Mecit Hun(1952)
Transkript
Mecit Hun(1952)
“DİL” GAZETESĠ DĠL gazetesi Mecit Hun’un ilk, Iğdır’ın da üçüncü gazetesidir (IĞDIR ve ARAS’tan sonra). 9 Temmuz 1952 yılında yayın hayatına giren DĠL gazetesi teksirde tek sayfa olarak basılır. Eldeki en son sayı (Sayı: 130) 17 Nisan 1953 tarihini taĢır. Mecit Hun’un 16 Mayıs 1953 tarihinde ġARKIN DĠLĠ gazetesini pedal makinesinde yayınladığı dikkate alınırsa, DĠL gazetesinin Nisan 1953 yılı içerisinde yayın hayatına son verdiği anlaĢılır. DĠL gazetesinin yayın yüzü görmüĢ 130 sayısının eldeki toplam 57 nüshasının birer kopyasını değerli abim Nizamettin Onk kendi eliyle, cömert ve kadirĢinas bir davranıĢla bana teslim etmiĢtir. Yarım asra yakın özel arĢivinde bulundurduğu, baĢka hiçbir yerde bir kopyası olmayan, bir dönemin Iğdır’ına ıĢık tutan bu kıymetli belgeleri eksiksiz olarak siz okuyucularıma kavuĢturmayı görev bildim. DĠL gazetesi 14 sayı boyunca ÇarĢamba ve Cumartesi günleri olmak üzere haftada iki gün yayınlanır. 17 Ekim 1952’den itibaren de günlük siyasi gazete olarak okuyucusuyla buluĢur. Mecit Hun, DĠL gazetesini çıkardığında Millet Partisi Iğdır Ġlçe BaĢkanıdır. 27 Mayıs 1950 seçimlerinde büyük bir darbe alan CHP, âdeta siyaset sahnesinden silinmiĢ gibidir. DP iktidarına karĢı en etkin muhalefeti de Millet Partisi organize etmektedir. Bu dönem aynı zamanda DP Ġlçe BaĢkanı Nurettin Kirman ile Millet Parti Ġlçe BaĢkanı Mecit Hun’un siyasi görüĢ nedeniyle karĢı karĢıya geldikleri, aralarında sert polemiklerin yaĢandığı bir süreçtir. DĠL gazetesi siyasi görüĢ ayrımı yapmadan sayfalarını kalem severlere açar. Böylece Hamza Mızrak, Turgut Sungar, Eczacı Cengiz Sümer gibi isimler gazetenin yazı ailesine dahil olurlar. Sahip ve Mes‟ul Md. 9 Temmuz 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 1 Adliye Cad. No:8 Iğdır Günlük Siyasi Gazete Ağrı Yasak Bölgesindeki Köyler ĠĢi Ele Alındı DĠL (Mecit Hun) 12 Temmuz 1952 Yıl: 1 Sayı: 2 Memnuniyetle haber aldığımıza göre Ağrı yasak bölgesinde yasaklığı kaldırılan köylerin idari Ģekilde teĢekkül edebilmesi için yapılan tetkik ve muhabereler neticelenmiĢ ve pek yakında Tarım, Bayındırlık ve Sağlık bakanlıklarıyla Toprak ve Ġskan iĢleri genel müdürlüğünden birer kiĢinin iĢtirakiyle teĢekkül edecek heyet ilçemize gelerek son tetkiklerini yapacaklardır. Bu heyet marifetiyle köy kurulmasına karar verilecek yerlerin yol, toprak ve sıhhi durumları tespit edildikten sonra sayısı bir hayli kabarık olan meskun yerler birleĢtirilerek mahdut miktarda ve idari mevzuata uygun köy kurulması temin edilecektir. Vilayet adına gelecek heyete katılması tensip edilen il iskan memurlarından sayın Ahmet Tekirdağ da birkaç gün evvel ilçeye gelerek tetkiklerine ve gerekli hazırlıklara baĢlamıĢ bulunmaktadır. Gelecek heyete muvaffakiyetler temenni eder çok yerinde olan bu teĢebbüsten dolayı yakın ilgi göstererek bu mühim davayı halleden sayın valimiz Niyazi Akı‟yı tebrik ederiz. Hazım ve Tahammül Meselesi DĠL (Mecit Hun) 12 Temmuz 1952 Yıl: 1 Sayı: 2 Kudretimiz dahilinde IĞDIR‟a hizmet gayesiyle teksir ettiğimiz DĠL gazetesinin intiĢarını öfkelenmiĢ ve canı sıkılmıĢ olacak ki muhterem DP baĢkanı sayın Nurettin Kirman resmi makamlara ihbar ve müracaatla gazete çıkarmaya ehliyetli ve gerekli müsaadeyi de istihsal etmediğimize beyan buyurmuĢlar. BaĢvurduğu yerden kendisini tatmin edebilecek cevap aldığı muhakkaktır. Fakat merak ettiğimiz birkaç husus var: Evvela bizim gazete çıkarmaya ehliyetli olmadığımızı iddia ederken kendisinin malum vaziyeti dolayısıyla Ģu anda partisini temsil edebilecek ehliyete haiz olduğuna ve DP baĢkanlığı yapabileceğine kanaati var mıydı? Saniyen müsaade babında mütalaa beyan buyurmadan evvel iki sayfacık basın kanununu gözden geçirmeye lüzum gördüler mi? Tabiidir ki iki suale de verilecek cevap “Hayır”dır. Zaten Nurettinciğimin böyle hareket edeceğini önceden tahmin ettiğimiz için hayret etmedik sadece üzüldük. Çünkü gazetemize gelen tebrik mektuplarının yanı baĢında bu satırları neĢretmek hiçte hoĢa gitmeyecektir. Tahammül ve itidal tavsiye ederiz.... DĠL’den DĠL’den DĠL (Mecit Hun) 12 Temmuz 1952 Yıl: 1 Sayı: 2 Tuhafınıza gitmesin. Haber aldığımıza göre sevimli kaymakamımız Hakkı Albayrakoğlu tamim buyurdukları bir emirle iskan iĢlerini durdurmak suretiyle ilgili memurları bu hususla alakalı kanunları tatbikten alıkoymuĢtur: Tuhafınıza gitmesin... Gerçi kanunun hakim olduğu bir memlekette veya bizim gibi hukuk devletlerinde böyle Ģey olmaz ama, madem ki demokrasi var ve madem ki kanunları çıkaranlarda nihayet bizim gibi insandır. O halde bir kaymakamında 6000‟e yakın kanun içinden birkaç tanesini yürürlükten kaldırması mümkün ve tabii olmalıdır. Hem Iğdır gibi iskan iĢlerinin yolunda gittiği bir yerde iskân kanunlarını tatbike ne lüzum var ki... Ġlahi kaymakam bey... VEFAT Teessürle haber aldığımıza göre kasabamızın maruf tüccarlarından Hacı Hüseyin Vural, 10 Temmuz 1952 ÇarĢamba günü hayata gözlerini yummuĢtur. Kendisine Allah‟tan rahmet ve ailesine baĢsağlığı dileriz. DĠL mıntıkası açılıyor 12 Temmuz 1952 Mecit Hun Sayı: 2 Birçok köyleri içine alan ilçenin BaĢköy bucağına bağlı DĠL mıntıkasında bir üretme çiftliği açılması hususunda ki tetkikler sona ermiĢ ve keyfiyet Bakanlar Kuruluna arz edilmiĢtir. Kararın çıkmasını müteakip derhal faaliyete baĢlanacağını memnuniyetle haber almıĢ bulunmaktayız. Iğdır‟ın zirai inkiĢafında çok büyük rolü muhakkak addedilen DĠL üretme çiftliğinin açılmasıyla Iğdır‟ın her sahada inkiĢaf edeceği ümit edilmektedir. Bitmeyen Cami ĠnĢaatı Mecit Hun 12 Temmuz 1952 Sayı:2 ġarkın incisi diye vasıflandırılan Iğdır‟ımız gavur idaresinden kurtulduktan sonra bu yana bir Müslüman diyarı olduğunu ispat edebilmek için maalesef arzu edilir Ģekilde bir camiye kavuĢmadı. Yıllardan beri Iğdır‟da bir cami inĢası için teĢekkül etmiĢ dernekler, Ģahsi teĢebbüs veya rehberlikle yapılmıĢ toplantılar hatırlıyorum. Fakat bütün faaliyetlerin vücuda getirdiği yegâne eser yıkılan bir kilisenin temelleri üzerinde inĢa edilen bir metrelik temel duvarı ve dosyasında hıfzedilen bir projeden baĢka bir Ģey değildir. Bilhassa Iğdır gibi zengin bir yerde ve daha doğrusu bir Müslüman diyarında bu vaziyet affedilemez ve halkımızla yakıĢık almaz hallerdendir. Ferdi teĢebbüsle muazzam fabrika ve tesislerin yapıldığı Iğdır‟da cami inĢaatımız çoktan bitmeli ve baĢka yerlere örnek olmalıydık. Temennimiz bu iĢle ilgili arkadaĢların gayret ve mesai ve sayın halkımızın da kıymetli himmetlerini esirgemeden elbirliğiyle bu iĢi neticelendirmesidir. Sayın Çiftçilerimize 12 Temmuz 1952 DĠL Sayı: 2 Çift ile ziraat devri çoktan kapanmıĢtır. Makineli ziraat seni yükseltecektir. Traktör almak istersen Normak ve Schüluter markalarını tercih et. Gayet ihtisaslı ve elveriĢli ola bu malları Iğdır‟da KADĠR PARLAK acentesinde bulabilirsin. Ayrıca 3 tonluk VĠDAL römorklarıyla her cinste su motorları ve tulumbalar emrinize amadedir. FIRILDAK KÖġESĠ Fırıldakçı (Mecit Hun’un kaleminden) 12 Temmuz 1952 Sayı: 2 KEġĠġOĞLU BAĞINDA Birkaç gün evvel Ģöyle bir dinlenmek için KeĢiĢoğlu bağına doğru dalgın giderken elektrik santralı önünde çalıĢan ameleleri sıkı bir kontrol altında bulunduran muhterem reisimize rastladım. Ahbaplık ediyordum. Bu sırada çarĢı istikametinden avaz avaz reisi çağırarak arayan bir belediye mensubu geldi. Reis heyecanlanmıĢtı: “Ne var balam.. ne oldu?” “Ne olacağ... bir kamyonçu kamyonunu ılığtır direğine vurup direk eğilipti” Reis geniĢ bir nefes alarak: “Men de dedim gör ne yeke iĢ olup! Kanan adamsan balam... bele Ģeyin üstüne vurmazlar. Bir baĢkasına da tapĢırarığ o da kamyonuynan dalın dalın geler daldan vurar direk özözüne düzeler. Bele Ģey içinde adam reise geler mi? Ay sarsağ kozmel, çığ get iĢine, görürsen ki iĢler kaydasıncağ yeriyir...” diyerek adamını savdıktan sonra bana döndü: “Eledimmi ay fırılllağçı?” “Beli eledi reis” Reis yaptığından ve kendisine hak vermemden memnun olacak ki, “tevekkül Allah‟a” deyip vedalaĢtı. Millet Partisi Ġlçe BaĢkanlığından 12 Temmuz 1952 DĠL Sayı: 2 Partimize üye kaydı iĢine her gün saat 14‟ten 17‟ye kadar parti binasında devam edilmektedir. DıĢarıda müracaat eden arkadaĢların Adliye caddesi 8 numaralı parti binasına teĢrifleri rica ve ilan olunur. Sporcularımız Ağrı’da 12 Temmuz 1952 DĠL Sayı: 2 Vaki anlaĢma üzerine ilçemiz Sürmeli Spor Kulübü, Ağrı gençlik kulübü ile futbol ve voleybol karĢılaĢmaları yapmak üzere dün saat 6 da 23 kiĢilik bir kafile halinde Ağrı‟ya hareket etmiĢlerdir. Kendilerine muvaffakiyetler temenni ederiz. ĠLÂN: Pek yakında Aras Sinemasında “Dağların Kızı” filmi oynayacaktır. Açık sinemamız emrinize açılmıĢtır. Millet Partisinin Söğütlü Ocağı AçılıĢı 12 Temmuz 1952 Mecit Hun Sayı: 2 (Sayfa 3-4) Millet Partisi Iğdır ilçe yürütme kurulu Söğütlü mahallesi ocağının açılması münasebetiyle 9 Temmuz 1952 ÇarĢamba günü saat 17‟de belediye önündeki meydanda açık bir toplantı ve konuĢma tertip etmiĢtir. Toplantı Iğdır‟ın yaz mevsimi hususiyetleri nazarı alınarak günün en hareketsiz saatine isabet ettirildiği halde büyük bir dinleyici kitlesi tarafından sonuna kadar takip edildi. Ġlk konuĢmayı yapan Millet Partisi ilçe idare kurulu baĢkanı Mecit Hun, Millet Partisi gayeleriyle muhalefetteki çalıĢmalarının müspet neticelerini izah ettikten sonra, DP iktidarının samimi hareket etmediğini belirtmiĢ ve sözlerine Ģöyle devam etmiĢtir: “Memleketimizde tek parti yerine çok parti idaresinin kaim olmasıyla millet ve memleket hesabına daha hayırlı neticeler umulurken, Demokrat Partinin bugün tesis ettiği idare ile takip ettiği siyaset bizi ümitsizliğe sevk etmiĢtir. Mütereddit siyasi partiler arasından iktidara gelenler çok parti siyasetinin icap ettirdiği Ģeklide hareket etmediği müddetçe teessüs eden idare tek parti rejiminden daha kötü neticeler doğurur. Maalesef, DP takip ettiği hattı hareketle muhalefeti ezmek ve hatta bertaraf etmek emelindedir. Muhalif partilerle halk huzur ve teminat altında faaliyetten mahrum bulunmaktadır. Parti kademeleri, memurları daimi surette baskı altında tutmak ve onları partinin memuru olarak arzusuna göre harekete mecbur etmek suretiyle partizan bir idarenin temellerini atmakla memurlarımızın huzur içinde çalıĢmalarına mani olmaktan baĢka bir netice istihsal edemeyeceklerdir.” Bundan sonra Mecit Hun sözü Iğdır DP teĢkilatına intikal ettirerek DP idarecilerini kendi partilileriyle alelumum halk arasına nifak sokmakla itham etmiĢ ve. “Muhterem halkımızın müzaheretine istinat eden partimiz daime milletin emrinde çalıĢacaktır” dedikten sonra kürsüden inmiĢ ve Ģimdiye kadar DP‟de olduğu zannedilen ve DP‟nin BaĢköy bucağı kurucularından Gödekli kürsüye çıkınca, evvela neye uğradıklarını ĢaĢıran DP‟liler hadisenin ehemmiyetini derhal kavrayamamıĢ fakat iĢin ciddiyetine kanaat getirince nahoĢ hadiseler çıkarmaya teĢebbüs ederek zaman zaman hatibin sözlerini kesmeye çalıĢmıĢlarsa da alkıĢlar ve halkın tezahüratı arasında nutkunu sonuna kadar tam bir ciddiyetle okumuĢ ve toplantı sona ermiĢtir. Ġsmail Gödekli konuĢmasının metni aĢağıdadır: “Sayın hemĢehrilerim; bugün Millet Partisinin Söğütlü ocağının açılıĢ törenine Ģeref verdiğinizden dolayı hepinize partim adına candan teĢekkür ederim. ArkadaĢlar, 1947 yılında BaĢköy bucağında DP‟yi saffet ve samimiyetle, sarsılmayan azim ve iradelerine ve medeni cesaretlerine çok iyi güvendiğim ve itimat ettiğim aziz BaĢköylü kardeĢlerimle el ele vererek bütün hürriyet cesaretinin karargahı olan DĠL mıntıkasında kurduk. Kurduğumuz günden 1952 kongresine kadar bu partide gayet samimi ve ahenkaver bir Ģekilde çalıĢtık. Hakikaten DP‟nin ana akidelerine, tüzük ve programına hayranım. Gerek Halk Partisi gerek DP ve gerekse Millet Partileri benim için mukaddestir. Bu partilerin üçüne de, kurucularına da hürmetim vardır. Madem ki memleketimizde bugünkü bünyemize göre bir parti hızı ve havası yaĢamakta ve yükselmektedir. Binaenaleyh bu hız muhakkaktır ki çok kuvvetli temellere dayanarak yurdumuzda milletimizin selamet ve inkiĢafı yolunda göğüs gererek yürümelerini icap ettiriyor. ġu halde en kutsi hizmeti partiler yapmıĢ oluyor demektir. Fakat, maalesef yeni iktidar bu zihniyet ve gayeyi taĢımadı, bu varlığı göstermedi. Tüzük ve programındaki vaatleri yerine getiremedi. Yaldızlı sözlerle bizi aldattı. Memlekete irtica, iftira, nifak ve huzursuzluk soktu. Bugün millet büyük bir hayal kırıklığı içinde ümitsiz yaĢamaktadır. Bu merhametsizlik ve haksızlığı yapan yeni iktidarın kademe teĢkilatı baĢında olan nâ ehil (ehil olmayan) insanları memleket ve millet menfaatlerini gasp emek sevdasını güden kimseler ve hiçlerdir. Bu hiçler ki, tüzük ahkamına uymayarak o güzelim bakire tüzüğün bikriyle oynayıp lekelediler. 1952 ilçe kongresinde bir bozbaĢa oy aldılar. O hiçler ki, Nasrettin Hocanın yeminini bölemedikleri halde Ankara‟yı su yolu yaparak iktidardan pay ve hisse davasında bulundular ve bulunmaktadırlar. O hiçler ki Ankara‟ya yaranmak sevdasıyla gazetelerde bir çok hercailik ettiler ve iktidarı bu Ģekilde oynattılar. O hiçler ki 1950 seçimlerinde iki kardeĢi birbirine saldırdılar, particiliği ortadan kaldırarak partizanlık ve mahalli particilik yaptırıp bu temiz milletten bu suretle istifade ederek mevki kazandılar. Ve bu milletin emeklerini sonradan heder ederek iktidarın murassa koltuklarına imrenerek itimadımızı suiistimal ettiler. Ġktidar partisi 14 Mayıs‟ta yapmıĢ olduğu konuĢmalarında, ben ve benimle birlikte Millet Partisine intisap eden arkadaĢlar güya DP‟den ihraç edilen kimseler imiĢiz. Bu cümleyi dudakları arasına alarak efkarı umumiyeye yayan ve yakıĢtıranlar hakikaten Ģerefsiz ve karaktersiz kimselerdir. Benim ve arkadaĢlarımın partiden ihraçlarına dair hangi kararları mevcuttur ve sebep nedir, lütfen açıklasınlar. Ben, ne fabrika satmıĢ ve bu masum milletin günahına girmiĢ ve ne de iktidarı kandırarak baskı ile fabrika almıĢım. Ve ne de iktidarlarına güvenerek hükümet koridorlarında vasıtacılık yaparak iktidar sayesinde milleti soymuĢumdur. Ben bu davayı Ģerefli bir dava bilerek girdim. Bu davanın baĢında bulunan kimseler ve hiçleri gördüğüm içindir ki yeni iktidardaki bu haksızlıklara tahammül edemeyerek 6 sene bilafasıla çalıĢtığım partiden ayrılır, huzurunuzda Millet Partisine intisap ediyorum. Memlekette bu ana davaları baĢarmak için muhakkak mücadele Ģarttır. Millet Partisinin tüzüğünü bir defa gözden geçirirseniz eminim ki siz de benim gibi iktidarın hareketlerine nefret edip memlekette kuvvetli bir muhalefet yaratmak için Millet Partisine geçmeyi vicdani bir borç bileceksiniz. Sizlerinde Millet Partisine geçmesini candan dilerim.” Ġsmail Gödekli‟nin bu konuĢması sırasında o sırada dinleyiciler meyanında bulunan DP Ġç Bucak Ġdare Heyetinden Mehmet Gülten hatip için hakaret ve isnatta bulunmuĢsa da Ģahsi Ģikayete taalluk ettiğinden taraflar mahkemeye müracaat etmeden hadise kapanmıĢtır. Fakat Millet Partisinin gördüğü alaka ve müzaheretle Ġsmail Gödekli‟nin konuĢmasından sinirlenerek kendilerini savcılığa müracaatla Gödekli tarafından hükümet ve partinin Ģahsiyeti maneviyesine hakarette bulunulduğu iddiasıyla takibat icrasını talep etmiĢlerdir. Hükümet tarafından toplantıda bulundurulan siyasi mümessilin de teyit ve beyan ettiği gibi böyle bir hal varit olmadığı halde Demokratlar uğradıkları hezimetten ne yapacaklarını ĢaĢırarak sümme tedarik temin ettikleri birkaç DP‟li Ģahitle tertip ve isnatlara baĢvurmuĢsa da bizzat sayın savcı ve emniyet amirimiz tarafından yapılan inceleme neticesinde iddia varit görülmeyerek takipsizlik kararı verilmiĢtir. Ġyi düĢünen DP‟lilerle bitaraf halk ve CHP‟liler, Demokrat Partinin uğradığı bu vaziyeti hezimet telakki etmekte ve zaten sayısı pek az ola Demokrat Partililerin bu hadiselerden sonra Iğdır muhitinde asla tutunamayacağını beyan etmektedirler. Toplantı günü akĢam saati 21 sıralarında DP idarecilerinden Latif Polat‟la CHP müfritlerinden hamallıkla geçinen Ahmet Kumtepe arasında Fazıl Baykal gazinosu önünde bir kavga olmuĢ ve kahvenin camları kırılmıĢsa da hadise mahkemeye intikal etmeden yatıĢtırılmıĢtır. DĠL‟e gelen tebrik mektupları: DĠL Gazetesi yazı iĢleri Md. DĠL‟in intiĢarını gayet müsait karĢıladım, sizi ve yazı ailenizi tebrik eder, feyizli baĢarılar temennisiyle, gazetenizin uzun ömürlü olmasını yürekten dilerim. Kredi Kooperatifi Muhasibi TURGUT SUNGAR DĠL Gazetesi Müdürlüğüne Bugün intiĢar eden DĠL gazetesinin feyizli ve hayırlı olmasını temenni eder, muvaffakiyetler dileğiyle candan tebrik ederim. KARS Gazetesi Muhabiri M. Ali Kutlay Meyveciliğimiz 16 Temmuz 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 3 Her türlü zirai mahsul yetiĢtirmeye müsait olan Iğdır ovasının pamukçuluk, hububat, sebzecilik ve hatta hayvancılığı kadar meyve yetiĢtiriciliğinin de ön planda gelen bir dava olduğunu bilmeyen kalmamıĢtır. Fakat, meyvecilik ve bağcılığımızın bugüne kadar Ģahsi teĢebbüsten baĢka bir teĢvik ve himaye görmemesi bu önemli davanın esaslı bir Ģekilde tahakkukuna engel olmuĢtur. Kars, Ağrı ve Erzurum illerinin meyve ve sebze ihtiyacını temin gibi avantajlı bir durum taĢıyan Iğdırımız, meyveciliği ve sebzeciliği teĢvik yönünden bir parça himmet ve yardıma layık görüldüğü andan itibaren geçecek çok kısa bir müddet içerisinde geniĢ ölçüde geliĢmelere sahne olacaktır. Iğdır‟ın müsait durumunu göz önünde tutan hükümetimiz, hükümet eli ile yapılması lüzumlu olan yardımların nelerden ibaret olacağını tespit etmek ve mahallinde incelemeler yapmak üzere meyvecilik sahasında değerli ve geniĢ bilgiye sahip bir eleman olan Erzincan fidanlık müdürü ve meyvecilik mütehassısı Bay Kemal‟i Iğdır‟a göndermiĢtir. Adı geçen zatın yaptığı incelemeler müspet neticeler vermiĢtir. Ayrıca öğrendiğimize göre mütehassıs tarafından düzenlenip bakanlığa sunulacak raporda Iğdır‟da Iğdır çiftçisinin fidan ihtiyacını mahallinde ve geniĢ ölçüde karĢılayabilmek üzere bir meyve fidanlığının çok lüzumlu olacağı hususu da belirtilecektir. Pek yakında Iğdır‟da bir fidanlık kurmak, geniĢ ölçüde bağ ve bahçe kredisi tahsis edilmek suretiyle bağcılığın, meyvecilik ve sebzeciliğin geniĢ ölçüde inkiĢafına imkan verileceğini ümit ediyoruz. Arama Tarama 16 Temmuz 1952 DĠL Yıl: 1 Sayı: 3 Iğdır emniyet makamları tarafından 1 ve 12 Temmuz günleri saat 20 sıralarında yapılan umumi bir arama neticesinde iki tabanca ile iki bıçak elde edilmiĢ ve savcılığa teslim edilmiĢtir. IĞDIR-KARAKÖSE SPOR KARġILAġMASI 16 Temmuz 1952 ArkadaĢımız HAMZA MIZRAK maçların kritiğini veriyor Yıl: 1 Sayı: 3 Hakemin haksız hareketi futbol maçını neticesiz bıraktı. Voleybol Maçı: Takımımız tam bir itimat havası içinde idi. SAHĠRTURGUT-PAġA-ERDOĞAN-CENGĠZ-AYDIN Ģeklindeki kadromuz, sahada yer alınca hayli alkıĢ topladı. Birinci devreyi kolaylıkla 15-5 kazanan takımımız ikinci devrede gevĢedi. Bu devreyi de Cengiz‟in güzel bir vuruĢu ile 15-11 sona erdirdi. Sürmeli Spor voleybolcuları güzel bir oyun çıkardı. Bunun için galibiyet hakları idi ve Karaköselilere çok faiktiler. Futbol: Karaköseliler bu maç için oldukça hazırlanmıĢlardı. Bu maksatla Erzurum karmasında rakipsiz solaçık Erdoğan ile sağ açık Erdinç‟i ve bek Muammer‟i; Askeri Güçten de oyuncu alan Ağrı Gençlik Kulübü maçı en az 4-5 sayı farkla kazanacaklarını iddia ediyorlardı. Bu durum karĢısında baĢta Kâmil Taner olmak üzere bazı arkadaĢlar, takımımızı ezdirmemek amacıyla bu oyunculara itiraz ettiler. Hatta, Karaköselileri ayak diremesi karĢısında maçtan sarfınazar edilmek üzere iken, kafileyle beraber gelen bazı arkadaĢların ısrarı ve bütün oyuncuların isteği üzerine maçın yapılmasına karar verildi. Saat 16.45 de evvela Sürmeli Sporlular sahaya çıktılar. Arkasından Ağrılı gençler sahada yer aldılar. Mutat seremoni yapıldı. Bu arada sayın Ağrı valisi teker teker bütün oyuncuların elini sıkmak suretiyle iltifatta bulundular. Kurada takımımız rüzgar altına düĢtü. Ve takımlar Ģu tertipte sıralandı. Iğdır Sürmeli Spor: Fikret, Cengiz, PaĢa, Ali Rıza, Sahir, Turgut, Mecit, Aydın, Erdoğan, Fikret, Hayri Ağırlı Gençler: Nuri, Ġhsan, Muammer, Yavuz, Nihat, Yıldırım, Melih, Mehmet, Erdinç, Erdoğan, Hüsamettin Ġlk vuruĢu bizim takım yaptı. Topu kapan Ağrılılar neticesiz bir akın yaptılar. BaĢlangıçta, kalemizi Erdinç ve Erdoğan vasıtasıyla hayli tehdit eden Ağrılılar nihayet oyunun 8nci dakikasında Erdinç‟in yakın mesafeden çektiği Ģutla bir gol kazandılar. Orta yapıldıktan sonra sol açık Hayri nefis bir ilerleyiĢten sonra topu Fikret‟e geçirdi. Bu oyuncumuz da dokuzuncu dakikada bizim beraberliğimizi sağladı. Maçın mütebaki kısmı tamamen baskımız altında geçti. Hatta Fikret, esaslı bir fırsatı toyluğu yüzünden heba etti. Aydın‟ın nefis bir Ģutu da soldan direği yalayarak geçti. Oyunun devamı esnasında Erdinç‟in bahane dalıĢlarına ve kalecimizin mukabil kurtarıĢlarına Ģahit oldum. Karaköseliler, ferden iyi ve Ģöhretli olmalarına rağmen antrenmansızdılar. Asla anlaĢamıyorlardı. Çok zevkli bir oyun seyrettiğimiz bu maçta hakemin idaresi fevkalade idi. Ancak 44ncü dakikada aleyhimize verdiği penaltı haksızdı. Topun PaĢa‟nın eline çarptığını kabul dahi etsek, bu Ģerait altında penaltı verilemezdi. BaĢka bir ceza tatbik edilmeli idi. Oyun berabere idi. Kasti hareket yoktu. Bunun için penaltılık bir durum mevcut değildi. Bu suretle gerilen sinirler maalesef hiç arzu edilmediği halde oyunun devamına mani oldu. Takımımız iyi anlaĢılıyordu. Erdoğan ve Fikret deplasman yaparak Nihad‟ı aĢmakta güçlük çekmiyorlardı. Maçın cereyanı bir galibiyetle dönmemizi mümkün kılmıĢtı. Oyunun yarıda kalmasından dolayı duyduğumuz teessür pek büyüktür. Maçtan önce ve maçtan sonra gördüğümüz sıcak alakayı Ģükranla karĢılarız. Ağrılıarın misafirperverlikleri hepimizi teshir etti. Bu kardeĢ temasların daha iyi Ģartlar altında devam etmesi yegane arzumuzdur. Kendilerini Iğdır‟da bekler, saygı ve muhabbetle selamlarız. AÇIK TEġEKKÜR Asil ve yiğit Ağrılılarla beraber bulunduğumuz günler, bizim için zevkle anılacak birer hatıra olmuĢtur. Ağrılı kardeĢlerimizin canlı alaka ve unutulmaz samimiyetleri her türlü taktirin fevkinde idi. Kendilerini Iğdır Gençliği ve Kulübün namına selamlar teĢekkürlerimi saygılarımı sunarım. Sürmeli Spor Kulübü BaĢkanı Kamil Taner SÜRMELĠ SPOR KULÜBÜNÜN YENĠ DAVETĠ Memnuniyetle haber aldığımıza göre Sürmeli Spor Gençlik Kulübü ELAZIĞLILARI karĢılamak üzere Elazığ Merkez Gençlik Kulübü ile temasa geçmiĢtir. Muvaffakiyetler dileriz. SPORCULARIMIZ GELDĠ Bir spor karĢılaĢması yapmak üzere Karaköse‟ye giden kafile 14 Temmuz günü Iğdır‟a avdet etmiĢtir. DOĞUBEYAZIT’TA BĠR SPOR KULÜBÜ KURULDU Memnuniyetle haber aldığımıza göre komĢu Doğubeyazıt ilçesinde bir spor kulübü kurulmuĢ ve çalıĢmalarına baĢlamıĢtıri Muvaffakiyetler dileriz. Belediyemizin Faaliyetleri 16 Temmuz 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 3 Son günlerde hakikaten taktire değer çalıĢmalarda bulunan sayın belediyemizin hummalı faaliyetlerini yaptığımız tetkiklerle tespit etmiĢ bulunmaktayız. Evvelemirde, 1nci nüshamızda iĢaret ettiğiniz yolların kumla örtülmesi iĢini ön plana alan belediye Kars‟ta Muhittin TekbaĢ acentesinde mübaya ettiği romorklu bir ferguson traktörle iĢe baĢlamak üzeredir. Kasabanın intizamını temin ve çarĢı içindeki yolları muhafaza için nakil vasıtalarının hareket caddeleri tefrik edilmiĢ ve diğer caddelerin baĢlangıcıyla bitim noktalarına kazıklar çakılmak suretiyle nizam temin edilmiĢtir. Halkın sinema ihtiyacını de ele alan belediye sinema binası arkasındaki boĢluğu duvarla çevirmek ve inĢa etmek suretiyle beldeye bir yazlık sinema kazandırmıĢtır. Daha bir çok hususlarda faaliyet gösteren sayın belediye baĢkanımıza muvaffakiyetler temin ederiz. ĠLAN: KAYNAK YAPTIRACAKLARA Karadeniz garajı yanındaki atölyesinde Hüsnü Alacaoğlu oksijen kaynağı iĢlerine baĢlamıĢ bulunmaktadır. Sayın traktör ve kamyon sahiplerine duyurulur. DUYURU: Millet Partisi ilçe yürütme kurulu parti binasında üye kayıt iĢlerine devam etmektedir. ĠLMĠ ġUMÂ MALUM ġÜT M. H. (Mecit Hun) 16 Temmuz 1952 Yıl: 1 Sayı: 3 Geçen gün DP müritlerinden Latif Polat‟la bizim Kel Ahmet arasında vuku bulan kavga ve münakaĢa bize Ģu fıkrayı hatırlattı: Havada bulup tavada yiyenlerden birisi, bir gün fırıncıdan veresiye aldığı ekmeği evine göndermek ister. Etrafı arar, bir hammal bulur. “Balam bu çöreği al bizim dövlethaniye apar” Çörek sahibinin ne mal olduğunu bilen hamal, “Ne dövlethanesi, bari kâsıphane de! Çöreği de nisye alıpsan” Bedavacı bu cevaptan öfkelenir. “Ay kiĢi özüne gel, senin baĢının tüyü kadar menim pulum, dövletim var” Tesadüfe bakın ki hammalın baĢı kabak gibi kel, tüy arasan bulamazsın. Derhal baĢından küllahını kaldırır ve, “Dövlet Ģumâ Malum Ģüt” (Devletinizin derecesi malum oldu) diye cevapta bulunur. Sayın Latif Polat da Ahmet‟e öfkelenmiĢ olacak ki, “Çek buradan arabanı; yoksa bizim demokratlar senin illahını keserler”demiĢ. Her halde Polat‟ın demokratları da Ahmet‟in baĢındaki tüy kadar olsa gerek. Ticari Miting 16 Temmuz 1952 DĠLSĠZ (Mecit Hun) Yıl: 1 Sayı: 3 Sayfa:3 Millet Partisi toplantısından cesaret alan tüccarlarımızdan sayın Hüseyin Yaycılı tarafından 12 Temmuz günü belediye meydanında ticari mahiyet arz eden bir miting tertiplenmiĢtir. Vedat Pınar firması adına söz alan hatip sayın Rıza Özmen, Stiyer marka bir kürsüye çıkarak evvelemirde Zirai Donatım kurumu iktidarı ile Kadir Parlak muhalefetini Ģiddetli bir lisanla tenkit ettikten sonra, devamla, “30 senelik Ģoförüm. Emin olunuz ki, böyle motor görmedim. Bizimde tuhafımıza gidiyor. Sayın Iğdır çiftçisi zengin ve kadirĢinastır, lütfen bizden de biraz traktör alıp tecrübe edin, biz de malımızın kıymet derecesini anlayalım”, demiĢ ve ilaveten, “744 D Masseyharris traktörleri çok Ģerefsiz mallardır” demesi üzerine baĢlangıçtan beri mitingi takip eden Ġsmail Gödekli dayanamayarak, “Stiyer ve ġtayir traktörleri Ģerefsizdir”, diye müdahale etmiĢ ve kavga derhal yatıĢtırılmıĢtır. Not: Millet Partilileri cevaplandırmayan Demokratların YAYCILI mitingini cevaplandıracakları istihbar edilmiĢtir. Mitinge Demokratlar tarafından müdahale edilmemiĢtir. FIRILDAK KÖġESĠ 16 Temmuz 1952 Fırıldakçı (Kaleme alan Mecit Hun) Yıl: 1 Sayı: 3 Kasabada huzur ve sükunu temin ve kasaba sakinleri arasında daima sulh tesis etmek için faaliyet gösteren hemĢehrilerinize FIRILDAKÇI tarafından muhtelif hediyeler verilmektedir. ĠLK LĠSTEYĠ neĢrediyoruz: ĠBRAHĠM KĠRMAN: Sadık Tezel‟le birlikte bir Kars seyahati BĠTLĠSLĠ MEMET: Ġskan yoluyla bir ev HÜSEYĠNALĠ BAġKENTLĠ: YavaĢ yürüdüğü içini üç tekerlekli bir bisiklet ve Halfeli caddesinde bir pansiyon. ġEFĠ ÖCAL: Pristaf muavinliği HÜSEYĠN YAYCILI: Orgof süvari grubu levazım müdürlüğü CEMAL TOKSÖZLÜ: Hamit Ünver‟den muhtasar bir telgraf PULURLU AHMET: 7 adet hasta deve ĠSMAĠL ÖZGÜR: Kooperatif ihaleleri için bir banka mektubu AZĠZ ÇĠFTLĠK: Bir çeltik ihtisas diploması MEġEDĠ LATĠF: 14 Mayıs günlerinde takmak üzere, Oltu taĢından mamul 10 santim NURETTĠN KĠRMAN: MECĠT HUN: HAMĠT ÇĠFTLĠK: HASAN ÇETĠNEL: uzunluğu, 5 santim kalınlığında ve 7.5 santimetre geniĢliğinde ortası üç buçuk bir tırnak ayarında altına iĢlemeli bir adet DP rozeti Protokolde kaymakam refikliği Hasanhan köyünde Nurettin Kirman‟la muazzam bir pamuk ortaklığı SatıĢ kooperatiflerinden birisine müdür tayin edildiğine dair ticaret bakanlığından bir telgraf Iğdır ovasını sulama imtiyazı Fırıldağınız tutarsa devam edeceğiz. FIRILDAKÇI HUSUMET Mecit Hun 16 Temmuz 1952 Yıl: 1 Sayı: 3 Bir zamanlar Ulus gazetesinde sayın H. Cahit Yalçın, Hasankale‟nin bilmem hangi köyünce falancadan aldıkları imzasız bir mektuba istinaden Ağrı, Erzurum ve Kars vilayetleri halkının endiĢe verici bir Ģekilde silahlandığını bir baĢmakale mevzuu yapmıĢtı. Ġki gün evvel ki Kars gazetelerinden birisinde de, Karaköse hayvan pazarında vuku bulan bir katil hadisesiyle yakalanan birkaç tüfeği mevzu yapan sayın Fuat Araslı, durumu kendi Ģahsi görüĢüne istinaden kısaca tahlil ettikten sonra bu iki mücerret hadiseden ġarkın silahlanmakta bulunduğu neticesini istihraç ediyordu. Eminim ki gerek Ulus ve gerekse Kars gazetelerinin bu neĢriyatı, sırf iktidar partisini hedef tutarak bu kadar basit hadiselerle “sözüm ona” muhalefet yapmaktır. Ġktidar hükümetinin ihmalinden dolayı yalnız ġarkta değil Türkiye‟nin her tarafında her türlü silah yasaklığının hemen hemen ortadan kalktığını ve bu sebeple de halk arasında silaha karĢı Ģiddetli bir temayülün mevcut bulunduğunu hepimiz biliyoruz. Bu durumu iktidar aleyhinde mütalaa etmek gayretiyle milyonlarca vatandaĢı isyanla itham etmek her halde tecrübeli gazetecilere yakıĢmayan hallerdendir. Her gün büyük, partili veya partisiz gazetelerde bir sürü havadis arasında bu mevzu ile ilgili haberler de okumaktayız. Falan vapurda Ģu kadar tabanca ve mermi yakalandı, Ankara‟da silah kaçakçılığı yapan bir Ģebeke yakayı ele verdi, Ankara‟da iki köy halkı tüfekle birbirine girdi ve bu silahlı kavgada bilmem kaç kiĢi öldü veya yaralandı vs vs Bütün bu hadiseler tabii karĢılanmakta olup bu muazzam vakalardan Ġstanbul, Ankara veya herhangi bir yerin silahlanması veya ayaklanması neticesi istihraç edilmiyor da Karaköse de vuku bulan alelade ve münferit bir iki hadise bütün ġark vilayetlerini ağır bir itham altında bırakıyor. Zavallı ġark, senelerden beri sana tevcih edilen husumet bitmedi mi? Ehliyet Babından 16 Temmuz 1952 DĠL (Mecit Hun) Yıl: 1 Sayı: 3 Gazetemizin teksir edileceği sırada fabrikatör sayın Osman Ataman‟a ait traktörün askeri evler civarında devrildiğini üzülerek haber aldık. Zannedersek Iğdır‟da devrilmeyen veya bu beladan nasibini almayan traktör hemen hemen yok gibidir. Bu sebeple bir çok vatandaĢların hayatına kıyıldığı gibi bu traktörlere bağlanan yüz binlerce servette heba olup gitmektedir. Kanaatimize göre, bütün bu müessif hallerin biricik sebebi makinelerin ehliyetsiz Ģoförler eline terk edilmesidir. Bu hususta mal sahipleri kadar belediyemizin de kabahatli olduğu tabiidir. Her gün sayısı bir miktar artan traktör ve emsali zirai makineleri kullananların ehliyetli kimseler olmasına azami dikkat ve itina gösterilmedikçe netice daha fenaya gidecektir. GENÇLERĠMĠZ IĞDIRDA Yüksek tahsilde ve lisede buluna gençlerimiz tatil münasebetiyle gelmiĢ bulunmaktadırlar. Kendilerine Ģen günler temenni ederiz. MĠLLETVEKĠLLERĠMĠZ Seçildiklerinin akabinde CHP‟den istifa ederek iktidarı seçen üç milletvekilimizin seçmenlerle yeniden yüz göz olmak üzere yakında kasabamıza gelecekleri haber alınmıĢtır. ZĠRAAT MÜDÜRÜ Haberimiz olmadan iki gün evvel Iğdır‟a gelen Ziraat Müdürümüz sayın Ziya Ayrım‟ın gazetemizi tebrik etmeden Kars‟a avdet ettiğini haber aldık. Tebriklerini bekleriz. AÇIK MEKTUP Cengizciğim. (Cengiz Ekinci) DĠL gazetelerini zatı alinize bedava göndermeye mecbur değilim. Ya 5 papelimizi veya Ekinci gazetesi için bekçi parası makbuzuyla toka ettiğimiz abone bedellerini isteriz. Bilirsin ki KATIĞ AġI EYĠDĠR AMMA GEH MENDE GEH SENDE KAYMAKAMLIK TEKZĠP EDEMĠYOR 1 Eylül 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 11 Ġdaresizlik ve beceriksizliği dolayısıyla kaymakam hakkındaki neĢriyatımız cevapsız kaldıkça bir çok okuyucularımız bunun sebeplerini öğrenmek maksadıyla gazetemize müracaat etmektedirler. “Sükut ikrardan gelir” diye bir atasözü vardır. NeĢriyatımız vesikalara istinat ettiğinden yalanlanmasına ve hatta tavzihine dahi cevaz bulunamayacağı tabiidir. Saniyen mes‟eke körüklendiği taktirde neĢri sıra bekleyen nice haksız ve kanunsuz icraatının mevcut olduğunu muhatabımız bildiği içindir ki susmayı tercih etmektedir. Geçen gün Evci köylü bir hemĢehrimiz, bir arazi mevzuunda kendisine yapılan haksızlıktan dolayı yanında misafirleri bulunduğu bir sırada muhteremi makamında ziyaret etmiĢ ve kendisine Ģöyle hitapta bulunmuĢ. “Size kaymakam diyemeyeceğim; zira yaptığınız usulsüz ve haksız muameleyle bu makama layık olmadığınızı gösterdiniz” Bu köylü vatandaĢımızın iddiasının samimiyetine Ģüphemiz yoktur. Fakat, asıl mesele sayın kaymakamında bunu idrak ederek memleket hizmetinde faydalı olmaya çalıĢması ve kendisini ıslah etmesidir. Gazeteciğimiz bu sebeple tekzip yerine sayın kaymakamdan içinde bulunduğumuz kötü gidiĢin ıslahını beklemektedir. MAZLUM ARAS GELDĠ Birkaç seneden beri Amerika‟da tahsilini ikmal etmek üzere bulunan kıymetli gençlerimizden Mazlum Aras ile eĢi, dost ve yakınlarını ziyaret etmek üzere birkaç gün evvel gelmiĢlerdir. Aras, ticaret mevzunda antant (anlaĢma sağladığı) bir firmayla temas etmek üzere yakında Ankara‟ya gidecektir. HACILARIMIZ GELĠYOR Hicaza giden muhterem hacılarımız peyderpey gelmektedirler. Ġlk teĢrif eden Hacı Mehmet Günde‟den sonra ikinci kafilede iki gün evvel gelmiĢtir. MĠZAH... MĠZAH... MĠZAH... GEÇMĠġ OLSUN “GeçmiĢ olsun BeĢir, baĢına ne oldu?” “TeĢekkür ederim, baĢkan geçerken selamlamadım, baĢım kaldırım taĢına değdi” ġEYH HÜSEYĠNE SU VERĠLDĠ Ġki gün evvel Hüseyin Balamir‟e kaymakamlıktan yapılan bir tebligata göre, hapsedilmeden birkaç gün evvel Hafız‟ın dükkanı önünde yaptığı su talebi makamca incelenmiĢ ve pamuklarıyla buğday tarlasının susuz oluğu neticesine varıldığından kendisine ilkbahara kadar istediği kanaldan ekinlerini sulama müsaadesi verilmiĢtir. SOPA “Kızım ham dolsun okulu bitirdin, ne iĢ yapacaksın?” “Öğretmen vekili olmak istiyorum” “Iğdır hastanesinde münhalat varmıĢ, hemĢire olsan daha iyi olur” “Değil ki hemĢire hasta olsam dahi gitmem. Bana Ģimdiye kadar attığın dayak yeter. Operatörden sopa yemeye vaktim yoktur.” YILDIRIM MÜVEZZĠ “Ağabey, seni arıyorum, iki gün evvel bir yıldırımın (telgraf) vardı. Ġsmini bilmiyorum, dün seninle tavla oynayan arkadaĢın kardeĢine verdim, aldın mı? BALIKÇIL “Reis, al kargayı ver çeyreği!” “ Ay kozmel görürsen ki senden yekedir, belede karğa mı olar? Ağ karğa protokola girmez, sefeklenme özüne iĢ tap” TENEKE “Reis Ģu köpeğin kuyruğuna teneke bağlamıĢlar, nedir bu rezalet” “SağolmuĢ, imdi adamın kuyruğuna teneke bağliyılar. Kaldı ki it!” FIRILDAK KÖġESĠ 1 Eylül 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 11 Kirman‟ın (Nurettin) protokol defterinde ismi olmadığı için, pasaport kanununa muhalif ederek sayın bakanla protokol erkanının konuĢmalarını tespit maksadıyla kaĢla göz arasında belediyeye girmiĢ ve sofranın altında gizlenmiĢtim. Yemek faslı sırasında iki zat konuĢuyordu: “Galiba bakan iyi bir adamdır” “Ġyidir amma bizim kaymakam kadar iyi olamaz. Çünkü bakan herkese aynı muameleyi yapıyor. Halbuki kaymakamımız adamına göre icap ederse kanun icat eder veya kanunu dahi dinlemez. Sonra ve asıl mühim tarafı, bakan sabah saat 6‟da vazifeye çıkacak buna rağmen kaymakamımız vazifeye her gün saat 11:30‟da gelir ve oturmadan gider. Bu kadarcık farkı göremiyor musun?” “Haklısın amma, bakanın Iğdır‟a, kaymakamında dairesine geliĢi ve dönüĢü arasında zaman bakımından fark göremiyorum. Bu sebeple birbirlerine çok benziyorlar” “Evet, orası doğru, amma kaymakamımızın iyi bir tarafı var. Refiksiz iĢ görmez, saniyen koltukları geniĢtir. Bir araba karpuz sığar. YerleĢtirebilirsen iĢini yürütürsün.” “Peki muhaliflerden kimseyi göremiyorum. Acaba davet edilmediler mi?” “TeĢrifatçılık yapan zatı muhterem kooperatifte çiftlik kahyası bulunduğu sırada çırptığı taksimata uğramıĢtı. Bu defa belediyeyi kendisine çiftlik yapmak niyetinde olduğundan ipinin ucunu baĢkasının eline vermekten çekiniyor.” “Peki o halde EĢref‟ten korkmuyor mu?” “O Ģimdilik Ģahsi çiftliği ile meĢguldür” Bu sırada yemek faslı bitmiĢ ve kahve sohbeti baĢlamıĢtı. Merhum iskan kanunlarını bir defa da kendisi için hortlatmak gayesiyle kaymakamı koltuklamaya ve kafeslemeye çalıĢan bir DP‟li, “Sayın bakanım, bütün ġarkta ve bilhassa Iğdır‟da asayiĢ berkemaldir. Gazeteler yalan söylüyor.” DıĢarıdan sesler: “Halimizden memnunuz. Allah‟a Ģükürler olsun ki silahı olmayanımız yoktur. Allah kısmet ederse iktidar sayesinde polis ve jandarmaya lüzum kalmayacaktır. Mevzu sayın bakanın hoĢuna gitmediğinden o zamana kadar görüĢmedikleri belediye baĢkanının kim olduğunu sordular. Cemaatten birisi EĢref‟i takdim etti. EĢref, bakana söz sırası vermeden, “Bey, ben Samet Bey‟in halası oğluyum. Tezer Hanım buraya geldiği zamanlar bizde kalır. Ticaret Bakanlığında beni tanımayan yoktur. Kooperatifçilik mütehassısıyım.” “Sizin Iğdır‟da hangi cins hayvanlar yetiĢir?” “Bizde her cur heyvan olar, arvana , köĢek, bızoy, balağ, kidik, toyuğ...” Bakan bu isimlerden bir Ģey anlamamıĢtı. Kaymakam beyin gözüne baktı. EĢref devam ediyordu: “Efendim, hayvanımız Allah‟a Ģükür çoğtur. Oğru, canavar bize eziyet verir. Hammımızın tüfengi var emma hökümet bize biraz da ağır silah verse çoğ eyi olur” Vakit gecikiyordu. Bakanın kuĢlar uyanmadan Iğdır‟dan çıkması lazımdı. EĢref‟e cevap verilmeden toplantıya son verildi. Ben de teksirhanede soluğu aldım. DĠL’den DĠL’e DĠL (Mecit Hun) 1 Eylül 1952 Yıl: 1 Sayı: 11 BAKAN GELDĠ, BAKAN GĠTTĠ Rüya gördüğümü veya Ģaka yaptığımızı zannetmeyiniz. Refakatinde ki zevatla birlikte Doğu illerinde bir tetkik (!) gezisine çıkan sayın içiĢleri bakanımız meğer iki gün evvel ilçemize de uğramıĢtı!... Iğdırlılar muhterem bakanı görme Ģerefine nail olmadılar. Amma, Anadolu Ajansının uçurduğu bir balona göre muhterem ilçemizde coĢkun bir tezahürle karĢılanmıĢmıĢ.... Tahkik ettik aldığımız sahih malumata göre Mısır kralının gece yaĢamasından mülhem olarak gece tetkiklerini prensip addeden sayın bakan ġeyh Hüseyin‟le arkadaĢlarını uyuttuktan sonra kuĢ cıvıltılarının kesildiği bir sırada, Kirman‟ın protokol listesine dahil üç buçuk kiĢi tarafından yedirilip içtirildikten sonra muhteremin baĢına sihirli bir küllah geçirilerek kasabadan çıkarılmıĢ ve yolcu edilmiĢlerdir. Tabii Doğunun tehlikeli ve ıssız yollarında muhteremler soyulmadığına göre, asayiĢin de berkemal olduğu neticesine varılmıĢ!.. Allah iktidara zeval vermesin. Sureti neĢrediyoruz 1 Eylül 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 11 ĠçiĢleri Bakanının ilçemize teĢriflerinde halkla temas etmeden ayrılmasını bazı vatandaĢlarımız efkârı umumiyeye duyurulmak üzere Ankara ve Ġstanbul gazetelerine bildirmiĢlerdir. Gazetemize gönderilen suretini neĢrediyoruz: “Son zamanlarda muhtelif bakanlar ve sayın meclis baĢkanı tarafından Doğu bölgelerine yapılan tetkik seyahatlerinde halk ile temastan kaçınılarak birkaç kiĢiden mürekkep tertipçiler marifetiyle söylenen methiyelerden sonra merkeze avdet edilmektedir.” Ġlçemizde ki çaresizlik ve asayiĢ noksanlığından dolayı sayısız Ģikayetlerimizi dün teĢrifini beklediğimiz sayın içiĢleri bakanına arz etmek niyetiyle intizarda iken, gece yarısına doğru ilçemizi Ģereflendiren bakan Kars‟a teĢrif etmekte bulunan sayın cumhurbaĢkanımızla görüĢmek bahanesiyle dertlerimiz ve Ģikayetlerimizi bir tarafa bırakarak sabaha karĢı ilçeyi terk etmiĢlerdir. Ġdaresizliğin son haddini bulduğu Iğdır‟dan aksettirecek dertlerimiz çok fazladır. Sayın bakanla muhterem cumhurbaĢkanımızın her an Ankara‟da görüĢmeleri mümkündür. Ġktidar partisi mensupları halkla devlet arasına girmek suretiyle Ģikayetlerimize mani oldukça durumumuz kötüye gitmektedir. GÜNAHKAR BĠZLER Mecit Hun 4 Ekim 1952 Yıl: 1 Sayı: 12 Samimiyetine hiçte güvenmediğimiz Nurettinciğim, DĠL‟imizin intiĢarını müteakip bize amansız düĢman kesilmektedir. Sabık dostumuz nihayet sayın ĠçiĢleri Bakanının Iğdır‟a teĢrifleri sırasında karakteriyle tebessümlerinin sahteliğini ortaya koydu. Her yere burun sokmaya alıĢık tavrıyla sayın belediye baĢkanının rahatsızlığında istifade eden hazret, teĢrifatta bizimle beraber yer almayacağını ilan etti. Kendisinin bu küstahça hareketine layık olduğu cevabı verebilirdik. Fakat bizler iĢlediğimiz günahın cezasını çekmekle mükellef olduğumuz için sadece yapılanlara seyirci kalacağız. MeĢhur bir hikaye vardır. Ġsmini hatırlayamadığım gayet çirkin bir Arap alimi varmıĢ. Bu adamcağız, ömründe bir defa olsun kadın türüne mahzar olamadığından bedbaht bir hayat geçirmekte imiĢ. Bir gün ġam parklarından birisinde istirahat etmekte olan meĢhur alim, gayet güzel bir hanımın kendisini inceden inceye tetkik ettiğini sezince pür ümit ve neĢe içinde hanıma hitaben, “Her halde hoĢunuza gitmiĢ olacağım ki beni dikkatle tetkik buyuruyorsunuz. Lütfünüze çok teĢekkür ederim. Arzu ederseniz hayat arkadaĢı olabiliriz”, demiĢ fakat muhatabından aldığı Ģu cevap zavallı Arap aliminin ebedi bir hayal kırıklığı ile susturmuĢ: “Beyefendi nazarımı yanlıĢ anlamayınız. Ben gayet güzel ve yakıĢıklı üç delikanlı ile evlendim. Fakat her üçünden de sebepsiz yere ayrıldım. Çok büyük günah sahibiyim. Bu günahlarımı affettirmek için her gün böylece parklara çıkara bütün zamanımı sizin gibi çirkinlere bakmakla geçiririm” Nurettinciğim, yalnız bizler değil bütün Iğdırlı günahkârdır. ĠĢlediğimiz hata ancak bir müddet seni iĢ baĢında görmekle affedilecektir. DĠL’den DĠL’e Mecit Hun 4 Ekim 1952 Yıl: 1 Sayı: 12 SITMA MÜCADELE Sıtmanın sivrisinekle geçtiğini biliyoruz. Koskocaman sıtma savaĢ teĢkilatımız bütün yıl boyunca bu ufacık hayvanla mücadele etti durdu. Ayıp değil ya! Allah onlara da ufacık düĢman nasip etmiĢ. Nihayet yedi sene harplerinden daha fazla devam eden bu kanlı savaĢta sivrisinekler galibiyeti elde ettiğinden bizim Iğdır sıtma savaĢ teĢkilatı da Ġkinci Cihan Harbinin Japonya‟sı gibi kayıtsız ve Ģartsız teslim olmuĢ. Bizce tabii bir neticedir. Zira mücadele eden iki taraftan biri er geç mağlup olacaktır. P. T. S. Kooperatifleri Genel Kurul Ġçtimaları 4 Ekim 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 12 Iğdır Pamuk Tarım SatıĢ Kooperatifleri genel kurul mutat toplantıları devam etmektedir. Bu arada BaĢköy ve TaĢburun bucaklarıyla Tuzluca ilçesinde yapılan içtimalarda yeni seçimlerde yapılmıĢ bulunmakta olup ayrıca Birlik delegeleri de tespit edilmiĢtir. Gazetemize birçok ortakların imzasıyla gönderilen mektuplardan anlaĢıldığına göre TaĢburun bucağında yapılan içtimaa Ticaret Bakanlığı komiseri sıfatıyla iĢtirak etmesi lazım gelen sayın ilçe kaymakamının rahatsızlığı dolayısıyla tevkil edilen TaĢburun bucak müdürü Nuri Atasever‟in taraf iltizam etmesi sebebiyle bu husus 6 köy muhtarı tarafından tanzim edilen bir mazbata halinde kaymakamlık makamına sunulmuĢ ve TaĢburun seçimlerine itiraz edilmiĢtir. Ayrıca bize Ģifahen verilen malumatta bu hususu teyit ettiğinden TaĢburun seçiminin Birlik genel kurulu toplantısından önce tekrar yapılacağını ve yeniden bu bucakta delege seçileceğini tahmin etmekteyiz. Diğer taraftan Iğdır merkezinde iki gün evvel yapılan genel kurul toplantısında yeni yönetim kurulu ile Birlik delegeleri seçilmiĢtir. Aldığımız habere göre Iğdır merkez kooperatif yönetim kurulu üyeliğine Ahmet Armağan, Ali Rıza Bagana, Mehmet Sönmez ve Cihangir Erkut getirilmiĢ ve Birlik genel kurulu için de delegeliği Talat Tufan, Ahmet Armağan, Esat Ogan , Mustafa Gülmez, Timur Turan, Mehmet Sönmez, Hasan ġimal, Mustafa ġimĢek, Ġsmail AktaĢ, Ali Kızılay, Kadir Erol, Hasan Turan, Hasan GüneĢ, Ġsmail Ağırkaya, Kasım Turan, Sadık Tezel, Hasan Çetinel, Ali Rıza Bagana, Hüseyin Bağcı, Muhtar Yıldırım, Necef Yıldız, Hasan Yıldız, Mehmet Duman, Kurban Akar, Rahim Aydın, Hüseyin Turan, EĢref BaĢaran, Ġsa Yiğit, Ġbrahim Aras, Muharrem Varol, Nağdali Turan, Esadullah Aras, Ġbrahim Aksoy, Ġsa KarakuĢ, Bekir AkkuĢ, Abdullah Armağan, Cevat Han, Abdulhadi KuĢ, Mehmet Ali Haçadağ, ġabap Alagöz, Cihangir Aras, Kerem Turan, Ahmet IĢıkçelebi, Sultan Yıldız, Ziyadeli Eroğlu, Yahya Kızılkaya, Caferkulu Sönmez, Ahmet BakıĢ, Abdullah Yıldırım, Celil Aras, Rıza TaĢ, Celil Orhun, Ali Kum, Süleyman Demirel, Allaverdi Gül, Ġsa KarakuĢ kazanmıĢlardır. Gazetemizin teksir edildiği sırada Enver Sever‟in de delege seçildiği öğrenilmiĢtir. Birlik Genel Kurlu içtima günü yakında bildirilecektir. OT YANGINLARI Son günlerde ilçe köylerinde ot yığınlarının meçhul Ģahıslar tarafından yakılması günün olayları haline geldi. Bir müddet evvel HoĢhaber köyünde Ġsa Turan‟ın, iki gün evvel de Halfeli köyünde Enver GüneĢ‟e ait iki muazzam ot yığını yanmıĢ ve Orgof‟ta da üçüncü bir ot yangını bunları takip etmiĢtir. Yangın hadiseleri etrafında savcılık tetkik ve tahkiklere baĢlamıĢtır. TAVZĠH Geçen nüshamızın mizah sütununda “Yıldırım Müvezzi” baĢlığı altında neĢrettiğimiz bir fıkrayı sayın posta idaremiz ciddiye hamlederek çok sevdiğimiz ġevket‟i muaheze etmiĢtir. NeĢriyatımızın bununla ilgili olmadığını tavzih ederiz. MĠZAH KÖġESĠ DÖRT NAL “Reis bak Ģuna cadde ortasında dört nala geçiyor. Ceza verseniz olmaz mı?” “Haklısın kaymakam bey, tutamırığ, sen yakala biz ceza keselim” PROTOKOL Geçenlerde sayın Koraltan‟ın ilçeye teĢrifi sırasında misafirlere takdim edilen yumurtalardan birisinde tüysüz bir civ civ çıkmıĢ. Adamcağız göz altından bizim reise bakarak, keyfiyeti ima eder bir ifadeyle: “Reis bey bu da ne oluyor ki?” “Bey o da protokole dahildir” cevabını almıĢ. CAMĠ ĠNġAATI ĠLERLĠYOR Halkın teberru ve yardımlarıyla cami inĢaatımız ilerlemektedir. Birkaç gün evvel sayın kasaba halkı tarafından yeniden bir miktar nakdi yardım toplanarak derneğe verilmiĢtir. P.T.S.K. Mecit Hun 8 Ekim 1952 Yıl: 1 Sayı: 13 Iğdır Pamuk Tarım SatıĢ Birliğine bağlı kooperatiflerin mutat içtimalara baĢladığını geçen sayımızda bildirmiĢtik. TaĢburun bucağımızda yapılan yönetim ve kontrol kurulu ile birlik delegeliği seçimine bucağın ekseriyetini teĢkil eden 6 köy ortakları tarafından itiraz edilmiĢ ve itiraz dilekçesinin bir sureti de gazetemize gönderilmiĢtir. Geçen sayımızda da belirttiğimiz gibi TaĢburun bucak müdürünün taraf iltizam etmesi ve kendisine tevdi edilen vazifeyi layıkıyla yapmaması, bucak halkının ve bilhassa kooperatif ortaklarının birbirine girmesine sebep olmuĢtur. Ġtiraz dilekçesinde bilhassa kayda değer Ģu hususlar meĢru bir seçim yapılmadığını göstermektedir. 1. Kongre katipliğine seçilen Mirze Ali Aydın adındaki ortağın adam öldürmekten ağır cezalı ve ayrıca memuru dövmek ve hakaret suçundan ayrıca bir yıl mahkumiyetinin mevcut olduğu nazara alınmamıĢtır. 2. Bucak müdürü Nurti Atasever tarafından ortaklıkla alakası bulunmayan Ģahısların oya iĢtirak ettirilmiĢ ve alenen tefrika ve zümrecilik yapılarak toplantının ahengi bozdurulduktan sonra muhtelif Ģekillerde seçime hile ve fesat karıĢtırılmıĢtır. Bu hususta bilgisine müracaat ettiğimiz Birlik kontrolörü Hamit Çiftlik ile Ticaret Bakanlığı murakıbı Hüseyin Talınlı da itiraz sebeplerini teyit etmiĢlerdir. Aldığımız son bir habere göre Ticaret Bakanlığı komiserliği vazifesine haiz bulunan sayın kaymakamımız yetkisine istinat ederek yolsuzluk yapılan bu seçimin iptaliyle yeniden bu bucağımızda gerekli kongrenin yapılması cihetine gitmiĢtir. Bu vaziyete göre Birlik seçimlerinin yapılabilmesi için yeninden yapılması düĢünülen ve hatta kararlaĢtırılmıĢ bulunan TaĢburun seçimi neticesinin alınması lazımdır. Ayrıca, kaymakamlık makamınca TaĢburun bucağına bağlı 6 köy muhtarının zabtına istinaden bucak müdürü Nuri Atasever hakkında tahkikata tevessül edildiği öğrenilmiĢtir. Yine Röntgen Meselesi Mecit Hun 8 Ekim 1952 Yıl: 1 Sayı: 13 Geçen nüshalarımızdan birisinde sıtma mücadele tabibi tarafından ruhsatsız röntgen çalıĢtırıldığı iddia edilmiĢ ve bu neĢriyatımıza istinat eden sayın hükümet tabibimiz Uluhan el altından faaliyete geçirilen bu cihazı resmen kapatmak suretiyle kanuni vazifesini yapmıĢtı. Esasen, fırıldakçımızın mevzuuna girmesi lazım gelen bu röntgen hikayesi dahiliye mütehassısı Ahmet Atacı‟ın Iğdır‟a avdet etmesiyle yeniden dillere düĢtü. Haber aldığımıza göre bir iki ay evvel ilçemizden ayrılan Atacık birkaç gün evvel Iğdır‟a avdet buyurarak mahiyetini bilmediğimiz bir sertifika ile hükümet tabipliğine müracaata bulunmuĢ ve bir müddet evvel faaliyetten men edilen bu cihazı çalıĢtıracağına dair bir beyanname vermek istemiĢtir. Ġlgililerin ne cevap vereceğini bilmemekle beraber bizler Ģu kanaatteyiz ki, Iğdır da röntgen çalıĢtırmak isteyenler ammeden ziyade kendi menfaatlerini düĢünmektedirler. Zira, bir müddet evvel bu cihazla bir filmin 25 milyara çekildiğini ve çekilen bu filmlerden de her hangi bir fayda temin edilmediğini hatırlıyoruz. Bizim bildiğimize göre bir sertifika 6 aylık staj devresinden sonra verilir. Sayın Atacık bir buçuk ay evvel Iğdır‟dan ayrıldığına göre, bu stajı nasıl ve nerede yaptı? Gaye, sümme tedarik elde edilen bir vesikaya istinaden Iğdır‟ı sömürmek ve röntgen maskesi altında hastalarımızı birbirlerine havale ederek kese doldurmaktır. Muhterem sıhhat müdürümüzle hükümet tabibimizin bu mevzuda hassasiyetle hareket edecekleri tabii olduğundan, neticeden endiĢe etmiyoruz. CAMĠ ĠLANI ĠnĢaatı ilerleyen camimize yardım etmeyi unutmayalım. Hamiyet sever vatandaĢlarımızın camit yaptırma derneğine müracaat etmeli ve yapacakları yardımı makbuz mukabilinde yatırmaları rica ve ila olunur. FIRILDAK KÖġESĠ 8 Ekim 1952 Fırıldakçı (Mecit Hun’un kaleminden) Yıl: 1 Sayı: 13 Gayet kübik ve galiba 1952 model iki taksinin belediye önünde durduğunu gören bizim Feyzullah (Zengi) semaverin borusunu indirdikten sonra, Yaveroğlu ile birlikte pür telaĢ masa ve sandalyeleri topluyordu. Merak ettim, yanaĢtım ve sinema megafonu ile kulağına eğilerek: “Ne o, Feyzullah misafir geldiğini görmedin mi?” neden kahveyi kapatıyorsun. “Ah!.. ġu Demirkıratların (DP‟liler) derdi meni mezere aparacağ. Çay, Ģeker pulunu hesret ettiler, gene de el çeken yoğtur. Men çalıĢıram onlar dağıdır” “Demokratlar iyi adamdır, sana ne yaptılar ki?” “Men ölüm, de bir görüm, Yay‟dan bu yana Ġdir‟e kaç yeke adam gelip?” “Hatırladığıma göre Tarım Bakanı, Milli Eğitim Bakanı Koraltan ve cemaati, ĠçiĢleri Bakanı, Demokrat milletvekilleri, Kars Valisi ve daha birçokları...” “Allah‟a andolsun ki her biri yirmice pangnot soğup, idareden düĢmüĢem Allah belke bayısın evini yığsın. Konağa içerdekileri yetmir, birkaç neverim demirkırat var, onlar lap paz olup bakan bir içende onların heresi on içir, menim kahvemi kopratife çevirdiler” “Peki sen niye çayını para almadan veriyorsun?” “Kopratif seçiminde günde mince çay içilir, pulunu EĢref kimin bir ağa peĢin cebinden verirdi. Men sarsağ buna kandım” “Merak etme daldan verecekler” “EĢi, imdi fırıllağın sırası değil, kabağdan vermeyen daldan da vermez” Bu sırada park müsteciri Cabbar arkadaĢı PaĢa‟ya seslenerek: “Eye, dedemizin evi yığıldı, gene bakan gelip, tez oraları yığıĢtır. Müftebazlar paz olmasın. Feyzullah kapamıĢ” “Vaziyetten haberdar olan Aği Feridun‟a doğru koĢarak, “Geldi bakan, geldi bakan, geldi bakan, kilitle kilitle, talaksız tez ol!” Bu telaĢ içinde Aği kahveyi kitlemiĢ ve müĢterilerin yarısı içerde kalmıĢtı. Bütün kahvelerin kapanmasına rağmen Baykal heykel gibi dikilerek, “ne ġam‟ın Ģekeri, ne Arabın yüzü” kabilinden çay vermeyerek meslektaĢlarıyla istihza ediyordu. DĠL’den DĠL’e Mecit Hun 8 Ekim 1952 Yıl: 1 Sayı: 13 ÇALAR SAAT Beldenin bütün ihtiyaçlarını muvaffakiyetle temin eden (!) belediyemiz, su kulesi üzerine bir çalar saat ilavesine karar vermiĢ. VazifeĢinas memurlarımızın mesailerini kontrol bakımından önemli addedilen bu teĢebbüsün muvaffakiyetle neticelendirilmesi Ģayanı arzudur. Ancak bu kararı verirken sayın belediye meclisi acaba bir noktayı düĢündüler mi? Olur ya günün birinde güreĢçilerimizden birisi Iğdır‟a geliverir ve Allah korusun bu muazzam saate gözü iliĢirse saat on birlere kadar yatak sefası süren memnun kalacak amma belediyemiz ikinci bir saat temin edebilecek mi? BOZBAġ “Bir bozbaĢ yedim, al Ģu yetmiĢ beĢini” “On beĢ daha ver” Duvardaki rayiç listesine bakarak: “Burada yetmiĢ beĢ yazılıdır” “O belediye encümeni içindir. Sen kentlisen ver pulumu uzun danıĢma” PUDRA “Kızım sana az pudra sür demedim mi? “Vallahi sürmedim, belediyenin yeni yaptırdığı caddeden geçtim de...” ZÜMRECĠLĠK Bizler dilimizin döndüğü kadar ve kudretimiz dahilinde zümrecilikle mücadele ederken, diğer taraftan TaĢburun bucak müdürü Nuri Atasever gibi sözüm ona münevverlerin zümrecilik yaptığını duyup öğrendikçe böylelerini iĢ baĢında hem de idareci olarak tutanlara teessüf etmekten kendimizi alamayacağız. Tefrika ve zümreciliğin milli bünyemizde açtığı yara çok büyüktür. Kanı beĢ para etmeyenlerin dillerini keseceğimize onları bağrımıza basmakla memleket ve millet namına büyük günah iĢliyoruz. Bilmem ki sayın ilgililerde bizim gibi düĢünüyor mu? BELEDĠYEDE Haber aldığımıza göre son belediye meclisi içtimaında encümen üyeleri arasında ufak bir tebedülat olmuĢ ve faal gençlerimizden Ali IĢık encümen üyeliğine seçilmiĢtir. VALĠMĠZ IĞDIR’DA 17 Ekim 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 14 Kars Valisi sayın Niyazi Akı beraberlerinde il daimi komisyon üyesi Musa Doğan, Ziraat Müdürü Ziya Ayrım ve Bayındırlık Müdürü oldukları halde iki gün evvel ilçemize teĢrif ederek bazı tetkiklerde bulunmuĢlardır. Iğdır‟ın iktisadi ve ticari durumuyla yakından ilgilenen sayın valimiz evvela Tuzluca yoluyla Balıklı göl mevkiindeki araziye çıkarak Iğdır ovasının bu gölden alınacak sularla sulanması imkanlarını tetkik buyurmuĢ ve buradan avdetini müteakipte ticaret ve sanayi odasında yaptıkları bir toplantıda Iğdır‟da iplik fabrikası açılması mevzuunda tüccarlarımızla hasbıhal etmiĢlerdir. Valimiz, bu toplantıda tetkik ettikleri her iki mevzununda yakında tahakkuk edeceğini belirtmiĢ ve Iğdır‟a karĢı hususi bir alakasının mevcut bulunduğunu ifade etmiĢtir. Kurulması tasarlanan iplik fabrikası sermayedar tüccarlarımızın yapacakları bir ortaklıkla vücuda getirileceğinden bu mevzuda bilhassa tüccarlarımızın fikrine müracaat edilmiĢ ve müspet bir neticeyle varılabileceği kanaatine varılmıĢtır. Bu arada tüccarlarımızdan fabrikatör Ömer ġark‟ın isabetli bir teklifi münakaĢa edilmiĢ ve bu teĢebbüsün azami derecede muvaffak olabilmesi için Iğdır PTS Kooperatifleri Birliğinin de bu ortaklığa dahil olmasının mecburiyeti kabul edilmiĢtir. KonuĢma sırasında Iğdır‟ın meyvecilik ve konserve vaziyeti de münakaĢa edilerek halkın konserveciliğe teĢviki için kredi sağlanmasına teĢebbüs edileceği ifade edilmiĢtir. Sayın valimiz dün bazı tetkiklerde bulunmak üzere BaĢköy bucağına gitmiĢlerdir. DĠL’den DĠL’e Mecit Hun 17 Ekim 1952 Yıl: 1 Sayı: 14 SOPALI MĠLLETVEKĠLĠ Ġki yıl evvel Ġstanbul ve Ankara gazetelerinde Ģöyle bir haber okumuĢtuk. “Hatay ili milletvekili seçimlerine vaki itiraz dolayısıyla Büyük Millet Meclisince tahkike memur edilen komisyon azalarından Kars CHP‟li milletvekili Lâtif Aküzüm komisyon arkadaĢlarından DP‟li Kemal Özçoban‟ı tokatlamıĢ” Birkaç gün evvel Kars‟tan gelen bir habere göre de sayın cumhurbaĢkanı Celâl Bayar Ģerefine tertiplenen bir balodan çıkılırken Kars‟ın DP‟li milletvekili Latif Aküzüm CHP‟li gazeteci Fuat Araslı‟yı sokak ortasında tokatlamıĢ ve hadise çıkarmıĢtır. Gömlek değiĢtirir gibi parti değiĢtirmeyi ityad edinen bu milletvekilimizin 1954 seçimlerinde CHP safına geçerek DP milletvekili aday listesinde yer alacağından emin bulunduğumuz Cengiz Ekinci ile yumruklaĢmasından endiĢe ediyoruz. DEMOKRATLARIN BĠR MARĠFETĠ Üç gün evvel Kiti köyü DP elebaĢılarından on bir kiĢilik grup bu köyde parasıyla mülk edinerek yerleĢen Abdi Cantepe adındaki bir vatandaĢı köyden çıkarmak niyetlerini zorbalıkla tahakkuk ettirmek maksadıyla döverlerken canını kurtarma gayesiyle Kiti jandarma karakoluna sığınan mağduru takiben karakola girmiĢ ve jandarmanın muhalefetine aldırmayarak ellerindeki silahlarla karakolu basmıĢlardır. Bir aralık kasabaya kaçarak durumu kaymakamlığa Ģikayet ve ihbar eden mağdurun ifadesine istinaden hadise mahalline giden jandarma komutanının yaptığı tahkikatta keyfiyeti teyit ettiğinden savcılığa teslim edilen on bir suçlu derhal tevkif edilmiĢtir. AsayiĢin berkemal olduğunu iddia edenlerin yüzü kızarmalıdır. DĠL Günlük Çıkıyor Mecit Hun 17 Ekim 1952 Yıl: 1 Sayı: 14 Bir müddetten beri mahrumiyet içinde çıkarmaya çabaladığımız DĠL gazetesi okuyucularımızın devamlı ısrarı ve Iğdır‟ın bir gazeteye olan hakiki ihtiyacı dolayısıyla bugünden itibaren günlük çıkmaya karar vermiĢ bulunmaktadır. Muhakkak olan bir nokta vardır ki o da gazetenin okuyucuları yardımıyla yaĢaması ve terakkisi meselesidir. Gazeteye ara vermemiz için lüzumlu malzemeyi fazlasıyla hazır bulundurmak mecburiyetinde olduğumuzdan bundan sonra abone adedine göre baskı yapacağımız tabiidir. Bu sebeple sayın okuyucuların birinci nüshamızdan itibaren 6 veya 3 aylık abonelerini yatırmaları özür dilenerek rica olunur. ÖZÜR Sayın KadıkıĢlak hakimi tarafından seyyar lastik satıcısı Ali ÇavuĢ‟un ahvali dolayısıyla kaleme alınarak idarehanemize atılan mektup okunamadığından neĢri mümkün olamamıĢtır. Özür dileriz. BIÇIKLAMA Ġki gün evvel belediye önündeki meydanda bir yaralama hadisesi olmuĢ ve faili halen yakalanmamıĢtır. Hadise etrafında yaptığımız soruĢturmaya göre ilçenin söğütlü mahallesinde ikamet eden Timur Turan amcazadesi Mehmet Turan‟la bir ev mevzuunda ihtilaf halinde bulunduğundan kendisini takip ederek belediye önünde yakalamıĢ ve üç yerinden ağırca bıçaklamıĢtır. Yaralı hastaneye kaldırılmıĢ olup fail zabıtaca aranmaktadır. MUSA DOĞAN MP‟ni ZĠYARET ETTĠ Ġl daimi encümen üyesi ve genç arkadaĢlarımızdan Musa Doğan bugün Millet Partisini ziyaret ederek muvaffakiyet temennisinde bulunmuĢtur. Particilikte samimiyetiyle temayüz eden Musa Doğan‟a bu ziyaretinden dolayı teĢekkürlerimizi sunar bütün partici arkadaĢların Doğan gibi hareket etmesini temenni ederiz. YENĠ BĠR GAZETE Tuzluca‟da belediye baĢkanı tarafından TUZLUCA adlı siyasi bir gazetenin çıkmakta olduğunu memnuniyetle haber aldık. Sayın Hüseyin Bayram‟ın bu teĢebbüsünü tebrik ederiz. NURĠ ATASEVER DĠL‟imizi CEVAPLANDIRIYOR Geçen nüshamızda TaĢburun kooperatif seçimleri ve zümrecilik baĢlıkları altında yazdığımız iki yazıda ismi bahis mevzuu olduğundan TaĢburun bucak müdürü Nuri Atasever basın kanununa göre bize bir cevap mektubu göndermiĢtir. NeĢrine baĢlayacağımız bu mektubu, yazımıza cevap teĢkil etmediği ve basın kanunu gereğince yazımızdan uzun olduğu için sütunlarımıza geçirmekten imtina edebilirdik. Amma hazretin ne mal olduğunu ve sözüm ona bucak müdürlüğü yapan bu memur müsveddesinin nasıl yüzüne gözüne bulaĢtırdığını kendi mektubu ile ortaya koymak için neĢrine karar verdik. Bu mektubun neĢrini müteakip iddiamızın doğruluğunu hadiselerle izah ederek kendisine birkaç sual tevcih edeceğiz. Nuri Atasever’in Cevabı: Gazetenizin 8 Ekim 1952 tarih ve 13 sayılı nüshasında PTSK TaĢburun seçimi baĢlığı altında birinci sayfada ve zümrecilik baĢlığı altında ikinci sayfada intiĢar eden yazıyı okudum. Cevabım aĢağıdadır: 1. TaĢburun PTSK genel kurulu tarafından ortak olmayan kimseler oya iĢtirak ettirildiği ve bunun da Birlik kontrolörü Hamit Çiftlik ve Ticaret Bakanlığı murakıbı Hüseyin Talınlı tarafından teyit edildiği yazıldığına göre seçimi yalnız benim idare ettiğim oradaki ne yukarıda adı geçen temsilcileri ve ne de halktan seçilen temsilcileri hesaba katmadığım manasına gelir ki bu da makaleyi yazanın acaba kendisi samimiyetle inanır mı? O halde TaĢburun‟da hiçbir kimse ve makamı ve hatta kanunu (ki orada kanunen heyet seçilmiĢti ve bu heyetinde kanuni hakları vardı) tanımayan bir diktatör mü zannediyor beni? 2. Kaymakamlık yüksek makamına altı köy muhtarının zabıtla müracaatına gelince köy muhtarlarını köy iĢlerinde köy kanunu köyün temsilcisi tanımıĢ olduğunu ve bu gibi seçim iĢlerinde köy kanunu köyün temsilcisi tanınmıĢ olduğunu ve muhtarın da bir ortaktan baĢka bir Ģahıs olmadığını makaleyi yazanın –eğer biliyorsa- kanunları karıĢtırıp öğrenmesini tavsiye ederiz. 3. Ġkinci sayfada ki zümrecilik meselesine gelince biz memlekette Türk milletinin bir bütün olduğunu ve bu millet içinde zümrenin bulunmadığını anladığımıza bakılırsa makaleyi yazanın acaba bu kelimenin manasını bilerek mi ve sözünü tartarak mı yazdığını yoksa gazetesinin sürümünü arttırmak için ağzına sözü makaleye geçtiğini mi soralım. Yoksa makaleyi yazan seçime iĢtirak eden tarafların her birini bir zümre mi addediyor? Kaldı ki gazetenizin seçimde hiçbir müĢahit ve muhabiri bulunmadığı halde hadiseye orada imiĢ gibi kati Ģekilde bakması gazetenizin haberinin ne kadar hakikate uygun neĢrettiğine bir delil teĢkil etmez mi? Herhangi bir davası olan varsa benimle adalet huzurunda karĢılaĢması Ģayanı arzudur. DĠL gazetesinin henüz çocuk denecek yaĢa bile gelmemiĢ olduğundan orta yaĢlı çocukların yaptığını taklit ederek önüne gelene dilini çıkarıp eğlenmesini de hoĢ görürüm. Fakat, fazla dili uzunluk etmesine de gazetenin tutunması bakımından tavsiyeye Ģayan görürüm. Bundan sonraki yazılarınıza kulağımı kapayarak cevap vereceğim zira küçük çocuklarla baĢ koĢmak niyetinde değilim. Biraz kelime ve cümleyi öğrenin de ondan sonra konuĢalım . Haydi hoĢça kal. 8 Ekim 1952 TaĢburun Bucak Müdürü Nuri Atasever DĠL’den yorum (Mecit Hun): MaĢallah, okudunuz değil mi! Okuyucuları bilmem ama biz bir Ģey anlayamadık. Sanki TaĢburun‟da nokta ve virgül kıtlığı varmıĢ. Kendisi muhtacı himmet bir dede Nerde kaldı gayriye himmet ede, kabilinden efendi yazdığını Türkçe bilen birisine tashih ettirmeden bize kelime ve cümle dersi vermeye çalıĢıyor. Doğrusu seni bucak müdürü tayin eden vilayet makamı yerine bizler mahcup olduk. Bu kadar aciz olduğunuzu bilse idik neĢriyatımızdan sarfınazar ederdik. Sizinle gelecek sayımızda açık konuĢacağımızdan fazla teĢhir (Ģöhret) etmek arzusunda değiliz, güle güle... VALĠMĠZ KARS’A AVDET ETTĠ Mecit Hun 18 Ekim 1952 Yıl: 1 Sayı: 15 Dün BaĢköy bucağımızdaki tetkiklerini bitiren valimiz sayın Niyazi Akı Kars‟a müteveccihen Iğdır‟dan ayrılmıĢlardır. Balıklı göl suyu, iplik fabrikası ve konservecilik mevzularından sonra felaketinden zarar gören vatandaĢlarımıza yapılacak yardım ve IğdırBaĢköy yolu hakkında müspet neticelenen tetkiklerde bulunulmuĢ ve kasabanın diğer ihtiyaçları ilgililerle birlikte gözden geçirilmiĢtir. EġREF KAYA GELDĠ Bir müddet evvel Ankara‟ya giden Pamuk Tarım SatıĢ Kooperatif müdürü EĢref Kaya birkaç gün evvel Iğdır‟a avdet etmiĢtir. Kaya, bu seyahatinde geçen kampanya pamuklarının zararsız satıĢını temin etmiĢ ve yeni yıl mubayaası için de gerekli krediyi almıĢtır. Kooperatif 1 Kasım‟dan itibaren pamuk alımında baĢlayacaktır. BENDEMURAT‟TA HADĠSE OLDU Ġki gün evvel ilçeye bağlı ÖrüĢmüĢ köyünde yapılmakta olan su tesisini görmeye giden Bayındırlık Müdürü beraberinde Mehmet Gülten olduğu halde yaptıkları tetkik sırasında, Bendemurat köyüne düğün maksadıyla gelen 30 kadar Muça köylülerinin ÖrüĢmüĢ köyü bekçisi Ġsa YücebaĢ‟ı dövdüklerini görüp müdahale etmek istemiĢ iseler de, bu defa mütecavizler aracılık yapan Mehmet Gülten‟e hücum etmiĢ ve tabancasını almıĢlardır. Nafıa (Bayındır) Müdürü Kundo köyüne yayan kaçmak suretiyle sopadan kurtulmuĢtur. Keyfiyet adliyeye intikal etmiĢtir. ASAYĠġĠN BERKEMAL OLDUĞUNU SÖYLEYEN MEHMET GÜLTEN KULAĞIN ÇINLASIN Geçenlerde sayın ĠçiĢleri Bakanına, “AsayiĢten Ģikayetçi değiliz” diyen Mehmet Gülten Bendemurat seyahatinden sonra keyfin yerinde midir? DĠL’den DĠL’e Mecit Hun 18 Ekim 1952 Yıl: 1 Sayı: 15 ĠCMALI ASAYĠġ Merak ettik ve Ģu son günlerde Iğdır‟da vuku bulan asayiĢle ilgili hadiseleri tespit ettik. Gazetemiz sütunlarının alamayacağı kadar çok olan bu olaylardan birkaç tanesini sıralıyoruz: 1. Çamurlu köyünde bir kiĢinin yaralanmasına sebep olan silahlı kavga 2. BulakbaĢı köyünde iki kiĢinin yaralanmasıyla neticelenen silahlı hadise 3. Belediye meydanında ki bıçaklama ameliyesi 4. Kiti köyündeki altı tabancalı karakol baskını 5. Kars Gazetesinin buyurduğu gibi ileri gelenlerimizden bazısının da isminin karıĢtığı ırz ve soygunculuk dalaveresi 6. Orgof, Halfeli ve HoĢhaber köylerindeki ot yangını 7. Ve nihayet Kars‟tan teĢrif ederek Bendemurat‟ta dayak yiyen nafıa müdürü meselesi vs vs Bu sayın Ethem Menderes‟in seyahatinden sonra vuku bulan hadislerin bilançosudur. Demokratlarımız da, “AsayiĢ berkemaldir” diye bağırmaktan gırtlaklarını yırta dursunlar. Bize göre ya demokratlarımız yalan konuĢuyor veya sayın bakanın ayağında uğursuzluk varmıĢ. Meselenin her iki tarafı da aleyhlerinde... KOOPERATĠF VE TÜCCAR Binlerce ortaktan müteĢekkil Iğdır Pamuk Tarım SatıĢ Kooperatifleriyle Iğdır tüccarı pamuk mubayaası iĢinde üç senedir mücadele edip durmaktadır. Kooperatifin pamuk borsalarını takip etmeden kararsız barem tatbiki geçen yıllar içinde tüccarın yüz binlerce lira zararını mucip olduğundan yeni yıl baremi de titiz hareket edileceği sanılmaktadır. MĠLLETVEKĠLLERĠ GELDĠ Ġlimiz bağımsız milletvekillerinden Tezer TaĢkıran‟la Latif Aküzüm dün ilçemize gelerek seçmenleriyle temasa geçmiĢlerdir. Son aldığımız habere göre sayın Veyis Koçulu da bu meyanda kasabamıza teĢrif etmiĢlerdir. Kıymetli gençlerimizden doktor Abbas Çöllü de milletvekillerine refakat etmektedir. KÖY YOLLARIMIZ PERĠġAN VAZĠYETTE TaĢburun ve BaĢköy bucaklarımızla merkez köylerini kasabaya bağlayan yollar tamamen bozulmuĢ ve köprüler geçilmez bir hal almıĢtır. BaĢköy yolu üzerindeki köprülerin hemen hepsi her türlü nakil vasıtalarının geçmesine imkan vermeyecek derecede harap olduğundan bu bucağımızla yol irtibatı kesilmiĢ vaziyettedir. Gerek 1950 seçimleri arifesindeki vaitler ve gerekse her yıl bütçe müzakerelerinde hükümetin okunan programı gereğince hususi bir ehemmiyetle ele alınacağı tebarüz ettirilen siyaseti galiba Iğdır‟a teĢmil ettirilmeyecektir. Bazı hayırsever vatandaĢların köprü yapmaları için talep ettikleri büz kalıplarının verilip verilmeyeceği hakkında da kendilerine bir cevap verilmemiĢ olduğundan köylü mahsullerinin kasabaya nakil iĢinin hayli güçleĢeceği muhakkaktır. Köylerimizi kasabaya bağlayan yol ve köprülerin bir an evvel ve süratle inĢası veya ihtiyacı giderecek derecede tamiri elzem olduğundan ilgililerin dikkatini çekeriz. RAHMĠ ULUHAN GELDĠ Bir hafta evvel izinle ayrılan hükümet tabibimiz sayın Rahmi Uluhan dün avdet ederek vazifesine baĢlamıĢtır. DĠL ĠLAN ALMAYA BAġLAMIġTIR Dünden beri günlük siyasi gazete olarak intiĢar eden DĠL resmi ve hususi ilan almaya baĢlamıĢtır. Kars gazetelerinde ilan bedelleri için santimi 200 kuruĢtan para alınmasına rağmen, gazetemiz santimini 150 kuruĢtan kabul ederek daha ucuz bir tarife tatbik edecektir. BALIKLIGÖL SUYU 20 Ekim 1952 DĠL (Mecit Hun) Yıl: 1 Sayı: 17 Birkaç gün evvel sayın valimizin Iğdır‟a teĢriflerinde Balıklıgöl suyu hakkında bazı tetkiklerde bulunduklarını haber vermiĢtik. Iğdır ovası sulama iĢinin Karakale barajı ihtilafından sonra hayli ehemmiyet kesbettiği malumdur. Ruslarla herhangi bir anlaĢma yolu bulunamadığı taktirde, yer altı veya civar sulardan istifade imkanlarının araĢtırılacağı tabiidir. Ġlçeye yakın en kuvvetli su membaı Balıklıgöl olduğuna göre hükümetimiz ön planda bütün tetkiklerini buraya teksif etmiĢ ve galiba müspet bir kanaat hasıl etmiĢlerdir. Balıklıgöl‟den kadim bir su kanalının Doğubeyazıt‟a ait Çukur nahiyesi batı ve kuzey yamaçlarından geçerek ilçemize bağlı Kucak, Kellehemo, Asma, Kervansaray ve Kızkabir köylerine kadar geldiği malumdur. Ve tahmin ettiğimize göre bu su kanalıyla Kuca köyü civar arazisi de sulanmıĢ ve bütün bu köyler vaktiyle Balıklıgöl suyundan istifade etmiĢtir. Ferhat kanalı adıyla halk arasında anılan bu su mecrasının az denecek bir masrafla yeniden onarılması mümkündür. Bu vaziyet mümkün kılındığı taktirde Iğdır ovasının sulanma avantajından baĢka yüz binlerce dekar arazi de kazanılmıĢ olacaktır. Diğer taraftan Beyazıt ovasının hemen büyük bir kısmı da Balıklıgöl suyundan istifade ettiğine göre bu mevzu da Kars ve Ağrı vilayetleri arasında bir anlaĢma temini Ģarttır. Kanaatimizce Balıklıgöl suyu mevzuu pamuk ipliği ile bağlanmadığı taktirde Iğdır ovası için hayırlı bir teĢebbüs ve nimet olacaktır. TAVZĠH Dünkü sayımızda “Milletvekillerimiz gidiyor” baĢlığı altında verdiğimiz haberde milletvekillerinin bazı tetkiklerden sonra Iğdır‟dan ayrılacağını belirtmiĢtik. AkĢam ziyafetinin hadiseli geçmesi ve halkın ilgisizliği dolayısıyla sayın milletvekillerimiz geceleyin ayrılmak mecburiyetinde kaldıklarından keyfiyeti tavzih ederiz. DĠL’den DĠL’e Mecit Hun 20 Ekim 1952 Yıl: 1 Sayı: 17 MEKTEBĠ SĠYASET Allah zeval vermesin hükümetimiz milli eğitim mevzuunda basiret ve titizlikle çalıĢmaya devam ediyormuĢ. Hakikaten Ģose güzergâhındaki köylerimizde, hocasız olsa da beyaz bir okul binası gördükçe hükümetimizin icraatını taktir etmemek kabil değil... Milletvekili Latif Aküzüm‟ün söylediğine göre, Halk Partisi devrindeki üvey evlatlık artık bahis konusu değilmiĢ... Belki de Ģimdiye kadar doğru konuĢtuğunu görüp iĢitmediğimiz Latif Aküzüm‟ün bu iddiası doğru olabilir. Fakat, bir noktada tereddüt ediyoruz. Doğubeyazıt hududundaki Çilli köyünden Tuzluca hududundaki TaĢlıca köyüne kadar parmak yumup sayabildiğimiz 17 köyün birisinde olsun, bize bir mektep gösterebilirler mi?.... Olabilir ki Nurettinciğimin DP sözcüsü sıfatıyla tabir ettiği hayvancılar için hükümet okul ihtiyacı görmüyor... Zaten bu köylerdeki çocukları Türkçe konuĢmaya alıĢtırmak bir külfet olduğuna göre, hükümet bununla mı uğraĢacak... Dikkatimizi çeken bir husus daha var; acaba, sayın Mili Eğitim Bakanı da TaĢburun bucak müdürü ile hemfikir olmasın mı?... BĠÇKĠ DĠKĠġ YURDU Haber aldığımıza göre bölgede bir biçki dikiĢ yurdu açılması hususundaki hazırlıklar sonra ermiĢ ve yurda devam edecek kızlarımıza biçki dikiĢ dersi verecek olan öğretmen ilçeye gelerek vazifesine baĢlamıĢtır. MEHMET ALĠ KUTLAY‟IN CEVABI Geçen sayımızda Aziz Çağlar imzasıyla alıp neĢrettiğimiz tavzih mektubuna cevaben Kars gazetesi muhabiri Mehmet Ali Kutlay‟dan bir cevap mektubu aldık, basın kanunu gereğince neĢrediyoruz. DĠL Gazetesi NeĢriyat Müdürlüğü Iğdır 16 sayılı gazetenizde, Kars gazetesine verdiğim bir haberin nüfus memuru Aziz Çağlar tarafından tekzip edildiğini okudum ve öğrendim. Kars gazetemiz bu yazımızın mealini dahi değiĢtirmek suretiyle neĢretmiĢtir ki zaten ben de böyle bir fırsat arıyordum. Kars Gazetesine gönderdiğim haberin sureti eklidir. Basın kanunu gereğince Aziz Çağlar‟a cevaben neĢrini arz ederim. Hürmetler Iğdır‟da Kars Gazetesi Muhabiri Mehmet Ali Kutlay Haberin Sureti ġöyledir: Kars Gazetesi NeĢriyat Md. Doğubeyazıt‟ın Azap köyünden KeĢan kızı tahminen 14-15 yaĢlarındaki halime adındaki bir kızın Iğdır‟da faytoncu Abdülali‟nin evinde birkaç gün kaldıktan sonra bunun nüfus cüzdanı olmadığından kendisine nüfus cüzdanı temini için Iğdır‟da merhum Naki Odoğlu‟nun damadı muhteremi bulunan Recep Gökgöl tarafından nüfus memurumuz sayın Aziz Bağlar ile teĢriki mesai ederek, neticede geceleyin bu kızcağızı almak üzere hükümet konağı yanında evi bulunan eski maliye tahsildarı Mehdi Aydın adındaki Ģahsın yedi eminliğine verildiğini ve hadise akĢamı ve Arpaçay‟da kırdığı kırkı geçen ve eski bohçaları bende mevcut bulunana ve geçmiĢ ahvallarını iyice bildiğim nüfusçumuz Aziz Çağlar daha dairesinde iken Halime‟ye, “Yarın sana cüzdan veririm, senin kimsen olmadığına göre seni birisine misafir verelim, yarın sana cüzdan verir ve hem de madem ki Doğubeyazıt‟a gitmek istiyorsun, Doğubeyazıt‟a yolcu ederiz” diye kandırarak bu suretle Mehdi Aydın‟ın evine Mehdi‟nin kendisine teslim edilmiĢtir. 8.9.1952 gecesi Recep ile kahraman nüfusçumuz lokantada kafaları dumanladıktan sonra ve ala keyif olarak Mehdi‟nin evine giderek orada gitmekte ısrar eden Halime‟yi Mehdi ile birlikte alıp tenha bulunan Hamam Sokağındaki mülkiyeti Naki Odoğlu‟na ait bulunan bahçenin ahuruna götürülmüĢ ve orada kızcağızın ırzına geçilmeye tam uğraĢırlarken o civardan geçen Kasım Çetinel, Talat Tekin, Cafer Alkan ve ġakir adındaki Ģahıslar kızın yaptığı feryadı duyarak ahura gitmiĢle, kızı ellerinden almak isterlerken yedi emin olarak Mehdi Aydın tarafından karanlıktan bilistifade alınıp kaçırılmıĢtır. Ve taraflar arasında münakaĢa devam edilerek neticede Recep Gökgöl‟ün kafasından ve Aziz‟in de muhtelif yerlerinden bıçakla yaralanmıĢlardır. Ve hadise yerine giden ve bu iĢle alakası olmayan Naki Odoğlu‟nun kardeĢi terzi Amcabey‟le güya Cafer Alkan tarafından cebinden 70 lira parası alınmıĢtır. ġimdi ise muhterem nüfusçumuzun hastanede yattığı ve Recep‟in de bağında olduğu ve kızcağızın da burada olup tahkikatın devam edilmekte bulunduğu ve Halime‟nin 9.10.52 günlü bir dilekçe ile hadiseyi C.Savcılığına aynen anlatmakla beraber Kasım ve arkadaĢları olmamıĢ olsa idiler Ģehvet düĢkünü Recep ile nüfusçumuz Aziz Çağlar tarafından ırzına geçilecekti diye müracaatta bulunduğunu ve nüfusçumuz hakkında kati rapor alınmadığı için hadisenin daha mahkemeye intikal etmediğini ve bunun da bizzat Halime ve Halime‟nin babalığı Yusuf‟un ifadesine atfen olduğunu, iĢbu yazımızın ilk çıkacak nüshasında dercini rica ederim. Mehmet Ali Kutlay DĠL Gazetesinin Notu: Basın kanunu gereğince neĢrettiğimiz bu mektuptan anlaĢıldığına göre Kars Gazetesi muhabiri Mehmet Ali Kutlay‟ın hadiseyi etraflıca tahkik ve tetkik etmeden yalnız Halime ismindeki kızın ifadesine istinaden gazetesine malumat vermiĢ ve bu suretle de hadisenin noksan veya yanlıĢ bir Ģekilde umumi efkara duyurulmasına sebep olmuĢtur. Diğer taraftan muhabirinin vermiĢ olduğu malumatı Kars Gazetesi tahrif ve kısmen tebdil ederek neĢretmesi de celbi dikkat görülmüĢtür. Henüz adli safahatını bilemediğimiz bu mesele etrafında fikir beyan etmekten çekinmekle beraber bizler Ģu kanaatteyiz ki refikimiz bulunan Kars Gazetesi muhabirinin verdiği malumat hilafına hadiseye Ģahit sıfatıyla ismi karıĢan Ģahıslar da Ģayet bir suç mevzubahis ise kabahatsiz değillerdir. Keyfiyetin adli makamlarca yapılacak tahkikattan sonra tavazzuh edeceği tabiidir. GÖÇMEN MAHALLELERĠ 20 Ekim 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 17 Elektrik tesisleri (...) yapılmasından sonra hükümetçe göçmenlerimize yapılan mahallelerin ıĢığa olan ihtiyaçları bugüne kadar giderilmemiĢtir.i Hatırladığımıza göre bu civarda gerekli tetkikat zamanında yapılmıĢ ve elektrik Ģebekesinin her dört tarafta uzatılması için gerekli parada belediyemiz emrine getirtilmiĢtir. Gerek bu hemĢehrilerimizin haklı ihtiyacını gidermek ve gerekse kasabayı güzelleĢtirmek bakımından belediyemizin bu teĢebbüsü biran evvel kuvveden fiile çıkarması hepimizce arzu edilmektedir. Sayın belediye meclisinin dikkatini çekeriz. YASAK BÖLGE ĠġĠ HALLEDĠLĠYOR 20 Ekim 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 17 Son bakanlar kurulu kararnamesi ve 5826 sayılı kanun gereğince yasaklığı kaldırılan Ağrı bölgesinde yeniden köy kurulması ve bu bölge halkının aynı yerlerde iskân edilmesi hususundaki hazırlıklar sona ermiĢtir. Müstahak kimseler tarafından verilen beyannameler tetkik edildikten sonra il makamınca tensip edilen heyet gerekli kararları verecek ve müstahak olanlar bu yerlerde iskan edileceklerdir. Ayrıca iskan kanunu hükümlerine göre bu ailelere 800 liraya yakın maddi yardım da bulunulacağından ilgili dairece tahsis edilen 200.000 liralık ödenekte komisyonun emrine gelmiĢ bulunmaktadır. Bilhassa sayın Ahmet Tekirdağ‟ın bu husustaki geceli ve gündüzlü çalıĢmaları taktire değer. Bu suretle Iğdır‟da toprak davasının kısmen halledileceği tahmin edilmektedir. FUHUġ VE MÜCADELE 21 Ekim 1952 DĠL (Mecit Hun) Yıl: 1 Sayı: 18 Nüfusu henüz 8-10 bini bulmayan ilçemizde birer ahlaksızlık yuvası haline gelmiĢ yüzlerce fuhuĢ evinin hali faaliyette bulunduğu teessüfle bilinen bir hakikattir. Halfeli ve Melekli caddeleri ile, kısmen diğer mahallelerde aleni bir Ģekilde yapılan bu iffet ticaretinin mücadelesiz kalması her an namuslu aileler için bir tehlike halini almakta ve diğer tarafta bir hastalık yuvası halinde devam edip gitmektedir. Bilhassa henüz yetiĢen gençlerimizin ahlaki durumlarının inkiĢafı üzerinde menfi bir rol oynayan bu halin devamı gözden kaçmamakla beraber ilgililerin alakadar olmayıĢı da adeta bu ahlaksızlığı teĢvik etmekte berdevamdır. Zannedersek zabıta vakalarının çoğu da buranın mahsulüdür. Vazifesi bu hususlarla ilgili, ilçede bir de fuhuĢla mücadele komisyonumuz var. Mevcudiyetini bugüne kadar hissettirmeyen bu komisyon ya olan bitenden haberdar değil veya vakalara göz yummaktadır. Ġlçe için ciddi bir tehlike ve rezalet halini alan bu vaziyetin önlenmesi artık hepimiz için ciddi bir vazife halini almıĢtır. SOPALI KAVGA 21 Ekim 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 18 Dün Karadeniz Oteli karĢısındaki meydanda iki sopalı kavga olmuĢ ve birkaç kiĢi muhtelif yerlerinden yara almıĢtır. Birinci kavga Tuzluca‟nın Sinek köylüleriyle Erhacılılar arasında olmuĢ ve otuza yakın sopalının iĢtirak ettiği bu kavga zabıtanın müdahalesin rağmen bir müddet devam etmiĢ ve kavgacılar kendi istekleriyle aralanmıĢlardır. Ġkinci kavga da Rutto ile Tecirli köylüleri arasında bir at mübadelesi ihtilafından çıkmıĢ ve aralanarak baĢ göz kırılmasına mani olunmuĢtur. DĠL’den DĠL’e Mecit Hun 21 Ekim 1952 Yıl: 1 Sayı: 18 MUHALEFET VE DP Ġktidara geçtiğinden beri DP‟nin muhalefet için takip ettiği siyaset hepimizce malum olan bir keyfiyettir. Ġnönü heykellerinin yıkılması Ġzmir belediye baĢkanı Raif Onursal gibi kendisini bilmeyen bazı yandan çıkmaların ağzıyla Ġnönü‟nün sabık Osmanlı halifeleri gibi memleket dıĢına sürülmesi, Halk Partisi mallarının müsadere edilerek bu partinin feshi cihetine gidilmesi, Ulus gazetesi ve yazarlarını susturmak için akla gelmeyen çarelere baĢ vurulması, Millet Partisinin yegâne neĢir organı olan Kudret gazetesinin kapanması ve muhalefetin susması için resmi ilanların ismini bile duymadığımız besleme gazetelere verilmesi Ģimdiye kadar olup biten hadiselerdir. Bütün bu haksızlık ve baskıya rağmen, muhalefetin her gün daha ziyade kuvvetlendiğinden endiĢe etmiĢ olacak ki DP‟liler yeni marifetler göstermeye baĢladılar. CHP genel baĢkanın Trakya‟daki karĢılanmasından kuĢkulanarak adi bir tertiple Balıkesir‟e gitmesine mani olundu. Millet Partisinin Trabzon‟da yaptığı büyük mitingde hoparlörlerin çalıĢmasın mani olunmak için belediyece Ģehrin elektrik cereyanı kesildi ve mitingin hitamında sayın Ertuğrul Akça‟nın belediye baĢkanına, “Mitingimiz bitmiĢtir, Ģehre cereyan verebilirsiniz” Ģeklinde telefonla yaptığı konuĢmadan hicap duyulmadı. DP‟nin 14 Mayıs 1950‟den bugüne kadar 29 aylık icraatının hülasası bundan ibarettir. Nerde kaldı siyasi partilerin teminat altında bulundurulması... Ġġ BANKASI Haber aldığımıza göre Iğdır‟ın ticari durumunun müsait oluĢu sebebiyle ĠĢ Bankası Ģubesi açılmasına teĢebbüs edildiğinden durumu tetkik etmek üzere Erzurum ĠĢ Bankası müdürü memur edilmiĢ ve incelemelerine baĢlamıĢtır. ĠPLĠK FABRĠKASI Pamuk istihsali ile Türkiye‟de önemli bir yer iĢgal eden Iğdır ovasında bir iplik fabrikasının açılması öteden beri düĢünülen bir mevzudur. CHP iktidarı sırasında da ele alınan bu mesele incelenmiĢ ve bazı sebeplerle fabrikanın Iğdır‟da değil Erzincan‟a açılmasına karar verilmiĢti. Bilhassa çalıĢkanlığı ile taktir edilen valimiz sayın Niyazi Akı‟nın teĢebbüsleriyle bu mevzu yeniden ele alınarak Iğdır‟da iplik fabrikası açılması hususunda mütemmimi ve yeni tetkiklere baĢlanmıĢ bulunmaktadır. Bu sebeple birkaç gün evvel Iğdır‟a yaptıkları bir seyahat sırasında sayın Niyazi Akı ticaret odasında tüccarlarımızla bununla ilgili hasbıhallerde bulunmuĢ ve ticari bir ortaklığın tesisine çalıĢmıĢlardır. Bu konuĢmada kooperatifin de tesisi düĢünülen ortaklığa iĢtiraki tezi ileri sürülmüĢ ve muvafık görülmüĢtür. Bu teĢebbüsün Iğdır ve civarı için hayli hayırlı olacağı muhakkaktır. Evvela Iğdır‟da istihsal edilip çırçırlanan Iğdır ve civarı pamukları için satıĢ piyasası aranmayacak ve bu pamukların doğrudan doğruya iplik fabrikasına devri mümkün olacaktır. Saniyen, bir kilo iplik imalıyla yüzde yüz temin edilen kar Iğdır müstahsili eline geçecek ve binlerce iĢsiz vatandaĢımız bu müessesede çalıĢma imkanlarına malik olabilecektir. Iğdır için çok hayırlı olan bu teĢebbüs muvaffak olduğu taktirde sayın Niyazi Akı kendisini ebediyen unutturmayacak bir eser sahibi olacaktır. Muvaffakiyetler temenni ederiz. EMNĠYET KADROMUZ Iğdır gibi çeĢitli vakaların her an zuhur ettiği bir yerde mevcut polis kadrosunun kifayetsiz olduğu müteaddit defalar ve birçok vesilelerle ilgililere duyurulmuĢtur. Bilhassa sayın Koraltan‟ın seyahatleri sırasında da bu husus kendilerine arz edilmiĢ kendilerine arz edilmiĢ ve emniyet kadromuzun takviyesi lazım geldiği kendilerine izah edilmiĢtir. Birçok hadiselerde kabahati polislerimizde görmekle haksızlık yaptığımız muhakkaktır. Iğdır‟ın asayiĢi bakımından elzem olan bu isteğin bir an evvel isafı Ģayanı arzudur. Kıymetli Tüccarımız Hasan Dedeyi Vefat Etti 20 Ekim 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 17 Üç gün evvel ticaret maksadıyla Ġstanbul‟a gitmekte bulunan manifaturacı tüccarlarımızdan Hasan Dedeyi, Çobanköprüsü‟nü geçtikten sonra Köprüköy mevkiinde bindiği otomobilin devrilmesiyle ağır yaralanmıĢ ve kaldırıldığı Erzurum Hastanesinde vefat etmiĢtir. Yaptığımız soruĢturmaya göre otomobilin Ģoför mahallinde ve kenarda seyahat eden Dedeyi, bir aralık uyumuĢ ve biraz sonra yaralı bir vaziyette kendisini yerde bulmuĢtur. Üzerindeki parasını Hasankale kaymakamlığına teslim eden Dedeyi ifadesinde hiçbir Ģeyin farkında olmadığını, kendisine geldiği sırada ağır yaralı olduğunun farkına vardığın bildirmiĢ ve kimseden davacı olmadığını da ilave etmiĢtir. Kaldırıldığı Erzurum memleket hastanesinde vefat eden merhumun cenazesi bugün Iğdır‟a getirilerek defnedilmiĢtir. Kendisine mağfiret, ailesi ve yakınlarıyla tüccar arkadaĢlarına baĢ sağlığı dileriz. ERZURUM YOLUNDA BĠR KAZA 18 Ekim cumartesi günü Erzurum yakınındaki PaĢabahçe mevkiinde bir yük otomobili ile askeri bir cip çarpıĢmıĢ ve ikisi asker olmak üzere 4 kiĢinin ölmesine sebep olmuĢtur. YAZI AĠLEMĠZE BĠR ARKADAġ DAHA KATILDI Bundan sonra cumartesi, ÇarĢamba ve pazartesi günleri çıkacak olan sayılarımızda arkadaĢımız Hamza Mızrak‟ın içtimai mevzularda kaleme alınmıĢ yazılarını zevkle okuyacağınızı müjdeleriz. ġĠĠR Hevesli ve istidat sahibi okuyucularımızı teĢvik maksadıyla gazetemiz bugünden itibaren bir Ģiir köĢesi açacaktır. Ġsteyenlerin bu mevzudaki eserlerini göndermeleri rica olunur. DĠL’den DĠL’e Mecit Hun 22 Ekim 1952 Yıl: 1 Sayı: 19 MERKEZĠ ĠDARE VE FLORYA 2 Eylül 1952 tarihli seyahatleri sırasında sayın meclis baĢkanımız Koraltan‟a takdim edilen bir dilekçeyi cevaben bu vatandaĢımıza gönderilen cevabi mektup elimize geçti. Hususi kalem müdürü Bedri Akyüz imzalı ve TBMM baĢkanlığa hususi kalem müdürlüğü sayısını hamil bulunan bu mektubun Florya‟dan gönderildiği sağ üst köĢesindeki kayıttan anlaĢılmaktadır. Bizler bugüne kadar merkezi idaremizin Ankara olduğunu ve hükümet erkanının mutada Florya sefalarında istirahat bakımından tabii karĢılıyorduk. ġu vaziyete göre muhteremlerin yanı baĢında bütün teferruatları da istirahata çekilmiĢ ve plaj keyfi yapmaktadır. DP‟nin iĢine akıl erdirilemez. Belki de merkezi idareyi Florya‟ya naklettiler. TRAKTÖR VE KÖYLÜMÜZ Ziraata azami değer verildiği Ģu son yıllar içinde Iğdır baĢ döndürücü bir hızla makineleĢmekte ve her gün traktör sayısı artmaktadır. Zirai inkiĢafımız için memnuniyetle karĢılanan traktör ve zirai makine temayülü bir çok firmaların muhitimize sokulmasına sebep olmuĢ ve traktör sayısına muvazi olarak traktör çeĢitleri de artmıĢtır. Bugün için Iğdır‟da Ġngilizlerin gazlı Fordson‟undan tutun, Almanların tam dizellerine kadar her cins traktör mevcuttur. Fakat, muhtelif firmalara ait bulunan bu traktörlerin Tarım Bakanlığınca kabul edilen esaslar dahilinde muayenelerinin yapıldığını veya yedek parçalarının emre hazır bir vaziyette bulundurulduğunu göremiyoruz. Ufak bir arıza çiftçinin aylarca eli kolu bağlı kalmasına sebep olmaktadır. Bu taktirde traktör müstahsil için faydadan ziyade zararlı olacaktır. Iğdır‟ın makineleĢmede büyük emekleri bulunan sayın ziraat öğretmenimizin bu mevzuda titizlikle çalıĢacağını umuyoruz. KARAAĞAÇ MAHALLESĠ MERASI EDEN GĠDĠYOR Hazineyi maliyeye ait olup bilahare Iğdır belediyesine Karaağaç mahallesi için mera ve otlakiye olarak tahsis ve temlik edilen çimen mevkiindeki binlerce dekar arazi, müdahale ve mukavemet görmediğinden Ģahıslar tarafından füzulen iĢgal edilmekte ve traktörle sürülmektedir. Kısmi azami sürülmüĢ bulunan bu yerlerin önümüzdeki ekim mevsiminde mezru arazi haline getirileceği tabiidir. Vaziyet bir taraftan Iğdır‟da ziraata gösterilen alakayı izah etmekle sevindirici olduğu gibi diğer taraftan da Karakuyu, Halfeli, HoĢhaber gibi tamamen hayvancılıkla iĢtigal eden köyler arasında bu ziraatın muhafazası bakımından da düĢündürücüdür. Hele yaylacıların ilkbahar ve sonbahar mevsiminde bu civarda bir müddet tevakkuf etmeleri mecburiyeti de hayli emek verilen bu yerlerden beklenilen istifadenin temin edilemeyeceğini ve çiftçi malları korumasına iĢ çıkaracağını göstermektedir. Meselenin ikinci tarafı da var. Bu yerler mera olarak Karaağaç mahallesine tahsis edildiğine göre buralarda ziraat yapılabilmesi ve tarla haline getirilebilmesi için ziraat öğretmenliğince ziraata elveriĢli olduğu tespit edildikten sonra, tekrar belediyece hazineyi maliyeye iade edilerek topraksızlara tevzii icap etmektedir Bakalım bir netice alınabilecek mi? TELEFON DERDĠMĠZ YaĢadığımız asırda bütün muhabere vasıtaları meyanında telefonunda en elzem ve su götürmez bir ihtiyaç olduğu inkar edilemez. Birkaç defa Kars veya Karaköse ile muhabere etmek üzere bizim postaneye uğradık. Doğrusunu söylemek lazım gelirse muhabere memurunun saatlerce ter dökerek istediğim mahreci çıkarmaya çalıĢması hem piĢman olmamıza sebep oldu ve hem de bizi haklı olarak düĢündürdü. Medeni dünyanın telsiz ve radar gibi vasıtalarla muhabere ettiği Ģu devirde bizler en yakın bir yerle telefon muhaberesinden mahrum bulunmaktayız. ÇalıĢkan ve sebatkâr muhabere memurlarımızın mevcudiyetine rağmen Nuh nebiden kalma tesislerimizden istifadeye artık imkan kalmamıĢtır. Sayın valimizde birçok seyahatlerinde bu noksanlığı yakından hissetmiĢ ve lüzumu kadar malzeme göndermeyi vaat etmiĢtir. Iğdır gibi her bakımdan mühim bir ilçe merkezinin her an telefon muhaberesine muhtaç olacağı tabii olduğuna göre ilgililerin biraz ilgi göstermesi galiba meseleyi kısmen de olsa halledebilecektir. ANKET Kooperatiflerimizin idareci yokluğundan kıvrandıkları Ģu sırada yapılması için hazırlıkları ikmal edilen Birlik yönetim kurulu baĢkanı ve üyeliklerine parti parti adaylık konmaktadır. Diyebiliriz ki hafif bir mübalağa ile bütün ortaklar bu bedava vazifeye birçok fedakârlıklar pahasına taliptir. Hele bizim EĢref BaĢaran‟ın yeniden iĢtahlanması meseleye hususi bir ehemmiyet vermektedir. Bu sebeple gazetemiz bir anket tertip ederek ortakların fikrine müracaat etmek suretiyle Birlik yönetim kurulu baĢkan ve üyeliklerine layık kimseleri tespite çalıĢmaya karar vermiĢtir. Sayın okuyucularımız kooperatif ortakları arasından layık gördükleri dört ismi yazarak kapalı bir zarf içinde idarehanemize gönderecek ve bu suretle ufak bir anket yapılması mümkün olacaktır. Bu hususla ilgili mektupların gönderilmesinde acele edilmesi rica olunur. BĠR CEVAP Eczacı Cengiz Sümer DĠL Gazetesi Yazı ĠĢleri Md. IĞDIR 24 Ekim 1952 Yıl: 1 Sayı: 21 23 Ekim 1952 tarih ve 20 sayılı gazetenizin birinci sahifesinde bir Ģikayet baĢlıklı yazıda eczanemizde penisilin bulunmadığından bahsedilmektedir. Eczanemizdeki penisilin miktarı mübalağa etmeden söyleyebilirim ki Kars‟taki bütün eczanelerin stoklarından daha fazladır. Bu durum muhterem gazetenizin ilk çıkacak sayısında efkarı umumiyeye bildirilmesini diler gazetenize neĢir hayatında muvaffakiyetler temenni ederim. Emek Eczanesi Mesul Md Eczacı Cengiz Sümer DĠL: Bahis mevzuu Ģikayet ile bu husustaki neĢriyatımız sayın Emek Eczanesi ile ilgili olmayıp hastanede baĢ tabibi alakadar etmektedir. Penisilin mevzuunda tekrar malumatına müracaat ettiğimiz Ģikayetçi Hakkı ġengül ise “yağlı penisilin” mevcudu bulunmadığını tavzih etmiĢ olduğundan gerek Ģikayetçi ve gerekse sayın eczanemizin haklı oldukları anlaĢılmaktadır. Esas alakalı zat hala susmakta devam etmektedir. BELEDĠYEMĠZLE TĠCARET ODASI KÜLAHLARI DEĞĠġTĠ Aldığımız malumata göre belediyemiz, belde iĢleri ile bazı maddelerin fiyatını tasnif maksadıyla Iğdır Ticaret ve Sanayi odasının malumatına baĢvurmuĢ. Hüseyin Ali BaĢkentli‟yi çileden çıkaran bu hal bizim de tuhafımıza gitti. Zira her yerde rayiç ve belde hakkındaki malumat mahalli belediyeden öğrenilir. Bazı hallerde de belediyeler ticaret borsalarının malumatına müracaat ederler. Bizde borsa olmadığına göre galiba reisin, Hüseyin Ali‟yi kendisine halef yapma niyeti var. Bakalım stajyer reis ve cevap verecek. Merak ediyoruz... DĠL’den DĠL’e Mecit Hun 24 Ekim 1952 Yıl: 1 Sayı: 21 KUDUZ Geçenlerde TaĢburun‟dan Iğdır‟a gelirken, sayın Bucak Müdürü Atasever‟i ziyaret maksadıyla dairesine uğramak istedik. Tam Bucak Müdürlüğü binasının önünde alaca bir bez üzerine yazılı, “Burada kuduz var” ibaresi bizi korkuttuğundan ne olur ne olmaz kabilinden tasarladığımız ziyaretten tehir etmek mecburiyetinde kaldık. Biraz sonra uğradığımız köy kahvesinde Nuri Atasever‟in köylü çocuklara poker hocalığı yaptığını görünce doğrusu hayret ettik. Acaba, kuduran kim?.... ġĠĠR KÖġEMĠZ Iğdır Adı Dilimdedir Ramiz Özler Ġndim Sürmeli çukura, Gözlerim boyandı nura, Gönül bağladım Iğdır‟a, Meyve dolu bağlar gördüm. Burda çarpar Türk‟ün bağrı, Sinek, Zor, Köroğlu, Ağrı, YeĢil tepeler ve sağrı Karlı, yüce dağlar gördüm. Iğdır‟ın toprağı inci, Doldur pamuğu, pirinci, Kalbime verdi sevinci, Aras suyun çağlar gördüm. KefĢene vardım göreyim, Yarın saçını öreyim, Ġsterse canım vereyim, Yarı pambuğ kâğlar gördüm. Iğdır adı dilimdedir, Ramiz der Ģiirimdedir, YeĢilliği gülümdedir, Gönülcüğüm ağlar gördüm. ArkadaĢımız Ramiz Özler‟den aldığımız ilk Ģiiri bu suretle neĢretmiĢ bulunuyoruz. Ġstidatlı ve heves sahibi kalemlerden bu köĢemizi boĢ bırakmamaları rica olunur. ĠLÂN Alicanlar köyü muhtarlık resmi mührünü kaybettim. Yenisini alacağımdan eski mührün kıymeti olmadığı ilan olunur. Alicanlar Muhtarı Ġsa YoĢ (Serhat) ÇĠFTLĠKTE BĠR CESET BULUNDU Haber aldığımıza göre BaĢköy bucağımıza bağlı Çiftlik Köyünde bir ceset bulunmuĢtur. Bir kurĢun yarası bulunan bu ceset Aras nehrindeki akıntı ile bu civara getirilmiĢ ve burada bulunmuĢtur. Cesedin mahiyetiyle kime ait olduğunu tespit için C. Savcısı ve hükümet tabibi mahalline hareket etmiĢlerdir. Yapılacak tahkikatı müteakip keyfiyet tevazuu edecektir. SARIÇOBAN‟DA BĠR YARALANMA Ġki gün evvel ilçeye bağlı Sarıçoban köyünce bir kuĢunla yaralama hadisesi olmuĢtur. Ġddiaya göre ReĢit adında ki Ģahıs pamuk tarlası içinde bulunduğu bir sırada pamuk hırsızlığına gelen ve Ģahsen tanımaya muvaffak olduğu iki kiĢinin silahlı tecavüzüne uğramıĢ ve bir kurĢunla yaralanmıĢtır. Midesinden ağırca yaralı bulunan ReĢit hastaneye kaldırılmıĢ olup tahkikata devam edilmektedir. PAMUK BAREMĠ TESBĠT EDĠLMEK ÜZERE Kooperatifin kararsız mubayaası sebebiyle iki yıldan beri pamukçuluktan zarar gören tüccarlarımız Birliğin fiyat tespitini müteakip alıma baĢlayacaklarından bütün müstahsil bu hususta verilecek kararı sabırsızlıkla beklemektedir. Tarım SatıĢ Kooperatifleri mevzuatına göre, kâr ve zarar ortağa ait olduğuna nazaran tatbik edilecek baremin pamuk borsasıyla hiçbir ilgisi yoktur. Ancak tüccar da pamuk alımından kooperatifin ortağa verdiği avansa göre hareket ettiğinden kooperatif idarecilerinin bu hususu nazara alarak bugünkü borsaya intibak edip fiyat tespit etmesi müstahsil için faydalı olacaktır. DolaĢan Ģayialara göre Birlik birinci pamuk için 60, ikinciye 50, üçüncüye 40 kuruĢ avans vermeyi kararlaĢtırmak niyetindedir. Bu durum hakikat olduğu taktirde yağmur görmemiĢ ve yüksek randımanlı bu yılki Iğdır pamuğu ucuz bir fiyatla tüccarın eline geçecek ve bu defada müstahsil zarar edecektir. Kooperatifçilik esas gayesiyle muhitteki piyasaya hakim bir vaziyette müstahsilin malını en yüksek fiyatla değerlendirmeye mecbur olduğuna göre böyle bir karar vermesi Iğdır‟ın ticari durumunu tamamen sarsacaktır. Kanaatimizce barem tespitinde tüccarında durumu tetkik edildikten sonra borsadaki fiyatla intibak etmek daha faydalı olacaktır. ZĠRAĠ DONATIM SEYYAR TAMĠR ARABASI GELDĠ Iğdır‟da sattığı traktör ve emsali zirai makineleri muayene etmek maksadıyla Zirai Donatım kurumuna ait tamir arabası gelmiĢ ve muayenelerine baĢlamıĢtır. Bu suretle arızaya uğramıĢ bulunan makinelerin tamiri mümkün olabilecektir. CUMHURĠYETĠN 29 NCU YILDÖNÜMÜ KUTLANDI 30 Ekim 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 27 Cumhuriyetimizin 29 ncu yıldönümü münasebetiyle dün belediye meydanında toplanan 5000‟e yakın bir halk kitlesi tarafından kaymakamlıkta yapılan program gereğince bu milli bayramımız tesit edilmiĢtir. Saat 10‟da merasime baĢlanmıĢ ve Ġstiklâl marĢımızdan sonra kıymetli gençlerimizden Turgut Sungar tarafından kısa ve veciz bir hitabede bulunulmuĢtur. Sungar, günün ehemmiyetiyle o zamanki durumu belirten konuĢmasını Ģöyle belirtmiĢtir. “Bugün dünya devletleri arasında çok Ģerefli bir mevkiimiz vardır. Milli kültürümüz muasır medeniyetlerin seviyesindedir. En kuvvetli memleket halkla hükümetin el ele verdiği memleketlerdir. ĠĢte biz bu milli birliğin mesut neticesi içindeyiz. ġöyle ki Ģu anda bütün dünya devletleri General Richway‟in tepkili uçaklarının gölgesine sığınırken biz, ayakta dipdiri ve canlı duruyoruz. Sevinciniz payidar olsun!” Sungar‟dan sonra kürsüye Orgof Süvari grubundan Asteğmen de irticalen ve heyecanla dolu bir konuĢmada bulunduktan sonra öğrenciler tarafından da bazı milli mevzuuyla ilgili Ģiirler söylenmiĢ ve resmi geçici müteakip merasime son verilmiĢtir. Gece bir fener alayı tertip edildiği gibi belediye tarafından da mahalli oyunlar oynatılarak bu milli günün neĢe içinde geçmesi temin edilmiĢtir. ARKADAġIMIZ AYDINLININ MUVAFFAKĠYETĠ 22 Ekim 1952 tarihli Cumhuriyet gazetesinde iftihar edilecek bir haber okuduk. Haber Ģudur: Yedek subay süvari okulunda bulunan arkadaĢımız Ġsmet Aydınlı‟nın devre birinciliğini kazanarak mükafat almıĢ ve bizzat tebrik edilmiĢtir. Bütün Iğdırlı gençlerin Aydınlı gibi baĢarı göstermesini temenni eder, kendisini tebrik ederiz. ARKADAġIMIZ MIZRAK‟IN ÖZLER‟E CEVABI 1. Orgof suyu tesisatı tahsisat mevcut olduğu halde iller bankasının para vermek durumda olmaması dolayısıyla 1953 yılı içinde tamamlanacaktır. 2. Kırmızı rengi severim. 3. Sorunuza cevap vermekten mazurum, DĠL‟in sütunları kıymetlidir. Harcamaya gönlü razı olmaz. 4. Cevap bulamadım. Ankara radyosu hazır cevap adama havale ettim. Hürmetler. KARS SPORCULARI ARASINDA NAHOġ HADĠSELER 26 Ekim Pazar günü Kars spor kulübünden Doğufener ile 30 Ekim kulüpleri arasında yapılan bir futbol maçında kavgayla biten nahoĢ hadiseler cereyan etmiĢtir. Birinci devrede bir gol atan Doğufener ikinci devrede 30 Ekim kulübü oyuncularının kendi kalecilerine yaptıkları Ģahsi tariz ve hücum üzerine kavga çıkarmıĢ ve oyun neticelenmeden saha terkedilmiĢtir. Spor terbiyemizin noksanlığından doğan bu hareketler gençlerimiz arasında spor hevesini kırmaktadır. Ġdarecilerin basiretle hareket etmesi lazım gelen bu mevzuda bizce bölge baĢkanlığı mesuldür. AZĠZ OKUYUCULARIMIZA Iğdır ve muhitinin bir gazeteye olan ihtiyacını nazara alarak çıkardığımız DĠL‟i bütün imkansızlıklara rağmen intiĢara devam ediyoruz. Malum bulunduğu gibi, bir gazete ilan ve abone ile yaĢar, teksir gibi çok malzeme ve masraf götüren baskı iĢinde gösterdiğimiz Ģahsi say ve gayretten maada maddi fedakarlığımız da çoktur. Bu sebeple aziz okuyucuların abone olmak suretiyle verecekleri peĢin meblağ gazetemizin ara vermeden devamın sağlayabilecektir. IĞDIR’IN KURTULUġU MÜNASEBETĠYLE (4) Mecit Hun 30 Ekim 1952 Yıl: 1 Sayı: 27 Ordumuz 30 Nisan akĢamına kadar Arpaçay hududuna değin ele geçirmiĢ ve 15 Mayıs‟ta Gümrü, 26 Mayıs‟ta Panbek Karakilisesi‟ni ve 20 Temmuzda da Nahcıvan‟ı iĢgal ederek Ermenileri geri atmıĢtı. 1918 Mayıs‟ında ise MAVEREYĠ KAFKAS HÜKÜMETĠ KONFEDERASYONU dağılmıĢ ve bu milletler ayrı ayrı istiklallerini ilan etmiĢlerdi. Kuzey Azerbaycan da bu meyanda müstakil bir duruma geçtikten sonra 4 Haziran 1918‟de Batum‟da Osmanlıların imza ettiği bir ahitnameye göre Azerbaycan emniyet ve asayiĢini iade etmek maksadıyla Türkiye‟den askeri muavenet talep etmek hakkını haiz bulunuacaktı. Osmanlı Ġmparatorluğu müttefikleriyle birlikte Birinci Cihan Harbi mağlubiyetini kabul ettiğinden 30 Ekim 1918 tarihinde MONDROS mütarekesi imzalandı. Bu mütareke gereğince ordumuz Kars, Ardahan, SarıkamıĢ, Batum ve Sürmeli çukurunu iade etmek suretiyle 1914 sınırı gerisine çekilmek mecburiyetinde bırakılmĢtır. Ayrıca bir müddet evvel Bakü‟yü iĢgal eden Nuri PaĢa kumandasındaki Türk kuvvetleri de çekilmek mecburiyetinde idi. Mütareke gereğince ve Ġstanbul‟dan alınan talimat üzerine bütün cepheden ordumuz çekildiyse de Yakup ġevki PaĢa idaresindeki Kolordumuz 2 ay daha Kars‟ta kalarak ancak, 1918 yılı sonunda çekilmeye baĢladı. Baku ve Azerbaycan, General Tomson idaresindeki Ġngiliz askerleri tarafından iĢgal edilmiĢti. Her üç sancakla sakinlerinin çoğu Türk olan Kamerli, Sürmeli Çukuru ve Nahcıvan‟ın yeniden Ermenilere terk edileceği anlaĢılıyordu. ĠĢte bu sebepledir ki Kars‟ın yerli halkı arasında bir cereyan baĢ gösterdi. VĠSON prensiplerine göre her millet kendi mukadderatını tayin edebilirdi. Fahrettin Bey‟in teĢebbüsüyle 15 Kasım 1918 tarihinde Kars‟ta 8 kiĢiden mürekkep KARS MĠLLĠ ġURASI HÜKÜMETĠ kuruldu. Muvakkat reis Fahrettin Bey baĢkanlığında hükümet azaları SarıkamıĢ, Yedikilise köyünden Hayrullah Ġravanlı, ahund oğlu Taki Karaçantalı, Hacıoğlu Ahmet, Ali, Afzal Ġsrafil, Behçet ve Rumlar adına Vafyadin idi. 15 gün içinde diğer yerlerden gelen murahhaslarla kurultay açıldı. Yeni hükümet Ģu Ģekilde kurulmuĢtu: Hükümet reisi Cihagiroğlu Ġbrahim; hükümet azaları Cihangiroğlu Hasan Bey, Dr. Esat Bey, Akbabalı Kelbay Mehmet, Karaçantalı Ahmet Bey, Kağızmanlı Ali Rıza Bey (Ali Ataman), Ġravanlı Taki Bey SarıkamıĢlı Fahrettin Bey, Iğdırlı Ali Bey oğlu Mehmet Bey, Oltulu Molla Bilal, Borçalılı Emin, Camaldinanlı aĢiret reislerinden Maksut Ağa oğlu Hasan Ağa, Gümrülü Yusuf Beylerden müteĢekkildi. Gerekli maddi yardımı Ahundoğlu yapıyordu. Kaymakamlıklara PaĢa Han oğlu Hüseyin Han (Hüseyin Talınlı), HemĢioğlu Rasim, ġakir oğlu Ahmet, Kadı oğlu Aslan, SarıkamıĢ‟ta Bekir tayin edilmiĢlerdi. Karas Milli Ġslam ġurası bu suretle faaliyetine baĢladıktan sonra Sürmeli çukurunda da faaliyet baĢladı. AĢiret halkı kendisini müdafaa ve Ermenilerle mücadele etmek üzere silahlanmaya baĢlamıĢtı. Evvelce Hasan Bey Vezirof, Ali Mirza ve Meleklili Mazanoğullarından Ali Ekber‟in Bakü‟dan silah getirtme teĢebbüsleri, Vezirof‟un yolda vefat ve Ermenilerinde müsaderesiyle akim kaldı. Kars ve civarından yeter miktarda silah temin edilerek resmi olmayan fakat derli toplu çeteler teĢekkül etmeye baĢladı. Celâli aĢireti (1000 kiĢi kadar yaya ve atlı) Ali Mirza, Zilan aĢireti (800 kiĢi yaya ve atlı) ġemsettinoğullarından Hamit Beyler idaresinde toplanmaya baĢladı. Ermeniler taarruz hazırlıklarını bitirerek kuzeyden Milli ġura bölgesine taarruz etti. O zaman pek genç fakat cesur olan Talınlı Hüseyin Bey, Kızılçakçak mevkiinde Ermeni kuvvetlerini sokmadığı gibi, Arpaçay‟ı da gönderdiği süvari kuvvetleriyle müdafaa ediyordu. Fakat Milli ġuranın yanlıĢ siyaseti Gürcülerle Ermenileri de birleĢtirmiĢti. Talınlı Hüseyin Han‟ın vaziyeti iyi mütalaa etmesine rağmen hükümet reisi de dahil bir çok hükümet erkânının Gürcülerle de harbe giriĢmeyi kararlaĢtırması ilk muvaffakiyetsizlik sayılıyordu. Hüseyin Han idaresindeki Akbaba ve ġuregel‟li askerler ciddi bir Ģekilde mücadele ediyordu. Fakat Harbiye Nezareti vazifesini yapan Hasan Han‟ın cahilce hareketleri Hüseyin Han‟ın faaliyetlerini darbeliyordu. Hüseyin Han Ġngilizlerden mühim miktarda cephane ve silah çaldırarak kuvvetlerini tamamen silahlandırmıĢtı Ermeni ve Gürcülerin mütteniden Milli ġura hudutlarına yaptıkları taarruzlar bir taraftan yerli ve silahlı halkın mukavemeti ile semeresiz kalırken, diğer taraftan da Ardahan civarında Türkler taarruza geçerek 1918 sonuna doğru Gürcüleri Ahıskadan temizlemiĢlerdi. Bu sırada Ġngiliz askeri mümessili, Milli ġura adıyla bir hükümet olamayacağını, eğer mahalli bir hükümet ise bunun daha da ıslahı lazım geldiğini dayatmıĢ ve bu mülahaza ile Milli ġura 1 Ocak 1919 akĢamı bir toplantı yaparak Nahcıvan ve Batum‟u da içine alarak ismini CENUBĠ GARBĠ KAFKAS HÜKÜMETĠ MUVAKKATAĠ MĠLLĠYESĠ Ģeklinde değiĢtirmiĢ ve hükümet reisliğine yine Ġbrahim Bey Cihangiroğlu seçilmiĢtir. Dahiliye mümessilliğine Ġbrahim Bey uhdesinde kalmak üzere; Hariciyeye Fahrettin Bey; Harbiyeye Hasan Han Bey; Adliyeye Abbasali Bey; Maarife Rumlardan Mikhail Andyanof; Maliyeye Hududad oğlu Mehmet Bey; Nafıaya mühendis Mahmut Bey; Ziraata Aliekber Bey; Posta ve PTT mümessilliğine Rumlardan Arior seçilmiĢlerdi. Bu isimler derhal Kars‟taki Ġngiliz askeri mümessili Albay Tamperli‟ye bildirildi. Bilahare de PTT mümessili Rum kızı Arior yerine Muhlis Bey tayin edilmiĢ ve Ġbrahim Bey izlerindeki Dahiliye mümessilliğinde (Ali Rıza Beyle) tevdi edilmiĢti. Bu sırada General Tomson malum Ġngiliz siyaseti ile hareket ederek sözünden caymıĢ ve 1914 sınırında yani Aras boyuna kadar Ermenilere verildiğini ve bu suretle Büyük Ermenistan‟ın resmen teĢekkül ettiğini ilan etti. Nihayet, her taraftan Ermeni akını baĢladı. Ardahan ve Kızılçakçak hudutları muhkem bir vaziyette idi. Ġngilizler muharebe yerine baĢka tabya kullanmaya karar vererek 19 Nisan‟da hükümete (Milli ġuraya) müracaatla hükümet erkanıyla tanıĢmak arzusunda bulundular. ĠĢin nereye varacağını idrak edemeyen hükümet azaları da bu hareketten hem memnun olmuĢ ve hem de muvafakat etmiĢlerdi. Nihayet aynı günü parlamento binasında bir tanıĢma zemini hazırlanarak bütün hükümet erkanı celp edilmiĢ ve gelecek Ġngiliz mümessiline intizar edilmiĢtir. Biraz sonra içeride tanıĢma baĢlayınca dıĢarıdan da parlamento muhasara altında alınmıĢ ve bu suretle bütün Milli ġura erkanı tevkif edilerek bu mahalli idareye son verimiĢti. Tevkif edilen hükümet erkanı Malta‟ya sürülmüĢtü. Kağızmanlı Ali Rıza Bey Malta‟ya gitmeden Batum‟dan kaçma fırsatın bularak Kağızman‟a gelip yine Ermenilerle çarpıĢmaya baĢlamıĢtı. KARAKÖSE’DE DP ÇÖKTÜ 31 Ekim 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 28 Haber aldığımıza göre Karaköse DP teĢkilatında kuvvetli bir çözüntü baĢgöstermiĢ ve parti ileri gelenlerinden bir çok Ģahsiyetler ayrılarak Millet Partisine kaydolmuĢlardır. Burada da parti içinde diktatörlük yapmak isteyen bir grubun bir zümreyi iltizam etmesi neticesi olarak durumun ve parti faaliyetlerinin vahim neticesinden endiĢe eden ileri görüĢlü kimseler istifa etmek zorunda kalmıĢlardı. 1950 seçimlerinde fazlasıyla tutunan Kasım Küfrevi ve Celal Yardımcı gibi seçim bölgeleriyle asla ilgi göstermeyen kimseler yerinde daha kuvvetli Ģahıslarla temsile muhtaç bulunan Karaköseliler durumu kavrayarak DP‟nin kötü gidiĢini sezmiĢ ve kuvvetli bir muhalefet kurmaya muvaffak olmuĢlardır. Ġstifa edenler arasında Patnoslu Hüseyin PaĢa zade Mehmet Bey gibi nüfuzlu Ģahısların da bulunuĢu DP genel idare merkezini endiĢelendirmiĢtir. Karaköse gibi DP‟nin en kuvvetli bulunduğu bir yerde vuku bulan bu ani çöküntüden sonra Doğu illerinde bu partinin tutunması imkansız görünmektedir. ÇELTĠK KANUNU GELĠYOR Kars Gazetesinden öğrendiğimize göre 15 seneden beri tatbikatta bulunan 3039 sayılı çeltik kanunu kifayetli ve müstahsil için fayda sağlayacak mahiyette görülmediğinden yeni bir kanun tasarısı hazırlanmıĢ bulunmaktadır. Yakında kanunlaĢacak olan bu tasarı ilk çeltik sahalarının daha ziyade geniĢlemesi ve sıhhi Ģartların ilgili bakanlıkça yerine getirilmesi mümkün olabilecektir. Ayrıca bu kanunla çeltik sahaları tespit edilecek ve müstahsilin her yıl için yeni bir müsaade alması külfeti bertaraf edilecektir. KOOPERATĠFNAME Çeteler kuruluyor talan baĢladı yine Ġkin binlik inĢaat veriliyor on bine Aktör gibi sahneye çıktı EĢref BaĢaran Ortağın parasıyla zıkkımlanmakta yaran Biçare fakir köylü inek gibi sağıldı Üç yüzü cebe koyan bıyık burup dağıldı Evvelce yüz elliydi Ģimdi üç yüze çıktı Hükümette nihayet mücadeleden bıktı Öyle bir soyulduk ki çıkmayacak acısı Buna ne çare bulsun hocası ya hacısı Aldı Ortaklar: Bizleri taladılar pullar bitti ayhavar EĢref çığtı ortaya neler etti ayhavar Bir erize verende yüzde onbeĢ noğsana Kirman da üçyüz vurdu aldı getti ayhavar Meğer sahabı yoğmuĢ kağçının çenekçinin Kimi seçtik oraya bizi sattı ayhavar Alan gedir ayhavar Talan gedir ayhavar Evvel geden beĢ değil Kalan gedir ayhavar Aldı EĢref BaĢaran: Bayramdı cebim boĢtu günahkâram neyniyim Koy desinler hilleynen aram yoğtu neyniyim Men yığmıĢtım buğçaynan ölmüĢ gede dağıttı Meherrem dükkan kurup getti param neyniyim Ölsem de el çekmenem kopratif kapısından Men ölüĢem ay balam budu çare neyniyim Kazığı attım neyniyim Mala kattım neyniyim Özgeden ağaç aldım Size sattım neyniyim Hep bir ağızdan: Yeni ağmağ (ahmak) tapalım Bize ortağ yapalım Belke onlar kazanar Biz de hisse kapalım ĠLAN TC Ziraat Bankası Iğdır ġubesinden Iğdır Pamuk Tarım SatıĢ Kooperatifleri birliğine ait mevcut pamukların nakliyesi aĢağıda yazılı Ģartlar dahilinde 4 Kasım 1952 Salı günü Iğdır Ziraat Bankasında yapılacaktır. 1. Iğdır‟dan Malatya‟ya 250 ton 2. Iğdır‟dan Erzurum‟a 150 ton 3. Erzurum‟dan Malatya‟ya 500 ton sevk edilecektir. Teminat 20.000 (yirmi bin) liradır. ġartnamesi her gün bankamızda görülebilir. VAHAP AKAR‟A ArkadaĢımız Hamza Mızrak‟ın haftada üç söz sütunumuzda, “Otoriter Devlet BaĢlığı” altında yazdığı yazıdan dolayı gönderdiğiniz mektubun neĢri basın kanunu Ģümulüne girmemektedir. Ancak isteğiniz gereğince Ģu noktayı tavzih ediyoruz: (Artık cumhuriyetin yerini anarĢi almıĢtır) cümlesini baĢlı baĢına mütalaa etmeniz sizi bir zahmete ihtiyar etmiĢtir. Bu cümlenin manasını daha iyi anlayabilmeniz için yazıyı baĢtan sonuna kadar dikkatle okumanız tavsiye olunur. HAFTADA ÜÇ SÖZ 1 Kasım 1952 Hamza Mızrak Yıl: 1 Sayı: 29 Demokratik idarelerin temel vasfı çok partilerin mevcudiyetidir. Bütün siyasi partiler memleketi yükseltmeyi hedef bilirler. Ve bu hedefe varmak için bir yol seçerler. KararlaĢtırılan bu yol (parti programı) adını alır. Bu programı benimseyenler partinin kadrosu içinde yer alırlar. Herhangi bir siyasi partinin kadrosuna inanmadan girenler fena vatandaĢlardır. Siyasi partiler safının inanmayanlarla dolması hem parti ve hem de o memleket için bir felaket olduğu muhakkaktır. Ġktidara yaklaĢan veya geçen partilerin bu noktaya dikkat etmesi bilhassa elzemdir. Peki müsait iddialarla sahneye çıkan parti, geniĢ halk kütleleri içinde nasıl tutunabilir? Bu soruyu profesyonel politikacılar daha iyi cevaplandırırlar. Ben bunu üç Ģarta bağlı görüyorum: 1. Partinin baĢkanı efkarı umumiyece tutulan ve itimat telkin eden bir zat olmalıdır. 2. Parti umdelerini yaymak ve lüzumlu yerlerde sarf edilmek üzere parası bulunmalıdır. 3. Programı müdafaa ve muhtelif hadiselere karĢı partinin fikirlerini halk topluluklarına aksettirecek bir gazeteci bulunmalıdır. Memleketteki basının sempatisini ve teveccühünü kazanmak da bilhassa mühimdir. Arz edilen üç noktanın ıĢığı altında siyasi partilerimizin durumunu mütalaa etmeyi sayın okuyuculara bırakıyorum. ĠLAN Iğdır nüfus memurluğundan aldığım nüfuz cüzdanımı zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü olmadığı ilan olunur. Karakuyu köyünden Han oğlu Ġbrahim Aksa YĠNE ÇAMUR ATIYOR 1 Kasım 1952 ġerafettin Kirman (ġoför) Yıl: 1 Sayı: 29 26 Ekim 1952 tarihli gazetenizde “Ġltimas” baĢlığı altındaki yazınıza verdiğim cevabın matbuat kanuna göre neĢrini rica ederim: Söylediğiniz gibi baĢkanlık Ģoförünü çıkarmamıĢ isteği üzerine istifa etmiĢ. BaĢkanlık beni DP baĢkanının kardeĢi olduğum için değil, efkârı umumiyenin bildiği gibi 5 seneden beri ehliyeti dürüst bir Ģoför olduğum için kabul etmiĢtir. Çamur atma! ġoför ġerafettin Kirman DĠL Gazetesi: Yukarıda zevkle (!) okuduğunuz mektup sahibini tanırsınız. Bugünkü idarenin prensiplerine sadık kalınarak bir hafta içinde tayin ve azli yapılan Ģoför ġerafettin‟dir. Muhatabımız olmadığı halde bu mektubu yazması cayı sualdir. KAZANCILAR ġĠKAYET EDĠYOR Kazancı ve civar köyleri halkından bir grup gazetemize müracaatla köy yollarından Ģikayet etmektedirler. Söylendiğine göre bu köy yolları Hakveyis ve Pulur sularıyla dolmuĢ ve geçilmez hale gelmiĢtir. Panik köyü içindeki köprülerin de bozukluğu irtibatı tamamen kesmiĢ bulunmaktadır. Bu hal devam ettiği taktirde köylümüz mahsulünü pazara getiremeyeceği gibi kasabayla da tamamen alakasını kesmiĢ olacaktır. Bu vaziyete göre sayın kaymakamımız köylülerimizle siyasi münasebeti kesmiĢ olmasın? BĠR KARĠKATÜR (Bu sayfada bir karikatür var. Genç bir adam sol eliyle kendi boğazına yapıĢmıĢ, dili dıĢarıda can çekiĢmektedir, yani kendi kendin boğmaktadır. Karikatürün altına da “Günün kahramanı DiĢçi Bülend” ibaresi düĢülmüĢ. Mücahit) DĠL: Dilin kurusun Dağlı! Dağlar baĢına çöksün! Bir dilsiz için yaptığınızı beğendiniz mi? TEġEKKÜR 27 sayılı muhterem gazetenizin ikinci sahifesinde, “ArkadaĢımız Aydınlı‟nın muvaffakiyeti” baĢlıklı yazınızı okudum. Hakkımda gösterdiğiniz yakın alaka ve bahĢettiğiniz iltifattan dolayı teĢekkürlerimin kabulünü istirham ederim. Saygılarımla. Süvari Asteğmeni Ġsmet Aydınlı BAY NEVZAT GÜNDÜZ ġÖLLÜ Göndermek nezaketinde bulunduğunuz Ģiiriniz tetkik edilmiĢ ve kafiyelerde düĢüklük görüldüğünden neĢredilememiĢtir. ġiir mevzuu üzerine daha çok çalıĢıp malumat edindikten sonra yazmaya heves etmeniz Ģayanı tavsiyedir. Yeni ve olgun eserlerinizi bekler baĢarılar dileriz DĠL Gazetesi ĠTĠZAR Kooperatif inĢaatında vuku bulduğu iddiasıyla gazetemize gönderilen Ģikayet mektuplarını yazı çokluğundan neĢredemediğimiz gibi bu hususta lazım gelen malumatı da topladıktan sonra ilk fırsatta sütunlarımıza geçeceğiz. ġĠĠR KÖġEMĠZ Bu Zamane Fazıl ġıktaĢ Ġhtiras kaplamıĢtır bütün kalpleri hemen Ele geçer emanet sıvıĢır kırar dümen Allah‟ı unutarak Ģeytana uymuĢ millet, Umumhane, meyhane demir oluptur zillet Bilmirem hara kaçım, huyluyurlar ğeddimi Alay etme ey millet çağıraram ceddimi ġimdi üç kısım millet biri Allah adamı Biri zora düĢende olar Allah adamı Biri ġeytan adamı fitne verir kıĢkırtır Fitneyi desiseyle birbirine kırdırır Büyükler duran yerde çocukları danıĢır Kendi sözlerini yeritmeğe çalıĢır BaĢınıza kül olsun zemâne kiĢileri KiĢiler arvat olup erkektir diĢileri Dikkat ettin mi dadaĢ çarĢav örten arvada? Eliynen yüzün açar, göz kaĢ eder merhaba Bir Ģise su demleyip ona buna söz atan Yohmudur bu soysuzun ağzın burnuna katan ArkadaĢın malını gizlice atara cebe Görürsen Ģaka olur, görmezsen iner dibe Adım meĢedi kelbayı her iĢin üstadıyam Üç bin mesarif koydum dindirmeyin hacıyam. ġAKACI KÖġESĠ – MĠZAH Siz ne dersiniz? (Niyet kutusundan neler çıktı) Dilsiz Dul: DiĢçi Bülend: Kaymakam: Dr. Mesut: DĠL Gazetesi: ġakacı: Bu hamur çok su götürecek Ġt el çekti motal el çekmedi TaĢ attım, ĢaĢ attım Buna bak buna, gökten nem kapıyor Bizimle Kerbelâ vadisine hem dert olan gelsin Zor, zeyrekten bezir çıkarır. ĠBRET Ayırmadı kalemimi ġu Türk ile Acemi Ne koydular yazayım Ne kırdılar kalemi Hüseyinzade Ali Bey IĞDIR’DA DEMĠRCĠLĠK KURSU AÇILDI 2 Kasım 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 30 Dün güzel Iğdırımızın yeni bir irfan yuvasına daha kavuĢtuğunu iftiharla öğrendik. Teknik iĢ yerlerinin kifayetsizliğini göz önüne alan hükümet eski Halkevi binasını sanat kursuna tahsis etmiĢti. Bu maksatla ilçemize gelen ilgili öğretmenler 30 öğrenci kaydederek dün bilfiil uğurlu olmasını temenni ettiğimiz çalıĢmalarına baĢladılar. Bu münasebetle yapılan törende sayın kaymakamımız, kursun Iğdır‟a ve Iğdırlılara hayırlı olması dileğiyle kordelayı kesti. Davetlilere hoĢ geldiniz diyen demircilik öğretmeni Ali Ġhsan Özdemir ilgi ile takip edilen bir konuĢma yaptı. AnlaĢıldığına göre kurs iki sene süreli olacak. Demircilik atölyesinde sıcak demircilik, soğuk demircilik, oksijen kaynakçılığı, tenekecilik ve kalaycılık branĢlarında iĢ yapılacaktır. Bu arada, iĢin nazarı kısmı da ihmal edilmeyecektir. Marangozluk öğretmeni Ġlyas Muhacir‟in riyaset edeceği atölye ise mobilyacılık, doğramacılık, oymacılık ve kaplamacılık öğretilecektir. Kurs binası gezilip gerekli izahat alındıktan sonra, davetliler memnuniyetlerini belirterek muvaffakiyet temennileriyle öğretmenlerin elini sıktılar. DĠL: Kursun devamlı olması ve icabında bir sanat okulu haline getirilmesi temennisiyle baĢarılar dileriz. KARAKÖSE DP TAMAMEN ÇÖKTÜ Bu gün aldığımız kati habere göre, 28 Ekimde 127; 29 Ekimde 218; 30 Ekimde 345 Karaköseli Demokrat Partiden istifa ederek muhalefete geçmiĢtir. Ġstifalar ilçe ve bucaklara da sirayet etmiĢ ve bütün Ģiddetiyle devam etmektedir. Karaköse durumu bütün Doğu illerine örnek olacaktır. POLĠS MEMURU NECMĠ TÜREDĠ‟NĠN BEYANI DiĢ tabibi Bülend‟in zabıtaya hakaret davasında polis memuru Necmi Türedi dikkate değer beyan ve ifadede bulundu. Kaymakamın dilsiz hizmetçisi Simüzer‟in ırzına geçtiği iddiasıyla diĢ tabibi Bülend‟in muayenesi yapılmak üzere hastaneye götürüldüğü sırada zabıtaya hakarette bulunduğunu ve savcılıkça mahkemeye sevk edildiğini geçen sayımızda bildrimiĢtik. Dün yapılan ikinci duruĢmada, hadise gecesi Bülend‟i ziyarete giden kaymakam Hakkı Albayrakoğlu‟nun da tanık sıfatıyla ifadesine müracaat edilmiĢtir. Kaymakam ifadesinde, “AsayiĢ amiri olması hasebiyle teftiĢ için karakola gittiğini ve Bülend‟i burada tesadüfen görüp teskin ettiğini, haddizatında suçlunun o anda ki durumunun periĢan ve acınacak bir halde olduğunu” belirtmiĢ ve ilaveten sanık Bülend‟e polis tarafından hakarette bulunulduğu kanaatinde olduğunu da söylemiĢtir. Davacı ve müĢteki Necmi ise, kaymakamın o akĢamki hareketlerini mufassal bir Ģekilde izah etmiĢ ve Ģu celbi dikkat beyanda bulunmuĢtur: “Kaymakam o akĢam bir asayiĢ amiri olmaktan çok uzak bir vaziyette sırf suçlu Bülend‟in hatırı için karakola teĢrif etmiĢtir. Zira, sayın kaymakamımızın asayiĢ amiri sıfatıyla hareket edebilmesi için o sırada cesaret alarak karakolun mesai masasına müteaddit yumruklar atarak resmi bir yerin huzur ve sükununu ihlal eden sanık hakkında gerekli kanuni muamele yaptırması icap ederdi. Kaymakam bahusus Bülend‟i korumak için hareket etmiĢtir.” Bazı hususların tespit ve tahkiki için mahkeme Pazardan sonraya talik edilmiĢtir. Bizler de kaymakamın o akĢam için karakola teftiĢ maksadıyla gittiğine kanaat getiremiyoruz. Zira muhteremin bugüne kadar bir defa olsun bu gibi yerleri teftiĢ ettiğine Ģahit olmadık. Saniyen, Bülend‟in o akĢamki durumuna acıyan kaymakam kendi hizmetçisinin feci durumuna niçin üzül (...) ĠLAN TC Ziraat Bankasından Iğdır ġubesi Iğdır Pamuk Tarım SatıĢ Kooperatifleri Birliğine ait mevcut pamukların nakliyesi aĢağıda yazılı Ģartlar dahilinde 4 Kasım 1952 Salı günü Iğdır Ziraat Bankasında yapılacaktır. 1. Iğdır‟dan Malatya‟ya 250 ton 2. Iğdır‟dan Erzurum‟a 150 ton 3. Erzurum‟dan Malatya‟ya 500 ton sevk edilecektir. Teminat 20.000 (yirmi bin) liradır. ġartnamesi her gün bankamızda görülebilir. ĠLAN Iğdır nüfus memurluğundan aldığım nüfus cüzdanımı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü olmadığı ilan olunur. Yukarı Arapkir Kerem Kılıç ĠLAN Sürmeli Spor Kulübünce tertip edilen eĢya piyangosu en son olarak 29 Ekim 1952 tarihinde çekilmesi karar altına alındığı halde, mezkur tarihte çekilmediğinden keyfiyetin tahkiki için umumi heyetin 8.11. 1952 Cumartesi günü saat 14:30‟da sinema salonunda toplanması ve sayın azaların teĢrifi rica ve ilan olunur. Kontrolörler: Ahmet Tekin Orhan Çiftlik YENĠ BĠR GAZETE MĠ? Aldığımız bir habere göre sayın arkadaĢımız eczacı Cengiz Sümer tarafından ikinci bir gazete çıkarılmak üzere gerekli teĢebbüse geçilmiĢ ve hazırlıkları ikmal edilmiĢtir. Gazeteye ihtiyaç duyan Iğdır gibi münevver bir muhitte ikinci bir gazetenin çıkması bizim de en iyi arzumuzdur. ArkadaĢımıza baĢarılar diler refikimizi Ģimdiden tebrik ederiz. DELĠGÖNÜL (Muhtemelen Turgut Sungar’dan gelen bir mektup. Mücahit) DĠL gazetesi yazı iĢleri md. Adliye Caddesi No: 8 Iğdır Bir okuyucu olmakla müftehir bulunduğum muhterem gazetenizde bazen, “DĠLSĠZ” imzasıyla yazılar intiĢar etmektedir. Son günlerde vuku bulan hadise dolayısıyla “DĠLSĠZ” arkadaĢın affına mağruren bir istirhamda bulunacağım. Bu günlerde peyda olan “DĠLSĠZ-PEREST” diĢçimiz, gazetenizde ki “DĠLSĠZ”in kim olduğunu hararetle soruĢturmakta imiĢ. Durumu, “DĠLSĠZ” yazarına bildirip, bu müstear ismini değiĢtirmesini namı hesabıma lütfen rica eder misiniz? Gazetenize bütün bağlılığımla (Deligönül) DĠL Gazetesi: Ġkazınıza teĢekkür ederiz. Tehlikeyi gazeteciğimiz de sezdiği için, Ģimdilikbu müstear lakabı kullanma cesaretini gösteremiyoruz. DiĢçinin akıbeti belli olduktan sonra belki de bu isimle tekrar ortaya çıkabiliriz. REġAT ÖZERKAN GĠDĠYOR Ġzinli bulunan emniyet amirimiz yerine vilayetten muvakkaten gönderilen komiser ReĢat Özerkan‟ın, emniyet amirimizin vazifesi baĢına avdet etmesi üzerine tekrar Kars‟a avdet edeceğini teessürle haber aldık. Iğdır için mevcudiyeti bir nimet olan sayın Özerkan‟ın gidiĢi mesai arkadaĢları kadar bizi de müteessir etmektedir. Zira, enerji ve bilgisinden fayda umduğumuz bu arkadaĢın ayrılması bize Iğdır‟da bulunduğu günleri hakikaten hatırlatacaktır. GeniĢ bir polis kadrosuna muhtaç olan Iğdır‟ın bu arzusu uyarınca sayın Özerkan‟ın Ģimdiki vazifesinde ipkası Ģayanı arzudur. SĠNGER NAKIġ VE DĠKĠġ YURDU Haber aldığımıza göre bugünden itibaren ilçede Singer kumpanyası tarafından bir biçki dikiĢ ve nakıĢ yurdu açılacaktır. Bu suretle kızlarımızın dikiĢ mevzuunda yetiĢtirilmesi mümkün olacaktır. SAYIN OKUYUCULARA Bugünden itibaren gazetemiz abone kaydına baĢlamıĢ bulunmaktadır. Gazetemizi abone adedine göre çıkarma zorunda bulunduğumuzdan sayın okuyucuların kayıtlarını yaptırtmakta acele etmelerini rica ederiz. Memur ve Politika (Haftada Üç Söz Köşesi) 3 Kasım 1952 Hamza Mızrak Yıl: 1 Sayı: 31 Kendimden bahsetmek mecburiyetinde kaldığım için özür dilerim. Otoriter Devlet ve Siyasi Partiler adlı yazılarımdan dolayı bazı ithamlara hedef oldum. Efendim, bazı bilgiçlerimiz, “Hamza politika mevzularıyla iĢtigal ediyor. DĠL muhalefet organıdır. Sonra Haftada Üç Söz yazarı memurdur” iĢaretinde bulunmuĢlar. Arzı malumat edeyim: Sıfatı ne olursa olsun, her vatandaĢın memleket davalarıyla ilgilenmesi hem haktır ve hem de vazife. Kaldı ki memur sınıfı, ekseriyetle entelektüel zümredir. Yurt meseleleriyle daha ziyade ünsiyet peyda etmelidirler. Bu memurun politika yapması manasına alınamaz. Politika yapmak demek Ģu veya bu partiyi alenen tutmak ve siyasi partilerin propagandasını yapmak demektir. Memleketimiz henüz çok partili rejime girmiĢtir. Siyasi partiler hakkında genel olarak bilgi vermeyi vazife bilirim. Bir siyasi parti Ģöyle kurulur, böyle yaĢar demek, politika yapmak değildir. Biz öğretmenler bu bahisleri ilkokulların beĢinci sınıfında tetkik ederiz. Memleketteki siyasi partilere karıĢmamak Ģartıyla bu bahisleri incelemek, vatandaĢları aydınlatmak politika ise insan hakları ve partiler mevzuunda yurtta konferanslar vermek üzere seyahatte çıkan üniversitelerimizi acaba ne yapmalıyız? Büyük Atatürk cumhuriyetin onuncu yıldönümünde gözleri yaĢararak cumhuriyeti bize emanet etmiĢti. Rica ederim cumhuriyet meseleleri üzerinde yazı yazmak politika mıdır? DĠL, muhalefet organı imiĢ. BaĢkan Ruzvelt‟in basın hakkındaki fikirlerini bilirsiniz. Ben de Ģekli ve siyasi kanaatleri ne olursa olsun matbuatın faydalı olduğunun inanırım. Ġngiliz hükümeti ister muhafazakâr olsun ister iĢçi veya liberal olsun, muhalif Times‟i susturmayı akından bile geçirmemiĢtir. DĠL muhaliftir diye memleket meseleleri hakkında yazı yazmayalım mı sayın diplomalı cahillerimiz? Yazılarımın makes bulması benim için teĢvik edicidir. ġunu da ilave etmeliyim, Iğdır‟da teĢkilat kurmuĢ, üç siyasi partinin ilçe baĢkanları samimi dostlarımdır. Bu muhterem zevat arasındaki siyasi tartıĢmaları kötülemek veya desteklemek hiçbir zaman hatırımdan geçmemiĢtir. Kendilerine ve siyasi kanaatlerine hürmetim vardır. Fırsat buldukça bu çok muhterem dostlarımı siyasi makamlarında ziyaret ederim. Bu durum benim için bir nakise midir? Bu memlekette engizisyon ve Neron tahakkümü olamaz. Kitaplarım arasında mevcut siyasi partilerin programları vardır. Vakit buldukça okurum. Çünkü bir yıl sonra oy kullanacağımı biliyorum. Büyük Atatürk‟ün bahsettiği milli musibetlere yeninden duçar olmamak için uyanık bulunmayı vazife bilirim. Evet sayın okuyucularım, ben bir Atatürkçü olarak bir milliyetperver olarak sosyal davalar üzerinde yazı yazmakta devam edeceğim. Çünkü yurt davalarına bigane kalmayı, yurttaĢlık yapmamak manasında alanlardanım. Aziz bilgiçlerimizden de istirham ediyorum; yazmasında fayda gördüğüm hususlar bütün vatandaĢlarca kavrandığı gün, bu nevi yazıları politika sayınız. Acaba sadet dıĢı mı oldu? Belki de diplomalı cahillerimiz böyle düĢüneceklerdir. 3 Kasım 1952 Yıl:1 Sayı: 31 Kaymakam ve Reis Mireli Mecit Hun (Belediye baĢkanı Mireli Ağa, ilçeye musallat olmuĢ karga sürüleriyle baĢ etmek için öldürülen veya yakalanan karga baĢına ödül koyar. Turgut Sungar’ın kaleminden çıkan karikatürde kaymakam, karga yerine elinde bir balıkçı kuĢu ile Mireli Ağa’ya gelmiĢtir. KonuĢmada geçen “DĠLSĠZ” sözü DĠL gazetesini ve Mecit Hun’u, beĢ para da gazetenin fiyatını imalı Ģekilde ifade eder. Mücahit) “Reis, bugün kısmetim açıkmıĢ. Karga getiremedim amma Ģu acayip hayvanı avladım. Buna kaç kuruĢ vereceksiniz? “Ay kozmel, görürsen ki bu hayvan senden yekedir. Belesine belediye pul vermez. Git özüne iĢ tap. Bu dilsiz hayvandan ne istiyirsen, sen ki bir (DĠLSĠZ)e beĢ para kiymet vermirsen, men nice pul verim” 3 Kasım 1952 Sayı: 31 SAZLI SOHBET Dağlı Aldı Dilsiz: Ben öksüzem dilim yok Dindirmeyin derdim çok PeriĢan ettin beni Evde yatak kilim yok Aldı Doktorlar: Et tırnaktan ayrılmaz Ġltimas lazım biraz Bülend‟i kayırmasak Bu beladan sıyrılmaz Aldı Kaymakam: Ben buranın reisi Yoktur bunun beisi Dilsiz nemize gerek Kapatmaktır iyisi Aldı DiĢçi: Gazete polis takmam Ardan hayadan çakmam Albayrak bana yeter BaĢka kimseden korkmam Aldı “DĠL” DiĢçi ettiğin etti Iğdır‟dan vurdu getti Biz dedik, utanmadı Dilimizde tüy bitti Aldı Dağlı: Dağlı, sözün boĢuna Gitmez elin hoĢuna Durup durup taĢ atma Virane baykuĢuna NOT: Bazı kimseler diĢçi mevzuunda yaptığımız neĢriyatı aleyhimizde istismar ediyorlar. DĠL, yüz kızartıcı hadiseler karĢısında asla susmayacak ve efkarı umumiye arzusuna göre hareket edecektir. DAĞLI (Mecit Hun) CABBAR YEġĠLYURT VEFAT ETTĠ (3 Kasım 1952) Iğdır muhitinde herkesten sevgi ve hürmet gören tüccarlarımızdan muhterem Cabbar YeĢilyurt dün vefat etmiĢtir. Merhum, doğruluğu ve ağırbaĢlılığı ile bütün hemĢehrilerinin taktirine mahzar olmuĢ bir zatı muhteremdi. Vefatı dolayısıyla ailesi ve yakınları kadar her Iğdırlı müteessir olmuĢtur. Kendisine Allah‟tan mağfiret, sayın Cengiz YeĢilyurt, HaĢim, Hüseyin YeĢilyurt ve yakınlarına baĢsağlığı dileriz Kars Gazetesi muhabiri Mehmet Ali Kutlay, CHP adına, merhuma mağfiret ve ailesine baĢsağlığı temennisinde bulunmaktadır. IĞDIR BAġKÖY YOLU Gerek gazeteciğimiz ve gerekse BaĢköy bucağındaki hemĢehrilerimiz Iğdır-BaĢköy yolunun feci durumunu fırsat buldukça ilgililere duyurmaya çalıĢırken, bugün aldığımız habere göre bu yolun yapılması tehir edilmek suretiyle Ģimdilik Iğdır-Markara Ģosesinin ihalesi yapılarak DP kahramanlarından bizim MeĢhedi Latif Polat‟a verilmiĢ. Doğrusunu söylemek lazımsa bizler hükümetin vatandaĢ istekleriyle alay ettiği kanaatine varıyoruz. Zira, Iğdır-BaĢköy gibi en iĢlek bir cadde yerine Markara Ģosesinin öne alınmasına mana veremiyoruz. Zaten BaĢköy yolu yapıldığı taktirde Markara Ģosesinin büyük bir kısmı onarılmıĢ olacaktır. Hükümetin böyle bir karara varmasındaki sebepleri de bilemiyoruz. Her halde müteahhit DP‟li olduğu için para kazandırma gayesi var. Amma, BaĢköy‟de de DP‟li yok mudur sanki? KOOPERATĠF PAMUK ALAMIYOR Birlik umum müdürü ve Ziraat Bankası Iğdır Ģubesi müdürünün Ankara‟dan avdet etmemesi hasebiyle, Ziraat Bankasıyla Birlik arasında gerekli ticari formaliteler ikmal edilemediğinden pamuk kampanyasını açamamaktadırlar. Diğer taraftan tüccar da kooperatifin mubayaa için vereceği kararı beklemekte olduğundan müstahsil elindeki malı satamaz hale gelmiĢtir. Renk Üzerine (Haftada Üç Söz Köşesi) Hamza Mızrak 5 Kasım 1952 Yıl: 1 Sayı: 33 RENK ÜZERĠNE Her milletin bilhassa gönlünü kaptırdığı bir renk vardır. “Al yeĢil giymiĢ allanır Çermik yolunda sallanır” nevi halk türkülerinden tutunuz da, “Ey göklerin kızıl ve beyaz süsü, Kız kardeĢimin gelinliği Ģehidimin son örtüsü” gibi övgü deyiĢlerimize kadar biz hep bayrağımızın azizi rengine metfunuzdur. Meftunuz çünkü al sancağımızın rengidir. Meftunuz çünkü, yurt için dökülen kanın rengidir ve nihayet meftunuz çünkü baĢımızda al sancak damarlarımızda vatan uğrunda dökülmeye hazır asil kan var. Bu ruh bu düĢüĢledir ki mavi fistanlıları kordon boyundan silip süpürmüĢtük. Bizi bekleyen Türk ellerine Ziya Gökalp, “Kızıl Elma” demiĢti. Kızıl Elma ki bizim idealimizdir. Son yıllarda vahĢet ve dehĢet yuvasına da “Kızıl” ismi verildi. Haber verelim ki Ruslara verilen bu isim ateĢten ve alevden alınmadır. Çünkü, Rusların ve rejimlerinin girdiği her yer bir cehennem olmuĢtur. Rus rejimine takılan renk iĢte bu cehennem ateĢinin rengidir. Rusların ölüm fırınlarına girmemelerini temin için, “Yorgi‟nin düğününü yap öyle gel” diye mektup yazan Yahudi hikayesini elbette duymuĢsunuzdur. Ruslara a olmak bedbahtlığına uğradığından dolayı bu latif renge ne kadar acısak yeridir. Murat Hüdavendigar‟ın acaba ruhu ne kadar muazzeptir. Ne yapmalı? Ġnsanlığın asırlardır uğrunda emek harcadığı maddi ve manevi kıymetler bu kuzguni rengin tehdidi altındadır. Ben, Ģuna inanıyorum: Bütün medeni alem ve bilhassa kırmızı-beyaz sancağımız mutlaka zaferi kazanacaktır. O zaman hep beraber, “Vur dehr-i küfrün üstüne reke-i hilâl için” diye Ģevk ve heyecanla koĢacağız. KARĠKATÜR Aziz Okuyuculara DĠL bugünden itibaren hiçbir sui maksat olmaksızın samimiyetlerine inanıp hürmet ettiğimiz arkadaĢları çizgi ile tanıtmaya baĢlayacaktır. Muhterem okuyucularımızdan aldığımız cesaretle bugün ilk tipi çiziyoruz: (Bu kısımda; gözlüklü, elinde tespih Ġsrafil Gökçe’nin portresi karikatürize edilmiĢ. Mücahit) Kimse bilmez bu fendi ĠĢte size BaĢefendi Çizdiğimiz portreyi Kendisi de beğendi MANZUM TARTIġMA DP Ġlçe BaĢkanı sayın Nurettin Kirman ile gazetemiz sahibi Mecit Hun arasında vaki manzum bir tartıĢmayı aziz okuyucularımıza sunuyoruz. Kirman: Birce ili dolmadı bu yazığın geliĢi, Lelik olup töhmetten, rahat eylesin kiĢi, Ay “Dil” dilin keserem, abır heyayı dökme Derdimiz bestir bize yeniden maraz sökme Hunoğlu: Ay kırıĢmal vurupsan otuz somar iskânı Kölgeye bağliyipsan sizin olup her yanı DĠLSĠZ olduğ ezdiniz dillenende kesirsiz Kaydasıncağ yeriyen iĢler olmur tesirsiz Kirman: Akıl dolu baĢımızda Tuz bulunmaz aĢımızda Diplomat olduk çıktık Bu körpe yaĢımızda Hunoğlu: Yeter döktün etimi BaĢkan olmaz sen kimi Vurup senden alacağ Ennağının yetimi TeĢekkür Mektubu ReĢat Özerkan (Komiser) 5 Kasım 1952 Yıl: 1 Sayı: 33 Dil Gazetesi sayın Md. Kıymetli gazeteniz sütunlarında hakkımda gösterilen derin alakaya teĢekkür ederim. Belirttiğiniz gibi bugün iliĢkimi keserek çok sevdiğim Iğdır‟dan maalesef ayrılıyorum. Burada bulunduğum bu kısa müddet içinde halkın zabıtaya karĢı gösterdiği itimada layık olmak için sar ettiği gayreti müĢahede etmekle müsterih ve bahtiyarım. On bini mütecaviz bir kazada mevcut dört polisin asayiĢ üzerinde müessir olmasında kıymetli gazetenizde çok büyük bir rolü bulunduğuna katiyen kainiyim. Daha tecrübeli bulunan kıymetli emniyet amirimizin iĢe baĢlaması ile zabıta kuvvetlerimizin sayın Iğdır halkında daha nafi ve onların daha müessir bir hadimi olacağını emin bulunmaktayım. Bütün Iğdır halkına arzu veda eder, sizlere ve sizler vasıtasıyla sayın halkımıza teĢekkürlerimi sunarım. Saygılarımla. Komiser ReĢat Özerkan KÖYE GĠDERKEN EZĠLEN KIZ Dün Cennetabat köyüne giden bir arabadaki 7 yaĢlarında Gülter ırmak ismindeki kız bir aralık arabanın arkaya doğru meyletmesi neticesinde düĢmüĢ ve araba tekerleri arasında ezilerek ölmüĢtür. Gülten‟in arabadan düĢmesinden yolcuların hiçbirisi haberdar olamadığından hadisenin bir kaza eseri olduğu anlaĢılmıĢtır. ĠLAN Iğdır Belediyesinden 1. Belediye mezbahasının açık eksiltme ile onarımı yapılacaktır. Ġhale 7.11.1952 günü saat 14‟de yapılacaktır. KeĢif bedeli 1876 lira 51 kuruĢtur. 2. ġartname her gün belediyede görülebilir. ABONELERĠMĠZ 1. Hasan Çetinel 2. Hüseyin Çınar 3. Ġbrahim Aksoy Çiftçi 4. Hüdai Ilgaz 5. Rahmi Uluhan 6. Mir Hüseyin Genç 7. Ali Yıldırım 8. Abdullah Alibaco 9. Hüseyin Balamir (devam edecek) Tüccar Tüccar Hükümet Tabipliğinde görevli Hükümet tabibi Çiftçi Acenteci Bakkal Çiftçi EMNĠYET BĠTARAF HAREKET ETMĠYOR DiĢçi Bülend‟i dövmekten sanık hakkında alınan fevkalade tedbirlerin sebebini soruyoruz: Dün öğle yemeği sıralarında DiĢçi Bülend‟in tanınmayan bir Ģahıs tarafından sopa ile dövüldüğü iddiası üzerine bir anda Iğdır polis ve jandarmasının seferber oluĢu kasabada Ģu ana kadar devam eden bir heyecan tevlit etmiĢ ve alelade bir zabıta vakasına verilen bu önemin sebebi anlaĢılamamıĢtır. Haddizatında zan altında bulunduğu ağır ithamın tesiriyle vicdan azabı içinde kıvranan DiĢçinin cadde ortasında sopa ile dövülmesi herkes tarafında nefretle karĢılanmıĢtır. Fakat, mahiyeti bakımından 5 günlük bir rapor ve suçüstü olmadığı taktirde Ģahsi Ģikayete bağlı bulunan bu basit hadiseden dolayı Iğdır zabıta kuvvetlerinin seferber edilerek sanığı araması ve mağdur tarafından tanınmadığı halde, hususi gayret sarf edilerek olaya ne olursa olsun birisini sanık yapma lüzumu hissedilmesi ve nihayet fail olduğu kati olarak tespit edilemeyen Abdülkerim Öztürk‟ün bir ağır suçluya yapılmayan muameleyle Ģu ana kadar çarĢı karakolunda nezaret altına alınarak emniyet amirliğinin resmi eserleriyle kefaletle tahliyesine dahi mani olunması zabıtanın ve bahusus emniyet amirliğinin tesir ile hareket ettiğini göstermiĢ bulunmaktadır. Iğdırlıların gazetemiz vasıtasıyla sorduğu Ģudur: Irza geçmekten sanık Bülent kaymakamın kefaletiyle serbest bırakıldığı halde beĢ günlük rapora müstenit bir suçla maznun bulunan Abdülkerim‟in kefaletle veya teminata merbut dahi olsun tahliye edilmemesi hususunda emniyet amirimiz niçin lüzum hissetmiĢtir. Abdülkerim ağır cezalı bir suçla sanık değildir. Abdülkerim siyasi bir suçun faili olmadığına göre emniyet amiri hangi sebeple ve kimin tesiriyle bu emri veriyor. Ve bu emri verdiği sırada Türkiye‟de keyfi idarenin maziye karıĢtığını bilmiyor mu idi? Kanunların tatbiki tanında DiĢçi ile Abdülkerim hakkında hatır için ayrı muamele tatbikatına cevaz var mıdır? Biraz sonra adliyeye intikal edecek bu hadisede Bülent‟le Abdülkerim yan yana duracaklardır. Emniyette aynı kanunlar tatbik edilmiyor mu? Böyle hadiselere Ģahit oldukça kati kararın bitaraf ve sayın adliyemize ait olduğunu bildiğimiz için teselli buluyoruz. Askerlerin Yıldızı (Haftada Üç Söz Köşesi) Hamza Mızrak 8 Kasım 1952 Yıl: 1 Sayı: 36 “Otoriter Devlet” baĢlıklı yazımızda, General Eisenhower‟in iktidar yolunda olduğunu yazmıĢtık. Tahminimizde yanılmamıĢız. 20 yıl süren bir iktidarın bıraktığı psikolojik tesire, ikenin popüler Ģahsiyeti katılınca seçimleri Cumhuriyetçilerin kazanacağı kanaati umumi idi. Kore‟de binlerce kurban veren Amerikan halkı bu iĢi askerlerin daha iyi halledeceğine kanidir. Amerika‟da kuvvetli bir liderin etrafında birleĢmek lüzumunu çoktan hissediyordu. Bu liderin vali Stevenson‟dan ziyade bir asker olması matluba daha muvafıktı. ĠĢte bunun içindir ki Cumhuriyetçi partinin halk efkarını tatmin etmeyen programına rağmen Eisenhower‟in kuvveti Cumhuriyetçileri zafere ulaĢtırdı. Askerler disiplin ve irade sahibi olarak tanınırlar. Dünyanın bu buhranlı zamanlarında askerlerin yıldızı parlaktır. Çünkü anarĢi görülen her yerde, çare-i halat askerlerin etrafında toplanmaktadır.(1) Bugün yer yüzünde milletleri kimin idare ettiğine Ģöyle bir göz atalım. Franco, De Gaulle, Papagos, Tito, Stalin, Mac ÇankayĢek, Necip, Fuat ġahap, Çiçekli ve nihayet Ridwey. .Bunların hepsi birer askerdir. Bütün cihan üçüncü dünya harbinin hazırlıkları içindedir. Bu hazırlıklar bu iĢin erbabı olan askerlerin daha iyi baĢaracakları muhakkaktır. Hani bir kaide var: “Ordu politikanın emrinde olmalıdır” derler. ġimdi iĢler değiĢti. Politikacıların askerlerin arzusuna göre hareket ettiğini görüyoruz. Bunun sebebi ise Sovyetlerin tehditkar ve tecavüzkar politikasıdır. Rus rejiminin kötülüğünü Ģu hadise ne kadar açıkça ortaya koyuyor değil mi? Askerleri politikaya hakim yapan saik, Rus politikası olduğu halde, onları seven asker pek enderdir. Not: (1) ile iĢretli cümle umumidir. Sayın Vahap Akar dostum, Nuri Yamut‟u baĢa geçirmek istediğimi anlamasın. Geçen defa beni örfi idare komutanı imiĢ gibi sorguya çekti. Millet Partisi Doğubeyazıt Seçimlerini Kazanıyor Mecit Hun 8 Kasım 1952 Sayı: 36 Doğubeyazıt MP ilçe idare kurulu asbaĢkanı Selahattin Temuçin‟den aldığımız bir habere göre ilçenin Çiftepınar köyü (mahallesi) muhtar seçimlerini Millet Partisi büyük bir ekseriyetle kazanmıĢ ve diğer köylerde de kazanmaları katileĢmiĢtir. Çok kısa bir zamanda her tarafta olduğu gibi Doğubeyazıt ve Karaköse ilçelerinde tutulan Millet Partisinin yapılacak bütün seçimlerde kazanacağı da kuvvetle umulmaktadır. Karaköse Demokrat Parti teĢkilatında vuku bulan çözüntüden sonra Doğubeyazıt‟taki baĢarı iktidarın kati bir hezimeti ve Karaköse‟de Millet Partisinin muvaffakiyetidir. Doğubeyazıt teĢkilatını ve Millet Partilileri candan tebrik ederiz. BELEDĠYENĠN FAALĠYETLERĠ GELĠġĠYOR Belediyemiz son günlerde her sahada faaliyetlerini geliĢtirmektedir. Bilhassa kasaba içinde fazla süratle geçen nakliye vasıtalarının cezalandırılması taktir edilmiĢtir. DOĞUBEYAZIT VĠLAYET MĠ OLUYOR Dün Doğubeyazıt‟ın vilayet olacağı hususunda bazı Ģayialar dolaĢmıĢsa da yaptığımız soruĢturma neticesinde bu sözlerin hiçbir resmi habere istinat etmediği anlaĢılmıĢtır. KARĠKATÜR (Turgut Sungar’ın kaleminden çıkan bu karikatürde genç adam Ekber Yücel, koltuğunun altına bir deste “DĠL” gazetesini koymuĢ yürümektedir. Mücahit) Avukattan pazım var Bir gözü kör kazım var Muhabirlik babında Sesi çıkmaz sazım var ĠLAN Iğdır PTT Müdürlüğünden 1. Belediye karĢısında bulunan eski postane binası arsasıyla birlikte ve tahliyesi anında bina yıktırılarak enkazının idareye teslimi ve tesviye-i turabiyesinin yapılması kiracıya ait olmak Ģartıyla senelik 120 lira muhammen bedelle açık artırma suretiyle icara verilecektir. 2. Arttırma 21.11.1952 PerĢembe günü saat 14‟de Iğdır PTT müdürlüğüne yapılacaktır. 3. Teminat 18 liradır 4. ġartname her gün PTT müdürlüğünde görülebilir. ĠLAN Iğdır nüfus memurluğunda aldığım nüfus cüzdanımı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü olmadığı ilan olunur. Pulur köyünden Necef Ekber Göl YENĠ SĠNEMA MAKĠNESĠ GELDĠ Yeni bir sinema makinesi getirmek üzere Ġstanbul‟a giden Aziz Güney ve Ali Baburhan (Orkun) iki gün evvel yeni aldıkları makine ve teçhizatını da beraberlerinde getirmek suretiyle Iğdır‟a avdet etmiĢlerdir. Sinema binasında belediyece yaptırılmakta bulunan tamirat bittikten sonra sinemanın faaliyete geçeceği öğrenilmiĢtir. Sinemacılarımızla birlikte manifaturacı tüccar arkadaĢlarımızdan sayın Cemalettin GüneĢ de Ġstanbul‟dan avdet etmiĢtir. DĠL‟ĠN NEġRĠYATI ALAKA ÇEKMEYE BAġLADI AsayiĢ mevzuunda gazetemiz tarafından yapılan neĢriyat Ankara basınıyla ilgililerin dikkatini çekmiĢ olduğundan , “Ġcmal-ı asayiĢ” baĢlıklı yazımız 1 Kasım 1952 tarihli Ulus gazetesi tarafından aynen iktibas edilmiĢ ve ĠçiĢleri Bakanlığınca da bu hususta ilgililerin malumatına baĢvurulduğu öğrenilmiĢtir. Tarafsız bir görüĢle hadiseleri hakikate en uygun Ģekilde halk efkarına tercüman olarak nakleden gazetemiz, gayesinde muvaffak olmuĢ demektir. IĞDIR‟IN KURTULUġU MÜNASEBETĠYLE Iğdır‟ın kurtuluĢu ve yakın tarihçesi hakkında okuyucularımıza kısa bir malumat vermek gayesiyle geçmiĢ sayılarımızda baĢladığımız yazıya bazı sebeplerle ara vermek mecburiyetinde kalmıĢtık. Elde mevcut notlar ve bu tarihi olayları bizzat görmüĢ kıymetli hemĢehrilerimizin malumatları bize bu muhtasar etüdü elde etmek imkanlarını bahĢetti. Geçen sayılarımızda Iğdır‟ın kurtuluĢunda tekabül eden günlerde Kars ve havalisinin durumunu izaha çalıĢmıĢtık. Esas maksadımız bugüne kadar etüd edilmeyen Iğdır‟ın yakın tarihini dile getirmek olduğuna göre yarın ki sayımızdan itibaren 12 Kasım‟a kadar Sürmeli durumunu okuyucularımıza arz etmeye çalıĢacağız. Her hangi hususi bir maksadı olmayan bu neĢriyatımızın Iğdır tarihçesi içinde faydalı olabileceğini ümit ediyoruz. PARLAYAN ASKERĠ ARABA BĠR ĠHTĠYARI DA EZMĠġ Geçen sayımızda Orgof yolunda parlayan bir askeri arabanın kasaba içinde bir kız çocuğunu ezdiğini haber vermiĢtik. Bu gün aldığımız habere göre, aynı araba fakir bir ihtiyarı da ezmiĢ ve hastaneye kaldırılan ihtiyar yaralı vefat etmiĢtir. Kazanın arabacı erin ihtiyarı haricinde vuku bulduğu tespit edilmiĢtir. Tahkikat devam etmektedir. BÜYÜK MATEM (Haftada Üç Söz) 8 Kasım 1952 Hamza Mızrak Yıl: 1 Sayı: 36 Bugün Kemal Atatürk‟ün 14ncü ölüm yıldönümüdür. Acı günü anmanın teessürü, eserini devam ettirmenin vakarı içindeyiz. “Canım cananıma eğer isterse minnet canıma, Bir can nedir ki onu kurban etmeyim cananıma” ĠĢte, Atatürk‟ün en çok sevdiği mısra ve Türk ferdi olarak inandığı düstur. Bütün hayatı boyunca da bu düstura inandı, onun biraz da Hatay Ģehidi olduğunu, Hatay meselesini hatırlayanlar elbette bilirler. Evet, Atatürk canını canan saydığı vatanına kurban etmiĢtir. Türk milletini muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak için baĢardığı inkılaplardan birisine teĢebbüs dahi bir faniyi tarihe geçirmek için kafi sebeptir. Biz ki mütemadi felaketlerden bir futbol takımı kadar kudretli devlet adamı kurtaramamıĢ bir millet idik. O, bütün namüsait sağlam dayanak saydı. Gayeye varmak için yaptığı devrimler, bütün cihanda hayretle karıĢık hayranlık uyandırdı. Bunun içindir ki, bugün bile büyük iddialarla meydan çıkan devlet liderleri, O‟nu bilakaytdüĢart örnek bilmektedirler. Kemal Atatürk, ideal ve hareket adamı olarak tarihte ve bütün terakkiperver gönüllerde en mutena yeri almıĢtır. O‟nun izinde ve manevi liderliğinde yükselmek için çalıĢmak gaziyi ebedi uykusunda rahat ettirmenin temel Ģartıdır. ĠĢte biz bu yoldayız. Ruhu Ģad olsun! Karaköse Çevresinde Muhalefet Faaliyete Geçti Mecit Hun 8 Kasım 1952 Yıl: 1 Sayı: 36 Karaköse vilayet muhitinde Demokrat Partiden vukubulan istifalarla Millet partisinin seçimlerde ki baĢarısından geçen nüshamızda bahsetmiĢtik. Dün Doğubeyazıt‟tan aldığımız haberlere göre, son günlerde DP‟den istifa ederek CHP‟ne geçen Karaköseliler her tarafta mitingler tertiplemeye baĢlamıĢ ve bu meyanda dün Doğubeyazıt‟ta bir açık hava konuĢması yapmıĢlardır. Doğubeyazıt‟a gelen grupta, Hüseyin PaĢazade Mehmet Suphandağ (il genel meclisi üyesi), Tutaklı Kadri Bey oğlu Bedri Bey, il genel meclis üyesi Abdülkadir Bey‟in kardeĢi Rıza Bey gibi nüfuzlu ve hatırı sayılır Ģahsiyetlerin bulunması, Karaköse‟de DP‟nin iflas ettiğini kati surette göstermektedir. 1950 seçimlerinde bazı sebeplerle oylarını DP lehine kullanan bu zevat, Ģimdi duydukları nedameti her tarafta izhar etmeye çalıĢmaktadırlar. Mitingde birçok hatipler söz almıĢ ve Doğubeyazıtlılara hitap etmiĢtir. Doğubeyazıt halkının bilaistisna davul ve çalgılarla karĢıladıkları eski DP‟liler iktidar partisinden istifa etmeleri sebeplerini açıkça izah etmiĢ ve hemĢehrilerini de muhalefete davet etmiĢlerdir. Bitaraf Ģahıslardan yaptığımız tahkikata göre bu gün için Karaköse il muhitinde Demokrat Partinin tutunmasına artık imkan kalmamıĢtır. Bahusus, Doğubeyazıt tüccarlarından olup halen Karaköse‟de ikamet eden Kamil Bey‟in oğlu alaka çeken ve sık sık alkıĢlarla tasvip edilen bir hitabede bulunmuĢtur. KonuĢmanın özetini veriyoruz: “Aziz Beyazıtlılar 1950 seçimleri sırasında hepimiz DP safında idik. O zamanlar bağrımıza bastığımız Ģimdiki milletvekillerimiz Celal Yardımcı, yaptığı bir konuĢmada, “Cumhuriyet Halk Partisi ölmüĢtür. Onun cenazesini kaldırmaya geldik” diyordu. ĠĢte bu günde DP ölmüĢ fakat öyle bir ölüm ki cenazesine dahi rastlamak imkanı yoktur. Ölüsünün bile mevcudiyeti kalmayan bu parti 1950 seçimlerinde ellerimiz üzerinde en yüksek irtifaya kaldırılan Demokrat Parti iĢte bu Ģekilde düĢmeyi hak etmiĢtir” KonuĢmasından bir parçasını aldığımız hatip bu suretle bütün Karaköseliler‟in hislerine ve siyasi fikirlerine tercüman olduktan sonra, tekrar Karaköse‟ye avdet etmiĢlerdir. DP‟nin can çekiĢtiği Ģu sırada yani dün akĢam sayın DP il idare kurulu baĢkanı Zeki Aras beraberinde sayın arkadaĢı olduğu halde partisiyle ilgili bazı tetkiklerde bulunmak üzere ilçemize teĢrif buyurdular. Iğdır‟da Demokrat Partinin Karaköse‟deki durumdan daha acı bir Ģekilde can verdiğini bilmiyorlarmıĢ gibi parti binasını arayıp bulmaya çalıĢmaları tuhafımıza gitti. Halen yatakhane haline getirilen parti binası önünde biraz gezip tozduktan sonra, partilerinden eser kalmadığına kani olan sayın Aras ile maiyeti Kars‟a avdet ededursun. Bizim Fazıl Baykal‟ın durumuna akıl erdiremiyoruz. Bir müddet evvel istifa ederek istifası kabul edilen sayın Baykal‟ın Iğdır ve köylerindeki nüfuzuna rağmen hala Demokrat Partiye karĢı cephe almak istememesi bu partiden bir Ģeyler umduğu kanaatini tevlit etmektedir. Zannedersek DP il teĢkilatı da durumu tam manasıyla kavramıĢ ve partilerinin içinde bulunduğu feci manzarayı müĢahede etmiĢleridir. Bizce, Demokrat Parti için Kars‟ta tutunma imkanı kalmamıĢtır. BoĢuna yorulmasınlar. ĠÇĠġLERĠ BAKANI KARS‟TA ĠçiĢleri Bakanı sayın Ethem Menderes dün uçakla Erzurum‟dan Kars‟a gelmiĢlerdir. Bakanın Kars çevresinde bazı mühim tetkiklerde bulunacağı tahmin edilmektedir. Bilhassa kısa bir fasıla ile sayın bakanın Kars‟a ikinci seyahatte bulunmalarına hususi bir önem verilmektedir. Adnan Menderes hükümetinin yeni elemanlarla takviyeye çalıĢıldığı bu günlerde içiĢleri bakanının Doğu seyahati Kars için önemlidir. Neticenin hayırlı olmasın temenni ederiz. KAYMAKAMIMIZ KARS‟TAN GELDĠ Üç gün evvel vilayetle temaslarda bulunmak üzere Kars‟a giden kaymakamımız sayın Albayrakoğlu dün akĢam Iğdır‟a avdet etmiĢlerdir. DP ĠLÇE ĠDARE KURULU YAZGANĠ HÜSEYĠN AYDIN‟IN BĠR TEMENNĠSĠ Sayın DĠL Gazetesine, Iğdır merkezi ile Kızılzakir köyü arasındaki köy yolu tamamen harap olmuĢ bir durumdadır. Ayrıca su ile dolan bu yoldan değil nakliye vasıtaları yaya yolcuların da geçmesine imkan kalmamıĢtır. Civar köy kanallarından gelen bu suları kestirip yolu geçebilecek hale sokmak üzere sayın kaymakamlığın dikkatini çekmenizi istirham ederim. Hüseyin Aydın ASAYĠġ 11 Kasım 1952 Eczacı Cengiz Sümer Yıl: 1 Sayı: 39 Memleketimizde hangi idare hakim bulunursa bulunsun iktidarla muhalefet arasında daimi bir münakaĢa mevzuu olarak kalan bir husus varsa, o da asayiĢ meselesidir. Ġktidar ve mensupları nasıl ki bu mevzuda kendilerine tevcih olunan tenkitlere bir papağan üslubuyla daima, “AsayiĢ berkemaldir” demekte haksızsa, cemiyet halinde yaĢamanın icabatından olarak ufak tefek adli vakaları büyüterek umumi bir asayiĢ bozukluğundan bahsetmekte muhalefet için o derece haksız bir harekettir. Hele bizim gibi demokrat idareyi yeni benimsemiĢ cemiyetlerde adli vakaların eskisine nazaran biraz olsun artmıĢ bulunmasını tabii karĢılamak lazımdır. Zira, otoriter zihniyetle idare edilerek sindirilen ruhların insan haklarına hürmet eden bir idareye kavuĢmanın coĢkunluğu içinde baĢka fertlerin ve cemiyetin hürriyetine tecavüze yeltenecek kadar aĢırı hareketlere tevessül etmesi, kaçınılmaz bir harekettir.Memleketimizin bu intikal devresini muvaffakiyetle atlatarak Ġsviçre ayarında bir demokrasi ruhuna pek yakın bir zamanda kavuĢacağına büyük bir imanla inanıyoruz. Eskiden asayiĢ bozguncularının karĢısına bir heyula gibi dikilen dayak ve iĢkence, bu gün yerini kanuni hükümlere bırakmıĢtır. Kanunlarımız ise bir çok antidemokratik müeyyideleri ihtiva etmelerine rağmen yine de ileri bir demokrasi ruhu ve görüĢü ile kaleme alınmıĢ veyahutta demokrat memleketlerin kanunlarından adapte edilmiĢtir. ĠĢte, efkarı umumiyenin Ģiddetle cezalandırılmasını arzu ettiği bir sanığın adli makamlarca arzu edilen Ģiddette cezalandırılmasının sebebi hikmeti budur. O halde iki mesele ile karĢı karĢıyayız: 1. Ceza kanunumuzu bünyemize uyacak Ģekilde yeniden tadil etmek lüzumu 2. VatandaĢların kanuni mesuliyetlerinden korkmalarını hakim kılacak bir idare sisteminin tatbiki lüzumu Birinci mevzu memleketimizin hukuk otoritelerini ilgilendirir. Biz üç buçuk hukuk bilgimizle bu mevzuda fikir serdetmeyi gülünç kabul ediyoruz. Fakat, temas ettiğimiz ikinci husus üzerinde az çok bir görüĢümüz olabilir. Ve biz bu mevzuda mahalli kalacak, Iğdır‟da asayiĢin bozulmaması için ne gibi bir tedbire baĢvurulması lazım geldiğine temas edeceğiz. Mevzuya girerken kaza teĢkilatında asayiĢ konusunda, sahibi salahiyet olanları okurlarımıza hatırlatmak isteriz. 1. Kaymakam 2. Emniyet amiri 3. Jandarma Komutanı 4. Savcı Kanaatimizce bu dört zevat bir saatin dört çarkına benzer. Birinin vazifesini layıkıyla yapamaması halinde bütün mekanizma sukuta mahkumdur. Biz bu teĢbihimizle yukarıdaki zevattan hiç birisine telmihte bulunmayı aklımızdan dahi geçirmiyoruz. Ġnanç ve temennimiz bu dört zevatın devamlı bir teĢriki mesai neticesi hakikatten hoĢ bir seyir takip etmeyen Iğdır asayiĢini düzeltecek kudrette olduklarıdır. TaĢburun Bucak Müdürünün Yeni Marifeti 11 Kasım 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 39 TaĢburun bucağından Hasan Aksu imzasıyla aldığımız bir mektupta, TaĢburun bucak müdürü Nuri Atasever‟in bucak müdürlüğü binası bahçesinden üç ağaç keserek köylülere bedeli mukabilinde sattığından Ģikayet edilmektedir. Mektupta aynen Ģöyle yazılıdır: “Bucak müdürlerinin idari iĢlerden baĢka, bucağının kalkınması ve güzelleĢmesi için bağ ve bahçe yetiĢtirmesi iktiza ederken hiçbir sebep mevcut olmaksızın yalnız Ģahsi menfaati için taze ağaçları kesmesi görevinde suiistimal ettiğine açık bir delildir” DĠL Gazetesi: Nuri Atasever‟in durumunu vilayet ve kaymakamlık bizden daha iyi biliyor fakat... Anlayana sivrisinek saz Anlamayana davul zurna az ABDÜLKERĠM ÖZTÜRK MAHKUM OLDU DiĢ tabibi Bülent Yalım‟ı sopa ile yaralamaktan sanık olarak yargılanan Abdülkerim Öztürk dün sulh ceza yargıçlığına iki ay süre ile hapis cezasına mahkum edilmiĢ ve hükmün temyizinden sonra cezasının infazına karar verildiğinden Abdülkerim tahliye edilmiĢtir. DOKTOR MESUT ÖZBAġARAN DAVA EDĠLDĠ Aldığımız habere göre diĢ tabibi Bülent‟le Abdülkerim Öztürk mahkemesinin devam ettiği sırada doktor Mesut ÖzbaĢaran tarafından kendisine küfredilmek suretiyle hakarette bulunulduğunu iddia eden ġehir Kulübü müsteciri Cabbar Akar zabıtaya müracaatla davacı olduğundan sanık ÖbaĢaran hakkında suçüstü muamelesi yapılmıĢtır. Sanık bu gün adliyeye teslim edilecektir. PTS KOOPERATĠFLERĠ TAġBURUN SEÇĠMĠ BOZULDU Bir müddet evvel TaĢburun Bucak müdürü Nurti Atasever‟in himmetiyle Arap saçına dönen TaĢburun Tarım SatıĢ Kooperatifi seçimlerine vaki itiraz ilgililerce incelenmiĢ ve varit görüldüğünden kanunsuz yapılan TaĢburun seçimi bozularak alakalı kooperatife tebliğ edilmiĢtir. Seçimin kanunsuz yapıldığı sıralarda vaki neĢriyatımızı büyük bir maharetle (!) cevaplandıran Atasever, acaba hala bitaraf hareket ettiğinden dem vuruyor mu? DP ĠL HEYETĠ GĠTTĠ Ne vazifeyle geldikleri anlaĢılamayan DP Kars Ġl Ġdare Kurulu BaĢkanı Zeki Aras‟la maiyeti dün, bütün aramalara rağmen Iğdır‟da DP‟li veya teĢkilatını bulamadıklarından , kör piĢman Kars‟a avdet etmiĢlerdir. IĞDIR’IN KURTULUġU MÜNASEBETĠYLE Mecit Hun 11 Kasım 1952 Yıl: 1 Sayı: 39 1336 yani 1920 yılı yazında cephede durum Ģöyledir: Kuvvetlerimiz Doğubeyazıt hattına kadar olan kesimi ellerinde tutmakta, buna rağmen Sürmeli Çukuru Ermenilerin elinde bulunmaktadır. AĢiret halkı yazın yaylada ve yerli halkta muhacerette bulunduğundan, Ermenilerle o yaz herhangi bir hadise çıkmamıĢtır. Fakat Milli Mücadele her tarafta devam etmektedir. Ayrım, Zilan ve Celali çete alayları Ağustos ayı sonlarına doğu ve bilhassa Eylül ayında kati mücadeleye baĢlamak üzere Sürmeli ovasına doğru inmeye baĢladılar. Mücadele ve taarruz Ģöyle tespit edilmiĢti: 1. Tuzluca-Küllük hattı Ayrım alayı 2. Küllük-Erhacılar hattı Zilan alayı 3. Yarmalar-Hasanhan hattı Celali alayı Bu suretle yapılan cephe taksimatından sonra bütün kuvvetler kendi istikametlerinde taarruza baĢlayacaktı. Halkın mücadele azmini gören civar askeri birliklerde iltihak etmekte gecikmediler. Tuzluca‟daki Liva bakiyesi topçu komutanı Abdülkerim Bey kuvvetleriyle birlikte Ayrım alayına, Doğubeyazıt‟taki askeri birliklerden Firuz Bey Celali alayına ve Cavit Bey de Zilan alayına iltihak ettiler. Mahalli ve askeri kuvvetlerden baĢka Karaköse ve civarındaki Hamidiye alayları da Sürmeli‟yi kurtarmak için harekete geçmiĢlerdi. Resul Bey (ġemseddin oğlu- Fabrikatör Ali Bey‟in babası) idaresindeki 9 ncu Hamidiye Alayına; Celali Hamidiye Alayı Kotanlı merhum Ġsa Bey idaresinde; Zilan çetesine Mehmet Bey (Mehmet Beyazıt) ve ġeyh Abdülkadir idaresindeki iki Hamidiye Alayı Celali çetesine; keza Diyadin‟de TaĢkesenli Mehmet Bey idaresindeki Haydaranlı Hamidiye Alayı Ayrım çetesine iltihak ederek kati mücadeleye hazırlanmıĢlardı. Orgof‟taki fırka bakiyesi de Zilan çetesini destekleyecekti. Karaköse‟deki Karapapak Hamidiye alayı da Gilesorlu Veli ve Hüseyin Beyler idaresinde Sürmeli‟ye gelmiĢ bulunuyordu. Ekim ayı içinde bütün cephede hareket baĢlamıĢtı. Evvela, TaĢkesenli Mehmet Bey idaresindeki Alay KamıĢlı hattını tutmuĢ ve Resul Bey idaresindeki kuvvetler Hayırbeyli ve ġivarutk civarından Aras‟ı geçmiĢlerdi. Bu kuvvetler Ermenileri arkadan kuĢatmaya çalıĢırken, Ayrım çetesi de Karakale ve Küllük arasındaki hattan taarruza geçti. Orgof‟taki askeri kuvvetler takviye kalmak suretiyle Zilan çetesiyle Ġsa Bey kuvvetleri Halfeli ve Erhacılar arasından taarruza geçti. 1000 kiĢilik Ali Mirza çetesi ile Mehmet Beyazıt ve ġeyh Abdülkadir kuvvetleri de Hasanhan ile Yarmalar arasından taarruza geçtiler. Bütün cephe boyunca Ermenilerle kati ve nihai mücadele baĢlamıĢtı. Hamidiye Alaylarının bir kısmı da Kars ve Tuzluca cephesindeki milli kuvvetlere iltihak etmiĢti. Kör Hüseyin PaĢa Hamidiye Alayı civarında Karaköseli Mustafa Bey kuvvetleriyle birleĢerek Kars istikametinde ve Abdülmecit Bey‟le oğlu Halis Bey (Ģimdiki Ağrı Milletvekili Halis Öztürk) idaresindeki Hamidiye Alayı Pernavut istikametinde taarruza geçmiĢlerdi. Hasanhan-Yarmalar hattını tutan kuvvetlerimiz ilk fırsatta Kacar köyü yakınlarında Ģiddetli bir savaĢtan sonra Ermeni kuvvetlerini periĢan ederek iki top müsadere ettiler. Orgof ve Erhacılar istikametinden gelen kuvvetlerimiz, daha faal bir hareketle Ermenileri sıkıĢtırmaya baĢlayınca, Ermeniler anlaĢacaklarını beyanla mütareke talebinde bulundular. Esasen diğer kesimlerde de Ermeni kuvvetleri periĢan bir durumda cepheyi terk ederek çekildiğinden Sürmeli‟deki Ermeniler mütareke lüzumunu hissetmiĢlerdi. Üç gün devam eden mütarekeden elde edilen netice Ģu idi. Ermeniler Aras hattına kadar çekilecek ve Sürmeli ovasını kuvvetlerimize muharebesiz terk edecekti. AnlaĢmaya göre münferit Ermeni kuvvetleri mukavemet ettiği taktirde, silahla mukabele edilecekti. ĠĢte bu anlaĢma üzerinedir ki 12 Kasım 1920 günü bütün kuvvetlerimiz Aras‟a doğru ilerlemeye koyuldu. Celali alayı kendi istikametinde Markara köprüsüne yürüdü. Hayırbeyli‟den Aras‟ı geçen 9 ncu Hamidiye Alayı Karakale ve Küllük mevkiinde tekrar Aras‟ı bu tarafa geçerek Ayrım alayıyla birleĢti. Kerem Bey idaresindeki kuvvetler Cavit Beyle birlikte Iğdır üzerine yürüyordu. Bu suretle mütarekeden bihaber Ermeni kuvvetleriyle yapılan kısa bir mücadeleden sonra Iğdır‟a girilmiĢti. Bu Iğdır‟ın 1293‟ten sonra ilk ve son kurtuluĢu oldu. BĠTTĠ Aziz okuyucular: ĠĢte kara günlerimizde bu millet, bu tesanüt ve imanla müĢtereken dövüĢtü. Azeri ve Kürt diye tesmiye edilen ve birbirlerinden ayrılması mümkün olmayan Iğdırlı bu kısa etüdümüzde izah ettiğimiz müĢterek mazinin sahibidir. Ġkisinin de müĢterek bir düĢmanı vardı: ERMENĠ... Ġkisinin de müĢterek bir arzusu vardı: KURTULUġ... Rus istilasında binlerce aĢiret muhaciri, Azeri kardeĢlerinin ve merhum Takizade Hacı Zeynel Abidin‟in milyonları aĢan yardımıyla beslendi. Ermeni kırğınında binlerce Azeri, AĢirete mensup kardeĢlerinin bağrında barındı. O zaman yalnız bir realite vardı. Türk-Ermeni mücadelesi. Temenni edelim ki bu gün aramıza Kürtlük, Acemlik tefrikasını sokan zehirli unsur bu tarihi gerçekten utansın. Mecit Hun. IĞDIR‟IN KURTULUġU MÜNASEBETĠYLE Iğdır‟ın kurtuluĢu münasebetiyle belediye baĢkanımız sayın Ali Ural tarafından, Kars‟ta bulunan ĠçiĢleri Bakanı ile Kars Valisi, Kars belediye baĢkanı, Tuzluca ve Doğubeyazıt belediye baĢkanları davet edilmiĢlerdir. Yarın kutlanacak olan KurtuluĢ günü için, Türk Milliyetçiler Derneğinin teĢebbüsüyle kaymakamlıkça özel bir program hazırlanmıĢtır. Ayrıca Milliyetçiler Derneği tarafından bir gece hazırlanmıĢtır. HAFTADA ÜÇ SÖZ KÖġESĠ Hamza Mızrak 12 Kasım 1952 Yıl: 1 Sayı: 40 KURTULUġUMUZ Bugün Iğdırımızın kurtuluĢunun 32nci yıldönümüdür. Gururumuz yüksek, sevincimiz sonsuzdur. Çünkü bugünün manası derin ve kutsidir. 93 Harbi diye adlandırdığımız 1878 savaĢlarının en büyük kurbanlarından birisi de Iğdır olmuĢtur. O tarihten itibaren saldatlar, Iğdır sokaklarında bir nefret mümessili halinde dolaĢırken vatanseverler kurtuluĢun ümidi ile tutuĢuyorlar. Ruslar, Türklere Ermenileri musallat etmiĢlerdir. Ermeniler ise, hatta Ruslardan daha ziyade milli düĢmanımız olmaya iĢte bu sırada hak kazanmıĢlardı. Türk olan her gönül kurtuluĢ çarelerini arıyordu. Bunun içindir ki Kazım Karabekir ve ordusunun adı esaret altındaki Iğdır‟da bir bayrak halinde dalgalanıyordu. Allah ve hak bizimle beraberdi. Iğdırlılar Allah ve hakka güveniyorlardı. Bu güven, Türk ırkına mahsus olan hasletlerle birleĢince Iğdır‟ın kurtarılması bir gün meselesi olmuĢtur. Nitekim öyle oldu. 12 Kasım günü halk ve ordu birlikleri, bugünkü belediye binasına Ģanlı bayrağımızı çekerken istilacılar Ģuursuz bir sürü gibi geldikleri yere doğru kaçıyorlardı. Iğdırlı dememiĢ miydi ki: “Ermeni Urus’a Ģüven salacam, Ġdirliyem öz yurdumda kalacam, Bayrağımı Sürmeli’ye sancacam, Din yolunda kanım helaldir billah” Yüzümüz Ģen, ruhumuz Ģen bayramınız kutlu olsun. DEMOKRAT PARĠ KARS’TA ÇÖKÜYÜR 12 Kasım 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 40 Dün aldığımız kati bir habere göre gazeteci Cengiz Ekinci Demokrat Partinin içinde bulunduğu kötü gidiĢi beğenmeyerek istifa etmiĢtir. Ekinci, 14 Mayıs 1950‟den önce DP‟ye intisap etmiĢ ve partinin Kars muhitinde tutunmasına birinci derecede amil olmuĢ nüfuzlu bir elamandır. Son kongrede baĢkanlığa getirilmiĢse de DP‟nin güttüğü garip zihniyet dolayısıyla il baĢkanlığından çekilmek mecburiyetinde kalmıĢtı. Ekinci, durumu objektif bir görüĢle müĢahede etmiĢ ve iki buçuk yıllık hizmetlerini hiçe sayarak DP keĢmekeĢi içinden sıyrılmak bahtiyarlığına kavuĢmuĢtur. Karaköse‟deki çöküntüden sonra Ekinci‟nin ayrılması hastalığın Kars TeĢkilatına sirayet ettiğini açık bir Ģekilde göstermiĢ bulunmaktadır. Bazı DP‟liler vaziyeti kurtarmak için Ekinci‟nin istifasını geçici idare kurulu ile mevcut görüĢ ayrılığı ile izaha çalıĢmakta iseler de bu iddianın asılsız olduğu öğrenilmiĢtir. NURĠ ATASEVER HAKKINDA TAHKĠKAT AÇILDI TaĢburun bucak müdürü Nuri Atasever‟in Ģahsi menfaat temini gayesi ile bucak müdürlüğü binası bahçesinden yaĢ ağaç kesip sattığı ihbarı üzerine, keyfiyet Tarım Öğretmenliğince tahkiki ve tespit edilerek savcılığa intikal ettirilmek üzeredir. Mahalline giden Tarım öğretmeni Ġdris Ataman ağaçların hakikaten kesilip tezek mukabilinde köylüye satıldığını ve kesilen ağaçların henüz pek genç olması hasebiyle keyfiyetin ayrıca zirai kanunlara göre suç olduğunu tespit etmiĢtir. Bir bucak müdürünün kendisine teslim edilen millet malını bu Ģekilde suiistimal etmesi hakikaten Ģayanı teessüftür. Sayın ilgililerin bu hususta neler düĢündüğünü bilmiyoruz. Fakat, bütün efkarı umumiyet Ģu kanaattedir. Muhafazasına terk edilen üç ağaca tenezzül ederek vazifesini kötüye kullanan bir Ģahsa bir bucağın mukadderatı teslim edilemez. Müdürün halk tarafından nefretle karĢılanan bu hareketi belki de sayın ilgililerce hoĢ karĢılanacaktır. MESUT ÖZBAġARAN‟LA CABBAR AKAR BARIġTIRILDI Mahkeme salonunda kendisine hakaret ettiği iddiası ile doktor Mesut ÖzbaĢaran‟ı dava eden Cabbar Akar davasından feragat ederek barıĢmıĢlardır. IĞDIR‟IN KURTULUġU MÜNASEBETĠYE DAVET EDĠLEN ETHEM MENDERES ÖZÜR BEYAN EDĠYOR Iğdır‟ın KurtuluĢu münasebetiyle komĢu il ve ilçe belediye baĢkanlarının sayın Ali Ural tarafından davet edildiğini bildirmiĢtik. Bu arada Kars civarında seyahatte bulunan ĠçiĢleri Bakanı sayın Ethem Menderes de davet edilmiĢse de sayın Menderes özür beyan ederek Ģu telgrafı çekmiĢlerdir: Sayın Ali Ural Belediye BaĢkanı Iğdır‟ın KurtuluĢ bayramına davet eden telinizi memnuniyetle aldım. Posof‟a gitmek mecburiyetinde olduğumdan, bu mutlu gününüzde bulunamayacağım. Kahraman Iğdırlıların bayramlarının neĢeli geçmesini temenni ederim. ĠçiĢleri Bakanı Ethem Menderes Kars belediye baĢkanı da davete icabet edememiĢ ve yerine dün Iğdır‟da bulunan Zeki Aras‟ı tevkil ve tensip etmiĢse de sayın Aras bu telgrafı alamadan Kars‟a hareket etmiĢlerdir. Diğer ilçe davetlileri de henüz gelmemiĢtir. Türk Milliyetçiler Derneğinin teĢebbüsüyle kaymakamlıkça bir program hazırlanmıĢtır. Bu programa göre, törene tam saat 9:45‟de baĢlanacak ve saat 10‟da süvari grubuna mensup bir birlik Doğubeyazıt yönünden piyade taburuna mensup bir kıta da Kars caddesinden, atlı köylülerle birlikte KurtuluĢu sembolize edecektir. Bu arada ġehit Mehmet ÇavuĢ türbesi ziyaret edilerek buketler ve çelenkler konulacaktır. Geceleyin türbe ve abide, Tabur komutanlığınca meĢalelerle tenvir edilecektir. SĠNEMA FAALĠYETE BAġLADI Bir müddetten beri makinedeki bir arızadan dolayı faaliyetini tatil eden sinemamız, yeni makinenin gelmesiyle dünden itibaren çalıĢmaya baĢlamıĢtır. Ġlk olarak “Vurun Kahpeye” filmini bize seyrettiren sinemacılarımız daha güzel filmlerin temin edildiğini müjdelemektedirler. Iğdır’ın 32nci KurtuluĢ Yılı Kutlandı Mecit Hun 13 Kasım 1952 Dün, KurtuluĢun 32. yıl dönümü olması hasebiyle, hükümet konağı karĢısındaki meydanda büyük bir kutlama töreni yapılmıĢtır. Saat 9.45‟de kasaba adına belediye baĢkanı sayın Ali Ural tarafından tebrikler kabul edilmiĢ, saat 10‟da baĢlaması lazım gelen törene hazırlığın ikmal edilememesi sebebiyle saat 10.35‟de baĢlanmıĢtır. Evvela Iğdır‟ın KurtuluĢu süvari ve piyade birlikleri tarafından sembolize edildikten sonra, hükümet konağına bayrak çekilmiĢtir. Müteakiben Turgut Sungar ve Hamza Mızrak tarafından heyecan dolu birer hitabede bulunulmuĢtur. Sungar konuĢması sırasında ezcümle Ģu sözlerle milli gururumuzu okĢamıĢtır: “Yiğit kardeĢlerim; 12 Kasım’ın kahramanları gün oldu ki silahlarını terk ettiler. Fakat, imanlarını teslim etmediler. Ġmanlarından aldıkları kuvvetle dövüĢerek, Iğdır’ı Ermenilerden ve Rus müstevlilerden (istilacılar) geri aldılar. 12 Kasım 1336 (1920) de Iğdır istirdat (geri alma) edildiği zaman, taĢ üstünde taĢ yok her taraf yıkık ve haraptı. Fakat, bugün bu topraklarda, fabrika bacaları tütmekte, kar gibi pamuklar, altın deryası tarlalar var. Iğdır bugün, suyu,ıĢığı ve bereketiyle mükemmel bir Ģehir seviyesine yükselmiĢtir. Bunu Iğdırlıların azminde aramalıyız.” Hamza Mızrak da heyecan dolu hitabesinde alkıĢlar arasında bitirdikten sonra YaĢar Yazar tarafından Hocaoğlu Selahattin Ertürk‟ün 53 koçaklaması okunmuĢ ve milli heyecan dolu bulunan bu koçaklama halk tarafından bilafasıla alkıĢlanmıĢtır. KurtuluĢ münasebetiyle gelen bazı telgrafların okunmasından sonra törene son verilmiĢ ve ġehit Mehmet ÇavuĢ abidesine gidilerek çelenk konmuĢtur. Bilhassa Türk Milliyetçiler derneği tarafından hazırlanan gece, Iğdır‟ın foklör ve yaĢayıĢını tam manasıyla temsil ettiğinden taktirle neticelenmiĢtir. Iğdır ve Iğdırlı hakikaten KurtuluĢun neĢesiyle pür heyecan içinde idiler. Bu mutlu günümüz münasebetiyle ġehit Mehmet ÇavuĢ abidesinin matluba uygun bir Ģekilde onarılması da ilgililerden temin edilmiĢtir. KurtuluĢ münasebetiyle belediyemize bazı tebrik telgrafları gelmiĢtir. Yüksek Tahsil Talebeleri derneği ve Doğubeyazıt belediye baĢkanından gelen telgrafları neĢrediyoruz. Sayın Ali Ural Belediye BaĢkanı KurtuluĢ gününüzü dernek arkadaĢlarımla kutlar, gününüzün neĢe olmasını diler cümlenize selam ve saygı ile selamlar. Dernek adına Latif Aküzüm MUSA DOĞAN TEBRĠK EDĠYOR Mecit Hun DĠL Gazetesi Güzel Iğdırımızın kurtuluĢu münasebetiyle bu uğurda kanlarını döken aziz Ģehitlerimizin ruhları önünde hürmetle eğilirken bütün hemĢehrilerimizin sevincine iĢtirak eder gözlerinden öperim. Ankara‟dan Musa Doğan Bu arada Türk Milliyetçiler Derneğine sayın CumhurbaĢkanımız Celal Bayar tarafından çekildiği söylenen telgraf elimize geçmediğinden neĢre edilmemiĢtir. Iğdır Belediye BaĢkanlığı KurtuluĢ bayramınıza meĢru mazeretlerle binaen edemediğimizden özür diler, Doğu Beyazıtlılara tercüman iĢtirak olarak bayramınızı candan kutlular, iyi günler temennisiyle saygılarımın kabulünü rica ederim. Belediye baĢkanı Aladağ RADYO EVĠ ÖZEL BĠR PROGRAM YAPTI KurtuluĢumuz münasebetiyle Ankara radyo evince özel bir program hazırlanmıĢ ve Iğdır‟a ait milli türküler zevkle dinletilmiĢtir. GÜNDOĞDU EKĠNCĠ‟YĠ DAVA ETTĠ Ayhavar gazetesinin birinci sayısında neĢredilen “Dıbızlaram” Ģiirinden dolayı Navruz Göndoğdu neĢren hakaret iddiasıyla Ekinci‟yi dava etmiĢtir. ĠLAN Kulüp iĢleri hakkında görüĢmek üzere 8 Kasım 1952 tarihinde yapılması ilan edilen genel kurul toplantısında ekseriyet temin edilemediğinden sayın üyelerin 15 Kasım 1952 günü saat 14‟te sinema binasında toplanmaları lüzumu rica ve ilan olunur. Sürmeli Gençlik Spor Kulübü Kontrol Kurulu ĠLAN Iğdır nüfus memurluğundan almıĢ olduğum nüfus cüzdanımı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü olmadığı ilan olunur. Tecirli köyünden Ġsmail oğlu Kemal Öztürk ASAYĠġ MEVZUUNDA Geçen nüshalarımızdan birisinde sayın Ethem Menderes‟in birinci Doğu seyahatine tekabül eden günlerde Iğdır çevresinde vuku bulan hadiselerin bir icmalini yapmıĢtık. Sayın ĠçiĢleri Bakanının yine Kars civarında seyahatte bulunduğu Ģu sırada asayiĢe temas etmek lüzumunu hissediyoruz. Evvela, koleksiyonumuzu gözden geçirerek, her iki seyahat arasında vuku bulan hadiseleri gözden geçirdik. 1. DiĢçi Bülend‟ni Dilsiz hadisesi 2. DiĢçi Bülend‟in sopa ile dövülmesi 3. Sarıçoban köyünden tabanca ile yaralama ve ölümle neticelenen müessif vaka 4. Ġki gün evvel, ġiracı köyünde vuku bulan tabancayla yaralama hadisesi 5. Baharlı Mahallesindeki pamuk hırsızlığı sırasında Pulurlu hırsızlarla pamuk sahipleri arasındaki silahlı çatıĢma ġu vaziyete göre yukarıdaki hadiseleri küçümseyerek asayiĢin berkemal olduğunu iddia etmek için insaftan payımız olmaması gerekir. Tarla münazaasında silah, pamuk hırsızlığında silah, dağda, kırda, sokakta ve evde silah... Buna rağmen asayiĢ yerinde olduğunu ilan edip duruyoruz. Vallahi doğrusunu istiyorsanız, asayiĢ kelimesinin manasını bilmiyoruz. O halde bu hadiselere birleĢip bir ad koyalım. BĠR HALK ġĠĠRĠ Yolcu Kurban Akar Sekizdir Hakkın Cenneti Tek besmeledir kilidi Severiz ata Ġsmet‟i Saye-ü devranımız var Celâl Bayar evladıyız Türk vatanı fidanıyız Daima Haktan yanayız Çünkü Haktan Kuranımız var Açar baharın gülümüz CoĢar cephede selimiz Hakkız ve haktır yolumuz Tarihte unvanımız var ġark cenneti vatanımız Feda uğruna canımız Hazır akmaya kanımız Koç gibi kurbanımız var TÜRK MĠLLĠYETÇĠLER DERNEĞĠ YARDIMA MUHTAÇ Bir müddet evvel, genç ve münevver arkadaĢlar tarafından Iğdır‟da bir Ģubesi açılan Türk Milliyetçiler Derneği, maddi ve manevi fedakarlıklarla çalıĢmalarını hızlandırmaktadır. Milli mevzularda hassasiyetle hareket eden Dernek, Iğdır‟ın kurtuluĢu münasebetiyle Iğdırlılara hakikaten unutulmaz bir gece yaĢattı. Fakat, teessüfle belirtelim ki Derneğin Iğdır gibi bir yerde icrayı faaliyet edecek yeri mevcut olmadığından müĢkülat içinde kıvranmaktadır. Gayeleri bakımından üzerine mukaddes bir vazife alan Türk Milliyetçiler Derneğine bu cihetten yardım etmek, belediyemizin en mühim bir vazifesi olmalıdır. Iğdır halkı de her bakımdan yardımlarını esirgemediği taktirde hayırlı gayelerle kurulan dernek bizlere faydalı olma imkanlarına malik bulunacaktır. Derneğe çalıĢmalarında yurt için faydalı olmalarını temenni ederiz, baĢarılar dileriz. Ġġ BANKASI 14 Kasım 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 42 Geçen nüshalarımızda temas ettiğimiz gibi sayın CumhurbaĢkanı Celal Bayar‟ın Doğu seyahatlerinden sonra izhar buyurdukları arzu ve temenniye istinaden 1953 yılı baĢından itibaren Iğdır‟da da Türkiye ĠĢ Bankasının bir Ģubesinin açılması kararlaĢtırılmıĢ bulunmaktadır. Bir beldenin ticari ve iktisadi sahalarda inkiĢafı, muhtelif bankaların bu muhitte faaliyet sahası bulmasına tabiidir. Iğdır‟da bugüne kadar yalnız Ziraat Bankasının bir Ģubesi vardır. Bu banka Ģubesinin Iğdır‟ın zirai ve ticari faaliyetlerinden tutun da kooperatifçilik mevzuuna kadar her çeĢitte kredi ihtiyacını gidermeye imkan bulamayacağı tabiidir. Hal böyle olunca çok zamanlar Ziraat Bankasının kendi mevzuu haricine çıkarak ticari inkiĢafımız için gayret sarf ettiği memnuniyetle görülmüĢtür. ĠĢ Bankasının açılmasıyla, Ziraat Bankası zirai sahada daha geniĢ plazmanla karĢımıza çıkacağı gibi, ĠĢ Bankası da tüccar ve iĢ adamlarımızı tatmin edecek bir vaziyette faydalı olma imkanlarına malik bulunabilecektir. Sayın CumhurbaĢkanımız da esasen bu durumu bizzat müĢahede buyurduklarından böyle bir temenni de bulunmayı faydalı gördüler. ĠĢ Bankasına Iğdır muhitinde baĢarılı iĢler temenni ederiz. ġĠĠR Aybalam Dilsiz (Mecit Hun) Demirkırat çöktü balam, Ekinci‟yi sürdüler, Narvız beyin hatırına defterini dürdüler. Dedik Cengiz, siyasetin hayrı yoğtur aybalam, Özge emel tut özüne kozet çoğtur aybalam. Herden biraz dıbızlasan, alazlasan Narvızı, BaĢımızı düzeldersen palazlasan Narvız‟ı. Cengiz deyir, el çekemem bir o kala men kalam Bu diyarı haram etsin, ürküdecem vesselâm. Besti Narvız taladığın aybalam, Topladığın, kaladığın aybalam. Tükürdüğün, yaladığın aybalam, “Men ölümle” el çekersen men senden Narvızında bu barade danıĢmağa hakkı var, Öz puluynan Ekinci‟yi bela etti ayhavar! Tele kurdu, çoğ yalvardı, aldı Kars‟a apardı, Cengiz döndü, Narvız beyin ipini de kopardı. Ġlan verdi baĢkan seçti, gerdan kırdı bir ara, Anladı ki baĢ çığarmaz, çare kaldı ayhavara. Paz olupsan, koymursan ki dümberçeği ĢiĢirek, Elli dördü boylamadan, biraz iĢi piĢirek. Aldın pulu basmarladın aybalam Her düvelde senin adın aybalam AYHAVAR‟ı çığardığın icadı Bu pul ile ısmarladın aybalam Yolluğ molluğ hesabiyle Halk Partiyi yiyenler, Hatır için gayret edip Demokratız diyenler, Müfte pulla geçinerek bedavadan yiyenler, Ġmdi dönüp Cengiz ile elleĢirler ayhavar, Bir ucdan da postu serip yerleĢirler ayhavar. HEMġEHRĠLERĠMĠZ ULUHAN‟A TEġEKKÜR EDĠYOR Gerek mektup ile ve gerekse bizzat idarehanemize gelmek suretiyle Ģifahen müracaat eden bir çok hemĢehrilerimiz Doktor Rahmi Uluhan‟ın istirahat saatlerini feda etmek suretiyle hastalarına koĢmakta ve azami titizliği göstermekte tereddüt etmediğinden gazetemiz vasıtasıyla kendisine teĢekkür de bulunulması temennisini izhar etmiĢlerdir. Iğdır muhitine yaptığı hizmetlerden dolayı Uluhan‟ı tebrik ederiz. NURĠT ATASEVER‟Ġ NĠHAYET YÜRÜTTÜLER Bir müddetten beri TaĢburun bucağımızı Ģahsi çiftliği zannederek meydanı boĢ bulan bucak müdürü Atasever‟i nihayet dün vilayetten gelen bir telgrafla istinaden dehleyeceklerdir. Bu suretle vazifesinden derhal alınarak Kars‟a yolcu edilecek olan Atasever‟in galiba vilayette defteri dürülecek. Di get... PAMUK MUSTAHSĠLĠ SIZLANIYOR Iğdır pamuk müstahsili, Pamuk Tarım SatıĢ Kooperatifleri Birliğinin mubayaa kampanyasını halen açmamıĢ bulunmasından Ģikayet etmekte ve sızlanmaktadır. Bilindiği gibi tüccarın iki seneden beri Birlik veya kooperatiflerce tatbik edilen kararsız fiyatlardan zarar görmesinin tabii bir neticesi olarak Ģimdilik mubayaa yapmasına imkan yoktur. Birliğin de bazı sebeplerle mubayaayı geciktirmesi müstahsili sıkıĢık vaziyette bırakmıĢtır. Köylü, kredi ve vade ile satın aldığı zirai araçlarının bedelini ödemekte zorluk çektiği gibi maddi imkansızlıklar içinde de kıvranmaktadır. Birlik umum müdür vakili olan Ziraat Bankası Iğdır Ģubesi müdürünün izinli bulunması mubayaanın yapılmasına mani olmakta imiĢ. Zira tahsis edilen kredinin sureti istimali hakkında henüz banka ile Birlik arasında bir anlaĢmaya varılmadığı gibi, gerekli mukavelede yapılmamıĢ olduğundan mubayaanın daha da gecikeceği beyan edilmektedir. ġu durum karĢısında temennimiz ilgililerin hal sureti aramasıdır. ĠDRĠS ATAMAN VAZĠFEYLE ERZURUM‟A GĠDĠYOR Sonbaharda yapılacak tarım sayımı için ilçe ziraat öğretmeni Ġdris Ataman, vilayet makamında tensip edilmiĢ olup yakında Erzurum‟a gidecektir. Kendi branĢı dahilinde bulunan bu geçici görevinde Ataman‟a baĢarılar temenni ederiz. BELEDĠYE BAġKANI ALĠ URAL TEġEKKÜR EDĠYOR Güzel Iğdırımızın kurtuluĢu münasebetiyle bu mutlu günümüzde bulunmak suretiyle bayramımıza iĢtirak eden veya telgraf ve mektupla tebriklerini gönderen muhterem yurttaĢlarımla, kurtuluĢ töreni sırasında kıymetli yardım ve alakalarını esirgemeyen sayın zevata ve Türk Milliyetçiler Derneğine belde adına teĢekkürlerimin sayın gazeteniz vasıtasıyla iblağını rica ve istirham ederim. Belediye BaĢkanı Ali Ural IĞDIR‟A KIġ GELDĠ Düne kadar güzel devam eden havalar bu gün birdenbire bozulmuĢ ve Iğdır‟ın dağ köylerine ilk kar yağmıĢtır. Havaların iyi devam etmesi hasebiyle köylü mahsulleri bu yıl tamamen toplanmıĢ bulunmaktadır. BaĢköy bucağımızdan aldığımız habere göre, çeltik harmanları da sona ermiĢ bulunmaktadır. Pamukların birinci ve ikinci toplamaları yapıldığı için havaların yağıĢlı geçmesi bu mahsule de zarar veremeyecektir. KÖY YOLLARI DAVASI DERHAL HALLEDĠLMELĠ Çıktığı günden beri hemen her sayımızda köy yollarının içinde bulunduğu feci manzarayı ilgililere duyurmaya çalıĢtık. Fakat, bizdeki idari alakasızlık devam ettikçe bu davanın halli de zorlaĢmaktadır. Kaymakam vilayete yazacak, muvafık görürse özel idare müdürlüğüne emir verecek, özel idare de il daimi komisyonundan karar istihsal ettikten sonra ödenek olursa birkaç köprü yaptırıp mütebakisini ertesi seneye bırakacak. Tabii, müstahsil köylüde bu ümit ile bu meĢakkatin acısını çekmek devam edecek. Yol ve köprü iĢini bir tarafa bıraktık. ġimdi de mevcut yollarda su deryası altında bulunmaktadır. Kontrol edilmeyen kanallar Aras‟tan getirdiği külliyetli suyu ovanın muhtelif yerlerine taĢıttırmakta ve kötü de olsa mevcut yollardan bile istifade imkanı bulunamamaktadır. Her köyün ihtiyar heyeti kendi su kanalından mesul bulunduğuna göre, sayın kaymakamlık makamı pek ala bu iĢte ihmal gösteren kimseleri cezalandırma yetkisini haiz olduğu gibi, bendini de Aras‟a verebilecek mevkidedir. Bu kabil tedbirler alınmadığı taktirde köylerimizle kasaba arasındaki irtibat pek yakında tamamen kesilecektir. Bizzat müĢahede ettiğimiz bu durumun ıslahını sayın ilgililerden talep etmek hakkımızdır. Söyleyenin bir yüzü kara, yapmayanın iki yüzü. HAFTADA ÜÇ SÖZ KÖġESĠ Hamza Mızrak 15 Kasım 1952 Yıl: 1 Sayı: 43 DĠYORUM KĠ Matthew‟in bir sözü vardır: “Bir kör, baĢka bir köre yol gösterirse ikisi de çukura yuvarlanırlar” Iğdır‟da biri birine yol gösteren birkaç kör, birden bir çukura düĢtüler. Hepiniz biliyorsunuz Iğdır‟ın kurtuluĢunun 32. yıldönümü dolayısıyla bir gece hazırladık. 12 Kasım Gecesi, Aras Sinema salonu saatlerce süren bir heyecan dalgasına sahne oldu. Edirne hudutlarımızdan, güney hudutlarımızdan ta Iğdır hudutlarına kadar bu salonda toplanan gönüllüler, Türklüğün büyük aĢkıyla coĢmuĢlardı. Bozkurt sanki yeniden Türkleri tek gaye etrafında birleĢmeye çalıĢıyordu. Sanki Ergenekon yeniden bütün haĢmetiyle ortada idi. Türk Milliyetçiler Derneği hazırladığı gecenin vasıl olduğu ulviyetle iftihar ediyordu. Türk gençlerinin her biri bir ġıh ġamil, bir Begüm Hanım olmuĢlardı. BaĢarı yalnız Iğdırlı bir genç olarak bu baĢarıdan payıma düĢen iftihar hissesiyle övünüyordum. Heyhat! BoĢ direklerin arkasını kapatmak için kullandığımız birkaç renkli kağıt, evlerimizin aranmasına vesile oldu. Çok ciddi ihbarlar ve teĢebbüsler neticesinde benim (Hamza Mızrak), Celal Açıkgöz, Ramiz Özler ve Hamit Dönmez‟in evlerimiz arandı. Savcılık ve emniyet mensupları pek haklıdırlar. Hüsnüniyetlerine itimadımız vardır. Esasen evlerimiz her zaman için kanuna açıktır. Sebep ne imiĢ biliyor musunuz? Meğer, direkler arasına konan kağıtlar Azerbaycan bayrağını temsil ediyormuĢ. Ġthamlara derhal o gecenin mesul Ģahsı olarak cevap vereyim: Ġki direk arasında iki değil, üç değil, dört renkli kağıt vardı. Halbuki Azerbaycan bayrağında üç renk vardır. Ayrıca, yıldız Azerbaycan bayrağında olduğu gibi sekiz köĢeli değil beĢ köĢeli idi. ġafaklarımızda yüzen ay yıldızı beĢ köĢeli görebilmek için ancak müfterilerin gözüne sahip olmamak lazım gelir. Sonra bunca hakarete maruz kalan hangi bayraktır? 28 Mayıs 1928 tarihinde Moskof sürülerine karĢı göğüslerini siper eden Azeri Türklerinin bayrağı. 23 aylık bir dalgalanıĢtan sonra Rus mezalimine kurban giden bayrak Iğdır‟ı kurtarmak için cihat açanların ön safta taĢıdıkları bayrak. O bayrak ki ĠslamlaĢmayı, TürkleĢmeyi ve muasırlaĢmayı sembolize ediyor. Haykırıyorum. Eğer o bayrağı tanısaydım, “ĠĢte Iğdırlı kardeĢler artık Azerbaycan semalarında dalgalanmaktan mahrum kalan Türk bayrağı budur” der ve göz yaĢı dökerdim. 1870 harplerinde, Alsas Loren‟i kaybeden Fransızlar, çocuklarının beĢiklerine “Alsas Loren‟i unutma” diye yazarlarmıĢ. Biz ki en namüsait Ģerait içinde Fransızların yardımına koĢmuĢ bir milletiz. Onlar kadar da mı olamıyoruz? Eğer böyle bir Ģey vaki ise, (Sizi temin ederim hatırımızdan geçmemiĢtir) Azerbaycan‟ı ve milli Azerbaycan bayrağını teessürle tahattur etmek suç mudur? Bozkurtu niçin göğüslerde taĢıyoruz? Enver PaĢa, Türkistan‟da niçin cihat açtı? Kemal Atatürk Hatay için niçin “Kırk asırlık Türk yurdu” dedi. Mezalimden kaçan Çin, Bulgaristanı ve Yunanistanlı Türk kardeĢlerimizi niçin bağrımıza bastık. Yahudilerin yeni bir Ġsrail yarattıkları bir devirde, Azerbaycanlıları ilgi ve tahassürle anmak niçin bizim için bir itham vesilesi olabilir? Hangi Türk gönlü istemez? Doğuda orak çekiçli Azerbaycan yerine sekiz köĢeli milli Azerbaycan bayrağı dalgalansın. Ki bugün Azerbaycan, orak çekicin altında inlemektedir. Yaptığınız teĢebbüs ve ithamdan maksadınız ne idi? Milli birlik için çalıĢan bir derneği kötülemek mi? Azerbaycanlıları Türk olarak kabul etmemek mi? Yoksa kendinizi bu hareketinizle meĢhur etmek mi istediniz? Eisenhower‟in dahi Demir Perde gerisindeki esir insanları kurtarmak için çalıĢtığı Ģu sırada, Ruslara karĢı aylarca mücadele eden milli Azerbaycan bayrağını bu kadar hor görmelerinin sebebi ne? Haber verelim ki evlerimizde Türklüğün, kahramanlığın ve milliyetin sesini haykıran kitaplardan baĢka hiçbir Ģey çıkmadı. Türk harsına yönelen tecavüzler ve milliyetçiliğe aykırı cereyanlarla fikir yoluyla mücadele etmeyi en Ģerefli vazife bilmekte devam edeceğiz. Gençliğin örnek Türk milliyetçileri halinde yetiĢmelerine çalıĢmak baĢlıca gayemiz olacaktır. Allah‟ın ve Türklük Ģuurunun bize yardımcı olacağını katiyen eminiz. CELAL AÇIKGÖZ’ÜN BEYANATI 15 Kasım 1952 Mecit Hun Sayı: 43 12 Kasım gecesinde Kars‟ta bulunması hasebiyle hazır bulunamayan Türk Milliyetçiler Derneği Iğdır ġubesi baĢkanı Yüksek Ziraat Mühendisi Celal Açıkgöz hadise dolayısıyla bize Ģu beyanatta bulundu: “Bu sabah yatağımda gözlerimi açtığım zaman bize heyetin evimi aramaya geldiğini teessürle öğrendim. Çok ulvi ve demagoji kabul etmeyen meselelerde bunakların ve toy kimselerin itidalle hareket etmelerini bilhassa tavsiye ederim.” Kendisine müracaat ettiğimiz Ramiz Özler de Ģu Ģiiri okumakla yetindi: “Pür ateĢim, açtırma benim ağzımı zinhar Zalim, beni söyletme, derunumda neler var Bilmez miyim ettiklerini eyleme inkâr Zalim, beni söyletme derunumda neler var” 12 KASIM MÜNASEBETĠYLE TERTĠPLENEN GECE Iğdır‟ın kurtuluĢu münasebetiyle 12 Kasım gecesi Türk Milliyetçiler Derneği tarafından tertiplenen gecede sahnenin iki tarafına müstakil Azerbaycan bayrağı yapıldığı iddiasıyla keyfiyet savcılığa intikal ettirilmiĢtir. Ġddianın mahiyeti Ģöyledir: O akĢam sahnenin iki tarafına kağıttan yapılan Türk bayrağının alt ve üstüne tahta aksamı kapatmak veya sahneyi tezyin etmek maksadı ile yeĢil ve mavi krepon kağıtları yapıĢtırılmıĢ bulunduğundan, bu renk diziĢi bazı kimseler tarafından müstakil Azerbaycan bayrağına benzetilmiĢ ve keyfiyet bir mektupla gazetemize ihbar edilmiĢti. Türk Milliyetçiler Derneğine açık mektup mahiyetinde yazılan bu ihbar mektubu henüz gazetemiz tarafından incelenmeden keyfiyet savcılığa da intikal ettirildiğinden mektup savcılıkça celp edilmiĢ ve tahkikata tevessül olunmuĢtur. Bu sebeple bazı arkadaĢların evlerinde arama yapılmıĢ ve Azerbaycan bayrağının hakiki Ģekliyle mukayese lüzumu görülmüĢtür. Yaptığımız incelemede bu tesadüfi benzeyiĢ, Azerbaycan bayrağını asla temsil edememiĢtir. Zira Azerbaycan bayrağındaki yıldız sekiz diĢli olduğu halde, sahnedeki yıldız beĢ diĢli yapılmıĢtı. Saniyen keyfiyette suiniyete makrun bir hal görülememiĢtir. Esasen, müstakil ve milli Azerbaycan bayrağının milli günlerde teĢhiri hiçbir suretle suç sayılmasa gerektir. Böyle milli bir günümüzde bilhassa Türk Milliyetçiler Derneğinin böyle bir itham altında bırakılmasından Iğdır muhitinin duyduğu teessür çok büyüktür. Rus mezalimine kurban gitmiĢ bulunan Milli Azerbaycan hakkında bu derece insafsız hareket etmemiz, milli duygularımızla hiç de bağdaĢamamıĢtır. Memnuniyetle haber aldığımıza göre ilgili makamlarda bu mevzuda gayet hassas hareket etmek basiretini göstermiĢlerdir. Milli duygularımıza aykırı olan bu gibi hareketleri efkarı umumiye teessüfleriyle cevaplandırmıĢtır. IĞDIR-MARKARA YOLUNA BAġLANIYOR Iğdır Markara yolunun yapılması bir müddet evvel ihaleye çıkarılmıĢ ve Latif Polat‟a verilmiĢti. Bugün Kars bayındırlık müdürü ile müteahhit Iğdır‟a gelerek gerekli hazırlıklara baĢlamıĢlardır. Yolun tesviyesi için greyder makinesi hükümet tarafından verileceğinden yakında Latif Polat emrine bir de greyder makinesi verilecektir. ARAS SĠNEMASINDA Bir müddetten beri gösterilen “Vurun Kahpeye” filmi bugün akĢama kadar devam edecektir. Pek yakında, “Kahveci Güzeli” filmi gösterilecektir. Milli mücadele günlerimizi hatırlatan Vurun Kahpeye filmini görmek fırsatını kaçırmamaları tavsiye olunur. EKĠNCĠ MUKABĠL DAVA AÇTI Bugün aldığımız habere göre, Gündoğdu‟nun Ekinci‟yi dava etmesi üzerine, Ekinci de Kars gazetesinde ki neĢriyatına istinaden mukabil dava açmıĢtır. MĠLLĠ BĠRLĠK VE TEFRĠKA 16 Kasım 1952 Turgut Sungar Yıl: 1 Sayı: 44 Dünyanın bugünkü buhranlı devrinde, ayakta duran devletlerin hemen hepsi de muhakkak ki milli birliğin hakimiyeti altındadır. Fertlerin birbirlerini ayrı saymamaları, devletin de fertlere inandığı milli birliğin ta kendisidir. Fertleri, birbirlerini tefrik etmeyen milletler için, çökmek,dağılmak bahis mevzuu olamaz. O millet tarihin arkadaĢıdır. Bugün hiçbir devlet harbe giremeyeceği hususunda teminat veremez. Milli birliğin hakim olmadığı devletler, ufak bir kuvvet karĢısında çökmeye, mağlup olmaya ve hatta tarihten bile silinmeye mahkumdurlar. Fakat, milli birliğin hakim olduğu bir millet harpten mağlup çıksa bile ölmemiĢ demektir. Ġleride yine canlanır, kuvvetlenir ve eski Ģeklini alır. Hülasa olarak diyebiliriz ki milli birliğin hakim olduğu devletler ayakta durmakta, fertlerin de rahat ve huzur içinde yaĢaması mümkün olmaktadır. Tefrikacılık ise milli birlikle taban tabana zıttır. Tefrika demek, birbirinden ayrı tutmak, birbirini milli birliği zedeleyecek Ģekilde nakzetmek demektir. Yukarıda da iĢaret ettiğimiz gibi bir devletin fertleri arasında tefrikacılık baĢ gösterdi mi, o devlet artık felaket ile karĢı karĢıya gelmiĢtir. Tefrikacılık yapan bir fert bence, vatan haini demektir. (Milli hislerimle ördüğüm bu cümlemi, kurtuluĢ gecesinde Türk Milliyetçiler Derneği tarafından tertiplenen gecede monolog okumadığımı baĢka anlamda anlayan zavallılara ithaf ediyorum) Onun için tefrikacılık yapan fertlerin ağızlarını yumrukla kapatmak, mülevves fikirlerini yaymamalarını temin etmek, milli birliğe inananların Ģiarı ve parolası olmalıdır. Bugün dünyada milli birliğin hakim olduğu devletler içinde biricik Türkiye‟mizi sembol olarak gösterebiliriz. 21 milyonun da, sapına kadar Türk olduğu Türkiye‟mizde tefrikacılık yapacak fertleri kendi aramızda derhal süspandü etmek, cezalandırmak devletimiz ve kendimiz için mesut neticeler doğurur. ġĠĠR Mene Bezzaz Dükkanı, Ona Bir Kamyon Çok mu! Volkan Sesleri batmadı ki bu sesi batmıĢların Gençlik, Sürmeli nedir bu evi yatmıĢların Ellerinden biz bezdik, bunlar niye bezmedi Bığlarını yağladığ Kars‟a gedip gezmedi Bilmirem ki haradan bunları örgeniller Kaymakamın tabiri bu ipsiz zır deliler Deyin görüm bizlere bu iĢ haradan çığır Sizin tekin memurlar menim canımı sığır Görürsen ki kabağta gene seçim olacağ, Böyle giderse iĢler Kârhane boĢ kacağ, Be men yazığ neyniyum, yirmi nüfus boynumda, Elektrik yağıram pulu kalır boynumd. Tufağı dağılmıĢlar sizin iĢiniz yoğ mu? Mene bezzaz dükkanı ona bir kamyon çoğ mu? Bu ğımıl kurdu koymur, gediye gün ağliyağ Ellem, kullem eliyip bir deste pul bağliyağ BĠR OKUYUCUMUZ ġĠKAYET EDĠYOR 16 Kasım 1952 Mecit Hun Sayı: 44 BaĢköy bucağı okuyucularımızdan Timur Turan‟dan aldığımız bir mektupta sıtma sağlık memurlarından Ģikayet edilmekte ve aynen Ģöyle söylenmektedir. Her yıl olduğu gibi bu yılda ilçe ve köylerinde dalak (?) muayenesine baĢlanmak üzeredir. Köy muhtarlarına yapılan bir tamime göre, bir doktorla sıtma sağlık koruyucularından müteĢekkil bir grup köylerde bu muayene iĢiyle görevlendirilmiĢtir. Buna rağmen doktor gelmemiĢ ve fırsatı ganimet bilen bir sağlık koruyucusu, doktor iddiasıyla ve bu nam altında muayenelere baĢlamıĢ bulunmaktadır. Enver ismiyle doktorluk yapan bu zat sıtma savaĢ sağlık koruyucusu Veli Tuna‟dır. Sahte doktor halkı Ģu Ģekilde ikna etmektedir: “Ben sekiz yıl doktorluk yaptım. Çok bilgili ve iyi bir doktorum.” Haddizatında Sıtma SavaĢ BaĢkanı vazifeĢinas ve memleket çapında bir doktordur. Fakat bu kıymetli zatı bu kabil sağlık memurları kötülemektedir. Okuyucumuzun bu mektubunu okuduktan sonra sıtma savaĢ teĢkilatının köylerdeki durumu hakkında sizler hüküm verebilirsiniz. Demek ki gazetemizin öteden beri sıtma savaĢ için yaptığı neĢriyat mesnetsiz değilmiĢ. Bakalım sayın baĢkan bu iddiaya en cevap verecektir. DĠKKAT... DĠKKAT... Zevkini ve cebinden çıkacak paranın heder olmamasını düĢünüyorsan.. Cemalettin GüneĢ manifatura pazarından alacağın mevsimlik kumaĢ ve pardösüler seni tatmin ve memnun edecektir. AHMET ATACIK SAĞLIK YURDU KADROSUNA ALINIYOR Aldığımız kati habere göre Artvin ve Erbaa‟ya yapılan tayinleri kabul etmeyen dahiliye mütehassısı Ahmet Atacık, 1953 yılı baĢından itibaren açılacak olan sağlık merkezi kadrosuna atanmıĢtır. BĠR ÖĞRENCĠ ġĠĠRĠ Vatanıma Hamit KuĢ Kanımızla yoğurduk bugünkü toprakları, Menkıbeler söylüyor bizim zafer takları, Al kana boyamıĢtık MOHAÇ meydanlarını, Mazimle övünürüm, yaĢasın Türk vatanı. Milletimin uğruna akacak benim kanım, Sen kalbimdesin ATAM var olacak vatanım, Verin bana bir bayrak semalara asayım, Ġstiklalim uğruna feda olacak canım. Arslan gibi kükrerim, göğsüm çelikten kalkan Türk değil mi dünyada harikalar yaratan, Ecdadım dı dünyayı al kanlara boyayan, Türk‟tü Asya‟dan sonra, Avrupa‟ya kol atan. Atalardan emanet bizlere Anadolu, Asla zincirlenemez Türk evladını kolu, Hürüm, istiklalim var, Atanın öz evladı, Tarihiyle gösterdi, budur Türklüğün yolu. Samsun‟da Kemal gibi sönmez bir güneĢ doğdu, Ġstilacı düĢmanı Anadolu‟da boğdu, Göksümüz siper oldu düĢmanın güllesine, Nihayet bu amansız düĢmanı yurttan kovdu. Iğdır Ortaokulu Sınıf II No: 10 Hamit KuĢ HÜKÜMET TABĠPLĠĞĠ KADROSU GENĠġLĠYOR Resmi ve ilgili makamlardan aldığımız malumata göre, Iğdır hükümet tabipliği kadrosuna yeni yeni bir doktor atanmıĢ ve kadrosu maliyemize gelmiĢtir. Yeni doktorun BaĢköy bucağında çalıĢacağı sanılmaktadır. Yakında vazifesine baĢlayacak olan doktorumuza baĢarılar temenni ederiz. KURTULUġ YILLARINA AĠT HATIRALAR 16 Kasım 1952 ġefi Öcal Yıl: 1 Sayı: 44 12 Kasım günü belediye tarafından düzenlenen tören çok iyi ve çok güzel oldu. Süvari kılıçlarının parlayıĢı, topçu ve piyade tarafından açılan silah sesleri bana hakikaten 1336 yılının 12 Kasımını hatırlattı. 1334 (1918) yılında, ben ve akrabalarım Ermeni mezaliminden kaçarak Beyazıt‟a muhacir gitmiĢtik. Türkler tarafından Doğubeyazıt‟ın iĢgaline kadar orada kaldık. Bir müddet sonra, Firuz Bey idaresindeki fırka da oraya gelmiĢti. Ben, Hacı Hanlar ve arkadaĢlarımız Firuz Beyi ziyaret ederek Iğdır‟ın umumi vaziyeti hakkında kendisine lazım gelen malumatı verdik. Iğdır‟a hareket temennisinde bulunduk. Firuz Bey, vaziyeti bize izah ettikten sonra zaten bu vazifeyi aldığını fakat vesait olmadığından Ģimdilik derhal harekete geçmek imkanlarından mahrum bulunduklarını, ancak Çobankerelilerin BaĢköyde bulunan develeri temin edildiği taktirde derhal Iğdır üzerine yürüyebileceğini ifade etti. Bu vazifeyi bana verdiler. Ġlaveten Firuz Bey tarafından aĢiret reislerinden Hamit (GüneĢ) Bey, Ali Mirza, Hacı Tahir ve Gur Hesso kardeĢi Yusuf‟a hitaben birer mektup yazılarak, beni BaĢköy‟e götürmeleri rica edildi. Refakatime verilen iki süvari asker ile birlikte BaĢköy‟e gittim. Eski tanıdıklarımdan Hacı Sefer oğlu Kelbayı Mehmed‟in çadırına gittim. Evvela görüĢüp konuĢtuktan sonra, en gibi bir vazifeyle geldiğimi anlattım. (Devamı var) MUHTAÇ VATADAġLARA YARDIM 20 Kasım 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 47 Muhtaç vatandaĢlara yardım etmeyi Ģiar edinmeliyiz. Yazımızın baĢlığını okurken mevzu bulamadığımız için rast gele konuĢtuğumuzu zannetmeyiniz. Dün, cidden acı ve vatandaĢlık vecibeleriyle kabili telif olmayan bir manzara gözümüze iliĢti. Kars Caddesi üzerinde Halfeli yolu sapağına varmadan üstü açık iki duvar arasında bir anne ile iki yaĢındaki çocuğunun feci halini maalesef üzülerek müĢahede ettik. Sutey adındaki bu kadıncağız kocası olmadığından barınacak yer bulamamıĢ ve soğukların Ģu dondurucu zamanında iki duvar arasında barınmak ümidiyle beklemektedir. Yani daha doğrusu, bu feci akıbete mahkum olmuĢtur. Bizim gibi, muhakkak bir çok vatandaĢlar ve belki belediye mensupları da bu yürekler acısı manzaraya Ģahit olmuĢtur. Manzarayı gören hemĢehrilerimi hissizlikle itham etmeyeceğim. Yalnız, insani vazifelerimizi yapmaya davet ediyorum. Bu iki canı soğuk, kıĢ, yokluk ve açlığın pençesinden kurtarmak Iğdır‟a içme suyu, elektrik getirmekten ve hatta belde faaliyetlerinden daha büyük bir vazifedir. Hamiyet sever Iğdır halkı ümit ederiz ki bu yoksulu bağrına basmak istemektedir. Fakat sayın belediyemizin teĢebbüs etmesi daha elzem ve faydalı olacaktır. Her Ģeyden evvel insani vazifemizi yapalım. TAġBURUN KOOPERATĠF SEÇĠMĠ BOZULDUĞU HALDE BĠRLĠK NĠÇĠN DĠRENĠYOR Bir müddet evvel yapılan PTS Kooperatifleri seçimi sırasında TaĢburun kooperatif kongresi veya genel kurul toplantısının kanunsuz yapıldığı iddiasıyla vuku bulan itiraz üzerine TaĢburun seçimi bakanlıkça iptal edilerek ilgili kooperatife tebliği edilmek üzere Iğdır PTSK Birliğine gönderilmiĢti. Kanunen Birliğin yapılacak tebligatı müteakip yeni seçime kadar eski yönetim kurulunu vazifeye davet etmesi icap ederken bu güne kadar gayri meĢru bir seçimle yeni idare kurulunun iĢe devam etmesi ortaklar arasında dedikodu ve Ģikayete yol aĢmıĢtır. Birlikten aldığımız malumata göre, eski veya yeni idare kurulunun iĢ yapacağı hakkında ihtilaf hasıl olduğundan keyfiyet Ticaret Bakanlığına arz edilmiĢ ve gelecek cevaba intizar edilmektedir. Diğer taraftan ortaklardan bir grupta Ticaret Bakanlığına çektikleri bir telgrafla bu kadar basit bir kanuni bedahet karĢısında tereddüt eden Birlik idarecilerini Ģikayet etmiĢ ve teessüf etmiĢlerdir. Ortaklardaki umumi kanaat Ģöyledir: Birlik idarecileri tarafgirlik yapmak için kanuna riayet etmediklerinden yeni seçimde müĢahit sıfatlarını reddedeceklerdir. MÜJDE MÜJDE TC Ziraat Bankası Iğdır Ģubesine saatli kumbaralar gelmiĢtir. Bu kumbaralara para atıldığı zaman kurulmakta ve bu suretle Ģahısları muntazaman tasarrufa davet etmektedir. Mevcudu az olduğundan bitmek üzeredir. Bu saatli kumbaralardan birisine sahip olmak için 150 liralık bir hesap açtırmak kafidir. Bu hesap emre amade olacak, hesap sahipleri istedikleri zaman para çekip yatıracaklardır. Aynı zamanda, her yüz elli lira için bir numara almak suretiyle ikramiyeye iĢtirak edeceklerdir. Kumbaraların zıyaı halinde yalnız bedeli olan 15 lira hesaptan kesilir. ĠLAN Makine ve motorun devamlı çalıĢmasını istiyorsan yağını Feyzullah Ġnan‟dan al! Petrol Ofisi Acentesi TÜRK MĠLLĠYETÇĠLER DERNEĞĠ BAġKAN VEKĠLĠ GELĠYOR Aldığımız habere göre Derneğin Ģube faaliyetlerini tefriĢ maksadıyla Türk Milliyetçiler Derneği Genel BaĢkan vekili Seyhan milletvekili ve Türkiye Köylü Partisi Genel BaĢkanı Prof. Remzi Oğuz Arık önümüzdeki günlerde ilçemize de teĢrif ederek Derneklilerle görüĢeceklerdir. Bu münasebetle son günlerde dedikodu mevzuu olan bayrak meselesinin de görüĢülüp tetkik edileceği tahmin edilmektedir. TEġEKKÜR EĢim Tamarya Yalçın‟ın doğumu sırasında, elde mevcut bütün imkan ve vasıtalarla çalıĢarak, bir doktorun yapabileceği iĢ fevkinde gayret ve faaliyet sarf eden Iğdır Memleket Hastanesi baĢtabibi ve doktor operatör Kâmil Akpınar‟a yakın alaka ve ideal bir doktora yakıĢır hareketinden dolayı teĢekkürlerimin sayın gazeteniz vasıtasıyla iblağını istirham ederim. Söğütlü Mahallesi Rıza Yalçın ARATANDA ACAĠP BĠR EVLENME HADĠSESĠ Birkaç ay evvel ilçenin BaĢköy bucağına bağlı Aratan köyünde vuku bulan acayip ve gülünç bir evlenme hadisesine bu gün muttali olduk. Bir müddet evvel Aratan köylü Aziz Güler adındaki Ģahıs arkadaĢlarıyla müĢavere ederek evlenme arzusunu izhar eder. ArkadaĢları da bir muziplik yapmak için, “Eyüp‟ün Karaköse‟de bir baldızı var, galiba köye gelmiĢ, iyi kadındır fırsatı kaçırmayalım., evlenmek istersen münasiptir” derler. Aziz itiraz etmez ve derhal teĢebbüse geçilerek, yanı köyden Abdullah Tek adındaki delikanlıya etraftan temin edilen birkaç ipekli entari giydirilerek güzel bir çarĢafa büründürülür. Usulen eline kına yakılarak Aziz Güler‟e teslim edilir. Gelin üç beĢ delikanlıdan ibaret düğün alayı ile bu köyden Kara Turan‟ın evine getirilince Aziz‟de heyecan ve neĢe son haddini bulmuĢtur. Fakat biraz sonra hadisenin tertip olduğu anlaĢılınca Aziz sükutu hayal içinde gerdek yerini terk eder, muzip tertipçiler de dağılır. Öğrendiğimize göre bu hadiseden müteessir olan Aziz Güler, yine erkek çıkar Ģüphesiyle Ģimdilik evlenme kararından vazgeçmiĢ. ALĠ IġIK MANĠFTURA MAĞAZASINDAN KUMAġ AġIRA ÇALGIÇI MAHKUM OLDU Ġki gün evvel, tüccardan manifaturacı Ali IĢık‟ın mağazasından bir top kumaĢ aĢırırken suçüstü yakalanıp adliyeye sevk edilen Erhacı köylü Kerem Kaya, Asliye ceza yargıçlığınca 7 ay 15 gün hapis cezasına mahkum edilmiĢ ve derhal tevkif edilmiĢtir. Suçlu cezaevine götürülürken memnun bir ifade ile “Hakimlerin canı sağ olsun, benim için düğün demektir” beyanında bulunmuĢtur. BELEDĠYEMĠZ ÇALIġIYOR Beldede belediye faaliyetleri hakkında dün, fikrine ve malumatına müracaat ettiğimiz sayın Ali Ural, bize çalıĢmaları hakkında Ģu izahatı vermiĢtir: Kasabanın içme suyu davası halledilmek üzeredir. Ġç Ģebekenin tamamlanmasına çalıĢılmaktadır. Ana caddelere kıĢtan evvel su vermek için Ģebekenin 8 kilometrelik kısmı 20 güne kadar tamamlanmıĢ olacaktır. Mütebakisinin önümüzdeki yaz mevsimi içinde tamamlanması mümkün olacaktır. Halen, kasabanın elektrik ihtiyacını karĢılayabilecek bir durumdayız. Göçmen mahallelerine de elektrik vermek için mevcut tasarımızı Ģimdilik geri bırakmak fikrindeyiz. Zira, Tuzluca ve Iğdır arasındaki Çinçevat suyu üzerinde kurulması mutasavver olan hidro elektrik tesislerinin yapılması tahakkuk etmiĢtir. Yapılan projeleri kabul eden Ġller Bankası bize mevcut fondan yardım edecektir. Bu suretle elde edileceği tespit edilen 750 kilovatlık enerji yalnız Tuzluca ve Iğdır kasabalarını değil bütün zirai, sanayi müessese ve fabrikaları da besleyecek ve ayrıca yakın köylerin de tenviri mümkün olacaktır. Kasaba içinde greyder ile tesviye edilen yolların kumlanmasına elimizde mevcut bir römorklu ferguson traktörle devam edilmektedir. Yalnız, kasaba içi içme suyu Ģebekesinin tesisi için, yapılan buru yuvaları yolları ve ana caddeyi bozmuĢ ise de, borular serildikten sonra derhal kapatılıp kumlanacaktır. Sinema binası hizmete daha elveriĢli bir Ģekilde tamir edilmiĢtir. Ġlk fırsatta bahçe içinde iki katlı bir lokanta ve otel inĢasını düĢünüyoruz. Bu Ģekilde Iğdır‟ın otel ihtiyacı giderilecek kanaatindeyiz. TALINLI HÜSEYĠN HAN VEFAT ETTĠ 21 Kasım 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 48 Iğdır Pamuk Tarım SatıĢ Kooperatifleri Birliği murakıbı Talınlı PaĢa Han oğlu Hüseyin Han dün gece yarısından sonra kalp sektesinden vefat etmiĢtir. Merhum, gayet asil ve temiz bir ailedendir. Bu gün milli hudutlar haricinde kalan Talın hanlarından olup bütün hayatı milli mücadelede geçmiĢtir. Henüz pek genç olduğu bir sırada muhacir olarak Kars‟a gelmiĢ ve o zaman Kars‟ta baĢlayan Milli ġura hareketine iĢtirak etmiĢtir. KuruluĢun ilk günlerinde kaymakam olarak Kızılçakçak civarına gönderilen Hüseyin Han, kısa bir müddet zarfında buradaki milli kuvvetleri bir araya toplamaya muvaffak olmuĢ ve devamlı çalıĢmalarıyla Kızılçakçak cephesini müstahkem bir hale getirmiĢti. Milli ġuranın Ġngiliz askeri komutanlığı tarafından lağvını müteakip kurucuların Malta‟ya sürülmesi üzerine, iki gün sonra Hüseyin Han da tevkif edilerek Batum‟a gönderilmiĢti. Batum‟dan bir müddet sonra kaçmaya muvaffak olan Talınlı tekrar Kars‟a gelerek mücadeleye devam etti. Merhum Talınlı Kars‟ta daima sevildi ve sayıldı. Cumhuriyetin kuruluĢundan sonra uzun müddet Kars Halkevi baĢkanlığı, il genel meclis üyeliği ve daimi komisyon üyelikleri vazifelerini ciddiyetle ifa etti. Son zamanlarda kendisinde baĢ gösteren kalp hastalığı dolayısıyla Iğdır‟ı tercih ederek Iğdır Pamuk Tarım SatıĢ Kooperatifleri Birliğine Ticaret Bakanlığı murakıbı olarak atandı. Iğdır‟da kaldığı müddetçe, büyük ve küçük herkesin hürmetini kazanan Talınlı Hüseyin Han hiç Ģüphe yoktur ki Kars‟ın en aziz ve kıymetli evladı olarak daima kalbimizde kalacaktır. Nur içinde yatsın. Merhumun Kars‟taki akraba ve ailesine telgrafla haber verildiğinden, cenaze bugün saat 15‟de Kars‟tan gelecek akrabalarının da iĢtirakiyle kaldırılacaktır. Iğdırlıların bu aziz Ölüye karĢı son vazifelerini de layıkıyla yapacakları tabiidir. Bütün Iğdır adına Talınlı ailesine baĢsağlığı dileriz. ġĠĠR KÖġESĠ ġirin Iğdırım Ġbrahim Sever O kadar güzel ki, bahçesi bağı, Milyarlar kazançlı, mümbit toprağı, ġeftali, üzümü, servet kaynağı, EĢsiz bir diyardır, yeĢil Iğdır‟ım, Pamuğu destandır, bütün dillere, Pirinci el be el gider ellere, Kavunu, karpuzu döner sellere, Ağustos, temmuzda Ģirin Iğdır‟ın. Eriği Ģekerdir, kaysısı baldır, Armudu, elması emsalsiz kârdır, Hububat kaynağı, eĢsiz diyardır, Tadına doyulmaz güzel Iğdır‟ın. ÇeĢitli çiçeği, rengârenk açar, Bülbüller avazla, neĢeler saçar, Semada her türlü kuĢları uçar, KıĢı bahar gibi geçer Iğdır‟ın. Susamı, zeyreği, hadden aĢıyor, Mısıra, gerçeğe göz kamaĢıyor, Kars‟ı, Beyazıt‟ı vira taĢıyor, Iğde, soğanını kıĢın Iğdır‟ın Ġbrahim Sever (Kars, 21.11. 1950) DĠKKAT ... DĠKKAT... KumaĢ ... Pardüsö Almak isterseniz Cemalettin GüneĢ Pazarına buyurun Bol çeĢit iyi ve ucuz kalite DĠL GAZETESĠ Okuyucularının her türlü Ģikayet, yazı ve Ģiirlerini kabul eder. Gönderilen yazılar neĢredilsin edilmesin iade edilmez. TĠMUR TURANLI‟NIN CEVABI Veli Efendi, BaĢkasının ağzı ve kalemiyle yazılan mektubunuzu DĠL‟de okudum. Beni yazınızla tahrik etmek istiyorsunuz. Ekmeğinizle oynamak istemediğim için bendeki kutuyu açıp kötüyü söylemek istemiyorum. Efkarı umumiye kutu içinde bulunanları bizden daha iyi biliyor. Halen nasıl bir tenakuz içinde bulunduğunuzu gayet iyi biliyoruz. Memursunuz bize hizmetle mükellefsiniz. Bu vaziyetinize rağmen olgunluk bende kalsın. Kutuyu açmayacağım Veli efendi. BaĢköy Bucağında Timur Turanlı NAHCIVAN KURTULUġU 21 Kasım 1952 ġefi Öcal Yıl: 1 Sayı: 48 Iğdır‟ın kurtuluĢu münasebetiyle kurtuluĢ hareketi sırasındaki Nahcıvan ve bu Türk diyarının kurtuluĢuna temas etmek isterim. Türkiye‟den kaçan Ermeni kuvvetleri Ġran topraklarına vardıktan sonra Culfa yoluyla Nahcıvan‟a dayanmıĢ ve Ġran‟da yaptıkları gibi buradaki köyleri de harap etmeye baĢlamıĢ, diğer taraftan da Neyrem köyüne girmiĢlerdi. Neyrem köyü içinden geçen bir su, köyü ikiye ayırır. Ermeni baĢ kumandanı Antıranik idaresindeki kuvvetler köyü zorluyordu. O zaman Nahcıvan ve civarındaki kuvvetlere yani Azerbaycan kuvvetlerine Kelbayi Han ve Kelbayi Muhtar Bey kumanda ediyordu. Antıtanik Ermeni kuvvetleri Neyrem köyünü diğer Ermeni kuvvetleri de Nahcıvan‟ı top ateĢine tutmuĢlardı. Ġki ve üç gün devam eden Ģiddetli muharebeden sonra Neyremliler köyün yarısını Ermenilere bırakmak zorunda kaldılar. Durumun vahametini anlayan Bulgani Ġsmail atına binerek ġahtahtı civarında Hali Bey idaresindeki Türk kuvvetlerinden yardım dilenmeye koĢtu. Durumu Halil Bey‟e anlattı. Bu mert kumandan cebinden mendilini çıkararak dakikalarca ağladı. Göz yaĢlarını sildi ve Ġsmail Bey‟e hitaben, “Ġsmail Efendi, bana yalnız ve maalesef ġahtahtı köprüsünün muhafazası vazifesi verilmiĢtir. Emrimdeki kuvvetleri hiçbir suretle baĢka iĢte kullanmaya salahiyetim yoktur. Oradaki kardeĢ, bacı ve annelerimizin feci durumu beni müteessir etmiĢtir. Türk olarak Türk kardeĢlerimin zulme uğramasına asla tahammülüm yoktur. Müsaade edilirse biraz arkadaĢlarımla müĢavere etmek istiyorum” diyerek ayrıldı. Halil Bey arkadaĢlarının milli hislerine Ģöyle hitap etti: “ArkadaĢlar, Ģu anda bize yalnız ġahtahtı köprüsünün muhafazası vazifesi verilmiĢtir. Bunun haricinde muharebe etmeye veya baĢka tarafa gitmeye salahiyetimiz yoktur. Bizi buraya gönderdikleri sırada, „Kafkasya‟daki kardeĢlerinizi Ermeni ve Rus mezaliminden kurtarmaya gidiyorsunuz‟ demiĢlerdi. Bu gün sırası gelmiĢtir. Nahcıvan Ermenilerin iĢgali altındadır. Baba oğul, kardeĢ gözlerimizin ve kulaklarımızın dibinde süngüleniyor. Namusumuz düĢmanlarımızın eline geçmek üzeredir. Bu vaziyette ben tahammül edemem. Bana verilen vazifenin kutsiliğini bildiğim halde Nahcıvan‟ın Ģu durumu karĢısında yalnız baĢıma da kalsam oraya koĢmak ve kardeĢlerimle beraber ölmek arzusunu hissediyorum. Sizler serbestsiniz. Ġsterseniz burada kalır, isterseniz benimle beraber gelirsiniz” Bu heyecanlı müĢavere ve konuĢmalardan sonra bütün asker ve zabıtan bir ağızdan, “Biz de gideceğiz, namusumuzu ve kardeĢ canlarını düĢman elinde bırakamayız” diyerek Halil Bey‟e iĢtirak ettiler. Sonra Ġsmail Bey‟e dönerek, “Sen git Kelbayi Han ve Kelbayi Muhatar‟a selam söyle, harbe devam etsinler, ben gelir iĢtirak ederim” Diğer taraftan da askere hazırol emri verilmiĢti. Ġsmail derhal Nahcıvan‟a avdet etti. YüzbaĢı Halil Bey, Tuzla‟ya giden kısa yoldan Tuzla dağının baĢına top çıkararak iki üç top tuzla dağından Nahcıvan‟a aĢırılarak Noyram‟da bulunan Antranik kuvvetlerine ateĢ ettirildi. Bu suretle Halil Bey idaresindeki kuvvetler fiilen muhabereye iĢtirak etti. ARKANIZDAN Turgut Sungar 23 Kasım 1952 Yıl: 1 Sayı: 50 (Bu yazı Hüseyin Han Talınlı’nın vefatı nedeniyle kaleme alınmıĢtır. Mücahit) Size, Iğdırlıların lisanından hitap ediyorum. Ömrünüz; hayatı, bir sürü manasız ve süflü kuvvetlerin terkibi gibi anlayanlar için ne kati bir tekzipti. Ölümünüz ise, mefkurenin ebediyetine ne büyük Ģahittir. Biraz evvel, aziz naĢınızı Kars‟a nakledebilmek üzere, omuzlarımızdan indirirken bizden madden ayrılmanın hüznü içinde hepimizin gözü yaĢlı, gönlü mahzun idi. Sonbaharın olgun ve renksiz gülleriyle süslü tabutunuzu taĢırken, ölümün ne kadar insafsız ve acı olduğunu bir kere daha anladık. Gurbette öldüm diye asla ruhunuz muazzep olmasın. Müsterih uyuyun. Bütün Iğdırlılar, vakitsiz ölümünüzden büyük bir ıstırap duyuyor. Hepimiz, arkanızdan ağladık, ağlıyoruz. Sizi mesut bir tesadüf neticesinde tanımıĢtım. Ġnsana emniyet telkin eden Ģahsiyetiniz, olgunluğunuz ve kültürünüzle pek kısa bir zamanda Iğdır ve Iğdırlıları teĢhir edip kendinize bağladınız. Siz vatanperver ve vazifeĢinaslığınızla bir sembolsünüz. Sizi tarif edemem ve anlatamam. Gönül isterdi ki Hint filozofu Tagor‟un kalem kudretine sahip olarak, sizin için dile getiremediğim his ve düĢüncelerimi yazabilmek imkanı hasıl olsaydı. Ruhunuz Ģad, yeriniz cennet olsun! Ziya Gökalp‟ın dediği gibi, “Fertler fani, milletler ise sırrı ebediyete mahzardırlar” Aziz Ölü! Manevi huzurunuzda son saygı vazifemi yapmak için artık susuyorum. AHVALTI DP Mecit Hun 23 Kasım 1952 Yıl: 1 Sayı: 50 AHAVLATI DP Mecit Hun Ġnönü‟ye söymekle Narvız (Gündoğdu) gibi bir kozmel, Kars‟ta baĢkan seçildi, keyfini saz eyledi. Ekinci çok haklıdır onu dıbızlamakla, Hele bize kalırsa biraz da az eyledi. Divanı haysiyetten Cengiz (Ekinci) alınca davet, O da Baykal (Fazıl) misali partiye naz eyledi. Kabahat ZerendeymiĢ, bu Erzurum dadaĢı, Cengiz‟i doĢapladı, Zeki‟yi (Aras) paz eyledi. Yazığ topal neylesin, sesi duyulmayınca, Ayhavar‟ı çıkarıp biraz avaz eyledi. Alaca‟yla (Ġsmail) ġükufe değirmen kurmak için, MarĢalın kesesini yonulmuĢ kaz eyledi. Narvız‟la bendeleri birazcık çalmak için, ĠĢi gücü bıraktı, partiyi saz eyledi. BaĢı düzelir balam, Tiryaki‟yle (Saffet) Hamza‟nın Doğrusu bu iĢere halkçılar haz eyledi. Geçiciler geçince Kars‟taki iktidara, Menderes Partisinin halin ayaz eyledi. DĠL GAZETESĠ Artık kapanmıĢ nazarıyla baktığımız son hadise dolayısıyla, gazetenin lütfen gösterdiği ilgiye bilhassa teĢekkür ederiz. Iğdır efkarı umumiyesini Ģerefle temsil ettiğine inandığımız DĠL‟in bu memlekete de daha fazla faydalı olması en samimi temennimizdir. Büyük davaların müteĢebbisleri her yerde ve her zaman büyük engelleri aĢmak zorunda kalmıĢlardır. Taktir ve tebriklerimizi sunmamıza müsaade buyrulması ricasıyla saygılarımızı sunarız. Türk Milliyetçiler Derneği Iğdır ġubesi BaĢkanı Celâl Açıkgöz TAVZĠH Sayın gazetenizin 20 Kasım 1952 tarihli sayısında Prof. R.O. Arık‟ın Iğdır‟a Türk Milliyetçiler Derneği ikinci baĢkanı sıfatıyla gelmekte olduğu yazılmıĢtır. Prof. Remzi Oğuz Arık T.M. Derneği umumi merkez Ģu zevattan müteĢekkildir: Isparta milletvekili Sait Bilgiç, Isparta milletvekili Dr. Tahsin Tola, Ali Uygun, Abdullah SavaĢçı, Necati Torun, Mehmet Antal. Iğdır‟a hareket ettiği bildirilen zat, genel merkez baĢkan vekili Ali Uygur‟dur. Keyfiyetin tavzihini istirham ederiz. Türk Milliyetçiler Derneği Iğdır ġubesi BaĢkanı Celal Açıkgöz KÖY YOLLARININ DURUMU ETRAFINDA SAYIN KAYMAKAMLIKTAN ĠZAHT BEKLĠYORUZ Muhitine bir hizmet yapmak gayesiyle intiĢar eden gazetemiz hiç Ģüphe yok ki ilk planda Iğdır‟ın dertleri ve ihtiyaçları ile ilgilenmek mecburiyetindedir. ġu sütunlarda, köy yollarının feci halini defalarca alakalılara duyurmaya çalıĢtık. Maalesef yetkili makamlardan bir hareket göremediğimiz gibi Iğdır köylüsünün ısrarlı Ģikayetlerinden de kurtulamıyoruz. Hele pamuk mahsulünün kasabaya nakli icap ettiği Ģu sırada yolların intizama konulmaması çok feci bir vaziyetin meydana gelmesine sebep olacaktır. Araba ve traktörlerin çalıĢmadığı bu yollarda muhakkak ki hayvan ve insan sırtıyla nakliye yapılacaktır. Sayın kaymakamlığın bu mevzuda vilayet makamının dikkatini çektiğini hatırlıyoruz. Yalnız nasıl bir cevap alındığı ve bu hususta ne gibi tedbirler düĢünüldüğünü bütün Iğdır köylüsü ve efkarı umumiye gibi gazetemiz de merak etmektedir. KıĢ mevsiminin geldiği Ģu sırada yolların derhal ele alınacağını iddia etmek biraz manasız olur. Fakat hiç olmazsa önümüzdeki yaz mevsimi için gerekli faaliyeti Ģimdiden tespit etmek ve bu arada bozuk bazı köprüleri mevsime bakmaksızın derhal tamir etmek iktiza edeceğine göre sayın kaymakamlık makamının bu hususta neler düĢündüğünü öğrenmek ve Iğdır efkarına arz etmek mecburiyetindeyiz. AHMET KUMTEPE CUMHURBAġKANINA HAKARETTEN MAHKEMEYE VERĠLDĠ Ġki gün evvel sarhoĢ bulunduğu bir sırada, Baykal‟ın gazinosuna gelen Ahmet Kumtepe‟nin yüksek sesle Reisicumhura aleni bir Ģekilde küfür ettiği iddiasıyla emniyetçe ifadesi alınarak mahkemeye verilmiĢtir. Her zaman baĢını düzettikten sonra, günün siyasi vaziyeti ve partiler mevzuunda fikir beyan eden Kel Ahmet bu defa da sayın CumhurbaĢkanına küfretmiĢ ise mahkemece tecziye edilecektir. Ancak, hakikat mahkeme sırasında anlaĢılacaktır. ÖĞRENCĠ ġĠĠRLERĠ Iğdır KurtuluĢu Nizamettin Onk Iğdırıma hain düĢman girmiĢti, Dertli gönlümüze ateĢ vermiĢtir, Hepimizi büyük bir yas almıĢtı, DüĢman çiğniyordu güzel Iğdır‟ı. Bugün Mehmet süngüsüne sarıldı, Türk Ordusu uzaklardan görüldü, Alçak düĢman süngü ile vuruldu, Budur kahramanlık, mertliğin sırrı. Canımız kurbandır sizin uğurda, ġahinler Iğdır‟ı yedirmez kurda, DüĢman ayak basar, nasıl olurda, Bırakırız bizim ezel Iğdır‟ı. On iki Kasımdır kurtuluĢ günü, Ey arkadaĢ asla unutma dünü, KurtuluĢtur bizim Iğdır düğünü, Bırakmam düĢmana güzel Iğdır‟ı. Nizamettin Onk Iğdır Ortaokulu Sınıf III No: 37 ANKARA HEYETĠ Mecit Hun 25 Kasım 1952 Yıl: 1 Sayı: 52 Dil Mıntıkasında Tetkiklerde Bulunmak Üzere Ankara’dan Bir Heyet Geldi. Bir üretmek çiftliği açılması kararlaĢtırılan Dil mıntıkasında gerekli tetkiklerde bulunmak üzere dün ilçemize Ankara‟dan bir heyet gelerek Dil‟e gitmiĢtir. Tarım Bakanlığı müsteĢarlarından Ġbrahim Sargut baĢkanlığında Ziraat Fakültesinden bir profesör, Tarım Bakanlığı Üretme Çiftlikleri genel müdürü, Erzurum ziraat müdürü, Erzurum tohum ıslah istasyonu müdürü ve Kars Ziraat Müdürü Ziya Ayrım‟dan müteĢekkil heyet tetkiklerine baĢlamıĢtır. Dil‟e giden bu heyete ilçe kaymakamı Albayrakoğlu ile ilçe tarım öğretmeni Ġdris Ataman refakat etmektedir. Mahallinde yapılmakta bulunan bu tetkiklerden sonra kati bir neticeye varılacaktır. HÜSEYĠN AYDIN‟DAN NEġRĠYATIMIZI TEYĠD EDEN BĠR MEKTUP ALDIK Kars caddesindeki kimsesiz kadıncağızın acıklı vaziyeti dolayısıyla yaptığımız neĢriyatı teyit eder mahiyette Demokrat Parti ilçe yazmanı Aydın‟dan bir mektup aldık. Aynen neĢrediyoruz: “Bu gün ben de Kars caddesinden geçerken ağlama sesi duydum. TaĢlık arasında ve açıkta bir anne ile bir ufak çocuğunu görünce, bu kırıcı soğuktaki hallerine taaccüp ettim. Kadın ağlayarak bana aynen Ģöyle söyledi: „Öteden beri yaz ve kıĢ halimiz budur. Barınacak yerimiz yoktur. Siz de merhamet yok mudur?‟ Doğrusu bu hale acıdım ve insani hislerimize yakıĢtıramadım. Durumu ne olursa olsun yardım etmekle mükellef olduğumuz bu iki fert için acaba belediyemiz ne düĢünüyor?” ASAYĠġ YĠNE BERKEMAL DEĞĠLDĠR ÖrüĢmüĢ köylüler Bendemurat köyüne silahlı baskın yaptı. Bendemurat köyü muhtarı Tacaddin Çelik‟ten aldığımız bir mektuba göre: “Bir ay evvel köyümüzden Hüseyin Iğdır‟dan gelirken ÖrüĢmüĢ köylülerinden Ġsa Ali ve Sertip YücebaĢ‟ın tecavüzüne uğramıĢ ve baĢı kırıldıktan sonra , eĢyalarıyla hayvanlarına ait çul ve sairesi gasp edilmiĢ ve bugüne kadar firar eden bu mütecavizler yakalanmamıĢtır. Bu arada Filit Çelik‟in kapısı kırılmıĢ, Mehmet Çelik‟in evinden bazı ev eĢyasının alınmasına teĢebbüs edilmiĢ ve Ali oğlu Abdurrhaman‟ın evine girilerek ev sahibi sopa ile dövülmüĢtür. Yağmacılık ve adam öldürme gayesiyle köyü saran bu mütecavizler grubu, köy bekçisinin silah sesleriyle yardıma gelen Zor köylülerinin müdahalesinden sonra çekilmek mecburiyetinde kalmıĢtır. Ġki seneden beri muttasıl bu hareketlerini temadi ettiren ÖrüĢmüĢ köylülerin bu durumunu umumi efkara arz etmenizi rica ederim.” Mektubun esaslı bazı parçalarını ihtiva eden bu muhtasar yazıdan acaba asayiĢin yerinde olduğunu iddia edebilir miyiz? AsayiĢ, mevzuuna temas edince, hatırıma bir geçmiĢ hadise geldi: Sayın ĠçiĢleri Bakanı Ethem Menderes Iğdır‟a teĢrif ettikleri sırada Demokrat Parti kodamanlarından Mehmet Gülten asayiĢsizlikten yapılan Ģikayetlerin tamamen uydurma ve muhalefetin tertibi olduğunu belirttikten sona, asayiĢ yerdedir, demiĢti. Ertesi gün Kars Bayındırlık Müdürü ile ÖrüĢmüĢ‟e giden Mehmet Gületn arkadaĢlarıyla birlikte iyi bir dayak yiyip tabancasını da kaptırdıktan sonra, ilçeye avdet ettiğinde, asayiĢten Ģikayete baĢladı. Hatta, Gülten Ankara‟ya gittiği sırada bu vaziyeti bizzat Ethem Menderes‟e Ģikayet etmiĢ. Demek ki, “asayiĢ berkameldir” diyenler dayak yemedikçe fikrimize iĢtirak etmeyeceklerdir. ġimdi asayiĢ amirlerine soralım: Bendemurat‟ta olan bu hadise asayiĢsizliğin en güzel bir örneği değil midir? Bu durum asayiĢ noksanlığından ileri geliyorsa bir tedbir alınması hususunda teĢebbüs edilmiyor mu? Eğer asayiĢle ilgili görülmüyor ve asayiĢin manasını bilmiyorsak bize, “asayiĢ” kelimesinin manasını niçin öğretmiyorlar? Sözde, ĠçiĢleri Bakanı sayın Ethem Menderes de asayiĢi kemale erdirmek için iki seyahat yaptı. Yazık... ġĠĠR KÖġESĠ Nurlara KavuĢanlar Iğdırlı Ġbrahim Sever (Kars 15.1. 1951) Kore semalarına yükselen Ģanınızla, Isırttınız dünyaya, parmak imanınızla, BirleĢikler övünsün, dökülen kanınızla, Dünyanın sulhu için nurlara kavuĢanlar. Ana yurtta kükreyen aslanlar gibi çıkıp, Kore diyarlarında ĢimĢekler gibi çakıp, Komünist Çinlilerin cesetlerini yakıp, Hak ile yeksan eden bize bahĢettin Ģanlar. Tarih övünsün sizin namınızla an be an, Komünistlere zaten misafir değil vicdan, Yüz binlerce Çinliye yarattığınız tufan, Sayınız dört bin beĢ yüz bunu görenler anlar. Türk varlığı ne demek, nasıl coĢar, Ģahlanır, Tanrısına sığınıp Tanrısını tek tanır, Onunla pençeleĢen aciz düĢman utanır, Hamlesini görerek çıkarınca figanlar. Müttefikler çekilip seni yalnız koyunca, Melekler hayran kaldı, gür naranı duyunca, AteĢe hedef için , tunç göğsünü soyunca, Sana esaret verdi, ruhundaki imanlar. Allah Allah diyerek süngü taktın yürüdün, Tarihlere Ģan verdin, aldın yaratandan ün, Bir avuç azlığınla yüz binleri püskürttün, Yardı cephelerini içindeki volkanla! Hey!.. Kore‟ye göğsünden akan kanın sahibi, Sen Tanrıya kavuĢtun buldun âlâ bir mevki, Nura gark olan ruhun anlıyor Ģimdi zevki, Bizse hüsran içinde bekliyoruz imkanlar. Bir gün çıksa da bizde, o lütfe mahzar olsa, Azgınlarla çarpıĢıp mevkiinizi bulsak, Sizin gibi Tanrının armağanını almak, Göğsümüze taktırsak, Ģafak renkli niĢanlar. Hey!.. Yaralı olarak sakatlanıp gelenler, Gazilik mevkiine Ģan Ģerefine erenler, Sizin eĢiniz artık biz değiliz erener, Sizi üstün eden Ģan döktüğünüz al kanlar. ĠLAN Radyo sahibi olmak hepimizin gayesidir. Filips, Siera, Veg radyolarının yegâne satıĢ Ģubesi Ali Yılmaz Kazancılı‟dır (Her türlü radyo levazımatı, radyo pilleri) TARIM BAKANLIĞI HEYETĠ AVDET ETTĠ 26 Kasım 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 53 DĠLDE TETKĠKLERDE BULUNMAK ÜZERE GELEN TARIM BAKANLIĞI HEYETĠ ANKARA‟YA AVDET ETTĠ Dil mıntıkasında bir üretme çiftliği açılması hususunda hükümetçe yapılan tetkik ve incelemeler iki gün evvel Iğdır‟a gelen heyetin çalıĢmalarıyla sona ermiĢtir. Bilindiği gibi, Dil‟de üretme çiftliğinin açılması hususunda icra vekilleri heyeti kararı mevcut ise de, keyfiyet mahalli tetkike muhtaç olduğundan gerekli çalıĢmalar gelecek seneye bırakılmıĢtı. Tarım Bakanlığı müsteĢarı, ziraat fakültesinden bir profesör, üretme çiftlikleri genel müdürü, Kars ve Erzurum tarım müdürleri ve Erzurum ıslah istasyonu müdüründen müteĢekkil heyet, tetkiklerinde müspet bir netice elde etmiĢlerdir. Iğdır‟da bir üretme çiftliğinin açılması bir çok noktalardan zirai ve iktisadi kalkınmamızın temeli olacaktır: Mevcut faaliyet projesine göre: 1. Iğdır, Kağızman ve Tuzluca ilçelerinin fidan ihtiyacını karĢılayacak derecede geniĢ bir fidanlık yapılacaktır 2. Pamuk ve hububat tohumlarının üretme ve ıslahı için bir tohum ıslah istasyonun kurulması mümkün olacaktır. 3. Gerek çiftlik ve gerekse yakın muhitteki zirai alet ve makineleri daima kontrol ve tamir edebilecek bir tamir atölyesi kurulacaktır. 4. Ġlçe ve civar muhitteki çocuklarımızın iĢ bulması temin edilecektir Bunlara ilaveten Iğdır, BaĢköy ve Dil yolunun derhal yapılmasına hükümetçe baĢlanacaktır. Tetkikler sırasında Dil Üretme Çiftliğinin açılabilmesi için Aras kenarında bir set inĢası zaruri görülmüĢ olduğu gibi sulamanın da Karasu‟dan yapılması daha uygun kanaat hasıl etmiĢtir. Dil Üretme Çiftliği Iğdır ve muhiti kadar bütün Doğu illerine her sahada faydalı bir eser olacaktır. Hükümeti bu hayırlı kararından dolayı tebrik ederiz. ġĠĠR KÖġESĠ Sizde ġeytanlı Bizde Ġman Töredi Döylekbaz (Mecit Hun) Ay havar!.. Ay DĠL emi gör nice devran töredi, Iğdır‟da taze, temiz bir nice vicdan töredi, Özleri cahil iken, tayin edirler gidiĢi, Bizlere herkese malum ve açık iç ve dıĢı, Herce Ģeyden çekiyorlar biliyorlar her iĢi, Ruhları hasta iken hepsi de lokman töredi. Bir zamanlar bazıları kıble numa oldu bütün, Bir zamanlar bir niçesi sapsarıca solda bütün, Bir zaman yal, sakalı döktü yere yoldu bütün, Koy desinler, kiĢiye bir yeni iman töredi. Ağamın keyfini sorsan göz atıp iĢ miĢine, Sayasan fiilini bir bir yüzüne peĢ peĢine, Diyesen hiçte utanma, bakuban geçmiĢine, Fitneliklerde dedende dahi HULKAN töredi. Azı halvette durup söymededir arkamıza, Erkek ister, çıka ak yüzle bizim karĢımıza, Soyun! Ey maskeyi bir dem bakalım farkımıza, Sizde Ģeytanlık oğul, bizde iman töredi. Ey güneĢten camalın gizleyerek gizli gezen, Bir Ģeyi bilmez iken kendini görme bileyen, Ey ağam sahte paĢam! Sen hele halvette bazen, Çok karıĢtırdın o merhır efehe Ģan töredi. Ġstiyirsen mi sayım fiilini baĢtan aĢağı, Baban olmuĢ ona eĢ ağabeyin sol kuĢağı, Milletin yüz karası (Gorkinnin) oldun uĢağı, O değil mi size bu gün bile destan töredi. Bana bak hey!.. Bu cemiyette senin yoktur iĢin, Biliyor gençlik, evet berke düĢüp yan çiziĢin, Meydana doğruca çık, bellice olsun duruĢun, Demiyiz ki, “süzeriz...” size meydan töredi. Bay bura! Söyle görek öttüğün ilham nerden, Bile bol bol keseden atmada irfan nereden, Sizde birdeb bire bu dalgalı volkan nereden, Yoksa sizlerde fikir behriyle umman töredi? Ta ezelden beri biz bağlıyız Bozkurdumuza, Can feda etmeye amadeyiz öz yurdumuza, Siz bütün kütleniz ürüyün ordumuza, Bakalım ki o zaman bir nice tufan töredi. Gül ve gülistan töredi, Misli debistan töredi, Bir yeni vicdan töredi, Her iĢi üryan töredi, Zahiri insan ama, Batıni sırtlan töredi. ÖRÜġMÜġ KÖYLÜLERĠ CEVAP VERĠYOR 26 Kasım 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 53 ÖrüĢmüĢ köylüleri cevap veriyor. Bahri Yıldız’ın cevabını neĢrediyoruz. Bendemurat köy muhtarının mektubuna istinaden dünkü sayımızda, “AsayiĢ yine de berkemal değildir” baĢlığı ile yazdığımız yazıya aldığımız cevabı aynen neĢrediyoruz. DĠL GAZETESĠ YAZI ĠġLERĠ MÜDÜRLÜĞÜNE Iğdır Sayın gazetenizin 25.11.1952 tarih ve 52 sayılı nüshasında Bendemurat muhtarının bir mektubuna atfen neĢriyata rast geldim. ġirin kazamızın naĢiri efkarı olan sayın gazetenize hakikat aĢağıda etraflıca arz edilmiĢtir. Efkârı umumiyeye duyurulmasını saygılarımla istirham ederim. 1. ġikayetçi 200 kiĢilik toplu bir kuvvetle köylerine baskın verdiğimizi beyan etmektedir. Nüfus kütüğüne göre, köyün yekün nüfusu kadın, çoluk, çocuk 150 dir. Bunun adedi Muçalıların ve Bendemuratlıların Ģerrinden Iğdır‟a ve baĢka köylere kaçmıĢ geriye 100 nüfus kalmıĢtır. 2. Baskın köyümüz tarafından vukua gelmemiĢ asıl Bendemuratlılar Muçalılardan temin ettikleri silahlar ile köyümüze ve sığır sürümüze baskın vermiĢ ve sürü içinden Abdullah Çetinkaya‟nın bir ineği ve Selim Yıldız‟ın bir tek tane olan öküzü gasp edilmiĢ ve gizlenmek için de Muça veya Zor köyüne sevk edilmiĢtir. 3. AsayiĢin tam korunamadığını ben de iddia ediyorum. Zira asayiĢ korunsaydı Muçalılar bizleri malan v canan tehlikeye maruz bırakıp bizden binlerce lira para ve hayvan ve eĢyayı 20 nci asırda haraç olarak alamazdılar. Neticeden Bendemuratlılr mallarımızı gasp edemezdiler. 4. ġikayet mektubunu gazetenize gönderen Taceddin‟in , Ģikayetin mealinden haberi yoktur. Zira yazılan her Ģeyi mührü ile temhir etmeyi bilen muhtar vaziyeti idare etmek maksadıyla otomat bir Ģekilde hareket ettirilmiĢtir. Muça ve Bendermuratlıların Ģerrinden Iğdır‟a sığınan ÖrüĢmüĢ köylü Bahri Yıldız DĠL Gazetesi: ġu iki mektubu da okuduktan sonra doğrusu asayiĢten Ģikayetçi olmamıza rağmen asayiĢçilere acıyoruz. Acaba gasp edilen inekle öküz hangi köye aittir.Ve hangi taraf haksızdır? Samimiyetle söyleyelim ki, bizde asayiĢi korumakla mükellef bir memur olsak Ģu durum karĢısında bir neticeye varamayacağız. O halde bu durumu neyle izah edelim. Bize göre, bugün ki demokrasi anlayıĢımız. YASAK BÖLGE HALKI HÜKÜMETTEN YARDIM GÖRECEK 5826 sayılı kanunun tatbik mevkiine girmesi üzerine, evvelce yasak olan köyler halkının tekrar kendi köylerine yerleĢtirilmeleri üzerine hükümetçe kendilerine lazım gelen iskan muaveneti yerine beher aileye 800 lirayı geçmemek üzere yardım yapılacaktır. Beyannamesini ilgili makama verip bu hakka müstahak görülenler verilecek olan yardım ve muavenetten istifade edeceklerdir. Bu muameleleri ikmal etmek üzere il iskan memuru Ahmet Tekirdağ tekrar Iğdır‟a gelmiĢ ve çalıĢmaların baĢlamıĢtır. KUNURĠ Hamza Mızrak 28 Kasım 1952 Yıl: 1 Sayı: 54 20nci asır Plevnesini mi öğrenmek istiyorsunuz. ĠĢte Kunuri. Yalnız bir farkla: Plevne‟nin kahraman müdafii, aldığı yaralarla Çarın huzuruna çıkarılmak bahtsızlığına uğramıĢtı. Kunuri kahramanları ise beĢte bir kayıplarına rağmen bir harika yaratmasını bildiler. Öyle bir harika ki ne Eisehower‟in tepkili uçakları bunu yapabilir ne de Artur‟un havsala almayan cesareti. Hatta, ne Majino ne Moltke planlarını suya düĢürmek için baĢvurulan tertipler... Bu harika bize hastır, bize has olacaktır. Ey Moskof ve uĢakları siz makineli tüfeğinize kılıcı ile saldıran Enver PaĢa‟yı ne çabuk unuttunuz? Rus alemini seneler hiçe sayan ġeyh ġami‟i Begün Hanım‟ı niye hatırlamadınız? Kore bizim eski menkıbelerin seslendiği yerdir. Kore ve Koreli senin kadar Bozkurtu da tanır. Ey Türk, sen ki zayıf Korelinin kurtarıcısın. Kaynarçayı bize imza ettirenlere elbet de düĢmansın. Kırım‟da, “Ġstanbul yolu buradan geçer” takını yazanları elbette bilirsin... Mustafa Kemal ordularını bekleyen Türk illeri muhakkak ki Anadolu Türkiye‟sinin yardımını beklemektedir. BaĢımdan büyük bir dert çekiyorum. Kan dökemiyorum,yaĢ döküyorum. ATOM, BAġINDAN BÜYÜK HALT KARIġTIRIYOR 28 Kasım 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 54 142 sayılı Atom paçavrasında, (gazete diyemeyeceğim, çünkü dini akidemiz ve milli varlıklarımızla istiskal ve istihza eden bir yayına ancak paçavra ismi verebilirim) muhterem Ġnönü‟yü “ruz-i mahĢer”de gösteren bir karikatür gözümüze iliĢti. Tahmin ederim ki, ahlaksızlığın en mükemmel bir eseri olan bu çizgileri bütün Türk efkarı da bizim gibi nefretle karĢılamıĢtır. Atom, evvela bu karikatürde Allah‟ı acayip bir Ģekilde çizgi ile temsil etmek ve sayın Bayar ile Menderesi de peygamber mertebesinde göstermek suretiyle dini akidelerimizle alay etmektedir. Saniyen, ömrünü millet hizmetinde geçirmiĢ ve senelerce Türk milletinin reisi cumhurluğunu ifa ederek bu günde Türk camiası ekseriyetini teĢkil eden siyasi bir partinin genel baĢkanını, daha doğrusu, tarihe mal olmuĢ milli bir değerimizi terzil ve tezyif etmekle siyasi ahlak ve karakterden mahrum olduğunu ortaya koymuĢtur. Bize göre, Türk reisi cumhuru sayın Bayar‟ı rezil etmeye çalıĢan Ġran gazeteleri ile milli değerlerimizi heder eden Atom paçavrası arasında gaye bakımından fark yoktur. Ġnönü‟nün Ģahsına gösterilen bu adiyane düĢmanlık, onu milletin gönlünde ve tarihinde ebedileĢtirecektir. Talat Sümer gibileri, Ġnönü‟yü taktir eden dünya basını ve O‟nu milli bir değer kabul eden Türk milletinden utanmalıdır. Temenni ederiz ki sayın Demokrat Parti erkanı kendi partilerini soysuz kalemlerin aleti olmaktan kurtarsın. Türk milletinin kadirĢinaslığı Ġnönü‟yü daima layık olduğu mevkide tutacaktır. MEHMET GÜLTEN CEVAP VERĠYOR DĠL Gazetesi Iğdır Üçüncü defadır, gazetenizde asayiĢin berkemal olduğunu iddia ettiğimi ve akabinde dayak yediğimi ve ondan sonra da (asayiĢin memlekette hüküm fermanı olmadığını) kabule mecbur kaldığımı yazdınız. Sustum. Nihayet 23.11.1952 tarih ve 90na varmaya 38 adet kalan sayın gazetenizde yine iĢi ele aldınız. Sayın ve çok kıymetli gazetenizin neĢir hayatındaki muvaffakiyeti en samimi arzumdur. NeĢriyatınıza cevap vermekten kendimi alamadığım için özür dilerim. Cevabımın hakkın sesini haykırdığına inandığım gazetenizin aynı sütununda neĢrini istirham ederim. ASAYĠġĠN BERDEVAM OLDUĞUNU YĠNE ĠDDĠA EDĠYORUM Mecit Bey, evet, asayiĢ Türkiye Cumhuriyetinin her tarafında halen ve çok Ģükür berdevamdır. Her fert mal ve canından emindir. Ancak asayiĢi bozanlar muhalefet neĢriyatını lisanen ve tahriren idare edenlerle demokrasinin manasını bilmeyenlerdir. Bu iki grup arasına “demokrasi” denen yavrunun büyümemesi için çırpınanlar da dahildir.Tahsilimin kıtlığı bakımından bunu Türkiye çapında izaha imkan yoktur. Yalnız kendi meselemi ele alarak asayiĢin tam olduğunu ve ancak yukarıdaki sebeplerle benimsenmediğini izaha çalıĢacağım: Gazetenizde yazdığınız gibi tabancam gasp edildi. 4 sene evvel ÖrüĢmüĢ köylü Sertip YücebaĢ Muça köylü Taceddin Öztürk‟ü öldürmüĢ Ģeriki cürmü ile 9 ar seneye mahkum olmuĢ ve 14 Mayıs affından bilistifade tahliye edilmiĢti. Vaka günü nafıa müdürü ile ÖrüĢmüĢ gittiğimizde Sertip‟in kardeĢi Hakko‟nun oğlu Ġsa YücebaĢ Bendermurat‟a gelen 30 kadar Muçalının tecavüzüne uğramıĢ ve kan gütme sebebiyle bekçi Ġsa‟yı taĢ, sopa ve türlü vasıtalarla öldürüyorlardı. Ben yüzde yüz gözümün önünde bir vatandaĢın öldürüldüğüne hükmederek her vatandaĢın yapacağı gibi son çareye baĢvuruyor ve haili olduğum tabanca ile havaya iki el ateĢ ediyorum. Bu suretle bir vatandaĢı ölümden ve 30 kiĢiyi ağır bir cürümden kurtarıyorum. Gözleri kızan mütecavizler bu defa dönerek beni arkadan kucaklayıp tabancamı elimden alıyorlar Mecid Bey, bunda demokrasinin ne kabahati var? Ben burada asayiĢin korunmadığına değil kütlenin cehaletine ve kan güdüldüğüne kaniiyim. Vakaya Ģahit olmamak için hadise mahallini terk eden sayın Nafıa Müdürüne kavuĢuyor, savcılığa müracaatım üzerine jandarma komutanı bizzat yazı makinesini alarak köye gidiyor ve tahkikat yapıyor. Bu hadise dolayısıyla bazıları, “Adam sende, asayiĢ ne arar ki... Adamcağızı dövdüler, silahı gasp edildi. Komutan suçlunun ayağına gidiyor. Hiç olmazsa suçlu karakola kadar zahmet ettirilmeliydi. “Suçlunun ifadesi ayağına gidilerek alınırsa kim ne yapmaz?” mealinde dedikodu yaptılar. Bu manada konuĢanlar da demokrasiyi bilmeyenlerdir. Zira sayın komutan mahallinde ifade almıĢ ve keyfiyeti tahkik etmiĢtir. Tahkikat hüsnüniyetle yapılmıĢsa suçlular er geç adaletin pençesindedir. Suiniyetle yapmıĢsa (katiye zannetmiyorum) demokrasi denilen yavrunun gıdasını kesmiĢtir. Bunda da suçu demokrasi rejiminde bulamazsın ya Mecid Bey? Her millette olduğu gibi, bizde de bir çok vukuatlar olmuĢtur. Gazete koleksiyonlarını karıĢtırıp bakarsınız, 27 senelik devirde günlük vukuatlar bugünkünden çok fazla idi. Yalnız arada bir nokta değiĢmiĢtir. Matbuat hürriyetinden mahrum olduğunuz için bu hadiseleri gazete sütunlarına değil sinenize yazıyordunuz. ĠĢte size “asayiĢin olmadığını” dedirten sebep budur. O halde asayiĢ yoksa, kabahat demokrasi rejiminde değil fertlerdedir. DP‟li Mehmet Gülten DĠL Gazetesi: Mehmet Gülten‟in mektubu hoĢumuza gittiği için uzunluğuna bakmadan neĢrettik. Birkaç noktada biz kendisinden soralım: Hatırladığımıza göre Bendemurat, ÖrüĢmüĢ ve Muça hikayesi çok eski olup müteaddit defalarda tekerrür etmiĢtir. Acaba, asayiĢi korumak için vazedilen cezai müeyyideler bir defasında layıkıyla tatbik edilseydi Muçalılar size ve nafıa müdürüne dayak atmak cesaretini gösterebilirler miydi? AsayiĢ yerinde ise siz gasp edildiğini iddia ettiğiniz tabancayı neden taĢımak lüzumunu hissediyordunuz? Bugün her evde ve hatta her fertte bir silahın mevcut olduğunu siz daha iyi biliyorsunuz. Can ve malımızdan emin isek silahlanmamızda ki maksat ve gaye nedir? Hükümet asayiĢi temin ettiğine kani ise yaralama ve katil hadiselerinin çoğalmasında birinci derecede amil olan silah bolluğuna niçin göz yumuyor ve neden tertip almaktan çekiniyor? Mehmetçiğim, 27 senelik devirde size tabanca ruhsatnamesi aylarca devam eden tahkikattan sonra müstahak görüldüğü taktirde verilirdi. Bugün hepimiz rovelverle geziyoruz. Bu kabahat sizin gibi demokrasi kahramanlarında ve demokrasi anlayıĢınızda değil de kimdedir? Bendemurat ve ÖrüĢmüĢ baskınlarında bahsedilen 200 silah Demokrat hükümetin nazarını niçin cep etmiyor? Matbuat habbeyi kubbe yapmıyor. Habbe kadar olanların silah taĢımasını asayiĢ babında kubbe telakki ediyor ki bu fikrimizin isabetli olduğu sonradan anlaĢılacaktır. MALATYA HADĠSESĠ 1 Aralık 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 57 Gazetelerden aldığımız malumata göre, Vatan Gazetesi sahibi Ahmet Emin Yalman‟a öldürme kastıyla tecavüz eden Ģebeke tespit edilmiĢ ve bunların Ġslam Demokrat Partisi üyeleri ve Büyük Doğuculardan oldukları anlaĢılmıĢtır. Ġslam Demokrat partisi bir müddet evvel mahkeme kararıyla kapatılmıĢ ve menfi ideolojilere hizmet ettiği sabit görüldüğünden faaliyetten men edilmiĢti. Büyük Doğu cemiyeti ise Necip Fazıl Kısakürek tarafından irticai Türkiye‟de hakim kılmak maksadıyla tertiplenmiĢ ve bugünkü iktidarın himayesine mahzar olmuĢ bir mazarrat yuvasıdır. Kötü fikirlerini yaymak üzere Necip Fazıl tarafından çıkarılan Büyük Doğu gazetesi (!) aylarca sayfalar dolusu resmi ilan alarak millet malıyla beslendi. Gazetenin sermayesi iktidarın baĢbakanı tarafından temin edildi. Ve nihayet ipi demir perde gerisinde bulunan Ġran‟daki Fedaiyanı Ġslam, Mısır‟daki Ġslam KardeĢler cemiyeti gibi aynı gaye ile hareket ederek Malatya‟da ilk meyvesini verdi. Katil, irticaın mümessili Büyük Doğu, mağdur fikir hürriyeti ve Türk basınıdır. Balıkesir ve Manisa‟da ilk hareketi yapan muzır zihniyet taĢıdığı maskeyi kısa bir müddet sonra Malatya‟da düĢürerek kendisin açığa çıkardı. Maalesef düĢen maskenin altından yalnız Büyük Doğu ve Sosyal Demokrat müritleri çıkmadı. Ne acıdır ki iktidarın her türlü baskı ve haksızlığıyla kapanmak mecburiyetinde kalan Kudretçiler yine milletlerine hizmette devam ederken hakiki Türk efkarını temsil eden gazetelerin resmi ilan hissesiyle kurulan Büyük Doğucular iktidarın gözleri önünde mukaddes halklarımıza kurĢun sıkıyor. ġĠĠR KÖġESĠ Mendedir Fazıl ġıktaĢ AĢık isen gel beru, aĢk bâdesi mendedir, Ġnanmazsan kulak ver, sazın sesi mendedir. ġeytana uyma balam bir gün seni azdırır, Kulak as, dinle meni Nuh suresi mendedir. Bir derde düçar isen, merak etme koĢ bana, Sıkılma söyleginen, dert devası mendedir. ġiir yazan çoğ imiĢ, ustadı men olmuĢam, Hünerli Ģairlerin kaidesi mendedir. Men halkı dıbızlamam, doğrusunu yazaram, Hakikatın doğrunun öz esası mendedir. Ne iĢim asıp kesmek kopreatif baresinde, Birliğe ortak oldum gınıĢksı mendedir. Bana lazım paradır, borçlu kesip üstümü, Min zehmet ödeyecem borç sevdası mendedir. Pamuğ bildir yüz ondu, imdi adı batıptır, Korkmayın arakadaĢlar pamuk ası mendedir. Yüz kilo pambığ verek bir ıraba tezeğe, Eğnimde palto yoğtur, titremesi mendedir. Ġki milyon zarar var, ağlamağa hak yok mu? Gıcır gıcır paranın boĢ kesesi mendedir. Ne güne kaldığ yarâb! Günahımız bağıĢla, Duvardan boylanmıĢam yar sevdası mendedir. AsayiĢ berkemaldir, üç yüz kiĢi toplandığ, Koçu olduğ, köy bastığ silah sesi mendedir. ĠĢittim Ankara‟dan heyet gelmiĢ tetkike, Lüzum yok. Asri çiftlik sevdalısı mendedir. BULANA MÜKÂFAT 1 Aralık 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 57 AĢağıdaki bilmecelerin hangi Ģahsa taalluk ettiğini çözüp gazetemize bildiren okuyucumuza gazetenin altı aylık abonesi parasız verilecektir. 1. Evvelce iki gözüm Sonra geçmedi sözüm Her meyve tatlı iken AcılaĢtı ağ üzüm. 2. Serbestiye bayılır, Neden sonra ayılır, Ġki iĢ birden yapar, Çifte memur sayılır. 3. Faka basmam ben, dedi, Güzel bir kazık yedi, Birinci taksitinde, Üç yüz faiz ödedi. 4. ġimdiden melek gibi, Çifte kızın sahibi, Beherine yüz toklu, DolduracakmıĢ cebi. 5. Kim dedi havar eyle, Tabanca gider böyle, AsayiĢ berkemalsa, Buyur bakana söyle. 6. Sineklere mat oldu, Merakından çok soldu, Bugünler yolcu imiĢ, Ġçime keder oldu. 7. ġimdilik iĢindedir, Gözü on bir bindedir, Ambardan kazanırsa, BaĢkanlık peĢindedir. 8. Belli olmaz kararı, Nefesinedir yararı, EĢref on beĢ verirse, Kapanacak zararı. 9. Merhametten yok eser, Durup durup ip keser, Kararsız rüzgâr gibi, Her gün bir yandan eser. 10. Sağı solu taĢladı, Dillere düĢtü adı, Siyaseti bırakıp, Bakkallığa baĢladı. 11. Fırıldağtır neĢesi, Kentte dolur kesesi, Makine bozulunca, Berbat olur neĢesi 12. Ġhtiyardır fakat cin, Hekimdir hin oğlu hin, Her derde deva imiĢ, Kısacası gripin. SITMA MÜCADELE BAġKANI GĠDĠYOR Emin bir kaynaktan aldığımız habere göre sıtma mücadele baĢkanı Agah Ülkü tayinen Zonguldak‟a gidecektir. BaĢkan tayin emrini tebellüğ eder etmez yeni memuriyet mahalline hareket edecektir. Diğer taraftan münhal bulunan merkez sıtma savaĢ tabipliğine de gerekli tayin yapılmıĢ olup 1951 yılı tıp fakültesi mezunlarından Vehbi BaĢkurt yakında görevine baĢlayacaktır. MERKEZ JANDARMA KOMUTANLIĞINA TAYĠN YAPILDI YüzbaĢı Rıza Toraman‟dan açılan Iğdır Jandarma Komutanlığına Tutak Jandarma Komutanı kıdemli YüzbaĢı Mustafa Aslan tayin edilmiĢtir. Yeni komutana baĢarılar temenni ederiz. CABBAR ÖZBA SARIKAMIġ‟A ATANDI Uzun zamandan beri kaymakamlık tahrirat katipliği görevinde bulunan sayın Cabbar Özba SarıkamıĢ‟a naklen tayin edilmiĢtir. Yakında yeni memuriyet mahalline gidecek olan Özba‟ya baĢarılarının devamın temenni ederiz. ĠLAN Iğdır nüfus memurluğundan aldığım nüfus cüzdanımı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü olmadığı ilan olunur. Külük köylü Hüseyin O. Ali ĠLAN Iğdır nüfus memurluğunda almıĢ olduğum nüfus kağıdımı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü olmadığı ilan olunur. Küllük köylü Hasan O. Ġbrahim Karatepe HAFTANIN YILDIZI Ġdris Ataman‟dan müĢavir ve zirai tetkik heyeti yemek masrafları mukabilinde belediyece alınan paraları kendisine iade edilecek. Kars‟taki geçici ile idare kurulu Cengiz‟in hatırı için vazifesinden ve hattı DP‟den istifa edecek. Bu suretle Cengiz Ekinci ile Fazıl Baykal tekrar partiye girmek imkanına kavuĢacaklardır. Abbas Çöllü ile Latif Aküzüm, Kars‟ a çivi çakılmadığı bahanesiyle DP‟den de istifa ederek bir daha siyasi partilere geçmemeye tövbe edeceklerdir. Bu hafta içinde pambığlar pula gideceğinden Ziraat Bankası bono sahiplerini protesto külfetinden kurtulacaktır. NURETTĠN KĠRMAN GELDĠ Siyasetten fayda görmeyen sayın DP ilçe idare kurulu baĢkanı Nurettin Kirman Ġstanbul‟dan tuhafiye ve bakkaliye eĢyası alarak iki gün evvel Iğdır‟a avdet etmiĢtir. Muhterem siyasi hayatta takip ettiği yolu ticarette de tatbik ederse vay Ġbrahim Emminin haline! PAMUĞA ALAKA YOK Birlikçe pamuğa tatbik edilecek avans baremi hemen hemen belli olduğu halde tüccar tarafından mubayaa mevzuunda hareket görülmemesi pamuk piyasasının fiyat noksanlığına rağmen çok hareketsiz geçeceği tahmin edilmektedir. ĠKTĠDARDAKĠ ZĠHNĠYET 2 Aralık 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 58 Balıkesir ve Manisa hadiselerinden sonra Malatya‟daki suikast hadisesi zihinleri yeniden kurcaladı. Cumhuriyet Halk Partisi genel baĢkanı Ġsmet Ġnönü‟yü Balıkesir‟e sokmamak için bazı cahillerin silahlı mukavemetini alelade bir hadise olarak kabul edenler Malatya hadisesinden sonra bu fikirlerinden rücu ederek siyasi saik aramak mecburiyetinde kaldılar. Bilhassa bu hareketlerin mesulü kabul edilen iktidarın Balıkesir ve Manisa hadiseleri dolayısıyla meclise verilen önergeleri reddetmesi iktidarın mesuliyet derecesini bir kat daha artırmıĢtır. BaĢbakan Menderes‟in bahsettiği siyasi teminatın bir masaldan ibaret olduğu artık Türk efkârınca tereddütsüz kabul edilmiĢtir. Fikir hürriyeti ve hatta Menderes‟in Malatya kongresinde buyurduğu, “Ahmet Emin Bey biraz ölçülü ve insaflı hareket etsin” sözleri muvacehesinde tenkit hakkından bahsetmek saf dillik sayılır. Menderes ve arkadaĢları hayatı ucuzlatmak memleketi gül gülistanlık yapacaklarına dair yaptıkları vaatleri yerine getirmediler ama vaat etmedikleri halde siyasi teminatı fikir hürriyetini ve tenkit hakkını elimizden almaya teĢebbüs ediyorlar. Ne acı tenakuz... ġĠĠR KÖġESĠ Derler Dilsiz (Mecit Hun) Her sözde hisse ara aptallık yapma sakın, Büyüğüne hürmet et, biraz terbiye takın, Doğrulukla varılır, maksada uzak yakın, Allah‟ın iyi dostu, doğru ademdir derler. Her gün aĢını yiyen dost değildir seninle, Ġyi insan bulursun tecrübeyle temkinle, Dost görünen düĢmanı meclisi meyde dinle, Karakter ölçmek için iĢaret elzemdir derler. Hırsızlar Ģu devirde belki bulacak ikbal, Etrafına aldanma, doğrunun safında kal, Yıkılan yuvalardan, ocaklardan ibret al, Helal lokma bedene deva, merhemdir derler. ġerefini çiğneyip olma paraya alet, Elbiseyle, mevkiiyle ele geçmez asalet, Ġktidarın var ise yoksullara yardım et, Dilsiz, derdi anlatmak harcı kalemdir derler. Bizdedir Yolcuoğlu Asla elem çekme, beni dinleyin, RüĢvet yiyen bi imanlar bizdedir, Dalavere üstadı, çiğit hırsızı, Pamuk yiyen kahramanlar bizdedir. Bizdedir, milletin ağacın kesen, Bizdedir, ekilip partiden küsen, Sende sevilirsin birazcık yesen, Bardan çalan pehlivanlar bizdedir. Bizdedir yobazlık hırkası giyen, Bizdedir tahsilat parası yiyen, Bizdedir hırsızlık helaldir diyen, FiĢ kesmek için fermanlar bizdedir. Bizdedir baĢkanlık hayal eyliyen, Bizdedir özünü eyal eyliyen, Ortağın ağzını çuval eyliyen, Çörek tutup ağlıyanlar bizdedir. Bizdedir fuzuli makama haiz, Bizdedir amirler icradan aciz, Bizdeki hocalar edemez vaiz, Melanetle iĢ yapanlar bizdedir. TERBĠYE MESELESĠ 2 Aralık 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 58 Dün methini çok duyduğumuz FATO filmini görmeye Aras sinemasına gittik. Filmin devam ettiği bir iki saatlik müddet içinde neler görmedik. Islık çalanlar, ağıza alınmayacak lakırdılarla birbirine yüksek sesle küfredenler ön sıralardan dönüp arkaya bakarak locadaki aileleri rahatsız edenler, filmin muhtelif sahnelerinde yuhalayanlar, neler neler... Belediyenin sigara içme yasağına rağmen seyircilerden salonda sigara içmeyeni bulamazsınız. Bu ahlaksızlığı ne ile izah edelim? Bize göre belediyede kabahat bulmaya imkan yoktur. O halde kabahati aile terbiyesinde bulmak icap eder. Hepimiz, çocuklarımızdan gördüğümüz hatalara kıymet verir ve onlarla meĢgul olursak bu kötü durumların olamayacağı tabiidir. YENĠ TEKEL MEMURUMUZ GELDĠ Tekel memuru sayın Arif Bilgin‟in Patnos‟a naklen gitmesi üzerine münhal kalan Iğdır tekel memurluğuna Patnos tekel memuru Fethi Kırtıl atanmıĢ ve görevine baĢlamıĢtır. Halef ve selef tekelcilere yeni memuriyet mahallerinde baĢarılar temenni ederiz. DĠREĞE ÇARPTILAR Aldığımız habere göre 29 Kasım günü 35 Bayburt plaka sayılı kamyon Melekli caddesinde ve hastane karĢısında bir elektrik direğine çarparak direği hasara uğratmıĢ olduğundan belediyece cezalandırılmıĢtır. Dün akĢamüzeri de 18 plaka sayılı Rize kamyonu bir geçiĢ esnasında Kars caddesi üzerindeki bir direğe çarparak hasara sebebiyet vermiĢtir. Kanaatimize göre belediyemizin direk bedeli kadar taktir ettiği cezalar bu hadiselerin tekerrürüne mani olamayacağından daha müessif hadiseleri önceden önlemek için daha Ģiddetli tedbirlerin alınması ammenin menfaatine olacaktır. TANIDIĞIM HALK ġAĠRLERĠ Ramiz Özler 2 Aralık 1952 Yıl: 1 Sayı: 58 ZÜLÂLĠ Zülâli‟nin asıl adı Ġsrafil, soyadı Deprem‟dir. Kars‟ın Cılavuz nahiyesi Ġncesu köyünde 1936 yılında dünyaya gelmiĢtir. Babası Süleyman Ağa adında bir köylüdür. Zülali 12 yaĢında Ģiir söylemeye baĢlamıĢ, annesine: “Ana, bana bade verildi. Babama söyle bana bir saz alsın” demiĢ. Annesi önce Zülali‟nin sözlerine inanmamıĢ ve alay ederek: “Oğul, seni doğdum tezden beliyim, BaĢına kül eliyim, Hakiki hak vergisidi, Seninki ise ahmak vergisi,” demiĢse de sonra Zülali‟ye hakikatten ilham geldiği anlaĢılmıĢtır. Tek genç yaĢta olmakla istikbal için kuvvetli ümitler seziliyor. Kafiye ve deyiĢ bakımından güzel buluĢları vardır. ġiirlerinde vezin hatasına diğer halk Ģairlerine nazaran daha sık rastlanırsa da zamanla telafisi muhakkaktır. 1948 de ilk söylediği Ģiir çok güzel. Tarih kırk sekiz, on iki yaĢında, Göründü gözüme iĢ birer birer, Gündüz hayalimde gece düĢümde, Döktüm gözlerinden yaĢ birer birer Ulu haktan bu inayet gelince, YeĢil yapraktan üç ayet gelince, Okuyup elif ismini görünce, Göründü gözüme düĢ birer birer Okudum harfında vardı bir kaf, O yerden aldım hicranlı türap, Sordum ismin dediler pün han Arap Cam oldu baĢıma iĢ birer birer ġair Zülali‟yem söylemem yalan, AĢk yıktı gönlümü eyledi viran, Bundan böyle yara kavuĢmak haram, Yazan böyle yazmıĢ tek birer birer. Zülali‟nin Ģöhreti kısa zamanda Doğuya yayılıyor. Bundan üç yıl önce, Kağızman‟da bir düğüne davet ediliyor. Zülali pek geç olduğundan dayısının refakatinde gidiyor. Düğün evinde Zülali‟yi çırak zannediyorlar. Köylüler dayısından türkü ricasında bulununca Zülali Ģu taĢlamayı söylüyor: Arz ettim geldim elinize, Ey gâvharı kâmlar merhaba, Hakkın ismi ezber oldu dilimize, HoĢ lisanlar merhaba. Girdim meclisinize, vardım elinize, Gayri bülbül konar gülünüze, Bir ayet okuyum vesmi halınıza Bilmeyen insanlara usta diyenler merhaba Zülali‟m bu meclise girince, Orada ustayı berkarar edince, Çırağa usta diyince, Her bilmez insanlara usta diyenler merhaba Zülali yarının en kuvvetli halk Ģairleri mertebesine ulaĢacak cevhere maliktir. Ġlk okul mezunudur. Sazına maharetle hakim ve sesi müsaittir. Köy kahve ve düğünlerinde yalnız kendi Ģiirlerini söyler. Her gittiği köyde hürmet ve sevgi kazanmıĢ günlerce misafir saklanmakta ısrar etmiĢlerse de Karakoyun köyünden memnun olmadığı Ģu beytinden anlaĢılıyor. BaĢköy ve TaĢburun‟dan olan memnuniyetini de izah eden beyit Ģudur. BaĢköy TaĢburun‟dan haĢa, Bu mahalda yoktu Karakoyun‟dan poĢa, Zülali ile TaĢburun‟da Sadık Bey‟in kahvesinde tanıĢtım. Onun Ģiirlik istidadını denemek için o günlerde vefat eden Ģair Elmas Yıldırım Bey için bir Ģiir söylemesini rica ettim. Bir iki dakika içinde yazmam için teklifte bulundu. Ġlim sahibiydim geldim dünyaya, Akıbetimiz bu ey yalan dünya, Varabilseydim cenneti alaya, Eyledin yüreğimi viran dünya. Dostlar mezarına taĢlar düzdüler, Bütün melekler cem olup yazdılar, Azrail ile beraber gezdiler, Bilmenem kimdi sende kalan dünya? Bu derdime derman eden de yoktur, Gurbet elde sabır kılan da yoktur, Azrailden möhlet alanda yoktur, Eyledin yüreğini talan dünya. Milliyetçi oldum dünya halında, Ezber oldum adın alem dilinde, Bir nesne açtın Kafkas elinde, Bir gelip, bir geçer Ģu yalan dünya. Kafkas ellerinden bir bayrak açtın, KardeĢ Türkiye‟ye dost deyi düĢtün, Dertli oldun kendi kendine ĢaĢtın, Bilmezsin ettiğin sen alem dünya. ġair Zülali‟yem bunu söyledim, O yerlerde çok da methin eyledim, Her gelene birkaç hane söyledim Yeksani (Ġslâm Erdener) Halk ve saz Ģairi Ġslam Erdener (Yeksanî) ile bir köy düğününde tanıĢtım. Bu olgun Ģairin ruha tesir eden ve dinleyicileri mest eden maharetle saz çalıĢı taktire Ģayandır. Köy düğünlerinde cemaatı (meclisi) güzel türkü ve uzun halk hikayeleri ile yorulmak bilmeden alaka çekici bir eda ile günlerce dinletebilecek bir maharete sahiptir. Sevdakar, Latif ġah, Köroğlu, Yahya Bey hikayelerini gayet mükemmel bilir. Ġslam Erdener 1337 (1921) yılında Kars‟ın Ladikars köyünde dünyaya gelmiĢtir. Babası Ġsa Ağa, Azerbaycan‟ın Gökçeli köyündendir. Ġslam Erdener, “dağlar” Ģiirinde: “Eslim Gökçeli idi, ġemseddin elli” mısraı ile de bunu açıklıyor. Yeksanî ilkokul mezunudur. Çıldırlı AĢık ġenlik‟in hayranlarındandır. Halk Ģairlerinden Hasta Kasım‟ı da sever. 1938‟de Ģairliğe baĢlıyor.Ġlk Ģiiri, “YatmıĢ idim hab-ı gaflet içinde” dir. En çok sevdiği “Dağlar” Ģiiridir. Tamını ilerde vereceğimiz 13 kıtalık Kore Destanının bu üç kıtası Ģairin milli duyguların en güzel bir eseridir. Gayet kuvvetli bir deyiĢ kudretini ihtiva eden bu üç kıta Ģöyle söylenmiĢtir. Gönüllü gittiler o din yoluna, Allah Allah getirdiler, Albay Celal Dora kendi beline, ġerefli sancağı sardı Kore‟de Yalçın sarp kayalar Türk‟e yol oldu, Kunuri meydanı kan ile doldu, Süngüsü kırıldı, kürekle çaldı, DüĢmanı taĢ ile vurdu Kore‟de. Böyle zafer gelmemiĢti aleme, Yazıldı tarihe geçti kaleme, Bütün dünya Mehmetçiğe selama, BaĢ eğuben karĢı durdu Kore‟de Kadınlar için söylediği Ģiirden de ki kıta almakla yetineceğim: EĢine, dostuna hak nasip etsin, Söylenen sözleri tutan garıyı, Belke akrep vursun, ilan tiĢdesin, Gocasınan evvel yatan garıyı Arasın derdine bulmasın çare, Eyyüp kimi salsın çismi ne nare Gul yanında olsun hem üzü gara, Öz evinden çalıp satan garıyı TaĢburunlular için söylediği güzelleme Ģairin en yeni Ģiirlerindendir. Iğdır kazasında bu nahiyenin, Her tarafta gayret adı söylenir, Ġsmi TaĢburun‟dur bu nahiyenin, ġöhret bulup, Ģan haberi söylenir. Müresseyi donanmayı elvan otlağı, Tema talatının tekke mutfağı, Ganimet surfalı ağır yığnağı, El içinde iftiharla söylenir. Ehalisi vardır, metanet babı, Çemçırah Ģövlalı hünkar mehleli, Cahallar el pençe büğüne tabi Her terefta ülkerleri söylenir. Kars‟a, Erzurum‟a salıptı bir ün, Iğdır kazasında izzeti üstün, ġıhlı Gıyas bey kimi günbegün, Terif çeken havadarı söylenir. Kendi aralarında bir aslanı var, Kızıl kuĢ payanlı zihni lâlızer, Ġsmi Halil Sıtkı ehli bafadar, Candan aziz Hulüskarı söylenir. Bu destanı beyan edin, her ele, Duysun Kars, Kağızman, Hoçuvan, Göle Sadık Bey kimi muhakkim kale, Bir zamanın bir ejderi söylenir. Ağababa ağanın Ģerefat namı, Matem, sahaveti alır meydanı, Her zaman olur bir kahramanı, Zamanın Ġskender‟i söylenir. ġAĠR ABBAS (1873-1950) ġair Abbas 1873 yılında Kars‟ın Digor nahiyesinin (DaĢnik) köyünde doğdu. Babasının adı Nazar‟dır. 14 yaĢında Ģiir söylemeye baĢladı. Okur yazarlığı yoktu. Fakat Arapça ve Farsça‟yı konuĢurdu. Hafızası çok kuvvetli idi. Genç iken söylediği Ģiirleri ihtiyarlığında da unutmazdı. ġair Abbas gençliğinde güzel saz çalarmıĢ. Son zamanlarda saz çalmayı bırakmıĢ ve geçimini köy düğünlerinde Ģiir söylemekle sağlıyordu. Çok yerler gezmiĢ ve bu arada Türkistan, Azerbaycan, Kafkasya ve Anadolu‟yu iyice dolaĢmıĢtı. 23 Mart 1950‟de 77 yaĢında vefat etti. Son 12 yılını Iğdır‟da geçirmiĢti. Merhumla 1944 yılında bir kahvede tanıĢtım. Çıldırlı AĢık ġenliği bağladığını iddia ediyorsa da Ģairin asıl kıymeti kendisinin iyi bir üsluba malik oluĢundadır. VatandaĢlar kimseden yok pakimiz, Kemal PaĢa gibi sultanımız var, Iğdır kazasının emniyetinde, Hüsnü (Bingöl)Efendi tek aslanımız var. Ġslam‟a susamıĢ birkaç irafiz, Hakkın kemendinde kendisi mapis, Destanı merhettti Abbas-ı Hafiz, Azeri, Türkistan vatanımız var. Enver PaĢa için söylediği methiye: Ġravan iline yen Enver PaĢa, Biz verek yolunda can Enver PaĢa, Zamane serdarı sen Enver PaĢa, Zamane serdarı seni deyirler. Müselman sevinir Enver Bey gelir, KoĢun kabağına kahraman gelir, Oynuyup yerinnen Ali Osman gelir, Kesin ona min kurbanı deyiller. Ermeniler belet oldu yollara, O gavurlar talan saldı onnara, EleĢkirt üküĢtü düĢtü yollara, Yesir oldu Müselman‟ı deyiller. Silah yoktu, biz götürek atıĢağ, AĢ darı Kafaza biz de garıĢağ, Lazım budu teğyeyinen danıĢağ, Zamane serdarı seni deyiller. DaĢnikli Abbas‟am göherkarıyam, Cevahir hırdarı dür me danıyam, Millet baresinde din kurbanıyam, Kesin O‟na min kurbanı deyiller. ġair Abbas‟ın “Gözelim ġanına” Ģiirini yazarken Ģiirin baĢ tarafına Ģu cümleyi de yazmamı istedi: “Güzelin Ģanına güzel destan yazmak vaciptir. Onun için bu destan bir güzelin Ģanına layık söyledik. Abbas Hakiki” Mahcemalin münebberdi geddin üroĢan güzel, Ġhtiyarın var baĢıma can sana gurban gözel, Müjganından oklanmıĢam tabibimsen çare kıl, El menim eteği senin aman el aman güzel!.. Güzel senin gözelliğin küllü Ġran‟da bulunmaz, Ne Urum da ne gavurda ne Afgan‟da bulunmaz, Ne Belhi ne Buhara ne Türkmen‟de bulunmaz, Tersa görse cemalini olar Müserman gözel. Gelen laĢlr kudretten gurulmuĢ yaya benzer, Debi ballı, siyah hallı cemalin aya benzer, Dudi dilli iĢge belli boyu minaye benzer, Goynun irizvan bahçesi zilfin ireyhan gözel. SERVET VURAL (CUNUN AġIK) Servet Vural 1920 yılında Ahıska‟nın Hırtıs köyünde doğdu. Babasının adı Halil‟dir. Evli ve iki çocuk babasıdır. 1933 yılında Türkiye‟ye iltica etti. 1948 yılından beri Iğdır‟da ikamet etmektedir. Servet, para kazanmak için Ģairlik yapmaz. Yalnız sanat aĢığıdır. Önceleri saz da çalan Ģair altı yıl evvel ilk ailesinin vefatından sonra saz çalmayı bıraktı. Iğdır‟da Servet‟e, “Cünun ÂĢık” veya “Kılıç” da derler. Duvarcı ustasıdır. Geçimini çalıĢmakla temin eder. ġair Abbas ve Deryâmi‟nin hayranıdır. Ġlk Ģiiri 13 yaĢında söylediği “Sevgi Üzerine” dir. Dinleyin ağalar, size söyleyim, YetmiĢ iki dertten baĢtır bu sevda, Yaktı vücudumu pervane teki kül etti, Bir eleman ateĢ olmuĢ sönmez bu sevda. Felek hisar çekmiĢ yolum açılmaz, Bend olup ayağım, golum açılmaz, Bir bülbülün, gonca gülüm açılmaz, Yazı gelmez tamam kıĢtır bu sevda. Beçare Servet‟im heddim çeker tel eyler, Akar çeĢmenin yaĢı iner sel eyler, Yakar yanuk Kerem teki kül eyler, Gören sanar bugün puĢdur bu sevda. ġair Servet Vural Iğdır‟da Zülai ile karĢılaĢıyor. Zülali Ģair Abbas‟ı bağladığını iddia etmesi Servet‟in gücüne gidiyor ve Ģu bağlama ile Zülali‟yi bağladığını söylüyor: Sana bildireyim çocuk edep erkânı, Gel girdi çıkmaz yoldan haber ver, Serinde bitireyim kara dikeni Gel girdi çıkmaz yoldan haber ver. Çocuk senin can bedenin dağladın, Dien yaĢı deryalarda çağladım, Etrafın kestirdim golun bağladım, Gel girdi, çıkmaz yoldan haber ver Erbabı da aĢkı bir hal kalmadı, Ġhtiyarlık serde mecal kalmadı, Kestirdim etrafın bir yol ğalmadı, Gene çıktı girmez yoldan haber ver. Servet Vural, Hırtıs‟tan ve akrabalarından ayrılırken gözyaĢlarıyla söylediği Ģiir: Hey ağalar bize gurbet göründü, EĢidenler eĢ yoldaĢım ağlasın, Yüklendi ber hanem çekildi göçüm, HelallaĢsın gohum gardaĢ ağlasın. Giderim gurbete ciğerim dağlı, Gohum, gardaĢ galdı kolları bağlı, Mayıl, Muğdet, Mehti hem emin oğlu, Her yada düĢende desin ağlasın. Çok Ģükürler olsun anlımdaki yazıma, Gırg olduk tozu yollar izine, Garip yerde kimse bakmaz sözüme, DolaĢtıkça garip baĢım ağlasın. Servet söyler bu sözleri derdinden, Selâm gelmez garlı dağlar ardınnan, Peder duysa yavrum göçmüĢ yurdumdan, Ruh dolansın mezar daĢı ağlasın. ÂġIK KASIM ġENLĠK Doğuda meĢhur Çıldırlı ġenliğin adını duymayan, birkaç Ģiirini ezbere bilmeyen var mı? ġenlik‟in oğlu ÂĢık Kasım‟ın methini duymuĢ fakat kendisini görmek nasip olmamıĢtı. 3 ġubat 1952 günü Kars‟tan posta arabasıyla Iğdır‟a geliyordum. Kötek‟te elinde sazı yaĢlıca bir halk Ģairi Ģoför mahallinde yanıma oturdu. Bir halk Ģairi ile yolculuk yapmak, sohbet etmek ne zevkli Ģeydir. ġairi selamladıktan sonra: “Nerelisin üstad?” “Çıldırlıyım” “AĢık ġenlik‟in oğlu musunuz?” “Beli” “Sizinle tanıĢtığıma çok memnun oldum. Üstad adınızı ve Ģöhretinizi çok duydum. Bu ne iyi isabet!” “ĠnĢallah yolculuğunuz Iğdır‟a mı?” “Pernavut‟a gedirem. Birkaç gün sonra Idir‟e gelecem. ġenlik‟in oğlu olduğumu nereden bildin?” “ „Sevdakâr‟ kitabında resminizi görmüĢtüm. Makine hareket etti. Tozlu ve bozuk düzen yollarda ilerliyoruz. Yolculardan biri Ģairden türkü söylemesini rica etti. ġair babasının , “Pireler” ve “Ölürken söylediği Ģiiri” ile baĢladı. Kasım ġenlik 1893 yılında Çıldır‟ın Suhara köyünde doğdu. Küçük yaĢta babasından Ģairlik dersi aldı. Ġlk Ģiirini 13 yaĢında söyledi. Okur yazarlığı yoktu. Babasının adını soyadı olarak almıĢtır. Geçimini söz ve sazıyla temin eder. Kars, Iğdır Tuzluca köylerinde bilhassa çok dolaĢır. Evli ve 4 çocuk babasıdır. Büyük oğlu Nuri değerli bir halk Ģairidir. Küçük oğlu Ġsmet‟i TaĢburun‟da (Yeksani) ile birlikte gördüm. O da yeni yetiĢiyor. AĢık Kasım 26 yaĢında iken babası ġenlik vefat ediyor. Halk Ģairlerinden Hasta Kasım ve ġair Abbas‟ı taktir eder. Ġrabat köyünde Ġsmail ağanın düğününde ġenlik mecliste saz çalıp türkü söylerken köyün ileri gelenleri ġenlik‟e oğlu Kasım‟la deyiĢmesini rica ediyorlar. ġenlik bu teklifi önce reddederek: “O getsin taylarıyla deyiĢsin. Onun bu mecliste yeri yoktur” diyorsa da ağaların ısrarı ile o zaman 12 yaĢında bulunan AĢık Kasım‟ı ortaya alarak baba ile oğulu karĢılaĢtırmaya muvaffak oluyorlar. BĠZDE MUHALEFET 3 Aralık 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 59 Çok partili demokrasi rejiminin tabii bir neticesi olarak, 14 Mayıs 1950 seçimleri sonunda 27 senelik iktidarı kaybeden CHP‟si hükümeti büyük bir vekar ile DP‟ye teslim etmekle siyasi olgunluğun en iyi bir örneğini vermiĢ ve dünya demokrasi alemine parmak ısırttırmıĢtı. Serbest ve dürüst bir seçim sonunda gösterilen bu siyasi olgunluk Türk milleti için hakiki bir iftihar vesilesi idi. Fakat, DP iktidarının acemi siyaseti, en iyimser düĢünen vatandaĢları dahi kısa bir zamanda kendisinden soğutmakla, demokrasimiz için beslediğimiz iyi ümitleri inkisara uğrattı. Türk camiasının yüzde 40‟ından fazlasını teĢkil eden muhalifler, sanki bu memleketin evladı değilmiĢ gibi kanunsuz muamelelere tabii tutuldular. Kendilerine her sahada müĢkülat gösterildi. Muhalefet kanun himayesi ve siyasi teminattan tecrit edildi. Velhasıl 14 Mayıs 1950‟de hayal ettiğimiz demokrasi idaresi Demokrat Parti Ģeflerinin takip ettiği siyasetle masal oldu. Demokrat Partinin her türlü baskı siyasetine rağmen bugün kuvvetli bir muhalefet vardır. Hatta DP iktidarına bütün Türk milleti muhaliftir. DP Ģeflerine sorarsanız muhalefet denen bir Ģey görmediklerinden bahsederler. Bizde muhalefet var sözlü soruları cevaplandırılmaz. Bizdeki muhalefetin teklif ve önergeleri Büyük Millet Meclisine gelmeden DP grubunda reddedilir. Muhalefet sözcüsü olan gazetelere kanuni hakkı olan resmi ilanlar verilmez ve muhalefetin susmasına çalıĢılır. Muhalefet miting ve toplantılarına sopalı, silahlı unsurlar sevk edilerek söz hürriyetine mani olunur. Muhalefet genel baĢkanları memleket içinde teminatlı seyahat edemezler. Ġktidar isterse tertipli müdahalelerle muhalefet genel baĢkanını Balıkesir‟e sokmayabilir. Bizdeki muhalefeti bertaraf etmek için hiçbir kanun devletinde görülmemiĢ usullerle kanun teklifleri yapılır. Bizde muhalefet her sahada iktidarın kanunsuz müdahalesi altındadır. Ġktidar isterse muhalefet baĢkanını yurt dıĢı sürebilir ve hatta Adnan Menderes‟e kalırsa iki satırlık bir kanun ile milletin yüzde 40 reyini alan muhalefet amme hizmetlerinden uzaklaĢtırılabilir. Bizdeki muhalefet ne söylerse söylesin iktidara göre yalandır. AsayiĢin olmadığını kendisi de bilir, fakat muhalefet tarafından ileri sürüldüğü için memleket için tehlikeli de olsa kıymet verilmez. Devlet radyosu iktidar partisinin propaganda organı imiĢ gibi baĢbakan ve bakanların propaganda nutuklarını yayarken, muhalefet partileri Büyük Millet Meclisinde dahi konuĢmaktan men edilir. ĠĢte bizdeki muhalefet bu Ģartlar altında çalıĢmaktadır. ġu durum karĢısında iktidarın bahsettiği demokrasi masal değil de nedir? ġĠĠR Eylediler Yolcuoğlu Siz Allah bir nazar kılın, kopratifi neylediler, Soyup soğana çevirip teni üryan eylediler. ġeytanlar yeyip ekildi, rahmanlar iĢten çekildi, Ortağın evi dikildi yahĢi talan eylediler. Aç gözlerin kıl bir nazar çiftçiler eder ahuzar, Cümle ettiler tarumar halka divan eylediler. Yazık satıĢın adına, bir yeten yok imdadına, Çoklar erdi muradına, billah devran eylediler. Kestiler kisb-ü kârını , kapattılar pazarını, Yıktılar yoğu varını, cümle viran eylediler. Eyleyin bir dem temaĢa bak seçim için savaĢa, Kaçırlar aĢa bozbaĢa, onlar ziyat eylediler. Evinde çörek olmayan, dizi yamasız kalmayan, Cığara pulu tapmayan orda sultan eylediler. Millet malı hazır çörek, zahmeti yok bizde girek, Oğruluğu bizde görek, bizi becnam eylediler. ĠLAN Traktör ve makine sahiplerine müjde... Elektirk ve oksijen kaynağı, makine tamiri, iyi iĢ Bu nimet ayağımıza gelmekle rüyamız gerçekleĢti (Hacı Kulem fabrikası, Osman ve Nadir Ustalar...) Bir Günlük Seyahatten Öğrendiklerimiz 6 Aralık 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 60 AsayiĢsizlikten zuhur etmiĢ günlük olaylara aĢina olmamıza rağmen, iki gün evvel gayet mübalağalı bir Ģekilde ĢiĢirilerek Iğdır‟a aks ettirilen bir yaralama vakası dolayısıyla Hıdırlı köyüne gitmemiz icap etmiĢti. Verilen ilk habere göre bizim belediyeci Bahri ÇavuĢ‟un kardeĢi Ahura‟dan Hıdırlı‟ya gelmekte iken Karahacılı köylü beĢ kiĢinin tecavüzüne uğramıĢ ve sol kaĢı üzerinden tehlikeli bir kurĢun yarası aldığından ölüm ihtimali varitmiĢ... AkĢam saat 7 sıralarında epey devam eden bir vur tut ve heyecandan sonra biz on üç kiĢi (uğurlu bir seyahate çıkmadığımız sayımızdan belli) sayımızın uğursuzluğu ile mütenasip bir Ģoför idaresindeki kamyonla TaĢburun yolunu tuttuk. Çamurlu yollardan ve iktidarımız sayesinde kısmen veya tamamen harap olan köprülerden geçtikçe Hicaz yolunu tutmuĢ hacılar gibi bir ağızdan “salavat” getiriyoruz. Haddizatında Ģu günlerde BaĢköy yolunda motorlu vasıta seyahati yapanlar yolcu değil canını diĢine almıĢ birer ahmak fedai sayılır. TaĢburun‟a salimen gideceğimizden hepimiz Ģüpheli idik. Nihayet korktuğumuz baĢımıza geldi. Arabamız çamurdan kaçayım derken çamura saplandı. ġimdi, on üç fedai arabayı iple çekmeye çalıĢıyoruz. Biraz devam eden bir gayretten sonra ip kopuyor ve hep beraber sırt üstü takla atıyoruz. (Ġpimizin kaymakam Albayrakoğlu tarafından kesildiğini zannetmeyiniz) Hasılı kamyon saplandığı çamurdan çıkarılamadığından seçime giden kooperatif ortakları gibi gece yarısından sonra çamur ve soğukta TaĢburun yolunu tutuyoruz. Bizdeki ilk heyecan geçmiĢ ve sohbet baĢka mecralara dökülmüĢtü. Ġsa Yiğit‟le Abdullah Armağan Birlik yönetim kurulu mevzuunda Ģiddetli bir münakaĢaya tutulmuĢ, Mecit Yılmaz‟la Ġsmail AktaĢ bir iki gün sonra yapılacak TaĢburun kooperatif seçimi neticelerini merak ediyor ve dertleĢiyorlar. Ben kooperatifin toplantı ilanını 4 defa neĢretmekten mahrum kaldığım için geldiğime piĢmanım. TaĢburun‟da Nesip Emminin kahvesine giriyoruz. Bizi gören köylüler seçim propagandasına geldiğimizi zannederek yatağından fırlayıp etrafımızı sarıyorlar. Birkaç kurna arkadaĢımız alaka toplamak ve iltifat görmek için iĢi piĢkinliğe vurarak geliĢimizin sebeplerinden bahsetmiyor. Rakip gruplar gece yarısından sonra faaliyete geçiyorlar. Nihayet temin ettiğimiz bir traktörle biraz sonra Hıdırlı yolunu tutunca maksadımız anlaĢılıyor. ġimdi ayını arkadaĢlar Hıdırlı yolundayız. Savak sularının doldurduğu yollarda çamurla haĢir neĢir olduktan sonra Hıdırlı‟ya varıyoruz. Ġlk iĢimiz yaralıyı ziyaret etmek oluyor. Ġlk haberler hilafına yaranın sopadan mütevellit olduğu ve tehlikeli olmasına rağmen biraz ümitli olduğu anlaĢılıyor. Geceyi Ġsa Yiğit‟in kaĢanesinde geçiriyoruz. Sabaha kadar devam eden çay faslı Ġsa Dayının Ģeker hurcunu yarıya indiriyor. Hasılı sabahın erken saatinde yaralı Iğdır‟a götürülürken biz dört arkadaĢ Adetli köyümüzde bir gece kalmak üzere avdet eden gruptan ayrılıyoruz. Daha köye ayak basmadan ikinci bir kavga... Bir köy ikiye ayrılmıĢ ve bir oğlak için kavga ediyor. Nedense bu köylerin mahluku kavgaya o kadar meraklıdır ki insanların bir birine girdiğini gören köy köpekleri de boğuĢmaktan geri kalmıyor. Hükümet korku ve otoritesinin asla girmediği bu havalide neler iĢitmiyoruz ki? Hırsızlık kavga gibi hadiseler tabii karĢılanıyor. Hazineyi maliyeye ait bulunan bu metruk yerlerde odun ve yakacak toplamaya gelenler birkaç açıkgöze adeta gümrük resmi veriyormuĢ gibi haraç vermeye mecbur tutuluyor. Daha doğrusu hükümet içinde hükümet gibi bir Ģey. Hasılı bu bir günlük seyahatten sonra asayiĢ ve hükümet otoritesinin asla mevcut olmadığını bir kere daha müĢahede ettikten maada yol ve köprülerimizin feci durumunu de görünce hükümet yerine hicap duyduk ve üzüldük. Tekzip edecek kabadayı varsa hodri meydan... IĞDIR‟DA AĞRI CEZA MAHKEMESĠ KURULUYOR Aldığımız inanılır bir habere göre, Iğdır da bir ağır ceza mahkemesi kurulması hususu hükümetçe takarrür etmiĢ ve gerekli hazırlıklara baĢlamıĢtır. Bu suretle Kars‟a 180 kilometre mesafede bulunan vatandaĢlar külfetten kurtulmuĢ olacaktır. PAMUK MUBAYAASI GECĠKECEK Türkiye borsalarında pamuk fiyatlarının çok düĢük olması sebebiyle alıcı bulamayan Iğdır pamuk müstahsilinin kötü durumu devam ederken Birlikçe de mubayaa için henüz bir karara varılamamıĢtır. Öğrendiğimize göre, Birlikçe pamuklara birinciye 55, ikinciye 45, üçüncüye 35 kuruĢ avans verilmesi niyeti münakaĢa edilmektedir. Diğer taraftan mubayaanın da TaĢburun seçimlerinden sonraya bırakılacağı tahmin edilmektedir. KAYMAKAM ALBAYRAKOĞLU‟NUN NAKLĠ TAHAKKUK EDĠYOR Aldığımız habere göre kaymakamımız Hakkı Albayrakoğlu‟nun Ardahan‟a aldırılacağı hususunda vilayetten yapılan bir iĢar üzerine Albayrakoğlu keyfiyeti tahkik zımnında Ankara‟daki akrabalarıyla muhabere etmektedir. Albayrakoğlu iki gün evvel Kars‟ta yapılmakta bulunan kaymakamlar toplantısına katılmak üzere vilayet gitmiĢtir. ĠTĠZAR 7 Aralık 1952 tarihinde icrasını kararlaĢtırdığımız oğlumuz Yusuf Yiğit‟in niĢan merasimi kendisinin ağır yaralı olarak hastanede yatması hasebiyle maalesef yapılamayacaktır. ġifahen veya davetiye ile bu günümüze davet edilen muhterem hemĢehrilerimden özür dileriz. Belediye zabıta memuru Bahri Yiğit GÜZEL IĞDIR 7 Aralık 1952 Hasan Karalar Yıl: 1 Sayı: 61 Uzun bir ayrılıktan sonra sana kavuĢtuğum için Ģevk içindeyim. Baharında bir genç kızın mesut çehresinin yaĢadığı Iğdır... Ağrı Dağının letafetini sinesine sığdıran hududun granit bekçilerini sinesinde besleyen Iğdır... ĠĢte, her karıĢ toprağında altun biten Iğdır‟ın bu inci kasabanın hangi duygularla inkiĢafı frenleniyor. Bilemiyoruz. Bildiğimiz yegâne nokta Ģudur: Iğdır ve civarı yıllarca düĢman çizmesi altında inlemiĢ ve onun zulmünden harap olmuĢtur. Fakat istirdattan sonra da amaç hizmetleriyle mükellef olanlar düĢman istilasının bıraktığı izi silememiĢ, millet ve hükümet arasında büyük gedikler girmiĢtir. Ġstirdattan sonra da bu güzel yurt parçası maalesef hükümetten üvey evlat muamelesi gördüğünden lazım gelen inkiĢafı görememiĢtir. Bir mesul bakanımızın ağzından Iğdır‟ın Çukurova muadili pamuk imal ettiğini duyuyoruz. O taktirde bu hakikati bilen hükümet Iğdır‟da bir iplik fabrikası açılması mevzuunda niçin hassas hareket etmiyor? Iğdır‟ın arka sokaklarında kulaklarımızı tırmalayan ciyrik uğultuları sahip ve maliklerinin yüzünde nikbinlik havası estiremiyor. Çünkü iĢlediği pamuk hakiki değeriyle müĢteri bulamıyor. Çünkü mahsulünü gönül rahatlığıyla satamayan Iğdırlı ıstırap içinde kıvranıyor. Iğdırlı kendi mahsulünü niçin bizzat iĢlemek ve değerlendirmek imkanlarına malik olmasın? Bu gün dolaĢtığım arka sokaklarda zahiri bir güzellik var. Kooperatif sultanlarının yıkılan koltukları bize ümit veriyor. Ortada bir tekamül bahis mevzuudur. Iğdır‟ı hükümetçe lazım gelen değer verildiği taktirde kısa zamanda (Altınova) ismini hakkedebilir. Bu taktirde Iğdır‟ın vilayet oluĢunu frenleyenlerin umarız ki yüzleri kızarır. Hürmetkâr cefakeĢ misafirperver Iğdırlının fazilet duygularını o kadar üstün gördüm ki tarife imkan göremiyorum. Gönül arzu eder ki hükümet politik mülahazalardan azade kalarak Iğdır‟ı değerlendirsin. DÜĞÜN EVĠNDE ASAYĠġ 7 Aralık 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 61 Dün gece Kasaplar sokağında Hüseyin Akın‟ın evinde yapılmakta bulunan düğün sırasında polisle yapılan bir münakaĢayı müteakip yüzlerce silah sesi bir anda etrafı sarmıĢ ve hadiseden haberdar olmayanları heyecanlandırmıĢtır. Bir arkadaĢımız vasıtasıyla tahkik ettirdiğimiz hadisenin mahiyeti Ģöyledir. Düğün evinde Ġbrahim ve Settar ismindeki iki genç, çalgıcı ile münakaĢa ederken polisin müdahalesine maruz kalmıĢ ve bu esnada etraftan meçhul kimseler tarafından yüze yakın mermi atılmıĢtır. Polisçe derhal araĢtırma yapılmıĢsa da kimse yakalanamamıĢtır. ġu kısa haberden çıkaracağınız neticeyi bilmiyoruz. Fakat bir düğün evinde ve bir anda yüze yakın mermi sesinin çıkması ve olayın da kasaba içinde polisin yanı baĢında cereyan etmesi asayiĢ ve hükümet otoritesinin hakim olmadığını açıkça izaha kafidir. MELEKLĠ CADDESĠNDEKĠ HADĠSE Dün Melekli caddesinde vuku bulan bir kavga neticesinde Gozey KuĢ ve Aslı Mercan adlarında iki kadın 7 Ģer gün iĢ ve güçlerinden kılacak derecede dövüĢmüĢlerdir. Zabıtaca derhal takibata giriĢilmiĢ ve sanık Mecit ile oğlu Tahir hakkında suçüstü tutanağı tanzim edilerek adliyeye tevdi edilmiĢtir. Bugün sanıkların yargılanacağı tahmin edilmektedir. TRAKTÖR SAHĠPLERĠNE MÜJDE Makinenin kırılan bir parçası için artık aylarca beklemeyeceksiniz. Oksijen ve elektrik kaynağı torna ve tamir iĢi en mükemmel ve sağlam iĢçilik... Bu vasıfların hepsini bir arada görmek istiyorsanız.. Osman ve Nadir Usta (Hacı Kulem fabrikası) adresine müracaat ediniz. BULMACA Geçen sayımızda yazdığımız bulmacaların doğru cevabını Cemalettin GüneĢ vermiĢtir. Altı aylık abonesi kendisine takdim edilmiĢtir. Bunları tanıyor musunuz? 1. Değirmenden kovuldu Sebze tüccarı oldu Ortaklık acısından, Saçın sakalın yoldu. 2. Keyfini etmez heder ĠĢler kaydaynan gider Ġdris‟in parasıyla, MüĢavir konak eder 3. Bir zaman pul ezerdi, Ġstanbul‟da gezerdi, Dokuz defadan sonra, Birazcık ara verdi. 4. Fena değildir keyfi, Oldu kopratif Ģefi Mezhebi belli olmaz, Hem ġafii hem Hanefi 5. Rey alan yandan bakar, Ağzının suyu akar, Geçici baĢkanlığı, Bizim EĢref‟i yakar. 6. Ġlan verir parasız NeĢrederiz arasız Onun mazıtı vardır BaĢ eğeriz çaresiz 7. Sineması bedava Pazar günü gider ava, Cepte muhabir kartı, OlmuĢ dertlere deva Cevaplarınızın muntazam bir kağıda yazılarak imzanız tahtında gönderilmesi rica olunur. HÜSEYĠN AYDIN‟IN MEKTUBU Kars caddesinde açıkta barınan kadıncağız ile iki yaĢındaki çocuğu hakkında hamiyete gelmemiz için çok söyledik. Fakat müessir olamıyoruz. Bu vatandaĢları niçin barındıramıyoruz? Bir kadının ne kabahati olabilir. Ġki yaĢında bir çocukla annesini dondurucu soğuk altında niçin ölüme mahkum ediyoruz? Sayın hemĢehrilerimizle ilgililerin bu mevzu ile yakından ilgilenmesini temenni ederiz. DP Ġlçe Yazmanı Hüseyin Aydın BĠLGĠÇ TASLAĞI ÖĞRETMEN 8 Aralık 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 62 Kendisini bilgiç addeden bir öğretmenimiz, çocuklarımıza ders arasında DĠL gazetesinden bahis açarak bizi kendi anlayıĢına göre tenkit etmiĢ. Gazete sütunları ve olgun muhitte fikirleri münakaĢadan aciz kalarak henüz ortaokul sıralarında bulunan talebeler nezdinde kendisine tefahür payı arayan bu bilgiç taslağını cevaplandırmak istemezdik. Fakat, yaptığı boĢboğazlığın bir çok bakımlardan hatalı olduğunu kendisine izah etmemiz gerekmektedir. Hocamız henüz fikri olgunluğa varmamıĢ olan çocuklarımıza DĠL gazetesi mevzuunda menfi telkinlerde bulunmaya çalıĢmakla: 1. Hakikatten ayrılarak hissi mütalaalarla çocuklarımızın reel görüĢ ve düĢünüĢlerine mani olmaktadır. 2. Çocukların okuma azmini ve fikri inkiĢafın temel amillerinden sayılan gazeteye karĢı temayüllerini frenlemiĢ olur. 3. Nihayet kendisinin olgun muhitteki aczini ve hocalıktaki beceriksizliğini ortaya koymuĢ bulunuyor. Gazetemiz Ģahsiyatla uğraĢmadığından Ģimdiye kadar kendisini bilgiç addeden bu arkadaĢ için bir mütalaada bulunmamıĢtır. Esasen muhit için fayda mülahaza ettiğimiz meseleler var iken kendisini bilmeyen bir fikir yoksulundan bahsetmek abestir. Yaptığımız neĢriyatı ve temas ettiğimiz davalar Ģahsını veya mesaisini alakadar etmediği halde hocamızın bu boĢboğazlığı acaba ne gibi bir maksada istinat eder? Temas ettiğimiz mevzular kendisini tatmin etmiyor ve okĢamıyorsa cevap versin. Zira, gazetemiz Ģahsi arzuya göre hareket etmek gayesinde değildir. Ġsminin gazeteciğimize geçmesini arzu ediyor ve bunu bir tefahür vesilesi sayıyorsa layık olmadığından buna da imkan yoktur. Gayesi bizi harcamak ve fikirlerimizi çürütmek ise olgun ve anlayıĢ kabiliyeti mevcut bir muhite çıkmak cesaretini göstersin. Bize göre bunların hiç birisi bilgiç taslağı hocamızı bu boĢboğazlığı yapmaya sevk etmemiĢtir. Hocamız gazeteciliğe de vakıf olduğunu çocuklarımıza telkin ve onunla övünmek için sadece ukalalık etmiĢtir. “ġecaat bahsedeyim derken merdi kıpti sir katın söyler” kabilinden galiba bizim hoca efendi bilgisiyle (?) övüneyim derken, baltayı taĢa vurduğunun farkında değil. DP‟DEN ĠSTĠFALAR Aldığımız kati bir habere göre Iğdır çevresindeki Demokrat Parti teĢkilatında yeni çözüntüler vuku bulmuĢ ve partililer toplu halde istifa ederek muhalefete geçmektedir. Henüz aleniyete dökülmemekle beraber birkaç gün evvel 600 kadar partilinin toplu bir Ģekilde istifalarını havi bir mektubu Kars il idare kuruluna gönderdikleri tespit edilmiĢtir. Ġstifa edenler, ilçede Demokrat Parti teĢkilatı bulunduğuna kani olmadıkları için istifanameyi ile göndermek mecburiyetinde kaldıklarını mektuplarında belirtmiĢlerdir. BOZULAN TAġBURUN SEÇĠMLERĠ YAPILIYOR Usulsüz yapıldığından dolayı ticaret bakanlığınca bozularak yeniden yapılması için iade edilen TaĢburun pamuk tarım satıĢ kooperatifi seçimleri hararetli bir safhaya girmiĢtir. Bir birine zıt gruplar Ģimdilik köyleri dolaĢmak, etek öpmek, deste düzeltmek ve ocağa düĢmekle meĢguldürler. Yarın ki içtimada ekseriyet hasıl olduğu taktirde seçim yapılacaktır. MUHTAR SEÇĠMLERĠ ġUBATTA Muhtar seçimlerinin yurdun her tarafında ġubat ayı içinde yapılacağı hususunda alınan hükümet kararı ilgililere tebliğ edilmiĢtir. Durumlarını yoklamak bakımından muhtar seçimlerine siyasi partilerce ehemmiyet verilmektedir. BĠRĠNCĠ BULMACAMIZIN MANZUM CEVABI Bilmeceli Ģiiri, TapmıĢam diri, diri, Hepsine iĢte cevap, ġimdi gelmiĢken yeri. Mebus Latif Aküzüm, Doğrudur benim sözüm, Diyor Demokrat oldum, Kalmadı Kars‟ta yüzüm. Ne keramet ne sırdır, Bu iĢte hisse vardır, Çifte iĢten dert yanan, Ġdris beyin payıdır. Traktörler kıralı, Faizinden yaralı, Ġmdi piĢman oluptu, Terzi Özgür buralı. Çift kızı büyüsün, Büyüsünde yürüsün, Savcı beyin kızları, Saçlarını sürüsün. Havar eyledi Memmet, PiĢtov bağladı Memmet, AsayiĢ berkemal mi? Deyip ağladı Memmet. Sinekleri mat etti, DövüĢerek alt etti, Agah Ülkü tayinen, Zonguladak‟a mı gitti? Ġhalesi on bir bin Ambar geniĢ sen de sin BaĢkanlıkta gözü var Tatlı dilli EĢref‟in. Merhameti yok desen, Durup durup ip kesen, Kaymakam Albayrak‟tır, Her gün bir yandan esen Sağı solu taĢladı, Demokrat alıĢladı, Nurettin Kirman dünen Bakkallığa baĢladı. Tutmadı fırıldağı, Dombaldamadı bığı, Aziz‟in Ģansı yokmuĢ, Kırıldı dizin bağı. Doktorcuğa deme cin, Hekimdir hinoğlu hin, Dertlere derman oldu, Ġsmi oldu gripin. TAġBURUN PTSK Seçimleri Yeniden Yapıldı 9 Aralık 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 63 Yapılan seçimler sonunda ufak bir farkla Ali Karasu grubu kazandı. Iğdır çapında ehemmiyet kesbeden TaĢburun Pamuk Tarım SatıĢ Kooperatifi genel kurulu dün ikinci toplantısını yaparak üye mevcudunun toplantıyı yapmaya müsait olduğunu tespit ettikten sonra evvelce Ticaret Bakanlığınca bozulan seçimleri yenilenmiĢtir. Bizzat mahallinde müĢahede ettiğimiz genel kurul içtimai ve seçimlerin seyri hakkında edindiğimiz intiba ve tespit ettiğimiz noksanlıkları Ģu Ģekilde hülasa edebiliriz. Toplantı mahalline giderken ilk nazar da bir çok noksan ve usulsüz vaziyetler gözden kaçmıyor ve mevzuata hakim bir insanın kolayca dikkatini çekiyordu. Evvela, cemiyetler kanununa göre yapılan ilanda toplantı mahalli olarak Tarım Kredi Kooperatifi önündeki meydan seçildiği halde ortakların jandarma karakolu bahçesinde toplanması usulsüzlüğün baĢlangıcı addedilebilir. Toplantıya iĢtirak eden ortak sayısının 933 olduğu tespit edildikten sonra kongre divanı seçimi yapıldı. Gürültü ve keĢmekeĢ içinde kongre baĢkanlığını Birlik yönetim kurulu üyesi ve bir evvelki seçimde TaĢburun yönetim kurulu baĢkanı seçilen Ali Karasu getirilmekle ikinci usulsüzlük yapılmıĢtı. Kongre divanı teĢekkül ettikten sonra derhal seçimlere baĢlandı. Milletvekili ve benzeri seçimlerden çok hararetli görünen bu seçimin ortaklar tarafından bir gaye olarak benimsenmediği ve muayyen Ģahıs veya grupların tahrik ve isteğine göre hareket edildiği açıkça anlaĢılıyordu. Bilhassa seçimden bir gece evvel bazı Ģahısların TaĢburun bucağı köylerine giderek ev ev dolaĢıp etek öpmeleri ve seçimle ilgileri bulunmadığı halde ortakları bir iki kiĢinin arzusuna göre harekete mecbur etmeleri tahrikçilerin Ģahsi menfaati hedef edinerek sinsi çalıĢtıklarını vazıh bir Ģekilde ispat ediyordu. Seçim esnasında, hastaları sırtla sandık baĢına taĢıma , sahte vekâletnameler tanzim etmek, henüz taraf tutmayan ortakları elden ele kaçırmaktan maada kanuni ve meĢru bir neticeye varmaya mani olan durumlarda kolayca müĢahede edilmiĢtir. Bu meyanda senelerce evvel ölmüĢ bulunan bazı ortaklar adına sandığa oy pusulası atılmıĢ ve yerlerine imza veya parmak basılmıĢtır. Seçimde gayet dürüst ve bitaraf hareket etmeye çalıĢan Ticaret Bakanlığı komiseri sayın Hakkı Albayrakoğlu indî bir mütalaa ile Karakoyun köyü ortaklarına ait vekaletnameleri reddetmekle büyük bir hata iĢlemiĢ ve seçimin neticesi üzerinde tamamen müessir olan bir vaziyetin husulüne sebep olmuĢtur. Bilindiği gibi kooperatif ana mukavelenamesine göre seçimlerde bir ortak vekaletname ile temsil edilebilir. Tanzim edilecek vekaletnamelerin muhtarın tasdikinden geçmesi Ģarttır. Karakoyun köyünden 41 ortağın hamil bulunduğu vekaletname bazı Karakoyun köylü ortakların vekaletnameleri muhtar tarafından tasdik edilmediği mütalaasıyla reddedilmiĢ ve sözde her iki tarafa da aynı Ģeklin tatbiki cihetine gidilmiĢtir ki bu vaziyet tamamen hatalı ve hatta kanunsuzdur. Zira, muhtar, vekaletnameleri huzurda tasdik etmeye mecbur olduğuna göre Karakoyun‟da kalan bir ortağın Ģuna veya buna vekalet verip vermediğini bilemeyeceğinden tasdike imkan yoktur. Diğer taraftan kanuni Ģekilde tanzim edilmiĢ 41 vekaletnamenin reddi, 41 ortağın sebepsiz yere hakkından ıskatı demektir. Esasen seçimin 34 oy farkıyla bir taraf aleyhine kaybedildiği nazara alınırsa, kanunen kullanılması Ģart olan bu 41 oy seçim neticesini bu tarafın lehine değiĢtirebilirdi. Bu sebeple dün yapılan TaĢburun seçimine meĢru bir gözle bakılmaz. Ġkinci ve mühim bir nokta daha var. Yazımın baĢında tasrih ettiğimiz gibi seçime 833 ortağın iĢtirak ettiği tespit edilmiĢtir. Bu sayıya sonradan kabul edilmeyen Karakoyun köylülerine ait 41 vekaletname ile muhtar tarafından tasdik edilmeyen 39 vekaletnamede dahil olduğuna göre seçime fiilen veya vekaleten 753 ortak iĢtirak etmiĢ demektir. Halbuki seçim sandığından 857 oy pusulası çıkmıĢ bulunması nazaran fazla zuhur eden 104 oy için bir sebep zikredilmemiĢtir. Hasılı çok hareketli ve alakalı geçen TaĢburun Pamuk Tarım SatıĢ Kooperatifi seçimi sayın kaymakamımızla, Birlik genel müdürünün bütün dikkatine rağmen istediğimiz Ģekilde cereyan etmemiĢ ve meĢru bir neticenin elde edilmesi kanaatimize göre temin edilememiĢtir. ġurasını da bitaraf bir mülahaza ile belirtmek isterim ki sayın Birlik genel müdürümüz taraf iltizam etmemekle ortaklar nezdinde gayet iyi bir intiba bırakmaya muvaffak olmuĢtur. Bizzat seçim mahallinde müĢahede ettiğimiz bu hususların genel kurul zaptına geçip geçmediğini bilmiyoruz. Bütün bu mücadele ve çalıĢmalar neticesinde bir veya birkaç kiĢinin takip ettiği gaye tahakkuk edecek ve birkaç memleket sever kimse(?) ayda 7 lira ile 6000 ortağa hizmet edecektir. Neticenin kooperatif ve ortaklarımız için hayırlı olmasını temenni ederiz. ORGENERAL MENGUÇ IĞDIR‟DA Bölgesinde teftiĢlere çıkan 3.Ordu müfettiĢi sayın Fevzi Mengüç dün akĢam Iğdır‟a teĢrif etmiĢ ve geceyi Askeri Mahfilde geçirdikten sonra bu gün Tuzluca‟ya doğru Iğdır‟dan ayrılmıĢtır. YASAK BÖLGE HALKINA MUVANET 10 Aralık 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 64 Ağrı Ġsyanını müteakip yasak bölgeye ayrılan köyler halkının kaldırıldığı halde bu güne kadar 2510 sayılı iskan kanununa göre yerleĢtirilemeyerek kanuni haklarından istifade ettirilmedikleri hepimizce malumdur. 5098 sayılı kanunla tekrar yasaklığı kaldırılan bu mıntıkaya eski sakinlerinin yerleĢtirilmesi ve iskan haklarından istifade ettirilmelerini temin maksadıyla çıkarılan 5826 sayılı kanunun tatbiki için gerekli hazırlıklar ikmal edilmektedir. Bu kanun hükümlerine ve hükümetçe alınan kararlara göre icap eden muavenetler karĢılığı olarak mali durumu müsait olmayan beher aliye 800 lirayı geçmemek üzere yapılması tensip edilen nakdi yardımı karĢılamak üzere gerekli tahsisatta gelmiĢ bulunmaktadır. Gerekli makamlara takdim edilen beyannameleri muvafık görülenlerin iskan edilmeleri için vilayette teĢekkül eden komisyon kararını verdikten sonra müracaatçının mali durumda tahkik edilecek ve müstahak görüldüğü taktirde ilk nakdi yardımı yapılacaktı. Geçenlerde tespit ettiğimize göre müracaat edenlerden 200 ailenin lüzumlu bütün formaliteleri tamamlanarak muavenet olarak verilecek paranın tediyesine emir beklenmekte iken bazı mütalaalarla tehir edilmiĢ ve bir an evvel ifası zaruri olan hususlar geciktirilmektedir. 1931 yılından beri iskansız kalan bu aileler bugün için barınacak en iptidai bir evden ve çatıdan mahrum olduklarına göre, hiç değilse kendilerini imkan sağlayacak olan bu nakdi muavenetin Ģu sırada yapılması kanaatimize göre en doğru yol olacaktır. Arazilerin tespit ve kadastro iĢi ise bilahare yapılarak tevziye tabi tutulması mümkün olan bir keyfiyettir. IĞDIR‟IN ĠSKAN VE TOPRAK DURUMU TETKĠK EDĠLĠYOR Iğdır‟ın toprak ve iskan durumunu mahallinde tetkik ve bir neticeye varabilmek üzere bir müddetten beri Kars‟ta bulunan bir iskan müfettiĢi ile Kars‟taki toprak tevzi komisyonu müdürü dün akĢam Iğdır‟a gelmiĢlerdir. Öğrendiğimize göre iki kiĢilik heyet gerekli incelemeler sonunda Iğdır‟ın toprak davasını en iyi halledecek çareleri tespit ederek bir raporla ilgili makamı sunacaklardır. YALMAN’A ATILAN KURġUN 10 Aralık 1952 Hasan Karalar Yıl: 1 Sayı: 64 Muhterem üstada tam bir sene evvel Zafer gazetesinin birinci sayfasında dercedilen bir açık mektup neĢretmiĢtim. Bu mektubu yazmadan çok düĢünmüĢtüm. Sayın Yalman, “O vatandaĢın fikri de öyle..” diyerek naçiz Ģahsıma karĢı herhangi bir Ģekilde ığbırar beslemediğini ima ediyordu. Evet, dünya çapındaki bu muhterem muharrir büyüklük ve faziletiyle iyi meziyetlerini ortaya koyuyordu. Eğriye eğir doğruya doğru prensibini kendisine Ģiar edinen üstad genç nesillere örnek olabilecek vasıfları haizdir. Türk kaleminin kudretini Batı dünyasına tanıtarak irĢat ve tenvirden geri kalmayan bu mümtaz Ģahsa Malatya‟da niçin kurĢun atıldı? Bu yobazlar ifadelerinde diyorlar ki Ahmet Emin Yalman, Türk kadını müstehcen bir vaziyette teĢhir etmiĢtir. Masonluk güdüyor ve Masonluğun yurtta yayılmasını sağlıyor. Hayır, yobazlar! Hayır! O Atatürk inkılapları çerçevesinde Türk kadınının medeni haklarına hürmet ediyor. Fesli, çarĢaflı, peçeli ve Ģalvarlı olmadığımızı Garp alemine anlatmak istiyor. Yalman, Türkiye‟nin muasır zihniyeti bütün milletlerden daha iyi benimsediğini bazı gafillere anlatmak için hareket etmiĢtir. Yalman, kötü niyetleri ve dumanlı gözlükleri ile Türkiye‟yi mütalaa etmek isteyenleri hüsrana uğratmıĢtır. Yobazlar! Birkaç kiĢinin muasır cemiyetimizi geriye götürme teĢebbüsü ve güttüğünüz kara zihniyet asla muvaffak olamayacaktır. Siz, kara fikirli ve zehirli yılanlar! Türk adaleti huzurunda bakalım nasıl hesap vereceksiniz. Sizler, mürĢidiniz olan Necip Fazıl Kısakürek‟in Beyoğlu kumarhanelerindeki süfli hayatını görmeden ve Büyük Doğu denilen paçavradaki hezeyanların mana ve maksadını anlamadan Yalman‟a kurĢun sıktınız. Bu memlekette fikir hürriyeti ve bitaraf Türk basını hiçbir zaman kurĢunla gayesinden bertaraf edilemeyecektir. Sen ey Türk toprağında Türk milliyetine bürünerek milli Ģuurumuzu zedelemek isteyen muzır mikrop ve gafil zihniyet! Dünkü muhatabım olan Yalman bizim için milli bir varlıktır. Onun kalemi daima yazacak ve kervanı yürüyecektir. ĠLAN Yıldız Birdoğan ile Yavuz Nazaroğlu niĢanlandılar 7.12.1952 DĠKKAT DĠKKAT Pamuk sahipleri endiĢe etmesin! Öğütmek istediğiniz pamuklarınız için Hacı Nağdali fabrikası emrinizdedir. Büyük ve Rolejin çırçırlar. Her yıl 15 kuruĢa çırçırlanan pamuklarınızı 9 kuruĢtan iĢleyecektir. IĞDIR HALK DEYĠġLERĠNDEN ÖRNEKLER 11 Aralık 1952 Hamza Mızrak Yıl: 1 Sayı: 65 Bu dağlarda ceylan gezer, Tırnakları aybalam taĢlar ezer, Ben a yâre neynemiĢem, O yâr mennen ay balam ayrı gezer. Bu deyiĢle Ģairimiz tırnakları ezilir diye ceylanın dağlarda gezmesini hayıflanıyor. Ya, ikinci beyitteki siteme ne dersiniz? Aman avcıda hislerle sevgiler nezahetle yoğrulmuĢ gibidir. “Keklik keklik gel poğhoyla meni” mısraındaki zareafet, Lâle Devri‟nin Nedimi‟ne has bir deyiĢten elbette daha içlidir. Hatta daha manalıdır. Bizim bedduamız da dahi bir hususiyet bir Ģiiriyet var. Evleri köndelen yar, Bize gül gönderen yar, Gülün yarpıza dünsün, Bize yüz dönderen yar Türkülerimizdeki tasvir kuvveti, kalbi dile getirmeniz kadar kuvvetlidir.Bakın delikanlısını seslendiren genç ve içli kız ne diyor! Ay kara papak, meğmer çuha çit arkalık ay oğlan, Hammıdan görçek hammıdan ala hammıdan keĢenk ay oğlan Ya Ģu fevkalade nezih tehdide ne dersiniz? Sigaram yanan yana, Od düĢtü Ģirin cana, Nicesen koyam gidem balam, Kalasan yana yana. Iğdır ve çevresi halk deyiĢlerinde ince hisler, mertlik ve Ģiiriyet sarmaĢ dolaĢtır. BĠRLĠĞĠN Yeni Seçimlere Gitmesi Elzemdir 11 Aralık 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 65 Iğdır, TaĢburun, BaĢköy ve Tuzluca Pamuk Tarım SatıĢ Kooperatiflerinden müteĢekkil Birlik seçimlerinin yapılarak yeni kampanyaya girilmesi için Ticaret Bakanlığınca bozulan TaĢburun Kooperatif seçimine intizar edildiği herkes tarafından bilinen bir hakikattir. Bu mecburiyeti hisseden Birlik, üç gün evvel TaĢburun kooperatifi seçimlerini yapmıĢ ve Birlik genel kurulunu teĢkil edecek delegeleri de yapılan seçim neticesinde tespit etmiĢ bulunmaktadır. ġu durum karĢısında Birliğin birer üyesi olan kooperatifler 1952-53 yılı faaliyete bilançosunun çıkmasını ve kâr, zararın tespitine kadar iĢ baĢında kalabilecek yetkili ve meĢru birer idare heyetine malik oldukları halde Birliğin durumu henüz kendi mevzuatlarına intibak ettirilmemiĢ bulunmaktadır. Dünden beri Birlik tarafından ortaklara ait pamuk mahsulünün mubayaa ettiğini müĢahede etmekteyiz. Tabiidir ki mubayaa verilecek avans baremi ve Ziraat Bankası ile yapılan kredi anlaĢmaları ile gerekli paranın sarfı için lazım gelen kararlar bugün iĢ baĢında bulunan Birlik yönetim kurulu tarafından ittihaz edilmektedir. Bu yönetim kurulu yeni kampanyaya bizzat açmıĢ bulunduğuna göre bu iĢin bütün mesuliyetlerinde üzerine almıĢ addedilir. Halbuki bir evvelki Birlik seçimleri Ticaret Bakanlığınca kısmen tasvip edilmeyerek yönetim kuruluna bazı geçici tayinler yapılmıĢ ve yeniden yapılacak seçimlere kadar bu Ģekilde idare edilmesi emredilmiĢti. Eski yönetim kurulu iĢe baĢladığı taktirde gelecek kampanyaya kadar vazife yapması iktiza edecektir. Ortak reyiyle iĢ baĢına getirilmeyen kimselerin bu mesuliyet altına girmesi mümkün olamayacağı gibi genel kurula karĢı da sorumlu olamayacaklarından netice baĢta Ziraat Bankası olmak üzere Birlik ve Birlik ortakları için hiçte iyi olmayacaktır. Esasen, kanuni mükellefiyet karĢısında Birliğin derhal yeni seçimlere giderek meĢru bir yönetim kurulunu iĢ baĢına getirmesi elzemdir. Böyle olmadığı taktirde 1954 yılına kadar yeni bir seçime gidileceğinden bahsetmek masaldır. Kooperatifçilik mevzuunda bilgi ve kabiliyetine inandığımız sayın banka müdürünün bu iĢle yakından ilgileneceğinden Ģüphe etmiyoruz. HALK PARTĠSĠNE HAKARET ETMĠġ! Melekli köyünde Sefer Koban‟dan aldığımız bir mektupta belirtildiğine göre eski sağlık memurlarından Bahtiyar Sonyol adında birisi köyde Talat Tufan‟a ait dükkanda sohbet ederken , “Halk Partisi namussuzlardan müteĢekkildir” Ģeklinde beyanı fikir ederek bu parti Ģahsiyeti maneviyesi ve partilere ağır hakarette bulunmuĢtur. Mektupta, “Bahtiyarın bu hareketine mana verilmediği ve bu hareketin bütün köy halkı tarafından nefretle karĢılanmıĢtı” denilmektedir. SOKAK ORTASINDA KALAN AĠLE ĠÇĠN ġEFĠ ÖCAL‟DAN DA MEKTUP ALDIK Kars Caddesinde açıkta barınan bir kadın ile iki yaĢındaki çocuğu için yaptığımız neĢriyatın ilgililerce nazara alınmamsı üzerine bir çok hemĢehrilerimiz bizzat idarehanemize gelerek teessüflerini belirtmektedirler. Bu arada sayın ġefi Öcal‟dan da bir mektup almıĢ bulunuyoruz. Mektupta Ģöyle denmektedir: “Kars caddesinde Abdürrezak GüneĢ‟e ait fabrika karĢısındaki taĢlar arasında Sute adındaki kadıncağız ile çocuğunun feci durumunu gördükçe insan olan herkesin vicdan azabı duyması lazım gelir. Bizler sıcak evimizde çift yorgan altında üĢürken bu iki canın Ģu soğuklar karĢısında ve dıĢarıda nasıl barındığını düĢünmek istemiyoruz. Ġlgililerden bazısının bu kadın için gayri ahlaki vaziyeti olduğuna dair beyan ve isnatta bulunduğunu teessüfle öğrendim. Bunu hiç kimse kabul etmez. Esasen bu gibilerine insani muavenet yapmamakla bizler kötü yola teĢvik ediyoruz. DĠL gazetesinin yaptığı neĢriyata kulaklarını tıkayan alakalılar vicdanlarının sesini duymuyorlar mı? Ben yalnız soğuklar altında kalan bu iki cana değil insani hislerimizin yokluğuna da acıyorum. En fena bir insanı dahi bu Ģekilde ölmeye mahkum etmek hakkını kendimizde bulamayız” Muhterem ġefi Öcal‟dan aldığımız Ģu mektubu sütunlarımıza almakla ilgililerin dikkatini bir defa daha çekmiĢ bulunuyoruz. Fakat, ne çare ki dinleyen ve anlayan yok. TÜRK MĠLLĠYETÇĠLER DERNEĞĠ TAKĠBATA UĞRADI . Malatya‟da Vatan gazetesi sahip ve baĢyazarı Ahmet Emin Yalman‟a yapılan silahlı tecavüzün irticai bazı teĢekküller tarafından tertiplendiğini evvelce bildirmiĢtik. Yakalanan faillerin Büyük Doğu ve Ġslam Demokrat partisine mensup olmaları tahkikatın diğer vilayetlerimize de teĢmiline sebep olmuĢtur. Faillerde birkaç tanesinin aynı zamanda Türk Milliyetçiler derneğine mensup olması ve Derneğin Bursa Ģubesindeki faaliyetlerin bu suikast hadisesiyle ilgili olduğunun tespit edilmesi üzerine Türkiye‟deki 80 Ģubesi hakkında tahkikat açılmasına lüzum görülmüĢ ve derneğin faaliyetleri gözden geçirilmektedir. Bu arada Malatya savcılığının gösterdiği lüzum üzerine 80 Ģubeden birisi olan T. M. Derneği Iğdır Ģubesi de takibata uğramıĢtır. Derneği baĢkan ve baĢkan vekilinin ifadesine müracaat edilerek Malatya hadiseleriyle ilgili faaliyetlerinin bulunup bulunmadığı incelenmektedir. Milliyetçiler derneğinin irticai bir gaye güttüğü tespit edildiği taktirde faaliyetten men edileceği tahmin edilmektedir. ġimdilik dernek ile Büyük Doğu ve Ġslam Demokrat gibi teĢekküller arasında bir irtibat olup olmadığı da tahkik mevzuu arasındadır. ġĠĠR KÖġESĠ “Ondan Hatıralar” Kadir Çankaya Kapında bekletme bir buse için, Tanrı rızasına sevindir beni, Bir alem yaratıp güzelliğinden, Ya beze ruhumu ya öldür beni. Nedir ey sultanım nedir günahım, Sevmek değil midir hakkı herkesin? Niçin boynum bükük, izinde anlım, Kara topraklarda diniyor sesim. Ömür zencirini takıp ardına, Yiğit gençliğimi zehrettin bana, Bir demet bağlayıp at mezarıma, O gülmemelerin dilencisiyim ĠLAN Mevsimlik kumaĢlar iyi kalite ucuz fiyat en güzel desenleriyle Cihangir Turan Manifatura mağazasında. Türk Milliyetçiler Derneği Tavzih Ediyor 12 Aralık 1952 Celâl Açıkgöz ve Hamza Mızrak Yıl: 1 Sayı: 66 Muhterem gazetenizin 65nci sayısındaki , “Türk Milliyetçiler Derneği takibata uğradı” baĢlıklı yazınızı okuduk: 1. ġu ana kadar Iğdır Ģubemiz Malatya hadisesiyle ilgili hiçbir takibata uğramıĢ değildir. Ve bu hadise ile alakalı olarak hiçbir makam, ifadelerimize müracaat etmemiĢtir. 2. Türk Milliyetçiler Derneği, Türk kültürünü yurdumuzun yükselmesini hedef bilen Türk Milliyetçiliğini yaymak ve inkılaplarımızı yıkıcı rüzgârlara karĢı korumak amacı ile kurulmuĢtur. Tüzüğünüz sarihtir. Tüzük esasları için de çalıĢmaktayız. 3. Aramızda gayelerimize aykırı hareket edenler bulunursa derhal derneğimizden ihraç edileceğini hemĢehrilerimizin bilmesi lazımdır. Verdiği haberlerin ciddiyeti ile tanıdığımız gazetenizde neĢredilen ve tamamen hilafı hakikat olan bu haberi nasıl olup ta bizzat bizden sormaya lüzum görmediğinize üzüldük. Gazetenizin memlekete faydalı olması en samimi dileğimdir. Türk Milliyetçiler Derneği Celal Açıkgöz ve Hamza Mızrak DĠL Gazetesi: Dün neĢrettiğimiz haberin milli mevzularda samimiyetine inandığımız Türk Milliyetçiler Derneğini alakadar etmesi bizi de üzmüĢtür. Temennimiz Derneğin her türlü isnat ve iddialara yüz akıyla cevap vermesidir. TÜRK MĠLLĠYETÇĠLER DERNEĞĠNDEN BĠR ĠSTĠFA AĢağıdaki mektubumun gazetenizin vasıtasıyla umumi efkara duyurulmasını saygılarımla rica ederim. Kısa bir zamandan beri kayıtlı bulunduğum Türk Milliyetçiler Derneğinden 7.2.1952 ve 13.11.1952 tarihli iki dilekçe ile istifa ettiğim halde bu talebimin kabul edildiğine dair bugüne kadar tarafıma bir tebligatta bulunulmamıĢtır. Faaliyetlerinin ana gayeleri ve tüzüğü ile muvazi Ģekilde devam etmediğini gördüğüm Dernekten istifa ettiğim hususunun sayın gazeteniz vasıtasıyla da teyidini istirham ederim. Mustafa Özdemir CHP ĠLÇE ĠDARE KURULU ÜYESĠ MEHMET ALĠ KUTLAY‟IN MEKTUBU Bay Bahtiyar, DĠL gazetesinin 11 Aralık 1952 gün ve 65 sayılı nüshasında partimiz ve parti mensuplarının namussuz olduğunu beyan ettiğinizi okudum. Eğer böyle bir iddianız varsa kötü akça sahibinindir. Bu sebeple partimize yakıĢtırmadığımız bu sözleri aynen size iade eder bu gibi iĢlerde daha Ģuurlu hareket etmeniz lüzumunu ihtar ederim. Mehmet Ali Kutlay TEġEKKÜR Annemi müptela olduğu hastalıktan kurtaran sağlık merkezi baĢtabibi operatör Kamil Akpınar ve tedavisi esnasında gerekli yardımı esirgemeyen Dr. Ahmet Atacık‟a aleni teĢekkürlerimin gazeteniz vasıtasıyla iletilmesini dilerim. Iğdır Özel Ġdare Tahsildarı Abdullah Kesemen ĠLAN Aras Sinemasında “Bağda Perisi” filmi oynamaktadır. Görmek için acele ediniz. Sivaslıoğlu gömlek markası Cemalettin GüneĢ‟tedir. Güzel dizel yağları Feyzullah Ġnan‟dadır. DĠKKAT DĠKKAT Piyasanın en güzide ve iĢlek yerinde bulunan gazinomun malzemesini satmak ve binayı da icara vermek istiyorum. Taliplilerin vakit geçirmeden müracaatları Gazinocu Fazıl Baykal BĠZDEKĠ ĠRTĠCAIN MESULLERĠ 12 Aralık 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 66 Yekdiğerinin ak dediğine kara demeyi itiyat edinen bizdeki iktidarla muhalefetin nihayet Malatya‟da Ahmet Emin‟e sıkılan kurĢunlardan sonra ilk defa olarak bir noktada hemfikir kaldıklarını müĢahede ediyoruz. Ġki buçuk senelik bir düellodan sonra nihayet Demokrat Parti muhalif partilerin “Türkiye‟de irtica ve taassup vardır” fikrini kabul etmek mecburiyetinde kaldı. Ġktidar partisi bizde kara kuvvetin faaliyette olduğunu çok iyi biliyordu. Fakat muhalefetin ağzıyla ortaya atılan bu iddianın aksine hareket etmek yolunu tuttu. Top sakallı Ticaniler ve Pilavoğlu müritleri Atatürk inkılaplarına muhalif olduklarını O‟nun heykellerini kırmak suretiyle izhar ettiler. Demokrat Parti bu hadiseyi politik bir mevzu yaparak , “Muhalefetin tertibi” diye vasıflandırmaya çalıĢtı. Kara fikirlerini yaymak ve inkılap sevmeyenler aĢılamak için muhtelif isimlerle yayın yapıldı. Demokrat Parti millet parasıyla resmi ilan vererek onları besledi ve geliĢtirdi. Psikopat olduğunu bizzat ileri süren Necip Fazıl gibi zır delilere iktidar partisinin Ģefleri tarafından nakdi yardım yapılarak Büyük Doğu ismiyle irtica sözcülüğü yapan paçavralar intiĢar ettirildi. Muhalefet ve basın memleket namı hesabına kuĢkulandı ve haklı olarak irticaın iktidar tarafından fiilen teĢvik edildiğini ilan etti. Demokrat Partinin genel baĢkanı ve baĢbakanı çıkıp Kayseri‟de söylediği bir nutukla bu iddiaları çürütmeye ve Türkiye‟de irticaının olamayacağını, bu isnadı yapanların cemiyetimize hakaret ettiğini söyledi. Hasılı, iktidar iki buçuk senelik devri hükümetinde bu kara kuvvetin mevcudiyetine inanmak istemedi. Fakat Kayseri‟deki konuĢmasından bir gün sonra Malatya‟da Menderes‟in kulağı dibinde Yalman‟a sıkılan kurĢunlar bugün Menderes‟e, “Bizde kan dökmek istidadın gösteren ir irtica ve taassup vardır” sözünü Büyük Millet Meclisi kürsüsünden dedirtiyor. Menderes, Malatya hadisesinden soran mecburen muhalefetin 2.5 senelik iddiasını teyit etmek mecburiyetini his etmiĢtir. Bir zaman irticaının mevcudiyetinden bahsedenleri dinsizlikle itham eden iktidar, Atatürk inkılaplarıyla yok edilen kara zihniyeti okĢamakla sayın Ġnönü‟ün belirttiği gibi kuvvet kazanacağını zannetmiĢtir. Bize göre irtica yapanlardan ziyade irticayı besleyip milli bir tehlike haline sokanları cezalandırmalıyız. BĠR CEVAP Hamza Mızrak 17 Aralık 1952 Yıl: 1 Sayı: 68 DĠL GAZETESĠ SAYIN MÜDÜRLÜĞÜNE 66 sayınızda Mustafa Özdemir imzalı yazıyı teessürle okudum. AĢağıdaki yazımın cevap olarak neĢri ricasıyla saygılar sunarım. Mustafa Özdemir‟e karĢı çok iyi hislere sahip olduğumu söylemeyi vicdanı bir borç bilirim. Kendisin iyi bir insan ve vatandaĢ olarak tanırım. Ancak, gazetede neĢredilen istifanamesine layık olduğu cevabı vermek, benim için bir zarurettir. Bay Özdemir‟in istifası için gösterdiği sebepler gülünç birer iftiradan ibarettir. Bir cemiyete girmek veya ayrılmak herkesin tabii bir hakkıdır. Fakat hiçbir kimse Ģerefleri kirletmeye salahiyetli değildir. Eğer tüzüğe aykırı hareket mevzuu bahis ise bizi ikaz etmesi lazımdı. Ġkazı bir netice vermediği taktirde namuslu bir vatandaĢ olarak bildiklerini bir ihbar Ģekline koyarak ve altını imza etmek cesaretini göstererek ilgili makamlara bildirmeliydi. Bu suretle, iddialarının mesuliyetini kabul eden Ģerefli bir insan olarak karĢımıza çıkmalı idi. Sureti istifasına gelince 7.8.1952 günü verdiğini bildirdiği dilekçesi hakkında Derneğin mesul bir Ģahsı olarak bildiğim Ģundan ibarettir. Özdemir mezkur tarihte istifasını Celal Açıkgöz‟e vermek istemiĢ o da istifayı kabul etmek istemediğini cevaben bildirmiĢ. O kadar. Evlerimizin arandığı gün olan 14.11.1952 tarihinde Mustafa Özdemir yeniden istifa ettiğini bildiren bir dilekçe vermiĢtir. O gün bir itham altındaydık. Onun istifası bizim için bir ibret dersi olmuĢtur. Türk Milliyetçiler Derneği hakkında takibata geçildiği haberinin DĠL‟de neĢri üzerine gazeteye “Dernekten istifa etmiĢim” Ģeklinde yazı yazması çok manidardır. Dikkat edilirse bay Özdemir derneğimiz üzerinden yıkıcı rüzgarların estiği zamanlarda “Ayhavar ben onlardan değilim!” diye feryadı basmıĢtır. Biz ne yaptığını bilen Ģuurlu insanlarız. Medeni cesaretimiz tamdır. Hak ve Allah2ın bize yardımcı olacağına inancımız vardır. ÖĞRENCĠ ġĠĠRLERĠ Ey Komünist! Hamit KuĢ Ben yatağımdan coĢmuĢ Tuna, Miller gibiyim, Moskovu kütle edip önümde sürüklerim, Dağların taĢlarınla yurdunu kül ederim, Çanakkale aslanı bu yurdun neferiyim. Ey komünist! Gözün açtır, kendin bir kahpesin, Kızdırma bu aslanı tarihten silinirsin, Parlayan süngülerin önünde aman dersin, Çünkü soysuz sopsuz uyuz kedi gibisin. Bir elimde gösteriyor Kore dağlarını, Bize tarihte denir Mustafa Kemal evladı, Türklüğü bilmeyenler Türklüğü iyi tanı, Hür doğmuĢuz hür kalacak Türk vatanı. Bayrağın yükselir mertebeden mertebeye, Ordumuzdur koĢuĢan ta zaferden zafere, O gün binlerce Yunan dökmüĢtük Akdeniz‟e, Gür sesle haykırırım ne mutlu Türklüğüme. Sancakta, bayrakta Ģahlanıyorken al kanım, Nice zincirler kırdı benim çelik kollarım, Bir gelincik tarlasıdır bugünkü vatanım, Uğruna feda olsun benim bu Ģiirim canım. Iğdır Ortaokulu Sınıf II No: 10 Hamit KuĢ Bizde Kooperatif Mücadelesinin Hikmeti 17 Aralık 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 68 6000 ortağı bulunan dört Pamuk Tarım SatıĢ Kooperatifimizle bu kooperatiflerin bağlı bulunduğu Birlik her kampanya hesaplarının tasfiyesinden sonra ana mukavelenamesi ve cemiyetler kanununa göre yeni seçimlere gitmek suretiyle bir mücadele seferberliği yaratmaktadır. Iğdır‟da kooperatif mücadelesi deyip geçemeyelim... Milletvekilleri belediye ve muhtar seçimleri bu kadar hararetli ve kırıcı değildir. Neticeyi elde etmek ve kooperatife postu sermek için baĢvurulan çareler ve adiyane tertipler en anlayıĢsız insanları dahi utandıracak mahiyettedir. 7 lira ile millete hizmet (!) için çırpınanlar, kendilerine taraftar toplamak için ilk fırsatta Iğdır‟ın en müessir silahı olan tefrika ve zümreciliği seçerler. Mücadelenin hemen arifsinde ortaklar Kürt, Azeri ve hatta yerli-muhacir isimleriyle gruplandırıldıktan sonra Ermeni-Müslüman davasını gölgede bırakacak bir ciddiyetle iĢe baĢlanır. Tabii Ġslam dininin selameti bahis mevzuu olduğu için hacı ve hocalarımızın da mücadeleye iĢtiraki Ģeran elzem bulunacağından koltukta Kuran ve mukaddes kitaplarla köy be köy dolaĢılıp cihadı ekber ilan edilir. TaĢburun‟da yapılacak seçim için Iğdır‟ın bigane kalacağını zannetmeyiniz. En ileri gelenlerimiz sair zamanlarda yaĢayıĢıyla alay ettikleri köylünün (ortak ise) bir gece yarısından sonra hakipayene yüz sürerek Ģefaat diler. Kooperatif seçimlerinde yapılan propaganda baĢlı baĢına bir mevzuudur. Mesela, “Siz nasıl ve hangi akılla Kürtlere ve onlarla birleĢenlere rey vereceksiniz, bizi onların ayağına vermekle iĢlediğiniz cinayetin farkında mısınız?” veya hocanın “Kürde rey veren Ģeran kâfirdir” sözlerin bir defa söylenmesi ortakların Ģuurunu seçim gününe kadar mücadelecinin cebine koymaya kafi gelir. Bazı ortakların bu sözlere karnı toksa paranın varlığı ve cazip vaatler bu müĢkülü kolayca halledebilir. Seçim günü bu Ģekilde hazırlanmıĢ ve teçhiz edilmiĢ binlerce ortağın iki grup halinde seçim sahasında karĢılaĢtığını göz önüne getirdiniz. Bin kafadan bin ses... oplantıyı idare etmeye gelenler neye uğradıklarını ĢaĢırmıĢ vaziyette... Nihayet bir tarafın mücahitleri seçimi kazanıyor. Traktör, kamyon gibi vasıtalarla okĢanarak getirilen ortaklar yaya olarak köylerine avdet ediyor. Efendiler iĢ baĢında. Bu çetin mücadele sonunda 7 liralık koltuğa oturanlar bir yıl müddetçe evlerine dahi gitmeye lüzum görmeyerek bilafasıla hizmet ediyorlar. Belki herkes inanır ama, biz mücadelecilerin samimiyetine asla inanmıyoruz. Bu menfur mücadele için sarf edilen on binlerce liradan yüz lirası olsun niçin bir hayır cemiyetine verilmiyor? Millete hizmet için çırpınıyorlarsa, bu gayeye varabilmek için baĢka yol bilmiyorlar mı? Ortak da biz de hatta mücadelecilerin bizzat kendileri de samimi olmadıklarını biliyorlar. Fakat çare ne? Tefrika ve zümreciliğin hakim bulunduğu bir muhitte müessir olabilecek mukabil silah yoktur. AHMET TEKĠRDAĞ GĠTTĠ Yasak bölge iskan iĢerini tedvir ve tespit etmek üzere bir müddetten beri ilçede bulunan il iskan memuru Ahmet Tekirdağ bu gün Tuzluca ve Kağızman‟a gitmiĢtir. Kendisinin yıl baĢından sonra tekrar gelerek çalıĢmalarına devam edeceği tahmin edilmektedir. ZAVALLĠ ROLEJĠN 18 Aralık 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 69 Son TaĢburun kooperatif seçimleri münasebetiyle malum unsurlar tarafından tekrar Kürt, Acem lafzının ortaya atıldığını teessüfle iĢitiyoruz. Bu muzır zihniyetin yeniden hortlamasıyla yeniden hortlamasıyla zümrecilik fikri fırsat kollayanlar için bir avantaj vesilesi oldu. Siyasi partilerimizden daha hasmane bir tavırla yekdiğerini harcamaya çalıĢan gruplar her iĢin baĢında zümreciliği müessir bir silah olarak kullanmakta devam ediyorlar. Bu zihniyetin Ģimdilik yalnız kooperatiften faydalanmak isteyenler arasında hakim olduğunu da belirtmek mevkiindeyiz. “Kürt ortağa bardan yoğ, Kürtten memur yapmanığ, Kürdün malı birinci olamaz” sözleri kulaklarımızın son günlerde aĢina olduğu tabirlerdir. Aynı adamlar birkaç ay evvel Kürde “hayvancı”, Azeriye “ziraatçı” tabirlerini yakıĢtırmak nezaketini göstermiĢlerdi. Fakat Nuri Atasever‟in yetiĢtirmeleri fazla tahammül edemediler. Kürt isminden Ģu sırada zarar gören talihsizler çoktur. Fakat hiç tahmin etmezsiniz, meĢhur Rolejin çırçır markası da bu bahtsız ismin kurbanı oldu. Dünyanın en çok tanınmıĢ ve iĢleme kabiliyeti yüksek bulunan Rolejin çırçırları memleketimizin Ege ve Çukurovasında birinci derecede tutundukları halde Birlik ve kooperatif çiftçilerimiz bu çırçırları bir yana bırakarak eski savinleri tercih ediyorlarmıĢ. Bu hakız tercihin sebebini biliyor musunuz? Çünkü bizdeki Rolejin çırçırları havi fabrikanın sahibi (Ömer ġark) kooperatifçilerin tabiriyle KürtmüĢ!... Zavallı Rolejin müessesi , itina ve sanatıyla dünya piyasasında tanıttığı isminin bir “Kürt” yüzünden bednam olacağını düĢünememiĢti. Bu hal Iğdır için vaki ve normal olabilir ama sayın Banka Müdürümüzün bu derece büyük bir mesuliyet altına girmesine akı erdiremiyoruz. Ġġ BANKASI Doğu seyahatleri sırasında Van ve Ardahan gibi Iğdır‟da bir ĠĢ Bankası Ģubesinin açılması hususunda sayın CumhurbaĢkanı Celal Bayar tarafından temennide bulunulduğunu evvelce bildirilmiĢ ve ĠĢ Bankasının açılmasıyla ticari durumumuzda olacak yeniliklerden bahsetmiĢtik. Ticaret odasında aldığımız habere göre Iğdır Ģubesinin açılmasını tedvire memur edilen ĠĢ Bankasının Erzurum Ģubesi iki gün evvel bir telgrafla tüccardan Bağır Aras‟a ait olup bir müddet evvel Sıtma Mücadele idaresince tahliye edilen Söğütlü mahallesindeki binanın Ģimdiki durumu ile fiyatını öğrenmek istemiĢ ve ticaret odamız tarafından gerekli malumat verilmiĢtir. Bu taktirde Bankanın gerekli hazırlıklarını birkaç gün içinde ikmal edecek Iğdır‟da faaliyete geçeceği kuvvetle umulmaktadır. BĠRLĠK SEÇĠMLERĠ Birliğin yeni seçimleri gitmesinin elzem olduğunu geçen sayımızda izaha çalıĢtığımız için birkaç kooperatifçi dostumuzu kendimizden küstürmüĢüz. Fakat bu darılmacaya rağmen Birlik seçimleri için bu dostlarımız da dahil olmak üzere iĢtahlıların tam faaliyete geçtikleri sezilmektedir. Geçici baĢkanımız Talat Tufan‟ın daimi olmak için son gayretleri sarf ettiği müĢahede edilmekte ve EĢref BaĢaran‟ın da malum siyasetiyle hala tarafları avutmaya çalıĢtığı gözden kaçmamaktadır. TaĢburun seçimlerini kaybeden ikinci grup ise yeni taraftar toplamakla meĢguldür. Ortaya ciddiyet ve doğruluğu ile tanınmıĢ Sadık Karasu gibi kuvvetli Ģahısların da çıktığına bakılırsa önümüzdeki Birlik seçimlerinin hayli hararetli geçeceği muhakkak addedilmektedir. Seçimlerin neticesinden hangi tarafa bağlı olduğu anlaĢılmayan EĢref BaĢaran‟ın ümitli olduğu görülüyor. TÜRK MĠLLĠYETÇĠLER DERNEĞĠ GENEL MERKEZĠ SON HADĠSELER DOLAYISIYLA BĠR BEYANNAME YAYINLADI Malatya‟da Ahmet Emin Yalman‟a Büyük Doğucular tarafından vuku bulan tecavüz dolayısıyla yapılan tahkikatta ele geçirilen faillerden bazılarının Türk Milliyetçiler derneğine kayıtlı bulunması hasebiyle Derneğin maruz kaldığı ithamlar muvacehesinde Türk Milliyetçiler Derneği genel merkezi bir beyanname yayınlayarak keyfiyeti umumi efkara açıklamıĢtır. Beyannamede Ģöyle denmektedir. “Tek emeli sana hizmet etmek olan Derneğimiz senin davalarını ruhen yabancı olanlar tarafından baĢvurulan iğrenç bir tertiple yolundan alıkonulmak istenmektedir. ĠĢtiyakla bize kucağını açman, bizim senden aldığımız ilham ve kuvvetle günden güne kökleĢmemiz, büyümemiz önünde karĢımızda cephe alan Komünistler, masonlar ve 1944‟de Türk milliyetçilerini tabutluklarda korkunç iĢkencelere tabi tutan hainler Derneğimize çamur bulaĢtırmak için çırpınmaktadırlar. Derneğimizi Malatya‟da vuku bulan yaralama hadisesine karıĢtırmak ve mevcudiyetinden haberimiz olmayan bir irtica Ģebekesiyle ilgili göstermek için giriĢilen bu mezbuhane gayretler elbette boĢa çıkacaktır. Fakat, biz ne idiğü belirli kimselerin muhayyilesinden çıkan bu asılsız haberleri uyduranların suratına senin huzurunda bir tokat gibi çarpmaya karar verdik” Beyannamede matbuata aksettirilen haberlerin bulandırıcı olduğundan ve derneğin irticaya esasen düĢman olduğu belirtildikten sonra Ģöyle devam edilmektedir: “Hadise ve vakalar karĢısında takınılacak tavrı ve verilecek hükmü durumun icap ettirdiği ciddi bir tetkik ve tahkik süzgecinden geçirmeden derneğimize isnatlarda bulunanlara hitap ediyoruz. Derneğimizin kapıları Cumhuriyet kanunlarına ve salahiyetli kimsele sonuna kadar açıktır. Derneğimiz aleyhine bilgileri olanların namuslu insanlara has bir Ģekilde hareketle bu bilgilerini bir ihbar Ģeklinde sokarak ve altını imza etmek cesaretini göstererek Cumhuriyet Savcılığına bildirmelerini kısaca karĢımıza iddialarının mesuliyetini kabul eden Ģerefli insanlar olarak çıkmalarını istiyoruz”. Derneğin bu beyannamesi bütün teĢkilata ve Ģubelerine tamim edilmiĢtir. SĠLAHSIZ SOYGUNCULUK 19 Aralık 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 70 ġimdiye kadar vatandaĢın türlü Ģekillerde soyulduğunu gördük ve iĢittik. KurtuluĢ yıllarında silahlı çeteler, demokrasimiz zamanında maskeli haydutların yaptığını iĢitmeyenimiz yoktur. Fakat hiçbir vatandaĢ kendi ayağıyla bizzat giderek ve bile bile kendisini soydurmadı. Parti mücadelesi, siyasi nutuklar çekmek ve Ankara‟da oturup memleketi gül gülistanlık göstermekten baĢka meĢguliyeti olmayan hükümet erkanı, Ġran hükümeti ile aramızdaki Gürbulak kapısına teĢrif edip asrî soygunculuğu görseler ne kadar iyi olur. Ziyaret maksadıyla Kars ve Iğdır çevresinden Ġran‟a giden hemĢehrilerimizin nasıl tuzağa düĢürülerek soyulduğunu görseler eminim ki parti mücadelesini bırakıp gümrük mücadelesine baĢlayacaklardır. Elimizde bir sürü Ģikayet mektubu vardır. Her gün sayısız vatandaĢ Ģifahen müracatta bulunmaktadır. Ġddialar Ģöyledir: Gürbulak kapısında bir baĢ memur bir muayene memuru bir kısım amiri ile üç muhafaza memurunda müteĢekkil 6 kiĢilik bir memur çetesi Ġran‟a gidecek her vatandaĢtan mesai ücreti, pasaport kayıt harcı gibi mahiyeti bilinmeyen isimlerle 50-100 lira arasında para almakta ve bu suretle elde ettikleri paraları paylaĢmaktadırlar. ġimdiye kadar Iğdır‟dan Ġran‟a giden müteaddit kafilelerden alınan para miktarının 20 bin lirayı aĢtığı tahmin edilmektedir. Gözü açık bu hemĢehrimiz içinde akrabalarının da bulunduğu kafileyi yolcu ederken bu mevzuu da münakaĢaya tutulmuĢ ve neticede iĢi pazarlığa dökmeye muvaffak olmuĢ fakat verdiği para için makbuz isteyince, “Bu paralar için makbuz verilemez, zaten bunlar bizim kanuni hakkımızdır. Hatırınız için en düĢük tarifeyi tatbik ediyoruz” cevabını alır. Her gün yüzlerce vatandaĢ kendi ayağıyla bu Ģanslı soygunculara giderek hisselerini tarifelerine göre vermekte devam ediyorlar. Demokrasimizde daha neler göreceğiz! Tarifeli soygunculuk, makbuzlu ve pazarlıklı soygunculuk... Hükümeti de pek kabahatli bulmamak icap ediyormuĢ. Zira Ankara‟daki hükümet Doğubeyazıt‟taki soyguncuyu nasıl görüp tespit etsin! Hükümetin eli uzundur derler ama gözü de bu derece uzağı göremez y! Hem demokrasimizin soygunculuğu silahlı olmaktan kurtarıp tarifeli ve pazarlıklı duruma koyması kafi değilmiĢ. YaĢasın demokrasi... ZĠRAĠ ÜRÜNLER 19 Aralık 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 70 Bir ziraat memleketi olması hasebiyle milli servetimizin büyük bir ekseriyetini teĢkil eden zirai ürünlerimizin değerlendirilmesinde hükümetimizin son yıllar içinde takip ettiği hatalı yol müstahsili de ĢaĢırtmıĢ vaziyettedir. Fiyatlarımızı bir türlü dünya piyasasına intibak ettiremediğimiz için çeĢitli mahsul yetiĢtiren Iğdır gibi muhitlerde çiftçi hangi ürünün daha faydalı olabileceğine önceden tahmin edemediğinden kararsız vaziyette kalmaktadır. 1940 yılından sonra Türkiye piyasalarında pamuğa lazım gelen kıymet verilmediğinden Iğdır‟da çok cüzi derecede ekilen pamuk, fiyatların artmasıyla 1949 yılından sonra yeniden itibar kazandı ve bu mahsulün ekimine geniĢ bir saha tahsis edildi. Yeniden çırçır fabrikaları kuruldu, münfesih bir vaziyette gelen kooperatif canlandı yeniden Birlik haline kondu. Fakat bu iki yıl içinde pamuk fiyatlarının anormal bir Ģekilde düĢmesi köylüyü ve müstahsili yine bu kararsız mahsulden soğuttu. Pamuk yerleri baĢka mahsullere tahsis edilmektedir. Tahminimize göre önümüzdeki ekim mevsiminde pamuğa gayet az bir saha tahsis edilecektir. Bu yıl için 30 kuruĢa buğdayın mubayaa edilmesi ziraatçıları iĢtahlandırdığından herkesin hububat ekeceği tabii bir keyfiyettir. Fakat, 30 kuruĢa mubayaa edilen buğdayımız dıĢ piyasada müĢteri bulunmaması ve bu fiyatın dünya piyasasına nazaran fazla görülmesi buğday fiyatlarının da önümüzdeki yıl içinde düĢeceğine iĢaret sayılmaktadır. Bu taktirde çiftçimizin hangi mahsule döneceği merak edilmektedir. Kanaatimize göre bu kararsızlığın müsebbibi ve mesulü zirai ürünler için bir karar bulamayan hükümetimizdir. Bir ürünün bir yıl içinde anormal bir Ģekilde düĢmesi veya kıymet kesp etmesi çiftçilerimizi de tereddüde sevk etmektedir. 30 kuruĢa peĢin para ile buğday alıp Yugoslavya‟ya kredi ile sattığımız müddetçe ve buğday teklif fiyatlarımız Ġngilizler tarafından hayretle karĢılandıkça hükümetin bu kabahatleri altından sıyrılması mümkün olmayacaktır. Çiftçi mallarını değerlendirmekte hassas hareket etmediğimiz taktirde bu milli servetten istifade yollarını bulamayacağız. ĠLAN Pamuk Tarım SatıĢ Kooperatifleri Birliği Genel Müdürlüğünden Iğdır PTSK Birliğinin senelik normal genel kurul toplantısı 3 Ocak 1952 Cumartesi günü saat 10‟da Iğdır‟da sinema salonunda toplanacağından PTS Kooperatiflerince Birliğe temsilci seçilen ortakların mezkur gün ve saatte toplantı binasında bulunmaları rica ve ilan olunur. AÇIK MEKTUPLAġMA Dostum Hasan Karalar, Yazdığınız mektupta bahsettiğiniz hususlar vaki değildir. Yazılarınızın gazeteciğimizde neĢredilmemesi hususunda herhangi bir Ģahıs tarafından bize tavassuta bulunulmamıĢtır. Sütunlarımız daima kıymetli yazılarınıza amadedir. Yalnız Hasancığım, Birlik gazetesine verdiğiniz bir haberde bizi yalancı çıkarmaya çalıĢmanız hiç de yüksek tecrübe ve anlayıĢınızla kabili izah görülmemiĢtir. Saygılar. Mecit Hun MUSTAFA ÖZDEMĠR CEVAP VERĠYOR Mustafa Özdemir 20 Aralık 1952 Yıl: 1 Sayı: 71 Hamza Mızrak, Ġstifam dolayısıyla DĠL gazetesinin 68‟nci sayısında “Bir Cevap” baĢlıklı yazınızı okudum. Ġstifama derneğiniz muhatap olduğu halde bir çok hadiselerde olduğu gibi kendinizi her Ģey sanarak hemen ortaya atılmanız cidden beni de üzmüĢtür. Türk Milliyetçiler Derneğinin Malatya hadisesi münasebetiyle yayınladığı beyannameden bazı kısımları kopya etmek sanatınızı teĢhir edeceğinize, sekreteri bulunduğunuz Dernekten bir tavzih yaptırmanız daha isabetli bir hareket olurdu. Cevabınızda bahsettiğiniz hususların doğru olmadığını her kes gibi siz de pekala biliyorsunuz. Esas manidar olan nokta benim evvelki istifalarımı teyit eden açık istifa mektubum değil, Dernek ve Dernek baĢkanı mevcut olduğu halde Ģahsınızın derhal hareket geçmesidir. Ben arkadaĢlığınızdan değil, Dernekten istifa ettiğime göre DĠL sütunlarında karĢıma Hamza Mızrak imzasının dikilmesini tahmin ve arzu etmezdim. Size bundan sonra cevap vermeyeceğim. MeĢguliyetim Ģahsi münakaĢalara katılmama manidir. Size kati cevabı Türk Milli Talebe Federasyonunun 12 Aralık 1952 tarihli Vatan gazetesinde neĢir edilen beyannamesi vermiĢtir. Ġnandığınız ideallerinizde daha çok muvaffak olmanızı temenni ederken, biraz daha müteyakkız davranmanızı tavsiyeden kendimi alamayacağım. ALDIĞIMIZ MEKTUPLARI NEġREDĠYORUZ DĠL Gazetesi NeĢriyat Md. 19. 12. 1952 tarih ve 70 sayılı gazetenizde bahsettiğiniz muameleye (Kapu gümrüğünde) bizzat maruz kaldım. ArkadaĢlarımla birlikte uğradığımız bu hakikaten soygunculuk hadisesinde ne yazık ki körü körüne para verdik. Paralarımız gümrükçülere nasipmiĢ. Bu vaziyeti bundan bir ay evvel açıklasa idim hiç olmazsa birkaç vatandaĢa bu soyguncu ve aç kurtların elinden kurtarabilirdik. ġimdiye kadar gümrük vergisi adıyla senetsiz ve makbuzsuz alınan bu paralarımızı helal etmiyoruz. ĠnĢallah hükümetimiz bundan sonra gidecekleri bu musibetlerden kurtarır. Iğdır‟da Kahveci Adil YaĢar DĠL Gazetesi sayın müdürlüğüne, Iğdır‟dan Ġran‟a ziyaret maksadıyla giden hemĢehrilerimiz henüz Gürbulak gümrük kapusundan gümrükçüler tarafından karĢılanarak ne verecekleri hususunda pazarlığa giriĢilir. “KardeĢim hakkınız elliĢer liradır. Fakat uzak yerden geldiğiniz için ve daimi müĢterimiz olduğunuzdan 30‟ar liranızı alacağız” gibi sözlerle ve mecburen gidenleri soymaya muvaffak oluyorlar. Esasen bu para verilmediği taktirde hududu geçirmiyorlar. Bizim kafileden 500 lira aldılar. Güya bu para gümrük tarifesi imiĢ. Acaba devlet dairelerinde böyle soygunculuk olabilir mi diye hayret ediyoruz. Yüksek makamlar bunu ya bilmiyor veya bildiklerine göz yumuyorlar. ToktamıĢ. DAĞ KÖYLERĠMĠZDE KIZAMIK 20 Aralık 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 71 Aldığımız bir habere göre ilçenin dağ köylerinde son günlerde kızamık hastalığı salgın halinde alıp yürümüĢ ve geniĢ mikyasta telefiyata sebebiyet vermiĢtir. Bu arada Güngörmez köyünde Mecit oğlu 18 yaĢlarında Mehmet, Yusuf oğlu 20 yaĢlarında Mehmet, Hamit oğlu 5 yaĢlarında bir çocuk olmak üzere 3 kiĢi kızamıktan vefat etmiĢlerdir. Hastalık 20 gün evvel Güngörmez köyünde baĢlamıĢ olup civar köylere sirayet etmiĢtir. Köylülerden aldığımız habere göre Ģu ana kadar hastalık mahalline herhangi bir sağlık ekibi gönderilmemiĢ olduğu gibi bu hususta ilgililere de bir ihbar yapılmamıĢtır. Dağ köylerinde icrayı vazife eden bir sağlık memuru mahalline gitmiĢse de hükümet tabipliğine keyfiyeti bildirip bildirmediği bilinmemektedir. Tehlikeli bir vaziyette civara sirayet eden hastalık için ne gibi tedbirlerin alınacağını bilmiyoruz. Bu gibi mevzularda hassasiyetine güvendiğimiz hükümet tabibi sayın Rahmi Uluhan‟ın gerekli tedbirlere baĢvuracağından Ģüphemiz yoktur. EVLENME Bir müddet evvel niĢanlanan tüccardan sayın Cemalettin GüneĢ‟le sayın Rıza Yalçın kerimesi Gülten Yalçın‟ın evlenme merasimleri bu gün ve yarın kendi evlerinde icra edilecektir. Genç evlilere saadetler temenni ederiz. BĠRLĠK SEÇĠMLERĠ HARARETLE DEVAM EDĠYOR Birliğin 3 Ocak 1953 tarihinde yapılacak yeni yönetim kurulu seçimleri için propaganda ve çalıĢmalar son hadde varmıĢtır. ġimdilik temsilcilerin hepsinin iĢtahlandığı bu 7 liralık koltuğa oturmak için her çareye baĢvurulmaktadır. Adaylar arasında Talat Tufan, EĢref BaĢaran, Ali Karasu, Sadık Karasu, Sadık Tezel gibi kimseler vardır. Temsilciler de bu Ģahıslar etrafında gruplaĢmakta devam etmektedir. Seçimlerde paranın mühim bir yol oynayacağı tahmin edilmektedir. Tuzluca ve BaĢköy kooperatiflerince seçilen temsilcilerin bir iki gün sonra Iğdır‟a gelecekleri tahmin ediliyor. Seçim için baĢlanan hazırlıkların her gün yeni bir safhaya girmesi günde bir adayı ümitsizliğe sevk etmetedir. EMNĠYET MÜDÜRÜ IĞDIR’DA 26 Aralık 1952 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 77 Birkaç gün evvel kızı Gülten Yalçın ile Cemalettin GüneĢ‟in düğünü münasebetiyle komĢu evlerden birisinde misafir bulunduğu bir sırada gece yarısından sonra Rıza Yalçın‟ın evine meçhul bir Ģahıs tarafından zorla girilmek istendiğini ve mesken masuniyetinin bu suretle ihlal edildiğini bildirmiĢtik. Verilen habere göre aynı hadise müteakip akĢam da tekerrür ettiğinden durumdan endiĢe edilmiĢ ve bilhassa tecavüzün düğün gecesi vuku bulması hadiseye hususi bir önem verdiğinden Rıza Yalçın tarafından baĢbakanlık ve ilgili bakanlığa tel ile Ģikayette bulunularak durumun tahkikini talep ettiğinden il emniyet müdürü Haydar Özkın bizzat gelerek hadiseye el koymuĢ bulunmaktadır. Ġki günden beri Iğdır‟da bulunan emniyet müdürü tahkikata geceli gündüzlü devam etmekte olup bu arada bir çok kimselerin ifadesine müracaat edilmiĢtir. MUHTAR SEÇĠMLERĠ BAġLIYOR Muhtar seçimlerinin 1953 ġubat‟ında yapılması hususunda yapılan tamimi üzerine gerekli hazırlılara baĢlanmıĢtır. Yeni seçim kanununa göre seçim kurulu baĢkanı bulunan Asliye yargıcı sayın Turgut Çeliker baĢkanlığında siyasi parti temsilcilerinden müteĢekkil ilçe seçim kurulu teĢekkül etmek üzeredir. KAZANCI MUHTARI MEHMET SÖNMEZ‟ĠN ĠSTĠFASI 1934 yılından beri Kazancı köyü muhtarlığını baĢarı ile ifa etmekte bulunan Mehmet Sönmez birkaç gün evvel bu vazifeden istifa etmiĢtir. Ġstifasının kaymakamlıkça kabulünden sonra bize müracaat eden Mehmet Sönmez istifa sebeplerini Ģöyle izah etmiĢtir. “18 seneden beri köy ihtiyar heyetinde muhtarlık ve birkaç yıl da azalık yaptım. Bu müddet içinde ahenk içinde devam eden köy iĢlerinde daima kanun ve usulün hakimiyetini temine muvaffak oldum. Fakat son zamanlarda hükümet iĢlerinde idari makamların köy muhtarlarına lazım gelen muaveneti göstermemeleri ve yanıĢ anlaĢılan demokrasi idaresinden istifade etmek isteyen halkın da idarenin bu ilgisizliği karĢısında köy iĢlerinde muhtara karĢı ayak diremesi bu vazifeyi bundan sonra yapamayacağımı bana hissettirdi ve bu sebeple istifa etmek mecburiyetinde kaldım. Hem bundan sonra bu anlayıĢla amme hizmetlerinde çalıĢmak çok müĢküldür” Mehmet Sönmez tarafından istifası için serdedilen bu esbabı mucibe hakikaten üzerinde durmaya değer bir keyfiyettir. Doğruluğu ile tanınmıĢ bulunan Sönmez bu durum karĢısında çalıĢamayacağını idrak etmiĢ olduğuna göre kabahati idari makamlarda aramak icap eder. Esasen bu mevzuda birçok köy muhtarları Ģikayetçi olduklarını muhtelif vesilelerle açıklamaktadırlar. FAZIL BAYKAL‟A CHP BAġKANLIĞI TEKLĠF EDĠLMĠġ Bugün itimat edilir bazı Ģahıslardan aldığımız malumata göre ilden gelen CHP müĢahitleri partilerinin ilçe baĢkanlığını kabul etmek üzere bir müddet evvel Demokrat Partiden istifa eden Fazıl Baykal‟ı CHP‟ne davet etmiĢler ise de Baykal, “ġimdilik müstakil olarak çalıĢacağından her hangi bir partiye intisap etmeyi fikrinden geçirmediğin beyan ederek” bu teklifi kabul etmemiĢtir. MĠR CAFER AĞA VEFAT ETTĠ Teessürle aldığımız bir habere göre bir müddet evvel Kerbalayı ziyaretten dönen Kelbayı Mir Cafer Ağa dün saat 18‟de Söğütlü mahallesindeki evinde vefat etmiĢtir. Merhum aslen Erivanlı olup bütün Iğdırlıların hürmetine mahzar olmuĢtu. Ailesine ve yakınlarına baĢ sağlığı dileriz. ġIK ELBĠSE ġık elbise giymek herkesin arzusudur. Kesilen kumaĢın usta bir terzi makasıyla biçilmesi lazımdır. ġen Dikimevi Mustafa TayĢi itinalı iĢ yapar. CHP KONGRESĠNĠN ġAKA TARAFI Kongre divanı gündemde yazılı maddelerin bir an evvel görüĢülmesi için gayret sarf ederken delegeler de kendi aralarında konuĢuyorlardı. Kulak misafiri oluyoruz. Bir delege yanındaki arkadaĢının kulağına Ģöyle okuyor: “Demirkıratlar Ġsmet PaĢayı muhtarlıktan çığarıplar. Bunlar gelip gene rey topluyorlar. Men taĢımı Ġsmet PaĢaya verecem” BaĢka bir delege: “Men kentten gelirdim dediler ki kopratif seçkisi var. Ġmdi bağıram ki kopratif baĢkanlığına isyiller ki Ġsmet PaĢayı getireler. Halbukim biz EĢref‟i istiyirik. Üçüncü bir delege: “Eye bu iĢe Fazıl Baykal ne deyir. Onun da fikrini almağ lazımdır” Ön sıralarda ayakta bulunan birisi de: “Oro, benim canım Ġsmete kurbandır. O olmese Ģimdi bizi Ermani oldırmiĢti” Rasim Ġlter habire Demokrat Partiye taĢ atıyor. Sözlerini evirip çevirip Ġnönü ve CHP‟ne getiriyordu. Bu vaziyetten canı sıkılan bir delge de “Canım Ġsmet PaĢa bize çörek veren değil. Pambuğ fiyatına ne deyirsiz. Bize bardan vermiller. Biz bunun için gelmiĢtik” Ġlter toplantının bir parti kongresinden ziyade kooperatif toplantısı olduğunu anlayınca gündemin bütün maddeleri üzerinden atladı ve baĢkan seçimin yapılmasını teklif etti. Tabii bütün delegeler de kooperatif baĢkanını seçiyoruz zannıyla Rıza Yalçın‟ı seçtiler. Kongre bitmiĢti. YENĠ ĠTHAMLAR 2 Ocak 1953 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 82 Doğu illerinde sebepsiz yere vatandaĢ öldürüldüğü iddiasıyla Ġsmet Ġnönü, Abidin Özmen ve ġükrü Kaya‟nın durumumu mecliste görüĢüldü. 1936 yılında Diyarbakır, Mardin ve Urfa vilayetlerimizde sebepsiz yere öldürülen bazı vatandaĢlarımız hakkında reva görülen muamelenin mesulleri olan o devrin devlet adamlarından Ġsmet Ġnönü, Abidin Özmen ve ġükrü Kaya‟nın durumları hakkında Diyarbakır milletvekilleri Mustafa Ekinci‟nin vermiĢ bulunduğu takrir Büyük Millet Meclisinde görüĢülmüĢtür. Ġddiaya göre 1936 yılında dahiliye vekili ġükrü Kaya beraberinde Birinci Ordu müfettiĢi Orgeneral Kâzım Orbay olduğu halde Diyarabakır‟a gelerek, Birinci Umum MüfettiĢ Abidin Özmen, Diyarbakır ve Mardin valileri ve Birinci Kolordu komutanının iĢtirakiyle bir toplantı yapılarak bu üç vilayetimizde askeri hareket için emir vermiĢ ve bir çok vatandaĢları sebepsiz ve günahsız katlettirmiĢtir. Takrir sahibi mecliste konuĢurken bahis mevzuu hadiselerin Birinci Umum MüfettiĢlik bölgesi dahilinde bulunan bütün vilayetlerde cereyan ettiğini belirtmiĢ v mesulleri hakkında meclis tahkikatı açılmasını talep etmiĢtir. ġAKA ġAKA YılbaĢı piyangosu Milli Piyangonun yılbaĢı tertibi iki gün evvel çekilerek radyo ile ilan edildi. Milyon ve yüz binleri kazanan talihlilere afiyet olsun. Iğdır‟ın yılbaĢı piyangosu da yarın sayın Banka Müdürü ile kaymakamımızın huzuruyla sinema salonunda çekilecektir. Ticaret Bakanlığı tarafından bastırılan 105 adet tam bilet sahipleri çekiliĢ salonuna davetlidirler. 7 lira olara tespit edilen 4 büyük ikramiyenin hakiki değeri milyonlarla ölçülebileceğinden çekiliĢin hayli heyecanlı ve hatta mücadeleli geçeceği sanılmaktadır. Bu piyangonun talihlileri için Talat Tufan, EĢref BaĢaran, Kadir Erol, Muhtar Yıldırım, Ahmet Armağan, Ali Karasu ve Sadık Karasu‟nun isimleri üzerinde durulmakta ve devlet kuĢunun kimin baĢına konacağından merak edilmektedir. Büyük piyango EĢref BaĢaran‟a isabet ettiği taktirde teselli mükafatını Hacı Kulem ile Abbas Odoğlu ve Talat Tufan‟a isabet ederse Ömer ġark ile Kerem Zengi alamayacaklardır. Tuzlucalılara amorti vuracağı sanılıyor. HÜSEYĠN AYDIN DP ĠDARE HEYETĠNDEN ÇIKARILMIġ Dün bir arkadaĢımız beyanatta bulunan DP ilçe idare kurulu baĢkanı (!) Nurettin Kirman idare kurulu üyesi Hüseyin Aydın‟ı kovduğundan bahsetmiĢtir. Haberin ne dereceye kadar doğru olduğu tespit edilmemiĢ olmakla beraber, sayın Aydın‟ın pabuç bırakanlardan olmadığına kani bulunduğumuzdan Nurettin‟in bu cesareti gösteremeyeceğine hükmediyoruz. Ortada idare kurulundan bir ayrılma bahis mevzuu ise onu da Hüseyin Aydın‟ın kendi arzusuyla ayrıldığı kanaatidir. MĠLLET PARTĠSĠ MUHTAR SEÇĠMLERĠNE ĠġTĠRAK EDECEK 7 Mayıs 1952 tarihinde ilçede kurulan Millet Partisi ġubat ayında yapılacak olan muhtar seçimlerine iĢtirak edeceğini ilçe seçim kuruluna bildirerek mümessil göndermiĢtir. Milletvekilleri seçim kanununda mevcut bir kaydı yanlıĢ anlayan sayın DP ilçe baĢkanı Millet Partisinin bu seçimlere iĢtirak edemeyeceğini iddia etmiĢse de bu iddiası varit görülmeyerek durumda hasıl olan tereddüdün izalesi için keyfiyet Adalet Bakanlığınca sorulmuĢtur. Bu sebeple Millet Partisi ilçe teĢkilatı sıkı bir faaliyette giriĢerek ocakları açmaya devam etmektedir. BĠR MAĞDURUN ġĠKAYETĠ Ġlçenin Kuça köyü halkından Ahmet oğlu Hasan Akpınar adında bir vatandaĢımız bize müracaat ederek uğradığı mağduriyetten Ģikayet etmiĢtir. Hasan Ģöyle iddia etmektedir: “Ġki ay evvel sebepsiz yere ben ve oğlum Kuça köylü Ömer, iki oğlu Bedir ve Abdullah ve aynı köyden Abdullah ile oğlu Tosun adında beĢ kiĢi tarafından dövüldük. Oğlum 10 ve ben de 20 gün hastanede kaldık ve bu müddet içinde iĢ ve gücümüzden kaldığımıza dair elimizde raporumuz da vardır. Ayrıca parmağım da bu dövülme sonunda sakatlanmıĢtır. Savcılık suçluların yakalanması için jandarmaya emir verdiği halde iki aydan beri bu Ģahıslardan iki tanesi celp edilip ifadeleri alınmadığından iĢ mahkemeye intikal ettirilmemektedir. Suçluların ikisi de halen malum ikamet sahibi bulunduklarına göre jandarmanın bunları yakalamamasının sebebini anlayamıyorum.” Hasan Akpınar‟ın bu iddiasına bakılırsa bizler her zaman Ģikayetçi bulunduğumuz asayiĢsizliği bizzat yapıyoruz demektir. Bu suçlu iki ay ne için ve hangi maksatlarla kanun huzuruna davet edilmiyor? Ortada 20 günlük bir mağduriyet raporu ve mevsuk bir hadise var. Suçlular ele geçmiyorsa firar muamelesi yapmak ve ya bütün imkanları seferber etmek mümkündür. Bu gibi hadiselerde hassasiyet göstermediğimiz taktirde kötü durumlara mahal verebileceğimiz tabiidir. Suçluları korumak kanuna ve cemiyetin ruhuna kastetmektir. HEKĠMHAN‟DA BĠR TERÖR CEMĠYETĠ Gazetelerden aldığımız bir habere göre Malatya‟nın Hekimhan ilçesinde “Kırk KardeĢler” namı altında kurulmuĢ bir terör cemiyetinin mevcudiyeti anlaĢılmıĢ ve kurucuları tevkif edilmiĢtir. Yapılan aramada birçok tüfek ve tabanca ele geçirilmiĢtir. Yapılan ihbarlara göre cemiyetin elinde külliyetli tüfek mevcudu da varmıĢ. Kırk KardeĢçiler sözleĢmesine göre “Atı ölene at, silahı kırılana silah ve evi olmayan ev alınacaktır” Cemiyet mensupları fedailerden teĢekkül etmiĢ ve esas gayeleri henüz tespit edilememiĢtir. Bir zamanlar aleni silahlanmayı halkın merak ve tecessüsü olarak kabul eden sayın iktidar bu silah meraklılarını niçin hoĢ görmüyor? Kırk KardeĢ merak ve arzularına uyarak silahlanmıĢsa bu hareketleri sanki bir suç mudur? Malatya‟da Ahmet Emin Yalman‟ın tecavüze uğramasından bir ay sonra Hekimhan‟da böyle bir cemiyetin ele geçirilmesi bugünkü Demokrasimiz için bir fevkaladelik sayılmaz. BEKÇĠLERDEN ġĠKAYET VAR Müteaddit defalar gazetemize yapılan bazı Ģikayetlere göre mahallelerde hiçbir suretle bekçi dolaĢtırılmamakta olup vuku bulan bazı zabıta vakalarının bu sebeple her gün arttığı belirtilmektedir. Bilaistisna bütün kasaba sakinlerinden toplanan bekçi paralarının nereye sarf edildiği ve bekçi ücreti olarak veriliyorsa mahallelere bekçi verilmemesi sebepleri sorulmaktadır. Baharlı Mahallesindeki bir okuyucumuz aynen Ģöyle demektedir: “Bir müddet evvel ambarımı yaktılar. Fail bulunamadı. Müteakip geceler saat 24‟lere kadar kendim bekliyorum. Bugüne kadar mahallede bir bekçi düdüğünü iĢitmiĢ değiliz. Verdiğiniz bekçi paralarıyla mahalleye iki bekçi temin etmek imkanı vardır” VatandaĢın sorduğu sualleri ilgililere duyurmak mevkiine olduğumuz üzerine alınacak tedbirleri öğrenip sayın halkımıza arz edeceğiz. ĠÇME SUYU SIKINTISI Su kanallarında mevcut suyun donması ve Orgof suyu tesis borularından su alma imkansızlığı dolayısıyla kasabada içme suyu sıkıntısı baĢlamıĢtır. Sayın belediyemizin nazarı dikkatini çeker çare aranmasını temenni ederiz. BĠRLĠK SEÇMĠ YARIN Iğdır Pamuk Tarım SatıĢ Kooperatifleri Birliğinin senelik mutat genel kurul toplantısı yarın saat 10‟da Aras Sinema salonunda yapılacaktır. Bu toplantıda yeni idare kurulu seçilecek ve yıllık rapor okunacaktır. SELAMMUN ALEYKUM KAYMAKAM BEY 3 Ocak 1953 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 83 Gazetemizin ilk çıktığı sıralarda mesai ve usulsüz muameleleriniz hakkında hayli yazı yazmıĢ ve sizi ikaz etmeye çalıĢmıĢtık. O zamanlar, zatı aliniz bu neĢriyatımızı Ģahsınıza yapılmıĢ haksız bir hücum telakki etmiĢ ve bir çok yakınlarımıza Ģikayette bulunmuĢtunuz. Bir müddet düĢünerek hareket ettiniz ve biz de neĢriyatımızın Ģahsınız ve mesainiz üzerinde müessir olduğuna kanaat getirerek sizi bu müddet içinde tenkit etmeden sarfınazar ettik. Fakat Kaymakam Bey hadisat bizi tekrar yazmaya mecbur etti. Rahatınızı bozduğumuz için özür dileriz. Bizi yazmaya teĢvik eden Osman Dalkıran adındaki vatandaĢı tanırsınız. Dalkıran diyor ki: “Ben 5826 sayılı kanunla yasak bölgeden çıkarılan Elmagöl köyü halkındanım. 1341 tahririnde bu köy nüfusuna kayıtlı olduğum için ve baĢka tarafta da iskana tabi tutulmadığım halde herkes gibi ben de beyanname vererek burada yerleĢtim. Diğer taraftan Sait Bulut ile birkaç arkadaĢı bize musallat oldu. Köyümüzde yerleĢmek istediler. Toprak ve Ġskan Genel Müdürlüğü 18.12.1950 tarih ve 3465-9/6058/28144 sayılı emriyle bu Ģahıslara iskan bakımından yapılacak bir muamele olmadığını bildirdi. 1951 yılında Karakuyu köyü ve Diyadin nüfusuna kayıtlı bulunan Sait Bulut ve arkadaĢları, köy kurulmadığı halde kanunsuz olarak Elmagöl nüfusuna kaydedildiler. Vilayet emri hilafına kaymakamlık bu Ģahıslara Elmagöl köyünde icarla arazi verdi ve bizi birbirimize düĢürdü. Nihayet vaki müracaatımız üzerine vilayet yüksek makamı bütün bu muamelerden bahisle 4.8.1952 tarih ve 1241/418 sayılı kati bir emirle bu ailelerin köyümüzden çıkarılmasının bildirdiği halde kaymakam her ne sebeptense bu emri de dinlemeyerek infaz etmedi. Birkaç gün evvel dairesine gittim. Beni yanına çağırdı ve koltuğundan kalkarak kulağıma eğildi. Ne dese beğenirsiniz, “Senin ananı avradını S.K. ederim. Beni usandırdın bir daha daireme gelme” Kaymakam tarafından maruz kaldığım bu ağır hakareti hazmedemiyorum. Birkaç gün evvel kaymakamın bu hareketlerinden cesaret olan Sait ve birkaç arkadaĢı 15 koyunumu gasp ettiler. Fakat derdime bakan yoktur.” Osman Dalkıran‟ın uzun macerasını bütün çıplaklığı ile nakletmeye imkan yoktur. Bu sözleri biz değil Emlagöllü Osman Dalkıran söylüyor. Bir kaymakam bir kasabanın mukadderatını hakim olan bir insan, bir vatandaĢın kulağına bu müptezel lakırdıları nasıl söyleyebilir? Bu Ģekilde küfretmek içtimai mevki sahiplerine yakıĢır mı? Kaymakama her Ģeyden evvel Ģahsını ıslah etmesini tavsiye ederiz. BĠRLĠK SEÇĠMLERĠ 3 Ocak 1953 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 83 Günlerden beri Iğdır efkarını meĢgul eden Pamuk Tarım SatıĢ Kooperatifleri Iğdır Birliği seçimleri hazırlığı dün akĢamdan itibaren en hararetli safhaya girmiĢtir. TaĢburun‟dan Ali Karasu‟nun vekaletini amcası Sadık Karasu‟ya vermesi ve yeni yönetim kuruluna Talat Tufan, Kadir Erol ve Muhtar Yıldırım‟la beraber Sadık Karasu‟nun aday gösterilmesi mukabil gurubu daha fazla çalıĢmaya sevk etmiĢti. Bu gruptaki anlaĢma ve beraberliğe rağmen ikinci tarafta ihtilaf mevcuttu. Aday olarak gösterilen Ahmet Armağan ile Kadir Günde yanında yer alacak diğer iki yönetim kurulu üyesinin tespit edilememesi ve EĢref BaĢaran‟ın aday gösterilmesiyle Kurban Akar‟ın muhalefet göstermesi Talat Tufan grubunun ekmeğine yağ sürdü. BaĢlangıçta BaĢaran grubunu destekleyen BaĢköy delegeleri bu ikilikten dolayı Talat Tufan‟la birleĢmek zorunda kaldılar. Tuzlucalılar her iki grup arasında gece yarısına kadar mekik dokumakta devam ettiler. Propaganda için Tufan grubu Feyzullah Zengi çayhanesini, BaĢaran grubu da Baykal gazinosunu seçmiĢlerdi. Tuzlucalılar iki grubun teĢekkül etmesinden gayet memnun görünüyorlardı. Her iki tarafla da pazarlığa giriĢmek suretiyle hem yol masraflarını almak ve hem de bir yönetim kurulu azalığını sağlam kazığa bağlamak gayesiyle hareket ettiler. Fakat öteden beri bu ilçe delegelerinin malum durumları dolayısıyla her iki grubunda verilen söz ve teminatlara rağmen kendilerine itimat etmedikleri anlaĢılıyordu. Grupların toplantı ve propagandası gece yarısına kadar bütün heyecan ve hararetiyle devam etti. Muhalif partilerin kuvvetlenmesiyle itibarını kaybeden Demokrat Parti BaĢkanı Nurettin Kirman‟ın bazı delegeleri zaman zaman siyaset caddesine çekerek etrafa karĢı blöf yapması günün en iyi manzarasını teĢkil ediyordu. Sözde kooperatif seçimlerinde siyasi parti fikrini müessir kılmak gayesini güden Kirman, gülünç bir duruma düĢmekten kurtulamadı. Sabahın erken saatlerinde propaganda akĢamki heyecan ve hararetiyle devam etti. Tufan grubu kuvvetli olduğunu ilk nazarda ihsas ettiriyordu. Tuzluca ve BaĢköy delegeleri BaĢaran‟ın kuyruğunu bırakmıĢ Tufan etrafında toplanmıĢlardı. Henüz seçimler baĢlamadan BaĢaran grubu çözülmeye baĢladı. Saat 9‟a kadar kararlaĢtırılmayan liste nihayet sümme tedarik hazırlanabildi. Fakat ikilik ve çözüntünün devam etmesi bu grubunun seçime ve hatta kongre salonuna girmesine mani oldu. Seçim neticesini ve kongre intibalarını yarınki nüshamızda arz edeceğiz. TAVZĠH Birkaç gün evvel yapılan CHP ilçe idare kongresinde samiin sıfatıyla kongre divanı yanındaki boĢ bir sandalyaya oturmuĢ ve dinliyordum. Sayın gazeteniz tarafından kongre divanına katip seçildiğim bildirilmiĢtir. Ben Demokrat Partili olduğumdan CHP kongresine katip seçilemeyeceğim tabiidir. Keyfiyetin tavzihini saygılarımla istirham ederim. Kadir Günde GARĠP BĠR CEVAP Partiden istifası Ģayiası üzerine DP ilçe idare kurulu üyesi Hüseyin Aydın tarafından neĢriyatımıza cevaben bir mektup aldık. Aynen neĢrediyoruz: “Beni DP ilçe idare kurulundan Nurettin Kirman tarafından kovulduğumu ihbar eden adama Ģu cevabı veriyorum. ArkadaĢ, beni partimden ancak kovacak benim. Kanaatim olabilir. Ben partime ve arkadaĢlarıma bağlıyım. Böyle asılsız iğbaratlar ancak yalancıyl müteessir edebilir. Doğrusu hayret ettik. Sayın Hüseyin Aydın ya okuduğunu anlamadı veya ağasına yaranmak sevdasındadır. Hüseyin‟i partiden kovduğunu söyleyen Nurettin Kirman, haberi yazanda DĠL gazetesidir. Aydın, partisine ve arkadaĢlarına bağlılığı teyit ettiğine göre Nurettin‟in Ģakasını hoĢ görüyor demektir. Bu taktirde ortada yalan bir haber mevcut olmadığına göre teessürü mucip bir halde olamaz. Nurettin‟e yaranmak istiyorsa gazetemizin aracılığına lüzum yoktur. Doğrusu bizde Hüseyin Aydın‟ın vaziyetine müteessir olduk. ġAKA ġAKA ġAKA Dağ DoğurmuĢ (Muça‟da koyun otlatan Hesso ömrü boyunca tren görmemiĢ) ArkadaĢı Memo‟ya hitaben: “Oro Memo, bağ sene deyim. (Tünelden ani olarak çıkan treni tasvir etmeye çalıĢarak) “Dağ doğırdı, alamet doğırdı. Karnı ĢiĢmiĢti, ademleri yutmiĢtiki, karnından fırlamiĢti. Ola, gözini açmiĢti, gafesinden duman çığirdi. Arhesine bağtın. Ne gören Hesso‟nun damı, Memo‟nun damı, Hırtto‟nun dam, Hüssü‟nun damı tağmiĢ peĢine tağmiĢ götürür. Ola köpriye geldi, kopriden su içacağtı. Su içmedi meğer sen karĢıgi koyın Memed ağasına küsmiĢ. BaĢladı. Hırtto-Fırtto-Zangir-Zingir-Tingir-Fingir, ola bir de aci aci bağırdi. Korğudan dilim yuttum.” Memo söze karıĢtı. “Ola Hesso o senin bildığın kimi cenever, menever değil. ÖzbaĢına geden bir icattır. Adına tiren diyerler.” Gazetemizin prensibine uymamakla beraber bir arkadaĢın ağzından naklettiğimiz bu fıkrayı duyunca Birlik seçimleri hatırladık. Galiba bugünkü seçimlerde bir alamet doğuracak. Bari Hesso‟nun tasvir ettiği kadar gürültülü olmasa... BĠRLĠĞĠN BAġKAN SEÇĠMĠ YAPILDI 7 Ocak 1953 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 87 3 Ocak 1953 tarihli Birlik genel kurul toplantısında yönetim kuruluna seçilen Talat Tufan, Sadık Karasu, Kadir Erol ve Muhtar Yıldırım dün Ziraat Bankasında toplanarak baĢkan seçimini yapmıĢlardır. 2834 sayılı kanun gereğince yönetim kurulu tabii üyesi addedilen Birlik Genel Müdürü de oyunu kullanmıĢ ve baĢkanlığa Talat Tufan seçilmiĢtir. Yeni yönetim kurulu ana mukavelename hükümleri gereğince 4 Ocak 1953 tarihinden beri vazifeye ve çalıĢmaya baĢlamıĢtır. ĠRAN‟A KAÇTILAR Aldığımız habere göre bir müddet evvel mürettep mahalleri olan Trakya‟dan gelerek BaĢköy bucağımızın Adetli köyünde yerleĢen Ġsa ve Süleyman adındaki Ģahıslar bir gece evvel ev ve hayvanlarını alarak Ġran‟a geçmiĢlerdir. Ġran‟a geçen iki hane Helikanlı aĢiretine mensup olup Ağrı isyanı sırasında Türkiye‟ye iltica ederek Batı Anadolu‟da iskan edilmiĢlerdi. DP ĠLÇE KONGRESĠ ĠÇĠN HAZIRLIKLAR Demokrat Parti ilçe kongresi için hazırlıklara baĢlanmıĢ olup bu meydanda ocaklardan gelecek olan delegeler ve isimleri tespit edilmektedir. SAVCIMIZIN BEYANATI Geçen nüshalarımızdan birisinde Kuça köyünden Hasan Akpına ve oğlunu yirmi gün iĢ ve gücünden alıkoyacak Ģekilde dövenlerin zabıtaca aradan aylar geçtiği halde celp edilmemeleri sebebiyle yazdığımız bir yazı üzerine dün sayın savcımız Fuat Eribol bize Ģu izahatı vermiĢtir. “NeĢriyatınız tamamen doğrudur. Fakat, bu kabahat ne savcılığımızda ve ne de zabıtada değildir. Mağdurun ilk Ģikayeti üzerine derhal Kuça köyüne jandarma gönderilmiĢ ve fakat kavgaya iĢtirak ettikleri iddia edilen bazı kadınlar getirilmiĢti. Bilahare asıl faillerin yakalanması için teĢebbüse geçilmiĢse de savcılığa bildirilen isimler de bazı yanlıĢlıklar görülmüĢ ve suçluların esas isimlerinin tespiti biraz zor olmuĢtur. Bu sebeple ilk tahkikatın gecikmesi ve suçluların celbi ihtiyarımız haricinde olan sebeplere istinat etmektedir. Hayli ağır bir suçla sanık bulunan bu Ģahıslar bizzat memuriyetimizce de takip edilmektedir.” VazifeĢinaslığına kati olarak emin bulunduğumuz muhterem savcımızın bu izahatı bizi tatmin etmiĢ bulunmaktadır. Vazifesinde gösterdiği hassasiyet ve gazetemiz neĢriyatında verdiği kıymetten dolayı kendilerine aleni teĢekkür ederiz. SAĠT BULUT‟UN CEVABI “Selam ün aleyküm Kaymakam Bey” baĢlığı altında neĢrettiğimiz bir yazıya cevaben dün Sait Bulut imzasıyla bir mektup aldık. Basın Kanuna göre uzun olması ve suç sayılacak ifadeleri havi bulunması dolayısıyla cevap mahiyetinde bulunan kısımları neĢretmekle iktifa ediyoruz. “Ben Elmagöl köyü yerli halkındanım. Ruslar zamanında babam Koro bu köyden çıkarılmıĢ olup bu gün onun ismiyle anılan Koro çayırlığı mevcuttur. 1950 yılında bu köyde yerleĢerek baba mülkiyetimin ispatı için mahkemeye müracaat ettim. Fakat 5826 sayılı kanunun tatbik mevkiine girmesiyle yapılacak muameleyi bekliyoruz. Ġcarla arazi almıĢ bulunmaktayım. Ancak yapılan muamele Tarım Bakanlığı genel tamimlerine istinat etmektedir. Çıkarılmamız için bahsedilen emir samimi değildir. Sizin gibi beylerin tavassutuyla verilmiĢtir. Osman Dalkıran bir çok defalar Ankara ve Kars‟a gitmiĢse de iddiaları yersiz olduğundan kavlı mücerrette kalmıĢtır. Kanun suçlu olduğumuzu tespit ederse tecziye eder. Yoksa bizi ikamet ettiğimiz yerden kimse uzaklaĢtıramaz. Kaymakam bizi himaye etmemiĢ ve bilhassa otlakiye için vaki taleplerimizi de reddetmiĢtir. Bizi hırsız ve kaymakamı da vazife yapmıyor diye vasıflandırmanız iğfala kapıldığınızı göstermektedir” Sait Bulut‟un cevabı bizi tatmin edememiĢtir. Asıl yazımızın muhatabı cevap vermeliydi. Vilayetin tavassutla emir verdiğini iddia ettiklerine göre bunu ispat etmek biraz zor olsa gerektir. TALAT TUFAN CEVAP VERĠYOR 7 Ocak 1953 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 87 Dünkü nüshamızda Talat Tufan hakkında yaptığımız neĢriyata cevaben aldığımız mektubu basın kanunu gereğince neĢrediyoruz: “DĠL Gazetesi Yazı ĠĢleri Müdürlüğüne Köylüm ve komĢum Cihangir Erkut‟un mektubuna istinaden hakkımda yaptığınız neĢriyat tamamen asılsız ve mesnetsizdir. Cihangir Erkut‟u yönetim kuruluna seçilmek üzere desteklemediğim ve kardeĢi Yunus Erkut‟u bütün ısrarlarına rağmen kooperatife memur almadığım için aleyhimde bu Ģekilde hareket etmesine sebep olmuĢtur. Ben haddizatında Birlikten 3000 lira avans almıĢtım. Bu parayı o zaman iĢletmeye teslim ettiğim pamuk mukabili çektiğimden teslimatı müteakip derhal bu avansın mahsubu yapıldı ve makbuzda bana verilmiĢ bulunulmaktadır. Fazla bardan aldığım iddiası da tamamen uydurma ve yalandır. Zira, bugüne kadar Birlikten almıĢ bulunduğum bardan adedi 30‟dur. Kayden sabit bulunan bu hususu propaganda mevzuu yaparak aleyhimde istismar etmek Cihangir Erkut‟un karakteriyle yakıĢık almaz. Kredi borçlarını kaçırmak ve komisyonculuk yapmak için köylü mallarını Ģu veya bu Ģahıs namına Birliğe verdiğim hususu da uydurmadır. Çünkü, bu niyeti taĢıyan bir kredi borçlusu bana müracaat edeceğine, pekala binlerce ortağı bulunan bir Melekli köylüsüne baĢvurabilir. Kaldı ki bugüne kadar Birliğe vermiĢ bulunduğum pamuk miktarı 5500 kilodur ki bu da kayden sabittir. Ben, bahsettiğiniz gibi mali durumu gayet yerinde olan bir hemĢehrinizim. Kooperatife hırsızlık için değil ortakların arzu ve ısrarı ile girdim. Bugüne kadar bir suihalimide hiç kimse iddia edemez. Ufak tefek hataları bir milyonluk müessesede çok görmemek icap eder. Tuzlucalılar bana kendi arzu ve istekleriyle oy vermiĢtir. Bu arkadaĢlara para vaat ettiğim hususunda söylentiler varsa bunlar tamamen asılsızdır. Zaten delege olarak genel kurula iĢtirak eden muhterem Tuzlucalı arkadaĢların ortak oldukları bir müessesenin idaresini maddi menfaat mukabili Ģu veya bu Ģahsın eline vereceğini asla zannetmiyorum. Gayem ortaklara ve Iğdır pamuk müstahsiline hizmet etmektir. Daima memleket meselelerinde samimi hareketine Ģahit olduğunuz, muhterem gazetenizin Ģahsımı çürütmek gayesiyle hareket eden kimselerin sözüne kıymet vermeyeceğini biliyorum. Bu vesile ile saygılarımı sunar memleket için hizmetlerinizin baĢarılı ve devamlı olmasını temenni ederim. Iğdır PTSK Birlik BaĢkanı Talat Tufan” ĠLAN Iğdır Pamuk Tarım SatıĢ Kooperatifleri Genel Müdürlüğünden Birliğimiz için günde 20-25 ton arasında çiğitli pamuk çırçırlayan ve makine ile küçük çapta pres yapan, Birlik fabrikasına yakın bir fabrika icar edilecektir. Bu evsafta fabrikası olanların 9 Ocak 1953 Cuma gününe kadar bir beyanname ile durumlarını Birliğe bildirmeleri ve bunlardan az masrafla çok iĢ gören ve yukarıdaki evsafa uygun olan fabrikanın açık eksiltme ile kiralanacağı ilan olunur. ÇĠFTÇĠ MALLARI KORUMA BAġKANI GAZETEMĠZE ĠZAHAT VERĠYOR Ġlçede mevcut su buhranı münasebetiyle yaptığımız neĢriyat üzerine Çiftçi Malları Koruması baĢkanı Hasan Çetinel gazetemiz idarehanesine gelerek neĢriyatımıza hak verdiğin beyan ettikten sonra bu hususta tertibat alındığını ve yakında su ihtiyacının karĢılanacağını bildirmiĢtir. Hürriyet Gazetesine Tepki Devam Ediyor 12 Ocak 1953 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 92 3 Ocak tarihli Hürriyet Gazetesinde zümreciliği hedef tutan baĢyazı münasebetiyle dün de telgraflar çekilmiĢtir. Tüccardan Musa Malgaz, Aziz Güney, Süphan GüneĢ, Sait Zor, Cihangir Turan, Cemalettin GüneĢ ve DĠL gazetesi sahibi Mecit Hun tarafından müĢterek imzayla BaĢbakan Adnan Menderes, Zafer Gazetesi, Diyarbakır mebusu Mustafa Ekinci ile Büyük Millet Meclisi BaĢkanlığına çekilen telgraf aĢağıdadır: “3 Ocak 1953 tarihli Hürriyet gazetesinde baĢmakale olarak Sedat Simavi imzasıyla kaleme alınan “KurĢuna dizilenler” baĢlıklı yazıda Diyarbakır ve çevresinde sebepsiz olarak kurĢuna dizilen vatandaĢların mesulleri hakkındaki takririne temas edilerek muhterem Menderes‟i tahrik eden amiller arasında Kürtlük meselesiyle hatırı bulunduğu belirtilmektedir. Tefrikacı ve zümreci bir gaye ile kaleme alındığına kani bulunduğumuz bu yazının Türk basınında ve bilhassa Hürriyet gibi yüksek tirajlı bir gazetede neĢredilmesi Türk milletinin milli bütünlüğü ile kabili telif değildir. Bahusus aynı yazıda birkaç Kürt yine isyan ederlerse aynı kol aynı yumruğu onların beynine indirmekle vazifelidir, tehdidi hükümet adına Sedat Simavi‟nin lüzumsuz bir ihtarı mahiyetini arz etmektedir. Türklük-Kürtlük tefrikasının çoktan tarihe karıĢtığı Ģu sırada hiçbir sebep mevcut olmaksızın aynı mevzua münevver gazetecilerimiz tarafından avdet edilmesi, ġarkın bir hudut kasabası olan Iğdır‟da “çirkin” tabiriyle vasıflandırılmaktadır. Bu yazı Simavi‟nin tabiriyle birkaç Kürdü değil, milyonlarca vatandaĢı teessüre gark etmiĢtir. Hatırımızdan dahi geçmesini arzu etmediğimiz tefrikacılığın münevver kalemler tarafından hortlatılmasını Ģiddetle protesto eder, Halk Partisi devrinin Cevdet Kerimleri siyasetini takip eden Simavilerin kül halindeki milli bağlılığımıza menfi tesir yapamayacaklarını saygılarımızla arz ederiz. ENVER SEVER‟ĠN MEKTUBU Demokrat Parti Ġçbucak ilçe idare kurulu üyesi ve Alikamer köyü ocak baĢkanı Enver Sever‟den bir müddet evvel yapılan CHP Iğdır ilçe kongresi hazırlıklarına müteallik bir mektup aldık. Gazetemizin tarafsızlığı münasebetiyle bu Demokrat arkadaĢın arzusunu yerine getiriyoruz. “22.12.1952 günü saat 17:30 sıralarında köyün orta yerine doğru ilerleyerek üzerindeki CHP forsuyla halkı kendisinden kaçıran bir cip. Forsu görenler derhal geri dönüyor. Merak ettim. Meğer Halk Partililer (Rasim Ġlter, Hüseyin Altay, Hasan Çetinel, Abdullah Armağan) Alikamer köyünde CHP‟li aramaya gelmiĢler. Oturdukları dükkanda parlayan gözleriyle kendilerini karĢılayacak adam bekledikleri hallerinden belli. Misafire hürmette kusur etmemek için yanlarından bulunan bir baba ile iki oğluna parti propagandası yapıyorlar. Yanındaki üç köylü bilamecburi beyleri esneyerek dinlemektedir. Bu sırada yanlarına gittim. Vaktin gecikmesini beyan ederek beyleri köylülerle görüĢtürmemin mümkün olamayacağını söylemek istedim. Fakat gördükleri mukabeleden piĢman bulundukları yüzlerinden okunuyordu. Daha ziyade üzmek istemedim. ġunu düĢündüm ki ideallerin de sabit kalan köylümle bunları görüĢtürmüĢ olsa idim muhakkak ki konuĢacakları mevzular ve ölçüsüz sözleri mukabilinde köylüden alacakları basit cevaplar onları tatmin edebilecekti. Bu sebeple baĢtanbaĢa Demokrat olan bir köyde Halk Partili aramaya çıkan 4 hemĢehrimizden özür diler bir daha da misafirlik hariç, parti mevzuunda, Alikamer yolunu tutmamalarını tavsiye ederim.” ĠTĠZAR Teksir makinemizin ufak bir arıza göstermesi dolayısıyla dün ve bugün intiĢar eden nüshalarımızı zamanında okuyucularımıza yetiĢtiremedik. Yine kağıt mevcudumuzun bitmesi hasebiyle birkaç gün ara vermemiz muhtemeldir. Bu sebeple muhterem okuyucularımızdan özür dileriz. ĠLAN Iğdır nüfus memurluğundan almıĢ bulunduğum nüfus cüzdanımı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü bulunmadığını ilan ederim. Kasımcan Köylü Muhar oğlu Gaffar AteĢ TEZEL GELDĠ Dün siyasi bazı meseleler için Ağrı‟ya giden muhterem Sadık Tezel bugün hususi bir otomobil ile avdet etmiĢlerdir. TÜRK MĠLLĠYETÇĠLER DERNEĞĠ TOPLANDI Son hadiseler münasebetiyle Türk Milliyetçiler Derneğinin Iğdır Ģubesi dün ġehir Kulübünde birçok üyelerin iĢtirak ettiği bir toplantı yapmıĢtır. Toplantıda görüĢülecek mevzular etrafında izahlarda bulunan Hamza Mızrak, 12 Kasım günü Iğdır‟ın KurtuluĢu münasebetiyle tertiplenen gecede sahneye Azerbaycan bayrağı asıldığı iddia edilerek Dernekliler aleyhinde “komünistlik propagandası yapmak” suçundan takibat yapıldığın ve uzun zaman devam eden bir tahkikat safhasında savcılıkça takipsizlik kararı verildiğini belirterek, Derneğin bazı kötü niyetliler tarafından harcanmak istendiğini ve bunlarla mücadele etmenin gerekli bulunduğunu söylemiĢtir. Bilahare Hürriyet Gazetesinin 3 Ocak 1953 tarihli nüshasında Sedat Simavi tarafından yazılan baĢyazıda milliyetçiliğe aykırı fikir ve beyanlar bulunduğundan keyfiyetin Dernek genel merkezine bildirilmesi ve top yekun gençlik tarafından icap eden yerlere telgraf çekilmesi teklif edilmiĢ ve hazır bulunanlar tarafından bu fikir ittifakla tasvip edilmiĢtir. Dernek baĢkanı Celâl Açıkgöz söz alarak Malatya hadisesi dolayısıyla keza Hürriyet gazetesinin bitaraflılığını ve olgunluğunu muhafaza etmeyerek Dernek aleyhinde pireyi deve yaptığından bahsetmiĢ ve derneğin bu hadise ile ilgili tutulmak istendiği bu propagandaların milliyetçileri çekemeyen unsurlar tarafından çıkarıldığını sözlerine ilave etmiĢtir. Bu konuĢma üzerine toplantıda hazır bulunan Dernekliler bağlılıklarını bir defa daha izhar ederek toplantıya son vermiĢlerdir. SÜRMELĠ GENÇLĠK SPOR KULÜBÜNÜN DURUMU Piyasaya olan borçlarını tasfiye maksadıyla Sürmeli Gençlik Spor Kulübü tarafından tertiplenen piyangonun çekilememesi münasebetiyle Kulüp genel kurulunun üs normal toplantıya davet edildiğini evvelce bildirmiĢtik. Son toplantıda seçilen kongre divanı geçici kalmak suretiyle bizzat piyango iĢine el koymuĢ ve dün mevcut azalarla bir toplantı daha yaparak büyük emeklerle kurulan kulübün çökmemesin teminen evvelce yönetim kurulunu teĢkil eden 7 üyelik miktarı 3‟e indirerek yeni kongreye kadar Hamza Mızrak, Ahmet Tekin ve Celâl Açıkgöz‟den müteĢekkil bir idare heyeti seçmiĢtir. Piyango meselesi de yeni idare heyeti tarafından tetkik edilecek ve piyangonun çekilip çekilmeyeceği hususunda bir karara varılacaktır. Ġl Genel Meclisi ÇalıĢmaları Sona Erdi 19 Ocak 1953 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 95 Kars ili meclisi çalıĢmalarını bitirerek kendi aralarında daimi komisyonda çalıĢacakları seçmiĢtir. Bizzat takip ettiğimiz son toplantıda birkaç seneden beri vilayet meclisinin yegane mevzuu olan Kırzıoğlu Fahrettin‟in Kars Tarihi adlı kitabının vilayetçe basılması meselesi bir gün evvel yapılan görüĢme ve alınan karara rağmen tekrar SarıkamıĢ üyesi Hüseyin Altay tarafından ortaya atılmıĢ ve uzun münakaĢalara yol açmıĢtır. Zaman zaman sayın Niyazi Akı tarafından verilen tatmin edici izahat üzerine görüĢme kafi görülerek gündemin son iki maddesine geçildi. Menafii umumiye kanununa göre her ilçe için birer hakem heyeti seçildi. Ġstimlak iĢlerinde hakemlik yapacak olan bu heyette evvelki liste aynen kabul edilerek daimi komisyon seçimine geçildi. BaĢkan tarafından siyasi partilerin aday tespit edip etmedikleri hususu soruldu. Her iki partinin de adayları mevcut olduğu grup sözcüleri tarafından bildirilerek oylar kullanıldı. Yapılan tasnif sonunda seçimin Demokrat Partililer lehine neticelendiği anlaĢıldı. Bu suretle daimi komisyona Abdurrahman Kılıç (SarıkamıĢ), Süleyman Parlak (Kağızman), Ahmet Kağan (Göle), Alaaddin Atalay (Posof) seçildiler. CHP adayı olan Rıza Karakurt, ġahin Yerdelen, Mihrali ġengül, Sümmani Akçay yedekte kaldılar. KARS VALĠSĠNĠN GAZETEMĠZE BEYANATI Sayın Nizayi Akı Iğdır‟a müteallik mevzularda geniĢ izahatta bulundu: Kars Valisi sayın Niyazi Akı birkaç gün evvel Kars‟a giden arkadaĢımız Mecit Hun‟u kabul ederek Iğdır‟a taalluk eden mevzularda geniĢ izahat ve beyanda bulunmuĢlardır. Bilhassa Iğdır‟ın ana davalarına temas eden Akı, Ģu hususların gazetemiz vasıtasıyla Iğdır halkına müjdelenmesini arzu buyurmuĢlardır: 1. Iğdır‟ın emniyet ve asayiĢini temin maksadıyla mevcut polis kadrosunun kifayetsizliği nazara alınarak 1 emniyet amiri ve 6 polisten ibaret bulunan eski kadroya yeniden 3 polis ilave edilmiĢ ve gerekli tayinler yapılmıĢtır. Bu suretle Iğdır‟ın Ģehir asayiĢi için müspet bir adım atılmıĢ bulunmaktadır. 2. Dil mıntıkasında açılması bahis mevzuu olan Devlet Üretme Çiftliğinin açılması 1953 Mayıs‟ına kadar mümkün kılınacak ve bu suretle Iğdır‟ın iktisadi kalkınması için elzem bulunan bu dava da halledilmiĢ olacaktır. 3. Dil mıntıkasının açılması ile geniĢleyen sahanın asayiĢ ve emniyetini temin ve Iğdır‟dan itibaren105 kilometre uzanan bu bölgede idareyi hakim kılmak maksadıyla coğrafi ve iktisadi faktörler de nazara alınarak BaĢköy bucağımızın ilçe merkezi haline getirilmesi zaruri görüldüğünden bu hususta il genel meclisine verilen takrir kabul edilerek evrakın tekamülünü müteakip içiĢleri bakanlığı vasıtasıyla Büyük Millet Meclisine lazım gelen teklif yapılacaktır. BaĢköy bucağının ilçe merkezi haline getirilmesiyle Iğdır‟ın iktisadi ve ticari durumunda mühim bir ilerleme kaydedileceği bedihidir. 4. Iğdır‟da bir iplik fabrikasının açılması hususunda evvelce sarf edilen gayretlere inzimamen Kars‟a teĢrifleri sıralarında muhterem cumhurbaĢkanı Celal Bayar‟ın temennilerine binaen kooperatif ve tüccarlar arasında müĢtereken yapılması keyfiyeti önemle takip edilerek bu hayırlı teĢebbüs desteklenecektir. Ġcap ederse Türkiye Sanayi Bankasının da iĢtiraki temin edilerek Iğdır‟ın bu ana davasının da halli mümkün kılınacaktır. BaĢlıca dört mevzu etrafında gazetemize tatmin edici beyanda bulunan sayın Niyazi Akı bu meselelerin halli için lazım gelen hususları da izah buyurmuĢlardır. Yarınki sayımızdan itibaren bu ana davaları ayrı birer mevzu olarak tekrar ele alarak, sayın Niyazi Akı‟nın Iğdır‟a verdikleri ehemmiyetten de bahsedeceğiz. ĠLAN Pek yakında haftalık mizah gazetemizi (Fırıldak) bekleyiniz. ĠLAN Ġlçemizde evvelce pamuk, çimento ve saire gibi ticaret iĢleriyle iĢtigal eden odamıza kayıtlı Latif Polat‟ın bu kere 1953 yılından itibaren taahhüt iĢleriyle de iĢtigal edeceği ve kendi müracaatı üzerine odamızda evvelce mevcut bulunan kaydının bu suretle tashih edildiği ticaret kanunu hükümlerine göre ilan olunur. ĠLAN Ġlçemizde evvelce tenekecilikle iĢtigal eden odamız sicil defterinin 382 sicil sıra numarasında kayıtlı Ġskender Yalçın bu kere 1 Ocak 1953 tarihinden itibaren yeni yol caddesinde mülkiyeti kendisine ait dükkanda pamuk ve zahirecilik ile iĢtigal edecektir. Bu suretle kaydının odamızca tashih edildiği ticaret kanunu hükümlerine tevfikan ilan olunur. ĠLAN Iğdır nüfus memurluğundan aldığım ve içinde askeri muamelem iĢlenmiĢ bulunan nüfus cüzdanımı kaybettim. Yenisi alacağımdan eskisinin hükmü olmadığı ilan olunur. Yaycı köylü Rıza Çakar ĠLAN Iğdır Ticaret ve Sanayi Odasından Iğdır‟ın ġehit Mehmet ÇavuĢ caddesinde kantariye ve bakkallıkla iĢtigal eden Ġsmail Çağatay‟ın odamıza vaki müracaatı üzerine kaydının yapılarak sicilli ticarete ithal edildiği ve badema bu unvanla iĢ yapacağı ticaret kanunu hükümlerine tevfikan ilan olunur. BĠRLĠK GENEL KURULUNU ÜSNORMAL TOPLANTIYA DAVET TEġEBBÜSÜ Aldığımız habere göre kooperatifçilerden bazıları yeni bir teĢebbüste bulunarak genel kurulu üs normal toplantıya davet etmek üzerek delege ve ortaklardan imza toplamaya baĢlamıĢlardır. Bu toplantının yapılmasını icap ettiren sebeplerle toplantıda hangi hususların görüĢüleceğine dair hiçbir malumat verilmemektedir. Tahminimize göre yapılan bu teĢebbüsün baĢlıca maksadı yönetim kurulundan bazı Ģahısları uzaklaĢtırmaktır. Toplantıya daveti icap ettiren takrir kanuni miktarda imzayı ihtiva ettiği anda Birlik genel müdürlüğüne verilecek ve toplantı günü bu suretle tespit edilecektir. Toplantının Birlik kontrol kurulu tarafından da tasvip edilip edilmediği de bilinmeyen hususlar arasındadır. YASAK BÖLGE HALKINA YAPILACAK MUAVENET 5826 sayılı kanun gereğince yasak bölge halkına yapılacak olan muavenete dair bütün muamele ikmal edilmiĢ bulunmaktadır. Aldığımız habere göre, verilen beyannameler üzerinde gerekli tahkikat icra edildikten sonra müstahak aileler tespit edilerek ilgili komisyonca karara bağlanmıĢtır. Evvelce verilen iki yüz bin lira tahsisata ilaveten yeniden 300 bin liralık tahsisat istenmiĢ ve bu da gelmek üzeredir. Bu münasebetle bu ilden gelecek olan merkez iskan memuru Ahmet Tekirdağ bu paranın tevziatına baĢlayacaktır. ĠDRĠS ATAMAN GELDĠ Bir müddet evvel Elazığ‟a tarım kurusuna giden ziraat memurumuz Ġdris Ataman iki gün evvel avdet etmiĢtir. Ataman‟a devamlı baĢarılar temenni ederiz. MERMĠ SATAN JANDARMA GEDĠKLĠSĠ Birkaç gün evvel Kars emniyet müdürlüğünün esaslı çalıĢmalarıyla mermi satıĢı yapan bir Ģebeke ele geçirilmiĢtir. ġebeke Ģu Ģekilde ele düĢmüĢtür. Kars cezaevi baĢgediklisi Hasan Dalseven adındaki bir zabıta mensubunun Kars‟ta bakkallık yapan Mehmet TaĢdemir vasıtasıyla dıĢarıya mermi satıldığı ihbarı üzerine hadiseye el koyan emniyet müdürü Haydar Özkın baĢgedikliye hitaben bakkal Mehmet‟ten iki pusula almaya muvaffak olmuĢ ve verilen mermi bedelleriyle bir miktar boĢ kovanı Mehmet‟in dükkanında yaptığı bir aramada ele geçirmiĢtir. Bilahare baĢgediklinin evinde de arama yapılarak 424 mavzer mermisi ele geçirilmiĢ ve sanıklar tevkif edilerek askeri mahkemeye sevk edilmiĢlerdir. BĠRLĠK Genel Kurulu Toplantıya Çağrılıyor 20 Ocak 1953 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 96 Dün azı delegeler Birlik genel kurul azalarından imza toplayarak bir üs normal toplantı teĢebbüsüne geçmiĢlerdir. Öğrendiğimize göre delegeler genel kurulda alınan karara aykırı olarak fabrika kiralandığını ve anahtar teslimi alınması lazım gelen fabrikanın kilo hesabına göre icar edildiğini beyan ederek yolsuzluk ve usulsüzlük iddiasında bulunmakta ve bunu üs normal bir toplantı için kafi sebep addetmektedirler. Haddizatında müteĢebbisler tarafından usulsüz olduğu iddia edilen fabrika hikayesi mevcut söylentilerle tezat teĢkil edecek mahiyettedir. Birlik, mubayaa edilen malın fazlalığı dolayısıyla bir fabrikanın kiralanmasını zaruri görerek bu hususta genel kuruldan karar almıĢtır. Haddizatında yönetim kurulunun da yetkisi dahilinde bulunan bu meselede Birlik genel müdürünün basiretle hareket ettiği aĢikar bulunmaktadır. Birlik keyfiyeti ilan ederek bütün fabrika sahiplerini aleni yapılması kararlaĢtırılan açık eksiltmeye davet etmiĢ ve diğer taraftan kooperatifçiler ve ortaklarının menfaatini düĢünerek ilçede hali faaliyette bulunan savcin ve rolejin çırçırlarından hangisinin daha elveriĢli ve tercihe Ģayan olduğunu Ġzmir, Adan ve Malatya‟dan telgrafla sormuĢ ve rolejin çırçırlar lehine alınan cevap üzerine bir defa da her iki çırçırda öğünen pamuk farkı fiyatını Ġstanbul Borsasından öğrenerek yine rolejin lehine cevap alınınca yönetim kurulunca rolejin çırçırları havi bir fabrikanın kiralanması kararlaĢtırılmıĢtır. Bu defa yapılan açık eksiltmede iki fabrikatör talip olmuĢ ve neticede 7 kuruĢa fabrikatör Ömer ġark‟ta kalmıĢtır. Ayrıca Birlik tarafından rolejin ve savcin çırçırlarda randıman tespit edilmiĢ ve rolejinlerin yüzde 1.5 fazla randıman verdiği anlaĢılmıĢtır. Bütün bu hususlar mevsuk olarak birlikte mevcut iken bazı delegelerin bunu üs normal toplantı için kafi sebep addederek genel kurulu toplantıya davet etmesi gülünçtür. Genel kurulun üs normal toplantıya davet edilmesi için en az 3 maddelik bir gündemin mevcut olması ve ortaklar veya delegelerin en az üçte birinin muvafakati Ģarttır. ġu vaziyete göre kanuni seyrini takip eden bir muameleden dolayı genel kurulun toplantıya çağrılması usulsüzdür. Diğer taraftan fertlerin yönetim kurulunun iĢine karıĢmaları Birliğin faaliyetlerini darbeleyeceğinden bu teĢebbüsler faydadan ziyade zarar getirir kanaatindeyiz. BAġKÖY’ÜN ĠLÇE OLUġU MEVZUU 20 Ocak 1953 Mecit Hun Sayı: 96 Kars‟ta bulunduğumuz sırada Kars Valisi sayın Niyazi Akı‟nın gazetemize yaptığı beyanata atfen BaĢköy bucağımızın ilçe merkezi haline getirileceğini dünkü nüshamızda bildirmiĢtik. BaĢköy‟den itibaren 50 kilometrelik bir saha üzerinde uzanan Dil mıntıkasının açılarak Tarım Bakanlığınca üretme çiftliği haline getirilmesiyle bu bucağımızın özel bir hususiyet arz edeceği tabiidir. Bu taktirde BaĢköy‟ün Iğdır‟a olan 55 kilometrelik uzaklığı da nazara alınırsa 105 kilometrelik bir saha da emniyet ve asayiĢin temini ancak bu bucağımızın ilçe merkezi haline getirilmesiyle mümkün olabilecektir. Ayrıca coğrafi, iktisadi, ticari ve idari sebeplerde yukarıda bahis konusu olan amillere inzimam ettiği taktirde BaĢköy‟ün ilçe merkezi haline getirilmesi için ortada hiçbir mani kalmaz. Bu durumları etraflıca tetkik ve tespit buyuran sayın valimiz keyfiyeti bir takrirle vilayet meclisine bildirmiĢ ve tasvip kararı alarak evrakı ikmal edilmek üzere Iğdır kaymakamlığına göndermiĢtir. Evrakın müspet bir Ģekilde tekamülünü müteakip ĠçiĢleri Bakanlığınca Büyük Millet Meclisine lazım gelen teklif yapılacaktır. Akı, bu mevzuda aynen Ģu beyanda bulundular. “Bugünkü iç siyasetimize göre, bizler ancak huzur ve sükunun hudutlardan itibaren temin edilebileceğine kaniiz. Bu sebeple iç vilayetlerimizden evvel hudut kasabalardan baĢlayarak idari teĢkilatı kuvvetlendirmeliyiz. Iğdır‟ın vilayet merkezi haline getirilmesinden ziyade BaĢköy ilçe merkezi haline konması bize göre zaruridir.” Dil mıntıkasının açılmasıyla BaĢköy‟ün iktisadi ve ticaret durumu yeni bir tekamül safhasına girebilecektir. Bu taktirde Aralık bölgesinde yeniden iki bucak merkezinin teĢkilinde mecburi addedilmektedir. Bu hayırlı teĢebbüs tahakkuk ettiği taktirde neticenin sayın Akı‟nın bir eseri olacağı tabiidir. Genç ve çalıĢkan valimizi tebrik eder faaliyetlerinde daima baĢarılı olmasını temenni ederiz. DĠGOR ĠLÇE MERKEZĠ OLUYOR Kars‟a bağlı Digor ilçemizin idari teĢkilatı tamamlanmak üzeredir. Evvelce bucak merkezi olan Digor‟un ilçe haline getirilmesi hususunda lazım gelen evrak tekamül etmiĢ ve ĠçiĢleri Bakanlığınca Büyük Millet Meclisine sunulmuĢtur. 1953 yılı içinde Digor ilçe haline getirilecektir. HAYRĠ ÖZTÜRK BARAKASI SOYULDU Hayri Öztürk‟e ait belediye yanındaki baraka bu gece soyulmuĢtur. Hırsızlar tarafından mevcut bütün müskirat ve yiyecek maddeleri götürülmüĢ ve yalnız bir terazi bırakılmıĢtır. Hadisenin mahiyeti henüz tespit edilmemiĢ olmakla beraber kasabanın en iĢlek bir yerinde bu soygunculuk hadisesi calibi dikkat görülmektedir. ĠLAN Bitlis nüfus idaresinden almıĢ bulunduğum ve içinde askeri muamelem iĢlenmiĢ bulunan nüfus hüviyet cüzdanımı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü olmadığı ilan olunur. Cezmi Öztekin ĠLAN Iğdır nüfus memurluğundan almıĢ bulunduğum nüfus kağıdımı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü olmadığı ilan olunur. Karaağaç Mahallesinde Mustafa Oğlu Fehmi Kublay Öncü ĠLAN Iğdır nüfus idaresinden almıĢ bulunduğum cüzdanımı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü olmadığı ilan olunur. Kaçar köyünden Mehmet oğlu Oruç Gürel ĠLAN Iğdır nüfus memurluğundan almıĢ bulunduğum nüfus cüzdanımı kaybettim yenisin alacağımdan eskisinin hükmü olmadığı ilan olunur. Melekli köylü ġükrü Aras 1930 KOOPERATĠFLERDE PAMU MUBAYAASI DURDURULDU Bugüne kara fasılasız pamuk mubayaası yapan PTSK Iğdır Birliği mevcut yer ve ambarları kalmadığından mubayaayı durdurmak mecburiyetinde kalmıĢtır. Birlik, yeni bir fabrikanın kiralanmasını müteakip mubayaaya baĢlayacaktır. EL KONDU Ġran‟a giden ve Ġran‟dan gelen hemĢehrilerimizden para aldıkları iddiası üzerine Gürbulak kapı karakolundaki memurlar hakkında yaptığımız neĢriyat ilgililerin dikkatinden kaçmamıĢ ve aldığımız habere göre görevlerini kötüye kullanan bu memurlar hakkında tahkikata tevessül olunmuĢtur. Haberlerin neĢredildiği nüshalarımız Kars valisi sayın Niyazi Akı tarafından tetkik edilirken bu neĢriyatımız üzerinde durulacak bir mevzu telakki edilerek Ağrı valiliğine bildirilmiĢ ve derhal tahkikata geçilmiĢtir. TÜRKĠYE‟DEKĠ DOKTOR DURUMU Geçenlerde Sağlı ve Sosyal Yardım Bakanı Ekrem Hayri Üstündağ Türkiye‟deki doktorlar mevzuuna temas ederek Anadolu‟nun hakikatten doktor beklediğini belirterek, Ġzmir, Ġstanbul ve Ankara‟daki iki milyon vatandaĢa 4000 ve Anadolu‟daki 20 milyon nüfusa 3000 doktor düĢtüğünü açıklamıĢtır. Bu anormal durum karĢısında Anadolu‟nun uzak köĢelerinde doktor ihtiyacın karĢılamak üzere yeni bir kanun tasarısının hazırlanacağı tahmin edilmektedir. KAHVEDE BULUNAN TABANCA 18 Ocak 1953 tarihinde emniyet mensupları tarafından Fazıl Baykal gazinosunda yapılan arama sırasında emniyet amirliğinde çalıĢan bekçi ġevket‟in masalardan birisinin altında atılan bir tabancayı meydana çıkarmak istemediği iddiasıyla hakkında takibata tevessül olunmuĢtur. Haddi zatında, yaptığımız tahkikata göre tabanca ġevket tarafından alındığı sırada gazino sahibi Fazıl Baykal kendisine ricada bulunarak sahibi tespit edilinceye kadar resmiyete intikal ettirilmemesini söylemiĢ ve ġevket de evdeki hastasına uğradıktan sonra tabancayı karakola getirirken ihbar üzerine vaziyette el konmuĢtur. Fakat vaziyetin ġevket aleyhinde mütalaa edilmesi dedikodu mevzuu olmaktadır. MEHMET GÜLTEN DP ĠLÇE BAġKANI 27 Ocak 1953 Mecit Hun Yıl: 2 Sayı: 103 Demokrat Parti ilçe idare kurulunun feshi üzerine geçici idare kuruluna seçilen Mehmet Gülten, Naci GüneĢ, Süphan GüneĢ, Hacı Nağdali Parlar, Kadir Günde ve Ġsmail Çınar‟dan müteĢekkil geçiciler dün kendi aralarında toplanarak baĢkanlığa Mehmet Gülten‟i getirmiĢlerdir. Geçici kuruldan istifa eden Timur Demirci yerine Sadık Tezel getirilmek suretiyle kurulun 7 kiĢi olması temin edilmiĢtir. Ġl heyetinin haksız hareket ettiğini iddia eden mefsuh idare kurulu baĢkanı Nurettin Kirman tüzük gereğince ihtilafın halli için genel idare kuruluna müracaatta bulunduğunu beyan ederek partiye ait dosya ve evrakı teslim etmekten imtina etmiĢtir. Bu hususta malumatına müracaat ettiğimiz bazı geçici kurul azaları, Nurettin Kirman‟a devir ve teslim vermesi için tebligat yapıldığını bildirmiĢlerdir. HACI EKBER ÇÖLLÜ DEMOKRAT PARTĠDEN ĠSTĠFA ETMĠġ Aldığımız haberlere göre il DP heyetinin Iğdır‟a gelerek ilçe idare kurulunu feshetmesi üzerine geçici kurula alınan Hacı Ekber Çöllü geçici kuruldan istifa ettiği gibi Demokrat Partiden de ayrıldığını bir dilekçe ile bildirmiĢtir. Ekber Çöllü, istifası sebebini (siyasi partiler de faal vazife almak istemediği halde teklifler karĢısında kaldığından pasif vaziyette kalmayı arzu etmekle) izah etmiĢtir. BĠRLĠKTEKĠ FABRĠKA SKANDALI 27 Ocak 1953 Mecit Hun Yıl: 1 Sayı: 103 BeĢinci defa değiĢtirilen bir karardan sonra dün fabrikatör Kerem Zengi‟ye ait fabrika 15 bin lirayla kiralandı. BeĢ gün evvel fabrikası teslim alınan Ömer ġark Birliğin haksız hareketi muvacehesinde Asliye yargıçlığına müracaat ederek tespiti delail talebinde bulundu. Günlerden beri devam eden Pamuk Tarım SatıĢ Kooperatifleri Birliğinin bir fabrika kiralaması iĢi dün birkaç saat devam eden bir komedyadan sonra neticelenmiĢtir. Bilindiği gibi Birliğin fazla pamuğunu öğütmek için genel kurulca bir fabrika kiralanması hususunda karar alınmıĢ ve bu karar gereğince Birlik yönetim kurulu keyfiyeti ilan ederek fabrikatörlerden beyanname istemiĢti. O zamanlar her nedense biraz anlayıĢ gösteren Birlik yönetim kurulu Türkiye‟deki kooperatif ve borsalarla temasa geçerek rolejin markalı çırçırların elveriĢli olduğunu tespit etmiĢ ve savcin çırçırları kiralamayacağına dair bir karar vererek rolejin sahibi Ömer ġark ile Kerem Zengi‟yi açık eksiltmeye davet etmiĢ ve münakaĢa sonunda Ömer ġark‟ın 7 kuruĢluk teklifi kesbi katiyet etmiĢti. Diğer iki fabrikatörün feryadı koparması üzerine endiĢelenen yönetim kurulu bu defa her üç fabrikayı 75.000 liraya kiralayarak vaziyeti kurtarmak istemiĢ ve bu yolda bir de karar vermiĢti. Fakat bu kararı müteakip ortaklar feryat etmeye baĢladılar. Vaziyeti kurtarmak için Birlikçiler verilen kararın sadece bir pazarlık olduğunu beyan ederek tercihen Ömer ġark‟a ait fabrikayı 32.500 lirayla kiraladıklarını beyan ve derhal bir zabıtla teslim aldılar. 23.1.1953 tarihinde içindeki bilumum akaryakıt ve malzemeyi fabrikanın anahtarlarıyla birlikte teslim eden Ömer ġark dün mukavele yapılmasını beklerken yönetim kurulu beĢinci defa karar değiĢtirecek.Kerem Zengi‟ye ait fabrikayı 15.000 liraya kiralamak ve mukavele yapmak üzere teĢebbüse geçti. Ömer ġark‟ın bütün ısrar ve çalıĢmalarına rağmen mukavele akdedilerek Kerem Zengi‟ye ait fabrikanın muamelesi ikmal edildi. Bu skandal bu suretle sona erdikten sonra dün fabrikatör Ömer ġark, fabrikasının kiralandığına dair yönetim kurulu kararları, açık eksiltme zabtı, fabrikanın teslim alındığına ait tutanaklar ile fabrika anahtarlarının halen Birlik elinde bulunduğu ve kapılarının Ziraat Bankasının hususi damgasıyla mühürlü olduğunu Iğdır Asliye yargıçlığınca tespit ettirerek ticaret kanunu hükümlerine göre dava açacağını bildirmiĢtir. Ömer ġark durumun mevcut deldi ve kanuni hükümler muvacehesinde çok kuvvetli olduğu ve Birlikçileri mahkum edebileceği anlaĢılmaktadır. Bu suretle hatalı hareketlerin bir neticesi olarak Birlik idarecileri müesseselerini yeni bir dava ile karĢı karĢıya bırakmıĢ bulunmaktadır. Birliğin bu durum karĢısında nasıl hareket edeceği merakla beklenmektedir. ĠLAN 27 Ocak 1953 tarihinden itibaren evlerine elektrik almak isteyen muhterem hemĢehrilerimizin evvela belediyemize müracaat etmeleri Ģarttır. Hilafına hareket edenlere ait cereyanın kesileceği ve cereyan verilmeyeceği ilan olunur. ZEHĠRLENME Öğrendiğimize göre ilçenin TaĢlıça köyünden Hüseyin oğlu Karahan Güveren adındaki Ģahıs zehirlendiğini iddia ederek ilgililere müracaat etmiĢ ve hastaneye yatırılmıĢtır. Karahan, TaĢlıça köyüne bağlı Karahisar mahallesinde ReĢit adındaki amcazadesinin düğün yemeği sırasında zehirlendiğini beyan etmiĢtir. Zehirlendikten sonra iki gün köyde yatırılan Karahan‟a iptidai tedaviler tatbik edildikten sonra hastaneye yatırılmıĢ ve durumun iyi olduğu anlaĢılmıĢtır. Zehirlenmenin paslı yemekten meydana geldiği söylenmektedir. NĠġAN Memnuniyetle aldığımız habere göre Alicanlı muhterem Ġsa YoĢ‟un (Serhat) mahdumu Eyyüp YoĢ ile sinemacımız Aziz Güney‟in hemĢiresi Sinem Güney niĢanlanmıĢlardır. KARS ĠLAVESĠ Vatan gazetesi sahip ve baĢyazarı Ahmet Emin Yalman tarafından hazırlanan Kars ilavesi gazetesiyle birlikte satıĢa çıkarılmıĢtır. Kars için çok kıymetli malumatı ihtiva eden bu ilaveyi tavsiye ederiz. TUZLUCA ÖZEL MUHABĠRĠMĠZ DUT KÖYÜNDEKĠ SĠLAHLI KAVGANIN TAFSĠLATINI VERĠYOR 17.1.1953 günü ilçenin Dut köyünde vuku bulan hadisenin tafsilatı Ģöyledir: Bu köyde Delal adındaki bir Ģahıs babası Abdulhadi‟den ayrılmak istemiĢ. Bu sebeple aralarında vukua gelen bir kavgada köydeki Nürçin ailesi Abdulhadi ve Özbek ailesi de Delal‟ın tarafını tutarak kavganın büyümesine sebebiyet vermiĢtir. Köy birbirine girince mevcut jandarmalar bu muazzam kavgayı önleyemediğinden vaziyet Tuzluca‟ya bildirilmiĢ ve jandarma komutanı yüzbaĢı Hasan Özyurt, yanına baĢgedikli ve 10 er alarak derhal kaymakamla birlikte Dut köyüne gitmiĢlerdir. Diğer taraftan Akçay karakolundaki jandarmalar da kavga mahalline yetiĢerek tarafları ayırmıĢ ve ağır yaralıları Kars‟a sevk etmiĢlerdir. Kavganın sanıkları bulunan 6 kiĢi ile bunlardan müsadere edilen 8 tabanca ve 3 tüfek savcılığa teslim edilmiĢtir. Sanıklar mevkufen Iğdır‟a gönderilmiĢlerdir. Bu haberi kısaca naklettikten sonra biz de bir lahza ilgililerin nazarı dikkatini bu kavgada müsadere edilen silah miktar ve cinsi üzerine celp etmek isteriz. Dut köyünde veya Ģu mahalde vuku gelen bir kavgada 8 tabanca ile 3 tüfek elde edilmesi halktaki silah miktarının derecesi hakkında kafi bir malumat sayılabilir. Her gün birkaç can bu silah serbestisinden yok olup gitmekte ve birçok vatandaĢlar hapishanelere girmektedir. Silah mevzuu üzerinde defalarca söylediğimiz gibi hükümetimiz titizlikle durmalıdır. GAYRĠ MEġRU DOĞDUĞU ÇOCUĞUNU BOĞAN ANNE TEVKĠF EDĠLDĠ Sıtma mücadele baĢtabipliği yanındaki evde bir annenin çocuğunu bezle boğarak toprağa gömdüğünü ve dün cesedin köpekler tarafından çıkarılması üzerine keyfiyetin savcılığa intikal ettiğini bildirmiĢtik. Aldığımız habere göre lazım gelen otopsi ile Ferizade‟nin muayenesi yapıldıktan sonra suçlu görülerek tevkif edilmiĢtir. Tahkikata devam edilmektedir. TALTĠF EDĠLDĠ Sayın valimiz Niyazi Akı‟nın son Iğdır seyahatlerinin birisi sırasında köy okullarını teftiĢ buyurmaları üzerine Karakoyun köyü baĢ öğretmeni Orhan Özyurt‟u bir takdirname ile taltif buyurmuĢlardır. 6.1.1953 tarihinde yazılan bu takdirnamenin metni aĢağıdadır: “Sayın Orhan Özyurt, Iğdır Karakoyunlu köyü baĢöğretmeni Okulunuzu ziyaret ettiğim sırada gördüğüm temizlik, intizam ve fevkalade tertip karĢısında hayran kaldım. Bu okul benim Ģimdiye kadar gördüğümün ey iyisidir. Sağladığınız üstün baĢarıdan dolayı sizi ve idaresi kanunun 20nci maddesine göre takdir eder baĢarılarınızın devamın dilerim. Kars Valisi Niyazi Akı” CEVAP Kooperatif baĢkanlığına seçilen Talat Tufan‟ın CHP‟li olduğuna dair Kars Gazetesinde neĢredilen bir haber üzerine gazetemize gönderilerek neĢredilen Tufan‟ın tavzihi münasebetiyle Kars Gazetesi muhabiri Akil Yalçın bize bir mektup yazarak Tufan‟ın CHP‟li olduğunu (...) BAġBAKANA AÇIK MEKTUP 3 ġubat 1953 Mecit Hun Yıl: 2 Sayı: 109 Muhterem BaĢbakanım, VatandaĢ Ģikayet ve müracaatlarının en kısa bir zamanda cevaplandırılması ve TeĢkilatı Esasiye (Anayasa) Kanunumuzun bu hususla ilgili hükümlerinin daima nazara alınmasına dair devlet dairelerine yaptığınız tamimi memnuniyet ve taktirle karĢıladık. Bir hukuk devleti olan Türkiye‟mizde belki de böyle bir tamimi yapan ilk BaĢbakansınız. Tamiminizin tatbik sahasında da memleket ve millete faydalı olabilmesini candan arzu edenlerdeniz. Fakat, tatbikatın ufak devlet dairelerinden evvel hükümet erkanı arasında olması elzemdir kanaatindeyiz. Bu münasebetle bir vatandaĢ olarak muhterem makamınıza vaki bir Ģikayetimi hatırlatmak istiyorum. Türkiye Zirai Donatım kurumu tarafından Iğdır mümessilliğine seçildiğim ve bu sebeple 8000 lira da masraf yaptığım halde kurumun bilahare ilk icaplarından rücu ederek mutazarrır olmama sebebiyet verdiği hakkında evvela taahhütlü bir mektupla muhterem Ģahsınıza ve bilahare de uzunca bir ELT telgrafla sayın makamınıza müracaat ettim. Birkaç ay evvel yapmıĢ bulunduğum bu iki müracaata bu güne kadar maalesef cevap almıĢ değilim. Tamiminizde bahsettiğiniz TeĢkilatı Esasiye Kanunu hükümlerine göre azami 30 gün içinde verilmesi lazım gelen cevabın ne zaman vürut edeceğini de bilmiyoruz. Buna rağmen muhterem BaĢbakanım, siz bir tamim yayınlayarak memur arkadaĢları bu kanun hükümlerine riayete davet ve hatta mecbur ediyorsunuz. Riayet etmediğiniz bir hususa maiyetinizi riayete mecbur etmeye bilmem ki hakkınız olabilir mi? Kanuni bir hükme o kanunun hakim olduğunu memleketteki her ferdin riayet etmesi mecburidir. Fakat BaĢbakanım yani hükümet reisinin kanunu hiçe saydığı bir mevzuda tamim yapmadan evvel kendisini ıslah ve kanuna intibak ettirmeye çalıĢmalıdır. Bu sebeple tamiminiz dolayısıyla biraz da hayret ettiğimizi gizleyemeyeceğiz. Muhterem makamınıza vaki müracaatlara cevap verildiği taktirde, TeĢkilatı Esasiye Kanunun bu hükmünü Türkiye‟de tatbik edilmiĢ göreceğiz. Sayın BaĢbakanım sizi taktir eden bir kimse olarak bu tenakuza düĢmenizi arzu etmezdim. Sizler örnek olmadıkça tamim emir ve talimatla müspet netice alamayacağınıza kaniiz. Hürmetlerimle. Mecid Hun Belediye Meclisi ÇalıĢmalarına BaĢladı 3 ġubat 1953 Mecit Hun Yıl: 2 Sayı: 109 Belediye meclisimiz ġubat ayı baĢından itibaren içtimalarına baĢlamıĢ bulunmaktadır. Bir ay müddetle devam edecek olan bu çalıĢmalar sonunda bütün belediye iĢleri görüĢüldükten sonra bütçe tanzimi yapılacak ve yeni encümen azaları seçilecektir. Aldığımız habere göre, ilk içtima da azaların bir çoğu bulunmamıĢ ve bu sebeple ekseriyet hasıl olmadığından bugünkü toplantıya yeniden davet yapılmıĢtır. Belde iĢlerine karĢı lakayt kalan meclis azalarının bu hareketi hoĢnutsuzluk tevlit ettiği gibi belediyeciler arasında da iyi karĢılanmamıĢtır. Belediye meclisimizin bu yıllık toplantısında mühim belde iĢleriyle Birlikte ufak belediye hizmetlerinin de görüĢülmesini temenni etmek ve istemek hakkımızdır. Belediyedeki bozbaĢ alemlerinden hidroelektrik gibi milyonluk iĢlere kadar belediye meclisimizi ilgilendiren birçok iĢler vardır. Buna rağmen azaların lakayt kalması hiçte doğru bir hareket değildir. BAHARLI MAHALLESĠNDEN BĠR KIZ DAHA KAÇTI Verilen habere göre bugün Iğdır‟da iki kız kaçırma hadisesi olmuĢ ve bunlardan birisi Baharlı Mahallesinde vuku bulmuĢtur. Baharlı mahallesinden Ġdris CoĢan kızı Peri, Pırço köylü Oruç Yılmaz adındaki Ģahıs tarafından kaçırılmıĢtır. Haberi bize veren EĢref BaĢaran, Baharlı mahallesinde daha da birçok kız kaçırma hadiseleri vuku bulacağının muhtemel olduğunu sözlerine ilave etmiĢtir. ĠLAN Yarın FIRILDAK çıkıyor. Kahkaha ile okuyacağınız yarınki nüshayı bekleyiniz. MAARĠF VEKĠLĠ TEVFĠK ĠLERĠ‟NĠN DURUMU Türk Milliyetçiler Derneğinin kapatılması üzerine öteden beri bu derneğe müzahir olmuĢ ve hükümet eliyle nakdi yapmıĢ bulunan maarif vekili Tevfik Ġleri‟nin durumu da güçleĢmiĢtir. Muvafık ve muhalif bütün gazetelerle birçok mebuslar Tevfik Ġleri‟yi ve bundan sonra Maarif Vekilliği yapamayacağını gerek kendisine ve gerekse CumhurbaĢkanına ve BaĢbakana bildirmiĢlerdir. Tevfik Ġleri bütün bu baskıya rağmen istifaya yanaĢmamıĢtır. Diğer taraftan Milliyetçiler Derneğine kayıtlı bulunan devlet memurlarının da durumu fenaya girmektedir. Aldığımız habere göre Derneğe kayıtlı memurların durumu inceden inceye tetkik edilecek ve lüzumlu görülenlerin vazifesine son verilecektir. BELEDĠYE AMBARINDAN DA TAHTA ÇALINMIġ Bugün bize verilen bir habere göre üç gün evvel belediye ambarından bir miktar tahta çalınmıĢ ve hadise gecesi Hasan Akar ve otelci Kılıç adındaki Ģahıslar tarafından hırsızlarla çaldıkları tahtalar yakalanarak polise teslim edilmiĢtir. BĠRLĠĞĠN MEMUR ÇIKARMA KEYFĠYETĠ TAHAKKUK ETTĠ Geçenlerde Birlik idarecileri tarafından bazı iĢletme memurlarının çıkarılacağını haber vermiĢtik. Aldığımız habere göre bu mesele tahakkuk etmiĢ ve fabrika ile mubayaa iĢlerinin hali faaliyette olmadığı bahanesiyle 8 kiĢi vazifelerinden alınmıĢtır. Birlikçilerin bu memurlar yerine baĢkasını almak istedikleri de bu haberler arasındadır. Birliğin böyle bir niyetle hareket ettiği doğru ise iĢ kanununa muhalif olacağı cihetle sual karĢısında kalacakları tabiidir. ACI BĠR HABER: ĠBRAHĠM KUTLAY BĠLECĠK‟TE VEFAT ETTĠ Teessürle aldığımız habere göre Kars Ağır Ceza Mahkemesi BaĢkatibi Tevekkül ve davavekili Mehmet Ali Kutlay‟ın babaları Ġbrahim Kutlay, Bilecik‟te oğlu Hüseyin Kutlay‟ın yanında 24.1.1953 günü vefat etmiĢtir. Aziz ölüye rahmet, yakın ve akrabalarına baĢsağlığı dileriz. YASAK BÖLGE HALKI SIZLANIYOR 5836 sayılı kanuna göre kendilerine nakdi yardım yapılması ve eski köylerinde yerleĢtirilmeleri gerekli bulunan Ağrı yasak bölgesi halkı hükümetimizin bütün çalıĢma ve hazırlıklarına rağmen iĢlerinin sürüncemede bırakıldıklarından Ģikayet etmekte ve sızlanmaktadırlar. Eski devrin bütün kötü muamelelerine maruz kalmıĢ ve Ağrı Ġsyanı dolayısıyla 20 seneden fazla iskansız, yersiz yurtsuz bırakılmıĢ olan bu vatandaĢlarımızın yeni devrin nimetlerinden istifade edeceği bahis mevzuu olduğu sıralarda umumi bir memnuniyet mevcut iken periĢan bir durumda olan bu vatandaĢlarımızın süründürülmesi bugünkü hükümetin iç siyasetiyle kabili telif görülememiĢtir. Hatta, kanun mevzuu olmuĢ bu nakdi yardımın bütün tahsisatı gelmiĢ ve lüzumlu muamelesi ikmal edilmiĢ olduğu halde bazı resmi veya gayri resmi Ģahısların hükümetin bu çok isabetli fikrine muhalefet etmesi ve ellerinden geleni esirgememesi teessür uyandırmıĢtır. BaĢbakan ve hükümet erkanının tatbik edildiğinden dolayı iftiharla bahsettikleri iktidarın bir zaferi ve hatta Atom gazetesine göre mucize olarak telakki ettikleri bu yardım ve iskan iĢleri bugüne kadar sürüncemede bırakılmakla yine hükümet aleyhine mütalaa edilmektedir. “VatandaĢ kanuni hakkını en kolay yollardan alabilmelidir. Ġktidarımızın baĢlıca gayesi budur” diyen sayın Menderes ve ilgili makamların dikkatini çeker, baĢlangıçta sevinçle karĢılanan bu hareketin hükümetin bir zaferi olabilmesi için bir an evvel hallini temenni ederiz. BAY ALĠ YILDIRIM Melekli Köylü Yadullah Aras‟ın mektubuna karĢılık olarak gönderdiğiniz yazı, basın kanunu gereğince cevap mahiyetinde olamayacağından neĢredilememiĢtir. Zira Yadullah Aras‟ın muhatabı Birlik idarecileridir. Gelecek yazınızın Birlikçilerin imzasını taĢıması icap etmektedir. Özür diler, imzasız mektubunuzu aldırmanızı rica ederiz. BELEDĠYE MECLĠSĠMĠZDEN TEMENNĠLER 4 ġubat 1953 Mecit Hun Yıl: 2Sayı: 110 Belediye meclisimizin yıllık içtimalarını yaptığı Ģu günlerde kendilerinden kasabamız adına bazı temennilerde bulunmak hakkımız ve aynı zamanda vazifemizdir. Sayın meclis azalarının üzerinde durdukları mutat meselelere ilaveten aĢağıdaki hususları da gözden geçirmesini bilhassa rica ediyoruz. 1. Belediye zabıta iĢlerinin daha murakabeli bir Ģekilde organize edilmesi ve icap ederse kadroya yeni ilaveler yapılması 2. Her gün keyfi olarak değiĢtiğini müĢahede ettiğimiz yemek ve yiyecek maddelerinin fiyatlarının esaslı bir Ģekilde tespit ve kontrolü 3. Ankara‟ya gönderilmesi düĢünülen heyetin ehil kimselerden seçilmesi ve bir evvelki yazımızdaki hususların göz önünde bulundurulması 4. Son günlerde dedikodu mevzuu olan belediyedeki bozbaĢ alemleri ve içki sofraları hesabının sayın encümen mensuplarından sorulması 5. Kasabanın elektriksiz mahallelerinin ıĢık ihtiyaçlarının halli 6. Yağmurlar baĢlamadan yollara miktarı kafi kum dökülmesi (Bilhassa iĢlek caddelerin derhal kumlattırılması) 7. Belediyedeki “iĢle kaydasıncağ gider” metodunun belde sakinlerinin selameti namına kaldırılması 8. Bütün bu iĢler tatmin edici Ģekilde ele alındığı taktirde, encümen azalarının arzusu gereğince sayın reisimizin maaĢının kafi miktarda arttırılması Temennilerimizin belde menfaati düĢünülerek kaleme alındığı meclise hatırlatmak isteriz. GARĠP BĠR HADĠSE: HAKĠM MÜNĠR EKġĠ‟NĠN EVĠNE BASKIN YAPILDI 2 ġubat 1953 gecesi saat 23 sıralarında sulh hakimi Münir EkĢi, ticaret ve sanayi binasındaki evinde radyo dinlerken dıĢarıdan kapıyla kilit vurulmak suretiyle hürriyeti tahdit edilmiĢ ve bilahare de pencereye gelinerek kendisine küfür ile hakarette bulunulmuĢtur. EkĢi‟nin bizzat bize anlattığına göre akĢam yemeğinden sonra eve gidip radyo dinlerken, bir aralık dıĢ pencerenin çalındığını fark etmiĢ ve hemen akabinden, “Ben BaĢköylü Naci‟yim,....., erkek isen dıĢarı çık!” sesini duyunca kapıya doğru gitmiĢ. Fakat kapıyı ittiği sırada dıĢarıdan kilit vurulduğunu anlamıĢtır. EkĢi, bütün uğraĢmalarına rağmen kapıyı açamayınca tabancasıyla üç el ateĢ etmek suretiyle kilidi kırmaya muvaffak olmuĢ ve silah seslerine gelen bekçilere durumu anlatmıĢtır. BaĢköylü Naci, derhal yakalanarak nezaret alındıktan sonra tahkikata baĢlanmıĢtır. Bizzat C. Müddeiumumisi Fuat Eribol tarafından yapılan soruĢturma neticesinde hükümet tabibi Rahmi Uluhan yanında çalıĢan Sertip‟in de iĢtiraki tespit edilerek her iki sanık meĢhut suçlar kanununa göre dün öğleden sonra asliye hakimliğine teslim edilmiĢlerdir. Gerek ilk soruĢturma sırasında ve gerekse mahkemede Naci ve Sertip kendilerine isnat edilen suçu reddederek hadiseden haberdar olmadıklarını iddia etmiĢlerdir. Mahkeme tarafından tanık sıfatıyla dinlenen hakim Münir EkĢi, ġehir Kulübü ocakçısı Abdullah ve bekçi Medid‟in ifadeleri kafi görülerek sanıklar tevkif edilmiĢ ve suç mahallinde keĢif icrasına karar verilmiĢtir. Hadise bütün muhitte derin bir teessür tevlit etmiĢ ve ciddiyetiyle tanınan hakim EkĢi‟ye yapılan bu muameleden dolayı kendisi bütün gün devamınca bir çok hemĢehrilerimiz ve yakın arkadaĢları tarafından teselli edilerek Iğdırlılar adına özür dilenmiĢtir. BĠR TAVZĠH Dünkü nüshamızda, “Belediye ambarından da tahta çalınmıĢ” baĢlığı altında verdiğimiz bir haberde hırsızlarla çalınan tahtaların Hasan Akar ve Kılıç tarafından yakalanarak polise teslim edildiğini bariz Ģekilde ifade ettiğimiz halde, bugün bize müracaat eden Hasan Akar, okumasını bilemeyen bazı Ģahısların kendilerini hırsız zannettiklerini bildirerek keyfiyetten tavzihini istemiĢtir. Esasen yazımızda tavzih edilmesini icap ettiren bir husus bulunmamakla beraber yanlıĢ anlayanların daha iyi hadiseye muttali olabilmesi için keyfiyeti bu Ģekilde açılarız. BAġIBOġ KÖPEKLER Son günlerde bilhassa geceleri ana cadde ve sokaklarda baĢıboĢ köpeklerin çoğalmasından Ģikayet edilmektedir. Bu arada hükümet tabibimiz Rahmi Uluhan dün bir hastasının ziyaretine gittiği sırada yeni caddede birkaç köpeğin hücumuna maruz kalmıĢtır. Uluhan zor bela kendisini kurtarabilmiĢtir. Belediye zabıtasının bu hususa nazarlarını çekeriz. Ġġ BANKASI MEMURLARI GELĠYOR Iğdır‟da açılması kararlaĢtırılan ĠĢ Bankası Ģubesinin demirbaĢ ve kasalarının geldiği malumdur. Yıl baĢından itibaren açılması lazım geleni Iğdır Ģubesinin memur tayinleri dolayısıyla geciktiğini öğrendik. Bugün aldığımız habere göre 8 ġubat 1953 gününden itibaren ĠĢ Bankasının Iğdır Ģubesi faaliyete geçecektir. Yine memnuniyetle öğrendiğimize göre değerli gençlerimizden Turgut Sungar ile Sıtkı Özdemir de ĠĢ Bankası kadrosuna alınmıĢ olup Iğdır‟da istihdam edileceklerdir. Sungar‟la Özdemir‟i tebrik eder baĢarılar temenni ederiz. OKUYUCULARIMIZA Gazetemize imzasız mektuplar yazılmaktadır. Basın kanunu hükümlerine göre yazılan yazıların mesuliyeti neĢriyat müdürüne ait bulunduğundan bu yazıların neĢri mümkün görülmemektedir. Bu sebeple gönderilen mektupların altını imzalamanızı tekrar rica eder, bu sebeple neĢredilemeyen yazılardan dolayı özür dileriz. BELEDĠYE MECLĠS TOPLANISI (...) Belediye dairesinde ekseriyeti temin ederek ilk içtimai yapabilmiĢlerdir. Toplantıya Ali Ural, Celil Cantürk, Ali IĢık, Hüseyin Yaycı, Asker Yıldırım, EĢref BaĢaran, Tevfik Solmaz, Nebi YaĢar, Muharrem Aslan, Musa Turan, Haydar Tekin, EĢref Kaya, Timur Toksöz iĢtirak etmiĢlerdir. Toplantının calibi dikkat tarafı meclis azalarının dıĢarıdan toplanması ve iĢ yerlerine adam göndererek davet edilmeleridir. Evvela Tuzluca belediyesinden bir tebrik telgrafı geldiği bildirilerek okunmuĢtur. Bilahare meclisin açılıĢı münasebetiyle her hangi bir söz söylenmeden gelir ve giderlerle 1953 yılı bütçesinin tanzimi keyfiyeti meclise sunulmuĢtur. Ġller Bankasına ayrılacak hisse tespit edilmiĢ ve bu yıl belediye gelirinden 12 bin liranın ödenmesi kararlaĢtırılmıĢtır. Belediye gelirleri üzerinde yapılan müzakerede bilhassa mezbaha, levha resimleri üzerinde durulmuĢtur. Tevfik Solmaz, mezbahada belediyenin malumatı haricinde kaçak hayvan kesildiğini ve dıĢarıda kesilen bazı hayvanların da gizlice kasap dükkanlarında satıldığını ve belediye zabıtasının bu iĢe göz yumduğunu belirtmiĢtir. Reis Ali Ural sözde sayın Tevfik Solmaz‟ı cevaplandırmak maksadıyla söz alarak “Belediye zabıtasıyla birlikte kendisinin bu iĢi tedvire imkan bulamadıklarını 17 kiĢilik meclis arkadaĢlarının da kendilerine iltihak etmesini” belirtmiĢtir. Reisin bu sözleri mecliste gülüĢme ile karĢılanmıĢ ve EĢref BaĢaran söz alarak, “Belediye encümen azası olduğunu o anda unutarak mahallesinin tenvirat ve tenzifat resmi verdiği halde bu hususlara belediyenin riayet etmediğini ve mahallelerinde deve kesildiğinden kaçak ihtisap resminin Baharlı için varit olamayacağını” beyan etmiĢtir. Levha resmi üzerine söz alan meclis azaları elektrikli bir hava içinde münakaĢaya tutulmuĢlardır. Ali IĢık, levha resminin fazla olduğunu birçok esnafın bu vergiyi ödemekten mutazarrır olduklarını ve bu sebeple daha insaflı bir had tespitini talep etmiĢtir. EĢref BaĢaran tamamen kaldırılmasını istemiĢ ve bu söz üzerine meclis birbirine girmiĢtir. Reiste dahil herkes kendisine konuĢuyordu. Neticede riyaset makamı bütün levha resmi için 1500 lira konularak vaziyete göre esnaf arasında taksim edilmesini istemiĢ fakat kabul edilmemiĢtir. 3000 lira tespit edilerek sınıflara göre taksimi kararlaĢtırıldı. Bundan sonraki meclis çalıĢması takip edilememiĢtir. Dünkü toplantıda baĢta reis olmak üzere meclis azalarının bir çoğu arasında elektrikli bir havanın esmekte olduğu kolayca müĢahede edilmiĢtir. Birçok teklifler meclisin olgunluğu ile kabili izah görülemiyordu. Bilhassa encümen azası olduğu halde EĢref BaĢaran‟ın belediye iĢlerinden Ģikayet etmesi herkesin hayretini mucip olmakta idi. Gelirler üzerinde tecrübeli bir belediyeci olarak Hüseyin Yaycı‟nın teklifleri daima tasviple karĢılanmakta idi. Meclis içtimalarına bundan sonra da devam edilecektir. NÜFUS MEMURUMUZ GĠDECEK 13 ġubat 1953 Mecit Hun Yıl: 2 Sayı: 116 Verilen habere göre ilçe nüfus memurumuz sayın Aziz Çağlar Kağızman ilçesine naklen tayin edilmiĢtir. Iğdır‟da bulunduğu müddetçe en zor Ģartlar tahtında çalıĢarak vazifesini bihakkın yapan sayın Aziz Çağlar‟ın Iğdır nüfus muamelatına hakim olduğu bir sırada nakledilmesi bizim için hakiki bir kayıp addedilebilir. Çağlar‟a yeni memuriyet mahallinde de baĢarılar temenni ederiz. TAVZĠH Polis memurlarının ġubat 10‟nuna kadar maaĢ alamadığı hususunda naklettiğimiz haberden sonra kendisiyle görüĢtüğümüz Malmüdürümüz sayın Orhan Aydın, maliyece yapılacak bir iĢlem olmadığını ve emniyetin bugüne kadar icap eden fasıllardan istihkak kadrolarını celp edemediklerinden tabiatıyla maaĢlarının gecikeceğini beyan ve tavzih etmiĢtir. RIZA YALÇIN’DAN SORUYORUZ 13 ġubat 1953 Mecit Hun Yıl: 2 Sayı: 116 Naçiz Kirvem: 1. Hafızam beni aldatmıyorsa; çok kısa bir zaman evvel evinizde yapılan bir düğünde hepimizin bildiği Ģekilde cereyan eden bir hadiseye baĢka bir veçhe vermek suretiyle, evvelâ Kars Valisi ve emniyet teĢkilatına ve sonra da ĠçiĢleri Bakanlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğüne tenezzül etmeyerek, muhterem BaĢbakan Adnan Menderes‟e bir telgraf çekmiĢ ve bu yıldırım telgrafta düğününüzde vuku bulan (!) hadiseyi Türkiye çapında büyüterek Iğdır‟da asayiĢin ve haklarınızın muhafaza edilmediğinden bahisle merkezi idarenin bu muazzam (!) mesele ile meĢgul olmasını talep ederek kaymakamı da bu vesile ile zımnen Ģikayet etmiĢtiniz. Bu telgrafınızın da muhterem Albayrakoğlu aleyhindeki deliller arasında ve hem de en müessip delil olarak mütalaa edildiğini biliyorum. Dünkü yazınızda ve Vali muavinine takdim ettiğiniz -methiyede- ise kaymakamın fahri müdafiliğini yaptınız. O zamanki perhiziniz ile son günlerde yediğiniz lahana turĢusu arasındaki münasebetin derecesini keskin zekânızla tevil edebilir misiniz? 2. Biz kaymakamın CHP hüviyetli, siz ise Demokrat olduğunu iddia ediyorsunuz. Memurlar ve bilhassa idare amirlerinin politika yapması kanunen memnu olduğuna göre,her iki halde de bitaraf olmadığı meydanda bulunan kaymakamın kaĢını yapmak istediğiniz halde gözüne kastettiğinizin farkında mısınız? Bir de dostluktan dem vurursun sayın Rıza Yalçın! Politikana diyecek yok naçiz kirvem! NURETTĠN KĠRMAN‟IN ĠSTĠFASININ METNĠNĠ VERĠYORUZ 1948 yılında tüzük ve programına inanarak intisap ettiğim Demokrat Partiden 1950 yılına kadar en zor Ģartlar muvacehesinde ve bugün Demokrat Partili geçinen politikacılarla çetin mücadeleler yaparak partili arkadaĢlarımla birlikte muhalefette çalıĢtım. Iğdır gibi yurdun en uzak ve siyasi faaliyetlerden azade köĢesinde demokrasi umdelerinin yerleĢmesi, halkın kendi idaresine hakim olabilmesi ve siyasi kanaatlerini serbest serdedebilmeleri velhasıl Demokrat Partinin muhitimizde teĢkilatlanması için sayısı pek mahdut bulunan arkadaĢlarımla birlikte her türlü maddi ve manevi fedakarlıklara katlanarak zaman mefhumu düĢünmeksizin, geceli gündüzlü çok defasında yaya dolaĢmak suretiyle ilçe bucak ve köylerde Demokrat Parti teĢkilatını kurmaya muvaffak olabildik. Musa Doğan, Hamit Dönmez ve Yusuf Aksu arkadaĢlarımla beraber yaya Zülfikar köyüne gittiğimiz zaman köylüler bize aynen Ģöyle dediler: “Gulem Parlar ile Nağdali Parlar Demokrat Partiye girenleri hükümet sabun yapacak, öldürecek vs” Bütün bu menfi propagandalara rağmen Zülfikar‟da Meydan Emi ve Talip ve arkadaĢlarının yardımlarıyla ocak kurabildik. Tabiidir ki bugün göğsünde DP rozeti taĢıyarak DP‟ye dört elle sarılmıĢ gibi görünen politikacılar o zamanki iktidar partisinin (CHP) mensubu ve faal elemanları idiler. Bu meĢakkatli çalıĢmalarımız sonunda yapılan 1950 umumi seçimlerinde DP iktidarı ele aldıktan sonra siyasi durum değiĢti. Politikacılar tarihi partilerinin (CHP) rozetlerini yakalarının altına saklayarak DP rozetiyle huzura çıkmağa baĢladılar. ĠĢte bu tarihten itibarendir ki samimi particiliğimiz, yerini yapmacık ve menfaate dayanan bir politikaya terk etti. Buna rağmen DP‟de çalıĢmak azmiyle bu güne kadar sebat ettim. 1950 yılında baĢkanı bulunduğum DP Iğdır teĢkilatı 14 Mayıs‟tan sonra partiye sığınanların fesat ve zümreci zihniyetle nefret edilecek hale geldiğinden Parti baĢkanlığı bu sahte politikacıların yegâne gayesi olduğu bir sırada kendi arzumla ve hakiki parti muhitinin ayrılmam yolundaki müteaddit ısrarlarına rağmen izzeti nefsimi her Ģeyin fevkinde görerek baĢkanlıktan istifa ettim. Bu da benim baĢkanlık aĢıklısı bir insan olmadığımı ifade eden bir hakikattir. Bir kongre devresinde partiye yalnız bir partili olarak azami hizmeti esirgemedim ve bir yıl evvelki kongrede umumi arzu üzerine benim içinde bulunmadığım Ġlçe Ġdare Kurulunca hazırlanan seksen delegeyi ihtiva eden Ġlçe Kongresinde her türlü muhalefete rağmen kadirĢinas partili delegeler tarafından bir çekimser ve iki aleyhimde geriye kalanların heyeti umumiyesinin lehimde kullandıkları oyla baĢkanlığa getirildim. (Bu kongrenin cerayan Ģeklini il müĢahidi olarak bulunan Ġsmail Alaca ve Tanrıverdi Gökçay çok iyi bilirler) Bugün geçici idare kurulunda vazifelendirilen sahte Demokratlardan bir çoğu o sıralarda havayı bulandırmak istemiĢlerse de her kademedeki parti kongrelerinde kapı dıĢarı edilmiĢlerdir. Ġlçe seçimini müteakip Ġl kongresine iĢtirak ediyoruz. Kongrede birbirini tutmayan iki hizip mücadele etmektedir. Bir tarafta Ġsmail Alaca diğer tarafta Nervuz Gündoğdu. Demokrat Parili olarak kendimizi her hangi bir hizmete kaptırmadan münevver, Ģahsiyet sahibi ve hakikatten partinin baĢında bulunmağa layik bir idare heyeti seçtik. Bu seçimde temsil kabiliyetleri olmadığı cihetle seçimi kaybeden Zeki Aras ve etrafı yeni Ġl Ġdare Kurulu arkadaĢları arasına nifak sokarak arzu edilmeyen hadiselerin zuhuruna sebebiyet verdiler. Mesela, parti için hakikaten lüzumuna inandığım Alaca ve Ġbrahim TaĢdemir gibi Ģahsiyet sahibi insanların Ġl Ġdare Kurulundan istifaları bu teĢebbüsün bir neticesidir. Nifakcılar bununla da kalmadılar. DP‟ye yeni intisap etmiĢ Milletvekillerine nüfuz ederek Genel Merkez nezdinde Kars Ġl Ġdare Kurulunun feshini temin ettiler. ĠĢte bu tarihten sonradır ki Kars Demokrat Parti teĢkilatı hakiki bir felâkete sürüklendi. Ne kadar acıdır ki o zaman kendi Vilayetleri olan Erzurum‟daki parti ihtilafını halle muktedir bulunmayan Genel Ġdare Kurulu üyelerinden Erzurum Mebusları Mustafa Zeren‟le, Rıfkı Salim Barçak Kars‟taki ihtilafın halline güya memur ediliyorlar. Burada Kars‟taki hadiselerin hususiyetinden bahsetmek zorundayım. Hakikaten partici ve memleket hesabına bir kıymet olan Sayın Rıfkı Salim Burçak‟ı kendi arzusuna uydurmak gayesiyle hareket eden Zenen beyefendi her türlü çareye baĢvurduktan sonra ġerefler‟in ġehir Kulübünde Nusret Metan tarafından tertip edilen bir ziyafette kadehini Ģu gayri samimi sözlerle Rıfki Salim Burçak‟ın Ģereflerine kaldırdı: “Pek yakında muhterem Rıfkı Bey‟i Hariciye Vekilimiz olarak göreceğiz, kendisini Ģimdiden tebrik eder kadehimi Ģereflerine kaldırırım” Bu kısa ve fakat gayri samimi ve manidar hitabeden sonra Zeren arzu ettiği neticeyi elde etmiĢ olduğundan ikinci günü eski idare kurulunu derhal feshederek yerine Zeki Aras baĢkanlığındaki ekserisi taraftarı bulunan bu günkü Ġl Ġdare kurulunu iĢ baĢına getirmeye muvaffak oldu. ġurasını da ilave etmek isterim ki Mustafa Zeren Efendinin Rıfkı Selim Burçak‟a yaptığını Zeki Aras da Mustafa Zeren‟e yapmıĢtı. BaĢkan olmak için her boyaya giren Zeki Aras dostumuz Mustafa Zeren‟i iĢtahlandırmak maksadıyla kendi baĢkan olduğu taktirde oğlu Edip Zeren‟i 1954 seçimlerinde Kars‟tan DP mebus adayı göstereceğini vaat etmiĢti. Mustafa Zeren sadakatını isbat etti ve Kars teĢkilatı da bu komedya içinde kuruldu. Ne gariptir ki Cengiz Ekinci baĢkanlığındaki hakiki Ġl Ġdare Kurulu genel baĢkanlığınca tastik edildiği ve henüz bir faaliyete yeni giriĢildiği bir sırada yine Genel Ġdare Kurulunca fesih cihetine gidilmesi ve delegelerin oyuyla iĢ baĢına getirilmeyen insanların iĢ baĢına getirilmesi o gün için bir muamma olarak kalmıĢtı. Bugün bu muamma çözülmüĢ ve iĢ tevil götürmez bir safhaya girmiĢtir. Hadise Ģudur: DP‟ye zeni ihtisap eden üç Milletvekili ve diğer iĢtahlılar 1954 durumunu Ģahısları için vahim telakki ettiklerinden Ekinci baĢkanlığındaki Ġdare Kurulunu yıkmak lüzumunu hissetmiĢlerdi. Hattizatında kendi Ģahıslarını daha ziyade çürüten bu hareketin aksi tesirini 1954‟dün bu iĢtahlıları önceden düĢünmemiĢ ve düĢtükleri hatanın azametini takdir edememiĢlerdir. Neticede il de kurul arkadaĢlarının bazılarının Ġstanbul‟a gitmelerinden bilistifade kurulda sözünü yürütebilecek bir hale gelen Zeki Aras ve etrafı, Ģahısları için normal kongrede tehlikeli olabilecek partilileri yıkmaya matuf prensip kararlarını tatbike koyuldular. Bu arada Ģahsımı kendileri için birinci derecede tehlikeli addeden Arasçılar, Mustafa Zeren gibi hareket ederek hiçbir tetkik görmeden yarım saat gibi kısa bir zaman içinde Iğdır‟ın bilumum DP muhitinin mümessillerinin oylarıyla iĢ baĢına gelen ve kendileri gibi geçici olmayan kurulumuzu feshederek DP Kars tarihinde ikinci bir yüz karası hatayı bilerek ve kastimahsusla iĢlediler. (Zeki Aras, Iğdır‟dan akrabası Sait GüneĢ tarafından kendisine meali aĢağıda yazılı çekilen tel üzerine Iğdır‟a geliyor. “Geçenlerde yazmıĢtık geleceğine ve o iĢi yapacağına söz verdiğin halde gelmedin, gelmediğin takdirde akrabamız değilsin”) Meselenin diğer garip tarafı yeni teĢekkül eden geçici kurula Zeki Aras‟ın en yakın iki akrabasının alınmasıdır. Hata o kadar büyük ve teessürü mucip idi ki, geçici Ġdare Kuruluna birinci defasında seçilen hemĢehrilerimizin kısmi azami derhal istifa etmek suretiyle Arascıları cevaplandırdılar. Geçici bir kurulun kurulabilmesi ancak Zeki Aras‟ın iki yakın akrabasına inzimamen Halk Partisinin iane ettiği birkaç iskartası ve Ģahsi müdahalem neticesi muattal fabrikasını 35 bin liraya kooperatife icara veremediği gibi kuyruk acısı bulunan bir hacı ile kurulabildi ve maalesef ismine de DP Ġlçe Ġdare Kurulu denildi. (Bu hacı hakkındaki yazılarımı arzu edenler zamanı geldikçe Kars, Ekinci ve Dil gazetelerinde okuyabilecek ve ondan sonra bu kendisinin Iğdır‟daki itibarını öğreneceklerdir.) Biz münfesih idare kurulu, meri tüzük hükümlerinin bahĢettiği hakka dayanarak ihtilafın halli veya mahallen bir müfettiĢ marifetiyle tahkikini yüze yakın Ocak baĢkanı ile parti ileri gelenleri ve il genel meclis azalarının keyfiyeti tasvip etmediklerini ve bu keyfi ve partiyi çökertmeye matuf kararın tashihini Tüzüğün 34. maddesi gereğince bu durum karĢısında partinin çökeceği mülâhazasıyla hayati umumiyenin fevkalade olarak toplanması hususunda ilçenin mevcut üç Bucak idare kurulu tarafından yıldırım ve acele tellerle genel baĢkanlığın nazarı dikkatini çektiğimiz halde on beĢ gündür susulmuĢtur. ġu hale nazaran, son bir yıl içinde Kars ve mülhakatındaki teĢkilatta parti tüzüğü asla tatbik edilmediği gibi genel baĢkanlık da bu muhitin ihtilafları münasebetiyle Ģahıslara göre tüzüğü tatbik ediyor ve tüzüğün hakiki suretteki tatbikatından çekiniyor. ġayanı teessüfünki muhitte DP‟yi yıkmaktan baĢka icraatı olmayan geçici il idare kurulunun yaptıkları genel merkezce tasvip edilmiĢ olacak ki hizmet müddetleri uzatılmıĢtır. BeĢ seneden beri hizmet ettiğim DP‟de bugün mevcut olan zihniyet Ģudur: En tehlikeli ve kara günlerde DP‟yi bizzat kurmuĢ veya intisap etmiĢ partililer yerine, Ģahsi menfaat temini ve politika icabı olarak son iki yıl içinde intisap edenleri kâin etmek ve eski partilileri tasfiye etmektir. Bu suretle ortaya acı bir hakikat çıkıyor ki o da her gelenin aslını astarını tahkik etmeden DP‟ye almaktır. Bu Ģekilde ki yanlıĢ siyasetin cezasını DP 1954 seçimlerinde görebilir. DP‟nin Kars‟taki anlayıĢsız teĢkilatı içinde DP‟li olarak milletime hizmet edemeyeceğime kanaat getirdim. ġahısları çürütmek ve emekleri akrabalık ve dostluk hatırı ve kuyruk acısından mütevellit yarım saatlik bir mesaiyle heder etmek suretiyle particiliğin en basit kaidelerini dahi ayak altına alan bir cemiyetin müdafiliğini ısrarla yapan DP‟den istifa ediyorum. Milletimin ve hemĢehrilerimin bana tevdi edecekleri memleket vazifelerini karĢılık beklemeden bu memleketin bir çocuğu olarak yapmayı Ģeref telakki edeceğim. Hakiki DP‟li arkadaĢlarıma veda ederken DP‟nin de Türk Milletine nafi olabilecek bir Ģekilde kendisini ıslah etmesini temenni ederim. YENĠ CEZA VE TEVKĠF EVĠ YAPILIYOR 17 Nisan 1953 Mecit Hun Yıl: 2 Sayı: 130 Iğdır‟da yeni bir ceza ve tevkif evi yapılması hususu ilgili bakanlıkça ele alınmıĢ ve gerekli tahsisat ayrılarak yeni bir ceza evi inĢası emredilmiĢtir. Münasip bir arsa temin edildiği taktirde derhal ihalesi yapılacaktır. YENĠ PAMUK BAREMĠ TESBĠT EDĠLDĠ Haber aldığımıza göre Iğdır Pamuk Tarım SatıĢ Kooperatifleri Birliği yeni pamuk baremini birinci kalite için 50 kuruĢ olarak tespit etmiĢtir. Diğer kaliteler buna göre ayarlanacaktır. Birlik, bugüne kadar tesellüm ettiği ortaklar malına mukabil bu barem üzerinden derhal avans vermeye baĢlayacaktır. Kredinin geç açılması ve pamuk fiyatlarının son aylar içinde durgun bir seyir takip etmesi pamuk müstahsilini müĢkül mevkide bırakmıĢtı. VAHAP AKAR‟IN REDDĠ HAKĠM TALEBĠ KABUL EDĠLMEDĠ Hakim Münir EkĢi‟ye iftira suçundan Asliye ceza mahkemesinde açılan dava dolayısıyla asliye hakimi Turgut Çeliker‟in Münir EkĢi‟nin mesai arkadaĢı bulunmasına binaen hakimi ret talebinde bulunan istidacı Vahap Akar‟ın bu talebi Kars Ağır ceza mahkemesince reddedilmiĢtir. IĞDIR C. MÜDDEĠUMUMĠLĠĞĠNE SELAHĠYETLE KEMAL GÜVEN ATANDI Iğdır müddeiumumisi sayın Fuat Eribol‟un bir apandisit ameliyatı geçirmesi üzerine müddeiumumilik iĢlerinin baĢkatip Ahmet Bilen tarafından idare edilmekte bulunduğu malumumuzdur. BaĢkatip Bilen‟in aynı zamanda noter iĢlerine de bakması ve iĢlerin fazlalığı dolayısıyla birkaç gün evvel bir tahkikat münasebetiyle Iğdır‟a gönderilen Kağızman, C. Müddeiumumisi sayın Kemal Güven‟e Adalet Vekaletince yetki verilmiĢtir. DP ĠLÇE KONGRESĠ Aldığımız habere göre Demokrat Partinin ilçe kongresi 25 Nisan 1953 günü yapılacak ve derhal il delegeleri seçilerek il kongresinin de kısa bir zaman içinde bitirilmesi temin edilecektir. Bucak kongreleri evvelce yapılmıĢ olduğu için birkaç gün sonra yapılacak ilçe kongresi için her hangi bir faaliyet göze çarpmamaktadır. Seçime ve kongreye hizipler halinde iĢtirak edileceği tahmin edilmektedir. Demokrat Parti teĢkilatı içinde son aylarda vuku bulan hadiseler dolayısıyla partiye karĢı cephe alan bir ekseriyet de birkaç gün sonra yapılacak kongrenin neticelerini bekler görünmektedir. Bilhassa iyi bir idare heyetiyle millet huzuruna çıkmadığı taktirde Demokrat Parti teĢkilatının Iğdır‟da felce uğrayacağı kanaati umumidir. DĠL ÇĠFTLĠĞĠNĠN TRAKTÖRLERĠ GELĠYOR Aldığımız habere göre Dil çiftliğinde çalıĢtırılmak üzere devletçe tahsis edilen traktörlerin ilk partisi Horasan‟a gelmiĢ ve teslim alınmak üzere bir mutemetle kafi miktarda Ģoför Horasan‟a gönderilmiĢtir. Çiftlik personeli Ģimdilik ilçe merkezinde temin edilen bir binada çalıĢmalarına devam etmektedir. KARS‟TAN BĠR ÖĞRETMENLER GRUBU GELĠYOR Haber aldığımıza göre ilçemizi gezmek ve etütlerde bulunmak üzere 25 Nisan 1953 günü Kars‟tan 30 kiĢilik bir kafile halinde Kars öğretmenlerinin Iğdır‟a gelmesi tahakkuk etmiĢtir. Bu münasebetle gerekli hazırlıklara baĢlanmıĢ ve misafirler Ģerefine bir gece tertibi kararlaĢtırılmıĢ bulunmaktadır. ĠLAN Iğdır Belediye BaĢkanlığından Iğdır Belediyesinin 1953 yılı elektrik iĢletmesi ihtiyacı için 3000 teneke motorin açık eksiltme suretiyle satın alınacaktır. Bedeli 25.500 liradır. ġartname bedelsiz olarak Iğdır Belediyesinden alınabilir ve her gün belediyede görülebilir. Ġhale arttırma ve eksiltme kanunu gereğince 24 Nisan 1953 Cuma günü saat 14‟de Belediye Encümeni huzurunda yapılacaktır. Muvakkat teminat 1912 lira elli kuruĢtur. ZĠRAAT BANKASI MUHASEBECĠSĠ KEMAL BEY‟ĠN PEDERĠ VEFAT ETTĠ Teessürle aldığımız habere göre, Ziraat Bankası muhasebecisi sayın Kemal Sezgin‟in pederi Zeki Sezgin iki gün evvel vefat etmiĢ bulunmaktadır Kemal Sezgin‟e baĢ sağlığı ve müteveffa pederine rahmet dileriz. TAPU KADASTRO FAALĠYETE GEÇĠYOR Ġlçemize gelen tapu kadastro genel müdürlüğüne bağlı tapulama komisyonu 24 Nisan‟dan itibaren Yaycı, AĢağı ve Yukarı Çarıkçı ve civar köylerinde tapulama iĢlerine baĢlayacaktır. BAYINDIRLIK MÜDÜRLÜĞÜ VASITALARI ĠLÇEDE ġehir içi yollarına kum dökmek üzere Kars Bayındırlık müdürlüğüne ait 3 kamyon iki günden beri iĢe baĢlamıĢlardır. Bu üç vasıta belediyemizin vilayete müracaatı üzerine tahsis edilmiĢlerdir. Belediye reisimiz ilçenin ana caddeleri mevzuundaki bu çalıĢmalarından dolayı tebrik ederiz. KUDUZ KURT NĠHAYET ÖLDÜRÜLDÜ Hasanhanlı bir kadınla Selim adında bir Ģahsı ısırdığını haber verdiğimiz kuduz kurt dünde Aratan köyünde iki çobanı ısırdıktan sonra sopa ve taĢ ile öldürülmüĢtür. Aratan‟da ısırılan iki Ģahıs da bugün Memleket hastanesine müracaat etmiĢlerdir. DOĞU ANADOLU FĠRMASININ MÜMESSĠLĠ GELDĠ Merkezi Ġstanbul‟da bulunan Doğu Anadolu zirai alet ve makineler firmasının Erzurum Ģubesi elemanlarından Gazanfer Yaman firmasının ticari faaliyetlerini tetkik etmek üzere dün ilçemize gelmiĢtir. Firmanın Iğdır acentesi Hüseyin Yaycı olup bugüne kadar bir çok zirai araçları muhitimize satmıĢ olduğundan Gazanfer Yaman bu araçlardan temin edilen istifadeleri de tetkik etmektedir. ARAS YÜKSELMEYE BAġLADI Havaların iyi geçmesi ve karların erimeye baĢlaması üzerine son birkaç gün içinde Aras nehrinin su seviyesi yükselmeye baĢlamıĢ bazı köylerimizle devlet üretme çiftliği haline getirilmekte bulunan Dil mıntıkasında bu yükselme bariz Ģekilde hissedilmiĢtir. Bu münasebetle üretme çiftliği müdürü sayın Ziya Ayrım da dün mıntıkayı gezmek mecburiyetinde kalmıĢtır. CENGĠZ EKĠNCĠ LONDRA‟YA GĠDĠYOR Bugün aldığımız bir habere göre Ekinci, Serhat ve Ayhavar gazeteleri sahibi Avukat Cengiz Ekinci Ġngiltere Kraliçesinin taç giyme merasiminde bulunmak üzere Ġngiltere‟nin Ankara basın ataĢesi tarafından resmen davet edilmiĢtir. Ekinci Mayıs ayında Ġngiltere‟ye hareket edecektir. DP‟LĠLER BĠRBĠRĠNE GĠRDĠ Ġlçe kongresinin yaklaĢması münasebetiyle Demokrat Partililer bugün aleni faaliyete geçmiĢ bulunmaktadırlar. Partililerden 1500 kiĢilik bir grubun söz birliği ederek geçici idare kurulu üyeleri hakkında genel merkez ve Kars teĢkilatına Ģikayette bulundukları istihbar edilmiĢtir. Ġddia edildiğine göre geçici kurulda vazife alıp yeni seçimlere hazırlanan Hacı Nağdali Parlar, Sadık Tezel ve Kadir Günde esasen CHP‟li olup Demokrat Partiyle ilgileri bulunmamaları icap etmektedir. Ġlgililerin nasıl hareket edeceği merakla beklenmektedir. Buna rağmen geçici idare kurulu üyeleriyle isminden bahsettiğimiz zevat il idare kurulu tarafında birçok zamanlar desteklenmiĢ ve bizzat kurula seçilmiĢlerdir. Demokrat partililerin yeni müracaatı muvacehesinde ilin seçimlere veya seçime iĢtirak edecek Ģahıslara müdahale edip etmeyecekleri henüz öğrenilmiĢtir.
Benzer belgeler
14. AYHAVAR GAZETESİ: Cengiz Ekinci(1952)
defterini dürmektir. (Mecit Hun’un sahibi ve mesul müdürü olduğu “Dil”,
günlük siyasi gazete olarak 9 Temmuz 1952’de yayın hayatına girer; 16
Mayıs 1953 tarihinde “ġarkın Dili” gazetesinin çıkarmas...
2. Mücahit Özden Hun
heyecan karışımı bir ruh haliyle birbirlerinin bayramını kutlar, yıllardır birbirlerinden uzak kalmışçasına derin hal hatır sohbetlerine dalarlardı. Bu temaşa
üçüncü günden itibaren azalırdı.
Bayra...