ONOK BOZKURT ONOK BOZKURT Alİ TEZDİKER
Transkript
ONOK BOZKURT ONOK BOZKURT Alİ TEZDİKER
YIL: 3 SAYI: 36 RÖPORTAJ ONOK BOZKURT Alİ TEZDİKER EKSTREM SPORLAR DOSYASI LACROSSE . RUGBY TÜRKIYE STORE auto . Türkiye aylık otomobil ve yaşam dergisi yıl: 3 sayı: 27 m o c . e y i k r u t o t u a . w w w Röpörtaj DERYA KEYKUBAT Kadın Gözüyle Test Değişmeyen tercihiniz... Opel Astra NB 1.4 Turbo A/T Okur Test 2012 Fiat Punto 1.2 İMTİYAZ SAHİBİ MCM TURKUAZ A.Ş. GENEL YAYIN YÖNETMENİ Oytun Çölok [email protected] [email protected] EDİTÖR Ebru Şalva [email protected] [email protected] KÜNYE [email protected] YAYIN DANIŞMANI Ahmet Cirit YAYIN KURULU Oytun Çölok Gündüz Saka Dirim Selim Tan SANAT YÖNETMENİ Ayça Ulusoy [email protected] Fatoş Sezer REKLAM VE HALKA İLİŞKİLER Ebru Büşra Tunca [email protected] BASIN VE MEDYA KOORDİNATÖRÜ Ünzile Dirican [email protected] HUKUK DANIŞMANI Av. Haluk Doğan WEB TASARIM 10 Jonglör - Oytun Çölok 23 Sevimli Dev - Sertaç Narbay 25 Yorumcu - Kemal Ege Gürkan 30 IKU Trojans - Egemen Özkan 31 Avrasya - Güven Taşoğlu 34 Sevens Dosyası - Sinem Hocaoğlu 37 Aqua - Emin Erden 43 Eskişehir - Cem Sayıner 47 Female Sharks - Demet Yıldız 49 Sporcu Sağlığı - Tamer James 52 Yıldızlar 55 Spor Haberleri 59 Pota - Cem Şengezer 68 Lacrosse 72 Röportaj - Onok Bozkurt 78 Kadın Gözü - Ebru Şalva Devecioğlu 86 Hayallerim, Spor ve Ben 94 Kişisel Gelişim - Gündüz Saka 95 Burak Özcan TASARIM MCM TURKUAZ Grafik Bölümü www.rugbyturkiye.net [email protected] . RUGBY TÜRKIYE Türkiye basın meslek ilkelerine uymayı taahhüt eder. Ajanda 101 Store 106 İÇİNDEKİLER HABER KOORDİNATÖRÜ Nazlı Selin Tan Ragbi Haberleri hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... Pastry Design hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız... www.tulinakyildiz.com A T . .. EDITOR Merhaba; TRF, Türkiye Ragbi Ligleri’nin başlangıç tarihini en sonunda açıkladı. Ama ragbi etkinlikleriyle çakışan tarihler umarız problemlere sebebiyet vermez. Temennimiz ise bol eğlenceli ve sportmence bir lig olması. Bu ay dünyadaki en önemli ragbi olaylarının başında RBS Altı Ulus Şampiyonası geliyor. Şampiyonada yayın zamanımıza kadar oynanan maçların yorumlarını Onur Önal’ın kaleminden “Ragbi Haberleri” köşesinde okuyabilirsiniz. Türk Ragbi Milli Takımı oyuncularını tanıtmaya devam ediyoruz. Bu ay iki konuğumuz var. Almanya’dan Salim Çavuş ile Fransa’dan Zakir Kalabaş. Bu ay Sinem Hocaoğlu’nun kaleminden Las Vegas’da düzenlenen USA Sevens ile Güven Taşoğlu’nun kaleminden de Cape Town Tens’in hikayesini okuyabilirsiniz. Ayrıca takımlardan haberler, her ay olduğu gibi köşe yazarlarımız tarafından kaleme alındı. Bu ay “Ekstrem Sporlar” dosyamızda ilginç sporlardan biri yer alıyor. “Lacrosse”. Bu spor ilginizi çekiyorsa dosyamızı okuyabilirsiniz. “Kadın Gözüyle” köşemizde ise bu ayki konuğum yelken sporcusu Ali Tezdiker. Bizi, anlattıklarıyla bir mıknatıs gib yelken sporuna çekiyor. Bu ayki ünlü konuğumuz ise Kadıköy’ün en marjinal işletmelerinden biri olan “Gitarcafe”nin felsefeci, sanat tarihçi ve müzisyen olan işletmecisi Onon Bozkurt. Kendisi ile yaptığımız röportajı dergimiz sayfaları içerisinde bulabilirsiniz. Hepinize keyifli okumalar... Not: Deşifreler için Funda Erçelik’e, maç fotoğrafları için Başak Yüncü ve Başak Polat’a, çeviriler için Onur Önal’a çok teşekkürler... EBRU ŞALVA DEVECİOĞLU [email protected] SEN DE TIKLA... FACEBOOK GRUBUNA ÜYE OL VE YENİLİKLERDEN HABERDAR OL! . . RAGBI HABERLERI ONUR ÖNAL [email protected] G Galler'in 2. Yarıdaki yoğun çabasına rağmen İrlanda 30-22'lik galibiyet kazanarak, RBS Altı Ulus mücadelesine başladı. Brian O'Driscoll ise Cardiff'teki yıllarına geri döndü. İrlanda Cardiff'te, Galler'in çabalarına rağmen galip geldi. S akatlıklar nedeniyle geçen yılın rekabetinden eser yoktu. 34 yaşındaki O'Driscoll bir try yapıp, Simon Zebo'nun da tryına yardımcı oldu. Böylece İrlanda maçı önde götürdü. Galler'de, Alex Cuthbert, Leigh Halfpenny ve Craig Mitchell try yaptı. Ancak 8 farkla mağlûbiyeti engelleyemediler. Bununla birlikte kendi evlerindeki 5. maçlarını da kaybetmiş oldular. Bu olay tarihlerinde bir ilkti. Tedbirli başlayan bir açılıştan sonra İrlanda oyunu kontrol etmeye başladı ve 9. dakikadaki lineout sonrasında İrlanda, pençesini attı ve öne geçti. O'Driscoll ve Rob Kearney tarafından hızlı el değiştiren top, Craig Gilroy ile buluştu ve bu da Galler tarafından savuşturuldu. Daha sonra Jonny Sexton’dan O'Driscoll'a verilen pas, Zebo’ya geçince dördüncü İrlanda atağı ve kendi 2. tryını yapmış oldu. Sexton'un sağlam vuruşları Galler'i kendi evindeki ilk yarıda duman etti. 19. dakikada İrlanda 2. tryın kokusunu aldı fakat Gilroy'u yeterince destekleyemedi. Bu sırada Sexton direklerin önünden bir drop-goal'ü kaçırdı. Hakem Romain Poite penaltıyı vermişti ve Leinster fly-halfı da hata yapmadı. Galler darmadağın oldu ve hemen sonrasında Dan Biggar ki ilk RBS Altı Ulus maçını oyunuyordu, vuruşunun Rory Best tarafından nasıl ustaca engellendiğini gördü. Mike Philips engelleme nedeniyle 29. dakikada yere çakıldığında Sexton ekstraları ekledi. Galler 20-0 gerideydi ancak 5 dakika sonra Halfpenny ilk skorlarını yaptı. İlk yarının sonuna birkaç dakika kala, Galler sonunda atağa geçmeye başladı ve George North ve Cuthbert ile topa sahip oldu. Direklerin tam önünde zorlu bir mücadele oldu ve Sexton bir başka penaltı ile yaralara tuz bastı. www.rugbyturkiye.net 10 İrlanda aradan sonra kaldıkları yerden devam etti ve 44. dakikada, Kearney’ye yeterli destek gelmediğinde, O'Driscol Galler defansını delmek için oradaydı ve 26. Altı Ulus try'ı için çizgiyi geçti. 48. Dakikada Sexton'un yaptığı bir hareket Galler’i kendine getirdi ve Millenium Stadı'ındaki inanç geri geldi. Biggar, saldıran Cuthbert'i durdurdu ve Keith Earls'ü geçti ona Halfpenny'de katıldı ve skoru 30-10 yaptı. İrlanda daha önce yakaladığı ivmeyi tekrar bulamadı ve Galler mücadeleye devam etti. İrlanda 22 numarasına yoğun bir baskıdan sonra, Jonathan Davies orta alandaki partneri Ja- mie Roberts'i buldu. Halfpenny'ye çıkan top bir tryı daha getirdi. Galler baskısı azalıyordu ve İrlanda rahat bir nefes aldı. 63. dakikada Cuthbert ile top onlara geçti. 10 dakika kala Toby Faletau çizginin hemen önünde destekledi ancak İrlandlı Conor Murray kenarda oturmakla cezalandırıldı. Galler oyuna yeni giren Mithchell ile 76 dakikada skoru 30-20'ye getirdi. Halfpenny conversion atışını başardı ancak Galler’in mağlubiyetine engel olamadı. Böylece İrlanda Galler’e karşı üç maçlık mağlubiyet serisini sonlandırmış oldu. www.rugbyturkiye.net 11 İ İngiltere İskoçya'ya karşı 38-18’lik bir galibiyet kazanarak Calcutta Cup'ı garantilerken, Billy Twelvetrees ilk try denemesini yaptı. İngiltere İskoçya'yı evine yolladı. G loucester orta alan oyuncusu Twelvetrees ilk yarıdan hemen sonra Chris Ashton, Geoff Parling ve Danny Care ile birlikte adını skorerler arasına yazdırdı. Daha önceki Anglo-İskoç maçları gibi sıkıcı bir maç bekleyenleri yanıltan karşılaşmada iki takımda ciddi mücadele etti ve İngiltere daha güçlü olduğunu gösterdi. İngiltere karşılaşmaya güçlü bir atak ile baş- ladı ve Owen Farrell'ın ilk penaltısını ile gücünü ve baskısını biraz daha arttırdı. Ama İskoçya oyundan düşmedi. Mike Brown'ı savunan Stuart Hogg, İngiltere savunmasını yararak geçti ve scrum-half Greig, Laidlaw'a pası verdi. Kafası karışmış İngiliz oyuncular try çizgilerini korumak için geri çekilirken top, sağ taraftaki Yeni Zelanda doğumlu kanat oyuncusu Sean Maitland'a geldi ve o da ilk uluslararası tryını gerçekleştirdi. Laidlaw conversion atışında hedefi şaşırdı. İskoçya'nın skor yapmasına rağmen soğukkanlılığını koruyan İngiltere ataklarına devam etmeye başladı. 14 dakikada İskoçya rockda topu bırakmadığı için cezalandırıldı ve Farrell İngiltere'yi öne geçirme fırsatı yakaladı. “Saracen” üçte üç yaptı ancak 4 dakika sonra İskoçya farkı bire indirmek için geri döndü. Laid- law, Tom Youngs yere indirildikten sonra ilk vuruşunu yaptı. İlk 5 maçında, 4 try yapan İskoç Tim Visser İskoçya'yı tekrar atağa kaldırdı. Fakat İngiltere paniklemeyi reddetti ve Brad Barritt 26. dakikada topu bırakmadığı için İskoç çizgisinin yanında ceza aldı. Ancak 5 dakika sonra, forvetler Joe Marler ve Joe Launchbury'i takip eden Ashton 17. tryını gerçekleştirdi. Farrel 5'te 5 yaparak bir başka pe- www.rugbyturkiye.net 12 İ İngiltere İskoçya'ya karşı 38-18’lik bir galibiyet kazanarak Calcutta Cup'ı garantilerken, Billy Twelvetrees ilk try denemesini yaptı. İngiltere İskoçya'yı evine yolladı. naltı vuruşunu daha ustaca kullandıktan sonra, Laidlaw İskoçya'nın maça asılmasını sağladı ve devre arası olduğunda skor 19-11 idi. Topu tüm sahada kullanan ve sabırlı olan İngiltere ikinci yarının 4. dakikasında ikinci tryını yaptı. Farrell tekrar direklerin tam ortasından topu geçirdi ve 10 dakika sonra, Launchbury ilk uluslarara- sı tryını yaptığını zannetti. Ancak hakem Alain Rolland tryı Tom Youngs'ın yaptığı bir ihlal için iptal etti. Yorulan İskoçya'ya karşı kararlı olan İngiltere geri geldi. Farrell'ın dönen pası Parling'i buldu ve o da ilk tryını yapmak için ilerledi. Farrell ilk vuruşunu kaçırdı ama İngiltere iyi oynuyor ve İskoçya'da dayanıyordu. Kaptan Chris Robshaw neredeyse 60 dakikadan fazla oynadı ve topu aldıkları her seferinde atağa kalktılar. İskoçya ise sağlam durdu ve bir skorla cevap verdi. Oyuna giren David Denton kendi yarısında ilerledi ve Maitland'e pas verdi, o da vuruşuyla topu takip eden Hogg'u gördü. Laidlaw skoru 31-18'e taşıdı ama son sözü İngiltere söyle- di. Kenardan gelen Care usulca süzülerek direklerin arasından topu yere vurdu. Farrell ise galibiyeti perçinlemek için conversion atışını bir drop kick ile yaptı… İskoçya'nın Twickenham'da bir galibiyet hayali Londra'ya tekrar gelecekleri 2015'e kaldı. www.rugbyturkiye.net 13 Orquera, Roma'da, İtalya'yı Muhteşem Bir Zafere Taşıdı. L Luciano Orquera'nın performansı, iyi oynayan İtalya'yı, Fransa karşısında hak edilmiş bir 23-18'lik zafere taşıdı. İtalya evinde Fransa'ya karşı ardı ardına ikinci kez kazanmış oldu. F ransa, sonbahardaki uluslararası maçlarda üç galibiyet kazanarak bu maça gelmişti. Ancak İtalyan'larda bu maça hazırlıklı geldi. İlk yarıda arkadan takip etmelerine rağmen, ikinci yarıda çok iyi bir iş çıkardılar ve Fransa sahadan silindi. 20 dakika kala Martin Castrogiovanni oyundan alındığında, Orquera İtalya'yı tekrar öne geçirdi. Fransızlar yenilgiyi kabul etmiş gibiydi. Sonbaharda etkileyici bir iş çıkaran Frederic Michalak, vuruş kaçırdı ve en iyi oyununu oynama- dı. Coşkulu bir başlangıcın ardından topa sahip olma oranı İtalyanlar lehineydi. Sergio Parisse, erken gelen skoruyla yeni atak taktiklerini de sergiledi. Luke McLean'in atağı durduruldu ancak Orquera, Fransız savunmasında delik açtı ve ilk try'ını yaptı. Daha sonrasında ise soldan yaptığı vuruşuyla ekstra puanları ekledi. Topa neredeyse değemeyen Fransız'lar bu dakikadan sonra İtalyanların üzerinden baskı kurmaya başladı, Michalak'ın olağanüstü oyunu bunu destekledi. Topu oyunun sağına ve soluna doğru genişlettikten sonra Louis Picamoles gücünü gösterdi ve birkaç İtalyan oyuncusuna zor anlar yaşattı. Tabii ki İtalyanlar vazgeçmedi! 15. dakikada Orquera'nın drop goal'ü ve 2 dakika sonra kazanılan penaltı ile 13-5 öne geçtiler. 5 metre boyundaki devasa scrumdan sonra, İtalyan'lar Michalak'a büyük bir fırsat verdiler ve açık bir pozisyondan Fransa penaltı kazandı. İlk yarıdan önce İtalyanlar 13-8 öndeydi… Fransızlar oyuna dahil olmuş gibi gözüküyordu ve sıkıştıkları anlarda, çelmelere rağmen iyi off load yaparak ikinci try'larını yaptılar. Ve ilk kez öne geçtiler. Huget atağı başlattı ve Michalak topu kanatlara yaydı, Fritz topu hızlıca Fall'a verdi ve Michalak'ın conversion takımını öne geçirdi. 15-13 Fransızlar ikinci yarının ilk ataklarını yaptı ve İtalya'nın kazandığı scrum'dan sonra Andrea Lo Cicero, penaltı cezası aldı. Michalak penaltı vuruşunu ekledi: 18-13 www.rugbyturkiye.net 14 Orquera, Roma'da, İtalya'yı Muhteşem Bir Zafere Taşıdı. L Luciano Orquera'nın performansı, iyi oynayan İtalya'yı, Fransa karşısında hak edilmiş bir 23-18'lik zafere taşıdı. İtalya evinde Fransa'ya karşı ardı ardına ikinci kez kazanmış oldu. 5 puan önde olan Fransızlar kontrolü eline almış gözüküyordu, Maxime Machenaud İtalyan defansının arasından geçtiğinde bu skor farkını büyütmeleri gerekirdi. Ancak scrum-half İtalyan sahasının derinlerine doğru pas verdi ve İtalyanlar muhteşem bir kontratak başlattılar. Orquera'nın off loadları ile top Castrogiovanni'ye geldi o da çizginin öbür tarafına topu vurdu. 15 dakikadan sonra Orquera'nın conversionı takımını tekrar öne geçirdi. Antrenör Philippe Saint-Andre oyunun ellerinden kaydığını görerek Morgan Parra ve Mathieu Bastareaud'u oyuna soktu.12 dakika kala heyecan iyice arttı ve Orquera'nın yerine giren Kris Burton drop goal yaptı. Ve skoru İtalya lehine 5 puan öne geçirdi. 1 dakika kala Fransızlar tekrar baskı kurmaya, İtalyanlar ise kural ihlalleri yapmaya başladı, Davide Giazzon sin bin'e gönderildi! Fransızlar scrum'ı kazandı ancak ev sahibi ilk denemeden sonra penaltı yemişti ve ikinci seferinde sağlam durdular. Top açıldı, Fall'ın yapacak bir şeyi yoktu. Ve zafer İtalya'nın oldu! www.rugbyturkiye.net 15 İ İskoçya'nın İtalya karşısındaki 34-10 galibiyeti Stuart Hogg'un ününü pekiştirdi. Geçen hafta İngiltere'ye yenilen İskoçya, Fransa karşısında müthiş bir galibiyet alan İtalya'ya karşı haklı bir galibiyet kazandı. Tim Visser, Matt Scott Hogg ve Sean Lamont sayı yaptı. Harika İskoçya İtalya'yı durdurdu. J ohnson, takımının geçen maçtaki zayıf defansının yasını tutuyordu ancak İtalyan'lar oyunu pek istemedi ve sonuçta Greig Laidlaw sayı getiren vuruşları yaptı. Öte yandan İtalyanlar geçen maça kıyasla düşük bir performans sergilediler. Özellikle geçen maçın kahramanı Luciano Orquera ölü bir gün geçirdi ve böylece the Azzurri (İtalya) yenilgiye uğradı. İskoçya için ise bu turnuvanın ilk galibiyetiydi. İskoçya maça çok hızlı başladı. Ruaridh Jackson ve Visser'ın durdurulan ataklarından sonra Hollanda doğumlu flyları Altı Ulus'daki ilk sayısını yaptı. Laidlaw'ın topa vurdu ve Visser topu yakalayacak ve skor yapacak gibi gözüküyordu. Ancak top sıçrayarak kaçıp gitti ve İtalya ucuz kurtardı. İtalya geçen maçtaki performanslarının mo- tivasyonu ile oyuna yeniden asıldı ve 7. dakikada lock John Hamilton penaltı cezası aldığında öne geçti. Fransa karşısındaki kahraman Orquera, 40 metre mesafeden vuruşuyla sayıyı getirdi. İlk yarının sonlarında doğru İskoçya daha fazla varlık gösteren taraf oldu ve fiziksel olarak üstünlükleri ve Laidlaw oyunu ile oyunun kontrolünü kazandı. İtalya hooker'ı Leonardo Ghiraldini topu yavaşlattığı için cezalandırıldığında, scrum-half Laidlow penaltı vuruşunu kullandı ve sayıyı elde etti. Böylece Laidlaw 24.dakikada İskoçya'nın avantajını iki katına çıkardı Rüzgar İskoçya'dan yana eserken, İtalya 28. dakikada neredeyse maçın ilk try'ını yapıyordu. Giovanbattista Venditti bir vuruşu kaçırdı ancak Tobias Botes try çizgisinin hemen önünde Scott'u www.rugbyturkiye.net 16 İ İskoçya'nın İtalya karşısındaki 34-10 galibiyeti Stuart Hogg'un ününü pekiştirdi. Geçen hafta İngiltere'ye yenilen İskoçya, Fransa karşısında müthiş bir galibiyet alan İtalya'ya karşı haklı bir galibiyet kazandı. Tim Visser, Matt Scott Hogg ve Sean Lamont sayı yaptı. Harika İskoçya İtalya'yı durdurdu. durdurdu. Ancak 1 dakika sonra Visser sol taraftan atağa geçti. Jackson içeriye oynadı ve Edinburgh'lu kanat oyuncusuyla buluşturdu. Çizgi üzerinde dans ederken 7. uluslararası maçında 5. try'ını yaptı. Laidlaw conversion'dan sayıları ekledi ama İtalya geri geldi ve Orquera'nın penaltı vuruşunda skoru buldular. 13-3 önde olan İskoçya’nın skor farkını arttırması şaşırtıcı olmadı ve bu sefer Scott engellenemedi. Sağ kanattan Sean Maitland atağı başlattı. Topu orta alan oyuncusu Scott'a verdi. O da atağa kalktı ve try çizgisini geçti. Laidlaw da conversion'ı ekledi: 20-3! İtalya atağında, Andrea Masi topu Orqueara ile buluşturdu. Tommaso Benvenuti içerideydi ve çok kolay bir touchdown yapacaktı. Fakat Hogg pası görüp, engelledi ve sonrasında depara kalkıp, tek başına ilerleyip, İngiltere karşısında yaptığı try'a benzer bir try ile sayı yaptı. Conversion'da yine Laidlaw vardı… İskoçya yarı sahası yakınlarında İtalya atağı scrumla sonuçlandı. Ancak İskoçlar sağlam durdu ve Azurri'lerin gününü belirledi. 15 dakika kala, Maitland ve Scott birlikte atağa kalktılar. Scott çizginin köşesine topu yere vurdu ancak skor sayılmadı. Hakem Jaco Peyper kanat oyuncusunun pasının ileri doğru olduğunu söyledi. İskoçya, Lamont'la 4. try'ını buldu. İtalyan savunmasındaki bir boşluktan yararlanan Lamont depara kalkarak try'ını yaptı. Laidlaw bir kez daha harika bir vuruş yaptı. 6 dakika kala İtalya, scrumların birinden sonunda galip çıktı ve Sergio Parisse, Alessandro Zanni'ye içeri doğru pas verdi ve İtalya'nın kazandığı try'da fly-half Kris Burton vuruşu yaptı ve sayı elde edildi. Geoff Cross sakatlandı ve saha kenarında bekliyordu ancak İskoçya'nın galibiyetini hiçbir şey engelleyemedi. www.rugbyturkiye.net 17 G George North'un, Dan Biggar'ın harika pasıyla yaptığı try, Galler'e, Paris'te, Fransa karşısında 16-6'lık galibiyetin kapısını açtı. North Galler'e Hayat Verdi. M açın bitimine 8 dakika kala skor 6-6'da kilitlenmişti. Biggar atağa kalktı ve o zamana kadar topla pek oynamayan North, pası aldı ve tryı yaptı. 2013 RBS Altı Ulus'daki ilk galibiyetini alan Galler, aynı zamanda 9 maçtır da ilk galibiyetini almış oldu. Bununla birlikte geçici koç Rob Howley'nin ise ilk galibiyeti oldu. Fransa ise, sonbahardaki formunu tekrar yakalayamadığını yine gös- terdi. İtalya'ya karşı kaybetmişlerdi ve şimdi Fransa 5 maçtır galibiyet yüzü görmüyor. İki takımda maça hızlı başladı ancak kazandıkları fırsatları harcadılar. İki takımda geçen maçtaki yenilgilerinden sonra daha temkinli ve defansif bir oyun sergilediler. Galler, Fransa yarı sahasında sürekli bir baskı kurdu ancak hatalar sonuca gitmeyi engelledi. Biggar'ın kısa düşen pası, uzaklaştırıldı ve skorsuz geçen maç devam etti. Biggar daha sonra sağ taraftan bir drop goal denedi ancak başarılı olamadı. Sonrasında Fransa, 14. dakikada Frederic Michalak'ın penaltı vuruşu ile öne geçti. (Galler scrum'ı bozduğu için penaltı aldı.) 3 dakika sonra Leigh Halfpenny, offside nedeniyle kazanılan penaltı vuruşuyla eşitliği sağladı. 20. dakikada Fransa try'a giden şansı yakaladı. Yoann Huget sol taraftan atağı başlattı. Michalak ve Dusautoir'un paslarıyla, full-back topla sağ kanatta buluştu. Boşta Wesley Fofana'ya bakınca bir try kaçınılmaz gözüküyordu ancak Huget pası çıkaramadı ve Galler defansı bu atağı durdurdu. İlk yarıda, Galler oyunu beraberliğe getirdi. Halfpenny, Biggar ve Jonathan Davies ise çok iyi www.rugbyturkiye.net 18 G George North'un, Dan Biggar'ın harika pasıyla yaptığı try, Galler'e, Paris'te, Fransa karşısında 16-6'lık galibiyetin kapısını açtı. North Galler'e Hayat Verdi. atışlar yaptılar. İlk yarının sonlarına doğru Galler tekrar ataklarına başlasa da Mathieu Bastareaud'ın tacklelarını geçemediler. Fransa oyuncu değişikliğine gitti. Francois Trinh-Duc, Benjamin Fall'ın yerine full back olarak oyuna girdi. Huget ise kanata çekildi. İkinci yarının ilk atağı Galler'den geldi. Mike Phillips Fransız hatlarında hızla ilerledi ve Fransa direklerin önünde penaltıyla durdurabildi. Halfpenny takımını 6-3 öne geçirdi ve Fransa öne geçme şansını tepmiş oldu. Biggar topu direk taça vurdu ve sonrasındaki lineout'da Fransa Galler çizgisine birkaç metreye kadar yaklaştı. Çekingen bir seçimle Trinh-Duc bir drop goal denedi ancak başarılı olamadı. 53. dakikada Fransa skoru eşitledi. Tekrarlanan birkaç scrum'dan sonra Fransa'nın kazan- dığı penaltı vuruşu 3 sayıyı getirdi. Fransa scrum'da daha iyi pozisyondaydı ve 13 dakika kala öne geçme sinyalleri veriyordu ancak Galler defansı sağlam durdu. 72.dakikada kenardan gelen scrum-half Lloyd Williams, Biggar'a pası verdi. Biggar ise harika pasıyla North'u topla buluşturdu ve North 12. try'ını yaptı. Halfpenny köşeden harika bir conversion vuruşu çıkardı. 75. da- kikada uzun mesafeli bir penaltı vuruşunu da sayıya çevirdi ve Galler'e rahat bir nefes aldırdı. Fransa umutsuzca maça yeniden asılmalarını sağlayacak skoru aradı durdu. Ancak Galler defansı tüm oyun boyunca olduğu gibi sağlam durdu ve 2005 Grand Slam'den beri Paris'teki ilk galibiyeti garantiledi. www.rugbyturkiye.net 19 İ İngiltere ikinci yarıdaki İrlanda ataklarına dayandı ve 10 yıldır Dublin'deki ilk RBS Altı Ulus galibiyetlerini kazandı. Zorlu geçen mücadeleyi, 12-6 tamamladılar. İngiltere Dublin'de kazanarak Grand Slam hayalini devam ettirdi. G rand Slam rakipleri İngiltere ve İrlanda'nın dondurucu soğukta geçen mücadelesinde, Ronan O'Gara'nın 2 penaltı vuruşuna karşılık, Owen Farrell 4 penaltı vuruşuyla İngiltere'yi galibiyete taşıdı. İlk yarıyı 6-0 önde tamamlayan İngiltere, ikinci yarının ilk 20 dakikasında bocaladı ve James Haskell kenara gönderildiğinde, skor 6-6'ydı ve öne geçme fırsatı İrlanda'nın elindeydi. Ancak İngiltere kendisini topladı ve oyunun geri kalanını İrlanda yarı sahasında oynadı ve Grand Slam hayalleri için mücade etti. İngiltere maça sağ ayağıyla başladı, 3. dakikada penaltı vuruşu kazandılar. Farrell, 40 metreden yaptığı güzel vuruşla İngiltere'yi öne geçirdi: 3-0 İrlanda oyuna dahil olmakta zorlandı, özellikle yağışlı havadan dolayı top kayıpları yaptılar. 10. dakikada İngiltere kan kaybı yaşadı. Formda kanat oyuncusu Simon Zebo sakatlık nedeniyle Ke- ith Earls ile yer değiştirdi. İrlanda oyunu domine etmeye başladı. İngiltere 22'sine dayandılar. Önce Gordon D'Arcy ve sonra Donnacha Ryan atak geliştirdiler. Heaslip'in yaptığı penaltı sebebiyle vuruşu İngiltere adına Farrell kullandı ve İngiltere'yi rahatlattı. İngiliz fly half uzun mesafeli roketlerinden birini yolladı. 6-0 6 sayılık farka güvenerek, İngiltere oyunu İrlanda yarı sahasına taşıdı. Tüm bunlar yetmezmiş gibi, İrlanda fly-half'ı Jonathan Sexton, sakatlandı ve 30. dakikada O'Gara ile yer değiştirdi. İngiltere ilk yarının sonuna 6-0 önde yaklaşırken, Farrell bir penaltı vuruşu kaçırdı. İrlanda ikinci yarıya daha istekli başladı. Scrum sonrası kazandığı penaltı vuruşunda, O'Gara vuruşu yaptı ve 45. dakikada skoru 6-3' e getirdi. İrlanda'nın güveni yerine geldi. Sean O'Brien iki kez atağa kalktı ve güçlü yapısıyla ilerledi. İngiltere koçu Stuart Lancaster oyuncu değişikliğine gitti. Courtney Lawes ve Manu Tuilagi çıkarken, yerleri- www.rugbyturkiye.net 20 ne Joe Launchbury ve Billy Twelvetrees geçti. Dyaln Hartley, hooker pozisyonuna Tom Youngs'ın yerine kaydırıldı. İrlanda 22'sinde Brian O'Driscoll topu elinden kaçırdı ve Tuilagi'ye iyi bir vuruş fırsatı verdi ancak o topu yerden almayı denedi ve böylece o anı kaçırmış oldu. Hakem, Jérôme Garces, Haskell'i saha kenarına gönderdi ve 35 metre'den O'Gara ikinci penaltı vuruşuna da sayıya çevirdi. İngiltere Haskell ile oyunu yavaşlatmak için elinden geleni yaptı ve misafir takımın bu oyununa cevap olarak Mako Vunipola Joe Marler'ı çıkardı. Top geniş tarafa atıldı, Farrell topu köşeye gönderdi. Chris Ashton'ın savunduğu Kearney topu taça çıkardı. Pozisyonunda devamında Ben Youngs, İrlanda defansının arkasına sızdı top atağa geçen Tuilagi'ye gelmeden engellendi. Ancak hakem oyunu durdurdu ve Mike McCarthy'nin önceden yaptığı faul için penaltı vuruşunu işaret etti. Farrell kullandı. İngiltere öne geçti: 9-6 Neredeyse hemen sonra skor 12-6 'ya taşındı. Lawes'in atağında, yükselen topu İrlanda'lı oyuncu yakaladı. İngiliz oyuncunun çelmesiyle top yere düştü ve İngiltere penaltı vuruşu kazandı. Far- rell vuruşu kullandı. 16 dakika kala İngiltere farkı yükseltti. Hartley 'nin (kenardan girdiği için) yaptığı faul'de, O'Gara son bir şans yakaladı ama vuruşunda direğin sağından dışarı gönderdi. Maçın son anlarında, İrlanda 22'sinde İngiltere aleyhine tekrarlanan scrumlar oldu ve 2003'ten beri ilk kez Grand Slam için İngiltere şansını korudu. www.rugbyturkiye.net 21 .. JONGLOR Oytun Çölok [email protected] B Bu ay güzel bir gelişme olarak TRF, Türkiye Ragbi Ligleri'nin tarihlerini açıkladı. İstanbul'da gerçekleşecek olan İstanbul Sevens turnuvası ve diğer ragbi organizasyonları ile çakışan lig tarihlerini düzeltileceğini umarak, yine aklıma takılan soruları sormaya çalışacağım. D emotive olmuş ragbi oyuncularına yeni bir heyecan getiren fikstür, tüm takımları tam gaz çalışmaya itti. Gördüğüm kadarıyla bu sene her iki ligde çekişmeli karşılaşmalara sahne olacak. Şubat ayı içerisinde seminerler için Eskişehir'de iken, Eskişehir Aqua ile Kuşadası Eagles'ın maçına denk geldim. Hatta o gün, oynanan tüm kadın 7s maçlarını ve Aqua-Kuşadası maçını da yönettim. Her iki takımı da kutluyorum. Aqua'nın ve antrenör Emin Erden'in harikalar yarattığını gördüm. İmkansızlıklar dahilinde, hem kadın hem de erkek takımlarını ne kadar başarılı kıldığını seyrettim. Kuşadası Eagles ise tüm gücü ile liglerde var olacağının ispatını o gün hepimize göstermiş oldu. Birinci lig takımları ise zaten durmadan yaptıkları antrenmanlar ve test maçları ile ragbiden kopmamak için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Eminimki tüm takımlar, Avrupa standartlarına uygun maç performansları ile tüm dünyaya Türkiye'nin ragbi alanında da var olduğunu bir kez daha gösterecekler. Gelelim sorularıma: Geçen sene Eskişehir'de katıldığımız IRB 1. Kademe Ragbi Antrenörlük Kursu sonucunda hak ettiğimiz belgelerimizi ne zaman alacağız? Katılımcıların hepsi yanlarında ücretleri ve istenen belgeleri getirdikleri halde, hiçbir yetkili gerekli evrakları bizden almamıştı. Daha sonra ise 75 TL. olan ücret ve belgeler 100 TL olarak bizden istendi. Tabii ki hiç kimse ne belgeleri ne de istenilen ücreti TRF'ye göndermedi. Ve bu olay bu şekilde kapandı. Peki, biz belgelerimizi nasıl alacağız? Eminimki tüm katılımcılar gerekli belgeleri ve ücreti TRF'ye vermeye hazır. Ama nereye ve kime? Yoksa Eskişehir'de boşu boşuna mı üç gün geçirdik? Burada öğrendiklerimiz, geçirdiğimiz iyi ve eğlenceli zamanı www.rugbyturkiye.net 23 saymıyorum. Onlar hepimiz için çok büyük bir kâr. Yoksa TRF, FIRA-AER üyeliğimizin onaylanması için göstermelik bir antrenörlük kursu mu düzenledi? Diğer bir soru da, TRF Başkanı Sayın Şahin Kömürcü'nün Eskişehir'de antrenörlük kursu esnasında aniden yaptığı toplantıda dediği gibi, yeni sezonda bu kurstan çıkmış antrenörleri olmayan takım- lar lige katılamayacak mı? Tabii ki fikstüre baktığımızda bu söylemin gerçekleşmemiş olduğunu açıkca görüyoruz. Neyse, başka bir soru daha sormak istiyorum. Biraz daha eskiye gidelim. IRB 1. kademe hakemlik kursundan sonra 1. kademe hakem olmaya hak kazanmış olan katılımcılar, 1 sezon boyunca maç yö- nettiler. Ama hiçbirinin hala belgesi gelmedi. Peki, bizler bu resmi belgelerimizi ne zaman alacağız? Tabii bu ve bunun gibi daha birçok soru var fakat aylardır yetkililerden hiçbir cevap alamadığımızı hep birlikte görüyoruz. Ben yine de sormaya devam edeceğim. Ama her ay durmadan sorunlara odaklanıp, olumsuzlukları yazdım. Hadi bu sefer ya- zıyı güzel bir şekilde bitirelim. Hepimizin beklediği İstanbul Sevens'a 2 buçuk ay gibi bir süre kaldı. Şimdi bu ayki son sorumu soruyorum: Tüm takımlar! Ragbi ile eğlenmeye hazır mısınız? Bir dahaki ay görüşmek üzere... www.rugbyturkiye.net 24 . . SEVIMLI DEV SERTAÇ NARBAY [email protected] B Bu yıl Şubat ayı ragbi dünyasında oldukça hareketli geçiyor. Hem başlayan Altı Ulusular kupası hem de 2015 Dünya Kupasının grup eleme maçları oldukça büyük çekişmelere sahne oluyor. Elbette unutmamamız gereken önemli bir unsur da 2016 Olimpiyatlarının yaklaşmasıyla hareketlenen 7'li ragbi dünyası. B u ay bana ayrılan yerin çoğunu yine yurt dışı haberlerine ayıracağım, zira nihayet açıklanan lig takvimi dışında biz bu hızlı hareketin hala dışında kalıyoruz. Mart ayı ile başlayacak olan maçların bir kısmının çeşitli turnuvalarla çakışıyor olması da ayrı bir endişe konusu. Zaten Türk ragbisinin önünde aylardır yazdığımız zorlu bir yol varken artık olumlu gelişmeler- den bile çekinir halde olmamız üzücü. Umarım ragbinin tüm unsurları en kısa zamanda işbirliği içinde bir araya gelir de bizde hızla yol alan dünya ragbisi treninde bir yer alırız. Kendi adıma ben ragbi camiasında emek veren kimseye bu treni dışarıdan izlemeyi yakıştıramıyorum. Ottomans olarak lig hazırlıklarımız sürüyor. 2 Şubatta Karamürsel’de Karamürsel Ragbi Kulübünün ve ragbi dostu hocamız Doç. Dr. Kemal Aydın’ın ev sahipliği yaptığı bir dostluk turnuvası düzenlendi. Oldukça güzel geçen bir turnuva oldu. Tüm Türkiye genelindeki saha elverişsizliği sorununun dışında Türk ragbisinin her geçen gün bir adım daha ileriye gittiğini görmek hepimizi mutlu ediyor. Artık adet olduğu üzere gözümüzü adaya çevirelim ve Galler'de neler oluyor bir bakalım. Galler Altı Uluslar kupasına istediği başlangıcı yapamadı. Takım Kaptanı Warburton üst üste aldıkları test mağlubiyetlerinden sonra Milenyum stadındaki maça belirgin bir özgüven eksikliği ile çıktıklarını, ama bunun devam eden maçlarda böyle sürmeyeceğini söyledi. İrlanda www.rugbyturkiye.net 25 maçının ikinci yarısında ortaya koydukları oyunun hedefledikleri oyuna yakın olduğunu ve Fransa maçında bunu daha ileriye taşıyacaklarını sözlerine ekledi. Bu konuda Leigh Halfpenny de Warburton ile aynı görüşte. Uzun bir yenilgi serisi psikolojisinden çıkmanın zor olduğuna değinen Halfpenny, bu durumdan kendilerinin sorumlu olduğunu ve çözümü de kendilerinin bula- cağını söyledi. Ben de en çok oyundaki cesur tavrını takdir ettiğim Gallerin İrlanda karşısında oynadığı ilk yarının çok tatsız olduğunu itiraf etmeliyim. Dünya kupasından beri sıkıntılı olan Galler takımın yenilenme sürecinde tecrübeli oyuncularının gençlere yol göstermesi noktasında sıkıntı yaşıyor. Bunun en önemli nedeni de tabii ki üst üste alınan yenilgilerle bozulan motivasyon. Ancak Scarletts'ın de 2 numarası olarak görev yapan Ken Owens'ın belirttiği gibi henüz turnuvada hiçbir şey bitmiş değil. Galler Fransa maçına işte bu ruh haliyle hazırlandı. Omzu sakatlanan Warburton yerine takımı sahaya kaptan olarak Ryan Jones çıkardı. Warbuton'ın formasını ise Justin Tipuric giydi. Gallerin koçu Howley Warburton'un sakatlığının bir kayıp olduğunu ancak 31 yaşındaki Jones'un tartışılmaz tecrübesiyle takıma büyük fayda sağlayacağını söyledi. Jones İtalyanlar tarafından yenilgiye uğratılmış olan Fransa'nın kendi sahasında kazanmak için her şeylerini ortaya koyacağını bildiklerini belirtti. www.rugbyturkiye.net 26 Galler arkasında sekiz maçlık bir yenilgi serisiyle Paris'de Fransa karşısına çıktı. Açıkçası ben bu maçtan pek umutlu değildim ama kendi rekorunu geliştirerek 30. kez takımın başında sahaya çıkan Ryan Jones ve arkadaşları beni utandırdılar. 11 sayıyı maçın oyun- cusu seçilen Leigh Halfpenny'nin ayağından bulan Galler 16-6'lık bir galibiyete imza attı. Leigh Halfpenny bu galibiyetin kendileri için çok önemli olduğunun ve takım olarak iyi oynayarak kazandıklarının altını çizdi. Koç Howley Fransa maçında büyük başarı gös- teren kadroyu ödüllendirmek istediğini ve bu nedenle de kadrosunda değişiklik yapmadan İtalya maçıına hazırlanacaklarını açıkladı. Bu karar aynı zamanda maç tarihine kadar iyileşse bile Warburton'un yedek kalması anlamına geliyor. Koç bu konuyu kaptanla biz- zat konuştuğunu ve bu konuda aynı görüşte olduklarını belirtti. Bu arada “second row” oyuncusu Alun Wyn Jones'un da 36 kişilik antrenman kadrosuna dahil olmasıyla Galler'de keyifler yerine geldi. Warburton'ın sakatlığı ile 7 numaralı formayı www.rugbyturkiye.net 27 ledi. Anlaşılan o ki İtalya Galler karşısında topları hızla 9 ve 10 numarlarına taşıyacakları bir tarzı benimseyecekler. Bu iki takımın bu güne dek yaptıkları 13 resmi maçta Gallerin 10 galibiyeti var. Bir maçsa berabere bitmiş. İstatistiklere bakarak konuşacak olursak bu maçın favorisinin Galler olduğu söylenebilir. Ancak bana göre bu maç iki takım için de zorlu bir sınav olacak. Eğer Galler Fransa'nın yaptığı hatayı yapıp İtalyanları vanni karşılaşmalarını keyifle izlemek niyetindeyim. hafife alırsa bunun faturasını oldukça pahalıya öder. Gelecek ay görüşmek üzere sürçülisan ettiyBen kendi adıma 23 Şubatta antreman sonrası bu ke- sem affola.... yifli maçı özellikle de Adam Jones ve Martin Castrogiowww.rugbyturkiye.net 28 YORUMCU KEMAL EGE GÜRKAN [email protected] YAZARIMIZ KEMAL EGE GÜRKAN ODTÜ RAGBİ TAKIMI İLE BİRLİKTE KIBRIS KAMPI’NDA OLDUĞUNDAN BİR DAHAKİ AY SİZLERLE OLACAK... www.rugbyturkiye.net 30 IKU TROJANS EGEMEN ÖZKAN [email protected] 2 2011-2012 Türkiye Ragbi Ligi ve milli takımımızın gerek FIRA-AER üyeliği, gerekse aldığı galibiyetler; ülkemizde oynanan ragbi için umutlarımızı artırmıştı. Gönül verdiğimiz bu sporun oynanması ve gelişebilmesi için gereken sorumluluklar, sadece takımların üstünde olmayacak; daha planlı ve işlerin kolaylaşacağı bir şekilde devam edecekti. En azından, temennimiz bu şekildeydi. nümüzdeki sezonun başlangıç tarihi için, bizim ve sanıyorum tüm ragbi camiasının beklentisi geçtiğimiz sonbahardı. Maalesef lig, beklentilerin çok uzağında, Mart'ta başlayacak. Aslında üniversite merkezli bir takım olarak; ligin geç başlamasını takımımızın hazırlanması açısından, neredeyse idmansız Ö geçen dört ayın bir telafisi olarak değerlendirdiğimizi de belirtmek istiyorum. Ancak buna rağmen fiziksel olarak kazandığımız bu artı, Türk ragbisinin gelişimini düşündüğümüzde hiçbir anlam taşımamaktadır. Sezonun zamanında başlamamasının yanında, federasyonumuz bu büyük boşluğu doldurmak ve sporcuları teşvik etmek için en ufak bir girişimde bile bulunmamıştır. Oysa küçük hazırlık kupaları ve 7s maçları organize etmek federasyonumuz için çok mu zordur? Kulüpler kendi imkanlarıyla bu işi organize edebilirken, bu sporun “başındakiler” organize edecek güce sahip değiller midir? Sahiplerse de neden her- hangi bir organizasyon yapılmamaktadır. Buradan gerçekten iyi niyetli ve yapıcı bir şekilde sormak istiyorum. Hangi spor olursa olsun, eğer bir sporda aylardır resmi maç yapılmıyorsa; o sporun ülkedeki organizatör ve denetleyicileri oturup ciddi ciddi düşünmelidir. Biraz da kendimizden bahsetmek gerekirse; www.rugbyturkiye.net 31 sezonun başlangıcını dört gözle bekleyen takımımız, Clement Doussin koçluğunda çalışmalarına devam etmekte. Üniversite merkezli bir takım olmanın avantajlarını kullanılarak ciddi bir sayı ve rotasyon yakalandı. Her açılan stantda biraz daha fazla insanın olması hem takımımız hem de Türk ragbisi açısından sevindirici. Hepimizin ilk günkü gibi taşıdığı heyecan ve disiplinli çalışma ile, “onursal” kaptanımız Emirhan Ülken'in hayal ettiği takımı oluşturmak en büyük temennimiz ve misyonumuz. Yazımın sonunda şunu da kesinlikle belirtmeliyim ki, üç senedir oynadığım ragbi; bu sürede ülkemizde hep ileriye gitmiştir. Gerek ikinci ligin kurul- ması, gerek takımlarımızın sayısı, gerek de zamanla arttığı görülmekte olan oyunun kalitesi, geleceğe biraz daha umutla bakmamızı sağlamakta. Bunun için tüm takımlarımız da alkışı hak ediyor. Bu yola çıktığımız zamandan bu güne kadar, tüm takımları rakip değil de kardeşleri gibi gören ragbi camiasının isimsiz kahra- manlarına buradan teşekkür etmek istiyorum. Önümüzdeki sezonda Trojans Rugby adına tüm takımlara başarılar diliyor iyi ve adına yakışır bir lig temenni ediyorum. www.rugbyturkiye.net 32 AVRASYA Güven Taşoğlu [email protected] R Ragbiye gerçekten değer veren ve bu sporla yatıp kalkan Güney Afrika'dan köşe yazımı yazmak gerçekten çok anlamlı. Güney Afrika'nın önemli şehirlerinden Cape Town'a dünyanın sayılı ragbi turnuvalarından biri olan “Castle Cape Town Tens” için takımımızı ve ülkemizi temsilen geldik. “Castle Cape Town Tens” U çaktan indiğimiz andan itibaren ragbi her yanımızı sarmaya başladı. Ragbi ile ilgili dergiler, reklam panolarında ragbi görselleri, halı saha gibi, köşelerde küçük ragbi sahaları ve en önemlisi bize verilen değer... Nerede; “Türkiye'den turnuva için geldik” dediğimizde, insanların ilgisi daha da arttı. Cape Town'da ragbi oynamanın bizim için şans olacağını ilk andan farkettik. Güney Afrika, ragbi kalitesi bakımından üst düzeyde olduğu için takımları Super Rugby'de mücadele ediyor. Super Rugby bitiminde, bölgesel lig başlıyor. Bunun nedeni Super Rugby'ye katılan takımların bölgesel ligde de oynayacak olması. Küçük isim değişiklikleri ile bu durumu kurtarıyorlar. Örneğin “Stormers” bölgesel lig için “Western Province” ismini alıyor. Böylece aynı oyuncuları bölgesel ligde de kullanabiliyor. Ülkede ragbi o kadar popüler ki üniversite liglerini kanallar canlı yayınla gösteriyor ve yoğun bir ilgi var. Böyle bir durumda turnuvanın önemi bizim için daha bir arttı. “Cape Town Tens” her yıl düzenlenen ve 90 ta- kımın katıldığı bir turnuva. Biz turnuva için Rugby International Player takımına dahil olduk. RIPA, Avrasya Ragbi ile iyi bir bağı olan ve turnuvalara bizi davet eden karma bir takım. Bu turnuva için Kanada, İskoçya, Fransa, Arjantin, Güney Afrika'dan oyuncular vardı. Bir çoğu profesyoneldi. Ayrıca koçumuz Andy'nin Sharks'ın eski oyuncusu olması bizler için büyük ayrı- www.rugbyturkiye.net 34 calık oldu. Turnuva Cape town stadyumu etrafına kurulu 8 sahanın olduğu bölgeden oluşuyordu. Ortada büyük bir konser alanı ve alışveriş yapılabilecek alanlar vardı. Profesyonelce düzenlenmesi ayrıntılarla uğraşmak ye- rine ragbiye konsantre olmamızı sağladı. Turnuvanın bir diğer özelliği Legends Team adıyla gelmiş geçmiş en iyi eski ragbi oyuncularından oluşan veteran takımı olmasıydı. Hem kondisyon hem taktik olarak hala hepimizden üstün olmaları neden Legends diye anıldık- larını gösteriyordu. İlk gün grup maçları oynandı. Toplam 3 maç yaptık ve 2 galibiyet 1 mağlûbiyetle günü tamamladık. İkinci gün grup birincileriyle karşılaştığımızdan daha zor gecti. Yaptığımız 3 maçtan 2sini kaybederek “pla- te”e kalamadık. Sonuç olarak turnuvayı 7’nci olarak tamamladık. 3. Devre Türkiye'de pek göremeyeceğimiz bir organizasyonla gerçekleşti. Turnuvayı seyretmeye gelen 10 bin kişi konser alanına toplandı ve akşam 6'dan www.rugbyturkiye.net 35 sabaha karşı 4'e kadar eğlenildi. Maç sonrası organizasyonun ne denli önemli olduğunu net şekilde gördük. Ragbi kültürünün gereği saygı, sahada şiddete yakın bir sertlik uyguladığın oyuncuyla kol kola bira içmeyi de gerektiriyor. Afrika içinde Avrupa olmanın avantajı da bu sanırım. Çabuk öğrenmek.. Güney Afrika maceramızı tamamladığımız şu saatlerde içimde ki huzuru sabitlemek istiyorum; ama Türkiye'de federasyonun takımlara yaptığı baskının, bir şey yapmayıp bizlere sahibimizmiş gibi davranma- sının bu huzura darbe indirdiğini bilmek huzurumuzu bozuyor. Ama biz Güney Afrika'da, Amerika'da, Japonya'da, Madagaskar'da sadece spor ve dostluk için yapılan bu sporun, her şeye rağmen ülkemizde de huzurla oynanacağına inanıyoruz. Bunun için elimizden geleni de yapacağız. Avrasya'ya gelmek gerekirse takımımız için hem iyi hem de kötü gelişmeler oldu. Erkan MECİT adında bir sporseverin, “kurumsallık” vasfını taşıyıp ragbiye elini uzatmayan şirketlere rağmen bize spon- sor olup, tüm ihtiyaçlarımızı gidermesi hem takımımız, hem Türk ragbisi için harika bir gelişme oldu. Profesyonel bir takımda olması gereken imkanlar şu an takımımızda mevcut. Erkan Bey’e takımımız adına tekrar teşekkür ediyorum. Öte yandan ligin başlamasına az bir süre kala hem bizi izinsiz olarak yalnız bırakan, hem de disiplinsizlikleri nedeniyle takımdan ayırmak zorunda kaldığımız oyuncularımız oldu. Kadıköy Ragbi gibi profesyonel gözüken bir takımın, bizimle irtibata geçmeden oyuncularımızı takımlarına dahil edip, forma giydirmeleri onların adına kötü bir iz olarak ragbi tarihine geçti. Herşeye rağmen Mart ayında başlayacak olan Türkiye Ragbi 1. Ligine son sürat hazırlanıp elimizden gelenin fazlasını yapacağız. Yeni gelişmelerle önümüzdeki ay görüşmek üzere. Bizi takip etmeye devam edin.. www.rugbyturkiye.net 36 SEVENS DOSYASI SİNEM HOCAOĞLU [email protected] Y Yeni sayımızda yeni bir dünya serisi sevens turnuvası ile karşınızdayız. IRB USA Sevens 8-10 Şubat tarihlerinde Las Vegas'ta Sam Boyd Stadyumu'nda gerçekleşti. USA Sevens 2013 turnuvasını izlemeye gelen 67.341 kişilik seyirci ile stadyum doldu taştı. Geçen yılki turnuvadaki kalabalığın, bu yıl 3000 kişi artması da turnuvaya olan ilginin bir hayli fazla olduğunu gösteriyor. Şöyle bir ev sahibinin organizasyon için rezerve ettiği otellere baktım da orada olmayı kim istemez ki diye düşünmeden edemedim. USA Sevens - Las Vegas L as Vegas'ta Güney Afrika HSBC Sevens Dünya Serisi’nin lideri Yeni Zellanda'yı yenmek için muhteşem bir performans sergiledi ve 40-21 maçı alarak USA Sevens'ın şampiyonu oldu. Branco du Preez, Paul Delport ile birlikte göz kamaştırıcı bir performans sergileyerek takımının zaferine ilham kaynağı oldu. Genele baktığımızda IRB Sevens'ın 6 ve 7. ayağında Afrika bir anda 73 puanla 2.liğe tırmandı. Yeni Zellanda'nın 23 puan gerisinde Samoa (71) ve Fiji'nin (66) arasına yerleşti. Gordon Tietjens (Yeni Zellanda takımının koçu) tarafı 2011 finalisti Fiji'yi 19- 14 yenerek finale çıktı. Dubai Sevens'ta şampiyonluğunu ilan eden Samoa, komşusu bir diğer Pasifik adası olan Fiji'yi 3631 yenerek bu turnuvayı 3. sırada bitirdi. Las Vegas Sam Boyd stadyumunda turnuvanın 2. günü olan 10 Şubat Pazar günü favori takımlardan Yeni Zelanda, Fiji, Samoa ve Güney Afrika yarı final için mücadele ettiler. Ev sahibi ABD İspanya'yı 22-7 ile yenerek çeyrek finale kadar geldi. Fakat, çeyrek finalde Fiji'ye 21- 19 yenilerek dramatik bir şekilde turnuvaya veda etti. Kiwi’ler 17-0 ile Kanada'yı yenmesinin ardından Fiji ile Yeni Zelanda yarı fi- nalin ilk maçına çıktılar. Diğer taraftan, savaşçı Samoa cesur İskoçya'ya karşısında 12- 5 zaferle çıkarak yarı finalin ikinci maçında Güney Afrika ile karşılaştı. Bu karşılaşma öncesinde Güney Afrika, Blitzbokke, 26- 0 ile Galler'i yenerek turnuvada bir diğer etkileyici performansını sergiledi. Bunun öncesinde, ev sahibi ABD İspanya'yı, www.rugbyturkiye.net 37 22-7 yenerek çeyrek finaldeki yerini aldı demiştik. Maçta 7 puan gerideyken, Carlin Isles'ın iki tryı ve Nick Edwards'ın conversion sırasındaki son kicki ev sahibi kalabalığı coşturdu. Plate Kanada'ya… Kanada, İskoçya'ya karşı 22-5 galibiyetle Plate'in sahibi oldu. Nanyak Dala, Conor Trainor tryları ve John Moonlight'ın kariyerindeki 20. tryı takımı ga- libiyete taşıdı. Kanada takımının kaptanı Dala, ilk Plate yarı finalinde, ABD'ye karşı 24-19 gibi bir son dakika galibiyeti kazandırdı. İskoçya Galler karşısında aldığı 3514’lük skor ile Galler'e karşı şimdiye kadarki en yüksek zaferini kazandı ve finale yükseldi. Bowl Fransa'ya… Fransa, Arjantin'e karşı 17-12 bir galibiyetle Bowl şampiyonluğunu kazandı. Terry Brouhroua, Renaud Delmas ve Vincent Deniau gelen trylar, Fransa'ya bu yakın ara galibiyeti getirdi. Arjantin, İspanya'yı yenerek turnuva finalini garantiledi. Julien Candelon iki büyük tryıyla, geçen haftanın galibi İngiltere'yi 40-7 yenmesini sağladı. Böylelikle Eight Serisi tarihinde İngiltere'ye karşı Les Bleus' en yüksek skorunu elde etti. Shields Avustralya'ya… Michael O'Connor'un tarafı Series'de üç puan topladı. Sean McMahon'ın iki tryıyla finalde Uruguay'ı 41-0 yendi. Uruguay yarı finalde, üçüncü günün ilk maçında Portekiz' i yendi. Bu Ian Schmidt' e de beşinci Dünya Serisi kariyer tryını kazandırdı. Avustralya geçen haftanın finalisti Kenya'yı 38-7 yenerken, Holwww.rugbyturkiye.net 38 landa da bir hat-trick tamamladı. A kümesi (İngiltere, İskoçya, Fiji, Portekiz) Fiji, yıldız oyuncuları Setefano Cakau ve Manueli Lagai'nın yokluğuna rağmen, Sam Boyd Stadı’nda oynan USA Sevens' taki 3 oyunu da aldı. İskoçya'yı 14-12 gibi az bir farkla, Portekiz'iyse 21-14 yendi. Geçen haftanın şampiyonu İngiltere ise,2008 Adelaide Sevens’tan beri ilk oynadığı 3 maçı da kaybetti. Fiji' ye karşı 26-17 (Samisoni Viriviri dan iki try), Portekiz' e karşı 21-5 ve İskoçya'ya karşı 14-0 yenildi. Bu İngiltere' nin İskoçya' ya yenildiği, toplamda 26 karşılaşmadan 3.sü oldu. İskoçya, Portekiz'i ilk maçında Mark Robertson, Michael Fedo scoring trylarıyla ve Colin Gregor’ın touchline conversionıyla yendi. B kümesi (Kenya, Güney Afrika, Kanada, Uruguay) Güney Afrika, Kanada'yı 17-5 ve Uruguay'ı 45-0 yendikten sonra turnuvanın ikinci gününde Kenya'yla olan maçı da 15-5 aldı. Kanada'nın Kenya'yı yenmesiyle, iki Hertz Sevens finalisti de açılış maçlarını kaybetmiş oldu. Kanada, Jeffery Hassler'ın iki tryıyla Uruguay'ı da 36-0 yenerek turnuvayı kapadı. Mike Friday'ın kaptanlığındaki Kenya, açılıştaki galibiyetini, Uruguay'a karşı 7-5 aldığı maçla toparladı. C kümesi (Yeni Zelanda, Arjantin, Fransa,Galler) Yeni Zelanda da kendi kümesindeki tüm maçları alan ekiplerden biriydi. Arjantin'i 17-5 yendikten www.rugbyturkiye.net 39 sonra, aynı gün Fransa'ya karşı da 21-0’lık bir galibiyet aldılar. Belgium Tuatagaloa 3 tryın 2’sini yaparak takımını bu skora taşıdı. Reigning Rugby World Cup Sevens şampiyonu Galler, Arjantin'i 2009 Dubai finalindeki maçın rövanşında 17-7 yendi. Rhys Jones penaltı drop golüyle de Fransa'yı 17-14 yenerek turnuvanın çeyrek fi- naline kaldı. Javier Rojas, Arjantin'e Fransa'ya karşı 1412’lik bir galibiyet kazandırdı. İki takım da çeyrek finale yükseldi. D kümesi (Samoa, Avustralya, İspanya, ABD) Samao, Amerika, İspanya ve Avustralya'yı yenerek 100%lük bir performans sergiledi. İspanya 24-14 ile Avusturalya'yı yenerek iyi bir sıçrama gerçekleştirdiler. ABD açılış maçında Avustralya'ya 26-7 yenilmesine rağmen Nick Edwards sayesinde çeyrek finale kadar geldi. Ne Dediler… Yeni Zellanda karşısında 40-21'lik zaferden sonra Güney Afrika kaptanı Treu ve oyuncuları bunu coşkuyla kutladı. Treu: “Uzun bir süredir bu hissi yaşamamıştık. Son şampiyonluktan bu yana şu anda elde ettiğimiz başarı iyi hak edilmiş bir başarıdır. Takım bu barının her bir saniyesinin tadını çıkarmalı bence. ” Final karşılaşmasında 18 puan yapan, sakatwww.rugbyturkiye.net 40 lığı yeni geçen Branco du Preez'in Güney Afrika'nın kazanmasında rolü büyük. “Hiç şüphe yok ki bu çocukların muhteşem bir mücadelesiydi. Kendimize yüksek standartlar belirledik ve bunun üstesinden gelmeliydik, geldik de.” Delport'un maçtan sonraki sözleri bunlardı. Horne, sakatlığı nedeniyle Kyle Brown'un oyunda yer almaması ile ilgili:”Çocuklar yürekleriyle oynadılar. Çok sayıda sakatlanan oyuncumuz vardı. Gün sonunda parti harikaydı.” Nanyak Dala, Plate'in sahibi Kanada takım kaptanı kendilerini evlerinde hissetmişler… “Harika bir duygu, çocuklar iyi oynuyor, çılgın kalabalığın desteği ile kendimizi evimizde hissettik. Biz oldukça yakın bir ekibiz ve beraber çok çalışıyoruz.” Frederic Pomarel, Bowl sahibi Fransa takımının koçu şansız olduklarını düşünüyor… “Sevens turnuvasında oynamak çılgınca bir şey fakat ben mutluyum çünkü oyuncularım iyi bir şekilde savaşıyorlar. Böyle turnuvalar jet lag yüzünden oldukça zor olmasına rağmen oyuncularım gayet iyi oynadılar. Fakat, şansız olduğumuzu düşünüyorum. Oyuncularım adına mutluyum” www.rugbyturkiye.net 41 Michael O'Connor, Shields'in sahibi Avusturalya koçu rekabet yarışında istediğini alamamış görünüyor… “Uygun köşede bitirmedik turnuvayı ve bu bizim için biraz üzücü oldu. Komik olan geçen turnuva- da Kenya ve İngiltere finalde karşılaşmıştı. Burada baya alt sıradalar. Aynı şekilde geçen turnuvayı 5. sırada bitirmişken bizde alt sıralara düştük. Bu durum yarışmaların nasıl bir rekabet olduğunu gösteriyor” Şubat ayının başında yine bir başka IRB Se- vens turnuvası gerçekleşti. Yeni Zellanda Sevens 12 Şubat tarihlerinde Wellington Westpac Stadyumu'nda oynandı. İlk üç sırada sırasıyla İngiltere, Kenya ve Yeni Zellanda vardı. Sırada Hong Kong'ta yapılacak turnuva var. Bu arada büyük bir heyecanla 2013 İstanbul Sevens Turnuvası'nın da yaklaştığını salık verelim. Önümüzdeki sayılarda hepsine bolca yer vermeyi planlıyoruz. Görüşmek üzere… www.rugbyturkiye.net 42 AQUA EMİN ERDEN [email protected] Ö Merhaba Ragbiciler! Takip ettiğimiz kadarıyla takımların birçoğu, kendi imkanlarıyla hazırlık maçlarına devam ediyorlar. Biz de Eskişehir'de bu ay yoğun bir şekilde hazırlık karşılaşmalarına devam ettik. Bu sayıda yapmış olduğumuz hazırlık maçlarını değerlendireceğim sizlere… nce Şevket Rugby ile yaptığımız 18 yaşaltı 7s maçlarından bahsedeceğim. Aqua gençleri ilk defa müsabakaya çıkma şansı buldular. Genellikle antrenmanlarımız 15’li oyununa göre olduğu için biraz zorlandılar. Fakat bu maç onlar için büyük tecrübe oldu. Ne kadar antrenman yaparsanız yapın, bir maç 10 antrenmana bedeldir. Söz konusu ragbi ise bir Ö maç 30 antrenmana bedeldir. Şevket Evliyagil Lisesi’nin Öğretmeni Aslı Cevher'e ve oyuncularına da ayrı bir parantez açmak gerekir. Bu gençler çok iyi bir takım olmuşlar. İnanın ragbi 2. Ligine girmiş olsalardı bir çok takımla başa baş mücadele eder, hatta yenebilirlerdi. 2 takım gençlerinin o gün sahada sergiledikleri performansı, isteği ve birbirlerine karşı centilmenliği görünce dedim ki “Ragbinin geleceği emin ellerde”. Maddi olanaklarımızı sağladığımız en kısa zamanda Ankara'ya iadeyi ziyarete mutlaka gideceğiz. Bu ay dediğim gibi bizim açımızdan tam bir maç ayı oldu. Gençlerin ardından, A takımımız Kuşadası Eagles takımıyla, bayan takımımız ODTÜ ile hazırlık maçları gerçekleştirdi. Şunu söylemek isterim ki ragbiyi çok özlemişiz. Bunu bu maçlarda gördük. Kuşadası Kartalları ile gerçekleştirdiğimiz müsabakada aynı zamanda iki takım da eksiklerini görme fırsatı buldu. Kuşadası Eagles’ın çok doğru bir yolda ilerlediğini de söylemeden geçemeyeceğim. Oytun Çölok'un da Eskişehir'de olması www.rugbyturkiye.net 43 sayesin de maçlar bir hakem eşliğinde oynandı. Çölok yönetim tarzıyla, oyunun kalitesinin artmasına da yardımcı oldu. Çok genç bir ekibimiz var. Yaş ortalaması 20-22 olan bir takımla mücadele ediyoruz. Bu bir dezavantaj gibi görünse de, geleceğe yaptığımız bu yatırım önümüzde ki yıllarda meyvesini verecektir. Gelelim kızlara; Aqua için konuşmak gerekirse, uzun süredir bu iş için gece gündüz emek harcayan sporcular vardı. Melike Şahan, başta olmak üzere Tuğba Çetin, Sueda Tekeli, Gamze Yılmaz, Melike Koca ve Yasemin Şentürk haftada en az 5 gün, hiç bırakmadan aylardır antrenman yapıyorlar. Bunların arasına katılan bir çok oyuncumuz var. Bu isimleri saymamın se- bebi Eylül ayından beri istinasız antrenman kaçırmamaları. Benim 10 kişinin altında sporcuya antrenman yaptırmama gibi bir kararım olmasına rağmen bu kızların isteği, çalışkanlığı sayesinde antrenmanlara ara vermeden devam ettik. Bunun meyvelerini de ODTÜ bayanları karşısında oynadığımız oyunlarla aldığımızı düşünüyorum. ODTÜ geçen sene ki şampiyonada fi- nal oynamış bir takımdı ve onlarla oynamak kızlarım için önemliydi. Artık gösterdiğim hedeflere daha inançlı bakıyorlar ve kendilerine güveniyorlar. Türkiye'de ki bayan takımlarını uyarmalıyım ki bileği zor bükülecek bir Aqua geliyor. METU takımında parlayan oyuncular vardı. Fakat kadrolarına baktığım zaman geçen sezonun aksine farklı oyuncuların çokluğu dikwww.rugbyturkiye.net 44 katimi çekti. Aralarında çok iyi oyuncuları var. Kısa sürede takım kalitelerini yukarı taşıyacaklarını yeni gelen oyuncuları kendi seviyelerine çekeceklerini düşünüyorum. Niall Doherty'i için ne demek gerekir bilmiyorum. Bize değer verdiğini göstererek Eskişehir'de ol- ması hem kızları hem erkekleri çok mutlu etti. Ben ne kadar bir antrenör olsam da böyle bir hocanın bilgisine tecrübesine ihtiyacım var, hatta Türkiye'nin ihtiyacı var. Kendisi de bunları paylaşmak için elinden geleni yapıyor. İyi ki Türkiye'de… Türk ragbisinin gelişmesine katkısı tartışılmaz. Bu ay içerisinde de planladığımız hazırlık maçları var. İnşallah planlarımızı gerçekleştirir, bir daha ki sayıda onlardan bahsederim. Bu arada şunu söylemeden geçemeyeceğim. Artık lig tarihimiz belli ve naçizane tavsiyem tüm takımlar oynayacakları maçlara konsantre olmalılar. Li- gin başlamasına az bir süre kalmışken federasyon ile ilgili yapılan yorumlar artık gereksiz gibi geliyor. Daha emekleme aşamasında olan ragbi parçalanmamalı. Ragbiyi geliştirmek için tek yumruk olmalıyız. Burada baktığımız şeyle orada olanlar aynı değil diye düşünüyorum. Bu yazıyı yazmadan önce bir araştırma yaptım www.rugbyturkiye.net 45 ve sizlerle paylaşacağım. 2013 yılı için GDGM’den henüz hiçbir federasyona 1 kuruş ödeme yapılmamış. Federasyon elinde para olmamasına rağmen ligi planladı. Aslında parasız bu işe kalkışarak ateşten gömlek giydi. Herkesin dışarıdan nasıl gördüğünü biliyorum, ben federasyonun içinde olmamama rağmen dışarıdan bunu görüyorum. Sadece yapmanız gereken iyi niyetle bakmak. Muhalefet olmak her zaman en kola- yıdır diye düşünmüşümdür. Art niyet olmadığı sürece miştir. Muhakkak birileri memnun olur, birileri rahatdestek vermek gerekir. Yönetim kurulu tüm kulüpleri sız... Arada ki tek fark bakış açısı... Bir daha ki ay gömemnun edemez. Zaten hitap ettiği topluluğun tama- rüşmek üzere. mını memnun eden bir yönetimde tarihte görülme- www.rugbyturkiye.net 46 . . Eskisehir . CEM SAYINER [email protected] B Bügünlerde ragbi hakkında pek fazla çalışmamız olmadığından, bende kendi çapımda, internetten, sosyal medyadan, sözlüklerden, insanların ragbi hakkındaki düşüncelerine; ragbiyi ne kadar bildiğimize bir göz atmak istedim. Bu ayki yazımda size bu konulardan bahsetmek istiyorum. T ürkiye’de ragbinin pek popüler olmadığını varsayarsak, insanların ragbi hakkında pek fazla fikrinin olmaması normal. Fakat her konuda olduğu gibi bu konuda da fikir sahibi olmayan insanların ragbi hakkında yaptığı yorumlar gerçekten komik, hatta bazen can sıkıcı. Günümüzde yapılan araştırmaların büyük bir kısmının internetten yapıldığını biliyoruz. Ragbiyi merak edip, oynamaya başlamak isteyen bir arkadaşımızın, internetten araştırma yapması halinde ragbiden soğuması muhtemel diyebiliriz. Genelde ragbi hakkında yapılan yorumlar, ragbiyi bilmeyenlerin, bir yerlerden tesadüfen gördükleri kadarıyla yazdıklarından ibaret. 30 kişinin birbirinin üstüne çullandığı, kuralları anlaşılmayan, devamlı top- la ileri gitmek isteyen bir adamın olduğu ve herkesin onun üstüne çullandığı gibi yorumlar en çok yapılanlar. İzleyenlerin genelde kuralları anlayamadığından, izlemekten sıkılmış ve saçma bir spor olarak yorumlayanlar da var. Kimisi de her an kaslı popolar görme olasılığımızın cok yüksek olduğundan bahsetmiş ve ragbiyi erotik spor olarak yorumlayan da bir çok ar- kadaş var. Aslında bende dahil olmak üzere, kuralları tam anlamıyla Türkiye’deki çoğu ragbi oyuncusunun bilmediğini düşünüyorum. Geçen sene maçlarda da bu sıkıntı bariz ortadaydı. Oyuncular olarak her hakemin aynı durum hakkında farklı kararlar verdiğini görmüştük. Bu da aslında tam anlamıyla bizim de kuralları bilmediğimizi ortaya koyuyor. www.rugbyturkiye.net 47 Geçen sene oynadığımız ilk maçta pek fazla birşey bilmeden sahaya çıkmıştık. Karşı takım topu taca atıp, bir de atışı kullandığında, oyuncularımızdan birinin hakeme “Bu ne ya! Adamlar topu taca atıyor, onlar kullanıyor. Böyle oyun mu olur” diye isyan ettiğini ve ilk resmi hakemliğini yapan Oytun Çölok'un gülmek- ten maçı zor yönettiğini hatırlıyorum. Bunların yanı sıra bazı arkadaşlar da ragbinin sporla alakası olmadığından, vahşet olduğundan bahsetmiş. Daha öncede söylediğimiz gibi, bilinçli şekilde oynandığında sakatlık riskinin çoğu spor dallarına göre geride olduğundan sıkça bahsetmiştik. Sonuç olarak; insanların ragbi hakkında doğru rekiyor. fikirlere sahip olmadıkları malum. Kafalardaki ragbi Gelecek sayıda görüşmek üzere Eskişehirden imajını değiştirmek ve aslında ragbinin ne kadar güzel selamlar.. bir spor olduğunu insanlara daha iyi anlatabilmek için neler yapılabilir? Bu konuda camia olarak herkes üzerine düşeni yapıyor mu? Kendimizi sorgulamamız ge- www.rugbyturkiye.net 48 FEMALE SHARKS Demet Yıldız [email protected] M Merhaba sevgili ragbiseverler... Malumunuz ragbi sert bir spor. Bu yüzden sakatlanma olasılığı da fazla. Hatta ısınmadan yapılan antrenmanlar veya çıkılan maçlar sakatlanma olasılığını iyice arttırmakta. Bu ay sizlerle paylaşacağım konu ise antrenman modellerinden biri olan ısınma antrenmanı... A ntrenman dört koşulda sakatlık riski doğurur, bunlardan biri yeterli ısınma yapılmamasıdır. Sporcunun gerek antrenman öncesi, gerekse maç öncesi gerekli ısınmayı yapması gerekir. Yetersiz ve düzensiz ısınma, hem büyük sakat- lıkları, hem de istediğin performansı ortaya koymayı engeller. Üç tip ısınma modeli vardır. Bireysel ısınma, buna özel ısınma da denebilir, yani herkesin kendi yaptığı ısınma. İkinci ısınma türü, antrenör nezare- tinde yapılan ısınma ve son olarak ise grup halinde ısınmadır. Sporcuların yaş durumu, profesyonellik anlayışı, eğitim durumu ve performansları da ısınmayı etkileyen faktörler arasındadır. Kimileri için ısınma periyodu maç öncesi ya da antrenman ön- cesi kaytarılacak bir zaman dilimidir. Kimileri içinde antrenmanın ve maçın en gerekli parçasıdır. Antrenman ya da maç öncesi yapılan ısınmalar performansı olumlu düzeyde etkilediği görülmüştür. Yeterli ısınma ile oksijenli enerji oluşumu ve www.rugbyturkiye.net 49 Oksijensiz enerji oluşumu olumlu yönde etkilenir. Nöro-musküler (sinir-kas) fonksiyonu açısından bakıldığında yeterli ısınma ile kas kuvvetinin arttığı belirlenmiştir. Isınan kas daha fazla gerilebilir ve bunun ötesinde daha süratli kasılabilir. Isınma sonucu kasın elastikiyeti artar, daha büyük eklem amplitüdlerine de (hareket açısı) olanak sağlar. Eklemlerin hareketi ısınma ile kolaylaşır. Ayrıca ısınma ile hedefe yönelik hareketlerin koordinasyonu iyi hale gelir. Genel anlamı ile ısınma dayanıklılık, sürat, kuvvet, sıçrama, esneme yeteneği gibi özellikleri www.rugbyturkiye.net 50 arttırır. Aynı zamanda, ısınmanın sağlık açısından önemli etkilerinden biri de ısınma ile kas, ligament ve tendon yaralanmaları gibi sportif yaralanma risklerinin minumum düzeye düşürür. Birçok sporcu yeterli ısınma yapmadan bir yaralanmayla karşılaştığında, ısınmanın önemini fark eder. İşte bu deneyim arzulanmayan ama “deneme-yanılma” metodu ile sporcuya ve takımına daha pahalıya mal olan bir deneyimdir. Bir dahaki ay görüşmek üzere... www.rugbyturkiye.net 51 . . SPORCU SAGLIGI TAMER JAMES [email protected] N Ne yazık ki Slovakya ve Azerbaycan'a karşı oynadığımız oyunlarda sakattım… Ancak Niall beni takımın fizyoterapisti olarak kampa davet etti ve bende kabul ettim. Takımın turnuva boyunca yaşadığı sakatlıklar hakkında bir makale yazabileceğimi düşündüm. Ayrıca size sakatlıkların nasıl ele alındığı, tedavi edildiği, sakatlığın psikolojisi, fizyoterapistin rolü, fizyoterapist ve koçun nasıl birlikte çalıştığı hakkında bilgi vereceğim. B righton, İngiltere'den uzun bir yolculuktan sonra otelime gece saat 10'da vardım. Arkadaşlarımla sakin bir gece geçirmeyi bekliyordum. Ancak böyle olmadı! Ne yazık ki bazı oyuncular kamptan önce sakatlanmıştı ve Kemer'deki ilk gecemde oyuncuları muayene etmem gerekiyordu. Oyuncuların, milli maçlara gelmeden kendi takımlarında sakatlanmaları sık karşılaşılan bir durum. Sa- kat olmalarına rağmen, ülkelerini temsil etme aşkıyla tutuşuyorlar. Kemer'deki ilk gecemde fark ettiğim sakatlıkların listesi: (Özel bir yatağım olmadığı için odamdaki kendi yatağımı kullandım.) Diz sakatlanması: Dizi orta seviyede şişmişti. Medial Collateral Ligament (MCL) burkulması vardı. Oyuncu yürümekte zorlanıyordu. İyileşmesi 3-6 hafta alan ciddi bir sakatlıktı. Oyuncunun ise Slovak- ya maçı için 4 günü, Azerbaycan maçı için 11 günü vardı. Oyuncuyu buz ve anti enflamatuarlar ile tedavi ettim. Ayrıca masaj yaptım ve bazı egzersizler verdim. Kiriş zedelenmesi: Bir kiriş zedelenmesi, yırtığa bağlı olarak 2-6 hafta arasında iyileşir. Masaj, buz, sıcak tutmak ve gerdirme hareketleri ile tedavi edilir. Kemer'de bazı antrenmanları kaçırması gerekti an- cak maçlara çıkabilecek durumdaydı. Sırt sakatlanması: Oyuncunun sırtı ağrıyordu ve öne eğilmede zorlanıyordu. Lumbar Spine Intervertebral Disc'te bir problem vardı ve sinir ağrısına neden oluyordu. MRI taraması da aynı sonucu destekledi. Oyuncunun çok ağrısı vardı ancak o bir savaşçı ve maçlara çıkardık. İlk hafta zordu ama çok keyif aldım. Oyuncuların sıkı çalışması gerekiyordu ve bu www.rugbyturkiye.net 52 da kasların zorlanması ve sakatlıklar demek… Milli maçlar öncesi gün de iki kere antrenman yapmak gerekiyor. Bu haftada yalnızca 2-3 kere antrenman yapmaya alışmış amatör oyuncular için zor. Ve bu da sakatlık riskini arttırıyor. Antrenmanlar sürerken geçirilen sakatlıkların listesi: a. Baldırın ön kısmında zedelenmeler b. Kasık incinmeleri c. Omuz şişmesi d. Sırt ağrısı e. Bilek burkulması f. Baldır incinmeleri g. Genelde bacak kaslarının kasılması h. Ölü bacak. (Kasların çok ciddi şekilde zarar görmesi) i. Soğuk algınlığı ve grip İki maç boyunca şaşırtıcı biçimde az sayıda sakatlık oldu. Slovakya karşısında kimse sakatlık ne- deniyle duraksamadı. Ancak Azerbaycan maçında 2 sakatlık vardı. Bu Azeri oyuncuların çok güçlü olması ve faul'lü oynamalarından kaynaklandı. Sakatlıklar: 1. Yüksek bir tackle nedeniyle beyin sarsıntısı 2. 2 oyuncunun kaşlarına dikiş atılması (Yumruklaşma nedeniyle) Fizyoterapistin ragbi takımı için hayati önemi vardır. Eğer bir oyuncu sakatlanırsa, kendini nasıl tedavi edebileceğini bilmeli. Uzmanlaşmış bir iş ve koç veya oyuncu en hızlı ve iyi şekilde nasıl tedavi edileceğini bilmez. Bu yüzden her takımın bir fizyoterapisti olmalıdır. Oyuncunun psikolojisi çok önemlidir. Bazı oyuncular ağrıları olsa da oynamaya devam ederler. Bazıları ise çok ufak sakatlıklarla bile devam edemezler. Stres ve gerginlikte sakatlıklara neden olabilir. Ülkeleri için oynamak her oyuncu için önemlidir ve stres verici olabilir. Fizyoterapist olarak, oyuncu- www.rugbyturkiye.net 53 ların karakterlerini anlamak tedavi için de gereklidir. Koç ve fizyoterapist arasındaki ilişkinin bir çok dinamiği vardır. Açık ve dürüst bir şekilde konuşulmalıdır. Herhangi bir sakatlık hakkında fizyo fikrini belirtir ancak oyuncuyu seçme kararı koça aittir. An-cak profesyonel spor alanının içinde olan biri olarak fikrim, oynayıp oynamama kararı koç, fizyo ve oyuncu tarafından birlikte verilir. Bazen oyuncu sakatlığına rağmen oynamak ister, bu özellikle de milli maçlarda olur. Bu çok cesurca ve gurur duyulmalı ancak her zaman takım için en iyisi değildir. Eğer oyuncu 70-80% sağlıklıysa iyi oynayamaz ve takımını zora sokabilir. Başkasının oynaması daha iyi olur. Bence ben ve Niall Doherty kamp süresince birlikte iyi çalıştık. Ben oldukça sıkı çalıştım ve ona oyuncular hakkında tıbbi bilgi verdim. Ancak oyuncuların seçimiyle ilgili tüm kararlar ona aitti. Bu koçun sorumluğu, fizyo veya doktorun değil. Türk milli takımı için fizyo olmayı çok sevdim. Tabii ki oynamayı daha çok seviyorum. Maçları kenardan izlemek üzüntü vericiydi. Önümüzdeki maçlarda oynamayı istiyorum. Ben oynasam da oynamasam da takımın bir fizyo'ya ihtiyacı var. Yoksa çok sayıda sakatlık olacak ve bazı oyuncular sakatlık sebebiyle oynayamayacak. Eğer bu yazıyı okuyan bir ragbi oyuncusuysanız size bedeninizi nasıl tedavi edeceğinizi öğrenme- nizi şiddetle tavsiye ederim. Sakatlandığınızda, fizyo veya doktora muayene olmanız çok önemlidir. Her ragbi oyuncusu sakatken oynayacaktır. %100 sağlıklı oyuncu yoktur denir. Ancak sakatlığınızı iyi bir şekilde tedavi etmek için gereken her şeyi yaptığınızdan emin olmalısınız. www.rugbyturkiye.net 54 SALİM ÇAVUŞ ve ZAKİR KALABAŞ www.rugbyturkiye.net 55 Yildizlar B Bu sayıda iki konuğumuz var. Milli Takıma Almanya’dan katılan Salim Çavuş ve Fransa’dan katılan Zakir Kalabaş... 1 989 yılında Almanya Offenbach am Main'de doğdum. 14 yaşında, 8'inci sınıfta spor aktiviteleri vardı. Bir arkadaşım bana “Ragbi oynar mısın” diye sordu ve bu vesile ile ragbi oynamaya başladım. Ragbide beni cezbeden bir sürü şey var. İlk başta kontağa dayalı bir spor olması benim çok hoşuma gidiyor. Diğer en sevdiğim şey ise koşmak. Bu da ragbinin en önemli özelliklerinden biri. “Tüm bunlar başka sporlarda da var” diyebilirsiniz. Fakat başka sporlara baktığınızda, mesela boksa, sadece kontak var. Ragbi de ise topa konsantre iken hem kontak hem de koşu var. İkisi birlikte çok güzel bir kombinasyon bence… Ragbi oynarken deşarj olabiliyorum. Kafam çok dolu olsa bile, sahay çıktığımda düşüncelerimi boşaltabiliyorum. O sahaya çıktığın andaki müca- SALİM ÇAVUŞ dale, takımın ve arkadaşların için elinden gelen her şeyi yapma hissi çok güzel bir şey. Ben 7 numara oynuyorum. Ragbiye ilk başladığım zamanlarda kanat oynadım fakat daha sonra antrenörüm beni forward olarak 3'üncü sıraya soktu. Böylece o zamandan beri bu mevkiide oynamaya devam ediyorum. Belki de alışkanlık ama en güzel mevkii olarak burayı görüyorum artık. Türkiye'de ragbi iki senede çok hızlı bir şekilde gelişti. Ülkemdeki bu gelişimi görmek benim çok hoşuma gidiyor. Türkiye'de çok büyük bir potansiyel var. Fiziksel ragbi tam bize göre. Türkiye Ragbi Milli Takımı'nda oynamak, ülkemi temsil etmek benim için çok büyük bir onur. Ayrıca bir ekip halinde, aynı amaç doğrultusunda sahada tek vü- www.rugbyturkiye.net 56 cut olmak ise insanı inanılmaz mutlu eden bir olay. Hele takım arkadaşlarınızla da çok iyi anlaşıyor, bir kardeş gibi görüyorsanız o zaman hissettiklerinizi anlatacak kelime bulmanız çok zor. Namalup yolumuza eden bir takımız. Slovakya ile oynadığımız ilk test maçında yoktum ama Estonya test maçında kadro bulabildim. İlk yarının başında kick off atışı ile sağıma, soluma baktığım- da takım arkadaşlarımın gözlerinde gördüğüm ateş ve kararlılığı hiçbir zaman unutamam. Zaten bu başarımız ve Türkiye'deki takımların güçlü ve kaliteli ragbisi Türkiye'ye FRA-AER üyeliğini getirdi. ENC3 grubundaki tüm maçları da kazanmamız, bizi daha da güçlendirdi. Böyle devam edersek çok şeyler başarabiliriz. Slovakya ve Azerbaycan maçlarının her da- kikasının tadını çıkarttım. Slovakya maçında hatalarımız vardı. Azerbaycan maçında bu hataları yapmayınca çok daha başarılı olduk. İlk maçta hepimiz çok heyecanlıydık. Azerbaycan maçında bunu biraz kontrol altına alabildik. Maalesef birkaç oyuncumuz sakatdı. Fakat bu galip gelmemize engel olmadı. Çok güzel bir turnuva geçirdik. Umarım 2020 Olimpiyatları Türkiye'de olur. Böylece Türkiye Ragbi Yedili Erkek Milli Takımı olimpiyatlara ev sahibi olarak katılır. Bence her sporcunun hayali bir olimpiyata katılabilmektir ve binlerce seyircinin önünde oynayabilmektir. Umarım bu Türk ragbi oyuncularına nasip olur. www.rugbyturkiye.net 57 ZAKİR KALABAŞ 2 7 yaşındayım ve Fransa'da yaşıyorum. Abim de ragbi oynuyor. 10 yaşındayken onun bir antrenmanına gitmiştim. Ragbi çok hoşuma gitti ve oynamaya başladım. Şu an bir sendedir Evreux'de oynuyorum ondan önce ise Vernon takımı’nda oynuyordum. Ragbiyi çok seviyorum çünkü bana hitap eden bir spor. Hayatımda başka bir sporu denemediğimden dolayı bildiğim tek spor da ragbi. Ragbi aslında benim kanıma işledi. Başka bir sor yapacağımı düşünemiyorum. Ragbi oynarken kendimi yenilmez hissediyorum. Aynı zamanda eğleniyorum da. Zaten en önemli unsurlardan biri de bu. Sevdiğim şeyi yapıyorum ve eğleniyorum. Ben 15 numara oynuyorum. Yani full back… Önceden 9 numara olarak oynamıştım ama benim için en uygun pozisyonun 15 numara olduğunu düşünüyorum. Bunun nedeni ise fiziksel olarak vizyonum ve hız… Türkiye'de ragbini gelişimi beni çok heye- canlandırıyor. Türk insanına çok yakışan bir spor olduğunu düşünüyorum. Umarım çok kısa bir sürede Türkiye'de çok tanınan bir spor olur. Türkiye Ragbi Milli Takımı'nda oynamak bir Türk oyuncu için bir hedeftir bence. Ben hedefime eriştim. Çok büyük bir onur ve gurur duyuyorum. Ülkemi temsil etmenin duygusal tatminini anlatmak imkansız… Test maçlarını yenip, ENC3 grubundaki tüm karşılaşmaları da namağlup tamamlayan bir takımın formasını giymek çok güzel. Gerçi Slovakya ve Azerbaycan bizim için çok zayıf rakiplerdi. Ama bu birlik ve beraberlik ile devam edersek ve yaptığımız hataları tekrarlamazsak çok büyük başarılara imza atacağımza eminim. Ragbi bence dünyanın en iyi sporu ve biz bu sporda birkaç yıl içinde çok güçlü bir takım olarak yer alacağımıza eminim. www.rugbyturkiye.net 58 SPOR Özel Sporcularımız, Güney Kore'den 6 madalya ile dönüyor. U luslararası Özel Olimpiyatlar Organizasyonu’nun yurdumuzdaki akredite ve resmi tek temsilcisi konumunda bulunan Türkiye Özel Sporcular Derneği Özel Olimpiyatlar 2013 Dünya Kış Oyunları”nda toplam 6 madalya kazandı. 26 Ocak 05 Şubat 2013 tarihleri arasında Güney Kore Cumhuriyeti'nin Pyeong Chang şehrinde yaklaşık 6000 kişinin katılımı ile gerçekleşen oyunlarda Novice Süper Süzülme ve Alp Disiplini dallarında yarışan sporcularımızdan Kadir Telli 1 al- tın madalya kazanırken, 1 dördüncülük 1 de altıncılık elde etti. İsmail Yılmaz farklı kategorilerde 1 altın, 2 de gümüş madalyanın sahibi oldu. İlk yarışında boynuna gümüş madalya takan Fatih Yılgın ise son yarışında bronz madalya kazandı. 29 Ocak 2013 tarihinde yapılacak görkemli bir açılış töreni ile start alan ve 8 gün süren yarışlarda Özel Sporcularımız toplamda 2 altın, 3 gümüş, 1 bronz madalya olmak üzere toplam 6 madalya kazandı. www.rugbyturkiye.net 59 adidas 2013 UEFA Şampiyonlar Ligi Finali Resmi Maç Topu adidas Finale Wembley'i futbolseverlerin beğenisine sundu. 2 4 Mayıs'ta Londra'nın Wembley Stadyumu'nda oynanacak 2013 UEFA Şampiyonlar Ligi Finali için tasarlanan resmi maç topu “adidas Finale Wembley“ futbolseverlerin beğenisine sunuldu. “adidas Finale Wembley“, son 50 yıldır “futbolun evinde” gerçekleştirilen UEFA Şampiyonlar Ligi Finalleri'nin anısına tasarlandı. Turnuvanın Wembley'de oynanacak bu seneki finalinde bu top sahada olacak. Wembley geçmişte, Avrupa futbolunun en önemli kupası için rekabet eden en iyi takımların mücadelesine tanıklık etti. 1963 yılında AC Milan, 1978 yılında Manchester United, 1971 yılında Ajax, 1992 ve 2012 yıllarında Barcelona'nın kazandı- ğı maçlara şahitlik eden Wembley'de, çok sayıda UEFA Şampiyonlar Ligi kupası kaldırıldı. “adidas Finale Wembley“'de, UEFA Şampiyonlar Ligi karşılaşmalarının toplarında adidas'ın simgesi haline gelmiş yıldız panelleri içine finallerin yapıldığı yıllar yazıldı. Bu yıl yaklaşık 90.000 kişinin tribünlerden izleyeceği finalin büyüklüğünü simgelemek amacıyla, göz alıcı teknik grafikler ve canlı renkler bir araya getirildi. adidas Global Sporlar Pazarlama Başkan Yardımcısı (Futbol) Claus Peter-Mayer, adidas'ın, Wembley'de gerçekleştirilecek final maçını simgeleyen özel bir top tasarladığını belirtti ve sözlerine şöy- le devam eti: “Bu top, sezonun finalistlerine ve bu olağanüstü etkinliğe uygun bir hediye olacak .” UEFA Events SA Pazarlama Müdürü Guy-Laurent Epstein ise, koyu renklere sahip, simgesel ve krallara yaraşır bir görünüme sahip olan bu topun UEFA Şampiyonlar Ligi'nin değerini tam olarak yansıttığını belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: “Bu sezon Londra'da yapılacak final maçında, sahada “adidas Finale Wembley“ olacak. Wembley'deki final maçında Avrupa'nın Kralı taç giyecek ve Avrupa kulüp futbolu açısından tarihi bir gece yaşanacak.” adidas, 1970 yılından beri tüm büyük UEFA ve FIFA turnuvalarının resmi maç topu tedarikçisi olarak topları tasarlıyor. “adidas Finale Wembley“, adidas'ın UEFA Şampiyonlar Ligi için ürettiği yirminci resmi maç topu olma özelliğini taşıyor. Teknoloji: Topun dış yüzeyi, temas noktasında optimal tutunmayı sağlayacak şekilde tasarlanmış özel bir malzeme ile kaplı. Maç topunun ısıyla birleştirilmiş yıldız panel tasarımında UEFA Şampiyonlar Ligi logosundan esinlenilmiştir. Top yüzeyinin pürüzsüzlüğü havada daha düz bir yörüngede yol almasını sağlar. www.rugbyturkiye.net 60 Türk Telekom'un başarılı altyapı basketbolcusu Emre Dağcı Amerika yolunda... T ürkiye'de düzenlenen “The Challenge” (Oyununu Göster) projesi, 3 yetenekli genç basketbolcuya Amerika kapısını açtı. Türkiye'den Anadolu Efes takımının başarılı basketbolcusu Sinan Güler'in yaptığı basketbol gösterisinin video görüntülerini izleyerek, hareketlerin aynısını uygulamaları istenen genç basketbolcular bu görüntüleri kaydettiler. İstanbul, İzmir ve Ankara'dan toplam 1.200 sporcunun elemelerini, NBA Bireysel Gelişim Antrenörü Christopher Thomas yaptı. Finale kalan 30 sporcu, 4,5 saat süren zorlu bir elemeden daha geçti. Ankara'dan Türk Telekom Gençlik ve Spor Kulübü basketbol altyapısından yetişen Mustafa Emre Dağcı, seçilenler arasına girme başarısı elde ederek Amerika'ya davet edildi. Dağcı'nın aralarında bulunduğu 3 genç yetenek, basketbolun anavatanı Amerika'da basketbol dolu günler yaşayacak. Sporcular 8-14 Şubat tarihlerinde Indiana, 14-18 Şubat arasında ise Houston'da saha kenarın- da NBA maçı izleme, Cristopher Thomas ile birebir yapılacak özel bir antrenman, Nike'ın özel eğitmeni John Lucas ile antrenman yapma, bir hafta grup idmanı, üniversite gezisi gibi aktivitelerde bulunacaklar. Türk Telekom Gençlik ve Spor Kulübü basketbol alt yapısından yetişen 16 yaşındaki Dağcı'nın kariyerinde; Türk Telekom Gençlik ve Spor Kulübü Basketbol Minik Takımı'nda Ankara üçüncülüğü ile birlikte Türkiye birinciliği bulunuyor. Türk Telekom Spor Kulübü yetkilileri, Dağcı'nın başarılarına bir yenisini eklemesinden mutluluk ve gurur duyduklarını belirttiler. Kulüp olarak Türkiye'nin genç sporcularının her zaman yanında olduklarını kaydeden yetkililer, sporcularının daha nice başarılara imza atacaklarına inandıklarını vurguladılar. www.rugbyturkiye.net 61 Ted Ligety tarih yazdı. D ünya Alp Disiplini Kayak Şampiyonası'nda erkeklerde ABD'li Ted Ligety, 3 altın madalya kazanan ikinci erkek sporcu olarak tarihe geçti. Avusturya'nın Schladming kentinde düzenlenen Dünya Alp Disiplini Kayak Şampiyonası'nda, erkeklerde ABD'li Ted Ligety, büyük slalom, süper büyük slalom ve süper kombine disiplinleri olmak üzere 3 altın madalya elde etti. Daha önce 2006 Torino Kış Olimpiyatları'nda kombine ve 2011 Dünya Şampiyonası'nda büyük slalom disiplininde altın madalyaya uzanan Ligety, kazandığı 3 altın madalya ile şampiyonanın en dik- kat çeken ismi oldu. Ligety, bu başarısıyla Avusturyalı Toni Sailer'ın, 1958'de ülkesinin Bad Gastein kentinde düzenlenen dünya şampiyonasında (iniş, büyük slalom ve kombinede) kazandığı 3 altın madalyadan sonra ''triple'' yapmayı başaran ikinci erkek sporcu olarak tarihe geçti. Erkeklerdeki diğer iki disiplinden inişte, Norveçli Aksel Lund Svindal, 2007'den sonra ikinci dünya şampiyonluğunu elde ederken, slalomda ise ev sahibi Marcel Hirscher, takım yarışmasından sonra Avusturya'ya 2'nci altın madalyasını getirdi. Kadınlarda ise beş disiplinde de farklı sporcu- lar şampiyonluğa ulaştı. Marion Rolland iniş, Tessa Worley de büyük slalomdaki birincilikleri ile Fransa'ya şampiyonadaki 2 altın madalyasını kazandırdı. 2010 Vancouver Kış Olimpiyatları ikincisi Sloven Tina Maze, süper büyük slalom, 2010 Olimpiyatları'nda slalom ve kombinede şampiyon olan Alman Maria Höfl-Riesch ise süper kombine disiplinindeki ilk dünya şampiyonluklarına uzandı. Maze ayrıca büyük slalom ve süper kombinede gümüş madalya kazanarak, ülkesinin şampiyonada elde ettiği 3 madalyanın da altına imza attı. Büyükler kategorisinde katıldığı ilk yarışma olan büyük slalomda, liderin 2.3 saniye arkasında 6'ncı olduktan iki gün sonra slalomda podyumun en üst basamağına çıkan ABD'li Mikaela Shiffrin ise tarih yazan bir diğer ABD Kayak Takımı üyesiydi. 17 yaşındaki Shiffrin, 1985'de İtalya'nın Bormio kentindeki dünya şampiyonasında 17 yaşındayken büyük slalomda altın madalyayı boynuna takan vatandaşı Diann Roffe-Steinrotter'dan sonra altın madalya kazanan en genç kadın sporcu oldu. Shiffrin böylece 2013 sezonu Dünya Kupası'nda, slalom displininde üst üste 3 kez birinci olmasının tesadüf olmadığını gösterdi. www.rugbyturkiye.net 62 "Her anlamda golfta gelişme içindeyiz'’ A ğaoğlu, Ardahan Üniversitesi kampüsünde yapılacak olan golf sahası alanında incelemelerde bulundu. Ağaoğlu, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, Antalya, Bodrum, Kuşadası, İstanbul'dan sonra Ardahan'da golf sahasının açılmasının bölge için çok önemli bir yatırım olacağını vurguladı. Golf sahası çalışmalarıyla ilgili Ardahan Valisi Seyfettin Azizoğlu ve Ardahan Üniversitesi (ARÜ) Rektörü Prof. Dr. Ramazan Korkmaz ile görüşmeler yaptığını ifade eden Ağaoğlu, ''ARÜ kampüsünün ar- kasında bir saha yapma projemiz var. Kamulaştırma çalışmaları sürüyor. Neticelenir neticelenmez hemen çalışmaya başlayacağız. İki ay içinde sürecin tamamlanacağını tahmin ediyorum. Karın kalkmasıyla burada çalışmaya başlayacağız'' dedi. Türkiye'de sporun çeşitliliğinin en az ulaştığı bölgeler arasında Ardahan olduğunu hatırlatan Ağaoğlu, ''Federasyon olarak Ağrı, Erzurum ve burayı seçmemizin sebebi buydu. Amacımız bu bölgelere golfu getirmek. Bazıları ısrarla 'golf bu kitlelere yayılmaz' dese de bu eleştirileri bu şekilde çizgi dışında bırakmak amacıyla biz 2005'te bu projeyi başlattık'' diye konuştu. Golfun bölgeye turist de kazandıracağını anlatan Ağaoğlu, ''Turizm söz konusu oluğu zaman listenin en tepesinde golf yer alır. Sadece turizm olarak değerlendirmemek lazım. Buraya saha yapıldığı zaman bölgenin çehresi değişir. Yaz turizmini etkileyecek. Çünkü Akdeniz Bölgesi'nin çok sıcak olduğu aylarda bu spor yapılamıyor. Yayla havasında golf, belki farklı bir golf turizmine ilgi getirecektir'' diye konuştu. Türkiye'de golfun genel durumunun son derece iyi olduğunu dile getiren Ağaoğlu, ''Dünyanın Türkiye'deki golfa bakış açısı bir kere çok üst düzeyde. Profesyonel anlamda çok ciddi müsabakalar yapılıyor artık. Yani Avrupa profesyonel turunun yarı finali Türkiye'de oynanıyor. Dünyanın en iyi profesyonel golfçuları Türkiye'ye geliyor. Türkiye'de mücadele ediyorlar'' şeklinde konuştu. Dünyanın en fazla kazanan sporcularının golfçular olduğunu vurgulayan Ağaoğlu, ''Türkiye, her anlamda golfta büyük gelişme içinde'' dedi. www.rugbyturkiye.net 63 Adrien Broner unvanını korudu. A BD'nin New Jersey eyaletindeki Atlantic City kentinde gerçekleştirilen ''WBC erkekler 61,2 kilo unvan maçı''nda, kariyerindeki 25 maçı da kazanan ABD'li Adrien Broner ile kariyerinde 37 galibiyet 1 beraberlik ve 1 mağlubiyeti bulunan Galli Gavin Rees, Boardwalk Hall'da karşılaştı. Unvanını korumak için ringe çıkan Broner, Galli rakibini maç içinde oldukça zorladı ve iki kez yere serdi. Broner'ın, 5'inci rauntta Rees'i köşeye sıkıştırarak, bedenine ve yüzüne art arda vurduğu yum- ruklar atması sonrası Rees'in antrenörü Gary Lockett havlu attı. Böylece Broner, maçı 2:59 dakika sonunda teknik nakavt ile kazanarak, kariyerindeki 26'ncı maçından da galibiyetle ayrıldı. 26 maçın 22'sini na- kavtla kazanan Broner, 17 Kasım 2012'de Meksikalı Antonio DeMarco'yu teknik nakavtla yenerek kazandığı unvanını, ilk maçında korumayı başardı. www.rugbyturkiye.net 64 Altın Worley'in... D ünya Alp Disiplini Kayak Şampiyonası'nda kadınlar büyük slalomda Fransız Tessa Worley, 2:08.06'lık derecesiyle altın madalyanın sahibi oldu. Avusturya'nın Schladming kentinde yapılan Dünya Alp Disiplini Kayak Şampiyonası'nda kadınlar- da son Dünya Kupası büyük slalom üçüncüsü Fransız Tessa Worley, parkuru 2:08.06 dakikalık derecesiyle lider tamamlayarak, büyük slalom disiplininde kürsünün zirvesine çıktı. Fransa, böylece şampiyonadaki 2'nci altını kazanırken, madalya sayını ise 4'e çıkardı. Yarışta ikinciliği, Worley'nin 1.12 saniye arkasındaki 2011 dünya şampiyonu ve 2010 Olimpiyatları ikincisi Sloven Tina Maze aldı. Süper büyük slalomda şampiyon olan Maze, şampiyonadaki ikinci madalyasına uzandı. Üçüncülüğü de liderden 1.18 saniye daha ya- vaş olan evsahibi ülkeden 2008 dünya gençler şampiyonu Anna Fenninger elde etti. 17 yaşındaki ABD'li Mikaela Shiffrin ise büyükler kategorisinde katıldığı ilk yarışmada, liderin 2.30 saniye 6'ncılığı elde etti. www.rugbyturkiye.net 65 Elvan Abeylegesse sezonu açıyor. M illi atlet Elvan Abeylegesse'nin, yaklaşık 8 aylık bir aranın ardından Birleşik Arap Emirlikleri'nde (BAE) sezonu açacağı belirtildi. Türkiye Atletizm Federasyonu'ndan yapılan yazılı açıklamada, 5000 ve 10000 metrede olimpiyat ikinciliği bulunan milli atlet Elvan Abeylegesse'nin, yak- laşık 8 aylık bir aranın ardından BAE'nin kuzey sahilinde yer alan Ras al-Khaimah'ta düzenlenecek RAK Yarı Maratonu ile 2013 sezonundaki ilk yarışına çıkacağı bildirildi. Sakatlığı sebebiyle 2012 Londra Olimpiyatları'nı kaçıran Abeylegesse'nin, 2010 yılında 67:07 da- kikalık derecesiyle kazandığı RAK Yarı Maratonu'ndaki rakipleri arasında, 2009 dünya croos country şampiyonu ve 2010 dünya yarı maraton şampiyonu Kenyalı Florence Kiplagat ve Londra Olimpiyatları maraton ikincisi Kenyalı Priscah Jeptoo gibi isimlerin bulunduğu bilgisi verildi. Erkeklerde Patrick Makau'nun, 2009'da 58:52 ile, kadınlarda ise 2011'de Mary Keitany'nin 65:50 ile yarı maraton dünya rekorunu kırdığı RAK Yarı Maratonu, yarın TSİ 05.00'de başlayacağı ve yarışlar sonunda toplam 250 bin dolar ödül dağıtılacağı da kaydedildi. www.rugbyturkiye.net 66 Ata sporumuz 2020 olimpiyatlarından çıkartıldı. T ürk sporuna ağır darbe! Ata sporumuz güreş, olimpiyat takviminden çıkarıldı! Eğer Mayıs ayında bir müjde gelmezse, 84 olimpiyat madalyamızın 55'ini, 39 olimpiyat altınımızın ise 22'sini getiren güreş olimpiyat takviminde yer almayacak. Uluslararası Olimpiyat Komitesi Yönetim Kurulu, 2012 Londra Olimpiyat Oyunları'ndaki spor dallarını mercek altına aldı. 2020 Olimpiyat Oyunları'nda yeni spor dallarına yer vermek isteyen komitenin, modern pentatlon ya da tekvandoyu programdan çıkarması bekleniyordu. Ancak 15 kişilik Yönetim Kurulu kararını güreşten yana kullandı. Yönetim Kurulu üyeleri televizyon ratingleri, bilet satışları, küresel popülarite gibi 30'dan fazla konu başlığını mercek altına aldı. İncelemeler sonucunda, güreşin, 2020 Olimpiyat Oyunları'nın programından çıkarılmasına karar verildi. Ancak umutlar tamamen bitmiş değil. Uluslararası Olimpiyat Komitesi, Mayıs ayındaki genel kurulda bu listeye 2 spor dalı daha ekleyecek. Bu kontenjanı elde etmek için güreşin yanı sıra, beyzbol, softbol, squash, karate, wushu, wakeboard gibi spor dalları yarışıyor. Uluslararası Olimpiyat Komitesi, hangi dalın oyunlara ekleneceği konusunda son sö- zünü Eylül ayında söyleyecek. Kulislerde dolaşan haberlere göre beyzbol, softbol ve squash favori gösteriliyor. Ancak güreşin de bu bileti kapma şansı var... Güreşin 2004 Olimpiyat Oyunları takviminden de çıkarılması gündeme gelmiş ancak daha sonra yeniden takvime alınmıştı. Olimpiyat Komitesi'nin bu tavrının güreşe aba altından sopa göstermek olduğu yorumları da yapılıyor. Güreşe yeterli ilgi olmamasından rahatsız olan komitenin, minderde bir silkinmeye yol açmak için böyle bir karar almış olabileceği belirtiliyor. 2020 Olimpiyat Oyunları'na ev sahipliği yapma konusunda en önemli aday İstanbul... Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin kararı değişmezse, Türk sporcular, geleneksel olarak en başarılı oldukları dal güreşte, İstanbul'da seyircisinin önünde mücadele edemeyecek. Türkiye bugüne dek olimpiyat oyunlarında, güreşte 28'i altın 16'sı gümüş 15'i bronz olmak üzere toplam 59 madalya topladı. Güreş, ilk modern olimpiyatların düzenlendiği 1896 yılından bu yana oyunların programında yer alan 9 spor dalından biriydi. www.rugbyturkiye.net 67 POTA Cem şengezer [email protected] K Kazanma sanatının, matematikle harmanlandığını bir filmi izlemiştik geçmiş yılda. Bir takımın başarıya koşmasının temelinde, bakış açısını değiştirmesi yatıyordu. Doğru modelle yapılabilecekleri görmüştük. Üstelik basketbol değil, beyzbol için geçerli kurallar üretilmişti. Sonuçta matematik doğru kullanılırsa, varılacak nokta değişmemektedir. Bu köşede bunun örneklerini vermeye çalışırken, geleceğe de ışık tutma derdindeyiz. Bu yazıdaki örneğimiz altyapıya önem veren NBA takımlarından geliyor. Genç nesilden cevher çıkarmak... C leveland Cavaliers genç oyuncusu (23 Mart 1992) Kyrie Irving. Giderek daha fazla taraftar kazanan ve keşfedilmediği düşünülen oyuncu akıllı davranmaya başlar: Sahada daha fazla yer aldığı bölgelerde daha başarılı olur. Bir başka deyişle, verimsiz olduğu alanlarda bulunmamaya çalışmaktadır. Bu bir tehdit olarak da görülebilir: Rakip oyuncular, ve- rimsiz olduğu alanlarda zaman kaybetmesini sağlayabilirler. Takımı sayı liderliğiyle taşımaya devam ediyor. İnişli çıkışlı başlangıçlardan sonra oluşan istikrarı alkışlarken sebeplerini de görmemiz gerekir. Maçlar bitip de geçmişe bakınca en çok izlenen ifadenin ortalamalar üzerine oluştuğunu görebiliriz. Her oyuncunun or- talama performansı vardır ve genel olarak bu çizgi çevresinde giden gelen hikaye oluşturur. Aşırı hareketlerin olması pek beklenmez ve ortalama civarındaki hareketleriyle performansını devam ettirir. Unutulan faktör istikrardır. Ortalamalar üzerinden görülmesi zor olan bu parametrenin de hesaba katılması gereklidir. Genel anlamda, ortalamadan olan sapmalar olarak değerlendirebileceğimiz bu ölçünün matematik formül karşılığı vardır. Burada açmaya gerek yoktur. Ortalamalar çevresindeki dalgalanmalar arttıkça istikrar azalıyor demektir. Dalgalanmalar veya sapmalar düştükçe istikrar artıyor demektir. Artan istikrarın ödülü performanstaki artıştır. Bu genç oyuncunun da başarısı buradan gelmektedir. Sayı performansını www.rugbyturkiye.net 68 izlerken sadece toplam sayıya değil, aldığı süreye de bakarız. Böylece sayı bulma etkinliğini ölçmek mümkün olmaktadır. Sezon başındaki 10 maçında gösterdiği sayı etkinliğinin %20 daha fazlasını son 10 maçında göster- miştir. Bunu sağlayan tesadüfler midir? Sadece istikrardır. Sakatlık geçirdiği dönem sonrasında daha iyi performans göstermiş olması da kendini diri tuttuğuna işarettir. Sayılara bakalım: İlk 10 maçta aldığı, her 90-95 saniyede sayı bulurken, en kötü durumda her 4-5 dakikada bir sayı bulduğu da olmuştu. Nadiren görülen bu kötü performansa karşılık, her 65 saniyede sayı bulduğu dönemde yaşanmıştı. İlk 10 maçta kötü performansın 1-2 maçla sınırlı olması istikrarını koruması- nı sağladı. Sonraki maçlarında en kötü durumlarında dahi ortalama civarında kalması ek katkı sağladı. Bir kriter olarak izleyebileceğimiz ortalama davranışı istikrarı belirleyen temel faktördü. Sonraki 10 maçında ise daha iyi performans gösteremedi ama www.rugbyturkiye.net 69 kötü maçları giderek daha az görüldü. Aldığı süreye karşılık geçmişe göre daha kötü işler çıkarmadı. Üçüncü 10 maçında ise sonuçlarını görmeye başladı: Artık 87-88 saniyede sayı üretmenin yollarını bulmuştu. Bunu sağlayacak en iyi süreyi de almaya başlamıştı. De- vam eden 10 maçta ise daha iyisini gösterdi ve her 78 saniyede sayı üretimi gerçekleşti. Bu bir istikrar sonucu oluşumdu. Daha iyisi olabilir miydi? Evet, ipuçları yukarıda gizli: Ortalama hareket civarında görülecek ufak sap- malar sonuca götürecektir. İstikrarı arttıracaktır böylece daha az sürede daha fazla sayı üretilmiş olacaktır. Artan verimse başarıyı açacaktır. Diğer koşullar da sağlanırsa takım performasını hızlıca yukarı çekecektir. Zincirleme gelişen bu durumun çözümünü sayıların dilinden anlayarak çözebiliriz. Son durumda oyuncu hakkında yazılanlar ise ilginçtir. Basketbolunda zirveye gelmiş ve yaşı ilerlemişlere denk performansı olduğu belirtilmektedir. Gerçek bir cevher değil mi? Peki, biz neden başaramıyoruz ? www.rugbyturkiye.net 70 AKADEMİ OPTİK & LENS Kayışdağı Cad. Bağlıklar Sok. No:2-8A Küçükbakkalköy-Ataşehir / İSTANBUL e-mail: [email protected] Tel - Fax: 0216 573 00 89 e-mail: [email protected] www.akademioptik.com GSM: 0533 777 444 0 Lacrosse www.rugbyturkiye.net 72 EBRU Tunca [email protected] B Bu ay sizlere tanıtacağımız spor; ilk olarak Amerikan yerlileri tarafından bulunan ve yerel stickball çeşitlerinden biri olarak, ekstrem sporlar kategorisinde, dünya çapında bir çok hayranı olan bir spor: LACROSSE! L acrosse; bulunduğu ilk zamanlarda bir anlaşmazlığı çözmek veya erkekleri savaşa hazırlamak gibi çeşitli ve bir o kadar da ilginç sebeplerle yaygınlaştı. Bir efsaneye göre Lacrosse; zamanında bir- çok kabileden oluşan 100'den fazla oyuncuyla; oyun alanı bulma sıkıntısı ve sınırlaması olmadığından dolayı günlerce oynanır, bir oyunun sona ermesi haftalar sürerdi. Lacrosse topları, ceylan derisinden, kilden, taştan ve bazen de ahşaptan yapılırdı. Toplum hayatında ve o dönemdeki dinsel gelenek ve görenekler içinde çok büyük yeri olan Lacrosse, bu sayede kıtalara daha hızlı yayılmaya başladı. Bulunuşu 12’nci yüzyıla dayanan ve Ameri- ka'nın en eski oyunlarından olan bu sporu; Kanadalı bir diş doktoru olan Dr. William George Beers, 1856 yılında kuralları modifiye ederek “Montreal Lacrosse Club” ismiyle bir lacrosse kulübü kurdu. Değişen kurallardan en önemlisi her takım için maksimum 20 www.rugbyturkiye.net 73 oyuncunun oynayabilmesiydi. Böylelikle gün doğumundan gün batımına dek oynanan oyun için alan sınırlaması da getirilmiş oldu. Beers'in kurallarıyla oynanan ilk resmi karşılaşma 1867 yılında Kanada Koleji'nde gerçekleşti. Kanada Koleji, Toronto Kriket Kulübü'ne 3-1 yenildi. 1900'in başlamasıyla birlikte liseler ve üniversitelerde gittikçe yaygınlaşan Lacrosse, 1904-1908-19281932 ve 1948 olimpiyatlarında yerini almayı başardı. Özellikle Amerika'da Maryland, New Eng- land, New York ve Long Island eyaletlerinde oldukça yoğun bir hayran kitlesi olan ve bölgesel popüleritesini kanıtlayan bir spor olan Lacrosse, bu popüleritesi sayesinde uluslararası alanda da hatırı sayılır bir hayran kitlesine ulaştı. Halkın ilgisini çekmesi, med- yanın ilgisini çekmesi demekti. Medyanın lacrosse merakı arttıkça; bu sporu bilmeyen potansiyel lacrosse oyuncuları da kendilerini ifade edecek bir hobi elde etmiş oldular. 1930'lu yıllara dek açık ve geniş alanlarda oy- www.rugbyturkiye.net 74 nanan bu oyun, sonraki yıllarda Kanada'daki hokey arenası sahiplerinin fikirlerini ve güçlerini birleştirmesiyle birlikte “Box Lacrosse” adı verdikleri bir yanoyun daha ekstrem sporlar kategorisine dahil edilmiş oldu. Bu oyun sayesinde artık Lacrosse hem in- door oynanabiliyor, hem de arena sahipleri; bu sporun popülerliğinden yararlanarak daha çok izleyici kendilerine çekerek arenalarına yaptıkları yatırımın semeresini alabiliyorlardı. Kısa bir zaman içinde Box Lacrosse, Kanada'- nın en çok izlenen ve takip edilen sporlarından biri oldu. Sert iklimi sebebiyle outdoor sporların çok fazla şansının olmadığı ülkede, Box Lacrosse, Kanada halkı için eğlenceli ve keyif verici bir spor olarak hafızalarda yerini aldı. Nasıl Oynanır... Lacrosse, her oyuncunun ufak ve sert plastikten yapılmış topu taşıyabilecekleri ve ucunda bir ağ olan sopalarla (crosse) oynadığı, amacı topu karşı takımın kalesine sokmak olan bir takım sporudur. www.rugbyturkiye.net 75 Oyun değişik kategorilerde farklı sayıda oyuncudan oluşan takımlarla oynanır. Erkekler açık sahada 10 oyuncu, kapalı sahada altı oyuncudan oluşan takımlarla oynarken, bayanlar 12 kişiden oluşan takımlar- la mücadele ederler. Klasik olarak her gole 1 puan verilir. Ancak ABD profesyonel lacrosse ligi Major League Lacrosse'da 15 yarddan uzaktan atılan gollere 2 sayı verilir. Normal şartlarda maçların normal süresinin berabere bitmesi sonucunda uzatma uygulanır. Genellikle Kuzey Amerika'da popüler olan lacrosse, Kanada'nın ulusal sporu olarak kabul edil- mektedir. Aynı zamanda ABD'de en hızlı gelişen spor dalıdır. Modern lacrosseta erkeklerde 10 oyuncudan oluşan iki takım, çimen ve suni çim üzerinde müca- www.rugbyturkiye.net 76 dele eder. Bu 10 oyuncunun 3’ü hücum oyuncusu, 3’ü orta sahada, 3’ü de defansta görev alır. Bir oyuncu ise kalecidir. Erkeklerin spor kıyafetleri başlarını, omuzlarını, kollarını ve ellerini karşı takımın lacrosse sopalarından gelen darbelere karşı koruyucu bir şe- kildedir. Bunun aksine bayanların kıyafetinde sadece gözü koruyacak bir gözlük vardır. Bunun sebebi bayanların mücadelesinde sopalarla karşı takım oyuncusuna müdaheleye tolerans yoktur. Bayanlarda sadece kalecinin kıyafetinde kask gibi koruyucular var- dır. Bayanların lacrosse maçlarında bir diğer fark orta sahada iki tane fazladan oyuncu bulunması ve takımın 12 oyuncudan kurulmasıdır. Çağlara ve değişen onca düzene karşı halen ayakta durabilen en eski sporlardan biri olan La- crosse, bünyesine yeni sporcular katmaya ve Dünya çapındaki ününü arttırmaya devam etmektedir. www.rugbyturkiye.net 77 RÖPORTAJ ONOK BOZKURT www.rugbyturkiye.net 78 Röportaj: Nazlı Selin Tan Fotoğraflar: Pınar Gediközer B Bu ay “Kadıköy’lü sıra dışı müzik mekanı” Gitarcafe'nin sıra dışı sahibi, felsefeci, sanat tarihçisi, müzisyen Onok Bozkurt ile keyifli bir muhabbet ettik. İstanbul'daki gizli cevherlerden biri Gitarcafe, bir kere uğradığınızda bırakamayacağınız yerlerden... Samimi ve sıcak ortamıyla, özenle seçilmiş “sıra dışı” ve kaliteli müzik programıyla, eşini bulamayacağınız bir yer. Haftanın 5 günü etnik müziklerden, klasik Batı müziğine, klasik Türk müziğinden özgür doğaçlamalara kadar farklı türlerdeki müziklere ev sahipliği yapan Gitarcafe'de 12 yılda, yerli-yabancı 600'ün üzerinde müzisyen konuk edildi. Ünü Kadıköy'ü aştı, The New York Times'a bile haber oldu. Bu özel mekanın hikayesini ve ne yazık ki kalitesini muhafaza eden, tarzını günümüz (sözde) kültürüyle bozmamak konusunda direnen her mekanın yaşadığı zorluklardan yaşayan Gitarcafe'yi tüm detaylarıyla sahibinden dinledik. Eğer henüz yollarınız kesişmediyse, birazdan okuyacağınız samimi röportajı şiddetle tavsiye ederiz! www.rugbyturkiye.net 79 RT: Boğaziçi Felsefe bölümünde lisansınızı, İTÜ Sanat Tarihi bölümünde yüksek lisansınızı tamamlamışsınız. Halen İTÜ'ye bağlı MIAM'da (Müzik ileri Araştırmalar Merkezi) Etnomüzikoloji yüksek lisansı yapmaktasınız. Bu yoğun öğrenim döneminde Gitarcafe'nin başlangıcı nereye rastlıyor? OB: Sanat tarihinden mezun olduktan sonra tam askere gitmek için bavulumu topluyordum ki deprem nedeniyle ertelemek durumunda kaldım. Bu dönemde kafeyi açtım. RT: Gitar ile tanışma, müziğin hayatınıza girişi nasıl oldu? OB: Gitara ortaokul son sınıfta Cem Küçümen'den ders alarak başladım. Üniversiteye geçtiğimde ise ders vermeye ve bir yerlerde çalmaya başladım. RT: Kafeyi açma nedeniniz yaptığınız müziğe tam olarak uygun bir yer bulamamak mıydı peki? OB: Hayır. Kafe'yi açma amacım gitar öğrencilerime ders verebilecek merkezi bir mekan edinebilmekti. Bir arkadaşım “Hazır böyle bir şey yapıyorken bir kafe ya- palım, çalarsınız da” dedi. O şekilde başladık, arkadaşımla ortak olarak. Ortaklık 6 ay sürdü. 6 ay sonrasında o ortaklıktan ayrılınca kafe bana kaldı. Ondan sonra gelişe gelişe bu günlere gelmiş olduk. RT: Verdiğiniz özel derslerin yanı sıra Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde de ders vermişsiniz, bu dersler devam ediyor mu? OB: MSM'de klasik gitar bölümünün kapatılması nedeniyle devam etmiyor. RT: Kafenin tarihine baktığımızda ortak olarak farklı isimlere rastlıyoruz ama sanırım kafenin bugünkü konseptinde Sumru Ağıryürüyen ile çalıştığınız dönemin büyük etkisi var. Sumru Ağıryürüyen ile olan yolculuk nasıl başladı? OB: Sumru'yla 2006 yılında kafede arkadaş olduk. Bu olay esasında kafe için bir dönüm noktası oldu. O yıl Sumru'yla tanıştığımda Boğaziçi Felsefe'den bir arkadaşımla 3 günlük ISCMS İstanbul Creative Music Studio festivalini planlıyorduk. Bu festivale yurtdışından birçok önemli müzisyen, yurtdışı ve yurtiçinden birçok öğrenci geldi, burada konserler verdi. O güne kadar hiç ciddi bir organizasyon yapmamış halimizle www.rugbyturkiye.net 80 RT: Boğaziçi Felsefe bölümünde lisansınızı, İTÜ Sanat Tarihi bölümünde yüksek lisansınızı tamamlamışsınız. Halen İTÜ'ye bağlı MIAM'da (Müzik ileri Araştırmalar Merkezi) Etnomüzikoloji yüksek lisansı yapmaktasınız. Bu yoğun öğrenim döneminde Gitarcafe'nin başlangıcı nereye rastlıyor? OB: Sanat tarihinden mezun olduktan sonra tam askere gitmek için bavulumu topluyordum ki deprem nedeniyle ertelemek durumunda kaldım. Bu dönemde kafeyi açtım. RT: Gitar ile tanışma, müziğin hayatınıza girişi nasıl oldu? OB: Gitara ortaokul son sınıfta Cem Küçümen'den ders alarak başladım. Üniversiteye geçtiğimde ise ders vermeye ve bir yerlerde çalmaya başladım. RT: Kafeyi açma nedeniniz yaptığınız müziğe tam olarak uygun bir yer bulamamak mıydı peki? OB: Hayır. Kafe'yi açma amacım gitar öğrencilerime ders verebilecek merkezi bir mekan edinebilmekti. Bir arkadaşım “Hazır böyle bir şey yapıyorken bir kafe yapalım, çalarsınız da” dedi. O şekilde başladık, arkadaşımla ortak olarak. Ortaklık 6 ay sürdü. 6 ay sonrasında o ortaklıktan ayrılınca kafe bana kaldı. Ondan sonra gelişe gelişe bu günlere gelmiş olduk. RT: Verdiğiniz özel derslerin yanı sıra Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde de ders vermişsiniz, bu dersler devam ediyor mu? OB: MSM'de klasik gitar bölümünün kapatılması nedeniyle devam etmiyor. RT: Kafenin tarihine baktığımızda ortak olarak farklı isimlere rastlıyoruz ama sanırım kafenin bugünkü konseptinde Sumru Ağıryürüyen ile çalıştığınız dönemin büyük etkisi var. Sumru Ağıryürüyen ile olan yolculuk nasıl başladı? OB: Sumru'yla 2006 yılında kafede arkadaş olduk. Bu olay esasında kafe için bir dönüm noktası oldu. O yıl Sumru'yla tanıştığımda Boğaziçi Felsefe'den bir arkadaşımla 3 günlük ISCMS İstanbul Creative Music Studio festivalini planlıyorduk. Bu festivale yurtdışından birçok önemli müzisyen, yurtdışı ve yurtiçinden birçok öğrenci geldi, burada konserler verdi. O güne kadar hiç ciddi bir organizasyon yapmamış halimizle bu büyük bütçeli festival için çırpınırken Sumru'yla yollarımız kesişti. O sırada etrafıma kim çıkarsa “Bize yardım eder misiniz?” diye soruyordum, Sumru'nun da “Ben de yardım edeyim!” demesiyle paldır küldür o işe daldık. O üç gün bayağı yoğun geçti. Bu hem hayatımda bir dönüm noktası, hem de kafe için dönüm noktası... Çünkü o işi yapıp bitirdikten sonra “Bu çapta bir şey yapabiliyoruz, kafede mi bir şey yapamayacağız!” hissi içinde Sumru ile o işe daldık. RT: İlk devretme girişiminiz bu dönemden sonra başlıyor diye tahmin ediyorum. OB: Evet, tam 2006'da aynı dönemde ben artık kafeyi kapamaya karar vermiştim, yürümüyor bu iş diye. Tam bu kararı alıp ben kaçacakken bu sefer “Helesa” ile tanıştım. O da önemli bir dönüm noktası kafe için. “Helesa”, Ayşenur Kolivar ve eşi Ender'in yürüttüğü bir proje, Doğu Karadeniz müziklerini çalıp söyleyen, kumpanya gibi geniş bir grup. 15-20 kişiden oluşuyor. Ben devredecek kişi ararken onların da yer aradıklarını öğrendim ve bunun sonucunda ortak olduk. “Helesa” ile birlikte kafeyi işletmeye karar verdik. RT: Bu ortaklık bir ödüle giden yolun başlangıcı olmuş sanırım. OB: Evet. 2008 sonunda, Sumru, “Helesa”yla gelen ortaklardan olan Ayşenur Kolivar, yine birlikte çalıştıkları Ukraynalı müzisyen Yuriy Ryadchenko ile birlikte ödüllü “Sonbahar” filminin müziğini yaptık ve Fransa'daki Angers Première Plans Festivali'nden “En İyi Müzik Ödülü”nü kazandık. RT: Bu dönemi biraz anlatabilir misiniz? OB: Alper ÖZCAN, Ayşenur'un tanıdığıydı, aynı bölgeden insanlar. Filmi yaparken bayağı geç bir zamanda Ayşenur'a geliyor ve “Bize müzik lazım ama çok az vakit var, 3-4 hafta kaldı!” diyor. Ayşenur da “Ben bu kadar kısa zamanda hazırlayamam müziği” diyor ama “Kafedeki arkadaşlarımla paylaşayım” diyerek bize geliyor. Biz de işi yapmaya karar veriyoruz. İyiki de bu kararı almışız çünkü sonrasında hem çok güzel bir grup oluştu “Sonbahar Kumpanya” adı altında hem de bir ödül almış olduk. RT: Biraz da kafedeki müziğin kalitesinin beraberinde getirdiği sorunlara değinelim. Kafeyi bir kez devrettiniz, daha sonra size geri döndü. Peki, kafenin ilk dönemleri nasıldı, kafeye ilgi var mıydı? OB: Her zaman bir ilgi vardı. Gitarcafe hiçbir zaman ilgisiz bir yer olmadı. 2006'dan önce ben kendi grubumla çalıyordum, bir başka kafe ile yaklaşık 20 kişinin çaldığı bir festival bile düzenlemiştik. İlgi olmuyor diye bir şey yok yani, her zaman oluyordu. Fakat 2006'dan sonra ağır toplar çıkmaya başladı. Ama bununla birlikte hiçbir zaman ilk amacımız ticari olmadı. Ender ve Helesa ile olan ortaklık da bu şekildeydi, Ender'in orada olma amacı ticari değildi. Daha idealistti. Toplantılar yapıyorduk, oturup konuşuyorduk ama konuştuğumuz şey iş değildi. Sohbetler, ideallerdi konuştuğumuz şeyler. Gitarcafe'nin amacı neydi? Mesela; oraya Erkan OĞUR'u getirtebilmekti. O geldi zaten. Sonra bence dünyadaki benim en saygı duyduğum ve sevdiğim gitar üstadı, besteci Carlo Domeniconi geldi ve hala düzenli olarak geliyor ve Gitarcafe'de atölye yawww.rugbyturkiye.net 81 pıyor. O amaçlarına ulaştı ama… RT: Helesa ile ortaklık işinin sonucuna gelirsek… OB: Dediğim gibi Helesa kalabalık bir ekiple kafeyi işletme kararı aldı fakat 3 - 4 ay sonra pes ettiler. Daha sonra ben bir işletmeci bulmayı önerdim, ona biz burada bu müziği yapmaya devam edelim, bunun dışında hiçbir şey istemiyoruz dedik. Onu bulmak bile o kadar zor olduk ki. Kaç kişi değişti. Bir sürü sıkıntılar... 2 sene sonunda “Helesa” ile ortaklık maddi sıkıntılar yü- zünden bitmek zorunda kaldı. Ondan sonra da bir sürü işletmeci geldi gitti. Onlarla uğraşmaktan, savaşmaktan bıkınca ben de “Artık ben işleteceğim!” dedim. Uzun bir süre ben uğraştım. Hem kafesiyle, hem de müziğiyle. O dönemde Sumru müzik işletmesini tamamen üzerine alarak bana çok yardım etmiş oldu. RT: Şu an yemek içmek konusunda alt katınızdaki “Biberr kafe” ile ortaksınız, bu olay nasıl gelişti? OB: Burada yapılan işi beğeniyorlardı ve zarar etme- yelim yeter prensibiyle hiç konsepti de değiştirmeden 2012'nin başında onlarla ortak olduk. O zamana kadar bir sürü ortak geldi geçti. Çünkü kimse tam olarak para kazanmıyor. Ama asıl konu ciddi bir şekilde emek, mesai sarf ediyor olman. Bir yere girip çalışsan neredeyse o kadar zaman harcayacaksın. Bir de bir yandan para kazanmak zorundasın hayatını devam ettirmek için. Aktif olarak bulunmaktan, Sumru da istifa etti, 4 sene sonunda. Daha sonra etnomüzikolojide beraber okuduğum arkadaşım Naz Nazlı Alatlı'nın da içinde bulunduğu kalabalık bir ekip ile kafeyi dernekvari bir şekilde işletmeye başladık. Zamanla bu ekip eksile eksile 2 kişiye düştü, bunlardan biri Nazlı medya bağlantısını kuruyor- diğeri ise Özgür Oktay web işlerini hallediyor. RT: Peki diyelim ki kafeyi devrettiniz. Neler yapmayı düşünüyorsunuz? OB: Yapacak çok şey var. ilk başta tezimi yazacağım ve müzik yapacağım. Ben sürekli anlattığım durumlarla mücadele etmek zorunda kaldım, sadece müziwww.rugbyturkiye.net 82 ğimle ilgilenebilmeyi çok isterdim. Fakat Gitarcafe'nin müzisyenliğime çok büyük faydası da olmadı değil, en azından her sene 100 tane birbirinden güzel konserler dinledim. RT: Web sitenizde inanılmaz uzun bir konuk müzisyen listeniz var. OB: Ki onları güncellemedim! RT : Onu da mı siz yapıyorsunuz? OB: Her şeyi ben yapıyorum. Kapıda durmaktan, tüm programların oluşturulmasına kadar... RT: Program nasıl oluşuyor, birileri gelip “Burada çalabilir miyiz?” mi diyor yoksa siz mi buluyorsunuz? OB: Artık birileri gelip soruyorlar çünkü mekanın belirli bir ünü var. Ama önemli isimleri halen ben davet ediyorum tabii ki. Mesela sene başında Göksel BAKTAGİR'i misafir ettik, onu ben davet ettim. Bunun dışında yurtdışından da epey gelenler oluyor. RT: Gitarcafe'yi farklı yapan nedir diye soracak olursak? OB: Bir kere şunun iyice anlaşılması lazım burası bir konser mekanı. Programa bakıp, beğenip konsere gelmen lazım, bizim oturttuğumuz düzen bu şekilde. Seyirciler geldiği zaman ses çıkartmadan dinliyorlar, çünkü öncelikli olarak konser için geliyorlar. Bu mantık yerleşmezse sıkıntı olur, örneğin sen bir konser dinlemeye geliyorsun, caz seviyorsun, girdin, Neşet RUACAN çalıyor içeride “Oo süper ne güzel bir mekan bir daha geleceğim buraya!” diyorsun, çat kapı geliyorsun sonra bir bakıyorsun içeride birileri karedeniz müziği ile horon vuruyor!!! Ben bu farklılıkları Gitarcafe üzerine bir ödevimde de yazdım. Çıkan 20 tane grupla, müzisyenle röportaj yaptım, “Niye burası oluyor?” sorusunu sorarak. Burada işin ekonomik boyutunu kastetmiyorum yalnız, iş çok güzel oluyor ama ekonomik kısmı çöküşle sonuçlanıyor. O zaman bir takım sonuçlara ulaşmıştım, ev gibi olması, sıcak olması, müzisyenle seyircinin iç içe olması gibi. Bunlara ek olarak bence seyirciden çok müzisyenlerin sevdiği ve bildiği bir yer Gitarwww.rugbyturkiye.net 83 Böyle bir durum var. RT: Siz önünüzü nasıl görüyorsunuz? Sizce Gitarcafe'ye ne olacak? OB: Bence bu yaz bitecek. Devam edebilir ama şöyle devam edebilir; ek bir sponsor benzeri bir destek bulabilirsek. Biz kafeye gönülden bağlandığımız için bizim için çok önemli bir yer ama işi para olan insanlar için o kadar da önemli bir yer değil bence. Biri sponsor olacak olsa buraya “Kaç kişiye ulaşıyoruz, bize ne kadar geri dönüşü olur?” diye soracak. Bizim daha farklı ve daha idealist bir bakışımız var. Bu gidişatı düzeltmenin bir yolu yok mu, tabii ki var! Türkçe pop benzeri güncel alanlara yönelmiş olsaydık bunların hiçbirini yaşamamış olurduk. Ama belirttiğim gibi bizim mekanımızın böyle tarzlarla işi yok. Bu sözlerle bitiriyoruz röportajımızı. Bu sohbetle İstanbul'un mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir mekanını öğrenmekten öte, aslında hepimizin içten içe bildiği utanç verici bir problemi detaylarıyla masaya yatırmış olduk. Günümüzde kaliteli iş yapmak, ruhunu popüler kültüre satmadan var olmaya çalışmak ciddi anlamda büyük bir probleme dönüştü. Gitarcafe de bugün müziğinin kalitesi ve müziğe olan saygıyı muhafaza çabası nedeniyle belirli zorluklar yaşıyor. Diyor ki müzisyeni sessizce dinleyin, öncelikle müzik için gelin ve bunların sonucunda garipseniyor! Genel olarak ülkemizdeki ne kadar okursan, ne kadar düzgün iş yaparsan o kadar zorlanırsın durumunun bir örneğini daha görmüş olduktan sonra böyle mekanlar var olmaya devam etsin istiyorsak, ruhumuzu dinlendirecek, başımızı ağrıtmadan müzik dinleyebileceğimiz mekanların yokluğunu yaşamak istemiyorsak yerimizde oturup kınamaktan biraz ötesine geçmemiz gerekiyor. Buna ilk Gitarcafe konserimizi belirleyip, yerimizi ayırtarak başlıyoruz: http://www.gitarcafe.com/ www.rugbyturkiye.net 84 SEN DE TIKLA... “RUGBY TÜRKİYE”Yİ TWITTER’DA TAKİP ET! ALİ TEZDİKER www.rugbyturkiye.net 86 Ebru şalva DEVECİOĞLU [email protected] Daha dün bir arkadaşım şöyle diyordu: “Yazı çok özledim.” Siz yazı özlediniz mi? Bu ay hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyor ve yelken sporundan önemli bir isimle, Ali Tezdiker ile sizlere yazı getiriyoruz. Aman yanlış anlaşılmasın! Yelken sporu ile ilgilenmek için elbet yaz olması gerekmiyor. Ama fotoğraflar arasında öyleleri var ki bizi hem yaza hem de yelken sporuna mıknatıs gibi çekiyor. Yelken sporunu hiç yapmamış olan ben soruyorum, Ali Tezdiker de anlatıyor. Bana da size keyifli okumalar dilemek düşüyor. www.rugbyturkiye.net 87 RT: Röportajlarda hiç sorulmayan bir soru ile röportajımıza başlıyoruz: Yelken sporu ile ilgili sorulara birazdan geleceğiz ama, öncelikle bize kendinizden bahseder misiniz? Meali bize kendinizi tanıtır mısınız? AT: 1984 yılında İstanbul'da doğdum. Orta öğrenimime kadar Kocaeli Değirmendere'de yaşadım. 1999'dan beri de İstanbul'da hayatımı sürdürüyorum. RT: Ne kadar zamandır yelken sporu ile ilgi- leniyorsunuz? AT: 1995 yılından beri aktif olarak yelken yarışlarına katılıyorum. RT: Peki, bugüne kadar kaç yarışa katıldınız? AT: Sayısını pek hatırlayamıyorum, ama bin yarışın üzerine çıkmış olduğumu biliyorum. RT: Şimdi sizin bu yarışlardan ödülleriniz de vardır. Bunları da öğrenebilir miyiz? AT: Yelken sporu ile ilgilenilen her yelkencinin onca yıldan sonra hatırı sayılır adette ödülünün yer al- dığı bir ödül köşesi muhakkak oluyordur. Benim de bir o kadar olduğunu söyleyebilirim. RT: Yelken sporu deniz sporu mudur, yoksa rüzgar sporu mudur? AT: Bana göre bir yaşam tarzıdır. Karşı koyamayacağımız doğayı anlamak, suyun üzerinde hayatımızı sürdürebilmek için ona adapte olmaya çalışmaktır. RT: Hiç yapmadığım için çok merak ediyorum: Yelken sporu insana ne hissettirir? AT: Uçsuz bucaksız denizlere seyir yapmanın öz- gürlüğünü, yüzünüze çarpan rüzgarın teninizde yaptığı hafif baskıyı hisseder; hareket halindeyken, teknenin baş tarafının suyu yararken çıkarttığı su sesini dinlersiniz. RT: Peki, yelken sporu insan hayatını nasıl etkiler? AT: Söylediğim gibi bir yaşam tarzıdır yelken sporu. Uzun bir seyire çıkmadan önce nasıl ki herşeyi defalarca kontrol ediyorsanız, hayatınızda da bu denli dikkatli, kontrollü olursunuz. Olmayacak bir şeyi olwww.rugbyturkiye.net 88 durtmaya çalışmazsınız. Teknenin su üzerindeki yavaş akışkanlığı kadar olmasa da yine de bir yelkencinin hayatı ahenkli bir akışkanlıkta geçer. RT: Hayatının bir döneminde denizle ilgilenmiş kişilerin evlerindeki aksesuarların arasında denizle ilgili aksesuarlar genellikle olur. Sizin de var mı? AT: Deniz kabukları, kum, bazı tekne motifleri bende de bolca mevcut. RT: Yukarıdaki soruya paralel olarak bir de şu soruyu sormak istiyorum: Deniz, bir süre sonra hangi sepeble olursa olsun kendisi ile ilgili uğraşta bulunmuş insanın hayatındaki kültüre de damgasını vurur. İlgi alanlarında olduğu gibi giyimde de bu etki görülür. Sizin kıyafetleriniz de bu durumdan nasibini aldı mı? AT: Çokça nasibini alıyor. Alışverişe gittiğim zamanlarda, nerede bir çipa, bir dümen dekorasyonlu mağaza görsem genellikle ilk olarak oraya bir göz ata- rım. RT: Yelken sporunun ilk ve en önemli temel kuralı tutunmasını bilmekmiş, doğru mu? AT: Benim için beynimin en ücra köşesine kazınmış ilk kural, doğaya karşı gelemeyeceğimdir. Buna bağlı olarak da koşullara uygun kararlar vermem gerektiğidir. RT: Sadece yelken sporu ile mi ilgilendiniz? Uğraştığınız başka spor dalları da oldu mu? AT: Bu yoğunlukta ilgilendiğim başka bir spor olma- dı. RT: Yelken sporundan sonra yapmayı en sevdiğiniz diğer spor dalı hangisi oldu? AT: Yelken! RT: Sizi “sporcu” bir kimlik olarak tanımlayabilir miyiz? Yoksa siz hayatınızın sadece bir döneminde sporla ilgilenmiş bir kişi misiniz? AT: 2007 yılına kadar sadece sporculuk yaptım. Sonrasında Yelken Federasyonu bünyesinde çalışmaya başladım. 2008 yılında yelken hakemliği görewww.rugbyturkiye.net 89 vini yapmaya başladım. Aynı yıl yelken antrenörü olup, 2009-2010 yılları arasında da Yelken Federasyonu adına sporcu yetiştirmek amacıyla çeşitli kamplar gerçekleştirdim. Artık Yelken Federasyonun'da değilim, fakat üç alanda da aktif olduğumu söyleyebilirim. RT: Yelken sporu maddi durumu yerinde olan kişilerin sporu mudur? AT: Malzemelere baktığınız zaman çoğu ithal olduğu için biraz pahalı gibi görünüyor. Fakat tekne sahi- bi olmaya çalışmadığınız sürece, sadece kıyafet almak bir dokunmatik telefon almak kadar aslında. Burada önemli olan alışveriş önceliğimiz. RT: Hani denir ya “üç yanı denizlerle çevrili olan ülkemizde” diye, evet üç yanı denizlerle çevrili ülkelerimizde sizce yeterince yelken sporu ile ilgileniliyor mu? AT: Ülkemizde giderek artan bir pazar. Çeşitli yelken okulları kuruluyor ve kurumsal şirketlere takım çalışması eğitimi altında yelken eğitimleri veriliyor. RT: Özellikle sayısal ya da teknik sorulara girmek istemiyorum ama çok da merak ediyorum. Türkiye'de yelken lisansı sahibi olan kişi sayısı hakkında bir bilginiz var mı? Ekşi Sözlük’te 2002 yılında 1000 kişi olduğu yazıyor. AT: 2007 yılından 2013 yılı başına kadar Yelken Federasyonu'nun veri tabanı ve bütün arşivleri benim denetimim altındaydı. Özerk dönemden sonra 2007 yılında 3265 olan lisans sayısı ortalama her yıl 3700- 4000 kadar arttı. Günümüzde 14000 gibi bir rakama ulaşıldı. Fakat bunlardan genellikle 3500-4000 tanesi aktif. Bunun anlamı şu: Her sezon başında, 1 Ocak'tan itibaren, yarışlara katılmak için lisansların vizelenmesi veya lisans sahibi olunması gerekir. 3500- 4000 bu koşulu sağlayan kişilerin adedidir. RT: Türkiye'de yelken sporu bir süredir epeyce popüler. Peki, siz yelken sporunun Türkiye'deki durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? www.rugbyturkiye.net 90 AT: 12 aylık bir periyotta icra edilebilir olduğu için sürekli gelişmekte olan bir sektör diyebiliriz. RT: Son dönemde yelken sporu ile ilgilenmeye başlayan kişiler sizce gerçekten bu sporu merak ettiklerinden mi, yoksa popüler hale geldiğinden mi ilgileniyorlar? AT: İnsanların genel anlamda çok meraklı olmalarına bağlıyorum. RT: Yelken sporunda ihtiyaç duyduğunuz tüm teçhizata/donanıma ulaşmak Türkiye şartlarında mümkün oluyor mu? AT: Aklınıza gelebilecek tüm malzemeleri Türkiye'den temin etmek günümüzde çok kolay. RT: Yine Türkiye ile ilgili bir soru: Yelken için Türkiye'nin artıları ve eksileri nelerdir? Başka bir deyişle bu spor alanı için hangi yönlerimiz güçlü, hangileri zayıf? AT: İklimimiz çok müsait. Olumsuz bir durumun olduğunu ise düşünmüyorum. RT: Yine konuyu hiç bilmediğim için soruyo- rum. İstanbul Boğazı'na yekenliniz ile çıkabilir misiniz? AT: Boğaz kanunları gereği İstanbul Boğazı'nda yelkenli seyir yapılması yasak. Bu durum Çanakkale Boğazı'nda yok. İstanbul Boğazı'nda yat sınıfları içinse Yelken Federasyonu takviminde açıklanan çeşitli tarihlerde her sene 5 veya 6 adet yarış yapılıyor ki gerçekten etkileyici olduğunu söyleyebilirim. RT: Yelken yarışları esnasında oluşabilecek hasarlar sigorta kapsamının dışında diye okudum, doğru mudur? Eğer öyle ise sizce ne kadar doğru? AT: Bazı firmalar bu konu üzerinde çeşitli çalışmalar yaptılar ve artık sigorta uygulaması yapılıyor. Hatta 2007 yılından beri, aktif lisansı olan sporcular herhangi bir yelken yarışı içerisinde sakatlanmışlarsa Yelken Federasyonu tedavi masraflarının bir miktarını kendi sigortası aracılığı ile sağlıyor. RT: Çocukların yelken sporuna ilgisi nasıl? AT: Yaz mevsiminde genelde çocuklar okullarından www.rugbyturkiye.net 91 kafalarını kaldırabildikleri ve havaların da ısındığı zamanda yelkene gelirler. Benim gördüğüm Türkiye çapındaki tüm kulüplerin yeni başlayanlar için açtığı kursların duyurusu yapılır yapılmaz dolduğudur. İlgi çok yoğun. RT: Diyelim ki 6 7 yaşında bir çocuğunuz var, bu spor (optimist) ile ilgilenmesi için rahatlıkla denize bırakabilir misiniz? AT: Bildiğim bir kulüp, tanıdığım bir antrenör oldu- ğu sürece aklım kalmadan bırakırım. Ben de bu yollardan geçtim çünkü. RT: Bizi yanıtladığınız için teşekkür ederiz. www.rugbyturkiye.net 92 SEN DE TIKLA... FACEBOOK GRUBUNA ÜYE OL VE YENİLİKLERDEN HABERDAR OL! HAYALLERIM SPOR VE BEN HALUK GÜREL H [email protected] Yeniden Başlamak..! Aşksa Eğer Haluk Gürel Hep merak etmişimdir; bir sporcu sakatlandığında nasıl yeniden kendini motive ederek müsabakalara katılmayı başarır? Özellikle bireysel performans gerektiren spor dallarında, alınan mağlubiyetler sonrasında, bu mağlubiyetlerin etkilerinden nasıl kendisini sıyırıp var gücüyle yoluna devam eder bir sporcu? Başka bir örnek vermek gerekirse, profesyonel hayatını eğitmenlik ya da antrenörlük yaparak sürdüren bir sporcu, başarısız bir sezonun sonunda örneğin, nasıl toparlanır ve yeni hedeflere doğru atar adımlarını? B izler de yaşamıyor muyuz hayal kırıklıkları, yenilgiler, sonu hüsranla biten hikayeler şu hayatta? Yaşıyoruz elbet. Kalp kırıklıkları, aksi giden iş hayatı, yediğimiz dost kazıkları, maddi sıkıntılar, sağlık sorunları… Tek tek sayıp da içinizi karartmak istemiyorum ama kendi adıma, türlü olumsuz olay geçtiğini söyleyebilirim bugüne kadar başımdan. Bir kısmını hatırlamak dahi istemem. Yemeden içmeden kesildiğiniz, günlerce uyuyamadığınız, ağlamaktan gözlerinizin şiştiği nice hikayeniz vardır eminim sizlerin de. İnsan, bazen öyle şeyler yaşıyor ki her şeyin sona erdiğini, hiçbir umudun kalmadığını, bir daha adım atamayacağını zannediyor. Fakat her nasılsa, bir yolunu bulup nefes almayı, yoluna devam etmeyi başarıyor işte. Ya geçmişin gölgesini peşine takarak ve her fırsatta eski defterlerin yapraklarını karıştırarak, ya kendini ve etrafındakileri kandırdığını sanıp hiçbir şey yokmuş gibi davranarak ve içindeki hüznü, öfkeyi fark etmeden gün be gün çoğaltarak, ya da gerçekten yeni bir sayfa açıp, her şeye sıfırdan başlayarak. Hayattan keyif alabilmek, somurtup söylenmek yerine mutlu olabilmek ve yeni kapılarda şans deneyebilmek için geçmişin yükünden sıyrılıp, taptaze sevgiler, hevesler ve hedeflerle yola çıkmak şart; bizzat denenmiş ve yaşanmıştır. Sahip olunan hayatın kendimizden başkasına ait olmadığını ve iyisiyle kötüsüyle kendimize dönüşlerinin olduğu net olarak kavrandığında bunu yapabilmek çok mümkün. Bir sporcunun, ayağını sakatladığı anı düşünerek yeniden koşabildiğini hiç sanmıyorum, ya da aldığı mağlubiyetlerin etkisinde kalarak zaferlere ulaşabildiğini. Sakatlığını iyileştirirken yeniden koşabileceği günün hayalini kurduğu ve bunun için var gücüyle çalıştığına inanmak daha mümkün. Başarısız bir sezon geçiren antrenörün hatalarından ders alıp, başarısızlıklarının ardında yatan sebeplerle ilgili dürüst davranarak bu konularda kendini değiştirdiğine, daha iyisini yapmanın yollarını arayarak başarıya ulaştığına dair kuşkum yok. Yaşadıklarımdan öğrendim ki, hayat akmaya, müsabakalar düzenlenmeye devam ediyor, siz durduğunuz ve bir yere takıldığınız zaman kimse sizi beklemiyor ve elinizden tutup sürüklemiyor. Bu nedenle tercih bizim, ya bir gözümüz hep ardımıza bakarken önümüzden geçenleri ıskalayıp, sık sık tökezleyip, sendeleyip arada düşeceğiz, ya da gerçekten yeniden başlamak istiyorsak dikkatimizi ilerlediğimiz yöne verip, yepyeni metodlar ve yepyeni bir düşünce tarzı ile hedefimize kilitleneceğiz. Sipariş için: [email protected] www.rugbyturkiye.net 94 GÜNDÜZ SAKA [email protected] B Dostlarımla sohbetlerde veya derslerimde sık sık kişilerin kendini, geçmişte yaptıkları şeylerden dolayı, suçladığına tanık oluyorum. Bu durum son zamanlarda daha da artmakta; şikayetler, pişmanlıklar sıklıkla dile getirilmekte. Kendini Suçlama K endime dönüp baktığımda ben de kendimi eskiden yaptığım veya söylediğim bazı şeylerden dolayı suçladığımı hatırlıyorum. Hatırlıyorum diyorum çünkü artık bunu yapmıyorum. Düşünmeden ağzımdan çıkan saçma sözlerden, insanları gereksiz üzdüğümden, yanlış seçimlerimden ve bencilliğimden dolayı yaptığım birçok davranış, kendimi suçlamama neden olmuştu. Kişisel gelişim eğitimlerimizde bu konu hemen hemen her öğrencimde karşımıza çıkıyor. Eğitim sürecinde de üzerinde çalıştığımız önemli bir konu olmaktadır. 'Kendini suçlama', bir durum tespiti olarak ifade edildiğinde bir sorun bulunmamaktadır. Sohbetin akışı içinde yaşadığımız olayları ve deneyimleri olduğu gibi o olayların etkisine girmeden dile getirebiliriz. Konu veya olay orada dile gelir ve unutulur. Üzerinde yorum yapılmaz veya yeni olumsuz duyguların oluşmasına neden olunmaz. Geçmişi bu şekilde anma durumu, masum bir sohbet halinde yaşanır. Yukarıda da ifade ettiğim gibi bu durumda bir sorun ortaya çıkma- maktadır. Benim bahsetmek istediğim durum, bunların dışında farklı duygu ve düşünceler ile yapılan yargılama ve sonunda suçlamadır. Geçmişte yaşanmış bir olay vardır. Aradan bir süre geçmiştir olayın sonuçları ortaya çıkmıştır. Ve bu sonuçlar bizi rahatsız etmiştir. Burada insan egosu devreye girerek hemen kendini www.rugbyturkiye.net 95 suçlama moduna geçilmektedir. 'Ben bunu nasıl yaptım' gibi sözlerle başlayan ve pişmanlığın dile getirildiği bir karmaşa tüm benliğimizi kısa sürede sarmaktadır. Burada masumiyet bulunmamakta, durum tespiti hiç yapılmamaktadır. Tamami ile kendini suçlama, yargılama, mahkum etme ve cezalandırma du- rumları ve süreci yaşanmaktadır. Hatta bazen bu kendi kendini linç etme noktasına kadar varmaktadır. Bunun sonu ise ciddi bir depresyon ve psikolojik rahatsızlıklardır. Kendini geçmişte yaptığımız seçimlerimizden dolayı yargılamak ve sonunda suçlu bulup acımasızca eleştirmek ve sonunda hissedilen suçluluk duygusu, bir insanın kendisine yapabileceği en büyük kötülük olmaktadır. Kendini suçlama modu insanın enerjisini hızla düşürmekte ve bilincini geriletmektedir. Bu ise, mutsuzluk anlamına gelmektedir. Genellikle bu suçlama, insanın bilinçlenme yolunda ilerlemesi ile daha sık ve yoğun olarak yaşanıyor. Bilincin aynı seviyede kaldığı kişilerde, yaptıkla- rından dolayı çok fazla bir pişmanlık gözlemlenmiyor. 'Ben yaptım oldu' veya hak etmişti' gibi bahanelerle yapılana kılıf bulma çabası hemen kendini gösteriyor. Yaptıkları ile sonuçları arasındaki bağı kuramıyorlar. Bilinçleri düşük olduğu için olayın farklı cephelerini göremiyorlar. Dolayısı ile yaptıklarının doğruluğu konusunda ısrarlı olup, pişmanlık veya kendini suçlama www.rugbyturkiye.net 96 yoluna gitmiyorlar. Kendini suçlama, kendimizi suçladığımız davranışı yaptığımız andaki bilincimizden ilerlediysek ve geriye dönüp yüksek bilinçle baktığımızda yaşanıyor. Bilincimiz yükseldikçe yaşadıklarımızın veya seçimlerimizin yaşanma ve seçilme sebeplerini daha iyi anlamaya başlıyoruz. Olayların başka cephelerini görme- ye başlıyoruz. Örneğin öfkelendiğimiz bir durumda verdiğimiz olumsuz tepki yerine keşke sevgiyle davransaydım şimdi farklı olurdu diye düşünüyoruz. Bilincimiz ilerledikçe geçmişte yaşadıklarımızla ilgili analizler yapmamız kaçınılmaz oluyor. Çünkü zihnimiz devamlı düşünce üretiyor. Anda kalamadığımız zamanlar genellikle geçmişi tekrar masaya yatırıp di- diklemeye başlıyoruz. Bu durumu başlarda engellemek zor oluyor. Ama böyle anlarda kesinlikle yapmamamız gerekenler var. Bunlar, düşünce bazında olup, mutlaka zihnimizde ve tarzımızda yer etmesi gerekenlerdir. 1O zaman ki bilinçle yaptıklarımız, o bilincin gereği olup başka bir alternatifi seçme şansımız yoktu. Kimse annesinden ermiş olarak doğmuyor. Bu gün yanlış bile olsa o zaman bizim doğrumuzdu. Bu durumda kendimizi suçlamanın ve bunu sürekli tekrarlayarak enerjimizi düşürmenin gereği bulunmuyor. 2Biz insanız ve hata yapabiliriz. Hata yapmaktan korkmak yeni hatalar yapmamıza sebep olur. Bu nedenle hatamızı olduğu gibi, kendimizi didikleme- www.rugbyturkiye.net 97 den kabul edersek bu hatayı tekrarlama ihtimalimiz azalır. 3Hatamızı kabul etmek önemli bir adımdır. Bu bizim bilincimizi daha yükseltmek için bir basamak oluşturur. 4Hatamızın kabulü bize hayatta başka alternatiflerinde var olduğunu gösterir ve kabul ettirir. Bu bilinçlenme yolunda önemlidir. Hatalarımızdan ders çı- karmamızı sağlayarak bizi hatasız bir yaşama doğru yönlendirir. 5Her olayı, yaşandığı özgün koşullarda değerlendirmek gerekli. Yaşam, insanlar ve çevremizde ki her şey değişirken, bu değişimi yok sayıp eskiyi yeni fikirlerle ve yeni koşullar çerçevesinde değerlendirir ve bir yargıya varırsak, en basiti ile mantık hatası yapmış oluruz. Bu da kendimizi didiklememizin ne kadar yanlış bir şey olduğunun diğer bir göstergesidir. 6Bir kişinin sürekli neden geçmişi kurcalayıp kendi hatalarını görüp ve eleştirdiği de önemlidir. Bilinci yüksek insanlar bunu yapmamaktadır. Çünkü yüksek bilinçli insanlar enerji ihtiyaçlarını sevgi, coşku, huzur gibi duygu ve düşüncelerle ortaya çıkan yüksek frekanslı enerjiler ile sağlar. Düşük bilinçli insanlar, enerjileri de düşük olacağı için, enerji ihtiyaç- larını olumsuz düşüncelerle ortaya çıkan negatif enerjilerle karşılamak durumundadır. Bu tür enerjiler ise olumsuz duygularla ortaya çıktığı için aç kaldığı her an ya gelecekle ilgili korkulara, ya da geçmişin acı veren anılarına sarılır. Suçluyacak yargılayacak kimseyi bulamadığında ise, el altında tuttuğu kendisini harcar. Acımasızca eleştirip Küçük Emrah moduna geçerek yaydığı negatif enerjilerle beslenmeye çalışır. www.rugbyturkiye.net 98 7Ruhsal anlamda değişim düşüncelerimizde ve dolayısı ile yaşantımızda değişim yaşanmasına neden olur. Örneğin eskiden ezildiğimiz halde hayır diyemediğimiz insanlara karşı şimdi hayır diyebilmek ciddi bir değişimdir. Ama ne yazık ki bir çok insan bunu yapmakta zorlanmaktadır. Bunun yanı sıra, bazı alışkanlıkları ve düşünce kalıplarını değiştirme gereğini fark eden kişi bunları yapmakta zorlanmaya başlar. İşin başında keyifli ve iyi gelen değişim bir süre sonra kişiyi zorlamaya başlar. Bu durumda insan frene basma ihtiyacı duyabilir. İşte bu durumlarda kendimizi engellemek adına egomuza ve çevremize kabul ettirebileceğimiz bir bahaneye ihtiyaç duyarız. Kendini suçlama ve pişmanlık duyguları bize bunu yapma imkanı verir. Bu durum ise, kişinin farkında olmadan, bilinçaltının ve egosunun oynadığı bir oyundur. Kendini yargılamaktan ve suçlamaktan vazgeçmek egomuza yapılmış bir darbe olacağı için ruhsal gelişimimize çok büyük bir ivme kazandıracaktır. Hadi şimdi arkanıza yaslanın ve bir çalışma ya- palım. Bu bölümü okuduktan sonra gözlerinizi kapatın ve yoğunlaşarak içinizden aşağıdaki cümleleri tekrar edin. Çok faydasını göreceksiniz. Kendimi tüm özelliklerimle olduğum gibi kabul ediyor ve onaylıyorum. Kendimi seviyorum. Kendimle barışığım. Kendimi bağışlıyorum ve suçlamaktan vazgeçiyorum. Tüm geçmişimi sevgi ile kabul ediyor ve geç- mişle ilgili tüm hesaplarımı kapatıyorum. Geçmişimle beslenmekten vazgeçiyorum. Geçmişte yaşadıklarımı yaşanması gereken dersle olarak kabul ediyorum. Geçmişte yaşadığım tüm olumsuz olayların ve sevgi içermeyen sözlerin bende oluşturduğu duygu ve düşünceleri ve yansımalarını iptal ediyorum. Hepinize mutlulukla yaşanan keyifli günler diliyorum. www.rugbyturkiye.net 99 Sinema AJANDA Muhteşem Yaratıklar Oyunbozan Ralph Yapım: 2012 - ABD Tür: Animasyon, 3 Boyutlu Süre:108 dakika Yönetmen: Rich Moore Oyuncular: Brandon T. Jackson, Jane Lynch, Ken Jeong, John C. Reilly, Sarah Silverman Seslendirenler: Jane Lynch, John C. Reilly, Sarah Silverman Senaryo: Phil Johnston, Rich Moore Yapımcı: Clark Spencer, 15 Şubat 2013 A tari oyununun bina yıkan 'kötü adamı' rolündeki Ralph, hem yıllardır aynı işi yapmaktan sıkılmış hem de oyunun iyi adamı tamirci 'Felix' gölgesinde kalmaktan bıkmıştır. Bu arada da tüm övgüleri Felix toplar. Ralph artık iyi bir kahraman olmak ister ve diğer video oyunları arasında gidip gelmeye başlar. Fakat oyundan oyuna atlarken yol açtığı bir kaza Sugar Rush oyununu tehlike altında bırakan bir düşmanı serbest bırakır. Şimdi kahraman olma fırsatı onda mıdır? Aşk Seansları Yapım: 2012 - ABD Tür: Dram Süre: 95 dakika Yönetmen: Ben Lewin Oyuncular: Helen Hunt, Moon Bloodgood, William H. Macy, John Hawkes, Adam Arkin Senaryo: Ben Lewin, Yapımcı: Doug Blake 22 Şubat 2013 3 6 yaşındaki Mark O'Brien küçük yaşta felç olması sebebiyle yatalak olan bir adamdır ve kadınlarla hiç ilişkisi olmamıştır. Kilise rahibinin ve terapistinin sayesinde Cheryl Cohen-Greene isminde profesyonel bir 'seks vekili' olan kadınla tanışır. Charyl'in de her insan gibi sıradan dertleri vardır. İkisi arasında samimi ve duygusal bir ilişki başlar. Yapım: 2013 ABD Tür: Dram, Fantastik, Romantik Süre: 120 dakika Yönetmen: Richard LaGravenese Oyuncular: Emmy Rossum, Kyle Gallner, Emma Thompson, Viola Davis, Lance E. Nichols Senaryo: Richard LaGravenese, Yapımcı: Erwin Stoff 1 Mart 2013 G enç Ethan yaşadığı kente taşınan gizemli bir kıza ilgi duymaya başlar. Fakat Lena adındaki bu kızda, lisedeki diğer öğrencilerden farklı bir şey vardır. Lena'nın ailesi ve tüm soyu aslında büyücüdür. Kurallara göre 16 yaşını dolduran tüm genç cadılar iyi veya kötü taraf arasında bir seçim yapmalılardır. Lena'nın ise 16 yaşını doldurmasına sadece 2 ay kalmıştır. Aile büyüklerinin bazıları iyiliği seçebileceğini iddia ederken, büyük bir kısmı ise lanetin başladığı ve Lena'nın istese de istemese de karanlık tarafta, kötülerle birlikte yer alacağını iddia etmektedir. Hatta Lena kendisinden büyük bazı cadılardan daha da güçlü büyü yeteneğine sahiptir. Tüm bu gel gitleri yaşarken Ethan'a olan aşkı ise asla kabul görmez... Sefiller Yapım: 2012 - İngiltere Tür: Dram, Müzikal, Romantik Süre:158 dakika Yönetmen: Tom Hooper Oyuncular: Helena Bonham Carter, Russell Crowe, Hugh Jackman, Anne Hathaway, Amanda Seyfried Senaryo: Alain Boublil, Claude-michel Schönberg, Yapımcı: Tim Bevan, 1 Mart 2013 J ean Valjean olarak bilinen 24601 nolu mahkum, hapishaneden salınır. Kendisine yeni bir hayat kurmak ister ama müfettiş Javert'in gölgesi onu daima takip etmektedir. Fransız Devrimi'nin arifesinde geçen hikaye ihtilalin her iki tarafının da yüzünü gözler önüne serer. www.rugbyturkiye.net 101 Sinema Sevimli Canavarlar Timothy Green´in Sıradışı Yaşamı Yapım: 2012 - ABD Tür: Dram, Fantastik, Komedi Süre: 105 dakika Yönetmen: Peter Hedges Oyuncular: Jennifer Garner, David Morse, Dianne Wiest, Joel Edgerton, Ron Livingston Senaryo: Peter Hedges, Ahmet Zappa, Yapımcı: James Whitaker, John Cameron, Scott Sanders, Mara Jacobs, Ahmet Zappa 1 Mart 2013 S tanleyville isimli küçük bir kasabada yaşayan ve aile olabilme umuduyla yanıp tutuşan Cindy ve Jim Green (Jennifer Garner - Joel Edgerton) çiftinin bir türlü çocukları olmamaktadır. Bir gün, bebekle ilgili tüm dileklerini yazıp bir kutuya koyarlar ve arka bahçelerine gömerler. Kısa süre sonra, fırtınalı bir gecede evlerinde beliren Timothy isimli bir çocuk çiftin yaşamını sonsuza değin değiştirir. Uzun Boylu Esmer Adam Yapım: 2001 - ABD Tür: 3 Boyutlu, Çizgi Süre: 92 dakika Yönetmen: Pete Docter, David Silverman, Lee Unkrich Seslendirenler: Steve Buscemi, John Goodman, Jennifer Tilly, Billy Crystal, Bonnie Hunt Yapımcı: Andrew Stanton, John Lasseter, Darla K. Anderson, Yapım: 2010 - ABD, İspanya Tür: Komedi, Romantik Süre: 98 dakika Yönetmen: Woody Allen Oyuncular: Anthony Hopkins, Antonio Banderas, Naomi Watts, Freida Pinto, Josh Brolin Senaryo: Woody Allen, Yapımcı: Stephen Tenenbaum, Letty Aronson, Jaume Roures, 1 Mart 2013 8 Mart 2013 evimli Canavarlar, Canavarlar Dünyası isimli kendilerine ait bir dünyada yaşayan ve yaşayabilmek için insanlara ihtiyaç duyan ilginç ve sevimli canavarların dünyasının, insanlarla karıştığı an ortaya çıkan trajikomik hikayeyi anlatır. Bu dünyada canavarlar yaşayabilmek için insanlara muhtaçtır çünkü insanları korkuttukları an duydukları çığlık onlar için enerji kaynağı gibidir. Bu ilginç dünyaya yanlışıkla küçük bir kız çocuğunun yolu düşünce işler çığrından çıkar. Çünkü insanlar bu tuhaf yaratıklara ters etki yapmaktadır ve dehşete kapılan canavarlar salgın bir hastalığın yayılacağını düşünüyorlardır. Bu küçük kız zannettikleri gibi onların yaşamını tehdit ediyor mudur? oody Allen bu filmiyle de, ihtiraslarıyla, tutkularıyla, zaaflarıyla, endişeleriyle bir grup insanın, tehlikeli olabilecek sıkıntılarının öyküsünü anlatıyor. Sally'nin annesi (Gamma Jones) 40 yıllık kocası tarafından terkedilince mutluluğa yaşıtı bir sahafta arar. Sanat galerisinde çalışan Saly patronu Greg'e (Antonio Banderas) aşkını açamamanın sıkıntısını yaşar. Babası (Anthony Hopkins), kendini daha genç hissetmek için hediyeye boğduğu genç bir fahişeyle ikinci evliliğini yapar, kaçınılmaz olarak boynuzlandığına tanık olur. Roy karşı pencere komşusu Dia'ya (Freida Pinto) aşık olur, karşılık bulunca da karısını terkeder. S W Muhteşem ve Kudretli Oz Yapım: 2013 - ABD Tür: Fantastik, Macera Süre: 99 dakika Yönetmen: Sam Raimi Oyuncular: James Franco, Rachel Weisz, Mila Kunis, Michelle Williams, Zach Braff Senaryo: L. Frank Baum, David Lindsay-abaire, Mitchell Kapner Yapımcı: Joe Roth, Palak Patel, K.C. Hodenfield, 8 Mart 2013 O scar Diggs küçük çaplı bir sirk sihirbazıdır. Ayrıca pek de ahlaklı biri değildir. Toz toprak içindeki Kansas'tayken kendini bir anda canlı Oz diyarında bulan Oscar, turnayı gözünden vurduğunu düşünür. Şöhret ve servet kazanması çok kolay olacaktır. Tabii üç cadıyla tanışana dek... Bu üç cadı; Theodora, Evanora ve Glinda, Oscar'ın; herkesin beklediği o müthiş sihirbaz olduğuna bir türlü ikna olmaz. İstemeden Oz Diyarı'nın ve sakinlerinin büyük sorunlarıyla karşı karşıya kalan Oscar, çok geç olmadan kimin iyi kimin kötü olduğuna karar vermek zorundadır. İllüzyon ve becerikliliğiyle hatta biraz da büyüyle sihrini konuşturan Oscar, kendini büyük ve güçlü Oz Büyücüsü'ne dönüştürmekle kalmaz, daha iyi de bir adam hâline getirir. www.rugbyturkiye.net 102 Tiyatro Hasretinden Prangalar Eskittim Ölüm Diyalogları Dün Komik Bir Şey Oldu 25 Şubat 2013 20:30 Ortaköy Afife Jale Sahnesi, İstanbul 1. Kategori - 22.50 TL B ir yanlışlıklar komedisi. Oyun komik karışık ve eğlenceli. Kim kiminle nerede ne zaman derken bitiveriyor hemen. Evdeki anne aslında anne değil, kocası koca değil, hele muslukçu hiç değil. Kimin kim olduğunu siz anlarsanız bize de anlatın. Günümüzün şu asık suratlı dünyasında güzel anlar yaşamak için ideal bir oyun. Üstelik komedi, eşinize, dostunuza hangi oyuna gittiğinizi söylerken başlayacak. “Dün komik bir şey oldu” dediğinizde karşınızdaki “Ne oldu?” diyecek. Antonius ile Kleopatra 28 Şubat 2013 20:30 Maya Cüneyt Türel Sahnesi, İstanbu l Yazan: Sibel Yıldırım Özer Yöneten: Ali Altuğ Oyuncular: Sibel Taşçıoğlu, Ufuk Aşar, Sibel Yıldırım Özer Prodüktör: Tarık Güvenç / Donkişot Tam 34.00 TL - Öğrenci 24.00 TL A şk ve tutku üzerine bir kara komedi. Diyaloglar hep mutlu bir son için yazılmış olabilir. Ve her şey bir yanlış üzerine kurulu... Bir kadın ve bir adam… Bir kadın ve bir genç kadın... Yaşam ve ölüm… Bir adam ve bir genç kadın... Bir kadın ve ölüm... Ölüm ve bir adam… 03 Mart 2013 16:00 Trump Towers Mall, İstanbul 11 Mart 2013 20:30 Yunus Emre Kültür Merkezi Küçük Salon, İstanbul Tam 56.00 TL-Ögrenci 46.00 TL Tam 34.00 TL-Ögrenci 24.00 TL hakespeare'nin en ünlü oyunlarından olan Antonius ile Kleopatra'da Haluk Bilginer Antonius, Zerrin Tekindor Kleopatra, Mert Fırat Cesar rolüyle seyirci karşısına çıkıyor. Oyunun diğer rollerini Onur Ünsal, Serkan Ercan, Muharrem Özcan, Evrim Alasya, Gözde Kırgız, Zeynep Alkaya, Tuğçe Karaoğlan, Mehmet Özbek paylaşıyor. Bülent Bozkurt'un çevirisiyle oynanacak Antonius ile Kleopatra'nın yönetmenliğini Kemal Aydoğan, sahne tasarımını Bengi Günay, ışık tasarımını İrfan Varlı, müziklerini Tolga Çebi yaptı. eçtiğimiz yıl Can Yücel'den Genco Erkal'ın uyarladığı ve Kemal Kocatürk'ün yönetip oynadığı “Can” adlı tek kişilik oyunla tiyatro dünyasına merhaba diyen “Tiyatro Kumpanyası” bu sezon da yine usta bir şairi sahnede görünür kılmayı hedefliyor. Yayınladığı tek kitapla edebiyat dünyamızın ustaları arasına girerek, ellinin üstündeki baskı sayısıyla en çok okunan şair olmasıyla da ünlenen Ahmed Arif'i “Hasretinden Prangalar Eskittim”i ile ağırlıyor Tiyatro Kumpanyası. S G www.rugbyturkiye.net 103 Konser Carminho 22 Şubat 2013 20:00 İş Sanat Kültür Merkezi, İstanbul Epica Katatonia 1. Kategori - 72.50 TL 2. Kategori - 56.00 TL 3. Kategori - Tam 45.00 TL İndirimli 35.00 TL 23 Şubat 2013 20:00 Refresh The Venue, İstanbul H Zülfü Livaneli 22 Şubat 2013 21:00 Bostancı Gösteri Merkezi, İstanbul 1. Kategori - 100.00 TL 2. Kategori - 89.50 TL 3. Kategori - 78.50 TL 4. Kategori - 67.50 TL 5. Kategori - 56.50 TL 6. Kategori - 45.00 TL H er konserinde seyircisinin şaşırtan Livaneli, yine sürprizli bir repertuar hazırlıyor. Sanatçı, tüm konserlerinde olduğu gibi burada da yine hem seyircisiyle şarkılar söyleyecek hem de onlarla müziği ve Türkiye'nin gündemini hakkında sohbet edecek. enüz genç yaşına rağmen çağdaş fadonun en başarılı temsilcilerinden biri olarak gösterilen Carminho geleneksel fadoyu Brezilya müzikleri, caz, pop ve rock gibi farklı türlerle buluşturmasıyla dikkat çekiyor. Gerçek şöhreti ilk kez İspanya'da, Pablo Alboran'ın "Perdoname" şarkısına eşlik ederek kazanan ve haftalarca 1 numarada satış rakamı yakalayan Carminho'nun yıldızı daha sonra çıkardığı "Fado" ve "Alma" albümleriyle Portekiz'de de parladı. İki albümünün de büyük başarısıyla uluslararası bir fado yıldızı olarak Portekiz'in geleneksel müziklerini tüm dünyaya tanıtan genç sanatçı fado söylerken ilham aldığını itiraf ettiği Lucília do Carmo, Fernando Maurício ve Amália Rodrigues gibi duayenlere hayranlığını dile getiriyor. Pop rock efsaneleri Queen ve Beatles'la büyüyen ve müziğinde rock etkileri hissedilen Carminho'nun prodüktör gitarist Luis Penedo işbirliğiyle gerçekleşen 2005 Prémio Amália Revelação Ödüllü albüm için kaydettikleri şarkı daha sonra 2007 yılında Carlos Saura'nın ses getiren "Fados" filminde de kullanılmıştı. İlk albümü "Fado"dan beri yükselişini sürdüren ve kısa bir süre önce "Ruh" adını verdiği son albümü yayınlanan Carminho'nun sıcacık sesiyle seslendireceği muhteşem güzellikteki fadolar Şubat ayında içinizi ısıtacak. Sezonun kesinlikle kaçırılmayacak konserlerinden biri… Spira Mirabilis Spira Mirabilis 23 Şubat 2013 20:00 CRR Konser Salonu, İstanbul 1. Kategori - 48.50 TL 2. Kategori - 38.50 TL 3. Kategori - 28.50 TL 4. Kategori - 18.50 TL Ş efsiz orkestra Spira Mirabilis 23 Şubat Cumartesi akşamı Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda seyircileri bugüne kadar dinlemedikleri bir Mendelssohn İtalyan Senfonisi ile büyüleyecekler. Bir saat sürecek olan konserin başında Spira üyeleri herkesi şasırtacak hikayelerini anlatacak ardından da Senfoni dinletisi... Spira Mirabilis bundan beş sene önce Avrupa'nın önde gelen orkestralarında çalan dört genç müzisyenin ön ayak olmasıyla ortaya çıkmış bir orkestra. Bu orkestranın en büyük özelliği şefsiz konser vermeleri! Vip - Epica - 134.00 TL - Tükendi Sahne Önü - 119.00 TL Normal - 69.50 TL M üzikal farklılıklar nedeniyle After Forever'dan ayrılan gitarist Mark Jansen'in kurduğu Epica, o zamanki ismi Sahara Dust ile birlikte Anathema'nın alt grubu olarak sahneye çıktıkları 2002 yılından beri, güzeller güzeli mezzosoprano Simone Simons'un vokalleri, progresif ve senfonik öğeler içeren tarzıyla dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştı. Yeteneği, sesi, güzelliği ve samimiyetiyle kısa zamanda metal müziğin ilham perisi olarak anılmaya başlayan Simons, Epica'ya duyulan ilginin odak noktası oldu. 2003 tarihli ilk albüm Phantom of the Agony ile Power ve Gotik Metalin arasında bir köprü oluşturdular ve grubun kariyerindeki diğer albümler Consign to Oblivion, The Divine Conspiracy ve Design Your Universe ile dünyanın en büyük senfonik metal gruplarından olmayı başardılar. Epica 10. yılında İstanbullu sevenleriyle tekrar buluşuyor! www.rugbyturkiye.net 104 Konser Emir Ersoy Projecto Cubano Latin Dance Party Burlesque Show + Electro - swing Party 23 Şubat 2013 21:00 Bostancı Gösteri Merkezi, İstanbul Oturmalı - 56.00 TL Ayakta - 39.50 TL E mir Ersoy tarafından Türkiye'de kurulan ve kısa sürede dünya çapında bir latin orkestra olmayı başaran Projecto Cubano 23 Şubat 2013 Cumartesi Bostancı Gösteri Merkezi sahnesinde müzikseverlerle bir araya geliyor. ''Projecto Cubano'', Türk, Kolombiya ve Küba'lı olmak üzere toplam 10 müzisyenden oluşmaktadır. Grup Bostancı Gösteri Merkezi konserinde "Karnaval" ve ”10 Şarkı 10 Şarkıcı” albümlerindeki parçalarının yanı sıra geçmişten günümüze uzanan geniş bir yelpazeden seçilen Celia Cruz, Tito Puente, Ruben Gonzales, Willy Chirino, Gloria Estefan ve Oscar De Leon gibi dünyaca ünlü isimlerin salsa, cha-cha, cumbia, merengue ve bolero tarzlarindaki klasik Küba parçalarını da seslendirecek. Monica Molina 27 Şubat 2013 20:00 CRR Konser Salonu, İstanbul 23 Şubat 2013 22:45 Ghetto, İstanbul Jehan Barbur Açık Büfe Yemek + Konser - 104.50 TL - Tam 44.00 TL Öğrenci 34.00 TL 28 Şubat 2013 21:45 Ghetto, İstanbul Tam 33.00 TL Öğrenci 28.00 TL Y ılbaşı gecesi gördüğü ilginin ardından Burlesque Show bu kez tam kadro Ghetto'da. Alanında çok başarılı olan Tronicat La Miez (Hannover), La Viola Vixen (Berlin) ve Marlene von Steenvag (Berlin) birbirinden güzel şovlarıyla sizler için sahnede olacak. Ayrıca Dj Sabotage'ın (Hannover) electro-swing müzikleri ve Kalinka Kalaschnikow'un şarkıları eşliğinde gözlerinizin yanı sıra kulaklarınız da bayram edecek. J ehan Barbur 'Uyan' ve 'Hayat' albümlerinin ardından 'Sarı' ile konserlere devam ediyor. Albümde kendi parçaları dışında, bir Bülent Ortaçgil şarkısı olan Dalyan Deltası'nın yeni yorumu ile müziği Cahit Berkay'a ait olan Kırık Bir Aşk Hikayesi Jehan Barbur'un sözleriyle yer alıyor. Hem yeni albümünden hem eski albümünden birçok parçaya yer verdiği bu konser kaçmaz. 1. Kategori - 83.50 TL 2. Kategori - 73.50 TL 3. Kategori - 63.50 TL 4. Kategori - 53.50 TL Y urdumuza gelen yüzlerce şarkıcı arasında bizlerle gönül bağı kuran, yurtdışındaki röportajlarında Türkiye'yi öve öve bitiremeyen İspanyol diva Monica Molina, çıkardığı tüm albümleri ile Türkiye'de büyük satış rakamlarına ulaşmaya devam ediyor. Biletleri haftalar öncesi tükenen konserleriyle büyük bir hayran kitlesi kazanan yıldız, İspanya'nın efsanevi şarkıcısı babası Antonio Molina'nın, en önemli şarkılarını yeniden yorumladığı Mar Blanca albümünün Türkiye prömiyeri için 27 Şubat'ta CRR'de! www.rugbyturkiye.net 105 STORE [email protected] 682 - 3D kask - IRB onaylı 3D helm - IRB approved RUGBY TÜRKIYE STORE SATISLARINA DEVAM EDIYOR! “Rugby Türkiye Store” satışlarına McDavid ürünleri ile devam ediyor! İstediğiniz spor malzemelerini uygun fiyatlar ile bulabileceğiniz sanal mağazamızdan siparişlerinizi sadece bir mail ile verebilirsiniz. Maile; adınızı, soyadınızı, açık adresinizi, telefon numaranızı, istediğiniz ürünün kodu ve bedenini yazmanız yetecektir. Sipariş ettiğiniz ürün Aras Kargo ile adresinize getirilecek ve kapıda hem ürün bedelini hem de kargo bedelini, ister nakit, ister kredi kartı ile ödeyebileceksiniz. Yalnız sipariş mailine ödemeyi NAKİT Mİ YOKSA KREDİ KARTI İLE Mİ YAPACAĞINIZI EKLEMEYİ UNUTMAYIN! Ürünler, sipariş günündeki avro kuru üzerinden TL ye çevrilecektir. Kafa ölçüleri S 55 cm M 57 cm L 58,5 cm XL 60 cm ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! 681 - Ragbi 2D kask - IRB onaylı Rugby 2D helm - IRB approved Kafa ölçüleri S 55 cm M 57 cm L 58,5 cm XL 60 cm 52,53 € Stoklar için danışınız. Daha iyi oturuş için tüm panellerin biçimlendirilmiş olmasını sağlamak amacıyla 3D teknolojisi kullanılarak geliştirilmiştir. 3D tasarımı ile mükemmel görüş ve işitme Antimikrobiyal fırçalanmış bitiş Havalandırma sizi serin tutar Tam elastikleştirilmiş “ tuttur ve unut” çene bandı Oturması için uzayan elastik arka paneller Developed using 3D technology to ensure all panels contoured for better fit. Excellent visibility and hearing due to 3D design Antimicrobial brushed finish Ventilation keeps you cool Fully elasticated “fit and forget” chin strap Elasticated back panels stretch to fit 653 - Ragbi eldivenleri Rugby gloves 34,15 € 21,68 € S - XL Stoklar için danışınız. Stoklar için danışınız. ! ! ! Mükemmel kalite ve fayda sağlayan tam girişli bir kask Havalandırma sizi serin tutar Tam elastikleştirilmiş “ tuttur ve unut” çene bandı ! ! ! A perfect entry helmet providing excellent quality and value Ventilation keeps you cool Fully elasticated “fit and forget” chin strap ! Mükemmel tutuş ve kolay oturuş ! With excellent grip and easy fit www.rugbyturkiye.net 106 766 - HexPad MAX hDc koruma HexPad MAX hDc Shirt 651 - HexPad ön kol koruması HexPad forearm pad Göğüs ölçüleri S 86 - 94 cm M 97 - 104 cm L 107 - 114 cm XL 114 - 122 cm XXL + 124 cm Dirsek ölçüleri S 20 - 22 cm M 22 - 26 cm L 28 - 30 cm XL 30 - 35 cm XXL 38 - 40 cm ! ! ! ! ! ! ! ! 83,28 € Stoklar için danışınız. Ragbi için en üstün koruma Omuzlar, köprücük kemiği, üst kol, kaburga, omurga ve döş kemiği için Hexpad koruma hDc nem yönetimi IRB onaylı The ultimate in rugby protection HexPad protection for the shoulders, clavicle, upper arms, ribs, spine and sternum hDc moisture management IRB approved 23,59 € Stoklar için danışınız. ! ! ! Kolay oturuşlu HexPad önkol koruması hDc nem yönetimi 1 çift ! ! ! HexPad forearm protection with an easy fit HDc moisture management 1 pair 6440 - HexPad dizlik/dirseklik HexPad knee/elbow/calf Diz ölçüleri S 30 - 35 cm M 35 - 40 cm L 40 - 45 cm XL 45 - 50 cm 767 - HexPad PRO hDc koruma HexPad PRO hDc Shirt Göğüs ölçüleri S 86 - 94 cm M 97 - 104 cm L 107 - 114 cm XL 114 - 122 cm XXL + 124 cm Dirsek ölçüleri 20 - 25 cm 25 - 28 cm 28 - 30 cm 30 - 35 cm Baldır ölçüleri 20 - 25 cm 25 - 30 cm 30 - 35 cm 36 40 cm Stoklar için danışınız. 25,37 € 58,38 € Stoklar için danışınız. ! ! ! Omuzlar ve köprücük kemiği için HexPad koruma hDc nem yönetimi IRB onaylı ! ! ! HexPad protection for the shoulders and clavicle hDc moisture management IRB approved ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! Çok yönlü bir diz/dirsek pedinde devrimci HexPads Hafif, nefes alan, rahat ve koruyucu Isı kontrolu, rahatlık ve performans sağlayan Ultra hDc nem yönetimi teknolojisi Kort sporları için önerilmez. Çift olarak satılır. Revolutionary HexPads in a versatile knee/elbow pad Lightweight, breathable, confortable and protective Ultra hDc moisture management technology for heat control, comfort and performance Not recommended for court sports Sold in pairs www.rugbyturkiye.net 107 6448 - İncik ve baldır koruması Shin/calf guard 310 - Suspansuar Adult supporter without cup Baldır ölçüleri XS 20 - 28 cm S 28 - 30 cm M 30 - 33 cm L 33 - 35 cm XL 35 - 38 cm XXL 38 + cm Bel ölçüleri S 65 - 80 cm M 80 - 95 cm L 95 - 110 cm XL 110 - 125 cm ! 24,64 € Stoklar için danışınız. ! ! ! İncik kemiği ve baldırı koruyan devrim niteliğindeki HexPad incik kemiği koruma hDc nem yönetimi Çift olarak satılır Çıkarılabilir sert plaka ! ! ! ! Revolutionary HexPad shin guard protecting shin and calf hDc moisture management Sold in pairs Removable hard plate 7740 - hDc korumalı şort Padded hDc short (guard) Bel ölçüleri S 71 - 76 cm M 81 - 86 cm L 91 - 97 cm XL 101 - 107 cm XXL 112 - 117 cm ! ! ! ! ! ! 56,48 € Pro style compression short HexPad protection for hips and thighs that conform and stretch for continuous protection hDc moisture management Stoklar için danışınız. ! ! ! Çabuk kuruma ve serinlik için Intera'lı güçlü-örgü kesesi içerir Bakteri ve küf gelişmesini engeller Yüksek kauçuk içeriği maksimum destek ve sağlamlık sağlar ! Features a power-knit pouch with Intera for rapid drying and cooling. Provides greater resistance to bacteria and mildew growth. ! 323 - Suspansuar ve koruma aparatı Contour cup and supporter unit Bel ölçüleri S 66 - 81 cm M 81 - 96 cm L 96 - 112 cm XL 112 - 127 cm Stoklar için danışınız. Profesyonel sitil sıkıştırma şortu Sürekli koruma için uyan ve genişleyen kalça ve baldır HexPad koruması hDc nem yönetimi 5,35 € 13,17 € Stoklar için danışınız. ! ! Derin ve biçimlendirilmiş sert koruyucu ve destekleyici 7,7 cm Plush kemer ve pamuk/polyester örgü yapı özelliği vardır ! ! Deeper and contoured hard cup and supporter. Features a 7,7 cm Plush waist band and cotton/polyester knit construction. www.rugbyturkiye.net 108 325 - Suspansuar ve Flexcup koruma aparatı Flexcup and supporter Bel ölçüleri S 65 - 80 cm M 80 - 95 cm L 95 - 110 cm XL 110 - 125 cm ! ! ! ! 13,90 € ! ! ! ! Pouch to hold cup 7,5 cm waistband 7,5 cm leg straps High rubber content assures maximum support and durability 3300 - Performans hexMesh Suspansuar ve FlexCup koruma Performance hexMesh Supporter with FlexCup Ultralite ! ! ! ! ! ! 5,71 € Stoklar için danışınız. Koruyucu tutucu kese 7,5 cm kemer 7,5 cm bacak kayışı Yüksek kauçuk içeriği maksimum destek ve sağlamlık sağlar Bel ölçüleri S 65 - 80 cm M 80 - 95 cm L 95 - 110 cm XL 110 - 125 cm 3010 - Suspansuar koruma aparatı Contour cup lite Stoklar için danışınız. ! ! ! Tam kapsamlı geleneksel, hafif tasarım Darbe sporları için ideal Yumuşak kontur kenarlı şok emici sert koruma ! ! ! Traditional, lightweight desing with full coverage Ideal for impact sports Shock absorbent hard cup, with soft contour edge 3020 - Flexcup koruma aparatı Flexcup Ultralite 15,36 € 6,44 € Stoklar için danışınız. Performans tasarımı. Fazla kumaş olmadan maksimum destek sağlar. hDc nem yönetimi Yeni FlexCup tasarımı maksimum koruma ve olağanüstü hafiflikle beraber yeni hava akımı çıkışları ile oyuncuları serin tutmak için benzersiz bir havalandırma sağlar Performance design provides maximum support without excess fabric hDc moisture management New FlexCup design provides maximum protection and extreme light weight with new air flow ports for unmatched ventilation to keep players cool ! ! ! ! ! ! Yeni tasarım maksimum koruma ve olağanüstü hafiflik sağlar Gelişmiş hava akımı çıkışları oyuncuları serin tutmak için benzersiz bir havalandırma sağlar. Yumuşak esnek kenar en üstün oyuncu rahatlığı için vücuda uyum sağlar. New design provides maximum protection and extrem light weight Advanced air flow ports provides unmatched ventilation to keep players cool Soft flexible edge conforms to the body for the ultimate in player comfort www.rugbyturkiye.net 109
Benzer belgeler
rugby türkıye - Rugby Türkiye
Alper Gerdaneri, Türkiye Rugby Federasyonunu ve Başkanı Şahin Kömürcü'yü yine yakın
markaja alıyor, özellikle de ragbi dünyasının içindeyseniz büyük bir ilgi ile okuyacaksınız.
Ve Demet Yıldız... “...