Yoksullukla mücadele için yaratıcı ve açık diyalog Ekvator Ödülü
Transkript
Yoksullukla mücadele için yaratıcı ve açık diyalog Ekvator Ödülü
Sayı: 103 Temmuz 2014 Yoksullukla mücadele için yaratıcı ve açık diyalog Ekvator Ödülü Akdeniz Koruma Derneği'nin Ankara’nın ‘Güneşli Bot’u Düşler Akademisi yeni merkezini Kaş’ta açtı Çilek sürdürülebilir kalkınma ve istihdamın diğer adı Yoksullukla mücadele için daha büyük bir kalkınma etkisi oluşturacak yaratıcı ve açık diyalog İstanbul’da kuruldu Daha büyük bir kalkınma etkisi yaratmak için, farklı paydaşların bir araya gelerek kalkınma işbirliğindeki güncel eğilimleri tar tıştığı uluslararası konferans İstanbul’da başladı. Ankara, Temmuz 2014 19-20 Haziran'da düzenlenen "Uluslararası Kalkınma İşbirliği: Eğilimler ve Yükselen Fırsatlar - Yeni Aktörlerin Bakış Açıları" konferansına Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ile Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ev sahipliği yapıyor. Uluslararası Kalkınma İşbirliği konferansında, kalkınma işbirliği alanında faaliyet gösteren yeni ve farklı aktörler ile pratikte nasıl çalışılabileceği tartışılacak. Konferansın açılış konuşmalarını, Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler ile UNDP Başkanı ve Yeni Zelanda'nın eski Başbakanı Helen Clark yaptı. İki gün sürecek konferans, pek çok ülkeden bakanları, kalkınma işbirliği ajanslarının başkanlarını ve yükselen ve gelişmekte olan diğer ekonomiler ile geleneksel donör ülkelerden üst düzey hükümet yetkililerini, ayrıca kalkınma işbirliği alanında çalışan önemli uluslararası kurumların ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile akademisyenleri bir araya getirdi. Konferansta, yoksulluk ve açlığı ortadan kaldırma, enerji yoksulluğu, altyapı eksiklikleri, iklim değişikliği ve yasa dışı para akışının engellenmesi gibi önemli kalkınma güçlükleri ile mücadele edilmesi için, yenilenmiş ve kapsayıcı küresel ortaklıkların ve kalkınma işbirliğinde yeni bir anlayışın gerekli olduğu vurgulanıyor. Konferansta ayrıca, Güney-Güney işbirliği ile üçlü işbirliklerin kapsamının ve ölçeğinin son yıllarda önemli ölçüde arttığı belirtilerek, bu artışın gelecekteki sürdürülebilir kalkınma fırsatları için taşıdığı önemin de altı çiziliyor. Bu bağlamda, en az gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan küçük ada devletleri ve çatışma sonrası kalkınmaya çalışan ülkeler gibi daha zorlu koşullarla mücadele eden ülkeleri desteklemek için çabaların nasıl artırılacağı ve uygulanacağı da konferansın konuları arasında. Konferans, Nisan 2014'te Meksika'da düzenlenen ‘Etkin Kalkınma İşbirliği için Küresel Ortaklık’ üst düzey toplantısı ve Temmuz 2014'te New York'ta düzenlenecek olan Birleşmiş Milletler Kalkınma İşbirliği Forumu gibi kalkınma işbirliğine ilişkin çok önemli iki küresel toplantının arasında düzenleniyor. Engelsiz yaşamı gerçek yapan Düşler Akademisi yeni merkezini Kaş’ta açtı Engelli bireylerin düşlerini gerçekleştirmek için ‘uyuyan devi’ uyandırmayı amaçlayan Düşler Akademisi, Kaş’ta yeni merkezini açtı. Ankara, Temmuz 2014 Düşler Akademisi, Türkiye nüfusunun yüzde 12’sini oluşturan engelli bireylerin sosyal hayata dâhil olmasını amaçlayan çalışmalarını 2008 yılından beri sürdürüyor. Kaş’ın Çukurbağ Köyü’nde açılan Düşler Akademisi ‘nin yeni merkezi, engellilik ve süreğen hastalıklar başta olmak üzere, gerekçesi ne olursa olsun toplumsal dışlanmayı yaşayan tüm birey ve gruplara alternatif, yenilikçi ve sürdürülebilir yöntemlerle ücretsiz eğitim, üretim ve ortak yaşam hizmetleri sunacak. Akademinin açılış etkinlikleri 12 Haziran gecesi Echo Bar sahnesinde Social Inclusion Band’in muhteşem performansı ile başladı ve 13 Haziran’da yöre halkı ile düzenlenen törenle etkinlikler devam etti. Etkinliklere Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkanı Gökhan Öğüt, diğer kurul üyeleri, UNDP Türkiye Program Yöneticisi Hansın Doğan, Kaş Kaymakamı Selami Kapankaya, Kaş Milli Eğitim Müdürü Faruk Atılgan, Muğla Engelsiz Basketbol Takımı, İstanbul Düşler Kumpanyası, basın mensupları da katıldı. “Uyuyan devi uyandıracağız ” Projenin ortaklarından Alternatif Yaşam Derneği’nin (AYDER) Kurucu Başkanı Ercan Tutal Akademi’nin açılışında şunları söyledi: “Kaş’ta sırtınızı denize verip dağlara baktığınızda uyuyan bir devin siluetini görürsünüz. Türkiye’de nüfusun yüzde 12′si engelli ve süreğen hastalığa sahip bireylerden oluşuyor. Bu bireyler, evlerinden dışarı çıkamayan veya aileleri tarafından çıkarılmayan, engelleri yüzünden ötekileştirilmiş, topluma ve sosyal hayata dâhil olamamış, spor yapamayacağına, kültür ve sanattan anlamayacağına inandırılmış, bu coğrafyanın en büyük azınlığı… Biz bu uyuyan devi uyandıracağız.” UNDP ve Türkiye, bölgede sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek için 15 milyon dolarlık bir anlaşma imzaladı Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, Avrupa ve Bağımsız Devletler Topluluğu bölgesinde kalkınmayı desteklemek için 5 yıl geçerli olacak 15 milyon dolarlık bir anlaşma imzaladı. Ankara, Temmuz 2014 Bu anlaşma, Türkiye’nin bölgedeki sürdürülebilir ve kapsayıcı büyümeye olan artan ilgisine işaret ediyor. İmza töreni sırasında Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu şu hususları belirtti: “Kalkınma işbirliği Türk dış politikasının ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Bu çerçevede, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ile ortaklığımız, sadece bölgemizde değil, küresel düzeyde sürdürülebilir kalkınmaya katkımızı artırmak amacıyla güçlendirilmiştir. Türkiye, UNDP ana bütçesine yapmakta olduğu yıllık gönüllü yardımları 3 milyon Dolara çıkarmıştır. Bugün imzalanan anlaşma ile Türkiye UNDP Avrupa ve BDT Bölgesel Programına 15 milyon Dolar katkıda bulunmaktadır. Bu Program İstanbul’da mukim olacak UNDP Avrupa ve BDT Bölgesel Hizmet Merkezi tarafından uygulanacaktır. Bu fırsattan istifadeyle, BM ve diğer uluslararası örgütler için hızla bölgesel bir merkez haline gelen İstanbul’un UNDP ve diğer BM birimlerine ev sahipliği yapmasından duyduğum memnuniyeti ifade etmek isterim.” UNDP Başkanı Helen Clark ise, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin Avrupa ve Bağımsız Devletler Topluluğu bölgesi program ülkelerine yönelik taahhüdü için Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'na teşekkürlerini sundu. Anlaşmanın imzalanmasıyla birlikte Türkiye, UNDP’nin bölgesel programına önümüzdeki beş yıl boyunca yıllık 3 milyon ABD Doları katkıda bulunacak. Helen Clark, “UNDP adına, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin yaptığı bu önemli finansal katkılar için teşekkürlerimi sunuyorum. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile harika bir işbirliği yürütüyoruz ve bölge insanlarının hayatlarında somut ve dönüşümsel değişimlerin elde edilmesi amacıyla birlikte çalışmak için sabırsızlanıyoruz” dedi. Anlaşma, Türk hükümetinin güçlü desteğiyle İstanbul’da kurulan ve bölgesel programları uygulamakla sorumlu olan UNDP Avrupa ve Bağımsız Devletler Topluluğu Bölgesel Ofisi’nin açılışı sürecinde imzalandı. Helen Clark, “UNDP Bölgesel Merkezi'nin kusursuz coğrafi konumu, Avrupa ve Bağımsız Devletler Topluluğu bölgesi program ülkeleri ile daha iyi bir iletişim kurulmasını sağlayacak”, dedi. Helen Clark sözlerine şöyle devam etti: “UNDP'nin İstanbul'daki diğer Birleşmiş Milletler (BM) kurumlarıyla eş konumlu olması da önemli bir fayda sağlayacak. Aralarında BM Kadın Örgütü ve BM Nüfus Fonu'nun da bulunduğu bu kurumlar, BM kalkınma sisteminin içindeki işbirliğini ve uyumu artıracak.” Yeni bölgesel program şu alanları kapsıyor: Kapsayıcı ve sürdürülebilir büyüme ve kalkınma; hukukun üstünlüğü ve hesap verilebilirliğin de dâhil olduğu geliştirilmiş demokratik yönetişim. Bölgesel program, bunların yanı sıra, çatışma ihtimalini azaltma ve iklim değişikliği de dâhil olmak üzere doğal afet risklerinin azaltılması konularında da destek sağlayacak. Helen Clark, İstanbul’da Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı Başkanlığı (TİKA) ve UNDP tarafından düzenlenen Uluslararası Kalkınma İşbirliği Konferansı’nın da UNDP ve Türkiye arasında gün geçtikçe güçlenen ortaklığın somut bir örneği olduğuna dikkat çekti. “Engelsiz Yaşam” projesine Altın Pusula ödülü verildi Engelli bireylerin sosyal hayata entegre olmalarına destek olmak amacıyla çalışmalar yürüten “Engelsiz Yaşam” projesi, Türkiye Halkla İlişkiler Derneği’nin Altın Pusula Halkla İlişkiler Ödülleri “Kurumsal Sorumluluk” kategorisinde ödül kazandı. Ankara, Temmuz 2014 Istanbul - Türkiye Halkla İlişkiler Derneği (TÜHİD) tarafından düzenlenen 13. Altın Pusula Halkla İlişkiler Ödülleri Yarışması’nın sonuçları, 3 Haziran’da yapılan ödül töreni ile açıklandı. Özel sektör, kamu kuruluşları, sivil toplum kuruluşları ve genç iletişimcilerin yarıştığı halkla ilişkiler sektörünün tek ödül programı olan Altın Pusula’da “Engelsiz Yaşam” projesi “Kurumsal Sorumluluk” “Diğer” kategorisinde Altın Pusula’ya layık görüldü. 2013 yılında engellilerin hayata uyumları konusunda çalışmalar yapma hedefiyle başlayan "Engelsiz Yaşam" projesi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın desteği, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü, UNDP ve Peugeot işbirliği ile çalışmalarına devam ediyor. Ekvator Ödülü, toplum temelli denizel biyoçeşitlilik çalışmalarıyla Akdeniz Koruma Derneği'nin oldu GEF Küçük Destek Programı (SGP) ve UNDP tarafından deniz kaynaklarını koruma çalışmaları için desteklenen Akdeniz Koruma Derneği, 2014 Ekvator Ödülü'nün kazananlarından biri oldu. Ankara, Temmuz 2014 2014 Ekvator Ödülü; bireyler, doğa ve güçlü toplumlar için sürdürülebilir kalkınma çözümleri geliştiren başarılı 35 yerel girişime takdim edildi. Ekvator Girişimi’nin küresel çağrısından sonra, 121 ülkeden rekor sayıda, 1,234 başvuru, alındı. Son birkaç aydır uluslararası uzmanların yer aldığı Teknik Danışma Komitesi tarafından yapılan kapsamlı değerlendirmeler sonucunda ödülün 35 kazananı açıklandı. Türkiye'den Akdeniz Koruma Derneği birinciler arasında Denizel ekosistemin bozulması, balık çeşitliliği ve bolluğunda görülen azalma ile balıkçıların gelirinde buna bağlı yaşanan düşüşlere yanıt olarak Akdeniz Koruma Derneği, denizel biyoçeşitliliğin korunmasında yerel balıkçı topluluklarını öncü haline getiren "balıkçılığa kapalı alanlar ağı”nın korunmasını sağladı. Akdeniz’in güney kıyılarına odaklanan kuruluş, "deniz koruma alanı" uygulaması güçlendirme çalışmaları yapıyor ve yerel balıkçılığın uzun vadede yaşayabilirliğini garanti altına alarak sürdürülebilir balıkçılık tekniklerinin değeri ile ilgili olarak etkin bir biçimde balıkçılarla iletişime geçiyor. Toplum temelli uygulama stratejileri, bölgesel ve ulusal yetkililerin ortaklığıyla tamamlandı. Uygulamanın başlatılmasından sonra balık stoklarında ve kooperatif üyelerinin ortalama gelirinde hızlı bir artış görüldü. Hızlı denetleme botunda görev yapan korucuların denetlemeleri de büyük kum köpek balığı gibi birçok tür için bakım bölgesi olan koyda balık türlerinin çeşitlendiğini ve sayıca arttığını gözler önüne serdi. Dolayısıyla, Türkiye'den ödülü kazanan aslında toplum oldu. Ödül töreni Eylül'de Ekvator Ödülleri’nin sahibi olan 26 girişim, 22 Eylül 2014 Pazartesi günü New York’ta Lincoln Merkezi’nde BM Genel Sekreteri'nin İklim Zirvesi sırasında düzenlenecek üst düzey ödül törenine katılmaları için desteklenecek. Ekvator ödülü, insanlar, doğa ve güçlü toplumlar için gelişen ve yerel olan sürdürülebilir kalkınma çözümlerini takdir etme amacıyla iki yılda bir veriliyor. Dünyanın dört bir yanındaki yerel gruplar sürdürülebilir kalkınmaya yön verirken, Ekvator Ödülü onları uluslararası platformda onurlandırarak hak ettikleri değeri görmelerini sağlıyor. Ödülle ilgili daha çok bilgi edinmek için buraya tıklayın. Ulusal toplumsal cinsiyet eşitliği sistemini güçlendirmeyi amaçlayan BM Ortak Programı sona erdi Toplumsal cinsiyet eşitliğinin yasa yapma ve karar verme süreçlerinde yer alması için çalışmalar yapan BM Ortak Programı kapanış toplantısı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yapıldı. Ankara, Temmuz 2014 ‘Türkiye’de Cinsiyet Eşitliğine Yönelik Elverişli Ortamın Teşvik Edilmesi’ Birleşmiş Milletler Ortak Programının kapanış toplantısı 4 Haziran’da Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu ev sahipliğinde yapıldı. Meclis Başkanı Cemil Çiçek, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK) Başkanı Azize Sibel Gönül, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcısı Aşkın Asan, Birleşmiş Milletler Mukim Koordinatörü Kamal Malhotra ve BM Kadın Birimi Program Destek Birimi Direktörü Gülden Türköz Cosslett toplantının açılış konuşmalarını yaptı. Toplantıda program sonucunda elde edilen çıktılar ve yürütülen faaliyetler konuşuldu. ‘Türkiye’de Cinsiyet Eşitliğine Yönelik Elverişli Ortamın Teşvik Edilmesi’ Ortak Programı, TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu, UNDP ve BM Kadın Birimi ortaklığında Ekim 2011'de başlatılmıştı. Yasa yapma ve karar alma süreçlerinde toplumsal cinsiyet eşitliği Ortak programda 2009’da kurulan TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu ile birlikte ulusal toplumsal cinsiyet sisteminin güçlendirilmesi faaliyetleri yapıldı. Böylece program, kadın ve erkek için daha duyarlı ve elverişli bir ortam sağlanması hedefiyle 1990’dan bu yana Türkiye’nin toplumsal cinsiyet eşitliği gündemindeki ilerleme üzerine kuruldu. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin yasa yapma ve karar alma süreçlerinde yer almasını, takibinin ve değerlendirilmesinin yapılmasını ve gereken durumlarda uyarlanarak mükellef bir şekilde uygulamaya aktarılmasını sağlamak amacıyla program çerçevesinde kurumsal yapılar ve kapasiteler güçlendirildi. Tüm Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitliği savunuculuğu Temmuz 2014 tarihinde sona eren programda, ulusal yasa taraması, toplumsal cinsiyet eşitliği farkındalık çalışmaları, yerelde toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik faaliyetlerin yaygınlaştırılması için 26 ili kapsayan bölge toplantıları ve tanıtım kampanyaları yapıldı. TBMM, toplumsal cinsiyet eşitliği faaliyetlerinin savunuculuğunu üstlendi ve faaliyetler Ankara dışına da taşındı. Düzenlenen bölge toplantıları ile 1500’den fazla kamu, özel sektör ve STK temsilcisine ulaşıldı. PTT ile yapılan işbirliği çerçevesinde program broşürleri basıldı ve tüm Türkiye’ye dağıtıldı. Bir yıl süre ile posta pullarında toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik mesajlar kullanıldı ve son olarak STK-kamu işbirliği sağlandı. 15 aday proje ile sürdürülebilir turizm atölye çalışması yapıldı Gelecek Turizmde’nin ön başvurusundan geçen 15 projenin sürdürülebilir turizm konulu atölye çalışmasında bir araya geldi. yaratıcıları Ankara, Temmuz 2014 Sürdürülebilir turizmle yerel ekonomiye ve kalkınmaya destek verecek projelerin hayata geçirilmesi için ikinci kez çağrıda bulunan Gelecek Turizmde Sürdürülebilir Turizm Destek Fonu ön değerlendirme sonucu Mayıs sonunda açıklanmıştı. 66 ilden 417 başvuru alındı ve 15 proje ön değerlendirme aşamasında başarılı bulundu. 15 projenin yetkilileri için 6-7 Haziran’da ‘Sürdürülebilir Turizm Destek Fonu’ atölye çalışması yapıldı. İstanbul’da yapılan atölyeye her projeden iki temsilci katıldı ve iki gün boyunca adaylar projelerini geliştirmek ve nihai başvuru tekliflerini hazırlamak için sürdürülebilir turizm, yerel kalkınma ve proje yönetimi konularında eğitim aldılar. Atölye sırasında ön başvuruları hakkında geri bildirim de alan katılımcılar, nihai başvurularını 20 Haziran’a kadar teslim edecekler. Gelecek Turizmde Sürdürülebilir Turizm Destek Fonu projesi 2012 yılından beri Anadolu Efes, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) işbirliğiyle yürütülüyor. UNDP'nin özel ödülü bu yıl "Enerjimizi Harekete Geçiriyoruz”un oldu Türkiye Halkla İlişkiler Derneği'nin (TÜHİD) düzenlediği 13. Altın Pusula Ödülleri'nde UNDP özel ödülü, "Enerjimizi Harekete Geçiriyoruz" projesi için Yeşilırmak Elektrik Dağıtım A.Ş.'ye (YEDAŞ) verildi. İstanbul, Temmuz 2014 13. Altın Pusula Ödülleri'nin kazanan proje ve şirketleri İstanbul'da 3 Haziran akşamı belli oldu. UNDP İstanbul Uluslararası Özel Sektör ve Kalkınma Merkezi Direktörü Simona Marinescu, milletvekilleri, valiler ve belediye başkanları, jüri üyeleri, kamu ve özel sektör temsilcileri, halkla ilişkiler yetkilileri, medya mensupları, akademisyenler ve genç iletişim uzmanları törene katıldı. Kapsamlı bir sürdürülebilir kalkınma programı Bu yıl birçok başarılı proje arasından Yeşilırmak Elektrik Dağıtım A.Ş. (YEDAŞ), "Enerjimizi Harekete Geçiriyoruz" projesiyle UNDP Özel Ödülü'ne layık görüldü. YEDAŞ, hizmet alanının dâhil olduğu beş şehre öncelik tanıyan ve 3 milyondan fazla kişiye ulaşan bir sürdürülebilir kalkınma programı başlattı. Bu program sosyal, kültürel ve çevresel alanlarda yerel kalkınma zorlukları ile mücadeleye destek vermeyi amaçlıyor. ‘Enerjimizi Harekete Geçiriyoruz’ programının parçası olan tüm projelerin içerik, kapsam, hitap ettiği alanlar ve insanlar açısından benzeri bulunmuyor. UNDP’nin fotoğraf sergisi, korunan alanların sürdürülebilir kalkınmaya katkılarını gözler önüne seriyor UNDP’nin "Kalkınma için Parklar" isimli biyoçeşitlilik konulu fotoğraf sergisi, GEF tarafından finanse edilen ve UNDP tarafından da desteklenen korunan alanlar ile ilgili projelerin başarısına dikkat çekiyor. Ankara, Temmuz 2014 UNDP ve GEF Küçük Destek Programı’nın (SGP) Türkiye'deki deniz ve kıyı koruma alanlarında yaptığı çalışmalar ile ilgili olan Gökova Koyu'ndan bir fotoğraf da bu sergide yer alıyor. İnsanoğlu gezegeni hızla geliştirirken hayatımızın ve geleceğimizin aslında doğanın paha biçilemez dokusunda olduğunu kolayca unutabiliyoruz. Korunan alanlar biyolojik çeşitliliği koruyor ve aynı zamanda insanlığın refahını da güvenceye alıyor. Fotoğraf sergisi, korunan alanların insan refahına ve sürdürülebilir kalkınmaya yaptığı katkıları gözler önüne seriyor. Korunan alanlar, 21. yüzyılın pek çok zorluğunun çözümünde önemli bir rol oynuyor. Çünkü korunan alanlar geçim kaynaklarını güvenceye alıyor, iklim değişikliğini azaltıyor ve dayanıklılığı artırıyor. Fakat potansiyellerinden tam anlamıyla faydalanılması için korunan alanların etkin bir biçimde yönetilmesi ve sürdürülebilir olarak finanse edilmesi gerekiyor. GEF'in finansman yardımıyla UNDP, korunan alan ağlarını genişletmek ve güçlendirmek için ülkeleri destekliyor. ‘Biyolojik Çeşitlilik ve Ekosistemler Küresel Çerçevesi 2012-2020’ belgesinden sonra UNDP’nin stratejisi, deniz ve kıyı koruma alanı sistemlerinin potansiyelini ortaya çıkararak bu alanların etkin biçimde yönetilmesini, finanse edilmesini ve sürdürülebilir çevreye katkıda bulunmasını sağlamayı hedefliyor. 2,500'ü aşkın deniz ve kıyı koruma alanı ile 102 ülkede 353 milyon hektarı kapsayan yerli ve toplum koruma alanı; kontrol, yönetim ve geçim kaynağı oluşturulması amacıyla yapılan GEF'in finanse ettiği ve UNDP'nin destek verdiği yatırımlardan faydalandı. Daha iyi yönetilen, daha sıkı bağlar kurmuş ve daha iyi finanse edilen korunan alanlar herkes için faydalı olacaktır ve bu alanlar da yerel ve ulusal kalkınmanın itici gücü olacaktır. Çilek, sürdürülebilir kalkınma ve istihdamın diğer adı oldu Batman’ın Sason ilçesinde yaklaşık 353 aileye istihdam sağlayan ve bu bölgede yetişmesiyle ün kazanmaya başlayan Sason Çileği, bir ilkokula ismini verdi. Ankara, Temmuz 2014 Batman halkı için çilek artık hem istihdam hem de sürdürülebilir kalkınma anlamına geliyor. Dört yıl önce Diyarbakır-Batman-Siirt Kalkınma projesi kapsamında ilk çilek bahçelerinin kurulduğu Yeniköy’ün ilkokuluna da bu nedenle Çilekli İlkokulu ismi verildi. Çilek ile çiftçilerin kazancı üç kat ar ttı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu (IFAD) ve UNDP Türkiye ortaklığında yürütülen Diyarbakır-Batman-Siirt Kalkınma projesi ile üç ilde 8500 dönüm alanda toplam 690 adet tam donanımlı kapalı meyve bahçesi kuruldu. 2007’den beri devam eden çalışmalarla proje illerinde meyveciliği yaygınlaştırmak ve çiftçilerin gelirlerinde kayda değer bir artış sağlamak amaçlandı. Projeye başlanmadan önce Batman’ın Sason ilçesi için tütün en büyük ve en önemli geçim kaynağı idi. Diyarbakır Batman Siirt Kalkınma projesinin sağladığı desteklerle yetiştiriciliği oldukça zahmetli olan tütün yerini pazarda daha rahat alıcı bulan ve kar oranının yüksek olduğu çilek yetiştiriciliğine bıraktı. Çiftçilere çilek yetiştiriciliği konusunda eğitim veren Araştırmacı Prof. Dr. Sevgi Paydaş Kargı bölge için çileğin önemini şöyle anlatıyor: “Çilek gerçekten bu bölge için bence çok önemli oldu. Burada çilek yazın ve sonbaharda da olacak. Türkiye’nin de bu açığı var ve hem çevre illere hem de bitişik komşulara ihraç etme şansı olacak.” İlçede çilek yetiştiriciliğinin önemli bir geçim kaynağı haline gelmesi ile önceden mevsimlik işçi olarak çalışan ya da göç etmek zorunda kalan yerel halkın yüzde 20’sine istihdam olanağı sağlandı ve çilek bahçesinden elden edilen ürünler sayesinde çiftçilerin kazancı eskiye oranla 3 kat arttı. Suyu verimli kullanan sürdürülebilir tarım Çiftçilerin bahçelerinde kullandıkları suyu etkin, verimli ve dönemlere göre gerektiği kadar kullanabilmeleri için teknik eğitim gezileri düzenlendi. Gereğinden fazla ve uygun olmayan sulama sistemleriyle toprağın verimsizleşmesini sağlayan eski geleneksel yöntemlerin yerine fidenin ihtiyacına yönelik geliştirilen damla sulama sistemleri, çiftçilere anlatıldı. Daha sonra verilen hibelerle, bölge çiftçileri modern sulama teknikleri ile buluşturuldu. Böylelikle proje ile damlama sulama sistemini kuran çiftçiler, toprağın tuzluluk oranını artıran ve fidenin alması gereken yararlı bileşiklerin alımını zorlaştıran sulama sistemlerini kullanmamaya başladı. Ayrıca Araştırma Enstitüsü ve Tarım İl Müdürlüğü teknik elemanlarınca yapılan periyodik kontroller ile çiftçilere konu ile danışmanlık hizmeti verildi. 2013 sonu itibari ile proje katkısı ile 2,016 dönümde 1 milyon 200 bin adet fide dikildi. Çilek yetiştiriciliği için verilen hibe oranının 2014’te yüzde 70’e çıkması ile 2014 yılında kurulacak 420 dönüm bahçede yaklaşık 2 milyon 300 bin adet fide dikilmesi planlanıyor. Proje faaliyetleri sonucunda, Sason ilçesine yapılan destekler ile Türkiye genelinde çilek fidesi üretiminin ise yüzde 4,3 oranında artması amaçlanıyor. Ankara’nın ‘Güneşli Bot’u* Engin Kıran, Hacettepe Üniversitesi’nde görevli bir fizikçi. Haziran ayının ilk günlerinde Ankara’daki Eymir Gölü’nde suya indirilen ‘Güneşli Bot’u o tasarlamış. Tekne, bu tasarıma dayalı olarak, 2014’ün başlarında Ankara’da üretilmiş. Ankara, Temmuz 2014 *Faik Uyanık, Ankara, 25 Haziran 2014 Eymir Gölü, Ankara’da Orta Doğu Teknik Üniversitesi’ne (ODTÜ) ait bir arazide yer alıyor ve Türkiye’de doğası en iyi korunan göllerden biri. Aynı zamanda, biyolojik çeşitlilik anlamında öne çıkan bir rekreasyon alanı. Gölde ‘Güneşli Bot’ ile yaptığımız gezintide bize Temiz Enerji Vakfı’ndan Engin Kıran kaptanlık yapıyor. Başkanlığını yine bir fizikçi olan Prof. Demir İnan’ın yaptığı Temiz Enerji Vakfı, temiz ve sürdürülebilir enerji kaynakları ile ilgili uygulamaların, Türkiye'de daha geniş çapta kullanılması için çalışıyor. Tamamen güneş enerjisine dayalı olarak çalışan ulaşım araçları aslında sanıldığı kadar yaygın değil. Engin Kıran’ın verdiği bilgiye göre, güneş panelleri ile donatılmış pek çok vasıtaya, her ihtimale karşı, başka enerji kaynakları da ekleniyormuş. Oysa ‘Güneşli Bot’ta güneş enerjisinin dışında sadece iki kürek var. Dolayısıyla UNDP’nin GEF Küçük Destek Programı aracılığıyla desteklediği bu teknenin dünyadaki örneklerinin sayısı çok az. Tekne, açık ve güneşli bir havada dört saat içinde tamamen şarj edilebiliyor. Bu dört saatlik şarj, onu yine dört saat boyunca idare ediyor. Tekne ayrıca açık havada yapılan bir gezinti sırasında, deposundaki enerjiyi harcamak yerine, anlık olarak ürettiği güneş enerjisi ile ilerliyor ve depoladığı enerjiyi güneşsiz anlara veya akşam saatlerine saklıyor. ‘Güneşli Bot’un çok hızlı olduğunu söylemek mümkün değil. Aslında bir prototip olan bu teknenin hızı saatte 10 kilometre. Ancak bu bilinçli bir seçim. Çünkü teknenin daha hızlı gitmesi için yerleştirilecek daha güçlü bir motor, bu kez seyir süresini kısaltabilir. Bu da daha büyük bir güneş paneli gerektiriyor. Dolayısıyla, güneş paneli ve tekne boyutu ile doğru orantılı bir motor seçimi, optimum sürati de beraberinde getiriyor. Tekne, gürültüsüz bir şekilde çalıştığı için sualtı dünyasını rahatsız etmiyor, hatta ‘gölde yaşayan su kuşlarından dahi az ses çıkarıyor’. Tekne, bu haliyle gezinti için ideal. Sürdürülebilir turizm yatırımcıları ve belediyeler, birim maliyeti yaklaşık 18 bin dolar olan bu tekne ile turizm bölgelerine veya şehir yaşamına çevre dostu, sıfır karbon emisyonuna sahip bir boyut ekleyebilir. Ancak güneş enerjili teknelerin farklı panel ve motor alternatifleri ile daha zorlu amaçlar için de kullanılabildiğini eklemek gerekiyor. Almanya’da üretilen ve dev güneş panellerine sahip PlanetSolar adlı tekne, 2012 yılında bütün dünyayı dolaşan ilk güneş enerjili deniz aracı olmuştu. Dolayısıyla potansiyel büyük. Güneş enerjisinin verimliliği Güneş enerjisi ile elde edilen elektrik, fosil yakıtlardan elde edilen enerjiye ya da termik santraller gibi farklı yollarla elde edilen elektriğe göre çok daha verimli. Örneğin benzinli bir araba, birim petrolden elde edilebilecek potansiyel enerjinin çok az bir kısmını harekete dönüştürebiliyor (yaklaşık yüzde 28). Oysa elektrik enerjisi ile çalışan bir vasıtada, yakıt yerine kullanılan birim enerjinin harekete dönüşme yüzdesi çok daha fazla (yaklaşık yüzde 85). Engin Kıran’ın verdiği bilgiye göre, güneş panellerinin kendisi de geri dönüşüme uygun malzemeden imal ediliyor. Dolayısıyla büyük ölçüde alüminyumdan üretilen ‘Güneşli Bot’un karbon ayak izi, neredeyse hiç yok. Kıran, güneş enerjili tekne tasarımında panelin tekne üzerinde olmasının şart olmadığını, kısa mesafeli sefer yapan panelsiz teknelerin, kıyıda kurulan istasyonlarda kendilerini şarj ederek, belirlenmiş hatlarda sürekli çalışabileceğini söylüyor. Yani kıyılarda kurulacak güneş panelleri, yakın gelecekte, göllerde veya denize kıyısı olan şehirlerde toplu ulaşıma da temiz ve ciddi bir alternatif oluşturabilir. İşletme maliyeti Tabloyu daha net olarak anlayabilmek için konvansiyonel petrol motorları ile çalışan ve güneş enerjisi ile çalışan teknelerin işletme maliyetlerini de karşılaştırmak gerekiyor. Bir kere, petrol motorunu çalıştırmak için petrol satın almak gerekiyor; motorun yağı, suyu ve bakımını sağlamak da şart. Oysa güneş enerjili teknede kullanılan güneş panellerinin ömrü 20 yıl. Kullanılan bataryaların ömrü ise yaklaşık 4 yıl. Dört yeni akünün maliyeti ise yaklaşık olarak sadece 300 dolar. En önemlisi, güneş enerjili tekne elbette hiç bir yakıt gerektirmiyor ve bedava çalıştırılabiliyor. KISA KISA Temiz Enerji Vakfı tarafından üretilen güneş enerjili tekne ODTÜ’ye bağışlandı ve Eymir Gölü’nde ODTÜ Biyoloji Bölümü'nün su altı çalışmalarında kullanılacak. Tekne, gürültüsüz bir şekilde çalıştığı için sualtı dünyasını rahatsız etmiyor, hatta ‘gölde yaşayan su kuşlarından dahi az ses çıkarıyor’. Teknede bir sonda ile su altını inceleme imkanı sunuluyor. Temiz Enerji Vakfı bugüne kadar, afet bölgelerinde her gün yüzlerce kişinin banyo için ihtiyaç duyduğu sıcak suyun güneş panelleri ile elde edilmesi, deniz suyundan güneş enerjisi ile temiz su elde edilmesi, otobüs durakları, sokaklar ve kamu binalarının güneş panelleri ile aydınlatılması, güneş enerjisi ile çalışan bisiklet gibi projeler geliştirmişti. Projeyi destekleyen Birleşmiş Milletler Küresel Çevre Fonu (GEF) Küçük Destek Programı (SGP) Ulusal Koordinatörü Gökmen Argun projenin Türkiye’de bir benzerinin daha olmadığını söylüyor. ### GEF Küçük Destek Programı (SGP) ülkemizde 20 yıldır sivil toplum kuruluşlarının biyoçeşitlilik, iklim değişikliği ve toprak bozunumu konularında geliştirdiği kucuk butceli projeleri destekler. Bugüne kadar 236 projeyi desteklenmiş olan SGP; UNEP, UNDP ve Dünya Bankası'nın ortak programıdır. Yapı denetiminde enerji verimliliğinin sağlanması eğitimleri Ankara, İzmir, Erzurum ve İstanbul’da yapıldı Türkiye’de enerji verimliliği politikaları ve hedefleri, yapı denetimi ve binalarda enerji verimliliği mevzuatlarının konuşulduğu eğitimler Haziran ayında dört ilde düzenlendi. Ankara, Temmuz 2014 “Binalarda Enerji Verimliliğinin Artırılması” projesi kapsamında “Yapı Denetiminde Enerji Verimliliğinin Sağlanması” eğitim seminerleri yapıldı. Eğitim seminerleri 17 Haziran’da Ankara’da, 19 Haziran’da İzmir’de, 24 Haziran’da Erzurum’da ve 26 Haziran’da İstanbul’da yapıldı. Eğitimlerde Türkiye’de enerji verimliliği politikaları ve hedefleri, yapı denetimine ilişkin mevzuat, binalarda enerji verimliliği mevzuatı, binalarda enerji verimliliğinin temel prensipleri, yapı denetiminde enerji verimliliği uygulamalarında karşılaşılan sorunlar değerlendirildi. Ayrıca, proje kapsamında hazırlanan “Enerji Verimliliği Proje Kontrol Formu ve Açıklama Kılavuzu” tanıtıldı ve nasıl kullanılacağı aktarıldı. “Binalarda Enerji Verimliliğinin Artırılması” projesi; Küresel Çevre Fonu (GEF) desteğiyle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü (YEGM) tarafından Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ile birlikte yürütülüyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı projenin diğer ortakları. Projeyle; Türkiye’de binalarda enerji verimliliğinin artırılması ve buna bağlı sera gazı salımlarının azaltılması amaçlanıyor. Enerji verimliliği yönetmelik ve uygulamaları ile ilgili yapı denetim kapasitesinin güçlendirilmesi en önemli proje hedefleri arasında yer alıyor. “Yapı Denetiminde Enerji Verimliliğinin Sağlanması Eğitim Seminerleri”, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürlüğü ve Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü ile birlikte gerçekleştiriliyor. Enerji verimli ürünlerle ilgili piyasa tarama programının ikinci aşaması başladı Ev aletlerinin eko-tasarım ve enerji etiketleme mevzuatına uygunluğunun test edildiği piyasa tarama programı ikinci aşamasına Mayıs ayında başladı. Ankara, Temmuz 2014 Birinci aşaması 2013 yılında yapılan piyasa tarama programı çerçevesinde soğutucu cihazlar, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, elektrikli fırın, klima ve TV’den oluşan altı ürün grubuna ait farklı marka ve modellerden, Türkiye’deki pazar profilini yansıtacak şekilde numuneler alınıyor. Toplanan numuneler yürürlükteki eko-tasarım ve enerji etiketleme mevzuatına uygunluk açısından test ediliyor. Program kapsamında birinci aşamada toplam 114 adet numune alınarak Türk Standardları Enstitüsü laboratuvarlarında test edildi. İkinci aşamada ise uygun olmayan ürünlere daha fazla odaklanılıyor. Yine aynı sayıda numune alınarak, ürünlerin uygunluk durumundaki değişiklik tespit edilecek. Bu şekilde, ürünlerin mevzuata uygunluk durumuna dikkat çekilerek, üreticilerin ve tedarikçilerin piyasaya arz ettikleri ürünlerin enerji sınıfı beyanları konusunda daha titiz davranmaları sağlanacak. Piyasa tarama programı, Türkiye’de Enerji Verimli Ürünlerin Piyasa Dönüşümü Projesi kapsamında yapılıyor. Danışmanlık firmaları ve sanayi temsilcileri ISO 50001 çalıştayında bir araya geldi Enerji Yönetim Sistemleri (ISO 50001) çalıştay ve eğitim çalışmaları “Türkiye’de Sanayide Enerji Verimliliğinin Artırılması” projesi ile düzenlenmeye devam ediyor. Ankara, Temmuz 2014 Eğitimler; 23-24 Haziran’da İstanbul’da Avrupa yakasında, 26-27 Haziran’da ise İstanbul Anadolu yakasında başarıyla tamamlandı. Düzenlenen eğitimlere, danışmanlık firmaları ve sanayi tesislerinden temsilciler katıldı. İkişer günlük her iki eğitim de UNIDO Enerji Yönetim Uzmanları olan Erik Gudbjerg (Lokalenergi A/S Direktörü ve Uluslararası Enerji Yönetim Sistemi Uzmanı) ve Gerard Doherty’nin (Sıfır Karbon Asli Danışmanı ve Uluslararası Enerji Yönetim Sistemi Uzmanı) katkılarıyla yapıldı. Eğitimlerle temel olarak sanayi tesisleri ve danışmanlık firmalarına ISO 50001 kullanıcı eğitimi verilerek kapasite artırılması amaçlandı. Sivas’ın artık Bilişim Akademisi var Özellikle dezavantajlı gençlerin dijital okur yazarlığını ar tırmak için çalışacak akademi Haziran ayında Sivas’ta açıldı. Ankara, Temmuz 2014 “Türkiye’nin E-Dönüşümü için Gençliğin Etkin Kılınması” projesi kapsamında açılan akademi, özellikle imkânı olmayan gençlerin bilişim ve iletişim teknolojisi alanında okuryazarlıklarını artırmayı ve aktif bir şekilde ülkenin e-yönetişim mekanizmalarına dâhil olmaları için iş fırsatları yaratmayı hedefliyor. Gönüllü desteği Projenin uygulanması sırasında gönüllü gençlerin çok büyük bir desteği alınıyor. 79 şehir ve 129 ilçeden 1200 genç, temel bilgisayar ve internet kullanımı becerilerini (Windows Office, dijital hayat, internet emniyeti, güvenliği), web sitesi tasarımı ve sosyal medya bilgisi eğitimlerini yaşıtlarına anlatmak için gönüllü oldu. Microsoft'un Dijital Okuryazarlık çevrimiçi eğitim kiti bu amaçla Türkçe'ye çevrildi. Bugüne kadar 158 bin genç, çocuk, kadın, kamu personeli, yerel yönetici, topluluk lideri, işçi, küçük şirket sahibi, asker ve tutuklu bu eğitimlerden faydalandı. Bölgesel Bilişim ve İletişim Teknolojisi Akademileri 25 şehirde, illerdeki yerel yöneticilerle ortaklaşa olarak hayata geçirildi. Bu bağlamda Sivas'ta proje ortaklarıyla yeni bir Bilişim ve İletişim Akademisi açıldı. PODCAST 105 21.04.2014 Bilişimde gençlerin etkin kılınması Bora Caldu, Microsoft Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Uzmanı Too Small! play audio pause audio UNDP Türkiye: Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye Temsilciliği’nin hazırladığı Yeni Ufuklar programıyla karşınızdayız. Bu bölümde Türkiye’de e-yönetişimin gelişimi için gençlerin etkin kılınmasını amaçlayan bir projenin başarı hikâyesini anlatmaya çalışacağız ve konuğum da Microsoft’dan, Microsoft Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Uzmanı Bora Caldu. Hoş geldiniz! Bora Caldu: Hoşbulduk. UNDP Türkiye: Kısa süre öncesine kadar aslında projenin diğer taraflarındaydınız şimdi Microsoft tarafındasınız, dolayısıyla her yönüyle projeyi anlatabilecek durumdasınız, hem UNDP, hem Habitat Kalkınma Yönetişim Derneği. Böyle bir girişten sonra projeden bahsedelim. Bilenler Bilmeyenlere Bilgisayar Öğretiyor ismini taşıyor bu proje, konuşacağımız. Kalkınma Bakanlığı, UNDP Türkiye, Microsoft ve Habitat Kalkınma Yönetişim Derneği işbirliğinde 2005 yılında başlatılmıştı, isterseniz projenin ilk aşamalarından bahsederek başlayalım ve Microsoft Türkiye niçin bu projeye dâhil oldu onu anlatalım. Bora Caldu: Dediğiniz gibi aslında proje dokuzuncu yılına giren bir proje, dokuzuncu yılına girmeden de ilk vizyonu aslında sadece bilgisayar okuryazarlığı, Türkiye’de toplumun tüm kesimlerinin bilgisayar okuryazarlığı oranının arttırılmasını hedefliyordu. Bu amaçla bir eğitim müfredatı aslında geliştirildi, bu eğitim müfredatı özellikle Microsoft’un temel Windows ve Office Programları konusunda bir müfredat oluşturuldu. Bu müfredatın gönüllü gençler aracılığıyla Türkiye’de yaygınlaştırılması, toplumun tüm kesimlerinin eğitilmesi konusu amacıyla başlatıldı 2005 yılında ilk defa aslında ve bu şekilde devam etti. Microsoft Türkiye bu projeye neden dâhil oldu? Microsoft Türkiye’nin kurumsal sosyal sorumluluk bakışı çerçevesi açısından yaklaştığımızda o zamanki vizyonu ve hala devam eden vizyonu Türkiye’nin bilişimle kalkınması vizyonu benimsemiş bir şirket Microsoft Türkiye, özellikle sosyal sorumluluk çerçevesinde de bu projeye dâhil oldu ve topluma özellikle, ülkeye bir katkıda bulunmak açısından bu projeye dâhil oldu diyebiliriz. UNDP Türkiye: Şimdi aslında ismi üstünde, Bilenler Bilmeyenlere Bilgisayar Öğretiyor, ortada bir müfredat var sizin tarafınızdan geliştirilmiş olan daha sonra bu müfredat eğitmenler aracılığıyla bilmeyenlere gidiyor vs. Sürdürülebilir kalkınmanın itici gücü gençlerin bilgi teknolojilerini etkin kullanımı günümüz dünyasında büyük önem taşıyor tabi. Bilenler Bilmeyenlere Bilgisayar Öğretiyor projesi de Türkiye nüfusunun yaklaşık %17’sini oluşturan gençlerin bilgisayar okuryazarı olmasını hedefliyor, bu hedefe ulaşmak için nasıl çalışmalar yapıldı ve ne kadar, kaç kişiye ulaşıldı acaba? Bora Caldu: Bu projenin aslında temel katalizörleri diyebiliriz gençler. Gençler bahsettiğim bu temel bilgisayar okuryazarlığı dediğimiz eğitim müfredatlarını alıyorlar bölgesel eğitme eğitimleri aracılığıyla, o bölgesel eğitme eğitimlerine katılmak için de belirli şartlar var, temel bilgisayar bilgisine sahip olmak, sunum teknikleri açısından yeterli bilgiye sahip olmak gibi temel kriterleri var. Biz açık çağrı yapıyoruz bölgesel eğitme eğitimleri için, bu bölgesel eğitme eğitimleri sonucunda, bir haftalık bölgesel eğitme eğitimleri bunlar, gençler, farklı bölgelerden gelen gençler bir haftalık bir eğitimden geçiyorlar bu eğitimin sonrasında kendi yerellerine dönüp bu eğitim müfredatını vermeye başlıyorlar. Aslında burada sadece, bilgisayar eğitimlerinde sadece gençler hedeflenmiyor, gençler sadece kendi akranlarına eğitim vermiyorlar, muhtarlara da eğitim veriyorlar, bazı yerlerde imamlar da eğitim aldılar, kamu çalışanlarına da eğitim veriyorlar. Bu modelde, bu gençler aracılığıyla, burada aslında bir toplumsal kalkınmaya katkı söz konusu. Gençler burada bir sorumluluk alıyorlar ve toplumun diğer kesimlerinin kapasitesini geliştirmeye yönelik, özellikle bilişim alanında sorumluluk alıyorlar ve eğitim veriyorlar kendi yerellerinde. Şu ana kadar biz bu modelle yani gençler aracılığıyla, gençlerin sorumluluk almasıyla birlikte 78 ilde eğitimlerimizi vermişiz günümüze baktığımızda, dokuz yılda. İlçe açısından baktığımızda da 129 kente şu ana kadar bu eğitimlerimizi ulaştırmışız ve bu eğitimleri de 1196, şu anda net rakam, gönüllü eğitmen şu anda Türkiye çapında sahibiz proje kapsamında ve bu gönüllü eğitmenler de şu ana kadar yüz yüze eğitim olarak dersek eğer 158 bin kişiye eğitim vermiş. Aslında bu proje sürekli kendini yenileyen bir proje, biz bu proje kapsamında aynı zamanda gönüllü eğitmenleri bir araya getirdiğimiz ulusal zirveler düzenliyoruz, ulusal koordinasyon toplantıları düzenliyoruz. Saydığınız dört ana ortak ile yaptığımız koordinasyon toplantıları dışında, bu ulusal koordinasyon zirvelerinde, gençler bilişim alanında özellikle önemli kişilerle birlikte bir araya gelme fırsatı yakalıyorlar. Farklı konularda eğitimler alıyorlar ve burada onların projenin bu dokuz yıl içerisinde de sürekli yaptığımız, her yıl iki kere yaptığımız bir şey bu, bu ulusal koordinasyon zirvelerinde özellikle onlar projede neler istediklerine dair bizlere geri dönüş yapıyorlar. Onların isteklerine göre de proje yönleniyor. Biz sadece bu projeye dediğim gibi Office ve Windows konularında temel bilgisayar okuryazarlık eğitimleri ile başladık ama şu anda sadece bu müfredatlarımız yok. Web tasarımları müfredatı eklendi günümüze kadar, yazılım geliştirme müfredatı eklendi, internet güvenliği müfredatı eklendi, e-devlet kullanımı üzerine ayrı bir müfredat eklendi bu konular üzerine de, bu dokuz yıl içerisinde eğitme eğitimleri düzenlendi bu konuda da gönüllü gençler yetiştirildi. Bu eğitim müfredatları da şu anda Türkiye’de yaygınlaştırılmaya devam ediyor. UNDP Türkiye: Dolayısıyla bu anahtar kelime aslında bahsettiğiniz e-devlet gibi çeşitli konuların da müfredata dâhil olması kalkınma ve yönetişim bağlamında bunun neden, nereye oturduğunu bize anlatan önemli bir anahtar oldu. bilenlerbilmeyenlerebilgisayarogretiyor.net bu projenin adresi, buradan bilgi edinmek mümkün projeye ilişkin olarak bunu belirtelim, #yeniufuklar etiketiyle bu tartışmamıza ilişkin görüş bildirmek isteyenler programımıza katkıda bulunabilirler Twitter üzerinden. 25 kentte kurulan bilişim akademileri var yerel yönetimlerin ortaklığında projeniz kapsamında bu işbirliklerinden de biraz bahsedebilir misiniz çeşitli kurum ve kuruluşlarla yaptığınız işbirlikleri ana ortaklıkların dışında? Bora Caldu: Şimdi bu proje kapsamında olabildiğince farklı kesimlere ulaşabilmek için, toplumun farklı kesimlerine ulaşabilmek için çeşitli modeller geliştiriyoruz Habitat Bilişim Akademileri modeli de aslında bunlar bir tanesi. Proje kapsamında yerel yönetimlerle işbirliği geliştirdik. Yerel yönetimler bizlere mekân sağlıyorlar, bilgisayar laboratuarı sağlıyorlar ve en az 15 bilgisayarlık bir mekân oluyor bu ve oranın bütün teknik bakımlarını üstleniyorlar. Bunun karşılığında bu saydığımız tüm eğitim müfredatlarını o merkezde verilmesi konusunda gönüllü eğitmenlerimiz orada sorumluluk alıyorlar yani bilişim akademilerine sürekli eğitim merkezleri diyebiliriz. Bir protokol çerçevesinde açılış gerçekleştirdikten sonra sürekli bizim proje eğitimlerimiz oralarda veriliyor. Bunun en büyük şeylerinden bir tanesi Bilişim Akademileri olmayan yerlerde gönüllü gençler gidip kurumlarla görüşüyorlar, gençlik merkezleriyle görüşüyorlar, kamu kurumlarıyla görüşüyorlar, sivil toplum kuruluşlarıyla görüşüyorlar ildeki yer bulabilmek ve katılımcı bulabilmek için. Bu Habitat Bilişim Akademileri modeli bize şunu sağlıyor, hem mekân sağlıyor, hem yerel yönetimler işbirliğinde eğitimin duyurumunu sağlıyor, hem de eğitimlerin sürekliliğini sağlıyor o yüzden iyi bir model oldu bu. UNDP Türkiye: Startup Weekend diye adlandırdığınız Bilişim ve Girişimcilik Kampları diye Türkçeye çevirdiğiniz bir proje kapsamında yaptığınız önemli bir çalışma da var, iki gün süren kamplar, Türkiye’de pek çok ilde yapıldı şu ana kadar, çok kısaca birkaç cümle, bu kamplardan da biraz bahsedebilir miyiz? Bora Caldu: Dediğim gibi proje dokuz yıl içerisinde sürekli farklı aktivitelerle genişliyor, müfredatı da genişliyor, Habitat Bilişim Akademi modeli ortaya çıkıyor bu da yeni faaliyetlerimizden bir tanesi proje kapsamında. Startup Weekend aslında 48 saatlik bir serüven diyebiliriz, mentörler eşliğinde özellikle fikri olan gençler kendi takımlarını oluşturuyorlar 48 saatlik etkinlikte, hiç uyumadan fikirlerini şekillendirerek 48 saatin sonunda özellikle melek yatırımcıların da yer aldığı, proje ortaklarının da yer aldığı bir jüriye kendi fikirlerini sunuyorlar. Bu fikri sunduktan sonra da tabi ki birkaç ödüller var, Startup Weekend sürekli devam edecek, kendilerine çeşitli ödüller veriliyor ama eğer melek yatırımcılar onlara destek verirse eğer fikirlerini beğenirlerse yatırım alma fırsatı da yakalıyorlar aslında. UNDP Türkiye: Şimdi projeniz ne zaman sona eriyor acaba? Bora Caldu: Projemiz aslında şu an dokuzuncu yılında söylediğim gibi, bizim amacımız projenin sona ermemesine yönelik, sürekli sürdürülebilirliğini sağlamaya yönelik yeni fikirler geliştirmek. Şu an projemiz önümüzdeki yıl da devam edecek hatta tam da bu noktada bahsetmek gerekirse projeye yeni bir şey de ekliyoruz, özellikle eğitim verdiğimiz gençlerin kariyer süreçlerinde de onlara destek vermek amacıyla neler yapabiliriz konusunda biraz düşündük, bu konuda da onların özellikle faydalanabileceği bilgilerin yer alacağı, bilgi dokümanlarının yer alacağı, online eğitimlerin yer alacağı, özellikle online mentorship desteği alabilecekleri bir online bir araç yaratabilir miyiz diye biraz kafa yorduk bunu için de bir özellikle kariyerlerine destek vermek amacıyla geleceginitasarla.net portalı hazırlıyoruz. UNDP Türkiye: 2014’ün ikinci yarısından itibaren aktif bir şekilde bu portaldan, istihdam portalı diyebiliriz, bilgi edinmek mümkün olacak konuyla ilgili olarak, geleceginitasarla.net. Bora Caldu: Aynen. UNDP Türkiye: Çok teşekkürler Bora Caldu programımıza katıldığınız için. Bora Caldu: Sağolun, teşekkürler. UNDP Türkiye: Microsoft Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Uzmanı Bora Caldu’ydu konuğumuz ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı UNDP Türkiye Temsilciliğinin hazırladığı Yeni Ufuklar’ın bu haftalık da sonuna geldik. Programı Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyosu Radyo İlef’de hazırladık. Programımıza İstanbul’da FM bandında ve internette Açık Radyo’dan, 50’ye yakın ilde Polis Radyosundan, yayın ağımızdaki üniversite radyolarından, Kıbrıs’ta MYCY radyosundan ve podcast formatında iTunes, Soundcloud ve Audioboo üzerinden, ayrıca tr.undp.org adresinden ulaşabilirsiniz. Sosyal medya üzerinde kullanıcı adımız undpturkiye. Tekrar görüşmek dileğiyle, hoşçakalın. PODCAST 98 03.03.2014 Gelecek Turizmde Pelin Kihtir Öztürk, Proje Yöneticisi Too Small! play audio pause audio UNDP Türkiye: Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye Temsilciliğinin hazırladığı Yeni Ufuklar programıyla karşınızdayız. Bu bölümde yerelde sürdürülebilir turizm çalışmalarına destek veren ‘Gelecek Turizmde’ projesinden bahsedeceğiz ve konuğum da projenin yöneticisi Pelin Kihtir Öztürk, hoş geldiniz. Pelin Kihtir Öztürk: Hoşbulduk, teşekkür ederim. UNDP Türkiye: Bu hafta bu programda 98. kez dinleyicilerimizle birlikteyiz. Sizinle aslında ilk bölümlerden birinde birlikteydik ve daha önce yaptığınız bir projeden söz etmiştik, bu aslında onun devamı niteliğinde sayılabilecek bir proje biraz sonra bahsederiz. UNDP, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Anadolu Efes ortaklığında yürütülen ‘Gelecek Turizmde’ projesi kapsamında Sürdürülebilir Turizm Destek Fonu veriliyor ve bu fon da yerelde sürdürülebilir turizme ilişkin projelere destek vermeyi amaçlıyor, böyle özetleyebiliriz. Şubat 2013’te başlamıştı bir yıla yakın bir süre geçti aradan, isterseniz önce bu kavramla başlayalım, sürdürülebilir turizm. Sürdürülebilir turizmle nasıl bir turizm anlayışından söz ediyoruz ve bu neden önemli? Pelin Kihtir Öztürk: Özellikle yerelde, yerel ekonomik kalkınmaya katkı olması amacıyla, çevresel, sosyal ve ekonomik olarak, turizm girişimlerinin, destinasyonların, sürdürebilirliği öne çıkararak ve yerel ekonomik kalkınmalarını da sağlamak amacıyla desteklediğimiz bir fon. Şöyle aslında, ilk başlarda bahsettiğiniz gibi, geçmişten başlarsak, Gelecek Turizmde 2007 yılından beri devam eden bir proje, yine aynı ortaklarla UNDP, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Anadolu Efes ortaklığıyla Çoruh Vadisi’nde, Doğu Anadolu Turizm Geliştirme Projesi ile başlayan bir program. Orada Çoruh Vadisi’nde bir sürdürülebilir turizm yaklaşımıyla ilk pilot denemeler yapıldı ve ondan sonra da aslında ulusala yaymak ve orada öğrendiğimiz deneyimi ulusalda aslında farklı alanlarda neler yapabilirizi görmek amacıyla bir hibe programı formatına dönüştü. 2013 Şubat ayında ilk hibe çağrısına çıkıldı, 250’nin üzerinde başvuru oldu ve ondan sonra da çok uzun süreli bir değerlendirme aşamasından sonra 3 proje ile devam etti. UNDP Türkiye: Şimdi bu 3 projeden bahsedelim. Sürdürülebilir turizm kavramı sizin de bahsettiğiniz gibi iki tane anahtar kelime var, sürdürülebilir bir kere doğal kaynaklara zarar vermeden bu işin yapılması, turizm sektörüne ilişkin yeni yatırımların güçlendirilmesi ve gelir kaynaklarının oluşturulması yani aslında yoksulluğa yönelik de bir tarafı var, bir yandan kültürel varlıkların değerlendirilmesi boyutu var, bir yandan da çevre boyutu var ki doğal kaynakların sürdürülebilir bir şekilde kullanımı yoluyla bu gelirin elde edilmesi. Şimdi bahsettiniz Sürdürülebilir Turizm Destek Fonuna başvurular Şubat 2013’te başladı, Eylül 2013’te de ilk yararlanıcılar saptandı ki rakamlara baktığımda 63 ilden 252 proje başvurmuş Sürdürülebilir Turizm Destek Fonuna, 3 proje de hak kazanmış bu fondan yararlanmaya, şimdi bunlardan bahsedelim hangi projeleri destekliyor proje ve neden onlar seçildi? Pelin Kihtir Öztürk: Birinci Bursa’da Misi Köyü’nde desteklediğimiz bir proje, Misi Kadınları Kültür ve Dayanışma Derneğinin projesi ‘Yüzde 100 Misia’. Oradaki amaç, kaybolmakta olan ipek böcekçiliğini aslında biraz canlandırma amacıyla ve onu aslında turizme kazandırma amacıyla oluşturulmuş bir proje. Bir ikincisi Seferihisar’da, ‘Seferihisar’ın Geleneksel Mutfağı’ projesi, orada da aynı şekilde Hıdırlık Tarımsal Kooperatifi bir kadın kooperatifi, tamamen yerelde üretilen doğal ürünleri toplayarak seferipazar.com üzerinden satış yaptıkları bir kooperatif, satış yapan bir kooperatif. Bizim desteklediğimiz proje de aslında hem bu çalışmaları destekleyen bir mutfak kurulması, hem mutfakta yerel üreticinin kullanabileceği bir formata hem de dışarıdan gelen turist olarak nitelendirdiğimiz işte misafirlerin orada kurslar alabileceği ve bir turizm faaliyeti gibi aslında kullanılabilecek bir mutfak alanı. Üçüncü proje de ‘Mardin’de Kadınlar Liderliğinde Sürdürülebilir Turizm Girişimlerinin Desteklenmesi’ projesi, o da Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı ve İpek Yolu Kooperatifi Mardin İpek Yolu Kooperatifi ortaklığıyla yürütülen, o da yine bir kadın kooperatifi. Orada da bir misafir evi kurulmuş aslında biz tam kurulma aşamasında destek olmaya başladık ama eksikleri var iyileştirilmesi gereken alanlar var, hizmet kalitesinin arttırılması gerekiyor bu amaca yönelik desteklediğimiz bir proje. UNDP Türkiye: Dolayısıyla başta bahsettiğimiz temalara ek olarak yerel üretimin desteklenmesi,, geleneksel üretim yöntemlerinin günümüze belki uyarlanması ve kadın boyutu da projenin belki bir birini kesen alt temaları arasında yer alıyor. Bu bahsettiğiniz desteklenen projelere ilişkin bilgi almak isteyen dinleyicilerimiz gelecekturizmde.com adresinden projenize ilişkin bilgileri ve desteklenen projelere ilişkin bilgileri edinebilirler bunu vurgulayalım. Bize katkıda bulunmak isteyen dinleyicilerimiz bu tartışmaya #yeniufuklar etiketiyle Twitter üzerinden görüşleri bizlere iletebilirler. Şimdi tekrar bu üç projeye dönelim, Bursa’da var, İzmir’de var ve Mardin’de var. Şu anda desteklenmekte olan projeler, hibelerden yararlananlara ‘Gelecek Turizmde’ projesi kapsamında nasıl destek veriliyor? Pelin Kihtir Öztürk: Şimdi belli bir mali destek var hibe şeklinde, STK’lara, işte dernek, vakıf, kooperatif onlara ilettiğimiz. Onun dışında, her üç ortağın, proje ortağının kendi uzmanlık alanlarına verdiği destekler var. Kültür Turizm Bakanlığı özellikle eğitim ve tanıtım alanında destek oluyor, Anadolu Efes özellikle basın ilişkileri, medya ve tanıtım konusunda ekstra bir destek veriyor, UNDP ise sadece maddi kaynakla sınırlı kalmayıp bir danışmanlık, bir eğitim aslında mentoring dediğimiz tüm o projelerini en iyi şekilde uygulayabilecekleri ekstra danışmanlık hizmeti veriyor. UNDP Türkiye: Teknik destek. Pelin Kihtir Öztürk: Teknik destek veriyor, evet. UNDP Türkiye: Peki şimdi isterseniz birkaç sene öncesine dönelim bu projeyi beraberinde getiren ve çok iyi sonuçlarla bitmiş olan bir önceki öncül proje diyebileceğimiz projeden bahsedelim. UNDP, Kültür Bakanlığı ve Anadolu Efes yine ortaklar aynıydı, Doğu Anadolu’da bölgesel bir turizm projesini birlikte yürütmüşlerdi bahsettiğiniz gibi 2012’de son buldu. Pilot il de Erzurum’du, Uzundere ilçesi ve geçtiğimiz aylarda Bakanlar Kurulu tarafından turizm merkezi ilan edildi, elbette herkesi çok memnun eden bir sonuçtu bu. Bu önemli gelişmeden de biraz söz eder misiniz? Pelin Kihtir Öztürk: Evet, aslında bu Kültür Turizm Bakanlığında da bir ilk. Bunun ilk yani Uzundere ilçesinin ilk olması yerelden talebin gelmesi. Bizim orada yıllardır beş yıl süresince yaptığımız çalışmalar sonunda belediye ve diğer kamu, kaymakamlık, valilik destekli çalışmalar ya dosyaları kendileri hazırlayıp bakanlığa sundular, bakanlık da çok destekledi elbette Kültür Turizm Bakanlığı Bakanlar Kuruluna sunma yolunda çok büyük destek oldu, o nedenle hem bir ilk hem de çok sevindirici elbette. UNDP Türkiye: Uzundere ilçesi dendiğinde belki pek çok kişinin aklında bir şey canlanmıyor olabilir ama Çoruh Vadisi dediğimizde herhalde son yıllarda neden bu kadar çok duyduğumuzu da açıklayan bir projeydi bu Çoruh Vadisi’nin önemli bir turizm destinasyon haline gelmesine destek veren bir projeydi. datur.com diye bir adresi var hala bu projeye ilişkin yani bitmiş projeye ilişkin bilgiler, o bölgedeki turizm potansiyeline ilişkin bilgiler datur.com adresinden edinilebilir diyerek son soruma geçeyim çünkü başta bahsettik, hibelerden bahsettik ve bizi dinleyen belki de ilk kez bu projeden haberdar olanlar olabilir ‘Gelecek Turizmde’ projesinden ve ben de başvurmak istiyorum diyenler çıkabilir Türkiye’nin dört bir yanına bu sefer hitap eden bir proje, sadece pilot bir ilde değil, proje kapsamında yeni hibe çağrıları da söz konusu nasıl destek olacaksınız daha çok sürdürülebilir turizm projelerine? Pelin Kihtir Öztürk: Aynı şekilde evet 2013 Şubat ayında çıkarılan duyuru gibi bu yıl da yine Şubat sonunda açıklandı duyurularımız yeni projeleri destekleyeceğiz, şartlarımız gelecekturizmde.com’dan ulaşılabilir, online bir ön başvuru sistemimiz var, çok aslında zorlamadık biz başvuranları zorlamıyoruz ama yine de açıkçası proje fikirlerini net anlayabilmek için sorularımız var, onları yanıtladıkları sürece başvurularını kabul ediyoruz. UNDP Türkiye: Yerelde sürdürülebilir turizm çalışmalarına ilişkin her türlü projeye açık bir başvuru sistemi var, gelecekturizimde.com adresi üzerinden başvurulara erişilebilir diyelim. Çok teşekkürler Pelin Kihtir Öztürk programımıza katıldığınız için. Pelin Kihtir Öztürk: Biz teşekkür ederiz. UNDP Türkiye: Bu bölümde Gelecek Turizmde projesini, projenin yöneticisi Pelin Hanımla konuştuk ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı UNDP Türkiye Temsilciliğinin hazırladığı Yeni Ufuklar’ın bu haftalık da sonuna gelmiş oluyoruz. Programı Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyosu Radyo İlef’de hazırladık. Programımıza İstanbul’da FM bandında ve internette Açık Radyo’dan, 50’ye yakın ilde Polis Radyosundan, yayın ağımızdaki üniversite radyolarından, Kıbrıs’ta MYCY radyosundan ve podcast formatında iTunes, Soundcloud ve Audioboo üzerinden, ayrıca tr.undp.org adresinden ulaşabilirsiniz. Sosyal medya üzerinde kullanıcı adımız undpturkiye. Tekrar görüşmek dileğiyle, hoşçakalın. PODCAST 75 22.04.2013 2015 sonrası kalkınma gündeminde gençlik Elif Kalan, Habitat Kalkınma ve Yönetişim Derneği Uluslararası Genç Liderler Akademisi Proje Koordinatörü Too Small! play audio pause audio Bu bölümde 2015 sonrası kalkınma gündeminde gençlik konusunu ele alıyoruz. UNDP Türkiye: Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye Temsilciliği’nin hazırladığı Yeni Ufuklar programıyla karşınızdayız. Bu bölümde 2015 sonrası kalkınma gündeminde gençlik konusunu ele alıyoruz. 2015 yılından sonra Binyıl Kalkınma Hedefleri’nin yerine geçecek Küresel Kalkınma Gündemi tüm dünyada şu anda süren istişarelerle saptanıyor. Küresel ve bölgesel istişarelerin yanı sıra Türkiye de dahil olmak üzere altmışı aşkın ülkede ulusal istişareler yönetiliyor. Peki acaba gençler bu süreçlere ne kadar dahil oluyor? Gençlik sorunları 2015 sonrası kalkınma gündeminde kendine nasıl ve ne kadar bir yer bulacak? Bu soruları konuğumuz Habitat Kalkınma ve Yönetişim Derneği’nden Elif Kalan ile konuşacağız. Öncelikle Habitat Kalkınma ve Yönetişim Derneği’nden bizlere bahsetmesini istedik. Bu dernek neler yapıyor? 2015 sonrası kalkınma gündemine katkıda bulunmak için nasıl çalışmaları oldu? Elif Kalan’dan dinleyelim: Elif Kalan (E.K.): Habitat olarak biz zaten uzun yıllardır hem Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı hem de Birleşmiş Milletler’in diğer örgütleriyle birlikte çalışıyoruz. Özellikle Türkiye’de gençlerin karar alma süreçlerine katılımı, gençlere yönelik çeşitli konularda bilgisayar okuryazarlığı, finansal okuryazarlık veya kapasitelerinin geliştirilmesi konusunda projelerin, programların ve en sonunda da politikaların geliştirilmesi için projeler yapıyoruz, Kalkınma Bakanlığı ve özel sektör ortaklığında da. Son dönemde de hem küresel çapta giden bu sürece hem de Türkiye’deki bu süreci desteklemek amacıyla Ankara’da 2012’nin Aralık ayında bir toplantı yaptık, Gençlik Çalıştayı yaptık. İki günlük bir Gençlik Çalıştayı’ydı. Bu çalıştayda 2015 sonrası kalkınma gündemi gençler için nasıl olmalı diye biraz bunu tartıştık. Aynı zamanda Türkiye’deki diğer iki politika gündemine de katkı sağlamaya çalıştık Kalkınma Bakanlığı ve Gençlik Spor Bakanlığı’yla alakalı olarak. Bizim bu özellikle 2015 sürecindeki çalışmalarımıza 82 gençlik temsilcisi katıldı 43 kurumdan. Bunlar gençlik STK’ları, gençlik meclisleri veya işte kamunun gençlik merkezlerinden de katılanlar oldu. UNDP Türkiye: Türkiye’deki ulusal istişare sürecinin ve küresel kalkınma gündeminin belirlenmesi sürecinin gençlik sorunları için önemi acaba nedir? Bir kez daha Elif Kalan: E.K.: Bu bizim için çok önemli bir süreç çünkü katılımdan bahsediyoruz. Küresel çapta da hem ülkesel hem küresel çapta da böyle bir çalışma giderken bizim buna sessiz kalmamız bizim için kabul edilemez bir şeydi aslında ve bu süreç de katılımın açık olduğu bir süreçti. Bu yüzden böyle bir ortaklık geliştirdik ve hem Birleşmiş Milletler hem Habitat ayağında çok güzel bir iletişim süreci oldu. UNDP Türkiye: Peki acaba bu toplantıda neler tartışıldı? E.K.: Belirlenen bu dokuz tematik alanda masalar oluşturduk. Aynı anda üç masanın paralel gittiği bir Birleşmiş Milletler uzmanının konuyla ilgili, bir de Habitat’tan kolaylaştırıcının birlikteliğinde aslında küçük workshopları yürüttük. Burada Birleşmiş Milletler Örgütü’nden gelen kişi süreçle ilgili bir bilgi verdi bir de genel olarak bilgilendirme verdi hani neleri içeriyor bu tematik alan (gençlik) diye ve sonra da Türkiye gençlik perspektifinden biz bu sorunları ve çözüm önerilerini birazcık tartıştık. Tek tek hepsiyle ilgili bir öneri listemiz var. Şunu fark ettik: gençlik özelinde, gençler özelinde bu konuda farklı bir pencere de açılabilinir ama gençlik özellikle diğer gruplarla birlikte ele alınabilir aslında. Yani mesela işsizlik bir sorun, genç işsizliği de bir sorun ama aynı zamanda kadın işsizliği veya diğer gençlik gruplarının, gençler içinde de farklı gruplar var, onların da işsizliği aslında ayrı ayrı sorunlar ve bunların hepsinin kapsayıcı bir şekilde ele alınmasını gerektiğini anladık. Eğitim, sağlık alanında, erişim alanında çok aslında eşitsizliklerle karşılaşıldığını gördük. UNDP Türkiye: Yani gençler düzenlenen bu zirvede en önemli sorunun özellikle istihdam alanında gençlere yönelik eşitsizlik olduğunu gördüler. E.K.: İstihdam konusunda gençlerin daha da dezavantajlı olması konusu ortaya çıktı. Burada da girişimcilikle ilgili süreçlerin desteklenmesi gençler için yani gençler evet işe giriyorlar ama ilk başta işten çıkartılanlar yine gençler oluyor mesela bu tür dönemlerde, kriz dönemlerinde. Buna belki alternatif değil ama bu alanda yapılabilecek çalışmaların bir tanesi de gençlerin kendi işlerini kurma süreçlerinin, girişimcilik süreçlerinin hem sosyal hem de finansal anlamda desteklenmesine yönelik de öneriler geldi. UNDP Türkiye: Peki toplantıda eğitim konusuna, özellikle de eğitimin niteliği, kalitesi konusuna değinildi mi? E.K.: Eğitim sistemi gençlerin istihdamına yönelik olarak şekillenmiyor yani hani çok daha yüzeysel kalabiliyor. Gençlerin kendi alanlarını fark edip o alanlara yönelmesine yönelik bir sistem yok, bu çıktı. Özellikle genç öğretmenlere yönelik, onların kapasitelerini geliştirmeye yönelik bir şey çıktı. Bu hani yaygın öğretim metodlarından formel eğitim metodlarının mutlaka eğitim sistemi içerisinde yer alması ve böylelikle aslında katılımcılığın artırılması, kalitenin artırılmasına yönelik birkaç önerimiz var. UNDP Türkiye: Bu önerilerden birkaçını Elif Kalan şöyle anlatıyor: E.K.: Özellikle kapasite geliştirici ve kişisel gelişim süreçlerine sadece bir müfredat değil de o süreci yaşayarak öğrenmesine yönelik bir şey çıktı. Eğitimle birlikte özellikle orta öğretimden başlayarak gencin herhangi bir kapasitesinin veya ilgisinin olduğu alanda çalışabilme olanaklarının geliştirilmesi. Aslında bir nevi okurken staj gibi ama bunda danışmanlık servisleri sayesinde yapılmasıyla ilgili bir öneri çıktı. UNDP Türkiye: Elif Kalan’ın da bir parçası olduğu derneğin ismi Habitat Kalkınma ve Yönetişim Derneği ve 2015 sonrası kalkınma gündeminde yönetişim ayrı bir tematik alan olarak tartışılıyor. Gençler ve gençlik için 2015 sonrası kalkınma gündeminde acaba yönetişimin önemi nedir? E.K.: Bütün bu çalışmalarda bizim katılımımızı sağlayan en temel prensiplerden bir tanesi aslında yönetişim. Türkiye’de bu alanda, gençlik alanında hiçbir şey yapılmıyor değil. Birçok çalışma yapılıyor. Gençler hiç olmadığı kadar örgütlü ve gönüllü aslında şu anda Türkiye’de ama bu çok fazla bilinmiyor. Belki buna yönelik medyada daha fazla görünürlüğü ve duyulmasına yönelik bir çalışma yapılabilir çünkü Türkiye’nin her kentinden gençler üniversitelerde de örgütleniyor. Kendi derneklerini de kuruyorlar. Kent konseyi bünyesindeki Gençlik Meclislerinde de bu örgütlenmeler devam ediyor. Biz bu mekanizmaları sağlamlaştırırsak, diye düşünüyoruz biz, o zaman gerçekten bu süreçlere etkin bir katılım sağlayabiliriz diye düşünüyoruz. Ve bu şekilde de hayatımıza etki edecek 2015 sonrası kalkınma gündemi gibi gündemlere etki edebiliriz. Bu anlamda biz iki süreci destekleyen bir çalışma yapıyoruz. UNDP Türkiye: Bizi dinleyenler, bu tartışmaya katkıda bulunmak isteyenler #2015sonrasi veya #yeniufuklar etiketleriyle Twitter üzerinden katkıda bulunabilirler. 2015 sonrası kalkınma gündeminde gençlik sorunlarına yeterince yer verilebileceğini düşünüyor mu acaba Elif Kalan? E.K.: Gençler özelinde evet düşünüyoruz. Yani şu anda bu adımın tuğlaları belki oluşturuluyor yani bu duvarın tuğlaları oluşturuluyor. Bu duvar oluştuğunda böyle birbiriyle ilişkili olarak birçok yerde gençlik tuğlasını görebileceğiz. Çünkü gençlik bütün alanları kesiyor. Bir de şöyle bir istatistik de var: 2030 yılında şehirlerde yaşayan nüfusun yüzde 60’ının 18 yaşından küçük olacağı öngörülüyor. Türkiye gibi bir ülkede, Türkiye’de gençlik nüfusu düşüyor ama dezavantajlı kesimlerde ya da dezavantajlı olarak nitelendirilen genç nüfusu artıyor aslında. Türkiye’de sonuçta bu ülkelerde bir tanesi olacak ve bu anlamda birçok ülke şu andan bir şeyler yapmaya başladı. UNDP Türkiye: Bu bölümde 2015 sonrası kalkınma gündeminde gençlik konusunu ele aldık. Ve konuğumuz da Habitat Kalkınma ve Yönetişim Derneği’nden Elif Kalan oldu. 2015 sonrası kalkınma gündemiyle ilgili son gelişmeleri 2015sonrasikalkinmagundemi.org adresinden izleyebilirsiniz. Habitat Kalkınma ve Yönetişim Derneği’ne de habitatkalkinma.org adresinden ulaşılabiliyor. Konuya ilişkin görüşlerinizi Twitter üzerinden #yeniufuklar ve #2015sonrasi etiketleriyle bizlere aktarabilirsiniz. Böylece Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı UNDP Türkiye temsilciliğinin hazırladığı Yeni Ufuklar’ın bu bölümünün de sonuna gelmiş oluyoruz. Programı Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi radyosu Radyo İLEF’te hazırladık. Programımıza podcast formatında iTunes üzerinden, İstanbul’da FM bandında ve internette Açık Radyo’dan, elliye yakın ilde Polis radyosundan, yayın ağımızdaki üniversite radyolarından, ayrıca undp.org.tr adresinden ulaşabilirsiniz. Sosyal medya üzerinde kullanıcı adımız undpturkiye. Tekrar görüşmek dileğiyle, hoşçakalın! PODCAST 90 06.01.2014 2015 sonrası kalkınma gündeminde bilgi ve iletişim teknolojileri Helen Clark, UNDP Başkanı Too Small! play audio pause audio UNDP Türkiye: Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye Temsilciliği’nin hazırladığı Yeni Ufuklar Programı ile karşınızdayız. 2014’ün ilk programı bu ve 90. kez Yeni Ufuklar’da sizlerle birlikteyiz. Bu bölümde 2015 sonrası kalkınma gündeminin oluşturulması sürecindeki son durumdan ve bu süreçte bilgi ve iletişim teknolojilerinin rolünden bahsedeceğiz. Konuğumuz da UNDP Başkanı Helen Clark. 2012 yılının ortalarında başlayan 2015 sonrası kalkınma gündeminin belirlenme süreci devam ediyor. Bu süreç, dünyanın dört bir yanındaki bireylerin katkılarıyla yeni küresel kalkınma gündeminin önceliklerini saptamayı amaçlıyor. UNDP Başkanı Helen Clark, geçtiğimiz aylarda verdiği bir röportajda 2015 sonrası kalkınma gündemin oluşturulmasına ilişkin istişare sürecindeki son durumu şöyle değerlendiriyordu: Helen Clark: Bu çok büyük bir deneyimdi çünkü sizin de hatırlayacağınız üzere, Binyıl Kalkınma Hedefleri böyle bir istişare süreci sonunda hazırlanmamıştı. Yine de Binyıl Kalkınma Hedefleri büyük bir ilgi gördü. Hedefler ile ilgili raporlar hazırlandı, ülkeler hedefleri gerçekleştirmeye çalıştı ve kalkınma ortakları Binyıl Kalkınma Hedeflerini destekledi. Fakat Binyıl Kalkınma Hedefleri’nin süresinin dolduğu 2015 yılına yaklaşıyoruz. Buradaki önemli soru şu: Binyıl Kalkınma Hedefleri’nin oluşturulduğu 2000 yılına geri dönüp hedefleri önceki gibi mi belirleyeceğiz, yoksa bireyleri bir amaç etrafında bir araya getirecek ve birleştirecek yeni bir küresel kalkınma gündemi mi oluşturacağız? Bireylere fikirlerini sorduğumuz çevrimiçi anketler yaptık. Bunun yanında ulusal istişareler yapıldı. Eşitsizlik, sağlık, eğitim, çatışma, barış ve kalkınma, çevresel sürdürülebilirlik gibi tematik alanlarda istişareler yaptık. Dünyanın dört bir yanından geniş bir katılım ile yapılan bu istişarelerle, daha önce hiçbir BM faaliyetinde görülmeyen benzersiz bir sürece tanık olduk. UNDP Türkiye: Şu ana kadar ulusal istişareler ve gıda güvenliği, temiz suya erişim ve yönetişim gibi 11 tematik alanda yapılan küresel istişare toplantıları ile 2015 sonrası kalkınma gündemi sürecine, 88 ülkeden 300 binden fazla birey dâhil oldu. Helen Clark, daha çok bireyin sesinin duyulması için yapılan bu istişarelere kaç kişinin yer almasını hedeflediklerini şöyle anlatıyor: Helen Clark: Ulusal istişare toplantıları düzenledik, hükümetler ulusal istişare toplantılarını düzenleme hususunda oldukça hevesliydi. Yaklaşık 100 ülkede bu toplantıları yaptık. İstişare toplantılarında hükümet yetkilileri de vardı, sivil toplum temsilcileri de. Bazıları “1 milyon kişiye ulaşabilir miyiz?” sorusuna “Belki ulaşamayız” diyorlar ama bence ulaşacağız. UNDP Türkiye: Bu haftaki programımızla ilgili soru ve görüşlerinizi Twitter üzerinden #yeniufuklar etiketiyle bizlerle paylaşabilirsiniz. 2015 sonrası kalkınma gündeminin saptanması sürecinin en önemli aracı bilgi ve iletişim teknolojileri oldu. Konusunda uzman kişileri bir araya getiren “İstediğimiz Gelecek 2015” internet platformu üzerinden çevrimiçi tartışmalar yapıldı. Ayrıca, yaklaşık 1 milyon kişi, çeşitli dijital araçlar, telefon mesajı ve 700’den fazla sivil toplum ortağı ağı yoluyla çevrimiçi ankete katıldı. Siz de 2015 sonrası kalkınma gündemi için önceliklerinizi belirtebilirsiniz ve çevrimiçi ankete katılmak için www.myworld2015.org internet sitesini ziyaret edebilirsiniz. Helen Clark, bilgi ve iletişim teknolojilerinin bu süreçte oynadığı rolden şöyle bahsediyor: Helen Clark: Öncelikle, şunu söylemeliyim: Kâğıt ve kalem de bu anketin doldurulmasında çok önemliydi. İnternete erişimi olmayan bireylerden toplanacak veri, kâğıt ve kalemle toplandı ve böylece onların da sesi, küresel istişarelerin bir parçası oldu. Ayrıca 2015 sonrası kalkınma gündemi istişarelerinde bilgi ve iletişim teknolojileri çok önemli bir rol oynadı. Belki bir telefon ya da bir sesli mesaj ile dünyanın dört bir yanından pek çok birey ankete katıldı. İnternete erişimi olmayanlar için sadece bir cep telefonu mesajı da yeterli oldu. Her şeye rağmen, sesinizi duyuracak ve diğer insanlara ulaşacak pek çok araç bulabilirsiniz. UNDP Türkiye: www.myworld2015.org internet sitesinde çevrimiçi hazırlanan dünya haritası üzerinde anketin sonuçları görülebiliyor ve anket sonuçları ülke, bölge, cinsiyet, eğitim seviyesi veya yaş bazında harita üzerinde sınıflandırılabiliyor. Büyük bir kısmı tamamlanan 2015 sonrası kalkınma gündemi sürecinde bundan sonra atılacak adımları UNDP Başkanı şöyle özetliyor: Helen Clark: Daha çok bireyin sesinin duyurulması için çevrimiçi platform açık tutulacak. Aynı zamanda ulusal istişareler ve diğer istişareler yapılmaya devam edilecek. Fakat sürecin önemli bir aşaması tamamlandı. BM Genel Sekreteri’nin oluşturduğu Üst Düzey Panel de raporunu sundu. Şimdiye kadar yapılanlar tüm bu sürecin ilk aşaması olarak görülebilir çünkü şimdi süreç Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na taşındı. Haziran 2012’de yapılan Rio+20 Zirvesi’nde, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun sürdürülebilir kalkınma hedefleri üzerine çalışacak bir Çalışma Grubu kurması istenmişti. Çalışma Grubu kuruldu ve çalışmalarına başladı. Birçok üye ülke bu grupta temsil ediliyor. Çalışma Grubu, Eylül 2014’te raporunu sunacak. Raporun sunulmasıyla birlikte, Birlemiş Milletler’in 193 üye ülkesi yeni hedeflerin belirlenmesi için müzakerelere başlayacak. Tüm bu sürecin sonunda üye ülkeler yeni kalkınma gündemini müzakere edecek. Bu nedenle Birleşik Krallık hükümeti, vatandaşlarının yeni kalkınma gündemi hakkındaki düşüncelerini öğrenmeli; Benin, Nijerya hükümetleri ve Brezilya hükümeti, vatandaşlarının yeni kalkınma gündemi hakkındaki düşüncelerini öğrenmeli. Hükümetinizin bu müzakerelerde neler söylemesini istiyorsunuz? Bu nedenle yapılan bu istişareler çok önemli. UNDP Türkiye: Peki, yapılan bu kapsamlı ve geniş katılımlı küresel istişarelerden çıkan veriler nasıl kullanılabilir? Bireylerin istişarelerde belirttiği ve kendileri için önem arz eden kalkınma konuları ile ilgili daha çok çalışma yapılması için bu istişareler nasıl bir fayda sağlayabilir? Yeniden, Helen Clark… Helen Clark: Bu istişarelerde elde edilen tüm verilere çevrimiçi yollarla erişilebilir. Bireyler bu verileri kullanabilir ve analiz edebilirler. Bu nedenle savunu gruplarının istedikleri veriyi bulabilmeleri ve kullanabilmeleri mümkün. Bu verilerle bir ülkede kaç kişinin bir konuda ya da başka bir konuda neler söylediği görülebilir. Özetlemek gerekirse, bu istişarelerin şaşırtıcı tarafı şu: Çevrimiçi anketin “dürüst ve açık bir hükümet” maddesi en çok işaretlenen üçüncü madde oldu. Bu madde bireyler için gerçekten çok önemli. Yönetişimin rolü, daha demokratik, hesap sorulabilir, sorumlu, şeffaf ve dürüst hükümet konusunu geleneksel yollarla spesifik kalkınma belgeleri üzerinden müzakere etmek biraz zordu. Ama bireyler bu konunun önemine dikkat çekiyorlar. Ben bunun kolayca kenara atılabilir bir şey olduğunu düşünmüyorum. Bir ülkede kalkınmanın devam edebilmesi için yönetişimin kalitesi çok önemli. Eşitlikçi mi, adil mi, bir gruba ayrıcalık tanırken diğerlerini marjinalleştiriyor mu? Bu yüzden bu seslerin duyulması, rapor edilmesi, bilginin senin, benim, onun ülkesine ulaşması sadece iyi yönde kullanılabilir. Bu da her konuda hükümetleri teşvik edici nitelik taşır. UNDP Türkiye: UNDP Başkanı Helen Clark’ın, geçtiğimiz aylarda İngiliz the Guardian gazetesine verdiği röportajındaki bu sözleriyle Yeni Ufuklar’ın bu haftalık da sonuna gelmiş oluyoruz.Bu bölümde 2015 sonrası kalkınma gündeminin oluşturulması sürecindeki son durumdan ve bu süreçte bilgi ve iletişim teknolojilerinin rolünden bahsettik. Bu programla ilgili soru ve görüşlerinizi Twitter üzerinden #yeniufuklar etiketiyle bizlerle paylaşabilirsiniz. Programı Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyosu Radyo İlef’te hazırladık. Programımıza İstanbul’da FM bandında ve internette Açık Radyo’dan, 50’ye yakın ilde Polis Radyosundan, yayın ağımızdaki üniversite radyolarından, Kıbrıs’ta MYCY radyosundan ve podcast formatında iTunes ve Soundcloud üzerinden ayrıca tr.undp.org adresinden ulaşabilirsiniz. Sosyal medya üzerinde kullanıcı adımız undpturkiye. Tekrar görüşmek dileğiyle hoşçakalın! Kaynak: Helen Clark Röportajı, 25 Temmuz 2013, the Guardian Global Development Professionals Network Fotoğraf : Dylan Lowthian Seslendirmeler için Nihan Cabbaroğlu'na teşekkür ederiz. UNDP Türkiye'de iş ilanları Danışman - Kapuscinski Kalkınma Dersleri projesi (Son başvuru tarihi 3-Temmuz-2014) Sınır yönetiminde yolsuzluk risklerinin değerlendirilmesi yöntemlerinin geliştirilmesi için uluslararası danışman(Son başvuru tarihi - 3-Temmuz2014) Toplumsal Değerlendiriciler, Avrupa ve Orta Asya Bölgesi'nde HIV'den etkilenmiş ya da HIV ile yaşayan insanların güçlendirilmesi ve yasal farkındalıklarının ve adalete erişimlerinin geliştirilmesi(Son başvuru tarihi - 3-Temmuz-2014) Sürdürülebilir Orman Yönetimi Danışmanı (Son başvuru tarihi - 4Temmuz-2014) Tüm ilanlar için buraya tıklayın. Katkıda Bulunanlar Editör: Faik Uyanık Asistan: Nazife Ece Stajyer: Sena Şar, Doğa Bakar Bu sayıya katkıda bulunanlar: Abdullah Taygun Yavaşça, Burak Eldem, Deniz Özbek, Deniz Tapan, Gökmen Argun, Hansın Doğan, Hediye Nur Hasırcı Kapak fotoğrafı: Zafer Kızılkaya/AKD UNDP Türkiye’yi takip edin: © 2014 UNDP Türkiye Yeni Ufuklar’ın tüm hakları UNDP Türkiye’ye aittir. Yeni Ufuklar dergisinin kaynak gösterilmesi ve ilgili linkin verilmesi kaydıyla dergiden alıntı yapılabilir.
Benzer belgeler
Kadınların ekonomik güçlenmesi üst düzey paneli İleriye bakmak
IFAD kırsal kesime yatırım yapıyor ve kırsal yoksulluğun azaltılması, gıda güvenliği, sağlıklı beslenme ve kırsal kesimde
yaşayanların güçlenmesini amaçlıyor. IFAD 1978 yılından bu yana 445 milyon ...