Derginin tamamını okumak için buraya tıklayınız
Transkript
Derginin tamamını okumak için buraya tıklayınız
Ön Kapak Arka Kapak Volüm 23 Say› 4 Türk Kolon ve Rektum Cerrahisi Derne¤i’nin Resmi Yay›n Organ› Aralık 2013 Official Journal of The Turkish Society of Colon and Rectal Surgery Hastal›klar› Dergisi Hastal›klar› Dergisi Türk Kolon ve Rektum Cerrahisi Derne¤i’nin Resmi Yay›n Organ› Official Journal of The Turkish Society of Colon and Rectal Surgery Journal of Diseases of the Colon and Rectum Hastal›klar› Dergisi Journal of Diseases of the Colon and Rectum Özgün Makaleler Original Articles Rektum Kanser Cerrahisi Sonras› Geliflen Anterior Rezeksiyon Sendromu Tedavisinde ......................................................................163 Biofeedback Tedavisinin Sonuçlar› Biofeedback Therapy For The Treatment of Anterior Resection Syndrome. Is It Justified? KÜRfiAT RAHM‹ SER‹N, TU⁄BA MATLIM ÖZEL, ENVER KUNDUZ, OKTAR ASO⁄LU Anal Stenoz Nedeniyle Cerrahi Tedavi Uygulanan Hastalar›n Sonuçlar›n›n De¤erlendirilmesi.............................................................173 Evaluation of The Results of The Patients who Underwent Surgery for Anal Stenosis ‹BRAH‹M AL‹OSMANO⁄LU, MESUT GÜL, FIRAT TEKEfi, BURAK VEL‹ ÜLGER, ABDULLAH O⁄UZ, MUSLUH HAKSEVEN, B‹LSEL BAÇ VOLÜM:23 Abdominal Duvar Desmoid Tümörleri: Tek Merkez Deneyimi ..............................................................................................................168 Desmoid Tumors of the Abdominal Wall: A Single Center Experience EBUBEK‹R GÜNDEfi, MURAT ÇAKIR, TEVF‹K KÜÇÜKKARTALLAR, AHMET TEK‹N, CELALETT‹N VATANSEV, MUZAFFER HALDUN ÇOLAK www.tkrcd.org The Association of Lymph Node Number with Prognosis/Prognostic Factors in Colorectal Cancer .....................................................178 Kolorektal Kanserde Prognoz / Prognostik Faktörler ile Lenf Nodu Say›s› ‹liflkisi ERKAN ÖZKAN, MEHMET KAM‹L YILDIZ, HACI MEHMET ODABAfiI, CENG‹Z ER‹fi, HACI HASAN ABUO⁄LU, EMRE GÜNAY, FÜGEN VARDAR AKER, ÜM‹T TOPALO⁄LU SAYI: 4 S›çanlarda Oluflturulan Deneysel ‹ntestinal Reperfüzyon Modelinde Curcuminin Hasar Önleyici Etkileri ...........................................186 Effects of Curcumin in Experimental Intestinal Ischemia Reperfusion Model on Rats ADEM KARABACAK, ABDULLAH BAHADIR ÖZ, MUHAMMET AKYÜZ, HIZIR YAKUP AKYILDIZ, ALPER CELAL AKCAN, ERDO⁄AN MÜTEVELL‹ SÖZÜER, ENG‹N OK Brid ‹leusda Cerrahi Tedavi Yeterli Mi?..................................................................................................................................................192 Is The Surgical Treatment Is Enough In Bride Ileus Cases? BAYRAM ÇOLAK, MURAT ÇAKIR, AHMET TEK‹N, TEVF‹K KÜÇÜKKARTALLAR, AL‹ BAL, HAL‹L ‹BRAH‹M TAfiÇI Can Acute Appendicitis be the First Sign of an Inoperable Gastric Cancer Metastasis? A Case Report ................................................201 Akut Appandisit, ‹noperabl Mide Kanseri Metastaz›n›n ‹lk Bulgusu Olabilir mi? Olgu Sunumu DEN‹Z NECDET T‹HAN, GÜLÇ‹N HEPGÜL, MELTEM KÜÇÜYILMAZ, OLGUN ÖZTÜRK, HAKAN GÜVEN, AYSEL ÇA⁄LAR ARALIK 2 0 1 3 Olgu Sunumlar› Case Reports Tek Kesiden Laparoskopik Apendektomi ve Omfalomezenterik Kanal Kal›nt›s› Eksizyonu .................................................................197 Single Incision Laparoscopic Appendectomy & Omphalomesenteric Duct Remnant Excision MUHARREM ÖZTAfi, HÜSEY‹N S‹NAN, MEHMET SAYDAM, EYÜP DURAN, ARMA⁄AN GÜNAL ‹ntraoperatip Barsak Dekompresyonu için Kolay Bir Metod: .................................................................................................................205 Laparoskopik Kamera K›l›f› ile Dekompresyon (Teknik Not) Easy Method for Intraoperative Bowel Decompression: Decompression with Laparoscopic Camera Sheath (Technical Note) GÜRCAN fi‹MfiEK, AD‹L KARTAL, AL‹ BAL Özgün Makale Rektum Kanser Cerrahisi Sonras› Geliflen Anterior Rezeksiyon Sendromu Tedavisinde Biofeedback Tedavisinin Sonuçlar› Nadir Görülen Bir ‹ntestinal Obsrüksiyon Nedeni: Crohn Hastal›¤› ile Birliktelik Gösteren..................................................................208 ‹nflamatuar Fibrinoid Polibin Neden Oldu¤u ‹leoileal ‹nvajinasyon A Rare Cause of Intestinal Obstruction: Caused Illeoileal Intussusception Inflammatory Fibroid Polyp Associated With Crohn's Disease SELÇUK ÖZBALCI, DEN‹Z TEMEL fiEREN, BÜLENT KOCA, VOLKAN TÜMENTEMUR, KA⁄AN KARABULUT Abdominal Duvar Desmoid Tümörleri: Tek Merkez Deneyimi Anal Stenoz Nedeniyle Cerrahi Tedavi Uygulanan Hastalar›n Sonuçlar›n›n De¤erlendirilmesi Pelvik Ekzenterasyon ...............................................................................................................................................................................212 Pelvic Exenteration FAT‹H A⁄ALAR, AYHAN ERDEM‹R, OKTAY KARADEN‹Z, SA‹ME RAMADAN, FAT‹H GÜÇER, CEM‹L UYGUR The Association of Lymph Node Number with Prognosis/ Prognostic Factors in Colorectal Cancer Editöre Mektup Letter to the Editor Transvers Kolon Volvulusu ve Tedavi.....................................................................................................................................................218 Transvers Colon Volvulus and Treatment AHMET OKUfi S›çanlarda Oluflturulan Deneysel ‹ntestinal Reperfüzyon Modelinde Curcuminin Hasar Önleyici Etkileri Brid ‹leusda Cerrahi Tedavi Yeterli Mi? Olgu Sunumlar› S A Y F A : 163- TKRCD ISSN 1300-6835 (Print) EK‹M • KASIM • ARALIK 2013 TKRCD & Volüm 23 • Say› 4 • Aral›k 2013 Hastal›klar› Dergisi Journal of Diseases of the Colon and Rectum The Turkish Society of Colon and Rectal Surgery Editörler U¤ur SUNGURTEK‹N Editör Sezai DEM‹RBAfi Yard›mc› Editör Ersin ÖZTÜRK Yard›mc› Editör Rasim GENÇOSMANO⁄LU Yard›mc› Editör Türk Kolon ve Rektum Cerrahisi Derne¤i Yönetim Kurulu Dursun BU⁄RA Baflkan Ömer ALABAZ II. Baflkan Adil BAYKAN Üye Abdullah ZORLUO⁄LU Üye Oktar ASO⁄LU Genel Sekreter Ethem GEÇ‹M Üye Tar›k AKÇAL Sayman Selman SÖKMEN Üye U¤ur SUNGURTEK‹N Üye Yayın Kurulu (Alfabetik Sıra ‹le) Dr. Kemal ALEMDARO⁄LU Dr. Y›lmaz BÜYÜKUNCU Dr. Mustafa KORKUT Dr. Feza REMZ‹ Dr. Y›lmaz AKGÜN Dr. Saadettin ÇET‹NER Dr. Tayfun KARAHASANO⁄LU Dr. Necmettin SÖKÜCÜ Dr. M. Levhi AKIN Dr. Tahsin ÇOLAK Dr. Ayhan KUZU Dr. Erdo¤an SÖZÜER Dr. Musa AKO⁄LU Dr. Sezai DEM‹RBAfi Dr. Sezai LEVENTO⁄LU Dr. ‹lker SÜCÜLLÜ Dr. Ali AKYÜZ Dr. Bülent ERKEK Dr. Bülent MENTEfi Dr. Neriman fiENGÜL Dr. Bilgi BACA Dr. Emin U¤ur ERKOÇAK Dr. Mehmet M‹HMANLI Dr. Cem TERZ‹ Dr. Emre BALIK Dr. Mehmet FÜZÜN Dr. Mustafa ÖCEL Dr. Sümer YAMANER Dr. Türker BULUT Dr. ‹smail HAMZAO⁄LU Dr. Durkaya ÖREN Dr. Tuncay YILMAZLAR Dr. Serdar YÜCEYAR Bask›: Epimat Ofset Tel: 0212 861 00 06 • Faks: 0212 422 10 30 • www.epimatofset.com Grafik Tasar›m: www.maskofart.com • Tel: 0534 896 69 96 & Volüm 23 • Say› 4 • Aral›k 2013 YAZARLARA B‹LG‹ Hastal›klar› Dergisi Journal of Diseases of the Colon and Rectum KOLON VE REKTUM HASTALIKLARI DERG‹S‹ üç ayda bir yay›mlanan hakemli bir dergi olup, "Kolon ve Rektum Hastal›klar›" alanlar›nda haz›rlanm›fl orijinal makale, literatür gözden geçirmeleri, vaka sunumlar›, teknik bildirileri ve uzman görüfllerini ‹ngilizce ve Türkçe dillerinde basmaktad›r. Her makalenin bafl›nda yaz› bafll›¤›, özet ve "medline" kurallar›na göre düzenlenmifl anahtar kelimelerin ‹ngilizceleri verilmektedir. Literatür gözden geçirmelerinin yay›nlanmak üzere de¤erlendirilebilmesi için ayn› konu üzerinde en az üç yaz›s› uluslararas› hakemli dergilerde yay›nlanm›fl yazarlar taraf›ndan yaz›lmalar› gerekmektedir ve bu yaz›lara gözden geçirme içinde at›fta bulunulmal›d›r. Öte yandan Editör Kurulu alan›nda uzman kiflilerden gözden geçirme talep ederse bunlar da hakemler taraf›ndan de¤erlendirilebilecektir. KOLON VE REKTUM HASTALIKLARI DERG‹S‹ en yüksek etik ve editör standartlar›na ba¤l› çal›flan hakemli bir dergidir. KOLON VE REKTUM HASTALIKLARI DERG‹S‹'nin Editörleri WAME Yöneticiler Birli¤inin onaylam›fl oldu¤u editörler politikas›n› desteklemektedir. Dergi, Uluslararas› T›p Dergisi Editörleri Komitesi'nin yay›mlam›fl oldu¤u Biyomedikal Dergilere Gönderilen Makaleler ‹çin Gerekli Standartlar ile tam bir uyum göstermektedir (NEJM 1997; 336: 309-315, güncelleme 2001). MAKALE GÖNDERME Tüm yazarlar makalelerini www.journalagent.com/krhd adresindeki "Online Makale gönder-takip et" sistemini kullanarak göndereceklerdir. Online Makale Gönderme Makalelerin hakemler taraf›ndan h›zl› de¤erlendirilebilmesi ve bas›mlar›ndaki gecikmelerin önlenebilmesi için online makale gönderme sisteminin tercih edilmesi gerekmektedir. Makaleler Word doküman› (*.doc) veya zengin metin biçimi (*.rtf) olarak haz›rlanarak www.journalagent.com/krhd adresindeki "Online Makale gönder-takip et" sistemini kullanarak gönderilmelidir. Makale için iletiflim kurulacak tüm yazarlar›n gerekli bilgileri yazarak kay›t olmalar›n› takiben bir flifre ve kullan›c› ad› sa¤lanacakt›r. Bu flifre ve kullan›c› ad› ile makale gönderme sistemine kay›t olduktan sonra sistemin yönergelerini dikkatlice okuyup tüm bilgileri eksiksiz kaydetmeniz gereksiz gecikmelerin önüne geçecektir. Tüm flekil, tablo ve gerekli görülen ek dokümanlar da ayn› adrese gönderilmelidir. Online sistemi kullanan yazarlar ayn› sistem üzerinden "Telif Hakk› Devri ve Finansal Durum"u belirten formlar› ve gönderilen yaz›n›n tipine göre afla¤›da belirtilmifl yönergelere uygun kontrol formunu "check-list" de göndermelidir. ED‹TÖR POL‹T‹KASI Tüm makaleler bilimsel katk›lar›, orjinallikleri ve içerikleri aç›s›ndan bilimsel komite taraf›ndan de¤erlendirilir. Yazarlar verilerin do¤rulu¤undan sorumludurlar. Dergi gerekli gördü¤ü yerlerde dil ve yaz›m ile ilgili uygun düzeltmeleri yapma hakk›n› sakl› tutar. Makaleler gerekli görüldü¤ünde revizyon yap›lmak üzere sorumlu yazara geri gönderilebilir. Dergide bas›lan yaz›lar derginin mal› haline gelir ve yaz›lar›n telif hakk› "KOLON VE REKTUM HASTALIKLARI DERG‹S‹" ad›na al›n›r. Daha önce herhangi bir dilde bas›lm›fl yaz›lar dergide bas›lmak üzere de¤erlendirilmez. Yazarlar "KOLON VE REKTUM HASTALIKLARI DERG‹S‹"ne gönderdikleri bir yaz›y› baflka bir dergiye gönderemezler. Makalelerde yap›lacak tüm de¤ifliklerde yazar ve bas›mevinin izni al›n›r. Makalelerin bas›lm›fl son hali www.journalagent.com/krhd adresindeki web sitesinden indirilebilir. MAKALELER‹N HAZIRLANMASI "KOLON VE REKTUM HASTALIKLARI DERG‹S‹" "Biyomedikal Dergilere Gönderilen Makaleler için Gerekli Standartlar"a uygun olarak yay›n kabul eder (International Commitee of Medical Journal Editors: Br Med J 1988; 296: 401-5). Makalenin gönderilmesi s›ras›nda yazarlar deney/araflt›rma tipini belirtmelidirler ve istatistik uygulamalar›n Bailar JC III ve Mosteller F. taraf›ndan yaz›lan "Guidelines for statistical reporting in articles for medical journals: amplifications and explanations" (Ann Intern Med 1988; 108: 266-73) k›lavuzuna uygun olmas› gerekmektedir. Makale ile birlikte gönderilen üst yaz›da makale içindeki bilgilerin herhangi bir k›sm›n›n daha önce elektronik ortam dahil yay›nlan›p yay›nlanmad›¤› veya de¤erlendirilmek üzere gönderilip gönderilmedi¤i bildirilmelidir. Çal›flma için etik kurul karar› al›n›p al›nmad›¤› veya insan deneyleri ile ilgili 2000 y›l›nda güncellenen Helsinki Bildirgesi'ne uyulup uyulmad›¤› belirtilmelidir, aksi durumlar aç›klanmal›d›r. Üst yaz›da iletiflim kurulacak yazar›n adresi, telefonu, faks numaras› ve e-posta adresi olmal›d›r. Üst yaz›, online makale sistemi ile gönderilmelidir. © TKRCD 2013 MAKALEN‹N ‹ÇER‹⁄‹ Özet Tüm makalelerin Türkçe ve ‹ngilizce özeti olmal›d›r. Özetler amaç, materyal-metod, bulgular ve sonuç bölümlerinden oluflmal›d›r. Orijinal makalelerin özeti 250 kelime ile s›n›rland›r›lm›flt›r. Anahtar Kelimeler Özetin alt›nda en fazla 6 adet kelime veya tamlama veriniz. K›saltmalar› anahtar kelime olarak kullanmay›n›z. Girifl Niçin bu çal›flmay› yapmaya ihtiyaç duydu¤unuzu ve amac›n›z› sadece en önemli makalelere at›fta bulunarak k›saca belirtiniz. Materyal ve Metod Plan›n›z›, hastalar›n›z›, deney hayvanlar›n›z›, materyal ve kontrollerinizi, kulland›¤›n›z yöntem veya metodu, uygulad›¤›n›z istatistiksel yöntemi aç›klay›n›z. Etik konularla ilgili izinleri yukar›da aç›kland›¤› gibi belirtiniz. ‹laçlar›n jenerik isimleri ile birlikte üretici ad› ve üretildi¤i ülkeyi belirtiniz. Bulgular ‹statistiksel metodlarla desteklenmifl bulgular›n›z› ayr›nt›l› olarak belirtiniz. fiekil ve tablolar metin içinde verilen bulgular› desteklemeli tekrar etmemelidir; verinin metin, tablo veya flekil fleklindeki sunumlar›n bir tanesinde gösterilmesi yeterlidir. Sadece en önemli bulgular›n›z› vurgulay›n›z; bu bölümde bulgular›n›z› di¤er araflt›rmalarla karfl›laflt›rmay›n›z. Bu tip karfl›laflt›rmalar tart›flma bölümüne saklanmal›d›r. Tart›flma Bulgular›n›z›n önemini ve fark›n› vurgulay›n ancak sonuç bölümünde sunulan detaylar› tekrarlamay›n. Görüfllerinizi sadece çal›flman›zda buldu¤unuz gerçeklerle desteklenecek flekilde s›n›rlay›n›z, araflt›rmad›¤›n›z ya da gösteremedi¤iniz varsay›mlar› tart›flmaya eklemeyiniz. Bulgular›n›z› baflka araflt›rmalarla karfl›laflt›r›n›z. Bu bölümde bulgular bölümünde belirtilmemifl yeni veri sunulmamal›d›r. Kaynaklar Kaynaklar yaz› içinde geçtikleri s›rayla, Arabik say›larla ve üst simge olarak numaraland›r›lmal› ve ayn› s›ralamayla referanslar listesinde yer almal›d›r. Kaynaklar› Türkiye Bilim Terimleri, standartlarına uygun olarak hazırlayınız (http:/www.bilimterimleri.com). Kaynaklarda yazarlar›n hepsi yaz›lmal›, yazar say›s› alt›dan fazla ise sonras› "et al" fleklinde k›salt›lmal›d›r. Dergi k›saltmalar› "Cumulated Index Medicus" a uygun olarak yaz›lmal›d›r. Örnekler: Dergiler; 1. Dilaveris P, Batcvarov V, Giafalos J, et al. Comparision of different methods for manual P wave duration measurement in 12" lead electrocardiograms. Pacing and Clin Electrophysiol 1999;22:1532-8. Kitap bölümü; 1. Schwartz PJ, Priori SG, Napolitano C. The Long QT Syndrome. In: Zipes DP, Jalife J, eds. Cardiac Electrophysiology. From Cell to Bedside. Philadelphia: WB Saunders Co, 2000:597-615. Tablolar ve fiekiller Makale ile birlikte gönderilen tüm tablo ve flekiller "Windows" alt›nda aç›labilmelidir. Online olarak gönderilen renkli flekiller veya gri-skalal› görüntüler makale kabulu ard›ndan posta ile 300 dpi "*.tiff", "*.jpg" veya "*.pdf" format›ndaki flekiller ayr›ca gönderilmelidir. Her tablo ve flekil ayr› bir sayfada sunulmal›d›r. Tüm tablo ve flekiller Arabik numaralar ile belirtilmelidir. Her tablonun bafll›¤› tablonun içeri¤i ve amac›n› belirtmelidir. Her fleklin üzerindeki iflaret ve sembolleri aç›klayan bir alt yaz›s› olmal›d›r. Düzeltmeler Düzeltme talepleri ve elefltiriler iletiflim adresi belirtilen yazara gönderilir. Bas›m›n gecikmemesi için istenen düzeltmeler en k›sa zamanda cevapland›r›lmal›d›r. Revizyonlar›n cevaplar› ile geri gönderilmesi en geç 30 gün içinde olmal›d›r. Editörler kurulu 30 günden sonraya kalan revizyonlarda makaleyi reddetme hakk›n› sakl› tutar. Tüm hakemlerin görüfllerine cevap yaz›lmal›d›r ve yap›lan düzeltmelerin sayfa numaras› ile sat›r s›ras› belirtilmelidir. Yap›lan tüm de¤iflikliklerin metin üstünde koyu olarak belirtildi¤i bir kopya ile düzeltmeler yap›ld›ktan sonraki son halinin temiz bir kopyas› birlikte gönderilmelidir. Sunulan kaynaklar›n ve verilerin do¤rulu¤undan yazarlar sorumludur. Hatal›, aldat›c› veya yanl›fl yönlendirici bilgilerin varl›¤› fark edildi¤inde Bafl-editör makaleyi bilimsel literatürden çekme ve bunu duyurma hakk›na sahiptir. & Volüm 23 • Say› 4 • Aral›k 2013 INSTRUCTIONS TO AUTHORS Hastal›klar› Dergisi Journal of Diseases of the Colon and Rectum The Turkish Society of Colon and Rectal Surgery The "JOURNAL OF DISEASES OF THE COLON AND RECTUM", printed quarterly, publishes original peer-reviewed articles, reviews, case reports, technical reports and commentaries in the fields of colon and rectum in English and Turkish languages. The title, abstract, and key words (according to medical subject headings) are provided in English and in Turkish at the beginning of each article. Reviews will be considered for publication only if they are written by authors who have at least three published manuscripts in the international peer reviewed journals and these studies should be cited in the review. Otherwise only invited reviews will be considered for peer review from known experts in the area. JOURNAL OF DISEASES OF THE COLON AND RECTUM is a peer reviewed journal and adheres to the highest ethical and editorial standards. The Editorial Board of the JOURNAL OF DISEASES OF THE COLON AND RECTUM endorses the editorial policy statements approved by the WAME Board of Directors. The journal is in compliance with the uniform requirements for manuscripts submitted to biomedical journals published by the International Committee of Medical Journal Editors (NEJM 1997;336:309-315, updated 2001). SUBMISSION OF MANUSCRIPTS All manuscripts should be submitted via the online submission system. Authors are encouraged to submit their manuscripts via the internet after logging on to the web site www.journalagent.com/krhd. ONLINE SUBMISSIONS Only online submissions are accepted for rapid peer-review and to prevent delay in publication. Manuscripts should be prepared as word document (*.doc) or rich text format (*.rtf). After logging on to the web www.journalagent.com/krhd double click the "submit an article" icon. All corresponding authors should be provided a password and an username after providing the information needed. After logging on the article submission system with your own password and username please read carefully the directions of the system to provide all needed information in order not to delay the processing of the manuscript. Attach the manuscript, all figures, tables and additional documents. Please also attach the cover letter with "Assignment of Copyright and Financial Disclosure" forms, check-list of below mentioned guidelines according to the type of the manuscript. EDITORIAL POLICIES All manuscripts will be evaluated by the scientific board for their scientific contribution, originality and content. Authors are responsible for the accuracy of the data. The journal retains the right to make appropriate changes on the grammar and language of the manuscript. When suitable the manuscript will be sent to the corresponding author for revision. The manuscript, when published, will become the property of the journal and copyright will be taken out in the name of the journal"JOURNAL OF DISEASES OF THE COLON AND RECTUM". Articles previously published in any language will not be considered for publication in the journal. Authors can not submit the manuscript for publication in another journal. All changes in the manuscript will be made after obtaining written permission of the author and the publisher. Full text of all articles can be downloaded at the web site of the journal www.journalagent.com/krhd. PREPARATION OF MANUSCRIPTS "JOURNAL OF DISEASES OF THE COLON AND RECTUM" follows the "Uniform Requirements for Manuscripts Submitted to Biomedical Journals" (International Committee of Medical Journal Editors: Br Med J 1988; 296: 401-5). Upon submission of the manuscript, authors are to indicate the type of trial/research and statistical applications following "Guidelines for statistical reporting in articles for medical journals: amplifications and explanations" (Bailar JC III, Mosteller F. Ann Intern Med 1988; 108: 266-73) In the cover letter the authors should state if any of the material in the manuscript is submitted or planned for publication elsewhere in any form including electronic media. A written statement indicating whether or not "Institutional Review Board" (IRB) approval was obtained or equivalent guidelines followed in accordance with the Helsinki Declaration of 2000 update on human experimentation must be stated; if not, an explanation must be provided. The cover letter must contain address, telephone, fax and the e-mail address of the corresponding author. MANUSCRIPT SPECIFICATION Abstract All manuscripts in Turkish should be accompanied by an abstract in English language. An abstract in Turkish is not required for manuscripts written in English. The structured abstract(s) should present purpose of the study, material-methods, results and conclusions. This must contain fewer than 250 words in a structured format. Key Words Below the abstract provide up to 6 key words or short phrases. Do not use abbreviations as key words. Introduction State concisely the purpose and rationale for the study and cite only the most pertinent references as background. Material and Methods Describe the plan, the patients, experimental animals, material and controls, the methods and procedures utilized, and the statistical method(s) employed. Address "Institutional Review Board" issues as stated above. State the generic names of the drugs with the name and country of the manufactures. Results Present the detailed findings supported with statistical methods. Figures and tables should supplement, not duplicate the text; presentation of data in either one or the other will suffice. Emphasize only your important observations; do not compare your observations with those of others. Such comparisons and comments are reserved for the discussion section. Discussion State the importance and significance of your findings but do not repeat the details given in the Results section. Limit your opinions to those strictly indicated by the facts in your report. Compare your finding with those of others. No new data are to be presented in this section. References Number references in Arabic numerals alphabetically starting with number "(1)". The numbers should be written in parentheses at the end of sentences. Use the form of “Uniform Requirements for manuscript abbreviations in Turk Bilim Terimleri ” (http:/www.bilimterimleri.com). List all authors, if authors are more than six, use "et al". Journal titles should conform to the abbreviations used in "Cumulated Index Medicus". Examples: Journals; 1. Dilaveris P, Batcvarov V, Giafalos J, et al. Comparision of different methods for manual P wave duration measurement in 12" lead electrocardiograms. Pacing and Clin Electrophysiol 1999;22:1532-38. Book chapter; 1. Schwartz PJ, Priori SG, Napolitano C. The Long QT Syndrome. In: Zipes DP, Jalife J, eds. Cardiac Electrophysiology. From Cell to Bedside. Philadelphia: WB Saunders Co, 2000:597-615. Tables and Figures Tables and figures should work under "Windows". Color figures or grayscale images must be at least 300 dpi. Figures using "*.tiff", "*.jpg" or "*.pdf" should be saved separate from the text. All tables and figures should be prepared on separate pages. They should be numbered in Arabic numerals. Each table must have a title indicating the purpose or content of each table. Each figure must have an accompanying legend defining abbreviations or symbols found in the figure. REVISIONS Revisions will be sent to the corresponding author. Revisions must be returned as quick as possible in order not to delay publication. Deadline for the return of revisions is 30 days. The editorial board retains the right to decline manuscripts from review if authors response delays beyond 30 days. All reviewers comments should be addressed and revisions made should be started with page and line of the text. Send a highlighted copy indicating the revisions made and a clear copy of the revised manuscript. Authors are responsible for the truth of presented data and references. Editor-In-Chief has the right to withdraw or retract the paper from the scientific literature in case of proven allegations of misconduct. © TKRCD 2013 & Volüm 23 • Say› 4 • Aral›k 2013 Hastal›klar› Dergisi Journal of Diseases of the Colon and Rectum The Turkish Society of Colon and Rectal Surgery Özgün Makaleler Original Articles Rektum Kanser Cerrahisi Sonras› Geliflen Anterior Rezeksiyon Sendromu Tedavisinde ...........................................................163 Biofeedback Tedavisinin Sonuçlar› Biofeedback Therapy For The Treatment of Anterior Resection Syndrome. Is It Justified? KÜRfiAT RAHM‹ SER‹N, TU⁄BA MATLIM ÖZEL, ENVER KUNDUZ, OKTAR ASO⁄LU Abdominal Duvar Desmoid Tümörleri: Tek Merkez Deneyimi...................................................................................................168 Desmoid Tumors of the Abdominal Wall: A Single Center Experience EBUBEK‹R GÜNDEfi, MURAT ÇAKIR, TEVF‹K KÜÇÜKKARTALLAR, AHMET TEK‹N, CELALETT‹N VATANSEV, MUZAFFER HALDUN ÇOLAK Anal Stenoz Nedeniyle Cerrahi Tedavi Uygulanan Hastalar›n Sonuçlar›n›n De¤erlendirilmesi .................................................173 Evaluation of The Results of The Patients who Underwent Surgery for Anal Stenosis ‹BRAH‹M AL‹OSMANO⁄LU, MESUT GÜL, FIRAT TEKEfi, BURAK VEL‹ ÜLGER, ABDULLAH O⁄UZ, MUSLUH HAKSEVEN, B‹LSEL BAÇ The Association of Lymph Node Number with Prognosis/Prognostic Factors in Colorectal Cancer ..........................................178 Kolorektal Kanserde Prognoz / Prognostik Faktörler ile Lenf Nodu Say›s› ‹liflkisi ERKAN ÖZKAN, MEHMET KAM‹L YILDIZ, HACI MEHMET ODABAfiI, CENG‹Z ER‹fi, HACI HASAN ABUO⁄LU, EMRE GÜNAY, FÜGEN VARDAR AKER, ÜM‹T TOPALO⁄LU S›çanlarda Oluflturulan Deneysel ‹ntestinal Reperfüzyon Modelinde Curcuminin ......................................................................186 Hasar Önleyici Etkileri Effects of Curcumin in Experimental Intestinal Ischemia Reperfusion Model on Rats ADEM KARABACAK, ABDULLAH BAHADIR ÖZ, MUHAMMET AKYÜZ, HIZIR YAKUP AKYILDIZ, ALPER CELAL AKCAN, ERDO⁄AN MÜTEVELL‹ SÖZÜER, ENG‹N OK Brid ‹leusda Cerrahi Tedavi Yeterli Mi? ......................................................................................................................................192 Is The Surgical Treatment Is Enough In Bride Ileus Cases? BAYRAM ÇOLAK, MURAT ÇAKIR, AHMET TEK‹N, TEVF‹K KÜÇÜKKARTALLAR, AL‹ BAL, HAL‹L ‹BRAH‹M TAfiÇI Olgu Sunumlar› Case Reports Tek Kesiden Laparoskopik Apendektomi ve Omfalomezenterik Kanal Kal›nt›s› Eksizyonu......................................................197 Single Incision Laparoscopic Appendectomy & Omphalomesenteric Duct Remnant Excision MUHARREM ÖZTAfi, HÜSEY‹N S‹NAN, MEHMET SAYDAM, EYÜP DURAN, ARMA⁄AN GÜNAL Can Acute Appendicitis be the First Sign of an Inoperable Gastric Cancer Metastasis? A Case Report.....................................201 Akut Appandisit, ‹noperabl Mide Kanseri Metastaz›n›n ‹lk Bulgusu Olabilir mi? Olgu Sunumu DEN‹Z NECDET T‹HAN, GÜLÇ‹N HEPGÜL, MELTEM KÜÇÜYILMAZ, OLGUN ÖZTÜRK, HAKAN GÜVEN, AYSEL ÇA⁄LAR ‹ntraoperatip Barsak Dekompresyonu için Kolay Bir Metod: .....................................................................................................205 Laparoskopik Kamera K›l›f› ile Dekompresyon (Teknik Not) Easy Method for Intraoperative Bowel Decompression: Decompression with Laparoscopic Camera Sheath (Technical Note) GÜRCAN fi‹MfiEK, AD‹L KARTAL, AL‹ BAL Nadir Görülen Bir ‹ntestinal Obsrüksiyon Nedeni: Crohn Hastal›¤› ile Birliktelik Gösteren ......................................................208 ‹nflamatuar Fibrinoid Polibin Neden Oldu¤u ‹leoileal ‹nvajinasyon A Rare Cause of Intestinal Obstruction: Caused Illeoileal Intussusception Inflammatory Fibroid Polyp Associated With Crohn's Disease SELÇUK ÖZBALCI, DEN‹Z TEMEL fiEREN, BÜLENT KOCA, VOLKAN TÜMENTEMUR, KA⁄AN KARABULUT Pelvik Ekzenterasyon ....................................................................................................................................................................212 Pelvic Exenteration FAT‹H A⁄ALAR, AYHAN ERDEM‹R, OKTAY KARADEN‹Z, SA‹ME RAMADAN, FAT‹H GÜÇER, CEM‹L UYGUR Editöre Mektup Letter to the Editor Transvers Kolon Volvulusu ve Tedavi .........................................................................................................................................218 Transvers Colon Volvulus and Treatment AHMET OKUfi © TKRCD 2013 & Hastal›klar› Dergisi Journal of Diseases of the Colon and Rectum Editörden... De¤erli Meslektafllar›m Elinizdeki dergiyle birlikte 2013 y›l›n›n son say›s› yay›nlanm›fl bulunuyor. Türk Kolon ve Rektum Cerrahisi Derne¤i’nin büyük kongresinin yan› s›ra y›l boyunca devam eden kurslarla yo¤un bir y›l› daha geride b›rakt›k. Meslektafllar›m›z aras›nda Kolon ve Rektum cerrahisine duyulan ilginin artmas› bizleri sevindirdi¤i gibi gelecek y›llarda çok daha dinamik bir ekibin bu ifli devam ettirece¤ine olan güvenimizi pekifltirdi. Bunun bir di¤er yans›mas› da dergimize yay›nlanmak üzere gönderilen çal›flmalar›n say›s›n›n artmas› fleklinde oldu. Bu ivme editör ekibi olarak dergiyi ele ald›¤›m›zda bir önceki editör arkadafllar›m›z›n dergide gerçeklefltirdikleri önemli at›l›m› devam ettirmek aç›s›ndan hedeflerimizden birisi idi, onlar›n b›rakt›¤› yerden tafl›mak gerçekten zor idi. Bu konuda desteklerini esirgemeyen editör arkadafllar›m›n destekleri çok önemli idi. 2014 y›l›n›n ilk ay›nda yap›lacak ola¤an genel kurul seçimleri sonras› bu görevin kald›¤› yerden devam ettirilece¤ine dair güvencim tamd›r. Üretmek ve üretileni paylaflmak konusunda dergimiz ad›na eme¤i geçen herkese teflekkürü bir borç bilirim. Hepinize sa¤l›kl› ve mutlu bir yeni y›l dileklerimle. Sa¤l›cakla kal›n. Prof. Dr. U¤ur Sungurtekin Editor - KRHD Aral›k 2013 © TKRCD 2013 & ED‹TÖRE MEKTUP Hastal›klar› Dergisi Journal of Diseases of the Colon and Rectum Transvers Kolon Volvulusu ve Tedavi Transvers Colon Volvulus and Treatment AHMET OKUfi Konya E¤itim Ve Araflt›rma Hastanesi, Genel Cerrahi, Konya - Türkiye Anahtar Kelimeler: Transvers kolon, Volvulus, Tedavi Key words: Transvers colon, Volvulus, Treatment Say›n Editör; Derginizin son say›s›nda (Eylül 2012-Say› 3) ç›kan “‹ntestinal Obstrüksiyonun Nadir Bir Nedeni: Transvers Kolon Volvulusu” adl› olgu sunumunu okudum.1 Bulufl ve arkadafllar›n›n ileus nedeni transvers kolon volvulusu olan olgu nedeni ile yapt›klar› transvers kolektomi, proksimal uç kolostomi ve distal müköz fistül nedenli cerrahi tedavi için baz› noktalara de¤inmek isterim; 1. Yaz›da transvers kolon volvuluslar› primer ve sekonder olabilece¤i ve primer olgular›n daha nadir oldu¤u belirtilmifl, ancak kendi olgular›n›n primer mi, sekonder mi oldu¤u belirtilmemifltir? 2. Transvers kolon volvulusu nedeni ile hastaya kolostomi aç›lm›flt›r. Oysaki sol kolon t›kan›kl›klar›nda bile rezeksiyon ve anastomoz yap›labilece¤i, bu tek aflamal› tedavinin ostomi içeren iki aflamal› tedavilerden morbidite ve mortalitesinin daha düflük oldu¤u bir çok çal›flma ile gösterilmifltir. Yine ostomi aç›lan hastalarda yaklafl›k %30 lara varan ostominin kal›c› hale gelmesi söz konusudur. Bundan dolay› hastaya rezeksiyon ve anastomoz yap›lmas› daha uygun olaca¤› kanaatindeyim. Ostomi genel durumu bozuk (ASA 3-4) hastalarda yap›lmas› uygundur. Barsak haz›rl›¤›n›n olmamas› anastomoz için risk (anastomoz kaça¤› riski) teflkil etmedi¤i art›k genel kabul görmektedir.2,3,4 3. Yine transvers kolektomi, proksimal uç kolostomi sonras› hastaya distal müköz fistül olarak b›rak›lm›flt›r. Distalde t›kay›c› bir lezyon olmayan bir olguda müköz fistül b›rak›lmas› gereksiz oldu¤u kanaatindeyim. Sayg›lar›mla. Baflvuru Tarihi: 23.10.2012, Kabul Tarihi: 23.01.2013 Dr. Ahmet Okufl Konya E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi- Genel Cerrahi Konya-Türkiye Tel: 0505.8042063 e-mail: [email protected] Kolon Rektum Hast Derg 2013;23:218-219 © TKRCD 2013 Vol. 23, No.4 ED‹TÖRE MEKTUP 219 Kaynaklar 1. Bulufl H, Koyuncu A, Ayd›n A, Akkoca M, Yavuz A, Çoflkun A. ‹ntestinal Obstrüksiyonun Nadir Bir nedeni: Transvers Kolon Volvulusu. Kolon Rektum Hastal›klar› Dergisi 2012;22:101-104. 2. Trompetas V. Emergency management of malignant acute left-sided colonic obstruction. Ann R Coll Surg Engl 2008;90:181-6. 3. Tan KK, Sim R. Surgery for obstructed colorectal malignancy in an Asian population: predictors of morbidity and comparison between left- and rightsided cancers. J Gastrointest Total-subtotal colectomy and primary anastomosis Surg 2010;14:295-302. 4. Gullino D, Giordano O, Ghione S, et al. The singlestage surgery of colorectal neoplastic occlusion. The experience of 33 cases. Minerva Chir 1999;54:3747. © TKRCD 2013 ÖZGÜN MAKALE & Hastal›klar› Dergisi Journal of Diseases of the Colon and Rectum Rektum Kanser Cerrahisi Sonras› Geliflen Anterior Rezeksiyon Sendromu Tedavisinde Biofeedback Tedavisinin Sonuçlar› Biofeedback Therapy For The Treatment of Anterior Resection Syndrome. Is It Justified? KÜRfiAT RAHM‹ SER‹N, TU⁄BA MATLIM ÖZEL, ENVER KUNDUZ, OKTAR ASO⁄LU Liv Hospital, ‹stanbul Genel Cerrahi Klini¤i, ‹stanbul - Türkiye ÖZET Amaç: Bu çal›flmada rektum kanser sebebi ile sfinkter koruyucu cerrahi uygulanan, anterior rezeksiyon sendromu (ARS) geliflmifl olgularda biofeedback tedavisinin etkinli¤ini araflt›rmas› amaçland›. Materyal-Metod: 2003-2013 y›llar› aras›nda rektum kanseri nedeniyle ameliyat edilmifl, anterior rezeksiyon sendromu görülen 10 olgu bu çal›flmaya dahil edildi. Bulgular: Olgular›n yerleflimine göre da¤›l›m›, 8 olgu distal, 1 olgu orta 1 olgu ise proksimal yerleflimliydi. Proksimal yerleflimli olgu hariç di¤er tüm olgular neoadjuvan tedavi ald› (4 olgu uzun dönem Kemoradyoterapi (KRT), 5 olgu k›sa dönem Radyoterapi (RT)). Tüm KRT olgular› adjuvan kemoterapi protokollerini tamamlad›. Tüm olgulara laparoskopik olarak sinir koruyucu Total Baflvuru Tarihi: 20.10.2013, Kabul Tarihi: 22.11.2013 Dr. Oktar Aso¤lu Liv Hospital, ‹stanbul Genel Cerrahi Klini¤i, ‹stanbul - Türkiye Tel: 0532.4116522 e-mail: oktaraso¤[email protected] ABSTRACT Background: Anterior resection syndrome commonly occurs after sphincter preserving rectal cancer surgery and treatment options are controversial. Aim: We aimed to evaluate the effectiveness of biofeedback therapy in anterior resection syndrome patients whom had undergone rectal cancer surgery. Materials-Method: Between 2003-2013, ten of 107 patients whom had undergone surgery for distally located rectal cancer included to the study. All patients were operated laparoscopically and developed anterior resection syndrome early after surgery. Results: Tumors were located at the distal part of the rectum in 8 cases, 1 case at the mid-rectum and 1 case at the proximal part. All cases except 1 case with proximal tumor underwent preoperative neoadjuvant treatment (4 long course chemoradiotherapy (CHRT) and 5 short course radiotherapy (RT)). All were continue adjuvant completion chemotherapy after the operation. Totally mesorectal excision was performed laparoscopically in all patients with preserving bilateral Kolon Rektum Hast Derg 2013;23:163-167 © TKRCD 2013 164 ASO⁄LU ve ark. Kolon Rektum Hast Derg, Aral›k 2013 Mezorektal Eksizyon (TME) uyguland›. Bilateral hipogastrik sinir ve nervi erigentuslar rutin olarak izole edildi ve korundu. Distal yerleflimli rektum kanserli 8 olguya intersfinkterik rezeksiyon, di¤er 2 olguya ise anterior rezeksiyon yap›ld›. Tüm olgularda distal cerrahi s›n›r negatif olarak saptan›rken, bir distal rektum kanserli olguda çevresel cerrahi s›n›r pozitifti. Tüm olgularda ilk basamak tedavi olarak difenoksilat kulland›. Medikal tedavinin baflar›s›z olmas› sebebiyle tüm olgulara difenoksilat ile birlikte biofeedback tedavisi yap›ld›. Tedavi sonras› yap›lan de¤erlendirmelerde anal sfinkter bas›nc›nda ortanca % 53 (30-100), Wexner skorunda % 43 (25-65), FIQL skorunda % 118 (80-150) düzelme görüldü. Sonuç: Distal rektal kanseri sebebi ile sfinkter koruyucu cerrahi geçirmifl olgularda görülen anterior rezeksiyon sendromu tedavisi için biofeedback tedavi yöntemi klinik kazan›mlar› olan ve etkin bir yöntemdir. hypogastric nerves and nervi erigentus. Eight distal tumors were removed with intersphincteric resection to preserve external sphincter and defecation functioning, remaining two were removed with anterior resection. All tumors were removed with negative surgical margins except one distal rectal carcinoma whom had tumor's radial margin detected positive. Diphenoxylate was used for the all cases in the first step of the treatment of anterior resection syndrome. Biofeedback was added to the Diphenoxylate treatment because of the ineffective medical treatment. Anal sphincter pressure (median: 53%, 30% - 100%), Wexner Score (median 53%, 25% - 65%) and FIQL (median 118%, 80% - 150%) got better after the biofeedback treatment. Conclusion: Biofeedback therapy have clinical benefits for fecal incontinence patients and it can be an effective treatment choice for anterior resection syndrome patients whom undergone distal rectal carcinoma resection. Anahtar Kelimeler: Rektum kanseri, Laparoskopik Sinir Koruyuculu Total Mezorektal Eksizyon, Anterior Rezeksiyon Sendromu, Biofeedback Keywords: Rectal Cancer, Laparoscopic Nerve Preserving Total Mesorectal Excision, Anterior Resection Syndrome, Biofeedback Girifl Anterior rezeksiyon sendromu (ARS), rektum kanseri cerrahisi sonras› artan d›flk›lama s›kl›¤›, d›flk› formunda de¤ifliklik, acil d›flk›lama ihtiyac› ile fekal inkontinensin görülmesiyle karakterizedir.1 Özellikle fekal inkontinens, hayat kalitesini anlaml› oranda düflürmektedir.2 Fekal inkontinens rektal rezervuar kapasitede azalma, sfinkter ve otonomik sinir hasar› ile iliflkilidir.3 Bu de¤ifliklikler rektum kanseri sebebi ile total mezorektal eksizyon ile anterior rezeksiyon yap›lan hastalar›n %10-20’nde görülebilmektedir. ARS tedavisinde dünya literatüründe medikal tedaviden d›flk›y› sapt›r›c› stoma aç›lmas›na kadar de¤iflen pekçok tedavi yöntemi tart›fl›lm›flt›r. Biofeedback uygulanan her olgudan yap›lacak tedavi yöntemi ve kazan›mlar›-komplikasyonlar› hakk›nda bilgi verilerek bilgilendirilmifl hasta onam› al›nd›. Biofeedback uygulamas› ve olgular›n de¤erlendirilmesi Bütün hastalar biofeedback yöntemi ile tedavi çal›flmas›na bafllamadan önce ve çal›flma tamamland›¤›nda fekal inkontinens hayat kalitesi indeksi (fecal incontinence quality of life (FIQL) index), Wexner skorlamas›, milivolt amplitüdü olarak EMG-s›kma bas›nc› (Femiscan Ltd) ile de¤erlendirildi. Olgular supin pozisyonda yatar durumda iken anal kanala prob yerlefltirildi. Olgular anal sfinkter fonksiyon ve kas›lmalar›n› bir monitörden takip Materyal - Metod 2003-2013 y›llar› aras›nda tek cerrah taraf›ndan (OA) rektum kanseri sebebi ile laparoskopik olarak sinir koruyucu Total Mezorektal Eksizyon (TME) uygulanan ard›fl›k 107 olgudan, ARS görülen 10’u çal›flmaya al›nd›. Biofeedback tedavisi baflland›¤›nda hiçbir olgunun stomas› yoktu. Hiçbir olgularda lokal yada sistemik hastal›k bulgusu mevcut de¤ildi. ARS tan›s› olgular›n cerrahisini gerçeklefltiren ve onkolojik takibini yapmakta olan cerrah taraf›ndan klinik de¤erlendirmele ile konuldu. © TKRCD 2013 ettiler. Biofeedback tedavi yöntemi günde 2 kez, her seansta 4 döngü ile (günde 8 döngü) (her döngü aras›nda 45 saniye dinlenme, her döngüde 5’er saniyelik 8 kas›lma ve 10’ar saniyelik 8 dinlenme) 6 hafta boyunca uyguland›. Ekzersiz periyodunun %80’inde beklenen aktivite düzeyine ulaflan hastalar baflar›l› kabul edildi. Ayr›ca bütün olgulara anal sfinkter kas›lmalar› üzerine odaklanan ekzersiz ö¤retildi ve evde uygulamalar› istendi. Olgular her hafta bitiminde de¤erlendirildi. Vol. 23, No.4 REKTUM KANSER CERRAH‹S‹ SONRASI GEL‹fiEN ANTER‹OR REZEKS‹YON SENDROMU TEDAV‹S‹NDE B‹OFEEDBACK TEDAV‹S‹N‹N SONUÇLARI ‹statistik Olgulara ait veriler Windows Office Excel 2010 program›nda prospektif olarak topland›. ‹statistik analiz çal›flmalar› için Stat for Windows 7.0 program› kullan›ld›. Ortanca de¤er ve s›n›rlar, devaml› de¤iflkenler de¤erlendirilerek belirlendi. Sonuçlar ARS geliflen 10 olguda erken ameliyat sonras› dönemde, 3.ayda koruyucu ileostomilerinin kapat›lmas› sonras›, ARS görüldü. Ek hastal›k olarak bir olgunun Tip 1 diyabeti, 2 olgunun ise hipertansiyonu mevcuttu. Motor ve nörolojik fonksiyonu etkileyecek baflka ek hastal›k tespit edilmedi. Olgular›n demografik verileri tablo 1’de belirtilmifltir. Tablo 1. Olgular›n demografik verileri. Yafl Cinsiyet 58 Erkek Kad›n Biofeedback uygulama zaman› Ilk semptom Fekal inkontinens S›k d›flk›lama Radioterapi Kemo-radyoterapi Sapt›r›c› stoma 49-62 8 2 165 anal kanaldan al›nd›.Tümörsüz ve beslenme sorunu olmayan cerrahi s›n›rdan kesilerek 3/0 emilebilir, poliglaktin tek tek dikifller ile kolo-anal anastomoz tamamland›. Anastomozu yüksek lümen içi bas›nçtan koruma amac›yla anastomoz proksimaline geçen, 20 F Petzer dren rutin olarak yerlefltirildi. Anterior rezeksiyon yap›lan olgularda ise anastomoz çift stapler ile yap›ld› ve piyes kar›n d›fl›na Phannenstiel kesiden al›nd›. Tüm olgularda distal cerrahi s›n›r negatif olarak saptan›rken, bir distal rektum kanserli olguda çevresel cerrahi s›n›r pozitifti. Orta ve distal yerleflimli olgulara koruyucu ileostomi yap›ld›. Stomalar ameliyatlar›n›n 3.ay›nda, ameliyat sonras› kemoterapi protokollerini tamamlamalar›n›n ard›ndan kapat›ld›. ARS geliflen tüm olgularda ilk basamak tedavi olarak 1 aydan k›sa olmamak üzere, öncelikle difenoksilat kulland›. Tek bafl›na bu tedaviden fayda görmemeleri üzerine bio feedback tedavisi eklendi. Tablo 2. Biofeedback anal sfinkter kas›lmas›n›n de¤erlendirilmesi. 1 ay (1-3) 10 8 9 4 9 %100 %80 %90 %40 %90 Olgular›n yerleflimine göre da¤›l›m›, 8 olgu distal, 1 olgu orta 1 olgu ise proksimal yerleflimliydi. Proksimal yerleflimli olgu hariç di¤er tüm olgular neoadjuvan tedavi ald› (4 olgu uzun dönem Kemo-radyoterapi (KRT), 5 olgu k›sa dönem Radyoterapi (RT)). Tüm KRT olgular› adjuvan kemoterapi protokollerini tamamlad›. Neoadjuvan tedavi alan 9 olgudan 8’ine d›flk›lama fonksiyonunu korumak amac›yla intersfinkterik rezeksiyon, di¤er 2 olguya ise anterior rezeksiyon yap›ld›. ‹ntersfinkterik rezeksiyona anorektal bölgenin diseksiyonu ile baflland›, rektum duvar› tam kat olarak pelvik taban kaslar›ndan internal sfinkter piyese dahil edilerek ayr›ld› (3 olguda parsiyel internal sfinkter rezeksiyonu yap›ld›). Tüm olgulara laparoskopik olarak sinir koruyucu Total Mezorektal Eksizyon (TME) uyguland›. Bilateral hipogastrik sinir ve nervi erigentuslar rutin olarak izole edildi ve korundu. Piyes kar›n d›fl›na Hasta 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 7 8.4 7.3 19.6 30.2 20.7 17 18.9 16.5 14.3 Anal sfinkter bas›nc› 9 9.5 10.5 11.4 12.8 13.8 9.5 10 12.5 20.7 21.4 21.5 34.3 35.8 41.1 23.5 23.7 24.9 20.5 22.2 24 22.5 23.3 23.8 17.5 18 20.4 15.2 19.3 21.8 14 15.9 13.6 22.7 42 27 28.3 25 21.6 24.2 % art›fl %100 %89 %86 %15 %40 %35 %66 %33 %30 %69 Tablo 3. Wexner skor de¤erleri. Hasta 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 Tedavi öncesi Wexner Skoru 11 (%45) 15 (%25) 13 (%35) 11 (%45) 10 (%50) 12 (%40) 13 (%35) 14 (%30) 16 (%20) 15 (%25) Tedavi sonras› Wexner Skoru 4 (%80) 2 (%90) 3 (%85) 6 (%70) 3 (%85) 6 (%70) 4 (%80) 4 (%80) 6 (%70) 4 (%80) % Art›fl %35 %65 %50 %25 %35 %30 %35 %50 %50 %55 © TKRCD 2013 166 ASO⁄LU ve ark. Fekal inkontinens tüm olgularda en önemli ve birincil semptomdu.Tüm olgularda biofeedback tedavisi sonras› anal sfinkter kas›lma bas›nc› (elektiriksel aktivite), Wexner skoru ve FIQL skorunda düzelme görüldü. Tedavi sonras›nda tüm hastalar›n sfinkter kas›lma güçlerinin elektriksel cevab›nda art›fl gözlendi (%15%100). ‹nkontinens skorlar›nda azalma izlendi (Ortanca wexner skoru art›fl oran› % 35 (%25 - % 65)). Tedavi öncesi bez ba¤layan yada s›kl›kla d›flk› kaç›rma tarifleyen olgular›n gaz ve s›v› d›flk› kaç›rma, nadirende kat› d›flk› kaç›rma tarifledi¤i görüldü. SF- 36 test sonuçlar›na göre tedavi sonras›nda olgular›n genel sa¤l›k alg›s› skorlar›nda düzelme saptand›. Biofeedback tedavi sonuçlar› ve skorlama sistemleri de¤erlendirmeleri tablo 2-3-4’de görülmektedir. Table 4. FIQL skor de¤erleri. Hasta 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 Tedavi öncesi FIQL Skoru 1.6 1.6 1.8 2 2 1.4 2 1.6 1.4 1.8 Tedavi sonras› FIQL Skoru 4 3.9 4 3.6 3.8 3.2 3.6 3.8 3 3.4 % Art›fl %150 %143 %122 %80 %90 %128 %80 %137 %115 %88 Tart›flma Fekal inkontinens, rektum kanseri cerrahisi sonras› olgular›n hayat kalitesini etkileyen konulardan birisidir. Kontinensin sa¤lanmas›, sindirim sisteminden su ve elektrolit emilimine, gaita yo¤unlu¤una, rektal rezervuar fonksiyonuna ve en nihayetinde sfinkter fonksiyonlar›na ba¤l›d›r. ARS, kolon boyunun k›salmas›, rektal rezervuar kayb›, cerrahi s›ras›nda olan sfinkter ve sinir hasar›, radyoterapiye ba¤l› olarak sinir ulak yolaklar›n›n zedelenmesi nedeniyle geliflebilmektedir. Konservatif tedavilerden (yaflam tarz› de¤iflikli¤i gibi) veya medikal tedavilerden cerrahi olarak d›flk›n›n sapt›r›lmas›na kadar pekçok tedavi flekli denenmifltir.1,6-8 Günümüzde, neoadjuvan tedavi protokolleri daha yayg›n © TKRCD 2013 Kolon Rektum Hast Derg, Aral›k 2013 kullan›lmaktad›r. Ayr›ca kolorektal cerrahlar otonomik sinir ve sfinkter fonksiyonlar›n› koruyan cerrahi tekniklere yönelmifllerdir.10,11,12 Bu iki bafll›¤›n önem kazanmas›, onkolojik olarak daha uzun sa¤kal›m ve daha kaliteli bir yaflam› da beraberinde getirmifltir. Radyoterapinin sa¤kal›ma yapt›¤› katk›n›n yan›nda otonomik sinirlere, pelvik kaslara ve anal sfinkterlere zarar verebilmektedir.1,13 Kim ve arkadafllar› neoadjuvan tedavi alm›fl, cerrahi sonras› ARS görülen olgular›n biofeedback tedavisine yan›tlar›n›n sebebi bilinmez bir flekilde neoadjuvan tedavi almam›fl olanlara oranla daha iyi oldu¤unu bildirmifltir.1 Sunulan çal›flmadaki orta ve distal yerleflimli rektum kanseri olgular›n tümü neoadjuvan tedavi gördü.Tüm olgularda klinik düzelme saptanm›flt›r. Biofeedback tedavisi genellikle pelvik taban hastal›¤› olanlarda çal›fl›lm›flt›r. Bio feedback’in ba¤›rsak hareketlerini kontrol eden serebral kortex aktivitesine geliflme sa¤lad›¤›, kab›zl›k veya inkontinens tedavisinde etkin bir yöntem oldu¤u bildirilmifltir.4,6-9 Bu çal›flmalar sonras›nda çal›flmalar inkontinens hastalar›na daha da yo¤unlaflm›flt›r. Fekal kaç›rmadan koruyan mekanizmalar, kiflisel kontrol yetene¤inde düzelme (sfinkter ve pelvik taban kaslar›n›n her ikisinde), anal kanal›n hissedilebilirli¤i ve anal sfinkter kas›lma bas›nc›nda art›flt›r. Sunulan çal›flmada 10 olgunun da ana flikayeti sosyal hayattan al›koyan fekal inkontinensti. ‹lk basamak tedavi olarak elektrolit ve su emilimini art›rmak, kolonik geçifl zaman›n› uzatmak amac›yla medikal tedaviyi uyguland›. Fakat hiçbir olguda medikal tedavi ile düzelme sa¤lanamad›. ‹kinci basamak tedavi olarak noninvaziv, ö¤renilebilir-gelifltirilebilir kazan›mlar sa¤layan biofeedback tedavisi ile medikal tedavi kombine edilerek uyguland›. Biofeedback tedavisi ile semptomlarda gerileme, anal sfinkter kas›lma bas›nc›nda düzelme görüldü. Sonuç Anal sfinkter kas›lma bas›nc›, ba¤›rsak hareketleri ile pelvik taban kaslar› komplians› medikal tedavi ve biofeedback kombinasyon tedavisi ile mümkündür. Bu sonuçlar ile bio feedback tedavisi özellikle rektum kanser cerahisi sonras› görülen anterior rezeksiyon hasta gruplar›nda etkin bir yöntemdir. Cerrahiye karar vermeden önce medikal tedavi ile birlikte noninvaziv bir uygulama olan biofeedback tedavisi ilk seçeneklerden biri olmal›d›r. Vol. 23, No.4 REKTUM KANSER CERRAH‹S‹ SONRASI GEL‹fiEN ANTER‹OR REZEKS‹YON SENDROMU TEDAV‹S‹NDE B‹OFEEDBACK TEDAV‹S‹N‹N SONUÇLARI Kaynaklar 1. Kim KH, Yu CS, Yoon YS, et al. Effectiveness of biofeedback therapy in the treatment of anterior resection syndrome after rectal cancer surgery. Dis Colon Rectum 2011;54:1107-13. 2. Gruman MM, Noack EM, Hoffmann IA, et al. Comparision of quality of life in patients undergoing abdominoperineal extirpation or anterior resection for rectal cancer. Ann Surg 2001;233:149-56. 3. Lee WY, Takahashi T, Pappas T, et al. Surgical autonomic denervation results in altered colonic motility: an explanation for low anterior resection syndrome? Surgery 2008;143:778-83. 4. Jorge JM, Habr-Gama A, Wexner SD. et al. Biofeedback therapy in the colon and rectal practice. Appl Psychophysiol Biofeedback 2003;28:47-61. 5. Loening-Baucke V. Efficacy of biofeedback training in improving faecal incontinence and anorectal physiologic function. Gut 1990;31:1395-1402. 6. Sunic-Omejc M, Mihanovic M, Bilic A, et al. Efficiency of biofeedback therapy for chronic constipation in children. Coll Antropol 2002;26:93-101. 7. Heymen S, Scarlett Y, Jones K, et al. Randomized, controlled trial shows biofeedback to be superior to alternative treatments for patients with pelvic floor dyssynergia-type constipation. Dis Colon Rectum 167 2007;50:428-41. 8. Emmanuel AV, Kamm MA. Responce to a behavioural treatment, biofeedback, in constipated patients is associated with improved gut transit and autonomic innervation. Gut 2001;49:214-9. 9. Wiesel PH, Norton C, Roy AJ, et al. Gut focused behavioural treatment (biofeedback) for constipation and fecal incontinence in multiple sclerosis. J Neurol Neurosurg Psychiatry 2000;69:240-3. 10. Asoglu O, Balik E, Kunduz E, et al. Laparoscopic surgery for rectal cancer: outcomes in 513 patients. World J Surg 2013;37:883-92. 11. Asoglu O, Matl›m T, Karanl›k H, et al. Impact of laparoscopic surgery on bladder and sexual function after total mesorectal excision for rectal cancer. Surg Endosc 2009;23:296-303. 12. Luca F, Valvo M, Ghezzi TL, et al. Impact of robotic surgery on sexual and urinary functions after fully robotic nerve-sparing total mesorectal excision for rectal cancer. Ann Surg 2013;257:672-8. 13. Lorenzi B, Brading AF, Martellucci J, et al. Short term effects of neoadjuvant chemoradiotherapy on internal anal sphincter function: a human in vitro study. Dis Colon Rectum 2012;55:465-72. © TKRCD 2013 & ÖZGÜN MAKALE Hastal›klar› Dergisi Journal of Diseases of the Colon and Rectum Abdominal Duvar Desmoid Tümörleri: Tek Merkez Deneyimi Desmoid Tumors of the Abdominal Wall: A Single Center Experience EBUBEK‹R GÜNDEfi, MURAT ÇAKIR, TEVF‹K KÜÇÜKKARTALLAR, AHMET TEK‹N, CELALETT‹N VATANSEV, MUZAFFER HALDUN ÇOLAK Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram T›p Fakültesi, Genel Cerrahi Ana Bilim Dal›, Konya - Türkiye ÖZET Amaç: Desmoid tümör oldukça nadir rastlanan musküloaponörotik dokulardan geliflen bir tümördür. Benign olmalar›na karfl›n lokal agresif özellikleri de bulunmaktad›r. Bu nedenle lokal nüks oranlar› oldukça yüksektir. Klini¤imizde desmoid tümör tan›s› ile ameliyat edilen 20 hastan›n sonuçlar›n› sunmak istedik. Yöntemler: Bu çal›flmada klini¤imizde 2005 -2011 y›llar› aras›nda desmoid tümör nedeni ile ameliyat› yap›lan 20 hastan›n verileri retrospektif olarak incelendi. Bulgular: Hastalar›n yafl ortalamas› 46 (36-62) olup on alt›s› kad›n, dördü erkek idi. En s›k baflvuru flikayeti 15 hasta ile kar›n duvar›nda ele gelen kitle idi. Operasyon öncesinde histopatolojik tan› için en s›k tru-cut biyopsi kullan›ld›. Operasyon olarak hastalar›n tamam›na genifl kitle eksizyonu uyguland›. Erken dönemde iki hastada Baflvuru Tarihi: 10.06.2012, Kabul Tarihi: 18.10.2012 Dr. Ebubekir Gündefl Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram T›p Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dal›, Konya-Türkiye Tel: 0505.8606740 e-mail: [email protected] Kolon Rektum Hast Derg 2013;23:168-172 © TKRCD 2013 ABSTRACT Objevtive: Desmoid tumors are very rare tumors that arise from the musculoaponeurotic tissues. Although they are benign, they also have local aggressive characteristics. Therefore, their local recurrence rates are rather high. We hereby present the results of 20 patients operated at our clinic with desmoid tumor diagnoses. Methods: The data of 20 patients operated at our clinic because of desmoids tumors between 2005 and 2011 were retrospectively evaluated within the scope of the study. Results: The mean age of the patients was 46 (36-62) and while sixteen of them were female, four were male. The most frequent presenting complaint was a palpable mass on the abdominal wall with 15 patients. Tru-cut Vol. 23, No.4 169 ABDOM‹NAL DUVAR DESMO‹D TÜMÖRLER‹: TEK MERKEZ DENEY‹M‹ yara yeri enfeksiyonu geliflti. Bir hasta da mortalite izlendi. Uzun dönem takiplerde dört hastada lokal nüks ve iki hastada da insizyonel herni saptand›. Sonuç: S›kl›kla yavafl büyüdüklerinden dolay› ço¤u hastada uzun süre asemptomatik seyreder. Kar›n duvar›nda palbabl kitle ve a¤r› yak›nmas› ile gelen hastalarda ön tan›da ak›lda bulundurulmal›d›r. Tümörün cerrahi s›n›rlar korunacak flekilde genifl lokal eksizyonu ile kür sa¤lanabilir. Ancak yüksek rekürrens riskinden dolay› ameliyat sonras› uzun dönem takip mutlaka yap›lmal›d›r. Anahtar Kelimeler: Abdominal duvar, Cerrahi tedavi, Desmoid tümör, Fibromatosis, biopsy was the most frequently used method in the preop histopathological diagnosis. All the patients received wide mass excision in terms of surgical intervention. Two patients developed scar site infection during the early phase. One patient had mortality. Four patients had local recurrence and two had incisional hernia during the long-term follow-ups. Conclusion: They progress asymptomatically for a long time in most patients since they frequently grow slowly. They should be kept in mind in the pre-diagnosis for patients presenting with complaints of a palpable mass on the abdominal wall and pain. Cure can be achieved by the wide local excision of the tumor protecting surgical boundaries. However, post-op long-term follow-ups should definitely be maintained because of the high risk of recurrence. Key words: Abdominal wall, Surgical treatment, Desmoid tumor, Fibromatosis, Girifl Agresif fibromatosis olarak da bilinen desmoid tümörler, musküloaponörotik dokulardan geliflen benign karakterde fibröz tümörlerdir. Fibrosarkomlardan farkl› olarak metastaz yapmazlar.1,2,3,4 Desmoid tümörler en yayg›n olarak kar›n duvar› kaslar›ndan kaynaklan›r. Daha nadir olarak kol, bacak tendon ve ligamanlar› ile bafl ve boyun bölgesindeki kas yap›lar›ndan kaynaklanabilir. Agresif tümörler olup önemli klinik problemlere yol açabilirler.5,6 Retroperitoneal tümörler s›kl›kla Familyal adenomatöz polipozis (FAP) ve Gardner sendromu için yap›lan abdominal cerrahiler sonras› görülür.7 Etyoloji tam olarak bilinmese de, ailevi sendromlarla, abdominal cerrahi ve travmalarla birlikteli¤i birçok yay›nda gösterilmifltir.8,9 Desmoid tümör çevresi sa¤lam, pürüzsüz ve haraketlidir. Genellikle çevre dokulara yap›fl›k olup üzerindeki cildi etkilememifltir.10 Desmoid tümör tan›s› konmufl hastalarda FAP ve Gardner sendromu sorgulanmal›d›r. ‹ntraabdominal yerleflimli tümörler visseral organlara bas› bulgusu oluflturana kadar asemptomatik kalabilirler. ‹ntestinal, vasküler, üreter ve sinir bas›s› ilk belirti olabilir. Bu çal›flmada klini¤imizde opere edilen yirmi hastadaki yedi y›ll›k deneyimimizi sunmay› amaçlad›k. Materyal Metod Bu çal›flmada klini¤imizde 2005 -2011 y›llar› aras›nda desmoid tümör nedeni ile ameliyat› yap›lan yirmi hastan›n verileri geriye dönük olarak incelendi. Bu çal›flmada olgular yafl, baflvuru flikayeti, tümör lokalizasyonu, uygulanan cerrahi, patolojik özellikler, tümör boyutu, operasyon sonras› nüks aç›s›ndan incelendi. Tüm hastalarda tan› aflamas›nda klinik öykü, fizik muayene, radyolojik ve biyopsi yöntemlerden yararlan›ld›. Operasyon öncesinde tüm hastalardan bat›n ultrasonografisi ve kontrastl› bilgisayarl› tomografi (BT) istenmifltir. (Resim 1, 2) Histopatolojik tan›da tru-cut biyopsi ve eksizyonel biyopsi kullan›ld›. Resim 1. Desmoid tümörün BT görünümü. © TKRCD 2013 170 GÜNDEfi ve ark. Kolon Rektum Hast Derg, Aral›k 2013 tekrar nüks saptanmad›. ‹nsziyonel herni saptanan olgulara ise sublay mesh hernioplasti ifllemi uyguland›. Resim 2. Desmoid tümörün BT görünümü. Bulgular Hastalar›n on dördü kad›n, alt›s› erkek olup yafl ortalamalar› 46 (18-85) idi. Olgular›n baflvuru flikâyetleri; on beflinde kar›n duvar›nda ele gelen kitle, beflinde ise kar›n a¤r›s› mevcuttu. On hastada geçirilmifl bat›n cerrahisi vard›. Bu hastalar›n beflinde Pfannenstiel kesi, üçünde göbek üstü alt› median kesi, ikisinde ise apendektomi kesileri mevcuttu. Ek hastal›k olarak üç hastan›n Familial adenomatöz polipozis koli, bir hastada mide kanseri, bir hastada da pankreas kanseri mevcuttu. Operasyon öncesi histopatolojik tan› on iki hastada trucut biyopsi ile di¤er iki hastada ise eksizyonel biyopsi ile kondu. Tümör on yedi hastada göbek alt›nda iken üç hastada göbek üzerinde idi. Tedavide histopatolojik ve radyolojik inceleme sonras› makroskopik cerrahi s›n›rlar negatif kalacak flekilde genifl tümör eksizyonu yap›ld›. Ortalama tümör boyutu 12 (4-30) cm idi. Hastanede yat›fl süresi ortalama 10 (2-23) gün olup iki hastada cerrahi alan enfeksiyonu geliflti. Bu hastalar antibiyotik ve günlük pansumanlar ile tedavi edildi. Tümör bas›s›na ba¤l› oluflan ileus nedeniyle bir hasta acil servisten yat›r›ld›. Acil flartlarda opere edildi. Hasta postoperatif beflinci gün pnömoni ve sepsis nedeniyle kaybedildi. Ortalama takip süremiz 45 (19-81) ay idi. Bu süre içerisinde dört hastada lokal nüks ve iki hastada da insizyonel herni saptand›. Nüks görülen olgulara tekrar genifl tümör eksizyonu yap›ld› ve takiplerinde © TKRCD 2013 Tart›flma Desmoid tümörler tüm tümörlerin %0.03 oluflturmaktad›r.10 Vücutta herhangi bir iskelet kas›nda ortaya ç›kabilir, ancak en s›k postpartum kad›nlarda rektus abdoministen kaynakland›¤› görülmektedir. Desmoid tümörler myofibroblastlardan kaynaklan›rlar, gerçek kapsülleri yoktur ve komflu kas demetleri içine genellikle infiltre ederler.11 Histopatolojik olarak benign karakterde olsalar da biyolojik davran›fllar› agresiftir. Çünkü büyük boyutlara ulafl›p visseral organlara bas› yaparak ölümlere neden olabilirler.12 Benign tümörler olarak tan›mlanmalar›na ra¤men lokal invazyon ve rekürrens e¤ilimleri yüksektir. Metastaz yapt›klar›na dair bir bilgi yoktur. Cerrahi travman›n desmoid tümörlerin %68-86 aras›nda oldu¤unu gösteren çal›flmalar vard›r.13,14 Bizim çal›flmam›zda cerrahi travma on (%50) hastada mevcuttu. Bir hastam›zda tümör boyutu 20 cm ulaflmaktayd›. Bat›n içi organlara bas› sonucu bir olguda ileus izlendi. Hiçbir olgumuzda metastaz saptamad›k. Ancak dört olgumuzda nüks tespit ettik. Desmoid tümör oluflumunda endokrin nedenler öne sürülmüfltür. Östrojenin fibroblastlar›n proliferatif aktivitesini art›rd›¤› gösterilmifltir Bu nedenlerden dolay› kad›nlarda daha s›k görüldü¤ü düflünülmektedir. Özellikle do¤urganl›k ça¤›ndaki kad›nlarda daha s›k görülmesine ra¤men her yaflta görülebilir.10 Olgular›m›z›n büyük ço¤unlu¤u kad›n ve on biri do¤urganl›k ça¤dayd›. Etyolojileri tam olarak bilinmemektedir. Ancak multifaktöriyel patogenez söz konusudur. Tümör geliflen bölgeye yönelik daha önceden oluflan travma veya cerrahi giriflim ile tümör oluflumu aras›nda iliflki gözlenmifltir. Hamilelik, d›flar›dan östrojen al›m›, FAP ve Gardner sendromu ile tümör oluflumu aras›nda da yak›n iliflki saptanm›flt›r.15 FAP içerisinde desmoid tümör yayg›nl›¤› ise %10-25 aras›nda de¤iflmektedir.16 Üç olgumuzda FAP, bir hastada mide kanseri, bir hastada da pankreas kanseri mevcuttu. Desmoid tümörler intraabdominal, abdominal ve ekstraabdominal olmak üzere üç ayr› s›n›fa ayr›l›r. Abdominal tip en s›k görülen grup olup de¤iflik yay›nlarda %37-50’lere varan oranlar bildirilir.5 Bizim olgular›m›z›n tamam› abdominaldi. Müracaat esnas›nda büyük olma e¤ilimindedir. Nüksler Vol. 23, No.4 ABDOM‹NAL DUVAR DESMO‹D TÜMÖRLER‹: TEK MERKEZ DENEY‹M‹ s›kl›kla operasyon sonras› ilk befl y›l içerisinde geliflir. Bu nedenle uzun dönem takip gerekir. Nadir de olsa baz› serilerde desmoid tümöre ba¤l› ölüm görülmüfltür. Yap›lan bir çal›flmada desmoid tümörler seyirlerine göre dört gruba ayr›lm›flt›r. Bu gruplar ise, hastalar›n %10’u spontan iyileflir, %30’u progresyon gösterir, %50’si tedavi sonras› stabil kal›r ve %10’u da h›zla ilerler.17 Çal›flmam›zda ç›kar›lan tümörlerin ortalama boyutu 12 cm idi. Tümör boyutu 30 cm olan hasta operasyon sonras› pnömoni ve sepsis nedeniyle kaybedildi. Hastal›¤›n tan› ve takibinde, tümörün boyutu, çevre yüzeyel ve derin yap›lar ile olan iliflkisi ve cerrahi sonras› rekürrensi tespit etmede USG, BT ve magnetik rezonans görüntüleme yöntemleri kullan›labilir.18 Ayr›ca i¤ne veya cerrahi biyopsi eflli¤inde ameliyat öncesi tan› konulabilir.18,19 Tan›da en s›k tru-cut biyopsiyi tercih ettik. Hastalar›n hepsine ultrasonagrafi yap›ld›. Desmoid tümörlerde uzun y›llardan beridir savunulan tedavi genifl lokal eksizyondur. 20,21 Radyoterapi, kemoterapi, antiinflamatuvar ve hormonal tedavide kullan›lmaktad›r. Radyoterapi tek bafl›na, büyük kitle varl›¤›nda veya cerrahi s›n›r mikroskopik olarak Kaynaklar 1. Posner MC, Shiu MH, Newsome JL, et al. The desmoid tumor: Not a benign disease. Arch Surg 1989;124:191-6. 2. Fletcher AF, Naeem R, Xiao S, et al. Chromosome aberrations in desmoids tumors. Cancer Genet Cytogenet 1995;79:139-43. 3. Alman BA, Pajerski ME, Diaz-Cano S, et al. Aggressive fibromatosis (desmoid tumor) is a monoclonal disorder. Diagn Mol Pathol 1997;6:98-101. 4. Li M, Cordon-Cardo C, Gerald WL, et al. Desmoid fibromatosis is a clonal process. Hum Pathol 1996;27:939- 43. 5. Reitamo JJ, Scheinin TM, Hairy P. et al. The desmoid syndrome: New aspects in the cause, pathogenesis and treatment of desmoid tumors. Am J Surg 1986;151:230-7. 6. Mendez-Fernandez MA, Gard DA. The desmoid tumor: Benign neoplasm, not a benign disease. Plast Reconstr Surg1991;87:956- 60. 171 korunamam›fl olan olgularda % 75-80’lere varan oranda lokal kontrol sa¤layabilir. 20 Gerçek kapsüllerinin olmamas›, kas ve fasya boyunca nonpalpabl uzant›lar›n›n olmas› nedeniyle operasyon esnas›nda negatif cerrahi s›n›r› olumsuz yönde etkilemektedir.22 Operasyon sonras› patolojik olarak negatif cerrahi s›n›r hastal›¤›n eredike edilmesini garanti etmez. Baz› çal›flmalarda negatif cerrahi s›n›ra ra¤men nüksün %22-27 aras›nda de¤iflti¤ini göstermifltir. 9,22 Cerrahi sonras› rekürrens oran›n› etkileyen faktörler; cerrahi sonras› geçen süre, rezeksiyon s›n›r›, hastan›n yafl›, aile öyküsü ve operasyon alan›d›r. Olgular›m›z› uzun dönem takip ettik ve dört olguda nüks gördük. Sonuç olarak s›kl›kla yavafl büyüdüklerinden dolay› ço¤u hastada uzun süre asemptomatik seyreder. Kar›n duvar›nda palbabl kitle ve a¤r› yak›nmas› ile gelen hastalarda ön tan›da ak›lda bulundurulmal›d›r. Tümörün cerrahi s›n›rlar korunacak flekilde genifl lokal eksizyonu ile kür sa¤lanabilir. Ancak yüksek rekürrens riskinden dolay› ameliyat sonras› uzun dönem takip mutlaka yap›lmal›d›r. 7. Raynham WH, Louw JH. Desmoid tumours in familial polyposis of the colon. S Afr J Surg 1971;9:133- 40. 8. Gaches C, Burke J. Desmoid tumour (fibroma of the abdominal wall) occurring in siblings. Br J Surg 1971;58:495- 8. 9. Lopez R, Kemalyan N, Moseley HS, et al. Problems in diagnosis and management of desmoid tumours: Am J Surg 1990;159:450- 3. 10. Shields CJ, Winter DC, Kirwan WO, et al. Desmoid tumor. Eur J Surg Oncol 2001;27:701-6. 11. Middleton SB, Pack K, Phillips RK. et al. Telomere length in familial adenomatous polyposis-associated desmoids. Dis Colon Rectum 2000;43:1535-9. 12. Lefevre JH, Parc Y, Kernıis S, et al. Risk factors for development of desmoid tumours in familial adenomatous polyposis. Br J Surg 2008;95:1136- 9. 13. Clark SK, Phillips RK. Desmoids in familial adenomatous polyposis. Br J Surg 1996;83:1494-504. © TKRCD 2013 172 GÜNDEfi ve ark. 14. Bertario L, Russo A, Sala P, et al. Genotype and phenotype factors as determinants of desmoid tumours in patients with familial adenomatous polyposis. Int J Cancer 2001;95:102-7. 15. Sutton RJ, Thomas JM. Desmoid tumours of the anterior abdominal wall. Eur J Surg Oncol. 1999;25:398-400. 16. Oohata Y, Mibu R, Uehara S, et al. Regression of an aggressive abdominal desmoid tumor in a patient with familial adenomatous polyposis by hyperthermoradiotherapy. Am J Gastroenterol. 1997;92:156-8. 17. Quintini C, Ward G, Shatnawei A, et al. Mortality of intra-abdominal desmoid tumors in patients with familial adenomatous polyposis: a single center review of 154 patients. Ann Surg. 2012;255:511-6. 18. Gökhan D, Ahmet Y, Fikret A, et al. Abdominal © TKRCD 2013 Kolon Rektum Hast Derg, Aral›k 2013 desmoid tümör:olgu sunumu. Marmara Medical Journal 2010;23;297-301. 19. Bertani E, Chiappa A, Testori A, et al. Desmoid tumors of the anterior abdominal wall: Results from a monocentric surgical experience and review of the literature. Am Surg Oncol 2009;16:1642-9. 20. Stoeckle E, Coindre JM, Longy M, et al. A critical analysis of treatment strategies in desmoid tumours: a review of a series of 106 cases. Eur J Surg Oncol. 2009;35:129-34. 21. Melike D, Evrim E, Kutlugül Y, et al. Dev abdominal duvar desmoid tümörü. Türkiye Klinikleri Jinekol Obst 2003;13:387-9. 22. Spear MA, Jennings LC, Mankin HJ, et al. Individualizing management of aggressive fibromatoses. Int J Radiat Oncol Biol Phys. 1998;40:637-45. & ÖZGÜN MAKALE Hastal›klar› Dergisi Journal of Diseases of the Colon and Rectum Anal Stenoz Nedeniyle Cerrahi Tedavi Uygulanan Hastalar›n Sonuçlar›n›n De¤erlendirilmesi Evaluation of The Results of The Patients who Underwent Surgery for Anal Stenosis ‹BRAH‹M AL‹OSMANO⁄LU, MESUT GÜL, FIRAT TEKEfi, BURAK VEL‹ ÜLGER, ABDULLAH O⁄UZ, MUSLUH HAKSEVEN, B‹LSEL BAÇ Dicle Üniversitesi, T›p Fakültesi, Genel Cerrahi Anabilim Dal›, Diyarbak›r - Türkiye ÖZET Amaç: Anal stenoz; a¤r›l›, hastada a¤›r rahats›zl›¤a ve ifl göremezli¤e yol açan, önlenebilir olmas› nedeniyle özel öneme sahip bir sorundur. Anodermde skar oluflumuna neden olan tüm patolojilerin sonucu anal stenoz geliflebilir. Bu çal›flmadaki amac›m›z anal stenoz nedeni ile ameliyat etti¤imiz hastalar›n sonuçlar›n› sunmakt›r. Yöntemler: Klini¤imizde 2000-2012 y›llar› aras›nda anal stenoz nedeniyle ameliyat edilen 17 hastan›n karakteristik özellikleri ve tedavi sonuçlar› retrospektif olarak kaydedildi. Bulgular: Anal stenozun etyolojisi, 15 (%88.2) olguda hemoroidektomi sonras›, 1 (%5.9) olguda fissürektomi sonras›, 1 (%5.9) olguda ise kondiloma akuminata sonras› geliflmiflti. Olgular›n 8’ine (%47.1) striktüroplasti uygulan›rken, 9’una (%52.9) V-Y flep prosedürü ABSTRACT Objevtive: Anal stenosis is a condition causing severe discomfort, pain and disability in the patient, which has emphasized significance due to its preventability. All pathologies causing scar formation in the anoderm can result in anal stenosis. Our aim in this study is to present the results of the patients that we operated due to anal stenosis. Methods: The charactheristics and treatment results of the 17 patients operated for anal stenosis in our clinic between the years 2000 and 2012 were recorded retrospectively. Results: The etiology of anal stenosis was that it arised after hemoroidectomy in 15 (%88.2) cases, fissurectomy in one case (%5.9) and condiloma acuminado in one case (%5.9). Conclusion: Protection is the easiest and most Baflvuru Tarihi: 04.12.2012, Kabul Tarihi: 26.12.2012 Dr. ‹brahim Aliosmano¤lu Seyrantepe Mevkii 21280 Diyarbak›r-Türkiye Tel: 0505.5409307 e-mail: [email protected] Kolon Rektum Hast Derg 2013;23:173-177 © TKRCD 2013 174 AL‹OSMANO⁄LU ve ark. uyguland›. Erken ve geç dönem takiplerinde toplam 2 (%11.8) hastada komplikasyon (inkontinans, nüks) görüldü. ‹nkontinans ve nüks geliflen iki olguda striktüroplasti uygulanan gruptaki hastalard› (p=0.20). Ortalama takip süreleri 59.6±41.1 ay olarak hesapland›. Sonuç: Anal stenoz ile mücadele ederken en kolay ve etkin yöntem korunmakt›r. Bu nedenle perianal bölge cerrahisinde özellikle hemoroidektomi uygularken kurallara tamamen uymak gerekmektedir. Anal stenozun cerrahi tedavisinin tercihinde hastan›n klinik durumu, stenozun fliddeti ve cerrah›n tecrübesinin yan› s›ra flep prosedürlerinin uygulanmas›n›n daha iyi sonuçlar verdi¤ini gördük. Kolon Rektum Hast Derg, Aral›k 2013 efficient way of fighting anal stenosis. So all surgery of the perianal region, especially hemoroidectomy must be done in accordance with the rules. We observed that the clinical condition of the patient, the severity of stenosis and the experience of the surgeon along with the application of flap procedures give better results. Key words: Anal stenosis, Surgical treatment, Results Anahtar Kelimeler: Anal stenoz, Cerrahi tedavi, Sonuçlar Girifl Anal stenoz (AS), a¤r›l›, hastada a¤›r rahats›zl›¤a ve ifl göremezli¤e yol açan, önlenebilir olmas› nedeniyle özel öneme sahip bir sorundur.1 AS, nadir görülen bir patoloji olup, epitelyum hatt›n›n farkl› derecelerde fibröz ba¤ dokusuna dönüflerek anal kanal›n anormal daralmas›yla karakterize bir durumdur. Anodermde skar oluflumuna neden olan tüm patolojilerin sonucunda anal stenoz geliflebilir.2,3 AS’un en önemli nedenleri; anal kanal cerrahisi, travma, inflamatuar barsak hastal›¤›, radyoterapi, cinsel iliflki ile bulaflan hastal›klar, tüberküloz ve kronik laksatif kullan›m›d›r. Anal kanal darl›¤›n›n %90’a yak›n›n›n hemoroidektomi sonras› geliflti¤i gösterilmifltir.4 AS’lu hastalar›n klinik semptomlar›, tipik olarak sürekli d›flk›lama iste¤i, zorlu d›flk›lama, tam d›flk›layamama, kab›zl›k veya barsak hareketleriyle kanama olmas›ndan flikayet ederler.5,6 T›bbi ve cerrahi tedavi darl›k derecesine göre planlanmal›d›r. Hafif darl›k konservatif olarak d›flk› yumuflat›c›lar ve lif takviyeleri ile tedavi edilebilir. Gerekti¤inde günlük olarak parmakla ya da mekanik anal dilatasyon uygulanabilir.7 Cerrahi tedavi, konservatif tedaviden yarar görmeyen veya görmeyece¤i tahmin edilen orta veya ileri dereceli AS’larda tercih edilen yöntemdir. Anal stenozun etkili cerrahi tedavisi güçtür. Stenozun fliddetine ve yerleflimine göre bugüne kadar pek çok ameliyat tekni¤i uygulanm›flt›r (Tablo 1).1,8 Bu çal›flmada anal cerrahi sonras› meydana gelen AS olgular›n›n cerrahi tedavi sonuçlar›n› sunduk. © TKRCD 2013 Tablo 1. Anal stenozda cerrahi tedavi seçenekleri. 1. Anal dilatasyon Dilatatör veya buji ile anal dilatasyon Striktüroplasti Lateral internal sfinkterotomi 2. Mukozal ilerletme flebi 3. Cilt ‹lerletme Flepleri Kayd›rma Flepleri Y-V ilerletme flebi C flebi Musiari flebi Pediküllü adac›k flepleri V-Y ilerletme flebi Diamond flekilli (rectangular) flep House flebi U flebi Sarner flebi Kompleks teknikler Rotasyonel S-flebi Z -plasti ‹nternal pudental flep anoplasti Sünnet derisi grefti 4. Di¤erleri Yeniden pelvik cerrahi ve koloanal anastomoz Stoma Gereç ve Yöntem Çal›flmaya fiubat 2000 - Ekim 2012 tarihleri aras›nda Dicle Üniversitesi T›p Fakültesi Hastanesi’nde AS tan›s› konulup cerrahi uygulanan hastalar dahil edildi. Buji Vol. 23, No.4 ANAL STENOZ NEDEN‹YLE CERRAH‹ TEDAV‹ UYGULANAN HASTALARIN SONUÇLARININ DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹ 175 Tablo 2. Olgular›n detayl› verileri. Hasta No Yafl Cinsiyet Etyoloji Cerrahi Prosedür 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 38 42 47 65 39 47 32 31 46 60 43 48 26 42 29 31 58 Kad›n Erkek Kad›n Erkek Erkek Erkek Kad›n Kad›n Erkek Erkek Erkek Kad›n Erkek Kad›n Erkek Kad›n Erkek Fissürektomi M-M. H. M-M. H. ?Hemoroidektomi M-M. H. ?Hemoroidektomi M-M. H. M-M. H. M-M. H. M-M. H. ?Hemoroidektomi M-M. H. ?Hemoroidektomi M-M. H. Kondiloma S.H. M-M. H. V-Y flep Striktüroplasti Striktüroplasti Striktüroplasti V-Y flep V-Y flep V-Y flep Striktüroplasti V-Y flep Striktüroplasti V-Y flep V-Y flep Striktüroplasti Striktüroplasti Striktüroplasti V-Y flep V-Y flep Komplikasyon ‹nkontinans* - Takip Süresi (ay) 152 115 114 95 73 68 61 60 57 49 44 44 Nüks* 42 19 9 7 4 Nüks *Baflka bir merkezde tedavilerine devam karar› ald›lar. M-M. H.; Milligan-Morgan hemoroidektomi, S.H; stapler hemoroidektomi, ?; hemoroidektomi ifllemi d›fl merkezde yap›ld›¤› için yöntemine ulafl›lamad›. dilatatörlerle tedavi edilen AS’lu hastalar çal›flma d›fl› tutuldu. Hastalar›n, klinik semptomlar›, yafl›, cinsiyeti, AS’un etyolojisi, uygulanan cerrahi yöntem, komplikasyonlar›, nüks durumlar› retrospektif olarak dosyalar› taranarak kaydedildi. Hastalar›n tümüne cerrahi öncesi mekanik barsak temizli¤i ve antibiyotik proflaksisi yap›ld›. Hastalar uygulanan cerrahi yönteme göre iki gruba ayr›ld›. Grup 1; striktüroplasti uygulananlar, grup 2; V-Y flep yap›lan hastalar. Ameliyat sonras› erken dönemde d›flk› yumuflat›c›lar ve laksatifler kullan›ld›. Hastalar›n son durumlar› hakk›ndaki bilgiler telefon ile aranarak ö¤renildi (Tablo 2). Cerrahi Teknik Klini¤imizde AS’lar›n cerrahi tedavisinde AS’un fliddetine göre iki yöntem uyguland›. Birincisi striktüroplasti, ikincisi ise V-Y flep uygulamas› idi. Anal dilatatörler gerekmeden uygulanan bir tür anal dilatasyon yöntemi olarak görülen striktüroplasti hafif veya orta seyirli AS’lar›n tedavisinde iyi sonuçlar verdi¤i rapor edildi¤i için denenebilir bir yöntemdir.1 Bu yöntem de skar dokusu üzerinden linea dentata’ya dik bir kesi ile sa¤lam dokulara kadar diseksiyon ilerletilir. Sonras›nda transvers planda tüm skar dokular› ç›kar›l›r. Buji dilatasyonuna cevap al›namayan orta ve ileri seyirli AS’lar›n tedavisinde klini¤imizde V-Y flep tekni¤i uyguland›. Bu yöntemde skar dokusu eksize edildikten sonra oluflan defekti kapatmak için anoderme do¤ru uzanan ve defekte göre genifl tabanl› V tarz›nda bir insizyon yap›l›r. Cilt alt›na do¤ru inilerek damar pleksusu korunarak izole bir doku adac›¤› defekte do¤ru kayd›r›l›r ve 4/0 polyglactin dikifllerle tespit edilir. Donör k›sm› ise Y baca¤›n› oluflturacak flekilde primer olarak kapat›l›r. ‹statistiksel Analiz ‹statistiksel analiz SPSS for Windows 11,5 (SPSS Inc., Chicago, IL, USA) program› kullan›larak yap›ld›. Verilerin de¤erlendirmesinde tan›mlay›c› istatistikler kullan›ld›. Gruplar aras› nitel verilerin karfl›laflt›r›lmas›nda Ki-kare testi kullan›l›rken, nicel verilerin karfl›laflt›r›lmas›nda Mann Whitney U testi kullan›ld› ve veriler ortalama ± standart sapma olarak verildi. P<0.05 istatistiksel olarak anlaml› kabul edildi. Bulgular Çal›flmaya dahil edilen hastalar›n 10’u (%58.8) erkek, 7’si (%41.2) kad›n, yafl ortalamalar› 44.2±15.6 idi. Anal © TKRCD 2013 176 AL‹OSMANO⁄LU ve ark. stenozun etyolojisi, on befl (%88.2) olguda hemoroidektomi sonras›, bir (%5.9) olguda fissürektomi sonras›, bir (%5.9) olguda ise kondilom sonras› geliflmiflti. Olgular›n tamam›nda kab›zl›k (nadiren ishal), a¤r› ve kanama bulgular› mevcuttu. Anorektal cerrahi sonras› stenoz geliflen olgular›n cerrahi tedavisi en erken üç ay sonra yap›ld›. Olgular›n 8’ine (%47.1) striktüroplasti uygulan›rken, 9’una (%52.9) V-Y flep prosedürü uyguland›. Erken ve geç dönem takiplerinde toplam 2 (%11.8) hastada komplikasyon yafland›. Bu olgulardan birinde anal inkontinans görülürken, di¤er olguda nüks geliflti. ‹nkontinans ve nüks geliflen iki olguda striktüroplasti uygulanan gruptaki hastalard› (p=0.20). Komplikasyon geliflen iki olgu da tedavilerinin devam› için baflka bir merkeze gittiler. Olgular›n ortalama takip süreleri 59.6±41.1 ay olarak hesapland› (Tablo 2). Tart›flma AS nadir olmas›na ra¤men, anorektal cerrahinin en s›k›nt›l› komplikasyonlar›ndan biridir. Literatürde AS’a neden olan birçok etyolojik faktör bildirilmesine ra¤men en s›k hemoroidektomi sonras› görüldü¤ü bildirilmifltir.7 Hemoroidektomi sonras› vakalar›n yaklafl›k %1.5-2 aras›nda AS görülebildi¤i rapor edilmifltir.9 Bizim çal›flmam›zda da hemoroidektomi etyolojinin %88.2’sini oluflturmaktayd›. Bundan dolay› hemoroidektomide temel ilke, eksternal hemoroidlerin üzerindeki deri fazlal›klar› anal stenoza yol açmayacak kadar anoderm korunarak eksize edilmeli, eksize edilen hemoroid pakelerinin aras›nda sa¤lam anoderm köprücüklerinin b›rak›lmas›na itina gösterilmeli ve akut hemoroidal hastal›k ataklar› s›ras›nda ameliyat yap›lmamal›d›r. AS stenozun fliddetine göre hafif, orta ve fliddetli olarak s›n›fland›r›l›r. Hafif: dar anal kanal iyice kayganlaflt›r›lm›fl iflaret parma¤› veya orta boy bir Hill-Ferguson ekartörü ile muayene edilebilir. Orta: iflaret parma¤› veya Hill-Ferguson ekartörü ile daralm›fl anal kanal› muayene etmek için çok güçlü bir dilatasyon gereklidir. fiiddetli: ne küçük parmak ne de küçük boy Hill-Ferguson ekartörü çok güçlü bir dilatasyon yap›lmadan dar anal kanala sokulabilir.2,5 Bizim olgular›m›z orta ve fliddetli stenozun meydana geldi¤i hastalard›. AS seviyesine göre alt, orta ve üst seviyeli olabilir. Alt seviye: distal anal kanalda dentat çizgiden 0.5 cm afla¤›da, orta seviye: Dentat çizginin 0.5 cm alt›n›n 0.5 cm üstü, üst seviye: dentat çizginin 0.5 cm üstü. Bizim hastalar›m›zda alt seviyeli © TKRCD 2013 Kolon Rektum Hast Derg, Aral›k 2013 AS grubundayd›. Hastalarda görülen bafll›ca belirtiler; a¤r› (%37-71), kab›zl›k (%22-37), kanama (%21-47), ak›nt› (%10-23), diyare (%14)’dir.10 Bizim olgular›m›zda kab›zl›k veya nadiren ishal, a¤r› ve kanama mevcuttu. AS en önemli tedavisi korunmaya yönelik önlemlerin al›nmas›d›r. Anorektal cerrahide kurallara uyulmal›, dokulara nazik davran›lmal›, minimal doku eksizyonu yap›lmal›, uygun emilebilir sütür malzemesi kullan›lmal›d›r.11 AS'nin konservatif tedavisi hafif stenozlarda denenebilir. Öncelikle diyet düzenlemeleri yap›l›r ve d›flk› yumuflat›c› ilaçlar verilir. Parmakla anal dilatasyon yap›labilir. Bu yeterli olmazsa lokal veya genel anestezi alt›nda Hegar bujileri ile dilatasyon denenebilir. 2,10,11 Orta ve fliddetli derecedeki AS olgular›nda cerrahi tedavi gereklidir. Literatürde birçok cerrahi tedavi tekni¤i tan›mlanm›fl ve baflar›yla uygulanm›flt›r. 12 ‹deal bir cerrahi tekni¤in düflük morbiditeye yol açmas›, hasta taraf›ndan kolayca tolere edilmesi, uygulanmas›n›n kolay olmas› ve uzun süreli sonuçlar›n›n iyi olmas› amaçlan›r. Fakat bu beklentilerin hepsini kapsayan bir yöntem yoktur.1 Bu nedenle hangi cerrahi tekni¤in seçilece¤ine hasta baz›nda karar verilmelidir. Cerrahi aflamada AS’un nedeni, derecesi ve lokalizasyonu iyi de¤erlendirilmelidir. Tüm bunlar›n yan›nda hastaya hangi tekni¤in uygulanaca¤› konusunda cerrah›n al›flk›n oldu¤u yöntem de önemlidir. Literatürde mukozal ilerletme flepleri ve cilt flepleri ile ilgili baflar›l› sonuçlar bildirilmifltir.13-17 Bizim çal›flmam›zda da olgular›n %52.9’una V-Y flep ilerletilmesi prosedürü uyguland›. Olgular›m›z›n erken ve geç dönem takiplerinde herhangi bir komplikasyon veya nüks saptamad›k. Stapler hemoroidopeksi sonras› oluflan AS’li hastalardan oluflan bir seride striktüroplasti tekni¤i etkin olarak kullan›lm›flt›r, ancak olgular›n birinde geliflen komplikasyon sonras›nda stoma uygulanmas› gerekmifltir.18 Bizim çal›flmam›zda olgular›n %47.1’ine striktüroplasti uygulad›k. Bir olguda erken dönem takiplerinde anal inkontinans geliflirken, baflka bir olguda takibinin 6. ay›ndan sonra nüks geliflti. Uygulad›¤›m›z cerrahi yöntemleri karfl›laflt›rd›¤›m›zda istatistiksel olarak bir fark olmamas›na ra¤men V-Y flep uygulad›¤›m›z olgularda sonuçlar›n nispeten daha iyi oldu¤unu saptad›k. Sonuç AS’lar seyrek görülen durumlard›r ve genellikle a¤r›, rektal kanama ve konstipasyonla kendilerini gösterirler. Vol. 23, No.4 ANAL STENOZ NEDEN‹YLE CERRAH‹ TEDAV‹ UYGULANAN HASTALARIN SONUÇLARININ DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹ 177 Hemoroidektomi baflta olmak üzere perianal bölgede yap›lan ameliyatlar veya perianal bölge hastal›klar› AS’un en s›k nedenleridir. AS ile mücadele ederken en kolay ve etkin yöntem korunmakt›r. Bu nedenle perianal bölge cerrahisinde özellikle hemoroidektomi uygularken kurallara tamamen uymak gerekmektedir. AS’un cerrahi tedavisinin tercihinde hastan›n klinik durumu, stenozun fliddeti ve cerrah›n tecrübesinin yan› s›ra flep prosedürlerinin uygulanmas›n›n daha iyi sonuçlar verdi¤ini gördük. Kaynaklar 1. Altuntafl YE, Öncel M. Anal Stenoz. In:Mentefl B, Bulut T, Alabaz Ö, Levento¤lu S (editörler). Anorektal bölgenin selim hastal›klar›.1.Bask› Ankara 2011:145-64. 2. Ery›lmaz R, Okan ‹, Bafl G, et al. Hemoroidektomiye ba¤l› anal stenoz tedavisinde V-Y anoplasti. Kolon Rektum Hast Derg 2009;19:32-5. 3. González AR, de Oliveira O Jr, Verzaro R, et al. Anoplasty for stenosis and other anorectal defects. Am Surg 1995;61:526-9. 4. Brisinda G. How to treat haemorrhoids. Prevention is best; haemorrhoidectomy needs skilled operators. BMJ. 2000;321:582-3. 5. Liberman H, Thorson AG. How I do it. Anal stenosis. Am J Surg 2000;179:325-9. 6. Maria G, Brisinda G, Civello IM. et al. Anoplasty for the treatment of anal stenosis. Am J Surg 1998;175:158 - 60. 7. Brisinda G, Vanella S, Cadeddu F, et al. Surgical treatment of anal stenosis. World J Gastroenterol. 2009;15:1921-28. 8. Szeto P, Ambe R, Tehrani A, et al. Full-thickness skin graft anoplasty: novel procedure. Dis Colon Rectum. 2012;55:109-12. 9. Welton ML, Way LW, Doherty GM. et al. Anorectum. In: Way LW, Doherty GM (Eds). Current Surgical Diagnosis treatment. 11 th Ed.pp. McGrawHill Companies. 2003;756-70. 10. Lagares-Garcia JA, Nogueras JJ. Anal stenosis and mucosal ectropion. Surg Clin North Am 2002;82:1225-31. 11. Khubchandani IT. Anal stenosis. Surg Clin N Am 1994;74:1353-60. 12. Habr-Gama A, Sobrado CW, de Araújo SE, et al. Surgical treatment of anal stenosis: assessment of 77 anoplasties. Clinics 2005;60:17-20. 13. Casadesus D, Villasana LE, Diaz H, et al. Treatment of anal stenosis. Aust NZ J Surg 2007;77557-9. 14. Sayfan J. Ergotamine-induced anorectal strictures: report of 5 cases. Dis Colon Rectum 2002;45:271-2. 15. Eu KWV, Teoh TA, Seow-Choen F, et al. Anal stricture following hemorrhoidectomy: early diagnosis and treatment. Aust NZ J Surg 1995;65:101-103. 16. Carditello A, Milone A, Stilo F, et al. Surgical treatment of anal stenosis following hemorrhoid surgery. Results of 150 combined mucosal andvancement and internal sphincterotomy. Chir Ital 2002;54:841-4. 17. Fillingeri V, Gravante G, Cassisa D. et al. Radiofrequency Y-V anoplasty in the treatment of anal stenosis. Eur Rev Med Pharmacol Sci. 2006;10:263-7. 18. Ng KH, Ho KS, Ooi BS, et al. Experience of 3711 stapled haemorrhoidectomy operations. Br J Surg 2006;93:226-30. © TKRCD 2013 ORIGINAL ARTSCLE & Hastal›klar› Dergisi Journal of Diseases of the Colon and Rectum The Association of Lymph Node Number with Prognosis/Prognostic Factors in Colorectal Cancer Kolorektal Kanserde Prognoz / Prognostik Faktörler ile Lenf Nodu Say›s› ‹liflkisi ERKAN ÖZKAN1, MEHMET KAM‹L YILDIZ1, HACI MEHMET ODABAfiI1, CENG‹Z ER‹fi1, HACI HASAN ABUO⁄LU1, EMRE GÜNAY1, FÜGEN VARDAR AKER2, ÜM‹T TOPALO⁄LU1 1Haydarpafla Numune E¤itim Ve Araflt›rma Hastanesi, Genel Cerrahi Klini¤i, ‹stanbul - Türkiye 2Haydarpafla Numune E¤itim Ve Araflt›rma Hastanesi, Patoloji Klini¤i, ‹stanbul - Türkiye ÖZET Amaç: Kolorektal kanser erkeklerde akci¤er ve prostat, kad›nlarda meme kanserini takiben kansere ba¤l› mortalitenin öncü nedenidir. Bu çal›flman›n amac› kolorektal kanser cerrahisinde prognoz ve prognostik faktörler ile lenf nodu say›s› aras›ndaki iliflkiyi de¤erlendirmekti Yöntemler: Kolorektal kanser cerrahisi geçiren yüz yetmifl iki hasta yafl, cinsiyet, tümör çap›/yeri, tümörün invazyon derinli¤i, tümör evresi ve sa¤kal›m aç›s›ndan retrospektif olarak de¤erlendirilmifltir. Bulgular: Ç›kar›lan lenf nodu ortalama (SS) say›s› 15.87 (7.62) (medyan, 14) idi. ≥65 yafl hastalar›n di¤er yafl gruplar›ndan anlaml› derecede daha düflük ortalama lenf nodu ve metastatik lenf nodu say›s› vard› (p<0.05). Lenf nodu metastaz› üzerine cinsiyet iliflkili anlaml› etki Baflvuru Tarihi: 24.12.2012, Kabul Tarihi: 30.07.2013 Dr. Erkan Özkan Bosna Bulvar› Tafll›bay›r Sok. No: 28 B Blok Kat: 3 D: 7 Üsküdar/ ‹stanbul-Türkiye Tel: 0505.6478604 e-mail: [email protected] Kolon Rektum Hast Derg 2013;23:178-185 © TKRCD 2013 ABSTRACT Objevtive: Colorectal cancer is the leading cause of cancer-related mortality following lung and prostate cancer in men and breast cancer in women. The aim of the present study was to evaluate the relationship of lymph node number with prognosis and prognostic factors during colorectal cancer surgery. Methods: One hundred seventy-two patients undergoing surgery for colorectal cancer were retrospectively evaluated in terms of age, gender, tumor diameter/location, tumor invasion depth, tumor stage, and survival. Results: Mean (SD) number of excised lymph nodes was 15.87 (7.62) (median, 14). Patients ≥65 years of age had significantly lower mean number of lymph nodes and metastatic lymph nodes than other age groups Vol. 23, No.4 THE ASSOCIATION OF LYMPH NODE NUMBER WITH PROGNOSIS/PROGNOSTIC FACTORS IN COLORECTAL CANCER tespit edilmemifltir (p>0.05). Sa¤ kolondan ç›kar›lan ortalama lenf nodu say›s› sol kolondan ç›kar›lanlardan fazlayd› (p<0.05). Ancak metastatik lenf nodu say›s› aç›s›ndan tümör yerleflim yerleri aras›nda anlaml› fark yoktu (p>0.05). Lenf nodu metastaz› bulunan hastalar›n olmayanlardan daha büyük bir tümör çap› vard› (p<0.01). Lenf nodlar›n›n ço¤u N0 olarak evrelendi (%44.2). Di¤er gruplarla karfl›laflt›r›ld›¤›nda N2 grubunda mortalite daha yüksekti (p<0.05). Eksize edilen lenf nodu say›s› evre III-IV'te evre I-II'dekilerden daha fazlayd› (p<0.01). Sonuç: ‹leri yafl, tümör çap›/yeri, tümörün invazyon derinli¤i ve tümör evresi kolorektal kanserde lenf nodu tutulumuna ve ç›kar›lan lenf nodu say›s›na etki etmektedir. Anahtar Kelimeler: Kolorektal neoplazmlar, Lenf nodlar›, Lenfatik metastaz 179 (p<0.05). No significant gender-related effect on lymph node metastasis was noted (p>0.05). The mean number of lymph nodes excised from the right colon was higher than the left colon (p<0.05). However, there was no significant difference between tumor locations in terms of the number of metastatic lymph nodes (p>0.05). Patients with lymph node metastasis had a greater tumor diameter than those without (p<0.01). Most of the lymph nodes were staged as N0 (44.2%). Mortality was higher in the N2 group compared to other groups (p<0.05). The number of excised lymph nodes was higher in stages III-IV than stages I-II (p<0.01). Conclusion: Advanced age, tumor diameter/location, tumor invasion depth, and tumor stage affect lymph node involvement and excised lymph node number in colorectal cancer Key words: Colorectal neoplasms, Iymph nodes, lymphatic metastasis Introduction Colorectal cancer is the leading cause of cancer-related mortality following lung and prostate cancer in men and breast cancer in women.1 Since mortality is mainly associated with metastatic spread in patients with colorectal cancer, removal of the lymphoareolar tissue in which lymphatic drainage is present should also be performed according to vascular anatomy in addition to primary tumor resection. Lymph node metastasis is the most important prognostic factor for staging, morbidity and mortality in colorectal cancer.2,3 More extensive nodal resection reduces the cancer recurrence and allows for more accurate tumor staging.4 It is widely accepted that a minimum of 12 lymph nodes should be resected for accurate staging.5,6 Excision of a few lymph nodes suggests poor quality surgery or insufficient pathologic examination. The presence of positive lymph nodes requires administration of adjuvant chemotherapy in patients with colon cancer, and both adjuvant chemotherapy and radiotherapy in patients with rectal cancer.7,8 While the 5-year mean survival rate is >80% in patients without lymph node involvement, this rate is decreased to 40% in those with positive lymph node involvement.9 Therefore, adequate lymph node dissection is of great importance. The aim of the present study was to evaluate the effect of the number of excised lymph nodes and positive lymph nodes during the colorectal cancer surgery on the prognosis and to investigate their relationship with other prognostic factors. Material and Methods One hundred seventy-two patients who underwent surgery for colorectal cancer in our hospital between December 2003 and November 2011 were included in the study. All patients were retrospectively reviewed in terms of age, gender, family medical history, baseline carcinoembryonic antigen, American Society of Anaesthesiologists (ASA) level, type of surgery (emergency or elective), tumor location, type of procedure, anastomosis technique, status of the excised lymph nodes (positive or negative), stage of the tumor, tumor diameter, survival, histopathology of the tumor, post-operative treatment, and follow-up. Patients receiving preoperative radiochemotherapy excluded from the study since it was thought to affect prognosis in colorectal cancers. In the present study, the surgical technique was almost based on oncologic © TKRCD 2013 180 ÖZKAN ve ark. principles, such as total resection of the tumoral mass with clean proximal and distal surgical margins, high vascular ligation, and complete resection of the mesocolon. The target for adequate lymph node assessment was to excise at least 12 lymph nodes. Mechanical bowel cleaning was performed in all patients, except in cases of emergency surgery. A single dose of ceftriaxone sodium (1 g) and two doses of metronidazole (500 mg) were administered to all patients pre-operatively for prophylaxis. Reasons for emergency surgery included mechanical intestinal obstruction, rectal bleeding, and perforation. A circular stapler was used during the anastomosis procedure to maintain radical surgical margins, while sparing the sphincter mechanisms and reduce the time of surgery. The American Joint Committee on Cancer 2002 tumor, node, metastasis (TNM) staging system was used for tumor staging. Pathologic evaluation was performed by at least two pathologists. Number Cruncher Statistical System 2007 & Primary Avionics Software System 2008 (Kaysville, UT, USA) was used for statistical analyses of the data. Following descriptive statistics (expressed as the mean and standard deviation), between-group comparisons of quantitative variables that were not normally distributed were performed by a Kruskal-Wallis test. A two-group comparison of variables that were normally distributed was performed by a Student’s t-test, and a two-group comparison of variables that were not normally distributed was performed by a Mann-Whitney U test. A ?2 test was used for the comparison of qualitative variables. The statistical significance level was considered as p<0.05. Results Of 172 patients, 82 (47.7%) were female and 90 (52.3%) were male. The mean (SD) age was 62.43 (13.32) years (range, 28-87 years) and 93.03% of the patients were >40 years of age. In the present study, 4 patients (2.32%) had a family history of colon cancer. The pre-operative carcinoembryonic antigen level was high in 66 patients (38.37%; mean, 23.6 ng/mL). The tumor was located in the left colon and rectum in 128 patients (74.41%). A circular stapler was used in 46 patients (26.74%) for anastomosis. Synchronous liver metastases were noted in 18 patients © TKRCD 2013 Kolon Rektum Hast Derg, Aral›k 2013 (10.46%) in whom simultaneous metastasectomies were performed in addition to colon resections. Synchronous lung metastasis was also noted in two of these patients and a right upper lobectomy was performed by a thoracic surgeon. Fourteen of our patients with synchronous liver metastases are still alive (mean survival, 23.8 months), while four died at a mean of 13.5 months post-operatively. One of these patients received chemotherapy. On histopathologic examination, stage III (45.34%) was the most common stage and moderately differentiated adenocarcinoma (63.95%) was the most frequent diagnosis. The mean (SD) tumor diameter was 5.68 (2.76 cm) (range, 2-15 cm). The mean (SD) duration of followup was 19.22 (15.68) months. Metachronous liver metastases were noted in 12 patients (6.97%) at a mean time of 9.3 months (range, 6-16 months), and recurrence at the anastomosis line occurred in two patients (1.16%) at a mean time of 21 months. The survival rate was 86.4% in stages I-II and 52.08% in stages III-IV. The general follow-up results revealed that 56 patients (32.6%) died at a mean of 12.7 months; 116 patients (67.4%) are still alive. Following the postoperative histopathologic evaluation, six cycles of chemotherapy, including 5-fluorouracil and folinic acid treatment, were administered at four weeks intervals to ninety-six patients who were diagnosed with stages IIIIV. Radiotherapy was added to chemotherapy program in thirty-eight patients with stages III-IV tumors located in the rectum. Radiotherapy was initiated at a dose of 1.8 Gy/day on the 1st day of the 1st or 2nd chemotherapy cycle in these patients and a total dose of fifty Gy was administered. The mean number of excised lymph nodes was 15.7 (range, 6-51). The rate of removal of at least 12 lymph nodes was 70%. In the present study, the mean (SD) number of excised lymph nodes was 15.87 (7.62) (median, 14) and the rate of retrieving ≥12 lymph nodes was 70%; this rate was 61.1% in stage I-II patients The maximum number of lymph node metastases was obtained in one piece was forty-five and the mean number of lymph node metastases was 4.4. According to lymph node staging, most of the patients were in the N0 group (44.2%) While there was no significant gender-related difference in terms of lymph node metastasis (p>0.05), the mean tumor diameter was greater in patients with lymph node metastasis compared to those without lymph node metastasis (p<0.01; Table 1). THE ASSOCIATION OF LYMPH NODE NUMBER WITH PROGNOSIS/PROGNOSTIC FACTORS IN COLORECTAL CANCER Vol. 23, No.4 Table 1. Relationship between lymph node metastasis, tumor diameter, and gender Table 3. Comparison of number of excised lymph nodes and metastatic lymph nodes according to tumor locations. Lymph node metastasis Present (n=96) aTumor diameter p Absent (n=76) Mean (SD) Median Mean (SD) Median 0.003* 6.60 (3.34) 5.5 4.62 (1.25) 4.5 bGender, n(percent) Female 48 (50) Male 48 (50) 34(44.7) 42(55.3) 0.370 SD: standard deviation aMann-Whitney U test; bX2 test; *p<0.01 Values are presented as mean (standard deviation) or number (percent) The mean (SD) tumor diameter was 6.60 (3.34) cm (median, 5.5 cm) in patients with lymph node metastasis, and 4.62 (1.25) cm (median, 4.5 cm) in those without lymph node metastasis. The difference between the tumor diameter in terms of presence of lymph node metastasis was statistically significant (p<0.01). The mean number of excised lymph nodes and metastatic lymph nodes in patients ≥65 years of age was lower compared to other age groups (p<0.05; Table 2). The mean number of excised lymph nodes in tumors located in the right colon was higher compared to the left colon (p<0.05); however, no significant differences were noted in tumor locations in terms of the mean number of metastatic lymph nodes (p>0.05; Table 3). No statistically significant difference was found between T stages in terms of the number of excised lymph nodes (p>0.05); however, the mean number of metastatic lymph Table 2. Comparison of number of excised lymph nodes and metastatic lymph nodes according to age groups. Age (years) 20-40 40-64 ≥65 Excised 21.33 15.80 12.20 21.00 14.50 12.00 0.027* lymph (11.97) (8.02) (3.23) nodes lymph nodes (6.21) 1.50 4.77 1.50 (8.19) 1.00 0.50 0.048* (1.14) SD: standard deviation Kruskal-Wallis test; *p<0.05 Values are presented as mean (standard deviation) Tumor locations Rectum Rectosigmoid Sigmoid Transverse Cecum Ascending colon Descending colon Hepatic flexure Splenic flexure p Excised lymph nodes Metastatic lymph nodes Mean (SD) Median Mean (SD) Median 16.64 (9.40) 15.46 (9.11) 15.63 (3.32) 20.00 (7.21) 21.60 (1.17) 13 12 15 18 21 6.09 (8.89) 0.92 (1.32) 3.45 (5.95) 1.67 (2.88) 2.90 (3.92) 4.0 0 1.0 0 0 21.33 (0.57) 21 0.33 (0.57) 0 16.00 (6.92) 14 2.80 (3.56) 2.0 16.00 (8.87) 14 1.67 (1.50) 2.0 18.00 (5.47) 20 7.00 (9.34) 2.5 0.049* 0.317 SD: standard deviation Kruskal-Wallis test; *p<0.05 Values are presented as mean (standard deviation) nodes was higher in patients with stage T4 compared to other stages (p<0.05; Table 4). While the mean (SD) number of excised lymph nodes was 13.92 (5.21) in patients with stage I-II, it was 20.26 (9.98) in patients with stage III-IV. The mean number of excised lymph nodes was higher in patients with stages III-IV compared to patients with stages I-II (p<0.01). An analysis of lymph node metastasis revealed that mortality was significantly higher in patients with N2 metastasis compared to other groups (p<0.05; Table 5). Table 4. Comparison of number of excised lymph nodes and metastatic lymph nodes according to T staging. p Mean Median Mean Median Mean Median (SD) (SD) (SD) Metastatic 3.83 181 Stage nodes Excised lymph nodes Metastatic lymph nodes Mean (SD) Median T1 T2 T3 T4 p 11.67 (2.08) 12.84 (5.80) 15.09 (5.55) 19.08 (10.01) 0.081 11 11 14 15 Mean (SD) Median 0 1.76 (3.72) 2.38 (4.08) 7.04 (9.77) 0 0 1.0 4.5 0.001* Kruskal-Wallis test; *p<0.01 Values are presented as mean (standard deviation) © TKRCD 2013 182 ÖZKAN ve ark. Table 5. Mortality assessment according to lymph node groups. Lymph node groups N0, n N1, n N2, n (percent) (percent) (percent) Mortality p Absent 66 (86.8) 24 (85.7) 26 (38.2) 0.001* Present 10 (13.2) 4 (14.3) 42 (61.8) X2test; *p<0.01 Values are presented as number (percent) Discussion Colorectal cancer leads to significant morbidity and mortality worldwide. It is the second leading cause of cancer-related deaths in the United States.10-12 According to Turkish Ministry of Health data in 2004,13 colorectal cancer ranks 7th among the ten most common cancers, with an incidence of 7.24/100,000. Moreover, approximately five thousand new cases are observed and three thousand two hundred deaths occur due to colorectal cancer annually. The goal of colorectal cancer surgery is tumor resection with clear proximal and distal surgical margins and en bloc removal of the lymphoareolar tissue in which lymphatic drainage is present according to vascular anatomy. Accurate lymph node staging is of great importance for the decision of adjuvant chemotherapy, which has a positive impact on patient survival. Positive lymph nodes denote the requirement for adjuvant chemotherapy in patients with colon cancer and adjuvant radiochemotherapy in patients with rectal cancer. Inadequate lymph node evaluation is associated with negative outcomes in terms of tumor recurrence and patient survival in colorectal cancer. The basis of this association is unknown; however, it is most likely due to incorrect staging and thus not administering adjuvant therapy. Moreover, some authors have emphasized the requirement of adjuvant therapy in patients with negative lymph nodes due to low lymph node retrieval since these patients are at high risk for recurrence.14,15 The International Union Against Cancer, the American Joint Committee on Cancer, and the National Cancer Institute have recommended that at least twelve lymph nodes should be removed for sufficient sampling.16-18 Along with the advances in standard pathologic evaluation methods, there have been developments in adequate © TKRCD 2013 Kolon Rektum Hast Derg, Aral›k 2013 lymph node retrieval in recent years. In a populationbased French study, it was reported that adequate lymph node evaluation could be performed in only 19% of lymph node-negative patients with colorectal cancer during the year 1990.19 In another population-based study in Canada, it was noted that assessment of a minimum number of twelve lymph nodes could be performed in only 27% of 1789 patients diagnosed with stage II disease between 1997 and 2000.20 Despite the advances in lymph node retrieval, adequate lymph node evaluation could be performed in less than 50% of the patients in 2001. Surgical Oncology Program, Cancer Care Ontario has been developed as a multi-disciplinary surgery/pathology education program. Following this program, the target number of at least twelve lymph nodes was achieved in 60% of the patients in 2004, 69% in 2005, and 77% in 200611 Steven et al.21 reported that in four hundred thirty-four patients diagnosed with colorectal cancer, the mean number of excised lymph nodes was 15.7 and the rate of retrieving at least twelve lymph nodes was 67.1%. In the present study, we also had similar results as Steven et al. An increase in the prevalence of lymph node metastasis is expected as the tumor size increases in colorectal cancers due to increased tumor load. In the present study, we found that number of lymph node metastasis increased with tumor size. There is no significant gender-related difference in the prevalence of colorectal cancer. Colorectal cancer occurs in both genders at similar rates.22 Mostafa et al.23 reported the male-to-female ratio in a series of one thousand three hundred fifty-five patients with colorectal cancer to be 1.06, and Fazeli et al.24 reported this ratio in another series of four hundred nineteen patients to be 1.1. In the present study, this ratio was also found to be 1.09. Nearly 60% of colorectal cancers are located in the left colon and rectum.25 Gomez et al.26 and Erkek et al.27 reported this finding in 69% and 67% of their patients, respectively. In the present study, the tumors were located in the left colon and rectum in 74.4% of our patients. It has been demonstrated that tumor localization is significantly associated with the number of excised lymph nodes. Nancy et al.28 reported in their large population-based study that the mean number of excised lymph nodes in patients with right colon cancer was approximately two times greater than those in patients Vol. 23, No.4 THE ASSOCIATION OF LYMPH NODE NUMBER WITH PROGNOSIS/PROGNOSTIC FACTORS IN COLORECTAL CANCER 183 with left colon and rectum cancer. Prandi et al.15 also reported similar findings. Excision of more lymph nodes in right colon cancers compared to left colon and rectum cancers has been attributed to the fact that ileocaecal region has greater number of lymph nodes compared to the left colon and that the excised surgical piece is longer in right colon cancers.21 We also observed that the mean number of excised lymph nodes was higher in tumors located in the right colon. However, tumor location was not found to be associated with lymph node metastasis. It is more likely to identify positive lymph nodes when higher number of lymph nodes is retrieved. Therefore, it is not surprising that more lymph nodes were evaluated in patients with stage III disease compared to those with stage I and II disease.29 In the present study, we had the same results. The relationship between depth of wall penetration and the number of excised lymph nodes has not been established. Penetration of all layers of the intestinal wall might be attributable to the inflammation of the regional lymph nodes in patients with T3 or T4 tumors. Thus, the identification of lymph nodes that are not involved might have been easier. The presence of an aggressive-looking tumor requires a more extensive surgical or pathologic evaluation.30 In the present study, the number of excised lymph nodes increased with the advance in tumor stage; however, this was not statistically significant (p>0.05). Nevertheless, the number of positive lymph nodes was significantly higher in T4 stage disease than other stages (p<0.01). Colorectal cancers often occur in the 6th decade of life, while 2%-8% of the patients are <40 years of age.31 Patients <40 years of age constituted 6.97% of our study population. A significant association between age and number of excised lymph nodes has been reported in several studies. Steven et al.21 and Nancy et al.28 noted that the number of excised lymph nodes and positive lymph nodes was lower in elderly patients compared to younger age groups. This has been attributed to the diminished immunologic and inflammatory response against cancer in elderly patients. We also found that the mean number of excised and metastatic lymph nodes in patients ≥65 years of age was significantly lower compared to other age groups. While the five-year mean survival rate is >80% in patients without lymph node metastasis, this rate is 40% in those with lymph node metastasis.9 The mean (SD) duration of follow-up was 19.22 (15.68) months (median, 15 months) in our study. Within this period, the survival rate was 86.84% in the N0 group and 47.91% in the lymph node metastasis group. The survival rate was decreased as the number of lymph node metastases increased. The survival rate was significantly lower in the N2 group compared to other groups. In the present study, in patients with colorectal cancer, advanced age, tumor diameter and location, depth of tumor invasion, and stage of the tumor, but not gender, were found to affect lymph node involvement and the number of excised lymph nodes, thereby influence the prognosis of colorectal cancer. It has been noted in previous studies on lymph node retrieval that the number of lymph nodes is crucial for accurate staging, diagnosis, and treatment planning and these are strongly associated with survival. Adherence to oncologic principles, such as high vascular ligation, complete resection of the mesocolon, and sufficient surgical margin resection is essential. The assessment of the resected samples by pathologists in addition to surgeons is important for adequate lymph node evaluation. Kaynaklar 1. Jemal A, Siegal E, Ward E, et al. Cancer statistics, 2006. CA Cancer J Clin 2006; 56: 106-130 [PMID: 16514137 DOI:10.3322/canjclin.56.2.106]. 2. Chang GJ, Rodriguez–Bigaz MA, Skibber JM, et al. Lymph node evaluation and survival after curative resection of colon cancer: systematic rewiew. J Natl Cancer Inst 2007; 99: 433-41 [PMID: 17374833 DOI: 10.1093/jnci/djk092]. 3. Ovrebo K, Rokke O. Extended lymph node dissection in colorectal cancer surgery. Reliability and reproducibility in assessments of operative reports. Int J Colorectal Dis 2010; 25: 213-22 [PMID: 19865821 DOI: 10.1007/s00384-009-0829-5]. 4. Wong SL. Lymph node counts and survival rates after resection for colon and rectal cancer. Gastrointest Cancer Res 2009; 3 Suppl 1: S33-5 [PMID: 19461921 PMCID: PMC2684729]. 5. Simunovic M, Baxter NN. Lymph node counts in © TKRCD 2013 184 ÖZKAN ve ark. colon cancer surgery: lessons for users of quality indicators. JAMA 2007; 298: 2149-54 [PMID: 18000205 DOI: 10.1001/jama.298.18.2194]. 6. Le Voyer TE, Sigurdson ER, Hanlon AL, et al. Colon cancer survival is associated with increasing number of lymph nodes analyzed: a secondary survey of intergroup trial INT-0089. J ClinOncol 2003; 21: 2912-19 [PMID:12885809 DOI:10.1200/ JCO.2003.05.062]. 7. Chau I, Cunningham D. Adjuvant therapy in colon cancer: current status and future directions. Cancer Treat Rev 2002; 28: 223-36 [PMID: 12435370 DOI: 10.1016/S0305-7372(02)00047-6]. 8. Schrag D, Gelfand SE, Bach PB, et al. Who gets adjuvant treatment for stage II and III rectal cancer? Insight from surveillance, epidemiology and end results-Medicare. J Clin Oncol 2001;19:3712-18 [PMID: 11533092]. 9. O’Connell JB, Maggard MA, Ko CY. et al. Colon cancer survival rates with new American Joint Committee on Cancer sixth edition staging. J Natl Cancer Inst 2004;96:1420-25 [PMID:15467030 DOI: 10.1093/jnci/djh275]. 10. Jemal A, Siegel R, Ward E, et al. Cancer statistics, 2007. CA Cancer J Clin 2007;57:43-66 [PMID: 17237035 DOI:10.3322/canjclin.57.1.43]. 11. Wright FC, Law CH, Berry S, et al. Clinically important aspects of lymph node assessment in colon cancer. J Surg Oncol 2009;99:248-55 [PMID:19235179 DOI:10.1002/jso.21226]. 12. Bullard KM, Rothenberger DA. Colon, rectum and anus. In: Brunicardi FC, Andersen DK, Billiar TR, Dunn DL, Matthews JB, Hunter JG, Pollock RE. Schwartz’s Principles of Surgery. 9th ed. Columbus: McGraw-Hill, 2010:104-48. 13. T.C. Saglik Bakanligi Kanserle Savas Dairesi 2004 verileri. Kolorektal kanser taramasi ulusal standartlari 31.12.2008 tarih ve 3239 sayili onay bildirgesi. http://www.kanser.gov.tr/folders/file/mevzuat/ kolokteral_kanser_taramasi.pdf Accessed August 19,2010. 14. Swanson RS, Compton CC, Stewart AK, et al. The prognosis of T3N0 colon cancer is dependent on the number of lymph nodes examined. Ann Surg Oncol 2003;10:65-71 [PMID:12513963 DOI:10.1245/ASO. 2003.03.058]. © TKRCD 2013 Kolon Rektum Hast Derg, Aral›k 2013 15. Prandi M, Lionetto R, Bini A, et al. Prognostic evaluation of stage B colon cancer patients is improved by an adequate lymphadenectomy: results of secondary analysis of a large scale adjuvant trial. Ann Surg 2002; 235: 458-63 [PMID:11923600 PMCID: PMC1422459] 16. Compton CC, Fielding LP, Burgart LJ, et al. Prognostic factors in colorectal cancer. College of American Pathologists Consensus Statement 1999. Arch Pathol Lab Med 2000; 124: 979-94 [PMID: 10888773]. 17. Sobin LH, Greene FL. TNM classification: clarification of number of regional lymph nodes for pNo. Cancer 2001; 92: 452 [PMID: 11466702 DOI: 10.1002/1097-0142(20010715)] 18. Nelson H, Petrelli N, Carlin A, et al. National Cancer Institute Expert Panel. Guidelines 2000 for colon and rectal cancer surgery. J Natl Cancer Inst 2001;93: 583-596 [PMID:11309435 DOI:10.1093/jnci/ 93.8.583]. 19. Maurel J, Launoy G, Grosclaude P, et al. Lymph node harvest reporting in patients with carcinoma of the large bowel: a French population-based study. Cancer 1998;82: 1482-86 [PMID:9554524 DOI: 10.1002/(SICI)1097-0142(19980415)]. 20. Wright FC, Law CH, Last L, et al. Lymph node retrieval and assessment in stage II colorectal cancer: a population-based study. Ann Surg Oncol 2003;10: 903-909 [PMID:14527909 DOI:10.1245/ASO. 2003.01.012]. 21. Shen SS, Haput BX, Ro JY, et al. Number of lymph nodes examined and associated clinicopathologic factors in colorectal carcinoma. Arch Pathol Lab Med 2009;133:781-6 [PMID:19415953]. 22. Giovannucci E. Diet, body weight and colorectal cancer: a summary of the epidemiologic evidence. J Womens Health (Larchmt) 2003;12:173-182 [PMID:12737716 DOI:10.1089/15409990332157 6574]. 23. Mostafa G, Matthews GD, Norton HJ, et al. Influence of demographics on colorectal cancer. Am Surg 2004;70:259-64 [PMID:15055851]. 24. Fazeli MS, Adel MG, Lebaschi AH. et al. Colorectal carcinoma: a retrospective, descriptive study of age, gender, subsite, stage and differentiation in Iran from 1995 to 2001 as observed in Tehran University. Dis Vol. 23, No.4 THE ASSOCIATION OF LYMPH NODE NUMBER WITH PROGNOSIS/PROGNOSTIC FACTORS IN COLORECTAL CANCER Colon Rectum 2007;50: 990-5 [PMID:17525859 DOI:10.1007/s10350-007-0248-z]. 25. Greenlee RT, Hill-Harman B, Murray T, et al. Cancer statistics, 2001. CA Cancer J Clin 2001;51:15-36 [PMID:11577478 DOI:10.3322/canjclin.51.1.15]. 26. Gomez D, Dalal Z, Raw E, et al. Anatomical distribution of colorectal cancer over a 10 year period in a district general hospital: is there a true “rightward shift”? Postgrad Med J 2004;80:667-9 [PMID: 15537853 PMCID: PMC1743144 DOI:10.1136/ pgmj.2004.020198] 27. Erkek B, Ozkan N, Bayar S, et al. Subsite distribution of colorectal carcinoma and implications for screening; a retrospective audit of 1771 cases. Hepatogastroenterology 2007;54:77-80 [PMID: 17419235] 185 28. Baxter NN, Virnig DJ, Rothenberger DA, et al. Lymph node evaluation in colorectal cancer patients: a population-based study. J Natl Cancer Inst 2005;97: 219-25 [PMID:15687365 DOI:10.1093/jnci/dji020]. 29. Johnson PM, Malatjalian D, Porter GA. et al. Adequacy of nodal harvest in colorectal cancer: a consecutive cohort study. J Gastrointest Surg 2002;6: 883-8 [PMID:12504228 DOI:10.1016/S1091255X(02)00131-2]. 30. Wong JH, Severino R, Honnebier MB, et al. Number of nodes examined and staging accuracy in colorectal carcinoma. J Clin Oncol 1999;17:2896-2900 [PMID: 10561368]. 31. Miccini M, Mazzoni G, Cassini D, et al. Colorectal carcinoma in the young. Prognostic factors. G Chir 2005;26:365-70 [PMID:16371187] (Article in Italian). © TKRCD 2013 & ÖZGÜN MAKALE Hastal›klar› Dergisi Journal of Diseases of the Colon and Rectum S›çanlarda Oluflturulan Deneysel ‹ntestinal Reperfüzyon Modelinde Curcuminin Hasar Önleyici Etkileri Effects of Curcumin in Experimental Intestinal Ischemia Reperfusion Model on Rats ADEM KARABACAK, ABDULLAH BAHADIR ÖZ, MUHAMMET AKYÜZ, HIZIR YAKUP AKYILDIZ, ALPER CELAL AKCAN, ERDO⁄AN MÜTEVELL‹ SÖZÜER, ENG‹N OK Erciyes Üniversitesi T›p Fakültesi, Genel Cerrahi Ana Bilim Dal›, Kayseri - Türkiye ÖZET Amaç: Çeflitli organlarda iskemi reperfüzyon (‹-R) hasar›na karfl› etkili olan curcuminin (CUR) intestinal ‹-R modelinde etkilerini araflt›rmak. Yöntemler: Çal›flmada 24 adet Wistar-Albino tipi s›çan kullan›ld›. Üç grup oluflturuldu. Sham grubunda laparotomiyi takiben 105 dk gözlem sonras› sakrifiye edildiler. Kontrol grubuna 45 dakika iskemi, 60 dakika reperfüzyon uyguland›. Çal›flma grubuna 100 mg/kg dozunda CUR intraperitoneal verildi. Histopatolojik inceleme ve doku malondialdehit (MDA), süperoksid dismutaz (SOD) ve glutatyon (GSH) aktivitesi ölçümü için ileum rezeksiyonu yap›ld›ktan sonra laktat için kan örne¤i al›narak s›çanlar sakrifiye edildi. Baflvuru Tarihi: 27.02.2013, Kabul Tarihi: 20.05.2013 Dr. Abdullah Bahad›r Öz Erciyes Üniversitesi Gevher Neshibe Hastanesi 6. Kat Genel Cerrahi Servisi 38039 Kayseri-Türkiye Tel: 0532 307 38 51 e-mail: [email protected] Kolon Rektum Hast Derg 2013;23:186-191 © TKRCD 2013 ABSTRACT Objevtive: The use of curcumin that known the protectional effect on such as brain, spinal cord, heart etc. from ischemia and reperfusion injury as a pharmacological agent in experimental intestinal ischemia reperfusion model on rats and to investigate the effects of it. Methods: We used 24 Wistar-Albino rats. We composed 3 groups each containing 8 rats. Rats in sham group were sacrified 105 minutes observation after laparotomy. Sixty minutes reperfusion was performed following 45 minutes ischaemia in control group. We performed the study group by administration of 100 mg/kg curcumin intraperitoneally. We sacrified all of the rats by taking blood samples to evaluate of the lactate after resection of ileum for detecting tissue malondialdehid, superoxide dismutase, glutatione activities and histopathological evaluation. Vol. 23, No.4 SIÇANLARDA OLUfiTURULAN DENEYSEL ‹NTEST‹NAL REPERFÜZYON MODEL‹NDE CURCUM‹N‹N HASAR ÖNLEY‹C‹ ETK‹LER‹ 187 Bulgular: Serum laktat düzeyleri ve doku MDA düzeylerinde sham grubunda kontrol ve çal›flma gruplar›na göre anlaml› olarak düflük bulundu. Çal›flma grubunda kontrol grubuna göre anlaml› olarak düflük bulundu. SOD ve GSH aktivitelerinde sham grubunda en yüksek de¤erler elde edilirken kontrol grubunda en düflük de¤erler elde edildi. Farklar istatistiksel olarak anlaml› idi. Histopatolojik olarak kontrol grubunda hücre hasar› tespit edilirken; çal›flma grubunda bu hasar›n azalm›fl oldu¤u görüldü. Results: Lactate and MDA levels were significantly higher in control and study groups than sham group (P<0.001). These levels were significantly lower in study groups. In Sham group SOD and GSH activities were higher. In control group these activities were statistically lower. Although definitive cell damage was determinated in the control group, the damage in the study groups observed lower in different levels. Conclusion: Administration of curcumin reduced the ischemia-reperfusion injury at small intestine. Sonuç: CUR kullan›m› ile ince barsaktaki ‹-R hasar› azalmaktad›r. Key words: Ischemia, Reperfusion, Curcumin, Small intestine Anahtar Kelimeler: ‹skemi, Reperfüzyon, Curcumin, ‹nce ba¤›rsak Girifl ‹skemi-Reperfüzyon (‹-R) hasar›; tüm organ ve sistemleri ilgilendiren, dokulara yeterli oksijen (O2) sa¤lanamamas›n›n tetikledi¤i hücresel olaylar dizisidir. Dokulara yeterli miktarda O 2 ve di¤er metabolik gereksinimlerin ulaflt›r›lamamas› sonucunda oksidatif stres ortaya ç›kar. Oksidatif stres çoklu organ yetmezli¤ine kadar varan ciddi klinik sonuçlara neden olabilir.1 ‹skemi sonras› reperfüzyon, hasarl› dokular›n iyileflmesi için bir önkoflul olmas›na ra¤men hasar› daha da artt›rabilmektedir.3 Klinik olarak ‹-R hasar›; intestinal cerrahi, organ transplantasyonu, travma cerrahisi ve vasküler cerrahide önem kazanmaktad›r.2 Reperfüzyon ile iskemik dokuda oluflan Serbest Oksijen Radikalleri (SOR)'nin, bu hasardan sorumlu oldu¤u ortaya konulmufl ve baz› farmakolojik ajanlar ile oluflan reperfüzyona ba¤l› hasar›n azalt›labilece¤i veya önlenebilece¤i yine bir dizi deneysel araflt›rmayla kan›tlanm›flt›r.4 Curcumin (CUR); biyolojik etkileri son zamanlarda bir çok araflt›rmac› taraf›ndan invivo ve invitro çal›flmada gösterilmifltir.5 “Curcuma longa” bitkisinin yumrusundan elde edilen, sar› renkte ve oldukça lipofilik bir pigmenttir. 6,7 Curcuminin antioksidan özelli¤inin yan› s›ra antiinflamatuvar, immünomodulatuvar, antitümoral ve antipsoriatik etkinli¤i oldu¤u bildirilmifltir.8 Curcuminin antioksidan etkinli¤i ile böbrek, kalp, beyin dokusu, karaci¤er ‹-R hasar›nda oksidatif stresi ve doku hasarlanmas›n› azaltt›¤› gösterilmifltir. 7 Bu çal›flman›n amac›, s›çanlarda oluflturulan deneysel ince barsak ‹-R hasar›na CUR’un etkisini araflt›rmakt›r. Materyal ve Metod Çal›flma Düzeni: Bu deneysel çal›flma, Erciyes Üniversitesi T›p Fakültesi Hakan Çetinsaya Deneysel ve Klinik Araflt›rma Merkezi’nde (DEKAM) TemmuzA¤ustos 2008 tarihleri aras›nda Etik Kurul onay› ile yap›ld›. Çal›flmada a¤›rl›klar› 250-300 gram aras›nda de¤iflen yirmi dört adet erkek Wistar-Albino tipi s›çan kullan›ld›. S›çanlar randomize olarak sham, kontrol ve çal›flma gruplar›na ayr›ld›. Grup I. Sham grubu (n=8): Bu gruptaki deneklere yukar›da tarif edildi¤i flekilde sadece laparotomi yap›larak yüz befl dakika süreyle gözlem yap›ld›. Grup II. Kontrol grubu (n=8): Bu gruptaki deneklere ise laparotomi sonras› SMA’n›n klemplenmsi vas›tas›yla k›rk befl dakika iskemi ve klempin aç›lmas›yla birlikte altm›fl dakika reperfüzyon yap›larak ‹-R hasar› oluflturuldu.9 Grup III. Çal›flma (CUR) grubu (n=8): Deneklere k›rk befl dakika iskemi uyguland›ktan sonra 100 mg/kg dozunda CUR (Sigma C7727) intraperitoneal uygulamas› sonras› altm›fl dakika reperfüzyon sa¤land›. 10 Cerrahi ifllem: Çal›flma öncesinde on iki saat aç b›rak›lan s›çanlar›n tümünde cerrahi giriflim, enjeksiyonlar, kan örneklerinin al›nmas› intraperitoneal 50 mg/kg ketamin (Ketalar®, Pfizer-‹stanbul) ve 10mg/kg xylazin anestezisi (Rompun®, Bayer-‹stanbul) alt›nda yap›ld›. Kar›n cildi © TKRCD 2013 188 BAHADIR ÖZ ve ark. trafl edildikten sonra povidon iyot ile temizlendi. Ksifoidden itibaren yaklafl›k 6 cm’lik vertikal insizyon ile laparotomi yap›ld›. ‹ntestinal ‹-R modeli için intestinal yap›lar retrakte edildikten sonra süperior mezenterik arter (SMA) aortadan ç›kt›¤› yerden bulundu ve klempe edildi. Çal›flma esnas›nda mortalite olmad›. Sakrifikasyon; doku ve plazma örneklemesi sonras› abdominal aort ve vena cavaya yap›lan transvers kesi ile oluflan hemoraji ile sa¤land›. Sham grubunda yüz befl dakikal›k gözlem, di¤er gruplarda ise reperfüzyon sonras› v.cava inferiordan 1 ml kan heparinize enjektörlere al›narak eflzamanl› laktat çal›flmas› yap›ld›. Doku örneklemesi için ileoçekal valvin 10 cm proksimalindeki yaklafl›k 3 cm’lik ileum segmenti rezeke edildi.9 Al›nan ileum rezeksiyon materyalinden fekal içerik %0.9 salin ile hafifçe temizlendi. Al›nan spesmenin 2 cm’i histopatolojik de¤erlendirme amac›yla %10’luk formaldehit içerisinde sakland›. Geri kalan 1 cm’lik k›s›m ise doku MDA, SOD ve GSH aktivitesi tayini için alimünyum folyo içerisinde -80°C’de sakland›. Çal›fl›lan parametreler Serum laktat tayini: Deney günü heparinize enjektörlere al›nan kan örnekleri eflzamanl› olarak (Rapidlab865, Bayer, Germany) kan gaz› ölçüm cihaz›nda çal›fl›ld›. Sonuçlar mmol/L olarak birimlendirildi. Doku MDA seviye tespiti: Dokular %1.15 lik KCl tamponunda homojenize edildi (100mg/ml). Homojenizat Okhawa ve ark. yöntemine göre haz›rlanarak μM/mg olarak birimlendirildi.11 Doku SOD aktivite tayini: SOD aktivite tayini için dokular Sun metodu ile haz›rlanarak Tablo 1. Chiu histopatolojik hasar skorlamas›.14 Evre 0 Normal mukoza Evre 1 Genellikle kapiller konjesyonla birlikte ve viluslar›n apeksinde subepitelyal Guenhagen bofllüklar›n›n oluflturulmas› Evre 2 Subepitelyal alan›n genifllemesi ve epitelin Lamina Propia’dan hafif derece ayr›lmas› Evre 3 Villuslar›n üst k›s›mlar›nda yayg›n epitelyal ayr›lma Evre 4 Lamina Propria ve villuslarda dökülme, kapiller dilatasyon, Lamina Propria’da artm›fl selülarite Evre 5 Lamina Propria’da sindirilme ve bütünlü¤ünde bozulma, kanama ve ve ülserasyon © TKRCD 2013 Kolon Rektum Hast Derg, Aral›k 2013 ü/ml/g doku olarak birimlendirildi.12 Doku GSH seviye tespiti: Dokular Lindasy ve ark.13 yapt›¤› yöntem ile haz›rlanarak nmol/ml/g olarak birimlendirildi. Histopatolojik de¤erlendirme: %10’luk formol içinde saklanan ileum örnekleri parafin bloklara gömülerek befl mikron kal›nl›¤›nda kesitler al›narak H&E boyas› ile boyand›. Boyanan preparatlar ›fl›k mikroskobunda de¤erlendirildi. Tüm histopatolojik de¤erlendirmelerde bak›lan preparat›n hangi gruba ait oldu¤u patolog taraf›ndan bilinmemekteydi. ‹skemi reperfüzyon (‹-R) hasar›na ba¤l› ileumda oluflan histopatolojik de¤ifliklikler Chiu ve arkadafllar›n›n de¤erlendirmesine göre yap›ld› (Tablo 1). ‹statistiksel Analiz Veriler ortalama ± standart sapma (X±SD) ve/veya median (min.-max.) olarak gösterildi. Veriler Sigmastat 3.5 istatistik paket program›nda de¤erlendirildi. Verilerin normal da¤›l›m gösterip göstermedi¤ine Shapiro-Wilk Normallik testi ile bak›ld›. Normal da¤›l›m gösteren de¤iflkenler için gruplar aras› fark›n olup olmad›¤›na Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) ile bak›ld›. Fark ç›kan gruplarda çoklu karfl›laflt›rmalar için Tukey testi ile yap›ld›. P<0.05 de¤eri istatistiksel olarak anlaml› kabul edildi. Sonuçlar Laktat de¤erleri: Sham grubunda 1.29±0.12 mmol/L, kontrol grubunda 2.21±0.28 mmol/L, CUR grubunda 1.55±0.15 mmol/L olarak bulundu. Sham grubunda de¤erler di¤er iki gruba göre anlaml› olarak düflüktü. Kontrol grubundaki de¤erler ise CUR grubundaki de¤erlere göre anlaml› olarak yüksekti (p<0.001) (fiekil 1). Laktat ≠ 4 3 2 * 1 0 Sham Kontrol CUR * p<0.001 Sham grubunun Kontrol ve CUR grubundan fark›n› gösterir. ≠ p<0.001 Kontrol grubunun CUR grubundan fark›n› gösterir fiekil 1. Serum Laktat düzeylerinin karfl›laflt›r›lmas›. SIÇANLARDA OLUfiTURULAN DENEYSEL ‹NTEST‹NAL REPERFÜZYON MODEL‹NDE CURCUM‹N‹N HASAR ÖNLEY‹C‹ ETK‹LER‹ Vol. 23, No.4 Doku MDA sonuçlar›: Sham grubunda 0.15±0.02 μM/mg, kontrol grubunda 0,38 ± 0,05 μM/mg, CUR grubunda ise 0.22±0.04 μM/mg olarak bulundu. Sham grubunda de¤erler di¤er iki gruba göre anlaml› olarak düflüktü. Kontrol grubundaki de¤erler ise CUR grubundaki de¤erlere göre anlaml› olarak yüksekti (p<0.001) (fiekil 2). 189 grubundaki de¤erlere göre anlaml› olarak düflüktü (p<0.001) (fiekil 4). GSH 100 * ≠ 50 MDA ≠ 4 0 Sham 3 2 Kontrol CUR * p<0.001 Sham grubunun Kontrol ve CUR grubundan fark›n› gösterir. ≠ p<0.001 Kontrol grubunun CUR grubundan fark›n› gösterir * 1 fiekil 4. GSH de¤erlerinin karfl›laflt›r›lmas›. 0 Sham Kontrol CUR * p<0.001 Sham grubunun Kontrol ve CUR grubundan fark›n› gösterir. ≠ p<0.001 Kontrol grubunun CUR grubundan fark›n› gösterir fiekil 2. MDA de¤erlerinin karfl›laflt›r›lmas›. Doku SOD de¤erleri: Sham grubunda 5.13±0.57 U/ml/g, kontrol grubunda 2.70±0.56 U/ml/g, CUR grubunda ise 3.9±0.37 U/ml/g olarak bulundu. Sham grubunda de¤erler di¤er iki gruba göre anlaml› olarak yüksekti. Kontrol grubundaki de¤erler ise CUR grubundaki de¤erlere göre anlaml› olarak düflüktü (p<0.001) (fiekil3). SOD 6 Histopatolojik de¤erlendirme: Sham grubunda intestinal mukoza hasar›n›n olmad›¤› görüldü. Kontrol ve çal›flma gruplar›nda ‹-R’dan sonra önemli histopatolojik de¤ifliklikler meydana geldi. Curcumin grubunda subepitelyal alan›n genifllemesi ve epitelin lamina propia’dan hafif derece ayr›ld›¤› görüldü. Özellikle kontrol grubunda lamina propria ve villuslarda dökülme, kapiller dilatasyon, lamina propria’da artm›fl selülarite izlendi. ‹skemi reperfüzyon hasar›n›n neden oldu¤u histopatolojik de¤ifliklikler en fazla kontrol grubunda gözlendi. Kontrol grubu ile di¤er tüm gruplar aras›nda istatistiksel olarak anlaml› farkl›l›k vard›. Curcumin grubundaki histopatolojik de¤iflikliklerde, sham ve kontrol grubuna göre anlaml› fark oldu¤u görüldü (p<0.001). * 4 ≠ 2 0 Sham Kontrol CUR * p<0.001 Sham grubunun Kontrol ve CUR grubundan fark›n› gösterir. ≠ p<0.001 Kontrol grubunun CUR grubundan fark›n› gösterir fiekil 3. SOD de¤erlerinin karfl›laflt›r›lmas›. Doku GSH de¤erleri: Sham grubunda 89.01±11.79 nmol/ml/g, kontrol grubunda 32.89±6.55 nmol/ml/g, CUR grubunda ise 64.40±6.89 nmol/ml/g olarak bulundu. Sham grubunda de¤erler di¤er iki gruba göre anlaml› olarak yüksekti. Kontrol grubundaki de¤erler ise CUR Tart›flma ‹nce ba¤›rsaklarda emboli, tromboz veya ateroskleroza ba¤l› damar t›kan›kl›klar› veya volvulus, strangülasyon, invajinasyon gibi mekanik nedenlerle iskemik hasar görülebilmektedir.15,16 ‹nce ba¤›rsaklarda yirmi dakikadan k›sa süren bir iskemi mukozada anlaml› bir de¤ifliklik yapmazken iki saatten uzun süren bir iskemi transmural nekroza kadar giden kal›c› hasara neden olabilmektedir.17 ‹ntestinal iskemide oksijen ve doku kanlanmas›n›n azalmas› çeflitli serbest radikallerin ortaya ç›kmas› ve temizlenememesi yoluyla doku hasar›n› bafllat›r. ‹skemiyi takiben geliflen reperfüzyon ise hasar› daha da fliddetlendirme potansiyeline sahiptir. 15,18 ‹skemi reperfüzyon sürecinde reaktif oksijen türlerinin fazla miktarda olufltu¤u ve bunlar›n da özellikle reperfüzyonda artt›¤›, bu nedenle intestinal doku hasar›n›n da © TKRCD 2013 190 BAHADIR ÖZ ve ark. Kolon Rektum Hast Derg, Aral›k 2013 reperfüzyonla a¤›rlaflt›¤› ileri sürülmektedir.22 ‹skemi ve reperfüzyon sürecinde her iki aflamada da oksidatif mekanizmalar›n devreye girmesi bu klinik problemin çözümünde antioksidan maddelerin kullan›labilece¤ini düflündürmüfl ve konuyla ilgili birçok deneysel çal›flma yap›lm›flt›r.18,23 S›çanlarda deneysel intestinal ‹-R modelinde SMA’n›n obliterasyonu vas›tas›yla iskemi ve obliterasyonun giderilmesiyle reperfüzyon oluflturma süreleri literatürde hala tart›flmal› bir konudur. Mallick ve ark. deneysel modellerinde bu süreleri iskemi için otuz dakika, reperfüzyon için ise yüz yirmi dakika olarak uygulam›fllard›r.24 Bu çal›flmada intestinal ‹-R modelinde daha önce Hei ve arkadafllar›n›n kulland›¤› ve reperfüzyon hasar›n›n tüm aflamalar›n›n histopatolojik olarak gösterilebildi¤i k›rk befl dakika iskemi, altm›fl dakika reperfüzyon protokolü kullan›ld›.25 Bu prototokolde antioksidan olarak çeflitli hayvan modellerinde pek çok dokuda etkinli¤i gösterilmifl ama ince ba¤›rsaklarda hiç çal›fl›lmam›fl olan CUR kullan›ld›.26-31 Çal›flmam›zda elde etti¤imiz sonuçlar literatürde bu konuda di¤er dokularla yap›lan çal›flmalar›n sonuçlar›yla paralellik gösterdi. ‹statistiki olarak anlaml› en yüksek MDA ve Laktat seviyeleri ile istatistiki olarak en düflük GSH ve SOD seviyeleri hep kontrol grubunda saptand›. Curcumin verdi¤imiz tedavi grubunda MDA ve Laktat Sonuç Çal›flmam›zda ratlarda yap›lan inceba¤›rsak I-R modelinde CUR tedavisi, mekanizmas› tam bilinmemesine ra¤men hem biyokimyasal hem de morfolojik kriterlere göre inceba¤›rsakta I-R hasar›n› azaltm›flt›r. Kaynaklar 1. Girn HR, Ahilathirunayagam S, Mavor AI, et al. Homer-Vanniasinkam S. Reperfusion syndrome: cellular mechanisms of microvascular dysfunction and potential therapeutic strategies. Vasc Endovascular Surg 2007;41:277-93. 2. Cerqueira NF, Hussni CA, Yoshida WB. et al. Pathophysiology of mesenteric ischemia/reperfusion: a review. Acta Cir Bras 2005;20:336-43. 3. Parks DA, Granger DN. Contributions of ischemia and reperfusion to mucosal lesion formation. Am J Physiol 1986;250:749- 53. 4. Mallick IH, Yang W, Winslet MC, et al. Ischemiareperfusion injury of the intestine and protective strategies against injury. Dig Dis Sci 2004;49:1359-77. 5. Eybl V, Kotyzova D, Bludovska M. et al. The effect of curcumin on cadmium-induced oxidative damage and trace elements level in the liver of rats and mice. Toxicol Lett 2004;151:79-85. Duvoix A, Blasius R, Delhalle S, et al. Chemopreventive and therapeutic effects of curcumin. Cancer Lett 2005;223:181-90. Thiyagarajan M, Sharma SS. Neuroprotective effect of curcumin in middle cerebral artery occlusion induced focal cerebral ischemia in rats. Life Sci 2004;74:969-85. Miquel J, Bernd A, Sempere JM, et al. The curcuma antioxidants: pharmacological effects and prospects for future clinical use. Arch Gerontol Geriatr 2002;34:37- 46. Abrahao MS, Montero EF, Jungiera VB, et al. © TKRCD 2013 seviyeleri kontrol grubuna göre anlaml› olarak düflükken, GSH ve SOD seviyeleri ise anlaml› olarak yüksekti. Bu sonuçlar CUR’in intraperitoneal verilmesinin lipid peroksidasyonunun etkilerini anlaml› olarak azaltabildi¤ini ve oksidatif hasara karfl› koruyucu olabildi¤ini net olarak göstermektedir. Histopatolojik incelemede de bu etkilerini destekleyen bulgular saptad›k. Sham grubunda ba¤›rsak duvar yap›lar› bozulmam›flken, çal›flma grubunda iyi korunmufl, fazla etkilenmemifl duvar yap›lar›na karfl›n kontrol grubunda artm›fl selülarite ve dilate kapiller damarlar ile beraber villöz paternin ve lamina propria bütünlü¤ünün ileri derecede bozuldu¤unu saptad›k. Curcuminin peroksidasyonu ve oksidatif stresi azaltt›¤›na dair literatürde oldukça fazla kan›t olmas›na ra¤men IR sürecinin ve buna ba¤l› ortaya ç›kan patolojinin çok kompleks olmas› ve halen tam olarak anlafl›lamam›fl birçok etab› içermesi I-R hasar›nda CUR’nin önleyici biyolojik etkilerinin daha fazla anlafl›labilmesi için yeni ve detayl› çal›flmalar› gerekli k›lmaktad›r. 6. 7. 8. 9. & ÖZGÜN MAKALE Hastal›klar› Dergisi Journal of Diseases of the Colon and Rectum Brid ‹leusda Cerrahi Tedavi Yeterli Mi? Is The Surgical Treatment Is Enough In Bride Ileus Cases? BAYRAM ÇOLAK, MURAT ÇAKIR, AHMET TEK‹N, TEVF‹K KÜÇÜKKARTALLAR, AL‹ BAL, HAL‹L ‹BRAH‹M TAfiÇI Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram T›p Fakültesi, Genel Cerrahi Ana Bilim Dal›, Konya - Türkiye ÖZET Amaç: ‹nce barsak obstruksiyonlar›nda en s›k neden post operatif adezyonlard›r. Çal›flmam›zda, brid ileus tan›s›yla takip edilen hastalar› incelemeyi ve cerrahi tedavi sonucu oluflan komplikasyonlar› de¤erlendirmeyi amaçlad›k. Yöntemler: 2007-2012 y›llar› aras›nda klini¤imizde ileus tan›s› ile takip edilen 630 hasta içerisinden bride ba¤l› ileus olgular›; yafl, cinsiyet, operasyon nedenleri, insizyon hatt›, cerrahi sonras› ileus geliflme süresi, takip süresi, uygulanan tedavi yöntemleri, cerrahi komplikasyonlar, laboratuvar sonuçlar› ve muayene bulgular›na göre retrospektif olarak de¤erlendirdik. Bulgular: ‹leus olarak de¤erlendirilen 630 hastan›n 322’si bride ba¤l› ileus idi. Hastalar›n %58.6’s› erkek, %41.3’ü kad›n ve yafl ortalamas› 58.9 (18-94) idi. Olgular›n 244’üne medikal tedavi, 78’ine cerrahi tedavi uyguland›. Bridektomi yap›lan 46 hasta mükerrer yatt›. Hastalar›n 63’üne bridektomi, 14’üne kolostomi aç›lmas›, 1’ine ileostomi aç›lmas› ameliyat› yap›ld›. 27 hastada ABSTRACT Objevtive: Post-operative adhesions are the most common cause of small bowel obstructions. In our study, we aimed to research the patients with a diagnosis of adhesive bowel obstruction and to evaluate complications as a result of the surgical treatment. Methods: Between 2007-2012, in our clinic; from 630 patients which followed with a diagnosis of ileus, the patients with a bride ileus were evaluated retrospectively according to the age, gender, causes of the operation, the incision line, the ileus development time after surgery, follow-up period, treatment modalities, surgical complications, laboratory results and physical examination findings. Results: From 630 patients which evaluated 322 patient had ileus due to bride. The patients were 58.6% male and 41.3% were women and mean age was 58.9 (1894), respectively. 244 cases had a medical treatment, while 78 were treated surgically. 46 patients whose treated as Bridektomi admitted to the hospital and Baflvuru Tarihi: 15.08.2012, Kabul Tarihi: 13.09.2012 Dr. Bayram Çolak Necmettin Erbakan Üniversitesi, Meram T›p Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dal›, Konya Konya-Türkiye Tel: 0507.2321235 e-mail: [email protected] Kolon Rektum Hast Derg 2013;23:192-196 © TKRCD 2013 Vol. 23, No.4 BR‹D ‹LEUSDA CERRAH‹ TEDAV‹ YETERL‹ M‹? ince barsak perforasyonu, 2 hastada kolon perforasyonu, 1 hastada ureter yaralanmas› meydana geldi. Sonuç: ‹leus hastalar› için uygulanan cerrahi giriflim kesin çözüm olmamakta ve morbidite riskini artt›rmaktad›r. Cerrahi tedavi uygulanacak ileus olgular› belirlenirken mümkün oldu¤unca seçici davran›lmal› ve operasyon süresince komplikasyonlara karfl› dikkatli olunmal›d›r. Anahtar Kelimeler: ‹leus, Komplikasyon, Postoperatif ileus, Abdominal cerrahi 193 received medical treatment again. One patient had bridektomi twice. Bridektomi was done for 63 patients, colostomy was done for 14 patients and ileostomy opening was performed to 1. Small bowel perforation was occured in 27 patients, 2 had colonic perforation and ureteric injury occurred in 1 patient. Conclusion: Surgical intervention was not an exact solution for patients with ileus and increases the risk of the morbidity. Surgical treatment should be applied selectively as possible and care should be taken for complications during the operation. Key words: Ileus, Complications, Postoperative ileus, Abdominal surgery Girifl Adezyonlar, majör abdominal cerrahiyi takiben hastalar›n ço¤unda ortaya ç›kar.1 Cerrahi s›ras›nda ve sonras›nda peritoneal kavitede fibrin oluflumu ve parçalanmas› aras›ndaki denge adezyon oluflumunun önemli belirleyicisi olarak gözükür.2 ‹ncebarsak obstrüksiyonlar›n›n büyük ço¤unlu¤u adezyonlara, 3 kolon obstrüksiyonlar›n›n büyük ço¤unlu¤u ise tümörlere ba¤l›d›r.3,4 Adezyonlar›n %80’i operasyon sonras› geliflirken, %15’i peritonit sonras›, %5’i ise konjenital patolojiler, post travmatik ve nedeni belirlenemeyenler olarak s›ralan›r.5 Çal›flmada, klini¤imizde brid ileus tan›s› ile takip edilen hastalar› de¤erlendirmeyi ve cerrahi tedavi sonucu oluflan komplikasyonlar› ele almay› amaçlad›k. Hastalar ve Yöntem 2007-2012 y›llar› aras›nda klini¤imizde ileus tan›s› ile takip edilen alt› yüz otuz hasta içerisinden bride ba¤l› ileuslu üç yüz yirmi iki olguyu; yafl, cinsiyet, operasyon nedenleri, insizyon hatt›, cerrahi sonras› ileus geliflme süresi, takip süresi, uygulanan tedavi yöntemleri, cerrahi komplikasyonlar, laboratuar sonuçlar› ve muayene bulgular›na göre retrospektif olarak de¤erlendirdik. Bulgular ‹leus tan›s› ile de¤erlendirilen alt› yüz otuz hastan›n 322’si (%51.1) bride ba¤l› ileus idi. ‹ki olguda konjenital brid tespit edildi. Hastalar›n 189’u (%58.6) erkek, 133’ü (%41.3) kad›n ve yafl ortalamas› 58.9 (18-94) idi. Hastalar›n 51’i (%15.8) kolon kanseri, 39’u (%12.1) apandisit, 34’ü (%10.5) mide kanseri, 28’i (%8.6) rektum kanseri, 20’si (%6.2) kolelitiazis, 18’i (%5.5) f›t›k nedeniyle opere edilmiflti. Yirmi hasta (%6.2) kronik böbrek yetmezli¤i nedeniyle periton diyalizi yapm›flt›. Bu hastalar›n tümü medikal olarak tedavi edildi (Tablo 1). Herni ameliyat› yap›lm›fl hastalar›n tümü insizyonel herni nedeniyle ameliyat edilmifl ve hepsine mesh kullan›lm›flt›. Hastalar›n iki yüz k›rk dördüne sadece medikal tedavi, yetmifl sekizine cerrahi uyguland›. Cerrahi uygulanan hastalar›n 46’s›na (%58.4) ameliyattan sonraki bir dönemde medikal tedavi uyguland›. Bu hastalardan birine tekrar cerrahi tedavi uyguland›. Medikal tedavi uygulanan hastalar›n 224’üne (%91.8) sadece bir defa tedavi uygulanm›fl iken kalan 20 hastaya (%8.2) birçok defa medikal tedavi uyguland›. Brid ileus nedeniyle cerrahi tedavi uygulanm›fl hastalar›n 22’sine (%47.8) sadece bir defa medikal tedavi uygulanm›fl iken 24 hastaya (%52.1) birçok defa tekrar medikal tedavi uygulanmak zorunda kal›nd›. Brid ileus tablosu hastalarda ameliyattan ortalama 16.2 ay (2-58 ay) sonra meydana geldi. Brid ileus tan›s› ile yat›r›lan ve cerrahi uygulanan 63 hastaya (%80.7) bridektomi, 14 hastaya (%17.9) kolostomi aç›lmas›, 1 hastaya (%1.2) ileostomi aç›lmas› ameliyatlar› yap›ld›. Cerrahi tedavi uygulanan hastalar›n © TKRCD 2013 194 ÇOLAK ve ark. Tablo 1. Brid ileus nedenleri. Brid nedenleri Kolon kanseri Apand ektomi Mide kanseri Rektum kanseri Periton diyalizi Laparoskop ile kolesistektomi Herni Over kanseri Endometrium kanseri Volvulus Duodenum ülser perforasyonu Sezeyan Di¤erleri N 51 39 34 28 20 % 15.8 12.1 10.5 8.6 6.2 20 6.2 18 17 14 14 5.5 5.2 4.3 14 10 4.3 10 47 3.1 14.5 45’inde (%57.6) komplikasyon geliflti (Tablo 2). Brid ileus hastalar›n›n 75’i (%23.3) üst abdomen, 101’i (%31.1) alt abdomen, 126’s› (%39.1) alt ve üst abdomen insizyonu ile opere edilmiflti. Hastalar›n ortalama lökosit de¤eri 10.3 (7.4-17.4) 10^3/uL, ortalama amilaz de¤eri 32 (17-1450)U/L, ortalama LDH de¤eri 264 (48-780)U/L idi. Arteriel kan gaz› incelemelerinde metabolik asidoz tespit edildi. Muayene bulgusu olarak distansiyon ve hassasiyet tüm hastalarda görülürken, ribaund ve defans %10’unda tespit edildi. Ayakta direk bat›n grafisinde tüm hastalarda ince barsak düzeyinde çok say›da hava s›v› seviyeleri görüldü. Cerrahi tedavi uygulanan hastalar›n tümünde lökosit, amilaz ve LDH yüksekli¤i, arteriyel kan gaz› incelemesinde metabolik asidoz görülmesi, rebaund ve defans tespit edilmesi, medikal tedaviye ra¤men befl günü geçen ileus tablosu ve nazogastrik sonda uygulamas›na ra¤men klepotaj›n devam etmesi ameliyat kriteri olarak kabul edildi. Tablo 1. Brid ileus nedeniyle ameliyat edilen hastalarda geliflen komplikasyonlar. Komplikasyonlar ‹nce barsak perforasyonu Yara yeri enfeksiyonu Kolon perforasyonu Bat›n içi apse Üreter yaralanmas› © TKRCD 2013 N 27 13 2 2 1 % 34.6 16.6 2.5 2.5 1.2 Kolon Rektum Hast Derg, Aral›k 2013 Tart›flma Adezyon, majör abdominal cerrahiyi takiben hastalar›n %90’›ndan fazlas›nda meydana gelir.1 Günümüzde halen adezyon oluflmamas› için güvenli ve etkili bir proflaksi yoktur.6 ‹ntraabdominal adezyonlar›n geliflmesinde peritoneal yüzeylerde oluflan hasarlar, iskemik bölgeler, intestinal fistüller, infeksiyon ve yabanc› maddeler (sütür, pudra gibi) önemli rol oynamaktad›r. 7 Adezyon oluflumunda en önemli faktörlerden biri de iskemi varl›¤›d›r. Yap›lan deneysel çal›flmalarda iskemi olmad›¤› durumlarda yap›fl›kl›k geliflmedi¤i veya düflük oranda geliflti¤i gösterilmifltir. Ayr›ca bütünlü¤ü bozulmam›fl mezotelyal tabakada iskemi oluflunca adezyonlar›n geliflti¤i kan›tlanm›fl. Lokal fibrinolitik aktivitenin iskemik olmayan bölgelerde artm›fl, iskemik bölgelerde ise azalm›fl oldu¤u saptanm›flt›r.8,9 ‹nce barsak obstrüksiyonlar›nda etyolojide bir çok faktör rol oynarken önceki ameliyatlara ba¤l› kar›n içi adezyonlar olgular›n %75’inde etkendir.10 Çal›flmam›zda ince barsak obstrüksiyonu nedeniyle tedavi edilen hastalar›n %71’i bride ba¤l› ince barsak obstrüksiyonuydu. Tüm obstrüksiyonlar›n %5’inden daha az›n›n nedeni konjenital adezyonlard›r.7 ‹ki hastam›zda konjenital bride ba¤l› ileus geliflmiflti. Postinflamatuvar yap›fl›kl›klara ba¤l› obstrüksiyonlar tüm bride ba¤l› obstrüksiyonlar›n %20-30’unu oluflturur. Cerrahi d›fl› yöntemlerle tedavi edilen apandisit, divertikülit, pelvik inflamatuar hastal›k ve kolesistit ataklar›ndan sonra geliflebilir.7 Klini¤imizde 1997 y›l›nda Belviranl› ve ark. Taraf›ndan mekanik barsak obstrüksiyonu nedeniyle opere edilen iki yüz seksen yedi hasta üzerinde yap›lan çal›flmada obstrüksiyonlar›n %31.7’sini bride ba¤l› meydana geldi¤i belirtilmifltir.11 Çal›flmam›zda tüm ileus olgular›m›z›n %51.1’ini bride ba¤l› ileus oluflturmaktayd›. Postoperatif adezyonlar›n istatistiki analizinde apendektomi hemen her zaman ilk s›ralarda yer almaktad›r.12 Çal›flmam›zda apendektomi %12.1 ile ikinci s›rada brid nedeni olarak tespit edilmifltir. Yap›lan bir çal›flmada adezyona ba¤l› geliflen ince barsak obstrüksiyonlar›n›n %24’ünün kolorektal cerrahi, %22’sinin jinekolojik cerrahi, %15’inin herniorafi ve %14’ünün apendektomi sonras› olufltu¤u bildirilmifltir.13 Çal›flmam›zda %24.4 kolon ve rektum kanseri cerrahisi, %12.1 apendektomi, %10.5 mide kanseri cerrahisi, %9.5 jinekolojik cerrahi, %5.5 herniorafi yer almaktayd›. Cerrahi giriflim s›ras›nda oluflabilecek travmay› azaltmak amac›yla laparoskopik Vol. 23, No.4 BR‹D ‹LEUSDA CERRAH‹ TEDAV‹ YETERL‹ M‹? teknikler ve minimal invaziv cerrahinin benimsenmesine ra¤men, cerrahi teknik tek bafl›na post operatif yap›fl›kl›klar›n ve bununla iliflkili komplikasyonlar›n azalt›lmas› için yeterli de¤ildir.14 Çal›flmam›zda 20 olguda (%6.2) laparoskopik kolesistektomi sonras› bride ba¤l› ileus geliflmiflti. Adezyonu önlemek için gelecekteki tedavi stratejileri; adezyon formasyon sürecinin bafllang›c›nda peritoneal s›v›daki hücresel mediatörlerin kontrolünü amaç edinmelidir.15 Radyolojik olarak ayakta direk bat›n grafisinde hava s›v› seviyelerinin görülmesi önemli bir bulgudur. 16 Çal›flmam›zda hastalar›n tümünde ayakta direk bat›n grafisinde hava s›v› seviyesi tespit edildi. Lökosit de¤eri 15000-20000 mm3’e kadar ç›kabilir, üstündeki de¤erlerde strangülasyon ya da mezenterik vasküler hastal›klar düflünülmelidir.3 Çal›flmam›zda hastalar›n ortalama lökosit de¤eri 10.3 (7.4-17.4) 10^3/uL idi. Postoperatif adezyonlar›n s›kl›¤› ve önemi relaparatomilerin artmas›ndan sonra daha iyi anlafl›lm›flt›r. Relaparatomilerde adezyonlar kar›na girifli güçlefltirmekte, kontrolü zor kanamalara neden olmakta, anatomik yap›lar›n bozulmas›na ve sonuç olarak ameliyat süresinin uzamas›na neden olmaktad›r. Tüm bunlara ba¤l› olarak mortalite ve morbidite artmaktad›r.17,18 Distandü barsak segmentlerinin kolay yaralanaca¤› unutulmamal›d›r. Baz› serilerde ince barsak fistüllerinin en s›k nedeninin multipl adezyonlar nedeni ile yap›lan laparatomi esnas›ndaki yaralanmalar oldu¤u gösterilmifltir. 19 Brid ileus nedeniyle opere edilen hastalar›n %34.6’s›nda ince barsak perforasyonu, %2.5’inde Kaynaklar 1. Liakakos T, Thomakos N, Fine PM, et al. Peritoneal adhesions: etiology, pathophysiology and clinical significance. Recent advences in prevention and management. Dig Surg. 2001;18:260-73. 2. Dijkstra FR, Nieuwenhuijzen M, Reijnen MM, et al. Recent clinical developments in pathophysiology, epidemiology, diagnosis and treatment of intraabdominal adhesions. Scand J Gastroenterol Suppl. 2000;52-9. 3. Fischer JE, Manifestations of Gastrointestinal Disease. In: Schwartz SI, Shires GT, Spenaly JM, Fischer JE, Galloway AC (ed). Principles of Surgery, Newyork, McGraw Hill. 1999;22:1033-79. 195 kolon perforasyonu meydana geldi. Menzies, intraabdominal cerrahi yap›lan %79 ila %93 hastada adezyon geliflti¤ini bildirmifltir.20 Ayn› hastada birbirini takip eden ameliyatlardan sonra %93’e kadar ulaflmaktad›r.21,22 Adezyona ba¤l› obstrüksiyon hastalar›n 1/3’ünde ilk ameliyattan sonraki bir y›l içerisinde, geriye kalanlarda ise 20 y›l gibi uzun bir periyod içerisinde herhangi bir zamanda ortaya ç›kabilir.23 Adezyona ba¤l› intestinal obstrüksiyon geliflen hastalar›n %5-21’inde daha sonra obstrüksiyon tekrar geliflir.24 Brid ileus tablosu hastalarda ameliyattan ortalama 16.2 ay sonra meydana geldi. Parker ve ark.’n›n yapt›¤› bir çal›flmada cerrahi sonras› hastalar›n %50’sinde on y›ll›k izlem süresinde en az iki defa muhtemel adezyon iliflkili problemlerle tekrar kabul edildi¤ini göstermifltir.25 Medikal tedavi uygulanan hastalar›n 224’üne (%91.8) sadece bir defa tedavi uygulanm›fl iken kalan 20 hastaya (%8.2) birçok defa medikal tedavi uyguland›. Brid ileus nedeniyle cerrahi tedavi uygulanm›fl hastalar›n 22’sine (%47.8) sadece bir defa medikal tedavi uygulanm›fl iken 24 hastaya (%52.1) birçok defa medikal tedavi uygulanmak zorunda kal›nd›. Sonuç ‹lk ameliyatta oluflan yap›fl›kl›klar ikincil ameliyatta oluflabilecek komplikasyon riskini artt›rmaktad›r. ‹leus için uygulanan cerrahi giriflim kesin çözüm olmamaktad›r. Bu nedenle cerrahi tedavi uygulanacak ileus olgular›n› belirlerken mümkün oldu¤u kadar seçici olunmal› ve operasyon süresince dikkatli olunmal›d›r. 4. Sinanan MN, Pellegrini CA. In: Zinner MJ, Schwartz SI, Ellis H (ed). Large bowel obstruction operative procedures. Maingot’s Abdominal Operations, Stamford, Appleton and Large ltd. 1999;46:1391-1413. 5. Furukawa A, Yamasaki M, Furuichi K, et al. Helical CT in the diagnosis of small bowel obstruction. RadioGraphics 2001;21:341–55. 6. Treutner KH, Schumpelick V. Prevention of adhesions. Wish and reality. Chirurg. 2000;71:510-7. 7. Tito WA, Sarr MG. Intestinal obstruction… In zuidema GD. Ed. Surgery Of The Alimentery Tract: Philadelphia: W.B. saunders, 1996;375-415. 8. Vural B, Cantürk NZ, Esen N. et al. The role of © TKRCD 2013 196 ÇOLAK ve ark. neutrophils in the formation of peritoneal adhesions. Human Reproduction. 1999;14:49-54. 9. Moreno A, Aguayo JL, Zambudio G. et al. Influence of abdominal incision on the formation of postoperative peritoneal adhesions: An experimental study in rats. Eur J. Surg. 1996;162:181-5. 10. Ray NF, Denton WG, Thamer M, et al. Abdominal adhesiolysis: Inpatient care and expenditures in the United States in 1994. J an Coll Surg. 1998;186:1. 11. Ka¤›zman SH, Belviranl› M, fiahin M et al. Mekanik intestinal obstrüksiyona ba¤l› opere edilmifl hastalar›n klinik analizi. T. Klin. 1997;17:203-209. 12. Michael J. Zinner, Seymour I, et al. Abdominal Operations, In: Small Bowel Obstruction. Edited by. Jack Pickleman. USA. 1997;1159-1172. 13. Miller G, Boman J, Shrier I, et al. Natural history of patients with adhesive small bowel obstruction. Br J Surg. 2000;87:1240-7. 14. Güvenal T, Çetin A, Özdemir H, et al. Prevention of postoperative adhesion formation in rat uterine horn model by nimesulide: a selective COX-2 inhibitor. Hum Reprod 2001;16:1732-35. 15. Cheong YC, Laird SM, Shelton JB, et al. The correlation of adhesions and peritoneal fluid cytokine concentrations: a pilot study. Hum Reprod 2002;17:1039-45 16. Harlow CL. Diagnosis of bowel obstruction on abdominal radiographs. Am J Roentgen. 1993;161:291-5. 17. Diamond MP, DeCherney AH. Pathogenesis of adhesion formation/reformation; application to © TKRCD 2013 Kolon Rektum Hast Derg, Aral›k 2013 reproduce pelvic surgery. Microsurgery 1987;8:101-107. 18. Vural B, Zafer N, The role of neutrophils in the formation of peritoneal adhesions. Human reproduction. 1999;14:49-54. 19. Ellis BW, Paterson-Brown S. Bailey’s Emercency Surgery, Oxford, Butterworth-Heinemann Ltd, 1995;435-64. 20. Burns JW, Skinner K, Colt MJ, et al. A hyaluronate based gel for the prevention of postsurgical adhesions: evalution in two animal species. Fertil Steril 1996;66:814-21. 21. Ersoy G, Utkan Z, Gökgöz fi, et al. Kar›n içi yap›fl›kl›klar›n önlenmesinde verapamil ve pentoksifilin’in etkileri. Ulusal Cerrahi Dergisi 1992;8:229-34. 22. Buckenmaier CC, Pusateri AE, Harris RA, et al. Comparsion of antiadhesive treatments using an objective rat model. Am Surg 1999;65:274-82. 23. DeCherney AH; diZerega GS. Clinical problem of intraperitoneal postsurgical adhesion formation following general surgery and the use of adhesion prevention barriers. Surg Clin North Am 1997;77:671-88. 24. Parlak M. ‹nceba¤›rsak hastal›klar›. Kalayc› G (ed). Genel Cerrahi. Nobel T›p Kitabevleri, Istanbul, 2002;2:1299-1319. 25. Parker MC, Ellis M, Moran BJ, et al. Postoperative adhesions: ten-year follow-up of 12.584 patient undergoing lower abdominal surgery. Dis Colon & Rectum, 2001;44:822-30. & OLGU SUNUMU Hastal›klar› Dergisi Journal of Diseases of the Colon and Rectum Tek Kesiden Laparoskopik Apendektomi ve Omfalomezenterik Kanal Kal›nt›s› Eksizyonu Single Incision Laparoscopic Appendectomy & Omphalomesenteric Duct Remnant Excision MUHARREM ÖZTAfi1, HÜSEY‹N S‹NAN1, MEHMET SAYDAM1, EYÜP DURAN2, ARMA⁄AN GÜNAL3 1Ankara Mevki Asker Hastanesi, Genel Cerrahi Servisi, Ankara - Türkiye 2Elaz›¤ Asker Hastanesi, Genel Cerrahi Servisi, Elaz›¤ - Türkiye 3Gülhane Askeri T›p Akademisi, Patoloji Ad. Ankara - Türkiye ÖZET Amaç: Omfalomezenterik duktusun inkomplet regresyonu de¤iflik anomalilere neden olur. Yaz›m›zda tek kesiden laparoskopik cerrahi ile baflar›l› olarak tedavi edilen omfalomezenterik duktus kal›nt›s› olan bir olguyla ilgili tecrübemizi paylaflmay› amaçlad›k. Materyal ve metod: Bu yaz›da akut kar›n bulgular›yla gelen ve Omfalomeznterik Duktus kal›nt›s› saptanan 22 yafl›nda erkek hasta sunuldu. Olgu: Laparoskopik eksplorasyonda, hiperemik ve erektil apendisitle birlikte umblikustan ileum mezenterine uzan›m gösteren, ince kordon fleklinde omfalomezenterik duktus kal›nt›s› izlendi. Apendektomiyi takiben doku eksize edildi. Sonuç: Omfalomezenterik duktus kal›nt›s›n›n sunulan en ciddi komplikasyonu intestinal obstrüksiyondur. Çok nadir olmas›na ra¤men, böyle masum bir bant etraf›nda ABSTRACT Purpose: Incomplet regression of the omphalo-mesenteric duct presents with a lot varied anatomical entities. The aim of this study, to share our clinical experience which is a case of omphalo-mesenteric duct remnant treated by single insicion laparoscopic surgery. Materai and methods: The case of the OMD remnant reported here was detected in an adult male patient (22year old) in that presented with acute abdomen. Case report: During laparoscopic exploration, beside hyperemic and erectile appendicitis, omphalo-mesenteric duct remnant was observed as a thin cord extending from the umbilicus towards the ileal mesentery. The tissue was excised after appendectomy. Conclusion: Intestinal obstruction is reported to be the most serious complication of persistent omphalomesenteric duct. Although it's very rare, the occurrence Baflvuru Tarihi: 08.11.2012, Kabul Tarihi: 29.12.2012 Dr. Muharrem Öztafl fi›rnak Asker Hastanesi 73000 fi›rnak-Türkiye Tel: 0533.6102345 e-mail: [email protected] Kolon Rektum Hast Derg 2013;23:197-200 © TKRCD 2013 198 ÖZTAfi ve ark. intestinal anslar›n dolanmas›na neden olabilir. Akut kar›n tablosununun ay›r›c› tan›s›nda böyle bir durumun olas›l›¤› akla getirilmelidir. Bu nedenle omfalomezenterik duktus kal›nt›s› laparatomi veya laparoskopide tesadüfen de saptansa ç›kart›lmal›d›r. Bu tür durumlar›n tedavisinde tek kefliden cerrahi güvenli bir flekilde kullan›labilir. Anahtar Kelimeler: Omfalomezenterik duktus, Akut bat›n; Tek kesiden laparoskopik cerrahi Kolon Rektum Hast Derg, Aral›k 2013 of such innocent band may cause entanglement of intestinal loops around it. Possibility of such a situation should be considered in diferantial diagnosis of acute abdominal conditions. Therefore, whether omphalomesenteric duct is incidentally detected in laparotomy or laparoscopy, it should be removed. Single incision surgery can be safely used on the treatment of these kind of cases. Key words: Omphalo-mesenteric duct, Acute abdomen; Single insicion laparoscopic surgery Girifl Embriyolojik midgut ile yolk sac aras›ndaki ba¤lant›y› saylayan omfalomezenterik duktus (OMD) normal flartlarda gestasyonel dönemin 5 ve 9. haftalar› aras›nda involüsyona u¤rayarak kaybolur. 1-3 Bu regresyon sürecindeki bozukluklar, Meckel divertikülü, umblikal sinüs, omfalomezenterik kist, umblikal mukozal polip, umblikoenterik fistül gibi de¤iflik anomalilerle sonuçlanabilir.3-5 Ayr›ca OMD kal›nt›lar›n›n intestinal atrezi, umblikal herni, kardiyak malformasyonlar ve egzoftalmus gibi anomalilerle birliktelik gösterebilece¤ini, Trizomi 13 ve Down sendromunun etyolojide rol oynayabilece¤ini belirten yaz›lar mevcuttur. 2 Bu konjenital kal›nt›lardan en s›k görüleni Meckel divertikülü olup genel popülasyonda yaklafl›k %2 oran›nda izlenmektedir.5-8 OMD inkomplet regresyonu sonucu oluflan bu anomaliler ço¤unlukla erken çocukluk döneminde semptomatik olmakta ve eriflkin yafllarda ço¤unlukla tesadüfen tan› konulmaktad›r. Eriflkinlerdeki bulgular patolojinin tipine ba¤l› olarak de¤iflmektedir. Meckel divertikülüne ba¤l› olarak, divertikülit, a¤r›s›z rektal kanama ve gastrointestinal sistem obstrüksiyon bulgular› gözlenebilir. Umblikoenterik fistüllerde göbekten intestinal içerik drenaj› olabilir. Bazen ise s›k tekrarlayan omfalit ataklar› olarak de¤erlendirilen eriflkin hastalarda bu patolojiye rastlamak mümkün olabilir.1 Septomlar patolojinin tipine göre de¤iflse de sonuçta tüm OMD kal›nt›lar› birlikte de¤erlendirildi¤inde en s›k gözlenen semptom olarak kar›n a¤r›s› ön plana ç›kmaktad›r.1-8 Olgu fiiddetli kar›n a¤r›s› yak›nmas› ile acil servise müracat eden 22 yafl›nda erkek hastan›n muayenesinde bat›n sa¤ © TKRCD 2013 alt kadranda ve periumblikal bölgede hassasiyeti mevcuttu. Rutin biyokimyasal tetkiklerinde, hemogram›nda ve ultrasonografisinde de patoloji saptanmayan hasta gözlem amac›yla klini¤e yat›r›ld›. A¤r›s›n›n ani bafllang›çl› olmas›, ifltahs›zl›k, bulant›kusma gibi yak›nmalar›n›n olmamas› ve a¤r› migrasyonu tariflememesi nedeniyle bir süre gözlem alt›nda tutulan hastada klinik tabloda gerileme olmad›. Öncelikle tan›sal amaçl› olarak hastaya laparoskopi planland›. Klasik tek kesiden laparoskopide oldu¤u gibi göbekten yap›lan 2.5 cm’lik insizyondan port yerlefltirilerek eksplorasyon sa¤land›. Eksplorasyonda apendiksin hiperemik ve ödemli oldu¤u gözlendi. Mevcut klinik tablo akut apendisit ile aç›klanabilirdi ancak bu tabloya ek olarak, göbekten bafllayarak terminal ileum mezenterine uzan›m gösteren, Resim 1. OMD kal›nt›s›n›n mikroskopi kesit görüntüsü (HEx40). Vol. 23, No.4 TEK KES‹DEN LAPAROSKOP‹K APENDEKTOM‹ VE OMFALOMEZENTER‹K KANAL KALINTISI EKS‹ZYONU 199 ince, fibröz bir yap› izlendi. Tek kesiden laparoskopi yöntemi ile apendektomi yap›ld›. Takiben umblikustan terminal ileum mezenterine uzan›m gösteren yaklafl›k 17 cm uzunlu¤undaki fibröz yap› geliflebilecek bir gastrointestinal sistem obstrüksiyonuna neden olabilece¤i de¤erlendirilerek mezentere yap›flt›¤› yerden ve kar›n ön duvar›ndan ayr›ld›¤› bölgeden kesilerek ç›kar›ld›. Dokunun histopatolojik incelenmesi sonucu yo¤un fibrotik bir yap› izlendi ve eksplorasyon bulgusu, seyri ve histopatolojik analiz sonucunda OMD kal›nt›s› olarak de¤erlendirildi (Resim 1). Postoperatif dönemde komplikasyon geliflmeyen hasta 3. gün taburcu edildi. Tart›flma OMD kal›nt›lar› s›k olmamakla birlikte eriflkinlerde de izlenebilen konjenital bir defektir. Literatürde farkl› türleri tariflenmifltir ve bu çal›flmalar ço¤unlukla erken çocukluk ça¤›ndaki hastalar› veya postmortem çal›flmalar› içermektedir.2,3-5 Olgumuza ait resimler ve literatürde tariflenen de¤iflik OMD kal›nt›lar› resim 2’de flematize edilmifltir (Resim 2). On iki yafl alt›nda 88 hastay› içeren bir çal›flmada 28 apendisit benzeri tablo, 26 obstrüksiyon bulgular›, 14 intestinal hemoraji, 5 umblikal polip veya fistül saptanm›fl. On befl hastada ise tan› laparatomi esnas›nda tesadüfen konmufl.3 Bizim hastam›z da apendisit tablosuyla ameliyat edilmiflti. Ancak dönem dönem periumblikal bölgede daha az fliddetli ancak benzer kar›n a¤r›lar› oldu¤unu ifade ediyordu. Hastam›zda izledi¤imiz patoloji OMD’ nin fibröz bir yap› olarak umblikustan terminal ileum mezenterine uzanan bir kal›nt›s› olarak de¤erlendirildi. Bu fibröz bantla iliflkili olarak literatürde öne ç›kan konu intestinal sistemde obstrüksiyona neden olabilme olas›l›¤›d›r. Fibröz bant›n internal herniasyon, volvulus veya intusepsiyona neden olarak obstrüksiyona neden olabilece¤i ve bu tablonunda OMD kal›nt›lar›na ba¤l› Resim 2. Literatürde tarif edilen de¤iflik OMD kal›nt›lar› ve sa¤ alt köflede olgumuza ait görüntüler izlenmektedir. a: umblikal bölge b: ileum mezenterine yap›flt›¤› bölge c: umblikustan mezentere uzanan fibröz OMD kal›nt›s› d: apendektomi ve OMD kal›nt›s› eksizyon materyalleri. geliflebilen en ciddi komplikasyon oldu¤u vurgulanmaktad›r.2 Görüntüleme tetkiklerinde tesadüfen tespit edilmifl asemptomatik hastalara yaklafl›mda takip ön plana ç›kmaktayken semptomatik hastalarda cerrahi önerilmektedir. 2 Hastam›zda eksplorasyonda akut apendisit tablosuyla birliktelik gösteren OMD kal›nt›s› intestinal t›kan›kl›¤a neden olabilme potansiyelinden dolay› eksize edildi. Hastada, baz› çal›flmalarda belirtildi¤i gibi efllik eden baflka anomali izlenmedi.2 Sonuç olarak laparoskopi/laparatomi esnas›nda tesadüfen saptanan ve intestinal obstrüksiyona neden olabilecek fibröz bant fleklindeki OMD kal›nt›lar›n›n eksizyonunun geliflebilecek katastrofik klinik tablolar› önleyebilmek için gerekli oldu¤unu düflünüyoruz. © TKRCD 2013 200 ÖZTAfi ve ark. Kaynaklar 1. Hasdemir A O, Büyükafl›k O, Dinler K, et al. Eriflkin bir hastada omfalomezenterik kanal aç›kl›¤›: Olgu sunumu. Bak›rköy T›p Dergisi 2008;4:163-5. 2. Mahato N K. Obliterated, fibrous omphalomesentericduct in an adult without Meckel’s diverticulum or vitelline cyst . Romanian Journal of Morphology and Embryology 2010;51:195-7. 3. Aitken J. Remmants of the vitello-intestinal duct, A clinical analysis of 88 cases. Arch Dis Child. 1953;28:1-7. 4. Iwasaki M, Taira K, Kobayashi H, et al. Umbilical cyst containing ectopic gastric mucosa originating from an omphalomesenteric duct remnant. Journal of Pediatric Surgery 2009;44:2399-2401. © TKRCD 2013 Kolon Rektum Hast Derg, Aral›k 2013 5. Durakbasa Ç U, Okur H, Mutus H M, et al. Symptomatic omphalomesenteric duct remnants in children. Pediatrics International. 2010;52:480-4. 6. Markogiannakis H, Theodorou D, Toutouzas K G, et al. Persistent omphalomesenteric duct causing small bowel obstruction in an adult. World J Gastroenterol 2007;13:2258-60. 7. Kleiner B O, Cohen Z, Finaly R, et al. Unusual Presentation of Omphalomesenteric Duct Remnant: A Variant of Mesodiverticular Band Causing Intestinal Obstruction. J Pediatr Surg 2000;35:1136-7. 8. Gaisie G, Curnes J T, Scatliff J H, et al. Neonatal intestinal obsruction from omphalomesenteric duct remmants. AJR 1985;144:109-12. & CASE REPORT Hastal›klar› Dergisi Journal of Diseases of the Colon and Rectum Can Acute Appendicitis be the First Sign of an Inoperable Gastric Cancer Metastasis? A Case Report Akut Appandisit, ‹noperabl Mide Kanseri Metastaz›n›n ‹lk Bulgusu Olabilir mi? Olgu Sunumu DEN‹Z NECDET T‹HAN1, GÜLÇ‹N HEPGÜL2, MELTEM KÜÇÜYILMAZ2, OLGUN ÖZTÜRK2, HAKAN GÜVEN2, AYSEL ÇA⁄LAR3 1fievket Y›lmaz E¤itim Ve Araflt›rma Hastanesi, Genel Cerrahi Klini¤i, Bursa - Türkiye 2Ba¤c›lar E¤itim Ve Araflt›rma Hastanesi, Genel Cerrahi Klini¤i, ‹stanbul - Türkiye 3Ba¤c›lar E¤itim Ve Araflt›rma Hastanesi, Patoloji Klini¤i, ‹stanbul ÖZET Appendiksin primer non-karsinoid adenokanseri nadirdir. Daha da nadir olan ise, appendikse uzak organ metastaz›d›r. Genellikle mide adenokanserlerinde tan› konuldu¤unda, uzak metastaz da geliflmifltir. Klini¤e kar›n a¤r›s›yla baflvuran ve anamnezinde özellik saptanmayan 31 yafl›ndaki erkek hastan›n yap›lan fizik muayenesinde sa¤ alt kadranda hassasiyet ve McBurney noktas›nda rebaund saptand›. Hasta, akut appandisit tan›s›yla ameliyat edildi. Appendektomi materyalinin histopatolojik incelemesi sonucunda appendiks lümeninin adenokarsinom metastaz› tarf›ndan t›kand›¤› görüldü. Bunun üzerine hasta detayl› sistemik muayeneye al›nd› ve metastaz›n primerinin mide kaynakl› oldu¤u saptand›. Baflvuru Tarihi: 15.07.2012, Kabul Tarihi: 07.10.2012 Dr. Deniz Necdet Tihan Y›ld›r›m ‹lçesi Bursa-Türkiye Tel: 0536.2224417 e-mail: [email protected] ABSTRACT Primary non-carcinoid adenocarcinoma of the appendix is rare. Likewise, distant metastatisis of another organ or system cancer is even more rare. Generally, gastric adenocarcinoma may clinically be detected while it is spreaded. A 31-year-old man who had no specific medical history was admitted to the clinic with complaint of right lower abdominal quadrant pain and rebound tenderness over McBurney’s point. Laparotomy was performed for a diagnosis of acute appendicitis. Histopathological examination revealed an obstruction of the appendicular lumen due to adenocarcinoma metastasis. Correspondingly, the patient was re-evaluated to detect the primary malignancy focus and underwent inoperable gastric adenocarcinoma diagnosis. As our knowledge, there is only one other example in the literature; a patient with undiagnosed gastric cancer who had an acute appendicitis as the first clinical Kolon Rektum Hast Derg 2013;23:201-204 © TKRCD 2013 202 T‹HAN ve ark. Bu az rastlan›r, ilginç ve komplike olguyu paylaflmak istedik. Anahtar Kelimeler: Akut appandisit, Mide adenokarsinomu, Uzak metastaz, Tan›sal laparoskopi Introduction Acute appendicitis is the most common cause of the acute abdomen, and in almost every case, the primary reason is the obstruction of appendiceal lumen.1-3 Usually the obstructions occur because of the coprolites in adults and lymphoid hyperplasia in childhood. 2 Acute appendicitis due to primary non-carcinoid appendiceal malignancies is seldom.2 Besides, metastasis of a distant organ cancer into the appendix vermiformis presented with acute appendicitis clinic may be defined as an extraordinary entity. Case Presentation A 31-year-old man was admitted to the emergency room with sudden onset of acute right lower abdominal quadrant pain. He had no significant medical history. Physical examination revealed rebound tenderness over McBurney’s point. Axillary body temperature was 37.7°C. The pulse was 88 beats/min and blood pressure 110/75 mmHg. Complete blood count showed mild leucocytosis with neutrophil dominance (WBC. 14700/mm3). Ultrasound (US) scan disclosed an incompressible and swollen appendix with 11-mmdiameter. Consequently urgent laparotomy with McBurney’s incision was done for a diagnosis of acute A B Figure 1A. Adenocarcinoma invasion in the appendix vermiformis wall and exulcerated epithelium (H.E, x40); 1B. Immunohistochemical pancytokeratin positivity of the adenocarcinoma cells’ cytoplasms (pancytokeratin, x40). © TKRCD 2013 Kolon Rektum Hast Derg, Aral›k 2013 manifestation of an upper gastrointestinal malignancy. Thus we want to share this unusual, interesting and complicated case. Key words: Acute appendicitis, Gastric adenocarcinoma, Distant metastasis, Diagnostic laparoscopy Figure 2. Gastroscopic view of exulcerated mucosal area localized on the incisura. appendicitis. The patient was discharged two days after the operation. Histopathological examination showed obstruction of the appendicular lumen due to infiltration of six-mm-diameter adenocarcinoma metastasis invading muscularis propria (figure 1a and 1b). According to this finding, the patient was re-hospitalized and evaluated to detect the primary focus of malignancy. Gastroscopy and colonoscopy was performed and the patient underwent intramucosal gastric adenocarcinoma diagnosis (figures 2 and 3). Subsequent to determination of a hypermetabolic lession with malignant aspect on the ileocaecal region on the fluorodeoxyglucose positron emission tomography (FDG-PET) scanning, laparoscopic exploration was performed. Multiple biopsies were taken from the suspect areas of diaphragm and peritoneum (figure 4). Also peritoneal lavage with %0.9 NaCl was performed for cytopathological examination. Frozen histopathological examination’s data of laparoscopic biopsies was concordant with infiltration of adenocarcinoma. The cancer was considered inoperable and the patient discharged on the second postoperatively day after the laparoscopy. He is still having chemotherapy treatment with FUFA protocol (fluorouracil 425 mg/m2 and folinic acid 20 mg/m2 for 5 days, every 4 week for 6 cycles). Vol. 23, No.4 CAN ACUTE APPENDICITIS BE THE FIST SIGN OF AN INOPERABLE GASTRIC CANCER METASTASIS? Figure 3. Adenocarcinoma associated with gastric epithelium detected in the gastric endoscopic biopsy specimen (H.E, x100). Discussion The ratio of primary non-carcinoid appandiceal cancers in all gastrointestinal tract malignancies is less than 0.5%.3 In general, clinical presentation of these patients is acute appendicitis due to tumoral obstruction of the lumen.2,3 The majority of all cases are misdiagnosed preoperatively, even intraoperatively. Usually, the lesions are identified after the histopathological examinations.3 In the circumstances, it is difficult to diagnose a distant metastasis into the appendix presented with only acute appendicitis symptoms and no other significant medical history or physical examination findings. Any types of malignancy may spread to the appendix vermiformis. Appendiceal metastasis of colorectal, prostate and even lung cancers were reported. 4-6 Regarding to the literature, the gastric adenocarcinomas are the most common neoplasm types which tend to spread to the appendix.7-9 Gastric carcinoma metastasis to the appendix was first described by Goldfarb and Zuckner in 1951.10 The metastasis process begins as serosal implants. Therefore malignant cells infiltrate progressively all layers of the appendix wall. Tumoral mass and the environmental inflammation occlude the lumen and cause the stasis of appendiceal secretions which lead to the catarrhal infections and result in acute appendicitis. Once in a while, the direct obstruction of the metastatic cells without serosal infiltration may also occur and speeds 203 Figure 4. Peritoneal carcinoma implants detected in laparoscopic exploration. up the process, thus appendix can be perforated and generalized peritonitis symptoms appear. There is only one reported case of appendiceal metastasis of an undiagnosed gastric cancer, detected incidentally on colonoscopy which is not presented as acute appendicitis. 9 In our case, the initial sign of a gastrointestinal adenocarcinoma is the acute appendicitis and as our knowledge, this is the second similar case in the literature. Møller et al.8 reported an undiagnosed gastric tumor case primarily presented with symptoms of acute appendicitis. However, other cases of distant adenocarcinoma metastasis to the appendix vermiformis, mentioned about metastasis after the diagnosis of primary cancer. The prognosis of the acute appendicitis due to distant cancer metastasis is poor. However, in patient with solitary appandiceal metastasis - especially in case of metastasis from rectum or colon - a right radical hemicolectomy can be added if primary tumor is also radically resectable and in such case, the patient should not be considered as inoperable. In our case, diagnosis of peritoneal carcinomatosis took away the opportunity of radical surgery. Though the majority of acute appendicitis caused by benign obstruction, malignancy - and even more distant metastasis - also should be kept in mind. © TKRCD 2013 204 T‹HAN ve ark. Kaynaklar 1. Parks NA, Schroeppel TJ. Update on imaging for acute appendicitis. Surg Clin North Am. 2011;91:141-54. 2. Sieren LM, Collins JN, Weireter LJ, et al. The incidence of benign and malignant neoplasia presenting as acute appendicitis. Am Surg. 2010;76:808-11. 3. Hartley JE, Drew PJ, Qureshi A, et al. Primary adenocarcinoma of the appendix. J R Soc Med. 1996;89:111P-3P. 4. González-Vela MC, García-Valtuille AI, Fernández FA, et al. Metastasis from small cell carcinoma of the lung producing acute appendicitis. Pathol Int. 1996;46:216-20. 5. Gopez EV, Mourelatos Z, Rosato EF, et al. Acute appendicitis secondary to metastatic bronchogenic adenocarcinoma. Am Surg. 1997;63:778-80. © TKRCD 2013 Kolon Rektum Hast Derg, Aral›k 2013 6. Ratanarapee S, Nualyong C. Acute appendicitis as primary symptom of prostatic adenocarcinoma: report of a case. J Med Assoc Thai. 2010;93:1327-31. 7. Lin CY, Huang JS, Jwo SC, et al. Recurrent gastric adenocarcinoma presenting as acute appendicitis: a case report. Int J Clin Pract Suppl. 2005;147:89-91. 8. Møller P, Lohmann M. Acute appendicitis as primary symptom of gastric cancer. Ann Chir Gynaecol. 1984;73:241-2. 9. Fu K, Horimatsu T, Sano Y, et al. Metastasis to the appendix from gastric cancer detected incidentally on colonoscopy. Endoscopy. 2007;39:7. 10. Goldfarb A, Zuckner J. Acute suppurative appendicitis with perforation resulting from metastatic carcinoma: report of a case. Surgery 1951;29:137-141. & OLGU SUNUMU Hastal›klar› Dergisi Journal of Diseases of the Colon and Rectum ‹ntraoperatip Barsak Dekompresyonu için Kolay Bir Metod: Laparoskopik Kamera K›l›f› ile Dekompresyon (Teknik Not) Easy Method for Intraoperative Bowel Decompression: Decompression with Laparoscopic Camera Sheath (Technical Note) GÜRCAN fi‹MfiEK, AD‹L KARTAL, AL‹ BAL Konya Necmettiin Erbakan Üniversitesi Meram T›p Fakültesi, Konya-TÜRK‹YE ÖZET Barsak t›kan›kl›¤›nda neden giderildikten sonra barsa¤›n proksimal veya distale sa¤›larak boflalt›lmas› karn›n kapat›lmas›na kolayl›k sa¤lar. E¤er barsak içeri¤inin bir enteromiden veya rezeksiyon yap›lm›flsa kesik barsak uçlar›ndan dekompresyonu gerekirse laparoskopik kamera k›l›f›ndan yararlan›labilir. Kal›n veya ince barsa¤›n kamera k›l›f›na geçirilmesiyle kontaminasyonsuz dekompresyon yap›labilece¤i kan›s›nday›z. ABSTRACT lMilcking of the bowel proximal or distal abdominal closure provides convenience after surgical treatment of intestinal obstruction. If the intestinal contents of the cut ends of bowel decompression of the laparoscopic camera sheath can be used. As we have described intraoperative decompression with the help of the laparoscopic camera sheath to reducethe risk of contamination. Anahtar Kelimeler: ‹leus, Dekompresyon, Laparoskopi, Kamera k›l›f› Key words: ‹leus, Decompression, Laparoscopy, Camerasheath Baflvuru Tarihi: 17.02.2013, Kabul Tarihi: 26.02.2013 Dr. Gürcan fiimflek N.E.Ü. Meram T›p Fak.beyflehir Caddesi Akyokufl Mevkii.meram/konya Konya - Türkiye Tel: 0535.6426075 e-mail: [email protected] Kolon Rektum Hast Derg 2013;23:205-207 © TKRCD 2013 206 fi‹MfiEK ve ark. Girifl AMBT (Akut mekanik barsak t›kan›kl›¤›) cerrahlar›n oldukça s›k karfl›laflt›klar› ve acil tedavi gerektiren klinik tablolard›r. 1 AMBT’de etyolojik faktör ortadan kald›r›ld›ktan sonra dilate barsak anslar›n›n intraoperatif dekomprese edilmesi ile karn›n daha kolay kapand›¤›, respiratuar fonksiyonlar›n daha çabuk düzeldi¤i, barsak motilite ve absorbsiyonunun da daha çabuk normale döndü¤ü bilinmektedir.2 AMBT’de barsaklar iki yolla dekomprese edilir. Birincisi barsaklar proksimale do¤ru sa¤›l›r ve barsak içeri¤i mideden bir nazogastrik tüp ile aspire edilir. ‹kinci yol ise dilate barsa¤›n distale do¤ru sa¤›l›p distalden yap›lacak enterotomiyle aspire edilmesidir. Uzun intestinal tüp veya foley kataterin entoromiden ilerletilmesiyle de dekompresyon yap›labilir.3 AMBT’de veya AMBT geliflmek üzere olan tümörlerde rezeksiyondan sonra proksimal dilate barsaktaki barsak içeri¤i dekompresyon gerektirir. AMBT’de t›kan›kl›¤a yol açan neden, durum gerektiriyorsa, rezeksiyon yap›ld›ktan sonra dekompresyon yap›l›r. Bu dekompresyon genel olarak rezeksiyon yap›lan ucun bir kap içine do¤ru sa¤›lmas›yla yap›lmaktad›r. Ancak bu yöntemde özellikle barsak mezosunun k›sa oldu¤u vakalarda barsa¤›n uç k›sm›n›n kap içinde tutulmas›nda ve kab›n operasyon sahas›na yaklaflt›r›l›p uzaklaflt›r›lmas›nda güçlükler yaflanmaktad›r. Bu esnada kar›n bofllu¤u ve yara dudaklar› s›kl›kla kontamine olmaktad›r. Rezeksiyon gerektiren AMBT’ de rezeksiyon yap›ld›ktan sonra proksimalde kalan dilate barsak anslar›n›n laparoskopik kamera k›l›f› yard›m›yla dekomprese edilmesinin güvenli ve kolay oldu¤u kan›s›nday›z. Afla¤›da yapt›¤›m›z ifllem sunulmaktad›r. Teknik Not AMBT’ ye yol açan neden barsak rezeksiyonu ile tedavi edildikten sonra t›kan›kl›¤›n proksimalinde kalan dilate barsa¤›n proksimal ucuna (kolon veya ince barsak ucuna) iki adet ask› sütürü konulur. Daha sonra steril olan ve laparoskopik cerrahi için tek kullan›ml›k olarak üretilen kamera k›l›f›n›n karton bafll›kl› taraf›ndan bu uç k›l›f içine al›n›r. Bu ucun kontrol alt›nda tutulabilmesi için ask› sütürleri k›l›f›n karton k›sm›ndaki deliklerden geçirilip klemplerle ask›ya al›n›r. Kamera k›l›f›n›n di¤er ucu ameliyat masas›n›n yan›ndaki bir konteyn›r içine indirilir (Resim 1). © TKRCD 2013 Dekomprese edilecek dilate kolon (veya ince barsak) segmenti Kolon Rektum Hast Derg, Aral›k 2013 Karton bafll›kl› laparoskopik kamera k›l›f› Ask› dikifli Ask› dikifli Kamera k›l›f›n› çöp konteyn›r›na uzanan poflet k›sm› Çöp konteyn›r› Resim 1. Rezeksiyon yap›ld›ktan sonra dekomprese edilecek dilate barsak segmentinin kamera k›l›f› içinde ask› sütürleri yard›m›yla tutulmas› (flamatik görünüm). Daha sonra barsak kamera k›l›f› içine sa¤›larak dekomprese edilir. Böylece intestinal muhteva, cerrahi alan kontamine edilmeden uzaklaflt›r›l›r (Resim 2). Dekompresyon ifllemi tamamlan›nca ask› sütürlerinin içinden geçirildi¤i karton delikler (kamera k›l›f›n›n karton bafll›¤›ndaki delikler) kesilir ve ask› sütürleri yard›m›yla barsak ucu k›l›f içinden ç›kar›l›r. Kamera k›lf›n›n a¤z› ba¤lan›p konteyn›r içine b›rak›l›r. Son olarak barsak ucu betadinli tamponla silinir. Bu ifllemden sonra proksimal uçla anostomoz veya stoma yap›labilir. Resim 2. Kamera k›l›f› içine dekomprese edilen sigmoid kolon muhtevas› k›lf içinden konteyn›ra ak›fl› görülmektedir. Vol. 23, No.4 LAPAROSKOP‹K KAMERA KILIFI ‹LE DEKOMPRESYON 207 Sonuç Rezeksiyon yap›lmadan önce dilate ans›n mideye do¤ru sa¤›lmas›nda barsak içeri¤i yo¤un olan hastalarda yöntemin etkinli¤i azalmaktad›r. Tarif etti¤imiz flekilde yap›lmas›n›n kontaminasyonriskini azaltt›¤› kan›s›nday›z. Bu yöntemle hem kolon hem de ince barsaklar dekomprese edilebilir. Bu metodun intraoperatif barsak irrigasyonunda da uygulanabilece¤i kan›s›nday›z. Kaynaklar 1. Markogiannakis H, Messaris E, Dardamannis D, et al. Acutemechanicalbowelobstruction: clinicalpresentation, etiology, managementandoutcome. World J Gastroenterol 2007;13:432-7. 2. Welch JP. General considerationandmortality in bowelobstruction. In:Welch JP, editor.Bowe- lobstruction: differentialdiagnosisandclinicalmanagement. Philadelphia: SaundersCompany; 1990;p.59-95. 3. Aysan E, Demir M, K›nac› E, et al. Complications of intestinalmilking: Experimental model. ANZ J. Surg. 2005;75:322-325. © TKRCD 2013 OLGU SUNUMU & Hastal›klar› Dergisi Journal of Diseases of the Colon and Rectum Nadir Görülen Bir ‹ntestinal Obsrüksiyon Nedeni: Crohn Hastal›¤› ile Birliktelik Gösteren ‹nflamatuar Fibrinoid Polibin Neden Oldu¤u ‹leoileal ‹nvajinasyon A Rare Cause of Intestinal Obstruction: Caused Illeoileal Intussusception Inflammatory Fibroid Polyp Associated With Crohn's Disease SELÇUK ÖZBALCI1, DEN‹Z TEMEL fiEREN1, BÜLENT KOCA2, VOLKAN TÜMENTEMUR1, KA⁄AN KARABULUT1 1Ondokuz May›s Üniversitesi T›p Fakültesi Genel Cerrahi Abd, Samsun-Türkiye 2Korgan Devlet Hastanesi Genel Cerrahi Servisi, Ordu-Türkiye ÖZET ‹nflamatuar fibroid polip (‹FP) gastrointestinal sistemin nadir görülen, submukozal yerleflimli non-neoplastik lezyonlar›d›r. Mide ve ileum en s›k etkilenen bölgelerdir. Klinik belirtiler lezyonun yeri ve büyüklü¤üne ba¤l›d›r. ‹nce barsak yerleflimli ‹nflamatuar fibroid poliplerde obstrüksiyon ve invajinasyon en s›k görülen semptomlard›r. Biz Crohn hastas›nda ileoileal invajinasyona neden olan ince ba¤›rsa¤›n inflamatuar fibroid polip olgusunu sunduk. Anahtar Kelimeler: Crohn hastal›¤›, ‹nflamatuar fibroid polip, ‹nvajinasyon Baflvuru Tarihi: 19.02.2013, Kabul Tarihi: 04.03.2013 Dr. Bülent Koca Korgan Devlet Hastanesi Korgan Ordu-Türkiye Tel: 0532.5546269 e-mail: [email protected] Kolon Rektum Hast Derg 2013;23:208-211 © TKRCD 2013 ABSTRACT Inflammatory fibroid polyp (IFP) is a rare, localized, non-neoplastic lesion originating in the submucosa of the gastrointestinal tract.The stomach and ileum are the most commonly affected sites. Clinical symptoms depend on the location and size of the lesion. Obstruction or intussusception is the most frequent initial symptom when an inflammatory fibroid polyp is located in the small intestine. We describe a case of Crohn Disease with inflammatory fibroid polyp with of the small intestine causing ileoileal intussusception. Key words: Crohn disease, Inflammatory fibroid polyp, ‹ntussusception Vol. 23, No.4 NAD‹R GÖRÜLEN B‹R ‹NTEST‹NAL OBSRÜKS‹YON NEDEN‹ Girifl ‹nflamatuar fibroid polip (‹FP), gastrointestinal kanal›n oldukça nadir görülen bir lezyonudur. Submukozadan köken al›r ve polipoid kitle fleklinde büyür. En s›k mide ve ileumdan köken almakla birlikte tüm gastrointestinal kanalda görülebilir.1,2 Histolojik olarak ödemli ba¤ dokusu içinde, fibroblastlar ve çok say›da kan damar›na efllik eden, eosinofilleri de içeren inflamatuar hücre infiltrasyonunun varl›¤› ile karakterizedir.2,3 ‹leumda görüldüklerinde s›kl›kla invajinasyona neden olurlar ve klinik olarak intestinal obstruksiyon bulgular›yla ortaya ç›karlar ve akut bat›n nedeni olabilirler. Crohn hastal›¤› ve inflamatuar fibroid polip birlikteli¤i çok daha nadirdir.1 Biz befl y›ld›r Crohn hastal›¤› tan›s› olan hastada ‹FP’nin neden oldu¤u invajinasyon sonucunda ortaya ç›kan intestinal obstruksiyon olgusunu sunduk. Amac›m›z çok nadir görülen bu birlikteli¤in klinik ve patolojik özelliklerini literatür eflli¤inde tart›flmakt›r. Olgu Gastroenteroloji klini¤i taraf›ndan Crohn hastal›¤› tan›s›yla 5 y›ld›r takip edilen 51 yafl›ndaki erkek hasta son iki ayd›r ataklar halinde gelen kar›n a¤r›s›, bulant› ve kusma flikayetleri ile klini¤imize baflvurdu. Fizik muayenesinde minimal distansiyon ve hassasiyet mevcuttu. Direkt kar›n grafisinde ince barsak düzeyinde hava s›v› seviyeleri vard›. Beyaz küre say›s› 6.530 bin/uL idi. Hastaya yap›lan bilgisayarl› tomografi (BT), enteroklizis+3D BT serilerinde; sa¤ alt kadranda proksimal ileal segmentte yaklafl›k 11.5 cm'lik bir segmentte barsak lümeninin invajinasyonu ve bunun sonland›¤› alanda s›n›rlar› belirgin, düzgün konturlu 45x31 mm boyutlarda solid kitle lezyonu görüldü. Ayr›ca çevre mezenterde çok say›da lenf nodu ile invajinasyonun proksimalinde jejunal ve ileal segmentlerde ödem ve çap art›fl› mevcuttu (Resim 1). Hasta elektif flartlarda ameliyata al›nd›. Yap›lan eksplorasyonda çekumdan yaklafl›k 80. cm’den itibaren ince barsaklar›n proksimal segmentlere do¤ru invajine oldu¤u görüldü. ‹nvajinasyonun distalinde lümen içinde kitle palpe edildi. ‹nvajinasyonun proksimalindeki ince barsaklar ödemli ve dilate görünümdeydi. Hastam›zda tan›s› konulmufl olan Crohn hastal›¤›n› do¤rular biçimde terminal ileum, çekum ve ç›kan kolon mezosunda çok say›da 1 cm’den büyük boyutta ve yer yer konglomere olmufl lenf nodlar› mevcuttu. Terminal ileum ve çekumda duvar kal›nlaflmas› oldu¤u saptan›rken, antimezenterik 209 Resim 1. ‹nvagine olan segmentte target görünümü. kenara do¤ru mezenterik ya¤l› dokunun yürümesi bulgusu yoktu. Enterotomi uyguland› ve barsak mukozas›ndan köken alan lümeni tama yak›n t›kayan ve polipoid yap›da yaklafl›k 4x4 cm lik kitle görüldü (Resim 2). Resim 2. Eksize edilen ileum ans› ve polibin görüntüsü. Kitleden ve kitleye yak›n barsak mezosundaki lenf nodlar›ndan frozen için örnek al›nd›. Sonuç benign olarak bildirildi. Kitle ve invajine olan barsak segmentleri, çok say›da lenf nodu içeren mezoyla birlikte rezeke edildi ve yan yana anastomoz yap›ld›. Hasta postop dönemde sorunsuz olarak takip edildi ve 8. günde taburcu edildi. Patoloji spesimeninin mikroskopik incelemesinde; yer yer ödemli ve vasküler yap›lardan zengin bir stromada, i¤si çekirdekli mezenkimal elemanlar›n, vasküler yap›lar etraf›nda yer yer girdaplar oluflturmas› ve de¤iflik yönlere uzan›m› ile karakterli lezyon gözlemlenmifltir. Arada tek tek da¤›lm›fl eosinofiller, plazma hücreleri ve lenfositler gözlemlenmifltir (Resim 3). © TKRCD 2013 210 KOCA ve ark. Resim 3. ‹nflamatuar fibroid polipe ait mikroskopik görünüm. ‹mmunhistokimyasal çal›flmada tan›mlanan mezenkimal elmanlar SMA, S 100, CD 34 pozitif, CD 117, ALK, desmin ile negatif boyanm›flt›r. Tan›, ‹FP olarak raporland›. Tart›flma ‹nflamatuar fibroid polip (‹FP) nadir görülen bir lezyondur. Literatürde bildirilen vaka say›s› azd›r. En s›k mide ve ileumdan köken almakla birlikte tüm gastrointestinal kanalda görülebilir.1,3,4 Klinik semptomlar lezyonun yerleflim yerine ve büyüklü¤üne ba¤l›d›r. ‹FP ileumdan köken ald›¤›nda birçok hastada s›kl›kla invajinasyona ba¤l› intestinal obstruksiyon tablosu ile karfl›m›za ç›kar. Klinik olarak genellikle abdominal a¤r›, bulant› ve kusma görülür.1 Bizim olgumuzda da ‹FP ileumda idi ve invajinasyona ba¤l› intestinal obstruksiyon geliflmiflti. ‹FP ilk kez Vanek taraf›ndan 1949 y›l›nda “eosinofilik Kaynaklar 1. Parasi A, Triantafillidis JK, Barbatzas C, et al. Coexistence of Crohn’s disease and inflammatory fibroid polyp of the small bowel. Report of a case and review of the literature. Ann Ital Chir 2005;76:395-9. 2. Korkmaz O,Yilmaz HG,Yilmaz F. et al. Intussusception due to Inflammatory Fibroid Polyp © TKRCD 2013 Kolon Rektum Hast Derg, Aral›k 2013 gastrik submukozal granulom’’ olarak tan›mlanm›flt›r.5 ‹FP ve Crohn hastal›¤› birlikteli¤i ise oldukça nadirdir ve ilk defa Shimer ve arkadafllar› taraf›ndan tan›mlanm›flt›r.1,4 ‹FP’nin çap› 0.2-8 cm aras›nda de¤iflebilir. Her yafl grubunu etkilemekle birlikte 5-6. dekatlarda pik yapar.6 ‹FP gibi tüm ince barsak tümörleri, kanama ve/veya t›kanmaya yol açmad›klar› sürece tan›mlanmalar› rastlant›sal olan patolojilerdir. ‹ntususepsiyon da ince barsak tümörlerinin komplikasyonlar› aras›ndad›r. Bu tümörlerin üst ve alt gastrointestinal sistem görüntüleme yöntemleri ile tespit edilmesi oldukça zordur ve bu nedenle tan›da ve tedavide ço¤u zaman gecikilir. ‹leal invajinasyon olgular›nda görüntüleme yöntemlerinin tan›sal de¤erleri k›s›tl›d›r. ‹nce barsa¤›n görüntülenmesinde ve invajinasyon tan›s›nda USG, BT, manyetik rezonans görüntüleme, enteroklizis, çift balonlu ince barsak endoskopisi kullan›lmakta olan yöntemlerdir. Bu tümörler i¤si ve inflamatuar hücrelerden oluflan submukozal polipoid kitleler fleklindedirler. Nukleer atipi ve mitoz görülmez. ‹¤si hücreler ve kapiller yap›lar CD 34 eksprese ederler, CD 117 negatiftir.7 S 100 s›kl›kla pozitiftir.8 Bizim olgumuzdaki spesimen bu kriterlere tam olarak uymaktad›r. Çocuk yafl grubunun aksine eriflkin birçok hastada invajinasyona yol açan bir lezyon vard›r ve bu nedenle hastalar›n büyük k›sm›nda cerrahi tedavi gereklidir. Cerrahi müdahalenin flekli halen tart›flmal› olmakla birlikte özellikle parsiyel rezeksiyon ve primer anastomoz önerenler ço¤unluktad›r.9,10 Hastam›zdaki lezyonun benign oldu¤u frozen ile do¤ruland›¤› için ve mevcut Crohn hastal›¤›na ba¤l› ileriki dönemlerde tekrar cerrahi ihtiyac› do¤abilece¤i düflünülerek lezyonu ve invajine ba¤›rsak segmentini içeren s›n›rl› bir rezeksiyon ve primer anastomoz uygulad›k. Crohn oldu¤u bilinen ve intestinal obstrüksiyon bulgular›yla baflvuran hastalarda ‹FP ay›r›c› tan›da ak›lda bulundurulmal› ve uygulanacak cerrahi ona göre planlanmal›d›r. Located at Ileum: Report of Two Cases. Turk J Med Sci 2007;37:181-4. 3. Das S, Mandal TS, Sinhababu AK, et al. Small bowel obstruction due to inflammatory fibroid polyp. J Indian Med Assoc 2012;110:51-2. 4. Shimer G,Helwing E. Inflammatory fibroid polyps of the intestine. Am J Clin Pathol 1984; 81:708-14. Vol. 23, No.4 NAD‹R GÖRÜLEN B‹R ‹NTEST‹NAL OBSRÜKS‹YON NEDEN‹ 5. Schildhaus HU, Merkelbach-Bruse S, Binot E, et al. Inflammatory fibroid polyp: from Vanek's "submucosal granuloma" to the concept of submucosal mesenchymal neoplasia. Pathologe 2010;31:109-14. 6. Ozolek JA, Sasatomi E, Swalsky PA, et al. Inflammatory fibroid polyps of the gastrointestinal tract: clinical, pathologic, and molecular characteristics. Appl Immunohistochem Mol Morphol 2004;12:59-66. 7. Miettinen M, Sobin LH, Rikala MS. et al. Immunohistochemical Spectrum of GISTs at Different Sites and Their Differential Diagnosis with 211 a Reference to CD117 (KIT). Mod Pathol 2000;13:1134-42. 8. Ihimoyan A, Chelimilla H, Bala B. et al. An Inflammatory Fibroid Polyp in the Hepatic Flexure of the Colon Treated with Argon Plasma Coagulation, Endoscopic Clipping and Polypectomy. Case Rep Gastroenterol. 2012;6:63-8. 9. Eisen LK, Cunningham JD, Aufses AH. et al. Intussusception in adults: institutional review. J Am Coll Surg 1999;188:390-5. 10. Begos DG, Sandor A, Modlin IM. et al. The diagnosis and management of adult intussusception. Am J Surg 1997;173:88-94. © TKRCD 2013 OLGU SUNUMU & Hastal›klar› Dergisi Journal of Diseases of the Colon and Rectum Pelvik Ekzenterasyon Pelvic Exenteration FAT‹H A⁄ALAR1, AYHAN ERDEM‹R1, OKTAY KARADEN‹Z2, SA‹ME RAMADAN3, FAT‹H GÜÇER4, CEM‹L UYGUR5 1Anadolu Sa¤l›k Merkezi, Genel Cerrahi Departmen›, Kocaeli - Türkiye 2Anadolu Sa¤l›k Merkezi, Radyoloji Departman›, Kocaeli - Türkiye 3Anadolu Sa¤l›k Merkezi, Patoloji Departman›, Kocaeli - Türkiye 4Anadolu Sa¤l›k Merkezi, Kad›n Hastal›klar› Ve Do¤um Departman›, Kocaeli - Türkiye 5Anadolu Sa¤l›k Merkezi, Üroloji Departman›, Kocaeli - Türkiye ÖZET Girifl: Pelvik ekzenterasyon nadir yap›lan, mortalite ve mobiditesi yüksek olan bir cerrahidir. Multidisipliner yaklafl›m gerektirir. Olgu: Neoadjuvan radyoterapi alan 61 yafl›ndaki nüks vulva kanserli hastaya uygulanan pelvik ekzenterasyon olgusu. Sonuç: Orta hat pelvik tümörlerde metastaz olmamas› halinde pelvik ekzenterasyon ameliyatlar› yap›labilir. Spesmen görüntülemeleri (MRI) klinisyen ve patolo¤un, sa¤l›kl› bir s›n›r de¤erlendirmesi için önemlidir. Anahtar Kelimeler: Ekzenterasyon, Pelvik, Tümör, MRI Baflvuru Tarihi: 12.10.2013, Kabul Tarihi: 09.12.2013 ABSTRACT Introduction: Pelvic exanteration is a higly morbid and even mortal surgical procedure which requires a multidiscipilinary approach. Case: Here we present a case of recurrent vulvar cancer invading the anus with inguinal lymph node metastases and without lateral pelvic side wall invasion. Result: Recurrent pelvic tumors without lateral pelvic side wall invasion are good candidates for pelvic exanteration. A delicate diagnostic work up, such as pelvic MRI, and pathologic examination and a good surgical tehnique are crucial inorder to achive excellent results. Key words: Exanteration, Pelvic, Tumor, MRI Dr. Fatih A¤alar Anadolu Sa¤l›k Merkezi, Genel Cerrahi Departman› Kocaeli-Türkiye Tel: 0532.2464124 e-mail: [email protected] Kolon Rektum Hast Derg 2013;23:212-217 © TKRCD 2013 Vol. 23, No.4 PELV‹K EKZENTERASYON Girifl Pelvik kavitedeki organlar›n radikal cerrahi tedavisini içermektedir. Tekrar eden veya ileri pelvik organ tümörlerinde uygulanan bir tekniktir. Santral yerleflimli serviks, vagen, vulva, rektum kanserlerinde uygulan›r. Operatif mortalite %3-5, ameliyat s›ras›nda major komplikasyon oran› %30-40, baflar›l› ameliyatlarda 5 y›ll›k survi %20-50’dir. Perinael herni riski %3-10 olup genellikle asemptomatiktir. ‹lk kez 1948 y›l›nda Alexander Brunschwig taraf›ndan tan›mlanm›flt›r. Genellikle pelvisde nüks olup, tömör’ün 3 cm den büyük olmas›, rezeksiyon s›n›r›n›n veya pelvik yan duvar›n pozitif olmas›, nodal metastaz, önceki RT ile cerrahi aras›nda 1 y›ldan daha az zaman olmas› nüks ihtimalini art›rmaktad›r. Major erken postop komplikasyon kan kayb›, sepsis, insizyon ayr›flmas›, anastamoz kaça¤›d›r.6 Daha nadir olarak fistül, barsak t›kan›kl›¤›, üreteral darl›k, böbrek yetmezli¤i, pyelonefrit ve kronik barsak t›kan›kl›klar› say›labilir. Di¤er komplikasyonlar ise venöz tromboz, pulmoner emboli, flep nekrozu ve stome nekrozudur. Patolojik spesimen de¤erlendirilmesinde MR korelasyonu non-invazif bir görüntüleme metodu olarak yer almakta ve yüksek yumuflak doku kontrast› sayesinde detayl› incelemeye olanak sa¤lamaktad›r. Burada nüks vulva kanserli bir olgunun, literatür eflli¤inde de¤erlendirilmesi, çekilen spesmen MR ve patolojilerinin k›yaslanmas›, demonstratif olmas› nedeni ile sunulmas› amaçlanm›flt›r. Olgu 61 yafl›nda kad›n hasta, aral›k 2011 de vulva kanseri nedeniyle ameliyat edilmifl. Yap›lan ameliyat›n ne oldu¤u bilinmiyor. Yirmi iki gray radyoterapi alm›fl. Hastal›k anüse yak›n bir yerde nüks etmifl. ‹nsizyonel biyopside yass› hücreli kanser oldu¤u, anüse çok yak›n olmas› nedeni ile abdominoperineal rezeksiyon (APR) önerilmifl. Merkezimize gelen hastan›n toraks BT'de flüpheli lezyon olmas› üzerine ve lenf nodlar›n›n da tam olarak durumunu görmek amac›yla yap›lan PET-BT'de tümör lokalize oldu¤u uzak metastaz olmad›¤› görüldü (Resim1). Muayenede; Vulvan›n sa¤ alt lokalizasyonda, anüsü sa¤ lateralden invaze eden 6cm çap›nda, sert, fikse tümöral kitle ve sa¤ inguinal alanda 2 cm çapa ulaflan palpabl lenf nodlar› saptand›. Di¤er sistem muayenelerinde patoloji gözlenmedi. Bat›n ve Pelvik BT, vulva posteriorunda, 213 Resim 1. PET BT görüntüsü. perianal bölgeye do¤ru büyüme gösteren, en genifl transvers boyutlar› 64x32mm ölçülen, anal sfinkteri çevreleyerek içine alan, yumuflak doku kitlesi saptanm›fl. Toraks BT de metastaz ile ilgili patoloji saptanmad›. PET BT: Anal bölgede orta hatt›n sa¤›ndaki kitlede (SUV:15), sa¤ inguinal bölgedeki lenf nodunda (SUV:8,9). anormal artm›fl FDG tutulumu saptand›. Karaci¤erde aktivite da¤›l›m› uniformdur (SUV:2.7). Di¤er vücut görüntülerinde malign doku düflündürecek tarzda artm›fl metabolik aktivite saptanmad›. Lab tetkiklerinde özellik saptanmad›. Total pelvik ekzentarsyon karar› verilen hasta opere edildi. Total abdominal histerektomi-bilateral salpingoooferektomi (TAH-BSO), vulvektomi, vaginektomi, pelvik lenfadenektomi, sistektomi, APR, sa¤ inguinal lenfadenektomi yap›ld›. Sigmoid üç kolostomi, ileal loop üriner diversiyon yap›larak rekonstrüksiyon sa¤land›. Pelvik herni önlemek amaçl› omentum haz›rland› ve sol lateralden pelvise uzat›lan omentum dokusu ile pelvik boflluk dolduruldu. Spesmene MRI, 3T gücünde MR cihaz› ile 20 kanall› kafa sarg›s› kullan›larak anatomik pozisyonda, koronal, sagittal ve transvers planlarda anatomik demarkasyon sa¤lamak amac› ile spesimendeki vajinal ve rektal lümen, ultrason jeli doldurularak MR çekimi gerçeklefltirilmifltir (Resim © TKRCD 2013 214 A⁄ALAR ve ark. Kolon Rektum Hast Derg, Aral›k 2013 Resim 4. Vagen muskuler tabakas›n› içeren tümöral alan. Resim 2. Spesmenin MRI görüntüsü. 2, 3). Lezyonun anal kanal seviyesinde submukozaya kadar uzand›¤› MR ile gösterilmifl ve patoloji ile korele edilmifltir. Patolojik de¤erlendirme; Vulva; uterus, rektum-anus, Resim 3. Spesmen MRI. © TKRCD 2013 mesane ve lenf nodlar›, radikal vulvektomi+TAHBSO+proktokolektomi+sistektomi ve pelvik lenf nodlar› disseksiyon, 1. Vulva ve anus-kas tabakas›, az diferansiye skuamöz hücreli karsinom (Resim 4, 5, 6, 7). 2. ‹nguinal lenf nodlar›, 4 adet, karsinom metastaz›. 3. ‹nguinal,8 sa¤ eksternal iliak,9 sa¤ obturator,10 sa¤ common iliak6 sol eksternal iliak,8 sol obturator,9 ve sol common iliak,4 toplam 54 adet lenf nodu, tümör negatif. 4. Perikolik lenf nodlar›, 4 adet, tümör negatif. Postopertaif 1 gece yo¤un bak›m ünitesinde kalan hasta, 11. gün taburcu edildi. hidronefroz ve rutin takiplerdeki anormal sitoloji olabilir. Tedavide ilk ad›m, santral yerleflimli tümörden biyopsi yap›larak tan›n›n teyid edilmesi, uzak metastaz taramas› ve komorbidite olabilecek hastal›klar›n araflt›r›lmas›d›r. Resim 5. Radyoterapiye ba¤l› yayg›n fibrozis. Vol. 23, No.4 PELV‹K EKZENTERASYON 215 Bunlar genellikle lenfatikler ile metastaz yapmaktad›r. Anteriordaki lezyonlar inguinal lenf nodlar›na metastaz Resim 6. Muscularis probria invazyonu. Resim 7. Rektum muscularis probriaya invaze tümör. Bizim olgumuzda da santral yerleflimli lezyon için biyopsi yap›lm›fl ve vulvan›n nüks epidermoid kanseri saptanm›flt›r. ‹ntraperitoneal ve retroperitoneal yayg›n hastal›k olup olmad›¤› araflt›r›l›r, laparoskopi yap›labilir.8 Santral yerleflimli serviks kanserleri en s›k endikasyon oluflturan hastal›kt›r. Bunun d›fl›nda santral yerleflimli tüm pelvik kanserlerde yap›labilir. Kontrol edilemeyen semptomlar› olan pelvik tümörlerde ve kontrol edilemeyen fistül varl›¤›nda palyatif amaçl› yap›labilir. Peritoneal metastaz , barsaklara olan metastaz ve yayg›n metastaz durumunda , pelvik duvara fiksasyon ve pelvis d›fl›na yay›l›m (paraaortik lenf nodu vs) durumlar›nda kontrendikedir. Di¤er bir pelvik ekzenterasyon ameliyatlar›n›n nedeni olan vulva kanserleri tüm jinekolojik kanserlerin %5 ini oluflturur ve %90 dan fazlas› epidermoid kanserlerdir. Tart›flma Pelvik ekzenterasyon ameliyatlar› nadiren yap›lan, yüksek mortalite ve morbiditesi olan ameliyatlard›r. Ameliyatlar multidisipliner yaklafl›m gerektirir. Ekibimiz ile birlikte üroloji ve kad›n hastal›klar› do¤um ekibi ameliyat› gerçeklefltirmifl, patoloji ile frozen yap›larak multidisipliner olarak ameliyat gerçeklefltirilmifltir. Çal›flmalarda ço¤u hasta ameliyat öncesi radyoterapi alm›fllard›r. Olguuz da ilk ameliyat sonras› radyoterapi alm›flt›r. Pelvik a¤r›, kanama ve hematüri olabilir.7 Baz› vakalarda ilk belirti yaparken, posterior lezyonlar pelvik lenf nodlar›na metastaz yapar. Olgumuzda anterior yerleflimli nüks vulva kanseri olup, inguinal lenf nodlar›na metastaz yapm›flt›r. Cloquet lenf bezi inguinal bölgede ve vulvadan efferent ald›¤› ve eksternal iliak zincirin medial bölümüne drene oldu¤u için vulvar lezyonlar›n pelvik lenf bezlerine yay›l›m için önemli bir bekçi lenf nodudur.9 ‹nguinal lenf bezleri de¤erlendirilmesi, prognoz ve tedavinin tasarlanmas› için önemlidir. Olgumuzda sa¤ inguinalde saptanan lenf nodlar› disseksike edilmifl ve metastaz saptanm›flt›r. Pelvik lenf nodu disseksiyonu da yap›lan olgumuzda pelvik lenf nodlar›nda metastaz saptanmam›flt›r. Lokal ileri vulva kanserli hastalar›n yönetimi tart›flmal›d›r. Vulva kanseri distal üretra, vagina, rektovaginal septum veya anal kaslar› tutar ise pelvik ekzentarasyon yap›labilir. Son y›llarda sisplatin gibi radyosensitize edici ilaçlarla kombine eksternal radyoterapi ile baflar›l› tedaviler bildirilmektedir10. Retroperitonel noda direkt invazyon, komflu barsak ans›na komfluluk yolu ile invazyon, hidroüreteronefroz durumlar›nda k›smi kontrendikasyon vard›r. Bacak a¤r›s›, bacak ödemi ve hidronefroz pelvik duvar invazyonunun göstergesi olabilir. Baz› cerrahlar laterale geniflletilmifl radikal rezeksiyonlar yap›labilece¤ini bildirmifltir.11 Ameliyat öncesi tümörün çap› ve lokalizasyonunun belirlenmesi için pelvik ve bat›n BT yap›l›r. Bunun d›fl›nda toraks BT, major pelvik damar invazyonu, pelvik kenar invazyonu ve kas invazyonunun de¤erlendirmesi için pelvik MRI yap›labilir. Lateral kenar invazyonun saptanmas›nda MRI de¤erlendirme önemlidir. Tümör çap›n›n belirlenmesinde organ invazyonunun tesbitinde önemli bir görüntüleme yöntemidir. MRI da lateral duvar invazyonu saptanmas› yaflam süresine etki etmektedir.12 © TKRCD 2013 216 A⁄ALAR ve ark. Kolon Rektum Hast Derg, Aral›k 2013 Resim 9. Spesmenin makroskobik görüntüsü. Resim 8. PET BT pozitif inguinal lenf nodu ve tümör. Metastaz taramas› için karaci¤er usg ve kemik taramas› yap›labilir. PET BT taramas› tart›flmal› bir konudur. Bir çal›flmada vaginal ve servikal kanserli hastalarda, ekzenterasyon öncesi, ekstrapelvik metastaz taramas›nda sensivite %100, spesifite %73 oldu¤u bldirilmektedir.13 Olgumuza ameliyat öncesi bat›n ve toraks BT, pelvik MRI ve PET BT yap›lm›fl, yaklafl›k 6 cm’lik tümoral kitle ve sa¤ inguinal lenf nodlar›nda metastaz saptanm›flt›r (Resim 8). Ameliyattan bir gün önce antibiyotikli ve mekanik barsak haz›rl›¤› yap›l›r. Stoma yerleri iflaretlemesi yap›l›p orta hat insizyonu ile ameliyata bafllan›r. Kar›n içi ve pelvik organlar eksplore edilir. fiüpheli durumda frozen inceleme yap›l›r. Yayg›n metastaz varl›¤›nda operasyon sonland›r›l›r.14 Pelvik retroperitoneal alan aç›l›r, üreterler, internal ve eksternal iliak damarlar gerekti¤inde kanama miktar›n› azaltmak üzere ba¤lanmak için haz›rlan›r. Cerrahideki amaç negatif s›n›r ile ameliyat› tamamlamakt›r. Bu nedenle lateral kenar invazyonlar› önemlidir. Baz› çal›flmalarda s›n›r negatifli¤i sa¤lanamad›¤› durumlarda intraoperatif radyoterapi yap›labilece¤i bilidirilmifltir.15,16 Belirgin s›n›r pozitifli¤i kötü prognoz göstergesidir. Olgumuzda lateral s›n›r negatif olup, frozen ile cerrahi s›n›r negatifli¤i gösterildi. Pelvik ekzentarasyonda, varsa uterus ve ligamanlar›, © TKRCD 2013 vajina, adneksler, parametrium ve paravajianal doku ç›kar›l›r. Posterior ekzentarasyonda ilave olarak kolonun rektosigmoid bölümü ç›kar›l›r. Anterior ekzentarasyonda ise mesane ve distal üretra ç›kar›l›r. Total ekzentarasyon, anterior ve posterior yap›lan cerrahi giriflimlerin tamaman› kapsar. Supra ve infralevatoral diye iki gruba ayr›l›r. Supralevatoral total ekzenterasyonda rektum arkada sakral bofllukta keskin ve künt disseksiyon ile kald›r›l›r. Lateral ligamanlar disseke edilir. Önde mesane, simfisis pubisden ve vesikoüretral bileflkeden tamamen serbestlefltirilerek tamamlan›r. ‹nfralevatoral ekzenterasyonda ikinci bir cerrahi ekip perineal alan geçerek operasyona devam edilir. Vulvay› çepeçevre içeren kesi ile total vaginektomi ve üretrektomiyi içerecek flekilde ilerlenir. Rektum korunacak ise vajen levator kaslar›na kadar disseke edilir. Rektovaginal alan yukar› afla¤› disseke edilir. Lateral destekleri kesilir, rektum Resim 10. Spesmenin formol ile ifllenmesi sonras› makroskobik görüntüsü. Vol. 23, No.4 PELV‹K EKZENTERASYON transekte edilerek spesmen bu alandan d›flar› al›n›r. Rektumda spesmene dahil edilecek (APR yap›lacak ise) ise vulva insizyonu anüsü de içerecek flekilde yap›l›r. Bizim olgumuzda da anüs spesmene dahil edilmifltir (Resim 9, 10). Rekonstruksiyon, pelvik ekzenterasyonun çeflidine göre yap›lmaktad›r. Rektal anastamoz, low anterior koloanal anastamoz veya uç sigmoid kolostomi Kaynaklar 1. Morley GW, Hopkins MP, Lindenauer SM, Roberts JA. Pelvic exenteration, University of Michigan: 100 patients at 5 years. Obstet Gynecol. 1989;74:934-43. 2. Rutledge FN, Smith JP, Wharton JT, O'Quinn AG. Pelvic exenteration: analysis of 296 patients. Am J Obstet Gynecol. 1977;129:881-92. 3. Goldberg GL, Sukumvanich P, Einstein MH, Smith HO, Anderson PS, Fields AL. Total pelvic exenteration: the Albert Einstein College of Medicine/Montefiore Medical Center Experience (1987 to 2003). Gynecol Oncol. 2006;101:261-8. 4. Berman L, Aversa J, Abir F, Longo WE. "Management of disorders of the posterior pelvic floor". Yale J Biol Med 2005;78:211-21. 5. Brunschwig A: Complete excision of the pelvic viscera for advanced carcinoma. Cancer 1948;1:177. 6. Penalver MA, Barreau G, Sevin BU, Averette HE. Surgery for the treatment of locally recurrent disease. J Natl Cancer Inst Monogr. 1996;117-22. 7. Morrow CP, Curtin JP. Surgery for cervical neoplasia. In: Gynecologic Cancer Surgery. New York, NY: Churchill Livingstone; 1996. 8. Plante M, Roy M. The use of operative laparoscopy in determining eligibility for pelvic exenteration in patients with recurrent cervical cancer. Gynecol Oncol. 1995;59:401-4. 9. ‹.Ethem Geçim, A. Demirkan. Cerrahinin ‹lkeleri 8. Bask›. Cengiz B,Dünder ‹.(Türkçe Çeviri edt). Jinekoloji. Bask› evi. 2008:1642. 10. ‹.Ethem Geçim, A. Demirkan. Cerrahinin ‹lkeleri 8. Bask›. Cengiz B,Dünder ‹. (Türkçe Çeviri edt). Jinekoloji. Bask› evi. 2008:1644. 217 fleklinde olabilir. Üriner devaml›l›k sa¤ kolon veya ileumdan haz›rlanan diversiyonlar fleklinde yap›labilir. Vajinal onar›m, omentum veya grasilis-gluteal kaslardan yap›lan myokutanöz flepler ile sa¤lanabilir. Olgumuza rekonstriksiyon olarak sigmoid uç kolostomi ve ileal loop ile üriner diversiyon yap›ld›. Pelvik alan omentum ile dolduruldu. 11. Höckel M. Laterally extended endopelvic resection. Novel surgical treatment of locally recurrent cervical carcinoma involving the pelvic side wall. Gynecol Oncol. 2003;91:369-77. 12. Donati OF, Lakhman Y, Sala E, Burger IA, Vargas HA, Goldman DA, Andikyan V, Park KJ, Chi DS, Hricak H. Role of preoperative MR imaging in the evaluation of patients with persistent or recurrent gynaecological malignancies before pelvic exenteration. Eur Radiol. 2013 May 8. [Epub ahead of print]. 13. Husain A, Akhurst T, Larson S, Alektiar K, Barakat RR, Chi DS. A prospective study of the accuracy of 18 Fluorodeoxyglucose positron emission tomography (18FDG PET) in identifying sites of metastasis prior to pelvic exenteration. Gynecol Oncol. 2007;106:177-80. 14. Miller B, Morris M, Rutledge F, Mitchell MF, Atkinson EN, Burke TW, et al. Aborted exenterative procedures in recurrent cervical cancer. Gynecol Oncol. 1993;50:94-9. 15. Tran PT, Su Z, Hara W, Husain A, Teng N, Kapp DS. Long-term survivors using intraoperative radiotherapy for recurrent gynecologic malignancies. Int J Radiat Oncol Biol Phys. 2007;69:504-11. 16. Barney BM, Petersen IA, Dowdy SC, BakkumGamez JN, Klein KA, Haddock MG. Intraoperative Electron Beam Radiotherapy (IOERT) in the management of locally advanced or recurrent cervical cancer. Radiat Oncol. 2013;8:80. © TKRCD 2013
Benzer belgeler
Hemoroidal Hastalığın Tedavisinde Uygulama İlkeleri
revizyonlarda makaleyi reddetme hakk›n› sakl› tutar. Tüm hakemlerin
görüfllerine cevap yaz›lmal›d›r ve yap›lan düzeltmelerin sayfa numaras›
ile sat›r s›ras› belirtilmelidir. Yap›lan tüm de¤ifliklikle...