kuleli askerî lisesi - Kara Kuvvetleri Komutanlığı
Transkript
kuleli askerî lisesi - Kara Kuvvetleri Komutanlığı
DÜNDEN BUGÜNE KULELİ ASKERÎ LİSESİ KULELİ ASKERÎ LİSESİ MATBAASI İSTANBUL, 2007 T.C. KARA KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI KULELİ ASKERÎ LİSESİ KOMUTANLIĞI ÇENGELKÖY/İSTANBUL DÜNDEN BUGÜNE KULELİ ASKERÎ LİSESİ KULELİ ASKERÎ LİSESİ MATBAASI İSTANBUL, 2007 “BEN MANEVİ MİRAS OLARAK HİÇBİR AYET, HİÇBİR DOGMA, HİÇBİR DONMUŞ VE KALIPLAŞMIŞ KURAL BIRAKMIYORUM; BENİM MANEVİ MİRASIM İLİM VE AKILDIR.” MUSTAFA KEMAL ATATÜRK İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ................................................................................................................. SAYFA III BİRİNCİ BÖLÜM KIŞLA OLARAK KULELİ 1. Giriş................................................................................................................... 2. İstanbul’un Fethinden Sonra Kuleli Kışlası’nın Bulunduğu Bölge................... 3. Kuleli Kışlası’nın Tarihi.................................................................................... 4. Kışlanın Mimarî Tarihinin Kronolojisi.............................................................. 1 2 5 19 İKİNCİ BÖLÜM KULELİ ASKERÎ LİSESİ’NİN EĞİTİM TARİHİ 1. Osmanlı Devleti’nde Ordu ve Askerî Okulların Açılması, Subay Yetiştirme Kaynaklarına Kısa Bir Bakış ........................................................................... 1.1. Enderun Mektebi...................................................................................... 1.2. Yenileşme Arayışları ve Batılı Anlamda Askerî Okulların Açılması ..... 1.2.1. Mühendishane-i Bahr-i Hümâyûn (Deniz Mühendishânesi) .......... 1.2.2. Mühendishane-i Berr-i Hümâyûn (Kara Mühendishânesi) ............ 1.2.3. Mekteb-i Tıbbiye ............................................................................ 1.2.4. Mekteb-i Fünûn-ı Harbiye-i Şâhâne (Harp Okulu) ....................... 2. Askerî Lise Açma İhtiyacı ve Harbiye İdadîsi’nin Açılması ............................ 2.1. Askerî Rüşdiyeler .................................................................................... 2.2. Birinci Meşrutiyet Döneminden Sonra Askerî İdadîler ve Kuleli Askerî İdadîsi ................................................................................................. 2.3. 1876–1909 Döneminde Kuleli Askerî İdadîsi’nde Suç ve Cezalar ........ 2.4. İkinci Meşrutiyet Dönemi ve Birinci Dünya Savaşı Yıllarında Kuleli Askerî İdadîsi (1908-1918) .................................................................... 3. Kurtuluş Savaşı Döneminde Kuleli Askerî İdadîsi .......................................... 3.1. İstanbul’un İşgali .................................................................................... 3.2. Kurtuluş Savaşı Yıllarında Kuleli’de Eğitim ve Öğretim (1917-1922) . 3.2.1. Kuleli’de Öğrenci Kayıtları ........................................................... 3.2.2. 1917-1919 Yıllarındaki Çalışma Takvimi ..................................... 3.2.3. Kuleli’de Askerî Öğrenciler ve Üniformaları ................................ 3.2.4. Kuleli’de Öğrenci Mevcudu .......................................................... 3.2.5. Kuleli’de Görülen Dersler ............................................................. 3.2.6. Kuleli’de Öğrencilere Yönelik Disiplin Cezaları (1918-1920) ..... 3.2.7. Kuleli’de Ödüllendirme Sistemi (1919-1920) ....................................... 3.2.8. 1920-1923 Yılları Arasında Görev Yapan Okul Komutanları ...... 4. Cumhuriyet Döneminde Kuleli ....................................................................... 4.1. Atatürk’ün Eğitim ve Öğretimle İlgili Görüşleri ................................... 4.2. Kuleli Askerî Lisesinin Sivil Liseye Dönüştürülmesi (1924) ................ 4.3. 1924 Yılından 1975 Yılına Kadar Kuleli Askerî Lisesi ......................... 4.4. 1975 Yılından 2005 Yılına Kadar Kuleli Askerî Lisesi ......................... 4.5. 2005 Yılından Günümüze Kuleli Askerî Lisesi ..................................... Sonuç ................................................................................................................... Kuleli Askerî Lisesi İle İlgili Genel Kronoloji ................................................... * İlginç Olaylar ve Anekdotlarla Kuleli Askerî Lisesi ............................ I 21 21 22 23 25 26 27 31 52 59 64 65 73 73 83 84 87 88 89 92 97 99 100 101 101 102 103 119 128 131 132 134 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM EKLER 1. Kuleli Mezunu Şehitlerimiz ........................................................................... * Balkan Savaşlarında Şehit Olan Kuleli Mezunu Subaylar ..................................... * Birinci Dünya Savaşı’nda Şehit Olan Kuleli Mezunu Subaylar ............................ * Çanakkale Savaşı’nda Şehit Olan Kuleli Mezunu Subaylar .................................. * İnönü Muharebelerinde Şehit Olan Kuleli Mezunu Subaylar ................................ * Kütahya-Eskişehir Muharebelerinde Şehit Olan Kuleli Mezunu Subaylar ............ * Sakarya Muharebelerinde Şehit Olan Kuleli Mezunu Subaylar ............................. * Dumlupınar Savaşı’nda Şehit Olan Kuleli Mezunu Subaylar ................................ * Kurtuluş Savaşı’nda Şehit Olan Kuleli Mezunu Subaylar ..................................... * Kore Savaşı’nda Şehit Olan Kuleli Mezunu Subaylar ........................................... * Kıbrıs Savaşı’nda Şehit Olan Kuleli Mezunu Subaylar ......................................... * 1919-1920 Yıllarında Kuleli’den Firarla Ankara’ya Giden Öğrenciler ................. * 1920 Tarihinde Kurtuluş Savaşı’nda Şehit Düşen Kuleli Öğrencileri ................... * İç Güvenlik Harekâtı ve Diğer Nedenlerle Şehit Olan Kuleli Mezunu Subaylar ... 2. Kuleli Askerî Lisesi Mezunu Cumhurbaşkanlarımız ................................ 3. Kuleli Askerî Lisesi Mezunu Genelkurmay Başkanlarımız ..................... 4. Kuleli Askerî Lisesi Mezunu Kuvvet Komutanları ................................... 5. Kuleli Askerî Lisesi Mezunu Ordu Komutanları ve Orgeneraller .......... 6. Kuleli Askerî Lisesi Okul Komutanları ...................................................... 7. Fotoğrafları Elde Edilebilen Kuleli Askerî Lisesi Okul Komutanları ..... 8. Kuleli Askerî Lisesi Öğretim Başkanları .................................................... 9. Kuleli Askerî Lisesi Marşı ............................................................................ 136 136 137 138 139 139 139 139 140 140 140 141 146 147 151 151 152 153 154 156 157 158 BELGELER 1. Kuleli Kışlası’nın 1842 Yılında Tamiri ve Kışlada Bulunan “Tahaffuzhane”nin Terk Edilmesi ile İlgili Belge .......................................................................................................... 159 2. Sultan Abdülmecid’in Mekteb-i Harbiye’nin Pangaltı'da Tophane Hastahanesi Olarak Yapılan 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. 13. Binaya Taşınması ve İdâdinin Maçka Kışlası'nda Mekteb-i Harbiye’nin Boşalttığı Yerde Kalması ile İlgili 20 Mayıs 1845 (13 Cemaziyelevvel 1261) Tarihli İrade-i Seniyye .............. Mekteb-i Fünun-ı İdâdi’nin 10 Ekim 1846 (19 Şevval 1262 Cumartesi) Günü Saat 4.00’te (19.00- 19.30 arası) Maçka’daki Yeni Binasında İkinci Öğretim Yılında Sultan Abdülmecid Tarafından Açılışı ile İlgili Belge ..................................................................... Kuleli Su Yollarının Yapılması ile İlgili 3 Aralık 1846 (13 Zilkâde 1262) Tarihli Belge ... Kuleli Kışlası’nın Tamir Masrafıyla İlgili 16 Ağustos 1848 (15 R. 1264) Tarihli Belge ..... İdadîlerde Öğrenim Süresinin Dört Yıla Çıkarılması, Öğrenci Mevcudu, Okutulacak Dersler ve Öğretmenlerle İlgili Mekâtib-i Askeriye Nezareti’nin 1869 (1286) Tarihli Tezkeresi Harbiye’de Okutulan Bazı Derslerin İdadîlere Aktarılması ve Taşra İdadîsi Dördüncü Sınıf Öğrencilerinin Dersaadet İdadî’sine Nakledilmesi ile İlgili 16 Eylül 1874 (4 Şubat 1291) Tarihli Daru’ş-Şûray-ı Askeriye Kararı ...................................................................... Askerî İdadîleri Bitirenlerin Meclis-i Maarif Tarafından Yapılacak Sınavla Mekteb-i Harbiye’ye Girmeleri, Sınıf Geçme ve Sınav Sistemi ile İdadîlere Alınacak Rüşdiye Öğrencilerinin Kayıt Kabul Esasları Hakkındaki Belge ........................................................ 4 Eylül 1893 (21 Safer 1311) Tarihli Kuleli Tamir Giderleri ile İlgili Belge ....................... 12 Aralık 1916 (29 Eylül 332) Tarihinde Kuleli Öğrencisi Konstantin’e Yazılan Mektup .. Yunanlılara Hizmet Ettiği İçin Divan-ı Harb’e Sevkedilen Kuleli Öğrencisi Konstantin ile İlgili 12 Aralık 1916 (29 Eylül 1332) Tarihli Belge ............................................................. Birinci Dünya Savaşı Yıllarında Kuleli Askerî İdadîsi’nde Görev Yapan İki Alman Subayı ile İlgili Belge ............................................................................................................ Kuleli’nin Ermeni Eytam Okulu’ndan Geri Alınması ile İlgili 25 Nisan 1922 (25 Nisan 1338) Tarihli Talep Yazısı ..................................................................................................... KAYNAKÇA ................................................................................................... II 160 161 162 164 165 166 167 168 168 169 170 171 172 ÖN SÖZ “Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa, değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır.” Mustafa Kemal ATATÜRK Yaklaşık yedi bin yıllık geçmişinde oluşturduğu zengin kültür miraslarını üç kıtaya taşımış olan Türk milletinin tarihinde, yetiştirdiği komutan ve devlet adamlarıyla son 162 yıla damgasını vurmuş olan KULELİ Askerî Lisesi, önemli bir yer tutmaktadır. XVIII ve XIX. yüzyıllarda birbirini takip eden yenilgilerle sarsılan Osmanlı Devleti’ni eski ihtişamına kavuşturmak düşüncesiyle kurulan Mekteb-i Harbiye’ye öğrenci yetiştirmek için, temeli Nisan 1845’te atılan ve on iki vilâyet merkezinde faaliyet gösteren “Mekteb-i Fünûn-ı İdadî”lerin ilkidir KULELİ. Zaman zaman baraka veya çadırlarda olsa da yüklendiği tarihî misyonunu savaşta ve barışta 162 yıldır kesintisiz devam ettirme onuruna sahip en köklü okuldur KULELİ. Vatanın bağımsızlığı uğruna canlarını feda eden, kanlarıyla tarih yazan, Millî Mücadele’nin ağzı süt kokan ilk muvazzaf takım komutanlarının mekanıdır KULELİ. Ve... Atatürkçü düşünce sisteminin yılmaz savunucusu, karakteri yüksek, şeref ve onur timsali Genç Mustafa Kemallerin yurdudur KULELİ. Bu eser, Türkiye’nin son 162 yıllık tarihinde iki Cumhurbaşkanı, sekiz Genelkurmay Başkanı, yirmi dört Kuvvet Komutanı, yirmi dört Ordu Komutanı... yetiştirmiş olan Kuleli Askerî Lisesi’nin belgelere dayalı olarak hazırlanmış mimarî ve eğitim tarihini içermektedir. Türkiye Cumhuriyetinin temeli olan Atatürk ilke ve inkılâplarını sonsuza kadar yaşatacak binlerce gencimizin yetiştirildiği “Şanlı Yuva” Kuleli Askerî Lisesi’nin köklü geçmişini tanıtmak amacıyla bugüne kadar, “Kuleli Askerî Lisesi Tarihi” adı altında iki eser yayınlanmıştır: Bunlardan ilki 1985 yılında, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Sayın Yaşar BÜYÜKANIT’ın Kuleli Askerî Lisesi Komutanlığı döneminde, Öğ. Tğm. İsrafil KURTCEPHE ve Öğ. Tğm. Feridun YILDIZ tarafından; diğeri ise 1994 yılında, Kurmay Albay Ünal ÖNSİPAHİOĞLU‘nun Okul Komutanlığı döneminde, Öğ. Ütğm. Zekeriya TÜRKMEN tarafından kaleme alınmıştır. Ayrıca 2004 yılında, Kurmay Albay Fahri ERENEL’in Okul Komutanlığı döneminde de Yrd. Doç. Dr. Topçu Atğm. Mehmet Yavuz ERLER tarafından Kuleli’nin Kurtuluş Savaşı yıllarına ışık tutan “Kuleli ve Kurtuluş Savaşı (1915-1923)” adlı bir eser III yayınlanmıştır. Bu doğrultuda, yaklaşık on yılda bir Kuleli tarihinin yenilendiğini ve bunun gelenekselleştiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Bu çalışmamızda, Kuleli tarihi yeniden ele alınmış, eğitim ve mimarî tarihine ilişkin yeni yayınlanan veya araştırmalarımız sonucunda tespit edilen bilgi ve belgeler de eklenerek genişletilmiştir. Ayrıca fotoğraf, resim, harita, tablo, krokilerle zenginleştirilen eserde, 1994 yılından günümüze kadar yapılan onarımlar ile eğitim ve öğretim sürecinde yaşanılan yenilikler de dikkate alınmıştır. Eserin yeniden ele alınmasında ve hazırlanmasında emeği geçen Öğ. Alb. Mustafa ÖZKAT ve Öğ. Yb. İzzet AKÇA’ya teşekkür ederim. İlhan BÖLÜK Kurmay Albay Okul Komutanı IV BİRİNCİ BÖLÜM KIŞLA OLARAK KULELİ 1. Giriş Günümüzde askerî lise olarak kullanılmakta olan Kuleli Kışlası, Boğaziçi’nin Anadolu kıyılarında Çengelköy ile Vaniköy arasında “Klasik Osmanlı Kışla Üslubu”nda inşa edilmiş, taş bir binadır. XIX. yüzyılda inşa edilen kışlanın tarihine geçmeden önce, okulun bulunduğu bölgenin tarihine bir göz gezdirmek yararlı olacaktır. “Çengelköy koyunun, Bizans zamanındaki Sophianai limanı olduğu zannedilir. Bu liman, İmparator II. Iustinianos (565-578) tarafından karısı Sophia için bu bölgede 568’de yaptırılmasına başlanan bir saraydan dolayı bu adı almıştır. Iustinianos, 569’da burada ikinci bir saray daha yaptırmış ve I. Herakleios’us oğlu (genç) Herakleios, 612 yılında bunların birinde doğmuştur.” 1 “Çengelköy” adı ile ilgili değişik görüşler ileri sürülmektedir: Birinci görüş, Evliya Çelebi’ye aittir. Evliya Çelebi’nin Seyahat-nâme’sine göre, Üsküdar’a bağlı, bağlık-bahçelik bir subaşılık olan “Çengelköy”, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinden sonra bölgede bulunan, Kral Madyan oğlu Yanko zamanından kalma “çengel”ler nedeniyle bu adı almıştır. Bu nedenle “Çengelliköy” adıyla anılmaktadır. 2 Ernest Manbory de Evliya Çelebi’nin görüşleri doğrultusunda bölgeye Çengelköy denilmesini “Fatih Mehmed-i Sânî tarafından bu sahilde bulunmuş bir gemi demiri”ne bağlamaktadır. 3 Diğer bir görüş, Ahmet Mithat Efendi’ye ait olup, “Çengel denmesinin sebebi, burada gemi çapalarının yapılmasındandır. Bunlardan bazıları dört dişli olduğu için adına çengel çapa derlerdi. Bunların sürümü pek çok idi. Zamanla adının çapası atılarak, yalnız Çengelköyü kalmıştır.” 4 1 Semavi Eyice, Bizans Devrinde Boğaziçi, İstanbul Ü. Ed. Fak. Yay., İstanbul, 1976, s.55. Aynı kaynakta Çengelköy ile ilgili şu bilgilere de yer verilmektedir: “Çengelköyü’nde Bizans devrinde zengin malzeme ile yapılmış bir yapının bulunduğuna dair deliller vardır. Daha XVI. yüzyılda Süleymaniye Camii yapılırken çeşitli yerlerden toplanan değerli işlenmiş taşları sayan listede, ‘Çenger (yani Çengel) köyünde bir bostan içinde bulunan aklı-siyahlı serçe gözü bir direk’in de bahsi geçmektedir.” [Semavi Eyice, a.g.e., s.56’dan naklen Ömer Lütfü Barkan, Süleymaniye Camii ve İmareti İnşaatı (1550–1557), TTK Yayını, Ankara, 1972, s. 350.] 2 “Sebeb-i tesmiyesi oldur kim kaçan Ebü’l-feth Sultân Muhammed Hân İslâmbol’ı feth itdükde bu şehirde Yanko bin Madyan Kıral zamânından çengeller kalmış bulunduğından Çengelliköy dirler. Üsküdâr mevleviyyeti hükminde (---) tarafından subaşılıkdır. Gayrı hâkimleri cümle Üsküdâr’dadırlar. Şehri leb-i deryâda ensesi dağlı ve bağ ve bâğçeli hıyâbân-ı ‘acem misâl bâğ-ı iremlerdir kim ta‘rif ve tavsîfden ‘ârîdir. Cümle (---) mahalledir ammâ ahâlîsinin çoğı Rûm kefereleridir. Müslimleri gâyet azdır ammâ gâyet mükellef ve mükemmel sarâyları ve pâdişâh vüzerâ sarâyları vardır. Cümleden Ma‘ânoğlı bağçesi ve Beğlerbeği bâğçesi bunun civarında İstavroz bâğçesi pâdişâhlara mahsûs bir sarây-ı (---) merâm urdı heşt-behişt çâr-yağı ‘Acem’dir kim vasfında lisânlar kâsır ve kalemler kâsırdır. Bunda olan nüzhet-âbâd kasr-ı tâk-ı revâk-ı tumturâklı bir bâğçeyi hasda yokdur. Ammâ Allâhü-a‘lem bu bâğın tâli‘ ‘imâreti Merih burcında binâ olunmış ola. Zîrâ elbetde Sultân Murâd efendimiz bu bâğçeye göç itdükde niçe âdemleri katl iderdi. Hattâ Anatolı’da ‘ısyân idüp Bergama kal‘asında kapanan İlyas Paşa’yı Küçük Ahmed Paşa huzûr-ı şehriyârîye getirdükde bu bâğçede elli paşa katl olundı ve niçe bunun emsâlî kimesneler bu bâğçede katl olunurlardı. Hattâ şehrinin halkı mâbeynlerinde şeb [u] rûz gavgâ ve cidâl eksik değildir. Hakkâki ceng-i Âl-i Çengelköyi’dür ammâ gâyet ma‘mûr ve müzeyyen ve şîrîn bir rabta-i mahbûddur. Cümle tahtanî ve fevkânî kârgir binâlı üç bîn altmış ‘aded evlerdir. (---) câmi‘i vardır...” Evliyâ Çelebi, Evliya Çelebi Seyahatnâmesi, (Haz., O. Şaik Gökyay), 1. Kitap, Yapı Kredi Yay., İstanbul, Şubat 1996, s.200. 3 Bkz. İstanbul Rehber-i Seyyâhin, Ritso ve Mahdumı Neş. İstanbul, 1925, s.198. 4 Ahmet İhsan ve Şürekâsı, Şirket-i Hayriye ve Boğaziçi, İstanbul, 1330, s.127. 1 Sâmiha Ayverdi ise yukarıda açıklanan görüşlerin yanı sıra Bizans döneminde Protostikos adıyla anılan bölgenin, XIX. yüzyılda Kaptan-ı Derya ve Sadrazam Çengeloğlu Tâhir Paşa tarafından bu semte yaptırılan bir cami nedeniyle halk arasında Tâhir Paşa’nın lakabıyla anılmış olabileceğini belirtmektedir. 5 Bu görüşlerden hangisinin doğru olduğunu bilmiyoruz. Ancak, “Çengelköy’ün, Bizans devrinde fazla işlek olmayan ‘Sophianai’ limanı olduğu, burada gemilerin bağlanması için çengeller bulunduğu ve İstanbul’un fethinden sonra buraya gelen Türklerin, burada bulunan çengellere dayanarak, bölgeye ‘Çengelliköy veya Çengelköy’ adını verdikleri” doğruya en yakın görüş olarak ileri sürülebilir. Yerleşim biriminin “çengel”i andıran bir koyda kurulmuş olmasının da bu adın verilmesinde etkili olabileceğini göz ardı etmemek gerekir. 2. İstanbul’un Fethinden Sonra Kuleli Kışlası’nın Bulunduğu Bölge Fatih Sultan Mehmet (1453-1481) İstanbul’u fethettiği zaman, Kuleli Askerî Lisesinin bulunduğu yer ve yamaçlar koruluktu. “Papas Korusu” veya “Papaz Koruluğu” adı verilen koruluğun içinde, kuleleri olan bir manastır ile papazlara ait binalar bulunmaktaydı. 6 Şimdiki rasathanenin bulunduğu yerde bulunan bu kuleli manastır, İstanbul’un fethinden sonra Yeniçeri ordusunca kışla olarak kullanılmıştır. 7 II. Bâyezid (1481-1512) ve Yavuz Sultan Selim (1512-1520) zamanlarında koruluğun vadi kısmında ve ekilmeye müsait olan yerlerinde saray için çeşitli bostanlar, sebzeler ve çiçekler yetiştirilmeye başlanmış; hatta Yavuz Sultan Selim zamanında bostancılar ve bostancıbaşılar için bazı binalar yapılmıştır. Buralara “Bostancıbaşı Odaları” deniyordu. 8 Bostancıbaşının emrinde olan bu bahçenin içinde bulunan kulede görev yapanlar da vardı. Bu kuleden dolayı bahçe, “Kule Bahçesi” veya “Kuleli Bahçe” adını almıştır. Evliya Çelebi, “Kule Bahçesi” ile ilgili olarak, doğruluğu pek kesin olmayan, şu rivayeti aktarır: “Ve bu Papas korusıyla meşâ olan Kulle bâğçesidir kim bâğçe-i Selîm Hân-ı Evvel’dir, Selîm Hân Şehzâde Süleymân’a gazâb idüp katl olunmak içün bostâncıbaşıya teslîm idüp (bostâncıbaşı dahı ‘sem’ân ve tâ‘aten’ diyüp Şehzâde Süleymân) yerine bir gayrı oğlan katl ider. Ba‘dehü hayr-hâh-ı devlet bostâncıbaşı Şehzâde Süleymân’ı tebdîl-i câme bu Kulle bâğçesine koyup üç sene mürûrında Selîm-i Evvel Mısır’dan gelüp âhıret râyıhalarından haberdâr olunca ‘Âh bostâncıbaşı mazlûm Süleymân içün ‘azîm hatâ itdük işte bilâ-veled fevt olursak bu devlet-i Âl-i ‘Osmân kime nakl ider deyince bostâncıbaşı zemîn bûs idüp Kulle bâğçesinden Süleymân’ı getirüp Selîm Hân’ın pâye-i serîrine yüz sürüp Selîm Süleymân’ı bağrına basup âhır hilâfet Süleymân’a değince bostâncıbaşıya Mısır’ı ihsân idüp neşv [ü] nümâ bulup çapaldığı Kulle bâğçesinde Süleymân Hân evci ‘ayyûka ser-çekmiş bir kal‘a kullesi misâl tokuz kat bir kulle-i kasr-ı ‘âlî itmişdir kim cihân-nümâdır.” 9 5 Sâmiha Ayverdi, Boğaziçinde Tarih, İstanbul Fetih Cemiyeti İstanbul Enstitüsü Neşriyatı, Baha Matbaası, İstanbul 1976, s.350. Sâmiha Ayverdi bu görüşlerini, Kolağası Mehmed Râ’if, Mir‘ât-ı İstanbul, (Haz. Günay Kut, Hatice Aynur), Çelik Gülersoy Vakfı Yay., İstanbul, 1996, s.261’de yer alan şu bilgilere dayandırmış olabilir: “Sebeb-i tesmiyesi karye-i mezkûrede ilk defa olarak Çengeloğlu Tâhir Paşa’nın bir mescid-i şerif bina eylemesinden ileri gelmiştir.” 6 Tahsin Ünal, “122 Yıllık Bir İrfan Yuvası Kuleli”, Hayat Tarih Mec., İstanbul, Ağustos 1968, Sy.:7, s.12-13. 7 Aylık Ansiklopedi, Sayı:15, s.467. 8 Tahsin Ünal, a.g.m., s.12. 9 Evliyâ Çelebi, a.g.e., s.200. (Papaz Korusu ile bitişik olan Kule Bahçesi, I. Sultan Selim Han’ın bahçesidir. Selim Han, Şehzadesi Süleyman Han’a gazap ederek, öldürülmesi için Bostancıbaşı’ya teslim etmiştir. Bostancıbaşı, baş üstüne deyip, Şehzade Süleyman’ın yerine bir başka çocuğu öldürmüştür. Ondan sonra devletini 2 Evliya Çelebi, gözüyle gördüğü bu kasrı şöyle anlatır: “Her katında fıskıyye ve havz-ı fevvâre ve müte‘âddid hücreler ile mebnî bir kasr-ı ‘âlî olmağıla Kulle bâğçesi dirler ve Süleymân Hân bizzât mübârek eliyle dikdiği bir servi var kim anı gören sun‘-ı Hudâ ne idüğin fehm ider. Böyle bir servi sebz-gûndur kim nihâli hâriç değildir. Sübhâne’l-hallak. Bu bâğçenin günâ-gûn meyve-i âbdârlarından inciri gâyet memdûh-ı ‘âlemdir.” 10 Evliya Çelebi’nin verdiği bu bilgilere ek olarak, 1544-1548 ve 15501551 yılları arasında İstanbul’da bulunan Fransız zoolog Pierre Gylli, burasını VI. yüzyılda bir sarayın değiştirilmesi suretiyle, fahişeler için yaptırılan Metanoia (tövbe) adlı manastırın bulunduğu bölge olarak kabul etmektedir. 11 Profesör Ernest Manbory de bu manastırın Bizans devrinde Jüstinyen (I. Iustinianos) ile Theodora tarafından genç tövbekâr kızlar için yaptırıldığını belirtmektedir. 12 XVII-XVIII. yüzyıllarda Kuleli Bahçe “1650 senesinin Boğaziçi’sinden bahseden Jean de Thévenot, dünyanın en güzel yerlerinden biri olarak kabul ettiği boğaz ile sahil boyunca sıralanmış bina ve bahçelerden söz ederken, bu mevkide gayet güzel bir kule olduğunu da söyler.” 13 III. Ahmet (1703-1730) devrinde Kuleli Bahçe ve civarı, padişaha “has” olarak verildi. Sadrazam Damat İbrahim Paşa, o sırada yıkılmış bir durumda olan eski kulenin taşlarını Kâğıthane’deki Sâdâbâd Köşkü ve bahçesinin yapımında kullandı. 14 Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın damadı olan Kaymak Mustafa Paşa, 15 Kuleli Bahçe içerisine sahil kenarında bir cami yaptırdı. 16 Kaymak Mustafa Paşa, kayınpederinin arzusu üzerine bu cami düşünen Bostancıbaşı Şehzade Süleyman’ı üç sene kıyafet değiştirerek bu Kule Bahçesi’nde saklamıştır. Sultan Selim Han, Mısır fethinden gelip de yavaş yavaş ahiret korkularını duymaya başlayınca: “- Ah Bostancıbaşı! Mazlum Süleyman için büyük hata işledim. İşte şimdi erkek çocuksuz ölürsem, bu Osmanlı tahtı kime intikâl edecektir?” deyince; Bostancıbaşı yeri öpüp ayrılmış, gidip Kule Bahçesi’nden Süleyman Han’ı getirerek, babasının tahtına yüzünü sürdürmüştür. Sultan Selim de Süleyman’ı bağrına basıp kucaklamıştır. Kanunî Sultan Süleyman, Osmanlı tahtına geçtikten sonra, hayatını borçlu olduğu Bostancıbaşı’ya, Mısır’ı bağışlamış; ve üç sene kalıp çapaladığı Kule Bahçesini, setlerle kule gibi dokuz katlı hale getirmiştir.) 10 Evliya Çelebi, a.g.e., s.200. [Her katı fıskiye, havuz ve odalarla donatılmış olup, yüce bir kasır (veya kasrı andıran taraçalı) olmakla bu bahçe, Kule bahçesi adıyla anılmıştır. Süleyman Han’ın kendi eliyle diktiği bir servi vardır ki gören şaşırır. Ağaçlık bu bahçenin inciri çok tanınmıştır.] 11 Semavi Eyice, a.g.e., s.59. 12 Ernest Manbory, a.g.e., s.198. Ernest Manbory ve Gylli gibi bazı yazarlar, Kuleli Kışlası’nın olduğu bölgede XIX. yüzyıla kadar duran oldukça büyük bazı yapı kalıntıları nedeniyle böyle bir yargıya varırlarsa da bu konuda belgeye bağlı bir dayanak yoktur. 13 Sâmiha Ayverdi, a.g.e., s.351. 14 Es’ad, Mir‘at-ı Mekteb-i Harbiye, İstanbul, 1873, s.171-172. 15 Boşnak kökenli Kaptan-ı deryâ olan Kaymak Mustafa Paşa (öl. İstanbul 1730), Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın kızından torunudur. Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın kızıyla evlendikten sonra kısa sürede vezirliğe yükselmiştir. Yakışıklılığından dolayı kendisine önce “Kaymak”, sonradan da “Atlamacı” lakabı verilmiş, 1730 yılında Patrona Halil Ayaklanması’nda parçalanarak öldürülmüştür. (Bkz. Büyük Larousse, C.:14, s.8408.) 16 “Yapımına Hicrî 1133 (M.1720) yılında başlanan ve Kaymak Mustafa Paşa Mescidi” ya da “Kuleli Bahçe Camii” denilen bu cami, II. Mahmud devrinde, 1837 yılında yeniden yaptırılmıştır. II. Mahmud, daha büyük bir şekilde yaptırdığı camiye bir de hünkâr mahfili ekletmiştir. Hicrî 1253 (M.1837) yılında yeniden inşa edilen caminin kapısına, şair Pertev Paşa (1786-1837) rübai vezniyle şu kitabeyi yazmıştır: 3 yanına bir de çeşme yaptırdı. Hicrî 1137 (M.1724) yılında yaptırılan bu çeşmenin kitabesi 17 Şeyhülislâm Çelebi-zâde İsmail Âsım Efendi (1685-1760) tarafından yazılmıştır: Şehen-şâh-ı zamân Sultân Ahmed Hân-ı Gâzî’nin Hatâlardan emîn itsün vücûd-ı pâkini Mevlâ Nizâmü’l-mülk-i âsâf-rütbe İbrahîm Pâşâ kim Anun sîr-âb-ı ebr-i lutfıdur hep gülşen-i dünyâ O sadr-ı Bermekî-tıynet idüp dâmâd-ı mümtâzı Kapudan Mustafâ Pâşâ’yı bir gün kendüye hempâ Gezerken sû-be-sû fülk-i hümâ-peykerle deryâda Sa’âdetle bu nüzhetgâh-ı hûbı eyledi me’vâ Biraz ârâm idüp esnâ-yı sohbetde ta‘accüble Buyurdı çünki o sadr-ı cihân-ârâ niçün âyâ Suyın bulmuş iken her yer zamân-ı pâdişâhîde Bu seyrângâhda (bir) âb-ı sâf(î) niçün olunmamış icrâ Heman-dem Mustafâ Pâşâ bu hayra eyleyüp niyyet O nutk-ı rûh-bahşı eyledi sad şevk-ile ihyâ Bu dil-cû çeşmeyi izn-i şerîfiyle idüp bünyâd Nice leb-teşneyi âb-ı hayâta idicek ervâ Du’a-gûy-ı kemîne bende Âsım didi târîhin 18 Bu vâlâ çeşmeyi yapdı Kapudan Mustafâ Pâşâ 1137 (b‘b¼ óÐÁ–ß æa…ì½Ó ô†¼bí óíéà’¶ üaë ìi QQSW) Kuleli Askeri Lisesi’nin güneyinde yer alan Hüseyin Paşa Seddi Sokağı’ndaki Kuleli Namazgâhı’nın önünde bulunan “Kuleli Baba Türbesi” de muhtemelen bu yıllara aittir. Ancak, bu yatırın kime ait olduğunu gösteren bir kitabesi bulunmamaktadır. Bu bölgedeki yapılar, Hicri 1217 (M.1802) tarihine ait olan Bostancıbaşı Defteri’nde; “Kuleli Bahçesi ve tatlı su çeşmesi” “Kuleli Cami-i Şerifi ve Bostancı Ocağı ve Kasr-ı Cedîd.” 19 şeklinde sıralanmaktadır. Sultân-ı cihân kutb-ı zamân Mahmûd Hân Bir misli ne geldi ne gelür devrâne İhyâsı berây-ı şeref ü devlet ü dîn Sad kışla hezârân ‘ibâdethâne Yapdırdı bu nev-ma‘bedi çün kasr-ı behişt Döndi bu fezâ sâhire-i Rıdvâne Bir beyt ile yazdum iki târîh-i güzîn Pertev iderek hamd ü senâ Yezdâne Kıldı Kuleli semtini cây-ı firdevs Sene:252 Nev-câmi-i zîbâ eser-i şâhâne Sene:252 ( ë…ŠÏ ôbu óänàç óÛéÜÓ ô†ÜÓ éä QRUS ) ( éãbçb‘ Šqa bjí‹ Éßbu ìã éä QRUS ) Pertev Paşa Divanı’nda “Târîh-i Berây-ı Câmi‘-i Şerîf Der Kuleli” başlıklı bu tarih manzumesi beş beyit iken, caminin üzerindeki kitabede küçük farklılıklarla dört beyit (ikinci beyit eksik) olarak yer almaktadır. (Bkz. Dîvân-ı Pertev Paşa, Matbaa-yı Bâb-ı Hazret-i Seraskerîyye ve Merci‘ ü Me’âb Sunûf-ı Leşkeriyye, 1256, s.58-59.) 17 Çeşme ve kitabesi, yapılan tadilatlar sırasında kaldırılmıştır. Kitabenin nerede olduğu bilinmemektedir. “Çeşme elyevm mevcut olmayıp onun yerine şimdiki hâlde ihtiyaca kâfi tulumba ve musluklar konulmuştur.” (Kolağası Mehmet Ra’if, Mir’ât-ı İstanbul (Asya Yakası), (Haz. Günay Kut, Hatice Aynur), C.:I, Çelik Gülersoy VakfıYayınları, İstanbul 1996, s.273.) 18 Hafız Hüseyin Ayvansarayî, Hadikatü’l-Cevami, C.:II, Matbaa-i Amire, İstanbul, 1281 (1864/65), s.170; Affan Egemen, İstanbul Çeşmeleri, Arıtan Yay., İstanbul, 1993, s.647.; Hakan Karateke, Hatice Aynur, III. Ahmet Devri İstanbul Çeşmeleri (1703-1730), İBB Yayınları, İstanbul, 1995, s.163. 19 Şevket Rado, “Hicrî 1217 Tarihine Ait Bostancı Başı Defteri”, Hayat Tarih Mecmuası İlavesi, Temmuz 1972, Sayı:6, s.41. 4 Bostancıbaşı Defteri’nden de anlaşılacağı üzere III. Selim (1789-1807) döneminde, Yavuz Sultan Selim zamanından kalan bostancıbaşı odaları halen kullanılmakta olup, bölgede bir de yeni kasır yaptırılmıştır. 20 Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere “Kuleli” adı, Çengelköy’e bağlı bir semtin adı olup, burada kurulmuş olan kışla, semtin adından dolayı “Kuleli” sıfatıyla anılmıştır. Ancak, Thomas Allom’un 1837 yılında çizdiği gravürün yaygın bir şöhret kazanmasıyla Kuleli Süvari Kışlası, semtin adına kaynaklık eden bir yapı olarak algılanmıştır. 3. Kuleli Kışlası’nın Tarihi II. Mahmut (1808-1839), 1826 yılında Yeniçeri ocağını kaldırarak yerine, 7 Temmuz 1826 tarihinde yayımladığı bir kanunnâme ile Avrupa usullerine göre eğitim yapacak modern bir teşkilâta sahip “Asâkir-i Mansure-i Muhammediye” adlı yeni bir ordu kurmuştu. Bu teşebbüs, yeni kışlaların kurulması ihtiyacını ortaya çıkarmış, ordunun eğitim ve barınma mekanı olarak da -çoğunlukla- Anadolu yakası seçilmiştir. Bu seçimde, askerî birliği mümkün mertebe saraya müdahale edebilecek bir konumun ötesinde tutmak düşüncesi etkin olabilir. II. Mahmut döneminde piyadenin yanında süvari sınıfına da gerekli önem verilmiş ve ordunun hareket kabiliyetini artıran bu sınıf için yeni kışlalar açılmaya başlanmıştır. Davut Paşa Kışlası, süvari eğitim merkezi olarak kullanılırken, buna ilave olarak Çengelköy’ün Kuleli semtinde de bir kışla yapımına karar verilmiştir. Bizans döneminde kulesi olan bir manastırın, günümüzde ise Kandilli Rasathanesi’nin bulunduğu yer, “Kenan Efendi Çiftliği” adıyla anılan ünlü bir çiftlik olup, sahibi tarafından içerisine bir köşk 21 yaptırılarak, arazisiyle birlikte II. Mahmud(1808-1839)’a hediye edilmiştir. 22 20 İsrafil Kurtcephe, Feridun Yıldız, Kuleli Askeri Lisesi Tarihi, İstanbul, 1985, s.2-4. II. Mahmud, köşkün yerine bir kasır yaptırmış ve bu kasır, yeni baştan yapıldığı için, adına “Îcâdiye Kasrı” denilmiştir. Şair Pertev Paşa (1786-1837), bu kasrın yapılışı ile ilgili yazdığı tarih manzumesinde, kasrın özelliklerini övdükten sonra, yapılış tarihini de ebced hesabıyla Hicrî 1249 (M.1833) olarak vermiştir. 21 R. Weiss’in 1870-1880 yılları arasında çizdiği sulu Târîh-i Berây-ı Kasr-ı Vâlâ-yı İcâdîye boya Çengelköy Kenan Efendi Kasrı. Şehen-şâh-ı cihân Sultân Mahmûd Hândır hâlâ Cihân-dâr u cihân-ârâ cihân-bân u cihân-âbâd Bu kasr-ı nev-esâs îcâd-ı tab‘-ı mu‘ciz-âsârı Anunçün ismen Îcâdîye kendi dil-güşâ bünyâd Bu kûh-ı ser-bülende Kâf-ı kudret dinse şâyândır Bu ‘âlî kasra nisbet lâne-i ‘ankâ kurı bir ad Hak itsün kalbini mesrûr dâ’im mülkini ma‘mûr Budur Pertev lisân u hâl u kâle nuhbe-i evrâd Sezâ tarh u fügen bâlâ-yı bâbı olsa bu târîh Yapıldı şâh-ı devrâna ne â‘lâ kasr-ı nev-îcâd (Sene 249) ( …bvía ìã Š–Ó ýÇa éã éãa‰ë… êb‘ ô†Ü¼bí éä RTY ) (Pertev Paşa, Dîvân-ı Pertev Paşa, s.35.) 1853 yılına kadar Osmanlı hanedanının mülkleri arasında sayılan (emlâk-ı seniye) İcâdiye Kasrı’na “Hekim Girmez Kasrı” da denilmiştir. (M. Celalettin Atasoy, Kandilli Tarihi, İstanbul, 1982, s.49.) Bu kasır, Kırım Savaşı’nın başlamasıyla İstanbul’a gelen müttefik devletlerin subaylarına karargah olarak verilmiştir. Kırım Harbi’nin sona ermesiyle İstanbul'u terk eden müttefik subaylar, giderken çıkardıkları kasıtlı bir yangınla Selimiye ve Kuleli kışlaları ile birlikte Îcâdiye Kasrı’nı da yakmışlardır. 22 İsviçreli ressam R. Weiss tarafından 1870-1880 yılları arasında çizildiği iddia edilen Kenan Efendi Kasrı’nın suluboya tablosu, 1946 yılında kartpostal olarak bastırılmıştır (Verlag A.W.R., Zürich). (Mehmet Rebiî Hâtemî Baraz, Zeynep Demircan, Çengelköy’de Tarih, Kitabevi Yay., İstanbul, Temmuz 2004, s.283.) Resimde tasvir 5 Sultan II. Mahmut tarafından yeni kurulacak süvari birliklerinin kışla ihtiyacını gidermek amacıyla Hicrî 1244 (M.1828)’de, Nikola ve Atanaş adlı iki Rum bahçıvana ait arsalar da satın alınarak, Kenan Efendi Çiftliği ile komşu olan Kule Bahçesi’nin sınırları genişletilmiştir. Aynı yıl, Kule Bahçesi’ne, II. Mahmud’un emriyle, Krikor Balyan 23 (Kirkor Balian, 1764-1831) tarafından tek katlı, ahşap bir kışla yapılmıştır. 24 Thomas Allom’un 1838 yılında yayımlanan Kuleli Süvari Kışlası gravürü Kuleli Süvari Kışlası’nın tarihini konu alan bütün kaynaklar, kışlanın 1828 yılında tek katlı ve ahşap olarak inşa edildiğinde birleşmektedir. 25 Thomas Allom(1804-1872)’un İstanbul ve Ege bölgelerine 1837 yılında 10 ay süreyle yaptığı seyahatinde çizdiği ve 1838 yılında Londra’da basılan gravürüne 26 göre Kuleli Süvari Kışlası’nın denize bakan kısmı üç katlıdır. 1854 yılında çizilmiş iki gravürde 27 de kışla, iki katlı ve kulesiz olarak görülmektedir. 28 Bu duruma göre kışlanın kaç katlı olduğu ve kulelerinin olup olmadığı konusu tartışmalıdır. edilen mekanın, bugün Vahdettin Koruluğu içerisinde yer alan ve Ermeni banker Köçeoğlu tarafından Sultan Abdülaziz’e armağan edilen köşk olduğu tahmin edilmektedir. Bu nedenle suluboya tablonun Kenan Efendi Kasrı’na ait olduğu şüphelidir. 23 Zuhal Çetiner Doğdu, “Kışla Mimarisi”, Türkler Ansiklopedisi, C.:12, Yeni Türkiye Yay., Ankara, 2002, s.184. 24 “Yeniçerilerin lağvıyla nizâmât-ı askerîyenin vaz‘ı esnasında devletçe kışlaların teksirine lüzum görüldüğünden Sultân Mahmûd Hân-ı Sânî Hazretleri zamânında ve 1244 (1828) tarihinde süvariye mahsûs ahşab ve bir katlı olarak şimdiki Kuleli Kışlası binâ olunmuşdur.” Mehmed Es’ad, Mir‘ât-ı Mekâtib-i Harbiyye, İstanbul 1310 (1893), s.172., “İşbu kışlanın mevkii bidayette Bostancıbaşı Odaları namı ile yâd olunurken cennet-mekân Sultân Mahmûd Hân-ı Sânî hazretleri ahşap olarak 1244’te (1828/29) süvarilere mahsus olmak üzere bir kışla yaptırdığı gibi kurbunda ve sahil-i bahrde Kaymak Mustafa Paşa’nın bina-kerdesi olan mescidi yeniden tamir ederek bir minare ile mahfil-i hümâyûn dahi zam ve ilâve buyurmuşlardır.” Kolağası Mehmed Râ’if, a.g.e., s.269. “Cennet-mekân bazen Cuma namazını orada (Kaymak Mustafa Paşa Camii’nde) eda ettikten sonra Kışla-i Hümâyûn’da kendilerine mahsus olan dairede biraz ikâmet ve zabitân ve neferâtın talim ve ta‘allümlerinden bizzat istifsâra rağbet buyururlar imiş. Bazı kere de kışlaya yarım saat mesafesi olan Talimhâne mevkiine azîmetle oradaki köşkte celîse buyurarak asâkir-i mansûrelerinin talimlerine nezâret ve ekseriya bizzat kumanda vererek terakiyât-ı askerîyeye ehemmiyet verirlermiş. Badehu Îcâdiye’de bulunan köşkte o gece beytûtet buyururlar imiş.” (Mehmet Ra’if, a.g.e., s.269.) Bu kışlada eğitim gören askerler daha çok Anadolu, Arabistan ve Kuzey Afrika’da bulunan Osmanlı topraklarına sevk edilmekteydiler. 25 Aslında bütün kaynakların dayanak noktasını, Kolağası Mehmed Es’ad’ın 1893 yılında yazdığı Mir‘ât-ı Mekâtib-i Harbiyye (İstanbul 1310) adlı eseri oluşturmaktadır. 26 Robert Walsh, Constantinople and the Scenery of Seven Churches of Asia Minor, (İstanbul ve Küçük Asya’nın Yedi Kilisesinden Manzaralar), Londra, 1838, C.:2, Iv., s.76. Eserin ikinci bir baskısı da 1840 yılında Paris’te yapılmış olup, gravür ve ilgili açıklamalar, bu baskının (Fisher, 1840) 65-67. sayfaları arasında yer almaktadır. 27 “İngiliz Kışlası”, I’Illustration Joyrnal Universal (dergi), Paris 1854, C.:23 ve Prof. Sedat Hakkı Eldem, İstanbul Anıları (1980) adlı eserinden naklen Illustrated London News (dergi), 1854. 28 Thomas Allom’un gravürü hariç, 1968 yılındaki kapsamlı onarıma kadar olan dönem içerisinde çizilmiş gravür ya da çekilmiş fotoğraflarda kışlaya ait herhangi bir kule görülmemektedir. 6 Kuleli Kışlası, 1828-1837 tarihleri arasında süvariler için kışla olarak kullanılmıştır. 1831-1833 yılları arasında Hindistan'da ortaya çıkıp Osmanlı topraklarına sıçramış olan veba (veya kolera) salgınının Avrupa’ya yayılmasını önlemek amacıyla Darü'l-Etibba’nın (Karantina Müdürlüğü) kurulması 29 üzerine kışla, 1837 yılında, Süvari Asâkir-i Hassa-i Şâhâne alaylarına Tahaffuzhane 30 (Karantina binası) olarak verilmiştir. 1837-1842 yılları arasında Tahaffuzhane olarak kullanılan kışla, 1842'de tekrar 1. Süvari Alayı’na terk edilmiştir. 31 Kışla, vaktiyle ahşap olarak yapıldığı için, dayanıklı değildi. Padişah Abdülmecid'in (1839-1861) 11 Nisan 1842 tarihli fermanı ile kışla tamir için boşaltılarak, içindeki F. Helmuth von Moltke, 1835-1839 erlerin Fenerbahçe'de yapılacak yeni kışlaya taşınması emri verilmiştir. 32 Kışlanın boşaltılması işlemi, 28 Temmuz 1842 Pazartesi günü tamamlanmıştır. 33 Boşaltılan kışla, peşin iki yüz kese, haftada ellişer kese verilmek üzere toplam 1790 kese akça harcanarak tamir edilmiştir. 34 Hasan Fehmi Öz, bu tamirat esnasında (1843) kışlaya su getirildiğini de bildirmektedir. 35 Kolağası Mehmed Râif, Mir‘ât-ı İstanbul adlı eserinde, “Mezkûr kışla, devr-i Abdülmecîd Hânî’de (1839-1861) muhterik olmuş (yanmış) ve tekrar nısfı kârgir ve nısf-ı diğeri ahşap olarak yeniden yapılmış (1845-1847) ve düvel-i müttefika muharebesinde (Kırım Harbi’nde) yine muhterik olmuştur (yanmıştır).” 36 bilgilerini aktarırken; Hasan Fehmi Öz, 29 1835-1839 yılları arasında Türkiye’de askerî danışman olarak bulunmuş Feldmareşal Helmuth von Moltke, Türkiye’deki Durum ve Olaylar Üzerine Mektuplar adlı kitabının (TTK Basımevi, Ankara 1960), 22 Şubat 1837 tarihli mektubunda, “Serasker kapısında görebildiğim hastahane raporlarına nazaran bana İstanbul ve civarında son vebada ölenlerin sayısı yirmi binden aşağı, otuz binden yukarı görünmüyor. Vebanın en büyük şiddeti dört beş ay sürmüştür. Şehrin nüfusu 500.000 olarak kabul edilirse bunun yirmide biri vebadan ölmüş demektir.” diyor. (s.91) 27 Şubat 1837 tarihli bir başka mektubunda da karantina uygulamalarını dile getirmiş ve “Böyle bir sıhhat zabıtası İstanbul’da tam faaliyete geçerse ihtimal ki vebanın ana kaynaklarından biri tıkanmış olacaktır.” (s.95) demektedir. Moltke’nin bu uyarıları dikkate alınmış olacak ki Kuleli Süvari Kışlası, Tahaffuzhane’ye dönüştürülmüştür. 30 “1831’de ve 1835’te Çanakkale’de kurulan geçici tahaffuzhaneler istisna edilirse 1839’da Meclis-i Tahaffuz emrine verilen Kuleli Kışlası, ilk tahaffuzhanemiz sayılır. 1842 sonlarına kadar tahaffuzhâne olarak kullanılan Kuleli Kışlası’nda Karadeniz ve Akdeniz’den gelen gemiler karantinaya tabi tutulurdu.” Nuran Yıldırım, “Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Koruyucu Sağlık Uygulamaları”, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Türkiye Ansiklopedisi, İletişim Yayınları, V/1324. 31 Sırrı Üçer, “Kuleli Askerî Lisesi Tarihçesi”, Türk Kültürü, Yıl:6, Sayı:70, s.764-774. 32 İsrafil Kurtcephe-Feridun Yıldız, a.g.e., s.4-5. (Osmanlı Arşiv Dairesi, Meclis-i Vâlâ, 465 Numaralı Belge.) 33 İsrafil Kurtcephe-Feridun Yıldız, a.g.e., s.5. (Osmanlı Arşiv Dairesi, Umur-ı Hariciye, 878 Numaralı Belge.) 34 İsrafil Kurtcephe-Feridun Yıldız, Feridun, a.g.e., s.5’te, Başbakanlık Osmanlı Arşivi’ndeki bir belgede bu konuda şöyle bir açıklama olduğu ifade edilmektedir: “Kuleli Kışla-i Hümâyûnün Asâkir-i Hassa Müşiri marifetiyle tamir ve inşa olunmak ve mesârifine mahsuben bervech-i peşin elli dokuz senesi muharreminden iki yüz kese ile mukassaten dahi beher hafta ellişer kese verilmek üzere icabının icrasına dair. Tahrir." Yine aynı belgede, Kuleli Kışlası'nda bulunan Tahaffuzhanenin terk edilmesine dair şu bilgiler yer almaktadır: "Kuleli Tahaffuzhanesi’nin terkine mebni cisir derbendinde bir tevkifhanenin inşası icab itmiş idüğinden Kartal Postanesi'nin mübayaa ve mahv-ı isabat ile karantina mahalli tahsisi ve tamirat memuru marifetiyle inşaasına mübaşeret içün suretinin ve postahane-i mezkurın bi'l-mübayaa muaccele ve icareti başkaca ba-tahrir tesviye olunmak üzere ilm ü haberinin takririyle tesviyesine dair. Tahrir". 35 Hasan Fehmi Öz, “Üsküdar’da Bir Askerî Okul Kuleli Askerî Lisesi”, 12-14 Mart 2004 İkinci Üsküdar Sempozyumu Bildirileri, C.:1, Üsküdar Belediye Başkanlığı, İstanbul, Mart 2005, s.248 vd. 36 Kolağası Mehmet Ra’if, Mir’ât-ı İstanbul, Çelik Gülersoy VakfıYayınları, İstanbul 1996, s.270. 7 Mehmed Râif’in verdiği bu bilgilere Başbakanlık Osmanlı Arşivi’ndeki bir belgeye 37 dayanarak, yeni yapılan bu kışlanın ön cephesine iki kule konulduğunu 38 ve bir hastahane ile tek kubbeli bir hamam yaptırıldığını da eklemektedir. Tamirattan 7-9 yıl sonra çizilmiş olan 1854 tarihli iki gravürde, hastahane ve iki (veya üç) katlı ana bina görülmesine rağmen, kuleler yer almamaktadır. 39 Serasker Rıza Paşa 40 tarafından Sultan Abdülmecid’in emriyle, Boğaz'dan geçen gemilere kolaylık olması için yapılan bir fener kulesinin temelleri genişletilerek yaptırılan hastahanenin inşaatına 1843 yılında başlanmış 41 ve Hicrî 1261 (M.1845) yılında tamamlanmıştır. 42 Yarı taş, yarı ahşap olarak inşa edilen bu hastahanenin bir bölümü 19601965 yılları arasında tamamen yıkılarak, yerine modern bir bina yapılmış, 43 bir bölümü de günümüzde “Maltepe Binası” adıyla anılmaktadır. Hastahanenin kitabesi, Maltepe binasının Korg. Şefik Erensu Sitesi’ne bakan duvarında muhafaza edilmektedir. 44 Ortasında Sultan Abdülmecid'in çiçekli bir tuğrası bulunan ve şair Safvet Efendi (1794-1866) tarafından kaleme alınan kitabede şu bilgiler yer almaktadır: 1 Tabîb-i çâre-sâz-ı himmeti Abdülmecîd Hân'un Vücûd-ı mülk ü ecnâda virir her demde istihkâm 2 Eğer görseydi Ser-asker Rızâ Pâşâ senün re'yin Hekîmoğlı olurdı ‘illet-i hayret ile ser-sâm 3 Bu hastehâneyi ol şehsüvâr-ı lutf idüp bünyâd Süvârî kulların ihyâ buyurdı eyledi in'âm 4 Binânun rif’atinden yâ havânun hâssasındandur Derûnı çâresiz itmez kabûl-i ‘illet ü eskâm 5 Olup yıldız kadar atlı piyâde ‘askere mâlik Ola hurşîd-veş meşhûr-ı âfâk ol şeh-i İslâm 6 Biri mühmel biri mu'cem iki târîh-i nev buldı Bu terkîb-i müferrihle idüp Hak Safvet'e ilhâm 7 Bu bâlâ hastehâne ‘askere kasr-ı sürûr oldı 1261 Süvârî ceyşine Abdülmecîd Hân kıldı çok ikrâm 1261” ( ô†Ûëa ‰ëŠ Š–Ó êŠØÇ éãbén übi ìi QRVQ ) ( âaŠ×a Öì¶ ô†ÜîÓ æb †îvàÛa†jÇ éä’îu ô‰aì 37 QRVQ ) Hasan Fehmi Öz, a.g.m., s.249. [B.O.A. Meclis-i Vükelâ Mazbataları (MV), nr.:645; Sırrı Üçer, “Kuleli Askeri Lisesi Tarihçesi”, Türk Kültürü, VI/70, Ağustos 1968, s.766.] 38 Ancak, Thomas Allom’un gravürü hariç, 1968 yılındaki kapsamlı onarıma kadar olan dönem içerisinde çizilmiş gravür ya da çekilmiş fotoğraflarda kışlaya ait herhangi bir kule görülmemektedir. 39 “İngiliz Kışlası”, L’Illustration Joyrnal Universal (dergi), Paris 1854, C.:23’te yayımlanan gravür ile Prof. Sedat Hakkı Eldem’in İstanbul Anıları (1980) adlı eserinden alınan ve 1854 yılında Illustrated London News adlı dergide yayımlanan gravürde bu kuleler görülmemektedir. 40 Ser-asker ve Kaptan-ı deryâ Hasan Rıza Paşa (İstanbul, 1809-1877), Mısır Çarşısı esnafından Attar Memiş Ağa’nın oğludur. II. Mahmut döneminde saraya alınarak başkatipliğe getirildi. Abdülmecid döneminde Mâbeyn ve Hassa ordusu müşiri oldu. 1853’te Kaptan-ı deryâ olarak görev yaptı. Ticaret ve Bahriye Nazırlıklarında bulundu. Selânik, İzmir, Konya ve Halep valiliklerinde bulundu. (Bkz. Büyük Larousse, XVI/9816.) 41 “Kuleli Kışla-yı Hümâyûnu ile civârında kain karagol-hânelerde bulunan süvari ve piyâde asâkir-i hassa-i şâhâne hastaları içün kışla-yı mezkûr cânib-i yemeninde vâki‘ mahalle inşası tasavvur kılınan hasta-hânenin bin sekiz yüz elli dört kese bu kadar kuruş masrafla vücûda geleceği .... nim kârgir (yarı taş yarı ahşap) olmak üzere bir bab hasta-hâne inşası.” [B.O.A. İrade-i Dâhiliye, nr.: 4141, H.1259 (M.1843)] 42 “İşbu hastahanenin mevkii bidayetde Boğaziçi sefaininin mürûr ve uburunu teshile mahsus olmak üzere inşa olunmuş bir fener kulesi iken zaman-ı Abdulmecid Hanî’de eski temeli tevsi kılınarak cesim bir hasta-hâne inşa kılınmıştır.” Mehmet Ra’if, Mir’ât-ı İstanbul, s.271. 43 Günümüzde “Korg. Şefik Erensu Sitesi” olarak adlandırılmaktadır. 44 İsrafil Kurtcephe-Feridun Yıldız, a.g.e., s.5. (B.O.A., Umur-ı Hariciye, 28 Zilhicce 1258 (1842) Tarihli Belge.) 8 Hastahane Kitabesi Sultan Abdülmecid adına Serasker Hasan Rıza Paşa tarafından H.1261/M.1845 tarihinde yaptırılan hastahanenin kitabesinin açıklaması da şu şekildedir: 1. Abdülmecid Han'ın çâre bulan doktor (gibi) çabaları, asker ve milletin bedenine her zaman güç verir. 2. Eğer Serasker (Hasan) Rıza Paşa, senin (padişahın) geleceği seziş gücünü görseydi, hayretler içinde kalıp sersemleşerek Hekimoğlu olurdu. 3. O lütuf padişahı, bu hastahaneyi yaptırarak, süvari askerlerini iyilikleriyle ödüllendirdi. 4. Binanın yüksekliğinden mi yoksa havasının özelliğinden midir (bilinmez), her hastalık ve derdi çaresiz bırakmayarak, iyileştirir. 5. Yıldız kadar atlı piyadeye (süvariye) sahip olup, İslam’ın şahı olan (Padişah), ufukların meşhuru güneş gibi olsun. 6. Allah, Safvet'e geniş düşünebilme ilhamını verdi. (O da) (ebceb hesabı ile) biri noktalı biri noktasız tarih düşürdü. 7. Bu yüce hastahane, askerlere sevinç kasrı oldu. Abdülmecid Han, süvari askerlerine çok bağışlarda bulundu. 45 Sultan Abdülmecid yine 1845 yılında, Kuleli Kışlası'na bir de süvari askerlerinin eğitimi için manej binası yaptırmıştır. Manej binası, bugün Atatürk Spor Salonu olarak kullanılmaktadır. Kitabesi, halen spor salonunun duvarında bulunmaktadır. Hastahane kitabesi gibi ta'lik yazı ile yazılmış ve Abdülmecid'in tuğrası çekilmiştir. Maneji yaptıran kişi de Serasker Hasan Rıza Paşa’dır. Yine şair Safvet Efendi (1794-1866) tarafından kaleme alınan kitabe şu şekildedir: 1 2 3 4 5 6 7 Şeh-süvâr-ı dâd Hân ‘Abdülmecîd-i ‘âdilün Rü’yet itse ‘adlini Kisrâ olurdı çâkeri Reşk ile Pervîz atardı kendini Şebdîz’den Görse ta’lîme binerken muntazam gâzîleri Sağ olup seyr eylese ol Fâris-i cûdı eğer ‘Âlemün râcil kalurdı Sencer’i İskender’i At sürüp ferzâne yapdı bir güzel ta’lîmgâh Ol şehen-şâhun rızâ-cûyı olan Ser-askerî Ömrini ikbâlini ecnâdını mevfûr idüp Ol mücâhid dâverün Yezdânum olsun yâveri İtdi reftâr esb-i tab‘um vâdi-yi tahsîne dek Bu iki târîhün oldı kilk-i Safvet rehberi Pâdişeh Abdülmecîd atlıya yaptırdı manej 1261 Hak ide makbûl ol sultân-ı asker-perveri 1261 ( ºöbß ô…Ší†¼bí éíóÜma †îvàÛa†jÇ é‘…b¼ QRVQ ) ( ô‰ëм ŠØÇ æbÁÜ Þëa ÞìjÔß ê†ía Õy Manej Binası Kitabesi QRVQ ) 45 Yedinci beyitte, birinci dizede noktasız harflerin toplamı (mühmel tarih), ikinci dizede noktalı harflerin toplamı (mücevher, mu‘cem tarih) hastanenin yapıldığı Hicrî 1261 (M.1845) tarihini vermektedir. 9 Yukarıdaki kitabenin günümüz Türkçesiyle ifadesi şu şekildedir: 1. Kisrâ, 46 adalet atının usta binicisi âdil Abdülmecid Han’ın adaletini görseydi, (ona) kul köle olurdu. 2. Perviz, 47 eğitim gören (ata binen) muntazam gazileri görse, kıskançlıktan kendini Şebdîz adlı (meşhur) atından yere atardı. 3. Cömertliği Basra gibi olan Padişahı (Abdülmecid’i), eğer sağ olup, âlemin Sencer’i ve İskender’i görseydi yaya kalırlardı. 4. O Padişah’ın hoşnutluk ırmağı olan Seraskerî (Hasan Rıza Paşa), at sürüp, benzerlerinden farklı güzel bir talimgâh yaptı. 5. Allah'ım, o mücahid hükümdarın ömrünü, geleceğini ve askerlerini çoğaltıp, ona dost olsun. 6. (Safvet’in) yaradılış atı 48 , alkışlanma vadisine kadar gitti. Safvet’in kalemi, (yazdığı) iki tarihe kılavuzluk etti. 7. Padişah Abdülmecid, atlılar (süvariler) için manej yaptırdı. Allah, o asker yetiştiren sultanı makbul eylesin. 49 1845 yılında eğitim alanı (manej) ve hastahane ile kompleks bir yapıya dönüştürülen kışla, 1853 yılına kadar süvari askerlerine hizmet vermiştir. Serasker Hasan Rıza Paşa tarafından Kuleli Kışlası’nda hummalı bir şekilde inşaat faaliyetleri sürdürülürken, Mekteb-i Harbiye Nazırı olan Emin Paşa’nın, Mekteb-i Harbiye öğrencilerinin bilgilerini yeterli görmemesi ve bu sebeple Mekteb-i Harbiye’ye öğrenci yetiştirecek bir okulun kurulmasını istemesi üzerine, kendisinin başkanı olduğu Meclis-i Muvakkat’ta alınan bir kararla Nisan 1845’te (Rebiülâhir 1261’de) idadîlerin de temeli atılır. 50 Açılan idadîlerin bu tarihte Kuleli Süvari Kışlası ile herhangi bir bağlantıları yoksa da bu bağlantı, ancak 27 yıl sonra kurulacaktı. Başka bir ifadeyle Kuleli Süvari Kışlası, 21 Eylül 1845 Pazar (18 Ramazan 1261) 51 günü Mekteb-i Fünun-ı İdadîye adıyla Dolmabahçe Sarayı’ndaki Çinili Köşk’te öğrenime başlayan 204 öğrencinin devamını barındırmak için 1872 yılını bekleyecekti. Sultan Abdülmecid, Kuleli Süvari Kışlası’nda inşaat faaliyetlerini sürdürmüş, Nisan 1847'de su yollarını tamir ettirerek 52 arka cephedeki ahırlar üzerine subaylar için çalışma ve yatma odaları ile kendisi için bir Daire-yi Hümâyûn (has oda) ilâve ettirmiştir. Rusya'nın yayılmacı istekleri yüzünden 30 Kasım 1853'te Kırım Harbi başlamış, İngiltere ve Fransa, stratejik Osmanlı topraklarını Rusya’ya bırakmamak için Osmanlı devletinin yanında savaşa girmiştir. Kuleli Kışlası, 1854-1856 yılları arasında, Fransa'nın 46 Mitolojik İran hükümdarlarına verilen lakab. Mitolojik İran hükümdarı Hüsrev’in lakabı. 48 “Yaradılış atı” ifadesi şairlik gücünü ifade etmektedir. 49 Yedinci beyitteki iki dizenin herbirinde, ebced hesabı ile harflerin toplamı Hicrî 1261(M.1845) tarihini vermektedir. 50 “Bu karar gereğince Mekteb-i Harbiye öğrencileri 1 ay süren sıkı bir imtihandan geçirilmişler, bunlardan orta derece alan 204 öğrenci, 21 Eylül 1845’te (18 Ramazan 1261 Pazar) Mekteb-i Fünun-ı İdadîye adıyla açılan askerî liseye ayrılmışlardır. Dolmabahçe Sarayı yanındaki Çinili Köşk’te açılan Mekteb-i Fünun-ı İdadîye, 18451846 öğretim yılını Mekteb-i Harbiye ile burada tamamlamıştır. İdadî, ilk açıldığı zamanlarda bugünkü ortaokullar seviyesinde bir okuldu ve öğrenim süresi 5 yıldı. 1846-1847 öğretim yılında Dersaadet Askerî İdadîsi adını alan okul, Maçka Kışlası’na taşınmıştır.” Kenan Sayacı, “Kuleli Askeri Lisesi”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, İstanbul 1994, V/115-116. 51 Kenan Sayacı, a.g.m., s.116. Bu tarih, bazı kaynaklarda (H. Fehmi Öz, a.g.m., s.249) 13 Şevval 1261 Çarşamba (15 Ekim 1845), bazı kaynaklarda da (İ. Hakkı Konyalı, a.g.e., s.325.) 19 Şevval 1262 Pazar (11 Ekim 1846) olarak geçmektedir. 52 Zekeriya Türkmen, Kuleli Askeri Lisesi Tarihi, Kuleli Askeri Lisesi Matbaası, İstanbul, 1994, s.10’dan naklen Osmanlı Arşiv Dairesi, Meclis-i Ahkam-ı Adliye, 19 Rebiü’l-Âhir 1263 Tarihli Belge. 47 10 İstanbul Maslahatgüzarı Monsieur Cheferre'in teklifiyle Kırım Harbi dolayısıyla yaralanan müttefik askerleri için hastahane olarak kullanılmıştır. Îcâdiye Kasrı, subaylara karargâh olarak verilirken, Kuleli, Haydarpaşa ve Selimiye kışlaları da askerleri için hastahane yapılmıştır. İngilizler, kışlanın doğusundaki yamaç üzerinde yaparak, ölen askerlerini buraya defnetmişlerdir. 53 cephede müttefik müttefik mezarlık Kuleli Kışlası gravürleri Illustrated London News, 1854. “İngiliz Kışlası”, I’Illustration Joyrnal Universal, Paris 1854, C.:23 “Osmanlı devleti, İngilizlerin kışlayı boşaltacağı günlerde, yani 8 Muharrem 1273 (9 Eylül 1856) tarihinde binayı tamir etmeye başlamış; bu tamiratta Kuleli Kışlası’ndaki koğuşlar, ahırlar, su yolları vs. mahaller onarılmıştır. 54 Yılın sonlarına doğru, binayı kullanan İngilizlerin sebep olduğu bir yangında kışla ve kumanda merkezi olan Îcâdiye Kasrı yanmıştır. Bu yangın sonucunda kışlanın yarıya yakın kısmı yandığı gibi denize bakan cephesi de büyük zarar görmüştür. Yangının hemen ardından yanan kısımlar tekrar inşa edilmiştir [5 Zilhicce 1273 (27 Temmuz 1857 Pazartesi)].” 55 Eylül 1859'da Sultan Abdülmecid'i tahttan indirmek maksadıyla Hüseyin Paşa tarafından hazırlanan ihtilâl girişiminin (Kuleli Vak’ası) duruşmaları da Kuleli Kışlası'nda görülmüştür. 56 53 Zekeriya Türkmen, a.g.e., s.10. (Bu mezarlık daha sonra kaldırılmış, cesetler de Haydarpaşa Garı yanındaki İngiliz mezarlığına nakledilmiştir.) 54 Hasan Fehmi Öz, a.g.m., s.249. [B.O.A. Sadaret Mektubî Nezâret-Devâir (A-MKT.NZD), nr.: 193/63.] 55 Hasan Fehmi Öz, a.g.m., s.249., Mecelle-i Umur-ı Belediye, Cilt:1, s.1208., B.O.A. A-MKT.NZD, nr.:230/72., Osmanlı Arşiv Dairesi, Umur-ı Dahiliye 27 Şevval 1273 (20 Haziran 1857) Tarihli Belge. 56 Osmanlı Tarihi’nde “Kuleli Vak‘ası” diye anılan olay, XIX ncu yüzyılın ikinci yarısında ve Abdülmecid saltanatının son yıllarında vukua gelmiş, fakat kuvveden fiile çıkamamış, küçük bir isyana ve suikasta teşebbüs olayıdır. Olay hakkında Başbakanlık Arşivindeki belgelere dayanarak bir kitap yazan Uluğ İğdemir “Kuleli Vak’ası” hakkında şu bilgileri verir: “Olay, ilk defa 24 Safer 1276 (22 Eylül 1859) tarihli “Ceride-i Havadis”te çıkan bir hükümet bildirisi ile kamuoyuna duyurulmuştur. Bu bildiride; “Düzeni bozmak amacıyla bazı akılsızların bir dernek kurdukları haberi alınarak, kırk kadarının tutuklandığı ve Kuleli Kışlası’na konulduğu, devlet büyüklerinden bir komisyonun ilk soruşturmayı yapmakta olduğu, yargılanma sonucunun ayrıca bildirileceği” yazılmaktadır. ( “Kuleli Vak’ası” maddesi, Türk Ansiklopedisi, C.22, s.340.) Aslında, Tanzimatla birlikte başlayan Batı devletlerine borçlanma, ticaret anlaşmalarında büyük ödünler verilmesi ve yerli sanayinin çökmesi, imparatorluğu kısa zamanda bir yarı sömürge haline getirecekti. Ülkede öteden beri en zorunlu yeniliklere bile karşı çıkan tutucular vardı. İşte “Kuleli Vak’ası“ adı verilen komployu hazırlayanlar, Abdülmecid ve çevresinin israf ve kötü yönetimine son vermek isteyen tutuculardı. (Meydan Larousse, “Kuleli Vak’ası” maddesi, İstanbul, 1992, C. 12, s.32.) Yargılanma sonucu, 21 Rebiülahır 1276 (18 Kasım 1859) tarihli “Ceride-i Havadis” ile 2 Cemaziülevvel 11 Sultan Abdülaziz (18611876), kışlayı, 1862/1863 yılında yeniden yaptırmıştır. 57 Kışla, Abdülaziz’in görevlendirdiği Garabet Amira Balyan (1800-1866) 58 tarafından, ana duvarları kârgir; iç bölümleri ile tavan ve tabanları ahşap olarak inşa edilmiştir. 59 "Rokoko" tarzında inşa edilen kışlanın Boğaziçi'ne bakan kısmı üç, arka tarafı ise iki kattır. Kışla, bu tamirle bir ölçüde, kulesiz olarak bugünkü görünümüne kavuşmuştur. 60 Bu durumda, bugünkü Kuleli Askerî Lisesi tarihî binası, Boğaziçi ve Kuleli 1870 Abdülaziz tarafından yaptırılmış olan binadır. 1276 (28 Kasım 1859) tarihli “Takvim-i Vekayi”de resmi bir bildiri ile kamuoyuna açıklanmıştır. Gerek adı geçen bildirilere ve gerekse Başbakanlık Arşivi’nde bulunan mahkeme kararlarına göre, olayı şöyle açıklamak mümkündür: Sultan Abdülmecid’i ortadan kaldırmak ve şeriat ilkelerine göre bir ülke meydana getirmek amacı ile kurulan derneğin başı, İstanbul’da Bayezıd Medresesi’nde oturan ve rüya çözmek, şuna buna ders vermekle geçinen kırkaltı yaşlarında Süleymaniyeli Şeyh Ahmed’tir. Derneğin öteki nüfuslu üyeleri: Ferik Hüseyin Dacin Paşa, Türkçe’yi doğru dürüst bilmeyen Arnavut Caferdem Paşa, Tophane Kâtiplerinden Arif Bey, Binbaşı Rasim, Hezargradlı Şeyh Feyzullah ve Kütahyalı Şeyh İsmail’dir. Kırkbeş elli kişiden oluştuğu anlaşılan derneğin öteki üyeleri de bazı şeyh ve hocalarla medrese öğrencileri ve halktan kişilerdir. Ancak yargılama sırasında Şeyh Feyzullah’ın bin, Şeyh İsmail’in altıbin müridi ile yardımda bulunacaklarını Şeyh Ahmed’e vaaz etmiş olduğu anlaşıldığına göre eyleme geçilince, oldukça önemli bir kalabalığın toplanacağını kabul etmek gerekir. Derneğin kuruluşunu ve amacını, hükümete Mirliva (Tuğgeneral) Hasan Paşa haber vermişti. Dernek üyelerinden Tophane Mızıka Başçavuşu Erzurumlu Mehmet, Kolağası Hasan Ağa’ya bundan bahsetmiş, o da Hasan Paşa’ya haber vermiştir. Derneğin sözü geçen üyelerinden ve bir çeşit genel sekreter olan Arif Bey’in de derneğe sokmak amacı ile Hasan Paşa’ya açıldığı, Hasan Paşa’nın olumlu görünerek kendisinden bilgi aldığı da yargılama sırasında meydana çıkmıştır. Dernek üyelerinden önemli bir çoğunluk, 17 Safer 1276 (15 Eylül 1859) Perşembe günü Tophane’deki Kılıç Ali Camii’nde toplandıkları bir sırada yakalanmıştır. Bu toplantıyı Hasan Paşa’nın düzenlediği, yine yargılama sonucu ortaya çıkmıştır. Tutuklular, Çengelköy’deki Kuleli Kışlası’na götürülerek burada sorgu ve yargılamaları yapılmıştır. Tutuklular kışlaya götürülürken, Caferdem Paşa, kendini denize atarak intihar etmiştir. Mahkemenin kâtipliğini Mithat Paşa yapmıştır. Dernek üyelerinden beşi, birinci dereceden suçlu görülerek idama mahkûm edilmişlerse de Abdülmecid, bunlardan Arif Bey ile Rasim Bey’in cezalarını müebbed küreğe çevirmiştir. Ötekileri onaylamıştır. 57 “İstanbul’un görünümünün köklü değişiminde büyük askerî kışla inşaatlarının rolü ağırlık taşır. Projeler ve tipolojiler yabancı kaynaklı olduğundan kıyıların görünümü değişmiş ve büyüklükleri, farklı ölçekleri ve üsluplarıyla bu kışlalar reformcu sultanların getirdiği yeni düzenin âdeta simgeleri olmuştur.” [Doğan Kuban, İstanbul Bir Kent Tarihi (Bizantion, Kostantinopolis, İstanbul), (Çev, Zeynep Rona), Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul, Ekim 2004, s.327.] 58 “Krikor’un oğlu Garabet Amira Balyan (1800-1866) Dolmabahçe Sarayı’nın yapımından sorumluydu. Ayrıca eski Çırağan Sarayı ve başka sultan saraylarıyla Gümüşsuyu Kışlası’nı, Dolmabahçe’deki Bezm-i âlem Sultân Camisi’ni, Çengelköy’deki Süvari Kışlası’nı, Mekteb-i Harbiye’yi ve birçok yapıyı gerçekleştirmiştir.” [Doğan Kuban, a.g.e., s.373.] 59 Kaynaklarda binanın 1862/63 yılında tamamen kârgir olarak yapıldığına dair bilgiler de yer almaktadır. “Badehu cennet-mekân Sultan Abdülazîz Han hazretlerinin zaman-ı saltanatlarında kârgir olarak bir tarz-ı dilnişinde bina ve inşa edilmiş...” (Kolağası Mehmet Ra’if, a.g.e. s.270.) “Kışla, Sultan Abdülaziz zamanında tamamen kârgir ve iki katlı olarak yeniden inşa edilerek bugünkü görünümüne kavuştu (1862).” (H. Fehmi Öz, a.g.m., s.249.) Ancak, 1862’den sonra çekilmiş fotoğraflara bakınca, dış duvarlar kârgir olsa da iç kısımların ahşap yapıldığı görülmektedir. 60 İ. Hakkı Konyalı, Abideleri ve Kitabeleri ile Üsküdar Tarihi, C.:II, Türkiye Yeşilay Cemiyeti Yay., Ahmet Sait Mat., İstanbul 1977, s.324’te “... Sultan Abdülaziz’in kalfası Balyan tarafından yenilenirken iki kule yapılmıştır. Kuleler yine yıkılmıştır” denilmekteyse de kulelerle ilgili bu bilginin doğruyu yansıtmadığı değerlendirilmektedir. 12 “Şeref Kapısı” adı verilen ve denize bakan kapının üzerinde, Sultan Abdülaziz'in tuğrası altında ta'lik yazı ile kitabesi konmuştur. Kitabeyi, Hicrî 1279 (M.1862-63) yılında Sadrazam ve Serasker Konyalı Keçeci-zâde (Keçici-zâde) Fuad Paşa 61 hazırlamış, Sikkegenbaşı Abdülfettah Efendi yazmıştır. Abdülaziz'in taşa kazınmış olan tuğrası çatının tam altında yer almaktadır. Balkonun altında bulunan kitabe ise şu şekilde okunmaktadır: "Kuleli'de kal‘a-âsâ itdi inşâ bir dahâ Şâh-ı devrân yapmış idi çün muallâ kışlayı Sadr u ser-asker iken târîhini yazdı Fu’âd Kıldı Hân Abdülazîz bünyâd vâlâ kışlayı 1279” 62 Fuad Paşa’nın Şeref Kapısı üzerindeki kitabesi ( óíéÜ’Ó üaë …bîäi ŒíŒÈÛa†jÇ æb ô†ÜÓ QRWY ) Fuad Paşa, kışlanın arkasında, hazinesi büyük, dört tarafı kurnalı büyük ve güzel bir de çeşme yaptırdı. Günümüze kadar varlığını koruyamamış olan bu çeşmenin olması gerektiği bölgede, bugün aşağı okul mutfağı ve dershaneler bulunmaktadır. 63 Maçka Kışlası Çinili Köşk Kuleli Kışlası, bu tarihten sonra 9-10 yıl daha süvari askerleri için kışla olarak kullanılmıştır. Malta taşı ve tuğla ile inşa edilmiş koğuşların hastalara zarar verdiği düşüncesi ile taş yapı üzerine ahşap döşeme yapılarak, 1868 yılında Kuleli Hastahanesi yenilenmiş, 64 1872 yılında ise Maçka Kışlası’nda bulunan “Mekteb-i Fünûn-ı İdadî-i Şâhâne (Harbiye İdadîsi)” Kuleli Kışlası’na taşınarak yerleşmiştir. 65 Bu tarih, Kuleli Kışlası için bir dönüm noktasıdır. Bu tarihten sonra bina, kışlalıktan ayrılıp okul haline gelmiştir. 66 61 “Keçeci-zâde Fuat Paşa (İstanbul 1815-Nice 1869), tıp öğrenimi gördükten sonra Bâb-ı Âlî Tercüme Odası’nda görev yapmıştır. 1855’te ‘Vezir’ pâyesi ile Hariciye Nezâretine getirilmiş, 1862’de Sadrazam olmuştur.” (Bkz. Büyük Larousse, VII/4318.) 62 Keçeci-zâde Fuad Paşa, yazdığı bu tarih manzumesinde tarih dizesi ile ilgili hiçbir işarette bulunmamıştır. Tarih-i Tam olarak değerlendirildiğinde dizenin değeri 1566 çıkmaktadır. Mücevher tarih (noktalı harflerin toplamı) olarak değerlendirildiğinde 1278 çıkmaktadır. Kitabede ise 1279 tarihi yer almaktadır. 63 İsrafil Kurtcephe-Feridun Yıldız, a.g.e., s.7. 64 B.O.A., İrade-i Dahiliye, nr.:41390, 27 Recep 1286 (6 Ağustos 1869 Cuma). 65 Mekteb-i Fünûn-ı İdadî adıyla 21 Eylül 1845 (18 Ramazan 1261) tarihinde Dolmabahçe Sarayı’ndaki Çinili Köşk’te öğrenime başlayan ve 1846-1847 öğretim yılında Dersaadet Askerî İdadîsi adını alarak Maçka Kışlası’na taşınan Harbiye İdadîsi, 1872 yılında Kuleli Kışlası’na yerleşmiştir. Bu tarihten sonra Harbiye İdadîsi (Mekteb-i İdadî-i Şâhâne), Kuleli Askeri İdadîsi adını almıştır. 66 Hasan Fehmi Öz, a.g.m., s.249. 13 Kuleli Askerî İdadîsi, 1872 yılında Kuleli Kışlası’nda Tıbbiye İdadîsi ile birlikte öğrenimine devam etmiştir. II. Abdülhamid (1876-1909) döneminde, Abdülmecid tarafından yaptırılan hastahane binası boşaltılarak 67 Tıbbiye İdadîsi’ne verilmiştir. 1877-78 Osmanlı Rus Savaşı’nda (93 Harbi) Kuleli Kışlası’nın yeniden hastahaneye dönüştürülmesi 68 üzerine her iki idadî, Pangaltı’daki Mekteb-i Harbiye (şimdiki Askerî Müze) binasına taşınmıştır. Savaşın sona ermesinden bir yıl sonra okul, tekrar Kuleli Kışlası’na dönülmüştür (1879). Kuleli Arşivi’ndeki kayıtlardan anlaşıldığı kadarıyla, 1879-1880 yıllarında Deniz İdadîsi de bir süre için Kuleli Kışlası’nda eğitim yapmıştır. 69 Kışlanın “idadî” olarak kullanılmaya başlanmasından (1872) sonra, öğrenci sayısının artması üzerine, 8 Şevval 1297 (14 Eylül 1880 Salı) günü, kışlaya ilk defa bir postane kurularak bir telgraf makinesi hizmete sokulmuştur. 70 Ayrıca, 26 Safer 1310 (18 Eylül 1892) tarihinde de kışlaya yeni binalar ilave edilmiştir. 71 Kolağası Mehmed Râif Bey, Mir‘at-ı İstanbul adlı eserinde, artan öğrenci mevcudu üzerine Sultan Abdülhamid (1876-1909) tarafından Mekteb-i Tıbbiye için Şevval 1311 (8 Nisan-6 Mayıs 1894) tarihinde dershane olarak hizmet veren yeni bir bina eklendiğini, yakınlarına da bir hastahane binası inşa edildiğini bildirmektedir. Eklenen binanın denize bakan cephesine nakşedilmiş bir tarihi de aktarmaktadır: “Zînet-efzâ-yı makâm-ı mu‘allâ-yı hilâfet-i İslâmiyye ve erîke-pîrâ-yı saltanat-ı Seniyye-i Osmaniyye es-Sultân İbni’s-Sultân el-Gâzî Abdülhamîd Hân Hazretleri taraf-ı eşreflerinden işbu Mekteb-i Tıbbî-i Şâhâne müessesât-ı celîle-i şehriyarîlerine ilâveten bin üç yüz on bir sene-i hicriyyesi Şevvâlinde (8 Nisan-6 Mayıs 1894) binâ ve inşâ edilmiştir.” 72 Kitabeden de anlaşılacağı üzere Mekteb-i Tıbbiye öğrencileri için bir ölçüde staj merkezi olarak yapımı tamamlanan hastahane, kârgir ve üç katlı olarak inşa edilmiş olup, halen revir olarak kullanılmaktadır. Harbiye İdadîsi ile Tıbbiye İdadîsi, bir süre daha Kuleli Kışlası’nda birlikte eğitim yapmışlar, kışlanın zamanla iki okula birden yetmemesi üzerine, Sultan Abdülhamid’in emriyle Tıbbiye İdadîsi, Haydarpaşa Kışlasına nakledilmiştir (1901). Kuleli Kışlası’nda sadece Harbiye İdadîsi (Kuleli Askerî İdadîsi) kalmıştır. 67 Hastahane, Beylerbeyi’ne taşınmıştır. Kuleli Askerî Lisesi Muhaberat Defteri, Sene 1293 (1877), İ. Hakkı Konyalı, a.g.e., s.326. 69 Kuleli Askerî Lisesi Muhaberat Defteri, Sene 1293 (1877), İ. Hakkı Konyalı, a.g.e.,s.326. 70 B.O.A., A.MKT.NZD., nr.:1473/27, 8 Şevval 297 (14 Eylül 1880 Salı). 71 Hasan Fehmi Öz, a.g.m., s.249. (B.O.A. Yıldız Perakende Başkitabet (Y-PRK-BŞK), nr.:27/98.) 72 Kolağası Mehmet Ra’if, a.g.e., s.272. Ayrıca, BOA Y.PRK. ASK. 97/11’de kayıtlı Makâm-ı Ser-askeriyye’ye ait belgede yer alan ve Muhtar mahlaslı bir şair tarafından yazılmış olan dört beyitlik bir tarih manzumesinin de bu kitabenin içerisinde yer aldığı tahmin edilmektedir. Cihân-bân-ı mu‘azzam Hazret-i ‘Abdülhamîd Hânun Mebânî-i bedî‘ü’l-hikmeti yer yer hüveydâdır 68 Yapıldı sâyesinde Mekteb-i İ‘dâdi-i Tıbbî Bu da iltifâtına bir başka bürhân-ı mu‘allâdır Tecelliyât-ı ‘ilm ü ma‘rifet ‘ahd-ı celîlinde Nazar zîb-i terakkî-perverân-ı dîn [ü] dünyâdır Temâşâ eyleyüp târîhini yazdı kulı Muhtâr Bu bünyân-ı mücedded mebde’ü’l-feyz-i etibbâdır 1311 ( ‰…bjÂa œîÐÛa ªa†jß …†vß æbîäi ìi ) QSQQ Kitabenin yazılı olduğu binanın Korg. Şefik Erensu Sitesi’nin bulunduğu yerde olduğunu tahmin ediyoruz. Binaya ait bu kitabe, 1955 yılında parçalanmış ve kaybolmuştur. (Zekeriya Türkmen, a.g.e., s.13.) 14 1880-1893 yılları arasında Kuleli Erkânı Harp (Kurmay) Binbaşı Vehip Bey’in (Paşa’nın) Okul Komutanlığı zamanında (6 Temmuz 1910-1 Mayıs 1912), bir milyon lira sarf edilerek iki kule ile kuzeydeki bina ilave edildiği 73 söyleniyorsa da fotoğraf ve belgelere göre bu tarihte iki kulenin ilave edildiğini destekleyen bir bulguya rastlanmamıştır. Ancak, Vaniköy yönünde Kuleli Kışlası’na bitişik olarak kimyâhâne, kütüphane, arziyyat müzesi, mütalaa ve şeref salonları ile müdür lojmanı olarak kullanılan ilave binanın alt kısmı halen öğrenci gazinosu ve Anadolu Toplantı Salonu; üst kısmı ise Tabldot Salonu, Okul Müzesi ve Fizik laboratuvarları olarak kullanılmaktadır. 1911 yılında okulda kalorifer inşasına başlanmış, ancak, Balkan Harbi bu tesisatın döşenmesini engellemiştir. 1914 yılında hizmete sokulan kalorifer dairesine ait tuğladan inşa edilmiş baca bugün kuzey kulenin hemen kuzeydoğu istikametinde yer almaktadır. 74 Balkan Savaşı’nın patlak vermesi üzerine Kuleli Kışlası, yeniden hastahaneye dönüştürülmüş, Kuleli İdadîsi öğrencilerinin bir kısmı şimdiki Kandilli Kız Lisesi olan Âdile Sultan Sarayı’na, bir kısmı da Beylerbeyi Sarayı yanında, bugün Deniz Eğitim Komutanlığı ve Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü olan binalara taşınmıştır. 1913 yılı sonunda Balkan Savaşı’nın sona ermesi üzerine Askerî İdadî, kışlada yeniden öğretime başlamıştır. Kuleli, 1920-1930 Ancak, Birinci Dünya Savaşı (19141918) sonunda imzalan Mondros Antlaşması gereğince 16 Mart 1920’de İstanbul’u işgal eden İtilâf Devletleri adına İngilizlere, depo ve transit ambarı olarak kullanılmak üzere teslim edilmiştir (Temmuz 1920). İngilizlerin izniyle “Ermeni Eytam Okulu (Ermeni Yetimler Okulu)” olarak Ermenilere verilen kışla, 1923 yılına kadar İstanbul’dan gelip geçen Ermeni göçmenlerin de yatıp kalktığı bir mekan olmuştur. Bu arada pek çok tahribata uğrayan kışlada ne gibi tamiratın yapıldığı bilinmemektedir. 75 73 Tahsin Ünal, a.g.m., s.13. Kuleli Askerî Lisesi, 1904 tarihli Yazışma Defteri, s.46. 75 Sadettin Nüzhet [Ergun], “Kuleli Askeri Lisesi’nin Tarihçesi”, 1932-33 KAL Son Sınıf Hatırası, Devlet Matbaası, İstanbul 1933, s.9. 74 15 Kuleli, 1929 Necip Bey haritasında Kuleli Askerî İdadîsi, 1915 Temmuz 1920 sonlarında okul öğrencileri ve eşyaları, Kâğıthane’de Sünnet Köprüsü yakınlarındaki çadırlara yerleştirilmiş, İstanbul’da evi olan öğrenciler evlerine bırakılmıştır. Dersler kesilmiş, üç aylık çadır devrinden sonra, Ekim 1920’de Maçka’da Silahhane’nin yanındaki Karakol’a taşınmıştır. Bir ara Beylerbeyi Sarayı yanındaki sağlığa elverişli olmayan eski Jandarma Okulu binasında da öğrenimine devam eden okul, burada İstanbul’un kurtuluşuna kadar kalmıştır. 76 İstanbul’un kurtulması üzerine İngilizler, Ermenileri çıkartarak, kışlayı Türk makamlarına teslim etmişlerdir (1923). Böylece Kuleli Askeri İdadîsi, tekrar binasına kavuşur. Kuleli, 1933-1934 Kuleli Askerî Lisesi, II. Dünya Savaşı’nın başlaması üzerine, önceden hazırlanan seferberlik planına göre, Mayıs 1941’de Konya’ya nakledilmiştir. Boşaltılan kışla, altı yıl boyunca (Mayıs 1941-Ağustos 1947) 1000 Yataklı Cildiye Hastahanesi ile Boğaz Nakliyat Komutanlığı emrine verilmiştir. İkinci Dünya Savaşı’nın bitmesi üzerine, hastahaneden boşalan kışlaya, Mayıs 1941’den itibaren Konya’da eğitim ve öğretimine devam eden Kuleli Askeri Lisesi, 19-21 Ağustos 1947 tarihleri arasında taşınarak yerleşirken, 77 yine aynı savaş nedeniyle eğitim ve öğretimini Akşehir’de sürdüren Maltepe Askerî Lisesi de savaşın bitiminden sonra (25-26 Ağustos 1947), kendisine tahsis edilen Kuleli Kışlası’ndaki eski Rüşdiye ve Hastahane binalarına taşınmıştır. Kuleli Kışlası’nda iki ayrı okul olarak faaliyet gösteren Kuleli ve Maltepe askerî liseleri, 1950 yılında birleştirilmiştir. 1950 yılından bugüne şimdiki binalarında öğretim faaliyetlerinin devam ettiği Kuleli Askerî Lisesi’nde 1960’a kadar kışlada kapsamlı bir tamirat ve tadilatla karşılaşılmamaktadır. 76 Halil Rüştü Bey’in Mektuplarından. Kuleli Askeri Lisesi’nin Konya’dan ayrılması üzerine, Elazığ’da bulunan “Üçüncü Gedikli Hazırlama Okulu (Astsubay Hazırlama Okulu)” Konya’ya nakledilerek Kuleli’nin boşalttığı binalara yerleştirilmiştir. Konya’daki “İkinci Gedikli Erbaş Hazırlama Okulu” ile birleştirilen “Üçüncü Gedikli Hazırlama Okulu”, 1956’da “Sekizinci Astsubay Hazırlama Okulu” ismini almış ve 1957’de Mersin’e nakledilmiştir. 1963’te lağvedilerek 1964’te lise seviyesine çıkartılmıştır. (Tahsin Yanyaoğlu, “Astsubay Hazırlama Okullarının Tarihçesi”, Türk Kültür Derneği (dergi), Yıl: III, Sayı:32, s.537-538.) 77 16 1960-1961 yıllarında, bugün Korg. Şefik Erensu Sitesi olarak adlandırılan bina yıktırılarak yeniden yaptırılmış; okulun kuzey, güney ve orta bahçeleri tanzim edilmiştir. Korg. Şefik Erensu Sitesi, 1963-1964 öğretim yılında tamamlanarak hizmete açılmıştır. 78 1962-1963 öğretim yılında, Nizamiye ile tarihî ana bina arasındaki bahçe ile tarihî ana binanın çevrelediği iç bahçe tanzim edilerek, ağaç dikimi gerçekleştirilmiştir. Ön bahçede şu an mevcut olmayan havuzun inşası da o yıllara rastlamaktadır. Okul binasında en esaslı tamirat, Okul Komutanı Kur. Alb. Bayram Aslan (1965-1969) zamanında yapılmıştır. Bina Org. Cemal Tural’ın emirleri çerçevesinde 6 milyon liradan fazla bir para harcanarak yeniden betonarme olarak esaslı bir şekilde tamir edilmiştir. 79 Binanın arka kısmına servis binası eklenmiş 80 ve 1968-1969 yıllarında Thomas Allom’un gravürü esas alınarak kuleler yaptırılmıştır. Yine o yıllarda okulun ağaçlandırılma çalışmalarına devam edilmiş, Nizamiye ile Şehitler Kapısı arasına (Atatürk anıtının doğusuna), daha önce inşa edilmiş olan İnzibat Karakolu kaldırılarak, araçların yakıt ikmali için akaryakıt ikmal noktası kurulmuştur. Bu ikmal noktası, 1989 yılında, emniyet ve kullanım açısından servis binalarının arkasına taşınmıştır. Halen aynı noktada hizmet vermektedir. Atletizm sahası ve okulun önündeki yol 1971-1974 yılları arasında yapılmıştır. 81 Halen Org. Ali Keskiner adıyla kullanılan site ile Alb. Şevket Kuleli Sitesi’nin yapımına da 1978 yılında başlanmış ve 30 Ocak 1979 tarihinde tamamlanmıştır. Şimdiki okul nizamiyesinin yanında bulunan spor salonunun yapımını müteakip teslim alındığı tarih 24 Kasım 1979’dur. 1981 yılında spor salonuna, okulda Beden Eğitimi öğretmeni olarak görevliyken vefat eden Öğ. Yb. Fazlı Ünaltay’ın adı verilmiştir. Okulun küçük onarım masraflarının giderek artması, birçok tesisin ve teçhizatın ekonomik ömürlerini doldurmuş bulunmaları nedeniyle, tüm binaların yenileme ve büyük onarım kapsamı içerisinde ele alınması kararlaştırılmıştır. (E) Orgeneral Doğu Altulga’nın Okul Komutanı olduğu dönemde (1979-1983), Atatürk Spor Salonu’nun arkasına 10 dairelik lojman yapılmış (Şehit Tğm. Zafer Toka Lojmanı) ve 03 Eylül 1982 tarihinde hizmete tahsis edilmiştir. Ayrıca, Haver İlaç Fabrikası’nın bulunduğu alan istimlak edilerek, Korg. Şefik Erensu Sitesi’nin kuzeydoğusundaki 10 dairelik lojman inşaatına da başlanmıştır. Lojman binası (Şehit Er Ahmet Güneşdoğdu Lojmanı), Eylül 1984 tarihinde tamamlanarak Org. Yaşar Büyükanıt’ın Okul Komutanlığı döneminde (1983-1986) hizmete sunulmuştur. Bu dönemde (1983-1986), Kuleli Askerî Lisesi kapsamlı bir restorasyona tabi tutulmuş ve Boğaz’a bakan cephe hariç, diğer binalar aslına sadık kalınarak onarılmıştır. 1987 yılında tamamlanan bu onarımda, Şehitler Kapısı’nın üzerindeki Abdülaziz’e ait tuğra da binaya monte edilmiştir. 82 78 İ. Hakkı Konyalı, a.g.e., C.:2, s.328. Tahsin Ünal, a.g.m., s.13. 80 İ. Hakkı Konyalı, a.g.e., C.:2, s.328. 81 İ. Hakkı Konyalı, a.g.e., C.:2, s.328. 82 Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın Kuleli Askeri Lisesi Komutanlığı döneminde (1983-1986) gerçekleştirilen restorasyon çalışmaları sırasında, “Okul Komutanı Makamı”nın denize bakan cephesinin üzerinde bulunan Sultan Abdülaziz’e ait tuğranın bir benzeri, halen “Şehitler Kapısı” olarak kullanılan kapının üst kısmına 79 17 Yine bu yenileme ile Korg. Şefik Erensu Sitesi tamamen elden geçirilmiş ve binanın teras katı kapatılarak öğrenci gazinosu haline getirilmiştir. Maltepe Binası da büyük bir onarımdan sonra Emniyet ve Muhafız Bölük binası olarak kullanılmaya başlanmıştır. Yapımına 1988 yılında başlanan “Isı Merkezi”, 1991 yılında bitirilmiştir. Bilgisayar donanımlı olan bu merkezde, okulun bütün binaları tek merkezden ısıtılmakta ve sıcak su ihtiyacı karşılanmaktadır. Eski Haver İlaç Fabrikası’nın istimlak edilen alanında kurulan içme suyu arıtma tesisi de 1991 yılında hizmete sunulmuştur. 1991 yılında, Korg. Şefik Erensu Sitesi ile tarihî ana bina arasındaki yol, sivil trafiğe kapatılmış, Beşiktaş’taki eski Şişli Askerlik Şubesi (şimdiki Uzman Erbaş Misafirhanesi) restore edilerek öğrenci lokali haline getirilmiştir. 1992-1994 yılları arasında Org. Ali Keskiner Sitesi’nde bulunan mutfak modern bir görünüme kavuşturulurken, Isı Merkezi, Nizamiye ve spor salonlarının zeminleri ile açık spor alanlarının bakımı yapılmıştır. Ayrıca, okulun gece aydınlatması da bu dönemde tamamen yenilenmiştir. Tarihi bina aydınlatma sisteminin değiştirildiği 1995 yılından 2002 yılına kadar kapsamlı bir yenileştirme faaliyeti yapılmamıştır. 1999 yılında, daha önce inşa edilen (1991) içme suyu arıtma tesisine bir depo daha ilave edilerek kapasitesi arttırılmıştır. 2002 yılında kuzey ve güney kulelerin kurşun kaplamaları değiştirilmiştir. Kurmay Albay Fahri Erenel’in Okul Komutanlığı (2003-2005) döneminde, okul, güvenlik sistemi ile donatılmış, Atatürk Spor Salonu yenilenmiş, tarihî ana binanın iç kısımlarının bazı bölümleri aslına uygun olarak restore edilmiş ve “Şeref Salonu” da modern müzecilik anlayışına uygun olarak yeniden tanzim edilmiştir. 04 Ekim 2004 tarihinde K.K.K. Org. Yaşar Büyükanıt ve 1. Ordu Komutanı Org. Hurşit Tolon’un katıldığı törenle, 1500 kişi kapasiteli Org. Doğu Aktulga Kültür Sitesi 83 hizmete açılmıştır. Tarihî gazino ile tarihî öğretmenler odasındaki tavan işlemelerinin temizletilerek aslına uygun olarak altın varakla tekrar kaplanması da bu dönemde gerçekleştirilmiştir. da yerleştirilmiştir. Ancak bu işlemler yapılırken müteahhit firma, orijinal tuğranın altında yer alan “QRWY” (1279) tarihini sehven “QRVY” (1269) olarak okumuş ve yeni yaptırılan tuğranın altına da “QRVY” (1269) tarihini yazmıştır. Hicri 1279 tarihi miladi olarak 1863 yılını karşılamaktadır. 1269 tarihi ise 1853 tarihini karşılar ki bu tarih Sultan Abdülaziz’in değil, Sultan Abdülmecid’in saltanat yıllarına rastlamaktadır. Abdülaziz’in tuğrası altına yazılan tarih Abdülmecid dönemine ait olduğu için, bir yanlışlık olduğu değerlendirilmektedir. 83 Albay Şevket Kuleli Sitesi’nin kuzeydoğusunda Boğaz’a hakim bir noktada kurulmuş olan Orgeneral Doğu Aktulga Kültür Sitesi, 1500 kişi kapasiteli olup, 2100 m2 oturum alanına sahiptir. 18 Kurmay Albay İlhan Bölük’ün Okul Komutanlığı döneminde (2005-2007), Kuzutepe bölgesinde yaptırılan bayrak gönderi 84 ile tüm Kuleli mezunu şehitler adına yazdırılan kitabe, 85 K.K.K. Org. Yaşar Büyükanıt tarafından 17 Mart 2006 tarihinde yapılan törenle açılmıştır. Törene, 1. Ordu Komutanı Org. İlker Başbuğ da iştirak etmiştir. Kuzutepe’nin adı bu tarihten sonra Bayraktepe olarak değiştirilmiştir. Bayraktepe ve Kuleli 4. Kışlanın Mimarî Tarihinin Kronolojisi İnşa edildiğinden bugüne, Kuleli Kışlası’nın kullanılma maksatlarını ve geçirdiği değişimleri kronolojik bir biçimde şöyle sıralayabiliriz: 1828-1837 1837-1842 1842-1854 28 Temmuz 1842 1843 1843-1845 1845 Nisan 1847 1854-1856 1856-1862/63 9 Eylül 1856 Aralık (?) 1856 27 Temmuz 1857 Eylül 1859 1862-1863 1863-1872 1868 1872-1877 1877-1878 1879-1901 14 Eylül 1880 18 Eylül 1892 Nisan-Mayıs 1894 1901-1912 1910-1912 1912-1913 1 nci Süvari Alayı Kışlası, Tahaffuzhane (Karantina binası), Süvari Kışlası, Kışla’nın tamirat nedeniyle boşaltılması, Kışla’ya su getirilmesi, Kışla’nın yanması; yarı kârgir, yarı ahşap olarak yeniden yapılması, Hastahane, hamam ve manej binalarının ilavesi, Su yollarının tamiri; ahırlar üzerinde subaylar için çalışma ve yatma odaları ile Pâdişah için Dâire-i Hümâyûn. Kırım Harbi dolayısıyla müttefik askerler için kışla ve hastahane, Süvari Kışlası, Kışla’nın tamiri (koğuşlar, ahırlar, su yolları...), Kışla’nın İngilizler tarafından yakılması, Kışla’nın yanan kısımlarının tamiri, Kuleli Vak’ası sanıklarının yargılanması için mahkeme, Kışla’nın Abdülaziz tarafından yeniden yaptırılması, Süvari Kışlası, Kışla hastahanesinin yenilenmesi, Harbiye (Kuleli) ve Tıbbiye İdadîleri, Osmanlı-Rus Savaşları (93 Harbi) dolayısıyla hastahane, Harbiye ve Tıbbiye İdadileri, Kışla’ya postane kurulması ve telgraf makinesinin hizmete sunulması, Kışla’ya yeni binalar ilave edilmesi, Hastahane (Revir) ve yeni dershane binalarının inşası, Kuleli Askerî İdadîsi, Kuzey kulenin kuzeyindeki ek binaların yapımı, Balkan Harbi dolayısıyla hastahane, 84 Asya’dan Avrupa’yı selamlayan bayrağımızın çekildiği gönderin yüksekliği 41 m, deniz seviyesinden yüksekliği ise 103 m’dir. Bayrak 10x15 m ebadında olup, 150 m2’dir. Bayrak, direk içerisinden otomatik halat sarmalı vinç sistemi ile göndere çekilebilmektedir. Çelik sacdan imal edilmiş bayrak direğinin üst çapı 30 cm, alt çapı 60 cm, ağırlığı ise 11 tondur. Bayrağın göndere sarılmasını önlemek amacıyla paslanmaz mapa ve fırdöndü sistemine sahip olup, üzerinde paratoner ve uçak ikaz lambası yer almaktadır. Bayrağımız her iki köprüden de görülmektedir. Aydınlığa duyarlı fotosel sistemine sahip 3 adet projektör ile aydınlatılmaktadır. 85 Kitabenin sol tarafında: Kitabenin sağ tarafında: “Kuleli’de kan, bayrak; ten, vatandır. Balkan Harbi’nde, I. Dünya Harbi’nde, Burada açan her gül, arşa yükselen candır. Çanakkale Muharebelerinde, İstiklâl Harbi’nde, Şanlı Yuva’da çarpan her yürek, Kore’de, Kıbrıs’ta ve İç Güvenlik Harekâtı’nda Kanıyla tarih yazandır.” kanıyla bayrak, canıyla vatan olan Kuleli mezunu şehitlerimize... ifadesi yer almaktadır. 19 1913-Temmuz 1920 1914 Temmuz 1920 Temmuz 1920-1923 1923-Mayıs 1941 1924-1925 Mayıs 1941-Ağustos 1947 Ağustos 1947-1950 1950 1950-.............. 1956-1957 1957-1959 1959-........ 1960-1963 1968-1969 1971-1974 30 Ocak 1979 1979 1983-1987 1991 1992-1994 2002 04 Ekim 2004 2004-2005 17 Mart 2006 Kuleli Askerî İdadîsi, Kışla’ya kalorifer sisteminin inşası, İngilizlere depo ve transit ambarı olarak verilmesi, İngilizler tarafından kullanılmayıp, Ermeni Yetimler Okulu olması. Kuleli Askerî Lisesi, Kuleli Askerî Lisesi’nin sivil liseye dönüştürülmesi, 1000 Yataklı Cildiye Hastahanesi, Boğaz Nakliyat Komutanlığı, Kuleli ve Maltepe Askerî Liseleri, Maltepe Askerî Lisesi’nin Kuleli Askerî Lisesi ile birleştirilmesi, Kuleli Askerî Lisesi, Kuleli Askerî Lisesi, Askerî Ortaokulu ve Sekizinci Astsubay Hzlm. Okulu, Kuleli Askerî Lisesi ve Askerî Ortaokulu, Kuleli Askerî Lisesi, Korg. Şefik Erensu Sitesi’nin yeniden yaptırılması, Thomas Allom’un gravürü esas alınarak “Kule”lerin yaptırılması, Deniz kenarındaki yolun asfaltlanarak halkın hizmetine açılması, Org. Ali Keskiner ve Albay Şevket Kuleli sitelerinin yapılması, Öğ. Yb. Fazlı Ünaltay Spor Salonu’nun yaptırılması, Okulun kapsamlı bir restorasyondan geçirilmesi, Isı Merkezi’nin tamamlanması, Kapsamlı bir restorasyon, Kuzey ve Güney kulelerin kurşun kaplamalarının yenilenmesi, 1500 kişi kapasiteli Org. Doğu Aktulga Kültür Sitesi’nin yaptırılması, Tarihî ana binanın iç kısımlarında bazı bölümlerin restorasyonu, Bayraktepe’ye 41 m yüksekliğinde bayrak gönderinin dikilmesi. Kuleli, 1927 Kuleli, 1932 20 Kuleli, 1928 Kuleli, 1932 İKİNCİ BÖLÜM KULELİ ASKERÎ LİSESİ’NİN EĞİTİM TARİHİ 1. Osmanlı Devleti’nde Ordu ve Askerî Okulların Açılması, Subay Yetiştirme Kaynaklarına Kısa Bir Bakış Tarihte kurulmuş diğer Türk devletleri gibi Osmanlı devleti de askerî bir yapıya sahiptir. Osmanlı devletinde askerlikle idare iç içedir. Askerî erkân, aynı zamanda mülkî erkânı oluşturmaktadır. Vezirlik, Beylerbeyilik, Sancakbeyliği gibi rütbeler, hem askerî hem de mülkî rütbelerdir. Bu yüzden I. Murat devrinde (1362-1389), ordu ve saray görevlilerini yetiştirmek için kurulan Enderun Mektebi’ni, Osmanlılarda subay yetiştiren okullardan ilki olarak sayabiliriz. 1.1. Enderun Mektebi Enderun, Saray-ı Hümâyûn’da kurulan okullara verilen genel bir addır. Sözcük, Farsça olup, “bir şeyin iç tarafı” anlamına gelmektedir. Saray üniversitesi mahiyetinde olup, klâsik devirde (XV.-XIX. yüzyıl arası) padişah sarayının iç teşkilatına verilen adı ifade eder. Mekteb-i Enderun ya da Enderun-ı Hümâyûn adıyla anılmaktadır. Burada gençler, bir yandan devlet hizmeti veya belirli güzel sanatlar için eğitim-öğretim görürken, bir yandan da padişahın şahsıyla veya sarayla ilgili hizmetleri yaparlardı. Zamanın siyasal bilgiler fakültesi ile harp okulu arasında bir yüksek öğretim kurumuydu. Topkapı Sarayı’nda bulunuyordu. Enderun Enderun Enderun’a alınacak öğrenciler, doğrudan bu okula kaydedilmeyip, önce saraya bağlı alt seviyedeki okullarda 7-8 yıl öğretim gördükten sonra, üstün başarı gösterenler “çıkma” 85 85 Devşirme öğrenciler, bizzat Padişah tarafından yapılan bir seçimle yeteneklerine göre bir teste tabi tutulur; zeki, bedenen sağlam ve askerliğe elverişli olanlar Enderun’a, diğerleri de yetiştirilmek üzere Acemi Ocağı’na gönderilirlerdi. Osmanlı devletinin parlak saltanat dönemi içerisinde yazarlar, büyük şairler, mimarlar, sadrazamlar ve önemli devlet adamlarını yetiştiren saray okulları, Türk ordusunun subay ihtiyacını da karşılıyordu. Küçük ve büyük odalarda öğrenimlerini tamamlayan öğrencilerden ancak, çok başarılı olanlar yüksek öğrenimine devama hak kazanıyor, diğerleri ise yeteneklerine göre bir rütbe verilerek, askerî birliklere komutan olarak tayin ediliyorlar veya rütbeleri karşılığı bir idarî göreve atanıyorlardı. 21 denilen diploma töreniyle yüksek öğrenimlerini yapmak üzere, Enderun-ı Hümâyûn’a gönderilirlerdi. Enderun’a öğrenci yetiştiren alt seviyedeki saray okulları, Galata Sarayı, İbrahim Paşa Sarayı, İskender Çelebi Sarayı, Eski Saray ve Edirne Sarayı’nda bulunmaktadır. Saray okullarında 8-18 yaş arasındaki devşirme öğrencilere, İslam dininin esasları, Kur’an-ı Kerim, Türk örf adetleri, görgü kuralları, el zanaatları, ilk askerî dersler ve eğitimi, binicilik, spor, aritmetik, geometri gibi dersler veriliyordu. Bütün okullarda, katı bir disiplin uygulanıyordu. Amaç, sağlam bir ruh ve irade ile geleceğin komutan ve idarecisini mükemmel bir şekilde yetiştirmekti. 86 Saray okullarından “çıkma”larını alan Enderun öğrencileri, yeteneklerine göre “oda” denilen altı sınıfa ayrılırdı. Bu altı oda; - Büyük ve Küçük Odalar, - Doğancı Koğuşu, - Seferli Odası, - Kiler Odası, - Hazine Odası, - Has Oda. “Büyük ve Küçük Odalar” ile “Doğancı Koğuşu” Enderun’un orta öğrenim düzeyindeki okullarıdır. Yüksek öğrenim seviyesindeki diğer dört sınıftan ilk ikisi (seferli ve kiler odası) “tamamlama”, diğer ikisi (hazine ve has odaları) “ihtisas” sınıflarıydı. Seferli odası öğrencileri, öğrenimlerini tamamladıktan sonra ya bir üst sınıfa geçer veya saray hizmetinde görevlendirilirler ya da öğrenim seviyelerine uygun bir rütbe ile subay olarak askerî birliklere tayin edilirlerdi. Enderun-ı Hümâyûn’un en yüksek kademesi “Has oda” idi. Bu sınıfta okuyarak mezun olan öğrenciler, subay olarak, Padişaha takdim olunurlardı. Seferli, kiler, hazine, has odalarının öğrencileri, subay derecesinde bulunuyorlardı. Enderun-ı Hümâyûn’da öğrenim süresi 14 yıldı. 30 yaşını geçenler okulda tutulmaz, rütbesine eşit bir göreve tayin edilirlerdi. Enderun-ı Hümâyûn’un bütün sınıflarını okuyan öğrenciler, mezuniyet sonrası, sancak beyi ile beylerbeyi olarak görevlendirilirlerdi. Osmanlı ordusuna subay yetiştiren bir diğer kaynak da Yeniçeri Ocağı’dır. Saray ilkokullarından iyi ve orta derece ile mezun olanlar ve başarısız sayılanlar, er olarak Sipahi bölüklerine gönderilirlerdi. Bunlar, görevlerine bağlılıkları ve savaşlarda gösterdikleri yararlılıkları görüldüğü takdirde, subay olurlardı. Hatta, ordunun yüksek komuta heyetine dahi geçebilme şansları vardı. 87 1.2. Yenileşme Arayışları ve Batılı Anlamda Askerî Okulların Açılması II. Viyana Bozgunu (1683) ile başlayan süreç içerisindeki yenilgiler, Osmanlı ordusunda bir yenilenme ihtiyacı doğurmuştur. Zira, Avrupa’da yeni açılan modern harp okullarında askerlik bilimsel olarak bir değer kazanırken, Osmanlı devletinde subaylar, klasik düzenle yetişiyor, çağın gerektirdiği gibi eğitilemiyordu. Hatta, Osmanlı ordusunda Tımarlı sipahiler dağılmış, Kapıkulu askerleri de yalnız siyaset ve ticaretle uğraşır olmuştu. 86 87 Stanford L. Shaw, Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye, C.:I, İstanbul, s.169. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, C.II. TTK Yay., Ankara, 1975, s.521. 22 Avrupa ordularındaki bilimsel anlamda kendini yenileme düşüncesi ve o devrin özellikleri içerisinde kazandığı modern bir görünüm, Osmanlı ordusu karşısında savaş meydanlarında kazanılan galibiyetleri de beraberinde getirmiştir. Osmanlı padişahlarının kaybettiği toprakları geri kazanma isteği, orduda yeniden yapılanma ihtiyacını ortaya çıkarmış ve bir arayışa yönlendirmiştir. Bu arayış çerçevesinde I. Mahmud (1730-1754), İslamiyet’i kabul edip “Ahmet Ağa” adını alan Kont de Bonnevel’e vezir rütbesi verip, Humbaracıbaşı olarak görevlendirmiştir. Bundan sonra “Humbaracı Ahmet Paşa” adını alan Kont de Bonnevel, topçu sınıfının ıslahında etkili olmuştur. Seçtiği 300 kişilik bir grubu, Fransa ve Prusya usulünce yetiştiren Bonnevel, bölük, tabur ve alaylara ayırdığı askerleri Avrupa tarzında giydirmiş, manevra ve harp oyunları ile desteklediği eğitimi Avrupa tarzı silahlarla yaptırmıştır. 1736-1739 Osmanlı-Avusturya savaşlarında cephede olumlu sonuçların alınması, bu değişimin bir ürünü olarak görülebilir. Bu dönemde I. Mahmud, Avrupa ölçüsünde ilk askerî okullar olarak kabul edebileceğimiz “Mühendishane” ve “Humbarahane”yi Üsküdar Toptaşı’nda öğretime açtıysa da bu okul Yeniçerilerin ayaklanmasıyla hiçbir başarı sağlayamadan kapatılmıştır. 88 Bütün bu arayışlar, III. Selim dönemine (1789-1808) kadar münferit ve plânsız faaliyetler olarak kalmış, kalıcı bir sonuç ortaya koyamamıştır. Osmanlı ordusunda plânlı yenileşme faaliyetleri ancak, XVIII. yüzyıl sonlarında kurulan Nizam-ı Cedid ordusu ile olmuştur. Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın Mısır’ın Assuan şehrinde Avrupaî tarzda kurduğu harp okulunun (1816) başarılı sonuçlar vermesi üzerine II. Mahmud döneminde (1808-1839) orduda yenileşme arayışları hızlanmış ve askerî okullar açarak orduyu güçlendirme düşüncesini ön plâna çıkarmıştır. Bu nedenle Osmanlı’da Avrupa tarzında açılan ilk öğretim kurumları, askerî okullar olmuştur. Avrupaî tarzda açılan ilk öğretim kurumlarını şöyle sıralayabiliriz: 1.2.1. Mühendishane-i Bahr-i Hümâyûn (Deniz Mühendishânesi) Humbaracı Ahmed Paşa'nın izinde yürüyerek Osmanlı ordusunda yenilikleri devam ettirmeye çalışan, ancak, topçuluk sınıfında yaptığı çalışmalardan istediği sonucu alamayan Baron de Tott, Osmanlı donanmasının güçsüzlüğünü ortaya çıkaran Çeşme Felaketi (1770) sonrasında, bir askerî okulun açılmasını tavsiye etmişti. Ruslarla yapılan savaşta Osmanlı donanmasının işe yaramadığını gören Cezayirli Hasan Paşa, bu kötü Mühendishâne-i Bahr-i Hümâyûn 88 Enver Ziya Karal, Harp Okulu Tarihçesi, Ankara, 1946, s.71. 23 gidişe son vermek için bir deniz okulu açmak gerektiğine inanarak, bu düşüncesini saraya da bildirmiş ve Baron de Tott’un daha önceki tavsiyeleri ile Cezayirli Hasan Paşa’nın teklifleri üzerine, “Mühendishane-i Bahr-i Hümâyûn” adında bir deniz okulunun açılması için bir irade yayımlanmıştır (1773). 89 Mühendishane-i Bahr-i Hümâyûn, deniz subayı ve mühendisi yetiştirmek üzere 18 Kasım 1773 tarihinde Kasımpaşa’da öğretime açılmıştır. İlk hocası Seyit Hasan adında bir Türk subayı olan ve haftada beş gün öğretim yapan bu okulun, ilk açılışta on öğrencisi vardı. 90 Rusların Kırım’ın iç işlerine karışmaları üzerine, Sadrazam Halil Halit Paşa, orduda düzenlemeler yaptırmak maksadıyla bu okula Fransa’dan uzman subaylar getirtti (1784). Bunlar; Topçu subayı “La Fitte” ve “Chabay”, İstihkâm Yüzbaşı “Monier”, inşaat mühendislerinden de “Rois” ve “Saint Reny” idi. 91 “Okulun programı, günümüzdeki ilköğretim düzeyinde idi. Öğrencilere önce, okuma-yazma, Arapça, Farsça, Fransızca öğretilir sonra Matematik ve denizcilik bilgileri verilirdi. Okulun süresi üç yıl olup son seneden itibaren uzmanlık sınıflarıyla ilgili dersler okutulurdu. Bazı dönemler dışında 1842 yılına kadar, dersler Fransızca olarak okutulurken, bu yıldan itibaren Fransızca seçmeli, İngilizce zorunlu ders haline getirilmiştir. Okulda en çok Matematik (Riyaziye) ve İstihkam (Tahkimat) derslerine ağırlık veriliyordu. Hatta mühendishane bir ara ‘İstihkam Okulu’na çevrildi. Matematik derslerini önce Türk öğretmenler verirken, sonraları Fransız öğretmenlerden bu ders için faydalanılmıştır. 1795 yılında ıslah edilip genişletilen okul, Humbaracı Kışlası’nda, Mühendishane-i Berr-i Hümâyûn ile bir idare altında birleştirilmiştir. Bir ara iki okulun öğrencileri birçok dersi aynı öğretmenlerden ortak almışlarsa da bu birleşmenin, Bahr-i Hümâyûn aleyhine olduğu varsayımı ile Padişah III. Selim’in emirleri ile okullar tekrar ayrılmıştır. 1796’da okulun ‘İnşaiye’ kısmı açılmış ve böylece okul ‘Seyr-ü Sefain’ ve ‘Gemi İnşaiye’ kısımları şeklinde ikiye ayrılmıştır. Birinci kısım Deniz Trafiği, Güverte ve Harita kısmı olup, buradan mezun olanlar, seyir subayı, levazım subayı ve sonra da baş hoca olmuş, daha sonra da imtihanla kaptan olarak atanmışlardır. İkinci kısım olan İnşaat bölümünden mezun olanlar ise yardımcı hoca, baş kalfa ve tersane mimarlığında görev almışlardır. Tanzimat devrine kadar birçok defa sistem, bina ve isim değişikliğine uğrayan okul, 1838 yılında müstakil bir binaya yerleşerek, ‘Mekteb-i Bahriye’ adını almıştır. 92 Heybeliada’da yaptırılan Bahriye Kışlası’na taşındıktan sonra, bugünkü lisenin karşılığı olan Deniz İdadîsi de açılmıştır.” 93 89 Nevzat Ayas, Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Kuruluş ve Tarihçeleri, Ankara, 1948, s.17. Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi, C.:I, İstanbul, 1939, s.265. 91 Rusya, Osmanlı devletinin Batılılaşma yolunda yaptığı girişimleri, çıkarlarına aykırı gördüğü için Avusturya ile işbirliği yaparak, Fransa’dan, Osmanlı’daki uzman subaylarını geri çekmesini istemiş, bu isteği kabul eden Fransa, gönderdiği subayları geri çekmiştir (Eylül 1788). 92 Mühendishâne-i Bahr-i Hümâyûn olarak açılan bina, bugün Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Karargâh Binası olarak kullanılmaktadır. 93 Hülya Yarar, Osmanlı Döneminde Askerî Okullarda Eğitim, MSB Yayınları, Ankara, Haziran 2000, s.241. 90 24 1.2.2. Mühendishane-i Berr-i Hümâyûn (Kara Mühendishânesi) III. Selim döneminde (1789-1807) reform projelerinin uygulanmaya başlamasıyla birlikte, Türk ordusunda yapılması düşünülen yeni eğitim metodlarını uygulatmak ve Türk subaylarının yetiştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla Fransa, İngiltere ve İsveç’ten askerî uzmanlar getirildi. Bunlardan yararlanılarak Eyüp’teki Bahriye yazlığında, “Mühendishane-i Sultanî” adıyla yeni bir okul açılmıştır (1790). Okul, 1793 yılında Halıcıoğlu’da yeni yapılan Humbaracılar Kışlası’na taşınmış ve adına da “Mühendishâne-i Berr-i Hümâyûn” (Kara Mühendishanesi) denilmiştir. 94 Okul, daha önce kurulan Deniz Mühendishanesi’ne (Mühendishane-i Bahr-i Hümâyûn) paralel olarak Mühendishâne-i Berr-i Hümâyûn kara ordusunun ihtiyacı olan Topçu ve İstihkam subayları ile askerî mühendisler yetiştirmiştir. Bu okulda öğretim süresi dört yıldı. Üçüncü ve dördüncü sınıflarda Askerî Tarih, Topoğrafya, Trigonometri, Balistik, İstihkâm, Astronomi ve Yüksek Matematik dersleri ağırlıklı olarak okutuluyordu. Gerçekte bu okul, bir “mühendis okulu” olmaktan çok, bir “harp okulu” mahiyetindeydi. Yeniçeri ocağının kaldırılmasından sonra, yeni bir ordunun kurulması için hazırlıklar başladığı sırada, ihtiyacı karşılamayan Mühendishane’de genişletme çalışmaları başlamış, öğrenci sayısı artırılmıştır. 95 1878 yılında Mühendishane-i Berr-i Hümâyûn’a bir de kurmay subay yetiştiren Mümtaz Sınıfı eklenmiştir. Yüksek Riyaziye öğrenimi yapan bu sınıf mezunlarına “Erkân-ı Harp” deniliyordu. İlk mühendishane mezunları, “Asâkir-i Mansure-i Muhammediye”nin oluşturulması sırasında hazırladıkları talimnamelerle modern Türk ordusunun kuruluşunda büyük yararlılıklar göstermişlerdir. 96 “Fennî bir sınıf olan Topçu ve İstihkam subaylarının iyi yetişmesi ve mesleklerine ait yeni buluşlarda bulunabilmesi için öğrencilerin seçilerek alınması kararlaştırılmış; bu maksatla çıkarılan 24 Aralık 1879 (10 Muharrem 1297) tarihli emirnamede, ordu merkezlerinde bulunan idadî okulları öğrencilerinin üçüncü sınıf sonunda Harp Okulu’na gönderilmeleri sırasında, sınıfın en iyi öğrencilerinden arzu edenler ayrılarak, gönüllü bulunmadığı takdirde birinciden başlamak üzere kur’a çekilmek suretiyle toplam 30 öğrencinin Mühendishâne-i Berr-i Hümâyûn’a gönderilmeleri istenmiştir. 97 1900’lü yıllarda dördüncü sınıfı kaldırılan okul, üç seneye indirilmiş, ‘Seyyar’ ve ‘Kale Topçusu’ olarak da ikiye ayrılmıştır.” 98 Okul, I. Dünya Savaşı’nın sonuna kadar varlığını korumuştur. 94 Mühendishâne-i Berr-i Hümâyûn olarak açılan bina, bugün Askerlik Şubesi olarak kullanılmaktadır. Bernard Lewis, Modern Türkiye’nin Doğuşu, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1984, s.303–304. 96 Kolağası Mehmet Esad, Mir’at-ı Mekteb-i Harbiye, s.9, 26, 30, 31. 97 Sonradan Fakülte ve Yüksek Okullar Komutanlığı (FYO) adı altında faaliyet gösteren birimin temeli böylece atılmıştır. 98 Hülya Yarar, a.g.e., s.243. 95 25 1.2.3. Mekteb-i Tıbbiye Batı sistemine göre Türkiye’de kurulan üçüncü okul “Mekteb-i Tıbbiye”dir. Bugünkü Tıp Fakültesi’nin başlangıcı olan Mekteb-i Tıbbiye, ilk defa 1826 yılında Asâkir-i Mansure-i Muhammediye ordusuna doktor yetiştirme gayesiyle açılmış, dört yıl öğrenim süreli askerî bir okuldur. 99 Mekteb-i Tıbbiye Mekteb-i Tıbbiye II. Mahmud’un Hekimbaşısı olan Mustafa Behçet Efendi’nin verdiği takrirler ve gösterdiği lüzum üzerine açılan Mekteb-i Tıbbiye, ilk kurulduğu zaman “Tıb-hâne-i Âmire ve Cerrah-hâne-i Ma‘mûre” adını taşıyordu. Tıb-hâne-i Âmire, orduya askerî tabip yetiştirirken, Cerrah-hâne-i Ma‘mûre de operatör (cerrah) ihtiyacını karşılamıştır. Her iki sınıfa ayrılanlar da birer yıl hastanelerde staj gördükten sonra kıtalara gönderilirlerdi. 100 İlk zamanlarda öğrencilere dinî bilgilerle beraber gramer, okuma-yazma, fen dersleri ve hekimlik için gerekli anatomi vs. dersler okutulmakta iken, tıp öğreniminde Fransızca bilmenin zorunlu olduğu kabul edilerek, okulda Fransızca dersine önem verilmiştir. Mekteb-i Tıbbiye Öğrencileri ve Kadavra 1836 yılında Mekteb-i Tıbbiye adını alan okul, 1838 yılında Galatasaray Kışlası’na taşınmış, “Tıphâne” ve “Cerrahhâne” kısımları birleştirilerek “Darü’l-Ulûm u Hekimiyye-i Osmaniye ve Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şâhâne” adını almıştır. Mekteb-i Tıbbiye, 1838 (H.1254)’de Galatasaray Kışlası’nda öğretimine başlarken, II. Mahmud da bu törene katılarak bir konuşma yapmıştır. 101 99 Mekteb-i Tıbbiye olarak açılan bina, bugün Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi olarak kullanılmaktadır. Atatürk’ün Doğumunun Yüzüncü Yılında Türk Silahlı Kuvvetleri, Ankara, 1982, s.41–42. 101 Bu konuşmada, Mekteb-i Tıbbiye’de öğretimin Fransızca yapılması ile ilgili konulara değinen II. Mahmud, bunun gerekçelerini şöyle açıklamıştır: “Sizlere Fransızca okutmaktan muradım, Fransızca lisanı tahsil ettirmek değildir. Ancak fenn-i tıbbı refte refte kendi lisanımıza almaktır. Ondan sonra memalik-i mahruse-i şâhânemin her tarafında Türkçe olmak üzere neşreylemektir. (Dr. Bernard’ı göstererek) Bu adamı sizin için mahsus celbettim. Kendi gayet müstaid bir adamdır. Avrupa’nın birinci derecedeki hükemasındandır. İşte bu adamdan ve sair hocalarınızdan ilm-i tababeti tahsile çalışın ve tedricen Türkçeye alıp binamız üzerine 100 26 Mekteb-i Tıbbiye İdadî kısmı, 1845 yılında açılmış, Tıbbiye de altı seneye çıkartılarak, 1870 yılından itibaren okulda eğitim Türkçeye çevrilmiştir. Aynı yıl, Haydarpaşa Askerî Hastanesi “Ameliyat ve Tatbikat Mektebi” haline getirilmiş, 1876 yılında Haydarpaşa Hastanesi’nde eczacı yetiştirilmesine karar verilmiştir. Öğretimi üç yıl olan eczacılığı bitirenler, askerî bir rütbeye sahip değillerdi. Bunlar, 1-4 ncü sınıf olarak derecelendirilmişlerdir. Ancak II. Meşrutiyet’in ilanından önce eczacıların da subay rütbesiyle atamaları yapılmıştır. Alman Tıp Profesörü Dr. Rieder ve Dr. Deyeke’nin önderliğinde, ikinci bir askerî tatbikat okulu olarak “Gülhane Tabâbet-i Askerîyye Tatbikât-ı Mekteb ve Şeririyâtı” kurulmuş (1897/8), bu okul, şimdiki Gülhane Askerî Tıp Akademisi (GATA)’nin çekirdeğini teşkil etmiştir. 102 1.2.4. Mekteb-i Fünûn-ı Harbiye-i Şâhâne (Harp Okulu) 7 Temmuz 1826 tarihinde yayımladığı bir kanunnâme ile Yeniçeri ocağının yerine Asâkir-i Mansure-i Muhammediye adlı bir ordu kuran II. Mahmud, bu ordunun güçlendirilmesi ve subay ihtiyacının karşılanması için, Avrupa harp okulları ayarında, subay yetiştiren bir okulun kurulmasının gerekliliğine inanıyordu. Selimiye Kışlası II. Mahmud, 1831 yılında Hassa Ordusu Müşiri Ahmed Fevzi Paşa’ya Selimiye’de bir askerî okul açmasını emretmiş, Ahmet Fevzi Paşa da Selimiye’deki “Hassa Ordusu” Dördüncü Alay İkinci Tabur erleri arasından 19-21 yaşları arasındaki zeki, gösterişli ve terbiyeli olanları seçerek Selimiye Kışlası’nda bir “Sübyan Bölüğü” kurmuştur. Bunlar, bir taraftan teorik bilgiler alırken, diğer taraftan askerî eğitim görüyorlardı. Oldukça basit olan bu dersleri, tabur imamları ile okuma yazma bilen subaylar veriyordu. Bir şeyler öğrenenler mezun olmuş sayılıyor, bilgilerine göre “onbaşı”, “çavuş”, “teğmen” gibi rütbeler alıyorlardı. Daha sonra bunlara daha yüksek rütbelere yükselme hakkı da verilmiştir. 103 Selimiye Kışlası’nda açılan “Sübyan Bölükleri”, Mekteb-i Harbiye’nin ilk çekirdeğini oluşturur. Sübyan Bölüklerindeki eğitimden istediği sonucu alamayan II. Mahmud, Batı’dakiler ayarında bir okul açmanın şart olduğunu görmüş, Batı dillerini bilen ve Avrupa’daki askerî okulları incelemiş olan Hassa Ordusu Alay Komutanlarından fahri yaveri Namık Paşa’nın görüşlerine başvurmuştur. 104 tedavülüne say eyleyin. Zira etibba sıfat-ile memalik-i ecnebiyeden bir takım meçhulü’l-ahvâl eşhâsın gelmesinden ve şuraya buraya sokulmasından hoşnut ve memnun değilim.” Lütfi Dağdelen-Şahap Hekimoğlu, Askerî Tıbbiye Tarihçesi, İstanbul 1974, s.2-3. 102 Hülya Yarar, a.g.e., s.249. 103 Alaaddin Avcı, Türkiye’de Askerî Yüksek Okullar Tarihçesi (Cumhuriyet Devrine Kadar), MSB ARGE Başkanlığı Yay., Ankara 1977, s.12-13. 104 Namık Paşa da Padişah’a bu konu ile ilgili olarak şu görüşlerini aktarmıştır: “Şevketlum, bundan önce açılan Talim-hane olsun, Sübyan Bölükleri olsun mekteb değildir. Yarım tedbirlerle gayelere varılmaz. Zabitin, çağımızın ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde yetişmesi önemlidir. İyi zabit yetiştirmek için ayrı bir binaya tedrisatın tanzimine, en iyi muallim ve idarecileri buraya tayin etmeğe, ders aletlerini temin etmeğe ihtiyaç ve zaruret vardır.” Kolağası Mehmet Esad, a.g.e., s.11-12. 27 II. Mahmud, Ahmet Fevzi Paşa’yı Mekteb-i Harbiye’nin inşaatı, Namık Paşa’yı da öğretim programlarının düzenlenmesiyle görevlendirdi. Emir üzerine, iki Paşa, Maçka Kışlası’nı okul olacak şekilde değiştirmişler, kışlaya bir kütüphane, bir cami, bir hastahane, eczane, hamam, mutfak, matbaa ve dörtyüz öğrenciyi barındırabilecek dershaneler kurmuşlardır. İngiltere ve Fransa'dan ders aletleri getirilmiş ve kışladaki tamirat 1834 yılında bitirilerek Selimiye Kışlası'ndan Sübyan Bölükleri buraya nakledilmiştir. 105 Mekteb-i Harbiye’nin inşasıyla ilgili olarak zamanın şairlerinden Es’âd, bir tarih manzumesi yazmıştır. Bu manzumenin son dizesinde okulun inşa tarihi olan 1250 rakamı çıkmaktadır ki bu rakamın miladî olarak karşılığı 1834’tür. “İktizâ-yı ‘ilm-i ‘irfân ile hâkân-ı zamân ‘Askerine kıldı tebyîn matlab-ı Harbiyeyi Yek-kalemdi çıkdı Es’âd işbu târîh-i metîn Yapdı Şeh Mahmûd-ı ‘Adlî Mekteb-i Harbiyeyi” (1251-1:1250) ( óíçîiŠy knØß óÛ†Ç …ìàzß é‘ ô†¼bí ) 1834 yılında Sübyan Bölükleri’nin taşınmasından sonra II. Mahmud, 1 Temmuz 1835 (5 Rebiülevvel 1251) tarihinde Mekteb-i Harbiye’nin 106 resmî açılışını yapmıştır. 107 Bundan sonra okul, “Mekteb-i Harbiye”, “Mekteb-i Ulûm-ı Harbiye”, “Mekteb-i Fünûn-ı Harbiye” gibi çeşitli adlarla anılmışsa da öğrencilere hep “Harbiyeli” denilmiştir. 108 Harbiye, 1834-1851 yılları arasında, devrin klâsik “medrese” öğreniminden çok farklı bir öğrenim sergileyememiştir. Dinî bilgiler veren dersler ön planda tutulmuş; Arapça ve Farsça, en fazla önem verilen dersler olarak devam etmiştir. Yalnızca 6 ncı, 7 nci, 8 nci ve 9 uncu sınıflarda yanaşık düzen eğitimi seviyesinde bir askerî bilgi verilmiştir. Okulun hedefi ile eğitim sistemi arasında, tam bir ahenk kurulamamıştır. Bunun ürerine okul idarecileri okulu Avrupa harp Mekteb-i Harbiye 105 Kolağası Mehmet Esad, a.g.e., s.11-12. 1834’te açılan Mekteb-i Harbiye’nin öğrencileri Selimiye'deki Sübyan Bölükleri’nden ayrı olarak, diğer askerlerden farklı bir üniforma giyiyorlardı. Açık kahverengi çuhadan ceket ve pantolonları, bellerinde siyah kemer ve kemere asılı bir meçleri vardı. Başlarında püsküllü fes (sonraları kalpak), ayaklarına ise siyah potin giyiyorlardı. Mir'at-ı Mekteb-i Harbiye'de bu durum şöyle anlatılır: "Talebe, trampet ile iş görürdü. Koğuşlarda gece nöbet beklemek, mutfakta yemek pişirmek, pişirilen yemeği taşımak, karavana silmek; yatacağı, oturacağı yerleri süpürmek gibi hizmetler münavebe ile erlere yaptırılırdı. Erler, kır renkli çuhadan yeknesak bir elbise giyerler; meç takarlar ve cuma günleri tüfek, palaska takarak, kısa mintan giyerek, selamlığa giderlerdi.” ( Nevzat Ayas, a.g.e., s.496.) Mekteb-i Harbiye, Sübyan Bölükleri'nden daha gelişmiş bir kurum olmasına rağmen, hala bir okul teşkilatında değildir. Öğrencilere "er" denilmekteydi. Harbiye erleri bir tabur sayılmış ve bu tabur, sekiz kısma ayrılmıştı. Mektebe alınan erler ilk olarak birinci kısımda (müptediler) alfabe öğrenirler, ikinci ve üçüncü kısımlarda da "Amme cüzü" okurlar. Dördüncü ve beşinci kısımlarda ise "İlmihal" denilen dini bilgileri taş tahtalar üzerine yazmak suretiyIe öğrenirlerdi. Beşinci kısmı bitiren öğrenci az çok okumayı öğrenir, altıncı kısımda "Askerî Talimnâme ve Kanunnâme", "Sarf-ı Arabî" ile rik'a yazısı öğretilir ve müsvedde kaleme aldırılırdı. Sekizinci kısımda dersleri bitirenler arasından istidat ve kabiliyeti görülenler arasından yüz öğrenci seçilerek, “İkinci Mekteb”e gönderilir; orada “İlm-i Hesap”, “Mecmuatü'l Mühendisîn”, “Hendese”, “Harita Terimi” gibi dersler öğretilir, topografya ve hendese uygulaması yaptırılırdı. (Kolağası Mehmet Esad, a.g.e., s.11-12.) Bu taburlardan ilk sekiz kısım, bugünkü ilköğretim; İkinci Mekteb denilen ve tek kısım olanı ise bugünkü lise 1 nci sınıf seviyesindeydi. Görüldüğü gibi açıldığı ilk yıllarda Mekteb-i Harbiye, Avrupa’daki harp okulları seviyesinde olmaktan çok uzaktır. 107 Takvim-i Vekayi, Sene 1251, Sayı:107. 108 Hülya Yarar, a.g.e., s.253. 106 28 okulları seviyesine çıkarabilmek için üç temel çareye başvurmuşlardır: * Avrupa'ya öğrenci göndermek, 109 * Fransızca'yı ders olarak okutmak, 110 * Avrupa'dan öğretmen getirmek. Bahsedilen bu ıslah (yenileştirme) projelerinin pek çoğu Mekteb-i Harbiye'nin üçüncü komutanı olan Emin Paşa (1841-1846) zamanında gerçekleştirilmiştir. 111 1841 yılında daha önce kurulmuş olan "Topçu Mekteb-i Harbiyesi" (Mühendishâne-i Berr-i Hümâyûn), "Mekteb-i Harbiye" ile birleştirildi. 112 1851 yılında sistemin geliştirilmesini sağlayan yeni birtakım kararlar alınmıştır. Bu kararlara göre, Harbiye'nin dört yıl süreli olması ve eğitimin bu süreyle dengeli bir programa kavuşturulması esas alınmış ve derslerin düzenli bir programa göre işlenmesi yoluna gidilmiştir. Harbiye'yi besleyecek öğrenci kaynakları olan ve temeli Nisan 1845(Rebiülâhir 1261)’te atılıp 21 Eylül 1845(18 Ramazan 1261 Pazar)’te öğrenime başlayan Mekteb-i Fünûn-ı İdadîye ile birlikte askerî rüşdiyeler geliştikçe, Harbiye'nin temel bilgilerle ilgili yükü azalmış, eğitim süresi üç yıla indirilerek, askerî konular arttırılmıştır. Süleyman Paşa’nın 1875 yılında Askerî Mektepler Nazırlığı'na tayin edilmesinden sonra Harbiye’de disiplin ve askerî terbiye tesis edilmiş, disiplinsiz öğrenciler, muhakemeye lüzum görülmeden derhal alaylara gönderilmiştir. Bu dönemde programlar geliştirilmiş, gösteri ve tatbikat için kıt'alar oluşturulmuştur. Süleyman Paşa’nın Sultan Abdülaziz'in tahtan indirilmesi olayında, emrindeki Harbiye öğrencileri ile Dolmabahçe Sarayı'nı karadan sararak etkili olması, Harbiye’nin önemini artırmıştır. Mehmet Esat'ın 1899 yılında Harp Okulu Ders Nazarlığına (Öğretim Başkanlığına) tayini ile okulda verimli bir çalışma dönemi başlamış, ilk iş olarak da ders programları değiştirilmiştir. Ülkede sadece bir Harp Okulu'nun bulunması İstanbul'daki okulda büyük bir yığılma meydana getirdiği için, askerî idadî bulunan beş ordu merkezinde (Edirne, Manastır, Erzincan, Şam ve Bağdat) birer harp okulunun açılması sağlanmıştır. Mekteb-i Fünûn-ı Harbiye 109 1834 yılında Londra'ya beş; 1835 yılında Viyana'ya beş; 1836 yılında Paris'e bir, Viyana'ya dört, Londra'ya bir; 1838 yılında Viyana'ya on olmak üzere toplam yirmi altı öğrenci gönderilmiştir. 110 1840'da Harbiye programına Fransızca dersi konulmuştur. 111 Mekteb-i Harbiye’deki bu olumsuz eğitim ortamı, askerî idadîlerin kurulmasına zemin hazırlamıştır. Nitekim, bu dönemde Mekteb-i Harbiye Nazırı olan Emin Paşa’nın Mekteb-i Harbiye öğrencilerinin bilgilerini yeterli görmemesi ve bu sebeple Mekteb-i Harbiye’ye öğrenci yetiştirecek bir okulun (idadînin) kurulmasını istemesi üzerine, Meclis-i Muvakkat’ta alınan bir kararla Nisan 1845 (Rebiülâhir 1261)’te idadîlerin (Harbiye İdadîsi) de temeli atılmıştır. Bu karar gereğince, Mekteb-i Harbiye öğrencileri bir ay süren sıkı bir imtihandan geçirilmişler, bunlardan ‘orta’ derece alan 204 öğrenci, 21 Eylül 1845(18 Ramazan 1261 Pazar)’te Mekteb-i Fünûn-ı İdadîye adıyla açılan askerî liseye ayrılmışlardır. Dolmabahçe Sarayı yanındaki Çinili Köşk’te açılan Mekteb-i Fünûn-ı İdadîye, 1845-1846 öğretim yılını Mekteb-i Harbiye ile burada tamamlamıştır. İdadî, ilk açıldığı zamanlarda bugünkü ortaokullar (ilköğretim ikinci kademe) seviyesinde bir okuldu ve öğrenim süresi 5 yıldı. 1846-1847 öğretim yılında Dersaadet Askerî İdadîsi adını alan okul, Maçka Kışlası’na taşınmıştır. (Bkz. Kenan Sayacı, “Kuleli Askerî Lisesi”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, İstanbul 1994, V/115-116.) 112 Osman Ergin, a.g.e. s.363. 29 O zamana kadar yalnızca askerî konularla ilgili derslere büyük ağırlık verilen Harbiye’de fen derslerinin oranı arttırılmış, fotoğrafın yaygın olmaması nedeniyle harita ihtiyacını karşılamak için her subayın kroki ve harita çizebilecek kabiliyette yetiştirilmesine özen gösterilmiştir. Fransızca yanında Almanca ve Rusça da seçmeli yabancı dil olarak programlara girmiştir. Mekteb-i Harbiye tarihinde bir dönüm noktası sayılacak değişikliklere imza atan Erkân-ı Harp (Kurmay) Binbaşı Vehip Bey’in okul komutanlığına getirilmesinden (1910-1912) sonra, eğitim ve öğretimde çağdaş bir yapıya kavuşulmuştur. Harp Okulu 14 Ağustos 1914'te kapatılmış ve eğitime ara verilmiştir. 30 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesi imzalandıktan hemen sonra savaş içerisinde açılan ve Harp Okulu'nun işlevini gören "İstanbul İhtiyat Zabit Namzetleri Talimgahı" lağvedilmiş, fakat aynı yerde "Muvazzaf Zabit Namzetleri Talimgahı" açılmıştır. Yeni talimgahın öğrencileri, Kuleli ve Edirne Askerî Lisesi'nden gelenlerle 1918 Şubat’ında liseyi bitirip talimgâha sevkedilen, fakat talimgâhı henüz bitirmeyen öğrencilerdi. Bu öğrencilerden üçer bölüklü iki tabur meydana getirilmiştir. 1918'den 1919 Kasım'ına kadar faaliyet gösteren talimgah daha sonra Halıcıoğlu'na taşınmıştır. 16 Mart 1920'de İstanbul'un resmen işgal edilmesi ile Harp Okulu, 20 Nisan 1920'de tekrar kapanmak zorunda kalmıştır. Millî Mücadele'nin başarıyla sonuçlanmasından sonra, Harp Okulu ile ilgili düzenlemelere gidilmiştir. Ankara’da ilk önce Mekâtib-i Askeriye Müfettişliği kurulmuş, sonra yine Ankara’daki Abidinpaşa Talimgahı büyük bir törenle Harp Okulu'na dönüştürülmüştür (1 Nisan 1923). I. Dünya Savaşı ve Millî Mücadele nedeniyle eğitimlerini yarıda keserek orduya katılanlar, 1931 yılına kadar Ankara’daki Harbiye'de eğitimlerini tamamlamışlardır. Harbiye’nin Ankara’dan İstanbul'a taşınmasından sonra, ilk mezunlar 1934'te verilmiştir. 1931'de tabur kuruluşundan alay kuruluşuna geçirilen okulun ikinci sınıfı, alayın birinci taburunu; birinci sınıfı da alayın ikinci taburunu oluşturmuştur. Harbiye Mektebi 24 Eylül 1936'da tekrar Ankara'ya taşınmış, 1947'de ise alay kuruluşundan tümen kuruluşuna geçirilmiştir. 1948-1949 ders yılında eğitim süresi, ilk yıl meslek hazırlama sınıfı olmak üzere üç yıla çıkarılmış, 1951-1952 ders yılında Hava Harp Okulu Harbiye'den ayrılmıştır. 22 Şubat ve 20-21 Mayıs 1963 olaylarına karıştıkları için Harbiyelilerin okulla ilişkisi kesilmiş, bu sebepten 19631964'te Kara Harp Okulu mezun verememiştir. 1948'den beri üç sınıflı olarak eğitim veren Harp Okulu, tekrar iki yıla indirilmiştir. 1970-1971 ders yılında Harp Okulları Kanunu kabul edilerek, öğrenim süresi yeniden üç yıla çıkarılmıştır. Bundan dolayı 1971'de mezun verilememiştir. 1974-1975 ders yılında ise Harp Okulu da diğer yüksek okullar gibi dört yıla çıkarılmıştır. Harbiye Öğrencileri Kara Harp Okulu, 1931'de inşaatına başlanan ve 1936'da tamamlanan Ankara'daki yeni binasında; Hava Harp Okulu, İstanbul Yeşilyurt'ta; Deniz Harp Okulu, Tuzla'da; 1846'da Harbiye bünyesinde açılan ve Meşrutiyet'ten sonra müstakil bir kurum haline getirilen Erkân-ı Harbiye Mektebi de Harp Akademileri Komutanlığı adıyla İstanbul Levent'te varlığını sürdürmektedir. 30 2. Askerî Lise Açma İhtiyacı ve Harbiye İdadîsi’nin Açılması Harbiye İdadîsi’nin temeli, zamanın Mekteb-i Harbiye Nazırı olan Emin Paşa’nın Mekteb-i Harbiye öğrencilerinin bilgilerini yeterli görmemesi113 ve bu sebeple Mekteb-i Harbiye’ye öğrenci yetiştirecek bir idadînin kurulmasını istemesi üzerine, kendisinin başkanı olduğu Meclis-i Muvakkat’ta alınan bir kararla Nisan 1845(Rebiülâhir 1261)’te atılmıştır. 1845 yılı, eğitim sisteminde bir dönüm noktası olmuştur. Padişah Abdülmecid, 1845 yılında Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye’de (Babıâli) Sadrazam ve diğer devlet büyüklerine maarif konusunda ıslahat yapılması emrini iletmiştir. Emin Paşa’nın Mekteb-i Harbiye’ye öğrenci yetiştirecek idadîler açılması konusundaki isteği, bu çerçevede Abdülmecid tarafından uygun görülünce, “Mekteb-i Harbiye”nin genişletilmesi ve ıslahı için bir irade-i seniyye (karar) çıkartılarak, Meclis-i Muvakkat kurulmuştur. 9 Nisan 1845 (1 Rebiyülahir 1261) günü toplanan Meclis-i Muvakkat’ta (geçici kurulda) şu kişiler yer almaktadır: 114 Başkan: Emin Paşa (Mekteb-i Harbiye Nazırı) Üyeler: Arif Hikmet Bey (sonradan Şeyhülislam olmuştur), Fuat Paşa (sonradan Sadrazam olan Keçecizade Fuat Paşa). Çalışmalarını tamamlayan kurul, askerî okullar için şu tarihî kararı almıştır:115 "Mekatib-i Askerîye Hakkında Karar: Evvela tevsi ve tecdid olunacak Mekteb-i Fünûn-i Harbiye'nin şakirdânı dört sınıf üzere müretteb olmak ve düvel-i mutemedine de olduğu gibi Devlet-i Aliye’de dahi erkan-ı harbiye zabıtanı çıkarılmak ve Harbiye’de müstakil Fünûn-i Cihadiye okutturulup, anın iptidası olan ufak derslerin tedrisi için diğer askerî mektepleri (on iki yerde) açılarak, onlara Mekteb-i Fünun-ı İdadîye namları verilmek ve bir idadîye dahi Dersaadet’te açılmak ve taşra vilayet ordu merkezlerinde açılacak olan idadîye ordu müşirlikleri idaresinde bulunmak ve ümera-yı askerîye ve taşra hanedanı mahdumlarından istek edenler kaydolunmak ve fakat müstakilen hanedan ve askerî-zâdelere münhasır olmayıp, aslı ve nesli belli ahali evladından dahi mektebe yazılmak ve indü’n-nas bazı mer-mumü’l-edvâr olanlardan mektebe alınmamak usullerine karar verildi. Ve müddet-i tahsiliyesi beş sene olan idadîyede mikdar-ı kifaye Arabî ve Farisî ve yazı tahsil edenler bi'l-imtihan Harbiye’ye naklolunmak ve hariçte tahsil edenlerden Arabî ve Farisî’den imtihan verebilenler olur ise o misillüler idadîye alınmayup, doğrudan doğruya Harbiye’ye alınmak ve şakirdane resm-i mergûb üzre elbise ve maaş tayinat verilmek keyfiyetleri dahi cümle mukarrerattan idi. Taşra idadîlerine yazılup da bi’limtihan Harbiye’ye nakleden ve ba’dehü zabit çıkan efendilerin birden bire bilâd-ı ba’ldeye 113 1834-1835 öğretim yılında Harbiye'ye alınan öğrencilerin bugünkü ilköğretim birinci kademe seviyesinde olan ilk beş sınıfı, 1840 yılında mezun olmuştur. Öğrenciler, 1841 yılında 6 ncı sınıfa başlamadan önce bir sınavdan geçirilmiş, bu sınavda başarılarına göre 6 öğrenci üsteğmenliğe, 18 öğrenci ise teğmenliğe terfi ettirilmiştir [Osmanlı Arşiv Dairesi, İrade Defterleri, Dâhiliye 1972, Tarih 1261(1845)]. 9 Ekim 1841 (23 Şaban 1257) tarihinde rütbe alan bu öğrenciler, teğmen ve üsteğmen rütbelerine sahip olmalarına rağmen, bir askerî birliğe komuta edebilecek bilgiden yoksun oldukları için kıtalara tayin edilmemişlerdir. Aynı yıl kabul edilen bir kanunla bu subayların öğrenci olarak eğitimlerine devam etmeleri kararlaştırılmıştır (Osman Ergin, a.g.e. s.363). Subay öğrenciler, bugün ilköğretim ikinci kademe karşılığında olan 6 ncı, 7 nci ve 8 nci sınıfları 1843 yılında tamamlayarak, bugünkü lise 1 nci sınıfa denk olan 9 ncu sınıfa geçmişlerdir. 1844 yılına gelindiğinde Mekteb-i Harbiye'nin kuruluşundaki teşkilat sistemine göre bu öğrencilerin okulu bitirerek, kıtalara sevk edilmesi gerekiyordu [Osmanlı Arşiv Dairesi, İrade Defterleri, Dâhiliye 2292, Tarih 1257 (1841)]. Ancak, Emin Paşa, 1844 yılında Mekteb-i Harbiye’yi bitiren bu subayların askerî bilgilerinin yeterli olmadığı inancındaydı. Öğrencilerin Mekteb-i Harbiye'ye "idadî" yani hazırlayıcı bir okulda yetiştikten sonra gelmeleri, Harbiye'de hazırlıkla ilgili bilgileri değil, askerlikle ilgili bilgileri öğrenmeleri gerektiğine inanıyordu. 114 Kolağası Mehmet Esad, a.g.e., s.39. 115 Takvim-i Vekayi, Sene 1261, Sayı: 284. 31 sevk olunmayıp yine kendi memleketleri dâhilindeki ordulara gönderilerek efkâr-ı ahaliyi meziyet-i askerîyeye ısındırmak hususu dahi ayrıca şart ittihaz kılındı. 1261 (1845) tarihinde alınan işbu karar-ı âli, icabeden Ordu-yı Hümâyûn Müşirânına bildirilerek, ordu merkezlerinde birer Bâb-ı Mekteb-i Fünun-ı İdadîye inşasına emir verildi. Bir taraftan da Edirne, Bursa, Manastır vilayetlerine mekteb tesisi için yüzbaşı ve kolağası rütbelerinde birer memur izam buyuruldu.” Meclis-i Muvakkat’ın (Geçici Meclis) aldığı bu karar layihası, önce “Darü’ş-şura-yı Askerî”, sonra “Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye” ve daha sonra da "Meclis-i Alâ-yı Umumî’de gözden geçirilip uygun görüldükten sonra, Sadrazam tarafından Padişaha sunulmuştur. Padişahın uygun görmesiyle hemen faaliyete geçilmiştir.116 Meclis-i Muvakkat’ın Nisan 1845'te almış olduğu kararları şu şekilde özetlemek mümkündür: - Mekteb-i Harbiye, dört sınıflı olacaktır. - Erkan-ı Harbiye (Kurmay) subayı yetiştirmek üzere okul geliştirilecektir. - Mekteb-i Harbiye'de sadece savaş (askerlik) dersleri okutulacak, bu derslere hazırlık ve diğer ufak derslerin öğrenimi için on iki yerde Harbiye'ye hazırlık okulu (idadî) açılacak ve bunlara Mekteb-i Fünun-ı İdadîye adı verilecektir. Ordu merkezlerinde açılacak olan bu idadîyeler, ordu müşirlikleri (mareşallikleri) idaresinde bulunacaktır. - Bir idadî de İstanbul'da açılacaktır. - Bu idadîlere, asker ve taşra hanedanının çocukları ile taşra illerinden soyu sopu belli olan ailelerin de çocukları kaydedilecektir. Halk arasında kötü şöhret sahibi kişilerin çocukları okula kaydedilmeyecektir. - Öğrenim süresi beş yıl olan idadîde yeterli ölçüde Arapça, Farsça ve yazı öğrenimi görenler sınavla Harbiye’ye gönderilecek, idadîlerin dışında öğrenim görenlerden Arapça ve Farsça sınavlarını başarabilenler de doğrudan doğruya Harbiye’ye kaydedilecektir. - Öğrencilere istihkak olarak resmî elbise, maaş ve tayın verilecektir. - Taşra idadîlerine yazılıp, sınavla Harbiye’ye gelen öğrencilerden subay çıkanlar, başka vilayetlere tayin edilmeyip, kendi memleketleri dahilindeki ordulara gönderilerek, halkı askerliğe ısındırmaları sağlanacaktır. - 1845 yılında alınan bu karar, Ordu-yı Hümâyûn Müşirânına (Ordu Mareşali) bildirilerek, ordu merkezlerinde Mekteb-i Fünun-ı İdadîye binaları yapılması için emir verilmiştir. - Edirne, Bursa ve Manastır illerinde idadî kurulması için yüzbaşı ve kolağası rütbesinde birer subay gönderilmiştir. Abdülmecid'in 20 Mayıs 1845 (13 Cemaziyelevvel 1261) tarihli irade-i seniyesiyle (kararıyla) Mekteb-i Harbiye’nin Pangaltı'da Tophane Hastahanesi olarak yapılan binaya taşınması, idâdinin ise Maçka Kışlası'nda Mekteb-i Harbiye’nin boşalttığı yerde kalması kararlaştırıldı. Bu konuda irâde-i seniyyede şöyle denilmekledir: “Veliyyü’l-Himema, Kerimu’ş-Şimema, Devletlü, İnayetlü, Atifetlü, Übbehetlü 117 Efendim Hazretleri. Ma’lum-ı samileri buyrulduğu üzere beher Ordu-yı Hümâyûn içinde münasibi vechile Mekâtib-i İdadîye tertib ve tanzimi ve Küçük Taksim’de inşa olunan hastahanenin Mekteb-i 116 117 Kolağası Mehmet Esad, a.g.e., s.38. “Übbehetlü” Sadrazamlar için kullanılan bir ünvandır. 32 Harbiye ve Maçka’da kain atik Mekteb-i Harbiye’nin dahi Asâkir-i Hassa ve Dersaadet Ordu-yı Hümâ-yûnları merkezleri için Mekteb-i İdadî’ye ittihaz ve tahsisi mukteza-yı irade-i seniye-i şahaneden olarak mahal-i sairede tertibi lazımgelen mekâtibin icra-yı icabatına şuru ve mübaşeret kılındı. Misüllü zikrolunan atik mektebin dahi ebniye-i hassa müdiri efendi marifetiyle bi’l-keşf heman tamir ve temrini lazımîden bulunduğunda binaen iktizasının ifası savb-ı devletlerine batakrir inha ve mekteb-i mezbûrun tanzim ve takdim olunan defter-i natık olduğu vechile bir vefk-i matlub tamiri bin atmış dokuz kese bu kadar guruş masrafla vücuda geleceği ilan ve inha olunmuş ve mekâtib-i merkumeye dair yazılan buyrulduda mekteb-i mezbûrun tamirini beş yüz kese masrafla husul-pezir olacağı gösterilmiş olmağın zikrolunan atik mektebin masrafı mikdar-ı mezkuru tecavüz itmemek ve tasarrufat-ı Maçka Kışlası mümküniye bi'r-riyaye daha ehven masrafla itmamına sa'y ve gayret olunmak üzere irade buyrulacak memur marifetiyle icra-yı tamiri istizanını şamil Maliye Nazırı Devletlü Paşa Hazretlerinin bir kıt'a takriri manzur-ı ali buyrulmak içün savb-ı devletlerine gönderilmiş ve şimdiye kadar marifet ve nezaret-i aliyye-i sipehsalariyle inşa ve tamir olunan ebniye-i mîrîye ve askerîyenin letafet ve metanetine ve mesarifi hakkında icra buyrulan şiddet-i tasarrufata nazaran mekteb-i mezbûrun dahi nezaret ve nasıp olacağı nazır-ı müşarün-ileyh hazretleriyle müzakere kılınmış olmakla ol vechile icrayı iktizası muvafık-ı irade-i seniye-i cenab-ı şehinşâhî buyrulur ise nazır-ı müşarün-ileyh hazretlerine havale olunacağı beyanıyla tezkire-i senaverı terkimine ibtidar kılındı efendim. Ma'ruz-ı çâker-i kemineleridir ki, Reside-i dest-i ta'zim olan işbu tezkire-yi samiye-i asfaneleriyle takrir-i mezkûr manzur-ı ali-i hazret-i şahane buyrulmuş ve müzakere ve istizam buyrulduğu vechile mekteb-i mezbûrun nezaret ve ma'rifet-i aczi tahtında olarak ta’miri zımmında tezbiye-i iktizasının Nazır müşarünileyh Hazretlerine havale olunması şeref sünüh ve südûr buyrulan irâde-i seniyye-i cenâb-ı mülûkâne mukteza-yı münifinler bulunmuş ve takrir-i mezbûr yine savb-ı sami-i sadâret penahilerine iade ve tesyar kılınmış olduğu muhat-ı ilm-i ali-i asafı buyruldukda ol bâbda emr ü ferman hazret-i veliyyü’l-emrindir.” İrade-i seniyyenin sadeleştirilmiş şekli şöyledir: "Yüksek İrade ve Karakter Sahibi, Devletli, Lütufkâr, Merhametli, Ulu Efendim Hazretleri. Sadrazamlık makamında buyrulduğu üzere her bir Ordu-yı Hümâyûn için uygun olduğu şekilde Mekteb-i İdadîye kurup tanzim edilerek, Küçük Taksim'de inşa olunan hastahanenin Mekteb-i Harbiye, Maçka'da bulunan eski Mekteb-i Harbiye’nin de Hassa askerleri ve İstanbul Ordu-yu Hümâyûn merkezi için Mekteb-i İdadîye olarak planlanıp, ayrılması padişahın irade-i seniyyesi gereği olduğundan, bahsedilen yerde kurulması gereken okulların inşasına başlandı. Bahsedilen eski okulun da Hassa binaları, müdürü tarafından keşfi yapılarak, hemen tamiri gereken okullara dair yazılan buyrultuda (emirnamede) adı geçen okulun tamirinin 500 kese altın masrafla ortaya çıkacağı gösterilmiş olduğundan, zikrolunan okulun masrafı belirtilen miktarı geçmemek ve mümkün olan tasarrufa uyarak daha uygun masrafla tamamlanmasına çalışılıp, gayret olunmak üzere irade bulunulacak memur aracılığıyla tamir işleri için danışılan Maliye Bakanı Paşa Hazretlerinin bir bölüm yazısı incelenmek için padişah önüne gönderilmiş ve şimdiye kadar bakanlığın aracılığı ve gözetimiyle inşa ve tamir olunan resmî ve askerî yapıların 33 güzellik, sağlamlık ve ve masrafları hakkında uygulanan tasarrufun şiddetine bakılarak adı geçen okulun da Başkomutanlığın güzel idaresi ile tamiri uygun olacağı, adı geçen Bakan hazretleriyle görüşülmüş olduğundan Padişah hazretlerinin iradeyi seniyyeleriyle işe başlamalarının uygunluğu buyrulur. Adı geçen Bakan Hazretlerine havale olunacağı bildirilerek, tezkirelerin yazılması işlemine başlandı efendim. Hiçbir değeri olmayan ben kulunuzun dileğidir. Yüce makamın eline ulaşan işbu sadrazam teskeresiyle adı geçen yazı, Padişah hazretlerine sunulmuş, görüşülüp izin verildiği ölçüde adı geçen okulun gözetim ve denetim altında olması şartıyla tamirine gerekenin ödenmesi için adı geçen Bakan Hazretlerine havale olunması padişah emriyle buyrulan irade-i seniye ile adı geçen yazı yine sadrazamlık katına iade edilip, gönderildiği sadrazamın bilgisine sunulduğundan emir ve ferman padişah hazretlerinindir."118 Yukarıdaki irade-i seniyeden de anlaşılacağı gibi Mekteb-i Harbiye için düşünülen Küçük Taksim'deki hastanenin ve idadî için düşünülen Mekteb-i Harbiye'nin eski binası Maçka Kışlası’nın da tamire ihtiyacı vardır. Her iki okul, Maçka’daki Harbiye binasından ayrılmadan önce, Nisan 1845’te kabul edilen Geçici Meclis (Meclis-i Muvakkat) kararları uygulanmaya başlanmış ve Mekteb-i Harbiye öğrencileri bir ay süren sıkı bir sınavdan geçirilerek, sınav sonucunda öğrenciler üç ayrı gruba ayrılmışlardır [21 Eylül 1845 (18 Ramazan 1261 Pazar)]: 119 - Çok iyi derece alan 104 öğrenci Mekteb-i Harbiye öğrencisi, - Orta derece alan 204 öğrenci Mekteb-İ İdadî öğrencisi, - Zayıf derece alan öğrenciler de "İhtiyat Sınıfları" öğrencisi olarak ayrıldılar. Mekteb-i Harbiye önce 26’şar kişilik dört sınıfa ayrıldıysa da daha sonra üç sınıfa indirilmiştir. İdadînin öğrenim süresi de dört yıla indirilerek, son sınıfı 120 “Harbiye Sınıf-ı Mekteb-i İhtiyat” adıyla Harbiye'ye devredilmiştir. 121 Nisan 1845’te kabul edilen bu kararla İstanbul’da açılması düşünülen Mekteb-i Fünûn-ı İdadî, Kuleli Askerî Lisesi’nin temelini oluşturmakta olup, 21 Eylül 1845 Pazar (18 Ramazan 1261) günü gerçekleşen ayrılma tarihi de Kuleli Askerî Lisesi’nin kuruluş tarihidir. Mekteb-i Harbiye'ye ayrılan binanın ve Maçka Kışlası'nın tamirat işleri bitmediğinden her iki okul da (Mekteb-i Fünûn-ı İdadî ve Mekteb-i Fünûn-ı Harbiye) eski Dolmabahçe Sarayı yanındaki Hademe, Mızıka-ı Hümâyûn ve Baltacılar Dairesi olarak kullanılan “Çinili Köşk”e (Çinili Odalar) taşınmıştır.122 21 Eylül 1845 Pazar (18 Ramazan 1261) 123 günü Mekteb-i Fünûn-ı İdadî adıyla Çinili Köşk’te Çinili Köşk 118 Başbakanlık Arşivi, İrade Defterleri, Dâhiliye, 5178, Sene 1261. Ahmet Lütfi, Tarih-i Lütfi, İstanbul, 1290, C.:VIII, s.198. Bu tarih, bazı kaynaklarda (H. Fehmi Öz, a.g.m., s.249) 15 Ekim 1845 (13 Şevval 1261 Çarşamba), bazı kaynaklarda da (İ. Hakkı Konyalı, a.g.e., s.325.) 11 Ekim 1846 (19 Şevval 1262 Pazar) olarak geçmektedir. 120 İlk açıldığı zamanlarda bugünkü ilköğretim ikinci kademe seviyesinde olan Mekteb-i Fünûn-ı İdadî’nin öğrenim süresi 5 yıl idi. 121 Osmanlı Arşiv Dairesi, İrade Defterleri, Dâhiliye 6592, Sene 1262. 122 Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi, C.:VIII, İstanbul, 1939, s.118. 123 Kenan Sayacı, a.g.m., s.116. Bu tarih, bazı kaynaklarda (H. Fehmi Öz, a.g.m., s.249) 15 Ekim 1845 (13 Şevval 1261 Çarşamba), bazı kaynaklarda da (İ. Hakkı Konyalı, a.g.e., s.325.) 11 Ekim 1846 (19 Şevval 1262 Pazar) olarak geçmektedir. 119 34 öğrenime başlayan idadî, 1845-1846 öğretim yılını Mekteb-i Fünûn-ı Harbiye ile burada tamamlamıştır. Nitekim, Mekteb-i Fünûn-ı İdadî (Harbiye İdadîsi) ile 1834’te açılan Mekteb-i Harbiye’nin (Harp Okulu) ilk yılları iç içedir. Seraskerlik makamı Sadrazama bir tezkere göndererek, Küçük Taksim’deki Mekteb-i Harbiye binası ile Mekteb-i Fünûn-ı İdadî’nin öğrenim göreceği Maçka Kışlası’ndaki tamir ve tadilatın tamamlandığını ve açılış törenine padişahın davet edildiğini bildirmiştir. Dolayısıyla bu tezkere, Mekteb-i Harbiye ile Mekteb-i Fünûn-ı İdadî’nin yeni binalarına taşınmasının da belgesi niteliğindedir. 124 Sadrazam, Seraskerlik makamının davetini Abdülmecid’e iletmiş; Padişah Abdülmecid de okulların açılış törenlerinde bulunmayı kabul edince, Sadrazam, durumu Seraskerlik makamına bir tezkere ile bildirmiştir.125 Tezkerede, Padişahın 10 Ekim 1846 (19 Şevval 1262 Cumartesi) günü yeni öğretim yılını açacağı bildirilmektedir. Maçka Kışlası Padişah Abdülmecid, 10 Ekim 1846 Cumartesi günü saat dokuzdan sonra Mekteb-i Harbiye’ye gelerek, bir konuşmayla yeni öğretim yılını açmış ve öğrencileri bizzat sınava tabi tutmuştur. Daha sonra Mekteb-i Harbiye’den ayrılarak Maçka’daki Mekteb-i İdadî’ye geldi. Burada da törenle karşılanan Padişah, bir müddet dinlendikten sonra, salonda toplanmış olan öğretmen, öğrenci ve idarecilerin huzurunda kısa bir konuşma yapmıştır. Konuşmayı müteakip orada bulunan Nuruosmaniye Camii İmamı Hayri Efendi’ye işaret etmiş, o da: “Yarabbi!... Okullar açarak milletimizi aydınlatmaya çalışan Padişahımıza uzun ömürler, Mekteb-i Fünun-ı İdadîye’yi millet ve memleket için hayırlı eyle!” diye dua etmiş ve İdadî, 1846-1847 ders yılında öğretime açılmıştır. 126 Mekteb-i İdadî’nin yeni öğretim yılına açılışını Takvim-i Vakayi’ye dayanarak veren Tahsin Ünal, açılış tarihi olarak Takvim-i Vakayi’deki 24 Şevval 1262 tarihini esas almıştır. Bu tarih de miladi olarak 15 Ekim 1846 Perşembe gününün karşılığıdır ki, resmî belgelerdeki tarihlerle uyuşmamaktadır. 127 124 Kolağası Mehmet Esat, ''Mir'at-ı Mekteb-i Harbiye” adlı eserinde, Mekteb-i Harbiye’nin Küçük Taksim’deki binasına taşınmasının 1263 yılı Şaban ayının 9 uncu ve 10 uncu günlerinde yapıldığını (23-24 Temmuz 1847) söyler. (Kolağası Mehmet Esad, a.g.e., s.48.) Hâlbuki elimizdeki kayıt defterleri 21 Eylül 1846(28 Ramazan 1262)dan başlamaktadır. Ayrıca Mekteb-i Harbiye ile Mekteb-i Fünûn-ı İdadî’nin 10 Ekim 1846 (19 Şevval 1262) tarihinde kendi binalarında açıldığı göz önünde bulndurulursa, Mir'at-ı Mekteb-i Harbiye’deki tarihte bir yanlışlık olduğu düşünülmektedir. 125 Osmanlı Arşiv Dairesi, İrade Defterleri, Dâhiliye 6592, Sene: 1262. 126 Tahsin Ünal, a.g.m., s.16. 127 Takvim-i Vakayi, 10 Zilkade 1262, Sayı:306. Mekteb-i Harbiye ile Mekteb-i Fünun-ı İdadî 10 Ekim 1846 tarihinde yeni binalarında padişahın da bulunduğu bir törenle yeni öğretim yılına başlamaları, askerî idadîlerin (liselerin) tarihini Mekteb-i Harbiye (Harp Okulu) tarihi ile birlikte incelemeyen pek çok tarihçiyi yanıltmıştır. 35 Çinili Köşk’te öğretime başladığı ilk yıllarda (1845-1846) bugünkü ilköğretim ikinci kademe seviyesinde olan Mekteb-i Fünûn-ı İdadî, bu öğretim yılı sonunda ilk mezunlarını vermiştir.128 Mekteb-i Fünûn-ı İdadî’nin beşinci sınıfı 1846-1847 öğretim yılında, daha önce de bahsedildiği gibi, “Harbiye Sınıf-ı Mekteb-i İhtiyat” adıyla Harbiye Mektebine gönderilmiştir. 129 Bu öğrenciler, Mekteb-i Harbiye’nin yeni binasındaki ilk öğrencileri olmuştur. 10 Ekim 1846 tarihinde başlayan 1846-1847 öğretim yılında Dersaadet Askerî İdadîsi adını almış olan idadîde sınıf sayısı dörde düşmüştür. 1840-1843 yılları arasında Mekteb-i Harbiye’de öğrenim gören 6 ncı, 7 nci ve 8 nci kısımlarda (sınıflarda) okutulan dersler aşağıda sıralanmıştır. Bu sınıflar, 1845’te idadîlerin açılmasından sonra Mekteb-i Fünûn-ı İdadî bünyesinde öğrenimine devam etmiştir. 6 ncı Sınıf: Sıra No 1 2 3 4 DERS ADI Askerî Eğitim Eğitim Talimatı Askerî Kanun Dini Bilgiler 7 nci ve 8 nci Sınıf: Sıra No DERS ADI 1 Tuhbe ve Nuhbe 130 2 Savaşın Faziletleri 3 İlm-i Rakım(yazı ilimi) 4 Hendese (Geometri) 5 Rik’a (el yazısı) 6 İnşa Bilgisi 7 Dini Bilgiler 131 Bu tarihçiler, Dersaadet Askerî İdadîsi’nin, dolayısıyla Kuleli Askerî Lisesi’nin ilk açılış tarihini 10 Ekim 1846 olarak aldıkları için, yakın bir zamana kadar Kuleli Askerî Lisesi’nin armasında 1846 tarihi yer almıştır. Hâlbuki Işıklar Askerî Lisesi’nin armasına bakarsak, 1845 tarihini görürüz. Işıklar Askerî Lisesi’nin Kuleli Askerî Lisesi’nden önce açılması mümkün olmadığına göre bu farklılık nereden kaynaklanmıştır? Işıklar Askerî Lisesi, bu tarihe dayanak olarak ya Nisan 1845’teki Meclis-i Muvakkat kararını ya da 21 Eylül 1845’teki Çinili Köşk’te Mekteb-i Fünûn-ı İdadî’nin açılış tarihini esas almıştır. Her iki askerî lisenin de kuruluş tarihi 18 Ramazan 1261 (21 Eylül 1845 Pazar) olmalıdır. Bizce bu konuda yapılan en büyük yanlışlık, “idadî” sözcüğünü bugünkü anlamda “lise” olarak düşünmekten kaynaklanmaktadır. Öyle ki, Meclis-i Muvakkat’ın kararında geçen “Mekteb-i Fünûn-ı İdadî” terimi metni sadeleştirenler tarafından “Fen Ağırlıklı Lise” olarak anlaşılmıştır. Hâlbuki bu terim “Hazırlık Fen(İlim)leri Okulu” olarak anlaşılmalıdır. Zira Mekteb-i Harbiye Nazırı Emin Paşa bu okulu düşünürken öğrencilerin Harbiye’ye “idadî” yani hazırlayıcı bir okulda yetiştikten sonra gelmesi gerektiğine inanıyordu. Mekteb-i Harbiye’nin ilk açıldığı yıllara bakarsak, 1834’ten 1840’a kadar öğrencilere ilköğretim birinci kademe seviyesinde bir eğitim verilmiştir. 1840’tan 1843 yılının sonuna kadar da ilköğretim ikinci kademe seviyesinde bir öğrenim yapılmıştır. Harbiye öğrencileri, 1844 yılının sonunda, bugünkü lise 1 nci (9 ncu) sınıf ayarında olan 9 ncu kısmı bitirmişlerdir. Emin Paşa bu öğrencilerin bilgilerini yeterli görmeyince, Harbiye’ye öğrenci yetiştirecek “İdadî” (hazırlayıcı) bir okul kurulmasını istemiş, kendisinin başkanı olduğu Meclis-i Muvakkat’tan Nisan 1845’te idadîlerin açılmasını öngören meşhur karar çıkmıştır. 128 Öğretime ilk kez 1845-1846 yılında başlayan idadîyi, yeni açılmış bir okul gibi, tek sınıflı gibi düşünürsek, yanılgıya düşeriz. 1845-1846 öğretim yılında beş ayrı sınıfı da mevcut olan idadînin 1846-1847 öğretim yılında sınıf sayısı dörde düşmüştür. 129 Osmanlı Arşiv Dairesi, -, Dâhiliye 6572, Sene: 1262. 130 Sümbülzade Vehbi’nin Arapça ve Farsça öğretmek için yazmış olduğu gramer kitapları. 131 Takvim-i Vekayi, Sene 1251, Sayı:107. 36 Mekteb-i Harbiye ile Mekteb-i Fünûn-ı İdadî birbirinden ayrılınca, ders programları yeniden düzenlenmiştir. Mevcut belgelerde, Dersaadet Askerî İdadîsi’nin ilk açıldığı öğretim yılında (1845-1846), öğretmen ve personel açısından ayrı kadroya sahip olduğunu gösteren bir kayda rastlanmamıştır. 1841-1846 yılları arasında Mekteb-i Harbiye Komutanlığı yapmış olan Emin Paşa, aynı zamanda Dersaadet Askerî İdadîsi’nin de ilk komutanıdır (1845-1846). Mekteb-i Harbiye’de dört sınıf yer almasına rağmen, 1845-1846 öğretim yılında sadece iki sınıfta öğretim yapılmıştır. Bu öğretim yılında Mekteb-i Harbiye’nin 4 üncü sınıfında 32, 3 ncü sınıfında 28 öğrenci varken, sene sonunda yapılan sınavda 28 öğrenciden 14 öğrenci “alâ” derece ile 2 nci sınıfa, 14 öğrenci de “aliyyi’l-alâ” derece ile 1 nci sınıfa geçmiştir. 132 Mekteb-i Harbiye gibi idadî de ilk açıldığı zaman tek sınıflı bir okul değildi. İdadî’nin 1845-1846 öğretim yılında dört sınıfı bulunuyordu. Bu öğretim yılı sonunda ilk mezunlarını veren Dersaadet Askerî İdadisi, 26 öğrencisini Mekteb-i Harbiye’ye göndermiştir. 133 1845-1846 öğretim yılında İdadi’de hangi derslerin okutulduğu tam olarak bilinmemektedir. Ancak Abdülmecid’in de bulunduğu Harbiye’ye geçecek 18 öğrencinin sınavında, Fenn-i Mahrutiyat (Koniler Geometrisi), Müsellesat-ı Küreviye ve Müstariye (Düz ve Küresel Trigonometri), Coğrafya, Hesap ve Hendese dersleriyle ilgili sorular sorulduğu bilindiğinden, bu derslerin 1845-1846 öğretim yılında Dersaadet Askerî İdadisi’nde okutulmuş olması gerekmektedir. 134 İdadî’den Mekteb-i Harbiye’ye geçiş sınavları, 1845’ten 1872 yılına kadar sözlü olarak yapılmıştır. Sınavların bazılarına “Huzur İmtihanı” adı verilmiştir. Bu sınavlara, devrin Padişahı da katılmış olup, başarılı olan öğrenci ve öğretmenler de Padişah tarafından taltif edilmiştir. 135 Dersaadet Askerî İdadîsi’nin 1846-1847 öğretim yılında, Maçka Kışlası’ndaki kadrosu şöyledir: 136 1 Mirliva (Mirliva İbrahim Paşa), 1 Miralay (Miralay Ali Bey), 1 Kolağası, 1846-1847 ÖĞRETİM YILI ÖĞRENCİ 1 Kâtip, MEVCUDU 6 Arapça Muallimi, SINIF ÖĞRENCİ SAYISI BEŞİNCİ 115 1 Hendese (geometri) muallimi, DÖRDÜNCÜ 37 1 Farsça muallimi, ÜÇÜNCÜ 49 1 Başhekim, İKİNCİ 29 1 Cerrah, (BİRİNCİ) (26) 1 Eczacı, TOPLAM 230+(26) 1 Yazıcı, 1 İmam, 1846-1847 öğretim yılında, Mirliva İbrahim Paşa, Dersaadet Askerî İdadisi (Okul) Komutanı; Miralay Ali Bey de Ders Nazırı (Öğretim Başkanı)dır. Aynı öğretim yılında öğrenci dağılımı ise yukarıdaki tabloda gösterilmiştir. 137 132 O zamanki sınıflandırma sistemi şimdiki gibi değildir: 1 nci sınıf, son sınıf; 4 ncü sınıf, şimdiki ilk sınıfı karşılamaktadır. 133 Osmanlı Arşiv Dairesi, İrade Defterleri, Dâhiliye 8317, Sene: 1268. 134 Takvim-i Vekayi, 10 Zilkade 1262 (30 Ekim 1846) 135 Ahmet Lütfi, Tarih-i Lütfi, İstanbul, 1290, C.:VIII, s.118. 136 Dersaadet İdadî-i Askerîyesi, 1 Numaralı Kayıt Defteri, s.1. 137 Dersaadet İdadî-i Askerîyesi, 1 Numaralı Kayıt Defteri, s.1. 37 1845-1846 öğretim yılı sonunda idadînin 26 kişiden oluşan son (birinci) sınıfı, “Harbiye Sınıf-ı Mekteb-i İhtiyat” adıyla Harbiye'ye devredilmiştir. 138 Bu durumda öğrenci mevcudu 256’yı buluyordu. 1846-1847 ders yılında Dersaadet Askerî İdadisi’nde okutulan dersler ise şunlardı: 139 BEŞİNCİ SINIF Emsile (Arapça’da köklerden kelime türetmeyi öğreten gramer konusu) Bina (Geçişli-geçişsiz, etken-edilgen, vb. fiillerin esasını konu alan kitap) Rik’a (Yazı çeşidi) Sülüs (Yazı çeşidi) DÖRDÜNCÜ SINIF Avamil (Arapça’da kelime sonlarının okunuşuna etki eden konuları anlatan gramer bahsi) Sarf (Arapça dilbilgisi) Hüsn-i Hat Resim ÜÇÜNCÜ SINIF Vaz ü Beyan (Öğrenciyi inceleme ve araştırmaya sevk eden konuları anlatan gramer kitabı) Mantık Kavaid-i Farisi (Farsça Bilgisi) Tuhfe-i Vehbi (Sümbülzade Vehbi’nin manzum Farsça sözlüğü) Hüsn-ü Hat İmlâ Resim İKİNCİ SINIF İlm-i Hesap (Aritmetik) Coğrafya Baharistan (İran’lı Şair Molla Camî’nin tasavvufi eseri) Hüsn-i Hat (Güzel Yazı) İmlâ-yı Türkî (Türkçe Bilgisi) Resim BİRİNCİ SINIF Usul-i Hendese (Geometri Metodu) Ameliyat-ı Hendese (Geometri Uygulaması) Cebir-i Adi (Basit Cebir) Coğrafya Gülşen-i Maarif (Eğitim ile ilgili bilgiler içeren kitap) Kitabet (Bir konuyu kurallarına uygun olarak kaleme alma) İmlâ-yi Türkî (Türkçe dilbilgisi) Resim İdadîde ilk sınıf, 5 nci sınıf; son sınıf ise 1 nci sınıftır. Bilindiği gibi son sınıf olan 1 nci sınıf, “Harbiye Sınıf-ı Mekteb-i İhtiyat” adıyla Mekteb-i Harbiyeye devredilince, geriye dört sınıf kalmıştır. Bu sınıflar, “sınıf-ı râbi”, “sınıf-ı sâlis”, “sınıf-ı sânî” ve “sınıf-ı evvel” adlarıyla anılmışlardır. 138 139 Osmanlı Arşiv Dairesi, İrade Defterleri, Dâhiliye 6592, Sene 1262. Kolağası Mehmet Esad, a.g.e., s. 60-61. 38 Erkân-ı Harbiye Mektebinin ilk mezunlarından olan Hüseyin Avni Efendi(Paşa)’nin Erkân-ı Harbiye Mektebi’nden almış olduğu şehadetname(diploma)’den de idadîde bu devirde okutulan dersleri öğrenmek mümkündür. Erkân-ı Harbiye’den 1848-49 (H.1265) yılında mezun olmuş olan Hüseyin Avni Efendi, Mekteb-i Harbiye’nin ilk mezunları arasındadır. Bu hesaba göre sonradan Mareşal olan Hüseyin Avni Efendi (Paşa), Dersaadet Askerî İdadîsi’nin de ilk öğrencileri arasındadır. Şehadetname şöyle başlamaktadır: “Ispartalı Hüseyin Efendi bendeleri mukaddema Maçka’da kain Mekteb-i Şâhâne Şâkirdânı silkine dahil olarak, mekteb-i mezkûrda evvela: Dürr-i Yekta’dan bed ile hitamında Ulum-ı Arabiye’den Emsile ve Bina ve İzzî ve Avamil ve İzhar ve Va’ziye ve Nur’ül-İsah ve Halebi ve Mantık ve Adab; Farisî’den dahi Kavaid-i Farisiye ve Gülistan ve Baharistan ve Divan-ı Örfî; Umum-i Riyaziye’den İlm-i Hesap ve Cebr-i Adi ve Usul-i Hendese dersleri ile İlm-i Coğrafya ve Fenn-i Kitabet ve Resm-i Mücessem Tersimi’ni bi’ttahsil mekteb-i mezkur nizamı iktizasınca mülâzımlık rütbesi tevcih buyrularak Mekteb-i Fünun-ı Harbiye-i Cenab-ı Mülûkaneye naklonulmuş…” 140 Diplomadan da anlaşıldığı gibi Hüseyin Avni Efendi, Dersaadet Askerî İdadisi’nde iken şu dersleri okumuştur: DERSAADET ASKERİ İDADİSİ SIRA DERSLER NO DERSLER 1 Dürr-i Yekta 141 2 Arapça Emsile (Arapçada fiil çekimlerini ele alan kitap) Bina (Arapçada fiillerin çatılarını ele alan kitap) İzzî (Arapça gramer kitabı) Avamil (Arapça kelimelerin okunuşunu öğreten kitap) İzhar (Arapça sarf gramer kitabı) Va’z ü Beyan Nurü’l-İsah (Arapça gramer kitabı) Halebî (Arapça gramer kitabı) Mantık Âdâb 3 Farsça Kavaid-i Farisiye (Farsça kuralları) Gülistan (İranlı Şair Sadi’nin ahlakî kitabı) Baharistan Divan-ı Örfi (Farsça divan) 4 Riyaziye (Matematik) İlm-i Hesap (Aritmetik) Cebr-i Adi (Basit Cebir) Usul-i Hendese 5 İlm-i Coğrafya 6 Fenn-i Kitabet 7 Resm-i Mücessem Yine aynı diplomadan anlaşılacağı gibi, o yıllarda idadîden mezun olanlara “Mülâzım (teğmen)”, Mekteb-i Harbiye’den mezun olanlara ise “Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı)” rütbesi verilmektedir. 140 141 Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi, C.:VIII, İstanbul,1939, s.887. “Eşi olmayan inci” anlamına gelen Dürr-i Yektâ, edebî metinleri içerdiği tahmin edilen bir kitap adıdır. 39 Mirliva İbrahim Paşa’nın Okul Komutanlığından ne zaman ayrıldığı bilinmiyor. Ancak, Miralay Ali Bey (Mirliva Kara Ali Paşa), 1852 (H.1268) yılında Dersaadet Askerî İdadîsi Müdürü (Okul Komutanı) olmuş ve 1862 yılına kadar bu görevde kalmıştır. 1847’den itibaren okula girmek isteyenlerin miktarı çoğalmaya başlamış, bunun üzerine Okul Kumandanlığı, Askerî Okullar Nazırlığına şu mealde bir teklifte bulunmuştur: “Hünerli ve marifetli, okumanın kıymetini bilen aileler, çocuklarını subay yapmak istemektedirler. Nasiyelerinde istidat ve kabiliyetli görülenler, okula alınmaktadırlar. Fakat kayıt ve kabul için belli bir zaman yoktur; vakitli vakitsiz müracatlar olmakta, bu ise derslerde karışıklığa ve zorluğa, disiplinde nizamsızlığa sebep olmaktadır. Bundan böyle bir ders yılı içinde üç defa öğrenci kaydı yapılıp, sair zamanlarda kayıt yapılmamasının usul edilmesi uygun olur. Teklif, Darü’ş-şura-yı Askerî ve Meclis-i Vâlâ’da müzakere ve kabul edilmiştir.” 1850’de öğrenci alma zamanı Recep, Şaban ve Ramazan ayları olarak belirlenirken, kayıt ve kabul için de şu esaslar konmuştur: - İsmi geçen üç ay dışında öğrenci alınamaz. - İdadîlere 12 yaşından küçük, 17 yaşından büyük olanlar alınamaz. - Rüşdiyeyi bitirmiş veya kendini yetiştirerek idadîye girecek seviyeye gelmiş olanlar sınava tabi tutulur ve hangi sınıfın derecesinde ise o sınıfa alınırlar. - Alınacak öğrencilerin zeki, kabiliyetli ve “mütenasıbü’l-endam” olmasına dikkat edilir. - Öğrenci hangi sınıfa girecekse, mutlaka sınavla alınır. Sınavsız alınanlar tembel, sairlerine de su-i misal olur. - Öğrenciler, doktorun ve sınav yapan öğretmenin gizlice vereceği not ve tavsiyeye göre alınır. 142 Fakat ne yazık ki, 1851’de vezirlerden Mahmud Paşa, Ethem Fethi Paşa, Besim Paşa ve Celal Paşa ile Sadrazam yardımcısı Kazım Paşa’nın çocukları sınavsız alınmıştır. 1850 yılı kararları ile Nisan 1845 kararlarını karşılaştırdığımız zaman şu noktalar göze çarpar: - Nisan 1845 kararlarında öğrenci alımı için belirli aylar tespit edilmemiştir. Bu karışıklık ve derslerin düzensizliğine sebep olduğu için, 1850 kararlarında öğrenci alımı için kesin tarihler belirlenmiştir (Recep, Şaban, Ramazan ayları). - Nisan 1845 kararlarında alınacak öğrencilerin hangi yaşlarda olacağı belirlenmemesine rağmen, 1850 kararları ile kesin yaş sınırı konulmuş ve böylece öğrenciler arasında yaş farklılıkları azaltılmıştır. - 1850 kararlarıyla Mekteb-i Fünun-ı İdadî’nin öğrenim seviyesi belli olmuştur. Kararda idadîye rüşdiyelerden öğrenci alınacağı belirtilmektedir. Bilindiği gibi o devirdeki rüşdiyeler ilköğretim birinci kademe seviyesindedir. O halde idadîde de ilköğretim ikinci kademe seviyesinde eğitim yapılmaktadır. 143 - 1845 kararlarına göre idadiye kaydolmak isteyen öğrenciler sınava tabi tutulmazken, 1850 kararlarına göre sınav uygulaması konulmuş ve sınavlarda başarısız olan öğrencilerin okula alınmayacağı belirlenmiştir. 142 143 Tahsin Ünal, a.g.m., Sayı:8, Eylül 1968, s.57-58. Faik Reşit Unat, Türkiye’de Eğitim Sisteminin Gelişmesine Tarihi Bir Bakış, Ankara, 1964, s.42. 40 - 1850 kararlarına göre, öğrencinin yalnız zeki ve kabiliyetli olması okula girmesi için yeterli değildir. Fizikî yönden de idadî öğrencisi olmaya yeterli olması gerekmektedir. Bu bugün de böyledir. Anlaşıldığı kadarıyla okulun bu ilk dönemlerinde sınıf geçmek için yapılan bütün imtihanlar sözlü yapılmıştır. Okulu bitiren bütün öğrencilere diploma verildiğine dair arşivlerde hiçbir belgeye rastlayamıyoruz. Ancak başarısız öğrencilerin elendiğini belgelere dayalı olarak biliyoruz. Bir öğretim yılı sonunda imtihanlarda başarı gösteremeyen ve bulundukları sınıfta iki yıl üst üste kalan 10 öğrenci okul müdürlüğünün kararı ile alaya çıkarılmıştır. Alaya çıkarılan öğrencilerden üçü, kendi rızaları alınarak “Bölük Emini” rütbesiyle 19 Temmuz 1851(20 Ramazan 1267 Cumartesi)’de Hassa Orduyı Hümâyûnu’nda alaya çıkartılmışlardır. Alaya çıkarma usulü, 1949 yılına kadar devam etmiştir. 144 1853 yılında Kırım Harbi başlayınca, müttefik kuvvetleri İstanbul’da bulunan pek çok askerî yapıyı, kışla ve hastane olarak kullanmak istemişlerdir. Fransız Maslahatgüzarı Monsieur Cheferre’in boşaltılmasını teklif ettiği binalar arasında Maçka Kışlası da bulunmaktadır. Padişah’ın Cheferre’in teklifini kabul etmesi üzerine Kuleli, Selimiye, Haydarpaşa kışlaları gibi Maçka Kışlası da müttefik kuvvetlerin emrine verilmiştir. Maçka Kışlası’na Fransızlar yerleşirken, Dersaadet Askerî İdadîsi de Üsküdar Yeni Mahalle’de bir binaya taşınmıştır (Ocak 1855). Kırım Savaşı’nın sona ermesi üzerine Dersaadet Askerî İdadîsi, 5 Ekim 1856’da Maçka Kışlası’na geri dönmüştür. Mir’at-ı Mekteb-i Harbiye’de, idadînin Üsküdar’da beş yıl kaldığı yazarsa da okul arşivindeki kayıtlara göre idadî, 4 Ekim 1856’da Maçka Kışlası’na geri dönmüştür. Yine okulun “2 Numaralı Kayıt Defteri”nde bulunan 6 Ekim 1856 (5 Safer 1273 Pazartesi) tarihli bir yazıda, okulun Maçka’ya nakli dolayısıyla Maçka Kışlası’nın acele olarak tamir edilmesi, Üsküdar’dan Beşiktaş’a eşya taşıma ve kayık parası olarak 4315 kuruş tahsisat istenmektedir. 145 1856 yılından 1861 yılına kadar Dersaadet Askerî İdadîsi ile ilgili herhangi bir arşiv kaydına rastlanmamıştır. Galatasaray Kışlası’na taşınıncaya kadar (1864), Dersaadet (Harbiye) Askerî İdadîsi Komutanlığını (Müdürlüğünü) Galip Paşa (Sarı) yapmıştır (1862-1864). Galip Paşa, 1825 yılında doğmuş, Mühendishâne-i Berr-i Hümâyûn’u bitirdikten sonra Londra’ya gönderilmiş, dönüşünde aynı okula öğretmen olarak atanmış ve daha sonra da Sultan Abdülmecid’in sarayına kabul edilmiştir. Sultan Abdülaziz’in saltanatının ilk yıllarında Dersaadet Askerî İdadî Müdürlüğüne tayin edilmiş (1862), daha sonra Mirliva rütbesiyle Sultan Abdülaziz’in Başmabeyinciliği ile görevlendirilmiştir. 1863’te Ferik rütbesiyle “Mekâtib-i Askerîye Nazırı (Komutanı)” ve “Mekteb-i Harbiye Nazırı” olmuş, bu arada birkaç defa azledilmekle beraber dokuz yılda on iki defa bu makama getirilmiştir. Ayrıca Darü’ş-şura-yı Askerî üyeliği ve valilik gibi görevlerde de bulunmuştur. Galip Paşa’nın Okul Müdürlüğü zamanında (1862-1864) askerî eğitimde yapılmış olan başlıca yenilikler şunlardır: - Önceden mevcut olan idadîlere yenileri eklenmiş (Erzurum, Bosna, Bağdat) ve idadîlerin sayısı 16’ya çıkarılmıştır. - Fransızca öğretiminin yalnızca Mekteb-i Harbiye’de yapılmasının iyi sonuç vermemesi üzerine, aynı yıl, idadî programlarına da “Fransızca” dersi konulmuştur. 144 145 Dersaadet İdadî-i Askerîyesi, 1 Numaralı Kayıt Defteri. Dersaadet İdadî-i Askerîyesi, 2 Numaralı Kayıt Defteri. 41 İdadîlerin 2 nci, 3 ncü ve 4 ncü sınıflarında okutulmaya başlanan bu dersin öğretmenleri Fransa’da öğrenim görmüş Türk subaylarından seçilmiştir. Gramer kitabı olarak “Robinson”, konuşma kitabı olarak “Oienfdorf” seçilmiştir. 146 - İdadîlere, Beden eğitimi (Jimnastik) dersleri de bu dönemde konulmuştur. - Galip Paşa, şahsi bilgi ve tecrübeleri doğrultusunda Fizik dersi için bir deney (tecrübe) aleti yapmıştır. - İdadîlere öğrenci yetiştirmek için “Askerî Rüşdiye”ler açılmasına karar verilmişse de bu karar, 1875’te uygulanabilmiştir. - Harbiye, idadî ve rüşdiyelerin öğretmen sıkıntısını giderebilmek ve tasarruf etmek için, askerî okulların büyük şehirlerde, idadî son sınıfların ise İstanbul’da toplanmasına karar verilmiş ve bu karar, bir süre uygulanmıştır. - Askerî öğretmen ihtiyacını karşılamak için 1863’te “muavin sınıf (askerî öğretmen sınıfı) kurulmuşsa da bir süre sonra kapatılmıştır (1870). Ancak daha sonra yine askerî öğretmen yetiştirmek için “Menşe-i Muallimin” okulu kurulmuştur (1875). - İstanbul’da iki adet “Askerî Sanayi Okulu” açılmıştır. - İmtihanlar belli esaslara bağlanmış, ilk kez yazılı sınavlar uygulanmaya başlanmış; iki yıl üst üste sınıfta kalan öğrencinin okulla ilişiğinin kesilmesi kabul edilmiştir. Sultan Abdülaziz‘in saltanatının (1861-1876) ilk yıllarında öğretimine aynı program çerçevesinde Maçka Kışlası’nda devam eden Dersaadet Askerî İdadisi(Harbiye İdadisi)’nden başka, o yıllarda üç askerî idadî daha bulunmaktadır: Mühendishane-i Berr-i Hümâyun’a öğrenci yetiştiren “Mühendishane İdadîsi”, Mekteb-i Tıbbiye’ye öğrenci yetiştiren “Tıbbiye İdadîsi” ve Mühendishane-i Bahr-i Hümâyun’a öğrenci yetiştiren “Bahriye İdadîsi”. Bu dört İdadînin ayrı ayrı binalarda öğrenimlerini sürdürmelerindense bir binada ortak bir eğitim sürdürmeleri program ve tasarruf yönlerinden uygun görülmüş ve dört idadî “Umum Mekteb-i İdadî-i Şâhâne” adıyla Galatasaray Kışlası’nda birleştirilmiştir. Dört askerî idadînin Galatasaray Kışlası’nda birleştirilmesi tarihi tartışmalıdır: “Galatasaray Tarihi”ni yazan Fethi İsfendiyaroğlu’na göre bu tarih 1862, 147 Sultanî” tarihçesini yazan Galatasaray Kışlası “Mekteb-i Mehmed Ziya (İhtifâlci) Bey’e göre 1865/66 (H.1282), 148 “Türk Maarif Tarihi” yazarı Osman Ergin’e göre 1864, 149 Başbakanlık ve Kuleli Arşivi’ndeki belgelere dayanan Tahsin Ünal’a göre ise 1868’dir. 150 Galatasaray Kışlası’nda 1 Eylül 1868’de Mekteb-i Sultanî (Galatasaray Lisesi) açıldığına göre, idadîlerin Galatasaray Kışlası’nda birleşme tarihi, 1864 olmalıdır. 146 Kolağası Mehmet Esad, a.g.e., s.75. Fethi İsfendiyaroğlu, Galatasaray Tarihi, C.:I, İstanbul, 1952, s.379. 148 Mehmet Ziya Bey (İhtifâlci), Mekteb-i Sultanî Tarihçesi, İstanbul, 1918, s.20. 149 Osman Ergin, a.g.e., s.480. 150 Tahsin Ünal, a.g.m., Hayat Tarih Mecmuası, Sayı:7, Ağustos 1968, s.16 ve Sayı:8, Eylül 1968, s.56. 147 42 Mühendishâne-i Berr-i Hümâyûn, Mühendishâne-i Bahr-i Hümâyûn, Mekteb-i Harbiye ve Mekteb-i Tıbbiye’nin idadîlerine girecek öğrencileri hazırlamak amacıyla rüşdiye düzeyinde ve “mahreç” adı altında ihtiyaç sınıfları kurulmuştur. Bütün askerî idadîler Galatasaray Kışlası’nda birleştirilince, Mühendishâne-i Berr-i Hümâyûn (Topçu) İdadîsi’nden boşalan yere bu idadîlerin ihtiyaç sınıfları nakledilerek, orada “Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye” adında bir genel “rüşdiye” açılmış ve askerî rüşdiyelerin açılma tarihi olan 1875/76 (H.1292) yılına kadar faaliyetine burada devam etmiştir. Dört sınıflı olan Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye’de şu dersler okutulmuştur: 151 Sıra No 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 DERSLER Mantık ve Tatbikât-ı Arabiye (Arapça kuralları uygulamaları) 152 Hesap Hendese-i Hattiye (Çizgi Geometrisi) Coğrafya-i Umumi (Genel Coğrafya) Mevâid-i Selase Kavaid-i Osmaniye (Osmanlıca Kuralları), Fransızca İmlâ-yı Osmani (Osmanlıca İmlâsı), Resim Hüsn-ü Hatt-ı Fransevi (Fransızca güzel yazı). Mekteb-i İdadî, Galatasaray Kışlası’nda iken Komutanlığını Miralay İshak Bey yapmıştır. 1863/64 (H.1280) yılında göreve başlayan İshak Bey’in bu görevden ne zaman ayrıldığını kesin olarak bilmemekteyiz. Dersaadet Askerî İdadîsi Ders Nazırlığına, 1864 yılında, Erkân-ı Harp (Kurmay) Binbaşı İsmail Bey (Hafız İsmail Hakkı Paşa) getirilmiştir. 153 1867 (H.1283) tarihli bir belgeden anladığımız kadarıyla Binbaşı İsmail Bey, Erkân-ı Harb Kaymakamı (Kurmay Yarbay) rütbesiyle Galatasaray Kışlası’ndaki Umum Mekteb-i İdadî-i Şâhâne’nin de Ders Nazırlığını (Öğretim Başkanlığı) yapmıştır. 154 İsmail Bey, 1867 yılında bu görevden ayrılmış, Umum Mekteb-i İdadî-i Şahane Ders Nazırlığına Piyade Kaymakamı Mustafa Bey getirilmiştir. 155 Erkân-ı Harp (Kurmay) Binbaşı İsmail Bey (Hafız İsmail Hakkı Paşa) döneminde (1864-1867), kayıt-kabul esasları fazlaca değişmemekle beraber, 1864’te alınan bir kararla, sivil rüşdiyelerden gelenlerin ciddî bir imtihandan ve sıhhî muayeneden geçirildikten sonra başlangıç sınıfına; sivil idadîlerden gelenlerin de imtihanı başardıkları takdirde mutlaka bir alt sınıfa 156 alınmaları şart koşulmuştur. 157 İdadîlerde önceden dört yıl olan öğrenim süresi, Galatasaray Kışlası’na geçilince üç yıla indirilmiştir. Üç yılda okutulan dersler şöyle sıralanabilir: 158 151 Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi, C.:VIII, İstanbul,1939, s.480. Türk Ansiklopedisi, “Galip Paşa” maddesi, C.:17, s.127–128. 153 İdadîde 1864-1867 yılları arsında Ders Nazırlığı yapan Erkânı Harp Binbaşı İsmail Bey Paris’te öğrenim görmüş, 1855/56 (H.1272) yılında Erkân-ı Harbiye’yi bitirmiş, Ders Nazırı olmadan önce idadîde Fransızca öğretmeni olarak görev yapmıştır. Şair Celal Sahir Erozan’ın babası olan İsmail Bey, Conversation (Fransızca Konuşma) adlı bir kitap da yayımlamıştır. Yemen’de 7 nci Ordu Komutanı iken 1913’te, Ferik rütbesinde vefat etmiştir. (Muharrem Mazlum, Erkan-ı Harbiye Mektebi Tarihçesi, İstanbul, 1930, s.184.) 154 Osmanlı Arşiv Dairesi, Umur-u Dâhiliye, Sene 1283, Sayı: 731. 155 1867 (H.1283) yılına ait askerî salname. 156 Rakam küçüldükçe sınıf derecesi artmaktadır. 157 Tahsin Ünal, a.g.e., Sayı:8, Eylül 1968, s.58. 158 Kolağası Mehmet Esad, a.g.e., s.75. 152 43 Sıra No 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Sıra No 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Sıra No 1 2 3 4 5 6 7 Birinci Sınıf Dersleri İlm-i Hesap Coğrafya Kavaid-i Osmanî (Osmanlıca kuralları) Kavaid-i Farisi (Farsça kuralları) Gülistan Resim Fransızca, İmlâ Jimnastik İkinci Sınıf Dersleri Cebr-i Adi İlm-i Hesap Coğrafya Tarih-i Osmanî Baharistan Kitabet Fransızca, Resim Jimnastik Üçüncü Sınıf Dersleri Usul-i Hendese Cebr-i Adi Kitabet Kozmoğrafya Resim Fransızca, Jimnastik Yukarıda yer alan ders programı ile 1845’lerdeki ders programını karşılaştırdığımızda değişiklik olarak; “Fransızca” ve “Jimnastik” derslerinin programa girdiğini, “Kozmografya” dersinin üçüncü sınıf ders programına dahil edildiğini görmekteyiz. Beden Eğitimi (jimnastik)” dersleri, günün son ders saatinde, uygulamalı olarak ve açık havada işlenmiştir. İlk programda yer alan “Yazı” dersleri, öğrenci kaynağının rüşdiyeler olmasından sonra kaldırılmıştır. “Tarih-i Osmanî (Osmanlı Tarihi)” dersinin programa konması ise programlarda bir millîleşme hareketine gidildiğini göstermektedir. 1867’de yapmış olduğu Fransa gezisinin oldukça etkisinde kalmış olan Sultan Abdülaziz, İstanbul’da, Fransız liseleri ayarında bir lise açılarak, Fransızca öğretim yapılmasını istemiş, Sadrazam Fuat Paşa’nın girişimleriyle Galatasaray Kışlası’nda, 1 Eylül 1868 tarihinde “Mekteb-i Sultanî” (Galatasaray Lisesi) açılmıştır. Galatasaray Kışlası’nda Mekteb-i Sultanî’nin açılması üzerine (1 Eylül 1868), bu binada öğrenim gören “Umum Mekteb-i İdadî-i Şâhâne”yi oluşturan okullardan Mühendishane-i Bahr-i Hümâyûn İdadîsi (Bahriye İdadîsi) Heybeliada’da Mühendishane’nin yanına, Mühendishane-i Berr-i Hümâyûn İdadîsi Halıcıoğlu’na, Tıbbiye İdadîsi ile Harbiye İdadîsi de tekrar Maçka Kışlası’na taşınmıştır. Bu dönemde (1868’lerde), Mekteb-i Harbiye’nin Eğitim Meclis’inde almış olduğu kararlar, Mekâtib-i Askerî Nezareti (Askerî Okullar Nezareti) aracılığıyla Darü’ş-şüra-yı Askerî’ye yazılıyordu. Bu makamın onayıyla ortaya çıkan yenilikler, dolaylı olarak idadîleri de etkilemekteydi. Mekâtib-i Askerî Nezareti’nin 1869 (H.1286) ve 1870 (H.1287) tarihli 44 iki adet tezkeresi ile Darüş’şüra-yı Askerî’ye giden Meclis-i Maarif ü Mekteb tutanakları, bunun en açık örneklerindendir. Elimizdeki belgede idadîyi ilgilendiren şu yenilikler yer almaktadır: “…Mekteb-i İdadî ve Mekteb-i Harbiye… tedrisad usulünün tahvil ve ıslâhıyla lisan ve kitabet dersinin mükemmel suretle tedrisi…” “…Mekteb-i İdadî’nin ihtiyat sınıfı hariç üç seneden ibaret olan müddet-i tahsiliyesine bir sene daha ilavesi ile dört seneye iblağı veyahut ihtiyat sınıflarından birinin ilga ve İdadî’ye zamime Mekteb-i Harbiye-i Şâhâne’de tedris olunagelen Ulum’-ı Riyaziye’nin Harbiye’den nakline İdad-ı karar inba’ı veçhile beher sene Alaylara yüz elli nefer zabit yetiştirmek üzere Dersaadet Mekteb-i İdadîsi’nden verilmesi lazım gelen şakirdana nisbetle mevcut-ı hazırın beş yüze iblağı ve şimdiye kadar idadîde okunur olunmakta olan Fransızca, Harbiye’de gösterilmediği veçhine sair bunun arasında okutulduğundan hiç faide hâsıl olmadığı cihetle, orada dahi bir miktar okutulması ve mekâtib-i mezkure şakirdanına tertib-i kadimi vechile her fennin haftada birkaç ders gösterilerek bir hafta … sair dersler görmesinden dolayı bunların zabt u hıfzın da usret çekilmekte olduklarından derslerin müteakiben tedrisi içün…” “Elyevm tahsilde bulunan muallim sınıfı şâkirdânından icrâ-yı tedris kesb-i liyâkât itmiş olanların tevhidiyle maadasının alaya verilmesi sınıf-ı mezkurenin bütün … laĝvı bir de şakirdan-ı merkumenin bersenen icra olmakta olan imtihan-ı umumiyeleri şifahen kabul olunmakta ise de şakirdan ve dersler tekessür ettiği sürette imtihan için bir çok zamana ihtiyaç ideceğinden ve bu hal vesaire içün zaman kalmadığından imtihanlara takriren kabul ifadesinden ibaret olup vakıan…” “…Mekâtib-i Askerîyece tedris ettirilecek Ulum ve Fünun-ı Harbiye’nin bersuret-i faide tanzim verilmesi ile beraber teshil ve sair istihsâliyesi ve Mekteb-i Harbiye-i Şâhane’den sene-be-sene çıkmakta zabitan-ı askerîyenin tekessür adedi … muktezâ-yı hâl bilâ … mevki'i mütalâa ve’t-tedkik tadilâtı bilâ icra-yı suret tedrisiyle ... kamil tanzim olup ... takdim ... konan cedvel mütalâasından dahi bi'l-imtihan malum-ı alî-i seraskerî buyrulacağı vechile Mekteb-i İdadîde de okunmak üzere bu defa tertib olunan derslere de hususuyla Ulum-ı Riyâziyenin dahi zam ve ilâve olunmasına nazaran mezkur üç sene müddeti tahsiliyesi kifayet etmeyeceğinden buna bir sene daha zammı icab idüp fakat mazbata-i merkubede beyan olunduğu üzere mezkur ihtiyat sınıflarından birinin lağvı yoluna gidilmiş olsa burası ileride kayıt ve kabulleri taht-ı mecburiyette olagelen bi-imkeneytem ve zâdegân-ı askerîyenin okuyup yazmaca dereceten tefavütte olmaları ve beherinin dahi himayesine tıfıl için hâl bulunmaları cihette, bunların cümlesinin kalacak bir sınıfa yerleştirilmelerinde .... müşkülât olacağından iki ay zarfında bir ders tekmil olunduktan sonra imtihan vaktine kadar beş altı mah başka dersleri daha alarak mukaddema okunan derslerden hatırlarında bir şey kalmayacağı gibi bu mazarratın tekmil olan derslerde teselsüI edeceği ve sabıkı vechile okunduğu hâlde her hafta okunan dersin talebeden gelecek hafta okunup bir bir sual iderek hatırda takarruz ideceği cihetle… bu suretin … olunması…” “… Ba'dema mekteb içün lüzümü olacak hocaların bu vechile yetişecek Erkân-ı Harbiye zâbitânından tayini mümkün olarak lüzumu kalmadığı cihetle icra-yı tedrisi … iderek bu sınıf taburlarının alaylara i’tâsıyla sınıf-ı mezkûrun bütün bütün lâğvı ve şimdiki halde zam ve ilave olunan bazı fünûn için lüzumu olan hoca ve muavinlerin melfuf defter mucibince celb ve ta’yini mezabıt-ı merkûmenin cümlesine ifâdâtından olup, halbuki mekteb-i mezkûr derslerinin bu yolda ta’dil ve ıslâh olunmasından dolayı, hoca ve muavinlerin dahi karar-ı âhire tevfikan tertibi iktizâ ideceğinden bu madde ... cedvel-i mezburca gösterilen derslerin adedine göre lazım gelen programların tertibi ve tanzimi hususiyle icab-ı hâlin ifası ve cedvel-i mebhusun zikr olunan Meclis-i Maarif ... a’zâsı hazretlerinin ... müşarü’n-ileyh istekleriyle cedvel-i mezkûrun ve hoca muavinlere müteallik 45 mazbatanın tisyârı ... ve tensip kılınmıştır ve başkaca tanzim olunan vakit cetvelleri dahi Sultan’a takdim olunmuş olduğundan muvafık emir ve irade-i aliyye-i Seraskerleri buyrulduğu halde icra-yı icabâta bâbında emr-ü ferman hazret-i ulu’l emrindir. 1 Cemaziye’lâhir sene 87 Rumi 16 Haziran 86 (28 Ağustos 1870 Pazar).” 28 Ağustos 1870 tarihli Darü’ş-şura-yı Askerî kararıyla askerî idadîlerde kısaca şu yenilikler yapılmıştır: - İdadînin eğitim sistemi değiştirilerek ıslah edilecektir. - İdadîde yabancı dil ve Kitabet dersleri en iyi şekilde öğretilecektir. - İdadînin üç yıl olan eğitim süresine bir yıl eklenerek dört yıla çıkarılacak ya da ihtiyat sınıflarından biri kaldırılarak idadîye nakledilecektir. - Mekteb-i Harbiye'de okunmakta olan "Matematik" dersi idadîye nakledilecektir. - Her yıl Alaylara 150 subay çıkartabilmek için Dersaadet Askerî İdadisi'nin mevcudu 500 öğrenciye yükseltilecektir. - Şimdiye kadar idadîde okunmakta olan Fransızca dersi Harbiye'de okutulmayıp, diğer ilimler arasında gösterildiğinden hiçbir yarar sağlamamaktadır. Bundan sonra Harbiye'de de Fransızca dersi okutulacaktır. - Öğrencilere her hafta değişik dersler gösterildiğinden bunların öğrencinin hafızasında kalması güç olmaktadır. Bundan böyle bir dersin bitiminde başka bir ders başlayacaktır. - Halen öğrenim yapan öğretmen sınıfı öğrencilerinden öğretmenlik yapabilecek durumda olanlar öğretmen olarak bırakılacak, diğerleri ise Alaylara verilecektir. - Şimdiye kadar her yıl yapılan genel imtihanlar sözlü olduğundan dersler ve öğrenciler sıkışmakta, bu yüzden çok zamana ihtiyaç duyulmaktadır. Bundan böyle imtihanlar yazılı olarak yapılacaktır. - Matematik dersi Mekteb-i Harbiye’den idadîye nakledildiğinde üç senelik öğrenim süresi yeterli gelmeyeceği için, okul dört seneye çıkarılacaktır. Bu ek sınıf, ihtiyat sınıflarından birinin lağvıyla sağlanacaktır. Bu sınıfa yetimlerin ve askeriyenin ileri gelenlerinin okuma-yazma bilmeyen çocuklarının toplanması çeşitli mahsurlar doğuracaktır. Bu yüzden böyle bir uygulamaya gidilmeyecektir. - Şimdiye kadar öğrenciler bir dersi iki ay okumaktaydılar. İki ayda ders bittikten sonra 5-6 ay imtihan vaktine kadar başka dersleri de okuduklarından, dersler öğrencinin aklında kalmamaktaydı. Bundan sonra her hafta okunan ders, ondan sonraki hafta kısaca tekrar edilecek, tek tek sorular sorularak öğrencinin bir önceki hafta okuduğu dersi hatırlaması sağlanacaktır. - Öğretmen sınıfı öğrencilerinin, öğretmenlik yapamayacak olanlarının Alaylara gönderilmesi kararlaştırıldığından, bundan sonra okul için gerekli olan öğretmenler, kurmay subaylar arasından seçilecektir. 159 159 Darü’ş-şura-yı Askerîye’nin 28 Ağustos 1870 (1 Cemaziye’lâhir sene 87 Rumi 16 Haziran 86 Pazar) tarihli kararının değerlendirildiği 8. ve 12. maddelerde de belirtildiği gibi, Mekteb-i Harbiye’de öğrenim gören öğretmen sınıfı (Muallim Sınıf Okulu) öğrencilerinden öğretmenlik yapabilecek durumda olanlar öğretmen olarak bırakılmış, diğerleri ise alaylara gönderilmiştir. Bu durumda okulun ihtiyaç hissettiği öğretmenler, kurmay subaylar arasından seçilmiştir. Ancak, sonraki yıllarda bu kararın uygulamasında güçlükle karşılaşılmış ve askerî öğretmen açığının kapatılamaması üzerine yeni bir okul açılması kararlaştırılmıştır. Menşe-i Muallimîn adı verilen bu okulun açılması ile igili olarak Osman Ergin şu bilgileri aktarmaktadır: (Osman Ergin; Türk Maarif Tarihi, C.:1-2, s.715.) “Askerlik bir meslek olduğu gibi muallimlik de ayrı bir meslek olduğundan doğrusu aranırsa askerî mekteplerde de askerliğe ait derslerin başkasını muallim olarak yetişmiş olanların okutması lâzım gelirdi. Bu, tabiî ve mantıkî olduğu kadar ordunun muhtaç bulunduğu yüzlerce zabiti de mesleğine iadeye yarayacağı için askerlik bakımından da yapılması istenen bir iştir. Fakat itiraf etmek lâzım gelir ki, tatbiki güç bir iştir. Bunu böyle düşünen Mekâtib-i Askerîye ve Darüşşafaka Ders Nazırı Süleyman Hüsnü Paşa 1875’te (H.1292) askerî mekteblerin tedris vasıtalarından yani asker hocalardan sivil muallim yetiştirmek üzere 46 - Eklenen yeni dersleri okutmak için gerekli olan öğretmen ve yardımcılarının tayinleri ilişikteki defterde tutanak olarak tutulmuştur. - Eklenen yeni derslerle birlikte ortaya çıkan müfredat programı, Meclis-i Maarif tarafından hazırlanmış olup, öğretmen ve yardımcıları ile ilgili defterle birlikte Padişaha sunulmuştur. Görüldüğü üzere Darü’ş-şura-yı Askerî'nin 28 Ağustos 1870 tarihli bu kararı, Mekteb-i İdadîyi de çok yakından ilgilendirmektedir. Bu sırada Serasker (Başkomutan), Abdi Paşa'dır. Abdi Paşa ve Galip Paşa'nın işbirliğiyle hazırlanan bu yenilik hareketleri, bizde Batılı anlamda, eğitim alanında yapılmış ilk yeniliklerdir. Bu kararlardan da anlaşılacağı gibi Batılı anlamda eğitim alanındaki ilk yenilikler, askerî okullarda yapılmıştır. Sultan Abdülaziz, Maçka Kışlası’nın yerine, ustası Sarkis Balyan’a mükemmel bir silâhhâne 160 yaptırma kararı alınca, iki idadînin Kuleli Kışlası’na taşınması kararlaştırıldı. Kışla koğuşlarına sıralar konularak, dershaneler oluşturuldu. 1872’de Harbiye İdadisi ile ‘Menşei Muallimin’ adıyla idadî ve yüksek derecelerde bir mektep açılmasına teşebbüs etmiş ve açmaya da muvaffak olmuştur. Menşe-i Muallimin’in bir idadî bir de yüksek kısmı bulunuyordu. İdadi'nin öğretim süresi beş yıl, yüksek kısmı ise iki ile dört yıl arasında değişmekteydi. Menşe-i Muallime İdadîsi, o zamanki askerî idadîlerle aynı programı uygulamaktadır. İdadîde yabancı dile çok önem veriliyordu. Dördüncü sınıftan sonra fen ve edebiyat diye iki şubeye ayrılıyordu. Okulda günde iki saat ders yapılıyordu. Yılda sekiz ay öğretim, dört ay tatil yapılıyordu. Ayrıca öğrencilere medrese geleneğine uyularak dini dersler okutuluyordu. Bu dersler camilerde veriliyordu. Süleyman Paşa, bu sistemi uygulattırmakla hissettirmeden medreseyi okul haline getirmeye çalışıyordu.” (Osman Ergin; Türk Maarif Tarihi, C.:1-2, s.715-716.) Menşe-i Muallimin’in idadî kısmını bitirenler, yüksek kısmına gitmek için olgunluk sınavından geçiriliyordu. Sivil idadîlerden mezun olanlar da bu sınavı verdikleri takdirde yüksek kısma girebiliyordu. Menşe-i Mualliminin yüksek kısmı 11 şubeye ayrılmıştı. Bu şubeler şunlardı: Sıra No ŞUBE 1 Topoğrafya Sınıfı 2 Edebiyat-ı Türkiye Sınıfı 3 Tarih Sınıfı 4 Coğrafya Sınıfı 5 Riyaziye-i Adiye Sınıfı 6 Riyaziye-i Adiye Tatbikât Sınıfı 7 Riyaziye-i Aliye Sınıfı 8 Riyaziye-i Aliye Tatbikat Sınıfı 9 Ulum-i Tabiiye Sınıfı 10 Sınıf-ı Sâni Ressamlığı 11 Sınıf-ı Evvel Ressamlığı Yukarıdaki tabloda belirtilen şubelerden mezun olanlar doğrudan öğretmenliğe tayin edilmiyorlardı. İki sene müddetle bir nevi stajyerlik uygulamasına tâbi tutuluyorlardı. Okuldan mezun olduktan sonra "Öğretmen Muavinliği”ne tayin ediliyorlardı. Öğretmen adayı iki sene zarfında konularıyla ilgili yabancı dilden tercümeler yaparak tecrübelerini arttırmaya çalışıyorlardı. Eğer iki sene içerisinde yeterli duruma gelememiş iseler öğretmen olamıyorlardı. (Salname-i Devlet-i Aliye-i Osmanî, Sene 1291, s.113.) Her öğretmen okuttuğu dersin kitabını yazmak veya tercüme etmek suretiyle hazırlamak zorundaydı. Hazırlanan ders kitabının Meclis-i Maarif-i Askerî tarafından kabul edilmesi gerekiyordu. Başarılı olan öğretmenler mükâfatlandırılıyorlardı. Öğretmenler için 15 sene mecburi hizmet uygulanıyordu.(Osman Ergin, a.g.e., C.:1-2, s. 718.) 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nın çıkması üzerine Menşe-i Muallimin’de görev yapan asker öğretmenler ve öğrencilerin bir kısmının savaşa katılmaları, okul mevcudunu azalttığı gibi, öğretimin devamını da güçleştirmişti. O sıralarda Mekteb-i Harbiye Dâhiliye Müdürlüğüne tayin olan Binbaşı İsmail Bey’in Sultan Abdülhamid’e yaptığı bir jurnal üzerine bu okul kapatılmıştır (l884). (Osman Ergin, a.g.e., C.:1-2, s. 718-719.) 160 Bugün İTÜ Maden Fakültesi olarak kullanılmaktadır. 47 Tıbbiye İdadisi, Maçka Kışlası’ndan Kuleli Kışlası’na taşınmıştır. 161 Bu tarihten sonra Harbiye İdadîsi (Dersaadet Askerî İdadîsi, Mekteb-i İdâdî-i Şâhâne), Kuleli Askerî İdâdîsi adını almıştır. Galip Paşa, Mekteb-i Harbiye Nazırlığı’nda kaldığı sürece yeniliklerine devam etmiştir. Mekteb-i Harbiye Meclisince hazırlanıp Darü’ş-şura-yı Askerîde kabul edilen ve aşağıda metnini verdiğimiz 15 Eylül 1874 (4 Şaban 1291) tarihli belgede de idadîye ait kararlar yer almaktadır: “Mekteb-i Fünûn-ı Harbiye-i Şâhâne'de tedris oluna gelen fünûn-ı mütenevvianın bi'l-cümle Avrupa Düvel-i Muazzaması Mekâtib-i Harbiyesi ile mekteb-i mezkûr programları beyninde bir dereceye kadar tefavüt bulunmayacağından, onların programlarına mümkün mertebe tatbika medar olmak ve daha ziyade istifade kılınmak üzere Mekteb-i Harbiye’de tedris olunan Hikmet ve Kimya ve Hendese-i Resmiye derslerinin cihet-i umumiyesinin ve Mebâniyü’l-İnşâ ve Tarih-i Umumî derslerinin sülüsünün Mekâtib-i İdadî’ye nakledilmesi ve şu kadar ki taşra Mekâtib-i İdadîyesinde bu dersler için hoca ve ale’l-husus Hikmet ve Kimya için âlât ve edavât tedâriki müşkil olduğundan şimdilik Harbiye’ye nakledilecek taşra idadî şakirdânının Dersaadet İdadîsi’ne celb ile cümlesinden mürekkeb bir sınıf bi’t-teşkil Hikmet ve Kimya ve Hendese-i Resmiye derslerinin sınıf-ı mezkûra kıraat ettirilmesi ve Talim-i Fenn-i Sebahatin mekâtib-i askeriye şakirdânına tedris-i mukteza-yı nizamından olduğu ve Kuleli Kışlası’nın dahi münasebet-i mahalliyesi bulunduğu cihetle, bu dersin işbu sınıfta dahi bu seneden itibaren gösterilmesi ve yalnız Mekteb-i Fünûn-ı Harbiye’de on ders Hikmet-i Askeriye, on beş ders Kimya-yı Askerî ve yedi ders Hendese-i Askeriye’den olmak ve mecburî otuz iki dersi havi bulunmak üzere, Mekteb-i Harbiye birinci senesinde haftada birer ders gösterilmesi hususlarına karar verildiği gibi, derslerin mufassal programları dahi bi’t-tatbik lüzumu mertebesinde ta’dil ve ıslâh edildiği ve Erkan-ı Harbiye şakirdânı şimdiye kadar Mekteb-i Harbiye dördüncü senesinden tefrik olunagelmekte ise de şakirdân-ı merkûmeye çend seneden beri şeref taalluk iden İrâde-i Seniyye mucibince tamâmi ve tafadulı ve Hendese-i halliye ve onlara tatbikan fünûn-ı âliye irae kılınageldiğinden ve fünûn-ı mezkûrenin Riyaziye derslerine taallukı tam olup, usûl-i hâzıra hükmince şakirdân, dört seneden sonra metruk olan Riyaziyeye be-tekrar ibtidar idegeldiklerinden ve bu ise emr-i tedris-i tas’ib eylediğinden fünûn-ı Riyaziye bilâ-inkıta tedris ve dersler yekdiğerini bir silsile-i tabiiye ile takip için Erkân-ı Harbiye şakirdânının birinci derslere bed’inden evvel tefrikiyle cedvel-i mahsuru mucibince tedris ve yine bazı dersleri sunuf-ı saire ile beraber talim eylemeleri ve ileride sunuf-ı saire-i ihtiyatiye ile birlikte ilgâ kılınmak üzere, Dersaadet Mekteb-i İdadî birinci senesinin dahi Hasköy’de vâki Mahrec-i Mekâtib-i Askeriye’de tevkifi hakkında mekteb-i mezkûr meclis-i maarifi tarafından tanzim olunan mazbata Mekâtib-i Askeriye Nezaret-i Behiyyesinin tezkeresiyle berâber Dârü’ş-şurâ-yı Askeriye ledelhavâle keyfiyet lâzım gelenler dahi hazır olduğu halde tetkik ve müzakere olundukda, sûret-i maruza’nın kabûlü mekâtib-i mezkûre şakirdânının emr-i tahsilince bir derece daha husuli terakkiyât ve masrafca tasarrufâtı mucib olacağı tahakkuk iderek, mucibince icrası tensip kılınmış olunduğundan bâdehü iktiza-yı hal ifâ olunmak üzere keyfiyetin cânib-i seniyyü’l-cevânib-i hazret-i vekâlet-penâhîlerinden istizan-ı Harbiye Dairesinden ifade olunmuş olmağla her halde emr ü ferman hazret-i veliyü'l emrindir. 4 Şaban 1291 (15 Eylül 1874 Salı)”. 161 Harbiye ve Tıbbiye idadîlerinin Kuleli’ye taşınma tarihleri hakkında değişik görüşler ileri sürülmektedir: “Mir’at-ı Mekteb-i Harbiye” ve “Mir’at-ı Mekteb-i Mühendishane”ye göre bu tarih 1872, Osman Ergin ve Tahsin Ünal’a göre 1876’dır. Kuleli Askerî Lisesi eski tarih öğretmenlerinden Em. Öğ. Alb. Sırrı Üçer, taşınma tarihi olarak önceleri 1867 yılını almışsa da daha sonra bu görüşünü değiştirerek 1872 yılını kabul etmiştir. Aşağıda metinini de vereceğimiz 15 Eylül 1874 (4 Şaban 1291) tarihli Darü’ş-şüra-yı Askerîye kararından da anlaşılacağı üzere, bu tarihte İdadî, Kuleli Kışlası’ndadır. O halde taşınmanın 1874 tarihinden önce olması icap eder. Belgeye göre Osman Ergin ve Tahsin Ünal’ın görüşlerinin yanlış olduğu değerlendirilmektedir. Harbiye ve Tıbbiye idadîlerinin Kuleli Kışlası’na taşınma tarihleri olarak 1872 yılını kabul etmek daha akla yatkındır. 48 Yukarıda metni verilen belgede idadî ile ilgili olarak alınan kararları şu şekilde sıralayabiliriz: - Harbiye’de okunmakta olan Hikmet (Felsefe), Kimya ve Hendese-i Resmiye (Geometri) derslerinin tamamı, Mebani'il-İnşâ (Yazı yazma esasları) ve Tarih-i Umûmî (Genel Tarih) derslerinin üçte biri, idadîye nakledilecektir. - Taşra idadîlerinin öğretmen ihtiyacı ve Hikmet ile Kimya dersleri için alet (EYM) bulmak zor olduğu için, -şimdilik- Harbiye’ye nakledilecek taşra idadîleri 4 ncü sınıf öğrencileri Dersaadet İdadîsi’ne gönderilerek, karma bir sınıf oluşturulacaktır. Hikmet, Kimya ve Hendese-i Resmiye dersleri bu sınıfta okutulacaktır. - Askerî okul öğrencilerinin yüzme eğitimi yapmaları yönetmelik gereği olduğu için ve Kuleli Kışlası da bu işe uygun bulunduğundan, yüzme dersi, bu sınıfta, bu yıldan başlayarak gösterilecektir. - Dersaadet Askerî İdadisi’nin 1 nci sınıfı Hasköy’de bulunan “Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye”de kalacaktır. Aynı döneme ait diğer bir belgede de idadîler ile ilgili alınan kararlar şunlardır: “Umum Mekâtib-i İdadîye’den ba’de’l-imtihan Mekteb-i Harbiye’ye gelecek talebenin Meclis-i Maarif huzurunda tekrar imtihanları ile kazanacakları numara sırasınca birinci sene şakirdanı...” “Halen cari olan şifâhî imtihânın imtihân-ı tahririye ve icrâ’ıyle be-tarîk-i imtihanât-ı umumiyenin tahriren ve şifâhen icra ve Mekâtib-i İdadîye ve Mekteb-i Harbiye şakirdânından bir defa kâmil ... imtihana girdirmek bir sene dersten girü kalandan Fransızca ve İmlâ ve Kitabet ve Tarama ve Resim gibi her yıl tekrar idilenler ile Eşkâl Jimnastik ve Ta’limât Ameliyatından beş numaradan dört numara alanların sınıftan döndürülerek ileriye nakline ferdası sene yine o derslerden kazanılan numara dört olur ise onların dahi ikinci sene ve Mahrec-i Mekâtib-i Askeriye şakirdânının hal-i tufuletleri cihetiyle, fakat bunların dersten dönenlerinin kâfi iki seneye bir imtihan veremedikleri surette, ol sene mektebden çıkarılması ve gerek Mekâtib-i Rüşdiyeden ve gerek hariçden mekteb-i mezbûra yazılan talebenin bu evâmirin Meclis-i Maarif huzurunca Türkçe söylenecek sözü yazabilecek kadar terkib ve imlâya muktedir bulunmasının mektebe kabullerine…” “Harbiye şâkirdânından bir sene dersden girü kalanların tefrikle Alaylara verilmesi ve İdadîye ile Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye şakirdanının ikişer sene sınıflarda girü kalanlardan Mekteb-i İdadîye talebesi sinnaen ve nefsen muktedir ise sanayii taburlarına verilmesi olmayacak .... ile okutulan şimdiki mekteb-i askerîyeden bir müdet tedenni iderek, bütün kayıtları tetkik ile ihrac kılınmış ve esna-yı imtihanda not hususunca imtihan olunan şeylerden Kitabet ve Fransızca dersleri istisnaya şâyân bulunmaz. Bu bâbda muamele-i istisnai tecviz olunacağından ve malumatın sair fünun sırasında … Tarama ve Resim ve Talimat Ameliyatı derslerinden beş numaradan dört numara alanların ol sene derslerinin ileri geçirilmeyerek, ertesi sene tekraren aşağı kalır ise artık ikbâli müsüllü olanların dahi mektebden çıkarılması ve Cimnastik numarasının … iken … fesh … gerek Mekteb-i İdadî ve gerek Tıbbiye’ye beher her sene mücerreden alınması icab iden şakirdânın kemâfi’ssabık mezbûr mektebden Darü'ş-şura tarafından ta’yin idilecek memurlardan mürekkeb bir komisyon tedkikiyle efendi … müesses bulunan usul-i kadimenin ibkası ve mekteb-i mezkurda tedris ve ta’lim olacak fünûn için hariçten muallim celb Iüzum görülmeyip, şimdilik yalnız bir Kimya hocasına hacet kesb ittüğünden Fransızca muallimliğine zabitân-ı askerîyeden ve sınıf-ı etibbâdan …. tedârik kılınmak üzere salifü'l-beyân Kimya hocasına bin frank maaş verilerek Mösyö Filorin’in tayini ile …. evrak-ı makbûle beyânında bulunan programındaki kâmilen tedrisi ittihaz idilmesi hususatı tezkire-i merkûme-i mezbûrenin hülasa-i münderecatında bulunmuş …” 49 Belgeden anlaşıldığı kadarıyla idadîlerle ilgili alınmış olan kararlar kısaca şunlardır: - Bütün idadîyelerden imtihânla Harbiye’ye gelecek olan öğrenciler Meclis-i Maarif (Harbiye Eğitim Meclisi) tarafından yeniden imtihan edilerek, kazananlar numara sırasıyla Harbiye birinci yıl öğrencisi olacaklardır. - Halen geçerli olan sözlü sınav şekli yazılıya çevrilerek, yılda bir defa genel olarak yazılı sınav yapılacaktır. - Bir yıl sınıfta kalanlardan,”Fransızca”, “İmlâ”, “Kitâbet”, “Tarama” ve “ Resim” gibi her yıl tekrar edilen derslerle bu derslere eşdeğer “Jimnastik”, “Ta’limat Ameliyatı” (Eğitim Uygulamaları) derslerinden beşten aşağı not alanlar sınıfta kalacaklardır (sınıftan döndürüleceklerdir). Ertesi yıl yine aynı derslerden beşten aşağı not alırlarsa okuldan çıkarılacaklardır. - Rüşdiye mekteplerinden olan veya dışardan gelen öğrenciler Meclis-i Maarif tarafından imtihan edileceklerdir. Türkçe kompozisyon yazabilecek yeterlilikte olanlar idadîye kabul edileceklerdir. - Harbiye öğrencilerinden bir sene sınıfta kalanlar Alaya çıkartılacaklar, idadî ve Mahrec-i Mekâtib-i Askerî öğrencilerinden ikişer sene sınıfta kalanlar ise yaş ve beden itibariyle yeterli ise Sanayii Taburlarına verilecek, yok eğer değilse okuldan çıkarılacaktır. 162 - İmtihanlarda Fransızca ve Kitabet derslerinde ayrıcalıklı muamele yapılamaz. Bu şekilde hareket edenler, cezalandırılır. - Şimdilik dışarıdan öğretmen getirmeye gerek yoktur. Fransızca öğretmeni ihtiyacı, subaylardan ve “tıp” sınıfından karşılanacaktır. - İhtiyaç olan Kimya öğretmenliği için Mösyö Florin tayin edilecektir. Mösyö Florin'e 1000 Frank maaş verilecektir. Serasker Abdi Paşa ve Mekteb-i Harbiye Müdürü Galip Paşa'nın önderliğiyle çıkartılan Darüş'şura-yı Askerîye kararları ile idadînin eğitim sisteminde yapılan değişiklikleri şu şekilde özetleyebiliriz: Öğretim Süresi: - İdadîlerin öğretim süresi üç yıldan dört yıla çıkarıldı. - Taşra idadîlerinde yeterli öğretmen ve alet bulunmadığından dört yıla çıkartılan idadîlerin dördüncü sınıfı Dersaadet İdadîsi(Kuleli İdadîsi)'nde toplanacaktır. - Dersaadet İdadîsi'nin birinci sınıfı Hasköy'de bulunan Mahrec-i Mekâtib-i Askerîyeye devredilecektir. Öğrenci Mevcudu: Öğrenci mevcudu beşyüze çıkartılacaktır. Sınıf Geçme ve Sınav: Öğrencilerin sözlü olarak yapılan ilk sınavları kış aylarında olurken, 1869'dan itibaren sınavlar ilkbahar aylarında yapılmaya başlandı. 1865’te İstanbul'da bulunan bütün askerî okullar için sınav merkezi olarak, Mekteb-i Harbiye kabul edildi. 15 Ocak 1865 (17 Şaban 1281)'te Mekteb-i Harbiye'de toplanan bütün askerî öğrenciler, subayları ve öğretmenleri ile birlikte Sultan Abdülaziz'in önünde sözlü sınava girdiler. 163 1864 yılına kadar idadîlerden mezun olan öğrencilere diploma verilmezken, 1864 yılından sonra okulu bitiren öğrencilere diploma verilmeye başlanmıştır. Bu yöntem 8 yıl sonra 1872'de tekrar terk edilmiştir. 164 162 Daha önceki bölümlerde bahsedildiği gibi ilk yıllarda başarısız olan İdadî öğrencileri de alaya çıkarılırlardı. Bu kararname ile bu yöntem kaldırılmış olmasına rağmen bir süre sonra tekrar konulmuş, Alaya çıkarma sistemi 1949’a kadar devam etmiştir. 163 Takvim-i Vakâyi, 18 Şaban 1281 (16 Ocak 1865). 164 Kolağası Mehmed Esad, Mir’at-ı Mekteb-i Harbiye, s.78. 50 Darü'ş-şura-yı Askerîye kararlarıyla idadîlerin sınav ve sınıf geçme esaslarında şu değişiklikler yapılmıştır: - O tarihe (1874) kadar geçerli olan sözlü sınav şekli yazılıya çevrilecek; yılda bir defa genel olarak yazılı sınav yapılacaktır. - Sınıf geçme notu en az beştir. - İki yıl üstüste kalan öğrenciler artık Alaya çıkarılmayacak, yaş ve beden itibariyle yeterliyse “Sanayii Taburları”na “verilecek, yok eğer değilse okuldan çıkarılacaktır. Kayıt-Kabul: - İdadîlerin esas öğrenci kaynağı rüşdiyelerdir. - Rüşdiye mekteplerinden mezun olan veya dışarıdan gelen öğrenciler Meclis-i Maarif tarafından sınava tabi tutulacaktır. Türkçe kompozisyon yazabilecek yeterlikte olanlar idadîye kabul edileceklerdir. Öğretim Kadrosu: İlk askerî okulIarın öğretim kadrosunu, kendini yetiştirmiş olan kıta subayları meydana getiriyordu. Askerî okullara daha kaliteli öğretmen yetiştirmek için 1863 yılında “Öğretmen Sınıfı” kurularak, Mekteb-i Harbiye’de öğretmen olacak öğrenciler ayrı bir öğretime tabi tutulmaya başlanmıştır. Bu tarz bir eğitimden geçen öğretmenler, kısa zamanda ülkenin en kaliteli öğretmenleri arasına girmiştir. 1872 yılında yetimler için açılmış olan Darüşşafaka Lisesi'nin ilk öğretmenlerini de askerî öğretmenler oluşturmuştur. Osman Ergin bu konuyu şöyle açıklar: “O devirde yeni açılan bir lisede asrın yeni ilim ve fenlerini Türkçe okutacak münevver ve mütefennin sivil muallimler bulunmadığı gibi Türkçe kitaplar da yoktu. Askerî mektepler bir dereceye kadar bu noksanı gidermiş oldukları için, millî bir hamle ve gayretle kurulan müesseseyi asker hocalar ellerine aldılar ve gelip, senelerce Darüşşafaka’da parasız pulsuz hocalık ettiler. Kitaplar tercüme edip bastırarak, Darüşşafaka’da okutmaya başladılar. Binaenaleyh ilk zamanlarda Darüşşafaka hocalarının onda sekizini askerler, kalan onda ikisini de din, Arapça ve Farsça derslerini okutan medreseli vs. hocalar teşkil ediyordu. Asker hocaların bu himmeti, Darüşşafaka tarihine altın harflerle yazılsa layıktır.” 165 Askerî ve sivil eğitim tarihine bu derecede büyük katkılarda bulunmuş olan askerî öğretmen sınıfı, 1870 kararnamesi ile kaldırılmıştır. Öğretmen sınıfı öğrencilerinden yeterli durumda olanlar öğretmen olarak bırakılırken, diğerleri Alaylara sevk edildiler. Kararname ile öğretmen kaynakları şu şekilde belirlendi: - Askerî okullar için gerekli öğretmenler kurmay subaylar arasından seçilecektir. - Fransızca öğretmenleri, subaylar ve tıp sınıfı arasından seçilecektir. Dersler: Harbiye’de okutulmakta olan Hikmet, Kimya ve Hendese-i Resmiye derslerinin tamamı, Mebâniü’l-İnşa ve Tarih-i Umûmî derslerinin üçte biri idadîye nakledilecektir. - İlm-i Sebahat (yüzme dersi), uygulamalı olarak yapılacaktır. - Fransızca, İmlâ, Kitâbet, Tarama ve Resim dersleri, her yıl tekrar edilir. - Jimnastik ve Talimat Ameliyatı (Askerî eğitim uygulamaları), uygulamalı olarak yapılır. - Harbiye’de okutulmakta olan “Matematik” dersi, idadîye nakledilecektir. - İdadîde en çok önem verilen dersler, Fransızca ve Kitâbet dersleridir. Daha sonra sırasıyla İmla, Tarama, Resim, Talimat Ameliyatı ve Matematik gelir. - Her hafta okutulan dersler, ondan sonraki hafta tekrar edilecek; tek tek sorular sorularak öğrencinin geçen hafta okuduğu dersi hatırlaması sağlanacaktır (geri besleme yapılacaktır). 165 Osman Ergin, a.g.e., C.:2, s.491. 51 1875/76 (H.1292) yılından sonra askerî idadîlerin öğrenci kaynağını, askerî rüşdiyeler sağlamıştır. Bu dönemde idadîlerdeki eğitim-öğretim faaliyetlerini daha iyi anlamak açısından rüşdiyelerin tarihine kısaca bir göz gezdirmekte yarar vardır. 2.1. Askerî Rüşdiyeler Askerî idadîlerin Galatasaray Kışlası’nda birleştirilmesi üzerine (1864), Mühendishâne-i Berr-i Hümâyûn (Topçu) İdadîsi’nden boşalan yere, bu idadîlerin ihtiyaç sınıfları (hazırlık okulları) nakledilerek, orada “Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye” adında bir genel “rüşdiye” açılmıştır. Dört sınıflı olan bu okulun faaliyeti, askerî rüşdiyelerin açılma tarihi olan 1875/76 (H.1292) tarihine kadar devam etmiştir. Zamanla askerî idadîlerin mevcudunun artmasıyla öğrenci ihtiyacını karşılamada yetersiz kalan Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye’nin mevcudu hiçbir zaman 500 öğrenciyi aşmamıştır. Sivil rüşdiyeler 1847'den itibaren mezun vermelerine rağmen, bu okulların mezunları, memur olmayı tercih ettikleri için, 1875 (H.1292) tarihinde, “askerî rüşdiyeler” açılmıştır. Askerî rüşdiyelerin açılmasını öngören sadâret tezkeresinde durum şu şekilde açıklanmaktadır: 166 “Taşralarda vâki mekâtib-i idadîye ihtiyat sınıflarının lağvıyla anlara muktezi şâkirdânın doğrudan doğruya taşra mekâtib-i rüşdiyesinden bâşahadetnâme çıkanlardan ahzı ve Dersaadet Mekteb-i İdadîsi için dahi Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye’nin muvakkaten teşkiliyle bunun dahi ilerüde lağvı mukaddemâ verilen karar icâ1914 yılı Askeri Rüştiye Öğrencileri bından olarak şimdiye kadar taşra idadîleri ihtiyat sınıfları tedricen ilga olunmuş ise de Dersaadet Mekteb-i İdadîsi sınıflarının tertîb-i mukarreri yüz neferden ibaret bulunduğundan beher sene Dersaadet Rüşdiyeleri’nden yalnız mekteb-i mezkûr için ol miktar müstaid ve ikmal-i tahsil etmiş şâkırdân tedârik ve intihabı lâbüd olup ancak rüşdiye mekteplerinin hâl-i hâzırı bu ihtiyacı def’e gayr-i kâfi olduğu cihetle mahrec-i mekâtib-i mezburenin külliyen ilgası halinde mekteb-i askerî için kabule şâyan şâkird tedarik-i rehîni müşkülat olacağı der-kâr olmasıyle beraber şimdiye kadar Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye’ye arz olunan şâkirdânın ekserisi sarftan bed' ettirile geldiğinden hîn-i kabullerinde derece-i istidat zekâları takdir olunamadığına ve mektebin nizâm-ı mukarreri üzere şâkirdân-ı mümâileyhinden müteakiben iki sene dersten dönmeyenlerin mektebden terkini kaydı uymadığından bir takım gaibü'zzihin etfal beş altı sene mekâtib-i askerîye üzerinde kalarak her birerleri için onar, on beşer kuruş masraf edildikten sonra kayıtları teskin olunageldiğine ve maahaza ibtidâ mektebe ahz olunan şakirdanın sinleri 12, 13 raddelerinde bulunarak, vücutça derece-i tenâsübleri anlaşılamadığından birçok da tenâsüb-i askerîsi olmayan zâbit çıkarılmakta idüğüne mebni mekteb-i mezkûrun dahi taşra mekâtibi ihtiyat sınıfları misillü bi't-tedric lağvıyla Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye’nin yerine bir kaç bâb gayr-ı muvazzaf Mekâtib-i Rüşdiye-i Askerîye teşkili ve eğerçi mekteb-i mezbûr mevkian Tophane ve Hasköy ve Eyüp ve civarı etfâlinin âmedüşüdine müsait ise de Dersaadet ve Üsküdar ve Boğaziçi ahâlisi etfâlince müşkülâtı 166 Osman Ergin, a.g.e., C.:1-2, s.501-504. 52 der-kâr olduğundan birer rüşdiye de Üsküdar ve İstanbul’un mevâki-i münâsebesinde bulundurulması ve bu mekteblerin her birinde üçer dörder yüz şâkird bulunduğu takdirde mevcutları olacak üç sınıfta üçer dörder yüz şâkird bulunarak bunlardan Dersaadet Mekteb-i İdadîsi için beher sene usulen ahzı olanların matluba muvafık olanlarından tefrik ve ahzı kabil olduktan başka bu yolda Tıbbiye ve Bahriye Mekteblerine dahi şakird yetişmiş olacağı ve bu mekâtib şâkirdânı muvazzaf olamayacakları gibi geceleri de mekteblerinde kalamayacaklarından bu yüzden hazine-i devlete haylice tasarruf hasıl olacağı der-kâr olup fakat bunlar meyânında eytâm-ı askeriyeden olarak vâlide ve akrabaları olmayıp da bütün bütün açıkta kalanların dahi gündüzleri mezkûr rüşdiyelere devam ile geceleri Sanayi-i Sıbyân Bölüğünde veya kışlaların birinde beytûtet ettirilmesi ve ileride görüşülecek hâle göre Ordu-yı Hümâyûnlar merkezlerinde pek cüz’î bir masrafla böyle birer rüşdiye tesisi ve bu şakirdândan cismen mekâtib-i askeriyeye kabul olunmayanların sair mekâtib-i rüşdiye şâkirdânı misüllü devâire kabulleriyle Mülkiye Rüşdiyelerinden çıkacak şâkirdândan belirtilen derecede imtihan verebilen ve vücutca elverenlerin dahi mekâtib-i idadîye-i askerîye kabulü suretlerince meclis-i maarifte cereyan eden mebâhis ve tedkîkâtı hâvî mazbatanın irsâl kılındığı beyânıyle ifâ-yı muktezası hakkında Mekâtib-i Askeriye Nezâret-i Behiyyesinden vârid olan tezkere melfutiyle berâber Darü’ş-şurâ-yı Askeriye lede’l-havle vakıa Mahrec-i Mekâtib-i Askeriye sınıflarının lağvıyla bunun Hasköy ve Eyüp civar etfâline mahsus olmak üzere mekteb-i rüşdiye-i askerîye tahfili ve buna ilâveten ve müceddeden Dersaadet ve Üsküdar’da ve Beşiktaş cihetinin dahi vüs’ati ve havâli ve sekenesinin kesreti cihetiyle bir de orada birer mekteb-i rüşdi-i askerî tesis ve teşkili ile bunlardan üçer yüzden bin iki yüz etfâl bulundurulduğu takdirde anlardan yetişecek şâkirdândan beher sene mekteb-i idadî için evsâf-ı matlûbede lüzumu olan şâkirdânın tedârik istihzar edilmesi maksad-ı mühimmi hâsıl ve şu tertibe göre bu mekteblerin müdavimini şimdiki Mahrec-i Mekâtib-i Askeriye gibi semtlerine nâ-müsâid ve bâid bir mahalle gitmek tekellüfât ve müşkilâtından vâreste olmak ve endâm-ı tenâsüb-i askerîye muvafık olamayacak şâkirdân hâriçde bırakılarak bu suretle devâi-i sâire-i devlet için de bir hayli ta’lim ve terbiye görmüş şâkird yetiştirilmek dahi kâbil olacağından suret-i iş’âr esâsen şâyân-ı kabul ve tervic görülüp fakat mezkûr mekâtib-i askeriyede şimdiki halde mevcut olan şâkirdân muvazzaf olarak mekteb-i mezbûrun hemen ve def’aten lağvıyla mevcut şâkirdânın ol sûretde teşkil olunacak mekâtib-i rüşdiyeye nakli halinde çünkü mezkûr mekâtib şâkirdânının muvazzaf olamayacaklarına mebni bunların dahi maaş ve tayinlerinin kat’ı ve geceleri hânelerine gönderilmeleri icab edüp, halbuki hayli vakitler berü öyle muvazzafen taayyüş etmeye alınmış ve bazıları bî-kes ve bî-kudret bulunmuş olan bîçâregân-ı etfâlin öyle birdenbire dağılmaları muvafık-ı şân-ı âlî olamayacağından anın üzerine olunan mütâlâaya mebni nizamiye muhasebesinden tanzim olunan pusulada gösterildiği üzere Mahrec-i Mekâtib-i Askeriyede mevcut ümerâ ve zâbitân ve memûrîn ile şâkirdân ve hademe ve sâirenin bir senelik maaş ve tayinât ve masarifât-ı sâireleri 1.573.681 kuruşa bâlî olup, tahvilât ve tertibât-ı mezbûrenin kabul ve icrâsı halinde ise mevcut Hasköy mektebinden başka İstanbul ve Üsküdar ve Beşiktaş cihetlerinde müceddeten yapılacak üç bâb mektebin masarif-i inşaiyesi için bir defaya mahsus olmak üzere tahminen iki yüz ellişer bin kuruştan 750.000 kuruş sarfı iktiza edeceği gibi Mekâtib-i Askerîye Nazır-ı Sânîsi Mirliva Saadetlü Paşa ile vaki olan müzakerede Mahrec-i Mekâtib-i Askerîyenin yerine kaim olacak işbu dört mektebin şâkirdanı gayri muvazzaf olacaklarına binaen beher mektebin masarif-i idadîsi yani hoca ve memuran maaşı şehri 5550 kuruştan ibaret olacağı ve şu masarif-i şehriye üzerini inde'l-hisab mekâtib-ı mezburenin beheri için senevi 66.600 kuruşdan cem'an 266.400 kuruş itası iktiza edeceği tebeyyün etmiş ve mezkur Mahrec-i Mekâtib-ı Askerîyede elveym mevcut olan üç sınıfın beherinde yüzer nefer şâkird bulunup bir sene bi’l-imtihân bunlardan bir sınıfı mekteb-i idadîye nakledeceği cihetle sunuf-ı mezkûreden bu sene bi’l-imtihân mekteb-i idadîye nakledilecek sınıfın şâkirdânına mukabil 53 hâricden şâkird ahzolunmadığı halde bu sınıfın bir senelik masrafı olarak mekteb-i mezkûr masarif-i seneviyesinin sülüsüne karib derecede yazı üç dört ve ertesi sene imtihanından sonra lağv olunacak diğer sınıf masrafından dahi bu kadar tasarruf husule gelerek bu mikdar akçe ile ancak bu kadar müddet zarfında ber-vech-i muharrer Dersaadet ve Üsküdar ve Beşiktaş’da yapılacak mekteblerin inşası mümkün olacağı cihetle ber-vech-i muharrer husule gelecek tasarruf karşılık ittihazıyla mezkûr mektebler yapılarak icabı kadar şâkird ahzolunur ve mezkûr Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye sınıfları tedricen lağv edilirse hem şu suretle üç bab mekteb inşa olunmuş hem de üçüncü sene nihayetinde ilk sene çıkan mekteb mahsulü olarak Mekteb-i İdadî için görülecek 100 nefer şâkird yetişmiş ve hem de şimdi Mahrec Mekâtibinde mevcut şâkirdân bâlâda arz ve beyan olunduğu üzere dağıtılmamış olacağından başka Mahrec-i Mekâtib-i Askeriye’nin masarif-i seneviyesi olan mezkûr 1.573.681 kuruş müceddeden yapılacak mekteblerin ol vechile inşâ ve tesisinden sonra tertib ve hesâb-ı maruza göre 266.400 kuruş raddesine tenezzül ederek bu yüzden ol vakit senevi 1.300.000 kuruş menfaat ve say’-i hazîne dahi husule geleceğine mebni ol veçhiyle iktiza-yı hâlin icrâsı ve mekâtib-i rüşdiyeye devam edecekler içinde bulunacak eytâm-ı askeriyeden akraba ve taallukâtı bulunmayanların mikdarı ise cüziyyâttan ibaret olup bunlar dahi Sanayi Alayı ikametgâhında ibate ve ilbas ve me’kulat masraflarının alayı mezkur tayinat defterlerinde misafir gösterilerek tesviyesi zımnında cümlesinin Dersaadet’te yapılacak mektebde bulundurulması ve bu mekteblerde bulundurulacak şâkirdândan tenâsüb-i askerîsi olmayup da terk olunanların dahi sair mekâtib-i rüşdiye şâkirdânı misüllü aklâm-ı şâhâne gibi devâir-i devlete kabul olunmaları kaydının şehâdetnâmelerine derc ve tahrîri tensib kılınmış olunduğundan mektebce icâb-ı hâl ana göre icrâ ve mekâtib-i rüşdiye-i mezkûre şâkirdânının sûret-i ahızlarıyla usul-i tedrisiye ve tahsiliyeleri hakkında icâb eden nizamnâmesi tanzim ve imlâ olunmak üzere evvel emirde suver-i mutasavverenin makrun-i müsaad-i aliyye-i vekâlet-penahileri olub olmayacağının arz ve istizanı lüzumu Harbiye dairesinden ifade kılınmış olmağla bu bâbda şeref sanih olacak irade-i aliyye-i dâver-i efhamileri sü-yi çâkerâneme emr ü iş'ar buyurulması bâbında ... Gurre-i Zilhicce 1291 ve Kanun-i Evvel 1290 (9-12 Ocak 1875) Sadaret tezkeresinden anlaşılacağı üzere 1875 yılında alınmış olan kararlar şunlardır: Taşrada bulunan idadî mekteplerinin ihtiyat sınıflarının kaldırılarak, onlar için gerekli olan öğrencinin doğrudan doğruya taşra rüşdiye mekteplerinden mezun olanlardan sağlanması ve Dersaadet Mekteb-i İdadîsi (Kuleli, İstanbul ) için de Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye'nin geçici olarak kurularak, ileride kaldırılması önceden alınan karar gereğidir. Taşra İdadîleri ihtiyat sınıfları yavaş yavaş kaldırılmışsa da Dersaadet İdadîsi sınıfları yüzer öğrenciden oluştuğundan, adı geçen okul için bu miktarda yetişmiş öğrenci sağlamak gerekli olup, hali hazırda bulunan rüşdiye mektepleri bu ihtiyacı sağlamak için yetersizdir. Bundan dolayı Mahrec-i Mekâtib-i Askerîyenin kaldırılması halinde askerî idadîler için öğrenci temini güçleşecektir. Aşağıda yazılı sebeplerden dolayı Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye de taşra idadîlerinin ihtiyat sınıfları gibi kademe kademe kaldırılacaktır. - Şimdiye kadar Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye’ye alınan öğrenciler, çoğunlukla “Sarf” (Dilbilgisi) konusunda eğitim aldıkları için, idadîye alınırken, yetenek ve zekâlarının derecesi anlaşılamamaktadır. - Okul Yönetmeliğine göre öğrencilerden iki yıl üst üste sınıfta kalanların okuldan çıkarılmaları mümkün olmamaktadır. Bu yüzden başarısız öğrencilerin askerî okullardan çıkarılabilmeleri için en az beş altı yıl geçmesi gerekmektedir. Bu süreçte öğrenciler için yapılan masraf, devlete büyük maddî bir yük getirmektedir. 54 - Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye’ye alınan öğrencilerin yaşları 12, 13 civarında olduğundan bedenî gelişmeleri de anlaşılamamaktadır. Buna bağlı olarak, fizikî yapısı askerliğe elverişli olmayan subaylar da çıkmaktadır. - Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye yerine birkaç adet muvazzaf olmayan 167 askerî rüşdiye mektebi kurulacaktır. - Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye yerine kurulacak olan rüşdiye mektebi her ne kadar Tophane, Hasköy, Eyüp ve civar çocuklarının gelmesine uygunsa da İstanbul, Üsküdar ve Boğaziçi çevresindeki çocukların bu okula devam edebilmeleri hayli zor olacağından birer rüşdiyenin de Üsküdar ve İstanbul'un münasip yerlerine kurulması uygun olacaktır. - Her bir okul, üç sınıflı olacak ve üçer dörder yüz öğrenci bulunduracaktır. Bunlardan her yıl uygun olanlar ayrılarak, Dersaadet Askerî İdadîsi'ne gönderilecektir. Böylelikle Tıbbiye ve Bahriye Mekteplerine de öğrenci yetişecektir. - Askerî rüşdiye öğrencileri muvazzaf olmayacakları gibi, geceleri de okullarında kalmayacaklarından, bu yolla, devlet hazinesinde bir hayli tasarruf yapılacaktır. - Askerî rüşdiye öğrencilerinden asker yetimi olup da anne ve akrabası bulunmayıp açıkta kalanlar, gündüzleri rüşdiyeye devam edecekler; geceleri ise Sanayi-i Sıbyan Bölüğünde veya kışlaların birinde kalacaklardır. - İleride ihtiyaç duyulduğu takdirde ordu merkezlerinde de az bir masrafla rüşdiye okulları açılabilecektir. - Askerî rüşdiye öğrencilerinden vücutça askerî okullara kabul olunamayanlar sivil rüşdiye öğrencileri gibi resmî dairelere girebileceklerdir. - Sivil rüşdiye okullarından mezun olan öğrencilerden de yapılacak sınavda başarılı olanlar ve bedenî yeterliliğe sahip olanlar askerî idadî okullarına alınabileceklerdir. - Mekâtib-i Askerîye Nezaretinden gelen tezkerenin Darü'ş-şurâ-yı Askerîye’de kabul edilmesi üzerine Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye sınıflarının lağvıyla bu okul Hasköy, Eyüp ve civarında yaşayan çocuklara mahsus “Mekteb-i Rüşdiye-i Askerîye”ye dönüştürülecektir. Buna ek olarak İstanbul, Üsküdar ve Beşiktaş bölgelerinin geniş olması ve nüfusunun yoğun olması sebebiyle buralarda da kademeli olarak askerî rüşdiyeler açılacaktır. - Bu rüşdiyelerde üçer yüzden 1200 çocuk bulundurulduğu takdirde, yetişecek çocuklardan her yıl gerektiği kadar idadîye uygun öğrenci alınabilecektir. Böylelikle çocuklar şimdiki Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye gibi semtlerine uzak bir bölgeye gitmek güçlüğünden de kurtulacaklardır. Ayrıca kıyafet ve endamı askerliğe uygun olmayan öğrencilerin dışarıda bırakılması suretiyle diğer devlet daireleri için de bir hayli personel yetiştirmek mümkün olacaktır. - Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye’nin hemen lağvedilip rüşdiye mektebine nakli halinde mevcut öğrenciler, muvazzaf olmayacakları için maaş ve tayinleri kesilerek, geceleri evlerine gönderilecektir. Hâlbuki uzun zamandan beri muvazzaflığa alışarak, bazıları kimsesiz ve güçsüz kalmış olan çocukların öyle birden bire dağılmaları uygun olmayacağından adı geçen okul mazbata gereğince kademeli olarak lağv edilecektir. - Nizamiye Muhasebesinde düzenlenen pusulada gösterildiği üzere, Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye'de mevcut memur, subay, amir ve öğrencilerin bir yıllık maaş, tayin ve diğer masrafları 1.573.681 kuruştur. Bundan başka alınan karar gereğince İstanbul, Üsküdar ve Beşiktaş bölgelerinde kademeli olarak yapılacak üç okulun inşaat masrafı için bir defaya mahsus olmak üzere her biri için 250.000, toplam 750.000 kuruş sarfedilmesi gerekmektedir. Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye İkinci Nazın Mirliva Paşa ile yapılan görüşmede Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye için yerine kurulacak bu dört okulun öğrencisinin muvazzaf olamayacaklarından dolayı her okulun idarî masrafı, yani öğretmen ve 167 “Muvazzaf olmamak” deyimi, yatılı olmayan ve mezun olduktan sonra isterse sivil idadîlerde öğrenim görmek anlamındadır. 55 memurlarının maaşı 5550 kuruş olacağı anlaşılmıştır. Böylece adı geçen her okul için yıllık 66.600 kuruştan toplam 266.400 kuruşun verilmesi gerekecektir. Mevcut Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye’nin her sınıfında yüzer öğrenci, üç sınıfta üçyüz öğrenci vardır. Her yıl bunlardan bir sınıf sınavla mekteb-i idadîye nakledilecektir. Bu yıl sınavla mekteb-i idadîye nakledilecek sınıfın öğrencilerinin yerine dışardan öğrenci alınmadığı takdirde bu sınıfın bir yıllık masrafı tasarruf edilmiş olacaktır. Ertesi yılkı sınavdan sonra lağv olunacak diğer sınıfın masrafından da bu tasarruf yapılacaktır. Tasarruf edilen bu akçeler ile kararlaştırılan İstanbul, Üsküdar ve Beşiktaş'ta yapılacak okulların inşası mümkün olacaktır. Böylelikle adı geçen okullar yapılarak gereği kadar öğrenci alınır ve Mahrec-i Mekâtib-i Askerîyenin sınıfları kademeli olarak lağv edilirse hem üç okul inşa olunmuş, hem üçüncü yıl sonunda ilk yıl çıkan okul mahsulü olarak mekteb-i idadî için 100 öğrenci yetişmiş, hem de şimdi Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye’de mevcut öğrenci yukarıda arz ve beyan olunduğu üzere dağıtılmamış olur. Aynca yeni yapılacak okulların bu şekilde inşa ve tesisinden sonra Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye’nin 1.573.681 kuruş olan yıllık masrafı, 266.400 kuruşa kadar inecek ve yıllık yaklaşık 1.300.000 kuruşluk tasarruf sağlanacaktır. - Rüşdiye mekteblerine devam edecekler içinde askerî yetimlerinden ve akraba ve taalükatı bulunmayanların miktarı çok az olup, bunlar da sanayii alaylarında kalacaklardır. Bunların elbise ve yiyecek masrafları, adı geçen alayların tayinat defterlerinde misafir gösterilmek suretiyle karşılanacaktır. - Askerî rüşdiye öğrencilerinden askerliğe uygun olmayıp da ayrılanların diğer rüşdiye öğrencileri gibi devlet dairelerine girebilmeleri kaydı diplomalarına yazılacaktır. Bu açıklamalara rağmen yeni mektep inşaası için istenilen tahsisat hemen alınamamış, ancak, Paris'teki "Mekteb-i Osmanî”nin lağvıyla tahsisatından yapılan tasarruf sayesinde askerî rüşdiyeler açılabilmiştir. İlk açılan Rüşdiyeler Sıra No RÜŞDİYENİN ADI AÇILIŞ TARİHİ 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 Gülhane Soğukçeşme Kocamustafapaşa Fatih Eyüp Üsküdar Toptaşı Üsküp veya Paşakapısı Beşiktaş Şam Cânib-i Şarkî-i Atik (Eski) Bağdat Beyrut Eylül 1875 Eylül 1875 Eylül 1875 Eylül 1875 Eylül 1875 Eylül 1875 Eylül 1875 Eylül 1875 1875 1876 08. 10. 1877 Daha sonraları askerî idadî olan vilayet merkezlerinde de birer rüşdiye mektebi açılmıştır. 168 Askerî okulların öğretmen sorunlarını çözümlemek için 1875 yılında “Menşe-i Muallimîn” açılmıştır. 169 Rüşdiyelerin bir kısmı tahsis edilen mevcut binalarda öğrenim görürken, bir kısmı için de yeni binalar yaptırılmıştır. Bu okullara ilk açıldıklarında 3000 civarında öğrenci müracaatı olmuş olup, her birinde 250 ila 300 arasında öğrenci öğrenim görmüştür. 170 Vilâyet merkezlerinde daha sonraları açılan askerî rüşdiyeler şunlardı: 168 Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi, C.:1-2, s. 506-509. Hülya Yarar, a.g.e., s.9. 170 Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi, C.:1-2, s. 506-509. 169 56 ORDUNUN ADI ve MERKEZİ 1. 2. 3. İstanbul Edirne Selanik 4. Erzincan 5. Şam 6. Bağdat 7. Müs. Kor. San’a Müs. Trablusgarp Tüm. Trablusgarp AÇILAN RÜŞDİYE Bursa (1882), Kastamonu (1882). Edirne (1881). Selanik (1882), Manastır (1882), İşkodra (?) Erzincan (1882), Harput (?), Sivas (1882), Bitlis (?), Diyarbakır (1882), Van (1882), Trabzon (1882). Halep (1882). Bağdat (Cânib-i Garbî-i Cedit 1886), Süleymaniye (1892). Taif (?), Apha (?) Trablusgarp (22.08.1886) 171 Rüşdiye öğrencileri, 1875 yılında yayımlanan Sadaret tezkeresinden de anlaşılacağı gibi, muvazzaf değillerdi. Öğrenciler, üniforma tarzı bir elbise giymelerine rağmen, asker sayılmazlardı. Rüşdiyeyi tamamlayanlar istedikleri takdirde (yatılı olanlar hariç) askerî idadîlere girebilecekleri gibi sivil okullara da girebilirlerdi. Önceleri maarif okulları yetersiz olduğu için, asker olmak istemeyenlerin de bu okullardan yararlanmaları sağlanmıştır. Bu bakımdan askerî rüşdiyeler, memleket kültürünün gelişmesinde büyük bir rol oynamıştır. Askerî rüşdiyeler, disiplin ve ders programları açısından mülkiye rüşdiyelerinden üstün seviyede bulunduğu için, askerî rüşdiyelere rağbet daha fazla idi. Bu sebeple 1909 yılında bütün askerî rüşdiyelerde okuyan öğrencilerin miktarı 8000 civarındaydı. Askerî rüşdiyelerin itibar görmesinin sebebi, ciddi çalışma, askerî bir disiplinin uygulanması ve okulların ordu tarafından her bakımdan desteklenmesiydi. Her rüşdiye mektebi, kolağası (önyüzbaşı) rütbesinde bir müdürün emir ve komutasına verilmişti. Okullarda askerî idare ve öğretim için bir kadro oluşturulmuştu. İdarî işleri takip etmek ve disiplini sağlamak amacıyla “dâhiliye zabiti” namı altında bir yüzbaşı ile üç teğmen veya üsteğmen görev yapıyordu. 172 Kadronun diğer kısmını öğretmenler oluşturuyordu. Öğretim kadrosunda dört sivil öğretmen de bulunurdu. Bu öğretmenlerden ikisi Arabî (Arapça), biri Farisî (Farsça), biri de Hûsn-i Hat (Güzel Yazı) ve İmlâ öğretmeniydi. Resim, Yabancı dil ve Riyaziye (Matematik) dersleri askerî personel tarafından veriliyordu. 173 encileri 1914 Askerî Rüştiye öğrencileri 1914 Askerî Rüştiye öğrencileri Askerî rüşdiyelerde, her üç ayda bir kendi ders öğretmenleri tarafından özel, sene sonunda da harbiye ve idadî mekteplerindeki öğretmenler tarafından genel sınavlar yapılırdı. Askerî rüşdiyelerde dinine ve milliyetine bakılmaksızın herkes devam edebiliyordu. Türk ve 171 Salname-i Devlet-i Aliye-i Osmanî 1327 Sene-i Maliyesi (1911), İstanbul, 1327. Selânik Askerî Rüştiyesi’nden Mustafa Kemal Atatürk ve Fevzi Çakmak, Fatih Askerî Rüştiyesi’nden Kazım Karabekir ve Refik Saydam, Manastır Askerî Rüştiyesi’nden Enver Paşa, Sivas Askerî Rüştiyesi’nden İsmet İnönü (Paşa), Edirne Askerî Rüştiyesi’nden Sadrazam Talat Paşa, Erzincan Askerî Rüştiyesi’nden Fahrettin Altay ve Ali Fuat Cebesoy Türk askerî ve siyasî hayatına yön vermiş şahsiyetler olarak hizmet etmiştir. 172 Salname-i Devlet-i Aliye-i Osmanî 1327 Sene-i Maliyesi (1911), İstanbul, 1327. 173 Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi, C.:3, 6. Ks. 1.Kitap. Gnkur. Harp Tarihi Bşk’lığı Yay., Ankara, 1971, s.416. 57 müslüman olmayan kişilerin isteksiz davranışları karşısında bunları teşvik etmek için 1875 (H.1292) yılında gazetelere ilân verildiği de görülmektedir. Askerî rüşdiyelerin programları şimdiki ilköğretim birinci kademeye karşılık gelmektedir. Arapça ve Farsçadan başka, yabancı dil olarak Fransızca da okutuluyordu. Resim dersine çok önem verilmekteydi. Öğrenim süresi ilk açıldığı zamanlarda üç yıl iken, sonradan dörde çıkmıştır. 174 Askerî rüşdiyeler, askerî idadî olan yerlerde “sınıf-ı mahsus” adıyla yatılı hizmet vermişlerdir. 1908 yılına kadar, dört sınıflı olarak devam edegelen askerî rüşdiyeler, II. Meşrutiyet’ten sonra üç sınıfa indirilmiş ve her yıl öğrenci sayısı arttırılmak suretiyle askerî idadîlere daha çok öğrenci verilmesi sağlanmıştır. Bu durum, Balkan Harbi ile Birinci Dünya Harbi'nin sonuna kadar devam ettirilmiştir. Ancak askerî rüşdiyelerin bir kısmı Balkan Harbi’nde Rumeli'nin büyük bir bölümünün elden çıkması sonucunda, bir kısmı da Birinci Dünya Harbi sonunda diğer askerî okullar gibi Mondros Ateşkes Anlaşması hükümleri gereğince kapatılmış veya dağıtılmıştır. Aslında 6 Ekim 1913 (23 Eylül 1329) tarihinde yapılan “Tedrisat-ı İptidaiye Kanun-ı Muvakkatı” ile rüşdiyelerle iptidai mektepleri birleştirilmiş ve askerî rüşdiyeler tarihe karışmıştır. 175 Bu kanuna bağlı olarak askerî rüşdiyelerin durumu yeniden ele alınmış ve Harbiye Nezareti tarafından gazetelere aşağıdaki ilân verilmiştir: “Harbiye Nezaret-i Celilesi’nden: Mekâtib-i rüşdiye-yi askerîyenin cihet-i askerîyeden tefrîki itibariyle Maarif Nezaret-i Celilesi’ne rabt ve ilhâkı karargir olmakta bulunmasına mebni işbu mekâtibde müdürlük ve muallimlik etmekte bulunan ümerâ ve zâbitândan hizmet-i hâliyelerinde bulunmak arzu edenlerin ordudan kat'i alâka ettirilmeleri lazım gelip, bunlardan kat'i alâka edeceklerin tekâüdü bi'l-icrâ tahsis olunacak tekâüd maaşından başka olarak kendilerine talim ve tedrisin nev’i ve ehemmiyetine göre 300'den 1000 kuruşa kadar ücret-i tedrisiye ile ita edileceği ve halen ve âtiyen orduda hizmet etmek isteyenlerin bi’t-tabi müdürlük ve muallimlikten ihraç edilerek orduya alınacaklarından dolayı münhal kalacak yerlerine mütekâidîn-i askerîyeden ve kezalik derslerin ehemmiyetine göre 300'den 1000 kuruşa kadar ücret-i tedrisiye ile yeniden muallim tayin olunacağı cihedle evsâf-ı matlubeyi haiz olan mütekâidîn-i askerîyenin ol veçhile isbât-ı ehliyet etmek üzere Maarif Nezâret-i Celilesi’ne müracaat etmeleri ve mekâtib-i mezkûrede muvazzafan müstahdem olanların da orduda kalıp kalmayacaklarını mercilerine bildirmeleri bi't-takarrur icâb-ı icra kılındığı ilân olunur.” 176 Harbiye Nezareti’nin ilânından da anlaşılacağı üzere askerî rüşdiyeler Harbiye Nezareti bünyesindeki “Terbiye ve Tedrisat Müfettiş-i Umumiliği”ne bağlı olmaktan çıkarılıp, Maarif Nezareti(Milli Eğitim Bakanlığı)'ne bağlanmıştır. Bir nevi sivilleştirme hareketi olarak değerlendirilecek bu girişimde, bu tarihe kadar askerî rüşdiyelerde görev yapmakta olan idareci, öğretmen subay ve memurların yeni statüde yer alacakları pozisyon şu şekilde belirlenmiştir: - Görevlerinde kalmak isteyen muvazzaf personel zorunlu olarak emekliye sevk edilecek, rüşdiyelerde emekli olarak görevini devam ettirmek isteyenlere bu zorunlu emeklilikten dolayı emekli maâşlarından ayrı olarak derslerinin önemine göre 300 ile 1000 kuruş arasında ilave ücret ödenecektir. - Emekli olmayıp orduda hizmete devam etmek isteyenler, müdürlük ve öğretmenlikten alınarak birliklere sevk edileceklerdir. 174 Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi, C.:1-2, s.507. Düstur, İkinci Tertip, C.: 5, s.804-823. 176 Sabah Gazetesi, 15 Kanun-u Sani 1329 (1914). 175 58 - Boşalacak olan kadrolara atanmak isteyen asker emeklilerine ve yeni tayin olacaklara, dersin önemine göre 300 ile 1000 kuruş maaş eğitim ücreti ödenecektir. Şartları uygun olanlar, Maarif Nezareti’ne müracaat edeceklerdir. - Okulda müstahdem (hizmetli) olarak görev yapanların orduda kalıp kalmayacaklarını bağlı bulundukları makama bildirmeleri gerekmektedir. Harbiye Nezareti’nin bu kararı tam anlamıyla uygulanamamıştır. Nitekim bu ilandan sonra da askerî rüşdiyelerin öğretimini sürdürdükleri görülmektedir. Kuleli Askerî Rüşdiyesi de öğrenimini sürdüren bu okullardan biridir. 177 2.2. Birinci Meşrutiyet Döneminden Sonra Askerî İdadîler ve Kuleli Askerî İdadîsi Kuleli Askerî İdadîsi, Sultan Abdülhamid’in saltanatının (1876-1909) ilk yıllarında öğretimini Kuleli Kışlası’nda sürdürmüştür. Okul Müdürlüğü ve Ders Nazırlığını 1874 yılında bu göreve getirilen Erkân-ı Harb Miralay İbrahim Ethem Bey (Paşa) yürütmüş, 178 İbrahim Ethem Bey'in Mekâtib-i Askerîye Nazırlığına tayininden sonra (1876) da Okul Müdürlüğü görevine Mirliva Halil Fahri Paşa atanmıştır. Halil Fahri Paşa, bu makamda 1885 yılına kadar dokuz yıl aralıksız kalmıştır. Halil Fahri Paşa'dan sonra Okul Müdürlüğüne, okulda Makina Öğretmenliği ve Ders Nazırlığı yapan Saadettin Bey'in geçtiğini görüyoruz. Halil Fahri Paşa’nın müdürlüğü döneminde Ders Nazırlığına da daha önce Umum Mekteb-i İdadî-i Şâhâne Ders Nazırlığı görevini yapmış Mekteb-i Harbiye Tarih öğretmeni olan Kaymakam Mustafa Bey getirilmiştir. Miralay Saadettin Bey, 1887 yılına kadar Okul Müdürlüğü ile beraber Ders Nazırlığı görevini de yürütmüştür. Bu dönemlerde Mekâtib-i Askerîye ve Darüşşafaka Nazırı olarak atanan Süleyman Hüsnü Paşa zamanında, modern eğitim sisteminin yerleştirilmesi konusunda yoğun çaba harcanmıştır. Ancak, asırlardır ülkenin eğitim sistemine egemen olmuş medrese eğitiminin etkinliğini kaldırmak kolay bir iş değildir. Bu geçişin planlı bir şekilde ve yavaş yavaş yapılması gerekmektedir. Ayrıca, yeni kurumların da oluşturulmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Süleyman Hüsnü Paşa’nın Mekâtib-i Askerîye Nazırlığı zamanında Kuleli Askerî İdadîsi ders programında büyük değişiklikler yapılmış, 179 öğrencilerin meslekî alanda yetiştirilmelerini sağlamak amacıyla "Hikmet-i Askerîye" ve "Kimya-i Askerîye" dersleri programa eklenirken, Fransızca’nın yanında İngilizce dersi de konularak yabancı dile verilen önem artırılmaya çalışılmıştır. Sonraki yıllarda Almanca dersi de programa eklenmiştir. Sultan Abdülhamid'in saltanatının ilk yıllarında gerçekleştirilen değişiklikleri, 1877 (H.1293) Senesi Devlet Salnamesi’nde tesbit edebilmekteyiz. Bu yıllarda Kuleli Askerî İdadîsi’nde okutulan dersler şunlardır: 177 Kuleli Askerî Rüşdiyesi 1338–1339 Tarihli İmtihan Defteri, Kuleli Askerî Lisesi Arşivi. Salname-i Devlet-i Aliye-i Osmanî, Sene 1291-1292. İbrahim Ethem Bey, İstanbul'da doğmuştur. Harbiyede okumuş ve 1856 yılında Kurmay Yüzbaşı rütbesini almıştır. Eğitim için Fransa'ya giden İbrahim Ethem Bey, yurda döndükten sonra Harb Okulunda öğretmen olarak göreve başlamıştır. Kuleli Askerî İdadisi Müdür ve Ders Nazırlığı görevine buradan tayin olmuştur (1874). İbrahim Ethem Bey, askerlik konularına ait kitaplar tercüme ederek yayınlamıştır. O'nun yayınladığı kitaplar şunlardır: Fenn-İ Harb, Fırka Terbiyesi, İğneli Tüfek Talimnamesi. İbrahim Ethem Bey, 1876 yılında getirildiği Mekâtib-i Askerîye Nazırlığı görevini dört yıl sürdürdükten sonra 1880'de Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reis Vekili olmuş ve bu görevde iken vefat etmiştir. (Türk Ansiklopedisi, “Ethem Paşa” maddesi, C.:15, s. 490.) 179 Salname-i Devlet-i Aliye-i Osmanî, Sene 1293. 178 59 1877 YILINDA KULELİ ASKERİ LİSESİNDE OKUTULAN DERSLER Sıra No Dersin Adı Sıra No Dersin Adı 1 Tarih-i Umumi 11 Arabî 2 Tarih-i Osmanı 12 Kimya 3 Coğrafya-yı Umumi 13 Hikmet-i Tabiye 4 Coğrafya-yı Osmanî 14 Hikmet-i Askerîye 5 Tarih-i Âlem 15 Kimya-i Askerîye 6 Lisan-ı Fransevi 16 Tarama 7 Kitabet 17 Cebir 8 Resim 18 Jimnastik 9 Lisan 19 İngilizce Lisanı 10 Hendese 20 İnşa ve Münşeat Bu tarihten önceki ders programlarıyla bir karşılaştırma yapacak olursak, yeni ders programıyla olumlu bir gelişme kaydedildiğini söylemek mümkündür. Daha önce okutulan derslerden kaldırılanlar ile bu derslerin yerine konulanlar aşağıda gösterilmiştir: Sıra No 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 YENİ PROGRAMDA YER ALMAYAN DERSLER YER ALAN DERSLER Kavâid-i (Kurallar) Osmanî Coğrafya-yı Umumi Kavâid-i Farisi Coğrafya-yı Osmanî Gülistan Tarih-i Âlem İmlâ Kimya Baharistan Hikmet-i Tabiiye Kozmoğrafya Hikmet-i Askerîye Emsile Kimya-i Askerîye Avâmil Tarama İzhâr İngilizce Lisanı İstiare İnşa ve Münşeat Tuhfe-i Vehbi Resm-i Mücessem Tersimi Eski ders programında Arapça, Farsça ve dinî konuları işleyen dersler ağırlıkta iken, yeni ders programında bu dersler azaltılmıştır. Kuleli Askerî İdadîsi’nin ilk programları dikkatlice incelenirse, okutulan derslerin bugünkü ilköğretim birinci kademe düzeyinde olduğunu görürüz. 1877 yılında hazırlanan yeni ders programında, okutulan derslerin ve dolayısıyla okuldaki eğitim düzeyinin yükseldiği anlaşılmaktadır. Eski programda yer alan "Cebr-i Adi" (Basit Cebir), "Usul-i Hendese" ve "İlm-i Hesap" gibi fen derslerinde, öğrencilere, matematik ve geometrinin temel kuralları öğretilmekte, ayrıntıya girilememektedir. Hâlbuki yeni ders programında, fen derslerine "Kimya", "Kimya-i Askerî" dersleri eklendiği gibi daha önce var olan Cebir ve Hendese derslerinin kapsamları da genişletilmiştir. Belirtilen dönemde de kayıl-kabul esaslarında da değişiklik yapılmıştır. 1875-76 öğretim yılı sonunda kabul edilen kayıt-kabul esasları şöyledir: 180 - Askerî rüşdiyelerden naklen gelen öğrencilerin sadece sağlık muayeneleri yapılır. - Sivil rüşdiyelerden idadîlere alınacak öğrencilerin kayıt-kabul tarihleri 15 Temmuz10 Ağustos arasıdır. Bu öğrencilerde aranan özellikler: * 15 yaşından büyük olmamak, * Sağlam olduğuna dair sağlık heyetinden rapor almış olmak, * Anadolu ve Rumeli İdadîlerine girmek için; Osmanlı İmlâsı, Kavâid-i Farisî (Farsça kurallar), Kesr-i Âşâriye Kadar Hesap, Coğrafyaya Başlangıç, İbare-i Farisî, Arapça Sarf, Nahiv ve Kıraat derslerinden yapılacak sınavda başarılı olmak. * İstanbul İdadîyesi'ne girmek için bir önceki maddede yer alan derslerden başka, Mantık, Kavâid-i Arabî (Arapça kurallar), Umumi Coğrafya, Mükemmel Hesap, Kavaid-i 180 Tahsin Ünal, “122 Yıllık İrfan Yuvası Kuleli Lisesi”, Hayat Tarih Mecmuası, Eylül 1968, Sayı 8, s.58. 60 Osmaniye (Osmanlıca kurallar), Hendese-i Hattî, Resim ve Gramer derslerinden yapılacak sınavda başarılı olmak” şeklinde belirlenmiştir. 1850'de kabul edilen kayıt-kabul şartları ile 1875-76 dönemindeki şartları karşılaştırdığımızda, ilk göze çarpan, kayıt-kabul tarihinde yapılan değişikliktir. 1850'de öğrenci alma ayları Recep, Şaban ve Ramazan ayları iken yeni getirilen esaslarla bu süre azaltılmış ve Rûmî takvime göre 15 Temmuz - 10 Ağustos tarihleri kayıt-kabul tarihi olarak belirlenmiştir. 1876 yılında getirilen kayıt-kabul esaslarında yaş sınırlaması getirilerek, bu konuda standart belirlenmeye çalışılmıştır. Yaş sınırı, daha önce 12 ile 17 yaş arasındayken, yeni uygulamada, okula kabul edilecek öğrencinin kesinlikle on beş yaşından büyük olmaması şartı getirilmiştir. 181 Karardan anlaşılacağı üzere askerî rüşdiye öğrencileri, sivil rüşdiye öğrencilerine göre idadîlere daha kolay girebilmektedirler. Askerî idadîlere öğrenci yetiştiren askerî rüşdiyelerde öğrenim gören öğrenciler, askerlik mesleğine daha yakın olacakları düşüncesiyle, sivil rüşdiye öğrencilerine tercih edilmektedirler. Bu tarihlerde Kuleli İdadîsi’ne girmek isteyen öğrenci sayısının çok fazla olması nedeniyle daha seçici davranılmış ve okula giriş zorlaştırılarak, öğrenci akımı, Anadolu ve Rumeli idadîlerine çevrilmek istenmiştir. 1876’da Mekteb-i Harbiye’nin öğrenim süresi 2 seneye indirilerek, az zamanda çok subay yetiştirilmesi kararlaştırılmış ve bu karar üzerine Harbiye ve idadî öğretmenlerinden oluşturulan bir komisyon toplanarak, idadîlerin yeni ders programlarını belirlemiştir. Ayrıca bu komisyon tarafından her derse verilecek notlar ile üss-i mizan (sınıf geçme notu) da tespit edilmiştir. 1876’da kabul edilerek uygulamaya başlanan bu sistem, 1882’ye kadar devam etmiştir. Kuleli Askerî İdadîsi’nde 1872’den itibaren bütün sınıflarda, sene içinde iki yazılı, bir sözlü sınav usulü kabul edilmiştir. Ara sınıflarda, öğrencinin iki yazılıda aldığı notun ortalaması, sınıf geçme notu olarak kabul ediliyordu. Son sınıfta ise öğrencinin sözlü mezuniyet sınavından aldığı notun ortalaması, mezuniyet notu oluyordu. Bu usul, bazı değişmelere rağmen 1930’a kadar devam etmiştir. 182 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşları dolayasıyla Kuleli Kışlası’nın hastane haline getirilmesi kararlaştırılınca, Kuleli İdadîsi, Pangaltı’daki Harp Okulu (Mekteb-i Harbiye) binasına taşınmış, 183 savaşın bitiminden 1 yıl sonra tekrar Kuleli Kışlası’na dönmüştür (1879). Kuleli İdadîsi ile birlikte Tıbbiye İdadîsi de Kuleli Kışlası’na dönmüş; Abdülmecid tarafından yaptırılan Kuleli Kışlası’ndaki hastane binası (şimdiki Maltepe binası) boşaltılarak 184 Tıbbiye İdadîsi buraya yerleştirilmiştir. Kuleli Askerî Lisesi arşivindeki kayıtlardan anlaşıldığına göre, 1879-1880 yıllarında Deniz İdadîsi de bir süre Kuleli Kışlası’nda eğitim yapmıştır. 185 Bir süre sonra öğrenci sayısındaki aşırı artış nedeniyle mevcut binalar ihtiyacı karşılayamaz hale gelince, II. Abdülhamid tarafından kışlaya 1894 (H.1311) tarihinde yeni bir bina yaptırılarak, bir de hastane binası ilâve edilmiştir. Yeni yapılan binanın deniz cephesinde bulunan ve sonradan kaybolmuş olan kitabesinde, yapılış 181 Tahsin Ünal, a.g.m., s.56-57. Tahsin Ünal, a.g.m., s.56-57. Golç Paşa bu görevde 1882-1908 yılları arasında çalışmıştır. 183 Kuleli Askerî İdadisi Muharebat Defteri, Sene1293 (1877), Kuleli Askerî Lisesi Arşivi. 184 Hastane, Beylerbeyi’ne taşınmıştır. 185 Kuleli Askerî İdadisi Muharebat Defteri, Sene1293 (1877), Kuleli Askerî Lisesi Arşivi. 182 61 tarihi ile II. Abdülhamid’in ismi yazılıdır. 186 Bu tarihte Kuleli Askerî İdadîsi Komutanlığı görevini, 1887 yılında bu göreve atanmış olan Miralay Refik Bey sürdürmektedir. 19031906 yılları arasında ise Ferik Mehmed Ziya Paşa’nın bu görevi icra ettiğini görmekteyiz. Kuleli Askerî İdadîsi ile Tıbbiye İdadîsi bir müddet daha Kuleli Kışlası’nda öğrenimlerine devam etmiş; ancak, zamanla öğrenci mevcudunun artması ve binanın iki okulun ihtiyacını karşılayamaması üzerine, Sultan II. Abdülhamid’in emriyle Tıbbiye İdadîsi Haydarpaşa Kışlası’na nakledilmiştir (1901). Bu tarihten itibaren Abdülhamid’in saltanatı süresince Kuleli Kışlası’nda sadece Kuleli İdadîsi tek başına öğrenimini sürdürmüştür. Okulda bulunan öğrenci mevcudu hakkında bir fikir edinebilmek için çeşitli yıllara ait öğrenci sayılarını vermekte yarar görüyoruz: 1881–1882 Öğretim Yılında Öğrenci Sayısı : 187 SINIF ÖĞRENCİ 1. 2. 3. MAHREC SINIFI 82 77 96 8 1882–1883 Öğretim Yılında Öğrenci Sayısı : 188 SINIF ÖĞRENCİ 1. 2. 3. MAHREC SINIFI 105 61 69 18 1883–1884 Öğretim Yılında Öğrenci Sayısı: 189 SINIF ÖĞRENCİ 1. 2. 3. 71 63 62 Görüldüğü gibi öğrenci mevcudu yıllara göre değişiklik arz etmektedir. Verdiğimiz üç yıla ait çizelge incelendiğinde, genelde, birinci sınıf öğrenci mevcudunun fazlalığı göze çarpmaktadır. İkinci ve üçüncü sınıflarda öğrenci mevcudunun değişmesi, okuldan ayrılan veya ara sınıflardan okula giriş yapan öğrencilerden kaynaklanmaktadır. Kuleli Askerî İdadîsi’nde en üst yönetici olarak “Okul Müdürü” (Okul Komutanı) bulunuyordu. Askerî hiyerarşiye göre ikinci sırada Ders Nazırı (Öğretim Başkanı) yer alıyordu. 1883 Senesi Devlet Salnamesi’nde okul personel listesi verilirken, Resim öğretmeni olan Miralay Nuri Bey’in ismi, Ders Nazırı olan Kaymakam Saadettin Bey’den önce yazılmıştır. Ayrıca okulun bir de “Dâhiliye Müdürü” (Öğrenci Amiri) emrinde çeşitli 186 Kaybolan bu kitabenin metni, Kolağası Mehmet Ra’if Bey’in Mir’at-ı İstanbul adlı eserinde kaydedilmiştir (s.272). Ayrıca, BOA Y.PRK. ASK. 97/11’de kayıtlı Makâm-ı Ser-askeriyye’ye ait belgede yer alan ve Muhtar mahlaslı bir şair tarafından yazılmış olan dört beyitlik bir tarih manzumesinin de bu kitabenin içerisinde yer aldığı tahmin edilmektedir. Kitabenin yazılı olduğu binanın Korg. Şefik Erensu Sitesi’nin bulunduğu yerde olduğu tahmin edilmektedir. Binaya ait bu kitabe, 1955 yılında parçalanmış ve kaybolmuştur. (Zekeriya Türkmen, a.g.e., s.13.) 187 Salname-i Devlet-i Aliye-i Osmanî, Sene 1297. 188 Salname-i Devlet-i Aliye-i Osmanî, Sene 1298. 189 Salname-i Devlet-i Aliye-i Osmanî, Sene 1299. 62 rütbelerde subaylar çalışmaktadır. 190 Dâhiliye Zabiti adı verilen bu subaylar, bugünkü sınıf subaylarının yaptığı işleri yerine getirmektedir. Okulda sivil öğretmenler de görev yapmıştır. Genellikle Arapça, Farsça, Kavaid, Hüsn-i Hat ve İmlâ derslerini sivil öğretmenler okutuyorlardı. Bunlara “Muallimîn-i Mülkiye” deniliyordu. 191 Okulun sağlık işlerini yürüten sıhhıye memurları olarak; Tabib-i Evvel, Tabib-i Sânî, Cerrah ve Eczacı görev yapıyordu. Adlarını verdiklerimiz dışında okulda görev yapanları şöyle sıralayabiliriz: Baş Kâtip, Esvab Emini, Umur-ı Tahririye ve Hesbiye Memuru, Tabur İmamı, Hastalar Ağası, Evrak Memuru, Hâfız-ı Kütüb. 192 Her ders için, bir asil öğretmen bir de öğretmen muavini (yardımcı öğretmen) tayin ediliyordu. Öğretmen muavinleri, iki sene müddetle gözetiminde çalıştığı öğretmen tarafından yetiştiriliyordu. Öğretmen açığı olduğu takdirde, öğretmen muavinleri de derslere girebiliyordu. 193 Abdülhamid’in saltanatı boyunca Kuleli Askerî İdadîsi Müdürlüğüne yedi komutan getirilmiştir. Bunların büyük bir bölümünün uzun süreli görev yapmaları, okulda eğitimöğretim seviyesinin yükselmesine sebep olmuştur. 1876-1877 öğretim yılında hazırlanan ders programına, sonraki yıllarda, Müsellesat, Kozmografya, Makine, Farisî, Riyaziye, Türkçe Kitabet, Kavâid-i Osmanî, Mebâni’ü’l-inşa, Hikmet, Hendese-i Hattatiye gibi bazı dersler ilave edilmiştir. 194 Bu derslerin bir kısmı eski ders programlarında da yer almaktaydı. 1876-1877 öğretim yılında ders programı düzenlenirken çıkarılan derslerin bazıları tekrar programına alınmamıştır. Tek yenilik, Makine derslerinin programa alınmasıdır. 1845 yılından II. Meşrutiyet’e kadar görev yapan Okul Komutanı sayısı 11 olup, görev yaptıkları dönemlerle beraber şöyle sıralayabiliriz: - Mirliva Mehmed Emin Paşa : 1845-1846 - Mirliva İbrahim Paşa : 1846-1852 - Mirliva Kara Ali Paşa : 1852-1862 - Mirliva Sarı Galip Paşa : 1862-1864 - Miralay İshak Bey : 1864-? - Miralay İbrahim Ethem Bey (Paşa) : 1874-1876 - Mirliva Halil Fahri Paşa : 1876-1885 - Miralay Saadettin Bey : 1885-1888 - Miralay Refik Bey : 1888-1903 - Ferik Mehmed Ziya Bey (Paşa) : 1903-1906 - Mirliva Ali Rıza Paşa : 1906-1908 190 Salname-i Maarif, Sene 1316. Salname-i Maarif, Sene 1316. 192 Salname-i Maarif, Sene 1318. 193 Salname-i Devlet-i Aliye-i Osmanî, Sene 1294. 194 Salname-i Devlet-i Aliye-i Osmanî, Sene 1294. 191 63 2.3. 1876–1909 Döneminde Kuleli Askerî İdadîsi’nde Suç ve Cezalar Kuleli Askerî İdadîsi’nde 1876–1909 Döneminde Suç ve Ceza Tablosu .1 2 33 44 55 6 77 88 99 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 SUÇUN TÜRÜ Kâğıt oynamak oym Müstehcen resim bulundurmak Arkadaşına küfretmek Sözlü imtihan sırasında gürültü etmekltı gün hapis Derste ayakta dolaşmak--Dste ayakta dolaşmak Derste Konuşmak Verilen ödevi yapmamak Derste yemek yemekdersta İzinsiz bir haftayı dışarıda geçirmek İzinsiz bir geceyi dışarda geçirmek Bir gün firar etmek Derste gazete okumakDerste İzinsiz kalpak giymekDte Derste müstehcen resim yapmakDerste Arkadaşını dövmek. Derste Yaşıtı olmayan öğrenci ile dövüşmekDerste Kısım çavuşuna karşı gelmek. Derste Evci izninde geceyi başka birinin evinde geçirmek. Tenbih edildiği halde Derste gazete okumak. Koğuşta gürültü yapmakDerste Koğuşta sigara içmek. Dershanede arkadaşları ile itişmek. Yemekhaneye göğsü açık olarak girmek. Tatil zamanı haftalık yoklamaya gelmemek Ders sırasında dışarıda olan birisi ile konuşmak. Derste karga yavrusu ile oynamakDerste Bekâr olduğu halde geceyi dışarda geçirmek. Koğuş kapısını kırmak. Tatil zamanı Perşembe yoklamalarına gelmemek. Yoklamalara yırtık elbise ile çıkmak. Dışarıda yakası açık, fesi arkada olarak öğrenciye aykırı bir halde gezmek. Arkadaşına edep yerini göstermek. Koğuşta yat borusundan sonra arkadaşlarını rahatsız etmek. Verilen emre karşı gelmek. Hapishanede bıçak bulundurmak. Yoklamaya geç gelmek. Akşam yoklamasında sükûnu ihlâl etmek. Namaz vaktinde camiye gitmemek. Fırtınanın getirdiği kar üzerinde kaymak. Dersten kaçmak. Arkadaşını kasten iterek çamura düşürmek. Derse geç gelmek. Tütün bulundurmak. Arkadaşını yaralamak. Toplum kurallarına aykırı hareket etmek. Dışarıda sivil elbise giymek. Cuma yoklamasına katılmamak. Kısım çavuşunu dövmek. Okulda müstehcen resim satmak. Öğretmenin ikazına rağmen ders dinlememek. 64 CEZA SÜRESİ Dört gün ün r g CEZA TÜRÜ Hapis, 15 Değnek. Divan-ı Harbe sevk Altı gün A Hapis Üç hafta İzinsizlik İki hafta İzinsizlik Resmi tekdir İki hafta İzinsizlik Resmi tekdir 15 gün Hapis Dört hafta başı İzinsizlik On gün Hapis İki hafta o İzinsizlik Bir hafta İzinsizlik Öğ. affedene kadar İzinsizlik Bir hafta o İzinsizlik İki hafta o İzinsizlik Üç hafta o İzinsizlik İki hafta o İzinsizlik İki hafta o İzinsizlik İki hafta o İzinsizlik İki hafta o İzinsizlik İki hafta o İzinsizlik İki hafta o İzinsizlik On iki hafta o İzinsizlik İki hafta o İzinsizlik İki hafta o İzinsizlik İki hafta o İzinsizlik 24 saat o İzinsizlik Bayram gecesine kadar kışlada alıkoymakomak Bir hafta o İzinsizlik On gün Hapis İki hafta o İzinsizlik Üç hafta o İzinsizlik 24 saat hapis, Loca Hapsi Dört gün o Dört hafta izinsizlik Sekiz değnek, o İki hafta o İki hafta o On gün o Bir hafta o İki hafta o On gün o Üç hafta Üço Bir hafta İki hafta o On gün o Onbeş gün Öğ. affedene kadar Alıkoyma Resmî tekdir. Dört hafta izinsizlik İzinsizlik Resmî tekdir, izinsizlik Hapis İzinsizlik İzinsizlik Hapis İzinsizlik Hapis İzinsizlik Hapis Hapis İzinsizlik Kuleli Askerî İdadîsi “Öğrenci Künye Defterleri” ile tasdiknaneler incelendiği zaman, 1876-1909 yılları arasında, bugünkü ceza sisteminden farklı olarak, öğrencilerin değişik suçlardan 15 güne kadar “hapis”, 8-15 arası “değnek” (falaka), “bir hafta”dan “öğretmen affedene kadar izinsizlik” cezalarına çarptırıldığını, hatta “müstehcen resim bulundurmak” suçundan “Divân-ı Harb’e sevk” edildiklerini görmek mümkündür. İncelediğimiz 1908 (H.1324) tarihli Öğrenci Künye Defteri’nde, “Bekâr olduğu halde, geceyi dışarda geçirmek” suçundan “iki hafta izinsizlik” cezası yer aldığına göre, öğrencilerin bir kısmı evlidir. Hatta, evli öğrenciler, diledikleri akşam, evlerine gidebilme hakkına sahiptir. Bununla beraber başarılı bir öğrenci suç işleyip ceza aldığında, eğer daha önce aldığı bir mükâfat var ise, tekrarlamamak şartıyla mükafatına karşılık cezası affedilebilmektedir. 195 Kuleli Askerî İdadîsi’nde, çeşitli disiplin suçları nedeniyle okuldan öğrenci atılabiliyordu. Kuleli Askerî İdadîsi’nde, öğrencilerin kayıtlarının silinmesine neden olan disiplin suçlarından bazılarını şöyle sıralayabiliriz: 196 * Hava değişimi süresi bittiği halde okula dönmemek. * Firar edip okula dönmemek. * Derslere çalışmamakta ısrar etmek. * Toplu isyana katılmak. * Okul idaresinden habersiz başka bir okula kayıt yaptırmak. * Devamsızlık süresini aşmak. * Genel bitirme imtihanlarına katılmamak. Ayrıca kendi rızasıyla okuldan ayrılmak isteyen öğrencilerin okuldan ayrılmalarına, velilerinin onayı alınmak kaydıyla, izin veriliyordu. 197 2.4. İkinci Meşrutiyet Dönemi ve Birinci Dünya Savaşı Yıllarında Kuleli Askerî İdadîsi (1908-1918) Osmanlı devletinde 20 Temmuz 1909 tarihine kadar, bütün askerî okullar “Mekâtib-i Askerîye Nezâreti”ne bağlı olarak faaliyetlerini sürdürmüştür. Bu tarihe kadar, bütün iyi niyetli girişimlere rağmen, arzu edilen eğitim düzeyine ulaşılamayan askerî okullarda, özellikle 31 Mart Vak’ası’ndan sonra yeni düzenlemeler yapmak ihtiyacı duyulmuş 198 ve Harbiye Nezâreti’ne yapılan bir öneri ile askerî okulların bağlı bulunduğu Mekâtib-i Askerîye Nezâreti’nin kaldırılarak, yerine Tümen Komutanı yetkisinde bir makam ihdas edilmesi istenmiştir. Bu öneri, Askerî Şûra tarafından benimsenerek, Mekâtib-i Askerî Nezâreti kaldırılmış ve yerine “Terbiye ve Tedrisat Müfettiş-i Umumiliği” adıyla yeni bir teşkilâtın kurulması konusunda Padişah nezdinde girişimde bulunulmuştur. Padişah öneriyi uygun bulunca, yeni teşkilatın kurulması için bir İdare-i Seniyye yayımlamıştır. 199 Askerî Şûra, önce harp okullarını ele almış; Edirne ve Manastır’da bulunan harp okulları kaldırılarak, öğrencileri İstanbul Harp Okulu’na gönderilmiştir. Mekâtib-i Askerîye Nezareti’nin yerine kurulan “Terbiye ve Tedrisat Müfettiş-i Umumliği”nin başına Edirne 195 1324 (1908) Tarihli Öğrenci Defteri, Kuleli Askerî Lisesi Arşivi. Kuleli Askerî Lisesi Arşivi, 32 No’lu Tasdikname Defteri, 197 Kuleli Askerî Lisesi Arşivi, 32 No’lu Tasdikname Defteri, 198 Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi, C.:1-2, s. 718-719. 199 Osmanlı Arşiv Dairesi, Hazine Evrak No.12, 7 Temmuz 1325 Tarihli İrade-i Seniyye. 196 65 Kalesi Komutanı Ferik Zeki Paşa atanmıştır. 200 Askerî okullar bu müfettişliğe bağlanırken, Erkân-ı Harbiye Mektebi bu uygulamalardan hariç tutularak, Erkan-ı Harbiye Umumiye Reisliği’ne bağlanmıştır. Tüm askerî okulların Terbiye ve Tedrisat Müfettiş-i Umumiliğine bağlanması, kadrosu çok zayıf olan teşkilâtı çok zor duruma sokunca, bu teşkilatın yükünü hafifletmek için Harbiye Nezareti’ne bağlı Askerî Mektepler Umum Müdürlüğü kurulmuş; İstanbul’da ve taşrada bulunan askerî okullar bu müdürlüğe bağlanmıştır. 201 İstanbul’da bulunan Erkân-ı Harbiye, Harp Okulu, Mühendishane-i Berr-i Hümâyûn; Topçu, İstihkâm ve Nakliye Okulları; Tıbbiye ve Veteriner Okulu ile Kuleli Askerî İdadîsi, Terbiye ve Tedrisat Müfettişliği Umumiliği’ne bağlanmıştır. Kuleli Askerî İdadîsi’nin Rüşdiye Kısmı da İstanbul ve taşradaki diğer askerî okullarla 202 birlikte Askerî Mektebler Umum Müdürlüğüne bağlanarak faaliyetlerini sürdürmüştür. Toplumun büyük bir kesiminde olduğu gibi Kuleli Askerî İdadîsi’nde de II. Abdülhamid yönetimine karşı bir hoşnutsuzluk hüküm sürmekteydi. 203 Ancak, II. Meşrutiyet’in ilânı (1908) ve II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesi (1909) sırasında cereyan eden olaylara Kuleli camiasından katılan olmamıştır. Kuleli Askeri İdadîsi Komutan ve öğretmenleri, bir eğitim kurumunda siyasetin yeri olmadığı bilinciyle hareket ederek, öğrencileri bu olaylardan uzak tutmayı başarmışlardır. Yöneticilerin tutumu sayesinde okulda en küçük bir olay dahi olmamıştır. II. Meşrutiyet’in kabulü sırasında Kuleli Askeri İdadîsi Müdürlüğü görevinde Ali Rıza Paşa bulunuyordu. Ders Nazırlığı (Öğretim Başkanlığı) görevini ise Şevki Paşa yürütüyordu. 204 Bu dönemde, okulun idadî (lise) ve rüşdiye (ortaokul) kısımları aynı binada öğretime devam etmelerine rağmen, yönetim kadroları birbirinden ayrıydı. Rüştiye kısmı “binbaşı” rütbesinde bir İdarî İşler Müdürü’nün emir ve komutasındaydı. Askerî idare ve öğretim için de ayrı ayrı kadrolar kurulmuştu. İdarî kadroda, “önyüzbaşı” rütbesinde bir Dahiliye Zabiti (Sınıf Amiri) ile Dahiliye Subayı (Sınıf Subayı) bir üsteğmen veya teğmen bulunuyordu. Bunlar, idarî işleri takip etmek ve okulda disiplini sağlamakla yükümlüydü. Öğretim kadrosu ise öğretmenlerden meydana geliyordu. Bunların büyük çoğunluğu askerî öğretmenlerdi. Arabî (Arapça), Farisî (Farsça), Hüsn-i Hat (Güzel Yazı Yazma) ve İmlâ dersleri ise sivil öğretmenler tarafından veriliyordu. 205 İdadî kısmı da, rüşdiye kısmında olduğu gibi teşkilatlandırılmıştır. Öğretim işleri, Ders Nâzırı’nın denetiminde öğretmenlerce yapılıyordu. Okulda ders verenlerin çoğunluğu öğretmen sınıfına mensup subaylardı. Bununla beraber diğer sınıflardan subayların da ders verdikleri oluyordu. Ayrıca, Arapça, Farsça ve Din dersleri, sözleşmeli sivil öğretmenler tarafından okutuluyordu. 206 200 Osmanlı Arşiv Dairesi, Hazine Evrak No.165, 23 Eylül 1325 Tarihli İrade-i Seniyye. Osmanlı Arşiv Dairesi, Hazine Evrak No.29, 6 Ağustos 1325 Tarihli İrade-i Senniye. 202 İstanbul’daki rüşdiyeler: Eyüp, Beşiktaş, Fatih, Soğukçeşme, Toptaşı ve Kocamustafapaşa rüşdiyeleri. Diğer illerde bulunan askerî okullar: Edirne, Üsküp, İskodra, Manastır, Selanik, Bursa, Erzincan, Erzurum, Bitlis, Diyarbakır, Sivas, Elazığ, Konya, Trabzon, Van, Beyrut, Halep, Bağdat, Şam, Süleymaniye, Taiz, San’a Rüşdiyeleri ile Manastır, Edirne, Bursa, Erzincan, Bağdat, Şam ve Trablusgarp İdadîleri. 203 Ahmet Bedevi Kuran, İnkılâp Tarihimiz ve İttihat Terakki, s.395. 204 Salname-i Devlet-i Âliye-i Osmanî, sene 1326 H.(1908), s.372-373. 205 Salname-i Devlet-i Âliye-i Osmanî, sene 1326 H.(1908), s.372-373. 206 Kuleli Askeri Lisesi 1330-1336 Tarihli Personel Künye Defteri, Kuleli Askeri Lisesi Arşivi. 201 66 Rüşdiye ve idadînin bağlı olduğu genel idarî kısmın başında da rütbesi en az “binbaşı” olmak üzere bir “Müdür” bulunuyordu. Bugünün ölçülerinde “Okul Komutanı” olan Genel İdarî Müdür, idadî ve rüşdiyenin müdürlerinden daha kıdemli olmak zorundaydı. Ders Nâzırlığı görevine getirilecek kişinin de rütbesinin en az “binbaşı” olması gerekiyordu. Zaman zaman bu görevlere “tuğgeneral” rütbesinde komutanların atandığı da oluyordu. Mesela, söz konusu edilen dönemin başında “Komutanlık” makamında Mirliva (Tuğgeneral) Ali Rıza Paşa bulunuyordu. 207 II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesinden sonra Harbiye Nazırlığına getirilen Mahmud Şevket Paşa, orduda ıslahat yapılması gerektiğine inanıyordu. Ordunun komutasını üstlenecek kişileri yetiştiren askeri okullara da el atmak gereğini duymuş ve Binbaşı Vehip Bey’i geniş yetkilerle Harp Okulu ve Kuleli Askeri İdadîsi Komutanlığına tayin ettirmiştir. 208 Vehip Bey, göreve başlar başlamaz okulları teftiş ederek, yapılacak çok şey olduğunu görmüştür. Vehip Bey, ilk iş olarak, orduda disiplin ve bilgisine güvendiği subayları, Harp Okulu ve Kuleli Askeri İdadîsi’ne tayin ettirmiştir. Öğrencilere sınıflarını aşılamak, iyi bir terbiye vermek için sözü edilen iki okulda da bazı yenilikler yaptırmıştır: - Karavanalardan topluca yemek yeme usulünü kaldırması, - Her iki okula da öğrencilere masa, tabak, çatal, bıçak, bardak sağlaması, - Yemekhane ve yatakhanelerde sağlık açısından yeni düzenlemeler yapması, - Okullarda hava gazı ile aydınlatmanın yeterli olmadığını görerek, bu iki okula da elektrik tesisatı koydurması, - Sobalarla binaların yeterince ısınmadığını görerek, kalorifer sistemini kurdurması. Vehip Bey, öğrenciler arasında millî bilincin gelişmesi için de çok gayret göstermiştir. Bunun için zaman zaman konferanslar vermiş, kahramanlık günleri düzenlemiştir. Gazi Ahmet Muhtar Paşa’ya 93 Harbi’ni (1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nı), Rıza Paşa’ya Dömeke Meydan Savaşı’nı (1896-1897 Türk-Yunan Savaşı) anlattırarak; Türk’ün kahramanlığı, savaş gücü ve tarihî düşmanları hakkında öğrencilerin bilgi sahibi olmalarını sağlamıştır. Vehip Bey, okullarda başarı seviyesini yükseltmek için öğrenciler arasında rekabet sağlamaya çalışmıştır. Tek er eğitiminde birinci sınıfları, manga ve takım eğitiminde ikinci sınıfları çavuş olarak, üçüncü sınıfları bölük ve tabur eğitiminde başçavuş olarak görevlendirmiştir. Yanaşık düzen eğitiminde başarı gösteren öğrencilerin sol koluna sarı bir şerit, derslerde başarılı olanlara da kırmızı şerit taktırmıştır. Her ikisinde de başarılı olanlar sarı ve kırmızı şeritleri beraber takıyorlardı. 209 Vehip Bey’in Okul Komutanlığı döneminde, okulun eğitim kadrosunda olduğu gibi, ders programlarında da bazı değişikler yapılmıştır. 210 Bahsedilen dönemde sınıflara göre okutulan dersler şunlardı: 211 207 Salname-i Devlet-i Âliye-i Osmanî, sene 1326 H.(1908), s.372-373. Kuleli Askeri Lisesi 25 Nolu Künye Defteri (1326-1334), Kuleli Askeri Lisesi Arşivi. 209 İhsan Ilgar, “I.Dünya Savaşının Ünlü Komutanlarından Vehip Paşa”, Hayat Tarih Mecmuası, Haziran 1972, Sayı:5. 210 Tahsin Ünal, “122 Yıllık İrfan Yuvası Kuleli Askeri Lisesi”, Hayat Tarih Mecmuası, Eylül 1968, Sayı: 8, s.57. 211 Kuleli Askeri İdadisi Arşivi, 1329-1330 Tarihli İmtihan Not Defteri. 208 67 BİRİNCİ SINIF Ulum-ı Diniye, Cebir, Hendese-i Mücesseme Coğrafya-yı Osmanî Tarih-i Umumî Osmanlıca Fransızca Resim Terbiye-i Bedeniye OKUTULAN DERSLER İKİNCİ SINIF Ulum-ı Diniye, Müsellesât Hendese-i Mücesseme Kozmoğrafya Tarih-i Umumi Osmanlıca Fransızca Hıfzısıhha Terbiye-i Bedeniye ÜÇÜNCÜ SINIF İlm-i Ahlâk, Fenn-i Makine, Topoğrafya, Hikmet-i Tabiiye, Kimya-yı Askeri, Topoğrafya Ameliyâtı, Osmanlıca, Fransızca, Terbiye-i Askeriye, Resim, Harita Resimi, Talim Ameliyâtı Vehip Bey’in Komutanlığı sırasında düzenlenen bu ders programında, eski programda yer alan bazı derslerin çıkarıldığı, bunların yerlerine yeni derslerin konulduğu görülür. Yeni programda görülen derslerin bir kısmı daha önce uygulanan programlarda da yer almıştı. Bu programın hazırlanması sırasında eski programda yer alıp çıkartılan dersleri şöyle sıralayabiliriz: PROGRAMDAN ÇIKARTILAN DERSLER SIRA NO DERSİN ADI 1 Tarih-i Alem, 2 Kitâbet 3 Arabi 4 Hikmet-i Askeriye, 5 Tarama 6 İngiliz Lisanı, 7 İnşa ve Münşeat. PROGRAMDAN ÇIKARTILAN DERSLERİN YERİNE GETİRİLEN DERSLER SIRA NO DERSİN ADI 1 Ulum-u Diniye, 2 Osmanlıca, 3 Müsellesât, 4 Kozmoğrafya, 5 Hıfzısıhha, 6 İlm-i Ahlak, 7 Fenn-i Makine, 8 Topoğrafya 9 Topoğrafya Ameliyâtı 10 Terbiye-i Askeriye, 11 Harita Resmi, 12 Talim Ameliyâtı, Yeni ders programında Tarih-i ‘Âlem (Dünya Tarihi) dersinin kaldırılmasıyla dünya tarihine ayrılan zamandan tasarruf edilmiş, Türk tarihine ağırlık kazandırılmaya çalışılmıştır. Arapçanın kaldırılmasıyla, okulun kuruluşundan beri ağırlıkta olan doğu dilleri eğitimi son bulmuştur. Dikkati çeken diğer bir konuda İngilizcenin ders programından çıkartılmasıdır. İngilizcenin ne gibi bir düşünce ile ders programından kaldırıldığı hakkında bir fikir ileri süremeyeceğiz. Bu iki yabancı dilin kaldırılmasından sonra okulda yabancı dil olarak sadece 68 Fransızca kalmıştır. Bu durumu, o dönemde Fransız kültürünün etkisiyle izah etmek mümkündür. Program incelendiğinde askerlikle ilgili derslerin arttığı görülür. Böylece öğrencilerin meslekî alanda da yetişmeleri amaçlanmıştır. Programa bugünkü Fizik dersinin karşılığı “Fenn-i Makine”nin girmesini, fen derslerinin de öneminin anlaşılmaya başlandığının göstergesi olarak kabul edebiliriz. Bu dönemde not değerlendirmesi, on üzerinden yapılıyordu. Birinci dönemde alınan not ile dönem sonunda yapılan genel sınavda alınan not toplanıp, ikiye bölünüyor, böylece sınıf geçme notu bulunuyordu. 212 Mazeretsiz olarak dönem sonunda sınavlara girmeyen öğrenci, doğrudan sınıfta kalıyordu. Mazereti dolayısıyla sınavlara giremeyen öğrencilere yeni bir sınav hakkı tanınıyordu. 213 Söz konusu edilen bu dönemde de “alaya çıkarma” cezası uygulanıyordu. Üst üste iki sene sınıfta kalanlar ve mazeretsiz olarak genel sınavlara girmeyenler, okuldan atıldıkları gibi, cezanın devamı olarak kıtalara “er” olarak gönderiliyorlardı. 214 Bir kaza sonucu sakatlanıp, askerlik mesleğini icra edemeyecek duruma düşen öğrenciler, okuldan kayıtları silinerek evlerine gönderiliyorlardı. Öğrencilerin derse devamlılığı konusu üzerinde önemle duruluyordu. Mazeretsiz olarak derslere girmeyenler, çeşitli cezalara çarptırılıyorlardı. Devamsızlık yapılan süre 91 günü geçtiğinde, öğrenci genel sınavlara alınmıyordu. Genel sınavlara giremeyince de doğrudan sınıfta kalıyordu. İncelediğimiz okul kayıtlarında sık sık devamsızlık yüzünden sınıfta kalan öğrencilere rastlanmaktadır. 215 II. Meşrutiyet döneminde daha önce olduğu gibi, Kuleli Askerî İdadîsi’ne kayıtkabul işlemleri 15 Temmuz-10 Ağustos tarihleri arasında yapılıyordu. Okula girecek öğrencilerin 15 yaşını geçmemiş olması şartı aranıyordu. Yalnız birinci sınıfa değil, ara sınıflara da öğrenci alınabiliyordu. Özellikle I. Dünya Savaşı yıllarında öğrenci sayısını artırmak için, ara sınıflara bol miktarda öğrenci alınmıştır. 216 Miralay Süleyman Bey’in Komutanlığı zamanında (1909-1910) her dersin seçkin öğretmenlerinden bir encümen kurulmuştur. Bu encümenin görevi, her dersin ana hatlarını tespit ederek programları hazırlamaktı. Encümenin programları hazırlamasından sonra, her dersin öğretmenlerine, okutacakları dersin kitapları yazdırılırdı. Yine bu sırada sınav yönteminde de değişiklik yapılmıştır. Müfredat programları, sözlü sınavlara göre hazırlanmıştır. Bu yöntem ile yapılan sınavlarda başarı oranı yükselerek %87‘ye kadar çıkmıştır. Aynı uygulama Vehip Bey’in Komutanlığı döneminde de devam etmiştir. 217 1912 yılında Balkan Savaşı’nın patlak vermesi üzerine, Kuleli Kışlası yeniden hastane olmuştur. Kuleli İdadîsi öğrencilerinin bir kısmı, şimdi Kandilli Kız Lisesi olan Âdile Sultan Sarayı’na, bir kısmı da Beylerbeyi Sarayı yanında bugünkü Deniz Eğitim Komutanlığı ve Olgunlaşma Enstitüsü olan binalara taşınmışlardır. Balkan Savaşı’nın sona ermesi üzerine Askeri İdadî, 1913 yılı sonunda, Kışla’da yeniden öğretime başlamış ve 212 Kuleli Askeri İdadisi, 1329-1330 Tarihli İmtihan Not Defteri. Kuleli Askeri İdadisi Arşivi, 1326 tarihli Talebe Künye Defteri. 214 Kuleli Askeri İdadisi Arşivi, 1329 - 1330 Tarihli Talebe İmtihan Not Defteri. 215 Kuleli Askeri İdadisi Arşivi, 1329 - 1330 Tarihli İmtihan Not Defteri. 216 Kuleli Askeri İdadisi Arşivi, 1329 - 1330 Tarihli İmtihan Not Defteri. 217 Kuleli Askeri Lisesi Tarihi, Kuleli Askeri Lisesi Matbaası, İstanbul, 1994, s.77. 213 69 Kışla, 5 Temmuz 1920 tarihinde Ermenilere teslim edilene kadar, Kuleli Askerî İdadîsi burada öğrenimini sürdürmüştür. Okul, öğretime her yıl kasım ayında başlıyordu. Yedi ay süren öğretim yılı mayıs ayı sonunda bitiyordu. Öğretim yılı iki döneme ayrılmıştı. Her dönem sonunda genel sınavlar yapılıyordu. Birinci dönem sınavları şubat ayında, ikinci dönem sınavları da mayıs sonunda yapılıyordu. 218 Ancak 10 Mart 1914 (25 Şubat 1329)’da çıkarılan Harp Okulu’ndan yetiştirilecek subaylar hakkındaki nizamname ile okulun öğrenim süresi, müfredat programı ve öğretim yılının başlangıcında değişiklikler yapılmıştır. 219 Bu nizamname ile askerî idadîlerde yapılan değişiklikleri şöyle sıralayabiliriz: - İdadî mekteplerinin programları geliştirilip daha yüksek bir seviyeye çıkarılacaktır. - Öğretim yılına başlangıç, eylül ayında olacaktır. - İdadîlerde öğrenimlerini tamamlayıp, sınavlarında başarılı olan öğrenciler, Harp Okulu’na gitmeden önce, zabit namzedi olarak orduya katılacak ve alaylarda altı aydan yedi aya kadar hizmet edeceklerdir. - Zâbit namzetlerinin çeşitli sınıflara ayrılması idadî müdürlerinin teklifleri üzerine Harp Okulu Müdürü tarafından icra olunacaktır. - Her idadîden zâbit namzedi olarak ayrılan öğrenciler, okulun bağlı bulunduğu müfettişlik dahilinde bulunan nümûne alaylarına gönderileceklerdir. Bu karara göre, mevcut olan beş idadînin zâbit namzetlerinin gidecekleri bölgeler şöyledir: ASKERİ İDADÎ SUBAY ADAYI KULELİ İDADÎSİ EDİRNE İDADÎSİ ERZİNCAN İDADÎSİ ŞAM İDADÎSİ BAĞDAT İDADÎSİ GİDECEĞİ ALAY İSTANBUL EDİRNE ERZİNCAN İSTANBUL İSTANBUL - Askerî idadîyi bitirip de alaylara gidemeyecek derecede zayıf olan öğrenciler, bir sene daha idadîlerde kalacaktır. İdadîlerden bu nedenle ayrılan öğrenciler, her sene eylül ayı başında Kuleli İdadîsi’nde toplanacaktır. Bunlar bir senelik öğrenimi tamamladıktan sonra, bedence yeterli görülenler, zâbit namzedi olarak alaylara gönderilecektir. Bedence yine bir gelişme gösteremeyenler bir yıl daha okulda kalacaklardır. Bu bir yıl sonunda gelişme gösterenler alaylara gönderilecek, askerliğe elverişli bedenî yapıya sahip olmayanlar ise okuldan çıkarılacaktır. - Zâbit namzedi (subay adayı) olarak alaylarda altı-yedi ay hizmet edenler, Harp Okulu’na girmeye hak kazanacaklardır. - Ayrıca bu nizamnameye eklenilen geçici bir hükme göre: 1914 (R.1330) senesi başlangıcında Kuleli Askerî İdadîsi’nden 150 öğrenci, zabit namzedi olarak orduya katılacaktır. Bunların alaylara dağıtımı özel bir emirle, kıtalarda ne şekilde kullanılacakları da özel nizamname gereğince yerine getirilecektir. 29 Eylül 1915 (16 Eylül 1331) tarihinde çıkarılan “Şüheda Vesaire Evlâdının Leylî Mekâtib-i İdadîye ve Askeriye’ye Kayıt Kabulü Hakkında Nizamname” ile kayıt-kabul esaslarında da bazı değişiklikler yapılmıştır. Bu değişiklikleri şöyle sıralayabiliriz: 220 - Yatılı askerî idadî ve rüşdiyeler ile Kuleli Askerî İdadîsi’nin sınıf-ı mahsusasında (özel sınıflarında) öğrenimlerini tamamlayanların kabulünden sonra açık kalacak kontenjanı doldurmak için sınavla öğrenci alınacaktır. Müracaat eden öğrenciler özel durumlarına 218 Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, 1328-1329 tarihli İmtihan Not Defteri, Düstur, İkinci tertip, c.6, s.266-269. 220 Düstur, İkinci tertip, c.7, s.266-269. 219 70 bakılarak, okula girişte öncelik sırasına göre bir değerlendirme yoluna gidilmiştir. Buna göre: Birinci derecede: Her sınıftan subay, ihtiyat subayı, yedeksubay, subay adayı, onbaşı ve erler ile askerî sınıfa mensup olanlardan ölenlerin çocukları, İkinci derecede: Subay ve askerî imam, tabip, baytar, eczacı, hesap memuru ve sicil memurlarının emeklilerinden ölenlerin çocukları alınacaktır. - İmtihâna öncelikle birinci derecede yer alanlar girecektir. Kontenjan dolmadığı taktirde ikinci derecedekiler sınava alınacaktır. - Yatılı askeri okullara kayıt-kabul ve imtihanın yapılış şekli, tıbbi muayene, kayıtları ve bu konudaki talimatname hükümlerine göre yürütülecektir. - Yatılı askerî idadî okullarına kontenjan dışı olarak şunlar sınavsız kabul olunur: İran, Afganistan ve Fas gibi müslüman ülkelerin İslâm tebaası çocukları ile Tunus, Cezayir, Kıbrıs, Girit, Mısır, Trablusgarp gibi ülkelerin müslüman çocukları. - Görevli olarak bulundukları yerlerde idadî derecesinde okul olmadığından dolayı çocukları yatılı askerî okula kabul edilen devlet ileri gelenleri, subaylar ve bilumum askeriye mensuplarının, idadî derecesinde okul bulunan yerlere tayinleri halinde, çocukları, bulundukları yatılı askerî idadîden öğretim yılı sonundaki sınavı takiben çıkarılarak velilerine teslim olunur. I. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla öğrenci sayısında büyük bir artış görülmektedir. 1914-1915 öğretim yılında sınıflara göre öğrenci dağılımı şöyledir: 1. Sınıf : 284 2. Sınıf : 272 3. Sınıf : 770 Daha önceki yılların öğrenci sayılarıyla kıyaslanmayacak ölçüde bir artış olmuştur. Öğrenci sayısındaki bu artış, I. Dünya Savaşı’nın getirdiği bir zorunluluktur. Savaşın bir çok cephede sürmesi, subay ihtiyacını artırmıştır. Harp Okulu, bu ihtiyaca cevap veremeyince, Kuleli Askerî İdadîsi’ni bitirenler, doğrudan kıtalara sevk edilmiştir. Askerî birliklerde bir süre zâbit namzedi (subay adayı) olarak staj gördükten sonra, subay olarak çeşitli birliklerde görevlendirilmişlerdir. 221 Savaşın uzaması, cephelerin genişlemesi, subay ihtiyacını daha da artırmıştır. Kuleli’den mezun olanlar da bu ihtiyacı karşılayamaz hale gelmiş, bu durumda Kuleli ikinci sınıf öğrencileri de 1917 yılında kıtalara gönderilmiştir. Kıtalara gönderilecek öğrencilerin sınıf ayrımları okulda yapılmaktadır. 1915-1916 öğretim yılında Kuleli’yi ziyaret eden Alman Komutan Limon von Sanders, sınıf ayrımını bizzat kendisi yapmıştır. Süvari sınıfına itibarın fazla olması sebebiyle, bu sınıfa ayrılacakların, “usta binici” olması şartı getirilmiştir. 222 I. Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru Okul Müdürlüğüne (Komutanlığına) peş peşe iki Alman subayın getirildiği görülür. Türk-Alman Askerî İşbirliği Antlaşması çerçevesinde çeşitli birliklerin komutanlıklarına Alman subayların tayin edildiği biliniyordu. I. Dünya Savaşı yıllarında Türkiye’de bulunan Alman subaylardan Yarbay Bretligh, 8 Aralık 1917 tarihinde Kuleli Askeri İdadîsi Müdürlüğüne tayin edilmiştir. Bu görevde 17 Nisan 1918 tarihine kadar kalmıştır. Sağlık nedeniyle Almanya’ya giden Yarbay Bretligh’in yerine yeni bir Alman Binbaşı Grevoros atanmıştır. O da Okul Müdürlüğü görevini 30 Ekim 1918’e kadar sürdürmüş, savaşın bitmesiyle ülkesine dönmüştür. II. Meşrutiyet’ten I. Dünya Savaşı’nın sonuna kadar, Kuleli Askerî İdadîsi’nde, altısı Türk, ikisi Alman olmak üzere sekiz Komutan görev yapmıştır. 223 Bunları, şöyle sıralayabiliriz: 221 Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, 1330-1331 Tarihlli İmtihan Not Defteri. (E). Sv.Me.Behçet Oktay’ın Hatıraları, Kuleli Askeri Lisesi Arşivi. 223 Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, 25 ‘No’lu Künye Defteri. 222 71 - Kaymakam ùevket Bey : 7 Aralk 1908 - 1 Temmuz 1909 - Miralay Süleyman Bey : 1 Temmuz 1909 - 6 Temmuz 1910 - Kurmay Binbaú Vehip Bey : 6 Temmuz 1910 - 1 Mays 1912 - Binbaú Sabri Bey : 1 Mays 1912 - 1 Eylül 1912 - Kaymakam øbrahim Bey b. Mahmud : 1 Eylül 1912 - 8 ùubat 1913 - (E)Kaym. Hüsamettin Bey ibn-i Süleyman: 8 ùubat 1913 – 1 Eylül 1917 - Yarbay Bretlot (Bretlihg, Alman) : 1 Eylül 1917 - 21 Nisan 1918 - Binbaú Grevoros (Alman) : 21 Nisan 1918 - 1919 On yl gibi ksa bir sürede dokuz komutann de÷iúmesi, dönemin yo÷un olaylar ve siyasî istikrarszlklar ile izah edilebilir. Balkan Savaúlar ve I. Dünya Savaú yllarnda Okul Komutan olan subaylarn askeri birliklere tayinleri zorunlu olmuútur. 1913-1917 yllar arasnda Okul Komutanlklar görevlerini emekli subaylarn yürütmesi, Türk ordusunda subay ihtiyacnn ne denli büyük oldu÷unun bir belirtisidir. Kuruluúundan günümüze kadar Okul Komutanl÷ yapanlarn listesini kitabmzn sonunda verece÷iz. 72 3. Kurtuluş Savaşı Döneminde Kuleli Askerî İdadîsi İttihad ve Terakkî Partisi’nin kararıyla Birinci Dünya Savaşı’na giren Osmanlı devleti, savaştığı cephelerde yenilgi yüzü görmemesine rağmen, İngilizlerin yanında Amerika Birleşik Devletlerinin de Almanya’ya karşı savaş ilan etmesi ve müttefik devletlerin savaştan çekilmesi üzerine savaş meydanlarında yalnız kalmıştır. Ekonomik ve siyasi olarak tek başına bu savaşı sürdüremeyeceğini anlayan Osmanlı devleti de 30 Ekim 1918’de imzalanan “Mondros Mütarekesi” ile savaştan çekilmiştir. Bu ateşkes antlaşması Osmanlı devletinin kayıtsız şartsız teslim olması anlamını taşıyordu. 224 Ateşkes antlaşmasının 7. maddesine dayanan İtilaf devletleri, kısa bir süre içinde yurdun çeşitli bölgelerini işgale başladılar. Ateşkes antlaşması sonrası yaşanan acı olaylar, tarihte bağımlı yaşamaya alışkın olmayan milletimizde bir direnme fikri uyandırmıştır. Bu fikir, İzmir’in Yunanlar tarafından işgali ile kuvvetlenmiş, 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal ile hayat bulmuştur. 3.1. İstanbul’un İşgali Mondros Mütarekesinin imzalanmasından (30 Ekim 1918) iki hafta sonra, 13 Kasım 1918’de Sarayburnu önlerinde demirlemiş olan Müttefik donanması, İstanbul’da yaşayan gayr-i müslim azınlığa sevinç naraları attırırken, Türk milletini büyük bir üzüntüye boğmuştur. Bu tarih, hafızalarda İstanbul’un gayr-ı resmî işgal günü olarak kalmıştır. Ancak, 13 Kasım’da tarihler bir başka ayrıntıyı daha kaydetmektedir. O da Mustafa Kemal Paşa’nın İstanbul’a gelişidir. Mustafa Kemal, Galata’da, İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan bayraklarının asılmış olduğu sokaklara yayılan çılgın bir kalabalığın ulusal marşlar söylediği ve galiplere övgüler yağdırdığı mahallelerden geçerken 225 ileride yapacaklarını o günden görerek, “Geldikleri gibi giderler” demiştir. 226 224 Bahriye Nazırı Rauf, Hariciye Müsteşarı Reşat Hikmet ve Kurmay Yarbay Sadullah Beyler, Agememnon Zırhlısı’nda dört gün süren görüşmeler neticesinde 30 Ekim 1918’de imzalanan mütarekenin barışa giden yol olduğunu sanmışlardı. Mondros Mütarekesi’nin şartlarına bakıldığında, gidişatın bir ülkenin sonuna kadar paylaşımının habercisi olduğu anlaşılır. Mondros Mütarekesi, savaş sonunda eşit şartlarla barış görüşmelerine katılamayan mağlup tarafın hazin bir tablosudur. Mütareke, şu maddelerden ibarettir: 1. Karadeniz’e geçiş için Çanakkale ve Karadeniz Boğazları açılacak, 2. İtilaf hükümetlerine mensup harp esirleri, Ermeni esirleri ile tutukluları İstanbul’da toplanacak ve kayıtsız şartsız İtilaf hükümetlerine teslim edilecek, 3. Hudutların korunması ve iç güvenliğin sağlanması için lüzum görülecek askeri kuvvetten fazlası derhal terhis edilecek, 4. Müttefikler, güvenliklerini tehdit edecek durum olduğunda, herhangi bir stratejik noktayı işgal hakkına sahip olacaklar, 5. Toros Tünelleri müttefikler tarafından işgal edilecek, 6. Hicaz’da, Asir’de, Yemen’de, Suriye’de ve Irak’ta bulunan muhafız kıtaları en yakın İtilaf kumandanına teslim olacak ve Kilikya’daki kuvvetlerin intizamını muhafaza için gerekli miktarlardan fazlası geri çekilecektir. 7. Vilayet-i Sitte’de (Doğu Anadolu’da altı il Erzurum, Van, Bitlis, Harput, Diyarbakır, Sivas) karışıklık çıkması halinde, bu vilayetlerin herhangi bir kısmının işgali hakkını İtilaf devletleri muhafaza edeceklerdir. 225 StefanosYerasimos, “Bir Kurtarıcının Doğuşu”, İstanbul 1914-1923, İstanbul, 1996, s.103. 226 Mustafa Kemal Paşa, İzmir’in işgalinden bir gün sonra (16 Mayıs 1919’da), Dokuzuncu Ordu Müfettişi sıfatıyla Samsun’a hareket etmiş ve Kurtuluş Savaşı’nı başlatmıştır. 73 İngilizler, ittifak devletlerinin de onayı ile 16 Mart 1920’de İstanbul’u resmen işgale başladılar. İşgal hakkındaki beyannameleri özetle saltanatı koruma adınaydı. Mondros hükümlerine aykırı hareket edildiği gerekçesiyle, asker kökenli olanlar ilk etapta tutuklanırken, Şehzade İbrahim Tevfik Efendi ve bazı şehzadeler de bu tutuklular arasında Malta’ya gönderilmiştir. Meclis üyelerinden Rauf ve Kara Vasıf Beyler de tutuklananlar arasındaydı. 18 Mart’ta sıra diğer üyelere gelecekti. Bu olaylar karşısında Osmanlı Meclisi dağılmış ve Meclis üyeleri Ankara’da toplanmaya başlamışlardır. 227 Toplam tutuklu bilânçosu içinde yüz elli Türk aydını da yer almaktadır. İşgale, Mustafa Kemal büyük tepki göstererek 228 Anadolu’da görev yapan İngiliz subaylarını tutuklatmıştır. İstanbul’un İşgali Sırasında Sarayburnu’nda Karaya Çıkan Fransız General Franchet D’esperay’in İngiliz General Wilson Tarafından K l İtilâf devletleri ordularının İstanbul’a gelişi, şehirdeki Rum ve Ermeni halkını kışkırtmış, Türklere yönelik saldırılar artmaya başlamış, işgal güçlerinin karargâhında gelişigüzel suçlardan ötürü tutuklanan Türkler, ölümüne dövülmüşlerdir. 229 İtilâf devletleri askerlerinin halka yönelik baskı ve yıldırmalarına o yıllarda yaşanan çetin kış şartları da eklenince, 230 İstanbul’da yaşayan halk büsbütün perişan olmuştur. İstanbul’un İşgalinde İngiliz Askerleri Galata Kulesinde İngiltere, sömürgelerinde uyguladığı dil politikasını, bu kez İstanbul’da yerleştirmeye başlamıştır. Eylül 1919’da İngiliz vatandaşı Bayan Thomson ve İsveç uyruklu İngilizce öğretmeni Polin Hanım, resmî hüviyete sahip okullarda İngilizce derslerine girmeye aynı tarihlerde Mekteb-i başlarken, 231 Bahriye’de İngilizce öğretmeliği için bir kadro tahsis edilmiştir. 232 İstanbul’un resmî işgalini müteakip, eğitim kurumları, çeşitli bahanelerle kapatılarak, binalarına el konulmuştur. 227 Ali Fuat Türkgeldi, Görüp İşittiklerim, s.259, 260. Hülya Özkan, a.g.e., s.82. 229 Halide Edip Adıvar, The Turkish Ordeal, by. Alexandre Pankoff, The Century Co., 1928 U.S.A., pp. 4-5. Nitekim, 1921 (1337)’de babası İngilizlerce tutuklanan bir Osmanlı vatandaşının arzuhali (dilekçesi) de Halide Edip’in bu yargılarını doğrular niteliktedir: “Hiçbir karara müstenid olmayarak pederim on gündür Kumkale’de İngiliz idaresinin taht-ı nezaretinde bulunuyor, altı nefer biz sefil yetimler, sefalet altında perişan oluyoruz. Adalet isteriz. Heman tahliyesi esbabının istikmaline delalet inayet buyurunuz istirham eyleriz ferman.” (BOA, A.VRK., Dosya No. 840, Gömlek No.6, 1337 tarihli iki adet arzuhal.) 230 Kuleli öğrencilerinin kendilerine tahsis edilen vapurla Kasım 1919’da, hafta sonları Anadolu yakasından Rumeli yakasına geçişleri sırasında, diğer askeri okul öğrencileri ile birlikte soğuktan hastalandıklarına dair gazetelerde haberler yer almaktadır. (İkdam, 23 Kanun-u Evvel 335, Nr.8212.) 228 231 BOA, Nezaret Gelen-Giden Defterleri, Nr. 886/53-3, “20 Eylül 1335 tarih ve 3650 numaralı Takvim-i Vakayi nüshası”. 232 BOA, Nezaret Gelen-Giden Defterleri, Nr. 886/53-3, “30 Eylül 1335 tarih ve 3659 numaralı Takvim-i Vakayi nüshası”. Bu sırada Dimetoka’da bulunan Rum ve Yahudi okullarındaki Türkçe öğretmenleri, 1919’da feci halde dayak yemiş ve emekliliklerini istemişlerdi. (BOA, A.VRK., Dosya No: 840, Gömlek No.41, 1335.) 74 Daha başlangıcından itibaren, İstanbul’un işgalini kabullenemeyen askerî okul öğrencileri, münferit olarak işgalcilerle mücadeleye başlamışlardır. Bu durum, işgal kuvvetlerinin dikkatini çekmiş ve İstanbul’da bulunan bütün askeri okulların faaliyetleri engellenmeye çalışılmıştır. İlk olarak Harbiye, Bahriye ve Zabit okul binalarına el koyan işgal birliklerinin hedefi, “bina olmazsa eğitim de olmaz” anlayışını gerçekleştirebilmekti. Fransız Deniz Kuvvetlerinin Karargâhı Olarak Kullanılan Karaköy’deki Bina İşgal kuvvetlerince, Pangaltı’daki Mekteb-i Harbiye binasına 20 Nisan 1920’de el konulduğu zaman, öğrenciler, Kuleli Askerî İdadîsi binalarına yerleştirilmiş, Temmuz 1920’ye kadar öğrenimini burada sürdürmüştür. İlk, orta ve lise çağındaki gençlerin fazla bir tehlike yaratmayacağını düşünen İtilaf devletleri, Mekteb-i Harbiye’ye karşı tavır takınırken, ilk etapta, Kuleli öğrencilerini fazla dikkate almamışlardır. Ancak, Kuleli öğrencilerinin, Mekteb-i Harbiye öğrencileri ile aynı mekanda öğrenim görmeleri ve Kuva-yı Millîye’nin sembolü olan kalpak giymeleri, zaman zaman da Millî Mücadele’ye katılmak için Anadolu’ya kaçışların olması, dikkatlerin Kuleli üzerinde yoğunlaşmasına neden olmuştur. Kuleli öğrencileri arasında 1918’den beri komuta kademesinin işgale karşı mücadele etme yönündeki telkinleri de etkisini göstermiş, Kuva-yı Milliye’ye olan inancı kuvvetlendirmiştir. 233 O yıllara ait okul ceza defterleri incelendiğinde, birçok öğrencinin “kalpak giymek” nedeniyle “hafta sonu bir gün izinsizlik” cezasına çarptırıldığı görülmektedir. “Kalpak giymek”, yalnız kılık-kıyafet yönetmeliğine aykırı hareket etmek anlamına gelmiyor, aynı zamanda Kuva-yı Milliye’nin ve taraftarlığının da sembolü olma özelliğini taşıyordu. Yine, okul ceza defterinde sinemaya gitmek bir suç unsuru sayılıyor ve bu suçu işleyenler 5 gün “riyazî hapis” 234 cezasına çarptırılıyordu. Çünkü, Üsküdar’da bulunan açık hava sinemasında Almanlar tarafından çekilen filmler oynatılıyor ve Çanakkale savaşlarında şehit düşen askerler ile Mustafa Kemal’in cephedeki görüntüleri yayınlanıyordu. 235 Bu durum, öğrenciler üzerinde derin etkiler bırakmıştır. Öğrencilerin bu davranışları, içlerinde uyanmaya başlayan bağımsızlık ateşinin ilk kıvılcımları olarak değerlendirilebilir. Ya İngiliz işgali altında eğitimlerine devam edecekler, ya da Kuva-yı Milliye saflarına katılarak, hem mesleklerini icra ve hem de vatanın bağımsızlığı yolunda mücadele vereceklerdi. Vücutça ve yaşça olgun, silah kullanmasını bilen, bilhassa son sınıf öğrencileri, Anadolu’ya geçerek Milli Mücadele’ye katılma kararı almışlardır. Bu kararı uygulama safhasına koymak için, her sınıfın temsilcilerinin katıldığı bir toplantı yapılmış ve 233 1918-1922 yıllarında Üsküdar bölgesinde etkin olan Kuva-yı Milliye çetelerinden "Kapudan" ve "Arnavut Arslan"'ın silahlı birlikleri ile Üsküdar-Beykoz arasında bulunan İngiliz birliklerine karşı yürüttükleri silahlı mücadelenin de Kuleli öğrencilerinin Millî Mücadele’ye katılma azmini kuvvetlendirdiği söylenebilir. [İkdam, 5 Kanun-ı Sânî 1336 (5 Kasım 1920), Nr.8228.] 234 Bir nevi göz hapsi. 235 Caner Arabacı, Milli Mücadele Dönemi Konya Öğretmenleri, Konya 1991, ss.52-53. 75 Anadolu’ya nereden, nasıl gidileceğine dair kararlar alınmıştır. Bu kararlar doğrultusunda ilk gruplar, Alemdağ taraflarından gitmeyi denemişlerse de işgal kuvvetlerinin kontrolü altındaki bu bölgeden geçme teşebbüsü, İngiliz karakolları ve yabancı ajanlar nedeniyle başarısızlığa uğramıştır. Kara yolu ile kaçmanın imkansızlığı anlaşıldıktan sonra, deniz yoluyla kaçmak çareleri araştırılmış, ve okul tatile girdikten sonra, “Sıla Vesikası” 236 alan öğrencilerin Mudanya üzerinden Anadolu’ya gitmesine karar verilmiştir. 16 Haziran 1920 günü, üzerlerindeki okul kıyafetleri ile Galata rıhtımına gelen öğrenciler, İstanbul Hükümeti’ne bağlı inzibatlar tarafından kimlik kontrolleri yapıldıktan sonra Mudanya’ya gitmek üzere vapura binmişlerdir. İstanbul’dan hareket eden Türk gemileri, işgal kuvvetleri tarafından, veba salgınının yayılmasını engellemek gerekçesiyle kontrol ediliyordu. Kuleli öğrencilerinin bindiği vapur, Sarayburnu açıklarında, Fransız gemileri tarafından durdurularak, aranmışsa da on dakikalık bir gecikmeden sonra vapur yoluna devam etmiştir. Mudanya’da, Milli Hükümet’e bağlı emniyet mensupları karşılanan öğrenciler, önce trenle Bursa'ya, oradan da Ankara’ya gönderilmiştir. Öğrencilerin Ankara’ya geçtiklerine dair haberler, Damat Ferit Paşa Kabinesi tarafından öğrenildiğinde, Okul Müdürü Kaymakam Halil Rüştü Bey ve okulda bulunan iki subay tutuklanmıştır. 237 Okul Komutanı Kaymakam Halil Rüştü Bey’in tutuklanması, Kuleli öğrencilerinin Ankara’ya gitme kararlılığını daha da kamçılamış, bir grup Kuleli öğrencisi de İnebolu’ya giden İtalyan gemisine binerek, Ankara’ya ulaşmaya çalışmıştır. İnebolu’da fırtınaya tutulan gemi, Sinop’ta iskeleye yanaşarak, öğrencileri karaya indirmiştir. Öğrenciler buradan başka bir vapurla İnebolu'’ya gelmiş, oradan da Ankara'ya doğru yola çıkmışlardır. 238 Elimizdeki Kuleli Askerî İdadîsi “Öğrenci Künye Defterleri”nin taranması sonucunda tespit edilen ve Kuleli’den 1919-1920 yılları arasında firar ederek, Milli Mücadele saflarına katılan birinci, ikinci ve üçüncü sınıf öğrencilerinin toplam mevcudu 230 olarak belirlenmiştir. Kuleli’den ayrılarak 1919-1920 yılları arasında Ankara’ya giden öğrencilerin adları (sınıf, kısım, memleket ve baba adları ile birlikte), kitabın sonundaki “Ekler” bölümünde verilmiştir. Başta Mekteb-i Harbiye ve Kuleli Askerî İdadîsi olmak üzere diğer askerî okul öğrencilerinin Anadolu’ya geçmeleri, Millî Mücadele’yi kazandıracak Türk ordusunun subay kadrolarının tesisi açısından son derece yararlı olmuştur. Bu öğrencilerin eğitilmeleri için Ankara’da da askerî okulların açılması ihtiyacı doğmuş ve bu düşünceden hareketle, 236 “Sıla Vesikası”, o yıllarda tatilde, memleketlerine giden öğrencilere verilen izin kağıdıdır. İbrahim Hakkı Konyalı, Abideleri ve Kitabeleriyle Üsküdar Tarihi, C. II, Türkiye Yeşilay Cemiyeti Yayınları 1977, s.327. Kayıtlarda, Kaymakam Halil Rüştü Bey’in 3 Mart 1921 tarihine kadar Okul Komutanlığı yaptığı bilindiğine göre, bu tutukluluk hali geçici olmuştur. 238 Öğ. Tğm. İsrafil Kurtcephe; Öğ.Tğm. Feridun Yıldız, Kuleli Askeri Lisesi Tarihi, Kur. Alb. Yaşar Büyükanıt’ın emirleriyle, İstanbul 1985, s.87-88. 237 76 1 Temmuz 1920’de Ankara-Cebeci’de Abidin Paşa Köşkü ve civarındaki binalarda “Sınıf-ı Muhtelife Zabit Namzetleri Talimgâhı” açılmıştır. Talimgâhın ilk öğrencilerini, Kuleli Askerî İdadîsi’nin ve Mekteb-i Harbiye’nin çeşitli sınıflarından gelen öğrenciler oluşturmaktaydı. Ankara’daki bu talimgahta bulunan öğrencilerin mevcudu 256 kişi idi. Talimgahta üç devre teşkil edilmişti: Birinci devreyi Harbiye öğrencileri, ikinci devreyi Kuleli Askerî İdadîsi’nin üçüncü sınıf öğrencileri, üçüncü devreyi de yine Kuleli’den firar ederek Ankara’ya gelen ikinci sınıf öğrencileri oluşturmaktaydı. 239 Ankara’da açılan okulun zamanlaması da mükemmeldi. 1 Temmuz 1920’de açılan okul, Ankara’daki yöneticilerin, Kuleli’nin İngilizlerce 20 Temmuz’da işgal edileceği bilgisine sahip olduğu Cebeci Abidin Paşa Talimgâhı kanaatini uyandırmaktadır. 240 Ankara’daki bu gelişmeler üzerine İstanbul’da bulunan İngiliz İşgal Kuvvetleri Komutanlığı’nca, Kuleli Kışlası’nın İngiliz Donanması için “transit depo” olarak kullanılmasına karar verilmiştir. Harbiye Nezareti, bu istek doğrultusunda Kadıköy Mıntıka Kumandanlığına telefonla durumu bildirmiş, Kadıköy Mıntıka Kumandanlığı da Okul Müdürü Halil Rüştü Bey’i arayarak, kışlanın yirmi dört saat süre zarfında boşaltılmasını istemiştir. 241 20 Temmuz 1920 Salı günü İngiliz birlikleri okula ait binaları teslim almak için bir istimbot ile Kuleli önlerine gelmiştir. Em. Org. Ali Keskiner, hatıralarında, Kuleli Askerî İdadîsi’nde öğrenci olduğu o günleri şöyle anlatmaktadır: “Bir perşembe günü 242 Almanca dersine girdik. Tesadüfen başımı Boğaz’a doğru çevirdiğimde, arkasında İngiliz bayrağı sallanan bir çatananın okul binasına doğru geldiğini gördüm. Gayr-i ihtiyarî yüreğimde bir sıkıntı belirdi. Aradan bir saat geçti mi bilmiyorum; ‘Dersler bırakılıp, okul boşaltıldıktan 239 Türkiye Cumhuriyeti Gnkur. Harp Tarihi Başkanlığı, Türk İstiklal Harbi, C. VII, Ankara 1975, s.279-280. 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yapılan görüşmeler sonucunda, askeri okul öğrencileri ile yedek subay adaylarına verilecek olağanüstü zamlar Resmi Gazete’de yayınlandı. Mart 1921’de Resmi Gazete’de çıkan kanun, şu maddeleri ihtiva etmekteydi: (1) Maaş-ı aslilerinden maada şehri Mekteb-i Harbiye talebesiyle Askeri Tıbbiye Mektebi birinci, ikinci, üçüncü ve Askeri Baytar Mektebi birinci ve ikinci sınıfları talebesine dört yüz ellişer ve Mekteb-i Harbiye’nin ihtiyat zabit namzedi (Asteğmen) talebesine üçer yüz ve Mekteb-i İdadî-i Askeri talebesine ikişer yüz ve leyli Rüşdiye-i Askeri talebesine yüz kuruş zamaim-i fevkalade verilir. (2) İş bu zamaimden hiçbir surette tevkifat yapılmaz. (3) İş bu zamaim için Müdafa-i Milliye Vekaleti’nin otuz altı senesi bütçesine üç yüz on sekizinci faslın üçüncü, dördüncü, beşinci maddelerine bir milyon yüz on dokuz bin üç yüz kuruş ilavesi kabul olunmuştur. (4) İşbu kanun 1 Ağustos 1336 ibtidasından muteberdir. (5) İşbu kanun icray-ı ahkamına Müdafaa-i Milliye ve Maliye Vekilleri memurdur. (Düstur, Üçüncü Tertip, Birinci Cilt, s.66.) 240 Abidin Paşa’daki Talimgâh, ilk meyvelerini Ekim 1920’de vermiştir. Mezun olan öğrencilere, diplomaları, törene katılan Mustafa Kemal Paşa tarafından verilmiştir. Buradan mezun olan Kuleli öğrencileri “Zabit Vekili” (Asteğmen) olarak Türk ordusu saflarına katıldılar. Türk İstiklal Harbi, Cilt:2, Kısım:5, Kitap:1, Gnkur. Harp tarihi Bşk.lığı Yayınları, Ankara, 1972. 241 İbrahim Hakkı Konyalı, Abideleri ve Kitabeleri ile Üsküdar Tarihi, C.II, Türkiye Yeşilay Cemiyeti Yayınları 1977, s. 326. Halil Rüştü Bey’in Okul Komutanlığı 1920-3 Mart 1921 tarihleri arasındadır. 242 Aslında 20 Temmuz 1920 tarihi “Salı” gününe denk gelmektedir. Org. Ali Keskiner, yıllar sonra hatırladığı bu olayın günlerini karıştırmış olabilir. 77 sonra İngilizlere teslim edilecekmiş’ diye bir haber geldi ve dersler tatil edildi. Okul birkaç saat içerisinde boşaltıldı.” 243 Mekteb-i Harbiye ile Kuleli Askerî İdadîsi öğrenci ve personeli, binadaki eşyaları Boğaz kenarındaki Kaymak Mustafa Paşa Camii avlusuna taşıdılar. 244 Temmuz 1920 sonlarında, Kuleli öğrencileri ata ocağından uzaklaştırılarak, Kâğıthane’deki Sünnet Köprüsü yanındaki çadırlarda ikamete mecbur bırakılmıştır. 245 Böylelikle, 1918’den beri İngiliz, Fransız ve Yunan askeri birliklerince işgal edilen Osmanlı kamu binalarına bir yenisi daha eklenmiş ve öğrenciler eğitimlerini farklı mekanlarda sürdürmek zorunda kalmışlardır. Kışla, boşaltıldıktan üç gün sonra (23 Temmuz 1920 Cuma) Ermenilere verilerek, yetim Ermeni çocuklar yerleştirilmiş (Ermeni Eytam Okulu), taşradan İstanbul’a gelen Ermeniler de misafir olarak burada ikamet etmişlerdir. 246 Kuleli’de bulunan Ermeni yetimler, savaş nedeniyle ebeveynini kaybetmiş çocuklardan müteşekkil olup, Patrikhane’nin koruması altındadır. 247 Kuleli Askerî İdadîsi öğrencileri, üç ay Kağıthane’deki çadırlarda kaldıktan sonra, Maçka’da bulunan Silâhhane’nin yanındaki Karakol binasına (veya İdare Müdürlüğü binasına) taşınmıştır (Kasım 1920). Maçka’daki Karakol binası, eğitim-öğretimden çok, öğrencilerin ikameti amacıyla kullanılmıştır. 248 Maçka Kışlası 243 Kuleli Askeri Lisesi Tarihi, Kuleli Askeri Lisesi Matbaası, İstanbul, 1994, s. 81. İbrahim Hakkı Konyalı, a.g.e., s. 326. 245 Mekteb-i Harbiye öğrencileri de 1 Ağustos 1920’de Eyüp’teki İplik-hâne’ye taşınmıştır. 246 Kurtuluş Savaşı sırasında Doğu Cephesi Komutanı olan Kazım Karabekir Paşa, “Çocuk Davamız” adlı kitabında belirttiğine göre, savaş sırasında Erzurum ve çevresinde yetim kalan Türk ve Ermeni dört bin kadar erkek çocuğu sokaklardan ya da bakamayacak durumda olan akrabalarının yanından toplattırarak, bunların yarısı ile “Gürbüzler Ordusu”nu kurmuş; Gürbüzler Ordusu’ndaki yetenekli çocuklara askerî eğitim verilmek üzere Bursa Işıklar Askerî Lisesi’ne ve Kuleli Askerî Lisesi’ne gönderildiklerini sağlamıştır. [Erhan Başyurt, Ermeni Evlatlıklar (Saklı Kalmış Hayatlar), Karakutu Yay., 2. Baskı, İstanbul, Ekim 2006, s.41.] “İtilaf kuvvetlerinin desteğini arkasına alan Ermeniler, Kuleli Askerî Lisesi’nin de Ermeni Yetimhânesi olarak kullanılmak üzere kendilerine verilmesini İngiliz Yüksek Komiserliği’nden talep ediyor. Genelkurmay ATASE Başkanlığı’nda görevli Dr. Bnb. Zekeriya Türkmen, bu talebin kabul gördüğünü belirtiyor. (“İşgal Yıllarında İstanbul’daki Uygulamalar: Mütareke Döneminde Ermeniler Tarafından Kaçırılan Türk Çocuklarının Kaçırılması ve Hristiyanlaştırılması”, KÖK Sosyal ve Stratejik Araştırmalar Dergisi, C.:2, Sayı:2, Güz 2000, s.265-283) Buraya yerleştirilen yetim Ermeni çocuklara papazlar gözetiminde dersler veriliyor. Ermenilerin en büyük yetimhânesi haline gelen Kuleli’de binden fazla yetim çocuk barındırılıyor. (Dr. İbrahim Atnur, Türkiye’de Ermeni Kadınları ve Çocukları Meselesi( 1915-1923), Babil Yay., Ankara, 2005, s.232) Kuleli Askerî Lisesi, iki yılı aşkın süre Ermeni Yetimhânesi olarak kullanılıyor.” Erhan Başyurt, a.g.e. s..43-44.] 247 “1919 yılında Ermeni Eytamının Sorumluluğunun Ermeni Patrikhanesi’ne Devredildiğine Dair Karar.” Ermeni yetimler, İngiltere’nin sivil halk arasında yandaş kazanma çabalarının bir sonucu olarak Osmanlı kamu binalarına yerleştirilmekteydiler. Osmanlı devleti ile yapılan taahhütname gereğince de binalar yedi yılığına, yani 1921-1928 tarihlerinde, Ermeni yetimlerin barınmaları için vergi ve kira alınmaksızın tahsis edilmiştir. (BOA, DH. HMŞ, Dosya NR. 4-2, Gömlek NR. 7-3, 1337. 5. 11.) 248 Kuleli Askeri Lisesi Tarihi, s.85. 244 78 20 Temmuz 1920’de işgal edilen Kuleli Kışlası’ndan ayrılan öğrencilerin 26 Aralık 1920’de taşındıkları Beylerbeyi Jandarma Alay Mektebi ve Çengelköy Hastanesi’ne 249 yerleşerek eğitime başlamaları dokuz ay sonra yani 2 Mayıs 1921 tarihinde mümkün olabilmiştir. 250 Askeri ilk (İbtidaî) ve ortaokul (Rüşdiye) öğrencileri, Çengelköy Hastanesi’nde 1922 yılına kadar, Ermeni yetimlerle birlikte eğitim-öğretimlerine devam etmiştir. Son derece sağlıksız koşullara sahip olan Jandarma Alay Mektebi’nin eğitimöğretim yapmaya uygun hale getirilmesi için uzunca bir zamana ihtiyaç duyulmuştur. Öğrenciler, Kağıthane’deki çadırlarda ve Maçka’daki Karakol binasında barınırlarken de pek çok zorluğa da göğüs germek zorunda kalmışlardır. Bu günlerde yaşanan sıkıntıları Org. Ali Keskiner, şu şekilde aktarmaktadır: “Bölük Komutanımız Yüzbaşı Saadettin Bey beni çağırdı ve ‘Ali, İngilizler Kuleli’yi tekrar bize veriyorlar, sen bölüğün eşyalarını mavnalara yüklet, Çengelköy’e götür, orada bekle’ dedi. Eşyaları mavnalara yüklettim. Çengelköy’e giderek, caminin (Kaymak Mustafa Paşa Camii) önüne rıhtıma yanaştım. Bir hafta mavnanın içinde bekledim. Bu süre içinde bana hiçbir bilgi gelmedi. Birkaç gün daha geçtikten sonra, Beylerbeyi Sarayı’nın müştemilâtından olan küçük bir binanın verileceği söylendi, ve mavnaları oraya çektik. Eşyaları indirdik. Oraya yerleştik. Artık derslere devam edecektik. Fakat, buna imkan yoktu. Dershane yok, yemekhane yok, yine büyük bir sefalet ve ıstırap...” 251 Kuleli Askerî İdadîsi öğrencilerinin Millî Mücadele’ye katkıları, yalnızca savaşa katılmak için Anadolu’ya giden son sınıf öğrencileri ile sınırlı kalmamış, öğrenimine İstanbul’da devam eden diğer öğrenciler de işgal kuvvetlerinden kurtardıkları silah ve cephaneleri Anadolu’ya sevk etmişlerdir. Nitekim, 1920 yılında Milli Hükümet’e bağlı olarak Marmara bölgesinde faaliyet gösteren Kuva-yı Bâgiye 252 adlı teşkilata, bazı Kuleli öğrencileri ile komuta kademesi de destek vermiştir. Kuva-yı Bâgiye’nin lideri olan Beylerbeyi Jandarma Komutanı, bu ittifakın yoğunluk kazanmasında önemli bir rol oynamıştır. 253 İngilizlerin “tehlikeli olur” düşüncesiyle Beylerbeyi’ne naklettirdikleri Kuleli öğrencileri, Beylerbeyi Jandarma Mektebi’nde Kuva-yı Milliye lehindeki faaliyetlerini sürdürmek için daha uygun bir ortam bulmuşlardır. 254 Kuva-yı Bâgiye teşkilatının direktifleri ile silahlanmak amacıyla hareket eden idadî üçüncü sınıf öğrencileri, komutanları ile birlikte Beylerbeyi sırtları, Çamlıca, İçerenköy üzerinden Bostancı’nın doğusunda bulunan Başıbüyük semtindeki silah depolarına gitmişler ve buradan ele geçirdikleri silâh ve 249 Beylerbeyi Jandarma Alay Mektebi, bugün Deniz Eğitim Komutanlığı olarak kullanılmaktadır. Çengelköy Hastanesi de Kuleli Askerî İdadîsi’nin doğusunda yer alan ve 1845’te Sultan Abdülmecid zamanında yaptırılan hastane binasıdır ki günümüzde Kor. Şefik Erensu Sitesi, Maltepe binası ve revirden oluşan bir komplekstir. 250 Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No: 25, “1918-1921 yıllarına ait İmtihan Defteri”. Askeri ilk ve ortaokul öğrencileri (Rüşdiye), Çengelköy Hastanesi’nde eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdürmüştür. Askeri ilkokul öğrencilerinin bazı sınıfları ise Kuleli’de bulunan binalarda barınmaya devam etmiştir. 251 Kuleli Askeri Lisesi Tarihi, Kuleli Askeri Lisesi Matbaası, İstanbul 1985, s.86. 252 İstanbul Hükümeti’ne başkaldıran ve “Âsî Kuvvetler” anlamına gelen bu teşkilat, Ankara’daki Millî Hükümete bağlı olarak İstanbul, İzmit, Adapazarı ve Bursa’da faaliyet gösteren silahlı milis kuvvetidir. 253 İstanbul’un işgal altında olduğu yıllarda Osmanlı ordusu içindeki konumunu terk ederek Kuva-yı Bâgiye’ye katılanları da kısmen de olsa tespit etmek mümkün olmuştur. Saraçhane Ambarı Müdürü Binbaşı Halid Bey, zikredebileceğimiz şahıslardan yalnızca birisidir. Milli Mücadele’ye katıldıkları için İstanbul Hükümeti’nce gıyaben yargılanarak haklarında idam kararı çıkan şahısların bazılarının Dersaadet Jandarma Zabit Mektebi muallimlerinden olması dikkat çekicidir. (BOA., A.VRK., Dosya No.79-5, Gömlek No.157, 27 Eylül 336.) 26 Aralık 1920 tarihinde, Beylerbeyi’nde bulunan Dersaadet Jandarma Mektebi’ne nakil edilen öğrencilerin bu şahısların örnek davranışlarından etkilenmiş olma ihtimali oldukça kuvvetlidir. 254 BOA, A.VRK, Dosya No.76-5, Gömlek No.171. 79 cephaneleri okula taşımışlardır. 255 Ele geçirilen silahlar, İzmit ve Mudanya’da bulunan Kuva-yı Milliye birliklerine intikal ettirilmiş ve oradan da Ankara’ya sevk edilmiştir. 256 Kuleli gençliği ve onların Millî Mücadele’ye katılımları, Türk ordusu mensuplarının nasıl bir bilinçle yetiştirildiklerinin somut bir delilidir. Kuleli Askeri Lisesi öğrencilerinin fedakarlıkları ve İstanbul’un işgaline karşı tavırları birer ibret timsalidir. 1919’da Kuleli gençliği, seçimini yaparken büyük bir sorumluluk üstlenmişti. Kendilerine eğitim imkanı veren ama işgale boyun eğen Vahdettin mi; yoksa düşmana boyun eğmeyi reddederek Türk ulusunun bağımsızlığı yönünde mücadele kararı alan Türk halkının mı yanında yer alınması hususundaki ikilemi, Kuleli Askeri Lisesi öğrencileri 1919-1921 şartları içerisinde yaşamıştı. Yokluğa ve gelecekteki belirsizliğe rağmen, almış oldukları eğitim, onları vatanın kurtarılması yönünde Anadolu’daki Milli Mücadele’ye katılmaları yönünde bir karar almalarına neden oldu. Gerçekte varlıklarının ve mevcudiyetlerinin yegane sebebinin “vatanın bölünmez bütünlüğü ve milletin bağımsızlığının sağlanması” olduğunun sorumluluğunu taşıyan bu gençlerin kahramanlığı, Türk askerî tarihinin unutulmaması gereken bir halkasını oluşturmaktadır. Ankara Abidin Paşa’daki Talimgah’tan Ekim 1920’de diplomalarını Mustafa Kemal Paşa’nın elinden alarak mezun olan ve Kasım 1920’den itibaren çeşitli rütbe ve sınıfta, cephelere gönderilen subay miktarı 256’dır. 257 Öğrencilerin kısa sürede subay nasbedilerek düşmanla mücadeleye sevk edilmeleri, öğrenimlerine İstanbul’da devam eden diğer Kuleli öğrencilerinde de şevk ve heyecan uyandırmıştır. 1918-1920 arasında Kuleli’den firarla Ankara’ya intikal eden 88 öğrenci ise Ankara’daki eğitimlerini tamamladıktan sonra “asteğmen” olarak cepheye gönderilmişler ve hayatlarının baharında, vatan için şehit olmuşlardır. Çocuk denecek yaşta olmalarına rağmen, kalplerindeki vatan sevgisi ile büyüyen bu kahramanlar, rütbe ve yaşça kendilerinden büyük meslektaşları ile birlikte geri dönülmesi mümkün olmayan bir yolculuğa çıkmıştır. O yolculukta, zaman sel gibi akmış ve o gençler yaşça değil ama olgunluk ve vatana karşı olan sevgileriyle İstiklal Harbi’ne gönül verenlerin kalplerinde büyümüş ve ölümsüzleşmişlerdir. 1910-1920 yılları arasında Kuleli 255 Polat Akbulut’dan naklen; “Kuleli’den 1920’de Kuva-yı Milliye saflarına katılan Faik oğlu Muzafferden alınan bilgiler.” 256 BOA, A.VRK, Dosya No.76-5, Gömlek No.171 257 Millî Mücadele’nin zorunlu ihtiyaçlarından dolayı Ankara’da Temmuz 1920’de açılan Yedek-Subay Okulu, dört aylık bir eğitimle subay olarak mezun ettiği gençleri, cephelere atadı. Ocak, Şubat, Mart, Nisan ayları içerisinde de toplam 1.105 subay mezun edilerek cepheye sevk edilmişlerdi. (Türk İstiklal Harbi, T.C.Gnkur. Harp Tarihi Başkanlığı, C. VII, Ankara 1975, s.280.) 80 Kaynaklarda, İstiklâl Harbi’nde şehit düşen Kuleli Askerî İdadîsi öğrencilerine ait listenin hangi belgelere dayanarak hazırlandığı belirtilmemiştir. 258 Listedeki 37 öğrenci, Kuleli’den Millî Mücadele’ye katılmak için Anadolu’ya firar eden öğrenciler arasında anılırken, 259 51’i bu listede yer almamaktadır. Firarî öğrenci listesinde yer almayan bu isimler, büyük bir ihtimalle, o döneme ait başka künye defterleri içerisinde bulunmaktadır. İstiklal Harbi’nde şehit düşen Kuleli öğrencileri. 260 Sıra Öğrencinin Adı Memleketi Sıra Öğrencinin Adı Memleketi 1 Şükrü Bodrum 45 Süleyman Nazif Gediz 2 Zeki Trabzon 46 Sâmi bin Abdülkerim Prizren 3 Vahap Trabzon 47 Tevfik oğlu Şefik Konya 4 48 Şerif Kayseri Abdullah b. Burhaneddin Beykoz/İstanbul 5 Mehmed Adnan Mekke 49 Mehmed oğlu Şükrü Ortaköy 6 Ahmed Hamdi Ereğli 50 Şükrü Sivas 7 51 Şükrü Van Şeref Adnan oğ. A. Reşad Dersaadet 8 52 Tahsin Bursa İbrahim o. Ahmed Şakir Dersaadet 9 Akif Niğde 53 Mahmud bin Tevfik Köprülü 10 Mustafa oğlu Alaeddin 54 Ubeydullah Dersaadet Nişantaşı 11 Rıfat bin Muharrem 55 Mehmed oğlu Yunus Aydın Derne 12 Receb oğlu H. Avni 56 Yusuf Sandıklı Tokad 13 Süleyman b. Bahaeddin Eyüb/Dersaadet 57 Zarif Harpur 14 Bahri Tokad 58 Fevzi Kadıköy 15 Beşir Derne 59 Hakkı bin Mustafa İşkodra 16 Mahmud bin Cemal 60 Hamdi Hayrabolu Erzincan 17 Ethem Batum 61 Nizamettin Dersaadet 18 Eşref Niyazi Kesriye 62 Nusret Geylan 19 Faik Rami 63 Ömer Gevgili 20 Fehîm oğlu Ferid 64 Sadık Yanya Edirne 21 Hüseyin bin Fuad 65 Ziyaettin Erzincan İstanbul 22 Hasan Manastır 66 Atı Mersin 23 Hayri Sinop 67 Cemal İzmir 24 Hazım Ankara 68 Selahattin oğlu M. Latif Dersaadet 25 İbrahim Vahyi Dersaadet 69 Kemal İzmir 26 İrfan Üsküdar 70 Lemi Dersaadet 27 Lütfü Bayramiç 71 İbrahim Hakkı b. Sunusi Bingazi 28 Kâzım oğlu Macid 72 Bekir Sıtkı oğlu M. Nuri Ereğli Manastır 29 Rıza oğlu Mazhar 73 Abdurrahman Şeref Niğde İstanbul 30 Mehmed oğlu Muharib 74 Şerifi Isfahan Derne 31 Murat Trabzon 75 Bedri Serez 32 M. Nuri oğ. Musa Kazım Isparta 76 Cemal Fatih 33 İzzed oğlu Mehmed Naci İzmid 77 Galip Prizren 34 M. Zîver oğlu Naci Edib Kütahya 78 Hayrettin ? 35 İbrahim Hûri oğlu Naci Manastır/Selânik 79 Hikmet Süreyya Erzurum 36 Âsım bin Necati 80 Süleyman oğlu İlhami Manastır Manastır 37 İsmail Hakkı oğlu Nedim Bingazi 81 Mustafa oğlu İshak Dersaadet 38 Sâbit oğlu Nihad 82 Niyazi oğlu M. Mazlum Beylerbeyi Dersaadet 39 Tahsin bin Nuri 83 Namık Beşiktaş Beşiktaş 40 Nuri Burdur 84 Seyit Asitane 41 Recai Haçin 85 Şakir Yanya 42 Mehmed Şevket oğ. Rıfat Mâmüretü’laziz 86 Mehmed oğlu M. Zeki Bolu 43 Bilâl oğlu Abdullah 87 Muhittin Harput Derne 44 Nazım bin Selahaddin 88 Âtıf Aydın Şam Millî Mücadele’ye katılmak için firar eden öğrenci listelerinde yer alan isimler, koyu olarak dizilmiştir. 258 Kuleli Askeri Lisesi Tarihi, Kuleli Askeri Lisesi Matbaası, İstanbul 1985, s.136. Listede koyu olarak dizilmişlerdir. 260 Kuleli Askeri Lisesi Tarihi, Kuleli Askeri Lisesi Matbaası, İstanbul 1985, s.136. 259 81 Tarihte kaydedilen zaferleri bilmek, yeni zaferler elde edileceği anlamına gelmese de tarihte elde edilen zaferlere giden yolu tespit edebilmek, gelecek zaferlerin habercisidir. Zafere giden yolda, askeri eğitim sisteminin önemi ise Kuleli ile belirlenmiştir. 1922 tarihinde Kuleli binalarının eski öğrencilerine geri verilmesi talep edilmiş, ancak bu talep, yetimler için uygun bir yer bulunamamasından dolayı geçici bir süre için ertelenmiştir. 25 Nisan 1922 (1338) tarihinde Meclis-i Vükela’ya gönderilen mazbatada alınan kararlar hakkında şunlar yazılmıştır: “Kuleli İdadî-i Askerîsi binası Ermeni eytamının taht-ı işgalinde olarak mekteb-i mezkur talebesi Kuleli ve Beylerbeyi’nde kain üç müteferrik ve ihtiyaca gayr-ı kafi emakinde bulunmasından dolayı icra kılınan teşebbüsat üzerine mekteb bina-ı aslisinin ne gibi şerait tahtında iadesine muvafakat olunacağına dair İrtibat Şubesi Reisi tarafından alınan tezkire-yi cevabiye suret-i mütercimesinin gönderildiğini ve istizarı havi Harbiye Nezareti’nden mürsel 25 Nisan 1338 tarihli ve 483 numaralı tezkire ve merbutu okundu.” 261 Meclis-i Vükela, konu üzerinde ilgili makamlarla yaptığı görüşmeler sonunda şu karara varmıştır: “İdadî-i Askerî binasının istirdadına mukabil mezkur şube reisinin tezkiresinde bahs ü teklif olunduğu vechile müteadid diğer mebaninin yedi sene içün eytam-ı mezkureye terki ve vergi ve saireden afvı gibi taahüdat altına girilmesi esasen gayr-ı caiz olmakla beraber esna-yı müzakerede Harbiye Nazırı Paşa tarafından verilen izahattan teşebbüs vaki mektepde def-i izdiham maksadına mütenid olduğu halde Kuleli Mektebi’ne muttasıl eski hastahane ile şimdiki hastahaneyi Ermeni eytamı tarafından işgal eylemek isteyenlerin bunların terkine muvafakat edilmemekte olduğu anlaşılmasına ve şu halde maksad-ı esasi temin edilmemiş olacağına binaen bu babda münasib bir cevap itasıyla bu işten sarf-u nazar olunması evveli görüldüğünün Nezaret-i müşarüleyhaya tebliği tezkir kılındı.” 262 26 Ağustos 1922’de başlayan Büyük Taarruz, 9 Eylül 1922’de Türk milletinin parlak zaferiyle sonuçlanmış, istilâcı Yunan ordusu denize dökülmüştür. Anadolu’nun düşmandan temizlenmesinden sonra, Lozan barış görüşmeleri başlamıştır. İşte bu görüşmeler sürdüğü sırada İngilizler, işgal ettikleri birçok yerle beraber Kuleli Kışlası’nı da boşaltıp, Türk makamlarına teslim ettiler.Böylece, üç yıllık bir aradan sonra okul, 6 Ekim 1922’de eski “Şanlı Yuva”sına yeniden kavuştu. 263 261 Metnin günümüz Türkçesi ile ifadesi şu şekildedir: “Kuleli Askerî İdadîsi binası Ermeni yetimlerinin işgali altında kalınca, okulun (idadî, rüşdiye ve ibtidaî) öğrencileri Kuleli ve Beylerbeyi’nde ihtiyaca cevap vermeyen üç ayrı binaya dağılmış olduğundan yapılan başvuru üzerine, okul (Kuleli) aslî binasının ne gibi şartlar altında iadesine izin verileceğine dair İrtibat Şubesi Reisi tarafından alınan cevabî yazının ve Harbiye Nezâreti’nden (Meclis-i Vükelâ’ya) gönderilen 25 Nisan 1338 (1922) tarihli ve 483 sayılı tezkire ve eki okundu.” BOA, BEO, Meclis-i Vükela Mazbataları, Dosya No:223, Gömlek No:155, 25 Nisan 1338. 262 Metnin günümüz Türkçesi ile ifadesi şu şekildedir: “Askerî İdadî binasının geri istenmesine ilişkin, anılan şube (İrtibat Şubesi) reisinin tezkiresinde teklif edildiği üzere, birbirine bağlı diğer binaların yedi yıllığına anılan yetimlere terk edilmesi ve vergiden muaf tutulması konusunda söz verilmesi aslında uygun olmamakla beraber, görüşmeler sırasında Harbiye Nazırı (Bakanı) Paşa tarafından yapılan açıklamalardan, izdihamın ortadan kaldırılması mümkün olmasına rağmen, Kuleli Mektebi’ne bitişik eski ve yeni hastaneyi Ermeni yetimleri için işgal eylemek isteyenlerin ayrılmasına izin verilmediğinin anlaşılmasına ve şu aşamada asıl amaç gerçekleşmemiş olacağı için, bu konuda daha uygun bir cevap vermek amacıyla bu işten vazgeçilmesinin Harbiye Nezareti’ne tebliği bildirildi.” BOA, BEO, Meclis-i Vükela Mazbataları, Dosya No:223, Gömlek No:155, 25 Nisan 1338. 263 İ.Hakkı Konyalı, a.g.e., s.327. Meydan Larousse, “Kuleli Askeri Lisesi” maddesi, C.7 Meydan Gazetecilik ve Neşriyat, İstanbul,1979, s.623. İsrafil Kurtcephe-Feridun Yıldız, a.g.e., s.94. 82 3.2. Kurtuluş Savaşı Yıllarında Kuleli’de Eğitim ve Öğretim (1917-1922) Kuleli tarihindeki gelişmeler, bizi, Türk tarihinde önemli bir dönüm noktası olan Millî Mücadele ile ilgili birtakım somut verilere götürdüğü için, bu dönemi detayları ile ele almakta yarar görülmektedir. 1917/18 yıllarında, Kuleli arazisi üzerinde eğitim-öğretim hizmeti veren, birden fazla okul tespit edilmiştir: Kuleli Aşiret Mektebi, Kuleli İbtidaîsi, Kuleli Rüşdiyesi, Kuleli İdadîsi, Sağır ve Dilsizler Mektebi, Mekteb-i İdadî-i Tıbbiye-i Şâhâne, Mızıka-yı Hümâyûn Mektebi ve Dersaadet Baytar Mektebi. 23 Temmuz 1923’te bunlara Ermeni Eytam Okulu da dahil olmuştur. Mekteb-i Harbiye Müdüriyeti de Ocak 1922 tarihinde Halıcıoğlu'nda bulunan Mühendishane-i Berr-i Hümâyûn'a nakledilene kadar, idarî işlemlerini Kuleli karargâhından yönlendirmiştir. 264 Kuleli Aşiret Mektebi, taşradan gelen aşiret ileri gelenlerinin çocuklarına ilkokul düzeyinde eğitim veren bir kurum olarak karşımıza çıkmaktadır. Kuleli Rüşdiyesi ise 1875 tarihinden itibaren devlet genelinde eğitim veren bir kurum olarak belirlenmiştir. Kışla’da Kuleli Askerî İdadîsi’nin mevcudiyeti 1872 yılından sonraki dönemlere rastlamaktadır. Kuleli idaresi, 1878 tarihinde okul müdüriyetinin telgraf hattı ile diğer askerî birimlere bağlanmış olması nedeniyle merkezi otoritenin emirlerini kısa sürede edinebilme imkânına kavuştuğu için, Kuleli Kışla-yı Hümâyûnu adı ile adlandırılan binalar, telgraf hatları vasıtasıyla Anadoluhisarı, Rumelihisarı, Arnavutköy Karakolhanesi, Taşkışla Hümâyûnu, Beyoğlu Telgraf Merkezi, Dersa’adet Merkezi, Unkapanı, Daire-i Celile-i Askeri, Davud Paşa Kışla-yı Hümâyûnu ile bağlantılıdır. 265 Telgraf hattının 1919-1920 yılında Kuva-yı Millîye ile ilgili irtibatın temini için kullanılmış olma ihtimali de akıllardan uzak tutulmamalıdır. Kuleli’nin, Osmanlı devletinin yönetildiği merkezde yer alması, kısa sürede ve doğrudan iletişim kurulabilme imkanına sahip olması; devletin uluslar arası politikası çerçevesinde Tunus, Trablusgarb ve Afganistan’dan askerî eğitim için gelenlerin buraya yönlendirilmelerine zemin hazırlamıştır. Nitekim, 1918 tarihinde, okulda öğrenim gören Tunuslu ve Afganistanlı öğrencilerin aileleriyle haberleşme konusundaki isteklerini Meclis-i Vükelâ’ya bildiren müracaatları, öğrencilerin varlığını kanıtlamaktadır: 266 “Tunus ahâlisinden olup bidâyet-i harbde Dersaadet’e gelerek Kuleli İdadî-i Askerîsi Mektebi’ne kabul edildiklerinden ve ahvâl-i hâzıre dolayısıyla Tunus’taki aileleriyle muhabere edememelerine mebni düçar-ı muzayaka olduklarından bahisle ya kendilerine bir mikdar maaş tahsisi yahud memleketlerine iadeleri istidasıyla bu gibilerden bazıları müracaat etdiklerinden ve Afganistan ümerasından Şehid Hasan Han’ın Kara Hisar’da bulunan mahdumu canibinden dahi yine bu yolda istifadatda bulunulduğundan ve Harbiye büdcesinde o misillü mesârif içün karşuluk olmadığı bi’l-muhabere anlaşıldığından bahs ile bazı ifadeyi havi Hariciye Nezareti’nden gönderilen tezkire okundu.” Yine, 1915 tarihinde Kuleli’ye bağlı olarak hizmet vermekte olan “Kandilli Mekâtib-i Askeriyesi”nde de Trablusgarb ve Bingazi’den gelen aşiret çocuklarına askerî eğitim verilerek, İtalyan işgali altında bulunan ülkelerine, geri gönderildiği bilinmektedir. 264 İkdam, 5 Kanun-ı Sani 1336, Nr.8228. BOA., A.MKT.NZD., Dosya No.1475, Gömlek No.27, 1 Eylül 1296; Bkz. Ek , “Kuleli Telgraf hattını gösterir belge”; Ek.I: “Kuleli telgraf hattı ile ilgili resmi evrak”. 266 BOA., Meclis-i Vükelâ Mazbataları (M.V.), 24 Kanun-u Evvel 1334. 265 83 Kuleli arazisi üzerinde eğitim-öğretim faaliyetinde bulunan birimlere hizmet vermekle mükellef kütüphane, hastane, eczane, hamam, çamaşırhane, silâhhane, yemekhane ve yatakhane bulunmaktadır. Hizmet vermekle mükellef bu birimlerin görevlileri, sivil memurlardı. Okuldaki inşaat faaliyetleri de sivil şirketlere ihale edilir, okul komutanlığınca inşaat faaliyetleri denetlendikten sonra “Payitaht”a bilgi verilirdi. 3.2.1. Kuleli’de Öğrenci Kayıtları Kuleli bünyesinde yer alan askerî ibtidaî, rüşdiye ve idadî yönetiminin öğrenciler hakkında tuttuğu kayıtlar, eğitim ve askerî tarihimize ışık tutmaktadır. Kayıtlarda, öğrencilerin ailelerine ait bilgiler, ordu içinde bilinçli ve titiz bir istihdam sisteminin varlığını ispatladığı gibi, Osmanlı vatandaşları arasında din, ırk ve sosyal statü açısından bir ayrım yapılmadığını da göstermektedir. Kayıt defterinde karşılaştığımız şahsî kimlik bilgilerinden, Osmanlı ordusu içerisinde askerî hizmete gönüllü herkese, başarılı olmak kaydıyla, yer verilmiştir. Ancak, gayr-ı müslim unsurların Osmanlı ordusuna dâhil olmaktan ziyade kendi millî amaçları doğrultusunda kurdukları teşkilatları tercih ettikleri de tarihî bir gerçektir. Öğrenciler arasında yetim kalmış Rum ve Ermeni çocuklarının mevcudiyeti, muhtemelen, 23 Temmuz 1920 Cuma günü İngilizler tarafından buraya yerleştirilmeye başlanan Ermeni Eytam (Yetimler) Okulu’nun faaliyete başlaması nedeniyledir. 267 Askerî İlkokul (İbtidaî) ve Ortaokul (Rüşdiye) kayıtlarına baktığımızda Türk, Arap, Ermeni ya da Rum çocukların babalarının, devlet hizmetinde çalışmış ve çoğunlukla bu uğurda hayatını kaybetmiş olduklarını tespit etmek mümkündür. Türk, Arap, Arnavut, Boşnak gibi Müslüman unsurlar arasında, babası devlet hizmetinde çalışmış ve bu uğurda yaşamını yitirmiş öğrencilerin mevcudiyeti, büyük bir oran teşkil etmektedir. Örneğin: 1908 Erzincan doğumlu olan Binbaşı Ahmet Efendi oğlu Suphi yedi yaşında iken yani 1915 yılında okula kaydını yaptırmıştı. Okul kayıt defterindeki isminin yer aldığı bölümde şu satırı okumak mümkündür: “Pederi Sarıkamış Muharebesi’nde mecrûh olarak vefat etmiştir. Validesi ve dayısı ber-hayat olup İstanbul’dadır.” Okul kayıt defterinden tespit ettiğimiz örnekleri çoğaltmak mümkündür: Aslen Dersaadetli olan Karagümrük Mahallesi’nden Salih Efendi’nin babası Yüzbaşı Hüseyin Efendi’nin Anafartalar’da şehit olduğu; Beyrutlu Mustafa Efendi’nin babası Mülâzım-ı Evvel Osman Efendi’nin de İtalyan Muharebesi’nde Trablus’ta şehit düştüğü anlaşılmaktadır. Rum asıllı olan bazı öğrencilerin de babalarının asker iken vefat ettiği anlaşılmaktadır. 1908 tarihinde doğan ve okula 1918 tarihinde kaydedilmiş olan Halepli Corci’nin babası hakkında düşülen kayıtta “Pederi Hac’da asker iken fevt” ibaresi yer almaktadır. Babasının ismi Beşir olan Corci’nin Rum asıllı olduğu kayıt defterindeki “Rum Patrikhanesi’ne teslim. 20 Teşrin-i Sani 34.” ibaresinden anlaşılmaktadır. Yine kayıt defterinde Maraş, 1905 doğumlu Ali oğlu Ahmet’in salgın hastalık nedeniyle vefat eden ebeveynleri olduğunu öğrenmekteyiz. Ahmet ve kardeşi okula kaydedilmiş, ancak kayıtta belirtildiği üzere “Ermeni olduğundan Patrikhane tarafından alınmıştır” ibaresi ile eğitimine son verilmiştir. Bir diğer öğrenci ise 1918 senesinde okula kaydedilmiş olan Hacı oğlu Aslı Han’dır. Babasının altı sene evvel Amerika’ya gittiği ve hayatta olup olmadığının bilinmediği belirtilmektedir. Validesi vefat etmiş ve “kimsesi yoktur” ibaresi yazılı olan öğrencinin kaydında da “Ermeni olduğundan Patrikhane tarafından alınmıştır.” açıklaması yer almaktadır. Kayıt defterlerinde, “öğrencilerin Patrikhane tarafından okuldan 267 Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No: 20, 1334–1337, “Askeri İptidai ve Rüşdi Künye Kayıt Defteri.” 84 alındıklarına dair” düşülen şerhler, yetim kaldığı için askeri okula kaydedilen birçok öğrenciye, Patrikhane’nin sahip çıkarak, kendi amaçları doğrultusunda kullanmaya çalıştığı anlaşılmaktadır. Okul kayıt defterinde tespit edilen birkaç künye kaydının aslını belirtmek, hem okul kayıt defterleri hem de Rum ve Ermeni Patrikhanesi’nin askerî okullarla ilgisini ifşa etme açısından önem arz etmektedir. Rum Patrikhanesi’ne teslimi. Ermeni olduğundan Patrikhane’ye teslim edilmiştir. 1918-1921 (R.1334-1337) yıllarına ait öğrenci künye defterlerinde, babası Çanakkale Harbi’nde asker iken şehit düşen ya da Deniz Kuvvetlerine ait gemide görevliyken şehit düşen denizci asker çocuklarının bulunması, şehit çocuklarının kaydedilmesinde, rütbe ve sınıf ayrımı gözetilmediğini belgelemektedir. Nitekim, babası Deniz Kuvvetlerinde denizci olan Üsküdarlı Hasan oğlu Mehmet Rauf Efendi’nin kaydında şu bilgiler yer almaktadır: “Pederi Altay Vapuru’nun müeccel mürettebatından iken vapurun Varna seferinde 30 Teşrin-i Evvel 333 tarihinde Rus Sefain-i Harbiyesi’nin taarruzuna maruz kalarak endaht edilen mermilerden şehiden ve sandal derûnunda magruken vefat eylediği Seyr-i Sefain İdaresi’nin musaddıka-i künyesinden alınmıştır.” Yazıyı kısaca özetleyecek olursak; Varna seferine giden Altay Vapuru mürettebatından Hasan’ın Rus gemilerince açılan ateş esnasında şehit düştüğünü ve oğlunun da askeri okula kaydedildiğini ifade edebiliriz. 268 Kuleli’ye paralı olarak kayıt yaptıran öğrencilerin eğitim masraflarını karşılayan ebeveynlerinin vefatı halinde, öğrenciye okul idaresi sahip çıkmakta ve eğitimini parasız tamamlaması hususunda gerekli kolaylık sağlanmaktaydı. Örneğin: 1903 Fatih doğumlu Hasan Efendi’nin, Manastır asıllı babası Sevkıyat İdaresi Tabur Kâtibi Mehmet İzzet Efendi 1918 yılında vefat ettiğinde, okul idaresi öğrencinin bütün masraflarını üstlenmiştir. Kayıt defterinde şunlar yazılmıştır: “Mumaileyh ücretli talebeden iken pederinin vefatına mebni vaki olan istidası üzerine Muamelat-ı Zatiye Müdüriyeti’nden keyfiyet istizan edilerek Levazımat-ı Umumiye Dairesi’ne merbut Üçüncü Hizmet Taburu’nda müstahdem iken 7 Nisan 334 tarihinde vefat ettiği anlaşılmış olmağla Mekatip-i Harbiye Müdüriyet-i Umumisi vekâletinin 20 Ağustos tarihli derkenarıyla... ücret alınmayarak ücretsiz talebe meyanına dahil olmuşdur”. Bu ibareden de anlaşılacağı üzere yatılı eğitim 268 Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No: 20, 1334–1337, “Askeri İbtidai ve Rüşdi Künye Kayıt Defteri.” 85 vermekte olan okulda, ücret karşılığında, yatılı olmayan (gündüz eğitime dâhil olup, gece de evine gidebilen), öğrenciler mevcuttur. 269 Bu hususta örnekleri çoğaltmak mümkündür. 270 Aşağıda örneği yer alan, “Rüştiye Kısım Amirliği canib-i âlisine maruzumuzdur. Çakerî Bursa Leylî Rüştiye-i Askerîsi talebesindeniz. Bursa’nın işgali üzerine Dersaadet’e geldik. Geçen sene ikinci seneden terfien üçüncü seneye nakletmiş iken işgal münasebetiyle künyelerimiz elan vürud etmediği cihetle ikinci senedeyiz. Lütfen hukukumuzun muhafazasıyla bizlerin de üçüncü seneye naklimize müsaade buyurmaları müsterihimdir efendim. 13 Nisan 337 (1921) Çarşamba. Bursa Leyli Rüştiye-i Askerisi talebeleri namına Bursa umum ikinci sene Baş Çavuşu Fatih Abdülkadir.” şeklindeki dilekçe nüshası, 1921 tarihinde Yunan işgalinin etkisi altına aldığı vatan topraklarından Bursa’da bulunan Askerî Rüşdiye öğrencilerinin Kuleli’de iskân ve eğitimlerine devam ettiğini belgelemektedir. Ancak, gelen öğrencilere dair kayıtların Kuleli’ye intikal ettirilmemiş olması bazı aksaklıklara yol açmıştır ki bu durum dilekçede dile getirilmiştir. Dilekçenin altına Bursa Askerî Rüşdiyesi Müdürlüğü tarafından düşülmüş olan notta, kayıt defterlerinin Kuleli’ye gönderildiği bildirilmiştir: “Dersaadet’te; Kuleli İdadî-i Askerisi Müdüriyet-i Aliyyesi’ne. Talep buyurulan bir kıta defterin lefen takdim kılındığı maruzumdur. 14 Nisan 337. Bursa Leyli Rüştiye-i Askeriyyesi Müdür Vekili Coğrafya Muallimi Ahmet Nuri.” Bursa Askerî Rüştiyesi’nin “Kuleli İdadî-i Askerisi Müdüriyeti Umumiyesi’ne” başlıklı cevabî yazısı Kuleli Askerî İdadîsi’nin idarî açıdan 1921’de de varlığını muhafaza ettirdiğini kanıtladığı gibi yazışmanın, dilekçenin tesliminden sonraki bir günlük sürede gerçekleştirilmiş olması da telgraf hatlarının faaliyetine devam ettiğinin bir göstergesidir. Bursa Askeri Ortaokulu öğrencilerinin arzuhaline (dilekçe) dair Osmanlıca belge aşağıdadır: Bursa Askeri Ortaokulunun (Rüştiyesi) Dilekçesi 269 Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No: 41, 1331–1336, “1915–1920 Künye ve Mecazahat Defteri”. Ebeveynini kaybeden ücretli öğrenci, yatılı öğrenci statüsüne geçirilse de başarılı olamadığı durumlarda, okuldan çıkarılmaktadır. Elbise Ambarı Müdürlüğünden emekli Miralay Münir Efendi’nin vefatı üzerine yatılı statüsüne geçirilen oğlu Fatin Efendi bunlardan biri olup, kayıt defterinde adı geçen öğrencinin ücretli iken yatılı öğrenci olarak kabul edildiğine dair şu bilgiler yer almaktadır: “Mumaileyh ücretli iken pederinin vefatından dolayı Muamelat-ı Zatiye Müdüriyet-i Aliyesi’nin 18 Teşrin-i Sani 34 tarihli emriyle 15 Ağustos 34 tarihinden itibaren ücretsiz talebe misillü muamele ifası emr olunduğundan şerh verildi.”(Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No: 12, “1918–1922 İdadi Künye ve Mecazahat Defteri”, s.116.) 270 86 1904 tarihinde Maarif Nezareti’nce gönderilen emir gereğince, her sınıfta okuyacak öğrencilerin yaşları belirlenmişti. 271 Ancak I. Dünya Harbi’nde şehit düşenlerin yetim kalan çocuklarının yaş farkı gözetilmeksizin okula kaydı, birtakım sorunları da beraberinde getirmiştir. İlk ve ortaokul eğitimini almamış, yaşça lise çağındaki bir genç, babası harpte şehit düştüğü için okula kaydedilmiş; ancak, eğitimindeki eksiklik nedeniyle ilkokula (ibtidaîye) dâhil edilmiştir. Bu tür öğrenciler, aynı sınıfı paylaştıkları arkadaşlarından yaşça büyük olduğu için eğitim sisteminde huzursuzluk ve aksaklıklara sebep olmaktaydı. 3.2.2. Kuleli’de 1917-1919 Yıllarındaki Çalışma Takvimi Kuleli’de askerî ibtidaî (ilk), rüşdiye (orta) ve idadî (lise) eğitimi için bir ders yılı takvimi dikkate alındığında, ortaya çıkan zaman tablosunu belirlemek mümkün olmuştur. Bu tablo, idadî III. sınıfları kapsamamaktadır. Çünkü III. sınıflar için oluşturulan bir ders yılı takvimi, diğer sınıflara nispeten farklılık arz etmektedir. III. sınıf öğrencileri için özel bir eğitim-öğretim takviminin uygulanmış olması oldukça ilginçtir. III. sınıf hariç tutulduğunda, bütün öğrencilerin “derse mübaşeret tarihi” (okula başlama tarihi), 9 Teşrin-i Evvel (9 Ekim) olarak belirlenmiştir. Yine, idadî III. sınıf öğrencileri hariç, diğer Kuleli öğrencileri 16 Kanun-ı Evvel (16 Aralık)’de “birinci imtihan-ı hususi”lerine (almış oldukları derslerden ilk sınavlarına) girmekteydiler. İkinci sınavları ise 3 Şubat’ta yapılmaktaydı. “İmtihan-ı umumî”ye yani son sınavlarına 3 Haziran’da giren öğrenciler; 3 Temmuz’da bir ders yılını tamamlamış olmaktaydılar. 272 Kuleli arşivinde bulunan okul kayıt defterinden yararlanarak elde ettiğimiz bilgilere göre okulda idadî son sınıf için bir ders yılının zaman grafiğini şu şekilde tablo haline getirmek mümkün olmuştur: BEŞ AYDAN İBARET OLAN DEVRE-İ DERSİYE 153 GÜN Sene-i dersiyye bidayetinde sınıfın içtima ile kısımlara taksimi ve kitap tevziatı Eyyam-ı resmiyye ve tatiller Talim için araziye çıkılan günler Hususi ve umumi eyyam-ı imtihaniye Tedrisata hasr edilen eyyam Yekûn 15 gün 32 gün 13 gün 24 gün 69 gün 153gün Tablodan da anlaşılacağı üzere 1918–1919 eğitim-öğretim döneminde 153 günlük eğitime tabi tutulan idadî son sınıf öğrencilerinin bir ders yılı içerisinde gösterdikleri faaliyetlerle ilgili bilgiler de verilmiştir. Bu bilgiler doğrultusunda son sınıf öğrencilerinin beş ay sürecek olan ders alma dönemlerinde de araziyi tanımaya ve savaş sanatını icraya yönelik faaliyetlerini devam ettirdiklerini belirtmek mümkündür. Ayrıca öğrencinin okul ve komuta sistemine alışabilmesi için ders kayıtları on beş günlük bir zaman dilimine yayılmış ve öğrenim esnasında ihtiyaç duyacakları kitaplar da bu süre zarfında öğrenciye teslim edilmiştir. İdadî kayıt defterinde bulunan, “1333-1334 (1917-18) sene-i dersiyesi Kanun-ı Sani gayesinde bi’l-imtihan talimgâha sevk olunan üçüncü sene şagirdânının devre-yi tedrisiyeleri, eylül ibtidasından kanun-ı sani gayesine kadar olmak üzere beş aydan ibaretdir” kaydı, okulda bulunan üçüncü sınıf öğrencilerinin, eylül başından ocak ayı sonuna kadar beş aylık sürede ders gördüklerini ve ocak ayının sonunda yapılan sınavla seçilerek savaş eğitimi almak üzere talimgâhlara gönderildiklerini öğrenmekteyiz. Ders 271 272 Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No:29. Ek: II 87 dönemi, fiili olarak 69 gün sürmekte ve öğrenciler bu süre zarfında aktif olarak derslere iştirak etmekteydiler. Talimgâh eğitiminin ocak-eylül arasında yedi aylık bir süreyi kapsadığı ve eylül başlangıcında sonuçlandığı, zikredilen kayıttan anlaşılmaktadır. 3.2.3. Kuleli’de Askerî Öğrenciler ve Üniformaları Öğrenci Künye Kayıt Defterleri’nde tespit ettiğimiz 1918-1920 tarihli vesikalık öğrenci resimlerine bakarak, Kuleli Askerî İdadîsi’nde okuyan öğrencilerin kılık ve kıyafetleri ile ilgili bilgi edinmek mümkündür. 273 Ahmet Fehmi oğlu Hikmet Efendi Edirne, 1322 (Harici) Ahmet oğlu Ali Şefik Efendi Bağdad, 1321 (Dahili) İbrahim oğlu Reşit Efendi Malazgird, 1321 (Bıyıklı) Murat oğlu Mehmet Remzi Efendi Dersaadet, 1322 (Üç şeritli fes) Dâhili üniformalarda, okul apolet numaralarının Arap rakamlarına göre yazıldığı ve öğrencilerin bıyık bırakabildikleri görülmektedir. Kullandıkları fes tipi şapkalarda kokart mevcuttur. Bazı öğrencilerin şapkalarında yer alan iki ya da üç şerit (çizgi), muhtemelen öğrencinin kaçıncı sınıfta öğrenim gördüğüne dair bir işaret niteliği taşımaktadır. 1904 tarihinde öğrenci elbiseleri, mavi renkte “çuha” adı verilen bir tür kumaştan ve İstanbul’da bulunan gayr-ı Müslim esnaf tarafından imal ediliyordu. 274 Elbiseler üzerinde yer alan düğmelerde eski yazıyla “Mekteb-i İdadî-i Şâhâne” yazılıydı. Triko türünden, siyah renkli pantolonlar giymekteydiler. Kışın ise gri renkli, keçeden mamul kaputlar öğrencilere üç yılda bir verilmekteydi. Haricî ve dâhilî elbiseler öğrenciye her yıl dağıtılmaktaydı. 275 Mustafa Galip oğlu Mehmet Nedim Efendi Adana, 1323 (1926 tarihinde okula katılmıştır) 1918-1921 yılları arasında ise öğrenciye istihkak olarak verilen kıyafet ile bu kıyafeti tamamlayan aksesuarlar şunlardır: “Boz renkte fes, ceket, pantolon ve kaput; beyaz gömlek, çift hâkî veya siyah çorap, çift beyaz çorap ve matara”. 276 Resimler incelendiğinde, öğrencinin ceketi üzerinde çapraz vaziyette duran deri bir kayışa sahip olduğunu da görülmektedir. Öğrenci kılık ve kıyafetine dair Cumhuriyet döneminde yeni prensipler belirlenmiş olacak ki yanda yer alan 1926 yılına ait Kuleli öğrencisinin resmini önceki yıllarla karşılaştırdığımızda büyük farklılıklar olduğunu görebiliriz. Devrin askeri öğrenci kıyafetinde bulunan terekli şapka ve cepli, hâkî renkli ceket, 1918-1921 devri öğrenci kıyafetinden bir hayli farklı görünüm arz etmektedir. 277 Kuleli’de öğrenim gören öğrencilerin giyim ve gıda 273 Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No: 11, s.2, 6, 19, 89. Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No: 29, s.14. 275 Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No: 26. 276 BOA., A.VRK., Dosya No.17-5, Gömlek No.124. 277 Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No:11, s . 40. 274 88 ihtiyaçlarına yönelik ihaleler, İstanbul esnafı için önemli bir kazanç kaynağıdır. Öğrencilerin kıyafetleri ile çarşaf, döşek, yorgan ve battaniye ihtiyaçları, ihale yoluyla, çoğunlukla gayr-ı Müslim vatandaşlardan temin edilmekteydi. Beyoğlu, Galata, Kadıköy ve Eminönü’nde bulunan Hıristiyan ve Yahudi esnaf, bu ihaleler sayesinde, hem kârlarını hem de üretim kapasitelerini artırma imkânı bulmaktaydı. Öğrencilerin gıda ihtiyaçlarının önemli bir bölümü Levazım Dairesi Ambarları’ndan temin edilmekle beraber, günlük ihtiyaç duyulan ekmek, sebze ve tatlı gibi gıda ürünleri ise çoğunlukla Üsküdar’da bulunan Müslüman halktan temin ediliyordu. Okulun su ihtiyacı ise Üsküdar Su Kumpanyası tarafından karşılanmaktaydı. 278 3.2.4. Kuleli’de Öğrenci Mevcudu 1918-1919 yıllarında okulun genel mevcudu hakkında kesin veriler sunmak, kaynakların yetersiz oluşu nedeniyle mümkün olamamıştır. 1918-1919 eğitim-öğretim yılında Kuleli Askeri Lisesi son sınıfta bulunan öğrenciler için tutulan sınav cetvelinden, okulun mevcudu ile ilgili olarak, kısmen, bir fikir edinmek mümkündür. 1918–1919 Eğitim-Öğretim Dönemi 3. Sınıf Sınav Cetveli Bi’l-imtihan terfî-i sınıf edenler (Sınavla sınıfını geçenler) 108 Bir dersten muvaffak olamayıp ikmale kalanlar 64 İmtihanlarda isbat-ı ehliyet edemeyip sınıfta ibka olunanlar (sınıfta kalanlar) 44 Lâ-mazeret imtihanlarda bulunamayanlar (Mazeretsiz olarak sınava giremeyenler) 18 Yekûn 234 1918-1919 eğitim-öğretim yılında sınavlara mazeretsiz olarak katılmayan on sekiz öğrenci hariç, iki yüz otuz dört öğrenciden iki yüz on altısının mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Son sınıfta bulunan iki yüz on altı öğrenciden yüz sekiz öğrencinin sınıfı doğrudan geçmesi, başarı grafiğinin %50 olduğunu göstermektedir. Bütünlemeye kalan öğrencilerin geçtiği varsayıldığında başarı ortalamasının %73.5’e çıkacağı hesaplanabilir. 1918-1919 öğretim yılında Kuleli’de öğrenim gören idadî I. ve II. sınıf ile rüşdiye ve ibtidaîdeki öğrenci mevcuduna dair veri olmaması, öğrenciler hakkında bir genelleme yapmamızı engellemektedir. 1919-1920 yılları arasında Kuleli’de eğitim gören öğrencilerin kayıtlarını incelediğimizde, 16 Mart 1920’de gerçekleşen resmî işgale rağmen, Millî Mücadele’ye katılmak için firar eden öğrenciler olsa da okulun eğitim faaliyetlerini sürdürdüğü tespit edilmektedir. İmtihan Kayıt Cetveli’nde öğrencilerin sınava katılamayış sebeplerinin yanı sıra başarı durumlarını gösterir bilgiler de mevcuttur. Ancak, 1919-1920 tarihlerine ait bilgilerde, askerî ibtidaî (ilkokul) öğrencilerine yer verilmediği görülmektedir. 278 Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No: 29, “1904 tarihli Kuleli İdadisi Resmi Yazışma Evrakları”. 89 90 91 Kısm-ı İdadî: Kısm-ı Rüşdi: Kısm-ı İbtidaî: İşbu devre-yi tedrisiyesi Beylerbeyi Saray-ı Hümayunu müştemilâtından olan sabık Jandarma Efrad Mektebi binasında imrar etmiştir. İşbu devre-yi tedrisiyesi Beylerbeyi Kuleli’de, Kuleli İdadîsi Saray-ı Hümayunu müştemilâtından üstündeki sabık Tıbbiye olan sabık Jandarma Zabitan İdadîsi binasındadır. Mektebi binasında imrar etmiştir. Toplam Mevcut: 312 Genel Mevcut : 1600 Toplam Mevcut: 190 Toplam Mevcut: 1098 Tablodan da anlaşılacağı üzere rüşdiye ve idadî sınıflarının mevcutlarında önemli bir düşüş kaydedilirken, askeri ibtidaî mevcudu büyük bir oranda artış göstermiştir. 3.2.5. Kuleli’de Görülen Dersler 1918-1921 yılları arasında öğrencilerin sınıflarına göre almakla yükümlü oldukları dersleri belirtmek mümkündür. Ancak, 1920-1921 yılında İngiliz işgaline uğrayan okulda bulunan idadî ve rüşdiye öğrencileri, farklı mekânlara nakledikleri için, aksayan eğitimöğretim faaliyetleri nedeniyle ders alamamışlardır. 1918-1921 yıllarında ibtidaî, rüşdiye ve idadîde işlenen dersleri şu şekilde sıralayabiliriz: * Kuleli Askerî İbtidaîsi’nde Görülen Dersler: Kuleli Askerî İbtidaîsi, “Devre-i İbtidaiye Ana Sınıfı” adıyla anılan “Ana Okulu”nu takip eden dört sınıftan ibarettir. 23 Temmuz 1920’de Kuleli binaları İngilizlere teslim edildiğinde, Askeri İbtidaî öğrencileri “Kuleli Kışlası içerisinde bulunan eski hastahane (Tıbbiye İdadisi) binalarında” (günümüzde revir ve Maltepe binalarında) öğrenimlerini sürdürmüşlerdir. 284 1920-1921 öğretim döneminde görülen dersler incelendiğinde, üçüncü ve dördüncü sınıf derslerinin aynı olduğu anlaşılmaktadır. Kısım sayısı dördüncü sınıfta bir, üçüncü sınıfta iki, ikinci sınıfta iki, birinci sınıfta ise üçtür. Kuleli Askerî İbtidaîsi’nde Görülen Dersler 285 (1920-1921) Devre-i İbtidaiye Ana Üçüncü ve Dördüncü Birinci Sınıf İkinci Sınıf Sınıfı (Ana Okulu) Sınıf Malumat-ı Diniyye Elifba Kıraat Kıraat-ı Ezber ve İsnad Kıraat Kıraat ve Tahrir Ezber ve İsnad Sarf ve Nahv İsnad Ezber ve İsnad İmla İmla ve Tahrir İmla Malumat-ı Diniyye Hüsn-ü Hat Hüsn-i Hat Eşya Ders-i Eşya Kuran-ı Kerim Kuran-ı Kerim Hesap Resim Malumat-ı Diniyye Malumat-ı Diniyye Musiki El İşleri Hesap Hesap Terbiye-i Bedeniyye Musiki Tarih Hendese Terbiye-i Bedeniyye Coğrafya Tarih El İşi Coğrafya Resim Ders-i Eşya Ders-i Eşya Resim Musiki El İşleri Terbiye-i Bedeniyye Musiki Sarf Terbiye-i Bedeniyye 1920-1921’de askerî ibtidaîde yıl boyunca yapılan sınav adedi, derslere göre farklılık göstermektedir. Örneğin Beden Eğitimi dersinden yılda bir defa sınav olan öğrenci, Tarih 284 285 Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No.16, s.25 Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No.16, s.49 92 dersinden yılda üç defa sınav olmakta ve sınavların ortalaması alınarak geçer not belirlenmekteydi. Yine kredi sisteminin geçerli olduğu not sisteminde, derslerin ağırlıklarına göre not baremleri de artış göstermiştir. Ancak, kayıt defterlerinde her ders için taban ve en üst puan sınırı belirtilmediği için 1918-1922 yılları için bir standart belirtmek mümkün olamamıştır. * Kuleli Rüştiyesi’nde Görülen Dersler: Kuleli Askerî Rüşdiyesi’nde öğrenim süresi üç yıldır. 1919-1920 tarihinde üçüncü sınıflar iki kısım, ikinci sınıflar dört kısım, birinci sınıflar ise üç kısımdır. Bu sınıflarda okutulan dersleri şöyle sıralayabiliriz: Kuleli Askerî Rüşdiyesi’nde Görülen Dersler 286 (1920-1921) Birinci Sınıf İkinci Sınıf Üçüncü Sınıf Ulum-ı Diniyye Ulum-ı Diniyye Ulum-ı Diniyye Tarih Tarih Tarih Coğrafya Coğrafya Coğrafya Hesap Hesap Hesap ve Usul-i Defteri Hendese Hendese Hendese Hayvanat Nebatat İlm-i Arz Hikmet Hikmet Hikmet Kavaid Kimya Kimya Kıraat ve Lugat Kavaid Kavaid İmla ve Tahrir Kıraat ve Lügat Kıraat ve Lugat Fransızca İmla ve Tahrir İmla ve Tahrir Resim Fransızca Fransızca Resim Hattı Resim Resim Terbiye-i Bedeniyye Resim Hattı Resim Hattı Terbiye-i Bedeniyye Terbiye-i Bedeniyye Askerî rüşdiyede üç yıllık eğitim sürecinde görülen derslerin birbiri ile benzer olduğu ve devamlılık esasına bağlı olduğu ifade edilebilir. 1920-1921 yılı eğitim-öğretim döneminde askerî idadî (lise) öğrencileri ile aynı kaderi paylaşmak zorunda kalan rüşdiye (ortaokul) öğrencileri de derslere bu dönemde iştirak edememiş, ancak varlıklarını muhafaza ettirmişlerdir. Rüşdiye son sınıfta firarîlerin mevcudiyeti, Kuva-yı Milliye’ye katılımların olduğu kanaatini uyandırsa da kesin deliller mevcut değildir. * Kuleli İdadîsi’nde Görülen Dersler Kuleli İdadîsi’nde görülen dersleri sınıf ve yıllara göre incelediğimizde, devrin eğitim-öğretim faaliyetlerine ait önemli veriler ortaya çıkmaktadır. 1918-1919 yılları arasında, eğitim ve öğretimi daha ileri düzeylere götürmek amacıyla Almanya’dan getirtilen Bretlot ve Grevoras’ın 1919’da görevden ayrılmaları üzerine, İngilizler okuldaki eğitimöğretim faaliyetlerine çeşitli müdahalelerde bulunarak eğitimi yavaşlatmayı hedeflemişlerdir. Temmuz 1920’de işgal edilen okul, Aralık 1920’ye kadar öğrencilerini Kâğıthane ve Maçka’daki talimgâhlarda barındırdığı için, yer değiştirmeden etkilenen öğrenciler, derslere altmış gün kadar iştirak edebilmişlerdir. Aralık 1920’de taşındıkları Beylerbeyi’nde öğrenime ancak 1921 Nisan sonlarında başlayan rüşdiye ve idadî öğrencileri, ders yılının bitimi olan Haziran ayına kadar olan iki aylık sürede derslere dâhil olabilmişlerdi. 286 Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No.16, s.37 93 Kuleli İdadîsi’nde okutulan derslerin ders kitaplarının bir kısmı, Kuleli Matbaası’nda basılmaktaydı. Ancak, derslerin çeşitliliği nedeniyle birçok ders kitabı, Maarif Nezareti’nin onayıyla sivil matbaalarda kitap haline getirilmiştir. 287 Kuleli öğrencilerinin diğer okullar için yayınlanan kitaplardan da istifade ettiklerini belirtmek mümkündür. Kimya dersleri için okutulan ve Hadi Faik tarafından 1915’de yazılan Kimya Dersleri adlı kitap, esasen “Mekatip-i Sultaniye üçüncü senesine mahsus” idi. 288 Günlük mesai çerçevesinde bütün askerî okul öğrencilerinin uymaları gereken kurallar olarak şunlar aktarılabilir: Kuleli öğrencisi için her yeni gün “Sabahleyin kalk tranpetesi oldukda, Nöbetçi Çavuşlar koğuşda olan bilcümle onbaşı ve neferatı kaldıralar” emriyle başlardı. “Şakirdandan (öğrenciden) hastalanmış vuku bulur ise Nöbetçi Çavuş, bölüğünün Başçavuş’una haber virüp muâlece olunmasına (ilaç verilmesine) dikkat eyleyeler.”; “Cüz’î bile bir nizamsızlık vaki olsa, Nöbetçi Çavuşlar, Nöbetçi Mülazımlarına derhal ifade eyleyeler”; “Şakirdan koğuşlardan çıkdıktan sonra, içinden nöbetçi olanlar, Nöbetçi Çavuşu nezaretiyle koğuşları silüp temiz eyleyeler”; “Akşam saat on ikide nöbetciler koğuşların kandillerini yakalar”; “Bütün gice koğuşlarda ikişer saat nöbet ile nöbetci neferler silahsız olarak karagol bekleyeler”; “Gicelerde dışaru kapuları mekteb dâhilinde sair kilidlenecek kapuları Nöbetci Yüzbaşısı kilidleyüp miftahlarını (anahtarlarını) fasıl-ı evvelde beyan olunduğu üzere mektebin memur-ı müstakiline teslim eyliye”; “Bâlâda meşruh hıdmetlerin icrasından sonra, nöbetçi zabitleri yataklarına gideler”; “Esna-yı leylde gayr-ı melhuz bir keyfiyetin vukuunda nöbetciler Nöbetçi Çavuşunu uyandıra ve Çavuş merkum-ı keyfiyetin tanzimine muktedir değil ise maslahatın iktizasına göre Nöbetçi Mülazımını ve Yüzbaşıyı veyahud memur-ı mumaileyh âgâh eyliye”; “Şakirdandan birisi hastalanır ise nöbetçiler Nöbetçi Çavuşunu uyandırup tabibin derhal celbi iktiza ederse Nöbetçi Yüzbaşıya haber vireler”; “Şakirdan giyindiği ve namazda ve dersde bulunduğu halde ve taam (yemek) ve uykuda oldukları takdirde, memur-ı mumaileyhin izni olmaksızın yanlarına kimse varmıya”; “Nöbetçi Çavuş, gece vaki olan ahvali Mülazımlarına ve Yüzbaşılarına ifade eyleye”; “Ders yerlerinin geçidlerinde ve sair köşe bucak mahallerde şakirdleri ilişdirmemek içün Nizam Karakolu’na memur olan Mülazım ve Çavuş gezüp dikkat eyleyeler” ; “Yemek içün ve ders yerlerine varılmak içün ve gerek başka bir hıdmet içün tranpete çalındıkda şakirdan cem’ olalar ve anlardan birisi zabitin izni olmaksızın gaibinü’l-cülus olur ise veyahud nizama halel getürür ise tedib oluna.” 289 18 Ağustos 1919 tarihinde başlayan 1919-1920 eğitim-öğretim yılında ilk sınavlar, 6 Ekim 1919 tarihinde yapılmıştır. 5 Haziran 1920’de genel bir sınava giren öğrenciler, eğitimlerini tamamlamış kabul olunuyorlardı. İstanbul’da bulunan sivil okullarda, yabancı dil olarak İngilizce ilk sırayı almasına rağmen, Kuleli İdadîsi’nin her üç sınıfında yalnızca, üçüncü ve dördüncü kısımlarında İngilizce okutulmuştur. Diğer kısımlarda okutulan yabancı dil, Almancadır. - İdadî Üçüncü Sınıf Dersleri (1918-1920): 1918-1919 ve 1919-1920 öğretim yılında dörder kısımda öğrenimini sürdüren idadî üçüncü sınıf öğrencilerinin okudukları dersler aşağıda sıralanmıştır: 287 Sorbon Dârü’l-Fünûn’dan mezun Maliye Mektebi ve İstanbul Sultanisi Coğrafya Muallimi Faik Sabri’nin 1915’de yazdığı Coğrafya-ı Tabiî adlı kitabı, “Artin Asadoryan ve Mahdumları Matbaası”nda basılmıştır. (Coğrafya-ı Tabiî, Kuleli Askeri Lisesi, Şeref Salonu Kitaplığı.) Ulum-ı Hayvanat (Biyoloji) dersinde işlenen ders kitabı “Ulum-ı Hayvanat-ı Umumiye Medhal”, Madam Akkerman tarafından 1918’de yazılmış ve “İstanbul Matbaa-i Orhaniye”de kitap haline dönüştürülmüştür.( Kuleli Askeri Lisesi Şeref Salonu Kitaplığı). 288 Ek:VI. (Kimya Dersleri), Kuleli Askeri Lisesi Şeref Salonu Kitaplığı. 289 Kolağası Mehmed Esad, Mirât-ı Mekteb-i Harbiyye, İstanbul 1310, ss. 157–158. 94 1918-1919 İdadî 3. Sınıf Dersleri (1918-1920) Okutulan Ortak Dersler Osmanlıca Tarih-i Tabiî (Genel Tarih) Harita-yı Türkî (Türkiye Coğraf.) Topografya (Yer Şekilleri Bilimi) Kozmoğrafya (Gökbilim) Ahlâk Malumat-ı Askeriyye (Askerî Bil.) Tarih Topografya Ameliyatı Hikmet-i Tabiiye (Fizik) Kimya Hendese-i Resmiye (Geometri) Fenn-i Makine (Makine Bilgisi) Hıfzı’s-Sıhha (Sağlık Bilgisi) Fransızca-Almanca Talim Ameliyatı (Eğitim Uygula.) Resim - Resim Hattı 1919-1920 Tahrir ve İnşa (Kompozisyon) Kavâid-i Edebiyye (Edebî Kurallar) Coğrafya Mantık ve Felsefe İlmü’l-Arz (Yerbilim, Jeoloji) Cebir - Hesab-ı Nazarî (Teorik He.) Terbiye-i Askeriyye (Askerî Eğt.) 1918-1919 öğretim yılında Ahlak, Harita-i Türkî ve Topografya Ameliyatı adlı derslerden birer, diğer derslerden ikişer sınav olmakta ve bu sınavların ortalamaları alınarak sonuca ulaşılmaktaydı. 1919-1920 öğretim yılında da yalnızca Talim Ameliyatı dersinden bir, diğer derslerden üçer sınav uygulanmıştır. Bu derslere ait sınav sayılarının, dozaja göre farklılıktan kaynaklandığı tahmin edilmektedir. 1919-1920 öğretim yılında, Topografya Ameliyatı dersi müfredatta olmasına rağmen, eğitmen bulunamadığı için verilememiştir. Her dersin notu belirlendikten sonra bütün derslerin genel bir ortalaması alınmakta ve notların toplamı uygun görülen nota karşılık gelmesi halinde, öğrenci sınıfını geçmiş kabul edilmekteydi. Toplam ders notu istenen sonuca ulaşamayan öğrenciler, zayıf aldıkları ders veya derslerden sınava girerek kredi notlarını tamamlamaya çalışırlardı. Derslerin ağırlıklı not ortalaması da kendi içlerinde değişiklik gösterirdi. Ağırlıklı not ortalaması en çok olan dersler, “fen” dersleri ile “sosyal” derslerdi. 290 - İdadî İkinci Sınıf Dersleri (1918-1920): 1918-1919 öğretim yılında altı kısım olan idadî ikinci sınıf öğrencileri, 1919-1920 öğretim yılında öğrenci sayısındaki düşüşe paralel olarak dört kısımdır. Her iki öğretim yılında idadî ikinci sınıfta okutulan dersler aşağıda sıralanmıştır: 1918-1919 Osmanlıca Arabî Farisî Ulûm-ı Diniyye Tarih-i Tabiî (Genel Tarih) Coğrafya Usûl-i Defterî Hendese-i Mühimme (Geometri) İdadî 2. Sınıf Dersleri (1918-1920) Okutulan Ortak Dersler Tarih Müsellesât (Trigonometri) Cebir Hikmet (Fizik) Kimya Fransızca-Almanca Resim - Resim Hattı Terbiye-i Bedeniyye (Beden Eğt.) 1919-1920 Tahrir ve İnşa (Kompozisyon) Kavâid-i Edebiyye (Edebî Kurallar) İlm-i Kelâm Nebâtat (Botanik, Biyoloji) Hendese-i Mücesseme (Uzay Geo.) Kozmoğrafya (Gökbilim) Hıfzı’s-Sıhha (Sağlık Bilgisi) İdadî ikinci sınıfta, 1918-1919 öğretim yılında dört olan yabancı dil sayısı, 19191920 öğretim yılında Arabî ve Farisî derslerinin kaldırılmasıyla ikiye düşmüştür. Her dersten üç sınava giren ikinci sınıf öğrencilerinin başarı durumları, sınavlar sonunda aldıkları notlarının toplamına göre belirlenirdi. Bütün derslerin toplamı istenen sonuca ulaştığında, öğrenci sınıfını geçmiş kabul edilirdi. Kredi notu istenen sayıya ulaşmayan öğrenci başarısız olduğu dersten bir sınava girerek kredi notunu hedeflenen rakama ulaştırmaya gayret eder ve çoğunlukla da başarılı olurdu. Buna rağmen, ikmal (bütünleme) sınavlarına girmediği için sınıfta kalan öğrencilerin mevcudu da bir hayli kabarıktır. 290 Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No. 16, s.41. 95 - İdadî Birinci Sınıf Dersleri (1918-1920): 1918-19 ve 1919-20 öğretim yıllarında Kuleli İdadîsi birinci sınıfında kısım sayısı dörttür. Her iki öğretim yılında idadî birinci sınıfta okutulan dersler aşağıda sıralanmıştır: 1918-1919 Osmanlıca Arabî Farisî Ulûm-ı Diniyye Hesap İdadî 1. Sınıf Dersleri (1918-1920) Okutulan Ortak Dersler Tarih Coğrafya Cebir Kimya Hendese-i Musattaha (Düzlem Geo.) Fransızca-Almanca Resim - Resim Hattı Terbiye-i Bedeniyye (Beden Eğt.) 1919-1920 Tahrir ve İnşa (Kompozisyon) Kavâid-i Edebiyye (Edebî Kurallar) İlm-i Ahlâk Hayvanat (Zooloji) Birinci sınıf öğrencilerine, sonraki eğitim safhalarında gerekli olacak temel bilgiler aktarılıyordu. İdadî ikinci sınıfta olduğu gibi birinci sınıfta da 1918-1919 öğretim yılında dört olan yabancı dil sayısı 1919-1920 öğretim yılında Arabî ve Farisî derslerinin kaldırılmasıyla ikiye düşmüştür. Sınıf geçme sistemleri, idadînin diğer sınıflarında uygulanan sistemin aynısıydı. - Kuleli İdadîsi Müteşekkil Sınıfı Dersleri (1918-1919): 1918-1919 öğretim yılında, idadîde, zorunlu olarak, bir kısımlık özel bir sınıf (dördüncü sınıf) oluşturulmuştur. Okul kayıt defterinde yer alan “Arziyye-i mevcudiyyelerine mebni emsaliyle sevk olunamayanlar ile badel sevk iade edilenlerden teşkil dördüncü sene” ibaresi, yeni bir sınıf oluşturma zorunluluğunun nedenlerini de açıklamaktadır. Buna göre alt sınıflarda kalarak sene uzatanlar ve kıtalarında başarısız olanlar için son bir hak olarak, özel bir sınıf açılmış ve üçüncü sınıfı tekrar okuyorlarmış gibi bir uygulamaya tabi tutulmuşlardır. Bu eğitim süresinde öğrenciler, her dersten ikişer sınava tabi tutulmuşlardı. Bu süre zarfında öğrencilerin gördükleri dersleri şu şekilde belirtmek mümkündür: Yabancı Diller Rusca Almanca Fransızca Özel Yetenek Dersleri Resim - Resim Hattı Talim Ameliyatı Topografya Ameliyatı Sosyal Dersler Osmanlıca Tarih Tarih-i Tabiî Harita-yı Türkî Ahlâk Malûmât-ı Askeriyye Fen Dersleri Hendese-i Resmiyye Kozmoğrafya Topografya Fenn-i Makine Kimya Hikmet-i Tabiiye Hıfzı’s-Sıhha Oluşturulan bu özel sınıfta toplam on dokuz ders alan öğrenciler, mezuniyetleri sonrasında kıtalara sevk edilmekteydiler. Kayıt defterinde Bağdat doğumlu olan Ali oğlu Remzi ve Ahmet Vehmi oğlu Muzaffer Efendi’nin isimleri hizasına düşülen şerh de: “Irak’ta Binbaşı olmuş halen Bağdat’ta sağ 958” ve “Irak’ta Yarbay olmuş halen Bağdat’ta sağ 958” öğrencilerin sonraki yıllardaki faaliyetleri ile ilgili bir istihbarat ağının mevcudiyetini kanıtlar niteliktedir. 291 291 Bağdat doğumlu olup okulda eğitim aldıktan sonra memleketlerine dönerek mesleklerini icra edenlerle ilgili bilgiler bununla da sınırlı değildir. Yine Bağdat doğumlu Faris oğlu Salih Zeki’nin de 1958 yılında Binbaşılık rütbesi ile Irak ordusu içerisinde Bağdat’ta görev yaptığını belirlemek mümkün olmuştur. 96 3.2.6. Kuleli’de Öğrencilere Yönelik Disiplin Cezaları (1918-1920) Kuleli Askerî İdadîsi’nde öğrencileri disiplinli bir subay namzedi olarak yetiştirmek amacıyla sistemli bir disiplin yönetmeliği ortaya konmuştur. Sadece cezaya yönelik olmayan bu sistemde, başarılı olan öğrencilerin ödüllendirilmesi de söz konusuydu. Askerliğe yakışmayan hal ve tavır içerisindeki öğrenciler, değişik sürelerle tekdir, tevbih (azarlama), hafta sonu izinsizliği, adi hapis ve riyazî hapis (katıksız hapis) olmak üzere Müdüriyet (Okul Komutanlığı) tarafından cezalandırılmaktaydı. Öğrencilerin hangi suçtan ve ne kadar süre ile cezalandırıldıkları diğer öğrencilere de ilan edilirdi. 1915-1920 yılları arasında cezalandırılan öğrencilerin almış oldukları ceza ve suçların çeşitlerini tablo halinde göstermek mümkündür: 1915-1920 Kuleli İdadisi’nde suç kabul edilen hal ve hareketlerle ceza tür ve süreleri 292 SUÇUN TÜRÜ Ceza Süresi Ceza Türü Ders borusundan sonra dershanede gürültü yapmak Tahta başında hocasına karşı gelmek Sahte apolet takmak Müzakere esnasında soba başında bulunmak Dershanede sigara içmek Okuldan kaçarak iki saat sonra geri dönmek Mazeretsiz cimnastikhaneye gitmemek Kumar oynamak Tatil günlerinde dokuz hafta yoklamaya gelmemek Koğuşa ve kışlaya çıkmamak Arkadaşının dolabından izinsiz yağ alarak yemek Cuma günü tahsis edilen vapurla gelmemek Tatil günlerinde iki hafta yoklamaya gelmemek Mutfak nöbetçisi iken talebe istihkakını yemek Mutfak nöbetçisi iken hususi yemek pişirmek İstanbul’dan Edirne'ye şimendüferle giderken sarhoş olmak. Maşuka mektupları teati ettiğinden Yün fanilasını sattığından Dahiliye önünden geçtiğinden Bahçede ağaç dalını kırdığından Mektep Hastanesinde yattığı esnada soba tutuşturmak üzere karyola tahtalarının birisini kırarak kendi yattığı karyolanın şiltesi altına saklamak. (1920) Arkadaşıyla kavga etmek Futbol oynarken arkadaşını cerh etmek Mektep Hastanesi Ser-tabibine münasebetsiz harekette bulunmak Tütün almak bahanesiyle bila-mazeretsiz koğuş aralarında görüldüğünden Mektepten firar etmek Tatil günlerinde beş hafta yoklamaya gelmemek Kumar oynamak Koğuştan vaktiyle çıkmamak Ders zamanı dersten kaçmak Ders esnasında arkadaşıyla kavga ederek birbirlerine öğretmenin huzurunda vurmak Akşam yoklamaya gelmemek Mektepten firarla Bursa’ya gitmek ve 3 gün sonra dönmek Rusça dersine dikkat etmemek, hocaya karşı hal ve hareketlerine dikkat etmemek 292 1 gün Hocası affedene kadar 5 gün 1 gün 2 gün 2 gün 1 gün 2 gün 10 gün 2 gün 1 gün 2 gün 2 gün 3 gün 15 gün 15 gün 7 gün 15 gün 1 gün 2 gün Hafta Sonu İzinsizliği Hafta sonu izinsizliği Riyazi Hapsi Hafta sonu izinsizliği Hafta sonu izinsizliği Riyazi Hapsi Hafta sonu izinsizliği Adi Hapis Adi Hapis Hafta Sonu izinsizliği Hafta sonu izinsizliği Hafta sonu izinsizliği Hafta sonu izinsizliği Riyazi Hapsi Riyazi Hapsi Adi Hapis Adi Hapis Adi Hapis Hafta sonu izinsizliği Hafta sonu izinsizliği 2 hafta Hafta sonu izinsizliği 15 gün 4 hafta Riyazi Hapis Hafta İzinsizliği 4 gün Hafta sonu izinsizliği 2 gün Hafta sonu izinsizliği 2 gün 6 gün 2 gün (48 saat) 2 gün 3 gün Adi Hapis Adi Hapis Riyazi Hapsi Hafta sonu izinsizliği Adi Hapis 3 gün Hafta sonu hapis edilerek 3 gün 7 gün Hafta sonu izinsizliği Riyazi Hapsi Cezası ders hocası tarafından belirlenmiştir. Hafta sonu izinsiz. 1 gün Kuleli askeri Lisesi Arşivi, Defter No:28, “1916-1920 Kuleli Rüşdiyesi Künye ve Mecazahat Defteri”; Defter No:41, “1915-1920 Kuleli İdadisi Künye ve Mecazahat Defteri”; Defter No: 12, “1918-1922 Kuleli İdadisi Mecazahat Defteri”, ss.117 (kadın), 108 (ekmek), 88 (elektrik), 59 (bekar), 23 (Bedros’un Gazinosu); Defter No:40, “1910-1921 Kuleli İdadisi Künye ve Mecazahat Defteri”, s.79 (Müzakere-i Hürriyet), s.85 (Sıhhiye İcadiye Tepesi), s.122 (Soba Tutuşturmak), s.125 (Futbol) 97 Nizamnameye aykırı olarak derste kalpak giymek Rusça dersinde hocası olduğu halde kumar oynamak Müzakere zamanı dersler ile meşgul olmayıp arkadaşının getirdiği bıçakla oynamak Gece müzakeresinde beyhude vakit geçirdiği Almanca öğretmeni Bnb. Ziya Bey’e derste karşı gelmek Zabitinin emrine riayette rehavet göstermek Müzakere zamanı koridorda dolaşmak Uygunsuz bir kıyafetle huzura çıkmak Hilafet Ordusu’nun kahvesinde oturmak İşret etmek Zabitan Dairesi helasından su almak Talime çıkmamak Ders zamanı dershanede bulunmamak Arkadaşının yerine sınava girmek Nöbetçiyi tehdit etmek Hariçte zabıta memuruna serkeşane muamelede bulunmak Vaktinden evvel hamama girmek Mektepte silah atmak Derste kopya çekmek Hilaf-ı emr dershaneye palto asmak Bursa’ya firar ettiğinden Gece mektepten firarla sinemaya gitmek Mektep civarındaki bahçelerden ayva sirkat ettiğinden İspanyol nezlesi içün verilen emri dinlemeyip firar etmek (3 Kanun-ı Sani 336) Emr-i hilaf apoletsiz gezmek Koğuş dahilinde gece rakı içmek Hilaf-ı emr, Bedros’un gazinosunda oturduğundan Çvş. olduğu halde firar eden efendileri ihbar etmediğinden Onbaşısına tokat atmak Sandala binmek Mükerrer emre rağmen saçlarını kestirmediğinden Celb-i şaibe bir kadına adres vererek mektebe davet etmek Ders zamanı bir birahanede görülmek Mektep talimatına mugayir olarak bel kayışı mukabilinde yirmi ekmek mübadele etmek Münaza ettiğinden, ba-emr-i müdüri Muavin Bey odasında beş değnek darbı Paydos vakti bahçede elektrikleri söndürmek Yat borusundan sonra koğuşunda ıslık çalarak gürültü etmek Müzakereyi Hürriyet mecmuası mütalâa etmek Bila-ruhsat Sıhhiye İcadiye Tepesi’ndeki serhad kulesine girmek Hapishanede odun yakmak Kayıkta yatarak kürek çektiğinden 1 gün Hafta sonu izinsizliği (7 gün) Cezası ders hocası tarafından bir hafta “Adi Hapis” olarak uygun görülmüştür. Hafta sonu izinsizliği ve hafta 3 gün başlangıcında birer gün hapis 2 gün Hafta sonu izinsizliği 4 gün Hafta sonu hapsedilmiştir. 5 gün Riyazi Hapis 4 gün Hafta sonu izinsizliği 2 gün Hafta sonu izinsizliği 1 gün Hafta sonu izinsizliği 15 gün Adi Hapis 1 gün Hafta sonu izinsizliği 4 gün Hafta sonu izinsizliği 4 gün Hafta sonu izinsizliği 1 ay Adi hapis 3 gün Adi Hapis 15 gün Adi Hapis 3 gün Adi Hapis 10 gün Adi Hapis 5 gün Riyazi Hapis 1 gün Adi Hapis 10 gün Riyazi Hapsi 5 gün Riyazi Hapis 4 gün Hafta Sonu İzinsizliği 10 gün Adi Hapis 7 gün Hafta sonu izinsizliği 15 gün Adi Hapis 1 gün Hafta İzinsizliği 4 gün Hafta sonu izinsizliği 15 gün Adi Hapis 2 gün Hafta sonu izinsizliği 1 gün Adi Hapis 3 gün Adi Hapis Hocası affedene kadar izinden men. 10 gün Adi Hapis 5 değnek Riyazi Hapis 4 gün Adi Hapis 3 gün Hafta sonu izinsizliği Mualliminin tasdikine kadar hafta izinsizliği 3 hafta Hafta sonu izinsizliği 24 saat 15 gün Adi Hapis Adi Hapis Yukarıdaki tabloda, ceza defterinde tespit edilebilen suçlardan bazıları kaydedilmiştir. Suç türlerine baktığımızda, cezaların okuldaki eğitim-öğretimi ve disiplini aksatan her türlü faaliyeti içerdiğini görmek mümkündür. Ceza çeşidi ve süresi bazı suç türlerinde sabitken, bazılarında ise cezayı veren üstün uygun gördüğü şekilde icra edilebilmekteydi. Padişah yanlısı Kuva-yı İnzibatiye’ye katılmak Padişah’ın yönetimi altında bulunan bir okulda normal karşılanması gerekirken, cezaî işlem yapılmış olması, “Kuleli’de yönetim kimde?” sorusunu akla getirmektedir. Millî Mücadele’de şehit düşen öğrenciler listesinde adı geçen ve künye numarası 93 olan Bingazi doğumlu Sunusi Efendi’nin ceza kayıt defterinde şu açıklamaların bulunması oldukça ilginçtir: “Kuva-yı İnzibatiye’ye gönüllü kayd olunmakla geçüp bilahare mezunen avdet ettiğine karar verilerek bu defalık firarı hasebiyle 98 beray-ı intibah dört hafta izinden meni 73 numaralı fezleke ile 336.” 293 Ayrıca Hilafet Ordusu mensuplarının bulunduğu kahvede oturmak da okul idaresi tarafından suç unsuru olarak nitelendirilmektedir. Kayıt defterlerinde yer alan diğer suçları incelediğimizde, okul ve çevresinin tarihi hakkında bazı bilgiler edinmek mümkündür. Örneğin, Kuleli'de 1911 yılında kalorifer sisteminin tesis edilmiş 294 olmasına rağmen, öğrencilerin “soba yakmak” nedeniyle almış oldukları cezalar, okula verilen yakacak tahsisatının yeterli olmaması ya da kalorifer sisteminin belirli binalara döşenmiş olabileceğini akla getirmektedir. Okul binasında 1919 tarihinde elektrik kullanıldığı, yine suç defterlerinden elde edilen bir diğer bilgidir. Okul bahçesindeki ağaç dallarının kırılmasının yasak olduğu, sınıflarda palto asılamadığı gibi suç unsuru vakaların kaydedilmiş olması, bizlere okulda uygulanan kurallarla ilgili önemli veriler sunmaktadır. Ceza kayıt defterlerinin Kuleli’nin bulunduğu Çengelköy tarihi için de veriler sunduğunu belirtmek mümkündür. Gece sinemaya giden öğrencinin işlediği suç, Üsküdar'da gece geç vakitlerde sinema gösterimi olduğunun kanıtıdır. Bedros isimli bir Rum’a ait gazino ve kahvehaneye gitmenin suç defterinde yerini almış olması da Çengelköy tarihine bir katkıdır. Ceza defterlerindeki bilgiler, işgal döneminde öğrencilerin günlük yaşantıları hakkında da önemli bilgiler sunmaktadır. Gençliklerinin vermiş olduğu enerjiyi futbol oynayarak değerlendiren öğrencilere, 1920 yılında kurulan “Çengelköy Spor Kulübü” de ilham kaynağı olmuş olabilir. 295 Yine 1919-1920 yıllarında Kadıköy’de Fenerbahçe Spor Kulübü’nün Fransız işgal güçlerinin oluşturduğu futbol takımı ile yapmış oldukları maçlar, öğrenci üzerinde mücadele azmi kazanmaları açısından faydalı olmaktaydı. 296 Fransız ve İngiliz işgal kuvvetlerinin oluşturduğu futbol takımlarını yenen Fenerliler, halkın moralini de yükseltmekteydi. 297 3.2.7. Kuleli’de Ödüllendirme Sistemi (1919-1920) Ceza sisteminin yanı sıra, öğrenciyi ödüllendirmek suretiyle de iyi hal ve davranışların geliştirilmesine çalışılmıştır. Öğrencilerin ödüllendirilmeleri askerliğe yakışan hal ve tavırları dikkate alınarak yapılırdı. Ödüller, sözde kalmaz, okul disiplin defterine kaydedilirdi. Öğrencinin talebine göre bu ödüller, herhangi bir cezalarının affı için de kullanılırdı. İyi hal ve tavırda bulunarak ödüllendirilen öğrenci, aldığı ya da alacağı bir cezayı, ödülüne karşılık affettirebilmekteydi. 298 Ancak, komuta kademesine karşı işlenen suçlardan alınan cezalar ödül karşılığı af kapsamı dışında tutulurdu. Ödül alan bir öğrenci, 293 Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No: 41, “1915-1920 Kuleli Askeri Lisesi Künye ve Mecezahat Defteri”, s.93. 294 Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No:25, “Levâzımat Defteri”, s.67. 295 BOA, DH. HMŞ., Dosya No. 4-1, Gömlek No. 4-127, 29 Mayıs 1336. 296 İkdam, Nr.8267, 1335. 297 A.Hilmi Hacaloğlu, "Kuvvacı Fenerbahçe", Popüler Tarih, Sayı. 2,Temmuz 2000, s.107. Fenerbahçe Spor Kulübü'nün faaliyetleri, Milli Mücadele’ye katkı amacıyla yapılan silah kaçakçılığı alanında da kendini göstermekteydi. İşgal kuvvetlerinin cephaneliklerinden kaçırılan silahlar, Kuşdili'nde bulunan kulüp binasına götürülmekte ve gece olunca da küçük teknelerle Dereağzı'ndan Gebze'ye sevk edilmekteydi. İngilizlerin durumdan şüphelenmesi üzerine başlattıkları tutuklamalar Fenerbahçe forması ile oynayan Askeri Tıbbiyeli Yavuz, İsmet gibi bazı futbolcuların Ankara'ya ve Kuva-yı Milliye'ye doğrudan katılarak faaliyet göstermelerine sebebiyet vermişti. 298 Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No:41, 331-336 (1915-1920), “Kuleli İdadisi Mecezahât (Cezalar) ve Künye Kayıt Defteri” 99 kendisi için uygun görülen tatil süresi başlamadan ya da tatil süresi esnasında ceza alırsa; ödül süresinden talebi halinde cezası için belirlenen gün adedi kadar bir süre düşülürdü. 299 Önceleri suç grafiği yüksek olan öğrencilerin, ödül aldıktan sonra suç işleme oranları, yok denecek kadar azalmıştır. Ödül çeşitlerini incelediğimizde, şu tablo ile karşılaşılmıştır: (1919-1920) Öğrenci Mükafatları ve Süreleri 300 Resim dersine çalıştığından iki gün izin Onbaşılık vazifesini hüsn-i ifa ettiğinden iki hafta cumartesi günleri sabahı gelmek üzere taltif. Vazifesini hüsn ü suretle ifa ettiği hususiyet ve etvarıyla emsaline numune-i emsali olduğundan Müdüriyet-i Âliyenin 30 Ağustos 1335 tarihli emri mucibince üç hafta cumartesi günü mektebe gelmek üzere umum muvacehesinde taltif edilerek siciline meşruhat verilmiştir. Fransızca dersinden emsaline faik bir surette çalıştığından cumartesi günü birinci derse yetişmek üzere bir hafta terhisine 7 Kanun-ı Sani 36 tarihli emr-i müdür iktizasından olduğundan şerh verildi. Hendese dersine emsaline faik surette çalıştığından cumartesi günleri birinci derse yetişmek üzere iki hafta terhisi. Ulum-ı Diniyye dersine emsaline faik bir surette çalıştığından cumartesi günü ilk derse yetişmek üzere ikişer hafta terhisleri Hesap dersine büyük bir dikkatle çalıştığından cumartesi günü birinci derse yetişmek üzere ikişer hafta terhisi. Terbiye-i Bedeniyye emsaline faik surette çalıştığından cumartesi günleri birinci derse yetişmek üzere iki hafta terhisi. Edebiyat dersinden fevkalade çalıştığından iki hafta cumartesi sabahları gelmek üzere izinle taltifi Almanca dersine fevkalade çalıştığından bir hafta başı cumartesi gelmek üzere izin (1920) Dershane dolabını hıfz ve temiz bir halde bulundurduğundan üç hafta başı izni (1920) Su-i izzet ve tavr-ı hareketinden dolayı iki hafta cumartesi birinci derse yetişmek üzere taltifi Arkadaşının parasını bularak teslim ettiğinden üç hafta cumartesi sabahı gelmek üzere izin Vazifesine dikkat ederek hüsn-ü hali tebeyyün ettiğinden iki hafta başı mezun bırakılmak suretiyle taltifi 1920-1923 Yılları Arasında Görev Yapan Okul Komutanları 1919-1919 1919-3. 3. 1921 3. 3. 1921-13. 7. 1921 13. 7. 1921-3. 1. 1923 Ekanı-ı Harp Kolağası Kaymakam Binbaşı Kaymakam 299 Hüsnü Bey (vekâleten) Halil Rüştü Bey b. Ahmed Paşa Bulgurlu Mustafa Bey Celal Bey Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No.12. Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No: 41, “1915-1920 Kuleli Askeri Lisesi Künye ve Mecezahat Defteri”, 336; Defter No:28, “1916-1920 Kuleli Askeri Rüşdiyesi Künye ve Mecezahat Defteri”; Defter No:40, “19101921 Kuleli İdadisi Künye ve Mecazahat Defteri”, s.25 Almanca Dersi), 38 (Dershane dolabı) 300 100 4. Cumhuriyet Döneminde Kuleli 4.1. Atatürk’ün Eğitim ve Öğretim Konusundaki Görüşleri Mustafa Kemâl, Millî Mücadele hareketiyle bir taraftan düşmanı vatan topraklarından atmaya çalışırken, bir taraftan da milletleri ayakta tutan eğitim konusuna el atmıştır. “Atatürk İnkılâbı”nın birer parçaları olan ve seri halinde gerçekleştirilmeye çalışılan reformlar arasında hiç kuşku yok ki kilit noktasını “Millî Eğitim Reformu” oluşturur. Zira, Atatürk’ün inkılâpçı atılımlarının temelinde Türk toplumunun eğitim aracıyla çağdaşlaşması yatmaktadır. Sakarya Savaşı’nın başlamasından bir ay önce Ankara’da, 16-21 Temmuz 1921 tarihleri arasında Maarif Kongresi toplanmıştır. T.B.M.M. Reisi Mustafa Kemâl Paşa’nın cepheden gelerek açtığı kongre, 301 15 Temmuz 1921 Cuma günü öğleden sonra, Ankara Darü’lmuallimîn’in konferans salonunda yapılmıştır. 302 Kongreye, bayan-erkek öğretmen ve idarecilerden 180 kişi katılmıştır. Yunan ordusunun saldırıya geçtiği ve Bursa, Uşak, Gediz, Emet, Tavşanlı, Afyonkarahisar, Kütahya ile Eskişehir’in işgale uğradığı bir dönemde yapılan bu toplantı, oldukça anlamlıdır. Mustafa Kemâl Paşa’nın kongreyi açış konuşması eğitim tarihimizin önemli bir belgesidir. 303 Dönemin gazetelerinden Hâkimiyet-i Millîye'nin 17 ve 21 Temmuz 1921 tarihli sayılarında yayınlanan bu konuşma, Mustafa Kemâl Paşa’nın eğitim konusundaki düşüncelerini yansıtması bakımından önemlidir. Konuşmasının özünü oluşturan ve Atatürk’ün eğitimde gerçekleştirmeye çalıştığı temel hedefleri birkaç başlık altında sıralayabiliriz: 1. Gelecek nesiller, hür ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ni koruyup yükseltecek biçimde yetiştirilmelidir. 2. Eğitimde birlik sağlanmalı ve millî olmalıdır. Başkalarını taklitle gelişme sağlanamaz. 3. Eğitim, bilime dayanmalı ve lâik olmalıdır. 4. Millî dehamızın gelişmesi millî kültürle sağlanabilir. 5. Eğitim yaygınlaştırılmalı ve bilgisizliği gidermelidir. 6. Genel bilginin yanında meslekî teknik bilgileri kazandırmalı; işe yarar, üretici ve hayatta başarılı olacak insanlar yetiştirmelidir. 7. Eğitim, hür düşünce içerisinde, yeni nesillerde erdem, fedakârlık, düzen, disiplin, kendine ve milletinin geleceğine güven duygularını geliştirmelidir. 8. Eğitim, toplumu cehaletten kurtarmalı, bireyin bilgi ve ahlak düzeyini yükselterek yeteneklerini ortaya çıkarıp, geliştirmelidir. Mustafa Kemâl'in kongreden ayrılmasından sonra Maarif Vekili Hamdullah Suphi Bey'in başkanlığında çalışmalara başlanmıştır. Kongrede ele alınan ilk konu Maarif Vekâleti tarafından halk mektepleri kurulması projesidir. Bu projeye göre ilköğretim dört senedir. Sonradan ilköğretime 1 yıl daha eklenmiştir. Mustafa Kemâl Paşa’nın eğitim reformlarının ikinci basamağını Tevhîd-i Tedrîsat Kanunu (Öğretimin Birleştirilmesi Kanunu) oluşturur. 301 Necdet Sakaoğlu, a.g.e., s.160 (Maarif Kongresi’nin 16-21 Temmuz 1921 tarihleri arasında toplandığını belirtmektedir.) 302 Yahya Akyüz, “Atatürk ve 1921 Eğitim Kongresi”, Cumhuriyet Döneminde Eğitim, İstanbul, 1983, s.91. 303 Necdet Sakaoğlu, a.g.e., s.160-161. 101 2 Mart 1924 günü Cumhuriyet Halk Fırkası gündemine üç önemli yasa tasarısı getirilmiştir. O gün grup tarafından tartışılıp benimsenen yasa tasarıları, 3 Mart'ta Meclise sunulmuştur. 304 Saruhan Mebusu Vasıf (Çınar) Bey ve 57 arkadaşının imzasıyla gündeme getirilen Tevhid-i Tedrisât kanun tasarısında yer alan belli başlı maddeler: Madde 1. Türkiye dâhilindeki bütün müessesat-ı ilmiye ve tedrisiye (bilim ve öğretim kurumları) Maarif Vekâletine (bağlıdır) merbuttur. Madde 2. Şeriye ve Evkaf Vekâleti veyahut hususi vakıflar tarafından idare olunan bilcümle medrese ve mektepler Maarif Vekâletine devir ve raptedilmiştir. Madde 3. Şeriye ve Evkaf Vekâleti bütçesinde okullar ve medreselere tahsis olunan meblağlar Maarif Vekâletine nakledilecektir. Madde 4. Maarif Vekâleti yüksek diniyât mütehassıslarını (din adamlarını) yetiştirmek üzere Dârülfünun’da (Üniversite’de ) bir İlahiyat Fakültesi tesis ve imamet ve hitabet gibi hidemat-ı diniyyenin (dini hizmetlerin ) ifâsı vazifesiyle mükellef memurların yetişmesi için de ayrı mektebler küşad edecektir (açacaktır). Madde 5. Bu kanunun neşri tarihinden itibaren terbiye ve tedrisât-ı umumiye ile müşteğil (uğraşmış) olup, şimdiye kadar Müdafaa-i Milliye’ye, (Millî Savunma) merbut (bağlı) olan askerî rüşdiye ve İdadîlerle, Sıhhıye Vekâleti’ne (Sağlık Bakanlığı) Darüleytamlar (yetimler yurdu) bütçeleri ve heyet-i talimiyeleri (talim heyetleri) ile beraber Maarif Vekâleti’ne raptolunmuştur. Mezkûr (adı geçen, zikredilen) rüşdi ve idadîlerde bulunan heyet-i talimiyelerin cihet-i irtibatları (bağlılık yönleri) âtiyen (gelecekte) ait olacağı vekâletler (bakanlıklar) arasında tahvil (değiştirme) ve tanzim (düzenleme) edilecek ve o zamana kadar orduya mensup olan muallimler orduya nispetlerini muhafaza edeceklerdir. Bu kanunla Türkiye genelinde bulunan 470 medrese kapatılmış olup, kapatılan medreselerdeki öğrenci sayısı 16.245’tir. 305 4.2. Kuleli Askerî Lisesinin Sivil Liseye Dönüştürülmesi (1924) Tevhid-i Tedrîsat Kanunu’nun yürürlüğe girmesinin ardından uygulamaya geçilmiş ve kanunun askerî orta öğretim kurumlarının yeni statülerini belirleyen 5 nci maddesi uyarınca o döneme kadar Harbiye Nezareti’nin (Millî Savunma Bakanlığı) bünyesinde yer alan askerî rüşdiye ve idadîler, Harbiye Nezareti'nden ayrılarak Maarif Bakanlığına (Millî Eğitim Bakanlığına) bağlanmıştır. 1924 yılına ait Kuleli arşivinde bulunan personel ve sınıf geçme defterlerinden anlaşıldığına göre, 1924-1925 öğretim yılı başında Kuleli’nin hem rüşdiye hem de idadî kısımlarının sivilleştirilmesi ve harp okullarına sivil liselerden öğrenci alınması yürürlüğe girmiş ve okul, “Kuleli Lisesi” adını almıştır. 306 Bu uygulamayla öğrencilere askerî kıyafet yerine sivil elbiseler giydirilmiş ve müfredatından askerlikle ilgili dersler çıkarılmıştır. Yine Tevhid-i Tedrisat Kanunu gereğince okulda yönetim ve öğretim kadroları tamamen sivilleştirilerek, subay olan öğretmenler ordunun diğer birliklerinde görevlendirilmişlerdir. 307 304 Bu konuda, İsmet İnönü, hatıralarında; “Şeriye ve Evkâf Vekâleti ile Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Vekâleti, din ve ordunun siyasi cereyanların ve münakaşaların dışında tutulması gerekçesi ile kaldırıldı. Hilâfet kaldırıldı. Ve bu arada, aynı gün başka bir teklifle eğitim birliğini sağlayacak olan “Tevhid-i Tedrisât” Kanunu meclisten geçirildi. Bunların hepsi 3 Martta, bir gün içinde oldu. Laik Cumhuriyetin prensiplerini bir gün içinde gerçekleştiriyoruz“ demiştir. (İsmet İnönü, Hatıralar, C.2, Bilgi Yayınevi, Ankara, 1987, s. 189.) 305 İsrafil Kurtcephe-Feridun Yıldız, a.g.e., s. 98-99. 306 Cumhuriyet’in ilânına kadar tarihî belgelerde, “Dersaadet İdadîsi”, “Mekteb-i Harbiye İdadîsi”, “Mekteb-i Fünûn-ı İdadiye”, “Mekteb-i İdadiye-i Şâhâne”, “Mekteb-i İdadiye” ve “Kuleli Kışlası’nda veya Kuleli’de kâin Mekteb-i İdadiye” gibi adlarla anılan okul, Cumhuriyet döneminde “idadiye” adı terk edilerek “lise” kullanıldığı için “Kuleli Askerî Lisesi” veya “Kuleli Lisesi” adını almıştır. 307 1340-1341 tarihli “Kuleli Askerî Lisesi Personel Defteri”, Kuleli As. Lis. Arşivi 102 4.3. 1924 Yılından 1975 Yılına Kadar Kuleli Askerî Lisesi Askerî orta dereceli okulların sivilleştirilmesi, sadece bir öğretim yılı (1924-1925) uygulanabilmiştir. Bu bir yıllık uygulama sonucunda askerî orta öğretim kurumlarında öğrencilerin askerlik mesleğine intibakının ancak küçük yaşlarda gerçekleşebildiği ve önceki uygulamanın daha başarılı sonuçlar verdiği göz önünde bulundurularak, eski statüye dönülmesi kararlaştırılmış ve Kuleli yeniden 1925-1926 öğretim yılında askerî lise yapılmıştır. Okul bu tarihten itibaren “Kuleli Askerî Lisesi” adını almıştır. 308 Kuleli, 1925 Bugün büyük bir coşku ile terennüm edilen “Kuleli Marşı”nın yazılması ve bestelenmesi, 1927-1928 öğretimde yılında gerçekleştirilmiştir. O yıl açılan Kuleli Marşı güfte yarışmasında birinci olan, 10. sınıf öğrencilerinden Kemâl Yalçınalp’ın 309 yazdığı eser, okulun müzik öğretmenlerinden Hamit Ergüvenç tarafından bestelenmiştir. Cumhuriyet’in bu ilk yıllarında, Kuleli Askerî Lisesi’ne alınacak öğrencilerin okula girmeden önce soruşturmaları çok yönlü yapılırdı. Bu soruşturma, köy ve mahalle muhtarlığından başlar, Emniyet Amirliğinde son bulurdu. Soruşturma işlemi bugünkünden biraz farklıydı. Öğrencinin velisi veya kendisi gerekli yerlere başvurarak, askerî okula gireceğini bildirir ve bunun için bir sakınca olup olmadığını sorardı. İlgili makam, araştırma sonucunda askerî okula girmesinde bir sakınca olup olmadığını soruşturma formuna kaydederdi. Bütün soruşturma mercilerinden “askerî okula girebilir” onayı alan öğrenci, dilekçesine soruşturma belgesini de ekleyerek okula müracaat edebilirdi. Askerî liselerin kaynağını askerî ve sivil ortaokullar oluşturmaktaydı. Öğrenci alımlarında bu yıllarda da bir sınav uygulandığını ve bu sınav sonucuna göre öğrenci seçimi yapıldığı bilinmektedir. 310 Öğretim süresi 3 yıl olan Kuleli Askerî Lisesi’nde, birinci sınıfta kalma hakkı yoktu. İkinci ve üçüncü sınıflarda ise sadece bir yıl kalma hakkı vardı. Birinci sınıfta kalanlar ile ara sınıflarda bir yıldan fazla kalan olursa bunlar alaya çıkartılırdı. Öğrencinin sınıfı geçebilmesi için bütün derslerde başarılı olması gerekiyordu. Tek dersten kalanlar dahi alaya gönderiliyordu. 311 Alaya çıkartılanların askerlik hizmetleri şu şekilde oluyordu: Birinci sınıftan alaya çıkan öğrenciler, askerî birliklerde normal iki yıl askerlik hizmetini yaptıktan sonra bir yıl da öğrenciliğin tazminatı olarak askerlik yapar; böylece 3 yıl askerlik yapmış olurdu. İkinci sınıftan alaya çıkan öğrenciler dört yıl, üçüncü sınıftan çıkanlar ise beş yıl askerlik hizmeti yapardı. 312 Okulda, öğretim yılı içerisinde, bütün derslerde, üç yazılı sınav uygulanırdı. Yazılı sınavları başarı ile geçen öğrenciler, bütün derslerden bir de sözlü sınava alınırdı. Ayrıca, son sınıfta, yıl sonunda “Olgunluk Sınavı” adı altında bir mezuniyet sınavına girilirdi. Bu 308 1341-1342 Tarihli “Kuleli Askerî Lisesi Sınıf Geçme Defteri”, Kuleli Askerî Lisesi Arşivi. 23 Nisan 1910’da İstanbul’da doğmuş olan Kemâl Yalçınalp, Miralay Vacit Bey’in oğludur. 14 Eylül 1926 tarihinde Kuleli’de öğrenime başlamış, 1930 yılında mezun olmuştur. Kara Harp Okulu’ndan 1932’de subay nasbedilmiştir. Yarbay rütbesinde vefat etmiştir. Kuleli Marşı, okul yıllıklarında ilk kez 1935-36 öğretim yılından itibaren yer almıştır. 310 1925-1926 Öğrenci Kayıt Defteri, Kuleli Askerî Lisesi Arşivi 311 1936–1937 Sınıf Geçme Defteri, Kuleli Askerî Lisesi Arşivi 312 (E) Alb. Mehmet Özen’in Hatıraları, Kuleli Askerî Lisesi Tarihçe Hazırlama Kurulu Arşivi 309 103 mezuniyet sınavı, 1936 yılına kadar “Bakalorya” olarak adlandırılmış, 1936’dan sonra ise “Olgunluk Sınavı” olarak anılmıştır. 313 Bu sınav, 1935-1936 öğretim yılına kadar son sınıfta okutulan bütün dersleri kapsarken, 1935-1936 öğretim yılı Sınıf Geçme Defteri’ne göre sınavda sorumlu olunan ders sayısı üçe indirilmiştir. Olgunluk Sınavı’nda başarılı olan öğrenciler, Harbiye’ye girmeye hak kazanıyorlardı. Kazanamayanlar ise yedek subay okuluna gidip, altı ay kurstan sonra “Askerî Kâtip” oluyorlardı. 314 Bunlar “Albay” rütbesine kadar yükselebilmelerine rağmen, bazı haklardan mahrum bırakılıyordu. Örneğin bütün subaylara hizmet eri verilirken, bunlara verilmiyordu. Derslerden zayıf olan öğrencilere birkaç hafta izinsizlik cezası veriliyordu. Cezası bittikten sonra dersini düzeltebilirse izinsizliği kaldırılıyor, aksi takdirde yıl sonuna kadar izinsiz kalıyordu. Kopya çekmek büyük suç olarak kabul ediliyor, bu suçu işleyenlere ağır cezalar veriliyordu. 315 Öğrenciler sabah erken kalkıyor, temizlik işlerini bitirdikten sonra kahvaltıya gidiyorlardı. Kahvaltıdan sonra bir saat etüt yapıyorlardı. Her öğrenci, etütte ders çalışmak zorundaydı. Etütte ders çalışmayan ve gürültü yapan öğrenciler cezalandırılıyordu. Saat 9’da başlayan dersler, üç saat öğleden önce, üç saat öğleden sonra olmak üzere altı saatti. Ders bitiminden akşam yemeğine kadar dinlenmeye ayrılmıştı. Akşam yemeğinden sonra iki saat etüt vardı. Etütten sonra, ihtiyaca göre, tahsis edilen bir odada ihtiyarî etüt yapılırdı. 316 O döneme ait kayıtlar incelendiğinde, günümüzde olduğu gibi öğrenciler tarafından yürütülen nöbet hizmetlerinin yer aldığı görülmektedir. Öğrenciler koğuşlarda birer saat nöbet tutuyorlardı. Gece, nöbetçi öğrenciler, nöbetçi subaylar tarafından kontrol ediliyordu. Etüt saatlerinde öğrencilerin başında öğretmenleri bulunuyordu. Nöbetçi öğretmenlerin görevi etüt saati sonuna kadar devam ediyor, etüt bitiminde evlerine gidebiliyorlardı. Etüt saatinden sonraki kontroller, nöbetçi subaylar tarafından yürütülüyordu. Her sınıfta, bütün kısımlar için, çalışkan ve disiplinli öğrenciler arasından ayrı ayrı birer mümessil ile okul genel mümessili (bir adet) seçiliyordu. Bu mümessiller, yoklama yapmak, sınıf defterlerini hazırlamak ve sükûneti sağlamakla görevliydi. İşler, mümessiller arasında koordine ve işbirliği ile yürütülüyordu. Öğrencilere ders başarılarına göre onbaşı, çavuş, üstçavuş, başçavuş rütbeleri verilerek, günümüzdeki öğrenci komuta teşkilatına benzer bir uygulama yapılıyordu. 317 Askerî lise öğrencileri, dışarıda, yakası kapalı, lacivert elbise giyiyorlardı. Bunların pantolonlarında kırmızı şeritler vardı. Okul içerisinde de yakası kapalı asker elbisesi giyiliyordu. Dışarıda iskarpin, içeride ise potin ya da bot giyiliyordu. Kuleli Kampı 1933-1934 313 1935–1936 Sınıf Geçme Defteri, Kuleli Askerî Lisesi Arşivi 1930-1931 öğretim yılında Bakalorya’da başarısız olup ikmale (bütünlemeye) kalan öğrenciler, ikmal sınavlarında da başarılı olamazsa ceza olarak alaya gönderiliyordu. 315 1932-1933 öğrenci Ceza Defteri, Kuleli Askerî Lisesi Arşivi 316 1929-1930 Muhaberat Defteri, Kuleli Askerî Lisesi Arşivi 317 1931-1932 Kuleli Askerî Lisesi Yıllığı, 1932-1933 öğrenci Ceza Defteri, Kuleli Askerî Lisesi Arşivi. 314 104 Hafta sonu iznine, sınıflar sıra ile çıkıyordu. Bir hafta bir sınıf, diğer hafta bir başka sınıf izne çıkabiliyordu. Hafta sonu izin süresi, sabah dokuzdan akşam beşe kadardı. Ailesi İstanbul’da olan öğrenciler, “evci” de çıkabiliyorlardı. Evci uygulaması, cumartesi günü başlayıp, pazar akşamı sona ererdi. Her öğretim yılı sonunda, bir ay süren kamp döneminde; piyadecilik eğitimi, atış ve spor yaptırılırdı. Öğretim yılı içerisinde öğrencilerin boş zamanlarında birbiriyle kaynaşmasını sağlayacak ve sosyal yardımlaşma duygularını pekiştirecek aktivitelere, kampta daha da ağırlık verilirdi. 318 1939 yılına ait kayıtlar incelendiğinde, Halıcıoğlu Askerî Lisesi’nin daha önceki yıllarda kapatıldığını, Kara Kuvvetleri Komutanlığına bağlı olarak üç askerî lisenin öğretim faaliyetlerini sürdürdüğü bilinmektedir: İstanbul’da Kuleli Askerî Lisesi, Davutpaşa Kışlası’nda Maltepe Askerî Lisesi 319 ve Bursa’da Işıklar Askerî Lisesi. Ayrıca bu askerî liselere ek olarak İstanbul Heybeliada’da Deniz Lisesi ile Kırıkkale’de de Askerî Sanat Lisesi öğretim faaliyetlerini sürdürmekteydi. Maltepe Askerî Lisesi (Topkapı/Maltepe) Işıklar Askerî Lisesi 318 1929-1930 Muhaberat Defteri, Kuleli Askerî Lisesi Arşivi İstanbul’da (Topkapı) Maltepe semtinde, II. Mahmud zamanında Asâkir-i Mansûre-i Muhammediye Ordusu Komutanı Ağa Hüseyin Paşa tarafından; Rami, Münzevi ve Davutpaşa kışlalarının hastane ihtiyacını karşılamak üzere inşa ettirilen binada eğitim-öğretim faaliyetine başlamıştır. Bina, 1918-1923 yılları arasında Fransızlar tarafından işgal edilerek, kışla olarak kullanılmıştır. 1926 yılında açılan Maltepe Askerî İlk Mektebi’nin 1928 yılında askerî liseye çevrilmesiyle orta dereceli askerî okul olarak faaliyetlerini sürdürmüştür. Kuleli, Halıcıoğlu ve Tokat liselerinin ara sınıflarından nakledilen öğrencilerin 1929-1930 yılında diplomalarını almasıyla Maltepe Askerî Lisesi ilk mezunlarını vermiştir. II. Dünya Savaşı yıllarında (Mayıs 1941-Ağustos 1947) Akşehir’e taşınmış, savaşın bitiminde Kuleli Askerî Lisesi bünyesinde eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdürmüş, Ekim1950’de lağvedilerek Kuleli ile birleştirilmiştir. 1929-1950 yılları arasında 3727 mezun vermiştir. 319 105 Yine bu dönemde, Konya ve Erzincan’da 320 bulunan iki askerî ortaokula ek olarak Kuleli, Maltepe ve Işıklar Askerî Liseleri bünyesinde öğretim faaliyetlerini sürdüren askeri ortaokullar yer almaktaydı. Bu durumda Kara Kuvvetleri’ne bağlı askerî ortaokul sayısı beşti. Askeri liseler ve ortaokullarda öğretim süresi üçer yıldı. Konya Askerî Ortaokulu Erzincan Askerî Ortaokulu Askerî ortaokullara girmek isteyen öğrencilerde şu şartlar aranıyordu: 1. Birinci sınıf için 12-16, İkinci sınıf için 13-17, Üçüncü sınıf için 14-18 yaşları arasında olmak, 2. Birinci sınıfa girmek isteyenler için, beş sınıflı ilkokulu; ikinci sınıfa girmek için, ortaokul birinci sınıfı; üçüncü sınıfa girmek için, ortaokul ikinci sınıfı bitirmiş olmak, 3. Vücut yapısı düzgün ve ahenkli (uyumlu) olmak. Sağlıklı olmak, hiçbir hastalığı bulunmamak, emir komutaya mani kekemelik gibi arızaları olmamak (Başı kel ve yaşına göre boyu kısa olanlar kabul edilmiyordu), 4. Kusursuz bir ahlâk ve sicil sahibi olmak [Ortaokul ikinci ve üçüncü sınıflardan askerî okullara girecek öğrencinin, ayrıldığı ortaokulun Askerlik dersi öğretmeninden, ahlâk ve seciyesi hakkında mahrem (gizli) bir rapor alarak, bu raporu dilekçesine iliştirecektir.], 5. Ailesinin kötü hali ve şöhreti olmamak, 320 Erzincan’da ilk askerî okul, Sultan II. Abdülhamit döneminde (1876-1909), 1884 yılında Hükümet Konağı ile Müşirlik Binası arasında yeni inşa edilmiş bir binada, beş sınıflı olarak açılan “Askerî Rüşdiye”dir. 1906’da Askerî Rüşdiye’den ayrı olarak, önce Karakol, sonra da Sanayî Mektebi olarak kullanılan binada, bir de Askerî İdadî açılmışsa da 1916 yılında şehrin işgal edilmesi üzerine her iki okul da kapatılmıştır. Millî Mücadele yıllarında Sarıkamış’ta faaliyet gösteren Askerî Ortaokul, 1923 yılında Erzincan’a taşınarak, Erzincan Askerî Lisesi adıyla faaliyetlerine devam etmiş ve 1924 yılında mezun olan 7 öğrenci, Harbiye Mektebi’ne (İstanbul) gönderilmiştir. Erzincan Askerî Lisesi, 1927 yılında kapatılarak, öğrencileri Kuleli Askerî Lisesi’ne nakledilmişse de Askerî Ortaokul, 27 Aralık 1939’daki “Büyük Deprem”e kadar faaliyetini sürdürmüştür. Bu depremden sonra öğrenciler, Konya Askerî Ortaokulu’na nakledilmiş, mezuniyetlerini müteakip İstanbul Maltepe Askerî Lisesi’nde öğrenimlerine devam etmişlerdir. Erzincan Askerî Lisesi, 29 Mayıs 1955 tarihinde Orta 1. ve Lise 1. sınıflara öğrenci kaydederek, Rus işgalinde yanan Hamidiye Kışlası’nın yerine inşa edilen yeni binasında, üçüncü kez öğretim faaliyetine başlamıştır. 1960-1962 öğretim yılında Bursa Işıklar Askerî Lisesi lağvedildiğinde, bu okulun öğrencileri de Erzincan Askerî Lisesi’ne nakledilmiştir. 8 Ağustos 1966’da okulun kapatılmasına karar verilince, 19 Eylül 1966’da öğrencileri Kuleli ve Işıklar askerî liselerine dağıtılmıştır. Lise ve ortaokulun boşaltılan binalarına, 11 Ekim 1967’de Erzurum’da bulunan III. Ordu Karargâhı taşınmıştır. 106 6. Geldiği okulda sınıfta kalmamış olmak. (Ayrılacağı okulda bütünlemeye kalmış olan öğrenciler, bütünlemelerini verdikleri ve okulda yer bulunduğu takdirde alınabiliyorlardı.) 7. Önce bulunduğu ortaokuldan her ne suretle olursa olsun çıkarılmış olmamak, 8. Bir veli göstermek. Kendi kendini yetiştirmiş ve özel öğretmenlerden ders almış olanlar, askerî ortaokullara alınmıyorlardı. Özel ilkokul mezunları, resmî ilkokulların son iki sınıfına ait derslerden bir sınava tabi tutuluyor, başarılı olanlar, askerî ortaokulların birinci sınıfına alınabiliyordu. Resmî okullarla eşitliği tasdik edilmeyen özel okullar ile tahsili orta derecede olan resmî ve özel meslek okulları arasından askerî ortaokulların ikinci ve üçüncü sınıflarına girmek isteğinde bulunanlar, girmek istedikleri sınıftan bir önceki sınıfa ait bütün derslerden ve Askerlik dersinden bir sınava tabi tutuluyorlar, bunda başarı gösterdikleri takdirde okula kabul olunuyorlardı. Resmî ve eşitliği onaylanmış özel okullardan “nakil tasdiknamesi”yle gelen öğrenciler, diğer şartları taşıyorsa, askerî ortaokullara girmek istedikleri sınıflara sınavsız alınıyorlardı. Askerî ortaokullara girmek isteğinde bulunan öğrencinin miktarı, belirli kadro miktarından fazla ise aralarında bir yarışma sınavı açılıyor; başarılı olanlar okula girmeye hak kazanıyorlardı. Askerî ortaokulların öğrenci kayıt işlemlerine, her yıl Temmuz ayında başlanıyordu. Bu okullara girmek isteyenler, askerî ortaokulun bulunduğu yerlerde doğrudan doğruya okul müdürlüğüne, diğer yerlerde ise Haziran başından itibaren ikamet ettikleri yere en yakın askerlik şubesi başkanlığına bir dilekçe ile müracaat ederek, dilekçelerine şu belgeleri eklemeleri gerekiyordu: 321 1. Fotoğraflı nüfus hüviyet cüzdanı veya tasdikli sureti, 2. En geç bir yıl içerisinde yaptırılmış çiçek aşısı belgesi, 3. Mezun oldukları veya öğrenim gördükleri okullardan alınacak fotoğraflı şahadetname veya tasdikname, 4. Ailesinin, kendisinin ve velisin kötü hali ve şöhreti bulunmadığına dair mahallî yöneticiden alınmış fotoğraflı ve tasdikli ilmühaber, 5. Askerî ortaokula kabul edildiği takdirde, okulun tabi olacağı kanun, talimat, emir ve esasları kayıtsız ve şartsız kabul edeceğine, okulda iken yaşını değiştirmeyeceğine dair velisince uygun görülen ve noterlikçe tasdik edilen bir taahhütname, 6. Okul müdürünün veya askerlik şube başkanının sevk edeceği askerî bir hastaneden usulüne göre yapılacak muayene sonucunda verilecek bir sağlık raporu. Askerî liselerin ikinci devresine öğrenci alımı şartları ise şunlardır: 1. Yaşı, lise birinci sınıf için 15-19, lise ikinci sınıf için 16-20, lise üçüncü sınıf için 1721 arasında olmak, 2. Lise birinci sınıfa girmek için ortaokulu, lise ikinci sınıfa girmek için liselerin birinci sınıfını, lise üçüncü sınıfa girmek için liselerin ikinci sınıfını bitirmiş olmak, 3. Askerî ortaokullara öğrenci kabul şartlarının 3., 4., 5., 6., 7. ve 8. maddelerindeki yazılı şartlara haiz olmak. Orta dereceli meslek okulu mezunları ile özel okulların ikinci devre öğrencileri, askerî liselere girmek istedikleri sınıftan bir önceki sınıfın bütün derslerinden ve Askerlik dersinden bir sınava tabi tutularak, bunda başarı gösterdikleri takdirde, okula girmek hakkını kazanıyorlardı. Millî Eğitim Bakanlığına bağlı resmî ortaokul mezunlarıyla, resmî liselerin ikinci devre öğrencileri, istedikleri sınıfa sınavsız alınıyorlardı. Askerî liselere girmek isteyen öğrenci sayısı, kadrodaki sayıdan fazla ise girecekleri sınıfa göre bir sınava tabi tutuluyorlardı. 321 Kültür Düsturu, s.1076–1078. 107 Askerî liselerin ikinci devrelerine (lise kısmı) girecek öğrencilerden, askerî ortaokula girerken aranan belgeler aynen isteniyordu. 322 Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında Kuleli Askerî Lisesinde okutulan derslere bakacak olursak şöyle bir tabloyla karşılaşırız. 323 DERSLER 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 Birinci Sınıf İkinci Sınıf Üçüncü Sınıf Edebiyat Fransızca Tarih Coğrafya Hayvanat Nebatat Fizik Cebir Hendese Resm-i Hattî Arapça Farsça Kimya Terbiye-i Bedeniye Edebiyat Fransızca Tarih Coğrafya Arziyat Fizik Cebir Hendese Arapça Farsça Felsefe Müsellesat Kimya Terbiye-i Bedeniye Edebiyat Fransızca Tarih Coğrafya Fizik Cebir Hendese Resm-i Hattî Felsefe İçtimaiyat Mekanik Kozmografya Kimya Terbiye-i Bedeniye 1918-1922 yılları arasında sınıflarda okutulan derslerle kıyasladığımızda bazı farklılıklar olduğu gözlenmektedir. Millî Eğitim Bakanlığı tarafından liseler için düzenlenen program, ilk defa askerî liselerde uygulanmaya başlanmıştır. Bu programı desteklemek amacıyla Kuleli Askerî Lisesi’nin kuzey yönündeki ek binada, eğitime yardımcı olacak laboratuvarlar bu dönemde kurulmuştur. Sınıflarda, Türkçe dersi yerine Edebiyat dersleri okutulmaya başlanmıştır. 1918-1922 yılları arasında programdan çıkarılan Arapça ve Farsçanın, Cumhuriyet’in ilk yıllarında yeniden okutulmaya başlandığı görülür. Söz konusu eski programda ağırlıkta olan Batı dilleri öğretiminde de değişikliğe gidilmiş, programdan İngilizce, Almanca ve Rusça çıkarılarak, geriye sadece Fransızca kalmıştır. Bu uygulamayı, o dönemde Fransız dilinin dünya ülkeleri arasında kazandığı itibarla açıklamak mümkündür. Arapça ve Farsçanın yeniden programa alınması, medrese eğitim anlayışının az da olsa etkisini devam ettirdiğini göstermektedir. Bu dönem, modern eğitim anlayışının, medrese ile son hesaplaşmasının olduğu dönemdir. Programa bir taraftan Arapça ve Farsça girerken, Akaid ve Fıkıh derslerinin kaldırılması, bu mücadelenin bir sonucu olsa gerek. Ders programında yapılan düzenlemede bazı dersler çıkartılıp, bunların yerine başka dersler getirilmiştir. Programdan çıkarılan dersleri şöyle sıralanabilir: DERSLER Birinci Sınıf 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 322 323 Akaid Tarih-i Kadim Malumat-ı Hukukiye Hikmet Türkçe Tahrir ve İnşa İkinci Sınıf Akaid Nebâtât Hikmet Türkçe Tahrir ve İnşa Üçüncü Sınıf Akaid ve Fıkıh Hesab-ı Nazari Makine Hikmet Hıfzısıhha Almanca Rusça İngilizce Arapça İlm-i Arz Topografya Kültür Düsturu, s.1078–1080. 1338–1341 (1922-1925) Kuleli Askerî Lisesi Sınıf Geçme Defteri, Kuleli Askerî Lisesi Arşivi 108 Fen derslerine ağırlık verilmeye çalışıldığı bu dönemde, pek ilerleme kaydedildiği de söylenemez. Makine dersi yerine konan Matematik ve Fizik dışında yeni bir gelişme yoktur. Programdan çıkarılan ders sayısı, yeni konan ders sayısından oldukça fazla olduğu için, yeni düzenleme ile programın hafifletildiğini söylemek mümkündür. 1918-1922 döneminde son sınıfta 20 ders okutulurken, bu dönemde ders sayısı on dörde düşmüştür. Bu hafifleme, diğer sınıflarda da görülmektedir. Çıkarılan derslerin yerine programa dahil edilen dersler: DERSLER 1 2 3 4 5 Birinci Sınıf Edebiyat Nebâtât Fizik Arapça Farsça İkinci Sınıf Edebiyat Arziyat Fizik Arapça Farsça Üçüncü Sınıf Mekanik İçtimaiyat Cebir Fizik Programa giren bu derslerden Cebir, Arapça, Farsça ve Nebâtât, okulun daha önceki programlarında da yer almıştır. Bu bakımdan orijinal değildirler. Matematik ve Hesap derslerinin yerini Cebir almıştır. Bu dönemde bugün de olduğu gibi dersler gruplara ayrılmıştır. 324 Bu grupları şöyle sıralamak mümkündür: 1 2 3 4 5 6 DERSLERİN GRUPLARI 1924-1936 Arası 1936’dan sonra Askeriyeye Hazırlık ve Bedenî Terbiye Grubu Askerlik Bilimi Tabiî İlimler Grubu Tabiî Bilimler Edebiyat Grubu Sosyal Bilimler Tarih ve Coğrafya Grubu Yabancı Diller Riyazî İlimler Grubu Riyazî Bilimler Fizik İlimleri Grubu Fizikî Bilimler 1924’te kabul edilen Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile Kuleli’nin sivil liseye dönüştürüldüğü dönemde sınıf sayısı on birdir. Bunun beş sınıfını ilkokul, üç sınıfını ortaokul ve üç sınıfını da lise kısmı oluşturuyordu. 325 1924’te Tevhid-i Tedrisat Kanununun kabulünden sonra eski Tıbbiye İdadîsinin bulunduğu bina (bugün Muhafız Bölüğü binası olarak kullanılmaktadır), İlkokul ile (Orta Öğretim) Birinci Devre’ye (ortaokula) tahsis edilmiştir. 1929 yılında, bu İlkokul ve Birinci Devre, okul bünyesinden ayrılmıştır. Birinci Devre Kuleli’den ayrılınca, “Çengelköy Askerî Orta Mektebi” adını almıştır. 326 1925 yılından sonra okutulan dersleri nicelediğimizde önemli bir değişiklik olmadığı sadece derslerin isim değiştirdiği ve bazı yeni derslerin ilâve edildiği görülmektedir. 1926’da Müsellesât dersinin adı “Trigonometri” olarak değiştirilmiştir. 327 1926-1927 öğretim yılında programa, askerlikle ilgili “Malumat-ı Askerîye ve Askerliğe Hazırlık” dersleri konmuştur. 1928 yılında da Arapça ve Farsça dersleri kaldırılarak, bunların yerine Jimnastik ve Askerlik dersleri getirilmiştir. Aynı yıl konan yeni dersler arasında Fizyoloji, Musiki ve Atölye El İşlerini sayabiliriz. 328 Okulun öğrenci sayısı yıllara göre değişiklik arz etmektedir. 1925 yılında son sınıfta 131 öğrenci varken, bu sayı 1930’da 245’e çıkmıştır. Okulun ortaokul kısmı kapatıldıktan sonra lise kısmındaki öğrenci sayısının arttırılması, bu farkın ortaya çıkmasına sebep olmuştur. 1925-1926 öğretim yılında toplam öğrenci sayısı 512’dir. 329 324 1929–1930 Kuleli Askerî Lisesi’ni Bitirenlerin Hatıraları, Kuleli Askerî Lisesi Şeref Salonu ve Birlik Müzesi. 1340–1341 Senesi Sınıf Geçme Defterleri, Kuleli Askerî Lisesi Arşivi 326 1929–1930 Kuleli Askerî Lisesi Şeref Salonu ve Birlik Müzesi. 327 1342–1343 Sınıf Geçme Defteri, 328 1928–1929 Sınıf Geçme Defteri, 329 1925–1926 Devlet Salnamesi, 325 109 1929-1930 öğretim yılında, okulda sosyal faaliyetlerin yürütülmesi amacıyla yeni bir teşkilat oluşturulmuştur. 330 Askerliğin esası olan inzibat ruhunu (disiplin anlayışını) geliştirmek düşüncesiyle mangaya benzeyen ve dokuz öğrenciden meydana gelen bu kuruluş, her kısım içerisinde teşkilatlanmıştı. Bu dokuz kişiden her biri, bir faaliyet cephesini üstlenmekteydi. Bu faaliyet cepheleri: Temizlik ve Sağlık, Okul Eşyasını Koruma, Muaşeret ve Nezaket, Fakirlere Yardım, Gezinti ve Seyahat, Güzellik, Kooperatif, Spor, İnzibat olarak belirlenmişti. Kısımda bulunan öğrencilerden her biri, bir grubun mümessili; diğer sekiz grubun azası (üyesi) sıfatıyla faaliyette bulunuyordu. Her mümessil, temsil ettiği faaliyet kuruluşunun görevleri hakkında sekiz arkadaşına aydınlatıcı bilgi vermek ve işleri takip etmekle görevliydi. Dokuzlu grup içerisinde her grup mümessili, grup kısım mümessiline, grup kısım mümessili de genel sınıf mümessiline bağlıydı. Bu nedenle okulun bütün öğrencileri, omuzlarına görev ve sorumluluklar yüklü bulunan faal bir sosyal zümre mahiyetini almaktaydı. 331 Kuruluşun amaçları: Yukarıdan aşağıya doğru inen emir-komuta ilişkisi içerisindeki bir sosyal faaliyet sistemi yerine; aşağıdan yukarıya doğru çıkan, yani fertlerinin düşüncesine önem veren, fertlerinden görev ve sorumluluk isteyen bir sosyal faaliyet sistemini uygulamaktı. Bir nevi yönetileni yönetime katmak ya da öğrenci merkezli eğitim anlayışı olarak adlandırılacak bu sistemin amacı, öğrenciye kendi azim ve iradesiyle böyle bir kişilik kazandırmaktı. 1928 yılında okulda keman, flüt ve korodan meydana gelen bir orkestranın faaliyetleri bilinmektedir. 332 Öğrencilerden meydana gelen bu topluluğa, 1928-1930 yılları arasında kemanlarla Fazıl Işıközlü, Kenan Kocatürk ve flütle Ziya Omay eşlik etmiştir. Öğrenciler arasında sosyal faaliyetler çerçevesinde çeşitli oyunlar sahnelenmiştir. 1928-1930 yılları arasında sahnelenen oyunlar: “Sönen Kandiller”, “Süt Kardeşler ve Binnaz”dır. 333 Kuleli Askerî Lisesi’nde Cumhuriyetin ilk yıllarında not değerlendirmesi beş üzerinden yapılıyordu. Beş üzerinden üç alan, geçme hakkını elde ediyor; bir ve iki alanlar ise o dersten başarısız sayılıyordu. 334 Bu uygulama, 1930-1931 öğretim yılında değişerek, bugün de olduğu gibi değerlendirme on üzerinden yapılmaya başlanmıştır. On üzerinden beş ve daha yukarı not alanlar başarılı, dört ve daha aşağı alanlar da başarısız sayılmışlardır. 335 Güneş Dil Teorisi 336 uygulamaları kapsamında, 1935-1936 öğretim yılında Kuleli Askerî Lisesi’nin adı, “Kuleli Süel Lisesi” olmuş, o güne kadar “Okul Müdürü” olarak adlandırılan Okul Komutanlığının adı da “Okul Direktörü” şeklinde değiştirilmiştir. Yine bu uygulamaya bağlı olarak “Bakalorya” sınavına da “Olgunluk” sınavı denilmiştir. Güneş Dil Teorisi’nden vaz geçilmesi üzerine 1936-1937 öğretim yılından itibaren okulun adı tekrar Kuleli Askerî Lisesi olarak anılmıştır. 330 1929–1930 Kuleli Askerî Lisesi Yıllığı 1929–1930 Kuleli Askerî Lisesi’ni Bitirenlerin Hatıraları, 332 1930 Harp Okulu Mezunları, Kuleli Askerî Lisesi Tarihçe Hazırlama Kurulu Arşivi. 333 1930 Hazırlama Mezunları, 334 1340–1341 Senesi Sınıf Geçme Defteri, 335 1930–1931 Senesi Sınıf Geçme Defteri, 336 Atatürk tarafından Türk Dili Tetkik Cemiyeti (Türk Dil Kurumu) kurulduktan sonra 26 Eylül 1932’de Dolmabahçe Sarayı’nda toplanan I. Türk Dil Kurultayı’nda, dilde birlik sağlanması yönünde kararlar alınmıştır. Dilde özleştirme çalışmaları kapsamında şekillenen ve 24 Ağustos 1936’daki III. Türk Dil Kurultayı’na damgasını vuran Güneş Dil Teorisi’ne göre, her sözcüğün kökeninin Türkçeye dayandığı kanıtlanmaya çalışılmıştır. 331 110 1. Mareşal Fevzi Çakmak 2. Org. Şükrü Kanatlı 3. Kur. Alb. A. Hamit Doğruer (Ok.K.) 4. Mareşal Fevzi Çakmak’ın Yaveri 5. Org. Şükrü Kanatlı’nın Yaveri 6. Atatürk’ün Manastır Askeri İdadîsi’ndeki Tarih Öğretmeni ( * ) 1937-1940 yılları arasında Kuleli Askerî Lisesi’nde öğrenim görmüş olan (E) Org. Haydar Saltık’ın anıları, o dönemdeki eğitim-öğretim faaliyetleri ile okuldaki öğrenci yaşantıları hakkında ayrıntılı bilgi vermektedir. 337 Bu bilgiler doğrultusunda, bir kısmı Konya ve Erzincan Askerî Ortaokulu’ndan, diğer bir kısmı da sivil kaynaktan 338 olmak üzere, 1937’lerde, askerî liselerde iki grup öğrenci ile karşılaşılmaktadır. Askerî ortaokuldan gelenler, diğer öğrencilere göre daha deneyimli oldukları için, dokuzuncu sınıfın ilk yazılı sınav sonuçları açıklanana kadar, manga komutanları ve kısım çavuşları (mümessiller) bunlar arasından seçilmektedir. Anılar, o yıllarda, bugünkü uygulamadan farklı olarak, öğrenci kamplarının eğitimöğretime başlarken (Eylül ayında) Beykoz Çayırı’nda icra edildiğini, okula kaydedilen öğrencilere, kılık kıyafetleriyle birlikte piyade tüfeği, eğitim mermisi, kütüklük, sırt çantası, ekmek torbası ve matara da dağıtıldığını belgelemektedir. Kampa, Vaniköy iskelesinden hareket eden vapurla gidilmekte ve orada rutin temel askerlik eğitiminden başka, her gün bir saati aşan ve yüzme eğitiminin ön planda tutulduğu Beden Eğitimi dersleri de verilmektedir. 1938 yılında, okulun ön tarafında deniz kenarına yaptırılan 10 metrelik atlama kulesi, 1968 yılına kadar hizmet vermiş ve öğrenciler, öğrenim gördükleri üç yıl boyunca belli törenlerde veya dönemlerde, buradan denize girmişlerdir. (E) Org. Haydar Saltık’ın anıları, Beden eğitimi derslerinin, yardımsız halata tırmanma, tramplen, beygir, barfiks, paralel ve atletizm dallarında icra edildiğini * Bu fotoğraf, Kaymakam Ali Hamit Doğruer(Sv.1323-1)’in Kuleli Askerî Lisesi Okul Komutanı olarak görev yaptığı yıllarda (14.9.1932-4.7.1935), zamanın Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak’ın Kuleli Askerî Lisesi’ni ziyaretinde çektirilmiştir. 337 (E) Org. Haydar Saltık’ın Anıları, Kuleli Askerî Lisesi Arşivi. 338 Sivil kaynaktan (ortaokuldan) gelenler, öğrenciler arasında “kaydıkabul” lakabı ile anılmıştır. 111 göstermektedir. Her dalda aldığı notların ortalaması (on üzerinden) dört olanlar, notlarını yükseltene kadar, izinsiz kalmakla cezalandırılmaktadır. Bir sınıfta yaşları on dört ile on dokuz arasında değişen öğrenciler öğrenim görebilmektedir. O dönemde öğrenciler arasında evli olanlarına da rastlanmaktadır. Bugün olduğu gibi okula kayıtlarda, öğrenimine ara vermemiş olma şartı aranmamaktadır. Bu nedenle, ortaokulu bitirdikten sonra öğrenimine ara vermiş, hatta öğretmen vekilliği ya da değişik kurumlarda memurluk yapmış olanlar dahi, yapılan sınavda başarılı oldukları takdirde, okula kabul edilmektedir. Öğrencilere, iskan ve iaşelerinin dışında 150 kuruş maaş ödenmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı Fen programlarının uygulandığı askerî liselerde; dokuzuncu sınıfta Cebir, Geometri, Fizik, Yabancı dil, Coğrafya, Biyoloji, Edebiyat, Tarih ve Beden Eğitimi dersleri; onuncu sınıfta bu derslere ilave olarak Psikoloji ve Mantık, on birinci sınıfta ise Kozmoğrafya (uzay bilimleri), Tasarı Geometri, Ahlâk ve Felsefeye Giriş dersleri görülmektedir. Öğrenciler her ay bir yazılı sınava, üç ayda bir de sınıfça karne notu sınavına girmektedir. Yıl sonunda her dersten bir sözlü sınavına girmek zorunludur. Olgunluk sınavında öğrenciler, öncelikle Fizik-Kimya ve Kozmografya-Matematik derslerinden ikili gruplar halinde sözlü sınava girerler, sonra onlardan bir de kompozisyon yazmaları istenirdi. Olgunluk sınavı soruları, Milli Eğitim Bakanlığından gelirdi. Olgunluk sınavını başarıp, sağlık muayenesinden geçenler Harp Okulu’na, sınavda başarılı olamayanlarla sağlık muayenesinden geçemeyenler ise muameleme memuru olmak üzere Levazım Okulu’na gönderilirdi. Meslek seçiminde, “Olgunluk” sınavında Fizik-Kimya ve MatematikKozmoğrafya sınavlarında beş artı beş not alanlar “demiryolu” ve “muhabere” sınıflarına, dört artı dört alanlar ise “topçu” veya diğer sınıflara ayrılırdı. O sıralar “topçu” sınıfı, öğrenciler arasında en çok tercih edilen sınıftı. Havacı ve süvari sınıflarına ayrılmak, öğrencilerin isteklerine bağlıydı. Bu dönemde, tarihî kışlanın deniz kıyısındaki bölümü (ikinci kat), Okul Komutanlığı, Öğretim Başkanlığı, sınıf amirlikleri ve sınıf subaylarına ayrılmıştı. Balkan Harbi yıllarında eklenen bölümde, 5-6 laboratuvar ile en kuzey köşede Okul Komutanı lojmanı bulunmaktaydı. 1 Eylül 1939’da İkinci Dünya Savaşı’nın başlaması üzerine, Alman orduları Bulgaristan, Macaristan, Yugoslavya ve Yunanistan’ı işgal ederek, Türkiye sınırlarına dayanınca, her ne kadar Türkiye bu savaşta tarafsızlığını ilan etmiş olsa da olası bir savaş tehlikesine karşı Kuleli Askerî Lisesi’nin daha güvenli bir yere taşınması düşünülmüştür. Önceden, hazırlanan seferberlik planına göre, okul, Mayıs 1941’de Konya’ya taşınmış ve altı yıl burada öğretim faaliyetini sürdürmüştür. Bu arada İstanbul’da bulunan Kuleli Askerî Lisesi’nin binaları, bin yataklı Cildiye Hastanesi ve Boğaz Nakliyat Komutanlığı emrine verilmiştir. Kuleli Askerî Lisesi, Konya’da kaldığı sürede öğretim faaliyetlerini beş ayrı binada sürdürmüştür. Bu binalar: 13 ncü Piyade Alayı Kışlası, İsmail Paşa Değirmeni, Fahrettin Paşa Kışlası, Eski Ziraat Okulu ve Ebüziyya Tevfik Köşkü’dür. Bu binalardan, 13. Piyade Alayı Kışlası, II. Ordu Malatya’ya taşınana kadar “Mimar Sinan Kışlası”; İsmail Paşa Değirmeni, Devlet Malzeme Ofisi; Fahrettin Paşa Kışlası ise Merkez Komutanlığı ve Astsubay Orduevi olarak kullanılmıştır. Ebüzziya Köşkü yıkılarak, yerine Konya Askerlik Şubesi inşa edilmiştir. Kuleli Askerî Lisesi’nin Konya’da sürdürdüğü öğretim faaliyetleri döneminde öğrenciler, birinci sınıfta öğrenime başladıkları binadan mezun olurlardı. 112 Müdüriyet Binası I. Sınıf Nizamiyesi II. Sınıf Binası III. Sınıf Binası Kuleli Askerî Lisesi’nin Konya’da Öğrenim Gördüğü Binalar Mayıs 1946’da Konya’da meydana gelen büyük sel felaketinde 13. Piyade Alayı da etkilenmiş ve okulun bütün eşyaları su içinde kalmıştır. Felaketin yaşanıldığı gün gece yarısı İsmail Paşa Değirmeni’ne taşınılmıştır. 339 İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesi üzerine, Kuleli Askerî Lisesi Konya’daki öğretim faaliyetlerine son vermiş ve İstanbul’da hastaneden boşalan esas kışlasına 19-20-21 Ağustos 1947 tarihleri arasında taşınarak yerleşmiştir. 340 Eski Tıbbiye İdadîsi ve Rüşdiyesi ile Kuleli Hastahanesi binaları, 341 İkinci Dünya Savaşı içerisinde Akşehir’de derslerine devam eden Maltepe Askerî Lisesi’ne verilmiştir. 342 Bu okul, Kuleli Askerî Lisesi’nin İstanbul’a dönmesinden sonra da eğitim-öğretimine, ayrı bir komutanlık olarak burada devam etmiştir. Ekim 1950’de lağvedilerek Kuleli Askerî Lisesi ile birleştirilmiştir. 343 1949-1951yılları arasında Kuleli Askerî Lisesi’nde öğrenci olan (E) Org. Hikmet Bayar’ın anıları, Maltepe ve Kuleli Askerî Lisesi’nin birleşmesi başta olmak üzere, o dönemde kullanılan kıyafetler, başarısızlık nedeniyle alaya çıkarma, öğrenci mevcutları, günlük mesai çizelgesi, öğrenci kampları, bitirme sınavları, sınıf geçme ve not sistemi gibi konularda ayrıntılı bilgi vermektedir. 344 339 İsrafil Kurtcephe-Feridun Yıldız, a.g.e., s.114. Konya’dan ilk kafile 18 Ağustos 1947’de, ikinci kafile 19 Ağustos 1947’de, üçüncü kafile ise 20 Ağustos 1947’de ayrılmıştır. Her kafilenin yolculuğu ve Kuleli Kışlasına yerleşmesi bir gün sürmüştür. 341 Şimdiki Korg. Şefik Erensu Sitesi’nin inşa edildiği yerde bulunan binalar ile Maltepe Binası. 342 Maltepe Askerî Lisesi’nin İstanbul’un (Topkapı) Maltepe semtindeki son eğitim-öğretim yılı 1940-1941’dir. II. Dünya Savaşı’nın başlaması nedeniyle diplomalar 1 Mart 1940’ta dağıtılmış ve okul, 30 Nisan-5 Mayıs 1941 tarihleri arasında Akşehir’deki Piyade Alayı Kışlası ile çevredeki bazı binalara nakledilmiştir. 1944 yılında inşa edilen binalara (halen 1185. Seferî Malzeme Ana Depo Komutanlığı) taşınan Maltepe Askerî Lisesi, Ağustos 1947’ye kadar eğitim-öğretimini burada sürdürmüştür. 343 İ. Hakkı Konyalı, Abideleri ve Kitabeleriyle Üsküdar Tarihi, C. II, Ahmet Sait Matbaası, İstanbul, 1977, s.328. 344 (E) Org. Hikmet Bayar, Yarım Asırlık Asker, Okuyan Us Yay., İstanbul, Ağustos 2006. 340 113 Kuleli Askerî Lisesi’ne 1949-1950 öğretim yılında ara sınıftan (2. sınıf) giren (E) Org. Hikmet Bayar, o dönemdeki öğrenci sayılarını şöyle aktarmaktadır: “Birinci sınıf 590, İkinci sınıf 433 ve Üçüncü sınıf 239 olmak üzere toplam 1262.” 345 İkinci sınıf, 7 kısma ayrılmıştı. Bu durumda kısım mevcutlarının ortalama 62 olduğu anlaşılmaktadır. 1950-1951 öğrenim yılı başında Maltepe Askerî Lisesi ile birleşen Kuleli Askerî Lisesi son sınıf mevcudu, 385 olup, 9 kısımda öğrenim görmektedir. İlk beş kısımda yabancı dil İngilizce, diğer kısımlarda ise Fransızcadır. Kısım mevcutları ortalama 22 civarında olup, Maltepe ve Kuleli öğrencileri, kısımlara karışık olarak dağıtılmışlardır. 346 Son sınıftan 261 öğrenci “Olgunluk” sınavına girmiş, bunlardan 155’i başarılı olarak Harp Okulu’na gönderilmiştir. Olgunluk sınavında başarılı olamayan 106 öğrenci ise başarılı olamadıkları dersten ertesi yıl sınava girinceye kadar beklemek üzere Bursa'ya Işıklar Askeri Lisesi’ne gönderilmişlerdir. 347 (E) Org. Hikmet Bayar’ın anıları, yalnızca Kuleli Askerî Lisesi hakkında bilgi vermekle kalmıyor, o dönemde Türk Silahlı Kuvvetlerindeki askerî kıyafetlere de ışık tutmaktadır: “O sıralarda Kara Kuvvetleri birliklerinde erler, açık kahve renginde, fotin ile iskarpin karışımı görünümde, geniş taraklı (yüzlü) ve çabuk eskimemesi için burun ve topuklarına özel demir parçaları (nalça) ve bazen de altlarına kabara tabir edilen büyük başlıklı çiviler çakılı, postal olarak bilinen ayakkabıları giyiyorlardı. Bot ise, 1945 yılında II. Dünya Savaşı’nın son bulması nedeniyle İngiltere ve A.B.D. Silahlı Kuvvetleri depo stoklarında büyük miktarlarda mevcut olup da yardım olarak Türk Silahlı Kuvvetlerine gönderilen asker ayakkabılarıydı ve onlar, ülkelerinin savaş sırasındaki devlet başkanları, Churchill ve Roosevelt' in adlarıyla anılıyorlardı.” 348 Anılarda, öğrencilerin kış aylarında giydikleri koyu haki renkli kalın aba kumaştan yapılmış elbiselerin şekli şöyle tanımlanmaktadır: “Ceketi, kapalı yakalıydı ve eteği de hemen pantolon kayışını örtecek kadar kısaydı. Uç kısmına da aynı kumaştan ikiye katlanıp kalınlaştırılarak oluşturulan bir kemer ilave edilmişti. O yıllarda bu asker giysisi, 'batıl dres' (battle dress) (savaş elbisesi) olarak tanımlanıp, bilinirdi. Pantolon uçlarına da açık haki renkli kumaştan yapılmış 10 cm genişliğinde, kuşak şeklindeki paçalıklar ilave edilmişti. Bunlar düğmeleri dışa gelecek şekilde botların konçları üzerine geçirilip iliklenirdi. Başımıza taktığımız kepti ve elbise kumaşından yapılmıştı. Yolda karşılaştığımız bazı eski öğrencilerin kıyafetleri bizimkilerinden farklı idi. Onlardan birkaçının elbiseleri, benim eskiden beri görüp bildiğim, boz renkli asker kıyafetinin aynıydı. Bunların pantolonları golf şeklindeydi, paçalarında da get tabir edilen tozluklar bulunmaktaydı. Bu tozlukların yan taraflarında da çok sayıda beyaz renkli madeni düğmeler vardı. Çoğunluğununki ise; sarıya çalan açık haki renkte aba kumaştan yapılmıştı. Üst kısmı kapalı yakalı bir ceket görünümündeydi ve etekleri sivil kıyafetlerdeki kadar uzundu. Pantolon paçaları düzdü ve bot konçlarını tamamen kapatırdı.” 349 Kuleli Askerî Lisesi’nde başarısız öğrencilerin alaya çıkarılması ile ilgili uygulamanın 1947 yılında kaldırıldığını, 1949-1951 yıllarında öğrencilere bir yıl sınıfta kalma hakkı 345 (E) Org. Hikmet Bayar, a.g.e., s.36. (E) Org. Hikmet Bayar, a.g.e., s.47-48. 347 (E) Org. Hikmet Bayar, a.g.e., s.65. 348 (E) Org. Hikmet Bayar, a.g.e., s.24. 349 (E) Org. Hikmet Bayar, a.g.e., s.28. 346 114 tanındığını, üç yıllık öğrenim süresinde iki yıl sınıfta kalan öğrencilerin okulla ilişiğinin kesildiğini öğrenmekteyiz. 350 Okulun tarihî binalarıyla çevrili iç bahçesinin görünümü, şöyle tasvir edilmektedir: “O yıllarda orta bahçe, günümüzdeki gibi ağaçlandırılıp düzenlenmemişti. Zemini tamamen topraktı ve sathı öğrencilerin dolaşmalarıyla sertleşmişti, üzerinde de yer yer çukurlar mevcuttu. Ortada biraz toprak atılarak oluşturulan küçük bir yükselti üzerinde bir palmiye ile birkaç akasya ağacı vardı. Ayrıca, binanın bahçeye bakan tarafında birinci kat hizasında çepeçevre var olan ahşap sundurmaların hemen önlerinde, 5-6 metre aralıklarla tek sıra halinde dikilmiş akasya ağaçları bulunmaktaydı. Bunların dışında, bahçe tamamen çıplaktı ve görünürde, etrafta hiçbir yeşillik yoktu. Ana girişin hemen sağındaki köşede bir voleybol sahası mevcuttu. ... İç kısımdaki ahşap sundurmalar, binanın denize bakan bölümü hariç diğer üç cephesinde kesintisiz bir şekilde devam etmekteydi.” 351 Sınıf Amirliği komuta teşkilatı yarbay rütbesinde bir sınıf amiri ile yüzbaşı rütbesinde iki sınıf subayından oluşmaktadır. Günlük mesai çizelgesi ile ilgili olarak verilen bilgilere göre öğrenim, bugün olduğu gibi tam gün yapılmaktadır. Saat 06.00'da kalkan öğrenciler kahvaltıyı müteakip 08.00-09.00 arasında sabah etüdü yapmaktadır. Her gün 09.00-12.45 arasında dört, 14.00-15.45 arasında da iki ders yapılmaktadır. Ders süreleri 45 dakika, teneffüsler 15 dakikadır. Öğle yemeği 13.00-14.00 arasında yenilmektedir. 15.45-18.00 arası, dinlenme ve öğrencilerin banyo ihtiyaçlarına ayrılmıştır. Akşamları, 18.00-19.00 arası birinci etüt, 19.00-20.00 arası akşam yemeği, 20.00-21.00 arası ikinci etüt olarak planlanmıştır. 21.00-21.30 arasında yapılan yat hazırlığını müteakip öğrenciler uykuya dalmaktadır. 352 1949-1950 öğretim yılında askerî liselerde öğrenim süresi üç yıldan dört yıla çıkarılmıştır. 353 Bu uygulamanın Kuleli Askerî Lisesi’ne yansımalarını ve sınav sistemini, (E) Org. Hikmet Bayar’ın anılarından takip edelim: “1949-1950 öğretim ve eğitim yılına kadar sivil ve askeri liselerde öğrenim süresi 3 yıl idi. Ancak, o sene bu süre, bütün liselerde 4 yıla çıkarıldı. Uygulamaya da o yıl 1. sınıftakilerden başlanıldı. Böylece, o öğretim yılında liselerde 1. sınıfta okuyanlarla 2. sınıfa devam edenler arasında iki yıllık bir zaman fasılası oluşmuştu.” 354 Bu sebeple, 1952 yılında liseler, mezun vermemiştir. Millî Eğitim Bakanlığına bağlı orta dereceli okullarda 1952 yılında uygulamaya konulan öğretim programı ile dört yıla çıkarılan lise ve dengi okullardan bazıları, Millî Eğitim Bakanlığının 13 Eylül 1954 tarih ve 816 sayılı Tebliğler Dergisi’nde yayımlanan yeni programla tekrar üç yıla döndürülmüş; bazıları ise, dört sınıflı eğitime devam etmiştir. 350 (E) Org. Hikmet Bayar, a.g.e., s.32-33. (E) Org. Hikmet Bayar, a.g.e., s.36-37. 352 (E) Org. Hikmet Bayar, a.g.e., s.38-39. 353 Liselerin üç yıldan dört yıla çıkarılması, 1949 yılında toplanan IV. Millî Eğitim Şurası’nda kararlaştırılmış, 1952 yılında uygulamaya konulmuştur. (Bkz. Beşir Göğüş, Orta Dereceli Okullarımızda Türkçe ve Yazın Eğitimi, Gül Yay., Ankara 1978, s.49.) 354 (E) Org. Hikmet Bayar, a.g.e., s.42. 351 115 Bu durumda 1954-1955 yılında bazı liseler üç, bazı liseler de dört yıllık eğitimlerine devam etmişlerdir. Kuleli Askerî Lisesi’nin üç yıla indirilmesi ise 1955-1956 öğretim yılında gerçekleşmiş ve 1975 yılına kadar da böyle devam etmiştir. 355 (E) Org. Hikmet Bayar, anılarında, askerî liselerin o yıllardaki sınıf geçme ve sınav sistemine de açıklık getirmektedir. Buna göre sınavlar dönem sonlarında yazılı olarak icra edilmekte, daha sonra öğrenciler, her dersten, sözlü olarak da bir sınava tabi tutulmaktadır. Askerî liselerin son sınıflarında bu sözlü sınavlar sonucunda başarılı olup, mezun olanlar, Harp Okulu öğrenimine katılabilmek için ayrıca ‘Olgunluk imtihanı’ adı altında “Türk Dili ve Edebiyatı ile Matematik ve Felsefe (Psikoloji)” derslerinden yapılacak 3 ayrı yazılı sınavda da başarılı olmak zorundadırlar. Nitekim, o yıllarda sivil liseleri bitiren öğrencilerin de üniversitelere girebilmeleri için bu olgunluk sınavlarında başarılı olmaları gerekiyordu. 356 “O yıllarda notlar, 10 üzerinden verilirdi. Bir dersten 4 veya daha düşük not alanlar ikmale, iki veya daha fazla dersten zayıf alanlar ise doğrudan sınıfta kalırlardı. İkmale kalanlar, Eylül ayında bir imtihana daha girer, orada 5 ve daha yukarı not alanlar sınıfını geçerlerdi.” 357 (E) Org. Haydar Saltık’ın öğrencilik dönemlerinde Beykoz Çayırı’nda icra edilen öğrenci kamplarının 1949-1951 yılları arasında okulun arka kısmında uygulanmaya başladığını görmekteyiz. (E) Org. Hikmet Bayar, anılarında öğrenci kampları hakkında şu bilgileri vermektedir: “Her iki öğretim yılı sonunda birer ay süreyle, okulun arkasındaki vadide ve yukarıdaki tepelerin Tuğla Harmanları olarak adlandırılan düzlük kısımlarında kamp yaptık. Bu maksatla hepimize yazlık tozluklu eğitim elbiseleri dağıtıldı. Başımıza kep giyiyorduk. Kuşandığımız teçhizat da ekmek torbası, matara ve kasatura ile üzerinde kösele kütüklük takılı bir palaskadan ibaretti. Kamp süresince piyade tüfeği ile atış, yanaşık düzen ve manga seviyesinde muharebe eğitimleri yapıyor, öğle yemeklerimizi de arazide yiyorduk.” 358 Kuleli Askerî Lisesi mezunlarının anılarından edinilen bilgilere göre, 1965 yılına kadar öğrenci kampları (ATAT), Kuleli Askerî Lisesi’nin doğusunda konuşlanmış Haver İlaç Fabrikası (şimdiki su deposu) ile Vahdettin Koruluğu arasında kalan (İcâdiye) bölgede icra edilmiştir. 1966-1971 yılları arasında Prens Halim Çiftliği’nde (günümüzde Hava Savunma Okulu) sürdürülen kamp faaliyetleri, 1972-1986 yılları arasında ise Yalova’da (Hersek/Altıova) icra edilmiştir. Elazığ’da bulunan “Üçüncü Gedikli Erbaş Hazırlama Okulu (Astsubay Hazırlama Okulu)” Konya’ya nakledilerek, orada bulunan “İkinci Gedikli Erbaş Hazırlama Okulu” ile birleştirilmiş ve bu iki okul, Kuleli Askerî Lisesi’nin Konya’da boşalttığı binalara yerleştirilmiştir. 359 1956 yılında, Çengelköy’de Kuleli Askerî Lisesi sınırları dahilinde “Sekizinci Astsubay Hazırlama Okulu” eğitim-öğretime açılmışsa da bu okul, bir yıl sonra, (1957’de) Mersin’e nakledilmiştir. 360 Ayrıca Korg. Şefik Erensu Sitesi’nin bulunduğu bölgede, 1956-1957 öğretim yılında faaliyete başlayan Kuleli Askerî Lisesi’nin ortaokul kısmı da 19591960 öğretim yılına kadar faaliyetlerini sürdürmüş ve bir dönem öğrenci mezun etmiştir. 361 355 Halit Dursunoğlu, http://yayim.meb.gov.tr/dergiler/169/halit.pdf Page10-11. (E) Org. Hikmet Bayar, a.g.e., s.49. 357 (E) Org. Hikmet Bayar, a.g.e., s.47. 358 (E) Org. Hikmet Bayar, a.g.e., s.48. 359 Tahsin Yahyaoğlu, “Astsubay Okullarının Tarihçesi”, Türk Kültürü Dergisi, Yıl 3, Sayı 32, s. 537-538. 360 Eğitim-öğretim faaliyetlerini Mersin’de sürdüren Sekizinci Astsubay Hazırlama Okulu, 1963’te lağvedilmiştir. 361 Bu okuldan mezun olan M. Altan Erginay, Aytuğ Gönülal ve Güray Yalavaç’ın verdiği bilgilere göre 19561957 öğretim yılında açılan bu okula, 276 öğrenci kaydedilmiştir. Diğer öğretim yıllarında öğrenci kaydı yapılmamıştır. 6 kısımda öğrenimlerini sürdüren bu öğrenciler, 1959-1960 öğretim yılı sonunda mezun olmuşlardır. Mezun olamayan öğrenciler, Selimiye Askerî Ortaokulu’nun açılmasıyla oraya nakledilmişlerdir. Yabancı dil olarak kısımların dağılımı; 3 kısım İngilizce, 2 kısım Rusça, 1 kısım da Almanca şeklindedir. 356 116 1936’dan 1966-1967 öğretim yılına kadar sınıf geçme ve sınav sisteminde herhangi bir değişiklik olmamıştır. Sömestr tatili ile ikiye bölünmüş olan ders yılı içinde, bütün sınıflarda her iki dönemde en az iki yazılı, bir sözlü sınav ve bir de ödev notu verilmekte, bunların ortalaması alınarak “karne” notu belirlenmektedir. Ara sınıflarda iki döneme ait karne notunun ortalaması ve öğretmenler kurulunun kararı, sınıf geçme notunu oluşturmaktadır. Son sınıfların ise iki karne notunun ortalaması ile mezuniyet (olgunluk) sınavında aldığı notun ortalaması mezuniyet notu olmaktadır. 1964’e kadar sözlü olan mezuniyet sınavları, bu tarihten itibaren yazılı olarak yapılmıştır. 1925’ten 1975’e kadar müfredat programlarında önemli bir değişme olmamıştır. 1940-1941 öğretim yılında, programa Matematik, Tabiî Bilimler, Sağlık Bilgisi ve Psikoloji dersleri ilave edilmiştir. 1950’li yıllarda Felsefe’nin yanında Sosyoloji ve Mantık dersleri okutulmaya başlanmış, yine aynı dönemde Jimnastik dersinin yerine Beden Eğitimi dersi getirilmiştir. 1960-1961 öğretim yılında ise Kompozisyon, Biyoloji, Astronomi, Geometri ve Sanat Tarihi dersleri müfredat programında yer almıştır. Sonra Jeoloji, İngilizce, Almanca, Rusça ve Millî Güvenlik dersleri de okutulmaya başlanmıştır. 1965-1966 öğretim yılı başında toplanan bir komisyonun yaptığı çalışmalar sonucunda askerî lisede okutulan sosyal dersler %75 nispetinde millîleştirilirken, müspet ilim dersleri de % 75 nispetinde aktüelleştirilmiştir. 362 Kolej statüsüne geçmeden önce (19741975 öğretim yılında) Kuleli Askerî Lisesi’nde işlenen dersler ve dozajları, yandaki tabloda gösterilmiştir. Tablo incelendiğinde, günümüzde sergilenen uygulamadan farklı olarak; * Her üç sınıfta, ağırlıklı olarak, sosyal ve fen derslerinin yer aldığı programda haftada 35 saat ders işlendiği, * Edebiyat ve Kompozisyon dersleri ile Ahlâk ve Din Bilgisi derslerinin birbirinden bağımsız olarak işlendiği, * Matematik dersinin yerine her üç sınıfta Cebir ve Geometri derslerinin yer aldığı, * Yabancı dil olarak, her üç sınıfta (farklı kısımlarda) İngilizce, Fransızca ve Almanca derslerinin okutulduğu, * Son sınıfta, seçmeli dersler kapsamında, Astronomi ve Sanat Tarihi derslerinin yer aldığı görülmektedir. 1974-1975 Öğretim Yılı Ders Dozajları SINIFLAR DERSİN ADI 1 2 3 Edebiyat Kompozisyon Ahlâk Din Bilgisi Tarih Coğrafya Psikoloji Felsefe Cebir Geometri Biyoloji Jeoloji Fizik Kimya Yabancı Dil (İng./Fr./Alm.) Beden Eğitimi Millî Güvenlik Resim Müzik Seçmeli Rusça Dersler Astronomi Sanat Tarihi 3 2 1 1 2 2 2 3 3 3 3 7 1 1 1 1 1 - 3 1 1 1 2 2 2 3 2 2 3 3 7 1 1 1 1 1 - 2 1 2 2 3 3 4 1 4 3 6 1 1 1 1 1 1 1845 yılından 1968 yılına kadar geçen süreç içerisinde Kuleli Askerî Lisesi’nde öğrenim gören öğrenci mevcudu özetle (onar yıllık dilimler halinde) şöyledir: 363 362 363 Alb. Tahsin Ünal, “122 Yıllık İrfan Yuvası Kuleli Lisesi”, Hayat Tarih Mecmuası, Sayı:8, Eylül 1968, s.57. Alb. Tahsin Ünal, “122 Yıllık İrfan Yuvası Kuleli Lisesi”, Hayat Tarih Mecmuası, Sayı:7, Ağustos 1968, s.16. 117 Dönem 1845-1855 arasında 1855-1865 arasında 1865-1875 arasında 1875-1885 arasında 1885-1895 arasında 1895-1905 arasında 1905-1915 arasında Mevcut Dönem Mevcut 240-270 civarında 200-210 civarında 200-210 civarında 550-600 civarında 800-910 civarında 990-1052 civarında 1100-1325 civarında 1915-1925 arasında 1925-1935 arasında 1935-1945 arasında 1945-1955 arasında 1955-1965 arasında 1967-1968 arasında 1260-1300 civarında 1100-1210 civarında 964-1000 civarında 970-1030 civarında 1000-1030 civarında 1210-1212 civarında Kuleli Askerî Lisesi’nin 1923 yılından 1975 yılına kadar görev yapan Okul Komutanı sayısı 32 olarak görülmesine rağmen, Kur. Alb. Rıfat Sami Uzel’in biri 8.10.1960-14.11.1961, diğeri de 19.4.1962-2.8.1963 tarihleri arasında olmak üzere iki kez bu görevi ifa etmesi nedeniyle 31’e düşmektedir. Bu komutanların 6’sı Kaymakam (Yarbay), 4’ü Kurmay Yarbay, 2’si Miralay (Albay), 1’i Topçu Albay, 18’i de Kurmay Albay’dır. 1923-1976 Yılları Arasında Kuleli Askerî Lisesi Komutanları SINIFI VE RÜTBESİ * GÖREV SÜRESİ ADI ve SOYADI 1 1923-1924 2 Ekim 1924 3 Ekim 1924-29.12.1924 4 1924-1927 5 10. 1. 1927-10.5. 1928 6 1.6.1928-1.1.1929 7 2.1.1929-15.10.1931 8 25.10.1931-11.9.1932 9 14.9.1932-4.7.1935 10 4.7.1935-11.5.1936 11 12.6.1936-8.9.1937 12 8.9.1937-25.8.1938 13 1.9.1938-16.9.1939 14 16.9.1939-10.11.1939 15 20.11.1939-4.4.1940 16 20.4.1940-5.8.1942 17 4.9.1942-2.8.1946 18 21.9.1946-21.9.1948 19 21.9.1948-26.8.1950 20 4.9.1950-27.8.1952 21 8.12.1952-28.28.8.1953 22 29.8.1953-30.12.1954 23 30.12.1954-9.7.1959 24 9.7.1959-2.9.1960 25 8.10.1960-14.11.1961 26 15.11.1961-16.4.1962 27 19.4.1962-2.8.1963 28 3.8.1963-4.11.1965 29 5.11.1965-20.8.1969 30 1.9.1969-30.8.1971 31 1.9.1971-16.8.1974 32 19.8.1974-6.8.1976 Kaymakam Kaymakam Kaymakam Miralay Kaymakam (Sv.1337-17) Miralay (P.1319-120) Kaymakam (Top.1325-3) Kaymakam (P.1325-5) Kurmay Yarbay (Sv.1323-1) Kurmay Yarbay Kurmay Yarbay Kurmay Albay (Sv.1325-6) Kurmay Yarbay (Sv.1330-C-2) Kurmay Albay (Top.1330-N-101) Kurmay Albay (P.1327-13) Kurmay Albay (Top.1130-C-6) Kurmay Albay Kurmay Albay (Top.1915-N-81) Kurmay Albay (1337-333) Kurmay Albay (P.1926-9) Kurmay Albay (P.1337-246) Kurmay Albay (P.1336-84) Kurmay Albay (P.1932-1) Kurmay Albay (P.1934-5) Kurmay Albay Topçu Albay Kurmay Albay Kurmay Albay Kurmay Albay (Top.1943-1) Kurmay Albay (Top.1945-6) Kurmay Albay (Top.1947-84) Kurmay Albay (İs.1951-4) * (Tuğg.) (Korg.) (Korg.) (Tuğg.) (Tümg.) (Tuğg.) (Korg.) (Tümg.) (Tuğg.) (Tümg.) (Tümg.) (Tümg.) (Tuğg.) (Korg.) (Korg.) (Tuğg.) (Korg.) (Tuğg.) (Tuğg.) Bekir Sıtkı Bey Emin Bey (vekâleten) Muhittin Bey (vekâleten) Celal Bey (Sığındere) Cevat Bey (Kula) Talat Bey (Ogan) Arif Bey (Tanyeri) Hasan Rıfat Bey (Mataracı) Hamit Özgüner ** (Doğruer) Cemal Ogan Ragıp Altan Tevfik Topçu Bedri Erk Yusuf Adil Egeli Aziz İlter Ekrem Atasel M. Adil Peköz Selim Sırrı Acar K. Remzi Hasdal Muhittin Okyayuz Enver Sökmen Yusuf Ziya Arıbay M. Şefik Erensu B. Necati Ogan Rıfat Sami Uzel Tarık Güryay Rıfat Sami Uzel (İkinci kez) Cemal Özsever Bayram Arslan Selahattin Canbazoğlu Doğan Günçan Tayyar Polat Argun Bu hanede parantez içerisinde yer alan rütbe, Okul Komutanının en son yükseldiği rütbeyi göstermektedir. Kuleli Askerî Lisesi Komutanı olduğu dönemde, “Özgüner” soyadını, Harp Okulu Komutanı olduğu dönemde “Doğruer” soyadını kullanmıştır. ** 118 4.4. 1975 Yılından 2005 Yılına Kadar Kuleli Askerî Lisesi 1955-1956 öğretim yılından 1974-1975 öğretim yılına kadar eğitim-öğretim süresi üç yıl olan Kuleli Askerî Lisesi’nde, Türk Millî Eğitim sistemi içinde sivil liselerin fen kolu öğretim programları uygulanmıştır. 1975-1976 öğretim yılından itibaren bu program değiştirilerek, yabancı dile ağırlık veren bir program uygulanmaya başlanmıştır. Böylece okulun öğretim süresi, ilk yılı ağırlıklı olarak yabancı dil öğretim programının uygulandığı “Hazırlık Sınıfı” olmak üzere dört yıla çıkarılmıştır. Bu konuda yapılan çalışmaları şu şekilde özetleyebiliriz: Genelkurmay Başkanlığınca 1974 yılı başından itibaren askerî liselerdeki öğretim sisteminde değişiklik yapılarak, yabancı dile ağırlık verilmesi ve okulların idarî teşkilatının gözden geçirilerek, yeni bir programın oluşturulması amacıyla incelemelere başlanmıştır. Genelkurmay Başkanlığının, askerî liselerde yabancı dil öğretimine ağırlık verilmesini içeren 9 Mayıs 1974 tarihli emri gereğince, Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından okul komutanlıklarına ve ilgili daire başkanlıklarına gerekli direktifler verildikten sonra hazırlıklara başlanmıştır (3 Temmuz 1974). Bu doğrultuda, askerî birlik ve kurumlarında görevli teğmen-kıdemli yüzbaşı rütbesindeki matematik, fizik, kimya ve biyoloji öğretmenleri arasından istekli olanlar bir sınava tabi tutularak, yabancı dil öğrenimi için yurtiçi ve yurtdışı kurslara gönderilmeye başlanmışlardır. Sonradan binbaşı ve yarbay rütbesindeki öğretmenler de bu kurslara dahil edilmişlerdir. Almanca, Fransızca ve İngilizce olmak üzere üç dilde planlanan kurslar, sekiz ay yurtiçi, bir yıl da yurtdışı olmak üzere, yaklaşık iki yıllık bir süreyi kapsıyordu. Kara Kuvvetleri Komutanlığı emirleri çerçevesinde, Kuleli Askerî Lisesi’nde görevli öğretmen subaylardan oluşturulan bir “Yabancı Dil Öğretimi Yönetim Planlaması Grubu” çalışmalara başlamış ve hazırlanan plana göre bazı öğretmenler, İstanbul’da faaliyet gösteren kolejlerin öğretim programlarını, öğretmen durumlarını, ders kitaplarını, derslerde kullanılan eğitim yardımcı malzemelerini, lisan laboratuvarlarını ve öğretim sistemlerini incelemekle görevlendirilmişlerdir. Detaylı bu inceleme sonucu hazırlanan raporlar birleştirilerek, Kara Kuvvetleri Komutanlığına arz edilmiştir. İncelemeye tabi tutulan kolejler: İngilizce için: Robert Koleji, Kadıköy Maarif Koleji, Boğaziçi Üniversitesi ve Bağlarbaşı Amerikan Koleji. Fransızca için: Galatasaray Lisesi, St. Benoit Lisesi ve St. Joseph Lisesi. Almanca için: İstanbul Erkek Lisesi ve Alman Lisesi. Askerî liselerde, yabancı dil ağırlıklı kolej uygulamasının 1975-1976 ders yılı başında oluşturulacak “Hazırlık Sınıfı”nda faaliyete geçirilmesi amacıyla Genelkurmay Başkanlığınca gönderilen emir doğrultusunda, Kuleli Askerî Lisesi Komutanlığı tarafından, yabancı dil öğretmenlerimizin Robert Koleji, Galatasaray Lisesi ve İstanbul Erkek Lisesi’ndeki metoda intibaklarının sağlanması için İstanbul Millî Eğitim Müdürlüğüne müracaatta bulunulmuştur (11 Mart 1975). Müracaatın içeriğinde, askerî liselerde görevli Fen ve yabancı dil dersleri öğretmenlerinin 1975 yılı Nisan ve Mayıs ayları içerisinde, adı geçen okullarda icra edilen dersleri takip etmeleri ve 1975 yılı Ağustos ayı içerisinde bu okullarda intibak kurslarına katılmaları yer alıyordu. Robert Koleji Müdürlüğü ile kurulan temas sonucunda, 1975 yılı Mayısının ilk iki haftasında Kuleli Askerî Lisesi’nden altı İngilizce öğretmeninin Amerikalı öğretmenlerle derse girmeleri imkânı sağlanmışsa da Ağustos ayında adı geçen okulların tatilde olmaları nedeniyle intibak kursları düzenlenememiştir. 119 İngilizce öğretiminin Kuleli Askerî Lisesi’nde, Almanca ve Fransızca öğretiminin ise Bursa Işıklar Askerî Lisesi’nde yapılması kararlaştırılmıştır. Bu karar doğrultusunda, kolejlerde olduğu gibi askerî liselere de kendi dillerinde derse girecek yabancı öğretmen temini yoluna gidilmiştir. Kuleli Askerî Lisesi’ndeki İngilizce öğretmeni ihtiyacını karşılamak amacıyla yapılan duyuruya yabancı uyruklu on beş öğretmen başvurmuşsa da ancak üç öğretmen temin edilebilmiştir. Bu öğretmenler: Terry D. Smıth, Charles Brown ve Bruce Mc. Donald’dır. 1975-1976 öğretim yılında Kuleli Askerî Lisesi Hazırlık Sınıfı’na dört yüz öğrenci kaydedilmiştir. Hazırlık Sınıfı, 8 Eylül 1975 Pazartesi günü Korg. Şefik Erensu Sitesi bahçesinde yapılan bir törenle öğretime başlarken; birinci, ikinci ve üçüncü sınıfların öğretime başlaması 15 Eylül 1975’te (diğer sivil okullarla aynı gün) olmuştur. Hazırlık sınıfının öğretime başladığı ilk hafta, Robert Koleji’nde okutulan S.E.F.T (Spoken English For Turks) kitaplarının da uygulayıcısı olan Robert Bragner adındaki Amerikalı öğretmen getirtilerek, S.E.F.T metodu ile ilgili İngilizce öğretmenleri bir haftalık kursa tabi tutulmuştur. 1975-1976 öğretim yılında, kolej statüsünde hazırlık sınıfına kaydedilen 400 öğrenci, 364 25’er kişilik on altı kısımda derslere başlamış olup, haftada 28 saat İngilizce, 4 saat Türkçe, 2 saat Beden Eğitimi ve 1 saat Müzik olmak üzere toplam 35 saat ders görmüşlerdir. Her kısma bir yabancı dil öğretmeni planlanmıştır. Yabancı uyruklu İngilizce öğretmenleri, “Doğal Konuşmacı” sıfatıyla her kısma haftada iki saat ders vermiş, Korg. Şefik Erensu Sitesi’nde bulunan üç dil laboratuarı da hazırlık sınıfına ayrılmıştır. İngilizce derslerinde, Robert Koleji tarafından basımı yapılan ve on sekiz ciltlik bir seriden meydana gelen S.E.F.T. programı 365 takip edilmiştir. ASKERÎ LİSELER HAFTALIK DERS ÇİZELGESİ (1978-1979) ORTAK DERSLER DERSLER Türkçe-Türk Dili ve Ed. T.C. Tarihi Ahlâk Din Bilgisi Tarih Coğrafya Matematik Fen Bilgisi Fizik Kimya Sosyoloji-Mantık Sağlık Bilgisi Yabancı Dil (İngilizce) Psikoloji Beden Eğitimi Milli Güvenlik Turizm-Sanat Eğitimi * Resim Müzik Yabancı Dil (Rus.-Alm.-Fr.) Hzr. 4 1 SINIFLAR 1 2 3 5 5 2 1 1 2 4 5 4 1 1 2 1 1 3 5 8 7 6 3 1975-1976 öğretim yılında ara sınıflara da öğrenci kaydı yapılmışsa da bu öğrenciler, kolej statüsüne tabi tutulmamıştır. Ancak, birinci sınıfta, bu öğretim yılına kadar takip edilen klasik lise öğretim programı terk edilmiş, Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı sivil liselerde uygulanan modern öğretim programına geçilmiştir. İkinci ve üçüncü sınıflar ise mezun oluncaya kadar klâsik sistemde öğrenimlerine devam etmişlerdir. Seçmeli Dersler 1975’e kadar ders öğretmenleri, doğrudan Öğretim Başkanlığına bağlı olarak zümreler halinde faaliyetlerini sürdürmekte 2 2 1 ve her dersin en kıdemli öğretmeni, “Zümre 1 Başkanı” olarak görev yapmaktaydı. Kolej 2 2 1 statüsündeki yeniden yapılanma kapsamında, 1 Öğretim Başkanlığı ile “Ders Grup 1 2 2 TOPLAM 35 37 38 38 Başkanlıkları” arasında, “Ders Bölümleri” adıyla yeni bir teşkilatlanmaya gidilmiştir. 16 Mayıs 1975 tarihinde gerçekleştirilen bu 28 1 8 8 2 2 1 2 8 364 Hazırlık sınıfındaki bir öğrencinin masrafı, o günün tutarı ile dokuz yüz altmış üç lira yirmi beş kuruştur. Bu program ve kitapları, o dönemde Robert Koleji, Boğaziçi, Hacettepe ve Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nin hazırlık sınıflarında da okutulmuştur. * 1978-1979 öğretim yılında ikinci dönem okutulmuştur. 365 120 teşkilatlanmada, mevcut dersler, üç Bölüm Başkanlığına ayrılarak yetki ve sorumlulukları belirlenmiştir. Bu Bölüm Başkanlıkları: *Kültür Dersleri Bölüm Başkanlığı *Matematik ve Fen Dersleri Bölüm Başkanlığı *Yabancı Dil Dersleri Bölüm Başkanlığı. 1976’da bu bölümlere “Uygulamalı Dersler Bölüm Başkanlığı” ilave edilerek dörde çıkarılmış, Kültür Dersleri Bölüm Başkanlığının adı da “Sosyal Dersler Bölüm Başkanlığı” olarak değiştirilmiştir. Daha sonraki dönemlerde Matematik ve Fen Dersleri Bölüm Başkanlığının adı da Fen Dersleri Bölüm Başkanlığına dönüştürülmüştür. Günümüzde de uygulama bu şekilde devam etmektedir. Kuleli Askerî Lisesi’nde bilimsel anlamda rehberlik hizmetlerinin sunulduğu tarih de 1975-1976 öğretim yılıdır. Bu konuda ilk girişim, 1968’de iki, daha sonra Ağustos 1974’te dört öğretmen subayın İstanbul Maarif Koleji’nde açılan ve iki hafta süren “rehberlik” kursuna katılmasıyla başlamıştır. Millî Eğitim Bakanlığına bağlı bazı lise ve ortaokullarda mevcut olan rehberlik servisinin Kuleli Askerî Lisesi’nde kurulmasından önce bu hizmet, sınıf amirliklerine bağlı olarak görev yapan birer adet “Murakabe Öğretmeni” tarafından yürütülüyordu. Bu “Murakabe Öğretmenleri”, Askerî Liseler Yönergesi’nde mevcut görevlerinden ziyade, sınıf subayı yardımcılığı görevini yürütüyorlardı. Ayrıca, Öğretim Başkanlığınca görevlendirilen ve her yıl değişebilen ders öğretmenleri de birer kısmın murakabe öğretmenliği hizmetini yerine getiriyordu. 1975-1976 öğretim yılı başında kolej statüsüne geçen Kuleli Askerî Lisesi’nde hazırlık sınıfındaki öğrencilere hizmet vermek amacıyla Öğretim Başkanlığına bağlı olarak “Rehberlik Servisi” açılmıştır. Hazırlık sınıfında başarılı sonuçlar alınması üzerine, 20 Şubat 1976 tarihinde “Araştırma-Değerlendirme ve Rehberlik Kısım Amirliği” adıyla bütün sınıfları kapsayacak şekilde bir birim oluşturulmuş, 1977 yılında da “Araştırma-Rehberlik ve Eğitsel Çalışmalar Kısım Amirliği” adıyla doğrudan Okul Komutanlığı’na bağlanmıştır. 366 Sonraki süreçte bu birim, yalnızca öğrenci rehberlik hizmetlerini yürütmüş, araştırma-geliştirme (ARGE) faaliyetleri ile eğitsel çalışmalar bu birimin sorumluluğundan alınarak, Öğretim Başkanlığına devredilmiştir. Bu arada rehberlik hizmetlerine katkı sağlamak amacıyla, bir de Psikolojik Danışma Merkezi kurulmuştur. 2003 yılında, Rehberlik Kısım Amirliği ile Psikolojik Danışma Merkezi birleştirilerek, “Rehberlik ve Danışma Kısım Amirliği” olarak teşkilatlandırılmıştır. Halen aynı adla Okul Komutanlığına bağlı olarak faaliyetlerini sürdüren bu birim, bir kısım amirinin sorumluluğunda her sınıf için birer danışmanın yanı sıra, okul psikoloğu ve sosyal hizmet uzmanından oluşmaktadır. Kuleli Askerî Lisesi’nde eğitim-öğretimin görsel ve işitsel açıdan desteklenmesi amacıyla kurulan kapalı devre televizyon (KTV) sisteminin faaliyete geçirilmesinin tarihi, 1980’dir. Org. Ali Keskiner Sitesi’nin bodrum katında tesis edilen KTV kısmı, aynı yılın sonunda, tarihî ana binaya taşınmıştır. Amatör bir şekilde televizyon yayıncılığının yapıldığı KTV kısmında, dört kanallı Eğitim TV yayınlarıyla, eğitim-öğretim ve Atatürkçülükle ilgili yayınlar, okulda icra edilen kültürel etkinlikler, konferanslar, gösteriler, öğrenci takdimleri... naklen veya banttan yayınlanmaktadır. Ayrıca, öğrencilerin yabancı dil gelişimlerine katkıda bulunmak amacıyla 25 kanaldan tüm okula televizyon yayını da gerçekleştirilmektedir. 366 1991 yılında, Araştırma-Geliştirme (ARGE) faaliyetleri, Öğretim Başkanlığı Plan ve Program Şube Müdürlüğü bünyesine alınmış, TS-EN ISO 9001 Kalite Güvence Belgesi’nin alındığı Nisan 1998’e kadar bu adla faaliyetlerini sürdürmüştür. Nisan 1998’den itibaren de KAL-ARGE adıyla Okul Karargâhına dahil edilmiştir. 121 Günümüzde “Eğitim-Öğretim Bilgi Sistemleri (EÖBS) Merkezi” olarak anılan birimin ilk örneği de 1980 yılında okul kütüphanesine bağlı olarak “Dokümantasyon ve Yayım Merkezi” adıyla kurulmuştur. Halen, önemli gün ve haftalar başta olmak üzere bilim, teknoloji, kültür, sanat... konularında bilgi bültenlerinin hazırlandığı ve dağıtımının yapıldığı bu birim, aynı zamanda “Kuleli web sitesi”ni de hazırlamaktadır. Kuleli Askerî Lisesi’nin bilgisayarla tanışması, 1982-1983 öğretim yılında olmuştur. Okulda bilgisayarların yaygınlık kazanmasıyla Öğretim Başkanlığına bağlı olarak 1984 yılında “OBİ Kısmı” (Otomatik Bilgi İşlem Kısmı) adıyla anılan bir birim oluşturulmuş, toplu testlerin değerlendirilmesinin yanı sıra idarî birimlere ait bazı işlerin bilgisayar yardımıyla yapılmasına katkı sağlamıştır. Öğrencilerin de bilgisayar öğrenebilmesi için, 1985 yılından itibaren, seçmeli Bilgisayar dersleri okutulmaya başlanmıştır. 19911992 öğretim yılında kurulan Bilgisayar Destekli Eğitim (BDE) Dershanesi, bir yıl sonra hizmete açılarak, öncelikle İngilizce dersleri için kullanılmaya başlanmıştır. Okuldaki bilgisayarların KaraNet ağına bağlantısı, 2001 yılında gerçekleşmiş, Otomatik Bilgi İşlem (OBİ) Kısmı, 2003 yılında, Bilgi Sistemleri Kısım Amirliği adıyla Okul Karargâhına dâhil edilmiştir. 2005-2006 öğretim yılında okul öğrenci portalı (kuleli@net), öğretmen ve öğrencilerin ihtiyaçlarını daha iyi karşılayacak şekilde yeniden yapılandırılmış ve okulda bütün birimler internet ağına bağlanmıştır. Kuleli Askerî Lisesi’nde 1983 yılından itibaren eğitim-öğretim faaliyetlerine sistem anlayışı içinde bakılmaya ve sistem bütünlüğünü sağlayacak alt sistemlerin oluşturulması çalışmalarına başlanmıştır. Bu çalışmaların ilk ürünü olarak, o yıla kadar, biri Org. Ali Keskiner Sitesi’nde, diğeri tarihî ana binada (halen 2. sınıf gazinosu) olmak üzere iki farklı mekanda faaliyet gösteren okul kütüphanesi, 1985-1986 öğretim yılında modern araç ve gereçlerle donatılan şimdiki yerinde, açık raf sistemiyle hizmet vermeye başlamıştır. 1996’da kitaplar, DEWEY sistemine göre sınıflandırılarak, barkod sistemi ile numaralandırılmıştır. 2003 yılında aydınlatma sistemi yenilenmiş, 2004 yılında ise 1923’ten önceki döneme ait tarihî bilgi ve belgelerin dijital kopyaları çıkarılarak bir “Tarih Arşivi” oluşturulmuştur. Ayrıca, öğrenci ve personelin daha kolay kitap alması amacıyla kitap katalogunu içeren bir web sayfası hazırlanarak, otomatik kitap ödünç verme sistemi kurulmuştur. 2007 yılı itibariyle kitap sayısı 58.000’in üzerine çıkmıştır. 200 kişilik bir kapasiteye sahip olan kütüphanede, kitap arama faaliyetleri okuldaki bütün bilgisayarlar aracılığıyla sürdürülmekte, her ay en çok kitap okuyan öğrenci ve personel ödüllendirilerek, okuma alışkanlığı teşvik edilmektedir. Süreli yayın sayısı, 25 dergi (20’si Türkçe, 5’i İngilizce) ve 4 günlük gazeteden oluşmaktadır. 122 Askerî orta dereceli okullar ile Millî Eğitim Bakanlığına bağlı okullar arasındaki koordinasyonu sağlamak amacıyla okula sivil öğretmen alımları 1985 yılı başlarında (4-5 Şubat 1985) gerçekleştirilmiştir. Bu dönemde 6 sivil öğretmen Kuleli Askerî Lisesi’nde göreve başlamıştır. Bunlardan biri hâlen Müzik öğretmeni olarak görevini sürdürmektedir. 1985-1986 öğretim yılında Yalova’da (Hersek/Altınova) son kez icra edilen öğrenci atışlı eğitim kampları (ATAT), 1986-1987 öğretim yılından bugüne İzmir Menteş bölgesinde devam etmektedir. Askerî Liseler ve Bursa Garnizon Komutanlığının lağvedilmesi üzerine Kuleli Askerî Lisesi, diğer askerî liselerle birlikte, 10 Temmuz 1986’da K.K. Eğitim Komutanlığı Okullar ve Eğitim Merkezleri Başkanlığına, ertesi yıl da K.K. Eğitim ve Okullar Daire Başkanlığına bağlanmıştır. 17-21 Eylül 1984 tarihleri arasında K.K.K.lığı emri ve üniversitelerin katkılarıyla geniş kapsamlı bir “Eğitim Semineri” düzenlenerek, sistem anlayışı yerleştirilmeye çalışılmıştır. Bu seminer çalışmalarının bir uzantısı olarak; * 12-22 Nisan 1986 tarihleri arasında Işıklar Askerî Lisesi’nde, eğitim ve öğretim sisteminde planlama konusunda “Öğ. Kd. Alb. Gürkan SEZER-86 Eğitim Semineri” düzenlenmiş, * Ocak 1987’de yayınlanan “K.K.K.lığı Askerî Okullar Ders Dokümanları Yönergesi (2.Taslak) (50-22)” ile birlikte, askerî okullarda kullanılan ders dokümanlarına standart bir şekil getirilmek istenmiş, * 1989 yılında program geliştirme çalışmalarında birinci derecede sorumlu olacak bir program geliştirme subayı kadrosu oluşturulmuş, * Haziran 1990’da yayınlanan “K.K.K.lığı Askerî Okullar Öğretmen Ders Dosyaları Hazırlama Kılavuzu” ile öğretmenlerin kullandıkları dosya ve dokümanlar belirlenerek aynı dersi okutan öğretmenler arasında birlik ve beraberliği sağlamak amacıyla “Öğretmen Kılavuz Kitapları”nın yazımı gerçekleştirilmiştir. 1990-1991 öğretim yılından itibaren Fen derslerinin İngilizce okutulması uygulamasına son verilmiş, Rusça ve Almanca dersleri seçmeli ikinci yabancı dil olarak okutulmaya başlanmıştır. Yine 1990-1991 öğretim yılından itibaren hazırlık sınıfı İngilizce derslerinde “Streamline Serisi” kitaplar okutulmaya başlanmıştır. 1992-1993 öğretim yılından itibaren başta Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla bağımsızlığını elde eden Orta Asya Türk Cumhuriyetleri olmak üzere, pek çok ülkeden misafir askerî öğrenci, Kuleli’de öğrenime başlamıştır. İlk olarak 1 Ağustos 1992 tarihinde 24 Özbek, 8 Eylül 1992 tarihinde 29 Azeri, 5 Nisan 1993’te 26 Türkmen, 3 Arnavut öğrenci gelmiştir. 15 Haziran 1993’te 20 Azeri, 8 Haziran 1993’te 6 Özbek öğrenci daha gelmiş ve 123 K.K.T.C. 1991-1992 1992-1993 1993-1994 1994-1995 1995-1996 1996-1997 1997-1998 1998-1999 1999-2000 2000-2001 2001-2002 2002-2003 2003-2004 2004-2005 2005-2006 2006-2007 TOPLAM 2 2 2 2 3 2 2 5 5 5 5 5 5 5 5 5 60 Arnavutluk Azerbaycan 3 11 10 4 4 2 5 3 6 3 1 1 2 55 29 20 15 10 5 13 11 4 2 4 2 5 2 1 1 124 Bosna-Hersek 3 3 2 2 10 Türkmenistan 26 10 4 5 45 Kırgızistan 3 3 2 3 2 1 2 3 19 Kazakistan 3 2 2 2 4 4 1 1 2 21 Afganistan 3 3 Gürcistan 2 24 55 6 57 38 30 16 22 21 19 14 28 22 18 11 13 15 30 8 3 2 1 14 1993-1994 öğretim yılında, mezun olan öğrencilerde standart öğrenci profili oluşturmak amacıyla, askerî öğrencide bulunması gereken nitelikler yeniden belirlenmiş, öğrenci motivasyon takip ve tekamül (öğrenci gözlem) defterlerinin tutulmasına başlanmıştır. Bu dönemde, sosyal faaliyetlere de büyük önem verilmiş, Erenköy, Validebağ, Amiral Bristol, Kandilli ve Belde liseleri ile işbirliği yapılarak müşterek Türk Halk ve Sanat Müziği koroları teşkil edilmiş, Türkçe ve İngilizce tiyatrolar hazırlanarak sahnelenmiştir. Ayrıca yine bu dönemde, Erzurum (Bar), Aydın (Zeybek) ve Artvin (Ata Barı) yörelerine ait folklor ekipleri teşkil edilmiştir. 1994-1995 öğretim yılında Kuleli Askerî Lisesi’nde eğitim-öğretim faaliyetlerinde kullanılan özel dershane ve laboratuvarlar, yandaki tabloda sunulmuştur. Tabloya, 2006-2007 öğretim yılındaki özel dershane ve laboratuvar durumu da dahil edilmek suretiyle, on yıllık süreç içerisinde, eğitim-öğretim faaliyetlerindeki değişim gösterilmeye çalışılmıştır. Tablo incelendiğinde, kurulan bazı yeni özel dershane ve laboratuvarların yanında, eskiden var olan bazı özel dershane ve laboratuvarlarda da sayısal bir artış sağlandığı görülmektedir. Şöhreti ülke sınırlarını aşmış olan Kuleli Askerî Lisesi ile ilgili olarak Avrupa’da da yayımlar gerçekleştirilmektedir. Nitekim okulun tanıtımının yapıldığı bir belgesel film çekimi, 14 Mayıs 1998 tarihinde, Alman ZDF kanalı tarafından gerçekleştirilerek, yayımlanmıştır. DERSHANE, ÖZEL DERSHANE VE LABORATUVAR DURUMU 1994-1995 2006-2007 DERSHANE ADI Adet Adet Genel Dershane 58 58 Resim, Resim-Maket Dershanesi 1 2 Müzik Dershanesi 1 2 Yabancı Dil Laboratuvarı 5 5 Fizik Laboratuvarı 4 7 Biyoloji Laboratuvarı 1 3 Kimya Laboratuvarı 3 5 Sinevizyon Dershanesi 2 1 T.C. İnk.Tar. ve Atatürkçülük Ders. 1 1 Coğrafya Dershanesi 1 3 Edebiyat Dershanesi 1 Güzel Konuşma ve Yazma Dershanesi 1 Sinema – Konferans Salonu 2 Müşterek Dershane 1 Dijital Kütüphane 1 Model Uçak Dershanesi 1 Bilgisayar Dershanesi (BDE) 4 2 Satranç ve Ahşap Boyama Dershanesi 1 1 Kütüphane 1 1 Ebru Dershanesi 1 İnternet Odası 2 Bilgisayarlı Stratejik Oyun Odası 1 Psiko-teknik Dershanesi 1 Daktilo Dershanesi 1 Mekanik Yetenek Dershanesi 1 Video Dershanesi 2 TOPLAM 124 89 TOPLAM ÜLKE Özbekistan böylece 6 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti öğrencisi ile birlikte yabancı uyruklu öğrenci sayısı 114’e ulaşmıştır. 1992-1993 öğretim yılından 2006-2007 öğretim yılına kadar Kuleli Askerî Lisesi’nde öğrenim gören misafir askerî öğrencilerin sayısı, geldikleri ülkelere göre şöyledir: 101 TSE İstanbul Kalite Müdürlüğü tarafından 27-28 Nisan 1998 tarihleri arasında TS-EN ISO 9001 belgelendirme tetkikinde bulunulmuş ve bu tetkik sonucunda Kuleli Askerî Lisesi TS-EN ISO 9001 Kalite Güvence Belgesi almaya hak kazanmıştır. 29 Mayıs 1998 tarihinde Kuleli Askerî Lisesi’nde yapılan törenle, “TSE-ISO-EN 9001 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri Tasarımı ve Sunumu Kalite Sistem Belgesi” ve bayrakları, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından askerî liseler ve astsubay hazırlama okulları komutanlıklarına verilmiştir. Törene, TBMM Başkanı Hikmet Çetin, Genelkurmay Başkanı Org. İ. Hakkı Karadayı, Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu, 1. Ordu Komutanı Org. Atilla Ateş, İstanbul Valisi, TSE Başkanı Mehmet Yılmaz Arıyörük, 3. Kolordu Komutanı, Genelkurmay Harekat Başkanı, Kara Kuvvetleri Harekat Başkanı ile K.K. Eğitim ve Okullar Daire Başkanı katılmıştır. Kuleli Askerî Lisesi’nin TS-EN ISO 9001 Kalite Güvence Belgesi almasıyla oluşturulan Kalite Geliştirme (KAL-GE) Kısmı, Öğretim Başkanlığı kadrosunda faaliyet gösteren AR-GE (Araştırma-Geliştirme) Kısmı ile 2003 yılında birleşerek, Kalite-Araştırma ve Geliştirme (KAL-ARGE) Kısmı adını almış ve Okul Karargâhına bağlanmıştır. Okulda, toplam kalite yönetimi (TKY) odaklı, bilişim teknolojileri ile desteklenen ve çağdaş yönetim sistemlerinin uygulanmasıyla sürekli artan verim ve hizmet kalitesi, 2003 yılından bugüne KAL-ARGE faaliyetleriyle sürdürülmektedir. Kuleli Askerî Lisesi’nde öğrenci, erbaş ve erlerin yemek ihtiyaçları üç mutfakta 367 karşılanırken, 1997-1998 öğretim yılı başında yenilenen ve kapasitesi artırılan iki mutfakta, 368 bir yıl sonra (1999) da bütün yemek ihtiyaçları tarihî ana binanın arkasındaki tek mutfakta hazırlanmıştır. 2000-2001 öğretim yılı başında okul mutfağının işletilmesi özel bir firmaya devredilmiş, 2001 yılı sonunda işletme Destek Kıt’aları Komutanlığınca yürütülmüşse de (18 ay sonra) 2003 yılında tekrar sivil firmaya ihale edilmiştir. Uygulamaya halen devam edilmektedir. 10 Haziran 2003 tarihli bir emirle, 2. Sınıf Bando Komutanlığı, Öğrenci Amirliği bünyesinden ayrılarak, “Bando Eğitim Kısım Amirliği” adı altında Okul Karargâhına bağlanmış, yine aynı yıl, TMK’dan Okul Komutan Yardımcısı kadrosu lağvedilmiştir. 1999-2000 öğretim yılına kadar Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı askerî orta öğretim kurumlarına öğrenci alımları, her yıl temmuz ayında, Kara ve Deniz Kuvvetlerinin ayrı ayrı icra ettiği sınavlarla 369 gerçekleştirilmiştir. 2000-2001 öğretim yılında askerî orta öğretim kurumlarına alınacak öğrencilerin yazılı sınavları ÖSYM (Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi) tarafından yapılmaya başlanmış, diğer sınavlar, ilgili Kuvvet Komutanlıklarının sorumluluklarında icra edilmeye devam edilmiştir. Genelkurmay Başkanlığının emirleri doğrultusunda, 24 Haziran-15 Temmuz 2005 tarihinden itibaren askerî okullara öğrenci seçimi 2. aşama faaliyetleri (“Ön Sağlık”, “Bedenî Yeterlilik” ve “Mülakat”), hazırlanan ortak yönerge çerçevesinde, Deniz ve Hava Kuvvetlerinden personel desteği ile Kuleli Askerî Lisesi Komutanlığı bünyesinde, tek merkezli olarak icra edilmeye başlanmıştır. Şubat 2003 tarihinde, öğrencilerin hafta sonu iznine üniformalı çıkma uygulamasında değişiklik yapılmış, her sınıftan bir grup öğrenciye sivil kıyafetlerle izne çıkma hakkı tanınmıştır. 367 Tarihî ana bina doğu kısmı ile Korg. Şefik Erensu Sitesi ve Org. Ali Keskiner Sitesi’nin bodrum katındadır. Org. Ali Keskiner Sitesi’ndeki mutfak iptal edilmiştir. 369 Sınavlar, birinci aşamada: “Ön Sağlık”, “Bedenî Yeterlilik” ve “Mülakat”, ikinci aşamada ise “Yazılı Sınav” şeklinde icra ediliyordu. 368 125 2003-2004 öğretim yılından itibaren, “Harp Tarihi ve Kültür Gezileri” çerçevesinde, öğrencilerde tarih bilincini geliştirmek ve ülkemizin kültürel değerlerini tanımalarına katkıda bulunmak amacıyla, Hzr. sınıfı (IX.) Bursa-Balıkesir-Manisa, 1. sınıf (X.) Gelibolu-Çanakkale, 2. sınıf (XI.) ise Polatlı-Kütahya-Afyon üzerinden ATAT kampına gitmeye başlamıştır. Eylül 2003’ten itibaren Kuleli Askerî Lisesi’nin misyonuna, Genelkurmay Başkanlığınca bir yenisi daha eklenmiştir: Bu doğrultuda, Türk Silahlı Kuvvetlerinin aziz şehitlerimiz ile gazilerimize duyduğu minnet borcunun bir ifadesi olarak, 23 şehit ve malul gazi çocuğunun TED İstanbul Koleji’nde yatılı/burslu öğrenim görmelerine destek verilmektedir. Uygulama kapsamında; * Gönüllülük esasına dayalı olarak, her öğrenci için Kuleli personeli arasından bir “gönüllü veli” belirlenmekte, * Öğrencilerin, öğrenim gördükleri okul yöneticileri ve velileriyle irtibatı sağlamak amacıyla Kuleli Askerî Lisesi Rehberlik ve Danışma Kısmı’ndan bir irtibat subayı görevlendirilmekte, * Öğrencilerin sağlık problemleri ile ilgilenilmekte ve tedavileri gerçekleştirilmekte, * Hafta sonlarında kültürel ve sosyal etkinliklere katılımları sağlanmaktadır. İkinci sınıf basımevi niteliğinde olan ve dizgi, baskı, cilt ünitelerinden meydana gelen Kuleli Askerî Lisesi matbaası, 2003 yılında modern cihazlarla donatılmıştır. Modernizasyon çalışmasında makine ve teçhizatlar ile döşemeler yenilenmiştir. Öğrencilerin disiplin ve ders durumları ile ilgili velileri bilgilendirmek amacıyla kurulan “ALO Kuleli” hattının faaliyete geçirilmesi ve Org. Ali Keskiner Sitesi’nin arkasına bir halı saha ile bir genel maksat tartan saha hizmete açılması 2004 yılında olmuştur. Okulun modern bir arşive kavuşması 2004 yılında gerçekleşmiştir. Önceki yıllarda Güney Kule’de yer alan standart dışı Kuleli Askerî Lisesi Arşivi, tarihî ana binanın kuzey cephesinde, TSK Arşiv Yönergesi MY. 71.1(A) esaslarına uygun olarak raylı sistem kompakt arşive dönüştürülmüştür. 28 Mayıs 2004 tarihinde düzenlenen “Liseler Arası Bando Yarışması”na, 252 öğrencinin görev aldığı Kuleli Askerî Lisesi Boru-Trampet ve Bando Takımı da katılmış ve yarışmada birinci olmuştur. 126 2004-2005 öğretim yılındaki en önemli faaliyetlerden birisi de K.K.K. Org. Yaşar Büyükanıt ve 1. Ordu Komutanı Org. Hurşit Tolon’un katıldığı törenle 4 Ekim 2004 tarihinde “Org. Doğu Aktulga Kültür Sitesi”nin hizmete açılmasıdır. 2100 m2 oturum alanına sahip, 1500 kişi kapasiteli, her türlü sosyal etkinliğin icrasına uygun olarak yapılan bu siteye, 24 Ocak 2004 tarihinde hayatını kaybeden Kuleli Askerî Lisesi eski komutanlarından Org. Doğu Aktulga’nın adı verilmiştir. Daha önceden sosyal etkinliklerin sergilendiği tarihî ana binadaki sinema salonu ise öğrenci gazinosuna dönüştürülerek, üçüncü sınıflara tahsis edilmiştir. Kuleli Askerî Lisesi Komutanlığının 1997-1998 öğretim yılından bugüne kadar almış olduğu ödüller bir tablo halinde aşağıda verilmiştir: YILI 1997-1998 2000-2001 2001-2002 2004-2005 2004-2005 ÖDÜLÜN ADI VEREN MAKAM VE KOMUTAN Üstün Birlik Yetiştirme Başarı Şildi Üstün Birlik Başarı Ödülü Emniyet Kaza Önleme Başarı Ödülü Başarılı Birlik Beratı Üstün Birlik Yetiştirme Başarı Şildi K.K.K. Orgeneral Atilla Ateş K.K.K. Orgeneral Hilmi Özkök K.K.K. Orgeneral Aytaç Yalman Genkur. Bşk. Orgeneral Hilmi Özkök K.K.K. Orgeneral Yaşar Büyükanıt * 1995 Yılından 2005 Yılına Kadar Öğrenci ve Kısım Sayısı: * Toplam 14 14 17 17 15 16 17 17 14 15 14 3 15 15 17 17 16 19 18 18 17 17 15 2 Öğretim Yılı 1-X 1985-1986 öğretim yılından 2003-2004 yılına kadar Kuleli Askerî Lisesi’nden mezun olan öğrenciler, Kara Harp Okulu, Hava Harp Okulu, GATA (Gülhane Askerî Tıp Akademisi) ve FYO (Fakülte Yüksek Okullar) başta olmak üzere, ABD Kara Harp Okulu (West-Point) (10 öğrenci), ABD Hava Harp Okulu (USAF) (2 öğrenci) ve Güney Kore Kara Harp Okulu’nda (2 öğrenci) öğrenimlerini tamamlamışlardır. 2003-2004 öğretim yılından sonra Fakülte ve Yüksek Okullar (FYO) ile Gülhane Askerî Tıp Akademisi’ne (GATA), askerî liselerden öğrenci gönderimine son verilmiştir. Kısım Sayısı Hazırlık-IX 1995-1996 öğretim yılından 2006-2007 öğretim yılı sonuna kadar geçen sürede, kısım sayıları yandaki tabloda gösterilmiştir. Kısım mevcutları ise 20 ile 25 arasında değişmektedir. Tabloda yer alan sayısal veriler, on iki yıllık süreçte öğrenci akışını göstermektedir. Yıllara göre okula kaydedilen öğrenci sayısındaki değişim, Türk Silahlı Kuvvetlerinin personel ihtiyacından kaynaklanmaktadır. 15 15 16 16 16 15 15 15 14 15 2005-2006 * 15 2006-2007 14+1 13+1 15 14 14 14 14 16 16 14 14 16 14 14 14 58 58 64 64 63 66 64 64 61 61 58 58 1995-1996 1996-1997 1997-1998 1998-1999 1999-2000 2000-2001 2001-2002 2002-2003 2003-2004 2004-2005 2005-2006 öğretim yılından itibaren okulun dört yıla çıkarılmasıyla hazırlık sınıfı kaldırılmış, yerine IX. sınıf konmuştur. Bu tarihten itibaren sınıf adları IX, X, XI, XII şeklinde devam edecektir. 127 Okulun kolej statüsüne geçtiği 1975-1976 öğretim yılından, 2007 yılına kadar görev yapan Okul Komutanları aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. Bu süreçte görev yapan okul komutanlarının tamamı “Kurmay Albay” rütbesindedir. 1976-2007 Yılları Arasında Kuleli Askerî Lisesi Komutanları GÖREV SÜRESİ SINIFI VE RÜTBESİ ** ADI ve SOYADI 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 6.7.1976-24.8.1978 9.10.1978-20.8.1979 21.8.1979-16.8.1983 16.8.1983-4.7.1986 23.7.1986-22.7.1988 22.7.1988-28.6.1990 28.6.1990-9.7.1992 1.7.1992-30.7.1994 30.7.1994-2.7.1996 2.7.1996-3.7.1998 3.7.1998-2.7.1999 2.7.1999-29.6.2001 29.6.2001-27.6.2003 27.6.2003-24.6.2005 20.6.2005- Kurmay Albay (Top.1953-46) Kurmay Albay (P.1955-6) Kurmay Albay (Top.1958-15) Kurmay Albay (P.1961-2) Kurmay Albay (Top.1961-17) Kurmay Albay (Top.1965-91) Kurmay Albay (P.1966-1) Kurmay Albay (P.1968-28) Kurmay Albay (Mu.1969-8) Kurmay Albay (Tnk.1973-33) Kurmay Albay (Tnk.1973-23) Kurmay Albay (Top.1975-17) Kurmay Albay (Mu.1978-23) Kurmay Albay (P.1980-1) Kurmay Albay (Top.1982-65) (Korg.) (Tuğg.) (Org.) (Org.) (Korg.) (Tümg.) (Tuğg.) (Tümg.) (Korg.) (Korg.) (Tuğg.) (Tuğg.) (Tuğg.) (Tuğg.) Yaşar Kök Siyamettin Yalınpala Doğu Aktulga Yaşar Büyükanıt İbrahim Tülü Selahattin Yücel Yılmaz Küçükseyhan Ünal Önsipahioğlu Yalçın Ataman Ö. Necati Özbahadır Sinan Ertung Mustafa Canatan Aslan Kılıçarslan Fahri Erenel İlhan Bölük 4.5. 2005 Yılından Günümüze Kuleli Askerî Lisesi 2005-2006 öğretim yılına kadar, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı genel liselerde öğrenim süresi üç yıl; Anadolu liseleri, Fen liseleri ile bazı özel okullarda ise dört yıl (Hazırlık+3 yıl) olarak uygulanmıştır. Millî Eğitim Bakanlığı, 2002 yılında başladığı orta öğretimi yeniden yapılandırma düşüncesini, 2005-2006 öğretim yılından itibaren kademeli olarak uygulamaya koymuş ve bu kapsamda liselerde hazırlık sınıfı kaldırılarak, eğitim-öğretim süresi dört yıla çıkarılmıştır. Millî Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu’nun 7 Haziran 2005 tarih ve 184 sayılı “Orta Öğretimin Yeniden Yapılandırılması” kararı çerçevesinde, K.K. Harekat Başkanlığının emirleri ile Kuleli Askerî Lisesi’nde de bir çalışma grubu oluşturulmuş ve bu dört yıllık ** Bu hanede parantez içerisinde yer alan rütbe, Okul Komutanının en son yükseldiği rütbeyi göstermektedir. 128 öğretim süresi ile ilgili gerekli hazırlıklar Temmuz-Ağustos 2005 aylarında tamamlanarak, Eylül 2005’te uygulamaya konulmuştur. 2005-2006 öğretim yılında IX. sınıftan başlayarak kademeli olarak uygulanacak olan dersler ve dozajları aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. ASKERÎ LİSELER HAFTALIK DERS ÇİZELGESİ (Fen Bilimleri Alanı) Seçmeli Dersler ALAN DERSLERİ ORTAK DERSLER DERSLER IX Dil ve Anlatım Türk Edebiyatı Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Tarih T.C.İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Coğrafya Matematik Fizik Kimya Biyoloji Sağlık Bilgisi Felsefe Yabancı Dil (İng) İkinci Yabancı Dil (Rus) Beden Eğitimi Milli Güvenlik Trafik ve İlk Yardım TOPLAM Matematik Fizik Kimya Biyoloji Geometri Analitik Geometri TOPLAM 2 3 1 2 2 3 2 2 1 14 2 34 - Psikoloji Demokrasi ve İnsan Hakları Bilgi ve İletişim Teknolojisi Resim - Müzik Güzel Konuşma ve Yazma Rehberlik Hizmetleri 1 1 SINIFLAR X XI 2 2 3 3 1 1 2 2 2 1 2 9 9 1 1 2 2 1 1 24 23 3 3 2 3 2 2 1 2 1 1 9 11 2 1 1 1 XII 2 3 1 9 1 2 18 3 3 2 2 1 2 13 1 1 2 1 Bu yeniden yapılanma çerçevesinde, zorunlu etüd uygulamasına son verilmiş, öğrencilere sorumluluk bilinci ve çalışma disiplini kazandırmak amacıyla etüdler ihtiyarî hale getirilmiştir. Korg. Şefik Erensu Sitesi’ne yabancı dil öğretimini pekiştirmek amacıyla kurulan yabancı dil laboratuvarları modern cihazlarla donatılarak yenilenmiş; yeniden yapılanma süreci içerisinde bu laboratuvarlara, Fizik, Kimya, Biyoloji laboratuvarları ile Coğrafya dershanesi de ilave edilmiştir. Türk subaylarının dünyaya açılması kapsamında, 1975-1976 öğretim yılında yabancı dil öğrenimini geliştirmek amacıyla başlatılan doğal konuşmacı uygulamasına, günümüzde de yabancı uyruklu üç öğretmen desteği ile devam edilmektedir. 129 Kuleli Askerî Lisesi Komutanlığı’nda 2005 yılında tarihî ana bina restorasyonu ile Destek Kıtaları Komutanlığı ek binası, su eğitim tesisi ve misafirhanesi projesi onaylanarak MSB İstanbul İnşaat Emlak ve NATO Enfrastrüktür Bölge Başkanlığına gönderilmiştir. 41. Kütüphane Haftası kutlama etkinlikleri kapsamında, 1 Nisan 2005 tarihinde Kuleli Askerî Lisesi Komutanlığı koordinatörlüğünde, geniş kapsamlı olarak “Enformasyon Teknolojilerindeki Son Gelişmelerin Kütüphane Hizmetleri Üzerindeki Etkileri” konulu bir sempozyum düzenlenmiş, sempozyuma 264 kişi katılmıştır. 2005-2006 öğretim yılında, erbaş ve erlere yönelik olarak, “Okuma-Yazma ve Meslek Edindirme” kursları düzenlenmiş, eğitim-öğretimin desteklenmesi amacıyla okulun tüm kısımlarına LCD televizyon alımı gerçekleştirilmiştir. On yıllık gelişim projesi kapsamında dershanelerdeki sıra ve sandalyeler yenilenmiş (1411 öğrenci sandalyesi, 1250 öğrenci ders masası, 120 öğretmen çalışma masası) ve akşam etüdleri isteğe bağlı hale getirilerek, “öğrenci saati” adı altında serbest zaman yaratılmıştır. Okul Karargahı ve Öğretim Başkanlığı koridorlarında, Kuleli Askerî Lisesi’nin şanlı tarihindeki başarılara yakışır bir spor müzesi oluşturulmuş, okulun kuruluş tarihinden bugüne kadar elde ettiği kupa, madalya ve şiltler, kronolojik sıraya uygun olarak sergilenmiştir. Öğrencilere “Savaşçı Ruh Kazandırılması ve Geliştirilmesi” kapsamında, savaş oyunu (paintball) eğitimi için Bayraktepe bölgesinde bir oyun alanı düzenlenmiştir. Okulumuzun Bayraktepe bölgesinde 630m2 bir alan üzerine inşa edilen ve 3 adet projektör ile aydınlatılan gönder ile Kuleli Askerî Lisesi mezunu şehitler adına yaptırılan abide, 17 Mart 2006 tarihinde yapılan törenle Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt tarafından açılmıştır. Törene 1. Ordu Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, K. K. Harekat Başkanı Tümgeneral Salim Erkal Bektaş, K. K. Eğitim ve Okullar Daire Başkanı Tuğgeneral Bülent Dağsalı ve yapımcı firma adına Ali Koç katılmışlardır. Asya’dan Avrupa’yı selamlayan bayrağımızın çekildiği, her iki köprüden de görülebilme özelliğine sahip gönderin yüksekliği 41m, deniz seviyesinden yüksekliği ise 103m’dir. Çelik sacdan imal edilmiş bayrak gönderinin üst çapı 30cm, alt çapı 60 cm; ağırlığı ise 11 tondur. Bayrağın sarılmasını önlemek amacıyla paslanmaz mapa ve fırdöndü sistemine sahip olan gönderin üzerinde paratoner ve uçak ikaz lambası da yer almaktadır. Göndere otomatik halat sarmalı vinç sistemi ile çekilen bayrak, 10x15m (150 m2) ebadındadır. Nisan 2006’dan itibaren, K.K. Lojistik Sisteminin yeniden yapılandırılması kapsamında bir düzenlemeye gidilmiş, Destek Kıt’aları Komutanlığının adı Lojistik Destek Komutanlığı olarak değiştirilmiştir. İkmal ve Levazım Kısım Amirlikleri lağvedilerek, yerine Lojistik Kısım Amirliği teşkil edilmiştir. 130 Kuleli Askerî Lisesi öğrencilerinin öğrenimleri süresince, tarihî ve turistik açıdan İstanbul’u tanımaları amacıyla dört yıllık bir plânlama yapılmıştır. Uygulamaya, 2006 yılında IX. sınıf öğrencileri ile başlanmıştır. Kuleli Askerî Lisesi, Fizik, Kimya, Biyoloji ve Bilgisayar dallarında; * TÜBİTAK, * MEF Okulları, * KOÇ Lisesi, * Çevre Koleji’nde düzenlenen proje yarışmalarına; Coğrafya dalında ise Türk Coğrafya Kurumu tarafından düzenlenen “Belgesel ve Proje Yarışması”na katılmakta ve başarılı sonuçlar almaktadır. Kuleli Askerî Lisesi’nde her yıl eylül ayı başlarında yapılan açılış ve kuruluş törenlerinden başka öğretim yılı içerisinde 10 Kasım Atatürk’ü Anma, 24 Kasım Öğretmenler Günü, 18 Mart Şehitler Günü ve Çanakkale Zaferi yapılan etkinliklerle kutlanmaktadır. Ayrıca, iki yılda bir Deniz Lisesi ile dönüşümlü olarak 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı törenleri de icra edilmektedir. Mayıs ayı içerisinde kültür ve sanat haftası etkinlikleri çerçevesinde Türkçe ve İngilizce olarak tiyatro oyunları da sahnelenmektedir. SONUÇ 1845’te Mekteb-i Fünûn-ı İdadî-i Şâhâne adıyla Dolmabahçe Çinili Köşk’te öğretime açılan Harbiye İdadîsi’nin, Çengelköy’ün “Kuleli” semtinde 1828 yılında Sultan II. Mahmud tarafından I. Süvari Alayı için kışla olarak inşa edilen tarihî yapı ile buluşması, 1872 yılında gerçekleşmiştir. 1837-1842 yılları arasında Tahaffuzhâne (Karantina binası) olarak kullanılan ve 18431845 yılları arasında da kapsamlı bir tadilattan geçirilmiş olan kışla, Kırım Savaşı yıllarında (1854-1856) müttefik askerler için kışla ve hastane olarak hizmet vermiştir. 1856-1872 yılları arasında tekrar Süvari Kışlası olarak kullanılan bu tarihî mekan, 1862/63 yılında Sultan Abdülaziz tarafından yeniden yaptırılmıştır. 1872’de Harbiye ve Tıbbiye idadîlerinin öğrenim görmeye başladığı kışla, o tarihten bugüne kadar dört kez farklı amaçlarla da kullanılmıştır. Ancak, kışlanın farklı amaçlarla kullanılmış olması, temeli 1845’te atılmış olan Kuleli Askerî İdadîsi’ndeki eğitimi kesintiye uğratmamış, eğitim farklı mekanlarda sürdürülmeye devam edilmiştir: * 93 Harbi’nde (1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı) kışlanın hastaneye dönüştürülmesiyle eğitim, iki yıl süreyle Pangaltı’daki Mekteb-i Harbiye (şimdiki Askerî Müze) binasında, * Balkan Savaşı yıllarında (1912/13) kışlanın yeniden hastaneye dönüştürülmesi üzerine, Kuleli İdadîsi öğrencilerinin bir kısmı şimdiki Kandilli Kız Lisesi olan Âdile Sultan Sarayı’na, bir kısmı da Beylerbeyi Sarayı yanında, bugün Deniz Eğitim Komutanlığı ve Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü olan binalarında, * Millî Mücadele yıllarında (Temmuz 1920-1923) kışlanın Ermeni Eytam (Yetimler) Okulu olması üzerine, önce Kâğıthane’de Sünnet Köprüsü yakınlarındaki çadırlarda, sonra (Ekim 1920) Maçka’da Silahhane’nin yanındaki Karakol binasında, daha sonra da Beylerbeyi Sarayı yanındaki sağlığa elverişli olmayan eski Jandarma Okulu binasında, * II. Dünya Savaşı yıllarında (Mayıs 1941-Ağustos 1947) kışlanın 1000 Yataklı Cildiye Hastanesi ve Boğaz Nakliyat Komutanlığı emrine verilince, Konya’da eğitim ve öğretimine devam etmiştir. 131 1924-1925 öğretim yılında Tevhid-i Tedrisat Kanunu gereği sivil liseye dönüştürülen Kuleli Askerî Lisesi, 1936 yılında “Güneş Dil Teorisi”ne uygun olarak Kuleli Süel Lisesi adıyla anılmıştır. II. Dünya Savaşı yıllarında öğretim faaliyetlerini Akşehir’de sürdüren Maltepe Askerî Lisesi’nin 1947 yılında Kuleli Kışlası’na nakledilmesi üzerine 1947-1950 yılları arasında aynı mekanda eğitim-öğretim faaliyetleri devam etmiş, 1950 yılında Maltepe Askerî Lisesi’nin lağvedilmesiyle bu iki okul öğrencileri birleştirilmiştir. Tarihî ana bina, 1968-1969 öğretim yılında Thomas Allom’un gravürü esas alınarak yaptırılan tadilat esnasında ilk kez inşa edilen “Kule”lerle bugünkü görünümüne kavuşmuştur. 162 yıldır Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Türk Silahlı Kuvvetlerine yön veren iki Cumhurbaşkanı, sekiz Genelkurmay Başkanı, 24 Kuvvet Komutanı, 24 Ordu Komutanı ve yüzlerce general yetiştiren en köklü askerî okullardan biri olan Kuleli Askerî Lisesi, bugün de tarihî misyonuna uygun olarak eğitim-öğretim faaliyetlerini başarıyla yerine getirmekte ve geleceğin vizyon sahibi komutanlarını yetiştirmeye devam etmektedir. KULELİ ASKERÎ LİSESİ İLE İLGİLİ GENEL KRONOLOJİ 1828-1837 1837-1842 1842-1854 28 Temmuz 1842 1843 1843-1845 1845 9 Nisan 1845 21 Eylül 1845 10 Ekim 1846 Nisan 1847 1854-1856 Ocak 1855 4-5 Ekim 1856 1856-1862/63 9 Eylül 1856 Aralık (?) 1856 27 Temmuz 1857 Eylül 1859 1862-1863 1863-1872 1864 1868 1 Eylül 1868 28 Ağustos 1870 Kuleli Kışlası’nın 1 nci Süvari Alayı Kışlası olarak kullanılması, Kuleli Kışlası’nın Tahaffuzhane (Karantina binası) olması, Kışlanın tekrar Süvari Kışlası olarak hizmet vermesi, Kışla’nın tamirat nedeniyle boşaltılması, Kışla’ya su getirilmesi, Kışla’nın yanması; yarı kârgir, yarı ahşap olarak yeniden yapılması, Hastahane, hamam ve manej binalarının ilavesi, Meclis-i Muvakkat’ta askerî liselerin açılmasına karar verilmesi, Mekteb-i Fünûn-ı İdadîye adıyla askerî liselerin ve Harbiye İdadîsi’nin Çinili Köşk’te açılması, Harbiye İdadîsi’nin Maçka Kışlası’na taşınarak Dersaadet Askerî İdadîsi adını alması, Su yollarının tamiri; ahırlar üzerinde subaylar için çalışma ve yatma odaları ile Pâdişah için Dâire-i Hümâyûn. Kırım Harbi dolayısıyla Kuleli Kışlası’nın müttefik askerlere kışla ve hastahane olarak tahsisi, Kırım Harbi nedeniyle Dersaadet Askerî İdadîsi’nin Üsküdar Yeni Mahalle’de bir binaya taşınması, Kırım Harbi’nin sona ermesi üzerine Dersaadet Askerî İdadîsi’nin Maçka Kışlası’na geri dönmesi, Kuleli Kışlası’nın Süvari Kışlası olarak hizmet vermesi, Kışla’nın tamiri (koğuşlar, ahırlar, su yolları...), Kışla’nın İngilizler tarafından yakılması, Kışla’nın yanan kısımlarının tamiri, Kuleli Vak’ası sanıklarının yargılanması için mahkeme, Kuleli Kışlası’nın Abdülaziz tarafından yeniden yaptırılması, Kuleli Kışlası’nın Süvari Kışlası olarak kullanılması, Dersaadet Askerî İdadisi, Mühendishane İdadîsi, Tıbbiye İdadîsi ve Bahriye İdadîsi’nin “Umum Mekteb-i İdadî-i Şâhâne” adıyla Galatasaray Kışlası’nda birleştirilmesi ve öğrenim süresinin dört yıldan üç yıla indirilmesi. Kışla hastahanesinin yenilenmesi, Galasaray Kışlası’nda “Mekteb-i Sultanî”nin (Galatasaray Lisesi) açılması üzerine, bu binada öğrenim gören ve “Umum Mekteb-i İdadî-i Şâhâne”yi oluşturan okullardan Bahriye İdadîsi’nin (Mühendishane-i Bahr-i Hümâyûn İdadîsi) Heybeliada’da Mühendishane’nin yanına, Mühendishane-i Berr-i Hümâyûn İdadîsi’nin Halıcıoğlu’na, Tıbbiye İdadîsi ile Harbiye İdadîsi’nin de tekrar Maçka Kışlası’na taşınması, Darü’ş-şura-yı Askerî kararıyla öğrenim süresinin dört yıla çıkarılması. 132 1872 1872-1877 1877-1878 1879-1901 1879-1880 14 Eylül 1880 18 Eylül 1892 Nisan-Mayıs 1894 1901-1912 1901 1910-1912 1912-1913 1913-Temmuz 1920 1914 Harbiye ve Tıbbiye idadîlerinin Maçka Kışlası’ndan Kuleli Kışlası’na taşınması; Harbiye İdadîsi’nin (Dersaadet Askerî İdadîsi, Mekteb-i İdâdî-i Şâhâne) Kuleli Askerî İdâdîsi adını alması, Harbiye (Kuleli) ve Tıbbiye İdadîlerinin Kuleli Kışlası’nda öğrenim görmesi, Osmanlı-Rus Savaşları (93 Harbi) dolayısıyla Kuleli Kışlası’nın hastahaneye dönüştürülmesi; Kuleli İdadîsi’nin Pangaltı’daki Harp Okulu (Mekteb-i Harbiye) binasına taşınması, Kuleli Kışlası’nda Harbiye ve Tıbbiye idadilerinin birlikte öğrenim görmesi, Deniz İdadîsi’nin de Kuleli Kışlası’nda eğitim görmesi, Kışla’ya postane kurulması ve telgraf makinesinin hizmete sunulması, Kışla’ya yeni binalar ilave edilmesi, Hastahane (Revir) ve Tıbbıye İdadîsi için yeni dershane binalarının inşası, Dersaadet veya Harbiye İdadîsi’nin Kuleli Askerî İdadîsi adıyla anılması, Tıbbiye İdadîsi’nin Haydarpaşa Kışlası’na nakledilmesi, Kuzey kulenin kuzeyindeki ek binaların yapımı, Kuleli Kışlası’nın Balkan Harbi dolayısıyla hastahaneye dönüştürülmesi üzerine, Kuleli İdadîsi öğrencilerinin bir kısmının şimdi Kandilli Kız Lisesi olan Âdile Sultan Sarayı’na, bir kısmının da Beylerbeyi Sarayı yanında bugünkü Deniz Eğitim Komutanlığı ve Olgunlaşma Enstitüsü olan binalara taşınması, Kuleli Askerî İdadîsi’nin Kuleli Kışlası’nda eğitim-öğretime devam etmesi, Kışla’ya kalorifer sisteminin inşası, Temmuz 1920 Kuleli Kışlası’nın İngilizlere depo ve transit ambarı olarak verilmesi, öğrencilerin Kâğıthane’deki Sünnet Köprüsü yanındaki çadırlarda ikamete mecbur bırakılması, Temmuz 1920- 6 Ekim 1922 İngilizlere teslim edilen Kuleli Kışlası’nın Ermeni Yetimler Okulu olması. Kasım 1920 26 Aralık 1920 2 Mayıs 1921 6 Ekim 1922 Ekim 1922-Mayıs 1941 1924-1925 1925-1926 1927 1935-1936 1938 Mayıs 1941-Ağustos 1947 Mayıs 1941 Üç ay Kağıthane’deki çadırlarda ikamet eden Kuleli Askerî İdadîsi öğrencilerinin Maçka’da bulunan Silâhhane’nin yanındaki Karakol binasına (veya İdare Müdürlüğü binasına) taşınması, Kuleli Askerî İdadîsi öğrencilerinin Beylerbeyi Jandarma Alay Mektebi ve Çengelköy Hastanesi’ne taşınması, Kuleli Askerî İdadîsi öğrencilerinin Beylerbeyi Jandarma Alay Mektebi ve Çengelköy Hastanesi’nde eğitim-öğretime başlaması, Kuleli Askerî İdadîsi’nin Kuleli Kışlası’na yeniden kavuşması, Kuleli Askerî İdadîsi’nin Kuleli Askerî Lisesi adıyla Kuleli Kışlası’nda eğitim-öğretime devam etmesi, Kuleli Askerî Lisesi’nin Tevhid-i Tedrisat Kanunu gereğince sivil liseye dönüştürülmesi (Sadece bir öğretim yılı sürmüştür) ve öğrenim süresinin dört yıldan üç yıla indirilmesi, Tekrar askerî statüye kavuşturulan okulun, Kuleli Askerî Lisesi adıyla eğitimöğretime devam etmesi, Erzincan Askerî Lisesi’nin kapatılması üzerine öğrencilerinin Kuleli Askerî Lisesi’ne nakledilmesi, Kuleli Askerî Lisesi’nin “Güneş Dil Teorisi”ne uygun olarak Kuleli Süel Lisesi adıyla anılması (Sadece bir öğretim yılı sürmüştür), Kuleli Askerî Lisesi’nin ön tarafında deniz kenarına 10 metrelik atlama kulesinin inşa edilmesi (1968 yılına kadar hizmet vermiştir), Kuleli Kışlası’nın II. Dünya Savaşı nedeniyle 1000 Yataklı Cildiye Hastahanesi olarak kullanılması ve Boğaz Nakliyat Komutanlığı emrine verilmesi; Kuleli Askerî Lisesi’nin Konya’da eğitim-öğretimi sürdürmesi, İkinci Dünya Savaşı nedeniyle Kuleli Askerî Lisesi’nin Konya’ya taşınması, 133 19-21 Ağustos 1947 Ağustos 1947-1950 1950-1951 1949-1950 1955-1956 1956-1957 1957-1959 1959-........ 1960-1963 19 Eylül 1966 1968-1969 1971-1974 1975-1976 30 Ocak 1979 1979 1983-1987 1991 1992-1994 2002 04 Ekim 2004 2004-2005 2005-2006 17 Mart 2006 İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesi üzerine, Kuleli Askerî Lisesi’nin Konya’dan, Maltepe Askerî Lisesi’nin de Akşehir’den Kuleli Kışlası’na taşınması; Kuleli Kışlası’nda Kuleli ve Maltepe Askerî Liselerinin ayrı komutanlıklar şeklinde birlikte eğitim-öğretim görmesi, Maltepe Askerî Lisesi’nin Kuleli Askerî Lisesi ile birleştirilmesi, Askerî liselerde öğrenim süresinin üç yıldan dört yıla çıkarılması, Askerî liselerde öğrenim süresinin tekrar üç yıla indirilmesi, Kuleli Askerî Lisesi, Askerî Ortaokulu ve Sekizinci Astsubay Hzlm. Okulu, Kuleli Askerî Lisesi ve Askerî Ortaokulu, Kuleli Askerî Lisesi, Korg. Şefik Erensu Sitesi’nin yeniden yaptırılması, 8 Ağustos 1966’da kapatılmasına karar verilen Erzincan Askerî Lisesi öğrencilerinin bir kısmının Kuleli Askerî Lisesi’ne nakledilmesi, Thomas Allom’un gravürü esas alınarak “Kule”lerin yaptırılması, Deniz kenarındaki yolun asfaltlanarak halkın hizmetine açılması, Kuleli Askerî Lisesi’nin kolej statüsüne dönüştürülmesi ile öğrenim süresinin dört yıla çıkarılması (Hazırlık + üç yıl), Org. Ali Keskiner ve Albay Şevket Kuleli sitelerinin yapılması, Öğ. Yb. Fazlı Ünaltay Spor Salonu’nun yaptırılması, Okulun kapsamlı bir restorasyondan geçirilmesi, Isı Merkezi’nin tamamlanması, Kapsamlı bir restorasyon, Kuzey ve Güney kulelerin kurşun kaplamalarının yenilenmesi, 1500 kişi kapasiteli Org. Doğu Aktulga Kültür Sitesi’nin yaptırılması, Tarihî ana binanın iç kısımlarında bazı bölümlerin restorasyonu, Yeniden yapılanma çerçevesinde Hazırlık sınıfının kaldırılarak, eğitim-öğretim süresinin dört yıla çıkarılması, Bayraktepe’ye 41 m yüksekliğinde bayrak gönderinin dikilmesi. * İlginç Olaylar ve Anekdotlarla Kuleli Askerî Lisesi 29 EKİM 1938, Bayram ve Gözyaşları “Atatürk komadan çıksa da, ‘Ölüyor’ haberi bir anda Türkiye'yi yasa boğmuş, dünyanın da gözünü Dolmabahçe Sarayı'na çevirmişti. Zaten, aylardır Saray'da bir şeyler olduğundan kuşkulanan Avrupa basını resmi açıklamaların ardından bütün projektörlerini Atatürk'e yöneltti. Özellikle Fransız ve İngiliz basını, adeta ölmüşçesine O'nun geride bıraktığı eseri öven yazılar yayınlıyor, bir yandan da halefinin kim olacağı konusunda spekülasyonlara yer veriyordu. İşte 17 Ekim'de L'Epoque gazetesinde yayınlanan bir makale: ‘Çağımızın en güçlü ve en olağanüstü adamlarından biri olan Kemâl Atatürk (..) ıstıraplı bir karaciğer hastalığından rahatsız. Etrafında hiçbir gürültüye, hiçbir harekete tahammül edemediği belirtiliyor. Bunlar doğruysa, bütün hayatı hareketle geçmiş bir aksiyon adamı için bu ne garip, ne ağır mukadderattır. Ve Kemâl Atatürk daha 60'ında yok... Kemâl Atatürk şahane bir umursamazlıkla kendi hayatını yedi bitirdi. Dansı, alkolü ve gece hayatını sever. Ama bu eğlence zevki, O’nun muazzam bir eseri gerçekleştirmesine, fevkalade bir devrimi başarıya ulaştırmasına ve başarısı saygı uyandıran bir millet yaratmasına engel olmadı.’ Avrupa, O'nun hareketsizliğini konuşadursun, O, Saray'daki odasında Meclis’te yapılacak yeni dönem açış konuşması üzerinde çalışmaktaydı. Komadan çıkalı henüz birkaç gün olmuştu. Ve şimdi karşısına Başvekil Celal Bayar’ı oturtmuş, hiçbir şeyi yokmuş gibi nutuk üzerinde çalışıyordu. 134 Bayar'ın naklettiğine göre yatakta hafif bir meyille oturuyordu. Sırtına yastıklarla destek yapılmıştı. İnce yorganını göğsüne kadar çekmiş, Bayar’ı da iskemlesi, yatağa değecek kadar yakınına çağırmıştı. Başbakanından dan, kendisi adına yapacağı konuşmayı okumasını istedi. Bayar, uzun konuşmanın naklinin O'nu yoracağını düşünerek 5-6 dakikalık bir özet yaptı. Atatürk, bunu sakin sakin dinledi. Bitince; ‘Okumayacak mısın’ diye sordu. Bayar, bu kez hızla, baştan okumaya başladı. Bitince Atatürk yeniden müdahale etti: ‘Nutka bir başlangıç, bir de final lazım. O ne olacak?’ ilk ve son cümleler O’nun için çok önemliydi. Bayar, telaşla, ‘hemen yazıp getirelim’ diyecek oldu. Ama Atatürk O'nu durdurdu: ‘Lüzum yok. Burada yaparız.’ Ve Bayar kalemini, kağıdını hazırladı. Atatürk, ölüm döşeğinde ağır ağır son nutkunun son cümlelerini yazdırdı: ‘Büyük Kamutaya şimdiye kadar olduğu gibi bütün işlerinde başarılar dilerim.’ Kendi kurduğu Meclisine ilettiği son sözleri bunlar oldu... Bayar, bedeni çökmüş ama bilinci dimdik bu "mucize adam"ın küçülmüş, incelmiş elini öptü, izin isteyerek kalktı. Uzaklaşırken Atatürk, ‘Arkadaşlara benim selam ve muhabbetlerimi söylemeyi unutma’ diye seslendi ardından... 5 dakika olarak planlanan görüşme tam 40 dakika sürmüştü ve dışarıda doktorlar ateş püskürüyorlardı. Nihayet 29 Ekim geldi. O gün Cumhuriyetin 15. yaşgünüydü. Ankara Hipodromu’ndaki törenler öncesinde Celâl Bayar, Ata'nın orduya mesajını okurken, O, Saray'da kısılıp kaldığı yatağında Salih Bozok'a durup durup, ‘Ah Ankara... ah Ankara'ya gidemedik...’ diye yakınıyordu. Akşam olunca havai fişekler gökyüzünü aydınlatmaya ve patırtıları duyulmaya başlandı. Atatürk bu gürültüyle uyandı ve zile basıp sofracı Kâmil'i çağırdı. ‘Bu patırtılar nedir?’ diye sordu. Sofracı Kâmil, Atatürk'ü üzmemiş olmak için; ‘Gök gürlüyor Paşam’ diye yanıtladı. Atatürk, yanıtın amacını ve saflığını anlayınca dudağının kenarıyla gülümsedi ve; ‘Hadi, enâyi...’ dedi. Yaverleri ilgililere telefon edip, havai fişek gösterisinin durdurulmasını istediler. O sırada hiç beklenmedik bir şey oldu. 29 Ekim törenlerinden dönen Kuleli Askerî Lisesi öğrencilerini taşıyan vapur, Dolmabahçe önünden geçiyordu. Öğrenciler vapurdan, ‘Atamızı görmek istiyoruz’ diye bağırdılar. Ardından da İstiklal Marşı'nı ve 10. Yıl Marşı'nı söylemeye başladılar. "Çıktık açık alınla/ 10 yılda her savaştan" dizeleri Dolmabahçe'nin hüzünlü duvarlarında çınladı. Kılıç Ali, hemen pencereye koştu: KILIÇ ALİ KORUMASI ‘Atatürk'ün müteessir olmaması için durmayıp, yollarına devam etmelerini elimle işaret ediyordum. Vapurdakiler, elimi sallayarak ilerlemeleri için işaret verişimi, Atatürk'ün mukâbelesi zannetmiş olacaklar ki “Varol... yaşa..”' sesleri göklere çıkıyor, gençlerin bu coşkun tezâhüratı etrafı çınlatıyordu. Geri çekildim. Kapının önündeki paravanın arkasından Atatürk'e baktım. Yatağında doğrulmuş, oturuyordu. Talebenin yaptığı bu tezahürattan müteessir olmuş, gözleri dolmuştu.’ Atatürk, gözyaşlarını daha fazla tutamadı. Yanındakiler, son düşmanı ölümle savaşan bu kudretli adamın ilk kez o gün ağladığını gördüler.” 370 370 Can Dündar, Sarı Zeybek, AD Yayıncılık A.Ş. 9. Baskı, İstanbul, 1997, s.117-119. 135 3. EKLER KULELİ ASKERÎ LİSESİ MEZUNU ŞEHİTLERİMİZ * KULELİ’de kan, bayrak; ten, vatandır. Burada açan her gül, arşa yükselen candır. Şanlı Yuva’da çarpan her yürek, Kanıyla tarih yazandır.” BALKAN SAVAŞLARINDA ŞEHİT OLAN KULELİ MEZUNU SUBAYLAR RÜTBE Tuğg. Bnb. Yzb. Yb. Yb. Yzb. Ütğm. Yzb. Bnb. Kd.Yzb. Yzb. Bnb. Ütğm. Yzb. Ütğm. Yzb. Yzb. Tğm. Bnb. Bnb. Yzb. Yzb. Yb. Yb. Yb. Bnb. Bnb. Bnb. Yzb. Yzb. Bnb. Bnb. Yb. Yb. Yb. Bnb. Bnb. Bnb. Bnb. Yzb. Yzb. Yzb. ADI Hasan Rıza Hilmi Ferid Şerafettin Nuri Kazım İbrahim İsmail Hakkı Mehmet Mazhar Hüsnü İsmail Yaşar Mustafa Hasan Ali Süleyman Hıdır Fuat Raşit Mehmet Emin Şükrü Kemal Latif Murat Hamit Bahattin Ali Tevfik Mazhar İzzet Rıza Tevfik Remzi Hüseyin M.Ali M.Ali Ahmet Refik Nuri Mustafa Salih Ahmet Kadir Raşit BABA ADI MEMLEKETİ Namık Abdulkadir Osman Faik İzzet Aziz İstanbul İzmir Arapkir Beylerbeyi Eyüp Kocamustafa Paşa Mehmet Ahmet Hilmi Vahit Mahmut Ahmet Süleyman Tevfik Hayrullah İsmail Abbasağa Sarınız Fatih Hasköy Üsküdar Ayasofya Kırıkçeşme Mehmet A. Ragıp Hamdi Musa Bekir Sadık Bekir Hüseyin Lütfü İbrahim Mehmet Ahmet Kadri İzmit Erzurum Trabzon Karacaahmet Kafkasya Varna Gedikpaşa Beşiktaş Nakkaşpaşa Keçeciler Tophane Kastamonu Kastamonu Samatya Kemeraltı * ŞEHADET YERİ ve TARİHİ İşkodra 18.11.1912 1912 1912 1912 1912 1912 1912 1912 1912 1912 1912 1912 1912 1912 1912 1912 1912 1912 1912 1912 1912 1912 1912 1912 1912 1912 1912 1912 1912 1912 1912 1912 1912 1912 1912 1913 1913 1913 1913 1913 1913 1913 BİRLİĞİ 24. Fırka KULELİ’DEN MEZUNİYETİ 1890 1901 1905 1898 1898 1906 1909 1906 1900 1905 1906 1901 1908 1906 1909 1906 1905 1908 1900 1901 1905 1906 1898 1898 1899 1902 1902 1902 1905 1906 1900 1901 1899 1899 1898 1901 1902 1901 1902 1906 1905 1905 Bu bölümde, Kuleli Askerî Lisesi mezunu şehitlerimizin tamamının yer aldığını iddia edemeyiz. Kuleli Askerî Lisesi mezunu şehitlerin tesbitinde, “Öğ. Kd. Ütğm. Zekeriya Türkmen, Kuleli Kaynaklı Şehitlerimiz, Kuleli Askerî Lisesi Mat., Çengelköy/İstanbul, 1993, 44s.” ve “MSB. Personel Daire Bşk.lığı Arşiv Müdürlüğü, Şehitlerimiz, Kozan Ofset, Ankara, 1998, 5 Cilt.” adlı eserlerden yararlanılmış olup, birinci kaynakta yer alan isimlerin ancak bir kısmına ikinci kaynakta rastlanabilmiştir. Şehitlerimizin bazılarında yer alan ayrıntılı bilgiler, bu ikinci kaynaktaki bilgilerden yararlanılarak oluşturulmuştur. 136 BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NDA ŞEHİT OLAN KULELİ MEZUNU SUBAYLAR (Çeşitli Cepheler) RÜTBE Yb. Yzb. Yzb. Atğm. Atğm. Ütğm. Bnb. Tbp.Yzb Yzb. Yzb. Ütğm. Bnb. Bnb. Ütğm. Yzb. Ütğm. Ütğm. Ütğm. Tğm. Tğm. Tğm. Ütğm. Ütğm. Ütğm. Ütğm. Tğm. Tğm. Tğm. Tğm. Tğm. Atğm. Atğm. Atğm. Tğm. Ütğm. Ütğm. Ütğm. Ütğm. Ütğm. Ütğm. Ütğm. Ütğm. Ütğm. Ütğm. Ütğm. Yzb. Yzb. Yzb. Yzb. Tğm. Tğm. Tğm. Tğm. Yzb. Yzb. Yzb. Yzb. Bnb. Bnb. ADI Süleyman Kenan Mehmet Tevfik Mithat Fikri Ali Osman Mehmet Emin Mehmet Şevki İhsan Fehmi Mustafa Nuri M.Nuri Süleyman Süleyman Ali Rıza Sırrı İlyas Sırrı Abdullah Rıza Abdullah Mehmet İ.Cemalettin Asım Rıfat Hayrullah Cevat Kazım Refik Asaf İhsan Ömer Ekrem Ali Şefik Abdül Kaddüs Ahmet Nazmi Cemalettin Emin Tevfik Abdulvahit Hakkı Mazhar Mustafa Sıtkı Muhyiddin Arif Ahmet İsmail Ethem Ahmet Emin Mehmet Rıfkı Hasan Fahri Şükrü Mehmet Ali Rıza Niyazi Hasan Hamdi Tayyar BABA ADI MEMLEKETİ Mustafa Sırrı Emin Nevrekop Bosna Osman Ahmet Üsküdar Yıldız Süleyman Mehmet Hilmi Yusuf Mehmet Şerif Mehmet Hacı Mustafa Mehmet Mustafa Süleyman Mehmet Vasfi Salih Hasan Osman Mehmet Malik Hasan Ali Hasan Hamza İsmail Ali Nazmi Hasan Tahsin Ahmet Taki Sadullah Mehmet Hilmi İzzet Ethem Habib Ömer İbrahim Mahmut Ahmet Refik Tahsin Danyal Hakkı Mahmut Ali Mehmet Hüseyin Avni Mehmet Muzaffer Arif Ahmet Mehmet Naim Tayfun Kadıköy Ereğli Beylerbeyi Cibali Bosna Adapazarı Urla Kayseri Cihangir Kızıltoprak Beşiktaş Üsküdar Üsküdar Manastır Kartal Tunus Süleymaniye Kerkük Maraş Diyarbakır Üsküp Medine Edirne San'a Beşiktaş İzmir Kastamonu Selanik Şehzadebaşı Şile Eski Zağra Midilli Beşiktaş Kasımpaşa Akçaşehir Trablusgarp Erzurum Burdur Cihangir Rumeli Aksaray Bergama Kastamonu Kars 137 ŞEHADET YERİ KULELİ’DEN BİRLİĞİ ve TARİHİ MEZUNİYETİ 1914 1902 1914 1908 1914 1909 1915 1912 1915 1912 1915 1912 1915 1903 1915 1909 1915 1909 1915 1909 1915 1911 1915 1904 1915 1905 1915 1912 1915 1909 1916 1913 1916 1913 1916 1912 1916 1912 1916 1913 1916 1913 1916 1912 1916 1912 1916 1912 1916 1911 1916 1913 1916 1913 1916 1913 1916 1913 1916 1913 1916 1914 1916 1914 1916 1914 Romanya 14.10.1916 1912 1916 1912 1916 1912 1916 1911 1916 1911 1916 1911 1916 1911 1916 1912 1916 1912 1916 1912 1916 1912 1916 1913 1916 1908 1916 1908 1916 1909 1916 1909 1916 1913 1916 1913 1916 1913 1916 1912 1916 1909 1916 1909 1916 1908 1916 1908 1916 1905 1916 1905 Bnb. Atğm. Top.Bnb. Bnb. Yb. Yb. Bnb. Atğm. Ütğm. Ütğm. Mak.Tüf.Tğm. Mak.Tüf.Tğm. Mak.Tüf.Tğm. Atğm. Atğm. Atğm. Ütğm. Ütğm. Yb. Yb. Bnb. Bnb. Bnb. Bnb. Yb. Yb. Top.Bnb. Mehmet Nazmi Kazim Hamdi Ali Haydar İhsan Faruk Vasıf Ahmet Hamdi Mehmet Fahri Tahir Mehmet Ahmet Şükrü Hüseyin Ali Mustafa Bilal Necmettin Mahmut Emin Safvet Şükrü Mustafa Şinasi Faik Şevki İbrahim Bahattin Ahmet Ömer Ahmet Osman Nuri İsmail Hacı Salih Salih Ali Cudi Süleyman Faik Salih Bekir Hüseyin Bilal Sadettin Mustafa Mehmet Cemil İzzet Kılıçali Süleymaniye Beşiktaş Fındıklı Üsküdar Bursa Kerkük Bağdat Prizren Dersaadet Girit Dersaadet Şam Yemen Çanakkale Şam Kerkük Küçükhamam Hasköy Sabri Mehmet Timur Yedikule Şehrimini Cerrahpaşa 1916 1916 1916 1916 1916 1916 1916 Felahiye 23.01.1916 1917 1917 1917 1917 1917 1917 1917 1917 1917 1917 1917 1917 1917 1917 1917 1917 1917 1917 1918 1906 1914 1905 1907 1903 1904 1905 1913 1915 1915 1914 1914 1914 1916 1915 1916 1915 1916 1907 1906 1908 1908 1907 1905 1905 1904 1909 ÇANAKKALE SAVAŞI’NDA ŞEHİT OLAN KULELİ MEZUNU SUBAYLAR RÜTBE ADI BABA ADI Yzb. Yzb. Yzb. Yzb. Yzb. Yzb. Yzb. Yzb. Yzb. Yzb. Yzb. Yzb. Yzb. Yzb. Yzb. Yzb. Yzb. Yzb. Atğm. Atğm. Atğm. Atğm. Atğm. Atğm. Atğm. Atğm. Atğm. Atğm Halil Zekai Selman Hasan Fuat Mustafa Hamdi Esat Mehmet Ali Süreyya Halil Nafiz Süleyman Cavit Mehmet Şükrü Hüseyin Naim Vasfi Mehmet Ziya Kenan Mehmet Servet Ali Fehmi Hasan Nazmi Mahmut Naci Ahmet Hakkı İzzet Mehmet Sait Kamil Yusuf Fuad Arif Hikmet Hamdi A.Hamdi A. Muhyiddin Ahmet Mehmet Şuayip Selim Salih Hüseyin Âgâh İbrahim Nail Paşa Rıfat Nazım Safvet M.Fehmi Paşa Şükrü Hüseyin Ahmet Selahattin Ahmet Mehmet Abdullah İsmail Hakkı Mehmet Rauf Şekip Hacı Hüseyin Taha Said Habip Osman Nuri MEMLEKETİ Dersaadet Kadıköy Zeyrek Eyüp Üsküdar Haydarpaşa Üsküdar Kabataş Cibali Beşiktaş Üsküdar Dersaadet Dersaadet Beykoz Zeyrek Dersaadet Süleymaniye Dersaadet Yakubiye Bağdat Bağdat Bağdat Bağdat Süleymaniye Bağdat Süleymaniye Musul Üsküdar ŞEHADET YERİ ve TARİHİ Seddülbahir 1915 19.2. 1915 1915 Seddülbahir 26.2. 1915 1915 1915 Kirte 30.5.1915 1915 1915 1915 BİRLİĞİ 3. Kor.21.A. 2.Tb. 7.Bl. 3. Kor.21.A. 3.Tb.11.Bl. 5. Kor. 60.A.3.Tb.11.Bl. Kale-i Sultaniye Mrk. Hst. 5.5.1915 19.A.1.Tb.1.Bl. 1915 Seddülbahir 6.5.1915 2.Kor. 4.Fır.12.A.1.Tb. Ağadere 4.5.1915 72.A.3.Tb.2.Bl. Şubat 1915 56.A.1.Tb.3.Bl. Arıburnu 6.3.1915 1.Or.5.A.7.Bl. Kanlıdere 22.3.1915 3.Kor.22.A.1Tb.2.Bl. Kanlıdere 22.3.1915 3.Kor.22.A.2.Tb.5.Bl. 1915 1915 1915 1915 1915 1916 1916 1916 1916 1915 138 KULELİDEN MEZUNİYETİ 1900 1902 1900 1900 1896 1897 1898 1897 1900 1897 1893 1895 1900 1895 1900 1900 1898 1894 1913 1913 1914 1914 1914 1914 1914 1914 1914 1913 İNÖNÜ MUHAREBELERİNDE ŞEHİT OLAN KULELİ MEZUNU SUBAYLAR RÜTBE Yzb. Yzb. Yzb. Ütğm. ADI İzzet Fahri M.Nuri M.Ali BABA ADI Sait Bayram İsmail Şevket MEMLEKETİ Tekirdağ Çarşamba Nuruosmaniye Çemberlitaş ŞEHADET YERİ KULELİ'DEN BİRLİĞİ ve TARİHİ MEZUNİYETİ Gündüzbey Tepesi 27.1.1921 159.A.3.Tb.1.Bl. 1903 Kanlıtepe 28.1.1921 3.A. 9.Bl. 913 1921 1910 1921 1907 KÜTAHYA-ESKİŞEHİR MUHAREBELERİNDE ŞEHİT OLAN KULELİ MEZUNU SUBAYLAR RÜTBE ADI Yb. Yzb. Ütğm. M.İdris Y.Ziya Behçet BABA ADI MEMLEKETİ M.Cemal H.Rıfkı Abdullatif Dersaadet Hasköy Kerkük ŞEHADET YERİ ve TARİHİ 1921 1921 Sivrihisar Hst.15.5.1921 KULELİ'DEN MEZUNİYETİ 1899 1909 7.Fır.2.A.3.Tb.9.Bl. 1913 BİRLİĞİ SAKARYA MUHAREBELERİNDE ŞEHİT OLAN KULELİ MEZUNU SUBAYLAR RÜTBE ADI Yb. Bnb. Bnb. Yzb. Yzb. Yzb. Yzb. Ütğm. Ütğm. Ütğm. Ütğm. Mehmet A.Rıza Mehmet Hasan Süleyman Mustafa Hüseyin Osman Ali Galip H.Hüsnü Nizamettin BABA ADI MEMLEKETİ S.Zeki A.Muhtar Kemal A.Hilmi Şevket Şükrü A.Şükrü H.Hayri Hüseyin İ.Hakkı Osman Kızanlık Dersaadet Deraliye Ladik Deraliye Karahisar Eyüpsultan Fındıklı Trablusgarp Dersaadet Sapanca ŞEHADET YERİ ve TARİHİ 1921 1921 1900 1921 1921 1921 KULELİ'DEN MEZUNİYETİ 1894 1895 1900 1909 1911 1902 Soğucalı Şark Sırtları 27.8.1921 15.Fır.45.A.5.Bl. 1908 1921 1911 Mangaldağı 25.6.1921 4.Fır.42.A.2.Tb.6.Bl. 1910 1910 1921 Kanlıdere 21.7.1921 41.Fır.3.Bl. 1910 BİRLİĞİ DUMLUPINAR SAVAŞI’NDA ŞEHİT OLAN KULELİ MEZUNU SUBAYLAR RÜTBE Ütğm. Ütğm. Ütğm. Tğm. Tğm. Ütğm. Ütğm. Ütğm. Ütğm. Tğm. Ütğm. Tğm. Tğm. Ütğm. Ütğm. Ütğm. Tğm. Ütğm. Ütğm. Tğm. Tğm. Yzb. Yzb. Yzb. Yzb. Yzb. ADI Galip Şerafettin Ali Kemal Recep Ertuğrul Hasan Muzaffer Veysi Enver Kadri Hüseyin Hüsnü İbrahim Nazım Veliddin Mehmet Ali İsmail Hakkı Hidayet Feyzi İsmail Hakkı Ekrem İsmail Fırat Mehmet Ali Cevat İhsan Abdullah Mustafa İbrahim Ahmet Âgâh Yümni BABA ADI Veli İsmail Hakkı Nüzhet Ahmet Emin Mehmet Hakkı Said Hasan M.Behram M.Remzi M.Kemal Ziver MEMLEKETİ Tunus İstanbul İstanbul Harput İstanbul Afyon Selanik Aksaray Üsküp Antakya Çarşamba Bosna Aydın İstanbul İstanbul Erzincan Halep İstanbul Kerkük İstanbul Kartal Kadıköy Eyüp Aksaray Bayburt İstanbul ŞEHADET YERİ ve TARİHİ 1920 14 Ekim 1920 KULELİ'DEN MEZUNİYETİ 1915 1915 Meydan-ı Harp 22.5.1921 135.A1.Tb.3.Bl. 1915 16 Temmuz 1921 1915 Toklutepe 29.6.1922 50.A.3.Tb.12.Bl. 1915 30 Ağustos 1921 1915 25 Ağustos 1921 1915 30 Ağustos 1922 1915 10 Eylül 1921 1915 25.6.1921 9.Fır.2.Bl. 1915 15.9.1921 1915 Darıtepe 27.1.1921 4.Fır.43.A.3.Tb. 1915 57.Fır.176.A.2.Tb. Karapınar 25.6.1921 1915 Başkumandanlık 29.6.1921 12.Fır.35.A.1.Tb.3.Bl.1915 Meydan-ı Harp 21.6.1921 41.Tb. 1915 21.7.1921 1915 16.7.1921 1915 31.3.1921 1915 31.8.1921 1915 22.8.1921 1915 Karlı Tepe 31.1.1921 40.A.2.Tb.7.Bl. 1915 37.A.3.Tb.11.Bl. Kaplangı Harbi 1922 1904 Tınaztepe Harbi 26.6.1922 38.A.3.Tb.12.Bl. 1910 1922 1911 Kurtkaya 27.8.1922 36.A.2.Tb.6.Bl. 1915 29.8.1922 1915 139 BİRLİĞİ KURTULUŞ SAVAŞI’NDA ŞEHİT OLAN KULELİ MEZUNU SUBAYLAR (Çeşitli Cepheler) RÜTBE ADI BABA ADI Alb. Yzb. Yzb. Ütğm. Ütğm. Ütğm. Bnb. Bnb. Bnb. Bnb. Yzb. Ütğm. Yzb. Bnb. Yzb. Yzb. Yzb. Yb. Bnb. Yzb. Ütğm. Ütğm. Atğm. Tğm. Tğm. Ütğm. Ütğm. Yzb. Atğm. Ütğm. Ütğm. Süleyman Fethi Sabit Refet Ali Rahmi Rauf Mustafa Şaban Halis Ali Rıza İsmail Hakkı Münir Mustafa Talat Mehmet Emin Muammer Mehmet Rüştü M.Faik A.Muhtar Ömer Lütfi Süleyman Hilmi Abdullah Hüsnü Zekeriya Ali Galip M.Necip Hasan Fehmi Mustafa Mahmut Yusuf Mehmet Niyazi Mehmet Nuri MEMLEKETİ ŞEHADET YERİ ve TARİHİ 1919 1919 1920 1920 1920 1920 1920 1920 1920 1921 1921 1921 1921 1921 1921 1921 1921 1921 1921 1921 1921 1921 1921 1921 1921 1922 1922 1922 1922 1922 1922 BİRLİĞİ KULELİ'DEN MEZUNİYETİ 1902 1910 1909 1914 1914 1917 1909 1909 1908 1906 1912 1914 1909 1906 1912 1912 1912 1902 1910 1912 1917 1916 1917 1915 1915 1916 1917 1911 1918 1916 1915 KORE SAVAŞI’NDA ŞEHİT OLAN KULELİ MEZUNU SUBAYLAR RÜTBE ADI P.Ütğm P.Ütğm P.Ütğm P.Ütğm P.Ütğm BABA ADI Şerif Yavuz S.Egemen B.Çıdam Rıdvan Terzi A.Rüştü Hüseyin M.Ali Feridun Ömer Hüseyin MEMLEKETİ Şebin Karahisar İstanbul Gemlik K. Ereğlisi Bursa ŞEHADET YERİ ve TARİHİ 1950 1951 1951 1951 1953 KULELİ'DEN MEZUNİYETİ 1942 1942 1942 1945 1943 KIBRIS SAVAŞI’NDA ŞEHİT OLAN KULELİ MEZUNU SUBAYLAR RÜTBE Hv.Yzb Topçu.Yb. P.Kd.Yzb. Ord.Tğm. P.Ütğm. P.Bnb Tnk.Tğm. Topçu.Plt.Yb. ADI Cengiz Topel Refik Cesur T.Güngör Gürkan Işık Nazmi Saatçi B.Kasap Hüseyin Akar İ. Akgün BABA ADI Hakkı Sait Hidayet Nazmi Musa Niyazi Selman Kemal MEMLEKETİ İzmit Aydın Mihalıççık Uşak İnanözlü Niğde Karaçay Silifke 140 ŞEHADET YERİ ve TARİHİ 1964 1974 1974 1974 1974 1974 1974 1974 KULELİ'DEN MEZUNİYETİ 1953 1950 1958 1969 1965 1952 1970 1952 1919-1920 Yıllarında Kuleli Birinci Sınıftan Firarla Ankara’ya Giden Öğrenciler İDADİ BİRİNCİ SENE 335-336 (1919-1920) Birinci Kısım 1. Hakkı Oğlu Hikmet Efendi, DERSAADET 2. Hasan Tahsin Oğlu Zühdü Efendi, KÜÇÜK MUSTAFA PAŞA 3. Ahmed Zekai Oğlu Rıfat Efendi, EYÜB (17 Haziran 339 tasdikname verilmiştir) 4. Abdullah Oğlu Şerafeddin Efendi, KARTAL 5. Hacı Mehmed Oğlu Sufi Efendi, ESKİ HİSAR (derdesdi halinde alaya ihracı) 6. Ahmed Celil Oğlu Sıdkı Efendi, BİNGAZİ 7. Mustafa Oğlu Alaeddin Efendi, NİŞANTAŞI 8. Emin Oğlu Kemal, DERSAADET 9. Hüseyin Hüsnü Oğlu Mehmed Ali, KAYSERİ 10. İsmail Oğlu Mehmed Said, İŞKODRA 11. Niyazi Oğlu Mehmed Mazlum, DERSAADET 12. Ali Rauf Oğlu Mehmed Neşet, KONYA 13. Edip Oğlu Mustafa Said, DERSAADET 14. Osman Oğlu Mehmed Şükrü, DERSAADET 15. Sabit Oğlu Nihad BEĞLERBEYİ, (alaya ihrac) İkinci Kısım 1. Hamza Oğlu Ahmed Tevfik, İŞTİB 2. Ali Rıza Oğlu Hüseyin Kemal, DERSAADET 3. Sabri Oğlu Zahid, DERSAADET 4. Tevfik Oğlu Şefik, KONYA 5. Mustafa Oğlu Talat, SİVAS (derdesti halinde alaya ihrac) 6. Ahmed Oğlu Fahri Efendi, MERSİN 7. Said Oğlu Fuad, ŞAM 8. Neşet Oğlu Kemalettin, ERZURUM 9. Mahmud Nedim Oğlu Muharrem, MANASTIR 10. Hasan Oğlu Mehmed Ekrem, GİRİD 11. Şerif Mehmed Oğlu Mehmed Halid, BURSA 12. Selahaddin Oğlu Mehmed Latif, DERSAADET 13. İsmail Hakkı Oğlu Mehmed Nedim, ARABKİR Üçüncü Kısım 1. Abbas Oğlu Ahmed, HOY 2. Hüseyin Sabri Oğlu Ahmed Ziya, TRABLUS 3. Abdulkadir Oğlu Ahmed Necib, ÜSKÜDAR 4. Ali Oğlu Emin Turgut, MUDANYA 5. Ali Oğlu Bahri, GEYVE 6. Kamil Oğlu Bedri, ANKARA 7. Mustafa Cemal Oğlu Cevdet, ÇATALCA 8. Ali Rıza Oğlu Zihni, ÜSKÜDAR 9. Abbas Oğlu Said, HOY 10. Hafız Hamdi Oğlu Selahaddin, YASLİÇ 11. Ömer Nail Oğlu Ömer Şevket, DERSAADET 12. İsmail Oğlu Faik, DRAMA 13. Mustafa Oğlu Kazım, FINDIKLI 14. Rıza Oğlu Mazhar, DERSAADET 15. İbrahim Edhem Oğlu Muammer, ŞAM 16. Mustafa Vehbi Oğlu Nizameddin, MANASTIR 17. Mehmed Cafer Oğlu Yusuf, PERŞEMBE 141 Dördüncü Kısım 1. Ahmed Hamdi Oğlu İbrahim Edhem, SİROZ 2. Fuad Oğlu Adem Ferid, DEBRE-İ BALA 3. Ali Kemal Oğlu İsmail Hakkı, ÇORUM 4. Cemal Oğlu Tevfik, MALATYA 5. Refet Oğlu Cemal Küçükmustafa Paşa (1928’de tasdikname verildi) 6. Salih Kadri Oğlu Hasan Tevfik, EDİRNE (derdesti halinde alaya ihrac) 7. Ahmed Oğlu Hasan Hayri, DERSAADET 8. Hüseyin Oğlu Hakkı, DERSAADET 9. Mehmed Şevket Oğlu Rıfat, MAMURETÜLAZİZ 10. İzzet Oğlu Suphi, İZMİT 11. Hüseyin Tahsin Oğlu Osman Kenan, İZMİR 12. Hüseyin Niyazi Oğlu Ali Hilmi, DERALİYE 13. Halil Nuri Oğlu Mehmed Hayri, YANYA 14. Mehmed Oğlu Mehmed Zeki, BOLU 15. Mehmed Oğlu Hidayet, KASIMPAŞA 16. Osman Oğlu Yusuf Rıfkı, İZMİR İDADİ İKİNCİ SENE 335-336 Birinci Kısım 1. Mehmed Oğlu Ahmed Hamdi Efendi, EREĞLİ 2. Şükrü Oğlu Hamdi Efendi, HARPUT 3. Musa Kazım Oğlu Hüseyin Fevzi Efendi, AYDIN 4. Bilal Oğlu Abdullah Efendi, DERNE 5. Mehmed Oğlu Ömer Lütfü, KIRKKİLİSE 6. İbrahim Oğlu Ali Rıza, GALATA 7. Fehim Oğlu Ferid, EDİRNE 8. Mehmed Nuri Oğlu Mehmed Şerafeddin, ERZURUM 9. Abdülbaki Oğlu Mehmed İhsan, DERSAADET 10. Mehmed Oğlu Muharib, DERNE 11. Hafız Rıfat Oğlu Mehmed Nuri, KÖSTENCE 12. Ahmed Faik Oğlu Mustafa Ruhi Efendi, MAŞRUKİYE 13. İsmail Hakkı Oğlu Mustafa Lütfü, TRABLUS 14. Ali Rıza Oğlu Naci Efendi, PRİZREN 15. Mehmed Ziver Oğlu Naci Edib, KÜTAHYA 16. Abdulgafur Oğlu Nihad Efendi, PİRLEPE 17. Fevzi Oğlu Haşim Efendi, BURDUR 18. Mehmed Oğlu Yunus Efendi, DERNE İkinci Kısım 1. İbrahim Oğlu Ahmed Şakir Efendi, DERSAADET 2. Mehmed Oğlu İhsan, NEVŞEHİR 3. Mehmed Hayri Oğlu İsmail Hilmi Efendi, DERSAADET 4. Süleyman Oğlu İlhami, MANASTIR 5. Mevlüd Oğlu Süreyya Efendi, ERZURUM 6. Ahmed Oğlu Cemal Efendi, TRABZON 7. Receb Oğlu Celal Efendi, MANASTIR 8. İzzet Oğlu Hüseyin Nazım, MANASTIR 9. Refik Oğlu Hüsnü Efendi, BURSA 10. Receb Oğlu Şevket Efendi, KIRCAALİ 11. Fazıl Oğlu Osman Senai Efendi, SULTANSELİM 12. İbrahim Oğlu İrfan Efendi, BURSA 13. Ragıb Oğlu Osman Nuri, EDİRNE 14. Mehmed Reşad Oğlu Abdulkadir, KADIKÖY 15. Haşim Oğlu Ali Nadir, TEBRİZ 16. Akif Oğlu Ferid, DERSAADET 17. Abdulhamid Oğlu Kani Efendi, PRİZREN 142 Üçüncü Kısım 1. Şeref Adnan Oğlu Ahmed Reşad, DERSAADET 2. Abdulrezzak Oğlu Bedri Efendi, DERNE 3. Abdullah Oğlu Celal Efendi, KİLİS 4. Mehmed Oğlu Cavid Efendi, SELANİK 5. Cali Oğlu Hüseyin Habi, DERNE 6. Ahmed Oğlu Hasan Hüseyin, EYÜB 7. Mehmed Oğlu Şükrü, ORTAKÖY 8. Memiş Oğlu Şükrü, İŞKODRA 9. Mehmed Tevfik Oğlu Safvet, ADANA 10. İsa Oğlu Abdulkerim, DERNE 11. Ahmed Oğlu Abdulhamid, SELANİK 12. Hüseyin Oğlu Ümran, DERNE 13. Bekir Sıdkı Oğlu Mehmed Nuri, EREĞLİ 14. Hasan Oğlu Mustafa Hayri, SİNA 15. Fikri Oğlu Mazhar, ERZİNCAN 16. Kazım Oğlu Macid, MANASTIR 17. Fehmi Oğlu Münir, DEFTERDAR 18. İbrahim Huri Oğlu Naci, SELANİK 19. İsmail Hakkı Oğlu Nedim, BİNGAZİ Dördüncü Kısım 1. Mustafa Oğlu İshak, DERSAADET 2. Receb Oğlu Hüseyin Avni, TOKAD 3. Mehmed Ali Oğlu Reşid, TRABLUS 4. Mehmed Nuri Oğlu Musa Kazım, ISPARTA 5. Lütfü Oğlu Macid, BURSA 6. İzzed Oğlu Mehmed Naci, İZMİD İDADİ ÜÇÜNCÜ SENE Birinci Kısım 1. Mahmud Efendi Bin Tevfîk, KÖPRÜLÜ 2. Musa Kazım Efendi Bin Cevad, DERSAADET 3. Yahya Efendi Bin Celal, FİRUZBEĞ 4. Süleyman Efendi Bin Hayati, ÜSKÜDAR 5. Servet Efendi Bin Danyal, VAN 6. Rıdvan Efendi Bin Rıza, ŞEHREMİNİ 7. Ali Efendi Bin Sırrı, KÖPRÜLÜ 8. Ali Rıza Efendi Bin Saadettin, FATİH 9. Mehmed Nuri Efendi Bin Ziyaeddin, SÜLEYMANİYE 10. Mustafa Efendi Bin Adil, PRİZREN 11. Fahri Efendi Bin Lütfü, SİNA 12. Tayyar Efendi Bin Mukim, MANASTIR 13. Abdulaziz Efendi Bin Kemal, DEBRE İkinci Kısım 1. Mehmed Said Efendi Bin İbrahim, SÜLEYMANİYE 2. Mehmed Efendi Bin Ahmed, BATUM 3. Mehmed Lütfü Efendi Bin İhsan Safa, DERSAADET 4. Mahmud Efendi Bin Burhaneddin, AKSARAY 5. Abdullah Efendi Bin Burhaneddin, BEYKOZ 6. Süleyman Efendi Bin Bahaeddin, DERSAADET 7. Abdullah Efendi Bin Bican, EDİRNE 143 8. Hasan Efendi Bin Hamid, TRABZON 9. Abbas Efendi Bin Hüsnü, DERSAADET 10. Hasan Efendi Bin Raşid, ISPARTA 11. Edip Efendi Bin Refik, ÜSKÜB 12. Kadri Efendi Bin Zekeriyya, KASTAMONU 13. Mustafa Efendi Bin Şerafeddin, ERZİNCAN 14. Receb Efendi Bin Şerafeddin, MANASTIR 15. Mustafa Efendi Bin Saim, MANASTIR 16. Nazım Efendi Bin Selahaddin, ŞAM 17. Sami Efendi Bin Abdulkerim, PRİZREN 18. Tayyib Efendi Bin Gayet, KIRCAALİ 19. Ali Efendi Bin Fuad, SÜLÜKLÜ 20. Mehmed Ali Efendi Bin Kadri, ORTAKÖY 21. Mustafa Efendi Bin Kaşif ,HANİ 22. İsmail Efendi Bin Lütfü, HIRKA-İ ŞERİF 23. Süleyman Efendi Bin Mesud, YEMEN 24. Abdulkadir Efendi Bin Nuri, KOÇANA 25. Ragıp Efendi Bin Niyazi, EDİRNE Üçüncü Kısım 1. Ahmed Feyzi Efendi Bin İsmail Hakkı, YANYA 2. Hikmet Efendi Bin Edip, EREĞLİ 3. İshak Efendi Bin Ahmed Rıfat, ARABKİR 4. İhsan Efendi Bin Bedreddin, DERSAADET 5. Mahmud Efendi Bin Cemal, ERZİNCAN 6. Abdullah Efendi Bin Hüseyin Hilmi, SİROZ 7. Şaban Efendi Bin Hilmi, KOZAN 8. Ömer Efendi Bin Hamid, ERZURUM 9. Receb Efendi Bin Zeki, MİDİLLİ 10. Hakkı Efendi Bin Ragıb, ASİTANE 11. Hüseyin Avni Efendi Bin Reşad, SÜLEYMANİYE 12. Arif Efendi Bin Refik, ERZURUM 13. İbrahim Ruhi Efendi Bin Küçük, MUSTAFA PAŞA 14. İbrahim Hakkı Efendi Bin Sunusi, BİNGAZİ 15. Kurban Efendi Bin Sırrı, ERZURUM 16. Vehbi Efendi Bin Şakir, KÜÇÜK MUSTAFAPAŞA 17. Mustafa Efendi Bin Sabri, ANTAKYA 18. Ahmed Efendi Bin Ali Rıza, HARPUT 19. Hulusi Efendi Bin Asım, İMRAHOR 20. Hüseyin Efendi Bin Osman Fevzi, SİVAS 21. Nuri Efendi Bin Alaaddin, ERZİNCAN 22. Tahir Efendi Bin Ali, ANKARA 23. Tevfik Efendi Bin Ferdi, ÜSKÜDAR 24. İsmail Hakkı Efendi Bin Fuad, ERZURUM 25. Ali Efendi Bin Mehmed, ANKARA 26. Şevki Efendi Bin Musluhiddin, PESRİC 27. Hulki Efendi Bin Muhiddin, DERSAADET 28. Osman Efendi Bin Mustafa Cemal, SİVAS 29. Faik Efendi Bin Muzaffer, ERZURUM 30. Cemil Efendi Bin Nihad, ERZİNCAN 31. Mehmed Efendi Bin Nureddin, GEREDE 32. Hilmi Efendi Bin Naci, GEMLİK 144 Dördüncü Kısım 1. Ali Rıza Efendi Bin İsmail Hakkı, KÜTAHYA 2. Mehmed Efendi Bin Enver, CİBALİ 3. Abdullah Efendi Bin Tevfik, URFA 4. Abdulkerim Efendi Bin Tevfik, KIRCAALİ 5. Abdurrahman Efendi Bin Celal, AYDIN 6. Fehmi Efendi Bin Cavid Orhan, ERZURUM 7. Mustafa Efendi Bin Cevad, AKSARAY 8. Hüseyin Efendi Bin Hasan Tahsin, MARMARİS 9. Mustafa Efendi Bin Hilmi, MALATYA 10. Abdi Efendi Bin Hakkı, SİVAS 11. Cafer Efendi Bin Rıza, TEBRİZ 12. Cemil Efendi Bin Remzi, AYDIN 13. Mustafa Efendi Bin Sezai, MANASTIR 14. Kamil Efendi Bin Sadettin, VAN 15. Tevfik Efendi Bin Seyyid, HARPUT 16. Salih Efendi Bin Seyfi, DERSAADET 17. Abdulkadir Efendi Bin Seyfeddin, MANASTIR 18. Hasan Efendi Bin Şadi, ERZURUM 19. Mustafa Efendi Bin Ziyaaddin, ERZİNCAN 20. Ahmed Efendi Bin Tarık, HARPUT 21. Fahri Efendi Bin Osman Nuri, KİLİS 22. Hasan Efendi Bin Galib, FATİH 23. Hüseyin Efendi Bin Fuad, DERSAADET 24. Rıfat Efendi Bin Muharrem, AYDIN 25. Yusuf Efendi Bin Mustafa, İZMİR 26. Hakkı Efendi Bin Mustafa, İŞKODRA 27. Nuri Efendi Bin Mazhar, KARAHİSAR 28. Hulusi Efendi Bin Münir, DERSAADET 29. Ali Efendi Bin Muhim, ERZURUM 30. Zülfikar Efendi Bin Mümtaz, HARPUT 31. Ali Efendi Bin Mehmed Enver, EDİRNE 32. Akif Efendi Bin Naşid, ERZURUM 33. Asım Efendi Bin Necati, MANASTIR 34. Faik Efendi Bin Necati, BURSA 35. Hulusi Efendi Bin Nazmi, MARAŞ 36. Tahsin Efendi Bin Nuri, DERSAADET 37. Ali Rıza Efendi Bin Yakub, MANASTIR 38. Hüseyin Efendi Bin Faik, MANASTIR 39. Said Efendi Bin Cevad, İZMİR 145 1920 TARİHİNDE KURTULUŞ SAVAŞI’NDA ŞEHİT DÜŞEN KULELİ ÖĞRENCİLERİ Sıra Öğrencinin Adı 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 Şükrü Zeki Vahap Abdullah b. Burhaneddin Mehmed Adnan Ahmed Hamdi Ş. Adnan oğ. Ahmed Reşad İbrahim oğlu Ahmed Şakir Akif Mustafa oğlu Alaeddin Rıfat bin Muharrem Receb oğlu Hüseyin Avni Süleyman b. Bahaeddin Bahri Beşir Mahmud bin Cemal Ethem Eşref Niyazi Faik Fehîm oğlu Ferid Hüseyin bin Fuad Hasan Hayri Hazım İbrahim Vahyi İrfan Lütfü Kâzım oğlu Macid Rıza oğlu Mazhar Mehmed oğlu Muharib Murat M. Nuri oğ. Musa Kazım İzzed oğlu Mehmed Naci M. Zîver oğlu Naci Edib İbrahim Hûri oğlu Naci Âsım bin Necati İsmail Hakkı oğlu Nedim Sâbit oğlu Nihad Tahsin bin Nuri Nuri Recai Mehmed Şevket oğlu Rıfat Bilâl oğlu Abdullah Nazım bin Selahaddin Memleketi Sıra Öğrencinin Adı Bodrum Trabzon Trabzon Beykoz/İstanbul Mekke Ereğli Dersaadet Dersaadet Niğde Nişantaşı Aydın Tokad Eyüb/Dersaadet Tokad Derne Erzincan Batum Kesriye Rami Edirne İstanbul Manastır Sinop Ankara Dersaadet Üsküdar Bayramiç Manastır İstanbul Derne Trabzon Isparta İzmid Kütahya Manastır/Selânik Manastır Bingazi Beylerbeyi Beşiktaş Burdur Haçin Mâmüretü’laziz Derne Şam 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 146 Süleyman Nazif Sâmi bin Abdülkerim Tevfik oğlu Şefik Şerif Mehmed oğlu Şükrü Şükrü Şükrü Tahsin Mahmud bin Tevfik Ubeydullah Mehmed oğlu Yunus Yusuf Zarif Fevzi Hakkı bin Mustafa Hamdi Nizamettin Nusret Ömer Naci Sadık Ziyaeddin Atı Cemal Selahattin oğlu M. Latif Kemal Lemi İbrahim Hakkı b. Sunusi Bekir Sıtkı oğlu M. Nuri Abdurrahman Şeref Şerifi Bedri Cemal Galip Hayrettin Hikmet Süreyya Süleyman oğlu İlhami Mustafa oğlu İshak Niyazi oğlu M. Mazlum Namık Seyit Şakir Mehmed oğlu M. Zeki Muhittin Âtıf Memleketi Gediz Prizren Konya Kayseri Ortaköy Sivas Van Bursa Köprülü Dersaadet Derne Sandıklı Harpur Kadıköy İşkodra Hayrabolu Dersaadet Geylan Gevgili Yanya Erzincan Mersin İzmir Dersaadet İzmir Dersaadet Bingazi Ereğli Niğde Isfahan Serez Fatih Prizren ? Erzurum Manastır Dersaadet Dersaadet Beşiktaş Asitane Yanya Bolu Harput Aydın İÇ GÜVENLİK HAREKATI ve DİĞER NEDENLERLE ŞEHİT OLAN KULELİ MEZUNU SUBAYLAR RÜTBE ADI SOYADI Hv.Plt.Ütğm. Muravva Bey Hv.Plt.Atğm. İbrahim Saygıner Hv.Plt.Atğm. M. Reşit Bolluk Hv.Plt.Atğm. Abdülkerim Ürügen Hv.Plt.Atğm. Necmi Özgen Hv.Plt.Atğm. Halit Perinçek Hv.Plt.Tğm. İbrahim Erim Hv.Plt.Tğm. Nizamettin Şengül Hv.Plt.Ütğm. İzzettin Ayaer Hv.Plt.Tğm. Refik Ünlü Hv.Plt.Ütğm. Hayri Ölmez Hv.Plt.Tğm. Ali Aksu Hv.Plt.Ütğm. Necati Oker Hv.Plt.Ütğm. Ahmet Sarhan Hv.Plt.Tğm. İzzettin Alpukay Hv.Plt.Tğm. Esat Şaşmaz Hv.Plt.Tğm. H. Avni Göker Hv.Plt.Tğm. Emin Dönmez Hv.Plt.Tğm. M. Nuri Baydar Hv.Plt.Tğm. M. Hüdai Toros Hv.Plt.Ütğm. Muslahattin Sensevil Hv.Plt.Yzb. Mesut Kalankaya Hv.Plt.Ütğm. Ali Rıza Gençer Hv.Plt.Ütğm. Halit Otansev Hv.Plt.Ütğm. Muharrem Erkutlu Hv.Plt.Tğm. Ali İhsan Yalçın Hv.Plt.Tğm. Arif Hikmet Başat Hv.Plt.Ütğm. Mehmet Yüksel Hv.Plt.Tğm. Nemci Yılmaz Hv.Plt.Yzb. A. Orhan Sağman Hv.Plt.Tğm. Ö. Faruk Beken Hv.Plt.Tğm. Hikmet Yenidoğu Hv.Plt.Ütğm. Muhtar Özgören Hv.Plt.Tğm. Sadettin Toker Hv.Plt.Tğm. Hikmet Tezel Hv.Plt.Tğm. Osman Ertosun Hv.Plt.Ütğm. H. Avni Boyaroğlu Hv.Plt.Ütğm. Namık İlhan Hv.Plt.Yzb. Mehmet Şişmanoğlu Hv.Plt.Yzb. Sabit Noyan Hv.Plt.Ütğm. Turan Karatekin Hv.Plt.Yzb. İbrahim Yağız Plt.Kur.Bnb Semih Yürükaslan Hv.Plt.Yzb. İrfan Doğan Hv.Plt.Yzb. Muzaffer Güler Hv.Plt.Yzb. Muhteşem Esiner P.Ütğm. Şerif Yavuz Hv.Plt.Yzb. Mustafa Tunca P.Ütğm. Selahattin Eregemen Hv.Plt.Tğm. Aydoğan Baykul P.Ütğm. Bedrettin Çiğdem P.Ütğm. Rıdvan Terzi Hv.Plt.Tğm. Asım Sevdim Hv.Plt.Tğm. Orhan Karaman P.Ütğm. Ahmet Rüştü Ürer P.Kd.Yzb. H. Kaya Aldoğan Hv.Plt.Tğm. Muhsin Özdoğan Hv.Plt.Tğm. Necati Kurtuluş Hv.Plt.Ütğm. Tahsin Aydıncan Hv.Plt.Ütğm. İbrahim Topçu Hv.Plt.Ütğm. Selami Sönmez Hv.Plt.Tğm. M. Gürbüz Dökmen Hv.Plt.Yzb. Affan Koray Hv.Plt.Ütğm. A. Cumhur Akan Hv.Plt.Ütğm. Mustafa Ege Hv.Plt.Tğm. Sezai Akman BABA ADI MEMLEKETİ Ali İstanbul Mustafa Serez Osman İstanbul İsmail Hakkı İstanbul Şefik İzmir Süleyman İstanbul Hasan Burdur Mustafa Adapazarı Ahmet Balıkesir Osman İstanbul Yusuf İstanbul Nazmi Maraş Sabri Balıkesir Hasan Aydın Ali Sadık İstanbul Hasan Suat İstanbul Ahmet Konya Cemil İstanbul İbrahim Etem Kütahya Nuri İstanbul Tevfik İstanbul Emin Bursa Ömer İstanbul Mecit İstanbul Ali Manisa İbrahim Etem Uluborlu Ahmet İnebolu Arslan Erzincan Mehmet Ali Çorlu Mustafa Sivas Ahmet İstanbul Sait Kula/ Manisa İ. Hakkı Bakırköy H. Kazım Adapazarı Şükrü Tirebolu M. Faik Trabzon Lütfü Eskişehir Hüseyin İstanbul Recep Şebinkarahisar Necip Elazığ M. Neşet Nazilli Hakkı Edirne Mustafa Metroviçe Mustafa Edirne Abdurrahman İstanbul Ali Rıza İstanbul Hüseyin Şebinkarahisar Hasan İskenderun M. Ali İstanbul Şükrü İstanbul Ferudun Gemlik Ömer K.Ereğlisi Hüseyin Bayburt H. Hüseyin Kemalpaşa Hüseyin Bursa M. Ali Eyüp/ İst. Rıza Bandırma Hamit Eskişehir Mustafa Aydın Bilal Amasya Ahmet Rıfat Elbistan M. Cemal Eskişehir M. Galip İstanbul Raşit İstanbul İbrahim Çanakkale Yunsur Elazığ 147 ŞEHADET YERİ ve TARİHİ Kayseri 04.07.1934 Refah Vapuru 23.06.1941 Refah Vapuru 23.06.1941 Refah Vapuru 23.06.1941 Refah Vapuru 23.06.1941 Refah Vapuru 23.06.1941 Kahire 22.03.1942 Londra 18.09.1942 Pamukova/Arifiye 7.12.1942 Pamukova/Arifiye 7.12.1942 Doğanpınar 15.01.1943 Londra. 23.01.1943 Develi Köyü 18.03.1943 Toros Dağları 29.03.1943 Lüleburgaz 14.07.1943 Londra 21.08.1943 Işıklar Köyü 23.02.1944 Londra 25.10.1944 Eskişehir 3.11.1944 Londra 10.11.1944 İsmailiye 16.11.1944 Kayseri 28.11.1944 Kayseri 28.11.1944 Etimesgut 6.12.1944 4. Tayyare A.12.2.1945 İzmir Körfezi 8.8.1945 Merzifon 24.11.1945 Kütahya 28.6.1946 Gölbaşı/ Ankara 14.8.1945 Armut Köyü 2.10.1946 Kızılçullu 2.10.1946 Meydan Civarı 7.5.1947 İstinye Köyü 25.2.1947 Diyarbakır 17.7.1947 Bursa/ Gürsu 29.11.1947 Çubuk Barajı 28.5.1948 Deniz 7.9.1948 14.9.1948 İzmir 21.9.1948 Dimbos 21.3.1949 Bican Köyü 10.5.1949 Turgutlu Civarı 24.6.1949 Etimesgut 14.9.1949 Etimesgut 14.8.1949 Susurluk 6.9.1949 Susurluk Civarı 6.9.1949 Kore 30.11.1950 Eskişehir Meydanı 7.12.1950 Kore 30.1.1951 Bandırma 6.3.1951 Kore 21.4.1951 Kore 18.5.1951 Bandırma 19.4.1952 Söğütönü 6.8.1952 Kore 29.5.1953 Kore 30.11.1953 Amerika 14.9.1954 Almanya 11.10.1954 Karacabey 10.1.1955 Yeşilköy 28.3.1955 Eskişehir 30.3.1955 Eskişehir 27.4.1955 İtalya 6.5.1955 Karaman 18.7.1956 Eskişehir 31.7.1956 Ankara 4.10.1956 BİRLİĞİ 2. Tayyare A. 3. Tayyare A. Hv.Ok.K.Lığı 2. Tayyare A. 2. Tayyare A. 5. Tayyare A. Hv.Ok.K.Lığı 3. Tayyare A. 4. Tayyare A. 101.Tay.Keş.Gr Hv.Ok.K.Lığı 6. Alay K.Lığı Hv.Ok.K.Lığı 2. Tayyare A. Hv.Ok.K.Lığı 5. Alay K.Lığı 103. Keşif Grubu 103. Keşif Grubu 4. Tayyare A. 4. Tayyare A. 6. Hv. Alayı 4. Tayyare A. 2. Tayyare A. Hv.K.K.İrt.Kt. 5. Tayyare A. 6. Tayyare A. 103. Keşif Grubu 5. Tayyare A. 2. Tayyare A. 5. Tayyare A. 10. Tayyare A. 3. Tayyare A. 6. Tayyare A. 3. Tayyare A. 5. Tayyare A. 8. Tayyare A. 2. Hv.İrt. Tüm. Hv.K.İrt.Kt. Hv.K.İrt.Kt. 7. Tayyare A. 7. Tayyare A. B.M. TSK. 10. Tayyare A. B.M. TSK. 6. Hava Üs K. Kore Türk Tug. Kore Türk Tug. 6. Hava Üs K. Hv.Harp Ok. K. Kore TSK. B.M. TSK. Hv.Ok./Amerika 4. Hava Üs K. 6. Hava Üs K. 6. Hava Üs K. 1. Hava Üs K. 1. Hava Üs K. 1. Hava Üs K. 9. Hava Üs K. 1. Hava Üs K. 6. Hava Üs K. Kuleli’den Mezuniyeti 1927 1939 1939 1939 1939 1939 1936 1939 1935 1937 1939 1934 1936 1938 1939 1939 1941 1940 1941 1935 1930 1938 1938 1937 1941 1941 1937 1941 1938 1941 1941 1939 1931 1936 1938 1936 1940 1947 1948 1949 1950 1949 1948 1949 1949 1940 1947 1949 1951 Hv.Plt.Tğm. Hv.Plt.Alb. Hv.Plt.Tğm. Hv.Plt.Tğm. Hv.Plt.Ütğm. Hv.Plt.Tğm. Plt.Kur. Bnb. Hv.Plt.Yzb. Hv.Plt.Tğm. Hv.Plt.Tğm. Hv.Plt.Tğm. Hv.Plt.Tğm. Hv.Plt.Tğm. Hv.Plt.Tğm. Hv.Plt.Tğm. Hv.Plt.Tğm. Hv.Plt.Tğm. Hv.Plt.Ütğm. Hv.Plt.Tğm. Hv.Plt.Ütğm. Hv.Plt.Ütğm. Hv.Plt.Ütğm. Hv.Yer.Alb. Hv.Plt.Ütğm. Hv.Plt.Ütğm. Hv.Plt.Tğm. Hv.Plt.Ütğm. Hv.Plt.Yzb. Hv.Plt.Tğm. Hv.Plt.Ütğm. Hv.Plt.Ütğm. Hv.Plt.Yzb. Hv.Plt.Ütğm. Hv.Plt.Ütğm. Hv.Plt.Yzb. Hv.Plt.Ütğm. Hv.Plt.Yzb. Hv.Plt.Yzb. Hv.Plt.Bnb. Hv.Pl.Ütğm. Hv.Plt.Yzb. Hv.Plt.Bnb. Hv.Plt.Bnb. P.Yzb. Top.Yb. P.Kd.Yzb. Ord.Tğm. P.Ütğm. P.Ütğm. Tnk.Tğm. Hv.Plt.Yb. Top.Plt.Yb. Hv.Plt.Bnb. Hv.Plt.Kur.Yb Hv.Plt.Ütğm. J.Ütğm. J.Kd.Yzb. J.Ütğm. Top.Ütğm. J.Ütğm. İs.Ütğm. Hv.Plt.Ütğm. J.Ütğm. Hv.Plt.Ütğm. Hv.Plt.Ütğm. Hv.Plt.Tğm. Hv.Plt.Ütğm. L.Kd.Yzb. Plt.Kur. Bnb. Hv.Plt.Ütğm. J.Ütğm. Yaşar Kaya Köker Nusret Şenkon Ayhan Baysal Oktay Ünal M. Ümit Atak Necati Benel M. Şehabettin Nasuf M. Reşat Enginler Şahap Demiray Erol Fercan Gürsoy Gökkuşu Erdoğan Çelik Yaver Tok Ruhi Turan İlhami Öztop Erdoğan Karaca Güngör Uysal Ayhan Taşoyar Tuncer Aykut Turhan Akçan Fikret Tartar İbrahim Gerçek Fehmi Erol İbrahim Işık Veli Beller S. Özdemir Uğur Celal Sürmene Cemal Günat Yalçın Akyıldız Hulusi Aytekin Mustafa Şerbetçi Cengiz Topel Ertaş Yazgan Ahmet Aysal Ahmet Kocabaş Mustafa Aksekili Tekin Yurdabak Nihat Sayın Nasır Yılmaz Adnan Özdönmez Mehmet Büyükdura Çetin Dağaşan Akil Muhtar Erdem H. Sami Akbulut Refik Cesur Tuncel Güngör Gürkan Işık Nazmi Saatçi Bünyamin Kasap Hüseyin Akar Recai Vardal İlhan Akgün Ahmet Karaca Erdoğan Ergun M. Mustafa Güler M. Nazım Evren Beşir Bayraktar Mehmet Alim Şahin Akkaya Suat İshakoğlu Şerif Aracı Yılmaz Özcan Fahrettin Çoban Vedat Uzuner Nail Sargan Recep Eroğlu Ali Büyükdicle Bilal Soybilgiç İhsan Aksoy Bülent Kocabıyık Mehmet Esin H. Hüsnü Ceyhan Şerif Denizli/ Üsküp Nuri İstanbul Hasan Malatya A. Hilmi Derik/Malatya Kamil Sivas A. Sabri İstanbul Ali Çorlu Raşit Niğde İbrahim Antalya Sadi Servi Hüseyin Mersin Beşir Düzce Vuslat Samsun Mehmet Elazığ Sattar Sivrihisar Hamdi Adapazarı Tahsin Balıkesir Mehmet Sait Bakırköy/İst. Hüseyin Çardak Necdet İstanbul Hakkı Erzincan Suphi Salih İstanbul Ali Karaman Mehmet Bozkır Ahmet Sami Üsküdar Ömer Adapazarı Veli Zile M. Emin Çeşme Samet Kağızman Şükrü Ordu Cengiz İzmit Behçet Nevşehir Ömer Ali Denizli Hasan Antalya Halil Biga Turgut İstanbul Arif Pazar İzzet Ankara İsmail Bursa Halit Kayseri Abdullah İzmir Abdurrahman Niksar Ramazan Dikili Sait Aydın Hidayet Mihallıççık Ali Uşak Musa İnanöz Niyazi Niğde H. Selman Karaçay Nidaim Pazar/ Rize Osman Silifke Mehmet Mesudiye Sait Tokat Mehmet Akif Ağrı Orhan Konya Harun Düzce Mustafa Giresun Yusuf Çankırı Süleyman Isparta Mustafa Yusufeli Ali Edirne Mehmet Bilecik Şerafettin Samsun Mehmet İstanbul Hakkı Çorlu Ayhan Isparta Mustafa Aydın Halit Tekirdağ Mustafa İstanbul Ahmet Aydın 148 Kanada 27.11.1956 Kapıdağı 13.5.1957 Bursa 25.7.1957 İzmir 25.7.1957 Gerze 16.8.1957 Gerze 16.8.1957 Kefken 13.5.1958 Kefken 3.5.1958 Salihli 2.6.1958 Ayvalık 23.8.1958 Çorlu 18.9.1958 Bergama 23.3.1959 Seyfe Gölü 3.4.1959 Diyarbakır 2.6.1959 Diyarbakır 12.8.1959 Eskişehir 3.11.1959 Diyarbakır 20.5.1960 Balıkesir 3.8.1961 Konya 21.9.1961 Diyarbakır 13.1.1963 Ankara 01.2.1963 Lüleburgaz 21.2.1963 Ankara 21.5.1963 Osmaniye 24.6.1963 Palandöken 12.9.1963 Diyarbakır 31.10.1963 Darende 13.3.1964 Merzifon 28.4.1964 Edincik 6.5.1964 Kırşehir 15.5.1964 Akdeniz 5.6.1964 Kıbrıs 8.8.1964 Çiğli 18.5.1965 Beyşehir 28.6.1965 Etimesgut 16.11.1965 Afşan Köyü/Esine 13.2.1966 İncirlik 25.11.1967 Manyas Gölü 28.11.1967 Akhisar 19.10.1968 Akhisar 19.10.1968 Diyarbakır 29.1.1969 Zara 30.11.1971 Sapanca Gölü 1.8.1972 Kıbrıs 20.7.1974 Kıbrıs 21.7.1974 Kıbrıs 23.7.1974 Kıbrıs 26.7.1974 Kıbrıs 29.7.1974 Kıbrıs 8.7.1974 Kıbrıs 14.8.1974 Yumurtalık 10.9.1974 Kırnı 25.9.1974 Kayseri 4.9.1975 Balıkesir 20.2.1976 Kulu 13.8.1977 Sandıklı/Afyon 29.1.1980 Derik/Mardin 28.3.1980 Tunceli 1.11.1980 Gaziantep 27.12.1980 Bulanık/Muş 21.2.1981 Nusaybin/Mardin 1981 Gökçeyayla Köyü 10.11.1982 Kızıltepe/Mardin 30.12.1982 Munzur Dağları 17.11.1983 Munzur Dağları 17.11.1983 Konya Atış Sahası 6.1.1984 Diyarbakır 8.5.1984 Şemdinli/Hakkari 2.10.1984 Bandırma 10.1.1985 İncirlik/Adana 16.2.1985 Şırnak 3.4.1985 Hv.Ok./Kanada 6. Hava Üs K. 9. Hava Üs K. Hv.Eğt. 1.Filo K. 4. Hava Üs K. 4. Hava Üs K. 1. Hava Üs K. 1. Hava Üs K. Hv.Eğt.K.Lığı 9. Hava Üs K. 1. Hava Üs K. 9. Hava Üs K. Hv.Eğt.K.Lığı 8. Hava Üs K. 8. Hava Üs K. Hv.Eğt.K.Lığı 8. Hava Üs K. 9. Hava Üs K. 97. Uçş. Grp.K. 8. Hava Üs K. 12.Hv.Ulş.Üs.K. 6. Hava Üs K. Hv.K.K.Lığı 1. Hava Üs K. 3. Hava Üs K. 8. Hava Üs K. 1. Ana Jet Üs K. 5. Hava Üs K. 6. Ana Jet Üs K. 8. Ana Jet Üs K. 8. Ana Jet Üs K. 1. Hava Üs K. 2. Hv. Eğt.Üs K. 3. Hava Üs K. 12. Hv.Ulş.K. 5. Ana Jet Üs K. 1. Hv. Kv.K. 2. Ana Jet Üs K. Tak.Hv.Ulş. Gr. Tak.Hv.Ulş. Gr. 3. Hv.Eğt.İrt.K. 5. Ana Jet Üs K. 1.Tak.Hv.Kv.K. Hv.İnd.Tug. K. Top.Ok.K.Lığı Hv.İnd.Tug. K. Hv.İnd.Tug. K. Hv.İnd.Tug. K. 28.Mot.Tüm.K. Zh.B.O.Eğt.Tüm 7. Ana Jet Üs K. K.K.Hv.Ok.K. 5. Ana Jet Üs K. 9. Ana Jet Üs K. 3. Ana Jet Üs K. Afyon İl J.A. K. Mardin İl J.A. K. Nazimiye J.Bl.K. 5. Zırhlı Tugay Malazgirt J.Bl. 7. Kor.İst. Tb. 1. Ana Jet Üs K. 117.Sy.J.Hd.Tb 7. Ana Jet Üs K. 7. Ana Jet Üs K. 3. Ana Jet Üs K. 6. Ana Jet Üs K. 1.J.Komd.Tb.K. 6. Ana Jet Üs K. 8. Ana Jet Üs K. Şırnak J.Bl.K. 1951 1932 1952 1954 1950 1951 1940 1946 1955 1954 1954 1955 1955 1954 1954 1956 1954 1955 1957 1957 1958 1957 1932 1955 1955 1959 1952 1959 1955 1955 1953 1956 1955 1953 1959 1956 1956 1953 1958 1956 1956 1955 1958 1970 1964 1953 1952 1956 1955 1966 1973 1973 1975 1974 1976 1978 1976 1965 1977 J.Yzb. Hv.Plt.Yzb. P.Ütğm. Hv.Plt.Tğm. Hv.Plt.Ütğm. P.Ütğm. Hv.Plt.Ütğm. J.Ütğm. P.Bnb. Top.Ütğm. J.Kd.Yzb. J.Yzb. J.Plt.Kd.Bnb J.Ütğm. Hak.Alb. Hv.Plt.Ütğm. P.Tğm. P.Ütğm. J.Kd.Ütğm. J.Tuğğ. P.Tğm. P.Ütğm. P.Ütğm. Hv.Plt.Ütğm. J.Bnb. Kr.Plt.Bnb. P.Ütğm. P.Yb. Hv.Plt.Bnb. Hv.Plt.Ütğm. Hv.Plt.Ütğm. J.Ütğm. J.Kd.Yzb. Hv.Plt.Ütğm. J.Yb. J.Kur.Bnb. J.Ütğm. J.Ütğm. P.Yb. J.Kd.Ütğm. J.Kd.Ütğm. J.Plt.Yb. J.Kd.Ütğm. P.Ütğm. Top.Ütğm. Kur.Alb. P.Ütğm. J.Tğm. P.Ütğm. J.Ütğm. Kr.Hvcl.Tğm P.Ütğm. J.Tğm. Tnk.Kd.Ütğm. J.Plt.Kd.Yzb J.Plt.Kd.Bnb J.Kd.Alb. J.Tğm. P.Tğm. P.Ütğm. J.Alb. J.Ütğm. P.Tğm. P.Tğm. P.Ütğm. Tnk.Tğm. K.Hvcl.Ütğm. Top.Yzb. J.Yb. J.Kur.Bnb. P.Tğm. Hakkı Akyüz Fahrettin Mutaf Cengiz Duman O. Günay Turan Ragıp Yılmaz Yavuz Oğuz Ercan Kaya M. Ateş Yüksel Ergün Soner Fazlı Tapsız İ. Hakkı Öztopal Halil İbrahim Sert Rahmi Karakaya Ömer Mavi Durmuş Akşen Hüseyin Cahit Ekin Zafer Toka A. Selim Cerit Ruhi Aksoy Temel Cingöz K. Adnan Türe Hakan Hasdal Z. Hakan Özkaner T. Bahadır Demirel H.Tahsin Büyükçoban Cahit Oğuz Özkan Mustafa Solak Muammer Yüzsüren Bülent Bulut İsmail Düz Hüseyin Yentürk Mustafa Ünal Hasan Gök Sadettin Baycan Raif Necdet Hoşgör Kibar Korhan Koç Serhat Yurtbaşı Cüneyt Deveci Nuri Günendi Sadullah Sever Mahir Özdemir Yusuf Turgut İsmail Moray M.Aydın Aydoğmuş Ceyhun Civaş Hikmet Alp Efkan Yıldırım Erdal Koçak Abdurrahman Turan Osman Güzel Adem Köse Ufuk Ünsal Ramazan Ünver M. Kemal Orhan Ferit Güneş Mehmet Aras Güner Ekici Sabri Kartal Bekir Öztürk M. Yüce Sonkurt Rıdvan Özden Murat Budak Hakan Kandemir Mehmet Kolcu M. Ali Demirbüken Güven Kösen Bülent Öztürk Nazmi Elmas Mesut Kuru Ayhan Bozpınar A. Ruhi Özkul Raşit A. Turan Ayhan A. Kemal Hüsamettin Müştak Arif Hilmi Ahmet Yılmaz Ali Muhsin Abdürrahim Refik Ömer Azmi Ali Kenan Fahri Rahmi Alaattin Ege M. Ümran Mazhar İbrahim Recep Halil Recep M. Kemal Salih İsmail Kadir Ali Cavit Recep Emrullah Ziya Yunus Hüseyin Abdullah Mahmut Mustafa Sadık Rahmi İsmail Osman Nejdet Ali Rasim A. Fethi Ahmet Ali M. Lütfi A. Kadir Tayyar Mustafa Rıza Kazım Özcan Necmettin Orhan H. Mevlüt Yılmaz Ahmet Cevat Aydın Kemal Ali M. Refik Mehmet Ali Ahmet M. Yalçın Ankara Düzce Trabzon Çanakkale Tokat Gaziantep Manisa Ankara İzmit Adana Giresun Kocaeli Balıkesir Kayseri Şebinkarahisar Niğde Amasya Tortum Niğde İzmir Ankara İstanbul İstanbul Amasya Bilecik Kayseri İzmir Tekirdağ İstanbul Giresun Konya Ankara Kırşehir Balıkesir Çanakkale Samsun Amasya Kayseri Bulancak İzmir Eskişehir Yozgat İstanbul Bartın Merzifon Bursa Lüleburgaz Ankara Balıkesir Manisa Isparta Beypazarı Aksaray Erzincan Hatay Sivas Sakarya Erzurum Kayseri Uşak Kayseri Ağrı Çankırı Ankara Hatay Kemah Ankara Polatlı Samsun Mersin Malatya 149 Şirvan/Siirt 7.6.1985 Siirt J.Bl.K.Lığı Çifteler/Eskişehir 8.6.1985 1. Ana Jet Üs K. 1971 Yüksekova 19.6.1985 P. Ok. K.lığı 1975 Konya 9.9.1985 3. Ana Jet Üs K. 1979 Malatya 13.2.1986 7. Ana Jet Üs K. 1978 Gercüş/Mardin 1987 Ktbkk1.Kom.Tb. 1979 Sivrihisar 5.2.1987 4. Ana Jet Üs K. 1976 Başkale/Van 26.6.1987 120. J.Snr. Tb. Şırnak/Siirt 31.12.1987 7. Kor.2.Kom.A. 1968 Ağrı 1988 12.P.Tüm.Top.A. 1977 Cizre/Şırnak 5.3.1989 J.Gn. K.Lığı Dedeören/Şırnak 23.5.1989 2. J.Kom.Tb. K. Bahçesaray/Van 7.12.1989 J.Hv. Grp. K. Şırnak 1989 Siirt J.A.K.Lığı Kadıköy/İstanbul 1990 1.Or.K.As.Mah. 1951 Diyarbakır 24.1.1990 8. Ana Jet Üs K. 1982 Karataş/ İskenderun 1990 39.P.Tug.2.Hd.A. 1984 Çatak/Van 1990 Hv. İnd.Tug. 1981 Çeltikli/Bitlis 8.5.1991 İl J.A.K.Lığı Adana 27.5.1991 Adana J.Böl.K. Beytüşşebap/Şırnak 1991 51.P.Tüm.25.P.A 1984 Beytüşşebap/Şırnak 1991 Hv.İnd.Tug. 1978 Kağızman/Kars 6.10.1991 29.P.Tüm.K. 1982 Dursunbey 6.10.1991 9.Ana Jet Üs K. 1983 Kahramanmaraş 4.1.1992 K.Maraş İl J.A. Genç/Bingöl 24.8.1992 3.Or.Hv. A.K. 1972 Hamur/Ağrı 9.9.1992 2.Kom.Tug.K 1984 İdil/Cizre 1992 70.P.Tug.K. 1966 Mardin 26.11.1992 1.Or.Hv.A.K. 1971 Sinop 12.11.1992 5. Ana Jet Üs K. 1984 Bandırma 1.4.1993 6.Ana Jet Üs K. 1983 Ulukışla/Niğde 2.4.1993 Ulukışla J. Bl.K. Nusaybin/Mardin 9.4.1993 Mardin J.K.Lığı Diyarbakır 16.4.1993 8. Ana Jet Üs K. 1985 Malazgirt/Tunceli 10.8.1993 Bartın İl J.K.V. Malazgirt/Tunceli 10.8.1993 Tunceli J.Bl.K. Yaylabaşı/Erzincan 15.8.1993 Erz. Mrk.J.Bl.K. Ağrı 24.9.1993 Ağrı J.Kom.Bl.K. Bitlis 1993 10.P.Tug.K. 1968 Dargeçit/Mardin 22.11.1993 Dargeçit J.Bl.K. Karakoçan/Elazığ 5.2.1994 Karako. J.Bl.K. Paktepe/Hakkari 2.3.1994 Van J.Hlk.Filo K. Hasköy/Muş 25.3.1994 Muş İl J.K.Lığı Şırnak 9.4.1994 7.Kor.2.Kom.A. 1981 Kuzey Irak 1994 8.Kor.108.Top.A. 1982 Kuzey Irak 1994 2.Kor. K.Lığı 1967 Bingöl 1994 2.Kom. Tug.K. 1987 Kurtalan/Siirt 9.6.1994 Siirt J.Kom.Özl. Hrk.Grp.K. Yayladere/ Bingöl 1994 Yayladere J.Kom.Bl.K.1985 Kale/Şırnak 5.9.1994 Beytüşşebap5.J.Kom.Tb.2.Bl.K Tunceli 1994 1.Or. Hv. A. 1988 Uludere/Şırnak 1994 33.Mknz. Tug. 1983 Kurtalan/Siirt 28.10.1994 Siirt 4.J.Kom.Tb. Diyarbakır 4.12.1994 16.Zh.Tug.2.Tnk.Tb. 1983 Hani/Diyarbakır 13.1.1995 Hv. Grp.K.Lığı 1978 Hani/Diyarbakır 13.1.1995 Hv. Grp.K.Lığı Hani/Diyarbakır 13.1.1995 J.Hv.Grp.K.Lığı Tunceli 18.3.1995 Tunceli Genç/Bingöl 11.6.1995 2.Kom.Tug.K. 1989 Ovacık/Tunceli 1995 34.Mknz.P.Tug. 1983 Savur/Mardin 14.8.1995 Mardin İl J.A.K. Cizre/Şırnak 16.11.1995 Şırnak İl J.K. Kuzey Irak 6.10.1995 2.Kom.Tug.K. 1989 Akçay/Şırnak 12.11.1996 66.Zh.Tug.K. 1990 Ovacık/Tunceli 26.11.1996 15.P.Er Eğt.Tug. 1987 Eruh/Siirt 17.4.1997 3.Zh.Tug.K. 1991 Çukurca/Hakkari 18.5.1997 35.Hvcl.Ok.K. 1985 Kuzey Irak 1997 Top Füze Ok.K. 1978 Kuzey Irak 4.6.1997 Hakkari İl J.K. Reşadiye/Tokat 9.12.1997 J.Gnl.K.Lığı Suruç/Ş.Urfa 12.4.1998 20.Zh.Tug.K. 1992 P.Ütğm. P.Yzb. Tnk.Ütğm. Kr.Hvcl.Tğm J.Kd.Bnb. Kr.Hvcl.Bnb. J.Kur.Bnb. P.Yzb. Top.Bnb. K.Hvcl.Ütğm. P.Ütğm. Kr.Hvcl.Yzb. Tbp.Ütğm. J.Yzb. Lv.Tğm. Hv.Plt.Alb. Kr.Plt.Yzb. Kr.Plt.Tğm. Kr.Plt.Tğm. Hv.Plt.Ütğm. Hv.Plt.Tğm. Ramazan Akbulut Hasan Ülker Ömür Özle Alper Balcı Erdoğan Özdemir Tebernuş Özler Ufuk Bülent Yavuz Muzaffer Küçüka Ufuk Rodoplu E. Başar Özen Yılmaz Gülhan Murat Erdeveci Murat Özkan Erol Uykusuz Gökhan Yaşartürk Mehmet Rıza Şenol Ulaş Türk Fatih Kaban Serkan Karanlık Bahadır Şahin Barış Çakır Zübeyr Cuma Özdemir Mehmet Hasan İsmail Selahattin Hilmi İsmet A. Vehbi Hasan Halil Necati İsmail Hacı Ahmet Nazif Ayhan Rauf Alaattin Duran Yücel Aksaray Balıkesir Kırşehir Adana Burdur K.Maraş Amasya Bursa Bandırma İzmir Eldivan Ankara İzmir Çankırı Erzurum Kayseri Manisa Adana Konya İstanbul Giresun Genç/Bingöl 1.5.1998 Hakkari 27.6.1998 Şırnak 9.9.1998 Darıca/Gebze 1.6.1999 Çukurca/Hakkari 6.7.1999 Siirt 15.9.1999 Ovacık/Tunceli 9.1.2000 Kıbrıs 8.2.2000 Patnos/Ağrı 5.3.2000 Tatvan/Bitlis 15.12.2000 Akçadağ/Malatya 16.5.2001 Akçadağ/Malatya 16.5.2001 Seydişehir/Konya 22.6.2001 Arıcak/Elazığ 21.7.2001 Şırnak 28.1.2005 Manisa 22.2.2005 Kocaeli 10.4.2006 Kocaeli 10.4.2006 Kocaeli 10.4.2006 Bitlis, 16.10.2006 Manisa, 05.03.2007 150 7.Mknz.P.Tug. Dağ Kom.Tug. Şırnak İl Güv. K. 1.Or.Hv.A. Taktik J.Snr.A. Kr.Harp Ak.K. Tunceli J.Böl.K. K.T.B.K.K.T.K.A. 8.Kor.108.Top.A. 3.Or.Hv.A.K. Gnkur.Öz.Kuv. Gnkur.Öz.Kuv. Gata Eğt.Hst. Elazığ İl J.K. 6.İç Güv.P.Tug. 2.Ana Jet Üs K. K. Hvc.Okulu K. Hvc.Okulu K. Hvc. Okulu 8.Ana Jet Üs.181.F. 2. Ana Jet Üs. Çiğli 1990 1983 1988 1993 1980 1985 1979 1993 1990 1992 1994 1999 1978 1992 2001 2001 1996 2002 * 5 nci Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, Orgeneral rütbesiyle aynı zamanda 4 Ağustos 1960 - 16 Mart 1966 tarihleri arasında Genelkurmay Başkanlığı da yapmıştır. 151 152 OKUL KOMUTANLARI S.No GÖREV SÜRESİ 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 1845-1846 1846-1852 1852-1862 1862-1864 1864- ? 1874-1876 1876-1885 1885-1888 1888-1903 1903-1906 1906-1908 7.12.1908 -1.7.1909 1.7.1909 - 6.7.1910 6.7.1910 - 1.5.1912 1.5.1912 - 1.9.1912 1.9.1912 - 8.2.1913 8.2.1913 - 1.9.1917 1.9.1917- 21.4.1918 21.4.1918 - 1919 1919-1919 1919-3. 3. 1921 3.3.1921-13.7.1921 13.7.1921-3.1.1923 1923-1924 Ekim 1924 Ekim 1924-29.12.1924 1924-1927 10.1.1927-10.5.1928 1.6.1928-1.1.1929 2.1.1929-15.10.1931 25.10.1931-11.9.1932 14.9.1932-4.7.1935 4.7.1935-11.5.1936 12.6.1936-8.9.1937 8.9.1937-25.8.1938 1.9.1938-16.9.1939 16.9.1939-10.11.1939 20.11.1939-4.4.1940 20.4.1940-5.8.1942 4.9.1942-2.8.1946 21.9.1946-21.9.1948 21.9.1948-26.8.1950 4.9.1950-27.8.1952 8.12.1952-28.28.8.1953 29.8.1953-30.12.1954 30.12.1954-9.7.1959 9.7.1959-2.9.1960 8.10.1960-14.11.1961 15.11.1961-16.4.1962 19.4.1962-2.8.1963 SINIFI VE RÜTBESİ * Mirliva Mirliva Mirliva Mirliva Miralay Miralay Mirliva Miralay Miralay Ferik Mirliva Kaymakam Miralay Kurmay Binbaşı Binbaşı Kaymakam (E) Kaymakam Yarbay Binbaşı Ekanı-ı Harp Kolağası Kaymakam Binbaşı Kaymakam Kaymakam Kaymakam Kaymakam Miralay Kaymakam (Sv.1337-17) Miralay (P.1319-120) Kaymakam (Top.1325-3) Kaymakam (P.1325-5) Kurmay Yarbay (Sv.1323-1) Kurmay Yarbay Kurmay Yarbay Kurmay Albay (Sv.1325-6) Kurmay Yarbay (Sv.1330-C-2) Kurmay Albay (Top.1330-N-101) Kurmay Albay (P.1327-13) Kurmay Albay (Top.1130-C-6) Kurmay Albay Kurmay Albay (Top.1915-N-81) Kurmay Albay (1337-333) Kurmay Albay (P.1926-9) Kurmay Albay (P.1337-246) Kurmay Albay (P.1336-84) Kurmay Albay (P.1932-1) Kurmay Albay (P.1934-5) Kurmay Albay Topçu Albay Kurmay Albay * ADI SOYADI (Korg.) (Korg.) (Tuğg.) (Korg.) (Korg.) (Tuğg.) (Tümg.) (Tuğg.) (Korg.) (Tümg.) (Tuğg.) (Tümg.) (Tümg.) (Tümg.) (Tuğg.) (Korg.) (Korg.) Mehmed Emin Paşa İbrahim Paşa Kara Ali Paşa Sarı Galip Paşa İshak Bey (Gazi)İbrahim Ethem Bey (Paşa) Halil Fahri Paşa Saadettin Bey Refik Bey Mehmet Ziya Paşa Ali Rıza Paşa Şevket Bey Süleyman Bey Kaçı Vehip Bey Sabri Bey (vekâleten) İbrahim Bey b. Mahmud Hüsamettin Bey ibn-i Süleyman Bretlot (Bretlihg, Alman) Greveros (Alman) Hüsnü Bey (vekâleten) Halil Rüştü Bey b. Ahmed Paşa Bulgurlu Mustafa Bey Celal Bey Bekir Sıtkı Bey Emin Bey (vekâleten) Muhittin Bey (vekâleten) Celal Bey (Sığındere) Cevat Bey (Kula) Talat Bey (Ogan) Arif Bey (Tanyeri) Hasan Rıfat Bey (Mataracı) Hamit Özgüner ** (Doğruer) Cemal Ogan Ragıp Altan Tevfik Topçu Bedri Erk Yusuf Adil Egeli Aziz İlter Ekrem Atasel M. Adil Peköz Selim Sırrı Acar K. Remzi Hasdal Muhittin Okyayuz Enver Sökmen Yusuf Ziya Arıbay M. Şefik Erensu B. Necati Ogan Rıfat Sami Uzel Tarık Güryay Rıfat Sami Uzel (İkinci kez) Bu hanede parantez içerisinde yer alan rütbe, Okul Komutanının en son yükseldiği rütbeyi göstermektedir. Kuleli Askerî Lisesi Komutanı olduğu dönemde, “Özgüner” soyadını, Harp Okulu Komutanı olduğu dönemde “Doğruer” soyadını kullanmıştır. ** 154 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 3.8.1963-4.11.1965 5.11.1965-20.8.1969 1.9.1969-30.8.1971 1.9.1971-16.8.1974 19.8.1974-6.8.1976 6.7.1976-24.8.1978 9.10.1978-20.8.1979 21.8.1979-16.8.1983 16.8.1983-4.7.1986 23.7.1986-22.7.1988 22.7.1988-28.6.1990 28.6.1990-9.7.1992 1.7.1992-30.7.1994 30.7.1994-2.7.1996 2.7.1996-3.7.1998 3.7.1998-2.7.1999 2.7.1999-29.6.2001 29.6.2001-27.6.2003 27.6.2003-24.6.2005 20.6.2005- Kurmay Albay Kurmay Albay (Top.1943-1) Kurmay Albay (Top.1945-6) Kurmay Albay (Top.1947-84) Kurmay Albay (İs.1951-4) Kurmay Albay (Top.1953-46) Kurmay Albay (P.1955-6) Kurmay Albay (Top.1958-15) Kurmay Albay (P.1961-2) Kurmay Albay (Top.1961-17) Kurmay Albay (Top.1965-91) Kurmay Albay (P.1966-1) Kurmay Albay (P.1968-28) Kurmay Albay (Mu.1969-8) Kurmay Albay (Tnk.1973-33) Kurmay Albay (Tnk.1973-23) Kurmay Albay (Top.1975-17) Kurmay Albay (Mu.1978-23) Kurmay Albay (P.1980-1) Kurmay Albay (Top.1982-65) 155 (Tuğg.) (Korg.) (Tuğg.) (Tuğg.) (Korg.) (Tuğg.) (Org.) (Org.) (Korg.) (Tümg.) (Tuğg.) (Tümg.) (Korg.) (Korg.) (Tuğg.) (Tuğg.) (Tuğg.) (Tuğg.) Cemal Özsever Bayram Arslan Selahattin Canbazoğlu Doğan Günçan Tayyar Polat Argun Yaşar Kök Siyamettin Yalınpala Doğu Aktulga Yaşar Büyükanıt İbrahim Tülü Selahattin Yücel Yılmaz Küçükseyhan Ünal Önsipahioğlu Yalçın Ataman Ö. Necati Özbahadır Sinan Ertung Mustafa Canatan Aslan Kılıçarslan Fahri Erenel İlhan Bölük FOTOĞRAFLARI ELDE EDİLEBİLEN OKUL KOMUTANLARI Sarı Galip Paşa İbrahim Ethem Saadetin Bey Bey (Paşa) (Paşa) Kaçı Vehip Bey Cevat Bey (Kula) Talat Bey (Ogan) Arif Bey (Tanyeri) H. Rıfat Mataracı Y. Adil Egeli Aziz İlter Ekrem Atasel Hamit Özgüner (Doğruer) Cemal Ogan Ragıp Altan M. Adil Peköz Selim Sırrı Acar K. Remzi Hasdal Muhittin Okyayuz Enver Sökmen Yusuf Ziya Arıbay M. Şefik Erensu B. Necati Ogan Rıfat Sami Uzel Tarık Güryay Cemal Özsever Bayram Arslan Selahattin Canbazoğlu Doğan Günçan Tayyar Polat Argun Yaşar Kök Siyamettin Yalınpala Doğu Aktulga Yaşar Büyükanıt İbrahim Tülü Selahattin Yücel Yılmaz Küçükseyhan Ünal Önsipahioğlu Yalçın Ataman Ö. Necati Özbahadır Sinan Ertung Mustafa Canatan Aslan Kılıçarslan Fahri Erenel İlhan Bölük Tevfik Topçu Bedri Erk 156 ÖĞRETİM BAŞKANLARI GÖREV TARİHİ RÜTBESİ ADI SOYADI 1847-1861 1861-1867 1867-1874 1874-1876 1876-1883 1883-1887 1893-? 1906-1909 1909-1910 1929-1930 1930-1931 1931-1934 1934-8.4.1936 8.4.1936-1942 1942-1945 1945-1956 1956-1959 1959-1960 1960-1965 1965-1968 1968-1973 1973-1974 1974-1975 09.1975-01.1976 01.1976-10.06.1977 10.06.1977-01.09.1981 02.09.1981-29.07.1984 30.07.1984-03.03.1986 04.03.1986-15.05.1987 16.05.1987-15.02.1989 01.06.1989-29.08.1991 30.08.1991-30.07.1993 01.08.1993-01.06.1995 02.06.1995-02.07.1999 03.07.1999-26.06.2001 26.06.2001-26.06.2004 26.06.2004- Svl. Öğretmen Kurmay Binbaşı Piyade Kaymakam Erkân-ı Harb Miralay Mirliva Mirliva Mirliva Mirliva Svl. Öğretmen Svl. Öğretmen Svl. Öğretmen (E) Kurmay Albay Öğretmen Yarbay Svl. Öğretmen Tuğgeneral Öğretmen Albay Öğretmen Albay (1941-5) Öğretmen Albay (1931-49) Öğretmen Albay (1938-1) Öğretmen Albay (1940-3) Öğretmen Albay (1943-5) Öğretmen Albay Öğretmen Albay (1946-5) Öğretmen Albay (1946-63) Öğretmen Albay Öğretmen Albay (1951.Ord.14) Öğretmen Albay (1952.Ulş.1) Öğretmen Albay (1958.Fiz.3) Öğretmen Albay (1958.Bio.4) Öğretmen Albay (1960.Coğ.2) Öğretmen Albay (1961.Tar.2) Öğretmen Albay (1964.Mat.7) Öğretmen Albay (1966.Mu.35) Öğretmen Albay (1971.Yd.Fiz.1) Öğretmen Albay (1976.Yd.Mat.1) Öğretmen Albay (1975.Yd.Fiz.2) Öğretmen Albay (1980.Yd.İng.1) 157 Hüseyin Rüştü Efendi İsmail Bey Mustafa Bey İbrahim Ethem Bey (Paşa) Halil Fahri Paşa Saâdettin Paşa Hasan Fuat Bey (Paşa) Şevki Paşa Halil Rüştü Bey Tevfik Bey Salih Bey Ali Remzi Alçıtepe İsmail Hakkı Uskan Arif Hikmet Bey (Betil) Nazmi Çağan Hüsamettin Özgültekin Zeki Saraçoğlu Suat Tümer Memduh Utku Naci Çakın Abdi Kayalı Selman Fişek Ali Kaytaran Necmettin Ersoy Ömer Özcan Necdet Bodur Mustafa Ertugay Gürkan Sezer Vedat Gökkaya Ahmet Önder Erkmen Mütevellioğlu Erdoğan Uyanık Saim Özcan Muttalip Gül Harun Gülçeken Ahmet Çelebi Yalçın Durmuşoğlu Deniz senin, toprak senin, gök senin, Zafer olsun en mukaddes emelin. Çağlayanlar gibi köpür arşa taş, Ufuklardan yüksel şahikalar aş. (Nakarat) Ey şerefli, Şanlı Yuva KULELİ, Hedefindir bütün cihan, ileri. Hayat umar vatan tatlı sesinden, Miras kalan asil kandır ceddinden, Ay yıldızım gökyüzünde parlasın, Nurunda Türklük dünyayı kaplasın. Senin adın bu ülkede tanınmış, Cumhuriyet kitabına yazılmış. Sen mukaddes, altın ocak KULELİ, Saklar bağrın kahramanlık emeli. Güfte: Kemal Yalçınalp * Kuleli Askerî Lisesi Marşı, 1927-1928 öğretim yılında yazılarak bestelenmiş, ilk kez 1935-1936 yılına ait okul yıllığında yayımlanmıştır. 158 BELGELER: Kuleli Kışlası’nın 1842 yılında tamiri ve kışlada bulunan “Tahaffuzhane”nin terkedilmesi ile ilgili belge: 159 Sultan Abdülmecid’in Mekteb-i Harbiye’nin Pangaltı'da Tophane Hastahanesi olarak yapılan binaya taşınması ve idâdinin Maçka Kışlası'nda Mekteb-i Harbiye’nin boşalttığı yerde kalması ile ilgili 20 Mayıs 1845 (13 Cemaziyelevvel 1261) tarihli İrade-i Seniyyesi: 160 Mekteb-i Fünun-ı İdâdi’nin 10 Ekim 1846 (19 Şevval 1262 Cumartesi) günü saat 4.00’te (19.0019.30 arası) Maçka’daki yeni binasında ikinci öğretim yılında Sultan Abdülmecid tarafından açılışı ile ilgili belge: 161 BOA.İDH-6610 3 Aralık 1846 (13 Zilkâde 1262) tarihli Kuleli su yollarının yapılması ile ilgili belge: Seniyyü’l-himem(yüce hizmet sahibi) Devletlü, İinayetlü, Atufetlü Efendim Hazretleri, Kuleli kışla ve hastahanesi su yollarının tesviyesi (yapılması) zımnında (konusunda) Çenğel Karyesi’nde (köyünde) ve su ahzından (alımından) dolayı vukû bulan (olan) zararlarının itası (verilmesi) ashabı (sahipleri) tarafından ba-arzuhal (dilekçe ile) niyaz (rica) ve istid’â (istek) olunmuş ve saye-i muaddelet-vâye-î (adaletin yerine getirilmesi hususunda) Hazreti şahanede (padişah yanında) hiç kimseye renciş (eziyet) ve gadr (kötü muamele) vukû’a getirilmemesi matlûp (istenmiş) mültezem (gerekli) âlî bulunmuş olmasıyla, keyfiyet (durum) lazım gelenlerden bittahkik (incelemekle) vakıan (olan) zikr olunan su yollarının tesviyesi (yapımı) esnasında mezkûr bağlara biz-zarure (mecburen) biraz zarar ve ziyan vukû’ bulduğuna (olduğuna) ve bu makule(bu tür) zarar ve ziyanın epniye (binalar) ve su yolları masârıfatına karıştırılmayarak, ashabı(sahiplerini) bil-ırza (razı etmekle) tesviyesi usûlü ebniyesi(adı geçen hatahane binaları) masârıfına gayri dahil idin8dahil etmeyin). Bağcılar esnafı ve şehr erbabı vukuf (bilinen ehli vukuf) marifetiyle (bilgisiyle) muâyene ve keşf ve mikdarı zararları ve mauleziz (tatlı su) bahansı (fiatı) bit-terâzi (rızalaşmakla) tahmin ve takîr (rapor) ettirildiği üzere yedi bin yediyüz elli kuruşa baliğ (ulaşma) olarak, meblağı mezbûrun Maliye Hazîne-i Celîlesinden i’tası (verilmesi) îktizâ ideceği derkenar ve ilamlarda gösterilüp, ol-vechile (o şekilde) tesviyesi (yapılması) nezdi valâ-yı sipehsalârîde (yüksek askeri makamla ilgili emirde) dahi bit-tensip (uyğun görülmekle) icâbının icrası Asâkiri Nizamiye-i şahâne Müsteşarı saâdetlü Bey Efendi Hazretleri tarafından ba-takrir (raporla) enha ve ışâr (sunulup, bildirme) olunarak; ber mucep (gergince) enha (sunulan) meblağı mezburun (zikredilen tutarın) Hazîne-i Celîle-i merkûmeden i’tası (verilmesi). 162 Topçu Askeri Nizamiye Kaymakamlarından Samakoçak dökümhanesi Müdürî Ali Bey’in ahali ile ademi imtizacı tahkik (inceleme) ve salihı ısagaya (dökümcülüğe uygun) malumatı olanlardan diğer münasibinin Müdür tayini lazım gelmiş olduğundan Binbaşılık nişanını hamil döğücü Kadri Efendi’nin fenni isagaya (döküm fennine) ma’lûmatı kafiyesi (yeterli bilgisi) hesabiyle ba’de izin (izin verildikten sonra) Müdürlük mezkûr (adı geçen Müdürlük) münavebeten idare olunmak ve muma’ileyhen maaş ve ta’yinâtı kadimesi (eski maaşı) hanesi tarafına terk ile, mukabilinde Müdürlük maaşından bin kuruş muma ileyhe i’ta (verilmek) kılınmak üzere dökümhâne-i mezkûre Müdür nasb ve tayini Tophane-i Amire Meclisinden ba-mazkata (mazbata ile) ifade ve enba (haber vermek) ve ol-vechile tesviyesi (ödenmesi) nezdi valâ-yı Musîri’de bit-tensip (uygun görme) icabının icrası Tophane-i Amire Nazırı Saadetlü Bey Efendi Hazretleri tarafından ba-takrir (raporla) işâr ve enha (bildirp, sunmak) kılınmış ve keyfiyyeti kuyudiyesi (kayıt durumu) derkenarda gösterilmişolmakdan raşî (dolayı) ber mucep (gerek üzere) enka(sunulan) mir (bey) muma ileyh ( o kendine işaret olunan) Müdürlüğü mezkürden azliyle (görevden alınma) muayyen (belirlenmiş) olan üçbin kuruş maaşdan bin kuruş Hazine mande (kalma) olarak küsür ikibin kuruş dökümhane mezkûra vusulu 8 vardığı) gününden itibaren mah bî-mah (aydan aya) mahalli emvalinden (mahalli gelirlerinden) döğücülük için muhassas (ayrılmış) bulunan kadîm beşyüz kuruş maaş ve ta’yinatın dahi hanesi tarafından i’tası (verilmesi) zımnında tesviye-i iktizasiyle Efendi muma ileyhin müdürlük mezküre (bahsi geçen müdürlüğe) icra-yı memurîyet-i istîzanına (izin talebine) dair Maliye Nazır’ı Devletlü Paşa Hazretlerine havale olunacağı beyaniyla (açıklamasıyla) iki kıt’a (parça) takriri manzuru âlî buyurulmak içün savbu (taraf) vâlâlarına (yüksek makamınıza) gönderilmiş olmayan (olarak) ber mucep istîzan (izin gereğince) tesviye-i iktizaları muvafık (uygun) irade-i Hazreti padişahi buyrulur ise, Nazır muşârun ileyh hazretlerine havale olunacağı beyaniyle tezkire-i senaverî terkîm kılındı efendim. 13 Zilkâde 1262 (3 Aralık 1846). Marûzu çâkkerîkemineleridir (Bendenizin Maruzatıdır) Raha Pîrâ-yı tekrîm (saygı değer) olan işbu tezkire-i samiye-i asıfaneleriyle zikr olunan takrirler meşmûl nazırı şevket eseri Hazreti Padişâhî buyrulmuş ve bendi evvelde mezkür meblağın Hazine-i celile-i merkümeden i’tası ve bendi sânide gösterildi üzere mir muma ileyhin Müdürlüğü mezkurdan azliyle yerine efendi-i muma ileyhin ol-mikdar maaş ile icrâ-yı memuriyeti döğücülük içün muhassas (ayrılmış) bulunan maaş ve tayinatının dahi hanesi tarafına verilmesi zımnında ber mûcep istizan tesviye-i iktizalarının Nazırı Müşarun ileyh Hazretlerine havalesi müteallik ve seref sudûr buyrulan emr ve irade-i seniyye-i cenâbı mülükâne icâbı âlî’sinden bulunmuş ve mezkûr takrirlerine savb (tarafı) sadaret penahilerine iâde ve tisyar (gönderme) kılınmış olmakla ol-babda emr-u ferman hazreti veliyyül emrindir. 17 Zilkâde 1262 (7 Aralık 1846). 163 BOA.İDH-9697 16 Ağustos 1848 (15 Ramazan 1264) tarihli Kuleli Kışlası’nın tamir masrafı ile ilgili belge: Atufetli (Merhametli) Efendim Hazretleri, Kuleli Kışla-ı Humayunu derünunda (içinde) kain (mevcut) daire-i Hümayunun sıvalarıyla sair mahalleri dökülüp fenalaşmış ve üzerinde olan güneş resmi alemin (bayrağın) dahi tamiri lazım gelmiş olduğundan, ol-kabda (o konuda) vaki ‘olan (yapılan başvuru) ifade üzerine; ebniye-i hassa (özel binalar) Müdürü Saadetlü Efendi marifetiyle (bilgisiyle) keşif ettirilerek, tanzim ve takdim eylediği bir kıt’a (bir parça) keşif defteri ve zeyline (sonuna) muharrer (yazılmış) i’lamı ve masarıfat muhasebesinden hesap ve derkenar ettirildiği üzere, zikr olunan (konu edilen) mahallerin tamiri masarıfı ondört bin ikiyüz yedi buçuk kuruşa baliğ (ulaşacağı) olacağı anlaşılmış olduğundan; epniye-i miriye (Devlet binaları) Müdürü Efendi marifetiyle; zikr olunanan tamiratın icrası hususu Maliye Nazırı Devletlü Paşa Hazretleri tarafından ba-takrir (rapor ile) istîzân (izin talep etme) olunmuş ve takriri mezbur(geçen rapor) menzûr-u âlî buyrulmak (Huzûru Padişaha sunulmak) içûn takdîm kılınmış olmakla, ol-babda her ne veçhile (ne şekilde) emr-ü ferman hazreti Cihandârî (Cihan Padişahının emri) Şeref sudûr (emir çıkıp) buyrulur ise ona göre icrâ-yı iktizası (gerekli icraat) Nazır Müşaran ileyh Hazretlerine havale olunacağı beyaniyle tezkire-i senâverî (övgüye layık yazı) takdim kılındı (sunuldu) Efendim. 14 Ramazan 1264 (15 Ağustos 1848). Marûzu çâkkerîkemineleridir (Bendenizin Maruzatıdır) Enmüle Pîrâ-yı ta’zim (Parmak hüneriyle yazılan övgüye layık) olan işbu tezkire-i samiye Sadaret penâhileriyle (Sadaretin tezkiresi ile) takriri-i mezkür (adı geçen rapor) menzûr meâli mevfûr (yüksek görüşlerinize) Hazreti şahane buyrulmuş ve işar (bildirmek) ve istîzân (İzin istemek) olunduğu vechile zikr olunan tamiratın Müdür muma ileyh (adı geçen) marifetiyle (bilgisiyle) icrâsı (uygulaması) zımnında (konusunda) tesviye-i iktizasının (yapılmasıyla ilgili gerekenin) Nazır müşarun ileyh hazretlerine havalesi, muteallık mûlükâne mukteza-yı âlîsinden bulunmuş ve mezkûr takrîr (adı geçen rapor) yine savp sami-i asıfanelerine (yüksek makamınıza) iade ve tisyar (göndermek) kılınmış olmakla ol-babda (o konuda) emr-u Ferman hazreti veliyyü2lemrindir. 15 Ramazan 1264 (16 Ağustos 1848). 164 İdadîlerde öğrenim süresinin dört yıla çıkarılması, öğrenci mevcudu, okutulacak dersler ve öğretmenlerle ilgili Mekâtib-i Askeriye Nezareti’nin 1869 (1286) Tarihli Tezkeresi: 165 Harbiye’de okutulmakta olan bazı derslerin idadîlere aktarılması ve taşra idadîsi dördüncü sınıf öğrencilerinin Dersaadet İdadî’sine nakledilmesi ile ilgili 16 Eylül 1874 (4 Şubat 1291) tarihli Daru’ş-Şûray-ı Askeriye Kararı: 166 Askerî idadîleri bitirenlerin Meclis-i Maarif tarafından yapılacak sınavla Mekteb-i Harbiye’ye girmeleri, sınıf geçme ve sınav sistemi ile idadîlere alınacak rüşdiye öğrencilerinin kayıt kabul esasları hakkındaki belge: 167 BOA.Y.MZV 82/41 4 Eylül 1893 (21 Safer 1311) tarihli Kuleli tamir giderleri ile ilgili belge: Kuleli’de kain mekteb-i idadi-i hayririyye-i şahane ebniyesinin vüsatsizliğinden naşi …….Mevcudiye tamamiyle istiab edemeyerek bu yüzden pek çok suubet ve müşkilat çekilmekte olduğundan bu halde bir çare-i münferit olmak üzere mekteb-i şahanenin haricinde rabtı ve tazmhane ihtas olunmak üzere ta’mimi ve şimdiki ta’minenin taş düşmelerinin …….tahvili ciheti düşünmesi ve bu suretle mekteb-i şahanenin bir yatak koğuşu ile resimhane ve hizmetkâr koğuşu gibi üç büyük ihtiyacın…….edileceği mütaala olunmuş makruna müsaade-i esabetade-i hazreti hilafet penahi buyrulduğu suret de bil irade-i seniyye-i hazret-i hilafet penahi şükürdan bermâh mezune olduklarından şu müddet-i galile-i zarfında emir ve tebliği hususunda hemim aliye-i ……şayan buyuracak yazı emir ve ferman hazreti minlelemrindir. Mucibince seraskere ve cevaben müşirin müşirnileyhiye tebliğ edilmiştir. BOA. DH.EUM.3.Şb.2/20 12 Aralık 1916 (29 Eylül 332) tarihinde Kuleli öğrencisi Konstantin’e yazılan bir mektup: Sevgili ve büyük ruhlu kardeşim Konstantin! Elhamdurillah sıhhatim berkemaldır. Sizin dahi sıhhatte olmanızı cenab-ı hak’tan dua ederim. Mektubunuzu arkadaşlarımla beraber mütalaa ettiğimiz zaman kalbimizde şiddetli bir galeyan 168 husule geldi ve göz yaşlarımız akmaya başladı. Sevgili pederimizin vasıtasıyla çok defa selamlar gönderdim. Ben bugünlerde büyük ve mukaddes bir emre tabi olarak mukaddes ve Alî vazifeleri ifa etmek için Asya’ya kadar gittim. Türklerin zir-i ideallerinde bulunan zavallı dindaşlarımızı muavenetleriyle vazifemi güzelce ifa ettim. Ve bu günlerde vazifemi ikmal ettiğim için Selanik’e avdet edeceğim zaman mufassal bir mektupla Asya’da icra ettiğim şeyleri bir bir anlatacağım. Yani 12 arkadaşımın muavenetiyle 80 ….. beraber oraya nasıl getirdiğimi ve Foça köyünde nasıl bir hayat geçirdiğimi mufassalın size yazacağım. İşte Cenab-ı Hakkın muavenetiyle ve sevgili dindaşlarımızın gayretleriyle istediğimi yaptım. Ve kahraman dindaşlarımızın Yunanlılara karşı olan hüsnü tevcihlerini takdir ederek onların isimlerini defterime yazdım ve heyetimize teslim ettim. Dininizi ve milletinizi ve Yunanilere karşı olan muhabbetimizi gaip etmediğimizden dolayı Büyük İskenderin Barbar Türklere karşı yapıldığı gibi sizede yapacağınızı mektubunuzda okuduğum zaman gayri ihtiyari olarak gözyaşlarım akmağa başlamış ve bütün vücudum sarsılmıştır tabii. Niş’te barbar Türklerin uğradığı felaketleri hatırına geliyor gibi İskender’in şecaatinden ileri gelmiştir. Emin olunuz ki kardeşim şayet muharebe olacak olursa Cenab-ı Hakkın muavenetiyle ve sevgili Venizelosumuzun himmetiyle galip geleceğiz. Türk’ün ordusunda bulunan din kardeşlerimizin fikri hep böyle ise size teminat veriyorum ki yüzde yüz muvaffakiyet bizimdir. Galibiyet bizimdir ve sizin gayretinizle sevgili padişahımız 14. Konstantin ta İstanbul’un kapılarına kadar gelecektir. İnşallah bu gidişle yalnız Makedonya’da bulunan dindaşlarımızı değil Türklerin ziri iradelerinde bulunan bütün dindaşlarımızı da tahlis edeceğiz. İşte sevgili vatan evladı sana bunu tavsiye ediyorum ki kalbinizde bulunan İsa’yı her bir vakit unutmayarak var kuvvetinizle çalışmanızı rica ederim. Ellerinizi kemal-i himmetiyle sıkar ve gözlerinizi öperim. Aslı Aydın Vilayeti 29 Eylül 332 (12 Aralık 1916) tarihli irsal kalemindedir. BOA. DH. EUM.3.Şb.2/20 Yunanlılara hizmet ettiği için Divan-ı Harb’e sevkedilen Kuleli öğrencisi Konstantin ile ilgili 12 Aralık 1916 (29 Eylül 1332) tarihli belge: Dâhiliye Nezaret-i Celilisine Devletlü Efendim Hazretleri Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti ifadesiyle 29 Eylül 1332 (12 Aralık 1916) tarihli 816 numaralı tahrirat-ı Alîye-i nezaretpenahileri cevabıdır. Emal-i Yunaniyeye hidmet etmekle Divan-ı Harbiyeye tevkif olunan Kuleli İdadisi talebesinden Konstantiniye bu kere bazı ifadatı havi mektup suretinin lafıyla tahkikat icra ve ebnası işar buyrulmuştur. Bu husus hakkında evvelce Harbiye Nezaretinin Kumandanlığına varit olan emir üzerine kumandanlıkla görüşülerek Nezaret-i müşarülileyhaya cevap yazılmıştır. Bundan hayli müddet evvel Foça kazasında ve diğer sevahilden Rumların çıkıp gittiği Foça’da elyevm tek Rum kalmadığı maruzdur. Olbabta emrü ferman ……. 169 Birinci Dünya Savaşı yıllarında Kuleli Askerî İdadîsi’nde görev yapan iki Alman subayı ile ilgili belge: 170 BOA. MV.223/155 Kuleli’nin Ermeni Eytam Okulu’ndan geri alınması ile ilgili 25 Nisan 1922 (25 Nisan 1338) tarihli talep yazısı: Meclis-i Vükela müzakeratına mahsus zabıtname Hülasa-i meali Kuleli İdadî-i Askerîsi binası Ermeni eytamının taht-ı işgalinde olarak mekteb-i mezkur talebesi Kuleli ve Beylerbeyinde kain üç ….. ve ihtiyaca gayrı kafi emanette bulunmasından dolayı icra kılınan teşebbüsat üzerine mekteb-i bina-yı asliyesinin ne gibi şerait tahtında tahtında iadesine muvafakat olunacağına dair intibat şubesi dairesi tarafından alınan tezkere-i cevabiye suret-i tercümesinin mürsel 25 Nisan 1338 (25 Nisan 1922) tarihli ve 483 ………… ve merbutu okundu. Kararı İdadî-i Askerî binasının istirdadına mukabil mezkûr şube reisinin tezkeresinde bahs ve teklif olunduğu vecihle müteaddit diğer mübaninin yedi sene içinde itam-ı mezkûreye terki duyur-u küdşat da uzvu gibi ta’hirat altına, girilmesi esasen gayrı caiz olmakla beraber esnayı müzakerede harbiye nazırı paşa tarafından verilen izahattan teşbih vakii mektebde def-i izdiham maksadına müstened olduğu halde Kuleli Mektebine muttasıl eski hastahane ile şimdiki hastane ermeni tarafından işgal edilmek istenilerek bunların terkine muvafakat edilmekte olduğu anlaşılmasına ve şu halde maksadı esasi temin eylemiş olacağına binaen bu babda münasip bir cevap itasıyla bu işten sarfı nazar olunması evla görüldüğünün nezaret müşarünileyh tebliği tezir kılındı. 171 KAYNAKÇA 1. Arşiv Belgeleri a. İstanbul, Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA) (1) İrade Defteri (2) İrade Defteri (3) İrade Defteri (4) İrade Defteri (5) İrade Defteri (6) Meclis-i Vâlâ (7) Meclis-i Ahkâm-ı Umur-u Dahiliye : Dahiliye 2292, sene 1257 : Dahiliye 4972, sene 1261 : Dahiliye 5178, sene 1261 : Dahiliye 6572, sene 1262 : Dahiliye 8137, sene 1268 : Vesika no: 465 : Adliye; 19 Rebiülahir 1263 tarihli vesika. : 28 Zilhicce 1258 tarihli vesika. : 27 Şevval 1273 tarihli vesika. : Vesika no: 878 (8) Umur-u Hariciye (9) İradeler Tasnifi (10) Dosya Usulü İradeler Tasnifi (11) Meclis-i Vükelâ Karar Mazbataları (12) Sadaret Evrakı Mektubi Kalemi Evrakı (13) Sadaret Umum Evrakı (14) Yıldız Dahiliye (15) Hariciye (16) Şura-yı Devlet Mazbataları (17) Maliye Nezâreti Defterleri (18) Nezâret Gelen-Giden Defterleri (19) Dahiliye İdare Umumi Evrakı (20) Sadaret Mektubi Nezâret Evrakı Dosya Envanteri (21) Dahiliye Hukuk-u Müşavere Evrakı b. Kuleli Askeri Lisesi Arşivi (1) Defter No: 12, “ 1918-1922 Kuleli İdadîsi Künye ve Mecazahat Defteri Defterde öğrencilerin okul hayatlarında almış oldukları ceza ve mükâfatlar kaydedilmiştir. Öğrencilerin baba mesleği, memleketleri, doğum tarihleri ve nakil edildikleri okul ve kıtalar belirtilmektedir. Rika ve rika kırmızısı yazı karakteri ile Osmanlıca olarak tutulan defterde her öğrenci için bir sayfa ayrılmış ve okulla ilişiği kesilenlerin künye bilgisi altına “terkin-i kayd”, “ibka”, “firar” , “namezun” ve “ihraç” gibi ibarelerle okuldan ilişiklerinin kesilme sebepleri özet olarak kırmızı ya da mavi mürekkepli kalemle yazılmıştır. İbarelerin yanlarında okuldan ayrılış sebebini belirtir teferruatlı açıklamalar ile birlikte okul müdüriyeti, Harbiye ve Maarif Nezareti ile yazışmaların özeti de kaydedilmiştir. Okuldan mezun olan öğrencilerin künye bilgilerinin sağ alt köşesinde “mekteb-i harbiyeye nakl” ibaresi yer almaktadır. (2) Defter No: 40 “1910-1921 Kuleli İdadîsi Künye ve Mecazahat Defteri” Defterde öğrencilerin okul hayatlarında almış oldukları ceza ve mükafatlar kaydedilmiştir. Öğrencilerin baba mesleği, memleketleri, doğum tarihleri, ve nakil edildikleri okul ve kıtalar belirtilmektedir. 1910-1921 tarihli defterin bir diğer özelliği de öğrencilerin harici, palto ve ders kıyafetleri ile çektirmiş oldukları 1919 tarihli fotoğraflarının mevcudiyetidir. Rika ve rika kırmızısı yazı karakteri ile Osmanlıca olarak tutulan defterde her öğrenci için bir sayfa ayrılmış ve okulla ilişiği kesilenlerin künye bilgisi altına “terkin-i kayd”, “ibka”, “firar”, “namezun” ve “ihraç” gibi ibarelerle okuldan ilişiklerinin kesilme sebepleri özet olarak kırmızı ya da mavi mürekkepli kalemle yazılmıştır. İbarelerin yanlarında okuldan ayrılış sebebini belirtir teferruatlı açıklamalar ile birlikte okul müdüriyeti, Harbiye ve Maarif Nezareti ile yapılan yazışmaların özeti de kaydedilmiştir. Okuldan mezun olan öğrencilerin künye bilgilerinin sağ alt köşesinde “mekteb-i harbiyeye nakl” ibaresi yer almaktadır. (3) Defter No: 20 “1918-1921 Askerî Rüşdiye Künye Defteri” Defterde ortaokul öğrencilerine ait bilgiler mevcuttur. Öğrencilerin baba adı ve mesleği, doğum tarihleri, nakledildikleri okul ve kıtalar belirtilmiştir. Defterin özelliği öğrenciler arasında Rum ve 172 Ermeni yetimlerin bulunuşudur. Yetimlerin patrikhane tarafından talebiyle okulla ilişiklerine son verilmiştir. Okuldan kaydı silinen diğer öğrenciler için de kayıt silinme sebepleri belirtilmektedir. Rika ve rika kırmızısı yazı karakteri ile Osmanlıca olarak tutulan defterde her öğrenci için bir sayfa ayrılmış ve okulla ilişiği kesilenlerin künye bilgisi altına “terkin-i kayd”, “ibka”, “firar”, “namezun” ve “ihraç” gibi ibarelerle okuldan ilişiklerinin kesilme sebepleri belirtir teferruatlı açıklamalar ile birlikte okul müdüriyeti, Harbiye ve Maarif Nezareti ile yapılan yazışmaların özeti de kaydedilmiştir. Okuldan mezun olan öğrencilerin Künye bilgilerinin sağ alt köşesinde “Bursa İdadîsine nakl” veya “Kuleli İdadîsine nakl” gibi ibareler mevcuttur. (4) Defter No: 28, “1916-1920 Askeri Rüşdiye Künye ve Mecazahat Defteri” Defterde öğrencilerin okul hayatlarında almış oldukları ceza ve mükâfatlar kaydedilmiştir. Öğrencilerin baba memleketleri, doğum tarihleri ve nakil edildikleri okul ve kıtalar belirtilmektedir. Ayrıca okulla ilişiği kesilen öğrencinin kayıt silinme sebebi de belirtilmiştir. Rika ve rika kırmızısı yazı karakteri ile Osmanlıca olarak tutulan defterde her öğrenci için bir sayfa ayrılmış ve okulla ilişiği kesilenlerin künye bilgisi altına “terkin-i kayd”, “ibka”, “firar”, “namezun” ve “ihraç” gibi ibarelerle okuldan ilişiklerinin kesilme sebepleri özet olarak kırmızı ya da mavi mürekkepli kalemle yazılmıştır. İbarelerin yanlarında okuldan ayrılış sebebini belirtir teferruatlı açıklamalar ile birlikte okul müdüriyeti, Harbiye ve Maarif Nezareti ile yapılan yazışmaların özeti de kaydedilmiştir. Okuldan mezun olan öğrencilerin Künye bilgilerinin sağ alt köşesinde “ Bursa İdadîsine nakl” veya “ Kuleli İdadîsine nakl” gibi ibareler mevcuttur. (5) Defter No: 41, “ 1915-1920 Kuleli İdadisi Künye ve Meczahat Defteri” Defterde öğrencilerin okul hayatlarında almış oldukları ceza ve mükafatlar kaydedilmiştir. Öğrencilerin baba mesleği, memleketleri, doğum tarihleri ve nakil edildikleri okul ve kıtalar belirtilmektedir. Rika ve rika kırmızısı yazı karakteri ile Osmanlıca olarak tutulan defterde her öğrenci için bir sayfa ayrılmış ve okulla ilişiği kesilenlerin künye bilgisi altına “terkin-i kayd”, “ibka” , “firar”, “namezun” ve “ihraç” gibi ibarelerle okuldan ilişiklerinin kesilme sebepleri özet olarak kırmızı ya da mavi mürekkepli kalemle yazılmıştır. İbarelerin yanlarında okuldan ayrılış sebebini belirtir teferruatlı açıklamalar ile birlikte okul müdüriyeti, Harbiye ve Maarif Nezareti ile yapılan yazışmaların özeti de kaydedilmiştir. Okuldan mezun olan öğrencilerin Künye bilgilerinin sağ alt köşesinde “Mekteb-i Harbiyeye nakl” ibaresi yer almaktadır. (6) Defter No: 16, “1914-1922 Askeri İptidai, Rüşti ve İdadi İmtihan Defteri” 1914-1922 tarihleri arasındaki askeri, ilk, orta ve lise sınıflarında bulunan öğrencileri, baba ve memleket adları ile gördükleri dersler ev aldıkları notları ihtiva eder defterdir. 1918-1919-1920 tarihlerinde Kuleli’den firarla Kuva-yı Millîye saflarına katılanları tespit edebildiğimiz yegane defterdir. Ebat olarak defterin boyu 56 cm. eni ise 38 cm.dir. Rika ve rika kırmızısı yazı karakteri ile Osmanlıca olarak tutulan defterde her öğrenci için bir sayfa ayrılmış ve okulla ilişiği kesilenlerin künye bilgisi altına “terkin-i kayd”, “ibka” , “firar”, “namezun” ve “ ihraç” gibi ibarelerle okuldan ilişiklerinin kesilme sebepleri özet olarak kırmızı ya da mavi mürekkepli kalemle yazılmıştır. İbarelerin yanlarında okuldan ayrılış sebebini belirtir teferruatlı açıklamalar ile birlikte okul müdüriyeti, Harbiye ve Maarif Nezareti ile yapılan yazışmaların özeti de kaydedilmiştir. Okuldan mezun olan öğrencilerin Künye bilgilerinin sağ alt köşesinde “Mekteb-i Harbiyeye nakl” ibaresi yer almaktadır. (7) Defter No: 11, “1921-1923 Kuleli İdadisi Künye ve Mecazahat Defteri” Defterde lise öğrencilerinin gördükleri dersler, aldıkları notlar baba ve memleket isimleri kayıtlıdır. Ayrıca defterde 1921-1923 tarihleri arasında öğrencilerin vesikalık fotoğrafları da mevcuttur. (8) Defter No: 23, “1910-1918 Kuleli’de görev yapan komutan ve öğretmenlere ait künye defteri” Defter arşivin nadide parçalarından biridir. Kuleli’ye ataması yapılan komutanların ailevi özgeçmişleri, öğretmen kadrolarının atandıkları yerler ve özgeçmişlerine ait bilgilerin mavi ve kırmızı mürekkeple rika tarzında kaydedildiği defter, muhteviyatı itibariyle diğerlerinden ayrılır. Defterin bazı sayfaları su ile temas ettiğinden yazıların bir kısmı okunamayacak hale gelmiştir. (9) Defter No: 26, “1845-1846 Kuleli’de günlük ihtiyaçların alım-satımına ait yazışma defteri” 173 Defter siyakat ve çoğunlukla da rika ve yazı karakteri ile kaydedilmiştir. Okul için yapılan inşaat masrafları, mutfak için alım-satımlar, elbiselerin alınması ve okul personeli ile öğrencilere ödenen aylıkların kayıtları da yer almaktadır. (10) Muhaberat Defterleri : 1875-1930 yılları arasındaki muhaberat defterleri incelenmiştir. (11) Talebe Künye Defterleri: 1906-1919 yılları arasındaki talebe künye defterleri incelenmiştir. (12) Personel Künye Defterleri: Mevcut olan 1908-1984 yılları arasındaki personel künye defterleri incelenmiştir. (13) İmtihan Not Defterleri: 1882’den başlayarak 1923 yılına kadar olan imtihan not defterlerinin hepsi gözden geçirilmiştir. (14) Tasdikname Defterleri: Arşivde yalnızca bir tane, 32 no’lu tasdikname defteri bulunmaktadır. (15) Sınıf Geçme Defterleri: 1924-1984 yılları arasındaki sınıf geçme defterleri taranmıştır. (16) Öğrenci Ceza Defterleri: 1924-1976 yıllarına ait öğrenci ceza defterleri gözden geçirilmiştir. (17) Kayıt Defterleri: 1 ve 2 nolu kayıt defterleri incelenmiştir. (18) Mektuplar: Okul eski komutanlarından Halil Rüştü Bey’e ait mektuplar taranmıştır. (19) Okul Yıllıkları: 1929-2007 yılları arasında çıkan yıllıkların tamamı gözden geçirilmiştir. (20) Salnameler: Salname-i Devlet-i Aliye-i Osmaniye: 1291-1328 hicri yılları arasındaki devlet salnameleri incelenmiştir. Salname-i Nezâret-i Maarif-i Umumiye: 1316-1317-1318,1319, ve 1321 hicri yıllarına ait olan maarif salnameleri incelenmiştir. (21) İstanbul, Harbiye Askeri Müzesi: Kuleli’ye ait Resim ve Ders Kitapları (22) Gazeteler (İstanbul, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Bilgi ve Dokümantasyon Merkezi) (a) İkdam Gazetesi ( 1918-1920) (b) Son Havadis ( 1918-1920) (c) Takvim-i Vekayi ( 1845-1892,1918-1920) (ç) Hakimiyet-i Milliye ( 1921 Mayıs-Temmuz) (d) Sabah Gazetesi ( 1914) (e) Selanik Vilâyet Gazetesi ( 1290-1291) (23) Ansiklopediler Aylık Ansiklopedi; Kuleli ve diğer Askeri Liseler Maddesi Hürriyet Gazetesi; AnaBritannica Genel Kültür Ansiklopedisi, İstanbul, Ana Yayıncılık, 1994. Meydan Larusse; İstanbul, 1992, c. 12, “Kuleli Vak’ası” ve “Kuleli” maddesi. Türk Ansiklopedisi; "Ethem Paşa" ve “Enderun” maddesi. 2. Kitaplar, Makaleler, Tezler: Ahmet İhsan ve Şürekası, Şirket-i Hayriye ve Boğaziçi, İstanbul, 1330. Ahmet Lütfü, Tarih-i Lütfi, C.:I-VIII İstanbul, 1290/1328. Adıvar, Halide Edip, The Turkish Ordeal, by. Alexandre Pankoff, The Century Co, New York, 1928. U.S.A.. Akşin, Sina, İstanbul Hükümeti ve Milli Mücadele, T. İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1998. Akyüz,Yahya, Başlangıçtan 2001’e Türk Eğitim Tarihi, Alfa Basım-Yayım-Dağıtım Ltd. Şti., İstanbul, 2001. Akyüz,Yahya, “Atatürk ve 1921 Eğitim Kongresi”, Cumhuriyet Döneminde Eğitim, MEB, Ankara, 1983. Ali, Celâleddin, Konya İdadî-i Askerî Tarih Muallimi İbn-i Mevlâna, Şeyh Sadreddin Konevi”, 1340 (Mayıs 1922). Arabacı, Caner, Milîi Mücadele Dönemi Konya Öğretmenleri, Konya, 1991. Arseven,Celal Esad, Eski İstanbul, Çelik Gülersoy Vakfı, İstanbul Kütüphanesi Yayınları, 1989. Arslanoğlu, C. E.- Kayabalı, İ., “Kuleli Askerî Lisesi Tarihi”, Türk Kültürü, Yıl:Xı, Sayı:132, Ekim 1973, s.(596-599) 1404-1407. 174 Atasoy, M. Celalettin, Kandilli Tarihi, İstanbul, 1982. Atatürk’ün Doğumunun Yüzüncü Yılında Türk Silahlı Kuvvetleri, Ankara, 1982. Atnur, İbrahim, Türkiye’de Ermeni Kadınları ve Çocukları Meselesi (1915-1923, Babil Yay., Ankara, 2005. Avcı, Alaattin, Türkiye’de Yüksek Okullar Tarihçesi, (Cumhuriyet Devrine )Kadar), MSB, ARGE Bşk.lığı Yayını, Ankara, 1963. Ayas, Nevzat, Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitimi, (Kuruluşlar ve Tarihçeler), Ankara, 1948. Aybars, Ergün, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, İzmir, 1984. Ayverdi, Sâmiha, Boğaziçinde Tarih, İstanbul Fetih Cemiyeti İstanbul Ens. Neşriyatı, İstanbul 1976. Baraz, Mehmet Rebiî Hâtemi-Demircan, Zeynep, Çengelköy’de Tarih, Kitabevi Yay., İstanbul, 2004. Barkan, Ömer Lütfü, Süleymaniye Camii ve İmareti İnşaatı (1550–1557), TTK Yay., Ankara, 1972. Behçet Oktay’ın Hatıraları, Kuleli Askeri Lisesi Arşivi. Başyurt, Erhan, Ermeni evlatlıklar (saklı Kalmış Hayatlar), Karakutu Yay., 2. Baskı, İstanbul, Ekim 2006. Bayar, Hikmet, Yarım Asırlık Asker, Okuyan Us Yay., İstanbul, Ağustos 2006. Dağdelen, Lütfü - Hekimoğlu, S.Şahap, Askerî Tıbbiye Tarihçesi, İstanbul, 1947. Develioğlu, Ferit, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat, Ankara, 1986. Doğdu, Zuhal Çetiner, “Kışla Mimarisi”, Türkler ansiklopedisi, C.:12, Yeni Türkiye Yay., Ankara, 2002. Dündar, Can, Sarı Zeybek, AD Yayıncılık A.Ş. 9. Baskı, İstanbul, 1997. Egemen, Affan, İstanbul Çeşmeleri, Arıtan Yay., İstanbul, 1993. Eldem, Prof. Sedat Hakkı, İstanbul Anıları (1980). Ergin, Osman, Türk Maarif Tarihi, İstanbul, 1939. Erler, M.Yavuz, Kuleli ve Kurtuluş Savaşı (1915-1923), Kuleli Askerî Lisesi Mat., İstanbul, 2004. Evliyâ Çelebi, Evliya Çelebi Seyahatnâmesi, (Haz., O. Şaik Gökyay), 1. Kitap, Yapı Kredi Yay., İstanbul, Şubat 1996. Eyice, Semavi, Bizans Devrinde Boğaziçi, İstanbul Ü. Edebiyat Fak. Yayını, İstanbul, 1976. Hacaloğlu, A. Hilmi, "Kuvvacı Fenerbahçe", Popüler Tarih, Sayı. 2, Temmuz 2000. Hafız Hüseyin Ayvansarayî, Hadikatü’l-Cevami, C.:II, Matbaa-i Amire, İstanbul, 1281 (1864/65). Ilgar, İhsan, “I. Dünya Savaşı’nın Ünlü Komutanlarından Vehib Paşa”, Hayat Tarih Mecmuası, C.:5, Sayı:13, Haziran 1972. Illustrated London News (dergi), 1854. I’Illustration Joyrnal Universal (dergi), “İngiliz Kışlası”, Paris 1854, C.:23. İğdemir, Uluğ, Kuleli Vak’ası Hakkında Bir Araştırma, TTK Yay., Ankara, 1937. İğdemir, Uluğ, “Kuleli Vak’ası”, Türk Ansiklopedisi, C.:22, MEB Yay., İstanbul. İnönü, İsmet, Hatıralar, C.I-II, Bilgi Yay., Ankara, 1987. İsfendiyaroğlu, Fethi, Galatasaray Tarihi, İstanbul, 1956. Karakışla, Selim, “Savaş yetimleri ve Kimsesiz Çocuklar: Ermeni mi, Türk mü?”, Toplumsal Tarih, Sayı: 69, Eylül 1999. Karal, Enver Ziya, Harp Okulu Tarihçesi, Ankara, 1946. Karal, Enver Ziya, Osmanlı Tarihi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1983. Karateke, Hakan-Aynur, Hatice, III. Ahmet Devri İstanbul Çeşmeleri (1703-1730), İBB Yayınları, İstanbul, 1995. Kodaman, Bayram, Abdülhamid Devri Eğitim Sistemi, İstanbul, 1980. Konyalı, İ. Hakkı, Abideleri ve Kitabeleriyle Üsküdar Tarihi, Ahmet Sait Matbaası, İstanbul, 1977. Kuban, Doğan, İstanbul Bir Kent Tarihi (Bizantion, Kostantinopolis, İstanbul), (Çev, Zeynep Rona), Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul, Ekim 2004. “Kuleli’den 1920’de Kuva-yı Milliye Saflarına Katılan Faik Oğlu Muzaffer’in Anıları” Polat Akbulut’tan naklen. Kuleli Askerî Lisesi Arşivi. Kuran, Ahmet Bedevi, İnkılâp Tarihimiz ve İttihat Terakki, İstanbul, 1948. Kurtcephe, İsrafil-Yıldız, Feridun, Kuleli Askeri Lisesi Tarihi, Kuleli Askeri Lisesi Mat., İst., 1985. Kuleli Askeri Lisesi Mezunu Şehit Subaylar Albümü, İstanbul, 2005. Lewis, Bernard, Modern Türkiye’nin Doğuşu, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1984. 175 Manbory, Ernest, İstanbul Rehber-i Seyyâhin, İstanbul, 1925. Mazlum, Muharrem, Erkân-ı Harbiye Mektebi Tarihçesi, İstanbul, 1930. Mehmet Esat, Mir’at-ı Mekteb-i Harbiye, İstanbul, 1873. Mehmet Esat, Mir’at-ı Mühendishane, İstanbul, 1895. Mehmet Ra’if, Mir’ât-ı İstanbul, Çelik GÜLERSOY VakfıYayınları, İstanbul, 1996. Mehmet Ziya Bey (İhtifâlci), Mekteb-i Sultanî Tarihçesi, İstanbul, 1918. Moltke, Feldmareşal Helmuth von, Türkiye’deki Durum ve Olaylar Üzerine Mektuplar, TTK Basımevi, Ankara 1960. Orga, İrfan, Bir Türk Ailesinin Öyküsü, İstanbul, 1994. Osmanlı Döneminde Askerî Okullarda Eğitim, T.C. Millî Savunma Bakanlığı, Ankara, Haziran 2000. Öz, Hasan Fehmi, “Üsküdar’da Bir Askerî Okul Kuleli Askerî Lisesi”, 12-14 Mart 2004 İkinci Üsküdar Sempozyumu Bildirileri, C.:1, Üsküdar Belediye Başkanlığı, İstanbul, Mart 2005, s.248 vd. Özkan, Hülya, İstanbul Hükümetleri ve Milli Mücadele Karşıtı Faaliyetler (4 Mart 1919- 16 Ekim 1920), Ankara 1994. Pakalın, M. Zeki, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, MEB, İstanbul, 1983, C.1-2-3. Pertev Paşa; Divan-ı Pertev Paşa, Matbaa-yı Bâb-ı Hazret-i Ser-askeriyye ve Merci‘ ü Me’âb Sunûf-ı Leşkeriyye, İstanbul, 1256. Rado, Şevket, “Hicrî 1217 Tarihine Ait Bostancı Başı Defteri”, Hayat Tarih Mecmuası İlavesi, Temmuz 1972, Sayı:6. Sadettin Nüzhet [Ergun], “Kuleli Askeri Lisesi’nin Tarihçesi”, 1932-33 KAL Son Sınıf Hatırası, Devlet Matbaası, İstanbul 1933. Sakaoğlu, Necdet, Osmanlı’dan Günümüze Eğitim Tarihi, İstanbul Bilgi Ü. Yay., İstanbul, Mart, 2003. Sayacı, Kenan, “Kuleli Askeri Lisesi”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, İstanbul 1994, V/115-116. Shaw, Stanford L., Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye, C.:I, İstanbul. Şahin, M.Süreyya, Fener Patrikhanesi ve Türkiye, İstanbul, Ötüken Neşriyat A.Ş, 1999. Tanzimat, M.E.B.lığı Yay., İstanbul, 1940. Türkgeldi, Ali Fuat, Görüp İşittiklerim,TTK Basımevi, Ankara, 1987. Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi, c.3, 6. Ks. 1.Kitap, T.C. Gnkur. ATESE Bşk.lığı Yay., Ankara, 1971. Türk İstiklal Harbi, 10 cilt. Gnkur. Harp Tarihi Başkanlığı Resmi Yay.Seri No:1, Ankara,1972-1975. Türkmen, Zekeriya, Kuleli Askeri Lisesi Tarihi, Kuleli Askeri Lisesi Matbaası, İstanbul, 1994. Türkmen, Zekeriya, Kuleli Kaynaklı Şehitlerimiz, Çengelköy/İstanbul, 1994. Türkmen, Zekeriya, “İşgal Yıllarında İstanbul’daki Uygulamalar: Mütareke Döneminde Ermeniler Tarafından Kaçırılan Türk Çocuklarının Kaçırılması ve Hıristiyanlaştırılması”, KÖK Sosyal ve Stratejik Araştırmalar Dergisi, C.:II. Sayı:2, Güz 2000. Unat, Faik Reşit, Türkiye’de Eğitim Sisteminin Gelişmesine Tarihi Bir Bakış, Ankara, 1964. Uzunçarşılı, İsmail Hakkı, Osmanlı Tarihi, C.II. TTK Yay., Ankara, 1975. Ünal, Tahsin, “122 Yıllık Bir İrfan Yuvası Kuleli”, Hayat Tarih Mecmuası, Ağustos 1968, Sayı 7, Eylül 1968, Sayı 8. Üçer Sırrı; “Kuleli Askerî Lisesi Tarihçesi” Türk Kültürü, Yıl: VI, Sayı: 70, Ağustos 1968, s.(76-86) 764-774. Walsh, Robert, Constantinople and the Scenery of Seven Churches of Asia Minor, Londra, 1838, C.:2, Iv., s.76. (2. Baskı, Fisher, Paris, 1840.) Yahyaoğlu, Tahsin, “Astsubay Hazırlama Okullarının Tarihçesi”, Türk Kültürü, Yıl: 3, Sayı, 32. Haziran 1965, s. (35-39) 535-539. Yarar, Hülya, Osmanlı Döneminde Askerî Okullarda Eğitim, MSB Yayınları, Ankara, Haziran 2000. Yerasimos, Stefanos, İstanbul 1914-1923, İletişim Yayınları, İstanbul, 1996. Yıldırım, Nuran, “Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Koruyucu Sağlık Uygulamaları”, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Türkiye Ansiklopedisi, İletişim Yayınları, V/1324. Yücel, Hasan Ali, Türkiye’de Orta Öğretim, İstanbul, 1938. Yolalıcı, Mehmet Emin; “XIX. Yüzyıl ve Sonrası Osmanlı Devleti Eğitim-Öğretim Kurumları”, Osmanlı, Ankara, 1999. 176
Benzer belgeler
Broşürü - Kara Kuvvetleri Komutanlığı
Fatih Sultan Mehmet (1453-1481) İstanbul’u fethettiği zaman, Kuleli Askerî Lisesinin
bulunduğu yer ve yamaçlar koruluktu. “Papas Korusu” veya “Papaz Koruluğu” adı verilen
koruluğun içinde, kuleleri...