Dişhekimi 52. Sayı - İzmir Dişhekimleri Odası
Transkript
Dişhekimi 52. Sayı - İzmir Dişhekimleri Odası
dişhekimi haber 1 haber 2 dişhekimi dişhekimi haber 3 haber 4 dişhekimi dişhekimi haber 5 editör dişhekimi Merhaba, Gün geçmiyor ki, sağlık çalışanlarına yönelik bir şiddet haberi basında ve sosyal medyada yer almasın. Pekii ne oldu da, özellikle son yıllarda sağlık çalışanları şiddetin boy hedefi haline geldi? Sorumuzun yanıtına çeşitli yönlerden yanıt aradığımız dosyamızı ilgiyle okuyacağınızı umuyoruz. Özlem KEKEÇ [email protected] Tam gün Yasası uygulamada sınıfta kaldı. Bildiğiniz üzere Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karara göre üniversite hastanelerinde görevli doktorlar dahil, bütün öğretim elemanlarının mesai saatleri sonrasında özel muayenehanelerinde çalışmalarının önünde bir engel kalmadı. Buna rağmen çeşitli illerimizde İl Sağlık Müdürlüklerine başvuran meslektaşlarımıza izinleri geri verilmiyor ve mahkeme kararı uygulanmıyor. Kamuda çalışan uzman meslektaşlarımızın maruz kaldığı haksız uygulama sürüyor. 14.02.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinin ardından döner sermaye ödemelerindeki düşük kat sayı düzenlemesinin yeni yönetmelikte de devam ettiği görül- 6 dü. İzmir Dişhekimleri Odası bu haksız düzenlemenin iptali istemiyle dava açtı. Sevkle özelde tedavi olan hastaların ödemelerinde yaşanan tutarsız uygulamaları yargıya taşıyan İzmir Dişhekimleri Odası, SGK tarafından eksik ödeme yapılarak mağdur olan bir hasta adına açtığı alacak davasını kazandı. Dava, SGK’nın keyfi uygulamalarına maruz kalan diğer hastalar için emsal niteliğinde. 30 Haziran 2013 tarihinde yürürlüğe girecek İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, kliniğinde eleman çalıştıran meslektaşlarımızı yakından ilgilendiriyor. Bu yasa ile ilgili olarak tüm merak ettiklerimizi TDB Merkez Yönetim Kurulu Mustafa Oral’a sorduk. Bu sayımızdaki hobi röportajımızın konuğu Denizli’den. Çeşitli ağaç türlerini deneyerek birbirinden güzel ahşap heykeller yapan meslektaşımız Kazım Müftüler ile bu güzel uğraşısı hakkında konuştuk. Yeniden buluşana dek sevgiyle kalın dişhekimi haber içindekiler dişhekimi 24 12 Sağlık sistemi HEKİME ŞİDDET DOSYASI Dişhekimi gözetimi olmadan beyazlatma yapan merkezleri halk ile hekimi karşı karşıya mı getiriyor? KAPATTIRAMIYORUZ Sağlık çalışanlarına şiddet her geçen gün artıyor, sağlık çalışanları bozulmuş sağlık sisteminin buna sebep olduğunu düşünüyor. Yargı, özele sevklerde hastaya yapılan eksik ödemeyi haksız buldu: SGK’dan alınarak hastaya ödenmesine karar verdi Serbest çalışan meslektaşlarımızı yakından ilgilendiren 30 Haziran 2013 tarihinde yürürlüğe girecek İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile ilgili olarak TDB Merkez Yönetim Kurulu üyesi meslektaşımız Mustafa Oral ile görüştük: 18 26 EGE BÖLGESİ DİŞHEKİMLERİ ODALARI Uluslararası Bilimsel Kongre ve Sergisi Tam Gün 20 BiLMECESi Anayasa Mahkemesi iptal etti ancak, İl Sağlık Müdürlüğü’ne başvuran meslektaşlarımıza izinleri geri verilmiyor ve mahkeme kararı uygulanmıyor Reklam İndeksi AlphaBio............................. 58 - 59 Basmacı Dental..........................63 BEGO.................................. 10 - 11 Biofocus.....................................69 CNR Expo..................................39 Denta Solaris...............................2 International Scientific Congress and Exhibition Lykia World • Ölüdeniz / Fethiye 26-28 Nisan 2013 32 GC.................... 72 - Arka kapak içi GSK...................................... 7 - 21 İpana Oral-B........................ 19 - 29 İpana Pro Expert..........................1 Lider Diş....................................35 Nobel.........................Ön kapak içi Nucleos......................................47 Haber Sorumlusu Erdal BİLİCİ Sahibi İzmir Dişhekimleri Odas› ad›na Yönetim Kurulu Başkan› İlkay Karademirci Ülkü Sorumlu Yaz› İşleri Müdürü Özlem Kekeç Yay›n Kurulu İlkay Karademirci Ülkü, Özlem Kekeç 8 19. EBDO Kongresi başarılı geçti Görsel Yönetmen Birsen BAĞARDI KÖSEOĞLU Baskı Şan Ofset Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti. Candere Yolu No: 23 Ayazağa - İSTANBUL Tel: 0.212 289 24 24 Faks: 0.212 289 07 87 Ortotek................................... 3 - 5 PraticOSS.....................................9 Sarp Dental.................................4 Sirona................................. 48 - 49 Smyras.......................................25 Toros Dental....................... 40 - 41 Ünaldı Medikal............Arka Kapak Bas›m Tarihi: Haziran 2013 Yay›n Türü: Yayg›n Süreli Yay›n İletişim Adresi Anadolu Caddesi 40, Tepekule İş Merkezi D: 209 /210 /211 Bayrakl› İzmir Telefon 0.232 461 2152 - 461 3615 - 461 1571 Faks 0.232 461 3759 [email protected] Dergide yer alan yaz›lar›n hukuki sorumluluğu yazar›na aittir. Dergimiz 22.600 adet basılarak, Dişhekimlerine ve dişhekimliği fakültesi son s›n›f öğrencilerine ücretsiz dağ›t›l›r. haber 10 dişhekimi dişhekimi haber 11 şiddet dosyası dişhekimi HEKİME ŞİDDET DOSYASI Sağlık sistemi halk ile hekimi karşı karşıya mı getiriyor? Sağlık çalışanlarına şiddet her geçen gün artıyor, sağlık çalışanları bozulmuş sağlık sisteminin buna sebep olduğunu düşünüyor. Sağlık çalışanları her geçen gün ülkenin dört bir yanında daha çok şiddete maruz kalıyor. Sağlık çalışanları siyasetçiler, yöneticiler tarafından küçük düşürüldüklerini, hedef gösterildiklerini bunların sonucunda bozuk bir sağlık sistemi, tedavi olamayan hastalar, çalışanlara yönelmiş öfke ve şiddet olduğunu savunuyorlar. Eylemlerde tek bir ağızdan, ‘’Bu şartlarda iyi hekimlik, diş hekimliği, hemşirelik, ebelik, teknisyenlik yapamıyoruz’’ diyerek seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Komisyon raporuna göre; her saat başı bir sağlık çalışanı şiddet görüyor Artan şiddet nedeniyle ve sağlık emekçilerinin tepkisi üzerine Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde sağlık personelinin uğradığı ve her geçen gün artan şiddet olaylarının araştırılması amacıyla bir komisyon kuruldu. TBMM Sağlık Çalışanlarına Yönelik Şiddeti Araştırma Komisyonu raporuna göre, son altı ayda kayda geçen olayların yüzde 33’ü acil servislerde yaşandı. Şiddete maruz kalanların yüzde 56’sı kadın, yüzde 44’ü ise erkek. Saldırganlar ise “ genel itibariyle hasta yakını, erkek, 30 yaş altı, 12 eğitimsiz, işsiz.” Komisyonda bazı dikkat çeken konu başlıkları şöyle: Şiddetin yüzde 33’ünü fiziksel, yüzde 67’sini sözlü saldırı Komisyon raporunda geçen yıl hayata geçirilen ve şiddet gören sağlık çalışanlarının şikâyetlerini ilettiği ‘beyaz kod’ birimine son altı ayda 4 bin 342 vaka bildirildi. Bunların yüzde 33’ünü fiziksel, yüzde 67’sini ise sözlü saldırılar oluşturuyor. Şiddete maruz kalanların yüzde 56’sı kadın, yüzde 44’ü ise erkek. Olayların yüzde 33’ü acil servislerde, yüzde 31’i polikliniklerde, yüzde 16’sı da klinik servislerde yaşandı. Şiddet uygulayanların genel profili ise şu şekilde: “Hasta yakını, erkek, 30 yaş altı, eğitimsiz, gelir düzeyi düşük, işsiz kişiler. Ayrıca alkol-madde bağımlıları ve psikiyatrik bozuklukları olanlar var.” Şiddet olaylarının yüzde 79’u acil servislerde yaşanıyor Komisyon, Türkiye’de sağlık çalışanlarına yönelik şiddetle ilgili Ocak 1999-Temmuz 2010 tarihleri arasında yapılmış 29 bilimsel çalışmayı gözden ge- dişhekimi çirdi. Yapılan bu bilimsel çalışmalara göre devlet hastaneleri, acil servis hizmetleri ve poliklinikler sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin en fazla görüldüğü yerler. Raporda diğer dikkat çekici konu başlıkları ise şöyle: Sağlık çalışanlarının büyük bir bölümü sözel şiddeti rapor etmiyor, Doktorların artan iş yükü de şiddetin nedenleri arasında, “Ambulans geç kaldı!” haberleri, şiddeti artırıyor, Verilen cezalar caydırıcılıktan uzak. Tekirdağ/Çorlu 2. Sulh Ceza Mahkemesi Hekime “Gerizekalı” diyen hasta yakınına 11 ay 20 gün hapis cezası verdi Fatma K. dişini tedavi ettirmek üzere oğlunu diş hekimi Merve Metin’e getirir. Ancak çocuk çok korktuğu ve ağladığı için meslektaşımız dişi bir türlü çekemez ve hastanın annesi Fatma K.’ya oğlunu bir pedagoga götürmesini tavsiye eder. Bunun üzerine Fatma K, meslektaşımıza şu sözleri sarf eder: “Nasıl doktorsun, ben diş hekiminin yanında çalıştım, diş hekimliği böyle yapılmaz, insan diye ortalıkta dolaşıyorsun, gerizekalı.” Açılan davada hakim “kamu görevlisine hakaret” suçundan sanık Fatma K’ya 1 yıl hapis cezası verdi. Sanığın eylemi alenen işlediğine dikkat çeken hakim, cezayı 1/6 oranında artırarak 1 yıl 2 ay hapis cezasına ardından sanığın duruşmadaki iyi halini dikkate alarak 11 ay 20 gün hapis cezasına indirdi. şiddet dosyası Sağlık personelinin son 3 ayda kayda geçen diğer şiddet örnekleri: 25.05.2013: Denizli Devlet Hastanesi’nde görev yapan Çocuk Hastalıkları Uzmanı Doktor Tuncay Özer, bir hasta yakını tarafından hastane çıkışında takip edilerek minibüs durağında darp edildi. Tuncay Özer’in dudak kısmına 5 dikiş atılırken, 10 gün rapor verildi. 23.05.2013: Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları bölümünde görev yapan Doç. Dr. Ömer Faruk Aydın, Yasin Akyüz adlı hasta yakını tarafından tartaklandı. Doç. Dr. Ömer Faruk Aydın’ın gözünün alt kısmına dikiş atılırken, saldırgan Aydın gözaltına alındı. 22.05.2013: Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesinde çalışan asistan doktor Mehmet Uluşahin, hasta serviste tedavi gören bir kalp hastasının yakınları tarafından kafasına atılan sert cisimle yaralandı. 12.04.2013: Tunceli Devlet Hastanesi Göz Doktoru Ayşe İdil Çakmak, çocuğunu acile getiren kadın tarafından, sözlü ve fiziki şiddet gördü. 28.03.2013: İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde görevliler, bir hasta yakını tarafından darp edildi. 14.03.2013: Bilecik’te 112 Acil Servis Başhekimi Dr. Ali Kaya, muayene ettiği epilepsi hastası olduğu iddia edilen kişinin fiziki saldırısına uğradı. 23.02.2013: Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi’nde doktorlara kızan bir hasta yakını, hastanenin acil servis kapısından otomobille girdi. 13 şiddet dosyası 07.02.2013: Ağrı Devlet Hastanesi’nde görev yapan 7 aylık hamile nöroloji uzmanı Nevroz Ünlü, poliklinikte muayene yaptığı sırada hasta yakını olduğu öğrenilen F.E. adlı kişinin saldırısına uğradı. Sağlık çalışanlarına şiddete ceza yağdı, ancak cezalar caydırıcı değil Antalya’da sağlık çalışanlarına yönelik şiddete karşı 2012’den bu yana açılan davalarda 17 ceza kesildi. Sağlık çalışanlarına şiddetin önlenmesi amacıyla kurulan ‘Beyaz Kod’ birimine iletilen vakalar adliyeye iletilerek, ibretlik cezaların ortaya çıkmasına sebep oldu. Antalya Sağlık İl Müdürlüğü’nden alınan bilgilere göre 2012’den bu yana 17 ceza kesilirken, dişhekimi bunların genelinde ‘sağlık çalışanına hakaret etme gerekçesiyle 7.080 TL adli para cezası’ bulunuyor. Bunun yanında hemşire ve bayan doktorlara ağır hakaretlerde bulunan bazı kişilere ise 11 ay 20 gün hapis cezası kesildiği aktarıldı. Ankara’da ise Sağlık Müdürlüğü, web sayfasında yayınladığı bir duyuru ile hukuki yardım verilen şiddet mağduru sağlık çalışanlarının sonuçlanan davaları hakkındaki bilgileri kamuoyu ile paylaştı. Ankara Sulh Ceza ve Asliye Ceza Mahkemeleri’nde hekime yönelik şiddet yüzünden açılan “sağlık çalışanına sözel şiddet, görevli memura hakaret, görevi yaptırmamak için direnme, kamu malına zarar verme” ile ilgili 4 davanın adli para cezası ile sonuçlandığı bildirildi. Hekime şiddetin psikolojik analizi Son zamanlarda en büyük sosyal sorunlarımızdan biri olan sağlık çalışanlarına yönelik şiddet ve cinayetlerin sebeplerini İstanbul’da mesleğini sürdüren Uzman Psikolog Serhat Yabancı’ya sorduk. İçtenlikle sorularımızı yanıtlayan Yabancı, son zamanlarda yaşanan şiddet olayları ile ilgili ilginç tespitlerde bulundu. Hekime şiddet neden arttı, sebepleri neler. Hastalar hekimi mecburi çalışanı gibi mi görüyor? Şiddetin artış nedenlerinin başında, sistemsel aksamanın uygulayıcı olan sağlık personeline mal edilmesidir. Bunun yanında, özel hastanelerin artması, özel hastanelere ulaşmanın kolaylaşmasına bağlı olarak, hizmet alanın özel-devlet arasındaki farkı görüp, devlette çalışana karşı öfke duymasına neden olmaktadır. Bunun yanında, hastaların ve yakınlarının kendini yetersiz ve güçsüz hissetmelerini şiddet ile bastırmaya ve bu güçsüzlüğü şiddet ile hissetmemeye çalışmasıdır. Hasta yakını kendini kanıtlamak için süreci hızlandırmak ister. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin büyük çoğunluğunu hasta yakınları gösterir. Hasta yakını, hastaneye önyargı ile gelir. Zaten devlete bağlı sağlık kuruluşlarının işlerini iyi yapmadıkları konusunda emin olduğu önyargıları vardır. Bu nedenle, en basit bir bekletmeyi önyargısının haklılığına kanıt olarak görür. Hasta yakını, hekimi mecburi çalışanı gibi görmese de devlet hastanesinde her hakka sahip olduğunu düşünür. Sağlık çalışanlarını bu konuda nasıl değerlendiriyorsunuz? Sağlık çalışanları, onlarca hastayla uğraşırken duyarsız14 laşmaya sürüklenir. Çalışan kişi işlerini yaparken, normal bir yüz ifadesi ile durur. Hasta yakını bunu ilgisizlik olarak yorumlar. Hatta ‘ben bu kadar acı çekerken o gülüyor, çayını içiyor’ diyebilir. Oysa çalışanlar, duyarsız oldukları için değil, işlerinin sistematikleşmesi nedeniyle ‘alışmış’ davranışlar ve duygular yaşarlar. Bu sağlık çalışanı ile hastaları karşı karşıya getiren en büyük etkenlerden biridir. Sağlık politikaları hasta ile hekim arasındaki ilişkiyi bu kadar şiddete yönelik bir konuma nasıl getiriyor? Politikaların önemi büyüktür. Halka daha iyi hizmet vermeye çalışmak aynı sayıda personelle mucize yaratmak değil, sistemsel gelişimi sağlamaktır. Yönetim işin kalitesini, personelin yeterliliğini ve iş gücü sayısını arttırmak yerine, yetersizliği personelin davranış ve tutumlarına bağlayarak kendini temize çıkarmaya çalışmamalıdır. dişhekimi Bakan Müezzinoğlu; ‘’Yasal düzenleme çalışmalarımız devam ediyor’’ Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarına ilişkin sorulan sorulara yanıt veren Müezzinoğlu, bu tür vakaların kendilerini çok rahatsız ettiğini kaydetti. Vatandaşlardan sağlık çalışanlarına sahip çıkmasını isteyen Müezzinoğlu, şöyle dedi: “Bu toplumsal duyarlılığı birinci derecede önemsiyorum. Çünkü vatandaşımız en zor ve en çaresiz anında kendisini, evladını, annesini, eşini ve en yakınını hekime teslim ediyor. O teslim etiğimiz hekim ve hemşireye göz bebeğimiz gibi bakmalıyız ki onun mağduriyeti topluma bir mağduriyet olarak dönmesin. Dolayısıyla hekime ve şiddet dosyası hemşireye taciz veya saygıyı aşan cümlelere, fiili hareketlere asla toleransımız, müsamahamız olmaz. Bu anlamda son 15 gündür yasal düzenleme çalışmalarımız devam ediyor. Ümit ediyorum önümüzdeki hafta bunları tamamlayacağız ama biz hastayla hekim arasına kanunların veya güvenlik güçlerinin girmesini çok arzu etmiyoruz. Çünkü bu meslek öyle bir meslek ki kadınımız eşine söyleyemediğini hekimine söylüyor, evladımız annesine babasına söyleyemediğini hekimine veya hemşireye söylüyor. Dolayısıyla bu kadar yakın iletişimin olması gereken bir mesleğin arasına kanunları veya güvenlik güçlerini koymayı açıkçası çok arzu etmiyoruz ama bu arzu etmiyoruz dememiz hekimlerimizi veya hemşirelerimizi sahipsiz bırakacağız anlamına da gelmez. Dolayısıyla her türlü düzenlemeyi de yapacağız.” 17 Nisan’da Dr. Ersin Arslan’ı anmak için G(ö)rev deydiler Sağlık çalışanları görevi başında hasta yakını tarafından öldürülen Dr. Ersin Arslan’ı anmak ve sağlık çalışanlarına şiddete dur demek amacıyla, ölüm yıl dönümü olan 17 Nisan 2013 tarihinde “Böyle Sağlık Sistemi Olmaz, Bu Şiddet Sona ERSİN” vurgusuyla, sağlıkta şiddete karşı g(ö)revdeydiler. İzmir Tabip Odası; İzmir Eczacı Odası; İzmir Diş Hekimleri Odası; SES İzmir Şubesi; Türk Sağlık Sen 1 ve 2 nolu Şube-Üniversite Şubesi; Genel Sağlık İş İzmir Şubesi; İzmir Aile Hekimleri Derneği ve Türk Hemşireler Derneği İzmir Şubesi tarafından Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde ortak eylem ve basın açıklaması yapıldı. Saat 10’da hastanelerde toplanan sağlık çalışanları, Dr. Ersin Arslan’ı anmak için saygı duruşunda bulundu. 15 şiddet dosyası dişhekimi Meslektaşımız Raziye Yavuz Gültekin “Sistem, hastaya hiç bir şekilde bekletilmeyeceğini empoze ediyor” Hasta yakınları tarafından saldırıya uğrayan ve parmakları kırılan Diyarbakır Bismil Diş Hastanesi’nde görevli diş hekimi Raziye Yavuz Gültekin, olay nedeniyle bileğinde oluşan çatlak ve parmağındaki hasar nedeniyle çalışamaz duruma geldiğini ve psikolojisinin bozulduğunu söyledi. Dişhekimi Dergisi’ne konuşan Gültekin, “Bence bu tür şiddet olayları genel anlamda bir kaç sebepten kaynaklanıyor. Bunlardan biri sağlık sistemindeki hata ve çelişkilerdir. Hastalara iyi hizmet verilmesi istenirken aynı zamanda hekimlerin çalışma koşulları göz ardı ediliyor. Bizler çok sayıda hastaya kısa sürede hizmet vermeye zorlanıyoruz, bu da hasta ile yeterli iletişimi kurmamızı engelliyor. Bununla birlikte hastalar üzerinde oluşturulan “yapmak zorunda”, “bakmak zorunda” politikası nedeniyle işler içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Örneğin; bu yeni getirilen mhrs sistemiyle randevu alıp gelen hastalar bizlere büyük sıkıntılar yaratıyor. O esnada hatlıkla başvuruyorlar, yani cesaHastalara iyi hizmet içerde bir diş kırığı vakası olduğunret alıyorlar. da hastanın beklemeye tahamErkek egemen bir toplumda verilmesi istenirken aynı müllü olmuyor çünkü sistemyaşıyoruz ve kadının topzamanda hekimlerin çalışma koşulları de ona randevu saatinde içeri lumdaki değeri maalesef alınacaksın ve bekletilmeyeortadır. Benim olayımda göz ardı ediliyor. Hastalar üzerinde ceksin diye empoze ediliyor. da adamın üstten yakoluşturulan “yapmak zorunda”, Bu da bizim için sıkıntıya selaşımı bunu göstermek“bakmak zorunda” politikası bep oluyor” dedi. tedir. Kadın olduğum için Diğer bir etkenin piyasada diş bana hakaret etme hakkınedeniyle işler içinden çıkılmaz hekimi adı altında diplomasız nı buluyor kendinde. Saldıbir hal alıyor. çalışan şahısların hastaları yanlış bilranlardan birinin kadın olması gilendirmesi ile yaşandığını belirten Razihniyeti değiştirmiyor. Kadının ziye Yavuz Gültekin; ‘’Alveoler kret ile kökü kasavunmasızlığından ve güçsüzlüğünden rıştırıp hastaları yanlış yönlendiriyorlar. Benim maruz cesaret alıyorlar. Çalıştığımız binada güvenlik görevlisi kaldığım olayda da böyle bir durum söz konusudur. bulunmamaktaydı. Bu nedenle olay sırasında şahısları Bu tür yerlerin daha iyi denetlenmesi, cezai yaptırım- uzaklaştırmaya çalışanlar benim mesai arkadaşlarımlarının olması bizim bu anlamda yaşadığımız prob- dı. Olay nedeniyle bileğimde oluşan çatlak ve parmalemleri bir nebze de olsa azaltacaktır. Ayrıca yaşanan ğımdaki hasar nedeniyle çalışamaz duruma geldim ve şiddet olaylarından sonra şiddet gösteren tarafların psikolojim bozuldu. Aynı durumla karşılaşma korkugerçek anlamda cezai bir yaptırıma maruz kalmama- sunu hala taşıyorum. Bu tür olaylar ancak daha iyi bir sı bu tür olayları tetikliyor. Hasta ve hasta yakınları sağlık sistemi ve şiddete başvuran bireylere uygulananasıl olsa cezası yok diye bu tür şiddet olaylarına ra- cak hukuki yaptırımlarla engellenebilir’’ dedi. 16 şiddet dosyası dişhekimi Hamile doktoru bile dövdüler Ağrı Devlet Hastanesi’nde görev yapan 7 aylık hamile nöroloji uzmanı Nevroz Ünlü, poliklinikte hasta yakını olduğu öğrenilen kişinin saldırısına uğradı. Yaşadıklarını anlatan Nevroz Ünlü olayın bir anda geliştiğini onun öncesinde hasta yakını ile herhangi bir tartışma dahi yaşanmadığını belirtirken; ‘’Kimi zaman tartışmalar yaşanabiliyor ancak ilk kez böyle bir şey başıma geldi. Has- ta yakını acilen hastaya bakmamı istedi. Ben de, poliklinikte hasta bakma saatinin geçtiğini, hasta alamayacağımızı ancak acil servise yönlendireceğimizi söyledim. O sırada hasta yakını sözlü sataşmalara başladı, daha sonra da karnıma tekme atarak beni darp etti.’’ dedi. Ünlü’nün kendisinin ve karnındaki bebeğinin sağlık durumunun iyi olduğunu belirtildi.. Sağlık çalışanlarının güvenliği için güç birliği Sağlıkta şiddetin arttığı bugünlerde www. saglikcalisanisagligi.org sitesi çatısı altında biraraya gelen sağlık çalışanları, Sağlık Çalışanlarının Sağlığı 4. Ulusal Kongresi’nin hazırlığı içinde. “Sağlık Çalışanlarının Sağlığı 4. Ulusal Kongresi” 16-17 Kasım 2013 tarihlerinde Ankara’da yapılacak. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Morfoloji Binası Abdülkadir Noyan Konferans Salonu’nda yapılacak kongre, sağlık çalışanlarının sağlığı çalışma grubunu oluşturan Devrimci Sağlık İş Sendikası, Petrol-İş Sendikası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Türk Diş Hekimleri Birliği, Türk Ebeler Derneği, Türk Eczacılar Birliği, Türk Hemşireler Derneği, Türk Medikal Radyoteknoloji Derneği, Anestezi Teknisyen ve Teknikerleri Derneği ve Türk Tabipleri Birliği’nin ortak çalışmasıyla düzenlencek. Sitede yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi: “Sağlık çalışanları ve hastalar açısından sağlık ortamının kaosa dönüştüğü bugünlerde sağlık çalışanları açısından çalışma ortamları ve koşulları gittikçe kötüleşiyor. Taşeron çalışma koşulları yaygınlaşırken sağlık çalışanlarına uygulanan şiddet olayları da artmakta. ‘Sağlık Çalışanlarının Sağlığı’ mücadele hattı sağlık alanına özgü daha önce yapılmış olan çalışmaları ve bu çalışmaları gerçekleştiren sağlık meslek kurumlarını bir araya getirmek amacıyla oluşturulmuştur. Bu birlikteliğin sağlık çalışanlarının sağlığı konusunda daha etkin mücadele sürdüreceği öngörülmüştür.” 17 haber dişhekimi Yargı, özele sevklerde hastaya yapılan eksik ödemeyi haksız buldu: SGK’dan alınarak hastaya ödenmesine karar verdi Sevkle özelde tedavi olan hastaların ödemelerinde yaşanan tutarsız uygulamaları yargıya taşıyan İzmir Dişhekimleri Odası, SGK tarafından eksik ödeme yapılarak mağdur olan bir hasta adına açtığı alacak davasını kazandı. Sosyal Güvenlik Hakları gereğince tedavi için Kamu sağlık kuruluşlarına başvuran hastalar, tedavilerinin bu kurumlarca yapılamaması üzerine özel sağlık kuruluşlarına sevk ediliyor ancak ödemelerdeki tutarsızlık nedeniyle mağdur durumda kalıyorlardı. Bu hastalardan biri olan Servet Taş, Odamıza hukuki destek talebi ile başvurmuş ve Oda avukatımızın desteği ile İzmir 1. İş Mahkemesi’nde SGK’ya karşı alacak davası açılmıştı. Söz konusu dava, geçtiğimiz günlerde sonuçlandı. İzmir 1. İş Mahkemesi E. 2012/279- K. 2013/170 sayılı kararı ile hastaya yapılan eksik ödemenin SGK’dan alınarak hastaya ödenmesine karar verdi. Mahkeme, kararın gerekçesinde; Asgari Ücret Tarifesi uygulamasını Rehber Tarife uygulamasına dönüş- 18 türen 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 58/12. Maddesinin, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğine vurgu yaparak, “ ..Rehber Tarife’nin de Asgari Ücret Tarifesi’ndeki yaklaşımla en düşük maliyetler ve ücret tutarı üzerinden belirlenmiş olduğunu; sigortalıdan bulunduğu yerleşim merkezindeki en düşük ücretli tedavi olanağını araştırıp bilmesinin beklenemeyeceğini; bu tür bir tedavi hizmetinin sağlık hakkı yönünden doğru bir yaklaşım olduğunun kabul edilemeyeceğini, çok düşük değerli tedavi hizmetlerinin sağlığa uygun şekilde olacağını iddia etmenin mümkün olmadığını gerekçe göstererek, davacının 2007 yılı Asgari Ücret Tarifesi’ni esas alan ve Rehber Tarife yönünden de değerleri aşmayan isteminin kabulüne karar verdi. Böylelikle SGK’nın keyfi uygulamalarının hukuka aykırılığı mahkeme kanalıyla da kanıtlanmış oldu. dişhekimi haber 19 tam gün dişhekimi “Tam Gün” BiLMECESi Anayasa Mahkemesi iptal etti ancak, İl Sağlık Müdürlüğü’ne başvuran meslektaşlarımıza izinleri geri verilmiyor ve mahkeme kararı uygulanmıyor İzmir’in Menemen ilçesinde Kamuda çalışan bir meslektaşımız Anayasa Mahkemesi’nin Tam Gün İptali Kararı’nın ardından İl Sağlık Müdürlüğü’ne başvurdu. Ancak Anayasa Mahkemesi’nin kararının Resmi Gazete’de yayınlanmasının üzerinden 6 ay geçmemesi sebebiyle iptal edilen özel muayenehanesinde çalışma iznini geri alamadı. Anayasa Mahkemesi, tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanların sadece bir sağlık kurum ve kuruluşunda mesleklerini icra etmelerine izin veren yasa hükmünü oy çokluğuyla iptal etti. Buna göre, üniversite hastanelerinde görevli doktorlar dahil bütün öğretim elemanlarının mesai saatleri sonrasında özel muayenehanelerinde çalışmalarının önünde bir engel kalmadı. Ancak İl Sağlık Müdürlüğü’ne başvuran meslektaşımız olumsuz yanıt alınca hakkını hukuki yoldan aramak için odamız aracılığıyla mahkemeye başvurdu. 20 yıldır devlet memuru olarak görev yapan meslektaşımız dergimize yaptığı açıklamada, tam gün yasasından maddi ve manevi olarak fazlasıyla etkilendiğini belirtirken; ‘’Tam gün yasa taslağı söylentisi 5-6 yıl önce çıkmıştı. Gerçekleşeceği aklıma bile gelmezdi. Bende bu ülkede insanların kazanılmış haklarının korunacağı ilkesi hakimdi. Ancak muayenehanemde hastamı tedavi ederken Sağlık Müdürlüğü çalışanının aniden içeri girip çalışma belgemin iptal edildiğini söyleyerek bir anda muayenehanemi kapatması 20 ile yanıldığımı anladım.‘Yarın tabelanızı kaldırın, muayenehaneyi de açmayın’ sözüyle hastam ve ben öylece kaldık. Böyle bir yasa çıksa dahi uygulaması böyle olmamalıydı’’ dedi. “Mesai sonrası sağlık hizmeti vermenin ne sakıncası olabilir?” Hükümetin bu yasanın çıkış sebebi olarak hekimin çalıştığı kurumu suiistimal etmesi olarak gösterdiğini sözlerine ekleyen meslektaşımız; ‘’Hatanın kişiye özel olduğunu düşünüyorum hatayı kim yaptıysa o cezalandırılmalı, herkes suiistimal edebilir diye herkesi cezalandırmak niye. Kurunun yanında yaş da yanar mantığıyla hareket etmek işin kolayına kaçmaktır. Mesai sonrası sağlık hizmeti vermenin bir sakıncası yoktur. Bu ülkede sağlık sektörü haricinde birçok meslek dalında kişiler devlet memuru olsa dahi kayıt dışı gelir elde ediyor. Ben mantıklı kurallara dayanan kayıt altına alınmış performanstan yanayım ama çalışmam engelleniyor. Bunun durdurulması için tüm hukuki haklarımı kullanacağım’’ dedi. dişhekimi haber 21 uzmanlık dişhekimi Döner Sermaye Ek Ödemesi Yönetmeliği’nde; Uzman dişhekimlerine uygulanan katsayı oranlarının iptali için dava açtık İzmir Dişhekimleri Odası 14 Şubat 2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve Sağlık Bakanlığı Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Personeline Döner Sermayeden Yapılacak Ek Ödeme Oranlarının belirlendiği yönetmelikte, uzman dişhekimlerine uygulanan katsayının iptali istemiyle dava açtı. Düşük katsayı düzenlemesi yeni yönetmelikte de devam ediyor 12.05.2006 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelikte; uzman tabip ve uzman dişhekimleri için 2.00 katsayısı getirilmişken 06.07.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik ile bu katsayı 1.30‘a düşürülmüştü. Bu düşüşün iptali için Konak Diş Hastanesi’nde çalışan bir grup uzman dişhekimi tarafından dava açılmıştı ve bu davanın haberini daha önceki sayılarımızda yer vermiştik. Söz konusu dava sürmekte iken 14.02.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik yürürlüğe girdi ve düşük kat sayı düzenlemesinin yeni yönetmelikte de devam ettiği görüldü. İzmir Dişhekimleri Odası bu haksız düzenlemenin iptali istemiyle dava açtı. İzmir Dişhekimleri Odası tarafından, Yönetmeliğin bazı hükümlerinin eşitliğe aykırı olduğu, haksızlık yarattığı iddialarıyla açılan davada, şu hususlara yer verildi: 3 Katsayıya yönelik düzenleme yapılırken uzman dişhekimi personelin unvanı, görevi, çalışma şartları ve süresi ile hizmete katkısının dikkate alınmadığına 3 Tavan ek ödeme esas katsayısı 7 olarak belirlenmiş olmasına karşın kadro unvan katsayısında indirime gidilmiş olması nedeni ile tavan ödemenin yapılmasının pratik olarak imkansız hale geldiğine 3 Sağlık hizmetlerinin daha iyi yerine getirilebilmesi için uzmanlık faaliyetleri teşvik edilirken uzman dişhekimliği bakımından aksi bir düzenleme yapılmasının hukuka aykırı olduğuna. 3 Önceden 2.00 olan değerin 1.30 ‘a düşürülmesinin nedeni ve amacı konusunda mevzuatta hiçbir açıklama getirilmediğine 3 Kanun ile tanınmış hakkın yönetmelik ile geri alındığına vurgu yapılarak yönetmeliğin uzman dişhekimlerine uygulanan katsayı yönünden iptali istendi. Endodonti Uzmanı Özge Gülmez; “Katsayıların düşük olması dişhekimliği mesleğine yapılan büyük haksızlık” Kamuda çalışan meslektaşımız Özge Gülmez uzman dişhekimlerine uygulanan katsayı oranlarının iptali için yargı yoluna başvuran hekimlerimizden. Dişhekimi Dergisi’ne yaptığı açıklamada Gülmez, katsayıların düşük olmasının zaten çok zor olan diş hekimliği mesleğine yapılan büyük bir haksızlık olduğunu belirtirken sözlerine şöyle devam etti: ‘’Katsayılar düşerken diş hekimlerine dayatılan performans ta- 22 ban ve tavan katsayılarının değişmemesi ile daha çok sayıda “iş” yapılması anlamında diş hekimi üzerindeki baskıyı arttırmaktadır. Bu kadar zor bir mesleğin gittikçe düşen katsayılarla değerlendirilmesi büyük bir haksızlıktır. Hekimler entegre sistemi içinde belli sayıda dolgu, protez, çekim ve benzeri tedavileri yürüttüğünde elde edilen belli oranlarla hesaplama yapılmaktadır. Puanlama sistemi yerine dişhekimi daha uygun bir maaş olmasını ve bunun diş hekiminin emekliliğine yansıtılmasını istiyoruz.” Tavan puanına ulaşmak imkansız Her bir uzmanlık dalında puanlamalarda çok büyük değerlendirme eksiklikleri olduğunu da vurgulayan Gülmez; ‘’Özellikle bazı uzmanlık dallarında tedavi puanları daha çok eksiklikler içermektedir. Örneğin endodonti dalında çalışan bir uzman diş hekiminden yardımcı eleman verilmeden , gerekli malzeme sağlanmadan, çalışma ortamının ve randevuların ayarlanmasıyla ilgili düzenlemeler olmadan, her türlü tedaviyi yürütmesi beklenebilmektedir. Bir endodonti uzmanının, puanlamadaki eksikler, uzman olmasına rağmen katsayısının çok düşük olması ve buna karşın tavan puanının çok yüksek tutulması ve diğer nedenlerden dolayı tavan puanına ulaşması olanaksız gibi- uzmanlık dir. Puan düşüklüğü hastaneye getirisi olmayan bir dal olarak değerlendirilmesi ile sonuçlanarak diğer dallardan da ‘iş’ yapması konusunda baskı yapılabilmektedir’’ dedi. Haksızlığın hukuk yoluyla giderileceğini umuyoruz Endodonti uzmanı Özge Gülmez, açılan davaların olumlu sonuçlanacağını ve tüm bu haksızlıkların en kısa zamanda giderileceğini umduklarını söylerken; ‘’Hekimlik sanat olarak yapılması gereken bir meslektir. Mevcut performans sistemi hekimler için çok yıpratıcı olmaktadır. Hastayla hekim arasına girilmiştir. Hekimlerin yıpranmalarının bir bedeli de yoktur. Biz hekimlerin yıpranma paylarının hesaba katılmasını, mevcut performans sisteminden vazgeçilmesini, emeklilik yaşının ve emeklilik maaşlarının iyileştirilmesini özlemle bekliyoruz’’ dedi. Uzman Diş hekimleri atamaları başlıyor mu? Sağlık Bakanlığı’na bağlı Sağlıkta Buluşma Noktası adlı sitede bu konuda yanıt arayan dişhekimlerine; çalışmaların tamamlandığı ,Sağlık Bakanlığı Taşra Teşkilatı Yatak ve Kadro Standartları Yönetmeliğinin yayınlanmasına müteakip atamaların yapılacağı söyleniyor ancak tarih belli değil. 2 yılı aşkın bir süredir kadro atamalarını bekleyen uzman dişhekimleri isyan ediyor. Kadro ataması bekleyen ve özlük haklarından yararlanamayan uzman dişhekimleri sosyal medya aracılığıyla biraraya gelerek Sağlıkta BuluşmaNoktası sitesi aracılığıyla Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’ndan yanıt istedi. Yanıt bakan Müezzinoğlu’ndan gelmedi ancak tüm dişhekimlerine gelen ortak cevapta yatak ve kadro standartları yönetmeliğinin yayaınlanması ile atamaların yapılacağı belirtildi. 500’den fazla uzman dişhekimi haklarından yararlanamıyor 6 Nisan 2011 tarihinde kabul edilen 6225 Sayılı Kanunla diş hekimliğinde uzmanlık branşları belirlendi. Yasanın kabulünden sonra uzmanlık belgelerinin tescili bir kaç ay içerisinde Bakanlık tarafından yapılarak, hak edenlere uzman diş hekimi diplomaları verilmişti. Sağlık Bakanlığı bünyesinde hali hazırda 2 bin uzman diş hekimi kadrosu bulunuyor. Buna rağmen 2 yılı aşkın bir süredir kadro atamaları yapılmadığından Sağlık Bakanlığı bünyesinde çalışmakta olan 500 den fazla uzman diş hekimi özlük haklarından yararlanamıyor. Uzman diş hekimi açığı bulunduğu ve Sağlık Bakanlığında sayıca azınlıkta olmalarına rağmen, bünyesinde bulunan kadro atamaları yapılmadığı için de 2 yılı aşkın bir süredir yeni uzman diş hekimlerinin alımı da gerçekleştirilemiyor. Sağlık Bakanlığı dışındaki resmi kurumlarda çalışan diğer uzman diş hekimleri kadrolarını alıp özlük haklarını elde ederken Sağlık Bakanlığı bünyesinde çalışan ve atama bekleyen uzman diş hekimleri de aynı hassasiyetin kendileri için de gösterilmesini beklediklerini ifade ediyorlar. “Yatak ve kadro standartları yönetmeliği” bekleniyor Sağlık Bakanlığı bünyesinde çalışan uzman dişhekimleri sosyal medya aracılığıyla biraraya gelerek, Sağlıkta Buluşma Noktası adı altında yayın yapan www.sbn.gov.tr adresine Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu’na iletilmek üzere sıkıntılarını dile getiren mail gönderdiler. Maillere gelen cevapta; Tüm branşlarda Doktoralı Diş Hekimlerinin istihdamına yönelik standart kadro ve mevzuat çalışmaları tamamlanmış olduğu, Sağlık Bakanlığı Taşra Teşkilatı Yatak ve Kadro Standartları Yönetmeliğinin yayınlanmasına müteakip doktoralı diş hekimleri için atama ve yerleştirme takvimi açıklanacağı belirtildi. Ancak yönetmeliğin ne zaman yayınlanacağı bu söylenenlerin ne zaman uygulanacağı ile ilgili herhangi bir tarih verilmedi. 23 haber dişhekimi Dişhekimi gözetimi olmadan beyazlatma yapan merkezleri KAPATTIRAMIYORUZ Bursa Dişhekimleri Odası’nın girişimleri ve İl Sağlık Müdürlüğü’nün duyarlı davranması ile kapatılan beyazlatma merkezleri, İzmir’de her türlü girişimimize rağmen kapatılmıyor. İzmir İl Sağlık Müdürlüğü “herhangi bir işlem yapmama” şeklindeki anlaşılmaz tavrını sürdürüyor. Önceki sayılarımızda ‘’Çifte Standart’’ başlığıyla ele aldığımız haberimizde diş beyazlatma merkezlerinin Bursa’da Bursa Dişhekimleri Odası’nın girişimleriyle kapatıldığını ancak İzmir’de tüm girişimlerimize rağmen çalışmaya devam ettiğini duyurmuştuk. Merkezlerin halen faaliyette olması sebebiyle, odamız tarafından yargı yoluyla kapatılması için girişimlerde bulunulmuştu. Ancak yargı yolunda da çifte standart uygulanması şaşkınlık yarattı. Hukuki açıdan da çifte standart Odamız Hukuk Servisi durumla ilgili şu değerlendirmede bulundu: “Aylardır süren yazışmalar ve sözlü bildirimlerimize karşın bir gelişme sağlanamaması üzerine her iki işyerinin işletmecisi ve çalışanları hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştuk. Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı, White Smile yetkilileri hakkında 1219 sayılı yasaya muhalefetten iddianame düzenledi; Yargılama Karşıyaka 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başladı. Ancak İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Smile Center yetkilileri hakkında 1219 sayılı yasaya muhalefet edildiğine dair yeterli delil ve emare bulunmadığı gerekçesi ile takipsizlik kararı verdi. Oysa söz konusu işlemin tıp bilimi açısından, meslek içi özel eğitimi olan hassas bir tedavi türü olduğunu Yasa ne diyor 24 ve söz konusu iş yerinde hekim olmayanlarca bu işlemin yapıldığını noter vasıtasıyla tespit ettirmiştik. Yeterli delilin mevcut bulunmadığına ilişkin görüşü kabul edemeyeceğimizi vurgulayarak yaptığımız itiraz ise kabul edilmedi. Yine İzmir ili Karşıyaka ilçesinde faaliyet gösteren aynı nitelikteki bir iş yeri için Müvekkil Oda adına suç duyurusunda bulunulması ve kovuşturma başlatılmasına rağmen, diğer bir savcılık tarafından aynı nitelikteki bir işletme için kovuşturma açılmasına yer olmadığına karar verilmesi anlaşılır değildir. Hukuki açıdan yaşanan bu çifte standart ve halkın sağlığı ile oynayan ancak bir türlü hukuki yollarla kapanamayan işyerlerinin halen faaliyette olması endişe verici boyuttadır. Son olarak, Sağlık Bakanlığı’na yazı yazılıp idari dava açılması yolu denenecektir.” 1219 sayılı yasanın “Kişisel çıkar amacı olmasa bile diplomasız olarak diş hekimliği mesleğine ilişkin herhangi bir muayene veya müdahale yapan, diş hekimliği klinik hizmetleri ile ilgili iş yeri açanların meslek icraları durdurulur. Bu kimseler hakkında üç yıldan beş yıla kadar hapis ve bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur” biçimindeki 41. maddesi ile açıkça dişhekimi olmayan kişilerin diş hekimliği ile ilgili işyeri açmaları ve ağızda müdahalede bulunmaları yasaklanmış ve cezai yaptırıma bağlanmıştır. dişhekimi haber 25 röportaj dişhekimi “İş sağlığı konusunda yeni bir süreç başlıyor” Serbest çalışan meslektaşlarımızı yakından ilgilendiren 30 Haziran 2013 tarihinde yürürlüğe girecek İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile ilgili olarak TDB Merkez Yönetim Kurulu üyesi meslektaşımız Mustafa Oral ile görüştük: Bu yasa nasıl ortaya çıktı, Avrupa Birliği Uyum Yasaları ile ilgisi var mı? 30 Haziran 2012’de yayınlanarak 30 Aralık 2012’de yürürlüğe giren 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun ortaya çıkmasında 3 önemli faktör bulunmaktadır. Birincisi; daha önceki 4857 Sayılı İş Kanunu’nun yetersizliği. Bu kanun sadece işverenlerle sözleşmeye dayanarak çalışan “işçi”leri kapsamaktaydı ki “işçi” kavramı değiştirilerek “çalışan” olmuştur. Diğer çalışanlar kapsam dışında kaldığı için. İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinden yararlanamıyordu. Bu açığın kapatılması için yeni bir düzenlemeye ihtiyaç vardı. 6331 Sayılı Kanun bazı eksiklerine rağmen, tüm çalışanları kapsadığı için bu önemli açığı kapatmıştır. 26 İkincisi; ülkemizde son yıllarda toplu ölümlerle sonuçlanan iş kazalarının artması da yasanın çıkmasında etkili olmuştur. İstanbul’da bir AVM inşaatındaki, Adana Kozan barajındaki, Kahramanmaraş’taki, Zonguldak kömür ocaklarındaki, Davutpaşa maytap imalathanesindeki toplu ölümlerle sonuçlanan iş kazaları 5 yıldır Meclis’te beklemekte olan yasanın çıkmasını hızlandırmıştır. Üçüncüsü; Avrupa Birliği’nin baskıları. Avrupa Birliği’ne tam üyelik için başvurduğumuz 3 Ekim 2005 tarihi itibariyle Avrupa Birliği İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatına uyum çerçevesinde birçok uluslararası sözleşmelere imza atmak zorunda kaldık. Bu zorunluluk da yasanın çıkmasında önemli rol oynamıştır. dişhekimi röportaj Neleri değiştirecek bu yasa? Ülkemizde iş kazaları sonucu meydana gelen ölüm olayları, sakatlanmalar ve iş görememezlik oldukça yüksek rakamlardadır. Bu anlamda dünya sıralamasının başlarında bulunuyoruz. Avrupa birincisiyiz. SGK’nın 2009 yılı verilerine göre ülkemizde yılda ortalama 176 iş kazası yaşanmakta, bu kazalar sonucu 3 kişi hayatını kaybetmekte, 5 kişi de iş göremez hale gelmektedir. Bu istatistiklere yansımayan, kayıt dışı iş kazaları ve meslek hastalıkları sonucu hayatını kaybedenleri de ilave edersek olayın boyutları oldukça vahimdir. İş kazası ve meslek hastalıkları sonucu meydana gelen ekonomik kayıp ise GSYİN ‘nin( gayri safi yurtiçi hasıla) % 4’ü kadar olduğu tahmin edilmekte ve yıllık maliyet 44 Milyar TL olarak hesaplanmaktadır. Manevi kayıpların telafisi ise mümkün değildir. İşte bu mevcut tablonun değişmesi gerekmektedir. Yasa, içinde bulundurduğu yaptırımlar, cezalar ve eğitim programlarıyla ülkemizde iş sağlığı konusunda belli bir süreç alsa da koruyuculuğun ön planda olduğu bir kültürün oluşmasını sağlayacaktır. Böylece mevzuatın, uyulması gereken bir zorunluluk olarak algılanması yerine, sağlık ve güvenliği destekleyici bir araç olarak görülmesini sağlayacaktır. yapmak zorundalar. Bunları TDB ve Odamız’ın web sitelerinde bulabilirsiniz. Formlar doldurulup çalışanınız ve kendinizce imzalanıp saklanacak. Zaman içinde Risk Değerlendirmesi’ndeki Hayır’lar Evet’e dönüştürecek şekilde önlemler alınarak riskler en aza indirilecek hatta tamamen kaldırılacaktır. Tabii bunu sorumlu olarak işveren yapacaktır. Böylece belki de yıllardır farkında bile olmadığımız birçok iş risklerini görmüş ve ortadan kaldırmış olacağız. Bazı önlemleri almada zorluklarımız olabilir. Örneğin, dış kapıların dışarı açılması gibi. Yasa, çalışana göre hazırlandığı için tek başına çalışan meslektaşlarımızın kendisinin yaşayabileceği risklere dokunulmamış olması da başka bir eksiklik. Meslektaşım yalnız çalışsa bile bu Risk Değerlendirmesini kendi adına yapmalı ve bilgilenmelidir. İş Sağlığı ve Güvenliğini bilmeyen meslektaşım kalmamalı. Aynı şekilde doğalgaz sistemi olan yan yana iki bina düşünelim. Birisinde çalışanı (kapıcı-görevli) var diğerinde yok. Her iki binadaki riskler o binalarda yaşayanlar için farklı olmamasına rağmen sadece çalışanı olan bina Risk Değerlendirmesi’ni yapacaktır. Çalışanla birlikte aynı riskleri taşıyanların da korunması ve bu kültürün içinde olması gerekir Bu yasa meslektaşlarımızın çalışma yaşamına nasıl yansıyacak? Muayenehanesinde tek başına hizmet sunan yani yanında çalışanı olmayan meslektaşlarımız bu yasanın kapsamı dışında kalmışlardır. Ancak yanında bir kişi bile olsa çalışanı olan meslektaşlarımız yasanın gereklerini yerine getirmek zorundalar. Bunların başında da Risk Değerlendimesi ve Acil Durum Planı’nı Dişhekimi muayenehanelerinin tehlikeli sınıfa dahil edilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? İlk bakışta muayenehanelerin tehlikeli sınıfta gözükmesi yadırganabilir. Ancak kullandığımız sarf malzemeleri Tehlikeli Sınıflar Tebliği’nde yer alan Nace Kodları Listesinde 86.23.01 kodunda gösterilmiştir. Ayrıca çoğu meslektaşımın kompresörüne bağlı basınçlı hava tankı bulunmakta. Meslek hastalıkları 27 röportaj dişhekimi yönünden de özellikle kan ve tücek kişi ve kurumların özelkürükle bulaşanlar yönünden liklerini tanımlamakta ve oldukça risk altında olduğudüzenlemektedir. muz unutulmamalıdır. Tüm Yönetmeliğin 13.maddebunlar göz önünde businin b fıkrasında eğitimi lundurulduğunda çalışma verebilecek kurumlar alanlarımızdaki alınması gearsında Kamu Kurumu reken önlemler küçümsenNiteliğindeki Meslek memeli, tehlikeli sınıfta Kuruluşları gösterilmekte olmamız yadırganmaancak tehlikeli işyerlerinde malıdır. eğitim verebileceklerin özelOdalar bu konuda liklerinde de B sınıfı belgeye saeğitim verebilecekhibi olması aranmaktadır. Meslek ler mi? Olursa bu Kuruluşları böyle bir belgeye sahip nasıl uygulanacak? değiller. Bu nedenle meslek kuru6331 Sayılı Kanun’a göre luşları eğitmen olamamaktadır. 50’nin altında çalışanı olan Yasa, on kişiden az çalışanı olan tehlikeli işyerlerinde iş sağlığı ve tehlikeli işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri 30 Haziran güvenliği ile ilgili hizmetlerin yeİş kazalarında Avrupa 2013 tarihinde yürürlüğe giriyor. rine getirilmesinde ki muayenebirincisiyiz. SGK’nın Muayenehaneler bu kapsamdahaneleri de kapsıyor, devlet katkı dır. Yine bu yasaya dayanarak 15 sağlar diyor. Ancak bu katkı ile 2009 yılı verilerine göre Mayıs 2013 tarihinde çıkarılan ilgili düzenleme henüz çıkmadı. ülkemizde yılda ortalama Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği 176 iş kazası yaşanmakta, Eğitimlerinin Usul ve Esasları HakÖzetlersek; bu kazalar sonucu 3 kişi kında Yönetmeliğe göre tehlikeli Çalışma hayatı, istihdamdan çasınıftaki işyerlerinde eğitim, işyeri lışma şartlarına, sosyal güvenhayatını kaybetmekte, 5 hekimi veya B sınıfı belgeye sahip likten mesleki eğitime ,iş sağlığı kişi de iş göremez hale iş güvenliği uzmanı tarafından veve güvenliğinden yurtdışında gelmektedir. Buna kayıt rilebilecek. 3 yıllık geçici süre için çalışanın haklarına kadar topluC sınıfı belgesi olan uzmanlardan mun geniş bir kesimini yakından dışı iş kazalarını ve meslek da hizmet satın alınabilecek. Yöilgilendiren, aynı zamanda ulusal hastalıkları sonucu hayatını netmelikteki bu maddelere göre ve uluslararası düzeyde ele alınkaybedenleri de eklersek Odalar bu eğitimi veremeyecekması gereken bir konu. Konuya olayın boyutları oldukça ler. Ancak Odalar bir işyeri hekimi ilişkin Anayasa’mızda, Birleşmiş veya yukarıdaki koşullara sahip bir Milletler İnsan Hakları Evrensel vahimdir. işyeri güvenlik uzmanı ile anlaşaBeyannamesi’nde ve Avrupa Birrak üyelerine (meslektaşlarımıza) liği Ortak Mevzuatı’nda birçok eğitimleri sağlayabilir. hükümler bulunmaktadır. AyrıBu programların uygulanmasında işveren yani mes- ca çalışma şartları ve biçimleri hızla değişmektedir. lektaşlarımız sorumlu olacaklar. Programların detay- Olumsuzluklar ise ülke ekonomisini oldukça olumları da tehlike sınıfına ve çalışan sayısına bağlı değiş- suz etkileyebilmektedir. Tüm bu nedenlerle çalışma mektedir. hayatının uluslararası standartlarda iyileştirilmesi ve korunması bunun toplumlarda bir kültüre dönüştüAna hatlarıyla İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitim rülmesi gerekmektedir. Ülkemizdeki bu anlamda atıYönetmeliği’nden bahseder misiniz? lacak adımları eksiklerine rağmen desteklemek gereYönetmelik, çalışanlara verilecek iş sağlığı ve gü- kir. Konuya ilişkin bilgilerime katkı sağlayan; A sınıfı İş venliği eğitimlerinin usul ve esaslarını, bu konudaki Güvenliği Uzmanı Sayın Bahri Kaplan’a, İşçi-İşveren işverenin ve çalışanın sorumluluklarını, eğitim ko- İlişkisi Uzmanı Sayın Salih Yanık’a ve TDB Av. Sayın nularını, sürelerini ve hazırlanmasını, eğitimi vere- Mustafa Güler’e teşekkür ederim. 28 dişhekimi haber 29 haber 30 dişhekimi dişhekimi haber 31 haber dişhekimi EGE BÖLGESİ DİŞHEKİMLERİ ODALARI EGE BÖLGESİ DİŞHEKİMLERİ ODALARI Uluslararası Bilimsel Kongre ve Sergisi International Scientific Congress and Exhibition Lykia World • Ölüdeniz / Fethiye 26-28 Nisan 2013 19. EBDO Kongresi Başarılı Geçti Ege Bölgesi Dişhekimleri Odaları’nın 19. Uluslararası Bilimsel Kongre ve Sergisi 26-28 Nisan tarihleri arasında yoğun katılımla Fethiye Lykia World Otel’de gerçekleştirildi. 32 dişhekimi 19. Kongre Canlı sunumlar yine ilgi topladı Kongre, iki ayrı salona paylaştırılan farklı konulardaki sunumlar, farklı disiplinlerde akademisyenlerin bir araya gelmesiyle oluşturulan paneller ve hasta üzerinde yapılan canlı uygulamalar ile gerçekleştirildi. Ayrıca bilimsel program kapsamında, meslektaşlarımıza pratik fayda sağlayacak konularda kurslar da düzenlendi. Kongrede ilk gün mesleki sorunların ele alındığı bir forum da yer aldı. 19. EBDO kongrede ilk kez katılımcı hekimler, ilginç buldukları vakalarını sözlü sunumla aktardılar. Kongrenin Bilimsel Komitesi, en iyi sunuma ödül verdi. Kongre, ilk günkü açılış konuşmalarının ardından iki salonda bilimsel oturumlarla başladı. “TME: Gelenek ve Gelecek” başlığı altında Prof. Dr. Birgül Özpınar, Prof. Dr. Erdoğan Çetingül, Doç. Dr. Tonguç Sülün, Doç. Dr. Enis Güray, Yard. Doç. Halil Erçağ ve Dr. Serdar Gözler’in sunumlarının yer aldığı bir panel yapıldı. Daha sonra Prof. Dr. Koray Oral, “Bruksizmde Tanı ve Tedavi”, Prof. Dr. Yahya Tosun “Serbest Diş Hekimliğinde Ortodonti” konularını içeren sunumlarını gerçekleştirdiler. Diğer salonda ise günün ilk oturumunda Dr. Nejat Nizam’ın “Muayenehane Pratiğinde Yumuşak Doku Şekillendirmesi” adlı sunumu gerçekleştirildi. Daha sonra “Estetik Bölgede İmplantasyon Öncesi ve Sonrası Yumuşak Doku Şekillendirmesi” ve Doç. Dr. Muhittin Toman’ın “Basamaklı Diş Kesimi” konularındaki canlı sunumlar ile program devam etti. Gün sonunda ise mesleki sorunların ele alındığı forum yapıldı. Kongrenin ikinci günü, Doç. Dr. Bülent Gökçe’nin “Sabit Protezlerde Ölçü Teknikleri” sunumu ve Elif Özcan Dulundu ile Duygu Karaosmanoğlu’nun “Porselen Laminalarda Simantasyon ve Bitim” adlı canlı sunumları ile başladı. Sonrasında, Doç. Dr. Baybora Kayhan’ın “Kök Kanal Tedavisinde Karşılaşılan Prosedürel Problemler ve Çözüm Önerileri” ve Prof. Dr. Şükrü Kandemir ile Serhat Arslan’ın “Serbest Diş Eti Greftleri - Kök Yüzey Örtülemede Minimal İnvaziv Teknikler Modifiye Koronele Çekilen Tünel Teknikleri” sunumları ile devam edildi. Ardından Prof. Dr. Cüneyt Karabuda tarafından “Sinüs Liftingleri”, Doç. Dr. Tonguç Sülün tarafından da “TME Muayenesi” çatısı altında canlı sunumlar yapıldı. Diğer salonlarda ise, Prof. Dr. Selim Pamuk, “CAD/ CAM Uygulamaları” Prof. Dr. Aslan Gökbuget ;“İmmediat İmplantasyon” konularına değindi. Kongrenin en ilgi çekici konularından olan “Dermal Dolgu ve Botoks” sunumunu Dr. Yasemin Amato gerçekleştirdi. Amato, teorik sunumun ardından bir gönüllü üzerinde botoks ve yüz dolgusu uygulaması yaptı. İkinci gün son olarak Doç. Dr. Yalçın Çiftçi “Osseointegrasyon Protetik Üst Yapı ve Başarı”, Prof. Dr. Michael Hülsmann ise “Ni-Ti Döner Aletlerle Kök Kanallarının Şekillendirilmesi” konulu sunumlarını gerçekleştirdiler. Kongrenin son günü katılımcı hekimler kendi sunumlarıyla “Vaka Tartışması” yaptı. Diğer salonda ise Dr. Şeyma Davidson Kaban “Kanal İrrigasyon Solüsyonları” adlı sunumunu gerçekleştirdi. Kongrenin son bilimsel oturumunda Prof. Dr. Şebnem Türkün ve Doç. Dr. Arzu Aykor “Lamina: Kompozit Mi, Porselen Mi?” konusunu, karşılıklı görüşler sunarak ele aldıkları bir sunum gerçekleştirdiler. 33 19. Kongre dişhekimi Kurslar verimli geçti Kongre kapsamında, ilgi çeken konularda kurslar da gerçekleştirildi. Prof. Dr. Ertuğrul Sabah, çocuk diş hekimliğinde ortodontinin sınırları, süt dişlerinin erken kaybı ve yer tutucular konularının yer aldığı “Erken Ortodontik Uygulamalar” kursunu, Dr. Murat Karabıyık, “Dijital Gülümseme Tasarımı ve Porselen Lamina” başlığı altında gülüş tasarımı ve porselen laminalar hakkındaki kursu, Dr. Mehmet Emin Kaval ise “Kök Kanallarının Ni-Ti Döner Aletlerle Şekillendirilmesi ve Kanal Boyu Tespitinde Elektronik Foramen Bulucuların Kullanımı” kursunu katılımcı hekimlerimiz için gerçekleştirdi. Meslektaşlarımız yeni bilgileri öğrenme ve bunları pratik yaparak desteklendirme fırsatı buldular. Plaj partisinde yorgunluk atıldı Kongre sadece bilimsel ortamıyla değil sosyal imkanları, eğlenceli etkinlikleri ile de meslektaşlarımızın beğenisini kazandı. İkinci gün bilimsel programların ardından katılımcılar plaj partisinde buluştu. Eğlenceli geçen partide katılımcılar bilimsel program ve kursların yorgunluğunu atma şansı buldular. Parti sırasında ayrıca poster sunumlarında dereceye giren meslektaşlarımız ilan 34 edilerek, plaketleri sunuldu. Kongre boyunca otelin sosyal etkinliklerinden de yararlanan meslektaşlarımız, eşleri ve arkadaşlarıyla güzel bir haftasonu geçirme şansını bulduklarını ifade ettiler. Kongrenin son etkinliği çeşitli firmaların desteğiyle yapılan çekiliş oldu. Kurada isimleri çıkan pek çok meslektaşımız firmaların çeşitli hediyeleriyle kongreden ayrıldılar. dişhekimi haber 35 röportaj dişhekimi Prof. Dr. Koray Oral: “Kitabımla klinisyen meslektaşlarıma rehber olmayı umuyorum” Yeditepe Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Koray Oral’ın 40 yıllık mesleki birikimini aktardığı “Bruksizm Tanı ve Tedavi” adlı kitabı geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Oral ile, dişhekimliği alanında önemli bir boşluğu dolduran kitabıyla ilgili görüştük. Nasıl bir rahatsızlık Bruksizm? Epidemiyolojik bir hastalık mı yoksa fizyolojik bir olay mı? Bruksizmin epidemiyolojik bir hastalık mı, yoksa fizyolojik bir olay mı olduğu yıllarca sorgulanmıştır. Parafonksiyonların tam anlamıyla hastalık kavramına uymaması ve kimi durumlarda “fonksiyonel olaylar” olarak yorumlanması, meselenin öneminin algılanmasında diş hekimlerini de etkilemektedir. Olaya bilimsel olarak eğildiğimizde sorunun zannedildiği kadar küçük olmadığı görülür. Bruksizm, çiğneme kaslarının gece ve/veya gün boyu sürdürdüğü aktiviteyle meydana gelen diş gıcırdatmaları ve sıkmaları olarak tanımlanır. Dişler arasında çiğneme kaslarının kasılması sonucu oluşan devamlı temas “diş sıkması” olarak adlandırılırken, çiğneme işleminin ağız ortamında herhangi bir madde olmaksızın ritmik olarak devam etmesi 36 “diş gıcırdatmasını” tanımlar. Rastlandığı kişilerce çoğunlukla fark edilmeyen bruksizmin, rutin muayenedeki görülme sıklığının çok yüksek olması nedeniyle, klinik belirtilerinin erken saptanması önem taşır. Sağlık bilimlerinde unutulmaması gerekenin “rahatsızlığı değil, rahatsızlığın meydana gelmemesini sağlamak için gerekenin yapılması” sloganı dünya hekimliğinin önem verdiği konudur. Diş gıcırdatma ve sıkma eylemlerinin hastalar tarafından ayrımsanmadığı ve şikayet unsuru edilmediğinden dolayı dikkati çekmediği söylenebilir. Ne var ki bu eylemlerin, ileride çeşitli rahatsızlıklara neden olabilecek potansiyele sahip fonksiyonel anomaliler oldukları tartışma götürmeyen bir gerçektir. Ağız içi ve dışı belirtilerine dikkat edildiğinde erken tanının konmasının ve önlemlerin alınmasının halk sağlığına ve ekonomiye katkısı da açıktır. Klinik deneyimlerinize dayanarak Bruksizmin TME hastalıklarının oluşumundaki rolünü oran olarak nasıl değerlendiriyorsunuz? Bruksizmin çiğneme sisteminde değişiklikler meydana getirdiği (dişlerde aşınmalar, çiğneme kas- röportaj dişhekimi larında ve TME içi dokularında değişiklikler vs.) gerçektir. Bruksizmin TME rahatsızlıklara etkinliği üzerine değişik fikirler ileri sürülmüştür. Meslek hayatımın 40 yıldan fazla bir süresini sadece TME’le ilgili araştırmalar ve eğitimine ayırmış olmam, bu tür hastaların tanı-tedavisinde klinisyen olarak da çalışmamdan dolayı, bruksizmin TME rahatsızlıklarında primer olmasa da sekonder etkenlerin en önemlisi olduğunu ve bazı vakalarda primer etken haline gelebileceği kanısını bende geliştirdi. Bu nedenle Son yıllarda çok araştırmalara rastlanmaktaysa da TME Rahatsızlıkları üzerine yazmakta olduğum ki- klinisyen diş hekimlerine yarar sağlayacak kitabın taba ara vererek hastalar farkında olmasa dahi, olmaması gerçekten şaşırtıcı ağız içi dokularında ve aynı zamanda üzücü. belirtileri gözlenebiKitabın yazılımı yaklaşık 2 yıl len ve erken tanının sürdü ve son araştırmaları konmasıyla meydana kapsamasını sağlamak amagelebilecek soruncıyla yeni yayınlar kontrol ların önlenmesinin edilerek gerektiğinde dümümkün olabileceğne zeltmeler yapıldı. Bruksizm inandığımdan soruna Tanı ve Tedavi kitabı klinisdikkati çekmek amayen diş hekimlerine rehber cıyla “Bruksizim Tanı olmayı amaçlamaktaysa ve Tedavi” kitabını yazda, konuyla ilgili detaylı ma ihtiyacı duydum. bilgilere ulaşımı sağlamak Kitabın bazı bölümlerde amacıyla hipotezlere daileri sürdüğüm fikirlerin yalı teorileri özetleyerek bir kısmının otoritelerin karşılaştırma imkanını da hipotezleriyle aynı çizgisağlamaya çalıştım. de olmadığı görülecektir. Diş hekimlerinin kolayca Leonardo da Vinci’nin bekullanabileceği bilgileri lirttiği gibi “Tartışmalarda içermesine ek görsel olabir otoritenin fikrini öne bilmesi için konulacak süren kişi, aklından çok vaka resimlerine özen belleğini çalıştırmış olur”. gösterirken bruksizmle Bu nedenle kitabı yazarken ilgili değişik 24 ayrı vaka açıkbelleğimi çalıştırdığım kadar lamasıyla sorunun bilimsel yöGünümüze kadar yapılan kendi fikirlerimi ve tecrübeme nünü kliniksel önemiyle bağdayanan verileri de yansıtmabruksizmle ilgili kitap daştırmaya çalıştım. ya dikkat ettiğimi belirtmek sayısını PubMed’te isterim. Bruksizmin önlenmesi ya da zarar vermeden önce araştırdığımda sadece 4 Bildiğimiz kadarıyla brukerken tanı konması kokitabın yazılmış olduğunu sizm ile ilgili olarak ilk kez ruyucu diş hekimliği ile bu kadar kapsamlı bir kimümkün müdür? görmek sürpriz oldu. Son tap yayınlandı. Ne kadar Bruksizmin önlenmesinin yıllarda çok araştırmalara zamandır bu kitap projesi mümkün olduğunu gösteren üzerinde çalışıyorsunuz? herhangi bir bilimsel kanıt gürastlanmaktaysa da Günümüze kadar yapılan nümüze kadar bulunamamışklinisyen diş hekimlerine bruksizmle ilgili kitap sayısını tır. Ancak zararlarını önlemek PubMed’te araştırdığımda için erken tanının konulması yarar sağlayacak kitabın sadece 4 kitabın yazılmış ololayın kontrol edilmesini sağolmaması gerçekten duğunu görmek sürpriz oldu. lıyacağı kesindir. Erken tanı- şaşırtıcı ve aynı zamanda üzücü. 37 röportaj dişhekimi EBDO’nun son kongresinde bir sunumunuz vardı. Bruksizmin çağdaş Ayrıca kitabınız da satışbir hastalık olarak taydı. Gerek sunumunuz gerekse kitabınıza mesalgılanması zor. lektaşlarımızın ilgisini Aslında hastalık olarak nasıl buldunuz? Kitapla ilgili geri dönüşler alıyor algılanmasının bile musunuz? doğru olmadığını Verdiğim kurslarda ve bilimdüşünüyorum. Olayın sel kongrelerde bu konuya olan ilgilinin çokluğu beni parafonksiyon olarak memnun ediyor. Diş hekimi ele alınması gerektiği Kitabınızda bruksizmin antolmayan ancak bruksizm ve ortaya çıkaracağı ropolojik olarak da değersorunlu birkaç bireyin de kolendiriyorsunuz. Bruksizm nuşmama katıldıktan sonra rahatsızlıkların antropolojik kökeni olan bir bana kendilerini tanıtıp soru önlemesini gerektiren hastalık mı, yoksa çağdaş sorması ve memnuniyetlerini bir fenomen olduğu yaşamın ortaya çıkardığı belirtmesi süpriz oldu. Buhastalıklarından biri mi? Dişnun dışında pek çok sayıda kanısındayım. hekimliği ne zamandan beri diş hekimi konuşmalarımdan bu rahatsızlığı konuşuyor ve sonra daha uzun üzerinde çalışıyor? süreli ve kapsamlı Yayınlar izlendikurs vermemi isğinde bruksizim temeleri konuya insanlık tarihiyle önem verilmesieş olarak meydanin gerekliliğini na gelmiş bir olay bir kez daha olarak görülüyor. ortaya koydu. Çağdaş bir hastalık Bir günlük kursolarak algılanması larda, müracat zor. Aslında hastasayısının salon lık olarak algılankapasitesinden çok olması masının bile doğru nedeniyle, bazı meslektaşlarıolmadığını düşünüyorum. Olamız katılamadıklarından şikayın parafonksiyon olarak ele alınması gerektiği ve yet ettiler ve tekrar vermemi istediler Bu sonuçlar diş ortaya çıkaracağı rahatsızlıkların önlemesini gerek- hekimlerinin konuya ilgisinin oldukça fazla olduğunu tiren bir fenomen olduğu kanısındayım. gösteren işaretler olduğunu düşünüyorum. Kitabı Bruksizmi, diş sıkma ve gıcırdatma olarak ele aldı- alan meslektaşlarımdan çok olumlu dönüşler almakğımızdan, ağız içi dokularında görülen değişiklik- tayım. Kitabı basımında gerçekten özen gösteren Qulere dikkat edilmesinin şart olduğu kesin. Ancak entessence firmasında kitabın düzenlemesinde çok unutulmaması gereken önemli husus bu görüntü- emeği geçen Dilek Deveci ve yardımlarını esirgemelerin (dişlerde) salt bruksizm sonucu olmadığının yen Dr. Ertuğrul Çetinkaya’ya teşekkür etmek isterim. bilincinde olarak ayırıcı tanının saptanması içinde Yayınevi kitaba ilginin fazla olduğu belirtti. Bildiği gibi gereken bilgiye sahip olunması. Dişler üzerinde bilimsel kitaplar hiçbir zaman kazanç amaçlı yaklagörülecek doku kayıplarının etiyolojisi kesin olarak şımlar olmamıştır. Birikimler gerekli şekilde aktarılmasaptanmadan tedavi uygulamasına başlanmasının dığında bunların ulaşacağı son durak sadece toprak zararlı sonuçlar vereceği kesin. Kitapda ayırıcı tanı olduğundan, bilgi ve görüşlerimizi geleceğe aktarmayapılmasındaki detayları belirtirken görsel olarak ve nın verdiği “faydalı olma” duygusunu algılamayı, bu vaka raporlarını ilave ederek zararlı etkilerini gös- mazoşistik yaklaşımı açıklayan tek unsur olarak düşütermeye çalıştım. nüyorum. nın konulmasında uygulanması gereken muayene esaslarını kitabımda kapsamlı tutmaya çalıştım. Hernekadar yazılanlar önemliysede, görsel olarak klinik görüntüleri yansıtacak resimlerin önemini de kavradığımdan çekimlerinde özen gösterdim. Belirtilerin ve görsel faktörlerin klinisyen diş hekimlerinin erken tanı koymasında faydalı olacağını düşünüyorum. 38 dişhekimi haber 39 haber 40 dişhekimi dişhekimi haber 41 haber dişhekimi Meslektaşımız Serdar Sıralar’ın stand up gösterileri devam ediyor Dergimiz köşe yazarlarından, meslektaşımız Serdar Sıralar’ın, ilk kez 2010 yılında Adana Diş hekimleri Odası’nın davetlisi olarak sunduğu “Diş hekimi olmak” isimli mesleki stand up gösterisi, gördüğü ilgi sonucunda, çok daha genişlemiş bir içerikle devam ediyor. UMG Biohorizons İmplant firmasının sponsorluğunun ardından, İstanbul dışında birçok Anadolu şehrinde ve Kıbrıs’daki meslektaşlarımız da gösterileri izleme fırsatını buldular. Bölgesel kongreler, bahar şenlikleri, Oda faaliyetleri, Diş hekimliği günü kutlamaları, TDB Öğrenci Kongresi, özel diş hekimliği firma sunumları, fakülteler, diş hekimi yardımcıları ve diş teknisyenleri seminerleri ve daha birçok mesleki organizasyonlarda diş hekimliği mesleğinin mizahi yanlarını sergileyen Dt. Serdar Sıralar, bu gösterilerin ardından yine sponsoru aracılığıyla basımı gerçekleştirilen “ORALMORAL” isimli kitabını katılımcılara ücretsiz olarak imzalıyor. Ülkemizde diş hekimliğine yeni bir boyut kazandıran meslektaşımızı kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz. Dişhekimi Dergisi’nin yeni köşe yazarlarından Ortodonti Uzmanı Dişhekimi Müge Sandıkçıoğlu TÜYAP Kitap Fuarı’nda kitaplarını imzaladı Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. tarafından, Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliği ile bu yıl 18.’si düzenlenen İzmir Kitap Fuarı’nda dergimiz sürekli yazarı ve meslektaşımız Müge Sandıkçıoğlu okuyucularıyla buluştu. Yaklaşık 400 yayınevi ve sivil toplum kuruluşunun katılımıyla düzenlenen fuarda; “Diş ile Düş Arasında” adlı kitabı başta olmak üzere diğer kitaplarını da imzalayan Sandıkçıoğlu duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Sandıkçıoğlu yakın dostlarının da yalnız bırakmadığı etkinlikte okuycularıyla bol bol sohbet etme fırsatı da buldu. 42 haber dişhekimi Her bağış, bir gülüş Ege Üniversitesi Diş hekimliği Fakültesi 2.sınıf öğrencilerinden 50 kişilik bir grup, topluma hizmet uygulamaları dersi kapsamında “organ bağışı” konusunda hem kendileri bilgilenmek, hem toplumu bilgilendirmek amacıyla “Her Bağış, Bir Gülüş” adı altında sosyal sorumluluk projesinde çalışmalara başladı. Organ bağışının Türkiye’nin ve birçok ülkenin en önemli sağlık sorunlarından biri olmayı sürdürdüğünü çeşitli haberler ve istatistiklerden takip ettiklerini belirten öğrenciler ve öğretim üyeleri; ‘’Sadece ülkemizde 20 bin kişinin böbrek, pankreas, akciğer, karaciğer ve kalp için organ nakli beklediğine dikkat çektiler. Öğrenciler E.Ü. Organ Bağışı Komitesinde çalışan Uzman doktorlar tarafından bilgilendirilerek, bu konuda toplumu bilinçlendirme ve konunun önemini kamuoyuna duyurmak için çeşitli broşür ve afişler hazırladılar. Prof.Dr Murat Türkün konuyla ilgili olarak, TRT’nin hazırladığı Uluslar arası 23 Nisan Çocuk Şenliği haftasında İzmir Fuarında da bu konuda çalışmalar yaptıklarını belirterek; ‘’ Fakültemiz içerisinde açtığımız organ bağış masalarıyla da çalışmalarımıza devam ettik. Çünkü biz de bu projeyle ailemize, çevremize, yerelimize ulaşmayı hedefimiz olarak seçtik.Öğrencilerimizle bireysel sorumluluklarımız yanı sıra, sosyal sorumluluklarımızın olduğunu unutmuyoruz ve biz artık hep “Her bağış, bir gülüş.” diyoruz, umutlu nesiller hayal ediyoruz’’ dedi. Anne adaylarına ağız ve diş sağlığı eğitimi İzmir Dişhekimleri Odası Toplum Ağız Diş Sağlığı Komisyonu anne adaylarına ağız diş sağlığı eğitimi verdi İzmir Dişhekimleri Odası bünyesinde kurulan Toplum Ağız Diş Sağlığı Komisyonu anne adaylarının ve bebeklerinin ağız diş sağlığını geliştirmek amacıyla gerçekleştirdikleri projeyi tamamladı. Bornova Belediyesi, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim dalı ve Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Pedodonti ve Periodontoloji anabilim dallarının ortak çalışmasıyla gerçekleştirilen proje- de anne adayları kendileri ve doğacak bebeklerinin ağız ve diş sağlığı ile ilgili eğitildi. İzmir Dişhekimleri Odası Toplum Ağız Diş Sağlığı Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Ece Eden önderliğinde bir araya gelen gönüllü dişhekimleri ileride daha sağlıklı dişlere sahip nesiller yetiştirmek için anne adaylarına bu dönemde kendi ağız diş sağlıkları ile bebeğin gelişimine ait bilgiler içeren bir eğitim verdiler. 43 hobi röportaj > Özlem Kekeç dişhekimi Denizli’de yaşamını sürdüren meslektaşımız Kazım Müftüler ahşapla harikalar yaratıyor. Çeşitli ağaç türlerini deneyerek birbirinden değişik figürler çalışan Müftüler ile bu güzel uğraşısı hakkında konuştuk. Nasıl başladınız? Ne kadar zamandan beri bu sanatla uğraşıyorsunuz? Çocukluğumdan beri bıçaklarla tahta yontmak gibi bir merakım vardı. Hayatımın belli dönemlerinde çeşitli ahşap denemelerim olmuştu hep. Tahta kaşık, sigara ağızlığı, ekmek kesme tahtası bunlardan bazılarıydı. Ama bu yaptıklarım bana göre basit olan şeylerdi. İki yıl kadar önce yenilemek için bahçedeki yaşlı bir gülü söktüm. Oldukça güzel ve büyükçe bir kök çıktı. Ben de bu kökü atmayıp beklettim ve bir sene kadar önce o gül kökünü yontmaya başladım. Sonra bu basit kökten güzel bir kadın heykeli ortaya çıktı. Hoşuma gitti. Ondan sonra ahşap heykel konusunu biraz araştırmaya başladım, birkaç parça daha alet edindim. Böylece heykel anlamında başlamış oldum. Günde ne kadar zamanınızı ayırıyorsunuz? Bu işe günde belirli ve planlı bir zaman ayırmıyorum. Sadece boş vakitlerimde uğraşıyorum. Evimde eskiden beri bir atölye denebilecek müsait alanım vardı zaten. Ama bir yıldır muayenehanemde de boş olan bir odanın bir köşesini atölyem yaptım ve işimden boş kaldığım anlarda bu hobimle uğraşıyorum. 44 dişhekimi Çalışmalarınız için çoğunlukla hangi ağaç türünü kullanıyorsunuz? Nereden elde ediyorsunuz? Demin de bahsetmiştim ilk yaptığım heykel bahçemdeki gülün kökündendi. Daha sonra da özellikle doğa gezilerimden topladığım kurumuş dallar ağaç kökleri gibi ağaç parçalarını kullandım. Keman ustası bir arkadaşımın verdiği ıhlamur ağacını kullandım. Marangozlardan bulduğum işe yaramayan tahta parçalarını kullandım. Bunlar çam ,kavak gibi ağaçlardı.Son yaptığım heykel keresteci bir arkadaşımın benim için bulduğu limba ağacındandı. Ardıç,abanoz,ceviz,mazı,kiraz,cennet elması,erik gibi daha birçok ağaç türlerini denedim ve denemeye devam ediyorum.Ama bu işin en kullanışlı ağacı ıhlamur.Şimdilik çeşitli yerlerden bulduğum ağaç türlerini deniyorum. hobi röportaj Ahşabın kendi deseninin de eserlere katkısı olur kuşkusuz. Bu anlamda yontunun görselliğine en çok katkı sağlayan ağaç türü sizce hangisi? Tabii ahşabın sıcak bir malzeme oluşunun temelinde doğal dokusu ve damarlarının deseni vardır. Yontma ve şekillendirme için hangi gereçleri kullanıyorsunuz? Eski bir merakım olduğundan önceden beri çakılarım vardı. Bir de 1992’de almış olduğum güzel bir hobi setim vardı. Ama bir yıl önce internetten bulduğum profesyonel amaçlı değişik bıçakların birebir modellerini çıkarıp kendim yapmaya başladım. Türkiye’de bu konuda üretim yapan bir yer yok. Aletleri ya yurtdışından edinmelisiniz ya da kendi imkanlarınızla yapmanız gerekiyor. Bu arada dişhekimliği laboratuar gereçlerini de sıkça kullanıyorum. 45 haber Ama her ağacın damar yapısı belirgin değildir. Ihlamur kavak gibi ağaçlar daha homojen yapıdadırlar. Bazı çam türlerinde damar yapısı belirgin ve düzgündür. Ceviz düzgün olmayan karışık desenlere sahiptir. Ardıç da öyle. Damar yapısı ve odun rengi homojen olmayan bu ağaç türlerinin ham görselliği oldukça güzeldir ama bu türler de genellikle zor işlenirler. Siz hangi ağaçları çalışmayı daha çok seviyorsunuz? Ben bu işin başlarında olduğum için birçok ağacı deniyorum. Ihlamur en keyiflisi ve yontulurken çok hoş bir kokusu da vardır. Ardıç da öyle. Ama şimdilik özel bir ağaçla çalışmaya yönlenmiş değilim. Figürleri oluştururken nelerden esinleniyorsunuz? Bazı figürler tamamen benim hayal ürünüm. Öyle ki hiçbir planlama yapmadan sadece tahtayı yontmaya başlayıp daha sonra bir şekle dönüşen çalışmalarım var. Bunun dışında gözüme estetik gelen bir fotoğraf gördüğümde bunu da heykele dönüştürebiliyorum. Bazen de dünyada bu işle ilgilenen insanların çalışmalarından örnek aldıklarım oluyor. Herhangi bir sergi çalışmanız oldu mu? Hayır, hiç sergi çalışmam olmadı. Eskiden yaptığım çalışmaları ya birilerine verir ya da oraya buraya atar unuturdum. Kendimce değersiz buluyordum herhalde. Ama bir yıldır yaptığım heykelleri evde işyerimde gören insanlar çok beğenmeye başladılar. Sonra heykellerimi internette bir paylaşım sitesinde arkadaşlarımın görüşüne sundum ve tahmin etmediğim kadar övgüler aldım ki bu beni çok motive etti. Şimdi bende bir sergi açma fikri oluşmaya başladı. Yeterli 46 dişhekimi miktara ulaşabilirsem bir sergi açmayı planlıyorum. Ama biraz daha bu işi disipline etmem gerektiğini düşünüyorum. Geliştirmek için araştırmaya ve çalışmaya devam ediyorum. Ahşap sanatta olduğu kadar mimaride, ev ve iş gereçlerinde, süslemelerde de çok kullanılmış. Ama günümüzde eski görkemli günlerini yaşamıyor gibi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Dünya nüfusunun hızla artması ağaç miktarının yetersiz kalmasına sebep oluyor ve ağacı da pahalı bir malzeme haline getiriyor. Bu gün ahşap bir ev yapmak diğerlerine göre çok daha pahalı. Mobilya gibi yaşam gereçlerinde de masif ağaç pahalı kalıyor. Kaliteli bir ahşap dokunun oluşması belki yüzlerce yıl sürüyor. Belki eskisi kadar çok kullanılmıyor ama laminat parke gibi ucuz olan ve ahşabı taklit eden malzemeler çokça kullanılıyor. Bu güzel uğraşınızla ilgili projeleriniz ya da hedefleriniz var mı? Öncelikle belli bir disiplinle kendimi geliştirmem gerekiyor. Şimdilik sadece daha güzel işler yapabilmeyi hedefliyorum. Sonra bir sergi olabilir. Daha sonrasını bilemiyorum. Hayallerim var ama bakacağız bakalım. Örnek aldığınız ya da bu uğraşı sayesinde tanışıp feyz aldığınız sanatçılar var mı? Henüz çevremde bu uğraşı sayesinde tanışıp feyz aldığım kimse yok. Ülkemizde bu tür uğraşların durumu hepimizce malumdur. Ama özellikle Kanada ve ABD’de sadece ahşap oyma (woodcarving) ile ilgili okullar, dernekler, gruplar sayılamayacak kadar çok. Türkiye’de de güzel çalışmaları olanlar mutlaka vardır. Ama organize olmadıklarından benim haberim yok. dişhekimi haber 47 haber 48 dişhekimi dişhekimi haber 49 haber dişhekimi A’dan Z’ye İmplantoloji Kursu son aşamayla tamamlandı kçı Dr. Tolga Bıça Dr. Buket Han Prof. Dr. Fatih A’dan Z’ye İmplantoloji Kursu’nun ilk iki aşaması kasım ve ocak aylarında gerçekleştirilmişti. Kursun son bölümü yine İzmir Dişhekimleri Odası’nda gerçekleştirilerek tamamlandı. Doç. Dr. Fatih Arıkan, Doç. Dr. Zekai Yaman, Dr. Buket Han, Dr. Tolga Bıçakçı eğitmenliğinde gerçekleştirilen 3 zamanlı kursun son aşaması iki gün sürdü. Kursun ilk gününde; İmplant uygulamalarında anatomik ve sistematik komplikasyonlar, cerrahi komplikasyonlar anlatılırken kursa katılan hekimlerin hastaları üzerinde metal prova uygulamaları gerçekleştirildi. İkinci gün kursa katılanların hasta üzerinde dentin prova uygulamaları, protetik komplikasyonların anlatımı ve implant üstü protez simantasyonu konuları anlatıldı. Kasım ayında başlayarak yaklaşık 6 ay sonra tamamlanan kurs sonunda kursa katılan hekimler sertifika sahibi oldu. 50 Arıkan haber dişhekimi Anterior kompozit restorasyonlar kursu ilgi gördü r Çehreli Prof. Dr. Zafe “Anterior Kompozit Restorasyonlarda Renk, Şekil ve Parlaklık Kursu” İzmir Dişhekimleri Odası’nda gerçekleştirildi. Prof. Dr. Zafer Çehreli eğitmenliğinde gerçekleştirilen kursa yoğun katılım oldu. Bir günlük kursun teorik bölümünde anterior kompozit uygulamalarına genel bir bakış, adezyon perspektifinden anterior kompozit uygulamaları, taba- kalama tekniği ve renk uyumu, anatomik şekillendirme ve parlatma konuları anlatıldı. Kahve ve yemek arası sonrası gerçekleştirilen pratik bölümünde ise model üzerinde uygulamalar yapıldı. Pratik uygulamanın ardından sonuçların değerlendirildiği bir tartışma platformu oluşturuldu. Başarılı geçen kursa katılan meslektaşlarımıza sertifika verildi. KATILIMCI GÖRÜŞLERİ Melih Erkul (Bursa) Bursa’dan katılıyorum kursu kendi adıma yararlı buldum. İzmir’i tercih etmemin sebebi Prof. Dr. Zafer Çehreli hocamızdır. Bu kursta detaylı bilgiler edindim ve bir çok soruya cevap aldım. Hands on uygulamalarında edindiğimiz bilgileri pratiğe dönüştürmek açısından yararı tartışılmaz. Hüseyin Murat Kapkap (Ankara) Kurs çok faydalı, Prof. Dr. Zafer Çehreli çok önemli bir isim, onun için bu kursa katıldım. Bu kursa katılmamda kursun İzmir Diş hekimleri Odası’nda olmasının da etkisi büyük. Eksikleri tamamladığımı düşünüyorum, kısacası her şey dört dörtlük yerine oturdu diyebilirim. Berna Atıcı (Muğla) Bu kursların yararına inanıyorum özellikle anterior kompozitlerle ilgili önemli detaylar öğrendim, eksiklikleri giderdim. Ayrıca Prof. Dr. Zafer Çehreli hocamızın detaylı ve açıklayıcı anlatımından da memnun kaldım. Bu tür kursları bilgileri pekiştirmek ve püf noktaları edinmek açısından faydalı buluyorum. 51 haber dişhekimi İnce krestal kemikte genişletme tekniği ile implant uygulamaları kursu yapıldı Prof. Dr. Tolga rtega Dr. Holmes O 52 Fikret Tözüm Odamız konferans salonunda gerçekleştirilen “İnce Krestal Kemikte Genişletme Tekniği ile İmplant Uygulamaları Kursu” başarıyla tamamlandı. Bir günlük kursta Doç. Dr. Bora Bağış, Prof. Dr. Tolga Fikret Tözüm ve İspanya’dan Dr. Holmes Ortega eğitmen olarak yer aldı. Kursun ilk bölümünde Doç. Dr. Bora Bağış, implant üstü protetik planlamayı anlattı. Ardından Prof. Dr. Tolga Fikret Tözüm, Peri implantitis teşhisi ve tedavisi konusunu sundu. Öğleden sonra gerçekleştirilen ikinci bölümde İspanya’dan özel olarak gelen Dr. Holmes Ortega ilk olarak implant cerrahisinde Bone Expansion tekniği, son olarak Bone Expansion tekniğindeki endikasyon ve komplikasyonları anlattı. haber dişhekimi KATILIMCI GÖRÜŞLERİ Mehmet Kayaalp (Trabzon): Kursta çok faydalı ve farklı bilgileri yakalama şansı buldum. Bilgi paylaşımı oldukça güzel özellikle hocaların ilgisi beni memnun etti. Bazı püf noktaları bundan sonra yapacağım uygulamalarda çok büyük yardımcı olacak, bu açıdan çok memnunum. Daha önce başka şehirlerde ödediğimiz meblağlar ortada, o yüzden İzmir’i tercih ettim. İzmir’in bu konuda hem hesaplı hem daha ayrıntılı kurs programı olduğunu düşünüyorum. Zekeriya Taşdemir (Kayseri): Ben Kayseri Erciyes Üniversitesi’nden geldim. Özellikle İzmir’de gerçekleştirilen kursların kapsamlı olduğunu duymuştum. Sunum gayet güzeldi, bilgilendiriciydi. Kursa katılan eğitmenlerden sorularımıza detaylı olarak cevap aldık. Özellikle Prof. Dr. Tolga Fikret Tözüm’ün sunumu gayet iyiydi, açıklayıcı anlatım tarzı vardı. Emeği geçenlere teşekkür ederim. Necati Kançeltik (Denizli): Ben Denizli’den geliyorum, kurstan püf noktaları edindik ancak tam donanımlı bilgiler olduğunu düşünmüyorum. Bu konuda bir eleştiride bulunacağım; bu kurslarda bir şey yapabilmek için ciddi alt yapınız olması lazım. Yoksa ben geleyim bu kursları bitirip bir şeyleri tam öğreneyim demek mümkün değil. Anlatılan konularda temel bilginiz yoksa anlatılanlar havada kalıyor. Benim için yeterli mi evet yeterli ancak ben bir çok kursa katıldım eksik olan bilgileri başka bir kursta ayrıntılı öğrendim şansım bu sanırım. Ali Saraç (Trabzon) : Trabzon’dan geldim şu an cerrah arkadaşımla kendim implant uygulaması yapıyorum. Bu kursta implant adına yeni bilgiler edindik, ufkumuz açıldı diyebiliriz. İzmir’e ilk kez geliyorum firma aracılığı ile geldim. Ancak İzmir Dişhekimleri Odası’nın eğitime ne kadar önem verdiği konusunda bir fikrim vardı. Bir çok implant kursuna katıldım. Bu kursta daha yeni bilgiler öğrendiğimi söyleyebilirim. Doç. Dr. Bora Bağış 53 haber dişhekimi İmplantoloji kursu başarı ile tamamlandı Prof. Dr. Uğur Tekin Doç. Dr. Ali G ürkan 54 “İmplantoloj Kursu” geniş bir katılımla İzmir Diş hekimleri Odası’nda gerçekleştirildi. İki gün süren kursta Prof. Dr. Uğur Tekin, Doç. Dr. M.Cemal Akay, Doç. Dr. Bülent Gökçe ve Doç. Dr. Ali Gürkan eğitimci olarak yer aldı. Eğitimin ilk günü sabah bölümünde implantolojide anatomik oluşumlar ve sınırlar, implant planlamasında yumuşak ve sert doku prensipleri anlatıldı. Öğleden sonra ise güncel alveoler kret ogmentasyon teknikleri, aşırı maksiller posterior bölgede kısa implantlar mı? Güncel nt Gökçe Doç. Dr. Büle haber dişhekimi mal Akay Doç. Dr. M. Ce sinüs lifting mi? konuları sunuldu. İkinci gün ise sabah bölümünde implant destekli protezlerde planlama, ölçü teknikleri ve ölçü materyalleri, yapım aşamaları anlatıldı. Öğleden sonraki ikinci ve son bölümde dental implant ve kret ogmentasyonlarında ortaya çıkan komplikasyonlar ve çözümler, periimplantitis ve güncel tedavi yöntemleri anlatıldı. Gün sonunda konularla ilgili tartışma bölümüyle kurs tamamlandı. KATILIMCI GÖRÜŞLERİ İrfan Cebeci (Kocaeli): Kurs benim için başarılı geçti, konular doyurucuydu. Bizim klinikte karşılaşabileceğimiz problemler ve komplikasyonlar üzerine duruluyor. Biz bunları uyguladığımız zaman tedavilerde sorunla karşılaşmıyoruz. Hocaların anlatımı da gayet güzel, biz ne istediğimizi biliyoruz, onlar da ne anlatmaları gerektiğini biliyorlar gayet güzel bir uyum var. Ben çok faydasını gördüm diğer kurslara da geleceğim. Murat Öztürk (Kırıkkale): Kursu konu itibari ile seçerek gelmiştim. Bir çok kurs ve kongreye gittim ancak bu kursta daha çok soruya cevap buldum. Kurs eğitmenleri hocalarımız hepsi alanında deneyimli insanlar, bunu bu kursla görmüş oldum. Burayı tercih etmemin sebebi Ege Bölgesi Dişhekimleri odalarının çalışmalarının daha bilimsel ve eğitici olması. İmplanta başlamam buradaki kurslar sayesinde oldu. Bu yüzden hasta sayımda da gözle görülür artış oluyor. 55 haber dişhekimi Perşembe Akşamı Seminerleri 2012-2013 sezonunu kapattı Dr. Ufuk Tiyanşan Prof. Dr. Bülent Kurtiş Doç. Dr. Erhan Çömlek oğlu 56 İzmir Dişhekimleri Odası’nda gerçekleştirilen Perşembe Akşamı Seminerleri 2012-2013 sezonu son seminer ile tatile girdi. Yeni tedavi yöntemlerinin de anlatıldığı ve tartışıldığı, önümüzdeki sezona kadar ara verilecek olan son seminerlerde 28 Mart akşamı Prof. Dr. Ece Eden ‘’7’den 70’e koruyucu uygulamalar’’ konusunda sunumunu gerçekleştirdi. 4 Nisan’da Doç. Dr. Erhan Çömlekoğlu ‘’En az komplikasyon için hangi olguda hangi ölçü maddesini hangi yöntemle kullanmalıyım?’’ konusu ile ilgili bilgiler verdi. 18 Nisan’da Prof. Dr. Bülent Kurtiş “Piezzo cerrahide sistem ile kuron boyu uzatma, kök diş çekimi’’ ve “Üst çenede ince kretli tek diş eksikliklerinde piezo ile implant kavitesi açılması ve implant yerleştirilmesi” konularını anlattı. dişhekimi haber 2 Mayıs’ta Dr. Haşmet Gökdeniz “İleri cerrahide piezoyla implant yapımı’’, 9 Mayıs’ta Prof. Dr. M. Kemal Çalışkan, “Endodontik Tedavi Görmüş Dişlerde fiber post uygulamaları”, 16 Mayıs’ta “Muayenehane pratiğinde laser ve implant uygulamaları’’ adlı sunumu, diş hekimi Ufuk Tiyanşan ve Erkut Akçalı gerçekleştirdi. Sezonun son seminerinde ise Prof. Dr. Murat Türkün, Doç. Dr. Övül Kümbüloğlu, Doç. Dr. Muhittin Toman, ‘’Ön bölge estetik uygulamalarda son trendler’’ konusunda bilgiler verdiler. Dr. Haşmet Gökdeniz Prof. Dr. Murat Türkün, Doç. Dr. Övül Kümbüloğlu, Doç. Dr. Muhittin Toman Prof. Dr. M. Kemal Çalış kan Prof. Dr. Ece Eden 57 haber 58 dişhekimi dişhekimi haber 59 oral-moral dişhekimi Diş hekiminin telefonu Serdar SIRALAR [email protected] Muayenehanesi olan diş hekimleri bilir; kapıyla telefon hep aynı anda çalar. Hele bir de üst ikinci büyük azının kanalını genişletiyor ya da alt gömük yirmiliği boncuk boncuk terleyerek eleve ediyorsan, kapı ziliyle telefonun melodileri birleşip resmen Londra senfoni orkestrası beyninin orta yerinde cenaze marşını çalıyormuş gibi hissettirir. Asistanın (tekse) ekartörü bırakır gider. Kulağında telefon kapıyı açar. Böylesine kritik bir anda kapıyı çalan genellikle siparişi yanlış adrese getiren pizzacı çocuktur. Peki ya telefondaki? Asistanın sesine kulak kabartırsın. Kapıdakine “Yanlış kardeşim, biz sipariş vermedik”. Telefondakine “Doktor bey şu an ameliyatta. Ben yardımcı olayım”. Kısa bir sessizlik. “Anlıyorum ama doktor bey gerçekten çok meşgul. Bana söyleyin ileteyim”. Az sonra, tam sen gömük yirmiliği azıcık yükseltmişken telefonu kulağına dayar. “Eski arkadaşınız Metin bey. Meşgul olduğunuzu söyledim ama ısrarla çok önemli, hayati bir konu dedi”. “Alooo!” dersin merakla. İki elin kandadır. “Alo, abi naber?”der. “İyi Metin’cim, hayırdır ne oldu?”. “Ya abi bi sesini duyiim dedim. Nasılsın?” İşte bu yüzden yine tüm meslek- 60 taşlarım için yemedim, içmedim bir buluş yaptım. Artık bu sorun yaşanmayacak. Telesekreter. Evet, artık asistanınız ekartörü bırakıp gitmeyecek. Telefon çaldığında benim hazırladığım telesekreter devreye girecek. Hadi bakalım, görelim biri muayenehanemizi aradığında ne ile karşılaşacak. - Zııııırııııııın! - Yanlış bir numara tuşladınız… Şaka şaka, ha ha ha, yüzünüzün halini bir görmeliydiniz… - Merhaba. Kliniğimize hoş geldiniz. For English, first you must learn English. - Görüşmelerimiz ruh sağlığımı korumak amacıyla kayıt edilmemektedir. Aynı şeyleri tekrar tekrar dinleyemeyeceğim. - Dişiniz ağrıyorsa 1’i, sallanıyor ama ağrımıyorsa 2’yi, sızlıyorsa 3’ü, kamaşıyorsa 4’ü, buradayım diyorsa 5’i, anlatamayacağım bir his diyorsanız 6’yı tuşlayınız. - Kayıp aparey ya da çalıntı protez için 155’i tuşlayınız. - “İmplant kısırlık yapar mı?” diye soracaksanız ahizeyi kafanıza üç kere vurunuz. Hala aynı soruyu sorma mo- dişhekimi oral-moral dundaysanız 182 (Ruhsal bunalım danışma) tuşlayınız. - Sadece “Abi naber?” diyecekseniz 7’yi deneyin, olmadı 77 veya 777 falan, ne bileyim tuşlarla oynayın işte. - Dahili numarayı biliyorsanız, harbi yalan söylüyorsunuuuuuuuuz. Çünkü dahili numara yok. Sizi gidi siziiii. - “Diş temizletmek zararlıymış, dişlerin minesi çiziliyormuş. Öyle mi ya hakkaten?” diye soracaksanız, “Aradığınız kişiye ulaşılamamaktadır. Lütfen daha sonra da aramayınız”. - “Ön dişlerim lamine kaplansa daha güzel olur mu?” diyorsanız, ben görmeden ne diyebilirim ki. Cep telefonunu ağzınıza sokup resim çekiniz ve mms atınız. - Randevu alacaksanız 8’i, randevu verecekseniz cep numaramı tuşlayınız. - Yanağınız şiştiyse yıldız tuşuna, içiniz şiştiyse cd çaların tuşuna basınız (Ankara’nın bağları, iyi gelir). - “O kadar fırçalıyorum yine de çürüyor” diyecekseniz, fırçanızın sapıyla kulağınızı kaşıyınız. - - “Şu airatörün sesine hala bir çare bulamadınız mı?” demek için 69’u, “Yaptırdığım implant havaalanı güvenliğinde öter mi?” demek için 110’u (Yangın vaaaar, diye bağırmak istiyorum) yumruklayınız. - Siz en iyisi, SSS (Saçma Sapan Sorular) için telefonun kapatma tuşunu tuşlayınız. - “25 yıl önce yaptığın dolgu düştü” diyecekseniz nereyi isterseniz orayı tuşlayınız. “Geçen gün çektiğiniz dişin yerini dilimle kurcalıyorum, orada kök kalmış” diyecekseniz telefonunuzu en yakın duvara fırlatınız. - “Komple dişi kaça yapıyon?” diyecekseniz 112’yi tuşlayınız. Çünkü artık dayanamayacağım, kafa göz gireceğim size. - Tuşlamak çok hoşunuza gittiyse istediğiniz kadar istediğiniz numarayı tuşlayınız. - Telefonunuzun tuşlarını söküp, sabah 1 akşam 1 tuşu tok karnına yutunuz. Diş hekimi olmak zor, biliyorum. Ama ne yapalım, kader işte. Madem bu işe girdik, kendimizi korumamız lazım. Akli dengemizi korumak için bu telesekreter çok işe yarar bence… 61 diş ile düş arasında dişhekimi Dizi dizi diziler Müge SANDIKÇIOĞLU Her yıl program listelerine eklenip/çıkan ve reyting savaşlarında yerini alan bir sürü yeni dizi piyasaya sürülüyor. Senaryosunda kendini bulan/bulamayan büyük bir kitle televizyona kilitleniyor. Bunların üçü beşi “deneme izlemesi” sonrasında, aile meclisinden onay alırsa her güne ayrı planlanıyor. “Tamam, bu dizi bize uyar,” onaylamasından geçebilenler, müdavimlerine fındık fıstık eşliğinde koltuktaki yerleri doldurtuyor. Bir kere de sardı mı, bir sonraki bölüm için bir hafta nasıl beklenecek merakları, bir akşam sonraki başka dizide yerle bir oluyor. Böylece her akşam yeniden doğuluyor (Seyirci bir “Zümrüd-ü Anka”). Ertesi günlerde ise, konu komşuyla, mesai arkadaşlarıyla, eş dostla “ayy gördün mü, dün Kuzey nasıl da aşkını ilân etti!?” ya da “şu Hürrem de az şıllık değil,” veya “Ne çektin be Cemile!” (iki dizinin birbirine karışmış hali), minvalinde sohbetlere tat tuz haline geliyor. Bunlar iyi hoş tamam ama o araya giren reklâmlar yok mu! Reklâm koyma gerekliliğine hiç girmeyeceğim; ucunda ciddi maddiyat var… Ama ben burada, araya girmesinin amaç ve etkilerini hafif mizahi bir açıdan yazacağım: Acaba bu kadar sık ve uzun reklâmların olmasındaki amaç, dizilerdeki yoğun (!) heyecana biraz ara verip, seyircinin kalp sağlığını mı düşünmektir? Üst üste gelen ve “yok artık!” dedirten olayları izleyen insanlara biraz ara verdirip, nabız atışlarının normale dönmesini mi beklemektir? Ya da yoğun (!) komedi yüzünden katıla katıla ölebilecek vatandaşlarımıza bir nefes aldırmak mıdır? “İki tur at gel, rahatlarsın,” diyen bir kanal yönetimi gerçekten de takdire şayan olurdu. Bu sık reklâm olayının topluma yönelik vahim olumsuzlukları var bence. Bir kere dikkat dağınıklığına yol açıyor. Tam konsantre olunmuş, jönümüzün ağzından çıkacak tek kelimeye kilitlenilmişken, “TC kimlik numaranızı” isteyen 62 bir bankanın bol kepçeden verdiği krediler araya giriyor. İnsanın o anda, dizide parasızlıktan evlenemeyen gençlere kredi çekesi geliyor. Tam Survivor’daki ödül oyununda, açlıklarını bastırmak için kazanacakları yemeği hayal ederek koşturan yarışmacıları izlerken, “açken sen sen değilsin,” veya “pizzanız yirmi dakikada kapınızda,” diyen bir ses duyuluyor. Seyirci parasızlık ve açlığa kendini tam da adapte etmiş, empatiler diyarının kralı olmuşken, bu ne şimdi? İkincisi, lafı yarıda kalan dizi kahramanı, seyircide sözü kesilmiş insan izlenimi bırakmaz mı? Zaten dinlemeyi bilmeyen bir halkız; bir de her akşam bunun canlı örneklerini izletiyorlar. Olmaz kardeşim! Bırak adam ya da kadın konuyu bir toparlasın di mi ama… Üçüncüsü, dizide hüzün/hüsran, reklâmda dünyanın en mutlu insanları… İşte buna şoklama ya da pastörizasyon denir. Bir soğuk, bir sıcak, hem de aniden… Gözünde yaşla kalakalan seyirci, bir anda dizi dizi sitelerdeki pek bir ucuza olduğu iddia edilen dairelerdeki musmutlu aileleri izlemeye mahkûm ediliyor. Duygu geçişlerinin en süratlisine maruz kalan mağdur seyirci aniden şizofren olur maazallah; evlerden ırak! Reklâmlar her zaman olumsuz etki yapmaz sayın okur! Aslında çağımızın en yaygın hastalıklarından olan Alzheimer’a bir önlemdir aldıkları. Bir zihin jimnastik merkezi, bir fikir AVM’si, bir beyin fırtınası operasyonudur hedefledikleri. Oturduğunuz yerden hafızayı canlı tutmanızı, beyin hücrelerine idman yapmanızı sağlıyorlar. Konudan konuya atlama tutarsızlığımıza destek veriyorlar. Tuvalet molası verdirerek, toplumun prostat ve sistit olma oranlarının düşmesine yardımcı oluyorlar; yoksa herkes hasta olurdu. Daha ne istiyoruz? dişhekimi okur mektubu 63 mavi köşe dişhekimi Gölgeler ıslanmaz Mavisel YENER [email protected] www.maviselyener.com 64 İki katlı, eski yüzlü evin kapısına dayanmış olan sardunyalar güneş ışınlarının tümünü gülümseyerek kucaklıyordu. Melek, onları aralayarak kapıya ulaştı. Aylardır oraya kimsenin uğramadığı belliydi. Çantasından anahtarı çıkarıp kilide sokmaya çalıştı, elleri titriyordu. Paslı anahtar kilide bir türlü uymuyordu. Eşiğe çöküverdi. “Bu ev beni böyle mi karşılayacaktı?” diye düşündü. Yüreği acıyordu. On iki saat yol teperek geldiği kıyı kasabasında yapayalnızdı ve anahtar kilide uymuyordu. Gövdesine taş fırlatan sapanın anlamını çözmeye çalışan bir kuş gibi, umarsızlıkla bezginliğin karıştığı sınırda durdu öylece. Yaşamı boyunca sağaltamadığı yarası yeniden kanamaya başladı. Elindeki buz gibi anahtar avcunu yakarken, belleğinin kozaya aldığı anılar, onu terk eden ilk erkeğin evinin eşiğine ağıyordu. Yüzünü hiç görmediği, sesinin ezgisini hiç bilmediği, asla bağışlamadığı bir erkek: Babası. Aşkların mutluluk getirmeyeceğini öğreten ilk kişi. Ona acıyı, özlemi dokuyan insan... Eve giremezse nasıl kavuşabilirdi onu yıllardır bekleyen mektuplara? Nasıl barışırdı yitik çocukluğuyla? Uzunca bir süre sardunyalara takılı kaldı gözleri. Sonra, anahtarı yeniden denemeye karar verdi. Anahtar kilit ile buluştu, hantal kapı gıcırdayarak açıldı bu kez. Melek, derin bir soluk alıp kapının aralığından içeri baktı. Birden gözleri irileşti, şaşkınlık ile korku yumaklaştı içinde. İki elinde mumlar tutan, başı hafifçe kapıya dönük görkemli melek heykeli, Melek’in karşısında duruyordu. Heykel, bakışsız gözleriyle süzdü onu. Melek, sekize, ona, bine bölündüğünü, ufalandığını duyumsadı. Ürperdi! İçeri girdi ama kapıyı örtmedi. Melek yontusundaki ağdan sarkan örümcek, evdeki tek yaşam belirtisiydi. Unutulmuşluğun sindiği, tozlu, uğul- tulu, yüksek tavanlı, küf kokulu bu ev, ayrıntılarla doluydu. Tek başına yaşayan bir erkeğin nasıl olup da bunca ayrıntıyla uğraştığına şaştı. Ölü bir farenin kurumuş bedeni salonun ortasında yatıyordu. Melek’in midesi bulandı. Patlıcan moru kadife koltuklar, oymalı yemek masası, gramofon, işlemeli saten yastıklar, duvardan fışkırır gibi duran ürkünç geyik başı... Hepsi bir çırpıda Melek’in üstüne yığıldı sanki. Ağzı, burnu, gözleri toz doldu. Yarı açık perdeler, dışarıdaki engin denizi muştuluyordu. Tozlu sehpanın üstünde duran fotoğrafa ilişti gözü. Kıpırtılı kumral saçlar, geniş alın, ela gözler... Fotoğrafı milimetrik karelere ayırdı zihninde. Her kareyi tek tek soludu. Yıllardır kafasını kurcalayan sorunun yanıtını bulmuştu. Yüzü, fotoğraftaki yüze çok benziyordu. Yitirdiği gölgesini bulmuş gibi sevindi. Demek, üst dudağını ileri iten tavşan dişlerini de ondan almıştı. İlk kez kendine bu kadar benzeyen birini görüyordu. Boğazına bir yumruk tıkandı, ateş bastı bedenini. Fotoğraftaki gözlerle göz göze gelebilmek için çabaladı… Sonunda başardı. Ölüm birleştirebilmişti ikisinin bakışlarını. Tutundu o gözlere, salıncağa binmiş çocuklar gibi havalara havalara uçurdu kendini. “Albümlerimde neden yoksun baba?” diye haykırmak geldi içinden. Fotoğrafın üstüne bir damla yaşın düşmesiyle irkildi. Fotoğrafı elinden bırakmadan kendini terasa attı. Yüreğindeki irini Akdeniz’e akıttı. Uzun uzun seyretti kayalıkları döven denizi. Sonra, bahçede duran kayık ilişti gözüne. Kimbilir kaç kez balığa çıkmıştı babası bu kayıkla, kimbilir kaç kez çakırkeyif olunmuştu Akdeniz’e karşı. Denize yansıyan gölgelere baktı. Ne güzel, gölgeler hiç ıslanmıyordu... Tıpkı “kendi olmayan” insanlar gibi... dişhekimi Ya babası nasıl biriydi? Hep “gölge” olup asla ıslanmayan mı, yoksa yaşamın ayrıntılarının sırılsıklam ıslattığı biri mi? Babasının yaşantısının ipuçlarını gündelik yaşamın sıradan nesnelerinde arıyordu. Hepsi birer imge olarak usuna düşüyordu. Sonra da anlam bulmaya çalışıyordu her birine. “Ne olursunuz dillenin, dillenin hadi! Anlatın babamı bana...” diye haykırıp, nesneleri sarsmak, tekmelemek geliyordu içinden. Taş merdivenlerden ikinci kata yel gibi çıktı. Belki de oradaydı “Canım kızım...” diye başlayan mektuplar. “Seni bağışlayacağım baba, onları okuduğumda bağışlayacağım seni... Biliyorum...” HHH Merdivenin karşısındaki duvardaki yağlıboya tabloda, uçuşan kızıl saçlı, yarı çıplak bir kadın vardı. Diri göğsüne sarılmış gibi duran ahtapot iğrenç görünüyordu. Resmin altında babasının imzasını görünce içi bir kez daha düğümlendi. Bu kadın kimdi? Babası neden onun resmini yapmıştı? Yatak odası olduğu anlaşılan odaya girdiğinde, babasının uyku kokusunu duyumsadığını imgeledi. Kedi gibi, odanın her köşesini koklamasına karşın, küf kokusu dışında bir koku alamadı. Yatağın üstüne oturdu. Kimbilir kaç kez düşmüştü burada babasının düşlerine. Yoksa tablodaki kızıl saçlı, yuvarlak kalçalı kadınla bu yatakta sevişmiş miydi babası? Belli belirsiz bir kıskançlık duyumsadı. Elleri yüzüne kapandı... Çocuk Melek’i anımsadı birden. Belleğinin yırtmacından, komşuları Varlık Hanım sızıverdi dışarı. Varlık Hanım, “Kızlar babalarına düşkün olurlar, bizim Ayşe de öyle...” diye konuştuğunda, bu cümlenin yüreğine saplanan acısını günlerce solurdu Melek. O zamanlar sekiz yaşlarında var yoktu. Ayşe’nin babasına olan düşkünlüğü yüreğini burkardı hep. Onlar parka gelince nasıl da ıssız kalırdı park. Babasını asla sormadı hiç kimseye. Bilir gibi yaptı her şeyi. Oysa tek öğrendiği, “baba” denilen şeyin pazarda satılmadığıydı. Onu da bilmez gibi yapardı hep. “Melek pazara gidiyorum, ne getireyim sana?” “Baba getir...” HHH Yatağın üstünde tespihböceği gibi kıvrılıp kalmıştı. Varlık Hanım’ı, küçük Melek’i geldikleri yere yolladı. Yatağın karşısında asılı duran aynaya takıldı gözü. Kimbilir kaç kez bakmıştı babası aynadaki yansısının kızına benzeyen ayrıntılarına. Yatak odasındaki tahta masanın üstündeki kâğıtlar, kitaplar, kurumuş boyalar, fırçalar, çakmak... Her nesne sonsuzluğa açılan bir kapı gibi görünüyordu Melek’e. Babasının yaşamıyla ilgili tüm ayrıntıları yakalamak istiyordu. Pencereye tırmanmış mor begonvilleri onun gözüyle görmeye çalıştı. Evdeki rutubet kokusunu onun burnuyla kokladı, onun elleriyle kendi yüzünü okşadı, okşadı... Babasının ona yazdığı mektupları bulma umuduyla çalışma masasının çekmecesini açtı. Geçmişi karıştırmaya başladı. Bir babanın iki yaşındayken terk ettiği kızına, mektuplar aracılığı ile de olsa söyleyecek sözleri olmalıydı. Onu bir kez olsun aramamasının nedenlerini açıklamış olmalıydı. Ölümü ile kızına kalan bu eve saklamış olmalıydı yanıtları. Melek bunu biliyordu, emindi. Yüreğindeki derin uçurumu doldurabilecek tek şey, babasının ona bıraktığı mektuplardı. Çekmeceyi hırpalarcasına deşeledi. Çoğu, evin terasından çekilmiş, çekmeceye gelişigüzel tıkılmış günbatımı fotoğrafları... Babasının neden günbatımlarını dondurup sakladığını bilmek istedi. Günbatımı, ayrılık demekti Melek için. Peki, ya babası için ne anlamı vardı? Gazete kesikleri, ince dişli bir tarak, tükenmiş tükenmezkalemler... Nice sonra fotoğrafların altında Küçük Prens’i ayrımsadı. Demek babası da bu kitabı severdi. Derin bir iç çekişle kitabı açtı, önüne çıkan ilk tümceyi okudu: “Şimdi biraz teselli olmuş gibiyim. Tam değilse bile... Ama biliyorum gezegenine döndü. Çünkü gün ışıdığında vücudunu bulamadım.” Melek, iç çekişlere tutunamadı artık, böğüre böğüre ağlamaya başladı. Sesi, evin tenhasında yankılanıyordu. Çılgın gibi dört dönmeye başladı evi. Her yanı eşelemek, aranıp dolanmak, kendisi için bırakılmış o mektupları bulmak, bir yerlere sıkışmış bir iz ayrımsamak istiyordu. Boğulacak gibi oldu. Kapının önüne zor attı kendini. Eşiğe oturdu, göklerce ağladı, derdini sardunyalara döktü. İçine döndü, babasından gelen “gen”lerine sevgi yolladı. Günbatımı yaklaşıyordu. Dün bu saatlerde tanımıyordu babasını, şimdi az da olsa koklamıştı onu. İçerideki melek yontusuyla bakıştı bir süre. Dinginleştikten sonra kapının eşiğinden kalktı, hiç yazılmamış mektupları aramak için eve yeniden girdi. 65 haber dişhekimi Inlab Sistemi Dijital Laboratuar Dönemi Dr. Barış Ünlü Ortodonti Uzmanı ISCD sertifikalı Cerec Eğitmeni Başarının anahtarı iletişimdedir. Bahsettiğim iletişim hekimler, protez laboratuarları ve dental teknikerler arasındaki iletişimdir. Yeteneklerinizi tam anlamıyla ortaya çıkarmak için, daha net ölçülere , daha çabuk ve kaliteli üretime ve daha çok dinlenmeye ihtiyacımız var. Hem hekimler olarak, hem de teknikerler olarak. İşte teknoloji tam burda devreye giriyor. Bugün sizlere sirona inlab 4.2 nin yapabildiklerini anlatmaya çalışacağım. Sirona inlab sisteminin, diğer cad cam sistemlerinden farkı, kullanıcı dostu olan yazılımıdır. Bugün itibari ile cad cam sistemlerinde hekim ve tekniker ile en çok iletişimde olan yazılım inlab SW 4.2 dir. Yapısı itibari ile bir sinterleme fırını (Infire Htc) , bir model tarayıcı (Ineos x5) ve kesme ünitesinden (Inlab MC XL) oluşan Inlab sistemi, tekniker için geniş hareket alanı sağlar. 66 Ineos X5 dişhekimi haber Kamelya 2-3 D:2 Ataşehir / İstanbul 34758 T: 216 455 98 88 F: 216 455 26 49 www.orto-tek.com Öyle bir kesme makinası düşünün ki, metal veya zirkon blok farketmesin. Öyle bir kullanıcı dostu program düşünün ki, full ağız zirkon veya metal alt yapı yapabilsin, implantüstü kişiye özel zirkon veya metal abutment kesebilsin. Öyle bir sinterleme fırını düşünün ki 10 dakika içinde tek kron Incoris zirkon veya 60 dakika içinde 3 üye zirkon köprüyü sinterleyip, porselen yığımına hazırlasın. Öyle bir sinterleme fırını düşünün ki, argon gazı yardımı ile 60 üyeye kadar aynı anda hem metal, hem de zirkon sinterlesin. Bütün bunları anlatıyorsun, güzel ama sistem çok pahalıdır diyeceksiniz. Teknolojik sistemlere yatırım yaparken, önünüzü görmek isterseniz, mutlaka uzun süreli garanti programlarını da birlikte satın alın. 3 sene içinde de aldığınız sistemi değiştirmeyi planlayın. Bu kadar yatırıma girmeye gerek yok derseniz, kron başına maliyetiniz 20 euro civarındadır. Infire Htc BU BİR İLANDIR. Hastalarımıza 18 aydır bu kaliteyi sunuyoruz. Şimdi de hekim arkadaşlarımız ile bunu paylaşmak istedik. Inlab MC XL 67 ödüllü bulmaca > Sinan ŞAHAN dişhekimi 1 2 3 SOLDAN SAĞA 1 1-Değişken, kararsız-İnsanlardan nefret 2 eden (kimse). 2- Mitoloji - Akdeniz de tu- 3 ristik bir ada - Gümrük vergisi ödenmemiş 4 malların korunduğu bir tür depo. 3- Kaliteli 5 bir vermut çeşidi - (Tıp) içine içinde anlamı 6 veren önek-Sinirler. 4- İtalya da şehir - Gö- 7 8 ğüs kafesinin sağ ve soldaki yassı kemikleri- 9 Geminin, zinciri toplayıp demirini kaldırma- 10 ya hazır olması. 5- Aşama - Silisyumdioksit 11 - Kundaklı yay. 6- Bir nota - Boyun eğen an- 12 lamında - İlave - M.Ö 150 de Kafkasya da 13 kurulan ermeni krallığı-Sivasın bir ilçesi.7- 14 Ezme işini yapan-İskambilde birli - Sosyalist 15 arap partisi - Tok olmayan - İslam öncesi 16 Arabistan da bereket tanrıçası. 8- Mısra 17 18 sonlarında, görevleri aynı olan eklerin, ya 19 da anlamları aynı olan sözcüklerin tekrar- 20 lanmasına denir - Geviş getiren hayvanla- 21 rın midelerinin üçüncü bölümü - Bir cetvel türü. 9- Göz kapağındaki kıllar - Yaprakları salata olarak yanan baharlı bitki - Tümör - Bir şeye biçim vermeye veya eski biçimini korumaya yarayan araç. 10- Kafkas sıradağlarının kuzey ve güney yamaçlarına yayılmış dağlık bölge - Cet-Yabancı - Geniş koltuk.11- Yanardağ ifrazatı - Uğraş - Deriden su kabı - Ayak sesi.12- Cips yapımında kullanılan şeker ve yağ karışımı sentetik madde - Yorgo önadlı gazeteci yazar - Bal.13- Otlak Gazetecinin haber konusunda diğer meslektaşlarından önce davranması - Dilemma.14- Eski Yunan mitolojisinde yer alan yarı keçi yarı insan varlık - Öşür - Küçük deniz feneri. 15- Orta kulak iltihabı - Olmayacak şeylerden korkan - Bir proto - onkogen ailesi adı ve bunları kodlayan gen - Kuzeybatı Afrika da devlet 16- Tanrı - Hint fıstığı - Uzaklık anlatır - (Tersi) uzakta, uzakça - Hayvansal gıda. 17- Ayakkabı altına çakılan demir - Bir iş için harcanan beden ve kafagücü - Bir erkek ismi - Kişisel. 18- Utanma - Piston-(Simge) Argon - Takım. 19- Gemi yolu - Münasebet-İnisiyasyondan geçmiş kişi. 20- Müslüman ülkelerde oturan yunan asıllı kimse - Aktarma, taşıma- Bir işi veya bir malı birçok istekli arasından en uygun koşullarda kabul edene bırakma, eksiltme veya arttırma işlemi - Avuç içi. 21- Boyu büyümek - (Eskidil) Sakınma, çekinme. Vahşi binek hayvanı. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1- İçine elektrik enerjisi yığılan alet - Demir gülle atan bir top türü - Yüz. 2- Askeri merkez - Ödün-(Eskidil) Akıtma - Saldırı. 3- Bir erkek ismi - (Tıp) İyileşmesi imkansız, geri dönüşümsüz - Kalça kemiği. 4- TNF inhibitörü olarak rol oynayarak tümör nekrotize edici faktörün (TNF) 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 birleşmesi ile otoimmün hastalıkları tedavi eden bir ilaç - Zamanı ölçmeye yarayan alet - Bahçe çevresine çekilen tahta duvar. 5- Hz.Muhammed’in inzivaya çekildiği mağara - İlişkinlik - İri gövdeli at türü. 6- Geri, arka - (Simge) Samaryum - Yapma, etme - Bir bayan adı - Beyaz. 7- Bir sayı - Bağışlama - (Tıp)hekimin sebep olduğu. 8- Küba da bulunan Unesco Dünya Mirası Listesi’nde yer alan verimli topraklara sahip vadi - Sert ve katı madde - Osmanlı İmparatorluğu döneminde 15. yy’dan itibaren Balkanlar’ın güneyine verilen ad. 9- Bir kuş türü - Engel - Koruyucu sağlam başlık - Ekilmiş olan.10- (Simge) Lityum - Akıl-Miras - Küçük kanal. 11- Alt,aşağı - İsviçre de bir akarsu - Nehir - Sözleşme. 12- (Halk dili) Baştankara (kuş) - Rütbeli er - Tarihsel. 13- Nikolay Vasilyeviç Gogol’ün Ukrayna Kazakları’nın 15. yüzyıldaki yaşamlarını, savaşlarını ve zaferlerini destansı bir dille anlattığı romanı - (Eski dil) Ter - Lahza.14- İnce örtü - (Simge) Berkelyum - Dekarın onda biri olan yüzey ölçüsü - Kurosawa soyadlı yönetmenin önadı - Yükselme, yücelme. 15- Valide - (Tersi) Kanun - (Kısaltma)İnsan Kaynakları - (Eski dil) Gemi - 16- (Briç) Sanzatu - Kırmızı - Menfaat - Dahil - Bir nota. 17- İki ucundan iple yere koşut olarak asılı demir ya da sağlam ağaçtan yapılmış asılma aracı - 1948 doğumlu “Her şey Bitmiştir Artık”, “Aşkın Gözü Kör mü” şarkılarıyla ünlü kadın Türk pop müzik sanatçısı - İlkel deniz taşıtı.18- Tek enstrümanla tek işinin verdiği konser - Çanakkalenin bir ilçesi - Yelkeni direkten aşağıya alma.19- Saydam olmayan - (Eski dil) Tertip eden, sıralayan - Vedia - Islak.20- Meksikanın en aktif yanardağı - Unutmamak için parmağa bağlanan ip. BULMACAYI ÇÖZEN HER MESLEKTAŞIMIZA; Paşa Dental Firması tarafından SHOFU Süper Snap - Polisaj Trial Kit hediye edilecektir. 68 dişhekimi haber 69 duyuru dişhekimi Başsağlığı Geçmiş Olsun Meslektaşlarımızdan; Meslektaşlarımızdan; > Prof. Dr. Kahraman Gündüz Güzel, > Uğur Yapar’ın babası, > Candan Aktan’ın annesi, > Ömer Peker’in annesi, > Dr. Yücel öktem’in annesi, > Armağan Akgül’ün annesi > Mehmet şengün’ün babası, > Cezmi özcan’ın annesi, > Fevzi Karaca’nın amcasının oğlu, Reyhanlı’daki patlamalarda, > Mustafa Oral’a Asuman Karadede’nin eşine vefat etmiştir. Merhumlara Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileriz... Rahatsızlıklarınıdan dolayı geçmiş olsun diliyoruz. Satılık ve Kiralık > 1441 sokak nimet han kat:6/601 Alsancak/İzmir adresinde tam donanımlı devren kiralık muayenehaneİletişim: Dr. Adalet Erişkin 0532 477 39 28 51. sayıdaki bulmacanın çözümü 51. say› bulmacam›z› çözerek hediye kazanan meslektaşlarımız; > Atilla Göktür / İzmir > Prof.Dr. Hayriye Sönmez / Ankara > Zehra Çimen / İzmir > İsmail Karapınar / Mersin > Ayla Tanzer Kulalıgil / İzmir > Ufuk İşman / Antalya > Ercüment Çaycı / Amasya > İ. Muzaffer Baloğlu / Gaziantep > İkbal Zeybek / İzmir > Nuhan Bayhan / İzmir > Aypınar İlçiz / İzmir > Faruk H. Mercan / İstanbul > Zeynep Çok İlhan / İzmir > Ömer Faruk İlhan / İzmir > Orhan Karakoç / Balıkesir > Hülya Doyurum / İzmir > Figen Civek Özyurt / İzmir > Neşe Erdun / İzmir > Esra Özatay / İzmir > Nadire Tamkan / İzmir Duyuru sayfamızda yer alan haberler odamıza ulaşan bilgilerle sınırlı kalmaktadır. Sayfamızda yer almasını istediğiniz kendiniz ve diğer meslektaşlarımız hakkındaki haberleri lütfen bize iletiniz. 70 dişhekimi > Dişhekimi Mete Ağaoğlu karikatür > Dergimize katkıları olan Meslektaşımız Mete Ağaoğlu’na bu karikatürü,İzmir Fuarı 1.Ulusal Karikatür Yarışması’nda İzmir’i Sevenler Platformu “Eflatun Nuri” Özel Ödülü’nü kazandırdı. 71 haber 72 dişhekimi
Benzer belgeler
Dişhekimi 50. Sayı - İzmir Dişhekimleri Odası
Yay›n Türü:
Yayg›n Süreli Yay›n
İletişim Adresi
Anadolu Caddesi 40,
Tepekule İş Merkezi D: 209 /210 /211 Bayrakl› İzmir
Telefon 0.232 461 2152 - 461 3615 - 461 1571
Faks 0.232 461 3759
izdo@dishek....
Dişhekimi 47. Sayı - İzmir Dişhekimleri Odası
isteyen Müezzinoğlu, şöyle dedi: “Bu toplumsal duyarlılığı birinci derecede önemsiyorum. Çünkü vatandaşımız en zor ve en çaresiz anında kendisini, evladını, annesini, eşini ve en yakınını hekime te...