Görünüm 2013 2.Çeyrek-Nisan
Transkript
Görünüm 2013 2.Çeyrek-Nisan
TÜRKİYE: YENİDEN DEĞERLEME (“RE-RATING”) Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek DÜNYA: ÜÇ SİLAHŞÖRLER GÖRÜNÜM 2013 2. ÇEYREK 1 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 1 İÇİNDEKİLER: EUR/USD + S&P500 + Emtia ABD: Kötünün İyisi Japonya: Abenomics Euro Bölgesi: Ekonomik ve Siyasi Rahatsızlık İngiltere: Üç Dipli Resesyon? Çin: Politik Değişiklikler Damga Vuruyor Türkiye: Yeniden Değerleme (“RE- RATING”) Türkiye: Makro Tahminlerimiz Borsa Istanbul (“BIST”) Strateji BIST “S.W.O.T.” BIST Performans BIST Model Portföy / Portföy Dağılımı BIST Model Portföy Hisseleri BIST Şirket Analizleri Otomotiv Sektörü – Negatif 6 7 19 27 41 47 52 69 70 72 73 89 92 106 124 Halk Yatırım Araştırma Takımı: Azmi Dölen, GMY [email protected] +90 (212) 314 8125 Işık Ökte, Stratejist [email protected] +90 (212) 314 8182 Orçun Seyrek, Uzman Yrd. [email protected] +90 (212) 314 8183 Oğuz Acıkaraoğlu, Uzman Yrd. [email protected] +90 (212) 314 8184 Nurcihan Aşık, Uzman Yrd. [email protected] +90 (212) 314 8185 Sertaç Oktay, Uzman Yrd. [email protected] +90 (212) 314 8186 ÇEKİNCE: Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu sayfalarda yayınlanan görüş, yorum, haber veya öneriler nedeniyle ortaya çıkacak ticari kazanç veya kayıplardan Halk Yatırım Menkul Değerler A.Ş. sorumlu değildir. Buradaki yazı, görüş ve yorumlar sayfa ziyaretçilerini bilgilendirme niteliği taşımaktadır. Rapor sayfalarında yayınlanan hiçbir yazı, görüş, resim, analiz ve diğer sunumlar izin alınmadan yazılı veya görsel basın organlarında yayınlanamaz. 2 Ülkemiz tarifsiz derinlikte bir kültürel miras sahibidir. Bu olağanüstü özellik her bireye, her tüzel kişiye sosyal sorumluluk yüklemektedir kanaatindeyim. Konuyu bir perspektif çerçevesinde açıklamak istiyorum; Chicago Mercantile Exchange PIT TRADING ile, London Metal Exchange de Ring Trading ile 1800’lü yılların tellal piyasa [open outcry] ritüelini halen devam ettirmektedir. Hayranlıkla izlediğimiz bu piyasa fenomeninin 2000 yıl öncesinde bizim topraklarımızda da yapılıyor olduğunu biliyor muyuz? Aizanoi antik kentinin [Çavdarhisar-Kütahya] avlu-pazar [macellum] yerleşkesindeki yuvarlak pit podyum yapıdan bahsediyorum. Halk Yatırım Menkul Değerler A.Ş. Genel Müdürü olarak sizleri (http://whc.unesco.org/ en/tentativelists/5724/) linkine tıklayarak 1824’te keşfedilen ve ancak 100 yıl sonra 1926’da Alman Arkeoloji Enstitüsü tarafından [günümüzde Pamukkale Üniversitesi ile birlikte] yürütülen kazılar sonrasında, 5724 referans numarasıyla UNESCO Dünya İnsanlık Mirası adaylığı başvurusu yapılan [Nisan 2012] Aizanoi hakkında bilgi sahibi olmaya davet ediyorum. Murat ÇETİNKAYA Genel Müdür Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 3 Aizanoi (Çavdarhisar-Kütahya) Turkey Date of Submission: 13/04/2012 Criteria: (ii)(iv) Category: Cultural Submitted by: Permanent Delegation of Turkey to UNESCO State, Province or Region: District of Çavdarhisar, Province of Kütahya Coordinates: N39 11 41 E29 37 49 Ref.: 5724 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 4 DÜNYA: ÜÇ SİLAHŞÖRLER BERNANKE DRAGHI KURODA TÜRKİYE: YENİDEN DEĞERLEME (“RE-RATING”) BAŞÇI 2012 Yılı Merkez Bankacısı Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 5 Parasal Genişleme Politikaları: EUR/USD – S&P500 1.800 1,70 S&P500 Endeksi EUR/USD (sağ eksen) BoJ ucu açık parasal genişleme programı 1.600 Ağustos 2012 QE2’nin ilk sinyali 1.400 Eylül 2012 QE3 1,50 Şubat 2012 LTR02 1.200 Eylül 2008 Lehman Batışı 1.000 1,60 1,40 1,30 Aralık 2011 LTR01 800 1,20 Kasım 2008 QE1 03.01.2013 03.07.2012 03.01.2012 03.07.2011 03.01.2011 03.07.2010 03.01.2010 03.07.2009 03.01.2009 03.07.2008 03.01.2008 03.07.2007 1,10 03.01.2007 600 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 6 EMTİALARDA SATIŞ Nisan ayında global emtia endekslerinde yaşadığımız aşağı hareketi grafiklerle göstermek istedik. Ons Altın/ Gümüş/Brent Petrol/Doğalgaz/Bakır/Alüminyum’un ana endeks olarak kullandığımız Goldman Sachs Emtia (“GSCI”) relatif 2013 performanslarına baktık. Doğalgaz emtia satışından etkilenmeyerek yukarı trendini devam ettirirken, Gümüş GSCI’dan 2013’te %18 negatif ayrışmıştır. ONS ALTIN 110 GÜMÜŞ GSCI Altın 110 100 100 90 90 80 80 70 70 DOĞALGAZ 140 BRENT PETROL GSCI Gümüş GSCI DOĞALGAZ 110 ALÜMİNYUM GSCI BAKIR 110 100 100 90 90 80 80 100 90 Brent Petrol 90 130 120 GSCI 100 BAKIR 110 110 GSCI ALÜMİNYUM Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 7 ABD: KÖTÜNÜN İYİSİ... 2008 krizinden sonra ABD ve Avrupa Merkez Bankalarının yüksek miktarda para basması ve tahvil alım programları ile gelen küresel çaptaki bol likidite, geçtiğimiz aylarda finansal piyasaların değer kazanmasında önemli bir rol oynadı. Fakat, gerek ABD’de gerek Euro bölgesinde reel kesim, finansal piyasalarda görülen bu yükselişe eşlik edemedi. Finansal piyasalardaki bu gelişmeler, ABD’de anketlerde güçlenen büyüme beklentisine paralel olarak, güven endekslerine bir derece yansımış gözüküyor. Amerika Merkez Bankası (FED) yetkilileri, ABD’de işsizlik oranı %6,5’un altına gelmedikçe faiz oranını düşük tutacakları politika değişikliğini Aralık 2012’de yaptılar. Yaklaşık bir yıldır %1,4-2,2 bandında seyreden enflasyon oranı ve orta vadede öngörülen %2,5 oranı da düşük faiz politikasını uygulamak için FED’e güç veriyor. Bu durumda FED, parasal genişlemenin enflasyonist baskı oluşturmayacağını öngörüyor. 8 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek ABD: KÖTÜNÜN İYİSİ... FED Bilançosu Şüphesiz, 2013 yılının son üç çeyreğinde en yakından takip edeceğimiz gelişme FED’in genişlemeci para politikalarını ne şekilde sürdüreceği olacaktır. Çünkü ekonomide istenen ivmenin 2012 yılında yakalanamaması ile FED, varlık alımlarını aylık 85 milyar Dolar tutarına kadar yükselterek genişlemeci politikalarını kararlı sürdürmeye devam ediyor. İlk aşamada Eylül 2012 “Para Piyasası Kurulu” toplantısında (FOMC) aylık 40 milyar Dolar varlığa dayalı alımlar açıklayan FED, Aralık ayındaki toplantıda gerçek anlamda “QE3” moduna geçerek aylık 45 milyar Dolar tutarında daha devlet tahvili alımları yapacağını belirtti. Yeni tahvil alım programı öncekilerin aksine maddi değer limiti olmayacak şekilde ucu açık düzenlendi ve işsizlik oranının %6,5’a düşmesine endekslendi. 2013 Mart FOMC toplantısında da FED istihdamdaki iyileşme belirginleşene kadar varlık alımını sürdüreceğini yineledi. Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 9 ABD: KÖTÜNÜN İYİSİ... Şekil 1: FED Bilançosu Aralık 2012’de açıklanan varlık alım programı ile FED Bilançosu tarihinde ilk defa 3 trilyon Dolar’a ulaştı. Alımların 2013 yılı boyunca aynı tempoda devam etmesi durumunda 2014 yılı başında FED Bilançosu 4 trilyon ABD Doları değerine çıkmış olacak. Trilyon $ 5 Tahmini 4 trilyon $ 4 3 2 1 0 2008 Kaynak: Bloomberg 2009 2010 2011 2012 2013 2014 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 10 ABD: KÖTÜNÜN İYİSİ... Para Politikası Varlık alım programlarını açıklaması yanı sıra FED’in 2012 yılında yaptığı en önemli yenilik “koşullu para politikası”na geçmek oldu. Finansal kriz sürecinde FED sürekli yenilikler yapan, özellikle iletişim stratejisi açısından önemli düzenlemelere giden bir merkez bankası olarak karşımıza çıktı. 1994 yılına kadar “Para Politikası Kurulu” kararlarını dahi kamuoyu ile paylaşmayan FED, son toplantılarının ardından Başkan Bernanke’nin basın toplantısı düzenlemesiyle (Avrupa Merkez Bankası’ndan örnek alınmıştır) daha şeffaf hale geldi. Tarihinde ilk defa politikasına ilişkin olarak üyelerinin makroekonomik beklentilerini 2013 Ocak toplantısı ile açıklamaya başladı. Şekil 2: TÜFE Enflasyonu ABD’de şimdilik enflasyonist baskılardan söz edemiyoruz. Enflasyondaki seyir, FED’e genişlemeci para politikaları ve düşük faiz seviyeleri için iyi bir oyun alanı sunuyor. %3 %6 %5 %3 %4 %2 %3 %2 %2 %1 %1 %0 %-1 TÜFE %-2 Çekirdek TÜFE %1 Tüketici Harcamaları Çekirdek Fiyat Endeksi (sağ eksen) %-3 2007 Kaynak: Bloomberg 2010 %0 2013 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 11 ABD: KÖTÜNÜN İYİSİ... Konut piyasasında ivme yukarı döndü Emlak sektörü ekonomik aktivite içinde büyük önem taşıyor. Lehman krizinin başlangıç noktası olduğu için, çıkış noktası da olabileceğini düşündüğümüz konut piyasası, fiyatlar açısından 2012 3. çeyreğinden itibaren güçlü bir toparlanma içerisinde. Konut piyasasına duyulan güven de olumlu sinyaller vermeye devam ediyor. GSYİH büyümesini pozitif yönde etkileyen yeni konut yatırımları devam ediyor. Konut yapıcıları güven endeksi konut yatırımlarının seyri için incelediğimiz öncü verilerden. Güven endeksini yaklaşık iki çeyrek gecikme ile takip eden konut yatırımlarının artmaya devam etmesini ve GSYİH büyümesini ivmelendirmesini bekliyoruz. 2011 yazında 13’e kadar gerileyen güven endeksi, 2012 yılsonunda 47 değerine ulaştı. Buna paralel konut yatırımlarının GSYİH payı da %2,2 oranından %2,6 oranına yükseldi. Kriz öncesinde bu oran %6,3’e kadar yükselmişti. (Şekil 3) Şekil 3: Konut Piyasası Konut piyasasındaki toparlanma güçlendikçe ekonomik büyümenin pozitif etkilenmesini bekliyoruz… 80 %7 Konut Yapıcıları Güven Endeksi 70 %6 Konut Yatırımları (GSYİH Payı, sağ eksen) 60 %5 50 %4 40 %3 30 %2 20 10 %1 0 %0 2003 Kaynak: Bloomberg 2005 2007 2009 2011 2013 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 12 ABD: KÖTÜNÜN İYİSİ... Konut fiyatları tarafında S&P Case-Shiller Konut Fiyatı Endeksleri’ni takip ediyoruz. 26 Şubat 2013 tarihinde açıklanan konut fiyat verileri, 2006 yılı sonrasında en güçlü artışa işaret ederek, konut piyasasındaki toparlanmayı teyit ettiler. Endekslerin hesaplandığı 20 metropolün 19’unda artış gösteren konut fiyatları, Aralık ayında ABD genelinde bir önceki yıla göre %6,8 oranında değer kazandı. En son bu kadar güçlü artış 2006 yılının Temmuz ayında gerçekleşmişti. Konut fiyatlarının balon olarak adlandırılan 2006 seviyesinin %29 altında olması, bir yandan konut piyasasının potansiyeline işaret ederken, bir yandan da ekonomik toparlanmanın henüz tamamlanmadığına işaret ediyor. (2012 Mart ayında 134 ile en düşük değerine ulaşan endeks, aynı yılın Aralık ayında 146 değerine yükseldi. Endeks Temmuz 2006’da 207 değerindeydi) ABD genelinde konut fiyatları 2003 yılında günümüzdeki seviyelerindeydi. 2004 yılında önce 150, ardından 160 değerini aşan endeks yılı 175 ile tamamlamıştı. 2013 yılı içerisinde yeniden 150 seviyesi geçilirse, 2004 yılı fiyat seviyesine geri dönülmüş olacak. (Şekil 4) Şekil 4: Konut Fiyatları Konut fiyatları endeksi 2012 yılı içerisinde gerilediği en düşük seviye olan 134’ten yükselişe geçti. 220 S&P Case-Shiller Konut Fiyatları 200 180 160 140 120 Kaynak: Bloomberg 2013 2012 2011 2010 2009 2008 2007 2006 2005 2004 2003 2002 2001 100 2000 Konut fiyatları yükselişte Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 13 ABD: KÖTÜNÜN İYİSİ... Konut ve istihdam piyasasında alınacak yol olması FED’in varlığa dayalı tahvil alımı yapmasına neden oluyor. Daha önce de belirttiğimiz gibi, varlığa dayalı tahvil alımları Eylül 2012’de açıklanan programa göre aylık 40 milyar Dolar tutarında seyrediyor. Aralık 2012’de açıklanan yeni programdaki (QE3) devlet tahvili alımları da aylık 45 milyar Dolar seviyesinde ve istihdam piyasasında düzelmeye endeksli. Bu şekilde aylık 85 milyar Dolarlık bilanço büyümesi oluyor. GSYİH 2012 yılının son çeyreğinde ABD ekonomisi %0,4 oranında büyüyerek yerinde saydı. ABD ekonomisinin %70’ini oluşturan tüketici harcamaları geçtiğimiz yıl yaşanan mali uçurum kaygılarına rağmen %1,8 artış göstererek büyümeye pozitif katkı yapan en önemli etken oldu. Diğer taraftan kamu harcamaları %7,0 daralarak büyüme hızını kısan en büyük kalem oldu. Kamu harcamalarının alt kırılımlarında ise savunma harcamalarındaki %22,1 daralma önem arz ediyor. ABD ekonomisinin belkemiği olan tüketim harcamalarının mali uçurum kaygılarına rağmen büyümeye son çeyrekte %1,3 oranında katkı sağladığını görüyoruz. 4. çeyrekte nihai olarak %0,4 büyüyen ABD ekonomisi yılın genelinde %2,2 büyüme kaydetti. (Şekil 5) Şekil 5: GSYİH Gelişimi 2012 yılının son çeyreğinde kaydedilen %0,4 oranında büyüme 2012 senesinin en kötü çeyreksel performansı %6,0 %4,0 %2,0 %0,0 %-2,0 %-4,0 %-6,0 %-8,0 ABD GSYİH QoQ %-10,0 2007 Kaynak: Bloomberg 2008 2009 2010 2011 2012 2013 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 14 ABD: KÖTÜNÜN İYİSİ... Borç Tavanı ABD ekonomisi için hala risk oluşturuyor ABD ekonomisi için Mayıs ayında karara bağlanacak olan borç tavanı konusu büyük önem taşıyor. Borç tavanı konusundaki gelişmeler şimdilik olumlu olsa da; sonucun uzun soluklu olduğunu düşünüyoruz. Eğer 19 Mayıs’ta borç tavanı artırılmazsa, ABD borçlarını zamanında ödeyemeyecek duruma gelebilir ve bu durum sadece Amerikan ekonomisinde değil global çapta olumsuzluk yaratabilir. Bunun somut örneğini 4. Çeyrek GSYİH verisinde takip edebiliyoruz. 4. Çeyrekteki durgunluğun önemli kısmı, borç tavanı nedeniyle savunma harcamalarında başlayan gerileme oldu. Savunma harcamaları toplam büyümeye %1,3 oranında olumsuz etki etti. (Şekil 6) Şekil 6: GSYİH Alt Kalemleri’nin GSYİH’ya Katkısı Yılın son çeyreğinde savunma harcamaları ile başlayan gerileme önümüzdeki çeyreklerde vergi düzenlemeleri nedeniyle bireysel tüketim harcamalarına da olumsuz yansıyabilir. Savunma Kamu Harcamaları Net İhracat Yatırımlar Bireysel Tüketim %-2,0 Kaynak: Bloomberg %-1,5 %-1,0 %-0,5 %0,0 %0,5 %1,0 %1,5 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 15 ABD: KÖTÜNÜN İYİSİ... GSYİH Bireysel Tüketim Yatırımlar Net İhracat Kamu Harcamaları Savunma Üretim ABD’de olumlu seyrediyor %0,4 %1,3 %0,2 %0,3 %-1,4 %-1,3 Üretim açısından değerlendirirsek, gelişmiş ülke ekonomileri içerisinde ABD pozitif ayrışmasını sürdürüyor. 2012 yazında gerileyen ISM İmalat Endeksi, Eylül ayında yeniden artışa geçmişti. Sandy kasırgasından sonra gerçekleşen rakamlar da ekonominin 2013 yılında toparlanma sürecinde olduğunu gösteriyor. Şekil 7: Üretim Göstergeleri ISM İmalat endeksinin eşik değer 50’nin üzerine çıkması, istihdam koşullarının 50 değerinin üzerinde seyretmesi ile önümüzdeki süreçte kapasite kullanım oranında da iyileşme beklemekteyiz. 65 %83 60 %81 55 %79 50 %77 45 %75 40 %73 35 %71 30 %69 ISM İmalat Endeksi 25 %67 ISM İstihdam Koşulları Kapasite Kullanım Oranı (sağ eksen) 20 2003 Kaynak: Bloomberg 2005 2007 2009 %65 2011 2013 16 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek ABD: KÖTÜNÜN İYİSİ... İşsizlik oranında iyileşme eğilimi sürüyor Çalışabilir nüfusun istihdam oranı, kriz öncesi seviyelerinin oldukça altında ve kriz sonrası seviyelere göre düşük bir artış gösterdi. İşsizlik oranı Lehman krizi sonrasında hızla yükselerek %9,9 seviyesine çıkmıştı. FED’in hesaplamalarında kullandığı uzun dönem kabul edilebilir işsizlik oranı olan %6,5’in üzerinde kalan bu değer ekonomi üzerinde yük oluşturmayı sürdürüyordu. Ancak Mart 2013 işsizlik oranı, uygulanan genişlemeci para politikaları ile %7,6’ya kadar düştü. Tarım dışı istihdam verisi aydan aya çok değişen bir olgu. Çünkü yalnızca işsiz sayısından değil aynı zamanda nüfusun iş arayan bireylerin sayısına da bağlı hareket ediyor. Örneğin işsiz olup iş aramayanlar sayım dışı tutulduğu için oran iyileşirken, işsiz olup iş aramaya karar verenlerin hesaplamaya dahil edilmesiyle bozulma görülebiliyor. Örneğin, Şubat 2013 Tarım Dışı İstihdam artışı 268 bin olurken, Mart ayında bu rakam beklentilerin 100 bin altında 88 bin olarak gerçekleşebiliyor. Haftalık işsizlik başvuruları aylık işsizlik oranlarından daha istikrarlı bir veri olarak karşımıza çıkıyor. Temmuz 2012’de 350 bin seviyesine kadar gerileyen işsizlik başvuruları, Kasım 2012’de Sandy kasırgasının da etkisiyle 450 bine kadar yükseldi. 2012’de doğal afet nedeniyle ortaya çıkan bu gelişme trendi etkilemedi. Aralık 2012 senesinde ortalama 449 bin kişi iken, Mart 2013’te 332 bine geriledi. Konut piyasasında olduğu gibi kriz öncesi ortalaması 355 bin bireyin üzerinde kalan haftalık işsizlik başvuruları, ABD ekonomisinin full potansiyeline ve daha alınacak çok yol olduğuna ilişkin en önemli işaret olarak nitelendirilebilir. Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 17 ABD: KÖTÜNÜN İYİSİ... Şekil 8: İşsizlik Başvuruları İşsizlik başvuruları Mart ayında 332 bin ile 2008 yılından beri en düşük seviyelere geriledi… 800 700 600 500 400 300 200 100 İlk İşsizlik Başvuruları 0 2007 2008 2009 2010 2011 13 Haftalık HO 2012 2013 Kaynak: Bloomberg Bütçe açığı toparlanma eğiliminde 2001’de yıllık bütçe fazlası verilmesinden sonra, ABD bütçesi düzenli şekilde açık verdi ve 2008 global kriziyle birlikte bütçe açığı hızlı artış trendine girdi. Bunda krizin etkilerini gidermek için yapılan ekonomik yardım paketi ve batma noktasına gelen “TOO BIG TO FAIL” şirketleri kurtarmak için ayrılan kaynakların da etkisi büyük oldu. 2009 yılında $1.41 trilyon ile zirve yapan bütçe açığı sonrasında güçlenen ekonomi ve vergi gelirleri nedeniyle düşmeye başladı. Fakat rakamsal olarak bakıldığında, Obama’nın başkanlığı döneminde üst üste 4 yıl boyunca $1 trilyon üzeri bütçe açıkları verildi. Art arda gelen yüksek bütçe açıkları bu sorunun derinleşmesine ve çözüm için geçici bütçelerin çıkarılmasına yol açtı. En sonunda bütçe açıkları borç tavanı sorununa yol açtı ve mali uçurum sorunu oluştu. Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 18 ABD: KÖTÜNÜN İYİSİ... Şekil 9: Bütçe Açığı ve Toplam Kamu Borcu 2012 yılında bütçe açığı %7,0, kümülatif borç da %101,6 olarak açıklandı... %120 %12 Toplam Borç/GSYH (Sol eksen) Bütçe Açığı/GSYH %100 %10 %80 %8 %60 %6 %40 %4 %20 %2 %0 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 %0 Kaynak: Reuters Ekonomistler bu yılki bütçe açığı için optimistik bir şekilde 1 trilyon dolardan az tahminlerde bulunuyorlar. Hatta ABD Kongresel Bütçe Ofisi 2014’te 616 milyar Dolar ve 2015’te 459 milyar Dolar bütçe açığı öngörüyor. Fakat Amerika’da “baby boomers” olarak tabir edilen İkinci Dünya Savaşı sonrası 18 yılı kapsayan dönemde doğan bebekler, rakamsal olarak önemli bir büyüklüğe sahip ve 2010’lu yıllar boyunca emekliye ayrılacaklar. Bu durum ise doğal olarak bütçe açığının artması olasılığını güçlendiriyor. Obama bu konuda kesintiler yapmak isteğini dile getirmiş ancak fazla dost bulamamıştı. Kongreye yeni sunulan bütçe tasarısı ile önümüzdeki on yıl boyunca bütçe açığının 2 trilyon Dolar azaltılması hedefleniyor. Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 19 JAPONYA: ABENOMICS Durgunluk bitmiyor Japon ekonomisi 80’li yıllardaki yükselişin ardından son 20 senedir durgunlukla boğuşuyor. “Kayıp Yıllar” olarak adlandırılan bu süreçte ülke önemli bir büyüme performansı yakalayamadı. Sonuç olarak Dünya’nın ikinci büyük ekonomisi unvanı 2010 yılında Çin’e geçti. Hükümet değişikliği 16 Aralık 2012 tarihinde gerçekleşen genel seçimde Japonya da ekonomik kriz sürecinde iktidar değişikliğine şahit olan bir diğer ülke oldu. Eski Demokrat Parti Başbakanı Yoshihiko Noda, rakibi Liberal Demokrat Shinzo Abe’ye yenik düştü. Siyaset yarışının önemli bir unsuru elbette ekonomi politikalarına ilişkin yapılan açıklamalar oldu. İktidar yürüyüşünde daha sonra “Abenomics” olarak adlandırılacak yaklaşımı ile Shinzo Abe’nin %2 enflasyon hedefine ulaşmak için para ve maliye politikalarının seferber edileceği söylemi seçmenlerde yankı buldu. Bu politikanın asıl amacı durgun ekonomiyi canlandırmak ve deflasyonu önlemek olarak özetlenebilir. Enflasyon eksikliği Japonya’da karşımıza çıkan en önemli sorun “enflasyon eksikliği”. Bunun neticesinde Japonya Merkez Bankası (“BoJ”), 2012 yılı içinde %1,0 enflasyon hedefi koyarak piyasaya likidite sağlamaya başladı. Nisan 2013 toplantısında ise Shinzo Abe’nin atadığı yeni BoJ Başkanı Kuroda varlık alım programının değerini aylık 7 trilyon Yen’e yükselterek, %2 enflasyon hedefine geçildiğini açıkladı. (Şekil 1) Şekil 1: Enflasyon Gelişimi Enflasyon Kuroda’nın hedefi olan %2’nin çok altında seyrediyor... %3,0 TÜFE %2,0 %1,0 %0,0 %-1,0 %-2,0 %-3,0 2006 2007 Kaynak: Bloomberg 2008 2009 2010 2011 2012 2013 20 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek JAPONYA: ABENOMICS “Abenomics” nedir ? Başbakan Shinzo Abe’nin, BoJ’in %1,0 enflasyon hedefinin ekonomiyi ateşlemek için yeterli olmayacağını belirterek, hedefinin %2,0 olduğunu açıklaması ilk aşamada piyasada kararlılık olarak algılandı ve Japon Yeni hızla değer kaybetti. Abe’nin elini güçlendiren bir diğer gelişme ise BoJ Başkanını Kuroda seçmesi oldu. Yeni başkan dünyanın en büyük 3. ekonomisini desteklemek ve deflasyonu sona erdirmek için daha önce de agresif parasal teşvikler uygulanması gerektiğini konuşmalarında belirtmişti. Nitekim Kuroda ilk yaptığı basın toplantısında %2’lik enflasyon hedefini iki yıl içerisinde yakalamaya çalışacaklarını ve etkili parasal genişlemeye ihtiyaç duyulduğunu açıkladı. Bu açıklamaları takiben Nisan 2013 toplantısında Japonya Merkez Bankası’ndan varlık alım programı ile ilgili açıklamalar geldi. Kuroda enflasyon hedefine ulaşmak için aylık 7 trilyon Yen tutarında varlık alımı yapılarak, parasal tabanın genişletileceğini söyledi. Bu açıklamalardan sonra Yen Dolar karşısında ve reel efektif bazda hızla değer kaybetti ve Japon ihracatçılar için avantaj sağlandı. (Şekil 2) Ayrıca Kasım ayı ortalarından itibaren borsa endeksi bazında Tokyo Nikkei 225 yaklaşık %50 oranında değer kazandı. Bu rakam gelişmiş bir ülkenin borsa performansı açısından son yıllarda gördüğümüz en göz alıcı performans olarak karşımıza çıkıyor. Eski BoJ Başkanı Shirakawa para basmanın Japonya’nın mali disiplinine duyulan güveni azaltabileceği uyarısında bulunarak, bunun faizleri yükselterek, dünyanın en büyük borcuna sahip olan Japonya’nın bütçe açığı finansmanını daha da zorlaştırabileceğini söylemişti. Fakat Kuroda bu konuda kararlı adımlar atmaktan çekinmeyeceğini geldiği ilk ay herkese gösterdi. Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 21 JAPONYA: ABENOMICS Şekil 2: BoJ Varlıkları BoJ varlıkları 2013 Mart ayında 164 trilyon Yen seviyesine geldi. Bu da 2008 Haziran rakamına göre %62’lik bir artışa işaret ediyor. 170 Merkez Bankası varlıkları (Trilyon Yen) 160 150 140 130 120 110 100 90 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 Kaynak: Reuters Dış ticaret ve Japon Yeni Japon Hükümeti ve BoJ son bir ayki eleştirilere rağmen Yenin daha da zayıflamasını istiyor. 2013 Ocak ayında Ekonomi Bakan Yardımcısı Nişimura, Yendeki düşüşün henüz sona ermediğini, Dolar/Yen paritesinin 100’e kadar çıkmasının ülke için bir sorun yaratmayacağını söyledi. Zaten Başbakan Abe de kurun aşırı değerli olduğunu vurguluyordu. Nitekim 24 Nisan itibariyle Dolar/Yen 100’e çok yakın bir seviyede işlem görüyor. (99.52) Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 22 JAPONYA: ABENOMICS Şekil 3: Japon Yeni Genişlemeci politika beklentisi Japon Yeni’nde hızlı değer kaybına neden oluyor. 130 USD/JPY(Aylık) 120 110 100 90 80 70 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 Kaynak: Bloomberg Peki neden Japonya Yenin değer kaybetmesini isteyip olası bir kur savaşına destek veriyor? Zayıf iç talep sorununa sahip bir ülke olarak, ekonomik performans açısından dış ticaret kritik önem taşıyor. Bu yüzden Yenin değerini düşürerek uluslararası ticaret için rekabet avantajı yakalayabilmek amaçlanıyor. Hele ki dış ticaret dengesinin uzun yıllar artıda seyrettikten sonra 2008 krizi sonrasında yönünü negatif tarafa çevirmesi, bu politikanın uygulanması için teşvik oluşturuyor. 2008 sonunda 81 trilyon yen civarında olan Japonya’nın ihracatı krizden toparlanışın gerçekleştiği 2010 yılı sonunda 67 trilyon Yene düştü. Asıl önemli problem ise artması beklenen bu değerin daha da düşüyor olması. 2011 sonunda 65 trilyon, 2012’de 63 trilyon yene düşen ihracat rakamı ile beraber Japonya dış ticarette açık vermeye başladı. Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 23 JAPONYA: ABENOMICS Şekil 4: İhracat Performansı ve Dış Ticaret dengesi Global talep daralması ihracat ülkesi olan Japonya’nın işini zorlaştırıyor. 1970’lerde başlayan dış ticaret fazlası yerini açığa bırakmış durumda. 90 12 İhracat (trilyon Yen) Dış ticaret dengesi (trilyon Yen) 80 10 8 70 6 60 4 50 2 40 0 30 -2 20 -4 10 -6 -8 0 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 Kaynak: Reuters Tankan endeksinden negatif sinyaller geliyor 2011 Mart ayındaki deprem ve sonrasında gelen tsunami felaketinde önemli yara alan Japon ekonomisi bu durumun yarattığı olumsuzlukları tedavi etmeyi başardı. Toparlanma sürecinde otomotiv sektörüne yönelik teşvikler ve depremzedelere yapılan devlet yardımlarının önemli payı oldu. 2012 yılının ikinci çeyreğinde baz etkisiyle birlikte yüksek bir büyüme hızı göze çarpsa da, sonrasında Tankan endeksinden gelen sinyallerle uyumlu şekilde ekonomik büyüme yavaşladı. “Abenomics”in devreye girmesiyle uygulanacak genişlemeci para politikalarıyla 2013 yılının geri kalan çeyreklerinde Japonya ekonomisinde hızlanmaya ilişkin işaretler bulma şansımız mevcut. Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 24 JAPONYA: ABENOMICS Satınalma Yöneticileri Endeksi’ne (PMI) baktığımızda, 2012 Haziran’dan beri 50’nin altında seyreden endeks, Mart 2013’te 50’nin üzerine çıkarak büyümeye dair pozitif sinyaller verdi. Fakat 2008 krizi sonrasında gelen toparlanmadaki gibi güçlü sinyaller alamıyoruz. Para politikalarının etkilerinin zaman aldığını düşünürsek, sonuçları görebilmek için biraz daha zamana ihtiyaç olduğu anlaşılıyor. Şekil 5: Tankan Endeksi ve Büyüme Tankan endeksinde kalıcı bir yükseliş Japon ekonomisine olumlu yansıyacak. 40 %8 30 %6 20 %4 10 %2 0 %0 -10 %-2 -20 %-4 -30 %-6 -40 %-8 -50 %-10 -60 Tankan -70 1998 Kaynak: Bloomberg 2003 GSYİH (sağ eksen) 2008 %-12 2013 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 25 JAPONYA: ABENOMICS Şekil 6: PMI “Abenomics”in ilk pozitif sinyalleri Mart 2013 PMI endeksinde görüldü. 60 55 50 45 40 35 30 25 2007 Kaynak: Bloomberg 2008 2009 2010 2011 2012 2013 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 26 JAPONYA: ABENOMICS Yeni teşvik planı Japon hükümeti, ekonomiyi canlandırmak amacıyla 116 milyar dolarlık teşvik paketini yürürlüğe koydu. Teşvik paketinde 2011 depreminden etkilenen bölgelerin yeniden inşası, bölge ekonomilerinin desteklenmesi, eğitim ve sosyal güvenlik alanındaki yatırımlar bulunuyor. Ayrıca 2014-2015 için GSYİH’ın %2,25’i kadar mali genişleme paketi ile ekonomi canlandırılmaya çalışılacak. Fakat, Japonya’nın kamu borcu / GSYİH oranı en yüksek gelişmiş ülke olduğu göz önünde bulundurulursa, önemli bir bütçe açığı vermemek için sosyal güvenlik harcamalarını kontrol edebilmesi kritik hale geliyor. Şekil 7: Bütçe Açığı/ GSYİH %12,0 Bütçe Açığı/GSYİH %10,0 %8,0 %6,0 %4,0 %2,0 %0,0 2004 Kaynak: Eurostat 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 27 AVRUPA: EKONOMİK VE SİYASİ RAHATSIZLIK... Avrupa’daki gelişmeler iç açıcı değil Avrupa’da 2011’de İrlanda ile başlayan kriz kısa sürede Yunanistan, Portekiz, İspanya, İtalya ve Güney Kıbrıs’ı da vurdu. Yunanistan ve Güney Kıbrıs harici ülkeler, dalgaları ciddi yaralar almadan atlatmış gibi gözükse de, resesyondan bir türlü çıkılamaması Avrupa’nın geleceğine dair soru işaretleri oluşturuyor. Yunanistan ise, AB ile IMF yardımları ve borç indirme operasyonları ile hayata tutunuyor. 2013 Mart ayında ortaya çıkan Güney Kıbrıs krizi ise klasik bir borç kriziydi. Kıbrıs, AB ve IMF’den yardım alabilmek için yaptığı anlaşmada Kıbrıs bankalarında 100 bin Euro’dan fazla mevduatı olanların, nakit paralarının %40’ının banka hisselerine dönüştürülmesi planlanıyor. Ülkelerin art arda krize girmesi sırada hangi ülke var sorusunu ister istemez akla getirmekte. Bu soruya şu an için çoğu ekonomist Slovenya cevabını veriyor. Yunanistan ve Kıbrıs ile benzer ekonomik dinamiklere sahip ülkede, hükümetin açıkladığı bütçe kesintileri ve reformlar vatandaşlar tarafından büyük tepki gördü. Şu an Avrupa’da Almanya dışında hiçbir ekonomi güçlü durumda görünmüyor. Önceki yıllarda, Almanya ile birlikte Fransa’nın da güçlü bir ekonomiye sahip olduğu konuşulurdu ancak kriz sonrası Fransız ekonomisi toparlanmakta güçlük çekiyor. Bankacılık sisteminin kırılganlığı ve hükümetlerin borç yükü Avrupa Bölgesi’ni negatif uç risklere karşı güçsüz durumda bırakıyor. 2010’dan sonra yapılan reformlar ve alınan tasarruf tedbirleriyle birlikte, bütçe açıkları önemli iyileşmeler kaydetti. Ancak bütçe açıkları ve yüksek borçluluk oranları hala en önemli sorunlar. Aşağıdaki grafikte de görüldüğü gibi Almanya dışındaki ülkeler hala ciddi bütçe açıkları veriyor. Tüm bunları değerlendirdiğimizde, 2013 yılı Avrupa için umut verici bir yıl olmaktan uzak görünüyor. Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 28 AVRUPA: EKONOMİK VE SİYASİ RAHATSIZLIK... Şekil 1: Avrupa Ülkelerinin Bütçe Açıkları 5,0 0,0 -5,0 -10,0 -15,0 Avrupa Bölgesi (17 ülke) Almanya İrlanda Yunanistan İspanya İtalya İngiltere Fransa -20,0 -25,0 -30,0 -35,0 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 Kaynak: Eurostat Politik krizlerin sonu gelmiyor Avrupa Birliği ekonomik kriz yanında ciddi bir politik krizin de içinde bulunuyor. Birliğin geleceğini belirleyecek politik adımların atılması için güçlü inisiyatifler gerekiyor. Şu ana kadar sadece Almanya Başbakan’ı Merkel’de bu güçlü politik inisiyatifi gördük. İnisiyatifin eksik kaldığı ortamda, her sene bir başka ülkede düzenlenen genel seçimler sonucu finansal türbülanslarla karşılaşıyoruz. Bunun en son örneğini İtalya seçimlerinde yaşadık. Bu türbülanslı ortam ve belirsizlikler ise tahvil faizlerine yansıyor. Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 29 AVRUPA: EKONOMİK VE SİYASİ RAHATSIZLIK... Şekil 2: Tahvil Getiri Farkları İtalya ve İspanya faiz oranlarının gerilemesi piyasadaki risk iştahının artmasına işaret ederken, hem İspanya’da yaşanan siyasi çalkantı hem de İtalya seçimleri sonrası artan belirsizlikler tahvil getirilerinde bozulmaya neden oldular... %16 Fransa İspanya İtalya Almanya %14 %12 %10 %8 %6 %4 %2 %0 1993 1997 2001 2005 2009 2013 Kaynak: Bloomberg Ekonomik koşullar iktidarlarda değişikliğe neden oluyor Geçen sene Yunanistan’da genel seçim döneminde yaşanan belirsizlik bu sene İtalya’da görülüyor. İtalya’da halen bir hükümet kurulamadı ve seçimlerin tekrarlanması gündemde. Hükümet kurabilecek adaylar olarak reform konusunda adım atmak istemeyen eski Başbakan Berlusconi ve reformlara sınırlı ölçüde sıcak bakan demokrat sol görüşlü Bersani gösteriliyordu. Fakat seçim sonuçları açıklandığında, politik aktivist Grillo sürpriz bir çıkışla azımsanamayacak bir oy aldı ve bu ikilinin hemen arkasında yer aldı. Seçimden sonra siyasi partilerin koalisyon çalışmalarından netice alınamaması üzerine farklı bir adım atıldı. Krizin çözümü için 10 kişiden oluşan “akil kişiler” komisyonu kuruldu. Komisyonun görev tanımı da bizzat cumhurbaşkanı tarafından yapıldı: “Siyasi partilerin de içinde yer alacağı, somut ve programı belirli çözüm önerileri geliştirmek.” Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 30 AVRUPA: EKONOMİK VE SİYASİ RAHATSIZLIK... Şekil 3: İtalya Seçim Sonuçları Seçimlerde kesin bir sonuç çıkmadı ve iş radikal ufak partilerin hamlelerine kaldı. Yunanistan’da geçen sene tekrarlanan seçimler gibi İtalya için de seçimlerin tekrarlanması gündemde. Mario Monti Beppe Grillo Meclis %10,60 Senato %9,10 %25,60 %23,80 Silvio Berlusconi %29,20 Luigi Bersani %29,60 %30,70 %31,60 Kaynak: Wall Street Journal İtalya’da işleri karıştıran faktörlerden biri de meclis ve senatodan oluşan iki kamaralı parlamenter sistem. Meclis düzeyinde oyların çoğunluğunu az bir farkla Bersani kazanarak hükümet kurma görevini üstlenmiş oldu. Berlusconi’nin %29,2 oranına karşılık, Bersani %29,6 oranında oy aldı. Radikal lider Grillo da oyların %25,6’sını alarak etkili bir güç haline geldi. Senatoda da oyların çoğunluğunu Bersani liderliğindeki demokrat sol kazansa da; %1 civarındaki fark, Bersani’nin hükümeti kursa dahi kanun hazırlama sırasında zorluklarla karşılaşacağına işaret ediyor. İtalyan ekonomisinin toparlanması için gereken reformların meclisten geçirilerek kanunlaştırılması için yeni hükümetin her iki kamarada da güçlü olması gerekiyor. Fakat, uygulanan kemer sıkma politikalarına tepki gösteren seçmenlerin önemli çoğunluğunun eski Başbakan Berlusconi etrafında toplanması ve Berlusconi’nin seçimden yüksek seviyede oy alarak çıkması reformların kolaylıkla çıkarılması önünde engel teşkil edecektir. Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 31 AVRUPA: EKONOMİK VE SİYASİ RAHATSIZLIK... ECB’nin uyguladığı uzun vadeli finansman programları (“LTRO”) likidite sorununa önemli destek verdi. 26 Temmuz 2012 tarihinde ECB Başkanı Draghi’nin Euro’yu korumak için ne gerekiyorsa yapılacağı şeklindeki “sözlü müdahalesi“ ve takiben geleneksel merkez bankacılığı toplantısı Jackson Hole’a ECB heyetinin katılmayarak çalışmayı tercih etmesi piyasalar tarafından pozitif algılandı. Bu süreçte Euro Dolar’a karşı 1.22 seviyesinden 1.37’ye kadar yükseldi ve Draghi’nin “sözlü müdahalesi“ 2012’nin piyasalarda en önemli gelişmelerinden biri oldu. LTRO programlarının nasıl sonlandırılacağı da Euro üzerinde değerlenme baskısı yapıyor. Zira likidite sorununu çözmek amacıyla geliştirilen bu programlar devreye girdiğinde merkez bankası bilançosunun genişlemesine sebep olmuşlardı. 2013 yılında geri ödemelerin başlaması ile beklenen rakamların üzerinde geri ödeme gerçekleşti. LTRO programında, bankaların taahhütlerini yerine getirebilmelerini Avrupa bankacılık sistemi açısından güven verici bir gelişme olarak yorumluyoruz. (Şekil 4) Şekil 4: ECB Bilançosu Ocak ayında başlayan LTRO geri ödemeleri ile ECB bilançosu daralmaya başladı. 3,5 ECB Toplam Varlıklar 3,0 2,5 LTRO geri ödemeleri başladı 2,0 1,5 Kaynak: Bloomberg 01.2013 07.2012 01.2012 07.2011 01.2011 07.2010 01.2010 07.2009 01.2009 07.2008 1,0 01.2008 LTRO programları ve ECB bilançosu 32 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek AVRUPA: EKONOMİK VE SİYASİ RAHATSIZLIK... Avrupa’daki zayıf iç talep ve enflasyonun ECB hedefinden aşağıda olduğunu düşünürsek, para politikasının daha da gevşetilmesinin büyük bir sıkıntı yaratmayacağını düşünüyoruz. Diğer bir deyişle, özellikle bankaların fonlama maliyetinin yüksek olduğu ülkelerde görülen parasal genişleme ile gelen enflasyonist baskı oluşma riski düşük. ECB bakiyeleri normalleşme eğiliminde Borç Krizi sırasında Avrupa Bölgesi ülkelerinin yerleşik yatırımcıları (tüzel ve gerçek kişiler) varlıklarını Almanya bankacılık sistemine aktarmayı tercih etmişlerdi. Bu riski daha yüksek çevre ülke yatırımcıları tarafından gerçekleştirilmişti. Euro ortak para biriminden ayrılma olasılığı beliren Yunanistan, İspanya, Portekiz, ve hatta İtalya’dan yatırımcılar varlıklarını güvenli liman olarak gördükleri Almanya’ya kaydırmışlardı. Avrupa Bölgesi ülkeleri arasında gerçekleştirilen para aktarımları ECB nezdinde takip ediliyor. Bu sistemin ismi de TARGET II. Bir Euro üyesi ülkeden alacağı olanların TARGET II bakiyeleri pozitifken, diğer Euro üyesi ülkelere karşı yükümlülüğü bulunan ülkelerin bakiyeleri negatif oluyor. Krizin şiddetlendiği süreçte Almanya’nın TARGET II bakiyesi hızla 750 milyar Euro seviyesini geçmişti. Aynı dönemde Euro değer kaybedip Dolar karşısında 1.22 seviyesine kadar gerilerken, ülke tahvil getiri farkları (“spread“) da rekor seviyelere yükselmişti. Risk iştahının önemli ölçüde azaldığı bu dönemde Almanya’da kısa vadeli bono faizlerinin negatif değerler aldığına tanıklık etmiştik. ECB Başkanı Mario Draghi’nin 2012 yazında yaptığı konuşmada Euro’yu sonuna kadar savunacaklarını açıklaması ile iyileşen risk algısını, Almanya’nın TARGET II bakiyesindeki değişim ile de takip etmek mümkün. Almanya’nın TARGET II bakiyesi ECB’nin yayınladığı verilere göre Mart ayında 750 milyar Euro’dan 616 milyar Euro’ya geriledi. Almanya ile ters simetrik grafiğe sahip İtalya ve İspanya’nın TARGET II yükümlülükleri de geriliyor. Kısaca, krizin derinleştiği dönemde İtalya ve İspanya’dan Almanya’ya aktarılan varlıklar yavaş yavaş geri dönüyor. Bu gelişmeyi, Euro Bölgesi’nin geleceği açısından pozitif nitelendirmeliyiz. 2013’ün son 9 ayında Euro Bölgesi ekonomilerini zor ve sancılı bir toparlanma süreci beklerken, İspanya ve İtalya’daki politik gelişmeler Euro uç riski olarak fiyatlanmadıkça TARGET II bakiyeleri iyileşme trendlerini sürdürecektir. (Şekil 5) Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 33 AVRUPA: EKONOMİK VE SİYASİ RAHATSIZLIK... Şekil 5: TARGET II Bakiyeleri TARGET II bakiyelerinde çevreden merkeze güvenli liman arayışı ile kaçışların tersine dönmeye başladığını görüyoruz… 400 Almanya İspanya İtalya 300 200 100 0 -100 -200 -300 -400 -500 -600 2010 Kaynak: Bloomberg 2010 2011 2012 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 34 AVRUPA: EKONOMİK VE SİYASİ RAHATSIZLIK... TARGET II bakiyelerine eş değer başka bir gösterge de ülke mevduatları. Krizin tırmandığı süreçte mevduat sahipleri birikimlerini sorunlu ülke bankalarından çekmekteydiler. Aradan geçen süreçte, özellikle Euro’ya güvenin tesis edilebildiği 2012 yılının ikinci yarısında sorunlu ülkelerdeki mevduatların yeniden artışa geçtiğini gözlemliyoruz. Yunanistan’da %30 oranına ulaşan mevduat çıkışı düzelirken, İspanya’da mevduat oranındaki düşüş %10 oranı ile sınırlandı. Diğer sorunlu ülke İtalya’da ise krizden bu yana önemli bir mevduat çıkışı gözlenmedi. (Şekil 6) Şekil 6: Sorunlu Ülkelerde Mevduatların Seyri %110 %100 %90 İspanya %80 İtalya Portekiz Yunanistan %70 Nis 11 Kaynak: Bloomberg Ağu 11 Ara 11 Nis 12 Ağu 12 Ara 12 Nis 13 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 35 AVRUPA: EKONOMİK VE SİYASİ RAHATSIZLIK... Euro’nun Değeri 2012’de Euro’nun varlığının devam edip etmeyeceği tartışma konusu haline gelmişti. Bugün ise Euro’nun aşırı değerli hale gelip gelmediği tartışılıyor. Çünkü kurun değer kazanması bazı Avrupa üyesi ülkelerin dış ticareti açısından zararlı sonuçlar doğurabilir ve kırılgan Avrupa Bölgesi ekonomisinin toparlanma sürecini negatif etkileyebilir. Euro’nun aşırı değerli olup olmadığına ilişkin bir eşik değer saptamak oldukça zor ve pek çok varsayıma bağlı olmakla birlikte 10 yıllık ortalama değere baktığımızda (1,3168) Euro’nun değişik politikacıların da belirttiği gibi aşırı değerli olmadığını söyleyebiliriz. Hızla değer kaybeden Japon Yeni küresel ekonomideki bazı denklemlerin değişmesi anlamına geliyor. Bu nedenle, ECB Başkanı Draghi’nin likidite koşullarını gevşek tutacaklarını açıklaması sürpriz olmadı. Açıklamaları takiben Dolar karşısında 1,37 seviyesine kadar yükselmiş olan Euro, Nisan ayında değer kaybetmeye başladı. Diğer taraftan Güney Kıbrıs’ı kurtarma paketine mevduat vergisinin eklenmesi Euro’nun değer kaybetmesine neden olan diğer önemli gelişme oldu. ECB’nin doğrudan kur hedeflediğini ve politikalarını kur gelişmelerine göre ayarlayacağını söylemek güç. Ancak Euro’nun kısa vadede değeri ECB’nin politika yaklaşımlarında gözeteceği bir değişken olacaktır ve Nisan-Mayıs ayı toplantıları faiz indirimi konusu masada kaldıkça 1.37 seviyesinden yukarı hareket zor görünmektedir. Mali devalüasyon ve PMI Euro üyesi ülkeler için en önemli kısıtlayıcı faktör, kur değerini ayarlayamıyor olmaları. Örneğin Polonya, Avrupa Birliği üyesi ancak Euro Bölgesi dışında kalan bir ülke. Kriz döneminde parası üzerinde devalüasyon yaparak ekonomisini yara almadan kurtarmayı başardı. Buna karşılık, Euro kullanan ülkeler için aynı yöntemi uygulamak mümkün olmuyor. Ancak yeni oluşumlar da denenmiyor değil. 2011 yılı sonunda Gita Gopinath önderliğinde bazı ekonomistler vergi düzenlemeleri ile ülkelerin kurlarında devalüasyon etkisi yapabileceklerini gösterdiler. 2012 yılı başlarında da çevre ülkeler için geliştirdikleri çözüm önerilerini kamuoyuna lanse ettiler. Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 36 AVRUPA: EKONOMİK VE SİYASİ RAHATSIZLIK... Fransa Başkanı Hollande’ın ilgisini çeken bu fikir Fransa maliye politikalarında uygulanmaya başlandı. Az önce Euro’nun değerine ilişkin aşırı değerli mi tartışmasında değindiğimiz eşik değerin en hassas olduğu ülkelerden birisi Fransa’dır. Euro’nun değer kazandığı dönemde, Fransa’da üretimin yara aldığını görüyoruz. Fransız imalatının ne derece etkilendiğini Almanya ve Fransa PMI verileri arasındaki uyuşmazlık gözler önüne koymaktadır. Temmuz 2012’de Alman imalat PMI endeksi 43,0 değerine gerilemişti. Aynı ay Fransa imalat PMI verisi ise 43,4 değerinde gerçekleşti. Aradan geçen sürede Alman imalat PMI verisi büyümeye işaret eden 50 eşik seviyesinin üzerine yönelerek Şubat ayında 50,1 değerinde açıklanırken, Fransa imalat PMI endeksi ise başladığı yere geri dönerek 43,6 değerinde gerçekleşti. Daha önce de belirttiğimiz gibi PMI verisi için 50’nin altında bir değer üretimde azalışa işaret etmektedir. (Şekil 7) Şekil 7: Avrupa’da Satın Alma Yöneticileri Endeksi (“PMI“) Gelişimi 2012 Aralık ayında Avrupa Bölgesi PMI verileri en kötünün geride kalmış olabileceğine ve imalatın yeniden artışa geçebileceğine işaret etmekteydi. Aradan geçen zamanda bu varsayımımız Almanya için doğru çıkarken, Fransa ekonomisi için doğruluğunu henüz kanıtlamadı. 65 Almanya Fransa 60 İtalya Euro Bölgesi 55 50 45 40 35 30 2008 Kaynak: Bloomberg 2009 2010 2011 2012 2013 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 37 AVRUPA: EKONOMİK VE SİYASİ RAHATSIZLIK... Ekonomik büyüme Görünüm 2013 1. Çeyrek’i kaleme alırken, Avrupa Bölgesi ekonomisinin uzun süreli durgunluğun kapısında olduğuna değinmiştik. 2012 yılının son çeyreğine ilişkin açıklanan büyüme verileri bu yaklaşımımızı doğruladı. Fransa ekonomisi de 2009 senesinden beri ilk defa son çeyrekte daraldı (-%0,3). Geçtiğimiz Aralık ayında hem ECB hem de Alman Merkez Bankası Bundesbank, 2013 yılı için büyüme tahminlerini aşağı yönlü revize ettiler. Bundesbank, Alman ekonomisi için büyüme beklentisini %1,6’dan %0,4 oranına çekerken; ECB de -%0,9 ile %0,3 aralığından -%0,9 ile -%0,1 aralığına revize etti. Bu gelişmeler ışığında, Avrupa Bölgesi’nin bu seneyi yatay bir performans sergileyerek tamamlamasını bekliyoruz. Ancak yılın son çeyreğinde, ECB Başkanı Draghi’nin Mart ayında basın toplantısında belirttiği toparlanmaya dair işaretler ortaya çıkabilir düşüncesindeyiz. (Şekil 8) Şekil 8: Avrupa Bölgesi ülkelerinde GSYİH Gelişimi %6 %4 %2 %0 %-2 %-4 %-6 Fransa İspanya İtalya Portekiz Almanya %-8 2007 Kaynak: Bloomberg 2008 2009 2010 2011 2012 38 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek AVRUPA: EKONOMİK VE SİYASİ RAHATSIZLIK... Alman seçimleri belirleyici faktör olabilir Almanya’nın şu ana kadar Avrupa borç sorununa yaklaşımı sıkı maliye politikaları uygulamak ve enflasyon endişesi ile likidite tabanlı uygulamalardan kaçınmak oldu. Bunun sebebi ise Alman iç politikası. 2013 yılında yapılacak seçimlerde Merkel’in önceliği çevre ülkelerine vergileriyle yardım etmek istemeyen Alman seçmeninden olumsuz not almamak oluyor. 2013 senesinde gerçekleşecek Almanya seçimleri Avrupa’nın geleceğini yönlendirebilecek bir gelişme. 2011-2012 yıllarında anlaşıldı ki, Avrupa Bölgesi Merkez Bankası’nın kararlarından çok politikacıların aldığı (ya da alamadığı) kararlarla yürüyor. Yunanistan kamu ve İspanya bankacılık krizlerinde bunu açık bir şekilde gördük. Ayrıca Almanya Başbakanı Merkel’in Avrupa Birliği’nin lideri olarak yükselişine tanık olduk. 2013 Almanya seçimlerinin işte bu nedenle Avrupa kıtasının geleceği ve piyasalar açısından kritik önemde olduğunu düşünüyoruz. Büyüme Euro’ya güvenin yeniden tesis edilmesiyle, birlik üyesi vatandaşların ekonomiye duydukları güven toparlanma eğilimine girdi. Bunun sonucu piyasalar olumlu fiyatlamalar yaptılar. Sabit getirili varlıklar tarafında İtalya ve İspanya tahvil faizleri hızla gerilerken, Avrupa’nın lider borsa endeksi Almanya XETRA DAX 5,969 değerinden 7,857 değerine %31,7 ralli gerçekleştirdi. Avrupa Komisyonu tarafından takip edilen tüketici güven endeksi -26,7 değerinden -23,6 değerine iyileşirken, Alman ekonomisinin gidişatına ilişkin beklentilerini yansıtan ZEW Endeksi 48.5 ile 2009 yılından beri en yüksek seviyesine ulaştı. Benzer şekilde, Alman iş dünyası eğilim endeksi IFO da, 2012 yılı içerisinde gerilediği 100,1 değerinden 2013 Mart ayında 106,7 değerine çıktı. (Şekil 9) Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 39 AVRUPA: EKONOMİK VE SİYASİ RAHATSIZLIK... Şekil 9: Beklentiler Piyasaya Güç Veriyor 120 IFO Endeksi 80 ZEW Beklenti Endeksi 70 115 60 50 110 40 30 105 20 10 100 0 -10 95 -20 -30 90 -40 -50 85 -60 -70 80 -8 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 Kaynak: Bloomberg ...Ancak zayıf üretim/ PMI verileri korkutmaya devam ediyor Büyümenin öncü göstergelerinden olan Satın Alma Yöneticileri Endekslerinin (PMI) Mart 2013’te 50’nin altında kalarak daralmaya işaret etmesi Avrupa ekonomilerinin toparlanmasının gecikeceğinin en önemli göstergesi kabul edilmelidir. Yılın başında endeksler 50’nin altında kalsa da, yukarı yönlü trend sinyali verip toparlanma eğilimine girdiğini düşündürmüştü. Ancak Mart ayına geldiğimizde PMI endeksinin Avrupa Bölgesinde 46.6 seviyesine, Almanya’da ise 48.9 seviyesine gerilemesi ekonomilerin düzelme eğilimine girdiği düşüncesine dair soru işaretleri oluşmasına neden oldu. Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 40 AVRUPA: EKONOMİK VE SİYASİ RAHATSIZLIK... Enflasyon Avrupa Bölgesi’ndeki enflasyon gelişmelerini incelediğimizde ECB’nin elini güçlendiren bir tablo ile karşılaşıyoruz. Fiyat gelişmeleri ECB hedefi olan %2,0 enflasyon ile uyumlu. Yapısal olarak enflasyonu yüksek seyreden çevre ülkeler dahil fiyat seviyelerindeki artış hızı gerileme eğiliminde. İspanya’da Mart ayında enflasyon %2,4 oranına geriledi. ECB politikalarına en çok tepki gösterme potansiyeli olan Almanya’da ise enflasyon %1,5 oranında. Euro Bölgesi geneli için hesaplanan endekse göre 2013 Mart ayında enflasyon %1,7 ile hedefin yakınında seyrediyor. Gerileme eğiliminin sürdüğünü göz önüne aldığımızda, enflasyonun ECB gündeminde endişe kaynağı olmadığını söyleyebiliriz. Bu da politika faiz indiriminin bu ortamda masada kalması anlamına gelmektedir. Şekil 10: Avrupa’da Enflasyon %6 %5 İspanya Fransa Portekiz Almanya İtalya %4 %3 %2 %1 %0 %-1 %-2 %-3 2009 Kaynak: Bloomberg 2010 2011 2012 2013 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 41 İNGİLTERE: ÜÇ DİPLİ RESESYON? Çıktı açığı en önemli sorun Yıllık değerlendirmemizde üzerinde durduğumuz konu İngiltere ekonomisinin karşılaştığı yüksek seviyeli çıktı açığı olmuştu. Buna ek olarak; ABD gibi İngiltere maliyesi de iyi bir dönemden geçmiyor. ABD, Borç Tavanı konusunun çözümü yönünde adımlar atarken, İngiltere bütçe performansı konusunda halen piyasa ve karar vericilere olumlu sinyaller gönderemiyor. (Şekil 1) Şekil 1: Çıktı Açığı Ekonomik büyüme hızı kriz öncesi potansiyelinden uzaklaşmaya devam ediyor. 450.000 400.000 350.000 300.000 250.000 200.000 1997 2000 2003 2006 2009 2012 Kaynak: Bloomberg Kredi Notu Fitch ve Moody’s de indirildi Fitch 19 Nisan 2013, Moody’s 24 Şubat 2013 günü İngiltere’nin en yüksek seviyedeki (AAA) kredi notunu bir kademe indirdiler. İki kuruluşta bu not indirimine neden olarak kamu maliyesindeki açığın yukarı revizyonu ve büyüme sorunlarını neden gösterdiler. Yapılan açıklamalarda ülke ekonomisinin çıktı açığının bütçe performansı üzerinde olumsuz etkilerinin uzun yıllar sürebileceğine dikkat çekildi. Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 42 İNGİLTERE: ÜÇ DİPLİ RESESYON? Mali disiplin tam olarak sağlanamıyor Olimpiyatların ekonomiye pozitif etkisi kalıcı olmadı ABD’nin yanı sıra bütçe problemi ile uğraşan bir diğer ülke olan İngiltere’de geçtiğimiz sene bütçe açığı %6,5 oranında gerçekleşti. (Şekil 2) Bunun önemli bir sebebi yavaşlayan ekonomide hükümetin elde ettiği vergi gelirlerinin azalması. Yeni bütçede ise 2014 yılından itibaren gelirin ilk 10 bin sterlini için vergi alınmayacağı açıklandı. Ülkenin borçlanmasıyla ilgili tahminler yukarıya revize edilirken, büyüme rakamı da %1,2 seviyesinden %0,6’ya revize edildi. Üçüncü çeyrekte Olimpiyat oyunlarının etkisi ile pozitife dönen GSYİH büyümesi, yılın son çeyreğinde negatife döndü. 2010 yılında Cameron’un Başbakanlığı’nda yeni hükümetin göreve gelmesinden beri kayda değer büyüme gösteremeyen İngiltere ekonomisi için en önemli endişe üç-dipli (“triple-dip”) resesyon. Son sekiz çeyreğin dördünde daralan ekonomi için en iyi çeyrek olimpiyatların yapıldığı 2012 yılı 3. Çeyreği oldu. Büyüme %1,0 oranına kadar yükselse de olimpiyatların etkisi kalıcı olmadı ve ekonomi tekrar %0,3 oranında daraldı. (Şekil 3) Şekil 2: Bütçe Performansı %6 Bütçe Açığı/GSYİH %4 %2 %0 %-2 %-4 %-6 %-8 %10 %-12 1992 Kaynak: Bloomberg 1997 2002 2007 2012 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 43 İNGİLTERE: ÜÇ DİPLİ RESESYON? Şekil 3: GSYİH Gelişimi %2 GSYİH QoQ %1 %1 %0 %-1 %-1 %-2 %-2 %-3 2008 Kaynak: Bloomberg 2009 2010 2011 2013 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 44 İNGİLTERE: ÜÇ DİPLİ RESESYON? İngiltere Merkez Bankası (“BoE”) Mevcut konjonktürde büyüme potansiyeline ulaşmakta zorlanan İngiltere, para politikaları ile ekonomisini canlı tutmaya çalışıyor. İngiltere Merkez Bankası (“BoE”) Lehman krizi sonrasında üç seferde toplam 375 milyar Sterlin değerinde tahvil alımı gerçekleştirdi. Şubat 2013 toplantısında Başkan Mervyn King ve iki üye daha (Paul Fisher ve David Miles) tahvil alım programının 25 milyar Sterlin genişletilmesi yönünde oy kullandılar. Bu tablo en son 2012 Haziran toplantısında ortaya çıkmıştı. Haziran ayındaki toplantıda Başkan King ile birlikte iki üye daha (David Miles ve Adam Posen) tahvil alım programının 50 milyar Sterlin artırılarak bugünkü 375 milyar değerine çıkarılması yönünde oy kullandı. Bu toplantıyı takiben bir ay sonra Temmuz ayında 50 milyar Sterlin değerinde yeni alım programı kabul edildi. 2013 senesindeki BOE toplantılarında ise tahvil alım programında bir değişiklik yapılmadı.(Şekil 4) Şekil 4: BoE Varlık Alımları 400 BoE Varlık Alım Programları 350 300 250 200 150 100 50 0 2009 Kaynak: Bloomberg 2010 2011 2012 2013 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 45 İNGİLTERE: ÜÇ DİPLİ RESESYON? “Funding for Lending” Şeması Kriz sürecinde tek yenilikçi merkez bankası elbette ABD Merkez Bankası (“FED”) olmadı. Uzun süreli finansman programına benzer bir hamle de BoE tarafından atıldı. İngiltere ekonomisinde de kredi büyümesi istenen performansa ulaşamıyor. Bunun sonucu olarak BoE “Funding for Lending” adında bir anlamda “ne kadar kredi o kadar likidite” mantığıyla yeni bir programı devreye aldı. Bu program ile ucuz fonlama olanaklarına erişmek isteyen bankaların kredi vermeye teşvik edilmesi amaçlanıyor. Piyasa etkisini incelediğimizde, konut kredilerinde (“mortgage”) %3,7 oranına kadar düşüş kaydedildi. Böylece konut piyasasında hem birinci, hem de ikinci el alım satımlarda kayda değer artışlar söz konusu oldu. Yeni başkan Carney 2013’te para politikası hakkında en çok konuşulan konu muhafazakar bilinen bir ülkenin Merkez Bankası başkanı olarak Kanada vatandaşı Mark Carney’i seçmesi oldu. LIBOR skandalının da etkisiyle, Merkez Bankası’nda yapısal bir değişim hedeflenmesinin bu kararda etken olduğunu düşünüyoruz. Carney BoE Başkanı olarak görevine Haziran 2013’te başlayacak. İlaveten, bankacılık ve finans sektörlerindeki krize neden olan sorunlara çözüm arayan Finansal İstikrar Kurulu (“Financial Stability Board”) başkanlığını da yürüten Carney’i zor bir görev bekliyor. 2012 Mayıs ayında Financial Times’daki makalesinde Carney, krizden çıkışta merkez bankalarının ekonomiyi desteklemelerinin kilit rol oynadığına dikkat çekerek, enflasyon hedefinin yükseltilebileceğine değinmişti. Haziran ayında göreve başlayacak olan Carney’in ne tür yenilikçi politikalar uygulayacağını görmek için bir süre daha beklememiz gerekiyor. İşsizlik yüksek oranlarda İngiltere de Avrupa ve ABD gibi yüksek işsizlik problemi ile boğuşuyor. Kriz sonrasında hızla artan işsizlik oranı bir miktar gerilemeye başlasa da, halen yüksek seviyelerde seyrini sürdürüyor. Ekonomiyi potansiyeline doğru itmek için uğraşan BoE yakın geçmişteki yüksek enflasyon oranlarını göz ardı ediyor ve büyüme odaklı politikalara yöneliyor. Yüksek işsizlik ve çıktı açığı enflasyon konusunda BoE’nin hareket alanını genişletiyor. Kriz sonrasında %5,0 oranının üzerine çıkan TÜFE enflasyonu yıllık bazda %2,9 oranına geriledi. Yine de dalgalı seyreden enerji ve gıda fiyatları enflasyonda belirsizliğe işaret etmektedir. (Şekil 5) Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 46 İNGİLTERE: ÜÇ DİPLİ RESESYON? Şekil 5: İşsizlik ve Enflasyon “Politika Paradoksu”nun ortaya çıkmasının nedeni yüksek seyreden enflasyon ve işsizlik oranları. %9 %6 İşsizlik Oranı Enflasyon (sağ eksen) %5 %8 %4 %7 %3 %6 %2 %5 %1 %4 %0 2003 Kaynak: Bloomberg 2005 2007 2009 2011 2013 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 47 ÇİN: POLİTİK DEĞİŞİKLİKLER DAMGA VURUYOR Çin ekonomisi de Avrupa gibi önemli ölçüde politik gelişmelerden etkileniyor. Komünist Parti yönetiminin üst kademelerinde 2012 yılı sonunda gerçekleşen değişiklik, ilk aşamada belirsizliği beraberinde getirse de, yeni yönetimin liberal ekonomi doğrultusunda reformlar yapacağına inananlar da var. Şekil 1: SHCOMP / MSCI EM Çin’in en büyük hisse senedi piyasası Shanghai Composite (SHCOMP) 2009 senesinden itibaren MSCI gelişmekte olan ülkeler endeksinden (MSCI EM) negatif ayrışıyor... 40 30 20 10 0 -10 -20 -30 -40 2009 -50 -60 -70 SHCOMP Endeksi MSCI EM Endeksi 2010 2011 2012 2013 Kaynak: Reuters Büyüme tarafına baktığımızda ekonomik aktivitenin hız kazandığına ilişkin somut verilerle karşılaşıyoruz. Geçtiğimiz seneyi %7,8’lik büyüme ile piyasaların sevdiği “yumuşak iniş” senaryosunda tamamlayan Çin ekonomisinin bu sene yeniden hızlanarak %8,0’i aşan büyüme performansı yakalamasını bekliyoruz. Dikkat edilmesi gereken bir konu da, açıklanan verilere göre GSYİH büyümesi hükümetin resmi hedefi olan %7,5 oranının üzerinde gerçekleşmiş olsa da, bu performans 1999 yılından beri Çin’in yaşadığı en düşük seviye. Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 48 ÇİN: POLİTİK DEĞİŞİKLİKLER DAMGA VURUYOR Geçtiğimiz sene Shanghai Composite (SHCOMP) hisse senedi endeksinin MSCI gelişmekte olan ülkeler endeksinden negatif ayrışmasının bir nedeni de piyasaların yumuşak inişin başarı ile tamamlanacağına ikna olmamasıydı. Zira yıl içerisinde gerileyen büyüme hızı 2012 yılının üçüncü çeyreğinde %7,4 oranına kadar düşmüştü. Son çeyrekte kaydedilen %7,9 oranındaki artış pozitif bir sinyal olarak algılanmalıdır. (Şekil 2) Ücretler Artan ücretler, niteliksiz üretimin Vietnam, Bangladeş gibi Uzak Doğu ülkelerine kaymasına neden oluyor. Ancak göz ardı edilmemesi gereken bir konu da, Çin’in iç talep ve tüketime dönüştürmesi gereken ekonomi modeli için ücretlerin artması olumlu bir gelişme. Ücret artışları enflasyondan hızlı olduğu sürece iç talebin kuvvetlenmesini bekliyoruz. Çin ekonomisindeki liberalleşme ve ithal ikame modelinin zaman içinde terk edilmesiyle ithalatta ve doğrudan yabancı yatırımlarda (“FDI“) artış olmasını bekleyebiliriz. (Şekil 3) Şekil 2: Büyüme Göstergeleri %13 60 PMI GSYİH 58 %12 56 %11 54 52 %10 50 %9 48 46 %8 44 %7 42 %6 40 2007 2008 Kaynak: Bloomberg 2009 2010 2011 2012 2013 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 49 ÇİN: POLİTİK DEĞİŞİKLİKLER DAMGA VURUYOR Şekil 3: Çin, Doğrudan Yabancı Yatırımlar (“FDI“) 120 FDI 100 80 60 40 20 0 -20 Sermaye Çıkışı -40 2000 Kaynak: Bloomberg 2003 2006 2009 2012 50 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek ÇİN: POLİTİK DEĞİŞİKLİKLER DAMGA VURUYOR Bunlara ek olarak Çin’de üreticiler stok eritme dönemi geçirdiler. Artan belirsizlikler ve Dünya genelindeki büyüme endişeleri üreticileri stokları artırmak yerine eldekileri tüketmeye yöneltti. Ancak Wall Street Journal (WSJ) gazetesinde 12 Nisan’da yayımlanan makalede, Çin’de emtia stoklarının Lehman krizi başladığından beri en yüksek seviyelerde olduğu belirtildi. Bu da stok eritme çabalarının henüz başarıya ulaşmadığının bir göstergesi olarak kabul edilmelidir. Çin’de TÜFE gevşek para politikasına rağmen %1,7 seviyesine kadar geriledi. Ancak geçtiğimiz yıl sonundan itibaren istikrarlı artış göstererek Şubat ayında %3,2 seviyesine yükseldi. 2012 yılı verilerine göre Çin, gerçekleştirdiği toplam ithalat ve ihracat rakamları ile Amerika Birleşik Devletleri’ni geride bırakarak dünya ticaretinde lider ülke oldu. Amerika Birleşik Devletleri’nin 2012 ihracat ve ithalat toplamı $3,82 trilyon olurken, $3,87 trilyon ticaret yapan Çin, tarihte ilk kez Amerika Birleşik Devletleri’nin önüne geçti. Enflasyon Bir yandan ücretlerin artış eğiliminde olması, bir yandan da ekonomideki hızlanma enflasyonda yukarı yönlü riskler oluşturuyor. Ancak uzun vadeli enflasyon beklentilerinin bozulmadığı görüşündeyiz ve enflasyondaki artışın ekonomideki hızlanma açısından olumlu takip edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. (Şekil 4) Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 51 ÇİN: POLİTİK DEĞİŞİKLİKLER DAMGA VURUYOR Şekil 4: Çin Enflasyonu (TÜFE) %10 TÜFE %8 %6 %4 %2 %0 %-2 %-4 2007 Kaynak: Bloomberg 2008 2009 2010 2011 2012 2013 52 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek TÜRKİYE: YENİDEN DEĞERLEME (“RE-RATING”) Büyüme hikayesi anlatıyoruz... 2012 yılındaki yumuşak iniş sürecini takiben, 2013 yılında büyümenin %4,5 gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Her ne kadar Türkiye ekonomisi 2012 yılında %2,2 büyüyerek beklentilerin altında kaldıysa da, Türkiye mevcut konjonktürde Avrupa’nın büyüme konusunda kıskandığı bir ülke konumunda. Türkiye’nin bu durumu nasıl yakaladığını değerlendirmek ve TL varlıkların neden pozitif ayrıştığını doğru tespit edebilmek için kredi notunun yatırım yapılabilir seviyeye gelmesini incelemek, diğer gelişmekte olan ülke ekonomileri ile karşılaştırmalı analizler yapmak faydalı olacaktır. Yaptığımız analizlerde Borsa İstanbul’un yılın ikinci döneminde büyüme odaklı TCMB politikalarının etkisiyle gelişen piyasa ekonomilerindeki borsalardan pozitif ayrışabileceğine değinmiştik. Hindistan 2012 yılında dünya ekonomisi yavaşlama döneminden geçerken %7,5 büyüme / %7,5 enflasyon dinamiğine ulaşmaya çalıştı. Ancak “evdeki hesap çarşıya uymayınca” Hindistan ekonomisi %5 büyüme / %10 enflasyon senaryosu ile karşı karşıya kaldı. Hindistan’ın içinde bulunduğu açmaza düşmesinin önemli bir nedeni de Hindistan Merkez Bankası’nın 2012 yılına kadar sürekli faiz artırması oldu. Klasik para politikası ile faizi yüksek seviyelere taşıyan Hindistan, belirsizliklerin dikte ettiği finansal koşullarda esnekliğini kaybetti. Buna karşılık Türkiye ekonomisi, TCMB’nin kullandığı esnek politikalar ile Hindistan’a göre daha başarılı bir konumda bulunuyor. Bir başka pozitif ayrıştığımız ülke ise Brezilya. Türkiye’den 4 sene önce yatırım yapılabilir kredi notuna erişen ve zengin yer altı kaynaklarına sahip olan Brezilya, geçtiğimiz sene %1’in altında büyüme performansı kaydetti. Hindistan gibi Brezilya da enflasyon problemi ile uğraşmak zorunda kaldı. Ekonomideki talep yetersizliğine karşın, istihdamdaki iyileşmenin de etkisiyle gelen ücret artışı ile birlikte enflasyonda yukarı yönlü baskılar ile karşı karşıya kalındı. %5 oranındaki enflasyon hedefinin önümüzdeki iki yıl boyunca tutturulmasının mümkün olmadığını Merkez Bankası da yaptığı açıklamalarda teyit ediyor. Banka, 2013 yılında %5,7, 2014 yılında ise %5,3 enflasyon tahminlerinde bulunuyor. Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 53 TÜRKİYE: YENİDEN DEĞERLEME (“RE-RATING”) Şekil 1: GSYİH Türkiye, hem Hindistan hem Brezilya’dan (iki önemli BRIC ülkesi) makro göstergeler ve hisse senedi piyasaları bazında pozitif ayrışmaya devam ediyor... 200 180 160 140 120 100 80 60 40 20 03.2013 01.2013 BOVESPA 11.2012 09.2012 SENSEX 07.2012 03.2012 01.2012 05.2012 BIST 100 0 Kaynak: Bloomberg TCMB Politikaları TCMB’nin rolünü ve yapmak istediklerini doğru okumak önümüzdeki süreçte piyasaların yönünü tayin etmek açısından kritik olacaktır. TCMB, enstrüman bağımsızlığı ilkesi sayesinde para politikasına ilişkin araçlarını seçmekte ve bu araçları uygulama stratejisini oluşturmakta bağımsız davranıyor. TCMB’nin elinde özellikle son dönemlerdeki icatlar ile yeterince politika uygulama aracı mevcut ve bu yeni icatların başarıyla uygulanmasından dolayı Sayın Erdem Başçı’ya The Banker Dergisi yılın Merkez Bankacısı ödülünü verdi. 54 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek TÜRKİYE: YENİDEN DEĞERLEME (“RE-RATING”) TCMB başkanı Erdem Başçı ekonomide “3x5”i görürsek, yani Enflasyon, Cari açık/GSYİH ve büyümede %5 oranı tutturulursa başarılı kabul edilebileceklerini belirtti. Şu an geldiğimiz noktada, enflasyon %7,3, Cari açık/GSYİH %6,0 ekonomik büyüme de %2,2 seviyelerinde. 2013 yılında konsensüs büyüme tahmininin %4-5 arasında olduğunu varsayarsak; TCMB’nin başarılı politikalarının devamı ve Nisan ayında yaşadığımız global emtia satışının enflasyon konusunda TCMB’nin elini rahatlatmasıyla 3x5 hedefinin tutturulabileceğini düşünenlerin sayısı da az değil. 16 Nisan 2013 Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında alınan kararlar TCMB’nin büyüme odaklı politikalarının devam ettiğinin göstergesidir. Toplantı sonrası, politika faizinde ve faiz koridorunda 50 baz puan indirime gidilirken, politika faizi %5,50’den %5,00 ile rekor düşük seviyeye indirildi. Zorunlu karşılıklarda değişikliğe gidilmezken, Rezerv Opsiyon Katsayısı (ROK) ilk dilimden sonra gelen dilimlerde 0,2 puan artırıldı. Piyasa beklentilerinden daha “güvercin” bir duruş sergileyen PPK’nın aldığı kararların arkasında global ekonomideki yavaşlığın yattığını düşünmekteyiz. Enflasyon risklerini düşen emtia fiyatları ortamından güç alarak ikinci plana iten PPK’nın, ihracattaki yavaşlamayı öne çıkardığını ve küresel talepteki yavaşlama risklerini aldığı kararlarda fiyatlamaya başladığını görmekteyiz. Kararın açıklanmasından sonra gösterge tahvil faiz tüm zamanların en düşük seviyesi olan %5,49’a geriledi. Sermaye girişleri TL varlıklara devam ederken, TL’nin arzuladığı gibi dar bir bantta trade ettiğini gören TCMB’nin eli de faiz indirimi konusunda daha da güçleniyor. Olası bir ikinci yatırım yapılabilir kategoriye not artırımı durumunda sermaye akımları güçlendiğinde yine faiz koridoru ayarlamaları ve likidite operasyonları ile Merkez Bankası karşılık verecektir. Ancak 16 Nisan toplantısından çıkan net sonuç, TCMB’nin global ekonomideki riskleri aşağı yönde görmeye başladığıdır. Ekonomik Büyüme / Üretim GSYİH büyüme oranının kredi büyümesi ile olan ilişkisini 2012 yılı içerisindeki analizlerimizde belirtmiştik. Ekonominin, özellikle sınai üretimin kredi kullanımına paralel geliştiğini ancak bunun yan etkisi olarak da ara mal ithalatının yükseldiğini tespit etmiştik. Bu nedenle büyüme beklentilerimizi oluştururken kurduğumuz modeli kredi büyüme beklentisine bağlamıştık. 2013 yılı için kredi büyüme hızının %22,5 oranına ulaşacağını varsaydığımız senaryoda GSYİH büyümesi %4,5 oranına yükseliyor. Kredi büyümesi ile birlikte üretim aktivitesini temsilen kapasite kullanım oranı ile modeli zenginleştirdiğimizde 2012 yılında dip yapan ekonomik aktivitenin istikrarlı biçimde toparlanmaya başlayacağını düşünüyoruz (Şekil 2). Her ne kadar TCMB daha önce yaptığı açıklamalarda kredi büyümesini %15 ile sınırlayacağını belirtse de, 16 Nisan PPK kararlarında ve Sayın Başçı’nın açıklamalarından bu rakamın tavan olmayacağını anlıyoruz. Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 55 TÜRKİYE: YENİDEN DEĞERLEME (“RE-RATING”) Şekil 2: GSYİH GSYİH (milyar TL) 2.000 1.800 Büyüme (sağ eksen) %9,2 %8,4 %10 %8,5 %8 %6,9 1.600 %4,7 1.400 %4,5 %5,0 %6 %4 1.200 %0,7 1.000 %2,2 800 %2 %0 600 %-2 400 %-4 200 %-4.8 0 %-6 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 Kaynak: TDM Bununla birlikte, kredi kullanımına bağlı gelişen ekonomik aktivitede üretimin henüz istenen düzeyden uzak olduğunu düşünüyoruz. Üretimdeki ekonomik toparlanmanın istenildiği kadar güçlü olmayabileceğine dair risk olarak karşımıza çıkıyor. Zira kapasite kullanım oranı ancak Mart 2013’te tekrar artışa geçti. Bizim beklentimiz yatırımların kapasite kullanımındaki toparlanmayı takiben yıl içinde artışa geçmesi yönünde idi. Şu anki görünümle uyumlu olan bu beklentimizi sürdürüyoruz. Kredi kullanımındaki artışın kapasite kullanımına yansımamasını ise stoklardaki azalma ile açıklamak mümkün. Bir başka deyişle, üreticilerin belirsizlikler içeren ortamda önce stoklarını eritmeyi amaçladıklarını tahmin ediyoruz. Stok erimesinin tamamlanmasını takiben üretimin ve kapasite kullanım oranının da artış trendine girmesini bekliyoruz. Zira PMI verilerini incelediğimizde artışın Aralık ayından itibaren güç kazandığını görüyoruz. (Şekil 3) Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 56 TÜRKİYE: YENİDEN DEĞERLEME (“RE-RATING”) Şekil 3: PMI 55 54 53 52 51 50 49 Mart 13 Aralık 12 Eylül 12 Haziran 12 Mart 12 48 Kaynak: Markit Ekonomideki toparlanmanın yılın ikinci çeyreğinden itibaren daha güçlü bir seyir alması kredi büyümesinin hızlanması ve üretim parametrelerinin devreye girmesiyle mümkün olacaktır. Bunun sonucu olarak Türkiye’nin 2013 yılında %4,5 büyüme oranı ile dünyada nadir büyüme hikayesine sahip ülkelerden biri olduğuna ilişkin tezimiz kuvvetlenecektir. Büyümede aşağı yönlü risk unsuru olarak ilk akla gelecek senaryo ülkeye para girişinin hızla yavaşlaması ve / veya dış finansman olanaklarının azalması olabilir. Fakat kısa vadede böyle bir senaryo fiyatlamıyoruz; ayrıca kuvvetlenen ikinci yatırım yapılabilir dereceye not artırımı beklentileriyle tersini mümkün görmekteyiz. Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 57 TÜRKİYE: YENİDEN DEĞERLEME (“RE-RATING”) Bu noktada akıllara takılabilecek bir soru TCMB’nin kredi büyümesi sınırı ile ilgili olabilir. %15 oranında telaffuz edilen bu oran, TCMB Başekonomisti Sayın Hakan Kara’nın da dahil olduğu bir ekip tarafından yapılan çalışmayla elde edilmiştir. Ancak, Enflasyon Raporu’nda özetlenen çalışmaya detaylı bakılırsa, Türkiye’nin kredi büyüme trendi deterministik bir şekilde öngörülmüyor. Bir büyüme bandı içerisinde hedeften olası sapmaları da içine alacak şekilde, 2032 yılına kadar kredi büyümesinin konveks bir eğri şeklinde %10 oranına gerilemesi söz konusu. Bu bandın sınırlarını incelediğimizde 2013 yılı için belirlenen üst sınır olan %21,3 bizim tahminimiz olan %22,5 oranı ile uyumludur. TCMB’nin ekonomik büyümeyi desteklemek amacıyla finansal istikrarı zedelemeyecek ölçüde kredi büyüme hızı konusunda yumuşak davranmasını ve faiz/koridor indirimleri ile büyümeyi desteklemesini bekliyoruz. (Şekil 4) Ödemeler Dengesi 2011 senesini %10 Cari Açık/GSYİH ile kapattıktan sonra, 2012’de önemli bir iyileşmeyle bu oran %6’lar civarına çekildi. Bu sonuç ekonomi için cari açığın kısa vadede risk faktörü olmaktan uzaklaştığını gösteriyor. Geçtiğimiz sene başında piyasa ortalamasından hayli iyimser olan $55.0 milyar tutarındaki beklentimizin de ötesinde bir performansla cari açık $46.9 milyar düştü. 2012 yılında ihracat, özellikle altın ihracatının kritik bir artış göstermesi sayesinde, %22,5 artışla iyi bir performans sergiledi. Bununla birlikte ithalat, önceki yıla göre daha ılımlı artış sergiledi. Bazı aylarda ithalat hacminde daralma görüldü. Bu da doğal olarak Cari Açık/GSYİH oranının yukarıda bahsedilen %6 oranlarına çekilmesinde etkili oldu. Düşen Brent petrol fiyatının ithalat hacminde yaratacağı düşüşün cari açık rakamlarına yansımasını 2013 Nisan’ında bekliyoruz. Finansal risk açısından, yurt dışından kullanılan kredilerin zarar verici seviyelere gelme olasılığını düşük görüyoruz. Bankaların kredi çevirme oranı son 12 aylık bazda %95 değerine kadar gerilerken, reel sektörün kredi çevirmesi ise 12 aylık bazda %119 değerini aldı. (Şekil 5) Cari açıkta gözlemlediğimiz dinamikler ülke kredi notu açısından da olumlu sinyaller vermektedir. Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 58 TÜRKİYE: YENİDEN DEĞERLEME (“RE-RATING”) Şekil 4: Kredi Kullanım Oran’ındaki değişimin Kapasite Kullanımına yansımamasını stoklardaki erime ile açıklamak mümkündür. 90 %15 85 %10 80 %5 75 %0 70 65 %-5 60 %-10 Kapasite Kullanım Oranı (sol eksen) 55 Q12013 Q32012 Q12012 %-15 Q32011 Q12011 Q12010 Q32009 Q12009 Q32008 Q12008 Q32007 Q12007 Q32010 GSYİH (QoQ,%) 50 Kaynak: TÜİK, TCMB, HLY Araştırma Hesapları %15 %50 %45 %10 %40 %5 %35 %30 %0 %25 %-5 %20 %15 %-10 %10 GSYİH (%) %-15 Kaynak: TÜİK, TCMB, HLY Araştırma Hesapları Q12013 Q32012 Q12012 Q32011 Q32010 Q12010 Q32009 Q12009 Q32008 Q12008 Q32007 Q12007 %-20 Q12011 Kredi Büyümesi (Sağ eksen) %5 %0 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 59 TÜRKİYE: YENİDEN DEĞERLEME (“RE-RATING”) Şekil 5: Kredi Çevirme Oranları, Dış Denge ve Finansal İstikrar %250 100 90 %200 80 70 %150 60 50 40 %100 30 Reel Kesim %50 20 Bankalar Cari Açık (12 ay kümüle, USD milyar, sağ eksen) %0 2010 2011 2012 10 0 2013 Kaynak: TCMB, HLY Araştırma Hesapları Türkiye ekonomisinin ödemeler dengesindeki odağının finansman tarafına döndüğünü söyleyebiliriz. Dış yatırımların sürmesi için cari açığın sağlıklı şekilde finanse edilmesi gerekiyor. Hızla gerileyerek düşük seviyelere ulaşan faiz oranlarının tesadüf olmadığını görüyoruz. Zira daha önce 800 gün olan yabancı yatırımcıların bono vadesinin, 2013 yılında 1,100 günün üzerine çıktığını gözlemliyoruz. Bu önemli artış, yatırımcıların Türkiye’deki sabit getiri varlıklarda uzun vadeli fiyat riskini göze aldıklarını gösteriyor. Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 60 TÜRKİYE: YENİDEN DEĞERLEME (“RE-RATING”) Yabancı yatırımcıların bono portföylerindeki hareketi finansmanın vade yapısında teyit etmemiz mümkündür. Kriz sonrası likidite bolluğu ile finansmanın büyük çoğunluğu kısa vade yapılırken, 2012 ve 2013 yıllarında ağırlığın portföy yatırımlarına ve uzun vadeye kaydığını gözlemliyoruz. Kredi notundaki yatırım yapılabilir seviye ibaresi ile bu trendin sürmesini beklediğimiz için, Türkiye’nin yatırım ortamı açısından yeni bir ligin oyuncusu olduğunu ve “re-rate“ ettiğini düşünmekteyiz. (Şekil 6) Kriz öncesi seviyelere henüz dönmemiş olan doğrudan yatırımların ise 2013 yılında hızlandırılarak uygulanacak bir özelleştirme programı ve başarılı halka arzlar ile yeniden artmasını mümkün görüyoruz. Şekil 6: Cari Açık Finansman Yapısı 30 Portföy ve Kısa Vade (USD myr) FDI ve Uzun Vade (USD myr) 25 20 15 10 5 0 -5 Kaynak: TCMB, HLY Araştırma Hesapları Q42012 Q32012 Q22012 Q12012 Q42011 Q32011 Q22011 Q12011 Q42010 Q32010 Q22010 Q12010 Q42009 Q32009 Q22009 Q12009 Q42008 Q32008 Q22008 Q12008 Q42007 Q32007 Q22007 Q12007 -10 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 61 TÜRKİYE: YENİDEN DEĞERLEME (“RE-RATING”) Enflasyon Türkiye ekonomisinin şu ana kadar incelediğimiz parametrelerinden olumlu sinyaller alsak da Mart 2013 enflasyon rakamları bazında aynı görüşe sahip değiliz. Enflasyonun ekonomideki riskli parametre özelliğine sahip olduğunu düşünüyoruz. İçinde bulundurduğu yapısal nedenlerle enflasyonun %5 hedefine hızlıca gerilemesi kolay olmayacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken enflasyonun bazı aylarda baz etkisine bağlı düşüp düşmemesi değil, %5 hedefine daha uzun bir sürede ulaşıp ulaşmamasıdır. Enflasyonun yatay veya aşağı yönlü hareketleri kur seviyesi ve enerji fiyatlarının uygun hareketleri ile mümkün olacaktır. TÜFE enflasyonunun kur hassasiyetini analizlerimizde belirtiyoruz fakat diğer yandan kurun stabilite kazandığını da görüyoruz. Bu durumda temel mal serisinde (kurun en çok etkilediği bileşen) fiyatların enflasyon hedefi ile uyumlu hareket etmesi muhtemeldir. 2011 yılı sonunda hizmet enflasyonundan ayrışarak yükselişe geçen temel mallardaki fiyat artışı (%10 oranına ulaşmıştı) Mart ayında %4,5 seviyesinde gerçekleşti. Bunun haricinde kurda istikrarlı bir dönem beklediğimiz için şu an enflasyonda kur riski aşağı yönlü olacaktır. (Şekil 7) Şekil 7: USD/TRY- Enflasyon %10 Çekirdek Enflasyon %50 USD/TRY (yıllık %, sağ eksen) %40 %8 %30 %20 %6 %10 %0 %4 %-10 %-20 %2 %-30 %0 %-40 2008 2009 2010 Kaynak: TÜİK, Bloomberg, HLY Araştırma Hesapları 2011 2012 2013 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 62 TÜRKİYE: YENİDEN DEĞERLEME (“RE-RATING”) Nisan ayında Brent petrol fiyatında gördüğümüz %10’luk düşüşün kalıcı olması enflasyon riskini aşağı çekecektir. TCMB’nin öngördüğü Brent petrol fiyatı 2013 senesi için varil başına ortalama $108(18 Nisan itibariyle 2013 averajı $111). Yukarı yönlü risk unsurlarını göz önüne alırsak, Çin’de ekonomik aktivitenin hızlanması ile hammadde fiyatlarının artış eğilimine girmesi Ocak 2013’te olduğu gibi petrol fiyatlarını yukarı çekebilir. Jeopolitik risklerin artacağı bir ortamda Brent petrol fiyatı da şu anki 100 dolar seviyesinden artış kaydedebilir. (Şekil 8) Şekil 8: Enerji Enflasyonu 300 240 Enerji Fiyat Seviyesi Petrol Fiyatı (USD / varil, sağ eksen) 220 280 200 260 180 240 160 140 220 120 200 100 180 80 2009 2010 2011 Kaynak: TÜİK, Bloomberg, HLY Araştırma Hesapları 2012 2013 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 63 TÜRKİYE: YENİDEN DEĞERLEME (“RE-RATING”) Enflasyonun neden %5 hedeften yüksek kalacağını cevaplayabilmemiz için yukarı yönlü risk unsurlarını incelememiz gerekiyor. TÜFE serisinin yaklaşık dörtte birini oluşturan gıda fiyatlarının “kestirilemez doğası” bunun en önemli sebebi. Gıda enflasyonunu inceleyecek olursak; bu serinin son derece dalgalı olduğu ve tahmin etmenin neredeyse imkânsız olduğu konusunda hemen her ekonomist hemfikirdir. 2012 yılı sonunda enflasyon keskin gerilemesini gerçekleştirirken, gıda fiyatları da döngünün alt tarafında seyretmekteydi. Tarihsel olarak zaman serisini incelediğimizde gıda fiyatlarının ortalama seviyesine dönme özelliğini görüyoruz. Bu nedenle yılsonunda TÜFE enflasyonunu belirleyecek en önemli etken gıda enflasyonun döngüsünün hangi aşamasında olduğumuzdur. Genel olarak uzun vadede gerileme eğiliminde olan gıda fiyatları enflasyonunun, TCMB’nin yayınladığı araştırma notlarında da belirttiği gibi yapısal nedenlerden dolayı istikrar kazanması kolay olmayabilir. Şu anda %6,4 oranında olan trendin TÜFE içindeki %25 oranındaki ağırlığı yıl sonu enflasyonun hedefin üzerinde gerçekleşme olasılığını artıran faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. (Şekil 9 ve 10) Şekil 9: Gıda Enflasyonu ve Trend %20 %15 %10 %5 %0 2007 2008 2009 Kaynak: TÜİK, HLY Araştırma Hesapları 2010 2011 2012 2013 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 64 TÜRKİYE: YENİDEN DEĞERLEME (“RE-RATING”) Şekil 10: Enflasyon ve Alt Grupları %25 %100 Kategori Ağırlığı Toplam Ağırlık (sağ eksen) Kaynak: TÜİK, HLY Araştırma Hesapları Ev Bakımı Mobilya Su Telefon %0 Ulaştırma %0 Tütün %20 Yemek %5 Giysi %40 Kira %10 Araç Bakımı %60 Araç Satışları %15 Enerji %80 Gıda %20 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 65 TÜRKİYE: YENİDEN DEĞERLEME (“RE-RATING”) Son olarak Nisan ayında baz etkisi nedeniyle TÜFE enflasyonunun %6’ya yakın seviyede gerçekleşme olasılığına dikkat çekiyoruz. Zira 2 ay sonra Haziran ayında bu sefer düşük baz nedeniyle enflasyonun sıçrama yapması mümkün. Nisan ayı enflasyon oranının kalıcı olup olmadığına yaz aylarındaki verileri kullanarak dikkatli analiz etmek gerekecektir. (Şekil 11) Şekil 11: Baz Etkisi Nisan ve Mayıs aylarındaki yüksek endeks değerleri ilgili aylarda yıllık enflasyon oranının yapay olarak gerilemesine neden olabilir. 220 215 210 205 200 Kaynak: TÜİK Mart 13 Şubat 13 Ocak 13 Aralık 12 Kasım 12 Ekim 12 Eylül 12 Ağustos 12 Temmuz 12 Haziran 12 Mayıs 12 Nisan 12 Mart 12 195 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 66 TÜRKİYE: YENİDEN DEĞERLEME (“RE-RATING”) Para Politikası – Faiz Koridoru / Rezerv Opsiyon Mekanizması (ROM) Faiz koridoru ve ROM TL stabilitesinde önemli rol oynuyorlar. Koridor politikası alt ve üst bant ile dengeleme sağlarken, ROM otomatik olarak bankaların rezerv olarak ne kadar döviz tutacaklarını belirlenmesini sağlıyor. Ekim 2012’de TCMB’nin düzenlediği konferansta Charles Goodheart’ın gösterdiği şekilleri takiben TCMB Başekonomisti Sayın Hakan Kara’nın belirttiği üzere, sermaye girişleri hızlandığı zaman, koridor genişliğinin politika faizinin alt tarafında olması gerekiyor. Para politikası tutanaklarında da ifade edildiği gibi bir risk unsuru olan sermaye akımlarının ters dönmesi durumunda mevcut koridor genişliği ve simetrisi korunabilir. Özellikle enflasyonda yukarı yönlü baskıların ortaya çıkması ve kredi büyümesinin aşırı hızlanması durumunda da fiyat istikrarı açısından mevcut simetri geçerli olacaktır. Ancak, ikinci yatırım yapılabilir seviyeye not artırımı durumunda sermaye girişleri yeniden hızlanırsa, koridor simetri ve genişliğinin aşağı yönlü revize edilmesi gündeme gelebilir. 16 Nisan PPK kararlarında da bu esnekliği gördük. Koridorun üst tarafın sermaye çıkışları, alt tarafı ise sermaye girişlerine karşılık TCMB’ye politika esnekliği kazandırmaktadır. (Şekil 12 ve 13) Şekil 12: Faiz Koridor Genişlik ve Simetrisi %14 %12 %10 %8 %6 %4 Borç Alma Politika Faizi %2 Borç Verme %0 2010 Kaynak: TCMB 2011 2012 2013 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 67 TÜRKİYE: YENİDEN DEĞERLEME (“RE-RATING”) Şekil 13: Faiz Koridoru ve sermaye girişleri Hızlanan Sermaye Girişleri / Gevşek Para Politikası Üst Bant Politika Faizi Bant genişliği aşağıda Alt Bant 0 Kaynak: TCMB Faiz koridorunun üst bandındaki hareketler yalnızca ekonomik koşullarla sınırlı kalmıyor. Koridorun yan etkisi olarak ortaya çıkan faiz belirsizliği bankacılık sektöründeki aktif-pasif vade farkı göz önüne alındığında, faiz riski oluşturuyor. Bunun nedeni bankaların verdiği kredilerin topladığı mevduatlara göre genellikle daha uzun vadeli olmasıdır. Bu nedenle koridorun üst tarafının işlevini, TCMB kademeli olarak kurduğu ROM mekanizmasına devretti. Koridorun üst tarafındaki indirimlerin bir nedeni de faiz belirsizliği nedeniyle bankacılık sektörü üzerinde oluşan riskleri azaltmak. Kredi derecelendirme kuruluşu S&P’nin son not artırımı kararında faiz koridorunun bu işlevinden söz ettiğini gördük. Moody’s de bankacılık sektör bilançosunu ilgilendiren bu önemli gelişmeyi kendi analizlerinde değerlendirecektir kanısındayız. Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 68 TÜRKİYE: YENİDEN DEĞERLEME (“RE-RATING”) TL değerindeki oynamaların (“volatility“) ekonomik etkilerini iyi tahlil etmemiz gerekiyor. TL’nin değer kaybetmesi fiyat istikrarını, değer kazanması ise finansal istikrarı etkiliyor. TCMB’nin tepki verdiği seviyeleri göz önüne aldığımızda, Reel Efektif Kur’un 120 seviyesinden yukarı çıktığı zamanlarda rahatsızlık yaratacak seviyeler olduğunu biliyoruz. Bu nedenle ROM mekanizmasının bu seviyelerin aşılmasına izin verilmeyecek şekilde yönetileceğini öngörebiliriz. Değerlenme tarafında ise REER hesabımızdan mevcut enflasyon dinamiklerini de göz önünde tutarak yaptığımız hesaplarda USD/TRY’da 1,74’ün altına doğru hareketler ekonominin dış dengesini bozma riski taşıyor. Bu nedenle hem zorunlu karşılıkların hem de koridorun alt bandının TL’nin değerlenme baskısına karşılık bu seviyeleri savunmaya yönelik olarak kullanılması olası bir durum olarak gözükmektedir. (Şekil 14) Şekil 14: Reel Efektif Kur (REER) ve değerlenme çizelgesi 140 REER %1,0 (aylık) %0,5 (aylık) 135 130 125 120 115 110 105 Kaynak: TCMB, HLY Araştırma Hesapları 02.2013 11.2012 08.2012 05.2012 02.2012 11.2011 100 08.2011 TL’nin Değeri Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 69 TÜRKİYE: YENİDEN DEĞERLEME (“RE-RATING”) TÜRKİYE: 2013 - 2014 Makro Tahminlerimiz Nisan 2013 GSYİH (YoY %) Kredi Büyümesi (Yıllıklandırılmış %) Enflasyon Bütçe/GSYİH (%) Cari Açık (12 ay kümüle, milyar ABD doları) Cari Açık/GSYİH (%) 13Ç1 %4,2 %21,0 %7,2 %-1,7 49,6 %5,6 13Ç2 %4,3 %21,5 %6,7 %-1,7 52,7 %6,0 13Ç3 %4,4 %22,0 %7,3 %-1,8 59,5 %6,6 13Ç4 %4,5 %22,5 %7,0 %-1,7 66,6 %7,3 14Ç1 %4,6 %23,0 %6,4 %-1,7 67,4 %6,8 14Ç2 %4,7 %23,5 %6,6 %-1,7 68,3 %6,8 14Ç3 %4,8 %24,0 %6,7 %-1,6 69,2 %6,8 14Ç4 %5,0 %25,0 %6,9 %-1,6 70,4 %6,9 Ekim 2012 GSYİH (YoY %) Kredi Büyümesi (Yıllıklandırılmış %) Enflasyon Bütçe/GSYİH (%) Cari Açık (12 ay kümüle, milyar ABD doları) Cari Açık/GSYİH (%) 12Ç3 %2,9 %14,0 %7,1 %-2,2 53,9 %8,1 12Ç4 %3,1 %15,0 %6,8 %-2,1 55,9 %8,1 13Ç1 %3,5 %17,0 %7,2 %-1,7 59,7 %7,8 13Ç2 %3,8 %18,5 %7,6 %-1,7 62,6 %7,8 13Ç3 %4,2 %20,0 %7,8 %-1,8 65,6 %7,7 13Ç4 %4,5 %21,5 %7,9 %-1,7 68,5 %7,6 14Ç1 %4,6 %22,0 %7,5 %-1,7 69,4 %7,5 14Ç2 %4,7 %22,5 %7,3 %-1,7 70,4 %7,4 14Ç3 %4,8 %23,0 %7,4 %-1,6 71,4 %7,4 14Ç4 %5,0 %24,0 %7,8 %-1,6 73,3 %7,2 70 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek BORSA ISTANBUL (“BIST”) STRATEJİ Borsa İstanbul 100 (BIST100) endeksi 2013 yılının ilk çeyreğinde de gelişmekte olan ülkeler arasındaki pozitif ayrışmasına devam etti. 2012 yılını TL bazında %57 getiri kapatan ve MSCI gelişmekte olan ülkeler endeksi MSCI EM’den %49 pozitif ayrışan BIST100, 21 Nisan 2013 itibariyle 2013 senesinde de MSCI EM endeksinden %12 pozitif ayrışmaktadır. BIST100 bu performansı 2. Çeyrek ve sonrası devam ettirebilir mi? Bunun için ikinci bir kredi derecelendirme kuruluşundan yatırım yapılabilir seviyeye not artırımı gerektiği düşüncesindeyiz. 2004-2012 baktığımızda, BIST100 endeksinin Fiyat/ Kazanç (F/K) ortalamasının 10.4x olduğunu görmekteyiz. Şu an 12.3x F/K işlem gören endekste yeni para girişleri için bir katalizör gerekli. 5 Kasım 2012 Fitch yatırım yapılabilir kategoriye yükseltme BIST’e yeni para girişleri için kritik bir karardı – 5 Kasım’ı Türkiye’nin hisse senedi bazında YENİDEN DEĞERLEME (“RE-RATING”) hikayesinin başlangıcı görüyoruz. Son yazdıkları nottan sonra muhtemel gördüğümüz Moody’s not artırımı ise, bu hikayenin tamamlanması anlamına gelecektir. Bu senaryoda yeni para girişlerinin büyük ABD emeklilik-sigorta fonlarından olacağını öngörmekteyiz. Bu fonların içtüzüklerinde yer alan bir maddeye göre, yatırım yapılabilir statünün ülkenin yabancı para cinsi notuna iki lider kredi derecelendirme kuruluşu tarafından verilmiş olması gerekmektedir. Olası bir not artırımında BIST100 risk fiyatlaması değişerek, F/K oranı 7-12x tarihsel perspektifinden Asya “kaplanlarına” yaklaşan 12-15x seviyesine yükselebilir. (2005 senesi gerçekleşen 20.2x F/K’yı analiz dışı bırakıyoruz.) Ancak yatırım yapılabilir seviyeye ikinci bir not artırımı gerçekleşmezse, yeniden değerlemenin tamamlanmasını zor görüyoruz. Düşen faiz oranı, küresel likidite bolluğu, büyüme odaklı TCMB politikaları, kur oynaklığının düşmesi gibi pozitiflerin BIST’te fiyatlandığını ve pozitif ayrışmaya neden olduğunu biliyoruz. Ancak FED’in varlık alım programının sorgulanmaya başlandığı bir ortamda, ikinci yatırım yapılabilir seviyeye not artırımı daha da kritik hale gelmiştir. Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 71 Yeniden değerleme senaryosunun tamamlanması durumunda, 13x F/K ve %8 net kar artışı uygulayarak BIST100 endeksi için 95,800 seviyesi 2013 sonu tahminimizdir. Bu seviye TL bazında %13 getiriye tekabül etmektedir. İkinci bir not artışı gelmemesi ve yeniden değerleme senaryosunun tamamlanması durumunda, 12x F/K oranından yukarı bir fiyatlamanın olması ihtimalini zayıf görüyoruz. Bu negatif senaryoda, 2013 sene sonu kapanış tahmini 88,100’dür. (TL bazında %4 getiri) 2013 1. Çeyreğinde banka karlılık oranlarının beklentilerin üzerinde gerçekleşeceğini düşünürken, asıl momentumun 2. Çeyrek’te ivmelenmesini öngördüğümüz GSYİH büyümesi ile sanayi şirketlerinde olacağını düşünüyoruz. Sanayi şirketlerinde yılın 2. Çeyreğinden itibaren hem gelir hem net karlılık oranlarında yukarı revizyonlar bekliyoruz. Portföy dağılım içinde %30 BIST hisse senedi önerirken, Model Portföyümüzde %70 ENDÜSTRİYEL - %20 HOLDİNG - %10 BANKA oluşumunu koruyoruz. 28 Mayıs 2012 kuruluşundan beri Model Portföyümüzde yer alan Savunma (ASELS), Enerji (IPEKE) ve Madencilik (KOZAA) hisselerini öne çıkarmaya devam ederken, Nisan ayında başlayan emtia satışından en çok etkilenen BIST hissesi KOZAA’yı 12 aylık 5.70TL hedef fiyatla (%30 potansiyel getiri) öne çıkarıyoruz. Holdingler arasında 2013 yılı katalizörlerini ve 1. Çeyrek rakamlarını beğendiğimiz NTHOL’ü öne çıkarmaya devam ediyoruz. Bu raporla BIST100 endeksi içinde bulunan şirketlerin analizlerini yayımlamaya başlıyoruz. Şirket analizlerinde 2013 katalizörleri ve risk faktörlerini ortaya koymaya çalıştık. 2. Çeyrek için BIST100 endeksinden pozitif ayrışacağını düşündüğümüz hisseler olarak Tümosan (TMSN), Akfen Holding (AKFEN) ve Migros Ticaret (MGROS)’i öne çıkarıyoruz. Diğer analizini eklediğimiz şirketler konusundaki görüşümüz Nötr devam ederken, Avrupa’da yaşanan iç talep ve 2014 1. Çeyreğine kadar ihracatta sorun yaşayacağını düşündüğümüz otomotiv sektörünün negatif ayrışacağını düşünmekteyiz. Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 72 BIST “S.W.O.T.” “S” Güçlü Yönler “O” Fırsatlar • Düşük faiz ortamı – TCMB büyüme destekleyici politikalar uyguluyor, faiz indirimleri banka karlılık oranlarını destekliyor • Brent Petrol ve işlenmemiş gıda fiyatlarındaki düşüş trendi makro dengeleri (enflasyon+cari açık) destekliyor • Barış sürecinde atılan somut adımlar • Global likidite ortamı gelişmekte olan hisse senedi piyasalarını desteklemeye devam ediyor • Sanayi şirketleri bazında ivmelenmesini beklediğimiz GSYİH büyüme oranı ile yukarı revizyonlar bekliyoruz • Mevduat faiz getirisinin reel bazda tarihsel düşük seviyelerde olması yerli yatırımcının hisse senedi ilgisini artırmaktadır • İkinci yatırım yapılabilir seviyeye not artırımı ile “ReRating” hikayesinin tamamlanması • TCMB “%15 kredi büyümesi” söylemini hafifletmektedir - 2013 senesinde %22,5 kredi büyümesi tahmin ediyoruz • Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ile BIST’te yerli yatırımcı bazının artabileceğini düşünüyoruz • Geçen hafta basın yayın organlarında konuşulmaya başlanan “Mali Barış” senaryosu içinde Türkiye’ye girecek paranın yapılacak vergi düzenlemeleri doğrultusunda BIST endekslerine pozitif yansıması mümkün “W” Zayıf Yönler “T” Riskler • “Kalabalık Pozisyon” Problemi: Çoğu yabancı kurumun Orta Avrupa – Orta Doğu – Kuzey Afrika (“CEEMEA”) portföyünde BIST “AL/AĞIRLIĞI ARTIR” pozisyonundadır. Bu oluşum hisse senedi stratejistlerinin portföyde pozisyon artırma potansiyelini azaltmaktadır • BIST’teki birçok hissede sığ piyasa oluşumları yatırımcıları rahatsız etmektedir • Fiyat/Kazanç oranı tarihsel ortalamanın üzerinde seyretmektedir (21 Nisan itibariyle 12.3x – 2004 senesinden beri F/K ortalama BIST100 için 10.4x) • Banka karlılık oranlarında 2009-2012 arası yaşanan hızlı yükselme trendinin 2013’te yavaşlama ihtimali • Avrupa ekonomik krizinin tekrar ağırlaşarak önemli ihracat pazarlarımızı etkilemesi • ABD Merkez Bankası bilanço büyümesinin 2013 sonu yavaşlama / bitme riski • Performans bölümündeki grafiklerde incelediğimiz BIST100 ve MSCI Türkiye Endekslerinde yaşanan pozitif ayrışmanın sona ermesi (Global hisse senedi rallisinin başladığı 9 Mart 2009’dan itibaren incelenmiştir) • Orta Doğu (özellikle Suriye) kaynaklı politik riskler • Nisan ayında %10 düşen Brent Petrol fiyatının düşüş trend’ini kırmasıyla tetiklenebilecek “Rusya AL / Türkiye SAT “ trade‘i – 2012 başından itibaren BIST100 / Micex pozitif ayrışması %70 seviyesindedir • İkincil halka arzların zamanlama ve fiyatlaması Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 73 BIST PERFORMANS Lehman krizi sonrası Gelişmekte Olan Ülkeler arasındaki performansıyla dikkat çeken olan BIST100 2012 yılında %57 (USD bazında %61) getiri oranıyla yatırımcısına en çok kazandıran hisse senedi endekslerinden oldu. Reuters; Avrupa, Amerika, BRIC ülkeleri ve Japonya’nın dünya ekonomik büyümesine katkılarını sırasıyla %22, %22, %21, %8 olarak hesaplıyor. BIST100 endeksini Avrupa ve BRIC ülkeleri başta olmak üzere gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler hisse senedi piyasalarıyla getiri bazında karşılaştırdık. Global hisse senedi rallisinin başladığı tarih olan 9 Mart 2009’dan beri baktığımız performans grafiklerini aşağıda bulacaksınız. 2007 senesinde ABD emlak piyasasında başlayan küresel ekonomik kriz global lider S&P 500 başta olmak üzere bütün endeksleri olumsuz etkiledi. Avrupa Birliği’nin kemer sıkma ve daraltıcı mali politikalar uygulaması ise hisse senedi endeksleri üzerindeki etkisini 2011 yılı 2. çeyreğinden itibaren göstermeye başladı. Şekil 1: BIST100, DAX, FTSE100, CAC40 9 Mart 2009 - Bugün %350 Türkiye Almanya İngiltere Fransa %300 %250 %200 %150 Kaynak: Bloomberg 03.13 12.12 09.12 06.11 03.12 12.11 09.11 06.11 03.11 12.10 09.10 06.10 03.10 12.09 09.09 06.09 03.09 %100 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 74 BIST PERFORMANS 2011 yılında BIST100 endeksinin negatif ayrışmasına neden olan 3 önemli gelişme; Avrupa borç krizinin etkisini Avrupa dışı ekonomilerin büyüme oranlarında göstermesi; Arap Baharı ve sonucunda Tunus, Mısır, Yemen ve Libya’da devlet başkanlarının devrilmesi ve Suriye’de iç savaş başlaması oldu. 2012 yılında ise FED ve ECB düşük faiz oranları ve tahvil alım programlarıyla genişletici maliye ve para politikalarına devam ettiler. Bu politikalar büyüme ve işsizlik konularında istenilen sonuçları veremediler. Fakat Türkiye gibi gelişmekte olan ülke ekonomilerine para girişi piyasaların ana teması oldu. Türkiye $29 milyar yabancı para girişiyle rekor sene yaşadı. Şekil 2: MSCI Türkiye, MSCI EM, MSCI Avrupa, MSCI Dünya 9 Mart 2009 - Bugün Türkiye Gelişmekte olan ülkeler Avrupa Dünya %350 %300 %250 %200 %150 Kaynak: Bloomberg 03.13 12.12 09.12 06.11 03.12 12.11 09.11 06.11 03.11 12.10 09.10 06.10 03.10 12.09 09.09 06.09 03.09 %100 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 75 BIST PERFORMANS BIST100‘ün 2012 performansında en önemli itici güç, 5 Kasım 2012 tarihinde Fitch’in Türkiye notunu BB+’dan BBB‘ye (yatırım yapılabilir seviye) yükseltmesi oldu. 27 Mart 2013 tarihinde Standard&Poors BB olan ülke notunu BB+’ya (görünüm: durağan) yükselterek yatırım yapılabilir seviyenin bir altına getirdi. Moody’s ise yabancı para cinsinden kredi notunu 20 Haziran 2012 tarihinde Ba1(görünüm: pozitif) olarak güncelledi. Nisan ayında Türkiye’ye düzenlediği ziyaret ve yazdığı notta ise barış sürecinin ilerlemesinin ve Güneydoğu Bölgesi’nin yatırım ve ticaret açısından Ortadoğu’ya bağlantı noktası olmasını pozitif değerlendirdi. Ayrıca Moody’s Kasım 2012 konferansında Türkiye’nin Avrupa’da görünümü pozitif tek ülke olduğunu belirtmiştir. İkinci yatırım yapılabilir seviye notu temasının üstünde durmamızın nedeni ABD emeklilik fonları gibi büyük kurumsal yatırımcıların bir ülkeye yatırım yapabilmesi için, o ülkenin en az 2 tane kredi derecelendirme kuruluşundan yatırım yapılabilir seviye not almış olması gereğidir. Şekil 3: BIST100, NIKKEI, S&P500, STOXX50 9 Mart 2009 – Bugün Türkiye Japonya %350 ABD Avrupa (STOXX50) %300 %250 %200 %150 Kaynak: Bloomberg 03.13 12.12 09.12 06.11 03.12 12.11 09.11 06.11 03.11 12.10 09.10 06.10 03.10 12.09 09.09 06.09 03.09 %100 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 76 BIST PERFORMANS BIST100’ün grafiklerde göstermeye çalıştığımız pozitif ayrışmasında, TCMB’nin büyüme odaklı politikaları da yatıyor. Şekil 4: BIST100, MSCI EM, MSCI BRIC 9 Mart 2009 - Bugün Türkiye MSCI EM MSCI BRIC %350 5 Kasım 2012 Fitch Not Artışı %300 %250 %200 %150 Kaynak: Bloomberg 03.13 12.12 09.12 06.11 03.12 12.11 09.11 06.11 03.11 12.10 09.10 06.10 03.10 12.09 09.09 06.09 03.09 %100 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 77 BIST PERFORMANS Fonlama maliyetlerinin indirilmesi bankaların karlılık oranlarını direk artırırken, likidite ortamının izin vermesiyle bankaların sabit getiri piyasasında rahat borçlanmaları XBANK (BIST Bankacılık Endeksi) katalizörü oldu. 2013 yılında da bu ortamın devam edeceğini öngörüyoruz. Sıradaki özelleştirmeler ve ihaleler BIST’e yabancı ilgisini canlı tutarken, son 2 çeyrekte BIST100 yatırımcısı için asıl “havucun” ikinci not artırımı olduğunu açıkça belirtmemiz gerekiyor. Şekil 5: BIST100, MSCI EM, MSCI BRIC 2012 - Bugün %170 Türkiye MSCI EM MSCI BRIC %160 %150 5 Kasım 2012 Fitch Not Artışı %140 %130 %120 %110 %100 Kaynak: Bloomberg 04.13 03.13 02.13 01.13 12.12 11.12 10.12 09.12 08.12 07.12 06.12 05.12 04.12 03.12 02.12 01.12 %90 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 78 BIST PERFORMANS 2013 yılında şirketlerin tahvil/bono piyasasından ucuz finansman sağlamaları büyüme hızını artıracaktır. 2012 yılı yüksek performansı sonrası kar satışları kaçınılmaz olmakla beraber, ilk defa bazı lider şirketlerin temettü oranlarının sabit getiri oranlarından yüksek olmasını kritik gelişme olarak nitelendiriyoruz. 2013 için en önemli riskler ise Avrupa ekonomik krizinin yeniden ağırlaşması ve FED varlık alım programının yavaşlatılması / bitirilmesi senaryolarıdır. Şekil 6: BIST100 – MICEX 2012 - Bugün %170 Türkiye Rusya %160 %150 5 Kasım 2012 Fitch Not Artışı %140 %130 %120 %110 %100 %90 Kaynak: Bloomberg 03.13 02.13 01.13 12.12 11.12 10.12 09.12 08.12 07.12 06.12 05.12 04.12 03.12 02.12 01.12 %80 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 79 DEĞERLEME TABLOSU Ülke Türkiye MSCI EM Sembol F/K (x) 2012 2013T PD/DD (x) 2012 2013T Temettü Verim Oranı (%) 2012 2013T Özkaynak Verimliliği (%) XU100 MXEF 11,6 12,0 11,3 10,6 1,8 1,6 1,6 1,4 1,95 2,73 2,61 3,14 20 18 S&P500 DAX FTSE100 CAC40 NIKKEI225 Ortalama 15,5 14,3 18,0 14,2 26,9 17,8 14,2 11,4 11,6 11,1 20,3 13,7 2,3 1,4 1,8 1,2 1,6 1,7 2,2 1,4 1,7 1,1 1,5 1,6 2,24 3,39 3,95 3,87 1,96 3,08 2,20 3,45 3,96 4,15 1,55 3,06 26 12 22 10 10 16 5,4 12,1 15,6 10,1 18,9 15,1 22,1 4,8 22,1 16,9 14,9 17,4 11,1 15,4 13,0 17,9 0,5 23,4 16,8 18,6 18,4 14,8 5,3 9,5 12,4 11,3 15,4 15,5 20,4 8,6 14,6 13,6 12,3 11,4 9,1 11,7 12,3 12,9 5,5 17,9 14,9 16,7 10,7 12,5 0,8 1,6 2,5 1,1 3,1 2,3 3,2 1,1 1,7 2,4 1,0 1,4 0,9 0,9 1,2 2,2 0,4 2,2 1,6 3,1 2,5 1,8 0,7 1,3 2,0 1,0 2,9 2,1 2,9 1,5 2,2 1,1 0,9 1,5 1,2 1,9 1,3 2,1 1,8 2,4 2,3 1,7 3,81 2,51 1,60 4,19 2,10 3,52 2,27 1,20 3,49 2,86 4,85 2,62 3,39 3,15 4,21 3,06 1,24 2,52 2,94 1,38 4,86 2,9 4,15 3,14 1,92 3,49 1,97 3,44 2,01 1,28 3,13 3,35 5,93 2,90 4,25 2,38 4,03 3,39 8,98 2,76 1,55 4,17 3,4 18 14 25 12 29 24 17 10 12 24 8 11 8 10 15 18 15 11 23 18 15 16 GELİŞMİŞ ÜLKELER ABD Almanya İngiltere Fransa Japonya GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER Rusya Çin Hindistan Brezilya Endonezya Malezya Filipinler G. Kore Tayvan Tayland Çek Cum. Mısır Macaristan İsrail Polonya G. Afrika Arjantin Şili Kolombiya Meksika Nijerya MICEX SHCOMP SENSEX BOVESPA JCI KLCI PCOMP KOSPI TWSE SET CCTX EGX100 BUX TA-25 WIG TOP40 MAR IPSA IGBC MEXBOL NGSE Ortalama Kaynak: Bloomberg, Reuters Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 80 BIST100 “20/20” Fiyat (TL) 1/1/2012’den Piyasa Değeri İtibaren 52 Hafta En 52 Hafta En (Milyon TL) Performans (%)* Yüksek Fyt (TL) Düşük Fyt (TL) En İyi Getiri-İlk 20 DOAS DOGUS OTOMOTIV ASUZU ANADOLU ISUZU THYAO TURK HAVA YOLLARI ULKER ULKER OTKAR OTOKAR KOZAA KOZA MADENCILIK ASELS ASELSAN KRDMD KARDEMIR (D) GSDHO GSD HOLDING VAKBN VAKIFLAR BANKASI CCOLA COCA COLA ICECEK TRGYO TORUNLAR GYO ARCLK ARCELIK IPEKE IPEK DOGAL ENERJI SKBNK SEKERBANK ANHYT ANADOLU HAYAT EMEK. TOASO TOFAS DOHOL DOGAN HOLDING TTRAK TURK TRAKTOR PRKME PARK ELEK.MADENCILIK 11,85 26,80 7,62 15,35 63,25 4,45 10,60 2,05 1,40 6,20 50,25 4,20 13,10 4,94 2,07 6,00 12,30 1,21 67,00 6,64 2.606 681 9.140 5.247 1.517 1.726 5.298 2.082 350 15.493 12.776 2.099 8.848 1.283 2.069 1.799 6.147 2.963 3.574 988 En Kötü Getiri-İlk 20 METRO METRO HOLDING BJKAS BESIKTAS FUTBOL AFYON AFYON CIMENTO GSRAY GALATASARAY FUTBOL SAFGY SAF GYO IZMDC IZMIR DEMIR CELIK NETAS NETAS TELEKOM. SASA SASA POLYESTER IHEVA IHLAS EV ALETLERI ISFIN IS FIN.KIRALAMA ANELE ANEL ELEKTRIK GOZDE GOZDE GIRISIM FENER FENERBAHCE FUTBOL IHLAS IHLAS HOLDING KARSN KARSAN OTOMOTIV EREGL EREGLI DEMIR CELIK ITTFH ITTIFAK HOLDING CLEBI CELEBI BAGFS BAGFAS KONYA KONYA CIMENTO 0,66 1,52 64,75 42,40 0,89 3,10 10,80 1,13 0,60 1,01 1,70 4,08 40,10 0,81 1,13 2,05 4,97 21,40 54,25 339,00 198 365 194 591 789 1.162 700 244 115 393 187 548 1.002 640 294 7.172 149 520 488 1.651 Kaynak: Bloomberg, Reuters *(TL Bazında) 340 280 238 233 192 173 171 167 162 149 141 135 134 133 133 131 126 123 121 113 -53 -37 -29 -26 -19 -13 -10 -8 -5 2 2 3 3 4 5 6 9 14 15 17 12,20 30,90 7,76 15,85 65,00 5,96 10,95 2,12 1,53 6,26 54,50 4,27 13,55 6,30 2,23 6,57 12,60 1,23 67,25 7,42 4,18 10,05 2,50 4,48 23,71 2,89 4,31 0,80 0,62 2,89 22,73 2,14 7,22 3,08 0,92 3,55 5,62 0,64 24,78 4,48 0,74 2,38 91,00 75,00 1,20 4,74 26,55 1,42 0,84 1,11 2,46 5,15 60,66 1,44 1,32 2,37 6,43 22,90 115,00 381,00 0,44 1,38 63,50 37,60 0,75 2,88 9,38 1,09 0,54 0,78 1,69 3,36 37,70 0,71 1,04 1,67 4,69 13,00 48,90 274,00 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 81 GELİŞMEKTE OLAN PİYASALAR PERFORMANS TABLOSU (USD BAZINDA) 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 2009 Ülke Brezilya Endonezya Rusya Peru Türkiye Arjantin Şili Tayvan Hindistan Çin Tayland Kolombiya Macaristan İsrail Kore G. Afrika Meksika Polonya Malezya Çek Cum. Kaynak: Bloomberg Getiri (%) 145 123 120 118 102 97 91 88 87 83 71 78 75 71 69 68 55 52 51 41 2010 Ülke Arjantin Peru Tayland Endonezya Filipinler Şili Kolombiya G.Afrika Meksika Kore Tayvan Hindistan İsrail Rusya Polonya Türkiye Çek Cum. Mısır Brezilya Çin Getiri (%) 76 70 63 57 51 49 46 38 31 29 27 24 24 23 23 21 15 12 6 -10 2011 Ülke Filipinler Endonezya Malezya Tayland Kore Peru Meksika G.Afrika Çin Kolombiya Rusya Tayvan Şili İsrail Brezilya Çek Cum. Macaristan Polonya Türkiye Hindistan Getiri (%) 8 4 2 -1 -12 -13 -13 -16 17 18 -19 -21 -24 -24 -27 -27 -32 -32 -36 -36 2012 Ülke Türkiye Filipinler Tayland Polonya Kolombiya Meksika Hindistan Mısır G.Afrika Çek Cum. Malezya Kore Macaristan Tayvan Rusya Peru Şili İsrail Endonezya Çin Getiri (%) 61 46 45 41 31 29 24 21 21 20 19 19 18 18 15 12 12 10 10 7 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 82 BIST SEKTÖR GETİRİLERİ (TL BAZINDA) 03.09.2009’dan İtibaren Ulaştırma %708 Gıda %317 GYO %220 Holding %351 Sınai %268 Bankacılık %302 %253 BIST30 %266 BIST100 %0 %200 %400 %600 %800 2010 Ulaştırma %8 Gıda %52 GYO %25 Holding %38 Sınai %37 Bankacılık %19 BIST30 %20 BIST100 %25 %0 %10 %20 %30 %40 %50 %60 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 83 BIST SEKTÖR GETİRİLERİ (TL BAZINDA) 2011 Ulaştırma %-50 Gıda %-4 GYO %-20 Holding %-25 Sınai %-11 %-33 Bankacılık %-26 BIST30 %-22 %-60 %-50 %-40 %-30 BIST100 %-20 %-10 %0 2012 Ulaştırma %154 %25 Gıda GYO %38 Holding %55 %34 Sınai %64 Bankacılık BIST30 %58 BIST100 %57 %0 %50 %100 %150 %200 2013 (19.04 Kapanış Fiyatıyla) Ulaştırma %13 Gıda GYO %24 %-1 Holding %11 Sınai %7 Bankacılık %4 BIST30 %4 BIST100 %6 %-5 %0 %5 %10 %15 %20 %25 %30 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 84 BIST100 NET KÂR TABLOSU Milyon TL AEFES AFYON AKBNK AKENR AKFEN AKSA AKSEN ALARK ALBRK ALGYO ALKIM ANELE ANHYT ANSGR ARCLK ASELS ASUZU ASYAB AYGAZ BAGFS BANVT BIMAS BIZIM BJKAS BRISA BRSAN CCOLA CLEBI DOAS DOHOL DYHOL ECILC ECZYT EGEEN EGGUB EKGYO Şirket ANADOLU EFES AFYON CIMENTO AKBANK AK ENERJI AKFEN HOLDING AKSA AKSA ENERJI ALARKO HOLDING ALBARAKA TURK ALARKO GMYO ALKIM KIMYA ANEL ELEKTRIK ANADOLU HAYAT EMEK. ANADOLU SIGORTA ARCELIK ASELSAN ANADOLU ISUZU ASYA KATILIM BANKASI AYGAZ BAGFAS BANVIT BIM MAGAZALAR BIZIM MAGAZALARI BESIKTAS FUTBOL YAT. BRISA BORUSAN MANNESMANN COCA COLA ICECEK CELEBI DOGUS OTOMOTIV DOGAN HOLDING DOGAN YAYIN HOLDING ECZACIBASI ILAC ECZACIBASI YATIRIM EGE ENDUSTRI EGE GUBRE EMLAK KONUT GMYO 2011 341,2 -5,3 2.536,4 -211,0 -64,7 97,0 -124,5 113,7 160,2 31,2 20,2 25,2 62,9 -1,3 506,5 160,8 13,4 221,8 379,7 73,8 -59,7 298,9 29,9 -120,1 71,9 52,6 140,3 7,6 141,8 -757,1 -1.195,7 88,5 19,7 27,9 -0,2 228,3 2012 606,9 -7,2 3.004,9 79,0 662,9 166,0 230,1 76,2 191,8 14,3 14,8 3,8 81,0 -55,8 524,8 293,2 1,3 190,4 303,5 23,9 8,7 331,3 26,1 -150,8 92,9 39,5 380,1 -3,5 255,9 155,7 197,2 32,7 15,3 18,8 11,8 523,4 Değişim (%) 78 35 18 a.d. a.d. 71 a.d. -33 20 -54 -27 -85 29 a.d. 4 82 -91 -14 -20 -68 a.d. 11 -13 26 29 -25 171 a.d. 81 a.d. a.d. -63 -22 -33 a.d. 129 4Ç2011 17,7 -1,1 575,7 -39,9 22,3 8,8 37,6 12,5 50,2 4,4 -2,8 4,1 13,7 -4,9 92,1 14,8 3,1 51,5 50,9 12,4 -25,2 78,9 10,4 -39,8 24,4 6,9 -0,2 -16,4 33,2 -59,4 52,2 -11,4 -10,0 7,6 9,5 135,7 4Ç2012 25,3 -3,3 1.098,2 -22,2 13,0 14,5 54,5 5,0 42,7 12,2 3,6 -1,7 19,2 -32,1 99,6 52,2 5,9 46,0 61,1 2,4 -26,9 85,0 6,7 -65,9 39,8 2,7 0,9 -38,5 46,7 32,2 28,6 38,0 9,1 2,7 4,1 261,8 Değişim (%) 43 204 91 -44 -42 65 45 -60 -15 176 a.d. a.d. 40 a.d. 8 254 92 -11 20 -80 a.d. 8 -36 66 63 -61 a.d. 135 41 a.d. -45 a.d. a.d. -65 -57 93 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 85 BIST100 NET KÂR TABLOSU Milyon TL ENKAI EREGL FENER FROTO GARAN GOLTS GOODY GOZDE GSDHO GSRAY GUBRF HALKB HURGZ IHEVA IHLAS IPEKE ISCTR ISFIN ISGYO ITTFH IZMDC KARSN KARTN KCHOL KONYA KOZAA KOZAL KRDMD METRO MGROS NETAS NTHOL OTKAR PETKM PRKME PTOFS Şirket ENKA INSAAT EREGLI DEMIR CELIK FENERBAHCE FORD OTOSAN GARANTI BANKASI GOLTAS CIMENTO GOOD-YEAR GOZDE GIRISIM GSD HOLDING GALATASARAY GUBRE FABRIKALARI T. HALK BANKASI HURRIYET GZT. IHLAS EV ALETLERI IHLAS HOLDING IPEK DOGAL ENERJI IS BANKASI (C) IS FIN.KIR. IS GMYO ITTIFAK HOLDING IZMIR DEMIR CELIK KARSAN OTOMOTIV KARTONSAN KOC HOLDING KONYA CIMENTO KOZA MADENCILIK KOZA ALTIN KARDEMIR (D) METRO HOLDING MIGROS TICARET NETAS TELEKOM. NET HOLDING OTOKAR PETKIM PARK ELEK. MADENCILIK OMV PETROL OFISI 2011 849,6 1.005,6 96,9 662,1 3.326,3 4,3 61,6 -20,5 26,3 -159,6 130,0 2.027,4 -235,7 -26,2 -85,4 94,5 2.271,5 52,5 67,0 2,5 52,6 -27,8 37,0 2.124,5 30,4 174,0 460,5 185,2 -5,0 -163,2 18,0 7,7 54,8 102,3 100,9 -204,9 2012 1.127,9 424,2 6,0 675,0 3.334,1 18,1 49,6 76,8 32,0 -35,9 240,2 2.642,3 150,7 20,3 -54,3 83,0 3.412,0 40,8 65,4 -10,1 0,4 -59,1 27,1 2.314,9 37,0 550,4 642,1 194,2 -7,8 88,1 17,1 75,7 76,4 17,4 107,3 15,4 Değişim (%) 33 -58 -94 2 0 319 -19 a.d. 22 -78 85 30 a.d. a.d. -36 -12 50 -22 -2 a.d. -99 112 -27 9 22 216 39 5 56 a.d. -5 889 39 -83 6 a.d. 4Ç2011 263,3 173,1 41,5 155,8 871,8 -1,1 -6,8 -7,1 7,8 -1,3 75,9 511,9 -144,6 -7,6 -22,4 49,1 767,9 6,7 36,7 1,5 14,9 -14,2 7,2 471,6 10,9 86,2 164,3 4,8 -0,8 78,5 9,9 -8,1 24,7 -40,3 17,2 -30,3 4Ç2012 282,9 66,8 6,2 199,4 749,9 -2,4 8,1 69,5 -8,3 -15,4 108,4 733,9 -5,5 -10,0 -44,8 7,8 972,7 10,9 15,8 -13,2 -9,1 -38,1 5,3 609,1 7,7 395,8 155,6 8,1 -4,7 -29,0 14,3 -11,9 23,0 46,8 19,6 14,6 Değişim (%) 7 -61 -85 28 -14 121 a.d. a.d. a.d. a.d. 43 43 -96 32 100 -84 27 63 -57 a.d. a.d. 169 -27 29 -29 359 -5 70 458 a.d. 44 48 -7 a.d. 14 a.d. Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 86 BIST100 NET KÂR TABLOSU Milyon TL SAFGY SAHOL SASA SISE SKBNK SNGYO TATKS TAVHL TCELL TEBNK THYAO TIRE TKFEN TKNSA TOASO TRCAS TRGYO TRKCM TSKB TTKOM TTRAK TUPRS ULKER VAKBN VESTL YAZIC YKBNK ZOREN Şirket SAF GMYO SABANCI HOLDING SASA POLYESTER SISE CAM SEKERBANK SINPAS GMYO TAT KONSERVE TAV TURKCELL T.EKONOMI BANK. TURK HAVA YOLLARI MONDI TIRE KUTSAN TEKFEN HOLDING TEKNOSA TOFAS TURCAS PETROL TORUNLAR GMYO TRAKYA CAM T.S.K.B. TURK TELEKOM TURK TRAKTOR TUPRAS ULKER VAKIFLAR BANKASI VESTEL YAZICILAR HOLDING YAPI VE KREDI BANK. ZORLU ENERJI 2011 329,5 1.878,0 42,1 631,5 124,3 140,0 9,0 122,6 1.183,3 224,6 18,5 1,6 242,4 50,2 474,2 97,9 177,3 224,3 260,8 2.068,7 277,4 1.241,7 657,0 1.304,3 -35,4 140,3 2.284,7 -407,4 2012 -38,7 1.855,8 -30,8 294,1 250,0 75,8 2,7 285,9 2.083,0 476,4 1.133,4 12,0 299,3 50,4 448,3 70,6 336,9 72,4 317,0 2.637,1 268,2 1.460,8 167,0 1.423,5 -112,8 907,6 2.087,7 589,2 Değişim (%) a.d. -1 a.d. -53 101 -46 -70 133 76 112 6021 663 23 0 -5 -28 90 -68 22 27 -3 18 -75 9 218 547 -9 a.d. 4Ç2011 328,1 336,0 0,5 139,2 62,2 -8,7 1,5 42,5 333,3 86,7 494,7 1,5 45,2 5,8 132,5 84,2 225,2 42,8 83,0 594,6 43,8 322,6 58,6 287,5 -45,1 7,9 637,0 -100,7 4Ç2012 -10,7 657,3 -15,9 31,8 64,9 9,5 -6,8 50,4 460,3 100,0 265,0 1,1 101,5 17,0 125,7 7,1 211,4 12,1 76,7 599,5 52,0 482,0 26,2 398,3 -78,5 6,3 617,3 575,6 Değişim (%) a.d. 96 a.d. -77 4 a.d. a.d. 19 38 15 a.d. -25 124 193 -5 -92 -6 -72 -8 1 19 49 -55 39 74 -20 -3 a.d. Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 87 BIST TEMETTÜ VERİM TABLOSU Endeks BIST100 Micex (Rusya) Stoxx 600 (Avrupa) XETRA DAX (Almanya) BOVESPA (Brezilya) SHANGAI COMPOSITE (Çin) S&P 500 (Amerika) NIKKE 225 (Japonya) BSE SENSEX (Hindistan) MERVAL (Arjantin KOSPI (Güney Kore) Endeks Kodu XU100 RTSI$ SXXP DAX IBOV SHCOMP SPX NKY SENSEX MERVAL KOSPI Ortalama 2012 Brüt Temettü Verimi(%) 1,95 3,82 2,96 3,39 4,19 2,51 2,24 1,96 1,60 1,16 1,20 2,45 2013 Tahmini Temettü Verimi(%) 2,62 4,12 3,72 3,46 3,55 3,15 2,19 1,49 1,82 0,00 1,34 2,50 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 88 BIST TEMETTÜ VERİM TABLOSU Şirket IS YATIRIM ORTAKLIĞI COMPONENTA TICARET VE SAN DENTAS AMBALAJ AYGAZ AS AKSA AKRILIK KIMYA SANAYII HEKTAS TICARET T.A.S PINAR ENTEGRE ET VE UN SANAY TURK TELEKOMUNIKASYON AS UNYE CIMENTO SANAYII VE TICA TOFAS TURK OTOMOBIL FABRIKA TUPRAS-TURKIYE PETROL RAFINE ADANA CIMENTO-A FORD OTOMOTIV SANAYI AS CIMSA CIMENTO SANAYI VE TIC AKMERKEZ GAYRIMENKUL YATIRIM AKSIGORTA TURK TRAKTOR VE ZIRAAT MAKIN ALKIM KAGIT SANAYI VE TICAR IS GIRISIM SERMAYESI YATIRIM AKCANSA CIMENTO EGE ENDUSTRI VE TICARET AS KORDSA GLOBAL ENDUSTRIYEL IP BRISA BRIDGESTONE SABANCI BORUSAN YATIRIM VE PAZARLAMA OTOKAR OTOMOTIV VE SAVUNMA CREDITWEST FAKTORING HIZMETL ADANA CIMENTO-C TURK PRYSMIAN KABLO VE SISTE ARCELIK AS SINPAS GAYRIMENKUL YATIRIM O IS GAYRIMENKUL YATIRIM ORTAK BORUSAN MANNESMANN BORU SANA KARDEMIR KARABUK DEMIR-CL D ULKER BISKUVI SANAYI AS SELCUK ECZA DEPOSU TICARET V TURKIYE IS BANKASI-C ANADOLU HAYAT EMEKLILIK TURKIYE SINAI KALKINMA BANK TURK HAVA YOLLARI AO TURKIYE HALK BANKASI EREGLI DEMIR VE CELIK FABRIK TURK SISE VE CAM FABRIKALARI ALKIM ALKALI KIMYA A.S ANADOLU CAM SANAYII AS ASELSAN ELEKTRONIK SANAYI TURKIYE GARANTI BANKASI ENKA INSAAT VE SANAYI AS ANADOLU EFES BIRACILIK VE GOODYEAR LASTIKLERI TURK AS ALARKO GAYRIMENKUL YATIRIM ASYA KATILIM BANKASI AS EGE GUBRE SANAYII AS TURCAS PETROL A.S. HACI OMER SABANCI HOLDING TRAKYA CAM SANAYII AS KARTONSAN KARTON SANAYI İMKB Kodu ISYAT COMDO DENTA AYGAZ AKSA HEKTS PETUN TTKOM UNYEC TOASO TUPRS ADANA FROTO CIMSA AKMGY AKGRT TTRAK ALKA ISGSY AKCNS EGEEN KORDS BRISA BRYAT OTKAR CRDFA ADNAC PRKAB ARCLK SNGYO ISGYO BRSAN KRDMD ULKER SELEC ISCTR ANHYT TSKB THYAO HALKB EREGL SISE ALKIM ANACM ASELS GARAN ENKAI AEFES GOODY ALGYO ASYAB EGGUB TRCAS SAHOL TRKCM KARTN Hisse Fiyatı (TL) 0,98 4,80 3,07 9,70 5,10 2,27 7,22 8,06 5,40 12,30 49,50 4,25 24,70 10,75 18,10 2,18 62,50 1,59 3,24 10,65 60,50 3,67 4,99 13,65 63,50 4,40 0,73 1,59 13,35 1,38 1,49 34,40 1,91 14,75 2,10 6,74 6,08 2,62 7,24 18,90 2,03 2,96 14,60 2,78 10,60 9,74 5,50 32,00 63,75 20,95 2,16 20,50 3,51 10,85 2,92 280,00 Nakit Temettü Dağıtımı Hisse Başına Brüt (TL) 0,20 0,60 0,32 1,00 0,48 0,21 0,64 0,69 0,44 0,96 3,85 0,30 0,86 0,73 1,22 0,15 3,75 0,10 0,18 0,57 3,00 0,18 0,24 0,61 2,67 0,18 0,03 0,06 0,53 0,05 0,05 1,06 0,06 0,44 0,05 0,15 0,13 0,05 0,14 0,37 0,04 0,05 0,23 0,04 0,16 0,14 0,08 0,45 0,83 0,22 0,02 0,20 0,03 0,10 0,02 1,52 Brüt Temettü Verimi (%) 20,41 12,50 10,38 10,31 9,49 9,30 8,86 8,55 8,03 7,80 7,78 7,00 6,92 6,75 6,73 6,70 6,00 5,98 5,40 5,39 4,96 4,85 4,73 4,47 4,20 4,14 4,02 4,00 3,94 3,62 3,36 3,08 2,98 2,97 2,38 2,19 2,19 2,08 1,99 1,95 1,91 1,60 1,58 1,54 1,48 1,46 1,45 1,41 1,31 1,03 0,98 0,98 0,95 0,92 0,82 0,54 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 89 PORTFÖY DAĞILIMI / MODEL PORTFÖY DİBS + EuroBond %10 Mevduat %10 Hisse Senedi %30 HYD (Halk Yatırım B Tipi Dinamik Yaklaşım Fon) %20 Özel Sektör Tahvili %30 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 90 BIST MODEL PORTFÖY GETİRİ / PERFORMANS (21 NİSAN 2013 BAZINDA) Portföy Benchmark (BIST 100) Ayrışma Hisse Senedi KOZAA İPEKE ASELS HALKB NTHOL KCHOL ANELE EREGL Eklendiği Tarih 28.05.2012 28.05.2012 28.05.2012 28.05.2012 19.12.2012 28.05.2012 28.11.2012 18.01.2013 28 Mayıs 2012, Kuruluştan Beri (%) 71,55 53,89 17,67 Eklendiği Gün Fiyatı (TL) 3,02 3,25 4,54 11,12 1,81 5,54 2,26 2,33 19 Nisan Kapanış (TL) 4,19 4,82 10,25 18,25 2,4 10,4 1,9 1,98 Değişim (%) 39 48 126 64 34 88 -16 -15 2013 (%) -0,62 7,91 -8,53 Ayrışma -15 -6 72 10 27 34 -31 -13 Ağırlık (%) 15 15 15 10 10 10 10 15 %90 01.06.12 08.06.12 15.06.12 22.06.12 29.06.12 06.07.12 13.07.12 20.07.12 27.07.12 03.08.12 09.08.12 17.08.12 28.08.12 05.09.12 14.09.12 21.09.12 28.09.12 05.10.12 15.10.12 23.10.12 02.09.12 09.09.12 16.09.12 23.09.12 03.12.12 10.12.12 17.12.12 24.12.12 31.12.12 08.01.13 15.01.13 22.01.13 29.01.13 05.02.13 12.02.13 19.02.13 26.02.13 05.03.13 12.03.13 19.03.13 26.03.13 02.04.13 09.04.13 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek BIST100 91 %80 Model Portföy %70 %60 %50 %40 %30 %20 %10 %0 92 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek MODEL PORTFÖY 1: ASELSAN (ASELS) Aselsan, küresel savunma sektöründe yükselişini sürdürerek dünyada 76.sıraya yerleşti. Yabancı şirketlere savunma sanayi ihalelerinde kontrat miktarını %70 oranında güvence vermek zorunluluğu getiren yasadan sonra, Türk şirketleri ile anlaşarak alt yüklenici projelerinde çalışmaları sonucu Aselsan satış gelirlerini artırmaktadır. 2012 4. Çeyrek itibariyle sektör lideri Aselsan’ın iş rezervleri $4.5 milyara ulaştı.(İş rezervi / satışlar = 5.0x). Yeni Teşvik Paketinin AR-GE harcamalarını %50 - %100 kapsayacak şekilde ayarlanması, savunma şirketlerinin AR-GE yatırımlarını artıracak olmalarının sektöre olumlu yansıması beklenmektedir. Türk ordusunun önemli projelerinin baş mimarı olmaya devam eden Aselsan’ın 2012 yılı satış gelirleri %8,7 artmış, aynı dönemde net kâr %82 yükselmiştir. Aselsan’ın birikmiş iş rezervlerini göz önüne aldığımızda 2013 yılında satış gelirlerinde %19 yükselme tahmin etmekteyiz. 2023 yılına kadar vergi teşvikleri devam edecek: Araştırma ve Geliştirme (ARGE) çalışmalarını desteklemek amacıyla, yeni harcamalar %100 kurumlar vergisinden muaf tutulacak. Ayrıca AR-GE çalışanlarına ödenen maaşlara yeni teşviklerin verilmesi sektör üzerinde olumlu yansımaya devam etmektedir. Katalizör: • $4.5 milyar birikmiş iş rezervi • 5 yıllık siparişlerin satın alma garantisi altında bulunması • Vergi teşviklerinden 2023 yılına kadar yararlanma hakkı • ABD ve İsrail ile gelişen ilişkiler istihbarat alanında yeni projelerin yolunu açabilir Risk Faktörü: • Türkiye NATO üyesi olduğundan, NATO savunma harcamalarının kısılma kararı negatif etki yapabilir • Barış süreci sonucunda Türk ordusunun silah ve istihbarat ihtiyacının azalması Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 93 HİSSE BİLGİLERİ Fiyat (19.04.13) 12 Ay Hedef Fiyat 52 Haftalık Fiyat Aralığı Yükselme Potansiyeli (%) 10,30 12,46 4,31 - 10,95 21 Piyasa Değeri(milyon TL) 3 Aylık Ort. İşlem Hacmi (milyon TL) 5.150 16,6 Piyasa Çarpanları F/K 2012 F/K 2013T F/K 2014T Piyasa Değeri / Defter Değeri 18,1 x 15,5 14,1 4,20 OPERASYONEL BİLGİLER (milyon TL) Satışlar Değişim (%) 2011 1501,9 2012 1632,9 8,7 2013T 1934,2 18,5 2014T 2233,2 15,5 FAVÖK Değişim (%) FAVÖK Marjı (%) 289,8 252,1 -13,0 15,4 388,1 53,9 20,1 443,8 14,4 19,9 Net Kâr Değişim (%) Net Kâr Marjı (%) 160,8 10,7 293,2 82,4 18,0 319,6 9,0 16,5 367,2 14,9 16,4 17 26 23 23 19,3 Özkaynak Verimliliği (%) 2012 - 2013 %300 BIST100 ASELS %280 %260 %240 %220 %200 %180 %160 %140 %120 Kaynak: Bloomberg, Reuters, HLY Araştırma 03.13 01.13 11.12 09.12 07.12 05.12 03.12 01.12 %100 94 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek MODEL PORTFÖY 2: İPEK ENERJİ (IPEKE) İpek Enerji, Koza Holding bünyesinde (Koza Holding %28’ine sahiptir) petrol, doğalgaz ve enerji kaynakları arama ve işleme faaliyetlerini artırmaya devam etmektedir. 2012 yılında yeni açılan sondaj kuyularının piyasa beklentisini artırmasıyla, IPEKE %328 değer kazanırken, %57 oranında değer kazanan BIST100 endeksinden %271 ayrışmıştır. Ayrıca 2012 yılında ortalama varil fiyatı $112 ile son yılların en yüksek değerine ulaşan Brent Petrol hisse senedi fiyatı üzerinde destekleyici etki yaratmıştır. Petrol rezerv potansiyeli bakımından zengin bölgelerde arama çalışmaları devam ediyor. İpek Enerji’nin 2012 satış gelirleri geçen sene aynı döneme göre %30’luk artışla 1,183 milyon TL olarak gerçekleşirken, net dönem kârı %12 azalarak 83 milyon TL gerçekleşmiştir. Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nde, birbirlerine yakın Batman – Kozluk – Siirt ve Şirvan bölgelerindeki petrol ve doğalgaz arama çalışmalarından alınacak bir pozitif sonucun şirketin operasyonel marjlarına pozitif etki yapmasını bekliyoruz. Yeni Petrol Kanunu şirket açısından önem taşıyor. Yeni Petrol Kanunu petrol kaynaklarının milli menfaatlere uygun, hızlı ve etkili biçimde aranmasını, geliştirmesini ve üretilmesini sağlamayı amaçlıyor. Ayrıca sondaj kuyusu açmanın yüksek maliyeti, ancak Brent Petrol fiyatlarındaki olası yükselişle şirket gelirlerine pozitif yansıyabilir. Katalizör: • Petrol ve doğalgaz sondaj çalışmalarında alınacak pozitif sonuçlar (emareler) • Şirketin yeni sondaj çalışmalarına başlaması Risk Faktörü: • Petrol arama ve sondaj ruhsatında yaşanabilecek olumsuz gelişmeler • Yeni sondaj kuyuları açmanın yüksek maliyeti • Nisan ayında %10 düşen Brent petrol fiyatının aşağı trendini devam ettirmesi Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 95 HİSSE BİLGİLERİ Fiyat (19.04.13) 12 Ay Hedef Fiyat 52 Haftalık Fiyat Aralığı Yükselme Potansiyeli (%) 4,87 6,50 3.08 - 6.30 33 Piyasa Değeri(milyon TL) 3 Aylık Ort. İşlem Hacmi (milyon TL) 1.265 38,2 Piyasa Çarpanları F/K 2012 F/K 2013T F/K 2014T Piyasa Değeri / Defter Değeri 15,5 x 10,0 9,7 1,80 OPERASYONEL BİLGİLER (milyon TL) Satışlar Değişim (%) 2011 909,1 2012 1183,4 30,2 2013T 1223,0 3,4 2014T 1380,0 12,8 FAVÖK Değişim (%) FAVÖK Marjı (%) 595,6 717,3 20,4 60,6 673,0 -6,2 55,0 769,0 14,3 55,7 Net Kâr*** Değişim (%) Net Kâr Marjı (%) 94,5 10,4 83,0 -12,2 7,0 96,0 15,7 7,8 112,0 16,7 8,1 25 14 6 6 65,5 Özkaynak Verimliliği (%) ***Net kâr rakamı holding bazında değildir. 2012 - 2013 %300 IPEKE BIST100 %280 %260 %240 %220 %200 %180 %160 %140 %120 Kaynak: Bloomberg, Reuters, HLY Araştırma 04.13 03.13 02.13 01.13 12.12 10.12 09.12 08.12 07.12 06.12 05.12 04.12 03.12 02.12 01.12 %100 96 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek MODEL PORTFÖY 3: KOZA ANADOLU (KOZAA) Koza Anadolu şirketi demir, bakır, çelik, bor, çinko, altın, gümüş gibi madenlerin çıkarılması ve işletilmesi için yaptığı çalışmaları ivmelendiriyor. Giresun - Konaklı bölgesi sondaj çalışmaları devam etmektedir. Konaklı bölgesindeki sondaj çalışmaları sonucunda bakır ve altın içeren cevherlerin bulunması hisse üzerinde pozitif etki yaptı. Koza Anadolu’nun sondaj çalışmalarında elde ettiği madenlerin bugünkü değeri toplam $11.5 milyar olarak hesaplanmaktadır. Ancak Konaklı’da çıkan bakır madeninin tenörü konusunda rahatsızlık (Şili bakır rezervlerine göre düşük tenör) hisse fiyatına negatif etki yapmaya devam ediyor. Biz çalışmalar devam ettiğinden bu tenörün yükseleceğini düşünmekteyiz. Ayrıca şirketten aldığımız bilgilere göre Konaklı bölgesinde sondaj çalışmaları sonucundan çıkacak bakır ve altın içeren cevherlerin toplam değerinin 17 milyar USD seviyesine kadar çıkabileceğini düşünüyoruz. KOZAA’nın 2012 yılı satış gelirleri geçen senenin aynı dönemine göre %30’luk artışla 1.1 milyar TL, net dönem kârı ise %13’lük artışla 196 milyon TL olarak gerçekleşti. Yeni projeler bazında şirket hızlı hareket ettiğinden, şirketin 2013 yılı ilk çeyrek bilançosunun yakından takip edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Katalizör: • Net Aktif Değer iskontosu tarihsel cazip oranda • Konaklı bakır sondaj çalışmaları sonucu tenörün artması Risk Faktörü: • Altın fiyatlarındaki Nisan ayı düşüş trendinin devam etmesinin Koza Altın (KOZAL) hisse fiyatı üzerinde baskı yaratması (Koza İpek Holding Koza Altın’ın %25 sermayedarı konumundadır) Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 97 HİSSE BİLGİLERİ Fiyat (19.04.13) 12 Ay Hedef Fiyat 52 Haftalık Fiyat Aralığı Yükselme Potansiyeli (%) 4,37 6,20 2,89 - 5,96 42 Piyasa Değeri(milyon TL) 3 Aylık Ort. İşlem Hacmi (milyon TL) 1.715 43,5 Piyasa Çarpanları F/K 2012 F/K 2013T F/K 2014T Piyasa Değeri / Defter Değeri 9.0 x 7,7 7,0 1,40 OPERASYONEL BİLGİLER (milyon TL) Satışlar Değişim (%) 2011 890,5 2012 1183,4 32,9 2013T 1209,5 2,2 2014T 1432,3 18,4 FAVÖK Değişim (%) FAVÖK Marjı (%) 589,2 745,2 26,5 63,0 780,5 4,7 64,5 920,3 17,9 64,3 Net Kâr Değişim (%) Net Kâr Marjı (%) 174,0 19,5 195,7 12,5 16,5 280,0 43,1 23,2 336,0 20,0 23,5 25 19 22 20 66,2 Özkaynak Verimliliği (%) 2012 - 2013 %400 KOZAA BIST100 %350 %300 %250 %200 %150 Kaynak: Bloomberg, Reuters, HLY Araştırma 03.13 01.13 11.12 09.12 07.12 05.12 03.12 01.12 %100 98 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek MODEL PORTFÖY 4: KOÇ HOLDİNG (KCHOL) Koç Holding dengeli portföy yapısı ve güçlü nakit pozisyonu ile iç ve dış pazarlarda Türkiye’nin lider holdingi özelliğiyle öne çıkmaktadır. Koç Holding, AES Entek ile toplam 62 MW’lık Damlapınar, Kepezkaya ve Kumköy hidroelektrik santrallerini devralarak, portföyünü çeşitlendirme yönünde adımlar atmaya devam ediyor. Oyak ile yapılan ortak 625 MW’lık kömür santrali ve Kırıkkale’de Tüpraş rafinerisine enerji sağlayacak 220 MW’lık gaz santrali projeleri kârlılık marjlarına pozitif yansıyacağını tahmin ediyoruz. Koç Holding’in toplam varlıkları %11 artarak 2012 sonunda 109 milyar TL’ye ulaşmıştır. Ana ortaklığa ait özkaynak toplamı ise, elde edilen dönem kârı ve yıl içerisinde gerçekleştirilen sermaye hareketleri neticesinde %17 artışla, 2012 sonunda 16.3 milyar TL’ye yükselmiştir. KCHOL 2012 yılı satış gelirleri %11’lik artışla 78 milyar TL, net dönem kârı ise %8’lik artışla 2,1 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Koç Holding şirketlerinden Otokar’ın stratejik öneme sahip milli tank projesi Altay’ın seri üretime başlayacak olması ve Türk Traktör’deki yatırım seviyelerin artmaya devam etmesi KCHOL hissesi üzerinde pozitif etki yapacağını tahmin etmekteyiz. 2013’te düşük faiz ortamından ve ekonomik büyümeden etkin biçimde faydalanacak portföy yapısına sahip olması (Yapı Kredi’de %50 ortaklık) ve geçen hafta fiyatlanan tahvil ihracının gösterdiği “bol likidite=ucuz finansman” ortamı önemli pozitifler olarak öne çıkmaktadır. Katalizör: • Düşük faiz ortamının Yapı Kredi kârlılık oranına pozitif etkisi • Tüpraş’a enerji sağlayacak yeni gaz santrali Risk Faktörü: • 2013’te beklediğimiz iç talep büyümesinin gerçekleşmemesi • Net Aktif Değer iskontosu tarihsel bakıldığında cazip oranda değil Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 99 HİSSE BİLGİLERİ Fiyat (19.04.13) 12 Ay Hedef Fiyat 52 Haftalık Fiyat Aralığı Yükselme Potansiyeli (%) 10,40 11,90 5,35 - 10,76 14 Piyasa Değeri(milyon TL) 3 Aylık Ort. İşlem Hacmi (milyon TL) 26.373 41,8 Piyasa Çarpanları F/K 2012 F/K 2013T F/K 2014T Piyasa Değeri / Defter Değeri 11,4 x 7,7 7,0 1,40 OPERASYONEL BİLGİLER (milyar TL) Satışlar Değişim (%) FAVÖK Değişim (%) FAVÖK Marjı (%) 2011 69,0 2012 77,5 12,4 2013T 88,6 14,3 2014T 94,0 6,1 5,7 6,2 8,5 8,0 6,5 6,1 7,4 7,2 9,4 7,6 2,5 17,8 2,8 2,7 8,4 2,9 14 14 8,2 Net Kâr Değişim (%) Net Kâr Marjı (%) 2,8 2,1 8,2 2,7 Özkaynak Verimliliği (%) 16 15 2,0 2012 - 2013 %800 KCHOL BIST100 %700 %600 %500 %400 %300 %200 Kaynak: Bloomberg, Reuters, HLY Araştırma 03.13 11.12 07.12 03.12 11.11 07.11 03.11 11.10 07.10 03.10 11.09 07.09 03.09 %100 100 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek MODEL PORTFÖY 5: NET HOLDİNG (NTHOL) Net Holding, Merit Royal Hotel ve Akfen Grup’tan kiraladığı Mercure Hotel ile Kıbrıs Adası’nda faaliyetlerini artırıyor. KKTC’nin turizm alanında gelişmesinde öncü rol oynamaya devam eden şirket, Merit Royal Otelin 1000’i aşan yatak kapasitesi ile turizm sektörü yatırımlarına devam ediyor. Girne’de bulunan 510 yataklı Merit Royal Hotel Casino&Spa’nın inşaatının da 2013 yılında sona erecek olmasının şirket operasyonel gelirlerine önemli etki yapacağını öngörmekteyiz. Merit Park Hotel & Casino adıyla faaliyete geçen “Casino Mercure”ün Avrupa’nın en iyi dört talih oyunu salonundan biri gösterilmesi pozitif algılanmaktadır. Milli Piyango ihalesinin 3. Çeyrek sonuna kadar gerçekleşmesini bekliyoruz. Dünyada talih oyunları sektöründe lider konumda olan ABD’li Scientific Games Firması ile Milli Piyango’nun özelleştirilmesine birlikte katılacağına dair ön anlaşma imzalandı. Ayrıca 3. havalimanı ihalesinde duty free operasyonları şirketin dahil olmak istediği en önemli projelerden biridir. NTHOL Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde casino yatırımlarını artırmaya devam ederken bazı varlıklarını satacak/kiraya verecek olması şirketlin net nakit akışını güçlendirecek bir olgudur. Katalizör: • Milli Piyango özelleştirme ihalesi • Azerbaycan ve Bodrum arsalarının değerlendirilmesi • 3. Havalimanı duty free ihalesi • Yeni turizm yatırımları için yeterli nakit akışı Risk Faktörü: • Katılınacak ihalelerden olumsuz sonuçlar alınması Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 101 HİSSE BİLGİLERİ 12 Ay Hedef Fiyat 52 Haftalık Fiyat Aralığı Yükselme Potansiyeli (%) 2,88 1,53 - 2,55 17 Piyasa Değeri(milyon TL) 3 Aylık Ort. İşlem Hacmi (milyon TL) 903 6,9 Piyasa Çarpanları F/K 2012 F/K 2013T F/K 2014T Piyasa Değeri / Defter Değeri 11,5 x 150,0 19,0 4,90 OPERASYONEL BİLGİLER (milyon TL) Satışlar Değişim (%) FAVÖK Değişim (%) FAVÖK Marjı (%) 2011 114,6 2012 106,8 -6,8 2013T 177,0 65,7 2014T 221,0 24,9 -9,1 -11,6 27,2 -10,8 19,0 a.d. 10,7 20,6 8,2 9,3 6,7 75,6 887,8 70,8 4,0 -94,7 2,3 7,5 87,5 3,4 2 23 1 2 -7,9 Net Kâr Değişim (%) Net Kâr Marjı (%) 7,7 Özkaynak Verimliliği (%) 2012 - 2013 %175 NTHOL BIST100 %165 %155 %145 %135 %125 %115 %105 Kaynak: Bloomberg, Reuters, HLY Araştırma 03.13 01.13 11.12 09.12 07.12 05.12 03.12 01.12 %95 102 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek MODEL PORTFÖY 6: EREĞLİ DEMİR ÇELİK (EREGL) EREGL 2012 yılında Arcelor Mittal satışları ve Çin’in büyüme oranının azalmasının demir cevheri (“iron ore”) fiyatlarına etkisi ile BIST100 endeksinden %48 negatif ayrışmıştır. Türkiye’de demir–çelik sektörü lideri olan şirket 2013 senesinde üretim kapasitesini artırma yolunda 300 milyon TL yeni yatırım hedefliyor. Bunu şirket yönetiminin talep canlanması yönünde sinyaller almasına yorumluyoruz. Şirketin 2012 yılında yaşanan ekonomik durgunluk döneminde, çelik tüketimindeki talep eksikliğine rağmen gelirleri geçen senenin aynı dönemine göre %7’lik yükseliş ile 9.6 milyar TL seviyesinde gerçekleşti. FAVÖK gelirleri ise %58 azaldı. Japon Yeni’nin (JPY) Dolar ve Euro karşısında değer kaybetmesinin global üretim, PMI ve inşaat sektörü rakamlarına olumlu yansıması ve USD/JPY‘ın 98 seviyesi üzerinde işlem görmesi demir cevheri fiyatına 2. Çeyrekten itibaren şirkete olan ilgiyi artırabilir. Katalizör: • Üretimi artıracak 300 milyon TL yeni yatırım • Çin’de 2. Çeyrek büyüme trendinde ivmelenme • 2012 başından itibaren BIST100 endeksinden negatif ayrışması en yüksek hisselerden biri Risk Faktörü: • EREGL’de risk faktörü olarak Arcelor Mittal şirketinden yapılan açıklamayı görüyoruz. Arcelor Mittal borçluluk oranını azaltmak için Haziran 2013’e kadar 3.5 milyar USD’lik hisse satışı yapacağı açıklanırken, EREGL’de %18,7 payı kalan Arcelor Mittal’in bu satış süreci içinde EREGL payı konusunda nasıl bir strateji izleyeceği konusu belirsizliğini korumaya devam etmektedir • Türkiye’de demir-çelik talebinin beklentinin altında seyretmesi Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 103 HİSSE BİLGİLERİ Fiyat (19.04.13) 12 Ay Hedef Fiyat 52 Haftalık Fiyat Aralığı Yükselme Potansiyeli (%) 2,05 2,44 1,67 - 2,37 19 Piyasa Değeri(milyon TL) 3 Aylık Ort. İşlem Hacmi (milyon TL) 7.000 49,0 Piyasa Çarpanları F/K 2012 F/K 2013T F/K 2014T Piyasa Değeri / Defter Değeri 16,9 x 10,6 8,9 1,00 OPERASYONEL BİLGİLER (milyon TL) Satışlar Değişim (%) 2011 8920,5 2012 9570,4 7,3 2013T 10054,0 5,1 2014T 10665,1 6,1 FAVÖK Değişim (%) FAVÖK Marjı (%) 2087,2 1039,9 -50,2 10,9 1352,5 30,1 13,5 1557,6 15,2 14,6 Net Kâr Değişim (%) Net Kâr Marjı (%) 1005,6 11,3 424,2 -57,8 4,4 660,6 55,7 6,6 825,7 25,0 7,7 15 6 9 9 23,4 Özkaynak Verimliliği (%) 2012 - 2013 %175 EREGL BIST100 %165 %155 %145 %135 %125 %115 %105 Kaynak: Bloomberg, Reuters, HLY Araştırma 03.13 01.13 11.12 09.12 07.12 05.12 03.12 01.12 %95 104 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek MODEL PORTFÖY 7: ANEL ELEKTRİK (ANELE) Anel Elektrik iş rezervlerindeki artış ve “MENA” (Orta Doğu/Kuzey Afrika) bölgesindeki projelerle öne çıkmaktadır. Şirketin elektrik taahhüt segmentindeki iş rezervine ek olarak beklediğimiz yeni projeler ve MENA bölgesinde faaliyetleri sağlam yapı oluşturuyor. Şirketin 2012 4. Çeyrek itibariyle $572 milyon seviyesinde birikmiş iş rezervinin, 2013 yılında şirketten aldığımız bilgiler doğrultusunda konservatif olarak $200 milyon tutarında artarak, $772 milyona ulaşacağını öngörmekteyiz. Libya bölgesindeki siyasi belirsizliğin etkisiyle askıda kalan 165 milyon Euro değerindeki havalimanı projesinin gündeme gelmesi şirket üzerinde etki yaratacaktır. Ancak etkinin 2014 bilançosunda görüleceğini düşünüyoruz. National Development Strategy şirketinin raporuna göre, FIFA 2022 Futbol Dünya Kupası öncesi Katar Hükümeti’nin gerçekleştirmeyi düşündüğü yatırım tutarının $225 milyar olacağı ve olumlu senaryo ile birlikte $315 milyara kadar çıkacağı tahmin edilmektedir. Şirketin toplam tutarı $65 milyar olan alt yapı projelerine ilgi gösterdiğini tahmin ediyoruz. 2012 yılı bilançosunun beklentilerin altında gerçekleşmesi ve Libya’daki siyasi belirsizlikler nedeniyle şirketin en son açıklanan bilançosuna göre 2012 yılı FD/ FAVÖK değeri 24.1x ile aynı sektör şirket çarpanlarına kıyasla %30’luk bir iskontoya işaret etmektedir. Şirketin Mart 2013’te Borsa İstanbul yönetimi tarafından BIST100 endeksine dahil edilmesi de pozitif yorumlanmalıdır. Katalizör: • Libya bölgesindeki siyasi belirsizliğin sona ermesi ve hak edişlerin proje bazında geri ödenmeye başlanması • Güneş enerji sistemleri ve alt yüklenici olarak havaalanı projelerinin bilançoya yansımaya başlaması • 2012 senesinden itibaren BIST100 endeksinden %60 negatif ayrışan şirket, Defter değeri altında işlem görmektedir Risk Faktörü: • Potansiyel projelerin hak edişlerinde yaşanabilecek gecikmeler Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 105 HİSSE BİLGİLERİ Fiyat (19.04.13) 12 Ay Hedef Fiyat 52 Haftalık Fiyat Aralığı Yükselme Potansiyeli (%) 1,83 2,80 1,69 - 2,46 53 Piyasa Değeri(milyon TL) 3 Aylık Ort. İşlem Hacmi (milyon TL) 196 1,8 Piyasa Çarpanları F/K 2012 F/K 2013T F/K 2014T Piyasa Değeri / Defter Değeri 15.0 x 9,6 8,5 0,9 OPERASYONEL BİLGİLER (milyon TL) Satışlar Değişim (%) 2011 356,3 2012 307,0 -13,8 2013T 429,6 39,9 2014T 493,9 15,0 FAVÖK Değişim (%) FAVÖK Marjı (%) 34,5 26,0 -24,7 8,5 40,8 56,9 9,5 52,0 27,4 10,5 Net Kâr Değişim (%) Net Kâr Marjı (%) 25,2 7,1 0,0 -99,9 0,0 23,6 a.d. 5,5 31,4 33,1 6,4 13 a.d. 8 8 9,7 Özkaynak Verimliliği (%) 2012 - 2013 %175 ANELE BIST100 %165 %155 %145 %135 %125 %115 %105 Kaynak: Bloomberg, Reuters, HLY Araştırma 03.13 01.13 11.12 09.12 07.12 05.12 03.12 01.12 %95 106 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek BIST ŞİRKET ANALİZLERİ TÜMOSAN (TMSN) 2011 yılında ISO500 listesinde 185.sırada (2010 yılında 326. sırada) yer alan Tümosan 90 hp ve üzeri traktör segmentindeki pazar liderliğinin etkisiyle yükseliş potansiyelini devam ettiriyor. Türkiye‘de 2014 yılından itibaren Avrupa Birliği Emisyon Standardı “Stage IV” motorların kullanımı zorunlu hale gelecek. Yılda 75.000 dizel motor üreten şirket standartlara uygun dizel motorlarının ithal motorlara göre fiyat avantajının 2 kat artarak 1000 EUR‘dan 2000 EUR‘a çıkması beklenmektedir. Şirket ayrıca Milli Tank (“Altay”) Güç Paketi Projesi (Motor ve Transmisyon) ihalesine teklif veren 3 şirketten biri konumundadır. İhalenin yıl sonuna kadar sonuçlanması bekleniyor. Şirket 2011 yılında traktörde $219 milyon, ekipmanda ise $200 milyon olmak üzere toplam $419 milyon ihracat yapmıştır. Ancak 2012 senesinde rekabetin artmasıyla gelirlerde ihracat payı düşmüştür. İhracattaki bu düşüş senelik net kârda %45’lik düşüşe neden olmuştur. Traktör yaş ortalaması talebin artmasına neden olmaktadır. Hurda Teşvik Kanun’unun çıkması halinde yaş ortalaması 23 olan traktör parkının %48’ni oluşturan 25 yaş ve üzeri 704bin traktörün talebi artıracağını düşünüyoruz. Katalizör: • Milli Tank (“Altay”) Güç Paketi Projesi (Motor ve Transmisyon) ihalesinin olumlu sonuçlanması (ALTAY projesinin maliyeti $494 milyon olup Otokar öncülüğünde yönetilmektedir) • Şirket 2013 yılı FAVÖK ve Net Kâr ortalaması 72.5 milyon TL altında gerçekleşmesi halinde %50 ile sınırlı olmak üzere bedelsiz hisse dağıtımını taahhüt etmiştir • 2014’te yürürlüğe girecek Avrupa Birliği Emisyon standartları çerçevesinde dizel motor üretiminin artma potansiyeli Risk Faktörü: • 2012 senesinde şirketin ihracat pazarında yaşadığı kayıplarının devam etmesi Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 107 HİSSE BİLGİLERİ Fiyat (19.04.13) 12 Ay Hedef Fiyat 52 Haftalık Fiyat Aralığı Yükselme Potansiyeli (%) 3,83 4,80 3,34 - 4,16 25 Piyasa Değeri(milyon TL) 3 Aylık Ort. İşlem Hacmi (milyon TL) 440 2,7 Piyasa Çarpanları F/K 2012 F/K 2013T F/K 2014T Piyasa Değeri / Defter Değeri 15.0 x 10,2 9,1 2,7 OPERASYONEL BİLGİLER (milyon TL) Satışlar Değişim (%) FAVÖK Değişim (%) FAVÖK Marjı (%) 2011 411,4 2012 291,0 -29,3 2013T 402,0 38,1 2014T 455,0 13,2 72,7 52,0 -28,5 17,9 73,0 40,4 18,2 81,0 11,0 17,8 13,0 29,6 -44,7 38,0 54,0 82,4 13,4 63,0 16,7 13,8 35 26 47 55 17,7 Net Kâr Değişim (%) Net Kâr Marjı (%) 53,5 Özkaynak Verimliliği (%) 2012 - 2013 %130 TMSN BIST100 %125 %120 %115 %110 %105 %100 %95 %90 Kaynak: Bloomberg, Reuters, HLY Araştırma 04.13 03.13 03.13 02.13 02.13 01.13 01.13 12.12 12.12 %85 108 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek AKFEN HOLDİNG (AKFEN) Akfen Holding havalimanları yönetim ve operasyonları, inşaat, deniz liman işletmeciliği, deniz ulaşımı, su dağıtımı, enerji ve gayrimenkul alanlarında faaliyet göstermektedir. Avrupa’nın en büyük havalimanı olması beklenen 3. İstanbul Havalimanı ve ACCOR ile Türkiye’de yapılacak Novotel ve İbis otelleri işbirliği şirket için öne çıkan projeler konumundadır. İstanbul Atatürk Havalimanı yolcu rakamları pozitif trendde... Akfen Holding’in en önemli iştiraklerinden biri olan TAV Havalimanları’nın 2012 yılında FAVÖK gelirleri %77 artış göstermiştir. Yolcu sayısındaki artışın devam edeceği ve bunun şirketin bilançosuna pozitif etki yapmaya devam edeceğini öngörmekteyiz. HES projeleri artıyor Şirket yenilenebilir HES portföyünü toplam 473 MW kurulu güç ve 1346 WS yıllık üretim kapasitesine çıkarmayı başarmıştır. Akfen Holding, yenilenebilir HES projelerine ek olarak enerji santral portföyünde yer alan Laleli Barajı hidroelektrik santralinin 101,6 MW kurulu güce çıkması şirketin gelirlerine pozitif etki yapmaya devam ediyor. Katalizör: • İstanbul 3. Havalimanı projesinin inşaatı ve işletmesini beraber yürütebilecek donanıma sahip tek holding durumunda olması • Enerji projelerinde satışlarla borçluluk oranının azaltılması Risk Faktörü: • FX piyasasındaki oynaklığın operasyonel rasyolara yansıması • 3. havalimanı projesinin gerçekleşmemesi ya da ihalenin başka bir holding tarafından kazanılması Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 109 HİSSE BİLGİLERİ Fiyat (19.04.13) 12 Ay Hedef Fiyat 52 Haftalık Fiyat Aralığı Yükselme Potansiyeli (%) 5,14 6,27 4,28 - 5,93 22 Piyasa Değeri(milyon TL) 3 Aylık Ort. İşlem Hacmi (milyon TL) 1.496 14,1 Piyasa Çarpanları F/K 2012 F/K 2013T F/K 2014T Piyasa Değeri / Defter Değeri 2,3 x 12,3 8,8 1,10 OPERASYONEL BİLGİLER (milyon TL) Satışlar Değişim (%) 2011 1353,6 2012 1124,7 -16,9 2013T 1139,6 1,3 2014T 1228,3 7,8 FAVÖK Değişim (%) FAVÖK Marjı (%) 270,0 327,9 21,5 29,2 341,0 4,0 29,9 391,2 14,7 31,8 Net Kâr Değişim (%) Net Kâr Marjı (%) -64,7 -4,8 662,9 a.d. 58,9 116,3 -82,5 10,2 153,3 31,8 12,5 -8 64 8 8 19,9 Özkaynak Verimliliği (%) 2012 - 2013 %180 AKFEN BIST100 %170 %160 %150 %140 %130 %120 %110 %100 Kaynak: Bloomberg, Reuters, HLY Araştırma 03.13 01.13 11.12 09.12 07.12 05.12 03.12 01.12 %90 110 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek MİGROS TİCARET (MGROS) Migros, Türkiye’de 883, Kazakistan ve Makedonya’da toplam 31 mağazasıyla yurtiçinde süpermarket formatında lider, organize perakende sektöründe ise BİM şirketinin ardından ikinci sırada yer almaktadır. Şirket 2011 yılında aldığı stratejik karar çerçevesinde, 70 ilde 1,230 mağaza ile faaliyet gösteren ve düşük - orta gelir grubuna hitap eden Şok mağazalarını 600 milyon TL’ye sattı. Amerikalı perakende devi Wal-Mart’ın Migros’un %80 hissesini BC Partners’dan satın almakla ilgilendiği yönünde haberlerin çıkması ve Türkiye piyasasında faaliyetlere başlamak istemesi önemli bir gelişme olarak algılanabilir. Olası bir satışın FD/FAVÖK çarpanlarının 10.5x-17.2x aralığında olması beklenmektedir. Görüşümüz bu rakamın 14x FD/FAVÖK üzerinde olacağı yönündedir. Operasyonel rasyolara baktığımızda şirketin 2012 yılında FAVÖK marjının %6,4, net kâr marjının %1,4 olarak gerçekleştiğini görüyoruz. Şirketin 2011 yılına göre daha pozitif rakamlara ulaşmasının 2013 yılında şirket hissesindeki momentumu koruyabileceğini düşünmekteyiz. Katalizör: • Satış süreci hakkında çıkabilecek olumlu haberler • Operasyonel rasyolarda iyileşme • Yurt dışı faaliyetlerde (Kazakistan+Makedonya) kâr marjı iyileşmesi Risk Faktörü: • EUR/TRY üzerinden uzun vadeli borçlanmasından dolayı, EURO değer kazanırsa şirket üzerinde negatif etki yapabilir Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 111 HİSSE BİLGİLERİ Fiyat (19.04.13) 12 Ay Hedef Fiyat 52 Haftalık Fiyat Aralığı Yükselme Potansiyeli (%) 22,50 28,35 15.15 - 24.60 26 Piyasa Değeri(milyon TL) 3 Aylık Ort. İşlem Hacmi (milyon TL) 4.006 22,7 Piyasa Çarpanları F/K 2012 F/K 2013T F/K 2014T Piyasa Değeri / Defter Değeri 46,1 x 33,5 23,7 3,20 OPERASYONEL BİLGİLER (milyon TL) Satışlar Değişim (%) 2011 5753,1 2012 6482,4 12,7 2013T 7425,1 14,5 2014T 8330,8 12,2 FAVÖK Değişim (%) FAVÖK Marjı (%) 382,7 415,4 8,5 6,4 468,5 12,8 6,3 527,0 12,5 6,3 Net Kâr Değişim (%) Net Kâr Marjı (%) -369,3 -6,4 88,1 a.d. 1,4 126,8 44,0 1,7 165,1 30,2 2,0 -29 7 10 10 6,7 Özkaynak Verimliliği (%) 2012 - 2013 %190 MGROS BIST100 %180 %170 %160 %150 %140 %130 %120 %110 Kaynak: Bloomberg, Reuters, HLY Araştırma 03.13 01.13 11.12 09.12 07.12 05.12 03.12 01.12 %100 112 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek OTOKAR OTOMOTİV ve SAVUNMA (OTKAR) Otokar şirketi toplu taşımacılık alanında minibüs ve otobüs; savunma sanayi alanında ise 4x4 taktik askeri tekerlekli arazi tipi araç üretimiyle istikrarlı büyümesini devam ettirmektedir. Milli Tank (“Altay”) projesi için tasarım, geliştirme, prototip imalatı, test ve sertifikasyon aşamalarının tamamlanması için $500 milyon mali kaynak ayrılmış olmasının ve seri imalat beklentisinin hisse üzerinde pozitif etki yaratacağını düşünüyoruz. Şirketin 2012 gelirleri %13’lük artışla 1 milyar TL ve toplam ihracat gelirleri %58’lik artışla 260 milyon TL gerçekleşti. İhracat gelirinin %70’ini oluşturan zırhlı araç grubunun önümüzdeki dönemlerde operasyonel gelirlere katkı yapacağını tahmin etmekteyiz. Yurt içi satışların artışına en büyük katkı 337 milyon TL ile minibüs/otobüs ürün grubudur. Şirket 7 metre minibüs ve 9- 10 metre otobüs kategorilerinde sırasıyla %56 ve %59’luk pazar paylarıyla liderliğini sürdürürken, 12 metre otobüs(halk otobüsü) kategorisinde %28 payla pazar ikincisi konumundadır. 2012 net kârı geçen seneye göre %39 artış ile 76 milyon TL olarak gerçekleşti. Şirketin zırhlı araç projelerinin ve minibüs/otobüs üreticisi olarak pazar payının artacağını düşündüğümüzden, 2013 yılı sonu net kârının 81 milyon TL, satış gelirlerinin ise 1.1 milyar TL gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Şirketin 2013 senesinde BIST100 endeksinin en iyi performans gösteren hisselerinden biri olduğunu (%40 pozitif ayrışma) ve yukarıda açıkladığımız pozitiflerin bu performansta etkili olduğunu düşündüğümüzden hisseye “NÖTR” diyoruz. Katalizör: • 563 milyon TL iş rezervi • Milli Tank (“Altay”) projesinin beklenenden önce seri üretime geçmesi Risk Faktörü: • 2013 2. Çeyreğinde ekonomik kriz derinleşirse azalacak ihracat rakamları • Global askeri harcamaların kesintiye uğraması Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 113 HİSSE BİLGİLERİ Fiyat (19.04.13) 12 Ay Hedef Fiyat 52 Haftalık Fiyat Aralığı Yükselme Potansiyeli (%) 61,75 68,00 23.71 - 65.00 10 Piyasa Değeri(milyon TL) 3 Aylık Ort. İşlem Hacmi (milyon TL) 1.482 6,3 Piyasa Çarpanları F/K 2012 F/K 2013T F/K 2014T Piyasa Değeri / Defter Değeri 19,9 x 17,8 16,8 6,10 OPERASYONEL BİLGİLER (milyon TL) Satışlar Değişim (%) FAVÖK Değişim (%) FAVÖK Marjı (%) 2011 890,5 2012 1004,5 12,8 2013T 1085,8 8,1 2014T 1153,3 6,2 96,5 139,8 44,8 13,9 128,3 -8,2 11,8 132,3 3,1 11,5 6,2 76,4 39,3 7,6 80,5 5,4 7,4 83,3 3,4 7,2 28 34 32 32 10,8 Net Kâr Değişim (%) Net Kâr Marjı (%) 54,8 Özkaynak Verimliliği (%) 2012 - 2013 %350 OTKAR BIST100 %300 %250 %200 %150 Kaynak: Bloomberg, Reuters, HLY Araştırma 03.13 01.13 11.12 09.12 07.12 05.12 03.12 01.12 %100 114 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek TEKFEN HOLDİNG (TKFEN) Tekfen Holding inşaat, tarımsal sanayi (gübre) ve gayrimenkul sektörlerindeki faaliyet alanlarını yeni yatırımlarıyla artırmaktadır. Orta Doğu ve Azerbaycan’da alt yapı projelerindeki artış ve Türkiye’de gerçekleştirilmesi planlanan STAR rafinerisi projeleri şirketin iş rezervlerine olumlu etki yapmaktadır. Şirket 2011 yılı sonu itibariyle $2 milyar tutarında birikmiş iş rezervini, 2012 yılının ilk dokuz ayında Katar ve Suudi Arabistan bölgelerindeki $813 milyon tutarında yeni projelerin etkisiyle artırmaktadır. Şirketin 2012 yılı satış gelirleri %27 oranında artış göstererek 4.1 milyar TL seviyesine yükselmiştir. Şirketin %29,26 oranında ortak olduğu Eurobank–Tekfen’in $355 milyona satılması ve tarımsal sanayi bölümünde gerçekleştirmeyi planladığı $300 milyon tutarındaki 726 bin tonluk sülfürik asit yatırımının 2013 yılı ilk çeyrek bilançosuna pozitif etki yapacağını öngörmekteyiz. Bakü Olimpiyat Stadyumu TEKFEN İnşaat’ın... Tekfen İnşaat 68,000 kişilik Bakü Olimpiyat Stadyumu projesinde Azerbaycan Ulusal Petrol Şirketi Socar ile $640 milyon tutarlı sözleşme imzalamıştır. Proje süresi 24 ay olup, Mart 2015‘te tamamlanması beklenmektedir. Katalizör: • Azerbaycan ve Orta Doğu’da yüklenilen yeni inşaat projeleri • Şirketin nakit ve benzeri Eurobank-Tekfen satışından gelen 189 milyon TL ile artmıştırTemettü oranına yansıması beklentimizi koruyoruz Risk Faktörü: • Siyasi belirsizliklerle proje sözleşmeleri imzalanmasında/hak edişlerde gecikme yaşanması Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 115 HİSSE BİLGİLERİ Fiyat (19.04.13) 12 Ay Hedef Fiyat 52 Haftalık Fiyat Aralığı Yükselme Potansiyeli (%) 7,06 7,90 5,12 - 8,16 12 Piyasa Değeri(milyon TL) 3 Aylık Ort. İşlem Hacmi (milyon TL) 2.612 12,7 Piyasa Çarpanları F/K 2012 F/K 2013T F/K 2014T Piyasa Değeri / Defter Değeri 8,6 x 10,6 9,9 1,30 OPERASYONEL BİLGİLER (milyon TL) Satışlar Değişim (%) 2011 3211,2 2012 4075,9 26,9 2013T 4118,4 1,0 2014T 4231,3 2,7 FAVÖK Değişim (%) FAVÖK Marjı (%) 382,8 282,7 -26,2 6,9 359,5 27,2 8,7 393,0 9,3 9,3 Net Kâr Değişim (%) Net Kâr Marjı (%) 242,4 7,5 299,3 23,5 7,3 258,0 -13,8 6,3 270,3 4,8 6,4 14 15 12 12 11,9 Özkaynak Verimliliği (%) 2012 - 2013 %180 TKFEN BIST100 %170 %160 %150 %140 %130 %120 %110 Kaynak: Bloomberg, Reuters, HLY Araştırma 03.13 01.13 11.12 09.12 07.12 05.12 03.12 01.12 %100 116 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek COCA-COLA İÇECEK (CCOLA) Coca-Cola İçecek’in, Türkiye dahil 10 gelişmekte olan ülkede, 355 milyon nüfuslu bölgede, faaliyetlerini genişletmesi güçlü büyüme beklentisini devam ettirmektedir. Şirket büyüme stratejisi çerçevesinde Türkiye ve diğer yüksek potansiyeli olan pazarlarda yatırımlarını sürdürürken, Kuzey Irak’taki operasyonlarını artırmak amacıyla Al–Waha şirketini satın almıştır. Nüfusun %70’inin 30 yaş ve altında bulunduğu Irak’ta yeni şirket satın alınmasının satış gelirlerine pozitif etki yapacağını düşünüyoruz. Bu bölgede daha önce hiç bir Coca-Cola ürününün tüketicilere sunulmamış olması da yeni müşteri potansiyeli yaratmaktadır. Mevsim etkisiyle 2013 yılının 2. yarısındaki soğuk içecek tüketiminin artmasıyla satış hacimlerinin artması ve hammadde fiyatlarındaki düşüşün operasyonel gelirlere pozitif etki yapması beklenebilir. Şirket 2012 yılında satış gelirlerini %21, FAVÖK’ünü %42 oranlarında artırdı.10 ülkede 22 fabrikası bulunan şirketin Türkiye satış hacmi ise 569 milyon TL seviyesine yükseldi. Katalizör: • Kuzey Irak’ta büyüme potansiyeli • Diğer yerel Coca Cola şirketleriyle kıyaslandığında F/K ve FD/FAVÖK iskontolu işlem görmektedir Risk Faktörü: • Doların TL karşısında değer kazanması durumunda hammadde fiyat artışları şirket kârlılık oranına negatif etki yapabilir Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 117 HİSSE BİLGİLERİ Fiyat (19.04.13) 12 Ay Hedef Fiyat 52 Haftalık Fiyat Aralığı Yükselme Potansiyeli (%) 52,00 56,50 22.09 - 54.50 9 Piyasa Değeri(milyon TL) 3 Aylık Ort. İşlem Hacmi (milyon TL) 13.227 7,5 Piyasa Çarpanları F/K 2012 F/K 2013T F/K 2014T Piyasa Değeri / Defter Değeri 33,6 x 30,2 25,0 7,00 OPERASYONEL BİLGİLER (milyon TL) Satışlar Değişim (%) 2011 3408,6 2012 4132,4 21,2 2013T 4859,6 17,6 2014T 5634,1 15,9 FAVÖK Değişim (%) FAVÖK Marjı (%) 476,7 676,9 42,0 16,4 823,8 21,7 17,0 976,1 18,5 17,3 Net Kâr Değişim (%) Net Kâr Marjı (%) 140,3 4,1 380,1 171 9,2 432,0 13,6 8,9 525,8 21,7 9,3 9 21 21 21 14,0 Özkaynak Verimliliği (%) 2012 - 2013 %250 CCOLA BIST100 %230 %210 %190 %170 %150 %130 %110 Kaynak: Bloomberg, Reuters, HLY Araştırma 03.13 01.13 11.12 09.12 07.12 05.12 03.12 01.12 %90 118 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek TÜRKİYE ŞİŞE VE CAM FABRİKALARI (SISE) Şişe Cam 2013 yılında Latin Amerika ve Güney Afrika bölgelerindeki satış ağını daha da güçlendirerek marka bilinirliğini ve pazar payını artırmayı hedeflemektedir. 2012 yılında, dünyada daralan pazar ortamında şirket toplam satışlarının %48’ini oluşturan uluslararası satışlardan gelirini %6 artışla 2.6 milyar TL’ye yükseltme başarısı göstermiştir. 2012 yılında Doğalgaz’a yapılan zamlar operasyonel marjları olumsuz etkiledi. Önümüzdeki 6 ayda yeni doğalgaz zamları beklemiyoruz. Doğalgaza yapılan ek zamlar ve düz cam segmentindeki daralan talebin etkisiyle şirketin 2012 yılı faaliyet geliri %25 azalmıştır. Kentsel dönüşüm projesinin bilançoya pozitif yansıyacağını tahmin ediyoruz. %2,2 GSYİH büyümesi gerçekleşen 2012 yılında inşaat ve gayrimenkul sektörleri toplamda %2,5 büyüdüler. 2013 yılında iç talebin GSYİH’ya katkısının artırılması hedefinden yola çıkarsak, düşük faiz ortamında bu iki sektörün kazançlı çıkmasını bekliyoruz. Bu gelişmelerin sonucunda artacak düz cam tüketiminin şirketin satış gelirinde %12 büyüme sağlayacağını tahmin ediyoruz. Katalizör: • Paşabahçe Cam Sanayi A.Ş. Halka Arzı Risk Faktörü: • Şu anda global piyasalarda tek yükselen emtia olan Doğalgaz’a zam gelmesi (Bakınız: “Emtialarda Satış”, Sayfa 2) • Açıklanan Paşabahçe Cam Sanayi A.Ş. halka arzının negatif piyasa koşulları nedeniyle ertelenmesi Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 119 HİSSE BİLGİLERİ Fiyat (19.04.13) 12 Ay Hedef Fiyat 2,92 3,30 52 Haftalık Fiyat Aralığı Yükselme Potansiyeli (%) 2.26 - 3.60 13 Piyasa Değeri(milyon TL) 3 Aylık Ort. İşlem Hacmi (milyon TL) 4.380 49,0 Piyasa Çarpanları F/K 2012 F/K 2013T F/K 2014T Piyasa Değeri / Defter Değeri 15.0 x 10,2 8,1 0,90 OPERASYONEL BİLGİLER (milyon TL) Satışlar Değişim (%) 2011 4978,7 2012 5342,1 7,3 2013T 5981,7 12,0 2014T 6757,2 13,0 FAVÖK Değişim (%) FAVÖK Marjı (%) 1245,4 937,9 -24,7 17,6 1214,6 29 20,3 1441,6 18,7 21,3 Net Kâr Değişim (%) Net Kâr Marjı (%) 631,5 12,7 294,1 -53,4 5,5 440,5 49,8 7,4 537,7 22,0 8,0 17 7 8 8 25,0 Özkaynak Verimliliği (%) 2012 - 2013 %180 SISE BIST100 %170 %160 %150 %140 %130 %120 %110 %100 Kaynak: Bloomberg, Reuters, HLY Araştırma 03.13 01.13 11.12 09.12 07.12 05.12 03.12 01.12 %90 120 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek DOĞUŞ OTOMOTİV (DOAS) Doğuş Şirketler Grubu’nun önemli üyelerinden olan Doğuş Otomotiv, sektöründe Türkiye’nin en geniş marka ve hizmet ağına sahiptir. Volkswagen grubu bünyesindeki tüm markaların başarılı performansı şirketin net kârını 2012 yılında %81 oranında artırmıştır. Son üç yıldır Avrupa otomotiv pazarındaki daralma talebi etkileyecek önemli risk olarak karşımıza çıkmaktadır. (Otomotiv sektörü hakkında “Negatif” bilgilendirmemiz de rapor içinde yer almaktadır.) Ekonomik konjonktüre oldukça bağımlı olan otomotiv sektörü satış hacimleri Mart 2013’te Avrupa pazarında %10 daraldı. Düşük otomotiv kredi faizleri talebi artırmaktadır. Şirketin sahip olduğu yeni ve geniş araç portföyü ile sıfır kilometre araç pazar payı düşük faiz oranlarının etkisiyle artarken, servis ve yedek parça satışı gibi sunduğu yan hizmetler de kârlılığa destek olmaya devam ediyor. Şirket 2012 yılında 126bin araç satarak geçen sene aynı döneme göre satışları %11 oranında artırmıştır. 2012 yılında FAVÖK %19 oranında artış gösterirken, şirket düşük talep döneminde iç pazar payını artırma başarısı göstermiştir. Otomotiv sektöründe 2013 1. Yarıda yüksek talebin, 3. çeyrekten sonra daralmanın yaşanacağını düşündüğümüzden şirketin 2013 yılı araç satışlarını 120 bin- 130 bin olarak tahmin ediyoruz. Katalizör: • Faiz oranlarındaki düşüşün otomotiv kredilerine yansımasının devamı • Yükselen yurtiçi pazar payı Risk Faktörü: • Daralan Avrupa otomotiv pazarı • 2012 senesi başından itibaren, BIST100 hisseleri arasında en iyi performans (+%340) Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 121 HİSSE BİLGİLERİ Fiyat (19.04.13) 12 Ay Hedef Fiyat 52 Haftalık Fiyat Aralığı Yükselme Potansiyeli (%) 12,15 13,00 4.04 - 12.20 7 Piyasa Değeri(milyon TL) 3 Aylık Ort. İşlem Hacmi (milyon TL) 2.673 4,7 Piyasa Çarpanları F/K 2012 F/K 2013T F/K 2014T Piyasa Değeri / Defter Değeri 10,2 x 11,4 11,2 2,30 OPERASYONEL BİLGİLER (milyon TL) Satışlar Değişim (%) 2011 4808,3 2012 5132,3 6,7 2013T 5212,2 1,6 2014T 5632,5 8,1 FAVÖK Değişim (%) FAVÖK Marjı (%) 272,8 325,0 19,1 6,3 318,1 -2,1 6,1 337,8 6,2 6,0 Net Kâr Değişim (%) Net Kâr Marjı (%) 141,8 2,9 255,9 80,5 5,0 234,7 -8,3 4,5 248,5 5,9 4,4 18 25 20 20 5,7 Özkaynak Verimliliği (%) 2012 - 2013 %500 DOAS BIST100 %450 %400 %350 %300 %250 %200 %150 Kaynak: Bloomberg, Reuters, HLY Araştırma 03.13 01.13 11.12 09.12 07.12 05.12 03.12 01.12 %100 122 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek DOĞAN HOLDİNG (DOHOL) Doğan Holding Maliye Bakanlığı’na 1.1 milyar TL vergi borcunu vadesinden önce ve tek seferde yaptığı 480.5 milyon TL ödeyerek kapattıktan sonra, medya ve enerji sektöründeki ivmelenmeyle 2013 yılında büyüme trendini artırmayı hedefliyor. Enerji sektörüne ilgisini artırıyor En büyük özel sektör santrallerinden biri olan Boyabat Barajı HES Projesi kapsamında üretilecek olan yıllık yaklaşık 1.5 milyar KwH elektriğin, Türkiye’nin enerji dışa bağımlılığını azaltmasında önemli rol oynaması beklenmektedir. 418 milyon Kwh elektrik üretilmesi beklenen Aslancık projesinin ise 2013 yılının 2. yarısında faaliyete geçeceği planlanmaktadır. Şirket 2012 yılı satış gelirleri önceki sene aynı döneme göre %10 oranında artış göstererek 3.1 milyar TL seviyesine yükseldi. Nakit oranları artmasına rağmen temettü dağıtmayacak. Şirketin Petrol Ofisi ve OMV’nin satışından sağlanan 2.2 milyar TL net nakit akımına rağmen yatırımcılarına temettü dağıtmayacak olması, hisse senedi üzerindeki negatif algıyı artırmaktadır. Katalizör: • Net nakit akımlarının (Petrol Ofisi+OMV) tetikleyeceği yeni yatırımlar Risk Faktörü: • Siyasi belirsizlik • Açılan vergi cezası davalarında Yargıtay’dan gelecek kararlara bağlılık • Yüksek borçluluk oranı Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 123 HİSSE BİLGİLERİ Fiyat (19.04.13) 12 Ay Hedef Fiyat 52 Haftalık Fiyat Aralığı Yükselme Potansiyeli (%) 1,16 1,31 0,64 - 1,23 13 Piyasa Değeri(milyon TL) 3 Aylık Ort. İşlem Hacmi (milyon TL) 2.842 35,4 Piyasa Çarpanları F/K 2012 F/K 2013T F/K 2014T Piyasa Değeri / Defter Değeri 19,1 x 25,2 22,3 0,90 OPERASYONEL BİLGİLER (milyon TL) Satışlar Değişim (%) 2011 2860,7 2012 3156,5 10,3 2013T 3477,8 10,2 2014T 3779,2 8,7 FAVÖK Değişim (%) FAVÖK Marjı (%) 306,3 386,6 26,2 12,2 416,6 7,8 12,0 494,6 18,7 13,1 Net Kâr Değişim (%) Net Kâr Marjı (%) -886,0 -31,0 155,7 a.d. 4,9 111,7 -28,3 3,2 139,0 24,5 3,7 -29 5 4 4 10,7 Özkaynak Verimliliği (%) 2012 - 2013 %240 DOHOL BIST100 %220 %200 %180 %160 %140 %120 Kaynak: Bloomberg, Reuters, HLY Araştırma 03.13 01.13 11.12 09.12 07.12 05.12 03.12 01.12 %100 Halk Yatırım / Görünüm 2013 / 2. Çeyrek 124 OTOMOTİV SEKTÖRÜ - NEGATİF Avrupa’da yaşanan ekonomik krizin yol açtığı iç talep daralmasının sonucu olarak, Avrupa’da otomotiv pazarı 2013 Mart ayında %10 daraldı. 2011 yılının büyüme yılı olarak gerçekleşmesinin ardından, 2012 ilk yarısında ve Aralık ayındaki yüksek baz etkisi, GSYİH büyümesinin yavaşlayarak %2,2 gerçekleşmesi ve artırılan ÖTV oranlarının hafif ticari araç segmentindeki satışları önemli ölçüde daraltması pazarı etkileyen olumsuz faktörler olarak gözükmektedir. Otomotiv sektöründe birinci yarı yüksek talebin, ikinci yarı ise daralmanın yaşanacağını tahmin ediyoruz. Hem Çin hem de Avrupa’da talebin azalması, sektörde daralma trendinin 2014 1. Çeyreğe kadar devam edebileceğini göstermektedir. 2013 yılı için Türkiye pazarı tahminimiz yıllık bazda %3-4 büyümeye işaret etmektedir. Binek araçlar için %5 büyüme öngörürken, ticari araç grubu için %15-18 oranında daralma öngörmekteyiz. DOAS > FROTO > TOASO > BIST100 2012 – 2013 %500 DOAS FROTO TOASO BIST100 %450 %400 %350 %300 %250 %200 %150 %100 %50 Kaynak: Bloomberg, Reuters, HLY Araştırma 04.13 03.13 02.13 02.13 01.13 12.12 11.12 10.12 10.12 09.12 08.12 07.12 07.12 06.12 05.12 04.12 03.12 03.12 02.12 01.12 01.12 %0 www.halkyatirim.com.tr GENEL MÜDÜRLÜK Halide Edip Adıvar Mah. Darülaceze Cad. No: 20 Kat: 4 34382 Şişli / İSTANBUL Telefon: 0212 314 81 81 Faks: 0212 221 31 81 Bu kitap %100 geri dönüştürülmüş kağıda basılmıştır. Designed by Tayburn Tel: (90 212) 227 04 36 www.tayburnkurumsal.com
Benzer belgeler
Görünüm 2013 - Halk Yatırım
olasılığını güçlendiriyor. Obama bu konuda kesintiler yapmak isteğini dile getirmiş
ancak fazla dost bulamamıştı. Kongreye yeni sunulan bütçe tasarısı ile
önümüzdeki on yıl boyunca bütçe açığının 2...