Otomagazin`e özel
Transkript
Otomagazin`e özel
Aygaz Euro LPG+’ın hediyesidir. Ekim - Kasım - Aralık 2012 Sayı 46 Gol’ün yorumcularından Otomagazin’e özel 1 2 MERHABA Aygaz Otomagazin bu kez tam bir kışa hazırlık sayısıyla karşınızda. Çocuklarımız okula, biz işlerimizin başına döndük. Şehir yaşamı hareketli, ama gecelerimiz daha uzun ve sessiz. Günün yoğunluğundan ve buz gibi havasından kaçıp renklenen televizyon ekranlarının başına geçiyoruz yeniden. Küçük kaçamaklar yapıp, gerçek bir dinlenme fırsatı bulabilirsek ne alâ… Bu sayımız hepimize unuttuklarını hatırlatan bolca tavsiye içeriyor. Öncelikle emniyetli bir sürüş için kış gelmeden önlemlerinizi alın ve otomobilinizi kışa hazırlayın diyoruz. Tabii ki, kendinizi de ihmal etmeyin. Kış mevsiminde yaşadığımız halsizlik ve yorgunluğun, direnci düşen vücudumuzun bize verdiği sinyaller olduğunu unutmayın. Sağlıklı bir kış için verdiğimiz ipuçlarını değerlendirin. Televizyon ekranları renklendi demişken, 2012-2013 futbol sezonu yorumlarını sadece izlemekle kalmayın, bu kez hem okuyun hem de sevilen yorumcuları biraz daha yakından tanıyın. Güntekin Onay ve Emek Ege ile NTVSpor’da yayınlanan Gol programı öncesinde yaptığımız neşeli sohbeti beğeneceğinizi umuyoruz. Güncel konular ve haberlerin yer aldığı dergimizin bu sayısında tabii ki, çok daha fazlası var: Okul çağındaki çocuklarının başarısı için ailelere düşenleri ve Koç Holding’in başlattığı Ülkem İçin Engel Tanımıyorum Kampanyası’ndan güncel gelişmeleri de sizinle paylaşıyoruz. Her sayımızda olduğu gibi kaliteli hizmetle öne çıkan bir istasyonumuzu ve bir dönüşüm firmasını sizlerle buluşturuyoruz. Bu arada son bir önerimiz var: Hem aracınız hem de vücudunuz kışa hazırsa, yaz mevsiminin tatil anılarıyla avunmaktan vazgeçin ve kısacık bir mola verin. Sonbahar ve kış aylarında bize en güzel manzaraları sunan gezi duraklarına doğru harekete geçin. Yeni sayımızda görüşmek dileğiyle… Aygaz A.Ş. İÇİNDEKİLER HABER Otomobilinizi kışa hazırlayın 2 RÖPORTAJ Gol’ün yorumcularından canlı canlı 6 AYGAZ İSTASYONU Adapazarı Akarhan Petrol 8 SAĞLAM VÜCUT Vücudunuzu dinleyin 10 SOSYAL SORUMLULUK Yaşam için engel tanımayanlar 12 14 DÖNÜŞÜM SEKTÖRÜ Dönüşümcüyü kazanmak, müşteriyi kazanmaktır 16 YAŞAM Başarılı adımlar için ailenin rehberliği 18 GEZİ Sonbahardan kışa gezi durakları 20 KÜLTÜR SANAT NASA ile dünden bugüne uzay yolculuğu Yayın Türü Yaygın yayın / G. siyasi Aygaz A.Ş. Adına İmtiyaz Sahibi Yağız Eyüboğlu Aygaz Otomagazin AYGAZ A.Ş.’nin üç ayda bir yayınlanan yayın organıdır. Parayla satılmaz. Aygaz Hizmet Hattı 444 4 999 www.aygaz.com.tr Aygaz A.Ş. bir Koç Holding şirketidir. Bu dergi geri dönüşümlü kağıt kullanılarak üretilmiştir. Sorumlu Müdür Ercüment Polat Yayın Kurulu Ercüment Polat, Burcu Cihan Işık, Aycan Varol, Asu Ege Genel Yayın Yönetmeni Leyla Atay Yönetim Aygaz A.Ş. Büyükdere Caddesi No.145/1 Zincirlikuyu 34394 İstanbul Tel: 0212 354 15 15 Yapım Demirbağ Yayın ve Tasarım Barbaros Bulvarı No: 42/6 Balmumcu / İstanbul Tel: 0212 347 47 80 www.demirbag.net Editör Çağla Güneşler [email protected] Görsel Yönetmen Neziha Mühürcü Renk Ayrımı ve Baskı Katkıda Bulunanlar Levent Pakdamar, Aykut Karadere (Fotoğraf) 100. Yıl Mah. Matbaacılar Sit. 2. Cad. Gezegen Tanıtım NO: 202/A Bağcılar, İstanbul Tel: 0212 325 71 25 (pbx) 1 HABER Otomobilinizi kışa hazırlayın Emniyetli bir sürüş için kış gelmeden önlemlerinizi alın… Soğuk, sisli, yağmurlu ve karlı havalarda araç kullanımı her zamankinden daha risklidir. Bu nedenle kış öncesi araçları koruyucu kış bakımdan geçirmek güvenliğinizi sağlamanın önkoşullarından biridir. Özellikle soğuk havalarda yakıtınızın donması, aküdeki problemler nedeniyle aracınızın çalışmaması gibi sorunlara hazırlıksız yakalanmak istemiyorsanız önerilerimizi mutlaka okuyun ve vakit varken aracınızın kışlık bakımlarını yaptırın. Dondurucu soğukla başa çıkmak Bildiğiniz gibi soğuk havalarda motorun çalışması için daha fazla enerji gerekir ve bu nedenle aküleri kışın oldukça zor bir görev bekler. Akünün kontrolünü yaptırmak sizi yaşayacağınız muhtemel problemlerden uzak tutar. Eğer servise gitmeye henüz vakit bulamadıysanız kutupları ve kablo başlarını tel fırçayla fırçalayıp, tüm yüzeyleri temizleyerek ve bağlantıları sıkarak önlem alabilirsiniz. 2 Soğutma sistemini korozyona karşı korumak için yaz-kış kullanılması gereken antifriz, kışın soğutma sisteminin donmasını önler. Radyatör sistemindeki suyun donmaması ve antifriz miktarının azalmaması için her zaman özel sıvılar kullanın. Araçlara özel sıvılar yerine su kullanmak, sudan kaynaklı kireçlenmelere, kireçlenmeler de su kaçaklarına ve hararet problemine yol açabilir. Diğer yandan yaz aylarında genişleyen V kayışı, özelliğini kaybedebileceğinden bu mevsimde mutlaka kontrol edilmelidir. Çünkü gevşek kayış şarjı etkiler, vantilatörün devir daimini yavaşlatır ve otomobilin sağlıklı çalışmasını etkiler. Sağlıklı görüş çok önemli Özellikle yağmurlu ve soğuk havalarda araç camları çok buğulanır ve etrafınızı göremezsiniz. Alkol içermeyen uygun bir cam silecek sıvısı, cam yıkama sistemini sıfır dereceye kadar, donmaktan koruyabilir. Yolcu konforu ve sürücü görüşünün açık tutulması için, ısıtıcı ve defrosterin iyi durumda olması gerekir. Mevsim öncesi sistemin ısıtma, buğu çözme ve diğer fonksiyonlarını, arka camdaki buharlaşmayı önleyen rezistansını kontrol ettirin. Ön cam sileceklerinin kış ayarlarının zorlu koşullarında iyi performans göstermesi için buzlanmaya karşı kış silecek lastikleri alın. Cam silecek suyuna donmayı engelleyecek katkılar ekleyin. Kışa özel Aygaz Otogaz’ın formülündeki propan oranı, aracın kışın da yüksek performans sağlaması için %50 seviyelerine yükseltiliyor. Güvenli sürüş için sağlam durun Kış aylarında buzlanma nedeniyle kayganlaşan yollarda güvenle ilerlemek için fren hidroliği, balatalar ve diğer fonksiyonların emniyeti sağlanmalıdır. Frenlerin eşit tuttuğundan emin olmalısınız, çünkü aracın bir tarafa çekmesi tehlikeli kaymalara sebep olabilir. Fren sisteminden sonra sıra lastiklerinizde: Eski lastiklerle kışa girmeyin. 7 derece ve altındaki hava sıcaklıklarında, mutlaka kış lastiği kullanın. İleri teknoloji ürünü olan bu lastiklerin kilitleme tümsekleri aracın fren sistemine destek sağlar. Görüntüsüne önem verenler için Kışın yollar buzlanmaya karşı tuzlanır. Yol tuzlarının aracınızın metal kısımlarını çürütmemesi, boyasını bozmaması için kış öncesinde iyi bir cilalama gerekir. Cila yağışla gelen kirleticilerin araç yüzeyine yapışmasını önler. Aynı kirleticiler lastiklerinize de zarar verir. Onlar için de koruyucu sıvılar kullanarak ömürlerini uzatabilirsiniz. Kış mevsiminde yakıt tasarrufu Soğuk havalarda yakıt sistemindeki nemin donmasını önlemek için, deponuza ayda bir kez, bir şişe buz önleyici katık eklemelisiniz. Yakıt deponuzu yarıdan fazla dolu tutarak borulardaki donmanın önüne geçebilirsiniz. Diğer yandan aracınızın çalışacağı iklim koşulları motor yağının viskozitesini doğrudan etkiler. Düşük viskozite ile ilk çalışmada pompa daha az zorlanır ve daha fazla yağın motora gönderilmesi sağlanır. Bununla birlikte akü de daha az zorlanacağından motor normal çalışma sıcaklığına daha çabuk ulaşır ve yakıttan daha fazla verim alınır. Sonuçta yakıt tasarrufu sağlanır ve ilk çalışma aşınmalarının azaltılmasına katkıda bulunulur. Çok soğuk iklimlerde düşük viskoziteli yani daha akışkan bir motor yağı seçilmelidir. Çok sıcak iklimlerde ise kış şartlarına göre daha kalın yani daha yüksek viskoziteli yağ kullanılması, daha kalın yağ filminin sağlanması açısından iyi bir seçenektir. Günümüzde araç Mustafa Kemal Kızılcan (34 TEK 43): 38 yıllık şoförüm ve 27 yıldır taksi şoförü olarak çalışıyorum. Deneyimlerime dayanarak kış gelirken bujiler ve lastiklerin kontrolüne özellikle dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ticari araçlarda kar lastiği zorunlu hale geldi, bu güvenlik açısından önemli bir gelişme. Yakıt kullanımı önemli ve ben Aygaz Otogaz’ı herkese tavsiye ediyorum. Yakıtın kış performansını da çok iyi buluyorum. Özgür Karaçaylı: Otomobil merakım çok küçük yaşlarda başladı. 19 yaşından bu yana araç kullanıyorum. Havaların soğuması ve buzlanmaya karşı uyarıların yapılmaya başlandığı dönemle birlikte otomobilimin lastiklerini mutlaka değiştiriyorum. Aracımda takoz ve çekme halatı, buz kıracağı gibi araçlar bulunduruyorum. Antifriz değerlerinin ve akümülatörün kontrollerini yaptırıyorum, akü başlarındaki oksitlenme için kendim de bakım yapıyorum. Serpil Kuruköse: Yaklaşık beş yıldır otomobil kullanıyorum. Kış başlangıcında her ihtimale karşı fren sistemini kontrol ettiriyorum. Kış ve yaz lastiklerini mevsimine göre kullanıyorum. Karlı ve buzlu havalarda yola çıkmamaya özen gösteriyorum. Eğer uzun yola çıkmam gerekirse zincir, yolda yaşanabilecek aksiliklere karşı gereken araçlar, battaniye ve el feneri gibi malzemeler mutlaka bagajımda oluyor. 3 HABER Karlı bir havada kar lastiği kullanılan araçlar 30-35 metrede durabilirken, yaz lastiği kullanılan araçlar ancak 40-45 metrede durur. üreticileri ürettikleri araçlarda her türlü iklim koşulu göz önüne alınarak dört mevsim yani çok dereceli (multigrade) yağlar önermektedir. Aygaz’dan kışa özel Soğuk hava nedeniyle aracınızda sorunların meydana gelebileceği sonbahar ve kış aylarında sunulan yüksek propanlı Aygaz Otogaz, kış şartlarında yakıta bağlı problemlerinizi aşmak için size mükemmel bir çözüm sunuyor. 2001 yılından beri Avrupa Birliği LPG kalite standardı EN589’a uygun olarak sunulan Aygaz Otogaz’ın formülü her mevsim yüksek performans sağlanması amacıyla mevsimlere göre ayarlanıyor. LPG’nin özellikle kışın araçlara yaşattığı sorunların üstesinden gelmek, kullanıcılarına daha konforlu, daha performanslı, daha keyifli bir sürüş sunmak amacıyla geliştirilen kışa özel Aygaz Otogaz’ın formülündeki propan oranı, aracın kışın da yüksek performans sağla- 4 ması için %30’dan %50 seviyelerine yükseltiliyor. Propan, bütana oranla daha düşük sıcaklıklarda buharlaşabildiği için -20 derecelere kadar düşen soğuk havalarda bile propanı artırılmış Aygaz Otogaz ile araç çok daha rahat çalıştırılabiliyor. Artırılan propan oranı, araçların benzinden gaza geçme süresini kısaltıyor, dahası çok soğuk olmayan havalarda aracın direkt otogazla çalışmasını bile sağlayabiliyor. Motor rölantide çalışırken ortaya çıkan titreme ve vuruntu sorunları önlenirken, aracınızın çekiş gücü de artırılmış oluyor. Dikkat! Karlı ve buzlu zeminlerde araç kullanırken, görünürlüğü artırdığı için kısa farlar mutlaka açık olmalıdır. Gündüzleri de açık olması gereken kısa farlara ek olarak sis farları da yakılmalıdır. Gece tipi halinde kar yağarken de kısa farlar ve sis farları kullanılmalıdır. Uzun farlar, ışıkta çok kırılarak yansıma yapar ve önümüzde bir duvar gibi yansıma oluşturup, görüşü düşürürler. Araç üreticileri hafif sarı renkte farlar kullanır, çünkü sarı renk daha az kırılır ve dolayısıyla daha az yansıma yapar. Yaygın olarak kullanılan zenon farlar karlı, tipili ve sisli havalarda sürüş güvenliğini azaltır. Kış lastikleri artık zorunlu Yeni Karayolları Trafik Kanunu tasarısına göre sürücülerin kış şartlarıyla daha etkili mücadele edebilmesi için, zorunlu kış lastiği uygulamasına geçildi. Kazaların en aza indirilmesi, sürüş kalitesinin artırılması ve zincir gibi uygulamaların yola verdiği zararın önlenmesi için başlatılacak uygulamayla ticari araçlarda Aralık, Ocak, Şubat ve Mart aylarında kış lastiği kullanılacak. Uygulama ilk etapta şehirlerarası çalışan yolcu ve yük taşımaya yönelik büyük araçları kapsayacak; ileriki yıllarda diğer araçlara da yansıtılacak. TAKSİ HABER Taksicilerin sorunları meclise taşınacak mı? CHP, taksici ve minibüsçülerin sorunlarının belirlenmesi için Meclis Araştırması açılmasını istedi. TBMM Başkanlığı’na sunulan araştırma önergesinin gerekçesinde, taksi ve minibüs işletmecileri ile çalışanlarının, şehiriçi ulaşımın sağlanmasında önemli bir paya sahip olduğu, kamusal bir hizmeti yerine getirdiği belirtildi. Buna rağmen sayıları yüz binleri bulan bu grubun yaşadığı sorunların, görmezden gelindiğinin savunulduğu gerekçede, ‘’Çalışma koşullarından, yaşam haklarının ihlaline kadar uzanan sorunlarla yüz yüze kalan bu yurttaşlarımızın sorunlarının çözümü, hem insanca çalışma haklarına erişmelerini hem de sundukları hizmetlerinin de daha kaliteli olmasını sağlayacaktır’’ denildi. Gerekçede, taksi işletmecilerinin, kendilerine verilen sözlerin hayata geçirilmemesi nedeniyle kaçırılma, emeklerinin gasp edilmesi ve bu olumsuzluklara direnmeleri durumunda canlarını kaybetme riskiyle karşı karşıya kaldığı ifade edildi. Taksi ve minibüs esnafı ile çalışanlarının sorunlarını tespit etmek, taksi ve minibüs işletmecilerine uygulanan baskının ve yaşam tehditlerinin ortadan kaldırılmasına yönelik çözüm önerilerinin belirlenmesi amacıyla Meclis Araştırması açılmasının talep edildiği vurgulandı. Görme engelliler için sesli taksimetre Altı Nokta Körler Derneği ile Taksinet A.Ş., görme engellilerin daha rahat taksi hizmeti almaları için taksimetre protokol anlaşması imzaladı. Dernek Başkanı Mustafa Demirok ile Taksinet A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Birtan Pabuçcu arasında imzalanan protokol sonucunda artık görme engelliler taksimetre ile taksilerde gidecekleri yeri, ücreti, taksi plakasını sesli dinleyebilecek. Proje kapsamında hayata geçirilecek teknoloji sayesinde en yakındaki taksi müşteriye hemen yönlendirilecek. Görme engelliler seyahat yaparken önlerindeki LCD panel aracılığıyla gideceği yeri, taksi plakasını, belli periyot aralıklarıyla taksi ücretini sesli dinleyebilecek. Ödemeler isteğe bağlı olarak kredi kartı ya da Taksinetkartla yapılabilecek. Anlaşmaya göre dernek üyelerine taksi hizmetinde %10 indirim sağlanacak. Altı Nokta Körler Derneği Dernek Başkanı Demirok, görme engellilerin taksi hizmeti alırken güven sorunu yaşadıklarını, görme sorunlarından dolayı istismar edildiklerini ifade ederek bu sistemle güven sorununun ortadan kalkacağını belirtti. Avrupa’da kullanılan bu sistemin Türkiye’de kullanılmasını değerlendiren Birtan Pabuçcu ise, “Amacımız kaliteli hizmet vermek olsa da bu proje sosyal sorumluluk çerçevesinde değerlendirilmeli” dedi. Taksi şoförünün gözünden Tarlabaşı İstanbul’da taksi şoförlüğü yapan Şevket Şahintaş “Bir Düş Gördüm” adlı ikinci sergisini Muğla’nın Bodrum ilçesinde açtı. Taksi şoförlüğüne başladığı dönemden bu yana yıllardır fotoğraf çektiğini belirten Şahintaş, geceleri çalıştığı için ilginç kareler yakaladığına değindi. İlk sergisinde İstanbul’da çektiği çeşitli semtlerin fotoğraflarına yer veren taksi şoförü, ikinci sergisinde Tarlabaşı’ndaki kentsel dönüşümü gözler önüne seriyor. Bodrum Marmara Koleji’nde açılan sergi İstanbul’un farklı bir yüzünü yansıtıyor. Fotoğraf çekmeye ilk başladığı yer olan Tarlabaşı semtinden 60 fotoğrafı sanatseverlerle buluşturan Şahintaş taksi şoförlüğüne ise halen devam ediyor. 5 RÖPORTAJ Gol’ün yorumcularından canlı canlı Sporseverlerin yakından tanıdığı Güntekin Onay ve Emek Ege ile NTVSpor’da yayınlanan Gol programı stüdyosunda buluştuk. Türkiye’nin en çok izlenen spor programlarından tanıdığımız, 20 yıldır değerli futbol yorumlarıyla erkanda olan Güntekin Onay ve NTVSpor’da geçirdiği 13 yılda spor servisinde birçok görev üstlenen Emek Ege şimdi de Gol programıyla karşımızda. Program öncesinde NTVSpor stüdyosunda onlarla buluştuk, kariyerleri ve güncel futbol olayları üzerine keyifle okuyacağınızı umduğumuz bir sohbete daldık… Tartışmaların böylesine yoğun yaşandığı bir alanda yakaladığınız başarıyı neye borçlusunuz? Güntekin Onay: Ben işimi doğru ve iyi yapmaya çalışırım. Objektif ve adil bir insanım. Empati kurabilmenin, izleyiciye, kişilere, kurumlara saygılı olmanın ve her şeyden önce bilginin önemli olduğunu düşünüyorum. Bunlar olmazsa televizyonda başarılı olamazsınız. Emek Ege: Eleştiri bu mesleğin bir parçası ve artık sosyal medya sayesinde izleyiciyle daha yoğun ilişki içerisindeyiz. Ama açıkçası yergiler beni çok üzmez, övgülere de pek inanmam. Zaten en acımasız eleştirileri ben kendime yapıyorum. Konsantre 6 olmak önemli. Çünkü kamera karşısında bir şeyler anlatmak işin kolay kısmı, o bilgileri edinmekse yoğun takip gerektiriyor. Bu nedenle işimiz hiç bitmiyor. Birlikte hazırlayıp sunduğunuz Gol programından bahseder misiniz? GO: Gol programı kendine has tarzı olan ve Türkiye’nin aktüalitesi dışında, dünya ve Avrupa futboluna yönelik, blog tadında bir program. Futbolun görsel güzelliklerini ön plana çıkaran bir tarzı var. EE: Güntekin Onay’la birlikte program yapmak benim için çok önemli. Güntekin ki, biz ona Günto deriz, bana göre Türkiye’nin en önemli spor programcısı. Ancak bugüne kadar çoğunlukla moderatör rolündeydi. Gol’de ise ben ona yorum için alanlar yaratmaya çalışıyorum. Avrupa Futbol gündeminde konuşulanları görüntüler eşliğinde ekrana taşımaya çalışıyoruz… 2012-2013 futbol sezonu hakkında değerlendirmeleriniz ve öngörüleriniz var mı? GO: Ligimizdeki oyun genellikle rakibi bozmaya yönelik. Ancak bu yıl Antal- ya, Gençlerbirliği, Ordu gibi iyi futbol oynayan takımların da iddialı olduklarını görebiliyoruz. Galatasaray favori görünüyor. Fenerbahçe birçok sorunla uğraşıyor. Beşiktaş beklentilerin üzerine çıkacak kapasitede. Bursaspor iyi başlamadı, ama ben toparlanıp çok iyi bir çizgiye ulaşacaklarını düşünüyorum. Puan kayıplarının çok olacağı, kırıcı bir lig olacak. Ayrıca Trabzonspor, Colman dönerse rayına oturur. EE: Sezon başında doğal favoriler Galatasaray ve Fenerbahçe’ydi. Ama iki takımın beklenmedik puan kayıpları ligin zirvesinin sıkışmasına neden oldu. Galatasaray hızlı girdi yavaşladı, Fenerbahçe yavaş yavaş temposunu buluyor. Beşiktaş’tan fazla umutlu değildik ama beklentilerin üzerinde futbol oynuyorlar. Trabzonspor’un yaşadığı kadro erozyonu nedeniyle istikrarsızlık yaşaması normal görünüyor. Sezon öncesi transfer dönemini nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizi şaşırtan olaylar var mıydı? GO: Transferde takımların politikasını beğenmedim. Örneğin Meireles…30 yaşındaki futbolcuya, hele de forvet değilse 10 Milyon bonservis ödenmez. Yüksek bonservis ancak 23-25 yaşındaki oyuncuya ödenir ki, elinizde bir asset olsun. Amrabat benim beğendiğim bir oyuncu değil ve çok pahalı. Burak Yılmaz iyi bir transfer. 5 Milyon Euro’ya 33 gol atan 25 yaşında Türk oyuncu almak başarı. Oğuzhan Beşiktaş’ın en iyi transferi ve geleceğin yıldızı... EE: Bence Antalyaspor’un çıkışı öngörülebilecek cinsten değil. Kadroyu tamamen değiştiren Mehmet Özdilek’i kutlamak lazım. Risk aldı, kazandı. Mesleğiniz gereği dünyanın pek çok yerindeki spor organizasyonundan Türkiye’deki spor tutkunlarına sesleniyorsunuz. Bunun getirdiği sorumluluklar neler? GO: Canlı yayının getirdiği sorumluluklar farklı. Farklı fikirler olabilir. Ancak bazen doğru bir tanedir. Önemli olan doğrunun peşinden gitmek, hiçbir kişiye, kuruma hizmet etmeden meslek ilkelerine uymaktır. otel faturası vardı elimde, zorluğunu siz düşünün… Mesleğinizde sizi bugüne kadar en çok heyecanlandıran anlardan birini bizimle paylaşabilir misiniz? GO: 1995 yılında İsveç ile deplasmanda oynadığımız 2-2 berabere kaldığımız maçı unutamam. İlk kez bir Avrupa şampiyonasına katılma hakkı elde etmiştik. O maçı ben anlatmıştım. O günkü koşullarda milli takım için çok büyük olaydı. EE: 2006 Dünya Kupası açılış maçı, Almanya-Kosta Rika… Çocukluktan beri hayalini kurduğum yerdeydim. Branşı ya da güncelliği fark etmeksizin hayranı olduğunuz bir sporcu var mı? GO: Biz şanslı bir jenerasyonuz. Maradona, Michael Jordan, Michael Schumacher, Roger Federer gibi mesleğinde rakipsiz çok büyük sporcuları ilk günlerinden son günlerine seyretme şansı bulduk. EE: O kadar çok ki… Michael Jordan, Steffi Graf, Sergei Bubka, Usain Bolt ve Zinedine Zidane’la birlikte isimleri buraya sığmayacak sayıda futbolcu... Geçmişten bugüne en çok saygı duyduğunuz spor yorumcusu kimdir? GO: Çok saygın, bilgili ve değerli yorumcular var. Eurosport’da ve NTVSpor’da maç anlatıp yorum yapan Caner Eler son dönemde en çok saygı duyduğum ve bilgili kişi. EE: Rıdvan Dilmen’in diğerlerinden çok farklı olduğunu söyleyebilirim. Mehmet Demirkol da özellikle yazılarıyla fark yaratıyor. EE: 2006-2008-2010’da şampiyonaları takip ettim. 2010 Güney Afrika Dünya Kupası çok özeldi. Türkiye’ye hem coğrafi hem de kültürel olarak uzak bir ülkeden izlenimler aktarmak bana ayrı bir haz vermişti. Bence büyük bir turnuvayı yurtdışında takip etmek bu mesleğin en keyifli ama en zorlu yanlarından. Çünkü üzerinizde sürekli yeni haber, yeni röportaj baskısı oluyor. Bununla baş etmek zor. 2006’da 38 gün Almanya’da kalmıştım. Eve döndüğümde 31 değişik Otomobillere karşı özel bir tutkunuz ya da otomobil sporlarına ilginiz var mı? GO: Tam adamına sordunuz! Hayatımın büyük bölümü otomobil ve hız tutkusuyla geçti. Çok hakim olduğum bir alan. Sol ayak freninden tutun da pandül’e kadar farklı viraj dönme tekniklerini bile bilip uygulayan, ancak zaman kıtlığından pistlerde veya rallilerde yarışmamış safkan bir otomobil tutkunuyum. Mekanik olarak da biraz bilirim. İki çocuk sahibi olduktan sonra ayağını gazdan çekenlerdenim… Ari Vatanen dönemlerinden beri ralli sevdalısıyım. Formula 1’i de yıllarca tutkuyla izledim, ancak son 2-3 yıldır bu sporlarda heyecan ve rekabet azaldı. Tüm otomobil segmentlerinde yaygınlaşan otogaz kullanımı hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? GO: Türkiye akaryakıt pahalılığında dünya birincisi. Otogaz, ekonomik çözüm arayanlar için vazgeçilmez bir tercih olarak görünüyor. EE: Devir ekonomi devri… Kullanıcılar performans açısından otogazın her geçen gün daha verimli olduğunu söylüyorlar. Bence önemli bir alternatif yakıt. Sürücülere araç kullanımı hakkında nasıl bir tavsiyede bulunmak istersiniz? GO: Ülkemizde ne yazık ki sürücülerin büyük bölümü başkalarına saygı göstermiyor, kuralları bilmiyor veya riayet etmiyor. Japonya ve Amerika dahil Avrupa’nın da her ülkesinde araba kullanmış biri olarak kurallar ve saygı konusunda şunu söyleyebilirim ki, en kötüsü biziz. EE: Klişe ama kurallara uymalarını tavsiye edeceğim. Özellikle mesleği direksiyon başında olan kişilerde, “Ben çok iyi araba kullanırım’’ düşüncesi hakim. Belki bu doğru, ama trafik müşterek bir alan ve sizin nasıl kullandığınızın yanı sıra diğerlerinin de ne yaptığı önemli. Dolayısıyla diğer araçlara her zaman bir hata payı bırakın. 7 AYGAZ İSTASYONU Sistemli büyümeye devam! Akarhan Petrol dördüncü Aygaz Opet istasyonunu Adapazarı’nda açtı. Şirketin sahibi Bilal Kubilay Yaşar, akaryakıt sektörü ve Aygaz ile ilişkileri üzerine sorularımızı yanıtladı. Sizi tanıyabilir miyiz? 1973 doğumluyum Urfalıyım. 1994’te İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünden mezun oldum. Farklı sektörlerde çalıştım. Daha sonra ortağımla bir araya geldik ve akaryakıt sektörüne yöneldik. Aygaz Opet’in sektördeki gelişimi ve Koç Grubu’na bağlı olması bizi doğru bir firmayla iş ortağı olmamız gerektiğine inandırdı. Ağustos 2009’da Maşukiye’de bir Opet istasyonunu devralarak ilk istasyonumuzu açtık. Şu anda ikisi İzmit’te ikisi Adapazarı’nda olmak üzere dört istasyon işletiyoruz. Opet ve Aygaz’ın marka değerinin net duruşu, insanların güveni tercihimizin doğruluğunu bize gösterdi. Bir ürünü neredeyse anlatmadan satabilmek ile kendinizi, iş gücünüzü, mesainizi ortaya koyarak satmak arasında büyük fark var... 8 Akaryakıt sektörünün durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Akaryakıt sektörünün şekil değiştirdiğini söyleyebiliriz. Artık birden fazla istasyon kurmak gereklilik haline geldi. Yatay büyüme hedefleniyorsa, doğru lokasyonlarda birden fazla istasyon sahibi olmak ve ortak giderleri dağıtmak gerekiyor. Biz de tüm gider kalemlerini ortak hale getirip aynı şirket altındaki kârlılığı doğru kullanmaya gayret ediyoruz. Kendi adıma şöyle düşünüyorum: Ya çok doğru bir lokasyonda çok iyi bir istasyona ya da tamamen perakendeye ve binek araca yönelik iskontosuz satışlar yapabileceğiniz bir istasyona sahip olursunuz ve kârlılıklarınız sizi tatmin eder. Bu tip bir lokasyona sahip olamıyorsanız, mümkün olduğunca farklı müşteri tiplerine ulaşabileceğiniz, sektörel etkilenme- “Müşterilerimizin istasyon sahasına girdiği andan çıktığı ana kadar geçen 3–5 dakikalık süreyi en iyi şekilde değerlendirmeye gayret ediyoruz.” leri en aza indireceğiniz bir yapıya gitmeniz gerekir. Her istasyonun müşteri potansiyeli birbirinden çok farklı. Bu nedenle doğru yerlerde yapacağınız doğru uygulamalarla, müşteriyi doğru yönlendirerek ve uzun vadeli düşünerek ilerlemek gerekiyor. Bize ekibinizden bahseder misiniz? Akarhan Adapazarı temmuz ayında faaliyete geçti. 10 pompa görevlisi, iki marketçi, iki yıkama ve bir saha elemanı, istasyon müdürümüz ve iki muhasebe elemanımız var. Kadrolarımız, satış rakamlarına göre değişiyor, mesela İzmit’in merkezinde daha kalabalık bir ekiple çalışıyoruz. Tüm istasyonlarımızdaki çalışan sayısı toplam 86. Müşterilerin Aygaz’a olan yaklaşımlarını diğer markalarla kıyasladığınızda ne düşünüyorsunuz? Marka algısını ve satışları, bölgedeki istasyon sayısı ya da istasyon kalitesi, istasyonların müşteriye verdiği hizmet, dilden dile dolaşan söylenti ve önyargılar, ayrıca ulusal ya da yerel reklam kampanyaları etkiliyor. Aygaz, müşteriler tarafından performansı çok yüksek olarak değerlendiriliyor. Aygaz’ın kilometre performansını beğeniyorlar. Çevremizde fiyat rekabetinin çok yüksek olduğu dönemlerde bile satış zorluğu yaşamıyoruz. Hizmet kalitesinde fark yaratmak için belirli uygulamalarınız var mı? Müşterinin istasyon sahasına girdiği andan çıktığı ana kadar geçen 3–5 dakikalık süreyi en iyi şekilde değerlendirmeye gayret ediyoruz. Tüm araçların düzgün yıkanmış, temiz bir şekilde istasyondan ayrılmasını sağlamak için çalışıyoruz. Her istasyonumuzda müşterilerimizin meşrubatları ücretsiz temin edebilecekleri makineleri sağlıyoruz. Marketlerin 24 saat açık olmasına ve insanların ihtiyaç duyabileceği her türlü ürünü bulundurmaya özen gösteriyoruz. İleriye dönük hedefleriniz nelerdir? Bu sektörde büyümeyi hedefliyoruz. Hedeflediğimiz noktalara gelmemiz için daha çok yolumuz var. Sektördeki kuvvetli konumundan dolayı Aygaz-Opet markası bizim için iş ortaklığını geliştireceğimiz tek firma olacak. Opet ve Aygaz ile ilişkilerinizden bahsedebilir misiniz? Gerek sahada gerek şirketin diğer departmanlarında çalışan tüm arkadaşlarımızla yakın diyalog kurabilmemiz, onlara hatta üst kademeye de kolay ulaşabilmemiz, sıkıntılarımızı net ve açıkça aktarabilmemiz, karşılığında hızlı cevap alabilmemiz bize güven veriyor. Bu bir nevi aile ortamı daha sıcak, daha yakın ilişkiler ve uzun vadeli düşünmek konusunda bizi cesaretlendiriyor. “Aygaz performansıyla fark yaratıyor” Ramazan Arslan, Pompa Görevlisi 5,5 senedir bu işi yapıyorum. Buradaki çalışma koşullarından çok memnunum. Müşteri memnuniyetinin diğer markalara kıyasla daha iyi olduğunu görüyorum. Aygaz Otogaz diğer markalara kıyasla araçların performansında yaklaşık 30-35 km fark yaratıyor. Aracın çekişinde güzel bir kuvvetlilik var, herhangi bir problemle karşılaşmadım. Yani “Performans isteyen Aygaz’a gelir” sloganı kesinlikle yerini bulmuş. 9 SAĞLAM VÜCUT Vücudunuzu dinleyin Kış mevsiminde yaşadığımız halsizlik ve yorgunluk, direnci düşen vücudumuzun verdiği sinyaller, bu günlerde sağlığımıza daha fazla dikkat etmemiz gerektiğine işaret ediyor… Bütün bir yaz boyu sıcaklardan şikayet etmiş olsak da genellikle kıpır kıpır geçen yaz günlerini, karamsar ve soğuk kış mevsimine tercih ederiz. Kışa girerken yaşadığımız halsizlik ve yorgunluk, mevsimler değişirken direnci düşen vücudumuzun verdiği sinyaller, bu günlerde sağlığımıza daha fazla dikkat etmemiz gerektiği konusunda bizi uyarır. Vücut direncimizin azalmasıyla mikrobik hastalıkların yaygın olduğu soğuk günlerde grip ve soğuk algınlığına yakalanma riskimiz artar. Sağlam Vücut sayfalarında sizlere bu dönemi “sağlıcakla” atlatmanız için bazı önerilerimiz ve hatırlatmalarımız var… Dengeli beslenme Yeterli ve dengeli beslenmek yani gün içerisinde her besin grubundan yeterli miktarda almaya özen göstermek, protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineralleri 10 dengeli bir şekilde almak bağışıklık sistemimizi kuvvetlendirmek için çok önemlidir. Doku yapımı ve onarımındaki güçlü etkileri nedeniyle proteinler, günlük beslenmeden eksik edilmemelidir. Enfeksiyon geçirilen dönemlerde özellikle süt, yoğurt, peynir, yumurta, et, tavuk ve balık gibi protein kaynaklarının yeterli tüketilmesine dikkat edilmelidir. Egzersiz şart Soğuk günlerde kapalı ortamlarda vakit geçirmeyi tercih ederiz. Fiziksel aktivite yoğunluğumuzda azalma olur. Ancak kilo artışının önüne geçmek ve vücut direncimizi güçlü kılmak için egzersiz şart ve hepimizin bildiği gibi, yürüyüş en etkili egzersiz. İlginç ama oldukça etkili bir önerimiz var: Soğuk kış günlerinde, yürüyüş yapmak için parkur olarak alışveriş merkezlerini tercih edebilirsiniz. Vücudunuzu kışa hazırlayın: • Vitamin - mineral tabletlerini doktorun önerisi dışında tüketmeyin. • Halsizlik şikayeti olanlar, çok üşüyenler ve yoğun çalışanlar, sabah aç karnına bir bardak sütün içerisine, bir tatlı kaşığı balı ve bir çay kaşığı tarçını karıştırıp içerlerse olumlu etkisini hissedecekler. • Haftada iki kez mercimek, barbunya, nohut gibi kuru baklagiller tüketin. • Karaciğer sağlığı için kışa girerken iki hafta, düzenli olarak aç karna 10 dal maydanoz, yarım limon suyu ve bir bardak suyu mikserden geçirip içmek zindelik kazandıracaktır. • Gıdaların doğal antibiyotiği sarımsak ve soğan özellikle artırılmalı, mümkünse her sabah bir diş sarımsak yutulmalıdır. • Soğuklarla birlikte su tüketimindeki azalma yorgunluk hissetmemize sebep olur. Vücut ısısını dengede tutabilmek için bol sıvı alımı gerekmektedir. • Her gün yiyeceğiniz bir avuç çörek otu iyi bir antioksidan kaynağıdır. • Yapılan araştırmalar uzun süre televizyon izlemenin uyku kalitesini düşürdüğünü ortaya koyuyor. Günlük televizyon izleme sürenizi yarı yarıya düşürürseniz, uyku kalitenizin arttığını fark edeceksiniz. • Hava kapalı olsa bile, her gün beş dakika güneş almalısınız. Vücudunuzdaki D vitamini miktarı ciddi şekilde artacaktır. • Bağışıklık sistemini güçlendirici özelliği olan A ve C vitamini gibi antioksidan vitaminlerden zengin havuç, brokoli, kabak, lahana, karnabahar, maydanoz gibi sebzeleri mutlaka tüketin. • Yemeklerde veya öğün aralarında tüketilen bol miktardaki salata da bize ihtiyacımız olan vitaminleri sağlayacaktır. Vitamin dengesi Mevsim geçişlerinde hissettiğimiz halsizliğin giderilmesi için aldığımız vitamin dengesine de dikkat etmemiz gerekir. C vitamini, direncimiz için iyi bir destektir, A, D ve E vitaminlerine de kışın daha fazla ihtiyaç duyulur. Hepimizin bildiği gibi, kış meyvesi portakal iyi bir C vitamini kaynağıdır. Bu noktada ek bir hatırlatmamız olacak: 100 gr kuşburnunda bulunan C vitamini dokuz, 4-5 adet yeşil sivri biberde bulunan C vitamini ise iki orta boy portakal veya limonunkine eşittir. Eğer taze kuşburnuyla enfes bir çay demlemek isterseniz, dikkat etmeniz gereken şey metal eşya kullanmamaktır. Çünkü C vitamini kolay okside olup bozulur ve değerini yitirir. Kilolara dikkat Kış mevsiminde sosyal hayatımız ve beslenme şeklimizde değişiklik- ler olur. Yağlı ve şekerli besinlere eğilimimiz artar. Gecelerin uzaması nedeniyle televizyon başında daha fazla zaman geçirir, atıştırmalıklarla kilo almaya çanak tutarız. Soğuk havalarla birlikte gelen hareket isteksizliğinin kilo artışını kaçınılmaz bir hale getireceğini unutmayın ve egzersizi hayatınızdan eksik etmeyin. Kuşburnu şurubu Sıcak ve soğuk olarak içilebilecek her derde deva bir şurup için malzemeler: 500 gram kuşburnu, bir çay kaşığı safran, beş çay kaşığı aspir. Hazırlanışı: Kuşburnu sert bir meyve olduğu için şurubu hazırlamadan bir gece önce 2,5 litre suda ıslatılması gerekir. Bu şekilde içeriğindeki vitaminlerin korunması sağlanan kuşburnu meyvesi, ertesi gün aynı su içinde 20 dakika kaynatılır. Ocak söndürüldükten sonra, kuşburnuna bir çay kaşığı safran ve beş çay kaşığı aspir eklenir. Karışım soğuyunca kuşburnu taneleri ezilerek süzülür. Bu şurup buzdolabında beş gün kadar saklanabilir. Şurup çay demi gibi, biraz sıcak suyla karıştırılarak çay şeklinde veya soğuk su eklenerek şurup olarak tüketebilir. 11 SOSYAL SORUMLULUK Yaşam için engel tanımayanlar Koç Holding, tüm Koç Topluluğu şirketleri, çalışanları ve bayileriyle başlattığı Ülkem İçin Engel Tanımıyorum Projesi ile Türkiye’de yaşayan engellilerin iş hayatı ve sosyal hayatta yaşam kalitelerinin iyileştirilmesine destek olacak uygulamalara rol model olarak toplumsal bilinç ve duyarlılık oluşturmayı amaçlıyor. 25 Haziran / AYDER tarafından düzenlenen ilk Fakındalık Eğitimi: Tofaş Tiyatro Salonu Kalkınma Bakanlığı ve TÜİK tarafından açıklanan verilere göre Türkiye’de 8,5 milyon engelli yaşıyor. Nüfusun yaklaşık %12’sini engelli bireyler oluşturuyor. Ne var ki, günlük yaşantımızda, cadde ve sokaklarda çok sayıda engelliyle karşılaşmıyoruz. Bu çoğunluğu göremiyoruz; çünkü engellilerin yardım almadan dış mekanlardan faydalanması neredeyse olanaksız. Araştırmalar gösteriyor ki, Türkiye’de engellilerin temel sorunu sosyal hayata katılamamaları ve bu konudaki en büyük engel ise sosyal paylaşım alanlarının engelli erişimi için uygun olmaması. Ülkemizde engellilik kavramının bir sorun olmaktan çıkarak, hak temelli bir yaklaşımla ele alınmasını amaçlayan Koç Holding, bu temel soruna odaklanarak toplumsal farkındalık yaratma yolunda yepyeni adımlar atıyor. Kurucusu Vehbi Koç’un “Ülkem varsa ben de varım” sözünden yola çıkarak 2006 yılında başlattığı Ülkem İçin Projesi’nin 2012–2013 yılı uygulaması olarak Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Alternatif Yaşam Derneği (AYDER) işbirliğinde “Ülkem İçin Engel Tanımıyorum” uygulamasını hayata geçiriyor. Proje, Koç 12 Holding şirketleri, çalışanları ve bayilerinin katılımıyla engellilerin sosyal hayatta yaşam kalitelerinin iyileştirilmesine destek olurken engellilik konusunda toplumsal bilinç ve duyarlılığın oluşturulmasını hedefliyor. Yaşamın tam içinde olmak Engelli vatandaşların yaşamın tam içinde olmasına ve hayatlarının kolaylaşmasına destek vererek kurumsal vatandaş olmanın gereğini yerine getirmeyi arzulayan Koç Holding şirketleri, projede üç temel konuya odaklanıyor. Bu çalışmaların sonucunda oluşacak toplumsal algı değişikliğiyle engellilerin sosyal hayata katılımlarıyla ilgili önemli gelişmeler kaydedilmesi amaçlanıyor. Engelliliğe Doğru Yaklaşım Eğitimleri: Engellilik ve erişilebilirlik konularında toplumsal bilincin yayılmasına destek olmayı amaçlayan Engelliliğe Doğru Yaklaşım Eğitimleri iki yıllık süreçte toplam çalışan sayısının %70’ine verilecek. İllerde ise bu eğitimler Ülkem İçin Elçileri olan bayiler aracılığıyla yaygınlaştırılacak. Koç Topluluğu genelinde bugüne kadar 15 binden fazla kişi Alternatif Yaşam Derneği’nin desteğiyle geçekleştirilen Engelliliğe Doğru Yaklaşım Eğitimleri’ne katıldı. 9 Ekim / Bünyesinde engelli müzisyenlerin de yer aldığı Social Inclusion Band konseri: Aygaz Genel Müdürlük Alternatif Yaşam Derneği (AYDER) tarafından düzenlenen ilk Fakındalık Eğitimi 25 Haziran’da Tofaş Tiyatro Salonu’nda gerçekleştirildi. Koç Topluluğu genelinde projeye başlandığından bu yana 15 binden fazla kişi eğitimlere katıldı. İlk eğitimlerin ardından farkındalık eğitimleri her şirketin kendi gönüllü eğitmeni olan çalışanları tarafından veriliyor. Engelliliğe Doğru Yaklaşım Eğitimleri’nin yaygınlaştırılması konusunda tüm şirketler başarılı iç iletişim çalışmaları ve şirket yapısına göre planlanmış eğitim programlarıyla öne çıkıyor. Engelli Dostu İşyeri: Kampanya kapsamında Koç Topluluğu şirketlerinin ve bayilerinin fiziki şartlarının engelliler için erişilebilirliği gözden geçiriliyor. Gerekli iyileştirmelerin iki yıllık süreçte tamamlanması hedefleniyor. Engelli Dostu Ürün ve Hizmet: Tüm Koç Topluluğu şirketlerinin engelli dostu ürün ve hizmet geliştirmesi yolunda atılan adımların büyütülmesi hedefleniyor. Gönüllüler engelleri aşıyor Her iki yılda bir farklı toplumsal sorunlara odaklanarak çözümün bir parçası olmayı amaçlayan “Ülkem İçin” Projesi’nin 2012-2013 Engel Tanımıyorum uygulamasında şirket içi eğitimler, fiziki şartlarının iyileştirilmesi, destekleyici ürün ve hizmetler geliştirilmesi konusunda çalışmalar başladı. Koç Holding şirketlerindeki 45 proje sorumlusu, farklı departmanlardan temsilcilerin oluşturduğu toplam 135 kişilik proje ekibi, Koç Holding Kurumsal İletişim Direktörlüğü ve AYDER tarafından verilen eğitmen eğitimlerini alan 389 gönüllü eğitmen kendi şirketlerinde görevlerini yerine getiriyor. Aygaz yoluna tam gaz devam ediyor Proje boyunca Aygazlılara 27 gönüllü eğitmen aracılığıyla verilecek Farkındalık Eğitimleri, tüm birimlerde sürdürülüyor. Ürün ve hizmetlerin engelli dostu hale getirilmesi için planlamalar yürütülüyor. Ana projeyi destekleyici sosyal sorumluluk çalışmaları herkesin kendini projenin bir parçası hissetmesi adına önemli bir rol oynuyor. Tüm bayileri ve çalışanlarıyla projeye büyük katma değerler sağlamayı amaçlayan Aygaz’da, engellilerin hayat kalitesinin yükseltilmesi ve toplum yaşamına kazandırılması için her Aygazlı bir elçi olarak projeyi sahipleniyor. Ayder Hakkında: Alternatif Yaşam Derneği (AYDER), “Dalmak Özgürlüktür”, “Alternatif Kamp” ve “Düşler Akademisi” gibi yenilikçi projelerle engellilik sorununa alternatif çözümler üretmeyi, engelli ve sosyal dezavantajlı bireylerin sosyal hayata tam ve eşit katılımına destek vermeyi amaçlıyor. 2002 yılında kurulan dernek, Engellilerin Haklarına Dair Birleşmiş Milletler Sözleşmesi temelinde oluşturduğu “Ayder Engelsiz Yaşam İlkeleri” ile yürüttüğü çalışmalarına yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri ve özel sektörle geliştirdiği güçlü işbirlikleriyle devam ediyor. Ülkem İçin Projesi’nde adımlar • 2006-2007 yılları uygulaması olarak yerel kalkınmaya destek olan 387 yerel proje hayata geçirildi. • 2008-2009 yılları uygulaması olarak ülke geneline yaygın olarak yeşeren 7 Ülkem İçin Ormanı’nda 1.084.000 fidan dikildi ve 18.000 çocuğa çevre eğitimi verildi. • 2010-2011 yılları uygulaması olarak gönüllü ve düzenli kan bağışçısı kazanım kampanyasıyla103.000 kişi bilinçlendirildi ve 83.579 ünite kan bağışlandı. 10 Ekim / Engel Tanımıyorum Farkındalık Eğitimleri: Aygaz Eskişehir Tesis Yöneticiliği 13 DÖNÜŞÜM SEKTÖRÜ Dönüşümcüyü kazanmak, müşteriyi kazanmaktır 1997 yılından bu yana Adapazarı’nda güvenli dönüşümün adresi İsar Otogaz’ın iki ortağından biri olan Necmi Yılmaz’a dönüşüm sektörü ve Aygaz Dönüşümcü Kulübü hakkındaki düşüncelerini sorduk. Bize kendinizden ve İsar Otogaz’ın geçmişinden bahsedebilir misiniz? İsar Otogaz 1997’den beri otogaz sektöründe faaliyet gösteriyor. Ortağım ve ben işimizin yanı sıra teknik öğretmenliğe devam ediyoruz. Bu konuda ikimiz de yüksek lisans yaptık. Ben yüksek lisansımı Sakarya Üniversitesi’nde tamamladım. Üniversite mezunu bir muhasebe müdürümüz, yüksek lisansını tamamlamış bir makine mühendisimiz, ustalık belgelerini almış üç ustamız ve çırak eğitim mezunu bir arkadaşımızla hizmet veriyoruz. Teknik kurallara uygun, dürüst bir şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Aldığımız eğitim ve meslekte edindiğimiz tecrübeler, işimizi daha bilinçli yapmamıza olanak sağlıyor. 1997’den bu yana sektörde yaşanan değişiklikleri anlatabilir misiniz? Öncelikle müşterilerimiz değişti. Daha 14 bilgili, bilinçli ve duyarlı bir kitle oluştu. Teknolojiyle birlikte araçlar değişti, her şey elektronikleşti. Otomotiv sanayinde çok yol kat edildi. Ben sektöre tam zamanında girdiğimizi düşünüyorum. İsar Otogaz olarak 1997’de yola çıktığımızda bugünkü gibi bir rekabet ortamı yoktu. Kaliteli bir markayla yola çıktığımız için diğer firmaların karşılaştığı sorunları yaşamadık. Bu bizim için bir avantaj oldu. Günümüzde LPG sektörünün müşteri potansiyelini nasıl değerlendiriyorsunuz? Son dönemde bir daralma olduğu görülüyor. Ama bizim avantajımız, sektör genelinde kurumsal çalıştığımız firmalar olması. 0 km araçlarda dönüşüm uyguluyoruz. Siz servise gidip aracı seçiyorsunuz. Seçtiğiniz bu aracı LPG’li istediğiniz zaman, servis bize geliyor. Biz de tamamen dağıtıcı firmanın bize verdiği şekilde, onun istediği parçayı, istediği şekilde montaj etmek şartıyla LPG takıyoruz. Müşteri bu işlemi serviste yaptırdığı için hem motor garantisi bozulmuyor, hem de LPG garantisi devam ediyor. Bu da müşterinin güvenini artırıyor. Fabrika çıkışı LPG ile müşteri artık “LPG, motoruma zarar verir” diye düşünmüyor. Bu da bize bir kapı açıyor açıkçası. Diğer yandan benzin ile otogaz arasındaki fiyat farkı ideal seviyede ve otogaz tercih edilmeye devam ediyor. LPG’nin araca ve çevrenin korunmasına ne gibi katkıları var? LPG, Türkiye ve dünyada iki nedenle tercih ediliyor. Dünyada hem ekonomik hem çevreci olduğu için. Türkiye’de ise daha çok ekonomik olduğu için… Ülkemizde 3,5 milyon LPG’li araç olduğunu düşünecek olursanız, LPG tercihi çevreyi koruma bilinciyle yapılmasa da büyük bir yarar Aygaz’ın farkından ve avantajından kesinlikle bahsedecektir, bunu biliyoruz. Bence satış rakamları da müşterinin Aygaz’ın kalitesine güvendiğini gösteriyor. sağlanmış oluyor. İstatistiki bilgim yok ama dönüşüm doğru uygulandığı takdirde, sektörde sıralı otogaz sistemine geçiş ve anlık yakıt sarfiyatını ayarlayan bilgisayarlı sistemler sayesinde doğaya olan zararlar daha da azalıyor. LPG artık devletler tarafından destekleniyor. Türkiye’de de böyle gelişmeler yaşanacağını umuyoruz. Araç sahipleri LPG dönüşümü yaptırırken neye dikkat etmeli? Öncelikle servisin kalitesine dikkat etmeliler. Çünkü servis markadan daha önemlidir. Ben güzel bir montaj yapmazsam, iyi bir servis vermezsem, kaliteli yedek parça kullanmazsam müşteri sıkıntıya girer. Bizim sektörde arkadaş tavsiyesi seçim yaparken büyük rol oynar ama markayı iyi araştırmak gerekiyor. Son dönemde müşteriler forumları okuyup geliyor, artık araçlar gibi onlar da kaliteli. Şunu da unutmamalılar, bu sektörde fiyata endeksli rekabet doğru değil. Aygaz Dönüşümcü Kulübü’nün sektöre olan katkılarından bahsedebilir misiniz? Aygaz, Dönüşümcü Kulübü ile sektörde çok doğru bir yol izledi. Yaklaşık 2,5 yıl önce Aygaz Dönüşümcü Kulübü’ne üye olduk. Bugüne kadar kulübün pek çok avantajını gördük. Ramazan kolileri alıyoruz, yazın çeşitli hediyeler geliyor. Geçen ay gizli müşteri denetiminde bu bölgenin birincisi olduk. Bir iPhone hediye edildi. 16-17 yıldır bu sektördeyiz, gerçekten başarılı bir firmayız ama hiçbir zaman böyle ödüllendirilmedik. Hediye ve çalışmalarıyla Aygaz’ın desteğini ve yardımlarını hissediyoruz. Bu bizim için gerçekten çok değerli. Çünkü dönüşümcüyü kazanmak, müşteriyi kazanmaktır. Aygaz Euro LPG’nin farkı sizce nedir? Biz müşterilerimize daima Aygaz Euro LPG kullanmalarını öneriyoruz. Biz önermesek de müşterilerimiz farklı gazlarla ne kadar performans aldıklarını biliyor ve Aygaz’ı tanıyor. Herhangi bir müşteriye sorarsak Dönüşüm firmalarının markaya olan katkıları nelerdir? Eğer ürünü düzgün kullanmazsak, servisini, montajını doğru yapıp müşteri memnuniyetini sağlamazsak, müşteri o üründen verim alamaz. Yıllar önce bölgemizde çok büyük markalar vardı, ama artık yok. Kaliteli montaj ve kaliteli yedek parça kullanımı, hizmet kalitesine gösterdiğimiz özen bizi ayakta tutan unsurlar arasında. Dönüşüm sektöründe dernekleşmenin sağladığı yararlar nedir? Özellikle “merdiven altı” çalışan firmalar bize çok zarar verdi. Mühendisi olmayan, sigortasız işçi çalıştıran, yasal zorunlulukları yerine getirmeyen firmalar haksız rekabete yol açtı. Derneklerin en büyük katkısı bu firmaların önüne geçilmesi oldu. Doğru ve ilkeli şekilde rekabet sağlanması çok önemli. Ben derneklerin denetleme yapması gerektiğine inanıyorum. Böylece kalite artar ve hizmet iyileşir. Kesinlikle ciddi bir iş yapıyoruz ve bir çürük elma sektöre de zarar verir, insanlara da. İzmir’de otomotiv sektörü yükselişte Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)‘nun son açıklamasına göre Ağustos 2012’de 91 bin 193 taşıtın trafiğe kaydı yapıldı. Bunların %29’unu İstanbul, %7’sini Ankara oluştururken İzmir, trafiğe kaydı yapılan 5 bin 372 araçla Türkiye genelinin %6’sına ulaştı. Ağustos ayında trafiğe kaydı yapılan motorlu taşıt sayısında önceki aya göre %18,5’lik azalma olurken trafiğe kayıtlı otomobillerin %40’ının yakıt olarak LPG kullandığı belirlendi. LPG kullanımı artıyor Son açıklanan rakamlarla birlikte sektörle ilgili DHA’ya bir değerlendirme yapan EGOD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa İduğ, İzmir’de otomotiv sektörü hacminin yükseldiğine değindi ve bunun inşaat sektöründeki hareketlenmeyle yakından ilişkili olduğunu belirtti. Kentte otomobil satın alma alışkanlıklarını değerlendiren İduğ, İstanbul ve Ankara’nın aksine İzmir’de ithal araçlara ve lüks otomobillere çok fazla yönelim olmadığını belirterek İzmir’de memnun kalınan markaya sadakatin yüksek olduğunu ve LPG kullanımında her geçen gün artış yaşandığını sözlerine ekledi. 15 YAŞAM Başarılı adımlar için ailenin rehberliği Çocuklarımızın eğitim yaşamında başarılı, sosyal hayatta mutlu ve huzurlu bireyler olabilmesi için neler yapabiliriz? Babanın olumlu ve nitelikli ilgisi, çocuklarda liderlik, uyum yeteneği, matematik başarısı ve olumlu cinsel kimlik gelişimiyle yüksek oranda ilişkilidir. 16 Okula başlamak ailenin dışındaki sosyal çevreye girişin ilk adımıdır. Ailenin koruyan ve kollayan kabuğunun kırıldığı noktadır. Yeni arkadaşlar, yetişkin bireyler, onların istek ve beklentilerini saygıyla yerine getirme sorumluluğu, kısacası bambaşka bir dünya… Bu dünyaya adapte olabilmek göründüğü kadar kolay değil, bu nedenle ailelere önemli sorumluluklar düşüyor. Aslında fazlasıyla koruyucu ailelerde büyüyen ve okul öncesi eğitim almamış çocukların uyum sürecini daha zor atlattığı biliniyor. Çünkü okula başlamak psikolojik, sosyal ve fiziksel bir hazırlık gerektiriyor. Anne babalar çocuklarının eğitim hayatına ilişkin kaygıları başlangıçtan itibaren içinde taşıyor. Ne var ki çocuğunuz okula yeni başladıysa ve alışmakta zorlanıyorsa yapabileceğiniz en olumlu şey, heyecanınızı ya da kaygınızı ona yansıtmamaktır. Okulla ilgili sorularını cevaplamak, yeni şeyler öğrenmenin eğlenceli yanlarını onunla paylaşmak ve öğretmenleri hakkında olumlu konuşmak ilk etapta yapabileceklerimizden bazıları… Yol gösteren rehber olun Peki, çocuklarımızın sorumluluk duygusunu geliştirmek adına neler yapabiliriz? Aslında bu okul çağından önce kazandırılması gereken bir davranış modeli. Sorumluluk almak ve başladığı işi bitirmek, kendini yönetebilmek, davranışlarının sonuçlarını üstlenebilmek çocuğunuza yaşına, yeteneğine ve cinsiyetine uygun görevler vererek güven duygusunu pekiştirmenizle mümkündür. Yalnız dikkat, önemli olan baskıcı olmak yerine onun kendini tanımasına yardımcı olmak, ilgi alanlarını izlemek, onu yönlendirmek ve cesaretlendirmektir. Çocuğunuzun güçlü ve zayıf yanlarını gözlemleyin, ama sadece zayıf yanlarına odaklanmak yerine güçlü yanlarını desteklemeye çalışın. Çünkü hem aile hem de öğretmenler neye odaklanırsa, çocuklar da ona odaklanacaktır. Başarısızlıklara, hatalara, kusurlara odaklanmak, kendine güvenemeyen, şevki kırılmış dolayısıyla başarısız çocuklar ortaya çıkaracaktır. Neden başarısız? Öğrencilerdeki kaygının çok yüksek ya da çok düşük olması, motivasyon eksikliği başarısızlığın en büyük nedenlerindendir. Kendine güvenmeyen, soru sormaktan çekinen ve heyecanlandığı için bildiği soruları dahi yapamayan kaygılı kişilik yapısına sahip olmak başarısızlıkta büyük rol oynar. Geçmişte yaşanan başarısızlıklar sonucunda, aynı konularla yeniden karşılaşıldığında tekrar başarısız olma endişesi de sık karşılaşılan bir durumdur. Çocukların kendilerine hedef koymayı başaramaması bir sorun olabilir, ama velilerin kendi yapamadıklarını çocukları için hedeflemeleri de başarısızlık nedenidir. Düşünün kandan korkan bir çocuk hekim olabilir mi? Kendinize bir kez daha sorun: Her gün bir arada olduğunuz çocuğunuzu, onun yeteneklerini ve ilgi alanlarını yeterince tanıyor musunuz? Unutmayın ki, hedefler çocuğunuzun boyunu aşıyorsa, ümitsizliğe kapılıp onların altında ezilmesi kaçınılmazdır. Genç bir öğrencinin anne babasına karşı duyduğu, ancak doğrudan ifade edemediği kızgınlık sonucunda otoriteyi reddetmek için, başarısızlıkla ailesinden intikam almaya çalışması da ergenlik döneminin sorunlarındandır. Unutmayın, günümüzde artık başarı sadece bilgi ve becerilerle ölçülmüyor. Bu nedenle aile olarak çocuğunuzun kişilik değerini okuldaki ders başarısıyla ölçmediğinizi ona anlatmalısınız. Başarılarının karşılığında onu ödüllendirmelisiniz; ama asıl ödülün başarının yaşattığı gurur ve mutluluk olduğunu da gösterebilmelisiniz. Yaygın hataya siz düşmeyin Ailede, çocuğun eğitimi ve bakımından genellikle anneler sorumlu tutulsa da babanın sorumluluğu oldukça önemlidir... Türkiye’de yaygın durum ise baba çocuk arasındaki muhtemel iletişimin bile anneye yüklenmesi ve bu iletişimsizlik nedeniyle annenin arabulucu olarak konumlanmasıdır. Psikolojik Danışman Şenol Yiğit bu duruma gündelik hayattan diyaloglarla örnek veriyor. Bakalım size de tanıdık gelecek mi: “Baba, çocuğunun öğretmenine ‘Bizim çocuğun dersleriyle annesi ilgileniyor, onunla görüşseniz daha faydalı olur!” der. Baba, anneye: “Çocuğa söyle eve geç gelmesin!” der. Annesi aracılığıyla iletişim kurmaya alışan çocuk da “Babamdan izin alır mısın? Akşam arkadaşlarımda kalacağım!” demeyi öğrenir. Babalar ve çocukları Psikolog Menderes Başçı, çocuk yaşamında babanın rolünün en az anne kadar önemli olduğuna değinerek, “Baba yokluğunun çocukların özellikle zihinsel işlevlerini etkilediği bilinmektedir. Babanın uzun süre yokluğunda çocuklarda saldırgan davranışlar, hırçınlık, okul başarısında düşme ve uyum sorunları gözlenmektedir” diyor. Başçı, babanın olumlu ve nitelikli ilgisinin çocuklarda, liderlik, uyum yeteneği, matematik başarısı ve olumlu cinsel kimlik gelişimiyle yüksek oranda ilişkili olduğunu ifade ediyor. Eğer iş yoğunluğu nedeniyle çocuğunuzla uzun vakitler geçiremiyorsanız, kısıtlı zamanların niteliğini artırmaya çalışmalısınız. Ne yapmalı? • Başarılı olmuş kişileri ona sevdirin ve rol modelleri olmasını destekleyin. • Onu arkadaşlarıyla rekabete sürüklemeyin. • Psikolojik durumuna dikkat edin. • Onu ders, sınavlar ve gelecek konusunda paniğe sürüklemeyin. • Zamanı iyi planlaması ve kullanması için küçük yaşlardan itibaren ona yardım edin. • Dikkat eksikliği ya da görme kayıpları gibi fiziksel sınırlılıkları olup olmadığına dikkat edin. • Eğitim seminerlerine katılarak çocuğunuza rehber olma yolunda kendinizi geliştirin. • Tutum ve davranışlarınızla çocuklarınızın rol modeli olun. • Onlara okuma ve yazma alışkanlığı kazandırmak için siz de kitaplarla barışın. • Sanatsal ve sportif faaliyetlerin sadece boş zaman aktiviteleri olmadığını, dahası çocuğunuzun bu konulardaki ilgisinin onu başarıya götürebileceğini göz ardı etmeyin. Kaynaklar: www.acev.org, www.radikal.com.tr, www.aktuelpsikoloji.com, okulweb.meb.gov.tr, www.tedantalya.k12.tr 17 GEZİ Sonbahardan kışa gezi durakları Kapadokya Deniz, kum ve güneş üçlüsünü geride bıraktık. Şimdi sisli dağlara, ormanlara ve göllere yolculuk yapma vakti… Tatilin mevsimi olur mu sizce? Dinlenmek için hep geniş zamanlar ve bolca para mı beklemeliyiz? Güneş yeniden içimizi ısıtana kadar evlerimize mi çekilmeliyiz? Doğru, çocuklarımız okulda dersleriyle haşırneşir, bizse ev ve iş arasında bitmek bilmeyen bir koşuşuturmacanın içindeyiz. Yine de bu uzun maratonda hepimiz küçük molalara ihtiyaç duyuyoruz. Siz de biraz nefes almak isterseniz sonbahar ve kış aylarında ayrı bir güzelliğe bürünen mekanları mutlaka görmelisiniz. Birkaç gününüzü alacak başlı başına bir tatil için önerimiz Kapadokya ve Kazdağları, haftasonu kaçamakları içinse Kıyıköy, Trilye, Mürefte, Abant, Kartepe, Sülüklügöl ve Aytepe. Seçim sizin… görebilirsiniz. Vadideki Ağaçaltı ve Yılanlı Kilisesi’ni gezdikten sonra Narlıkuyu Krater Gölü’nün kenarında dinlenmek için mola verebilirsiniz. Bu bölgede Hititlerden kalma Derinkuyu Yer Altı Şehri’ni mutlaka görmelisiniz. Kapadokya’ya ulaştıktan sonra görmeniz gereken daha pek çok yer olacak: Avanos, Ürgüp, Göreme, Akvadi, Uçhisar ve Ortahisar Kaleleri, El Nazar Kilisesi, Aynalı Kilise, Güvercinlik Vadisi, Güllüdere Vadisi, Paşabağ-Zelve, şarap mahzenleri, halı atölyeleri ve daha niceleri… İmkanınız varsa balon turuna katılmanızı da mutlaka öneriyoruz. Dönüş yolunuzda Aksaray üzerinden Şereflikoçhisar’a giderek, Tuz Gölü’nün üzerinde yürüyüş yapmayı unutmayın. Masallar diyarı: Kapadokya Nevşehir, Kırşehir, Niğde, Aksaray ve Kayseri illerine yayılan Kapadokya bölgesindeki peri bacaları, 60 milyon yıl önce Erciyes, Hasandağı ve Güllüdağ’ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgar tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıkmış. Tarih boyunca peribacalarının içlerine ev, kilise oyarak, bunları fresklerle süsleyen topluluklar, binlerce yıl önce yaşayan medeniyetlerinin izini günümüze bırakmış. İnsan yerleşimlerinin Paleolitik döneme kadar uzandığı Kapadokya’nın yazılı tarihi Hititlerle başlıyor. Ama yakın tarihin mimari dokusu da coğrafi mekanla bütünleşen yapısıyla görenleri etkiliyor. Kayalara oyulmuş geleneksel Kapadokya evleri ve güvercinlikler yörenin özgün yapısını oluşturuyor. Eğer Kapadokya’ya gidekceseniz yolculuğunuza Aksaray’dan başlayarak Melendiz Çayı’nın yıllar içinde aşındırdığı Ihlara Vadisi’ni 18 Çanakkale, Kaz Dağları Mitolojinin büyülü coğrafyası: Kaz Dağları Ege ve Marmara Bölgesi’ni birbirinden ayıran Çanakkale ve Balıkesir sınırları içerisinde Edremit Körfezi’nin kuzeyinde yer alan Kaz Dağları Homeros’un İlyada Destanı’nda “Bin pınarlı İda” olarak adlandırılıyor. Çam ve zeytin ağaçlarıyla dolu bölge oksijen açısından dünyanın sayılı noktalarından biri. Dağın 1993 yılında koruma altına alınan kısmı olan Kaz Dağları Milli Parkı’nda gezi güzergahları, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından belirlenmiş. Parkın ve içerisindeki endemik bitkilerin korunması, yabanıl yaşamın zarar görmemesi için ziyaretçilerin, alan kılavuzu eşliğinde belirlenen güzergahlarda gezmelerine izin veriliyor. Park sınırları içerisinde bulunan 30’a yakın akarsudan en önemlileri Zeytinli, Kızılkeçili, Manastır ve Güre Çayı, Ihlamur, Sarıkız, Şahin, İskele Deresi ve Kuru Dere. Sakin bir balıkçı köyü: Kıyıköy Kıyıköy, Kırklareli’ne bağlı ve İstanbul’a sadece 165 km uzaklıkta. Pabuç ve Kazan dereleri arasına kurulmuş olan köye Bizans kalıntıları arasından giriliyor. Yolun sonunda balıkçıların bulunduğu koy var. 6. yüzyılda Jüstinyen döneminde yapılmış olan Aya Nikola Manastırı’nı görmeden ve balık yemeden Kıyıköy’ü terk etmeyin. Dar sokaklardaki eski evler arasında yürüyüş yapmak size iyi gelecek. Zeytinlikler içinde: Trilye Mudanya’da Marmara Denizi’nin kıyısında yer alan Trilye’nin diğer adı Zeytinbağı. Adından anlaşılacağı gibi zeytinlikler içinde bir yer. Daracık sokakları, eski evleriyle zamanın durduğu Anadolu yerleşimlerinden. Bölge SİT alanı olduğu için 1920’lerden bu yana hiç değişmemiş. Osmanlı, Bizans ve Rum mimarisinden izler taşıyan Trilye’deki yedi kiliseden üçü günümüze ulaşmış. Sahili, balıkçıları ve çay bahçeleriyle sessiz sakin Bolu, Abant bir dinlence mekanı olan Trilye’ye yolunuz düşerse çok yakınındaki Kumyaka’yı da gezebilirsiniz. Şarap tutkunları için: Mürefte Adı, tarihi kayıtlara göre ‘bin bir çiçek’ anlamına gelen ‘miryefton’ kelimesinden türetilen Mürefte deyince insanın aklına hemen şarap geliyor. Buradaki beşi büyük 30 civarında şarap tesisinden bazılarını gezmek ve tadım yapmak mümkün. Tekirdağ-Şarköy’e bağlı olan Mürefte, İstanbul’a 227 km uzaklıkta. Konaklamak için Şarköy’e gitmek gerekiyor. Haftasonu gezilerine katılın Abant: Abant, en bilinen kışlık gezi rotalarından. Göl çevresinde, karlar içinde ortalama iki saatlik bir yürüyüş yapabilirsiniz. Sadece çam ağaçlarının kokusunu içinize çekmek için bile gitmeye değer. Gölün çevresindeki otellerde çay-kahve içerek zaman geçirebilir, at veya faytonla gezebilirsiniz. Sucuk ekmek yemeyi sakın unutmayın. Sülüklügöl: Bolu’daki diğer bir durak Mudurnu sınırında yer alan Sülüklügöl. Rehberler, Sülüklügöl’ün kış aylarında bir başka güzel olduğunu söylüyor. Gölün çevresindeki manzara harika… Üç yüzyıl önce çöküntü nedeniyle oluşan gölde hala pek çok ağaç gövdesi bulunuyor. Kartepe: Kış mevsimi boyunca her haftasonu düzenlenen gezilerle İzmit’e bağlı bir dağ olan Kartepe’de kayak ya da yürüyüş turlarına katılabilirsiniz. Kuzu Yayla veya Altıoluk Yaylası yürüyüş turlarındaki uğrak mekanlardan. Geyik Alanı Zirvesi’ndeki manzaraysa büyüleyici. Buralara kadar gelmişken Maşukiye’yi de rotanıza ekleyebilirsiniz. Aytepe: İzmit Yuvacık’taki Aytepe’ye İstanbul’dan 2,5 saatlik araç yolculuğundan sonra varılıyor. Bir Karadeniz köyü izlenimi veren Aytepe’de yürüyüş yaparken rastladığınız küçük şelaleleri fotoğraflamak için makinenizi yanınıza almayı unutmayın. Karlı zamanlarda burada yürümek ayrı bir keyif. Bursa, Trilye Kırklareli, Kıyıköy İzmit, Kartepe 19 KÜLTÜR SANAT NASA ile dünden bugüne uzay yolculuğu Uzayı kim merak etmez ki diyorsanız Opet sponsorluğunda gerçekleştirilen ve insanoğlunun uzaydaki 50 yıllık macerasını gözler önüne seren NASA Sergisi’ne davetlisiniz. Yıldızlı bir gecede gökyüzüne baktığımızda hem bu muhteşem güzellik karşısında nefesimiz kesilir hem de yüreğimiz merakla dolar. Aklımıza cevaplanamayacak sorular gelir… İşte bu merak yüzyıllardır insanoğlunu heyecanlandırıyor. Yıllar önce Ay’a ayak basan insanoğlu, günümüzde Curiosity (Merak) gibi uzay araçlarıyla Mars gezegeninin yüzeyini araştırıyor. Siz de uzayı ve derinliklerini merak edenlerdenseniz, bugüne kadar 1,5 milyon kişinin gezdiği NASA Sergisi’ne mutlaka gitmelisiniz. 22 Aralık’a kadar devam edecek sergi, insanoğlunun uzayla ilgili önemli adımlarını biraraya getiriyor. 2.500 metrekarelik bir alana kurulan sergide insanoğlunun uzaydaki 50 yıllık macerası, NASA koleksiyonundan 110 adedi uzaya gitmiş ve geri dönmüş parçanın yanı sıra, dönemin toplumsal yapısı konusunda da bilgi veren 300’den fazla ilginç parçayla anlatılıyor. En kapsamlı uzay sergisi Opet’in ana sponsorluğunda gerçekleştirilen sergi, bugüne kadar ABD dışında yapılan en kapsamlı uzay sergisi olma özelliğini taşıyor. Ziyaretçiler, bir uzay istasyonundaki ateşleme rampasından uzay yolculuğuna çıkarak sergiyi gezmeye başlıyorlar. 1969 yılında Neil Armstrong’un Apollo 11 ile yaptığı ay yolculuğunda aya inişi gibi önemli anlardan kesitler, uzaya yolculukta kullanılan araçlar, aletler, astronot giyim malzemeleri ve aksesuarları, önemli parçaların özel maketleri ve uzayla ilgili özel film gösterimleri de meraklılarıyla buluşuyor. Uzay yolculuğuna katılmak için NASA’nın “A Human Adventure” sergisini Marmara Forum’da saat 10.00 - 22.00 arasında ziyaret edebilirsiniz. 20 Uzay boşluğuna yönelik gizemin peşinde koşmaya, keşfetmek için soru sormaya, araştırmaya devam… Adres: Marmara Forum içerisinde yer alan Expo Center, Bakırköy Çobançeşme Koşuyolu Bulvarı 3, İstanbul Tel: 0212 414 9494 www.nasasergisi.com NASA Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), 1958 yılında Amerika’nın uzay çalışmaları programlarından sorumlu kurum olarak kuruldu. Ay çalışmalarına dönük Apollo uçuşlarında, Skylab Uzay İstasyonu ve uzay mekiği çalışmalarında Amerika’nın uzay çalışmalarına yön veren NASA’nın görevlerinden biri de dünyanın iklimindeki değişiklikleri araştırmaktır. Kutup Projesi ve Yaşayan Okyanus Projesi’ni NASA’nın yürüttüğü programlara örnek olarak verebiliriz. www.pursu.com.tr Doğal kaynak suyu Pürsu, eşsiz lezzetiyle evlerinize geliyor. Aygaz Bayileri veya 444 9 787 21 , R E L L E Z Ö , R E L İ R A TİC , R E L İ N E Y , R E L İ L M E D I R K E L Ü C Ü R Ü S E D ’ E Y İ K . R R Ü T O Y İ D ” Z A G O T O Z A G “AY aygaznerede.com Aygaz, Türkiye'de 1 milyonu aşkın sürücü tarafından en çok tercih edilen otogaz.
Benzer belgeler
HABER Haber SOSYAL SORUMLULUK
Aygaz Dünyası’nın son sayısından bu yana, Akdeniz, Ege ve Orta Anadolu Satış
Müdürlüklerine bağlı Mogaz bayilerimizle Ankara, İzmir ve Adana’da buluştuk. Bu bölgesel
toplantıları, şirketlerimizin b...
haber haber röportaj
müşteri memnuniyetinde LPG Distribütörleri arasında birinci sırada yer aldık. Türkiye’nin
Kurumsal Yönetim Notu en yüksek 3. şirketi olduk. Otogaz ürünümüz için yaptığımız reklam
kampanyası ile Kri...