YDS Kelimeler Eşanlam Pdf
Transkript
YDS Kelimeler Eşanlam Pdf
Vicious: bozuk ahlaklı >> vicious habits Legacy: miras //inheritance Badlands: çorak arazi, kötü mahalle Sergeant: çavuş Cavalry: süvari Ramble: dolaşmak, gezinmek //wander, not easy to follow Penetrate: içine girmek //enter into Lieutenant: vekil, teğmen Cautious: tedbirli // prudent, warry X imprudent Ambush: pusu Dwindle: azalmak Hip: kalça, açıkgöz, efkâr Pox: frengi Limp: sakatmış gibi yürümek Stiff: sert, katı, tutulmuş (kas) Ridge: (dağ) sırt, tepe Gully: dere, oluk, kanal Revolver: tabanca Hoof: hayvan tırnağı, dans etmek, yürümek >> let’s hoof to cinema Torment: eziyet, azap // rack, harass, tease Anticlimax: önemsiz mevzuya geçme, düşkırıklığı Hearsay: söylenti, dedikodu // rumour, gossip Detach: ayırmak // separate, aloofness Break out: savaş çıkması, kaçmak Verdict: jüri kararı Depot: depo, gar, durak Impose: vergi koymak, zorla kabul ettirmek Post: direk, ilan etmek, nöbet yeri Bartender: barmen Reckless: umursamaz Exceed: aşmak, geçmek >>exceedingly: son derece Brood: ailedeki tüm çocuklar, kuluçkaya yatmak, derince düşünmek Dull: anlayışsız, neşesiz Rear: geri, kaldırmak, yetiştirmek Nod: baş sallamak Gravely: ciddi bir tavırla Embark: gemiye binmek, para yatırmak, bir işe sürüklemek >>embark on: -e başlamak, girişmek Gutter: oluk, lağım Drink to dregs: son damlasına kadar içmek Dip: daldırmak, banmak >>dipper: kepçe Drip: damlamak Robe: uzun elbise Chuckle: kendi kendine gülmek Clutch (at): kapmak, kavramak Prosecution: davacı Peculiar: özel Trial: prova, dert, çaba Acquittal: aklama >>acquit: borcunu ödeme Plead: dava açmak, suçlamak, rica etmek //accuse Testimony: tanıklık, ifade, ispat Boastful: övüngen >> boast // brag Privilege: ayrıcalık vermek // prerogative Disgust: tiksindirmek Startle: korkutmak Outrage: hakaret etmek, kızdırmak Thundering: kocaman, iri, çok Census: nüfus sayımı Vague: belirsiz // imprecise, obscure, dim Bundle: bohça, sarmak, paket yapmak Erect: dik, dimdik >>stand erect: dik durmak Stern: sert, acımasız, inatçı // rigid, strict, harsh, unrelenting Gable: üçgen dam Pedlar: sokak satıcısı Neat: temiz, tertipli//decent, sığır //cattle Stalk: sap, azametle yürümek Bargain: pazarlık etmek, ummak Shaker: tuzluk Salesmanship: satıcılık Get on with: devam etmek, biri ile geçinmek Arduous: yapılması zor, gayretli Bore: delmek, canını sıkmak Clash: şakırtı, çarpışma 1 www.ydstestpro.com Indiscriminately: ayrım yapmadan // promiscuous Sanitary: sağlıkla ilgili Shrink: büzmek, daralmak //shrivel Deceive: aldatmak //deceit, mislead, beguile Break up: kırmak, durdurmak, dağılmak, (okul) tatil olmak, arkadaşlığı bitirmek Noticeable: apaçık, göze çarpan, belli Decline: batmak, azalmak Accomplice: suç ortağı In favour of: -in lehine Adjourn: ertelemek //postpone, adjourn, leave over Pass out: dışarı çıkmak, dağıtmak, bayılmak On account of: -den ötürü, yüzünden Shower: yağdırmak, bol bol vermek Conflict: mücadele Uyuşmazlık = clash Discord: ihtilaf, uyumsuzluk Delicate: lezzetli, nazik Curry: kaşağılamak Prawn: büyük karides Objection: itiraz Chant: şarkı, dinsel şarkı Advocate: desteklemek, savunmak Detain: alıkoymak, geciktirmek, tutuklamak Predict:önceden haber vermek //foretell Margin: sınır, tolerans Unlike: farklı Vigorous: güçlü, şiddetli, faal Conduct: rehberlik etmek, yönetmek, taşımak Renowned: ün, şöhret //famous, prominent,famed Call off: iptal etmek //cancel Substantially: esasen Promptly: hemen Uprising: isyan //rebellion, muting, riot Indisputable: tartışılmaz // incontestable, incontrovertible Outstanding: önde gelen, göze çarpan Violate: ihlal etmek //infringe Track down: izini takip ederek yakalamak Slump: hızla düşme, durgunluk Extravagant: müsrif, çok harcayan Eventually: neticede // finally Insolvency: iflas //bankruptcy Closure: kapanma Excess: aşırılık Rebuke: azarlamak //reprimand Set forth: açıklamak, yola koyulmak Tremendous: kocaman //huge, emormous Boom: gürlemek, tanınmak, hızla artmak Breach: güvenlik ihlali, gedik açmak Pursue: kovalamak Sensation: duyum, izlenim, merak Amnesty: genel af Stack: yığın, istif etmek Disorder: karışıklık, hastalık Proportionate: orantılı, uygun Suffice: yetmek As to: dair, hakkında Well: fışkırmak, kuyu Faint: bayılmak, zayıf, az Prospect: manzara, umut, ihtimal Dissuade: caydırmak Intervene: geçmek, müdahale etmek //interfere, interpose, occur Orphanage: yetim yurdu Hover: havada durmak Kitten: kedi yavrusu Spectator: seyirci //bystander, onlooker Applaud: alkışlamak //applause Outskirt: kentin dışı, varoş Vanish: gözden kaybolmak //disappear Overlook: gözden kaçırmak, nezaret etmek Comet: kuyruklu yıldız Act: kanun, rol yapmak Drawback: engel, sakınca //disadvantage Startle: korkutmak Opposition: muhalefet Dazzling: şaşırtıcı //suprising, incredible 2 www.ydstestpro.com Make out: seçmek, anlamak By means of: vasıtasıyla Eccentric: dış merkezli, acayip Fail: başarısız olmak, bozulmak, yıkmak //break down Maintain: bakım yapmak Attribute: atfetmek //ascribe Triumphant: galip, muzaffer Inhabit: yaşamak //live, thrive Diversity: çeşitlilik, farklılık //variety But for: olmasaydı, olmasa Eradicate: yok etmek Vigorous: gayretli Exhaustive: ayrıntılı //comprehensive, elaborate Impose a fine: ceza kesmek Compensation: tazminat In favour of: -ın lehine Justify: haklı çıkarmak Dispute: anlaşmazlık Avidly: heyecanla //enthusiastically, eagerly Schedule: program Tackle: ele almak, uğraşmak //cope with, handle, struggle Undergo: (zorluk) çekmek Avert: önüne geçmek Banckruptcy: iflas //insolvency, collapse Feasible: uygun, makul //possible, practicable Dire: dehşetli, korkunç, uğursuz Passer-by: yoldan geçen Firmly: sıkıca, sımsıkı, kesin olarak //adamantly, resolutely, decidedly Enchance: arttırmak //increase, boost, augment, raise Beforehand: önceden //in advance, previously, formerly Diligently: gayretli şekilde //assidiuously, industriously Attain: erişmek, elde etmek Constant: sürekli, sabit //steady, incessant To be taken aback: şaşırmak // to be surprised Persevere: azim göstermek Immensely: oldukça //enormously Fruitful: (başarılı) sonuç getiren, verimli Frustrate: boşa çıkarmak //baffle, foil X fulfill Delve: kazmak, araştırmak Illuminate: açıklamak Disclose: ifşa etmek //divulge, reveal, uncover, show Captivate: büyülemek //fascinate, enthrall, bondage, servitude Epic: kahramanca //heroic Accompany: eşlik etmek Emit: çıkarmak, yaymak Shape: şekil vermek, şekillendirmek Tract: saha, broşür Exotic: yerli olmayan, yabancı Crisscross: çapraz çizgiler çizmek Base: kurmak, dayandırmak Amend: düzeltmek >> to amend bad habits Widespread: yaygın, genel Transaction: iş yapma, idare, işlem //perform, conduct Tender: yumuşak, nazik, teklif etmek, bakıcı Decent: uygun //suitable, appropriate, convenient Make ends meet: geçinmek Vaccine: aşı Measles: kızamık Hook (v): çengel ile tutmak, iliklemek Stark: katı, sade, tamamen Intricate: karmakarışık Capture: zapt etmek, yakalamak Harbor: barındırmak, saklamak, beslemek Speculate: kuramlar yürütmek, tahmin etmek Probe: soruşturmak, sonda Conduit: kanal, mecra, boru Yeoman: çiftçi Glower: ters ters bakmak // scowl Notch: kertik, çetele, dar geçit Gentry: kibar tabaka (halk) Whatsoever: herhangi //whatever 3 www.ydstestpro.com Sill: eşik Deny: yalanlamak // contradict, refuse Imply: -e delalet etmek, ima etmek, içermek Predestine//predestinate: kaderini önceden belirlemek Etch: oymak Dilemma: ikilem, çıkmaz Obscene: ayıp, açık-saçık, müstehcen // ribald, lewd, nasty, naughty, off-colour Censorship: sansür Forerunner: müjdeci Crust: ekmek kabuğu, küstahlık Seismograph: depremçizer Seismos: // earthquake: deprem Topple: itip düşürmek Vulnerable: yaralanabilir, savunmasız Devastate: yakıp yıkmak Dam: baraj Urban: kentsel Magnitude: büyüklük, önem Precede: -den önce olmak Decimal: ondalık Delay: gecikmek, ertelemek Futile: boş, beyhude // frivolous, useless Dominate: -e hükmetmek, zapt etmek Frightful: korkunç, çirkin, tatsız >>frightful journey: tatsız gezi Ominously: uğursuz bir şekilde // portentous, sinister X auspicious, propitious Loom: tezgâh, belirsiz görünme Bay: koy, körfez, ulumak Sublime: yüce, ulu, yüceltmek Sedentary: evden çıkmayan, oturulup yapılan Wary: tedbirli // cautious, alert Morbidity: hastalık oranı Smuggler: kaçakçı Disguise: kılık değiştirmek, gizlemek Flora: belli bir yerde yetişen bitkilerin tümü Fauna: bir yerdeki hayvan topluluğu Piracy: korsanlık Prospect: manzara, gelecek, olasılık Splendid: görkemli, mükemmel, Interfere: engel olmak, çatışmak, karıştırmak Defect: kusur Cleave (V3: cleft): yarmak, bölmek Palate: damak Have a fine palate: iyi bir damak zevki olmak Worthwhile: harcanan zamana değer Convince: inandırmak, ikna etmek // persuade Persuasive: inandırıcı Unbiased: tarafsız // impartial, unprejudiced Bias: önyargı, taraf tutma Tyranny: gaddarlık, zorba yönetim Marked: göze çarpan, belirgin, geleceği parlak Fan (v): yelpazelemek, savurmak, uyandırmak Rage(v): öfkelendirmek Compile: derlemek Myths: efsane Attitude: hal, durum, tavır, tutum Tide: gel-git, akıntı Trivial: önemsiz, saçma // petty, trifling, insignificant Transform: şeklini değiştirmek Affectionate: seven, müşfik, şefkatli Purr: kedi mırıldaması Pet(v): okşamak Naval: bahriyeye ait Raft: sal, çok miktar Junction: birleşme, kavşak Medieval: ortaçağa ait // middle age Striking: dikkat çekici, şaşırtıcı Representation: temsil, tasvir Controversy: tartışma // debate, confute Expedition: sefer, yolculuk Prop: destek, payanda, destek koymak Clump: yığın, küme yığmak, ağır adımla yürümek Exposition: sergi, açıklama Constitution: teşkil, bünye, anayasa Coexist: aynı zamanda var olmak Comprise: kapsamak // include Throughout: süresince, boyunca Uniformity: aynılık, tek biçimlilik // stereotype Saucer: fincan tabağı Mock: alay, sahte, taklit Mirage: serap, aldatıcı görünüş 4 www.ydstestpro.com Deviation: sapma, ayrılık Pathology: hastalık bilim Posture: duruş, tavır, durum Germ: mikrop Pasteurization: pastörize etmek Enzyme: enzim Deficiency: eksiklik, açık, sakatlık Overtly: açıkça, alenen Hinder: engel olmak // hamper, impede Precise: tam, kesin, belli Prolong: süresini uzatmak Periphery: çevre // circumference, medium, milieu Dilation//dilatation: genişletme Distort: çarpıtmak, değiştirmek Fraction: küçük parça, bölüm, kesim Reverse: ters, zıt, aksilik, yenilgi Ambition: tutku, hırs // aspiration Certify: onaylamak Contamination: bulaşma, pislenme Anaesthesia: anestezi 5 www.ydstestpro.com
Benzer belgeler
Kur`an`da Geçen Fiil Listesini İNDİR - İmam
to accept truth,
Gerçeği kabul etmek,
to admit, to
itiraf onaylamak için,
confirm, to believe inanmak için