuma öğretisi ve alışkanlığı kazandırılması, onun kendi kendine başka kitaplar okuyarak bilgi edinmesinin yolunu açar. Aslında öğrenen makineler, buna benzer yaklaşımlar kullanırlar. rimiz, profesör doktor hocalarımıza gideriz. Çünkü hoca en çok, en değişik ve en zor hastaları görmüştür. Yardımcı teşhis sistemleri de aynı mantıkla tasarlanmıştır. Araştırma ve eğitim kurumlarında denenen bu sistemler milyonlarca hastanın tetkik verileri ile yüklenir. Hocalar kurulunun belirlediği kesin teşhis sonuçları da bu tetkikler ile eşlenir. Yani sistem en iyi üniversite eğitimini alır. Kullanıma geçtiğinde; hastaya ilişkin birçok tetkik parametresi sisteme gelir. Sistem eskiden öğrendikleri doğrultusunda, bir hoca gibi deneyimine dayalı olarak teşhisi koyar. Her hastanın her durumda hocalar kuruluna gitme şansı olmadığını düşündüğünüzde, sağlık hizmetlerinin tabana yayılması için kötü bir başlangıç sayılmaz. Örnek olarak yoldan geçen araçları ve insanları sayan bir akıllı kamera sistemi kurmak istediğimizi düşünelim. Öğrenme yetisi olmayan bir bilgisayara gelen görüntülerden iki tekerlekli olanların bisiklet/motosiklet, dört tekerleklilerin araba/ kamyon olduğunu kodlayabiliriz. Ancak üç tekerli bir motor geldiğinde bu sistem sonuç üretemez. Oysa eğitilmiş bir yazılım hala iş görebilir. Bu öğrenen sistemler kurulum öncesinde yüzlerce görüntü ile baştan eğitilir. Örneğin değişik büyüklük ve şekillerde kamyonlar, değişik hızlarda giden bisiklet, motosiklet ve arabalardan oluşan bir video seti düşünelim. Bilgisayara her video için, görüntüde olan doğru araç tipi öğretilir. Yüzlerce video ile eğitilen sistem üç tekerlekli bir araç geldiğinde; aracın tekerlek sayısından bir sonuç çıkaramaz ama aracın hızı, üzerinde bir kişi oturması gibi etkenlere bakarak bu araca en yakın araç grubunun motor olduğunu bilir. Bu tip öğrenen bir sistemi ne kadar fazla veri ile eğitirseniz, bilmediği bir durumla karşılaştığında o kadar doğru karar verir. Bu şekilde söylenince çocuk yetiştirmeye benziyor. Biz de çocuklarımızı olabildiğince değişik ortamlara sokup, bu ortamda nasıl davranması gerektiğini öğretmeye çalışmıyor muyuz? Bizden ayrı geçen hayatlarında, deneyimleri doğrultusunda kendi kararlarını veriyorlar. Öğrenen sistemler, sağlık gibi, en ciddi konularda bile kullanılmaya başlandı. “Tıpta hastalık yoktur hasta vardır” deyişi, hastalıkların seyrinin her hastada farklı olduğunu belirtmek için kullanılır. Bazen belirtiler karmaşıktır ve teşhis koymak zorlaşır. Bu durumda öğretim görevlisi farkı ödeyebilenle- Öğrenen makineler insan yaşamı içindeki etki alanını günden güne arttıracak. Bu alan bilim dünyasında en hızlı ilerleyen alanlardan biri olarak gelişimini sürdürecek. Bugün telefonun bir ucundan Türkçe konuşurken, telefonun diğer ucundaki yabancı iş ortağımızın bizi kendi sesimizde İngilizce duyabileceği sistemler artık hazır. Bilgisayarların satranç oyununda insanları yenmesine alıştık. Satranç oyunu kolaylıkla programlanabilen bir yazılım olduğu için makinelerin üstünlüğü bizi şaşırtmıyor. IBM’in Watson isimli bilgisayarının Amerika’da yayınlanan Jeopardy bilgi yarışmasının en başarılı yarışmacılarını rezil etmesi ise bir bilgisayar için azımsanmayacak bir başarıdır. Çünkü bilgisayar bir insan gibi doğal dilde kendisine sorulan soruları anlayabiliyor. Sonra o soruya belleğinden veya internetten yanıt arayıp buluyor. Neredeyse oturup sohbet edeceksiniz. Bugün satın alacağınız orta sınıf bir araba kendi kendine park edebiliyor. Yakın zamanda kendi kendine giden arabalar içinde seyahat etmeye başlayacağız. Bilim insanları İstanbul trafiğinde bizim adımıza araçtan inip kavga eden robotlar da yapabilirse, geçmişin geleneksel dokusundan ödün vermeden, eksiksiz modern bir yaşama kavuşmuş olacağız! 30 haber 31 Kaynaklar: The Psychology of Curiosity: A Review and Reinterpretation, George Loewenstein, 1994 Sosyoloji Araştırmaları Dergisi - 2011 / 2 Cilt: 14 Sayı: 2 - Güz 2011 Yenilikçi Oyun Alanı sunumu, Cengiz Ultav, Forum İstanbul, 2012 http://www.globalinnovationindex.org Her şeyin başı merak Geleceği, uzayı, geçmişi, sınırlarımızı, ölümden sonraki yaşamı merak ediyoruz. Belirsizlik bizi huzursuz ediyor… Bilgi, kendimizi güvende hissetmemizi sağlıyor. Bilimle, sanatla, teknolojiyle, “aktif bilgiyle” bilinmezliğin karanlık yolunu aydınlatmaya çalışıyoruz ve her bir adımı atarken bir sonrakinde neyle karşılaşacağımızı, ne kadar hazırlıklı olursak olalım, hala merak ediyoruz. G manın bahsettiği üçüncü merak kaynağı da ikinciyi tamamlıyor: İştah. Araştırmada, merak iştahının doyurulamamasının, insana acı verdiğinden söz ediliyor. Neden merak ettiğimiz sorusunun hemen ardından akıllara gelen bir diğer soru; neyi merak ettiğimiz. Sosyolojik araştırmalara göre insan en çok “bilinmeyen” peşinde koşuyor. Uzakta olan, gelecekte gerçekleşecek olan, ulaşılmaz gibi görünen, mistik, tanrısal olan her şey insanın merak duygusunu harekete geçiyor. Entelektüel merakın çıkış noktasının da yine bu bilinmeyene ulaşma motivasyonundan beslendiği belirtiliyor. enetik kodlarımıza işlenmiş merak duygusu biz ademoğullarına belki de miras kaldı. Hala merak ediyoruz. Gemilerle “yeni dünyalara” ayak bastık, sualtını adım adım keşfettik, başımızı yukarıya kaldırdık, önce Ay’a gözümüzü diktik ve ardından bizi temsilen Kızıl Gezegen’e “Merak”ımızı yolladık. Yolculuğumuz merak içinde devam ediyor… Yoksa kediyi öldüren endişe mi? İngilizler’in, “Merak kediyi öldürür (curiosity killed the cat)” diye ünlü bir atasözü vardır: James Allan Mair’s adlı bir araştırmacının 1873 yılında yayınladığı sözlüğe göre bu kalıbın geldiği yer İrlanda. Shakespeare’in de “Yok Yere Yaygara” adlı oyununda bu atasözü geçer. İlginç olan şu ki sözü edilen dönemlerde kullanılan terim “merak” (curiosity) değil, aslında “endişe” (care). Türkçeye de bir şekilde yerleşmiş olan bu yaygın kullanımın devamına, korku romanı duayeni Stephan King’in eklediği cümle, merak duygusunun insandaki karşılığını aslında özetleyiveriyor: “Merak kediyi öldürür, tatmin ise geri getirir” (Curiosity killed the cat, satisfaction brought him back). “Devrimsel icatların, keşiflerin, yeniliklerin çıkış noktası olan merak duygusunun tarihimiz boyunca taze kalmasını, bir türlü doyuramadığımız ‘tatmin’ duygusuna borçluyuz demek çok da abartılı olmaz. Merakımızı tatmin etmeye çalıştıkça keşfetmek, keşfettikçe daha çok merak etmek… Bunun “öldüren” değil, geleceği bugüne getirdikçe, bilgi ile hayatımızı kolaylaştırdıkça “uçuran” bir tarafı olduğu ortada. Neyi merak ediyoruz? Neden merak ediyoruz? Albert Einstein, “Merakın var olmak için kendi nedeni vardır” diyor. Amerikan Psikoloji Derneği bünyesinde yapılan bir araştırmaya göre ise üç temel özelliğimiz nedeniyle merak ediyoruz. İlki, insanın doğası gereği bilgi edinmek için bir motivasyona sahip olması. Yani doğuştan meraklıyız. Örneğin Aristo’ya göre insan, tamamen içsel dürtüler nedeniyle merak edip bilimsel araştırmalar yapıyor, çıkış noktasına faydacılığı koymuyor. Bir diğer Romalı filozof Cicero da merakın Tanrı vergisi bir öğrenme isteği olduğunu söylüyor. Aynı araştırmaya göre merak dürtüsünün ikinci kaynağının ise “tutku” olduğu söyleniyor. Yine Cicero merakı, öğrenmeye ve keşfetmeye duyulan karışı konulmaz bir tutku olarak tanımlıyor. Ve araştır- Geleceği… En çok merak ettiğimiz konulardan biri de gelecek. Bireysel düzeyde tam bir belirsizlik kaynağı olsa da ülkeler, kurumlar, toplumlar işini şansa bırakmıyor. İş dünyasının gelecekle baş etme yollarından biri “uzgörü” adı verilen fütürist çalışmalar. Merakın, orijinal tabirle endişenin “kediyi öldürmemesi” için iş dünyası geleceğini önceden yazıyor ve planını programını buna göre yapıyor. Bu konu o kadar çok ciddiye alınıyor ki birçok gelişmiş ülkedeki üniversitelerin akademik programında ders olarak okutuluyor. Türkiye’de ise ilk kez Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde 2013 ders programına “Future Studies” ismiyle dahil edildi. Fütürizm ilk kez 1909’da yayınlanan fütürist manifesto ile duyuldu. Bu kavram, “oluşmuş” geleceği kabul etmeyi reddediyor. Bilgi ve teknolojiyi kullanarak muhtelif Neden merak ettiğimiz sorusunun hemen ardından akıllara gelen bir diğer soru; neyi merak ettiğimiz. Sosyolojik araştırmalara göre insan en çok “bilinmeyen” peşinde koşuyor. Uzakta olan, gelecekte gerçekleşecek olan, ulaşılmaz gibi görünen, mistik, tanrısal olan her şey insanın merak duygusunu harekete geçiyor. Entelektüel merakın çıkış noktasının da yine bu bilinmeyene ulaşma motivasyonundan beslendiği belirtiliyor. 32 haber 33 Çocukluk arkadaşımızın bugün nerede olduğunu, hayranı olduğumuz şarkıcının şu anda ne yaptığını, işten ayrılan yöneticimizi nerede bulabileceğimizi, hoşlandığımız birinin hangi mekanlara takıldığını, köşe yazılarını takip ettiğimiz gazetecinin anlık yorumlarını merak diyoruz. Bu kadar meraklı olmasaydık, sosyal ağlar ile birbirimize böylesine sıkı bağlanmazdık belki de... gelecekler oluşturmayı; yaşamın tüm boyutları için olumlu gelecek tasarımı yapmayı benimsiyor. Multidisipliner, uzgörülü, yenilikçi, stratejik ve sürdürülebilir öneriler geliştirmeyi hedefliyor. Türkiye’de ise 2005 yılında kurulan Fütüristler Derneği bu bakış açısını uygulamaya çalışıyor. Kurucuları arasında Alphan Manas, Faruk Eczacıbaşı, İbrahim Kavrukoğlu, Yurtsan Atakan gibi ekonomi ve iş dünyasının önemli isimlerinin bulunduğu dernek, tüm dünyada benimsenen ilkeleri kabul ediyor ve geleceği merak edip duran insanoğlu olmanın ötesine geçip bilgi ile önlem almayı hedefliyor. Fütürist manifestodan... • Kendisi ve tüm insanlık için olumlu, ilerici, yenilikçi vizyon geliştirir. • Kişi, kurum ve toplumların yararlı, etkin yol haritası oluşturmalarına yardımcı olur. • İnsanlıktan sorumlu olduğunu bilir. • Geleceğin seyircisi değil, tasarımcısı olması gerektiğinin farkındadır. • Çağdaşlık sözcüğünün günü yaşamakla sınırlı olmadığını bilir ve davranışlarıyla bunu yansıtır. • Geleceği uzgörür. • Dünyanın örgütlenmesinde yer almak ister. Sınırlarımızı merak ediyoruz Jules Verne’in 1865’te yayımladığı “Dünya’dan Ay’a” isimli kitabındaki kahramanlar, Ay’a 4 günde ulaşmak için bir roket yaparlar. O dönemde uzaya seyahat fikrinin ortaya atılması büyük tartışmalara yol açar. Profesyonel illüzyonist Georges Méliès’in -kendisini yakın dönemde Martin Scorsese’nin Oscarlı filmi Hugo ile yeniden tanıdık- en çok ses getiren fil- mi, 1902’de çektiği Ay’a Seyahat olur. Ve insan 1969 yılında Ay’dadır. Jules Verne’in hayal ettiği gibi yolculuk 4 gün sürer. Sanat aracılığıyla ifade edilen bu hayal, neredeyse bir asır sonra gerçek oldu. Ay seferleri 1972’ye kadar devam etti. Ay’ın ‘keşfi’ merakımızı tatmin etmiş, hızımızı kesmiş değil. Tam tersi tüm araştırmalar hızla sürüyor. Artık bir ayağımız uzayda... Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)’nin araştırmaları neredeyse her gün yeni bir haber getiriyor: Satürn’ün uydusunda buz volkanı saptandı, Ay’ın yüzeyinde silikat volkanlar bulundu, Jüpiter’de okyanus büyüklüğünde patlama oldu, uzayda başıboş bir gezegen görüldü, Mars’ta antik nehir yatağı bulundu… 2004’te Mars’ta hayat olup olmadığını bize söylemesi için gönderdiğimiz Spirit adlı robottan sonra, yine kızıl gezegene bir robot-laboratuvar yolladık. Adı: Merak! (Curiosity). Sınırlarımızı aşmaya çalışmamız, daha geniş coğrafyalara yayılma arzusunu da barındırıyor ancak sınırları aşmak bugün, insanın kendini bilim, araştırma, teknoloji ile tekrar ve tekrar aşması anlamına geliyor. Birbirimizi merak ediyoruz Çocukluk arkadaşımızın bugün nerede olduğunu, hayranı olduğumuz şarkıcının şu anda ne yaptığını, işten ayrılan yöneticimizi nerede bulabileceğimizi, hoşlandığımız birinin hangi mekanlara takıldığını, köşe yazılarını takip ettiğimiz gazetecinin anlık yorumlarını merak diyoruz. Ve tüm bunların cevabını artık birkaç saniyede alabiliyoruz. Bu kadar meraklı olmasaydık, sosyal ağlar ile birbirimize böylesine sıkı bağlanmazdık belki de... Bilgiyi merak ediyoruz Milattan önceki üçüncü yüzyılda insanlık dev bir kütüphaneye sahipti. Kütüphanenin misyonu, bulunduğu ülkeye giren her kitaba el koymak, bir kopyasını da sahibine vermekti. Bir diğer misyon, dünyanın farklı yerlerine temsilciler yollayıp yeryüzündeki tüm kitapları tek bir çatı altında toplayabilmekti. Bu şekilde, birçok bilime ait dağınık ve kaybolmaya mahkum eser, tek bir çatı altında toplanabiliyordu. O dönem, dünyanın en büyük kütüphanesinde 150 bin el yazması eserin toplandığı kayıtlarda geçer. En önemli kısmını, sözü geçen dev İskenderiye Kütüphanesi’nin oluşturduğu bu ilim irfan kompleksinde ayrıca, o devirde bilinen tüm ülkelerdeki hayvan ve bitki türlerinin birer örneği, botanik bahçesi, otopsi için anatomi salonu, fizik, kimya, tıp, astronomi gibi bilimler için evler vardı. O zaman da merak ediliyordu, hatta kuvvetle muhtemeldir ki daha tutkulu ve yaygın bir merak vardı. Bilginin peşinde koşuluyor, değişik bir bitkiye dahi bilgi gözüyle bakılıyor, kıtalar aşılıp kitaplar toplanıyordu. Bugün yine tek bir “çatı” altında, tek bir hareket ile bilgiye ulaşmak elimizde. Milattan öncesindeki gibi bilgiyi muhafaza eden ve sunan klasik kütüphanelerimiz hala var ama daha kolay, daha hızlı, daha anlık bilgiye ulaşmak, merakımızı anında gidermek, bu ihtiyacımızı hemen karşılamak için artık dijital kütüphanelerimiz ve internet yoluyla sahip olduğumuz arama motorlarımız var. Merak etmezsek ne olur? Merak etmek sınırlarımızı aşmamızı, yeni dünya keşiflerini, teknoloji, bilim, sağlıkta ilerlemeyi sağladı. Ülkeler, toplumlar, kurumlar düzeyinde merak etmek, yenilikçi düşünmek ve buna göre hareket etmek, her zaman merak etmeyenlerin öncüsü oldu. Merkezi Fransa’da bulunan INSEAD uluslararası işletme okulu ve Dünya Fikir Eserleri Örgütü tarafından yayınlanan, 141 ülkenin katıldığı 2012 Küresel Yenilik Endeksi raporuna göre bu ülkelerden sadece 25’i merak edip yeniliklerin peşinden koşuyor ve gelişime öncülük ediyor. Bu ülkelerin puanları 100 üzerinden 50 ve fazlası. Diğerleri ise 50’nin altında kalıyor. Slovenya 50 puanın hemen altında 26. olurken, Hırvatistan 42, Bulgaristan 43, Karadağ 45 ve Sırbistan 46. sırada. Türkiye ise 74. sırada yer alıyor (Listenin tamamı için: http://www.globalinnovationindex.org). Raporda ülkeler, yenilik becerileri ve aldıkları sonuçlar esas alınarak sıralanmış. Dünya nüfusu ve GSYİH’nin %94,4’ünü kapsayan raporda üst üste iki yıldır, İsviçre, İsveç ve Singapur genel yenilik performansında en tepede yer alıyor. Yemen, Nijerya ve Sudan ise sıralamanın en sonunda bulunuyor. Küresel Yenilik Endeksi baş araştırmacısı ve proje yöneticisi Daniela Benavente SETimes’a verdiği demeçte, “Yenilikler, yeni iş alanları yarattığı ve ülkenin üretkenliği ve büyümesini artırdığından, modern ekonomiler için şarttır. Raporlar, araştırma ve yeniliğe yatırım yapan ülkelerin krizde daha güçlü hale geldiğini ve krizden daha hızlı çıktığını gösteriyor.” diyor. Yeniliğin geniş bir şekilde tanımlandığı rapor, öncelikle iş alanındaki yeniliği, altyapı ve eğitime yapılan yatırımı ve onun sonuçlarını -bilgi, beceriler, üretkenlik üzerindeki etkisini ve yeni teknolojilerin çalışma organizasyonunda kullanımını içeriyor. Listenin 46. sırasında bulunan Sırbistan’ın Ticaret Odası Teknolojik Yenilik Kurulu Sekreteri Danica Micanoviç, Sırbistan’ın bilim ve araştırma çalışmalarında yükselen bir trende geçtiğini, ancak yenilik alanında daha yapılması gereken çok şey olduğunu söylüyor. Bu bakış açısı gelişmekte olan bir ülkenin umut vaat ettiğini söylüyor bize. İnovasyon becerileri düşük olduğu için listenin sonunda yer alan ülkelerin ise geri kalmışlık düzeyi de buna paralel. Özetle merak etmemek, listenin sonunda yer almaya mal oluyor. 34 haber 35 Çocuklara “Dünya Çevre Günü” armağanı Zorlu Enerji Grubu, çocuklara özel yayımladığı çevre ve enerji kitaplarına bir yenisini ekledi. 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nü “Zorlu ile Karbon Ayak İzi” isimli yeni kitabıyla kutlayan Zorlu Enerji Grubu, çocuklara karbon ayak izinin nasıl oluştuğunu ve azaltmak için neler yapabileceklerini illüstrasyonlarla ve eğlenceli bir dille anlatıyor. Ç ocuklara, temiz enerji kaynaklarını ve enerjinin doğru kullanımını anlatmak için özel kitaplar tasarlayan Zorlu Enerji Grubu, bu kez karbon ayak izi ve etkilerini konu alan “Zorlu ile Karbon Ayak İzi” kitabını hazırladı. Kitabın kahramanı sevimli Yeşil Ejderha, çocuklara karbon ayak izinin nasıl oluştuğunu anlatarak; dünyamıza etkileri ile bireysel olarak karbon ayak izinin nasıl azaltıbileceği hakkında bilgi veriyor. Şebnem Erverdi Zorlu Enerji Grubu Kurumsal İletişim Müdürü Şebnem Erverdi, “Çocuklarımızla bugüne kadar enerjiyi ve çevreyi ilgilendiren çeşitli eğitim projelerinde bir araya geldik. Şimdi de onlar için, ‘Zorlu ile Karbon Ayak İzi’ kitabını hazırladık. Dünya Çevre Günü’nde çocuklara bir hediye sunmak üzere yayımladığımız bu yeni kitabımızla, çocuklarımızın çevre koruma bilincini güçlendirmek ve özellikle iklim değişikliği konusundaki farkındalıklarını artırmak istiyoruz. Kitabımızı okuyan çocuklar, karbon ayak izinin nasıl oluştuğunu ve günlük hayatlarında gerçekleştirecekleri basit uygulamalarla ayak izlerini nasıl azaltabileceklerini öğrenecekler. Eğlenceli bir dil ve renkli bir görsel dünya yaratarak çocukların bir yandan bilgilenirken bir yandan da keyifli zaman geçirmelerini amaçladık. Çocuklarımız, ‘Zorlu ile Karbon Ayak İzi’ kitabımıza, yine tasarımı ve konsepti çocuklara özel olarak hazırlanan web sitemiz www.enerjisitemiz.com adresinden de kolayca ulaşabilirler” dedi. “Zorlu ile Karbon Ayak İzi” kitabında, kitabın kahramanı Yeşil Ejderha, küresel iklim değişikliğine yol açan karbon gazı salımı ve bunun sonucunda oluşan karbon ayak izini basit ve eğlenceli bir dille anlatıyor. Sibel Şengül tarafından yazılan ve Halime Keskin tarafından resimlenen kitapta çocuklar, basit bir tablo yardımıyla yol açtıkları karbon ayak izinin oranını kendileri hesaplayabiliyor. Çıkan sonuca bağlı olarak, yol açtıkları karbon salım oranını evin sıcaklığını 2 derece düşürmek, ambalajlı ürün kullanımını olabildiğince azaltmak, yaşanılan bölgede yetiştirilen ürünleri tercih etmek gibi uygulaması basit önerilerle günlük hayatta nasıl azaltabileceklerini de öğreniyorlar. “Zorlu ile Karbon Ayak İzi”, Zorlu Enerji Grubu tarafından hazırlanan ve bugüne kadar anlatımı ile tasarımı çocuklar tarafından çok sevilen “Zorlu ile Rüzgar Enerjisi”, “Zorlu ile Doğal Gaz”, “Zorlu ile Jeotermal Enerji”, “Zorlu ile Su Enerjisi” adlı serinin 5. kitabı olarak yayımlandı. Kişisel karbon testi Elektrik ve elektrikli eşyaları çok sık mı kullanırsın? Kömür kullanıyor musunuz? Uçak kullanır mısın? Uçak kullanıyorsan uzak mesafelere mi gidersin? Özel otomobiliniz var mı? Özel otomobiliniz varsa, sık sık kullanır mısınız? Otomobilinizle uzak mesafelere yolculuk yapar mısınız? Çok fazla et tüketir misin? Mevsiminde olmayan meyve sebze tüketir misin? Çok sık yeni kıyafet alır mısın? Ambalajlı ürün kullanır mısın? Çok sık elektronik eşya (telefon, bilgisayar gibi) satın alır mısın? Geri dönüşüm yerine çöpe atmayı mı tercih edersin? Çok sık alışveriş yapar mısın? “Evet’’ sayısı karbon ayak izinin büyük olduğunu gösterir. “Bazen’’ yanıtları fazla ise, biraz daha dikkat ederek, bırakılan izler küçültülebilir. “Hayır’’ yanıtlarının çokluğu ise karbon ayak izinin küçük olduğunu gösterir. EVET HAYIR BAZEN 36 haber İlham öğrencilerden, tasarım Vestel’den 37 Zorlu Grubu sağlık söyleşileri Zorlu Holding çalışanlarının sağlık alanında bilgilendirilmeleri amacını taşıyan Zorlu Grubu Söyleşileri serisi Zorlu Plaza Oditoryumu’nda düzenlenmeye devam ediyor. Dost Teknoloji Vestel, 29 Haziran Dünya Endüstriyel Tasarım Günü’nü üniversite öğrencileriyle birlikte düzenlediği tasarım atölyesiyle kutladı. Yaşar Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Bölümü öğrencilerinin “endüstriyel tasarım” denildiğinde akıllarına gelenler, Vestel ekibinin yeni televizyon tasarımına ilham verdi. V estel, 29 Haziran Dünya Endüstriyel Tasarım Günü kapsamında Yaşar Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Bölümü ile işbirliği gerçekleştirdi. Üniversite öğrencilerinden “endüstriyel tasarım” denince akıllarına gelen ilk kelimeleri paylaşmalarını isteyen Vestel, bu kavramlardan yola çıkarak yeni bir televizyon tasarladı. Hem estetik hem fonksiyonel Özgürlük, yaratıcılık, estetik, işlevsellik gibi kavramların öne çıktığı atölye sonucunda tasarlanan televizyon, kullanıcı dostu yapısı ve estetiğiyle dikkat çekti. Vestel, öğrencilerden ilham alarak tasarladığı televizyonu Yaşar Üniversitesi öğrencilerine hediye etti. Farklılaşma sağlıyoruz International Council of Societies of Industrial Design (ICSID) tarafından 2007’den beri düzenlenen Dünya Endüstriyel Tasarım Günü’ne destek veren tek Türk markası olmaktan gurur duyduklarını belirten Vestel Endüstriyel Tasarım Elektronik Bölüm Müdürü Burak Emre Altınordu, “Vestel olarak tasarımda farklılaşma sağlayarak tüketicilerimizin istek ve ihtiyaçları doğrultusunda hem şıklığı hem de kullanım kolaylığıyla öne çıkan yeni ürünler geliştiriyoruz. Bunun yanında Türk tasarım ve tasarımcısının markalaşması hedefiyle hareket ediyoruz. ICSID tarafından düzenlenen Dünya Endüstriyel Tasarım Günü’nünde öğrencilerden ilham aldığımız yeni tasarım televizyonumuz ile kutluyoruz. Vestel olarak tasarım denilince akla ilk gelen markalardan biri olarak böyle etkinlikleri desteklemeye devam edeceğiz” dedi. İ nsan Kaynakları politikaları kapsamında çalışanları bilinçlendirmek ve bilgilendirmek amacıyla düzenlenen Zorlu Grubu Sağlık Söyleşileri, Memorial Sağlık Grubu’nun katkılarıyla devam ediyor. Etkinlik kapsamında, modern çağın en önemli sorunlarından biri olan baş ağrısı ve özellikle sigara kullananlarda çevresel faktörlerin de etkisiyle artan solunum problemlerine yönelik, uzmanlar tarafından bilgilendirme sohbetleri gerçekleştirildi. Baş ağrınızı önemseyin Memorial Ataşehir Hastanesi Baş Ağrısı Merkezi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Macit Selekler, “Baş Ağrınızı Önemseyin” başlıklı söyleşide Zorlu Grubu çalışanlarına, çok sık rastlanmakta olan baş ağrısı sorunuyla ilgili detaylı bilgiler verdi. Söyleşi sonunda Zorlu Grubu çalışanlarının sorularını da yanıtladı. Karbonmonoksit gazı ölçümü Zorlu Grubu çalışanlarına yönelik karbonmonoksit gazı ölçümü, işyeri hekiminin eşliğinde gerçekleştirildi. Tüm gün boyunca süren ölçümlerin sonucu Memorial uzmanları tarafından değerlendirilerek çalışanlarla paylaşıldı. Çıkan değerler, sigara içenler açısından uyarıcı nitelikte oldu. Sigara içmeyenler açısından ise çevresel faktörlerin olumsuz etkilerini ortaya koydu. Tüm Zorlu Grubu çalışanları, aynı konu hakkında ilerleyen günlerde düzenlenen söyleşilerle Memorial Sağlık Grubu tarafından bilgilendirildiler. Sigara ve çevresel faktörlerin akciğer sağlığımıza etkileri ve doğru nefes alma teknikleri Memorial Sağlık Grubu’ndan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. İlkay Keskinel, “Sigara ve Çevresel Faktörlerin Akciğer Sağlığımıza Etkileri” ile ilgili Zorlu Grubu çalışanlarını bilgilendirdi. Önceki günlerde karbonmonoksit gazı ölçümüne katılan çalışanlara ilişkin genel bir değerlendirme gerçekleştirildi. Solunum Fizyoterapisti Tuba Ergene, “Doğru Nefes Alma Yöntemlerini” uygulamalı olarak çalışanlarla paylaştı. Söyleşi sonunda Zorlu Grubu çalışanları konuyla ilgili sorularını aktardılar. 38 haber 39 Vestel, iki yılda 15 “Merkez Servis” açacak Vestel merkez servisleri iki ana birimden oluşuyor. İlk birim, müşterilerle doğrudan temasta bulunan saha ekipleri, merkez servisler ve çağrı merkezlerini; diğer birim saha ekiplerine destek veren teknik, lojistik, eğitim, kalite, bilgi teknolojileri ve iş geliştirme takımlarını kapsıyor. Vestel, “Merkez Servis”lere 9 milyon TL yatırım yaptı. 200 kişiye istihdam sağlayan Vestel, servis hizmetlerinde mükemmellik için iki yılda 15 “Merkez Servis” açacak. D ost teknoloji Vestel, satış sonrası hizmet kalitesini yükseltme ve standartlaştırma amacıyla Müşteri Hizmetleri Genel Müdürlüğü çatısı altında geliştirdiği “merkez servis” projesine İzmir Işıkkent’ten start verdi. Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan ve Vestel Müşteri Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Tarkan Tekcan’ın katıldığı açılışta merkez servis konsepti de tanıtıldı. Vestel’in yeni kurulan merkez servisleri hem yetkili servislerin çözemediği sorunları devralıp hızlı bir şekilde çözüme kavuşturma hem de yetkili servis çalışanlarını eğitme sorumluluğunu üstlenecek. Vestel gibi köklü ve kendi sektöründe öncü bir markanın, müşteri memnuniyeti konusunda ortak bir dil oluşturmasının ve bu ortak kültürün yaygınlaşarak sürdürülmesinin son derece önemli olduğunu belirten Erdoğan şunları ifade etti: “Vestel olarak bu yönde attığımız en önemli adımımız Müşteri Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nü kurmak oldu. Merkez servislerin de bu genel müdürlüğe bağlı en önemli hizmet birimi olarak konumlandırdık. Merkez Servisler için şimdiye kadar 9 milyon TL yatırım yapıldı. Kendi sektörümüzde satış sonrası müşteri memnuniyetini artırmak adına böyle bir yapılanmaya giden ilk şirket olmak bizler için gurur kaynağı. 350 yetkili servis ve 5000’i aşan servis personelinden oluşan servis organizasyonuna sahip Vestel, iki yıl içinde en az 15 yeni merkez servisinde 250 kişiye daha istihdam sağlayacak. Bu yıl ise bunların ilk 11’ini 15 Haziran’a dek hayata geçirmiş olacağız.” Vestel’den hem istihdama hem eğitime katkı Merkez servislerde çalışacak personelin donanımlı ve alanında uzman olmasına önem verdiklerini belirten Erdoğan, “Uzmanlaştırılmış Meslek Eğitim Merkezleri’nde 1 ayı teorik, 1 ayı pratik olacak şekilde 2 aylık bir eğitim veriyoruz. Eğitime katılan kişilere, eğitimlerinin sonunda merkez servislerde istihdam sağlıyoruz. Bu yöntemle Manisa’ da 30 kişilik istih- dam sağladık. Eğitimlerimiz, İstanbul, Adana ve Diyarbakır’da da devam ediyor. 2014 yılında merkez servis çalışanlarımıza Vestel Akademi kapsamında eğitimlere katılma imkanı sunarak insan kaynağımızın kalitesini daha da yükselteceğiz” dedi. Vestel’in merkez servislerinde görev yapan teknisyenlerin de yetkili servis çalışanlarını eğittiklerini sözlerine ekleyen Erdoğan, “Bu katkı ile sadece bir hafta sonunda 26 farklı noktada toplam 975 yetkili servis çalışanına eğitim verildi” dedi. Merkez servislerin sayısı 2014’te 15’i geçecek İzmir Işıkkent’te açılan merkez servisi İstanbul’da Ümraniye ve Kağıthane, Diyarbakır, Ankara, Adana, Antalya, Erzurum, Trabzon, Kayseri ve Gaziantep’tekiler takip edecek. Merkez servislere 2014 yılında Bursa, Samsun, Konya, Bodrum’da açılanlar eklenecek. Vestel 2014 ilk yarısına kadar merkez servis sayısının 15’e ulaşmasını planlıyor. Vestel, İzmir Işıkkent’te açılan 650 metrekare alana sahip merkez serviste 15 çalışanıyla hizmet verecek. İzmir Işıkkent’teki merkez servis İzmir, Manisa, Aydın, Denizli, Uşak, Balıkesir illerindeki yetkili servislerden sorumlu olacak. Sadece hizmet vermeyecek, standartları belirleyecek Merkez servis projesiyle sadece müşterilerin beklediği hizmeti sunmakla yetinmeyip sektördeki hizmet standartlarını yeniden belirlemek istediklerini söyleyen Tekcan, “Merkez servislerimizle yürüteceğimiz çalışmalarda amacımız bölgesel profilleri, istekleri ve yaklaşımları yakalayabilmek. Merkez servislerimiz tarafından yürütülen müşteri memnuniyeti araştırmaları, müşteri ziyaretleri sayesinde markamızı, müşterinin bakış açısından görebileceğiz. Bu da müşteri hizmetlerinin hedeflerini, müşterinin kendi talep ve beklentilerinin belirleyeceği anlamına geliyor. Yol haritamızı müşterilerimizin isteklerini esas alarak çizeceğiz” dedi. Merkez servislerin en önemli hedeflerinden birinin de olası sorunları ortaya çıkmadan tespit etmek olduğunu belirten Tekcan, “Proaktif yaklaşımımızla müşterilerimize en az eforu harcatarak sözümüzün ve ürünümüzün arkasında olduğumuzu göstereceğiz” diye konuştu. Vestel merkez servisleri iki ana birimden oluşuyor. İlk birim, müşterilerle doğrudan temasta bulunan saha ekipleri, merkez servisler ve çağrı merkezlerini; diğer birim saha ekiplerine destek veren teknik, lojistik, eğitim, kalite, bilgi teknolojileri ve iş geliştirme takımlarını kapsıyor. Merkez servisler yetkili servislerin hizmet kontrolü, açık çağrı kapatma, yeni ürünlerle ilgili memnuniyet araştırması, yedek parça yönetimi, müşteri ziyaretleri, sosyal medyada şikayet yönetimi, eğitim gibi çok geniş bir yelpazede faaliyet gösteriyor. Merkez servisler çok fonksiyonlu bir yapı Merkez servislerin görev ve sorumlulukları itibariyle denetim, müdahale, koordinasyon, iş geliştirme ve eğitim gibi çok fonk- siyonlu bir yapıya sahip olduğunu belirten Tekcan, “Merkez servisler yetkili servislerin hizmet kalitesini sürekli denetim altında tutarak onların çözüm oluşturmada zorlandıkları noktalarda soruna müdahalede bulunuyorlar. Böylece çözüm oluşturma sürecini hızlandırıyorlar. Aynı zamanda yetkili servislerin ihtiyaçlarını takip ederek bunların giderilmesi için gerekli koordinasyonu da sağlıyorlar. Örneğin merkez servislerde daha geniş yedek parça depo alanları bulunduğundan daha büyük stoklarla çalışıyorlar. Böylece müşterilerin bekleme süresi kısaltılıyor. Alt yapıdan diğer servislerin ellerinde olanları görüyor ve servisler arasında iletişimi sağlıyorlar” dedi. Vestel’den müşteri memnuniyetine yakın takip Merkez servisler tarafından yürütülen müşteri ziyaretleri ve ürün ya da memnuniyet anketlerinin ise iş geliştirme anlamında kendileri için çok yol gösterici olduğunu sözlerine ekleyen Tekcan, “Gerek müşteri ziyaretleri gerek telefon görüşmeleri gerekse SMS’le yaptığımız anketler müşterilerimizin ürün ve hizmetlerimiz hakkındaki görüşlerini kısa zamanda öğrenmek anlamında bizim için çok önemli. Bu sorumluluğu üstlenen merkez servisler elde ettikleri sonuçları hızla genel müdürlüğümüze aktararak iş geliştirme anlamında da bizlere önemli veriler sağlıyorlar” dedi. Ayrıca piyasaya yeni çıkacak ürünlerin saha performanslarının takibi konusunda merkez servislere görev vereceklerini belirten Tekcan şöyle devam etti: “Yeni ürünlerin performanslarını belirlemek için sadece laboratuvar ortamlarını kullanmıyoruz. Fabrikalarımızın Ar-Ge birimlerinde her türlü ortamı simüle edebilecek laboratuvar imkanları olmasına ve ilgili testler yapılmasına karşın, sahada farklı bölge ve profilde kullanıcıların yeni ürünlere yönelik kullanım geri bildirimleri önemli birer veri oluyor. Bunu şimdiye dek merkezi takip etmek durumundaydık. Şu andan itibaren Ar-Ge’lerimizin saha testi uygulamalarında merkez servislerimizde rol alacak. Bir anlamda merkez servislerimizi ArGe’lerimizin saha uzantısı olarak da görebiliriz.” 40 tasarruf 41 Tasarrufun ABC’si Ülkemizdeki tasarruf oranı 90’lı yıllarda yüzde 25 iken bugün yüzde 12’lere kadar düştü. Borçlanmanın arttığı bir ortamda tasarruf yapmak çok daha önemli hale geldi. İşte size tasarruf yapmanızı sağlayacak birkaç pratik öneri… T asarruf yapmak için öncelikle bir iyi bir bütçe yapmalısınız. Gelir giderinizi hesaplamaya geçmiş dönem banka hesap hareketleri, faturalar ve kredi kartı ekstrelerini kontrol ederek başlayabilirsiniz. Gelecek dönem hesaplamalarını yaparken mutlaka sıra dışı ödemeler yapabileceğinizi hesaba katıp, buna göre bir miktar karşılık ayırın. Bunu çok özel bir durum olmadıkça gelir kalemleri için yapmayın, bırakın gelirse bir kenarda dursun. yüzde 80’e varan oranlarda tasarruf sağlar. Buzdolabı ya da fırının kapağını sık sık açıp kapamayın. Her açıp kapamanız yüzde 20 daha fazla elektrik sarfiyatı anlamına geliyor. Bulaşık ve çamaşır makinesi gibi bazı elektrikli aletleri elektrik tarifesinin en ucuz olduğu saatlerde kullanın. En azından yaz aylarında saçlarınızı kurutmayı verin. Çünkü saç kurutma makinesi 60 Waat bir ampulün 3 saatte tükettiği elektriği 10 dakika içinde yutuyor! Borçlardan kurtulun Borçlardan kurtulun demek kolay ama nasıl? Birçok borcunuz olabilir ama başınıza en büyük belayı maliyeti en yüksek olan borç açar. Hedefteki ilk düşman grubu kredi kartları olsun. Yıllık mevduat faizlerinin yüzde 6’yı geçmediği bir ortamda kredi kartı borçlarınız için yılda yüzde 30’u bulan faiz ödemek bir tür çılgınlık olsa gerek. Toplam borcunuzu hesaplayın ve hemen gidip bir tüketici kredisi ile borcunuzu takas edin. Bu sizin borçlarınızın maliyetini yarıya indirir. Arkadaşlarınızdan borç almayı düşünüyorsanız, bunun için mutlaka sıkı bir planla gidin. Unutmayın, birisi arkadaşınız bile olsa miktar büyük olduğunda sizin bu borcu ödeyebileceğinizden emin olmak ister. Basit bir kural: Hayır Önce basit bir kuralı, yani hayır demeyi öğrenmeniz gerekiyor. İş çıkışında “hadi bir yerlere gidelim” diye başlayan cümlelerin bazılarına hayır demeniz gerekiyor. Arkadaşlarınızı sürekli reddedemezsiniz ama bir kez hayır demeyi öğrendiğinizde ay sonunda bütçenizdeki bir deliğin daha kapandığını görmek sizi motive edecektir. Güdülerinize değil, aklınıza teslim olun. Ev ödevinizi iyi yapın İşe önce kendi kapınızın önünü süpürerek başlayın. Evde bir sürü elektrikli alet kullanıyorsunuz. Önce bunları doğru kullanmayı öğrenin. Eğer bunu başarırsanız yüzde 20 tasarruf edebilirsiniz. Örneğin televizyonun fişini çekmek size elektrik giderlerinde yüzde 5, enerji tasarruflu ampuller kullanmak ise Depoyu ağzına kadar doldurmayın Benzinin litre fiyatı 5 TL’ye yaklaşmışken işe hala arabayla mı gidiyorsunuz? Gün içinde otomobiliniz sadece otoparkta duruyor ve sadece eve gidip geliyorsanız, bir daha düşünün. Eğer eviniz toplu taşıma araçlarının güzergâhındaysa hem bütçenize zarar hem de trafikte yaşadığınız stres ile sağlınıza… Eğer illa ki araba kullanacağım diyorsanız, daha uygun fiyatlı benzin istasyonlarını tercih edin. Çünkü günde 50 km yol yapıyorsanız bunun size aylık maliyeti 750 TL’den aşağı olmayacaktır. Diğer taraftan arabayı kullanırken klima kapatma, lastik hava- Günümüzde telefonların fonksiyonları çoğaldı. Buna rağmen cep telefonlarının temelde iki işlevi var; birisi konuşma diğeri ise internet. Konuşmalar konusunda alabileceğimiz en basit önlem kontörlü telefona geçmek. larınızın doğru olması, araç bakımızın zamanında yapılması ve kaliteli benzin kullanımı gibi unsurlara dikkat ederek de yüzde 5-10 arasında tasarruf edebilirsiniz. Ayrıca yaz aylarında depoyu ağzına kadar doldurmayın. Benzin sıcaktan buharlaşabilen bir madde, unutmayın!.. Telefonu sadece ihtiyaç için kullanın Günümüzde telefonların fonksiyonları çoğaldı. Buna rağmen cep telefonlarının temelde iki işlevi var. Birisi konuşma diğeri ise internet. Konuşmalar konusunda yapabileceğiniz en basit önlem kontörlü telefona geçmek. Unutmayın, ayda 50 TL fuara ödeyen bir asgari ücretli, yılın bir ayı sadece cep telefonu için çalışıyor demektir. Eğer bunu yapamıyorsanız bile konuşmalarınızı kontrol edebileceğiniz ya da sınırlayabileceğiniz tarifelere geçin. Akıllı telefonunuzun internet kotasını sık sık aşıyor musunuz? İlk yapmanız gereken iş, kotanızı kontrol edebileceğiniz bir uygulamayı akıllı telefonunuza indirmek olmalı. Daha sonra otomatik güncellemeleri kapatın. Kota aşımına sebep olabilecek şeyleri cep telefonunuzdan indirmeyin. Normalde akıllı telefonunuz olmasa aklınıza bile gelmeyecek ve ihtiyacınız olmayan uygulamaları da hemen silin… Eskileri unutmayın! Evde mutlaka eski eşyalarınız vardır. Sizin ihtiyacınız olmayabilir ama başkalarının olabilir. Üstelik giymediğiniz giysiler, ayakkabılar, artık binmediğiniz bir bisiklet birçok kişinin işini görebilir. Bunların birer fotoğrafını çekip, kısa bir bilgi notu ile internetteki açık artırma sitelerinden birinde satabilirsiniz. Hem evdeki fazlalıklardan kurtulursunuz hem de belki de bu ayki kredi kartı borcunu ödersiniz. 42 haber “Altın Vana” GAZDAŞ’ın... GAZDAŞ çalışanları, yürüttükleri gönüllülük projesiyle “4. Türkiye Enerji Zirvesi” çerçevesinde düzenlenen “Altın Vana ve Altın Voltaj Ödülleri”nin “Sosyal Sorumluluk” kategorisinde “Altın Vana Ödülü”nü aldılar. 43 Zorlu Enerji Grubu “Enerji Avcıları”nı arıyor Zorlu Enerji Grubu, yaz tatili kapsamında çocukları, “enerji, enerji kaynakları ve enerji tasarrufu”nu eğlenceli bir dille anlatan www.enerjisitemiz.com web sitesinde yepyeni bir oyunla buluşturuyor. “Enerji Avcıları...” G AZDAŞ, 6 Haziran 2013 tarihinde Trabzon’da düzenlenen 4. Türkiye Enerji Zirvesi kapsamında verilen Altın Vana Ödülü’nün sahibi oldu. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Enerji Piyasaları Düzenleme Kurumu Başkanı Hasan Köktaş ile siyasetçilerin, bürokratların, akademisyenlerin ve özel sektör temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilen törende, ülkenin sosyoekonomik yapısına katkı sağlayan sosyal sorumluluk projeleri ödüllendirildi. Törende, GAZDAŞ Trakya ve GAZDAŞ Gaziantep şirketlerinin çalışanları da iki yıldır yürüttükleri “Enerjimiz Çocuklar İçin” projesiyle Altın Vana Ödülü’nü aldılar. Zorlu Enerji Doğal Gaz Grubu Genel Müdürü Fuat Celepci, “Bu değerli ödülü almamıza vesile olan ‘Enerjimiz Çocuklar İçin’ projesi, Türkiye’de bir enerji şirketi tarafından yürütülen, ulusal ölçekteki ilk bütüncül enerji-çevre-eğitim projesi. Proje kapsamında, çocuklarımıza ‘Sağlıklı büyümek en doğal hakkınız!’ diyerek bir bilgilendirme seferberliği başlattık. Çalışma arkadaşlarım, bir yandan yoğun altyapı ve abonelik çalışmalarını sürdürürken bir yandan da ‘Bir gönüllü ister dünya değişir’ diyerek, bulundukları bölgelerdeki çocuklara yönelik bilgilendirme sunumları gerçekleştirdiler” sözleriyle, yaşadığı gururu anlattı. Projede gelinen nokta hakkında bilgi veren Celepci, “GAZDAŞ gönüllülerimiz, iki yılda Edirne, Tekirdağ, Kırklareli, Lüleburgaz, Çerkezköy, Babaeski, Muratlı, Gaziantep ve Nizip’te 137 okula gittiler. Verdikleri eğitimlerde, 73 bin çocuğa doğal gazın sağlığa, çevreye ve yaşamımıza sağlayacağı katkıları anlattılar, temiz enerji kaynakları ve enerji tasarrufu konusunda bilgi verdiler. Onların gönüllü olarak katıldıkları bu çalışmalarının sonucunda aldığımız ödül, bizler için son derece gurur verici…” dedi. Z orlu Enerji Grubu, enerji ve enerji kaynaklarının doğru kullanımını anlatmak için hayata geçirdiği www.enerjisitemiz.com adresli çocuk web sitesi ile yaz tatili kapsamında çocuklar için yepyeni ve eğlenceli bir sürpriz hazırladı. Zorlu Enerji Grubu, “Enerji Avcıları” adlı özel bir oyun tasarlatarak, çocukları enerjinin keyifli ve ilginç dünyasını keşfetmeye ve enerji tasarrufu konusunda heyecanlı bir yarışa katılmaya davet ediyor. Oyunda çocukların, ev ve bahçede dolaşarak kendilerine tanınan kısıtlı süre içinde enerji tasarrufu yapabilecekleri durumları keşfetmeleri ve onlara verilen görevleri en hızlı şekilde tamamlamaları bekleniyor. Çocuklara dijital medya aracılığıyla da ulaşarak onlarda enerji, enerji kaynakları ve enerji tasarrufu hakkında belirli düzeyde bir bilinç geliştirmeyi amaçladıklarını belirten Zorlu Enerji Grubu Kurumsal İletişim Müdürü Şebnem Erverdi, “www.enerjisitemiz.com adresli web sitemizde çocuklar için interaktif, güncel, eğitici, yaratıcılıklarını destekleyen ve eğlenceli bir oyun yaratarak onlara bir tatil hediyesi vermek istedik. Çocuklarımız, ‘Enerji Avcıları’ adlı oyunla hem eğlenip hem birbirleriyle rekabet edebilecekler ve bu arada günlük yaşamlarında ne kadar çok enerji tasarruf edebileceklerini görebilecekler. Oyunun yanı sıra web sitesinde de enerjinin öyküsünü, enerji kaynaklarını ve tasarruf yöntemlerini, fotoğrafları ve videoları da bulabilecekler” dedi. Tasarım ve konsepti ile yaşayan bir kimliğe sahip olan www. enerjisitemiz.com, “Yeşil Ejderha’dan haberler”, “Enerjik eğlence”, “Konumuz enerji” ve “Enerji kaynakları” olmak üzere dört farklı bölümle çevre konularına dikkat çekiyor. İlk bölüm “Yeşil Ejderha’dan haberler”de sevimli maskot Yeşil Ejderha, farklı şehirlerde ve farklı okullarda gerçekleştirdikleri etkinlikleri duyuruyor. Bunun yanı sıra enerji, enerji kaynakları ve çevreye yönelik ilginç haberler paylaşıyor. “Enerjik Eğlence” bölümünde ise; çeşitli oyunlar, kapı kolu notlukları, bulmacalar ve kes-katla-yapıştır gibi çocukların kendi kendilerine tasarlayarak el becerilerini geliştirebilecekleri aktiviteler yer alıyor. Bu bölümde ayrıca, çocukların enerjinin geniş dünyası hakkında merak ettiklerini öğrenebilecekleri video ve fotoğraflar da bulunuyor. “Konumuz Enerji” bölümünde ise; Zorlu Enerji Grubu’nun karbon, jeotermal, doğal gaz, su ve rüzgar enerjisini çocukların anlayabileceği bir dilde ve resimli olarak anlatan çocuk kitaplarını indirmek mümkün. Yine bu bölümde ziyaretçileri; enerjinin ne olduğu ve enerji ile ilgili keşif yapan mucitler gibi kısa bilgiler de bekliyor. Enerji sektöründe bir meslek düşleyen çocuklar için Zorlu Enerji Grubu’nda çeşitli görevlerde çalışan büyükler mesleklerini anlatıyor ve onların sorularını yanıtlıyorlar. Sitenin son bölümü olan “Enerji Kaynakları”nda ise çocuklar, enerji kaynakları ile ilgili ayrıntılı bilgilere ulaşabiliyor. RENGİNİZİ SEÇİN, TARZINIZI YANSITIN! Kişiye özel renk ve model seçenekleriyle Vestel For You Retro Serisi… Seçiminiz tarzınızı yansıtsın, görenler hayran kalsın. 46 haber 47 “Sürdürülebilirlik Ödülü” Zorlu Enerji Grubu’nun... Kayseri Doğal Gaz Santrali’ne, “En Temiz Sanayi Tesisi” ödülü Zorlu Enerji Grubu, Gökçedağ Rüzgar Santrali ile Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (European Bank for Reconstruction and Development-EBRD) tarafından bu yıl 6.’sı verilen “Sürdürülebilirlik Ödülü”nün sahibi oldu. Zorlu Enerji Kayseri Doğal Gaz Santrali, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından düzenlenen “Temiz Türkiyem” yarışmasında, “Türkiye’nin En Temiz Sanayi Tesisi” kategorisinde Kayseri Bölge üçüncüsü oldu. Z K orlu Enerji Grubu, EBRD tarafından bu yıl 6. kez düzenlenen Sürdürülebilirlik Ödülleri’nde Gökçedağ Rüzgar Santrali ile “Çevresel ve Sosyal Performans” kategorisinde “Sürdürülebilirlik Ödülü”ne layık görüldü. 9 Mayıs’ta İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleşen ödül törenine Zorlu Enerji Yönetim Kurulu Üyesi Selen Zorlu Melik, Zorlu Enerji Genel Müdürü Sinan Ak ve Zorlu Enerji Genel Müdür Yardımcısı Yağmur Özdemir katıldı. kemmellik Ödülü”nü aldıklarını belirterek; Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan aldıkları bu ödülle uluslararası alandaki ödüllerine bir yenisini eklediklerini söyledi. EBRD Çevre ve Sürdürülebilirlik Başkanı Alistair Clark’tan ödülü alan Ak yaptığı açıklamada, “Gökçedağ Rüzgar Santrali’mizin, gösterdiği çevresel ve sosyal performans ile Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası tarafından Sürdürülebilirlik Ödülü’ne layık görülmesi bizi çok gururlandırdı. Enerji sektörünün öncü şirketlerinden biri olarak sürdürülebilirlik, iş stratejilerimizin temelini oluşturuyor. Bu iş anlayışımız doğrultusunda, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarıyla büyümeyi hedeflerken, sosyal ve çevresel sorumluluklarımızı da göz önünde bulunduruyoruz. Yatırımlarımızı, çalışmalarımızı ve kurumsal sosyal sorumluluk projelerimizi sürdürülebilirliği esas alan bakış açımızla şekillendiriyoruz. Bugün EBRD tarafından verilen ödül de bu anlayışımızın bir sonucudur” dedi. 14 hektar alanda 30 bin fidan dikimi Gökçedağ Rüzgar Santrali hakkında da bilgi veren Ak “135 MW kurulu güce sahip santralimizi, 2010 yılında Osmaniye’de faaliyete aldık. Santralin enerji verimliliğini artırmak amacı ile fizibilite çalışmaları yürüttük. Yatırım öncesinde gerçekleştirdiğimiz biyolojik çeşitlilik araştırması ve sosyal etki analizi ile santralimizin doğal ve kültürel çevreye duyarlı bir proje olmasına dikkat ettik. En başından paydaş katılımını sağladık. Habitat restorasyonu uygulamamızla da santral inşaatının çevresel etkilerini en aza indirdik. Bu doğrultuda, Gökçedağ Rüzgar Santrali’nin bulunduğu 14 hektarlık alanda 30 bin fidan dikimi ve yaygın bitkilendirme gerçekleştirdik. Gökçedağ RES, hazırlanan kuş izleme raporunun sonucuna göre kuş göç yolları üzerinde olmamasına rağmen, santralimizde bir radar sistemi kurarak bölgedeki göçmen kuşların korunmasını sağladık. Gökçedağ RES, yüksek risk oranına kadar sıfır kaza ile Türkiye’nin en büyük rüzgar santrallerinden biri olmaya devam ediyor” dedi. Ak, Gökçedağ RES ile daha önce de Avrupa’da Project Finance Ödülleri kapsamında “2009 Yılının En İyi RES Finansmanı Ödülü”nü ve Uluslararası 11. Platts Global Enerji Ödülleri kapsamında da “Yılın Yeşil Teknoloji Girişimi kategorisinde Mü- Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası tarafından 6 yıldır düzenlenen Sürdürülebilirlik Ödülleri; sosyal, çevresel, enerji verimliliği ve iklim değişikliği alanlarında başarılı, sürdürülebilir çalışmalar gerçekleştiren projelere veriliyor. ayseri Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, 6 Haziran 2013 tarihinde Erciyes Üniversitesi’nde düzenlenen törenle Kayseri’deki temiz sanayi tesislerini ödüllendirdi. 2005 yılında faaliyete başlayan ve aynı yıl Trade Finance Magazine tarafından “en başarılı finans projesi” seçilen 188,5 MW kurulu kapasiteye sahip Kayseri Doğal Gaz Kombine Çevrim Santrali, “Türkiye’nin En Temiz Sanayi Tesisi” kategorisinde üçüncülük ödülünü aldı. Ödül törenine Vali Yardımcısı Erdoğan Aygenç, Erciyes Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Alçı ve İlçe Belediye Başkanları, üst düzey kamu yetkilileri ile özel sektör temsilcileri katıldı. Zorlu Enerji Grubu adına ödülü alan Zorlu O&M İşletme Müdürü Gürcan Okumuş törende yaptığı konuşmada “Kayseri Organize Sanayi Bölgesi içinde yer alan santralimizde gerçekleştirdiğimiz çevreye duyarlı uygulamalarımızla ‘Türkiye’nin En Temiz Sanayi Tesisi’ ödülünü almaktan mutluluk duyuyoruz. Zorlu Enerji Grubu olarak, tüm iş süreçlerimizde sosyal ve çevresel sorumluluklarımızın bilinciyle hareket ediyoruz. Bu doğrultuda, kamu ve çevre yararını gözeterek doğayla uyumlu projelerimizi ekonomiye ve sektöre kazandırmak için çalışıyoruz. Ülkemizin örnek kentlerinden Kayseri’de de bu yaklaşımla 8 yıldır hizmet veriyoruz. Önümüzdeki dönemde de aynı bakış açısıyla sürdürülebilir fayda sağlayan projelerimizi uygulamaya devam edeceğiz” dedi. Kentinden sanayisine, temiz bir Türkiye Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından çevre hakkında toplumu bilgilendirmek ve bilinçlendirmek amacıyla 2012 yılından bu yana düzenlenen “Temiz Türkiyem” yarışması, çevrenin korunması ve geliştirilmesi konusunda başarılı çalışmalar ve uygulamalar yürüten belediye ve sanayi tesislerine 7 kategoride ödül veriyor. Değerlendirme; şirketlerin merkezi arıtma, atık yönetimi, baca gazı emisyonu, çevresel gürültü, iklim değişikliği uyumu projeleri, enerji geri kazanımı projeleri, çevre yönetim ve denetim organizasyonu, çevreye yönelik Ar-Ge projeleri ve kalite yönetim sistemleri konularındaki performansları göz önüne alınarak yapılıyor. 48 röportaj 49 Devir LED devri... Türkiye’de LED Aydınlatma sektörünün gelişimi konusunda çalışmalarını sürdüren Vestel, dünyanın ve ülkemizin LED ihtiyacını çözmeye yönelik projeler geliştirmeye devam ediyor. Vestel LED Aydınlatma ekibi, LED sektöründe gerçekleştirilen çalışmalar ve sektörün geleceğine ilişkin görüşlerini paylaştılar. Ç evreyle dost teknoloji Vestel, LED Aydınlatma sektöründe gerçekleştirdiği çalışmalarla Türkiye’de LED Aydınlatma sektörünün gelişimi ve kalite standartlarının oturtulması yönünde aktif rol oynuyor. Üniversite işbirlikleri ve kendi bünyesinde kurduğu LED Aydınlatma laboratuvarlarıyla Vestel, Türkiye’nin ve dünyanın LED ihtiyacına, Vestel kalitesiyle çözümler sunmak üzere çalışmalarını sürdürüyor. Vestel LED Aydınlatma ekibi, LED sektöründe gerçekleştirilen çalışmalar ve sektörün geleceğine ilişkin görüşlerini paylaştılar. Z: LED Aydınlatma sektörünün durumu ve Vestel’in sektördeki hedefleri hakkında bilgi alabilir miyiz? Sektörel standartlar henüz oluşmadığından şu an Türkiye’ye kontrolsüz bir LED aydınlatma ithalatı var. Bu da kalitesiz ürünlerin pazara giriş yapmasına ve tüketicinin güveninin sarsılmasına neden oluyor. Biz, Vestel olarak, büyüme ve gelişmenin belli standartlar dâhilinde gerçekleştirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Amacımız, bir yandan Türkiye LED aydınlatma sektöründe kaliteyi oturtmak, diğer yandan ürün ve ithalat standartlarının belirlenmesini sağlayarak Türkiye’nin LED aydınlatma çöplüğüne dönüşmesini engellemek. Standartların oluşturulması, kontrolsüz ithalatın önüne geçilmesi ve LED aydınlatma kirliliğinin engellenmesi için sektöre rehberlik edecek bilimsel çalışmaları da destekliyoruz. Z: Vestel olarak LED aydınlatma alanında satış dışında ne tür çalışmalar yapılıyor? Vestel, İstanbul Teknik Üniversitesi Enerji Enstitüsü’ne LED ürünlerin AR-GE çalışmalarının yapılacağı, kalite kontrol ve güvenlik testlerinin yürütüleceği, standartlarının belirleneceği Aydınlatma Laboratuvarı kurulması için destekte bulundu. Türkiye’de LED aydınlatma pazarı çok geniş ve yüksek po- tansiyele sahip. Vestel olarak bu sektörün öncüsü olmak için çalışıyoruz. Manisa Vestel City’de gerçekleştirdiğimiz yerli tasarım ve üretim Türkiye’nin geleceği için de bir yatırım. Vestel olarak Türkiye’de LED ürün kullanımının artırılması için öncelikle Türk LED aydınlatma sektörüne standartlar getirilmesi ve ithalatın kontrol altına alınması gerektiğini düşünüyoruz. Z: LED kullanımının avantajları nelerdir? Halihazırda aydınlatılan bir firmanın LED dönüşümünden elde edeceği tasarruf, ilk yatırım maliyetini ortalama 18 ayda amorti eder. Aydınlatma sistemi yeni kurulan bir firma ise yatırım maliyetinin geri dönüşünü yaklaşık 8 ayda alır. Rakamsal değerler proje bazlı olarak değişir ancak LED dönüşümünün yüzde 80’e kadar tasarruf sağladığı saptanmıştır. LED aydınlatma ürünlerinin akkor lambalara oranla yüzde 80’e, floresan lambalara oranla yüzde 50’ye varan seviyelerde enerji tasarrufu sağlar. 12 saatlik günlük kullanımda akkor lambalar kullanım ömürlerini 6 ayda, tasarruflu lambalar ise 2 senede tamamlıyor. Aynı kullanım şartlarında LED aydınlatma ürünlerinin ömrü ise 8 sene. Türkiye’nin LED’sel dönüşümü tamamlandığında enerji tasarrufu açısından ciddi bir adım atılmış olacak. Böylece cari açığımızdaki en büyük paya sahip kalemlerden enerji ithalatının düşürülmesine katkı sağlayacağız. Z: Projelendirme, raporlama, uygulama bakım süreçleri hakkında bilgi alabilir miyiz? ZOREN ile aranızda nasıl bir işbirliği bulunuyor? Vestel LED Aydınlatma ihtiyaçlarına yönelik özel çözümler sunuyor. Keşif aşamasında doğru ve verimli aydınlatma için ihtiyaç duyulan ürünlerin belirlenmesi sağlanıyor. Ürün tasarımı aşamasında ise projelere özel ürünler tasarlanıyor ve geliştiriliyor. Projelendirme noktasında aydınlatma planları hazırlanıyor. Raporlama aşamasında ise maliyet, tasarruf, amortisman hesapları düzenleniyor. Kredilendirmede proje yatırım maliyetinin vadeye yayılması sağlanıyor. Uygulama aşamasına gelindiğinde, Vestel çözüm ortakları ile projelerin gerçekleştirilmesini sağlıyor. Bakım konusunda Vestel servis ağı ile satış sonrası hizmet sunuyoruz. Ayrıca Zorlu Enerji ile işbirliğimiz doğrultusunda ucuz enerji tedariği sağlıyoruz. Z: Vestel, sektördeki ana oyunculardan biri olmayı hedefliyor. Son 1 yılda bu hedef doğrultusunda ne gibi adımlar atıldı? Vestel, Avrupa’nın en büyük aydınlatma sektörü derneği Lighting Industry Association’a (LIA) üye ilk ve tek Türk şirketi oldu. Vestel LED aydınlatmanın Vestel Panel Light ve Vestel Power Supply ürünleri, aydınlatma sektöründe 175 yıllık de- neyime sahip LIA’dan uluslararası standartlarda kalite onayı aldı. Z: Vestel LED Aydınlatma olarak kısa ve orta vadede hedefleriniz nelerdir? Vestel olarak gücümüz yerli üretim yerli tasarım üzerine piyasanın ilk etapta %25 ini, orta vadede %50 sine sahip olmak. Armatür dışında üretilen güç kaynakları ve LED çip satışlarıyla da, uzak doğuda ithal edilen bu iki kalemi de biz sunmayı hedefliyoruz. Driver ürünlerinin pazarlamasına başlandı. Buradaki hedef 6 ayda pazarın %30’una sahip olmak. LED aydınlatma sektörüne 2011’de giren ve 2 yıl gibi kısa bir sürede yerli tasarım ve üretime geçen Vestel, bugün ürünlerini Avrupa’ya ihraç ediyor. Hem tasarımını hem üretimini yaptığımız LED aydınlatma ürünlerini yine kendi bünyemizdeki laboratuvarlarda test ediyoruz. Ürünlerimizin kalitesine son derece güveniyoruz. Dönüşüme kendi ofislerimizden başladık. Vestel City, Zorlu Center, Vestel bayileri, Vestel yetkili servisleri ve Zorlu Enerji santralleri dâhil olmak üzere Zorlu Grubunda LED aydınlatma ürünleri kullanılıyor. Z: Şu anda öne çıkan projeler neler? Sağlık Bakanlığı ile birlikte tüm hastanelerin LED e dönüşümünü takip ediyoruz. Adnan Menderes Havalimanı’nın yeni yapılan dış hatlar terminali, belediyeler aracılığıyla sokak aydınlatmaları ve yeni firmalara ODM satışı şu an öne çıkan projeler. İlk siparişlerimizi almaya başladık. Z: Ekibinizden bahseder misiniz? LED ekibinde kaç birim mevcut, her birimde kaç kişi çalışıyor? Pazarlama ve satış olarak iki ekipten oluşuyor. Ege, Anadolu ve Marmara bölgelerinin her birinde iki satış görevlisi bulunuyor. Driver satışında bir kişi ve pazarlama ekibinde iki kişi istihdam ediliyor. Organizasyonda, satış ve pazarlama müdürü ve genel müdür yer alıyor. Yaklaşık iki yıldır aktif olarak satış ve pazarlama faaliyetlerimiz devam ediyor. Z: Ekiptekilerin kalifikasyonları hakkında bilgi verebilir misiniz? Ekibimiz; mimar, elektrik elektronik mühendisleri ve işletme mezunlarından oluşuyor. Z: Her bir birimi kısaca anlatabilir misiniz? Süreçler nasıl ilerliyor birimler arasında? İşin mutfağı pazarlama. Pazarlamada piyasa analizi gerçekleştiriliyor, doğru zamanda doğru müşteriye doğru materyallerle ulaşılması ve satışın yapılması konusunda destek görevi görüyor. 50 haber 51 Vestel, “Çevre Berat’ına” layık görülen ilk beyaz eşya şirketi Vestel’in yeni dijital platformu “Evin Kalbi” mutfaktan bildirecek Vestel, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından kurumların çevre konusunda gösterdikleri duyarlılık çerçevesinde değerlendirilmesi sonucunda, Türkiye’nin en düzenli sanayi tesisleri arasında gösterildi. ‘Doğayla dost teknoloji’ anlayışını pekiştiren Vestel, “Çevre Berat’ını Dünya Çevre Günü kapsamında düzenlenen bir törenle aldı. Dost teknoloji Vestel, “Evin Kalbi” adını verdiği yeni dijital platformunda mutfakla ilgili her konuya sosyal medyanın kendine has mizahi iletişim diliyle değiniyor. Vestel, “Evin Kalbi” platformunu “Mutfaktakiler“ dizisine eşlik eden interaktif uygulamalar ve ödüllü oyunlarla zenginleştiriyor. V estel, 5 Haziran Dünya Çevre Günü vesilesiyle enerji verimliliği yüksek dayanıklı tüketim ürünleri kullanımına dikkat çekti. Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarını aralıksız sürdürerek doğa dostu ve yüksek tasarruflu ürünler ortaya koymak için çalışan Vestel, enerji verimliliği yüksek ürünleri ile doğal kaynakların korunmasına katkı sağlıyor. Tasarruflu ürünler konusunda ciddi yatırımlar gerçekleştiren Vestel, ArGe bütçesinin yarısını çevreci ürün geliştirmeye ayırıyor. Zorlu Holding İnsan Kaynakları Koordinatörü Necmi Kavuşturan, son 20 yıldır dünyanın hem sosyal hem ekonomik hem de çevresel açıdan hızlı bir değişim süreci içinde olduğunu be- lirterek; “Yaşanan hızlı nüfus artışı ve ekonomideki büyüme doğal kaynaklara olan talebi artırdı. Bu durum doğal kaynakların üzerindeki baskıyı çoğaltarak çevremizin doğal yapısını bozmaya yönelik tehdit oluşturuyor. Bu kapsamda Vestel Beyaz Eşya olarak çevrenin korunması, sera gazı emisyonunun azaltılması, kaynakların etkin kullanımı ve enerji masraflarını düşürme anlamında gerçekleştirdiğimiz çalışmalar ile de ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi Sertifika sürecini başarıyla tamamlayarak; sektörde ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi Sertifikası alan ilk Türk şirketi olma unvanını kazandık. Çevreye duyarlı çalışmalarımızla bakanlığımız tarafından Çevre Berat’ına layık görülen ilk beyaz eşya şirketi olmaktan da büyük gu- rur duyuyoruz” dedi. Vestel, beyaz eşya ve elektronik pazarına sunduğu ürünlerle, enerji tüketimini 5 yıl öncesine göre yüzde 50, su tüketimini ise yüzde 26 oranında azalttı. Vestel, çevreye karşı duyarlı tutumuyla da Manisa OSB Çevre Komisyonu tarafından düzenlenen Enerji Verimliliği Proje Yarışması’ndan Puzzle buzdolabıyla, ürün geliştirme dalında birincilik ödülü kazandı. Vestel’in enerji ve su tasarrufunu arttıran, kaynakları verimli kullanan, ekstra hijyen sağlayan çevreci teknoloji sahibi Twinjet Çamaşır Makinesi ise ISO Çevre Ödülleri kapsamında “enerji verimliliği en yüksek ürün” ödülü almaya hak kazandı. D ost teknoloji Vestel, “Evin kalbi mutfakta atar” yaklaşımı doğrultusunda geliştirdiği iletişim ve pazarlama stratejisi kapsamında “Evin Kalbi” adını verdiği yeni dijital platformunu yarattı. Facebook ve Youtube’dan yayına giren “Evin Kalbi”, mutfakla ilgili her konuya sosyal medyanın kendine has mizahi iletişim diliyle değiniyor. Vestel’in özellikle kadın tüketicilere ulaşmak, daha yakın, sıcak, gülümseten, uzun vadeli ilişkiler kurmak amacıyla tasarladığı bu yeni dijital platform, buzdolabındaki yiyeceklerin maceralarını anlatan “Mutfaktakiler” web dizisinden mutfak hakkında tavsiyelerde bulunan Cuisine Abla’ya kadar pek çok eğlenceli içerik barındırıyor. Vestel mutfak mizahından ilham alıyor Vestel’in mutfağa yönelik ürünlerini aynı iletişim çatısı altında bir araya getirdiklerini belirten Vestel Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Mert Gürsoy şunları ifade etti: “Mutfak, Türk kültüründe gerek üretim gerek paylaşım anlamında önemli bir yere sahip. Hem keyifle yemek yaptığımız hem de ailemizle bir araya gelip yemek yediğimiz, sohbet ettiğimiz bir mekan. Vestel olarak amacımız, evin kalbi olarak tanımladığımız ve evdeki vaktimizin önemli bir kısmını geçirdiğimiz mutfağı keyifli bir yaşam alanı haline getirmek. Vestel ürünleri sayesinde mutfakları bugüne kadar hak ettikleri teknoloji ve tasarımla buluşturmak. Elbette bunu yaparken işin içine eğlence de katalım dedik. ‘Evin Kalbi’ platformunu bu anlamda tüketicilerimizle doğrudan iletişime geçmemizi sağlayan önemli bir mecra olarak görüyoruz.” Evin Kalbi platformunda sadece bilgilendirici içerik paylaşmadıklarını aynı zamanda Türk mutfak kültürüne ait unsurları esprili bir dille ele aldıklarını sözlerine ekleyen Gürsoy şöyle konuştu:“Aslında mutfağa ilişkin bizim kültürümüze has durumları, değerleri, bilgileri görünür kılıyoruz. Kendi dağarcığımızdakileri takipçilerimizle paylaşıyor, takipçilerimizden gelen yorumları, hikâye ve esprileri de içeriklerimiz arasına katıyoruz. Bu mizahi yaklaşımın mutfakla ilgili deneyim, alışkanlık ve ihtiyaçlarımızı ortaya çıkarmada son derece fonksiyonel olduğunu söyleyebiliriz. Mutfak muhabbetinden çıkan, ihtiyaç ve alışkanlıklara ilişkin ipuçları ürünlerimizi gerek tasarım gerek teknoloji anlamında geliştirirken bize ilham veriyor.” 52 yaşam Gardrobunuz geleceğe yatırımınız Kıyafetlerinizin konuştuğunu ve sizin hakkınızda bir şeyler söylediğini biliyor muydunuz? İş hayatında nasıl giyinilir? Vermek istediğiniz mesaja göre nasıl kıyafet seçilir? Giysilerin dilini öğrenmek için işte cevaplar… 53 Y apılan araştırmalara göre ilk izlenimin oluşması için iki dakikalık bir süre yetiyor. Bu izlenimin olumlu olması ise her şeyden önemli. Duruşunuz, kendinizi ve üzerinizdeki giysiyi nasıl taşıdığınız, ruh halinizin yaydığı enerji, vücut diliniz… Bunların hepsi karşınızdakilere kişiliğiniz hakkında bilgi veriyor. makyaj, mücevher ve parfüm ise, asla abartıya kaçmadan tarzınız hakkında insanların fikir sahibi olmasını sağlayabilirsiniz. Çoğu işverenin hızma, dövme ya da piercing gibi trendleri takdir etmediği de aklınızın bir köşesinde bulunsun. Karşınızdakinin ne düşündüğünü öğrenene kadar, bir süreliğine bu aksesuarları çıkartmanız yerinde bir karar olur. den bilgi edinin ve ona göre giyinin. Resmi iş görüşmeleri için edineceğiniz iyi kesim bir etek-ceket veya ceket-pantolon takımı her daim ihtiyacınızı görecektir. Yine de “Bir eteğin iş için çok kısa olup olmadığını nasıl anlarım? Nerede nasıl giyinmem gerekir?”sorularına cevap vermesi açısından işyerinde kullanılmaması gereken kıyafetlere bir göz atalım… Bunun en çarpıcı örneklerinden birini “Başarı için Giyim” (Dress for Success) adlı kitabın yazarı John T. Malloy vermiş. Kıyafetlerin her bir parçasının bir anlamı olduğunu, her birinin bir mesaj verdiğini kanıtlamak üzere bir deney yapmış. New York’taki bir otobüs terminali ve metro istasyonu civarında insanlara, çok utandığını ama cüzdanını evde unuttuğunu bu yüzden de çok zor durumda kaldığını ve eve gitmek için 75 cent’e ihtiyacı olduğunu söylemiş. Bunu günün en kalabalık zamanında iki saat boyunca yapmış. İlk saatte bir takım elbise giymiş ama kravat takmamış. İkinci saatte takım elbiseye bir de kravat eklemiş. İlk saatte 7,23 Dolar, ikinci saatte ise 26 Dolar toplamış. Hatta ikinci saatte bir adam ona gazete alması için para bile vermiş. Ütüsüz evden çıkmayın En önemlisi, ne giyerseniz giyin, kıyafetleriniz daima temiz, düzgünce ütülenmiş ve rengi atmamış olmalıdır. Ayakkabılarınızın iyi durumda ve temiz olduklarına emin olun. Saçlarınızı özenli bir şekle sokun. Mutlaka hafif de olsa makyaj yapın. Tırnaklarınız temiz, bakımlı ve belirli bir uzunlukta olmalı. İstediğiniz işe göre giyinin. Eğer müdürlük pozisyonuna başvurduysanız, bir kurumsal şirket müdürünün giyineceği şekilde kıyafet seçin. Etekler, capri pantolonlar Etekler diz hizasında ya da biraz altında veya en fazla iki parmak üstünde olmalıdır. Aşırı uçlardan sakının. Pantolonların ayağınızın ya da ayakkabınızın hizasında bitmesi gerekir. Capri pantolonlar pek moda olmasına rağmen iş yerinde giyilebilecek kıyafetler değil. Malloy’un vardığı sonuç oldukça çarpıcı: ”Kravat sorumluluk sahibi olmanın ve saygınlığın bir sembolü. Başka insanlara sizin kim olduğunuz hakkında, itibarınızı azaltan ya da artıran mesajlar veriyor.” Yazar bu kitabıyla, kıyafetlerin insanlar üzerinde yarattığı etkilerin, verdiği mesajların gerek iş hayatında gerekse sosyal hayatta başarı için kaçınılmaz olduğunu ortaya koyuyor. Seçtiğiniz kıyafeti giydikten sonra ayna karşısında kendinize şu üç soruyu sorun: Bu kıyafet üzerime tam oturdu mu? Çanta, ayakkabı ve takı gibi aksesuarlarım eski ve modası geçmiş mi? Pozisyonuma ve sorumluluklarıma uygun mu giyindim? Vücudunuza oturan kıyafetler Ne kadar pahalı olursa olsun vücudunuza oturmayan giysileri asla giymeyin. Takım elbise alırken kıvrımlarınızla uyumlu olduğundan ve bunları toplayıp, kapatabildiğinden emin olmanız gerekiyor. Çok dar ya da çok bol veya çok kısa kıyafetler, yırtık ya da yamalı giysiler kesinlikle giymemelisiniz. Eğer müşterilerinizden, iş arkadaşlarınızdan ve işverenleriniz tarafından saygı görmek istiyorsanız, spor ayakkabı, tişört, kolsuz bluz veya aşırı dekolte kıyafetlerden uzak durmanızı tavsiye ederiz. Aksesuarlara dikkat! İş yerindeki giyiminizle ilgili olarak önemli bir ipucu vermek gerekirse; her an terfi edecekmişsiniz gibi giyinmeniz... Konu Acil durumlarda… Mutlaka her işyerinin belirlenmiş bir kıyafet yönetmeliği vardır fakat günlük kıyafet tanımı olan bir işe başlayınca nasıl giyineceğimizi bulmakta zorluk çekeriz. Sizi bu sıkıntıdan kurtarmak için basit bir kural: Güzel bir süveter ya da bluz, koyu bej bir pantolon ve/veya spor bir gömlekle asla yanlış giyinmiş olmazsınız. Eğer bir toplantıya katılacaksanız ya da sunum yapacaksanız profesyonel bir takım elbise giymeniz yerinde olur. İşe başlayacağınız şirketin kıyafet kuralı hakkında önce- Gece ayakkabısından kaçının! Bir gece kulübüne giydiğiniz kıyafetleri asla işyerinde giymemenizi tavsiye ederiz. Klasik tarzda hafif bir topukla hem yürümek daha kolay ve rahattır hem de yüksek topuklara oranla daha profesyonel durur. Ofis için daha uygundur. İyi, deri ayakkabılar profesyonelliğinizi gösterir. İş yerine en uygun ayakkabılar önü kapalı ve güvenli yürümenizi sağlayanlardır. Resmi kıyafet topuk gerektirir; 3-5 cm arasında olmalıdır. Toka ve fiyonklar dikkat dağıtır ve ciddi işleri çağrıştırmaz. Önü açık ayakkabılar ve sandaletler trend olsa da ofis için uygun değildir. 54 haber 55 Zorlu Enerji Grubu’ndan 100 MW’lık yeni jeotermal yatırımı Zorlu Enerji Grubu, IICEC Uluslararası Enerji Forumu’nda Zorlu Enerji iştiraklerinden Zorlu Doğal Elektrik Üretimi A.Ş., Denizli’de yaptığı incelemeler sonucunda, yeni bir jeotermal yatırımı yapmak üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanlığı’na başvuruda bulundu. Zorlu Enerji Grubu, Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC)’nin her yıl geleneksel olarak düzenlediği “IICEC Uluslararası Enerji Forumu”na katıldı. Z Z orlu Enerji’nin Denizli Sarayköy’de 2008 yılında ADÜAŞ özelleştirmesi kapsamında 30 yıllık işletme hakkını aldığı Kızıldere Jeotermal Santrali’nin 6 MW’a düşen üretim kapasitesi yapılan iyileştirme çalışmalarıyla 15 MW’a yükseltildi. Sarayköy’de bulunan seralar ve oteller için gerekli suyu ücretsiz sağlayan santrale ek olarak Türkiye’nin en büyük ilk kombine çevrim santrali olacak 80 MW gücündeki Kızıldere II Jeotermal Santrali’nin bu yıl içinde faaliyete alınması hedefleniyor. Tamamlandığında 95 MW güce sahip dünyanın sayılı büyük santralleri arasına girecek olan Kızıldere projesi kapsamında 2500 konut ve 500 dönüm sera ısıtması gerçekleştirilecek. Zorlu Enerji, Kızıldere I (15 MW) ve Kızıldere II (80 MW) projelerine ek olarak Sarayköy ilçesi Karataş mevkiinde jeotermal enerjiye dayalı 100 MW güce sahip yeni üretim tesisi için Eenerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na (EPDK) başvuruda bulundu. Gerçekleştirilecek 100 MW kapasiteli yatırımla birlikte Zorlu Enerji Grubu, bölgede yaklaşık 200 MW kapasiteye ulaşacak. Zorlu Enerji Grubu’nun halka açık şirketi Zorlu Enerji Elektrik Üretim A.Ş’nin yüzde 100 oranında hissedarı olduğu Zorlu Doğal Elektrik Üretimi A.Ş.’nin, Denizli’nin Sarayköy ilçesindeki Karataş mevkiinde yürüttüğü jeotermal kaynak araştırmalarının olumlu sonuçlar vermesi üzerine hedef büyüttü. Zorlu Doğal Elektrik, sahip olduğu 18 ve 19 sayılı “Jeotermal Kaynak İşletme Ruhsatı” kapsamındaki arama çalışmaları neticesinde ortaya çıkan jeotermal kaynağı değerlendirmek üzere EPDK’ya başvuru yaptı. Zorlu Doğal Elektrik, başvurunun kabulünün ardından bölgede, 100 MW kurulu güçle, 25 yıl boyunca elektrik üretecek yeni bir jeotermal santrali kuracak. Yeni jeotermal lisans başvurusu ile ilgili açıklama yapan Zorlu Enerji Genel Müdürü Sinan Ak, “Jeotermal, yenilenebilir enerji kaynakları arasında bizim için ayrı bir önem taşıyor. Ülkemizin 2023 jeotermal hedefinin yarısını 2015 yılına kadar tek başımıza üretmeyi hedefliyoruz. Bu anlamda, Sarayköy’deki Karataş mevkiinde yaptığımız çalışmaların olumlu seyretmesi bizi oldukça sevindirdi” dedi. Ak, “Şu anda, Denizli’de yapımı devam eden Kızıldere Jeotermal Santralimiz tamamlandığında, 95 MW gücüyle Türkiye’nin en büyük jeotermal santrali olacak ve dünyanın sayılı büyük jeotermal santralleri arasında yer alacak. Santralin yılda üreteceği 600 milyon kWh elektrik ile 79 milyon ton/yıl fuel-oil ve bunun karşılığında yılda 86 milyon ABD doları dış kaynaklı enerji giderini ikame edebileceğini hesaplıyoruz. Kızıldere’nin yanı sıra, 2040’a kadar üretim lisansımızın bulunduğu Manisa-Alaşehir jeotermal sahamızda da sondaj çalışmalarını sürdürüyoruz. 30 MW kurulu güce sahip olacak tesisin inşaatına, proje finansmanı tamamlandıktan sonra bu yıl içerisinde başlamayı hedefliyoruz. Ayrıca, Simav’da da jeotermal çalışmalarımız bulunuyor” açıklamasını yaptı. orlu Enerji Grubu’nun da üyesi olduğu Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC)’nin her yıl geleneksel olarak düzenlediği “IICEC Uluslararası Enerji Forumu”nun dördüncüsü bu yıl Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün katılımı ile 10 Mayıs Cuma günü Conrad Otel’de gerçekleştirildi. Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ve IICEC Yönlendirme Kurulu Fahri Başkanı Dr. Fatih Birol’un ev sahipliğinde düzenlenen ve uluslararası enerji piyasalarının tartışılıp yorumlandığı forumun açılış konuşmaları Güler Sabancı, Fatih Birol ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından yapıldı. Sinan Ak “Küreselleşen Enerji ve Türkiye’nin Rolü” başlıklı foruma, aralarında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Suudi Arabistan Petrol ve Mineral Kaynaklar Bakanı Ali El Naimi’nin de bulunduğu birçok üst düzey devlet adamı, enerji sektörünün uluslararası temsilcileri, akademisyenler, politika merkezleri ve düşünce kuruluşlarının temsilcileri katıldı. Forumda Zorlu Enerji Grubu’nu, Zorlu Holding CEO’su Ömer Yüngül, Zorlu Enerji Grubu Başkan Yardımcısı Selen Zorlu Melik ve Zorlu Enerji Genel Müdürü Sinan Ak temsil etti. Forumda bir konuşma gerçekleştiren Gül, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne en büyük katkısının enerji konusunda olabileceğini ve bu noktanın AB tarafından öncelikli ele alınmasını istediklerini söyledi. Ülkemizin enerji arzı konusunda önemli bir konumda olduğunu ve hidro karbon kaynaklar için Ar-Ge’nin önemli olduğunu söyleyen Gül, ülkemizde yerli kaynakların kullanımına yönelik yeni projeler geliştirilmesinin gerekliliğini vurguladı. Uluslararası Enerji Ajansı Başekonomisti Fatih Birol ise, konuşmasında 1970’lerde OECD ülkelerinin dünya enerji tüketiminin 3’te 2’sini temsil ettiğini, bugün ise söz konusu ülkelerin payının giderek azaldığını; Çin, Hindistan ve Ortadoğu ülkeleri gibi yeni güçlerin ortaya çıktığını anlattı. Başta elektrik fiyatları olmak üzere enerji fiyatlarının, Çin ve ABD’de Avrupa ve Japonya’dakinden çok daha düşük olmasını beklediklerini ifade eden Birol, yüksek enerji fiyatlarının Avrupa ekonomileri için ciddi bir sorun teşkil edeceğini hatırlattı. Avrupa’nın böylece rekabet edebilirliğini kaybedeceğini söyleyen Birol, bugün 12 temel sanayi kolunun Avrupa’dan ayrılıp ABD’ye gittiğini, bunun da düşük enerji maliyetlerinden kaynaklandığına değindi. Rusya, Hazar Bölgesi ve Ortadoğu ülkelerinin ve sıkça gündeme gelmeye başlayan Doğu Akdeniz’deki doğal gaz rezervlerinin, tüm dünya rezervlerinin tam olarak yüzde yetmişine karşılık geldiğini söyleyen Birol, adı geçen bölgelerden elde edilecek olan rezervlerin birçoğundan elde edilecek petrol ve doğal gaz üretim maliyetinin dünya ortalamalarının çok altında ve dolayısıyla çok ekonomik olduğunu ekledi. 56 haber 57 Vestel genç sanatçıların yanında Üç yarışma 63 ödül Dost teknoloji Vestel, bağımsız sanatçıların kendini gösterebilmesi, gelecek vadeden sanatçıların erken keşfedilebilmesi amacıyla kurulan Mamut Art Project’in Video Art sponsorluğunu üstlendi. Vestel, uluslararası prestije sahip Plus X Award, A Design Award ve Red Dot Design Award’dan beyaz eşya ve elektronikteki ürün tasarımlarıyla toplam 63 ödül kazandı. Ödüllerin 43’ü elektronik, 20’si beyaz eşya ürün tasarımlarıyla alındı. V estel, “Senin sanatın, senin sergin” sloganıyla yola çıkan Mamut Art Project’e sponsor oldu. Genç sanatçılar video eserlerini Vestel ekranları aracılığıyla sergileme fırsatı buldu. Ziyaretçiler sergi alanında yer alan Vestel standında Vestel’in interaktif ekranlar teknolojisini deneyimledi. Vestel’den sanata destek Sanat ve sanatçıya verdiği önemi daha önceki yıllarda sponsoru olduğu Tasarım Bienali ve Great Masters’la gözler önüne seren Vestel, genç sanatçıların kariyerlerinin başında kendilerine ait bir alanda eserlerini sergileme deneyimini yaşayacakları Mamut Art Project’te de yer alarak sanat alanında eğitim görmüş gençlerin yanında olduğunu gösterdi. Türkiye’de bir ilk Mamut Art Project yurt dışında örnekleri olan ve hızla yayılan “Affordable Art” konsepti ile sanatseverlere iyi fiyatlara, orijinal ve özgün eser satın alma imkanı sağlıyor. Türkiye’de bu alanda düzenlenen ilk sergi olma özelliği taşıyan Mamut Art Project 16-19 Mayıs 2013 tarihleri arasında Antrepo 3’te, yaklaşık 10’ar metrekarelik kişisel alanı bulunan 40 sanatçıyla sanatseverleri buluşturdu. Sanat piyasasını ve çalışma koşullarını tanımadan bu dünyaya adım atan sanatçıların kariyerlerinde bir başlangıç noktası oluşturabilmek, öğrenci olma ve kendini kanıtlamış bir sanatçı olma arasında bir geçiş dönemi yaratabilmek amacı taşıyan Mamut Art Project’in her yıl tekrarlanması hedefleniyor. Sanata olan desteğini artırarak devam ettiren Vestel, sürdürülebilir projelerin altına imzasını atmaya devam ediyor. T asarım odaklı yaklaşımın Vestel’in DNA’sında olduğunu belirten Vestel Endüstriyel Tasarım Elektronik Bölüm Müdürü Burak Emre Altınordu kazandıkları ödüllerle ilgili şunları ifade etti: “Bu yılın ilk 5 ayında Vestel Endüstriyel Tasarım Elektronik Bölümü olarak tasarım yarışmalarından kazandığımız 43 ödülle tasarımdaki iddiamızı şimdiden ortaya koyduk. Hızlı bir başlangıç yaptığımız 2013’e bu şekilde devam ederek 2012 yılındaki performansımızın önüne geçmek istiyoruz. Vestel olarak tasarımda kendi kendimizin rakibiyiz. A Design Award’da dijital ve elektronik ürün tasarımı kategorisinde ödül kazanan ilk ve tek Türk markası olmaktan ayrıca gurur duyuyoruz. Hedefimiz, tasarımdaki gücümüzü her yıl daha ileriye taşıyarak ödüllerimize yenilerini eklemek.” Vestel Beyaz Eşya Ar-Ge ve Teknoloji Geliştirme Direktörü Halil Turan, Vestel Beyaz Eşya tasarım ekibi olarak yılın yarısına gelmeden 20 ödül kazanmaktan mutluluk duyduklarını belirterek şunları söyledi: “Vestel Beyaz Eşya tasarım ekibi olarak, Plus X Award’da 9 beyaz eşya ürünümüzün 18 ödüle layık görülmesi, ürünlerimizin birçok kategoride başarılı bulunduklarını göstermiştir. 2013 yılında şu ana kadar alınan toplam 20 ödül, tasarım anlayışımızın devamlılığı ve mükemmele ulaşmak olduğunun en büyük kanıtı.” Vestel Plus X, A Design ve Red Dot Design’ın yıldızı oldu Vestel buzdolabı, set üstü ocak, klima, fırın, uzaktan kumanda ve Led TV’leri ile bu sene 10.’su düzenlenen ve dünyanın en büyük tasarım yarışması olarak bilinen Plus X Award’dan toplam 52 ödül kazandı. Vestel beyaz eşya 18 ödül alırken Vestel elektronik 34 ödülün sahibi oldu. A Design Award Vestel ürünleri, A Design Award’da 3 farklı jüri ekibi tarafından işlevsellik, ergonomi, mühendislik, sunum, inovasyon ve teknoloji kriterleri çerçevesinde değerlendirilerek altın, gümüş ve bronz kategorilerinde toplam 8 tasarım ödülü kazandı. Red Dot Design Award 2013 Vestel, Avrupa’nın en prestijli tasarım yarışmalarından Red Dot Design Award 2013’ten ise 2’si beyaz eşya, 1’i elektronik olmak üzere toplam 3 tasarım ödülüyle döndü. Vestel beyaz eşyada bulaşık makinesi ve klima, elektronikte ise uzaktan kumanda tasarımı ile ödüle layık görüldü. 58 kişisel gelişim 59 Kaynak: http://www.edebiyatekibi.com/index.php?option=com_content&task=view&id=713&Itemid=27 Dilinizi yanlışlıkla çiğnemeyin “Konuşma, insanın aklını kullanma sanatıdır” diyen Eflatun’dan, “Dil insanın karakterinin bir parçasıdır” sonucuna ulaşan Francis Bacon’a ve “Dilini kaybeden bir millet her şeyini kaybetmiş demektir” tespitiyle Peyami Safa’ya kadar insanoğlu hep dil ile düşündü. Çünkü insanlara özgü o en yüksek eylem, varlığını yalnız dil ile gerçekleştirebiliyor! D il, yalnızca düşünceyi gerçekleyen bir aracı değil. Dil, düşünebilme yetisinin önkoşulu. Dile hakimiyetimiz ölçüsünde düşünce üretiyoruz, ürettiğimiz her düşünce de yine anadilimizi besliyor. Dil ile düşünce arasındaki bu koparılamaz bağı asla göz ardı edemiyoruz. Çünkü sahip olduğumuz diller, duygu ve düşünce dünyamızı ortaya koyabildiğimiz yegane iletişim aracı. Dünyamıza anlam katan bu araç birbirimizle anlaşmamızın da tek ortak zeminini oluşturuyor. Bu zemin, bir dilin dilbilgisi ve kelime açısından zenginliğiyle genişliyor. Diller ancak böylelik- le toplumların ortak malı haline geliyor ve bir toplumun ulus olabilmesi, ortak bir dile sahip olmasıyla mümkün olabiliyor. Kaşgarlı Mahmut’un Divan-ı Lügât-it Türk’te 9000 Türkçe kelimenin tanımını bizzat yapmış olmasından bu yana elbette çok uzun bir zaman geçti. Türkçe giderek 200-300 kelimeyle konuşulup-yazılan bir dil haline geliyor. Türk dilinin diğer bir önemli sorunu da dil kirliliği… Bu kirlilik, yabancı kelimelerin dilimizle kaynaşması ya da yanlış kullanılmasıyla ortaya çıkıyor. Deadline, text, check etmek, refer etmek gibi yabancı kelime kullanımları dilimizi ağır biçimde yaralıyor. Her dilde olduğu gibi Türk dilinin de kendine özgü önemli kuralları var. Burada bunları tek tek açıklamamız elbette mümkün değil. Fakat en bilindik yanlışları ve kuralları yeniden hatırlayabiliriz. Anadilimizin zamanla yok olmaması, kendine has güzelliklerini kaybetmemesi için her birimizin onu olabildiğince doğru kullanması son derece hassas bir durum. • Soru eki olan “-mi”, “mı”, “mu”, “mü” her zaman ayrı yazılır. • “E” harfi yerine “3”, A” harfi yerine “@” kullanmak gibi harfler yerine simgelerin kullanılması yanlıştır. • Türk alfabesi her ne kadar Latin alfabesinden oluşturulmuş olsa da, Türk alfabesinde olmayan Latin kökenli harflerin kullanılması doğru değildir. Örneğin; “V” harfi yerine “W”, “K” harfi yerine “Q”, “Ş” harfi yerine “SH”, “Ç” harfi yerine “CH” ya da “X” harfi kullanmak gibi… • “Mrb”, “slm” vb. internet sohbetlerinde kullanılan kısaltmaların kullanılması doğru değildir. Bunların yerine kullanılan her sözcüğün eksiksiz biçimde yazılmasına özen gösterilmesi önemli. • “De” bağlacı ve “-de” ekinin kullanılması en sık rastlanan hatalardandır. Fakat “de” bağlacı ile “-de” ekinin birbirinden farkını tespit edebilmek için çok basit bir yöntem bulunuyor. Bağlaç olan “de” çıkarılırsa, cümlede hiçbir anlam kaybı olmaz. Ama aitlik belirten “-de” ekinin cümleden çıkarılması cümleyi eksik bırakır. Bu yüzden ek olan “-de” bitişik, bağlaç olan “de” ayrı yazılır. • “ki” bağlacı ve “-ki” ekinin kullanılmasının kuralları da aynı “de” bağlacı ve “-de” ekinin kullanımında olduğu gibidir. Örnek verebiliriz. Ben ki dünyanın en iyi insanıyım. (Ayrı yazılır. Bağlaçtır. Çıkarılırsa anlam bozulmaz) Benimki kırmızı renkli olan kalemdir. (Bitişik yazılır. Çıkarılırsa anlam bozulur.) • “Her”, “hiç” ve “bir” kelimelerinin doğru kullanımı ise şöyle: Her zaman, her gün, her yerde, her bir… Her halde (mutlaka), herhalde (belki)… Herhangi biri, herkes, her şey, hiçbir şey, hiç kimse, hiçbiri… Bir an, bir defa, bir arada, bir gün, bir daha, bir şey… • Yazım sırasında nokta (.) ve virgül (,) tırnak “ ” ve parantez ( ) işaretlerinden sonra boşluk bırakılmamasına dikkat edilmesi, uzun metinler hazırlarken paragraf yapılması, vurgulanacak kelimelerin seçilerek kalınlaştırılmasına dikkat edilmesi, bu metinlerin hem daha kolay ve anlaşılır olmalarına, hem zevkli okunmalarına yol açar. Dile gösterdiğiniz özen, yaptığınız işe ve kendinize saygınızı da ortaya koyar. 60 Mehmet Zorlu Vakfı Küçük Hanımlar Küçük Beyler’de “Kurbağa Prens” sahnede 61 Şıklık ve konfor bir arada V-Fashion, V-Plasma Plus ve V-Inverter olmak üzere üç farklı klima serisiyle klima ürün gamını genişleten Vestel, son teknoloji, yüksek tasarruf oranı ve şık tasarımı bir araya getiriyor. Zorlu Çocuk Tiyatrosu, Kurbağa Prens oyunuyla “Ankara Küçük Hanımlar Küçük Beyler Uluslararası Çocuk Tiyatroları Festivali”nde çocuklarla buluştu. 25 Nisan’da Küçük Sahne’de sergilenen oyuna çocuklar ve aileleri büyük ilgi gösterdi. D evlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü tarafından 2005’ten bu yana 25-30 Nisan tarihleri arasında Ankara’da düzenlenen “Küçük Hanımlar Küçük Beyler” Uluslararası Çocuk Tiyatroları Festivali, Türk tiyatrosunun dünya çocukları yoluyla yurt dışına açılımını sağlamak, tanıtmak ve yurt dışında bu daldaki gelişmeleri takip ederek kültürler arası gelişim ve değişime hizmet etmek amacıyla gerçekleştiriliyor. Adını, Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Küçük Hanımlar Küçük Beyler, Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız. Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim, kıymetli olduğunuzu düşünerek, Ona göre çalışınız. Sizlerden çok şeyler bekliyoruz” sözlerinden alan festival, çocuk tiyatrosunun çok farklı türlerini içeriyor. Festivalde; kukla, gölge oyunu, kara tiyatro, dans tiyatrosu, opera, bale ve sokak tiyatrosu gibi farklı tekniklerin kullanıldığı çocuk oyunları; seminer ve söyleşi gibi etkinlikler yer alıyor. Türkiye’nin dört bir yanındaki çocukları tiyatro sanatıyla buluşturma vizyonuyla hareket eden Zorlu Çocuk Tiyatrosu, Grimm Kardeşler’in dünyaca tanınan masallarından “Kurbağa Prens” uyarlamasıyla festivalde yerini aldı. “Kurbağa Prens” oyunu, duyguların gözüyle bakıldığında yaşamın ne kadar hoş sürprizlerle dolu olabileceğini gösteren, çok eğlenceli bir müzikli oyun. Özlem Saraç’ın Grimm Kardeşler’in ünlü masalından günümüze uyarladığı Kurbağa Prens’i çocuk oyunlarının usta yönetmeni Gaye Cankaya sahneye koyuyor. Mehmet Zorlu Vakfı’nın katkılarıyla çocuklara ulaşan oyun; ilk görüşte önyargıyla yaklaşmanın hatalı bir davranış olduğunu ve insanların içlerindeki güzelliği, ancak onları tanıdıkça keşfedebileceğimizi vurguluyor. V estel’in yenilenen klimaları A enerji sınıfı klimalara oranla yüzde 50’ye varan enerji tasarrufu sağlayarak kullanıcılarına maksimum performansı en ekonomik şekilde sunuyor. Dost teknoloji Vestel, ücretsiz keşif ve montaj işlemleriyle de müşterilerinin hayatını kolaylaştırıyor. Vestel klimalar hem sağlığa hem doğaya dost Yeni seri Vestel klimalar Plasma, Silver ion ve Catechin filtrelerinden oluşan üçlü filtreleme sistemleri sayesinde çalıştırıldıkları ortamda bulunan polen, bakteri, küf sporları, evcil hayvan kepekleri ve sigara dumanı gibi kirleticileri üzerine çekerek kullanıcılarına sağlıklı ev ve iş ortamları yaratıyor. V-Fashion, V-Plasma Plus ve V-Inverter serisi klimalar çevreci R410A gazı sayesinde ozona zarar vermezken yaydıkları negatif iyonlarla ortamdaki negatif elektriği, toz ve bakterileri yakalayarak stresi azaltma etkisine de sahip. Uyku modu özelliği sayesinde ortam sıcaklığını ve hava akımını uyku esnasında rahatsızlık vermeyecek şekilde otomatik olarak ayarlayan Vestel klimalar, ‘yeniden başlatma’ özelliği ile de elektrik kesintilerinin ardından, klimanın son ayarlarıyla çalışmaya başlamasını sağlıyor. Özel tasarımları sayesinde ses çıkarmadan çalışan Vestel’in yeni klimaları serinlik ve huzuru bir arada sunuyor. 62 linens 63 Linens’ten ışıl ışıl bir yaz koleksiyonu Tasarım gücünü ve deneyimini modanın son trendleriyle birleştiren Linens, 2013 İlkbahar/Yaz Koleksiyonu ile göz kamaştırıyor. E v modasının öncüsü Linens’in yeni koleksiyonunda nevresim takımları, yatak örtüleri, perde ve döşemelikler, mutfak tekstili, havlu-bornoz setleri, dekoratif aksesuarlar, bebek ürünleri gibi birçok şık ürün tasarımlarıyla dikkat çekiyor. Elegant Twist, Maritime Energy, Sweet Swish ve Mysterious Match temalarından oluşan Linens 2013 İlkbahar/Yaz Koleksiyonu’nda yer alan ürünler, zengin ve farklı alternatifler sunmaya devam ediyor. Doğadan ilham alan koleksiyon, şehrin modernliğini şiirsel bir yorumla yansıtırken yaz motifleri de koleksiyonda canlanıyor. Çiçek, deniz, kuş gibi doğadan motiflerin yanı sıra kara kalem çizimleri, kartpostal ve fotoğraf efektli motifler ile kilim, etnik ve ikat desenler de koleksiyonda yer alıyor. Gökkuşağının tüm renklerinin yanı sıra, kahve, krem ve toprak tonlarını Linens’in yeni koleksiyonunda görmek mümkün. Linens 2013 İlkbahar/Yaz Koleksiyonu, doğadan ilham alan temalarıyla evlerde Linens şıklığını yaşatmaya devam ediyor. Linens, son moda trendlere uygun tasarım anlayışıyla zengin ve farklı alternatifler sunuyor. 64 haber 65 Vestel, Enka Fun Day’e sponsor oldu En iyiler Alaçatı’da yarıştı Vestel, ENKA Okulları’nın 26 Mayıs’ta gerçekleşen geleneksel Funday etkinliğine ürün sponsorluğuyla destek verdi. Vestel’in sponsorları arasında yer aldığı IFCA Dünya Sörf Şampiyonası, Alaçatı Çağla Kubat Windsurf Academy’nin ev sahipliğinde yapıldı. İzmir’in Çeşme İlçesi’nde, 1 Temmuz’da başlayan “IFCA Çocuklar, Gençler, Büyükler Dünya Sörf Şampiyonası”, final yarışlarıyla sona erdi. I E stantlarında konumlandırıldı. Etkinlik alanında kurulan Vestel standında Cartoon serisi TV’leri izleyen çocuklara pamuk şeker ikram edildi. Ayrıca çekilişle bir kişiye Vestel Maxisound TV hediye edildi. Birliği’nin koordinasyonunda gerçekleştirilen bu etkinlikte edilen tüm gelirler, öğrencilerin oluşturduğu Topluma Hizmet Kulübü’nün katılımıyla, seçilen sosyal sorumluluk projesine aktarılıyor. Etkinlik boyunca Vestel ürünleri geniş bir hedef kitleyle buluşturuldu. Vestel’in buzdolapları etkinlik alanındaki yeme-içme Funday ile eğitime destek Enka Okulları, her eğitim öğretim yılının tamamlanmasından önce geleneksel hale getirdiği Funday pikniği ile öğrenci, veli ve öğretmen kaynaşmasına imza atıyor. Enka Okul Aile Bu yıl elde edilen gelir, Sarıyer ilçesinde bir anaokulu inşa edilmesinde kullanılacak. Bir okul dolusu çocuğun daha, gelişimlerinde çok önemli yer tutan erken yaşta eğitim imkanına kavuşması sağlanacak. NKA okullarının her yıl ilköğretim öğrenci ve velilerine yönelik olarak düzenlediği piknikte, çocuklara çeşitli oyunlar oynatarak hediyeler dağıtıldı. Yetişkinler ise Vestel V.I.P Lounge alanında ağırlandı. Özellikle çocukların keyifli vakit geçirmesini sağlayan etkinliğe yaklaşık 1500 kişi katıldı. İtalya, Hollanda, Yunanistan, Danimarka, Yeni Zelanda, Belçika, Finlandiya, Portekiz ve Almanya’nın yanısıra Karayip Adaları’na bağlı Aruba ve Curacao’dan 100’e yakın sporcu şampiyonaya katıldı. Alaçatı Çağla Kubat Windsurf Academy adlı şampiyona, final yarışları ile son buldu. 30 yaş üzeri bayanlarda Çağla Kubat birinci olurken, öğrencisi olan ve ilk günden itibaren favoriler arasında gösterilen Poyraz Akay gençler kategorisinde büyük bir farkla ipi göğüsledi. Şampiyonayı düzenleyen ünlü sörfçü Çağla Kubat, yarışçı olmanın yanında ilk kez uluslararası bir şampiyonanın organizasyonu da üstlenerek başarılarına bir yenisini daha ekledi. Şampiyonanın ödül töreninde yaptığı konuşmada Çağla Kubat, “Çağla Kubat Academy olarak evsahipliği yaptığımız şampiyonanın organizasyonunu Gorbon Sports Management ile birlikte üstlendik. IFCA Çocuk, Genç ve Büyükler Şampiyonası, dünyada çocukların ve gençlerin unvan aldıkları tek yarış. Her sene başka bir ülkede yapılan bu şampiyonayı Türkiye’de gerçekleştirmek benim hayalimdi. 22 ülkeden sörfçüler farklı kategorilerde yarıştı. Bizim çocuklarımız için de katkı sağlayan, anlamlı bir deneyim oldu. Yarışan tüm sporcuları tebrik ediyor, ülkemizde sörf sporunun gelişmesi, yeni sporcuların yetişmesi için ilgi gösteren, başta Vestel ve Mobotix olmak üzere destek verenlere çok teşekkür ediyorum” dedi. Ana sponsorlardan Vestel adına, grubun Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mert Gürsoy, “Dünyanın dört bir yanından sporcuları Alaçatı’da buluşturan bu önemli organizasyonun ana sponsorluğunu üstlenmek bizim için gurur vericiydi. Bir haftadır burada bulunan sporcular sadece yarışmadılar, ülkemizde sörf sporunun tanınmasına, gelişmesine de katkıda bulundular. Aynı zamanda bir sörf merkezi olan Alaçatı’yı dünyaya duyurdular. Şampiyonaya katılan tüm sporculara teşekkür ediyor, dereceye girenleri kutluyoruz” dedi. 66 haber 67 Vestel, AVM etkinliklerinde tüketicileriyle buluşuyor Vestel mutfakları kazandırıyor Dost teknoloji Vestel; Adana, İzmir ve İstanbul’da yer alan seçkin alışveriş merkezlerinde kurduğu Vestel mutfaklarında tüketicilerini ağırladı. Alışveriş merkezindeki etkinlik süresince Vestel mutfaklarını ziyaret edenler, Vestel mağazalarında indirimli alışveriş yapma şansını da yakaladı. Dost teknoloji Vestel, alışveriş merkezlerinde kurduğu standıyla, dış güzelliği kadar iç güzelliği ile de dikkat çeken buzdolaplarını görücüye çıkardı. B uzdolapları Değişti, Buzdolabını Değiştir... Sloganıyla yola çıkan Vestel’in alışveriş merkezlerinde kurduğu standını ziyaret edenler, dış güzelliği kadar iç güzelliği ile de dikkat çeken buzdolaplarını yakından inceleme fırsatını yakaladı. Ziyaretçiler yarışmalar ile eğlendi Vestel standında, ziyaretçilerin Vestel buzdolaplarını kullanmalarına olanak tanıyan iki farklı, eğlenceli yarışma düzenlendi. Yarışmaları başarıyla tamamlayan ziyaretçiler Vestel Bi Baksana ürün alternatiflerinden kazandılar. Mutfak eşyalarını müziğe dönüştüren ritim grubu ile keyifli bir hafta sonu geçiren ziyaretçiler, düzenlenen yarışmalarla da çeşitli ödüllerin sahibi oldu. Yarışmayı kazanamayan katılımcılara tercihlerine göre Vestron USB Bellek ya da Vestron Araba Güneşliği hediye edildi. Vestel, standında ziyaretçilerini tuzluk, kavanoz ve şişe gibi mutfak eşyalarını keyifli melodilere dönüştüren ritim grubu ile karşıladı. Sıcak havalardan bunalan ziyaretçilere de limonlu ve narlı soğuk içeceklerin ikram edildiği Vestel standında, Vestel’in Vestron Robot’u da ziyaretçilerle beraber oldu. Vestel standını ziyaret edip görevlilere iletişim bilgilerini bırakan ziyaretçiler, İstanbul’daki tüm Vestel mağazaları ile www. vestel.com.tr adresinde kullanabilecekleri yüzde 10 indirim çeki kazandılar. D ost teknoloji Vestel, 18 Mayıs-16 Haziran tarihleri arasında düzenlediği alışveriş merkezi mutfak etkinlikleriyle Adana, İzmir ve İstanbul’daki tüketicilerine, Vestel ankastre ve küçük ev aletlerini deneyimleme fırsatı sundu. 18-19 Mayıs tarihlerinde Adana’daki Real M1 Alışveriş Merkezi’nde, 25-26 Mayıs tarihlerinde İzmir’deki Agora Alışveriş Merkezi’nde, 31 Mayıs- 2 Haziran tarihlerinde İstanbul Cevahir Alışveriş Merkezi’nde ve 16 Haziran’da İstanbul Optimum Alışveriş Merkezi’nde kurulan mutfaklarda, Vestel ankastre ürünleri ve küçük ev aletleri sergilendi. Mutfak şeklindeki standlarda günün belirli saatlerinde, şef eşliğinde eğlenceli yemek atölyeleri gerçekleştirildi. Ziyaretçiler, çikolata topu yapımı ve tortilla hazırlama atölyelerine katılarak Vestel ürünleriyle keyifli bir deneyim yaşama fırsatı yakaladılar. Vestel mutfağını ziyaret edenlere yüzde 10 indirim fırsatı Gün boyunca Vestel Katı Meyve Sıkacağı ile hazırlanan meyve sularının ve Vestel Yoğurtçu ile hazırlanan farklı tatlara sahip meyveli yoğurtların ikram edildiği Vestel mutfağını ziyaret edip görevlilere iletişim bilgilerini bırakan ziyaretçiler, şehir- lerindeki Vestel mağazaları ve www.vestel.com.tr adresinde kullanabilecekleri yüzde 10 indirim çeki kazandılar. Vestel’in mutfak şeklinde tasarlanmış standında Mirror, Black, Inox ve White serisi ankastre ürünleri, Mp3 çalan buzdolabı ve küçük ev aletleri de ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. 68 haber İhracatın yıldızları: Zorlu Dış Ticaret ve Zorlu Tekstil Türkiye ekonomisine ihracatlarıyla katkı sağlayan firmaların ödüllendirildiği “İhracatın Yıldızları” gecesinde, Zorlu Dış Ticaret ve Zorlu Tekstil, 25 milyon doların üzerinde ihracat gerçekleştirilen firmalara verilen Platin ödülün sahibi oldular. Zorlu Grubu, iki ödüle birden layık görülen tek firma oldu. Z orlu Dış Ticaret ve Zorlu Tekstil, 2012 yılı içerisinde gerçekleştirdikleri 25 milyon doların üzerindeki ihracat rakamlarıyla “İhracatın Yıldızları” gecesinde, Platin ödüle layık görüldüler. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Zorlu Tekstil Grubu şirketlerinin kazandığı ödülleri, Zorlu Tekstil İhracat Bölge Satış Müdürü Arzu Vurur’a takdim etti. Türk malı girmeyen pazar kalmayacak Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan “Türkiye, dünyada pek çok kimsenin adını dahi bilmediği sadece iki ülkeye ihracat yapmıyor. Mikronezya ve Nauro adındaki çok küçük iki ülke dışında her yerde Türk malı bulunuyor. Bu iki ül- Zorlu’ya iki ödül Toplam 36 şirketin Platin ödüle layık görüldüğü gecede Zorlu Grubu, iki ödül birden alan tek firma oldu. 1 Mayıs’ta, İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen ödül gecesine; Türkiye’nin ihracatına büyük katkı sağlayan, hazır giyim, tekstil, deri ve halı sektörlerindeki 133 başarılı firmanın temsilcilerinin yanı sıra TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi, İTHİB Başkanı İsmail Gülle, İDMİB Başkanı Lemi Tolunay, İHİB Başkan Yardımcısı Cem Şengör ile yaklaşık 2 bin ihracatçı katıldı. Hedef tüm dünya pazarları Ödül töreninde bir konuşma gerçekleştiren Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, ihracatta çok büyük başarılara imza keye de ihracat yapalım ve dünyada Türk malı girmeyen pazar bırakmayalım” atıldığını vurguladı. Çağlayan, “Türkiye, dünyada pek çok kimsenin adını dahi bilmediği sadece iki ülkeye ihracat yapmıyor. Mikronezya ve Nauro adındaki çok küçük iki ülke dışında her yerde Türk malı bulunuyor. Bu iki ülkeye de ihracat yapalım ve dünyada Türk malı girmeyen pazar bırakmayalım” dedi. Gecenin sürprizi Erçetin konseri Çağlayan, gecenin sonunda piyano çalarak katılımcılara da hoş bir sürpriz yaptı. İki binden fazla davetlinin katıldığı geceye sanatçı Candan Erçetin de şarkılarıyla renk kattı. 70 röportaj 71 “Her güne bir taze film” Mubi, online bir sinema platformu. Yüzlerce filmle, her gün milyonlarca kullanıcıya ulaşıyor. Milyar dolarlık sinema dünyasında büyük bir güç haline geldi demek hiç de abartılı olmaz. Siteye her gün bir yeni film ekleniyor ve bunlar taze taze izleyiciyle buluşuyor. S on zamanlarda herkes Mubi’yi konuşuyor. Bilen biliyor, bilmeyenler içinse iki kelimeyle özetlemek mümkün: Sinema, internetle her an her yerde mümkün! Bir tür sanal ve uluslararası bir sinematek olarak adlandırılabiliriz. Sitenin kurucusu Efe Çakarel. Tüm dünyada milyonlarca üyesi, arşivindeyse anında izlenebilecek yüzlerce film var. 2,4 milyon dolarlık yatırımla hayata geçirilen Mubi, her geçen gün gücüne güç katarken, Çakarel de artık sinemanın en etkili “aktör”leri arasında yer alıyor. Dünyaca ünlü yönetmen Martin Scorsese başta olmak üzere sinema dünyasından birçok isimle işbirliği yapıyor. 150 milyar dolarlık sinema pazarında, internetten aldığı güçle hızla ilerliyor. MIT’de bilgisayar mühendisliği ve sonrasında Stanford’ta işletme okuduktan sonra ardından SAP’deki önemli pozisyonunu bir kenara bırakıp, yeni fikirleri hayata geçiren Çakarel; Mubi’nin çıkış hikayesini, internetin gücünü, sinemanın geleceğini, dünyaca ünlü yönetmenlerle olan işbirliğini ve yeni projelerini anlattı. Mubi ile tam olarak ne yapıyorsunuz? Sinema dünyasını internet ve teknolojiyle bir araya getiriyoruz. Sinema, kırk yıllık sinema… Nasıl bir fark yarattınız? Evet, bildiğimiz kırk yıllık sinema şu anda sinema salonlarında DVD ve Blue Ray üzerinden ya da televizyon kanallarında seyredilen şekilde ama gittikçe internete kayıyor. Gelecek 10 yılda film seyretme tecrübesi ciddi anlamda DVD ve televizyondan internete kayacak. Peki, yaptığınız işin nesi yeni? Bu sadece evde değil, seyahat ederken de olabilecek bir şey. Yani her yerde, istediğiniz filmi izleyebileceksiniz. Çünkü her filmi her yerde izleyemiyorsunuz. Keşke her film, her sinema salonunda her zaman olsa ve biz seyredebilsek Nuri Bilge Ceylan müthiş biri! Filmleri kim seçiyor? Tabii ki biz seçiyoruz. Bunun için bir ekibimiz var. Aynı zamanda çok fazla data da kullanıyoruz. 5 milyon kişi her gün Mubi’de filmleri arkadaşlarıyla paylaşıyor. Ne izleniyorsa irdeliyoruz ve kendimiz o şekilde seçiyoruz. Bugün Türkiye’de seçtiğimiz filmlerle Brezilya’daki filmler arasında çok büyük farklar var tabii ki. ama çok güzel filmler geliyor, çok büyük şehirlerde gösteriliyor, ondan sonra bir daha ulaşamaz oluyorsunuz. Bu yüzden internetten istediğiniz filme, istediğiniz an, istediğiniz yerde ulaşmanız çok büyük bir kolaylık. Ne gibi? Mesela Semih Kaplanoğlu’na meraklıysanız ve Adana’da yaşıyorsanız, nasıl seyredeceksiniz “Süt, Bal, Yumurta” üçlemesini. Bu durumda seyredeceğiniz tek yol internet. Hele bir de Buones Aires’te ya da Tokyo’da yaşıyorsanız onlara ulaşmanız mümkün değil. Yine tek ve en kolay yol internet oluyor. Bu yapımcıları ve sektörü olumsuz etkilemeyecek mi? Hayır. Ben sektöre yeni bir alan açtığımı düşünüyorum. Bu şekilde sinemanın daha rahat bir hale geldiğine inanıyorum. Arşivinizdeki filmleri nereden buluyorsunuz? Yapımcılardan. Vermezse gösteremiyoruz tabii. Biz aldığımız ciroyu yapımcıyla paylaşma bazlı anlaşmalar yapıyoruz ve bu şekilde hak sahipleriyle ilerliyoruz. Tüm dünyada yapımcı ve dağıtımcılarla bu şekilde anlaşmalarımız var. Bunların kaçı Türk filmi? Şu anda 5 bin filmimiz var dünya çapında. 40-50 filmimiz Türk. Daha fazla film almamız gerekiyor. Türkiye’de yapımcılar ve distribütörler için internet çok yeni bir dünya. Onlarla bu dünyayı paylaşmamız, bu dünyada gerçekten bu filmlere hayat verebileceğimize inandırmamız gereken bir süreç var önümüzde. Bu sürecin içerisindeyiz şu anda ve Usta yönetmen Scorseses’in yakın arkadaşınız olduğu doğru mu? Evet tanıdığımız ve aynı zamanda partnerimiz. Ve onun seçtiği Susuz Yaz’ı da büyük bir keyifle paylaşıyorum. “Dünyadaki en önemli” dedikleri filmlerden bir tanesi. her şey çok iyi gidiyor. Türkiye’de ofisiniz var mı? Yaklaşık altı ay önce Türkiye’ye geldik; ofis açtık ve ekibimizi kurduk. Burada 7-8 kişiyiz, toplamda ise 35 kişiyiz. Kapasitesi çok yüksek, yani 35 kişiyle yapamayacağınız şey yok. Metin Erksan imzalı “Susuz Yaz” da var… Mesela bizden kimler var? Nuri Bilge Ceylan var mı? Evet var ve Nuri Bilge Ceylan’ı hem Türkiye’de hem Brezilya’da gösteriyoruz. Çok müthiş bir yönetmen ve çok güzel filmleri var. Evet Susuz Yaz da var ve Martin Scorsese liderliğinde arşivimizde yer alıyor. World Cinema Foundation en önemli filmleri alıp restore ettiği ve dünyaya tanıttığı bir organizasyon. Susuz Yaz da bunun eseri. 72 keyif Çekirdekten gelen mucize Bembeyaz çiçekleri yasemin gibi kokar ama yasemin değil. Meyvesi kiraza benzer ama kiraz da değil. Vazgeçilmez lezzeti çekirdeğinden gelir. Kırk yıllık hatırı kalır, yetmezse bir de falına bakılır. Nitekim kahvedir; uğruna renk de yaratılır “kahvaltı” da yapılır. K ahvenin hikayesi baştan sona bir keyif öyküsü... Kahve kelimesi Araplar tarafından 14. yüzyıldan önce “keyif veren içki” anlamında kullanılıyordu. “Kahve”nin adının, ilk bulunduğu yer olan Etiyopya’nın Kaffa yöresinden geldiği sanılıyor. Kahve tarımının kökeni birçok renkli efsaneye dayanıyor. Bunlardan en yaygını 3. yüzyılda yaşamış Kaldi adındaki Etiyopyalı bir keçi çobanıyla ilgili. Keçilerinin uyarıcı kırmızı kahve çekirdeklerini yedikten sonra ufak çocuklar gibi davrandığını ve çok daha enerjik olduğunu fark eden Kaldi, meyveyi kendisi de denemiş ve böylece kahveyi keşfetmiş. Verdiği hissi ve keyfi sevince diğerlerine de haber vermiş ve kahve bugünlere kadar gelmiş. Başka bir efsanede de 14. yüzyıl sonlarında Yemen’de yaşamış olan Sufi Şeyhi Şazili’nin kahveyi içen ilk kişi olduğu söylenir. Hala Anadolu’da kahve falı için kahve fincanı kapatılırken Şeyh Şazili ruhuna Fatiha okunması geleneği de bu inançtan kaynaklanıyor. 16. yüzyılda ortaya çıkan başka bir rivayete göre de kahveyi içen ilk kişi Süleyman Peygambermiş. Hazreti Süleyman yaptığı yolculuklar sırasında uğradığı bir şehirde, herkesin bilinmeyen bir hastalığa yakalandığını görmüş ve Baş Melek Cebrail’in buyruğu üzerine Yemen’den gelen kahve çekirdeklerini kavurmuş. Bununla hazırladığı içeceği hastalara verince herkes iyileşmiş. 73 Arabistan’dan Brezilya’ya devrialem Kahvenin anavatanı Etiyopya’nın yüksek yaylalarında, yerli halk bu bitkinin tanelerini un haline getirip bir çeşit ekmek yapıyordu. Meyveleri kaynatıldıktan sonra suyu içilmek suretiyle tıbbi amaçlı kullanılıyor ve “sihirli meyve” olarak adlandırılıyordu. Kahve, ünüyle birlikte hızla Arap Yarımadası’na yayıldı ve 300 yıl boyunca Etiyopya’da keşfedilen yöntemle içildi. 14. yüzyılda ise yepyeni bir keşif ile ateşte kavrulan kahve çekirdekleri, ezildikten sonra kaynatılarak içime sunuldu. Bugün kahve, dünyanın en büyük ticari hammaddesi olarak petrolden sonra ikinci sırada, fiyatları ise son derece değişken. Bir tarım ürünü olmasından ötürü, iklim koşullarının değişimiyle arz ve talep dengeleri her yıl değişse de kahve ticaretinin değeri yıllık 12 milyar Dolar’dan aşağı düşmüyor. Sudan sonra dünya genelinde en çok tüketilen ikinci içecek olan kahvenin üretimi en çok Güney ve Orta Amerika ile Asya ve Afrika’da yapılıyor. Kahve üretiminde dünya birincisi olan Brezilya’yı Vietnam ve Kolombiya takip ediyor. İlk ticari kahve tarımı 15. yüzyılda Arabistan’da başladı. Kahve çekirdekleri ve bitkileri Mısır, Suriye ve Türkiye’den geçerek, “Arap Şarabı” olarak yoluna devam etti. Kahvenin keşfinden sonra umumi kahvehaneler, Ortadoğu’daki her şehirde açılmaya başladı. Kısa süre içinde kahve çekirdeklerinin nakliyesi Avrupa’ya ulaştı ve kahvenin popülaritesi hızla yayıldı. 18. yüzyılda, misyonerler, tüccarlar ve koloniciler kahveyi Orta ve Güney Amerika’ya götürdüler. Doğal çevresi kahve tarımı için ideal bir yer olduğunu gösterdi ve kahve yetiştiriciliği hızla arttı. 1800’lerin sonlarına doğru kahve, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, dünyanın önde gelen ihraç ürünlerinden biri haline geldi. Kahvenin Anadolu’daki yolculuğu Kahvenin Türkiye’deki tarihçesine daha ayrıntılı bakıldığında Yavuz Sultan Selim döneminde Yemen Valisi olan Özdemir Paşa’nın çok sevdiği kahveyi İstanbul’a getirdiği görülüyor. Kısa sürede itibarlı bir içecek olarak saray mutfağında yerini aldı. Saray görevleri arasına “kahvecibaşı” adında bir de rütbe bile eklendi. Padişahın ya da bağlı olduğu devlet büyüğünün kahvesini pişirmekle görevli olan kahvecibaşı, sadık ve sır tutmasını bilenler arasından seçilirdi. Osmanlı tarihinde kahvecibaşılıktan sadrazamlığa yükselenlere bile rastlandı. Saraydan konaklara ardından evlere giren kahve, İstanbul halkının kısa sürede tutkunu olduğu bir lezzet haline geldi. Satın alınan çiğ kahve çekirdekleri tavalarda kavrulup, dibeklerde dövüldükten sonra cezvelerde pişiriliyordu. Hatta günümüzde dahi kahve Viyana kafelerinde Türk usulü hazırlanıyor. Türk kahvesinin etkilerinden biri de İtalyanlara özgü Espresso kahvesinin fincanlarının Türk kahvesi fincanlarına büyük benzerlik göstermesi. Türk kahvesinin en önemli unsurlarından olan köpük, Espresso’da altın sarısı krema olarak kendini gösteriyor. Kahveyi iç, fincanını da ye Kahve içme rekoru Sardi Innovation tarafından tasarlanan kahve fincanının içi pasta Yemek canavarı olarak da adlandırılan ve dünyanın en hızlı sosisli şekerlemesi ile kaplı, dışı ise kurabiye. Kahveyi içerisine koyunca yiyen adamı olarak da Guiness Rekorlar kitabı’na giren Japon Ta- şekerleme ile kahvenize şeker eklenmiş oluyor. Kahve bitince de keru Kobayashi 42 fincan kahveyi art arda içtiği için bu alanda da fincanı yiyebiliyorsunuz. dünya rekoruna sahip. 17. yüzyılın sonlarıyla birlikte, kahvehaneler yoğun ticari eğilimlerini Avusturya, Fransa, Almanya, Hollanda ve İngiltere üzerine yöneltti. Hollandalılar, Uzakdoğu’da kahve yetiştirmeye başladı, İngiltere ve Fransa da bu akıma uydu ve kolonilerine kahveyi sundu. 74 kısa kısa 75 Zorlu Enerji Yönetim Kurulu’na atama Z orlu Enerji Olağan Genel Kurul Toplantısı, 30 Mayıs 2013 tarihinde Bursa’da gerçekleştirildi. Toplantıda, Zorlu Enerji Yönetim Kurulu Bağımsız Üyeleri Prof. Dr. A. Can Tuncay ile E. Melih Araz’ın görev sürelerinin dolması nedeniyle yerlerine Akın Tarı ve Hacı Ahmet Kılıçoğlu atandı. Yönetim Kurulu Toplantısında, Yönetim Kurulu Üyeleri arasında yapılan görev dağılımı sonucunda Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Zeki Zorlu’nun, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı’na Ali Akın Tarı’nın, Yönetim Kurulu Üyelikleri’ne ise Olgun Zorlu, Selen Zorlu Melik, Bekir Cem Köksal, Hacı Ahmet Kılıçoğlu ve Burak İsmail Okay’ın seçilmelerine karar verildi. İstanbul Hukuk Fakültesi mezunu olan Ali Akın Tarı, çalışma hayatına 1972 yılında Maliye Bakanlığı’nda Hesap Uzmanı olarak başladı, ardından Baş Hesap Uzmanlığı, Hesap Uzmanları Kurulu Başkan Yardımcılığı ve İstanbul Grup Başkanlığı görevlerinde bulundu. 2001 yılında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Kurul Üyeliği’ne atanan Tarı, aynı yıl Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Kurul Üyeliği görevine ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Fon Kurulu Üyeliği’ne de seçildi. 2004 yılında görev süresi dolan Tarı, Maliye Bakanlığı’nda Bakanlık Müşavirliği görevini üstlendi. 2008 yılında Dilerbank Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu Üyesi olan Tarı, 2011 yılından bu yana da Diler Holding Yönetim Kurulu Üyeliği’ni sürdürüyor. Tarı, Vestel Elektronik ve Beyaz Eşya şirketlerinde de Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev alıyor. Hacı Almet Kılıçoğlu Z İngiltere’deki University of Essex’ten ekonomi dalında lisans ve yüksek lisans derecelerini alan Hacı Ahmet Kılıçoğlu ise, çalışma hayatına 1979 yılında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nda başladı. 1980’de Türkiye İş Bankası’nda Uzman Yardımcısı olarak görev alan Kılıçoğlu, bir dönem özel sektörde çalıştıktan sonra, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ve F-16 uçak projesinde idari görevlerde bulundu. Türk Eximbank’ta da çalışan Kılıçoğlu, bu kurumda çeşitli kademelerde bulunduktan sonra, 1998-2010 yılları arasında Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. 12 yıl boyunca, Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi olan Kılıçoğlu, daha sonra Dünya Eximbankları Birliği (The Berne Union) Başkanlığı’na seçildi. İslam Kalkınma Bankası Başkan Danışmanlığı görevinde de bulunan Hacı Ahmet Kılıçoğlu, Denizbank Yönetim Kurulu Başkan Vekili olarak görev yaptı. Kılıçoğlu, Vestel Elektronik ve Beyaz Eşya Şirketlerindeki Yönetim Kurulu Üyeliklerinin yanı sıra Doğan Yayın Holding Yönetim Kurulu Üyeliği ve Türk Eğitim Derneği Başkan Vekilliği görevlerini de sürdürüyor. İş yaşamında doğru giyinmenin püf noktaları S til Danışmanı ve Moda Editörü Tülin Kermen, profesyonel iş yaşamında doğru ve ekonomik giyinmenin püf noktalarını, Bakış Açısı Konferansı (BAK) kapsamında, Zorlu Plaza Oditoryumu’nda gerçekleştirilen söyleşi ile Zorlu Enerji Grubu çalışanlarıyla paylaştı. Akın Tarı Zorlu Enerji Grubu 9.İkizdere Dağ Horozu Şenliği’ne sponsor oldu orlu Enerji Grubu’nun hidroelektrik santralinin bulunduğu İkizdere’nin Sivrikaya Köyü’ne bağlı Büyük Yaylası’nda, 2 Haziran Pazar günü düzenlenen ve sponsor olarak destek verilen Dokuzuncu Dağ Horozu Şenliği’ne, kamu yetkilileri ve halk yoğun ilgi gösterdi. İkizdere Kaymakamlığı ve İkizdere Belediyesi’nin katkılarıyla yapılan organizasyon için sabahın erken saatlerinde 2300 metre yükseklikte dürbünlerle gözlem yapıldı. Rize Vali Yardımcısı Şefik Aygöl, İkizdere Kaymakamı Abdil Koç, İkizdere Belediye Başkanı Hasan Kösoğlu, İlçe Jandarma Komutanları İsmet Canseren ile Seçkin Tarakçı, İl Turizm Müdürü İsmail Hocaoğlu, İl Orman Müdürü Abdi Ekşi, İkizdere Milli Eğitim Müdürü Özkan Sarıkaya, İl Genel Meclis Üyesi Ahmet Aksu, Zorlu Enerji Grubu emeklisi ve gazeteci İsmet Köseoğlu ile İkizdere ve Mercan HES santrallerinde görevli çalışma arkadaşlarımızın katıldıkları etkinlik kapsamında, bölgede bulunan dağ horozunun doğal yaşam alanının korunması yönünde bilgi ve dilekler paylaşıldı. GAZDAŞ çalışanlarından kan bağışına yoğun destek GAZDAŞ, Türk Kızılay’ı ile işbirliği yaparak bir kan bağışı kampanyası düzenledi. GAZDAŞ Lüleburgaz ve Babaeski çalışanları ile iç tesisat firmaları yetkililerinin gönüllü katılımlarıyla gerçekleşen kan bağışında 30 ünite kan toplandı. G AZDAŞ, Lüleburgaz ve Babaeski’de kan bağışının insan hayatı için önemi konusunda farkındalık yaratmak amacıyla kan bağışı kampanyası gerçekleştirdi. Kan bağışı kampanyasına GAZDAŞ Lüleburgaz ve Babaeski çalışanları ile iç tesisat firmaları yetkililerinden oluşan 30 gönüllü destek oldu. Kampanyada 30 ünite kan toplandı. Kan bağışının önemi hakkında bilinç oluşturmak için Kızılay’a destek olmayı amaçladıklarını belirten GAZDAŞ Trakya Bölge Müdürü Tamer Akaslan “Kan bağışı hem toplumsal hem de bireysel açıdan son derece önemli. Yapılan bağış, binlerce insanının hayatı için bir umut olurken, bağış yapan kişinin sağlığını da olumlu yönde etkiliyor. GAZDAŞ olarak kan verme bilincini yaygınlaştırmak amacıyla gerçekleştirdiğimiz kampanya ile tüm firmalara ve topluma örnek olmayı amaçladık” dedi. Kan bağışı kampanyasını bölge müdürlüklerinin bulunduğu Lüleburgaz’da başlattıklarını, Lüleburgaz ve Babaeski’nin ardından Trakya Bölgesi’nde faaliyette oldukları diğer illerde de gerçekleştireceklerini belirten Tamer Akaslan, toplumsal fayda sağlayan yerel kurumlarla ortak çalışmalar gerçekleştirmeye büyük önem verdiklerini ve topluma değer katan projelerde yer almaya devam edeceklerini ifade etti. GAZDAŞ ile gerçekleştirdikleri işbirliğinin çok önemli olduğunu ifade eden Kızılay Lüleburgaz Kan Bağışı Merkezi Kan Bağışçısı Kazanım ve Eğitim Uzmanı İldeniz Keskin ise “Her bir ünite kan, ihtiyacı olan birisi için ümit demek, hayat demek... Şirketlerin ve çalışanlarının bu konuya duyarlı yaklaşımları, topluma örnek olması ve bu kampanyaların yaygınlaşması açısından önem arz ediyor. Bu nedenle, GAZDAŞ’ın kan bağışını desteklemesini ve GAZDAŞ çalışanlarının bu kadar yoğun bir kan bağışı ile katkıda bulunmalarını son derece anlamlı buluyoruz” dedi. GAZDAŞ çalışanlarının kan bağışına desteği devam ediyor GAZDAŞ’ın Türk Kızılay’ı ile işbirliği yaparak düzenlendiği kan bağışı kampanyasının ikinci durağı Edirne oldu. GAZDAŞ Edirne çalışanları ile iç tesisat firmaları yetkililerinin gönüllü katılımlarıyla gerçekleşen kan bağışında 20 ünite kan toplandı. GAZDAŞ Edirne İşletme Müdürü Cumhur Pekdemir, insan hayatı için son derece önemli olan kan bağışı konusunda topluma örnek olmayı hedeflediklerini belirtti. Pekdemir, kan bağışının önemi hakkında bilinç oluşturmak için Kızılay’a destek olmayı amaçladıklarını söyledi. Kan bağışının toplumsal ve bireysel açıdan önemine değinirken; “Yapılan bağış, pek çok insanının hayatı ve sağlığı için umut oluşturuyor. İnsanlar genellikle kan bağışının önemini, kendileri de ihtiyaç duydukları zaman anlıyorlar. Ama özellikle kurumlar olarak hassas davranırsak, kan bağışı bilincini olumsuz bir tecrübe yaşamadan da yaygınlaştırabiliriz. Bu düşünceyle düzenlediğimiz kampanya ile başka kurumlara da örnek olmak istedik” dedi. GAZDAŞ ile gerçekleştirdikleri işbirliğinin çok önemli olduğunu ifade eden Kızılay Edirne Kan Bağış Merkezi Müdürü Dr. Güler Ateş ise “Kan, kaynağı insan olan tek tedavi aracıdır. Bütün dünyanın kabul ettiği tanımıyla; hiçbir maddi ve manevi beklentisi olmayan, tamamen kendi özgür iradesiyle kan ve kan ürünleri veren kişilere kan bağışçısı denir. En güvenli bağış, gönüllü bağıştır. Kızılay Edirne Kan Bağış Merkezi olarak amacımız Edirne’nin kan ihtiyacının tamamını gönüllü bağışlarla sağlayabilmektir. GAZDAŞ’a sosyal sorumluluk adına gerçekleştirdiği bu kampanya için, GAZDAŞ çalışanlarına da verdikleri kanla kurtaracakları hayatlar adına teşekkür ederim. GAZDAŞ’ın bu yaklaşımının tüm kurum ve kuruluşlara örnek olmasını dilerim” dedi. 76 kısa kısa Lüleburgaz’da 2013 Futbol Turnuvası sonuçlandı Z orlu Tekstil tarafından Lüleburgaz’da düzenlenen 2013 Futbol Turnuvası, 3 Mayıs Cuma günü ilk maçıyla başladı. Yaklaşık iki ay süren maçlar, 5 Temmuz Cuma günü gerçekleştirilen final maçı ile tamamlandı. İlk maçını 6 Mayıs Pazartesi günü Zorlu İşletme takımı ile yapan Zorlu Enerji Lüleburgaz Santrali çalışanlarından oluşan Zorlu Enerji takımı, turnuvayı üçüncülükle tamamladı. 77 Zorlu Enerji Grubu’na Jeotermal Enerji Yatırımcısı Ödülü E nerji şirketlerinin yıl içerisinde yaptıkları projelerin üniversitelerin enerji kulüpleri tarafından değerlendirildiği “1. Enerji Ödülleri”, İstanbul Aydın Üniversitesi ev sahipliğinde 24 Mayıs Cuma günü sahiplerini buldu. İstanbul Aydın Üniversitesi, Bahçeşehir Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Bilgi Üniversitesi, Koç Üniversitesi ve Beykent Üniversitesi Enerji Kulüpleri’nin katılımlarıyla düzenlenen organizasyonda, aralarında Zorlu Enerji Grubu’nun da bulunduğu çeşitli enerji şirketlerine verimlilik ve yenilenebilir enerji alanında yaptıkları çalışmalar nedeniyle ödül verildi. “Jeotermal Enerji Yatırımcısı” dalında Zorlu Enerji Grubu’na verilen ödülü, Jeokimya Proje Uygulamalar Yöneticisi Dr. Füsun Servin Tut Haklıdır ile Kurumsal İletişim Müdürü Şebnem Erverdi aldı. Vestel Denizli’de 20. mağazasını açtı Vestel, su filtreli elektrikli süpürgesiyle evde fırtınalar estiriyor V estel’in Aqua Max 6000 Fırtına Su Filtreli Elektrikli Süpürgesi, devrim yaratan özellikleriyle evlere bahar ferahlığı taşımanın en kolay yolunu sunuyor. Yüksek motor ve emiş gücüyle fırtına gibi esen Aqua Max 6000 Fırtına, ev süpürmeyi çocuk oyuncağı haline getiriyor. Vestel Aqua Max 6000 Fırtına, ‘Surf Technology’ özelliği ile toz haznesine giren tozların su yüzeyinde tutunmasını engelleyerek, daha fazla tozu suya hapsediyor. Yüksek emiş gücü ve kir tutma kapasitesine sahip Aqua Max 6000 Fırtına, kullanıcılarına sevdikleriyle birlikte daha hijyenik ve sağlıklı ortamlarda vakit geçirme fırsatı sunuyor. Vestel, pembe küçük ev aletleriyle mutfağa renk katıyor D ost teknoloji Vestel, V-Cook Pembe küçük ev aletleri serisiyle mutfak tezgahlarını renklendiriyor. Şık ve renkli tasarımıyla dikkat çeken V-Cook Pembe küçük ev aletleri, kolay yıkanabilir parçaları ve ergonomik yapılarıyla kullanım kolaylığı da sağlıyor. Taze yaz meyvelerini sağlıklı içeceklere dönüştürmek ve lezzetli kekler, pastalar hazırlamak isteyenlerin mutfaktaki yardımcısı olacak V-Cook Pembe küçük ev aletleri serisi el blender seti, solo blender, doğrayıcı ve mikserden oluşuyor. V estel, Denizli’deki 20. mağazasını vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği tören ve etkinliklerle hizmete açtı. Açılışa Denizli Büyük Şehir Belediye Başkan Yardımcısı Şamil Çınar, Vestel Pazarlama Ege ve Akdeniz Bölge Müdürü Erdinç Küpçük, Vestel Satış Müdürü Yeşim Erbuğa ve Vestel Pazarlama Saha Temsilcisi Ahmet Utkan katıldı. Ülke çapında bin 180 mağazası bulunan Vestel, Denizli’de açtığı 380 metrekarelik alana sahip yeni mağazasıyla Denizli halkının ihtiyaçlarını eksiksiz karşılamayı hedefliyor. Vestel’in Ege Bölgesi’nde 117 mağazası bulunuyor. Vestel mağazalar zincirine bir yenisini ekledi V estel, bin 180 mağazadan oluşan geniş mağaza zincirine Gaziantep’te açtığı mağazasıyla bir yenisini ekledi. Vestel, Gaziantep’te açtığı yeni mağazasıyla bölgede erişilebilirliğini arttırmayı amaçlıyor. Pakistan’da türbinler dönmeye başladı P akistan’ın güneyinde yer alan Jhimpir bölgesinde inşaatı tamamlanan rüzgar santralinde ilk türbin dönmeye başladı. Her gün yeni türbinler eklenerek çalışmaların hızla tamamlanması hedefleniyor. 2011 yılında yapımı gerçekleştirilen 5 türbin ile projenin 6,4 MW’lık ilk fazında elektrik üretiliyordu. 2012 yılının sonunda, projenin 50 MW kapasiteli ikinci fazı kapsamında toplam 28 türbinin kurulumu ve şalt sahası ile kontrol binalarının inşası tamamlandı. Santralin ikinci fazının devreye alınması için kontrol ve testler gerçekleştiriliyor. E v güzellik merkezi Linens’in sonbahar-kış sezonuna yönelik yeni koleksiyonu 26-28 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilen “Koleksiyon Sunum Toplantısı”nda tanıtıldı. Zorlu Plaza’da yer alan showroom’da sergilenen koleksiyon hakkında mağazaların görüşleri alındı ve koleksiyonun detaylarına ilişkin bilgilendirmeler yapıldı. Vestel, 450 metrekarelik alana sahip yeni mağazasıyla Gaziantep halkının ihtiyaçlarını eksiksiz bir şekilde karşılamayı hedefliyor. Vestel’in Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 154 bayii ve 204 mağazası bulunuyor. Koleksiyon Sunum Toplantısı’nın ardından 27 Haziran akşamı düzenlenen yemek sohbetinde tüm mağazalar ve Linens yöneticileri bir araya geldi. “Evin kalbi mutfakta atar” yaklaşımı doğrultusunda buzdolabı ürün gamını farklı renk, desen, model seçenekleri ile zenginleştiren Vestel, şık tasarım ve üstün teknolojiyi bir arada sunuyor. V estel’in tasarımı ön plana çıkardığı, zengin renk ve desen alternatifleri ile cam ve inox modelleri de içeren geniş buzdolabı ürün gamı, çok işlevli bölme sistemi, kokuları birbirine karıştırmayan özel soğutma sistemi, kırılmaya dayanıklı özel cam rafları, LED aydınlatmalı iç tasarımıyla dikkat çekiyor. Vestel, “Evin kalbi mutfakta atar” yaklaşımı doğrultusunda buzdolaplarına eklediği MP3 çalar ve sesli mesaj bırakma özellikleriyle mutfağı keyifli bir yaşam alanı haline getirmeyi hedefliyor. Bölmeleri tüketici belirliyor Vestel Puzzle buzdolabında yer alan “çok işlevli bölmeler” sayesinde buzdolabı14 farklı şekilde kullanılabiliyor; bölme- Linens yeni koleksiyonunu tanıttı Linens Ailesi, 26-28 Haziran tarihleri arasında “Koleksiyon Sunum Toplantısı”nda buluştu. Merkez mağazalar ve bayiler olmak üzere tüm mağazalar ve Linens yöneticileri bir araya geldi. Mutfakların havası değişecek lerin hangisinin soğutucu hangisinin dondurucu olarak kullanılacağına tüketiciler karar veriyor. Kullanılmayan bölmeler tasarruf amaçlı kapatılabiliyor. Vestel Puzzle’ın kırılmaya dayanıklı cam rafları 200 kg’a kadar ağırlık taşıyabiliyor. TAÇ ve Linens’in kreatif ajansı belirlendi T AÇ ve Linens’in, yeni kreatif ajansı belirlendi. 25 yılı aşkın meslek yaşamıyla sektörde önemli deneyime sahip Ali Özbek tarafından kurulan ve yönetilen Ad-Stop, Mayıs ayından bu yana TAÇ ve Linens’in kreatif tanıtım faaliyetlerini yürütüyor. 30 kişilik genç bir kadroya sahip olan ajans, ayrıca TAÇ markasının sosyal medya hesaplarının yönetimini de gerçekleştiriyor. 78 gökyüzünün getirdikleri 79 Burçların iş yapma biçimleri Profesyonel iş yaşamında takım çalışması içinde işbölümü yaparken hangi burcun hangi tipik özelliklere sahip olduğu konusu doğru işi uygun kişiye yönlendirmek açısından önemli. KOÇ TERAZİ Temmuz ayından sonra yuva, aile ve yerleşim yerinize ait konularda şanslı Maddi sıkıntıları aşacağınız bir döneme gireceksiniz. İş ve sosyal yaşam olacağınız bir döneme girdiniz. Bu zaman içerisinde toprağa, gayrimenkule dengenizi iyi kurmanız durumunda gelecek günler sizin için çok aydınlık ait yatırımlar, ev ve ailenizi ilgilendiren pozitif gelişmeler söz konusu ola- gözüküyor. bilir. Koç: İş yaşamında rekabeti ve oyun oynamayı sever. Liderlik geleni yapar. Kendisine verilen inisiyatifi sonuna kadar kul- BOĞA AKREP lanmaktan hoşlanır. Bir projeye hemen başlamak ve bir diğe- Kısa seyahatlerden, akraba veya kardeşlerden gelen şanslarınız olabilir. Güçlü iradenizin test edileceği günler sizi bekliyor. Karşılaşacağınız zor- rine hemen geçmek ister. Çok uzun yıllar alışmaya eğilimlidir. Eğitsel alanda yeni girişimler yapabilirsiniz. Aşk hayatınız hız kazanabilir. luklara direnmeniz gerekecek. Ancak bu zorlukları aşmanızın ardından çok Yeni tanışmalar hayatınıza mutluluk katarken, var olan beraberlikler de daha rahat ve huzurlu bir döneme gireceksiniz. vasfı olduğundan kariyerinde zirveye ulaşmak için elinden Boğa: Güvenilir, sadık ve anlaşılması kolay bir çalışandır. olumlu yönde gelişecek. Pratik yanı kuvvetlidir ve ayakları yere sağlam basar. Bir işe dayanır. Estetik kaygılarını ve artistik yaratıcılığını iş yaşamı- İKİZLER YAY na yansıtmaktan çekinmez. İstikrarlı bir yapıya sahiptir. Jüpiter’in de etkisiyle kazançlarınız gözle görülür seviyede yükselebilir. Kendinizi geliştirme yönünde atacağınız adımlar iş ve sosyal yaşamınızda İkizler: İletişim konusunda son derece yeteneklidir. Konsant- Yeter ki karşınıza gelen fırsatları doğru şekilde değerlendirin ve gelir-gider etkilerini daha fazla göstermeye başlayacak. Huzurlu ve sağlık açısından dengenizi koruyun. Yakın çevrenizle keyifli paylaşımlar içine girebilirsiniz. da sıkıntıların olmayacağı günler var önünüzde. başlarken zorluk çeker fakat en zor şartlara dahi metanetle rasyon zorluğu çeker ve pek çok şeyi aynı anda yapmak ister. Aşk hayatınıza güzel etkilerin olacağı bir döneme girdiniz. Rutin işlerden çok, hareketlilik gerektiren ve farklı konuları YENGEÇ OĞLAK Oğlak: Pratik, tutucu, ihtiyatlı… Çalışmayı, üretmeyi çok se- Kişisel enerjinizin yükseldiği daha cesur ve girişken olduğunuz bir dönem- İhtiyatlı tavrınızı bir an için kenara bırakmanızı tavsiye ediyoruz. Planla- verler. Dikkatli ve planlı adımlarla hedefine ulaşmakta tam bir desiniz. Artan harcamalarınızı dengelemek için çalışmaya yönelebilirsiniz. rınızı hayata geçirmek konusunda daha rahat bir tutum içine girmeniz ustadır. Sabır ve dayanıklılık en büyük özellikleri arasındadır. Aşk hayatınızda sizi mutlu edecek tutku ve heyecan getirici deneyimler söz durumunda gelecek günler sizin için hem maddi hem manevi açıdan ka- kiplerini stratejik biçimde manipüle eder. Kendini eksik gör- Çalışırken gözü hiçbir şey görmediği ve olup bitenin farkında konusu. zançlarla dolu. su her işi başarıyla bitirmesinde önemli rol oynar. düğü konularda tamamlanabileceği biriyle çalışmak ister. olmadığı için iş ortamında insani ilişkileri zayıf olabilir. Aslan: Güvenli, enerjik ve gururludur, fark edilmeyi sever. Akrep: Güçlü iradesi, gerçeklerden asla vazgeçmemesi, ana- Kova: Para için değil, zevk için çalışır. Bu yüzden mutlaka sev- ASLAN KOVA litik ve derin düşünebilmesiyle iş yaşamında önemli yerlere diği bir işte çalışması gerekir. İnandığı ve istediği bir işi odak- Yeteneklerinizi gerektiği şekilde çalışma hayatınıza aktarmak ve daha güç- İş ve sosyal yaşamınızın dengesini iyi ayarlamanız size mutluluğu getire- landığında onu gerçekleştirmeden peşini bırakmaz. Zihinsel lü mücadele etmek durumundasınız. Yatırımlarınızda mantıklı davranmaya cek. Evinizde yakalayacağınız mutluluk işinize de yansıyacak. Hem iş hem ve amaçlarına bağlılık yatar. Kimsenin fark etmediği boyutla- olarak sürekli aktiftir ve çağının ilerisinde düşünür. Dayatma özen göstermelisiniz. Kişisel çekiciliğiniz artıyor ve kendinize güveniniz artı- ev yaşantısında rahata ereceğiniz bir dönem sizi bekliyor. sı iş ilişkilerinde hakem rolü üstlenmesine neden olur. rıyla bir işi ele alırken sezgilerini de hesaba katar. olmadığı sürece yeniliklere açıktır. Başak: Sonuca analizle ve parçalara ayırarak ulaşmayı, pratik Yay: İyimser ve kolay uyum sağlayan yapısı ve çok yönlülüğü Balık: Sezgileri çok güçlü olduğu için farkında olmadan ko- ile etrafındakileri etkisi altına alır. İnandığı şeylere derinden layca öğrenir ve isteneni otomatik olarak yapar. Yaratıcılık bağlı olduğu için ikna kabiliyeti de çok kuvvetlidir. Faydalı ve tasarı gerektiren konularda başarılı olur. İnce düşünen ve olabilmesi için özgürlüğüne ihtiyacı vardır. Bilginin güç oldu- insana değer veren yapısıyla çok sevilir fakat profesyonel ya- ğuna inanır ve donanımını sürekli geliştirir. şamda da oldukça zorlanır. kapsayan alanlarda başarılı olur. Bildiklerini aktarmayı ve geliştirmeyi çok sever. Hızlı düşünür, çabuk uygulamaya geçer. Yengeç: Hassas ve kırılgan yapısı iş hayatında ihtiyatlı adımlarla, güvenli girişimlerde bulunmasına yol açar. İnsanların beşeri ihtiyaçlarına karşı oldukça duyarlı olması onun iyi bir lider-yönetici olmasını sağlar. Sadakat ve sorumluluk duygu- Liderlik özelliği belirleyici karakteri olduğundan, takım çalışmalarında genelde başı çeker. Onun içinde bulunduğu ekibin başarılı olmama gibi bir şansı yoktur! Adaletli ve bonkör yapı- çözümler üreterek insanlığa hizmet etmeyi sever. Zekâ seviyeleri oldukça yüksektir ve asla ikinci iyiyle yetinemezler. Sorumluluklarını çok iyi kavrar, organizasyon yeteneği, detaycılığı ve yardımseverliğiyle iş yaşamında mutlaka dikkati çeker. Terazi: Adalet ve hak duygusu iş yaşamında da dikkat çeker. İletişim yeteneği, doğal nezaketi ve diplomasi bilgisi sevilen biri olmasını sağlar. Tartışma ve çekişmeden hoşlanmaz. Ra- gelir. Sakin ve yardımsever yapılarının altında büyük bir hırs yor. Bu durum ilişkiler eksenini olumlu etkileyecek. BAŞAK BALIK yaşantınıza aktarmak isterken aşırılıklara ve abartılı davranışlardan uzak du- nız ve öğrendiklerinizi hayata geçirme yeteneğiniz sizi daha güzel günlere run. İkili ilişkilerde daha tutkulu, heyecanlı ve girişken olabilirsiniz. taşıyacak bir anahtar. Kişiliğinizi daha güçlü bir şekilde ortaya koyma arzusu içindesiniz. Bu gücü Kişisel gelişiminize yatırım yapmanın tam zamanı. Öğrenmeye olan açlığı- 81 80 kültür-sanat Lezzete Merhaba Yazar: Filiz Akın Yayınevi: Epsilon Yayınları Filiz Akından lezzet paylaşınca güzel diyenlere sihirli tarifler... “Yemek yapmanın yaratıcılık ve zevk sahibi olmayı gerektiren bir alan olduğunu kırk yaşında anladım ve bu bende sanatın başka bir koluyla ilgileniyormuşum gibi bir his uyandırdı. Ayrıca hepimiz misafirlerimize en lezzetlisini sunmak, en lezzetlisini beğendirmek, sonuç olumlu olursa bundan bir sanatçı gibi keyif almak peşinde değil miyiz?” Şebnem Ferah Od/Pasaj Müzik 6 Aylık yoğun bir stüdyo çalışmasının ardından, on şarkıdan oluşan ‘OD’ müzik severlerin beğenisine sunuldu. Albümdeki parçaların dokuzunun söz ve müziği Şebnem Ferah’a ait. Yeni albümü ile karşımıza çıkan Şebnem Ferah’ın, severlerine bir de sürprizi var. Sözlerini, usta şairimiz Nazım Hikmet’ in yazdığı, müziğini yine usta sanatçımız Cem Karaca’nın yaptığı ‘Çok Yorgunum Beni Bekleme Kaptan’ olarak bildiğimiz şarkıyı seslendirdi. 7/24 Anneye Güvenli Bağlanma Yaşat ki Yaşayasın Yazar: Ediz Hun Yayınevi: Babıali Kültür -BKY Yazar: Prof. Dr. Sabiha Paktuna Keskin Yayınevi: Boyut Yayıncılık Boğaz Hakkında Her Şey Yazar: Saffet Emre Tonguç, Pat Yale Yayıncı: Boyut Yayıncılık Prof. Dr. Sabiha Paktuna Keskin’in kaleminden yepyeni bir rehber kitap. Sosyalleşmenin olmazsa olmazı olan ben ve sen farkındalığı, dolayısıyla diğerlerine güvenin temeli 0-7 yaşlar arasında atılır. Bu temelin harcı ise anneye güvenli bağlanmadır. Diğerlerine güven duygusunun kazanılması; bireyin kendi ve çevre farkındalığı kazanması ve özgüvenin ön adımıdır. Çok kırılgan bir yapıya sahip olan doğada, insan eliyle bilerek veya bilmeyerek meydana getirilen bir tahribatın geriye dönüşü, ne yazık ki mümkün olmamaktadır. İçinde barındırdığı birbirinden bağımsız ekosistemlerle hayatın en temel öğesi olan bu eşsiz hazineyi koruyarak güzel ve mutlu yarınlara ulaşmak hepimizin asli görevlerinin başında gelmektedir. Fazıl Say Rock’n Coke İstanbul 2013 İstanbul Senfonisi/A.K. Müzik Fazıl Say’ın 2009 yılında bestelediği ve merakla beklenen İstanbul Senfonisi CD+DVD formatında piyasaya çıktı. “İstanbul Senfonisi”, gecenin buğusunda Marmara Denizi dalgalarının kıyıda sakince hışırdaması ile başlıyor. Senfoni, denizden çıkıp İstanbul’u anlatıyor ve biterken tekrar denize dönüyor. “Nostalji” bölümünde, geçmişin izinde denizin hışırtıları eşliğinde hayaller kurduruyor. C oca-Cola tarafından ilk kez 2003 yılında düzenlenen ve bu sene 10. yaşını dolduran Türkiye’nin en büyük açık hava festivali Rock’n Coke bu sene de sürpriz yenilikleri ve eşsiz atmosferi ile yine festival severlere unutulmaz bir hafta sonu yaşatmayı vaat ediyor. Dünyaca ünlü grupların sahne alacağı Rock’n Coke Sahnesi ve Alternatif Sahne; bu yıl ilk kez kesintisiz dans ve elektronik müzikle dolu olacak. Dünyaca ünlü gruplar ve DJ’lerin yer alacağı Party Arena; dünyanın farklı ülkelerinden taze ve çizgi dışı müzik gruplarının performans göstereceği Keşif Sahnesi ve birbirinden farklı işbirlikleri ile zengin bir programı olacak Şehir Sahnesi bu yıl festival severler için tatmin edici bir program sunuyor. Yabancı sanatçı organi- Tarihçi ve gezgin Saffet Emre Tonguç’un İngiliz seyahat yazarı Pat Yale ile birlikte hazırladığı Boğaz Hakkında Her Şey isimli yepyeni eseri Boğaz Hakkında Her Şey; Bugüne kadar Boğaz hakkında yazılmış en kapsamlı ve en güncel çalışma. Eserde, Boğaz’ın en meşhur yalılarının hiç görülmemiş iç mekan fotoğraflarının yanı sıra, bir uçtan bir uca Boğaz ile ilgili en yeni bilgiler yer alıyor. zasyonu Sziget, yerli sanatçı seçimi ve festival organizasyonu ise showhow tarafından gerçekleştirilen Rock’n Coke İstanbul 2013 ile ilgili detaylar bilgiler için; www.rockncoke.com’u takipte kalın! Ben Ne Giydiğimi Biliyor muyum? Yazar: Özlem Çakır Yayınevi: Epsilon Yayınları Türkiye’nin ilk imaj ve iletişim danışmanı Özlem Çakır, sade üslubu ile bir rehber niteliği taşıyan bu kitapta, profesyonel iş yaşamı için uygun giyimden, iş yemekleri, seyahatleri, davetleri ve şirket baloları için uygun giyime; televizyon programlarında uygun giyinmekten, mahkeme ve cenazelere, sinagog düğünlerinden, protokolün olduğu davetlere ve yurtdışı seyahatlerinde kadar uygun giyimin çerçevesini çiziyor. Başardin Yazar: Bülent Şenver Yayınevi: Sistem Yayıncılık Türkiye’de ilk fotoğraflı kredi kartının, ilk elektronik piyango bayisinin, ilk telefon bankacılığının, ilk Migros Kartın fikir babası ve uygulayıcısı Bülent Şenver, deneyimlerini anlattığı kitabı “Başardin”de yönetim felsefesini formüle ediyor ve başarının ipuçlarını bir hap gibi sunuyor. Başardin, okunması kolay bir başucu kitabı ve başarı örnekleri ile dolu. Pedalımda 5 Ülke Hazırlayan: Mutlu Dinçer Yayınevi: Optimist Bir hayal, iki öğretmen, beş ülke, onlarca şehir, yüzlerce köy, binlerce renk, doku, tat, festival, milyonlarca pedal, milyarlarca insan… İbni Batuta’dan, Marco Polo’ya, Evliya Çelebi’den modern gezginlere kadar binlerce seyahatname yazarı, içlerindeki coşkuyu, yolda olmalarının nedenini ve yaşadıkları olağanüstü anları ne derece kelimelere dökebilmiştir ki! Shakespeare’in dediği üzere “Hayat bir oyun sahnesi!” Cloud Atlas-Bulut Atlası Yönetmen: Andy Wachowski, Tom Tykwer, Lana Wachowski Oyuncular: Tom Hanks, Halle Berry, Jim Broadbent ve Susan Sarandon, Hugo Weaving, Hugh Grant. Bulut Atlası, insanların eylemlerinin geçmişi, bugünü ve geleceği nasıl etkilediğini gözler önüne seriyor. Baştan sona aksiyon, gizem ve romantizmin hâkim olduğu filmde izleyiciler, katil bir ruhun kahramana dönüşmesine, tek bir iyiliğin yüzyıllar boyu dalga dalga büyüyerek uzak bir gelecekte devrim yaratmasına tanık oluyorlar. Cehennem Yazar: Dan Brown Yayınevi: Altın Kitaplar Harvard Üniversitesi Simgebilim Profesörü Robert Langdon başından vurulmuş bir halde hastane odasında gözlerini açar. Ne buraya nasıl geldiğini ne de nasıl vurulduğunu hatırlamaktadır. Camdan gördüğü manzara karşısında altüst olan profesör, evinden binlerce kilometre uzakta, Floransa’da olduğunu anlar. Langdon, kendini bir anda ipuçlarını Dante’nin cehenneminde bularak çözmesi gereken korkunç bir senaryonun içinde bulur. Wreck It Ralph-Oyunbozan Ralph Yönetmen: Rich Moore Oyuncular: John C. Reilly, Sarah Silverman, Jack McBrayer Cesur bir kararla, aksiyon dolu bir maceraya atılan Ralph, kocaman kalbi olan, gerçek bir kahraman olduğunu ispatlamaya kararlı. Yeni dünyaları keşfederken, bir yandan da alıngan ve uyumsuz Vanellope von Schweetz gibi yeni arkadaşlar edinir. Kötü kalpli bir düşman dünyalarını tehdit ederken, Ralph herkesin kaderinin, büyük ellerinde olduğunu farkeder. Çığır açan animasyonuyla, Disney’in yeni filmi Oyun Bozan Ralph sadece çocuklara değil, herkese hitap edecek bir macera. 82 english summaries 83 Most Precious Treasure: Information Curiosity comes first T W oday information enables us to foresee future as it was in the past. From individuals to organizations, from organizations to states, each constituent needs information. Since the information is so important, correctly storage and prevention of leakage of information is also equally important. As all other assets within an organization, the information is also essential for the organization and therefore it is a valuable asset that needs to be protected in the best possible way. For this reason, organizations and states realizes significant investments intended for the protection of information. In addition to technological investments, they endeavor to prevent information leakage and minimize the risk through the activities in the field of law. e are curious about future, space, past, our borders, the life beyond. Uncertainty annoys us… Information makes us to feel safe. We are trying to shed some light on the dark way of obscurity with science, art, technology and “active information” and we are still curious in our each step about what we are going to face with in our next step no matter in what extend we got prepared to. The sense of wonder that is included in our genetic codes maybe inherited to humans. We are still curious. We set foot on “new worlds” via ships, we discovered every inch of underwater, we raised our heads up, first we got our eyes on Moon and then we sent our “Curiosity” on behalf of us to Red Planet. Our journey continuous curiously… Using technologies without taking necessary security measures can be deemed as dangerous as driving a car without driving license. In any information system, everyone, who owns the information, uses the information, manages information system has responsibility. Since this situation includes a wide mass, it is possible to generalize as “everyone is responsible for ensuring information security”. There is no mechanism that protects systems internally, i.e. against faults and abuses of user. Moreover, it raises the importance of internal threat that internal user has some rights with his/her username and password while external threat does not have any username and password. Most security gaps arise from user faults. Conscious or unconscious faults cause information loss. Therefore it is must that we have to be conscious users. Information security represents to prevent the loss, misuse and damage of valuable assets within the organization. Information can be a hard copy legal document, a data in electronic environment or verbal content between individuals. When the subject is information security... Information security has three basic dimensions. Confidentiality, integrity and availability. Confidentiality represents the prevention of access to the information by unauthorized individuals. Integrity means to prevent modification, distortion or deletion of information by unauthorized individuals. Availability means the ability of access to the information when demanded by authorized individuals. Information that cannot be accessed will not have an importance. It should be confidential Confidentiality is to keep the information as a secret until it reaches to the related person and to be accessible by only the required person. Its integrity should be kept Integrity is related to reliability, whether it is complete or not and accuracy as well as prevention of its modification in an inappropriate and without authorization. It should be accessible If authorized user cannot access information whenever they needed, then there is no need for complex encryptions and access controls. Threats against the existence of information are called as “denial of service”. Using technologies without taking necessary security measures can be deemed as dangerous as driving a car without driving license. Most security gaps arise from user faults. Conscious or unconscious faults cause information loss. Therefore it is must that we have to be conscious users. Why we are curious? Albert Einstein says, “Curiosity has its own reason for existence”. According to a research conducted within the body of American Psychological Association (APA), we are curious due to our three basic characteristics. The first one is human has a motivation for obtaining information by our nature. So we have inborn curiosity. According to the same research, the second source of sense of wonder is reported as “passion”. The third sense of wonder reason reported in the research supplements the second one: Appetite. In the research, it is reported that it inflicts pain to human if curiosity appetite is not feasted. Another question that comes to mind immediately after the question that why we are curious is what we are curious about. According to sociological researches, human mostly pursue “unknown”. What we are curious about? The Future… One of things that we are most curious about is the future. Even it is an exact uncertainty source at individual-level, countries, organizations and communities do not leave it to chance. One of the coping with future methods of the business world is the futurist activities called as “vision”. To prevent curiosity to kill the cat, the business world writes its future beforehand and prepares its plan based on this. This matter is taken seriously in so much that lectures are given in this field in the academic schedules of universities in many developed countries. We are curious about our borders Protagonists in the book of Jules Verne called as “From the Earth to the Moon”, which was published in 1865, build a rocket to reach Moon in four days. In that period, bringing forward an idea of travelling to space caused great discussions. The movie of professional illusionist Georges Méliès – we recently remembered him with Hugo, Martin Scorsese’s Oscar awarded movie - that made the most tremendous impact was “Trip to the Moon” that was produced in 1902. And human was on the moon in 1969. We are curious about each other We are curious about where our childhood friend is, what our favorite singer does at the moment, where we can find our manager who quitted the job, favorite places of a person who we interest in, instant comments of a journalist whose columns we follow. And now we can obtain the results of all of these in a few seconds. If we weren’t that much curious, maybe we wouldn’t closely connect each other that much through social networks… We are curious about information In the third century BC, humanity was having a huge library. The mission of the library was to seize each book entering into country and give a copy to its owner. Another mission was to bring together all the books on the earth under the same roof by sending representatives to the different places of the world. In this way, it was possible for various scientific books that were dispersed and destined to be lost to gather under a single roof. We still have classical libraries that preserve and present information but today we have digital libraries and search engines via internet for accessing information more faster and satisfying our curiosity and to meet our need immediately. 84 english summaries New 100 MW Geothermal Investment by Zorlu Energy Group Z orlu Natural Electricity Generation Inc., an affiliate of Zorlu Energy Group, made an application to Presidency of Energy Market Regulatory Authority for a new geothermal investment in consequence of examinations made in Denizli. The generating capacity of Kızıldere Geothermal Power Plant, which Zorlu Energy has acquired its 30-year operating right within the scope of ADÜ Inc. privatization in 2008 in Sarayköy, Denizli, has been raised to 15 MW through rehabilitation activities after falling down to 6 MW. In addition to the power plant that provides the required water for greenhouses and hotels in Sarayköy free of charge, within this year it is targeted to operationalize 80 MW Kızıldere II Geothermal Power Plant, which will be the first largest combined cycle plant of Turkey. Going to be one of a few large power plants of the world having 95 MW capacity when completed, heating of 2500 households and 500 decares of greenhouse will be provided within the scope of Kızıldere Project. Meeting point of technology, design and art O nly few days to the opening of Zorlu Center. Before the opening that is waited excitedly by the real estate professional around the world, we made a pleasant interview with Seha Tekinalp, Zorlu Center Project Director, on technologies being utilized in Zorlu Center. Zorlu Center will reveal stateof-the-art-technologies in addition to being the center of innovations in terms of design and real estate sector. It will also witness the performance of technology in many fields such as security, warning systems, air-conditioning, transportation and entertainment. Stating that they only targeted the “best” at each point of the project from the beginning, Tekinalp adds, “There is nothing else different than the world that we didn’t do or couldn’t do”. Zorlu Center is ready for offering and providing totally new experiences to its visitors both through its infrastructure and the new world being created. Seha Tekinalp, Project Director of Zorlu Property Group, informed about the technology of Zorlu Center, which is a center of attraction just in the heart of the city. Tekinalp emphasizes that Zorlu Center is also unique with its cutting edge technology from security to transportation, from infrastructure to entertainment center. The era of LED... S ustaining its activities in respect of development of LED Lighting sector in Turkey, Vestel continues to develop projects intended for meeting the LED need of the world and our country. Having an ecofriendly technology, Vestel plays an active role towards the development of LED Lighting sector in Turkey and for setting the quality standards through its activities realized in LED Lighting sector. Through university alliances and LED Lighting laboratories established within its structure, Vestel sustains its activities for offering solutions with Vestel quality for the LED need of Turkey and the world. Vestel LED Lighting team shared the activities performed in LED sector and their opinions related to the future of the sector. Stating that the sectoral standards haven’t set up yet, the team says, “There is an uncontrolled import of LED Lighting to Turkey, and this causes the entry of poor quality products into the market and abuse of consumer’s trust. We, as Vestel, believe that growth and development shall be realized within specific standards.” Export Stars: Zorlu Foreign Trade and Zorlu Textile A t the “Export Stars” award ceremony in which the companies that contributed to Turkish economy with their exports are awarded, Zorlu Foreign Trade and Zorlu Textile were granted to platinum award, which is given to companies that perform exportation over $25 million. Zorlu Group was the only company that was granted to two awards. The awards of Zorlu Textile Group companies were presented by Minister of Economy, Zafer Çağlayan to Arzu Vurur, Export Regional Sales Director of Zorlu Textile. Çağlayan said, “Turkey only does not export to two countries, which many of the people even don’t know their names. Turkish goods exist everywhere abroad except these two very small countries called as Micronesia and Nauro. Let’s export also to these two countries and let Turkish goods to enter every market in the world”.
Benzer belgeler
Vestel - Zorlu Holding
“Zorlu” Dergisi’nin içerik ve tasarımı İndeks İçerik İletişim Danışmanlık tarafından yaratılmış olup,
Fikir ve Sanat Eserleri Yasası kapsamında eser olarak koruma altındadır. “Zorlu” Dergisi’nde
ya...
Yetenek çağı mı, yetenek açığı mı? Yetenek çağı mı
66 Vestel, AVM etkinliklerinde tüketicileriyle buluşuyor
67 Vestel mutfakları kazandırıyor
74 Kısa kısa
78 Gökyüzünün getirdikleri
80 Kültür sanat
82 English summaries