“EY World Entrepreneur Of The Year – Dünya Yılın Girişimcisi” ödülü
Transkript
“EY World Entrepreneur Of The Year – Dünya Yılın Girişimcisi” ödülü
Haziran 2014 Üç aylık EY kurumsal dergisi “EY World Entrepreneur Of The Year – Dünya Yılın Girişimcisi” ödülü sahibini buldu EY Türkiye, geleceğin vergi profesyonelini seçti “Türkiye’de Tüm Yönleriyle Sukuk - 2014” zirvesi gerçekleşti İçindekiler 6 26 11 4 Güncel 4 “EY World Entrepreneur Söyleşi 12 Vergi Maratonu Of The Year – Dünya Yılın Girişimcisi” ödülü sahibini buldu yarışması hazırlık süreci ve sonrasını 2014 birincisi Ayşe Uzun ile konuştuk 6 Türkiye, İslami finansın gelişiminde aktif rol oynayacak Makale 14 Gümrükte Gündem: 8 Türkiye, İslami Sigorta’daki yüksek potansiyeli ile dikkat çekiyor 10 EY Türkiye, Özgün Yönetim Uygulamaları Forumu (IBPF) 2014’te sponsor olarak yer aldı 11 EY Türkiye, geleceğin vergi profesyonelini seçti Her fabrika bir gümrük olacak Güncel 16 Türk müşterisi çalıştığı banka sayısını azaltıyor 17 2017’de 1 milyar kişi cep telefonunu bankacılık işlemleri için de kullanacak Söyleşi 18 Enerji Gündemi 24 İngiltere’de kaya gazına Güncel 20 Keşfedilmemiş 25 EY Türkiye geleceğin fırsatlar: Sigortacılık değer zincirinde veri analitiğinin rolü 22 EY Uluslararası Vergi Hizmetleri tarafından düzenlenen “International Tax Update” Semineri gerçekleşti yönelik yatırımların boyutu 33 milyar avroya ulaşacak liderlerini arıyor 26 EY Türkiye yeni ofisine taşınıyor 27 Verginin gündemi kitap haline geldi 23 Giyilebilir cihaz kullanıcı sayısı 8 kat artışla 2018’de 177 milyona ulaşacak EY | Assurance | Tax | Transactions | Advisory EY Hakkında EY bağımsız denetim, vergi, kurumsal finansman ve danışmanlık hizmetlerinde bir dünya lideridir. Anlayışımız ve kaliteli hizmetlerimiz dünya ekonomisi ve sermaye piyasalarında güvenin oluşmasına katkıda bulunmaktadır. EY, güçlü yönetim ekibiyle tüm paydaş gruplarına verdiği sözleri yerine getirmekte ve bu şekilde çalışanları, müşterileri ve içinde yer aldığı diğer çevreler için daha iyi bir çalışma hayatı oluşturulmasında önemli bir rol üstlenmektedir. EY adı küresel organizasyonu temsil eder ve Ernst & Young Global Limited’in her biri ayrı birer tüzel kişiliğe sahip olan, bir veya daha çok, üye firmasını temsil edebilir. Sınırlı sorumlu bir Birleşik Krallık şirketi olan Ernst & Young Global Limited müşteri hizmeti sunmamaktadır. Daha fazla bilgi için lütfen ey.com adresini ziyaret ediniz. Sadece genel bilgi verme amacıyla sunulan bu yayın muhasebe, vergi veya diğer profesyonel hizmetler alanında geçerli bir kaynak olarak kullanılması amacıyla hazırlanmamıştır. Belirli bir konuya ilişkin olarak ilgili danışmana başvurulmalıdır. ey.com/tr vergidegundem.com facebook.com/ErnstYoungTurkiye twitter.com/EY_Turkiye © 2014 EY Türkiye. Tüm Hakları Saklıdır. TurkEYnews dergisi ile ilgili yorum ve önerilerinizi [email protected] adresine iletebilirsiniz. Ülke Başkanı'ndan… D eğerli çalışma arkadaşlarım, değerli EY dostları, 13 Mayıs’ta, ülke olarak Soma’da çok acı ve üzüntü verici bir felaket yaşadık. 301 madencimizi böyle vahim bir olayda yitirmenin acısı hala çok taze. Madenci yakınlarının ve tüm halkımızın başı sağ olsun. Dilerim ülkemizde bu tür felaketler bir daha yaşanmaz. Her zaman olduğu gibi geçen 3 aylık dönemi de yoğun bir çalışma temposu içerisinde tamamladık. Bu süre içerisinde Borsa İstanbul ile birlikte “Türkiye’de Tüm Yönleriyle Sukuk - 2014” zirvesine imza attık. İslami finans konusunda birçok uzmanın katıldığı zirvede, İslami finans sektörü ve Türkiye’nin rolü tüm boyutlarıyla masaya yatırıldı. EY’nin zirvede katılımcılarla paylaştığı ‘Dünya İslami Bankacılık Rekabet Raporu’ndaki verilere göre Türkiye’nin katılım bankası aktiflerinin 2018’de 121 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Biz de Türkiye’nin Küresel İslami finans sektöründen daha fazla pay alabilmesi için EY Türkiye olarak elimizden gelen özverili çalışmalara devam edeceğiz. Dünyanın en prestijli girişimcilik ödülü olarak kabul edilen “EY World Entrepreneur Of The Year Dünya Yılın Girişimcisi” ödülünün bu yılki sahibi Kotak Mahindra Bank’ın Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Uday Kotak oldu. Monaco’da gerçekleştirilen finalde Türkiye’yi ise restoran zinciri Baydöner ile Levent Yılmaz ve Feridun Tunçer temsil etti. Baydöner, bu platform üzerinden uluslararası birçok ünlü isimle bir araya gelme ve ülkemizin lezzeti dönerini uluslararası bir alanda tanıtma fırsatı yakaladı. Yarışmaya renk katan Baydöner’in yurtdışında büyük ses getireceğine inanıyor, kurucularına bu yolculukta başarılar diliyorum. Ayrıca, uluslararası bir platformda düzenlediğimiz ‘Young Tax Professional of the Year - Yılın Genç Vergi Profesyoneli’ yarışmasına giriş bileti sağlayan ve bu yıl 3.’sü düzenlenen ‘Vergi Maratonu 2014’ü de Mayıs ayında gerçekleştirdik. Yarışmanın kazananı Koç Üniversitesi Hukuk Bölümü öğrencisi Ayşe Uzun, 30 Kasım – 4 Aralık tarihleri arasında Amsterdam’da düzenlenecek olan “Young Tax Professional of the Year” yarışmasında ülkemizi temsil edecek. Tüm bu gelişmelerin yanı sıra, Maslak’ta inşa edilen yeni ofisimize çok yakında taşınacak olmanın heyecanını yaşıyoruz. Maslak metro istasyonunun yanında bulunan yeni ofisimiz, daha modern, daha teknolojik ve daha çevreci bir çalışma ortamı sağlayacak. Yeni çalışma ofisimizin tüm EY Türkiye ailesine başarı ve mutlulukları da beraberinde getirmesini dilerim. TurkEYnews dergimizin yeni sayısında emeği geçen herkese teşekkür ediyor, keyifli okumalar diliyorum. Saygılarımla, Mustafa Çamlıca EY Türkiye Ülke Başkanı Güncel “EY World Entrepreneur Of The Year – Dünya Yılın Girişimcisi” ödülü sahibini buldu “EY World Entrepreneur Of The Year – Dünya Yılın Girişimcisi” ödülünü Hindistanlı Kotak Mahindra Bank’ın Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Uday Kotak aldı. 51 ülkeden 60 girişimcinin ülkesini temsil ettiği Monaco’da düzenlenen dünya finalinde Türkiye’yi ise restoran zinciri Baydöner temsil etti. Dünyanın en prestijli girişimcilik ödülü olarak kabul edilen “Dünya Yılın Girişimcisi” ödülünün bu yılki sahibi Kotak Mahindra Bank’ın Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Uday Kotak oldu. EY tarafından düzenlenen yarışmanın Monaco'daki finalinde Hindistan’ı temsil eden Uday Kotak, Yılın Girişimcisi Yarışması'nda kendi ülkelerini temsil etmeye hak kazanan ve toplam ciroları 32 milyar Amerikan Dolara ulaşan 60 finalist arasından yılın girişimcisi olarak seçildi. Geçen sene düzenlenen yarışmanın kazananı ise ABD’den Chobani Yoghurt’un kurucusu Erzincanlı Hamdi Ulukaya’ydı. İstihdam yaratılması ve sürdürebilirliğin sağlanabilmesi için girişimcilere her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulduğuna dikkat çeken EY Global CEO’su Mark Weinberger, ‘Dünya Yılın Girişimcisi’ seçilen Uday’ın ilham verici olduğunu ve diğer 59 girişimcinin de daha iyi bir çalışma dünyası oluşturulmasına büyük katkı sağladıklarını belirtti. Dünya Yılın Girişimcisi ödülünün sahibi Uday, ödülün takdim edilmesinin ardından yaptığı konuşmada, bu prestijli ödüle layık görülmekten büyük onur duyduğunu ve ödülü, azimli ve kararlı çalışmaları sonucunda KMB (Kotak Mahindra Bank) markasını Hindistan’ın en iyi finansal hizmet veren markası haline getiren 25 bin çalışanı adına aldığını belirtti. 4 | TurkEYnews Sayı 5 – Haziran 2014 Dünya Yılın Girişimcisi jürisi: • Rebecca MacDonald / Jüri Başkanı - Just Energy Group (Kanada) • Chieko Aoki - Blue Tree Hotels (Brezilya) • Mikael Hed - Rovio Entertainment (Finlandiya) • Dr. Tetsuya Iizuka - THine Electronics (Japonya) • Kay Koplovitz - USA Network (ABD) • Ulysses Kyriacopoulos - S&B Industrial Minerals (Yunanistan) • Denis O'Brien - Digicel Group (İrlanda) • Liew Kee Sin - Battersea Project Holding Company (Malezya) • Ashish Thakkar - Mara Group (Uganda) • Michael Wu - Hong Kong Maxim’s Group (Çin) Programda ünlü isimler de konuşmacı olarak yer aldı World Entrepreneur Of The Year - Dünya Yılın Girişimcisi programının konuşmacı ve panelistleri arasında ise Manchester United takımının unutulmazları arasında yer alan Sir Alex Ferguson, 2013 Dünya Yılın Girişimcisi seçilen Chobani Yoghurt’un kurucusu Hamdi Ulukaya, televizyon şovu kategorisinde Emmy ödülü sahibi ve Martha Stewart Living Omnimedia’nın kurucusu Martha Stewart, 2006 Nobel ödülü sahibi ve Grameen Bank’ın kurucusu Muhammad Yunus bulunuyordu. Levent Yılmaz, Demet Özdemir, Feridun Tunçer Yarışma girişimcilere birçok kapı açıyor Yarışmanın ülke tanıtımında ve girişimci ruhunun yurtdışına taşınması açısından sağladığı katkıya dikkat çeken EY Türkiye Yılın Girişimcisi Ülke Lideri Demet Özdemir ise, “Yarışmada Türkiye’yi temsil eden tüm finalistlerimiz her yıl bu platform üzerinden birçok girişimci ile tanışıyor ve etkileşim sağlıyor. Bu platform üzerinden kazanılan ilişkiler de girişimcilere yeni iş fırsatları sunuyor” dedi. 'Yılın Girişimcisi' programını Türkiye'de 9 yıldır düzenlediklerini belirten Özdemir, “Program, girişimcilik kültürünün ülkemizde yaygınlaşmasına olumlu katkılar sunuyor. Doğru ve stratejik adımlar atıldığında Türkiye’deki girişimciler de dünya arenasında ses getirecektir. Ülkemizdeki girişimcilerin doğru şekilde tanıtımının gerçekleştirilmesi bu doğrultuda çok önemli. Biz de bu amaçla elimizden gelen desteği girişimcilere sağlamaya çalışıyor, girişimcilerin ülke ekonomilerine önemli katkıları olduğunu düşünüyoruz” dedi. Dünya Yılın Girişimcisi programında Türkiye’yi temsil eden Baydöner de tüm dünyada marka olmuş bir yarışmada finalist olmanın girişimci olarak kendilerini memnun ettiğini ve bu yarışmayı, tüm dünyadan girişimci ve gazetecilerin bulunduğu bir ortamda döneri tanıtma fırsatı olarak gördüklerini belirtti. Dünya Yılın Girişimcisi Uday Kotak: Uday Kotak, 1985’te Kotak Capital Management Finance Ltd’yi kurdu. 2003 yılında Hindistan kurumsal tarihinde bankacılık dışı hizmet veren ilk finans şirketi olan Kotak Capital Management Finance daha sonra yoluna bir banka olarak devam etme kararı aldı. Şirket, sermayesini 250 bin Amerikan Dolar'ından 2,8 milyar Amerikan Dolar'ına çıkararak uluslararası dev bir şirkete dönüşme başarısı gösterdi. Hindistan genelinde 354 bölgede toplam 605 şubesi bulunan Mumbai merkezli bankanın ekonominin önemli bölgeleri olarak kabul edilen Londra, New York, Dubai, Abu Dabi ve Singapur’da da uluslararası ofisleri bulunuyor. “World Entrepreneur Of The Year – Dünya Yılın Girişimcisi” İş yaşamında başarılara imza atan girişimcileri ödüllendirmek ve dünya çapında girişimcilik ruhunu teşvik etmek için 1986 yılında ABD’de başlatılan ve bugün 60 ülkede 145’den fazla şehirde düzenlenen ‘Yılın Girişimcisi’ programında bugüne kadar dünya çapında 900’ün üzerinde girişimci ödüllendirildi. ‘Yılın Girişimcisi’ programı, yaratıcılıklarını kullanan, büyük bir azimle çalışan, başarılı ve büyüyen işler kuran girişimcileri ödüllendirmek, onların iş dünyasına ilham kaynağı olabilecek girişimcilik hikayelerini tüm dünyayla paylaşmalarına katkıda bulunmayı hedefliyor. TurkEYnews | 5 Güncel Türkiye, İslami finansın gelişiminde aktif rol oynayacak Selim Elhadef İhsan Akar Borsa İstanbul Araştırma Bölümü ve EY Türkiye tarafından düzenlenen “Türkiye’de Tüm Yönleriyle Sukuk - 2014” zirvesi, Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür Dr. M. İbrahim Turhan, EY Global İslami Finans Merkezi yöneticileri ve diğer sektör uzmanlarının katılımıyla gerçekleştirildi. 6 | TurkEYnews Nida Raza, Niyazi Albay, Mehmet Küçükkaya Küresel İslami finansın günümüzde geldiği seviyeyi ve sektör içerisinde Türkiye’nin rolünü değerlendirmek amacıyla Borsa İstanbul Araştırma Bölümü ile EY Türkiye tarafından düzenlenen “Türkiye’de Tüm Yönleriyle Sukuk - 2014” zirvesi 29 Nisan Salı günü Borsa İstanbul binasında gerçekleştirildi. İslami finans konusunda birçok uzmanın katıldığı zirvede, İslami finans sektörü tüm boyutları ile masaya yatırıldı. Açılış konuşmalarını EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Bölüm Başkanı ve Finansal Hizmetler Sektörü Lideri Selim Elhadef ile Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Dr. M. İbrahim Turhan’ın yaptığı zirvede; EY Bahreyn İslami Finansal Hizmetler Direktörü Nida Raza, EY Türkiye Vergi Bölümü Ortağı İhsan Akar, EY Türkiye Vergi Bölümü Ortağı Mehmet Küçükkaya, HSBC Global Sermaye ve Borçlanma Piyasaları Direktörü Hulusi Horozoğlu ve Albaraka Türk Yatırım Bankacılığı Müdürü Mustafa Çetin konuşmacı olarak yer aldı. Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür Dr. M. İbrahim Turhan, zirvenin açılışında yaptığı konuşmada, faizsiz finansman yöntemlerine uygun olarak geliştirilen ve sabit getirili bir borçlanma aracı olan “sukuklar”ın sermaye piyasalarında ve küresel finans piyasalarında hızla gelişen ve gelişme potansiyeli olan bir enstrüman türü olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Sukuk enstrümanlarının önümüzdeki dönemlerde giderek daha fazla yaygınlaşan finansal sözleşmeler olacağını düşünüyorum. Türkiye’yi düşündüğümüz zaman, OECD ve Dünya Bankası’nın tahminlerine baktığımızda önümüzdeki 40 yıl içerisinde yükselen piyasa ekonomilerinde gelişmekte olan ülkelerin 50 trilyon dolar civarında alt yapı yatırımı yapması bekleniyor. Bu kaynağın çeşitli yollarla finanse edilmesinde ve gayrimenkul alt yapı yatırımlarında sukuk finansmanı önemli bir rol oynuyor. Alıştığımız mevcut sukukların dışında ‘proje sukuğu’ olarak isimlendirilen yapıların da giderek sektörde daha cazip finansman yöntemleri olarak tercih edilebileceğine inanıyorum.” Sayı 5 – Haziran 2014 “Dünya İslami Bankacılık Rekabet Raporu” paylaşıldı Türkiye’nin küresel İslami finans sektörü içerisindeki potansiyelinin vurgulandığı zirvede, EY tarafından hazırlanan “Dünya İslami Bankacılık Rekabet Raporu” katılımcılarla paylaşıldı. Rapordaki tahminlere göre, dünya İslami bankacılık aktif büyüklüğü 2013 yılında 1,7 trilyon doları aştı. 2012 yılında 567 milyar dolar olan Türkiye’nin de içinde yer aldığı QISMUT (Katar, Endonezya, Suudi Arabistan, Malezya, BAE) ülkelerindeki İslami ticari banka aktiflerinin 2013 ila 2018 döneminde yılda yüzde 19,7’lik bileşik büyüme oranıyla 1,6 trilyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Rapora ilişkin değerlendirmelerde bulunan EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Bölüm Başkanı ve Finansal Hizmetler Sektörü Lideri Selim Elhadef “Ardı ardına gerçekleştirilen sukuk ihraçları, Türkiye’nin dünya İslami finans haritasında güçlü bir konum edinmesini sağladı. Türkiye’nin katılım bankacılığı aktif büyüklüğü 39 milyar dolar ve pazar payı yüzde 5,6 seviyesinde bulunuyor. Türkiye’nin 2013 yılındaki toplam sukuk ihraç tutarı ise 4,77 milyar dolar. Türkiye’deki katılım bankalarının kârlılık oranları küresel sektör ortalamasının üzerinde seyrediyor” dedi. Diğer ülkelerle karşılaştırıldığında kârlılıkta bir adım daha önde görülse de Türkiye’nin hala değerlendirmediği büyük bir potansiyele sahip olduğuna dikkat çeken Elhadef, “Bu potansiyelden yararlanmak için EY olarak 3 ana konuya odaklanılması gerektiğini düşünüyoruz. Yasal çerçevenin piyasadaki paydaşlara daha fazla netlik sağlayacak şekilde iyileştirilmesi; İslami finans sektöründeki oyuncu sayısının katılım bankacılığını yanı sıra İslami sigorta (tekafül) ve fon yönetimi alanlarını da kapsayacak şekilde arttırılması ve insan kaynaklarının bu büyümeyi destekleyebilecek şekilde geliştirilmesi gerekli” dedi. bugünkü düzeyine ulaşacak. Bu gelişmeler ışığında genç nüfus, mevzuat reformları ve hükümetin katılım bankacılığı ile finansal kapsayıcılığı yaygınlaştırma hedefinin İslami esaslara bağlı finans kurumlarına güç kazandıracağını düşünüyoruz” dedi. Büyük firmaların sukuk ihracı için mevzuat daha teşvik edici olmalı Zirvede gerçekleştirilen panelde sukuk ihracının İslami açıdan kullanım kurallarına değinen EY Bahreyn İslami Finansal Hizmetler Direktörü Nida Raza, sukuk açısından Türkiye’deki yönetmelikler ile diğer ülkelerdeki farklılıkları ele aldı. Mevzuatın sukuk ihracına yönelik düzenlenmesi ile Türkiye’den daha fazla firmanın uluslararası sukuk piyasasına giriş yapacağını aktaran Raza, “Türkiye’de sukuktan yararlanmak isteyen firmalar bu alana ilişkin düzenlemelerin olmamasından kaynaklı olarak birçok zorlukla karşı karşıya kalıyor. Bu durum da sürecin uzamasına neden oluyor. Ayrıca varlık şirketinin kurulmasında sigorta sisteminin olmaması da süreci diğer ülkelere oranla daha da uzatıyor” dedi. QISMUT ülkeleri, İslami finans sektörünün rotasını belirleyecek Rapora ilişkin açıklamalarda da bulunan Nida Raza, “Dünya ekonomisinde halen önemli bir yere sahip olan hızlı büyüyen pazarların gelecek dönemde daha önemli bir rol oynayacağını tahmin ediyoruz. Aynı zamanda hızlı büyüyen 25 ülkenin 2020 yılına kadar dünya GSYH’sinin yüzde 50’sini, tüketim harcamalarının yüzde 38’ini ve sabit sermaye yatırımlarının ise yüzde 55’ini temsil edeceğini öngörüyoruz” diye konuştu. Son 10 yıllık dönemde dünya GSYH artışındaki payları ikiye katlanan bu ülkelerin gelişmiş ülkelerden daha hızlı büyümeye devam ettiğini vurgulayan Raza, bahsi geçen 25 ülkeden 10’unun geniş bir Müslüman nüfusa sahip olduğunu ve Türkiye’nin de içinde yer aldığı QISMUT ülkelerinin İslami finans sektöründeki bir sonraki büyük dalganın tetikleyicisi olacağını ifade etti. Raporda öne çıkan diğer konular ise; • QISMUT ülkelerinde, İslami bankacılık varlıklarının 2013 yılında 662 milyar doları aştığı tahmin ediliyor. • Küresel İslami bankacılık aktiflerinin ise 2018 yılında 3,4 trilyon dolara ulaşacağı öngörülüyor. • QISMUT ülkelerinde 2012 yılı tahmini İslami banka kârları 9,4 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Öngörülere göre 2018 yılına kadar, QISMUT ülkelerindeki İslami banka kârları 26,4 milyar dolara ulaşacak. • Küresel ölçekte ise İslami banka kârlarının 2018 yılına kadar 30,5 milyar dolara ulaşacağı bekleniyor. Türkiye’nin katılım bankası aktifleri 2018’de 121 milyar dolara ulaşır Türkiye’de 2012 yılında büyüklüğü 39 milyar dolar olan katılım bankası aktiflerinin 6 yıllık dönemde yüzde 21’lik yıllık bileşik büyüme oranı ile 2018’de 121 milyar dolara ulaşacağını tahmin ettiklerini ifade eden Elhadef, “KOBİ desteği ve bireysel finansman İslami bankacılığın büyümesinde lokomotif olacak. Bunu yanı sıra Türkiye’de 11 milyon hane halkı, 2030 yılına kadar 30 bin dolar veya üzeri gelir ile Kanada’nın Dr. M. İbrahim Turhan, Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür “Dünyadaki sukuk ihraçlarının yüzde 17’si borsalarda işlem görmektedir. Türkiye’de ki duruma baktığımızda bizim piyasalarımızda 2013 yılı itibariyle gerçekleşen işlem hacmi 585 milyon TL’dir. Bunun önümüzdeki 5 yıl içerisinde 1.5 milyar dolar seviyesine yükselmesini bekliyoruz.” TurkEYnews | 7 Güncel Türkiye, İslami Sigorta’daki yüksek potansiyeli ile dikkat çekiyor EY’nin gelişmiş ve gelişmekte olan ülke piyasalarındaki İslami sigortacılık sektörü üzerine hazırladığı “Küresel İslami Sigortacılık Öngörüleri” raporu, sektördeki büyümeye, karlılığa, ortaya çıkan fırsatlara ve zorluklara odaklanıyor. Rapora göre, 2012 yılında 39 milyar dolarlık İslami bankacılık endüstrisi ve yüzde 99’u Müslüman olan 74 milyon nüfusu ile Türkiye, İslami sigortacılığın büyümesi açısından büyük bir potansiyele sahip. Yasal düzenlemeler ve gerekli altyapıların kurulmasıyla birlikte Türkiye’de de tekafül sisteminin başlayacağı tahmin edilirken İslami sigortacılığın ülkemizde yaygınlaşması sigorta kültürünün oluşması açısından klasik sigortacılığa da katkı sağlayacak. 8 | TurkEYnews EY’nin “Küresel İslami Sigortacılık Öngörüleri” raporuna göre Türkiye’de İslami sigortacılığa (tekafül) yönelik yasal düzenlemelerin sağlanması, katılım bankalarının sayısının artması ve İslami finans fonlarının çeşitlenmesiyle birlikte tekafül sigortası başlayacak. Rapora göre, 39 milyar dolarlık İslami bankacılık endüstrisi, yüzde 99’u Müslüman olan 74 milyon nüfusu ve sigortacılık sektöründeki düşük penetrasyon oranıyla Türkiye, İslami sigortacılığın büyümesi açısından büyük bir potansiyele sahip. Sadece Müslüman ülkelerde değil Avrupa ve Amerika’da da var İslami sigortanın İslam hukuk kuralları ve düzenlemeleri çerçevesinde oluşturulan ve işleyen sigortacılığı ifade ettiğini belirten EY Türkiye Denetim Hizmetleri Bölümü Ortağı Seda Hacıoğlu, “Rapora baktığımızda 2012 yılında toplam tekafül sistemiyle elde edilen katılımın 11 milyar dolara ulaştığı ve bir önceki yıla oranla artışın yüzde 16 olduğu görülüyor. Tekafül sistemi, Müslüman nüfusunun yoğun yaşadığı başta Arap bölgeleri olmak üzere Malezya ve Endonezya gibi Uzak Doğu ülkeleri ve birçok Avrupa ülkesiyle Amerika’da uygulanıyor. Şu an dünyada 33 ülkede 200’ün üzerinde tekafül şirketi olduğu tahmin edilirken, 2012 yılındaki katılımın yüzde 51’i Suudi Arabistan, yüzde 25’i Asya bölgesinden sağlandı” dedi. Sayı 5 – Haziran 2014 Mevzuat en büyük problem Yüzde 99’u Müslüman olan Türkiye’de ise tekafül anlamında bir sigortacılığın bulunmadığına dikkat çeken Hacıoğlu, Türkiye’de İslami sigortacılığın var olabilmesi için buna yönelik yasal alt yapının uygun olması gerektiğinin altını çizdi. Hacıoğlu, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nda İslami sigortacılık ile ilgili ya da buna karşı bir hüküm olmadığını belirterek, “Dünyadaki örneklerine bakıldığında Hazine’nin yayınlamış olduğu formatlardan farklılık gösteriyor. Türkiye’de, diğer ülkelerdeki gibi İslami standartlarda gelişmiş bir sermaye piyasasının henüz oturmamış olması İslami sigortacılığın yaygınlaşmamasının başlıca nedenleri arasında yer alıyor” diye konuştu. Tekafülün gelişmemesindeki diğer bir sebebin de karlılık olduğunu kaydeden Hacıoğlu, şöyle devam etti: “Rapora baktığımızda Türkiye’de özellikle fiyatlama konusunda bazı problemler olduğundan, fiyat seviyelerinin göreceli olarak düşük kaldığından bahsediliyor. Tekafül, teorik olarak dönem sonunda kar edilen bir sistem üzerine kurulu. O yüzden, raporda bu önemli bir tehdit ve zayıflık olarak belirtiliyor. Hazine’nin bu konuda bir düzenleme çıkarırken buna da dikkat etmesi gerekli.” Sigorta kültürü ve bilincinin artmasına da katkı sağlayacak Önümüzdeki dönemde sukuk fonlarının çeşitliliğinin artacağı ve İslami sigorta alanında fon yönetimlerinin başlayacağını belirten Hacıoğlu’na göre bu gelişmelerle birlikte Türkiye’de de tekafül sigortacılığı yapılmaya başlanacak. Türkiye’nin yüzde 99’unun Müslüman olması ve ülke nüfusunun hızla büyümesinin bu tahminlerin arkasındaki en önemli nokta olduğuna dikkat çeken Hacıoğlu, Ortadoğu ve Arap dünyası ile olan ticari hacmin genişlemesinin ve etkileşimin artmasının, Türkiye’nin İslami sigortacılıkta hızlı bir büyüme sergilemesini sağlayacağını söyledi. Türkiye’de sigortacılık bilincinin, her ne kadar son yıllarda gelişmiş olsa da henüz istenilen seviyede olmadığını, bu durumun da sadece tekafülün değil, tüm sigortacılık sisteminin sorunu olduğunu belirten Hacıoğlu, İslami sigortacılığın ülkemizde yaygınlaşmasının sigorta kültürünün oluşması açısından klasik sigortacılığa da katkı sağlayacağını sözlerine ekledi. TurkEYnews | 9 Güncel EY Türkiye, Özgün Yönetim Uygulamaları Forumu (IBPF) 2014’te sponsor olarak yer aldı EY Türkiye, Boğaziçi Yöneticiler Vakfı tarafından bu yıl üçüncü kez düzenlenen "Özgün Yönetim Uygulamaları Forumu"nda bu yıl da sponsor olarak yer aldı. 19 Nisan tarihinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi'nde gerçekleşen forumda, sektörlerinde özgün ve başarılı yönetim uygulamalarını ortaya koyan kuruluşlar karşılıklı fikir paylaşımına olanak sağlayarak, deneyim ve tecrübelerini paylaştı. Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın açılış konuşmasını yaptığı forumda; Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Orhan Yılmaz, Turkcell İletişim Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Bostan, BİM İcra Kurulu Üyesi ve CFO Haluk Dörtlüoğlu, LC Waikiki Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük, Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu ve Borsa İstanbul Başkanı Dr. İbrahim Turhan gibi birçok isim yer aldı. 10 | TurkEYnews Sayı 5 – Haziran 2014 EY Türkiye, geleceğin vergi profesyonelini seçti Gelecek nesil vergi profesyonellerinin yeteneklerini bugünden keşfetmek ve onlara EY Türkiye’deki kariyer fırsatlarını tanıtmak amacıyla bu yıl 3.'sü düzenlenen Vergi Maratonu yarışmasının kazananı 13 Mayıs 2014 Salı günü gerçekleşen gala gecesiyle belli oldu. Koç Üniversitesi Hukuk Bölümü öğrencisi olan Ayşe Uzun, “Vergi Maratonu 2014” yarışmasının birincisi oldu ve 5.000 TL'lik para ödülünün yanı sıra Amsterdam’da gerçekleşecek olan “Young Tax Professional of the Year” yarışmasında ülkemizi temsil etmeye hak kazandı. Yarışmanın ikincisi İstanbul Üniversitesi İşletme Bölümü öğrencisi Hakan Can Nirun olurken, üçüncüsü ise Orta Doğu Teknik Üniversitesi İktisat Bölümü öğrencisi İlker Avcu oldu. İkinciye 3 bin, üçüncüye ise bin TL para ödülü verildi. 2013 yılında farklı üniversitelerden 161 öğrencinin başvurduğu yarışmaya bu yıl 244 öğrenci başvuruda bulundu. Vergi Maratonu 2014 yarışmasında finale kalan 10 finalist, vergi uzmanlarımızla birebir çalışma fırsatı yakalarken, gala gecesinde sektörün önemli isimleriyle bir araya geldiler. Ayrıca finale kalan tüm adaylar, EY Türkiye’de staj yapma hakkı kazandılar. "Young Tax Professional of the Year" Yarışması hakkında 20’den fazla ülkenin katılımıyla gerçekleşen “Young Tax Professional of the Year - Yılın Genç Vergi Profesyoneli” finaline farklı bilgi birikimi ve tecrübelere sahip uluslararası vergi profesyonelleri katılıyor. Bu açıdan yarışma katılımcılar için farklı kültürlerle tanışma, vaka analizleri ve mülakatlar ile deneyim kazanma fırsatı sunuyor. Yılın Genç Vergi Profesyoneli yarışmasına 2014 yılında katılan ülkeler; Avusturya, Belçika, Çin, Danimarka, Mısır, Finlandiya, Fransa, Almanya, Hong Kong, Macaristan, Hindistan, İtalya, Kazakistan, Lüksemburg, Malezya, Hollanda, Nijerya, Norveç, Pakistan, Portekiz, Romanya, Rusya, Güney Afrika, İspanya, İsveç, İsviçre, Tayvan, Türkiye, İngiltere ve Ukrayna. Young Tax Professional of the Year Ödülleri 1.lik ödülü: EY'nin yurtdışındaki vergi merkezlerine yapılacak 30 günlük iş seyahati (Londra, Washington ve Hong Kong) 2.lik ödülü: EY'nin yurtdışındaki vergi merkezlerinden birine 10 günlük ziyaret 3.lük ödülü: EY ortakları ve üst düzey müşterileriyle tanışma fırsatı sağlayacak yurtdışındaki konferansa davet TurkEYnews | 11 Söyleşi Vergi Maratonu yarışması hazırlık süreci ve sonrasını 2014 birincisi Ayşe Uzun ile konuştuk • Bize kendinden kısaca bahseder misin? Adım Ayşe Uzun. Koç Özel Lisesi’nde okudum. Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden bu yıl mezun oldum. Yasal stajıma Eylül ayında EY Vergi Hukuku bölümünde başlayacağım. • Vergi Maratonu 2014'e katılmaya nasıl karar verdin? Geçen yaz bir hukuk bürosunda yaptığım stajda önüme gelen bir dosyada aslında şirketler hukuku hakkındaki konu, vergi konusunda kilitlendi. Henüz vergi hukuku hakkında hiçbir şey bilmiyordum ama konuyla ilgili araştırma yaptıkça ilgi duymaya başlamıştım. Ayrıca bu dosya sayesinde hukukçuların en azından temel seviyede muhasebe bilgisine ihtiyacı olduğunu anlamıştım. Bunun üzerine yaz stajı bitip okul başladığında, yani okuldaki son yılımda, zorunlu olan Vergi Hukuku dersi yanında, yine değerli hocam Prof. Dr. Billur Yaltı’nın verdiği tüm seçmeli Vergi Hukuku derslerini ve Muhasebeye Giriş niteliğinde bir dersi almıştım. İlk günden itibaren Vergi Hukuku dersleri en sevdiğim ders halini almıştı. 12 | TurkEYnews Sayı 5 – Haziran 2014 EY Vergi Maratonu afişini okulda bir panoda gördüğümde bu yüzden ilgimi çekti. Yarışmaya başvurmaya karar verdiğimde henüz vergi hukuku konusunda çok az bilgim olduğundan ve yarışma daha çok ekonomi – işletme okuyan öğrencilere yönelik göründüğünden kazanma şansım olduğunu düşünmüyordum, ama bu yarışmanın beni vergi hukuku konusunda çalışmaya daha çok teşvik edeceğine ve ilginç bir deneyim olacağına inandığımdan yarışmaya katıldım. • Sunuma hazırlık sürecinde neler yaşadın? Yarışmanın ikinci bölümünde bize bir olay çalışması ve olayla ilgili bir bilanço gönderildi. Bu olaya ilişkin doğabilecek vergi yükümlülükleri hakkında İngilizce bir sunum hazırlamamız isteniyordu. Sunuma hazırlık süreci çok yoğun ve zevkliydi. Olay çalışması gayet açık olmasına rağmen buna ilişkin doğabilecek vergi yükümlülükleri bulmaca gibiydi. Araştırmalarım ilerledikçe kafamda başka sorular oluşuyor, bu sorulara cevap ararken başka vergi yükümlülükleri buluyordum. Nitekim sunumun yapılacağı ana kadar da sorularım da cevaplarım da tükenmedi, araştırmaya devam ettikçe sunum daha da derinleşiyordu, o yüzden sunumdan iki gün önce araştırmayı bıraktım. Hazırlık sürecinde mentorum Gökçe Sarısu’nun verdiği veri bankalarından yararlanarak birçok makale okudum. Daha önce vergi hukuku alanında daha çok Danıştay kararları ve vergi hukukuyla ilgili anayasal tartışmalar ve ilkesel bazda değerlendirmeler içeren makaleler okumuştum. Bu süreç sayesinde daha teknik bilgiler içeren makaleler okumaya başladım. Bu da benim vergi hukukuyla ilgili daha teknik bilgiler edinmeme ve vergi uygulaması hakkında daha çok şey öğrenmeme imkan sağladı. Ama en önemlisi de kanun, tebliğ, genelge ve sirküleriyle karmaşık bir bütün olan vergi mevzuatının sistematiğini öğrenmemi, sorularıma cevap ararken neyi nerede bulacağıma, nereye bakmam gerektiğini öğrenmemi sağladı. • Alanında uzman profesyonellerin önünde teknik bir sunum gerçekleştirdin. Nasıl bir tecrübeydi? Jüri üyelerinin hepsi vergi hukukunda ileri gelen isimlerdi. Bu kitlenin karşısında sunum yapmak beni çok heyecanlandırdı. Ama en heyecan verici olan da beni vergi hukukuyla tanıştıran, bu alanı seçmemde çok büyük katkısı olan hocam Prof. Dr. Billur Yaltı’nın önünde sunum yapmaktı. Vergi Maratonu’nun giriş konuşmasında, jüri üyeleri ve yarışmacılar tanıtılırken, Sayın Erdal Çalıkoğlu, jüri üyelerinden Billur Hoca’nın benim hocam olduğunu öğrenince, espri yaparak Ayşe’ye en zor soruyu Billur Hoca sorsun demişti. Billur Hoca bunu ciddiye almış olsa gerek, en zor soruyu o sordu. Bunun dışında diğer jüri üyelerinin de zorlayıcı soruları vardı, heyecanımı yenmeye çalışarak bunlara cevap verebildim. Ama en ilginç soru hukuk fakültesi öğrencisi olduğum için Sayın Feridun Güngör’den geldi. Vergi hukukundaki “özün önceliği ilkesi”nin hukuki dayanağını ve diğer hukuk alanlarındaki karşılığını sormuştu. Soruya cevap verirken önceden merak ederek okuduğum makaleler aklıma geldi, teknik tartışmadan ilkesel tartışmaya geçmek beni mutlu etmişti. Vergi Maratonu’na hazırlanmadan önce uzmanlaşacağım alan olarak vergi hukukunu seçmekle ilgili kafamda bazı şüpheler vardı. Ne de olsa, o ana kadar aldığım vergi hukuku eğitimi daha ilkeseldi. Vergi hukukuyla anayasal ilkeler arasında ilişki kurmak, vergi mevzuatına veya uygulamasına anayasal ilkeler açısından değerlendirme yapmak esastı. Ancak ileride yapmak istediğim iş, henüz tecrübe etmeden öğrenmenin mümkün olmadığı bir teknik bilgi deryasını ve bunun kaynağı olan karışık vergi mevzuatını içeriyordu. Vergi Maratonu’na hazırlanırken ileride yapmak istediğim işin nasıl bir iş olduğunu ilk kez anlayabildim ve bu alanda uzmanlaşmakla ilgili tüm şüphelerim kafamdan silindi. Vergi alanında uzmanlaşmak istiyorum, bunun meşakkatli bir yol olduğunun farkındayım ama zorlanmaya da öğrenmeye de hazırım. Çünkü vergi hukukuna ilgi duyuyorum ve bu uzun yoldan keyif alacağıma eminim. Bu yoldaki ilk adımlarımı da yasal stajıma EY’de başlayarak atacağım. • Amsterdam'daki global yarışmaya hazırlanmak için neler yapıyorsun? EY mentorunun bu dönemde sana nasıl bir katkısı oluyor? Amsterdam’daki yarışmaya okuldaki finallerim ve mezuniyet telaşı yüzünden hazırlanmaya henüz başlayamadım. Ancak artık mezuniyet törenini de geride bıraktığım için bundan sonraki zamanımı Uluslararası Vergi Mevzuatı, OECD Guide ve Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları’yla ilgili araştırmalar yaparak ve uluslararası vergi uygulamasıyla ilgili makaleler okuyarak geçirmeyi planlıyorum. Mentorum Gökçe Sarısu, yarışmaya hazırlanmak için işe başlamadan önce ITS (International Tax Services) departmanına gelebileceğimi, EY ekibinin gerek araştırmalarım için kaynak sağlayarak, gerek sorularıma cevap vererek beni uluslararası vergi mevzuatı konusunda eğitebileceklerini belirtti. Bu yüzden henüz EY ailesine katılmadan onların desteğini hissetmek beni çok mutlu etti. • Son olarak Vergi Maratonu'na önümüzdeki sene başvuracak adaylar için öneriler neler, nasıl hazırlanmalılar? Vergi alanında uzmanlaşmak isteyen veya vergiye ilgi duyan tüm öğrencilerin bu yarışmaya başvurmasını öneririm. Zira yarışmanın kendisi kadar, yarışmaya hazırlık süreci de çok önemli. Hazırlık sürecinin adayların vergi alanında çalışmak yönünde net bir karar verebilmelerine yardımcı olacağına inanıyorum. Bununla beraber, böyle bir jürinin karşısında sunum yapmak, bu alanla ilgilenen diğer katılımcılarla tanışmak çok güzel bir deneyim. Bu yüzden hiç şüphe duymadan başvurmalılar. Yarışmaya hazırlık açısından mevzuatı iyi bilmelerini, detay atlamadan kanun metnini anlamalarını, vaka çalışması ile ilgili gözden bir şey kaçırıp kaçırmadıklarını kontrol etmelerini tavsiye ederim. • Vergi Maratonu'nun sana nasıl bir katkısı oldu? Vergi alanında kariyer hedefliyor musun? Vergi Maratonu benim için çok değerli bir tecrübeydi. Hem her biri çok kıymetli yarışmacı arkadaşlarımla tanışma şansı, hem de vergi hukukunda uzman olan saygıdeğer jüri üyelerinin karşısında ileride çalışmak istediğim alanda böyle bir sunum yapmak çok keyifliydi. TurkEYnews | 13 Makale Gümrükte Gündem: Her fabrika bir gümrük olacak YYS şirketlerine sağlanan avantajlar nelerdir? Son yapılan düzenlemeler ile şirketlere sağlanan avantajları iki başlıkta inceleyebiliriz. Basitleştirilmiş uygulamalar Sercan BAHADIR EY Türkiye Gümrük ve Uluslararası Ticaret Bölümü Kıdemli Müdür Gümrük işlemlerinde yeni bir yaklaşım olan “Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası” uygulamasında ithalata ilişkin beklentileri de karşılamak üzere düzenlemeler yapılmıştır. 10 Ocak 2013 tarihli 28524 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmeliği yürürlükten kaldıran Gümrük İşlemlerinin Kolaylaştırılması Yönetmeliği, 21 Mayıs 2014 tarihli 29006 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Gümrük işlemlerinde radikal bir değişiklik niteliği taşıyan bu uygulama, tüm dünyada kabul görmüş AEO (Authorised Economic Operator) uygulamasının yerel mevzuatımıza aktarılmasıdır. Bu uygulamada esas olan “güvenilir” olarak tanımlanan şirketlerin, kayıt yolu ile gümrük işlemlerini yerine getirip eşyanın, gümrük idaresi yerine doğrudan fabrikalarına veya fabrikalarından doğrudan sınır kapılarına sevk edilmesini sağlamaktır. Bu uygulamanın iki yönlü bir avantaj sağlayacağını söylemek yanlış olmayacaktır. Öncelikle güvenilir olarak tanımlanan Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü’ne (YYS) sahip şirketleri ithalat ve ihracat işlemlerinde gümrük idaresinde zaman harcamayacak ve girdi, hammadde gibi üretim için hayati önem taşıyan ürünler üretime vakit kaybetmeden doğrudan aktarılabilecektir. Diğer taraftan, gümrük idareleri mevcut kaynaklarını yasal ticareti kolaylaştırarak, yasal olmayan ticarette daha etkin ve verimli kullanacaktır. Diğer taraftan, bu uygulamanın daha kısıtlı hali Onaylanmış Kişi Statü Belgesinin (OKSB) 01.01.2017 tarihinden itibaren geri alınacağı bu yönetmelikte düzenlenmiştir. OKSB uygulamasının imalatçı şirketlere ithal eşyasının gümrük idaresinde muayene hattı olarak “mavi hat” imkanı sağladığı ve 2017 yılından itibaren bu hakkın ortadan kaldırılacağı düşünüldüğünde, OKSB şirketlerin bir an önce YYS alım süreçlerini tamamlamaları büyük önem arz etmektedir. 14 | TurkEYnews • İhracatta ve ithalatta yerinde gümrükleme • Kısmi teminat Emniyet ve güvenlik işlemlerinde kolaylıklar • Eksik bilgili özet beyan • Yeşil hatta belge eklememe • Taşıt üstü + yeşil hat • Götürü teminat • Minimum kontrol • A.TR düzenleme • Eksik belgeyle beyan • Öncelikli kontrol • Fatura beyanı, EUR.MED düzenleme • İzinli gönderici – izinli alıcı Şüphesiz bu avantajlar arasından öne çıkan uygulama her fabrikanın bir gümrük idaresi olarak tanımlanacağı “ithalatta yerinde gümrükleme” uygulamasıdır. Yayımlanan yönetmelikle birlikte aslında bu alanda 2 yeni kavram gündemimize girmiştir: Yeşil hat ve izinli alıcı. İthalatçının tesisi İzinli alıcı İzinli alıcının tesisi Yeşil hat, ithalat ve ihracat işlemlerinde eşyanın belge kontrolüne veya muayeneye tabi tutulmadığı ve işlemlerin tesisten yapılabilmesini sağlayan hattır. İzinli alıcı ise, ithalatta yerinde gümrükleme alnına eşya taşımaya yetkili taşıyıcı olarak tanımlanmaktadır. Sayı 5 – Haziran 2014 Yönetmelikle düzenlemesi yapılan, “ithalatta yerinde gümrüklemenin” sağladığı kolaylıklar aşağıdaki gibidir. • Eşyayı gümrük idaresine sunmaksızın işlemlerin tesislerden yapılabilmesi sağlanmıştır (Yeşil Hat). • Üretime hızlı geçişi sağlamak üzere işlemleri en geç 48 saat içinde tamamlanacak eşya için tesiste taşıt üstünde işlem yapılabilmesi sağlanmıştır. • İthalatta yerinde gümrükleme yerine getirilen eşyanın 2 saatlik süre içinde “kontrol türü” bildirimi esas alınmıştır. • Varış bildirimini takiben azami 15 dakika içinde boşaltma izninin verilmesi sağlanmıştır. • Önceden bildirim koşuluyla mesai saatleri dışında işlem yapılabilmesi sağlanmıştır. • Eşyanın ithaline ilişkin beyanname, eşya sahibi veya temsilcisi tarafından işlem yapılacak gümrük müdürlüğünden elektronik ortamda tescil edilmesi sağlanmıştır. • İzinli alıcıya mühür kırma yetkisi verilmiştir. • Güvenli depolama alanı veya güvenli park alanından işlem yapılabilmesi sağlanmıştır. • Konteynerlerin ve büyük hacimli eşyaların kapalı alan koşulu olmaksızın tesiste bekletilmesi sağlanmıştır. • Eşyanın ithalata hazır olduğunun bildirilmesinden sonra muayeneye tabi tutulacak eşyanın muayenesine 3 saat içinde başlanması esas alınmıştır. • Muayeneye tabi tutulacak eşya güvenli depolama alanında bekletilerek, muayeneye tabi tutulmayacak eşya için güvenli depolama alanından çıkışına vergilerinin ödenmesi ya da teminata bağlanmasıyla izin verilmiştir. • İzin kapsamı eşya ayniyet tespitine yönelik tedbirlerin dışında tutulmuştur. • Güvenli depolama alanında bulunan eşya elleçleme faaliyetine tabi tutulabilmesi sağlanmıştır. • İzinli alıcının aynı taşıma aracına birden fazla tesiste boşaltma yapılabilmesi sağlanmıştır. • Yurt içinde taşıma aracının değiştirilmesine izin verilmiştir. • A ve B sınıfı onaylanmış kişilerin eşyasının izinli alıcının tesisine taşınabilmesi sağlanmıştır. • İlgili şartların yerine getirilmesi koşuluyla izinli alıcı yetkisi kapsamında eşya mühürsüz olarak getirilebilmesi sağlanmıştır. İthalatta yerinde gümrükleme uygulaması ile, yukarıda belirtilen avantajlar imalatçı şirketlere ithal eşyasını gümrük idaresine boşaltmadan doğrudan fabrika sahasına getirme imkanı sağlamaktadır. Bunun anlamı da, ithalat aşamasında gümrük idaresine katlanılan ardiye, tahmil tahliye, nakliye, konteyner açma-kapama gibi masrafların tamamen ortadan kalmasıdır. İthalat masraflarının olabilecek minimum düzeye indirilmesi, “ithalata dayalı büyüme” ve “ithalata dayalı üretim” modelimiz açısından ciddi bir girdi maliyetlerinin azalmasına neden olacaktır. Özellikle ithalata konu eşyalarımızın % 90’ını hammadde ve yarı mamul madde gibi girdi ürünler olduğu dikkate alındığında, ithalat maliyetlerinin azalması hem iç piyasada ürün fiyatlarının düşmesine hem de ithal girdi ile üretilen ihracat ürünlerinde uluslararası rekabet gücünün artmasına neden olacaktır. Yerleşik olma koşulu Emniyet ve güvenlik koşulu Güvenilirlik koşulu Mali yeterlilik koşulu İthalatta yerinde gümrükleme imkânından yararlanma şartları nelerdir? YYS sahibi olmak için, aşağıda sayılan ana unsurların şirketler tarafından sağlanması gerekmektedir. Bu koşullara bakıldığında esas olarak gümrük idaresinin dış ticaret konu eşyanın kayıt içinde izlenebilir olması; gümrük işlemleri için öngörülen yerlerin eşyanın gümrük işlemleri tamamlanmadan güvenli alanlardan çıkışının önüne geçecek gerekli alt yapının kuruluyor olması; şirketlerin gümrük işlemlerinde şeffaf, hesap verebilir ve iç denetime açık hale dönüştürülmesi olduğunu söyleyebiliriz. Bu imkânlardan yararlanabilmek için gerekli olan ithalatta yerinde gümrükleme iznini alabilmek için YYS’nin koşullarına ek olarak aşağıdaki koşulların da sağlanması gerekmektedir: • Otomotiv sektöründe faaliyet gösteren grup ithalatçıları hariç Ticari kayıtların güvenilirliği ve izlenebilir olma koşulu imalatçı olmak: Grup ithalatçısı tarafından YYS’si bulunan grup imalatçısının tesislerinin bu izin kapsamında kullanılmak istenilmesi halinde, grup ithalatçısının gerçekleştirdiği ithalatın en az yüzde altmışının otomotiv sektöründe faaliyet gösteren grup imalatçılarının üretiminde kullanılan eşyanın ithalatı olduğunu gösterir yeminli mali müşavirce hazırlanan rapor aslının da ibraz edilmesi gerekmektedir. • Asgari 5 milyon ABD doları tutarında ihracat veya toplam 20 milyon ABD doları tutarında ihracat ve ithalat yapmış olmak. • Gümrük idaresine 500 bin Avro tutarında nakit teminat veya teminat mektubu teminat vermiş olmak. • İzin kapsamı eşyanın depolanması, boşaltılması, muayenesi ve izin kapsamı eşyadan numune alınabilmesi için gerekli teçhizat ve donanıma sahip olmak. TurkEYnews | 15 Güncel Türk müşterisi çalıştığı banka sayısını azaltıyor Türkiye’de problem bildiren müşteri sayısının dünya ortalamasının altında yer aldığı araştırmada, Türkiye’deki müşterilerin problem çözümünden duyduğu memnuniyet oranı ise yüze 50 ile dünya ortalamasının altında bulunuyor. Mobil bankacılık istenilen düzeyde değil Araştırmadan çıkan sonuca göre kullanım oranı açısından mobil bankacılık hala istenilen düzeyde değil. Günlük işlemlerde en çok internet üzerinden işlem gerçekleştirilirken, haftalık işlemlerde ATM, aylık işlemlerde şube, yıllık bazda ise çağrı merkezi ağırlıklı olarak kullanılıyor. Araştırmadan çıkan diğer sonuçlar şöyle; •➢ Türkiye’de hesap kapatma nedenleri arasında yaşanan olumsuz müşteri deneyimi yüzde 36 ile en önemli faktör olarak öne çıkıyor. EY’nin “Global Bireysel Bankacılık Araştırması”; güven, müşteri deneyimi, finansal danışmanlık, müşteri davranışları ve rekabet konuları üzerinden global ve Türkiye’deki bankacılık sektörünü mercek altına alıyor. Türkiye’den 872 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen araştırmada, Türkiye’de tek banka ile çalışan müşteri oranı yüzde 26 ile oldukça düşük seviyede yer alıyor. Üç ya da daha fazla banka ile çalışanların oranı Türkiye’de bir önceki yıl yüzde 45 iken 2013 yılında bu oran yüzde 29’a geriledi. Türkiye’de müşterilerin bankalarına tam güven duymasını sağlayan faktörler arasında yüzde 61 ile “kurumun büyüklüğü” ön plana çıkarken, globalde ise yüzde 60 oranıyla “finansal istikrar” ilk sırada yer alıyor. “Finansal istikrar” Türkiye’de ise yüzde 27’lik oranla en düşük seviyede yer alıyor. •➢ Araştırmada Türkiye’de en sık karşılaşılan problemlerin başında yüzde 36’lık oranla işlem ücretleri yer alırken, işlem ücretleri globalde yüzde 15 ile üçüncü sırada bulunuyor. •➢ Dünyada bankacılık sektörüne duyulan güven geçen yıla göre yüzde 50 oranında artış göstererek yüzde 33’e yükseldi. Türkiye’de ise bankacılık sektörüne duyduğu güvenin arttığını belirten müşterilerin oranı yüzde 22 ile bir önceki yıla göre düşüş gösteriyor. •➢ Türkiye’de müşteri hareketliliği dünya ortalamasının oldukça üzerinde bulunuyor. Yeni hesap/servis açma oranının (%70.4) kapatma oranından (%15.6) yüksek olması müşterilerin kullandığı hesap ve servislerin artığına işaret ediyor. Eş, dost ve akraba tavsiyesine olan güven düşük Araştırmada birincil finansal hizmet sağlayıcısını tercih etme konusunda global ile Türkiye’deki katılımcıların farklı davranışlar gösterdiğine işaret eden EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Bölüm Başkanı Selim Elhadef, “Türkiye’de finansal konularda eş, dost ve akrabaya duyulan güven global ortalamanın gerisinde yer alıyor. Globalde birincil finansal hizmet sağlayıcısını tercih etme sebebini “eş, dost ve akraba tavsiyesi” olarak belirtenlerin oranı % 12 iken, Türkiye’de bu oran % 7’de yer alıyor” dedi. Müşteri deneyimleri reklamlardan daha etkili Türkiye’de finansman temin etme konusunda tercihleri belirlemede reklam ve haberlerin yüzde 7 oranında etkili olduğunu ortaya koyan araştırmada, bahsi geçen konuda müşteri deneyimleri yüzde 36 oranında etki yaratıyor. Bu veriye göre bankaların milyon dolarlık reklam bütçelerine rağmen müşterilerin yaşadıkları deneyimler reklamlardan daha etkili. 16 | TurkEYnews EY’nin Türkiye’nin de dahil olduğu 43 ülkede gerçekleştirdiği “Global Bireysel Bankacılık Araştırması’nın sonuçlarına göre Türkiye’de üç ya da daha fazla banka ile çalışanların oranı 2013 yılında yüzde 45’ten yüzde 29’a geriledi. Araştırma ayrıca, müşteri deneyimlerinin bankaların tercih edilmesinde dev bütçeli reklamlardan daha etkili olduğunu ortaya koyuyor. Sayı 5 – Haziran 2014 2017’de 1 milyar kişi cep telefonunu bankacılık işlemleri için de kullanacak EY’nin dünyanın önde gelen iş idaresi okullarından Knowledge@ Wharton ile gerçekleştirdiği “Mobil Bankacılık: Finansal Hizmetler Elektronik Cüzdan’la Buluşuyor” çalışmasına göre, 2017 itibarıyla akıllı telefonlarını bankacılık işlemleri için de kullananların sayısı 590 milyon kişiden 1 milyara, cep telefon üzerinden gerçekleşen ödemelerin tutarı da dörde katlanarak yıllık 1,3 trilyon dolara ulaşacak. Dünya üzerinde banka hesabı olmayan 1,8 milyar kişinin mobil telefona sahip olduğuna dikkat çeken rapor, bu durumun mobil bankacılık pazarının gelişmesi için önemli bir fırsat olduğunu belirtiyor. 2001’de sadece bir mobil ödeme sistemi mevcutken bugün 150 mobil ödeme sistemi kullanıldığını belirten EY, 90’dan fazla mobil ödeme sisteminin daha geliştirildiğini hatırlatıyor. Türkiye’de de mobil bankacılık kullanımı hızla artıyor Türkiye'de de mobil bankacılığın yükselen bir trend olduğunu belirten EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Finansal Hizmetler Direktörü Murat Hatipoğlu, “Türkiye Bankalar Birliği’nin “İnternet ve Mobil Bankacılık İstatistikleri” raporuna göre, 2012 Eylül – 2013 Eylül arasındaki 1 yıllık dönemde Türkiye mobil bankacılık kullanan müşteri sayısının yüzde 189 oranında artmış bulunuyor. Mobil bankacılık üzerinden gerçekleştirilen finansal işlemlerin (para transferleri, ödemeler, yatırım işlemleri, kredi kartı işlemleri, diğer işlemler) ise yine aynı dönemde aynı oranda yani yüzde 190 oranında arttığı gözleniyor. Rakamlar mobil bankacılığın alternatif bir kanal olmaktan çıktığını ve Türk bankalarının genç kesimi hedef alarak geliştirdiği inovatif ürünler ile birlikte yüksek büyüme imkanlarını barındırdığını gösteriyor. Türkiye’deki mobil bankacılık hizmetlerinden yararlananların sayısındaki hızlı artış bu alana yönelik yatırımlarda da artışa yol açacak” dedi. EY’ye göre, 2017’de bankacılık işlemlerini akıllı telefonlarından gerçekleştirenlerin sayısı ikiye katlanacak. Mobil ödeme işlem hacmi de bu süre içinde dört katına çıkarak yıllık 1,3 trilyon dolara ulaşacak. Banka hesabı olmayan 1,8 milyar kişinin mobil telefona sahip olması ve mobil araçlar üzerinden yapılan para transferinin kimi yerlerde bankaya göre 50’de bir fiyata yapılabilmesi, mobil bankacılık büyüme potansiyelinin en büyük nedenleri olarak gösteriliyor. Son rakamlara göre, 2013 yılında Türkiye’de bankacılık işlemlerini mobil cihazlar üzerinden gerçekleştirenlerin sayısı yüzde 189 oranında artış gösterdi. Mobil bankacılık, gelişmekte olan ülkelerde hızlı büyüyecek En büyük endişe güvenlik Çalışma, mobil bankacılık uygulamasının, finansal sisteme ilk kez erişen ve banka hesabı olmayıp akıllı telefonlarını elektronik cüzdan olarak kullanan gelişmekte olan ülkelerdeki milyonlarca kişi arasında yaygın oluğunun altını çiziyor. Gelişmekte olan ülkelerdeki mobil bankacılık pazarına girmek isteyen firmaların, bu ülkelerin mevzuatını, ekonomik fırsatlarını ve zorluklarını göz önünde bulundurması gerektiği uyarısında bulunan rapor, bazı firmaların başarılı bir şekilde mobil bankacılık sistemleri geliştirmesine rağmen tek bir modelin tüm piyasalarda başarı getirmeyeceğinin altını çiziyor. Elektronik cüzdan aracılığıyla paralarına kolay erişmek isteyen tüketici talebinin, mobil bankacılık ürünlerine ve hizmetlerine erişim sağlayan teknolojileri dönüştürerek her geçen gün büyüdüğüne dikkat çeken rapora göre, finansal uygulamalar ile henüz tanışmayan akıllı telefon kullanıcılarının yüzde 68'i güvenlik endişelerinden dolayı bu hizmetlerden yararlanmıyor. TurkEYnews | 17 Söyleşi EY Türkiye Enerji Piyasaları Danışmanlık Hizmetleri Müdürü Saliha Oral Baykal ile Enerji sektörünün gündemi üzerine konuştuk Saliha Oral Baykal EY Türkiye Enerji Piyasaları Danışmanlık Hizmetleri Müdürü 18 | TurkEYnews Sayı 5 – Haziran 2014 Enerji sektörünün 2014 gündeminde neler var? Gelecek yıla ilişkin öngörüleriniz nelerdir? 2014 yılının başında sektörün en çok konuştuğu ve beklentilerin odağındaki konu serbest tüketici limiti idi. Limitin 5000 kWh seviyesinden 4500 kWh seviyesine indirilmesi, gelecek yıla dair beklentileri artırdı. Tam serbestleşmeye yönelik son adımda EPDK tarafından verilecek kararın ne olacağı çok önem kazanıyor ve tüm oyuncular alt yapı hazırlıklarını yetiştirmeye çalışacaklar. EPİAŞ’ın kurulması ve işlerlik kazanması bir diğer önemli konu olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle piyasa derinliğini artıracak ve referans fiyatların oluşmasını sağlayacak olması bu alandaki adımların gecikmeden atılmasını gerekli kılıyor. 2014 ve 2015 yıllarında düşük ekonomik büyüme beklentileri doğrudan elektrik talebini etkileyecek, arz fazlası ile beraber elektrik fiyatlarında aşağı yönde baskı oluşturacak. Yüksek faiz oranları da eklendiğinde bu durum devam eden yatırım projelerinin finansmanı açısından sıkıntılar yaratabilecek. Geçtiğimiz yıl değişen elektrik piyasası kanunu ile getirilen önlisans düzenlemesi ve uygulama takvimi, devam eden kimi projelerin lisansının iptal edilmesi riskini getirmekte. Tüm paydaşlar bu konuya bir çözüm bulmak üzere çalışmaya devam ediyor. Doğalgaz piyasasının gündemindeki en önemli konu doğalgaz piyasası kanununda yapılacak değişikliklerdir. Mevcut sıkıntıların aşılması için önemli bir araç olacaktır. Ayrıca doğalgaz iletim ve dağıtım altyapısının yetersiz olduğu noktalarda özellikle kışa aylarında geçtiğimiz iki yılda ciddi sıkıntılar yaşanmış olması, ilgili altyapı yatırımlarının 2014 ve 2015 yıllarında hızla gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu yıl ayrıca 2013 yılı güneş enerjisi lisans başvuruları bağlantı noktaları belirlenerek sonuçlandırılacaktır. 2014 ve 2015 lisanslı ve lisanssız yenilenebilir enerji yatırımları açısından hareketli geçecektir. 2014 yılında enerji sektöründe yapılması gereken düzenlemeler var mı? 2014 yılında enerji sektöründe yapılması gereken düzenlemelerden öne çıkan konular şöyledir: • EPİAŞ’ın kurulması ve işleyişi ile ilgili yapılacak düzenlemeler • Güniçi piyasaya geçiş ve işleyişi ile ilgili yapılacak düzenlemeler • Düzenlemeye tabi tarifelerin 2015 yılında belirlenecek olması vesilesiyle mevzuatta yapılacak değişiklikler • Doğalgaz piyasası kanununda ve gerekli olması durumunda ikincil mevzuatta yapılacak düzenlemeler Sektörün kaç kişiye istihdam sağladığı tahmin ediliyor? Bu rakamda 2014’te bir artış bekleniyor mu? Elektrik sektöründe tüm değer zinciri olarak bakıldığında 70 bin civarında çalışan olduğu tahmin edilmektedir. Doğalgaz piyasasında da yaklaşık 30 bin civarında çalışan olduğu tahmin edilmektedir. Toplamda 100.000 kişiye doğrudan istihdam yaratılmaktadır. Bu rakama ilave olarak bu şirketlerin hizmet sağlayıcıları (yatırım ve işletme alanlarında) ve ekipman tedarikçileri de düşünülmelidir. 2014 yılında değişen piyasa koşullarına ve yatırımlara uygun olarak artış beklenmektedir. Türkiye’nin her yıl ne kadarlık elektrik enerjisine ihtiyacı var var ve her yıl bu alanda ne kadarlık enerji yatırımı yapılması gerekiyor? (2013’te ne kadarlık yatırım yapıldı, 2014’te ne kadarlık bir yatırım beklentisi var?) 2013 yılında brüt elektrik talebi 245.484 GWh olarak gerçekleşmiştir. 2014 yılında talebin 256.660 GWh seviyesine çıkması beklenmektedir. Mevcut sistem bu talebi karşılayacak durumdadır. 2013 yılında kurulu güç alanında yaklaşık 7.000 MW artış yaşanmış ve toplam kurulu güç 64.044 MW olmuştur. 2014 yılı içinde devam eden yatırımların devreye girmesiyle yaklaşık 1.500-2.000 MW arasında kapasite artışı beklenmektedir. Türkiye’deki en en büyük 10 elektrik dağıtım şirketi ve toplam kapasiteleri nelerdir? Dağıtım alanında Türkiye’deki en büyük oyuncular, kontrol ettikleri bölgeler ve yaklaşık pazar payları aşağıdaki gibidir: Kontrol edilen dağıtım bölgeleri (EDAŞ) Yaklaşık pazar payı Enerjisa İstanbul Anadolu Yakası (Ayedaş), Başkent, Toroslar %25 CLK (CengizKolin-Limak) İstanbul Avrupa Yakası (Boğaziçi), Akdeniz, Uludağ, Çamlıbel %25 Bereket Enerji Aydem, Gediz %15 Akenerji Sakarya %5 Alarko-Cengiz OGG Meram %4.5 İşkaya Doğu OGG Dicle %4 İÇ Holding Trakya %4 Polat İnşaat Osmangazi %4 Aksa Enerji Çoruh, Fırat %4 Çalık Enerji Yeşiırmak %3.5 Grup Elektrik dağıtım şirketlerinin pazarlama yöntemleri hakkında neler söylersiniz? 2013 yılında gerçekleşen ayrıştırma sonucu bölge şirketleri satış ve pazarlama faaliyetlerini Perakende Satış Şirketleri üzerinden yürütmektedir. Dağıtım şirketleri hatların bakım, onarım ve yatırımından sorumlu olarak herhangi bir satış ve pazarlama faaliyeti yürütmemektedir. Bununla beraber, elektrik kesintileri ve voltaj dalgalanmaları sebebiyle tüketicinin ilk şikayet noktası olmaları müşteri ilişkileri yönetiminin önemini giderek artırmaktadır. Perakende Satış Şirketleri, ağırlıklı serbest olmayan tüketicilere düzenlenmiş tarife üzerinden satış yapmaktadır. Serbest olan tüketicilere için ise belli tüketici gruplarına düzenlenmiş tarifeye göre avantajlı fiyatlar sunarak kendilerine rekabetçi alanda pozisyon yaratmaktadırlar. Bu gruba, müşteri hizmetleri merkezlerindeki satış temsilcileri, müşterileri yerinde ziyaret eden satış temsilcileri ve bayi ağları yolu ile ulaşmaktadırlar. Müşterileri bilgilendirme aracı olarak müşteri hizmetleri merkezleri ve ödeme noktalarındaki açıklayıcı afişler, müşteri temsilcileri yoluyla doğrudan temas kullanılmaktadır. TurkEYnews | 19 Güncel Keşfedilmemiş fırsatlar: Sigortacılık değer zincirinde veri̇ analitiğinin rolü Günümüzde veri analitiğine dayalı uygulamalar, müşteri ihtiyaçlarının ve tercihlerinin sürekli değiştiği günümüz dünyasında kurumlar için çeşitli avantajlar sağlıyor. EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Finansal Hizmetler Direktörü Murat Hatipoğlu, “Büyük boyutlara ulaşan ve hızla artan veri miktarı, hızlı bilgisayarlar ve analitik uygulamalardaki inovasyonlar sigorta şirketlerinin geçmişi daha iyi anlamalarını ve şimdiki zamanı kontrol etmelerini sağlayarak geleceği yakalamalarına imkan veren yeni fırsatların kapısını aralıyor” şeklinde konuştu. trendler doğal afet volatilitesi risk ve konsantrasyon şeffaflığı artan küresel regülasyon paydaşların artan gerçek zamanlı veri talebi azalan yüzyüze etkileşim buna rağmen müşteriler daha fazla kişisel deneyim talep etmekte fırsatlar sensörler ile dünya çapında veriler yakalanarak erken uyarı sistemleri oluşturulması gerçek zamanlı analitik yaklaşım ile paydaşların ihtiyaçlarını karşılayacak otomasyon dijital kayıtlar, müşteri durumu, davranışı, tercihi ve risk profiline göre hizmetlerin farklılaştırılması veri büyüklüğü kullanılabilir iç ve dış veriden faydalanılması Google’ın eski CEO’su Eric Schmidt’in de büyük veri hacimlerine ulaşım ve amacıyla ileri analitik modelleme metot ve açıkladığı gibi, uygarlığın başlangıcından veri sentezi yeni yaklaşım ihtiyacı araçlarının kullanılması 2003’e kadar insanoğlu 5 exabayt (5 milyar gigabayt) veri üretmiştir. Günümüzde ise her iki günde 5 exabayt veri üretmekteyiz ve bu üretimin hızı giderek artıyor. Aynı zamanda tüm bu verinin bir araya getirilmesinin ve analiz edilmesinin maliyetini düşüren güçlü bilgisayarlar ve algoritmalar da giderek gelişiyor. Moore Yasası’nın bu örneği sigortacıların kendi dahili bilgilerini, sosyal medya ve mobil cihazlardan gelen harici veriler ile harmanlamalarını sağlıyor. Bu durum sigorta şirketlerinin de mevcut verilerine farklı açılardan bakmalarına fırsat sağlıyor ve normalde yönetimin gözlemlemesi mümkün olmayan sebep – sonuç ilişkilerini, korelasyonları ve içgörüleri sunuyor. Yine EY’ye göre, sigorta şirketleri pazarlama faaliyetleri ve aktüeryal aktivitelerini gerçekleştirmek için müşterileri ile ilgili olarak halihazırda büyük miktarda veriyi ellerinde tutuyorlar. Ama çoğu yönetici, elindeki veriyi değere çevirmek konusunda yalnızca yüzeysel yaklaşımlar sergiliyor. Günümüzde geleneksel yöntemlerle satış ve maliyet azaltma yaklaşımlarının yeterli faydayı sağlamadığı bir dönemden geçiyoruz. Global rekabet, daha bilinçli tüketiciler ve mevzuatsal düzenlemeler de dahil olmak üzere birçok yönden baskı altında olan sigorta şirketleri en kısa sürede iş performansını artıracak ve rekabet avantajı yaratacak yeni fikirlere ihtiyaç duyuyorlar. “Verinin stratejiyi beslediğinden ve stratejinin veri tarafından doğrulandığından emin olmak için rasyonel analitik ile duygusal analitiği birleştirerek karar vermeyi güçlendirmek gerekiyor.” Geleneksel analitik yaklaşımlar, mevcut, eksiksiz ve iyi organize edilmiş veriyi kaynak olarak kullanıyor. Bu veriye analitik ve istatistiksel teknikler uygulamak suretiyle verinin desteklediği sonuçlar ortaya koyuluyor. Analistler çoğunlukla sonuçlara ulaşırken sezgilerini kullanmak konusunda yetkili olduklarını düşünmüyorlar. Şirketlerin işleyiş modelleri de genellikle analizlerin katı gerçekler üreteceği beklentisi ile tasarlanıyor, analistlerin ise objektiflik ve doğrulanabilirliğin ötesine geçmek konusunda temkinli davranmaları bekleniyor. oyun deneyim sezgi inovasyon deney Duygusal Rasyonel Çıktılar 20 | TurkEYnews istatistik model veri algoritma güven aralığı Sayı 5 – Haziran 2014 Bu tür bir yaklaşım genellikle doğrusal olup kullanılabilir değerli bir takım bilgiyi dışarıda bırakıyor. Çoğunlukla iş deneyiminin ve sezginin katkıları analitik sürecin ilk safhalarında uygulamadan kopartılmış oluyor. Duygusal ve rasyonel düşünmenin birlikte işlediği yeni bir yaklaşımı benimsemek ise sigorta şirketlerinin daha doğru ve kapsamlı karar vermesine yardımcı oluyor. Bunun adına bütünsel zihin analitiği diyebiliriz: Rasyonel (veri, algoritmalar, istatistikler, modellere dayalı yaklaşımlar) ve duygusal (deneyim, sezgi, deneysel yaklaşımlar) analitiği birleştiren yeni bir metodoloji. Bütünsel zihin analitiği derin iş tecrübesi ile desteklendiğinden, analitik sürecin doğru zamanda, doğru soruların sorulduğundan, doğru varsayımların yapıldığından ve doğru analitik modellerin uygulandığından emin olmayı amaçlıyor. “Sigorta sektörü yöneticilerinin benimsemesinin sağlandığı takdirde “Bütünsel Zihin Analitiği” görünürde olmayan yeni ve değerli fırsatların fark edilmesini sağlayacaktır. Bu yetkinliğin geliştirilmesi sigorta şirketlerinin önümüzdeki 3-5 yıl vadeli girişimlerinin arasında en başta yer almalıdır.” EY’ye göre sigortacılık değer zinciri üzerinde analitik yaklaşımların kullanılabildiği örneklerden bazıları şunlardır: Araştırma/Strateji •► Sahip olunan mevcut bilgi, dijital ve sosyal medya kullanılarak potansiyel müşterilerin, müşteri davranışlarının ve tercihlerinin tespit edilmesi ve buna bağlı olarak müşteri karlılığının arttırılması •► Bu verilere dayalı olarak müşteri deneyimi stratejilerinin tanımlanması ve öncelikli müşterilerin memnuniyetini sağlayacak / değerli potansiyel müşterilerin ilgisini çekecek girişimlerin uygulanması •► Segmentasyonun geçerliliğinin düzenli olarak test edilmesi, müşteri karlılığı ve riskine dair ilgili gerçekçi bakışın korunması amacıyla müşteri potansiyelinin, risk özelliklerinin, güncel durumunun ve çevresel faktörlerin kesintisiz olarak izlenmesi ve yeniden değerlendirilmesi •► Pazar ve kredi aktivitelerinin nasıl bağlantılı olduğunu anlamak ve yüksek oranlı acil fonlamadan kaçınmak amacıyla risk verilerinin incelenmesi sür eç ün s e l Z i hi n A Ge le ik ne inl l An k t alitik Ye ne tiş im - çla ara r| l na r m– siste B üt kararlar ve inisiyatif ticari içgörü iti ği Bü öngör ü|k ültü r| modelleme ve analiz asyon imiz opt veri toplama ve yönetimi iği bilgi semptomlar büyük veri sezgi a| um sig o Ürün ğer zincirine gömülü | bü k | de yüm acılı k n e| | ba ko a r rt Bazlı Ana r ö t liti k e k S ihin An sel Z ali n t tü an yö i| alit ris ik | a im inov asyon | big data | veri m •► Belirli müşteri segmentleri ya da bireysel müşteriler için birbiriyle ilişkili ve ilgi çekici ürün ve ürün paketlerinin oluşturulması, verimli fiyatlama stratejisi ile risk kazanç dengesinin optimum seviyeye ulaştırılması •► ► Ürünlerin doğru fiyatlanması için daha karmaşık ve risk tabanlı fiyatlamanın kullanılması Dağıtım •► Müşterilerde yüksek satın alma eğilimi sağlayan segmentlerin belirlenmesi ve maliyeti düşüren en verimli dağıtım kanalının belirlenebilmesi için müşteri analitiğinin dağıtım stratejisine aktarılması •► Yetersiz satış uygulamalarının tespit edilmesi ve satış stratejisinin yapılandırılması için dağıtım ağındaki kilit risk ve karlılık göstergelerinin izlenmesi Hizmet •► Müşteri bilgileri, davranış ve tercihlerinin dijital kayıtlarının tutulması sayesinde rakip sigorta şirketlerinin kazançlı müşterilerinizin dikkatini çekmesini zorlaştıracak verimli müşteri sadakat programları kurgulanması ve elde tutma stratejileri geliştirilmesi •► Müşteri etkileşimleri ve kanal tercihlerinin analizi ile müşteri hizmetlerinin iyileştirilmesi ve yeni hizmet satış fırsatlarının yakalanması •► Değerli olmayan müşterilere sunulan değerli hizmetlerin elenerek maliyetlerin düşürülmesi Analitik uzmanlığı ile iş bilgisinin birleştirilmesiyle zor problemlerin aşılarak geleceğin daha iyi tahminlenebilmesi mümkün olmaktadır. Bu sayede sigorta şirketleri farklılaşma ve büyüme fırsatlarını daha rahat yakalayabilecektir. Fakat veriyi toplamak, birleştirmek ve analiz etmek yeterli değil. Analitik çalışmalarla elde edilen sonuçlara göre aksiyon almak da bir o kadar önemli. Bunun için kurumda yenilikçi ve sıra dışı görüşleri kucaklayacak bir kültürün bulunması gerekiyor. Şirketin liderlik ekibinden veriye dayalı kararlar ve “test ederek öğrenme” uygulamalarına dair bir teşvik bulunması gerekiyor, aksi takdirde stratejik bir fayda sağlanması mümkün olmuyor. Diğer tüm stratejik varlıklar gibi, elinizdeki bilgiye dayalı yeni kullanım şekilleri bularak rekabet gücünüzü artırabilirsiniz. Bütünsel zihin analitiği ile değer taşıyan fakat potansiyeli kullanılamayan alanların kilidi açılabilecektir. TurkEYnews | 21 Güncel EY Uluslararası Vergi Hizmetleri tarafından düzenlenen “International Tax Update” Semineri gerçekleşti EY Uluslararası Vergi Hizmetleri bölümü tarafından düzenlenen “International Tax Update” semineri 3 Nisan’da The Marmara Taksim’de çeşitli sektörlerden üst düzey yöneticilerin katılımıyla gerçekleştirildi. İsviçre, Macaristan, Malta, Lüksemburg, Rusya ve Hollanda EY ofislerinden Şirket Ortakları’nın ve Direktörler’in konuşmacı olarak yer aldığı seminerde; ülkelerdeki vergi uygulamaları, vergi mevzuatındaki yeni değişiklikler ve yatırım avantajları gibi konular ele alındı. Seminer bitiminde aynı zamanda 30’a yakın ülke bazında özel müşteri toplantıları gerçekleştirildi. 22 | TurkEYnews Sayı 5 – Haziran 2014 Giyilebilir cihaz kullanıcı sayısı 8 kat artışla 2018’de 177 milyona ulaşacak Emre Beşli EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Ortağı EY’nin Telekomünikasyon Raporu’na göre farklı fonksiyonları bulunan giyilebilir cihazlara sahip olan kullanıcı sayısı 2013 yılında 22 milyona ulaşırken, bu rakamın 2018’de 177 milyona çıkması bekleniyor. Rapor, ayrıca mobil ödeme gerçekleştiren kullanıcı sayısının, 2013 itibariyle bir önceki yıla oranla dünya çapında yüzde 22’lik artışla 245,2 milyon kişiye ulaştığını ortaya koyuyor. EY’nin, 12’ncisini yayınladığı ‘Telekomünikasyon Raporu’na (Inside Telecommunications) göre giyilebilir cihaz kullanıcılarının sayısı önümüzdeki 5 yılda yaklaşık 8 kat artacak. Buna göre, dünya çapında 2013 yılında 22 milyona ulaşan giyilebilir cihaz kullanıcı sayısı 2018 yılında 177 milyona yükselecek. Raporda, önümüzdeki dönemde aralarında sağlık ve fitness aktiviteleri için kullanılanların da bulunduğu farklı fonksiyonlara sahip ürünlerin, şu anda akıllı saatler ve gözlüklerin ön planda olduğu giyilebilir cihaz pazarının büyümesinde lokomotif etkisi yaratacağı ifade ediliyor. Spor ve moda markaları ile işbirlikleri yaşanacak Uzun vadede farklı fonksiyonların tek bir üründe toplanacağını belirten EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Ortağı Emre Beşli, “Gelecek yıllarda piyasanın önde gelen üreticileri ürün portföylerini yeniden değerlendirecekler. Mevcut akıllı telefonlar, tabletler ve giyilebilir cihazlar fiyat ve fonksiyonellik bakımından bir dönüşüm yaşayacak. Samsung, Sony, Apple, HTC gibi tüketici elektroniği devlerinin bu alanda oldukça iddialı ürünlerle pazardan pay almaya çalışması bu dönüşüme örnek olarak gösterilebilir. Bunların yanı sıra, sektördeki üreticiler arasında işbirlikleri yaşanacağını ve ilerleyen dönemde spor ve moda markaları ile ortaklık kurularak işbirliği boyutunun sektör dışına taşacağını öngörüyoruz” dedi. Mobil ödemede penetrasyon düşük, potansiyel büyük EY’nin Telekomünikasyon Raporu’nun diğer bir bölümünü ise mobil ödeme sistemlerinde yaşanan gelişmeler oluşturuyor. Söz konusu alanda güncel verilerin oldukça umut verici olduğunun bildirildiği rapora göre, mobil ödeme gerçekleştiren kullanıcı sayısı, 2013 yılı sonu itibariyle bir önceki yıla oranla dünya çapında yüzde 22’lik artışla 245,2 milyon kişiye ulaştı. Ancak söz konusu büyümeye rağmen mobil ödeme sistemlerini kullanan kişi sayısı global anlamda mobil telefon kullanıcılarının sadece yüzde 7’sini temsil ediyor. Bu da cihaz bazlı ödemelerin hala emekleme sürecinde olduğunu ve büyük bir potansiyeli barındırdığı anlamına geliyor. Mobil operatörler bankalarla işbirliğine gidiyor Pazardaki potansiyelden yaralanmak için özellikle gelişmiş ülkelerdeki operatörler mobil ödeme sistemleri üzerine daha önce hiç yapmadıkları kadar işbirliği gerçekleştiriyor. Mobil operatörler ayrıca bankalarla ulusal ortaklıklar da oluşturuyorlar. Raporda, Belgacom ve BNP Parisbas Fortis ile Telefonica ve Caxia Bank’ın mobil ticaret alanında gerçekleştirdikleri ortaklıklara örnek gösteriliyor. TurkEYnews | 23 Güncel İngiltere’de kaya gazına yönelik yatırımların boyutu 33 milyar avroya ulaşacak EY’nin İngiltere Kıyı Operatörleri Grubu’na özel hazırladığı rapor, İngiltere’deki kaya gazı üretimine yönelik yatırımların boyutunun 33 milyar avroya ulaşacağını ve bu gelişmenin sonucunda ise 64 bin kişiye iş imkanı yaratılacağına vurgu yapıyor. 2032’ye kadar 4 bin kuyunun açılacağı tahmin edilen bölgede, kaya gazı araştırmalarının sondaj kuyuları ve atık su sektörüne yönelik talebi de arttıracağı düşünülüyor. Türkiye’nin kaya gazı ile ilgili potansiyeli üzerine değerlendirmede bulunan EY Türkiye Enerji ve Altyapı Sektörü Lideri Ethem Kutucular, “Türkiye'de yürütülen kaya gazı arama çalışmalarına göre, ülkemizin yıllık 40 milyar metreküp doğal gaz ihtiyacını 10 ila 40 yıl arasında karşılayacak kadar önemli bir rezerv potansiyeli var. Çalışmaların hızlandırılarak rezervler hakkında net tespitlerin yapılması ve enerji politikamızın bu doğrultuda gözden geçirilmesi ülkemiz için çok önemli” dedi. Yapılan araştırmalara göre İngiltere’nin Manchester, Liverpool ve Shiefield bölgelerinde 1.3 trilyon kübik feet kaya gazı rezervine sahip olduğu tahmin edilirken, bu miktarın İngiltere’nin yarım yüz yıllık doğalgaz talebini karşılayacağı öngörülüyor. 24 | TurkEYnews Rapora göre, özel ekipman ve hidrolik çatlatmaya yönelik faaliyetlerin toplamı 17 milyar avroyu bulacak. Kaya gazı araştırmaları sonucunda 4.1 milyar avro atık, depolama ve taşıma gereksinimlerine, 2.3 milyar dolar avro ise çelik ihtiyaçlarına harcanacak. Çalışma aynı zamanda, kaya gazına ulaşmak için gerekli altyapı ve tedarik zincirlerinin oluşturulması açısından hükümetin ve sektörün şimdiden adım atması gerektiği konusunda uyarıda bulunuyor. EY’nin İngiltere Kıyı Operatörleri Grubu’na (UKOOG) özel hazırladığı rapora göre, İngiltere’deki kaya gazı üretimine yönelik yatırımların boyutu 33 milyar avroya ulaşacak ve bu gelişmeler sonucunda 64 bin kişiye iş imkanı sağlanacak. Bölgede 2032’ye kadar 4 bin kuyunun açılacağı tahmin ediliyor. Türkiye’nin sahip olduğu kaya gazı rezervine ilişkin yapılan çalışmalara göre ise, Türkiye 10 ila 40 yıllık doğalgaz ihtiyacını karşılayacak ölçüde rezerve sahip. Sayı 5 – Haziran 2014 EY Türkiye geleceğin liderlerini arıyor EY Türkiye’nin Mart ayında başlattığı yeni mezun alım sürecinin başvuru dönemi sona erdi. Yaklaşık 200 yeni mezunu bünyesine katmayı planlayan EY Türkiye, toplam istihdamını 1.300’lere çıkarmayı hedefliyor. EY Türkiye çalışanlarına uluslararası tecrübe başta olmak üzere birçok fırsat sunuyor. Mayıs ayının sonunda tamamlanan başvuru sürecine paralel olarak sınav ve mülakat aşamalarından geçen yeni mezunlar, Eylül ayında işe başlayacaklar. Eylül ayında EY Türkiye ailesine katılacak yeni mezunlar, profesyonel hayatlarına başlarken genel oryantasyon eğitimi alıyor ve sonrasında uzman danışmanlar tarafından verilen teknik eğitimlere katılıyorlar. Yeni mezunlar, eğitimlerini tamamlamalarının ardından EY’nin İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa ofislerinde denetim, vergi, kurumsal finansman ve danışmanlık gibi birçok farklı alanda görevlerine başlayacaklar. 13 ila 15 yılda şirket ortağı olma fırsatı Geçtiğimiz yıl Universum tarafından bin öğrenci arasında yapılan anket sonuçlarına göre Türkiye’de sektöründe en iyi işveren kabul edilen EY, uluslararası deneyimiyle çalışanlarına kariyer anlamında birçok fırsat sunuyor. Asistan olarak göreve başlayan bir çalışan ortalama 13 ile 15 yıl arasında şirket ortağı (partner) olabiliyor. Yeni mezunlara 100 yılı aşkın köklü bir kurumun kapılarını açtıklarını belirten EY Türkiye İK Direktörü Emre Çavuşoğulları, yeni işe başlayanların, konusunda uzman birçok profesyonel yönetici ile çalışma fırsatı yakalayacağını ve şirketin geçmişten bugüne gelen bilgi birikiminden yararlanarak kariyerlerinde ilerleyebileceklerini ifade etti. İş ile eğitim bir arada Şirketin bilgi birikimi ve uzman kadrosuyla yeni mezunlar için aynı zamanda bir okul niteliği taşıdığını aktaran Çavuşoğulları, “Tüm çalışanlar, yurtiçi ve yurtdışı, on-line ve iş başında eğitimler ile destekleniyor. Global yapının getirdiği farklı ülkelerden kültürlerle çalışma imkanı çalışanların kariyerlerine ayrıcalık katıyor. EY olarak, donanımlı gençleri şirketimize çekmeyi ve geleceğin liderlerini yetiştirmeyi hedefliyoruz. Ayrıca çalışanlarımıza geleceğin iş ortamını yaratmak ve üstün müşteri hizmeti sunma amacıyla Work Smart programını uyguluyoruz. Work Smart ile çalışanlara esnek çalışma, ücretsiz izin ve sosyal sorumluluk izni gibi birçok uygulama ile daha iyi bir çalışma ortamı yaratılmasını hedefliyoruz” dedi. TurkEYnews | 25 Güncel EY Türkiye yeni ofisine taşınıyor! Maslak’ta inşa edilen yeni evine çok yakında taşınacak olan EY İstanbul ofisinde bugünlerde büyük bir heyecan var. İstanbul’da Beytem Han’da büyüyen EY ailesi, geleceğini Maslak’taki Orjin Plaza’da kuruyor. Workplace of the Future projesiyle EY; çalışanlarına daha rahat ve esnek bir çalışma ortamı oluşturmayı, müşterilerine daha iyi hizmet vermek için yeni teknolojileri çalışanlarının kullanımına sunmayı ve Global EY ekiplerinin kendi içerisindeki iş birliğini artırmayı hedefliyor. Bugüne kadar Alpharetta, Atlanta, Bükreş, Groningen, Indianapolis, Johannesburg, San Francisco, Sidney ve Utrecht ofislerinde uygulanan Workplace of the Future projesinin öncü uygulayıcılarından biri de EY İstanbul ofisi olacak. Toplam 11.000m2 alana sahip olan EY’nin Maslak’taki yeni ofisi, daha modern, daha teknolojik, daha çevreci bir çalışma ortamı sunuyor. Kaynakları ve enerjiyi daha tasarruflu şekilde kullanan EY’nin yeni ofisi, bu çevreci yönünü LEED (Leadership in Energy and Efficiency Design - Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik) sertifikasıyla da tescilliyor. EY Türkiye çalışanlarının ofis hayatını kolaylaştırmak için birçok imkanın sunulduğu Orjin Maslak Plaza’da, çalışanlar; spor salonu, kuaför, kuru temizleme gibi günlük hayatlarını kolaylaştıracak birçok hizmete ulaşabilecekler. Maslak Metro İstasyonu’nun hemen yanında bulunan EY’nin yeni ofisi, toplu taşıma imkanları sayesinde çalışan başına düşen karbon salınım miktarını da azaltıyor. 26 | TurkEYnews Sayı 5 – Haziran 2014 Verginin gündemi kitap haline geldi Kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla Türkiye’de vergi konularındaki son gelişmeleri dünyadan farklı örneklerle zenginleştirerek kaleme alan EY Türkiye Vergi Bölümü Kıdemli Müdürü Onur Elele, EY Türkiye’nin vergide gündem sitesinde yer alan makalelerini kitap haline getirdi. Kitapta; bulut bilişimden Bitcoin’e, veri ticaretinin vergilemesinden promosyonlara kadar geniş konular hakkında vergi yorumları bulunuyor. Günlük hayatımızı etkileyen ve ödemekle yükümlü olduğumuz vergiler konusunda “Vergide Gündem” makalelerini kaleme alan EY Türkiye Vergi Bölümü Kıdemli Müdürü Onur Elele, makalelerini kitap haline getirdi. Onur Elele’nin üçüncü kitabı olma özelliğini taşıyan ‘Lapsus Calami: Vergide Gündem’den Seçtiklerimiz’de, daha önce gündeme gelmemiş konular ele alınırken, bazı vergi konularında ise mevcut uygulamaya yönelik değişik bir bakış açısı getirilerek uygulamanın değiştirilmesi ya da düzeltilmesi gereken yönlerine işaret ediliyor. Kitapta; bulut bilişimden Bitcoin’e, veri ticaretinin vergilemesinden promosyonlara kadar geniş konular hakkında vergi yorumları bulunuyor. TurkEYnews | 27 Daha iyi bir çalışma dünyası yaratmak için taşınıyoruz. Dünyanın lider denetim ve danışmanlık firmalarından EY olarak, uzun yıllardır bulunduğumuz Şişli Beytem Plaza’dan, Orjin Maslak Plaza’daki yeni ofisimize taşınıyoruz. Hem müşterilerimiz hem de çalışanlarımız için daha iyi bir çalışma hayatı oluşturma misyonuyla 1 Eylül’den itibaren Maslak’taki yeni ofisimizde hizmet vereceğiz. Yeni yerimizde görüşmek üzere. Adres: Orjin Maslak Plaza Maslak Mahallesi Eski Büyükdere Caddesi No:27 Sarıyer /İstanbul Tel: +90 212 315 30 00
Benzer belgeler
“Yılın Girişimcisi” Baydöner oldu EY Türkiye 30`uncu yılını kutladı EY
adamlarından oluşan bağımsız jüri üyeleri ile tanışma fırsatı sağlamak
gibi birçok fayda sağlıyoruz. Markanın değerine büyük katkı sağlayan
bu lokal sürecin sonunda Monte Carlo’da düzenlenen EY Dün...