Mağaza güvenliği Mağaza güvenliği
Transkript
Mağaza güvenliği Mağaza güvenliği
ISSN: 2148-4619 Sayı: 12 ∆ Haziran 2016 Migros Ticaret A.Ş: “Tepe, yaratıcı yaklaşımlarıyla fark yaratıyor” Tepe’de 4 firmanın finansı tek çatı altında Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri'nin Kurumsal Yayınıdır Şehre meydan okuyanların sporu: Parkur ve Serbest Koşu Mağaza güvenliği Mağaza güvenliği İçindekiler Odak Mağazalarda kayıpları azaltmanın incelikleri................2 Söz Müşterinin “Tepe, yaratıcı yaklaşımlar sergiliyor”...............................10 Tepe'den "Uyguladığımız sistemle daha efektif olabiliyoruz"....12 Tepe'den Haberler Tepe ailesinden Dünya Kadınlar Günü’nde anlamlı hareket ...............................................................................15 Başarılı çalışanlar ödüllerini aldı...........................................16 YGG toplantıları Ankara’da yapıldı........................................19 2 10 Zaman Yolcusu Yangın algılama ve söndürme sistemleri.....................20 Gelişim Zamanı Öz Devrim.............................................................................................22 Güvenlik Penceresi Güvenlik görevlilerine yeni kimlik kartları dağıtılmaya başlandı....................................................................24 Aranmaya engel olana para cezası..................................25 Gezgin Türkiye’nin ikinci Kapadokyası: Frig Vadisi.....................26 Güvenli Adrenalin Şehre meydan okuyanların sporu.....................................28 Sokaktan Manzaralar Mağazalarda kendinizi güvende hissediyor musunuz?...........................................................................................32 15 TEPE’den Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri San. A.Ş. Yayın Organı Yayın türü: Yerel, süreli, üç aylık dergi Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri Adına İmtiyaz Sahibi: Levent Güler Sorumlu Müdür: Sanem Subaşı Yayın Koordinatörü: Aylin Tarhan Kuru Editör: Burçin Tarhan Grafik Tasarım: Kadir Kaymakçı Fotoğraflar: Celal Kenç, Yusuf Aslan Katkıda Bulunanlar: Ayşe Başcı, Edanur Tekin Yazışma Adresi: Mustafa Kemal Mah. Dumlupınar Bulvarı Tepe Prime No. 266/C-17-24, Ankara Tel: 0 312 248 80 00, Faks: 0 312 248 80 49 Web: www.tepesavunma.com.tr Yapım: Konak Medya Cebesoy Sokak Aziz Apt. No: 13 Daire: 4 34734 Sahrayıcedit-Kadıköy / İstanbul Tel: 0216 350 03 03 Web: www.konakmedya.com Renk Ayrımı ve Baskı: Matus Basımevi, Matbaacılar Sitesi, 1514 Sokak No: 2, İvedik Organize Sanayi - 06378 Ankara Tel: 0 312 395 95 96 Faks: 0 312 395 95 99 editörden Değerli dostlarımız, Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri’nin kurumsal yayını TEPE’den dergisinin on ikinci sayısında hepimizin bolca vakit geçirdiği mağazaların güvenliğine odaklandık. 12 20 Mağaza güvenliğinde hem perakendecilerin kayıplarının önlenmesi hem de alışverişe gelen müşterilerin rahat ve güvenli bir ortamda alışveriş yapmalarını sağlamak, gerekli güvenlik önlemlerini almak ilk hedef haline geliyor. Hem müşteri hem çalışan hırsızlığı tüm dünyada giderek artsa da güvenlik önlemeleriyle perakendecilerin kayıpları giderek azalıyor. Müşteri odaklı çalışan bir firma olarak biz de müşteri ve personel arasında bir köprü oluyor ve personele verilen eğitimlerle her geçen gün kaliteyi artırıyoruz. Bu sayımızda da uzun yıllardır edindiğimiz tecrübelerimize dayayarak mazağa güvenliğinde dikkat edilmesi gereken konuları detaylıca inceledik. Ayrıca beş yıldır mağaza güvenliği konusunda hizmet verdiğimiz Migros Ticaret A.Ş’yi konuk ettiğimiz sayfalarımızda Güvenlik Müdürü Bilgin Özgen’le sohbet ettik. Tepe’den sayfalarımızın konuğu ise Finans Baş Müdürü Gökhan Onel oldu. Onel ile konumuz şirket birleşmeleri ve finansal yönetimin tek çatı altında toplanmasıydı. Onel’in liderliğindeki Finansal Departman, uzun zamandır dört şirketin finansal yönetimini üstleniyor. Peki bu yöntemin avantajları ne? İlerleyen sayfalarda Gökhan Onel ile röportajımızda okuyabilirsiniz. 26 Ayrıca bu sayımızda Zaman Yolculuğu sayfalarımızda yangın alarm ve söndürme sistemlerinin tarihini inceledik ve Leonardo Da Vinci’ye kadar uzanan bir yolculuğa tanık olduk. Gelişim Zamanı sayfalarımızda ise Meander Consulting’den Özkan Zere, herkesi içindeki “öz”ü uyandırmaya davet etti ve “kendi kendinizin CEO’su olun” çağrısında bulundu. Şehre meydan okuyanların sporu Parkur ve Serbest Koşu, Türkiye’nin ikinci Kapadokyası Firg Vadisi de bu sayımızın sayfalarında yerini aldı. 28 Keyifli okumalar. Tepe Savunma ve Güvenlik Sis. San. A.Ş. 1 Odak 2 Haziran 2016 Mağazalarda kayıpları azaltmanın incelikleri Tüm dünyada perakendeciler için hırsızlığın maliyeti 45,5 milyar dolar. Bu nedenle mağazalarda kayıpları azaltmak için güvenlik önlemlerinin önemi her geçen gün daha da artıyor. Bunun yanında mağazalarda görev yapan güvenlik görevlilerinin müşteri memnuniyetine de dikkat etmesi önem taşıyor. Hepimizin neredeyse her gün uğradığı mağazalarda güvenlik, hem perakendecilerin kayıplarının önlenmesi hem de müşteri memnuniyetinin sağlanması için önemli. Mağazacılıkta öncelikle hırsızlığı önlemek olmak üzere, alışverişe gelen müşterilerin rahat ve güvenli bir ortamda alışveriş yapmalarını sağlamak, gerekli güvenlik önlemlerini almak ilk hedef haline geliyor. Mağaza güvenliğinde en önemli risk; müşteri ve çalışan hırsızlığı olarak karşımıza çıkıyor. Bunun yanında dolandırıcılık, kargaşa (yağma girişimleri), yangın, elektrik kesintisi, doğal afetler, toplumsal olaylar, sabotaj ve terör olayları da diğer göz önünde bulundurulması gereken riskler olarak görülüyor. 6.2 milyon hırsıza suçüstü Yapılan araştırmalara göre, mağazacılıkta kayıpların baş sorumlusu olarak yüzde 42,4 ile genel hırsızlık karşımıza çıkıyor. Genel hırsızlığın dünya perakendecilerine maliyeti 45,5 milyar dolar olarak hesaplanıyor. Bunun yanında ABD, Kanada ve Avustralya’da, çalışanların yaptığı hırsızlık, genel hırsızlığı da geçiyor. ABD’de çalışanların hırsızlığı 17,2 milyar dolar zarara yol açarken genel hırsızlık 13,7 milyar dolar zarar getiriyor. Dünya genelinde ise çalışanların yol açtığı hırsızlık (yüzde 35,3) 37,8 milyar dolar kayba yol açıyor. Muhasebe ve fiyatlama hatalarından doğan kayıplar (yüzde 16,9) 18,1 milyar dolar, satıcı yolsuzluklarının zararı ise (yüzde5,4) 5,8 milyar dolar olarak hesaplanıyor. Bu noktada güvenliğin önemi yine rakamlarla ortaya konuyor: Mağazalarda, 2010 yılında 6,2 milyon hırsız ‘’güvenlik önlemleri sebebi ile’’ suçüstü yakalandı. Kayıplar, güvenlik önlemiyle yüzde 5,6 azaldı Mağazalardaki kayıpların artması ve güvenlik önlemlerinin öneminin daha da fazla anlaşılmasıyla bu konuya yapılan yatırım giderek artıyor. Perakendecilerin yüzde 31’i 3 Odak net cevapları ile kontrolü sağlamalı. Mağaza çalışanları ile mesafeli olmalı. Görev bilinci olan, yaptığı işi sahiplenen, iletişimi kuvvetli bir kişi olmalı. Tepe Güvenlik de tüm bunları sağlamak için güvenlik personeline işe başlamadan önce kanun gereği İSG Eğitimi ile mağaza güvenliği konusunda eğitim veriyor. Sonrasında ise 5188 sayılı Özel Güvenlik Kanunu, arama, devriye, iletişim, rapor ve tutanak tutma ve genel güvenlik konularında eğitim sağlıyor. Ayrıca gündeme ilişkin eğitimler de verildikten sonra sınav yapılıyor, var ise eksiklikler tespit ediliyor ve buna göre personel, özel olarak tekrardan eğitim sürecinden geçiriliyor. hırsızlığın önceki yıla göre arttığını belirtirken, yüzde 41’i ise hırsızlık girişimlerinin arttığından yakınıyor. ABD, Çin, Fransa, Türkiye, Rusya, Almanya, Brezilya, Hindistan ve Güney Afrika’nın aralarında olduğu 42 ülkedeki en büyük perakende şirketleri, bu yıl dünya genelinde güvenliğe ve önlem paketlerine yönelik harcamalarını yüzde 10 arttırdılar. Bunun sonucunda da suç ve hataya bağlı kayıplar geçen yıla göre yüzde 5,6 azaldı. Dünya genelinde suç artarken, güvenlik sayesinde suça bağlı kayıplar da azalıyor. Türkiye hırsızlıkta 14'üncü sırada 2010’da suç ve hata nedeniyle yaşanan kayıplarda 39,3 milyar dolarla ABD, bir numara olurken, Japonya 9,2, İngiltere 6,6, Almanya 6,1 ve Fransa 5,7 milyar dolarla ilk 4 Haziran 2016 5 sırayı paylaşıyor. Türk perakende sektörü ise, 1.690 milyar dolarlık hırsızlık ve ihmale bağlı kayıpla 14’üncü sırada yer alıyor. Bu rakam ise satışların yüzde 1,52’sine denk geliyor. 2009’da satışların yüzde 1,67’si oranında kayıp yaşayan Türk perakendecileri, kayıpları azalttılar. Görmek ile bakmayı ayırmak gerek Mağazada görevli güvenlik görevlisinin, müşteriyle mağazaya ilk girişinden çıkışına kadar iletişimde olan kişi olması nedeniyle bırakacağı izlenim çok önemli. Bu nedenle mağaza güvenlik personelinin mağaza müşterileri ile kurduğu iletişimin yanında gerek fiziki görüntüsü gerekse, diksiyonu ile fark yaratması gerekiyor. Bunun yanında güvenlik görevlisinin bakma ile görmeyi ayıran bir özelliği olmalı. Görev esnasındaki duruşu, kısa ve Kameralar ve alarmlar mağazalar için önemli Güvenlik personelinden sonra mağazacılığın en önemli güvenlik unsuru ve teknolojik desteği ise kameralar olarak karşımıza çıkıyor. Kullanılan kameraların çözünürlüğü ve her noktayı görmesi çok önemli. 360 derece dönme özelliğine sahip olan kameraların kullanılması, şüpheli şahısların takibinin bu kameralar üzerinden yapılması gerekiyor. Kameraların bakımı da önem taşıyor. Arıza durumunda derhal müdahale edilmesi gerekiyor. Bunun yanında alarmlar da kayıpların önlenmesinde önemli unsurlar. Çıkış noktalarındaki ve alışverişsiz çıkışta bulunan kapı alarmlarının her zaman çalışır durumda olması gerekiyor. Ayrıca değerli ürünlerde alarm olması, küçük ve değerli ürünlere takılan alarm ile ürünün gözle takip edilecek yerde olması önem taşıyor. Bunlar dışında olası hırsızlıkları önlemek için şu önlemleri almak kaçınılmaz: 1. Çalışanların seçimine özen göstermek: Çalışanların hırsızlığını önlemenin ilk adımı insan kaynaklarından başlıyor. Bu nedenle bir kişiyi işe alırken çok özenli ve seçici olmak gerekiyor. Kişinin özgeçmişinin araştırılması, sabıka kayıtlarının incelenmesi, referanslarının değerlendirilmesi gerekiyor. Mağaza hırsızlığı yapan personel bu yasadışı davranışını girdiği her işte sürdürmektedir. 2. İnsan kaynakları açısından önlem almak: İnsan kaynakları bölümü, işe almanın dışında hırsızlığı önleyici çeşitli önlemlerin alınmasından da sorumlu. Bu konuda doğrudan ya da dolaylı etkisi olacak başlıca önlemler şöyle sıralanabilir: ¬¬ Çalışanların eğitimine önem vermek, ¬¬ Çalışana uygun görev vermek, ¬¬ Çalışanlara saygı duymak, ¬¬ Nesnel davranmak, ¬¬ Güvenlik kurallarını uygulamak. 3. İşletme kültürü yaratmak: Mağazadan çalmayı önlemek üzere işletmenin bir dürüstlük kültürü yaratması gerekiyor. İşletmede farkındalık oluşturmak için, kurumun çalışanlarla stok kayıpları ve hırsızlık konularında iletişim kurması önem taşıyor. Bir dürüstlük kültürü yaratmak aynı zamanda etik temellere dayalı olarak iş görmeyi de sağlıyor. 4. Gelişmiş teknolojilerden yararlanmak: Mağaza içi hırsızlığı önlemenin başka bir yolu da teknoloji. Zarar engelleyici teknik yönetim sistemleri hırsızlık olasılığını azaltıyor. En etkili teknolojilerden birisi kameraların kullanılması. Finansal kuruluşlarda, süpermarketlerde ve perakende mağazalarında kullanılan yeni bir teknoloji dijital veri yakalayıcı "Digital Datacatch" adı verilen teknoloji. Bu teknolojide kullanılan dijital videolar yüzlerce kameranın anlık kayıtlarını yapabiliyor, bunları sıkıştırılmış biçimde ana sistemde saklıyor. Bu görüntüler tarih, zaman, kamera türü, hareket ve kayıt verisine göre aranabiliyor. Bilgisayar bağlantısı, yazıcı bağlantısı, monitör bağlantısı, modem bağlantısı kurulabiliyor. Yapılan kayıtlar VHS teyp ya da CD-R (W)'ye aktarılabiliyor. Aynen ya da JPEG’e çevrilerek baskı alınabiliyor. Uzaktan kumandası aracılığı ile anlık kayıtlar ya da eski kayıtlar yönetilebiliyor. Bir olaya ilişkin olarak yönetim, araştırma yapmak istediğinde saniyeler içinde görüntülere ulaşılabiliyor. Kuşkusuz böyle bir sistem çalışanların hırsızlığını da caydırıcı bir etki yapıyor. İşletmelerin, hırsızlık fırsatlarını ortadan kaldırmaya yönelik olarak kullanabileceği başka bir teknoloji, çeşitli alanlara ve bilgilere erişimin engellenmesi. Çalışanların belli alanlara girmesi ya da belli bilgileri görmesi kesin zorunluluk olmadıkça yasaklanır. Böylece işletme, çalışanların görmesini istemediği bilgileri elektronik olarak şifreler, basamaklar. Kullanılan teknolojinin her özelliğini çalışanların bilmesine gerek yoktur. Bu teknolojilerin ana amacı çalışanların hırsızlığını engellemektir. Başka bir amacı da hırsızlık yapan çalışanı yakalamaktır. 5. Ürünleri doğru yerleştirmek: Kayıpları önlemenin yollarından biri de yüksek riskli ürünleri ve alanları belirlemek ve farklı önlemler almak. Değerleri çok yüksek ürünlerin toplam hırsızlıktaki payları daha fazla. Envanterin yüzde 10'luk bölümü değer olarak toplam envanter kayıplarının yüzde 40'ını oluşturuyor. Mağaza yönetiminin tüm özenini ve engelleyici önlemlerini bu tür çok pahalı ve çalınması kolay ürünler üzerinde yoğunlaştırması tavsiye ediliyor. Bunlara örnek olarak mücevher, deri, küçük elektronik aygıtlar verilebilir. İşletmenin en önemli varlığı ise nakittir. Nakit yönetimi çok büyük öneme sahip. Kasada yeterinden fazla nakit olması çalışanı çalmaya özendirebilir. Bu nedenle kasada sınırlı miktarda nakit bulunduracak 5 Odak biçimde kasa denetimlerinin yapılması gerekir. Fazla nakitin zaman zaman toparlanması iyi olur. Ayrıca küçük mağazalarda kasiyerin alışveriş sepetini daha iyi görmesi için aynalar yerleştirilir. 6. Uyarıları fark etmek: Çalışanların hırsızlığına ilişkin olarak olası uyarıların farkına varmak da önem taşıyor. Ancak bu değişimlerin suçluluktan mı yoksa kişinin duygusal ve psikolojik durumundan mı kaynaklandığını saptamak gerekiyor. Deneyimler, hırsızlıkla ilgili olarak pek çok farklı işaretlerin 6 Haziran 2016 ve davranış değişikliklerinin olduğunu gösteriyor. İşletmelerde bu tür gözlem ve değerlemeler her düzeydeki çalışanlar için yapılmalı. Araştırmalara göre hırsızlık yapanlar arasında alt düzey çalışanların payı yüzde 80 olarak karşımıza çıkıyor. Ancak bunların çaldıklarının parasal değeri toplamın yüzde 20'sini oluşturuyor. İstatistiklere göre üst düzey çalışanlar çok daha büyük zararlara yol açıyorlar. mağazada alışveriş yaparmış gibi dolaşmaları da hırsızlığın önlenmesinde bir başka yöntem. Sahte müşteriler gerçek müşteri gibi ürünleri inceler, sepetlerine koyar ve bu arada mağaza hırsızlığına ilişkin izler arar ve olası mağaza hırsızlarını araştırırlar. Büyük perakendecilerin çoğu bu tekniği kullanıyor ve müşterilerin yanı sıra çalışanların hırsızlığını da bu yöntemle saptıyorlar. 7. Sahte müşteri kullanmak: Görevlendirilen mağaza çalışanlarının farklı kılıklarda 8. Çıkışları denetlemek: Mağazanın çıkışında yer alan görevliler çalışanların hırsızlık açısından Ticaret A.Ş.’ye hizmet veriyor. Ayrıca İzmir Gaziemir’de bulunan Optimum Alışveriş Merkezi ve Balçova’da bulunan Asmaçatı Alışveriş Merkezi de güvenlik hizmeti verilen şirketler arasında yer alıyor. Tepe Savunma, verdiği hizmetler doğrultusunda mağazalarda yaşanan kayıpları büyük ölçüde azaltıyor ve müşteri memnuniyetini artırıyor. Artan terör olaylarına karşı ek önlemler denetlenmesini de yaparlar. Çalışanların yanlarında götürdükleri eşyaları denetlerler. Perakendeciler için çalışanların hırsızlığını önleme her zaman öncelik taşır. İşletme içi hırsızlığı önlemek ya da azaltmak için bu konudaki fırsatları, isteği ve güdülenmeyi ortadan kaldıracak çeşitli sistemlerin ve uygulamaların geliştirilmesi gereklidir. Tepe ile tam güvenlik, tam memnuniyet Tepe Savunma ve Güvenlik, sektöre girdiği ilk günden bugüne müşteri odaklı çalışan bir firma olarak tanınıyor. Hizmet verdiği her nokta için, personelleri ile müşteri arasında bir köprü oluyor, müşterilerinin istekleri doğrultusunda personele yön ve eğitim veriyor. Personele verilen eğitim ile de her geçen gün kaliteyi daha da arttırıyor. Ülke ekonomisine önemli katkılarda bulunan, çevreye ve topluma karşı sorumluluklarının bilincinde, teknoloji ve kalite açısından savunma sanayi ve güvenlik sistemleri sektörlerinde lider bir kuruluş olarak hedefini müşterilerinin memnuniyetini sağlamak olarak belirliyor. Varlığını sürdürebilmenin yegâne koşulunun ise, müşterilerine beklentilerinin üzerinde ürün ve hizmetler sunmak olduğunun bilinciyle hareket ediyor. Müşterilerinin tam tatmininin, çalışanlarının mutluluğu ve memnuniyetinden geçtiğini bilinci ile personelinin gelişimini destekliyor ve teşvik ediyor. Bu amaca ulaşmak üzere, her gün yoğunlaşan rekabet koşullarında gücünü sürekli artırmak üzere ISO-9001/AQAP-110 Kalite Yönetim Sistemleri’nden faydalanıyor. Şu anda Tepe Savunma, Türkiye'nin en önemli markalarından Migros Son zamanlarda artan terör olayları mağazalarda da ek önlemler almayı gerektiriyor. ¬¬ Bu gibi durumlarda mağazaya giriş esnasında özellikle sırt çantalı olan müşterilerin kontrolü hassasiyetle yapılmaya başlanıyor. ¬¬ Mevsime göre abartılı giysi giyen müşteriler kontrol altına alınıyor. ¬¬ Mağaza çevre güvenliği açısından sürekli dış alanlar kontrol ediliyor. ¬¬ Şüpheli paket veya araçlara dikkat edilip, herhangi bir durumda kolluk kuvvetleri ile iletişime geçiliyor. ¬¬ Şirket yöneticileri tarafından sürekli kontroller yapılıyor, mağazalar arası bilgi paylaşımı üst seviyeye çıkartılıyor, mal kabul alanlarının kontrolü arttırılıyor ve yabancı araçların bölgeye girişi engelleniyor. ¬¬ Mağaza yönetimi ile koordineli şekilde personel sayısı artırımı sağlanıyor. 7 Odak Optimum Outlet İzmir Tepe’ye güveniyor İzmir’de bulunan Optimum Outlet alışveriş merkezi, 2012 Mart ayından bu yana güvenlik hizmetini Tepe Savunma ve Güvenlik’ten alıyor. 135.000 m2’lik bir alana kurulu olan Optimum Outlet İzmir, 56.000 metrekarelik kiralanabilir alanında 163 mağazası, 1500 araçlık kapalı otoparkı, sinema salonları, 390 metrekare buz pateni pisti ve eğlence merkezi ile ziyaretçilerine sosyal ve kültürel bir yaşam alanı sunuyor. Tepe Savunma ve Güvenlik, Optimum Outlet’te 64 personel ile görev yapıyor. Alışveriş merkezi giriş çıkış kontrolleri, açık ve kapalı otoparklar, dış alanlar, alışveriş merkezi içi katlar ve mal kabul alanlarında tüm giriş çıkış kontrolleri Tepe Savunma ve Güvenlik tarafından yapılıyor. Müşterilerin güvenli bir şekilde alışveriş yapabilmeleri için gerekli tüm önlemleri alan Tepe, hırsızlık, gasp, kavga ve terör olayları ile alakalı tüm istihbari bilgileri de değerlendirerek aksiyon alıyor. Asmaçatı Alışveriş ve Buluşma Noktası’nda Tepe imzası Tepe Güvenlik ve Savunma, İzmir Balçova’da Ege’ye özgü bir mimariye sahip olan Asmaçatı Alışveriş ve Buluşma Noktası’na 2011 Şubat ayından bu yana güvenlik hizmeti sunuyor. Alışveriş merkezindeki tüm açık ve kapalı otoparklar, mal kabul giriş çıkışları ve alışveriş merkezi giriş çıkışlarında kontrolleri Tepe Güvenlik ve Savunma yapıyor. 27. 775 metrekarelik toplam inşaat alanı bulunan ve konumu itibariyle 1 milyon kişiyi hedefleyebilen Asmaçatı'da Tepe Güvenlik ve Savunma’nın 10 güvenlik personeli bulunuyor. Giriş çıkış kontrolleri yanında Tepe, hırsızlık, gasp, kavga, terör olayları ile ilgili istihbari bilgileri değerlendiriyor ve güvenli bir alışveriş için tüm önlemleri alıyor. 8 Haziran 2016 Vaka Analizi Hırsızlar alarmlara karşı M ağazalarda karşılaşılan olaylarda hırsızların kapıdaki alarmları atlatarak ürünleri dışarı çıkarma çabaları sık görülüyor ve bazen fark edilmesi zor yöntemler kullanılıyor. Burada güvenlik personelinin dikkatinin ve algısının yüksek olması büyük önem taşıyor. Olayın özeti: Resimler gördüğünüz üzere mağazalarda rastladığımız basit hırsızlığın yanında etkili, fark edilmesi daha zor yöntemler de kullanılabiliyor. Bunlar arasında rastlanan bir yöntem, müşteri gibi içeriye giren şahısların yükte hafif ancak pahada ağır tabir edilen kozmetik ürünlerini alarak alüminyum folyolu çantalara koymak suretiyle çalmaları. Alüminyum Ürünlerin üzerinde bulunan şerit alarmların çıkış kapısında görülmesini engelleyen alüminyum folyolu çanta folyo ürün üzerindeki alarmın kapı ile temasını tamamen keserek uyarı sisteminin devreye girmesini engelliyor. Şişelerdeki alarmları sökmeye yarayan mıknatıs Bir diğer kullanılan yöntem ise alkol şişelerinin üzerindeki alarmları sökmeye yarayan mıknatıs tertibatı. Mantık yine çıkış kapısı ile alarmın temasını kesmek ve uyarı sistemini devre dışı bırakmak. Bu yöntem daha çok tenha, güvenlik görevlisinin sayıca az olduğu mağazalarda kullanılıyor. Alarmı söken şahıs alkolü yanında getirdiği herhangi bir poşet veya sırt çantasına koyarak çıkarır. Olayın değerlendirmesi Her iki olayda da önemli olan mağazada görevli güvenlik personelinin dikkati ve algısının yüksek olmasıdır. Şahıs bir kere mağazadan bu yöntemle ürün çaldığında tekrar aynı mağazadan ürün çalmayı deneyecektir. Yaşanan bu tür olaylarla ilgili kamera görüntüleri ve personelin tespitleri diğer mağazalarda görevli güvenlik personelleri ile paylaşılır ve daha etkin görev yapmaları sağlanır. 9 Söz Müşterinin “Tepe, yaratıcı yaklaşımlar sergiliyor” Tepe Savunma ve Güvenlik, Türkiye’nin en önemli markalarından Migros’a 5 yıldır hizmet sunuyor. Tepe’den alınan hizmetin detaylarını ve Migros’un güvenlik anlayışını Migros Güvenlik Müdürü Bilgin Özgen ile konuştuk. Türkiye’nin en önemi zincirlerinden Migros Ticaret A.Ş, 1403 Migros ve 37 Macro center olmak üzere yurt içinde 72 ilde 1440 mağaza, yurt dışında ise 45 Ramstore olmak üzere 1485 mağazayla hizmet veriyor. Dolaylı istihdamla birlikte 32 bin kişilik büyük bir aile olan Migros, güvenlik hizmetlerini Tepe Savunma ve Güvenlik’ten de alıyor. Güvenlik çalışmaları ile ilgili bilgi aldığımız Migros Güvenlik Müdürü Bilgin Özgen, Migros için mağaza güvenliğinde en önemli konuların başında teşhis, tespit ve takip konusunun geldiğini belirtiyor. Özgen, “Önemli olan, sorunu oluşmadan fark edebilmek, caydırabilmektir. Güvenliğin bu kabiliyetini geliştirmesi önemlidir. Zira mağazacılıkta diğer önemli risk, markanın yaşayabileceği prestij kaybıdır” diyerek mağazalardaki güvenlik görevlilerinin önemini vurguluyor. Özgen’e göre Migros’un en önem verdiği konu güvenlik ekibinin gerek çevresinde gerek mağaza içindeki duyarlılığı. Bu duyarlılık konusu mağaza içindeki herhangi bir alandan gelebilecek kablo kokusunu fark etmekten, unutulan ödeme işlemlerine kadar mağaza güvenliğini etkileyebilecek tüm unsurları içeriyor. Tepe’nin tecrübesi avantaj sağlıyor Bu doğrultuda 5 yıldır fiziki güvenlikle ilgili tüm hizmetlerin alındığı Tepe Güvenlik ve Savunma’nın da tüm titizliğiyle bu beklentileri karşıladığına dikkat çeken Özgen, Tepe’nin yılların 10 Haziran 2016 Bilgin Özgen tecrübesiyle kendilerine pek çok avantaj getirdiğini ve prosedürlere uygun ve beklentilerini karşılayacak yönde hizmet kalitesi anlayışıyla çalıştığını belirtiyor. Özgen, “Tepe, profesyonel ve yaratıcı yaklaşımlar sergilemekte” diyor. Migros tüm mağazalarında müşterilerin rahat ve huzurlu alışveriş yapabilmeleri için gerekli ortamın sağlanmasına büyük önem veriyor. Bunun için otoparkı olan mağazalarda otopark kontrolü, şüpheli durumların kolluk kuvvetleri ile paylaşılması, mağazalardaki ürünlerin güvenliği ve kontrolü, mağazalarda bulunan ürün alarm sistemlerinin aktif olarak kullanılması gibi önlemler alınıyor. Öncelikli amaç müşterinin huzuru Özgen, “Öncelikli amacımız müşterilerimizin rahat ve huzurlu alışveriş yapmalarına olanak sağlamak. Çünkü müşterilerimiz mağazalarımıza sadece alışveriş için gelmiyorlar. Farklı alışveriş deneyimleri kazanmak, yeni nesil perakende uygulamalarımızı deneyimlemek, en geniş ürün çeşidi ile tüm ihtiyaçlarını tek bir noktadan karşılayabilmek amacındalar. Doğal olarak bu güveni onlara verebilmek ve devamlılığı sağlamak bizler için çok önemli. Bu doğrultuda, güvenlik ekiplerimiz de aldıkları eğitimlerle, kurumsal duruşları ve güler yüzlü hizmet anlayışları ile bizlere destek oluyorlar” diyor. Bunun yanında kendi personellerinin de düzenli olarak genel güvenlik tedbirleri hakkında eğitimler aldıklarını belirten Özgen, şunları ifade ediyor: “Her personel, güvenli bir alışveriş ortamı yaratılması konusunda uyulması gereken konulara güvenlik personellerimiz kadar hakimler”. 11 Tepe'den "Uyguladığımız sistemle daha efektif olabiliyoruz" 2012 yılından bu yana Tepe Grubu’nun 3 hizmet şirketinin finansını tek çatı altında yöneten Finans Departmanı bu yıl Bilintur’u da aynı çatı altına kattı. Finans Baş Müdürü Gökhan Onel ile finansal yönetimin tek çatı altında birleştirilmesinin detaylarını konuştuk. Tepe Grubu’na bağlı Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri Sanayi A.Ş, Tepe Güvenlik A.Ş, Tepe Servis ve Yönetim A.Ş şirketlerinin finansal yönetimi 2012 yılından bu yana tek bir departman tarafından yönetiliyor. Bu yıl aynı departman Bilintur BCC Catering’in de finansal yönetimini üstlendi. Finans Baş Müdürü Gökhan Onel bu yöntemi kullanan fazla şirket olmadığını belirtirken bu uygulamanın pek çok avantajı da beraberinde getirdiğini düşünüyor. Gökhan Onel ile Finans Departmanı'nın sorumlulukları üzerine sohbet ettik. Tepe Güvenlik ve Savunma için finansal anlamda 2015 nasıl geçti ve 2016’dan beklentileriniz neler? 2015 yılı tüm firmalar için çetin geçti diyebiliriz. Ancak biz Bilkent 12 Haziran 2016 Gökhan Onel Holding’in Türkiye’deki sayılı firmalar arasında yer almış olmasının avantajından faydalanarak oldukça fazla müşteriye ulaşıp oldukça fazla iş sahasında yer almaya çalıştık. Türkiye’deki ekonomik yavaşlamanın etkisini en hızlı hisseden sektör ne yazık ki hizmet sektörü oluyor. Fakat hem Bilkent Holding hem Tepe Grubu firmaları olarak zor durumları öngörebiliyor ve belli tedbirler alarak yolumuza devam ediyoruz. 2016’da beklentileriniz neler? Hem iç piyasada hem dünya genelinde bir yavaşlama olduğu için 2016 yılında da 2015’ten daha iyi bir tablo beklemiyoruz. 2015’teki çetin şartlar 2016’ya da sirayet etti. Ancak sektörde lider olmamız sayesinde elimizdeki iş imkanlarımızı artırabiliyoruz ve şirketlerimizde genişleme yaşayabiliyoruz. Başında olduğunuz Finans Departmanı’nın yapısından bahseder misiniz? Biz, 2010 yılına kadar Bütçe ve Finans Departmanı olarak hizmet veriyorduk. 2010 yılından sonra şirketlerin büyümesi ile paralel olarak finansı ve bütçeyi birbirinden ayırdık. Ben, 2012 yılına kadar Bütçe Departmanı'nın başında yer aldım. 2012 yılından sonra Finans Departmanı'nın yönetimine atandım ve orada görevimi devam ettiriyorum. Finans Departmanı, şirketimizin yaptığı işlerden dolayı kestiği faturaların tahsilatı ve tahsil edilen nakitlerin harcama yerleri ile ilgili düzenleme yapan bir departman. Devlete ve çalışanlara karşı nakdi sorumluluklarımızın zamanında yerine getirilebilmesi için müşterilerden sözleşmeleri çerçevesinde gerekli tahsilatları yapıyoruz. Paranın ne zaman tahsil edileceğini, gelen paranın ne zaman havuzda birikeceğini ve ne zaman nereye harcanacağını planlayan bir bölüm niteliğindeyiz. Ama işimiz bununla bitmiyor. Aynı zamanda bu süreçler içerisinde aksayan bir konu olursa müdahale etmek, müşterilerle ve tadarikçilerle olan nakit ilişkilerini yönetmek üzerine kurulu bir yapımız var. Departmanınız birden fazla şirketten sorumlu. Farklı şirketlerin finansal yönetiminin tek çatı altında birleştirilmesi uygulamasından bahsedebilir misiniz? Tepe Savunma, Tepe Güvenlik ve Tepe Servis olarak 2015 yılına kadar ortak bir finansal yönetim modeli takip ettik. 2015 yılında Bilintur’u da bünyemize kattık. Onun da operasyon ve diğer konulardaki yönetimi ayrı iken finans yani para kaynağının yönetimini bir araya topladık. Tepe Savunma, Tepe Servis ve Tepe Güvenlik firmaları ve ardından katılan Bilintur, birbiriyle organik bağı olan firmalar. Hepsinin doğuş sebebi birbirini tamamlıyor. Bu nedenle bu firmaların mali kontrolünü tek çatı altında toplama fikri bize hem yönetilebilirlik hem de denetlenebilirlik açısından daha efektif geldi. Çünkü birbirinden bağımsız üç tane firmayı mali açıdan yönetmek ve denetlemek daha zor ve daha fazla iş gücü gerektiriyor. Bu fikrimizi Bilkent Holding de onayladı. Ne zaman başladı bu işleyiş şekli? 2012 yılında Tepe Savunma, Tepe Servis ve Tepe Güvenlik ile başladık. Bu yıl da aynı çatı altına Bilintur katıldı. 4 yıldır uyguladığınız bu yöntemin gözle görülebilir faydaları ne oldu? Şirketlere neler kattı? En büyük avantajımız 3 firmanın da nakit performansını görebilmemiz ve planlayabilmemiz. Bunu yapabilen çok fazla firma yok. Her üç firma da çok büyük işler alıyor ve çok fazla müşteriyle çalışıyor. Bu da aynı anda çok fazla konuya odaklanmayı ve çok fazla işi aynı anda takip etmeyi gerektiriyor. Bunun yanında çeşitli enstrümanlarla piyasayı takip ederek şirketin parasını yönetmek de bizim sorumluluğumuzda. Ekibiniz kaç kişiden oluşuyor? Departmanımız geçen sene sonuna kadar 11 kişiydi. Ama 2016 yılında Bilkent Holding’in de almış olduğu bir karar gereği, güçler ayrılığı ilkemiz doğrultusunda ve muhasebeyi ve finansı birbirinden tamamen ayırdık. Şu anda departmanımız 6 kişiden oluşuyor. 13 Tepe'den Finansal birleşmenin müşterilere olumlu – olumsuz yansıması var mı? Yoksa bu durum onlara yansımıyor mu? Hem savunma hem servis hizmeti alan müşteriler için bu bir kolaylık. Güvenlik ve temizlik hizmetlerini bir arada verdiğimiz çok sayıda müşteri var. Böylece iki farklı kişiyle konuşmak zorunda kalmıyorlar. Bunu yapabilen çok fazla şirket yok dediniz ama önümüzdeki dönemde artma olasılığı görüyor musunuz? Maliyeti düşürdüğü için tercih edilebilir. Aynı personelle birden çok firmanın finansını yönetiyorsunuz. Dolayısıyla ileride çok büyük firmaların dahi tercih edebileceği bir yöntem olabilir. Holding firmaları konsolidasyon yapıp firmaların mali performanslarını konsolidasyon altında izliyorlar ama biz bunu holding bazında 4 farklı firmayı izleyerek yapıyoruz. Önümüzdeki dönemde bu çatı altına başka şirketlerin katılması gibi bir plan var mı? Yönetmekte olduğumuz şirketlerin artma ihtimali her zaman var. Biz bir Holding firmasıyız ve Holding nezdinde hizmet şirketlerini yöneten bir grubuz. Gelecekte Holding çatısı altında yeni kurulan bir hizmet sektörü firması olursa onun da mali yönetimi bizim tarafta olacaktır büyük ihtimalle. Bu biraz da yılların tecrübesi ve güveni ile alakalı bir durum. İşinizin en zorlayıcı tarafı nedir? Hizmet sektörü firması olmamız nedeniyle nakit kaynaklarına hızlı ulaşmamız gereken bir pozisyondayız. Yaptığımız işin yüzde 70’ten fazlası işçilik. Bir mal üreten firma olsak hammaddeyi vadeli alırız, üretiriz, depoya koyarız, satılınca hammaddenin parsını öderiz. Ancak hizmet sektöründe en önemlisi, çalışanınıza verdiğiniz taahhüt. Sen 30 gün çalışacaksın, ben sana maaşını ödeyeceğim diyorsunuz. Devlete taahhüdünüz var. Faturalarınızın vergisini ödemeniz gerekiyor, muhtasar dediğimiz gelir vergileriniz var ve bunları vadesinde ödemek zorundasınız. Bunları bir tedarikçiye öder gibi öteleme lüksünüz yok. Düşünün ki 15.000 kişinin üzerinde bir kadroya sahibiz ve ayın 1’inde maaşlarının ödenmesi şart. O yüzden sıcak para bizim sektörümüzde diğer sektörlere göre çok daha önemli. 14 Haziran 2016 Tepe ailesinden Dünya Kadınlar Günü’nde anlamlı hareket Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri San. A.Ş. , Tepe Servis ve Yönetim A.Ş. ve Tepe Güvenlik A.Ş., 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde “Bu özel günde hep birlikte yardıma ihtiyacı olan kadınlarımıza yardım eli uzatmaya ne dersiniz?” sloganıyla bir kampanya yürüttü. İnsan Kaynakları Koordinatörlüğü’nün organize ettiği kampanya kapsamında, şirket çalışanları arasında bağışta bulunmak isteyen gönüllülerin, kadınlara ve çocuklara yönelik kullanılabilir durumda olan giysi, ayakkabı, mutfak ve ev eşyası, aksesuar ve oyuncak gibi eşya bağışında bulunmaları sağlandı. Tepe çalışanları, yardım olarak topladıkları eşyaları 1986 yılında kadınların ekonomik durumlarını ve yaşam kalitelerini iyileştirmek amacıyla kurulmuş olan Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı’nın (KEDV) iktisadi işletmesi olan Nahıl Dükkanı’na ulaştırdılar. Vakfa ulaştırılan eşyalardan bazıları yeniden değerlendirilmek üzere dönüşüme alındı, bazıları da elde edilecek gelirin yardım faaliyetlerinde kullanılması için satışa sunularak Nahıl Dükkanı’na yerleştirildi. KEDV, kâr amacı gütmeyen, dar gelirli bölgelerde kadınlara ve çocuklara yönelik çalışmalar yapan, kadınların bireysel ve toplumsal yaşamlarını iyileştirme çabalarını desteklemek, temel ihtiyaçları etrafında organize olarak kapasitelerini geliştirebilecekleri platformlar yaratmak ve çocukların erken çocuk eğitimi olanaklarından yararlanabilmelerini sağlamak üzere faaliyetlerini yürüten bir sivil toplum örgütü. Bugüne kadar 12 kentte 23 kadın ve çocuk merkezini destekledi, 10,000’in üstünde çocuğun 3–6 yaş eğitiminden yararlanmasını sağladı. Dar gelirli bölgelerde yeni çocuk yuvalarının açılması için çalışan ve girişimci kadınlara pazarlama ve ürün geliştirme desteği veren KEDV’in çalışmalarına ufak da olsa destek sağlamak Tepe çalışanları için Dünya Kadınlar Günü’nü daha da anlamlı hale getirildi. 15 Tepe'den Haberler Başarılı çalışanlar ödüllerini aldı Örnek ve özverili davranışlarıyla Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri’ni temsil eden çalışanlar Genel Müdürlük tarafından teşekkür ve takdir belgesiyle ödüllendirildi. Mart ayında ödüllendirilenler Berkant Kalkan - Taner Demirağ Malatya Girişim Grubu Tekstil Tur. Enerji İnş. projesinde güvenlik şefi olarak çalışan Berkant Kalkan ve vardiya sorumlusu Taner Demirağ özverili çalışmaları ve örnek görev anlayışları nedeniyle takdir belgesi ile ödüllendirildi. Bilal Yıldız – Soner Şimşek Çimentaş İzmir Çimento Fabrikası Türk A.Ş. projesinde güvenlik görevlisi olarak görev yapan Bilal Yıldız ve Soner Şimşek dikkatli çalışmaları ve talimatlara uyarak kurumu örnek şekilde temsil etmeleri nedeniyle takdir belgesi ile ödüllendirildi. Abdullah Akın T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Hasan Tahsin Şubesi projesinde güvenlik görevlisi olarak çalışan Abdullah Akın, özenli çalışmaları ve titiz görev anlayışı nedeniyle teşekkür belgesi ile ödüllendirildi. Cemile Coşkun Tuncel – Özlem Kurt Antalya’da Metro Properties Gayrimenkul Yat. A.Ş. (REAL) projesinde çalışan güvenlik görevlileri Cemile Coşkun Tuncel ve Özlem Kurt, özverili görev anlayışları ve titiz çalışmaları nedeniyle takdir belgesi ile ödüllendirildi. 16 Ali Özber Ulu - Serkan Olcar ING Bank A.Ş. İzmir projesinde çalışan güvenlik görevlileri Ali Özber Ulu ve Serkan Olcar, başarılı çalışmaları sebebiyle teşekkür belgesi ile ödüllendirildi. Cennet Turan Adana’da Real Hipermarketler Zinciri A.Ş. projesinde güvenlik görevlisi olarak çalışan Cennet Turan, özverili çalışması, duyarlı ve fedakar iş anlayışı sebebiyle teşekkür belgesi ile ödüllendirildi. Atıf Bakır- Şuayup Kılıç Elazığ’daki Recydia Atık Yönetimi Yenilenebilir Enerji projesinde çalışan güvenlik şefi Atıf Bakır ve güvenlik görevlisi Şuayup Kılıç, dikkatli çalışmaları ve özverili görev anlayışları nedeniyle takdir belgesi ile ödüllendirildi. Fulya Mendanoğlu İstanbul’da Döğme Gayrimenkul Yat. ve İnş. San. Tic. A.Ş. projesinde çalışan güvenlik görevlisi Fulya Mendanoğlu, başarılı çalışmaları nedeniyle teşekkür belgesi ile ödüllendirildi. Haziran 2016 Mustafa Şahin Akbank T.A.Ş. Bursa Bölge Müdürlüğü’nde güvenlik görevlisi olarak çalışan Mustafa Şahin, soygun girişimini önlemesi nedeniyle takdir belgesi ile ödüllendirildi. Mehmet Demir - Canan Güçlü - Mehmet Salih Kaya Servet Bingöl Mardin’de Ninova Park Yönetim Danışmanlık (Ninova Park AVM) projesinde çalışan CCTV operatörü Canan Güçlü, güvenlik görevlileri Mehmet Demir, Mehmet Salih Kaya ve Servet Bingöl üstün başarıları nedeniyle takdir belgesi ile ödüllendirildi. Mehmet Halıcı Gölcük – İzmit’te Ford Otosan projesinde güvenlik görevlisi olarak görev yapan Mehmet Halıcı hırsızlık girişimini engellemesi sebebiyle teşekkür belgesi ile ödüllendirildi. Mustafa Oktar AKBANK T.A.Ş.’nin Unkapanı şubesinde güvenlik görevlisi olarak çalışan Mustafa Oktar, soygun girişiminde bulunan saldırganı etkisiz hale getirmesi nedeniyle teşekkür belgesi ile ödüllendirildi. Mücahit Polat Kars’ta ING Bank projesinde çalışan güvenlik görevlisi Mücahit Polat, dolandırıcılık teşebbüsünü önlemesi nedeniyle takdir belgesi ile ödüllendirildi. Nusret Bircan Türkiye Finans Katılım Bankası A.Ş. projesinde güvenlik görevlisi olarak çalışan Nusret Bircan, başarılı çalışmaları sebebiyle takdir belgesi ile ödüllendirildi. Şeyhmus Durmaz – Naile Çakan Mardin’de İstanbul Yeditepe Turizm Eğitim Sağlık projesinde çalışan güvenlik görevlileri Şeyhmus Durmaz ve Naile Çakan, hırsızlık girişimini önlemeleri nedeniyle takdir belgesi ile ödüllendirildi. Nisan ayında ödüllendirilenler Arzu Gülegen – Yaşattin Ürekli Santeks İplik ve Brode A.Ş.’ye ait Çorlu’daki Hilton Garden projesinde çalışan güvenlik görevlileri Arzu Gülegen ve Yaşattin Ürekli özenli görev anlayışları nedeniyle teşekkür belgesi ile ödüllendirildi. Ersen İnsal Odeabank İzmir-Bostanlı Şubesi projesinde çalışan güvenlik görevlisi Ersen İnsal, kurumu örnek şekilde temsil etmesi ve başarılı çalışmaları sebebiyle takdir belgesi ile ödüllendirildi. 17 Tepe'den Haberler Emine Köküş Antalya’da Terracity AVM projesinde güvenlik görevlisi olarak görev yapan Emine Köküş, dikkatli ve duyarlı tutumu ile talimat ve prosedürlere uygun hareket etmesi nedeniyle takdir belgesiyle ödüllendirildi. Murat Yıldırım – Demet Kaya – Mehmet Erkuş – Çağrı Öz – Hakan Akın – Mustafa Sönmez Yumakgil Kıymetli Maden San. Tic. A.Ş.'ye bağlı PARK 23 AVM projesinde çalışan vardiya sorumlusu Murat Yıldırım, güvenlik görevlileri Demet Kaya, Mehmet Erkuş, Çağrı Öz, Hakan Akın, Mustafa Sönmez özverili çalışmaları nedeniyle teşekkür belgesi ile ödüllendirildi. Kübra Eryıldız Antalya’da Terracity AVM projesinde güvenlik görevlisi olarak çalışan Kübra Eryıldız, başarılı çalışmaları ve özenli görev anlayışı nedeniyle takdir belgesi ile ödüllendirildi. Harun Tokatlı - Abdullah Aydın Berati Çolak - Tuncay Çay Ark inşaat San. Ve Tic. A.Ş. projesinde vardiya sorumlusu Harun Tokatlı, güvenlik görevlileri Abdullah Aydın, Berati Çolak, Tuncay Çay hırsızlık girişimini önlemeleri nedeniyle teşekkür belgesi ile ödüllendirildi. Hasan Arda Akbank İzmir - Ödemiş Şubesi’nde güvenlik görevlisi olarak çalışan Hasan Arda, dolandırıcılık teşebbüsünü önlemesi nedeniyle takdir belgesi ile ödüllendirildi. 18 Haziran 2016 Muhammed Baştuhan Akbank İstanbul-Beyoğlu Şubesi projesinde çalışan güvenlik görevlisi Muhammed Baştuhan çıkan yangına müdahale etmesi nedeniyle takdir belgesi ile ödüllendirildi. Mehmet Emin Özdurmaz – Ahmet Yıldız – Seda Yılmaz – Nagihan Ç. Erden – Mümin Bora – Mustafa Çil – Metehan Savaşan – Onur Tügen Bandırma’da Ayhanlar-Tunaş-Altay Ort.Gir. Liman AVM projesinde çalışan operasyon sorumlusu Mehmet Emin Özdurmaz, vardiya sorumlusu Ahmet Yıldız, güvenlik görevlileri Seda Yılmaz, Nagihan Erden, Mümin Bora, Mustafa Çil, Metehan Savaşan ve Onur Tügen görevlerini harfiyen yerine getirmeleri ve özverili çalışmaları nedenleriyle takdir belgesi ile ödüllendirildi. Serkan Danacı ING Bank Adana - Seyhan Şubesi’nde çalışan güvenlik görevlisi Serkan Danacı dolandırıcılık teşebbüsünü önlemesi nedeniyle takdir belgesi ile ödüllendirildi. Şeref Günalmış İstanbul’da Migros Ticaret A.Ş. projesinde çalışan güvenlik görevlisi Şeref Günalmış, kurumu örnek bir şekilde temsil etmesi nedeniyle teşekkür belgesi ile ödüllendirildi. Zafer Yeşilbayrak ING Bank İstanbul - Alemdağ Şubesi’nde çalışan güvenlik görevlisi Zafer Yeşilbayrak, dolandırıcılık teşebbüsünü önlemesi nedeniyle takdir belgesi ile ödüllendirildi. Tepe’de 10. yıllarını tamamladılar Tepe Güvenlik A.Ş.’de 10’uncu yılını tamamlayan Enver Bilir, Tepe Savunma ve Güvenlik Sist. San. A.Ş.’de 10’uncu yıllarını tamamlayan Gülşen Verdo ve Doğan Ateş’e hizmet ödülleri verildi. Kendilerini özverili çalışmaları ve başarıları nedeniyle tekrar tebrik ederiz. YGG toplantıları Ankara’da yapıldı Tepe Savunma, Tepe Güvenlik ve Tepe Servis’in 6 ayda bir düzenli olarak gerçekleştirdiği Yönetimi Gözden Geçirme Toplantıları 19-21 Kasım tarihlerinde Ankara Bilkent Otel’de gerçekleştirildi. Her şirket için birer gün ayrılan toplantılarda 2015 – 2016 yılı bütçeleri ve şirketin operasyonel yönetim performansı değerlendirildi. Şirketin ileriye yönelik yönetim planı, vizyonu, çalışma şartları ve organizasyon şemasının gözden geçirildiği toplantılarda personel turnover oranları ve alınacak önlemler, süreç performans ölçümü, şirket hedeflerinin takibi ve yeni şirket hedeflerinin belirlenmesi, müşteri şikayeti ve memnuniyeti, denetim gibi konular konuşuldu. Ayrıca daha önceki toplantılarda alınan kararların takibi, belirlenmiş şirket politikası ve hedeflerini sağlamadaki etkinlik, ürün ve hizmet uygunluğu, ve sürekli iyileştirme faaliyetleri, önerileri ve sonuçları tartışıldı. Bunun yanında Entegre Yönetim Sistemindeki değişen şartlar, dokümanların güncelliği ve uygulanabilirliği, yasal mevzuatlar, değişiklikler ve uygulamaları ele alındı. 19 Zaman Yolcusu Yangın algılama ve söndürme sistemleri Yangında can ve mal güvenliğini sağlamak için günümüzde çok gelişmiş ve otomatikleşmiş yangın algılama ve söndürme sistemleri kullanılıyor. Bu sistemlerin geçmişi ise Leonardo Da Vinci’ye kadar ulaşıyor. Da Vinci ilk söndürme sisteminde başarısız olsa da günümüze kadar uzanan önemli bir yolculuğun kapısını açmış. Yangın algılama, ihbar ve söndürme sistemleri, okullar, oteller gibi yoğun kullanımlı büyük kapalı alanlardan, hammadde ve ürün bulunduran depolardan, fabrika gibi parlayıcı yanıcı madde içeren sanayi tesislerinden evlere kadar pek çok mekanda can ve mal güvenliğini sağlayan en önemli sistemler. Yangın algılama ve söndürme sistemleri aslında birkaç sistemin entegre olarak çalıştığı yapılar. Yangın önlemede ilk adım yangının tespit edilmesi ki bu çeşitli tipteki yangın algılama sistemleriyle sağlanıyor. Bunlar genelde ısı ya da duman algılayan dedektörler olarak karşımıza çıkıyor. Ardından bu algılanan yangının haber verilmesi gerekiyor. Burada da yangın alarm sistemleri devreye giriyor. Yangın algılama ve alarm sistemleri özellikle Avrupa uyum yasaları ve Türkiye Yangından Korunma Yönetmeliği’nin yayınlanması ile birlikte hem kamu hem de özel sektörde giderek daha fazla kullanılmaya başlandı. Genelde iki tip yangın alarm sistemi bulunuyor: Konvansiyonel sistemler ve adresli yangın ihbar sistemleri. Konvansiyonel yangın ihbar sistemleri daha çok küçük ölçekli veya noktasal adresleme ihtiyacının az olduğu açık alan uygulamalarında tercih ediliyor. Adresli yangın ihbar sistemleri ise bölünmüş alanların fazla olduğu yapılar ile orta ve büyük ölçekli projelerde tercih ediliyor. Üçüncü adımda ise yangın söndürme sistemleri devreye giriyor. Aynı anda elektrik sisteminin kapatılması, havalandırmanın açılması, asansörün önceden tespit edilen yere otomatik olarak gitmesi gibi sistemler de devreye giriyor. Bu üç adımda bulunan sistemler doğru ve düzgün bir şekilde entegre edilerek kurulduğunda yangınla mücadelede etkisi büyük oluyor. 20 Haziran 2016 Kova ve merdivenlerle gezen görevliler İnsanlar çok eski zamanlardan beri yangınla mücadele etmek için çeşitli yöntemler geliştirdiler. Örneğin ilk yangın alarm sistemleri insanlı sistemlerdi ve Amerika’daki müzelerde bulunan çizimlerden 1658’de New York’ta görevlendirilmiş kişilerin sokaklarda sürekli gezerek yangın aradıkları ve yangın gördüklerinde de ellerindeki çanları çalarak çevreye haber verdikleri, aynı zamandan taşıdıkları merdiven ve kovalarla mücadeleye başladıkları anlaşılıyor. Yangın haber verme sistemleri zaman içinde biraz daha gelişti ve şehrin çeşitli yerlere kurulan çan kuleleriyle yangın gözleme ve haber verme işlemi gerçekleştirilmeye başlandı. 1850’lerde ise işin içine teknoloji girmeye başladı. İlk kez bu tarihlerde telgraf sistemi kullanan alarm kutuları ortaya çıktı. Bu kutulardaki kol çekilerek devreye giren telegrafik anahtar, merkez istasyona sinyal gönderiyordu. Merkez istasyonda telgraf başındaki kişi de yangının hangi noktada olduğunu anlayarak itfaiye ekiplerini bu noktaya gönderiyordu. İlk elektrikli sistem ısıyı algılıyordu İlk elektrikli yangın alarmı 1800’lerin sonunda ortaya çıktı. İlk kez bir termostat yüksek ısıyı algılayarak yangın söndürme sistemini devreye sokmaya başladı. Yangın koruma sistemlerinin doğuşu da bu şekilde oldu. İlk söndürme sisteminde Leonardo da Vinci imzası Yangın söndürme sistemlerinin gelişimi ise farklı şekilde ilerledi. Su püskürten ilk yangın söndürme sisteminin 15. yy’da Leonardo Da Vinci tarafından geliştirildiği söyleniyor. Ancak kendi mutfağına kurduğu sistem çalışsa da pek başarılı olamamış ve küçük çaplı bir sele neden olmuş. İlk başarılı söndürme sistemi ise 1723’te Ambrose Godfrey tarafından geliştirildi. Yangın söndürmek için sıvı içeren tankı açmak için barut tozu kullanmıştı. İlk modern söndürme sistemi ise 1812’de İngiltere’de mimar William Congreve tarafından kuruldu. 95.000 litre su içeren ve boşalması durumunda su ile beslenen tanktan yangın sırasında manuel olarak açılan delikleri olan borularla tiyatronun tüm noktalarına su iletilebiliyordu. İlk otomatik yangın söndürme sistemi ise 1874’te bir fabrikada uygulandı ve başarılı oldu. Günümüzde ise yangın söndürme sistemlerinin pek çok çeşidi bulunuyor. Petrol rafinerilerinde, uçak ve helikopter hangarlarında, tersanelerde, iskelelerde, yakıt dolum ve depolama tesislerinde daha çok köpüklü söndürme sistemleri tercih ediliyor. Bilgisayar odaları, telefon santralleri, iletişim merkezleri, müzeler, sanat galerileri, sistem kontrol odaları, jeneratör bölümleri, güç dağıtım merkezleri, banka kasaları, kütüphaneler, teyp, disket ve disk gibi depolama alanları, aseton gibi alev alabilen sıvı depoları gibi yerlerde gazlı söndürme sistemleri kullanılıyor. Mağaza, alışveriş merkezleri, eğlence mekanları, toplantı yerleri ve geniş çaplı işletmeler ve evlerde ise sulamalı söndürme sistemleri sıklıkla görülüyor. 21 Gelişim Zamanı Öz Devrim Meander Consulting’den Özkan Zere, uykudan uyanmak, uykusuz kalınan dönemlerin ötesine geçip yeni bir hayatın kapılarını aralamak, olayların akışına yön vermek mümkün diyor ve içimizdeki “Devrimci Öz”ü ortaya çıkarmayı, kendi Che Guevara’mız olmayı öneriyor. Kişi İngilizce’de “kişi” (person) Latince “persona”dan geliyor. Latince’de persona, maske demek. Halen tiyatronun sembolü olan, antik dönemlerde tiyatroda kullanılan maskeleri (gülen yüz asık surata karşı) gözünüzün önüne getirin. Oyuncular eskiden rollerini işte o maskelerin ardında oynardı. 22 Haziran 2016 Psikolojik açıdan “kişi”nin tanımı, insanın toplum önünde takındığı roller ve büründüğü maskeleri işaret ediyor. Birey “Birey”in İngilizce karşılığı “individual”; yaygın anlayış “indivisible” yani “bölünemeyen” anlamında birleşiyor. Köklerine ayrıştırıp didiklersek, “dual”-ikili, “divi”-bölmek, “in” de olumsuz ön ek. Toparlarsak “artık ikiye bölünmesi mümkün olmayan” manasına erişmek mümkün. Türk Dil Kurumu birey kelimesini, “Kendine özgü nitelikleri yitirmeden bölünemeyen tek varlık, fert” olarak tanımlıyor. Nasılsınız? Birisiyle karşılaşıyoruz ve laf ola beri gele hatır soruyoruz: —— Nasılsınız? —— İyiyim, teşekkür ederim. Siz nasılsınız? —— Ben de iyiyim, sağ olun. Öz Türkçe konuşan dildaşlarımızdan duyup bugünlerde farkına vardığım harika bir selamlaşma var: —— Özünüz nasıl? —— ? <3 ? Direnmeyi bırakıp uykudan uyanmak, uykusuz kalınan dönemlerin ötesine geçip yeni bir hayatın kapılarını aralamak, olayların akışına yön vermek mümkün. İnsanı mıhlayıp düşündürüyor, hem rasyonel akla hem de duygusal zihne dönmek durumunda kalıyorsunuz. Siz, evet siz, hakiki siz; anne, baba, çocuk, kardeş, kuzen, yeğen, dayı, hala, teyze, amca rolleriniz değil. Doktor, mühendis, iş adamı, işçi, çalışan, yönetici rolünüz hiç değil. Soru, “hakiki” size yönelik. Soruyu soran, içinize dönün, hissedin ve düşünün, samimi olun ve gerçek halinizi paylaşın istiyor. Biraz durup düşünüp/hissederek, seçimler yapıp, karar verip, eyleme geçmek suretiyle evrime/ etrafımızda olana bitene ve kendimize müdahale etmeye başladığımızda, kendi öz devrimimizi inşa etmeye başlıyoruz. Bölünemeyen bir “öz” var içimizde, sahici bir “öz”. Ona dönmemizi, farkına varmamızı bekliyor. Kendinize karşı dürüst olun,“öz”ünüz ne istiyor? Aklınıza ve kalbinize kulak verin; ikisinin dengesini bulup eyleme geçin... (D)EV’rim kayıtsızlığın ötesi Hiçbir şey yapmasak, olana bitene kayıtsız kalsak, hatta dirensek bile, her daim içimizde bir evrim gelişiyor. Dönüp de bir bakın 5 yıl önceki halinize; nasıl da değiştiniz… Peki bu gelişim nasıl oluştu? Olayların akışına (olana bitene); ¬¬ direnmeyi seçerek mi? (Mukavim) ¬¬ kayıtsız kalarak, farkında olmadan uyurgezer yaşayarak mı? (Uykucu) ¬¬ uyanıp, eyleme geçmede etkisiz, uykusuz kalarak mı? (Uykusuz) ¬¬ uygun değişimi kendimizde yaratmak için eyleme geçerek mi? (Kuyumcu) —— işleyip mücevhere dönüştürmek —— kuyumcu olmak boynumuzun borcu. Hadi şimdi, içinizdeki Devrimci ÖZ’ü gün ışığına çıkarma zamanı. Boş verin kendi CEO’nuz olmayı, kendi Che Guevara’nız olun. Şimdi, bugün, burada; tam zamanı, tam yeri… Kendi CEO’nuz olun Yönetim biliminin babası Peter Drucker, Kendini Yönetmek (Managing Oneself) makalesinde, şirketlerin çalışanların kariyerlerini yönetmediklerini, insanlara kendi CEO’ları olmaları gerektiğini ve kendi güçlü yanlarına dayalı gelişim stratejilerini oluşturmalarını salık verir. Şimdi bir de Oruç Aruoba’ya kulak verelim: “Kişi, hep, kendi kendisini işlemek zorunda olandır: Kişi işlenmedikçe, dünyanın en ham şeyi--bile değildir; hiçtir---yoktur... Kişi kendini işlemeden var olamaz--nasıl ki insan da başkalarınca işlenmeden var olamaz (hani şu "eğitim"...). Kişinin varoluşu kendi kendisini işlemesidir ---yani, kendi kendisini var etmesi... Kişi, kendisini işleyerek kendini var edendir. Kişi işleyerek var olandır. Kişi, işler, olur...” Hepimizin içinde bir cevher saklı, —— bu cevheri bulmak, Özkan Zere 23 Güvenlik Penceresi Güvenlik görevlilerine yeni kimlik kartları dağıtılmaya başlandı Özel güvenlik görevlileri ve yöneticilere yeni kimlik kartları dağıtılmasına yönelik duyuru yayımlandı. Duyuruya göre kimlik kartlarının dağıtımına 06 Haziran 2016 tarihi itibariyle başlandı. Kimlik kartları polikarbon malzemeden, taşıması kolay, üzerinde sahtesinin yapılmasını önleyici çeşitli güvenlik uygulamaları barındırıyor. Yeni kimlik kartı başvuru alma işleminde fiilen çalışan özel güvenlik görevlilerine öncelik veriliyor, fiilen çalışanlardan ise hava yolu, deniz yolu ve raylı ulaşım sistemlerinde çalışanlar ile adliye ve diğer kamu kurumlarında çalışanlara öncelik veriliyor. Güvenlik görevlilerine eğitim Samsun Emniyet Müdürlüğü'nce kentte görev yapan özel güvenlik görevlilerine canlı bomba, bombalı araç ve şüpheli paket konusunda eğitim verilmeye başlandı. Atakum Belediyesi Eğitim Merkezi’nde özel güvenlik görevlilerine yönelik gerçekleştirilen eğitim programı, Emniyet Genel Müdürlüğü'nce hazırlanan eğitim filminin izlenmesiyle başladı. Daha sonra uzman başpolis tarafından katılımcılara canlı bomba, bombalı araç, şüpheli paket, intihar saldırıları, teröristlerin hedef aldıkları yerler, teröristlerin patlayıcı saklama yöntemleri gibi konularda eğitim verildi. Yeni kimlik kartı alacak özel güvenlik görevlileri ve yöneticileri çalıştıkları kurum, kuruluş veya birimleri aracılığı ile il özel güvenlik şube müdürlüklerinden randevu almak suretiyle başvuru yapabiliyorlar. Emekliler güvenlik sektöründe çalışmak istiyor İnsan kaynakları platformu Eleman.net, adaylar ve üye firmalar arasında bir anket gerçekleştirdi. 13 bin Eleman.net üyesi aday ile 4 bin 500’den fazla firma yetkilisinin katıldığı ankete göre emekli olduktan sonra çalışmaya devam etmeyi düşünenlerin oranı yüzde 80. Eleman.net’in verilerine göre, emeklilikte de çalışmayı tercih eden adayların en gözde sektörü ise güvenlik. Adayların yüzde 7,3’ü güvenlik sektöründeki iş ilanlarına başvururken, eğitim, gıda ve hizmet sektörleri de yüzde 5 ve üzeri oranlarla diğer favori sektörler olarak öne çıkıyor. İş başvuruları bölüm bazında incelediğinde de yüzde 11,8 gibi yüksek bir oranla güvenlik ilk sırada yer alırken, muhasebe bölümü yüzde 4,9 ile ikinci sırada bulunuyor. Pozisyon bazında, yine güvenlik görevlisi pozisyonu yüzde 13 ile ilk sırada bulunurken, şoförlük, satış temsilciği ve sekreterlik diğer popüler pozisyonlar olarak dikkat çekiyor. 24 Haziran 2016 Havalimanında aranmaya engel olana para cezası Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM), sivil havacılık kurallarına aykırı hareket eden havacılık işletmeleri, personel ve yolculara yönelik verilen idari para ceza yönetmeliğinde değişikliğe gitmeye hazırlanıyor. Hazırlanan yeni taslağa yeni maddeler eklenerek yoruma açık hale getirilmeyecek ve eylemlerle ilgili para cezaları artırılacak. Taslağa göre; havalimanında elle aranmaya mukavemet gösterilmesi, güvenlik personelinin işini yapmasına engel olunması, izinsiz lazer ve/ veya havai fişek gösterisi yapılması, insansız hava taşıtı uçurularak özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesine bin 500 TL para cezası verilecek. İnsansız hava araçları ve aranmalara engel olunmasıyla ilgili hükümler, yeni maddeler olarak taslakta yer aldı. Sektörün görüşlerine sunulan taslağın, geri dönüşlere göre şekillendikten sonra 1 Ağustos 2016 tarihinde yürürlüğe girmesi planlanıyor. Taslakta yer alan eylemler ve para cezaları şöyle: ¬¬ Uçakta sigara ve benzeri madde içimi: 1500 TL ¬¬ İnsansız hava araçlarının izinsiz, kayıtsız, tescilsiz ve uçuşa yasak bölgelerde uçurulması: 6 bin TL ¬¬ Bu araçlarla özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi: 1500 TL ¬¬ Güvenlik kontrol noktalarında uyarılmasına rağmen taranmaya, elle aranmaya mukavemet gösterilmesi, güvenlik personelinin işini yapmasına engel olunması: 1500 TL ¬¬ Güvenlik tahditli alanlara yetkisi olmadığı halde girmek ya da yetkisiz kişilerin girişine yardımcı olmak: 1500 TL ¬¬ İzinsiz lazer ve/veya havai fişek gösterisi gerçekleştirilmesi: 1500 TL ¬¬ Havaalanı giriş kartını uygunsuz kullanmak: 1000 TL ¬¬ Uçuş kurallarının ihlal edilmesi, kabin görevlilerinin görevini yapmaya engel olmak: 1500 TL (eski ceza 1162 TL) ¬¬ Uçuş emniyetini riske edecek şekilde hava araçlarına lazer tutulması, uçak haberleşmesine müdahale edilmesi: 12 bin TL (eski ceza 11 bin 625) ¬¬ Kokpit kurallarının ihlal edilmesi (pilota verilen ceza): 2500 TL (eski ceza 1162 TL) ¬¬ Balonlarda fazla yolcu alınması: 12 bin TL ¬¬ Balonlarla uygun olmayan meteorolojik koşullarda uçuş yapılması: 15 bin TL Hakkari’de güvenlik kamerası zorunluluğu Hakkari Valisi Yakup Canbolat'ın imzasıyla Hakkari Valiliği resmi internet sitesinde yayınlanan genel emir ile kent merkezindeki bütün iş yerlerine 2 ay içerisinde güvenlik kamerası takılması istendi. Kamera özelikleri, kameraların çözünürlükleri, kayıt ortamı ve saklanma koşullarının ayrıntılı olarak verildiği genel emri işyerlerine gönderildi. 2 ay içerisinde iş yerlerine kamera takmayan ve buna uymayan iş yerlerinde Kabahatler Kanunu'nun 32'inci maddesine göre cezai işlem uygulanacağı belirtildi. 25 Gezgin Türkiye’nin ikinci Kapadokyası: Frig Vadisi Kapadokya kadar tanınmasa da Ankara-Afyonkarahisar-Kütahya-Eskişehir illeri arasında kalan Frig Vadisi volkanik tüf kayaların oyulması ile inşa edilmiş kendine özgü mimarisiyle evrensel bir değer taşıyor. Uluslararası standartlarda işaretlenen Frig Yolu’yla vadiyi yürüyerek ya da bisikletle gezmek de mümkün. Kafkaslar’dan Anadolu’ya göç eden Brig adı verilen bir topluluk tarafından M.Ö. 9. yy’larda Anadolu’da kurulduğu bilinen Frig Uygarlığı, kendinden sonra gelen medeniyetlere büyük etkilerde bulunmuş bir medeniyettir. Günümüzde AnkaraAfyonkarahisar-Kütahya-Eskişehir illeri arasında kalan Frig Vadisi, derin vadiler tarafından şekillenen 26 Haziran 2016 dağlık bir alan. Kolayca işlenebilen volkanik tüflerden oluşan jeolojik bir yapıya sahip. Bu nedenle Kapadokya kadar tanınmasa da, doğal yapı kayanın oyulmasıyla inşa edilmiş özgün bir mimariye sahip. Frig Vadisi özellikle Frig Uygarlığı'nın dini ritüellerine ve sosyal hayatına ilişkin önemli izler barındırması nedeniyle evrensel bir değer taşıyor. Vadide, Friglerin ana tanrıçası Kibele’ye (Kybele) adanmış açık hava tapınakları, kayalara oyulmuş yüzlerce barınak, gizli geçitler, sarnıç, manastır, şapel denilen küçük kiliseler, ağıllar ve mağaralar bulunuyor. Frig dönemi kaya anıtlarının ortak özellikleri; bezemelerindeki ve süslemelerindeki zenginlik, mimariye tanıştırılan üçgen alınlık ve içerisinde Ana Tanrıça heykeli bulunan kaya nişleri olarak karşımıza çıkıyor. Ana Tanrıça adına inşa edilmiş olmaları nedeniyle de Anadolu’daki benzerlerinden ayrılıyor. Özellikle Ayazini Antik Kenti, Göynüş, Midas-Yazılıkaya Anıtı, Kümbet, Karababa Vadileri, Frig Vadisi’nin en çarpıcı eserleri olarak öne çıkıyor. Yazılıkaya Platformu, vadinin güney ucunda; Yazılıkaya Köyü'nün hemen batısında yer alıyor. Frigler’in ana tanrıça Kybele’ye tapındıkları en önemli kült merkezi Yazılıkaya Açıkhava Kutsal Alanı, sonbaharda gidilebilecek ilginç rotalardan biri. Bisikletle ve yürüyerek uygarlığın keşfi Vadideki doğal güzellikleri yürüyerek ya da bisikletle de keşfetmek mümkün. Frigya Kültürel Mirasını Koruma ve Kalkındırma Birliği (FRİGKÜM) desteği ile; Hüseyin Sarı, Songül Sonal ve Naci Beytekin’den oluşan gönüllü bir ekip tarafından hayata geçirilen Frig Yolu, Friglerin izlerini günümüz gezginlerinin sürmesi için oluşturulmuş 506 km uzunluğunda tematik yürüyüş ve bisiklet yoludur. Türkiye’deki 17 kültür yonundan biri olan Frig Yolu üç farklı noktadan başlayarak Frigya topraklarına nüfuz ediyor ve Frig uygarlığının kalbi Midas kentinde (Yazılıkaya) buluşuyor. Yol, iki farklı coğrafik bölge (Ege ve İç Anadolu), 4 il (Afyonkarahisar, Ankara, Eskişehir ve Kütahya) ve 8 ilçe topraklarına dağılmış 6 mahalle, 44 köy, 5 belde ve 1 ilçe merkezinden geçiyor. Yürüyüşçülerin Frig Yolu’nda bilinçli ve güvenli bir şekilde yürümelerini sağlamak için yolun tamamı uluslararası standartlarda kırmızıbeyaz renklerle işaretlenerek 67 noktaya bilgilendirici yön tabelaları dikilmiş ve yolun her türlü dokümantasyonu yapılmış. Rota tarifleri ve güzergah üstünde görülebilecek antik eserler, Türkçe ve İngilizce hazırlanan rehber kitapta anlatılıyor; yola ait GPS verileri ve 4 pafta olarak hazırlanan ayrıntılı harita, kitapla birlikte veriliyor. Frig Vadisi'nin özgün tarihi ve doğal dokusundan dolayı Frig Yolu ile ilgili etkinlikler UNESCO Türkiye Milli Komisyonu tarafından da tanınıyor. Frig Yolu ile ilgi ayrıntılı bilgilere yolun resmi web sayfasından “frigyolu. com” ulaşılabilir. Kim Bu Frigyalılar? Frigler önce Bitinya bölgesine yerleştiler ve M.Ö. 12. - M.Ö 7. yüzyıllar arasında Orta Anadolu'nun batısına egemen oldular. Ama yeni göç dalgası Frigleri daha iç bölgelere itti. Frigler önce Sakarya Irmağı çevresine, ardından batıda Gediz ve Büyük Menderes’in yukarı vadileri ile doğuda Kızılırmak ve Tuz Gökü yöresine yerleştiler. Friglerin bir bölümü Burdur Gölü, Erciyes Yaylası ve Yeşil Irmak vadisine kadar ilerlediler. Batıda Gordion kentini başkent edinen Frigler'in ilk kralı Gordios’tu. Frigler Urartularla birleşerek Asurlulara karşı savaştılar. En parlak dönemlerini M.Ö. 9.-8. yüzyıllarda yaşayan Frigler, Hitit topraklarının neredeyse tümünü ele geçirdiler. M.Ö. 7'de başa geçen Gordios'un oğlu efsanevi kral Midas, Asurlularla anlaşma yolunu seçti. Midas döneminde başkent Gordium’un yanı sıra Midas Kenti ve Pessinus de çok gelişmişti. M.Ö. 7’lere doğru Kafkasya’dan Anadolu'ya giren Kimmerler, Frigler’in başkenti Gordium’a kadar ilerlediler. Kenti ele geçirerek yaktılar. Bu yenilgi karşısında Kral Midas’ın kendisini öküz kanı içerek öldürdüğü söylenir. 27 Güvenli Adrenalin Şehre meydan okuyanların sporu İki nokta arasındaki mesafeyi, tüm engelleri belli bir akış içinde aşarak en hızlı şekilde katetmeye dayanan Parkur ve Serbest Koşu sporları adeta şehre meydan okuyarak bedenin sınırlarını zorluyor. Engelleri güvenle aşmak için dikkat edilmesi gereken birkaç konu var. Son zamanlarda şehir içinde çılgınca zıplayıp, atlayıp, taklalar atarak bir yerlere giden insanlar dikkatinizi çekti mi? Onlar değil “Parkur” (parkour) ve “Serbest Koşu” (freerunning) icra eden sporcular aslında. İnsan vücudunun sınırlarını zorlayan bu iki sporun amacı, A noktasından B noktasına giderken karşımıza çıkabilecek engellerin altından, üstünden veya arasından, hızlı ve akıcı şekilde geçebilmek Parkur ve Serbest Koşu birbirine çok 28 Haziran 2016 benzese de aralarında küçük farklar mevcut. Parkur, iki nokta arasında en hızlı şekilde gitme üzerine kuruluyken Serbest Koşu, hızın yanında estetik hareketleri de işin içine katıyor. Parkur sporunu yapan erkeklere “iz bırakan” anlamına gelen “traceur” bayanlara ise “traceuse” deniyor. Parkur ve Serbest Koşu'nun en önemli özelliği, özgürlük hissi. Şehrin içinde bu spor için üretilmemiş duvarlar, mobilyalar, merdivenler üzerinde yapılan hareketlerde en önemli şey akıcılık. Engeller altından, üstünden, arkasından aşılırken hareketlerin belli bir akıcılığı olması gerekiyor. Estetik bir akışa sahip olmak pratik yaptıkça kazanılıyor ve tam akıcılık ancak 1-2 sene içinde elde edilebiliyor. Bu sporun bir diğer önemli özelliği de kişiye özel hareketler olması. Belli başlı hareketler olsa da zamanla kişi kendisi kendine uygun bir akış elde ediyor. Parkur bir yaşam biçimi Parkur, 1980’lerde Fransa’da David Belle ve arkadaşları öncülüğünde başladı ve hızla tüm dünyaya yayıldı. Belle ve arkadaşları, sınır olarak düşünülen birçok düşünceyi yıkıp insan anatomisinin gerçek potansiyelinin ne kadar geliştirilebileceğini ortaya koydular. 1997 de David Belle ve Sébastien Foucan herkesin bildiği Yamakasi gurubunu kurdurlar. 2001 yılında pek çok insan sinemada Parkur’la ilgili çekilen ilk filmi hayranlıkla izledi. Böylelikle bu spor dünya üzerinde ciddi bir hayran kitlesi yaratmaya başladı. Parkur aslında bir felsefe ve bir yaşam biçimi. Her ortamda çevreye bakma ve üstesinden gelinemeyecek hiçbir engelin olmadığına yürekten inanma felsefesini taşıyor. Herkesin eşsiz olduğuna inanıyor ve bir engeli hiç kimsenin aynı şekilde aşmadığını, herkesin çözümünün kendine has olduğunu ortaya koyuyor. Mottosu ise “Engelleri tanı, özgürlüğü tanı”. Tehlikeli mi? Oradan oraya atlayan zıplayan, takla atarak ilerleyen insanları görünce çok tehlikeli bir spor olduğu zannedilebilir ancak öncüsü David Belle, “Korkutucu gelebilir ya da sakatlanma riski yüksek denebilir. Fakat bu sporda sakatlanma ihtimaliniz yolda yürürken sakatlanma ihtimalinizden daha azdır” diyor. Nedenini ise şöyle açıklıyor: “Çünkü yeteneklerinizi, sınırlarınızı keşfetmişsinizdir. Neler yapabileceğinizin bilincindesinizdir, bilmek insana güven verir. Artık dikkatlice bakıp neyin mümkün neyin mümkün olmadığını görürsünüz. Ne kadar dikkatli bakarsanız, o kadar az riske girmiş olursunuz.” Parkur yapmak için gerekenler Parkur’da sadece şehrin içindeki ortamlar kullanıldığı için özel birmalzemeye gerek duyulmuyor. Bu sporu yapmak için tek gereken, bir çift spor ayakkabı, rahat bir pantolon ya da eşofman altı ve bir de havalı t-shirt. Güvenli Parkur için Her ne kadar kurucusu tehlikeli bir spor olmadığını söylese de güvenli bir Parkur için bazı konulara dikkat edilmesi gerekiyor. Spora ilk kez başlarken en temel yer hareketleriyle başlanması, ardından hareketlerin zorluk derecesini yavaş yavaş artırarak ilerlenmesi önemli. Bir şeyin üzerinden atlamaya başlamadan önce en az 100 kez yerdeki hareketleri tekrar etmiş olmanız ardından atlama hareketlerine başlamanız tavsiye ediliyor. Bu ilk aşamada sıkıcı gelebilir çünkü insanlar genelde bu spora YouTube videolarında gördükleri heyecan verici hareketler nedeniyle başlıyor. Fakat o Parkour’a başlarken dikkat edilmesi gerekenler ¬¬ Parkurun kontrol edilmesi: Parkurda yol almadan önce kullanacağınız alanı kontrol etmek faydalı olacaktır. Saniyelik kararlar ile yol alacağınız parkurdaki doğal engellerden bazıları olan duvarların sağlamlığı ya da metal nesnelerin keskin olmayışını bilmek size yol alırken öz güven verecektir. Bu şekilde yaralanmalar olmadan parkuru rahat bir şekilde sona erdirebilirsiniz. ¬¬ Isınma hareketlerinin tam yapılması: Parkurda yol alırken birbirinden bağımsız birçok hareket sergilediğinden ısınma hareketlerine azami önem verilmeli. Aksi durumlar sakatlanma riskini en üst seviyeye çekecektir. 29 Güvenli Adrenalin Mardin’i parkur sporcusu Ryan Doyle dünyaya tanıttı Red Bull sporcusu Ryan Doyle 2011 yılında Mardin’de bir belgesel çekti. Sokak aralarında, çatılarda, Darulzafaran Manastarı, Zinciriye Medresesi, tarihi Postane ve Kasımiye Medresesi gibi tarihi yerlerde yapılan özel çekimlerle hem kendi hünerlerini sergiledi hem de Mardin’in güzelliklerini tüm dünyaya gösterdi. Red Bull Sporcusu Ryan Doyle, Mardin’nin bu kadar tarihi güzelliği karşısında büyülendiğini belirterek, “Ben asla düşmekten korkmadım ve hep daha güzelin peşinden koştum. Yollarım tıkandığında kendime başkalarının geçilemez dediği yeni yollar açtım. Mardinliler aynı şeyi binlerce yıldır yapmışlar. Kum fırtınalarından, güneşten korunmak için üstü kapalı sokaklar yapmışlar. Onca savaş görmüşler ama hep bir arada yaşamayı zorluklara karşı birlikte ayakta durmayı becermişler. Keşke dünyanın geri kalanı da Mardin'i görse diye düşünürken aklıma böyle bir proje geldi" dedi. Mardin’deki çekim https://goo.gl/XP48in linkinden veya kodu okutarak izlenebilir. sporcuların binlerce saatlik eğitim ve tecrübe sonrasında o hareketleri yapabiliyor olduklarını unutmamak gerekiyor. Parkur’da en önemli konu yere inişlerin iyi öğrenilmesi. Her hareket sonrası yere indiğinizde vücudunuzda önemli bir karşı kuvvetle karşılaşıyorsunuz. Bu karşı kuvvetleri nasıl absorbe edeceğinizi bilmeden kendinize ciddi zararlar verebilirsiniz. Antrenörler en iyi inişin sessiz iniş olduğunu söylüyor. O nedenle inişleri çalışırken kendi sesinizi dinlemenizi öneriyorlar. Yere çarptığınız anda kaslarınızı kendinizi yavaşlatmak için maksimum seviyede kullanmanız gerekiyor, böylece dizleriniz zarar görmez. Bir başka önemli güvenlik önlemi de düşme tekniklerini çok iyi öğrenmek. Pek çok düşme tekniği mevcut. Her biri üzerinde bol bol çalışmak sporun güvenli yapılabilmesi için önemli. Bunun yanında ilk çalışmaya başlandığında beton üzerinde değil çim, kum gibi daha yumuşak zeminlerde öğrenmek, ardından betonla dolu şehrin içine çıkmak tavsiye ediliyor. 30 Haziran 2016 Tepe'den Haberler Tepe Çağrı Merkezi "Bahara Merhaba" partisi verdi Tepe Çağrı Merkezi’nde 27 Nisan günü “Bahara Merhaba” Partisi gerçekleştirildi. Partide operatörler kışın yorgunluğunu DJ eşliğinde eğlenerek attı. Yoğun ilgi gösterilen partide ayrıca Serçev standı kurularak Serçev Vakfı için çeşitli ürünlerin satışı yapıldı. 2002’de kurulan Serçev - Serebral Palsili Çocuklar Derneği, engelli çocuklara ve ailelerine ulaşmak, sorunlarına çare olmak üzere faaliyet gösteriyor. Serebral Palsi (beyin felci) hakkında bilinç oluşturmaya çalışıyor. Serebral Palsi beynin bir bölgesindeki hasar nedeniyle ortaya çıkan kas kontrol yetersizliğini anlatan bir terim. Tepe Çağrı Merkezi operatörleri Bahara Merhaba partisinde eğlenirken güzel bir projeye destek olmanın da mutluluğunu yaşadı. 23 Nisan’da çocuklar sevindi Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri San. A.Ş. ve Tepe Servis ve Yönetim A.Ş, çalışanları 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri kapsamında Ankara, Keçiören’de bulunan Kamil Ocak İlkokulu’nu ziyaret ederek oyuncak hediye ettiler. 31 Sokaktan Manzaralar Mağazalarda kendinizi güvende hissediyor musunuz? Farklı yaş ve mesleklerden kişilere mağazalarda alışveriş yaparken kendilerini güvende hissedip hissetmediklerini sorduk. Çoğunlukla çekinilen ve tedirgin olunan konu olarak terör olayları dikkat çekiyor. İsmail Cem YILMAZ Yaş: 33 Mesleği: Bankacı Günümüzde konser, kutlamalar gibi açık hava etkinliklerin yerini güvenlik kaygıları nedeniyle kapalı alanlar almaya başladı. Her ne kadar kabul etmek istemesek de güvenlik kaygısı, açık alanların, meydanların insana verdiği özgürlük duygusunun önüne geçiyor. Alınan önlemlerin yeterli olmadığı hissi, tercihlerimizi bireysel olarak tedbir alma yönünde etkiliyor. Bu nedenle sade bir vatandaş olarak açık alanlarda kalabalık içinde bulunmaktansa belirli güvenlik kriterlerinin uygulandığı alışveriş merkezlerinde ya da mağazalarda vakit geçirmek daha güvenli geliyor. Enis Kösem Yaş: 44 Mesleği: Satış ve Pazarlama Direktörü Türkiye'de vatandaş rutin hayatını sürerken başına birçok şey gelebiliyor. Özellikle son zamanda şehirlere yönelik terör ve bombalama eylemleriyle de bu durum arttı. Bu nedenle her ne kadar girişte güvenlik aramaları olsa da AVM'ler ve mağazalarda kendimi güvende hissetmiyorum. Sivil, üniformasız güvenlik görevlilerinin AVM, mağaza ve süpermarketlerde müşteri gibi bulunmaları bir müşteri olarak beni güvende hissettirir. 32 Haziran 2016 Toygar Köroğlu Yaş: 48 Meslek: IT Uzmanı Alışveriş merkezlerinde, büyük marketlerde kendimi güvende hissetmiyorum. 13 Mart 1999 Mavi Çarşı katliamı tanığı olmam dolayısıyla, kapalı alışveriş merkezlerinde bulunduğumda her zaman tedirginlik duyarım, zorunlu ihtiyaç olmadıkça gitmem. Alışveriş merkezlerinde ve mağazalarda güvenlik görevlilerinin olması ve girişte gerekli kontrollerin yapılıyor olması benim bu tedirginliğimi bir nebze azaltsa da bazı mağazalarda hiçbir önlem alınmadığını görmek beni bu alanlardan uzaklaştırıyor. Sezin Yeşildal Yaş: 32 Mesleği: Öğretmen Birçok marka mağazasının içinde olması, bize alışveriş kolaylığı sağlasa da olumsuz, güven vermeyen yanları da var: Doğayı günden güne rezidanslar, AVM'ler ile katlediyoruz, Adenol virüsü başta AVM'ler olmak üzere kapalı alanlarda ürüyor ve virüs solunum yoluyla ve fiziksel temasla hızla bulaşıyor, kalabalık kitleleri kendine çekme misyonuyla da hırsızlık ve terör saldırıları için uygun ortam vizyonu sergiliyor. Kendimi güvende hissetmiyorum bu büyük, kapalı alışveriş merkezlerinde. Mümkün olduğunca tercihim dışında bırakmaya çalışıyorum. Uzman görüşü: Mağaza güvenliğinde en önemli risk; müşteri ve çalışan hırsızlığıdır. Bunun yanında dolandırıcılık, kargaşa (yağma girişimleri), yangın, elektrik kesintisi, doğal afetler, toplumsal olaylar, sabotaj ve terör olayları olarak özetleyebiliriz. Mağazacılıkta alışverişe gelen müşterilerin rahat ve güvenli bir ortamda alış veriş yapmalarını sağlamak, gerekli güvenlik önlemlerini almak amacımız ve ilk hedefimizdir. Bu nedenle mağazada olabilecek her türlü olayları bertaraf etmek birinci öncelik olarak değerlendirilmektedir. 444 15 98
Benzer belgeler
Aylık Dergi “Tepe`den” Aralık 2016
TEPE’den Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri San. A.Ş. Yayın Organı Yayın türü: Yerel, süreli, üç aylık dergi
Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri Adına İmtiyaz Sahibi: Levent Güler Sor...
Aylık Dergi “Tepe`den” Eylül 2015
Mağazalarda kendinizi güvende hissediyor
musunuz?...........................................................................................32