Görünüm 2013 - Halk Yatırım
Transkript
Görünüm 2013 - Halk Yatırım
Görünüm 2013 2. Çeyrek DÜNYA: ÜÇ SİLAHŞÖRLER BERNANKE KURODA DRAGHI TÜRKİYE: YENİDEN DEĞERLEME (‘‘RE-RATİNG’’) BAŞÇI 2012 Yılı Merkez Bankacısı Halk Yatırım Araştırma Takımı: Azmi Dölen, GMY [email protected] +90 (212) 314 8125 Işık Ökte, Stratejist [email protected] +90 (212) 314 8182 Nurcihan Aşık, Uzman Yd. Oğuz Acıkaraoğlu, Uzman Yd. Orçun Seyrek, Uzman Yd. Sertaç Oktay, Uzman Yd. [email protected] [email protected] [email protected] [email protected] +90 (212) 314 8183 +90 (212) 314 8184 +90 (212) 314 8185 +90 (212) 314 8186 Görünüm 2013 2. Çeyrek İÇİNDEKİLER: Sayfa ■ EUR/USD + S&P500 + Emtia 1 ■ ABD: Kötünün İyisi 3 ■ Japonya: Abenomics 10 ■ Euro Bölgesi: Ekonomik ve Siyasi Rahatsızlık 15 ■ İngiltere: Üç Dipli Resesyon? 24 ■ Çin: Politik Değişiklikler Damga Vuruyor 28 ■ TÜRKİYE: Yeniden Değerleme (''RE- RATING'') 31 ■ TÜRKİYE: Makro Tahminlerimiz 42 ■ BIST Strateji - ’’S.W.O.T.’’ 43 ■ BIST Performans – Değerleme Tabloları 45 ■ BIST Model Portföy / Portföy Dağılımı 55 ■ BIST Model Portföy Hisseleri 56 ■ BIST Şirket Analizleri 64 ■ Otomotiv Sektörü – Negatif 73 Çekince için arkaya bakınız. Görünüm 2013 2. Çeyrek Parasal Genişleme Politikaları: EUR/USD – S&P500 1800 1,70 EUR/USD (Sağ Eksen) S&P500 Endeksi BOJ ucu açık parasal genişleme programı 1600 1,60 Eylül 2012 QE3 Ağustos 2010 QE2'nin ilk sinyali 1400 1,50 Şubat 2012 LTRO2 1200 1000 Eylül 2008 Lehman Batışı 1,40 1,30 Aralık 2011 LTRO1 800 1,20 Kasım 2008 QE1 600 1,10 1 Görünüm 2013 2. Çeyrek EMTİALARDA SATIŞ Nisan ayında global emtia endekslerinde yaşadığımız aşağı hareketi grafiklerle göstermek istedik. Ons Altın/ Gümüş/Brent Petrol/Doğalgaz/Bakır/Alüminyum’un ana endeks olarak kullandığımız Goldman Sachs Emtia (‘’GSCI’’) relatif 2013 performanslarına baktık. Doğalgaz emtia satışından etkilenmeyerek yukarı trendini devam ettirirken, Gümüş GSCI’dan 2013’de %18 negatif ayrışmıştır. GÜMÜŞ ONS ALTIN 110 110 GSCI Altın GSCI 100 100 90 90 80 80 70 70 Gümüş DOĞALGAZ BRENT PETROL 140 110 GSCI GSCI Brent Petrol Doğalgaz 130 120 100 110 100 90 90 ALÜMİNYUM BAKIR 110 110 GSCI Bakır GSCI 100 100 90 90 80 80 2 Alüminyum Görünüm 2013 2. Çeyrek ABD: Kötünün İyisi... 2008 krizinden sonra ABD ve Avrupa Merkez Bankalarının yüksek miktarda para basması ve tahvil alım programları ile gelen küresel çaptaki bol likidite, geçtiğimiz aylarda finansal piyasaların değer kazanmasında önemli bir rol oynadı. Fakat, gerek ABD’de gerek Euro bölgesinde reel kesim, finansal piyasalarda görülen bu yükselişe eşlik edemedi.Finansal piyasalardaki bu gelişmeler, ABD’de anketlerde güçlenen büyüme beklentisine paralel olarak, güven endekslerine bir derece yansımış gözüküyor. Amerika Merkez Bankası (FED) yetkilileri, ABD’de işsizlik oranı %6,5’un altına gelmedikçe faiz oranını düşük tutacakları politika değişikliğini Aralık 2012’de yaptılar. Yaklaşık bir yıldır %1,4-2,2 bandında seyreden enflasyon oranı ve orta vadede öngörülen %2,5 oranı da düşük faiz politikasını uygulamak için FED’e güç veriyor. Bu durumda FED, parasal genişlemenin enflasyonist baskı oluşturmayacağını öngörüyor. FED Bilançosu Şüphesiz, 2013 yılının son üç çeyreğinde en yakından takip edeceğimiz gelişme FED’in genişlemeci para politikalarını ne şekilde sürdüreceği olacaktır. Çünkü ekonomide istenen ivmenin 2012 yılında yakalanamaması ile FED, varlık alımlarını aylık 85 milyar Dolar tutarına kadar yükselterek genişlemeci politikalarını kararlı sürdürmeye devam ediyor. İlk aşamada Eylül 2012 “Para Piyasası Kurulu” toplantısında (FOMC) aylık 40 milyar Dolar varlığa dayalı alımlar açıklayan FED, Aralık ayındaki toplantıda gerçek anlamda “QE3” moduna geçerek aylık 45 milyar Dolar tutarında daha devlet tahvili alımları yapacağını belirtti. Yeni tahvil alım programı öncekilerin aksine maddi değer limiti olmayacak şekilde ucu açık düzenlendi ve işsizlik oranının %6,5’a düşmesine endekslendi. 2013 Mart FOMC toplantısında da FED istihdamdaki iyileşme belirginleşene kadar varlık alımını sürdüreceğini yineledi. Şekil1: FED Bilançosu Aralık 2012’de açıklanan varlık alım programı ile FED Bilançosu tarihinde ilk defa 3 trilyon Dolar’a ulaştı. Alımların 2013 yılı boyunca aynı tempoda devam etmesi durumunda 2014 yılı başında FED Bilançosu 4 trilyon ABD Doları değerine çıkmış olacak. Trilyon $ 5 Tahmini 4 Trilyon $ 4 3 2 1 0 2008 2009 2010 Kaynak: Bloomberg 3 2011 2012 2013 2014 Görünüm 2013 2. Çeyrek ABD: Kötünün İyisi... Para Politikası Varlık alım programlarını açıklaması yanısıra FED’in 2012 yılında yaptığı en önemli yenilik “koşullu para politikası”na geçmek oldu. Finansal kriz sürecinde FED sürekli yenilikler yapan, özellikle iletişim stratejisi açısından önemli düzenlemelere giden bir merkez bankası olarak karşımıza çıktı. 1994 yılına kadar “Para Politikası Kurulu” kararlarını dahi kamuoyu ile paylaşmayan FED, son toplantılarının ardından Başkan Bernanke’nin basın toplantısı düzenlemesiyle (Avrupa Merkez Bankası’ndan örnek alınmıştır) daha şeffaf hale geldi.Tarihinde ilk defa politikasına ilişkin olarak üyelerinin makroekonomik beklentilerini 2013 Ocak toplantısı ile açıklamaya başladı. Şekil2: TÜFE Enflasyonu ABD’de şimdilik enflasyonist baskılardan söz edemiyoruz. Enflasyondaki seyir, FED’e genişlemeci para politikaları ve düşük faiz seviyeleri için iyi bir oyun alanı sunuyor. 6% 3% 5% 3% 4% 3% 2% 2% 2% 1% 0% 1% TÜFE -1% Çekirdek TÜFE -2% Tüketici Harcamaları Çekirdek Fiyat Endeksi (sağ eksen) -3% 2007 1% 2010 0% 2013 Kaynak: Bloomberg Konut piyasasında ivme yukarı döndü Emlak sektörü ekonomik aktivite içinde büyük önem taşıyor. Lehman krizinin başlangıç noktası olduğu için, çıkış noktası da olabileceğini düşündüğümüz konut piyasası, fiyatlar açısından 2012 3. çeyreğinden itibaren güçlü bir toparlanma içerisinde. Konut piyasasına duyulan güven de olumlu sinyaller vermeye devam ediyor. GSYİH büyümesini pozitif yönde etkileyen yeni konut yatırımları devam ediyor. Konut yapıcıları güven endeksi konut yatırımlarının seyri için incelediğimiz öncü verilerden. Güven endeksini yaklaşık iki çeyrek gecikme ile takip eden konut yatırımlarının artmaya devam etmesini ve GSYİH büyümesini ivmelendirmesini bekliyoruz. 2011 yazında 13’e kadar gerileyen güven endeksi, 2012 yılsonunda 47 değerine ulaştı. Buna paralel konut yatırımlarının GSYİH payı da %2,2 oranından %2,6 oranına yükseldi. Kriz öncesinde bu oran %6,3’e kadar yükselmişti. (Şekil 3) 4 Görünüm 2013 2. Çeyrek ABD: Kötünün İyisi... Şekil3: Konut Piyasası Konut piyasasındaki toparlanma güçlendikçe ekonomik büyümenin pozitif etkilenmesini bekliyoruz… 80 7% Konut Yapıcıları Güven Endeksi 70 60 6% 5% Konut Yatırımları (GSYİH Payı, sağ eksen) 50 4% 40 3% 30 2% 20 1% 10 0 2003 2005 2007 2009 0% 2013 2011 Kaynak: Bloomberg Konut fiyatları tarafında S&P Case-Shiller Konut Fiyatı Endeksleri’ni takip ediyoruz. 26 Şubat 2013 tarihinde açıklanan konut fiyat verileri, 2006 yılı sonrasında en güçlü artışa işaret ederek, konut piyasasındaki toparlanmayı teyit ettiler. Endekslerin hesaplandığı 20 metropolün 19’unda artış gösteren konut fiyatları, Aralık ayında ABD genelinde bir önceki yıla göre %6,8 oranında değer kazandı. En son bu kadar güçlü artış 2006 yılının Temmuz ayında gerçekleşmişti. Konut fiyatlarının balon olarak adlandırılan 2006 seviyesinin %29 altında olması, bir yandan konut piyasasının potansiyeline işaret ederken, bir yandan da ekonomik toparlanmanın henüz tamamlanmadığına işaret ediyor. (2012 Mart ayında 134 ile en düşük değerine ulaşan endeks, aynı yılın Aralık ayında 146 değerine yükseldi. Endeks Temmuz 2006’da 207 değerindeydi) ABD genelinde konut fiyatları 2003 yılında günümüzdeki seviyelerindeydi. 2004 yılında önce 150, ardından 160 değerini aşan endeks yılı 175 ile tamamlamıştı. 2013 yılı içerisinde yeniden 150 seviyesi geçilirse, 2004 yılı fiyat seviyesine geri dönülmüş olacak. (Şekil 4) Şekil4: Konut Fiyatları Konut fiyatları endeksi 2012 yılı içerisinde gerilediği en düşük seviye olan 134’ten yükselişe geçti. 220 S&P Case-Shiller Konut Fiyatları 200 180 160 140 120 Kaynak: Bloomberg 5 2013 2012 2011 2010 2009 2008 2007 2006 2005 2004 2003 2002 2001 100 2000 Konut fiyatları yükselişte Görünüm 2013 2. Çeyrek ABD: Kötünün İyisi... Konut ve istihdam piyasasında alınacak yol olması FED’in varlığa dayalı tahvil alımı yapmasına neden oluyor. Daha önce de belirttiğimiz gibi, varlığa dayalı tahvil alımları Eylül 2012’de açıklanan programa göre aylık 40 milyar Dolar tutarında seyrediyor. Aralık 2012’de açıklanan yeni programdaki (QE3) devlet tahvili alımları da aylık 45 milyar Dolar seviyesinde ve istihdam piyasasında düzelmeye endeksli.Bu şekilde aylık 85 Milyar Dolarlık bilanço büyümesi oluyor. GSYİH 2012 yılının son çeyreğinde ABD ekonomisi %0,4 oranında büyüyerek yerinde saydı. ABD ekonomisinin %70’ini oluşturan tüketici harcamaları geçtiğimiz yıl yaşanan mali uçurum kaygılarına rağmen %1,8 artış göstererek büyümeye pozitif katkı yapan en önemli etken oldu. Diğer taraftan kamu harcamaları %7,0 daralarak büyüme hızını kısan en büyük kalem oldu. Kamu harcamalarının alt kırılımlarında ise savunma harcamalarındaki %22,1 daralma önem arz ediyor. ABD ekonomisinin belkemiği olan tüketim harcamalarının mali uçurum kaygılarına rağmen büyümeye son çeyrekte %1,3 oranında katkı sağladığını görüyoruz. 4. çeyrekte nihai olarak %0,4 büyüyen ABD ekonomisi yılın genelinde %2,2 büyüme kaydetti.(Şekil5) Şekil5: GSYİH Gelişimi 2012 yılının son çeyreğinde kaydedilen %0,4 oranında büyüme 2012 senesinin en kötü çeyreksel performansı 6.0% 4.0% 2.0% 0.0% -2.0% -4.0% -6.0% -8.0% -10.0% 2007 ABD GSYİH QoQ 2008 2009 2010 2011 2012 2013 Kaynak: Bloomberg Borç Tavanı ABD ekonomisi için hala risk oluşturuyor ABD ekonomisi için Mayıs ayında karara bağlanacak olan borç tavanı konusu büyük önem taşıyor. Borç tavanı konusundaki gelişmeler şimdilik olumlu olsa da; sonucun uzun soluklu olduğunu düşünüyoruz. Eğer 19 Mayıs’ta borç tavanı artırılmazsa, ABD borçlarını zamanında ödeyemeyecek duruma gelebilir ve bu durum sadece Amerikan ekonomisinde değil global çapta olumsuzluk yaratabilir. Bunun somut örneğini 4. Çeyrek GSYİH verisinde takip edebiliyoruz. 4. Çeyrekteki durgunluğun önemli kısmı, borç tavanı nedeniyle savunma harcamalarında başlayan gerileme oldu. Savunma harcamaları toplam büyümeye %1,3 oranında olumsuz etki etti. (Şekil 6) 6 Görünüm 2013 2. Çeyrek ABD: Kötünün İyisi... Şekil6: GSYİH Alt Kalemleri’nin GSYİH’ya Katkısı Yılın son çeyreğinde savunma harcamaları ile başlayan gerileme önümüzdeki çeyreklerde vergi düzenlemeleri nedeniyle bireysel tüketim harcamalarına da olumsuz yansıyabilir. GSYİH Bireysel Tüketim Yatırımlar Net İhracat Kamu Harcamaları Savunma 0.4% 1.3% 0.2% 0.3% -1.4% -1.3% Savunma Kamu Harcamaları Net İhracat Yatırımlar Bireysel Tüketim -2.0% -1.5% -1.0% -0.5% 0.0% 0.5% 1.0% 1.5% Kaynak: Bloomberg Üretim ABD’de olumlu seyrediyor Üretim açısından değerlendirirsek, gelişmiş ülke ekonomileri içerisinde ABD pozitif ayrışmasını sürdürüyor. 2012 yazında gerileyen ISM İmalat Endeksi, Eylül ayında yeniden artışa geçmişti. Sandy kasırgasından sonra gerçekleşen rakamlar da ekonominin 2013 yılında toparlanma sürecinde olduğunu gösteriyor. Şekil7: Üretim Göstergeleri ISM İmalat endeksinin eşik değer 50’nin üzerine çıkması, istihdam koşullarının 50 değerinin üzerinde seyretmesi ile önümüzdeki süreçte kapasite kullanım oranında da iyileşme beklemekteyiz. 65 83% 60 81% 55 79% 50 77% 45 75% 40 73% 35 71% 30 25 20 2003 ISM İmalat Endeksi ISM İstihdam Koşulları Kapasite Kullanım Oranı (sağ eksen) 2005 2007 Kaynak: Bloomberg 7 2009 2011 69% 67% 65% 2013 Görünüm 2013 2. Çeyrek ABD: Kötünün İyisi... İşsizlik oranında iyileşme Çalışabilir nüfusun istihdam oranı, kriz öncesi seviyelerinin oldukça altında ve kriz sonrası seviyelere göre düşük bir artış gösterdi.İşsizlik oranı Lehman krizi eğilimi sürüyor sonrasında hızla yükselerek %9,9 seviyesine çıkmıştı. FED’in hesaplamalarında kullandığı uzun dönem kabul edilebilir işsizlik oranı olan %6,5’un üzerinde kalan bu değer ekonomi üzerinde yük oluşturmayı sürdürüyordu. Ancak Mart 2013 işsizlik oranı, uygulanan genişlemeci para politikaları ile %7,6’ya kadar düştü. Tarım dışı istihdam verisi aydan aya çok değişen bir olgu. Çünkü yalnızca işsiz sayısından değil aynı zamanda nüfusun iş arayan bireylerin sayısına da bağlı hareket ediyor. Örneğin işsiz olup iş aramayanlar sayım dışı tutulduğu için oran iyileşirken, işsiz olup iş aramaya karar verenlerin hesaplamaya dahil edilmesiyle bozulma görülebiliyor. Örneğin, Şubat 2013 Tarım Dışı İstihdam artışı 268 bin olurken, Mart ayında bu rakam beklentilerin 100 bin altında 88 bin olarak gerçekleşebiliyor. Haftalık işsizlik başvuruları aylık işsizlik oranlarından daha istikrarlı bir veri olarak karşımıza çıkıyor. Temmuz 2012’de 350 bin seviyesine kadar gerileyen işsizlik başvuruları, Kasım 2012’de Sandy kasırgasının da etkisiyle 450 bin’e kadar yükseldi. 2012’de doğal afet nedeniyle ortaya çıkan bu gelişme trendi etkilemedi. Aralık 2012 senesinde ortalama 449 bin kişi iken, Mart 2013’te 332 bine geriledi. Konut piyasasında olduğu gibi kriz öncesi ortalaması 355 bin bireyin üzerinde kalan haftalık işsizlik başvuruları, ABD ekonomisinin full potansiyeline ve daha alınacak çok yol olduğuna ilişkin en önemli işaret olarak nitelendirilebilir. Şekil8: İşsizlik Başvuruları İşsizlik başvuruları Mart ayında 332 bin ile 2008 yılından beri en düşük seviyelere geriledi… 800 700 600 500 400 300 200 100 0 2007 İlk İşsizlik Başvuruları 2008 Kaynak: Bloomberg 8 2009 2010 13 Haftalık HO 2011 2012 2013 Görünüm 2013 2. Çeyrek ABD: Kötünün İyisi... Bütçe açığı toparlanma eğiliminde 2001’de yıllık bütçe fazlası verilmesinden sonra, ABD bütçesi düzenli şekilde açık verdi ve 2008 global kriziyle birlikte bütçe açığı hızlı artış trendine girdi. Bunda krizin etkilerini gidermek için yapılan ekonomik yardım paketi ve batma noktasına gelen “TOO BIG TO FAIL” şirketleri kurtarmak için ayrılan kaynakların da etkisi büyük oldu. 2009 yılında $1.41 trilyon ile zirve yapan bütçe açığı sonrasında güçlenen ekonomi ve vergi gelirleri nedeniyle düşmeye başladı. Fakat rakamsal olarak bakıldığında, Obama’nın başkanlığı döneminde üst üste 4 yıl boyunca $1 trilyon üzeri bütçe açıkları verildi. Ardarda gelen yüksek bütçe açıkları bu sorunun derinleşmesine ve çözüm için geçici bütçelerin çıkarılmasına yol açtı. En sonunda bütçe açıkları borç tavanı sorununa yol açtı ve mali uçurum sorunu oluştu. Şekil9: Bütçe Açığı ve Toplam Kamu Borcu 2012 yılında bütçe açığı %7,0, kümülatif borç da %101,6 olarak açıklandı... 120% 100% Toplam Borç/GSYH (Sol eksen) Bütçe Açığı/GSYH 12% 10% 80% 8% 60% 6% 40% 4% 20% 2% 0% 0% 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 Kaynak: Reuters Ekonomistler bu yılki bütçe açığı için optimistik bir şekilde 1 trilyon dolardan az tahminlerde bulunuyorlar. Hatta ABD Kongresel Bütçe Ofisi 2014’te 616 milyar Dolar ve 2015’te 459 milyar Dolar bütçe açığı öngörüyor. Fakat Amerika’da “baby boomers” olarak tabir edilen İkinci Dünya Savaşı sonrası 18 yılı kapsayan dönemde doğan bebekler, rakamsal olarak önemli bir büyüklüğe sahip ve 2010’lu yıllar boyunca emekliye ayrılacaklar. Bu durum ise doğal olarak bütçe açığının artması olasılığını güçlendiriyor. Obama bu konuda kesintiler yapmak isteğini dile getirmiş ancak fazla dost bulamamıştı. Kongreye yeni sunulan bütçe tasarısı ile önümüzdeki on yıl boyunca bütçe açığının 2 trilyon Dolar azaltılması hedefleniyor. 9 Görünüm 2013 2. Çeyrek Japonya: Abenomics Durgunluk bitmiyor Japon ekonomisi 80’li yıllardaki yükselişin ardından son 20 senedir durgunlukla boğuşuyor. “Kayıp Yıllar” olarak adlandırılan bu süreçte ülke önemli bir büyüme performansı yakalayamadı. Sonuç olarak Dünya’nın ikinci büyük ekonomisi unvanı 2010 yılında Çin’e geçti. Hükümet değişikliği 16 Aralık 2012 tarihinde gerçekleşen genel seçimde Japonya da ekonomik kriz sürecinde iktidar değişikliğine şahit olan bir diğer ülke oldu. Eski Demokrat Parti Başbakanı Yoshihiko Noda, rakibi Liberal Demokrat Shinzo Abe’ye yenik düştü. Siyaset yarışının önemli bir unsuru elbette ekonomi politikalarına ilişkin yapılan açıklamalar oldu. İktidar yürüyüşünde daha sonra “Abenomics” olarak adlandırılacak yaklaşımı ile Shinzo Abe’nin %2 enflasyon hedefine ulaşmak için para ve maliye politikalarının seferber edileceği söylemi seçmenlerde yankı buldu. Bu politikanın asıl amacı durgun ekonomiyi canlandırmak ve deflasyonu önlemek olarak özetlenebilir. Enflasyon eksikliği Japonya’da karşımıza çıkan en önemli sorun “enflasyon eksikliği”. Bunun neticesinde Japonya Merkez Bankası (“BoJ”), 2012 yılı içinde %1,0 enflasyon hedefi koyarak piyasaya likidite sağlamaya başladı. Nisan 2013 toplantısında ise Shinzo Abe’nin atadığı yeni BoJ Başkanı Kuroda varlık alım programının değerini aylık 7 Trilyon Yen’e yükselterek, %2 enflasyon hedefine geçildiğini açıkladı. (Şekil 1) Şekil1: Enflasyon Gelişimi Enflasyon Kuroda’nın hedefi olan %2’nin çok altında seyrediyor... 3.0% TÜFE 2.0% 1.0% 0.0% -1.0% -2.0% -3.0% 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 Kaynak: Bloomberg “Abenomics” nedir ? Başbakan Shinzo Abe’nin, BoJ’in %1,0 enflasyon hedefinin ekonomiyi ateşlemek için yeterli olmayacağını belirterek, hedefinin %2,0 olduğunu açıklaması ilk aşamada piyasada kararlılık olarak algılandı ve Japon Yeni hızla değer kaybetti. Abe’nin elini güçlendiren bir diğer gelişme ise BoJ Başkanını Kuroda seçmesi oldu. Yeni başkan dünyanın en büyük 3. ekonomisini desteklemek ve deflasyonu sona erdirmek için daha önce de agresif parasal teşvikler uygulanması gerektiğini konuşmalarında belirtmişti. Nitekim Kuroda ilk yaptığı basın toplantısında %2’lik enflasyon hedefini iki yıl içerisinde yakalamaya çalışacaklarını ve etkili parasal genişlemeye ihtiyaç duyulduğunu açıkladı. Bu açıklamaları takiben Nisan 2013 toplantısında Japonya Merkez Bankası’ndan varlık alım programı ile ilgili açıklamalar geldi. Kuroda enflasyon hedefine ulaşmak için aylık 7 trilyon Yen tutarında varlık alımı yapılarak, parasal tabanın genişletileceğini söyledi. Bu açıklamalardan sonra Yen Dolar karşısında ve reel efektif bazda hızla değer kaybetti ve Japon ihracatçılar için avantaj sağlandı. (Şekil 2) Ayrıca Kasım ayı ortalarından itibaren borsa endeksi bazında Tokyo Nikkei 225 yaklaşık %50 oranında değer kazandı. Bu rakam gelişmiş bir ülkenin borsa performansı açısından son yıllarda gördüğümüz en göz alıcı performans olarak karşımıza çıkıyor. 10 Görünüm 2013 2. Çeyrek Japonya: Abenomics Eski BoJ Başkanı Shirakawa para basmanın Japonya'nın mali disiplinine duyulan güveni azaltabileceği uyarısında bulunarak, bunun faizleri yükselterek, dünyanın en büyük borcuna sahip olan Japonya'nın bütçe açığı finansmanını daha da zorlaştırabileceğini söylemişti. Fakat Kuroda bu konuda kararlı adımlar atmaktan çekinmeyeceğini geldiği ilk ay herkese gösterdi. Şekil2: BOJ Varlıkları BoJ varlıkları 2013 Mart ayında 164 trilyon Yen seviyesine geldi. Bu da 2008 Haziran rakamına göre %62’lik bir artışa işaret ediyor. 170 Merkez bankası varlıkları (Trilyon Yen) 160 150 140 130 120 110 100 90 Kaynak: Reuters Dış ticaret ve Japon Yeni Japon Hükümeti ve BoJ son bir ayki eleştirilere rağmen Yenin daha da zayıflamasını istiyor. 2013 Ocak ayında Ekonomi Bakan Yardımcısı Nişimura, Yendeki düşüşün henüz sona ermediğini, Dolar/Yen paritesinin 100'e kadar çıkmasının ülke için bir sorun yaratmayacağını söyledi. Zaten Başbakan Abe de kurun aşırı değerli olduğunu vurguluyordu. Nitekim 24 Nisan itibariyle Dolar/Yen 100’e çok yakın bir seviyede işlem görüyor. (99.52) Şekil3: Japon Yeni Genişlemeci politika beklentisi Japon Yeni’nde hızlı değer kaybına neden oluyor. 130 USD/JPY(Aylık) 120 110 100 90 80 70 2006 2007 Kaynak: Bloomberg 11 2008 2009 2010 2011 2012 2013 Görünüm 2013 2. Çeyrek Japonya: Abenomics Peki neden Japonya Yenin değer kaybetmesini isteyip olası bir kur savaşına destek veriyor? Zayıf iç talep sorununa sahip bir ülke olarak, ekonomik performans açısından dış ticaret kritik önem taşıyor. Bu yüzden Yenin değerini düşürerek uluslararası ticaret için rekabet avantajı yakalayabilmek amaçlanıyor. Hele ki dış ticaret dengesinin uzun yıllar artıda seyrettikten sonra 2008 krizi sonrasında yönünü negatif tarafa çevirmesi, bu politikanın uygulanması için teşvik oluşturuyor. 2008 sonunda 81 trilyon yen civarında olan Japonya’nın ihracatı krizden toparlanışın gerçekleştiği 2010 yılı sonunda 67 trilyon Yene düştü. Asıl önemli problem ise artması beklenen bu değerin daha da düşüyor olması. 2011 sonunda 65 trilyon, 2012’de 63 trilyon yene düşen ihracat rakamı ile beraber Japonya dış ticarette açık vermeye başladı. Şekil4: İhracat Performansı ve Dış Ticaret dengesi Global talep daralması ihracat ülkesi olan Japonya’nın işini zorlaştırıyor. 1970’lerde başlayan dış ticaret fazlası yerini açığa bırakmış durumda. 90 12 İhracat (trilyon Yen) 80 Dış ticaret dengesi (trilyon Yen) 70 10 8 6 60 4 50 2 40 0 30 -2 20 -4 10 -6 0 -8 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 Kaynak: Reuters Tankan endeksinden negatif sinyaller geliyor 2011 Mart ayındaki deprem ve sonrasında gelen tsunami felakatinde önemli yara alan Japon ekonomisi bu durumun yarattığı olumsuzlukları tedavi etmeyi başardı. Toparlanma sürecinde otomotiv sektörüne yönelik teşvikler ve depremzedelere yapılan devlet yardımlarının önemli payı oldu. 2012 yılının ikinci çeyreğinde baz etkisiyle birlikte yüksek bir büyüme hızı göze çarpsa da, sonrasında Tankan endeksinden gelen sinyallerle uyumlu şekilde ekonomik büyüme yavaşladı. “Abenomics”in devreye girmesiyle uygulanacak genişlemeci para politikalarıyla 2013 yılının geri kalan çeyreklerinde Japonya ekonomisinde hızlanmaya ilişkin işaretler bulma şansımız mevcut. Satınalma Yöneticileri Endeksi’ne (PMI) baktığımızda, 2012 Haziran’dan beri 50’nin altında seyreden endeks, Mart 2013’te 50’nin üzerine çıkarak büyümeye dair pozitif sinyaller verdi. Fakat 2008 krizi sonrasında gelen toparlanmadaki gibi güçlü sinyaller alamıyoruz. Para politikalarının etkilerinin zaman aldığını düşünürsek, sonuçları görebilmek için biraz daha zamana ihtiyaç olduğu anlaşılıyor. 12 Görünüm 2013 2. Çeyrek Japonya: Abenomics Şekil5: Tankan Endeksi ve Büyüme Tankan endeksinde kalıcı bir yükseliş Japon ekonomisine olumlu yansıyacak. 40 8% 30 6% 20 4% 10 2% 0 0% -10 -2% -20 -4% -30 -6% -40 -8% -50 -60 Tankan -70 1998 GSYİH (sağ eksen) 2003 -10% -12% 2013 2008 Kaynak: Bloomberg Şekil6: PMI “Abenomics”in ilk pozitif sinyalleri Mart 2013 PMI endeksinde görüldü. 60 55 50 45 40 35 30 25 2007 2008 Kaynak: Bloomberg 13 2009 2010 2011 2012 2013 Görünüm 2013 2. Çeyrek Japonya: Abenomics Yeni teşvik planı Japon hükümeti, ekonomiyi canlandırmak amacıyla 116 milyar dolarlık teşvik paketini yürürlüğe koydu. Teşvik paketinde 2011 depreminden etkilenen bölgelerin yeniden inşası, bölge ekonomilerinin desteklenmesi, eğitim ve sosyal güvenlik alanındaki yatırımlar bulunuyor. Ayrıca 2014-2015 için GSYİH’ın %2,25’i kadar mali genişleme paketi ile ekonomi canlandırılmaya çalışılacak. Fakat, Japonya’nın kamu borcu / GSYİH oranı en yüksek gelişmiş ülke olduğu göz önünde bulundurulursa, önemli bir bütçe açığı vermemek için sosyal güvenlik harcamalarını kontrol edebilmesi kritik hale geliyor. Şekil7:Bütçe Açığı/ GSYİH 12.0% 10.0% Bütçe Açığı/GSYH 8.0% 6.0% 4.0% 2.0% 0.0% 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 Kaynak: Eurostat 14 Görünüm 2013 2. Çeyrek Avrupa: Ekonomik ve Siyasi Rahatsızlık... Avrupa’daki gelişmeler iç Avrupa’da 2011’de İrlanda ile başlayan kriz kısa sürede Yunanistan, Portekiz, İspanya, İtalya ve Güney Kıbrıs’ı da vurdu. Yunanistan ve Güney Kıbrıs harici açıcı değil ülkeler, dalgaları ciddi yaralar almadan atlatmış gibi gözükse de, resesyondan bir türlü çıkılamaması Avrupa’nın geleceğine dair soru işaretleri oluşturuyor. Yunanistan ise, AB ile IMF yardımları ve borç indirme operasyonları ile hayata tutunuyor. 2013 Mart ayında ortaya çıkan Güney Kıbrıs krizi ise klasik bir borç kriziydi. Kıbrıs, AB ve IMF’den yardım alabilmek için yaptığı anlaşmada Kıbrıs bankalarında 100 bin Euro’dan fazla mevduatı olanların, nakit paralarının %40’ının banka hisselerine dönüştürülmesi planlanıyor. Ülkelerin ardarda krize girmesi sırada hangi ülke var sorusunu ister istemez akla getirmekte. Bu soruya şu an için çoğu ekonomist Slovenya cevabını veriyor. Yunanistan ve Kıbrıs ile benzer ekonomik dinamiklere sahip ülkede, hükümetin açıkladığı bütçe kesintileri ve reformlar vatandaşlar tarafından büyük tepki gördü. Şu an Avrupa’da Almanya dışında hiçbir ekonomi güçlü durumda görünmüyor. Önceki yıllarda, Almanya ile birlikte Fransa’nın da güçlü bir ekonomiye sahip olduğu konuşulurdu ancak kriz sonrası Fransız ekonomisi toparlanmakta güçlük çekiyor. Bankacılık sisteminin kırılganlığı ve hükümetlerin borç yükü Avrupa Bölgesi’ni negatif uç risklere karşı güçsüz durumda bırakıyor. 2010’dan sonra yapılan reformlar ve alınan tasarruf tedbirleriyle birlikte, bütçe açıkları önemli iyileşmeler kaydetti. Ancak bütçe açıkları ve yüksek borçluluk oranları hala en önemli sorunlar. Aşağıdaki grafikte de görüldüğü gibi Almanya dışındaki ülkeler hala ciddi bütçe açıkları veriyor. Tüm bunları değerlendirdiğimizde, 2013 yılı Avrupa için umut verici bir yıl olmaktan uzak görünüyor. Şekil1: Avrupa Ülkelerinin Bütçe Açıkları 5,0 0,0 -5,0 -10,0 -15,0 Avrupa Bölgesi (17 ülke) Almanya İrlanda Yunanistan İspanya İtalya İngiltere France -20,0 -25,0 -30,0 -35,0 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 Kaynak: Eurostat Politik krizlerin sonu gelmiyor Avrupa Birliği ekonomik kriz yanında ciddi bir politik krizin de içinde bulunuyor. Birliğin geleceğini belirleyecek politik adımların atılması için güçlü insiyatifler gerekiyor. Şu ana kadar sadece Almanya Başbakan’ı Merkel’de bu güçlü politik insiyatifi gördük. İnsiyatifin eksik kaldığı ortamda, her sene bir başka ülkede düzenlenen genel seçimler sonucu finansal türbülanslarla karşılaşıyoruz. Bunun en son örneğini İtalya seçimlerinde yaşadık. Bu türbülanslı ortam ve belirsizlikler ise tahvil faizlerine yansıyor. 15 Görünüm 2013 2. Çeyrek Avrupa: Ekonomik ve Siyasi Rahatsızlık... Şekil2: Tahvil Getiri Farkları İtalya ve İspanya faiz oranlarının gerilemesi piyasadaki risk iştahının artmasına işaret ederken, hem İspanya’da yaşanan siyasi çalkantı hem de İtalya seçimleri sonrası artan belirsizlikler tahvil getirilerinde bozulmaya neden oldular... 16% Fransa 14% Ispanya Italya Almanya 12% 10% 8% 6% 4% 2% 0% 1993 1997 2001 2005 2009 2013 Kaynak: Bloomberg Ekonomik koşullar iktidarlarda değişikliğe neden oluyor Geçen sene Yunanistan’da genel seçim döneminde yaşanan belirsizlik bu sene İtalya’da görülüyor. İtalya’da halen bir hükümet kurulamadı ve seçimlerin tekrarlanması gündemde. Hükümet kurabilecek adaylar olarak reform konusunda adım atmak istemeyen eski Başbakan Berlusconi ve reformlara sınırlı ölçüde sıcak bakan demokrat sol görüşlü Bersani gösteriliyordu. Fakat seçim sonuçları açıklandığında, politik aktivist Grillo sürpriz bir çıkışla azımsanamayacak bir oy aldı ve bu ikilinin hemen arkasında yer aldı. Seçimden sonra siyasi partilerin koalisyon çalışmalarından netice alınamaması üzerine farklı bir adım atıldı. Krizin çözümü için 10 kişiden oluşan “akil kişiler” komisyonu kuruldu. Komisyonun görev tanımı da bizzat cumhurbaşkanı tarafından yapıldı: “Siyasi partilerin de içinde yer alacağı, somut ve programı belirli çözüm önerileri geliştirmek.” Şekil3: İtalya Seçim Sonuçları Seçimlerde kesin bir sonuç çıkmadı ve iş radikal ufak partilerin hamlelerine kaldı. Yunanistan’da geçen sene tekrarlanan seçimler gibi İtalya için de seçimlerin tekrarlanması gündemde. Mario Monti Meclis 10,60% 9,10% Beppe Grillo Senato 25,60% 23,80% Silvio Berlusconi 29,20% 30,70% Luigi Bersani 29,60% 31,60% Kaynak: Wall Street Journal 16 Görünüm 2013 2. Çeyrek Avrupa: Ekonomik ve Siyasi Rahatsızlık... İtalya’da işleri karıştıran faktörlerden biri de meclis ve senatodan oluşan iki kamaralı parlamenter sistem. Meclis düzeyinde oyların çoğunluğunu az bir farkla Bersani kazanarak hükümet kurma görevini üstlenmiş oldu. Berlusconi’nin %29,2 oranına karşılık, Bersani %29,6 oranında oy aldı. Radikal lider Grillo da oyların %25,6’sını alarak etkili bir güç haline geldi. Senatoda da oyların çoğunluğunu Bersani liderliğindeki demokrat sol kazansa da; %1 civarındaki fark, Bersani’nin hükümeti kursa dahi kanun hazırlama sırasında zorluklarla karşılaşacağına işaret ediyor. İtalyan ekonomisinin toparlanması için gereken reformların meclisten geçirilerek kanunlaştırılması için yeni hükümetin her iki kamarada da güçlü olması gerekiyor. Fakat, uygulanan kemer sıkma politikalarına tepki gösteren seçmenlerin önemli çoğunluğunun eski Başbakan Berlusconi etrafında toplanması ve Berlusconi’nin seçimden yüksek seviyede oy alarak çıkması reformların kolaylıkla çıkarılması önünde engel teşkil edecektir. ECB’nin uyguladığı uzun vadeli finansman programları (“LTRO”) likidite sorununa önemli destek verdi. 26 Temmuz 2012 tarihinde ECB Başkanı Draghi’nin Euro’yu korumak için ne gerekiyorsa yapılacağı şeklindeki “sözlü müdahalesi“ ve takiben geleneksel merkez bankacılığı toplantısı Jackson Hole’a ECB heyetinin katılmayarak çalışmayı tercih etmesi piyasalar tarafından pozitif algılandı. Bu süreçte Euro Dolar’a karşı 1.22 seviyesinden 1.37’ye kadar yükseldi ve Draghi’nin “sözlü müdahelesi“ 2012’nin piyasalarda en önemli gelişmelerinden biri oldu. LTRO programları ve ECB bilançosu LTRO programlarının nasıl sonlandırılacağı da Euro üzerinde değerlenme baskısı yapıyor. Zira likidite sorununu çözmek amacıyla geliştirilen bu programlar devreye girdiğinde merkez bankası bilançosunun genişlemesine sebep olmuşlardı. 2013 yılında geri ödemelerin başlaması ile beklenen rakamların üzerinde geri ödeme gerçekleşti. LTRO programında, bankaların taahhütlerini yerine getirebilmelerini Avrupa bankacılık sistemi açısından güven verici bir gelişme olarak yorumluyoruz. (Şekil 4) Şekil4: ECB Bilançosu Ocak ayında başlayan LTRO geri ödemeleri ile ECB bilançosu daralmaya başladı. 3,5 ECB Toplam Varlıklar 3 2,5 LTRO geri ödemeleri başladı 2 1,5 1 Kaynak: Bloomberg 17 Görünüm 2013 2. Çeyrek Avrupa: Ekonomik ve Siyasi Rahatsızlık... Avrupa’daki zayıf iç talep ve enflasyonun ECB hedefinden aşağıda olduğunu düşünürsek, para politikasının daha da gevşetilmesinin büyük bir sıkıntı yaratmayacağını düşünüyoruz. Diğer bir deyişle, özellikle bankaların fonlama maliyetinin yüksek olduğu ülkelerde görülen parasal genişleme ile gelen enflasyonist baskı oluşma riski düşük. ECB bakiyeleri normalleşme eğiliminde Borç Krizi sırasında Avrupa Bölgesi ülkelerinin yerleşik yatırımcıları (tüzel ve gerçek kişiler) varlıklarını Almanya bankacılık sistemine aktarmayı tercih etmişlerdi. Bu riski daha yüksek çevre ülke yatırımcıları tarafından gerçekleştirilmişti. Euro ortak para biriminden ayrılma olasılığı beliren Yunanistan, İspanya, Portekiz, ve hatta İtalya’dan yatırımcılar varlıklarını güvenli liman olarak gördükleri Almanya’ya kaydırmışlardı. Avrupa Bölgesi ülkeleri arasında gerçekleştirilen para aktarımları ECB nezdinde takip ediliyor. Bu sistemin ismi de TARGET II. Bir Euro üyesi ülkeden alacağı olanların TARGET II bakiyeleri pozitifken, diğer Euro üyesi ülkelere karşı yükümlülüğü bulunan ülkelerin bakiyeleri negatif oluyor. Krizin şiddetlendiği süreçte Almanya’nın TARGET II bakiyesi hızla 750 milyar Euro seviyesini geçmişti. Aynı dönemde Euro değer kaybedip Dolar karşısında 1.22 seviyesine kadar gerilerken, ülke tahvil getiri farkları (“spread“) da rekor seviyelere yükselmişti. Risk iştahının önemli ölçüde azaldığı bu dönemde Almanya’da kısa vadeli bono faizlerinin negatif değerler aldığına tanıklık etmiştik. ECB Başkanı Mario Draghi’nin 2012 yazında yaptığı konuşmada Euro’yu sonuna kadar savunacaklarını açıklaması ile iyileşen risk algısını, Almanya’nın TARGET II bakiyesindeki değişim ile de takip etmek mümkün. Almanya’nın TARGET II bakiyesi ECB’nin yayınladığı verilere göre Mart ayında 750 milyar Euro’dan 616 milyar Euro’ya geriledi. Almanya ile ters simetrik grafiğe sahip İtalya ve İspanya’nın TARGET II yükümlülükleri de geriliyor. Kısaca, krizin derinleştiği dönemde İtalya ve İspanya’dan Almanya’ya aktarılan varlıklar yavaş yavaş geri dönüyor. Bu gelişmeyi, Euro Bölgesi’nin geleceği açısından pozitif nitelendirmeliyiz. 2013’ün son 9 ayında Euro Bölgesi ekonomilerini zor ve sancılı bir toparlanma süreci beklerken, İspanya ve İtalya’daki politik gelişmeler Euro uç riski olarak fiyatlanmadıkça TARGET II bakiyeleri iyileşme trendlerini sürdürecektir. (Şekil 5) Şekil5: TARGET II Bakiyeleri TARGET II bakiyelerinde çevreden merkeze güvenli liman arayışı ile kaçışların tersine dönmeye başladığını görüyoruz… 400 Almanya 300 İspanya İtalya 2011 2012 200 100 0 -100 -200 -300 -400 -500 2010 2010 Kaynak: Bloomberg 18 2012 Görünüm 2013 2. Çeyrek Avrupa: Ekonomik ve Siyasi Rahatsızlık... TARGET II bakiyelerine eş değer başka bir gösterge de ülke mevduatları. Krizin tırmandığı süreçte mevduat sahipleri birikimlerini sorunlu ülke bankalarından çekmekteydiler. Aradan geçen süreçte, özellikle Euro’ya güvenin tesis edilebildiği 2012 yılının ikinci yarısında sorunlu ülkelerdeki mevduatların yeniden artışa geçtiğini gözlemliyoruz. Yunanistan’da %30 oranına ulaşan mevduat çıkışı düzelirken, İspanya’da mevduat oranındaki düşüş %10 oranı ile sınırlandı. Diğer sorunlu ülke İtalya’da ise krizden bu yana önemli bir mevduat çıkışı gözlenmedi. (Şekil 6) Şekil6: Sorunlu Ülkelerde Mevduatların Seyri 110% 100% 90% 80% 70% Nis 11 İspanya İtalya Portekiz Yunanistan Ağu 11 Ara 11 Nis 12 Ağu 12 Ara 12 Nis 13 Kaynak: Bloomberg Euro’nun Değeri 2012’de Euro’nun varlığının devam edip etmeyeceği tartışma konusu haline gelmişti. Bugün ise Euro’nun aşırı değerli hale gelip gelmediği tartışılıyor. Çünkü kurun değer kazanması bazı Avrupa üyesi ülkelerin dış ticareti açısından zararlı sonuçlar doğurabilir ve kırılgan Avrupa Bölgesi ekonomisinin toparlanma sürecini negatif etkileyebilir. Euro’nun aşırı değerli olup olmadığına ilişkin bir eşik değer saptamak oldukça zor ve pek çok varsayıma bağlı olmakla birlikte 10 yıllık ortalama değere baktığımızda (1,3168) Euro’nun değişik politikacıların da belirttiği gibi aşırı değerli olmadığını söyleyebiliriz. Hızla değer kaybeden Japon Yeni küresel ekonomideki bazı denklemlerin değişmesi anlamına geliyor. Bu nedenle, ECB Başkanı Draghi’nin likidite koşullarını gevşek tutacaklarını açıklaması sürpriz olmadı. Açıklamaları takiben Dolar karşısında 1,37 seviyesine kadar yükselmiş olan Euro, Nisan ayında değer kaybetmeye başladı. Diğer taraftan Güney Kıbrıs’ı kurtarma paketine mevduat vergisinin eklenmesi Euro’nun değer kaybetmesine neden olan diğer önemli gelişme oldu. ECB’nin doğrudan kur hedeflediğini ve politikalarını kur gelişmelerine göre ayarlayacağını söylemek güç. Ancak Euro’nun kısa vadede değeri ECB’nin politika yaklaşımlarında gözeteceği bir değişken olacaktır ve Nisan-Mayıs ayı toplantıları faiz indirimi konusu masada kaldıkça 1.37 seviyesinden yukarı hareket zor görünmektedir. Mali devalüasyon ve PMI Euro üyesi ülkeler için en önemli kısıtlayıcı faktör, kur değerini ayarlayamıyor olmaları. Örneğin Polonya, Avrupa Birliği üyesi ancak Euro Bölgesi dışında kalan bir ülke. Kriz döneminde parası üzerinde devalüasyon yaparak ekonomisini yara almadan kurtarmayı başardı. Buna karşılık, Euro kullanan ülkeler için aynı yöntemi uygulamak mümkün olmuyor. Ancak yeni oluşumlar da denenmiyor değil. 19 Görünüm 2013 2. Çeyrek Avrupa: Ekonomik ve Siyasi Rahatsızlık... 2011 yılı sonunda Gita Gopinath önderliğinde bazı ekonomistler vergi düzenlemeleri ile ülkelerin kurlarında devalüasyon etkisi yapabileceklerini gösterdiler. 2012 yılı başlarında da çevre ülkeler için geliştirdikleri çözüm önerilerini kamuoyuna lanse ettiler. Fransa Başkanı Hollande’ın ilgisini çeken bu fikir Fransa maliye politikalarında uygulanmaya başlandı. Az önce Euro’nun değerine ilişkin aşırı değerli mi tartışmasında değindiğimiz eşik değerin en hassas olduğu ülkelerden birisi Fransa’dır. Euro’nun değer kazandığı dönemde, Fransa’da üretimin yara aldığını görüyoruz. Fransız imalatının ne derece etkilendiğini Almanya ve Fransa PMI verileri arasındaki uyuşmazlık gözler önüne koymaktadır. Temmuz 2012’de Alman imalat PMI endeksi 43,0 değerine gerilemişti. Aynı ay Fransa imalat PMI verisi ise 43,4 değerinde gerçekleşti. Aradan geçen sürede Alman imalat PMI verisi büyümeye işaret eden 50 eşik seviyesinin üzerine yönelerek Şubat ayında 50,1 değerinde açıklanırken, Fransa imalat PMI endeksi ise başladığı yere geri dönerek 43,6 değerinde gerçekleşti. Daha önce de belirttiğimiz gibi PMI verisi için 50’nin altında bir değer üretimde azalışa işaret etmektedir. (Şekil 7) Şekil7: Avrupa’da Satın Alma Yöneticileri Endeksi (“PMI“) Gelişimi 2012 Aralık ayında Avrupa Bölgesi PMI verileri en kötünün geride kalmış olabileceğine ve imalatın yeniden artışa geçebileceğine işaret etmekteydi. Aradan geçen zamanda bu varsayımımız Almanya için doğru çıkarken, Fransa ekonomisi için doğruluğunu henüz kanıtlamadı. 65 60 55 Almanya Fransa İtalya Euro Bölgesi 50 45 40 35 30 2008 2009 Kaynak: Bloomberg 20 2010 2011 2012 2013 Görünüm 2013 2. Çeyrek Avrupa: Ekonomik ve Siyasi Rahatsızlık... Ekonomik büyüme Görünüm 2013 1. Çeyrek’i kaleme alırken, Avrupa Bölgesi ekonomisinin uzun süreli durgunluğun kapısında olduğuna değinmiştik. 2012 yılının son çeyreğine ilişkin açıklanan büyüme verileri bu yaklaşımımızı doğruladı. Fransa ekonomisi de 2009 senesinden beri ilk defa son çeyrekte daraldı (-%0,3). Geçtiğimiz Aralık ayında hem ECB hem de Alman Merkez Bankası Bundesbank, 2013 yılı için büyüme tahminlerini aşağı yönlü revize ettiler. Bundesbank, Alman ekonomisi için büyüme beklentisini %1,6’dan %0,4 oranına çekerken; ECB de -%0,9 ile %0,3 aralığından -%0,9 ile -%0,1 aralığına revize etti. Bu gelişmeler ışığında, Avrupa Bölgesi’nin bu seneyi yatay bir performans sergileyerek tamamlamasını bekliyoruz. Ancak yılın son çeyreğinde, ECB Başkanı Draghi’nin Mart ayında basın toplantısında belirttiği toparlanmaya dair işaretler ortaya çıkabilir düşüncesindeyiz. (Şekil 8) Şekil8: Avrupa Bölgesi ülkelerinde GSYİH Gelişimi 6% 4% 2% 0% -2% -4% -6% -8% 2007 Fransa Ispanya Italya Portekiz Almanya 2008 2009 2010 2011 2012 Kaynak: Bloomberg Alman seçimleri belirleyici faktör olabilir Almanya’nın şu ana kadar Avrupa borç sorununa yaklaşımı sıkı maliye politikaları uygulamak ve enflasyon endişesi ile likidite tabanlı uygulamalardan kaçınmak oldu. Bunun sebebi ise Alman iç politikası. 2013 yılında yapılacak seçimlerde Merkel’in önceliği çevre ülkelerine vergileriyle yardım etmek istemeyen Alman seçmeninden olumsuz not almamak oluyor. 2013 senesinde gerçekleşecek Almanya seçimleri Avrupa’nın geleceğini yönlendirebilecek bir gelişme. 2011-2012 yıllarında anlaşıldı ki, Avrupa Bölgesi Merkez Bankası’nın kararlarından çok politikacıların aldığı (ya da alamadığı) kararlarla yürüyor. Yunanistan kamu ve İspanya bankacılık krizlerinde bunu açık bir şekilde gördük. Ayrıca Almanya Başbakanı Merkel’in Avrupa Birliği’nin lideri olarak yükselişine tanık olduk. 2013 Almanya seçimlerinin işte bu nedenle Avrupa kıtasının geleceği ve piyasalar açısından kritik önemde olduğunu düşünüyoruz. 21 Görünüm 2013 2. Çeyrek Avrupa: Ekonomik ve Siyasi Rahatsızlık... Büyüme Euro’ya güvenin yeniden tesis edilmesiyle, birlik üyesi vatandaşların ekonomiye duydukları güven toparlanma eğilimine girdi. Bunun sonucu piyasalar olumlu fiyatlamalar yaptılar. Sabit getirili varlıklar tarafında İtalya ve İspanya tahvil faizleri hızla gerilerken, Avrupa’nın lider borsa endeksi Almanya XETRA DAX 5,969 değerinden 7,857 değerine %31,7 ralli gerçekleştirdi. Avrupa Komisyonu tarafından takip edilen tüketici güven endeksi -26,7 değerinden -23,6 değerine iyileşirken, Alman ekonomisinin gidişatına ilişkin beklentilerini yansıtan ZEW Endeksi 48.5 ile 2009 yılından beri en yüksek seviyesine ulaştı. Benzer şekilde, Alman iş dünyası eğilim endeksi IFO da, 2012 yılı içerisinde gerilediği 100,1 değerinden 2013 Mart ayında 106,7 değerine çıktı. (Şekil 9) Şekil9:Beklentiler Piyasaya Güç Veriyor 120 80 IFO Endeksi ZEW Beklenti Endeksi 115 60 110 40 105 20 100 0 95 -20 90 -40 85 -60 80 2007 -80 2008 2009 2010 2011 2012 2013 Kaynak: Bloomberg ...Ancak zayıf üretim/PMI verileri korkutmaya devam ediyor Büyümenin öncü göstergelerinden olan Satın Alma Yöneticileri Endekslerinin (PMI) Mart 2013’te 50’nin altında kalarak daralmaya işaret etmesi Avrupa ekonomilerinin toparlanmasının gecikeceğinin en önemli göstergesi kabul edilmelidir. Yılın başında endeksler 50’nin altında kalsa da, yukarı yönlü trend sinyali verip toparlanma eğilimine girdiğini düşündürmüştü. Ancak Mart ayına geldiğimizde PMI endeksinin Avrupa Bölgesinde 46.6 seviyesine, Almanya’da ise 48.9 seviyesine gerilemesi ekonomilerin düzelme eğilimine girdiği düşüncesine dair soru işaretleri oluşmasına neden oldu. 22 Görünüm 2013 2. Çeyrek Avrupa: Ekonomik ve Siyasi Rahatsızlık... Enflasyon Avrupa Bölgesi’ndeki enflasyon gelişmelerini incelediğimizde ECB’nin elini güçlendiren bir tablo ile karşılaşıyoruz. Fiyat gelişmeleri ECB hedefi olan %2,0 enflasyon ile uyumlu. Yapısal olarak enflasyonu yüksek seyreden çevre ülkeler dahil fiyat seviyelerindeki artış hızı gerileme eğiliminde. İspanya’da Mart ayında enflasyon %2,4 oranına geriledi. ECB politikalarına en çok tepki gösterme potansiyeli olan Almanya’da ise enflasyon %1,5 oranında. Euro Bölgesi geneli için hesaplanan endekse göre 2013 Mart ayında enflasyon %1,7 ile hedefin yakınında seyrediyor. Gerileme eğiliminin sürdüğünü göz önüne aldığımızda, enflasyonun ECB gündeminde endişe kaynağı olmadığını söyleyebiliriz. Bu da politika faiz indiriminin bu ortamda masada kalması anlamına gelmektedir. Şekil10: Avrupa’da Enflasyon Euro Bölgesi’nde enflasyonun gerileme eğiliminde olması ECB’ye hareket alanı sağlıyor. Politika faiz indirimi senaryosu Euro’yu ikinci çeyrekte baskı altında tutabilir. 6% 5% İspanya Fransa Portekiz Almanya İtalya 4% 3% 2% 1% 0% -1% -2% -3% 2009 2010 Kaynak: Bloomberg 23 2011 2012 2013 Görünüm 2013 2. Çeyrek İngiltere: Üç Dipli Resesyon? Çıktı açığı en önemli sorun Yıllık değerlendirmemizde üzerinde durduğumuz konu İngiltere ekonomisinin karşılaştığı yüksek seviyeli çıktı açığı olmuştu. Buna ek olarak; ABD gibi İngiltere maliyesi de iyi bir dönemden geçmiyor. ABD, Borç Tavanı konusunun çözümü yönünde adımlar atarken, İngiltere bütçe performansı konusunda halen piyasa ve karar vericilere olumlu sinyaller gönderemiyor. (Şekil 1) Şekil1: Çıktı Açığı Ekonomik büyüme hızı kriz öncesi potansiyelinden uzaklaşmaya devam ediyor. 450,000 400,000 350,000 300,000 250,000 200,000 1997 2000 2003 2006 2009 2012 Kaynak: Bloomberg Kredi Notu Fitch ve Moody’s de indirildi Fitch 19 Nisan 2013, Moody’s 24 Şubat 2013 günü İngiltere’nin en yüksek seviyedeki (AAA) kredi notunu bir kademe indirdiler. İki kuruluşta bu not indirimine neden olarak kamu maliyesindeki açığın yukarı revizyonu ve büyüme sorunlarını neden gösterdiler. Yapılan açıklamalarda ülke ekonomisinin çıktı açığının bütçe performansı üzerinde olumsuz etkilerinin uzun yıllar sürebileceğine dikkat çekildi. Mali disiplin tam olarak sağlanamıyor ABD’nin yanı sıra bütçe problemi ile uğraşan bir diğer ülke olan İngiltere’de geçtiğimiz sene bütçe açığı %6,5 oranında gerçekleşti. (Şekil 2) Bunun önemli bir sebebi yavaşlayan ekonomide hükümetin elde ettiği vergi gelirlerinin azalması. Yeni bütçede ise 2014 yılından itibaren gelirin ilk 10 bin sterlini için vergi alınmayacağı açıklandı. Ülkenin borçlanmasıyla ilgili tahminler yukarıya revize edilirken, büyüme rakamı da %1,2 seviyesinden %0,6’ya revize edildi. Olimpiyatların ekonomiye pozitif etkisi kalıcı olmadı Üçüncü çeyrekte Olimpiyat oyunlarının etkisi ile pozitife dönen GSYİH büyümesi, yılın son çeyreğinde negatife döndü. 2010 yılında Cameron’un Başbakanlığı’nda yeni hükümetin göreve gelmesinden beri kayda değer büyüme gösteremeyen İngiltere ekonomisi için en önemli endişe üç-dipli (“triple-dip”) resesyon. Son sekiz çeyreğin dördünde daralan ekonomi için en iyi çeyrek olimpiyatların yapıldığı 2012 yılı 3. Çeyreği oldu. Büyüme %1,0 oranına kadar yükselse de olimpiyatların etkisi kalıcı olmadı ve ekonomi tekrar %0,3 oranında daraldı. (Şekil 3) 24 Görünüm 2013 2. Çeyrek İngiltere: Üç Dipli Resesyon? Şekil2: Bütçe Performansı 6% 4% Bütçe Açığı / GSYİH 2% 0% -2% -4% -6% -8% -10% -12% 1992 Kaynak: Bloomberg 1997 2002 2007 2012 2010 2011 2013 Şekil3: GSYİH Gelişimi 2% GSYİH QoQ 1% 1% 0% -1% -1% -2% -2% -3% 2008 2009 Kaynak: Bloomberg İngiltere Merkez Bankası (‘‘BoE’’) Mevcut konjonktürde büyüme potansiyeline ulaşmakta zorlanan İngiltere, para politikaları ile ekonomisini canlı tutmaya çalışıyor. İngiltere Merkez Bankası (“BoE”) Lehman krizi sonrasında üç seferde toplam 375 milyar Sterlin değerinde tahvil alımı gerçekleştirdi. Şubat 2013 toplantısında Başkan Mervyn King ve iki üye daha (Paul Fisher ve David Miles) tahvil alım programının 25 milyar Sterlin genişletilmesi yönünde oy kullandılar. Bu tablo en son 2012 Haziran toplantısında ortaya çıkmıştı. Haziran ayındaki toplantıda Başkan King ile birlikte iki üye daha (David Miles ve Adam Posen) tahvil alım programının 50 milyar Sterlin artırılarak bugünkü 375 milyar değerine çıkarılması yönünde oy kullandı. Bu toplantıyı takiben bir ay sonra Temmuz ayında 50 milyar Sterlin değerinde yeni alım programı kabul edildi. 2013 senesindeki BOE toplantılarında ise tahvil alım programında bir değişiklik yapılmadı.(Şekil 4) 25 Görünüm 2013 2. Çeyrek İngiltere: Üç Dipli Resesyon? Şekil4: BoE Varlık Alımları 400 BoE Varlık Alım Programları 350 300 250 200 150 100 50 0 2009 2010 2011 2012 2013 Kaynak: Bloomberg “Funding for Lending” Şeması Kriz sürecinde tek yenilikçi merkez bankası elbette ABD Merkez Bankası (‘’FED’’) olmadı. Uzun süreli finansman programına benzer bir hamle de BoE tarafından atıldı. İngiltere ekonomisinde de kredi büyümesi istenen performansa ulaşamıyor. Bunun sonucu olarak BoE “Funding For Lending” adında bir anlamda ‘’ne kadar kredi o kadar likidite’’ mantığıyla yeni bir programı devreye aldı. Bu program ile ucuz fonlama olanaklarına erişmek isteyen bankaların kredi vermeye teşvik edilmesi amaçlanıyor. Piyasa etkisini incelediğimizde, konut kredilerinde (‘‘mortgage’’) %3,7 oranına kadar düşüş kaydedildi. Böylece konut piyasasında hem birinci, hem de ikinci el alım satımlarda kayda değer artışlar söz konusu oldu. Yeni başkan Carney 2013’te para politikası hakkında en çok konuşulan konu muhafazakar bilinen bir ülkenin Merkez Bankası başkanı olarak Kanada vatandaşı Mark Carney’i seçmesi oldu. LIBOR skandalının da etkisiyle, Merkez Bankası’nda yapısal bir değişim hedeflenmesinin bu kararda etken olduğunu düşünüyoruz. Carney BoE Başkanı olarak görevine Haziran 2013’te başlayacak. İlaveten, bankacılık ve finans sektörlerindeki krize neden olan sorunlara çözüm arayan Finansal İstikrar Kurulu (“Financial Stability Board”) başkanlığını da yürüten Carney’i zor bir görev bekliyor. 2012 Mayıs ayında Financial Times’daki makalesinde Carney, krizden çıkışta merkez bankalarının ekonomiyi desteklemelerinin kilit rol oynadığına dikkat çekerek, enflasyon hedefinin yükseltilebileceğine değinmişti. Haziran ayında göreve başlayacak olan Carney’in ne tür yenilikçi politikalar uygulayacağını görmek için bir süre daha beklememiz gerekiyor. 26 Görünüm 2013 2. Çeyrek İngiltere: Üç Dipli Resesyon? İşsizlik yüksek oranlarda İngiltere de Avrupa ve ABD gibi yüksek işsizlik problemi ile boğuşuyor. Kriz sonrasında hızla artan işsizlik oranı bir miktar gerilemeye başlasa da, halen yüksek seviyelerde seyrini sürdürüyor. Ekonomiyi potansiyeline doğru itmek için uğraşan BoE yakın geçmişteki yüksek enflasyon oranlarını göz ardı ediyor ve büyüme odaklı poitikalara yöneliyor. Yüksek işsizlik ve çıktı açığı enflasyon konusunda BoE’nin hareket alanını genişletiyor. Kriz sonrasında %5,0 oranının üzerine çıkan TÜFE enflasyonu yıllık bazda %2,9 oranına geriledi. Yine de dalgalı seyreden enerji ve gıda fiyatları enflasyonda belirsizliğe işaret etmektedir. (Şekil 5) Şekil5: İşsizlik ve Enflasyon “Politika Paradoksu”nun ortaya çıkmasının nedeni yüksek seyreden enflasyon ve işsizlik oranları. 9% 6% İşsizlik Oranı 8% 5% Enflasyon (sağ eksen) 4% 7% 3% 6% 2% 5% 4% 2003 1% 2005 Kaynak: Bloomberg 27 2007 2009 2011 0% 2013 Görünüm 2013 2. Çeyrek Çin: Politik Değişiklikler Damga Vuruyor Çin ekonomisi de Avrupa gibi önemli ölçüde politik gelişmelerden etkileniyor. Komünist Parti yönetiminin üst kademelerinde 2012 yılı sonunda gerçekleşen değişiklik, ilk aşamada belirsizliği beraberinde getirse de, yeni yönetimin liberal ekonomi doğrultusunda reformlar yapacağına inananlar da var. Şekil1: SHCOMP / MSCI EM Çin’in en büyük hisse senedi piyasası Shanghai Composite (SHCOMP) 2009 senesinden itibaren MSCI gelişmekte olan ülkeler endeksinden (MSCI EM) negatif ayrışıyor... 140 120 100 80 60 40 20 SHCOMP Endeksi MSCI EM Endeksi 0 2009 2010 2011 2012 2013 Kaynak: Reuters Büyüme tarafına baktığımızda ekonomik aktivitenin hız kazandığına ilişkin somut verilerle karşılaşıyoruz. Geçtiğimiz seneyi %7,8’lik büyüme ile piyasaların sevdiği ‘’yumuşak iniş’’ senaryosunda tamamlayan Çin ekonomisinin bu sene yeniden hızlanarak %8,0’i aşan büyüme performansı yakalamasını bekliyoruz. Dikkat edilmesi gereken bir konu da, açıklanan verilere göre GSYİH büyümesi hükümetin resmi hedefi olan %7,5 oranının üzerinde gerçekleşmiş olsa da, bu performans 1999 yılından beri Çin’in yaşadığı en düşük seviye. Geçtiğimiz sene Shanghai Composite (SHCOMP) hisse senedi endeksinin MSCI gelişmekte olan ülkeler endeksinden negatif ayrışmasının bir nedeni de piyasaların yumuşak inişin başarı ile tamamlanacağına ikna olmamasıydı. Zira yıl içerisinde gerileyen büyüme hızı 2012 yılının üçüncü çeyreğinde %7,4 oranına kadar düşmüştü. Son çeyrekte kaydedilen %7,9 oranındaki artış pozitif bir sinyal olarak algılanmalıdır. (Şekil 2) Ücretler Artan ücretler, niteliksiz üretimin Vietnam, Bangladeş gibi Uzak Doğu ülkelerine kaymasına neden oluyor. Ancak göz ardı edilmemesi gereken bir konu da, Çin’in iç talep ve tüketime dönüştürmesi gereken ekonomi modeli için ücretlerin artması olumlu bir gelişme. Ücret artışları enflasyondan hızlı olduğu sürece iç talebin kuvvetlenmesini bekliyoruz. Çin ekonomisindeki liberalleşme ve ithal ikame modelinin zaman içinde terk edilmesiyle ithalatta ve doğrudan yabancı yatırımlarda (“FDI“) artış olmasını bekleyebiliriz. (Şekil 3) 28 Görünüm 2013 2. Çeyrek Çin: Politik Değişiklikler Damga Vuruyor Şekil2: Büyüme Göstergeleri 60 PMI 58 GSYİH 13% 12% 56 11% 54 52 10% 50 9% 48 46 8% 44 7% 42 40 2007 2008 2009 2010 2011 2012 6% 2013 Kaynak: Bloomberg Şekil3: Çin, Doğrudan Yabancı Yatırımlar (“FDI“) 120 FDI 100 80 60 40 20 0 -20 Sermaye Çıkışı -40 2000 2003 2006 2009 2012 Kaynak: Bloomberg Bunlara ek olarak Çin’de üreticiler stok eritme dönemi geçirdiler. Artan belirsizlikler ve Dünya genelindeki büyüme endişeleri üreticileri stokları artırmak yerine eldekileri tüketmeye yöneltti. Ancak Wall Street Journal (WSJ) gazetesinde 12 Nisan’da yayımlanan makalede, Çin’de emtia stoklarının Lehman krizi başladığından beri en yüksek seviyelerde olduğu belirtildi. Bu da stok eritme çabalarının henüz başarıya ulaşmadığının bir göstergesi olarak kabul edilmelidir. 29 Görünüm 2013 2. Çeyrek Çin: Politik Değişiklikler Damga Vuruyor Çin’de TÜFE gevşek para politikasına rağmen %1,7 seviyesine kadar geriledi. Ancak geçtiğimiz yıl sonundan itibaren istikrarlı artış göstererek Şubat ayında %3,2 seviyesine yükseldi. 2012 yılı verilerine göre Çin, gerçekleştirdiği toplam ithalat ve ihracat rakamları ile Amerika Birleşik Devletleri'ni geride bırakarak dünya ticaretinde lider ülke oldu. Amerika Birleşik Devletleri'nin 2012 ihracat ve ithalat toplamı $3.82 trilyon olurken, $3.87 trilyon ticaret yapan Çin, tarihte ilk kez Amerika Birleşik Devletleri'nin önüne geçti. Enflasyon Bir yandan ücretlerin artış eğiliminde olması, bir yandan da ekonomideki hızlanma enflasyonda yukarı yönlü riskler oluşturuyor. Ancak uzun vadeli enflasyon beklentilerinin bozulmadığı görüşündeyiz ve enflasyondaki artışın ekonomideki hızlanma açısından olumlu takip edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. (Şekil 4) Şekil4: TÜFE 10% TÜFE 8% 6% 4% 2% 0% -2% -4% 2007 2008 Kaynak: Bloomberg 30 2009 2010 2011 2012 2013 Görünüm 2013 2. Çeyrek Türkiye: Yeniden Değerleme (‘‘RE-RATING’’) Büyüme hikayesi anlatıyoruz... 2012 yılındaki yumuşak iniş sürecini takiben, 2013 yılında büyümenin %4,5 gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Her ne kadar Türkiye ekonomisi 2012 yılında %2,2 büyüyerek beklentilerin altında kaldıysa da, Türkiye mevcut konjonktürde Avrupa’nın büyüme konusunda kıskandığı bir ülke konumunda. Türkiye’nin bu durumu nasıl yakaladığını değerlendirmek ve TL varlıkların neden pozitif ayrıştığını doğru tespit edebilmek için kredi notunun yatırım yapılabilir seviyeye gelmesini incelemek, diğer gelişmekte olan ülke ekonomileri ile karşılaştırmalı analizler yapmak faydalı olacaktır. Yaptığımız analizlerde Borsa İstanbul’un yılın ikinci döneminde büyüme odaklı TCMB politikalarının etkisiyle gelişen piyasa ekonomilerindeki borsalardan pozitif ayrışabileceğine değinmiştik. Hindistan 2012 yılında dünya ekonomisi yavaşlama döneminden geçerken %7,5 büyüme / %7,5 enflasyon dinamiğine ulaşmaya çalıştı. Ancak “evdeki hesap çarşıya uymayınca” Hindistan ekonomisi %5 büyüme / %10 enflasyon senaryosu ile karşı karşıya kaldı. Hindistan’ın içinde bulunduğu açmaza düşmesinin önemli bir nedeni de Hindistan Merkez Bankası’nın 2012 yılına kadar sürekli faiz artırması oldu. Klasik para politikası ile faizi yüksek seviyelere taşıyan Hindistan, belirsizliklerin dikte ettiği finansal koşullarda esnekliğini kaybetti. Buna karşılık Türkiye ekonomisi, TCMB’nin kullandığı esnek politikalar ile Hindistan’a göre daha başarılı bir konumda bulunuyor. Bir başka pozitif ayrıştığımız ülke ise Brezilya. Türkiye’den 4 sene önce yatırım yapılabilir kredi notuna erişen ve zengin yer altı kaynaklarına sahip olan Brezilya, geçtiğimiz sene %1’in altında büyüme performansı kaydetti. Hindistan gibi Brezilya da enflasyon problemi ile uğraşmak zorunda kaldı. Ekonomideki talep yetersizliğine karşın, istihdamdaki iyileşmenin de etkisiyle gelen ücret artışı ile birlikte enflasyonda yukarı yönlü baskılar ile karşı karşıya kalındı. %5 oranındaki enflasyon hedefinin önümüzdeki iki yıl boyunca tutturulmasının mümkün olmadığını Merkez Bankası da yaptığı açıklamalarda teyit ediyor. Banka, 2013 yılında %5,7, 2014 yılında ise %5,3 enflasyon tahminlerinde bulunuyor. Şekil1: GSYİH Türkiye, hem Hindistan hem Brezilya’dan (iki önemli BRIC ülkesi) makro göstergeler ve hisse senedi piyasaları bazında pozitif ayrışmaya devam ediyor... 200 180 160 140 120 100 80 60 40 BIST 100 20 0 Kaynak:Bloomberg 31 SENSEX BOVESPA Görünüm 2013 2. Çeyrek Türkiye: Yeniden Değerleme (‘‘RE-RATING’’) TCMB Politikaları TCMB’nin rolünü ve yapmak istediklerini doğru okumak önümüzdeki süreçte piyasaların yönünü tayin etmek açısından kritik olacaktır. TCMB, enstrüman bağımsızlığı ilkesi sayesinde para politikasına ilişkin araçlarını seçmekte ve bu araçları uygulama stratejisini oluşturmakta bağımsız davranıyor. TCMB’nin elinde özellikle son dönemlerdeki icatlar ile yeterince politika uygulama aracı mevcut ve bu yeni icatların başarıyla uygulanmasından dolayı Sayın Erdem Başçı’ya The Banker Dergisi yılın Merkez Bankacısı ödülünü verdi. TCMB başkanı Erdem Başçı ekonomide ‘‘3x5’’ ‘i görürsek, yani Enflasyon, Cari açık/GSYİH ve büyümede %5 oranı tutturulursa başarılı kabul edilebileceklerini belirtti. Şu an geldiğimiz noktada, enflasyon %7,3, Cari açık/GSYİH %6,0 ekonomik büyüme de %2,2 seviyelerinde. 2013 yılında konsensüs büyüme tahmininin %4-5 arasında olduğunu varsayarsak; TCMB’nin başarılı politikalarının devamı ve Nisan ayında yaşadığımız global emtia satışının enflasyon konusunda TCMB’nin elini rahatlatmasıyla 3x5 hedefinin tutturulabileceğini düşünenlerin sayısı da az değil. 16 Nisan 2013 Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında alınan kararlar TCMB’nin büyüme odaklı politikalarının devam ettiğinin göstergesidir. Toplantı sonrası, politika faizinde ve faiz koridorunda 50 baz puan indirime gidilirken, politika faizi %5,50’den %5,00 ile rekor düşük seviyeye indirildi. Zorunlu karşılıklarda değişikliğe gidilmezken, Rezerv Opsiyon Katsayısı (ROK) ilk dilimden sonra gelen dilimlerde 0,2 puan artırıldı. Piyasa beklentilerinden daha ‘’güvercin’’ bir duruş sergileyen PPK’nın aldığı kararların arkasında global ekonomideki yavaşlığın yattığını düşünmekteyiz. Enflasyon risklerini düşen emtia fiyatları ortamından güç alarak ikinci plana iten PPK’nın, ihracattaki yavaşlamayı öne çıkardığını ve küresel talepteki yavaşlama risklerini aldığı kararlarda fiyatlamaya başladığını görmekteyiz. Kararın açıklanmasından sonra gösterge tahvil faiz tüm zamanların en düşük seviyesi olan %5,49’a geriledi. Sermaye girişleri TL varlıklara devam ederken, TL’nin arzuladığı gibi dar bir bantta trade ettiğini gören TCMB’nin eli de faiz indirimi konusunda daha da güçleniyor. Olası bir ikinci yatırım yapılabilir kategoriye not artırımı durumunda sermaye akımları güçlendiğinde yine faiz koridoru ayarlamaları ve likidite operasyonları ile Merkez Bankası karşılık verecektir. Ancak 16 Nisan toplantısından çıkan net sonuç, TCMB’nin global ekonomideki riskleri aşağı yönde görmeye başladığıdır. Ekonomik Büyüme / Üretim GSYİH büyüme oranının kredi büyümesi ile olan ilişkisini 2012 yılı içerisindeki analizlerimizde belirtmiştik. Ekonominin, özellikle sınai üretimin kredi kullanımına paralel geliştiğini ancak bunun yan etkisi olarak da ara mal ithalatının yükseldiğini tespit etmiştik. Bu nedenle büyüme beklentilerimizi oluştururken kurduğumuz modeli kredi büyüme beklentisine bağlamıştık. 2013 yılı için kredi büyüme hızının %22,5 oranına ulaşacağını varsaydığımız senaryoda GSYİH büyümesi %4,5 oranına yükseliyor. Kredi büyümesi ile birlikte üretim aktivitesini temsilen kapasite kullanım oranı ile modeli zenginleştirdiğimizde 2012 yılında dip yapan ekonomik aktivitenin istikrarlı biçimde toparlanmaya başlayacağını düşünüyoruz (Şekil 2). Her ne kadar TCMB daha önce yaptığı açıklamalarda kredi büyümesini %15 ile sınırlayacağını belirtse de, 16 Nisan PPK kararlarında ve Sayın Başçı’nın açıklamalarından bu rakamın tavan olmayacağını anlıyoruz. 32 Görünüm 2013 2. Çeyrek Türkiye: Yeniden Değerleme (‘‘RE-RATING’’) Şekil2: GSYİH GSYİH (myr TL) 2,000 Büyüme (sağ eksen) 8.4% 1,800 10% 9.2% 8.5% 6.9% 1,600 8% 4.7% 1,400 4.5% 5.0% 6% 4% 1,200 1,000 0.7% 2.2% 800 2% 0% 600 -2% 400 -4% 200 -4.8% - -6% 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 Kaynak:TDM Bununla birlikte, kredi kullanımına bağlı gelişen ekonomik aktivitede üretimin henüz istenen düzeyden uzak olduğunu düşünüyoruz. Üretimdeki ekonomik toparlanmanın istenildiği kadar güçlü olmayabileceğine dair risk olarak karşımıza çıkıyor. Zira kapasite kullanım oranı ancak Mart 2013’de tekrar artışa geçti. Bizim beklentimiz yatırımların kapasite kullanımındaki toparlanmayı takiben yıl içinde artışa geçmesi yönünde idi. Şu anki görünümle uyumlu olan bu beklentimizi sürdürüyoruz. Kredi kullanımındaki artışın kapasite kullanımına yansımamasını ise stoklardaki azalma ile açıklamak mümkün. Bir başka deyişle, üreticilerin belirsizlikler içeren ortamda önce stoklarını eritmeyi amaçladıklarını tahmin ediyoruz. Stok erimesinin tamamlanmasını takiben üretimin ve kapasite kullanım oranının da artış trendine girmesini bekliyoruz. Zira PMI verilerini incelediğimizde artışın Aralık ayından itibaren güç kazandığını görüyoruz. (Şekil 3) Şekil3: PMI 55,0 54,0 53,0 52,0 51,0 50,0 49,0 Kaynak:Markit 33 Mart 13 Aralık 12 Eylül 12 Haziran 12 Mart 12 48,0 Görünüm 2013 2. Çeyrek Türkiye: Yeniden Değerleme (‘‘RE-RATING’’) Ekonomideki toparlanmanın yılın ikinci çeyreğinden itibaren daha güçlü bir seyir alması kredi büyümesinin hızlanması ve üretim parametrelerinin devreye girmesiyle mümkün olacaktır. Bunun sonucu olarak Türkiye’nin 2013 yılında %4,5 büyüme oranı ile dünyada nadir büyüme hikayesine sahip ülkelerden biri olduğuna ilişkin tezimiz kuvvetlenecektir. Büyümede aşağı yönlü risk unsuru olarak ilk akla gelecek senaryo ülkeye para girişinin hızla yavaşlaması ve / veya dış finansman olanaklarının azalması olabilir. Fakat kısa vadede böyle bir senaryo fiyatlamıyoruz; ayrıca kuvvetlenen ikinci yatırım yapılabilir dereceye not artırımı beklentileriyle tersini mümkün görmekteyiz. Bu noktada akıllara takılabilecek bir soru TCMB’nin kredi büyümesi sınırı ile ilgili olabilir. %15 oranında telaffuz edilen bu oran, TCMB Başekonomisti Sayın Hakan Kara’nın da dahil olduğu bir ekip tarafından yapılan çalışmayla elde edilmiştir. Ancak, Enflasyon Raporu’nda özetlenen çalışmaya detaylı bakılırsa, Türkiye’nin kredi büyüme trendi deterministik bir şekilde öngörülmüyor. Bir büyüme bandı içerisinde hedeften olası sapmaları da içine alacak şekilde, 2032 yılına kadar kredi büyümesinin konveks bir eğri şeklinde %10 oranına gerilemesi söz konusu. Bu bandın sınırlarını incelediğimizde 2013 yılı için belirlenen üst sınır olan %21,3 bizim tahminimiz olan %22,5 oranı ile uyumludur. TCMB’nin ekonomik büyümeyi desteklemek amacıyla finansal istikrarı zedelemeyecek ölçüde kredi büyüme hızı konusunda yumuşak davranmasını ve faiz/koridor indirimleri ile büyümeyi desteklemesini bekliyoruz. (Şekil 4) Ödemeler Dengesi 2011 senesini %10 Cari Açık/GSYİH ile kapattıktan sonra, 2012’de önemli bir iyileşmeyle bu oran %6’lar civarına çekildi. Bu sonuç ekonomi için cari açığın kısa vadede risk faktörü olmaktan uzaklaştığını gösteriyor. Geçtiğimiz sene başında piyasa ortalamasından hayli iyimser olan $55.0 milyar tutarındaki beklentimizin de ötesinde bir performansla cari açık $46.9 milyar düştü. 2012 yılında ihracat, özellikle altın ihracatının kritik bir artış göstermesi sayesinde, %22,5 artışla iyi bir performans sergiledi. Bununla birlikte ithalat, önceki yıla göre daha ılımlı artış sergiledi. Bazı aylarda ithalat hacminde daralma görüldü. Bu da doğal olarak Cari Açık/GSYİH oranının yukarıda bahsedilen %6 oranlarına çekilmesinde etkili oldu. Düşen Brent petrol fiyatının ithalat hacminde yaratacağı düşüşün cari açık rakamlarına yansımasını 2013 Nisan’ında bekliyoruz. Finansal risk açısından, yurt dışından kullanılan kredilerin zarar verici seviyelere gelme olasılığını düşük görüyoruz. Bankaların kredi çevirme oranı son 12 aylık bazda %95 değerine kadar gerilerken, reel sektörün kredi çevirmesi ise 12 aylık bazda %119 değerini aldı. (Şekil 5) Cari açıkta gözlemlediğimiz dinamikler ülke kredi notu açısından da olumlu sinyaller vermektedir. 34 Görünüm 2013 2. Çeyrek Türkiye: Yeniden Değerleme (‘‘RE-RATING’’) Şekil4: Kredi Kullanım Oran’ındaki değişimin Kapasite Kullanımına yansımamasını stoklardaki erime ile açıklamak mümkündür. 90 15.0% 85 10.0% 80 5.0% 75 70 0.0% 65 Kapasite Kullanım Oranı (sol eksen) -5.0% 60 55 GSYİH (QoQ,%) -10.0% 50 -15.0% 15.0% 50.0% 45.0% 10.0% 40.0% 5.0% 35.0% 0.0% 30.0% 25.0% -5.0% GSYİH (%) 20.0% 15.0% -10.0% Kredi Büyümesi(Sağ Eksen) -15.0% -20.0% 10.0% 5.0% 0.0% Kaynak:TÜİK,TCMB,HLY Araştırma Hesapları Şekil5: Kredi Çevirme Oranları, Dış Denge ve Finansal İstikrar 250% 100 90 200% 80 70 150% 60 50 100% 40 Reel Kesim 30 Bankalar 50% 20 Cari Açık (12 ay kümüle, USD milyar, sağ eksen) 0% 2010 2011 Kaynak:TCMB,HLY Araştırma Hesapları 35 2012 10 0 2013 Görünüm 2013 2. Çeyrek Türkiye: Yeniden Değerleme (‘‘RE-RATING’’) Türkiye ekonomisinin ödemeler dengesindeki odağının finansman tarafına döndüğünü söyleyebiliriz. Dış yatırımların sürmesi için cari açığın sağlıklı şekilde finanse edilmesi gerekiyor. Hızla gerileyerek düşük seviyelere ulaşan faiz oranlarının tesadüf olmadığını görüyoruz. Zira daha önce 800 gün olan yabancı yatırımcıların bono vadesinin, 2013 yılında 1,100 günün üzerine çıktığını gözlemliyoruz. Bu önemli artış, yatırımcıların Türkiye’deki sabit getiri varlıklarda uzun vadeli fiyat riskini göze aldıklarını gösteriyor. Yabancı yatırımcıların bono portföylerindeki hareketi finansmanın vade yapısında teyit etmemiz mümkündür. Kriz sonrası likidite bolluğu ile finansmanın büyük çoğunluğu kısa vade yapılırken, 2012 ve 2013 yıllarında ağırlığın portföy yatırımlarına ve uzun vadeye kaydığını gözlemliyoruz. Kredi notundaki yatırım yapılabilir seviye ibaresi ile bu trendin sürmesini beklediğimiz için, Türkiye’nin yatırım ortamı açısından yeni bir ligin oyuncusu olduğunu ve “re-rate“ ettiğini düşünmekteyiz. (Şekil 6) Kriz öncesi seviyelere henüz dönmemiş olan doğrudan yatırımların ise 2013 yılında hızlandırılarak uygulanacak bir özelleştirme programı ve başarılı halka arzlar ile yeniden artmasını mümkün görüyoruz. Şekil6: Cari Açık Finansman Yapısı 30 25 Portföy ve Kısa Vade (USD myr) FDI ve Uzun Vade (USD myr) 20 15 10 5 0 -5 1Ç2007 2Ç2007 3Ç2007 4Ç2007 1Ç2008 2Ç2008 3Ç2008 4Ç2008 1Ç2009 2Ç2009 3Ç2009 4Ç2009 1Ç2010 2Ç2010 3Ç2010 4Ç2010 1Ç2011 2Ç2011 3Ç2011 4Ç2011 1Ç2012 2Ç2012 3Ç2012 4Ç2012 -10 Kaynak:TCMB,HLY Araştırma Hesapları Enflasyon Türkiye ekonomisinin şu ana kadar incelediğimiz parametrelerinden olumlu sinyaller alsakta Mart 2013 enflasyon rakamları bazında aynı görüşe sahip değiliz. Enflasyonun ekonomideki riskli parametre özelliğine sahip olduğunu düşünüyoruz. İçinde bulundurduğu yapısal nedenlerle enflasyonun %5 hedefine hızlıca gerilemesi kolay olmayacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken enflasyonun bazı aylarda baz etkisine bağlı düşüp düşmemesi değil, %5 hedefine daha uzun bir sürede ulaşıp ulaşmamasıdır. Enflasyonun yatay veya aşağı yönlü hareketleri kur seviyesi ve enerji fiyatlarının uygun hareketleri ile mümkün olacaktır. TÜFE enflasyonunun kur hassasiyetini analizlerimizde belirtiyoruz fakat diğer yandan kurun stabilite kazandığını da görüyoruz. Bu durumda temel mal serisinde (kurun en çok etkilediği bileşen) fiyatların enflasyon hedefi ile uyumlu hareket etmesi muhtemeldir. 36 Görünüm 2013 2. Çeyrek Türkiye: Yeniden Değerleme (‘‘RE-RATING’’) 2011 yılı sonunda hizmet enflasyonundan ayrışarak yükselişe geçen temel mallardaki fiyat artışı (%10 oranına ulaşmıştı) Mart ayında %4,5 seviyesinde gerçekleşti. Bunun haricinde kurda istikrarlı bir dönem beklediğimiz için şu an enflasyonda kur riski aşağı yönlü olacaktır. (Şekil 7) Şekil7: USD/TRY- Enflasyon 10% 50% Çekirdek Enflasyon USD/TRY (yıllık %, sağ eksen) 8% 40% 30% 20% 6% 10% 0% 4% -10% -20% 2% -30% 0% 2008 2009 2010 2011 2012 -40% 2013 Kaynak:TÜİK, Bloomberg, HLY Araştırma Hesapları Nisan ayında Brent petrol fiyatında gördüğümüz %10’luk düşüşün kalıcı olması enflasyon riskini aşağı çekecektir. TCMB’nin öngördüğü Brent petrol fiyatı 2013 senesi için varil başına ortalama $108(18 Nisan itibariyle 2013 averajı $111). Yukarı yönlü risk unsurlarını göz önüne alırsak, Çin’de ekonomik aktivitenin hızlanması ile hammadde fiyatlarının artış eğilimine girmesi Ocak 2013’de olduğu gibi petrol fiyatlarını yukarı çekebilir. Jeopolitik risklerin artacağı bir ortamda Brent petrol fiyatı da şu anki 100 dolar seviyesinden artış kaydedebilir. (Şekil 8) Şekil8: Enerji Enflasyonu 300 240 Enerji Fiyat Seviyesi Petrol Fiyatı (USD / varil, sağ eksen) 280 220 200 260 180 240 160 140 220 120 200 100 180 80 2009 2010 2011 2012 Kaynak:TÜİK, Bloomberg, HLY Araştırma Hesapları 37 2013 Görünüm 2013 2. Çeyrek Türkiye: Yeniden Değerleme (‘‘RE-RATING’’) Enflasyonun neden %5 hedeften yüksek kalacağını cevaplayabilmemiz için yukarı yönlü risk unsurlarını incelememiz gerekiyor. TÜFE serisinin yaklaşık dörtte birini oluşturan gıda fiyatlarının “kestirilemez doğası” bunun en önemli sebebi. Gıda enflasyonunu inceleyecek olursak; bu serinin son derece dalgalı olduğu ve tahmin etmenin neredeyse imkânsız olduğu konusunda hemen her ekonomist hemfikirdir. 2012 yılı sonunda enflasyon keskin gerilemesini gerçekleştirirken, gıda fiyatları da döngünün alt tarafında seyretmekteydi. Tarihsel olarak zaman serisini incelediğimizde gıda fiyatlarının ortalama seviyesine dönme özelliğini görüyoruz. Bu nedenle yılsonunda TÜFE enflasyonunu belirleyecek en önemli etken gıda enflasyonun döngüsünün hangi aşamasında olduğumuzdur. Genel olarak uzun vadede gerileme eğiliminde olan gıda fiyatları enflasyonunun, TCMB’nin yayınladığı araştırma notlarında da belirttiği gibi yapısal nedenlerden dolayı istikrar kazanması kolay olmayabilir. Şu anda %6,4 oranında olan trendin TÜFE içindeki %25 oranındaki ağırlığı yıl sonu enflasyonun hedefin üzerinde gerçekleşme olasılığını artıran faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. (Şekil 9 ve 10) Şekil9: Gıda Enflasyonu ve Trend 20% 15% 10% 5% 0% 2007 2008 2009 2010 2011 2012 Kaynak:TÜİK,HLY Araştırma Hesapları Şekil10: Enflasyon ve Alt Grupları 25% Kategori Ağırlığı 100% 20% Toplam Ağırlık (sağ eksen) 80% Kaynak:TÜİK,HLY Araştırma Hesapları 38 Mobilya Ev Bakımı Su Telefon Ulaştırma Tütün 0% Giysi 0% Yemek 20% Kira 5% Araç Bakımı 40% Araç Satışları 10% Enerji 60% Gıda 15% 2013 Görünüm 2013 2. Çeyrek Türkiye: Yeniden Değerleme (‘‘RE-RATING’’) Son olarak Nisan ayında baz etkisi nedeniyle TÜFE enflasyonunun %6’ya yakın seviyede gerçekleşme olasılığına dikkat çekiyoruz. Zira 2 ay sonra Haziran ayında bu sefer düşük baz nedeniyle enflasyonun sıçrama yapması mümkün. Nisan ayı enflasyon oranının kalıcı olup olmadığına yaz aylarındaki verileri kullanarak dikkatli analiz etmek gerekecektir. (Şekil 11) Şekil11: Baz Etkisi Nisan ve Mayıs aylarındaki yüksek endeks değerleri ilgili aylarda yıllık enflasyon oranının yapay olarak gerilemesine neden olabilir. 220 215 210 205 200 195 Kaynak:TÜİK Para Politikası – Faiz Koridoru / Rezerv Opsiyon Mekanizması (ROM) Faiz koridoru ve ROM TL stabilitesinde önemli rol oynuyorlar. Koridor politikası alt ve üst bant ile dengeleme sağlarken, ROM otomatik olarak bankaların rezerv olarak ne kadar döviz tutacaklarını belirlenmesini sağlıyor. Ekim 2012’de TCMB’nin düzenlediği konferansta Charles Goodheart’ın gösterdiği şekilleri takiben TCMB Başekonomisti Sayın Hakan Kara’nın belirttiği üzere, sermaye girişleri hızlandığı zaman, koridor genişliğinin politika faizinin alt tarafında olması gerekiyor. Para politikası tutanaklarında da ifade edildiği gibi bir risk unsuru olan sermaye akımlarının ters dönmesi durumunda mevcut koridor genişliği ve simetrisi korunabilir. Özellikle enflasyonda yukarı yönlü baskıların ortaya çıkması ve kredi büyümesinin aşırı hızlanması durumunda da fiyat istikrarı açısından mevcut simetri geçerli olacaktır. Ancak, ikinci yatırım yapılabilir seviyeye not artırımı durumunda sermaye girişleri yeniden hızlanırsa, koridor simetri ve genişliğinin aşağı yönlü revize edilmesi gündeme gelebilir. 16 Nisan PPK kararlarında da bu esnekliği gördük. Koridorun üst tarafın sermaye çıkışları, alt tarafı ise sermaye girişlerine karşılık TCMB’ye politika esnekliği kazandırmaktadır. (Şekil 12 ve 13) 39 Görünüm 2013 2. Çeyrek Türkiye: Yeniden Değerleme (‘‘RE-RATING’’) Şekil12: Faiz Koridor Genişlik ve Simetrisi 14% 12% 10% 8% 6% 4% Borç Alma 2% Politika Faizi Borç Verme 0% 2010 2011 2012 2013 Kaynak: TCMB Şekil13: Faiz Koridoru ve sermaye girişleri Kaynak: TCMB Faiz koridorunun üst bandındaki hareketler yalnızca ekonomik koşullarla sınırlı kalmıyor. Koridorun yan etkisi olarak ortaya çıkan faiz belirsizliği bankacılık sektöründeki aktif-pasif vade farkı göz önüne alındığında, faiz riski oluşturuyor. Bunun nedeni bankaların verdiği kredilerin topladığı mevduatlara göre genellikle daha uzun vadeli olmasıdır. Bu nedenle koridorun üst tarafının işlevini, TCMB kademeli olarak kurduğu ROM mekanizmasına devretti. Koridorun üst tarafındaki indirimlerin bir nedeni de faiz belirsizliği nedeniyle bankacılık sektörü üzerinde oluşan riskleri azaltmak. Kredi derecelendirme kuruluşu S&P’nin son not artırımı kararında faiz koridorunun bu işlevinden söz ettiğini gördük. Moody’s de bankacılık sektör bilançosunu ilgilendiren bu önemli gelişmeyi kendi analizlerinde değerlendirecektir kanısındayız. 40 Görünüm 2013 2. Çeyrek Türkiye: Yeniden Değerleme (‘‘RE-RATING’’) TL değerindeki oynamaların (“volatility“) ekonomik etkilerini iyi tahlil etmemiz gerekiyor. TL’nin değer kaybetmesi fiyat istikrarını, değer kazanması ise finansal istikrarı etkiliyor. TCMB’nin tepki verdiği seviyeleri göz önüne aldığımızda, Reel Efektif Kur’un 120 seviyesinden yukarı çıktığı zamanlarda rahatsızlık yaratacak seviyeler olduğunu biliyoruz. Bu nedenle ROM mekanizmasının bu seviyelerin aşılmasına izin verilmeyecek şekilde yönetileceğini öngörebiliriz. Değerlenme tarafında ise REER hesabımızdan mevcut enflasyon dinamiklerini de göz önünde tutarak yaptığımız hesaplarda USD/TRY’da 1,74’ün altına doğru hareketler ekonominin dış dengesini bozma riski taşıyor. Bu nedenle hem zorunlu karşılıkların hem de koridorun alt bandının TL’nin değerlenme baskısına karşılık bu seviyeleri savunmaya yönelik olarak kullanılması olası bir durum olarak gözükmektedir. (Şekil 14) Şekil 14: Reel Efektif Kur (REER) ve değerlenme çizelgesi 140 135 1,0% (aylık) REER 0,5% (aylık) 130 125 120 115 110 105 Kaynak:TCMB,HLY Araştırma Hesapları 41 02.2013 11.2012 08.2012 05.2012 02.2012 11.2011 100 08.2011 TL’nin Değeri Görünüm 2013 2. Çeyrek Tahminler TÜRKİYE 2013 – 2014 Makro Tahminlerimiz Nisan 2013: 2013Ç1 GSYİH (YoY %) 2013Ç2 2013Ç3 2013Ç4 2014Ç1 2014Ç2 2014Ç3 2014Ç4 4,2% 4,3% 4,4% 4,5% 4,6% 4,7% 4,8% 5,0% 21,0% 21,5% 22,0% 22,5% 23,0% 23,5% 24,0% 25,0% Enflasyon 7,2% 6,7% 7,3% 7,0% 6,4% 6,6% 6,7% 6,9% Bütçe/GSYİH(%) -1,7% -1,7% -1,8% -1,7% -1,7% -1,7% -1,6% 6,9% Kredi Büyümesi (Yıllıklandırılmış %) Cari Açık (12 ay kümüle, USD milyar) Cari Açık / GSYİH (%) 49,6 52,7 59,5 66,6 67,4 68,3 -1,6% 69,2 5,6% 6,0% 6,6% 7,3% 6,8% 6,8% 6,8% 70,4 Ekim 2012: GSYİH (YoY %) Kredi Büyümesi (Yıllıklandırılmış %) 2012Ç3 2012Ç4 2013Ç1 2013Ç2 2013Ç3 2013Ç4 2014Ç1 2014Ç2 2014Ç3 2014Ç4 2,9% 3,1% 3,5% 3,8% 4,2% 4,5% 4,6% 4,7% 4,8% 5,0% 14,0% 15,0% 17,0% 18,5% 20,0% 21,5% 22,0% 22,5% 23,0% 24,0% Enflasyon 7,1% 6,8% 7,2% 7,6% 7,8% 7,9% 7,5% 7,3% 7,4% 7,8% Bütçe/GSYİH(%) -2,2% -2,1% -1,7% -1,7% -1,8% -1,7% -1,7% -1,7% -1,6% -1,6% Cari Açık (12 ay kümüle, USD milyar) Cari Açık / GSYİH (%) 53,9 55,9 59,7 62,6 65,6 68,5 69,4 70,4 71,4 73,3 8,1% 8,1% 7,8% 7,8% 7,7% 7,6% 7,5% 7,4% 7,4% 7,2% 42 Görünüm 2013 2. ÇEYREK Strateji Borsa İstanbul 100 (BIST100) endeksi 2013 yılının ilk çeyreğinde de gelişmekte olan ülkeler arasındaki pozitif ayrışmasına devam etti. 2012 yılını TL bazında %57 getiri kapatan ve MSCI gelişmekte olan ülkeler endeksi MSCI EM’den %49 pozitif ayrışan BIST100, 21 Nisan 2013 itibariyle 2013 senesinde de MSCI EM endeksinden %12 pozitif ayrışmaktadır. BIST100 bu performansı 2. Çeyrek ve sonrası devam ettirebilir mi? Bunun için ikinci bir kredi derecelendirme kuruluşundan yatırım yapılabilir seviyeye not artırımı gerektiği düşüncesindeyiz. 2004-2012 baktığımızda, BIST100 endeksinin Fiyat/Kazanç (F/K) ortalamasının 10.4x olduğunu görmekteyiz. Şu an 12.3x F/K işlem gören endekste yeni para girişleri için bir katalizör gerekli. 5 Kasım 2012 Fitch yatırım yapılabilir kategoriye yükseltme BIST’e yeni para girişleri için kritik bir karardı – 5 Kasım’ı Türkiye’nin hisse senedi bazında YENİDEN DEĞERLEME (‘’RE-RATING’’) hikayesinin başlangıcı görüyoruz. Son yazdıkları nottan sonra muhtemel gördüğümüz Moody’s not artırımı ise, bu hikayenin tamamlanması anlamına gelecektir. Bu senaryoda yeni para girişlerinin büyük ABD emeklilik-sigorta fonlarından olacağını öngörmekteyiz. Bu fonların içtüzüklerinde yer alan bir maddeye göre, yatırım yapılabilir statünün ülkenin yabancı para cinsi notuna iki lider kredi derecelendirme kuruluşu tarafından verilmiş olması gerekmektedir. Olası bir not artırımında BIST100 risk fiyatlaması değişerek, F/K oranı 7-12x tarihsel perspektifinden Asya ‘’kaplanlarına’’ yaklaşan 12-15x seviyesine yükselebilir. (2005 senesi gerçekleşen 20.2x F/K’yı analiz dışı bırakıyoruz.) Ancak yatırım yapılabilir seviyeye ikinci bir not artırımı gerçekleşmezse, yeniden değerlemenin tamamlanmasını zor görüyoruz. Düşen faiz oranı, küresel likidite bolluğu, büyüme odaklı TCMB politikaları, kur oynaklığının düşmesi gibi pozitiflerin BIST’te fiyatlandığını ve pozitif ayrışmaya neden olduğunu biliyoruz. Ancak FED’in varlık alım programının sorgulanmaya başlandığı bir ortamda, ikinci yatırım yapılabilir seviyeye not artırımı daha da kritik hale gelmiştir. Yeniden değerleme senaryosunun tamamlanması durumunda, 13x F/K ve %8 net kar artışı uygulayarak BIST100 endeksi için 95,800 seviyesi 2013 sonu tahminimizdir. Bu seviye TL bazında %13 getiriye tekabül etmektedir. İkinci bir not artışı gelmemesi ve yeniden değerleme senaryosunun tamamlanması durumunda, 12x F/K oranından yukarı bir fiyatlamanın olması ihtimalini zayıf görüyoruz. Bu negatif senaryoda, 2013 sene sonu kapanış tahmini 88,100’dür. (TL bazında %4 getiri) 2013 1. Çeyreğinde banka karlılık oranlarının beklentilerin üzerinde gerçekleşeceğini düşünürken, asıl momentum’un 2. Çeyrek’te ivmelenmesini öngördüğümüz GSYİH büyümesi ile sanayi şirketlerinde olacağını düşünüyoruz. Sanayi şirketlerinde yılın 2. Çeyreğinden itibaren hem gelir hem net karlılık oranlarında yukarı revizyonlar bekliyoruz. Portföy dağılım içinde %30 BIST hisse senedi önerirken, Model Portföyümüzde %70 ENDÜSTRİYEL - %20 HOLDİNG - %10 BANKA oluşumunu koruyoruz. 28 Mayıs 2012 kuruluşundan beri Model Portföyümüzde yer alan Savunma (ASELS), Enerji (IPEKE) ve Madencilik (KOZAA) hisselerini öne çıkarmaya devam ederken, Nisan ayında başlayan emtia satışından en çok etkilenen BIST hissesi KOZAA’yı 12 aylık 5.70TL hedef fiyatla (%30 potansiyel getiri) öne çıkarıyoruz. Holdingler arasında 2013 yılı katalizörlerini ve 1. Çeyrek rakamlarını beğendiğimiz NTHOL’ü öne çıkarmaya devam ediyoruz. Bu raporla BIST100 endeksi içinde bulunan şirketlerin analizlerini yayımlamaya başlıyoruz. Şirket analizlerinde 2013 katalizörleri ve risk faktörlerini ortaya koymaya çalıştık. 2. Çeyrek için BIST100 endeksinden pozitif ayrışacağını düşündüğümüz hisseler olarak Tümosan(TMSN), Akfen Holding(AKFEN) ve Migros Ticaret (MGROS)’i öne çıkarıyoruz. Diğer analizini eklediğimiz şirketler konusundaki görüşümüz Nötr devam ederken, Avrupa’da yaşanan iç talep ve 2014 1. Çeyreğine kadar ihracatta sorun yaşayacağını düşündüğümüz otomotiv sektörünün negatif ayrışacağını düşünmekteyiz. 43 Görünüm 2013 2. ÇEYREK ‘’S.W.O.T.’’ ‘’S’’ Güçlü Yönler ‘’O’’ Fırsatlar • • İkinci yatırım yapılabilir seviyeye not artırımı ile “ReRating” hikayesinin tamamlanması • TCMB ‘’%15 kredi büyümesi’’ söylemini hafifletmektedir - 2013 senesinde % 22,5 kredi büyümesi tahmin ediyoruz • Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ile BIST’te yerli yatırımcı bazının artabileceğini düşünüyoruz • Geçen hafta basın yayın organlarında konuşulmaya başlanan ‘’Mali Barış’’ senaryosu içinde Türkiye’ye girecek paranın yapılacak vergi düzenlemeleri doğrultusunda BIST endekslerine pozitif yansıması mümkün Düşük faiz ortamı – TCMB büyüme destekleyici politikalar uyguluyor, faiz indirimleri banka karlılık oranlarını destekliyor • Brent Petrol ve işlenmemiş gıda fiyatlarındaki düşüş trendi makro dengeleri (enflasyon+cari açık) destekliyor • Barış sürecinde atılan somut adımlar • Global likidite ortamı gelişmekte olan hisse senedi piyasalarını desteklemeye devam ediyor • Sanayi şirketleri bazında ivmelenmesini beklediğimiz GSYİH büyüme oranı ile yukarı revizyonlar bekliyoruz • Mevduat faiz getirisinin reel bazda tarihsel düşük seviyelerde olması yerli yatırımcının hisse senedi ilgisini artırmaktadır ‘’W’’ Zayıf Yönler ‘’T’’ Riskler • • Avrupa ekonomik krizinin tekrar ağırlaşarak önemli ihracat pazarlarımızı etkilemesi • ABD Merkez Bankası bilanço büyümesinin 2013 sonu yavaşlama / bitme riski • Performans bölümündeki grafiklerde incelediğimiz BIST100 ve MSCI Türkiye Endekslerinde yaşanan pozitif ayrışmanın sona ermesi (Global hisse senedi ralisinin başladığı 9 Mart 2009’dan itibaren incelenmiştir ) • Orta Doğu ( özellikle Suriye ) kaynaklı politik riskler • Nisan ayında %10 düşen Brent Petrol fiyatının düşüş trend’ini kırmasıyla tetiklenebilecek “Rusya AL / Türkiye SAT “ trade‘i – 2012 başından itibaren BIST100 / Micex pozitif ayrışması %70 seviyesindedir • İkincil halka arzların zamanlama ve fiyatlaması ‘’Kalabalık Pozisyon’’ Problemi: Çoğu yabancı kurumun Orta Avrupa – Orta Doğu – Kuzey Afrika (“CEEMEA”) portföyünde BIST ‘’AL/AĞIRLIĞI ARTIR’’ pozisyonundadır. Bu oluşum hisse senedi stratejistlerinin portföyde pozisyon artırma potansiyelini azaltmaktadır • BIST’teki birçok hissede sığ piyasa oluşumları yatırımcıları rahatsız etmektedir • Fiyat/Kazanç oranı tarihsel ortalamanın üzerinde seyretmektedir (21 Nisan itibariyle 12.3x – 2004 senesinden beri F/K ortalama BIST100 için 10.4x) • Banka karlılık oranlarında 2009-2012 arası yaşanan hızlı yükselme trendinin 2013’te yavaşlama ihtimali 44 Görünüm 2013 1. ÇEYREK Performans Lehman krizi sonrası Gelişmekte Olan Ülkeler arasındaki performansıyla dikkat çeken olan BIST100 2012 yılında %57 (USD bazında %61) getiri oranıyla yatırımcısına en çok kazandıran hisse senedi endekslerinden oldu. Şekil 1: BIST100, DAX, FTSE100, CAC40 9 Mart 2009 - Bugün 350% Türkiye Almanya İngiltere Fransa 300% 2007 senesinde ABD emlak piyasasında başlayan küresel ekonomik kriz global lider S&P 500 başta olmak üzere bütün endeksleri olumsuz etkiledi. Avrupa Birliği'nin kemer sıkma ve daraltıcı mali politikalar uygulaması ise hisse senedi endeksleri üzerindeki etkisini 2011 yılı 2. çeyreğinden itibaren göstermeye başladı. 2011 yılında BIST100 endeksinin negatif ayrışmasına neden olan 3 önemli gelişme; Avrupa borç krizinin etkisini Avrupa dışı ekonomilerin büyüme oranlarında göstermesi; Arap Baharı ve sonucunda Tunus, Mısır, Yemen ve Libya’da devlet başkanlarının devrilmesi ve Suriye’de iç savaş başlaması oldu. 250% 200% 150% 03.13 12.12 09.12 06.12 03.12 12.11 09.11 06.11 03.11 12.10 09.10 06.10 03.10 12.09 09.09 06.09 100% 03.09 Reuters; Avrupa, Amerika, BRIC ülkeleri ve Japonya’nın dünya ekonomik büyümesine katkılarını sırasıyla %22, %22, %21, %8 olarak hesaplıyor. BIST100 endeksini Avrupa ve BRIC ülkeleri başta olmak üzere gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler hisse senedi piyasalarıyla getiri bazında karşılaştırdık. Global hisse senedi ralisinin başladığı tarih olan 9 Mart 2009’dan beri baktığımız performans grafiklerini yanda bulacaksınız. Kaynak: Bloomberg Şekil 2: MSCI Türkiye, MSCI EM, MSCI Avrupa, MSCI Dünya 9 Mart 2009 - Bugün Türkiye Gelişmekte Olan Ülkeler Avrupa Dünya 350% 300% 250% 200% 150% 03.13 12.12 09.12 06.12 03.12 12.11 09.11 06.11 03.11 12.10 09.10 06.10 03.10 12.09 09.09 06.09 350% Türkiye ABD Japonya Avrupa (STOXX50) 300% 250% 200% 150% 45 Kaynak: Bloomberg 03.13 12.12 09.12 06.12 03.12 12.11 09.11 06.11 03.11 12.10 09.10 06.10 03.10 12.09 09.09 100% 06.09 BIST100‘ün 2012 performansında en önemli itici güç, 5 Kasım 2012 tarihinde Fitch’in Türkiye notunu BB+'dan BBB‘ye (yatırım yapılabilir seviye) yükseltmesi oldu. 27 Mart 2013 tarihinde Standard&Poors BB olan ülke notunu BB+’ya (görünüm: durağan) yükselterek yatırım yapılabilir seviyenin bir altına getirdi. Kaynak: Bloomberg Şekil 3: BIST100, NIKKEI, S&P500, STOXX50 9 Mart 2009 - Bugün 03.09 2012 yılında ise FED ve ECB düşük faiz oranları ve tahvil alım programlarıyla genişletici maliye ve para politikalarına devam ettiler. Bu politikalar büyüme ve işsizlik konularında istenilen sonuçları veremediler. Fakat Türkiye gibi gelişmekte olan ülke ekonomilerine para girişi piyasaların ana teması oldu. Türkiye $29 milyar yabancı para girişiyle rekor sene yaşadı. 03.09 100% Görünüm 2013 1. ÇEYREK Performans BIST100’ün grafiklerde göstermeye çalıştığımız pozitif ayrışmasında, TCMB’nin büyüme odaklı politikaları da yatıyor. Fonlama maliyetlerinin indirilmesi bankaların karlılık oranlarını direk artırırken, likidite ortamının izin vermesiyle bankaların sabit getiri piyasasında rahat borçlanmaları XBANK (BIST Bankacılık Endeksi) katalizörü oldu. 2013 yılında da bu ortamın devam edeceğini öngörüyoruz. Sıradaki özelleştirmeler ve ihaleler BIST’e yabancı ilgisini canlı tutarken, son 2 çeyrekte BIST100 yatırımcısı için asıl ‘’havucun’’ ikinci not artırımı olduğunu açıkça belirtmemiz gerekiyor. Şekil 4: BIST100, MSCI EM, MSCI BRIC 9 Mart 2009 - Bugün Türkiye 350% 5 Kasım 2012 Fitch Not Artışı MSCI EM MSCI BRIC 300% 250% 200% 150% 03.13 12.12 09.12 06.12 03.12 12.11 09.11 06.11 03.11 12.10 09.10 06.10 03.10 12.09 09.09 06.09 100% 03.09 Moody’s ise yabancı para cinsinden kredi notunu 20 Haziran 2012 tarihinde Ba1(görünüm:pozitif) olarak güncelledi. Nisan ayında Türkiye’ye düzenlediği ziyaret ve yazdığı notta ise barış sürecinin ilerlemesinin ve Güneydoğu Bölgesi’nin yatırım ve ticaret açısından Ortadoğu’ya bağlantı noktası olmasını pozitif değerlendirdi. Ayrıca Moody’s Kasım 2012 konferansında Türkiye’nin Avrupa’da görünümü pozitif tek ülke olduğunu belirtmiştir. İkinci yatırım yapılabilir seviye notu temasının üstünde durmamızın nedeni ABD emeklilik fonları gibi büyük kurumsal yatırımcıların bir ülkeye yatırım yapabilmesi için, o ülkenin en az 2 tane kredi derecelendirme kuruluşundan yatırım yapılabilir seviye not almış olması gereğidir. Kaynak: Bloomberg Şekil 5: BIST100, MSCI EM, MSCI BRIC 2012 - Bugün 170% Türkiye 160% MSCI EM 150% MSCI BRIC 5 Kasım 2012 Fitch Not Artışı 140% 130% 120% 110% 100% 04.13 03.13 02.13 01.13 12.12 11.12 10.12 09.12 08.12 07.12 06.12 05.12 04.12 03.12 02.12 Türkiye 160% 150% 5 Kasım 2012 Fitch Not Artışı Rusya 140% 130% 120% 110% 100% 90% 46 03.13 02.13 01.13 12.12 11.12 10.12 09.12 08.12 07.12 06.12 05.12 04.12 03.12 80% 02.12 2013 için en önemli riskler ise Avrupa ekonomik krizinin yeniden ağırlaşması ve FED varlık alım programının yavaşlatılması / bitirilmesi senaryolarıdır. Kaynak: Bloomberg Şekil 6: BIST100 – MICEX 2012 - Bugün 170% 01.12 2013 yılında şirketlerin tahvil/bono piyasasından ucuz finansman sağlamaları büyüme hızını artıracaktır. 2012 yılı yüksek performansı sonrası kar satışları kaçınılmaz olmakla beraber, ilk defa bazı lider şirketlerin temettü oranlarının sabit getiri oranlarından yüksek olmasını kritik gelişme olarak nitelendiriyoruz. 01.12 90% Kaynak: Bloomberg Görünüm 2013 2. ÇEYREK Gelişmekte Olan Piyasalar Değerleme Tablosu F/K (x) Ülke Temettü Verim Oranı (%) PD/DD (x) Özkaynak Verimliliği (%) Sembol 2012 2013T 2012 2013T 2012 2013T Türkiye XU100 11,6 11,3 1,8 1,6 1,95 2,61 20% MSCI EM MXEF 12,0 10,6 1,6 1,4 2,73 3,14 18% S&P500 15,5 14,2 2,3 2,2 2,24 2,20 26% Almanya DAX 14,3 11,4 1,4 1,4 3,39 3,45 12% İngiltere FTSE100 18,0 11,6 1,8 1,7 3,95 3,96 22% Fransa CAC40 14,2 11,1 1,2 1,1 3,87 4,15 10% Japonya NIKKEI225 26,9 20,3 1,6 1,5 1,96 1,55 10% Ortalama 17,8 13,7 1,7 1,6 3,08 3,06 16% GELİŞMİŞ ÜLKELER ABD GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER Rusya MICEX 5,4 5,3 1 0,7 3,81 4,15 18% Çin SHCOMP 12,1 9,5 1,6 1,3 2,51 3,14 14% Hindistan SENSEX 15,6 12,4 2,5 2,0 1,60 1,92 25% Brezilya BOVESPA 10,1 11,3 1,1 1,0 4,19 3,49 12% JCI 18,9 15,4 3,1 2,9 2,10 1,97 29% Malezya KLCI 15,1 15,5 2,3 2,1 3,52 3,44 24% Filipinler PCOMP 22,1 20,4 3,2 2,9 2,27 2,01 17% G. Kore KOSPI 4,8 8,6 1,1 - 1,20 1,28 10% Tayvan TWSE 22,1 14,6 1,7 1,5 3,49 3,13 12% Endonezya Tayland Çek Cum. Mısır Macaristan SET 16,9 13,6 2,4 2,2 2,86 3,35 24% CCTX 14,9 12,3 1,0 1,1 4,85 5,93 8% EGX100 17,4 11,4 1,4 - 2,62 2,90 11% BUX 11,1 9,1 0,9 0,9 3,39 4,25 8% TA-25 15,4 11,7 0,9 1,5 3,15 2,38 10% Polonya WIG 13,0 12,3 1,2 1,2 4,21 4,03 15% G. Afrika TOP40 17,9 12,9 2,2 1,9 3,06 3,39 18% Arjantin MAR 0,5 5,5 0,4 1,3 1,24 0.88 15% Şili IPSA 23,4 17,9 2,2 2,1 2,52 8,98 11% Kolombiya IGBC 16,8 14,9 1,6 1,8 2,94 2,76 23% MEXBOL 18,6 16,7 3,1 2,4 1,38 1,55 18% NGSE 18,4 10,7 2,5 2,3 4,86 4,17 15% Ortalama 14,8 12,5 1,8 1,7 2,9 3,41 16% İsrail Meksika Nijerya Kaynak: Bloomb erg, Reuters 47 Görünüm 2013 2. ÇEYREK BIST100 ‘’ 20/20 ‘’ Fiyat (TL) Piyasa Değeri 1/1/2012'den İtibaren 52 Hafta En 52 Hafta En (Milyon TL) Performans* Yüksek Fyt (TL) Düşük Fyt (TL) En İyi Getiri - İlk 20 DOAS DOGUS OTOMOTIV ASUZU ANADOLU ISUZU *(TL Bazında) 11,95 2.637 340% 12,20 4,04 26,70 681 280% 30,90 10,05 7,16 8.619 238% 7,76 2,50 ULKER ULKER 14,80 5.077 233% 15,80 4,45 OTKAR OTOKAR 62,75 1.511 192% 65,00 23,71 4,53 1.763 173% 5,96 2,89 THYAO TURK HAVA YOLLARI KOZAA KOZA MADENCILIK ASELS ASELSAN 10,45 5.241 171% 10,95 4,31 KRDMD KARDEMIR (D) 1,90 1.856 167% 1,98 0,80 GSDHO GSD HOLDING 1,41 354 162% 1,53 0,62 VAKBN 6,02 15.097 149% 6,22 2,89 53,00 13.524 141% 54,50 22,09 4,21 2.112 135% 4,27 2,14 13,20 8.947 134% 13,45 6,62 4,95 1.290 133% 6,30 3,08 SKBNK SEKERBANK 2,05 2.056 133% 2,23 0,92 ANHYT ANADOLU HAYAT EMEK. 6,08 1.830 131% 6,57 3,55 12,10 6.069 126% 12,53 5,62 1,17 2.875 123% 1,21 0,64 62,00 3.319 121% 63,25 24,78 6,64 992 113% 7,42 4,13 0,63 190 -53% 0,65 0,44 VAKIFLAR BANKASI CCOLA COCA COLA ICECEK TRGYO TORUNLAR GYO ARCLK ARCELIK IPEKE IPEK DOGAL ENERJI TOASO TOFAS DOHOL DOGAN HOLDING TTRAK TURK TRAKTOR PRKME PARK ELEK.MADENCILIK En Kötü Getiri - İlk 20 METRO METRO HOLDING BJKAS BESIKTAS FUTBOL AFYON AFYON CIMENTO GSRAY GALATASARAY FUTBOL 1,49 359 -37% 2,38 1,38 64,00 193 -29% 102,75 63,50 41,30 578 -26% 75,00 37,60 0,88 783 -19% 1,20 0,75 SAFGY SAF GYO IZMDC IZMIR DEMIR CELIK 2,99 1.125 -13% 4,74 2,88 NETAS NETAS TELEKOM. 10,80 703 -10% 28,67 9,38 SASA SASA POLYESTER 1,14 247 -8% 1,42 1,09 IHEVA IHLAS EV ALETLERI 0,59 113 -5% 0,84 0,54 ISFIN IS FIN.KIRALAMA 1,00 390 2% 1,11 0,78 ANELE ANEL ELEKTRIK 1,78 196 2% 2,46 1,76 4,06 548 3% 5,15 3,23 40,50 1.016 3% 60,66 37,70 0,80 634 4% 1,44 0,71 1,12 292 5% 1,32 1,04 2,00 7.022 6% 2,37 1,67 4,91 148 9% 6,43 4,69 GOZDE GOZDE GIRISIM FENER FENERBAHCE FUTBOL IHLAS IHLAS HOLDING KARSN KARSAN OTOMOTIV EREGL EREGLI DEMIR CELIK ITTFH ITTIFAK HOLDING CLEBI CELEBI 21,15 516 14% 22,90 13,00 BAGFS BAGFAS 54,50 492 15% 115,00 48,90 KONYA KONYA CIMENTO 337,00 1.647 17% 381,00 274,00 Kaynak: Bloomb erg, Reuters 48 Görünüm 2013 2. ÇEYREK Gelişmekte olan Piyasalar Performans Tablosu (USD Bazında) 2009 Ülke 2010 Getiri(%) Ülke 2011 Getiri(%) Ülke 2012 Getiri(%) Ülke Getiri(%) 1 Brezilya 145 Arjantin 76 Filipinler 8 Türkiye 61 2 Endonezya 123 Peru 70 Endonezya 4 Filipinler 46 3 Rusya 120 Tayland 63 Malaysia 2 Tayland 45 4 Peru 118 Endonezya 57 Tayland -1 Polonya 41 5 Türkiye 102 Filipinler 51 Kore -12 Kolombiya 31 6 Arjantin 97 Şili 49 Peru -13 Meksika 29 7 Şili 91 Kolombiya 46 Meksika -13 Hindistan 24 8 Tayvan 88 G.Afrika 38 G.Afrika -16 Mısır 21 9 Hindistan 87 Meksika 31 Çin 17 G.Afrika 21 10 Çin 83 Kore 29 Kolombiya 18 Çek Cum. 20 11 Tayland 71 Tayvan 27 Rusya -19 Malezya 19 12 Kolombiya 78 Hindistan 24 Tayvan -21 Kore 19 13 Macaristan 75 İsrail 24 Şili -24 Macaristan 18 14 İsrail 71 Rusya 23 İsrail -24 Tayvan 18 15 Kore 69 Polonya 23 Brezilya -27 Rusya 15 16 G. Afrika 68 Türkiye 21 Çek Cum. -27 Peru 12 17 Meksika 55 Çek Cum. 15 Macaristan -32 Şili 12 18 Polonya 52 Mısır 12 Polonya -32 İsrail 10 19 Malezya 51 Brezilya 6 Türkiye -36 Endonezya 10 20 Çek Cum. 41 Çin Hindistan -36 Çin 7 -10 Kaynak: Bloomberg 49 Görünüm 2013 2. ÇEYREK BIST Sektör Getirileri (TL Bazında) 2010 Ulaştırma 2011 8% Gıda 52% GYO Sınai Holding -25% 37% Bankacılık -33% 20% BIST100 10% 20% 30% Ulaştırma 40% 50% 60% -50% Holding 4% BIST30 BIST100 57% BIST100 50% 100% 150% 200% 03.09.2009'dan İtibaren Ulaştırma 708% Gıda 317% 220% Holding 351% 268% 302% 253% 266% 0% 200% 400% 600% 800% 50 7% 4% 58% BIST100 11% Bankacılık BIST30 BIST30 0% 24% Sınai 64% Bankacılık -10% 13% Holding 34% Sınai -20% -1% GYO 55% GYO -30% Gıda 38% 0% -40% Ulaştırma 25% Bankacılık -60% 2013 (19.04 Kapanış Fiyatıyla) 154% Sınai BIST100 -22% 2012 GYO BIST30 -26% 25% 0% Sınai -11% 19% BIST30 GYO -20% 38% Bankacılık Gıda -4% 25% Holding Gıda Ulaştırma -50% -5% 6% 0% 5% 10% 15% 20% 25% 30% Görünüm 2013 2. ÇEYREK BIST100 Net Kar Tablosu Milyon Şirket 2011 2012 Değişim (%) 4Ç-2011 4Ç-2012 Değişim (%) AEFES ANADOLU EFES 341.2 606.9 78% 17.7 25.3 43% AFYON AFYON CIMENTO TL -5.3 -7.2 35% -1.1 -3.3 204% AKBNK AKBANK 2,536.4 3,004.9 18% 575.7 1,098.2 91% AKENR AK ENERJI -211.0 79.0 a.d. -39.9 -22.2 -44% -64.7 662.9 a.d. 22.3 13.0 -42% AKFEN AKFEN HOLDING AKSA AKSA 97.0 166.0 71% 8.8 14.5 65% AKSEN AKSA ENERJI -124.5 230.1 a.d. 37.6 54.5 45% ALARK ALARKO HOLDING 113.7 76.2 -33% 12.5 5.0 -60% ALBRK ALBARAKA TURK 160.2 191.8 20% 50.2 42.7 -15% ALGYO ALARKO GMYO 31.2 14.3 -54% 4.4 12.2 176% ALKIM ALKIM KIMYA 20.2 14.8 -27% -2.8 3.6 a.d. ANELE ANEL ELEKTRIK 25.2 3.8 -85% 4.1 -1.7 a.d. ANHYT ANADOLU HAYAT EMEK. 62.9 81.0 29% 13.7 19.2 40% ANSGR ANADOLU SIGORTA -1.3 -55.8 a.d. -4.9 -32.1 a.d. ARCLK ARCELIK 506.5 524.8 4% 92.1 99.6 8% ASELS 160.8 293.2 82% 14.8 52.2 254% 13.4 1.3 -91% 3.1 5.9 92% ASELSAN ASUZU ANADOLU ISUZU ASYAB ASYA KATILIM BANKASI 221.8 190.4 -14% 51.5 46.0 -11% AYGAZ AYGAZ 379.7 303.5 -20% 50.9 61.1 20% BAGFS BAGFAS 73.8 23.9 -68% 12.4 2.4 -80% BANVT BANVIT -59.7 8.7 a.d. -25.2 -26.9 a.d. BIMAS BIM MAGAZALAR 298.9 331.3 11% 78.9 85.0 8% BIZIM BIZIM MAGAZALARI 29.9 26.1 -13% 10.4 6.7 -36% BJKAS BESIKTAS FUTBOL YAT. -120.1 -150.8 26% -39.8 -65.9 66% BRISA BRISA 71.9 92.9 29% 24.4 39.8 63% BRSAN BORUSAN MANNESMANN CCOLA COCA COLA ICECEK CLEBI CELEBI DOAS DOGUS OTOMOTIV DOHOL DOGAN HOLDING DYHOL DOGAN YAYIN HOLDING 52.6 39.5 -25% 6.9 2.7 -61% 140.3 380.1 171% -0.2 0.9 a.d. 7.6 -3.5 a.d. -16.4 -38.5 135% 141.8 255.9 81% 33.2 46.7 41% -757.1 155.7 a.d. -59.4 32.2 a.d. -1,195.7 197.2 a.d. 52.2 28.6 -45% ECILC ECZACIBASI ILAC 88.5 32.7 -63% -11.4 38.0 a.d. ECZYT ECZACIBASI YATIRIM 19.7 15.3 -22% -10.0 9.1 a.d. EGEEN EGE ENDUSTRI 27.9 18.8 -33% 7.6 2.7 -65% EGGUB EGE GUBRE -0.2 11.8 a.d. 9.5 4.1 -57% EKGYO EMLAK KONUT GMYO 228.3 523.4 129% 135.7 261.8 93% ENKAI ENKA INSAAT 849.6 1,127.9 33% 263.3 282.9 7% EREGL EREGLI DEMIR CELIK 1,005.6 424.2 -58% 173.1 66.8 -61% FENER FENERBAHCE 96.9 6.0 -94% 41.5 6.2 -85% FROTO FORD OTOSAN 662.1 675.0 2% 155.8 199.4 28% GARAN GARANTI BANKASI 3,326.3 3,334.1 0% 871.8 749.9 -14% GOLTS GOLTAS CIMENTO 4.3 18.1 319% -1.1 -2.4 121% 51 Görünüm 2013 2. ÇEYREK BIST100 Net Kar Tablosu Milyon Şirket 2011 2012 Değişim (%) 4Ç-2011 4Ç-2012 Değişim (%) GOODY GOOD-YEAR 61.6 49.6 -19% -6.8 8.1 a.d. GOZDE GOZDE GIRISIM -20.5 76.8 a.d. -7.1 69.5 a.d. GSDHO GSD HOLDING 26.3 32.0 22% 7.8 -8.3 a.d. GSRAY GALATASARAY -159.6 -35.9 -78% -1.3 -15.4 a.d. GUBRF GUBRE FABRIKALARI 130.0 240.2 85% 75.9 108.4 43% 2,027.4 2,642.3 30% 511.9 733.9 43% -235.7 150.7 a.d. -144.6 -5.5 -96% TL HALKB T. HALK BANKASI HURGZ HURRIYET GZT. IHEVA IHLAS EV ALETLERI -26.2 20.3 a.d. -7.6 -10.0 32% IHLAS IHLAS HOLDING -85.4 -54.3 -36% -22.4 -44.8 100% IPEKE IPEK DOGAL ENERJI ISCTR IS BANKASI (C) ISFIN 94.5 83.0 -12% 49.1 7.8 -84% 2,271.5 3,412.0 50% 767.9 972.7 27% IS FIN.KIR. 52.5 40.8 -22% 6.7 10.9 63% ISGYO IS GMYO 67.0 65.4 -2% 36.7 15.8 -57% ITTFH ITTIFAK HOLDING 2.5 -10.1 a.d. 1.5 -13.2 a.d. IZMDC IZMIR DEMIR CELIK 52.6 0.4 -99% 14.9 -9.1 a.d. KARSN KARSAN OTOMOTIV -27.8 -59.1 112% -14.2 -38.1 169% KARTN KARTONSAN 37.0 27.1 -27% 7.2 5.3 -27% 2,124.5 2,314.9 9% 471.6 609.1 29% 30.4 37.0 22% 10.9 7.7 -29% KCHOL KOC HOLDING KONYA KONYA CIMENTO KOZAA KOZA MADENCILIK 174.0 550.4 216% 86.2 395.8 359% KOZAL KOZA ALTIN 460.5 642.1 39% 164.3 155.6 -5% KRDMD KARDEMIR (D) 185.2 194.2 5% 4.8 8.1 70% METRO METRO HOLDING -5.0 -7.8 56% -0.8 -4.7 458% MGROS MIGROS TICARET -163.2 88.1 a.d. 78.5 -29.0 a.d. 18.0 17.1 -5% 9.9 14.3 44% NTHOL NET HOLDING 7.7 75.7 889% -8.1 -11.9 48% OTKAR OTOKAR 54.8 76.4 39% 24.7 23.0 -7% PETKM PETKIM 102.3 17.4 -83% -40.3 46.8 a.d. PRKME PARK ELEK.MADENCILIK 100.9 107.3 6% 17.2 19.6 14% PTOFS OMV PETROL OFISI -204.9 15.4 a.d. -30.3 14.6 a.d. SAFGY SAF GMYO 329.5 -38.7 a.d. 328.1 -10.7 a.d. SAHOL SABANCI HOLDING 1,878.0 1,855.8 -1% 336.0 657.3 96% 42.1 -30.8 a.d. 0.5 -15.9 a.d. NETAS NETAS TELEKOM. SASA SASA POLYESTER SISE SISE CAM 631.5 294.1 -53% 139.2 31.8 -77% SKBNK SEKERBANK 124.3 250.0 101% 62.2 64.9 4% SNGYO SINPAS GMYO 140.0 75.8 -46% -8.7 9.5 a.d. 9.0 2.7 -70% 1.5 -6.8 a.d. TATKS TAT KONSERVE TAVHL TAV TCELL TURKCELL 122.6 285.9 133% 42.5 50.4 19% 1,183.3 2,083.0 76% 333.3 460.3 38% 224.6 476.4 112% 86.7 100.0 15% THYAO TURK HAVA YOLLARI 18.5 1,133.4 6021% 494.7 265.0 a.d. TIRE 1.6 12.0 663% 1.5 1.1 -25% TEBNK T.EKONOMI BANK. MONDI TIRE KUTSAN 52 Görünüm 2013 2. ÇEYREK BIST100 Net Kar Tablosu Milyon Şirket TL TKFEN TEKFEN HOLDING TKNSA TEKNOSA 2011 2012 Değişim (%) 4Ç-2011 4Ç-2012 Değişim (%) 242.4 299.3 23% 45.2 101.5 124% 50.2 50.4 0% 5.8 17.0 193% 474.2 448.3 -5% 132.5 125.7 -5% TRCAS TURCAS PETROL 97.9 70.6 -28% 84.2 7.1 -92% TRGYO TORUNLAR GMYO 177.3 336.9 90% 225.2 211.4 -6% TRKCM TRAKYA CAM 224.3 72.4 -68% 42.8 12.1 -72% TSKB T.S.K.B. 260.8 317.0 22% 83.0 76.7 -8% TTKOM TURK TELEKOM 2,068.7 2,637.1 27% 594.6 599.5 1% 277.4 268.2 -3% 43.8 52.0 19% 1,241.7 1,460.8 18% 322.6 482.0 49% 657.0 167.0 -75% 58.6 26.2 -55% 1,304.3 1,423.5 9% 287.5 398.3 39% -35.4 -112.8 218% -45.1 -78.5 74% TOASO TOFAS TTRAK TURK TRAKTOR TUPRS TUPRAS ULKER ULKER VAKBN VAKIFLAR BANKASI VESTL VESTEL YAZIC YAZICILAR HOLDING 140.3 907.6 547% 7.9 6.3 -20% YKBNK YAPI VE KREDI BANK. 2,284.7 2,087.7 -9% 637.0 617.3 -3% ZOREN ZORLU ENERJI -407.4 589.2 a.d. -100.7 575.6 a.d. Kaynak: Bloomberg 53 Görünüm 2013 2. ÇEYREK BIST Temettü Verim Tablosu Endeks BIST100 Endeks Kodu 2012 Brüt Temettü Verimi(%) 2013 Tahmini Temettü Verimi(%) XU100 1.95 2.62 M icex (Rusya) RTSI$ 3.82 4.12 Stoxx 600 (Avrupa) SXXP 2.96 3.72 XETRA DAX (Almanya) DAX 3.39 3.46 BOVESPA (Brezilya ) IBOV 4.19 3.55 SHCOMP 2.51 3.15 S&P 500 (Amerika) SPX 2.24 2.19 NIKKE 225 (Japonya) NKY 1.96 1.49 BSE SENSEX (Hindistan) SENSEX 1.60 1.82 M ERVAL (Arjantin MERVAL 1.16 0.00 KOSPI 1.20 1.34 Ortalama 2.45 2.50 İMKB Kodu Hisse Fiyatı (TL) Nakit Temettü Dağıtımı Hisse Başına Brüt (TL) Brüt Temettü Verimi (%) ISYAT 0.98 0.20 20.41% COM PONENTA TICARET VE SAN COMDO 4.80 0.60 12.50% DENTAS AM BALAJ DENTA 3.07 0.32 10.38% AYGAZ AS AYGAZ 9.70 1.00 10.31% AKSA 5.10 0.48 9.49% HEKTAS TICARET T.A.S HEKTS 2.27 0.21 9.30% PINAR ENTEGRE ET VE UN SANAY PETUN 7.22 0.64 8.86% TURK TELEKOM UNIKASYON AS TTKOM 8.06 0.69 8.55% UNYE CIM ENTO SANAYII VE TICA UNYEC 5.40 0.44 8.03% TOFAS TURK OTOM OBIL FABRIKA TOASO 12.30 0.96 7.80% TUPRAS-TURKIYE PETROL RAFINE TUPRS 49.50 3.85 7.78% ADANA CIM ENTO-A ADANA 4.25 0.30 7.00% FORD OTOM OTIV SANAYI AS FROTO 24.70 0.86 6.92% CIM SA CIM ENTO SANAYI VE TIC CIMSA 10.75 0.73 6.75% AKM ERKEZ GAYRIM ENKUL YATIRIM AKMGY 18.10 1.22 6.73% AKSIGORTA AKGRT 2.18 0.15 6.70% TURK TRAKTOR VE ZIRAAT M AKIN TTRAK 62.50 3.75 6.00% ALKIM KAGIT SANAYI VE TICAR ALKA 1.59 0.10 5.98% IS GIRISIM SERM AYESI YATIRIM ISGSY 3.24 0.18 5.40% AKCANSA CIM ENTO AKCNS 10.65 0.57 5.39% EGE ENDUSTRI VE TICARET AS EGEEN 60.50 3.00 4.96% KORDSA GLOBAL ENDUSTRIYEL IP KORDS 3.67 0.18 4.85% BRISA BRIDGESTONE SABANCI BRISA 4.99 0.24 4.73% BORUSAN YATIRIM VE PAZARLAM A BRYAT 13.65 0.61 4.47% OTOKAR OTOM OTIV VE SAVUNM A OTKAR 63.50 2.67 4.20% CREDITWEST FAKTORING HIZM ETL CRDFA 4.40 0.18 4.14% ADANA CIM ENTO-C ADNAC 0.73 0.03 4.02% TURK PRYSM IAN KABLO VE SISTE PRKAB 1.59 0.06 4.00% ARCELIK AS ARCLK 13.35 0.53 3.94% SINPAS GAYRIM ENKUL YATIRIM O SNGYO 1.38 0.05 3.62% IS GAYRIM ENKUL YATIRIM ORTAK ISGYO 1.49 0.05 3.36% BORUSAN M ANNESM ANN BORU SANA BRSAN 34.40 1.06 3.08% KARDEM IR KARABUK DEM IR-CL D KRDMD 1.91 0.06 2.98% ULKER BISKUVI SANAYI AS ULKER 14.75 0.44 2.97% SELCUK ECZA DEPOSU TICARET V SELEC 2.10 0.05 2.38% TURKIYE IS BANKASI-C ISCTR 6.74 0.15 2.19% ANADOLU HAYAT EM EKLILIK ANHYT 6.08 0.13 2.19% TSKB 2.62 0.05 2.08% TURK HAVA YOLLARI AO THYAO 7.24 0.14 1.99% TURKIYE HALK BANKASI HALKB 18.90 0.37 1.95% EREGLI DEM IR VE CELIK FABRIK EREGL 2.03 0.04 1.91% SISE 2.96 0.05 1.60% ALKIM 14.60 0.23 1.58% ANADOLU CAM SANAYII AS ANACM 2.78 0.04 1.54% ASELSAN ELEKTRONIK SANAYI ASELS 10.60 0.16 1.48% TURKIYE GARANTI BANKASI GARAN 9.74 0.14 1.46% ENKA INSAAT VE SANAYI AS ENKAI 5.50 0.08 1.45% ANADOLU EFES BIRACILIK VE AEFES 32.00 0.45 1.41% GOODYEAR LASTIKLERI TURK AS GOODY 63.75 0.83 1.31% ALARKO GAYRIM ENKUL YATIRIM ALGYO 20.95 0.22 1.03% ASYA KATILIM BANKASI AS ASYAB 2.16 0.02 0.98% EGE GUBRE SANAYII AS EGGUB 20.50 0.20 0.98% TURCAS PETROL A.S. TRCAS 3.51 0.03 0.95% HACI OM ER SABANCI HOLDING SAHOL 10.85 0.10 0.92% TRAKYA CAM SANAYII AS TRKCM 2.92 0.02 0.82% KARTONSAN KARTON SANAYI KARTN 280.00 1.52 0.54% SHANGAI COM POSITE (Çin) KOSPI (Güney Kore) Şirket IS YATIRIM ORTAKLIĞI AKSA AKRILIK KIM YA SANAYII TURKIYE SINAI KALKINM A BANK TURK SISE VE CAM FABRIKALARI ALKIM ALKALI KIM YA A.S 54 Görünüm 2013 1. ÇEYREK Portföy Dağılımı / Model Portföy DİBS + EuroBond 10% Mevduat 10% Hisse Senedi 30% HYD (Halk Yatırım B Tipi Dinamik Yaklaşım) 20% Özel Sektör Tahvili 30% BIST Model Portföy Getiri / Performans (21 Nisan 2013 Bazında) Kaynak: Bloomberg Günlük (%) 28 Mayıs 2012, Kuruluştan Beri (%) 2013 (%) Portföy -0.81% 71.55% -0.62% Benchmark(BIST 100) -0.36% 53.89% 7.91% Ayrışma -0.45% 17.67% -8.53% Eklendiği Tarih Eklendiği Gün Fiyatı(TL) 19 Nisan Kapanış (TL) Değişim(%) Ayrışma Ağırlık(%) KOZAA 28.05.2012 3.02 4.19 39% -15% 15% İPEKE 28.05.2012 3.25 4.82 48% -6% 15% ASELS 28.05.2012 4.54 10.25 126% 72% 15% HALKB 28.05.2012 11.12 18.25 64% 10% 10% NTHOL 19.12.2012 1.81 2.4 34% 27% 10% KCHOL 28.05.2012 5.54 10.4 88% 34% 10% ANELE 28.11.2012 2.26 1.9 -16% -31% 10% EREGL 18.01.2013 2.33 1.98 -15% -13% 15% 90% BIST100 Model Portföy 80% Kaynak: Bloomberg 70% 60% 50% 40% 30% 20% 10% 0% 29.05.12 05.06.12 12.06.12 19.06.12 26.06.12 03.07.12 10.07.12 17.07.12 24.07.12 31.07.12 07.08.12 14.08.12 23.08.12 31.08.12 10.09.12 18.09.12 25.09.12 02.10.12 09.10.12 18.10.12 30.10.12 06.11.12 13.11.12 20.11.12 27.11.12 05.12.12 12.12.12 19.12.12 26.12.12 03.01.13 10.01.13 17.01.13 24.01.13 31.01.13 07.02.13 14.02.13 21.02.13 28.02.13 07.03.13 14.03.13 21.03.13 28.03.13 04.04.13 11.04.13 Hisse Senedi 55 Kaynak: Bloomberg Görünüm 2013 1. ÇEYREK MODEL PORTFÖY 1: ASELSAN (ASELS) Aselsan, küresel savunma sektöründe yükselişini sürdürerek dünyada 76.sıraya yerleşti. Yabancı şirketlere savunma sanayi ihalelerinde kontrat miktarını %70 oranında güvence vermek zorunluluğu getiren yasadan sonra, Türk şirketleri ile anlaşarak alt yüklenici projelerinde çalışmaları sonucu Aselsan satış gelirlerini artırmaktadır. 2012 4. Çeyrek itibariyle sektör lideri Aselsan’ın iş rezervleri $4.5 milyara ulaştı.(İş rezervi / satışlar = 5.0x). Yeni Teşvik Paketinin AR-GE harcamalarını %50 - %100 kapsayacak şekilde ayarlanması, savunma şirketlerinin ARGE yatırımlarını artıracak olmalarının sektöre olumlu yansıması beklenmektedir. Türk ordusunun önemli projelerinin baş mimarı olmaya devam eden Aselsan’ın 2012 yılı satış gelirleri %8,7 artmış, aynı dönemde net kar %82 yükselmiştir. Aselsan’nın birikmiş iş rezervlerini göz önüne aldığımızda 2013 yılında satış gelirlerinde %19 yükselme tahmin etmekteyiz. 2023 yılına kadar vergi teşvikleri devam edecek: Araştırma ve Geliştirme (ARGE) çalışmalarını desteklemek amacıyla, yeni harcamalar %100 kurumlar vergisinden muaf tutulacak. Ayrıca AR-GE çalışanlarına ödenen maaşlara yeni teşviklerin verilmesi sektör üzerinde olumlu yansımaya devam etmektedir. Katalizör: • • • • $4.5 milyar birikmiş iş rezervi 5 yıllık siparişlerin satın alma garantisi altında bulunması Vergi teşviklerinden 2023 yılına kadar yararlanma hakkı ABD ve İsrail ile gelişen ilişkiler istihbarat alanında yeni projelerin yolunu açabilir 10.45 12 Ay Hedef Fiyat 12.64 52 Haftalık Fiyat Aralığı 4.31 - 10.95 Yükselme Potansiyeli (%) 21% Piyasa Değeri(milyon TL) 5,150 3 Aylık Ort. İşlem Hacmi (milyon TL) 16.6 Piyasa Çarpanları F/K 2012 17.8 x F/K 2013T 15.5 F/K 2014T 14.1 Piyasa Değeri / Defter Değeri 4.20 Kaynak: Bloomberg Operasyonel Bilgiler (milyon TL) 2011 Satışlar 2012 2013T 2014T 1501.9 1632.9 1934.2 2233.2 % Değişim FAVÖK 289.8 % Değişim 8.7% 18.5% 15.5% 252.1 388.1 443.8 -13.0% 53.9% 14.4% FAVÖK Marjı 19.3% 15.4% 20.1% 19.9% Net Kar 160.8 293.2 319.6 367.2 % Değişim Net Kar Marjı 82.4% 9.0% 14.9% 10.7% 18.0% 16.5% 16.4% 17% 26% 23% 23% Kaynak: Bloomberg Türkiye NATO üyesi olduğundan, NATO savunma harcamalarının kısılma kararı negatif etki yapabilir Barış süreci sonucunda Türk ordusunun silah ve istihbarat ihtiyacının azalması 2012-2013 300% 280% 260% ASELS BIST100 240% 220% 200% 180% 160% 140% 120% 100% 01.12 02.12 03.12 04.12 05.12 06.12 07.12 08.12 09.12 10.12 11.12 12.12 01.13 02.13 03.13 04.13 • Fiyat (19.04.13) Özkaynak Verimliliği Risk Faktörü: • Hisse Bilgileri Kaynak: Bloomberg, Reuters, HLY 56 Araştırma Kaynak: Bloomberg Görünüm 2013 1. ÇEYREK MODEL PORTFÖY 2: İPEK ENERJİ (IPEKE) İpek Enerji, Koza Holding bünyesinde (Koza Holding %28’ine sahiptir) petrol, doğalgaz ve enerji kaynakları arama ve işleme faaliyetlerini artırmaya devam etmektedir. 2012 yılında yeni açılan sondaj kuyularının piyasa beklentisini artırmasıyla, IPEKE %328 değer kazanırken, %57 oranında değer kazanan BIST100 endeksinden %271 ayrışmıştır. Ayrıca 2012 yılında ortalama varil fiyatı $112 ile son yılların en yüksek değerine ulaşan Brent Petrol hisse senedi fiyatı üzerinde destekleyici etki yaratmıştır. Hisse Bilgileri Fiyat (19.04.13) 4.87 12 Ay Hedef Fiyat 6.50 52 Haftalık Fiyat Aralığı 3.08 - 6.30 Yükselme Potansiyeli (%) 33% Piyasa Değeri(milyon TL) 1,265 3 Aylık Ort. İşlem Hacmi (milyon TL) 38.2 Piyasa Çarpanları Petrol rezerv potansiyeli bakımından zengin bölgelerde arama çalışmaları devam ediyor. İpek Enerji’nin 2012 satış gelirleri geçen sene aynı döneme göre %30’luk artışla 1,183 milyon TL olarak gerçekleşirken, net dönem karı %12 azalarak 83 milyon TL gerçekleşmiştir. Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nde, birbirlerine yakın Batman – Kozluk – Siirt ve Şirvan bölgelerindeki petrol ve doğalgaz arama çalışmalarından alınacak bir pozitif sonucun şirketin operasyonel marjlarına pozitif etki yapmasını bekliyoruz. Yeni Petrol Kanunu şirket açısından önem taşıyor. Yeni Petrol Kanunu petrol kaynaklarının milli menfaatlere uygun, hızlı ve etkili biçimde aranmasını, geliştirmesini ve üretilmesini sağlamayı amaçlıyor. Ayrıca sondaj kuyusu açmanın yüksek maliyeti, ancak Brent Petrol fiyatlarındaki olası yükselişle şirket gelirlerine pozitif yansıyabilir. F/K 2012 15.5 x F/K 2013T 10.0 F/K 2014T 9.7 Piyasa Değeri / Defter Değeri 1.80 Kaynak: Bloomberg Operasyonel Bilgiler (milyon TL) Satışlar 2011 909.1 % Değişim FAVÖK 1183.4 1223.0 1380.0 3.4% 12.8% 717.3 673.0 769.0 20.4% -6.2% 14.3% 65.5% 60.6% 55.0% 55.7% 94.5 83.0 96.0 112.0 % Değişim Net Kar*** 2013T 2014T 30.2% 595.6 FAVÖK Marjı 2012 % Değişim -12.2% 15.7% Net Kar Marjı 16.7% 10.4% 7.0% 7.8% 8.1% 25% 14% 6% 6% Katalizör: • • Petrol ve doğalgaz sondaj çalışmalarında alınacak pozitif sonuçlar (emareler) Şirketin yeni sondaj çalışmalarına başlaması Özkaynak Verimliliği Kaynak: Bloomberg ***Net kar rakamı holding bazında değildir. 2012-2013 300% 280% Risk Faktörü: 260% • • Petrol arama ve sondaj ruhsatında yaşanabilecek olumsuz gelişmeler Yeni sondaj kuyuları açmanın yüksek maliyeti Nisan ayında %10 düşen Brent petrol fiyatının aşağı trendini devam ettirmesi BIST100 240% 220% 200% 180% 160% 140% 120% 100% 01.12 02.12 03.12 04.12 05.12 06.12 07.12 08.12 09.12 10.12 11.12 12.12 01.13 02.13 03.13 04.13 • IPEKE Kaynak: Bloomberg, Reuters, HLY Araştırma 57 Kaynak: Bloomberg Görünüm 2013 1. ÇEYREK MODEL PORTFÖY 3: KOZA ANADOLU (KOZAA) Koza Anadolu şirketi demir, bakır, çelik, bor, çinko, altın, gümüş gibi madenlerin çıkarılması ve işletilmesi için yaptığı çalışmaları ivmelendiriyor. Giresun - Konaklı bölgesi sondaj çalışmaları devam etmektedir. Konaklı bölgesindeki sondaj çalışmaları sonucunda bakır ve altın içeren cevherlerin bulunması hisse üzerinde pozitif etki yaptı. Koza Anadolu’nun sondaj çalışmalarında elde ettiği madenlerin bugünkü değeri toplam $11.5 milyar olarak hesaplanmaktadır. Ancak Konaklı’da çıkan bakır madeninin tenörü konusunda rahatsızlık (Şili bakır rezervlerine göre düşük tenör) hisse fiyatına negatif etki yapmaya devam ediyor. Biz çalışmalar devam ettiğinden bu tenörün yükseleceğini düşünmekteyiz. Ayrıca şirketten aldığımız bilgilere göre Konaklı bölgesinde sondaj çalışmaları sonucundan çıkacak bakır ve altın içeren cevherlerin toplam değerinin 17 milyar USD seviyesine kadar çıkabileceğini düşünüyoruz. KOZAA’nın 2012 yılı satış gelirleri geçen senenin aynı dönemine göre % 30’luk artışla 1.1 milyar TL, net dönem karı ise %13’lük artışla 196 milyon TL olarak gerçekleşti. Yeni projeler bazında şirket hızlı hareket ettiğinden, şirketin 2013 yılı ilk çeyrek bilançosunun yakından takip edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Katalizör: • • Hisse Bilgileri Fiyat (19.04.13) 4.37 12 Ay Hedef Fiyat 6.20 52 Haftalık Fiyat Aralığı 2.89 - 5.96 Yükselme Potansiyeli (%) 42% Piyasa Değeri(milyon TL) 1,715 3 Aylık Ort. İşlem Hacmi (milyon TL) Piyasa Çarpanları F/K 2012 9.0 x F/K 2013T 7.7 F/K 2014T 7.0 Piyasa Değeri / Defter Değeri 1.40 Kaynak: Bloomberg Operasyonel Bilgiler (milyon TL) Satışlar 2011 890.5 % Değişim FAVÖK 589.2 % Değişim 2012 2013T 2014T 1183.4 1292.0 1406.5 32.9% 9.2% 8.9% 745.2 842.3 914.0 26.5% 13.0% 8.5% FAVÖK Marjı 66.2% 63.0% 65.2% 65.0% Net Kar 174.0 195.7 280.0 336.0 12.5% 43.1% 20.0% 19.5% 16.5% 21.7% 23.9% 25% 19% 22% 20% % Değişim Net Aktif Değer iskontosu tarihsel cazip oranda Konaklı bakır sondaj çalışmaları sonucu tenörün artması 43.5 Net Kar Marjı Özkaynak Verimliliği Kaynak: Bloomberg Risk Faktörü: 2012-2013 Altın fiyatlarındaki Nisan ayı düşüş trendinin devam etmesinin Koza Altın (KOZAL) hisse fiyatı üzerinde baskı yaratması (Koza İpek Holding Koza Altın’ın %25 sermayedarı konumundadır) 400% 350% KOZAA BIST100 300% 250% 200% 150% 100% 01.12 02.12 03.12 04.12 05.12 06.12 07.12 08.12 09.12 10.12 11.12 12.12 01.13 02.13 03.13 04.13 • Kaynak: Bloomberg, Reuters, HLY Araştırma 58 Kaynak: Bloomberg Görünüm 2013 1. ÇEYREK MODEL PORTFÖY 4: KOÇ HOLDİNG (KCHOL) Koç Holding dengeli portfoy yapısı ve güçlü nakit pozisyonu ile iç ve dış pazarlarda Türkiye’nin lider holdingi özelliğiyle öne çıkmaktadır. Koç Holding , AES Entek ile toplam 62 MW’lık Damlapınar , Kepezkaya ve Kumköy hidroelektrik santrallerini devralarak , portföyünü çeşitlendirme yönünde adımlar atmaya devam ediyor. Oyak ile yapılan ortak 625 MW’lık kömür santrali ve Kırıkkale’de Tüpraş rafinerisine enerji sağlayacak 220 MW’lık gaz santrali projeleri karlılık marjlarına pozitif yansıyacağını tahmin ediyoruz. Hisse Bilgileri Fiyat (19.04.13) 10.40 12 Ay Hedef Fiyat 11.90 52 Haftalık Fiyat Aralığı 5.35 - 10.76 Yükselme Potansiyeli (%) 14% Piyasa Değeri(milyon TL) 26,373 3 Aylık Ort. İşlem Hacmi (milyon TL) 41.8 Piyasa Çarpanları F/K 2012 Koç Holding’in toplam varlıkları %11 artarak 2012 sonunda 109 milyar TL’ye ulaşmıştır. Ana ortaklığa ait özkaynak toplamı ise, elde edilen dönem karı ve yıl içerisinde gerçekleştirilen sermaye hareketleri neticesinde % 17 artışla, 2012 sonunda 16.3 milyar TL’ye yükselmiştir. 11.3 x F/K 2013T 7.7 F/K 2014T 7.0 Piyasa Değeri / Defter Değeri 1.40 Kaynak: Bloomberg KCHOL 2012 yılı satış gelirleri % 11’lik artışla 78 milyar TL, net dönem karı ise % 8’lik artışla 2,1 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Koç Holding şirketlerinden Otokar’ın stratejik öneme sahip milli tank projesi Altay’ın seri üretime başlayacak olması ve Türk Traktör’deki yatırım seviyelerin artmaya devam etmesi KCHOL hissesi üzerinde pozitif etki yapacağını tahmin etmekteyiz. 2013’te düşük faiz ortamından ve ekonomik büyümeden etkin biçimde faydalanacak portföy yapısına sahip olması (Yapı Kredi’de %50 ortaklık) ve geçen hafta fiyatlanan tahvil ihracının gösterdiği ‘’bol likidite=ucuz finansman’’ ortamı önemli pozitifler olarak öne çıkmaktadır. Operasyonel Bilgiler (milyar TL) Satışlar 2011 2012 69.0 77.5 88.9 94.3 12.4% 14.6% 6.1% 6.2 6.6 7.2 8.5% 6.6% 9.4% 8.2% 8.0% 7.4% 7.6% 2.0 2.1 2.5 2.7 % Değişim FAVÖK 5.7 % Değişim FAVÖK Marjı Net Kar % Değişim 8.2% 17.5% 8.3% Net Kar Marjı 2.8% 2.7% 2.8% 2.9% Özkaynak Verimliliği 16% 15% 14% 14% Katalizör: • • 2013T 2014T Kaynak: Bloomberg Düşük faiz ortamının Yapı Kredi karlılık oranına pozitif etkisi Tüpraş’a enerji sağlayacak yeni gaz santrali 2012-2013 800% 700% KCHOL BIST100 600% Risk Faktörü: 500% 400% 300% 200% 03.13 11.12 07.12 03.12 11.11 07.11 03.11 11.10 07.10 03.10 11.09 100% 07.09 • 2013’de beklediğimiz iç talep büyümesinin gerçekleşmemesi Net Aktif Değer iskontosu tarihsel bakıldığında cazip oranda değil 03.09 • Kaynak: Bloomberg, Reuters, HLY Araştırma 59 Kaynak: Bloomberg Görünüm 2013 1. ÇEYREK MODEL PORTFÖY 5: NET HOLDİNG (NTHOL) Net Holding, Merit Royal Hotel ve Akfen Grup’tan kiraladığı Mercure Hotel ile Kıbrıs Adası’nda faaliyetlerini artırıyor. KKTC’nin turizm alanında gelişmesinde öncü rol oynamaya devam eden şirket, Merit Royal Otelin 1000’i aşan yatak kapasitesi ile turizm sektörü yatırımlarına devam ediyor. Girne’de bulunan 510 yataklı Merit Royal Hotel Casino&Spa’nın inşaatının da 2013 yılında sona erecek olmasının şirket operasyonel gelirlerine önemli etki yapacağını öngörmekteyiz. Merit Park Hotel & Casino adıyla faaliyete geçen “Casino Mercure” ‘ün Avrupa’nın en iyi dört talih oyunu salonundan biri gösterilmesi pozitif algılanmaktadır. Milli Piyango ihalesinin 3. gerçekleşmesini bekliyoruz. Çeyrek sonuna kadar Dünyada talih oyunları sektöründe lider konumda olan ABD’li Scientific Games Firması ile Milli Piyango’nun özelleştirilmesine birlikte katılacağına dair ön anlaşma imzalandı. Ayrıca 3. havalimanı ihalesinde duty free operasyonları şirketin dahil olmak istediği en önemli projelerden biridir. Hisse Bilgileri Fiyat (19.04.13) 12 Ay Hedef Fiyat 2.88 52 Haftalık Fiyat Aralığı 1.53 - 2.55 Yükselme Potansiyeli (%) 17% Piyasa Değeri(milyon TL) 903 3 Aylık Ort. İşlem Hacmi (milyon TL) 6.9 Piyasa Çarpanları F/K 2012 11.3 x F/K 2013T 150.0 F/K 2014T 19.0 Piyasa Değeri / Defter Değeri 4.90 Kaynak: Bloomberg Operasyonel Bilgiler (milyon TL) Satışlar 2011 2012 2013T 2014T 114.6 106.8 177.0 221.0 -6.8% 65.7% 24.9% -11.6 19.0 20.6 27.2% a.d. 8.2% % Değişim NTHOL Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde casino yatırımlarını artırmaya devam ederken bazı varlıklarını satacak/kiraya verecek olması şirketlin net nakit akışını güçlendirecek bir olgudur. FAVÖK Katalizör: Net Kar • • • • 2.47 -9.1 % Değişim FAVÖK Marjı -7.9% 7.7 % Değişim Milli Piyango özelleştirme ihalesi Azerbeycan ve Bodrum arsalarının değerlendirilmesi 3. Havalimanı duty free ihalesi Yeni turizm yatırımları için yeterli nakit akışı -10.8% 10.7% 75.6 4.0 9.3% 7.5 887.8% -94.7% 87.5% Net Kar Marjı 6.7% 70.8% 2.3% 3.4% 2% 23% 1% 2% Özkaynak Verimliliği Kaynak: Bloomberg 2012-2013 Risk Faktörü: Katılınacak ihalelerden olumsuz sonuçlar alınması 165% NTHOL BIST100 155% 145% 135% 125% 115% 105% 95% 01.12 02.12 03.12 04.12 05.12 06.12 07.12 08.12 09.12 10.12 11.12 12.12 01.13 02.13 03.13 04.13 • 175% Kaynak: Bloomberg, Reuters, HLY Araştırma 60 Kaynak: Bloomberg Görünüm 2013 1. ÇEYREK MODEL PORTFÖY 6: EREĞLİ DEMİR ÇELİK (EREGL) EREGL 2012 yılında Arcelor Mittal satışları ve Çin’in büyüme oranının azalmasının demir cevheri (‘’iron ore’’) fiyatlarına etkisi ile BIST100 endeksinden % 48 negatif ayrışmıştır. Türkiye’de demir–çelik sektörü lideri olan şirket 2013 senesinde üretim kapasitesini artırma yolunda 300 milyon TL yeni yatırım hedefliyor. Bunu şirket yönetiminin talep canlanması yönünde sinyaller almasına yorumluyoruz. Hisse Bilgileri Fiyat (19.04.13) 2.00 12 Ay Hedef Fiyat 2.38 52 Haftalık Fiyat Aralığı 1.67 - 2.37 Yükselme Potansiyeli (%) 19% Piyasa Değeri(milyon TL) 7,000 3 Aylık Ort. İşlem Hacmi (milyon TL) Şirketin 2012 yılında yaşanan ekonomik durgunluk döneminde, çelik tüketimindeki talep eksikliğine rağmen gelirleri geçen senenin aynı dönemine göre %7’lik yükseliş ile 9.6 milyar TL seviyesinde gerçekleşti. FAVÖK gelirleri ise %58 azaldı. Japon Yeni’nin (JPY) Dolar ve Euro karşısında değer kaybetmesinin global üretim, PMI ve inşaat sektörü rakamlarına olumlu yansıması ve USD/JPY‘ın 98 seviyesi üzerinde işlem görmesi demir cevheri fiyatına 2. Çeyrekten itibaren şirkete olan ilgiyi artırabilir. Piyasa Çarpanları F/K 2012 16.5 x F/K 2013T 10.6 F/K 2014T 8.9 Piyasa Değeri / Defter Değeri 1.00 Kaynak: Bloomberg Operasyonel Bilgiler (milyon TL) 2011 Satışlar Katalizör: % Değişim • • • FAVÖK Üretimi artıracak 300 milyon TL yeni yatırım Çin’de 2. Çeyrek büyüme trendinde ivmelenme 2012 başından itibaren BIST100 endeksinden negatif ayrışması en yüksek hisselerden biri Risk Faktörü: 2014T 5.0% 6.3% 2087.2 1039.9 1376.0 1566.2 -50.2% 32.3% 13.8% 10.9% 13.7% 14.7% % Değişim FAVÖK Marjı 23.4% Net Kar 1005.6 424.2 685.5 837.8 -57.8% 61.6% 22.2% 11.3% 4.4% 6.8% 7.8% Özkaynak Verimliliği 15% 6% 9% 9% Kaynak: Bloomberg 2012-2013 175% 165% 155% EREGL BIST100 145% 135% 125% 115% 105% 95% 85% 01.12 02.12 03.12 04.12 05.12 06.12 07.12 08.12 09.12 10.12 11.12 12.12 01.13 02.13 03.13 04.13 • 2013T 7.3% % Değişim EREGL’de risk faktörü olarak Arcelor Mittal şirketinden yapılan açıklamayı görüyoruz. Arcelor Mittal borçluluk oranını azaltmak için Haziran 2013’e kadar 3.5 milyar USD’lik hisse satışı yapacağı açıklanırken, EREGL’de %18,7 payı kalan Arcelor Mittal’in bu satış süreci içinde EREGL payı konusunda nasıl bir strateji izleyeceği konusu belirsizliğini korumaya devam etmektedir Türkiye’de demir-çelik talebinin beklentinin altında seyretmesi 2012 8920.5 9570.4 10046.0 10680.7 Net Kar Marjı • 49.0 Kaynak: Bloomberg, Reuters, HLY Araştırma 61 Kaynak: Bloomberg Görünüm 2013 1. ÇEYREK MODEL PORTFÖY 7: ANEL ELEKTRİK (ANELE) Anel Elektrik iş rezervlerindeki artış ve "MENA" (Orta Doğu/Kuzey Afrika ) bölgesindeki projelerle öne çıkmaktadır. Şirketin elektrik taahhüt segmentindeki iş rezervine ek olarak beklediğimiz yeni projeler ve MENA bölgesinde faaliyetleri sağlam yapı oluşturuyor. Şirketin 2012 4. Çeyrek itibariyle $572 milyon seviyesinde birikmiş iş rezervinin, 2013 yılında şirketten aldığımız bilgiler doğrultusunda konservatif olarak $200 milyon tutarında artarak, $772 milyon‘a ulaşacağını öngörmekteyiz. Libya bölgesindeki siyasi belirsizliğin etkisiyle askıda kalan 165 milyon Euro değerindeki havalimanı projesinin gündeme gelmesi şirket üzerinde etki yaratacaktır. Ancak etkinin 2014 bilançosunda görüleceğini düşünüyoruz. National Development Strategy şirketinin raporuna göre, FIFA 2022 Futbol Dünya Kupası öncesi Katar Hükümeti’nin gerçekleştirmeyi düşündüğü yatırım tutarının $225 milyar olacağı ve olumlu senaryo ile birlikte $315 milyar’a kadar çıkacağı tahmin edilmektedir. Şirketin toplam tutarı $65 milyar olan alt yapı projelerine ilgi gösterdiğini tahmin ediyoruz. Hisse Bilgileri Fiyat (19.04.13) 1.83 12 Ay Hedef Fiyat 2.80 52 Haftalık Fiyat Aralığı 1.76 - 2.46 Yükselme Potansiyeli (%) 53% Piyasa Değeri(milyon TL) 196 3 Aylık Ort. İşlem Hacmi (milyon TL) 1.8 Piyasa Çarpanları F/K 2012 15.0 x F/K 2013T 9.6 F/K 2014T 8.5 Piyasa Değeri / Defter Değeri 0.9 Kaynak: Bloomberg Operasyonel Bilgiler (milyon TL) Satışlar 2011 2012 2013T 2014T 356.3 307.0 447.6 508.7 -13.8% 45.8% 13.6% % Değişim FAVÖK 34.5 % Değişim 2012 yılı bilançosunun beklentilerin altında gerçekleşmesi ve Libya’daki siyasi belirsizlikler nedeniyle şirketin en son açıklanan bilançosuna göre 2012 yılı FD/FAVÖK değeri 24.1x ile aynı sektör şirket çarpanlarına kıyasla %30’luk bir iskontoya işaret etmektedir. Şirketin Mart 2013’te Borsa İstanbul yönetimi tarafından BIST100 endeksine dahil edilmesi de pozitif yorumlanmalıdır. • • 43.8 -24.7% 68.5% 52.0 18.6% FAVÖK Marjı 9.7% 8.5% 9.8% 10.2% Net Kar 25.2 0.0 25.2 34.0 % Değişim -99.9% a.d. 34.9% Net Kar Marjı 7.1% 0.0% 5.6% 6.7% Özkaynak Verimliliği 13% a.d. 10% 10% Katalizör: • 26.0 Kaynak: Bloomberg Libya bölgesindeki siyasi belirsizliğin sona ermesi ve hak edişlerin proje bazında geri ödenmeye başlanması Güneş enerji sistemleri ve alt yüklenici olarak havaalanı projelerinin bilançoya yansımaya başlaması 2012 senesinden itibaren BIST100 endeksinden %60 negatif ayrışan şirket, Defter değeri altında işlem görmektedir 2012-2013 175% 165% 155% ANELE BIST100 145% 135% 125% Risk Faktörü: Potansiyel projelerin gecikmeler hak edişlerinde yaşanabilecek 105% 95% 01.12 02.12 03.12 04.12 05.12 06.12 07.12 08.12 09.12 10.12 11.12 12.12 01.13 02.13 03.13 04.13 • 115% Kaynak: Bloomberg, Reuters, HLY Araştırma 62 Kaynak: Bloomberg Görünüm 2013 2. ÇEYREK BIST Şirket Analizleri 63 Görünüm 2013 1. ÇEYREK TÜMOSAN (TMSN) 2011 yılında ISO500 listesinde 185.sırada (2010 yılında 326. sırada) yer alan Tümosan 90 hp ve üzeri traktör segmentindeki pazar liderliğinin etkisiyle yükseliş potansiyelini devam ettiriyor. Türkiye‘de 2014 yılından itibaren Avrupa Birliği Emisyon Standardı ‘’Stage IV’’ motorların kullanımı zorunlu hale gelecek. Yılda 75.000 dizel motor üreten şirket standardlara uygun dizel motorlarının ithal motorlara göre fiyat avantajının 2 kat artarak 1000€ ‘dan 2000€ ‘ya çıkması beklenmektedir. Hisse Bilgileri Fiyat (19.04.13) 3.83 12 Ay Hedef Fiyat 4.80 52 Haftalık Fiyat Aralığı 3.34 - 4.16 Yükselme Potansiyeli (%) 25% Piyasa Değeri(milyon TL) 440 3 Aylık Ort. İşlem Hacmi (milyon TL) 2.7 Piyasa Çarpanları Şirket ayrıca Milli Tank (‘’Altay’’) Güç Paketi Projesi (Motor ve Transmisyon) ihalesine teklif veren 3 şirketten biri konumundadır. İhalenin yıl sonuna kadar sonuçlanması bekleniyor. Şirket 2011 yılında traktörde $219 milyon, ekipmanda ise $200 milyon olmak üzere toplam $419 milyon ihracat yapmıştır. Ancak 2012 senesinde rekabetin artmasıyla gelirlerde ihracat payı düşmüştür. İhracattaki bu düşüş senelik net karda %45’lik düşüşe neden olmuştur. Traktör yaş olmaktadır. ortalaması talebin artmasına neden F/K 2012 15.0 x F/K 2013T 10.2 F/K 2014T 9.1 Piyasa Değeri / Defter Değeri 2.7 Kaynak: Bloomberg Operasyonel Bilgiler (milyon TL) Satışlar 2011 2012 2013T 2014T 411.4 291.0 402.0 455.0 -29.3% 38.1% 13.2% % Değişim FAVÖK Hurda Teşvik Kanun’unun çıkması halinde yaş ortalaması 23 olan traktör parkının %48’ni oluşturan 25 yaş ve üzeri 704bin traktörün talebi artıracağını düşünüyoruz. 72.7 % Değişim FAVÖK Marjı • • • Milli Tank (‘’Altay’’) Güç Paketi Projesi (Motor ve Transmisyon) ihalesinin olumlu sonuçlanması (ALTAY projesinin maliyeti $494 milyon olup Otokar öncülüğünde yönetilmektedir) Şirket 2013 yılı FAVÖK ve Net Kar ortalaması 72.5 milyon TL altında gerçekleşmesi halinde %50 ile sınırlı olmak üzere bedelsiz hisse dağıtımını taahhüt etmiştir 2014’te yürürlüğe girecek Avrupa Birliği Emisyon standardları çerçevesinde dizel motor üretiminin artma potansiyeli Özkaynak Verimliliği 81.0 11.0% 17.7% 17.9% 18.2% 17.8% 53.5 29.6 54.0 63.0 % Değişim Net Kar Marjı 73.0 -28.5% 40.4% Net Kar Katalizör: 52.0 -44.7% 82.4% 16.7% 13.0% 38.0% 13.4% 13.8% 35% 26% 47% 55% Kaynak: Bloomberg ARALIK 2012 HALKA ARZ’DAN İTİBAREN 130% TMSN 125% BIST100 120% 115% 110% Risk Faktörü: 105% 100% 2012 senesinde şirketin ihracat pazarında yaşadığı kayıplarının devam etmesi 95% 90% 04.13 03.13 03.13 02.13 02.13 01.13 01.13 01.13 12.12 85% 12.12 • Kaynak: Bloomberg, Reuters, HLY Araştırma 64 Kaynak: Bloomberg Görünüm 2013 1. ÇEYREK AKFEN HOLDİNG (AKFEN) Akfen Holding havalimanları yönetim ve operasyonları, inşaat, deniz liman işletmeciliği, deniz ulaşımı, su dağıtımı, enerji ve gayrimenkul alanlarında faaliyet göstermektedir. Avrupa’nın en büyük havalimanı olması beklenen 3. İstanbul Havalimanı ve ACCOR ile Türkiye’de yapılacak Novotel ve İbis otelleri işbirliği şirket için öne çıkan projeler konumundadır. Hisse Bilgileri Fiyat (19.04.13) 5.14 12 Ay Hedef Fiyat 6.27 52 Haftalık Fiyat Aralığı 4.28 - 5.93 Yükselme Potansiyeli (%) 22% Piyasa Değeri(milyon TL) 1,496 3 Aylık Ort. İşlem Hacmi (milyon TL) İstanbul Atatürk Havalimanı yolcu rakamları pozitif trend’de... Akfen Holding’in en önemli iştiraklerinden biri olan TAV Havalimanları’nın 2012 yılında FAVÖK gelirleri %77 artış göstermiştir. Yolcu sayısındaki artışın devam edeceği ve bunun şirketin bilançosuna pozitif etki yapmaya devam edeceğini öngörmekteyiz. 14.1 Piyasa Çarpanları F/K 2012 2.3 x F/K 2013T 12.3 F/K 2014T 8.8 Piyasa Değeri / Defter Değeri 1.10 Kaynak: Bloomberg Operasyonel Bilgiler HES projeleri artıyor (milyon TL) Şirket yenilenebilir HES portföyünü toplam 473 MW kurulu güç ve 1346 WS yıllık üretim kapasitesine çıkarmayı başarmıştır. Akfen Holding, yenilenebilir HES projelerine ek olarak enerji santral portföyünde yer alan Laleli Barajı hidroelektrik santralinin 101,6 MW kurulu güce çıkması şirketin gelirlerine pozitif etki yapmaya devam ediyor. 2011 Satışlar 2012 2013T 2014T 1353.6 1124.7 1139.6 1228.3 % Değişim FAVÖK 270.0 % Değişim -16.9% 1.3% 7.8% 327.9 341.0 391.2 21.5% 4.0% 14.7% FAVÖK Marjı 19.9% 29.2% 29.9% 31.8% Net Kar -64.7 662.9 116.3 153.3 -4.8% 58.9% 10.2% 12.5% -8% 64% 8% 8% Katalizör: • • İstanbul 3. Havalimanı projesinin inşaatı ve işletmesini beraber yürütebilecek donanıma sahip tek holding durumunda olması Enerji projelerinde satışlarla borçluluk oranının azaltılması % Değişim a.d. Net Kar Marjı Özkaynak Verimliliği -82.5% 31.8% Kaynak: Bloomberg Risk Faktörü: • FX piyasasındaki oynaklığın operasyonel rasyolara yansıması 3. havalimanı projesinin gerçekleşmemesi ya da ihalenin başka bir holding tarafından kazanılması 180% 170% AKFEN BIST100 160% 150% 140% 130% 120% 110% 100% 90% 01.12 02.12 03.12 04.12 05.12 06.12 07.12 08.12 09.12 10.12 11.12 12.12 01.13 02.13 03.13 04.13 • 2012-2013 Kaynak: Bloomberg, Reuters, HLY Araştırma 65 Kaynak: Bloomberg Görünüm 2013 1. ÇEYREK MİGROS TİCARET (MGROS) Migros, Türkiye’de 883, Kazakistan ve Makedonya’da toplam 31 mağazasıyla yurtiçinde süpermarket formatında lider, orgazine perakende sektöründe ise BİM şirketinin ardından ikinci sırada yer almaktadır. Şirket 2011 yılında aldığı stratejik karar çerçevesinde, 70 ilde 1,230 mağaza ile faaliyet gösteren ve düşük - orta gelir grubuna hitap eden Şok mağazalarını 600 milyon TL’ye sattı. Hisse Bilgileri Fiyat (19.04.13) 22.50 12 Ay Hedef Fiyat 28.35 52 Haftalık Fiyat Aralığı 15.15 - 24.60 Yükselme Potansiyeli (%) 26% Piyasa Değeri(milyon TL) 4,006 3 Aylık Ort. İşlem Hacmi (milyon TL) Amerika’lı perakende devi Wal-Mart’ın Migros’un %80 hissesini BC Partners’dan satın almakla ilgilendiği yönünde haberlerin çıkması ve Türkiye piyasasında faaliyetlere başlamak istemesi önemli bir gelişme olarak algılanabilir. Olası bir satışın FD/FAVÖK çarpanlarının 10.5x-17.2x aralığında olması beklenmektedir. Görüşümüz bu rakamın 14x FD/FAVÖK üzerinde olacağı yönündedir. 22.7 Piyasa Çarpanları F/K 2012 45.1 x F/K 2013T 33.5 F/K 2014T 23.7 Piyasa Değeri / Defter Değeri 3.20 Kaynak: Bloomberg Operasyonel rasyolara baktığımızda şirketin 2012 yılında FAVÖK marjının %6,4, net kar marjının %1,4 olarak gerçekleştiğini görüyoruz. Şirketin 2011 yılına göre daha pozitif rakamlara ulaşmasının 2013 yılında şirket hissesindeki momentumu koruyabileceğini düşünmekteyiz. Katalizör: Operasyonel Bilgiler (milyon TL) Satışlar 2011 % Değişim FAVÖK Satış süreci hakkında çıkabilecek olumlu haberler Operasyonel rasyolarda iyileşme Yurt dışı faaliyetlerde (Kazakistan+Makedonya) kar marjı iyileşmesi Risk Faktörü: 382.7 EUR/TRY üzerinden uzun vadeli borçlanmasından dolayı, EURO değer kazanırsa şirket üzerinde negatif etki yapabilir 12.7% 14.5% 12.2% 415.4 468.5 527.0 8.5% 12.8% 12.5% FAVÖK Marjı 6.7% 6.4% 6.3% 6.3% Net Kar -369.3 88.1 126.8 165.1 a.d. 44.0% 30.2% Net Kar Marjı -6.4% 1.4% 1.7% 2.0% Özkaynak Verimliliği -29% 7% 10% 10% % Değişim Kaynak: Bloomberg 2012-2013 190% 180% 170% MGROS BIST100 160% 150% 140% 130% 120% 110% 100% 01.12 02.12 03.12 04.12 05.12 06.12 07.12 08.12 09.12 10.12 11.12 12.12 01.13 02.13 03.13 04.13 • 2013T 2014T 5753.1 6482.4 7425.1 8330.8 % Değişim • • • 2012 Kaynak: Halk Yatırım Araştırma, Bloomberg, Reuters 66 Kaynak: Bloomberg Görünüm 2013 1. ÇEYREK OTOKAR OTOMOTİV ve SAVUNMA (OTKAR) Otokar şirketi toplu taşımacılık alanında minibüs ve otobüs; savunma sanayi alanında ise 4x4 taktik askeri tekerlekli arazi tipi araç üretimiyle istikrarlı büyümesini devam ettirmektedir. Milli Tank (‘’Altay’’) projesi için tasarım, geliştirme, prototip imalatı, test ve sertifikasyon aşamalarının tamamlanması için $500 milyon mali kaynak ayrılmış olmasının ve seri imalat beklentisinin hisse üzerinde pozitif etki yaratacağını düşünüyoruz. Şirketin 2012 gelirleri %13 ’lük artışla 1 milyar TL ve toplam ihracat gelirleri %58’lik artışla 260 milyon TL gerçekleşti. İhracat gelirinin %70’ini oluşturan zırhlı araç grubunun önümüzdeki dönemlerde operasyonel gelirlere katkı yapacağını tahmin etmekteyiz. Yurt içi satışların artışına en büyük katkı 337 milyon TL ile minibüs/otobüs ürün grubudur.Şirket 7 metre minibüs ve 910 metre otobüs kategorilerinde sırasıyla %56 ve %59’luk pazar paylarıyla liderliğini sürdürüken, 12 metre otobüs(halk otobüsü) kategorisinde %28 payla pazar ikincisi konumundadır. 2012 net karı geçen seneye göre %39 artış ile 76 milyon TL olarak gerçekleşti. Şirketin zırhlı araç projelerinin ve minibüs/otobüs üreticisi olarak pazar payının artacağını düşündüğümüzden, 2013 yılı sonu net karının 81 milyon TL, satış gelirlerinin ise 1.1 milyar TL gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Şirketin 2013 senesinde BIST100 endeksinin en iyi performans gösteren hisselerinden biri olduğunu (%40 pozitif ayrışma) ve yukarıda açıkladığımız pozitiflerin bu performansta etkili olduğunu düşündüğümüzden hisseye ‘’NÖTR’’ diyoruz. Hisse Bilgileri Fiyat (19.04.13) 61.75 12 Ay Hedef Fiyat 68.00 52 Haftalık Fiyat Aralığı 23.71 - 65.00 Yükselme Potansiyeli (%) 10% Piyasa Değeri(milyon TL) 1,482 3 Aylık Ort. İşlem Hacmi (milyon TL) 6.3 Piyasa Çarpanları F/K 2012 19.7 x F/K 2013T 17.8 F/K 2014T 16.8 Piyasa Değeri / Defter Değeri 6.10 Kaynak: Bloomberg Operasyonel Bilgiler (milyon TL) 2011 Satışlar 890.5 % Değişim FAVÖK 1004.5 1085.8 1153.3 8.1% 6.2% 139.8 128.3 132.3 44.8% -8.2% 3.1% 10.8% 13.9% 11.8% 11.5% 54.8 76.4 80.5 83.3 % Değişim Net Kar 2013T 2014T 12.8% 96.5 FAVÖK Marjı 2012 % Değişim 39.3% 5.4% 3.4% Net Kar Marjı 6.2% 7.6% 7.4% 7.2% Özkaynak Verimliliği 28% 34% 32% 32% Kaynak: Bloomberg Katalizör: 2012-2013 • • 563 milyon TL iş rezervi Milli Tank (‘’Altay’’) projesinin beklenenden önce seri üretime geçmesi 350% 300% Risk Faktörü: 250% • 200% BIST100 150% 100% 01.12 02.12 03.12 04.12 05.12 06.12 07.12 08.12 09.12 10.12 11.12 12.12 01.13 02.13 03.13 04.13 • 2013 2. Çeyreğinde ekonomik kriz derinleşirse azalacak ihracat rakamları Global askeri harcamaların kesintiye uğraması OTKAR Kaynak: Halk Yatırım Araştırma, Bloomberg, Reuters 67 Kaynak: Bloomberg Görünüm 2013 1. ÇEYREK TEKFEN HOLDİNG (TKFEN) Tekfen Holding inşaat, tarımsal sanayi (gübre) ve gayrimenkul sektörlerindeki faaliyet alanlarını yeni yatırımlarıyla artırmaktadır. Orta Doğu ve Azerbaycan’da alt yapı projelerindeki artış ve Türkiye’de gerçekleştirilmesi planlanan STAR rafinerisi projeleri şirketin iş rezervlerine olumlu etki yapmaktadır. Şirket 2011 yılı sonu itibariyle $2 milyar tutarında birikmiş iş rezervini, 2012 yılının ilk dokuz ayında Katar ve Suudi Arabistan bölgelerindeki $813 milyon tutarında yeni projelerin etkisiyle artırmaktadır. Şirketin 2012 yılı satış gelirleri %27 oranında artış göstererek 4.1 milyar TL seviyesine yükselmiştir. Şirketin %29,26 oranında ortak olduğu Eurobank–Tekfen’in $355 milyona satılması ve tarımsal sanayi bölümünde gerçekleştirmeyi planladığı $300 milyon tutarındaki 726 bin tonluk sülfürik asit yatırımının 2013 yılı ilk çeyrek bilançosuna pozitif etki yapacağını öngörmekteyiz. Hisse Bilgileri Fiyat (19.04.13) 7.06 12 Ay Hedef Fiyat 7.90 52 Haftalık Fiyat Aralığı 5.12 - 8.16 Yükselme Potansiyeli (%) 12% Piyasa Değeri(milyon TL) 2,612 3 Aylık Ort. İşlem Hacmi (milyon TL) 12.7 Piyasa Çarpanları F/K 2012 8.7 x F/K 2013T 10.6 F/K 2014T 9.9 Piyasa Değeri / Defter Değeri 1.30 Kaynak: Bloomberg Operasyonel Bilgiler (milyon TL) 2011 Satışlar 2012 2013T 2014T 3211.2 4075.9 4111.9 4245.0 % Değişim 26.9% 0.9% 3.2% 282.7 370.8 403.3 -26.2% 31.2% 8.8% Bakü Olimpiyat Stadyumu TEKFEN İnşaat’ın... FAVÖK Tekfen İnşaat 68,000 kişilik Bakü Olimpiyat Stadyumu projesinde Azerbaycan Ulusal Petrol Şirketi Socar ile $640 milyon tutarlı sözleşme imzalamıştır. Proje süresi 24 ay olup, Mart 2015‘te tamamlanması beklenmektedir. • % Değişim FAVÖK Marjı 11.9% 6.9% 9.0% 9.5% Net Kar 242.4 299.3 267.6 279.1 % Değişim Katalizör: • 382.8 Azerbaycan ve Orta Doğu’da yüklenilen yeni inşaat projeleri Şirketin nakit ve benzeri Eurobank-Tekfen satışından gelen 189 milyon TL ile artmıştır-Temettü oranına yansıması beklentimizi koruyoruz 23.5% -10.6% 4.3% Net Kar Marjı 7.5% 7.3% 6.5% 6.6% Özkaynak Verimliliği 14% 15% 12% 12% Kaynak: Bloomberg 2012-2013 180% Risk Faktörü: 170% TKFEN BIST100 160% Siyasi belirsizliklerle proje sözleşmeleri imzalanmasında/hak edişlerde gecikme yaşanması 150% 140% 130% 120% 110% 100% 01.12 02.12 03.12 04.12 05.12 06.12 07.12 08.12 09.12 10.12 11.12 12.12 01.13 02.13 03.13 04.13 • Kaynak: Bloomberg, Reuters, HLY Araştırma 68 Kaynak: Bloomberg Görünüm 2013 1. ÇEYREK COCA-COLA İÇECEK (CCOLA) Coca-Cola İçecek’in, Türkiye dahil 10 gelişmekte olan ülkede, 355 milyon nüfuslu bölgede, faaliyetlerini genişletmesi güçlü büyüme beklentisini devam ettirmektedir. Şirket büyüme stratejisi çercevesinde Türkiye ve diğer yüksek potansiyeli olan pazarlarda yatırımlarını sürdürürken, Kuzey Irak’taki operasyonlarını artırmak amacıyla Al–Waha şirketini satın almıştır. Nüfusun %70’inin 30 yaş ve altında bulunduğu Irak’ta yeni şirket satın alınmasının satış gelirlerine pozitif etki yapacağını düşünüyoruz. Bu bölgede daha önce hiç bir Coca-Cola ürününün tüketicilere sunulmamış olması da yeni müşteri potansiyeli yaratmaktadır. Mevsim etkisiyle 2013 yılının 2. yarısındaki soğuk içecek tüketiminin artmasıyla satış hacimlerininin artması ve hammadde fiyatlarındaki düşüşün operasyonel gelirlere pozitif etki yapması beklenebilir. Şirket 2012 yılında satış gelirlerini %21, FAVÖK’ünü %42 oranlarında artırdı.10 ülkede 22 fabrikası bulunan şirketin Türkiye satış hacmi ise 569 milyon TL seviyesine yükseldi. Hisse Bilgileri Fiyat (19.04.13) 12 Ay Hedef Fiyat 22.09 - 54.50 Yükselme Potansiyeli (%) 9% Piyasa Değeri(milyon TL) 13,227 3 Aylık Ort. İşlem Hacmi (milyon TL) F/K 2012 35.5 x F/K 2013T 30.2 F/K 2014T 25.0 Piyasa Değeri / Defter Değeri 7.00 Kaynak: Bloomberg Operasyonel Bilgiler (milyon TL) 2011 Satışlar • • FAVÖK Doların TL karşısında değer kazanması durumunda hammadde fiyat artışları şirket karlılık oranına negatif etki yapabilir 2012 2013T 2014T 3408.6 4132.4 4852.4 5623.4 476.7 % Değişim 21.2% 17.4% 15.9% 676.9 825.2 977.3 42.0% 21.9% 18.4% FAVÖK Marjı 14.0% 16.4% 17.0% 17.4% Net Kar 140.3 380.1 435.1 529.1 % Değişim Net Kar Marjı 171% 14.5% 21.6% 4.1% 9.2% 9.0% 9.4% 9% 21% 21% 21% Özkaynak Verimliliği Kaynak: Bloomberg 250% 230% 210% CCOLA BIST100 190% 170% 150% 130% 110% 90% 01.12 02.12 03.12 04.12 05.12 06.12 07.12 08.12 09.12 10.12 11.12 12.12 01.13 02.13 03.13 04.13 • 7.5 Piyasa Çarpanları % Değişim Risk Faktörü: 56.50 52 Haftalık Fiyat Aralığı Katalizör: Kuzey Irak’ta büyüme potansiyeli Diğer yerel Coca Cola şirketleriyle kıyaslandığında F/K ve FD/FAVÖK iskontolu işlem görmektedir 52.00 Kaynak: Bloomberg, Reuters, HLY Araştırma 69 Kaynak: Bloomberg Görünüm 2013 1. ÇEYREK TÜRKİYE ŞİŞE VE CAM FABRİKALARI (SISE) Şişe Cam 2013 yılında Latin Amerika ve Güney Afrika bölgelerindeki satış ağını daha da güçlendirerek marka bilinirliğini ve pazar payını artırmayı hedeflemektedir. 2012 yılında, dünyada daralan pazar ortamında şirket toplam satışlarının %48’ini oluşturan uluslararası satışlardan gelirini %6 artışla 2.6 milyar TL’ye yükseltme başarısı göstermiştir. 2012 yılında Doğalgaz’a yapılan zamlar operasyonel marjları olumsuz etkiledi. Önümüzdeki 6 ayda yeni doğalgaz zamları beklemiyoruz. Hisse Bilgileri Fiyat (19.04.13) 2.92 12 Ay Hedef Fiyat 3.30 52 Haftalık Fiyat Aralığı 2.26 - 3.60 Yükselme Potansiyeli (%) 13% Piyasa Değeri(milyon TL) 4,380 3 Aylık Ort. İşlem Hacmi (milyon TL) 49.0 Piyasa Çarpanları F/K 2012 Doğalgaza yapılan ek zamlar ve düz cam segmentindeki daralan talebin etkisiyle şirketin 2012 yılı faaliyet geliri %25 azalmıştır. Kentsel dönüşüm projesinin yansıyacağını tahmin ediyoruz. bilançoya 15.0 x F/K 2013T 10.2 F/K 2014T 8.1 Piyasa Değeri / Defter Değeri 0.90 pozitif Kaynak: Bloomberg Operasyonel Bilgiler %2,2 GSYİH büyümesi gerçekleşen 2012 yılında inşaat ve gayrimenkul sektörleri toplamda %2,5 büyüdüler. 2013 yılında iç talebin GSYİH’ya katkısının artırılması hedefinden yola çıkarsak, düşük faiz ortamında bu iki sektörün kazançlı çıkmasını bekliyoruz. Bu gelişmelerin sonucunda artacak düz cam tüketiminin şirketin satış gelirinde %12 büyüme sağlayacağını tahmin ediyoruz. (milyon TL) 2011 Satışlar 2012 2013T 2014T 4978.7 5342.1 5981.7 6757.2 % Değişim FAVÖK 1245.4 % Değişim 7.3% 12.0% 13.0% 937.9 1214.6 1441.6 -24.7% 29% 18.7% FAVÖK Marjı 25.0% 17.6% 20.3% 21.3% Net Kar 631.5 294.1 440.5 537.7 -53.4% 49.8% 22.0% Katalizör: • % Değişim Paşabahçe Cam Sanayi A.Ş. Halka Arzı Net Kar Marjı 12.7% 5.5% 7.4% 8.0% 17% 7% 8% 8% Risk Faktörü: Özkaynak Verimliliği • Şu anda global piyasalarda tek yükselen emtia olan Doğalgaz’a zam gelmesi (Bakınız: ‘’Emtialarda Satış’’, Sayfa 2) Açıklanan Paşabahçe Cam Sanayi A.Ş. halka arzının negatif piyasa koşulları nedeniyle ertelenmesi Kaynak: Bloomberg 2012-2013 180% 170% 160% SISE BIST100 150% 140% 130% 120% 110% 100% 90% 01.12 02.12 03.12 04.12 05.12 06.12 07.12 08.12 09.12 10.12 11.12 12.12 01.13 02.13 03.13 04.13 • Kaynak: Bloomberg, Reuters, HLY Araştırma 70 Kaynak: Bloomberg Görünüm 2013 1. ÇEYREK DOĞUŞ OTOMOTİV (DOAS) Doğuş Şirketler Grubu’nun önemli üyelerinden olan Doğuş Otomotiv, sektöründe Türkiye’nin en geniş marka ve hizmet ağına sahiptir. Volkswagen grubu bünyesindeki tüm markaların başarılı performansı şirketin net karını 2012 yılında %81 oranında artırmıştır. Son üç yıldır Avrupa otomotiv pazarındaki daralma talebi etkileyecek önemli risk olarak karşımıza çıkmaktadır. (Otomotiv sektörü hakkında ‘’Negatif’’ bilgilendirmemiz de rapor içinde yer almaktadır.) Ekonomik konjonktüre oldukça bağımlı olan otomotiv sektörü satış hacimleri Mart 2013’te Avrupa pazarında %10 daraldı. Düşük otomotiv kredi faizleri talebi artırmaktadır. Şirketin sahip olduğu yeni ve geniş araç portföyü ile sıfır kilometre araç pazar payı düşük faiz oranlarının etkisiyle artarken, servis ve yedek parça satışı gibi sunduğu yan hizmetler de karlılığa destek olmaya devam ediyor. Hisse Bilgileri Fiyat (19.04.13) 12.15 12 Ay Hedef Fiyat 13.00 52 Haftalık Fiyat Aralığı 4.04 - 12.20 Yükselme Potansiyeli (%) 7% Piyasa Değeri(milyon TL) 2,673 3 Aylık Ort. İşlem Hacmi (milyon TL) Piyasa Çarpanları F/K 2012 10.3 x F/K 2013T 11.4 F/K 2014T 11.2 Piyasa Değeri / Defter Değeri 2.30 Kaynak: Bloomberg Operasyonel Bilgiler (milyon TL) Şirket 2012 yılında 126bin araç satarak geçen sene aynı döneme göre satışları %11 oranında artırmıştır. 2012 yılında FAVÖK %19 oranında artış gösterirken, şirket düşük talep döneminde iç pazar payını artırma başarısı göstermiştir. Otomotiv sektöründe 2013 1. Yarıda yüksek talebin, 3. çeyrekten sonra daralmanın yaşanacağını düşündüğümüzden şirketin 2013 yılı araç satışlarını 120 bin130bin olarak tahmin ediyoruz. • • Faiz oranlarındaki düşüşün yansımasının devamı Yükselen yurtiçi pazar payı 2011 Satışlar otomotiv kredilerine 2012 2013T 2014T 4808.3 5132.3 5200.2 5619.8 % Değişim FAVÖK 272.8 % Değişim 6.7% 1.3% 8.1% 325.0 316.4 335.4 19.1% -2.7% 6.0% FAVÖK Marjı 5.7% 6.3% 6.1% 6.0% Net Kar 141.8 255.9 232.4 245.6 % Değişim Katalizör: 4.7 80.5% -9.2% 5.7% Net Kar Marjı 2.9% 5.0% 4.5% 4.4% Özkaynak Verimliliği 18% 25% 20% 20% Kaynak: Bloomberg 2012-2013 Risk Faktörü: 500% 450% Daralan Avrupa otomotiv pazarı 2012 senesi başından itibaren, arasında en iyi performans (+%340) 400% BIST100 hisseleri DOAS BIST100 350% 300% 250% 200% 150% 100% 01.12 02.12 03.12 04.12 05.12 06.12 07.12 08.12 09.12 10.12 11.12 12.12 01.13 02.13 03.13 04.13 • • Kaynak: Bloomberg, Reuters, HLY Araştırma 71 Kaynak: Bloomberg Görünüm 2013 1. ÇEYREK DOĞAN HOLDİNG (DOHOL) Doğan Holding Maliye Bakanlığı’na 1.1 milyar TL vergi borcunu vadesinden önce ve tek seferde yaptığı 480.5 milyon TL ödeyerek kapattıktan sonra, medya ve enerji sektöründeki ivmelenmeyle 2013 yılında büyüme trendini artırmayı hedefliyor. Enerji sektörüne ilgisini artırıyor En büyük özel sektör santrallerinden biri olan Boyabat Barajı Hes Projesi kapsamında üretilecek olan yıllık yaklaşık 1.5 milyar KwH elektriğin, Türkiye’nin enerji dışa bağımlılığını azaltmasında önemli rol oynaması beklenmektedir. 418 milyon Kwh elektrik üretilmesi beklenen Aslancık projesinin ise 2013 yılının 2. yarısında faaliyete geçeceği planlanmaktadır. Şirket 2012 yılı satış gelirleri önceki sene aynı döneme göre %10 oranında artış göstererek 3.1 milyar TL seviyesine yükseldi. Hisse Bilgileri Fiyat (19.04.13) 1.16 12 Ay Hedef Fiyat 1.31 52 Haftalık Fiyat Aralığı Yükselme Potansiyeli (%) 13% Piyasa Değeri(milyon TL) 2,842 3 Aylık Ort. İşlem Hacmi (milyon TL) F/K 2012 18.4 x F/K 2013T 25.2 F/K 2014T 22.3 Piyasa Değeri / Defter Değeri 0.90 Kaynak: Bloomberg Operasyonel Bilgiler 2011 Satışlar 2012 2013T 2014T 2860.7 3156.5 3491.5 3797.9 % Değişim Şirketin Petrol Ofisi ve OMV’nin satışından sağlanan 2.2 milyar TL net nakit akımına rağmen yatırımcılarına temettü dağıtmayacak olması, hisse senedi üzerindeki negatif algıyı artırmaktadır. 35.4 Piyasa Çarpanları (milyon TL) Nakit oranları artmasına rağmen temettü dağıtmayacak. 0.64 - 1.21 FAVÖK 306.3 % Değişim 10.3% 10.6% 8.8% 386.6 426.4 505.6 26.2% 10.3% 18.6% FAVÖK Marjı 10.7% 12.2% 12.2% 13.3% Net Kar -886.0 155.7 109.9 138.2 -31.0% 4.9% 3.1% 3.6% -29% 5% 3% 3% Katalizör: • Net nakit akımlarının (Petrol Ofisi+OMV) tetikleyeceği yeni yatırımlar Risk Faktörü: % Değişim a.d. Net Kar Marjı Özkaynak Verimliliği -29.4% 25.8% Kaynak: Bloomberg • Siyasi belirsizlik Açılan vergi cezası davalarında Yargıtay’dan gelecek kararlara bağlılık Yüksek borçluluk oranı 2012-2013 240% 220% DOHOL BIST100 200% 180% 160% 140% 120% 100% 01.12 02.12 03.12 04.12 05.12 06.12 07.12 08.12 09.12 10.12 11.12 12.12 01.13 02.13 03.13 04.13 • • Kaynak: Bloomberg, Reuters, HLY Araştırma 72 Kaynak: Bloomberg Görünüm 2013 1. ÇEYREK OTOMOTİV SEKTÖRÜ Avrupa’da yaşanan ekonomik krizin yol açtığı iç talep daralmasının sonucu olarak, Avrupa’da otomotiv pazarı 2013 Mart ayında %10 daraldı. 2011 yılının büyüme yılı olarak gerçekleşmesinin ardından, 2012 ilk yarısında ve Aralık ayındaki yüksek baz etkisi, GSYİH büyümesinin yavaşlayarak %2,2 gerçekleşmesi ve artırılan ÖTV oranlarının hafif ticari araç segmentindeki satışları önemli ölçüde daraltması pazarı etkileyen olumsuz faktörler olarak gözükmektedir. Otomotiv sektöründe birinci yarı yüksek talebin, ikinci yarı ise daralmanın yaşanacağını tahmin ediyoruz. Hem Çin hem de Avrupa’da talebin azalması, sektörde daralma trendinin 2014 1. Çeyreğe kadar devam edebileceğini göstermektedir. 2013 yılı için Türkiye pazarı tahminimiz yıllık bazda %3-4 büyümeye işaret etmektedir. Binek araçlar için %5 büyüme öngörürken, ticari araç grubu için %15-18 oranında daralma öngörmekteyiz. Kaynak: Bloomberg DOAS > FROTO > TOASO > BIST100 2012 - 2013 500% 450% DOAS FROTO TOASO BIST100 400% 350% 300% 250% 200% 150% 100% 50% 04.13 03.13 02.13 02.13 01.13 12.12 12.12 11.12 10.12 10.12 09.12 08.12 07.12 07.12 06.12 05.12 05.12 04.12 03.12 03.12 02.12 01.12 01.12 0% Kaynak: Bloomberg ÇEKİNCE: Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu sayfalarda yayınlanan görüş, yorum, haber veya öneriler nedeniyle ortaya çıkacak ticari kazanç veya kayıplardan Halk Yatırım Menkul Değerler A.Ş. sorumlu değildir. Buradaki yazı, görüş ve yorumlar sayfa ziyaretçilerini bilgilendirme niteliği taşımaktadır. Rapor sayfalarında yayınlanan hiçbir yazı, görüş, resim, analiz ve diğer sunumlar izin alınmadan yazılı veya görsel basın organlarında yayınlanamaz. 73 Kaynak: Bloomberg
Benzer belgeler
Görünüm 2013 2.Çeyrek-Nisan
ayrılacaklar. Bu durum ise doğal olarak bütçe açığının artması olasılığını güçlendiriyor.
Obama bu konuda kesintiler yapmak isteğini dile getirmiş ancak fazla dost bulamamıştı.
Kongreye yeni sunula...